You are on page 1of 225

1

DAVID VANN

KE DAI

can

Goat Mountoin, David Vann


2013, David Vann
2014, Can Sanat Yaynlar Ltd. ti.
Bu eserin Trke yayn haklan O nk Ajans Ltd. ti. araclyla alnmtr.
Tm haklan sakldr. Tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda yayncnn
yazl izni olmakszn hibir yolla oaltlamaz.
1. basm: Eyll 2014, stanbul
Bu kitabn 1. basks 20 00 adet yaplmtr.
Yayna hazrlayan: Sekin Selvi
Dzelti: Nkhet Polat, Ebru Aydn
Mizanpaj: Bahar Kuru Yerek, Serap Bertay
Kapak tasarm: Utku Lomlu / Lom Tasarm (www .lom .com .tr)
Kapak bask: Azra Matbaas
Litros Yolu 2. Matbaaclar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2
Topkap-Zeytinburnu, stanbul
Sertifika No: 27857
i bask ve cilt: Ayhan Matbaas
Mahmutbey Mah. Devekaldrm Cad. Gelincik Sokak No: 6 Kat: 3 Gven i
Merkezi, Baclar, stanbul
Sertifika No: 22749
ISBN 978-975-07-2323-0

C A N SA N A T Y A YIN LA R I
YAPIM VE D A ITIM T C A R E T VE SAN AY LTD . T.
Hayriye Caddesi No: 2, 34430 Galatasaray, stanbul
Telefon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33
www.canyayinlari.com
yayinevi@canyayinlari.com
Sertifika No: 10758

DAVID VA N N , 1966da A B D /e bal Aleut Adalarndan Adakta


dodu. Babasnn intihar etmesini, yaama tutunmak iin bir k
noktas olarak grd ve Bir ntihar Efsanesi adl ilk kitabnda bu konu
yu iledi. Baslan ilk kitab A Mile Down: The True Story o f a Disastrous
Career at Sea (Bir Mil tede: Denizde Talihsiz Bir Meslein yks),
oksatarlar arasna girdi. Yazmnn zerinden 12 yl getikten sonra
yaymlanan Bir ntihar Efsanesi, byk ilgi uyandrarak Fransada M6dicis dl dahil on bir dl kazand. Caribou Adasyla (2011) baarla
rn srdrd. Pislik, 2012de, Kei Da, 2013te yaymland. David
Vann, San Francisco niversitesinde ders vermekte, ayrca baz der
gi ve gazetelere makaleler yazmaktadr.

SUAT ER T Z N , 1971de Hollandada dodu. lkokulu Hollandada,


ortaokul ve liseyi stanbulda okudu. Boazii niversitesi Siyaset Bi
limi ve Uluslararas likiler Blmn 1996da bitirdi. Bir sre ban
kaclk ve turizm sektrnde altktan sonra evirmenlik yapmaya
balad. John Banville, Aimee Bender, Stephen Greenblatt, Rachel
Kushner, V.S. Naipaul, Patricia Highsmith, Rudolfo Anaya, Sybille
Bedford, Kiran Desai, J.M. Coetzee gibi dnya edebiyatnn nde ge
len yazarlarnn eserlerini dilimize kazandrd.

David Vannn Can Yaynlarndaki dier kitaplar:


Bir ntihar Efsanesi, 2012
Caribou Adas, 2012
Pislik, 2013

Kei Danda her yl avlanan Cherokee Kzlderilisi


dedem Roy Ivory Vann (1904-1991)
ve efler David Vann, James Vann ve Joseph Vann dahil,
TM ATALARI N

Havay kaln bir tabaka halinde kaplayan toz zerre


cikleri gn kzl bir hayalete evirmiti. Onlarn kokusu
yok muydu; o tozlarn kokusu, amlarn kokusu, gver
cin otlarnn kokusu? Kamyonet, ba ayr gvdesi ayr
hareket eden paral bir yaratk gibiydi. Sert bir virajda
az daha yan taraftan aa yuvarlanveriyordum.
Kamyonetin kasasna tutturulmu iltenin stnde
diz ktm; btn kamp edevat iltenin altndayd. Ku
zey Califomia, 1978. Sallantlar ve virajlarda skca tutun
duum metal, sabah saatinde bile kzgnd. Da kan d
nemeler. Bir ayakkab kutusunda talarm vard ve yolun
dz kesimlerine vurduumuzda onlardan birini alp ya
nndan getiimiz bir aaca savuruyordum. Hoplamalar
ve virajlar, kenara gnderilen tan kvaml havay dne
dne bien, ama kendi ivmesiyle ileri doru atlrken
kard uultu. Zorlanm bir ivmeydi bu tab; bir eik
atla rzas dnda bir srat. izdii erinin hissi iimdey
di, gidiini nceden canlandrabiliyor, nianm alabiliyor
dum. Tan aa etine entik atmasyla havaya bir yumruk
sallyordum. Motorun hrlts stnden gelen ar bir
gmleme, belki kopan bir aa kabuunun grnts.
Gkyz yere yaklayor, gn snyor, hava arla
tka arlayor, her eyin kokusunu kendisinden kar11

yordu. Metalin, egzozun, benzinin, tozun, otun, amlarn


ve imdi de kuruyup sararm imlerden uzun bir arazi
nin, glden uzakta eker amlaryla dolu bir vadinin, yeni
bir corafyaya girdiimizi haber veren bir vadinin koku
sunu.
Bartlett Kaynarcasnda durduk. Kendi tozumuzun
anlk alacakaranlnda park ederken babam bulankln
yatmasn beklemeden kapm at ve omzunda tfei,
uzun ince bir glge halinde arabadan indi. Glgede bile
aydnlk, glgeye kaznm babam; yeryznn geri kala
nndan ayrarak belirginlemi varl fazla barizdi. Kay
narcaya kan patikada yrmeye balamt bile.
Kamyonetin br taralndan ellerinde limonlarla de
dem, onun da peinden babamm en iyi arkada olan,
ortada skan ve ilk anlarmdan itibaren aileden biri gi
bi hafzamda hep yer eden Tom indi. Ban kaldrrken
o toz dumann iinde bile gnei yanstan bir gzlk tak
mt. te geldik, dedi.
Babamn indii taraftan aa adadm. .30-30 kalib
relik levye mekanizmal, delik gezli Winchester tfeimi
almak iin kabinde koltuun arkasna uzandm; metali
souktu, gnn scayla henz smmamt. Ask kay
olmad iin kaynarcaya doru yrrken onu elime al
dm, Hep olduum ve hep olacam gibi, diye dn
dm: namluyu aa vererek tfek sa elimde yrmek.
nenin hareketi, gezegenin hareketiydi beni gden.
Uzun zamandr, onlarca yldr ilemeyen Bartlett
Kaynarcas kapal, itli ve metrukt. Bir eski zaman art
. Kara, turuncu, yeil ve beyaz liken kabartmal gri kaya
paralannn arasndan geen dar patika arkadan ieri giri
salyordu. Kayalar, istikballeri ve tm bir maziyi anlatan
kk birer ark, dzenek ve nian. Dnya stne binen,
kendini sonsuzca yineleyen dnya.
Alaktaki l dallar stmze bamza arpyor.
12

ngrakl ylanlara kar tetikteyiz. Fakat patika neyse ki


ksa ve ok gemeden taraa gibi bir yerdeyiz. Ot ve
imlerin kaplad eski bir bahe, paralar halinde atla
m eski beton, gelip geenlerce inenmi geni araziler.
Benim iin byl bir yer ama yalnzca benim iin; n
k hatrlayamayacak kadar kktm ve bu sayede bu
yer iimde byyebilmiti.
Gnee kar dantelli ve frfrl apkalaryla kadnlar,
kat kat giysilerinde kstekli saatleri ve bastonlaryla erkek
ler. Kaynak sularnda banyo yapmak ve onlardan imek
iin u huzur kesine gelin. Byle hayal ediyordum ve
ailem de bir ekilde bunun bir paras, daha eski ve daha
grkemli bir parasyd. Mzik olurdu, bir ardan altn
da alan bir grup; akamlan aalardan sarkan fenerler.
Yal meeler, kaln ve boum boum; ama aralar aklk.
Danslar edilirdi.
Dedem ot brm ve neredeyse grnmez olmu
alak bir beton duvara olanca arln yaslayarak otur
du. Beyaz bir mineral tabakasyla kapl kk bir mus
luk vard orada. Tadna bakmaya hazr msn? diye sordu.
Azm buruldu ama hayr demek istediimden deil.
Su kkrtl olacakt. H h, dedim. Dedem devasa bir
adam, kahverengi av gmlei ve ceketinin altnda geni,
ikin bir gbek. Ceket hep stnde olurdu, scakta bile.
Yamnda bir bardak getirmiti; izleyen baklarmn
altnda bir limon kesip iki dilimini skt, musluu at ve
pasl suyun kahverenginin aka aka durulmasn bekledi.
lk nce hep bana tattrrlard ve ben, son geliimizden
beri bir ey -tad dnda da bir ey- deimi midir, su
zehirlenmi midir, diye merak ederdim.
Babam, aznn kenarnda bir srtla, Bartlett
ampanyas, dedi. Onun da yanaklan dedeminkiler gibi
uzundu.
Artk de beni izliyor, belli etmemeye alarak
13

eleniyorlard. Bardak, su kendi kendine oynaarak ve


kta parldayarak, limon kabuklan dalarak doldu. Ko
kusu havaya yayd. Yeryznn derindeki katlarndan
ykselen kkrt.
Scak ve radyoaktif olduunu hayal etmeme ramen
elime serin gelen barda aldm, stn kokladm ve k
srdm; ben ksrdme piman olurken bykler
ksk sesle kkrdyordu. Sonra hzla itim. Dnyann
kendi kabuundan ve kovuklarndan fersahlar boyu bi
riktirdii gazl osuruk.
Byklerin gzleri, tutmaya altklar kahkahalar
dan nemlenmiti, grebiliyordum. Gln, ne duruyor
sunuz? dedim. Glmek istediinizi biliyorum.
Gzlerini kapatp azn bzen babam oral deil gi
biydi; ama kirli beyaz tirtnn altndan gsnn ve
karnnn kasm kasm kasldn grebiliyordum. Yzn
eviren Tomun glkle zapt ettii kahkahas gcrtyla
szyordu. Affedersin, dedi sonunda. Yznn ekli ite.
Babam eliyle azn rtt.
Tom, Bir at yutmaya alan bir kurbaa gibi, dedi
ve ekittii yznde altdudan gererek gzlerini ge
kaldrd.
Dedem kendini koyuverdi ve bir yandan naylon li
mon torbasnn azn balarken br yandan kamm
hoplatarak bir horultu sald.
O limonlarla ne yapyorsun? diye sordum. Hepiniz
srayla imeyecek misiniz?
Babam, olanlar ok komikmi gibi, gzlerini skarak
kapatnca kimsenin o sudan imeyeceini anladm. Pek
l, dedim ve tfeimi kaptm gibi kamyonete doru
gerisingeri yrdm.
iltenin stne kurulurken tfeim yanmdayd; n
k buradan itibaren artk grdmz her geyii avlaya
bilirdik ve kendimi bir hedefe kilitlemeye hazrdm.
14

Olduum yerden kahkahalar iitebiliyordum; ama


yaklarken seslerini kesip sessizce arabaya bindiler, biz
de yine yola dtk. Terden slandm ve tirtm ya
olduu iin rzgr serin geliyordu. Avu ilerimi kasann
zeminine yaptrm, tfeimi bir bacamn altna s
ktrmtm.
Artk geyik baknyorduk. allarla kapl bir yama
ta lm kuru dallarn arasnda kvrml boynuzlar, bir
eker amnn altndaki ya da bir glgede uzanm bir
posta ait kahverengilik. Geyiklerin alabilecei ekil ve
renklerin haddi hesab yoktu ve gerisi hep fondu. Gzler
o fonu oradan karacak ekilde eitilmeliydi, dnyay
kaybedecek ve geriye yalnzca hedefi brakacak ekilde.
Artk on bir yandaydm ve u tfei iki senedir kullan
yor, kendimi bildim bileli de geyik aryordum ama hay
van ldrmeme ilk defa bu avda izin veriyorlard. Kanu
nen yam hl yetersizdi ama aile tresince artk by
m saylyordum.
Dnya ounlukla botu. Bunu zaten biliyordum.
Araziler genelde ssz olurdu. l gibi. Oysa babam g
ln her yerinde rdeklerin, ormann her yerinde av hay
vanlarnn olmasyla ilgili hikyeler anlatrd; otlarn s
tnde byklklerine ve cinslerine gre sra sra dizilmi
onlarca rdee, onlarca bala ait fotoraflar gzlerimle
grmtm; hepsi ikier avla poz veren, bir hafta sonun
da salam boynuzlu on geyik vuran babamm, dedemin,
Tomun ve arkadalarnn fotoraflarn. Dolaysyla bu
ln bir zamanlar kalabalk olmas ve benim ge do
mu olmam muhtemeldi. On binlerce yllk insanlk ta
rihinde ben hepi topu yirmi be yl gecikmitim ve daha
on bir yandayken bile bu duruma fena halde kzyor
dum; miras skalamam olmama bozuluyordum.
Rzgr artk scak ve tirtm kuruydu; hangi yk
seltide olduumuzu bilmenin imkn yoktu. Dalarda,
15

ama bir vadinin iindeydik, hava scak ve youndu. Bu


yolu her yl kat etmeme ramen baz ksmlar beni yine
de artyor, hatrladmdan daha uzun geliyordu. Ken
di topraklarmza varmamz iki saat srecekti ve bu da
birok farkl araziden geeceimiz anlamna geliyordu.
Kamyonetin stnde gzclk yapmam iin beni
oraya dikmilerdi, gelgelelim rzgr kuruttuundan gz
lerimi ksmak zorunda kalyordum ve kilometreler boyu
kulardan baka tek bir canl gremedim. Her yerdeydi
kular. Geni ve beyaz kuakl kanatlaryla alaktan kavis
ler izerek uan aakakanlar. Motorun ve lastik sesinin
bile stne kan mavi alakargalar ve California alakarga
lar. Hemen yolun kenarndaki isimsiz ve manasz kk
kahverengi kular. Yolun yannda yrrken kanatlanan
ak pastel grisi kumrular. Belki baka eylerin, en azn
dan kk yaratklarn kuru otlar arasnda yaadm ia
ret eden tesadfi yrtc kular. Onlardan artakalanlar.
Bana kalsa kumru ve bldrcnlar vururdum, onlar gittik
ten sonra da tarlafarelerini ve kk kahverengi kular.
Kamyonet yavalad, bir sel yatandan aa saparak
perdahl iri talardan bir dere kysna vardk. Durduu
muzda toz kalkmad. Suyu azd derenin -olsa olsa bir ka
r- ama geni saylrd, en az on metre olmalyd. Talar
suyun altnda rengrenk parlyordu: maviler ve koyu cier
krmzs, san otlar, kahverengi amur ve aa kabuu, ye
il ineyapraklar, ak mavi gkyz. Olduundan daha
zengin renkler. S kylardaki kumun iinde pirit lts.
Talarn iinde melip st rda bir lein olmas
ihtimaline kar nce suyu kokladk, sonra souk, berrak
ve ar svy itik. Souduka arlayordu su, cva gibi
dnyann merkezine yakn olmak iin talarn arasndan
dipte akyordu. Hepimizin iinde bizi aa eken bir ey
vard imdi. Bartlett suyunun ve limonun tadn kovma
ya alyordum.
16

Her birimiz mknats gibiydik. Bana yle geliyordu.


Hepimizin iinde bize aslan bir ey vard. Hibir eylem
nemsiz deildi. Atlan her adm bir hedefe gtryordu.
Hafzam ilemeye baladndan beri biliyordum bunu.
Tekrar kamyonete bindik ve dereyle birlikte kvrla
kvrla kar kydan ktk. Yan pencerenin kk kn
tsna tutunurken geriye doru bir ekim hissediyordum.
Atlar dndm, derelerin atlarla geildii, insanlarn
eyerlere kapanarak hayvanlarn yelelerine yaklatklar
zamanlar ve o zamanlan gremediime ierledim. Mo
dern dnyann tm bir saptrmayd. At yerine televiz
yonun verildii korkun bir aldatmaca.
Daralan glgeli yol bir yamata dne dne ilerliyor
du. Ormandan getikten sonra tekrar gnein altnda
kaldk. Hava serin yerlerde inceliyor, kta arlayordu.
Gn hareket ediyor ve ben arkada piiyordum. Tfek
bacamn altndayd ama geyikten eser yoktu. Yalnzca
kaya, ot ve al.
Youn ve usuz bucaksz gr allklar, hi kukusuz
bir zamanlar aalarn kaplad arazide bir kf gibiydi.
Geyikler gndz bodur aalarn altnda geiriyor, gz
den rak duruyordu. Her yere yaylan kuru kahverengi
dallar boynuzlar iin mkemmel bir kamuflajd.
Gr mesafesi ksalyor, yol bir cepten brne
uzanyor, vadiler bir alp bir daralyordu ama sonunda
birbirine bal srtlar boyunca yava yava yukar trman
maya, arazimize yaklamaya baladk. Uzakta menzile gi
ren dier srtlar, dier dalar dnyann ve imknlarn ge
niledii duygusunu uyandryordu.
Yol kh hafif eimli tepelerin yanndan kvrlyor
kh dik yamalar derinden kesiyordu. Samda arazi dik
bir ayla aa iniyor, yol tek eride dtkten sonra ba
zen daha da daralyor, lastiklerin altnda kk talar be
liriyor ve babam igdsel olarak uurumdan uzakla17

tka tekerlekler soldaki ykseltiye yanayor, kamyonet


derin boazn dibine doru meylediyordu. Talardan ve
ukurlardan kaa kaa hzmz saatte on kilometreye ka
dar dmt.
nmzde bir ta ve toprak yn belirdi; heyelan
olmu ve yolu alp gtrmt. Babam yavalad ve on
be-yirmi metre kala durdu. Dnmeye yer yoktu. Geri
geri gitmemiz gerekebilirdi. Geldiimiz tarafa baktm,
dik ve dard. Yolun kolaylad yere daha ok vard.
Babam indi, Tom da onu takip etti. Kamyonetin ar
ka kasasnda dedem yerinden kprdamad. Eh, dedi ba
bam. Pek parlak grnmyor.
Boluk duygusuna kaplmtm; tfeimi tutarak te
peye bakan taraftan aa atladm. Ayaklarmn altnda
yerinden taze km keskin ve krk talar koyu griydi,
likensizdi, yukardaki yksek ve kayalkl yamatan ko
pup havayla yeni temas ettikleri belliydi. Yeillik yoktu;
yalnzca yknt. Bir ara, bir etek dkntsn kesi
yorduk ve yllardr tam da kbuslanma giren ey bam
za gelmiti: n alnmaz bir kuvvetle kayalarn kayp
dt dik bir da yamacmda kalakalmtk. Geri r
yamda talar daha ince taneliydi ve kuma yaknd, ayrca
ben kamyonette deil, okul otobsndeydim ama yine
de ryann gerek olmasna ok benziyordu bu. Orada
hissettiimi, kayalarn bizi alp gtreceini, bizi alp aa
daki boazda lme srkleyeceini hissediyordum.
Babam kolunu bana att. Merak etme, tamam m?
Her ey yoluna girecek. Ayn ey daha nce de oldu.
Ryada olduu gibi gerek hayatta da tekrarlarn ol
duunu duymak beni pek rahatlatmamt.
Tom yukardaki yamaca bakt. Aa inip duruyor,
dedi. Birka yla burada yol mol kalmaz.
Babam da ban kaldrp dikkatle bakt. Olabilir,
dedi. Yeni bir yol amak pahalya patlar. Ama buras Or
man daresinin blgesi. Onlarn ilgilenmesi gerekir.
18

Evet. Ama ne dersin?


Babam i geirip yanaklarm iirdi. Hadi gidip una
bir bakalm.
mz delik deik yolda tek sra halinde yryp
dkntye doru yrdk. Yolun boydan boya yans ka
yp aa inmiti. Toz toprak tazeydi, daha koyu bir kah
verengiydi, gneten henz aarmamt. Kayalar nere
deyse siyaht. Aada kknden sklm, paralanm,
dallan knlp etrafa salm aalara baktm; hasar, arakl yamatan ormana doru yaylmt. Onlarca ya da
yzlerce metre yksekten kopup gelen koca bir kaya
parasnn deheti: arpma noktasndaki ezici etkinin et
rafa yaylmas, domino talar gibi uzun beyaz izgiler
halinde tek tek her hcreyi atlatmas. Aalann etli z
ne nfuz edebiliyormuum gibi, aynen byle dnd
m hatrlyorum.
Babam, st tarafta yeterince yer var, dedi. Kamyo
net oradan geer.
A meselesi ite, dedi Tom. Baya dik bir yer.
H h. Gemek kolay olmayabilir.
Hepimiz da tarafna doru oturup arlk yapabiliriz.
Olur.
Kamyonete dnp baknca dedemin, biraz nce y
rdmz rotadan bize doru geldiini fark ettim. Bize
bakmyordu; gzleri hibir eye bakmazd zaten, belli be
lirsiz nnde olurdu. Yz hibir eyi belli etmezdi. Bir
aya brnn nnde, adm da, gn de srebile
cek ar ve yava hareketler; yrynn bir var nok
tas olabilirdi de, olmayabilirdi de. Aadaki ykma d
np bakmyordu. Olabildiince yabanc biri gibiydi z
dedem.
Drdmz bir sre orada sessizce dikildik ve o ka
darla kald. Daha bir ey konuulmad. Hi houma git
memiti bu. Kamyonetin kasasna ktk, Tomla ben il
19

tenin daa bakan tarafna bacaklarmz sallandrarak


oturduk ve bu arada babam, yolcu koltuundaki dedem
yannda, arabay yava yava dkntye doru srd.
Grne baklrsa -ve olaca oysa- kendisinden baka
iki nesille birlikte o uurumdan aa tepetakla yuvarlan
maya razyd.
Yzm daa dnk olduundan br tarafta neler
olup bittiini gremiyordum. Tekerlekler bolua de
cek olursa, bunu ancak devrildiimiz zaman anlayabilir
dim ve o zaman da i iten gemi olurdu. Atlamaya a
labilirdim ama o srada zaten havada szlyor olur
dum. u dnyadaki en korkutucu ey yerekimidir, insa
n bolua eken eydir.
Babam drt ekerli srte ar ar ilerliyor, olsa olsa
saatte yedi-sekiz kilometreyle gidiyordu. Arabann yan
bir dalgaya binmiesine kalkyor, kalkyor ve yan yatyor,
ben ne doru eiliyor ve tekerlekteki arlk hafifledike
tekerlek yuvasnn aldn gryorum, babamla dede
min kendilerini zamannda dar atp atamayacaklarn
bilemiyordum. Arabann iinde mahsur kalabilirlerdi.
Altmzda dan yan yattn, yerekiminin bir ka
visle savrulup yandan bize asldn hissedebiliyordum.
Bir sarkat yerekimi; drdmzle birlikte u kamyonet
ise sarkacn sabitleme noktas.
Fakat a hafifledi ve dnya dzelmeye balad; yuvarlanmamtk.
Tom, Biraz rktcyd, ha? dedi. Kamyonet dur
du, Tom da tekrar yerine geti. Birka gn sonra ayn yo
lu dnmemiz gerekecekti ve o zamana kadar artlar de
imi olabilirdi.
Bykler ieride, ben nbetteydim ve artk dan
yamacnda, aasz ak bir eim halindeki yznde
epey ykselmitik. Ortalkta kuru ot ve alak al bek
lerinden baka bir ey yoktu ve br srtlar geyik vurula20

mayacak kadar uzaktayd; yle olunca tepenin nmz


de kvrlmasn szmekten, ufuk izgisinde boynuzlarn
belirmesini ve tez canl bir zplay ve ka beklemek
ten baka yapacak bir ey kalmyordu.
Mavi gkyzyle, meltemiyle, kularyla gneli, ne
fis bir gnd ve kamyonetimiz, tekrar ormana dalmadan
hemen nce karmza kacak olan giri kapsna doru
ilerliyordu. Buras baka hibir yere benzemediinden,
her geliimizde kapldm heyecann aynsna yine ka
plmtm. Nesillerdir durmadan geldiimiz, hep dnp
geldiimiz yer. Sahip olduumuz, ait olduumuz ve tari
himizin korunduu yer; ncekilerin geldii, olaylarn ya
and ve bu avda onlarn yine anlatlacak olduu, bir
geyik bulabilirsem eer kendi hikyemin de ilk kez bun
lara eklenecek olduu yer.
Yolun son ksm anm yapay setlerle manzanita
aalarnn arasndan geiyordu ve bu blm hi hatr
lamyordum. Tekrar akla ktmzda karmzda Ke
i Dam grdk. Dan gney yamacndan giri yaptk;
sa yanmzdaki aasz alandan ykselen srt hibir za
man avlanmadmz dik bir kayala dnyordu. Aas
gr bir ormanlkt; kamp yerimiz, pnar ve ayr oraday
d ve onun da altnda su bendi, ay ana, aasz arazi
ler, keskin virajlar ve bir yangnn kasp kavurduu bl
geyle bize ait br alanlar grlyordu.
Buras evreye bakmak, kim olduumuzu grmek
iin her zaman durduumuz yerdi. Orta Vadiden iki or
takla daha paylatmz iki bin be yz ksur dnm
arazi. Her eyden uzakta. Dan koca bir yz, aadaki
uzun ince vadinin ve Cache Deresinin neredeyse etek
lerine kadar birka parsele ayrlmt.
Kimsenin azn bak amyordu. Orada uzun za
man daha ylece dikilip bakabilirdik. Fakat kamp kurma
gdsyle kamyonet yava yava tekrar ilerlemeye balad
21

ve yol kvrla kvrla; tm manzaralarn yittii ve mee


yapraklarnn, o damarl yass ve kuru yzeylerin imdi
den dmeye balad aalarn arama girdi. Manzanitalarn kzl ve yeili. Bir alakargann sert t, derken
yolun hemen kenarnda bir bldrcn patlamas: yere yakn
sallantl ve kararsz bir uula biraz ilerideki baka al ve
aalarn iine kendilerini atan tombul boz bedenler. Av
tfeini dorultup ateleyecek kadar eitimli biri olarak,
ini iin kanatlarm ap pr pr eden kularn koyu tyl
sorgular karsnda kendimi zor tutuyordum. Her biri
bir anlna duraksarken gzm, nian alp tetii ekece
im o na, o kusursuzluk nna kilitleniyordu; ama burada
kulan vurmama asla izin vermezlerdi. Geyikleri rkte
cek bir at yapamazdm. Bylece bldrcnlar allarn ara
snda tekrar kayboldu, kamyonet ileri atld ve ben kr bir
pimanlkla kalakaldm. imde srf ldrmek isteyen,
durmadan ve sonu gelmeden ldrmek isteyen biri vard.
Artk hava daha serindi ve yolun tamam glgedeydi;
solda kalan dik yamata glgeli ekiller uzanyordu. So
nunda varmtk. nmzdeki giri kapsnn kaim elii
kuru kan rengi bir boyayla boyanmt. Hibir kamyone
tin esnetemeyecei ar boru malzeme, iki uta da iki
metre derinlikte betona gmlyd ve kilidin stnde
kurunun leyemeyecei kadar kaim bir kilit kutusu var
d. Tfek mermisi bile ancak sekip orada bir syrk braka
bilirdi. Kaplarn yllar iinde evrile evrile geldii son
nokta buraya babam tarafndan kondurulmutu; yle bir
kap ki, hibir kaak avc onu paralayamaz, bir daha ba
ka bir kapyla deitirilmesi gerekmezdi.
Aa adadm ve kilit kutusunun altnda, tozun top
ran iinde yatp iki eliyle dar bir elik oluktan ieri uza
nan babamn yanma gittim. Bu dzenek, kilide cvata
kesicisi veya silahla mdahale edilmesini engelliyordu
ama bu arada anahtara da pek yer kalmyor ve iki bk
22

lm, krlemesine almak gerekiyordu. Babam omuzla


rm kaldrp yzn buruturdu. Kahrolasca kaak avc
lar, dedi. Anahtar dndrmekte zorlanyorum. Arkamda
yere uzansana.
Ben de tozun topran ve yapraklarn stne yz
koyun uzandm ve babam benden destek alarak dorul
du; kilit yaynn aldn duydum.
Sonunda, dedi babam ve kilidi karmak iin biraz
daha urat.
Kalkp stmdeki tozu topra silktim, bu arada ba
bam kapy at. Tomla dedem yanmza gelmi, srttan
yukar doru bakyorlard. Tom, Bir kaak avcmz var,
dedi.
Yanlarna gidip baknca uzakta, kayalk bir knt
nn stndeki turuncu avc yeleini ben de setim.
Bu kapdan gemeden oraya nasl km? diye sor
du Tom.
Kros motosikletiyle gelmi olmak, dedi babam. Ar
olduu iin kapnn stnden aramaz ama anayolu takip
ederse bu yana doru ulaabilecei izler almtr artk.
Dedem, Ben iz miz bilmiyorum, dedi.
Av sezonu hafta sonu al, dedi Tom. O allarda
grdkleri her eye ate ediyorlar. Onlar iin ne fark
edecek? Kanunu zaten iniyorlar, o yzden ha mevsi
minde avlanmlar ha haziranda.
Babam, Buradan dar kardlar m kimse hayvann
nereden geldiini anlayamaz, dedi.
Doru.
Babam, Yalandan grekm bakalm, diyerek kamyo
nete doru yrmeye balad. Ne demek istediini anla
mamtm ama kamyonetten .300 Magnumuyla dnd.
Durup tfei omzuna ald ve avcya nian ald. Byk si
yah bir drbn. Tfek nefisti, koyu renk ahab yalan
mt. Aylan vurmak iindi, geyiklere gre fazla bykt
23

ama iindeki ykm drtsnden olacak, babam buna al


drmyordu. sabet alan bir geyiin, merminin kt yer
den, koca bir omzunun paralandna bizzat ahit ol
mutum.
Gel keyfim gel, dedi babam. Gneli bir gnde b
tn topraklarmza ve geyiklerimize bakabilmenin tadn
kanyor.
Dedem, Oraya krallar gibi kurulmu, diye katld.
Babam, Kamyoneti yaklatrsana, dedi.
Tom gidip el frenini indirerek arabay olduumuz
yere yanatrd.
Babam tekrar nian ald; ama bu sefer dirsekleri den
ge iin kamyonetin kaportasndayd. Kurma kolunu e
kip brakarak mermiyi tfein azna srd. Bakalm bu
nu duyacak m? Bu tarafa bakmasn ve onu kimin hedef
aldn grmesini istiyorum. Fakat grdm kadaryla
avc ne kmldam ne de bu tarafa bakmt. ok uzakta,
belki iki yz metreden fazla mesafede olduundan y
zn tam olarak seemiyordum ama sanki yamacn daha
aalarna bakyordu.
Artk Tom da tfeini karmt ve drbnnden
kaak avcya bakyordu. Benimse .30-30umda sadece
bir gez vard.
Babam aklmdan geenleri okumu gibi, Gel sen de
bir bak, dedi.
Tfei tuttum, dirseklerimi kamyonetin kaportasna
yerletirdim. .30-30umdaki gibi bakm yann kokusu
nu bunda da alabiliyordum ama dier bakmlardan hi
bir benzerlik yoktu arada. Daha ard ve daha gzel i
lenmiti; przsz ahab ve koyu mavi metali tek para
halinde domular gibi birbirini btnlemiti; dipii
omzuma dayadmda dengeyi mkemmelen hissedebi
liyordum: silah tam olmas gerektii gibiydi ve onu bir
uzvum gibi kolayca benimseyebilirdim.
24

Drbn, kayna belirsiz bir aydnlk gibi, kendi g


zmmesine, dnyaya dolaysz bir bak gibiydi. ki
yz metreden, iki futbol sahasnn uzunluunu aan bir
mesafeden kayalarn dokusunu seebiliyordum. Siyaha
alan damark kayalarda prtk ve kntlar, genileme
sine yass bloku grebiliyordum. Bloku sola doru takip
edince kaak avcnn kenarda, tfeini bacaklarnn st
ne yatrm, botlarn sallandrarak oturduunu grdm.
Kot pantolon ve gnete parlayan beyaz bir tirt, turun
cu avc yelei. Turuncu beyzbol apkas. Grlmeyi isti
yordu. Bizim topraklarmzda, ortalk yerde. Uzun favori
leri ak kahverengiydi. Yz ve ensesi gneten pembe
lemiti.
Nian aprazndan kolun izini srerek dirsee ve om
za ulatm. Kaak avc sanki bu tekinsizlii sezmi gibiy
di. Soluna dnerek doruca bana, drbnn iine bakt
ve bacaklarm kaydrarak yzn tam bize dnd. Bizi
ya da bir eyi grmt. Kamyonet kaportasnn rengini
veya tfek drbnnn yansmasn. Elleriyle boynun
daki kendi drbnn kaldrd ve iri koyu gzlerle dos
doru bana bakt.
Kabzay kavrayan elim gerilirken nefesimi tuttum.
Nian aprazm kardaki merceklerin arasmda gidip ge
liyordu. Kardaki adamla zamanda kilitlenmi, ak du
ran nn iinde hapsolmutuk.
Bana retildii gibi yavaa, dikkatle nefesimi ver
dim ve tetii ar ar kavramaya baladm. Dnce yok
tu, bundan eminim. Sadece kendi doam vard; anlayn
tesinde, kendi varlm.
Dnya bir ekirdekten km gibi infilak etti ve ben
havalanarak yere serildim. Sesin yanks kulaklarmda,
gmbrts damarlanmdayd. Kalbim gsmden frla
yacak gibiydi. Tfek benimle beraber yere dmt ve
sa elim hl kabzadayd.
25

Babam beni yakamdan tuttuu gibi arkaya doru


frlatt ama dmem gereken yerde yer yoktu. Yolun ke
narndan teye frlamtm ve yeryz ekilmi, ben aa
dyor, arkadan bir aa gvdesi veya bir daln, sonra
bir bakasnn, sonra bir bakasnn daha bana arptm
hissediyor; ama bu arada hl dyor, yuvarlanyor ve
sa yanmda bir takm glgelerin belirdiini gryordum
ki, sa omzumun stne sert bir ekilde yapraklarla r
tl topraa yaptm ve yuvarlanmaya balayarak, sol
bacamla bir aa gvdesine takldktan sonra ba ve
boyun st yere arptm, derken, sanki yoku aa kouyormuum gibi tam karya doru dikeldim ve bir aa
gvdesine tutunabilmek iin igdsel olarak kollarm
sallayp omzumun stnden yana doru seirerek delice
savruldum, yapraklarn arasnda seke seke, hl nasl ha
yatta olduumu veya ne olacam bilemeden, sonunda
kprdamadan yatp kaldm.

26

Dnyann sahiden yeni olmas ok enderdir. Kendi


mizi merkezde bulmamz da yle. Fakat o an her ey
ayn noktada birlemiti. ldrdmzde var olan her
ey ynn bize evirir.
Kabil ilk ouldu. dem ve Havvann ilk ocuu. Ka
bil balangcmzda cennette balamayan herkesti.
Her yanm acyordu ama sanki baka bir eyim yok
tu, hibir yerim krlmamt. Kara toprakta yapraklar
nemliydi ve ryordu. Topran st normalde kuruy
du ama ben o yzeyi andrmtm. Bam aadayd ve
oturur vaziyete gelene kadar bacaklarm dndrdm;
her yanm abyor gibiydi. Bacaklar, srtm ve kollarm.
Sa omzum ve bacaklarm rselenmiti geri, boynum
kaskatyd.
Orman genti, tm gvdeler incecikti; krk olma
masnn sebebi hibir eyin yab olmamasyd.
anslymm, dedim kendi kendime.
Yeilliin rts stten ayn diklikte paralel bir eim
oluturuyordu. O iki dzlem arasnda, alttaki ile stteki
eim arasnda kalakalmtm. Dimdik bir asansr bolu
u, gnein ancak sylentilerdeki bir parlaklk olduu,
daimi glgede bir yer.
Nasl bir gt o tfekteki? Ayaklarm yeterince
27

denk almamtm. Beni iki seksen yere sermiti. Byle


bir eye bir daha izin vermeyecektim. Yani yle dn
yordum. ocuk beyni bambakadr. imdi hatrlayama
dm ey, o beynin kanlmazlk duygusunu nasl yarat
t, her dnceyi ve hareketi, hepsi birbirine tam uyu
yormu gibi, yekdierine przszce nasl baladyd.
Kaskat ve her yanm aryarak da olsa yokuu geri
singeri trmanabildim. Her biri ellerimle kavrayabilece
im kalnlkta olan aalarn arasndan karken botlarm
yamata karanhk birer yara ayordu; admlarmn tutunamayaca kadar dikti yoku. Yola ktmda babamla
Tom tfeklerini kaak avcnn olduu tarafa evirmiler
di. Babamn dirsekleri kaportadayd, Tom da yolcu kap
sndan destek alyordu. Dedem elinde tfekle arabann
knda dikiliyor, arkadaki yolu kolluyordu.
Ne yapyorsunuz? diye sordum.
Babam, Biri geliyor mu diye bakyoruz, dedi.
Seni pislik, dedi Tom. Seni adi pislik. Alayacak gi
biydi. Sesi krld krlacakt.
Ne tfek ne de el drbnm olduu iin srtta olan
biteni gremiyordum. Ortalk sessizdi. Yalnzca bcekler
vard. Ne ku ne rzgr! Hava glgede bile scakt. Baba
mn beyaz tirt srtndan ve yanlardan boydan boya
slakt ve stne yapyordu.
Tfeimin src koltuunda olduunu grdm.
Tam uzanrken babam kapy bir tekmeyle kapatt. Elimi
tam zamannda ekmitim.
Bir daha eline silah almayacaksn, dedi babam.
Tabii ki alacam. Bu hafta sonu ilk geyiimi vuraca
m.
Babam hzlyd. .300 Magnumunun dipii doru
ca gsme iniyordu ama geri sekerek menzilinden k
may baardm.
Sen kendini ne sanyorsun? dedi.
28

Tom, Buradan gitmeliyiz, diye araya girdi. Hemen


geri geri gidip dnecek bir yer bulmal ve olanlar haber
vermeliyiz.
Babam, Hl hayatta olabilir, dedi. Gidip adam kont
rol etmeliyiz.
Hl hayatta olamaz.
Bunu bilemezsin.
Vurulduunu grdm. Drbnle onu aka gr
yordum. Sa kalmas mmkn deil.
Olabilir, ama yle ya da byle gidip bakmamz gere
kiyor.
Gerekmiyor. Buradan gitmeliyiz, hepsi bu.
Dedem, Gitmiyoruz, dedi. Babamla Tom ona bakt
lar ama dedem syleyeceini sylemiti.
yle yapacaz, dedi babam. lk virajdan dnp
menzilden kacaz. Ve kapy kilitleyeceiz. Sonra kp
adama bakacaz.
Tom, Ben gelmiyorum, dedi.
Geliyorsun, dedi babam. Birbirimizden ayrlmyoruz.
Tom ban sallayp kendi kendine homurdand. T
feini indirip yoldan geldiimiz tarafa doru yrmeye
balad, ama on be-yirmi metre sonra durup yere ylece
oturdu.
Babam dedii gibi kamyoneti ileride bir yere brak
tktan sonra dnp kapy kapatt ve yere yatarak kilidin
kasasna uzand. Boynundaki tendonlar grtlanda bir
ukur meydana getirmiti. Dnyadaki tek ii o kilidi ka
patmakm gibi tm dikkati oradayd.
Dedem dncesiz bir et yn halinde arabada otur
mu bekliyordu. Az sonra babam yanma geti, sarms
kuru toprak ve yeil mee yapraklaryla kaplyken gide
rek amlarn ineyapraklanyla rtlen yoldan ar ar
ilerledi. ki yanda amlarn ykseldii yol artk daha gl
geliydi ve yalnz klar bir derenin akt dadaki bir a29

taa doru indi. Kuru am yapraklarnn hal gibi rtt


kzl kahverengi yolda lastiklerin sesi kesildi.
Kamyonetin peinden giderken arkama baktmda
Tomun da geldiini fark ettim. Tetiin ekildii o ksa
ck anda bambaka bir adama dnmt. Omuzlar
dm, ba aada, silah bir eliyle geveke tutuyor
du; kendini tanmay ve bulunduu yeri inkr eden bir
hah vard; saatin geri dndrlebilecei inancna tutuna
rak zaman da inkr ediyor gibiydi. On bir yandayken
bile onu kmsyor, zayf buluyordum ama bir tr ca
navar olduuma, henz kiilememi biri olduuma gre
byle dnmem olaand deildi.
Kaak ava yukarda bir yerdeydi ve onu grmeye can
atyordum. Zamann acele ilerlemesini istiyordum ama
btn hareketler ar, havann kendisi bile durgundu. Bot
larmn yere inii bouk, iki yandaki yamalar kararsz,
deiken; kafamn iindeki bir aknt kendi kar eksenin
de kabard iin, eksenlerinin kestirilmesi imknszd.
Kamyonet yumuak bir dnle sola kvrlan viraj
ald ve babam, baka bir srta doru evrilen, kendi eklini
kendi reten bir corafyann omzunda arac durdurdu;
artk kapnn menzili dndaydk. Dedemle beraber t
fek elde, arabadan indiler ve dan atanda, kuru dere
yatanda bulutuk.
Toplant veya duraksama olmad; babam nde, bot
laryla altndaki yuvarlatlm talardan ses kararak de
re yatam admlamaya, ykselen bir hava akmna ka
plm gibi, dalarn yamacndan szlp amak zere
yaplm bir eymi gibi yrmeye balad.
Dedem ok daha yavat; att her admn balang
cnda yer deitirebilecek bir ktle, her an her yne d
ebilecek bir arlk olarak hibir hareketi gven vermi
yordu. .308ini geni bir mein kayla omzuna asmt;
sa elini kayn altna engel gibi takarak dengesini sa
lyor, tfei bir dmen gibi kullanyordu.
30

Tomla ben yanndan geip nce dere yatandan,


sonra alt rts zayf olan ve hem ak bir gr hem de
kolay hareket imkn salayan amlk bir yamatan yu
kar ktk. Fakat amlar bitince allarn iinde kaldk;
Tom tfeini bann stne kaldrd ve stmze yap
p taklan onca daln arasnda manevra yapmaya bala
d. kardmz hrtlar bizi dierlerinden yaltmt;
babam da, dedem de grnmyordu.
Omuzlar stte kalacak kadar boylu olan Tom, n
den gidiyordu ama dallar tam yzmn hizasndayd ve
o kadar kaln, o kadar esnektiler ki aralarndan gemekte
zorlanyordum. Sonunda areyi emeklemekte buldum;
enemi indirip yzm topraa yaklatrdm. Gzlerimi
izilmesin diye kapatmtm. Dizlerim topra andr
yordu, gkyz dikenden yaplmt.
Nerede olduumu bilmiyordum. Tom yoktu, kimse
yoktu. Kertenkelelerin ve kularn hareketi, seslerin kuru
hrts geliyordu. Ylanlarn, kenelerin, trl bceklerin
cirit att bir ortamd buras ve ne bir yol vard ne bir iz.
Hibir yerde k yoktu ve gne stme kyordu.
Sivri ular halinde kk kuru yapraklar. O scakta sesin
arl.
Dan tenine iyice yaklam, olabildiince yere ya
pmtm. Tekrar srnmeyi renen bir nesne gibiydim.
Dan bizi her an frlatp atabilecek gl varln hisse
debiliyordum. Kendimi ar hissediyordum; fazla byk
mm, yeterince tutunamyormuum gibi. Korkmaya
balamtm ve .30-30umu istiyordum. Namluya bir mer
mi srp atee hazr hissetmek istiyordum. Srtst yu
varlanp nefesimi tuttum ve hareket var m diye kulak
kabarttm.
stmde omurgalardan bir katman vard. Burada
ayaa kalkmak imknszd. Gayet kaim, yaprak dkme
yen meeler.
31

Kmldamak istemiyordum. Her hareket beni ancak


daha da sktrmaya yarard. Kapana kslmtm, kalbim
gsmde rpmyordu.
Kaybolduumu anladmda yapmay bildiim tek
eyi yaptm. Ellerimi azma gtrp baparmaklarmn
arama fledim. Bayku sesi: kolay yaylan pes bir ses.
Sonra bekledim. Sol yukardan babam cevap verdi.
Sonra aadan, dedem. Her birimiz ayr ayr tannabili
yorduk; hibirimizin sesi ayn deildi. Sonra babama ya
kn yerden Tomu duydum.
Kaybolmadmn gveniyle tekrar yzst dnp
kendimi yoku yukar ekmeye baladm.
Yalana mgraklklar, ylan gibi ses veren bcekler.
Kularn sesi patlamt. Yapraklarn arasndaki kertenke
lelerin hareketleri kesintiliydi. Her yerde srekli bir y
lan ekli aryordum. nmdeki zeminde, iki yanmda ve
beni stten syran alak dallarda. Bundan nce grd
m ylanlarn ou yerin hemen stndeki dallara dola
kt. Ayn renk ama daha kaln. Yavru ylanlarn kalnl
ysa ancak sereparmak, boylan da bir kan kadar olur
du; dallardan neredeyse ayrt edilemezdi bu yavrular,
stelik en lmclleri de onlard nk zehirlerinin ayann bilmezlerdi ve ngraklan olmadndan ses de ver
mezlerdi. Bam nde gidiyordum, yani yersem ilk dar
beyi bamdan yerdim: alnmda, yanamda veya ensem
de zehirli di izleri.
Her yerde kk hareketler vard ve korku beni ya
valatyordu. Neredeyse adm ba durup etrafma bak
nyordum. Byle bir yerde olmay asla istemezdim. s
telik yere yakn olmann en kt tercih olduunu dn
meye balamtm. Bunlann stne ksam nasl olur
diye dnmeye balamtm. Fakat bu tabii sadece d
meme ve her yerimi yrtmama yarard. O yzden srn
meye devam ettim.
32

lene doruydu ve hava giderek snyordu. Her


yanm ter iindeydi ve gzlerim tuzdan yamyordu; baba
mn daha yakn ve sabrsz arsn iitince karlk ver
dim. Koca yamataki en berbat ksma girmeyi baarm
tm ve oradan kana kadar yirmi dakika daha srnmem
gerekmiti. Moraran omzumla bacaklarm tutulmaya ba
lyor ve boynum krlm gibi atrdyordu; korku iime
ilemiti.
Boz kahverengi devasa ot tutamlan gibi bamn s
tne uzanan -ama gvdeleri ksa- aldann altnda dorulabildim. Kendimi ileri atabileceim kadar bir alan vard
ve ykanda kayalk kntlan grebiliyordum. Alak bir
alnn eteini syrarak oradan ktm ve babam buldum.
Diz km, tfeini bir dayanak gibi kullanarak
baka tarafa bakyordu. Sa omzuna dayad namluya
iki eliyle birden sarlmt. Beyaz tirtnn iinde bir
direkte asl kalm bcek tkrne benziyordu. O t
krk kadar gevek bir hali vard ve bana doru dnp
bakmyordu bile.
Tom yannda dikiliyor, omuzlarna ald ve iki ko
lunu stne att, ellerini de aa sallandrd tfeiyle
armha gerilmi gibi dikiliyordu.
kisi de balarn indirmi, yere bakyordu; kaak av
cy orada bulacam biliyordum. Ama tereddt etme
dim. imde yanl bir eyler vard ve bunun kayna asla
bulunamazd. Cesedin yanma varp ona bakabildim ve
bir geyiin leine bakmaktan daha fazla rahatsz olma
dm. Hatta heyecanlandm bile syleyebilirim. Bunun
sebebi belki hayatm boyunca yerde yatan cansz birok
geyik ve baka ey grm olmamd. Durmadan bir ey
ler ldryorduk zaten; hem buraya da ldrmek iin
gelmemi miydik?
Adam yzst dmt. Srtnn orta ksm byk
lde yoktu. Avc yelei omuzlarnn st tarafnda hl
33

turuncuydu ama geri kalan kzl, kahverengi ve siyaha


dnmt. Tpatp l bir geyik gibi kokuyordu, birebir
ayns; yarasna da ayn iri sinekler mt. Ayn nok
taya mknatsla bal siyah dairesel yrngeler gibi, g
nete yanardner ldyordu sinekler; onlarcasnn sesi
birlemi, evredeki sszlkta olaand bir grlt mey
dana getiriyordu.
Yukardaki kaya herhalde metre uzunluundayd
ve yzeyinin tamamna kan sramt. Bir insan vurdu
umu anlyor; ama atmn mkemmel olduunu d
nmeden de edemiyordum. ki yz ksur metreden,
stelik bana ok byk gelen ve sabit tutmas ok zor
olan bir tfekle kusursuz bir at. Vurduum geyik olsay
d herkesin az kulaklarna varrd. Yalnzca bir geyik
ldrldnde karlan ulumalar ve tiz sava lklar
duyulurdu. Bu kadar artc derecede sessiz olmazdk.
Geyik bamla hayvann kamn yaryor, i organlarm
karyor, yreini ve karacierini, iyi kabul edilen her
eyini yiyor olurdum. Ya insan ldrmenin kt olduu
bize hi sylenmeseydi? Onun karsnda da ayn eyleri
hissediyor olmaz mydk?
Kimse konumuyordu. Babam ile Tom tfeklerine
aslyor, ben de elim bo olarak arkalarnda dikiliyordum
ve gn giderek snyordu. Hi esinti yoktu. Gmleim
srtmn st ksmn yakyordu. Sonunda dedem belirdi.
Bir al topluluuna kadar olan hafif eimi kp, ksmen
glgesinde kalacak ekilde tm arlyla dibine kt
ve kaak avcnn yapt gibi, tfeini enlemesine bacak
larnn stne koydu.
Dedem gelene kadar geen zamanda sineklerin say
s ikiye katlanmt. Adamn srtnda mthi bir ekim
gc varm gibi akn ediyorlard. Uzaklamaya alyor
ama beceremiyorlard. Her ka bir kavsin bklmyle
onlar gerisingeri aryordu. Hepsi birden ayn merke34

zin cazibesine kaplmlard ve cesedin eti yzlerce kay


naan ve uuan bedenle canlanmt. Biz de o ekimin
etkisinde kalm gibi, drdmz adamn evresinde top
lanm, deliin ortasna gzlerimizi dikmitik.
Sineklerin kesik kprtlar halindeki srekli hareketi
asla duraanla meydan vermiyordu, yalnzca deiken
lik vard. Hem anbean deien hem de her nn iinde
deien bir manzara; ama nasln ve niinini hibir za
man gremiyorduk. O gn grdklerimi hatrlamaya a
ltm, hem de birok defa; ama hafza nedensellikte ve
anlamda srar eder, bir hikye iin srar eder. Her ey bir
sonraki eye yol aar ve bunun bir nedeni vardr. Ama
benim tekrar canlandrmak istediim ey, iinde iyinin
veya ktnn deil, yalnzca ekim gcnn olduu o
and; orada nedensellik yoktu, her an birbirinden ayr ve
kendi bana bir btnd. Gerek buydu nk.
lk konuan babam oldu. Kanlmaz olarak. Aramz
da konuma hakk ve ykmll olan yegne insan
olarak. Bunu anlatamayz, dedi. Burada olanlar kesinlikle
anlatlmayacak.
Adam ld, dedi Tom.
Biliyorum.
Ee?
Eesi yok.
Dedem, Onu olduu yerde brakn, dedi. Dokun
mayn. Mermi yukarda bir aatadr belki, ona balon,
bulursanz da ortadan kaldrn.
O zaman babam hsran ve aresizlikle bir homurtu
kard. Haklsn, Tom. Haber vermemiz gerek. Adamn
ailesi vardr.
Dedem, Kimseye haber vermeyeceiz, dedi.
Tom, ocuk deil canavar, dedi. Tyler rperten la
net olas kk bir canavar. zlmedi bile. Ona kalsa
aynsn bir daha yapar.
35

Adam kaak avlanyordu, dedim.


Babam dnp bana bakt.
Mermiyi namluya sren endin, dedim.
Tom, On bir yanda, dedi. On bir. nanlr gibi deil.
Benim kzm on bir yanda.
Babam beni inceliyordu. Gnein iddetinden gzle
rimi ksm, krptryordum ama onun baklar sabitti.
Tiz ve srarc binlerce vzlt her n telala dolduruyordu.
Hayatnn geri kalann mahvettin, dedi bana. Bunu
anlayacak kadar bydn m? Seksen yl daha yaayabi
lirsin; ama o yllarn hepsini zehirleyecek bu yaptn.
Ak mavi gzleri ierlek, berrak birer su gibiydi. Bi
rer obruk gibi.
Benim hayatm da mahvettin, dedi.
Artk bana ulaamyordu. Bu dnyada beni zapt
edebilecek yegne insand ama elinden bir ey gelmiyor
du. Glmsedim. Kastl deildi, sadece belli belirsiz bir
glmseme krntsyd; ama yine de glmsemitim ite.
Babam birden hamle yapt. Dnp komaya bala
dm ama birka admda eh omzumdayd ve beni yere
frlatt. Pekimi sert ve kuru toprak. Manzanita yaprak
larnn kk kadife gzleri. Bana vururken kendini hi
saknmad. Hayatmda ilk kez gerekten neler yapabile
ceini hissediyordum. ki bklm olup bam korurken
yumruklaryla beni dvyordu. ki elini de stme yad
ryordu.
Srtma gelen yumruk rktcyd. Parmak bo
umlarnn omurgama inii midemi dalga dalga buland
rrken stme abanm nefesini duyabiliyordum. Sahne
yi yeterince uzaktan grseniz Meryem Anann oluna
uzand gibi, onun da beni kollarna almak iin uzand
n sanabilirdiniz. Beni kurtlardan kurtardn. Ama d
ardan gelen bir tehlike, beni koruyabilecei bir ey
yoktu. Korkmamz gereken ey iimdeydi ve ona ulaa36

myordu. Yumruklan hibir ie yaramyordu. Ve sanrm


o da bunu biliyordu.
Durup yanmda yere srtst uzand. Nefes nefese
kaldn duyabiliyordum. Bedenim bir arlar karmaasyd, beynim nereye odaklanacan armt. Havann
kendisi bile acyordu. En azndan bir ey yapmamay, bir
ey dememeyi biliyordum.
Sinekler uzun sre dayanlmas mmkn olmayan
sesler karyordu; her uu erisi bir ses bozulmas, bir
tnnn peslemesi demekti ve st ste binen yzlerce,
binlerce Doppler tns devasa bir grtlaktan kan gm
brtye dnmt, bu kulaklarmzn iinden gelen
ve kayna olmayan bir gurultu gibiydi. Sanrm babam
bu yzden yerden kalkp cesedin yanma gitti. Kvrld
m yerden dorulunca eilip adamn ellerini ve tfeini
tuttuunu, onu yamatan aa srklemeye baladn
grdm.

37

Kabili hep kardeini ldren kii olarak dnrz,


peki ama etrafta ldrecek baka biri var myd ki? lk
doan iki kii onlard. Kabil karsnda bulduunu ldr
d. Yoksa hikyenin kardelerle bir ilgisi yok.
Babam o cesetle, onunla ne yaplacayla urat dur
du. Hibirimiz elimizi srmedik. al rpnn arasnda,
kuru topran stnde o l arl tek bana srkledi,
imknsz bir ada yoku aa geri geri yrd, bir kar
arlkla kendini dengeleyerek yeryznn bklmlerini
at. Bir kere durdu, o da ancak adamn tfeini allarn
iine atacak kadar, sonra cesedi tekrar srklemeye ba
lad.
Dedem, Su artk senin, dedi. Tfei atp cesedi g
tryorsun. Dediim gibi olduu yerde brakacaktn.
Dedem, babamm on be-yirmi metre uzandayd
ve ona bakmyordu. Gkyzyle konuuyor gibiydi.
Sinekler maaradan ayrlmyor, her tmsek ve sar
sntda havalanp tekrar konuyorlard. Adam yzst ya
tyordu ve kollar ibadet eder gibi ta yukarda duruyor
du, ba Tanrsnn huzurunda uysallkla nne dm
t. Bacaklar bir tvbekrn ar srnmesiyle onu arka
dan izliyordu.
O cesedi kamyonete kadar tayacan sanyorsan
38

yanlyorsun, dedi dedem. Onu artk mrn boyunca ta


yacaksn. Yakandan bir daha dmeyecek. Onu orada
brakacaktn.
Babamn gr yeilliin iinde geri geri hamle yap
mas, cesede durmadan aslmas gerekiyordu. rili ufakl
kuru dallar atrdyor, ba geveke sallanan, elleri baba
ma ve engin mavi gkyzne doru kalkm tvbekr
daima hemen arkasndan geliyordu.
Tek yapabildiim babamn ard sra gitmekti. Brak
tklar izin dna adm atmyordum. Tom da beni takip
ediyordu.
Dedem, Ancak bir budala nne konan alr, diye
sylendi. Ancak bir budala.
Bir iftlikte byyen dedem patates soymak ve par
man raspaladnda patatese biraz protein katmakla
ilgili hikyeler anlatrd. Avlarn eti ve krk iin tuzak
lar kurarm. ocukken bile onun yalnzca nne ko
nanlar aldn seziyordum.
Babam manzanitalann arasndan cesedi srklerken
fena zorlanyordu. i orada brakmak istediini grebili
yordum. Sinekler lgna dnm bir sr gibiydi. G
ne tam tepeden vurduundan babamn yz glgede
ve gzleri karanlk birer ukurda kalm, yanaklarnda
izgiler seiliyor ve az yine bir glge oluturuyordu.
Verdii uratan klm bir halde artk yeryznden
ayr durmuyordu, eskisi gibi varln gstermiyordu; ka
lbnn eperleri havaya, al rpya ve topraa yaknla
mt, geree brnmt.
Ayaklarndan tutabilirim, dedim.
Ona dokunaym deme, dedi.
Neden?
Ama babam cevap vermedi. amlarn arasna vara
na ve alt rtnn azlnda ceset ineyapraklarn stn
den kolayca kayana kadar o yokutan aa geri geri indi,
39

sonra cesedi gidecei yere gtrmek iin admlarn hz


landrd. Kaak avc bir kzak gibi yola doru akyordu.
Ve eim daha da artnca babam yana ekildi, var gcyle
adam savurdu ve ceset, dolgu maddesi km bir bez
bebek gibi yolun kalann yuvarlana yuvarlana indi.
Yola indiinde babam kapya doru bakt ama kim
se gelmemiti. Artk Tom ona yardm ediyordu. kisi de
birer bilekten tutup cesedi aralarnda srkleyerek kam
yonete doru yrdler. Adamn yz hl yere, srtn
daki krater ge bakyordu. Krktk sarho olarak eve
arkadalar tarafndan tanyor olabilirdi ama bu sefer
deyilerdeki sz gerek olmu, adamn ii sahiden dna
kmt.
amlarn yumuatt yol virajda talkt ve avc da,
giysileri de didik didik, lime lime ve incecik beyaz bir
toz iindeydi. Babamla Tom -Tom ayaklarda- onu kald
rp hamak gibi sallayarak iltenin stne savurdular.
Adam ilteye sessizce ini yapt, ardndan ben de kasada
onun yanna ktm.
Dedemi beklememiz gerekiyordu. Tomla babam
arabann iinde, konumuyorlard. Arkamdaki ceset bu
sefer srtst boylu boyunca uzanyordu.
Beyaz toz kapl kansz yz hayaletlerinkine benzi
yordu ve bu scakta bile dudaklar morarmt. Gzleri
tozdan effafln yitirmiti. Favori ve salar dirilerinkinden farkl bir nitelie brnm, ayrm, teniyle bir ilgi
si kalmamt. Az akt. O gzler olmasa, llerin u
ak gzl uykusu olmasa sahideh uyuyor sanlabilirdi.
Kaytszlm kaybediyordum. Srtm kasaya yasla
dm ama adam benden en fazla bir metre uzaktayd ve
hi de hayvana benzemiyordu. l halinde bile daha
fazlasn isteyen bir ifade vard. Bitmi olmasna inana
mayan bir hali.
Gsnn ortasnda kk bir delik vard; koyu
40

renkli, kaba bir giri noktas, alt oyulmu ve yerekimiyle boalm bir ukur.
Kollan bann stne atlm ve elleri akt. Gm
leiyle yelei kararm, kot pantolonu kararm, bacakla
r gevekti. Varl aramzda kalacakt.
Yolda dedem grnd. Asla yere bakmadan, ar
admlarla. Her an devrilebilecek bir ey; ama hibir za
man adm att noktaya bakmaz, yerle bir temas yok
mu gibi yalnzca bo ifadelerle gzlerini ileriye dikerdi.
Bu da her tr akbeti mmkn klyordu.
Yanmdan geerken ban evirmedi. Cesede doru
ban evirmedi. Kamyonetin kapsn at ve altmzda
ki ilteyi hoplatarak, arabann yaylarn yaylandrarak
arln koltua brakt.
Ardndan babam motoru altrd ve baka zaman
larda olduu gibi, herhangi bir yolculua kyormuuz
gibi hareket ettik. Bir kprnn stnden geip viraj al
dk ve dnya tekrar ald. Arka solumuza uzun ince bir
srt dyor, dik bir yamata zeminle keskin bir a olu
turacak ekilde amlar ykseliyordu. Avlanamayacak ka
dar dik bir yerdi buras. Yeilliin arasnda gri kayalar ve
da dkntleri grlyordu ama yamacn dibi menzil
dndayd.
nmzdeki yol, da dne dne ayordu. Dizleri
min stndeydim ve gzlerimi saa, yoku yukar eviri
yor, adamn lsne bakmak istemiyordum. Rzgr y
zmde, ellerim aadayd; arabann st dokunulamayacak kadar kzmt. Tfeim olmad halde gzlerim
ister istemez geyik aryordu.
Dnya yine eim kazanmt. Neredeyse umaya
benzeyen bir ykseklik hissi. Ve da byyor, biz yakla
tka her paras geniliyordu. Baka bir srtn ilerisinde
tek tk bat saramlaryla ak bir anak belirdi. Hemen
sa stmzde aalarla evrili bir su bendi vard. Ben41

din alt tarafn kapatan, onlarca yl nce bir buldozerin


yd ve o kurak ortamda imdi su szdran, ereltiodanyla kapl toprak eddi grebiliyordum.
Ailem burada ok geyik ldrmt. Kk yksel
tileri olan ak bir vadideydik; dan en yumuak engebe
lerin olduu bu kesiminde, epevre yzlerce metrelik
bir alanda ancak yer yer bitki rts vard. Genellikle bu
rada durur ve tfek drbnlerimizle, el drbnlerimizle
drt bir yana bakardk. Ama bu sefer yola devam ettik.
Yan yollar soldan dan alt taraflarna, keskin virajla
ra, aasz geni arazilere, dereye, ay anana ve baka
bir su bendine uzanyordu. Btn bu blge bize aitti.
Bizimdi. Bu noktadan itibaren istediimiz tarafa yrye
bilir, kimsenin arazisinden gemek zorunda kalmazdk.
Sahip ve ait olmann verdii hissi yeniden yaamak
isterim. O duyguyu kaybettim. Bir topram yok artk ve
kendi tarihimizi ziyaret edemiyorum.
Kamyonetle o tandk corafyadan getik; orasnn
hep bizim olacana inanrdk. Bu o kadar kesindi ki, s
tnde dnmezdik bile.

42

Kamp yerimiz saramlarn arasnda, serin ve glge


lik bir yerdeydi. Yel ve o yelin aa tepelerindeki sesi hi
eksik olmazd. Souk ve saf bir pnar vard. Ereltiotlan,
yosun ve mantar. Topran bereketi olarak taze taze ko
parp yiyebileceimiz semizotu. Cennete en fazla yakla
abileceimiz, zmze dnmeye en fazla yaklaabile
ceimiz bir yer.
Dedemin buraya yapt kk su dolaplarnn bir
ka k atlatmt. Hepsi benim iin, ncesinde de ba
bam iin yaplm oyuncak kylerin minyatr motorlar
gibi akntda hl dnyordu. Her biri, topu topu k
k lata ve iki ividen ibaretti ama alacak kadar hayat
doluydular. Geni bir deltaya yaylm berrak sulardaki
kk adalardan koca bir lke, drt metre eninde bir bl
geydi buras; derin kanallar veya bklmler kazlmamt
henz, dnyada bir iz brakamayacak kadar yeniydi.
Derenin aasnda, bundan ok daha byk lek
teki iki aacn arasna yksekten balanm bir srkta
zincirlerin ucundan kancalar sarkyordu ve onlardan bi
rinde geyikleri tartmaya yarayan bir kantar vard.
lk anlarmdan itibaren hatrladm kadaryla bu
kampta her ey ayn yerdeydi ve hibir ey deimemi
ti. Pmar siyah plastik bir hortuma verilmiti ve oradan
43

beyaz bir eviyeye sekiz-on santim kalnlnda bir su ha


linde kesintisizce boalyordu. Onun yannda kamp oca
, ocak sac ve erzak kutular iin aatan mstakil yk
sek tezghlar vard ve buras, ben bildim bileli kamp a
s olan Tomun yeriydi. Her ey akta, her ey amlarn
ve gkyznn altndayd.
Mutfan hemen aasnda, deirmen adalarnn hi
zasna yakn yerde iki aacn arasnda bir piknik masas
ve stnde, oluklu dik bir at vard. Duvar olmayan,
masas akta olan, toplandmzda lks lambalarnn
asld ve yklerin anlatld kampn kuruluu aa
yukar byleydi.
Bu kadar. tedeki aalarn arasnda benden nceki
nesillerden kalma eski psk ve pasl yatak bazalan am
yapraklar gibi kahverengiye dnm, daha ileride bir
ak hava tuvaleti iin iki aacn arama kontrplaklar tut
turulmutu.
Enginliin iinde bir ileri karakoldu kamp yeri. am
kapl yamalar bata hafif, sonra ok daha dik bir eimle
da boyunca stmzde ykseliyordu. Dzinelerce aa
gvdesinin yalnzca diplerini grebiliyorduk ve bu man
zara hl kefedilmeyi bekleyen bir arazinin ana hatlar
n veriyordu. Aaya doru da dere kvrla kvrla ilerler
ken arkasnda ereltiotu ve amlardan bir iz, sonra da
geni bir ayr brakyordu. Gneten kavrulmu kuru
sar otlar, iinde bulunduumuz orman kla dolduru
yordu.
Her ey mkemmeldi: glgenin ve yelin serinlii,
k, suyun ve amlarn sesi, bitki zlerinin, imlerin ve
ereltiotlarmn kokusu, buraya geliin ve ait olmann ta
rihi ve duygusu. Benim iin her yolculuun en iyi yan
buydu; kendimizi yine burada bulduumuz an, geen
zamann aradan kalkt and.
ilteden aa atladm. Kamp kurmaya hazrdm.
44

Ama babam, dedem ve Tom inmediler. Konuma


sesi yoktu. Orada ylece oturuyorlard. Sonunda ktk
larnda da bana bakmadlar. Kamyonetin arkasnda top
lanp yz ge dnk, elleri geriye atlm, az ve gz
leri ak lye baktlar. Dnyay bir btn olarak iine
alacak gibiydi, hepsini birden.
Tom, Ona dokunmayacam, dedi. Bu ite yokum.
Babam, Senden yle bir ey istemedim, diye karlk
verdi.
Bu ie karmamak iin bir frsatn vard, dedi de
dem. O yoldan yryerek dnebilirdin. Kapdan gemeyebilirdin. Frsat oydu. Artk tetii ekmisin, ekmemi
sin ne fark eder? Bizim iin hepsi bir.
Sama, dedi Tom. Ben bir ey yapmadm.
Yapp yapmamann artk bir nemi yok. Nerede ol
duunun nemi var.
Babam lnn elini yakalad. Kahretsin, dedi. Ve
onu iltenin stnden ekip gm diye yere indirdikten
sonra kancalara doru srklemeye balad.
Tom, Bunu yapamazsn, dedi ama babam cesedi s
rklemeye devam ediyordu.
O bir et paras deil, dedi Tom.
Cesedi ineyapraklarnn stnden tayan babam,
Artk yle, dedi. Kaak avcmn, ak az ve gsne d
en enesiyle elenen ve biraz da sarho bir hali vard,
derken ba, kahkaha atyormu gibi arkaya yuvarland.
Zincirleri ve kancalaryla yeni bir amataya gidiyormu
gibi.
Babam onu dere kenarndaki aalarn dibine brak
t. Vurduumuz btn geyiklerin asld yere. Bir-iki
metre fazladan zinciri olan siyah bir kancaya uzand.
Kaldrmama yardm et, dedi.
Tom, Etmeyeceim, dedi. Tfeini iki eliyle kavra
m, namlusunu yukar evirerek gsnde tutuyordu.
45

Her an hedef alabilirmi gibi hazrdayd. Panik nbetine


kaplmasna ramak kalmt. Hzl hzl nefes aldn g
rebiliyordum.
Dedem, imdi yardm edip etmemen bir eyi dei
tirmez, dedi. Adam bileinden tutup kamyonete kadar
srklenmesine zaten yardm etmisin.
Kes sesini, diye kt Tom. Affedersin. Seninle by
le konutuum hi olmamt. Ama ltfen bana bir ey
daha syleme.
Babam, Bunu imdi yapmamz gerekiyor, dedi.
Gzlk Tomun gcn zayflatyordu. Gzleri iyi
grmyor, yardm iin hep bakalarna ihtiya duyuyor
du. stelik tfeinin kundan, tam kabzann namluyla
birletii yerden, kaln kahverengi bir sarg halindeki koli
band tutuyordu. Eski bir .243 Winchester Savage, k
k kalibreli hafif bir geyik tfei; hzl ama bendeki
.30-30dan ok daha etkisizdi. Aalk bir tfek, utanla
cak bir tfekti.
Ben yardm ederim, dedim.
Babam, Sen uzak dur, dedi. Bunu kendim yapaca
m. Birka ipin bal durduu bir aacn gvdesine ka
dar yrd. Zincirli kancaya tutturulmu olan ba
zp ipleri yere koydu. Ardndan lnn ayaklan dibine
meldi. Ayaklannda i izmeleri vard, yry botlan
deil; stnde de kot pantolon. Babam kancay izmele
rin arasna brakp zinciri adamn ayak bileklerine dolad,
evirdii her turda zincire iyice asld ve zinciri geirdii
kancay yerine sabitledi. Surat deerli bir ta takya yer
letiren kuyumcu gibi iine kilitlenmiti.
Pekl, dedi ve aaca dnp ipe asld. Yukandaki ki
riin stnden kayan zincir halkalarnn sesi geldi. l
nn ayaklar ykseldi, bacaklar yerden kesildi. Bacaklar
n dz tutuyor, ibirlii yapyordu; sorun karmak istemi
yordu.
46

Babam ipi aacn gvdesine dolad ve bir eliyle onu


tutarken bryle boluunu ald. lnn ayaklar aa
doru seirir gibi oluyor ama her hamlede biraz daha
ykseliyordu, ta ki beli yerden kesilene ve gmlei syr
larak karnn aa karana kadar.
Kan phts stn kaplamt ama tenin beyazl
yine de belli oluyordu. Alttaki aydnlk. Ormann kysmdaydk ve ayrn kuru san otlar hemen temizde, dn
yann o kesimini bizden ayran bir parlaklkla k yayyor,
lnn imdiden oraya ait olduunu ilan ediyor gibiydi.
Onu bulduumuz yerde olmamasna ramen bu haliyle
insan pekl aldatabilirdi. Ve imdi de, omuzlarnn ser
best kalmasyla yava yava dnmeye balamt.
Arlk arttka babam ipe daha bir kuvvetle aslyor
du. Sert hamlelerle lnn srt bize doru dnd; gm
lei ve yelei syrlm, oradaki maara effaf ve hareketli
bir karanlk gz gibi belirmiti. Ba serbest kald, sonra
yere arpt, sonra yine serbest kald ve ykseldike, kolla
r bann stne kalktka dnd ve kuru kararm bir
tabakayla rtl beyaz aydnlk kamn tekrar grdk.
Babam arln arkaya vererek ipe aslyor, aslr
ken iyice eiliyor, apayr ilerle megullermi gibi lden
bam eviriyordu. Az kendinden gemi gibi ak ka
lan lnn kollan dne dne, hlyal hlyah yeri sp
ryordu. Sonra bize yine arkasn dnd ve biz yine ma
vili yeilli yanardner maarams gz grdk.
Hibirimiz azmz aamyorduk. Daha nce hi
bu kadar gzel bir ey grmemitim. Arkadaki aydnlk
ayr, onun kenanndan dnyann aa d, dan dik
eiminden kaynaklanan yel; bunlann iinde yalnzca sa
de havay ve uzakta yiten da sralarn grebiliyorduk.
nmzde ar ar sallanan l, bir ekilde o uzakl
kendine ekebiliyor, hatta ayaklarmzn altndaki topra
bile yan yatrp her eyi devirebiliyordu.
47

Babam bunlarn hibirini grmemiti. Sadece ada


mn bann yerden yeterince yksekte olup olmadna
bakmak iin arkasn dnyordu ve ardndan ipi birka
kez aacn evresinde dolad, kaymayacandan emin ol
duktan sonra da dm att. Bana bir uval getirin, dedi.
Kime syledii belli deildi ama Tomla dedem k
prdamaynca kamyonete ben gittim ve koltuun arkas
na uzannca tfeimi grdm. Elimi kabzaya koydum
ama sonra vazgeip bez uvallardan birini tutup ektim.
Babam adamn kollarn kaldrm, yandan balyor
du. Onlar iple sarmay denedi ama ip kaynca kollar
brakp sallandrd ve bileklerden birini balad, ipi ada
mn bacak arasndan geirip br bileine gtrd, sk
ca tutturdu; adam anadan ryan yakalanm terbiyeli bir
cesetmiesine imdi bir eli kasnda, br kmdayd,
ama tabii kot pantolonu hl yerindeydi, o baka.
Ceset bu halinden dolay hesap verecek durumda
deildi elbet; ama babam uval stne geirince zaten
gzden kayboldu ve bunu sorgulamann da bir lemi
kalmad. Gelgelelim, bir geyik lei gibi uvalda ba aa
sallanrken adam hayalimde byd ve onu ak az,
ak gzleri ve dnyaya katksz bir aknlkla bakan
haliyle grmeye baladm. Teni beyazlam, boyu uza
mt.
uval, izmelerini rtecek kadar byk deildi. Ba
bam yukar ekmeye alyordu ama uval snra dayan
mt. Bezi adamn bileklerinden veya baldrlarndan,
zincirin kotu skt yerden balamas gerekiyordu ve bu
da sar kahverengi i izmelerini herkesin grebilecei
anlamna geliyordu.
Dedem, izmeleri yle ortada brakamazsn, dedi.
Geyik deil, insan olduunu herkes anlayabilir.
Babam, Farkndaym, baba, dedi. Byk bir bulu
mu gibi sylemene gerek yok.
48

Uzun sre hapis yatacaz, dedi Tom. Hepimiz. o


cuk olduu iin asl sorumlusu hari belki.
eneni kapamaya ne dersin? dedi babam.
Evet nk sana sahiden borlandm. Burada benim
iin ok byk iler yapyorsun. Mthi bir arkada ol
duun iin sa ol.
Babam eilip adamn ban kaldrd. Sonra bana ba
kp, Gel buraya, dedi.
Ben de lnn nnde eilip ban gsne doru
bastrdm. uvaln dokusu aa kabuu gibi kabayd;
adamn suratn gremiyor ama enesini gsne bastr
dm zaman aznn kapanacan biliyordum. izme
lerini imdi rtsen de fark etmez, dedim. nk adam
gece uzayacak ve izmeleri tekrar uvaldan kacaktr.
Babam bana bakt; yakld olmadn ilk kez o za
man grdm. Aa doru incelen yznde enesi ok
etli ve burnu fazla kemikliydi. Gzleri bile birbirine faz
la yakn olabilirdi.
uvaln imdi izmeleri de rten ucunu zincir dola
d. Artk izmeleri rten utan zinciri uvala dolad. Ta
mamdr, dedi. Herkese yardmlar iin teekkrler.
Hepimiz geri durup ba aa sallanan adama bak
tk. uvaln iinde bile insan gibi duruyordu. Omuzlar
nn ve bann gsnn zerine kvrld seilebiliyordu. Yukanda izmeler olduu seilebiliyordu. Ba aa
uyumay renmi, kaba uval bezinden kendine byk
gelen -ama sonuta yarasalarnkinden farkl olmayankanatlara sarnm bir adam. Kanatlarn altnda tebeir
kadar beyaz bir beden vard. Gecenin kmesini bekli
yordu.
Kfi, dedi babam. Kamp kurma zaman.
st kararm olan ilteyi aldk ve paslanm eski
hazalardan birini oraya kadar tayp temiz yan yukar
bakacak ekilde stne attk. Bu yatak, trl rahatszlk49

lann yan sra srt problemi de olan dedem iindi. Geri


kalanlarmz yerde yatacakt.
Babam Tomun konserve, tabak anak ve atal b
aklar eviyenin yanndaki masalara tamasna yardm
etti. Birbirleriyle konumuyor, birbirlerine bakmyorlar
d. Tomun gzlkl surat benim yalarmdaki bir ola
nn suratna benzetilebilirdi. Salan siyaht ve babamnki gibi nlerden almyordu.
Lks lambalarn masaya astm. Matm aalarn ara
snda her zaman yattm, zeminin dz ve am yaprakla
ryla kapl olduu yere tadm.
Tom her zamanki gibi le yemeini hazrlad. Sof
rada sadece ekmek, jambon ve peynir vard, bir de ket
apla hardal. Piknik masasna kurulduk; babamla dedem
yamacn tarafnda, Tomla ben, yerekiminin bizi hafife
arkaya yatrd aa tarafta. Bu masann dz olduunu
hi hatrlamyorum.
Hepimizde uzun ve geni azl birer ava ba var
d. Dedem kendi sandviini kurutulmu et gibi dilimlere
ayrd. rt yoktu, sadece masann eski lekeli tahtalar ve
biz kestike tahtada kalan izler. Baklarn az stte kaim
ve yivli, sivrilen ularna doru kavisliydi. Her birimizin
sandvileri farkl farkl kesilmiti; babamnki apraz,
Tomunki basit bir ekilde ikiye blnm, benimki arp
eklinde drt parayd. Kesme iini bitirdikten sonra b
aklarmz masaya sapladk; dier yemeklik malzemele
rin arasnda drt direk gibi hepsi dik duruyordu. Buraya
her geliimizde ayns olurdu; tek fark, bu sefer aramzda
konumamamzd. Kimsenin syleyecek bir eyi yoktu.
Austosbcekleri havay trtlarla ve nabz atyla dol
duruyordu. Sinekler, el veya ayak bileinizden pis bir s
rk alabilen at sinekleri. Tek hareketimiz inemekten
veya sinekleri kovmak iin el kol sallamaktan ibaretti ve
hibirimiz gzlerini masadan ayrmyordu.
50

stmzdeki amlar rzgrda kmldanyor, sonra


tekrar susuyordu. Eviyedeki suyun sesi. ayrn artan s
s aalara ve glgelere yaylyordu.
Dedem bir paket kraker biskvi at ve bir avu do
lusunu ezip derin plastik bir kupanm iine boaltt. s
tne st dkp kakla yedi.
Tom tek kelime etmeden kalkt ve matna gidip de
demin ineme sesine kulak verdi. aprtlar. Gn orta
syd ve bcekler haricinde hibir ey kmldamak iste
miyordu.
Eh, dedim ve ben de matma doru gittim; haki renk
li eski asker uyku tulumum iine girilemeyecek kadar s
cakt. stne uzandm ve parlak mavi bir fona kar duran
am aalarm izledim. Btn grnt merkeze ynel
mi, amlar yerlerinde durduklar halde sanki maviye
doru kouyordu; durmadan arkalannda glgelerini bra
kabilecek, gkyzne akp gidebilecek ama maddilikle
rinden bir ey kaybetmeyeceklermi gibi. Btn dnya
deimezliin buharym gibi.
stnde yattm zemin, da boyunca herhangi bir
yere kayabilir, altmda alan herhangi bir derinlie yuvarlanabilirdi - ya da basbaya altm boalabilirdi. Biz
den drt nokta vard ve beincisi biraz nce aslmt;
geri kalan her ey fondan ibaretti.

51

Neden avlanrz? Daha eski bir eye dnmek iin de


il mi? Ve her eski zamanda bizi bekleyen Kabil deil mi?
Gnn ge bir saatinde uyanarak akam avma hazr
landk. Hava tazelenmiti, artk ar ve l deildi. Her
gnn sonunda bir vaat, bir atiklik. Aalann glgeleri
llemeyecek kadar uzam ve bir rnek bir ayla p
rzsz karanlk hatlar oluturmutu. ayrdaki otlarn
her bir san yapra da varolua kaznm gibi bir hiza
dayd ve dere boyundaki ereltiotlarnn en uzunlar su
yun aynasna izgili ilkel iaretler brakmt.
amlarn tepesinde hzlanan rzgr acele etmemizi
ister gibiydi. Babam, dedem ve Tom tfek ve mermileri
ni, mataralarn ve drbnlerini, koyu renk ceketlerini ve
apkalarn aldlar. Ormann iinde glgelerden uyanm
sessiz, amansz ve pr dikkat ekiller gibiydiler.
Herhangi bir aa ait herhangi bir topluluk olabilir
dik. Av, binlerce nesil geriye gtrlebilen bir gelenekti.
Bizde gruplamann ilk nedeni ldrmekti.
Tfeimi almama msaade etmemilerdi. Silahsz,
erkeklie kabul trenim olmas gereken avn dnda bra
klmtm. O kadar kzgndm ki, bir sz sylemenin yolu
nu bulamamtm. Kamyonetin arkasna kp bekledim.
Kasada ilte olmadndan artk omuzlarm kabinin
52

stnde kalacak ekilde arkada dikilebiliyordum. u an


ormanda yryor ve aalan siper ederek admlarmz
sessizce atyor, boynuz, kulak seirmesi veya arka plan
dan daha ak tonda bir kahverengilii aryor olmalydk.
Kulak kabartmak iin duraklyor olmalydk. Fakat de
dem modem bir ey olup km, enslin ve haplarla i
irilmi bir obezlie dnm, ormanda bir-iki kilomet
re yryemez hale gelmiti. Binlerce nesil ve on binlerce
yl onunla son bulmutu. Kamyonette oturmu, tm ge
yiklere geldiimizi kilometrelerce nceden haber veren
motor grltsyle gya avlanyorduk. Toprakla ba
mz kalmam, tkrt ve trtlar kanp akln alamayaca
kadar yabanc izler brakan tekerleklerin stnde iler
liyorduk.
Ayaklarm srye srye toplanan dedemi izledim
ve ondan gelmi olduuma inanamadm. Suratndaki
tm hatlar hafifleyip siliniyor, geriye lekeli etten ve sar
kk deriden yzeyler brakyordu.
ene ve yanak yaps gevek olan babamn yz iin
de ayn akbet kanlmaz grnyordu. Olabildiince
sessiz hareket eden bykler tek kelime etmeseler de bi
raz sonra motoru altrmak gibi bir samala girie
ceklerdi. Arabaya binip tfekleri dizlerinin arasna ald
lar ve kaplar byk bir itinayla her birinden kk bir
t kararak kapattlar.
Sonra motor alt, geri geri gidip dndk ve yol
dan bara bara gitmeye baladk; karmza ne kaca
kimin umurundayd? Bakmyordum bile. Anlamsz bir
avd. Gya gzcydm ama onun yerine aalara bak
yordum. nce yah orman, sonra gen; doduum sra
larda kesilmi olan bu ak arazideki aalarn hepsi in
san eliyle dikilmiti; ince ve kendi banaydlar, aralarn
daki boluu bir enkaz dolduruyordu. Yabani otlar, ereltiotlar ve sonbaharla kzaran meeler iek bekleri
53

gibi duruyordu ama gerekte yaklmay bekleyen bir atk


corafyasna aittiler; hepsi ormanclarn geride brakt
erpt ve hl ryor, patikalar tkyor, zemini ya
pay ekilde ykseltiyorlard.
Yumruumla arabann tepesine vurunca sallantyla
durduk. Kaplar hzla ald ve nce sadan Tom kp t
feini omzuna kaldrd. Sonra soldan babam inip tfeini
kaldrd.
Tom, Nerede? diye sordu. Fsldamaya alyordu
ama sesi kaba ve grltl kmt.
Gen ormann aa doru al rpya kart ve as
la avlanmadmz, ayak basmadmz tarafn iaret et
tim. Kampa bu kadar yakn bir yerde hi geyie rastlamazdk.
Babam, Neydi? diye sordu.
Byk bir geyik, dedim. Boynuzunu uluya ben
zettim ama sekerek hzla allara gitti.
Babam harap araziye doru komaya balad. Tom
sanda, ben de arkalarndaydm. Ayak bastmz hibir
yer gvenli deildi. Kk dallar, testereyle kesilmi gv
deler ve ukurlar her yerdeydi ama babamn ba sanki
altnda yay varm gibi stten szlyor, tam da iaret
ettiim yne doru ilerliyor ve u geyii aryordu. Bacak
larnn ve botlarnn zeminle temasnn olmamas ona
glk karyordu.
Arkama baktmda dedemin ok gerilerde taklp
kalarak avdan koptuunu grdm; glmserken ayam
tkezleyince serte zehirli meelerin1 arasna kapaklan
dm; bir gn gemeden yzm, boynum ve kollarm pis
pis iecekti ama umurumda deildi. Her avda olurdu
bunlar. Tekrar ayaa kalkm, var gcmle kouyor, n-

1. Alerjik reaksiyon uyandran bir tr bitki. (Y.N.)

54

dekileri yakalamaya alyordum. Yksek sesle lklar


atmak istiyor, buna baylyordum. Madem avlanmama
izin vermiyorlard, o zaman bu topraklarn sunduu en
belal arazilerde hayal geyikler kovalayacaklard.
Ufka yaklaan gnee doru kouyorduk. Tom iki
eliyle birden tfeine sarlm, karsna kan engellerin
hepsinin stnden atlarken yaban tavanlar gibi gr
nyordu. Babam daha aadan ve istikrarl gidiyor ve
tfeini tek eliyle nde tutuyordu.
ekiller renkten ibaret kalmt. Ayaklarm topran
ak kahverengisini aryor, yere dm dallarn karanlk
tonlarndan, kesik aa gvdelerinin gri beyazndan veya
rn arap renginden uzak durmaya alyordu. Sa
rlar bir yanlsama, bir panoydu; havann kendisi gibi
uucuydu. Baz yerlerde belime kadar kan kuru otlarn
iinde yzyor, ak dikenli st yeili kengerlere arpma
mak iin saa sola seiriyorduk.
in pf noktas ileriye bakmakt. Ancak gereinden
yakna baktnzda, u an olan eylerle megul olduu
nuzda ayanz taklrd. Bak anz geni tutar, kar
daki gnee gzlerinizi dikerseniz asla dmezdiniz.
Babamla Tom, n u haliyle glgeler iindeki yar
varlklar gibi maddiliklerini yitiriyor, arlksz birer ha
rekete dnyorlard. Koarken gnee taklan bir kol,
bedenlerine yine bedenliini kazandrabilir; ama sonra
bana ve ok daha arkaya uzanan bir glgeye brnrd.
Giderek hzlanyorlard ve ben geri dyor, onlar
kaybediyordum; ama sonra Tom zplaynca glgesinin
ykseklii beni ayor aramzdaki mesafe kapanyordu.
Tom genlese de bzlse de uzuvlarnn orants bozul
muyor, ama bu arada onu evreleyen her ey ve her an,
her uzun glge ve her ince aa byyor, ben koarken
dnya bana doru esniyordu.
Babam alaktan sabit giden bir ekildi, farkl bir yer55

ekimine tabiydi. Geyiin hayal olmasnn bir nemi


yoktu. Onu nasl olsa bulacan biliyordum. Onu ne ya
pp edip grnr klacakt. Kovalamacada silahn atele
yecekti ve o iddetli gmbrt srtlara arpp tepelerin
doruklarndan bize geri sekecekti.
Byle komay, avmz kovalamay nasl da istiyor
duk. Ama buydu. Bizi koturan, ldrmenin sevinci ve
vaadiydi.
Cierlerimi ve bacaklarm hissedebiliyordum ama
bunun sebebi, bir geyiin olmadn bilmemdi. brle
ri hibir ey hissetmiyor gibiydi; adrenalin tm aclarn
alp gtryor olmalyd. ldrmek kadar eksiksiz ve
dolaysz bir sevin yoktu. Srf bunun dncesi bile her
eyden daha glyd.
Botlarmn arlyla geri kalp ndekileri gzden
kaybetmi ve dmemeye alarak tm dikkatimi nm
deki dal ve gvdelere, al ve otlara vermitim. Ylanlar
dan, bileimi burkmaktan veya bacam krmaktan kor
kuyordum. Dten syrlmtm ama babamla Tom hl
oradaydlar.
Durdum ve ellerim dizlerimde, ne eilip nefes al
maya altm. imdi geriye dnp baknca bir ocuun
yorulmas tuhaf geliyor ama gsmn ve bamm zonk
ladn, dnyann etrafmda fr dnp sersemlediimi
hatrlyorum. Ondan sonra yrmeye balayp l yap
raklarn ve al rpnn stnden admladm, zehirli
meeden gr bir rtye rastlayp aresiz, iinden glk
le gemek zorunda kaldm hatrlyorum. Bitki kendi
kendini zehirlemi gibi parlak ve cilal bir yeildi ve yap
raklarnn kenarlan kzla dnmt; ryp lrken
bile daha fazla zehir sayor gibiydi. nsan yle bir eyin
dnyada niin var olduunu merak ediyordu.
Ormann kesildii yerde hep en hain bitkiler yetiir,
yekdierini boarak aradan kmaya alrd. Kengerler
56

ve srganlar, yaprak dkmeyen meeler ve zehirli meeler,


tohum kabuklan, srgnler ve dikenler. Babamla Tomu
buraya yollam, ben de pelerinden gitmitim.
Byle bir bilinmezliin iine doru ilerledike arazi
hafif bir eimle alalyordu. Gne en uzaktaki srtn ar
kasnda gz krparak kaybolmutu ama altmzdaki ge
zegen dnerken gkyz hl aydnlkt. Artk her biri
miz kendi bamza, o yamata yalnzdk ve aa vadide
ki scak havann ykselen hareketiyle esen yele kar
kendi adm ve nabzlarmz duyuyorduk.
Ne ben babamla Toma seslendim ne onlar bana ses
lendi. Her birimiz ayn ayn ilerledik; karanlkta kamyonete
dnmemiz gerekene kadar byle devam edecek, her biri
miz bunun zamanlamasn tam tamna bilecek ve ne ka
dar ayr yollardan gitsek de ezamanl olarak dnecektik.
Bolukta yryorduk. Her corafyann gerei. l
drmenin vaadi bo knca yeil rtnn ad kalmaz,
onlarca tr olmasma ramen hepsi kuru, gr, boylu ve
amansz, ka imknn daraltan dolaklkta bir teklie
dnr. Gkyz yeni, eski ve hibir ey, yeryz kof
tur. Yrmeye devam ederiz; nk sadece bu kalmtr.
Tfeim olmadndan ellerim botu. Tfein kabza
sndan tutup namluyu omzun stne atmak gzeldir. Si
lahn arl boynunuzda uzun bir iz brakr. Adm attk
a yaratt sallant, arl ve namluda kalan scaklk.
Daha yksek allklarda elinizi namlunun stne atmak,
tfei iki omuzda birden tamak. Silah o ekilde tuttu
unuzda devleirsiniz. Omuzdan yere olan mesafe artar
ve al rp nasl olursa olsun, iinden geebilirsiniz. s
telik iki yandan da hareketlilii kollayabilirsiniz. Gz
ap kapayana kadar tfei indirip ateleyebilirsiniz. Bir
ayanz denge iin geridedir; ama onu oraya koymay
dndnzden deil. Ve hibir hareketle karlamasanz ve tfei indirip dorultmasanz bile o bolukta y57

ryen ikinizsinizdir, gece kerken onun arkadaln


hissedersiniz.
Fakat tfek olmaynca hava, havadan ibarettir ve el
lerinizle ne yapacanz bilemezsiniz. allardan korun
mak iin kollarnz uzatrsnz ama elleriniz faydaszdr
ve yksek yeilliin iinde bir kerteriz olmaynca yr
dnz yol bir ylannki gibi dolanr. Sonu gelmeyen
allarn iine gml olarak her adm bir ikencedir.
Dev zehirli meeleri yara yara nihayet genie bir
alda ulatm; kamyoneti gremeyeceim kadar karan
lk olsa da yolumu bulacak kadar k vard henz; her
eyin zamanlamas doumumdan ncesine ait a ayar
lanmt; ayaklarmn zamanlamas, nefesim, nabzm, ii
bo dncelerim bile.
Kamyonetin evresinde dikilip kimimiz yere kimi
miz ge bakyorduk.
Sonunda babam, z sremeyecek kadar karanlk ol
du, dedi. Ama onu yarn yakalarz.
Tom, Oradan aa inmeyeli ok olmutu, diye ka
tld.
Yllar, dedi babam. Daha bile fazla.
Belki. Sabah karar veririz. Nasl grndne bakarz.
imdiden souyan gecede drdmz daha da ka
ranlk bir varla brnmtk. Gne gidince sy tuta
mayacak kadar seyrek olan hava her naslsa n ok
azn tutmay beceriyordu. Babamla Tomun tfeklerini,
namlular aa bakacak ekilde, dirsek ilerinde tuttukla
rn grmeye yetecek kadar. Dedeminki ask kayndan
omzuna aslyd. Karanlkta glgeler her yere hareket
edebilir; benim de gzm krpmam veya biraz oynat
mamla brleri birbirine biraz daha yaklaacak ya da
uzaklaacaklard.
Tom, Aada hibir ey olmayabilir de, dedi.
Belki, dedi babam. Ama bir tanesini grdk.
58

Grdmz o sylyor. Sen kendisini veya izini


grdn m?
Hayr, dedi babam.
Byk bir geyikti, dedim.
Onu duyduk, dedi Tom. Gne arkadan vuruyordu
sanrm. Alev alevdi. Her noktas tutumu gibiydi ve bir
birine girmi onca karmaann iinde hzla sekiyordu.
Evet, dedim.
Ve tam biz o tarafa bakarken kayboldu.
Evet.
Pekl, dedi babam. Bu kadar yeter.
Tom, Kampa bu kadar yakn hi byk geyik grme
mitik, dedi.
Babam, Bu imdi de grmediimiz anlamna gelmez,
diye karlk verdi.
Tom, Ka yl oldu? diye sordu.
stmzde, gecenin serbest kalan ve aramza dalan
paralar gibi, yarasalar uuyordu. Kanat sesleri yoktu.
Dedem, imdi olann gemite olanla bir ilgisi yok
tur, dedi.
Tom, Vardr, diye karlk verdi.
O zaman ocuun kaak avcy vuracan gsteren
bir iaret var myd?
Ayn ey deil.
Tabii ki ayn ey.
Souk stmze kyordu. Avn sonundaki karan
lkta kamyonetin evresinde bu ekilde ok toplanm
tk; tek fark, bu sefer kkrt kokusunun olmamasyd.
Bir o eksikti.
Geyik orada olabilir de, olmayabilir de, dedi dedem.
Ama hangisi olduu hakknda hibir fikrin yok.
Babam, Hava souyor, dedi. Kampa dnme vakti.
Tom, nz de kafay yemisiniz, diye sylendi.
nz de.
59

Babam src kapsn anca k yand. Dan o


yanndaki tek k ve babamn yanlamasna ieri girerken
ince salar. Sonra Tom, tfeinin namlusunu omzuna
yaslayarak ortaya geti, ardndan dedem bindi.
Ben kasada aa yapp souktan korunmaya al
rken kamyonet drt ekerli iniltisiyle yolda dnp dur
du ve kampa abucak vardk.
Babam ilk i olarak karanlkta lks lambasn yakt;
alev alm bir ay poeti gibi fitili tututurdu ve vanay
daha da anca havay emen alevler ocak sesi gibi yumu
ak bir uultuyla kzgn bir beyaza dnd.
Lks tututurduktan sonra babam, onu sacn yanma
koydu ve masann yanndaki ukurda bir ate yakt. Big
Blue Tip marka mutfak kibritiyle gazete, kk dallar ve
kesilmi odun getirmiti. Tom akam yemeini hazrlar
ken ktkten oturaklarmza oturduk. Byyen ateten
s yaylrken mz olabildiince scaa sokulduk. Kvl
cmlar amlara doru ykseliyordu. Ate bizi geri kalan
her eyden yaltyordu. nsan ayran eylerin ilki. Toplu
halde avlanmak daha eskiydi ama hayvanlarda da vard.
Bir atein banda oturmak kadar eski ve insanca
pek bir ey yoktur. Yalaz bir odun parasn kuatr ve
aydnlk verir, oduna hibir ey olmayacakm gibi bir
izlenim brakr. effaf olan yalazdan grnen odun hl
sandr, siyah bir eye dnmesi i iten geene kadar
fark edilmez.
Yalazn eperi asla krlmaz ve paralanmaz. Her bi
imi alabilir; ama her deiim akkan, her eper yuvar
lak, sonuncunun iinden doan her yeni dalga tamama
erip yok olur. Gizem duygusu uyandran, iimizdeki ola
s kiiye suret oluturan eylerin aklamasn sadece
atete veya suda buluruz; bunlardan ate, daha dolaysz
olandr. Atete hibir zaman kendimizi yalnz hissetme
yiz. Ate ilk tanrmzdr.
Dedem, Yarn ormandaki aklkta avlanabiliriz, dedi.
60

Babam, O geyiin peinden gitmeliyiz, diye karlk


verdi.
Dedem, Geyik olmadn biliyorsun, dedi.
nesil gzlerimizi atee dikmitik; ilk oluan ve
turuncu bir k yayan, sya derin bir renk veren kzlere.
Yandka kendini yeniden dzenleyen odun dikdrtgen
kz paralar halinde ayryordu. Nereden geliyordu bu
dzen?
Babam sonunda, Bunu bilemezsin, dedi.
Bildiim ey, onda bir yanlln olduu, dedi de
dem. inde doru olmayan bir ey var. Ve bizim yapma
mz gereken onu hemen burada ldrp u atee atmak.
Babam, Olum hakknda konuuyorsun, dedi. Ken
di torunun hakknda.
O yzden de bu iin aresine bizim bakmamz gere
kiyor.
kisi de bana bakmyordu. Bir milyon kilometre uzak
taymm gibi hakkmda konuuyorlard.
Babam, Ben olsam nce seni ldrrm, dedi.
Dedem, Biliyorum, diye karlk verdi.
Alevlerin nda yzleri, sadece zamamn etkisiyle
farkllaan ayn eyin iki yorumu gibiydi. Kzlere bakan
ayn gzler, ne doru uzanan ayn eller; yalnzca yzey
ler baka. Ciltler daha yah dedeminki ikin ve gevek.
Ama ya kesip alsanz ve zaman geri dndrseniz ayn
adam bulurdunuz.
Hatrlayamadm ey orada ne anladmd. z de
demin benim ldrlp yaklmam gerektiini sylediini
biliyorum ama bunu sylediinde ne dndm hatr
lamyorum. Hibir ey hatrlamadma gre herhalde hi
bir ey hissetmedim. Belki fke. Anlayn olmad yerde
fke her zaman mmkndr. Ama bir idrak olamaz; ayr
ca, imdi anlayamadm bir nedenden, korkmamtm.
Dedem, ler giderek sarpa saryor, dedi. Geen her
61

dakikayla birlikte. urada asl olan ceset saat gibi iliyor.


Tom, Doru, dedi. Sesi dardand, istenmeyen bir
eydi. Ocaktan biftek ve soanlann kokusunu alyorduk;
atein kuru sesinden yam trts glkle duyuluyordu.
stersen bunun dnda kal sen, dedi babam.
Tom, Keke, diye karlk verdi. Bunu gerekten ister
dim. Keke seninle tantm n silebilseydim. u an bu
duruma dmemek iin onca yl gzden karabilirdim.
Tantmzda daha hafzamz bile yoktu.
Hepsini silerdim.
Btn hayatn silmi olurdun.
Farkl bir hayatm olurdu, hepsi bu; ve nasl bir ey
olursa olsun, imdikinden illa ki daha iyi olurdu.
Dedem, Buna korku derler, dedi. u an sadece kor
kuyla konuuyorsun ve sylediklerinin hibiri doru deil.
Ltfen, dedi babam. Ltfen konumay kesin, ikiniz
de. Ba dua eder gibi eildi, dudaklarn kenetlenmi el
lerine, dirseklerini dizlerine dayad. Gzleri kapand. Ate
e dua ediyordu, ate de babamn stnde glgeler bra
kyordu; babamn hi farkna varmad tarihncesi a
larn ars gibi gelmi gemi tm hayvanlarn ekille
rini yanstyordu babamn stne. Kendimizde bu ekil
leri hibir zaman gremeyiz; zamanda da gremeyiz.
Onlar ancak hatrlayabiliriz. Geri dnp ararsak btn
iaretleri, hayatmzn her nnn yekdieriyle konutu
unu bulabiliriz.
Ceset hl orada asl, dedi dedem. Ne yaptnzn
veya ne dndnzn artk hibir nemi olmadn
ikiniz de anlama benzemiyorsunuz.
Babam, Ltfen yine konuma, dedi.
O zaman dedem kalkt ve atein iine admn att.
stnde onca arl tayan botlar yar yanm dallarn
ve kzlerin iinde yarya kadar gmlerek bir kvlcm
kalabaln havalandrd, sonra geri adm att; hibir ye62

rine bir ey olmamt. Yanmaz bir maddeydi sanki ve


atein artk beli bklmt; odun paralan ayrm,
alevler kendi kaynaklanna indirgenmiti ve hibir yerde
be-on santimi gemiyordu.
Dedem masaya doru devam etti ve aala dereye
en yakn olan, yksekte kalan yerine oturdu. Olanca
arlyla yerine kt ve ceketinin cebinden, kulaklk
tan olan ekose desenli eski yeil apkasn kard. fade
siz bir suratla karanlkta kaak avcnm asl olduu yere,
ne kadar klm olsa da atein n yakalayabilen
uval bezinin kahverengisine gzlerini dikti.
Babam yzn ateten evirmi, iki bklm haliyle
ellerini ceplerine sokmu halde aalarm karanlkta belli
belirsiz seilebildii yamatan yukan, daha yksekteki
srdann eteklerine doru bakyordu. O an onunla konuabilmeyi isterdim, ama birbirimize ne syleyebilirdik,
bilmiyorum.
Tom kt tabaklan bankn stne koydu ve her bi
rine birer biftekle soan ve ekmek dilimleri brakt, ar
dndan tabaklan masaya kard. O ve ben aaya mey
leden tarafa oturduk ve mz yemeye baladk; bir
sre sonra babam da bize katld ama hibir ey konuul
mad. Yalnzca ineme sesleri, lksn bouk uultusu,
yanmzdaki derenin suyu ve aalardaki rzgr. Sanki
her birimiz orada yalnzdk; imdi bana en tuhaf gelen
ey de bu. Neden aramzda daha fazla ba olmadn da
anlamyorum. Anlarm kartrdmda sanki her za
man byleymi gibi hissediyorum; sanki babam, dedem
veya Tomla geirdiim her an yalnz bir anm gibi. s
telik onlarn niin nemli olmas gerektiini bile bilmi
yorum. Oysa hayatmda bana en yakn insanlar onlard.
Annem daha ben hibir eyi hatrlayamayacak kadarken
gitmi, bykannem lm ve geriye bu adam kal
mt. Onlardan baka kimseyi tanmyordum, dolaysy63

la o sralar hissettiim ey herhalde doal ve olaylarn


normal seyri olmalyd. Ayrca daima birlikte olmamz
da kanlmaz grnyordu.
Yemeimizi bitirdikten sonra Tom kt tabaklar
mz, alev alp bztkleri atee att. atallarla ocak
sacn ykad, ellerini bir havluya sildi ve aalarn arasn
daki matna doru yrd.
Babam da aalarn arasnda kayboldu. Ardndan,
ayaa kalkmak iin ellerini kullanmas gereken dedem
doruldu ve u dengesiz yryyle yatana yneldi;
uyku tulumuna yerleirken eski ve pasb yaylarn sesi geldi.
Suyun ve lksn sesini dinleyerek bir sre oturdum;
iki ayr dnyadan gelen ama ilk anlarmda onlara da yer
olduu iin bir ekilde birbirine uyan o iki sesi. Ainalk
kazanamayacamz ey yoktur, sanki hepsinin de amac
budur.
Uzanp lksn gazn kapattm. Ik aniden yitti, su
yun sesi byd, ay poeti biimli fitil kenarlarndan
kor krmz kesildi; ama ateteki kzler gibi krk ve parab grnen bu ince izgiler de yok oldu ve geriye yal
nzca su ile karanlk kald, derken, aa tepelerinin ka
ranlk hatlar gerisinde yava yava yldzlarn belir
meye balad.
Kadim dnya. Suyun kard sesler ve yel, sadece
yldzlarn aydnlatt da. Yerde, aalarn arasnda uyu
yan ve avlanabilelim diye sabahn olmasn bekleyen k
k takmmz. Koca dnyada bunca zamandr hibir ey
deimemiti.
Ben de aalarn arasndaki matma doru yrdm,
uyku tulumumu serip iine girdim ve imdi, postlarn al
tnda uyuyabilmi olmay diliyorum. imdi, onca zaman
geri dndrebilmeyi diliyorum; nk yeterince eskiye
gidebilirsek sorumluluumuz kalkar.
64

Dnyann btn havas boalm, kaburgalarm yere


yapm, eziliyordu. Mthi bir arlkla uyandmda
dedemin stmde oturduunu fark ettim. Yzme koy
duu bir eliyle bam yere bastryor, havada tuttuu
bryle ban kavram, kurbanlk bir hayvan gibi
boazm kesmeye hazrlanyordu.
Bacaklarm benden ayn hareket ediyor, yeri tekme
liyordu; bota kalan sol kolumla dedemin brn yumrukluyordum ama onun dnda tamamen yere mhlan
m durumdaydm.
Yldzlarn nda kemik rengini alan ifadesiz geni
bir yzey halindeki yzyle dedem, gzlerini bana dik
miti. fade belirtisi yok, tanma belirtisi yoktu; yalnzca
dnyann boluunda bo bir bak ve havada tutulan,
inmeye hazr bak.
lk atabilir, babamdan yardm isteyebilirdim ama
bunun iin zaman ve seri hareket gerekirdi, bir eylemin
dierini takip edebilmesi gerekirdi, oysa bayla tepe
me km olan dedem zamanm dndayd. O an, hem
bir sonsuzluk hem de ksack bir and ve ikimiz arasnda
ki dier tm anlar iine alyordu.
Deredeki su dolaplar iin kaln parmaklar ince bir
lataya kck bir iviyi dayam, ekile ona hafife,
65

ama gayet hafife vuruyor, tahtay atlatmamaya zen


gsteriyor. Akntdaki direklerin arasna o latay tutturur
tutturmaz dolap canlanyor, belli bir nabzla devridaime
balyor, suyun her iki sray arasna bir duraklamann
girmesiyle o nabz kendi kan akmz yanstyor.
Gl kysndaki iskelede o eller ay nda bir yaymb al tutuyor. Sudan yaplma kaygan koyu bir rya; su
dan, amurdan ve canllar hzlandran neyse ondan; ke
nar bykl, solumak iin ardna kadar alan az; inanl
mayacak bir irkinlik ve gzellik. Asla tereddt etme
yen, baln ta derinliklerinden bile olsa ve ierideki tm
organlar birbirine bal bile olsa, midenin tamamnn
azdan karlmas bile gerekse o ineyi ekip alan eller.
Kuyruk, hibir younluu olmayan, itme gc salama
yan havada oradan oraya sallanyor; derisi gevek, fazla
hzl yaratlm eti kat kat.
Bataklkta skan sazan ve ku lleriyle, talarda
ryen ve her gn gnete kavrulduktan sonra geceleri
nefesini veren yosunlaryla gln kendi durgun soluu
her zaman yakn. Hava bu suyla ve bu rkle younla
mt; yaynlar bunlarn iinden ykseliyor ve bunlar de
demin de zn oluturuyordu. Balangc olmayan, her
zaman sregelen bir varolu gibi.
Ban inmesini bekliyordum. Kar koymak iin ya
pabileceim hibir ey yoktu; boazm aktayd ve v
cudumun geri kalan aresizdi. Dedem dalar kadar iri
ve duygusuz.
Tabii imdi brahimi ve shak'1 dnmeden ede
miyor ve Kutsal Kitaptaki her hikyenin Kabilden mi
geldiini merak ediyorum. Hepsi bir bilmece: nsann de-

1. Yahudilikte ve Hristiyanlkta slam inanndan farkl olarak, brahim Pey


gamber, Hacerden olma smaili deil, Saradan olma shak kurban etmeye
giriir. Eski Ahit, Yaratl, 22: 1-19. (.N .)

66

eri, ldrmeye hazr olmasyla m imtihan ediliyor? yi


liimizin, inancmzn, kurtulu olarak katilliimizin l
s Kabil mi? Kutsal Kitaptan yol gstermesini bekle
mek imknszdr. Yalmzca kafa karkl.
Kurban edenin babam deil de dedem olmas ne an
lama gelir? Hikye, bildiklerimizden sapnca hayatlarm
z nasl okuruz? Dede daha eskiye uzanr, babann kendi
sinden daha ok babadr. Kurban, onun iin daha byk
zveri demektir, bu yok edi gelecee daha ok uzanr;
ama te yandan hibir ey hissetmiyor, o halde kurbanlk
bunun neresinde?
Dedem Tanrdan gelmiyordu, ondan eminim. D
nmeyen, hissetmeyen daha eski bir eyden geliyordu.
Kayalar ve yldzlar kadar gerek bir eyden geliyordu;
tanmann olmad, isimlerden nceki bir yerden. Ve bir
yok olu sunuyordu.
Ama o gece deil. O gece bak inmedi. Dedem
ayaa kalknca cierlerime hava doldu, o da dnp geri
singeri yatana gitti. Haberi olmayan, gndereni olma
yan haberci. Kalbim skm ve oksijen tm vcuduma
yaydr bir halde ylece yattm; ve yerden dmemek iin
kollarm amak zorunda kaldm.
Arada bir kz parasnn hl atrdad atein, ora
dan ykselen son dumann kokusunu alabiliyordum. a
kaklarmdaki kann ekilmesiyle su ve rzgrn sesinin
ykseldiini iitebiliyor, ama nereye saklanacam bil
miyordum. Her yer gvensizdi.
Nabzmla nefesim yeterince dinene kadar, bykle
rin yumuak horultusuna dedem de katlana kadar bek
ledim, ardndan -botlarm giymeksizin- oraplarmla
ayaa kalkp yavaa dereye doru ilerledim. Her adm
m am yapraklarn yokladktan sonra onlarn iine ata
rak, krlabilecek kk dal veya al rp olmadna
emin olarak. Glgeye konan bir ku gibi melerek ve
67

denge iin kollarm aarak. Gecenin souunda sca


stmden atarak.
Kampn iinden yryp kamyonete vardm. Avc
nn lsnden uzakta deildim. uval, ykana ykana
tm rengi gitmi gibi, karanlkta beyaz grnyordu; ol
duum yerde herhalde sallanm olmalydm ki ceset ba
na kmldyor gibi geldi. Dedem demiti: gecede aman
szca ileri geri hareket eden bir sarka.
Elim src kapsnda beklerken dedemden ses var
m diye kulak kabarttm ve bir yandan da her ihtimale
kar cesedi szdm, sonunda artk sabrm kalmaynca
kapy atm ve kabin lambasnn nda elimi hzla kol
tuun arkasndaki tfeime atp kabzann serinliini ve
metalin souunu kavradm, skletini hissederek silah
ekip kardm ve kapy usulca, hafif bir t sesiyle rt
tm, k snnce krlemi olarak tekrar karanlkta dikil
dim. stme bir ey gelse gremezdim. uvalndaki l
y gremiyordum. Hzla geriye doru adm attm, tfei
nmde tutup melerek, yoldan aa arka arka giden
bir maymun gibi yan koar vaziyette kamptan uzakla
tm ve tfeim omzumda, hamle yapabilecek her insan
veya hayvan vurmaya hazr olarak yere uzandm.
Tfekte sadece mermi vard. Baka mhimmat
yoktu. Kurma kolunu olabildiince sessiz ekerek mer
milerden birini namluya srdm ve parmam tetiin
hemen stne yerletirerek ate etmeye hazrlandm.
Yolda ak bir hedeftim; drt bir yanm, iinde her eyi
barndrabilecek olan bir ormanla evriliydi ve kulakla
rm kann hcum etmesi yznden hl ilevsizdi.
Okyanus dibindeymiim gibi u havadan deryann
en dibinde uzanyordum. Ona tutunuyordum. Tabann
somluu gven vericiydi. Yldzlarn pusu gerek olama
yacak kadar uzaktayd. Tekil olmaktan km, milyarlarcasyla bir k seli meydana getirecek kadar oalmlar68

di. Eriilmez ve akln tesindeki dedemle ayn kkten;


l avcyla ve hatta benimle ayn kkten. Hepsi birer
anlam boluu.

Toprak yolun aklnda uyutmayacak kadar souk


tu gece. Ayn bakalatrd bir corafyada titreyerek
doruldum. Yol, konakladmz yerden daha gr ve ka
rardk ormana doru dne dne ilerleyen berrak beyaz
bir iz gibi grnyordu. Tercih ettiimiz yer burasyd:
en derindeki en sakl yer.
stmzde dev kayalk yzeyler ve kesik ykselti
ler, ak renkli uzun araklar. Kayalarn dibine doru
ekilme igds uyandryordu evre; eer bir maara
olsayd kampmz da herhalde onun iine kurardk.
Soukta bir bama dikilirken usuz bucakszl, o
an ne kadar kk olduumu hissettim. Yalnzca orap,
i amar ve tirtle nasl o kadar dayandm bilmiyo
rum. Herhalde korku beni scak tutmutu.
Her ey sessizdi. O bolukta en ufak bir trt yoktu.
Ve sesin yokluunda mesafeler alabildiine uzayabilirdi.
Kaya yzeylerinin boyutunu hesaplamak imknszd. B
tn dnya bekliyor, yzm dndm her yerde yk
seltiler uzanyordu. Havann eitlendii bir durgunluk
noktasndaydk ve yel yoktu; gne hi domasa her ey
bu haliyle kalabilirdi. Her gece iin bunu istemek, gece
nin hi sona ermemesini istemek mmknd.
Ate almasn diye tfein horozunu dikkatle indir
dim. Silahn demiri en souk olan ksmyd ve yalnzca
ahabna dokunmaya alyor, kampa doru yrrken
kabzay iki elimle kavryordum. Hl ilerleyen bir tak
mn son art gibi.
Yaklarken yoldan ayrldm ve kampa yksek bir
noktadan girmek iin aalarn arama daldm. ri am69

lardan den kozalak ve kk dallar her yerde olduun


dan, arlm vermeden nce admlarm dikkatle at
mam gerekiyordu. Ayaklarn zemini yoklad zayf bir
kr yry. Her an durmaya hazr bir yry.
Ormanda tm gr tersine dner. Yolda, ayn par
lakl altnda tm madde ktan ibaretti ve d hatlar
glgelerle belirleniyordu; buradaysa tm maddenin kay
na karanlkt ve dnyann aslnda byle yaratld his
sini uyandryordu. Yer botu, yeryz ekilleri yoktu; en
ginler k aran lk larla kaplyd. Her ey byle balamt ve
bu, ktan nceydi. Maddenin yokluu deil, kart mad
de. Boluun delaleti. Bizi biimlendiren ilk kuvvet.
Ormanda yrrken karanla odaklanmam gerek
miti; nk k zayft ve insan ancak yanltabilirdi. Y
rrken orman byd, boluklar geniledi ve mesafeler
uzad. Yoldan yrrken yukardaki kayalarla dan yama
cna entilmi aadaki yolun arasn dolduran amln
tamamn, onun snrl ve sonlu olduunu grmtm
ama iine girince tm snrlar kalkm ve ortaya yeni bir
corafya kmt; benimle kampn arasnda, attm her
adm daha da yavalatan kk ykseltiler ve ukurlar
belirmiti.
Gsme yakn tuttuum tfekten baka hibir e
yim yoktu ve u halimle leksizdim, herhangi bir bo
yutta olabilirdim; evremde hibir ey sabit deildi ve
eviyeye akan suyun sesini takip ederek, masann stn
deki atya ve kamyonetin tavanna vuran ay nn ya
ratt ekillere bakarak kampa varmam biraz zaman al
d. Uyuyanlar bulmak daha zor olsa da dikkatliydim ve
dedemin bayla grtlam kesmek zere olduu yeri
grnce bir savunmaszlk hissiyle korkup rperdim, et
rafma baknp durdum, yine de dedemin yatt yatam
beyazln, onun orada serili iri cssesini grene kadar
aalarn arasndan giderek yaklatm.
70

Baparmam horozu kaldrmaya hazr, tutuyordum


tfei ve dedemi vurup vurmamay tartyordum. Beni
ldrmesine ramak kalmt ve sanki her an yine aynsn
yapabilirdi. Bir daha uyursam tekrar uyanp uyanmaya
cam bilmiyordum.
Tfeimi omzuma kaldrdm ve namlunun, dede
min ocukken tuttuu u souk metalin ucundaki ince
dik knty gezin yuvarlayla ayn hizaya getirdim; de
dem ilk geyiini bu tfekle vurmutu ve imdi onun ka
ranlk cssesi arpack ile gez dairesinin lmcl hizalanmasyla -tm icatlar beklediimizden souk ve kktr,
onlarn gc bir ihlaldir, bizzat gklerin aralanmasdryumuam, klmt; bunun bilinciyle korkum yat
t. Baparmamla horozu kaldrdm, artk dnyada beni
durduracak hibir g yoktu. Her ne olacaksa buna ben
karar verecektim. Ve bu kaak avcnn sayesinde mm
kn olmutu. Artk yapamayacam hibir ey yoktu.
Fakat nce horozu, ardmdan tfei indirdim. Daha
nce tetii neden ektiimi nasl aklayamyorsam bu
sefer neden ekmediimi de ayn ekilde aklayamam.
Aldmz kararlarn, bilinli aklmzla uzaktan yakndan
ilgisi yoktur. Dikkatle geri adm atarak uyku tulumuma
dndm ve onu aalarn iyice arasna, yamacn daha yu
karsna tadm, devrilmi bir aa gvdesinin arkasnda
bir kovuk, gzden rak bir yer buldum ve tfeime yap
p uyuyabilmeyi umarak yattm ve snmaya altm.

71

Karanlk, kanla dolu olarak kaslp geveyen koca


man bir kas, Tanr kendi iini yapmaya koyulmadan bile
nce canl olan bir ey. lk nefes yok; daha evveline giden
bir hayatiyet, nabz ve basn. Karanlkta yatp bekliyor,
uyumuyordum; yldzlarn yegne anlam, aralarndaki
karanlk uzaydan ibaretti. Yaayan, soluyan ve kaslp
geveyen oydu. Altmdaki zemin usulca salnyor, yukar
daki ekime karlk veriyordu ve ben de arada kalm
tm. Yayl bir tuzak gibi ve iri cssesiyle dedem karanlkta
bir yerde yalpa yapyor, admlan herhangi bir yere iniyor.
Zaman, bir ayan niye belli bir yere indiini asla
anlayamayz. Dedem btn hayatm beklerken iimde
bekleyen bir ey daha var.
Bir daha hi uyuyamayabilirmiim gibi geliyordu.
Zihnim u souk hava kadar berrak ve tam anlamyla te
tikteydi; her an ayr ayr geniliyor ve neredeyse sonsuz
lua varyordu. Gece, ondan nceki btn hayatmdan
daha uzundu. Bu dnyada hibir lek veya l sabit
tutulamaz. Daima kayar dururuz.
Fakat sonunda lksn yakldn duydum; Tom
kahvalty hazrlamak iin kalkarken stmde aalar,
sahici bir renkten yoksun olarak, yeil yerine sar beyaz
dan ibaret binlerce ine yaprayla, ar kozalak ve dalla
ryla, gvdelerindeki derin yarklaryla bir saniye iinde
72

yaratlm ve bata glgeyken imdi mutlak bir dn


me urayp ktan yaplm gibi beliriverdi. Tm mesa
feler kayboldu, gkler silindi. Dnya yine dz oldu.
Suyun eviyede kard ses fazla gl olduu iin
lambann yumuak uultusunu, sevdiim o sesi duyamyordum; sadece Tom alrken metalin metalde kard
srtnme ve kesme sesleri geliyordu ve artk gvende
olduumu biliyordum. Dedem artk gelmezdi. Artk gn
balamt; hep beraber ava kacaktk ve bizi bekleyen
dier her ey ertelenecekti.
Uyku tulumumun scaklndan kmyordum ve g
nein henz emaresi olmad halde yel kmt. Hava
nn bile gn iin sabrszlandm gsteren bir haberci
gibi. Yaratl byle hayal ediyorum. Beklenen bir ey
gibi, bir yerinde duramama hah gibi.
Lksn istikrarszd; farkl trden bir gnemi
gibi, ancak fark edilecek kadar yava bir nabzla atyordu.
Kamp yeri epevre karanlktan ayrm, kendi kendinin
cce bir evreni olmutu. Arkadaki yamata ve aalarda
kendimin dev glgesini brakarak kalktm ve kot pantolo
numu, botlarm, ceketimi ve apkam kuandm. Kolu
nun tek bir hareketiyle olduum yeri btnyle karartan,
sonra tekrar aydnlatan Tom'un glgesi hepsinin en b
yyd.
Eski uyku tulumumu drp baladm ve devrik
gvdenin altna braktm. Mermi hl namluda hazr, t
feimi iki elimle tutarak yamacn dibinden yanlamasna
yrdm ve kampa farkl bir ynden, ayak seslerimi bas
trsn diye pnarn, hortumun ve suyun olduu taraftan
yaklatm.
Tom, arkasnda lamba, ocak sacnn banda duruyor
du. stnde alacak haki renkte kamuflajl beyzbol ap
kas ve ceketi vard. Bir eli cebindeydi ve bryle spatula tutuyordu. Ban kaldrnca beni fark etti.
73

Bu da dier kahvaltlar gibi, dedi. Dier avlar gibi.


Tfein elinde. Ama aradaki fark biliyorum.
Yz glgedeydi ama sesi, hayatm boyunca duydu
um sesin aynsyd.
Bir ey yaptktan sonra yapmam gibi davranamaz
sn. Geri dner dnmez doruca erife gideceim.
Haklsn, Tom, dedi babam. Adam vurduktan sonra
kendini ele vermelisin. Dorusu bu. Babam masann br
yannda, aa bakan tarafindayd ve lambanm yz
ne vuruyordu. Herhalde cesede bakmak iin kalkmt.
Tom, Bunu sylediine inanamyorum, dedi. Bana
ve ocaa arkasn dnp babamla yzleti.
Duydun ite.
Hayr, Bunu sen sylyor olamazsn, dedi Tom.
Buradaki iimiz delilleri toplamak, dedi babam. O
adam uvala tkp sizi alkoydum, sonra da delillerle bir
likte buraya getirdim. tan birden.
Bunu yapar msn?
Evet, yaparm.
Emin misin?
H h. te yandan, kimsenin erifi ziyaret etmesine
gerek olmayabilir de. Hatta bylesi daha iyi grnyor,
yle deil mi?
Tom, Bilemiyorum, diyerek tekrar ocaa dnd. lk
gzlemeler hazr. Tabaklar getirin.
Tfeimi gze arpmasn diye aada tutuyordum
ve tabaklara uzanmaya ancak yetecek kadar ileri ktm.
Tom tabama iki gzleme koyarken bana bakt. Onun
glgesindeydim ve artk yzn grebiliyordum: Sakal
tra gelmiti, yorgundu ve gzlk camnn arkasndaki
gzleri arpkt.
Babama fazla yaklamamaya zen gstererek masa
nn aa bakan tarafna oturdum. Tfein kundan ayak
larmn arasna aldm ve namlusunu sa omzuma yaslaya74

rak onu kolumla korur gibi sardm. Masann ortasnda


duman tten ksedeki mantar orbas kremasn aldm ve
iinde yarmay eklinde kahverengi paracklar olan k
vaml beyaz svy -su katlmam koyu etsuyu sosunugzlemelerimin stnde gezdirdim.
Babam beni grmemeyi baararak karma oturdu.
Orada yoktum. E tsuyu sosunu kendi gzlemelerinin s
tne dkp atalyla bir para ald. Bamzn biraz s
tnde yanan lks lambasnn uultusu artk baskn sesti.
Buruturduu yznde asla bir ifade olmayan de
dem kulaklkl apkasyla havaleli bir yn gibi karanlk
tan salna salna masaya doru geldi ve babam, srann
stnden bacaklarn atabilsin diye ayaa kalkp ona yer
at. Kalbna kk gelen cierlerinin an almasn
dan kan nefesi duyuluyordu. Kalbinin ceviz kadar kal
d o kalpta her ey bzp ufalm olmalyd, o kadar
ki, bir noktadan sonra onu yanp aacak olsanz karnz
da sonsuz bir ya denizi bulabilirdiniz.
nne konan tabaa sos dkt ve lokmas daha a
zna ulamadan inemeye balad.
Babam her zamanki gibi ift katl kusursuz genler
kesiyordu. Her lokmasna ayn miktarda sos datyor,
her lokmasn aa yukar ayn sreyle iniyor, her eyi
intizamla yapyordu.
Son olarak Tom geldi ve bacaklarn yanmda masa
nn altna sokuturdu. Fazla gzleme almt, tabanda
tane vard. Beyaz sosu boalttktan sonra atalyla yrta
yrta gzlemesini ortaya kadar kesti ve kenarlarn ayr
mad. Bu duruma hep sinirlenen babam bir yandan yer
ken bir yandan da Toma doru gz att. Bir an, sanki bu
da herhangi bir av gezisiymi gibi geldi: gn aarmadan
nce sabah erkenden kalk, babamn Tomun taban
szmesi ve bir ey dememek iin kendini tutmas. Lks
lambas ve pnar. kan yel.
75

Kendini bir uvala sdrm maskaralk eden, bir a


kac gibi kendi kendine oynayan avcnm ls. Omzu
mun stnden baktmda oradayd; enesini gsne
bastrm, gzleri kapal, kahkahasn zapt ederek rzgr
da hafife sallanyordu.
Bir eylerin olduunu elbette anlyorum, dedi ba
bam.
Tom, Tanrm sana krler olsun, diye sylendi.
Ama ikinizin nerdii eyi bir dnelim. Teklifler
den biri, olumu ldrp yakmak; ve bu teklif besbelli
akln karan ocuun dedesinden geliyor.
Dedem hi tepki vermedi. enesi bir inek gibi oto
matik olarak lokmasn iniyor, gzleri bo bakyordu.
Bir de erife gitmek ve her eyin nasl olduunu, u
nu neden buraya getirip uvala koyduumuzu vesaire
aklamak gibi parlak bir fikrimiz var. Bylece hepimiz
hayatmzn geri kalann izgili niformalar iinde gei
rebilir, birbirimize hikyeler anlatrz.
Tom, Ge kalm saylmayz, dedi. Suu ileyen hl
bir kii.
Bu doru deil, dedi dedem. Doru deil. Artk gz
lerini, ok daha uzaktaym gibi szd cesede dikmi,
atalm ucu yukar bakacak ekilde yumruunu masaya
koymutu.
Tom, Peki senin parlak fikrin nedir? diye sordu.
Babam, Onu buraya gmelim, dedi.
Gmmek, dedi Tom. Dzgn ve Hristiyanca bir
defin. Annesini de davet edecek miyiz?
Kolay, dedi babam. Bunca ssz arazi var, batan sona
aratrmak imknsz. allarn arasna bir yere gidip bir
ukur kazar, adam gmer ve olanlarn hepsini unuturuz.
Hibir ey yaanmam gibi.
Evet.
Ya onu aramaya gelirlerse ne olacak?
76

Gelsinler. Biz bir ey bilmiyoruz.


Ya vurulduu yerdeki kam grrlerse ne olacak?
Hibir ey olmaz. Ortalkta ceset yok. Ve biz de bir
ey bilmiyoruz.
Bir ey bilmiyoruz.
Evet.
Ve senin olun koca hayat boyunca hibir ey de
meyecek. Dili srp okulda azndan bir ey karma
yacak.
Evet.
Dedem, Sorun u uvaldaki adam deil, dedi. Onun
icabna baksan da hibir eyi halletmi olmazsn.
Zombi babam bir anda lanet bir filozof mu kesildi?
Zombi mi?
Evet baba, evdeki her zamanki halin. Bir odun par
as senin yannda daha canl kalr. Ve imdi bir anda, bir
sorun ktnda ve yardma ihtiyacm olduunda lanet
bir Aristoteles kesiliyorsun. B! Kendimizi nasl tan
myorsak gtmzden uydurduklarmz da bilmiyoruz.
Bir ey yapsak da yapmasak da birdir. Vesaire vesaire...
Dedem yumruunu asla tahmin edemeyeceim bir
hzla yle bir sallad ki, oradaki atal bir anda babamn
nkolunda, gmleinin yenini syrd yerde beliriverdi
ve ete derinden saplanan ularnn kenarlar nnda kr
mzya kesti.
Babamdan bir brt ykseldi ve atal kolundan
ekip karrken havada sanki krmzlklar, zayf kta
bile seilebilen krmzlklar szld; babam o koca cs
seye, zaman tersine eviren, kaldrlan etini tekrar yeri
ne koyan bir arpmayla kaynad: Tek bir ktle, nere
deyse bir sevgi halinde havada asl kalan ve sregiden
yumuak bir d, sonra masann stnde bot tabanla
rnn savruluu ve urbalar dolusu etin topraa gmlemesi, tanyamadm homurtular; bundan sonra balayan
77

hareket bir daha hi kesilmeyecekti. Yerde gremediim


bir kapma ve hrlama. Tom da ben de ayaa kalktk ve
u kargaamn minyatr su dolaplar, adalar ve kanallar
lkesine doru yuvarlanmasn, kh birbirinden ayrlan
kh birbirine yapan devlerin o lkede dp kalkmas
n, hareketin suda iz brakmasn ve srayp uuan
damlalarn aa glgesinde olmasna ramen yine de
almasn -havalandnda bile zayf bir mavi- izledik;
suyun kenarnda tfei iki elimle kavryordum ve babam
benim iin ura veriyordu. Ahyordu. Aladn duya
biliyordum. Babam dedeme, dedem de ona vururken
yanksz ve kesik aklama sesleri arasnda gzya dk
yordu. Suyun aasnda tekrar n iine yuvarlanrlarken dedemin aznn, nefes alp veren ve o csseyi bes
leyen koca karanlk bir ukur gibi ak olduunu fark
ettim. Babamn umudu olmadn biliyordum.
indeki doru yanl atmasyla zayf dmt
babam. Adaletsizlik onun iin bir ykt; dnyaya kusur
suz dzenini iade etmek isterdi ama bunun artk imkn
yoktu. Dedemse, artk anlyorum ki, daha eski kurallarla
i gryordu, dalar yrten ve bken kurallarla.
Yalnzca olacaklar grmeyi bekliyordu ve onun iin hi
bir sonucun brnden daha arzu edilir bir yan yoktu.
Bunu o zamanlar bilmesem bile, tmyle geerli bir kor
ku olarak, amaz bir igd, babamda her naslsa kay
bolmu bir igd olarak iimde sezgisi yine de vard.
Babam, yz glkle suyun stnde kalacak ekil
de akntnn iinde srtst dmdz yatyor ve dedem
enlemesine abanm, yukardaki karanla doru bakyor
ve sadece dirseini babama indiriyor, babam her seferin
de iki bklm oluyor ve dedem oral bile deil, daha faz
la aba sarf etmeye isteksiz grnyordu. Yalnzca u
miskin ve cezalandrc darbeleri indirmekle megul ola
rak yukardaki hilie bo gzlerle bakyordu.
78

O surat, o bo ifadeyi hl anlam deilim. Nasl


hibir ey hissetmeden ldrebiliyordum? Nasl bu hale
geldiimizi bilmenin hi yolu var m?
Kutsal Kitapa o yzden bakp duruyorum. Pek bir
ie yaramadn ve say umursamadm sylemem
gerek; ama Eski Ahit, daha erken zamanlara ait hikye
lerden, iinde kendimi bulma umuduyla aralarnda do
latm, tarih glgelerden oluan bir derleme.
Dv bitmi, babam yenilmiti; dedem stne yat
m, arada bir dirseini babama geiriyordu. Akntya
kalrsa onlarn oradaki adalardan herhangi bir fark yok
tu ve souk babamn iine iliyor, Tomla ben kenarda
ylece dikiliyorduk. Dedem hibir ekilde hafifletilebilecek bir kuvvet deildi. Yapabileceimiz tek ey bekle
mekti.
Sonunda doruldu. nce, babamdan destek alarak
dizlerinin stne; sonra bir bacan kaldrd ve ardndan
br bacan altna almak iin aceleyle ne doru bir
hamle yapt, derken, ne doru dmeye devam ediyor
mu gibi kilolu admlarla akntnn karsna geip masa
y geride brakt ve iltesine kadar gitti, orada kendini
tekrar yataa brakt.
Dondurucu suya adm atp babam kolundan ektim
ve kalkmasna, suyu stnden silkmesine yardm ettim.
Bunu benim iin yapmt ama anladm belli etmenin
bir yolu yoktu. nemli olan eylerin ok az sylenebilir
di. Neredeyse dilsizdik.
Kuru giysiler, dedi babam. Kamyonette.
Kamyonete gidip giysileriyle beraber bir havlu bul
dum ve masaya geerken soyunmasna yardm ettim.
nce ceketiyle gmleini kardm; lksn nda sol
gun ve zayf grnyordu, fitilin sar aydnlnda sarl
a tutulmu gibiydi. Pembelik ancak zar zor seiliyordu.
u adamn ls gibi enesini gsne drm otu79

rarken -tek fark ba aa olmamasyd- havluyla srtn


ve kollarm batan aa ovaladm. kisi de souk, solgun,
km ve bekliyordu; ve ikisini de, kaak avcnn l
m benim deil de dedemin elinden olmu gibi, dede
min madurlar olarak grdm.
Babam kolumu bana dolayarak kalkt ve yardmm
la slak kot pantolonunu, bol beyaz donunu kard. Kl
lyd, tyleri rpermiti ve tekrar oturunca havluyla ken
dini kurulamaya devam etti; kuru yn oraplarn, kah
verengi Carhartt marka pantolonunu ve botlarn giy
mesine yardm ettim, i amarm unutmutum ama
fark etmeyeceini syledi. Tekrar ayaa kalkmasna yar
dm ettikten sonra pantolonunu ekip ilikledi. Sonra s
tne beyaz bir tirt ve duman, kan ve ya kokan eski bir
ceket giydi. Yal bir adr bezine benzeyen haki bir ku
mat bu ceket, bamza gelenleri anlatan bir duvar ss
gibi her taraf leke iindeydi; ve bir bakma bu gerekten
de yleydi, nk saysz geyik, balk ve kazn ve kim
bilir daha nelerin kan ve i organlar sinmiti ona ve bi
zim de tarihimiz onca ldrdklerimizle birlikte vard
ve o yzden de elbette ki szl olamaz; ancak daha do
laysz sonulara ulatrabilecek ekillerle anlatlabilirdi.

80

Gkyz siyahtan laciverde dnm, lamba snn


ce aalarn stmzdeki kara gvdeleri belirmiti. Son
eyalarmz toplamtk ve ben de ceplerimi ,30-30luk
mermilerle doldurmutum. Yldzlar siliniyordu. Bu ava
ge kalmtk, kla beraber mevzi alamamtk.
Bir ayam slak ve souk, kamyonetin kasasnda bek
liyordum. Ayazda titriyordum ama ok gemeden gne
kacak ve gn snacakt. Ik bir hile gibiydi; her an
farkl bir maviye brnyor, sonra yava yava aaryor
du. Mavinin ne olduunu sylemek kolay deildi.
u uval ve iindeki ceset bile mavi olabilirdi. Kiri
te asl, hl bekleyen ceset. Sabrl bir l. Onu oradan
alp almayacamz merak ediyordum. Belki de almaz
dk. Belki avc orada ylece asl kalrd.
Tom kamyonetin iinde yerini almt bile, sonra ba
bam kat ve ar hareketlerle kageldi, en son da dedem
yatandan kalkt. Bir ekilde kuru giysiler giyinmiti
ama ayanda botlar yoktu. Onun yerine yumuak deri
mokasenler giymiti. Ba da akt. Kulaklkl apkas ya
slakt ya da dmt. Bann iki yannda beyaz tutam
lar halinde ksa salar vard, arada geni bir kellik. Cildi
byk beyaz bir karakurbaas gibi lekeli ve krkt.
Az fazla kk, gzleri fazla kk; ama onun dnda
81

bildiimiz dede. eri geti, araba silkinip alt ve yola


dtk.
Corafya solmu, tm renklerini yitirmiti. Glge
ve mesafeler yaknda varla kavuacak olsa da imdilik
birer sylentiden ibaretti. Dikey ve dm aa gvde
lerine, srtlar, bulutlar ve yola ait hatlar; aralarnda hibir
fark olmakszn ayn dz yzeye kaznm izgiler. Ik
bu dnyaya ait bir k olmaktan ok bir syd, iini g
rebildiimiz bir soukluktu. Ve yoldaki ilerleyiimiz san
ki yn duygusundan yoksundu, yan yatsak bile fark et
meyecekmiiz gibiydi.
Derken, bunlarn hepsi yalan oldu. Yama gerekli
e brnerek geni ve engin bir somutluk kazand, aa
lar dik durmaya, yol toprakta ilerlemeye, gkyz kendi
dzlemine oturmaya balad; her ey tekrar varlk kazan
d ve bundan nceki k bir andan ibaret kald, hatta o
bile deil.
Hayal geyii grdm yeri, karmakark al rp
ve zehirli meelerle kapl blgeyi geerken yzmde,
boynumda ve ellerimde derinin kabarp kanmaya ba
ladn hissedebiliyordum. Her zaman sinir bozan bir
ayrntyd bu, grmezden gelinmesi gereken bir ey. Ben
ilk geyiimi aryordum ve onun elimden alnmasna izin
vermeyecektim.
Fakat babam gr allarn, dar ve alak srtlarn oldu
u dan aa kesimlerine doru sapt; oralarda geyik bul
mam zordu. Sanki kastl yapyordu. Kamyonet dar yan
gn yollarndan elence treni gibi bir inip bir kyor, al
lar iki yandan arabay iziyordu. Ortalk yksek araklardan geilmiyordu ve hibir yerde gr akl yoktu;
grlt yznden geyiklerin hepsi oktan kam olma
lyd. Gkyz sar beyaza alyordu. Hepimiz kvrlp
sallanan, kaputu bir ge kalkan bir ukurlara inen kam
yonetteki yerimize glkle tutunuyorduk. Bu anlamsz
av, av bile olmayan av babamn bize bir nevi cezasyd.
82

Koyu krmz renkli sert manzanitalar bizi iki yan


dan szyor, ekilden ekle giriyordu: hepsi doruca yu
kar uzanan ince dal eitlemeleriyle yanlara kvrlan
kaln gvdeler, beyaz ile yeil arasnda deien ve ekli
tpk gze benzeyen yapraklar, binlercesi.
Kular her yerdeydi; biz yaklarken manzanitalarn
arasndan alak kahverengi kavislerle birden beliriyor,
tnyor ve cvldyorlard. Kk kanatlarn havadaki
rpnts kamyonetin pes uultusu stnden artc bir
younlukla ykseliyordu. Lastikler gece iinin nem ko
kusunu veren topraa batyor, dk vitesle zapt edilen
kamyonet durmadan ileri atlmak istiyordu.
Gne, Kei Dandan ykselmi, geni kayalk y
zeyleri sarartm, havay dalayp eritmi, gkyzn
renksiz brakmt. Biz hl glgede olduumuzdan siv
risinekler serinlikte stme yordu.
Geyikler gnn bu saatinde burada olmazd. alla
rn arasndan kar, ak arazide, aalarn altnda veya
ormandaki ayrlarda otlanrlard. Babam bunu biliyor
du. Ama yine de birbiri stne kapanan bu tepelerin
arasndan hibir ey gremeyeceimiz bir yere emekleye
emekleye gitmeyi tercih ediyordu. Yumurta ambalaj bi
imli bu tepelerin arasndan.
Tepelerin arasndaki ukur noktalarda tekerlek izle
ri amurluydu ve kamyonet bir kayyor, bir tutunuyor,
bir kayyordu, babamsa dan meydan okuyup bizi dur
durmasn ister gibi amanszca srmeye devam ediyor
du. Sonra tekerlekleri kaydrarak trmand, allarn yetiemeyecei kadar sulu, berbat bir ukura dald, lastikleri
amura bulayp oradan glkle kt, yine srne sr
ne ilerlemeye balad, sapland, drt tekerlei su ve a
mur pskrte pskrte oraya gmd, iyice batmamz
iin elinden geleni yapt. Orada kalmtk.
Babam gaza basmay brakp yandan aa, yandan
fazla amura batm tekerleklere bakt. Ay ananm al83

tnda bir yerdeydik; kupkuru olan u koca dada amura


batabileceiniz yegne blgedeydik ve babam dosdoru
buraya dalmt.
Kasada epevre dolap inecek kuru bir yer baktm
ama her yer amurdu. Bir adadaydk.
Babam motoru stop ettirip kapm at, dan adm
atnca kavalkemiinin yansna kadar batt. Kazmamz ge
rekiyor, dedi.
Nasl? diye sordum.
Bilmiyorum. Biraz salland, bir ayan ekip kard
ama yere braknca tekrar batt. Sonra ge bakt. Ben de
baktm, bombotu. Gne yaklayordu ve sca hissedilebiliyordu ama hl glgedeydik.
Babam ensesinde bir sivrisinek vurdu. Ta koysak
olur belki, dedi. Ta veya tahta. Gel ta arayalm. Byk
olanlardan.
Dedemle Tom yerlerinden kmldamyorlard. Anla
lan yardm etmeyeceklerdi. Tfeimi kasaya brakp
aa atladm; botlarm kvaml yzeyde srf tahtas gibi
yanlara doru babo kayd ve ben arka st grltyle
dtm. Km ve srtm amura dedii yerde yava ya
va batmaya, souu iime szmaya balad.
Babam beni ekip ayaa kaldrd. Oynamay brak,
dedi; ama szlerinde bir scaklk yoktu. Ta arayarak uyur
gezer gibi amurun iinde admlamaya balad.
Yanmzdaki yamaca trmandk, bulduumuz talan
yerinden skp kamyonete doru frlattk veya yuvarla
dk. Talann hepsi ksmen topraa gmlyd. Alttaki
baka talara skm olan bazlan gelmiyordu, bunlar
ekeyim derken parmak ularm syrmtm.
Ekinlerine bakan iftiler gibi gne bize yamata ni
hayet ulat. Buras pekl bir ba olabdirdi; ama tabu bizi
synp izen eyler asmalar ded, kuru aldard ve toplad
mz yemiler topra ancak delmi, hemen yzeyde kal84

mt. Kabuunda beyaz likenler olan kara yemiler; s


tnde likenlerin yetimesine msaade edecek kadar uzun
bir srede olgunlaan kadim meyveler. Yavalam, mev
simlerin alar srd, kn ok uzak grnd bir
dnyann mahsulleri. Fakat zamann dndaki bu mah
suller imdi yerlerinden sklm, amura frlatlmt.
Talarn en irilerini tekerleklerin gerisine, olabildi
ince derine ve lastiklere bastracak ekilde, babam onla
ra topuuyla vura vura sktrdk. Onlarn biraz daha
kklerini tekerleklerin nne, yine dibe iyice bastra
rak sktrdk, sonra kalanlar ne doru dizerek bir eit
yol yaptk. Koyu amurda dizlerimin stne km,
talar yuvarlayp yerletiriyordum. Souktu ama gne
bizi styordu. Babamla ben alyorduk, dedemle Tom
ise sanki yoktular. Sanki sadece babamla ben vardk ve
bu houma gitmiti.
Az kald, dedim.
H h, diye karlk verdi. Az kapalyd ve hibir
eye izin vermiyordu. Salar kta bir hale gibiydi. His
settiim muhtaln arln hatrlyorum; ne de olsa
hl ocuktum, daha on bir yamdaydm. Sanrm o
cuklar ancak bir anne veya babay mideye indirirse, on
lar dnyada bir btn olarak yutup iine alrsa doyar,
geri kalan her ey bir hayal krlddr.
Babam az sonra kamyonete binip motoru altrd.
Yamacn kenarnda durmu, babamn tekerlekler boa
dnmesin diye onlara yavaa g vermesini izliyordum.
Pencereden ban uzatp, Arkadan ittir, dedi.
Tamam, dedim ve bata ka arabann kna geip,
babam tekrar pedala basarken, ittirmeye altm ama
ayaklarm o amurda kayp duruyordu.
Yine de kamyonet alttaki talardan destek alarak ile
ri doru kprdanmaya balad ve bunu gren babam da
hareketi frsat bilip gaza bast; koca kamyonet ta yoldan
85

km, amurda yana doru kaymt ama artk biraz


ivme kazandndan n tekerleklerin yardmyla ileri at
lp yukar kmas mmknd ve arka tekerlekler nce
umarszca boa dnp ardndan onlar da tutu kazanma
ya balaynca babam, arabann kn sallaya sallaya ve
havaya egzoz duman sala sala, tepeyi fiek gibi kverdi.
En tepeye vardnda araba hl sallanyordu; ben de
amurun ve talarn iinde bata ka ilerleyip ayn tepeyi
stm bam bir amur tabakasyla kapl halde, tannmaz
bir canavar gibi ktm. Topraktan doan ve gnete ku
ruyana kadar paytak paytak yryen bir kocaayaktm
sanki; kuruduka hareketlerim yavalayacak ve yrme
ye alrken donakalacak, belki de gelecek k yaacak
olan yamurlara kadar ylece duracaktm. Sonra yamur
la beraber eklemlerim serbest kalacak ve dan yksekle
rine trmanarak kar arayacak, maara bakacak, srf insan
lar merakta brakmak iin arada bir dar kp ortalkta
koca ayak izlerimi brakacaktm.
Kocaayaklar severiz nk onlar ok da uzak olma
yan bir gemite kim olduumuzu bize hatrlatr. Ve
eer ben bir kocaayak olsaydm efsaneleri beslemek iin
elimden geleni yapardm. Bir geyiin yansn yiyip arta
kalann yollara saardm. Kendime rktc bir ses edi
nir, baka hibir eyin karamad slkl ve homurtulu,
dilin icat edilmesi gerektiini hatrlatan bir seda bulur
dum. Kendimi aklamaya almazdm. Bir kamp atei
grdmde yaklar ama ok da dibine girmez, birka
dal trdatrdm.
Kamyonete yaklarken kollarm kaldnp saa sola
yalpa yapmaya baladm. Kocaayaktan ok bir zombiye
benziyordum herhalde ama ilk denememdi. Aynca bir
nemi de yoktu. Kimse, fark ettiyse bile, bir tepki ver
medi. Kll koca gvdemi kasann iine attm ve babam
bu sallantdan bindiimi anlayp hareket etti.
86

Tekrar tfeime sarldm ve yolda kvrlarak bir inip


bir karken ayakta durmaya altm. Geyik grmek iin
allar taryorum ama iki yana doru da en fazla elli
metre gr mesafesi vard ve biz gmbr gmbr gelir
ken hibir geyik o kadar yakn durmazd.
Sonunda aalarn arasna daldk, yol hl kaygand;
ay anann alt giriinde olduumuzu fark ettim; ay
grmek istediim ama imdiye kadar hi gremediim
iin buray hep sevmitim. Bu dmdz ve glgelikli dere
yatanda aknt yavalayarak durma noktasna geliyor
du. Toprak karaya alyor, siyah bir amura kesiyor ve
her yerden yeillik -boylu imenler, ereltiotlan, batak
lk bitkileri ve srganlar- fkryordu. Babam kenardan
giden izin daha sert zemininde dikkatle ilerliyor; ama
orada bile lastikler topraa yapp kayyordu. Hava serin
ve nemliydi ve rk kokuyordu.
Anaklan aylar daha yeni ziyarete gelmiti. Kenar
larda braktklar geni yuvarlak izler de, ayak izleri de
grlebiliyordu. Babam her zaman olduu gibi, emare
leri grelim diye durdu. Ama bu sefer zaten amur iin
de olduumdan, kendimi kasann yanndan aa brak
tm ve belki slklerin, belki de daha fena yaratklarn
yuvaland serin siyah balkta ve durgun suda zahmet
le yrdm. Aylarn anad yerde yatp slakln so
uk souk iime szmasna, stmde kuruyan amur ta
bakasnn gevemesine ve rk kokusuyla karmasna
msaade ettim; amurda sere serpe uzandm.
Tek masum, l avc deildi. Ben de ocuktum ve
ocuklarn yapt gibi oynuyordum; bykler kamyo
netten beni izliyor ve beklediklerine pek de aldrmyor
lard; l avc baka bir dnyaya aitmi gibi geliyordu.
Onun tarihinde bizim bir yerimiz yoktu.
Gbeim yzeyin hemen stnde, ellerim ve dizle
rim bir batp bir karak, bir ay yavrusu gibi amurda
87

yatp yuvarlandm. in dorusu, irin olmaya alyor


dum. Babama, dedeme ve Toma irin grnmeye al
yordum; oysa imdi dnnce bu ne kadar garip geliyor.
Hikyeyi o yzden bir araya getiremiyor veya eskiden
kim olduuma bir anlam veremiyorum. Az nce birinin
vcudunda koca bir delik am, bir adam ldrm
tm; ama imdi bir ay yavrusu gibi davranyordum. Bu
nun ancak ldrmenin doal bir ey olmas, yapmamz
gereken bir ey olmas halinde bir mant olabilirdi. El
lerim birer peneydi ve ben bir taraftan dierine bakyor,
kendimi, bir kelebee hamle yapmaya veya burnumu
bala gmmeye hazr hissediyordum. O an sanki arazimi
zin dnda bambaka bir oyun dnyasndaydm. Bataklk
bitkilerinin dev yeil yapraklan kvrck ve parlak renkteydi. Nerede olduumuzu unutmak iten bile deildi.
amuru frdatarak keyifle yan yattm. Az nce bir
kocaayakken imdi bir ay yavrusu olmu, az sonra belki
de bir dinozor kesilmeyi dnyordum. Hatrlanmak
iin gittikleri yerler bunun gibi bataklklar, sulak alanlar
ve amurlu blgelerdi. Kuru toprakta nesliniz tkense
yok olur giderdiniz; ama amura batsanz yz milyon, iki
yz milyon yl sonra bir mzede sergilenme ansnz ola
bilirdi. Hakikat bir peri masaldr. Eskiden dinozorlann
olduuna gerekten inanamayz nk o zaman dilimi
havsalamzn dndadr. Kemiklerini grebilir ve bir brontozorun varln, onun koca boynunu havada oradan ora
ya salladn bildiimizi kendimize telkin edebiliriz ama
bu inan deildir. nan bilgiden ok daha yakn, ok daha
mahremdir. Dinozorlar baka bir dnyada vardlar. Oysa
ldrmek hl bizimledir. ldrmek bizim dnyamzla
rten bir gemie aittir ve eer ona eriebilirsek hayat
mz ikiyle arpm oluruz.

88

Kutsal Kitapta birok ldrme olayndan vgyle


sz edilir. Golyat bir kocaayak, insann daha erken ve
daha canavarca bir halidir; zaten ldrmeyi en ok istedi
imiz de budur, rakiplerimizdir, Neandertaller, devler ve
kendimizin canavarlara benzeyen erken rnekleridir. Ka
ak avcy ldren ben, Davut gibi ailemi, topramz ve
yasamz koruyordum. Tannnn tarafndaydm. Davut,
Bugn Filistiler ordusunun lelerini gkteki kularla yer
deki hayvanlara yem edeceim. Bylece btn dnya s
railde bir tanrnn var olduunu anlayacak,1 der. ldr
me eylemi Tanry yaratan bir eylem bile olabilir.
Bazen heyecanlanyor ve o avcy ldrmekle gzel
bir ey yaptm dnyorum. Bir zafer duygusuna ka
plyorum. Kk dairemde cin arpm gibi admlaya
rak dolayor ve hakllm hissedebiliyorum. Fakat son
ra onun aslnda herhangi biri olduunu, uzun zaman
nce, 1978 gznde sradan bir adam, baka birinin top
randa geyik vurmaya km nemsiz bir avc olduu
nu dnyorum. Bu da beni zel bir iddias olmayan
alelade bir katile eviriyor.

1. Eski Ahit, 1. Samuel, 17:46. (Y.N .)

89

O amurda anayarak ay yavrusunu oynarken kor


kutucu bir masumiyetim vard. Kasaplarn dnyasnda
doan bir ocuk, kasapl barna basacak ve onu olaan
bulacaktr. En azmdan benim iin yleydi. stelik bu,
erkeklik hormonlarnn bastrmasndan, ergenlik an
dan nceydi. Baka trden bir canavara dnmeden
nce bile aslnda bir canavardm.
Babam o amurdan kmam hi sylemedi. Koltu
un arkasndan Magnum ,300n kapp namlusunu
gkyzne dorulttu ve mermi yatann bo olduuna
emin olmak iin kurma kolunu biraz ekti. Ardndan si
lah omzuna att ve yrmeye balad. Dedemle Tom
peinden gittiler. Tam burada, ak bir gr alan olma
yan bu allarn iinde ve bu tepelerde avlanacaktk. Ge
yik grme ansmz yoktu ve bunu herkes bildii halde
yine de ava ktk.
Tfeimi kapp anan kenarndaki bir tmsei a
tm ve bambaka bir araziye, topran yine kuru olduu,
sudan eserin olmad bir araziye girdim. En az sevdi
im, glgesi alacal ve alak olan her dem yeil meeler
vard burada. Daha nce hi gelmediim geni ve bou
cu bir yamac, yumurta ambalaj biimli tepelere doru
inmeden, enlemesine kesiyorduk. Mee ve allarn ara
sndan gemek iin dedemin kard mthi sesler ol
masa byklerin izini kaybederdim. Dedemi grmeden
srf o sesleri duymu olsanz onun hakknda dehet veri
ci bir izlenime kaplabilirdiniz.
Gne yakc ve kr ediciydi, stmde kuruyan a
mur, tenimi ekitiriyordu. Mee yapraklan dikenliydi.
Kot pantolonum ve ceketim amurdan kalp gibi olmu,
arlamt. Susamtm ve su yoktu. Hibir zaman su
olmazd zaten. Ailede bir tr snavd, California gnei
nin ahundaki makilerde btn gn yryp hibir ey
imemek.
90

Sabin amlaryla kapl bir alana ktm. Bykler


beni bekliyor, aada iki srt hatt birbirinden ayrlyordu.
Babam, kiniz de bir srt aln, dedi. Biz on be daki
ka bekleyip hayvanlar size doru karmak iin ortadan
geeceiz.
Dedem soldaki srta doru yrd, Tom sadakine.
Tetikte olan adamlarn tfekleri artk omuzlarnda, ask
da deil, ellerinde hazrd. Aadaki kanyon aniden ala
lyor, yer yer uurumlar ve gevek talar grlyordu.
Dik yamalardan uzun ince ve daha koyu renkli saram
lar ykseliyordu.
Kanyon hl glgedeydi. Dibi her gn en fazla bir
ka saat gne alyor olmalyd. Olduundan daha kk
grnyor olmalyd. Oraya indik mi epey genileyecek
ti. Biliyordum.
Elimden hibir ey gelmiyor, dedi babam. Beni elim
den hibir eyin gelmedii bir duruma soktun.
Kayalk bir kntnn kenarnda dikiliyor, aa bak
yordu. Hayatnda olabilecek her eyi tasavvur edersin,
dedi. Olunun bana gelebilecekleri dnrsn. Baca
n kracandan veya okulda iyi geinemeyeceinden,
avlanmak istemeyeceinden, hatta ok daha ileriye ba
karsan, sonunda nasl bir adam olup kacandan endie
edersin. Ama byle bir eyi bilemezsin. Hele ki on bir
yandaysa bunu grmenin imkn yoktur. Byle eyler
olmaz nk.
zr dilerim, dedim.
Babam boulmaya benzer tuhaf bir sesle gld. So
nunda, Evet, dedi. zr diliyorsun. Evet, bylece soru
nu hallettin.
Austosbcekleri evremizde nabz gibi atyor, ha
vada bir basn yaratyordu. Babam yana doru bir adm
att ve bir parat gibi hzla inmeye balad. Neredeyse
srf yapar gibi sa elini am, talara deerek kanyonun
91

yznden aa kayd. Her admda er metre alalyor


du. Tfeini aprazlamasna srtna asmt, sa yan ya
maca dayalyd. stnde beyaz tirt, altnda kahverengi
Carhartt pantolon ve botlar. Kaya dkntlerinde sla
lom yaparak yanlamasna bir iniin ardndan havada bir
dn yapp ayaklarn tekrar yere bast; bu sefer sol yan
yamatayd.
Altnda uurum uzanyordu. Bu dkntl yzey
deki gidi, ilerisini gremediim devrilmi ktkler ve
onlara dolanm allarla sona eriyordu. Sonrasnda yal
nzca hava boluu vard.
Ne hareket edebiliyor ne de konuabiliyordum. Sa
dece izliyordum ve bu arada babam yamaca daha da ya
nap ayaklarn skca denk ald, bir kere daha zplad ve
sa yanna dnd. Hl kayarken sabit bir kaya parasna
adm att ve elleriyle kk allar yakalad. O ivmeyle
oray karabilirdi ama tutunmay becerdi. Sonra kayay
yanlamasna geerek, olmayacak bir ada byyen, ba
n bolua vermi eri br ince bir aaca ulat ve ora
da dinlendi. Aaca yaslanp bam bana doru kaldrd.
Hadi, dedi. Avda o kadar yksek sesle konumak ku
rallara aykryd. Ama belki de iimiz karmak olduu
iin aldrmyordu.
O eikte dikilirken benim lmemi istediini dn
dm. Kayalarn stndeki o gevek talardan onun gibi
kayamayacam biliyordu. Kayam uurumun kenarn
dan aa yuvarlanrdm. Artk benimle ne yapacam
dnmesine gerek kalmazd.
Gelmem iin elini sallad ve ben az daha dediini ya
pyordum. Az daha adm atp o yzeye giriyordum. Fakat
sonra vazgeip kenardan yrmeye baladm ve Tomun
tuttuu patikadan gidip yksekte kalmay ve aa inen
daha kolay bir yol aramay tercih ettim.
Babama bakmaya korkuyordum ama bir ara gz at92

tmda srttn grr gibi oldum. Sadece aznn bir


kenaryla da olsa srtr gibiydi ve hemen sonra yine yan
lamasna ilerleyerek uurumdan uzaklat, neredeyse ya
maca yaslanarak ykselen am kapl dik bir araziye girdi.
O aalarn arasnda kaybolurken ben ayn hizadan aa
inmeye baladm. Dsem bile hi olmazsa aa gvde
lerine tutunabilirdim.
Botlarm kayarken bir elde tfek, br elimle bitki
ve talara tutunarak yavalamaya altm. Kk iek
ler ve asma gibi srngen bitkiler fazla ince geldiinden
parmaklarmn arasndan kayp gitti ve boylu boyunca
srklenmeye baladm, gmleimle ceketim yukar sy
rld ve yan tarafm izildi. stelik duramyordum. am
yapraklarna gelince onlarn kayganlyla daha da hzl
inmeye baladm, sonra bir aa gvdesini hedef alp bot
larm nde, ona toslayverdim.
Korkudan nefes nefese kalmtm. Babam ok aa
da, aalarn arasnda yine srf yapar gibi ilerliyordu ama
ben kendimi yle yaparken hayal edemiyordum. Aa
gvdeleri fazla aralklyd ve o bolukta basbaya d
yordum, derenin talarysa ok uzakta kalyordu. Kml
damak istemiyordum. ki elim bota kalsn diye tfeimi
brakmay dndm ama olmazd; bir tfee her za
man gzmzn bebei gibi bakmamz gerekir.
Aatan kendimi ayrp yine dmeye, bir sonraki
aa gvdesiyle ayn hizaya gelmek iin delice yan yan
gitmeye baladm. Dnyann kysndan aa sallanyor
gibiydim. Babamn beni daha nce hi getirmedii bir
yerdeydim. Btn kurallar deimiti.
Hedeflediim gvdeye arptktan sonra srtm ya
maca yaslayarak durdum ve gzlerimi kapadm; iimde
her ey fr dnyordu ve kalp atm rndan kmt.
Ama uzun sre dinlenemedim. Babam beni arkada bra
krd ve bu kanyondan nasl kacam hakknda hibir
93

fikrim yoktu. Bir sonraki aaca dek kaydm, sonra yine


bir sonraki aaca; kendimi krmzms ve damarl irice
talarn arasnda bulana kadar; oraya vardm m onlarn
arasnda ayam sabitleyebilir ve daha dikkatle inebilir
dim. Fark edilemeyecek kadar ar akan tatan bir rmak
taydm artk. Dan kaslarm aa vururcasna beyaz da
marl koyu krmz etten bir rmakta. Buras bizim top
ramz deildi. Buraya daha nce hi gelmemitim ve
gitmek istiyordum.
Babamm aadaki derede, geni bir kayann stn
de dirseklerini yere dayam olarak tfeinin drbny
le yamalar taradn grebiliyordum.
Yukardaki dik yzeyin arln, birbirini yerinde
tutan talardaki gerilimi ve basn altndaki direnlerini
hissedebiliyordum; oradan kurtulmak iin deli gibi acele
ediyordum. Komamam gereken bir yerde kouyordum;
yanl bir admda ayam krardm ama sa salim oradan
kp dere boyunca ilerledim ve babamn arkasnda ne
fes nefese dikildim.
Sessiz, dedi.
Soluum sarsntyla derinden geliyor, kanyonun te
peleri stme kapanacakm gibi grnyor, gkyz
bir vakumla ekiliyormu gibi uzaklayordu. Buras bi
zim arazimiz mi? diye sordum.
Hayr.
Babam pr dikkat yamalar taryor, aalarn ara
snda bir hareket aryordu. Dere evremizde rldyor
du. Bir zamanlar belki bu su oymutu boaz; ama artk
geriye bir ey kalmamt ve en fazla iki kar derinlie
ulayordu. Ayaklarmn dibindeki talar yeildi. Garip
bir dad bu. Her yerinde beyaz damarl ak yeil, iri
talar vard. Islakln olduu yerde yeili daha bir koyu
lap zenginleiyordu.
k yok, dedi babam. Kanyonu deil, yaptm
kastediyorum. k yok.
94

Tfeini omzuna asp suyun kysnda tatan taa atlaya atlaya boazn ortasndan aa ilerledi. Peinden gi
derken altmzda neyin olduunu gremiyordum. Deva
sa kayalar gr alanmz kapatyordu. rili ufakl talar
yuvarlatlp perdahlanmt ama yukardaki yzeylerden
kopup dm bu kayalarn o zaman bu zamandr yerin
den oynamad belliydi. Yanlarnda aalan ve topra
alp gtrmlerdi ve suyun eriemedii kenarlarda bu
nun izleri hl grlebiliyordu. Her eyin yer deitirip
ekillendirildii k mevsimlerinde buraya hi gelmemi
tik. Uzun, scak bir yazn ardndan en kurak zaman olan
gz banda gelirdik, o zaman da sular ekilmi olduun
dan hibir eyin kken veya biimi anlalmyordu.
Babam hzl hareket ediyordu. Ona yetimekte zor
lanyordum. Eim yumuakt ama her yer talkt. Boa
zn ortasn tamamen kaplayan ve tepesinde kk aa
lar yetien, o na kadar grdmz en byk kaya bloku
kt karmza; onu bir kenarndan anca bir hrt ve
atrt, anlalmaz bir acelenin sesini iittik ve br taraf
tan bir geyiin dallar ve yapraklar arasndan frlayp gitti
ini fark ettik. Babam, tfei imdiden hazr, bir barla
yukar doru hzla trmanrken stndeki kayada bir mer
mi sekerek yanmza dt ve hemen ardndan Tomun
tfeinin incecik patlamas geldi, kayarm br yarmda
iki kere daha seken bir mermi, yine ince bir patlama ve
babam kendini yere atarak kurunlan durdurabilirmi
gibi bam elleriyle rterek saldand. Bu arada babam t
feini drmt ve kundak, namlu ve drbnn takrtlan gelirken dedemin .308inin daha derin gmlemesi
ve Tomun .243'nn yine ince bir patlamas oldu, yine
talara arpan toynak sesleri, babamn, Lanet olsun, kesin
unu sizi bok herifler, diye barmas; ve ben hzl hzl
soluyarak srtm o kaya blokuna smsk dayadm.
Babam tekrar, Kahretsin, diye bard ve kayalk y
zeyi siper alarak tfeine ulat. Yeni gmlemeler ve pat95

lamalar, artk kaybolan geyiin sesleri duyuldu; babam


yukan trmand, tfeini omzuna kaldrp namluyu ileri
geri, saa sola evirdi, arayp tarad ama bouna. Baka
silah sesi olmad, baka toynak sesi gelmedi. Yalnzca drt
bir yanda suyun rlts.
Babam, Vurdunuz mu? diye bard.
Bir yank oldu ve cevap hemen gelmedi.
Tom sonunda, Hayr, diye geri bard.
Dedem, Kardm, diye seslendi.
Aferin size, dedi babam; ama ancak benim duyabile
ceim bir sesle. st dz ve geni bir kaya yzeyine otu
rup tfeini inceledi. Bunu yllardr kullanyorum, dedi,
burada, Nevadada ve Wyomingde, yamur amur, kar
k demeden; tek bir izii ya da pas lekesi yoktu ama bir
de imdiki haline bak, kamyonetin arkasna balayp s
rklemiim gibi.
Kundan namlu altnda kalan ve elin kavramas iin
kavisli olan kabza ksm koyu renk ahapt ve artk kena
rndan krlmt. Namlunun mavisi izilmiti, kurma
kolu izilmiti, drbn ezilmiti.
O kadar kzgnm ki anlatamam, diyerek ayaa kalk
t ve tfei havaya iyice kaldrarak yere, talarn stne
savurdu. O kadar sevdii gzelim tfek. Ahabn para
lanan sesi, takrt ve sessizlik; namlu yukar bakyor, kun
dak suda yatyordu. Babam kollarn iki yana drm,
glkle nefes alyor, aadaki tfeine bakyordu. O
silah orada kalacak. Sakn elleyeyim deme. Sonra iri
admlarla, her admda yolun yarsn geri kayarak, elle
riyle talara ve otlara aslarak yokuu kmaya balad.
Arkasna bakmad; benim oradan kp kamayacam
umursamadn biliyordum. Ayaklarn daa saplyor ve
elleriyle stndeki her eyi yoluyordu. Bu kanyon, dan
etinin grnd yerdi ve o da onu cezalandryordu.
Tfeini alp omzuma asmay ve ona gtrmeyi d96

ndm. Ama silahn istiyor olsa bile, onu kzdrmaktan


baka bir ie yaramazd bu. O yzden dokunmadm.
Onu takip etmeye koyuldum, botlarnn tekmeleriyle
serbest kalan kk ta paralar stme yanca yana
doru katm ve kendi rotamda kmaya baladm. Bir
elimle tfeimi tutuyor, bryle topraa, taa, kklere
aslyordum. Gvdem yere yaslanm olarak da trma
nyordum. Toz ve am kokular iinde ineyaprakl y
zeyler o kadar kaygand ki, srekli yatay gidip plak
toprak ve kayadan ibaret yerleri aramam gerekiyordu.
Ve bu arada olabildiince abuk hareket etmeye al
yordum. Aa deil, yalnzca nmdeki ta toprak du
varna bakyor ve geriye doru yattm, basbaya dn
yadan deceim, durmadan deceim, bir daha asla
yere arpamayacam duygusuna kaplyordum. Beni
dmekten alkoyann sadece ve sadece, her saniye ba
tan tekrar kurulan kendi iradem olduuna inanyordum.

97

Salgnlar ve vebalar. Tufan. Dillerin birbirine girme


si. nsanln tekrar tekrar sfrdan balamas. Kutsal Ki
tap bizim Tanryla savamz hakkndadr. Ve bir ekilde
biz srf irademiz sayesinde, inadmz sayesinde daha glyz. Silinip gitmeyi reddetmiiz.
Ac bir sava olmu. Tufan olmu. Ka cann gittiini
dnn. Sanlar gibi, gmlmeden, zr dilenmeden,
tazmin edilmeden boulmular. Tanr bize borlu. Du
rumu eitlemek iin bile daha almamz gereken ok yol
var. Bir tepeyi aan, koyunlar darmadan eden o sudan
duvar hayal edin; kuru scakta bir rperti gibi souk ne
fesini, o ani deiimi duyabiliyorsunuz ve derken gne
su altnda kalyor, mavilikten aa solgun k huzmeleri
szlyor ve bunun ancak gzel olabileceini, yok olu
tan hemen nceki anlann, muallakta geen o saniyelerin
en iyi anlardan asla aa kalamayacan anlyorsunuz.
stnzde krlan o dalga, onun iinden szlen gne,
o kta dnyadaki her desenin gzler nne serilmesi
Tanrnn cezasn anlamszlatryor; nk kt oldu
unuzu hissedemiyorsunuz; nk baladnz yer cen
net bahesi deil, alt taraf u tepenin eteiydi ve ardn
dan dalga geldi.
Bildim bileli pazar okuluna gitmitim. Babamn dine
98

verdii tek dn buydu. Kendisi kiliseye gitmez, yalnzca


kendi adna beni gnderirdi, ha ha!
Dedem hibir zaman din hakknda konumazd,
Tom da. Aslna bakarsanz ikisi avclk ve balklk dn
da hibir ey konumazd.
Kanyonun o dik yamacndan de kalka, karnm
topraa srte srte, geride braklmay reddede reddede
ktm. Durup dinlenmedim ve tfei skca avucumun
iine alp brakmadm. Tozun topran, ryen, bozu
lan ve uykuda yatan, bekleyip ardndan aa kan onca
eyin tad damamdayd.
Babam kenar atktan sonra da hi kukusuz yoluna
devam etti; ben bu yamata basbaya grnr olmama,
dedemin de kendi bulunduu srttan ak bir gr as
olmasna ramen ne ondan ne de Tom'dan bir iaret ya
da ses vard. Dedem drbnyle beni rahata grebilir
ve trmanrken vurabilirdi. Kuruntu ettiim gibi arkada
ki bolua gerisingeri debilirdim.
Tepedeki topraa tutunmu, aa sarkan kkleri g
rnce yenge gibi yan yapp altmdan kayan talan sr
nerek ktm ve sonunda eiin stnden atm. Dzlk
te bir sre uzanp dinlendim; soluk soluaydm ve ba
caklarm yanyordu. Fakat kimsenin beni beklemeyece
ini bildiimden az sonra kalktm. Anaa geri giden
yolda bir sonraki yamac keserken patikadan geilerini
duyabilecek kadar yaknda olmalydm.
Admlarmz gerisingeri izliyordum. Ayn izde uy
gun adm yryen karncalar gibi, keif hissi veren ama
aslnda tanmaktan ibaret olan ilkel bir hesaplama gibi.
Bunun dncesi houma gidiyordu; nk parmamn
tetie aslmas eski nesillerin bir drtyd, bir yenilik
deil, tanmaktan ileri gelen bir eydi. Ben bunu byle
hissetmitim. imde bir bakasnn elinin iledii duy
gusuna kaplmtm.
99

O allkl yama, ucu grnen ama sonra yeni bir u


beliren, sonra yine grnen ama yine yeni bir u beliren
ve bu bylece devam eden, bizi yol boyu durmadan t
kezleten, izik ve yrtk iinde brakan, dnyamza zg
dbkey bir ikenceydi. Btn tenimi dalayan zehirli
meeler bir baka veba. Yzmde, boynumda ve bilekle
rimde kam izlerini ve kabarcklar hissedebiliyordum;
fkeli bir krmzya kar ok daha ak renkli, neredeyse
beyaz olan, peydahlandklar yerde hain bir sv barnd
ran kabarcklar.
Yaprak dkmeyen meelerin, allarn ve gnein
iinden terleye terleye, kabarcklarm byte byte
geiyordum; ama kendi admlarm dnda dedemi ve
onun ykm dolu gidiini bir trl duyamyor, doru yol
da olup olmadm bilemiyordum; ama ben elbette bir
karncaydm ve dolaysyla tam kmam gereken yere, u
tmsei ap anaktaki kamyonetin hemen yan bana
kabildim. Bykler kamyonetin iinde yerlerini alm,
talar gibi sessizce bekliyorlard; ben kasaya atlaynca
tekrar yola ktk. Bu kadar basit.
Bataklktan kp Tomun bir zamanlar bir geyik
yavrusunu yaralad saramlarn iine doru ykseldik.
Oradan geerken her birimizin ayr ayr hatrlad, tm
ykler gibi iinde bir ders; ama ne olduu belli olma
yan bir ders barndran bir hadiseydi bu. Boynuzunda
atal olmayan bir geyie ate edilmemelidir. Genleri
vurmak hem yasaya aykrdr hem de neslin devamna
zarar verir; ama hepsi bundan ibaret deildir. Nereden
geldikleri hakknda bir fikrimiz olmasa bile uyulacak ka
nun ve kurallar stnde varlm bir anlamadr bu. Ba
ka eyaletlerde szgelimi, maral, yani dii geyik vurmak
serbesttir ama biz bunu byk bir rezalet kabul ederiz.
Hangi kurallara niin uymamz gerektiini kim syleye
bilir? Neyin dokunulmaz olmas gerektiinin ne kadar
keyfdir, tamamen dayanakszdr?
100

O utan blgesinden knca stmzde virajlar,


aacn yetimedii plak yamaca kaznm trtkl yaralar
gibi belirdi. Bir taoca gibi meydanda, gnete beyaz ve
kr edici olan bu yzey, firma benzer bir scaklk yayyor
du. Kn bir heyelan olduunu, Znin ortasndaki yolun
bir ksmnn kayp gittiini grebiliyorduk; ama durma
dk, hatta yavalamadk bile. stelik babam daha bile
hzland ve o dik yamaca vurdu, kamyonet delice bir
ayla yan yatt ve ben dmeye baladmz, yana do
ru yuvarlanacamz hissedebiliyordum ama hzmz o
kadar yksekti ki, arabann ivmesiyle br tarafa sa sa
lim geebildik ve o ani ekile dze knca babam lastik
leri kaydrp beyaz bir toz bulutu kaldrarak frene bast.
Samz uurum, nmz orak bir yamat ve yol sola
doru kvrm kvrm ilerliyordu. Babam o dne girer
ken tekerlekler yola tutundu ve bizi kl pay yukar ekti.
Babam tekrar hzland; bunun bir av deil, bir ceza
olduu artk belliydi. Yolun tepe yapt bir yeri serte
anca ayaklarm havaya kalkt; bir elimle kabinin ak
olan arkadaki yan camna yapmtm ama tfeimi tut
tuum br elim delice savruldu, ieriden de birinin,
herhalde Tomun, bam tavana arptn duydum. De
dem fazla ard ve babam da direksiyona tutunuyordu.
Bir sonraki dnemete saa doru keskin bir viraja
girerken iki tekerimiz havaya kalkt, sonra yine yola yap
t, derken engebeli zeminde son srat uarak, hoplayp
zplayarak ve lastikleri kaydrarak, arkamzda atrdayan
ve saa sola uuan ince dallardan bir iz brakarak aala
rn arasndaki glgeye daldk. eytandan kamaya alan
lanetlilerin sr, cehenneme doru son sr; bense
kendimden geerek heyecan iinde haykryordum. Arka
mzdan bir ey kar diye evreyi szyordum. Gzlerim
rzgrdan ya iinde, tfei elimden brakmyordum.
Babam her zaman kontrollyd, byle iler yapa
cak, gaza basp gidecek biri deildi. Katksz heyecan ve
101

adrenalin. l avcdan armaan. Her yandan devrilip


infilak eden, yn duygusunu yok eden iek drbn
gibi bir peyzaj. Kam gibi aklayan dallar, bamzn s
tnde dnen aa tepeleri, arazide dalgalar gibi birbiri
nin pei sra stmze gelen ukurlar ve tmsekler; ve
kendinden tekrar tekrar doan, stnde nihayet yol ald
mz u bitimsiz da yamac.
Babam sakinlemedi. Kampa kadar btn yolu frt
na gibi kat etti, masann ve derenin hemen nndeki
ineyapraklarn iinde kayarak durdu ve arkadan bir toz
bulutu bizi takip ederek bir nimet gibi stmz ba
mz kaplad.
Yolcu kaps alnca Tomla dedem indiler ama ba
bam bir sre bekledi, ben de onu bekledim. Kprdamak
iin sanki erkendi. Hava burada serindi, eviyeye akan ve
daha aada yan bamzdan geen suyun, amlardaki
yelin sesi gven vericiydi. Emin topraklardaydk. Artk
dinlenecektik. le yemei yiyip kestirmek iin uzana
cak, hepimiz tazelenip tekrar balayacaktk. Kampn vaa
di buydu.
Babam sonunda kapsn ap arabadan indi. Perian
grnyordu. Gzleri benimkileri anyordu ve az sark
mt. Tetie parmam o koymutu. Adam o ldrm
t. Artk basbaya yle hissettiine inanyorum. Olu
nun gnahlar kendine yklenen baba. Ve geri dnp
deitirebilecei hibir ey yoktu.
Babamn bir ey syleyebileceini sandm ama ylece
yryp masaya geti, Tomu ve yemei bekledi. Alkan
lklara indirgenmi bir haldeydi. Piknik masasna oturmu,
ahabna bakyor ama gerekte hibir eye bakmyordu.
Kamyonetin iinden yedek giysilerimi alp amur
kapl olanlar ineyapraklarn stnde rlplak kalana
kadar soyundum ve bu arada tfeimi de yanmdan ayr
madm. uvaldaki kaak avc tam arkamda, daimi bir n102

betteydi. Beyaz tenimde siyah amur bula ve krmz


kabartlardan takmadalar vard. Kammn her yerinde ve
kasmda -iediim zamandan kalma- zehirli mee izleri.
Nereye dokunsam mee oray sahipleniyordu. Kannca
adalar byyor, kk koyu kabartlarla evrili fkeli kr
mz ve beyaz baloncuklu koca blgelere, ktalara dn
yor, cildinizi kaynatabilirmi gibi grnyordu.
Yeni bir tirt, i amar ve kot pantolon giydim,
temiz bir ift orap buldum, botlarm birbirine arparak
amurun oundan kurtuldum. Yedei olmadndan ce
ketimi, etrafa kk amur kymklar saarak kamyone
tin kasasna arptm.
Artk sofra hazrd ve bykler masada baklaryla
vaziyet almlard. Babamla dedem yama tarafnda otu
ruyordu; birbirlerine bakmyorlard. Ben de tfeimi
uzaa brakarak Tomun yanma getim.
Tom, Ak renkliydi, diyordu. Neredeyse gri. G
me alyordu. Yal bir geyik gibiydi ama sadece boy
nuzunun atallarm grebildim.
Dedem, uluydu, dedi.
O kadarm grmedim, dedi Tom. Sadece atallar
grdm. Ama ak renkliydi, neredeyse kayayla ayn renk
te. Hayvan orada dikilirken belki de doruca ona bakyor
ama grmyordum.
Dedem, Baksaydm fark ederdin, dedi.
Hayr, sanmam. Doruca o yne bakyor ama gr
myordum. Bence kprdamasayd hibirimiz onu gr
mezdik.
Babam, Bir dakikada yanna varabilirdim, diye araya
girdi.
yle olsa bile, dedi Tom, onu herhalde gremezdin.
ok sama.
Hayr. Onu grmediin iin bilmiyorsun. Sen nere
deyse dibine geldin de ancak yle frlad ama geliini duy103

mu, kokunu alm olmas gerektiini biliyorsun ve ona


ramen kmldamamt. Bu da beklemeye karar vermi
olduunu gsteriyor. Saklanp sen geene kadar bekleye
cekti. Bir karar verdi ama sonra telaa kapld.
Karar falan vermedi.
Verdi.
Neyse ne. Babam iki avucuyla alnn ovalad, oradan
gzlerine ve yanaklarna indi.
Tom, Onu az daha haklyorduk, dedi. ki para ek
mek daha alp jambon ezmesine davrand, pembe kpk
gibi onu dilimlerin iki yanma srd.
Babam sonunda, Az daha deil, dedi. Orada ash bir
geyik gremiyorum ben.
O kayalarn arasnda zplayp duruyor, bir oraya bir
buraya sekiyordu. yle bir durumda geyii ancak ans
na vurabilirsin.
Hale bak, dedi babam. Darack bir kanyona skm,
iki srtta da silahl adam var ve stten apraz ate alyor.
Buna ans diyorsan her avn bir mucize olmas gerekir.
Tom, yle olsun, dedi. Konumann bir manas yok.
Ama sama sapan bir yere nian alr ve az daha kan
yondaki insanlar vurursan geyii vurmakta zorlanabilir
sin tabii.
Neden siktir olup gitmiyorsun? dedi Tom.
Kartal gibi gzlerin var. Gerek bir keskin niancsn.
Tom, Bak, dedi. O geyik ne yaptn biliyordu.
Hibir geyik ne yaptm bilmez.
Senin hibir eyden haberin yok.
Sen sandviini yesene.
Asl sen sandviini ye.
Eviyedeki suyun sesine, bazen tahamml zor bir
aceleyle hcum eden gmbrtye kulak verdik. Bizi alp
gtrecek gibi gelirdi bazen o ses. Kapatma dzenei
yoktu. Musluu yoktu, suyu tutmann bir yolu yoktu.
104

Yalnzca eviyede artp oalan sesi ve gc. Dan derin


liklerindeki kaya atlaklarndan gelen su. Bin yl nce ya
an ve o gn bugndr basn altnda yaadktan sonra
ancak imdi serbest kalan su; onca kayann arl altnda
basncn ikiye katlamaktan kim alkoyabilirdi onu?
Nefes alacak yer bulamayan kalbim bir telala sk
t. u su tam ayamzn altndaki yeri yarp aabilirdi.
stelik kendi nabzm da yleydi ve engel tanmaz gl
bir basnla atyordu. ocukken hep byle telaa kaplr,
imdi hatrladmda bile soluumu kesen basnl ve
panikli ryalar grrdm. Ve her seferinde, ryadan sa
ktma inanamazdm. O zamanlar nasl atlatacam
bilemezdim. Karmda babamn ve dedemin varl da
yanlacak gibi deildi. Masann yksekte olan tarafndaydlar ve her an stme debilirlerdi.
Zaman bir daha hi ilerlemedi. yle hissetmitim.
Sonsuzluk gibi gelen bir an. imdi hafzam yokladm
da, o n bitirip masadan kalktmz syleyebilirim;
ama o zaman sanki basbaya temelli olarak kaybolmu
tuk ve babam bin kilo, dedem de onun on kat olmutu
ve ikisi stme km beni eziyor, stlerine de suyun
basnc biniyordu.
Fakat bykler sandvilerini inemeyi bitirdiler;
bense yemiyordum, yiyemiyordum; derken babam her
kesten nce kalkp matna doru gitti ve ben tekrar nefes
alabilmeye baladm, sonra Tom gitti, sonra beni oldu
um yere mhlayan, surat bklmler ve atlaklar halin
de bir da gibi, siyah benekli ve damarl beyaz granitten
bir ktle gibi ykselen dedem, bacaklarn dndrerek
ayaa kalkt ve yatana kadar olan mesafeyi der gibi
alp beni azat etti.
Dikkatle yryerek o eviyeden ve dedemin yatan
dan uzaklarken hava nihayet incelmeye, bask hafifle
yip kalkmaya balad; ama nereye kalkyordu? Nereye
105

giderdi yle bir ey? Hava normalleiyor, ses normallei


yor ve her eyi bir yalan, bir rya haline getiriyordu; oysa
daha birka dakika nce kalbim sanki ta kesilmiti.
Matm u devrilmi aacn arkasnda, dan kovuundayd ve oraya yaklarken kimsenin izlemediinden
emin olmak iin omzumun stnden bakmak zorunda
hissettim. Ardndan ktn stnden atlayp arkadaki
kuytuda kayboldum ve deliimde gvene kavutum. Tu
lumumu ap srtst uzandm ve yukardaki gkyz
n, hatlar kusursuzca belirlenmi am yapraklarn, on
larn maviye kar keskin ve inkr edilemez bir gereklik
le duruunu, bireyselliklerine ramen binlercesinin bir
araya gelerek ge batn seyre koyuldum. stmdeki
aalarn oluturduu halkada, kampmzn evresinde,
dan yamacnda, br dalarla aradaki mesafede ve yz
lerce kilometreye yaylan alanda ka tane olduklarn
dndm ve bu sefer farkl bir telaa kapldm; basncn
deil, genleerek yitmenin, incelmenin ve dalmann te
lana. Ta o zamanlar yaadm br panik buydu ite:
Ezilmenin deil yitip gitmenin, usuz bucaksz uzay
boluunun iine ekilmenin panii; ve ikisi de eit dere
cede rktc, eit derecede sebepsizdi.
Gzlerimi kapatp dertop oldum ve bekledim, uyku
tulumuna yllarca sinmi rahatlatc odun isini ve ter ko
kusuyla trl eit hayvann kan kokusunu iime ek
tim, tam uykuya dalmak zereyken ar bir gmlemenin
sesini duydum ve ne olduunu tereddtsz bildim. l
avc dmt.

106

Sanrm hepimiz bekledik. Eminim kimse hemen


kalkmad. Bunun sebebi de lnn elinden her eyin ge
lebileceiydi. Dmesini bildiyse kim bilir bundan sonra
ne yapard? i ya da merkezi yoktu, o yzden dmenin
sesi ve o mthi arhk kendi kastnn bir sonucu olma
lyd. Gsne bastrlan ba oradan kurtulmu, kollan
bacaklar serbest, bam arkaya atm glyordu belki de
ve her an kalkp dans edebilirdi. Kan olmad iin ku
rallara tabi olmas gerekmezdi.
Mezarndan kalktktan sonra her iddiada bulunabi
lecek sa gibi: Skysa dediine inanmayn. Ciddiye alna
cak tek numara lm kandrmaktr; nk tek gerek
tanr lmdr.
stmde suratn, havas olmayan nefesini, ieri k
m ve kmeye devam eden gzlerini, daha fazlasn is
teyen baklarn bulabilirmiim gibi gzlerimi atm.
Ama yukarda sadece gkyz vard; ve kestirilmesi im
knsz mesafelerde bek bek gkyzne kaznm gibi
duran, keyfe gre yaknlap uzaklaan am yapraklan.
Dorulup oturarak altna sndm devrilmi aa
cn stnden baktm ve kimsenin kalkmadn grdm.
Kamp botu, baka bir varla ait bir ses yoktu, yalnzca
hi dinmeyen suyun sesi...
107

Da, drt bir yanmzda atlayp yanlyor ama ses


karmyordu. Nefesimi tutmamla alkonan yerkabuu
nun atrts. lmn buna benzeyeceini biliyordum.
Basn ve telal ryalarm lmle ilgiliydi. Her eyin ya
rlmak zere olduu nm sonsuza kadar tutulmu hali.
Kaak avcmnki veya bizimki olmu fark etmez, beden
dmtr ve onun etkisi ta merkeze kadar ilerleyen bir
sarsnt yaratm, ama bir anlna her ey durmutur;
gneli bir gnn ortasdr, gvenli olmas gereken bir
zaman; ama iteki u nsezi, hem ezilmenin hem de en
gin bolua doru ekilmenin iki atan duygusu hari.
Herkes kmldamaya korkuyordu. Ama kendine ait
bir kuvvet olan dedem ar seslerle kendini iltesinden
kaldrd; belden yukars plak bir halde aalarn ara
snda duran, her eye hazr olarak cesede doru bakan
grnts belirdi. O ve l avc savamak iin kar kar
ya gelmi gibiydiler; ne de olsa ekilsiz ve hissiz olan,
herhangi bir yne devrilebilecek bir arlk olan ve hep
yle kalan, hi deimeyen, sadece bekleyen dedem de
lme yeterince yaknd.
Ama bekleyite l avc her bakmdan avantajlyd.
uvalnn iinde yerde yatyor ve kmldamyordu.
Dedemin plak srtm daha nce hi grdm
hatrlamyordum, bir kere bile. Krmz lekeli geni be
yaz bir yzey, surat kadar ifadesiz canl et ve kan, hare
ketli bklmler ve krklklar iinde yadan bir zrh.
Dedem cesede doru yaklat ama ceset bir ey yapmad.
Babam da kalkp aalarn arasndan, sklm yum
ruklarn iki yanna salm olarak yava yava uvala do
ru geldi. Az aralk ve kalar atk, umarsz ve her eye
hazrd. Onun ardndan Tom, ardndan ben; Tom gibi ben
de elimde tfeimi hazrda bulundurarak, drdmz bir
den uvaln iinde saklanp kvrlan lnn stne yr
dk. Bykler birer adam boyu kadar yaklatktan sonra
108

daha fazla ilerleyemediler, bense engebeli zeminde daha


fazla yaklamadan onlarn arkasnda dikildim.
lnn izmeleri hl u et kancasndan sarkan zin
cirlere balyd. Tabanlar ge bakan, hl adam tutu
yormu gibi kusursuz bir uyum iinde asl duran sar
kahverengi i izmeleri. Onlarn hl bir eyi tutmad
n kim iddia edebilirdi? Her eye inanabilecek kadar
korkmutum. Surat ve niyetleri uvaln iinde sakl, yal
nzca oraplaryla baldrlarn grebildiimiz bir l. Be
yaz incik eti ve kemii.
Tom, Onu bu ekilde brakamayz, dedi.
Bak sen, dedi babam.
Ona elimi srmeyeceim.
Harika bir haber daha, dedi babam.
Dedem gzlerini kapatp boynunu yuvarlad, bam
snan boksrler gibi saa sola sallad. te, dedi. te gel
diimiz nokta.
Yine felsefe.
Dedem, Zayf davranyorsun, dedi. Her eyin u
olayda birikip dmlendiini sanyorsun ama aslnda
her eyin mmkn hale geldii bir noktadayz.
Ne demek oluyor bu?
u an urada her ey olabilirsin.
H h, haklsn. zgrlk budur ite. Gerek bir nimet.
Aynen yle. Ama grmyorsun. Bu cansz bedenin
bir nemi yok.
Bunu demesiyle dedem bir adm ne kt ve l
nn ayak bileklerine uzanp ekti; serbest kalan uval
cesedin kararm beyaz karnn, katlam kollaryla ba
caklarn gzler nne serdi.
Babam, Ona dokunma, dedi.
Tom tfeini nnde tutarak geri geri ekiliyor, ben
de aynsn yapyordum. l avc, ba bkk, elleri ba
caklarnn arasnda bal, bo ukurlar halindeki gzleri109

ni bize diken karanlk bir hayalet kesilmiti. Dedem onu


tutmu sallyor, bir glle atcs gibi eviriyor, dndr
yor, o cesetle kavisler iziyor; ceset yolculuk iin sabrla
skca tutunarak, ba ve omuzlaryla yerden giderek
ykseliyor, havaya kalkyordu. Dedem ortada, etten can
l bir yn. Dedem kandan bir poyra, l avc kokumu
bir jant teli; ve bu arada tekerlek dnyor ve babam geri
ekiliyordu ama yeterince hzl deildi ve dedem cesedi
onun stne frlatt.
l avc bir anlna ykseldi, lk havada szlr
ken omuzlan bir hafiflikle kalkt ve az zevkle ald;
ortas hl yoktu ama mermi delii sanki ikinci doumu,
bu uu da ocukluu olmutu ve gneli bir gnde oy
nuyor, zevk iinde havaya doru savruluyordu, bu arada
babam irkiliyor, geri ekiliyor, dnyor ve koruma gd
syle ellerini ileri uzatyordu; fakat l avcyla gs gse arpmaktan, onun kucaklar gibi kendisine yap
masndan kurtulamad ve ikisi, aklmda sonsuza dek as
l kalacak bir sre boyunca geriye derek sonunda yere
arpp sarsntyla rperdiler.
Babam lk att. Daha nce ondan hi yle bir ses
duymamtm; ama ryen cesedin altnda kalarak to
zun topran iine srtst devrilmesi ok fazlayd. Boy
nunu yatrp dnerek cesedi stnden att ve hzla yuvar
lanarak ayaa kalkt.
Babamn da dedemin de kollan birer kanat gibi yana
doru alm, ikisi de vaziyet almt ve o an, aada
tuttuum tfeimin babama dnk olduunu ve Tom
un tfeinin de ona evrili olduunu fark ettim. Bundan
sonra ne olaca hakknda hibir fikrim yoktu. Her ey
mmkn grnyordu.
Dedem ya olmayan bir da gibiydi. Babamn ona
kar bir ans yoktu ama yine de kollarn am, tetikte
durarak dnyor, gitgide birbirlerine yaknlayorlard;
110

babam gzn karartmt. Babamn az hl lk at


yormu gibi arplmt ama ses karmyordu. Dedemi
kapp sracakm gibi dilerini gsteriyordu.
O dne dne yaklarken dedem sakin, iinde hibir
korku olmayan bir sesle, Sadece iki seenek var, dedi.
Dizleri bkk deildi. Bacaklar o cssenin altnda birer
krdan gibi kat ve harekete hazrd. Daima ekil deitir
diinden baz zamanlar savunmasz grnebilirdi. len
adam iin adalet isteyebilirsin, dedi. lmnn bouna
olmadn syleyebilirsin, ki bu durumda olunu ceza
landrmamz gerekir. Onu hemen imdi uvala koymak
iin sana yardm ederim; sonra ne yapmamz gerekiyorsa
yapar, istersen onu dver veya yakar ya da vurur gmeriz;
yanl dzeltmek ve onu durdurmak iin ne gerekiyor
sa... Seeneklerden biri bu.
Babam iitemeyecek kadar uzaktayd. Atlmaya ha
zr olarak bir ak bekliyor, bir frsat kolluyor, kancalarn
yanndaki am yapraklarnn stnde daire iziyordu.
Arkamdaki l avc da olanlar izliyordu. Her an kalkp
olaya katlabilecek gibiydi.
Ya da vurulan adamn hibir ey olmadna karar
verebiliriz. O kaak bir avcyd, kanunlar inemiti;
ama ne onun bir nemi var ne de kanunlarn. Biz daha
ncelikliyiz. Kendi kabilemiz. Biz kendi kurallarmz
kendimiz koyarz. Dolaysyla bu cesedi alp allarn ara
sna atar, gmmeyiz bile. yle birinin varln unuturuz.
Babam daireyi tamamlayp tekrar avcnn olduu
yere dnnce cesede bakt ve tam o srada dedem hcu
ma geti. Ne bir ses ne bir uyan. Yalmzca u rktc
cssenin hzl hareketi ve babamm tam stne gitmesi.
yle sert bir arpma olmad, yalnzca plak tende bir
aplak; ve babam, babasmn yaln gs karsnda bir
ocuk gibi kvrlp iki bklm oldu ve l avcnn stne
geri derek -u rktc temasn tekrar- yuvarlanp
lll

ondan uzaklat ve dizleri bkk bir halde, secdeye ka


panr gibi avu ilerini yere bastrd. ne doru eilmi,
bam, avu ilerinin arasnda, yere koymutu.
Dedem ellerini kullanmam, ona hamle yapmam
t bile; sadece stne yrmt. imdi de l avcya
dnyordu; onu bir bileinden yakalad. Demek sorum
luluk almayacaksn. Zayf olduun iin yapman gerekeni
yapmayacaksn. O halde kararn verdin ve bu adamn
lmnn bir ey ifade etmediine hkmettin.
Ardndan, cesedi srkleyerek dereye doru yr
d. Kancalarn, zincirlerin ve ii bo bir ift izmenin
ask olduu kiriin altndan geerken l avc, yataktan
zorla karlan yaramaz bir ocuu andryordu. enesi
sonsuza kadar donmu gibi gsne yapmt ve bu ha
liyle gayet piman grnyordu. Ne yaptn bikyor ve
imdi de srklenerek gtrlmesine raz geliyordu.
Dedemin ayaklarnda ne bot ne de mokasen vard
ve sadece oraplaryla su, kum veya ta demeden kayt
szca ve tereddtszce yryor, ereltiotlarm yara yara
ilerliyordu; ceset de saa sola taklyor, sarslyor, slan
yor ve st ba iziliyordu. Yz milyon yldr deime
yen ereltiotlar gr, koyu yeil ve beklenmedikti; l
avc kendinden ka nesil ncesindeki gibi, dnyann gr
d herhangi bir canavar kadar korkutucu olan dedem
tarafndan srklenip gtrlyordu.
amlarn arasndan gne na, ayra, kurumu
sar otlara ve scan titrekliine; dedemin yaknlatrlan
baka bir gnee tutulmu gibi apaydnlk grnd
bambaka bir dnyaya ktlar. Tm mesafeler kalkm,
her dnya yekdierinin yannda bitmi ve hibirinin ara
snda bir snr kalmamt. Bacaklar yksek otlardan g
rnmeyen dedem, ayrda kayp giden, yerle bir balan
ts olmayan bir kreye benziyordu. l avc da arkasn
da daha koyu, donuk, yakalamayan bir sar, doldu112

rulmayacak bir boluk brakyor ve gerideki bu ize bak


yor, gzlerini ge kaldrmyor, enesi srarla gsne
yapk duruyordu.
Tm ocukluk oyunlarmn mekn olan kamp yak
nndaki bu ayr, byle bir amaca alet edilmemesi gere
ken kk ve kusursuz bir aklkt. Bu gei dier tm
geileri silecek, anlar kirletecekti. Ama dedem duraksa
mad. lnn izi boydan boya geene ve yeilliin iinde
kaybolana kadar durmamacasna oray sprd. Gzden
kaybolmulard. O uzaklktan iitilmeleri de mmkn de
ildi. Ne Tom ne de ben kmldamtk. Tfeklerimizle
dikiliyor ve ayrn uzak kysn gzetliyorduk. Yere ka
panm olan babamdan ses kmyordu.
Biz beklerken sanki koca da da bizimle birlikte
bekliyor ve her ey dedemin ufka doru ilerledii nokta
ya ynelerek, herhangi bir gne gibi dnn gzl
yordu ama gece hzlanmt ve karanlk yoktu, dinlen
mek veya yeni balanglar yoktu, yalnzca birbirini ko
valayan kavurucu gnler; sonra dedem ayrn stnden
tekrar belirdi ve deitirilemez bir yrngede bize doru
gelirken iz brakmad; yaanm hibir ey onda bir etki
brakmamt.
ayr geerken boyutlar byd ve amlarn aras
na, glgeye sokulan eii at, snd ve ereltiotlann
eze eze, suyun iinden gee gee dnyamza dnd; ama
ne duraym, dedi ne de aada yatay tutup ona yneltti
imiz tfeklerimizi fark etti ve Tomla benim aramdan
geip gitti. O an ate etsek ve kurunlar bir ekilde iin
den gese, Tomla ben birbirimizi vururduk. Ama ikimize
de bakmad ve krdan bacaklarla hareket kazanan o mt
hi ktle istikrarsz ve titrek bir yryle iltesine ulat,
kollarm yana salp kendini yzst brakrken arkadan
bacaklar kalkverdi. Pasl yatak yaylarnn sarsntl gcr
ts ve sessizlik. Dedem ne duruunu dzeltti ne de nefes
113

alp vermek, benekli etin ve onun altnda bir yerde g


ml olan o kk akcierlerin kalkp inmesi dnda ha
reket etti.
Babam ksk bir iniltiyle dorulunca Tom da ben de
az birlii etmiesine, henz ina edilmemi bir kapmn
bekileriymiesine tfeklerimizle dndk. Ama bizi
fark etmiyor gibiydi. Gzleri ayrn uzak kysna kilit
lenmiti; kancalarn altndan ve suyun iinden, ereltiotlaryla amlarn arasndan geip u aydnlk ayrda l
avcnn izinden gitti. Dedemden daha zayf ve giyimli bir
beden; bacaklar, belli bir gidii ve insanca bir ekli olan,
yeryzn arnlayp ile doldurmas gereken bir beden.
Olan biten her eyin stnde iz brakt bir beden.
Gnein altndaki o ayrda adm adm ilerler ve
arazinin aa meylettii uzak uca doru giderek k
lrken, sonunda yeilliin iinde kayboldu. Daha nce
olduu gibi yine bekledik; ama bu sefer da bizimle bek
lemiyordu. Babam bir eytan veya tanr deil de alt tara
f insan olduundan olacak, kaytszd da. Babamn uf
ku aarak dnnn bir anlam yoktu.
Ama biz bekledik ve arkamzda uykuya dalan dede
min nefesi yavalayp derinleti ve tm vcuduna yay
lan belli belirsiz bir sla dnd. Dev dinleniyordu ve
bizim kimin koruyuculuunu yaptmz belirsizdi. Ye
il, kahverengi ve siyah benekli bir kamuflaj tirt gi
yen, silah yaptrc bantla tutturulan Tom, henz ilan
edilmemi bir savaa hazrlkszd. Kimi hedef alaca
mz belli olmad iin dorultmadmz ama bel hiza
sndan ate edebileceimiz tfekler tetikteydi. Byk bir
ktlk stmze kmek zereymi gibi.
Klm ve bklm endamyla babam, ayrda
geri geri adm atp l avcy srkleyerek tekrar belirdi.
Artk nceki izden gitmiyor, yksek otlarda amaszca
dolayor, arkasna bakmaya zahmet etmiyor, sadece s114

rklyordu. Rotas istikrarsz ve keliydi; cesedi ala


ala ekiyor ve ayr sanki alamayacak kadar byyor,
amlara ulalamayacak kadar uzuyordu; ama sonunda
ereltiotlarnn arasndan srye srye suya vard. l
avcnn plak ayak bilekleri, gneli bir gnde yine oy
nar ve serinlemek iin dereye girer -ve bana gelenlerin
ciddiyetini daha anlayamam garip bir l izlenimi ve
rir- gibi aknt ynnde hafife salnyordu.
Babam kancalarn altna getirene kadar ly s
rkledi ve onu, kollar bann stne atlm, gamszca
gever bir halde brakt. Ellerindeki ipin ne zaman ora
dan kt bilmiyordum; bildiim ey, bunun numarac
bir l olduu ve ne zaman bamz evirsek frsattan
istifade ettiiydi.
Babam ucunda birer zincirle kanca olan bir ipi geve
tip yere brakt ve ardndan lnn kansz ve beyaz, v
cudunun geri kalannn aksine kararmam olan ayaklarm
ykayacakm gibi yannda diz kt, kancay ald ve bi
leklerden birine, geyikleri asmak iin yaptna benzer e
kilde Ail tendonuna geirdi, kanca ete kanszca girip k
t, sonra br bilei deldi ve ardndan ayaklan salverdi.
Sonra doruldu ve ipe aslp yan taraftaki bir aaca
dolad ve ekip boluunu ald; l avc eskisi gibi ama
bu sefer ayak bilekleri geyiklerinki gibi kancaya geiril
mi olarak yine havaya kalkt; bu arada kollan kreder
gibi bann stndeydi ama bir tvbekr edasyla aa
da olan enesi, ondaki u lgnlk havasn alm, belki
de kaderini anlamaya baladn iaret ediyordu. kinci
bir doum gibi ince kara karnyla ceset dorulup salla
nrken, bir ay gibi karanlk ve bilinmez olan o krateri
yine grdk; yine sinekler t, yine burada dikilerek
ayn n sanki daha nce yaamtk ve ayn yerde yine
dikilecek, durmadan l avcy kaldrp asmakla uraa
caktk.
115

Ya say byle ba aa assalard; o da byle elleri


birer pene gibi ksmen kvrlm, parmak boumlar top
ra sprerek ar ar sallansayd? Ba gayritabii bir
ekilde yukarda, gsne yaslanm, ayaklarnn yukar
sndaki gkyzn grmeye alsayd? Avc sa alelade
bir hayvan gibi byle asl dursayd? Kiliselerin oturma
sralar ta tavanda yaplsa da biz gzlerini grmek iin
aa baksaydk? Ya da hepimiz plak zeminde yatsak,
hi sra olmasa ve yukar baksak, hatta uzun sralar halin
de yarasalar gibi ba aa aslp kan beynimize hcum
ederken ilahiler, dualar okusak?
Fakat parmaklarnn boumlar o dndke yere de
iyor, dolaysyla kilise gibi bir ey olamaz, zemini ve a
ts olan hibir ey sz konusu olamaz; nk olsa gk
yz grnmez.
Babam onu bir eyle rtmedi. Bu say, bu ly bir
uvalda saklamad, onu bir eyin iine koymad.
Tfeimle Romal bir muhafz gibi dikiliyordum ve
armha gerili sa'nn kandan iaretlerini okuma girii
mim engel tanmyordu. nsan zihni hep okuyacak, oku
madan duramayacaktr. Bu ifte doum, nceleri yukar
da olan ama imdi aada, gbek bann kesildii yerde
kalan merminin giri delii, bizim lrken tekrar dodu116

umuzu anlatyor. Arkadaki krater bu fani mrn bo


olduunu bize sylyor. Geri bu eylerin byle bir an
lam yok elbette; ama aklmz durmuyor. imdi bile av
cnn lsn okumadan duramam nk hl bir eyler
isterim; tpk avcnn da daha fazlasn isteyen bakn
koruyacak olmas gibi.
Dedem huzur iinde uyuyordu. Her an kesilebilecek
gibi dzensizdi solumas; ama yine de sryordu ve uy
kunun huzurundan bir ey gtrmyordu. Onunla l
avcnn, iki dinlenme eklinin arasnda dikiliyordum ve
ne yne dneceimi armtm. Cesedin ar ar dn
mesi gibi ben de durmadan dnyordum. Babamla Tom
kendi matlarna gitmilerdi ama uyumayacaklarn bili
yordum. lnn baklarn takip eden cemaat olarak
ormanda uzanm, gkyzne bakyorlard.
Aalar unutulmu bir dilde ilenmi ta stunlara,
gkyz kubbeye dnm, arkamzdaki da mihrabmz
olmutu. Toprak zeminin yukarsndaki tavan ulalama
yacak kadar yksekteydi. Sunak, orta ahnn br ucun
dan alnp tam girie, ilerisinde gne ve ayrn, ma
bedin dndaki dnyann olduu suyun kenarna yaklatnlmt. Sunaklarn en basiti: kanca ve zincir. Ve rahibin
mermerden byk tablas: dedemin iltesi. Geri kalanla
rmz korku iinde evresine dizilmitik. Her ayin bir
savat; sann bedeninin almas ve kannn iilmesiydi.
Zaten Hristiyan ayini insan icadnn en tyler rpertici
sidir. Onun yannda topuklarndan asl avc bile evcil
grnyordu; kan iilmiyor, eti yenmiyordu. Yamyam
deildik biz.
l avcyla dedemin dinlenmesi, bu byk sknet,
havadaki kprtlar -yelden veya nefes alp vermek iinhari ikisinin de hareket etmemesiydi yerimden kml
dayamamamn sebebi. Orada tfeimle dikildim ve bir
yere ayrlamadm. Her an bir eylerin olmasn bekleye117

rek saatlerce dikildim; ama yelden, nefesten ve glgele


rin uzamasndan, stunlarn nmde devrilmesinden,
onlarn okunacak bir kadran gibi, zamamn balangcna
dayal bir desenin dzenlemesi gibi dairesel hareketin
den baka bir ey olmad.
Bazen dnya o kadar yan yatt ki, ayakta duramaya
cam sandm. Fakat her seferinde yine dzeldi ve gl
genin her yeni konumu olduu yere tutunup kendini
salamlatrd; ama sonra tekrar kayd. Dev bir pusula
nn yzeyinde yzyor ve asla ortaya gelemiyor, kenara
yakn bir yerde taklp kalyor gibiydik.
le sonras k ekilirken ayr daha dk bir id
detle yanyordu ve gkyz hl parlakt; ama rengi de
rinlemi, beyazlktan tmyle arman san ve mavinin
yerini altn ve siyah almt; evremdeki her aa, varlk
kazanm, kabuklarnda derin izler belirip sertlemi ve
bymt.
Kabuklardaki desenlerde, stunlardaki oymalarda be
lirgin ekiller varsa da onlar okuyamyordum. Rahibin
tekrar kalkmasn bekliyordum; nitekim ilk o kalkt. ilte
sinde yana doru kayd, bir kulana parman daldrd,
derin bir nefes verdi ve ardndan yuvarlanp yatann
kenannda oturarak bana bakt.
Hep byle olacaksn ite, dedi.
Alt taraf bir insand dedem. Yeni uyandna benzer
anlarda bunu grebiliyordum. Disel bir kbusu andran
bir esnemeyle azn aar, elinin kirli trnaklaryla beyaz
kamn kayarak orada pembe izler brakr, botlarn aya
na geirdikten sonra kahverengi av gmleini ve her
zaman giydii u ceketini giyer, kyafetlerinin iinde k
lr, seyrek salar karr, parman yine kulana sap
larken. Alt taraf bir insan. Ama bu anlar hi srmezdi.
Btn arlyla kendini ne verdikten sonra yayla
r inleterek iltesine geri yuvarland, sonra tekrar ne ve118

rerek her naslsa ayaklarnn ve bacaklarnn stne di


kildi. Bir an duraklad, uamayacak kadar iman bir ku
gibi gzlerini krptrarak tuhaf tuhaf evresine baknd.
Dnceleri de herhangi bir kuunki gibi olmalyd; hi
bir eye ait olmayan dnceler, olmayan bir akl. Gere
inden uzun zaman nce yaplm bir eyin, bir ku, s
rngen ya da tan souk ruhu. Sonra yalpalaya yalpalaya
tuvalete doru gitti.
Yal ve titrek bir suret deitiren. Numarac eytan.
Ama kendi kanmdan. Aalarn altnda sallantyla yr
yp koyu renk kontrplak levhalarn arkasnda kayboldu.
Ardndan, koca ikembesinin havas alnyormu gibi
berbat sesler. Oradan klm kmasn beklerdim
ama bir ekilde hl ayn yuvarlak kalba sahip olarak
yalpalaya yalpalaya, her zaman olduu gibi hibir yere
bakmadan, hibir zaman grmemi olan gzlerle bana
doru geldi.
Hep uyank kalamazsn, dedi.
lye yakn olmay tercih ederek geri admladm.
Btn hilelerine ramen o daha gven vericiydi. Dereye,
ereltiotlarna ve asl cesede doru geri ekilirken de
dem nmden geip ikinci le n iin masaya y
neldi. Avc bayla kendine bir sandvi hazrlad, ba
n demirini yaladktan sonra da onu ahaba saplad.
Artk babam da kalkmt; silahszd, toplayacak bir
eyi yoktu; ne tfek ne de mermi. Matnn yanma iedik
ten sonra Tom da kalkt ve aynsn yapt, ardndan ikisi
kamp dolatlar. Arkam dnp iz brakmadan, iz sre
cek bir koku brakmadan, tfeimi dirseime dayayarak
iedim. Bu arada bam da omzumun stnden dnd;
gzlerimi dedemden alamyordum.
l avc iyi kokmuyordu. Geyikleri, etleri biraz
ryp yumuasn diye en az iki gn asl brakrdk. Hi
biri de aradan daha bir gn gemiken byle kokmazd.
119

kembesi gerektii gibi alnmayan ve yzecek bir postu


olmayan avc, can skmaya balyordu. Bir para akcier,
kalp ve barsak, onun dnda sakatat ve taaklar ta
mamd. Geyiklerden kardmz ne varsa. emeyi biti
rince daha uzaa gittim.
Gn iyice snmaya balamt. ayrdan gelen ve
serinlii igal eden harareti srtmda hissedebiliyordum.
Kendime durmadan telkin ettiim onca an paras, ha
yatmn en nemli birka gn, en kk ayrntsna ka
dar hatrlamak istediim o gnler; onlar o zaman kendi
me nasl anlatyordum? O akla eriimim yok. Feci ekil
lerle dolu, bir kesilip bir balayan kasvetli bir rya.
Dedem masadan kalkt ve yeni yrmeye balayan
bir bebek gibi yatama gidip tfeini kapt. Namluyu
ge dorultup mermi yatakta m diye bakt; yoksa kur
ma kolunu birka santim fazla ekip mermiyi namluya m
srmt? Yirmi ksur metreden anlamann yolu yoktu.
Tfeimi iki elimle tutuyordum ve gerektiinde ben de
fiei yataa srmeye hazrdm. Saatlerce tamaktan iyi
ce arlamt tfeim, omuzlarm yorulup dmt.
Yana geip kamyoneti bir kalkan gibi araya aldm ve
dedem zahmetle ieri oturana kadar bekledim; ardndan
Tom geldi, onun da ardndan babam, benim tarafmdan
doru gelip daha nce hi grmemi gibi bana bakt ve
ancak yle kasaya atladm.
Ortak bir kaderi paylayormuuz, birlik olabilirmi
iz gibi bu kamyonette gidiyorduk. Ar ar aalarn
arasndan toprak yola ktk, yeryzn altmzda yuvar
lanmaya braktk. Hayal geyiin perian arazisini getik,
geni manzaralar ve yksek srtlara, arakl ve dkntl yamalara kadar varan yumuak yokuu atk, ikindi
saati bile olsa hava hl scakt ama en azmdan glge
zamanyd ve o yokutaki her aa ayr duruyor, kendini
belli ederek yerden ykseliyordu. Kk bitkilerin, d120

m dallarn ve talarn her biri kendini belli ediyordu,


ta ki yamalar grlebilecekten fazlas olana kadar. Do
kudan ibaret kalana kadar. Yaratk fazla gelene kadar.
Babam yava sryordu. Bu sefer avlanacaktk. Drt
ekerin uultusu, peti ve vitesi geri tutulan bir kamyone
tin sesini karyordu. Gnn sonu, geyiklerin aldklar
dan kp aklkta ve aa altlarnda beslenme saatiydi.
Virajlara ve ay anana sapan ayrm geip beyaz
amlarn -hem eker hem sabin amlar - arasna dalan
bir sonraki geni srta doru devam ettik. Eyaletteki ikin
ci byk beyaz am olan Koca Bertha, en tepeye kadar
ancak yava yava incelen metre kalnlndaki gvde
siyle grntye girdi; boum boum, eri br ve sorgulu dallar ve ineyapraklanyla, dz, geni bir yzey
oluturan tepesiyle aa bana teden beri Afrika gibi ha
yal diyarlara ait yabanc bir ey gibi, buraya ait olmayan
bir ey gibi grnrd. Dier btn aalardan fersahlarca yksekte, bir fenere, canl bir anta benziyordu. u
kta kabuu neredeyse pembeydi. Yzyllarn grnr
ve somut hali; zamann dokunabileceimiz tan.
Burada her zaman durur, o kadim gvdenin yanma
her zaman varr ve ona ksack bile olsa dokunurduk. Bu
nu yapmadan, aadan o heybete bakmadan olmazd.
Fakat babam durmadan geti ve ben o aaca arkadan
bakakaldm. O aaca; yani lein reddine, normal eklin
dna kbp byle bir deve dnmesine, tm inandkla
rmzn gerisinde gizli olan eylerin belirtisine. Dnyann
herhangi bir yeri her an byle bir ey karabilirdi.
Babam aadaki yeil aklklara doru devam etti.
Oraya doru gittiini anlamtm. Orada bir yama bo
yunca yzlerce metre aa inen ve aralarnda aa ve
allardan ince bir erit olan iki geni ayr vard. Arazi
mizdeki en ak blge burasyd ve eker amlaryla evrihydi.
121

eker amlarnn kokusu isimlerinden daha tatlyd.


Altm santim uzunluunda ve on be santim kalnln
daki dev kozalaklar ve onlarn geni tayapraklar aa
deil, iek deil, kendine zg bir maddeydi ve hep bir
likte da doru kvrlp ularda kararyordu. Babam
akla varmadan nceki son aalkta, her zaman dur
duu yerde durunca Tom, dedeme yer amak iin kt,
dedem de, geyiklere hi vermedii deeri bu kozalaklara
verdii iin, tfeini almadan indi.
Koleksiyoncuydu dedem ama sadece bu kozalakla
rn koleksiyoncusu. Hibir zaman anlamammdr bu
nu. Ben de inip aalarn altndan, gvenli bir mesafeden
onlar izledim. Her gnn sonunda esen yelle birlikte
serindi buras ve amlar, fra darbesiyle verilmi kavisler
halindeki soluk yeil, stmz tamamen rten bir d
zenlemeyle ipeksi grnyordu; ok yksek, br eker
amlklarndakilerin hepsinden daha da yksek olan bu
radaki aalar kutsal bir smak izlenimi brakyordu.
Dedem byl bir bahede ilk admlarn atan bir
ocuk gibi fazla ne eilerek yryordu. Dili altdudanda, az ak, hzl hzl nefes alyordu. Elleri nde, par
maklan aralkt. Gzleri tohum avlayan kk keskin
ku gzleri. ri bir kozalak iin uzannca arl akl al
maz bir ekilde merkezin dna kayp bacaklar arkada
kald ve ne bklen gvdeye yetimeye alt ama
adam her naslsa dmeyip dorulmay baard; altn bir
yumurta gibi kozala, zamanda geriye gitmenin belki de
bir baka yolu olan dev cismi tutup yakndan bakt. Ne
redeyse kafas kadar byk bir am kozala; onu bir o
cuu veya tutar gibi tutuyordu.
Onu bu ekilde hatrlamak isterdim: aralarnda bir
yelin ve ikindi gneinin szld yumuak ak renkli
eker amlarnn altnda dikilip yeni domu bir kozala
kranla havaya kaldrrken, ayaklarnn alt epevre
kozalakken.
122

Esrimeye en yakn grdm hali, iinde iyilie, yu


muakla veya masumiyete ait grdm tek belirti, bir
ruha sahip olmu olabilecei tek zaman buydu.
Seyrek salar kta bir haleye, parmaklar taze bir
pembeye dnmt -dnyaya yeni ayak basm gibi- ve
dili usulca iliyor, lisan henz icat olmam ve tek hare
ket buymu gibi ileri geri gidiyordu. Hissettikleri veya
grdkleri biz dierlerinden saklyd.
Kozala ellerinde evirip evirirken merak dinmi
yordu. Kamyonete yrrken bile gz ondayd, ardn
dan onu kasaya frlatp bir bakas iin tekrar dnd.
Ona kalsa hava kararana kadar, kamyonetin kasas
kozalakla dolana kadar byle devam ederdi. Hibirini b
rakmak istemiyordu ve toplanma zaman geldiinde ba
bamla aralarnda yine mnakaa kacak, babam alet ede
vat kutularm saa sola kaydrrken kozalaklar sktrp
ezecekti. Dedem gl bandaki evinde, garajn arkasnda
dev bir yn halinde binlerce kozalak istiflemiti. Bir
yuva myd bu? Dedemi, onunla ilgili hibir eyi, hibir
zaman anlamammdr.
Babamla Tom akln kenarna doru salna salma
yrmeye baladlar, ben de kozalak toplayan dedemi
kendi haline brakp pelerinden gittim. Gneten bir du
vard buras, glgenin ve serin yelin sonu; ekirgeler, kele
bekler, yusufuklar scak havada kavisler halinde uuu
yordu. Gzlerim kamap yandndan elimi siper etmek
zorunda kaldm.
Babam gneleniyormu gibi kuru sar otlarn st
ne uzand ama surat keyifsizce burumutu; gzleri ka
palyd ama istirahat yoktu. stnde karncalar srn
yordu; kollarnda, boynunda ve botlarnda siyah ekiller.
Rzgr, saa sola kvrlp yayldktan sonra yiten yu
varlak darbelerle yamac spryor, otlarda desenler b
rakyordu. Sarya alan gm bekleyie geiyor, sonra
yine yere eilerek gme dnyor. Ne zaman nerede
123

olacam kestirmek imknsz; sadece izleyip beklemeli,


grp unutmak. Nefesimizle alp versek de asla tutama
yacamz, asla yakalayamayacamz bir kuvvet. Ve ara
zi, ekk nceden belirlenerek, imdiden inip kalkmaya
balam. Hepsi bir ses kaymasyla arkamzdaki aalar
tarafndan susturulmu. Grdklerimiz bir ryadan iba
retti sanki, baka trl bir ibadetti; ama bu sefer cemaat
yalnz braklm, rahip ocuklaarak yalpa yapa yapa ko
zalaklarnn arasna dalmt.

124

Kutsal Kitapn yurdu l. lden gelmiiz. Normal


halimiz kuru topra arnlamak, kuru yeli solumak. u
aklkta biten, ince saplarnn arasnda ok fazla boluk
olan kuru otlar ancak kavalkemiklerimize eriiyor; byle
bir yerde daha fazlas yetimiyor. Srler halinde gne
in altnda kavrulurken, adm adm giden usuz bucaksz
glerimizde su ancak geen zaman iaretlemeye yarar
ken nasl bu kadar kalabalklamz?
Ademle Havva, sonra Habille Kabil, sonra Habil
lyor; ama yine de Kabilin bir ehir kurmasna yetecek
kadar insan var. Kabil ehri kuraca yere doru yrr
ken byk ordular halinde toz topraktan aniden ykse
len hayaletleriz. Eski Ahitten hatrladmz Kabil ve
brleri, birer yar tanr. Nuh dokuz yz otuz yl yayor.
Bizse daha ksa mrlyz, ykselip yryoruz, toz top
raktan yaplmz ama hep susuzuz. Yatmayan bir toz
dan yaplmz. Tanrnn iradesi bu; ama asl zalimlik o
tozu dnce sahibi klmak, yrrken susuzluunun far
kna vardrmakt.
Kendinden nceki binlerce nesil gibi yry olan
Tom, bayrn ok aalarna inmiti bile ve yeryznn
katlar arasna giriyor, sonra yine beliriyor, desenler -gr
medii veya bilmedii ama yine de iine katld desen
ler- arasnda kalyordu.
125

Ben de tabii ki takip ettim. Bildiimiz tek ey yr


mektir nk. Ancak dmler ker ve yrmeyi red
deder. Her eyi -tfei, iradesi, gelecei- elinden alnm
babam gibi. Onu brakp gitmek dnda yapabileceim
bir ey yoktu. Botlarmn altnda topran titreimini ve
daimi deiimini hissedebiliyordum; rzgrn toprakta
kard sesi, yerinden km ve kayna belirsiz, buraya
getirilip braklm ptrak ve sar dikenlerden oluan yara
kabuu gibi araziyi.
Her yryn banda umuda benzer bir duygu,
balamakla ilgili bir ey, bir zevk vardr. Kk kertenke
leler arlksz cisimler gibi nmde kayor, bir koup
bir duruyor, sonra yine kouyordu. O lekte yerekimi
nin bir etkisi yokmu gibiydiler.
Otlarn en uzunlarna baktm, bir tanesini ekip
kardm, dip tarafn zenle bkp ikiye katladm ve on
dan bir ilmik yaptm. Yakn tuttuum tfein kundan
yere, namlusunu omzuma dayayp melmitim. Aa
da gzden kaybolan Tomu da, babamla dedemin kendi
dnyalarna daldklar aldn st snrn da bir yandan
szyordum.
Otun ucunda bir halka, kertenkeleler iin ilmikten
bir kement; dikkatle dorulup yryerek, her admmn
iniini denetleyip silerek, zrhl srtlan ve pullu boyunlanyla, delikten ibaret kulaklan ve ifadesiz azlaryla, dn
yay dolayszca, dnce ve arac olmadan iine alan gz
leriyle zamann u minik kalntlann takip ettim. Avlan
ma arzusundan yoksun olsa da yalnzca hareketin glge
lerine ve yutma igdsne sahip ilk avclar. Kmlda
mazsam ta yerine konur, tannmazdm. Her eyi saniye
sinde unutmak, her n yeniden ve dnyay olduu gibi
yaamak. Hareket edince yine bir ey haline geliyordum.
Bylece o lde nce ta, sonra hareket, sonra yine ta,
sonra yine hareket, sonra yine ta kesildim, ta ki uzatt126

m ucu ilmikli san sap, boynunun iki yannda maviler


uzanan iri bir kertenkelenin stnde asl kalana kadar.
Hi kmldamyordum ve elimdeki sap ok hafife,
etrafta bir o yana bir bu yana salnp yatan ve sonra tek
rar dikleen otlann hareketinden daha az titriyordu. Bir
kertenkelenin kulanda o otlarn sesi. nce sarkk deri
den uval gibi bir bedende eklemli boynu yana doru
seirip dikildi.
Kemendi ok yavaa indirdim ve kertenkele ban
br yana kaldrd; acaba neyi kolluyordu? lmiin ucu
nu ene hizasna gelene kadar indirdim, ardndan hzla
geri ekip kaldrdm ve ite, kertenkele tm gemi s
rngenlere kadar uzanan bir telala havada rpnmaya
balad. Bacaklaryla kuyruu havay dvyor, vcut kv
ranyor ama hibirinden ses kmyordu. Tm duyabildi
im otlardaki ve aalardaki rzgrd. Hayvan yaknm
da tutup gzlerinin iine baktm; hl tanmann belirtisi
yoktu. Kuyruu dalga biimli bir ydan gibiydi ve rzgrn
arpt su kadar kvrak, o kadar bilinliydi. Boynunda
sar halka, mavi grtlak, scak hava; hepsi birdi.
Yere indirince halkaya asld. Onu braktm. Pein
den bir ot sap srkleyen bir kertenkeleydi artk ve bel
ki de hep yle kalacakt.
Her ayr tklm tklmd. nsanlarn egemen olma
d yerler. Kertenkele bir avcyd, bir dev; ama tab bu
topraklarda tek bana hkm srecek kadar deil. Her
ey bceklerin igali altndayd. Nerede durursak dura
lm, kol mesafesinde yz binlercesi. Tfei topran ve
otlarn stne brakp ellerimin ve dizlerimin stne
ktm ve kaynamay izledim. Siyah veya siyahl krm
zl karncalar cilal ve el dememi gibiydi ve bacaklar
sanki yere demiyor, iz brakmayacak denli havada as
lym gibi grnyordu. Sneler donuk gri ve keli,
kenarlan parlak turuncuydu. ekirgeler ak kahverengi
127

toprak beklerinin fonuna kar neredeyse grnmyor,


zplamak iin son na kadar bekliyordu. ok azn gre
bildiimiz bir dnyann faaliyetleri.
Dorulup scak hava ve ikindi gneinin verdii
zevkle tekrar yrmeye baladm; imdi nedenini anla
makta zorlanyorum, yala ilgili bir ey olmal bu; ama
kertenkele ve bcekler bile zevk veriyordu. imdi bir
ayra baktmda zamandan baka bir ey grmyorum.
Fakat on birimdeyken zaman snrsz ve bilinmez,
hayat ilelebet uzayan bir eydi ve ben otlarn arasnda
yrrken ayak bileklerimi, dizlerimi veya srtm hisset
miyordum, hibir ey anza vermemiti henz, eklemler
birer sylentiden ibaretti ve kas ile kemik daha ayrlmaya
balamamt. Kesinlikle sululuk veya pimanlk hisset
miyordum, artk bildiim kaygdar duymuyordum; yal
nzca sabrszlk, yalnzca hareket; ve u bayr bklp
ykseliyor, rzgr spryordu; karda br dalan g
rebiliyor ve kendi damzn arkamda ykseldiini hisse
debiliyordum.
Kenarlarda tekrar geyik gzlemeye balamtm. ki
ayn ayran al ve aa srasna yaklarken yavaladm
ve tfeimi aada tutarak meldim. Glgeler bana
doru uzanrken ince bir aly kendime siper etmitim.
Eilip kk sabin amlarnn dallan altna girerken bir
aacn gvdesine dayanm, glgeye oturarak saklanan
Tomu grdm.
Geyikten iz yok, diye fsldad.
-drt metre uzakta baka bir aaca yaslanarak
oturdum. Tfeklerimiz enlemesine bacaklarmzn stn
deydi. nmzde birka aa daha vard ve arkas, bal
bama bir corafya oluturacak kadar byk olan aada
ki kocaman ayrn parlak sarsyd. Ortada kayalk kn
tlardan ibaret bir srt vard. Solda bir tmsek ve tmsein
br eteinde eker amlarndan byk bir aalk, iki
128

yanda ak ayrlardan geni kavisler ve sa yukarda, ar


kasnda bir yangn yolunun gizli olduu bir al hatt.
Esintiliydi buras, glgesi serindi ve austosbcekleri nabz gibi atyordu. ri yusufuklar kenarlarda seyredi
yordu. Zikzakl uularyla birka kk beyaz kelebek
kuru otlarn hemen ular stnden geiyordu.
Tom, Doduun gn yanndaydm, dedi. Hibir ia
ret yoktu.
Neyin iareti?
Bizi uyaracak bir iaret. Sadece hibir eye benze
miyordun, o kadar. Bir bira itim, skldm ve oradan ay
rldm.
Annem neye benziyordu?
Babana sor.
O hibir ey sylemiyor.
Eh!
Aadaki aklk kocaman tutumu bir kurstu ve
biz sanki kenarn turluyor, giderek yukar kalkyorduk.
Isyla yukar.
Tom, Sorun tek bir ey yapm olman deil, dedi.
Nedir o?
Sorun hibir kurala hibir zaman uymayacak olman.
Bu ne demek?
Bir ey demek deil. Zaten sorun da bu. Bir eyleri
bir arada tutacak hibir ey kalmad.
Tomun dediklerinden bir ey anlamyordum. Ama
artk anlyorum. Keke imdi onunla konuabilsem. Umu
dum o olabilirdi. Babamla dedem normalin fazla dndaydlar. Ama o zaman bir ey demedim. Sadece ona,
onun tamdk yzne, gzlk camlarnn arkasnda bir
yerlere kayan gzlerine, bir olannkine benzeyen surat
na baktm.
Yardm ederdim, dedi. Bunu biliyorsun. Ailen iin
yapabileceim bir ey olsa mutlaka yardm ederdim.
129

Teekkr ederim.
Son zgrlnn tadn karmaya bak. Burada by
le oturacaksn ama aalarn gvdeleri hapishane par
maklklar olacak ve rzgr sidik, bok ve kusmuk kokacak
ve betona oturuyor gibi hissedeceksin. Tfek tutmuyor
olacaksn. Yaptn kimse grm olamaz ama dnd
mzde herkes renecek. Ve o andan itibaren kim sana
ne zaman baksa, hakknda ne dndklerini greceksin.
Cayr cayr yanan akla ve ortadaki dar ura
m, krlm kayahk kntlara baktm. ki yana devril
mi, stnde liken bitmeye yetecek kadar uzun zaman
nce paralanp dalm bir enkaz. Ama tabii bunu im
di byle gryorum. O zamanlar ayr, kayahk knty
gryor ve ne nostaljiyi ne zaman ne de krk kayalar
byle dalm bir enkaza evirebilecek ykm biliyor,
bir kilidi aabilecek byle anlarda bir kertenkele kadar
dncesiz kalyordum. O kk halim hepsini ziyan
etmiti ve keke Tomun tam olarak ne sylediini hatrlayabilsem; nk szlerinde belki daha fazlas, bana
imdi faydas olabilecek bir eyler vard ama aklmda en
ok kalan ey, bundan sonra syledikleriydi.
Otuz yl ryeceksin. Ve ktnda ben seni bekli
yor olacam. Daha bir ey iitmeye kalmadan tfek mer
misinin srtna girdiini hissedeceksin. ktnda hatrla;
bana gelecekleri hatrla.
Bu szleri ok iyi hatrlyorum; nk sarslmtm;
nk hi Tom'la badatramyor, ona ait anlarmla
ayn yere koyamyordum.
Tom akla, scaa, gnee ve otlara doru yryp
sola yoku aa sapt. Kamuflaj desenli tirt ve kot
pantolonuyla melmi, ihtiyatla ilerliyor, ava dnyordu.
Ben de ava dndm. Uruna dnyaya geldiim eye.
Ia kp yeilliin kysndan yoku yukar vurdum, sa
kolumu dikenler ve filizler syrarak siper aldm alla130

rn dibinden ilerledim. Aas aklk bir gladyatr ala


nyd ve ikimiz kart ynlerde onun kys boyunca daire
iziyorduk.
Tom en dipteki eker amlna doru yol alyordu
ama ben orada glgeden ve u mesafeden bile kocaman
grnen u kozalaklardan baka bir ey gremiyordum.
Giderek klen Tom karanlk yeillie kar zor fark edi
liyor ancak hareketleriyle seilebiliyordu. Neyi bulmay
beklediimiz belli deildi. Zaten akln tamamn g
rebiliyorduk; aalarn altnda koca boluklar vard ve
oralarda bir geyiin saklanmas mmkn deildi. Koca
bir hiliin etrafnda dolanyorduk.
Buralardaki yeilliin arkasnda bir yerdeki gizli yan
gn yoluna yakn olduum iin akl brakp allarn
arasna daldm ve ince dallarn arasnda kendini kaybet
meye alan Tomu braktm. Sol elimdeki tfei nde
tutarak yanlamasma admlyordum. Kolumdaki syrklar
bana zevk veriyor, zehirli meenin kabart ve iliklerin
den gelen kanty dindiriyor ama ardnda bir zonklama
brakyordu. Bu scakta yaylp bymesini, cildimi gide
rek igal etmesini hissedebiliyordum. Tirtmn syrlp
kalkmasyla izilen kamm ve yanlarmdaki kabarmalar
da bana haz veriyor, acy iddetlendiriyordu. Kuru, her
ey kuruydu ve saatlerdir su imemitim. Sersemlemi
gibiydim ve bamn tepesi sanki titreiyordu. Ynm
armm da yangn yolu bambaka bir yerde olabilir mi,
sonu hi gelmeyecek kuru allarn arasnda bou bouna
m dolayorum diye merak ediyordum.
allar her zamanki gibi giderek grleip geit ver
mez bir hale geliyordu. Aklma elbette ngrakl ylanlar
geldi ve paniklemeye baladm. Kapana kslp olduum
yere mhlanmm gibi bam oradan oraya hzla eviri
yor, ayn anda her yere bakmaya alarak kurtulmaya
alyordum; bu arada meeden dolay cildim cayr cayr
131

yanyor, gne yukardan kavuruyor ve nefes almakta


zorlanyordum. Ayak bastm yeri gremez haldeydim.
Srek. Doa bize sreklilii sunar, kstrlp telaa
kapldmz ve baka bir yerde olmak istediimizde,
iinde bulunduumuz nn uzayp gitmesini, bymesi
ni ve ancak daha ktye gitmesini vaat eder. Bu dnya
bizi hesaba katmayan gerekelerle var edilmi; bizse
bunu unutup kmsyoruz.
Panikleyip biz insanlarn yapt gibi gerisingeri dn
dm. Bu sefer tfei arkamdan srkleyerek geldiim
yoldan dnmeye altm. Ama daha nce getiim yer
ler sanki iyice geilmez olmu, her dal ve diken hzla b
ymeye balamt ve ok gemeden yolumdan saptm,
izi kaybettim ve gittiim ynden tereddde dtm.
Korkunun pusulas yoktur. Dnya dner, inip kalkar
ve sabit tutulamaz. Hem kapana kslm hem de kay
bolmutum ve her yerde ylanlar vard. lk korkumuz
olan ylan ezelden beri bizimle birliktedir, bir dehet
kaynadr ve kalbimiz kvrandnda hissettiimiz eyin
d grndr.
Tekrar arkam dnp bu sefer var gcmle yangn
yoluna yneldim, ynmden sapp yeni allarn arasn
da kayboldum, tfeimle kendime yer amaya altm.
izilmekten her yanm tahri olmu, scaktan ve korku
dan bitmitim ki, tfei tutan elim ak havayla temas
edince bacaklarma g verip allarn arasndan kendi
mi yangn yoluna attm ve rahatladm.
Geyii daha grmeden bilmi, kaslardaki tanma
hissini ve oraya kann hcum etmesini sezmi, tetik kor
kuluunu indirip mermiyi namluya srmeye balam
tm bile. Hayvan yan tarafta, yolun en fazla otuz be
metre yukarsndayd ve butlar kaslm, ba zplamaya
hazr halde aa inmiti; gne arkamdayd ve ge ikindi
nda boz kahverengi postunun her kl tek tek seile132

biliyordu. Boynuzu ulu koca geyik tam nceki gn


hayal ettiimin ete kemie brnm hali gibi gnete
parldyor, kaln boynuzlar, iri siyah gzleri ve ruhuyla
inkr edilemez bir varlk gsteriyordu.
Gzleri ksack bir an iin bana baktktan sonra d
np kendini ne doru havaya ve allarn iine att; alt
bacaklar ince olan ve toynaklar arkaya doru bklen
yaratn kaslar olaanst bir simetri ve gle titreiyorken tfei omzuma kaldrmtm bile ve geze bakma
dan, sezgisel olarak nian alp, hayvan allarn arasnda
kaybolur ve yalnzca arka yars darda kalmken tetii
ektim; tfek bir patlama ve kkrt kokusuyla omzumu
tepti, hayvann arka yars Tanrnn eli demi gibi b
yk bir sarsnt geirdi, onun korkun sillesini yemi gibi,
kaslarn yamyass ve kemiklerini darmadan edercesi
ne, butlan yana savrulup allarn nnde kald. Hayva
nn arka yars yere serildikten sonra lklarla gerisi de
geldi. nsannkinden farkszd sesi. Ban geriye verip
lk atyor, sesini ac, aknlk ve fkeyle gklere yk
seltiyordu. Hayvanlara benzemeyen, brmeye benze
meyen bir tarzda tizdi sesi; insanca ve korku dolu.
Kendini bana doru srklyor, n ayaklan yeri ee
liyor, dorulacakm gibi ban indirip gsn kaldnyordu ama her seferinde vcudunun gerisi onu yar yol
da brakyordu. Arka yans kleye dnmt, yery
znde srklemesi gereken bir arlktan ibaretti. Bana
geleni anlamaktan ciz, tekrar lk att. Arkasn dn
mek istiyor ama yapamyor, ba yana seiriyor ve her
abas onu bana daha da yaklatnyordu.

133

Kabil tereddt etmi miydi? Topra ekip bien Ka


bil, mahsulnn Tanr katnda makbul karlanmadn
grdkten sonra, Habilin koyununa ait posta brnm
olarak kardeiyle tarlada. Kendi at karklarn arasnda
yrrken fkeli; yannda bir ta var ve herhangi bir d
nce olmakszn Habilin arkasna yaklap o ta karde
inin kafasna geiriyor. Bu ksm kolay.
Fakat Habil hl hayatta. Bir darbe yetmiyor. Habilin az acyla aralanm, gzleri kapal, tan kemii
ezdii ve eti kaldrd yerdeki salar kanl. Srlm
toprakta yan yatyor, elleri ve ayaklar uyumu ama yine
de, igdlerin en eskisiyle srnme giriiminde bulunur
gibi, topraa tutunuyor. Ve Kabil elinde tala arkasnda
dikiliyor.
iindeki fke dinmi. Duygularn en gelip geicisi,
bir klf, hibir zaman kendi deil, bir ihanet. Kabil kan
drlm hissediyor. Fakat artk geri dnlemeyecek ka
dar ge. Bylece kardeinin stne eilmek ve ta tekrar
indirirken yzn grmek zorunda kalyor; ve bu sefer
hibir engel veya rt yok, bu sefer kim olduunu bili
yor. Tereddt edebilecei yer de buras. O ta indirene
kadar belki de uzun zaman geiyor ve o srete Kabili
tanyabiliriz. Hayatnn gidiini, her eyin denetimden
134

kmasn, her eyin yanl anlalmas ve ok ge fark


edilmesini; Kabilden byle tredik biz. gdsel olan
her eyin bir anda sonular olmaya balad, hayvani do
amz bilincin ihanetine urad.
Kutsal Kitapm Tannyla bir ilgisi yok. Kutsal Kitap
uyanmzn aklamasdr; bahede utanc ilk nasl
rendiimizin ve kendimizi hayvanlardan nasl farkl gr
dmzn tarihncesi ryalarla geri kazanlmas; Ka
bil, bir paramzn hibir zaman uyanmayacan ilk
kefeden kiidir. Bir paramz igdye tabi olacak ve bu
hibir zaman deimeyecektir. stelik ilk igdlerimiz
den biri ldrmektir. On Emir, bizi hibir zaman brak
mayacak igdlerin bir dkmdr.
Geyik bana doru srnrken geri adm attm. n
ayaklan yere saplanyor, dnmeye alyor; ama bana
yaklamaktan baka bir ey yapamyor, u yangn yolun
dan aa emekliyordu. Solumas derindendi ve gzleri
devriliyordu; kokusunu alabiliyordum, sonra yine gzkapaklarmm inip bann kalkt o lk geldi; gelmi ge
mi tm aclarn hudutsuz ve dayanlmaz, tiz feryad.
Yarsnn artk tepki vermediinin, yarsn kaybettiinin,
sakat kaldnn ve bir daha asla btn olamayacann
kefi. Kamaktan ciz bir halde son nefesine doru sr
nyordu.
Postun, terin, kann ve korkunun kokusu. Toza bula
nan kan krmzyken kahverengiye dnm, arka ayak
lan canszca birbirine dolanmt. Yangn yolu dard, ke
narlardan gr allar yola tayordu ve ikimiz iin de ne
saa ne sola ka vard.
Geyik yaklayordu. Telatan beslenen toynaklar i
liyor, beyaz ulu boynuzlan saldrmaya hazrd. Daha
hzl geri gitmem gerektii halde sanki donmutum. a
llar giderek kapanyor, uzun bir geit halini alan yol da
ralyordu.
135

Geyiin aln bir tepenin srt gibi kalkkt, postunun


altndan kas ve damarlar seiliyor, enesi birbirine arp
yordu. Kemikten ikiz takozlara benzeyen ift toynaklar
yere arpp aslyordu. Boynu inip ileri atlarak tekrar
dorulmaya alt, o geni gs yerden kesilip n ayak
lan dikeldi ama ardndan tekrar dt.
Homurtuyla aa doru gl nefesler veriyordu ve
bataa saplanm gibiydi. Bir yanyla artk brakmak, sa
dece yatp lm beklemek istediini sezebiliyordum.
Bir yan artk iinin bittiini biliyordu. Kaak avcy ld
rrken bir ey hissetmemitim ama bu bakayd. Geyiin
ne hissettiini grebiliyordum: felaket, dn umudu ol
madan her eyin kaybedilmesi, bir hayatn sonu. O sonu
hissedebiliyordum. Hayvanlarn en byklerini avlama
mzn nedeni bize daha yakn olmalar.
Fakat n ayaklaryla kendini yine ekip ban kaldr
d ve bana doru srnd, srnerek kendini bana yak
latrd ve ben arka st tkezleyip dtm, onun kar
sna boylu boyunca serildim, ellerim ve topuklarmn
stnde yenge gibi geri gitmeye baladm ve bu arada o
bana yaklayor, hzlanyor, tfeimin stnden srnp
onu altna alyor, ilerledike bayla hamle yapyor, u
boynuzlarn savuruyordu.
Onu hl yle grrm: ikindi gneinde boz kah
verengi postunun tek tek grnen, hepsi birrnek yaratl
m kllar; stndeki yzeyi dalga dalga titretiren kas,
kemik ve kandan bir peyzaj. Soluunun sesi ve scak, ar
vurular, stme stme varan harareti ve kokusu; yle
ki, acsn, sakat kaldn ve o srada olup biteni unut
mu, kamaya alarak yeri trmalyordum ve derken
hayvan tekrar lk att, ald nefeslerle kesilen bir
lk; ve bana dayanlmaz gelen bir manzarayla, kendini
acdan kurtarabilirmi gibi, acy vcudundan syrp ata
bilirmi gibi ban ileri geri sallad. Yana doru yuvarla136

np ayaa kalktm ve yangn yolundan aa kotum, ar


kama bakmadan var gcmle kotum ve kendimi gven
de hissedene, aray yeterince aana dek yz metre kadar
uzaklatm.
Fakat elbette hl yoldaydm, geyik de yoldayd ve
tfeim yanmda deildi. Glgeler uzam, yolun yars
n kaplam, artan yel gnn son hararetini alp gtr
yordu. kimiz bu yokuta ba haaydk.
Tekrar geyie doru yrmek dnda yapacak bir
ey yoktu ve karlatmzda ne olacan bilmiyordum.
Sonra yolun st tarafnda Tom belirdi; o silahl, ben si
lahszdm, tanklk edecek kimse yoktu ve ben merak
ettim, hayatlarmz sabrszlkla ileri alnm olarak u
tfek mermisi imdi gelebilir mi diye.
Fakat Tom dikilip bakmak dnda bir ey yapmyor
du. lk geyiimi ldrmem hatrna lk atp zlgt ek
miyordu. Hem Tomdan hem geyikten korkarak durak
sadm. Geyik hl bana doru srnyor, ba bir inip bir
kalkyordu. Yangn yolu iki yandan taan yeillikle dara
lyordu ama imdi bir de ortada, tekerlek izlerinin ara
snda allar bitmeye balamt. Geyik oraya taklp kal
d; bata ayaklarnn allara sktn sandm ama yak
lanca tfeimin geyiin altnda, cansz arka bacaklar
nn arasnda olduunu ve yana doru knt yapan ucu
nun alya takldn grdm.
Tfeim kan ve toz iindeydi, geyikse ilerlemeye a
lyor ama takld ey yznden imdi yolun ortasnda
ar bir daire iziyordu. Artk yoku aa deil, yana
doru srnyordu ve arkas bana dnk olarak allar
ssyordu. Sars yere yapm, tepkisizdi.
Yanna kadar yrdm ama ne yapacam bilmi
yordum. Hayvan mahsur kalmt. Arka bacaklaryla t
fek yolun ortasndaki, boynuzlar da kenardaki allara
taklmt. n ayaklar hl yeri ekitiriyor ama amdr137

maktan teye geemiyor, toz kaldryordu. Gayretten


fler gibi nefes veriyor, derinden i geirerek havay ii
ne ekiyordu.
Tom ancak on be metre uzakta, geyik aramzdayd.
Tfeimi nasl alacam? diye sordum.
Benim sorunum deil, dedi.
Byle bir ey daha nce grdn m?
Hayr. Senin bulatn her ey yeni. eytan senin
gibi birini karmak iin kl krk yarm.
unu benim iin ldrsene.
I h! ldrmeyeceim. Sadece seyredeceim.
Geyik eelemekten vazgemiti. Olduu yerde sav
ruluyor, n ksm kalkacakm gibi kprdandktan sonra
geri dyor, sonra yine ileri hareket etmeye alyordu.
Korkunun kokusu vard, gerek bir koku, ldrtc dere
cede feci bir ey, boynuna dilerinizi geirmeyi ve var
gcnzle srmay istetecek bir ey.
Tfek altnda gmlyd ve ancak br yandaki bir
al beine skm olan kundayla tetik korkuluu g
rnyordu.
Botumla sarsna bastrdm ve postunun kaslar s
tnde kaymasn hissettim. Eti l olsa da hayvan bir
hareket hissetmi olmalyd nk allara taklan boy
nuzlarn savurarak oradan kurtard.
Tfein tetik korkuluunu yakalamak iin melip
stnden uzanmaya altm. Panik. Hayvan bam ani
den sallaynca boynuzlan yaklat ve ben geri dtm.
st ksnlan geni atal biimli olan boynuzlar koyu
kahverengi ve trtklyd. Hayvann gzleri korku ve f
keyle devriliyordu. Yetiemiyor, daha fazla eilemiyordu.
Toynaklanyla toprakta eeleniyor, ban geriye daha ok
uzatmaya alyordu.
Uyluunun yan tarafndaki kurun deliiyle, kaln
kas yn ve postunda alm o kk delikle merminin
138

omurga ve stndeki kas delerek kt bel tarafndaki


daha byk delii grebiliyordum. Oradaki kemiin be
yazn, kan ve etin koyu rengini.
Geyiklerin kokusu baka bir eye benzemezdi; Ail
tendonlarmm yaknnda, yaam alanlarm iaretlemeye
yarayan bezlerin yayd keskin bir kokuydu bu. Miske
benzer, ar bir koku.
yice eilip yaklatm ve tfei yakaladm ama ye
rinden oynamyordu. Geyik ard. Boynuzlaryla ba
ma toslad ama ancak yandan syrabilmiti.
Kof. Boynuzlarnn verdii his buydu. i bombo
mu gibi. Hayal gcyle yokluktan peydahlanm gibi.
Hayvann uyandrd korkutucu izlenimin aksine, p
lak ellerimle paralayabileceim bir maddedenmi gibi.
Ben de tekrar uzanp tetik korkuluunu kaptm ve tfe
i geyiin altndan kurtarmaya altm.
Geyik derin derin i geiriyor, topraa vurup homudanyor, hibir ey yerinden kmldamyor, oynamyordu.
yle olunca bacana asldm ama braknca baca geri
tepti. l, hissiz, tepkisiz, tm sinirleri kopmu olan ba
cak, yay gibi seken kaslarca yine de bir arada tutuluyor
du. ki baca da tutup o ktleli uzuvlar ekmeye aln
ca hayvan, dili acyla kvrlarak, bana dayanlmaz gelen
bir feryatla tekrar lk att.
Yine yere dp ylece kaldm. stmzde yuvar
lak bir kubbe halindeki derin mavi gkyz her eyi, her
sesi, acy ve dnceyi iine eken dev bir bolua d
nmt. kimiz de urada yerde yatarken tela iinde
hzl hzl nefes alyordum.
O hayvann iini bitirmen gerek! Babamn sesiydi bu.
Bam kaldrnca Tomun yannda durduunu gr
dm.
Tfeimi alamyorum ki!
O hayvann iini hemen bitirmelisin.
139

Ban ileri geri sallayan geyik ksk bir sesle, korku


dan gelen bir sesle inliyor, babamla Tom hemen yolun
yukarsnda dikiliyor, ben de aada, yerde yatyordum.
Geyiin dnyasnda imknsz bir yaknlkta duruyorduk;
kendimizi tanrlarmzn nnde bulmuuz gibi, hayal
ettiimiz her ey gz ap kapayana kadar vcut bulmu,
hepsi gerek olmu gibi. stelik koacak yer yoktu, ba
caklar donakalmt. Boyun aada, gkten saklanarak
yere yapmt.
Emekleyerek hayvann arkasna, tfein namlusu
nun yarm kar kadar dar uzand yere yaklap onu
oradan ekmek istedim ama stndeki arln etkisiyle
silah yere iyice yapmt ve kmldamyordu.
Ben de hayvan yuvarlamaya altm. Yolun yukar
sna bakan taraftaki toynaklarm yakalayp aa evire
cek ekilde yksek bir kavisle dndrmek istemitim,
ama arl o kadar mthiti ve zorluydu, bacaklar o
kadar katyd ki, onlar havaya dikmeyi bile becereme
dim. Omzuma armtm bacaklar ve ift srmesi iin
boyunduruk geirilmi bir hayvan gibi var gcmle asl
yordum ama geyik n toynaklarn yoku aa iterek ters
ynde kvrlyor, dndrlmek istemiyordu. Yangn yolu
nun yukarsndan ona doru bakan adamlardan kamaya
alyor gibiydi.
Fakat ben nefes nefese ayaklarn braktktan sonra
bu sefer yine yolun yukarsna dnd ve kendini babam
la Toma doru srklemeye alt. Yapt hibir eyin
bir mant yoktu.
Babam, Vur onu! dedi.
Vuramyorum, dedim. Tfeimi alamyorum.
Toma sylyorum. Vur onu, Tom.
I h!
u lanet eyi hemen vur!
I h! Bu sizin kendi meseleniz. Ben bu ite yokum.
140

yle deyince babam Tomun tfeini namlusundan


yakalad ama Tom silahn brakmad. kisi birbirine ok
yaknd, neredeyse dans ediyorlard; bir ine gibi dos
doru ge bakan tfee drt elle yapmlard. eki
tirmelerle sren ar dnl bir danst bu ve ine, tesa
dfi bir mknatsla alttan tutturulmu gibi grnse de
hi amadan dimdik duruyordu. Dnya yznde gezi
nerek bir ey arayan, eksik olduunu bildiimiz bir ele
ment, henz kefedilmemi ama varl sezilen bir ey
arayan bir ine.
Bu ayak oyunlarnn falcs gibi gzleri kapal olan
ve silah brakmayan babamn az, kararllktan ok
inanmazlkla aralanmt ama gzleri ak olan Tom onu
dizinden tekmeledi.
Babam yana doru bklrken ine yn deitirdi,
istikrarn kaybetti, khinlii kalmad, derken Tom yine
ayn dizi tekmeledi ve babam tfei brakarak kt,
yanlamasna yere dt ve Tom geri ekildi.
Rahat brak beni, pislik! dedi.
Bilmiyorsun, dedi babam. Hibir ey bilmiyorsun.
Bilmem gereken her eyi biliyorum.
Bunun nasl bir ey olduunu bilmiyorsun.
H h, senin iin ne kadar zldm anlatamam.
Sen ok iyi bir insanken ve hibir yanl yapmamken
bunlarn hepsi bamza nasl geldi, deil mi?
Evet, bir yanlm olmad. yi bir baba oldum.
Kant da ite burada.
Babam yerde, geyikten pek de uzakta deildi; dorulurken geyiin boynuzlarna bir tekme savurdu. Yan
dan gelen tekmenin etkisiyle geyiin ba sarsld ve hay
van boynuzlarn indirip yzn babama dnmeye al
t ama babam yandan tekrar bir tekme att.
Geyik n ayaklarndan destek alp gsn kaldrd
ve toprak yolda bacaklarn aarak kaln boynuyla boy141

nuzlarm sallad. Fakat babam hzlyd; bu sefer botunu


br yandan savurarak geyie bir darbe indirdi.
Tom, Sen ne yaptn sanyorsun? dedi.
Tfeini vermezsen olaca budur.
Bu aptallk. Geyii tekmeleyerek ldremezsin.
Beni izle de gr.
Babam bir grei gibi meldi ve ellerini hazr ede
rek geyie yaklat, sallanan boynuzlan, o iri atallann iki
sini de yakalad ve ayam ikisinin ortasndan ieri doru,
topuu tam geyiin burnuna gelecek ekilde indirdi.
Geyik, o da vahi ve efsanevi bir canavarm, bir yar
devmi gibi grledi ve boynuzlarm yukan savurarak ba
bam srtst yere frlatt.
Geyik hemcinslerine seslenmi gibi baka devlerin
ayak sesleri geldi, allar atrdad ve dallarn krld bir
aryla dedem tfeini havada tutarak ortaya kt. Ca
navarn ta kendisi.
O geyik niye hl canl? diye sordu.
Canl deil, dedi babam. lmek zere. Bu ie kar
ma. Ve bu sefer ban eline alarak tekrar ayaa kalkt.
O geyik oluna ait. Onun ldrmesi gerekiyor.
Bir anda kurallar m kt?
Kurallar hep vard.
Siz nasl boktan insanlarmsnz? Bunu daha nce
nasl anlamamm?
Geyii o ldrecek.
Peki bunu nasl yapacak? Tfei hayvann altnda
kald.
Nasl oldu bu?
Ben nereden bileyim? Babam yzn tekrar geyie
dnp bayla meldi ve br eliyle boynuzlan yaka
lad.
Dedemin ,308i yere nian alnm sar edici bir
gmbrtyle patlad. Kulaklarmz uyuurken havaya k142

krt kokusu yayld ve ayaklarmzn dibinde cehennem


canlanr gibi oldu; geyik dehet iinde kvranarak tiz bir
sesle lk att.
Babam igdyle sinerek yandaki allara yapt;
Tomla ben de allara sinmitik. Kaacak yer aryorduk.
Dedem, Onun ldrmesi gerekiyor, dedi. Geyik onun,
ldrmesi de ona ait. Kimse bunu deitiremez.

143

Ykmllk. Tannnn bizden istedii. Eyann d


zeni. Ekebildiimizi ekeriz; ama Tanr, Kabilin adan
yetersiz bulmutu. Ve Kabilin yapabilecei baka bir ey
yoktu. Tanry memnun etmek imknszsa ne yaplabi
lir? Hibir adak yeterli deilse ama yine de bir adak iste
niyorsa?
O geyik ailemin benden istedii bir eydi ama yeter
li deildi. Takdirle karlanmad. Ama dedem onu benim
ldrmem iin gereini yapt.
Yolun aasndan balayarak geyiin evresini do
latm. Hayvan toynaklaryla yeri eeleyerek ban e
virmeye, yzn bana dnmeye alt. Ve bu arada yo
ruluyor, kan tkeniyor, algs donuklamaya gitgide yak
layordu.
Ellerimin ve dizlerimin stnde emekleyip omuzla
rm yere yaklatrdm ve geyiin o kadar dibine geldim
ki, suratm neredeyse ban ve boynuzlarn sallayan,
beni grmeye alan hayvann postuna arkadan dee
cekti; sonra kollarmdan ve bacaklarmdan ayn anda g
alp boynuna atldm.
Dorulup kvranan geyiin boynu hl diriydi. Her
hayvan, insan iin yaratlm, buraya onun iin konul
mu; yalan tabii. Geyik kendi hkmranl iin kavga
144

veriyor, grleyip boynuzlarn sallyor, boynunu seirti


yor ve beni stnden atmaya alyordu. Tek bildiim,
yaamak istediiydi. Kaak avc iin byle bir ey hisset
memi ve tetii, ldrmenin anlamn bize unutturan o
uzanty kolayca ekmitim. Oysa ellerimde geyiin boy
nundaki nabz, iindeki panii, rktc kayb, her e
yin adil olmasnn imknszln, kendi lmmzn
trajedisini ve anlalmazln, buna inanmak istemeyen
iimizdeki iradeyi hissedebiliyordum. ldrmekle hay
vann her eyini alacaktm. Ve yok ettiim eyin bir tela
fisi asla olmayacakt. Bunu bilerek bama uzandm.
O arbedede sol omzum yere tekrar tekrar arpyor
du ve bir elimle tutunmama ramen deli gibi sarslyor
dum; dedem izliyor olmasayd hayvan brakacak durum
daydm. ldrme arzum kalmamt. Elimde olsa zama
n tersine evirir ve tfeimi atelemez, geyiin allarn
arasnda kaybolup kurtulmasna izin verirdim. O zaman
bunu kelimelerle anlatamayacak olmama, hatta kavra
mn kendisini anlama ihtimalim bile olmamasna ramen
pimanlk duyuyordum. Buraya ldrmek iin gelmitik.
Bu deimez bir eydi. Aile yasasyd, dnyann kanunuy
du. Bama uzanmamn nedeni de dedemin orada olup
beni buna mecbur brakmasyd. Fakat artk deimitim.
O andan itibaren her ldrm bana ac verecekti. Her
ldrm zorla olacakt, istemediim halde ldrecek
tim. Ve bu beni insanlatracakt. Zorunluluktan ldr
mek, istemediim halde ldrmek beni daha ok insan
yapacakt.
Bam geyiin boazna dayayp yana asldm ama
kesmesi kolay deildi. rpnan, kvranan, lmemek iin
direnen hayvann insans lklar arasnda ba testere
gibi saa sola ekitirdim. Artk ses kmadnda, her yer
kan olduunda ve kesik grtla kanla dolduunda bile
geyiin barmaya altn biliyor ve azn ya da gzle145

rini gremediime seviniyordum; hayvan mcadele edip


der ve yerde sarslrken yalnzca postunun sert tyleri
ni grebiliyordum.
Kan banyosu. Geyiin vcudu hl seiriyordu. Ben
se testereyi iletiyor, ban az kemie ve omurgaya
deene kadar onu gittike daha derine, gittike daha de
rine daldryordum; ardndan ba braktm ve rpn
mas bitene kadar geyie tutundum.
Tom, Hibir hayvana byle muamele edilmemeli,
dedi.
Dedem, Her hayvana byle muamele edilir, diye
karlk verdi. Tfeinin dipii hl omzunda, hazrday
d ve namlu, her an ate edebilirmi gibi, geyikle benim
olduum yerin hemen yukansna dorultulmutu.
Babam, Biz hibir zaman bir geyie byle bir eyi
reva grmedik, diye katld. Hayatmzda hibir zaman.
Burada avlandmz onca sre iinde hibir zaman.
Her seferinde aynsn yaptk.
Hayr, yapmadk.
Bir ekilde gvende olabileceini sanyorsun. Sana
dokunulmayacam sanyorsun. Ahlakl olmann mm
kn olduunu samyorsun.
Yine felsefe.
O zaman dedem glmsedi. Babama glmsedi.
Onu hi byle grmemitim. Ve ardndan, hl glm
ser bir halde, tfeini bana dorulttu. Geyii temizleme
nin zaman geldi, dedi.
Tetii ekeceini sandm. Katksz bir igdyle don
dum, babamla Tom da dondular ve beklediler. Her ne
olacaksa, mdahale etmeyecekleri anlalyordu.
Fakat hibir ey olmad. Dedem tfeini bana do
rultmu olarak ylece bekledi, ben de bir kolumu boynu
nun altndan ekerek geyii braktm. Bacaklarmdan biri
ni hayvana sarm olduumun, topuumu bir zengidey146

mi gibi hayvann kamna gmdmn farknda deil


dim. Kendimi kurtarp yerde dizlerimin stne oturdum.
Geyiin gzleri hl akt ve lm gibi grnm
yordu. aknl iinde askda kalm gibiydi ve yz
hl bir canlnn yzne, dnyay alglamaya devam
eden bir yze benziyordu.
Kenardan seirterek hayvann nne geldim; artk
arkam byklere dnkt. Dedemin tfeini stmde
hissedebiliyordum hl. Ban azn kaldrp geyiin
kamnn orta yerine, oradaki beyaz tylerin arasna tak
tm ve derinin altna inmemeye zen gsterdim. Biraz
daha derine insem ak yeil midesine isabet eder ve onu
patlatrdm.
Yangn yolunda yoku aa, tam gnbatmna bak
yordum ve gne ufka yaylm, yzm kavuruyor,
rzgr esmiyordu. Yel nereye gitmi olabilirdi, bilmiyo
rum. Baa hafife aslnca kansz beyaz tyleriyle post
yarld. Yumruumu karnn alt tarafna dayayarak ba
yatay ve kesie paralel tutuyordum; hayvann derisi bir
ka santim aralannca i organlar -ince zarlar, yapkan
maddeler- kta birikerek bolua dayand; ama gne
gzm alyordu ve bak ucunun bir zara taklacan
dan endie ederek sol elimi sivri demirin altna yerletir
dim, parmaklarmla organlar sprerek ve kasn hemen
altndan ilerleyerek deriyi yarmaya devam ettim.
Tren. Yapt ey, korkutucu olan olaanlatrmak.
kembeyi boaltma ilemine imdiden almaya, onu
kolay bulmaya, geyik iin, aldm can iin hibir ey his
setmemeye balamtm. Birka dakika nceki ldrm
imdiden uzak gemite kalm, kalkanlar ardna ekil
miti. Bykler de sakinlemiti. Artk konumuyor, yer
lerinde dikiliyorlar, daha nce yzlerce kez izledikleri ve
erkek olduklar ilk gnden itibaren kendilerinin de yap
t eyi izliyorlard.
147

Kasn ve postun yrtlma sesi bir zamanlar i ie r


l onca eyi ayryor, ban keskin yz btn o yzey
de kayp gidiyordu. Her birimizin gizlenmi olan, insamnki geyikten pek de farkl olmayan i dzenekleri gz
ler nne seriliyordu. Gskemiine kadar, gskafesine ve kestiim hattn ucundaki de kadar alyordu.
Bam geyiin postuna silip klfna soktum ve iki
elimle kaslar yana ekerek kamn, s ve buhardan o ka
ranlk maara ile kan ve kemikten duvarlarm atm; ie
ridekilerin dar uramas gerekiyordu ama geyiin kam
yoku yukar baktndan bu i byle yrmeyecekti.
Arka bacaklar yakaladm ve bir ayamla tfeimin
kundana bastrp onu sabitledim. Bu sefer bana kar
koyamayan hayvann bacaklarn doruca gkyzne
doru kaldrp onlara kar arlm verdim. Bu sefer
onu dndrmeyi baardm; nce butlan ve ardndan
karnyla gs, sonra bir adm ne atp n ayaklarn ya
kaladm ve onlar da evirdim, en son da boynuzlarna
aslp ban devirdim.
Gnee arkam verip ve bykleri karma akp diz
ktm; maaray tekrar atmda gnn son yla
her ey aydnlanmt. Mide yer yer sedefli gibi grnen
boz yeil rengiyle en byk organken karacier koyu kr
mz somun ekmei biimiyle bulunduu yere ait deil
mi gibi grnyordu. Barsaklar sarms ve boumlu
bir hortuma benziyordu. Duvarlarn en incesi diyafram
l ld. Hepsi bana doru kayklyor, tap dizlerime
dayanyordu. Bedenin nefesi gibi.
Bamla diyafram geni bir kavis halinde kestim
ve ince parlak tabaka derken akcier, yrek ve kaburga
meydana kt, sonra yemek borusunu kestim, kolonu
bulmak iin barsaklar yoklayp o kaln hortumu ay
dnla kardm, kestim ve iindeki koyu renkli topakla
r temizlemek, organ boaltmak iin elimle boydan bo
ya skarak onu przszce dmdz ettim.
148

Karacieri besleyen byk bir damar ve atardamar


kestikten sonra bam tekrar klfna sokup gvdenin
iine daldm, ne var ne yoksa iki kolumla kepeledim;
parmaklarnm ince zarlar kolayca ayrmasyla o yumu
ack hamur yer deitirip durdu; ama asl hayret verici
olan, ok az eyin bir yerlere bal olmasyd. Bu i or
ganlar vcudun geri kalanndan ayn bir varlk srdr
yor, kendi dnyalarnda yayordu. Yzm hayvann pos
tuna yaslanm olarak onun kokusu, teri ve br gazlar
birbirine karrken kollarm bedenle ilgisiz bu boluk
tan geri ektim.
Ellerim duvarlarda gezindi, arand ve nihayet tm
przler giderildikten sonra dizlerimin stnde geri e
kilip her eyi topraa dktm.
Dedem, Karacieri bozma, dedi. Yere dedirme.
Bal bana bir yarata dnen, kendine ait bir varlk
kazanan ktlenin stndeki koyu krmz somunlar em
niyete aldm. Okyanustan karlm, her naslsa al r
p ve dikenlerle dolu u kuru tepeye ulaan bu ktle sa
dece zarlarca korunan vck vck bir eye benziyordu.
Barsaklar dokunalar andryordu.
Onlar burada brakacaktm ve organlar kuruyup
dlan prsyecek, havas inecek, akal, karnca ve baka
eyler tarafndan paralanp yenecekti ama hepsinden
nce benim karacierden bir para yemem gerekiyordu.
lk lokma benim olacakt. Bam kaldrdmda byk
lerin hepsinin bana baktklarn grdm. Gnbatmndan yzlerinin beyaz gitmi, altn rengi bir kzla alm,
corafyann kan krmzs stlerine ilemiti. Dedem t
feini omzundan ekip tek eline alm, aa indirmiti.
Yz krk ve okunakszd; ruhu uup gitmi olarak
yalnzca bekliyordu.
Bamla iri, yumruum kadar bir ktle kestim. Ye
necek paramn avu dolduracak byklkte olmas ge
rekiyordu. Bu kural nereden biliyordum; ya da bu bir
149

kural myd? Yoksa hepimizde ayr ayr tekrarlanan ka


nlmaz bir keif miydi?
Geyiin nnde, byklerin nnde diz ktm ve
i karacieri azma gtrdm. Dilerimi geirirken
hl scakt ve direnci yoktu; tad kana benzeyen scak
bir lapa gibiydi. rdm recektim ama kendimi
tuttum, ineyip yuttum ve tekrar srp kaak avcy,
onun cierini yediimi dndm; iimde safrann yk
selmesiyle gsm ve boazm skt; ama onlar da bas
trp tekrar yutkundum ve tm insanlarla hayvanlarn
iini tek tek tattm hissettim, unutulmu da olsa, ilk
yaratklarn varlk orbasndan srnerek kt hatrlanamayacak kadar eski zamanlara ait de olsa ayn malze
meden yapldmz hissettim. Deniz suyunun ve do
um sonrasnn tadn, nereden geldiimizi hatrlatanla
rn tadn azmda duyabiliyordum. Kaak avcy ldr
dmde bunu neden yapmamtm? Ayn eydi. Hepsi
aynyd ve onun da nce karacierinin, ardndan kalbinin
tadna bakmalydm.
Cierden artan azma tkp zorla bitirdim. Zehir.
O tat oradan bir daha gider mi bilmiyordum.
Gne batmt, ortalk glge olmakla birlikte hl
kzld ve bykler bekliyordu. Yiyecek bir yrek vard
daha.
Paralanan diyafram blk prk sarkyor ve tu
runcuya kaan krmz renkli akcier kpks grn
yordu. Nefesimiz bir kpkt sanki ve u haliyle yine
denizi ve kkenlerimizi hatrlatyordu. Yrek olduu
yerde kaskat aslyd ve yzeyinde beyaz ebrudan yuka
r ynl binlerce minyatr desen uzamyor, kaslar, kan ve
yalar lif lif seiliyordu.
Sert ve kauuksu bir dokusu olan, insan kalbiyle
ayn ebat ve ekle sahip, ondan bir fark olmayan bu y
rei bir elimle kavradm. Ba tutan br elim ieriden
150

yukan ulap gr bir ormandaki sarmaklar andran irili


ufakl damarlar kesti. Hepsini kopard: yine kan, par
maklarnm stnden scak scak akan, sonu gelmeyen
kan. Yrei ekip kardm, havaya kaldrdm ve svs
yere aksn diye dndrdm; kan olanca arl ve koyu
luuyla toprakta birikti.
stnlk. Bir yrei hl scakken havada tutup
onu srmak. Her eyin bizim iin, bizim kullanmmz
iin var edildiinin kant. alar boyu yinelenen ve yan
klanan bir iddia.
Dilerimi yrein eperine gmdm ama eper o
kadar kaygan ve kauuksuydu ki, yzm ona iyice bas
trmam gerekti. Dilerim buna uygun deil, yeterince
keskin deildi ve bu yzden bir yandan dilerken br
yandan bam sallayp kaslar paraladm. Yrei iki
elimle kavrarken bam dt; gzlerim kapak enem
iler ve azma kann ve etin tad gelirken tekrar hayvan
olmutum.
Dedem, Artk erkek oldun, dedi.
Babam, Artk erkek oldun, diye yineledi.
Elimden braktm yrek yerde yuvarlanrken a
zmdaki lokmay yutulabilecek hale gelene kadar ine
dim; artk hayatmn baladn hissediyordum. On bir
yandaydm ve nm batan aa kan iinde, bir erkek
tim. Gne batmt, glgeler kararyordu ve gece, byk
bir kucaklay, her eyin birbiriyle balanyd.

151

nsann esas hayvandr. sann kann ieriz ki tek


rar hayvan olabilelim, boaz yarp kan ielim, kan ban
yosu yapalm, eti gvdeye indirelim, zmze eriip d
nelim ve kim olduumuzu hatrlayabilelim. Kendimize
bununla gven telkin ederiz. On Emirin imknszl
karsnda ancak baarszla urayabileceimizden her
pazar, kimliimizi yitirmediimizle ilgili olarak bu temi
nata ihtiya duyarz.
O yrei yutarak btn oldum. Btnlenmi bir ne
sil olarak artk babamn ve dedemin nnde durabilir
dim. Ama daha yaplacaklar vard. Hkmranlk tamam
lanmamt. Geyiin erkekliinin de karlmas gereki
yordu ve bu, zellikle de zayflayan kta, hzla ken
karanlkta iin en zor ksmyd.
Bam ahp hayvann kas nnde diz ktm ve
bir bacam ekip iyice atm. Kaldm yerden kamm
makata kadar yarmaya devam ettim. Hayalarn tutup
ektim, bakla dorayp allarn iine attm, onlan unutua savurdum. Uyluk ilerinin derisini yzp atktan
sonra erkekliinin klfim da ekip aldm ve geriye, postu
gidince ince, san gibi kalan ierideki biimsiz knt
kald.
yice oalan sinekler zayf kta kk uydular an152

diriyor ve cinnet sesleriyle bir tela havas estiriyordu.


Kaslar zenle dorayarak onlarn arasnda leen kemii
ne kadar yol buldum. Mesaneye ulamam, onu delme
mem gerekiyordu. drar, eti mahvederdi.
Mesanenin nasl bu kadar gizli kaldn anlamyor
dum. Tasar ya da sebep neydi? Ne kadar oyup asam da
keseyi ortaya karamyordum. Parmaklarmla etin iine
ve kemiklerin arasna, dokununca biimsiz gelen o bl
geye dikkatle uzandm, krlemesine arandm, organn
kam boluundan ekilip karlabilecek kadar kk
olmasn umdum ama kk deildi, stelik hl scakt
ve ii doluydu.
Yzm iyice yaklatrdmdan eneme ve boynu
ma sinekler konuyor, koyulan karanlkta geyiin ta iine
kadar uzandm ellerimle ne yaptm gremiyordum;
ama sonunda mesaneyi evresindeki zarlardan ayrabil
dim ve kesenin elimde gevediini hissettim.
Makatn evresini zenle kesip atktan sonra her
eyi, kolonu, mesaneyi ve erkeklii -bir elimle organlar
topluluunu ekerken bryle kendi kk deliine
bastrmak zorunda kaldm, gzden kaybolan ince san
kuyruunu- oradan kardm.
Btn takm iki elimle dikkatlice gvdenin uzana
tayp allarn iine braktm. Sonra dnerek akcieri, o
kpkl karmaay toplayp avu avu allarn iine at
tm ve kardm bir ey var m diye kaburgalarn iini
yokladm.
Pekl, dedi babam.
Tom, Evet, dedi. Kamyonete dnsek iyi olur.
Beni geride braktlar. Geri ekilen hayaletler gibi,
genel bir karanln fonunda daha koyu birer benek ha
linde yangn yolundan yukar ktlar ve ben orada yalnz
kaldm. Ellerimi tekrar duvann iinde gezdirdim ama
her ey tertemizdi ve artk kuruyordu. stnde kan ph153

tlaan ellerim, darack ikinci bir deriye brnm gibi


hafiften skyordu.
Geyiin yannda dikilip laciverde dnen ve yldzla
rn belirdii, Kutupyldznm alakta ve parlak grn
d gkyzne baktm. Artk bir erkektim. Yangn yo
lunun yokuu kutsal bir yer, kurbann yapld, trenin
icra edildii bir mekn olmutu. Ama dahas vard. Ke
ke o na dnebilseydim. Eski hayatm ve benliimi ya
kp yeni bir balangca, masumiyete benzer bir eye. He
pimizin istedii bu deil midir? Ve bir mrde bunu ka
kez yaarz? Hibir zaman yeterince srmez o anlar.
Her ey btnlemiti. Durduum bu yer tek yer,
yerde yanmda yatan geyik benim geyiimdi ve yapmam
gerekeni yapm, iimi bitirmitim; tek k u lacivert
gkyznden ve yldzlardan gelen kt; yol dnda, a
llarn arasnda alan u erit dmda insana ait hibir iz
yoktu; ama bunu unutabilsem ve silebilsem herhangi bir
zamanda dikiliyor olabilir ve u yama, hatta yukardaki
gkyz bana ait olabilirdi. O akam kollarm aabildi
im kadar atm ve onlar sonsuzca uzatabileceimi
hissettiimi hatrlyorum. Ellerimi yumruk yapp ieri
eksem dalar bkebilir, srtlarn kertebilirdim. u
dnyann tamam avularmn iindeydi.
Akam benimdi. Bykler yangn yolunu yryecek,
eker amlarna ve kamyonete giden ayrma sapacaklard.
Kampa gidip geyiimi l avcnn yannda ba aa asa
caktk, ardndan postunu butlarnn evresinden yzecek
ve yumruumu derisiyle etinin arasna indirecektim. Lks
lambasnn nda yapacaktm bunu ve yemei ge ye
dikten sonra yorgunluktan bitmi olarak uyuyakalacaktm. Ne le sonrasnda kestirmi ne de nceki gece uyu
mutum. Srtm topraa yasladmda, her eyin sustuu
bir smak gibi imdiden uykuya srkleniyordum ama o
srada kamyonet motorunun uzaktan uzaa, bastrlm
bir sesle altrldn iittim.
154

Ayaa kalktmda bam dner gibi oldu. A, susuz,


uykusuzdum. stne stlk geyikle mcadele etmi,
onunla boumak ve bamla boazn kesmek zorun
da kalmtm. Yere arplmaktan omzum aryordu. Ze
hirli mee bir veba gibi yaylyordu. Kanp duruyor
dum ama azdrmaktan baka bir ie yaramyordu bu.
Uzaktaki yksek aa tepeleri far nda bir an ay
dnland. Akln stnde, da yamacnn daha yukar
sndaki aalar da. Kamyonetin homurtusu belli belir
sizdi. Bir tmsek gibi yumuak bir srtta bulunuyordum
ve arazi manzaram kapatp sesi bastryor, kamyonet
sanki giderek uzaklayormu gibi aracn grltsn
arptyordu. Sonra dan daha yukarsndaki aa tepe
leri yine beyazlad ve o zaman bunda bir yanllk oldu
unu anladm.
Yangn yolunun girii akln hemen st tarafindayd, daha yksekte deil. Farlarn ters yne bakmama
s gerekiyordu; hemen stmdeki havay taramalyd ve
krmz lambalar tepenin srtna vuruyor, sesler yakla
yor olmalyd.
Ne yapyorsunuz? diye bardm. Kamyonet sesi ke
sintili gelmeye balamt ve giderek yitiyordu.
Beni brakyorlard. Babam, dedem ve Tom, kampa
ben ve geyiim olmadan dnyorlard.
Tfeimi arandm ve onu skt yerde bulup ora
dan kurtardm, kot pantolonumdaki toz topra ve kan
silkeledim. Ardndan aysz gecede, zifiri karanlkta yan
gn yolundan yukar doru komaya baladm; yol, gzkapaklarm kapattmda orada iz brakacak bir tarzda,
koyu bir karanla kar daha hafif bir karanlkt. Onlar
yakalama ansm yoktu ama yapacak baka ey olmad
iin yine de kotum.
Yokuu derin nefeslerle gbela karken bacakla
rm yanyordu ve yandaki allara srtnp ortaya kaa
kaa tmsein tepesine ulatm; burada da ie doru
155

bklp yol dzleiyordu ve farlarn beyazln uzakta


ki baka bir yamata allar zayf bir ekilde aydnlatr
ken grdm - bir de akp snen bir krmzlk.
.30-30uma bir fiek srdm ve arka lambalar gr
dm yere doru ateledim. Dnmedim. ylece ate
ettim. ok sinirlenmitim. Ve tfek omzumda serte
geri tepti. Geyii vururken byle hissetmemitim ama
ldrmenin heyecan verici rpertisiyle korunmaynca
sarsntnn iddetini anladm; kulaklarm bir an sarlat,
burnuma kkrt kokusu doldu ama kamyonet bana m
sn demeden yrmeye devam etti.
Nefes nefese orada dikildim. iip genleen kafamn
iindeki parazitten baka bir eyi duyamyordum. epevre allar beni izleyip bekleen birer haine dnm
lerdi.
Hareket edemeyecek kadar kzgndm. Donakalm,
olanlara inanamyordum.
Kamyonet gelmeyecekti. Bir baka ukurluun iin
de kaybolmutu ve bu arada stmde yalnzca bir tirt
olduu halde s hzla dyor ve geyik yolun ortasnda
ylece duruyordu; kampsa kilometrelerce uzaktayd.
Yolun aasndaki geyiin yanma dnmek dnda
ne yapacam bilmiyordum. Baka bir seenek yoktu.
Avm kampa tamam gerekecekti.
Onu yolun ortasnda, u aysz gecede glgelere kar
bir glge olarak buldum ve katn boluunun karsnda
melerek ikembe ymma dememeye zen gsterdim.
Yerde duran bam el yordamyla aramak iin krler
gibi emekleyerek parmaklarm toprakta gezdirdim ve
sonunda demirini buldum. Onu pantolonuma sildikten
sonra geyiin arka bacaklarna ulatm. Ail tendonuyla
misk kesesinden keskin, delirtici kokular yayarak kemik
ile kiri arasndaki boluu, ince bir deriden baka hibir
eyin olmad o doal oyuu yardm. ki baca da bu
156

ekilde temizledikten sonra n ayaklara getim. Bu sefer


dirseklere yklendim ve kemik deriden kana dek onlar
krdm, ardndan iki aya da arka bacaklardan geirerek
bir srt antas yaptm. knt yapan kemikler Ail tendonlanna kadar kayp orada takld kald.
Bam klfnda ve tfeim elimde, geyiin yann
da uzanarak srtm kamna dayadm ve birbirine geen
bacaklarn omuzlarmn stne attm, boynunu, bam
ve boynuzlarn gsme ektim, hepsini birbirine yak
latrdm. Sonra yerde dorulup oturma pozisyonu al
dm ve ayaa kalkmaya altm.
Geyik benden ard. organlan olmadan bile belki
elli be kilo geliyordu ve beni ta gibi aa ekiyordu.
Sert, amansz ve gerek. Bacaklarm titreyerek ve srtm
iki bklm olarak yoku yukar bir adm attm, sonra bir
adm daha. Bunu kilometreler boyu srdrmenin imkn
yoktu.
Ama denemekten vazgemedim. ne doru eilip
kendimi zorlayarak, bir ayam brnn nne atarak
ilerledim. Geyiin ba ve boynuzlar, insanla kaynam
yeni bir hayvan tr gibi gsme vuruyordu; birlikte
yryor, ayn soluu ve kan paylayorduk. i oyulmu
olduu halde postu, toynaklar ve boynuzlaryla insa
nolunun plakln ve zayfln rtyordu. Peki ben
ne olacaktm? Kampa giden kilometrelerce yolu alabilir
sem benim de toynaklarm kar myd?
Bu hayvanla btnleebileceime inanyordum. Bu
nu hissedebiliyordum. Sonuta daha ocuktum ve varo
luumun hibir snn henz izilmemiti. Her ey mm
knd. Bakalam. Maddi grn deitirmeye ve daha
sahici bir suret bulmaya yetecek bir arzu, irade ve are
sizlik. Bacaklanmn baldrlarda incelerek ayaklarmn
sertleip klmesi ve uyluklanmn eklem yerinden b
klerek glenmesi. Kafatasmn stnde bir kemiin b157

yyp knt yapmas, boynumun arlk altnda kaln


lamas. Kollarmdaki tylerin sertleip grleerek kaln
bir rt oluturmas, cildimin kalnlap posta dnmesi.
Tm seslerin glenerek yaknlamas ve bir kesinlik ka
zanmas, her bitkiye ait kokunun ayrmas, gzlerin gl
gede bulmas. Tm dncenin yitip yerini dnya
nn almas. O dnyann dolayszl ve deheti; ve niha
yetinde onun bir paras olmak, ondan ayr olmamak.
nsanln laneti dnyay kaybetmektir; dnce, dnya
iinde olma halinin yitirilmesidir.
phe yok, kararszlk yok; yalnzca igd. Bense
geyikten bambaka bir eydim. Gece bana dolayszca
ak deildi. Seslerin ve hareketlerin hepsini bilmiyor
dum, havadaki kokularn ounu alamyordum. Beni ko
ruyacak bir postum yoktu.
Bakalaabilseydim o arl tayabilirdim. Ama in
sanlm ve zayflm deimedi; tkezleyip yan dtm
ve ne yapacam bilemez bir halde kaldm. Gece karan
lkt, zifiri karanlk; yldzlar parlakt ama her naslsa k
lan yere vurmuyordu. mknsz uzaklklann getirdii bir
aynhk, u aa dnyann yitirmesi.
Geyii boynuzlarmdan tutup ektim ve yerde yo
ku yukan srkledim. ne doru eilmi geri geri y
rrken var gcmle aslyor, hamur gibi cansz ve ar bir
lele u karanlk topra arnlyordum.
Cehennem dndmz gibi kalabalk ve tanta
nal, her yerde ikencelerin ve alevlerin olduu, binleri
nin oyalamaca ve elence olsun diye bir o yana bir bu
yana hoplayp zplad bir yer deildir. Cehennem ssz
olacaktr. Her birimizin usuz bucaksz ve zelliksiz koyu
bir enginlikte ayak srdmz bir yer. Cehennem
sonu gelmeyen bir grev olacaktr. u lei bir-iki metre
srklemek bile neredeyse imknszken ve srtm aclar
iindeyken cehennem koca bir gece srecek, sonra gece158

ler birbirine karacak, yllar, mrler ve nihayetinde jeo


lojik alar geecek, ayaklarmn altnda yeryz biim
deitirir, dalar ykselip ekillenir ve anrken her n
dayanlmaz olan, her n barda taran son damla gibi
gelen u ile yine srecek. Cehennem, gemeyi reddeden
zaman ve onun gemesini beklemenin ekilmezliidir.
Cehennemde srkleyeceimiz ceset kendimizinkidir, olageldiimiz kiidir ve onun bizi geri eken -tpk
yaarken olduu gibi- nereye gittiimizi grmeyen ar
ldr. Ynsz, kr, anlamsz. Istrabmz belli bir yere
varmadan birikir, anlam kazanmay reddeder. Srp gi
der ama o kadar.
Geyiin lei kklere, allara ve talara taklyor, hr
palanyordu. Her seferinde onu kaldrp kurtarmam ge
rekiyordu ama srtmda mecal kalmamt ve uyluklarm
yanyordu; stelik arlk her takldnda diren kazan
yor, zemin beki kesiliyor ve geit vermeyi reddediyordu.
Cehennemde kaybedeceimiz ilk duyu, yaarken en
ok deer verdiimiz grme duyusu olacak. Onu ancak
yukardaki yldzlan grecek ve uzaklklann anlayacak
kadar koruyabileceiz. Yldzlarn yaklaabileceine ina
narak, onlara ulaabileceimize inanarak sonsuz gece ge
ireceiz. Onlara birer teselli gzyle bakacaz ve far
knda olmadan bir hedef olarak grmeye balayacaz.
Bize bir ka yeri, baka bir ortam gibi gelecekler ama
sonra giderek silikleecek, bulanklaacaklar ve bu o ka
dar uzun srecek ki, daha belirgin grndkleri bir za
man olup olmadn hatrlayamayacaz; ama bu arada
onlara olan zlemimiz dinmeyecek; ve sonra bir anda
tmyle gzden yitecek, ylece ortadan kaybolacaklar
ve hibir yerde k kalmayacak, biz de grme yetimizi
kaybedip etmediimizi bilemeyeceiz. Gzlerimizi ova
lamak isteyeceiz, onlan drtp ovuturmak ve hayata
dndrmek; ama ellerimiz bal olacak.
159

O zaman sese odaklanacaz, u bedeni engebeli


yeryznde tamaya. Ve baka bir eyimiz olmad iin
o sesten bir dnya kuracaz. u yamata tek iitebildi
im, yerde postun hrts, genel ve yekpare bir yk, bir
arlkt; ama sonra ses ayryor ve altta kk talar yer
deitirip yuvarlanyor, yerden knt yapan iri talara,
omurga gibi kk kk tmseklere srtnyor, bunlar
posta taklyor, yrtlma sesleri geliyor ve ne tadmz
bilemiyoruz -Sert kllar olan bir hayvan m yoksa kendi
bedenlerimiz m i?- nk yrtlma sesi korkunun sesidir
ve bilinemez. Yere vuran toynaklar... O toynaklar iitebilmemiz, braktklar baz izleri duyabilmemiz gerek;
ama yerde milyonlarca zerrecik ve yzlerce kk ta
var, aynca yer yer ot tutamlarnn stnden gemek, kk
ve allarn srtnmesi ayn anda o kadar ok ses kar
yor ki, kayboluyoruz. Sesin kendisi, ka olmayan bir
cehennem corafyasna dnyor ve artk birbirinden gi
derek ayrlan iki dnyada, bir dokunularm dnyasnda
bir de seslerin dnyasnda srklyoruzdur; srkledii
miz beden belirsizdir ve belki de kendimizinki deildir.
Dokunu. Fiziksel arlk ve zorlanma; ve sonu gel
meyen u gecenin souduka soumas, gne bir daha
domamacasna tm snn solmas. Susturulmu, kr ve
sessiz ama tecrit olmam bir dnya. Ac ve o acdan ba
ka odaklanacak bir eyin yokluu. Beden yetersiz kalr,
kemik kemie srter, kaslar yrtlr ve sinirler karanlk
gkyzn aydnlatr. Tekrar grr gibiyizdir ama bu se
fer kendi iimizi: srtnmenin ve yrtlmann ince hatlar
halinde yaran parlak noktalar, itki ve desen, acnn kr
mz a; ve bunu grmek bizi ondan uzaklatrr, hisleri
mizi snrlar; baarabileceimizi dnrz ama sonra
her ey yine kararr ve artk her biimi, her kou yolunu
bilir, onun kabarmasn hisseder ama hibir ey grmeyiz.
Ac. Acnn daima taze duyumu. stelik ondan baka bir
160

duyu yok. Hayatmzda tat ve kokuyu kaale almad


mzdan onlarn cehennemde de esamisi okunmaz. Onla
r unutmuuzdur. Ve her ne kadar u arl srkleyerek
geri geri yrsek de artk bir ey bilmeyiz; nk kendi
iimizde, kiisel ve kapal cehennemlerimizde kaybolmuuzdur.

161

Gecenin ayaz kle gibi stme kyordu. Sou


un incelmesini hissedebiliyor ve ondan korunmak isti
yordum. Geyii srkleyerek snmaktan baka arem
yoktu ama gcm de tkeniyordu. Artk ksa hamlelerle
lee aslyor, hareketi kesintisiz srdremiyordum.
Geyik fazla iriydi. Boynuzlan tutup ekiyordum
ama hayvann geri kalan biimsiz ve uzayan bir arla
dnm, arka yars grnmez olup araziye kaynam,
topraa srgn verip demir atmt. Et kk salm, kaya
larn evresini sanyordu. Onlan oradan koparmann
imkn yoktu. Kara bir gne karardkta bymt.
Gece, gnn bana grnmeyen hali. Geyiin boynu
ben ektike esniyor, vcudu uzayp sonra yay gibi geri
ekiliyordu. Admlarm hibir yere varmyordu ve tm
nirengi noktalan kaybolmutu. Ebediyet.
Yapamayacaktm. Artk ayazda yordum, souk
souk terlemekten yap yaptm, tirtm inceydi. Boy
nuzlan braktm, baka bir yerdenmi gibi kof, ynsz bir
ses geldi; vcudum sallanyordu ama tfeimi kaybetme
yeceim ekilde, zenle boynuzlarn arama yerletirdim
ve bam klfndan kardm. Geyiin arka yansm, yere
kk salm olan ksmn ayrmak ve bu ii abuk yapmak
zorundaydm.
162

nnde diz kp gvdesinin inceldii, gskafesinin bittii yerdeki post ve eti kesmeye baladm. Eti
ekip geriyor ve ban azn yukar doru drte drte
ekiyordum.
Hayvann bel kaslar kalnd ve kemie ulamam ko
lay olmad. Ayaa kalkp stnden atladm -karanlkta
bir ifrit veya iblis gibi eviklemitim- ve omurgasna
tekme attm. Srt kauuk gibiydi, kk gibi direnliydi,
krlacak gibi deildi. Ben de diz ktm, az yukar ba
kacak ekilde ba iki elime aldm ve kaln kas ynna
alttan girip yukar kadar yardm.
Geyik karanlkta kprdanyor, biim deitiriyor,
paralara ayrlmak istemiyordu. Altmzdaki yama yu
varlanyor, dikleiyor, bense ba brakmadan bir hen
dek ayordum.
Gece souduka souyordu ve gne bir daha do
mayacakm gibi batmt; paralanan et koyulup tekrar
paralanyordu ve ben sanki olduum yerde sayyordum.
Geyiin beli, sonu gelmez bir eye dnmt ve ben
herhalde orada boydan boya delikler amtm. Ama so
nunda kemie ulatm ve elimi omurgaya koydum; hi
bir yanda et kalmamt ve birbiri stne binen prtkl
omurlar hissedebiliyordum.
Elimi koyduum yerden, o geceki tek tutamam
dan ayrmadan bamn ucunu omurlarn ek yerine s
ktrdm. Bilebileceimiz her eyin bir kemie girdii
yere. Her grnt, an, dnce ve dokunuun kemikte
kablolara baland ve kolayca kanrtld yere. Ruh,
dndmz eylerin mekaniidir. Cehennem de her
eyin paralara ayrld, rlplak kald, kana, kemie
ve cansz ete indirgendii, paralarmzn bir daha asla
tekrar vcut bulmayacak ekilde karanlkta serili olduu
yerdir. Bam yandan yana oynatrken omurlarn ayrl
dn ve bir boluk olutuunu hissedip bizi dnyaya
163

balayan, hatta belki bizzat dnyay yaratan o kordonu


daha derinden detim.
Can can yapan eyi bilmiyoruz. Omurga ve beyni
bir pompaya ve oksijene balamak yetmiyor. Bu parala
rn hepsini gerisingeri birletiririz de ortaya bir dnce
kmaz; stelik cehennemdeki grevimiz de belki budur,
yani nceleri stnde hi dnmediimiz eyleri yap
maya almak. Kayp bir parann, bir kvlcm akacak
skartalk bir et parasnn arayyla yeri el yordamyla
yoklamak.
Ba omurgaya saplayp azn, omurlar ahp ko
pana kadar bastrdm ve sonunda geyiin bir yansn
brne balayan birka lif etten baka bir ey kalmad.
Onlar da abucak, bam yere srte srte kestikten
sonra nihayet serbesttim.
Alelacele tfeimi kaptm ve paralar tekrar birbiri
ne kaynamadan veya geyiin st yars kk salmadan
boynuzlara asldm. Arlnn yars gitmi, hafiflemi
olarak hayvan yerde yine srklemeye baladm. Fakat
le hl yeterince ard ve geri geri admlayarak boy
nuzlarn arasna geirdiim tfee iki elimle birden asl
mam gerekiyordu.
allara srterek yanm izdikten sonra topuklarm
topraa saplana saplana, u kaln posttan yelken bezi gibi
sesler ka ka tekrar yolu ortaladm. Karanlkta bitevi
ye srklerken her yeri srklemenin sesi kaplad. Hi
bir zaman kesintisiz deildi ses; her adm eliinde ayr
ayr, gecikmeli, zahmetli ve ksa ksayd; ve bu arada ge
yik arlayor, bir ekilde geniliyor veya younluu ar
tyordu. Belki yirmi yedi-yirmi sekiz kiloluk l bir yk
t ama verdii his bundan fazlayd ve yol bana hi bu
kadar uzun gelmemiti. Daha akln stndeki ayrma
bile gelmemitim. Derken, artk durgun olmayan hava
nn ilk souk nefesi yoldan yukar karak bana ulat.
164

Geriye s kalmam, hepsi akp gitmiti ama u ge


len hava, onun belki son kalntlarn da alp gtryor
du. ki bklm srtm katlamt. Aa baknca geyiin
gzlerinde, onlarn gerisinde bir yerde sanki yeil bir k,
hl aydnlk veren ve hayal gcmn bir rn olabile
cek kadar silik bir gece gr seer gibi oldum; bir gz
krpta yok oldu k ama sonra, ok uzaktaki belli belir
siz bir galaksinin yldzlarna ait belki bir yeillik belki
bir mavilik olarak yine belirdi: iki gzde iki galaksi; n
k geyii, bana tam kardan bakacak ekilde, ben ekil
dike onu kendime yaklatracakmm ve birbirimize
deecekmiiz gibi boynuzlarndan tutuyordum.
kimiz henz kefedilmemi bir merkezin evresin
de uydular gibi bolukta asl kalmtk ve dan yamac
altmzda yalpalyordu. Giderek daha hzl dnerken g
zm ryalar gibi bir parlayan bir snen, cehennem ef
sunlan gibi dikkat datan, derinlerden vaatler veren u
iki evrenden bakasm grmyordu. Beni bitiren byk
bir ktleye tutulmu gibiydim.
Geyik yine bymeye, biz yerde gbela ilerledike
karanlkta topraa grnmeyen kkler salmaya, uzun ve
gl srgnler vermeye balamt ve bunlann hepsi u
dikkat datan efsun tarafndan gizleniyordu; sonra bir
sinein hzl yrngesi gibi, izli mermi gibi bir ey arpt
gzme. Sesi o kadar ani ve an grltlyd ki, ban
dan beri orada olup olmadn merak ettim. Ama bilmi
yordum. Artk onu gzle grebiliyordum ve kayan yl
dzlar gibi kavisler izen bakalan da ortaya km, geyi
in gzlerinin derinliklerindeki a e bir yeil maviyle,
cenneti vaat eden, cehennemdeki sonsuz bir hileyi antran ruhani bir kla parldyorlard.
Fakat karanlkta karasinek olmaz. Bu da bir baka
hileydi. Onlann uyuyup gn beklemesi gerekiyordu.
Birok kk k aynacndan oluan iri gzler. Geyik
165

kendisiyle beslenen sineklere dnmt. Gzleri ge


yik gz olmaktan kmt.
Panikleyerek boynuzlarn ve tfeimi brakp u ka
ranlk mecradan yukar kotum ve allarn -bodur mee,
ya als, akal als, geyik als... hepsi Hadesin icat
lar- iine devrildim. Prtkl, yumrulu ve sivri par
maklaryla lm tanrs bana uzanyordu. On bir yan
daydm, henz on bir ve hayallerime giren korkular he
nz snr tanmyordu ve kaynaklarna daha yaknd. Ge
yik pekl bir iblis olabilirdi ve baka iblisleri arp
dnyay arptabilirdi.
Bam ekip havada salladm, o karanlk yolda d
nendim ve arkadan gelen ne varsa hamle ettim. Bak bo
a iliyordu ama tuhaf ekilde bylesi daha rktcyd.
Boluklara, soluunu yakndan verip sonra kaybolan gl
gelere saldrmak daha tyler rperticiydi.
Aradan onca yl gemesine ramen hl ayn eyi
yaptm, hibir eyin deimediini, o nn ilelebet sr
dn ve yinelendiini dnebilirsiniz. Ama dnya,
bir sonuca gtreceklermi gibi her eylem birbirini izle
yerek, dnmeye devam etti.
Bastm yeri grmeden ar admlarla, bir uuru
mun kenarndaymm, aada deniz varm gibi yolu
mu yoklayarak, ba hazrda tutup kollarm uzatarak
geyiin yanna dndm. Zemin hatrladmdan daha
dikti, her admla sanki bir basamak iniyordum ve ardn
dan ayaklarmn altnda ta toprak hrdyordu, parmak
larmla boluu taryordum.
Geyik bekliyordu. Topraa yapyor, kayalara gm
lyor, kaburgalar, omurgas ve etiyle bitkileiyor, hcre
duvarlar sertleiyor, dimdik aa kk salyor, yeri dei
yor, minerallere kaynyor, duvarlar tekrar tekrar sertlei
yor, ayaklarmn altnda fay hatlar ve krklar beliriyordu.
Vaktim hzla tkeniyordu.
166

Boynunu koparmam gerekiyordu. Baka aresi yok


tu. Boynu koparp boynuzlan ve tfeimi kapmam ve
komam gerekiyordu.
Kemie kadar kesilmi grtlak bir boluktan, para
lanm bir oyuktan ibaretti. Bunun gerisinde kaln kaslar
vard. Kurulduum u sunakta -br dnyadaki her su
nak bu hayatta olduu gibi bir kan gl ve mezbahayine diz ktm ve postu delip ete ulatm, gremediim
ne varsa hepsini kesmeye baladm. Ban taa deme
sini, bir bakalam bekliyordum. Geyiin boynunun ta
a dnp bam kuatmasn, bamn orada skma
sn, sonra elime ulap onu balamasn. Kendi etimin
kristallemesini, kanmn katlamasn, i stnde yaka
lanp donmasn hissetmeyi. Taa dndmzde bunun
anlam nedir?
Boynu olabildiince hzl keserek metalin kemie
srtme sesini aldktan sonra, farkna varmam olabilece
im eyleri de kesmek iin ba epevre dndrdm.
Ardndan boynuzlan yakalayp geriye doru hzla ek
tim. trtlar geldi, yine ekip dndrdm, ban az
n omurlarn arasna saplayp gmdm ve sonunda boy
nu koparabildim.
Kesik bir kafa. Gzlerimi geyiin gzlerinden alam
yor, hl orada bir trl solmayan, kann olamayaca ka
dar aydnlk bir maddeden yaplma koca koca galaksiler
gryordum. Geyik yok edilmeyi kabullenmiyormu gibi.
Aktaki boynu yere dedirmemeye dikkat ediyor
dum. Onu yukanda tuttuum mddete kk salamazd.
Bir elimle boynuzlann omzumda tutarken hayvann
gzleri gkyzne bakyordu. Onlara bakmamam gerek
tiini artk biliyordum.
Tahmin edemeyeceim kadar ard u kafa, boyun
ve boynuzlar; bir elimle tayamayacam kadar ard ve
u yoldan yukar kmak iin ne doru kapanr gibi y167

rmem gerekiyordu. Etin l skleti: Bedenlerimiz san


dmzdan ne kadar da ar.
Ne yapacam bilemeden iki bklm, soluk solua
ve omzum yanarak olduum yerde bir sre dikildikten
sonra tfein namlusunu yukar kaydrp silah enleme
sine omuzlarmn stne attm ve boynuzlan iki elimle
birden kavradm.
O karardkta biri beni grseydi geyiin ba ve boynuzlann kafama geirmeye altm, onu kendi yerime
geirmeye, ellerimi yere indirip bir hayvana dnmeye
ve insanolundan saklanmaya altm sanabilirdi.

168

lde sa, uygarl reddedip yabana dnerek orada


krk gn kald. Ayaklar sertleip toynaklara dnd, ku
laklarnda tutam tutam kllar bitti, bann stnde bir
knt ve boynuz yuvalan belirdi, kemikleri byd; n
ayaklarn yere indirip yrmenin daha kolay bir yolunu
buldu. Zarif admlarla talarn arasnda ilerledi ve tehli
ke mnda zplamaya hazr hale geldi. Srtnn derisi ka
lnlaarak amansz gneten onu korudu. Byyen gz
lerinin gerisinde galaksiler olutu, ikinci bir gndz gibi
aydnlk gece gr geliti.
Bizim bakalam yklerimiz u an elimizde olan
Kutsal Kitaptan karlm, silinmitir. Gvdesi insan,
boynuzlar hayvan olan yan kei Pan nerede? Yars balk
olan denizkzlar nerede? Ba ylanl Medusa nerede?
Oysa bu ykler bizim paramzdr ve silinemezler. Sili
nenler iade edilene kadar Kutsal Kitap tamamlanm sa
ylmaz.
Isa saklanyordu. Hangimiz hayvanlar dnda bir
eyden saklanr? Toynaklar, boynuzlar ve dnya eski ha
line dnd, arazi canland. Bir yaban kz olarak sa:
tyl ba bizonlar gibi aada olan kaim kara boynuzlu,
ln talar stnde frtna gibi esen bir boa. Ya da
daha aa, karnnn stne inmi hali: uca doru sivrilen
169

kaln ayaklar, kokuya doru uzanan kpr kpr bir dil, srt
boyu pullar, boncua benzer gzler.
Geyiin kokusu stmdeydi. Kan kokusu da. Aa
daki grnmez topraa yzm indirmi, karanlkta
adm atyordum.
Omurga bize balklardan gemitir, ilk omurgal ba
lklardan. Bacaklarmzla kollarmz yzgelerdir. Doru
su bu. Akcierli balklar br balklardan ok bizimle
akrabadr. Hava solur bu balklar, kuru toprakta yrr,
yerde ukur ap yamuru bekler, bizim yaadmz ka
dar yaar. lde Isa aslna dnyordu ve kollaryla bacak
larnn etli yzge haline geri dndn grm, kuyru
unun tekrar kp omurgasn tamamladm hissetmi
olmalyd. Kendini topraa gmp suyun hayalini kur
mu olmalyd.
Beklemek, gezinmek, g; bunlarn hepsi unutulmu.
Omurgam zafer nianemi tamaktan zorlamp bklm
olarak o tepeyi ktm ve karken durmadm. O kadarma
dnebiliyoruz. Takatimiz kalmadnda bile, uykuya ihti
yacmz olduunda, yiyecee ve suya ihtiyacmz oldu
unda bile bir adm brnn nne atabiliyoruz. Ne
olursa olsun yolumuza devam edebiliyoruz.
Yeryz dz olabilirdi. Madem yaratld, baka bir
ekilde niye olmasn? O halde yerekimi ve dik yamalar
bizi snayacak eziyetler olarak dnlm olmah. O
tepe nmde ykselirken admlarm biraz zayf kalp ha
fife geri kayyordu; yzme ah gelince bir yana kayor,
dier taraftan taklnca bu sefer br yana ekiliyordum.
Gremiyordum. Geyik gklere bakyor ve onun iin her
ey aydnlanyordu. Dnya evrimlemise olduu gibidir.
Fakat yaratlmsa biimi cehennemdir.
Yalnzca ayak seslerim, o kadar. Bir sre sonra bir
bakasnn ayak sesleri gibi gelen, sedas sanki baka bir
yere ait olan ar, zahmetli admlar. Yolda yanm sra y170

ryen bu dier eye kulak verdim. Hep yaknmda ama


menzilim dnda olan eye. Bir an unutup sonra tekrar
hatrlanabilecek olan hayalete. Tadm ykn altnda
ki her admm yaltlm, zorakiydi. Mecalsizdi. Saf ira
deyle ses karyordu.
Cehennem hibir eyin kaynamn olmad bir yan
k odasdr. Bu hayattaki nizlemesi de hibir zaman sabit
olmayan, somutluu olmayan, hibir yerde parmak baslamayan kendi benliimizin sezgisidir. u allarn stne
vuran glgeye benzer, srekli boyut deitiren bir ey ve
o glgeyi grebileceklerimizin snr dna karan k.
Glgenin orada olduunu bilir ama onu asla bulamayz.
Bir srtnme sesi; bata sadece o kadarn duymu
tum. Fakat sonra onun altndan, yeryzne basan arl
mn bir kant gibi pes bir gmleme geldi. Bana ayak
uydurarak yanmda bitiverdi. Ardndan usulca uzaklap
arkama geti. Meeden kabaran ve kendi hatlarnn d
na taan tenim de ayr bir varlk kazanmt.
Souk eliiyle tfek, boynumda bir raf gibiydi; ge
yiin boynuzlar kanszd. Boyun omurlar benimkilere
dayanm olarak zt ynlere, yere ve ge bakan, gzleri
miz yan taraflara konulmu iki bal bir yarata dn
mtk. Yaklalmas imknsz bir muhafza. Bir akcier
takm olan, ayn soluu soluyan bir muhafza.
Kalbimin sinemde asl durup sallantl bir yanklan
mayla ifter ifter attn hissediyordum bazen. Titree
rek da yaylan dalgalarn admlarmn gmlemesiyle bir
balants olduunu, hibir pes sesin zapt edilmediini
ve daima snrlar dna tatn.
Akln yukarsnda daha da dikleiyordu yol. Ayak
ularm toynaklar gibi yere saplanyordu. Baldrlar garip
ti, fazla kalnd. Geyiklerde baldr yoktur, bacan o bl
m ince kemik ve tendondan ibarettir, kaslar daha yuka
rdadr. Orantmz bozuk; ayaklar fazla iri ve sallantl.
171

nmde kapal ve kr bir duvar gibi boylu boyunca


ykselen allara toslaynca ayrma geldiimi anladm.
Gzlerimi krpp d hatlar arandmda bile hibir ey
gremediim halde saa dndm, yolun ortasndaki ksa
allarla rtl kabarty yokladm ve yana geip bitiik
teki tekerlek izine adm attm.
Koparlm kafann ar ykyle bu oluu takip et
tim. Dirseklerim yukarda olduundan, geyiinkilere k
yasla kk kalan omuzlarm yanyordu. Zplamaya g
c yeten iri birer kas ynyd geyiin omuzlan ve kesi
lip atlm bir halde artk arkamdaki yoldayd. Ve yolun
daha aasnda yryemeyecek ya da srklenenemeyecek bir halde, hibir yere gidemeden eti topraa karan bir baka ift bacak daha vard.
Yorgunlua teslim olmamalydm; yoluma devam
etmeliydim. Suyun ekillendirdii derin kanallarn iin
de admlarm kararszd. Orta ksmda talar birikmi ve
ya ortaya kmt ve ayaklarm yan duvarlarda kayp
duruyordu. Karanlkta tekerlek izinin ne kadar derin ol
duu mehuld. Araziye giderek gmlen ve iki yandaki
ykseltinin bam at, hatta daha yksee vard bir
kanalda olabilirdim pekl ve haberim olmazd. Hl
yzeyde olduuma inanarak yeraltna inmi olabilirdim.
Fakat yokuun eimi giderek azalmaya, yan duvarlar
dzlemeye ve tekerlek izi slamaya balad. Zemin ha
fif ibkey bir kavisten ibaret kald, eker amlarnn ko
kusu ve tepelerindeki yelin sesi geldi; yol kanal olmaktan
karken botumun ucu dev bir kozalaa arpt, sonra bir
bakasn atr atr ezdim ve dedemin kozalaklarn top
lad yere geldiimi anladm.
Bir dakika dinlenmem gerekiyordu. Yumuak ineyapraklaryla otlarda dizlerimin stne ktm ve yan
yatp tfeimin kundayla geyiin kafasn yere brak
tm. Kozalaklar iteleyip cenin gibi ilk ve son halimize
172

dnerek kvrldm. Nefes nefeseydim. Yer soumutu bi


le; gnn tm sca kaybolmutu.
Geri dnemeyeceimi bildikleri, geyiin yolda telef
olacan bildikleri halde beni brakmaya burada karar
vermilerdi. Acaba aralarnda ne konumulard? Belki
hibir ey. Belki kamyonete binip ylece yola dzlmlerdi.
Ben onlar tanmyordum, onlar da beni tanmyor
du. Tm tandk biimler ainalm yitirebilir. Bu dn
yann hilelerinden biri de aidiyet hissidir.
Elimizdeki tek ey zorunluluktur. Yerden kalktm;
nk mtm ve yryecektim; nk tek snak
kamp yeriydi. Geyiin kafasyla tfeimi yine omuzlar
ma yklenip karanhkta yolumu bulmaya altm.
Yol artk kendini o kadar belli etmiyordu. Ayaklarm
yerde iz srerken zemin engebeli olmaya balad ve ben
daha ne olduunu anlamadan kayboldum. Buras yol de
ildi. Olduum yerde kalp yol konuabilirmi gibi kulak
kabarttm ve bir i pusulas bulmaya, saa m sola m sap
tm anlamaya altm. Daima artan, daima yanltan
hava beni kvrm kvrm kuatyordu. eytann hilelerini
yrtt yerdir hava.
Fakat elbette eytan diye bir ey yoktur. Biz olmasn
isteriz, o kadar. Sorumluluu birine ykmak isteriz. Ce
hennem anaridir, her birimizin hem de her eyden hem
hibir eyden sorumlu olmas ve baka sesleri hibir za
man duymamasdr. Tecrit, cezadan daha rktcdr.
Yanl tarafa sapsaydm iki kere kaybolurdum ve
epevre dner, bir daha yolumu bulamazdm. Sola y
neldim ama geyiin kafasyla tfei srkleyerek, elle
rimle otlar sprerek, onlarn tepelerini hissederek yer
den kalkmadm ve bir boluu, otlarn dzlenmi olabi
lecei bir yeri arandm.
Avu ilerim bir khin gibi anormallikleri, bolukta173

ki izleri aratryordu. Bir faydas varm gibi gzlerim


kapalyd. Karanla kar onlar kapatmtm. Havaya ve
yere dair daha eski bir bilgiye ulamaya alyordum.
Nitekim hava bel verdi ve spren ellerim yere yak
lat; yass otlar belli belirsiz bir ize dnnce ben de
kalktm; ama geyik ban kaldramayacak kadar yorgun
olduumdan bir elime boynuzlaryla o cansz arl,
br elime de tfei aldm. Diken ve aldan ibaret kuru
bir arazinin karanlnda kesik bir kafa ve bir tfekle tek
bana ayak sryen bir glge. Bir cehennem corafya
sndan baka bir ey olabilir miydi bu? stelik burada
bir srek vard; yokuu kar, yamac keser ve tekrar tek
rar izden sapp allara taklrken yolda geen sonsuz bir
zaman.
eytan var olsayd neye benzerdi bilmiyorum. Her
halde yz benimki gibi olurdu ama geri kalannn baka
bir ekle sahip olacana, bu eklin sadece bir canavarm
deil -doal bir sonu olarak- korktuumuz, bize yaban
c gelen tm canavarlarn ekli olacana eminim. Byle
bir eytan btnyle gremezdik, bir yerleri mutlaka
yer deitiriyor ve gizleniyor olurdu. Onu tmyle hi
bir zaman ortaya karamazdk.
Dedem bu surete en ok yaklatn bildiim tek
kiiydi; yz benimkiydi ama onun dnda biimi bozul
mutu ve ruhsuzdu, bedeni srekli deiiyor ve hibir
zaman tam olarak grlmyordu, rktcyd ve elin
den her ey gelebilirdi. Yani eytana yeterince yaknd.
O yolda rpererek, arlklarm birer armaan gibi
tayarak -korkulann fkesini dindirecek ve yok oluu
bir gn daha erteleyecek kesik bir kafayla- dedeme gide
rek yaklatm.
Ve yrrken garip bir ey oldu. Grebildiime inan
maya baladm. Dnya ok hafiften belirir gibi olmutu,
bolua sanki isel bir k gnderebiliyordum ve karan174

lk, laciverde doru yordu; sonra bunun, hl tepelerin


ardnda gizlense de ufku ksmen aydnlatan, vadinin ok
uzaklarndaki srt ve zirvelerin hatlarn belli eden ay ol
duunu fark ettim.
Yol artk seilebiliyor, havann ald biimler silini
yor, her ey inceliyor ve rktc olmaktan kyordu.
Umarszca dm, dilerim birbirine vurduu iin
yrym hzlandrarak ve omuzlarm indirip kald
rarak snmaya altm. Artk nerede olduumu ve gide
cek fazla bir mesafenin kalmadn biliyordum.
ne doru tkezleye tkezleye ilerliyordum; yol
akt, arazi dzleiyordu ve u yamata bekleen, bir dur
gunluk, byk bir sknet, bir gven yayan aalarn
arasndaki boluk alyordu. Paralel bymt aalar,
hepsi yeryznn eriliini biliyordu. Dnya eski haline
dnmt. Da botu, iblisler yoktu burada.
Ay hareket ederken bile duraand. Som ve yaknd.
I yumuak, dolayl ve her eyi -bentteki ereltiotlar
ve iri yapraklaryla ekil deitiren bekler halinde, ar
daklar halinde suyun btn kysn saran, her boluu
ve oyuu dolduran, bir rt gibi l dallarla yapraklan
ve tekerlek izlerini rten yabani asmalan- aa karan
cinstendi.
Buradaki tek iblis, u huzur dolu gecede kutsala kf
reden ykmle iki bklm ve arlam olarak hzl hz
l yrmeye alan bendim. Artk acele ediyor, neredey
se kouyor ama bir yandan da takip edildiim hissiyle
omzumun stnden bakyordum; varlmn bir baka
paras u yeni kta kendini ifa olmu hissederek siper
aryordu.
Koarken boynuzlar bacaklanmm stne deiyor,
burun dizime arpp duruyordu ama br elimde tfek
salamd. Saramlarn altndan geerken kozalaklarn
kk karanlk glgeleri beyazlayan gkyznn fonuna
175

vuruyordu. Yokular karken, virajlar dnerken ve dz


lklerde ilerlerken kamyonette hi fark etmediim kadar
eitli ekiller vard; arazi byyordu ama yol aldm da
biliyordum.
Botlarmn hrts fazla grltlyd ama artk her
eyden sratli koabileceimi hissediyordum ve hatrla
dmdan daha dik olan kamp yolunun son blmn
gl admlarla ktktan sonra konakladmz koruluk
tan hemen nceki ak araziye ulatm.
Burada yavalayp diz st ktm, geyiin kafasn
elimden braktm ve nceki gece yaptm gibi tfeimi
brakmadan yolun toz toprana uzandm, dedemden
bir iaret var m diye bekleyip dinlemeye koyuldum.
Glkle, soluk solua nefes alyordum ve nabzm id
detle atyordu ama sakinleip kulaklarm iyice iitene
kadar bekledim. Bast yerle bir alakas yoktu. Sorun
buydu. Ses karmayan u krdan bacaklar ve stndeki
kre her yere gidebilirdi. Bir ey grdnz veya iit
tiinizi fark ettiinizde i iten gemi olurdu.
Yine s kaybediyordum ve stme alabileceim
hibir ey olmad gibi tenim de imdi yap yapt ve
souyordu. nmde aalar, byklerin uyuduu ve l
avcnn bekledii u gr koruluk vard. Boynuzlar elimde
kalkp yoldan ayrldm ve dereyi takip ettim. Az ilerideki
ayr ikinci bir ay gibi aydnlk ve beyazd.
l avc uvalsz olarak aslyd ve glgelerle ba
lanmt. plak ve kansz ayak bileklerinden aslyd.
Aalarn arasnda kmldadka onu bir grebiliyor, bir
gremiyor, sonra tekrar grebiliyordum.
Suyun sesini bir kamuflaj olarak kullanyordu. Hare
ket ediini duyamyordum, yalnzca sonu gelmeyen dere
nin sesi geliyordu. Yaklatka byd ses ve sonunda
kendi nabz ve nefesimi de iine ald. Aalar, hepsi bir
den dev bir kursun stne sabitlenmiler gibi, gvdeleri
176

stnde dnyordu. Bir deirmenta gibi pes bir ses


karyordu bu dn ama sesin kayna, derin bir havuza
iddetle den su da olabilirdi.
enesi gsne iyice bastrlan kaak avc, tepeleri
ni kerteriz ald aalatn arasnda diledii gibi hareket
ediyordu. Buydu eytann oyunu, buydu asla dorudan
bakmayan iblisin teden beri hareket etme tarz. sann
drt bir yan glgeyle sarlyd ve orada yalnz bana ol
duunu renmesi gerekiyordu.
Aalarn arasna girerken geyiin kesik kafasn yk
sekte tutuyor, burada benden daha korkutucu bir canavar
olamayacan gsterircesine onu nmde kalkan ediyor
dum. O aydnlk gzler, art bir k barndran lm
galaksiler karsnda l ava daha fazla kmldayamaz,
kayp yer deitirse bile bir yere gidemez, ben karsnda
dikilene ve altmdaki kursun dnmesi durana, aalar
tekrar kklenene kadar kancalarca sabit tutulup zapt edi
lirdi.
kisi de birbirine denk olan, aralarnda bir fark olma
yan zafer nianelerimin hibirini benden almayacaklar
d. Geyiin kafasn yere brakp tfeimi de yanna koy
dum. plerden birini gevetip bir kancay indirdim.
Bykler bunu duyabilirlerdi ve dedem bir iblis gibi
hzl hareket edebilirdi. Ama yolda yaadklarmdan sonra
kendimi tuhaf ekilde gl, neredeyse yenilmez hissedi
yordum. Arkama bakmaya bile tenezzl etmedim. Sade
ce u kancayla geyiin ban yakalayp metali nereye ge
ireceime baktm. Arka bacak ya da Ail tendonu yoktu,
hepsi yolda kalmt. Gzlerden birine de zarar veremez
dim. O yzden ban evirip dizlerimin arasna kstrdm
ve kancay aznn iine uzatp geriye doru skca asldm
ki, demirin ucu boazna saplanabilsin. Ba kancann
ucunda yere braktktan sonra ipi ekmek iin aacn ya
nma gittim ve kaak avcnn ayak bilekleriyle ayn hizaya
177

gelene, lye iyice yaklaana, kafasn sallayarak gzlerini


ona indirene kadar asldm. Artk birbirlerini szp tarta
bilir, nasl bu hale geldiklerini merak edebilirlerdi. Adam
gkyzne, geyik yukardan aaya bakarken.

178

Babam beni tekmeleyerek uyandrdnda hl ka


ranlkt. Devrilmi aacn arkasndaki saklanma yerimi
bulmutu. Kalk, dedi. Tandk olmas gereken glge, yol
da yaadklarmdan sonra imdi yabancyd.
Yorgunluktan bitmi ve uyku tulumumda kvrlm
bir halde uyanmak istemiyordum. Hl derinden solu
yordum. Fakat babam botunu tekrar brme geirince
doruldum. Tamam, dedim.
Gel buraya, dedi.
Uzaklarken, arkadan vuran kk bir atein
nda d hatlar sar grnyordu ve yukardaki aa
larda bir maara olumutu. Herhangi bir katedralin
kubbeli tavan olabilirdi buras. Ay, artk gn kar ta
rafna geip alalmt ve batyor, atein nda solu
yordu. Vitray yoktu. Pencere bile yoktu. Yalmzca ak
kemerler.
Srtm dm dmd ama yine de kalkp ceke
timle botlarm giydim, apkam taktm ve tfeimi eli
me alarak kararm oyuklar ve havuzlar halindeki glge
lerin, dklm dal ve yapraklarn stnden babam ta
kip ettim. Yukardaki aalar kuruydu ve tm renkler
den arnmlard. Tenim canlanyordu.
Tom ocak sacmn bandayd ve imdi olsa Hephais179

tosa1 benzetebileceim bir ekilde, karanlkta lks lam


bas olmadan alyor, hep kzgn demir ve czrdayan
etlerle alyor, artk yalnzca maden dvmekle uram
yordu. Dedem mermer tabladan yatanm hl stn
deydi ama yanndan geerken sanki bir gz alr gibi
olmutu. Babam atein arkasna geip kancalarn -sunak
larmzn- nnde durdu.
l avc ve geyik ayn solgun sar renkti, boynuzlar
ve ayak bilekleri ayn kansz maddedendi. Neredeyse
btn kiliselerde asl boyal plastik kadar cansz.
Babam, Bir insan bir geyiin yanna asamazsn, dedi.
Geyikten sadece bu kald. Gerisini yolda brakmak
zorunda kaldm.
kisi bir deil.
Dedem arkamzdan, kisi bir, dedi. Dndmde
dedemin iliiyle oktan kalkm olduunu grdm; u
kta lekeli ve sarms bir kumaa -cppesi- brnm
bir et ynn andryordu. Bizi yarglasn diye buraya
toplanmtk sanki.
Babam, Yine balama, dedi.
Nedir peki fark? Olun insan da ldrd, geyik de;
ve sen de o da onlar buraya astnz. Adam sen kendi
ellerinle astn. Bir hayvanm gibi topuklarn deip kan
caya geirdin.
kisi bir deil.
Nasl bir deil?
Tom, Bunlara katlanamayacan, dedi. Elinde spatulayla yryerek yaklat; ayrlmaz bir paras gibi k
k ate hemen arkasndayd. plak nkollarnda par
lak ya lekeleri grnyordu. Geyii yeriz. nsan gme
riz. Fark bu, seni kahrolas canavar. Spatulay bir bak
m gibi dedeme dorultmutu.
1. Yunan mitolojisinde ate tanrs, demircilerin koruyucusu ve tanrlarn en
irkini. (.N .)

180

Yiyecek bir eyi kalmad, dedim. Sizin yznzden


hepsini yolda braktm.
Dedem glmsedi. En iyi yann, dedi. Espri anlay
nn hi olmamas.
Ne demek bu? diye sordum.
O kafay indir, dedi babam. Onlarn orada yan yana
durmasna izin vermeyeceim. Babamn yz kta bu
rutu, yanaklarndan aa uzun ince glgeler dt. Za
yf biriydi. stekte bulunamazd. Hibir eyi belirlemez
di; bu hep byle olmutu.
O benim ilk geyiim. Onu oraya asmam gerekiyor.
Babamn kolu izlenemeyecek kadar hzl bir film ka
resi gibi hareket etti; glgeye benzer bir ey yandan y
zme indi ve beni yere devirdi. Tenim yanyor ve yzm
deki kemikler zonkluyordu. Dizlerimin stndeydim ve
tfeim hl elimdeydi.
Dedem, Hakl, dedi. lk geyiini buraya asabilmesi
gerek. zlediimiz kural budur. Buna uymayacaksak ne
den adam yiyip geyii gmmyoruz?
Ve bir anda bunu grmeye baladm. Yerde dizleri
min stndeyken ve kan hl yzme hcum ederken
Tomun l avcdan et syrp sacda kzarttn grebil
dim. Farkl trden bir kiliseydi bu, sann bedeni aslna
daha sadkt: Ahap veya plastikten bir ikona deil, ger
ek et; ve her birimiz her gn onunla besleniyoruz. Ge
yik etiyle de beslendiimiz iin arada bir fark olmadn
gryoruz.
Sen gerekten de bir canavarsn, dedi Tom.
Dedem, Geyii yiyip de insan yiyemeyeceini han
gi kural sylyor? diye sordu.
Dnyadaki her lanet kural.
O kurallar bu ocuun o insan ldrebileceini sy
lyor muydu?
Hayr.
181

O zaman kurallara ne oluyor?


Bazen dedemi benim icat ettiimi, onun hibir za
man kendi bana var olmadn dnrm. Sesi artk
benim kendi sesimdir ve arada bir fark gremem. Onun
o zamanki haliyle benim imdiki halim neydi, bulamyo
rum. Fikirleri bana da bulat.
Tom, Hepiniz kafay yemiiniz, diye kt. nz
de; geri dndmzde herkes bunu bilecek. Deliliinizin
son demleri; keyfini karn. Buradan bugn ayrlyoruz.
Bugn buradan ayrlmyoruz, dedi dedem. Bugn de
br gnler gibi ava kyor, sonra kestiriyor, sonra yine
ava kyoruz. Ve planladmz gibi yarn ayrlyoruz. u
geyiin kafas da biz gidene kadar orada kalyor.
Babam, Ava kmyoruz, dedi. Bu adam gmece
im. Hemen imdi gmeceim. Bu i ok uzad. Geyii
nizin lanet kafas orada istediiniz kadar kalabilir ama
adam onun yannda durmayacak.
Ardndan iplerin oraya gidip karanlkta, srt a d
nk olarak almaya balad ve bu arada ben, dierleri
nin stmde nefes alp vermesini, atein trdamasn
iitebiliyordum.
pin aa kabuuna srtnmesiyle l avc, yekpare
bir kalp gibi tek bir harekette, katlanp bklmeden,
omuzlan stne sert ve tok bir gmlemeyle nmde
yere dt, arkasndan ayak bilekleri ar ar salnarak
indi ve yerin birka santim yukansmda kald. Bedeninin
bir ksm, mutlaka bir tekinsizlik duygusu uyandrmas
gerekiyormu gibi, yeryzne dnmeyi reddediyordu.
Donmu sinsi smt ve ba bkk haliyle ondan her ey
beklenebilirdi.
Dedem, Demek bu adamn lmnn bir anlam
olduunu sylemeye hazrsn, dedi.
Babam, Benim hibir ey dediim yok, diye karlk
verdi. Ayrca seninle konumuyorum.
Onu gmmek ne demek oluyor peki?
182

Byle eyler sorulmaz.


Asl byle eyler sorulur. Ya kafasn kesip geyiin
bayla birlikte gmsek? Bu bir ey fark ettirir mi?
Tom atein yanma gidip ucu yanan uzun, kaln bir
dal paras kard. Alevin iinde korun yarlm krmz
s grlyordu. Dal kaldrp bakt. Gzlerini bununla
yakp karmamn bir anlam olur mu? diye sordu. Bu
bir ey fark ettirir mi?
Dedem, Gzleri yakp karlmas gereken ben dei
lim, dedi ve beni iaret etti. Adamn lmnn bir anla
m varsa bunun bir sonucu olmal.
Siz ikiniz, dedi babam. Birbirinizi imdi ldrseniz
ne gzel olur! Bir daha ikinizi de duymak istemiyorum.
Dedem, Onu gmmek ne demek? diye sordu. Bu
nun neye faydas var?
Biz bunlarla oyalanrken l avc epevre bakm
yordu. Oynak gzl. Kam tasarlyordu. Derenin s
tnden hzla atlayarak aalarn ve ereltiotlannm ara
sndan u ayra kacakt. Geyik kafas ve insan bede
niyle ayaklar savrulup topraa lap lap vururken ve kol
lar iki yannda bo bo sallanrken banda o koca boy
nuzlar ve arkaya bakan gzlerle her eyi grecekti. V
cudu aada kontrolszce sarslacak ama ba yukarda
zahmetsizce kayp gidecekti.
Babam emekleyerek ayak bileklerine ulat, onlar
ekip yere indirdi ve kancalar kard. Avc artk serbest
ti ve ben onun koup kamasn bekliyordum ama ba
bam dorulup kansz delikleriyle topuklan kapt gibi
adam kamyonete doru srkledi. Adamn kollar al
m, parmaklar boumlarndan kvrlp yerden kalkm,
her eye uzanan, solgun, ryen ve bekleyen u boyunsuz orangutan sa haliyle kilitlenip kalmt. Mezara ko
lay kolay girecek gibi deildi. Bundan emindim.
Dedem esneyip yanlarn kayarak, Eh, yleyse tek183

rar yatak zaman, dedi. ok yaklarz ama ardndan hi


bir ey olmam gibi devam ederiz. ukurunu kaz ve
hibir ey dnmemeye devam et.
Babam, Siktir git, diye sylendi.
Olur, dedi dedem. Arkasn dnp, plak ayaklary
la ineyapraklarn ve kozalaklarn stnden dikkatle,
dengesizce yolunu buldu ve masaya oturdu. nce kah
valt, sonra siktir olup gideceim ve biraz kestireceim.
Tom, dal ate ukuruna geri atp ocaa dnd. Pek
l, dedi. Ama nemli sorular sormayacak msn? Neden
yumurta yemek? Yumurta nedir? Yumurtann pastrmay
la ne ilgisi var? Pastrmay yumurtadan nce yememiz
gerektiini syleyen bir kural var m? Ya eer pastrma
yumurtaysa? Yumurtann gerektirdii bir sonu var m?
Babam, unu kaldrmama yardm et, dedi. Benimle
konuuyor, kamyonetin arkasnda bekliyordu.
Kalktm ama lye dokunmak istemiyordum. Uza
np o elleri nasl tutacam bilmiyordum.
Hadi, dedi babam. Acele et kahrolas.
Kamyonet atele araya girdiinden babam glge
deydi. Yaklarken tfeimi iki elimle birden tutuyor
dum ve karanla snyordum. Hava souktu ve henz
sabah olmamt.
Babam, Hemen, diye sylendi.
l avc topran karanlna kar solgun mavi bir
glge gibiydi. Bkk halde havada asl kalm elleriyle
bizi uyarr, bir eyin dehetini tarif etmeye alrken uya
rsnn ortasnda, kansz, sessiz ve zamansz olarak donakalmt.
Tfeini brak ve ellerini yakala.
Donmu, l avcnn kendisi gibi kilitlenip kalmtm.
Babam, Lanet olas, diye sylendi. Topuklar brakp
hzl admda cesedin etrafn dolaverdi, beni kolla
rmdan yakalad ve avcnn ayak ularna srkledi. Ma
dem yle, topuklarndan tut, dedi.
184

Kaak avc bana doru uzanyor gibiydi. Aasnn


neresi olduu ya da yerekiminin bizi nereye ektii be
lirsizdi. Sanki adam kollarn yksee kaldrarak yukar
da duruyordu; bu durumda, dnyann doksan derece
yan dnm olmas ve benim de yerde yatyor olmam
gerekirdi ama bu sefer de srtmn havaya bakmas gibi
bir mesele kyordu. Sanki destek aldm hibir yer
yoktu ve l avc beni aa ekiyordu. Bam iyice e
miti, demek ki zplamak zereydi.
Topuklarndan tut. Babam banyordu.
Isa'nn armhtan indirilmesi. Gmlmesi. Ama tek
rar dirilecek olmas gibi, bunun iaretlerinin olmas gibi
bir sorun var; ve bu iaretler elimizi kolumuzu balar.
Ne hareket edebilir ne de nefes alabiliriz.
Babam, Lanet olsun, diye kt. imdi de bama
geri zekl m kesildin?
Dedem masadan, Olun biliyor, dedi. Adamn l
mnn bir anlam olduunu biliyor. Bunun bir sonucu
olacann farknda. Senden fazlasn biliyor.
Babam, Bir mezar da sen kazmaya ne dersin? diye
dedeme bard. Byk bir mezar kaz, sonra da iine g
ve dndmzde stn toprakla rtelim, ha? Bunu
seve seve yaparm. Hi tereddt etmem.
Dedem, Her eyi gmemezsin, dedi. Baz eyler istesen bile gmlmez.
Hadi oradan.
u gmme ii neye yarayacak? Olunun adam l
drmedii anlamna m gelecek? Ya da adam lmemi
mi olacak?
Pastrma yumurtadan m kt? diye araya girdi Tom.
Pastrmann hi kanatlan oldu mu? Yoksa pastrma bir
pterodaktil1 mi?
1. Jeolojik alarda yafam; ve soyu tkenmi kanatl srngen. (.N .)

185

Babam karanlkta adamn yanna diz kt ve onu


kucaklayp uval gibi kaldrd -kollarla bacaklar pek de
kat saylmazd- sonra da ayaklarndan kasaya koymak
iin evirdi ama ayaklar, kasann kapa ak olsa bile,
aada kalyordu. Oraya taklmlard.
Babam, Aaa! diye bard ve ayaklar kurtarmak iin
cesedi indirip kaldrdktan sonra onu, dedemin am ko
zalaklaryla doldurduu kasaya savurdu ve maden oluk
larn stnden dibe kadar itti. Beyaz, kauuksu ve es
nekti ceset; deiik bir parlakl vard. Hl havada asl
kalm gibi olan elleri arkadan tasa da babam kasann
kapam kaldrp gm diye kapatt.
Kamyonete bin, dedi.
Dedem, Aferin, diye seslendi. Lzumsuz bir ii yan
ladn.
Babamn tm aksilii stndeydi. Kamyonete bin
diimde direksiyonun stne kapanmt. Bunu sen yap
tn, dedi. Bunlarn hepsi senin yznden. O yzden de
cesedi yukardaki akla kadar sen tayacak ve uygun
ekilde gmeceksin.
Yukardaki akla m?
Aynen yle. Babam anahtar evirdiinde motor a
lacak kadar grltyle alt; soua kar yarrken
bir nabz gibi hrltyla atyordu. Krei al, dedi. Mezar
plak ellerinle kazmak istiyorsan baka tabii.
Dedemin ve Tomun izleyen baklar karsnda
ate ukuruna kadar yryp kk ve katlanr ordu
fazlas kamp kreimizi aldm. Onunla mezar kazmak
sonsuza kadar srerdi.
Yine de kamyonete bindim ve babam arac evirip
yola frlad ama u farkla ki, farlar yakmadndan gre
cek bir yol yoktu. Karanlkta sryordu. Atei ve aydn
ln daha gz ap kapayana kadar geride brakmtk
ve artk ay da batm olduundan bize yol gsterecek
186

hibir k kalmamt; geri gn bir ucunda belli belir


siz bir aarma vard ama gne henz yeterince yakn
olmadndan bunun havay koyu bir laciverde evir
mekten baka bir faydas yoktu.
Kamyonetin grlts bizi dnyann geri kalann
dan yaltyordu. Bizi olacaklara kar u kabinin iinde
bir arada tutuyordu. te yandan, ynn bulmak iin
babamn sesten baka hibir dayana yoktu. Yamacn
kenarnda olduumuzu belli eden arak bir yanmzda
uzanrken tekerleklerin altndan kk dallarn trts
ve ardndan topran daha yumuak sesi, kk talarn
ve kozalaklarn infilak eden kk el bombalar gibi a
trts duyuluyordu. Veya belki de ezberden gidiyordu
babam ve yolun ekli onun bir paras haline gelmiti.
Yanmda karanlk bir glgeydi, tanmadm bir gl
ge. Onu gremiyordum ve sanki eskiden beri byleymi
gibi hissediyordum. Dedem onu silmiti.
Karanlkta der, motorun sktrmasyla dne dne
ykselirken ellerim konsoldayd ve aada ne olduunu
gremiyordum. Arkadaki l avc kollarn uzatm ola
rak bize doru sallanyordu.
Babam hakknda bildiim ey, ahlakl olduuydu.
Her eyin dzeltilmesini istiyordu. Elinden gelse hepi
mizi batan yaratr, bizi eritir ve baka bir kalpta tekrar
dkerdi. O yzden de hi ans yoktu. O yzden silin
miti ve artk onu ancak yanmda bir glge olarak, belki
kim olmam gerektiinin -hibir zaman o kii olamaya
caktaysam da- bir uyarcs olarak hatrlayabiliyorum.
Kendi doamz deitirenleyiz; ahlaksa, kim olduu
muzla ilgili gerein karsnda daima aresizdir.

187

saya putperest bir cenaze treni dzenlenmiti.


br dnya iin odal bir yapnn iine konmu ve kap
boluu byk bir tala kapatlmt. Kendinden nce de
binlerce yl uygulanm bir l definiydi bu. Bir hikyenin
balangc saylmazd. Dierleri de ldkten sonra dirili
yor, altn kadehlerinden iip at arabalarm sryor, tak
ve uaklaryla resmi geit yapyorlard. Kalabalk bir yer
di lm. Tek fark, sann o ta yerinden oynatmasyd.
sa yasay inemiti, diri ile l arasndaki ayrm
ihlal etmiti. ki dnyamz birbiriyle arpmt ve bu
nun bir felaket dourmas kanlmazd. sa, lleri ha
yatmza sald, btn lleri yeryznde dolamaya b
rakt, bugn korktuumuz cin ve iblisleri serbest brakt,
dirilerin dnyasn br leme ait varlklarla, putperest
lerin iblisistan Hadesten salverilen cehennem ahsi
yetlerinin tmyle doldurdu. Bizi ayran ne rmak kald
ne de kayk1; imdi ise gece ktnde onlar, ciersiz
solumalarn her yerde duyuyoruz.
Bunu Tanr istedi. br dnyann bizimkini igal
etmesi iin tek olunu gnderdi. sann hikyesi budur.
1. Yunan mitolojisinde, insanlar ldkten sonra Hadese, yani br dnyaya,
bir rma kaykla asarak giderdi. (.N .)

188

Dnyalarn binlerce yl ayr durmasndan sonra, iblisistann iimizde olduunu sonunda kabul etmek zorunda
kaldk ve sann ta oynatp kapy at, hayatlarmz
iimizde olan Tanr -ki kendi irademizden baka bir ey
deildir- vergisi eylerle doldurduu hikyesini anlattk.
sa iimizdeki iblisi, iimizdeki hayvan ya da canavar
tandmzn belgesidir. stediimiz ve ihtiya duyduu
muz bir tanmann belgesidir.
Babam hl bizim iyiliimize inanyordu. Bir eyleri
dzeltebileceimize ve iblisistan savuturabileceimize
inanyordu, o yzden de sonu gelmez mcadele ve st
raplara mahkmdu. Karanlkta bizi gtryor, ukurlara
dyor, pekimi tekerlek izlerine ve tmseklere giri
yor, kamyonetin gvdesini iki yandaki yksek kayalara
srtyordu.
Olacaklar bilemeden skca tutunuyordum. Yol ke
narndan kayp kendi ecelimize yuvarlanmamz iten bi
le deildi. Arazinin bir blm dzlkt ama yukar
alda gelmeden nce uurumlarn, yz metrelik kaya
duvarlarnn ve hava boluklarnn kysndan geecektik
ve nerede olduumuzu kestirmenin imkn yoktu. Yeral
t dnyasna giden u kadim kayk yolculuu gibi, tm
dayanak noktalarn yitirmitim.
Babam motor ve srtnme seslerinin stnden, Onu
gmeceksin, diye bard. Onu gmeceksin ve bu konuyu
bir daha azmza almayacaz.
Sanrm o zaman bile, daha on bir yamdayken bile
gmlen hibir eyin stnn kapatlamayacan bili
yordum.
Hava bir namlunun sert ve neredeyse siyaha alan
laciverdine dnse, yldzlar solgunlasa ve gn fonuna
kar aalar seebilmeye balasam, havada kaba ekiller
mesnetsiz anlk grntler gibi belirip kaybolsa, sonra
yine belirse de arazi kapkaranlkt.
189

Ellerin kanayana kadar kazacaksn! diye bard ba


bam. Hesabm vereceksin.
Gecenin sonuna doru savrulurken aresizce, skca
tutunmaya devam ediyordum. Bedel demenin neye ya
rad hibir zaman kesinlik kazanmamtr. Hibir ey
dzelmemitir. Hibir eylem boa karlmamtr. Bizi
bedel deyebileceimize inandran nedir? Bir dzene,
bir muhasebeye duyulan inantr bu.
Babam gremedii yoldan hi amad, yukardan
glgeler sarkar ve geriye devrilirken her dn ve viraj
bildi, bize tutunmaya veya bizim peimize dmeye yel
tenen her eyden syrld ama tab hemen ensemizdeki
l avc hari. Gkyznn artk laciverdi daha ok, si
yah daha azd ve sadece altndan getiimiz aalarn
karanlk dallarn deil, yanlardaki allarn kvr kvr e
killerini, arazinin hatlarn, solumuzda ykselen da da
seebiliyordum. Kei Da'nn ta zirvesine ulaan yk
sek srt burada yumuuyor, uysallayordu ve onun he
men altnda da, dik bir ekilde amlarm arasna inen bir
ayrdan ibaret akln st kesimi vard. Buras her yeri
gren en yksek ak aland. Kaak avaran on numara
manzaras olacakt; ama zaten ller iin hep yle deil
mi? lme inanmyoruz.
Yol, iki beyazms iz ve ortasnda koyu bir ykselti
olarak artk grnyordu ve kendi tarafmdaki allarla
aalar yok olmutu. Aa baktmda hilii, dnyann
kysn gryordum. Alacakaranlk tam vaktinde yeti
miti. ri bloklar ve kaya duvarlan bizi aa eken belir
siz ve kaypak, mavimsi hayaletler gibiydi. O derin uuru
mun iine almak ister gibi bize aslmas hl hatrladm,
hibir zaman silinmemi veya azalmam bir duygudur.
Babam gaz kesmeden ve yama tarafna yanaaym
demeden, tekerleklerle uurum arasnda birka santim
kalana kadar dmdz ilerlerken ben de herhalde nefesi190

mi tutmu, kamyonet yoldan kmadan sol dn al


mamz ve u boluktan uzaklap ineceimiz yere geldi
imizde yine neredeyse kr karanlk olduunu grece
im aalarn arasna dalmamz umuyordum.
Vardmzda tfeime tutunarak arabada oturma
ya devam ettim. lye dokunmak istemiyordum.
Babam benim tarafma geip kapy at. Bunu sen
yapacaksn, dedi. Hemen imdi. Tfeini ben tutacam.
ki elini birden kullanman gerecek.
Silahm vermek istemiyordum.
Hemen in arabadan!
Kprdayamyordum. Dada olacak i deildi bu.
Ama babam ceketimin nnden tuttuu gibi beni dar
ekti. Beni ayaa dikip tfeimi ald. Boyluydu, hem de
benden ok daha boylu; anlaysz bir dev gibi nmde
ykseliyordu. Zayf grnmyordu. Her nesil bir sonra
kini kuvvetten drdnden olacak, dedemden uzak
lanca gleniyordu.
Krei de ben tarm, diyerek beni iteledi; kasann
arkasna geip kapa indirdim, indirmemle l avcnn
kollar dt. Mavi afakta ince ve solgun cesedin ii bo
kalbn grecek kadar k vard. Bam indirip kollarm
kaldrm, ellerini uzatt yeri gremeyen haliyle yar
dm isteyen, kaldrlmay isteyen bir ocuk gibiydi.
llere dokunmak. Onlara dokunmamamz gere
kir. Bu yzden onlar iin rahat edecekleri bir ahiret olu
turduk, bize erimeye almasnlar diye. Dikkatlerini da
tmay, onlan megul etmeyi umarz. lm gmmek
bir umuttur.
Bileklerinden tutup onu dar ek!
Yapamam.
Onu sen ldrdn, sen gmeceksin!
Ona dokunamyorum.
Babam ,30-30un namlusuna bir mermi srnce ses
191

o kadar grltl geldi ki ortaln ne kadar sessiz oldu


una hayret ettim. Birka kk ku, hafif kanat ve yap
rak sesleri, tek tk cvltlar; baka bir ey yoktu. Gky
znn lacivertten daha ak bir maviye doru deimesi
ses getirmiyordu.
Babam namlunun ucunu enseme bastrd. Sen be
nim olumsun, dedi. Sana yardm etmek iin buradaym.
Senin ne olduunu anlamaya ve boktan bir eye dn
mene engel olmaya alyorum. Ama o bilekleri hemen
imdi tutmazsan tetii ekerim.
Enseme dayal souk metal, tenime batyordu ve
oradaki boluu hissedemesem de merminin o boluktan
ilerleyip ensemi delmesinin an meselesi olduunu biliyor,
babamn tetii ekebileceine inanyordum. stne ok
gidilmiti.
Souk ve kemikli bilekleri aresiz kavradm; adamn
kvrlm parmaklarm, gaga, pene veya boynuzdan
farksz olan trnaklarn -etin dnda bir malzemeyle,
inkr etmek istediimiz bir malzemeyle yaplm olan ve
bize baz eyleri hatrlatan trnaklar- nkollanmda his
sedebiliyordum. ekince cesedin paralanacandan, or
tadan aynlvereceinden korktum ama tek para halinde
geldi, stelik ne ikyet etti ne de bir ey dedi; sonra tekrar
asldm, ceset tekrar geldi ve derken, arl kasann
ucundan aa sarkarken abucak geri adm attm; st
me dmesine izin veremeyeceim iin geri sradm ve
serte yere arpmasna gz yumdum.
Yolun viraj yapt aalarn altndaki u yerde ses
daha yksek kyordu. l av a sinsiliinden bir ey kay
betmemi, hamlesini yapmak iin doru n bekliyordu.
Geyikten farkl olarak topraa kk salmyordu ama daha
kurnazd.
Buraya yakn saylabilecek bir yerde bir kayann s
tnde oturan canl bir adam olarak balamt. Babam
192

onu yoku aa srklemiti. Sonra dedem kamp yeri


mizin yanndaki ayrn br yanna tam ve ardndan
babam, tekrar kancaya asmak zere onu geri getirmiti.
Yalnzca biz deil, bizden nceki herkes iin de olduu
gibi, strap ekmenin ve insan mrnn bir simgesi ola
rak kendi han tayan sa iin de olduu gibi, hayat
tekrardan ibarettir. Tm hikyelerimizde bizler u yer
yznde bir arl srkleyip tarz. Buna ile1 denir.
sa, kendimize acmamzn hikyesidir.
Babam, nesillerin ceberutlar olan tm babalarn di
yecei gibi, her yolun klelerine hep dendiini gibi, Kpr
da, dedi.
Ben de pene parmaklarn bilek ilerime srtnme
sine aldrmamaya alarak, elleri yakalayp ektim ve ii
boalm olmasna ramen geyikten yine de daha ar
olan cesedi her naslsa daha kolay srklemeye bala
dm. Belki topraa dnemeyecek olmasndand. Balan
tsnn kopmu olmasmdand. Kendini gmecek kkleri
nin olmamasndan, bitkiye veya taa dnemeyecek
olmasndand. Yldzlarla ve aalarla ayn malzemeden
yaplm olan geyik, zne daha yaknd. Fakat sonra l
avc giderek arlat, yerekimli deliinde arl birik
meye balad.
Topuklarm, ineyapraklaryla ve br yapraklarla,
yere dm kk dallarla rtl olan gevek topraa
tutunmaya alrken alttaki talara taklyor, bir sonraki
adm atarken tekrar kayyordu. Geri geri ekerek cesedi
srklemek iin tm hareketlerim ksalmt ve ben her
aslta ancak birka santim ilerleyebilirken, l avc b
tn bedeniyle bir esneyip bir kaslarak aa kayyordu;
aldn st taraflarna ulamay bir trl aklm kesmiI. ngilizcede Passion karl olarak bavurulan szck Hristiyan inannda,
sann armha gerilme srecinde ektii aclar ifade eder. (.N .)

193

yordu. l avc, topuklar bitiik olarak duruunu ku


sursuzca koruyan, ileri geri salman haliyle derinliklerden
gelen veya hl diplere inen bir dalgc andryordu.
Babam, Lanet olsun, diye sylendi ve lnn bir eli
ni elimden alp yoku yukar hzla ekmeye balad.
Ona ayak uydurmak iin debelenirken, ne doru
iyice eilerek sa elimle ekiyor, solumla yamaca tutu
nuyor, topuklarm yere saplyordum.
Gmlmeyi istemeyen, ikinci bir lme direnen ka
ak avc artk btn arln toplam, kendini arkaya
veriyordu. Dnyann yznden koparlp karanlklara
gnderilmi, az toprakla dolmu ve btn feri snm
t. stte kat kat biriken kumlu tanecikler yzmesini
imknsz hale getiriyor, onu tutup ebediyete ve kaybolu
a bouyordu. sa dnyay llerin igaline urattndan
beri yeni lleri dirilmekten alkoymaya alyoruz; H
ristiyan cenazeleri o gn bugndr odalara deil, kaln
toprak tabakasndan bir engelin altna gmlr.
G bir sel gibi alan k artk bir zulme, bir uyar
ya, sahte bir vaade dnmt. Balang bize her za
man en sonda grnr. Gn doumu u srtn gerisin
deydi. Glgede kalacaktk. Ama yldzlar gitmi, gky
z mesafesiz ve derinliksiz sts bir beyaza kesmiti. u
mavi kapak bile vaat olmaktan km bir yaland; mavi
nin kendi dnda her eyle ba kopmutu.
am yapraklarnn kahverengilii; er ince ine
den oluan her bir tutam eriydi ve daha koyu kahveren
giden bir klfla bir arada tutuluyordu. Yzm bunlara
yaknd. Her inenin altnda bir turunculuk vard. Akl
m arlk ve emekten baka bir eye vermem gerekiyor
du. Dklen yapraklar kurumu ve dalm, kahveren
ginin her tonuna brnmt. Kartall ereltiotlar ve
yourt otu. Yere yakn yaylan yabani ahududular nadir
yeilliklerdendi. Erkek kozalaklar her yere dalm, in194

elip kahverengilemi ve kurumu, aalarn alt dalla


rndan dm, 4 Temmuz kutlamalarnda atlan havai
fiekler gibi sar yeil polenlerini dkmt.
br insanlaryla br dnya yitik ve uzaktayd.
Yalnz ikimiz, bir de kamptaki br iki kii; baka insan
yoktu. Miras aldm hayat buydu ve bunu deitirmeye
gcm yoktu. Yalnzca toprak vard ve insan hayat bir
sylentiden ibaretti. ki bitki birbirine kaynayp birlikte
byyebilir, suyu ve besini paylaabilir; ama iki insan
bunu yapamaz.
Botlarmzla topra andrarak cesedi o yokutan
yukar kardk ve bu bana sonsuz bir ura gibi geldi.
Palamutlar iri ve parlakt, tepeleri tozlu sar tylerle
kaplyd. Altn kupa1veya yaprak dkmeyen kanyon me
esi. Babamn bana btn rettii buydu. Bakalaryla
nasl yaayacam veya nasl biri olmam gerektii deil;
ancak nasl bakmam gerektii ve gr makiler, mee ve
amlarla kapl olan, artk yitirmi bulunduum u ms
tesna yer; nitekim baz gnler kk dairemi bir kafes
gibi sallayp zincirlerimi krmak ve ait olduum yere
dnmek istiyorum ama bunu elbette yapamyorum. Ka
ak avc her eyimi alp gtrd.
O yokuu gereinden hzl ktk. Her eye saldrp
hi hz kesmedik; olacaklarn hepsi sadece ivmeyle belir
lenecekti. Geilemeyecek bir eyi geeceiz diye ldr
yorduk. Oysa nereye varrsak varalm, hl ayn yerdey
dik. Asl korkmamz gereken eyi iimizde tadmz
hi anlamam gibiydik. ki bin be yz yl nce Yunanlar
bunu anlamlar ama biz yine unutmuuz.
Da yayordu ve biz onun brn ap yukar
akln dip tarafndaki sabin amlarnn arasna girdik.

1. Latincesi, quercus chrysoleph olan Amerikada yetien mee cinsi. (Y.N .)

195

Boazm yanyordu ve tenim yap yapt. Gzlerimin


gerisi bile zonkluyor, bacaklarm kesiliyordu. Ama dur
madk. Baka zaman olsa burada dorulmaz, yukardaki
ak yamata geyik arayarak sessizce ilerlerdik ama bu
sefer oflayp puflayarak, yanmzdaki arl ekerek
alda daldk.
Yama dikti; karanlk kaya kntlar ve ottan taraalaryla neredeyse stmze kapanyor, dnya ters yat
m gibi geriye kvrlyordu. Babam ortadaki ataktan
l avcyla birlikte beni de srklyor, neredeyse buda
ya benzeyen ama hayvanlarn burun ya da kulaklarn
yaralayabilen ve botlarmzn backlarna taklabilen
ak renkli dikenli teller gibi yabani otlarn arasndan ge
iriyordu.
Sonra yan yan gitmeye baladk ve o ak, dik yama
tan, da doru knt yapan ve stnden ta Kei Daun
doruunun grlebilecei kadar ykselen bir taraaya
vardk. Bizden baka her ey aadayd ve gezindiimiz
her yer, uzak vadinin br yanndaki dalar da engelsizce
grlebiliyordu; her yer dalkt ve arazide alm ince
yaralara benzer birka yoldan baka insana ait iz yoktu.
Gc tkenen bacaklarm durduumuz yerde titri
yordu.
Eh, dedi babam. Bundan daha iyi bir yer bulamayz.
Onu vurduun yerden buras grnyor ama siktir et!
Yakalanp yakalanmayacamz artk umurumda deil.
Srt hattnn aaya doru devamnda, kaak avc
nn vaktiyle oturduu kayay grebiliyordum. Glgedey
di kaya ve olduum yerden kan izi seemiyordum ama o
kntnn orada, iki yz metreden daha yaknda olduu
nu biliyordum.
stnde durduumuz dzlk adr kurmak iin ih
tiya duyulandan pek de fazlas deildi. l avc hl
srtst uzanyor ve kollarn kaldrm haliyle bulundu196

umuz yere aldrmyordu. Buras gayet iyiydi. Adam so


run karmyordu; bir uval tula kadar ar olsa da biz
den bir ey istedii yoktu. Gelgelelim, u an tam kazmam
gereken yerde yatyordu. Karnnn grimsi beyaz kva
mnda mermi deliinden yukar km birka kurt vard.
lerleyeyim derken yana doru yuvarlanan kurtuklar her
daim ynsz olurdu ve binlerce aynal gzn ryasyla,
bunlann mirasyla krlemesine avare dolarlard.
Ayakta duracak halim olmad iin oturdum ama
babam beni ekip ayaa kaldrd.
Dinlenmek yok. unun ellerinden tut da biraz yu
kar ekelim. Sonra kazmaya balarsn.
Kurtuklar var, dedim.
Kurtuklar olduunu biliyorum. Belki onlara iyice
bir gz atmalsn.
Babam bir botunu adamn srtnn altna yerletirip
onu yzkoyun dndrd ve o zaman, lnn suratna
son bir kez bakmadm anladm. Yzn tekrar grme
liydim. Ama artk karmda et bulmak iin birbirini ezen
yzlerce kurtukla dolu u maara vard. Sineklerle l
damyordu artk oras, gzellii kalmamt, sessizlemi
ve yavanlamt. Yzlememiz gereken gelecek buydu:
bir kurtuun ineme sesini iitmeyi renmek, kayna
an yaratklar tarafndan ar ar yiyip bitirilmek, sa u
ta yerinden oynattnda sadece bir kez gerekleen ve
daha gelmeyecek olan lmden sonraki hayat beklemek.

197

Babam orada beni ceset ve krekle brakt, tfei de


yanna ald. Bodur allarn, ardndan da plak kayalarn
olduu yukar tarafa doru yrd ve Kei Dann
omurgasn, u geni kel dorua -pekl boynuzlara benzetilebilecek kayalk kntlarla berkitilmi, toslamak
iin yaratlm kaln bir zrh andran dam bana- ula
an omurlar gibi iri ve krk bloklar trmand. Giderek
kld babam, bana doru bydke byyen ca
navarn iri omurlar stnde bir karnca kadar kalana
dek, yarklarn iinde bir belirip bir kaybolarak uzaklat.
Dikildiim geni ve eimli aklk leen kemii ola
cakt ve byle bir yer, ly gmmek iin uygun grn
yordu; ly doduu yere gmm olacaktm. Kei,
eytann sevdii bir surettir: yar insan, yar kei ve ke
sintiye uramadan istedii kadar doum yapabilen, her
melez sureti dnyaya getirebilen bir suret; kendi glge
leriyle dnyay yeterince doldurduunda yerinden do
rulup kalkacak olan eytan. Zaman geldiinde u omur
ga, balarn zecek ve alak tepeleri yrtarak stnden
atacak, tm kk talar dp dklecek. Koca bam
sallayp o da serbest kalacak ve ardndan leen kemii
dikilecek, altnda bacaklar olacak ve u yama yzlerce
metre havalanp gml olan l avcy orada tutunma
ya alr halde brakacak.
198

Fakat kimse eytann ne zaman veya niin kalkaca


n bilmiyor. Zaten istedii her eye sahip deil mi?
Bundan ne kazanacam kestirmek zor.
Zemin talkt. Krek hem oynak hem kkt ve
bu imknsz i iin kemiklerimi zangrdatarak topraa
-be santim ancak iliyordu. Kuru otlarla azck topra
ve yerinden oynayan kk talan alarak u tepede
hibir derinlii olmayan bir yara atm. Yarann ortasn
da diz ktm; akndm. Gn aydnlanyordu, babam
omurgann stnden uzaklamt ve hava snyordu.
l avc hi yardmc olmuyordu. Tepenin koyman
da kestirmek iin yzkoyun uzanmt ve srtndaki
hayvan kolonisine aldrmyordu. Drt atl arabasnn, al
tn koum takmlaryla dizginlerin ve kollarndaki kv
rml altn sslerin dn gryordu. Dnyann yzn
de drtnala gidiyordu ama gittii yer ld ve koca tepe
ler kumluk olmalyd; bir kum tepesini hzla kmaya
alrken tekerlekler gmlyor, toynaklar saplamyor
ve kendisi kuma battka batyor, atlarn kamlasa da
ilerleyemiyordu. Ama belki de lnce byle ryalar ol
muyordur. Belki bask ve tela kalmyordun
l avc dosdoru yere bakyordu. Ba uyuyan biri
gibi geveyerek yana, yanann stne dnmemi ve
gzlerini dmdz aa dikmiti. Altndaki kayalk sanki
bir boluktu ve ak renk talarn damarlar koyu olanla
rn evresinde bir hava akm gibi kvnlrken o da bu
olanlar izliyordu. Ortada eriyik halinde kprdanan dev
bir gl ve bu kaynar gln kylarnda bir gnlne veya
bir anlna oluan ve sonra yine dalan plajlarla adalar,
ovalarla dalar; asla dorudan deil, ancak havasz bir yo
unluun ve serabn iinden grlebilen, olmayacak g
zellikteki manzaralar; ve ite burada, kendisi de tatan ve
yan insan, yar kei, yan yarya yere gml olan, geri
ekildikten sonra toparlanacak ve artk inkr edilemeye
cek olan eytann iradesiyle domu iblis topluluklan
199

atlak ve kanallardan basnla yzeye kmak iin bekli


yor, erimi yarklarn arasndan syrlarak ar ar yakla
yor ve sonunda talara hapsediliyor, arzularna az daha
kavumu olarak sonsuza kadar donduruluyor. Tm su
retler eytana itaat eder. Korkusuzdur o ve her biime
girebilir. O ancak aaya bakar. Yukanda olanlarn hibi
rinin onu etkilemeyeceini bilir.
Yaray byttm. Elimden baka bir ey gelmiyor
du. Hibirimizin zne nasl ulalamyorsa veya o z
nasl anlalmazsa krekle de kayay kazmak imknszdr.
Ancak kenarlar aabilir, kendi derimizi kemirebilirdik;
bylece ben de bir adan nnde diz km olarak iki
elimle krei bir bak gibi yere saplyordum ama ham
leler boa gidiyor ve kree hibir ey gelmiyordu.
Kot pantolonumun dizleri erimiti ve ellerim su
topluyor, snan gn koyuluyordu. stn atm kaya
siyah ve kabartlyd; vaktiyle andktan sonra st tek
rar kapanmt.
Yakndaki dalardan biri neredeyse tamamen bat
m, bir yerkabuu tabakasmn altna gmlp yar yar
ya yandktan sonra tekrar yzeye km. O dan kayac
imdi ksmen bakalam ve akta kalm olarak bize
yeralt dnyasn gsteriyordu. Bir dnn: Koca bir da
aa kayp bir frnn iine dahyor; ama daha erimeye
kalmayan abucak tekrar ykseliyor.
evremizdeki hibir ey hibir zaman yerinde dur
muyor. Her ey hareket ediyor ve her ey yanacak. eytann ne zaman dorulup kalkacan merak etmek yan
l. O imdi kalkyor, kk talar u srttan aa dkn
tler halinde yuvarlanp duruyor, ad zaten konmu olan
keinin omurgas ve ba kurtuluyor; oysa bir gece bir
kayann dtn, sonra bir bakasnn bir sonraki yl
yuvarlandn belki duyuyor belki duymuyoruz ve ba
kacak olursak hibir eyin farkna varmyoruz.
200

Onun dorulduunu grmyoruz; ocuklarmz, o


cuklarmzn ocuklar ve onlardan yz nesil sonras da
grmeyecek; ama nesillerden bir nesil onun kalkp dola
maya gittiini bilecek ve Kei Dan imdiki haliyle g
remeyecek; birbiriyle ilgisiz birka kk tepecik hari
cinde dan tm izleri silinmi olacak.
Bitebilecek her eyi ve onu bitiren topra kazdk
tan sonra geriye sadece l avcnn altndaki ksm kald;
cesedin st tarafna geip babamn yapt gibi bir aya
mn ucunu kaburgalarnn altna yerletirdim ama g
cm yetmedi. Ceset kauuk gibiydi ve kollar ya da ba
caklar yerinden kmldamad gibi kaburgalar da geri
tepiyordu.
Alt tarafa geip cesedin stne doru eildim. Bir
elimi koltuk altna, brn beline atarken kaynaan
kurtuklar yakndan grdm ve grdklerimden holan
madm ama baka bir are dnemiyordum. Yzm bir
ka santim yaknndayd ve kokusu hi de sandm gibi
deildi. Bataki koku gitmi, kurtuklar tarafndan yen
miti ve geriye neredeyse ekmek gibi, ekmein ya ha
mura benzer mayal ve kvaml kokusu kalmt. Komnyon bakalam, bedenin ekmee ve yiyecee dnme
si. Tabii ayn zamanda rk bir kokuydu bu ama belki
de buna alktm, bu kokularn iinde yaamtm; ste
lik kurtuklar sahiden bir deiim yaratmt, sts bir
hali vard lnn, kovadaki st ve inek memesinin koku
su gibi. Kaak avc sanki bizi sahiden besleyecekti ve va
siyeti buydu. Bizimle ilgili niyetleri hep gizliydi zaten.
Onu kendime doru ektiimde yumuak bir arl
vard ve eti ele tpk hamur gibi geliyordu; byk bir
masann bandaydm sanki ve kurtuklar artk dizimin
altnda kalmt; lnn karnn kendime yaklatrarak
yzne baktm, o da iyi niyetle bana bakyordu. Sarkk
az, gzlerimin derinliklerine ve tesine bakan gzleriy201

le onda grdm en ak ifadeyi taknm, alabildiine


gevemi olarak artk hilebazlktan vazgemi, pr sami
miyet kesilmiti. Yokluunda bize olacaklardan endie
ediyordu.
O gzlerin iine baktm. Gzlerimi ondan alam
yordum. Tm korkudan arnm, tm ihtiyat ve hesap
lardan syrlm l gzlerde farkl bir hayatiyet vard.
Bir plaklk. Bir kabul:
Artk l avcy uygun bir ekilde gmmemiz gerek
tiini biliyordum. Tozdan topraktan esirgenmek iin, o
gzlerin daima berrak bir ekilde bakabilmesi iin bir ta
buta ihtiyac vard. Burada akta yatabilseydi iyi olurdu,
hatta tekrar ba aa aslabilse ve u hudutsuz gzleriyle
gklere bakabilse, yldzlan bile grebilse ok daha iyi
olurdu ama korunmaya ihtiyac vard. Bir eyin onu par
a para etmesinin dncesi dayanlr gibi deildi.
llerin ne istedii veya neye ihtiya duyduunu
bilmek zordur. Kaak avcnn sesini hi iitmemitim.
Hakkmdaki her ey bir sylentiden ibaretti. Onu hayat
tayken de tansaydm ne yapmam gerektiini bilirdim.
Syle bana, dedim. Ne yapmam gerektiini syle.
O srada gne vurdu ve bu bana bir iaret gibi gel
di; ama neyin iareti? Samdaki scaklkla stne doru
eilip bekledim. Dik bir yamataki dar bir taraada iki
miz vardk ve evremizdeki her ey dp uzaklam
ken ben bekledim ama l avc konumad. Yzmden
boynuma ve gsme doru alalan gne hem fazla s
cak ve baklamayacak kadar parlakt hem de her yerime
yaylan zehirli mee izlerini tahri ediyordu; kanmaya
balarken enemi l avc gibi indirip gzlerimi kstm
ama bu arada onunkiler hl ardna kadar akt.
Kayalarn stnde dizlerim acd iin sonunda aya
a kalktm ve krei kapp l avcnn az nce yatt
yeri iyice eilerek kazmaya baladm. Saplayp salladm.
202

Kayann ve krein sesi hep artyor, bir bakas gelmi


de burada kazyormu gibi, sanki bir-iki metre yandan ge
liyordu. Kenarlarndan entilip paslanan, bir savata l
ler kadar dirileri gmmekte kullanlm olan katlanr k
rek u oynak habyle bir ie yaramyordu.
Ama baka ne yapacam bilemediim iin kazma
ya devam ettim. Yolum stnde olmasna, elleriyle ayak
lan srekli karma kmasna ramen l avcya bir da
ha bakmamaya altm. Btn alan iki- santim derin
letirmek istiyor ama durmadan ana kayaya rastlyor
dum; sonra babamn ayak seslerini, zeminde kayan botlannm kaba hrtsn duydum.
Elinde tfeiyle gnete parlayarak aklktan hzla,
admlan amayacakm gibi iniyordu. Onu neredeyse
unutmutum. Ve nme baktmda kazdm yerin hi
de istedii gibi olmadn grdm. Yaptm iin hibir
mant yoktu.
Elimden baka bir ey gelmedi, dedim. Burada her
yer kaya.
Beni duyamayan babam kaya kaya inerken kazdm
tepecikte hzl admlarla kendini durdurdu.
Buras mezar olmam, dedi.
Her yer kaya.
Bu adama bir mezar borlusun ve istediin kadar
vaktin vard.
Cesedin iki yannda dikiliyorduk ve l avcdan bir
yorum gelmiyordu. Dedeme ihtiyacmz vard. O hibir
zaman tereddt etmezdi, her eyin belirsiz olduu ve bir
yolun grnmedii durumlara sanki hibir zaman izin
vermezdi.
Babam uzanp krei elimden ekip ald. Tutmam
iin tfei uzatt. Silah aldma seviniyordum; tandk
eliin arl gven vericiydi.
Krek daa sapland ama da boyun emedi. Birka
203

kk kvlcm ve akmakta, bir fnye alev alabilirmi


gibi; ama ok gemeden gnete onlar bile silindi ve ge
riye, taa vuran metalin sesi kald.
Babam sonunda, Pekl, dedi. Gnete terlemi, ti
rt gsten nemlenmi, alm slanmt. Pekl.
Krei brakp kollarm dizlerine dayayarak iyice
meldi. Cesede bakt. Onu gmmeyi istiyordum. Srt
karken umutlanmtm bile. u belay geride brakabi
leceimizi dnmtm. Adam dzgnce gmp eve
dnebileceimizi.
Yine zayf davranyordu babam. fkesi dinmiti ve
sadece zgnd. Ona anlay besliyorum imdi ve geriye
dnebilmi olmay diliyorum; ama o zaman bu duygudan
eser yoktu. O sert zeminde mesafeli duruyor ve l avc
ya hissettiim u azck yaknl babama hissetmiyordum.
Babam sonunda, Pek seeneimiz olduu sylene
mez, dedi. Ve de bu ie bir son vermemiz gerekiyor.
Sonra doruldu, avcy ayak bileklerinden yakalad
ve kenara kadar koup onu frlatt. O kadar hzlyd ki
doru drst grememitim bile. Bir veda edememi
tim, yzne son bir kez bakamamtm. Yamata yan
yan giden babam, adam bolua doru frlatvermiti;
ama o solgun ceset seke seke yuvarlandktan sonra be
metre kadar aamzda bir eye taklp orada kalakald.
Babam, Kahretsin, diye sylenerek kaya kaya cese
din yanna gitti ve iki koluyla onu tutup tekrar frlatt,
l avc yanlamasna yuvarlanarak gitgide hzland, hz
land, yan yatm bir sahnede gibi tek ayann stnde
bir dn yapt ve ardndan ba aa dalarak boynunu
yere dayayp vcudunun kalann bir perendeyle kendi
stnden savurdu, olanca sertliiyle yere arpt ve ite o
an, st yars her naslsa boalp, beli ve bacaklar olma
dan havaland. Maarann olduu yerden ikiye ayrlmt
204

avc, ona yk olan her eyden kurtulmutu ve deme


dallar kadar zarafetle, iki kolunu birden uzatm ve
enesini indirmi olarak suya girmeyi bekliyordu. Dn
yadaki iini tamamlamt.

205

Kamp yerimiz keinin gskafesinin alt ucuna, yani


nefes alp verdii yere denk geliyordu. Cennet deildi
buras. u koca yama kalkp iniyor, kalkp iniyordu. Ta
tan devasa kalbi arkamzda, srt hattnn altnda bir yerde
saklyd.
Dndmzde dedem tablasnn stnde kollarn
am, azn am, her eyi yutacakm, kendi yaratt
ve biz geri kalanlarn ancak dn ald dnyay geri
alp sindirecekmi gibiydi. Kendi derinliklerinden ykse
len ses, ktalarn yer deitirmesinden kaynaklanan b
yk bir atrty andryor ve kamyonetin sesi stnden
bile iitilebiliyordu.
Tom olabildiince uzakta, eviyenin ilerisindeki eski
bir kamp iskemlesinde yz bize ve dedeme dnk ola
rak uyank oturuyordu. Tfei dizlerindeydi.
Babam kamyonetin motorunu durdurduunda de
demin nefesi takld ve sadece su sesinin geldii bir an
iin, bir daha soluk almayabilirmi gibi grnd; ama
sonra gkyznden koca bir paray daha iine ekti ve
iindeki deirmentalar tekrar dnmeye, kayalar, aa
lar ve bulutlan tmeye, her eyi yaplm olduu mal
zemeden tekrar yapmaya balad.
Tom, Hallettiniz mi? diye seslendi.
206

Evet, dedi babam. Masaya doru yrrken ben de


tfeimle pei sra gittim; ama bunu yaparken dedeme
ve imdi tek bana asl duran geyik bana bakmay ih
mal etmedim. kisi arasnda sra daya yiyecek gibi his
sediyordum. Geyiin gvdesi olmaynca boynuzlar sanki
daha da byk grnyordu. Ba aaya bakyor ama
gzler hl canl grnyordu. ldrlebilecek olann
tesinde bir ey vard onlarda.
Tom, Nerede? diye sordu.
Yukar aklkta.
Yukar aklkta m? Birini yukar akla nasl g
mersin? st ot kapl bir kaya oras.
yle.
yle ne? Onu gmmeyi nasl becerdiniz?
Babam masann yanl tarafna, aada kalan Tomun
yerine oturmutu. Tom artk ayaa kalkm admlyor,
kurma bir asker gibi tfeini iki eliyle tutuyordu. Hep
byleydi o; bir hie kar tetikteydi, bir eyi bekliyordu
ama yine de tamamen hazrlkszd, u tetii ektiimden
beri istim stndeydi ve belki de her eyin gerekd ol
duuna, hibir eyin yaanmadna inanarak hl rkekti.
Babam ban bile kaldrmadan, Hadi artk yemek
yiyelim, dedi. Bir soru deildi bu. nk btn Tomlar
gzard edilebilirdi. Tom tfeini kullanmaz, onu an
m eski kayndan -yine ordu fazlas- omzuna asar,
sonra ahap kutularndan birini aarak ekmek, s et,
peynir, hardal, ketap, kornion karmaya balard; n
k onun yapt buydu.
Sonunda, Onu oraya gmmediniz, dedi.
Babam, Bir bakma yle, dedi. Ama sonuta hallet
tik. Bir ak hava defini yaptk.
Onu toprakla rtmediniz yani.
Hh!
yle bir defin.
207

Hh!
Manzara diye buna derim.
Kimse onu grmeyecek.
Grmeyecek mi? Tom kusursuz daireler halinde
mamul bir et olan s kt bir taban iinde masaya
koydu. Sonra masann stnden eilerek yzn baba
mnkine yaklatrd. Dinle, dedi. Hemen imdi uradan
gidelim. O uyanmadan nce. Onun yaptn sylerim.
Bir ey yapmam olabilir ama pekl yapm da olabilir
di. Asl dikkat edilmesi gereken o. Ardndan bana doru
bakt; sylediklerinden ok da emin olmayan bir hali
vard.
Yanaklar ve boynu kirli sakalla kaplyd, koyu kirli
sakalla. apkas yoktu. Siyah salar kee gibi bama ya
pmt. nce tel ereveli kaln camlann gerisindeki
gzleri iri ve korkmutu.
Babam sakince, Tom, dedi. Onun da yz ayn dere
ce kirli sakald ve pisti, yanandaki dikey bir izgi toz ve
terle dolmutu. kisi birbirini yakndan dikkatle szyor,
insanlk kendi tanrlarna kar, kadere kar kumpas ku
ruyordu; saklanabilirlermi gibi, alar boyu istiare ha
linde birbirlerine sokuluyorlard.
Tom, Hemen imdi ekip gidelim, diye fsldad.
O benim babam.
Olunu kurtar. O kadar yeter. Birisi bu ite gidecek.
Bundan kurtulu yok.
Tom, hi mantkl konumuyorsun.
Bu koca gezi boyunca ilk kez ben mantkl konuu
yorum. Beni dinlesen iyi olur nk lgn olmayan bir
eyi ilk defa duyuyorsun.
Babam ban sallayp gzlerini kapatt. Elleriyle y
zn rtt ve alnn ovuturdu. Kesintisiz arlyla evi
yedeki su ve yanmzdaki dere kurun kesilmi, u toprak
208

parasn aa ekiyor ve uzaklara srklyordu. Ve he


pimiz buna kar koymaya alyorduk.
Babam sonunda, Yarn sabah dnelim, dedi. Planla
dmz gibi hareket edelim. Adamn kim olduu kula
mza gelirse ailesine yardm etmek iin bir eyler gnde
ririz. Kimlii belirsiz bir yardm. O kadar.
Ar ve gm grisi kurun veya cva u dan oluk
ve damarlarndan ar ar ieri iliyordu. Gml keiyi
gizleyen u koca srt et ve kandan deil, cva ve tatan
yaplmt. O basncn kaynam imdi bulamyorum
ama o masaya her oturduumda ayn duyguya kaplr
dm ve belki de bunun sebebi, bizi bir arada tutan eyin
zayfl karsnda hissettiim telat.
Tom, Bunu dn, dedi. u an hayatnn geri kalan
hakknda bir karar veriyorsun.
Karar verildi bile, dedi babam. Yapabileceim bir
ey yok. O da sen de bana yapamayacam eyleri syl
yorsunuz.
Tom yerden bir ey, gremediim bir ey almak iin
eildi; dorulduunda, elinde kk bir ta olduunu
grdm; onu dedemin uyuduu tarafa doru frlatt.
Uyan bakalm, gt herif, diye seslendi. Her eye ramen
ava kacaz gibi grnyor.
Kesintiye urayan bir horultuyla cierinin yars bo
azna kap sonra tekrar ieri ekildi. Ardndan, ryada
yenen bir yemein inenmesi gibi aprtlar geldi, sonra
dnyaya ait olas imgeler, sonra da kocaman bir esneme.
Hepimiz kprdamadan bekliyorduk. Aalar birer
direk deil kaburgayd, buras bir katedral deil maara;
ve dedem hibir yere uymuyordu. u dadan hem daha
kk hem daha bykt.
stnde sadece boxer donuyla dizlerini havada
bkt, dkml gevek beyaz deriyle kapl etsiz ve ince
cik kemikten ibaret bacaklarn ne doru savurarak
209

oturma pozisyonu ald. Yz ksur kilo hibir eyden des


tek almadan her naslsa bu ekilde kalkabiliyordu. Boxer
donu dnda plak; koca memeleri pembe ve tm varo
luu beslemeye hazr.
Geyik gibi grnyorsun, dedi. Yerinde donmu iz
liyorsun ve zplamaya hazrsn.
Tom, Hadi oradan, diye sylendi. Senden korkmu
yorum.
Dedem glmsedi.
Tom baklarn evirdikten sonra oturdu ve bir
sandvi hazrlamaya giriti. Babamla ben de zldk ve
kendi sandvilerimiz stnde ahmaya baladk. Yan
mzdaki su koyulup yavahyordu. Pembe ede sar peynir,
beyaz ekmek, krmz ketap. Hepimiz dedemin her ha
reketinin, pantolonuyla bodann, gmleiyle ceketini
giymesinin, helaya kadar sallana sallana gitmesinin ve
bo baklarla dnp masanm yukar tarafnda Tomun
yanna gemesinin, bacaklarn ieriye almasnn farkn
daydk. Bana uzanp onu ahaba, kavisli iri azlaryla
bizim baklarmzn yanna saplad; o an hepimiz birbi
rimizin ayns olabilirdik, ama sadece o an.
Dedem, Geyiin kafasn kullanmamaya karar ver
diinizi gryorum, dedi. Demek ki avcy dzgn bir
ekilde gmdnz, yle mi?
Babam bana bir bak att ve cevap vermedi. kimiz
alt taraftaki srada oturuyor, tutunmaya alyorduk.
Dedem, Bir ey yanl gitti, dedi. Bakn, meraklan
dm imdi.
Dikkatimi azmdakini inemeye verdim. Ekmek
damama sakz gibi yapyordu.
Ee? diye sordu dedem.
Ama babam ancak iniyordu.
Hayata m dnd? Bu muydu sorun? zini mi kay
bettiniz?
210

Babam elindeki krntlar silkti, ban kapp kl


fna soktu ve ayaa kalkt. Be dakika iinde ava kyo
rum, dedi. Gelen gelir.
Tom ban alp dedeme bakt. Sonra onu klfna
sokup ayaa kalkt ve kamyonete doru yrd. Ben ha
zrm, dedi. Tfeini omzuna atmt bile; baknca mata
rasnn da yannda olduunu grdm.
Dedem bana dnp, Avm gmmek nasl bir duy
guydu? diye sordu.
Gmmedim, dedim.
Demek gmmediniz?
Hayr.
Dedem glmsedi. O halde nerede?
Yukar aklkta. ki para halinde. Cesedi dald.
Dald.
H h!
Dedem ban alp ona bakt. Kkrdyordu. De
mek dald.
Dalg gibi atlay yapt sanki.
Neye atlad?
Bilmiyorum.
Dedemin domuz gzleri souk ve kkt. Kkrda
mas ve srt yzeydeydi. Biz onu elendirmek iin bu
radaymz gibi. Ban ucu yukar bakacak ekilde etli
avucunda kavramt ve havay oyuyormu gibi ar ar
eviriyor, kk bir yrtk ayor, havann dokusunu azar
azar deliyor, her eyi iine ekmeye balayacak grn
mez bir boluu aralyordu. Yok olu. Dedem her zaman
bunu vaat ederdi; ve bunun gereklemesi bir uyar ol
makszn, kck bir noktayla balayabilirdi. Havayla,
kla, sesle ve arlkla farkl bir ilikisi vard dedemin.
Gremediimiz yerlerde bile evikti.
Bak aznn uzun kvrm bilinemezlik derecesin
de ince bir kenar olarak evlendirilmiti. evin ilerisin211

deki sts kalnln metali yle przsz bir lehim gri


siydi ki, u dan damarlarnda dolaan cvaya benzetile
bilirdi ve onunla ayn ipeksi yzeye, o yzeyin altnda
ayn akl almaz arla sahipti.
Dedemin dikkat datan hilelerinden biriydi bu. Her
birimize tekrar tekrar yolumuzu artan hilelerinden.
Bak bir anda masann altna inip klfna girdi. Ar
dndan dedem dev gvdesiyle kprdand, bacaklarn s
rann stnden att ve uzaklarken bir pamuk ve yn
yuma olarak tekrar hie dnd.
Babam kamyoneti altrmt bile. eride Tomla
beraber oturuyordu. Son av. kisi derenin ilerisine, su do
laplarnn iinden yamaca doru gzlerini dikmi, bekli
yorlard.
Geyik de, gzlerinin gerisindeki yok edilemez mavi
yeil galaksilerin ar deveranyla bekliyordu. Dedemin
at yark her eyi iine ekebilirdi ama o gzleri deil.
Drt ve balang.
Kamp yeri bir snak deildi. Herhangi birimizin
burada kendine bir yer amas mmkn deildi. Bunu
imdi anlyorum. Dereyle ereltiotlan ve aalar, ileride
ki ak ayra veya yukardaki daa kar bir engel deil
di, arada bir ayrm yoktu.
Dedem ,308ini kapp ieri girerken kamyonetin o
yan kp askda kalr gibi yan yatt, ben de kap kapa
nana kadar bekledikten sonra o taraftan geip tampona
ayak bastm.
Babam geri geri gidip dn yapt ve bylece yine
gmbrtyle yola ktk; nereye gittiimizi bilmiyordum.
Bir kat av, baka her eyi dondurma giriimiydi.
Aalarn arasndan ktmz an scaklk be dere
ce artt. Gne, kahinin tepesinden olanca parlaklyla
yansyor ve gzlerimi alyordu. leden sonraki av ge
nelde daha ge saatte, gne daha alaktayken olurdu.
212

Bu seferki gezimizde her ey amt. Babamla benim


szmona kestirmemiz gerekiyordu ama babam u an
hareketten baka bir eyi dnemiyordu.
Her aa kendi koyu glgesine tutsak bir halde ol
duu yere mhlanmt. Her ak alan bembeyaz kesil
mi, gz kamatryordu. ekirgeler patlayana kadar kz
drlan kk talar gibi uuuyordu. Yusufuklar gne
ten kanatlarla szlyordu.
Geyik bakmaya altm ama bu artlarda bir geyi
in seraptan fark olmazd. Beyaza mhrlenmi bir gl
ge gibi daha o an gzden yiterdi. Austosbceklerinin
grlts ba dndrcyd ve sanki havaya srtn
yor, tm biimleri eritiyor, grmeyi imknsz hale getiri
yordu.
Her biri binlerce kadife aynal beyaz manzanitalar
yeryzyle bam koparmasna yolun iki yanna gr
kemle dizilmi, ayn parlaklktaki yapraklaryla yeil manzanitalarm arasndan gz krpyordu. Sanki tek amalan
kafa kartrmakt. Yol onlann labirentinde bir yerde kay
boluyordu.
Su bendinin altndaki ataa vardmzda yabani
asma yapraklar ayn parlakln iinde birbirine kayna
m, sallanp byyen bir fenerin kzgn kabuuna d
nmt. Sonra glge geldi ve gzlerim buna almaya
kalmadan tekrar a ktk, derken ay anama giden
yolu getik. Babam bizi gtrdke gtryordu.
Gkyznde mavilikten eser yoktu. Mavinin her tr
ls yamp kavrulmutu. Is dalgalan, dm sanamlann kararm kollan stnde ykseliyor, kuru kahverengi
sazlarn ortasnda dalgalar halinde eriyordu. Her yerde
bekler halinde gr sazlklar vard; kaybolmaya direniyor,
eriyiin arasndan diken gibi kyorlard. nmzdeki
yol suyun ansn tayordu; u an kuruydu ama tekerlek
izleri yara gibi iine ilemiti.
213

Srekli aa giden yol ileride kanyona dnecek


iniin, yeryznde braktmz izin balangcndayd.
Babam bir sonraki ayrma sapt; buras kahverenginin
iinde mor ve yeil devedikenleriyle kapl az kullanlm
bir izdi ve bir aya, vaktiyle bir orman yangnnn her
eyi mahvettii bize ait arazinin en alak kesimine kadar
ulayordu. Orada toprak bile hl alev alevmi gibi kzl
karayd ve insan yrrken ayann altndan ekilecek
mi gibi bir his verirdi. Yalanc elmaslar olurdu orada;
daha erken bir ada yksek basn altnda olumu ve
imdi, bedava hediyelik eyalar gibi ortala salm par
mak kalnlnda billur kymklar ve paralar.

214

Aadaki vadiye basarak atallaan srtlar eytann


toynaklaryd ve eytan onlardan destek alarak ayaa
kalkacakt. Drdmz birden o atallardan birinin tepe
sindeki bir eikte dikiliyorduk ve hararet yapm yery
znden, plak kara kayalar donanm o koyu yzeyden
ykselen havann dnda hibir ses iitilmiyordu.
Altmzda kvrlp bklm aa ve allarn kmr
lemi iskeletleri vard. Kararm sepetleri andran manzanitalar yukarya uzanyor, ular beyazlam ve yeili kal
mam, yapra kalmam mee dallar havaya yanlamas
na tutunmaya alyordu. Kvranr gibi sanki hepsi hl
hareket halindeydi. Biz alevin ucunda dikiliyorduk; iki
yama, gnein yz yukar ekilmiesine turuncu ve
krmzya brnm, ie doru kvrlyordu. Baka bir
ada olsa kurban merasimi; hl kaynaan seraplar.
Toprakta bir kzllk vard, iinde damar ya da bir
somluu olmayan kzl kayalardan kk paralar veya
dnme uram baka eyler; belki de bu sadece manzanitalarn kzllyd ve lm veya uykuda olduklar
halde ilerindeki parltyla deitiriyorlard.
Tom, Ylan, dedi, sonra ben de grdm, yoku aa
yedi-sekiz metre yoktu ve harap bir alya ait kararm
gvdenin gerisinde kvrlmt. Boydan boya ak kahve
215

rengi baklava dilimleriyle etli ve gevek bir halde yere


yapm, ngraklar dikelmi ama hareketsizdi, henz
durumu tartyordu ve ba biraz havaya kalkm, dilini
uzatp koku almaya hazrd.
Avn sonunda olsak vururduk ama banda deil.
Vursak btn geyikler nnda kaybolurdu.
Namussuz bizi haklayabileceim sanyor, dedi ba
bam. Ama uramaya deer miyiz, emin deil.
Ylann derisi kuru ve donuktu. Glgesi kenarlarda
o kadar siyah, o kadar keskin ve inceydi ki, yere demiyormu gibi grnyordu. Yassl yaland, bolua kar
bir yasslk gibiydi. u yamacn herhangi bir yerinde yine
karmza kabilirdi. Yanndaki aly da ayn ekilde
grmeye, glgesi yzeyde ve alttan kkszm gibi gr
meye balamtm; u koca kara yama sert ve ilenmesi
imknsz bir kabua dnmt ve her nesne stnde y
zyor veya yer deitiriyordu.
Yerekimi yoktu burada. Sizi aa ekecek hibir
ey yoktu. Bir nesne bu yamata ykselebilirdi de, de
bilirdi de. Hangi yana doru yattmz anlamak zordu.
Gne tepede olduundan bir istikamet de yoktu. Pusu
la olsa dner dururdu.
Dedem eikten inip o yamaca ayak bast ve zemine
sanki dik bir ayla tutunarak hzla hareket edince ylan
uzun sarkk bir halat gibi alarak itiraz etmeden, ng
rak sesi karmadan, hatta neredeyse kvrlmadan, nere
deyse dmdz telal bir doru halinde yerinden frlaya
rak svt ve arkasnda silik bir any andran bir S, ar
gvdesinin yerde srtnerek yine silik bir any andrr
casna kard bir hrt, yerinde yeller esen pullarn
hareketini brakt. Kimden korkacan biliyordu.
Ylann olduu yerde imdi dedemin botlar vard ve
dedem nasl tepki vereceimizi grmek iin bam bize
kaldrd; ama yz apkasnn altndaki glgeye gml
216

mt ve cssesi dev avc ceketinin iinde kaybolmu,


tfei omzuna atlmt. O scakta kan ter iinde, tepe
den trnaa yap yap olmu bir halde dikiliyordum ve
onun o halini anlayamyordum.
Ona kar mzdk; ama bizim varlmz onun
kinin yannda yok hkmndeydi. Karsnda bir hitik.
Sonunda Tom, Sen akln karmsn, dedi. Buna
kalbm basarm.
Dedem ifadesizce bekliyordu, ama neyi?
Babam, Hadi siz avnza gidin, dedi.
Dedem yanm aalardan birine, o yamacn yze
yinden aa kayabilecek herhangi bir ekle dnmt.
Onun bir kayadan koca bir lokma srp ufalanm ta
paralar halinde bizimle konutuunu gryordum;
ama gerekte olan, az acl ve hrltl bir inlemeyle
alm bir halde dizlerinin stne kmesi, sonra yz
yoku aa dnk olarak oturur vaziyette ylann taht
na kurulmasyd.
Artk her yanm zehirli meenin kzarklyla kap
lyd ve kabartlarla alazlanm olarak tm vcudumu
ate sarm, ikence katmanlaryla -tenim, kabarck ve
izikler, giysilerim ve havann sca- cayr cayr yanyor
dum. Terim bile tutumu petrol gibiydi.
Tom, Ben iyisi mi aa inip geyik varsa onlar ka
raym, dedi. Yoksa kimsenin bir ey yapaca yok.
Babam, Olur, dedi ve Tom, dedeme yaklamamaya
zen gstererek u yan yatm yamatan aa indi. Adm
lar iz brakmyordu. Krlmayan bir yzeydi yrd.
Yeili olmayan bir yerde yeil kamuflaj giyindii halde
ortam onu yine de yutuyor, siyah bir fona kar haki rengi
kaybettiriyordu. Saa ynelirken kendisi klyor, te
penin yamac byyordu. Babamla ben onu gzden karmakszn eikte, dedemin yukarsnda kalacak ekilde
oturduk.
217

Babam, Bu anlamsz, dedi. Silahm yok ve bir .3030la bu kadar uzaktan hibir eyi vuramazsn.
Dedem ,308i dizlerine yaslayarak bada kurmutu.
Sonra Tom yn deitirdi, sola dnerek iri kaya
bloklarnn dt ya da meydana kt ve gvdeleri
kararm, st ksmlar gri beyaza dnm byke bir
yanm am topluluunun kollar plak ve balar kesik
l nbetiler gibi dikildii atan ortasna geti.
Dedem, Oray siper alacak, dedi.
Babam, Ne? diye sordu.
Kayor ve o yanm amlar, kayalar, dik duvarlar
kendine siper edecek. Yolun ounu korunarak inebilir.
Tom hakl, sen akln karmsn.
Dedem tfeini omzuna kaldrd ve ate etmeye ha
zrlanr gibi dirseklerini dizlerine dayayp aa doru
nian ald.
Babam, Ne yapyorsun? diye sordu. Sesi sakin ve
donuktu, bense nefesimi tutmu, patlama sesini bekli
yordum. Dedemden her ey beklenirdi.
Drbnden onu grebiliyorum. Bu tarafa doru gz
atarak hzla iniyor. Kouyor. Avlansa buraya bakp dur
mazd.
Geyikleri karmaya gidiyor, hepsi bu.
I h! Hl yakn saydr. ki yz metreden en fazla
biraz daha uzakta. Drbnde hl yeterince byk g
rnyor.
Ne iin yeterince byk?
Bunun sonular olacam biliyordun. Bandan beri
biliyordun.
Babam ellerini azna gtrp fledi ve kendi iare
ti olan bayku sesini kard. Bekledik ve Tomun bize
doru szlen yankl cevabn iittik. Grdn m? Ge
yikleri karyor, hepsi bu.
Vadiye iniyor; orada otostop ekecek veya yrye218

cek ve her eyi anlatacak. Sen yapman gerekeni yapma


dn iin btn aile ipe gidecek. Zayf olduun ve ba
mza gelecekleri grmeye yanamadn iin.
Dedem hl drbnden Toma nian alyordu. Tom
da yanm aalarn arasndan inmeye devam ediyordu.
O tetii ekmeyeceksin. Babamn eli .30-30umdayd ve onu usulca benden alyordu.
Haklsn. Tetii olun ekecek.
Aadaki btn yama stme geliyor, srtlar kvr
larak arkaya devriliyor, kafamm ii uulduyordu. Dn
yann derisi geriliyordu sanki. Buna geyik hummas de
riz. Krlk ve iitme kayb olur, kalp yerinden frlayacak
m gibi skr, atardamarlardaki her nabz kol ve bacak
lar para para ekitirir. ldrmenin katksz, hayvan
deil de insan olduunda daha da grkemli olan heyecan
ve bys. Adrenalin. Adrenalindeki ani art -ldrd
mzde meydana gelen, Kabil bir fikir veya Habil bir
potansiyel olarak bile ortada yokken Kabilin almeti
olan bu art- bizi sadan bile ncesine, yazl szckler
den, hatta szl szcklerden ncesine, kendimizi varlk
olarak dnmzn ncesine, dik olarak yry
mzn ncesine, biz diye nitelendirebileceimiz bir nes
ne olarak dnyaya giriimizden ncesine gtrr. Kalbin
yrtnp rpnmas hakikattir.
Babam yanmda, yrei burkulmu bir halde nne
kapanmt. Buna bir son vermeyecekti. Biliyordum. Ba
dizlerinin arasndayd ve elindeki tfei iyice indirmi,
botlarnn stne yaslamt. Gzleri kapalyd. Ayn ad
renalin kabarmasn o da hissediyor ve bu onu mahvedi
yordu.
Dedem, Gel buraya, dedi, ama kmldayamyordum.
Nefes bile zor alyordum.
Seni gelip almam istemezsin.
Dmemek iin iki elim de yandaki kayalara tutun219

mutu ama sanki onlar bile geri ekiliyordu. Dedem iki


mizi de fel etmiti. Ondan ka mmkn deildi. u
rp bacaklarnn stnde kalkarken onu izlemekten
baka arem yoktu; dnya savruldu ama dik kald.
Ona artk ne demem gerektiini bilmiyorum. Btn
isimlerin tesinde dedem. Bir yasa gibi, adrenalinin ham
maddesi gibi bana doru kalkt. Yaratln kendisi gibi,
beni bamn tepesinden yakalad, parmaklarn salanma
kenetledi ve kafam nde, beni aa doru srkledi.
Kara kabuk ve kayalarn arasna Lake County el
maslar1 gibi yoktan var olmu prltlar salmt ve kl
yoktu. Hepsini rzgr alp gtrm gibi hibir yerde
kl yoktu ama ortalk kararm tohum, aa kabuu ve
tatan geilmiyordu. Yzm aa baka baka srklenir
ken -sonsuza kadar srklenebilirdim- hepsini, tm
corafyalar ve onlarn iinde barndrd veya dne
bilecei eyleri gryordum.
Dedem beni ylann kvrld yere kadar tayp b
raktktan sonra ekerek dik oturttu ve tfei elime tu
tuturdu.
Vur, dedi.
Daha nce hi elime almadm tfek, yalanm si
yah ahab ve kara kurma kolu, kara drbnyle kutsal
bir emanet gibiydi. Kendimi bildim bileli bunun eitimi
ni alm biri olarak hi dnmeden dizlerimi bkerek
geni bir taban oluturacak ekilde atm ve dirseklerimi
dayayarak dipii omzuma iyice yerletirdim. nce bana
retildii zere, byk ve belirgin bir aa kalntsn
kerteriz alarak drbnden bakmadan nian aldm, ardn
dan ayn aac drbnden buldum ve sonra da Tomu
bulmak iin aa indim.

l.California'nn Lake County ilesine zg,yar deerli bir volkanik ta. (.N .)

220

Artk nian aprazndayd Tom; kayalk zeminde bes


belli acele ediyor, k tutumu gibi sekiyor, siper iin u
aa kalntsna ve oradaki iri bir kayaya yaklayordu.
Drbn dnyay sktrp yasslatryordu. O kaya bloku
Tomun iki metre gerisinde de olabilirdi, yedi metre ileri
sinde de. Dedem bizi bu ekilde bytlm ve yaklat
rlm olarak, mesafeler kaldrlm olarak, daima srtm
za bakarak ve bizi kaar halde gryor olmalyd. Tomun
srtndaki kamuflajn tm yapboz paralar ak ve net
olarak seiliyor ve bendeki her nabz atyla birlikte dr
bn yukar doru seiriyordu.
Dedem, Vur, deyince tfei skca kavrayarak nefesi
mi tuttum ama ldrmek istemiyordum. ldrmekle
iim bitmiti.
Vur onu! Dedemin eli ensemde, ezip krmaya ve ko
parmaya hazrd. Parmaklar pullu gibi sertti.
Drbnn yukar doru seirdii m zamanlayarak,
nian apraz tam Tomun srtndan yukar karken usul
ca tetii ektim ama gzlerimi kapatmtm ve irkildim.
Tfek kuvvetli bir sarsntyla tepti ve burnuma kkrt ko
kusu geldi; .300 Magnum kadar olmamasna ramen yine
de benim ,30-30umdan ok daha glyd ve omzum
da, srtm da oka uramt. Bunu biliyordum ama hisset
miyordum. Adrenalin hepsini bastryordu. Tomun ileri
sindeki kayadan toz kalktm, orasnn meteor arpm
gibi ufalandn, kararm kayadan pskren tozun ala
cak kadar beyaz olduunu grdm. Tomun kollan, gk
yz tepesine dyormu gibi gayriihtiyan kalkt; artk
bir elinde tfei, iyice eilerek var gcyle kouyordu.
Dedem, Onu ldrmezsen ben seni ldrrm, dedi.
Atmaya devam et. Gzlerini drt a ve karaym deme.
Kurma kolunu ekip namluya yeni bir mermi sr
dm ama Tom kmrleip gvdesi yarlm kara am
kalntsnn arkasndayd artk. Aacn gerisinde dikilip
221

namlusunu ona dayayarak mkemmel bir duru almt


ki, atrty duymadan nce altmzda, yere bir mermi
nin saplandm duyduk.
Vur onu!
Brak o bizi ldrsn, dedi babam. En iyisi bu. Aya
a kalkp bekleyin, yeter.
Omzumun stnden arkaya baknca babamn .3030u ayaklarnn dibine brakm ve kollarn am ola
rak eikte dikildiini grdm. Beyaz tirtyle kolay bir
hedefti.
Dedem, Sen yaamay hak etmiyorsun, dedi.
yleyse geri al, dedi babam. Ben kimseyi ldrme
yeceim.
Bir merminin daha arpmasyla yanmda yine zerre
ciklerden bir fskiye havaland ve kaya olduunu sand
m eyden her naslsa toz kt. Bir havalandrma delii
gibi. eri doru yol alr gibi.
Elimi uzatp yerkabuunu hissettim. Krlp yerin
den kurtulmu kk levhalar gibiydiler. Ate ve suyla
biimlenmi, eridikten sonra tekrar sertlemi yeni kaya
oluumlar.
Sonra elim kendi bana hareket etmeye karar ver
mi gibi yerden sekti: vurulmutum. Elimin stnde a
lan delikle her yer kan olmutu ve acl bir scaklk, akan
kan deil atemi gibi kavurucu bir scaklk hissettim.
Babam bard. Vuracaksan beni vur, geri zekl ser
sem! Olumu rahat brak!
Elim yerdeydi ve anlamyordum. Birebir ayn yere
iki mermi gelmiti. Bildiklerimizin dnda bir g tara
fndan ynlendirilen nc bir merminin elime ayn
yerden girip u havalandrma deliine saplanmas ka
nlmaz grnyordu.
Dedem beni bamn tepesinden yakalayp ileriye
baktrd. Odaklan, dedi.
222

Ac, kafatasmn iinde toplanmaya balamt. Eri


mi bir halde elimden szp beynimi evreleyen sv bo
lua akyordu.
Dedem bana bir tokat att. Sakn baylaym deme,
dedi. Onu nian apraznda ortala.
Yanam kundaa dayayp Tomu drbnde bul
dum. Yere dorulttuu silahn doldurduunu, fiekleri
birer birer ieri ittirdiini grebiliyordum. Menzilde sa
dece elleri, bir aya ve glge gibi karanlkta, omzunun
bir blm vard.
Vuramam, dedim. Tomu vuramam.
Vuracaksn.
Nian apraz sarhoasna Tomun ve aacn stn
de geziniyor, nabzm zonkluyor ve nefesim kesiliyordu.
Yana doru adm atp kendini tehir ederek tfeini do
rulttu, ben de o an tetii ektim ve leceini sandm.
Elimden kan ie tank olmak iin drbnden baksam
bedeninin ikiye katlanp savrulacam ve u kaak avc
gibi yzndeki aknlk ifadesini, inanmak istemeyiini
grecektim.
Ama mermi hibir iz brakmadan kaybolmu, sanki
yer yarlp iine girmi veya hi atelenmemiti; o an ba
klk kazandm, benden bir daha hi mermi kma
yacan hayal ettim.
Sonra yine Tom ate etti. Drbnden grebilmitim;
ve o an bacamdaki sarsnty hissettim. Gzlerimi indi
rince kotumda iki delik grdm; sa uyluum isabet al
mt ve kann nnda yaylmas ve donuk bir arnn sap
lanmasyla dnya kepenkleri indirmeye balad.
Yerin karasyla soluduum hava birbirine kart.
Dedem beni sarsarak yine tokat att. Babamm l k
k, bouk, uzak ve anlamsz bir sesti.
Dedem kulama fsldyordu. Senin her yerini delik
deik edip para para skeceim. Seni lime lime edip o
223

paralarn yere deyeceim. Senden geriye hibir ey


brakmayacam.
iinin kokusunu, hararetini alabiliyor ve beni plak
elleriyle ufalayacan, bana msn demeden kemiklerimi
tr tr kracan biliyordum. Tm anlarmda, ykm
ve balang olarak orada hazr, bekliyordu.
Elimdeki tfein kurma kolunu ekip son mermiyi
namluya srd. Yerinde olsam bu sefer isabet ettiririm,
dedi.
Tfei dorultup tetie asldm ama dipik omzu
ma yakn bile olmadndan gsme indi ve beni yere
devirdi.
Dedem elini yzme kapatt ve parmaklaryla gzle
rimi kenarlarndan ezmeye balad. Bunlarn hepsi senin
yznden, dedi. Yaptklarn yznden. Sebep olduun
eyi gryorsun ve bize borlu olduun ii bitireceksin.
Parmaklarn bastryordu ve gzlerimi kaybetme
korkusuyla kvranarak canlanmtm. Gremesem de
salam elimle dedeme doru hamle yaptm.
Aferin, dedi. Vur onu, yoksa gzlerini oyarm.

224

Korkun bir Tanr. Btn bildiimiz bu. Tarihncesi


korku. Bizi yaratan ve yok eden Tanr, ama o Tanry
unutmuuz. sa hakkndaki ryalarmz bizi yumuatm.
Dedem beni kara topraa yaptrd ve gzlerimi
karmaya hazrd. Bu kadarn biliyorum. Ktlesi dankinden bykt, farkl bir arl vard. nanmay bece
remediimiz ne varsa ondayd.
Beni cehenneme itercesine, tm bedenimi atee ve
rircesine yerkabuunun iine iine bastryordu. Fakat
sonra bana efkat gsterecekmi gibi bam iki elinin ara
ma ald. stelik glmsyordu. ektiim acy merak
eder gibiydi. stmze gelen kurunlara aldrmyordu.
ldreceksin, dedi. Gzleri gri, kk ve ortalan
botu. Zamandan yaplm gzler; grilikteki iplikikler ka
ranlktan dan uruyor, grnmezlikten balayan demet
ler ve eritler halinde i eperde belirdikten sonra kuan
br yanma ulaarak, d eperde tekrar kayboluyordu,
incileri andnyordu oradaki grilik; yzeyi yzeylikten
bambaka bir eydi. O iplikiklerin altna batp baka iplikilerin arama gmlyordum; nmde, yalnzca oraya
inildiinde beliren galaksiler, demet halinde sonsuz inci
grisi eritler alyordu. Orada herhangi bir yere ulama
dan sonsuzca debilir, zamanda yuvarlanabilirdim.
225

Dehet verici eylerin hepsi gzeldir. Ve bunlar


grdmz zamanlar hep ksacktr. Bir mermi sol ba
cama arkadan girip kaslar yara yara kemie yerleti.
Syrk deil, nefesi ve dnceyi soldurup derin, hayvan
ca bir korkuyu iimde yayan bir eydi bu. Gzlerimi ka
padm, dedem beni dik oturtup sarst ve dizini arkama
dayad. Tfek ellerimdeydi ve dedem namluya bir mer
mi daha srd.
Bu sefer ldreceksin, dedi. Onu drbnde gre
cek, nian apraznn gsne yerletiini hissedecek ve
mermiyi koyuvereceksin. Ya dediimi yaparsn ya da bu
rada lrsn.
Artk konuamyordum. Kayklp decekken de
dem dmemi engelliyordu. Drbnden baktmda
uuk mavi bo bir gkyz grdm. Vadinin uzak yann
daki dalarda bulunan aalar inanlmaz bir hzla grn
tye hcum etti, kavisler halinde yzeyde uutu; ardn
dan kara toprak, kvrml beyaz ekiller; ve bu arada ba
cam boalm, iinde atei saklayan bir kabukmu gibi
yanyordu.
Babam yaklamt. Her naslsa bunu biliyordum.
Bir mttefik. Dedem azman bir ay gibi kalkarak onu
karlad; babam mahvedeceini biliyordum. Kafatasm
ellerinin iine alacakt. Srtst yere kaydmda gky
znn ounu onun cssesi kapatyor, kalb anbean b
yyor, korkumuzdan besleniyordu; ama tfei yukar
evirip namlusunu yanna yaslamay baardm ve ardn
dan tetii ektim.
Yakndan gelen patlama sesi, namlunun vcuduna
dayah olmasndan olacak, tuhaf ekilde bouktu ve at
n etkisiz kalacan biliyordum. Fazla iriydi dedem, s
telik hl da byyordu ve hibir zaman bilemediimiz
bir malzemeden, grebildiimiz veya hissedebildiimiz
her eye kar direnen ve kendi doumunu mmkn k226

lan, ta bile var edebilen bir eyden yaplmt. Attm


mermi iinde sonsuzcasna yol alacak ama asla bir hedef
bulamayacakt. Binlerce yl yol alacak ve hibir eye isa
bet etmeyecek nk glgesi sarslmaz bir yerde olacak
t. Derken, o binlerce yl ksack bir na dnt ve mer
mi gz ap kapayana kadar varlk bulup sonra yoklua
kart.
stmde kararan gkyz olduu yerde sallanrken
bir boluun aldm hissettim. Dedemin akcierinin
sndn, soluunun brnden ktm iittim ve bir
an neredeyse onun insan olduunu dndm. Bam,
ac ve nabz zonklamasndan dalgalarn stnde yzyor
ve gzm kararyordu ama dedemin bana doru dnp
aa baktn ve nefes almak iin aznn aldn g
rebildim. Hava girii olmaynca yznde aknlk belir
di. Tanr benmiim gibi, ben onun son numarasymm
gibi bana bakt.
Elleri kollar klmt ve bana uzanyordu. Geri
geri sendeledikten sonra kendini dzeltti, ama sonra
ne doru meyledince deceini ve altnda kalacam
anladm.
Dev cssesi yklrken parlak metalik bir gri olan
gzleri bana kilitlenmiti. Orada birlikte dtk, ortada
bir yerde bulutuk ve zaman yavalad, yerekimi incel
di, iime sevgi doldu.
Bana sonsuzluk gibi gelen o dle iki dan arasn
da sktm kaldm; kara topraa kar daha da kara bir ey
beni eziyor ve nefessiz brakyordu. Babamn yz ksz
ve aresizdi; iri gvdeyi btn dnyas yklm gibi ek
meye alrken yine ocuk olmutu. stmden yuvarla
nana kadar o gvdeye asld, ardndan babasma alad.
Dedemin lmesi ihtimal dyd. Bunu yapmakla b
tn kurallar hie sayd. Sonu olmayan Tanr.
227

Teekkr
John Simon Guggenheim Vakfna ve San Francisco ni
versitesine bu romann yazm srecinde verdikleri cmert
destek ve Colm Tibn, Janet Burrovvay ve David Kirbyye
nerileri iin teekkr ederim.
Aynca Heinemanndaki herkese, zellikle Jason Arthur ve
Emma Finnigan ile ngilteredeki temsilcim Peter Straus ve Casarotto Ramsay&Associatesdeki film temsilcim Rob Kraitt'e,
aynca ABDde Inkwelldeki herkese kranlarm sunmak isti
yorum.
Tabii John LHeureux ve Michelle Cartera da teekkr et
meliyim; nk bu roman, yirmi be yldan uzun sre nce
yazdm ilk ksa yknn malzemesine geri dnyor. Bu ro
manla beni ilk kez yazmaya ynelten eyi, iddetle dolu aile
gemiimin son parasn yakm oldum. Cherokee yerlisi ata
larmn, sa karsnda nasl bir tavr alnmas gerektii soru
nuyla kar karya kalmalarn da anmak istedim.

229

You might also like