You are on page 1of 233

T.C.

ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
KAMU YNETM VE SYASET BLM (SYASET BLM)
ANABLM DALI

BYOPOLTK ADA EMEN GRNM

Yksek Lisans Tezi

nder ZDEN

Ankara, 2012
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
KAMU YNETM VE SYASET BLM (SYASET BLM)
ANABLM DALI

BYOPOLTK ADA EMEN GRNM

Yksek Lisans Tezi

nder ZDEN

TEZ DANIMANI

Prof. Dr. . Aykut ELEB

Ankara-2012
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
KAMU YNETM VE SYASET BLM (SYASET BLM)
ANABLM DALI

BYOPOLTK ADA EMEN GRNM

Yksek Lisans Tezi

Tez Danman: Prof. Dr. . Aykut ELEB

Tez Jrisi yeleri

Ad ve Soyad mzas

.................................................................... ........................................

.................................................................... ........................................

.................................................................... ........................................

.................................................................... .........................................

.................................................................... .........................................

.................................................................... .........................................

Tez Snav Tarihi ..................................

II
TRKYE CUMHURYET
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS MDRLNE

Bu belge ile bu tezdeki btn bilgilerin akademik kurallara ve etik


davran ilkelerine uygun olarak toplanp sunulduunu beyan ederim. Bu kural
ve ilkelerin gerei olarak, almada bana ait olmayan tm veri, dnce ve
sonular andm ve kaynan gsterdiimi ayrca beyan
ederim.(//200)

Tezi Hazrlayan rencinin


Ad ve Soyad

mzas

III
NDEKLER

GR1

BRNC BLM

EKONOM POLTN EME

I. Klasik Ekonomi Politiin Dnyas ..16

1. Adam Smithin Grnmeyen Emei ....19

2. Ahlaki Duygular Kuramnda Emek Syleminin Karl .....28

3. David Ricardo ve Emek Deer Kuram ..35

4. Ara Deerlendirme: Klasik Ekonomi Politiin Vita Aktivas ...39

II. Karl Marxn Emek Deer Teorisi ....49

1. Emek: nsanln Snmeyen Atei ..49

2. Soyut Emein Hakimiyeti ...61

3. Ara Deerlendirme ...70

KNC BLM

EKONOM POLTK VERSUS BYOPOLTKA

I. Siyasaln Geri ekilmesi ....75

1. Beden Politikasnn tesi: Modernite vs Biyopolitika ..75

2. Biyopolitik Bir Sylem Olarak Salk ...87

3. Ara Deerlendirme: Siyasaln Geri ekilmesi Olarak Biyopolitika..90

II. Michel Foucault ve Biyopolitika....96

IV
1. Arkeolojiden Soybilime .96

2. Soybilimin eleri: Pastorallik, Hikmeti Hkmet ve Polis .100

2. 1. Pastorallik ..101

2. 2. Hikmeti Hkmet ..104

2. 3 Polis ....107

3. Soybilim Politikalar 110

3. 1. Biyopolitikann Oda Olarak Nfus ve Gvenlik Aygt ...113

3. 2. Devlet Aklnn Snrlandrlmasnn Arac ve Biyopolitikann


Genel erevesi Olarak Liberalizm .....117

3. 3. Kendilik Teknikleri .....119

4. Sava-Siyaset Balamnda Soruturmalar ...121

5. Ara Deerlendirme ..124

III. Giorgio Agamben: ldrlebilirliin Pay Edilmesi ....129

1. Egemenliin Topografyas ...130

2. Normun stisnas stisnann Normu: stisna Hali .....137

3. Yeryznn Nomosu Olarak Kamp .....144

4. Ara Deerlendirme ..149

IV. e Kar Emein Gc ......151

1. Kavramsal Arka Plan 152

2. Yeni Dnyann Eski Yz:mparatorluk 158

3. mparatorluun znesi :okluk ...166

4. Ara Deerlendirme ...175

V
NC BLM

KARIT KONUMLAR: POLTKANIN BOSU YA DA EKONOMS

1. lmn Politikas m, Politikann lm m? 177

2. Emein Ontoteleolojisi ve Siyasal ....188

3. Ulus-devlet mi, mparatorluk mu? Hardt ve Negriye Marxist


Eletiriler....199

SONU....206

KAYNAKA ...214

ZET .......223

ABSTRACT .......224

VI
Giri

Yepyeni bir dnyann hzla yaklatn grdm. Daha bilimsel, verimli bir

dnya, evet. Eskiden beri var olan hastalklara are bulunan bir dnya. ok iyi. Ama

ayn zamanda kat, zalim bir dnya (Ishiguro, 2011:256).

Kazuo Ishiguro (2011), Beni Asla Brakma/Never Let Me Go adl romannda

ok edici bir sradanlk sunar okuyucusuna. Zamansz veya gemiteki bir imdide,

okurunu kendi bedenine bakmaya, onu sorgulamaya davet eder. Balarn, organ

reten bedenlerin, yaantlarn anlatrken Kazuo Ishiguro, ftristik bir evrenin

deil, iinde bulunduunuz ann alarna yakalandnz hissi tm duygularnzda kol

gezer. Bu his, organ reten bedenlerin (birey denilebilir mi?) ve onlar kendi rollerine

hazrlayan kurumsal ve bilisel mekanizmalarn, nasl kurgulandn grdke artar

(ayn zamanda o mekanizmalar bu hissin kaynadr da). Ishiguronun ortaya

koyduu bu dnya, sradanl ile okurunu; beden-politika, doa-insan, organik-

inorganik gibi ikilikleri yeniden ve yeniden dnmeye sevk eder.

Beni Asla Brakmann kahraman Kathy H. henz organ banda

bulunmam fakat organ ba yapan kendisi gibi retilmilere bakclk

yapmaktadr. Roman onun anlar etrafnda ekillenmektedir. Roman, gemie doru

ilerlemekte, imdi bir ykma evirilmektedir. Kathy H, bakcl brakp tpk

arkadalar gibi organlarn balamaya balayacak ve yaknda lecektir. Ama o da

-1-
yine dier retilenler gibi lm aslnda hep yaamaktadr. Kathy ve arkadalar

sonsuz bir retim ve yeniden-retim emberinde hayatlarn srdrmektedirler.

Kendilerine ne olacan bilmektedirler; onlarn deneyimledikleri lm deil

tkenmedir. Bile isteye organlarn gerek insanlara verirler. Kama, isyan etme

giriimleri, hatta hayalleri bile yoktur Ishuguronun organ balarnn.

Organ balarn, Hailsham ad verilen bir okulda o kanlmaz geleceklerine

gzetmenleri hazrlamaktadr. Okulda arlkl olarak sanat eitimi verilmekte,

retilmilere geleceklerinin ne olduu ise ak bir ekilde anlatlmamaktadr. Fakat

onlar bilirler balarna ne geleceini ama bunu mesele etmezler. Aksine normal

insan olmadklarna veya gelecekte organ ba yapacaklarna dair konumalardan

utanrlar ve konuyu kapatmaya gayret gsterirler: Baz konular grmezden gelmeye

zen gstermemizin sebebi, utanmamzd (Ishiguro, 2011:73).

Roman nceden belirlenmi geleceklerine yryen retilmi/yaratlm

bedenlerin (insanlarn?) yksn gzler nne sererken hikyeye elik eden duygu

utantr. Organ balarnn normal insanlarla karlamalarna, bu kar karya

gelmeye daima utan elik eder. Hailshama gelen normal bir insann (okula gelen

bu insan Madam olarak tanrlar) tepkisini Ishiguro kahramann azndan yle ifade

eder: Madam gibi baka insanlarn, sizden nefret etmeseler, ktlnz

istemeseler bile sizi grdkleri, sizin bu dnyaya nasl ve neden getirildiinizi

dndkleri an rperdiklerini, ellerini sizin elinize dedirmekten ekindiklerini,

bunu hi istemediklerini renirsiniz (Ishiguro, 2011:42-43). Kathy H, Madamla

karlatnda durur ve yzne bakar: imdi bile, bastrmaya alt rpertiyi

grebiliyordum, iimizden birinin ona kazayla dokunma ihtimalinden dolay

duyduu gerek korkuyu (Ishiguro, 2011:41). Madamn korkusu, organ

2
balarnn baz konular konumaya baladklarnda hissettikleri utanla birleir.

Madamn korkusu, grlmek istenmeyenin aniden grnr ve grmeme isteinin

ardnda gizlenen gerein ayan olmasyla utanca dnr. Gizlenen gerek;

insan ile insan olmayan belirleyenin ne olduu, insani olanla olmayan arasndaki

snrn varldr. Bu snrla karlamak, insanda insan-olmayanla, insan-olmayanda

ise insan olanla yzlemek utancn asl kaynadr.

Utanmak, Agambenden dn alnarak sylenirse, kabul edilemeyecek bir

eyle karlamak, onunla burun buruna gelmek anlamna gelir. Fakat kabul

edilemeyecek olan ey utan duyana dsal deildir, bir mahrumiyetin sonucudur.

Utanma, birbiriyle girift yapda iki srecin st ste bindiini gsterir. Bir yandan

kendi iindeki mahremiyetle (rnein fizyolojik hayatla) karlalrken, dier

yandan bu mahrem edilgenlik alt edilmek istenir. Agamben, utancn ieriinin

znenin kendi zneliinin-yok-edilmesi olduunu ifade eder: Utanta znenin kendi

zneliinin-yok-edilmesinden gayr bir ierii yoktur; kendi rahatszlnn, bir zne

olarak kendi bilincini kaybetmenin tan haline gelir. Hem zneleme hem de

zneliin-yok-edilmesi biimindeki bu ikili hareket utantr (Agamben, 2004a:106).

Bylelikle Levinasn, utancn aa kard ey, kendisini kefeden Varlktr

(Levinastan aktaran:Agamben, 2004:106), nermesi anlaml hale gelir. Utan, tam

da insann Varlk ile karlamasnda deneyimledii duygu olarak ontolojik bir yer

edinir (Agamben, 2004a:106).

Agambenin yorumu takip edildiinde, Ishiguronun romannda, organ

balar ile karlaan normal insann ve balarn hissettii utanta

zneleme ile-zneliin-yok-edilii, benliin-yitirilmesi ile benlie-sahip-olu,

tebaalk ile egemenlik birlikte retilir (Agamben, 2004a:108). znelliin znde

3
utancn olmasnn nedeni, onun kurulu itibariyle zneleme ve zneliin-yok-edilii

biimini iinde barndryor olmasdr. Utan, zneleme srecinde zneliin-yok-

ediliini ortaya karan ama ayn zamanda znelii-yok-ediliinde zneye tanklk

eden arta kalandr (Agamben, 2004a:112; ayrca Agamben, 2004b). nsan olanla

olmayan yeniden ve yeniden reten snr utanla ayan hale gelir.

Giorgio Agamben, zneleme ile zneliin-yok-ediliinin, benliin-yitirilmesi

ile benlie-sahip-oluun kanlmaz bir biimde tebaalk ile egemenliin retimiyle

ayn srecin paras olduunu savlamaktadr (Agamben, 2004a). Kurucu ilk ba

bylelikle insann mahremiyle karlamasdr. Konuabilen, dnebilen varln,

fizyolojik hayatyla yz yze gelmesidir. Bu karlama, insan olanla olmayan

arasndaki snrn nasl ina edildiini/edileceini deil tam da snrn kendisini

sorunsallatrmay gerektirir. Beni Asla Brakmann aralad ve Agambenin

derinletirdii, utancn snrn esnekliini, mphemliini ortaya karm olmasdr.

Roman, snr tahkim abasnn nasl her zaman baarszla uradn gsterir.

nsani olanla olmayan arasnda olduu kabul edilen farkn kolayca alabileceini,

yeniden ve yeniden kurulabileceini, snrn nicelikselliini fark ettirir.

nsan, mahrem ieriinden fizyolojik veya hayvani znden - ayrann ne

olduunu belirlemeye dnk olduka youn aba sarf edilir. nsann dnebilmesi,

konuabilmesi veya akl sahibi logos - olmas, Klasik Ekonomi Politikle birlikte

emei ile dnyay ereklerine gre dzenleyebilmesi, snr ina etmenin eitli

aralardr. rnein insann konuabilmesi/dile sahip olmas insan olanla olmayan

arasndaki snr tahkim eden en gvenilir kstastr. Bununla beraber, dile sahip

olma yetisi daima belirli bir konuma dzenine iaret eder. Konuanlardan biri dier

konuann sylediklerini verili sz dzenin iinde anlamlandrmaz, onun konumas

4
anlamsz olarak kalr. Szn dzeni iine kabul edilmeyen dile sahip olmad iin

deil syledii ey anlam dnyasnn dnda bulunduu iin dilsizdir1 (Ranciere,

2005:12). Dolaysyla her zaman bu ayrm izgilerinin tesinde - ayn zamanda insan

olan - yaayan bir varlk bulunur; bu, snrn siyasal bir ina faaliyetinin sonucu

olduunun ifadesidir. nsan varlk ile hayvani varl ayrmak siyasal bir eyleme

iaret eder. Bu anlamyla, konuan, dnen, emeiyle deer reten varlk ile sadece

yayor olan varlk arasndaki mulakln neyi iaret ettiinin ve bu mulakln ne

gibi siyasal, kurumsal ve zneleme srelerine karlk geldiinin incelenmesi,

bedensel varoluun giderek daha fazla iktidar teknolojilerince kuatld

gnmzde, siyasaln yeniden tarif edilmesine ve yeni znelliklerin anlalmasna

yardmc olabilir.

Emein, mulakl giderici, bir snr kavram olarak dnlmesi siyasaln

belirli bir ekilde dnlmesine ve buna kout olarak zneleme srelerinin de

belirli bir biimde tasavvur edilmesine yol aar. Biyopolitik ada Emein

Grnm adl bu tez almas, emein insan olanla insan olmayan arasndaki snr

tahkim ettii tasavvurunda bulunan sylemi merkezine alarak, bu sylemin ne trden

bir siyasal proje nerdiine, bylesi bir snr ekme faaliyetinde neden emek

syleminin kullanldna - ve de bunu muarzlarnn dnceleriyle iletiime sokarak

- cevap aramaya almaktadr. Emein bylesi bir snr kavram olarak

dnlmesinin zneleme asndan ne gibi sonular dourduu odaklanlan asl

meseledir. Bununla beraber tam da snrn neden emek yoluyla izildii tezin bir

baka soruturma konusudur. Emein neden bir snr kavram olarak ina edildii ve

1
Konuma yetisi ve anlam dnyas arasndaki ayrm iin Rancierein Patriciler ile Pleblerin
karlamasn anlatt sahneye baklabilir (Ranciere, 2005:45).

5
bu kurgunun nasl bir zne tasavvuruna yol at tezin cevaplamaya alaca iki

gzergh iaret etmektedir.

Birinci blmde Klasik Ekonomi Politiin iki yazar, Adam Smith ve David

Ricardo, ile Karl Marxn emek-deer kuramnn ayrntlar incelenecektir. Bu ksmn

ilk alt blmnde Adam Smith ve David Ricardonun emek odakl analizleri

deerlendirilmeye allacaktr. Bu nclerle birlikte sermaye, emek, retim, kr,

toprak ve rant, merkezinde emein verimliliinin ve retkenliinin bulunduu retim

ve blm ats altnda yeni bir epistemik analize tabi tutulur. Smith ve Ricardo,

zenginlii dorudan retim ve blm ilikilerine balar. Bylece sermayenin, krn

ve rantn retim ve blm ilikileri erevesinde deerlendirilmesi ekonomik

sylemi daha nceden var olmayan bir dzleme yerletirir (Tribe, 1978:116).

Ekonominin ayrcalkl statsnden hareketle insani zneyi politik, yasal bir

sylemsel emadan ziyade retim ve blm ilikilerinden tretilmi bir ekonomik

zne eklinde kurgulamak mmkn hale gelir. zne artk, sermaye, kr ve rant gibi

kavramlar ve ilikilerce yaplandrlan ekonomik bir alan igal ederler. Her bir

snfn karlarn, bunlarn bireysel var olularndan deil, kr, sermaye birikimi ve

cret gibi ilikilerinden karsamak mmkn olur (Tribe, 1978:127). Klasik Ekonomi

Politiin kurgusu ekonominin ayrcalkl hale getirilmesini, emein retkenlik ve

verimlilik ile yklenmesini hedefler.

Marx, tpk Klasik Ekonomi Politiin iki yazar gibi emein yaratc gcn

olumlayacak fakat ayn zamanda buradan devrimci bir znellik teorisi de

karacaktr. Sadece znenin deil, ayn zamanda siyasal, kltrel yapnn ve iktidar

aygtnn temellerini de, Marx, ekonomiden balayarak ina eder. Marx iin

toplumsal rntnn etrafnda ekillendii balang noktas emektir. Bu merkezin

6
ald biim lsnde toplumsal yapnn geri kalan da belli bir form kazanr.

Dolaysyla, Marxa gre, toplumsal yaanty anlamnn balang noktas emektir.

Emek, btn zenginliklerin kayna olarak btn insani faaliyetin odanda bulunur.

Toplumsal oluum, orjinini emein oluturduu bir noktadan balayarak ekillenir.

nsanln ileriye doru admlar ancak emek sayesinde, aln terinin harcanmas ve

doann daha ok hakimiyet altna alnmasyla mmkn olabilmektedir.

Toplumsal rntnn yapsnn aa karlmas bylece emein ne ekilde

harcand ve hangi aralarla retim yaptyla anlalabilir olur. Toplumsal hayat

insan emeinin yaratt enerjinin, etrafnda organize olmutur. Bu enerjinin

harcanmasyla btn insanlk tarihi oluabilir. Marxn btn abasnn da emein

verili toplumsal oluum iindeki konumunu anlamak olduu sylenebilir. Bu anlama

abas, bugnk eitsizlikleri ortaya karabilmeyi ve neticede toplumsal devrim iin

gerekli aralar salamay; fiyatlarnn nasl olutuunu serimlemeyi ama ayn

zamanda kapitalist snf ilikilerini, yabanclamay ve yoksullamay ve de kapitalist

toplumun hareket yasasn aklamay hedefler (Caffentzis, 2005:90). Marxn

gelitirdii emek sylemi emekilerin kapitalist retim ilikilerini dntrmeye

muktedir olduklarna dair bir anlat sunar. Dahas eer emek, deerli ve yaratc bir

gse bu emekilerin kapitalist retim ilikilerinin tesinde yeni ilikiler

kurabileceklerini de gsterir (Caffentzis, 2005:94). Dolaysyla emek bir snr kavram

olarak insani dnyann uzamn belirleyerek emekiyi proleteri bu dnyann

merkezine yerletirir. Emeki deiimin znesidir ve siyasal bir atmann

taycsdr.

Michel Foucault; Klasik Ekonomi Politiin ve Karl Marxn savunusunu

yapt emek syleminin, artk-deerin koulu olan mikro-iktidar kurumlar

7
tarafndan yaratldn ifade eder. Bu kurumlar bir yandan emein verimli klnmas

amacn gderken emein epistemolojik olarak yerleecei zeminin de temelini atar.

Foucault iin bu epistemolojik zemin insan bilimleridir. Kapitalist retim

ilikilerinin mmkn olabilmesi iin, iktisadi belirlenimler dnda belirli bir bilgi

dzeninin de mevcudiyeti gerekir (Foucault, 2005b:253-254). Kapitalist retim

ilikilerini deerlendirmek; bu nedenle, sadece ekonomik analize indirgenemez, bir

dizi mikro iktidar kurumunun ve epistemik alann incelenmesini kanlmaz olarak

gerektirir. Michel Foucaultnun ynetimsellik paradigmas erevesinde

anlamlandrd biyopolitika bylesi bir oklu perspektife yerlemeye olanak salar.

Son yllarda, biyopolitika kavramna sosyal bilim literatrnde sklkla

bavurulmaktadr. Kavramn yaygnlamasnda Fransz filozof Michel Foucaultnun

etkisi bir hayli olsa da, biyopolitika olduka geni bir kullanm alanna sahiptir.

Biyopolitika bir yandan, Foucaultgil manada nfusu merkezine alan yeni bir tr

siyasal teknolojiye karlk gelirken dier yandan da siyasal organizasyonu biyolojik

terimlerle aklamann arac olarak da kullanlagelmektedir. Fakat zellikle Nazi

Almanyasnda organik bir toplum tasavvurunun bir arac niteliinde sklkla

biyopolitika nosyonuna bavurulmutur (Lemke, 2010:2).

Biyopolitika, kapatlma pratikleri ve politikalarn analiz etmekten, AIDSin

nlenmesine ve demografik deiim problemlerine zm retmeye kadar uzanan bir

dizi meseleyi tartmak iin de kullanlmaktadr. Bunlarn yannda salk

aratrmalarnn gelitirilmesine, krtaja ynelik yasal dzenlemelerin yaplmasna

dnk bir dizi duruma da referans vermektedir (Lemke, 2010:2-3).

8
Kavram, kabaca yaln yaam (zoe) nesnesi olarak alan politika anlamna

gelmektedir. Fakat kavramn bu kadar basit bir karlnn bulunmas yorumlarn

eitliliini azaltmamaktadr. Yorumcularn bir ksm siyasal olann zaten ve daima

yaamla ilgili olduunun altn izerlerken; Agnes Heller ve Ferenc Feher gibi

dierlerinin gznde belirli bir dlama pratiine iaret eder. nk Heller ve Feher

iin siyasal biyolojik yaamn tesine geildiinde mmkndr. Bu bak asndan

biyopolitika oksimoron bir kavramdr nk iinde birbirleriyle ilikili olmayan ve

zt iki terimi barndrmaktadr. Siyasal olan ortak eyleme ve karar-almaya ilikindir

ve ayrca ancak biyolojik gerekliin ve bedensel deneyimin tesine geildiinde

anlaml olmaktadr ki bylece insan eylemi ve zgrlk gerekleebilir (Lemke,

2010:422). Heller ve Feher siyasaln biyolojik kavrannn, kimliklerin kendi iine

kapanmasna yol aacan vurgulayarak biyopolitikann barndrd totaliter eilime

dikkat ekerler. Fakat bu iki yazarn biyopolitikaya ilikin deerlendirmeleri olduka

dardr. Onlara gre biyopolitika antipolitik nitelii ile klasik siyasal anlayn dnda

yer almaktadr. Onlar iin biyopolitika sadece bedeni konularla ilgilidir. Bunun

yannda, Heller ve Feherin analizi yaam srecini kapsaml olarak ele almamaktadr;

evre ve insani olmayan konular deerlendirmelerinin dnda kalmaktadr. Ayrca

insan bedeni zerine odaklanan politik eylemler de konu dnda tutulmaktadr. Bir

ok biyopolitik mesele, rnein yaamn patent kurallarna tabi hale gelmesi veya

hayvan haklar gibi konular, bu dnce emasnca yeterince dikkate alnmamaktadr

(Lemke, 2011:81). Agnes Heller ve Ferenc Feherin biyopolitikaya dnk

deerlendirmeleri ikinci blmn giriinde ele alnacaktr. Biyopolitik paradigmann,

Hannah Arendtin siyasaln zerk bir alan imlediine dnk nermesinden hareketle

deerlendirilmesinin rnei olarak bu iki dnre yer verilmitir.

9
Biyopolitikann Foucaultcu kavran ise Heller ve Feherden farkldr.

Biyopolitika, Foucaultya gre, iktidar uygulamasnn modern bir yoludur.

Biyopolitika, sadece, siyasaln genilemesi, yaam nesnesi haline getirilmesi

eklinde anlalamaz; bunlarla beraber, egemenlik nosyonunun yeniden formle

edilmesi ve yeni siyasal bilgi formlar iinde kavranmas anlamna gelir. Biyopolitika

modern insan ve doa bilimlerinin ve normal kavraynn siyasal eylemi

ekillendirdii ve siyasal amalar belirledii bir durumu temsil eder. Bu sebeple

biyopolitika, Foucaultya gre, ekolojik krize veya yeni teknolojilerin ortaya

kmasna indirgenemez. Dahas biyopolitika siyasaln doasndaki temel bir

deiime iaret eder (Lemke, 2010:429).

Doa ile siyasal alan arasnda yerletii dnlen sabit snr, Foucaultya

gre, siyasal eylemin balad nokta deildir, aksine bu eylemin etkisinin

sonucudur. Biyopolitika, yaamnn tevik ve idare edilmesi, gvenliinin salanmas

ve gelitirilmesiyle ilgili bir politik ekonomiyi iaret eder (Lemke, 2010:429).

Foucaultnun biyopolitika analizi neden ve ne iin sorular yerine nasl

sorusunu merkezine alr. Bu perspektif, siyasaln biyolojikletirilmesine veya

biyolojinin siyasallatrlmasna deil yaam ve siyasal arasndaki dinamik

ilikiye odaklanr (Lemke, 2010:431). Nasl sorusunun hedefi hakikat rejimlerinin

aa karlmasna dnktr.

Hakikat rejimlerinin soruturulmas bir dizi sorunun yantlanmasna olanak

tanr: Beden ve yaam srelerini aklayan hangi bilgiler toplumsal olarak geerli

kabul edilirken, hangi dierleri deersiz ve nemsiz saylmaktadr? Hangi bilimsel

uzmanlklar ve disiplinler yaama ve sala dair hakikati syleme otoritesine

10
sahiptir? Yaam sreci betimlenirken, llrken, deerlendirilirken hangi kelimeler,

kavramlar kullanlmaktadr? Hakikatin retiminde hangi entelektel, bilisel

enstrmanlar ve teknolojik prosedrler kullanlmaktadr?

ktidar ilikileri balamnda iktidar stratejilerinin yaama dair bilgileri nasl

mobilize ettii ve bilgi formlarnn nasl iktidar srelerince yayld da aa

kavuturulmaldr. Bu bak as biyopolitik pratikler tarafndan retilen/yeniden

retilen asimetrilerin, hiyerarilerin ve eitsizliklerin anlalmasna yardmc olur. Ne

tr yaam formlar toplumsal olarak deerli kabul edilirken, hangileri yaamaya

deer grlmez? Hangi tr fiziksel, psikolojik aclar siyasal, medikal, bilimsel ve

sosyal dikkate mazhar olurken hangileri umursanmaz?

Ayrca znellie dair bir ok soru da gndeme gelmektedir: insanlar yaam ve

salk asndan nasl tanmlanrlar? Uzun yaam, nfusun bymesi, salkl yaam

gibi amalar iin kendilerini nasl biimlendirmektedirler? Yeni gelien tekniklere

nasl tepkiler vermektedirler, davranlarn nasl ynlendirmektedirler? (Lemke,

2010:432-433).

Kaba hatlaryla ifade edilen sorular iktidara dair farkl bir tasavvur

gelitirmekle cevaplanabilir. Foucaultnun biyopolitika anlats bylesi bir iktidar

anlaynn sonucudur. Biyopolitikann douu yeni znelliklerin belirmesiyle ve

iktidar kar-iktidar oyunuyla dorudan balantldr.

Michel Foucault iin iktidar elde edilen, koparlan ya da paylalan, korunan ya

da elden karlan bir ey deildir; iktidar sonsuz noktadan karak, eitsiz ve

hareketli ilikiler iinde iler. ktidar ilikileri, baka tr ilikilere (ekonomik

sreler, bilgi ilikileri, cinsel ilikiler) gre dsal konumda deildir; onlara ikindir;

11
bu balantlar iktidar iinde oluan blm, eitsizlik ve dengesizliklerin dolaysz

sonulardr ve buna karlk onlar da bu farkllamalarn i koullardr. ktidar

ilikileri, basit bir yasaklama ya da srdrme rol olan styap konumunda yer

almazlar; var olduklar yerde dorudan retici bir rol oynarlar. ktidar aadan gelir;

yani iktidar ilikilerinin kkeninde ve genel kalp olarak, egemen olanlarla onlara

baml olanlar arasndaki ikili bir kartlk, yukardan aaya ve toplumsal

bnyenin derinliklerine dein gitgide daha kstl gruplar zerinde etkisini gsteren o

ikilik yoktur. Bir dizi hedef ve ama olmakszn ileyen bir iktidar yoktur. Ama bu

iktidarn kiisel bir znenin seiminin ya da kararnn sonucu olduu anlamna

gelmez; ne yneten kast, ne devlet aygtlarn denetleyen gruplar ne en nemli

iktisadi karar alanlar, bir toplumda iler durumda olan iktidar ebekesinin tmn

altrabilirler. ktidarn rasyonellii, ou zaman dhil olduklar snrl dzeyde

gayet ak olan zira iktidar, yerel dzeyde fevkalade hayaszdr birbirlerine

eklenerek, arda bulunarak, yaylarak, destek ve koullarn baka yerde bularak

sonuta btnn tertibatn aparatn (dispositif)2 izen taktiklerin rasyonelliidir.

Ve direnme de hibir zaman iktidara gre dsal bir konumda deildir (Foucault,

2003:72-73). Foucaultnun yapt iktidar zerine bir dnme deil, iktidarlar

zerine bir dnmedir. nk her bilme alan bir iktidardr, bir bilme alan adna

her sz al bir iktidar elde editir iktidar homojen ve btnlkl bir istem olarak

kendi bana var olmaz, her zaman bir ilikileri oulluu araclyla kendini kabul

ettirir (Revel, 2004:81-82).

2
Bu terimle akla kavuturmay istediim ey, ilk olarak sylemler, kurumlar, mimari biimler,
dzenleyici kararlar, yasalar, idari nlemler, bilimsel szceler, felsefi, ahlaki ve hayrseverce
nermelerden ksacas, sylenmemi olduu kadar sylenmi her eyden oluan, btnyle
heterojen bir btndr. Dispositifin unsurlar bunlardr. Dispositifin kendisi ise, bu unsurlar arasnda
kurulabilecek ilikiler ebekesidir (Foucault, 2005:119)

12
Foucault iin bir iktidar oulluundan sz edilebilir. Ona gre, devlet

etrafnda kmelenmi tekil bir iktidardan sz edilemez. Devlet, tpk szleme

teorisinde olduu gibi herkesin herkesle savan sona erdirecek, szlemeye taraf

olanlarn, savaa neden olan iktidarlarn devrettii hkmdarn yerini almaz

Foucaultnun analizinde. Devlet bu anlamda oul iktidarlarn younlam

biiminden baka bir ey deildir. Bu analizi kavramak iin Foucault, iktidardan

nce uygulandklar alana ikin olan ve kendi rgtlenmelerini kuran g ilikileri

oulluunu anlamak gerektiini vurgular. Mcadeleler ve kar karya gelmeler

yoluyla bu ilikileri dntren, glendiren, tersine eviren hareketi anlamak, bu

g ilikilerinin, bir zincir ya da sistem ya da tersine onlar birbirlerinden tecrit

edilen farkllklar ve kartlklar oluturacak biimde bulduklar dayanaklar anlamak

gerekir. Sonu olarak da Foucault, genel izgisi ya da kurumsal saydamlamas

devlet aygtlarnda, yasann formle edilmesinde ve toplumsal hegemonyada gelien

stratejileri - sz konusu g ilikileri bu stratejilerin iinde etkili olurlar anlamann

zorunlu olduunu belirtir (Foucault, 2003:72). Dolaysyla, bir iktidar analizinin

yaplabilmesinin meru koulu, iktidar ilikilerinin hukukun ve hkmranln

kurallara balanm, kodlanm mantndan ok savamlarn stratejik ve sava

mant olan bir g ilikileri zemininde anlalmasyla mmkndr. ktidar ve

direni ilikisini, hkmranln hukuksal yapsndan ok, savamn stratejik yaps

ierisinde zmlemek gerekmektedir (Fontana ve Bertani, 2004:286). Tekil bir g

ilikisinden ykselen bir iktidar anlay yerine, oul glerin ve g ilikisinin gz

nnde bulundurulmas ancak, ortaya kan znelliklerin oluumunu kavranabilir

klar. Foucaultnun bu analizleri ikinci blmde daha detayl ilenecektir.

13
Michel Foucaultnun biyopolitika nosyonunu farkl alardan irdeleyen fakat

yaam ile siyasal arasndaki dinamik ilikiyi ele alan iki dnr, Giorgio Agamben

ve Antonio Negri, ikinci blmde ele alnacak dier dnrlerdir. Bu iki yazarn

hayat ile siyasal arasnda varsaydklar balant Michel Foucaultnun projesini

detaylandrrken, ona yeni zgnlkler ekler.

Agambene gre insan daima ard arkas kesilmeyen blnme ve kesinti

yeridir. Mesele insani olanla olmayan arasnda kati bir ayrm koymak deil bu ayrm

zerinde almaktr. Agamben iin sorgulanmas gereken insann insan olmayandan

nasl ve ne ekilde ayrlddr (Agamben, 2009:24). nk onun iin, her trl

atmaya hkmeden ve belirleyici olan siyasi atma, insann hayvanl ile

insanl arasndaki atmadr. Bu nedenle, Bat siyasal tarihi en bandan itibaren

biyopolitik niteliklidir (Agamben, 2009:82).

Oysa Antonio Negri, daha nceki almalarnn karsamalarn da ieren,

Micheal Hardt ile baladklar entelektel ortakln sonucu olan yaptlarnda,

Marxn emein yaratc kapasitesine tand ayrcalkl konuma tekrar geri dnerek,

biyopolitikay emein gc erevesinde okur. Negrinin emek kavray, emein

retim ve yaamda otonom bir konumda bulunmas zerine kuruludur. Sermaye,

hareketli ve devingen bu g karsnda ancak snrlandrma, denetim ve tahakkm

arac olarak anlalabilir. Emek, toplumsal deeri retebilen yaratc bir gtr;

sermaye ise emei cretli emek haline getirerek metalatrr ve yaratclna el koyar

(Baysoy, 2006:20). Emek, sermaye ile ilikisinde her zaman fazla verir, insanlar

potansiyel olarak rettiklerinden daha fazlasn retme kapasitesine sahiptir. Sermaye

bu potansiyeli smren ve snrlandrandr (Hardt ve Negri, 2011:160). Emek,

gnmzde yaam dorudan retir hale gelmi ve biyopolitik nitelie brnmtr.

14
retim dorudan hayatn retimi anlamna gelir bylece nceden varsaylan ayrmlar

silikleir. retim alan ayn zamanda znellik yaratm srecini iinde barndrr

(Hardt ve Negri, 2008:390).

Agamben ve Negri biyopolitik paradigmay Foucault tarafndan ina edilen

zeminden devralp farkl bir balama yerletirirler. Agamben iin biyopolitika Bat

siyasal hayatna en bandan beri elik eder ve egemenlikle dorudan ilikilidir.

Negriye gre ise biyopolitika disipliner toplumsal yapdan kontrol toplumuna

geile birlikte hakim hale gelir ve retimin dorudan yaam retmesi anlamna

gelir. Biyopolitikann karsnda ise okluun retici kapasitesini smren

biyoiktidar bulunur. Her iki yazar yaamn siyasal teknolojilerinin hedefi ve amac

haline geldiini kabul eder fakat biyopolitika; Agambende egemenin daima insani

olanla olmayan arasndaki snrda eyledii kabul altnda lm politikasna

dnrken; Negride emein yaratcl araclyla olumlu ve retken bir anlamda

kavranr.

nc blmde dorudan Foucaultyu hedef alan eletiriler yerine, snr

mesele eden ve yeniden yorumlayan bu iki yazarn dncelerine yneltilen

eletiriler ele alnd. Eletiriler iinden Agamben ve Negrinin nermelerine ynelen

kuramsal itirazlara yer verildi. Bu anlamyla ampirik bir ereveden yaplan

eletiriler, tezin emein bir snr kavram olarak dnlp dnlemeyeceini sorun

etmesi sebebiyle, darda brakld. Dolaysyla emein, biyopolitik olarak

adlandrlabilecek gnmzde, grnm, kuramsal dzeyde, aa karlmaya

alld. Bu grnmde emein edindii (veya edinilen bu yere ilikin itirazlar) yer

vastasyla siyasala ilikin kavrayn ynelecei kulvarlar belirlenmek istendi.

15
BRNC BLM

EKONOM POLTN EME

I. Klasik Ekonomi Politiin Dnyas

Klasik Ekonomi Politiin kuramsal dnyasnda, Adam Smith ve David Ricardo

ile snrlandrlarak sylenirse, emek, toplumsal zenginliin odanda yer alr. Emek,

toplumsal geliiminin motoru olarak zenginliin mihenk tadr. Refah ve gelime,

retimde ortaya karlan mallarla, daha dorusu emein harcanmas sonucunda

retilen rnlerle ancak salanabilirdir. Toplumsal zenginliin yaratcs, bu

rnlerin retilmesinde dorudan kullanlan ve yaratlar belirli bir ihtiyac

karlayan maddi mallar olduu lde yararl olarak adlandrlan emektir. Bu

nedenle zenginlik, herhangi bir dsal kurgunun, ticaretle elde edilecek altn veya

gmn ya da topran verimliliinin karl, deil, toplumun kendi yaratlarnn

daha dorusu fertlerin bireysel abalarnn, emeklerinin, karldr. Emek, dorudan

toplumsal zenginliin yaratcs haline gelir, verimlilik ve almann arac klnr

(Meda, 2004:66). Emein retkenlii, zamana ve mekna gre deiebilirken,

emein harcanmas mutlak bir deer olarak zaman ve mekndan bamszdr

(Dooley, 2005:134).

Harcanan emein, kullanma elverili maddi rn yaratp yaratmadna, tam

ifadelerle verimliliine bal olarak, bireysel varolu hem toplumsal dzene balanr,

hem de bireyin iradesinden bamsz olarak bir toplumsallk alan yaratlr. Bu alan,

16
kendi ileyiine sahip mekanizmalarla, biraradalk yaratr ve ayn zamanda toplumsal

gnencin arttrlmasna vesile olur. Tekil bireylerin biraradal emeklerinin sonucu

olan rnlerin deiimi nedeniyle salanrken, her bir birey kendi tikel kar peinde

kotuu oranda biraradaln oluumuna katkda bulunur. Karlkl emek rnlerinin

deiimi bir zincir eklinde bireyleri birbirlerine balar. Bu zincirde, her bireyin

kendi tatminini azamiletirmeye abalamas sadece kendisinin deil btn toplumsal

dokunun zenginlemesine, refahnn enoklamasna vesile olur. Kiisel

mdahalelerle deil, toplumsal gnen, herhangi iradi bir eyleme gerek duymadan

kendi ileyiinin mantna uygun olarak artmaktadr. Bireysel eylem, bylece dsal

mdahaleye gerek kalmadan toplumsallar.

Emek, zenginlik aracl ile toplumsallamaya katkda bulunan temel

faktrdr. Klasik Ekonomi Politik ile birlikte gnencin anahtar, emei odaa

oturtup, retim temel olmak zere, deiim ve blmn dnyasnda aranr hale

gelir. ncelikle bir maln deeri, retimi srasnda, Adam Smithte olduu gibi

sonradan farkl bir evrim izlese veya Ricardoda olduu gibi mulaklasa da,

harcanan emein miktarna gre belirlenir3. Emek, deerin zamansal l birimi olur

ve her emtiann birbiriyle deiebilecei oransall salar. Birbirinden farkl

reticilerin retim sreci sunucunda ihtiyalarn aan ksmlarn, baka

gereksinimlerini karlamak amacyla dier reticilerin rnleriyle deitirebilmeleri

iin, farkl niteliklerin zde bir nicelie indirgenmesi gerekir. Bu nicelik, ayrntlar

ilerde netletirilecei zere, emek, emein harcand sre olacaktr.

3
Adam Smith, bir maln deerinin, o malda cisimleen emein piyasada satn alabilecei metalarn
deerince belirlediini ifade ederek bata savunduu emek-deer teorisini revize eder. David Ricardo
ise emek-deer kuramnn, blm ilikilerinin karmaklnda farkllatn vurgular. Fakat her iki
yazarn nemi emei deer yaratan yegane kaynak olarak grmeleridir.

17
Klasik Ekonomi Politik, deerin kayna olarak emei grmekle, retim

srecine odaklanr ve bu nedenle dsal bir zenginlik lt aramaz. Deer, bylece

toplumun isel ileyiinin oluumu olarak anlam kazanr. Bir zenginlik artnn ya

da deerin artmasnn kkeninde yatan, baka bir ifadeyle maddi nesneye deer

katabilen her faaliyet de alma kategorisinden kaynaklanr (Meda, 2004:69).

Bireylerin emeklerinin rnleri, deer iermesi, emek harcanmasnn

sonucunda elde edilmeleri ve belirli bir ihtiyaca denk dmeleri nedeniyle,

karlkllk ilikisine girer. Btnsel olarak deiimin toplam miktar ve emek stoku

zenginliin lsyse, belirli bir ulusun zenginlii o oranda barndrd emek

miktarnca belirlenir. Klasik Ekonomi Politik kendisine ncel politik ekonomi

dnrlerinden, emei deer ls olarak merkezine almasyla ayrr. Bylece,

kendilerine ait olmasa da Klasik Ekonomi Politik laisser faire dncesini toplumsal

retim, deiim ve blm ilikilerini bamszlatrarak, daha salam temellere

oturtur. Zenginlik lsnn, emek harcanmas ve biriktirilmesi dolaysyla

salanmas, kendi kendine ileyen zerk bir alann kaplarn aar. Bu alan, bireylerin

kendiliinden, rnleri araclyla kar karya gelmesi anlamnda, farkl bir

mdahaleye gerek kalmadan i ileyiini dzenler. Daha sonra piyasa adn alacak

olan bu alan eitlik mekndr. Sermayeye, topraa ve emee sahip olan

bireylerden mteekkil blnm deiim alan, bu bireylere nsel bir ncelik

sunmaz (Bura, 2001:88). Karlama, yani deiim ilikisi, bireyleri birbirlerine

balayan bir zincir kurarken bunu, her bir bireyin eitlii temelinde gerekletirir.

nsanlarn kendi zenginliklerini arttrmaya ynelik faaliyetleri, ncelikle bir deiim

ilikisini n gerektirir ancak ayn zamanda bu insanlarn, sosyal statlerinden

syrlm eit birer birey olarak bu alanda bulunduklarn da iaret eder. nsanlar,

18
biimsel olarak, deiim ilikisi karlkl birer szleme tipi gibi ele alndnda,

eittirler. Bu eitlik, herhangi dsal etken olmadnda deiimin kendi

mekanizmalar aracl ile srdrlmektedir.

1. Adam Smithin Grnmeyen Emei

Klasik Ekonomi Politik, emein rn olmasnn yannda ve emein zgl

konumu sayesinde, gnencin yaratmn, retimin ve dolam ve blmn isel

mekanizmalarna, dardan mdahalelere gerek duymadan devinimini srdrebilen

kapal alanlara, havale eder. Klasik Ekonomi Politiin ilk havarisi Adam Smith,

daha kitabnn banda yeni bir dnce kanal aacan ve bylece ekonomik

analizin koordinatlarnn farkl bir balamda ele alnmaya balanacan aka

gsterir. Smithin att admla insan emei ekonomi politik sahnesini istila eder.

Ulusun zenginliinin zellikle iki etkene bal olduunu aklanr: alma yetenei

ve yararl ve yararsz emeki saysndaki oran. alma, emein harcanmasyla deer

yaratmay salayan insani veya mekanik gtr (Meda, 2004:63).

Her milletin yllk emei, yaamak iin bir ylda tkettii btn

gerekli ve elverili maddeleri ona salayan ana kaynaktr. Bu

maddeler, her zaman iin ya dorudan bu emein rndr ya bu rn

ile baka milletlerden satn alnm eylerdir. te bu rnn yahut bu

rnle satn alnann, onu tketeceklere oranla az ya da ok oluuna

19
gre, millet, ihtiya duyduu gerekli ve elverili btn maddelerle iyi

ya da kt donatlm olur. Bu oran, her iki millette iki ayr hal

belirler: Bunlardan birincisi, emek verirken gsterilen ustalk, el

yatknl ve kavraytr; ikincisi, yararl ile uraanlarn says ile

byle ite almayanlarn says arasndaki orandr. Topra, iklimi,

arazi genilii ne olursa olsun, o durum iinde herhangi bir milletin

yllk donatmndaki bolluk ya da darlk, bu iki arta baldr (Smith,

2006:1).

Zenginlik ve emek arasnda herhangi bir dolaym aracna gerek duyulmadan

Smith tarafndan dorudan ba kurulmutur. Artk burada, Adam Smithin

kurgusuyla, yeni bir eik atlanm oluyor: emek, retim araclyla zenginliin temel

oluturucusu haline geliyor. Ama alntdan anlalabilecei gibi, her emek toplumsal

zenginlemenin kayna olamaz ancak belirli bir tipte harcanan emek, yararl emek,

bu zenginlemenin motifi olabilir. Yararl ya da retken emek, harcand nesnenin

deerine deer katar; genel olarak bir sanayi iisinin emei, stnde alt

gerecin deerine, kendi geiminin ve ustasnn karnn deerince deer katar. Oysa

rnein, bir hizmetinin emei, hibir eyin deerine deer eklemez (Smith,

2006:357-358). alma, zenginlik reten eydir ya da daha modern terimlerle ifade

edilirse, emek, retimin ana unsurudur, temel direidir. retici emek, deer reten

emei iaret ettiinden ve deerin de, var olmak iin, nesnelerin iine kesin olarak

dahil olmas gerektiinden, her ne kadar emek kavram birlemi olsa da, fark

edilecei gibi, bir dizi faaliyet kendini retici emekten dlanm bulur (Meda,

2004:66). Emein yararl olarak snflandrlabilmesi ve bylece de ulusun

20
zenginliine katkda bulanabilmesi iin, emekinin kendi gereksinmesini ve

ustasnn-ivereninin-kapitalistin krn, rettii nesnede cisimletirmesi gerekir.

Adam Smithin kavramsal emas iinde deer, bir nesnenin ierdii emekle

birlikte anlam kazanr. Her eyin gerek fiyat, yani elde etmek isteyen kii iin

gerekten pahas, o eyi edinmenin eziyeti ve zahmetidir. () Para ya da mal ile

satn alnan, emek ile satn alnmtr. () Emek her eyin ilk pahas, yani asl satn

alma bedeli olarak denmi akesidir. Kkeninde, btn dnya zenginlikleri, altn ve

gmle deil, emekle satn alnmtr (Smith, 2006:32). Yararl emek kategorisi ile

beraber dnldnde tartmaya yer brakmayacak ekilde Adam Smith, var olan

ve insan ihtiyalarna konu olan, kullanm deerine haiz her eyin, emein rn

olmas nedeniyle bir deer kazandn, deiime konu olduunu, deiim deeri

kazandn savlar. Kullanm deeri kiisel ve zneldir ve deiimin arkasnda yatan

nedendir. Oysa deiim deeri nesnel ve sosyal bir ilikiyi tanmlar. Kullanm deeri

deiim deerinin mmkn olmasn salarken onu dzenleyen bir etken deildir

(Dooley, 2005:127).

Adam Smithe gre mallarn deeri (deiim-deeri), toplumun ilk

aamalarnda, henz yeryznn mlk edinilmedii ve sermaye birikiminin olmad

dnemlerde, ierdikleri emek zaman oranna gre llr. Emek, yalnzca zaman

gibi deil zamann kendisidir; zaman onun hammaddesi, nihai oluturan olarak

kodlanr. Emein kendisi, son zmlemede, analiz izlendiinde bo bir erevedir,

homojen bir biimdir; bu sayede farkl metalar karlatrabilir klar (Meda,

2004:64):

21
Mal mevcudunun birikmesinden, topran benimsenmesinden

nce, topluluun o ilk emekleme durumunda, trl nesneleri

birbirleriyle dei etme yolunda bir kural salayabilecek tek artn, bu

eyleri elde etmek iin gerekli emek miktarlar arasndaki oran olduu

anlalyor. rnein avclardan oluan bir ulus ierisinde, bir

kunduzun ldrlmesi ok zaman, bir alageyiin ldrlmesi iin

gerekli emein iki katna mal oluyorsa, bir kunduz tabii olarak iki

alageyikle deiilecek ya da iki alageyik deerinde olacaktr (Smith,

2006: 51).

Adam Smith, bireylerin mlkiyeti ve denetimini ellerinde tutuklar retim

aralaryla (emein rnnn emekinin kendisine ait olduu durumda), ihtiyalarn

karlamak iin retim yaptklarnda emek-deer zdeliinde, deiim deeri

olarak adlandrd maln fiyatnn tamamen, o maln retiminde harcanan emek

tarafndan belirlendiini ifade eder. Bu durumda maln deerini yaratan emek,

rnn de sahibi olur. Bylece emek, zellikle metalara, dolaysyla mbadele

edilebilir nesnelere dnk bir faaliyet olarak anlalr ki, bu srele birlikte, emein

kendisi de bir mbadelenin merkezindeki meta nitelii kazanr (Meda, 2004:74).

Birikim sreciyle birlikte retim aralarnn zel mlkiyette toplanmaya balad

durumda, retim aralarna sahip snflarn gelirlerini de fiyat oluumuna dahil

ederken Smith, emek deer teorisinden maliyet teorisine gei yapar:

Bu durumda, emein tm rn, her zaman iin iinin olmaz.

ou kez, onun bunu kendisini altran mal mevcudu sahibi ile

22
blmesi gerekir. (). (p)ein olarak o iin cretlerinin verip

gerelerini salam bulunan mal mevcudunun kar iin, ayrca

fazladan bir miktara lzum olaca besbellidir. (). Bir lkenin

arazisi batanbaa zel mlk haline geldi mi, btn teki insanlar gibi

toprak sahipleri de, ekmediklerini bimeye baylr; topran doal

mahsul iin bile bir bedel isterler. Toprak orta mal iken, iiye

yalnzca devirmek skntsna mal olan ormandaki odun, tarladaki ot,

yeryznde kendiliinden biten btn yemiler, artk zerlerine

fazladan bir bedel binmi olarak onun eline ular () bu ksmn

pahas, toprak iin verilen rant vcuda getirir () (Smith, 2006:54).

Adam Smith, sermaye birikimi ve topran mlkiyetin konusu haline

gelmesiyle, bata vurgulam olduu emek deer teorisini revize ederek maliyet

teorisine ynelir. Adam Smith, deerin ada toplumlarda dzenlenmesi sz

konusu olduunda emek deer teorisini farkllatrarak yeniden ele alr. O, fiyatlarn

cretlere, ranta ve kra blnen retim maliyetlerine doru doal bir eilim iinde

olduunu dnr (Dooley, 2005:3). Bylece bir maln deiim deeri, sadece

zerinde harcand emein zamansal oranna gre deil onun eldesi iin yatrlan

mal mevcudu sermaye -, denmesi gereken rant ve emekinin gereksinmelerini

tekrar yerine koyacak gerekli maddelerin toplam miktarnca belirlenir. Deiim

deerini oluturan trl unsurlarn hepsinin gerek deeri, bunlardan her birinin satn

alabilecei ya da zerinde egemen olabilecei emek miktar ile lme tabi tutulur.

Emek, deiim deerinin hem emee dnen ksmnn deerini hem ranta ve kra

dnen ksmn deerini ler (Smith, 2006:54). Smith, mevzu bahis edilen dnyann

23
mlk edilmesinden sonra retimde kullanlan emei, metann sahip olduu deerin

zn oluturan unsur olarak grmez. Deerin ls meta retim koullarnda deil,

artk, mbadele edilme koullarnda aranmaldr. Smith, bir metann mbadele

deerinin gerek lsnn, normal olarak piyasada dier mallar fiilen satn

alma gcne gre ortaya konmas gerektiini syler. Smith aslnda, bir metann

gerek deerinin, piyasada mbadele edilebilecek emek miktar olduu sonucuna

varmtr. Smithin deer teorisine ilikin olarak yaanan sorunun kayna, satn

alnan emtiada cisimlemi emekten ziyade satn alnan emektir (Meek, 2009:113).

Dolaysyla, burada, birbiriyle paralel iki deer kuram grlr; retim maliyetine

gre hesaplanan ve retim sonucunda sahip olan mallar araclyla zerinde

hakimiyet salanabilecek emek miktarna gre belirlenen deer. Bu salnm, David

Ricardoca giderilmeye allacaktr deer teorisi sz konusu olduunda.

Herkes, yaam iin gerekli, elverili, hoa giden nesnelerden

yararlanabilmek zere bulabildii olanak lsnde, zengin ya da

yoksuldur. Ama iblm bir kez iyice yer etti mi, bu eylerin pek

azn insan kendi emei ile elde edebilir. Btn bunlarn en ounu

bakalarnn emeinden edinmesi; zerinde egemen olabilecei ya da

satn almaya gc yetecei emek miktarna gre, zengin ya da yoksul

olmas gerekir (Smith, 2006:31).

Fakat emek, her halkarda, ister retim maliyeti, ister emek deer kuram

olsun, artk ekonomik analizin merkezini istila etmi durumdadr. nk emek hem

24
fazlasyla somuttur, yani, z, aba ve zahmettir ayn zamanda toplumsal yaama

katlmn bedelidir hem de son derece soyut bir grnme, her eyin

karlatrlabilirlik aygt olarak, brnr (Meda, 2004:75). Smithin kaynaklk ettii

ikili devrimin kayna budur: Bir yandan, emek, artk bireyin zerklik aracdr;

dier yandan, insan faaliyetlerinin bir blm znesinden ayrlabilen ve

kiralanabilir ya da satlabilir olduundan onunla zorunlu birlik oluturmayan

niteliktedir (Meda, 2004:72).

Deiim, biraradal, insani iradenin ortaya konmasna gerek kalmadan, kendi

tatmini peinde komann yeterli olduu bir zeminden kurar. Milletlerin

Zenginliindeki bireyleri bir arada tutan, birletiren ilke, bireylerin ortak bir

saduyuya sahip olmalar deil, uluslarn zenginliinin kayna olan emektir. Emek,

antropolojik bir temel salar ve zenginliin yegne kayna olarak Smithin

yaptnda belirir (Tribe, 1981:141). Her bir birey, deiim vastasyla, blme

katlr bylece toplumsal zenginliin artna bilmeden dhil olur. Smith; kimsenin

iyi niyetine bal olmadan, insann insan zerinde g kullanmasna gerek kalmadan,

ihtiyalarn karlanmasn salayabilecek, dolaysyla znel, keyfi uygulamalar

dlayan bir kendiliinden dzen fikrinin kar konulamaz ekiciliini ve byle bir

dzenin kavramsallatrlmasnda kullanlan kiisel kar drts varsaymn iktisadi

dncenin kalk noktas haline getirmi olur (Bura, 2001:17). Yemeimizi

kasabn, biracnn yardmseverliinden dolay deil, onlarn kendi karlarn

gzetmeleri nedeniyle elde ederiz. Onlarn insancllklarna deil, bencilliklerine

sesleniriz. Ve her zaman, kendi ihtiyalarmzdan deil onlarn kazanlarndan sz

ederiz (Smith, 2006:16), veya daha nl bir paragraftan aktarlacak olunursa:

25
O almay, rn en byk deerde olacak biimde

ynetmekle de, yalnz kendi kazancn dnr; burada, birok halde

olduu gibi, grnmeyen bir el onu, hi aklndan gemeyen bir amac

gtmeye iter. Bunun aklndan gemeyii, toplum iin, her zaman, pek

yle kt olmaz. Kendi kar peinde komakla, toplum karn,

ou zaman, gerekten onu kollamaya niyet ettii zamandakine gre

daha etkin ekilde kollam olur (Smith, 2006:485).

Kendi kurallarna, eyleyicinin ihtiras ve tutkularna karn, ikin yasalarna

gre ileyen piyasalar sisteminde hkim olan deiim ilikileri de znde eitlik ve

zgrl ieren ilikilerdir. Dolaysyla, deiim ilikilerini belirleyen maddi kar

drtsnn temel davran ilkesi olarak kabul edilii, insann insan zerindeki

hkimiyetinin kalkt, ekonomi d zor kullanmna gerek kalmakszn ileyen bir

ekonomik sistem, temel deerlerini bu sistemin yanstt bir toplum idealine dayanr

Adam Smith dncesinin izlei takip edildiinde. Bylece Homo oeconomicusa

ulamak ok zor olmaz. (Bura, 2001:88).

Adam Smithle birlikte analizin merkezine, zenginliin kayna olan, emek

sarfnn gerekletii meta retim srecinin kendisi yerleir. retim sreci de

kmlatif bir ekilde, iblm nedeniyle, geliir:

blm sonucunda, ayn sayda adamn, i miktarnda

salayabildii bu byk art, ayr nedenden; birincisi, teker teker

her iide el yatknlnn artmasndan; ikincisi okluk bir iten

tekine geerken yitirilen vaktin tasarruf edilmesinden; sonuncu

26
olarak da, ii kolaylatrp ksaltan, bir adama biroklarnn iini

yapabilmek olanan veren ok sayda makinenin icat edilmi

olmasndan ileri gelir (Smith, 2006:9).

Adam Smith, imdiden, i blmyle artan retkenlik nedeniyle kendi

bamsz mekanizmasna sahip piyasa fikrine kap aralar ve devletin grevlerini, bu

sayede, l bir yap iinde evreler; ncelikle devletin: Hkmdarn, br

bamsz topluluklarna saldrsndan korumak (Smith, 2006:767) gibi bir grevi

vardr; ikinci grevi: topluluun her yesini, her baka yenin hakszla

uratmasndan ya da ezmesinden imkan lsnde korumak (Smith, 2006:788); son

olarak ise: byk bir toplulua ok faydal olmakla birlikte kar ya da birka kiinin

masrafn hibir zaman karmayacak, dolaysyla herhangi bir bireyin ya da az

sayda kurmas ya da bakmas umulmayacak trden kamu kurumlarnn ve

bayndrlk ilerinin kurulmas ve bakma devi bulunur (Smith, 2006:796). Baka

trl ifade edilirse, Smithe gre devlet nemli ilevi yerine getirmek zorundadr:

(i) toplumu, dier toplumlarn istila ve iddetinden korumas (ordu); (ii) toplumun

btn yelerinin dier btn yeleri tarafndan bask ve adaletsizlie tabi

tutulmasndan korumas (adalet); (iii) toplumun hibir yesinin stlenmeyecei

kamu hizmetlerinin srdrlmesi ve bu amala kamu kurumlarnn oluturmas

(kamu hizmetler) gerekmektedir. Bylece, Smith de politik iktisatlar gibi devlete

bir arda bulunur fakat bu arnn yepyeni, daha nceden fark edilmeyen, bir

taraf vardr. Devlet, yani siyasal alan, iktisadi alann iine szmamal, bu iki alan

bamszlk iinde bulunmaldr (Kse ve nc, 2004:103).

27
2. Ahlaki Duygular Kuramnda Emek Syleminin Karl

Smith ahlaki davranlar inceledii yaptnda, moral bir kuram ortaya koyar.

Ahlakn kaynan ve etkilerini inceler ve bu sayede z karn nasl sempati ve oto-

kontrol sayesinde iyi ve ahlakl davranlara yol atn gsterir (Tribe, 1999:622).

Ahlaki Duygular Kuram, sempati ilkesini gzlemci ve etkin kii (ajan) arasnda

sren toplumsal ilikinin temel varsaym olarak kabul eder. Bu sayede sosyal

varoluun karllk temelinde bir dayanma kurgusu iinde bulunduunu belirtir.

Sempati, Smith iin, davranlarn, sadece sonsal (a posteriori) olarak yarglanmas

anlamna gelmez ama daha nemlisi sempati insani davrann nsel (a apriori)

kouludur. Bylece Smith, yansz gzlemci tasavvuru ile otonom olarak eyleyen

ahlaki bireyin davranlarnn izleyecei gzergahn koordinatlarn, yararc felsefi

okulunun kar kutbunda, belirlemi olur. (Montes, 2003:85).

Burada (Ahlaki Duygular Kuram), Smith kendiliinden ileyen dzenin

belirleyici davran ilkesi olarak sempati kavramn ele alr. Sympathy tekinin

duygularna girerek tekinin gr asn benimsememi, tekiyle zdelememi

salayan yetidir (Ege, 2010:100). Yani, insanlarn bakalarnn ac ve sevinlerini

paylama, bakalarn kendi ac ve sevinlerine ortak etme eilimleridir. Ama bu

eilim kendini sevme ilikisi erevesinde aklayclk kazanr. nsan sosyal varlk

olduu, yani bakalar tarafndan baklan ve deerlendirilen, bu baklara ve

deerlendirmelere her eyden fazla nem veren bir varlk olduu iin, bu iki ilke

birbiri ile elimez. Yani kendini sevme ilkesi, bencillik ve gsteriilikle

zdelemez (Bura, 2001:97-98). Adam Smith iin insan kimse tarafndan vlmese

de, vgnn doal ve uygun nesnesi olmak ister ama ayn zamanda yalnzca

28
sulanmaktan deil sulanabilir olmaktan da holanmaz; kimse tarafndan

sulanmasa da, sulanmann doal ve uygun nesnesi olmaktan holanmaz. Bu

anlamyladr ki sempati, bencil bir ilke olarak anlalamaz. Birine sempati

duyduumuzda bu sempati bizim kendimizi sevmemizden kaynaklanr. nk ac

eken birini grdmzde, kendimizi onun yerine koyarak, onun konumundaym

gibi ac ektiimizi hissederiz. Bylece, her ne kadar, farkl konumlarda bulunsak da

ac eken insanla, sempati ilkesinin dolaymyla, ac ekenin durumunu tahayyl

ederek, kendimizi onun yerinde buluruz (Smith, 1969:465). Kendimizi bakasnn

yerine koymamz, bakasyla ayn konumda bulunduumuzda onunla ayn eyleri

duyumsayabilmemiz, sadece gerek bir ilikiyi ifade etmez bu durum tahayyl

(imagination) gcne sahip olmamzdan ve kendimizi sevmemizden kaynaklanr. Bu

sayededir ki, zayf ve mkl durumda bulunmamamza ramen, hayal ederek

bakasnn yerine kendimizi koyabiliriz (Smith, 1969:4-5).

Adam Smith, sempati ilkesi temelinde, genel bir sosyal karlkllk sistemi

sunar: buna gre, bakalar da bizim gibi davranrken, her birimiz birbirimizi

gzlemci olarak yarglarz. Toplum, davranlarmzn tekrarland bir aynadr ona

gre. Bylece, davranlarmz yansz bir gzlemcinin yarglarna gre analize tabi

tutularak yaplanr (Tribe, 1999:621). Dolaysyla, karmza imdi sempati

ilkesinden hareketle toplumsal dzenin yaplanaca ilikiler zinciri uzanr. Tekil

birey kendi iinde oullanarak, ahlaki dzenin ekillenebilecei zemini sunar.

Smith, moral kuramnda, her bir bireyi dierinin gzlemcisi haline getirir. Bir

yanda partial spectator, dier tarafta impartial spectator yer alr. Yanl

seyirci, tekini deil, tekiyle zdeleerek kendisini, kendi davranlarn

seyrederken; yanl seyircinin bu ediniminde tekinin yarglanmas deil, tekinin

29
gznden kendisinin yarglanmas sz konusudur. Yansz seyirci ise znenin

vicdann ilgilendirir ve yansz seyirci, znenin vicdannda yaad i

mahkemedir. Bu anlamda, benle teki ilikisine bakarak, sz konusu yansz

seyircinin nc boyutta yer ald, ncy temsil ettii sylenebilir (Ege,

2010:101).

Kendi davranm snamaya, davranm zerinde yargya

varmaya, davranm onaylamaya ve sulamaya altm zaman,

aka grlebilecei gibi, btn bu durumlarda, iki insana

blnrm: snayan ve yarglayan ben, teki benden, davran

snanan ve yarglanan kiilikten ayr bir kiilii temsil eder. Birincisi,

kendi davranma bakarak duygularna girmeye altm seyircidir,

kendimi bu seyircinin yerine koyarak, kendi davranmn bana, bu

zel gr asndan bakldnda nasl grneceini anlamaya

alrm. kincisi ise etkin kiilik, szcn tam anlamyla,

davranndan gzlemcinin karakterine brnerek fikir edinmeye

altm, kendi kendim diye adlandrdm kiidir. Birincisi yarg,

ikincisi yarglanandr. Ancak yarg yarglananla, her adan, bir

tutulmas, nedenin etkiye, her adan, bir tutulmas kadar olanakszdr.

(Smith, 1969:164; Ayrca bkz. Ege, 2010:101).

nsanlarn, bu moral yap iinde abalar ise, bulunduklar sosyal konumlarnn

gerektii gibi yaamay srdrerek ve bu konumu aarak bakalarnn, gzlemcilerin

gznde, onlara duyduu sempatiyi korumaya ve arttrmaya ynelir. nsanlarn,

30
kendilerine duyulan sempatiyi koruma ve arttrabilmeleri, ellerinde bulundurduklar

eylerin bakalar tarafndan istenilir bulunmalarndan kaynaklanr (Bura, 2001:99).

nsanln acmzdan ok sevincimize sempati duyma eilimi

tamas nedeniyledir ki zenginliklerimizi sergileyip yoksulluumuzu

saklarz. () (e)n ok insanln bu duygularn dnerek zenginlik

peinde koar, yoksulluktan kaarz. Zengin kii, zenginlikleriyle

gururlanr, nk onlarn doal olarak dnyann ilgisini zerine

ektiini ve insanln, durumunun avantajlarnca salanm btn iyi

duygularda ona elik etme eiliminde hisseder. Bu dnceyle gs

kabarp, iner ve bu yzden zenginliine duyduu ballk, zenginliin

ona salad btn dier avantajlar yznden duyduundan daha

fazladr. Bunun aksine yoksul kii ise, kendi yoksulluundan utanr.

Yoksulluunun onu ya dier insanlarn baklarndan gizlediini, ya

da kendisine bakan olursa, bakanlarn ektii sefalet ve znt

karsnda kardee duygular besleyemeyeceklerini hisseder (Smith,

1969:70-72; Ayrca bkz. Bura, 2001:94).

Smithgre, insanlarn, zenginlik ve rahatlk peinde komalar apak bir

yanlgdr. nsanlarn amalarla aralar birbirine kartrmalarndan ve edindikleri

sempatiyi yanl eylere balamaktan doan, bu yzden de onlar, yaamlarn ancak

oyuncaklar kadar deerli olan mallar elde etmek iin hayatlarn sarf etmeye,

harcamaya iten bir yanlgdr (Bura, 2001:99).

31
nsanln byk ynlar, zenginlik ve bykle hayranlk

duyanlar ve onlara tapanlardr ve daha arpc olarak grnen ey,

ou zaman btnyle dardan, hibir zel kar olmadan,

zenginlie ve bykle hayranlk duyan ve tapnanlar olmalardr

(Smith, 1969:84-85).

nsanlarn zenginlik peinde komalar, Adam Smith iin yozlama anlamna

gelse de, o bu durumun yine toplumsal yaamn srmesine engel olmadn belirtir:

Eer gerekli destek cmertlik ve kendi karn gzetmeyen

amalardan kaynaklanmasa, eer toplumun farkl yeleri arasnda

karlkl sevgi ve duygu birlii bulunmasa bile, toplum, daha az mutlu

ve katlanlabilir olur ama bu yzden zlp dalmaz. Toplum; farkl

insanlar arasnda, farkl tccarlar arasnda olduu gibi, karlkl sevgi

ve duygu birlii deil, yarar duygusundan tr srebilir ve hibir

insan hibir kurala uymasa da veya birbirlerine sayg ile balamasalar

da, eylerin ticari deiimiyle zerinde anlalan belirli bir deer

toplumun varln srdrmesini destekler. (). Toplum, belki,

konforsuz, iyilikten uzak olsa da varln srdrebilir () (Smith,

1969:124-125; Ayrca bkz. zveren, 2010:25).

Smith, insanlarn bencil yaratklar olduunu deil, insanlarn bencilliklerine

ramen herkesin kar dorultusunda ileyebilecek bir sistemin olabilirliini

32
gstermeye alyordu. Tutku ve kar gibi terimlerin yerine, Adam Smith, avantaj

ve kar gibi terimleri kullanarak insani davranlarn uyumlulaaca, karlkl

atmalarn keskin hatlarnn giderileceini gstermeye abalar. (Hirschman,

2008:39). 18. yzylda geerli olan bilim anlaynn somut gereklie deil,

evrensel yasalara verdii neme uygun bir biimde, kendiliinden dzen fikrini

merkez alarak, insan davranlaryla ilgili bir birletirici ilkeye ulamt. nsanlarn

gerekten bu ilkeyle tutarl bir biimde davranp davranmadklar nemli deildi.

nemli olan, ilkenin kendiliinden bir dzenin ileyiini aklayan evrensel bir

yasaya dntrlebilmesiydi (Bura, 2001:94).

Yoksulun olu, () kendi etrafna baktnda zenginlerin

koullarn takdir eder. () Kendini zenginlik ve byklk peinde

komaya adar. (). Bu ama sayesinde tm insanln amalarna

uyum salar, nefret ettiklerine dahi hizmet eder, kmsediklerine bile

yararlanmaya alr (Smith, 1969:259-260).

Zenginler rnlerin en gzel ve en lezzetlisini seerler. Ama

yoksullardan biraz fazla tketebilirler ancak, doal bencilliklerine ve

a gzlklerine ramen, zenginler; kendi rahatlklarn dnseler bile,

istihdam ettikleri binlerce iiden yalnzca yararlanmak niyetinde

olsalar da, () btn faydalandklar gelimeleri yoksullarla

paylarlar. Grnmez bir el onlar, onlar bunu bilmeden, niyet

etmeden toplumun yararna olacak ekilde, trn oalmasn

salayacak ekilde, eer toprak tm orda yaayanlara eit datlm

olsayd olabileceinden daha eite rnleri datmaya zorlar. Tanr

33
topra kk bir lord aznl arasnda bltrrken bundan payn

almayanlar da unutmamtr. Bu sonuncular da topran rnleri ile

mutlu olurlar. (Smith, 1969:264-265; Sarfati, 2010:207).

blm srecinde yaratlan iktisadi deer, bireyin, kendi karna uyumlu

olarak, isteini ve ihtiyacn yanstrken onun otonomisini ve kendi tutumunun

bamszl dolaysyla toplumun hareketinin yasalarna kendiliinden katlaca

mekanizmay salar. ktisadi dzeyde emein harcanmasyla elde edilen deer, bir

yandan bireyden bamszlarken dier yanda da onunla btnleir. Fakat bu srele

birlikte birey moral felsefenin dzenin iinde de bamszlar. Ahlaki Duygular

Kuramnda bireylerden toplumsala geii salayan ve beklenmeyen sonularn

hareket noktasn oluturan, hem bamsz moral bireye hareket alan aan hem de

onu toplumla btnletiren sempatiyken, Milletlerin Zenginliinde soyut emeki,

dkt aln teri ile sempatinin grd ayn ilevi grr (Sarfati, 2010:208).

Ahlaki Duygular Teorisinde, Smith insan duygularnn ve tutkularnn ok geni bir

yelpazesini ele alp, ama ayn zamanda insanolunun byk kalabal sz konusu

olduunda nde gelen insan drtlerinin insan kendi maddi durumunu iyiletirmeye

gtrdne olan inancn belirtir. Bylece her iki yaptn ilerledii gzergh akr.

nk iktisadi olmayan drtlerin tm iktisadi drtlere katlr ve kendi bamsz

varlklarn kaybedip iktisadi olanlar salamlatrr. Bu sayededir ki, Adam Smith,

Milletlerin Zenginliinde insan davranlarnn odakland zenginlemeye ulama

koullarn detayl biimde incelemeye tabi tutar (Hirschman, 2008:112).

Sempati kavram, bireyleraras ilikileri anlayabilmek iin devreye

sokulmaktadr. Sempatinin bu amala kullanlmas, toplumun kendi uyumunun,

34
herhangi bir maksatl eyleme gerek kalmadan salanabileceini gstermek

amacyladr. rnein adalet dahi, sempati ilkesince anlam kazanr, nk adalet

fikri, z karn insanln karyla uyumlu olduu srece gerekleir ve bylece

yerli yerine oturur. Sempatinin bu ekilde kavranmas, bireysel karlarn grnmez

bir el tarafndan ynetildiini ve toplumun belirli bir ahenkle ilediini ortaya

koyar. Toplumsal ahengi salayan mekanizma, farkl bireylerin karlarn, bu

bireylerin birbirlerine sempati duymaya eilimli olmalaryla iler. Grnmez el,

bireyler aras ilikileri genelin karna, toplumun dzenine, balar. Kendi kendine

ileyen sosyal bir dzen kavray eer Milletlerin Zenginliinde ve Ahlaki

Duygular Kuramnda merkezi bir yer igal ediyorsa, bu, sosyal dzenin bireylerinin

karlkl birbirlerine sempati besleyen bireylerden olutuunu ve moral bir

ekonomide koordine edildiklerini ifade eder. Grnmez el, blnm, ayr

bireylerin bir arada yaamalarna zemin tekil eden ilkedir (Tribe, 1981:139-140).

3. David Ricardo ve Emek Deer Kuram

David Ricardo, bu almaya konu olan kitabna, Ekonomi Politiin ve

Vergilendirmenin lkelerine, Adam Smithi alntlayarak onun kabulleri ile balar.

Ricardonun urann, Adam Smithe ortaya konan teorik hattn detaylandrlp,

tutarlla kavuturulmas abas olduu sylenebilir. Ricardo ncelikle, Smithin

sermayenin birikimi ve topran mlkiyeti dolaysyla emek deer kuramn revize

edip, emein hakimiyetini temel alan deer kuramlarna ynelmesiyle ortaya kan

salnmn stesinden gelmek iin, emek deer teorisinin ilk haline, deerin retim

maliyetine gre hesaplanmasna, geri dner (Sungur Savran Giri iinde, 2007:12):

35
Bir metann deerini ya da deitirilebilecei herhangi bir baka

metann miktarn; o metay retmek iin kullanlan emee denen

karln daha az ya da ok olmas deil, o metay retmek iin

gerekli olan emein greli miktar belirler (Ricardo, 2007:27).

Matalarn deiebilirlik deeri, bunlarn retimleri srasnda metalara

aktarlan emekle orantldr. Ama Ricardo iin metalar sadece emein rn

deillerdir, ayn zamanda bir metann retilmesi iin, birikmi emek olan

sermayenin, yani retim aralarnn kullanlmas gerekir. Her meta yararllk

nesnesidir ve belirli bir ihtiyac karlar ve bylece deiime konu olurken; onun

retilmesi iin belirli tipte emee ve retim aralarna ihtiya vardr. David Ricardo,

kullanlan retim aralarnn, birikmi emek, sermaye, olarak metalarn deerine,

Adam Smithin geyik ve kunduz rneini kullanarak eklendiini, savlar:

retilen metalarn deiebilirlik deeri bunlara retimleri

srasnda aktarlan emee orantldr; hem sadece dorudan retim

srasnda kullanlan emee deil; belli bir zgnl olan emei etkin

hale getirmek iin gerekli olan ara ve makinelerdeki emee de.

Hayvana daha fazla yaklama ya da atta daha isabetli olma

zorunluluu gibi nedenlerle, kunduzu ldrmek iin gereken silahn,

geyii ldrmek iin gereken silahtan ok daha fazla emekle

yaplabildiini varsayn; o takdirde bir kunduz doal olarak iki

geyikten daha deerli olacaktr; bunun nedeni tam da kunduzun

36
ldrlmesi iin toplamda daha fazla emek harcanm olmasndandr

(Ricardo, 2007:36-37).

Metalarn retimi iin gerekli emek miktar herhangi bir nedenle derse, izlei

devam ettirirsek, metalarn deeri de, retilmeleri iin daha az emein yeterli olmas

nedeniyle decektir. Buna karlk, emein cretindeki deiiklik, metalarn greli

deerinde hibir deiiklik yaratamaz; cretler artm olsa bile, sz konusu retim

dallarnda daha fazla miktarda emek gerekli olmayacak, yalnzca emee daha fazla

fiyat denmeye balanacaktr (Ricardo, 2007:40). Ricardo, oaltlabilen herhangi

bir maln fiyat ya da deerini maliyete sk skya balamtr; bu nedenle maliyet de

asgari tatmin salayan rettim koullarnda rne giren emee baldr. Ve emein

fiyat, dier tm metalarn fiyatlarn belirleyen yasalarla uyumlu bir biimde, iinin

iiliini devam ettirebilme maliyetine gre, iinin hayatn srdrebilmesi iin

gereken tketim maddelerine harcanan emek-zamanna baklarak hesaplanmaktadr.

Emek cretleri, kitlelerin denetimsiz reme etkisi gz nne alndnda, yaam

srdrmeye yetecek dzeyde dengelenir Ricardoda ve retim sonucunda elde edilen

ktdan elde edilen gelir toprak sahibine, rant olarak ya da, ok daha zgl bir

biimde, retici ya da kapitaliste gelir olarak geer. Dahas, olas bir baka seenek

de yoktur. Belki burada Ricardonun etkili tespiti tekrar edilebilir: Tm dier

szlemeler gibi, cretler de pazarn adil ve zgr rekabetine braklmal ve

yasamayla kesinlikle mdahale grmemelidir. Buras, fiyat ve kazanlarn

blmne ilikin dncelerin sonraki geliimi iin ayrm noktasyd (Galbraith,

2004:102).

37
Bununla birlikte, metalarn greli deerinin, bunlarn retiminde kullanlan

emek miktar tarafndan belirlenecei ilkesi; makine, sabit ve de dayankl sermaye

kullanm durumlarna gre de nemli deiikliklere urar. Bir urata kullanlan

toplam sermaye miktar ayn olmasna karn, sermayenin sabit ya da dner sermaye

bileimlerinin farkl olmas olanakldr. Bu bileim farkll ise, mallarn deerini

deitirmektedir (Gnaydn, 2009:262). Metann deeri, retim srasnda kullanlan

sermaye ve emek miktarna ve oranna gre belirlenir:

Emee yardmc olacak sermaye ve aletlere, makine ve binalara

aktarlan sermaye oranlar da, eitli bileimlerde olabilir. Metalarn

greli deerlerinin birbirlerinden farkl olmasna bu metalarn retimi

iin gereken emein az ya da ok olmas neden olmaktadr ama bunun

yan sra ileyen bir baka neden de vardr: Bu neden, sabit

sermayelerin dayankllnn farkl olmas ve iki sermayenin (sabit ve

dner) bir araya getirilmesindeki bileimlerin eitli olmasdr.

Metalarn greli deerinin farkl olmasnn gerisindeki bu ikinci

neden, emein deerinin artmasna ya da azalmasna yol amaktadr

(Ricardo, 2007:42).

Tm dier eyler gibi alnp satlan, miktar arttrlp

azaltlabilen emein de, bir doal bir de piyasa fiyat vardr. Emein

doal fiyat, emekilerin geinebilmeleri ve nesillerini herhangi bir

artma ve azalma olmakszn srdrebilmeleri iin gerekli olan fiyattr

(Ricardo, 2007:85).

38
Ricardonun analizini Adam Smithin emasndan ayran ey, David

Ricardonun deeri farkl bireyler arasnda cereyan eden eitler aras deiim ilikisi

olarak almak yerine, deeri cret, kr ve rant arasnda gerekleen bir iliki olarak

ele almasdr. Buradan hareketle de toprak sahibi, kapitalist ve ii arasnda

gerekleen blm ilikilerine gre deeri anlamlandrmasdr. Ve bylece

Ricardo, Adam Smithin deer teorisinin znel formu yerine, l birimi olarak

emek nosyonunu geirir (Tribe, 1981:149).

Ricardonun Klasik Ekonomi Politik iin nemi, emek deer teorisini tutarl bir

biimde ina etme yolunda kat ettii kararl mesafeden kaynaklanr. Bu abann

ehemmiyeti, yalnzca emek deer teorisinin deeri, insann doayla (toprakla,

makineyle vb.) bir ilikisi olarak deil, retim faaliyeti iindeki insanlar arasnda,

yani insanla insan arasnda bir iliki olarak kavramay mmkn klmasndan ve bu

mmknln emek dolaymyla anlalabilmesinin yollarn aabilmesinden

kaynaklanr.

4. Ara Deerlendirme: Klasik Ekonomi Politiin Vita Aktivas

Klasik Ekonomi Politik, siyasal dzen ile ekonomik alann birbirinden

bamszlatrabilmenin aralarn sunmas ve kendi kendine ileyen bir alan olarak

ekonomiyi toplumsal yaamn belirleyicisi duruma getirmesi lsnde ele alnr. Bu

durum ou iktisat kitab iin zellikle geerlidir (Bkz. Kazgan, 1980; Galbraith,

2004; Dooley, 2005). Halbuki Michel Foucaultnun yaptlar ile Adam Smith ve

39
David Ricardonun analizleri deerlendirildiinde olduka ilgin sonular ortaya

kabilmektedir. Bu deerlendirmeye Hannah Arendtin insani etkinlik anlay da

dhil edildiinde modern zamanlar kavranabilir klmak ve Klasik Ekonomi Politii

farkl bir gzle incelenmek mmkn olur.

Hannah Arendt Vita Activa terimini, kendi ifadeleriyle temel insani

etkinlii, emek, i ve eylemi ifade etmek amacyla nerir. Bunlardan emek,

bymesi, metabolizmas ve mukadder k, yaam sreci ierisinde emek

yoluyla ayn anda retilen ve beslenen hayati zorunluluklara bal, insan bedeninin

biyolojik [yaam] srecine karlk gelen bir etkinliktir. nsanlk emek

harcama/alma durumu hayatn kendisidir (Arendt, 1994:17-18). ise Arendtci

ifadelerle, emek gibi trn srekli yinelenen hayat dngsne katlmam ve doal

evrenin tmnden farkl, yapay bir eyler dnyas oluturabilen bir etkinliktir.

eylerin ve maddenin aracl olmadan, dorudan insanlar arasnda geen yegane

etkinlik olan eylem, insann oulluk durumuna, yeryznde nsann deil

insanlarn yaadklar ve bu dnyadan olduklar gereine karlk gelir (Arendt,

1994:17-18).

Emek, iradi karar ve anlamlar tayan srelerin alan dnda kalr ve sonsuz

bir ekilde, sadece yaamn kendisine uyan, otomatik bir ilerlemeyi ifade eder

(Arendt, 1994:148). Arendte gre, hem bir dizi tarihsel gelime hem de teorik

almalarn, Klasik Ekonomi Politik ve Marxizm, analizleriyle, modern toplumlarda

insani etkinliklerin en st basamana emek yerlemitir, bylece insani etkinlikler,

trn devamll erevesine, ekonomik retimin sonsuz dngsnn eperine

hapsolmutur:

40
Geriye doal bir g, btn insanlarn ve btn insani

etkinliklerin eit olarak kendisine boyun edikleri (dnce

srecinin kendisi bile doal bir sretir) ve eer bir amatan sz

edilebilirse yegne amac bir hayvan tr olarak insann bekasn

temin olan bizzat yaam srecinin gc kalmtr. Artk bireysel

yaam trn yaamyla ilintilendirmek iin insann yksek

melekelerinden hibiri gerekli deildir; bireysel yaam, yaam

srecinin bir paras haline gelmitir ve btn gereken kiinin

kendisinin ve ailesinin yaamn srdrmek iin almas, emek

harcamasdr (Arendt, 1994:437).

Arendtin yorumlaryla uyumlu bir ekilde, Klasik Ekonomi Politiin ncleri

ile birlikte, daha nceden n grlmeyen bir gelime meydana gelir. Artk bu

nclerle birlikte, sermaye, emek, retim, kr, toprak ve rant yeni bir form altnda,

retim ve blm ats altnda, teorik bir organizasyona tabi tutulur. Zenginlii,

retim ve blm ilikilerine balayan bu sylem ilk defa gndeme gelmektedir.

Bylece, sermaye, kr, rant gibi kategorileriler bu ekilde dzenlenmesi ekonomik

sylemi daha nceden var olmayan bir dzleme yerletirir (Tribe, 1978:116).

Dolaysyla ilk defa, insani zneyi politik, yasal bir sylemsel emadan ziyade retim

ve blm ilikilerinden tretilmi bir ekonomik zne eklinde kurgulamak

mmkn hale gelmitir. Byle tasavvur edilen zneler, sermaye, kr ve rant gibi

kavramlar ve ilikilerce yaplandrlan ekonomik bir alan igal ederler. Bu nedenle,

artk, zellikle Ricardodan balayarak, her bir snfn, toprak lordlar, iiler ve

kapitalistlerin karlarn, bunlarn bireysel var olularndan deil, kr, sermaye

41
birikimi ve cret gibi ilikilerinden karsamak olanakl hale gelir (Tribe, 1978:127).

Bu durum, insani zneyi kapal varllar olarak ele almay zorunlu klar. nk

Adam Smith rnei ele alndnda, o deerin kaynan, bireysel mbadele ve

retim inisiyatiflerinin grnmez bir el tarafndan yukardan kodland bir dzende

bulur. Oysa bu deerlerin oluumunu aklamaz, nk ne zaman bir kken ya da

kaynak aknla gnderilse o zaman nasl biletikleri aklanmas gereken bir sorun

olarak kalr. (). ktisatlar, zellikle Adam Smith ve David Ricardo, bireylerin

zerkliini, zgrlk ve bamszlklarn koruma adna onlar kapal varllar olarak

ele almaya zorunlu kaldlar. Ve tpk oradaki gibi, bireysel eylemleri sanki nceden

kurulu bir uyum ynlendiriyor olmalyd (Baker, 2009:137). Ulus Bakerin belirttii

kapal varlklarn, znelerin oluumu emein kazanm olduu ayrcalkl

konumdan kaynaklanmaktadr. Emein ayrcalkl bir konum elde etmesinin

kkeninde emekle deer arasnda kurulan zgl iliki bulunmaktadr.

Deerin emekle zdelemesi 16. yzyldan itibaren balar. XVI. yzylda,

Foucaultnun deerlendirmesine gre, maden (altn) ancak kendi de bir zenginlik

olduu iin bir iaret - zenginlikleri len bir iaret - olarak ortaya kabilmitir.

Madenin, zenginlii iaret edebilmesi onun damga niteliinden kaynaklanr. Ama bu

niteliin, yani, damga eklinde herkes tarafndan tannmasnn, insanlarca ortak bir

biimde anlalan bir imza olabilmesinin nedeni onun istikrarl bir varolua sahip

olmasdr (Foucault, 2001:245). Para (maden nitelii tayan altn vs.), zenginlikleri

lee tabi tutma gcn kendi zenginlik gerekliinden almaktadr (Foucault,

2001:246).

42
aretler, tanmlanabilmek iin kendi hesaplarna iaretlere

ihtiya gsteren benzerlikler tarafndan meydana getirilmekteydiler.

Burada, parasal iaret mbadele deerini ancak, kendi deerini dier

mallarn dzeni iinde tanmlayan bir maden kitlesinin zerinde

tanmlayabilir, kendini damga olarak ancak bu kitlenin zerinde

kurabilir (Foucault, 2001:249).

Bu yzylda, (16. yy) maden kendiliinden bir zenginlik iaretiydi. Madenin

gml nitelii ona gizli bir mevcudiyet kazandrrken; bu durum, madenin,

zenginliklerin grnr iareti ve bu ekilde de imzas olma niteliini pekitiriyordu.

Onun gml nitelii ve zenginliklerin damgas olmas olgusu, 16. yzylda madene

ikili bir nitelik kazandrd. Bir fiyata sahip olmas madenin edindii ilk nitelikti.

kinci olarak madene - sahip olduu damga niteliinden dolay - btn dier eylerin

deerinin kyaslanabilecei l olma vasf yklendi. l zellii sayesinde maden-

para her eyle mbadele edilebilme nitelii kazand. 16. ve 17. yzyl boyunca,

maden-para, Rnesansn ona ykledii l nitelii (l, ikame ve deerli olma

nitelii), devam ettirmekle birlikte artk parann en nemli zellii ikame nitelii

olarak grlmeye baland. Bylece, l ve ikame edilme zelliini parann deerli

olma olgusuna dayandran Rnesans dncesinin yerini, ikame edilebilirlii temel

kabul eden bir kavray ald. Parann l ve deerlilii mbadele edilebilirliine

baland (Foucault, 2001:253). Bylece, mbadelede rnlerin para tarafndan

temsili, deiim zinciri iinde var olanlarn batan deerle ykl olduklarn gsterdi.

Dolaysyla deerin iki trl anlalmasnn yolu ald. Bir yandan deer, mbadele

eyleminin iinde, verilen ve alnanlarn kesime noktasnda zmlenirken, dier

43
yandan da deer, mbadelenin temeli ve olabilirliinin koulu sayld (Foucault,

2001:275). Adam Smithin att adm ite bu sonuncusuydu. Deeri mbadelenin

zemini olarak ina etmesiydi.

Foucaultya gre Adam Smith emei ekonomik kavram olarak icat etmemitir;

Fakat onun yerini deitirmektedir: onun mbadele edilebilir

zenginliklerini zmleme ilevini daima muhafaza etmektedir; ancak

bu zmleme artk, mbadeleyi ihtiyaca (ve ticareti takasn ilkel

hareketine) indirgemenin basit bir modeli deildir; bu zmleme

indirgenemez, alamaz ve mutlak bir l birimi kefetmektedir.

Bylece, zenginlikler artk edeerliliklerin i dzeni, mbadele

edilecek nesnelerin karlatrlmas ve her birinin bir ihtiya nesnesini

(ve nihai zmlemede hepsinin en temsilisi olan gday) temsil etme

konusundaki kendine zg gcnn deerlendirilmesini ihdas

etmeyecekler; onlar gerekte retmi olan emek birimlerine gre

blneceklerdir. Zenginlikler her zaman, ilev gren temsili

unsurlardr: ama nihayette temsil ettikleri, artk arzu nesnesi deil de,

emektir (Foucault, 2001:315).

Emek, artk ekonomik sistemin tutamak noktas haline gelir. O mutlak bir

ldr: nesnel bir lm aleti gibi, insanlarn zevklerine veya itahlarna baml

deildir. Kendini dier nesnelere dardan dayatr ve bu nesnelerin zaman ve

zahmetidir. Adam Smithin zmlemesi, Foucaultnun savlamasna gre, nceki

dnce okullarna nazaran, esasl bir kopuu temsil etmektedir: mbadelenin

44
nedeni ile mbadele edilebilirliin lsn, mbadele edilenin doasyla onun

blmlenmesine olanak veren birimlerini birbirinden ayrmaktadr (Foucault,

2001:317). Mbadele, belirli bir ihtiyac karlamak amacyla yaplmaktadr ve bu

mbadele edilen eyler tam da ihtiya duyulan ve belirli bir yararll olan

nesnelerdir. Ama mbadelelerin dzeni, eylerin birbirleriyle deiebilirlikleri, ve bu

deiim ilikisi neticesinde ortaya kan mbadeleler hiyerarisi ve farkllklar, sz

konusu nesnelerin iinde yer alan emek birimleri tarafndan yaratlmlardr

(Foucault, 2001:317).

Arzu nesnelerinin edeerlilii artk baka nesnelerin ve baka

arzularn araclyla deil de, onlarla kkten bir ekilde trde

olmayan bir geile belirlenmektedir; eer zenginliklerin iinde bir

dzen varsa, u bunu satn alyorsa, eer altn gmn iki kat

ediyorsa, bunun nedeni artk insanlarn karlatrlabilir arzulara sahip

olmalar; bedenlerinde ayn al hissetmeleri veya hepsinin gnlnde

ayn isteklerin olmas deil, hepsinin zamana, zahmete, yorgunlua ve

snra vardnda da, bizatihi lme tabi klnm olmalardr

(Foucault, 2001:318).

Bylece, yeni ortaya kan siyasal iktisadn konusu, zenginliklerin mbadelesi

ve onu kuran temsillerin ileyii ve zmlenii deil de, zenginliklerin retimi yani

emek ve sermeyenin hareketi olacaktr. Smithten itibaren, Foucaultya gre, iktisat

zaman analiz eder; sz konusu olan kendi gereklerine gre byyen ve ikin

45
yasalarna gre gelien rgtlenen zamann zmlemesidir. Artk sermayenin

zamansal dngs ve retim rejimi temel mesele olacaktr (Foucault, 2001:319).

Fakat Adam Smithin analizinde iki farkl deer teorisinin yer almasnn

kkeninde hala temsile tannan ncelik bulunmaktadr. Adam Smith iin her mal

belli bir emei, her emek de belli bir mal miktarn temsil eder. nsanlarn faaliyeti ile

eylerin deeri, temsilin effafl iinde birbirleriyle iliki halindedirler. Oysa

Ricardonun emek zmlemesi, kavramn birliini krmakta ve iinin alnp

satlan bu gc, zahmeti, bu zamanyla, eylerin kkeninde yer alan bu faaliyeti

birbirlerinden ilk kez kkten bir ekilde ayrmaktadr. Demek ki artk, bir yanda

iilerin arz ettikleri, giriimcilerin kabul veya talep ettikleri ve bedeli cretle denen

emek gc; te yanda da maden karan, yiyecek reten, nesneleri imal eden, mallar

tayan ve bylece, ondan nce var olmayan ve olmakszn ortaya kmayacak olan

mbadele edilebilir deerleri biimlendiren emek gc olacaktr (Foucault,

2001:356).

Emek, madeni-parann zenginlikleri temsil ettii gibi, zenginliklerin varln

iaretleyen onlar temsil eden deildir. Emek, her deerin temelinde yatan deerdir

ve metalarn retimleri srasnda sarf edildii iin, eylerin deerinin saptanmasn

salar. Bu sayede deer bir damga, iaret olmaktan km ve bir rn halini almtr.

Klasik Ekonomi Politik sylemi iinde bunun en iyi kant, bir rnn deerinin

retimleri srasnda kullanlan emein zamansal biriminin artmasna paralel olarak

ykselmesidir. Ama emein bir mal olarak deiime tabi klnmasn en iyi

rnekleyen durum, cret artlarnn veya azallarnn rnlerin deerinde herhangi

bir etki meydana getirmemesidir (Foucault, 2001:357). Bunu ak eden Ricardonun

sistemidir. Mbadele edilebilirlik, Ricardodan itibaren emee dayandrlmtr ve

46
retim teorisi bundan sonra hep dolam teorisini nceleyecektir (Foucault,

2001:358).

Zenginlikler, bir tablo halinde datlmak ve buradan

hareketle bir edeerlilik sistemi kurmak yerine, zamansal bir zincir

halinde rgtlenmekte ve birikmektedirler: deerler,

zmlenmelerine izin verilen aralara gre deil de, onlar yaratan

retim koullarna gre belirlenmektedir ve daha da tede, bu koular

retimlerine uygulanan emek miktarlar tarafndan belirlenmektedir.

(). Ekonomi pozitiflii iinde, artk eanl bir farkllklar ve

zdelikler meknna deil de, ardk retimlerin zamanna baldr

(Foucault, 2001:359).

Klasik Ekonomi Politik, Adam Smith ve David Ricardo ve bir sonraki blmde

ele alnacak Marx nezdinde, belirli bir antropolojik kabuller araclyla, yeni bir

znenin oluumunun kanaln aar. ncelikle bu dnce pratiinde emek, insanlarn

topran kendiliinden verdikleriyle doyamayacak kadar kalabalklatklar,

yeryznn herkese yetmei gn ortaya kmtr. Kendilerine yeterli besin

bulamayan bazlar lmtr ve topra ilemeselerdi, dier birou da lecekti.

nsanlk artk tarihin her annda lm tehdidi altnda almaktadr. (). Bylece,

iktisad mmkn ve gerekli klan ey, srekli ve temelli nedret durumudur: bizatihi

kendi olarak hareketsiz ve kk paras hari ksr olan bu doann karsnda, insan

hayatn tehlikeye atmaktadr. ktisat ilkesini artk temsilin ileyiinin iinde deil de,

hayatn lmle boutuu u tehlikeli blgenin tarafnda bulmaktadr. (). Homo

47
oeconomicus, kendi ihtiyalarn ve onlar giderebilen nesneleri kendine temsil eden

deil de lmn kanlmazlndan kurtulmak iin hayatn geiren, tketen ve

kaybeden kiidir. O sonlu bir varlktr: () iktisat da Ricardodan itibaren az veya

ok ak bir ekilde, sonlulua somut biimler yklemeye abalayan bir

antropolojiye dayanmaktadr (Foucault, 2001:360-361). ktisat sonluluk ve kt

kaynaklarla dolaymlanan yeni bir znenin douuna yer hazrlamaktadr. Sonluluk

fikrinin zellikle nemli bir konum igal ettii, toprak rantn tartt blmleri

dnldnde, David Ricardo da bu durum aktr. Ricardonun ne srd

topraklarn giderek verimsizletii varsaym sonlulua somut biimler, anlamlar

yklemeye abalayan (kapal varlk olarak) insann, daha nceden olmayan bir

biimde, zne olarak tarih sahnesinde boy gstermesine vesile olur;

nsan, kendine zg varl, kendine temsiller sunma gcyle o

zamana kadar doal yerleim yeri olmu temsil etmeyi terk ederek,

hayatn, retimin ve dilin yasalarna gre eylerin derinliine ekilen

ve kendi ilerinde kapanan canllar, mbadele nesneleri ve kelimeler

tarafndan alm bir oyua yerlemektedir. Onlarn ortasnda, onlarn

meydana getirdii ember tarafndan sktrlan insan, onlar

tarafndan iaret edilmektedir (Foucault, 2001:437).

48
II. Karl Marxn Emek Deer Teorisi

Kitabmdaki en can alc noktalar unlar: 1) Kullanm-

deeri ya da deiim-deeriyle ifade ediliine gre emein

ikili nitelii 2) Art-deerin, kar, faiz, rant, vb. gibi zel

biimlerinden bamsz olarak tahlili (Marx ve Engels,

1995:225).

nsan ve hayvan topluluklar arasndaki en esas ayrm

hayvanlarn toplamas, insanlarn retmesidir. Bu tek ama

temel ayrm bile hayvan toplumlarna ilikin yasalarn insan

toplumlarna aktarlmasn dlar (Marx ve Engels, 1995:95)

1. Emek: nsanln Snmeyen Atei

Karl Marxn deer kuram ile emee tand konumu incelemeden nce, onun

Klasik Ekonomi Politie dair ifadelerini deerlendirmek, paralellikleri ve ayrmalar

ortaya koymak gerekli olabilir. Marxa gre ekonomi politik, emein zenginlik

kayna olduunu syler fakat Marx bu fikrin, bu biim altnda, olduu gibi kabul

edilemeyeceini, benimsenemeyeceini belirtir. Geim salayc niteliiyle emei

merkezi kavrama yapmak, bu kavramn sakatlandr. Bu durum Marxa gre

emein kapitalizm anda brnd yabanclam yndr. znde emek,

insann zgl etkinliidir; kiiliinin belirtisi ve yaamn zevkidir. retilmi nesne

insann bireyselliini da vurur, onun nesnel elle dokunulur uzantsdr. Emek

49
(alma) insanal gereksinmelerden domutur ve balangta, deiim var olmadan

nce, retim tastamam gereksinmeyi karlyordu. (). Demek ki emein nitelii,

metalar dnyasnn belirmesi ile deiti. Bu, yabanclam emein balangc oldu

(Bottigelli, 1993:50). Marxn btn yaptlarnda bu izlei grmek mmkndr:

Ekonomi politiin kendisinden yola karak, onun kendi

terimleri kullanarak, iinin meta, hem de en sefil meta dzeyine

drlm olduunu, iinin sefaletinin, onun retiminin erki ve

bykl ile ters orantl olduunu, rekabetin zorunlu sonucunun

sermayenin az sayda elde birikmesi, yleyse tekelin daha da korkun

bir yeniden kurulmas olduunu; son olarak kapitalist ile toprak sahibi

arasndaki ayrmn, kyl ile yapmevi iisi arasndaki ayrm gibi yok

olduunu ve tm toplumun iki snfa, mlk sahipleri snf ile mlk

sahibi olmayan iiler snfna blnmesi gerektiini gsterdik (Marx,

1993:138-139).

Marx alntda vurgulanan nedenlerle klasik ekonomi politii hedef alr. nk

o, iblm ile emein retken gcnn, toplumsal zenginliin artn saladn

grrken, iinin sefaletini fark etmez. Emek, sermaye artna yol ap, gnencin

ykselmesine vesile olurken, ayn zamanda giderek daha ok kapitaliste baml

duruma der. Bu ilerleme, Marxa gre iinin yoksullamas ve sefaleti pahasna

meydana gelir ki, Klasik Politik Ekonomi buna krdr (Marx, 1993:94-95).

50
Canl emek sermaye ile emeki arasndaki deiim

sermayeye katt ve alma sreci balar balamaz sermayeye ait

bir etkinlik olarak grld iin, toplumsal emein tm retken

gleri, sermayenin retken gleri olarak grnyor; tpk emein

genel toplumsal biiminin parada bir nesnenin zellii olarak

grnmesi gibi. Bylece toplumsal emein retken gc ve onun zel

biimleri, sermayenin, maddelemi emein, emein maddi <nesnel>

koullarnn retken gleri ve biimleri gibi grnr; sermaye bu

bamsz biimi kazandktan sonra canl emek karsnda kapitalistte

kiiselleir. Burada bir kez daha, daha nce para konusu zerinde

dururken fetiizm terimiyle adlandrdmz eyle, ilikinin tersyz

edilmesiyle kar karya bulunuyoruz (Marx, 1997:365).

Marx, bu nedenle, fetiist grnmn ardna bakmaya odaklanr. Ancak bunu

yaparken, Klasik Politik ktisadn emee verdii merkezi rol kabul eder. Marx,

Adam Smith ve David Ricardonun izleini srdrr. Onun deer kuramna gre

emek belirli bir kullanm deeri yaratcs ve yararl emek olarak, tm toplum

biimlerinden bamsz, insan varlnn bir kouludur. Emek, insan enerjisinin,

nceden belirlenmi bir tarzda, insani tasarm temelinde, verili doal ve toplumsal

koullar deitirmek veya kendisine uygun koullar yaratmak iin amaca ynelik

ekilde harcanmasdr. Bundan tr emek, toplumlar ve onlar kuatan evre

arasndaki metabolizmay dolaymlar ve dinamik bir iliki kurar (Saad-Filho,

2006:30). Emek, Marxn kabulne gre, insani varoluun biricik yaratcsdr.

Emek biim verilebilen canl bir atetir; emek eylerin oluumlar iindeki

51
geicilikleri, zamansallklardr (Marxtan aktaran: Elson, 2005:15). Emek, herhangi

bir toplumda, verili bir zamanda belli insanlar tarafndan belli biimlerde belli

mallarn retilmesinde toplumsal olarak sabitlenmesi veya nesnellemesi gereken

bir akkanlk, bir potansiyeldir. nsan emei, btn toplumsal formasyonlarda

gelimeyi ve evrimi salayan yegne tzdr (Elson, 2005:15). Hayvanlktan kn

anahtardr.

(i)nsan evrensel bir biimde retir; hayvan arasz fizik

gereksinme egemenlii altnda retir; oysa insan hatta fizik

gereksinmeden bamsz olarak bile retir ve ancak ondan bamsz

olduu zaman gerekten retir; hayvan sadece kendi kendini retir

oysa insan tm doay yeniden retir; hayvann rn dorudan

doruya kendi fizik bedeninin bir parasdr oysa insan kendi rn ile

zgrce kar karya gelir. (). nsan cinsil varlk [trsel varlk]

olduunun kantlarn demek ki tam da nesnel dnyay ileyip

gelitirme olgusunda gerekten vermeye balar. Bu retim onun etkin

cinsil yaamdr. Bu retim aracyla doa onun yapt ve gereklii

olarak grnr. almann (emein) amac demek ki insann cinsil

yaamnn nesnelemesidir: nk insan, bilinte olduu gibi, kendini

sadece entelektel bir biimde deil ama etkin bir biimde gerek bir

biimde ikiler ve bylece kendini yaratm olduu dnyada seyreder

(Marx, 1993:147).

52
Emein akkanlk ve potansiyel olarak kavranmas beraberinde insani geliim

ve evrimin kkenini emein hareketinde aramaya neden olur. Trsel varlk olarak

dnya zerinde eyleyen insann evriminin kkeni emee, emek sayesinde

gerekletirilen deiim ve dnmlere baldr.

(e)mek, yaamsal etkinlik, retken yaam, bunlar insana ancak

gereksinmenin, fizik varl koruma gereksinmesinin bir karlama

arac olarak grnrler. Ama retken yaam, cinsil yaamdr. Yaam

douran yaam. Yaamsal etkinli biimi, bir cinsin tm zln,

cinsil zln kapsar ve zgr, bilinli etkinlik, insann cinsil

zldr. Yaamn kendisi bile ancak geim arac olarak grnr.

Hayvan kendi yaamsal etkinlii ile dorudan doruya zdeleir.

Kendini ondan ayrmaz. O, bu etkinliktir. nsan kendi yaamsal

etkinliinin kendisini, kendi isten ve bilincinin nesnesi (konusu)

durumuna getirir. Onun bilinli bir yaamsal etkinlii vardr. Kendisi

ile dorudan doruya kaynat bir belirlenim deildir bu. Bilinli

yaamsal etkinlik insan, hayvann yaamsal etkinliinden dorudan

doruya ayrr. te o tastamam bundan ve sadece bundan tr cinsil

varlktr (Marx, 1993:146).

(e)vrensel tarih ad verilen eyin tm, insann insanal emek

tarafndan oluturulmasndan, doann insan iin oluundan baka bir

ey deildir; yleyse o, kendisinin kendisi tarafndan

oluturulmasnn, kendi doum srecinin ak ve rtlemez kantna

sahiptir (Marx, 1993:184).

53
Hegelin Grngbilimi ile onun sonal sonucunun - itici ve

yaratc ilke olarak olumsuzluun diyalektii bykl, demek ki

bir yandan Hegelin insann kendisi tarafndan retimini, bir sre

olarak nesnellemeyi nesnelsizleme olarak, yabanclama ve bu

yabanclamann kaldrlmas olarak kavramasna; demek ki emein

zn kavramasna ve gerek olduu iin doru, nesnel insan da

kendi z emeinin sonucu olarak tasarlamasna dayanr (Marx,

1993:220).

Grld zere, Marx iin, insani bir varlk ancak doay tasarlar ve

amalaryla ekillendirilebildii lde gndeme gelir. Doann insani olular

oulluunun iinde ayna grevi grmesi, insana insani yann gstermesi gerekir.

Elbette ki bunu salayabilecek ey de insan ve doa ilikisini dolaymlayacak olan

emek, emein sarf olan almadr.

Btn toplumsal balamlarn zerinde yer alan emek kategorisi, Marx iin,

farkl toplumsal yaplarda farkl formlara brnse de baki olan onun kullanm deeri

yaratc zelliidir. Kullanm deeri, verili bir rnn belirli bir ihtiyac karlamas

lsnde barndrd yararllk lsdr. Bu yararln koulu doa ile birlikte

emektir. Doa rnlerini herhangi bir insani efora gerek olmadan sunar ve bu

nedenle edilgen nitelii ile birlikte insan evrimi asndan sadece zemin tekil eder.

Oysa doann rnlerinin yannda kendi yaratlarn da hammaddeletirip aktif bir

ekilde kullanan emek, evrimin asl dinamiidir. Marxizm dneminin evrimsel

biyolojinin geliimine kout maymundan insana geii emein dnmne balar.

nsan cinsil [trsel] bir varlktr. (). Cinsil hayat, insanda olduu kadar hayvanda

54
da ilkin fizik bakmdan, insann (hayvan olarak) rgensel-olmayan doada yaamas

ve insan hayvana oranla ne kadar evrenselleirse, yaad rgensel-olmayan doa

alann da o kadar evrenselletii olgusuna dayanr. (). nsann evrensellii pratikte,

ilkin doann dolaymsz geim arac olmas lsnde olduu kadar, [ikinci olarak]

insann yaamsal etkinliinin maddesi, nesnesi ve aleti olmas lsnde de tm

doay kendi rgensel-olmayan bedeni durumuna getiren evrenselliin ta kendisinde

grnr. Doa, yani kendisi insan bedeni olamayan doa, insann rgensel-olmayan

bedenidir (Marx, 1993:145). nsan, daha nce de vurguland gibi, dier

varlklardan ayrt eden zellik onun doay bir alet antas olarak ele alp kendi

tasarlarna uygun ekilde doay yeniden kurgulayabilmesidir. Doann iinden

kp onu kendi eseri klmak insann evrenselliine, kendini toplumsallk ierisinde,

doann iinden karak organik olmayan bir beden iinde konumlandrmasna, giden

yoldur.

Emek sayesindedir ki, toplumsalln kaplar insanla alr. Toplumsallk

temelde insann insanla ilikisiyle anlamldr, fakat Marxn ilk yazlarndan itibaren

grld zere bu ancak insan emeinin kullanlmasyla, dahas, insann doada

kendi tasarmlarna uygun nesneler yaratmasyla mmkndr: (i)nsan, doa gerei

toplumcul ise, o geek doasn ancak toplum iinde gelitirecek ve doasnn gc

tekil bireyin gc ile deil ama toplumun gc ile llecektir (Marx, 2003:175).

nsan dnda dier canllarda doann sunduklarn kullanarak eitli yaratm

faaliyeti iinde bulunurlar fakat insan bunlardan ayran rnn tasarlayabilme,

nceden nasl yapabileceini dnebilme yeteneidir. Bylece daima bir tasarm

aktivitesiyle ileyen retim sreci yeniliklere ak olur ki insan d canllar byle bir

yenilikten uzaktrlar. Doa ile girdii bu iliki ile insan, emeini sarf ettii

55
almayla, bir yandan doay deitirerek insaniletirirken, dier yandan elde ettii

rnle dier inanlarla ilikiye girer ve e zamanl olarak da kendini, kendi tasarmlar

araclyla, gerekletirir. Emek ebedi dolaymlayc olarak toplumsalln eiini

insanolunun amasn salar. Emein sarf edilmesi, alma, bir dolaym arac

olarak tekil bedenleri birebirlerine balar. Ama alma ile toplumsallama aslnda

ezamanldr. Emein doa zerinde uygulamas insani oluumun temel dinamii ise

bu ayn zamanda toplumsallamay gerektirir. Varolu eiinin arlk merkezi

emektir. Emek ikili bir dnmn yaplanmasn salar: Bir yandan evrimin insani

bir beden de vcut bulmasn salarken, dier yandan bu evrimi toplumsal

gelimenin dngsne dhil eder. almann varl insandan doaya, insandan

insana ve insandan kendisine olmak zere ilikisellikleri koullar.

Varsayalm ki, insan-varlklar olarak retmekteyiz: Her birimiz

retim iinde kendimizi ikili olarak ortaya koyarz: Kendi ve teki. 1.

Ben kendi retimimde kendi bireyselliimi, tikelliimi

gerekletiririm; alrken, yaammn bireysel tezahrnden haz

alrm ve nesneyi seyrederken kendi kiiliimi, somut olarak

kavranabilir ve her trl kukudan muaf, gerek bir g olarak

tanmann kiisel hazzn bulurum. 2. Senin hazznda ya da benim

rnm senin kullanmanda, benim almam sayesinde insan

doasn gerekletirme ve gerektiinde onun iin zaruri bir baka

nesneyi salama eklindeki insani bir ihtiyac karlamaktan tinsel haz

alrm. 3. Seninle insan soyu arasnda arac olarak hizmet etmenin,

senin araclnla, senin varlnn bir tamamlaycs olarak kabul

56
edilmenin ve hissedilmenin, senin ruhunda olduu kadar senin

sevginde de kabul grm olmann bilincinde olurum. 4. Kiisel

tezahrlerim iinde senin yaamnn tezahrn yaratma, yani bireysel

faaliyetim iinde kendi gerek doam, insani toplumsallm

gerekletirmenin ve ortaya koymann sevincini duyarm, bizim

rnlerimiz, varlklarmzn birbirine doru yayld, ldad

aynalar olur (Marxtan aktaran: Bottigelli, 1993:52; Meda,

2004:105).

Bu Hegel tnl alntda aka insani bir varolu iin emein kurucu nitelii

gze arpmaktadr. Kendini ayrmsamann ve tekini tanmann, bireyler arasndaki

karlamann, bir araya gelilerin ve ayn zamanda doay deitirip dntrmenin

aracs olarak emee verilen konum kanlmaz bir ekilde, teorinin izi srldnde,

insann geliimini emee balar. nsan ne kadar, emek dolaymyla, kendi, teki ve

doa arasnda iliki kurar, o lde daha ok insanileir. Sadece emek, bu ilikilerin

insani temelde kurulmasna araclk edebilir.

nsanla doa arasnda, alma dolaymyla, kurulan ilikisellik, insann doaya

kendi rengini vermesi temelinde kurulur. Rengini verme doann insaniletirilmesi,

doann insan iinletirilmesidir. nsan ancak alarak var olabilir, yani ve Marx

burada Hegelci emay yeniden ele almaktadr yapay nesne yaratarak, kendi

eserlerini doal verilerinin yerine koyarak var olabilir. Bundan byle, tarihin sonu

artk kendi kendini bilen tin deil, doal olan her eyi insaniletirmi olan insandr.

Bu, Marxn doann insaniletirilmesi ya da insann doallatrlmas diye

57
adlandrd eydir (Meda, 2004:102). Bu durumda doa, emek nezdinde yeniden

kurgulanr, insani tasarmlarla dzenlenir, insani amalara gre ekillendirilir. Fark

edilecei gibi doa bir zemin tekil eder, o hem geliimin zemini hem de snr olur.

Onunla emek, daha iyi ifadelerle alma, dolaymyla karlaan insan geliimini

ancak bu temel zerinden gerekletirebilir; emek sayesinde doadan koparak, onu

kendinin klarak. Emek, bu minval zerinde kendinin olmayann, doann, giderek

daha fazla kendinin klmann arac haline gelirken, retkenlik, verimlilik ve

zenginlii artran bir tn kazanr. Nesnelliin (doann), znellie (insanileme)

dntrlmesi hep daha fazla enerjiyi ve abay gerektirir. Eriilen her znel boyut

arkasnda yeni bir nesnellie iaret eder, ulalacak yeni bir snr belirler. nsan

emekle, evriminin gerei, bu snrlarn tesine ulamaya abalayacaksa ve de snrlar

bitimsizse emek, insan yaamnn kendisini dolaymlaysan ebedi doal gereklilik

olmaya devam eder. (k)ulanmdeerinin yaratcs emek, yararl emektir, btn

toplum biimlerinden bamsz olarak, insanolunun varl iin zorunlu bir

kouldur; bu ezeli ve ebedi doal zorunluluk olmakszn insan ile doa arasnda

madde alverii ve dolaysyla da yaam olmazd (Marx, 1997:54). Grld

zere, Marx almay, somut bir edim olarak, doann dntrlmesi,

toplumsalln oluumu ve geliimi, insan evriminin ebedilii temelinde ele alr.

Emein, Marx tarafndan, somutluk iinde maddi dnm merkezinde

kavranmas, emei insanlarn gndelik almasna tabi klar ki bylece alma,

aletlerle, terle, ac ve keifle gerekleen gerek alma halini alr. alma insann

zdr, nk tarih bize insann ancak alma sayesinde insan olduunu

gstermektedir: (h)er trl insan varlnn, dolaysyla her trl tarihin ilk

nclnden, yani insanlarn tarihi yapabilmek iin yaamlarn srdrebilecek

58
durumda olmalar gerektii nclnden ie balamak zorundayz. Ama yaamak iin

her eyden nce imek, yemek, barnmak, giyinmek ve daha baz baka eyler

gerekir. Demek ki, ilk tarihsel eylem, bu gereksinmelerin karlayacak aralarn

retimi, maddi yaamn kendisinin retimidir ve bu, binlerce yl nce olduu gibi,

bugn de salt insanlar yaamlarn srdrebilsinler diye gnbegn, saatbesaat yerine

getirilmesi gereken tarihsel bir eylem, btn tarihin temel bir kouludur (Marx,

1999:53). Emein sarf edilmesiyle, almayla, tin maddi koullara balanr, tinin

eriebilecei ufuk, merkezinde emein kullanlmasyla gerekletirilen hareket ve

maddi dnm olgusunca belirlenir. alma bylece btn bir insan yaam

dngsnn merkezi momenti olarak insan eylem ve dncesinin snrlarn

belirleyen bir e eklinde anlamlandrlr. Tm bu sylenenlerin nda, maddi

moment olarak emek, toplumsalln zerinde var olaca, insanlar arasndaki

ilikilerin vcut bulaca temeli, kendi dolaymsal zellii sayesinde, gerekletirir.

Emek, insann kendisiyle olan, insanla doa ve insanla insan arasndaki

ilikileri dolaymlar ve bu nedenle artk toplumsal bir anlam kazanr. Bu mekanizma

sayesindedir ki emek, artk kendinden menkull ile deil toplumla, toplumsallkla

anlam kazanr. Marxn, kurgusu iinde saf toplumsallk olarak ifadelendirilir. Emek,

bundan byle, beni bana gsterme, benim toplumsallm gsterme ve dnyay

dntrme eklinde l zellie sahiptir. Demek ki, hakiki emek, en yksek

noktada, toplumsal bir ilikidir, toplumsal ilikinin hakikatidir; en azndan Marxn

dledii anlamda byledir (Meda, 2004:105). Demek ki, dlenen alma kavram,

bireyden doal veriye, bireyden tekilere, bireyden kendisine ynelik l bir

ilikinin merkezindedir. Emek artk doayla bir iliki deildir. Toplumsal ilikiden

baka bir ey deildir, katkszl iindeki toplumsal ilikidir. Marxn felsefenin

59
emek tasarm, bu tasarm alttan alta destekleyen toplumsal d aa karr:

Kendilerini birbirlerine sonsuza dek ifade edebilen zgr ve zerk bireylerden oluan

bir toplum d; bar iinde bir toplumsal dzene sahip olan ve temel ilikisi ifade

ilikisi olan bir toplum d (Meda, 2004:106).

Emein toplumsal iaret etmesi veriyken, emein hangi toplumsal formlara

brnecei farkl bir konudur. Emein rnnn bireysel veya kolektif temellk sz

konusu olabilir. Emein rnnn bireysel temellk, snfsal ayrmann ortaya

ktn, e deyile, toplumun toplam emek rnnn eitsiz daldn ve kimi

ellerde dierlerine gre daha fazla emek rnnn biriktiini, bunun sonucunda da

zenginliin bireyselletiini, emein kullanlmas ile emek rnne sahipliin

ayrtn gsterir. Daha batan ilerlemenin ve zenginlemenin kaynan, Marx,

emein verimliliine balayarak, toplumsal ayrmann yaand her durumda,

bireysel zenginliin emein retim srecinde boyunduruk altna alnmasyla veya

retim sreci sonunda kan rne el konulmasyla mmkn olacan varsayar.

Emek eer akkan ve bir potansiyel olarak kavranrsa, bu akkanln ve

potansiyelin sabitlenmesi zenginliin asli kouludur. Emek her halkarda, eer

zenginlik ve refahn nkoulu ise, sabitlenmesi gereken potansiyel bir gken, bu

sabitlemenin kendisi bireysel ellerde tekelleebilen bir forma brnebilecei gibi

toplumun btnn emein yaratt zenginlikten pay alabilecei bir forma da

brnebilir. Bu formlar verili retim biimlerinin ve ilikilerinin, insan iradesinden

bamsz, dzenleniine baldr. Marxn bu aamada analiz ettii, emein yaratt

zenginliin bireysel sahipliine dayanan dier formlara gre, kapitalizm ayrc

zelliinin ne olduudur. Kapitalist toplumsal retim sisteminin kendine zg

yapsnn aratrlmasyla, buradan kacak yasallklar ve yasalarn kendi

60
tarihsellikleri de gz nne alnarak, hem gemiin izi srlebilecek hem de

gelecein olas hareketi ortaya karlabilecektir. O nedenledir ki maymunun

anatomisi insan anatomisinden hareketle kavranabilirdir.

2. Soyut Emein Hkimiyeti

nsan emeinin kapitalizmde brnd biim anlalabilirse, Marx iin,

yaanlan zaman iindeki znelerin kimler olabilecei ortaya konabilir ama ayn

zamanda gelecein toplumsal yaplanmas da tahmin edilebilir hale gelir. Sorun hazr

reeteler sunmak deildir; karmak ve yaklak bir tarzdaki hkim eilim ve sonu

gelmeyen dalgalanmalarn asla anlalabilir olmayan bir ortalamas olarak hareket

eden genel yasallklar ortaya karmak ve sonuta bunu dnmn hizmetine

verme meselesidir. Bu nedenle Marx abasn, kapitalist toplumsal formasyonu

anlamaya vererek, toplumsal hayatnn ekillenmesinde merkezi rol oynayan emein

grnmlerini ortaya karmaya hasretmitir. nk insan emei, toplumun belli bir

tarihi aamaya geldiinde sahip olduu varsaylan son belirtilen kapasitesi

erevesinde, genelde servet yaratan ara haline gelir ve belli bir insana atfedilen

bir ba olma zellii sona erer (Meek, 2009:18). Emek; doa, kendi ve tekiyle

kurulan ilikiyi dolaymlayan ve bu haliyle pr ifade ekli iken, bireysel zenginliin

arac olarak kodlandnda tahakkm arac olmaktan teye gidemez. Artk emek,

insanlar arasndaki eitsizliin kayna ve srdrcsdr. Bu nedenle, emein

tarihsel olarak brnd tahakkme neden olan yaps anlalabilirse, emek yeniden

insani geliimin hizmetine sunulabilir ve toplumun btnnn refahn

61
salayabilecek bir araca dntrlebilir. Dolaysyla, kapitalizmi, bir bilim nesnesi

olarak ele almak sadece olan aklamak anlamna gelmez, gelecein kurulmasnn

ana hatlarn da imdiden grmemize vesile olur.

Bir toplumsal formasyonu anlamak iin nemli bir kriter, emein hangi

aralarla retim srecinde yer alp ne tr bir organizasyona tabi olduu ve bu srecin

sonucunda retilmi olan emek rnnn nasl bir forma brnd ve

paylalddr. Dolaysyla meta retimi ile karakterize kapitalizmi kavranabilir

klmak iin nce, emek rn olan metadan balanmal ve buradan emein

grnm ortaya karlmaldr. Meta, emein forma brnm ekli olarak, insan

abasnn dorudan rn ama ondan ayr bir varolua sahiptir. Marx kapitalizmde

emein maddilemi hali olan metann hkim bir form olduunu savlayarak analizine

balar. Emein bizzat kendisi deil de, belirli bir toplumsal ekilde (meta reten

ekonomi eklinde) rgtlenmi emek, metaya deer katar (Rubin, 2010:79). Her

toplumsal yaplanmann emei rgtleme ekli farkl ve benzemez olduundan,

emein ne ekilde rgtlenmeye tabi tutulduunun bilinmesi, verili yapnn yapsnn

zlmesini salar. Buradan hareketle de, yapnn yapsnn zlmesi dolaysyla,

eitli nedenlerle st rtlm olan emein toplumsal tahakkmnn aa

kartlabilecei varsaylmaktadr. Marxn tahakkmn ardna gizlendii pusu

datma giriiminin odanda emek deer teorisi bulunmaktadr. Emek deer teorisi,

metann ardna gizlemi toplumsal ilikiler rntsnn gizini aa kartarak,

sadece yorumlamakla kalmayan ancak deitirmeyi, dntrmeyi hedefleyenlerin

elinde teorik bir ara olabilecektir. Bireysel zenginleme zerine kurulu kapitalizmin,

kendine zg yanlarnn anlalmas, ona kar uygulanacak stratejilerin ne olacan

da gsterecektir. Emek eer kurucu bir gse, emein bir toplumsal rntde hangi

62
formlara girdiinin anlalmas, kimler tarafndan tand, verili toplumsal yapnn

dntrc znesinin kim ya da kimler olacann kavranmasna hizmet eder. O

nedenle emek deer teorisi dorudan zneleme srecinin odanda yer almaktadr.

Kapitalizmin emek odakl analize tabi tutulmas, eer bir zneleme srecinin

de balangcysa (nk analizden elde edilecek bilgi, analiz nesnesine mdahale

etmenin koul ve yollarn da analizciye verir) grnlerin ardndaki eitsizlikleri

grnr klar. Kapitalizmde bireysel zenginlik, Marxn savlamasna gre, herhangi

bir bask veya zorlayamaya gerek kalmadan dorudan retim srecinde, ekonomik

adan eitler arasndaki deiim dolaysyla, kapitalistlerin iinin emek-gcn

satn alp kendi amalar dorultusunda mal retiminde kullanmasndan ve bu

kullanma srecinde emek gcnn kendi deerinden daha fazla deer yaratabilme

yeteneinden kaynaklanr. Piyasada kar karya gelen aktrler, ekonomik adan

eittirler, biri sermayesini karsndakinin emek-gcn almak iin kullanrken,

dieri yaamsal gereklerini elde edebilmek iin emek-gcn belirli bir miktar para

karsnda satmaktadr. Dolaysyla dier eski snfsal ayrmann yaand

toplumlarn tersine kapitalizmde, emein zorla veya bask unsuruyla gasp sz

konusu deildir aksine sre ekonominin effaf ve eitliki yaps iinde

srmektedir. Marx, bu durumda, eitlik grnts altnda yatan bireysel zenginlik ve

snfsal ayrmann zeminine davet eder teoriyi, retim srecinde gerekleenlere

odaklanr.

Piyasa, tam bir eitlik dnyas olmaldr. Marx metalarn deiimiyle herhangi

bir zenginliin srekli olarak salanamayacan belirtir. nk metalar, ierisinde

cisimletirdikleri belirli bir tzn varl nedeniyle birbirlerine denktirler. Marx

metalarn piyasa karlkl deiiminin ancak belirli trde bir eitlik ierdikleri, belirli

63
bir lmn sonunca, bu lme paralel olarak deiebilirlik kazanacaklar

yorumunda bulunur. Deer olarak metalarn toplumsal tz, olduu haliyle emek

olmaz, nk emein ikili bir doas vardr; somut emek olarak niteliksel ve

saysallatrlamayan bir ynle birlikte soyut emek olarak niceliksel (saysal) bir yn.

Deer olarak metalar sadece niceliksel olarak farkllarlar, hepsi karlkl

deiebilirdir ve deiebilirliin olmas iin tzlerinin homojen ve bir olmas gerekir.

Dolaysyla deerin tznn soyut bir nitelik tad sonucuna varlr. Deer, tzsel

edeerler olarak metalar, soyut emein nesnellemi halleri olmaldr (Elson,

2005:34). Piyasann organizasyonunda metalar, birbirleriyle karlatklarnda ancak

iermi olabilecekleri niceliksellik sayesinde karlkl bir denklik silsilesi

kurabilirler. Her meta belirli bir ihtiyac karlamas asndan znel bir yn tar ki

bu durumda, yararllk sz konusu olduunda, lmden bahsedilemez. Her bireyin

deiimde elde ettii metadan salad yarar znel olmas dolaysyla llemez.

Yararllk zerine piyasa denklemi ina edilemez. Yararln ifadesi olma, kullanm

deeri, bu nedenle deiim ilikisinin temelini oluturmakla beraber (deiimin

olabilmesi iin karlkl talebin olmas gerekir) bir lnn ifadesi de olamaz. Dei

tokuta kullanlabilecek l deiim deeridir. Deiim deeri, piyasada kar

karya gelen her metann iinde, birbirleriyle kyaslanabilecekleri bir ortakln

olduunu imler. (b)u rnlerin her birinden artakalan eyi alalm: bu, her birinde,

ayn dsel bir gerekten, trde insan emeinin salt billurlamasndan, harcan

biimi ne olursa olsun, harcanm emek-gcnden ibarettir. Btn bu eyler, imdi

bize unu anlatyorlar: Bunlarn retimleri srasnda, insan emek-gc harcanmtr

ve bunlarda insan emei cisimlemitir. Hepsinde ortak olan bu toplumsal zn

kristalleri olarak bakldnda, bunlar deerdir, - meta deerdir (Marx, 1997:50).

64
llebilecek bir ortakln olmas sebebiyle piyasann denklemleri kurulabilirdir.

ncelikle bu ortakln z, btn metalarn emein donmu ekli olmas olgusudur.

Deiim deeri, metalarn retim srecinde, retimleri iin kullanlan donmu

(retim aralarnda sabit olarak bulunan) ve canl emek miktarnn zamansal

biriminin toplamdr, e deyile emek zamandr. Demek ki, herhangi bir nesnenin

deerinin bykln belirleyen ey, onun retimi iin toplumsal olarak gerekli

emek miktar ya da toplumsal olarak gerekli emek-zamandr (Marxtan aktaran:

Elson, 2005:18). Her bir meta, ierdii emek zaman miktar uyarnca yine belirli

miktar emek-zaman taycs olan dier metalarla deiim ilikisine girebilir.

Deiimin z olarak emek-zaman, metalarn edeerlik zincirinin oluumunda

temel ve ortak noktay oluturur. Her bir meta, retiminde kullanlan ve zaman

cinsinden llen emek miktarnca piyasann huzuruna kar.

Metalarda ierilen emek zaman, Marx iin, emein verimlilii ve kullanlan

retim teknolojisi uyarnca artp azalabiliyorken, her metann birbiriyle belirli

denklemler serisi oluturmas iirilen emek zamannn somut deil soyut bir grnm

kazanmasyla mmkndr. yleyse gryoruz ki, herhangi bir maln deerinin

bykln, toplumsal olarak gerekli-emek miktar ya da onun elde edilmesi iin

toplumsal bakmdan gerekli emek-zaman belirler (Marx, 1997:51). Bireysel her

emek tek tek bakldnda, her birinin harcad aba, rn elde ederken sarf ettii

emek miktar asndan karlatrlamazdr. (kullanm deerinden farkl olarak)

deer yaratan emek, soyut emektir yani eitli faaliyet trleri arasnda farkllklarn

soyutland retken emek (Meek, 2009:226). Ska kullanlan bir rnek

kullanlarak sylenirse, bir dokumacnn emei ile bir kunduracnn emei nitelik

asndan, farkllklar uyarnca llemezdir. Her bir retici niteliksel olarak farkl

65
emeklerini rnlerinde cisimletirirler. Dolaysyla, Marx iin, metann ierdii emek

zaman uyarnca alnp satlabildii sylemek yeterli ve aklayc deildir. Farkl

reticilerin farkl tip emeklerinin zaman bakmndan karlatrlabilirliklerinin

olmas arttr. lk dzeyde metalarn ortak z belirlenmitir imdi ise bu ortak zn

nasl olup da denklemde kendine eitlikler olarak yer bulduunun kavranmas gerekir

ki burada devreye soyut emek girer. Soyut emek, basite, dorudan art deer

retiminde kullanlan cretli iiler tarafndan harcanan emek olarak tanmlanabilir

(Saad-Filho, 2006:30-31).

Soyut emek; bir toplumda herkeste eit dzeyde bulunduu varsaylan,

toplumun her bir bireyinde potansiyel olarak bulunduu dnlen ve bir metann

retilebilmesi iin gereken toplumsal emei ifade eder. Her emek, Marxa gre,

belirli trde ve belirli amaca ynelmi retken faaliyet ve bylece de yararl ve somut

emekken; her emek eylemi, saf anlamda emek gcnn harcanmas, saf ve yaln

insan emeinin harcanmas biiminde ele alnrsa, deer yaratr ki deer yaratc

zelliiyle insani emek gc soyut nitelik kazanr. (D)eeri belirleyen emek-

zaman, bireysel olarak deil, toplumsal olarak belirlenir ve meta deerleri, her bir

meta trn retmek iin gerekli soyut emek zaman tarafndan ifade edilir. ().

(A)yn kullanm deerlerine sahip metalar, bireysel retim koullar ne olursa olsun

ayn deere sahiptirler. (). ()retim srasnda hem emek hem girdiler ktya

dntrlr. (). (M)eta deerleri, ksmen kendi retimleri srasnda yaratlr,

ksmen de toplumsal olarak gerekli retim aralarnn deeri tarafndan belirlenir

(Saad-Filho, 2006:113). Soyut emek, deiim sreci ierinde gerek bir varla

sahiptir ve bu ynyle emek srecindeki meta ilikileri araclyla trde olmayan

emekleri ortak zaman boyutuna indirgemenin bir yoludur. Deer yaratan emein

66
zgl niteliini ortaya koyan, ancak farkl trden metalar arasndaki edeer

ifadesidir ve bunu, farkl trden metalarda somutlaan eitli emekleri, ortak

nitelikleri olan soyut insan emeine fiilen indirgemek suretiyle yapar. (). Akkan

halindeki insan emek-gc ya da insan emei deer yaratr, ama kendisi deer

deildir. Ancak, bir nesne biiminde somutlat zaman, donmu durumunda iken

deer halini alr (Marx, 1997:62). Deiim yoluyla, metalarn karlkl iliki iine

girmesi ve piyasann varlyla, trde olmayan somut emeklerin soyut ve trde hale

gelmesi ve zel emein toplumsal emek olarak belirmesi mmkn olur. Toplumsal

emek-zaman, metalarda gizli biimde vardr ve ancak deiim ilikisine

girdiklerinde grnr hale gelir. Hareket noktas, toplumsal emek olarak ele alnan

bireysel emekler deil, tam tersine bireylerin zel emekleridir. (). Evrensel

toplumsal emek, nceden hazr olan bir n koul deil, ortaya kan bir sonutur

(Marxtan aktaran: Elson, 2005:20). Soyut emek kavram, sadece niceliksel ve somut

olarak farkllatrlm olan insan emeinin ierdii benzerlii ve birlii ifade eden

bir kavramdr. Soyut emek kavram dikkati daha ziyade ne tr bir i yaplyor olursa

olsun btn ilerin zaman ve enerji gerektii olgusuna eker. Her iki kavramda

(toplumsal ve soyut emek kavramlar) emei kolektif balamda ele alr ve emek-

gcnn kullanlmasnn herhangi bir belli biiminin yaltlm ve kendi kendini

yeniden reten bir etkinlik deil, ancak toplumsal abann bir paras olduunu ileri

srer. Soyut emek kavramnn, toplumsal emek kavramna yapt katk nicelik

fikridir, bylece emek sadece kolektif bir abann paras olarak deil, ayn zamanda

niceliksel olarak belli bir btnn belirli bir paras olarak alglanr (Elson, 2005:28).

Bu nedenle soyut emek deiim iinde var klnrken, meta ekonomisi olarak

adlandrlabilecek kapitalizmin hkim emek biimi de soyut emek olarak kodlanr.

67
Marxn iddias, soyut emein kapitalist toplumsal ilikilerin bir rn olduu deil,

kapitalist toplumsal ilikilerin soyut emein dier emek biimleri zerindeki

egemenlii tarafndan belirlenmesidir (Elson, 2005:29). Her eyin meta biimine

brnd kapitalizmde deiimin mmkn olabilmesinin koulu soyut emein,

somut emek zerinde, baka trl sylenirse, deiim deerinin kullanm deeri

zerinde kurduu hkimiyettir. Emek her zaman hem soyut ve somut hem de

toplumsal ve zel niteliklere sahiptir. Marx, Elsonun da belirttii zere, belirli bir

emek biimini emein bu drt farkl niteliinin bir tortusu olarak varsayar. Belirli bir

toplum biimine zg olan ey, sadece emein bu drt niteliinin birbiriyle kurduu

iliki ve tortulam biimler iinde nasl temsil edildiidir.

Marx, kapitalist toplumda emein soyut niteliinin hkim hale geldii

sonucuna ular. Emein toplumsal karakteri, ncelikle emein soyut nitelii yoluyla

kurulur (Elson, 2005:28). Bylece her ey, retiminde kullanlan somut emein

izinden kurtularak bamsz bir ruh kazanr ki, Marxn kavramsallatrmasyla, bu

soyut emein soluudur. Emek rnleri, sadece emein soyut ynnn nesnellemi

halleri olduklar mddete birbirleriyle llebilirdirler (Elson, 2005:21). Soyut

emein varl ile toplumsal olarak harcanan emek, deiimin egemenlii altna girer

ve bireylerin almasnn balca nedeni bireysel zenginlik olur. Kapitalizm bu

nedenle soyut emein, dier emek tipleri zerindeki hkimiyeti ile karakterizedir.

()rnler daha bandan meta olarak doarlar ve soyut emek, mantksal olarak

somut emek zerinde egemenlik kurar (Saad-Filho, 2006:78). Emek bir yandan

verimlilik temelinde zenginlie ulamann yolu olarak kutsanrken dier yandan

bireysel ieriinden soyutlanarak ve emein bireysel sarf yok saylarak deiim

ilikisi iinde karlnda gelir elde edilen bir meta olarak anlalr. Emein

68
kapitaliste zgrce satl, bu anlamyla iinin gelir elde etmesi iin ilk adm

oluturmaktadr. Emek, Marksa, kapitalizmde cretli zgr emek olarak tespit

edilir.

Marxa gre kapitalist toplumlarda emek, cretli emek halindedir - emein

toplumsal biimi cretli emektir. rnler, dier zenginlikler ve toplumsal ilikiler

meta biimi alrlar. Bu toplumda emek esas olarak soyuttur ve deiim-deeri

ilikisinin ifade tarzdr. Daha ak ifadelerle: Kapitalizm iileri bir araya getirerek

artan saylar halinde iyerlerine doldurur; buralarda, onlarn emei kolektif emektir.

Bin tane dier iiyle birlikte fabrikada altrlan bir iinin almas, hibir

biimde zel ya da bireysel olarak tanmlanamaz. (...). Kapitalist retim, dorudan

toplumsal, bilinli olarak ynetilen ve denetlenen, ortak ve ibirliine dayanan emei

ierir ii snfnn ortak ve ibirliine dayanan gc, sermayenin otoritesi altna

girmi ve ona tabi olmutur. zel olan, retim srecinde kullanlan emek deil,

retim srecinin sonu olan metadr (Weekten aktaran: Saad-Filho, 2006:62). Bu

nedenle deeri belirleyen emek-zaman, kapitalist retimde bireysel olarak deil,

toplumsal olarak belirlenir ve meta deerleri, her bir meta trn retmek iin

gerekli soyut emek zaman tarafndan ifade edilir. Bylece deerin ve fiyatlarn

belirlenmesi mmkn hale gelir. Deer ve fiyatn belirlenmesi, aamada olur; 1)

Emein normlatrlmas kompleks emein basit emee indirgenmesi, 2)

Senkronizasyon, yeniden retim deerlerinin belirlenmesi, deer transferleri ve

teknik deiimin belirlenmesi ve 3) Homojenletirme; deerin metal para ile ifade

edilmesi (Saad-Filho, 2006:110). lk sre farkl tipte emeklerin, ortak bir emek

trne yaln/basit - indirgenerek, aralarnda kyas yaplabilecek bir saysalla tabi

tutulmasn ierir. Bylece birbirlerinden nitelike farkl olan emek sreleri arasnda

69
karlatrma yapmay salayacak ortak bir zemin bulunmu olur. Daha sonra bu

emek srelerinin, gemite veya farkl retim teknolojileriyle retilmi olan metalar

nezdinde ezamanlatrlmas, zamansal uyumsuzluklarnn giderilmesi yani

senkronizasyonun salanmas gerekir. Son olarak da, deiim sreci ierinde, sarf

edilen emek gcnn parasal deerlerin bulunmasyla btn emek trlerinin

homojenletirilmesi gelir. Marxn emek deer teorisi, deiim ve piyasa srecinin

n koulu olarak herhangi bir nsel nokta veya sre belirlemez, e zamanl yolaklar

sz konusudur. Somut emekten, soyuta gei ve parasal ifadelendirme (daha dorusu

evrensel bir edeer ile temsil edilme mekanizmalar), btnlk ierisinde, ardardalk

eklinde deil, biraradalk ve e srelilikle anlalmaldr.

Emek deer teorisi, zenginliin tek yaratcsnn emek olduu n kabul ile

balayarak, emein rnnn, retim srecinden deiim srecine nasl aktarldn

kavramaya alr. Birbirini tamamlayan iki sre sz konusudur: bir yandan emek

ve zenginlik arasnda dorudan iliki kurulurken, dier yandan da yine deiim ve

piyasa sreci takip edilerek elde edilen zenginliin retim esnasnda emein sarf ile

meydana geldii ispatlanmaya allr. Dncenin oda emein n koul olduu

srelerin e zamanllk iinde incelenmesiyle ancak kapitalizm bir btn olarak

kavranabilir olur.

3. Ara Deerlendirme

Emek, daima sarf edilmesinden daha fazla deerler yaratr ve bu nedenle

geliimin tek esidir. Marxn emek deer teorisi kesinlikle sadece fiyatlar

70
aklamaya ynelik bir teori deildir, aksine onun asl konusu emektir. Marxn

amac fiyatlarn mevcut haliyle nasl ortaya ktn emek araclyla aklamak

deil, emein ald biimleri neden aldn ve bunlarn politik sonularnn ne

olduunu anlamaya almaktr (Elson, 2005:12). Dolaysyla emek deer teorisinin,

bir znellik teorisini iinde barndrd rahatlkla ne srlebilir. Emek srecinde

kimlerin bulunduunun bilinmesi, zenginliin kimler tarafndan retildiinin aa

kartlmas teorinin pratie alan ynn iaret eder. Kurucu g olarak tespit

edilen emek, btn toplumlarda eer geliimin tek kayna ise (ki bu bugnn

toplumu iinde geerlidir) buradan hareketle siyasal stratejinin ayaklar ina

edilebilir.

Marx iin emek-deer kuram, emekiyi kapitalist retim ilikilerini sona

erdirmeye yetenekli duruma getirecek, ama ykml de klacak, maddi koullarn

nasl yaratld saptanmay salar. (Marx ve Engels, 2010:22). Emek-deer kuram,

bugnk eitsizlikleri ortaya karmay ve neticede toplumsal devrim iin gerekli

aralar salamay hedeflemektedir. Emek-deer kuram piyasa fiyatlarnn nasl

olutuunu serimleme giriimiyken bunun yannda kapitalizmde snf ilikilerini,

yabanclamay ve yoksullamay ama ayn zamanda kapitalist toplumun hareket

yasasn aklamay da grev edinir (Caffentzis, 2005:90). Emek-deer sylemi

kapitalist toplumda smry grnr klmaktadr (Madra, 2007:10). Bu sylem

dier bir yandan emekilerin kendilerini kapitalist retim ilikilerini dntrmeye

muktedir olduklarna dair bir anlat sunar. Dahas eer emek, deerli ve yaratc bir

gse bu emekilerin kapitalist retim ilikilerinin tesinde yeni ilikiler

kurabileceklerini de gsterir (Caffentzis, 2005:94).

71
Emek deer teorisinin imledii bir dier nokta da, kapitalizmin geliimine

kout olarak emek verimliliinin giderek nem kazanmasyla emek syleminin

ykseliidir. Zenginliin, daha verimli bedenlerle mmkn olduunun tasarlanmas,

emein tek yaratc kudret olarak kavranmasna giden kanal aar. Ekonomik

ilerlemenin koordinatlar emein istihdam edildii fabrikalardan, sanayiden geince,

bu potansiyelin verimli klnabilmesi iin daha ok aba harcanmas kanlmaz olur.

Emein modern toplumda kazanm olduu merkezi konum, eitli yorumlara konu

olurken, Marxn yeri bu sylemsel dzlemin hem iinde hem de kar kutbundadr.

Emei, klasik ekonomi politiin anlamlandrmasndan daha derin bir merkezden,

onun ontolojik statsnden hareketle analiz ederken Marx, bir yandan da emein

zenginliin tek kayna olarak kavranmas geleneini, Michel Foucaultnun bir

nceki blmde ele alnan grleri de dnldnde, srdrr. Marx, emei,

toplumsaln hem kurucusu hem de ilerlemenin tek kayna olarak grp buradan

hareketle zneyi ina ederken emee dair olumlu teorik bir ereve gelitirir, beri

yandan emek, kayna olduu zenginliin bireysel tahakkm nedeniyle, almann

zincirlerine sktrld iin de eletirel bir tutum sergiler.

Michel Foucault, emek sylemini tamamen baka ekilde deerlendirmektedir.

Foucault emein insann somut z ya da insan varoluunun somut biimi olduuna

inanmamaktadr. Ona gre, insanlar alabilir hale getirebilmek, onlar altklar

retim aygtna balamak iin bir dizi karmak ilem gerekir. nsann znn

alma olabilmesi, Foucault iin, ancak siyasi bir iktidarn ilemiyle mmkndr.

almann kra, insanlarn bedenlerinin ve zamanlarnn da almaya

balanabilmesi belirli teknikler btnn gerektirir. Bunun fiili hale gelmesi,

Foucaultya gre, mikro-iktidarlarn varlyla olabilir. nsanlarn retim aygtna

72
balanmas ve emeki olabilmesi mikroskobik, klcal siyasi bir iktidar rgsnn

rndr. Foucault, insan retici klnmasyla elde edilen art-deerin mikro-iktidar

olmadan gerekletirilemeyeceini vurgular. Foucault; bu mikro-iktidarlarn daha alt

dzeye yerlemi kk kurumlar btn olduunu belirterek, urann art-deeri

mmkn klan mikro-iktidarlar analiz etmek olduunu belirtir (Foucault,

2005b:253).

Batda sermaye birikiminin ve art-deerin gereklemesinin ardnda ince

hesapl bir iktidar teknolojisi bulunmaktadr. Foucault, sermaye birikimi ve nfusun

siyasal teknolojinin hedefi ve amac haline gelmesi gibi iki srecin birbirinden

ayrlamayacan belirtir. nsanlar besleyecek ve onlardan yararlanacak retim

aralarnn gelimesiyle nfusun oalmasyla ortaya kan sorunlar zme

kavuturulabilmitir. Bunun yannda nfusu yararl klan teknikler de sermaye

birikimine ivme kazandrmtr. retim aygtndaki ilerlemelerle disiplin ve iblm

usullerindeki gelimeler arasnda koutluk bulunmaktadr. Bu sreler birbirlerini

mmkn ve gerekli klmtr. Kapitalist bir ekonominin gelimesi; genel formlleri,

glerin ve bedenlerin tabi klnma usulleri, tek kelimeyle siyasal anatominin

siyasal rejimler, ok eitli aygtlar ve kurumlar boyunca devreye sokulabildii

disiplinsel iktidarn kendine zg tarzn davet etmitir (Foucault, 2006:323-324).

Art-deerin ve sermaye birikiminin koulu olan mikro-iktidarlar oluurken ve

ilerken bir dizi bilginin domasna yol am, insan bilimleri denen eyin ve bilgi

nesnesinin ortaya kmasn mmkn klmtr. Kapitalist retim ilikilerinin var

olabilmesi iin, Foucaultya gre, iktisadi belirlenimler dnda, belirli iktidar

ilikileri ve bilgi biiminin olmas gerekir (Foucault, 2005b:253-254). Emek

syleminin ykselmesi ve insan bilimlerinin douu, insanlar disiplin aygtna

73
balayan iktidar teknolojileriyle uyumlu bir srecin sonucudur. Bu srecin

belirginletirilebilmesi iktidar teknolojilerinin ve bilgi formlarnn anlalmasna

baldr. Ynetimsellik erevesindeki biyopolitik analiz bylesi bir perspektife

yerlemeyi salar. Bylece emek syleminin ykseliinin nasl nfusun retken

klnmasna dnk bir dizi iktidar teknolojisine bal olduu aa kar.

74
KNC BLM

EKONOM POLTK VERSUS BYOPOLTKA

I. Siyasaln Geri ekilmesi

Biyopolitik paradigma, yaam ile iktidar arasnda iliki kurmakla siyasal olann

doasna ulamann ancak, en azndan gnmz toplumlar iin, bu paradigmann

iinden gemekle mmkn olduunu savlar. Siyasal olan yaamla iktidar arasndaki

karlamann bir trevidir. zellikle, ilerde dncesi ele alnacak olan, Giorgio

Agambene gre siyasal bir uzam hayatn dzenlenmesiyle ilgilidir ve herhangi bir

siyasal kurgunun z daima yaamdr. Bu kavrayn eitli muarzlarnn

dnceleri, tez almann nc blmnn konusunu olutururken, imdi

biyopolitikay siyasaln geri ekilii olarak yorumlayan ve onu, modernizmin ortaya

koyduu projenin antitezi eklinde eletiriye tabi tutan Agnes Heller ve Ferenc

Feherin tutumlar serimlenmeye allacaktr.

1. Beden Politikasnn tesi: Modernite vs Biyopolitika


Agnes Heller ve Ferenc Feher

Heller ve Feherin biyopolitika eletirilerinin arka plannda Hannah Arendtin

siyasala dair karmlar bulunur. Arendtin siyasaln zerkliine dair vurgularn

75
paylarlar. Arendt iin siyasal bir eylem sorumluluk almakla ve yeni bir eyler

yaratmakla, dnyaya yenilikler katabilmekle ilgilidir. Siyasal bir aktr kendi

eylemlerinin sorumluluunu yklenebilen biridir. O mkemmel olmak, benzersiz bir

eyler yaratmak ister. zgnlk istei olmadan siyasal mmkn deildir. Arendt

siyasaln zerkliini oikos ve polisin dzenini karlatrarak serimlemeye giriir.

Oikos (hane) alannda kiiye has bir zellikten bahsedilemez. Bu alanda yeni bir ey

retilemez, sadece zaten var olan eyler yeniden dzenlenir ve yeniden kullanlabilir

hale getirilir. eyler kendilerini aa vurmazlar, glgede kalrlar. Oikos, trn

devamllyla, plak yaamla ilgili bir alandr. Polis ise eylemli bir alandr. Bu alan

kamusal niteliiyle mzakere ve tartma eylemlerinin gerekletirildii mekndr.

Siyasal var oluun, bireysel zgnln ortaya kt alandr (Arendt, 1994).

Arendtin yorumlar takip edildiinde, Agnes Hellere gre, biyopolitik

hareketlerde siyasal olana yer yoktur; bu hareketler bireysel zgnlkleri ortaya

karmak yerine bireyi grupsal yaplara mahkm eder. rnein rk veya cinsiyeti

dncelere bakldnda burada birey belirli bir trn yesi olarak bulunur, kendi

adna deil tr adna konuur. Dahas rk veya salk sylemini edinmi hareketler

siyasal diyalou, tartmay tevik etmek yerine onu darda tutmaya gayret gsterir.

Arendti agnostik konuma hereksin katksna, farkllklara ve alternatiflere akken,

biyopolitik sylemler kamusal deillerdir. Biyopolitik sylemler sylenebilecek

eylerin snrn nceden izmilerdir. Farkl dnce ve durulara yer kalmamtr

(Heller, 1995:8). Bu nedenle biyopolitika siyasala yer tanmaz, o oikosun

sylemidir.

Siyasal, biyolojik balarn ve zorunluluklarn kapsaycln kaybettii, ortak

politik bir bedene yeliin biyolojik bedene ballktan stn geldii yerde balar

76
(Heller, 1995:3). Bedenin hkimiyeti siyasal ncesindedir. Bu perspektiften siyasal

ncesi devletsiz durumun, cennet mi sava alan m olduunun bir nemi kalmaz; her

iki durumda siyasal ncesi olarak kalr (Heller, 1995:4). Siyasal biyolojik

belirlenimlerin tesine geildiinde olanakldr.

Biyopolitika geleneksel siyasetin dnda yer alr; o, biyolojik amalar iin

harekete geen ve dorudan kendisini biyolojik karakterlerle ifade eden bir grubun

sylemidir. Biyopolitik dn, karsndaki grubun ne sylediini umursamaz,

kar grup, dman, daima belirli bir biyolojik verinin temsilcisidir. rnein bir

Yahudi bir Nazi iin ne sylerse ne ifade ederse etsin bir Yahudidir. Sylediklerinin

anlaml veya anlamsz olmas hibir eyi deitirmez (Heller, 1995:5).

Heller, biyo-kimliin siyasal alanda grlmeye balanmasn ok boyutlu

olarak yorumlamay baaran tek modernist teorisyenin Hannah Arendt olduunu

belirtir. Hannah Arendt, Totalitarizmin Kaynaklarnda, totalitarizmin temel

kaynann rklk olduunu vurgular. Irklk bir yandan yn, kaynam snfsz

toplumlarn ortaya kmasnn sonucuyken dier yandan smrgeci glerin hem

bilinli hem de kendiliinden ideolojisi ve pratiidir. Nazizmin ortaya kyla

birlikte rklk szde-siyasal alan tekeline ald. Irklk biyolojik karakteri

siyasetin merkezine alarak, eylemli var oluun (siyasaln) alann yok eder (Heller,

1995:7).

Arendt, totalitarizm bir baka kaynan Marxn eserlerinde ve Marxizmde

bulur. Ona gre, Marx ve Marxizm snfsz toplumun emein dier insani

etkinliklerden stn bir konuma yerletirilmesiyle mmkn olacan dnr. Btn

zgr siyasal kurumlar kmsenir, mzakere ve eylemli birlikteliin gerekleecei

77
zemin yok edilir. Sovyetler Birliinde totalitarizmin gelimesinin arka plannda,

emee verilen ncelikli konum ve siyasal eylemin geliecei zeminin kaybolmas

bulunur. Amerika Birleik Devletleri de siyasaln alann daraltmakta Sovyetlerin

izinden gitmitir. Arendt, Amerikann snfsz yn toplumu olduunu savunur.

Amerikada tketim toplumu btn bireysel zellikleri yok eder ve tek tip insan

yaratr. Irk temelli fikirlerin ve atmalarn her iki toplumda da yaygn olmasnn

kaynan Arendt burada bulur. Siyasaln varolu alannn kstlanmas rkla ve

biyolojik karakterlerin siyasetin konusu olmasna giden yolu aar. Arendte gre

biyolojik etmenleri veya rk baz alan meseleler tanmlar gerei siyasal deillerdir,

totaliter bir eilim barndrrlar (Heller, 1995:7).

Feher ve Heller, Arendt tarafndan nerilen siyasal anlayn temel alarak,

biyopolitikay modern ala ortaya kan ve de gelimeye devam eden beden

politikas olarak yorumlarlar. Yazarlar biyopolitik tartmalarn ierdii totaliter

zehirle ilgilidirler. Eletirilerinin odanda, feminizm ve bar hareketleri gibi yeni

toplumsal hareketler ve post-modern akademik-kltrel sol bulunmaktadr

(Lemke, 2011:79).

Biyopolitika, yazarlar iin, farkll temel kategori olarak kabul eden siyasal

anlay ve hareketleri ifade eder. Byk anlatlarn yenilgisinden sonra, Heller,

farkllk dncesi temelinde rgtlenen hareketlerin zgrleme vaadinde

bulunduunu belirtir. Fakat Hellere gre, bu hareketler vaatlerini gerekletiremez

nk farkllk siyaseti kimlik politikalarnn yeni bir koludur. Farkllk siyaseti;

gruplarn, bireylerin trsel kimliklerini ne karr. Yeni hogrszlk eitleri ve

yeni iddet pratikleri, kimlik siyasetinin gdlmesine paralel olarak ortaya kmaya

balar. Biyopolitika, Heller iin, kndan itibaren dorudan kimlik politikasyla

78
ilintilidir. Bedenlerin farklln savunan bu farkllk siyaseti ne kadar deiik

vurgulara sahip olsa da sonuta yeni bir kimlik tasavvurunda bulunur. Biyopolitika,

evrensel kavramlar olan eitlik ve zgrle kart, daima kimlik siyasetini n plana

koyan bir pozisyonda yer alr (Heller, 1995:IX).

Biyopolitik hareketler btn insanln zgrlemesini, totaliter-baskc

balardan insanl kurtarmay amalamaz; bireysel karlarn hesabn yapar ve bu

nedenle demokratik srelerin paras olamaz. Demokrasi, dncelerin, karlarn

ve glerin birbirleriyle yart mzakereci bir prosedr iaret eder. Demokrasi

siyasal hayata katlan btn yurttalarn eitlik ve zgrln amalar ve ngrr.

O, ak ulu bir sretir: eer herhangi bir grup kendi karlar iin srecin

sonlandrlmasn isterse demokrasi orada kaybolur, totalitarizm sahneye kar. fade

edilenler demokrasinin olmas gerektii hali anlatr fakat ideal ile gereklik arasnda

tam bir uyum her zaman iin salanamaz. Fakat Hellere gre, ideal olanla gereklik

arasndaki sapmadan dolay srecin kapatlmas, mzakerenin bitirilmesi

istenmemelidir (Heller, 1995:X).

Biyopolitika, demokratik mzakere srecinin sonlandrlmas taraftar olan on

dokuzuncu yzyln radikal hareketlerine benzemektedir. Tpk o yzyln radikal

hareketleri gibi biyopolitika da, btn insani tezahrlerin tinsel olmayan zn

yakalamaya ve yeniden kurmaya alr. Biyopolitik hareketler yelerinden kendi

zlerine gre davranmalarn beklerler: rklarna, snf pozisyonlarna veya

cinsiyetlerine gre. Bu ze gre davranmann sadece tek bir ekli vardr. zne

uygun davranmayan bu hareketlerce hainlikle sulanr (Heller, 1995:5).

79
Biyopolitik hareketlerin gelimesinin arka plannda modernliin belirli

srelerinin etkisi bulunmaktadr. Agnes Heller ve Ferenc Feher, biyopolitik

paradigma ile modernitenin stesinden gelmeyi vaat ettii ama zme

ulatramad problemler arasnda belirli bir iliki olduunu varsayarlar. Biyopolitik

hareketlerin ortaya kmasnn nedeni modernitenin zme kavuturamad

sorunlardr. Modernite doann tamamen insan egemenlii altna alnaca vaadinde

bulunmutu. Fakat doann egemenlik altna alnacak smr nesnesi olarak tasavvur

edilmesi ekolojik krizlerin temel nedeni olmutur. Akln ve zgrln

buluaca/atmayaca, rasyonel bir toplumun dizayn edilecei taahhtlerden bir

dieridir. Ama Heller ve Fehere gre, Auschwitz ve GULAGtan sonra modern

rasyonel toplum tasavvuru inandrcln yitirmitir (Heller ve Feher, 1994:7-8).

Modernitenin, bir yandan ekolojik krize dier yandan totaliter pratiklere yol aan,

vaatleri savunulamaz hale geldike biyopolitik hareketler siyaset arenasna girmeye

balamtr. Modernliin siyasal pratiklerinin inandrcln kaybetmesi, siyasaln

trsel bir kkenden kurulmasna yol amtr.

Heller ve Fehere gre modern dnrler, Hristiyanln beden ve ruh

arasnda kurduu ikiliin almas gerektiine inandlar. Hristiyan teolojisi insann

kurtuluunu ve kutsallkla iletiimini ruhani olan dolaymyla kurarken, modernite

zneye kendi maddilii iinde deer atfeder ve kurtuluu bireyin maddi varlna

balar. Heller ve Feher, klasik hmanist gelenein, Hristiyan ikiciliini eletirerek

bircilie, bedenin, imdi tinsel diye adlandrdklar eyle btnlne, ama tinsele

ncelik vererek, yneldiini belirtirler. Btnlk; yksekte yer alanla (tinselle)

daha dk seviyede olann (bedenin) birliidir. Bu kle ve tebaa olmann

80
kartdr. Modernliin hedefledii bedenin ve tinin, tinsel kaynamasdr (Heller ve

Feher, 1994:11-12).

Oysa Heller ve Fehere gre, biyopolitik analizler, zellikle de Michel

Foucaultnun yorumlaryla birlikte, bedenin tine hapsedildiini savunurlar. Bedenin

skp kald yer ruh deil, bu kez, tinsel olmutur. Bu yeni kavrayn, yazarlara

gre Hristiyan gelenekle derin balar bulunmaktadr. Hristiyan gelenekte, beden ile

ruh arasnda herhangi bir dolaym kurulmaz ve ruhun kendisine uygun olmayan bir

kap iinde skp kald dnlrken; biyopolitikann at yolla artk beden,

doal formlar iinde deerli bir yer edindike tinsel iin ikamet halini alr. Beden

mkemmelen gzelliin en yksek kayna olur. Birbirleriyle kartlk iinde

kurulmu olan tin ve beden, bedenin birincilliinde birletirilmi olur. Yazarlar

ayrca, Hristiyanlkta ruhun kiisel olduunu belirterek, biyopolitik dn ile

birlikte, tinselin dnerek bireyleraras bir ima kazandn savunurlar. Tinsel olan,

bylece doal olmayan eylerin toptan ad olarak kodlanr. Tinselin maddi bir

gereklik olmad savlanr. Tinsel maddi gerekliin arptlm rndr (Heller ve

Feher, 1994:12-13).

Heller ve Feher Hristiyanlk tarafndan kurgulanan ikiciliin modernite iinde

varln farkl bir erevede de olsa srdrdn belirtir (tinsel ruhun yerini alr).

Fakat modernitede tinsel beden zerinde zayfta olsa belirli bir stnlkle ykldr.

Tinsel, yasann nnde bedenin koruyucusudur ve rasyonellikle ayrt edilir (Heller ve

Feher, 1994:17).

Modernitenin ana damar, Hristiyan ve biyopolitik yorumlarn tersine,

bedensel olana kart bir pozisyonda yer alr. Bedene ok deer verilmez daha ok

81
beden disipline alnmas gereken olarak dnlr. Modern sanayi, insan emek

gcnn yerine makinenin geirilmesini hedeflemitir. Modern teknoloji bedenin

kullanmn en aza indirmenin peinde komutur (Heller ve Feher, 1994:14).

Modern tezahrn karlk bulduu bir dier alan ordu rgtlenmesidir.

Modern ordular, bedensel varoluun bir zamanlar yceltilmesine kar askerlerin

bedenlerini sadece bir destek unsuruna indirgemeye alr. zellikle her biri ayn

zamanda yurtta olan bireylerden kurulan byk ordular bylece, tekil bedensel

varoluu nemsizletirir. Bunun yannda, gelien teknoloji ile birlikte, modernite,

tpk endstriyel faaliyete olduu gibi, bedensel gc asgari dzeye indirir ve

elitlerin elinde bulunan, bedensel varoluu ne karan, byk sava mitini

sonlandrr (Heller ve Feher, 1994:14).

Uygarlama sreci, modernitenin beden ve tin algsyla kout, modern yaam

srelerinden bedenin karlmasyla sonulanmtr. Bu srecin belirgin zellii

fiziksel efor gerektiren durumlarn kknn kaznmasdr. Heller ve Feher, Norbert

Eliasa referansla, daha nce herkesin tanklnda gerekleen bedenle ilgili

srelerin, nasl uygarlama sreci ile birlikte, saklanmaya balandn vurgularlar.

Uygarlama sreci iki kulvardan, (balarda birbirinden ayr olan) ilerler; etik ve

hijyenik. Hijyen, modern bilim tarafndan zellikle ehirlemenin ve nfus artnn

yaratt sorunlarla ba edebilmek iin gelitirilmiti. Etik ise tinsel olann beden

zerindeki nceliini belirtiyordu. zellikle Viktoryen dnemin en parlak vaktinde

bu iki srecin kaynamaya baladn, grmek mmkndr. Fakat biyopolitika ile

birlikte bu birleme tamamlanm grnyor (Heller ve Feher, 1994:16). Bylece

hijyenik sreler moral bir deer kazanrken, bedenin ululanmas pekiir.

82
Modernitenin diyalektii bir yandan bedeni btn sosyal alanlardan

uzaklatrrken dier yanda da onu zgrletirmek - habeas corpus yasasnda olduu

gibi - suretiyle ikili bir srele iler. Habeas corpus ilkesinin genellemesi

modernliin evrensel zgrlk fikrinin bir neticesidir, fakat ayn zamanda bu durum

tinsel olann bedensel zerindeki vesayetini ina etmenin stratejik bir aracyd.

Sadece bir bedene sahip olan siyasal ve rasyonel birey olamaz; siyasal ve rasyonel

bir birey olmak her eyden evvel zgrle sahip olmak demektir. Dolaysyla,

ncelikle bedenin zgr olmas gerekmektedir. Fakat Heller ve Feher soyut bedenin

zgrln hedefleyen bu kuraln, bireyin bedensel varlnn zgrln odaa

alarak, biyopolitikann geliecei zemini oluturduunun altn izerler (Heller ve

Feher, 1994:17).

Heller ve Feher, bedeni merkez alan siyasal kurgunun bir kez ileyie dhil

olduunda bireyin kendi bedenine hapsedildiini ifade ederler. Biyopolitika

araclyla beden grnr klndnda, onun kart kutbunda yerlemi olan

zgrlk ve tinsel tahakkm altna alnr. Bu zorunlu seim bedeni olann spesifik

veya yapsal bir zelliinden kaynaklanmaz. Aksine, ideolojik sreler devreye

girmektedir. rnein, Hitler rk stnl teorisini bu iki deerin olumsuzlanmas

zerine bina etmiti. Nazi biyopolitikas iin zgrlk Fransz Devriminin neden

olduu illzyondur ve sonuta koca bir ktlk olan demokratik kmaza neden

olmutur. Naziler tarafndan bireysel varolu rkn stn karlarna tabi klnmt.

Nazizmin bu arlklarna karn, gnmzn biyopolitik hareketleri, tinselin

tarihsel younluu nedeniyle demokrasinin bir paras haline gelmiler ve tinsel

deerleri benimsemek zorunda kalmlardr. Bir yandan demokratik srelerin

varln kabul ederken dier yandan bedenin zgrln ne karan biyopolitik

83
hareketler, kendilerini iki deerin atmas iinde bulur. Biyopolitik hareketler,

demokrasi ile yaam birbirine kar iki program eklinde tarif eder. Yaam

demokrasiye kart ekilde seim konusu yapmak modernitenin mirasndan

vazgemek anlamna gelir. Biyopolitikann btn apokaliptik sylemleri de bu son

tercihten kaynaklanmaktadr (Heller ve Feher, 1994:21-22).

Heller ve Feher biyopolitika tarafndan harekete geirilen znelerin eitlilik

arz ettiini vurgularlar. Yeni biyopolitik zne; birey, belirli bir kme/grup veya

sembolik bir beden olabilmektedir. Birinci durumda liberalizmin bireyin otonomisini

salamak iin yapt hak mcadelelerine tank olunur. Bir kere bu haklar yasal

gvence alntna alnd m, artk bireyin, ideal bir senaryoda, haklarn nasl

kullanaca tamamen ona braklr. Eer belirli bir grup biyopolitik hareketler

tarafndan harekete geirilip, zneleme srecine dhil edilirse, bu defa kolektif

haklar meselesi gn yzne kar. Mesele kark bir hal alr. ncelikle, yeni veya

geleneksel zgrlkler (rnein etnik bir grubun verili bir toprak parasnda self-

determinasyon hakk) ancak kolektif bir edime aktr. Heller ve Feher, kolektif

haklarn biyopolitik erevenin dnda kaldn vurgularlar. Bu durum iki sebepten

kaynaklanr: tekil bedenin snr ayn zamanda onun haklarnn da snrdr. Kolektif

beden bir realite deil bir soyutlamadr, tinseli iaret eder. Fakat biyopolitik

paradigma kolektif haklar bedenin kapatld hapishanenin bir paras olarak grr

(Heller ve Feher, 1994:25).

En kt senaryo sembolik bir bedenin biyopolitik hareketler tarafndan zne

olarak kurulmasnda meydana gelir. Bu hareketler sembolik bir bedeni kendilerine

referans alrlar ve zcle saparlar. Artk grubun her bir yesinin bu sembolik

84
bedene ne kadar uzak ya da yakn olduu nemsenir. Sembolik olarak kurulan bu

bedene kar kanlar grubun btnnden dlanr (Heller ve Feher, 1994:25).

Heller ve Fehere gre, biyopolitik hareketler, sembolik bedenler yaratarak,

kendi ilerine kapanmaya olduka eilimlidirler. nk bu hareketler, kendi

deneyimlerinin spesifik ve deneyimin paras olabilmenin ancak gruba aidiyetle

mmkn olduunu dnrler. Bylece kendilerine ait bir epistemoloji yaratrlar

(Heller ve Feher, 1994:27). Bylece btn insanln anlaabilecei zemini

andrrlar. Tpk kast sisteminde olduu gibi insanlar aras ayrma alamaz

boyutlara varr (Heller ve Feher, 1994:28).

Biyopolitik hareketler, siyasal varoluu dost-dman ikilii stne bina eder.

Grup ii epistemolojinin oluturulmas ve bunun bilimsel olarak kabul edilmesi

grubun kendi iindeki ballk duygularn beslerken; grup dndaki seslere

kulaklarn sar kalmasn beraberinde getirir (Heller ve Feher, 1994:28). Grup kendi

iine kapandka yeler, grubun gurularnn elinde ynetilebilir kuklalar haline gelir

ve dier gruplara kar byk bir nefretle saldrya geerler.

Totaliter pratiklerin birou bu tr hareketlerde mantar gibi oalr. Grup d

bireylerin grup-ii yelerce casus gibi takip edilmesi; dman imgesi etrafnda

histerinin kkrtlmas; sembolik, szl ve sklkla fiziksel iddetin kullanlmas;

teki olarak grlene kar eitli aalayc sembollerin kullanlmas btn bunlar

kendi iine kapanmann ve totaliter eilimin u verebilecei balang hamleleridir

(Heller ve Feher, 1994:31).

Biyopolitik hareketler, henz bu hareketlerin taleplerinin yasal gvenceye

kavuturulmasnda atlacak birok admn olduu fakat temel taleplerin karland

85
bir zaman dilimde su yzne kmlardr. Biyopolitik hareketlerin karlatklar

ayrmc uygulamalar kendilerinden nceki hareketlerin karlatklarndan ne daha az

ne daha oktur. Fakat Heller ve Feher belli bal zgrlklerin Bat toplumlarnda

gvence altna alndn belirtirler. zgrlkler formel ve evrenseldir, onlar

ayrcalk deillerdir. Heller ve Fehere gre, biyopolitik hareketlerin, edinilmi

formel haklara kar tepkisi iki strateji arasnda salnmaktadr. Birinci durumda,

hareketler daha fazla ve spesifik yasalar, btn toplumsal yapnn yazl tabu ve

normatif kurallarla kuatlmasn istemektedirler. Bu taleplerin gereklemesiyle,

Heller ve Feher, sosyal yaantnn askeri bir klaya benzeyeceini ifade eder. Dier

bir strateji ise toplumsal ayrcalklarnn kkeninin kltrel kodlara kaznm

olmasndan hareket ederek kltrel bir dnm hedeflemektir (Heller ve Feher,

1994:36). Kltrel dnm talepleri ise birbirlerine kapal kltr adacklar

yaratacaktr.

Geleneksel siyaset zgrlemeyi modernlik srecine bal, biyolojik

unsurlardan syrlmak ve uzaklamakla ilikilendirir. Bu farkllama olmadan da

zgr znenin ortaya kamayacan savunulur. Oysa biyopolitika, tinselin evrensel

ve yasal soyutlamalarnn bireyi kuattn ve onun ieriini bedeni - evrensel

normlara hapsettiini dnr. Bedenin somut zerklii olmadan, biyopolitik

hareketler iin, gerek bir zgrlkten bahsedilemez (Heller ve Feher, 1994:37).

Geleneksel modern siyaset ile biyopolitikann kamusal-zel alan tasavvurlar

arasnda da ciddi farkllklar mevcuttur. Geleneksel siyasetin arenas kamusal

alanken ve zel alana dair sorunlara byk bir isteksizlikle yaklalrken; biyopolitik

hareketler her ey siyasaldr diyerek bu alanlar birletirirler. Bireyin, zel alann

86
toptan siyasallatrlmasyla, en kk bir sna bile kalmaz; yaam bir kamp

alanna veya klaya dner (Heller ve Feher, 1994:42).

2. Biyopolitik Bir Sylem Olarak Salk

Heller ve Feherin argmanlarnda, biyopolitika olduka geni bir alana yaylr.

Bu siyasal hareket sadece bar hareketini deil, feminist konumlanmalar, salk ve

evreci gruplar, krtaj hakkn savunan hareket ve gruplar da kapsar. Biyopolitik

hareketlerin ortak paydas bedenin btn balarndan kurtarlmasnn, sonularn

yeterince deerlendirmeden veya umursamadan, olduka heyecanl bir ekilde

savunulmasdr. Yazarlar, bu hareketlerin toplumsal yaamn

biyolojikletirilmesine katkda bulunduklarn savunurlar ve buradan kaynaklanan

salk sylemini eletirirler (Lemke, 2011:80).

Heller ve Feher, Susan Sontaga4 referansla, hastaln metaforik bir ekilde

kltrel alanda yer edindiini ifade ederler ve son zamanda bu duruma salnda

katldn belirtirler. Geleneksel modern tahayyl iinde eitli hastalklar farkl

kltrel ve siyasal anlamlara denk gelir. rnein tberkloz kaba zamanlardaki

olduka krlgan kltrel aristokrasinin varln iaret eder. Kanserin metaforik

grnm tam tersi bir yerden, kitle demokrasisinden gelir. Kanser, hayatlarn tam

bir dng iinde yaandn ve insanlarn renksiz bir hayat srdn ifade eder

(Heller ve Feher, 1994:59).

4
Susan Sontag (1998), Bir Metafor Olarak Hastalk, ev:smail Murat, stanbul:BFS.

87
Nevroz da post-Ferudyen yazarlar tarafndan metafor olarak gelitirilmitir. Bu

yazarlarn banda Sartre gelirdi. Sartren kullanmnda nevrozun bir yandan

zgrletirici potansiyeline dikkat ekilir dier yandan da sanatsal enerjinin gizli

kayna olduu ifade edilirdi. Baka bir metaforik kullanmda ise, on dokuzuncu

yzyln proleter sosyalistlerince, tberkloza, proletaryann kapitalizm altndaki

smrsnn boyutlarn yanstmak iin bavurulurdu. Sosyalist politika sosyalizmin

gneli yarnlarnn karsna tberklozla enfekte kapitalist alma meknlarn

koyarak propagandasn srdrrd (Heller ve Feher, 1994:61).

Hastalklara politik metafor olarak sklkla bavurulsa da salk imdiye dek

metaforik kullanma girmemiti. Modernite iin o, metaforik aklama

gerektirmeyen, sorgulanamaz bir normdu. Modernitenin, ilke ve ideal anlamda,

Protestan alma etii emsiyesi altnda ileyen alma toplumu olduu dnlr.

Protestan alma etiinde, emek mmkn olduunca salkl ve iler tutulmaldr.

Protestan etiinin egemen olduu bu dnyada Roma ve Antikitenin zgr insanna

yer yoktur, o batan marjinalletirilmi, kriminalize edilmitir5. Dahas, bilim,

hastalklar tamamen yok etmeye, emekten onu uzak tutmaya, almtr. Bu ve

baka sebeplerle, modernite kendini salk perspektifinden yorumlamakla kalmam

ayn zamanda hastal ykc olarak grmtr. Hastala metaforik olarak bu

nedenle bavurulmutur (Heller ve Feher, 1994:62).

Salk biyopolitik paradigmann ortaya kmaya balamasyla normatif

karakterini kaybeder. Biyopolitika, Protestan alma etiine siyasal bir anlam

ykleyerek onu tekrar canlandrr. Salk ve hijyenik meseleler modern ncesi

5
Heller ve Feher Antik Yunanda yurtta olmann alma zorunluluundan kurtularak ancak kabul
grdne gnderme yapmaktadrlar.

88
dnemdeki, ritelistik pratiklerinden ve siyasal anlamlarndan syrlarak

moderniteyle birlikte politik konular olmaktan kmt. Hijyenik ve salkla ilgili

problemler ya kiisel ya da sosyal nitelik kazanarak depolitize olmulard. Fakat

biyopolitika salk ve hijyene eitli metaforik anlamlar ykleyerek onlar tekrar

siyasallatrd (Heller ve Feher, 1994:63).

Saln siyasallamasna (metaforik bir grnme brnerek) yol aan

gelimelerden biri lm korkusunun toplumsal bir hal almasdr. Modernite gelecee

dnktr ve kendisini olas tek senaryo olarak sunar. Dahas, ait olunulan rkn

lm teorik hayal gc iin pratik bir snr tekil eder. nsan rknn geleceini

modernitenin geleceiyle kaynatran byk anlatlarn kyle birlikte, Heller ve

Fehere gre, felsefenin zorunluluu ortadan kalkt ve Batl kltrlerde

lmllnn ayrdna varld. Salkl olmann histeriklemesinin gerisinde bu

lmllk saplants yatmaktadr (Heller ve Feher, 1994: 64).

lmllk saplants sonsuz genlik isteini canlandrmtr. Biyopolitik

nitelikli salk uygulamalar zamanla amansz bir yar iindedir. Bu politikalar

zaman durdurarak, ergen bedenini idealize eder. Salk uygulamalaryla salk

endstrisinin ortakl bu bedensel figr daha ok ne kartr ve aka onu

destekler. Yal bedenler, eski modas gemi makinalar olarak grlr. Fakat

genliin bu kadar ne karlmas yeni bir estetik anlayn ortaya konmasna yol

amaz; aksine bu durum youn bir kitle, birbirinin neredeyse ayn bedenlerin,

retimini amalar. Biyopolitika, bireyselliin en nemli farkllk unsuru olan

gzellii ne karmak yerine, salkl bedenlerin kitlesel retimini tevik eder

(Heller ve Feher, 1994: 67).

89
Metafor olarak salk, disiplin ve ceza dkn yapsyla, dost ve dman

ikilii olmadan srdrlemez. Bu nedenle rnein pasif iicilik denilen olgu

yaratlmtr. Erken lmlerin nedeni kentlerin ar kirlilii, AIDS, alkol, uyuturucu

deil pasif iiciliktir. Pasif iiciliin sala zararlarnn kantlanmas gereksizdir

nk Heller ve Fehere gre nemli olan onun stlendii ilevdir. Pasif iicilik

bedenin btnln bozduu gerekesiyle savalmas gereken dman olarak

kodlanm ve dorudan kamusal mdahalenin konusu haline gelmitir. htiyalar ve

davranlar artk kiisel olmaktan kmtr, tmyle kamusal bir nitelik almaya

balam ve mdahaleye ak hale gelmitir (Heller ve Feher, 1994: 67).

Saln siyasal nitelik kazanmas, bedene tannan ayrcalkl konumdan

kaynaklanr. Biyopolitikann devreye girmesiyle beden korunmas ve kollanmas

gereken biricik deer olarak atfedilir. Kamusal dzenlemeler bedensel ilevleri ve

sreleri gzeterek icra edilir. Bylece zel kabul edilen btn alanlar kamusal

mdahaleye konu olur. Biyolojik btnlk siyasetin temel meselesi halini alr. Heller

ve Feher bu durumun, siyasal eylem ve birliktelie alan brakmadn vurgularlar.

3. Ara Deerlendirme: Siyasaln Geri ekilmesi Olarak Biyopolitika

Agnes Heller ve Ferenc Feher, biyopolitikay siyasal olann geriye ekilmesi

olarak anlarlar, onlara gre, biyopolitikann bedenle kurduu dolaysz iliki

zgrle tehdit oluturan totaliter bir eilim barndrr. Heller ve Feher

biyopolitikay Foucaultnun analiz ettiinden farkl bir ekilde kavrar; onlara gre,

biyo n ekinde tanmlan yaam ne bir nesne ne de bir temeldir, o siyasala kart bir

programa iaret eder. Her iki dnr bedenin ykselen toplumsal anlamn siyasaln

90
geri ekilii olarak grrler ve biyopolitikay geleneksel modern siyasetten

ayrmaya gayret gsterirler. Bu gayret, Foucaultnun geleneksel egemenlik nosyonu

ile biyoiktidar arasnda yapmaya alt ayrmdan ve bu ayrmdan kaynaklanan

analizden farkldr. Heller ve Feher biyopolitikay, modernitenin kar tezi olarak

anlamlandrrlar (Lemke, 2011:78).

Yazarlar, biyopolitik hareketlerin tarihsel kkenini Alman Nazizmin de

bulurken; biyopolitikann kavramsal erevesinin ise sava sonras Fransz dncesi

tarafndan oluturulduunu kabul ederler. Onlara gre, bu dnce geleneinin

nemli zellikleri evrensel ilkelere beslenilen kuku, farklla ilikin zel bir

vurgu ve etik sorunlara nazaran estetik problemlerin merkeze alnmasdr. Yazarlar

iin bu dnce gelenei evrensel zgrleme ufkunu terk etmitir (Lemke,

2011:79).

Yazarlar, zgrlk ve yaam arasndaki atmann gnmz biyopolitik

hareketlerini anlamak asndan elzem olduunu belirtirler. Heller ve Feher, yeni

biyosiyaset anlaynn zellikle, 1980ler boyunca Sovyetlerin politikalarna kar,

bask ve tiranla kar yrtlen, yaam ne karan bar hareketlerinin iinden

gelitiini belirtirler. Bu hareketler yaam zgrle kar birincil konuma

yerletirmilerdir. Yazarlar iin, zgrlk bedenin btnl uruna kurban

edilmitir (Lemke, 2011:79).

Yazarlar biyopolitikay zgrlk ve totalitarizm ikilii iinden okur. Bunun,

yazarlarn hayat deneyimlerinden kaynaklanmas olasdr. Her iki yazar da Sovyet

hkimiyeti altndaki Macaristanda yaam ve 1970lerde ABDye g etmek

zorunda kalmlardr. Heller ve Feher, kendi deyimleriyle, Sovyet totalitarizmine

91
kar mcadelenin zgrlkten ziyade hayatta kalma hakkna odaklanan bir gzergh

izlediine tank olmulardr. Fakat onlarn yaam ile zgrlk ikilii iinden

gelitirdikleri biyopolitika analizi, tanklklarnn aksine, gnmzde karlalan

biyopolitik problemleri zmlemekten olduka uzaktr. Feher ve Heller liberal

demokratik toplumlardaki eitli gruplarn problemleri olan etnisite, evre, salk ve

cinsiyet gibi sorunlar kmsemektedirler. Onlarn kuramsal sistemleri iinde farkl

kimliklerin dayanma, katlm ve adil blm gibi talepleri kendilerine yer

bulamaz; byle talepler totaliter olarak damgalanrlar (Lemke, 2011:80).

Heller ve Feher biyopolitikay olduka dar bir ereveden ele almakta, onun

boyutlarn ve kapsamn yeterince deerlendirememektedirler. Onlara gre

biyopolitika klasik siyaset anlaynn karsnda yer alr o antipolitiktir. Yazarlar

iin biyopolitika sadece bedeni konularla ilgilidir. Bu bak as olduka snrldr.

Heller ve Feherin analizi yaam srecini kapsaml olarak ele almamaktadr; evre

problemleri, hayvan haklar gibi konular nemsememektedirler. Birok biyopolitik

mesele, rnein yaamn patent kurallarna tabi hale gelmesi veya hayvan haklar

gibi konular, bu dnce emasnca yeterince dikkate alnmamaktadr (Lemke,

2011:81).

Heller ve Feherin analizleri snrl olmakla kalmaz ayn zamanda analiz

sluplar da olduka seici ve tek yanldr. Biyopolitika, onlar iin, maddi bir ierii

olmayan, ideolojik bir sylemdir. Biyopolitik problemleri, olas arasallatrma

veya ilevselletirme meseleleri zerinden, gereklikte bir karl yokmu gibi,

ele alrlar (Lemke, 2011:81).

92
Baka bir adan da modernitenin farkllklar yok sayan tavrna kar tannma

mcadelesinin her zaman iin totaliter bir eilim barndrd peinen sylenemez.

Claus Offe bu duruma zellikle dikkat eker. Offe, modernitenin birbiriyle paralel

gelien l bir srecin rn olduunu belirtir: Bunlardan ilki piyasalarn ezamanl

bymesi ve nemli lde uzmanlamasdr. Modernlik srecinin yaslad bir dier

gelime ise eitliktir. Eitlik, ulus-devletler iinde dlanmann ve ayrmcln

engellenmesi ama ayn zamanda vatandaln kabul edilmesi ve korunmasn ierir.

Sonuncu sre ise bilimsel rasyonalitenin yaygnlamas ve uzmanlamann ortaya

kmasyla karakterizedir. Offe, bu srecin e zamanl devinimiyle birlikte daha

nce yabanc olarak kabul edilenlerin vatanda olarak grlmeye balandn ve

devletlerin siyasal, hukuksal ve kurumsal aygt ve mekanizmalarna dhil edildiini

vurgular (Offe, 1995:32).

Offe; ekonomik, yasal ve bilimsel gelimelerin total etkisinin farkllklarn

ntralizasyonuna yol atna iaret eder. Ulus-devletler yerleimcilerine vatandalk

stats kazandrarak, farllklar gereksiz ilan eder. Bylesi bir ileme mantnn

temelinde tekinin tekiliinin soyutlanarak tannmas bulunmaktadr. Vatandalar

arasndaki gerek farkllklar nemsiz kabul edilir. Fakat Offe, modernizasyonun

devam etmesi srecinde, piyasann, eitlik srecinin ve bilimsel rasyonalitenin

durmakszn gelimesiyle, soyutlanan ve gereksiz olduu dnlen farkllklarn

yeniden belirdiini ifade eder. Offe; farkllklarn kkenin biyolojikletirilmesinin

giderek arttn ve bunun tehlikeli bir yan tadn, herkesin herkesle savan

kkrttn ve mikro bir doa durumunu (zellikle ulus-devletlerin gcnn

anmasyla) ortaya ktn ileri srer. Bu srecin tehlikelerinin gzlenmesi,

Offeye gre, bireylerinin farkllklaryla tannma taleplerinin gereksizletii

93
anlamna gelmemektedir. Offe, kimliklerin biyolojik temelde ifade edilmesinin

risklerini vurgular, fakat modernitenin farkllklar gereksizletiren ama ayn

zamanda yeniden reten yanlarnn siyasal bir mcadeleye kap araladn belirtir

(Offe, 1995:32-38). Dolaysyla Heller, kimlik mcadelelerinin siyasal srecin

sonunu getirdiini vurgularken ayn mcadelelerin siyasal bir yan tayabileceinin

stnden atlar. Farkllklarn tannma mcadelesi her zaman siyasaln sonunu

hazrlamaz, aksine, Offenin yorumu takip edildiinde, yeni olanaklar yaratabilme

kapasitesine de sahiptir.

Buna ramen Heller ve Feherin gndeme getirdii sorular takip etmeye

deerdir. rnein, onlarn birok toplumsal hareketin yaama ve onun

gelitirilmesine dnk taleplerin yeni dlama ve bask ilikileri yarattna dair

vurgular dikkate deerdir. Fakat bu durum her ikisinin yaklamnda bulunan

ematik unsuru gizleyememektedir. Biyopolitikay yaam ve zgrlk arasnda

olduu varsaylan ikilik zerinden kavramaya almak, bu ikisi arasnda kurulan

atmann nasl zlebileceine dair bir yant retmemektedir. Heller ve Fehere

gre yaam ile zgrlk arasndaki bu atma gerek bir sorun deildir. nk her

koulda zgrlk yaamdan nce gelir. Sonu olarak da onlarn analizi belirli

ikiliklerin snr iinde kalr: modernite versus postmodernite, klasik politika versus

biyopolitika ve zgrlk versus yaam (Lemke, 2011:81).

Heller ve Feher toplumsal yapdaki iktidar oulluun varln grmezden

gelirler. Yaamn siyasalla kurduu dinamik ilikiyi yeterince

deerlendirememektedirler. Biyopolitikay, siyasaln biyolojikletirilemesine

indirgeyerek nfusu verimli ve retken klan iktidar teknolojilerinin geliimine ve

buradan doan epistemik karsamalara nem vermezler. Hlbuki biyopolitikann

94
iktidar teknolojileri ve bilimsel bilgi formlar dikkate alnarak yaplacak analizi

gnmzn znellik srelerinin anlalmasna daha fazla katkda bulanabilecektir.

95
II. Michel Foucault ve Biyopolitika

1. Arkeolojiden Soybilime

Michel Foucaultnun ilk yaptlarnda irdeleme yntemini arkeoloji olarak

adlandrrken, daha ge eserlerinde soybilim kavramna rastlanr. Arkeolojiden

soybilime gei epistemolokjik bir kopma anlamna gelmez. Bu iki alma pratii

arasnda sreklilik bulunmaktadr. Arkeoloji ve soybilim Bat kltrnn zneleme

kipliklerinin analizinde kullanlan aratrma pratikleridir ve arkeolojiden soybilime

gei bir amlamayla salanr. Foucault, almalarnn arasndaki sreklilii yle

dile getirir:

Amacm insanlarn, bizim kltrmzde, zneye dntrlme

kiplerinin tarihini oluturmakt. Yaptlarm, insanlar zneye

dntren ayr nesneletirme kipi zerinde durmutur. Bunlardan

birincisi, kendilerine bilim stats kazandrmaya alan aratrma

kipleridir. (). almann ikinci blmnde, znenin blc

pratikler diye adlandracam pratiklerde nesnelemesini inceledim.

(). Son olarak, bir insann kendini zneye dntrme biimini

incelemeye () altm (Foucault, 2011:58).

96
Foucault, yazn hayat boyunca belirli zneletirme kiplerinin zerinde

almtr. Bu yanyla yaptlar, kabaca, belirli bir btnln ama eitli zneleme

sreleri zerinde, farkl zamansalla sahip, younlamalarn ve aratrmalarn

rndr denilebilir. Foucault, insanlarn Bat kltrnde zneye dntrlme

biimlerinin analizine zel bir nem verdiini vurgular. Bu zneletirme srecinde

etkili olmu ayr nesneletirme kipini ne karr: ilk olarak karmzda,

kendilerine bilim stats veren ve konuan zne, emek reten zne ile biyolojik

anlamda yaayan zneyi nesneletiren aratrma kipleri bulunur. kinci olarak zneyi

kendi iinde blen ve bakalarndan blp ayran pratiklerle ve son olarak insann

kendisini zneye dntrme biimleriyle karlalr (Keskin, 2005:15). lk

aratrma kipinin rn olan Deliliin Tarihi Kliniin Douu ve zellikle Kelimeler

ve eyler; arkeolojik bir soruturmayla, bilimsel pratiklerle insan denen varln,

nasl zne haline geldiini, ekonominin, dilin ve biyolojinin szgecinden geerek

nasl varlk bulduunu, ortaya koyar. Hapisahanenin Douu adl yaptla

soruturmann merkezine zneyi kendi iinde blen ve bakalarndan ayran, belirli

kapatma pratiklerini gndeme alnr. Son olarak ise Cinselliin Tarihinde

somutlaan, insann kendisini zneye dntrme biimlerini merkeze alan

sorunsallatrmaya soybilimsel bir aratrmaya - tank olunur.

Kelimeler ve eylerin (bu tezin ilk blmnde zellikle ilendii ve

deerlendirmeye konu olduu iin), Foucaultnun insanlar emek reten zneye

dntren ve kendisine bilim stats kazandran ekonomi politik merkezli bir

analizi yaplrsa arkeoloji ve soybilim arasndaki geikenlikler, daha kolay, ortaya

konulabilir. Bu yaptta Foucault, ekonomi politik sz konusu olduunda, insann

nasl emek reten bir varlk olarak dnyann merkezine yerletike sonluluunu o

97
lde ilan ettiini serimler (Foucault, 2001:364). Emek, pazarda dolaan,

birbirleriyle mbadele edilen deerlerin temsil gcnn temelinde bulunur ve bu

anlamda temsilden daha ilkel ve daha kkten, mbadele tarafndan tanmlanamaz bir

nitelik elde eder (Foucault, 2001:357). Dolaysyla, ekonomi politikle birlikte, insani

varl dnyann merkezine koyacak Arimet noktas elde edilmi bulunmaktadr.

imdi, dorusal ve izgisel bir dizi domutur ve zenginlikler zamansal bir zincir

halinde rgtlenmekte ve birikmektedirler. Bylece deerler, onlar yaratan retim

koullarna gre belirlenir hale gelirler ve ardk retim zamanlarna gre

tarihselliin inas mmkn olur (Foucault, 2001:359). Artk ekonomi politiin

analiziyle, merkezinde emek reten zne (Homo oeconomicus) olmak zere izgisel

zamansallk kurgusu yerli yerine oturur. Homo oeconomicusla birlikte geriye, btn

insanlarn ve insani etkinliklerin eit olarak kendisine boyun edikleri ve yegne

amac bir hayvan tr olarak insann bekasn temin etmek olan bizzat yaam

srecinin gc kalr. Bireysel yaam, yaam srecinin bir paras haline gelir ve artk

btn gereken, kiinin kendisinin ve ailesinin yaamn idame ettirmesi iin

almas, emek harcamasdr (Arendt, 1994:437). Emek reten zne bu anlamyla

yaam srecinin belirli bir teknolojinin oda olmasn ifade eder. Yaam srecinin

belirli teknolojilerin merkezinde yer almas izlei, biyopolitika argmannn boy

verecei kulvar iaret etmektedir. zlein srdrlmesi, belirli bir teknolojiye

arda bulunmas nedeniyle iktidar olgusunu analizin na tar. Bylece

bilimlerin arkeolojik analizi, kopusal deil, iktidar olgusunun sorunsallatrmann

verdii olanakla, belirli bir amlamayla soybilime ynelir (Revel, 2006:82-83).

Arkeoloji, tarihsel bir dnemselletirmenin iinde, sylemlerin ortaya knn

ortak koullarn okuma giriimi olarak ifade edilebilir ki bu dnemselletirmeler de

98
hem arkeolojinin rndrler hem de arkeolojiyi olanakl hale getirirler. Foucault,

bylece, evrimleri iinde fikirlerin tarihini incelemek yerine, deiik yerel bilme

alanlarnn, yatay ve enlemesine bak asndan, nasl tutarl bir biimlemeyi

tasarladklar ya da belirlediklerini hedefleyerek arkeolojik yntemin rn olan

belirli bir tarihsel kesit zerinde younlaabilmektedir (Revel, 2006:79-80).

Arkeoloji, disiplinlere zg sylemlerin, eitlilikleri iinde ortaya knn ortak

olabilirlik koullarnn tutarll zerinde enlemesine, yatay olarak oynar. Soyktk

ise tarihsel olarak tarihi belirlenmi bu enlemesine izginin imdiyi ierdiini artk

yatay deil- anmsatr (Revel, 2006:82-83). Soybilimsel giriim, baz olu

biimlerini bilme, tarihsel durumuna kavuturma giriimidir; sylemleri, bilme

alanlarn, pratikleri bamllktan karmaya alan ve eitlikleri iinde bu

sylemlerin, bu stratejilerin, bu pratiklerin her eye karn tarihsel, epistemik bir

belirlenim adna tutarl bir btn oluturma tarzlarn belirlemeye alan tarihsel-

felsefi bir sorgulama, ama ayn zamanda siyasal bir uygulamadr (Revel, 2006:97).

Arkeolojiyi soybilime aan, bilimlerin kendilerine bitikleri statnn yerinden

edilmesiyle, iktidar odakl bir soruturmaya tabi tutulmasdr. Fakat vurgulanmaldr

ki, temel mesele, imdi, iktidar zerine deil, iktidarlar zerine bir dnmedir.

nk her bilme alan bir iktidardr, bir bilme alan adna her sz al bir iktidar

elde editir iktidar homojen ve btnlkl bir istem olarak kendi bana var olmaz,

her zaman bir ilikiler oulluu araclyla kendini kabul ettirir (Revel, 2004:81-

82). Dolaysyla bilimlerden balanm olan soruturmann soybilime almas,

zneletiren nesneletirme kiplerinin anlalmasn olanakl klar.

ktidar ilikileri oulluunun zmlenmesini hedefleyen soybilim, emek

reten zneden balayarak onun zerinden eitli bask aygtlarnn varln

99
varsayan ve dolaysyla devlet odakl bir analize ancak olanak tanyan, bylece

iktidar ve direni ilikilisini gzden karan ekonomi politiin karsnda stnlk

elde eder. Soybilimsel analiz modern iktidar kar-iktidar ilikisini anlalr klar.

ktidar, tahakkm aygtna indirgemek yerine, onun oulluunu, ynlendirici,

deitirici, yaratc zelliklerini aa karr. Bylece modern iktidar kar-iktidar

(direni) iftinin, doum an ve geliiminin ana hatlar kavranabilir. Bu doum an,

nfusun bir iktidar teknolojisi halini almasyla, yaamn bir mdahale alan olarak

belirmesidir. Biyopolitikann soruturmaya dhil edilmesi, tek boyutlu analizin

zerine kabilmeyi ve oklu bir perspektiften iktidar kar-iktidar ilikisini

yorumlamay mmkn hale getirir. Bu soruturmann izlei, o halde imdi,

merkezine biyopolitikay alacak ve Hikmeti Hkmet ve polis zerinden

ynetimsellik-biyopolitika ilikisini Foucaultcu bir hatta inceleyecek ve bylece

modernliin at eii ortaya koymaya alacaktr.

2. Soybilimin eleri: Pastorallik, Hikmeti Hkmet ve Polis

Foucault, gnmz Bat toplumlarnn, site-yurtta ve oban-sr oyununu

modern devlet birimleri iinde bir araya getirdiklerini ve bu nitelikle eytani bir yn

kazandklarn savlar (Foucault, 2005a:41). Site-yurtta oyununda, yurtta olarak

deerlendirilen birey, dier yurttalarla eitlik zemininde karya gelir. Bu zeminin el

verdii siyasal cemaat ierisinde zgrln ve haklarn kullanr. oban-sr

oyununda ise, hem bir birey hem de nfusun bir paras dolaysyla yaayan bir

varlk olduu varsaylan bireyin, refah gzetilerek, karmak toplumsal dayanma

100
formlaryla btnlemesi hedeflenir. Bu nedenle, Foucaultnun deyimiyle, modern

toplumlarn eytani niteliklerinin aa kavuturulmas iin, ncelikle, pastoral

iktidar spot klarnn altna alnmaldr.

2. 1. Pastorallik

Pastoralliin gelimesiyle, ynetim zihniyetinin boy verecei arka plann

saland sylenebilir. Hristiyan pastorallii insanlarn gndelik hayatn

ynetmede, yn vermede ynetimselliin embriyonik geliimini tekil eder. Modern

devletin tarihi pastoralliin szgecinden geerek olumutur. Hristiyanlkta papaz,

her bir insan bireysel ve kolektif olarak yaamlar boyunca ve varlklarnn her

annda onlar izleyerek, ynlendirerek, onlara nderlik ederek ve kurtulular iin

adm adm yreklendirerek yeni bir ynetim sanatnn gelimesine katkda bulunur.

Foucaultya gre pastorallik 16. yzyl sonu, 17 ve 18. yzyllarda geliecek olan

ynetimselliin kristalize, embriyon durumdaki halidir. Modern devlet

ynetimselliin hayata gemesiyle geliebilmitir. Bu srecin arkasnda ise

Hristiyan pastorallii bulunmaktadr (Foucault, 2007:222).

Modern biyopolitik ynetim kendi temellerini sr-oban denkleminde bulur.

oban-sr oyununun, uzamla ilgisi yoktur ve obann simgesi pastoral iktidar sr

stnde uygulanr srnn belli bir meknla balants olmas gerekmez.

Pastoralliin nemi bireysellemenin nn amasdr. Disiplin de bireycilii

gelitirir yalnz disiplin bunu belirli normlar, normalizasyon sreleri zerinden

gerekletirir. Oysa pastorallikte her zgl duruma ve kiiye gre rnekler ve

101
neriler gelitirilir, dolaysyla sr-oban oyununda normalizasyondan sz

edilemez. Pastoral srnn selameti iin urar ve gerektiinde kendini kurban eder.

Bu durum hem bir tabiiyeti hem de znelemeyi beraberinde getirir. Foucault bu

nedenle pastoral iktidar ynetimselliin tasla olarak adlandrr.

Foucault ncelikle, pastoral iktidar simgeleyen obann, belirli bir toprak

paras zerinde deil, daha ziyade, sr zerinde iktidarn kullandn ifade eder.

obann nemli bir zellii, srsn bir araya toplamas, onlara yol gstermesi ve

nderlik etmesidir. Ardndan Foucault obann rolnn, srsnn selametini

salamak olduunu belirtir. Buradaki mesele, srekli bir iyilik; devaml,

bireyselletirilmi ve erekli bir efkat gstermektir. Son olarak, Foucault, iktidar

kullanmnn bir grev olmas fikrini pastoral iktidarn ayrc niteliklerinden biri

olarak iaret eder. Bu grev, obann gerektiinde kendisini srsne adamasn ve

tm admlarn srnn iyiliini gz nnde bulundurarak atmasn art koar

(Foucault, 2005a:29-31).

Foucault, Hristiyanln, oban-sr oyununu eitli deiimlerle uyguladn

belirtir. Bu deiimlerden ilki, sorumlulukla ilgili olarak ortaya kar. Hristiyan

anlayna gre, oban; sadece btn srnn sorumluluunu stne almakla kalmaz

ayn zamanda, hem tek tek her koyuna sahip kmal hem de onlarn btn

eylemlerine, onlarn atabilecekleri btn iyi ya da kt admlara ilikin, balarna

gelen her ey hakknda hesap vermek zorundadr. Dolaysyla, burada, sz konusu

olan oban tek tek her yesine balayan ahlaki balarn kuvvetlilii ve

karmakldr. kinci nemli deiiklik, itaat sorunu ile ilgilidir. Hristiyanlkta

obanla bant, bireysel bir olaydr. obana kiisel olarak boyun eilmelidir. Bu

durumda obann iradesine, yasayla tutarllk gsterdii veya bir yasann ifadesi

102
olduu iin deil, bizzat obann iradesi olduu iin uyulur. Devamla, Hristiyan

pastorallii, papaz ve koyunlarnn her biri arasnda zel bir bilgi ierimlemesi

nedeniyle farkllar. Bu bilgi, bireyselletirici bir bilgidir, ayr ayr her koyunun

durumu hakknda bir bilgiyi barndrmas gerekir. oban srnn her yesinin maddi

ihtiyalar konusunda bilgi sahibi olmal ve gerektii zaman bu ihtiyalar

karlamaldr. oban srde neler olup bittiini, srnn her bir yesinin neler

yaptn, her birinin yapt gnahlar bilmelidir. Ama tm bu bilgiler haricinde,

oban, her birinin ruhunda neler dolatn da bilmelidir. Son olarak, vicdan

muhasebesini, itiraf, vicdan ynetimini ve itaat etmeyi ieren btn Hristiyan

teknikleri, bireylerin bu dnyada kendi nefislerini kreltmeleri amacn tar. Bu

krelme, lm anlamna gelmez, kedinden ve bu dnyadan vazgemek demektir

(Foucault, 2005a:37-40).

Foucault, pastoral iktidarla, daha sonra nfus temelinde hareket eden

biyoiktidarla paralelliklerini ortaya koyar. Nfusun salnn korunmas, doum ve

lm oranlarnn tespiti ve mdahale nesnesi haline getirilmesi, kamusal hijyen

politikalar gibi modern teknikler pastoral iktidarn barnda, elbette sr denklemi

iinde ve farkl balamda, bulunmaktadr. Hristiyan pastorallii, unsurlar yaam,

lm, hakikat, itaat olan oban-sr oyununu devreye sokarak, ynetimselliin

ipularn sunar. Fakat Foucault, pastoral iktidarn, olduu haliyle deil, belirli

krizlerle karlaarak ynetimsellie yneldiini vurgular. Bu krizin bir ayan,

ncelikle, kilisenin pastoral iktidarna elik edip onunla mcadele iinde olan

mistisizm, asketikizm gibi kar-davranlar oluturur (Thierney, 2008:94). Ama bu

krizin ana kayna, Reform hareketidir. Foucault, Reformun Batnn karlat en

byk davran (conduct) devrimi olduunu belirtir. Bylece Reformasyondan

103
sonra pastoral iktidar, paralanr, alr (Foucault, 2007:193). Pastoralliin krizi,

ynetim sanatnn ortaya kyla birleir. Bireylerin davranlarndan sorumluluk

duymaya balayan iktidarn varlnda her ayaklanma (ngiliz ve Fransz Devrimleri,

zgr Mason Hareketi gibi gizli topluluklar veya Kadn Hareketleri gibi), artk,

dinsel bir balamdan daha ok siyasal drtlerle vuku bulur (Thierney, 2008:94).

Bilimsel Devrim de pastoralliin karlat bir dier, kendisi iin, kriz

unsurudur. Kepler, Copernicus ve Galileo ile birlikte, evren ynetimsizletirilmi,

tanr evren zerinde genel yasalar araclyla hkm srerken artk pastoral anlamda

evreni ynetmemektedir. Bylece tarihin sona erecei bir son durak fikri

kaybolmakta ve her devlet kendi tarihsellii iinde kendi sonul amac haline

gelmektedir. Pastoralliin bu krizine yant olarak zgr devletler oulluunu

anlamlandrmak amacyla yeni bir teorik perkspektif gelitirilir: Hikmeti Hkmet

(Raison dEtat) (Thierney, 2008:95).

2. 2. Hikmeti Hkmet

Hikmeti hkmet, Machiavellinin tehlikeli karmlarla dolu Prensine yant

hviyetinde, ynetim sanat gibi, ilk kez talyada belirir (Thierney, 2008:95;

Foucault, 2007:242-245). Egemenin bir yandan doal dzenden dier yandan,

yukarda vurguland zere, tebaann te dnyadaki selametini salayan

pastorallikten ayrmas, devleti Machiavellinin Prensnin hrslarna emanet eder.

Hikmeti Hkmet gelenei, bu tehlikeye yant olarak, egemenin tebaasn, devletin

korunmasn garanti altna alarak ynetmesini salayacak argman salar. Bu

104
gelenek egemenin devleti kendi hanesiymi (household) gibi ynetmesini hedefler

(Thierney, 2008:95).

Hikmeti hkmet, Foucaultya gre, bir sanat belirli kurallara uyan bir teknik

saylmaldr. Bu kurallar, adetler ve geleneklerle deil; rasyonel bilgiyle ilgilidir. On

altnc ve on yedinci yzylda Hikmeti hkmet dncesiyle ortaya konmak istenen,

ynetime yol gsterecek ilkelerin aa karlmasyd. Bu ilkelerin, doayla ve

doann yasalaryla bir ilgisi yoktu, ama devletin kendisiyle ve devletin

gerektirdikleriyle ilgisi bulunmaktayd (Foucault, 2005a:46). Hikmeti hkmet

kuramclar, Foucaultnun yorumu temel alndnda, Machiavellinin analizlerinin

kar kutbunda, bu analizlerle kartlk ilikisi iinde teorilerini kurarlar.

Machiavellinin tm analizi, prens ve devlet arasndaki ba neyin srdrdn ya

da pekitirdiini tanmlamaya ynelikken, devlet aklnn gndeme getirdii sorun

bizzat devletin varl ve doas sorunudur. Bu yzden Hikmeti hkmet

teorisyenleri Machiavelliden uzak durmaya zen gstermilerdi (Foucault,

2005a:46). Dolaysyla Hikmeti hkmet kuramclar iin mesele, dmanlarn

belirsiz bir zaman sresince bastrabilen devletin gcn oaltabilmesinin yollarn

aratrmaktr. Devletler, ok uzun bir tarihsel sre boyunca, tartmal bir corafik

blgede dayanmas gereken gereklikler olarak kabul grrler (Foucault, 2005a:47).

Bu nedenle mesele devletin gcnn arttrlmas olunca gndeme, zerinde hkm

srlen halk gelir. Foucault, devlet aklna gre ynetmenin odann halk olduunu

vurgular. Machiavellide prens rakiplerini ve soylular gz nne alp stratejisini

buna gre kurarken egemen, halka krdr. Oysa ynetimin iin, imdi, problem,

prensin dmanlar veya oktan ba kesilmi, satn alnm soylular deildir fakat

halktr. nk halk bir yandan, gcn kayna iken dier taraftan, uzak ve kapal bir

105
kutudur. Halk zor ve gerekten tehlikelidir. Bu nedenle ynetmek, temelde, halkn

ynetilebilmesi olmaldr (Foucault, 2007:352-353).

Devletin kuvvetini halkn ynetimin odana alarak arttrabilecek rasyonel bir

ynetim olarak anlalan devlet aklnn, belirli tipte bir bilginin olumasnn zeminini

salayaca tahmin edilebilir;

Ynetim ancak devletin ne kadar gl olduu bilinirse gl

olduu bilinirse mmkndr; ynetimin kalcl ancak byle

salanabilir. Devletin kapasitesi ve bu kapasiteyi geniletmenin

aralar mutlaka bilinmelidir. Tabii baka devletlerin gleri ve

kapasiteleri hakknda da bilgi sahibi olmak gerekir. Aslnda, ynetilen

bir devlet dier devletler karsnda ayakta kalmaldr. Bu yzden

ynetim, salt akl, bilgelik ve saduyu gibi genel ilkelerin hayata

geirilmesinden daha fazla eye ihtiya duyar. Bilgi zorunludur;

devletin kuvvetine ilikin somut, kesin ve dengeli bilgilere gerek

vardr. Devlet aklnn karakteristik bir zellii olan ynetme sanat, ya

da siyasi istatistik ya da aritmetik diye adlandrlan disiplinin

gelimesiyle i ie gemi durumdadr; yani burada sz konu olan,

farkl devletlerin glerinin bilinmesidir (Foucault, 2005a:47).

statistik, egemenlik alannda var olan glerin bilinmesi, bu glerin koordine

edilmesi, ynlendirilmesi hususlaryla yakndan ilgilidir. Dolaysyla artk nemli

olan, tekil bir gcn dikey ynlendirmesi deil, yatay ilikilerin dzenlenmesi, gler

ve ilikiler oulluunun koordinatlarnn karlmas ve belli bir amaca dnk

106
olarak sevk edilmesidir (Foucault, 2007:354). Ynetim sanat bo bir alan zerinde

icra edilmemektedir. Mesele, birbiriyle karlaan atan glerin dzenlenmesi,

yeniden dzenlenmesi, koordine edilmesi ve bunlarn yarmac bir dzenleme iinde

bir araya getirilmesidir. Dolaysyla snrlarn gvenliini temel alan egemenlik

anlay ynetim sanatyla yeni bir eik atlamtr (Foucault, 2007:407). Bu ynetim

sanatnn, istatistikle birlikte kulland ara, snrlar belli bir alanda yaayan

varlklarn dzenlenmesinden ve koordinesinden sorumlu olan, polistir.

2. 3. Polis

Ynetimselliin geliiminde bir halka olan polis devletin gcn devletin

bekasna helal getirmeden ynlendirme aracyd. Polis devletin i dzeni ile geliime

ynelik kuvvetler arasnda dengeli ve hesaplanabilir bir dzen tutturmann

mekanizmasyd (Foucault, 2007:408). Polis yaamn siyasetin nesnesi olmasnn

ak bir gstergesidir. 17 ve 18. yzyllarda polis zellikle daha iyi bir yaamla

ilgiliydi. Polis tarafndan pratie geirilen uygulamalarn merkezinde yaamn iyilii,

korunmas ve mutluluu sz konusuydu (Foucault, 2007:437).

Polis i dzenin korunmas ve dzenlenmesiyle ilgilidir. Polis lke iindeki

detaylar zerinde alr. Meydana gelebilecek deiikliklerden, spesifik gvenlik

problemlerinin giderilmesinden polis sorumludur. Byk hukuki dzenlemeler

egemenlikle ilikiliyken polis daha minimal dzenlemelerle, zamana ve yere spesifik

konular stnde eyler. Yoksullarn denetimi ve gzetimi, ulam ve tama, sosyal ve

ahlaki dzen, kamu sal polis dzenlemesinin ana balklardr. Polisi

Foucaultnun analizinde nemli hale getiren onun konumudur - egemenliin,

107
biyopolitik ve disiplin aygtyla eklemlemesindeki kpr roldr. Polis bylece Bat

Avrupada gelien yeni tip devlete yeni aralar salar. Polis, halkn genel manada

refah ile devlet gcnn arttrlmasn ve korunmasn birbirine balar. Ve egemenin

polis araclyla genilemesi liberalizmin kendisini kart olarak konumlayaca

gzergh oluturur.

Foucaultya gre, Avrupa toplumlarnda, polis sayesinde, ilk kez bireylerin

refah ve yaam, ynetimsel mdahale ile ilgili hale gelir. Bir baka deyile, polis,

hayatn srdrlmesi iin gerekli her eyin srdrlmesine gndermede bulunur ve

polisin nfusa dair uygulamalarn toplumsal olarak organize edildii her yerde

mevcut olduu dnlr.

Devlet aklnca idare edilen devlet veya polis devletinde, merkantilist

uygulamalarla, 17. yzyldan balayarak egemenin rol ak bir ekilde deimeye

balar. Haklar adna hareket eden egemenin yerini idareci bir egemen alr: egemen

zneleri, ama zellikle de gruplar, bireyler ve devletler arasnda meydana gelen

ekonomik sreci, idare eder (Foucault, 2007:284).

Merkantilistlere gre zenginlemenin temelinde parasal birikim gelir ve bunun

salanmas iin nfus gcnn, alabilir insan gcnn, maksimum olmas gerekir.

Bu, bir lkenin rekabet artlarn srdrmesi iin kanlmaz olarak uymas gereken

bir kuraldr. Merkantilistler nfustan bahsederken bu insani gcn evrelenip, belli

bir ama iin seferber edilmesi ve buna gre de yaam artlarnn dzenlenmesi

gerekir demektedirler; burada polis devreye girer. Polis lke iindeki glerin

dengeli bir ekilde organize edilmesi ve ynlendirilmesi, yerletirilmesi ve yaam

koullarnn organizasyonuyla ilgilidir (Foucault, 2008:5).

Polis, Foucaultya gre, bir ekonomi doktrini olarak okunan, merkantilizmden

108
bu balamda ayrlmaz. Devlet aklnn tamamlaycs olarak merkantilizm, her

lkenin en geni nfusa sahip olmasn ve tm nfusun alr klnmasn ve bu

nfusa denen cretlerin mmkn olan en dk seviyede tutulmasn ve daha fazla

miktarda rnn dar satlmas ile altn birikiminin salanabileceini savunur

(Foucault, 2007:237) . Merkantilizm; devletin, sermaye birikimini, nfus okluu

zerinden zenginlemesini ve d glerle rekabet iinde varln kalc klmasn

salayacak ekilde retimin ve ticari devrelerin dzenlemesini ierir (Foucault,

2008:5). Merkantilizmin ekonomik tavrn paylaan polis, devletin gcn, esas

olarak, nfusta ve nfusun reticiliinde bulur.

Polis, belirli bir ekonomi kavramsallatrmas ile merkantilizm bir arada

varln srdryordu. Bu ekonomi kavray, oikos (hanehalk) etrafnda

ekilleniyordu. Oikos hanehalknn, kadnlarn, ocuklarn, hizmetkrlarn, evcil

hayvanlarn vs ynetimi anlamna, siyasal oekonomi de, devletin bir hanehalk gibi

ynetilmesine karlk geliyordu. Polis; devleti, kendi hane halkn idare edermi gibi

ayn saiklerle idare eden egemenin, snrlarn iindeki hareketlilii dzenlemesi,

koodrine etmesi iin gereken aralarn banda gelmekteydi. Polis iin ekonomi ayr

bir alan iaret etmez ve potansiyel olarak devletin mdahalesine akt, ekonomi

batan itibaren siyasal olarak kavranmt (Neocleous, 1998:45). Polisin yapt

dzenlemeler devletin piyasaya mdahalesi olarak anlalmyordu. nk bu dnem

iin devlet ve piyasa iki ayr alan iaret etmiyor, aksine bu iki alan birbirinin ayns

olarak kabul ediliyordu. Polis, bar ve mutluluk adna mdahale etmekteydi, politika

ancak devletler arasnda bir anlama sahipti (Tribe, 1995:12). Fakat daha sonra,

Foucault, nfusun devreye girmesiyle bu yaplanmann, paralanarak, oekonominin

politik ekonomiye almasyla, ynetimsellie yneleceini ifade eder.

109
Polisin kurumsal varl, siyasal oekonomi iinden ekonomi politiin ve

istatistik biliminin geliimi, nfusu siyasal hedefi olarak ele alan biyopolitikann arka

plann oluturur. Foucault iin bu mekanizmalar; kurumlar, prosedrler, analizler,

hesaplamalar ve taktiklerle ekillenen spesifik, kompleks bir iktidar ana hedefi

olarak nfus stnde uygulayan, temel bilgi biimi politik ekonomi ve gvenlik

aygt temel teknik eleman olan ynetimsellie geite kritik rol stlenirler (Thieney,

1998:94).

3. Soybilim Politikalar

Foucault iin, olaylarn tarihini yapabilmenin tek bir yolu vardr; imdinin

ontolojisi. O tarihi, ardk ve kronolojik olgular btn olarak grmez. Tam tersine

Foucault iin sz konusu olan, imdiden yola karak ve ona bal olarak gemiin

soybilimsel bir okunmasn yapabilmektir (Revel, 2006:88). Foucaultya gre olay,

gemi bir olgu deildir; olay, her zaman ve her durumda, iktidar biimlerinin

sreklilii sorununu imdide yeniden gndeme tayan eydir. imdiyi

sorunsallatrmann merkezine almak, kendiliin bir ontolojisini yapmak, konuulan,

eylemde bulunulan yer ve zaman sorgulamak ve ayn zamanda ondan kopmann

yollarn aramak, sylemlerin, davranlarn, stratejilerin, kendilikle ve bakalaryla

olan ilikisini ortaya koymaktr (Revel, 2006:90). Dolaysyla imdinin ontolojisi

iktidar ilikilerini ve kendilik bilincini bir arada dnebilmeyi varsayar.

imdiyi anlamlandrmada kullanlabilecek, Foucaulttaki, anahtar kavram

biyopolitikadr. Biyopolitikann kendisine nesne edindii biyolojik varolu, nfusla

birlikte anlamldr. Nfus gnmzn ynetsel pratiklerini anlayabilmek iin kritik

110
bir yerde durur. Nfusu odana alan imdinin ynetim tekniklerinin biyopolitik

niteliklidir. Foucault gnmz ynetim pratiini ynetimsellik balamnda kavrar.

Modern ynetimsellik, kendisine nfusu nesne alan bir ynetim rejimi olarak

tanmlanabilir. Bu ynetim rejimi, her bir ve tmn (omnes et singulatim)

ynetimidir (Yalta, 2010:26). Nfus, grleri, inanlar, yapp etme biimleri,

gelenek ve alkanlklar, davran kalplar, gereklilikleri, korkular ve nyarglar ile

ele alndnda, kamu alan, nfusun, kampanyalar eitim, tevikler vs zerinden

ynetilmesini mmkn klan alan olarak belirir (Yalta, 2010:27). Nfus, statleri,

sorumluluklar zerinden ayrtrlan haklar zneleri toplamndan farkl olarak, yani

insanlk (mankind) tan farkl olarak, dier canllar arasnda bir tr (human

species) olarak anlalmaya balanmas yannda, kamu (public) olarak grlr. Nfus

artk, bir yandan canl varlklarn genel dzenine bal, (insan tr) ve dier yandan

hesaplanm mdahalelere konu olan bir eler topluluu olarak zmlenmeye

balanr (Yalta, 2010:109).

Biyopolitika, insann biyolojik varoluunun iktidarn nesnesi (ve bundan

elbette ki daha fazlasn) olma halini anlatr. ktidarn oda, modern ada,

Foucaultnun kavramasna gre, yaamdr. Foucault iin gnmz toplumlarnn en

nemli karakteristii; insann, Aristotelesin syledii gibi politik var olua sahip

yaayan bir hayvan olma eiini ap, bugn, yaayan bir varlk olarak yaamn

siyasetin hedefi haline getirmesidir. Gnmzde iktidarlar yaam ynetmeyi,

oaltmay ve yaam zerinde kesin denetim kurmay temel alan pratiklerle iler.

ktidar bir yandan tekil varolular kapsarken, ayn zamanda belli saydaki insan

topluluunu yani nfusu gzetir. Her birin ynetimi kendilik tekniklerine alrken,

tmn ynetimi nfusa gnderme yapar. Foucault kendilik teknikleri ile nfusun

111
veya tmn ynetimi arasndaki sreklilii (ynetimsellii) gz nnde

bulundurarak imdinin kuruluunu anlamann ipularn sunar.

Biyopolitik bir odak olarak nfus meselesine gemeden nce ynetmek

kavramnn Foucault tarafndan kullanlma biimini aa kavuturmak ynetimsellik

ile biyopolitika arasndaki ilikisellii belirginletirmek iin elzemdir. Foucaultnun

ifadelerine gre, ynetim, gnmzde politik terimlerle ifade edilse de, 18. yzyla

kadar ahlaki bir anlama sahipti. Ynetim sadece politik dilin iinden tartlmazd

ayn zamanda felsefede, dinde, tbbi ve pedagojik metinlerde de kendine farkl

balamlarda yer bulurdu. Bir devleti veya idareyi kontrol etmek anlam yannda,

ynetim kiinin kendisini kontrol edebilmesine, aile ve ocuklara rehberlik

etmesine, duygularn ynlendirilmesine karlk gelirdi. Foucaultya gre ynetme;

eylerin belirli bir amaca ulamak iin doru dzenlenmesi meselesi olarak

anlamlandrlrd. Ynetmek, bireylerin davranlarnn zerinde eyler ve onlar

ynlendirir (Foucault, 2008:1-2). Bu arka plan gzeterek Foucault ynetimi

conduct of conduct (davran zerinde eyleme) olarak adlandrr. Bylece modern

egemen devletlerle, otonom bireylerin ortaya kmasndaki ortak belirlenime iaret

eder. Gnmzde politik terimlerle ifade edilen ynetim sanatn baz alan Foucault,

ynetimsellikle, hedef olarak nfusu gren ve asli mekanizmalar olarak gvenlik

aygtlaryla i gren egemenlik, disiplin ve ynetsel idareden oluan l bir yapdan

sz edilebileceini syler (Foucault, 2007:143).

Foucaultya gre ynetim sanatnn tesis edilmesine ilikin temel nokta

ekonominin siyasal pratie sokulmasdr. Foucault ekonomi bilgisinin, aile alanna

dair tasavvurunun deierek, elbette nfusun devreye girmesiyle, boyut atlayarak

farkllatn vurgular. Nfus, aileye dair bir bilgi olan ekonomiyi bu dar

112
snrlamalardan kurtarmtr. Ynetim bilgisinin gelimesi, nfusun devreye

girmesiyle, aileyle snrl olmayan bir ekonomi kavramnn ve ekonomi politiin

gelimesini desteklemitir. Politik ekonominin ortaya kmasyla egemenliin

snrlandrlmas gndeme gelir; bylece siyasal egemenin zerinde egemenliini

kulland hak znesi, ynetimin gzetmesi gereken nfus olarak belirir. Bu nokta

biyopolitkann balang noktasdr. Foucault 18. yzyl sonunda nfusun, ynetimin

hedefi olarak tanmlanr hale geldiini, siyasetin artk biyosiyaset olarak

kodlanabileceini dnr. Bu nedenle politik ekonomiyi egemenliin eletirisinde

de merkezi bir bilgi biimi olarak kullanan liberalizm, biyopolitikaya giden yolun

ana hatlarn ortaya koymutur. Dolaysyla liberalizm zerinde almak e zamanl

olarak biyopolitik kulvarn zerinde yrmektir.

3. 1. Biyopolitikann Oda Olarak Nfus ve Gvenlik Aygt

Ynetimselliin oda nfustur, idaresinde onun; refahnn, salnn

artrlmas, doum oranlarnn azaltlmas ya da artrlmasnn zendirilmesi, belirli

blgelere yerletirilmesi gibi teknikler kullanlr. Foucault insan bedeninin nfus

olarak tanmlanp, ynetim nesnesi haline gelmesinin ynetimselliinin gelimesiyle

mmkn olduunu syler. Ynetimselliin gelimesiyle, nfusun bedensel varoluu

dzenleme alanna dhil edilmi olur.

Foucault iin, biyopolitikann ilk denetim hedefleri, doum, lm, uzun

yaama oranlarna ilikin bilgilerin toplanmas ve bunlarn uygun aralarla

ynlendirilmesidir. Bu minvalde, istatistiin yardmyla desteklenen denetleme

teknikleri, doum kontrol grnglerinin saptanmas, 18.yy sonunda kamu sal

113
grevini stlenen tbbn kuruluu, 19.yy banda sanayileme dneminin dnda

kalanlar, alamaz durumdaki figrlerin belirii, kilise yerine farkl yardm

mekanizmalar, sigortaclk sistemleri vs. biyopolitikann ilgilendii temel alanlardr

(Yalta, 2010:18). Bu alanlar, biyoiktidarn, bir biyolojik sreler btn olarak

kavranan nfusa odaklandna iaret eder.

Foucault, 18. yzyldan itibaren modern Bat toplumlarnda, biyoiktidar ile

insan biyolojik bir tr olarak politik stratejinin oda ve nesnesi haline geldiini

vurgular. Bylece insanlk biyolojik bir tr olarak ele alnmaya balanr (Foucault,

2007:16). Foucaultnun inceledii, gvenlik teknikleriyle nfus arasnda gelien

korelasyon ve bunun sonucunda da nfusun, gvenlik mekanizmalarnn - sonraki

kavramsallatrmasyla ynetimselliin nasl nesnesi ve znesi haline geldiidir.

Nfusun, kesinlikle modern bir kavram ve gereklik olarak, siyasal iktidarla, ayn

zamanda politik teori ve bilimle kurduu bu iliki 18. yzyl ncesine bakldnda

olduka yenidir (Foucault, 2007:25). Foucaultya gre nfus, birey serisi olarak deil

ama bireyleri ieren bir btnlk olarak ynetimin uygun bir amac olarak belirir.

Nfus, nceki yzyllarn hukuki ve siyasal dncesine tamamen yabanc bir

ekilde, siyasal zne olarak kavranr (Foucault, 2007:65).

Nfus egemenin gc olmaktan ziyade ynetimin sonu ve arac gibi grnr.

Nfus ynetimin maniplasyonlarnn nesnesi olmakla kalmaz ayn zamanda

ihtiyalar ve arzular znesidir. Foucault iin nfus, edilgen deildir, arzu ve istekle

ykldr. Ynetim sanatnn bu istek ve arzular karlayabilmesi iin yeni formlar

oluturmas, yeni dzenlemeler dizayn etmesi gerekir. Szleme teorisinin tersine

burada bir kere egemenin olumasyla, onun sayesinde elde edilen haklarla var olma

114
sz konusu deildir. Nesneleme ve zneleme srelerinde genleme ve karlkl

etkileme gndemdedir (Foucault, 2007:141).

Foucault, ynetimselliin odana nfusu yerletirirken, nfusu hedef alan

teknik ara olarak gvenlik aygtlarn formlasyonuna dhil eder ve bu aparat

(dispositif) temelde egemenlik ve disiplin paradigmasnn karsna yerletirir.

Foucaultnun deerlendirmesi temel alndnda, ynetimsellik ile egemenlik

arasndaki iliki de birinin, egemenliin, mekn tutmakla ve snrlar korumakla ilgili

olduunu; ynetimsellik olarak kavramsallatrdmz ynetim zihniyetinin ise

snrlarn ierisiyle, eylerin ve insanlarn akyla dorudan bir balant temelinde

anlam kazandn akldan karmamak gerekir. Ynetimsellik nosyonu, bu

minvalde, dier ynetim formlar ile egemenlik ve disiplin ile belirli ilikilere

sahiptir. Egemen iktidar, devletin yarg ve yrtme gleri zerinden hak ve devlere

sahip zneler zerinde otorite kullanm; disiplinci iktidar, ayn toprak paras

zerinde insanlarn bedenleri ve kapasiteleri zerinde iktidar kullanm olarak

deerlendirilebilir. 17. ve 18.yyda disiplin rejimlerinin yayl okullarda,

hastanelerde, ordularda vs. devletin brokratik ve idari aygtlarnn gelimesi

srecine paralel bir seyir izler. Ynetimsellik ise, hem egemenlik, hem de disipline

zg teknik, rasyonalite ve kurumlardan faydalanmakla beraber, bunlar yeni bir

konfigrasyona yerletirir. Egemenlik ve disiplini ikame etmek yerine, onlarn teknik

ve rasyonalitelerinden yeni bir dzenek kullanarak faydalanr (Foucault, 2007:35).

Foucault dikkati ektii zere, ynetimsellikle birlikte nem kazanan arzulanan

artlar altnda, sirklasyonun neden olabilecei tehlikelerden kanarak,

sirklasyonun salanmas, eylerin ve insanlarn hareketliinin gvence altna

115
alnmasdr. Prensin ve snrlarn gvenliindense sorun artk; nfusu ve onu

ynetenin gelecekteki riskleri gzeterek ynetebilmesidir (Foucault, 2007:93).

Gvenlik aygt ile egemenlik paradigmasn bylelikle ayran Foucault,

disiplin ile gvenliin belirgin farkllklarna iaret eder. ncelikle Foucaultya gre

disiplin kapatma, odaklanma ve younlama ile karakterizeyken ve belirli bir alan

tamamen, boluk brakmadan evreleme ile ilgiliyken, merkezcildir (centripetal).

Oysa gvenlik aygt, eylerin akna izin verir, merkezka kuvvetle ilemektedir

(Foucault, 2007:67). Gvenlik aparatlar, eylerin dzenine dorudan mdahale

etmez, sirklasyona izin verir, belirli bir l dayatmak yerine normallie dair belirli

bir normallik aral gelitirir. Disiplin normal ile anormal arasnda kesin ayrmlar

varsayar, belirli tipte normallii n koul alarak, normu buradan kurar. Oysa

gvenlik teknikleri, eylerin dzenine batan bir normallik dayatmaz, ak belirli

aralklar, skalalar dhilinde deerlendirmeye alr.

Nfusun ynetimin odana yerlemesi ve gvenlik tekniklerine konu olmas,

ekonomi politik dili iinden gelien liberalizmin; bir ynetim sanat ve

biyopolitikann genel erevesi halinde belirmesiyle koutluk gsterir. Foucault,

liberalizmi ve elbette ekonomi politii, bir yandan devlet akln snrlandrmann bir

arac gibi konumlandrrken dier yandan, hedefi nfus olan belirli ynetimsel

tekniklerin ifadesi olduunu belirtir.

116
3. 2. Devlet Aklnn Snrlandrlmasnn Arac ve Biyopolitikann

Genel erevesi Olarak Liberalizm

Foucaultda governmental tekniklerin yerlemesinin devlet akln snrlandrma

meselesiyle dorudan bir balants vardr. Devlet aklnn snrlandrmasnda teorik

argmanlar salayan hukuk deil, Foucaultya gre, ekonomi politikti. Ekonomi

politik lke iinde glerin organizasyonu, snrlandrlmas ve dengeli dalm iin

dnsel bir refleksti. Devlet aklnn snrlandrlmasnda olanakl aralar salad.

Politik ekonomi dsal olarak deil idareyi snrlandrmak amacyla, idareye isel

olarak, geliti (Foucault, 2008:14). Politik ekonomi herhangi bir bilim olmann

tesinde egemenin gz nnde bulundurmas gereken bir bilgidir. Ama ekonomi

ynetme bilimi veya ynetim prensibi, ynetimin rasyonalitesi olamaz. Politik

ekonomi ynetim sanatnn yannda bir bilim olabilir ancak. Herhangi biri

ekonomistleri dinleyerek veya politik ekonomi bilimini gzeterek ynetebilir

(Foucault, 2008:286).

Ynetimin srekli olarak alan geniletmesi prensibine kar olan liberal eletiri,

ynetimin, ynetilenlerin kendilerine zg sre ve dzenlemelerini dikkate almas

gerektiin ileri srer. Ynetimin snrlamasna n ayak olur (Foucault, 2008:10).

Ekonomi politiin geliimiyle artk ynetsel eylem iin meruiyet deil baar veya

baarszlk nem kazanmaya balar. Meruiyetin yerini baar alr. Artk yararc

felsefenin problemlerinin iinden konuulmaktadr (Foucault, 2008:16).

Klasik liberalizmin tezi, devlet iin en iyi sonucun, ekonomik znelerin kendi

karlarn izlemesi ile ortaya kacadr. Bu argman piyasa ileyiinin

117
katlmclarn davranlarnn, zgr kararlarnn sonucu olarak kurulduunu savlar.

Bu davran ve kararlarlar, her bir bireyin iradesinden bamsz olarak, piyasada mal

deiimi sonucunda belirli bir fiyat dzeyini meydana getirir. Piyasann bu

ileyiinin bilgisi, ne kendi karn en oklamay amalayan ekonomik zneler ne de

egemen tarafndan bilinir. Bu sebeple, ekonomik bir egemen sz konusu olamaz,

egemen, ekonomik zneler arasndaki tm etkileimi belirleyerek zenginlii

arttramaz. Ynetimsel pratiin kendini snrlamas ile ynetmek artk hkmetmek,

kuvvet kullanmak demek deildir, ynetimin sorunsal ok fazla ya da ok az

ynetmek arasnda bir dengeye ulamakla ilgili hale gelir. Foucaultya gre, bu

snrlamann dnsel izleini, ahlaki, doal ve ilahi yasalara uygun ynetiyor

muyum? sorusundan, devleti en yksek gcne ulatrmak iin gereken younluk,

derinlik ve detayllkla ynetiyor muyum? sorusuna ve bu dnemete, eylerin

doas tarafndan benim iin kurulmu olan maksimum/minimum aralnda

ynetiyor muyum? sorusuna gei sunar (Foucault, 2008:20; Yalta, 2010:116).

Liberalizm doruluk retir ve buna dayanarak ynetim pratiini koullandrr.

Fiyatlarn piyasann doal mekanizmalarnca belirlendii gibi, piyasa standart bir

doruluk retir ve bylece ynetim pratiklerinin doruluunun veya yanllnn

llmesi imkn dhilinde olur. Liberalizme gre piyasann doal bir dzeni

mevcuttur ve kamu dzeni bu nesnellii gz nne alarak eylediinde ancak verimli

olabilir. Bu nedenle ynetsel pratiklerin hukukiliinden deil liberal dorulua

uygun olup, olmadndan bahsedilebilir (Foucault, 2008:32).

Piyasa, bu balamda, doal mekanizmalara gre ileyen bir nitelikle anlmaya

balanr. Piyasann yar-doal mekanizmalarnn, kendi ileyiine brakldnda

doal hakikati verecekleri; her bir metann doal, iyi ve normal fiyata ulaacaklar

118
varsaylr. retimin maliyeti ile arzn miktar arasnda uygun bir iliki kurulmas

yeterli olacaktr. Piyasa, ynetimsel pratiklerin nerede doru ve yanl olduunu

belirlemeye balar (Foucault, 2008: 31-32).

Yeni dzende idare artk zneler veya zneler tarafndan zneletirilen eyler

zerinde eylemez. Ynetim imdi kamu kar denilen ey zerinde uygulanr.

Ynetimin, dzenlemesi gereken artk toprak ve zerindeki tebaa deil, ynetim

artk sadece karlarla ilgileniyor. Ynetimsellik, siyaseti ve onun paylarn

kurgulayan eyi, karlar dzenlemelidir (Foucault, 2008: 45). Liberalizmin derdi

artk eylerin gerek deerini belirleyen deiimin ynetimce nasl optimize

edileceidir (Foucault, 2008:46).

Liberalizm karakteristik zellii bulunmaktadr; ncelikle pazar zerine

kurulan hakikat anlay, hesaplanabilir ynetimsel yarar tarafndan snrlanma ve

son olarak dnya pazar karsnda Avrupann snrlanamaz bymesi. Bu zellik

liberalizmin sac ayaklarn oluturur (Foucault, 2008:61). Nfus ierisinde bulunan

srelerin, ekonomi ve toplumun kefine dayanan liberal ynetim sanat, ekonomiye

bir doallk olarak gndermede bulunur ve nfuslar dzenlemek, zgrlklere sayg

gsterecek bir yasal sistem organize etmek ve son olarak polise bugnk grevine

uygun bir rol vermek hedefindedir.

3. 3. Kendilik Teknikleri

Michel Foucault, bakalar zerinde uygulanan egemenlik teknikleri ile

kendilik teknikleri arasndaki bulumaya ynetimsellik adn verir (Revel, 2006:164).

Ynetimsellik nosyonu sadece nfus odann analize dhil edilmesiyle anlalamaz,

119
dahas modern iktidar ve kar iktidar mcadelelerini de gz nnde bulundurmak ve

ynetimselliin bu mcadelelerin doumunu da iaret ettiini belirtmek gerekir.

Ynetimsellik, iktidar ilikilerinin bir grnm deil ayn zamanda kendilik

tekniklerinin, bakalarnn idaresiyle de buluma noktasdr.

Ynetimselliin iki uygulanma biimi bulunmaktadr: liberal biyopolitiin

hedefi olan nfuslarn idaresi, ama ayn zamanda bireylerin zgrce ya da

zgrlkten geriye kalanca kendi kendilerince sahip olabilecekleri stratejilerin

idaresi. Ynetmek, ynetimsellik prosedrleri uygulamaya sokmak, e gdml

olarak, nfuslar ve bireyleri ynetmek demektir. Ynetim teknolojileri yani,

ynetimselliin yaratt denetim sreleri, uygulamalar ve stratejileri , szgelimi,

hem eitim ynetimini, hem bireyleri dntrme ynetimini, hem aile ilikileri

sorununu, hem kurumlar sorununu, vb. ilgilendirir; ama szn ettiimiz, her zaman

yaamdr; yani (znellikten arndrma ve onunla balantl rasyonel nesneletirme

biimi altnda) baml klma ve (znelliin yeniden temellk edilmesi biimi

altnda) bamllktan karmadr (Revel, 2006:164).

Kendilik teknikleri pratikleri araclyla kiiler, kendilerine dikkat etmeye,

kendilerini deifre etmeye, birer arzu znesi olarak grmeye ve bunu itiraf etmeye

itilirler. Bunu da, Foucaultya gre, varlklarnn doal ya da dkn hakikatini

arzuda kefetme olana veren belli bir ilikiyi devreye sokarak yaparlar (Foucault,

2003:123).

Bunlar varolu sanatlar olarak adlandrabileceimiz eylerdi.

Bununla belirtmek istediim kimi dnlm ve iradi pratiklerdir ki

insanlar bunlar araclyla yalnzca kendilerine davran kurallar

120
saptamakla kalmaz, ayn zamanda kendilerini deitirmeye, tekil

varlklar iinde dntrmeye ve yaamlarn, kimi estetik deerler

tayan ve kimi biem ltlerine karlk veren bir sanat durumuna

getirmeye abalarlar. Bu varolu sanatlar, bu kendilik teknikleri

(Foucault, 2003:127).

Liberalizmin boy vermesiyle birlikte modernliin eii alm, bir yandan

nfusun idaresi dier yandan tekil varolularn idaresi gerekletirilmi, olur. Bundan

byle biyopolitik bir uzamda hareket edilecektir.

Blmn ara deerlendirmesini yapmadan nce Foucaultnun dncesinde

arzi bir yerde duruyormu gibi grnen ve Toplumu Savunmak Gerekir adl

yaptta serimlenen sava ve siyaset ilikisine parantez amak gerekebilir.

4. Sava-Siyaset Balamnda Soruturmalar

Foucault, Toplumu Savunmak Gerekir balkl dersinin daha banda

Clausewitzin sava politikann baka aralarla srdrlmesidir nermesini tersine

evirmek gerektiinden bahseder. ncelikle Foucault, iktidar ilikilerinin bir g

ilikisi olduunu vurgular ve siyasal iktidar, savan etkisini askya almak veya sava

sonucunda ortaya kan dengesizliin ortadan giderilmesi amacyla, sivil toplumda

bar egemen klmaya giritii doru olsa da, mdahalede bulunmaz. Aksine siyasal

iktidar, g ilikisini, bir tr sessiz sava yoluyla, yeniden kurmak, insan bedenlerine

varncaya dek, kurumlar, ekonomik eitsizlikler ve dil ierisine yerletirmektedir. Bu

haliyle, siyaset savata beliren gler dengesizliinin onay ve srdrlmesidir

121
(Foucault, 2004:31-32). nk daha en batan iktidar ilikisinin temelini, glerin

sava atmas oluturur (Foucault, 2004:32).

Dzenin ve barn ardnda bylece sren sava, toplumu biimleyen ve onu

ikili bir biime gre blen sava, Foucaultya gre, rklarn savadr. Sava

olasln oluturan ve onun ayakta tutulmasn, srdrlmesini ve gelimesini

salayan temel eler: etnik farkllklar, dil farkllklar; g, sertlik, enerji ve iddet

farkllklar; acmaszlk ve barbarlk farkllklar; bir rkn baka bir rk tarafndan ele

geirilmesi ve buyruklatrlmasdr. Toplumsal varlk, Foucaultnun yorumu dikkate

alndnda, temelde iki rk zerinde eklemlenir. Toplumun bir utan br uca,

rklarn bu atmasyla kat edilmi olmasna dayanan ve daha sonra ardnda

toplumsal savan yznn ve mekanizmalarnn aratrlaca btn formlarn

ananas olarak XVII. yzyln hemen banda formle edilen ite bu dncedir

(Foucault, 2004:72). Foucault, bahsi edilen derslerinde, biyolojik-toplumsal bir

rkln rklar sava dncesiyle birlikte geliimini gstermeye alr.

Foucault, toplumsal yapnn bir snflar piramidinden olumadn, tutarl ve

birliki bir organizma da oluturmadn belirterek, kesin bir biimde ayr olmakla

kalmayan birbirine kart iki btnden olutuunu belirttir. Toplumsal yapy

oluturan ve devleti ileyen bu iki btn arasnda var olan bu kartlk ilikisi aslnda

bir sava ilikisi, bir srekli sava ilikisidir; devlet, bu savan sz konusu olduu iki

btn arasnda, grnrde barl olan biimler altnda srdrlme yollarndan

baka bir ey deildir (Foucault, 2004:98). Foucault btn iktidar ilikilerinin

altnda savan yattn, iktidar ilikilerinin bu temel zerinde kurulduunu ifade

eder. Fakat derslerinin sonunda, odan yaamn zerine evirerek baka trl bir

karmda bulunur.

122
XIX. yzylda siyasal hukukun en byk deiikliklerinden bir

tanesi, o eski hkmdarlk hukukunu ldrme ya da hayatta brakma

hakkn- , yeni bir hukukla, deitirmek demiyorum aka, ama onu

tamamlamaktan ibarettir (): yaatma ve lme brakma iktidar.

Hkmdarlk hakk, dolaysyla ldrme ya da hayatta brakma hakk

oluyor. imdi ise yerleen o yeni hak da: yaatma ve ldrme hakk

olur (Foucault, 2004:247).

Foucault, rklar sava temasn bir yana brakarak, biyoiktidar dedii, daha

sonraki derslerinde gelitirecei ve yukarda zetlenmeye allan, yeni iktidar

tekniinin ileyiini aklamaya koyulur. Yerleen bu yeni teknoloji, insanlar asl

olarak bedenlerden ibaret olduklar iin deil, tersine, yaama zg doum, lm,

retim, hastalk gibi sreler olan toplu srelerden etkilenen, global bir kitle

oluturmas nedeniyle insanlarn okluuyla ilgilenir. Bu yeni iktidar teknolojisinin,

bireyselletirici olmayan ama beden-insan ynnde deil, tr-insan ynnde

gerekleen, ynlatrc bir teknoloji olduunu iaret eder. XVIII. yzylda temeli

atlan, insan bedeninin anatomo-politiinden sonra, bu yzyln sonunda, artk insan

bedeninin anatomo-politii olmayan, ama insan trnn biyo-politii olarak

adlandracam bir eyin belirdii grlr (Foucault, 2004:248).

Foucaultnun aklama emasn (siyaset savan baka aralarla

srdrlmesidir ve rklar sava) deitirmesinin nedeni, iktidar bask-direni

ikilemine hapsetme olasldr. Oysa Foucault iin nemli olan, bu ikilie

hapsolmadan iktidar ilikilerini, bu oulluu, performatiflii iinde anlayabilmektir.

123
nk iktidar bir tz deil bireyler arasndaki bir ilikidir ve bu iliki sadece basky

iermez (Foucault, Seme Yaptlar 2:55). Foucaultya gre iktidarn karakteristik

zellii, baz insanlarn baka insanlarn davranlarn az ok btnyle, ama asla

zorlama veya tamamen deil, belirleyebilmeleridir. Zincirlerle hapsedilmi bir

insann maruz kald gtr iktidar deil. Potansiyel bir reddetme ya da bakaldrma

olmadan da iktidardan sz edilemez (Foucault, 2011:55). Dolaysyla, iktidar

devletle eitleyen ve toplumda var olan iktidar oulluunu gremeyen yorumlara

kar Foucault, daha geni bir perspektife yerlemektedir. Ayrca, son bir not olarak,

Foucault, rklar sava temasn ve toplumun kendisinden kaynaklanan teknolojiye

kar savunulmas gerektiini savunan bu teorik hatt izlemeyi terk ederek,

biyopolitik iktidar lm politikasna indirgemekten kanmak ister gibidir.

5. Ara Deerlendirme

On sekizinci yzyln sonunda polisin nesnesinin nfus haline

geldiini syleyebiliriz veya baka deyile, devlet her eyden nce

insanlara nfus olarak gz kulak olmaldr. Canl varlklar zerindeki

iktidarn onlarn canl varlk olduklarn kabul ederek uygular ve

siyaseti, sonu olarak, ister istemez bir biyosiyasettir. Nfus, devletin

kendi kar iin gz kulak olduu eyden te olmadndan, devlet,

gerek duyduunda nfusu katledebilir. Bylece biyo-siyasetin tersi

thanato-siyasettir (lm siyaseti) (Foucault, 2011:121).

124
Michel Foucault, biyopolitikann nfus seviyesinde yaam srecinin

dzenlenmesini ve idare edilmesini amaladn belirtir. Biyopolitiin nesnesi bu

anlamda tekil insan varlklar deildir, fakat bu insani varlklarn biyolojik

zelliklerinin lm ve toplanmasdr (Lemke, 2011:4-5).

Foucault yaam zerinde iktidar sren iki temel formdan bahseder: bunlardan

ilki bireysel bedenin disipline edilmesiyle ilgiliyken, dieri nfusun dzenlenmesiyle

ilgilidir. Bireysel bedenle ilgili olan anatomo-politikadr ve 17. yzylda gndeme

gelmitir. On sekizinci yzyln ikinci yarsndan itibaren ise biyopolitika olarak

adlandrlan nfusun dzenlemesi sz konusu olacaktr (Lemke, 2011:36). Disiplin

belirli kurumlarda (zellikle hapishane, hastane gibi) gerekletirilir (Lemke,

2011:37). Disiplinci mekanizmalar normal ve anormal arasnda hiyerarik balantlar

kurar ve belirli standartlar belirleyerek bireyleri bu standartlara uymaya zorlar. Oysa

gvenlik paradigmasyla ileyen biyopolitik iktidar, ampirik normu kendisine

balang olarak seer ve belirli aralklardaki farkllamaya izin verir. Gvenlik

teknolojileri gereklii norm olarak kabul eder, yani olaylarn statiksel dalmn,

hastalklarn, doum ve lmlerin ortalama deerini ele alr. zin verilen ve

yasaklanan arasnda mutlak bir snr izmez aksine belirli bir skaladaki optimal

dzenle ilgilenir (Lemke, 2011:47).

Biyopolitik iktidar disiplinci teknii dlamayan ama onu iine alan, onu

ksmen deitiren bir iktidar teknolojisidir. Bu iktidar tekniinin uyguland yer, -

bedenle ilgilenen disiplinden farkl olarak insanlarn yaamlardr. Beden-insan

deil de, yaayan insanla, canl varlk insanla, tr-insanla ilgilenir. Disiplin,

insanlarn okluunu ynetmeye alp bu okluu gzetleyerek, eiterek ve

cezalandrarak bireysel bedenlere dntrmekle urar. Oysa yeni teknoloji,

125
insanlarn okluuyla, yaama zg doum, lm, retim, hastalk gibi sreler olan

toplu srelerden etkilenen, global bir kitle oluturmas nedeniyle ilgilenir. Demek

ki, ilk olarak, bireyselletirme yntemiyle, beden zerinde iktidar kurulmasnn

ardndan, bireyselletirici olmayan ama beden-insan ynnde deil, tr-insan

ynnde gerekleen, bir anlamda ynlatrc olan ikinci bir iktidar kuruluu var.

XVIII. yzylda temeli atlan, insan bedeninin anatomo-politiinden sonra, bu

yzyln sonunda, artk insan bedeninin anatomo-politii olmayan, ama insan trnn

biyo-politii olarak adlandracam bir eyin belirdii grlr (Foucault,

2004:248).

Foucaultnun anatomo-politika olarak adlandrd iktidar teknolojisi, yeryz

ve nimetlerinden ok, ncelikle bedenler ya da bedenlerin yaptklaryla ilgili

mekanizmalardr; bedenlerden mal ve zenginlik yerine i ve zaman karmay

salayan bir mekanizmadr. Hkmdar teorisi ise, bedenler ve bedenlerin yapt

eylerden ok daha fazla yeryz ve yeryznn nimetleri ile zerinde ileyen bir

iktidar biimiyle ilintilidir ve bu teori iktidar tarafndan zamann ve iin deil,

mallarn ve zenginliklerin yerinin deitirilmesi ve temellkyle (appropriation)

ilgilidir. Hkmdarlk teorisi, srekli ve sreksiz borlar hukuksal terimlerle

yazmaya izin veren teoridir; srekli bir gzetlemeyi, kodlamay salayan teori

deildir. Hkmrann fiziksel varlndan hareketle ve onun evresinde

temellendirmeyi salayan teoridir (Foucault, 2005b:113). Oysa artk karmzda,

egemenlik paradigmasyla birbirini tamamlayan iki iktidar mekanizmas daha

bulunmaktadr. Bir yandan kendini disiplin ve beden siyaseti zerinden kuran

disiplinler anatomo-politik paradigma sz konusuyken; dier yanda dzenleyici

(regulatory) ve nfus zerinde eyleyen, hayat dzenlemeyi amalayan biyopolitik

126
iktidar gndemdedir. Biyopolitik iktidarda mesele; bireyleri egemenlik

paradigmasnda olduu gibi iradi eylemlerde bulunabilen hukuki zneler olarak

deil; disiplin paradigmasnda olduu gibi belirli davran normlarna uyan bedenler

olarak deil; nfus olarak, yani iinde yaadklar maddiyata biyolojik anlamda

mahkm bir okluk olarak etkilemesidir. Gvenlik bireyleri bu anlamda

doallatrr, yani biyolojik varlklarn, trsel varlklarn iktidarn nesnesi haline

getirir. Fakat vurgulanmaldr ki bu iktidar paradigmas birbirleriyle ilikili girift

yaplar olarak alglanmaldr. Eer bir dnemsellik sz konusuysa, deien ey,

tr iktidar arasndaki bantdr (Gambetti, 2008:3).

Bu iktidar arasndaki bantda, Foucault, rkl imdi farkl bir yere

yerletirir. Foucault, rkl devletin mekanizmalarna sokan, biyoiktidarn

belirmesidir der. Irklk, iktidarn sorumluluunu yklendii yaam alan ierisinde

bir kopukluk yaratmann yoludur: yaamas gerekenle lmesi gereken arasndaki

kesinti meydana getirmenin aracdr. Foucault rkl, biyolojik alan olarak kendini

gsteren bir alan ierisinde biyolojik zellikli bir durak koymann yolu olarak

deerlendirir. Bunun yannda rklk, sadece baka rklar ldrmek anlamna

gelmez bunun tesinde rkn yeniden retimine dair pozitif bir ynnn yn

bulunur (Foucault, 2004:261). Foucaultnun izleinde biyopolitika lm politikas ile

aynlatrlamaz.

Biyopolitikay, lm siyasetiyle e kapsaml hale getiren, Foucaultnun

yorumlarndan feyiz alan, en bilindik yorumcu Giorgio Agambendir. Agambenin

zgn yorumlarn gelecek blme brakmak zere, lm siyaseti ile biyopolitikann

aynlatrlmasnn, Antonio Negrinin belirttii zere, biyopolitik argmann

salayaca eitli zgrleme pratiklerinin zerini kapataca vurgulanmaldr.

127
Negri iktidarn batan itibaren biyopolitik olduunu belirtir, onun hedefinin yaam

etkilemek ve ynetmek olduunu iddia eder. Fakat Negri bu durumun, yaamn

sonsuz retkenliinin asla plak yaama indirgenemeyeceini ifade ederek, plak

insan figrnn apolitik nitelikli olduunu, herhangi bir direnie alan brakmadn

belirtir (Negri, 2004;Negri, 2008). Bu tartmann detaylarn sonraki blmlere

brakmak zere, imdiden, biyopolitikaya herhangi nsel bir sfat yklenmeden,

ynetimsellik ve liberal ynetim sanat balamnda, bir deerlendirmenin

yaplmasnn, ereveyi daha kapsaml bir halde grmeye daha ok yardm olabilir.

Bu bak as, biyopolitikay ne bir jeni meselesine ne de retken yaam

argmanna indirgemeden tartmann kanallarn aabilir. Her iki duruun olumlu ve

dikkate alnmas gereken yanlar, ynetimsellik ve liberalizmin zgn balamnn

soruturmaya dhil edilmesiyle btnlkl bir perspektiften birbirine eklemlenebilir.

128
III. Giorgio Agamben: ldrlebilirliin Pay Edilmesi

Kltrmzde her trl atmaya hkmeden ve belirleyici olan siyasi atma,

insann hayvanl ile insanl arasndaki atmadr. Yani Bat siyaseti mterek

kken itibariyle biyopolitiktir (Agamben, 2009:82).

Michel Foucault, biyopolitika nosyonunu gelitirirken, kendini bu zeminde var

eden modern iktidarn nasl olup da yaamn, glendirilmesi, oaltlmas ve

dzenlemesi zerine kuruluyken ldrme gcn kullandn belirsiz brakyor.

Toplumu Savunmak Gerekir adl yaptnda ortaya koyduu devlet rkl

kavramsallatrmasn sonraki yaptlarnda izlemek mmkn olmuyor. Yaam ile

lm arasndaki ilikinin, blgesel ve yerel savalarda meydana gelen lmlerin

yirminci yzyln her iki byk savandaki rakamlar at bir zaman diliminde

ortaya konmas daha kanlmaz bir hal alyor. Giorgio Agambenin ana urann,

yaam ve lm zerindeki iktidarn aslnda yaam ile lm zerinde iktidar olduu

argmann temellendirmek olduu kaba hatlaryla ifade edilebilir. Yaam ile lm

arasndaki ikin mekanizmann ortaya serilmesi, Agambene gre, modern

egemenliin yapsn anlalr klabilecektir ki bylece, ayn zamanda, Nazizm gibi

ayrks lm makineleriyle neden karya kalnd de aa karlabilecektir.

129
1. Egemenliin Topografyas

Agambenin kuramsal abas, hukuksal-kurumsal iktidar modeli ile biyosiyasal

iktidar modeli arasndaki sakl kesime noktasnn topografik grnmn ortaya

koyma denemesi olarak okunabilir. nk Agamben iin, bu iki analizini birbirinden

ayrmak imknszdr ve egemen iktidarn sakl da olsa orijinal ekirdeini

oluturan ey, plak hayatn siyasetin alanna sokulmasdr. Egemen, batan itibaren

plak hayat zerindeki eylemiyle kendini var eder. Bylelikle egemen iktidarn

ortaya koyduu ilk etkinliin, rahatlkla biyosiyasal bir beden yaratmak olduu

savlanabilir (Agamben, 2001:15). nk siyaset, Agambene gre, hayatn kendi

kendini iyi hayata dntrmesinin gerektii ve siyasallatrlmas gereken eyin

daima zaten plak hayat olduu yerdir (Agamben, 2001:16). Siyasetin doas diye

bir ey varsa bu Agamben iin imdi ve daima plak hayatn kendisi olmutur.

plak hayat siyasal olana kaznm durumdadr. Bylece, Bat siyasetinin temel

ikiliini dost-dman deil; plak hayat-siyasal varolu, zoe-bios, dlama-ileme

ikiliklerinde grmek mmkn hale gelir. Siyasetin var olmasnn nedeni, Agambene

gre, insann, bir yandan dili araclyla kendisini kendi plak hayatndan ayrp

bunlar kart hale getirmesiyken, ayn zamanda da, plak hayatyla ierici bir

dlama ilikisi iinde yaayan canl varlk olmasdr (Agamben, 2001:17).

Siyasetle hayat arasnda byle dorudan bir ilikinin kurulmas kanlmaz

olarak egemenlik ilikisini ve elbette egemenlik ve hukuk arasndaki ilikinin nasl

kurguland sorusunu gndeme getirir. Egemenliin hukukla girdii iliki, bir

yasaklama ilikisidir. Bu yasaklama ilikisinin merkezinde hayat bulunmaktadr.

130
nk egemenlik, hukukun hayata gnderme yapt ve hayat tam da askya almak

suretiyle iine ald orijinal bir dzenlemeyi ima eder. Agamben; hukukun, kendi

yokluunda hkm srd ve geersizliiyle geerli olmaya devam ettii

potansiyelini yasaklama (ban) olarak kodlar6. Yasakl kimse de, Agambene gre,

tam anlamyla hukukun dna atlan ve hukukla ilgisi koparlan birisi deil; hukuk

tarafndan terk edilen, hayat ile hukukun, dndaki ile iindekinin birbirinden ayrt

edilemedii eik alana braklan ve burada tehdit edilen bir kiidir (Agamben,

2001:43). Hukukun hayat ile kurduu iliki, geerli olma deil; terk etme ilikisidir

(Agamben, 2001:43) ve hayatn hukuk alanna girmesinin yolu, ileyici bir

dlamayla mmkndr. Agambene gre, hayatn snrsal bir durumu, bir eik hali

vardr. Bu eikte hayat, hukukun hem iinde hem de dndadr ve eer egemene ait

bir mekn tasvir edilecekse, o bu eiktir (Agamben, 2001:41).

Hayat ve hukuku balayan kpr terk etme ilikisi ile anlamlysa, egemen de

yaam, hukuk ile iddet arasndaki ilikiyi belirsizlikle malul klarak ierimler.

Egemen nomos, Agamben iin, hukuk ile iddeti birletirmek suretiyle, bunlar

belirsizlikle tehdit eden ilke olarak anlalabilir ve egemen de bylece iddet ile

hukuk arasndaki belirsizlik noktas haline gelmektedir, baka bir ifade ile iddetin

hukuka kart ve hukukun da iddete bulat eiktir egemenin konumland

alan (Agamben, 2001:47). Bu alann nitelii, en ak ifadesini, Agambenin kurucu

iktidar-tali iktidar7 tartmasnda bulur. Burada Agambene gre, eer kanun koyan

iddet olarak anayasama gc kurucu iktidar kanunu koruyan iddetten kesinlikle

daha yceyse, anayasama gcnn, kanunu koruyan iddeti merulatrmaktan baka

bir sfat yoktur ve hatta anayasal gle mulak ve sklp atlmas mmkn
6
Bir sonraki alt blmde detaylandrlacak olan, istisna ilikisi bir yasaklama ilikisidir.
7
Veya evirmenin tercih ettii terimlerle anayasama gc-anayasal g.

131
olmayan bir ilikisi vardr (Agamben, 2001:59). nk Anayasa kendisini

anayasama gc olarak varsayabilir. Egemen iktidar, hem anayasama gcne ve hem

de anayasal gce girecek ekilde kendisini ikiye blyor ve bu iki g arasndaki

belirsizlik alanna yerleiyor (Agamben, 2001:59). Dahas ne ayasama gc ne de

egemenlik, anayasal dzenin ne tamamen iine ne de tamamen dna oturtulabildii

iin nerede sorusuna tam bir yant almak mmkn olmuyor.

Agamben iin, anayasama gcnn, anayasadan tremedii ve anayasal dzen

kurmakla snrl olmad dncesi, anayasama gcnn egemen iktidardan nasl

ayrldn gstermekte yetersizdir (Agamben, 2001:63). Agamben iin, kurucu

iktidar ile tali iktidar arasnda bulunan bu ayrcalkl balantnn temelinde

potansiyellik ile edimsellik arasndaki iliki yatmaktadr. Bu nedenle, Agamben bu

tartmann balamn Aristotelesin dncesinde yeniden formle etmeye giriir.

Agambene gre, Aristotelesin dncesinde potansiyel hem edimselden nce

gelir, edimseli belirler ama ayn zamanda edimsellie tabi kalr. Aristoteles iin

potansiyelin zerk bir varoluu yoktur. Potansiyelin tutarlla sahip olmas ve

edimsellie dnmemesi iin, yapma/yapmama, olma/olmama potansiyeli olarak da

var olmas gerekir. Edimsele gei ise; potansiyelin kendi potansiyelsizliini askya

ald andr. Yani varlk, edimsel/aktel/fiili olabilmek iin potansiyeli tekrar

kendisine balamaktadr. Potansiyel, varln kendi kendisini egemen olarak ina

etmesine araclk eden eydir. Bir edimin egemen olmas, kendindeki olmama

potansiyelini ortadan kaldrarak, kendisini gerekletirmesi, kendisini olmaya

brakmasdr. Varlk potansiyelden ayrlp, kendisini mutlak edimsel olarak

gerekletirmek iin kendisini askya alr ve kendi iindeki olamama potansiyelini

yasaklama ilikisi eklinde yaayarak edimsel olur. Bu anlamyladr ki; saf potansiyel

132
ve saf edimsel birbirinden ayrt edilemez ki egemenin oturduu uzamda tam bu

belirsizlik mntkasdr. Egemenin topografik zemini belirsizlik mntkasysa, burada

karlat plak hayattr.

Agamben egemenlik alan, cinayet ilemeksizin ve kurban etmeksizin adam

ldrmenin meru olduu alandr ve kutsal hayat yani ldrlebilen; ama kurban

edilemeyen hayat da bu alanda zapt edilen hayattr (Agamben, 2001:113) diyerek

egemenlik ile hayat arsnda bulunan isel mekanizmann altn bir kez daha izer. Bu

alann zgl znesi ldrlebilen ama kurban edilemeyen yani homo sacerdir.

Homo sacer, ldrlmesi herhangi bir yaptrmla karlamayan ama ayn zamanda

bu ldrmenin kendisinin de kurbansal bir deer tamad Roma Hukukunun

zgn hukuksal bir znesini ifade eder. Homo sacer, karsnda btn insanlarn

egemen kesildii kiidir (Agamben, 2001:114). Egemenin karsndaki herkes de

homo sacerdir. nk her eyden nce egemenin ortaya koyduu ilk etkinlik plak

hayat retmektir ve kutsal olarak kabul edilen, ldrlebilen fakat kurban

edilemeyen hayat egemen yasan, penesindeki hayattr ve bu anlamda, dlanarak

ilenendir (Agamben, 2001:113):

Kutsallk () plak hayatn hukuk dzenine dhil ediliinin

ilk(el) biimidir ve homo sacer tabiri, ilk siyasal ilikiye benzer bir

eyin, yani, egemenin hkmnn/karannn nesnesi olarak ileyici bir

dlama iinde ileyen plak hayatn addr (Agamben, 2001:115).

133
Dolaysyla, ilk olarak ortaya kan siyasal unsur, yaln doal hayat deil;

lmle kar karya braklan hayat (plak hayat ya da kutsal hayat)tr (Agamben,

2001:119).

plak hayatn lme maruz braklmasnn baka bir karl yine Roma

Hukukunda bulunabilir. Roma Hukukuna gre yurttalar; ocuklarnn yaamlar

zerinde, hukuki dzen tarafndan mdahale edilemeyecek haklara sahiptir, onlarn

yaamlar zerindeki tek egemen olarak, hayatlarna son verebilir. Ve yneticinin

imperiumu, babann vitae necisque potestasnn btn vatandalara yaylm

halinden baka bir ey deildir (Agamben, 2001:120). Bylece, siyasal hayatn

temel dayanann, ldrlebilen, ldrlebilme zelliiyle siyasallatrlan insan

hayat olduunu savlamak mmkn hale gelir.

Agamben, plak hayat zerine zgn yorumlarndan birini de kurt-adam ve

ekya figrlerine ayrr. Ona gre, her iki imge toplumun bilinaltnda insan-hayvan

melezi olarak tasavvur edilir ve bunlar orman ile ehir arasnda birer azman olarak

kalanlardr, yani sz konusu olan ehirden yasaklanan insan figrdr. Ekyann

hayat, tam olarak ne insan ne de hayvan olan ve paradoksal bir biimde bu

alanlardan hibirine ait olmadan her iki alana da sokulan kurt-adamn, loup

garounun hayatdr (Agamben, 2001:142). Ekyann hayat, egemenin su

ilemeden ldrebilecei plak hayattr. O halde u ak olarak bir kez daha

tekrarlanabilir: Egemen asndan siyasetin tek zgn/otantik unsuru plak

hayattr (Agamben, 2001:143).

Egemenin topografik yerleimi belirlendikten sonra, modern egemenlik

biimlerinin bu yerleimi nasl biimlendirdii, bu yerleim zerinden kendilerini

134
nasl var ettikleri ortaya konabilir. ncelikle Agamben iin gnmz siyasetinin ei

benzeri grlmemi bir derecede totaliter siyaset haline gelmesini mmkn klan tek

ey, siyasetin tamamen biyosiyasete dnm olmasdr (Agamben, 2001:159).

Daha nceden istisnai olarak grnen bu durum yani siyasetin yaam referansl

olmas gnmzde norm haline gelmitir. Modern siyaset, plak hayat ile sk bir

ortak-yaama balamtr ve bu andan itibaren de, klasik siyasetin hukuksal-siyasal

temel nitelikleri anlamlarn yitirmektedirler (Agamben, 2001:159). Siyasetin yeni

znesi, zgr adam ve onun stat ve ayrcalklar deildir sadece ve sadece beden

yani corpustur (Agamben, 2001:163).

Modern demokrasi, siyasaln ilk(el) biiminin zerinde (plak hayat) tasarrufta

bulunmay radikalletirmekten baka bir yapmamtr Agambene gre. Bu anlamyla

modern demokrasi, kutsal hayat ortadan kaldrmaktan ziyade, kutsal hayat

paralamakta ve btn insanlarn bedenine datmakta, kutsal hayat tamamen

siyasal atmalarn nesnesi haline dntrmektedir. Modern demokrasinin

znesi/tebaas egemen istisnann, yani plak hayatn tecrit edilip ierilmesiyle ortaya

kmaktadr:

Eer hukukun, geerli/yrrlkte olabilmesi iin bir bedene

ihtiyac olduu doru ise ve eer, bu anlamda, hukukun bir bedeninin

olmas arzusundan sz edebiliyorsak, ite demokrasi, hukuku bu

bedeni gzetim altnda tutmaya zorlayarak, bu arzuya cevap veriyor

(Agamben, 2001:164).

135
Agamben, Hannah Arendti takip ederek insann domu olmakla belirli bir

ulusa aidiyetinin ezamanllna, daha dorusu doum olgusunun siyasal topluma

kaznm olmasna, dikkat eker. Dolaysyla Agambenin yorumuna gre nsan ve

Yurttalk Haklar Bildirgesinin ve dier modern ulus devletlere kaynaklk eden

bildirgelerin temelinde yatan unsur doum ile vatandalk olgusunun

eletirilmesidir. Agamben iin Fransada devrim ncesi, Ancien regimede bir

yaratk olarak, siyasal anlamda ntr olan ve Tanrya ait olan, klasik/antik dnyada

da (en azndan grnte) ak biimde zoe olarak siyasal hayattan ayrlan (bios)

plak hayatn ta kendisi, bugn artk, tamamen devlet yapsna giriyor ve devletin

meruiyet ve egemenliinin dnyevi temeli haline geliyor (Agamben, 2001:168).

Bylelikle, Agambenin yorumu takip edilirse, doum, plak hayat, dorudan

egemenliin taycsdr. Modern devletin zerinde ykseldii temel, zgr ve

bilinli bir zne olarak insan deildir, insanlarn plak hayatlardr (Agamben,

2001:169). Ulus-devlet sisteminde, insanlarn kutsal olarak kabul edilen haklar tam

da, egemen ulus-devletle yaam olgusu arasnda kurulan dolaymsz ba nedeniyle,

bir devletin vatandalna balanmadnda anlamszlayor ve geerliliklerini

yitiriyorlar (Agamben, 2001:167).

Hayata deer bimek ve hayat siyasallatrmak (ki sonuta

bunlar, bireyin kendi zerindeki egemenliinde rtk olarak bulunan

giriimlerdir), daima ve kanlmaz bir biimde, hayatn siyasal

anlamn yitirdii, sadece kutsal hayat haline geldii ve dolaysyla

da yok edilmesinin mubah olduu eiin belirlenmesini gerektiriyor.

136
(). Artk plak hayat her canlnn biyolojik bedeninde kol geziyor

(Agamben, 2001:182).

Modern demokrasilerin radikalleerek kitle kymlarna meydan vermelerinin

gerisinde yaam ile egemen arasndaki dorudan balant bulunmaktadr. Fakat bunu

ifade etmek bu radikallemenin yapsn yeterince ortaya koyamamaktadr. Bu

nedenle Agambenin istisna hali kavramsallatrmasnn ve onun bir norm haline

gelme olgusunun analizinin gerekletirilmesi gerekmektedir.

2. Normun stisnas, stisnann Normu: stisna Hali

Agamben, modern demokrasiyi en bandan beri kendisini zoenin

dorulanmas ve kurtuluu olarak ve srekli kendi plak hayatn bir hayat tarzna

dntrmeye, zoenin biosunu bulmaya almakla anlamlandrr. Onun iin

modern demokrasinin ayrc zellii, insanlarn zgrlk ve mutluluklarn,

insanlarn bamllklarnn ve boyun emelerinin sergilendii mekn olan plak

hayatta aramasdr (Agamben, 2001:19). Byle bir durumda btn istisnalarn kural

olmas sonucunu veren srele karlalr ve plak hayat alan8 gn getike siyasal

alanla rtmeye balar. Dolaysyla da, Agambene gre, dlama ile ileme, dar

ile ieri, bios ile zoe ve hak ile olgu indirgenemez bir belirsizlik mntkasna

girmektedir. te btn siyasal sistemin dayand gizli temeli temsil eden ey,

8
Agambene gre bu alan modern ncesi toplumlarda bu aslnda siyasal dzenin marjinlerinde
konumlanm olan bir alandr (Agamben, 2001:18).

137
plak hayat, ayn anda hem siyasal dzenden dlayan hem de dzenin iine

hapseden sz konusu istisna durumudur (state of exception). Siyasal dzenin snrlar

bulanklamaya balaynca, bu dzende ikamet eden plak hayat kendisini btn

kente zgrce salveriyor ve siyasal dzendeki atmalarn hem znesi hem de

nesnesi haline, hem Devlet iktidarnn rgtlendii hem de bu iktidardan

zgrlemenin gerekletii mekn haline geliyor (Agamben, 2001:18-19).

Agamben; iinde yaadmz an temel niteliinin, istisna halinin, (yaamn daha

ok ve youn bir biimde hukuksal-siyasal dzenin alanna dhil edilmesinin) her

geen gn biraz daha temel siyasi yap haline gelmesi ve nihai anlamda da, kural

olmaya balamas olduunu vurgular (Agamben, 2001:31).

Kresel i sava olarak tanmlanan durumun durdurulamaz

ilerleyii karsnda, istisna halinin ada siyasette egemen ynetim

paradigmasna dnme eilimi her geen artmaktadr. (). stisna

hali demokrasi ile mutlakyet arasnda bir belirsizlik eiine

dnmektedir (Agamben, 2006:11).

stisna halinin kavramsal olarak netlie kavuturulmas, Agambenin kuramsal

emas iindeki yerinin netletirilmesi, hem modern egemen ynetim

paradigmasnn, hem de yaam ile egemenlik arasndaki ilikinin daha belirgin bir

ekilde anlalmasna katkda bulunacaktr. Agamben, istisnay, hukukun onun

araclyla yaama gnderme yapt ve kendini askya alarak yaam bnyesine

katt zgn ara olarak grr. Bir istisna hali kuram gelitirmenin n koulu,

138
canly hem hukuka balayan, hem de onu terk eden ilikinin tanmlanmasna

baldr (Agamben, 2006:10). Eer, hukukun kendini askya almas yoluyla canly

bnyesine katt zgn yap istisna haline iaret ediyorsa, istisna halinin dorudan

biyopolitik bir anlam var demektir (Agamben, 2006:11).

stisna olarak dlanan ey, dlandndan dolay kuralla hibir ilikisi

kalmayan, tamamen kuraln dnda ve kuralla ilikisiz olan ey deildir. Tam

tersine, istisna olarak dlanan ey, kuralla ilikisini, kuraln askya alnmas

biiminde devam ettirir ve bu manada kuralla koparlamaz ve ikin ban srdrr.

Kuraln istisna zerindeki geerlilii, artk onun zerinde uygulanmama ve ondan

ekilme suretiyle devam eder. Sz konusu olan kuraln istisna zerinde hkmnn

askya alnmasdr, verili alanda hkmn devam ettirmesinin nnn alnmasdr.

Dolaysyla istisnai durum, dzenin ncl olan kaos deil, dzenin askya

alnmasndan doan bir durumdur. Bu anlamda istisna, () darda tutulan (ex-

capere) bir eydir (Agamben, 2001:28). stisna kendisini kuraldan dar karmak

yerine, kural, kendi kendisini askya alarak, istisnaya yol aar ve kendisini istisna

olarak srdrmek suretiyle, kendisini kural olarak tesis eder (Agamben, 2001:29).

Bylece egemen istisna:

Kendisini ieri ile dary ayrmakla snrlandrmayan, bunun

yerine, bu ikisi arasndaki eii (istisna durumunu) belirleyen temel

yerlemedir (Ortung) (Agamben, 2001:30).

139
stisna hali, Agambene gre zel bir hukuku, rnein sava hukukunu

tanmlamaz, aksine o, hukuk dzeninin askya alnmas olarak, hukukun eiini ya da

snr-kavramn belirler (Agamben, 2006:13). Aslnda, istisna hali, Agambenin

kavrad ekliyle, hukuki dzenin ne dnda, ne de iindedir. stisna hali tam olarak,

i ile dn birbirini dlamad, tersine birbirini belirledii bir eik ya da bir ne o,

ne bu blgesi ile ilgilidir. Normun askya alnmas, ortadan kaldrlmas anlamna

gelmez ve askya almann kurduu yasaszlk blgesi, hukuk dzeniyle balantsz

deildir (Agamben, 2006:33). Agambenin rnei kullanlrsa, rnein cinayeti

yasaklayan kuralda, yani bir eyi emreden ya da yasaklayan her kuralda, bir insann

doal iddet sonucu deil de egemen iddet sonucu ldrlmesi kuraln istisnasdr

ve hukuki bir yaptrm bu durumda sz konusu deildir. Yasann merkezinde

yasasnn hkmnn geerli olmad bir alan bulunmaktadr. Dolaysyla, normal

koullarda kuraln kendisinin ihlali anlamna gelen saf ve yaptrm olmayan bir

istisna mutlaka vardr (Agamben, 2001:32).

stisnann kuralla olan ilikisi Agambenin Hobbesu yorumlamasnda, daha da

aklk kazanr. Ayn zamanda egemenlik ile istisnann iieliini berraklatrr.

Hobbesun anlaynda, insanln doal durumu, egemenin kiiliinde vcut bulur;

doal durumun ius contra omnesini [kart durumun hukukunu -n] koruyacak olan

tek kii egemen olagelmektedir. Dolaysyla, egemenlik, Agambence, doal

durumun topluma sokulmas eklinde anlalr. Egemenlik, doa ile kltr, iddet ile

hukuk arasndaki belirsizlik durumudur ve ite egemenlie-zel iddeti oluturan ey

de zaten bu belirsizliktir. Nitekim doal durum gerekten de nomosun dnda bir

ey deil; nomosun potansiyelini ieren eydir (Agamben, 2001:53). Yasa

egemenin varlnda kanlmaz olarak hem doal durum ile hem de istisnai durum

140
ile balantldr. Tekrarlamak gerekirse, istisnai durum yasann (nomos) dnda

deildir. Bunun yerine, en bariz ekilde snrlar izilmi haliyle bile, her anlamda

temel unsur olarak nomosun iindedir. Dolaysyla da, yerletirme-dzenleme

balants kendi iinde zaten daima her trl yasann askya alnmas biiminde

kendi potansiyel kopuunu barndryor. (). Doal durum ile istisnai durum, tek bir

topolojik srecin iki farkl yznden baka bir ey deildir. (). Ve burada egemen

iktidar, ierideki ile dardakini, doa ile istisnay ve pysis ile nomosu birbirinden

ayrmann imknszlndan baka bir ey deildir (Agamben, 2001:55).

Bugnn karakteristik zellii, Agambene gre, istisnai durumun hukuksal

olarak bo alan, kendi zamansal-meknsal snrlarnn dna karmas, bu snr

ihlalinin byk boyutlara varmasnn sonucu olarak da, normal dzen ile akmaya

balamas, yani yeniden her eyin mmkn olduu bir durum yaratlmasdr

(Agamben, 2001:55).

stisna ile normal durum arsndaki iletiim yasa koruyan ve yasa koyan

iddetle, Walter Benjaminin kavramlaryla, ilintilendirildiinde; Agamben, yasa

koyan iddet ile yasay koruyan iddet arasndaki diyalektiin gerekten kopmadn

ve hatta burada, egemenin kararnn bu ikisi arasnda bir kpr kurduunu belirtir

(Agamben, 2001:90). Bu minvalde Agamben, Carl Schmitt ve Walter Benjamini

kar karya getirerek, zellikle de iddetin Eletirisi makalesi balamnda, egemen,

istisna ve normal hukuki durum arsndaki diyalektii belirginletirmeye alr.

Agambene gre yaznn amac (iddetin Eletirisi), mutlak olarak hukukun

dnda-tesinde yer alan ve bu nitelii ile de hukuku kuran iddet ile hukuku

koruyan iddet arasndaki diyalektii paralayabilecek bir iddetin olanaklln

141
gvence altna almaktr. (Agamben, 2006:66). Agamben, Benjamin ve Carl Schmitti

karlatrarak: iddetin Eletirisinin stratejisi, saf ve yasasz bir iddetin varln

kesinlemek amacn gderken, Schmitt iin byle bir iddeti hukuki balama

yerletirmek sz konusudur. nk Schmitt balamnda, hukukun uzlalmas

olanaksz bir tehdit olarak alglad ey, hukukun dndaki bir iddetin varldr ve

istisna hali, Schmittin Benjaminin saf iddet fikrini kavramaya ve yasaszl

yasann bnyesine yerletirmeye alt uzamdr. (Agamben, 2006:67).

Agambene gre Schmitt, egemen istisna haline karar verendir eklindeki egemenlik

kuramn, kurucu iktidar ile tali iktidar arasndaki ilikinin dnda kalan bu saf iddet

anlayn saf d etmek iin gelitirmitir (Agamben, 2006:68). Schmitt iddeti

hukuki balama yerletirme ura iindeyken; Benjamin, saf iddete (mesiyanik

iddet) hukuk dnda bir varlk vermeye alr (Agamben, 2006:73). Agambenin

okumasna gre Benjaminin saf mesiyanik iddeti hukuk ile iddet arasndaki ba

sergiler ve keser bylece sonunda yneten ya da yerine getiren iddet olarak deil,

saf biimde eyleyen ve gsteren iddet olarak belirebilir (Agamben, 2006:76).

nk Benjamine gre hukuk ve iddet iliki iindedir. Devlet iddete bavurma

hakkn kendi varoluuna isellemi bir iddetten alr ve bu iddet, devlete ikin

olacak ekilde kaynam bir halde ikiye ayrlr: yasa koyucu ve yasa koruyucu. te

bu iki iddetin kaynamasnn zerinde temellenen bir kurum olan devletin iddet

uygulamasnda arlacak bir ey yoktur. Bu anlamyla bir iddet tekeli olan devlet

ayn zamanda tahakkmn ve de karar almann tekelidir. Her tr egemenlik, kurucu

bir iddete referans verir ve her tr hukuk bu kurucu iddetin ansn muhafaza eder,

bu iddet adna egemen olmaya devam eder. Btn iktidar pratii dorudan ya da

dolayl yaamda kalma ve kalmama hakkn tayin etme gcn belirlemektedir.

142
ktidar, modern anlamyla kimin leceine kimin kalacana karar verendir. Bylece

hukuk, beden zerine her tr tasarruf konusunda kendini yetkili klarak herhangi bir

basit hukuki prosedr olmaktan km olur (Karde, 2009:123). Artk hukuk ile

iddet arasnda bir ztlktan bahsedilemez. Agamben; Benjamin-Schmitt arasndaki,

kendinin kurgulad, tartmaya referansla istisna ve egemenlik bann tam da hayat

zerindeki tasarruftan ileri geldiini savlar.

stisna hali, hayatla karlatnda kendisi yasa haline geldiinde yasasn

gcn yasaszla dntrr. Agambenin terimleriyle istisna hali, gerekliin

etkin olarak yasalatrlmasn olanakl klmak iin hukuka bir yasaszlk blgesi

sokar (Agamben, 2006:47). Burada, istisna halince alan ve yasasz bir yasa

gcnn sz konusu olduu (bu yzden de, yasa-nn-gc eklinde yazlmas

gereken) bir yasaszlk uzam belirir (Agamben, 2006:50).

stisna hali, bu anlamda, uygulama ile normun ayrlklarn

sergiledikleri ve katksz bir yasa-nn-gcnn, uygulanmas askya

alnm bir normu gerekletirdii (yani, uygulamayarak, uygulad)

bir alann almasdr. (). Bu, normu uygulamak iin, son tahlilde,

onun uygulanmasn askya almak, bir istisna retmek gerektii

anlamna gelir. Her durumda, istisna hali, mantk ile pratiin

belirsizletii ve logossuz katksz bir iddetin gerek herhangi bir

gndergesi olmayan bir szceyi gerekletirme iddiasnda bulunduu

bir eii gsterir (Agamben, 2006:51).

143
Hukuk, artk anlam olmadan yrrlkten olan bir hukuk haline dnr ve

hukuk hayat ile akmaya balar. Agambene gre bir istisna durumunda hayattan

ayrlamaz bir hale dnen hukuk, simetrik fakat ters bir hareketle tamamen hukuka

dnen hayatla yz yze gelir (Agamben, 2001:78). Hayatn hukuka dnmesinin

en trajik ifadesi kamp pratiinde vcut bulur. stisnann kurala dnd, plak

hayatn hukuktan ayrlmad mekndr kamp (Agamben, 2001:220).

3. Yeryznn Nomosu Olarak Kamp

Darda tutulan anlamna gelen istisna (ex-capere) teriminin

etimolojik anlam dorultusunda dndmzde, kampa alnarak

darda tutulan ey tam da dlanmak suretiyle ileniyor. Ancak

burada ncelikle hukuksal dzenin iine ekilen ey, tam da istisna

durumunun kendisidir. (). Dolaysyla kamp, istisna durumun ki

egemen iktidarn temeli bu durumun belirlenmesidir kural olarak

gerekletirildii/yrtld yerdir (Agamben, 2001:221).

Kamp, Agambenin iddiasna gre, gerek ile hukuku, kural ile uygulamay,

istisna ile kural birbirinden ayrmann asla mmkn olmad bir alan iaret eder.

Fakat buna ramen kamp yine de, bu ikisinin srekli birbirinden ayran mekndr

(Agamben, 2001:226). Kamplar, ulus-devletlerin krize girdii bir zamanda ortaya

kt. Bu krizin temelinde, kesin bir yerletirme (lke) ile kesin bir dzen (Devlet)

144
arasndaki ilevsel ba ve bu ilevsel baa kaznan hayatn kayd (doum ya da ulus)

zerine bina edilen ulus-devletlerin bu l yapnn biraradaln salayamamas ve

devletin de ilev deitirerek ulusun biyolojik hayatnn gzetimini asli grevlerinden

biri olarak stlenmesi yer almaktadr. Agambenin ifadesiyle, eer ulus-devletin

yaps lke/toprak-dzen-doum ls ile tanmlanyorsa, eski nomosun krlmas;

nomos oluturan iki unsurda (yer-dzenlemesi, Ortung ve dzen, Ordnung) deil;

plak hayatn (bu eklide ulus olan doumun) bu ikisine kaznmasn iaretleyen

noktada yaratlyordur (Agamben, 2001:227). Agambene gre, gnmz siyasetinin

kar karya kald gerek, doum (plak hayat) ile ulus-devletin giderek

birbirinden ayrlmasdr; kamp ite bu ayrmann ifadesidir. Artk yerletirmenin

olmad bir dzenin (yani hukukun askya alnd istisnai durumun) karsnda

buna tekabl eden dzensiz bir yerletirme (yani daimi bir istisna mekn olarak

kamp) vardr. Siyasal sistem artk hayat tarzlar ve hukuk kurallar vazetmiyor;

bunun yerine, bunu aan ve btn hayat tarzlarn ve btn kurallar iine alabilen

yersizletiren bir yerletirmeye dayanyor (Agamben, 2001:228). Kampn ortaya

kard trajik figr olan Muselmann yasann geersizletiinin en ak ifadesidir.

Nazi Almanyas kamplarna mahkm edilen Yahudiler, aralarnda bulunan ve

hibir insani tepki gstermeyen mahkmlar Muselmann olarak adlandrrlar.

Agambene gre Muselmann belirsiz bir varlktr; onda yalnzca insanlk ve

insanla-ait-olmayan deil, bitkisel hayat ve iliki, fizyoloji ve etik, tp ve politika,

hayat ve lm de srekli i ie geer dolaysyla bu anlamyla Muselmann belirsiz bir

varlktr (Agamben, 2004a:47). Muselmann hayat ve lm arasnda bir snr ifade

etmez yalnzca o bundan daha fazlasdr; o, daha ok, insani-olan ve insani-olmayan

arasndaki eiin belirtisidir (Agamben, 2004a:54). Kampn asl gizli ifresi

145
Muselmanndr. Muselmannn varlnda sorgulanan ey tam da insann insanldr;

nk insan kendisini kendisi yapan eyle, yani lmn ve hayatn kutsallyla

ayrcalkl bann kopuunun belirtisidir o. Muselmann kar karya gelinen insan-

olmayandr, insani-olmayandan ayr dile getirilemeyecek insandr (Agamben,

2004a:82).

Agamben, kamplarn modern devletin douundan itibaren tad biyopolitik

zelliklerini ifa ettiine inanr. nk kamplar, ona gre, sadece lm ve imha

yerleri olarak anlalmamaldrlar; aksine onlar lm ve imha yerleri olmasnn yan

sra ve her eyden nce, biyolojik sreklilikte tecrit edilecek nihai biyopolitik tz

olan plak, devredilemez ve tanklk edilemez bir hayata getii noktay iaret eden

Muselmannn retim yeridir (Agamben, 2004a:86).

Biyo-iktidar Muselmannda nihai srrn retmeye almtr:

tankln her trl olanakllndan ayrlm bir hayatta kal;

yaltlmlnda bile, demografik, etnik, ulusal ve politik kimliin

atfedilmesini olanakl klan bir tr mutlak biyo-politik tz (Agamben,

2004:156).

Hitler Almanyasnda grlen yaatmaya ynelik biyo-iktidarn ei

grlmemi mutlaklatrldr. Nazi Almanyasnda egemen ldrme iktidar

yaatmaya ynelik biyopolitika ile kesimi ve dorudan doruya bir lm-politikas

ile rttrmtr. (Agamben, 2004a:84). Agamben, Haftlingin [Tutuklu]

Muselmanna geldii noktann, rkln biyopolitikasnn, artk kesintileri

yerleikletirmenin mmkn olmad bir eie szarak, rk atn ve kendi

146
kendine, daha dorusu salt hayata-kal zerinde eylemde bulunulan bir eye iaret

ettiini belirtir. Burada egemen zne olarak halk ile nfus arasnda ba kesin olarak

kopar ve belirli bir taycya veya zneye tahsis edilemeyecek veya baka bir

kesintiye blnemeyecek mutlak bir biyopolitik tz doar (Agamben, 2004a:85-86).

halklarn nfuslara, nfuslarn da Muselmannlara

dnmesini salayacak bir yeinliktir bu. Baka bir deyile, volker

Raum [halktan arndrlm blge], muayyen bir corafi uzamda insan

hayatnn kendisine tahsis edilebilir her trl biyo-politik kimlii

at mutlak biyo-politik uzama, e anl olarak hem bir

Labenstrauma [yaam alan] hem de bir Todesrauma [lm alan],

dntren bir biyo-politik makine olarak anlald ekilde kampn

itici gcn adlandrr. Bu noktada lm basit bir glge-olaydr

[epifenomen] (Agamben, 2004a:86).

Agamben, en radikal halini Nazi Almanyasnda alan ve nihai amac sadece

hayatta kalan, Muselmann, retmek olan modern biyosiyasetin yeniliini; biyolojik

veri ile siyasal olan arasndaki farklar ortadan kaldrmasnda, daha dorusu

belirsizletirmesinde bulur. Ona gre, artk biyolojik veri dorudan doruya

siyasaldr ve siyasal olan da dorudan doruya biyolojik veridir (Agamben,

2001:193). Biyopolitik alan blen temel kesinti, znde politik olan bir topluluu

znde biyolojik bir toplulua, (doumunun ve lmnn, salnn ve hastalnn

dzenlenmesi gereken biyolojik bir toplulua) dntrmeye dayanan halk ile nfus

arasndaki kesintidir. nk nihai aamada her demokratik halk ayn zamanda

147
demografik bir halktr (Agamben, 2004a:85). Bu durumun net ifadesi en temel

ncln hayatta kalmak olmasdr. Mesele, hayatta kalmak uruna en yksek bedelin

denmesinin kolaylkla meru olarak kabul edilmesi, btn mcadele odann

biyolojik hayat olmasdr (Agamben, 2004a:92).

Dier ikisi arasnda (egemen iktidar ve modern iktidar lm

zerinde hak versus hayat zerinde) kendisini sezdiren bir nc

forml olduu sylenebilir: bu, yirminci yzyl biyo-politikasnn en

zgl zelliini tanmlayan bir formldr: artk ne lme terk etmek

ne de yaatmak sz konusudur, aslolan sadece hayatta tutmaktr.

Biyoiktidarn zamanmzdaki etkinlii, hayatn ya da lmn

retimine dayanmaz; daha ziyade, deiim geirebilir ve sanal olarak

sonsuz bir hayatta kaln retilmesine dayanr. Ne olursa olsun bu,

her durumda, hayvani hayat organik hayattan, insani-olan insan-

olmayandan, tan Muselmanndan, bilinli hayat belli bir eie

ulalana kadar diriltme teknikleriyle ilevsel tutulan bitkisel hayattan

ayrma meselesidir; sz konusu eik ise zsel olarak deiken bir

eiktir ve jeopolitik snrlar gibi, bilimsel ve politik teknolojilerin

ilerlemesine gre deiir. Biyoiktidarn en byk tutkusu, insan

bedeninde, canl varlk ve konuan varln, zoe ve biosun, insani ve

insani-olmayan ve insani-olann mutlak ayrlmasn hayatta kal

retmektir (Agamben, 2004:156).

148
4. Ara Deerlendirme

Agambenin ortaya koyduu teorik ereve iinde direni ancak imknszln

eiinde mevcuttur. nsan ilevsiz etkin (inoperativite) bir varlk olarak ele almas

znenin ina edilebilecei alan olduka daraltmaktadr. Agambene yneltilen

eletiriler temelde bu noktadan ekillenmektedir. rnein Hardt ve Negriye gre,

Agambenin dnsel dnyasnda direnie iktidarn totaliter biiminin kysnda yer

verilmektedir. Agambenin biyopolitika kavray iktidara olduka byk bir g

bahederek znesiz bir dnya nerir. Hardt ve Negri, biyopolitikay sadece

yerelletirilmi retken yaam gleriyle, rnein duygularn ve dillerin, sosyal

iblm ve bedenlerin ve arzularn etkileimi dolaysyla retilmesi, kendi ve

dierleriyle ilikinin yeni biimlerinin kefi gibi eylerle zde klmazlar bunun

tesinde biyopolitika ayn anda hem direni hem de znesizleme olarak sunulan

yeni znelliklerin yaratmn ierir (Hardt ve Negri, 2011:70-71).

Hardt ve Negriye gre insanlk plak deildir ve yaln yaama indirgenemez.

nsan yalnzca strap hikyeleriyle deil, retme kapasitesi ve bakaldrma gcyle

de ykldr (Hardt ve Negri, 2011:66). Hardt ve Negri egemenlik ile direni ikiliini

biyopolitika analizlerine tayarak biyoiktidar-biyopolitika ikiliini olutururlar.

Buna gre biyoiktidar yaam zerindeki iktidarken, biyopolitika ise direnmek ve

alternatif bir znellik retimini hedefleyen yaam gc olarak tanmlanr (Hardt ve

Negri, 2011:70).

Hardt ve Negrinin biyopolitika-biyoiktidar arasnda kurduklar dikotomi iki

aksiyoma dayanr. Onlara gre bedenler, varln biyopolitik dokusunun yapc

elemanlardr; biyopolitik dzlemde bedenler direnir. ktidar ise srekli oluur ve

149
dalr. Bedenlerin varolu koulu direnmektir, onlar var olmak iin direnmek

zorundadrlar. Tarih bu nedenle iktidarn eylemlerin ufkuyla snrlandrlamaz. Tarih

direniler ve mcadeleler tarafndan belirlenir. Tarih boyunca iktidar ve kar-iktidar

ifti yeniden ve yeniden retilir. Tarihin seyri de kar-iktidar glerinin

mdahalelerine gre ekillenir. Bunlarn tesinde bedenlerin direnii birbirlerinden

bamsz deildir. Direni, sadece tekil bedenlerce deil ayn zamanda bedenlerin

biraradal iinde retilir. Hardt ve Negri bu aksiyomlar araclyla var olan iktidar

biimlerin yklmasnn tesinde yeni zgrleme alanlarnn yaratlmasnn da

mmkn olduu tezini ileri srerler (Hardt ve Negri, 2011:45).

O halde iktidarn zgr zneler zerinde uygulanabileceini sylemek

iktidarn direnen zneler, hatta zgrlkleri iktidar uygulamasndan nce gelen

zneler zerinde etkin olabilecei anlamna gelir. Bu perspektiften kleler en ok,

gne batmndan doumuna kadar, efendinin kamsnn menzili dnda

olduklarnda deil; zerlerinde iktidar uygulanmasna direndiklerinde zgr olurlar

(Hardt ve Negri, 2011:87). Agambenin yorumlar direniin olanakllna dair pek

az ey ierir. nsani olanla olmayan arasndaki snrn inasnn egemenlikle ikin

balantsn gsterirken, bu snrn kendisinin de mcadele konusu olabileceinin

zerinden atlar. Bylece snrn varl dolaymyla sz konusu olabilecek direni

hatlar grmezlikten gelinir. ktidarn ilikisel yaps nedeniyle, sadece hukuki alana

hapsedilemeyecei bunun tesinde onun yapsnn iktidar-direni oyunuyla

belirlendii fark edilmez; tek tarafl (iktidarn hukuki-yasal balam erevesinde)

karsamalarda bulunulur.

150
VI. e Kar Emein Gc

Hardt ve Negrinin kurgusunun temelinde Marxn emein yaratc gcnn

olumlanmas bulunmaktadr. Marxn emein kurucu gcne vurgusunu Hardt ve

Negri bir adm ileriye tar. Onlara gre, sermaye ve metalar emein rndrler

ama bunun tesinde sermaye emein hareketine tepkisel olarak pozisyon alr. Hardt

ve Negri, Marxn soruturma ynteminin sermaye ile balamasnn gerisinde emein

kurucu gcnn bir n varsaym olarak kabulnn bulunduunu ileri srer. Onlara

gre, emein asli olduu gzden karlmamaldr. Bu bak as emek ile direni

arasnda ikin bir balant olduunu varsayar. Dolaysyla emek gibi direnii de

iktidara nazaran aslidir. Direni tepki veya yant deil iktidarn ufkunu belirleyendir

(Hardt ve Negri, 2004:82).

Emein ret ve alternatif yaam alanlar kurma yetenei ile ykl olarak

dnlmesi emek-deer kuruman da yeniden ele almay gerektirir. Buna gre

kuram sadece metalarn fiyatlarnn nasl belirlendiinin deil ayn zamanda sermaye

ile canl emek arasndaki mcadelenin de ifadesidir. Bu erevede deer yasas hem

srekli bir yapszlama srecini hem de kapitalist geliimin yeniden

yaplandrlmasn, emein bileiminin ve kompozisyonunun yeniden dizayn

edilmesini ierir (Hardt ve Negri, 2011:309). Deer yasas; hem emekilerinin

yaratc kapasitesini aa karr hem de bu yaratc kapasitenin erevelenerek

kapitalist art-deer retimine tabi klndn gsterir. Yasann bylesi dinamik bir

biim iinde kavranmas, insanlarn doal olarak yaratc eylemin (emek) tayclar

ve bu yaratc faaliyetin verimliliinin ve retkenliinin smr ve mcadele konusu

olduunun kabulne dayanr. Emek, sermayenin (siyasal olarak sylenirse direni

151
iktidarn) ufkunu tayin eder. Direniin temelinde emek bulunur. Emek sermayenin

ereveleme hareketinin daima tesine taar ve gelimenin, hareketin nedeni bu

tamadr. Hardt ve Negrinin temel disturu emein bu ayrcalkl konumudur.

Marksizm bu tr sermayenin krizlerinin, kapitalist birikimin isel hareketinden

deil ii snfndan kaynaklandn dnr (Dyer-Witheford, 2004:95).

1. Kavramsal Arka Plan

Antonio Negrinin teorik dnyasnn temelinde, Marx tesi Marx yaptnda

gelitirdii Grundrisse okumas ve Spinozadan ilhamn alan siyaset felsefesi

bulunmaktadr. Spinoza siyaset felsefesini daha sonraya brakarak bir ka ana

balkta Negrinin Grundrisse okumasna baklacak olunursa; dikkat ekici ilk nokta;

kr oranlarnn dme eilimi yasasnn temelini, Negrinin, sermaye ile emek

arasndaki atmada bulmasdr. Marks, dme yasasn sermayenin kendi

yapsndaki teknolojik deiimlere gre ele alrken; Negrinin okumasnda bu durum

emein kra ve sermayeye bakaldrsnn bir sonucudur. Negri iin kr orannn

dme eilimi yasas, kapitalizmin tahakkm altnda almaya direnen ve kendini

deerli klmak iin mcadele eden ii snfnn mcadelesinin karmaklna

baldr (Negri, 2006:177). Kr orannn dme eilimi, krn gcne ve bamsz

kuruluuna kar canl emein isyann hazrlar; bu isyan, soyguna ve bunun iinin

retken gcnn karsnda kapitalistin retken gcne ve toplumsal emein canll

karsnda toplumsal sermayenin iktidarna dnp sabitlenmesine kar gelien bir

isyandr (Negri, 2006:163). Negri iin cret, bamsz deikendir ve krn (pek tabi

de artk deerin) orann cret belirler (Negri, 2006:212-215). Marksn aksi

152
ifadelerine ramen Negri, cretin bamsz deiken olarak kodlamasn yle

rneklemekte: 1970lerde organize ii kitleleri mcadeleleriyle tam istihdam

olanaklar yaratmlar ve bu sayede de cretlerini ykseltmeyi baarm, kr orann

snrlandrarak kapitalizmi krize srklemilerdir. Emek hareketinin kapitalizmi krize

srklemesini tespitinin sac aya ise emek ile sermaye arasndaki antagonist

elikide nceliin emee verilmesi ve emein znellik ve deerin kayna olarak

grlmesidir. Emein yaratt kullanm deeri; btn zenginliin znel ve soyut

potansiyelinden, btn insani olanaklarn kaynandan baka bir ey deildir. Btn

zenginliin ve yaamn oaltlmas bu deer trne, yani kullanm deerine

baldr: Zenginliin ve gcn baka hibir kayna yoktu. Sermaye art deer

yoluyla bu gc emer (Negri, 2006:137). elikileri derinletiren ve krizi yaratan

ii snfnn sermaye zerinde yapt baskdr. Sermaye iilerin taleplerine sabit

sermayeyi genileterek ve emek srelerini yeniden dzenleyerek cevap verdiinde,

ii snf da yeni bir mcadele dngs ile kendisini politik olarak yeniden kurar

(Cleaver, 2006:29). Dolaysyla Negrideki emek kavray, emein retim ve

yaamda otonom bir konumda bulunmas zerine kuruludur ve bu durum,

sermayenin hareketli ve devingen bu g karsnda ancak snrlandrma, denetim ve

tahakkm arac olarak anlalmasn beraberinde getirir. Emek toplumsal deer

retme gc olarak yaratc gtr. (...). Sermaye, (...) emei, cretli emek altnda

snflatrarak metalatrma pratiidir. (...).retken emek kavramn olumlamak,

emein sermayeletirilmi biimi olan cretli emei olumlamaktr (Baysoy,

2006:20).

Emein sermaye karsnda byle ayrcalklandrlmas, Negri tarafndan

kapitalizmin dnemselletirilmesinde en iyi ekilde gzlenmektedir. Negri byk

153
lekli sanayi kapitalizmini evreye ayrr. Birinci evre 1848den 1914 e kadar

uzanr. Bu evrenin nitelii; 1) alma sreleri asndan, ii ilk kez makinenin

buyruuna sokulur ve makinenin bir uzants haline gelir. Burada retici dngye

eklemlenmi igc, emek dngleri hakknda ak bir bilgiye sahip nitelikli bir

igcdr ( bu profesyonel ii dnemidir). (...). 2) Tketim normlar asndan, bu

evre kitlesel tketimin srekli artyla karakterize olur. (...). 3) Dzenleme modelleri

asndan devlet, bu evrede, finans kapitalin yaplan, tekellerin glenii ve

emperyalist geliim arasndaki kurumsal btnlemenin her zaman daha kat

dzeylerine doru ilerler. 4) Proletaryann politik bileimi asndan bu evre,

kitlelerin sosyalist kurtuluu projesine gre, ikili bir rgtlenmenin (bir kitle bileeni

ve bir de nc bileen, biri sendikalist ve biri politik), (...) oluumuna tanklk eder.

Burada, profesyonel iinin teknik bileimi, sosyalist rgtlenmenin politik

bileiminde uygun bir karlk bulur (Negri, 2004a:92-93). Kapitalist byk lekli

sanayinin ikinci evresi Birinci Dnya Savandan 1968e kadar srer. Bu evre ise

kitle iisi ile karakterizedir. Negriye gre bu evrede 1) alma sreleri

asndan, proletaryann yeni teknik bileimi vardr ve eklendii endstriyel faaliyete

karlk olarak tamamen soyut hale getirilmi bir igcdr. Byk dolaysyla

niteliksiz ii kitleleri. (...). Kitle iisi dngnn bilgisini kaybeder. 2) Bu evre

tketim normlar asndan Fordizmin, kitlesel sanayi tarafndan retilen mallarn

edinilmesi beklentisi olarak cret anlaynn kurulduu evredir. 3) Dzenleme

modelleri asndan, retimin faaliyetini tam istihdamn ve sosyal yardm

garantisinin salamas yoluyla desteklemek iin (...) mdahaleci bir devlet modeli

azar azar oluturulmaya balanr (Negri, 2004a:93). Gnmz ilgilendiren,

imparatorluk tezinin de alt yapsn oluturacak olan, yeni devir, 1968i takip eden

154
yllarda balar. alma sreleri asndan bu evre fabrikalarn otomosyonu ve

toplumun bilgisayarlatrlmas ile dier evrelerden farkllamaktadr. Toplumsal

ii, retken emek karsnda hegemonik bir konum elde eder. Dzenleme

modelleri, okuluslu snrlar boyunca uzanr ve dzenleme, dnya piyasasn srekli

artan lde kapsayan parasal boyutlardan geer (Negri, 2004a:93). Proletaryann

politik bileimi ve yerletii alan toplumsaldr, biimi asndan hareketli ve ok

deerlikli; emein z asndan ise soyut, gayri maddi ve entelekteldir (Negri,

2004a:94). Artk bu evrede retken emek retken olmayan emek ayrmas ortadan

kalkmtr nk Negriye gre retken emek artk sadece dorudan sermaye reten

deil toplumu yeniden retendir. Smrnn yerletii mekn artk fabrika deil, bir

a eklinde olduu ve zaman lsnn igc deil, insan mr olduu bu

durumda, toplum sermaye tarafndan yutulmas gereklemitir; biimsel

boyunduruktan gerek boyundurua geilmi emek-zamann lmek

imknszlamtr (Dyer-Witheford, 2004:123).

Endstriyel kapitalizmin dnemselletirilmesinin temelinde emein yaratc ve

devingen gc vardr. retimin geliimi ve dnm emein sermaye

tahakkmnden kurtulu mcadelesinin bir sonucudur. Dolaysyla yukarda ifade

edilen kapitalist evreler hep bu kurtulu mcadelesinin yanksdr. nk Kapitalist

gelimenin bir dneminden dierine geiin ritmi proleter mcadelelerle belirlenir.

(...). Proleter ii mcadelesi yalnzca l ve birikmi emei tekrar yaama dndren

bir enerji nabz olarak ilemez; o ayn zamanda tarihin gerek giriimcisidir; nk

endstri, doa ve uygarlk proletarya mcadelesinin rgtlenmesinin ieriine,

ihtiyalarna, eilimlerine, biimlerine tamamlayc, ilevsel, organik bir yoldan

uyarlanmak zere snrlandrlmtr (Negri, 2004a:100). Bunun yannda aslnda

155
kapitalist yenilik her zaman bir sonu, bir uzlama ya da bir cevaptr, ama daha

nemlisi iilerin antagonizmasndan kaynaklanan bir zorunluluktur. Bu adan

sermaye, ilerlemeyi k olarak yaar (Negri, 2004a:95). Emek gc kendi

bileiminde devrimci bir dnme her yol atnda ve ii snfna dntnde,

sermaye bu noktada kriz ilikilerine girer ve karlk vermek iin tek bir silah vardr:

snf bileimini deitirme ve dntrme abas. (...). i snfnn zorla emek

gcne indirgenmesini hedefleyen siyasi, ekonomik ve teknolojik mekanizmalardr

(Negri, 2005b:264). Ama emek sadece sermayeye direnmekle kalmaz yaratc

znellii nedeniyle yeni ilikiler ve toplumsal alar retir. Negriye gre; canl emek,

kendisini soyut emee eviren kapitalist deerlenme ve art deer retim srecini

reddetmekle kalmaz, ayn zamanda alternatif bir deerlenme modeli, emein kendi

kendini deerlendirdii bir model nerir. Bu anlamda canl emek sadece

olumsuzlamay deil olumlamay da bilen aktif bir kuvvettir. Canl emein kendini

deerlendirme srelerinde retilen znellikler, alternatif toplumsallklar yaratan

faillerdir (Hardt ve Negri, 2003:21).

Emein yaratc kapasitesini ifade etmek iin baka bir kavram daha ortaya

kmaktadr: kendini deerli klma. ncelikle deerlenme kavramna baklrsa;

deerlenme: nsanlarn kendi ihtiyalarndan daha fazla retmesini ve onlarn art-

deer retimi iin srekli ie koulmasn ierir. Bu sreci deerlenme olarak

isimlendirmek, sermayenin retken insan etkinliinin eitliliini, tek bir toplumsal

kontrol mekanizmasna indirgeyerek baard devasa dnm vurgular (Cleaver,

tarihsiz:36). Dolaysyla; Deerlenme teorisi sermayenin kendi amac iin insan

etkinliklerini tabi klma, dntrme ve kullanma biiminin teorisidir: toplum

zerinde sonsuz bir komutay ifade eder (Cleaver, tarihsiz:7). Deerlenmenin

156
karsnda ise kendini deerli klma bulunmaktadr. Kendi kendini deerli klma, ii

snfnn kapitalist tahakkm ykma gcn, onun ret gcnn tam potansiyelini,

ifadesini kavrayabilmek iin ret gcnn kurucu gle nasl tamamlanabileceini ve

tamamlanmas gerektiini gstererek, kurulu projesine katkda bulunmay hedefler

(Cleaver, tarihsiz:42).

Kendini deerli klma, art deerin retimine deil; retken topluluun kolektif

ihtiyalar ve arzularna dayanan, alternatif bir toplumsal deer yapsna gnderme

yapmak amacyla kullanlmaktadr. Daha ak bir ifade ile bu kavram, kapitalist

retim ilikileri ile devlet kontrolnden grece bamsz yerel ve topluluk temelli

refah pratiklerine karlk gelir (Gbelez ve zer, 2005:371-372). Kendini deerli

klma, sermayenin ilikiselliini iin reddi ile ykan ve iin reddini kardan kurucu

gle birletiren bir politik kuruculuktur (Baysoy, 2006:80). Dolaysyla bu kavram,

yalnzca sermaye ilikilerinden kopmay, onu olumsuzlamay deil ayn zamanda

yeni toplumsal otonom alanlar ve ilikiler kurmay beraber dnmeyi

gerektirmektedir. Bu nedenle kendini deerli klarak sermayeyi krize srkleyen

emek, komnizmin kuruluunun temelini de atmaktadr. Negri iin kapitalizm,

sermayenin ii snfn iin dayatlmas ve art alma yoluyla denetledii ve iinde

iki znellik barndran (sermaye ve ii snf), toplumsal bir sistemdir. Bamsz bir

zne olan ii snfnn mcadelesinde temel olan ise iin reddi yoluyla kapitalist

denetimin krlmasdr. in reddinin mant sermayenin diyalektiinin altn oyar ve

ykar. mha ile elde edilen bu uzamda, devrimci snf kendi bamsz projelerini

kurar- kendini deerli klma. Demek ki, devrim ezamanl olarak sermayenin

yklmas ve yeni bir toplumun kuruluu, yani komnizmdir. in reddi, ok boyutlu

157
yeni bir toplum reten yeni bir biimin kuruluu temelinde iin planl olarak

bozulmasdr (Cleaver, 2006:34).

Antonio Negrinin bu kavramsal art alan, Micheal Hardt ile baladklar

projenin temelini tekil edecektir. Ksmen revize edilen, bu kavramsal ereveyi,

ortak kaleme aldklar mparatorluk, okluk ve Ortak Zenginlik adl yaptlarnda

takip etmek mmkndr.

2. Yeni Dnyann Eski Yz: mparatorluk

ncelikle, Hardt ve Negri imparatorluk kavramnn temel zellik sayesinde

ayrt edilebileceini belirtirler. lk olarak, imparatorluk karma bir kurulu yapsna

sahiptir. Karma kurulula kastettikleri; Antik Roma mparatorluunun temel

pozitif ynetim biimi olan monari, aristokrasi ve demokrasiyi kendi barnda bir

araya getirmesinde olduu gibi, amzn egemen motifi mparatorluun da bu

ynetim biimlerini gayet zgn bir ekilde kaynatrm olmasdr. kinci olarak,

yazarlar imparatorluun bir iktidar merkezinin, yani imparatorluun Romasnn,

olmadn belirtirler. Son olarak, mparatorluk darnn yokluuyla, snrszlyla

tanmlanr (Hardt ve Negri, 2008:14).

Hardt ve Negri, imparatorluk analizlerinin ulus-devlet egemenliinin

gerilemesi anlamna geldiini fakat genel olarak egemenliin kaybolmadn

vurgularlar. Egemenlik yeni biim almtr; onlara gre, bir dizi ulusal ve ulus-st

organdan oluan tek bir hkmetme mant gelimitir. mparatorluk da tam da bu

kresel hkmetme mantnn biimidir (Hardt ve Negri, 2008:18).

158
mparatorluk, Hardt ve Negrinin kavramn zgnln ortaya koymak iin

karlatrd, emperyalizmin aksine, toprak temelli bir iktidar merkezi yaratmaz.

mparatorluk, yersizyutsuzlam ve merkezsiz bir ynetim aygtdr (Hardt ve Negri,

2008:19). Dahas yazarlara gre, imparatorluk, tarihsel bir durum sonucu ortaya

kmamtr, sonsuz bir imdide ekillenen, mevcut durumu sabitleyen bir dzene

iaret eder. mparatorluk kendisini gelecein ve gemiin cisimlemi hali olarak

grr. Bu anlamyla imparatorluk kendisini daima tarihin sonundaki veya dndaki

rejim diye sunar. mparatorluk ulus-devletler gibi belirli bir toprak parasn ve

nfusu ynetmez sadece; insan doas zerinde hkimiyet kurmaya alarak, btn

toplumsal yaam nesnesi klmaya abalar. Hardt ve Negri imparatorluu

biyoiktidarn paradigmatik biimi eklinde dnrler (Hardt ve Negri, 2008:21).

Toplumsal hayatn btnyle egemenliin nesnesi klnmas disiplin

toplumundan kontrol toplumuna gei paradigmasnda daha grnr olur. Hardt ve

Negriye gre, disiplin toplumunda toplumsal komuta mekanizmas yaygn bir

aygtlar ebekesi yoluyla kurulur. Bu toplumun ilerlilii, disipliner kurumlar

araclyla salanr. Disiplinci iktidar, normal-anormal davranlar belirler ve bu

davranlar belirli normalletirici srelere tabi klar. Hardt ve Negri iin disiplinci

paradigma kapitalist birikimin ilk aamasnda varlk bulmutur. Kontrol toplumu,

tersine, komuta mekanizmalarnca, beyinlerin ve bedenlerin ele geirildiinin ve

toplumsal alann tamamen bu mekanizmalarca kuatldnn ifadesidir. Kontrol

toplumu, normalletirici disiplin aygtlarnn glendirilmesi, genelletirilmesi ve

iselletirilmesiyle karakterizedir. Kontrol mekanizmas esnek ve deiken alar

biiminde yaylmtr. Biyoiktidar kontrol toplumunda nihai aralarna ulamtr.

Toplum bu aamada sadece ekonomik olarak kuatlmamtr, toplumsal yaam

159
tamamen kontrol aygtlarna tabi klnmaya allmaktadr (Hardt ve Negri, 2008:48-

50). Disiplinci bir toplumda, tm retici glerle birlikte btn toplum sermayenin

ve devletin komutasna dhil edilmitir. Toplum kapitalist retimin srelerine gre

planlanmtr, bu toplum fabrika-toplumudur; sivil toplum devlet tarafndan

yutulmutur (Hardt ve Negri, 2008:259-260). Kontrol toplumunda ise toplumun

kendisi fabrika haline gelmitir.

Kontrol toplumu olarak btn toplumsal yaam kuatan imparatorluk,

kurulmutur. Onun inas kar snf mcadelesinin sonucudur. Hardt ve Negriye

gre imparatorluk okluun mcadelelerinin sonucudur (Hardt ve Negri, 2008:69).

Bu mcadelelerin modernliin barnda bulunduunu savunurlar. Yazarlar

modernliin birletirici olmadn ve iki kip iinde gelitiini belirtirler. Onlara gre

birinci kip radikal devrimci bir srele ilgilidir. Modernliin bu biimi insanl ve

arzuyu merkeze alr ve ikincidir. Ayn zamanda, demokratik bir ynelim iindedir

(Hardt ve Negri, 2008:98). Modernliin ikinci kipi ise bu demokratik eilimle

savamak ve onu tahakkm altna alacak yeni iktidar biimleri gelitirmek

amacndadr. Kar-devrimci bir paradigma olarak, Hardt ve Negriye gre, bu ikinci

kip aknlk hedefindeydi. Rnesans iinde beliren devrimi akn bir aygta

balamaya, bilimin dnyay deitirme arzusunu greliletirmeye alan ve

okluun iktidar elde etmesine engel olan modernliin bu kipiydi (Hardt ve Negri,

2008:98). Hardt ve Negri, modernliin iindeki devrimci ynelimin ikinci kip

tarafndan yenilgiye uratldn ve korku ve endieden kaynaklanan, insan

hayatndaki belirsizlikleri azaltma ve gvenlii arttrma arzusuyla oynayan yeni bir

akn gcn kurulduunu belirtirler (Hardt ve Negri, 2008:99). Bu kar-devrimci

projenin, yazarlar, Aydnlanma yzyllarnda hayat bulduunu belirtir. Hardt ve

160
Negrinin zerinde durduklar bu kar devrimci projenin birinci grevi, ikinlii

ikicilie dmeden akn bir otoriteye balamak ve zgr znelerin disiplinini

bylece salamakt. Akn otoritenin kuruluunu garanti almak iin, hmanist

dncenin retici ekseni olan kuvvet-arzu-ak (vis-cupiditas-amor) ls zgn

dolaymlarla evrelenmeye alld: Doa ve deneyimin anlalmas ancak

fenomenler araclyla mmknd; insan bilgisi zeknn dn araclyla

olasyd ve etik dnya akln ematizminden geerek iletilebilirdi. Hardt ve Negriye

gre bir dizi dolaymlar silsilesi ina edilmi ve insann tarihinde dolaymsz ve

mutlak kerteyi reten aknlk yeniden tretilmitir (Hardt ve Negri, 2008:102).

Yazarlar, Ortaadaki iktidar kademelerinin hiyerarik bir emaya gre

rgtlendiini belirterek; modernliin, geliimi iinde bu erevenin paraladn ve

yukarda vurguland zere yeni bir akn iktidar organizyonunun bina edildiini

belirtirler. Foucault bu ina faaliyetini, hatrlanaca zere, egemenlikten

ynetimsellik paradigmasna gei olarak anlamlandrr. Egemenlik tek bir

merkezden yaylan komutaya karlk gelirken, ynetimsellik btn toplumda ileyen

genel bir disiplin paradigmasdr. Fakat Hardt ve Negri bu geiin egemenlik

kavramnn iindeki, bir aknlk biiminden bakasna doru, bir dnme karlk

geldiini ifade ederler. Geleneksel egemenliin yerini, imdi, dzenleyici ilevle

karakterize bir aknlk almtr. Yazarlar, yeni egemenliin, toplumsal gerekliin

iine nfus ettiini ve amacnn emein retkenliinin dzenlenmesi olduunu

vurgularlar. Uygulamaya konan disiplinci pratikler sayesinde yeni iktidar, nfusun

biyolojik yeniden retimini de dzenlemeyi grev edinir. Hardt ve Negri, modern

egemenliin douunu, bylece, biyoiktidarn douuyla, tam ifadesini imparatorluk

zemininde bulsa da, e zamanllatrr (Hardt ve Negri, 2008:111).

161
Hardt ve Negriye gre yeni egemenlik paradigmasyla toprak temelli

egemenliin yerini, ulusun tinsel kimlii alr. Yeni egemenliin parametreleri, toprak

ve nfus, ulusun akn znn uzants eklinde kodlanmaktayd. Hardt ve Negri,

modern ulus nosyonunun monarik devletin bedensel dzenlenmesini devraldn ve

onu yeniden dizayn ettiini belirtirler. Yeni iktidar iki sreci st ste bindirerek

sahiplenir: Bir yanda kapitalist retim sreleri dier yanda mutlakiyeti ynetim

mekanizmalar. Yazarlar, bu btnln ulusun varl sayesinde gerekletirildiini

savunurlar. Ulus, dilsel ortakln sonucu olarak kltrel trdeliini, biyolojik kan

ba srekliliini ve snrlarn kati varln barnda birletiren kimliktir (Hardt ve

Negri, 2008:117). Hardt ve Negri, ulusun, tam da modernliin kar-devrimci

kipinin, biraz nce bahsedilen, modernliin devrimci kipini sourmann ve etkisiz

hale getirmenin mkemmel arac olarak tarihsel sre iinde yaratldnn altn

izerler. Ulusun bu ilevi yerine getiremedii koullarda ise halk mefhumuna

bavurulduunu belirtirler (Hardt ve Negri, 2008:124).

Hardt ve Negri modernliin soytnn ete kemie brnm biimini

Amerikan Devrimi srasnda ifadesini bulduunu vurgularlar. Amerikan Devriminin

incelenmesi yazarlar iin nemlidir nk onlara gre modern egemen yapdan, ulus-

devletten, imparatorlua geiin embriyon halinde geliimi bu devrim srasnda

ortaya kmtr. Amerikan Devrimi, modernliin iki kipinin mcadelesine ve bu

mcadelenin imparatorlua ynelen jestine sahne olmutur. Yazarlara gre Amerikan

Devrimi modern egemenliin soyktndeki bir yeniliin ve kopu annn

ifadesidir. Bu nedenle ABDde ortaya kan egemenlik nosyonundaki gelimeleri

izlemek, kresel egemenlik biimi olan imparatorluun zerinde ykseldii zemini

gsterecektir (Hardt ve Negri, 2008:178). ABDnin kuruluu Rnesansn devrimci

162
hmanizminin yeniden kefidir. Burada iktidar, bir dizi iktidarlar toplam olarak

kendini alar iinde dzenler ve ynlendirir. Egemenlik, alt birimlere blnm ve

her zaman okluun yaratc hareketine ve mdahalesine aktr (Hardt ve Negri,

2008:179). Avrupann egemenlik kuramlar siyasal iktidar aknlatrrken ve

bylece iktidarn kaynaklarn halktan uzaklatrrken; ABDdeki siyasal iktidarn

dzeni, tersine, toplum iindeki bir iktidara gnderme yapar. Bu anlamyla, siyasal;

topluma kar deil, toplumu btnleyen ve tamamlayan olarak anlalr (Hardt ve

Negri, 2008:182).

Avrupa modern dncesinden farkl olarak ABD egemenlik kavram

ncelikle, iktidarn ikinlii anlayna meydan vermitir. Bu egemenlik okluun

atmac ve oulcu doasna kapal deildir. Hardt ve Negriye gre, bahse konu

egemenlik biimi, ak ve yaylmac bir projeye meyleder. Yazarlar bu duruma

demokratik cumhuriyetilik adn verirler. ABDnin zgn koullarnda ekillenen

alar biiminde devinen bir iktidar olarak egemenlik nosyonu, demokratik

cumhuriyet ilkesiyle imparatorluk dncesini balayan snr zerindedir. Modern

egemenlii belirleyen ana karakter snrlarn varldr. Buna karlk emperyal

anlayta iktidar srekli bir devinim eklinde yenilenen ve yaratlan mantn

yaylmada bulur. Fakat ayn zamanda bu yaylma devaml bir yer-yurt edinmeyle

birlikte var olur (Hardt ve Negri, 2008:184).

Modern egemenlik, Hardt ve Negriye gre ounlukla hayali ya da gerek

toprak paras ve bu topran darsyla ilikisine gre belirlenmitir. Dolaysyla

modern egemenlik daima dar ve ieri diyalektiiyle ykldr. Sivil dzen ancak

snrlanm bir uzamda, ama mutlak olmayan, esnemeye ak ve dar olarak

adlandrlan bir uzamdan ayr oluuyla tanmlanr. Yazarlara gre, modernleme

163
sreci bu esneme zerine geliir: darnn iselletirilmesi, yani doann

uygarlatrlmas. Oysa emperyal dnyada, bu egemenlik diyalektii nihayete erer.

erisi ile dars arasndaki modern diyalektiin yerini bir oranlar ve

younlamalar, melezlik ve yapaylk oyunu almtr (Hardt ve Negri, 2008:203).

Bu younlamalarn sonucu kamusal meknlar da zellemi ve toplumsal

rgtlenmeyi zel ve kamusal meknlar, ierisi ve dars gibi bir diyalektie gre

yorumlamak anlamszlamtr. Bylece modern liberal politikann mekn

kalmamtr, Hardt ve Negriye gre postmodern ve emperyal toplum bir politik

alann yokluuyla tanmlanr: politikann aktel mekn silinmitir (Hardt ve Negri,

2008:204).

Kapitalist olmayan evrenin her bir paras farkl olarak dntrlmtr ve

hepsi de sermayenin genileyen bnyesiyle organik olarak btnlemitir. Baka bir

deyile, darsnn farkl paralar ayn modele gre deil, btnlkl bir bnye

iinde birlikte ilev gren farkl organlar olarak iselletirilmitir (Hardt ve Negri,

2008:242).

Darnn yokluunda ulus-ar korporasyonlar ve kresel retim ve datm

alar ulus-devletlerin gcn zayflatm olmakla birlikte, devletin ilevleri etkili

biimde baka dzlemlere ve alanlara yani emperyal iktidara kaymtr. Hkmet ve

politika ulus ar komuta sistemiyle tamamen btnlemitir. Kontrol mekanizmalar

bir dizi uluslararas organ ve ilev araclyla eklemlenmitir (Hardt ve Negri, 2008:

319-320).

Hardt ve Negri bu savlarn kantlamak iin; imparatorluun daha ampirik bir

analizine de giriir ve u kresel kurulu piramidini betimlerler: Piramidin daralan

164
tepe noktasnda, kresel zor kullanma tekelini elinde tutan bir sper-g ABD vardr;

bu tek bana hareket edebilecekken BM emsiyesi altnda dierleriyle ortaklaa

hareket etmeyi tercih eden bir sper gtr. (...).lk katman iinde kalan ikinci

dzlemde, belli bal kresel para aralarn kontrol eden ve bylelikle uluslararas

mbadeleleri dzenleme yetisine sahip bir grup ulus devlet bulunur. (G-7, Paris ve

Londra Kulpleri, Davos vd. organlarla birbirine bal devletler...) (...). lk katmann

nc dzleminde kresel dzeyde kltrel ve biyo-politik iktidar kullanan (askeri

ve parasal dzeylerde hegemonya uygulayan az ya da ok benzer glerden ibaret)

bir dizi heterojen birlik bulunur. (...). kinci katman, ulus ar korporasyonlarn

dnya apnda yayd alardan; sermaye ak, teknoloji ak, nfus ak vb.

alardan oluur. (...). Yine ikinci katman iinde kalan ve sklkla ulus-ar irketlerle

iktidarna baml olan dzlemde ise artk z olarak yerel, toprak temelli

rgtlenmelerden olumu genel egemen ulus devletler dizgesi yer alr. (...).

Piramidin nc ve en geni katman kresel g dzeninde halklarn karlarn

temsil eden gruplardan oluur. okluk dorudan kresel iktidar yaplarna katlamaz;

onlarn temsil mekanizmalar araclyla filtrelenmesi gerekir. (Hardt ve Negri,

2008:323-324).

Ana hatlaryla ortaya konan imparatorluk tezinin en nemli ayan okluk

oluturmaktadr. Hardt ve Negri yaadmz biyopolitik dnyay birbirine bakan iki

bal kartal metaforuyla paralellik kurarak anlamlandrrlar. Onlara gre kartaln

birinci ba emperyal egemenlii simgeler ve bu ba, biyopolitik komuta makinesi

tarafndan ina edilmi bir tzel yapy ve kurulu iktidar kodlar. Oysa teki kartal

ba usuz, bucaksz ummanda gemisini yzdrmeyi renen kresellemenin retici

ve yaratc znelerinden oluan okluktur (Hardt ve Negri, 2008:85). Hardt ve Negri

165
iin (Negrinin mparatorluk ncesi almalarnda da grld zere) okluk

yaratc ve devingen gcyle imparatorluun oluumunun temel faktrdr ve ayn

zamandan eer yeni bir dnya kurulacaksa da onun tek yaratc figrdr.

3. mparatorluun znesi: okluk

Kltr, rk, etnik kken, toplumsal cinsiyet ve cinsellik farklar kadar farkl

emek biimlerini, farkl yaam tarzlarn, farkl dnya grlerini, farkl arzular da

kapsayan ve tek bir zdelie indergenemeyecek saysz isel farktan mteekkil bir

a eklinde kavranabilecek (Hardt ve Negrinin imparatorluun znesi olarak

adlandrdklar) okluku tanmlayabilmek iin onlarn ska kullandklar emek

gcnn maddi olmayan yapsn ortaya koymak iyi bir balang olabilir (Hardt ve

Negri, 2004:12). Maddi olmayan emein kilit zellii onun iletiimi, toplumsal

ilikileri ve ibirliini retmesidir. Maddi olmayan emek; fikirler, semboller, kodlar,

metinler, dilsel figrler, imajlar gibi rnler retir. Dolaysyla emek,

postendstrilemeyle birlikte sadece maddi mallar retmekle kalmayp ilikileri ve de

toplumsal yaamn kendisini de retir hale gelmitir. Hardt ve Negrinin ifadesiyle;

Maddi olmayan emek, toplumsal yaamn biimlerini retmeye ynelik olmas

anlamnda biyopolitiktir; dolaysyla bu emek tr sadece ekonomik olmakla

kalamaz, derhal toplumsal, kltrel ve siyasal g haline gelir (Hardt ve Negri,

2004:84).

Bugn emek, egemen iktidar gibi yersizyursuzlamtr, btn hiyerariler ve

geleneksel emek ayrmlar ortadan kalkmtr. Bundan anlalmas gereken artk

166
emek hiyerarilerinin modernlemede olduu gibi retilemeyecei, emein soyut

emek ya da genel zek haline dntdr. Yani emek bu haliyle sahip olduu

bilgiyle retim srecinde yer almaktadr. Hardt ve Negri maddi olmayan emein

tr olduunu sylerler; Hizmet sektrnn itici gc olan maddi olmayan emei

e ayrabiliriz: Birincisi, enformatiklemi ve bizatihi retim srecini dntrecek

bir ekilde iletiim teknolojilerini bnyesine katm bir endstriyel retimle ilgilidir.

(...). kincisi, bir yandan yaratc ve zek rn maniplasyona, dier yandan da rutin

simgesel maniplasyona ayrlm olan, analitik ve simgesel ilerdeki maddi olmayan

emektir. Son olarak, maddi olmayan emein nc tr duygulanmn retimi ve

maniplasyonuyla ilgilidir ve (aktel ya da virtel) insani ilikiyi, yani bedensel

tarzda emei gerektirir (Hardt ve Negri, 2008:296). Yazarlarn duygulanmsal

emekle kast ettikleri elence sektr gibi sektrlerde istihdam edilen emektir ki bu

emek, art-deer deil, toplumsal alar, cemaat biimleri retir. Toparlanacak olursa

maddi olmayan emein; ilki, yetkin bilgi kullanan ve bilgi reten emek, ikincisi bu

ilkine veri girii gibi yan hizmetler sunan emek, ncs ise, duygulanmsal

emektir.

Hardt ve Negri maddi olmayan emein hegemon emek tr olduunu

belirtirler. Onlara gre, maddi olmayan emein niceliksel olarak az olmasn bu

emein niteliinin dier emek biimlerini ve de toplumun btnn dntrmekte

olduunu gzden karmamaldr (Brown ve Szeman, 2005:384). nk yazarlar

iin, endstriyel ve tarmsal emek; yok olmamtr, maddi olmayan emein

varlnda kabuk deitirmitir (Hardt ve Negri, 2004:83).

Emek, maddi olmayan emekle birlikte dnldnde, biyopolitiklemitir

nk yazarlara gre artk yaamak ve retmek birbirinden ayrt edilemezdir.

167
Yaamn tamam retim ve yeniden retimle dolu hale geldike, toplumsal yaamn

kendisi bir retici makine haline gelmitir (Hardt ve Negri, 2004:164). Zira bedenin

disiplin ve tahakkm altna aln sadece maddi retimin yapld fabrikayla snrl

deildir. Tm yaam bir fabrika haline gelmitir. Bu anlamyla biyopolitika, yaam

ve retimin i ieliini ifade eder. Hardt ve Negriye gre, beden artk her eyiyle,

sadece maddi retimiyle deil, maddi olmayan retimiyle, yaratt

duygulanmlaryla da kapitalist bir tarzla tahakkm altna alnmaktadr ve bu

gerek tahakkm momentinde, maddi olmayan retim biimi maddi retimin

gerekleme koullarn da belirler (Baysoy, 2006:113).

Biyopolitik alanda hayat retim iin almak ve retim de hayat iin

almak haline getirilmitir (Hardt ve Negri, 2008:58). Biyopolitik emek, Hardt ve

Negri iin, maddi mallarn tesinde, toplumsal ilikisinin kendisini reten emektir.

Dolaysyla yazarlar biyopolitika terimini kullandklarn bununla; ekonomik, siyasal,

toplumsal ve kltrel alanlar arasndaki ayrmlarn bulanklatn belirtmek isterler

(Hardt ve Negri, 2004:123). Bylece, yoksullarn ve isizlerin de retime itirak

ettiklerini, dorudan retken hale geldiklerini savunurlar. nk toplumsal retim

ibirliine veya toplumsal ilikilerin ve iletiim alarnn inasna dayanmaktadr

(Hardt ve Negri, 2004:148). Yazarlar biyopolitik retimle birlikte deerin temel l

birimi olarak zamansal emek birimini kullanmann anlamszlatn belirtirler.

nk fabrika retiminde olduu gibi dzenli ritimler ve i-zamanyla i d zaman

arasndaki net ayrmlar, maddi olmayan emein varlnda belirsizlemitir (Hardt ve

Negri, 2004:161).

Hardt ve Negri, biyopolitik retimle birlikte biimsel boyunduruktan gerek

boyundurua geildiini ifade ederler. nk yaam ile retim arasndaki ayrmlarn

168
kalkmasyla btn kullanm deeri deiim deerine ekilmitir. Deerin ls

olabilecek bir zaman lsne artk bavurulamaz (Negri, 2005b:44-45), retimle

yeniden retim aknca, alma zaman ile bo zaman ayrm da

anlamszlamaktadr. Bylelikle yaamn btn retim srecine dnmektedir.

Biyopolitik retim, yazarlara gre, tek bana bir dahi, bir usta tarafndan

gerekletirilemez, sadece ve sadece ortak varolu alnnda meydana gelebilir. Hardt

ve Negri, ortak varolula, btn insanln ortak miras olan hava, su, topran

meyveleri ve doann tm cmertliini kastetmezler. Onlar ortak varoluu

toplumsal retimin bilgiler, diller, kodlar, veriler, duygulanmlar gibi, toplumsal

etkileim ve daha fazla retim iin zorunlu olan sonular olarak ele alrlar (Hardt

ve Negri, 2011:10). Ortak varolu sadece paylalan dnya deil, ayn zamanda ortak

olarak yaratlan dil, kurulan toplumsal adetler, ilikileri tanmlayan sosyallik

tarzlardr (Hardt ve Negri, 2011:149). Fikirler, imgeler ve kodlar yalnzca ancak

ibirlii iindeki geni bir reticiler a tarafndan retilebilir (Hardt ve Negri,

2011:180). Bugn kapitalist birikim, retim srelerine dsaldr ve bu nedenle

sermaye ortak varolua el koymas anlamnda asalak bir karaktere brnmtr

(Hardt ve Negri, 2011:147).

Hardt ve Negri, oklukun sosyolojik boyutunu biyopolitik retim zeminde

ele alrken; siyasal bir zne olarak okluku ulus kavramyla kartlatrrlar. Onlar

iin, modern ulus kavram, monarik devletin (mutlakiyeti kralln) patrimonyal

bedenini miras alm ve onu baka bir biimde yeniden icat etmitir. Patrimonyal

ufkun yerini ulusal ufuk aldka, ulus-devletin yurtta disiplinci dzene teslim

olmutur. Ulusal egemenlik, modernliin atmal kklerini askya alarak ve

glerini devlet otoritesine teslim etmeye yanamayan modernlik iindeki alternatif

169
yollar tkamtr (Hardt ve Negri, 2008:116-119). Hardt ve Negri iin, Ulus

diktatrlk demektir ve bu yzden hibir demokratik rgtlenme abasyla

badamaz (Hardt ve Negri, 2008:119). Yazarlar, Fransz Devrimi zerine

yrttkleri tartmada u sonuca varrlar: Gelgelelim bu ulusal ve halk egemenlik

nosyonunda devrimci ve zgrlk olarak grnen ey gerekte vidann biraz daha

sklmasndan, modern egemenlik kavramnn ta bandan beri yanndan ayrmad

boyun edirme ve tahakkmn biraz daha yaylmasndan baka bir ey deildi

(Hardt ve Negri, 2008:124).

Hardt ve Negri, bu tartmann ardndan, halk kavram ile okluk arasndaki

farkllklar ortaya koyarlar ve ulusun temeli olarak gsterilen halkn gerekte, ulus-

devlet tarafndan ina edildiini vurgularlar: Modern halk kavram ulus devletin bir

rndr ve ancak onun zgn ideolojik balamnda varln srdrr (Hardt ve

Negri, 2008:123). Halk okluk deildir, aksine o, okluu yok etmenin, onun

gcn snrlandrmann bir aracdr. nk okluk, eitliliktir, bir tekillikler

alan, ak bir ilikiler takmdr ki, ne homojen ne de kendisiyle zdetir, kendi

dndakilerle ayrmsz, kapsayc bir ilikiye girer. Buna karn halk kendi iinde

zdelie ve homojenlie ynelirken, farklln izer ve kendi dnda kalanlar iter.

okluk sonu olmayan bir kurucu ilikiyken, halk egemenlik iin hazrlanm kurulu

bir sentezdir. Halk, okluun eitli iradeleri ve eylemlerinden bamsz ve sklkla

onlarla atma halinde olan tek bir irade ve eylem ortaya koyar. Her ulus okluu bir

halk haline getirmek zorundadr (Hardt ve Negri, 2008: 123-124). Bunun yannda

halk temsil mekanizmalaryla snrlandrlan ve kayt altna alnan bir kategoriyken;

okluk, temsiliyete meydan okur; nk bir oktur, snrszdr ve lszdr: Halk,

bir birlik olarak temsil edilir; fakat okluk, modernitenin erekselci ve akn

170
rasyonalizminin karsnda duran koca bir canavardr. Halk kavramnn aksine

okluk kavram tekil bir oulluktur, somut bir evrenselliktir. Halk sosyal bir gvde

oluturuyordu; ama okluk yaamn canl bedenidir (Hardt ve Negri, 2006:127).

okluk bir taraftan halktan farkllarken, dier taraftan kitle, yn gibi

sosyal oluumlardan da ayrlr. nk kitleler ve ynlar, kolaylkla maniple

edildikleri iin tehlikeli ve iddetli olan, irrasyonel ve edilgen bir toplumsal gc

ifade eder. Oysa okluk, etkin bir toplumsal aktrdr eyleyen bir oulluktur.

okluk, halk gibi bir birlik deildir ama kitleler ve ynlarda da farkl olarak

rgtldr; kendi kendine rgtlenen bir faildir (Hardt ve Negri, 2006:127). Ayn

zamanda oklukla snf arasnda da nanslar vardr. Daha nce de vurguland gibi,

iiler giderek maddi olmayan emek kapasitelerinin taycs haline gelmekte ve

emek; retim aralarn, aletlerini yeniden kendine mal etmektedir. Maddi olmayan

retken emekte bu ara beyindir. Bylelikle emein tekil kapasitesi onu bir snftan

ziyade bir okluk olarak kurar (Negri, 2004b:89).

Kendisini halk, snf gibi kategorilerden farkllatrp yeni bir znellik olarak

kuran okluk, yeni talep ve istemlerle imparatorluk uzamnda eyler. Bu talepler ne

halkn ulusal egemenlik, temsil gibi talepleridir; ne de snfn ekonomik istemleriyle

ortaktr. Yeni dnyann retim ve emek srelerindeki dnmn de gz nne

alarak oklukun kendini kurarken imparatorlua kar direniinin talepleri; kresel

yurttalk hakk, toplumsal cret hakk ve yeniden sahiplenme hakkdr.

Kresel yurttalk hakk herkesin yaad ve alt lkede tam yurttalk

haklarna sahip olma hakk anlamna gelir. Bu talebin iki ura vardr; ncelikle

devletlerin sermaye iin zorunlu olan glerin (Filistinlilerin sraile ya da

171
Meksikallarn ABDye g gibi) yasal olarak tanmasn hedefler. kinci moment

ise g hareketlerinin okluk tarafndan kontrol edilmesidir. okluk gn olup

olmayacan, olacaksa nereye ve nasl olacana karar vermeye muktedir olmadr.

okluk ayn ekilde yerinden kmldamama ve bir yerlere gmek yerine srekli

olarak bir yerde yaama hakkna da sahip olmaldr. Kendi hareketini kontrol hakk,

okluun nihai kresel yurttalk talebidir. Bu talep, okluun retimi ve hayat

zerindeki temel emperyal kontrol aygtna meydan okuduu oranda radikaldir.

Kresel yurttalk, okluun uzam zerindeki kontrol yeniden ele geirme ve

bylelikle yeni haritalar izme gcdr (Hardt ve Negri, 2008:404).

Herkes iin toplumsal cret hakk btn okluu hatta almayanlar da

kapsar. Toplumsal cret talebi, btn nfusu kapsayacak ekilde, sermayenin retimi

iin zorunlu olan btn faaliyetlere eit bir karlk verilmesi talebidir ve yurttalk

herkesi kucakladnda bu talep yurttalk geliri olacaktr (Hardt ve Negri,

2008:407).

Yeniden sahiplenme hakk ise, retim aralarn yeniden sahiplenme hakkdr.

Komnistlerin proletaryann retimde kulland makine ve materyalleri kontrol

etmesi talebi maddi olmayan ve biyopolitik nitelikli retim balamnda, bu

geleneksel talep, yeni bir biim alr. nk okluk; makineleri yalnzca retmekle

kalmaz, ayn zamanda, retim aralar giderek okluun zihni ve bedeni ile

btnletike kendisi de giderek makinesel hale gelir. Bu balamda, yeniden

sahiplenme hakk; bilgi, enformasyon, iletiim ve duygulanmlara zgr eriim ve

onlar zerinde kontrol demektir. Bu hak okluun kendini kontrol etme ve otonom

ekilde kendini yeniden retme hakkdr (Hardt ve Negri, 2008:410).

172
4. Ara Deerlendirme

Negri iin modern siyaset anlay, aknlk zerine kurulu bir ekilde temelini

Hobbesta bulur. Politik dzen doal durumdan sivil duruma geile mmkn olur ve

bu toplumsal szlemeyle ve barla salanr. Doal durumda her insan eittir ve

herkes doadan kaynaklanan haklara sahiptir ve bu nedenle, daha ak bir ifade ile

insanlarn sahip olduklar doal haklar snrlayacak bir st merci olmadndan,

haklar birbiri ile atr. Ezcmle doal durum, karlarn atmas nedeniyle sava

halidir: Homo humulo lupus. Bu savaa son vermek ise doal haktan feragatle, hakk

egemene devretmekle mmkn olur. Artk doal haktan deil egemen tarafndan

yaratlan, tekillikten kan ve temsil edilebilen bireye dnen insann hakkndan

bahsedilebilir. Burada, kurgulanan ve kapal bir hak tasavvuru vardr. Politika ancak

egemenin dolaymyla mmkn olur, egemenlik olmadan siyasaldan ve siyasal

rgtlenmeden, kurumlamadan bahsedilemez. Ayn zamanda doal hak sz konusu

olmaz, yapay bir kurum olarak egemen ve onun tand haklar vardr (Baysoy,

2006:106).

Negrinin okumasna gre Spinozada ise siyasal, yaamn rgtleniine ikin

bir kavramdr. Ve hak kavram, g kavramyla e uzamldr. Ufak bir parantez alp

sylenmelidir ki g kavram Trke de kullanldnn aksine Latincede farkl iki

nosyona karlk gelir. Bunlar: potantia, bireyin kendi gcne denk derken,

potestas, iktidar anlamndadr. Spinozadan bir alntyla aklamak gerekirse:

Evrensel doann doal hakk ve bunu takiben her bireysel eyin hakk, gleri

173
orannda yaylrlar ve bu nedenle her kii kendi doasnn yasalarna gre ne yaparsa

yapsn, bunu en yksek doal hakkyla yapm olur ve gc (potentia) olduu oranda

doa zerinde daha fazla hakka sahip olur (Spinozadan akt.:Negri, 2005a:204).

Baka trl ifade edilmek istenirse; birey ancak eyleyebildii g orannda bir

hakka sahip olabilir ki, bu da hibir koulda baka bir iktidara teslim edilemez. Hi

kimse, kendi gcn (polentia) ve bunu takiben hakkn, insan olmay

brakmasna bir bakasna tamamen devredemez; ne de olanakl btn isteklerini

gerekletirebilecek derecede stnle sahip iktidar (potestas) mevcuttur

(Spinozadan akt.:Negri, 2005a:206).

Siyasal rgtlenme, szleme yoluyla gvence altna alnan bireyler st bir

egemenlik olamaz. Bu rgtlenme (politik rgtlenme) Spinoza iin bir bedendir,

tekil bedenlerin ortak etkinliklerini rgtlemek iin kurduu ontolojik bir beden.

Politik beden; bireyler topluluu deil, ortak etkinlikte birleen tekilliklerin

oluturduu okluktur. okluk doal hakkndan feragat etmez, tam tersine bu hakk

glendirmek iin politik beden kurar. Spinozada olan ey ontolojiye ikin bir

siyasal teoridir. nk varlk etik, siyasal ve ontolojik alanlara ayrlamayacak kadar

yekpare ve tam bir tzdr (Baysoy, 2006:107). nk Spinozadaki varlk kavram,

st belirlenmi bir kavramlatrmadr. Hibir hiyerariyi tanmayan, yalnzca kendi

kurucu kuvvetini bilen, gl bir varlk kavramlatrmasdr (Negri, 2005a:60).

Bylece; varla ikin politika anlay kendisini cumhuriyeti gelenek iinde var

klar. Cumhuriyetin temelindeki asl gaye, korkuyla tahakkm ya da bask altna

almak deil, bilakis, herkesi gvenlik iinde yaayabilecei bir ekilde korkudan

kurtarmak, baka bir deyile insanlarn kendilerine ya da dierine zarar vermeden var

olma ve eyleme doal haklarn en iyi ekilde glendirmektir. Hayr, cumhuriyetin

174
gayesi insanlar rasyonel varlklar olmaktan karp hayvana ya da kuklaya evirmek

deil, beden ve zihinlerini gvenlik iinde gelitirebilmelerini ve nefret, fke,

hilekrlk ya da garaz gstermeden akllarn kullanabilmelerini salamaktr. Bu

nedenle cumhuriyetin gerek gayesi zgrlktr (Spinozadan akt.:Negri,

2005a:218).

Negri, emei potentia (varln kendi gc) sermayeyi ise potestas yani iktidar

olarak kodlar; dolaysyla sermaye emein snrlandrlmas ve tahakkm altna

alnmasnn bir aracdr eklindeki gr bu kez Spinozadan hareketle yeniden

oluturulur (Bulduru, 2007:23). Ve varla ikin hale getirilen siyasal anlay ile

emek, kurucu znelliiyle cumhuriyet iinde zgrlk potansiyelini gerekletirir.

Antonio Negri, emek ile sermaye arasnda ilikiyi ters evirir ve diyalektik

yorumlamay terk eder. Negrinin yorumlarnda, zerk bir g olan emek kendi

devimini, zgrlk istencini, gerekletirir. Emein sermaye ile ilikisi diyalektiktir

deildir. Uzlamaz kutuplarn, birbirlerini ntrleyerek yeni bir senteze almalar

bu teorik zeminde kendine yer bulamaz. Emek sermaye ile herhangi bir dolayma

girmez. Sermaye, emein arzu ve zgrlk istencine yalnzca yant retebilir.

Hareketin balangcnda emek bulunur.

175
NC BLM

KARIT KONUMLAR: POLTKANIN BOSU YA DA

EKONOMS

Giorgio Agamben ve Antonio Negri-Micheal Hardt biyopolitik paradigmaya

gnmzde yaam ile iktidar ilikilerinin ald biimi aklamak bavururlar.

Michel Foucaultdan devraldklar biyopolitika tasavvuru farkl gzerghlara ynelse

de yazarlarn yaam ile egemen iktidar ilikileri arasnda kurduklar bant kendi

bana deerlendirildiinde ortak saylabilir. Micheal Hardt ve Antonio Negri yaam

egemen iktidarn tesinde, ele avuca gelmez, indirgenemez bir g olarak (potentia)

olarak deerlendirirken; Giorgio Agamben tersine egemenlik ile yaam arasnda

dorudan balantlar kurar. Egemen; ancak men etmekle (ban) insan hayvandan

ayran snr zerindeki belirleyiciliiyle bu konumunu elde etmektedir. Dnrlerin

izledikleri yollar farklysa da k noktalar, hayatn giderek teknolojinin girdabna

girmesinin neden olduu siyasal ve sylemsel deiimlerin temelinde yatan unsurlar

ortaya koyabilmektedir.

Biyoteknolojik gelimeler insan ile doa arasndaki snrlar belirsizletirirken

bu snrn kendisinin problem edilmesi kanlmazlamaktadr. nsan ile doa

arasnda nasl bir snr izilmeli sorusunun yantndansa, konulan snrn varlnn

sorunsallatrlmas daha nemli hale gelmektedir. Bu snrn kendisinin mesele

edilmesi kart ikilikler olarak deerlendirilen doann ve insann niteliinin

176
kavranmasna yardmc olabilecektir. Snrn kendisini sorgulamaya aan Agamben

ve Hardt-Negri, farkl ncllerle farkl sonulara ulamlardr.

Hayat ile iktidar ilikileri arasndaki bantnn serimlenmesi elzemken, bu

ilikiye dair Hardt-Negri ve Agamben tarafndan yaplan yorumlar, eitli

eletirilerle karlamaktadr. Bu blmde, Agamben, Hardt ve Negrinin

karmlarn deerlendiren belli bal eletirilere yer verilecektir. Olduka eitlenen

bu yorumlar teker teker ilemek mmkn grnmemekle birlikte eletirilerin

ortaklklar gz nne alnarak, yorumlar snrl bir ekilde blme aktarld.

Dolaysyla btn bir literatre deil ancak bir ksmna yer ayrlabildi.

1. lmn Politikas m, Politikann lm m?

Giorgio Agambenin, hayat dorudan iktidar teknolojilerinin mdahalesine

ak bir uzam olarak yorumlamas, biyopolitika ile lm politikas arasndaki

ayrmlar silikletirir. Agamben, hayatn dorudan siyasal teknolojinin nesnesi haline

geldii varsaymnda bulunarak, Hannah Arendtin emek-i-eylem lsnden

gnmzde emein ayrcalkl bir yer edindii tezini ileriye tamaktadr. Emek;

trn biyolojik devamllyla ilgili etkinliktir, onun dierleri zerindeki hkimiyeti

trn biyolojik varlnn ne karlmasyla sonulanr. Biyolojik varolu her alanda

gzetilmesi gereken olarak btn insani dnyay zapt eder. Agamben, Hannah

Arendtin vita activa olarak kavramsallatrd temel insani etkinlikten i, emek

ve eylem emein merkezi bir kazanmasna dnk deerlendirmelerini, Michel

Foucaultnun cinsel zgrleme konusundaki tartmalaryla st ste bindirir. Arendt

177
iin emein dier insani etkinliklere gre daha temel bir rol kazanmas, biosun

zoeye indirgenmesine neden olmutur. Agamben, Arendtin bu analizini alrken

Foucaultnun biyopolitikaya dair yapt olumlu vurgular bir kenara brakr.

Rancieree gre; Agamben, Foucaultnun biyopolitika analizlerini tersine evirir.

Michel Foucault, rkln dahi sadece baka rklar ldrmek anlamna gelmediini

bunun tesinde rkn yeniden retimine dair pozitif bir ynnn bulunduunu

belirtir. Foucault iin, etnik temizlik, rnein Holokost, egemen ldrme hakknn

dirildii durumlar olmaktan ziyade pozitif bir biyosiyaset programnn parasdr.

Agamben, Foucaultnun biyopolitikann olumlu ierii kapnn dnda brakarak,

istisna halini yaam zerinde karar verme iktidaryla zdeletirir. Egemen g,

bylece, biyoiktidarla aynlar, ayrmlar silinir. Dolaysyla, Agambenin

yorumlarnda demokrasi, bizzat biyolojik yaama egemen olan egemen iktidar

teknolojileriyle su ortakl yapmaktadr (Ranciere, 2009:57).

Agamben, Arendtin izleini devam ettirerek ulus-devletlerin doumu (yani

plak insan hayatn) kendi egemenliinin temeli haline getirdiini belirtir. ki

kavram arasnda bir ayrma yer brakmayacak ekilde doum dorudan ulus olarak

hayat bulmaktadr (Agamben, 2009:49). Agambenin yorumuna gre nsan Haklar

Bildirgeleri doum ile vatandalk olgusunun st ste bindirir. nsann doutan

sahip olduuna inanlan haklar aslnda bir egemenin (devletin) varlnda anlaml bir

ereveye oturur.

Hannah Arendt de nsan Haklar Bildirgelerinde yer alan temel insan haklar

insann mmkn klann siyasal haklar olduunu belirtir. Onun iin, plak hayat

ancak siyasal katlm ve yurttalk ba ile var olabilir (elebi, 2009:85). Arendte

gre siyasal ba plak hayatn znesi olan insan nceler. Ancak bu nceleme

178
ilikisi sayesinde insan haklar anlam kazanr. Arendte gre, insann insan olmas

nedeniyle ne srlen haklar, insan siyasal varln bir parasysa geerlidir (elebi,

2009:94-95).

Hannah Arendt insan haklarnn belirli ve deimeyen znelere ait olmas

gerektiini varsayar, Agamben ulus-devlet ile plak yaam arasnda var olduunu

iddia ettii balant araclyla Arendtin ncln kabul eder. Bu durumda, gerek

haklarn, yalnzca belirli lkelerin vatandalarna o lkeye mensup olmalar sebebiyle

verildiini ve devletleri tarafndan korunduunu ileri srmek kanlmaz hale gelir.

nsan Haklar ile ulusal haklar ortaklar. Eer bu varsaym olduu gibi kabul

edilirse, o zaman, doal olarak, ulusal hukuk devletlerinin dnda yrtlen

mcadeleler yok saylm olur. Ve ulusal haklardan mahrum - plak - insanlarn

kurutuunun da yine bu soyut haklarn uygulamaya konmasndan getii savunulmak

durumunda kalnr. Ranciere, en batan varsaylan siyaset yapmaya layk kiilerle

layk olmayan kiiler arasndaki bir ayrmn, bylece tekrarlandn belirtir

(Ranciere, 2009:61). Oysa nsan Haklar, sahip olduklar haklara sahip olmayp

sahip olmadklar haklara sahip olan kiilerin haklardr (Ranciere, 2009:58)

eklinde anlalrsa, zneleme srecinin n alr ve siyasal mcadelenin

gerekleecei bir zemin ina edilmi olur.

Agambenin kullanma soktuu plak hayat ve egemenlik arasndaki ilikiyi

gsteren biyopolitika nosyonun problemi, Rancieree gre, bedenin iktidar tarafndan

nesneletirilmesini konu almasdr. Beden, polisin9 datmnca bedenlerin arasna

9
Polis, bu yzden ilkin, yapp etme, var olma ve syleme tarzlarnn paylatrlmasn tanmlayan bir
bedenler dzenidir ve bu bedenlerin belli bir yere ve greve ad yoluyla [veya ismen] atanmalarn
gzetir; polis, belli bir etkinliin grnr olmasn, bir dierinin grlr olmamasn gzeten, bu

179
yerletirilmitir. Baka bir ifadeyle biyopolitika bedenlerin bireyselletirilmesi ve

nfuzlarn sosyalizasyonunu reten iktidardr. Bu proje siyasalla ilgisizdir. Siyasal

bir problem znenin statsnn mesele haline gelmesiyle balar. Agamben bu sorun

ile ilgilenmemitir. Onun derdi iktidarladr. Biyopolitika nosyonu polis dzeni iinde

eylerin dalmnn grnmn ortaya karmakla ilgilidir. Agamben Foucaultnun

biyopolitikaya dair kabullerini yasal-hukuki balam iine yerletirerek, zneleme

srelerini yeterince deerlendiremez (Ranciere, 2010:91-96). Analizin dzeyi

siyasal iktidarn, devletin, ufkuna sktrlmtr.

Agambenin analizi, devlet merkezlidir ve Nazilerin tarih sahnesinden

ekildiinden bu yana olan deiimleri dikkate almamaktadr. Bugn bireylerin

kendilik teknolojileri ile salk politikalarna, karar alma srelerine katldklar,

mdahale ettikleri gz nne alnrsa devletin deien rolne ilikin Agambenin

syleyebilecei fazla bir ey yoktur. Bunun yannda Agamben biyoekonomik

gelimeleri de grmezden gelmektedir. Bugnn biyoekonomik paradigmas

yaamn optimize edilmesini, yaamn deerinin arttrlmasn hedeflemektedir; onu

plak yaama indirgemeyi amalamamaktadr (Lemke, 2005:9).

Agamben, iktidar merkezli yorumlar kanlmaz bir ekilde insan plak

yaama mahkm etmektedir. Agambenin yaam ile iktidarn dorudan karlat

uzam olarak tarif ettii kamp, gerek ile yasa, kural ile uygulama, istisna ile kural

arasnda karar vermenin mutlak imknszlnn ve insan mutlak bir plakla

indirgeyen alandr. Bu alanda, Agambenin yorumlar srdrldnde, cellat ile

kurban, Alman bedeni ile Yahudi bedeni ayn biyosiyasal organn iki ayr

konumann sylem, u konumann uultu olarak anlalmasna nezaret eden, grlr-olann ve


sylenir-olann bir dzenidir (2005:52).

180
parasdr. Bu nedenle, Ranciere, herhangi bir hak talebi giriimin veya hak talebinde

bulunan btn mcadelelerin en bandan plak hayat ile istisna hali arasndaki

kutuplamann iinde kstrldn vurgular. Demokrasi ile totaliterlik arasndaki

nanslar silinir ve btn siyasal eylemler en batan plak hayat ile iktidar arasndaki

siyasal kapana kstrlm halde braklr (Ranciere, 2009:57).

Oysa siyaset, Ranciere iin, bir alan deil sretir ve siyasala 10 zg saf bir

alan yoktur. Byle bir alann varln muhafaza etmeye almak bu alann devlet

iktidar ile bireysel hayat arasndaki dorudan iliki ierinde kaybolmasna yol aar.

Siyaset bylece iktidar ile zde hale gelir ki Agambenin kavrad siyaset, insanlar

iinden ancak bir Tanrnn kurtarabilecei kar konulmaz tarihsel-ontolojik bir

yazg olarak tasavvur edilir (Ranciere, 2009:57). Egemen iktidar, biyosiyasetle

zdeletirdiinde, siyasal bir znelliin ortaya kma olanan kalmam olur

(Zizek, 2009:72).

Agamben, btn siyasal opsiyonlarla ilgisini keserek siyasal ilikiyi toplama

kamp paradigmasnda birletirir. Siyasal kurumlarn yapbozumunu yapmak ve

bylece yeni mcadele ve direni alanlarn gstermek yerine, bunlar daha batan

zc birletirmeye tabi tutar (Laclau, 2007b:20).

10
Ranciere kendi anlayn yle zetler: Bana gre siyasal batan, baka bir znellie kar
konumlanm yaayan bir znelliin ifadesi deildir. Benim abam Aristotelyan siyasal kavram
tanmlamasn sorgulamak, politikaya atfedilen z tartma konusu yapmakt. Bylesi bir temel
aray ksr dngye neden olur: insanln testi veya varolularn topluluunun gc logosla
ykldr ve bu gerekte polisi siyasaldan ayran siyasaln kalc paydr. Uyumazlk iki yaam modu
arasndaki atma deildir. Polis ile siyasal arasndaki ayrma, duyusal alann, duyulur olanla
olmayann ayrlmasn iaret eder (Ranciere, 2010:91-92).

181
Agambenin toplama kamplarnn Batnn biyopolitik paradigmasnn nomosu

olduunu sylediinde u karsamalara yaslanr:

1) Devlet, toprak ve yaam birbirine balayan yasann krizi yeni bir

kendiliin, biyolojik (plak) hayatn, belirmesine neden olmutur.

2) Bu bamsz kendiliin sorumluluu Devlet olarak adlandrlan tekil

ve yekpare bir kendilik tarafndan devralnr.

3) lk rnei yasak olan bu mevcudiyetin ikin mant biyolojik varla

eilip bklebilir bir nesne gibi muamele etmesine neden olur (Laclau, 2007b:21).

ncelikle yasann krizi, sadece plak yaam gibi bir kendiliin douuna

deil baka kendiliklerin (mlteciler vs) de oluumunu salamtr ve plak hayatla

sadece en u durumda karlalr, o modernliin gizli yasas deildir. Yasann

ortadan kalkmas Devlet denilen btnleik yapdan uzak bir oulluk alan

yaratmtr. Agamben sreci toplama kamp etrafnda teorize etmeye abalarken,

srecin ortaya karaca zgrlk potansiyelini gzden karmaktadr (Laclau,

2007b:22).

Yaamn plak hayatla zdeletirilmesinin ve kamp paradigmasna

hapsedilmesinin gerisinde Agambenin biyopolitika kavray bulunmaktadr.

Agambenin biyopolitikaya dair deerlendirmeleri Foucaultnun balamndan

farkldr. Foucaultnun biyopolitika analizi zneleme biimleri ile iktidar

teknolojileri arasndaki ba aa karamaya alrken, bu ba Agambende

mevcut deildir. Agamben egemenlie dair hukuki sylemi kabul ederken, Michel

Foucault tam da bu projenin kendisinin yetersiz oluunu ifade eder (Lemke,2005:4).

182
Bunun yannda Foucault iin biyopolitika olduka yeni bir tarihsel

gelimedir, yaklak tarihi on yedinci veya on sekizinci yzyla kadar gtrlebilir.

Hlbuki Agambene gre siyaset her zaman ve daima biyopolitiktir. Foucault

egemenlik ile biyopolitikay ayrrken, Agamben her ikisinin mantksal ilikisini

vurgular: biyopolitik paradigma egemen iktidarn merkezinde yer alr. Modernite,

bylece tarihsel sre iindeki bir krlmay iaret etmez; o, siyasete batan beri elik

eden biyopolitik paradigmay genelletirmi ve radikalize etmitir. plak yaam;

modernlik ncesi toplumlarda marjinal kalrken imdi siyasal dzenin ortasnda yer

almaktadr. Egemen kural ile biyopolitik istisna arasnda kurulan bu ikin balantyla

parlamenter demokrasiler ile totaliter diktatrlkler arasnda herhangi bir fark kalmaz

(Lemke,2005:6).

Foucault iin biyopolitika, yaam ve lm zerindeki egemenin karar

deildir. Biyopolitik paradigmann siyasal ve tarihsel yenilii, nfuslarn ve

bireylerin retken deerine odaklanmasdr. ldrme ya da hayata brakma hakkn

kullanan egemen iktidarn yerini yaamn zorunluluu etrafnda organize olan bir

iktidar almtr (Lemke, 2005:8). Agamben, iktidarn ilikisel, merkezsiz ve retken

boyutlarn dikkate almadan; onu bask, yeniden retim ve indirgeme kategorileri

iinde tartr. Bu ekilde Agamben Foucaultdansa Schmitte daha yakndr. Schmitt

iin egemen istisna haline karar verme, yasann askya alnmasyla ilikiliyken;

Foucault iin yasal mekanizmalarn yannda ve karsnda ileyen normal durum

daha nemlidir. Foucault normalliin retilmesiyle ilgilenir. Schmittte egemen

balang noktasnda bulunurken, Foucaultda o bir sonutur, karmak toplumsal

srecin bir neticesidir (Lemke, 2005:9).

183
Agamben iin egemen, kuraln iine yasa katan ve istisnaya karar verendir.

lk siyasal eylem egemen yasakla ortaya kar. Yasan z onun etkinliince verilir,

baka bir ifade ile farkllk siteminde biri yasal dzeni kurabilmek iin darda

braklr. Yasann dndaki btn varolularn, homo sacer figrnde temsil

edebilmek iin Agamben, baz n varsaymlara bavurur. ncelikle, darnn

katksz ayrl ilikisizlik hali -: bu, adam ya da kadnn plak bireyselliinin,

kolektif kimlikten mutlak anlamda syrlm olmasn ierir. kincisi, darda

braklann durumu; radikal bir savunmaszlk, tmyle ehrin iinde yaayanlarn

iddetine ak olma, halini ifade eder. Ancak iki n varsaym kabul edildiinde,

egemen iktidar mutlak olabilir. Peki, bu iki durum, yasann dnda olmak

kategorisinden mantksal olarak karlabilir mi? Ernosto Laclau bu soruya olumlu

cevap verilemeyeceini belirtir. Darda olan herhangi biri yasann dnda olmak

zorunda deildir. Dardalk kategorisine ikin olan, Laclauya gre, ehrin

yasasnn dnda bulunma yasasdr. Yasann dnda saylanlar mcadelenin unsuru

haline gelebilir ve var olan yasay bozmak iin savaabilirler. Burada zneler yasann

ve ehrin dndadrlar ve tam da bu dardalk tannma mcadelesinin balang

noktas haline gelir. Yaaya kar bir yasadlk sz konusu deildir, ama bir

birbirini tanmayan iki yasa bulunmaktadr (Laclau, 2007b:14). Bu iki yasa egemen

yasaa balanamaz ve birbirlerine indirgenemezler; ilikisizlik hali, ayn zamanda

antagonizmann kurucusudur (Laclau, 2007b:15).

Agambennin ifadelerinin tersine, ehrin yasasnn dnda braklanlarn

yaam tamamen siyasaldr ve komadaki birinden farkldr, onlar antagonistik

toplumsal pratiklerle buluabilme yeteneine sahiptirler. Bu anlamda, onlarn kendi

yasalar bulunmaktadr, onlarn ehir yasalaryla olan mcadelesi iki yasa arasndaki

184
mcadeledir (Laclau, 2007b:19). Bunun yannda, Agamben iin komadaki hasta ile

yasann dnda braklan srgn-haydut vs. arasnda siyasal olarak bir ayrm

bulunmamaktadr (Lemke,2005:7). Fakat komada olan hastalarla hapishanedeki

tutuklularn ya da Nazi kamplarndaki Yahudilerle, snmaclarn ortaklklarnn ne

olduu belirsiz kalmaktadr (Lemke,2005:8). Komadaki hastalarnn hayatlarnn

aksine yasann dnda tutulan tutukluluklar, snmaclar siyasal bir iliki

kurabilirler.

Siyasal bir iliki, Laclau iin, ancak yasak karlkl olduunda mmkndr.

Ancak bu durumda toplumsal gler arasnda kartlk kurulur ve bylece toplumsal

ban yeniden yerleimi ve yeniden olumsuzlanmas tutarllk kazanr (Laclau,

2007b:15). Oysa Agambendeki egemen yasak mutlakl lsnde herhangi bir

kartla izin vermez ki bu kartlkla mmkn olan siyasal Agambende kendine

yer bulamaz.

Yasak ile egemenlik arasnda kurulan kat iliki sonucunda totaliter bir eilim

karmak kolay hale gelir. Bu durumda btn insanlarn konumlar farksz bir hal

alr. Ayn durumda insanlar eitlenir. plak hayata sahip olmakla hibir karlk

veremeden yasan strabna maruz kalnr ve egemen iktidar tarafndan terk edilme

kabullenilir (Laclau, 2007b:18).

Agambenin izlei toplumu atmasz olarak tasarlamak isteyen dnrlerle

kesiir. rnein, Hobbes iin topluluk kendiliin rn deildir, kendi yasasn

yapamaz. Topluluu oluturacak yasa ancak iktidarn egemende tmyle

toplanmasyla mmkn hale gelir. Hobbes, bylece atmay egemen iktidara

devrederek siyasaln zemini yok eder. Benzer bir durum, Laclauya gre, Marx iin

185
de geerlidir. Marx komnizmde snfsz bir toplumun varln ngrerek, evrensel

tamln gerekleeceini ve bu anlamyla siyasetin gereksizleeceini belirtir. Oysa

toplumsal uzam btn deil, asla kapatlamayacak parallkla maluldr. Bu

parallk hali olduka eitli taleplere meydan verir. Bu talepler plak hayatn

tesine uzanan ierie sahiptir ki hibir egemen bunlar kuatamaz. Egemen iktidarn

toplumsal ba plak yaama indirgedii varsaym tam anlamyla siyasal olann

eliminasyonu demektir (Laclau, 2007b:16).

Laclau, zoe ile bios arasnda Agambenin yapt ayrmn tarihseli aklamada

merkezi bir rol oynayamayacan dnr. Yaayan varlklar iki kategoriye

ayrlmamlardr. Biosa sahip olanlar ayn zamanda zoeye de sahiptirler. Zoe

temelde bir soyutlamadr. Yaamn yeniden retimiyle ilgili olan oikosun dahi

kendine ait isel bir yaps bulunmaktadr. Oikos; ilevlerin hiyerarik dalmna

dayanr, bu anlamyla siyasal olmasa da, plak yaama indirgenemez, onun kendine

zg kurallar sistemi bulunmaktadr. Fakat Agambenin analizleri izlenirse plak

hayat soyutlama olmaktan kar ve maddi bir gnderge (referent) haline gelir

(Laclau, 2007b:17).

Ayrca, Agambenin Foucaultya referansla ifade ettii plak yaamn

siyasallatrlmas baka bir okumaya tabi tutulabilir. Modernitenin daha nceden

doal olarak nitelendirilen alann, yaamn, siyasallatrld yorumunda da

bulunulabilir. Fakat Agambenin yorumunda sorunlu olan, siyasal egemenin plak

yaamla mutlak bir biiminde kartlatrlmas, argmann gl bir devleti

gerektirmesidir. Doal yaamn siyasallatrlmas, insan kontrolne ve

dzenlemesine girmesi, her zaman dorudan totaliterliin gstergesi deildir

186
(Laclau, 2007b:18). Hastalklarn tedavisinin bulunmasna dnk aratrmalarn

hepsinin birden totaliterlikle balantlandrlmas yeterince tatmin edici deildir.

Agamben, halk nosyonunun mphem yapsna iaret eder ve onun bir yandan

btn toplulua iaret ettiini ifade ederken; dier yandan ise halkn ezilen, aa

tabakalar imlediini belirtir. Agamben bu mphemliin, topluluun keskin ekilde

blndnn kant olduunu ve modernliin totaliter aklnn bu blnmenin

zerinden gelmeye altn vurgular. Fakat bu analiz, Laclauya gre kusurludur.

lk planda, toplumsal blnmenin sonucu olan farkllklar antagonistik bir yolla

kurulmad mddete, blnme statko ile uyumludur. Hiyerari sosyal farkllama

anlamna gelir ki blnmenin yok edilmesi egemen gruplarn umurunda deildir.

Fakat baka bir bak asndan, eer antagonistik bir ayrmdan bahsedilirse durum

farkllar. Mesele, btn gibi davranmaya alan, heterojenlikte yeni bir

homojinetenin yeniden paras olmay hevesle isteyen, bir parann bulunmasdr. Bu

dnce, (para ile btn, homojenlikle heterojenlik arasndaki iliki) Agambenin

blnm-blnmemi halk tasavvurundan daha karmaktr. Farkllklar bir btn

iinde paral ya da alternatif bir btnn ad olabilir. Trdeletiren mantk

tamamen totaliter olabilecei gibi zgrletirici de olabilir. Egemenlik de iktidarn

younlamas anlamnda totaliter olabilecei gibi, eer belirleyici iktidardan ziyade

eklemleyici bir iktidar olursa zgrletirici olabilir (Laclau, 2007b:20).

***

Agamben, insani olanla olmayan ayrmaya dnk snr izme faaliyetinin

egemenlikle ban ortaya koymak niyetindedir. Bu aba, emein snr kavram olarak

dnlmesini, geleneksel Bat siyaset anlaynn - biyosiyasetin paras olmakla

187
ilikilendirir. Dolaysyla, Agamben liberal demokrasiler gibi emek temelli

siyasalarn da biyopolitik nitelikli olduunu vurgulayacaktr.

Fakat emek-deer kuramyla emein zneleme srecini iaret etmesi

Agamben tarafndan grmezden gelinir. plak hayat ile egemenlik arasndaki

ilikiyi vurgulamak sadece insann iktidar tarafndan nesneletirilmesini konu alr.

Bu kavramsal ereve siyasal zneleme srecinin stnden atlar. Emein snr

kavram olarak dnlmesi plak hayat ile egemenlik ilikisinin tesinde zneleme

srecini de ele almay gerektirir. Agambende eksik olan siyasal zneleme srecidir.

2. Emein Ontoteleolojisi ve Siyasal

Hardt ve Negri emei sk skya ontolojiye balarlar. Onlara gre toplumsal

inann balang noktasnda emek bulunur. Bu iddia, Marx ve Engelsin dnd

gibi antropolojik bir karsamaya dnp maymundan insana geii emekle

ilikilendirmese de, emein ontolojik statsn veri kabul eder. nsani olanla

olmayann snr emein dolaymndan geer. Emein kurucu bir stat edinmesi

btn toplumsal belirlenimleri emek ve emein yaratc kapasitesini smrerek var

olan sermaye arasndaki atmaya indirger. Toplumsal atma hattnn tek bir

kulvar sz konusu olmaktadr: Bir yanda, yaam yaratan, reten ve yeniden reten

bir g vardr dier yanda hiin iktidar, biyoiktidar bulunmaktadr. ktidar yaamn

gcn gasp eder. Yaam kuran, oluumun ve deiimin momentini reten

tekilliklerin okluudur (Casarino ve Negri, 2004:168).

188
Emek toplumsal hareketin temel dinamii olarak toplumsal deiimlerin

gerisinde yatan nedendir. retimin, gnmzde dorudan yaamn retilmesi

anlamna gelen, biyopolitik nitelie brnmesinin gerisinde emein mcadelesinin

Fordist retim ilikilerini ilemez hale getirmesi bulunur. Biyopolitik retimde

retim sreleri btn yaam kapsar. retim biyopolitik olduka zgrlk ve eitlik,

ekonomik veya siyasal olarak, insann retici etkinliine ikin hale gelir. Ekonomi

politiin eletirisi ile siyaset biliminin eletirisi st ste biner (Negri, 2010:319).

Topluluun retken bir organizmaya indirgenmesi btn antropolojik

ilikilerin ve farkllklarn (cinsiyet, rk vs) insan emeinin bir fonksiyonu olarak

okunmasyla sonulanr. Bylesi bir st ste bindirme Marxn insann retken bir

hayvan olduuna dair kurucu nermesini bir adm ileriye tamak anlamna gelir

(Balibar, 2010:324) Her eyin ontolojik bir ereve tarafndan belirlendii bir

durumda siyasaln yeri olmaz (Balibar, 2010:318). Emein ontolojik konumu btn

farkllklarn emek-sermaye ekseninde aklanmasna neden olur. Bylece etnik,

cinsel, kltrel kimliklerin kendi taleplerini ifade edebilecei zemin ellerinden

alnm olur. Toplumsal farkllklar tek bir kalp iinde ifade edilir, btn izahatlarn

kkenine ekonominin glgesi der. Toplumsal dzeylerin (kltrel, siyasal vs.)

kendilerine ait zerklikleri kalmaz, hepsi yaam ile retimin i ie getii varsaym

altnda ekonominin dngsne dhil edilir. Ekonomin yapsndan karlan zne ise

dorudan toplumsal yaamn evrimine katlr. Siyasal bir zneleme srecini

tahayyl etmenin aralar kalmaz.

Emein ontolojik yerleimi beraberinde teleolojik karsamalara kap

aralamaktadr. Hardt ve Negri; Marxn kapitalizm, gelimesinin son aamasnda

sosyalizme geiin aralarn yine kapitalizmin kendisi yaratacaktr tezini

189
tekrarlamaktadrlar. Onlara gre, yeni ortak yaam alanlar ve ortaklklar zaten,

kapitalist sistem ierisinde yaratlm bulunmaktadr (Zizek, 2007:53). Marx iin en

yksek organizasyon dzeyine ulam kapitalist bir ekonomide zaten sosyalizmin

geliip byyecei zemin olumutur. Tek yaplmas gereken gereksiz hale gelen

sermayedarlar kapnn nne koymaktr. Hardt ve Negri de gayri-maddi emein

hegemonik olduu gnmzn toplumsal yapsnda, tpk Marxn kapitalizm son

aamasnda sosyalizme geiin olanaklar zerinde dnd gibi, mutlak

demokrasinin gelitiine inanmaktadrlar (Zizek, 2004:196).

Yazarlara gre gayri-maddi emek maddi emekten farkl olarak dorudan

toplumsal ilikileri yaratmaktadr, zaten onun sonul amac dolaymsz olarak bu

ilikileri retmektir. Gayri-maddi retim sermaye sahiplerini gereksiz klmaktadr.

Yeni proletarya toplumsal uzam dzenleyen ve yaratan tek gtr. Bu durum

mutlak demokrasi olanan yaratr ve temsiliyet gereksizletirir (Zizek, 2004:196).

Fakat temsilin ortadan kaldrlmasnn aralar nelerdir? Siyasal zne ile toplum

arasndaki asimetrinin tmyle ortadan kaldrlmasdr bunu mmkn klan.

Asimetrinin yokluu, toplumun genel iradesinin artansz bir ekilde znenin

iradesiyle zdeletii srece mmkn olur ve temsil kurumuna gerek kalmaz. Fakat

bu ekilde siyasaln zemini de yok olur. Toplumun trde ve elikisiz olarak

dnlmesi, toplumun iradesi ile znenin iradesinin eitlenmesi siyasala yer

brakmaz. Hardt ve Negrinin dndnn aksine toplum isel olarak blnmtr

ve genel iradenin gereklemesi, iradenin siyasal olarak temel/kurucu bir farkllktan

ina edilmesini gerektirir. Bu durumda genel irade ortaya kabilmek iin temsilliyete

ihtiya duyar. Bu okluun antagonizmay ve hegemonyay n gerektiren bir siyasal

eylemle kurulduu anlamna gelir (Laclau, 2001:6).

190
Mutlak demokrasinin gereklemesi ve temsil kurumlarnn ortadan kalmas

ikinlik kavrayyla dorudan balantldr. mparatorluk projesi, ikinlii merkezi

kategori olarak ele alr ve okluun birliini ikinlik zeminini zerinde ina eder

(Laclau, 2001:3). Hardt ve Negrinin Nietzsche/Deleuzedan devirerek kullandklar

ikinlik nosyonunun olumsuz bir boyutu yoktur.

Hardt ve Negri, olumlu ikinlik kavraynn temelini Ortaa dncesinde

bulurlar. Fakat Ortaan ikinlik anlaynn teolojik zeminini grmezden gelirler

(Laclau, 2001:95-97). Bu dnemin ikinlik kavray teolojik problemlere yant

bulma giriimiyle snrldr. kinliin tartld teolojik zemin, ktln nasl olup

da kutsal dzende kendine yer bulduuyla ilgiliydi. Eer tanr ktlkten sorumluysa

o vakit ya mutlak iyilik sahibi deildir ya da eer erden sorumlu deilse o vakit de

kudrete sahip deildir; teolojik dnn ikinlik fikri ile zmeye alt sorunlar

bunlard. Verilen cevap; aslnda ktlk diye bir eyin olmad ama ktln,

tanrnn mkemmele eriebilmesi iin gemesi gereken aama olduuydu. Bu

teolojik tartmann izlerini, Laclauya gre, baka dnce sistemlerinde olduu gibi

Marxizmde de grmek mmkndr. Marxist teoriye gre insanln retici

glerinin gelimesi iin, snfl toplum ilkel komnizmin yerini almalyd. Snf

atmasnn emberinden gemekse ilerlemenin gereklemesi iin zorunluydu.

Ancak bu srecin sonunda, komnizm tamamen gerekletiinde, insanln ektii

aclar grlebilir hale gelecekti (Laclau, 2001:4). Laclauya gre Hardt ve Negri

ikinlik analizlerinde - zellikle profesyonel iiden, toplumsal ii ve oklua

uzanan bir geliim izgisi varsaydklarnda - Marxizmin bu aamac jestini

tekrarlamaktadrlar.

191
Hardt ve Negri Ortaada srdrlen ikinlik tartmasnn dier

alternatiflerine bakmamlardr ve ikinliin getii rotay yeterince

izlenmemilerdir. kinlik tartmasnn baka formlarnda, Laclau, ktln

indirgenemez bir gereklik olarak grldn vurgular. yilik ve ktl ayran

uurum, bu dncede, kurucudur ve ktln ikin geliimini var olanlarn

toplamna indirgeyecek bir zemin yoktur. Arada diyalektik dolaymlarla elimine

edilemeyecek bir olumsuz element her zaman mevcuttur (Laclau, 2001:4-5).

Dinsel ktlk nosyonu, modern dnle, sosyal antagonizmann merkezine

yerleir. Sosyal antogonizmann ktlk kavramndan devrald radikal kopma

(disjuncture) nosyonudur. Bu nosyon, antagonizmann (ktln) herhangi bir ikin

hareket tarafndan ierilemeyeceini ifade eder. Bylesi bir antagonizmay kabul

etmek siyasal olana kap aralar. kinlik dncesinin bu farkl versiyonun ipular

(ktln ve iyiliin indergenemezlii) Marxn erken dnem - zellikle siyasal

devrimle insani devrimin farkllklarn ortaya koymaya alt - yazlarnda

bulunmaktadr. kincisinde evrensel zne kendi iin ve kendinde grnr. O

dorudan kendi hareketinin sonularyla zde hale gelir. znenin bu hareketiyle

topluluk kalansz bir ekilde paylara ayrlr. Hardt ve Negri tamamen kapitalizmin

rn olan sosyal dzende proletaryann okluun evrenselliini btnyle

proletaryann ikin dinamizmine balarlar. Bu sebeple devrimci znenin evrensellii

siyasaln sonunu gerektirir - yani, devletin snmlenmesi gerekleir ve insanlarn

idaresinden eylerin idaresine geilir (Laclau, 2001:5).

Fakat ikinci devrim tipinin ayrc zellii Marxa gre temel bir asimetri

tamasndadr: grevin evrensellii ile onu stlenen ajann ksmilii. Marx

asimetriyi, verili bir rejim evrensel basknn temsilcisi olarak alglanr ve bu, sosyal

192
bir gcn ona kar mcadelesine izin verir ve bu g kendisini evrensel

zgrletirici olarak sunar, eklinde tarif eder kendine has olan amalar

evrenselleir. Dolaysyla iki teorik ereve bulunmaktadr: ya evrensellik vardr ve

bu siyasal olarak kurulmam ve dolaymlanmamtr ya da evrensellik belirsiz ve

heterojen elementlerden olumu bir tarihsel yapya dayanr. Hardt ve Negrinin

tercihi ilkidir (Laclau, 2001:5).

kinlii geekletirecek zne onlarn kavraynda okluktur. okluun

ikinlii gerekletirilmesi btn aknln sonu anlamna gelecektir. Bu ancak

okluun homojenlii ve tarihsel bir zne olarak birlii sorgulanmadka, problem

edilmedike geerlidir. Fakat ikinlik ve aknlk arasnda kurulan bylesi bir iliki

sorunludur (Laclau, 2001:5).

Hardt ve Negriye gre egemenlik aknln bir formudur. Egemenlik, belirsiz

bir okluun demokratik ykseliini engelleyen baskc bir alettir. Fakat pratik gz

nne alndnda modern egemenliin (modern aknlk formunun) geliiminin daha

karmak olduu hemen gze arpar. Mutlakiyeti devletler, bir yandan feodal

paralanmlkla mcadele ederken dier yandan da evrensel iktidarlarla, kilise ve

imparatorlukla, mcadele etmiler ve burjuvazi ise mutlakiyeti devletleri

desteklemitir. Toplumsal alanlarn kontrolnn devlete devredilmesinin kkeninde

hayali bir okluun otonom gc deil tam tersine feodal paralanmlk,

imparatorluk, kilise ve mutlakiyeti devletleri destekleyen burjuvazi arasndaki

atma bulunmaktayd. Tarihsel sre, paralanmla doru deil burjuvazinin

katksyla merkezileme ynnde oldu. Dahas, bu merkezilemenin belirli bir

aamaya ulamasyladr ki (egemenliin kraldan halka gemesiyle) okluk benzeri

bir birlik grlebilmitir. Modernitenin hibir dneminde alternatif bir dzeni ina

193
edecek okluk gibi bir zne var olmamtr (Laclau, 2001:6). Bu nedenle modern

egemenlii okluun hareketinin tepkisel yansmas olarak okumak tarihsel

gelimelerle uyumlu deildir.

mparatorluun ikin uzamnn znesi okluk asndan topluluk, varln

doasnn ortaklnda, varolular toplumda genel olarak yerletiren g zemininde

ykselir ve okluk halka kart bir konuma yerletirilir (Ranciere, 2010:86).

oklukun halktan farklln vurgulamak iin; eitliki n varsaylar tzselletiren

ontolojik bir iddiada bulunulur. okluu kart, tepkisel bir erevede

anlamlandrmamak iin Hardt ve Negri, siyasaln ilkesini ve telosunu siyasaln

kendisinden farkl bir yerden tarif eder. Onlara gre, varln yasas, ok olduu

mddete siyasal zne okluk formuna brnebilir. Bu durumda okluk siyasal

istisnailiini, varlklar toplulukta yerletiren ilkeye dayandrr ve bylelikle

geleneksel felsefenin iinde kalnmaya devam edilir. nk Rancieree gre, bu

metapolitik bir jesttir. okluk metapolitik gelenein modern aa uyarlanm baka

bir sylemidir. Metapolitika, ortak iktidar topluluun iradesiz hakikatinin

gerekliiyle, varln iradesiz varoluuyla zdeletirir. Modern metapolitikaya

gre, topluluk varln zemininden feragat edildii mddete, iradesizlikle

uyuulursa, mmkndr (Ranciere, 2010:86).

Varlk sadece olumlamaya bal kalamaz; Hardt ve Negri olumlamay tm

olumsuzlamalarn ikin ierii olarak tanmlarlar. radesiz varln konulanmas

rastlantsal balantlara ve bunlarn kar-uygulamalarna braklamaz; o, ikin bir

teleoloji tarafndan yerleime tabi tutulmaldr. okluk, bu ikin teleolojik gcn

addr. okluk, sahip olduu bu g nedeniyle btn snrlar ykma sorumluluuyla

ve bir topluluk formunda kendisini gerekletirmekle ykmldr. Siyasal znenin

194
olumsuzluu giderilebilmesi iin, varlnda bulunan olumlama gcnn; ykc bir

g olmas ve tahakkme kar mcadele eden znelliklerin farkllklarnn

stesinden gelebilmesi gerekir (Ranciere, 2010:87).

Marxist teoride bu ykc gcn karl retici glerdir. Klasik Marxizm iin

retici gler politikann glgelerini yok edecek gerekliin gc olarak anlalr.

retici gler nosyonu Hardt ve Negri tarafndan olduka geniletilir ve tembellik,

iin reddi de retici g nosyonun iinde yer alr. Bu anlay, ortakl yaratan

sreler setini retici gler ile birletirir; bilimsel retim, entelektel aktivite vs.

retici g olarak kavranr. Bylece her ey politiktir der gibi her ey

ekonomiktir, her dnce bir retici gtr demek mmkn hale gelir (Ranciere,

2010:88). Buradaki asl mesele ikin bir teleoloji tarafndan kendi olumlu zne

retim kavramnn bir g olarak yerletirilmesidir. Geleneksel felsefe iinde bu jeste

sklkla rastlanlr. Yazarlar imparatorluun okluun mcadelesinin rn olduunu

savunduklarnda, rnein Feuerbachn iddialarn tekrar eder grnrler. Feuerbach

iin insan kendi suretinden tanrlar yaratmtr ve tamamen insani bir hayat srmek

iin de tanrlara atfettikleri kiplikleri geri almaldrlar. Metapolitik iddia kendi etkisi

olan bir gereklii yine sitemin kendisine ykler (Ranciere, 2010:87-88). Bylece

tarih kendi iinde barndrd aktif gcn geliip kendini grnr klmasyla sona

erer. Toplum kendi zyle zde hale gelir, emein ontolojisi teleolojisiyle birleir.

Teleolojinin yrtcs okluktur ve okluk teorisi halkn hala ulus-devlet

dzenine skp kald kresellemi dnyay kavranabilir klmak iin youn bir

aba sarf etmektedir. Bu aba, 50 yl ncesine gre kat kat fazla ulus-devletin,

ordunun ve polisin varolduunun ayrdnda olunulduu lde hakldr. Ayn ekilde

bu aba, gebelik bal altnda, ulus-devletlerin kitlesel nfuslar yerinden ettii

195
gereini kapsad lde anlamldr. Fakat Rancieree gre, lmn snrlarn

ykan ve ondan taan ve yeni uzamlar yaratan gebe hareketlerin varlna

sevinmek, bunlarn kendiliinden olumlu bir potansiyele sahip olduunu dnmek

problemlidir. Hardt ve Negri, ulus-devletlerin iddetinden kaan ve bu devletler

tarafndan sefalete srklenen nfuslar, okluun ykc gcnn bir rnei olarak

dnrler. Hlbuki bu nfus hareketleri; her zaman ikin bir olumluluk

barndrmamaktadr ve klasik anlamda halk nosyonunun karlat problemlerle

ayn sorularn muhatabdr. Btn halk hareketlerinin hepsi nasl olumlanamazsa,

ynlarn ktalar arasnda ve bireylerin enformasyon otoyollarndaki yerdeitirmesi,

kendi iinde, olumlu deildir. Olumluluk, Ranciere iin, direni rgtlemek zere

yan yana gelen halkn durumundaki gibi, zneleme sreci sz konusuysa vardr -

yoksa zorunlu g maduru insanlarn ktalar arasndaki hareketinde deil (Ranciere,

2010:88-89).

Hardt ve Negri okluun mcadele ile kendiliinden imparatorlua kar

birleik bir mcadele iinde bulunduunu savunurlar. Fakat bugnn dnyasnda

farkl toplumsal aktrlerin birbirleriyle mcadele ettii bir sahne bulunmaktadr

(Laclau, 2001:7). Btnlk, Laclauya gre, olumsal bir toplumsal inay gereksinir,

nk btnlk nesnelerin pozitif doalarndan kaynaklanmaz (Laclau, 2007a:244).

Hardt ve Negri okluun pozitif doasnn, onun ortak ama iinde birlemesini

salayan tek ilkenin, direni olduunu iddia ederler (Laclau, 2007a:262). Laclau eer

doal bir isyan etme, direni eilimi varsaylrsa, znenin politik inasna gerek

kalmayacan belirtir. Oysa insanlar, gerek hayatta baz eylere kar, baz eylere

taraftrlar. Farkl talep ve isteklerin yan yana gelmesi ancak uzatlm bir konum

savann (ki baarsz da olabilir) ve siyasal mcadelenin sonucunda

196
gerekletirilebilir (Laclau, 2007a:263). Mcadelelerin yan yana nasl gelecei

sorunu Hardt ve Negri tarafndan doaya emanet edilmitir (Laclau, 2007a:264).

Hardt ve Negri okluun yaratc kapasitesinin kapitalist tahakkm ykaca

vaadinde bulunurken, bu ykc faaliyetin ampirik detaylarn sunmaz ve aslnda

sunmak zorunda da deildir. Fakat bu ykcln ve reddin, rk/faist bir srele

bulumasn neyin engelleyecei sorusunun cevab havada kalmaktadr. Bu geiin

karanlkta braklmas, yeterince detaylandrlmamas ister istemez mutlak

demokrasinin, herkesin herkesi ynetmesinin, her an kendi kartna dnebileceini

dndrmektedir (Zizek, 2007:48-49).

Hardt ve Negrinin okluk teorisi; farkl politik znelerin ideolojik ve

programatik vurgularnn farkllklarna karn ayn safta, imparatorlua kar

mcadele ettiklerini ne srer. Zizek, bugn sermaye kart muhalefetin kapitalizm

antagonist doasndan kaynaklandn belirtir. Lakin sermaye kart hareketler de

kendi ilerinde farkllklar retmektedirler. Korumac isteklerle (milliyeti, rk vs.)

daha fazla hareketlilik isteyen hareketler ayn anda boy gstermektedirler. Farkl

talepleri olan bu glerin uzun vadeli birlikteliinin nasl salanacan Hardt ve

Negrinin teorisinde bulmak pek mmkn deildir (Zizek, 2004:198-199)

Son olarak Hardt ve Negri; imparatorlua kar toptan bir kar duruun gerekli

olduunu ileri srerler fakat bunu yaparken talep ve hak sylemini yeniden

dillendirirler. Bu taleplerin muhatab kimdir sorusu ise belirsiz kalmaktadr. Ayn

ekilde haklar talep ederken imparatorluk ve okluk arasndaki mutlak bir

iletiimsizlik varsaymak da elikiler yaratmaktadr. Taleplerin gereklemesi iin

ittifaklar, mcadeleler ve devlet yapsn deitirecek stratejik kararlar gerekir. Fakat

197
Hardt ve Negrinin savunduu gibi birbirleriyle ilikisiz dikey, emperyal merkezi

hedefleyen mcadelelerin varlnda bylesi bir siyasal oyunu gerekletirmek

mmkn deildir (Laclau, 2001:9).

***

Hardt ve Negri, emee ontolojik bir stat kazandrarak, znelemeyi bu

ontolojik statden hareketle tasavvur eder. okluk; imparatorluun dntrc ve

devrimci znesi olarak, ayrcalkl konumunu emein ontolojik statsnden alr.

Emee verilen bu imtiyazl konumun sonucunda toplumsal yap retken bir

organizma eklinde kavranlr. Toplumsal dzeylerin kendilerine ait zerklikleri

kalmaz. Siyasal zneleme sadece ekonominin dolaymndan kurulur.

nsani olan-olmayan snrnn emek araclyla izilmesi, insann yaratc

kapasitesini ve yaln yaama indirgenemeyeceini iaret eder. Fakat bu durum

toplumsal yaantnn tek bir atma zerinden anlalmasna sebep olur ve oul

iktidar ilikilerini analiz edebilmeyi sekteye uratr, toplumsal yapy ekonomik

dzleme hapseder. Farkl zneleme srelerini gz nnde bulundurmak zorlar.

eitli farkllklarn kendilerini ifade edebilecekleri uzam kaybolur. Bu nedenle

emei insan var klan ontolojik bir snr kavram olarak dnmek yerine, farkl

zneleme srelerine izin veren, sosyal ve siyasal sreleri buluturan bir sylem

olarak kavramak toplumsal yapy ekonominin glgesinden kurtarr.

198
3. Ulus-Devlet mi mparatorluk mu? Hardt ve Negriye Marxist

Eletiriler

Hardt ve Negrinin projelerine dnk Marxist eletiriler daha ok ulus-devlet

tartmasna ilikindir. Marxist dnrlere gre kreselleme tartmasnn en

nemli ayan ulus-devletlere kar taknlacak tavr oluturur. nk devlet,

rnein James Petrasa gre, dnya ekonomisinde ve ulus-devletler sistemi iinde

merkezi bir unsur haline gelmitir ve devletin ekonomiye mdahalesi, kendi sermaye

birikimini korumaya almas ise azalmamakta aksine glenerek devam etmektedir

(Petras, 2001:192). Ulus-devletin neminin srmesi yerellik meselesini gndeme

getirir. Sz konusu olan yerel iktidarla ilikilerin nasl ve hangi yollarla kurulaca

veya artk kurulamayacadr (Savran, 2002:255). Hardt ve Negri tarafndan ileri

srlen emperyalizmin aldn iddias, Marxist evrelerce, yerel mcadelelerinin -

kyl ve iilerin de dhil olmak zere - eitli trden zgrleme pratiklerini, politik

gndemden drd iin pheyle karlanmaktadr (Petras, 2001:187).

Hardt ve Negri; kresellemenin, ulus-devletlerin gcn, btnyle ortadan

kaldrmamakla birlikte azalttn ama bunun politik iktidar nemsizletirmediini

belirtirler. Kreselleme, egemenliin, hiyerarik bir yap iinde bir dizi farkl odakta

younlamasna yol aar ve imparatorluk oluan bu karma yapnn addr. Ulus-

devletler emperyalizmin merkezinde yer almamaktadrlar. ktidar dank ve

paralanm ve merkezsizdir. Bu nedenle Leninist emperyalistler aras mcadele sav

geersizlemitir (Savran, 2002:243). Savrana gre, yazarlarn kresellemeyi kar

konulmaz ve geri dn olmayan bir sre olarak yorumlamalar, teknolojik

199
indirgemeci bir yaklam sergilediklerini gstermektedir (Savran, 2002:244). Savran

iin kreselleme; yansz bir kavram ve teknolojik gelimelerin zorunlu neticesi de

deildir, sermayenin uluslararaslamasn, sermaye hareketlerinin nndeki

engellerin kaldrlmasn amalar. Bu nedenle kresellemenin panzehri, Savrana

gre klasik terimle enternasyonalizmdir (Savran, 2002:263).

Dnya piyasasnn btnlemesi, Savran iin, ulusal snrlarn belirledii

parallk temelinde olmutur. Bu gelimenin nedeni, her bir ulus-devletin, devlet

olmann doasndan gelen, ulusal parasnn, kamu maliyesinin, snf ilikileri

rejiminin ve genel bir ekonomik yapsnn bulunmas ve dnya piyasas iinde

kendine zg bir altblm oluturmu olmasdr. Hardt ve Negrinin savunduklar

przsz bir dnya piyasas fikri, emperyalist devletlerin yararnadr. Ayrca, ulus-

devlet, Savrana gre, snf iktidarnn idame ettirildii ve savunulduu alandr.

Snflar arasndaki iktidar mcadelesi ulusal dzeyde verilmeye devam etmektedir

(Savran, 2002:245).

Hardt ve Negri emperyalizm analizlerini Rosa Luxemburgun eksik tketimci

teorisine yaslarlar. Oysa Savrana gre Leninin emperyalizm teorisi temel alnsayd,

dnyann btn incelenirken, ierisi-dars ayrm deil, emperyalistler aras

rekabetin sonucunda ortaya kan dnyann blm mcadelesinin belirleyici

olduu rahatlkla grlebilirdi. Savran, 20. yzyl ba ile 21. yzyl ba arasnda

fark olmadn belirtip, dnyay blmeye dnk emperyalist mcadelenin devam

ettiini vurgular (Savran, 2002:249).

Emperyalizmden, imparatorlua gei birbiriyle ilikileri belirsiz olan iki

mekanizma araclyla anlatlmaktadr. lk olarak sermayenin isel elikilerine

200
odaklanan eksik tketim mekanizmas bu geii aklamakta kullanlmaktadr. kinci

mekanizma da ise ii eylemliliine merkezi bir rol verilmektedir. Buna gre ii

mcadeleleri sermayenin karllk krizini daha da derinletirerek, emperyalizmin yn

deitirmesine neden olmutur. Bahse konu iki mekanizmann bir arada kullanlmas

elikili bir durum yaratmaktadr nk bir yandan eksik tketimle ilgili varsaymlar

dk cretlerin yaratt talep yetersizliini veri kabul ederken; dier yandan ise ii

direnii ile ilgili hipotezler ykselen cretlerin yaratt gider artna dayanr.

Dolaysyla emperyalizmden imparatorlua gei olduka mulak ve elikili n

kabullere yaslanmaktadr (Gker, 2005:101). Ayrca ii direniinin imparatorluun

kurulmasnda oynad varsaylan merkezi rol de olduka tartmal bir tezdir.

1960l yllarn sonundaki sermaye krizini tetikleyenin ii mcadelelerinden daha

ok, ileri kapitalist lkelerin byk imalat reticileri arasndaki rekabetin fiyatlar

aaya ekmesi olduu da ileri srlmektedir (Gker, 2005:102).

Hardt ve Negrinin emperyalizm kavraynn erevesini Rosa

Lksemburgdan devralnan eksik tketim teorisi oluturur. Bu teorinin kurgusuna

gre iiler rettiklerinden daha az cret alrlar ki bu art-deerin yksekliini garanti

eder ama ayn zamanda at-deerin gerekletirilmesinin nnde de engeldir.

ilerin tketim kapasitesinin, cretleri nedeni ile dk olmas retilen rnlerin

satlmamasyla sonulanr. Dolaysyla kapitalizm art-deerin realizasyonun

salanaca, kapitalist ilikilerin henz yerlemedii, baka pazarlar arar. Fakat

darnn da bir sre sonra kapitalist retim ilikileriyle ekillenmesinden sonra

eksik tketimle bu kez daha genilemi olarak kar karya kalnr (Panitch ve

Gindin, 2002:21-22).

201
Leninist okuma, Rosa Lksemburgun analizlerinden farkl olarak,

emperyalizmin var olan ulus-devletler sistemi iinde ete kemie brndn ifade

eder. Bu nedenle, Savrana gre, emperyalizme kar mcadele dorudan deil ancak

ulus-devletlerde verilecek mcadelenin dolaymndan gemelidir. Savran, bu

dolaymndan gemeyen bak alarnn, kitlelerin smr ve ezilmesinin somut

grnmlerini yakalayamayacan ve isyan ve devrimin somut dinamiklerini de

kefedemeyeceini belirtir (Savran, 2002:255).

Ulus-devletlerin snrlarnn kesinliinin tersine imparatorluk, Hardt ve

Negriye gre, ucu ak, topraa bal olmayan, esnek bir kategoridir. Hardt ve

Negri, imparatorluun esnekliini, ABDnin kuruluunda belirleyici olan federalizm

yaklamyla balantlandrrlar. Sungur Savrana gre, kendine zg koullar olan

18. yzyl Amerikan devriminin rn anayasal anlay ile bambaka koullarn

rn olan 21. yzyl imparatorluu arasnda, analojinin dnda, nasl bir ilikinin

bulunduu aklanmadan braklmaktadr. Amerikan anayasal dzeni ile retimin

enformatiklemesiyle topraktan bamszlaan emperyal egemenliin balants

karanlkta kalmaktadr. retimdeki gelimelerin anayasal srele ilikisi

aklanmamtr (Savran, 2002:237).

Hardt ve Negrinin olgulara yeterince yer vermemeleri ise bir baka eletiri

konusudur. Enformatiklemeye, hizmet sektrnn nemine veya imparatorluun

merkezsiz bir sistem olduuna ilikin iddialarn ampirik verilerle desteklenmedii

belirtilmektedir. Savran, sorunun ampirik ynnn Hardt ve Negri tarafndan

nemsenmediinin altn izer (Savran, 2002:238-239). Savran, imparatorluk tezinin,

teori ile gerek dnya arasnda metabolik bir ilikiye deil, teori ile teori arasnda bir

ilikiye dayandn vurgulayarak; Hardt ve Negrinin abasnn, iinde yaadmz

202
dnyann deil, teorilerin teorisini oluturmak niyetine yneldiini ifade eder

(Savran, 2002:239). Bu anlamyla dnyay Tinin geliim evrelerinin alm olarak

inceleyen Hegelin ynteminin Hardt ve Negri tarafndan taklit edildiini belirtir.

Yazarlarn inceledikleri Savrana gre ulusal egemenlik ya da imparatorluk deil,

bunlarn kavramlardr (Savran, 2002:240).

Hardt ve Negri postyapsalc gelenein izinden giderek kavramlarn tarihine

zel bir nem atfederler. Bu gelenek, elik ve Msra gre, epistemolojik olarak

dnyay deitirmeye ynelen bir bilginin, bilimsel ve devrimci bir pratiin ortaya

kmasna izin vermez. Hardt ve Negri bu epistemolojik arka plana ramen devrimci

bir pratiin izini srmeye alrlar ancak bu durumda yapabildikleri gerei, eyleme

havale etmektir (Msr ve elik, 2002:273).

Hardt ve Negrinin emek fenomolojisinin deitiini ileri srmeleri, soyut

emek gcnn niceliksel artna veya hizmet sektrnn geliimine iaret etmeleri,

Msr ve elike gre, sermaye ile emek arasndaki ilikilerin zsel olarak deitiine

kant tekil etmemektedir. Emek biimi ister bilgi reten emek, ister duygulanmsal

emek olsun, art-deer ilikisi devam etmektedir (Msr ve elik, 2002:277).

Fabrikada art-deerin sermayedarca ele geirilii grnmezdir ve kapitalist retimin

karakteristik zelliklerinden biri de budur. Kapitalizm ncesi toplumlarda dorudan,

ak, gzle grlebilir olan smr ilikisi kapitalist retim tarznn baskn hale

geldii toplumlarda grnmez olmaya balar ve toplumsal retim ilikileri smr

ilikilerinden bamszm gibi dnlr. Feodalizmde arta el konulma biimleri

ve smr ilikileri aka grlebilirdir. Fakat kapitalizmde art-deerin farkna

varlmas ve kolayca lebilmesi mmkn deildir. nk art-deer alma

srecinin her anna ikindir. Dolaysyla, Msr ve elike gre, art-deerin retim

203
srecinden ve toplumsal smr ilikilerinden bamsz gibi grnmesi kapitalizme

ikindir; mparatorlukta iddia edildii gibi yeni bir gelime deildir (Msr ve elik,

2002:278).

Msr ve elik olgularn Hardt ve Negrinin karmlarn geersiz kldn

belirtmektedirler. okuluslu irketler birok lkede faaliyet gsterirken, onlar karar

alma merkezleri hala ABD, AB ve Japonyadadr. Ayrca dnyann en byk

okuluslu irketlerinin yarsnn Amerikan merkezli olduunu belirtirler. okuluslu

irketlerin hareketlilii, devletleraras ilikilere ve irketin merkezinin bulunduu

emperyal lkelerdeki irket yneticilerinin ald stratejik kararlara dayanr.

okuluslu irketlerin vergilerden muaf tutulmas, eitli haklarla (patent vs)

korunmas piyasann kendiliinden ileyen i mantnn deil emperyal devletlerin

politikalarnn bir sonucudur. Uluslararas kurullar ABD ve Avrupa Birliinin kar

ve menfaatleri dorultusunda faaliyet yrtmektedirler. Emperyal devletler, yabanc

bir lkedeki byk yatrmclarn korumak iin IMF ve Dnya Bankas araclyla

bu lkelere para aktarrlar, siyasi mdahalelerde bulunurlar. Sz konusu olan IMF ve

Dnya Bankasnn deil, emperyal devletlerin stratejik hesaplardr (Msr ve elik,

2002: 289-270; Ayrca bkz. Petras, 2001:161-173). Bu olgularn nda Msr ve

elik, dnya ekonomisin her geen gn daha ok btnleerek var olduunu, fakat

bu piyasalarn uluslararas tekellerin kontrolnde olduunu ve tekellerin yeni

piyasalar ele geirmek iin daha youn bir ekilde rekabet ettiklerini, emperyalist

smrde sermaye ihracnn nemli bir yer tuttuunu belirterek bu ampirik

gereklerin Hardt ve Negrinin iddialarnn altn oyduunu savunurlar (Msr ve

elik, 2002:291-292).

204
***

mparatorluk ve ulus-devlet tartmasnn oda yerel mcadeleye dairdir.

Ulus-devlet dzeyinde verilen bir dizi mcadelenin nasl kavranaca tartmann

belirleyici unsurudur. Hardt ve Negri okluun direniinin imparatorluu hedef

aldn ne srerek yerel mcadelelerin karln dorudan kresel dzeyde

bulduunu ne srer. Fakat imparatorluk ve okluun dorudan kartlatrlmas

herhangi bir yerel dolayma yer brakmaz. Bylelikle bir dizi yerel talebin

(aznlklarn anadilde eitim talepleri vs.) muhatabnn kim olduu karanlkta kalr.

Dorudan kresel kurumlar (IMF, WTO vs.) hedef almayan muhalefetin ne ekilde

ve kime kar rgtlenecei sorular karlklarn bulamaktadr.

mparatorluk tespiti bir dizi kresel yaplanmann klasik ulusal egemenlik

mantnda yapt ksa devreyi aklamakta baarlyken ulusal snrlarn varln ve

bir ok mcadelenin bu snrlar iinde ulus-devletlere kar verildiini grmekten

uzaktr. Fakat bu durum gelien kresel oyuncularn varln yadsmay ve

mcadeleleri ulusal dzeye sktrmay gerektirmez. Ulus-devletlerin varl onlar

olumlamay art komaz.

205
SONU

Engels, lmnden sonra 1896 Neue Zeit adl gazetede yaynlanm ve

bitirilmemi el yazmas olan Maymundan nsana Geite Emein Paynda insan

maymundan ayran eiin emek araclyla aldn belirtir:

El yalnz emek organ deildir, ayn zamanda emek rndr.

Emek, durmadan yeni ilemlere uyarlanma, kaslarn, balarn ve uzun

zaman dnemleri boyunca zel geliim geirmi kemiklerin soyekimi

ve soyaekilen bu inceliin yeni ve gittike daha karmak ilemlerde

durmadan yenilenen kullanm, insan eline Raphaelin resimlerinin,

bir Thorwaldsenin yontularnn, bir Paganininin mziini ortaya

koymas iin gereken yksek yetkinlii verdi (Engels, 1989:6).

Emek, insan olanla olmayan ayran uurumu tahkim eder. Engelse gre

hayvan evresini yalnzca kullanr ve onda ancak varlyla deiiklikler yapar; oysa

insan, deiiklikleriyle evresini ereklerine yararl klar, ona egemen olur. Bu, insan

ile br hayvanlar arasndaki kkl ayrlktr ve insan ile maymun arasndaki ayrla

yol aan emektir (Engels, 1989:13). nsan ile hayvan ayran antropolojik

makinenin11 devindiricisi sz ya da logos deil emek olmaktadr.

Engelsin antropolojik makinesinin temeli ekonomi politikle atlr. Klasik

Ekonomi Politik emei deerin biricik kayna olarak kabul ederek, emee

ayrcalkl bir yer verir ve reten zne, tarih sahnesinde yerini alr. nsan ile hayvan

11
Agamben, insanla insan olamayan belirleyen snr izen sylemsel dzenee antropolojik makine
demektedir (Agamben, 2009).

206
ayran bolua deer reten emein yerlemesi, insani zneyi politik, yasal bir

sylemden ziyade retim ve blm ilikilerinden tretilmi ekonomik zne

eklinde kurgulamay mmkn klar. Hukuki ve siyasal ilikilerin tesinde, egemenin

mdahalesine kapal bir alann varl, reten insan -homo oeconomicus - tarih

sahnesine tar.

Adam Smith ve David Ricardo ile birlikte emein merkezi konumu piyasann

egemenin mdahalesinin tesinde bir alan olarak yerletirilmesini olanakl klar. Bu

dnce ile birlikte bilinsizce eyleyen, piyasann dengesinin - ama ayn zamanda

toplumsalln da - yaratcs olan, deer reten zneler, egemenlik mantnn

tesinde bir ynetim sanatnn oluumunu salar.

Marx, Klasik Ekonomi Politiin reten insann, emek-deer teorisi ile birlikte

tarihsel deiimin ncs ilan eder. Bu kuram, emein ald biimleri neden aldn

ve bunlarn politik sonularnn ne olduunu aklamay hedefler (Elson, 2005:12).

Marxn gelitirdii emek-deer kuram emekilerin kapitalist retim ilikilerini

dntrmeye muktedir olduklarn ve kapitalist retim ilikilerinin tesinde yeni

ilikiler kurabileceklerini gsterir (Caffentzis, 2005:94). Emein harekete geirdii

antropolojik makine emek-deer kuram araclyla emekiyi toplumsal devrimin

yrtcs klar. Toplumsaln kuruluu ve evrimi emekinin bedeninde somutlar.

Emein, Klasik Ekonomik Politik ile balayan ve Marxla devam eden, deerin

yegne kayna olduuna dair sylem; amac bir hayvan tr olarak insann bekasn

temin etmek olan bizzat yaam srecinin gcn n plana karr. Bireysel yaam,

yaam srecinin bir paras haline gelir. Bireyin yapaca tek ey, kendisinin ve

ailesinin yaamn idame ettirmesi iin almas, retmesi ve emek harcamasdr

207
(Arendt, 1994:437). Emek retkenlie sk skya balanr. Antropolojik makine

emek zerinden ykselirken ayn zamanda emei retkenlie ve verimlilie baml

hale getirir. nsan insanln sadece emekle deil ama retken ve verimli olan

emekle ancak gerekletirir. Bylece emek, snr tahkim ederken ayn zamanda onu

verimli ve retken tutacak belirli iktidar ebekesinin odana yerleir.

nsanlar alabilir hale getirebilmek, onlar altklar retim aygtna

balamak iin bir dizi karmak ilem gerekir. nsann znn alma olabilmesi,

ancak siyasi bir iktidarn ilemiyle mmkndr. almann kra, insanlarn

bedenlerinin ve zamanlarnn da almaya balanabilmesi belirli teknikler btnn

gerektirir. Bunun fiili hale gelmesi, mikro-iktidarlarn varlyla olabilir. nsanlarn

retim aygtna balanmas ve emeki olabilmesi mikroskobik, klcal siyasi bir

iktidar rgsnn rndr. nsan retici klnmasyla elde edilen art-deerin mikro-

iktidar olmadan gerekletirilemez (Foucault, 2005b:253). Bu mikro-iktidarlar

biyopolitik iktidar teknolojilerinin parasdr.

Yaam - Arendtin ifadesiyle yaamn gc olarak emek - dorudan iktidar

teknolojilerinin nesnesi haline gelir. Bu iktidar teknolojileri yaam srecinin

dzenlenmesini ve idare edilmesini nfus seviyesinde ele alr. Yaam zerinde

ileyen, yeni iktidar teknolojilerinin ad olan biyopolitikann nesnesi tek tek insan

varlklar deildir, fakat bu insani varlklarn biyolojik var oluudur (Lemke, 2011:5).

Yeni teknoloji, insanlarn okluuyla, yaama zg doum, lm, retim, hastalk

gibi sreler olan toplu srelerden etkilenen, global bir kitle oluturmas nedeniyle

ilgilenir (Foucault, 2004:248).

208
Emein retkenlii ile salanacak sermaye birikimi sreci ile nfusun siyasal

teknolojinin hedefi ve amac haline gelmesi farkl iki sre deildir. nsanlar

besleyecek ve onlardan yararlanacak retim aralarnn gelimesiyle nfusun

oalmasyla ortaya kan sorunlar zme kavuturulabilmitir. Bunun yannda

nfusu yararl klan teknikler de sermaye birikimine ivme kazandrmtr. retim

aygtndaki ilerlemelerle disiplin ve iblm usullerindeki gelimeler arasnda

koutluk bulunmaktadr. Bu sreler birbirlerini mmkn ve gerekli klmtr

(Foucault, 2006:323). Sermaye birikimi iktidar ilikilerinden soyutlanamaz ve iktidar

ilikileri ekonomik dngnn etrafnda ekillenmez. ktidar ilikileri gndelik dilsel

ve iletiimsel srelerde, bedenler zerinde, toplumsal ilikilerin genelinde kurulur

ve yeniden retilir (zgn, 2007:35).

Marxn, Klasik Ekonomi Politikten devrald insan emee balayan

antropolojik makine iktidar oulluunu emein devinimiyle ilikilendirir. ktidar

ilikileri tek bir noktadan emein organizasyonunun gerekletirildii retim

srecinden - kaynaklanmaktadr. Marx iin, bu noktann yakalanmas znelliin

kavramasna kap amaktadr. Kapnn eiinde proleter durmaktadr. oul bir

iktidar ilikisi ve buradan kaynaklanan oul znellikler yerine toplumsal dnm

tekil bir znenin srtna yklenmitir. Toplumsal hareketin kkeni emein dolaym

nedeniyle ekonomide aranmaktadr.

Marxn, emek-deer kuramyla giritii toplumsal yaantnn emek merkezli

okuma abasn Hardt ve Negri tutarl bir ekilde srdrmektedirler. Hardt ve Negri,

emei kurucu g olarak konumlandrarak Marxn izleini devam ettirmektedirler.

Bu ekilde Hannah Arendtin i ve emek ayrmn ba aa evirerek, bu ayrm

209
emein siyasi bir izgide, emein eklemledii sreler ve iinde kurulduu toplumsal

ilikileri kstas alarak yeniden kurmaktadrlar (zgn, 2007:42).

Bylesi bir okuma topluluu retken bir organizma gibi kavrar. Btn

farkllklarn (cinsiyet, rk vs.) insan emeinin geliiminin sonucu olduu dnlr.

Emein ontolojik konumu btn farkllklarn emek-sermaye ekseninde

aklanmasna neden olur. Bylece etnik, cinsel, kltrel kimliklerin kendi taleplerini

ifade edebilecei zemin ellerinden alnm olur. Toplumsal farkllklar tek bir kalp

iinde ifade edilir, btn izahatlarn kkenine ekonominin glgesi der. Toplumsal

dzeylerin (kltrel, siyasal vs.) kendilerine ait zerklikleri kalmaz, hepsi yaam ile

retimin i ie getii varsaym altnda ekonominin dngsne dhil edilir.

Ekonomin yapsndan karlan zne ise dorudan toplumsal yaamn evrimine

katlr. Siyasal bir zneleme srecini tahayyl etmenin aralar kalmaz.

Emei yeniden antropolojik makineye balamak, siyasaln bir srecin nn

keserken yaam ile siyasal arasndaki ilikiyi ekonomiyle snrlandrr. Yaam ile

egemen iktidar arasndaki dinamik balant, btn hayatn retken hale geldii

nermesinin tesine uzanr. Yaam retkenliinin yannda bir dizi iktidar

teknolojisinin nesnesidir. Hayvani ile insani yaam arasndaki snra egemenin

mdahalede bulunduu (Agamben, 2009:23) ve insann daima ard arkas kesilmeyen

blnme ve kesinti yeri olduu vurgulanmaldr. Mesele, insani olanla olmayan

arasnda kesin snrlar koymak veya yeni antropolojik makineler kurgulamak deil

bu ayrm zerinde almaktr (Agamben, 2009:24). Her snr koyma giriiminin

daima bir tesinin olduu, her snrn daima baka bir snr araca

unutulmamaldr. Mutlak bir olumlama ardnda brakt, insani olmayann lekesini

tar.

210
Sorun emei mutlak bir olumlulukla yklemek ve grlr, duyulur dnyay

sadece emek paradigmasyla aklamak deil, siyasal zneleme srecine

odaklanabilmektir. znelemeyi emek paradigmasndan ina etmeye almak

kanlmaz bir ekilde siyasal ekonomik srecin dngsne hapsedecektir. Oysa

siyasal bir alan deil bir sretir. Siyasal bir zneleme; verili bir deneyim alan

ierisinde nceden kimliklendirilebilir olmayan ve bu yzden de kimliklendirilmesi o

deneyim alannn yeniden ekillendirilmesinin bir paras olan bir bedenin ve bir sz-

syleme yeterliliinin bir dizi eylem araclyla retimidir (Ranciere, 2005:59).

zneleme aslnda, bir kimliksizlemedir, bir yerin doallndan uzaklamadr,

hibir saygnl olmayanlarn sayldklar alan olduundan herhangi bir kimsenin

saylabilecei, bir paya sahip olanlar ile hibir paya sahip olmayanlar arasnda bir

balantnn kurulabilecei bir zne alannn almasdr (Ranciere, 2005:60). Siyasal

zneleme bir bakas tarafndan saptanm bir kimliin reddidir; bu kimliin bir

bakalamasdr, dolaysyla belli bir kendilikten koputur (Ranciere, 2007:130). Bu

nedenle znelletiren ey ne emek ne de yoksulluktur, fakat yalnzca saylmayanlarn

sayldr, toplumsal bedenlerin eitsiz dalm ile konuan varlklarn eitlii

arasndaki farktr (Ranciere, 2005:63).

Siyasal; ayr bir alan deil, zneleme ve kimliksizleme srecini iaret etmesi

sosyal ile siyasal arasnda varsaylan ayrm geersizletirir. Emek zneleme

srecine kap aan bir dolaym, slup ya da yol olarak kavrand srece; sosyal

sorun ile biyopolitik ve ekonomi politiin kesiiminde bulunur. Bu anlamyla emek,

siyasal ve sosyalin ayrm izgilerini bulanklatrr. Emein znelemenin belirleyici

unsuru olarak srecin banda varsaylmas ise siyasaln varln sonlandrr.

211
Sosyal ve siyasaln arasnda olduu var saylan - bunun yansmas olan

zgrlk ve eitlik arasndaki atma, emein bir dolaym olarak kavranmasyla

alabilir. Emein ontolojik olarak ayrcalkl bir statden deil, siyasal zneleme

srecine imkn tanyan bir dil iinde kavranmas zgrln ve eitliin yan yana

gelmesine kap aralayabilir.

***

Bu almada, emein Klasik Ekonomi Politik ile birlikte siyasal kurama, bir

snr kavram olarak, yerlemesinin izlei takip edilmeye allmtr. Hannah

Arendtin vita aktiva anlayna uygun olarak emein gnmz dnyasnda

edindii merkezi roln siyasal kuram iindeki yanks, eitli dnrlerin bak

asndan incelenmeye allmtr. Klasik Ekonomi Politiin iki dnr, Adam

Smith ve David Ricardo, emein gelip yerleecei uygun kuramsal mekn

yaratmlardr. Karl Marx bu kuramsal anlay belirli bir zneleme srecine

balamtr. Hannah Arendti takip eden modenist dnrler ise - Agnes Heller ve

Ferenc Feher rneinde incelendii gibi - emein baskn hale gelmesini siyasaln geri

ekilmesi olarak yorumlamlardr. Michel Foucault emein deerin yegne kayna

olarak kavranmasnn nfusun iktidarn odana yerlemesi lsnde

deerlendirmitir. Giorgio Agamben, Foucaultun karmlarn iktidar odakl bir

analize tabi tutarak emein edindii konumun plak hayatn siyasetin odana

yerlemesinde sadece daha radikal bir aamay - herkesin plak yaama

indirgenebilecei bir aamay - iaret ettiini belirtmitir. Antonio Negri ve Micheal

Hardt ise emein ontolojik statsnden hareketle gnmzde emein btn

toplumsal yaam rettii tespitinde bulunmular ve znelemeyi emein yaratc

kapasitesinden tretmilerdir. Sonuta ise siyasaln bir sre olduundan hareketle

212
emei ontolojiye balamadan emein bir dolaym olarak kavranmasyla biyolojik

yaamn iktidarn nesnesi haline geldii gnmz biyopolitik dnyasnda sosyal ve

siyasal arasnda atmada yaratmadan bir zneleme tahayyl edilebilecei

vurgulanmaya allmtr.

213
KAYNAKA

Acar-Savran, Glnur (2009), Beden Emek Tarih, stanbul:Kanat.

Agamben, Giorgio (2001), Kutsal nsan, av: smail Trkmen,

stanbul:Ayrnt.

Agamben, Giorgio (2004a), Tank ve Ariv: Auschwitzden Artakalanlar,

ev:Ali hsan Bagl, Ankara:Dipnot.

Agamben, Giorgio (2004b), I am sure that you are more pessimistic than I

am: An Interview with Giorgio Agamben, Rethinking Marxism, no:16(2), s. 115-

124.

Agamben, Giorgio (2006), stisna Hali, ev: Kemal Atakay, stanbul:Otonom.

Agamben, Giorgio (2009), Aklk- nsan ve Hayvan, ev: Meryem Mine

ilingirliolu, stanbul:YKY.

Agamben, Giorgio (2011), The Kingdom and The Glory, ev: Lorenzo Ciesa,

Stanford:Stanford University Pres.

Arendt, Hannah (1994), nsanlk Durumu, ev: Bahadr Sina ener,

stanbul:letiim.

Baker, Ulus (2009), Yzeybilim Fragmanlar, stanbul:Birikim.

Balibar, Etienne (2010), On the Common, Univesality and Communism: A

Conversation between Etienne Balibar and Antonio Negri, Rethinking Marxism,

no: 23(3), s. 312-328.

Baysoy, A. Cengiz, (2006), Marx ve Komnalist Otonomi, stanbul:Otonom.

Bura, Aye (2001), ktisatlar ve nsanlar, stanbul:letiim:.

214
Bottigelli, E. (1993), Sunu, 1844 Elyazmalar, (yaz. Karl Marx) iinde,

Ankara:Sol, 13-77.

Cleaver, Harry (tarihsiz), Marksist Teoride Snf Perspektifinin Ters

evrilmesi, Conatus (yaynlanmam say), 35-46.

Cleaver, Harry (2006), Giri I, Marx tesi Marx, (yaz) Antonio Negri

iinde, stanbul:Otonom, 23-34.

Caffentzis, George (2005), Immeasurable Value? An Essay on Marxs

Legacy, The Commoner, no:10, s. 87-114.

elebi, Aykut (2009), Haklara Sahip Olma Hakk ya da Siyasal Haklar,

Tesmeralsekdiz, no:4, s. 84-115.

David, Ricardo (2007), Ekonomi Politiin ve Vergilendirmenin lkeleri, ev:

Tayfun Ertan, stanbul:Belge.

Dooley, Peter C. (2005), The Labour Theory of Value, New York:Routledge.

Dyer-Witheford, Nick (2004), Siber Marx, ev:Ali akrolu, stanbul:Aykr.

Ege, Ragp (2010), Adam Smithin Franois Quesnay Eletirisi zerine,

Grnmez Adam Smith, (der) Mine Kara ve N. Emrah Aydnonat iinde,

stanbul:Birikim, s:87-116.

Elson, Diane (2005), Emek Deer Teorisi, ev: Mnevver elik-Sinem zer,

Conatus, say:4, s:7-47.

Engels, Friedrich (1989), Maymundan nsana Geite Emein Pay, ev:

mer nalan, stanbul:Baak.

Foucault, Michel (2001), Kelimeler ve eyler, ev: Mehmet Ali Klbay,

Ankara:mge.

215
Foucault, Michel (2003), Cinselliin Tarihi, ev: Hlya Uur Tanrver,

stanbul:Ayrnt.

Foucault, Michel (2004), Toplumu Savunmak Gerekir, ev: ehsuvar Akta,

stanbul:YKY.

Foucault, Michel (2005a), Seme Yazlar 1: Enteleltelin Siyasi levi, ev:

Ik Ergden ve dierleri, stanbul:Ayrnt.

Foucault, Michel (2005b), Seme Yazlar 3: Byk Kapatlma, ev: Ik

Ergden-Ferda Keskin, stanbul:Ayrnt.

Foucault, Michel (2006), Hapishanenin Douu, ev: Mehmet Ali Klbay,

Ankara:mge.

Foucault, Michel (2007), Security, Territory, Population. Lectures at the

Collge de France, 1977-1978, (eds) Michel Senellart, Franois Ewald ve

Alessandro Fontana, ev: Graham Burchell, New York: Palgrave Macmillan

Foucault, Michel (2008), The Birth of Biopolitics. Lectures at the Collge de

France, 1978-1979, (eds) Michel Senellart, Franois Ewald ve Alessandro Fontana,

ev: Graham Burchell, New York: Palgrave Macmillan

Foucault, Michel (2011), Seme Yazlar 2: zne ve ktidar, ev: Ik

Ergden-Osman Aknhay, stanbul:Ayrnt.

Fontana Alesseandro ve Bertani, (2004), Dersin Konumu, Toplumu

Savunmak Gerekir, (yaz. Michel Foucault) iinde, stanbul:YKY, 278-297.

Galbraith, John Kenneth (2004), ktisat Tarihi, ev: Mfit Gnday,

Ankara:Dost.

216
Gambetti, Zeynep (2008), Foucaultda Disiplin Toplumu-Gvenlik Toplumu

Ayrm,http://boun.academia.edu/ZeynepGambetti/Papers/410856/Foucaultda_

Disiplin_Toplumu-Guvenlik_Toplumu_Ayrimi, Download: 20/09/2009.

Gker, Emrah (2005), Toni Negri: Ne Yardan Ne Serden, Birikim, no:197,

s. 98-112.

Hardt, Micheal ve Negri, Antonio (2003), Dionysosun Emei, ev: Erturul

Baer, stanbul:letiim

Hardt, Micheal ve Negri, Antonio (2008, 6. Bask), mparatorluk, ev:

Abdullah Ylmaz, stanbul:Ayrnt.

Hardt, Micheal ve Negri, Antonio (2011), Ortak Zenginlik, ev: Efla-Bar

Yldrm, stanbul:Ayrnt.

Heller, Agnes ve Feher, Ferenc (1994), Biopolitics, Aldershot:Avebury.

Heller, Agnes (1995), Has Biopolitics Changed the Consept of the Political?,

Biopolitics, (ed) Agnes Heller ve Sonja Puntscher Riekmann iinde,

Aldershot:Avebury, s. 3-16.

Hirschman, Albert O. (2008), Tutkular ve karlar, ev: Bar Cezar,

stanbul:Metis.

Ishiguro, Kazuo (2011, 6. Bask), Beni Asla Brakma, ev: Mine Haydarolu,

stanbul:YKY.

Karde, Ertan (2009), Walter Benjaminde Politika, Hukuk ve iddet likisi,

Felsefelogos, no:37(1), s:121-135.

Kazgan, Glten (1980), ktisadi Dnce, stanbul:Remzi.

217
Keskin, Ferda (2005), Sunu: Byk Kapatlma, Seme Yazlar 3: Byk

Kapatlma, (yaz) Michel Foucault iinde, ev: Ik Ergden-Ferda Keskin,

stanbul:Ayrnt, s:11-19.

Kse, Ahmet Haim, nc, Ahmet (2004), ktisadn Piyasas, Kapitalizmin

Ekonomisi, Kresel Dzen: Birikim, Devlet ve Snflar, (der) A. H. Kse, F.

enses,E. Yeldan iinde, stanbul:Birikim.

Laclau, Ernesto (2001), Can Immanence Explain Social Struggles?,

Diacritics, no:31(4), s. 2-10.

Laclau, Ernesto (2007a), Poplist Akl zerine, ev: Nur Betl elik,

Ankara:Epos.

Laclau, Ernesto (2007b), Bare Life or Social Indeterminacy?, Sovereignty

and Life, (ed) Matthew Calarco ve Steven DeCaroli iinde, California:Stanford

University Press, s. 11-22.

Lemke, Thomas (2001), The Birth of Bio-politics': Michel Foucault's Lecture

at the Collge de France on Neo-liberal Governmentality, Economy and Society,

no: 30( 2), s. 190207.

Lemke, Thomas (2005), A Zone of Indistinction, Outlines, no: 1, s. 3-13.

Lemke, Thomas (2011), Biopolitics: An Advanced Introduction, ev: Eric

Frederick Trump, London:New York University Press.

Meda, Dominique (2004), Emek: Kaybolma Yolunda Bir Deer Mi? ev:

Ik Ergden, stanbul:letiim.

218
Madra, Yahya M. (2007), ktisadn Emeinden Emein Siyasi ktisadna,

Birikim, no:217, s. 10-22.

Marx, Karl (1993), 1844 Elyazmalar, ev: Kenan Somer, Ankara:Sol.

Marx, Karl (1995), Seme Yazmalar 1, 1844-1869, ev: Yurdakul Fincanc,

Ankara:Sol.

Marx, Karl (1996), Seme Yazmalar 2, 1870-1895, ev: Yurdakul Fincanc,

Ankara:Sol.

Marx, Karl (1997), Kapital Cilt 1, ev: Alaattin Bilgi, Ankara:Sol.

Marx, Karl (1998), Art-Deer Teorileri Birinci Kitap, ev:Yurdakul

Fincanc, Ankara:Sol.

Marx, Karl (1999), Alman deolojisi, ev: Sevim Belli, Ankara:Sol.

Marx, Karl (2003), Kutsal Aile, ev: Kenan Somer, Ankara:Sol.

Marx, Karl ve Engels, Friedrich (2010), Gotha ve Erfurt Programlarnn

Eletirisi, ev: Barta Erdost, Anakara:Sol.

Msr, Mustafa Bayram ve elik, Sinan Kadir (2002), mparatorluun yimser

Metafizii, Praksis, no:7, s.267-304.

Meek, Ronald L. (2009), Emek Deer Teorileri, ev: Prof Dr. Uur Seluk

Akaln, stanbul:Kalkedon.

Montes, Leonidas (2003), Das Adam Smith Problem : Its Origins, the Stages

of the Current Debate, and One Implication for our Understanding of Sympathy,

Journal of the History of Economic Thought, no:25(1), s: 63-90.

Negri, Antonio (2004), Marx zerine Yirmi Tez, ev: Erol Doan, Conatus,

2004 (1), 89-109.

219
Negri, Antonio (2005a), Arkeoloji ve Proje, talyada Radikal Dnce ve

Kurucu Politika, (der.) Gbelez, Selen ve Sinem zer iinde, stanbul:Otonom,

s:251-287.

Negri, Antonio (2006), Marx tesi Marx, ev:Mnevver elik,

stanbul:Otonom.

Negri, Antonio (2007), Giorgio Agamben: The Discreet Taste of the

Dialectic, Giorgio Agamben: Sovereignty and Life, (ed) Matthew Calarco-Steven

DeCaroli iinde, Stanford:Stanford Unversity Press, s:109-126.

Negri, Antonio (2008), The Political Monster: Power and Naked Life, In

Praise of the Common, (yaz.) Antonio Negri-Cesare Casarino,

Minnesota:University of Minnesota Press, s:193-219.

Negri, Antonio (2010), On the Common, Univesality and Communism: A

Conversation between Etienne Balibar and Antonio Negri, Rethinking Marxism,

no: 23(3), s. 312-328.

Neocleous, Mark (1998), Policing and Pin-Making - Adam Smith, Police and

the State of Prosperity, Policing and Society, no:8(4), s:425-449.

Offe, Claus (1995), Modern Barbarity: A Micro-State of Nature?,

Biopolitics, (ed) Agnes Haller ve Puntscher Riekmann iinde, Germany:Avebury

Press, s. 17-40.

zgn, Aras (2007), Klksz Emek, Yasz Sermaye: Gayr-Maddi Emek

Tartmas, Birikim, no:217, s. 31-45.

Panitch, Leo ve Gindin, Sam (2002), Gems and Baubles in Empire,

Historical Materialism, no: 20(2), 17-43.

220
Petras, James (2001) Emperyalizmin Kokusu, Cosmopolitik, no:1(1), 161-

173.

Ranciere, Jacques (2005), Uyumazlk, ev: Hakk Hnler, zmir:Aralk.

Ranciere, Jacques (2007), Siyasaln Kysnda, ev: Aziz Ufuk Kl,

stanbul:Metis

Ranciere, Jaques (2009), nsan Haklarnn znesi Kimdir?,

Tesmeralsekdiz, no.4, s. 53-65.

Ranciere, Jacques (2010), Dissensus On Politics and Aesthetics, ev: Steven

Corcoran, London:Continuum.

Revel, Judith (2006), Foucault: Gncelliin Bir Ontolojisi, ev: Kemal

Atakay, stanbul:Otonom.

Saad-Filho, Alfredo (2006), Marxn Deeri, ev: Ertan Gniner,

stanbul:Yordam.

Sarfati, Metin (2010), Grnmeyen El Metaforu, Grnmez Adam Smith

(der) Mine Kara ve N. Emrah Aydnonat iinde, stanbul:Birikim. s:197-217.

Savran, Sungur (2002), Alternatif Kreselleme mi, Proleter

Enternasyonalizmi mi?: mparatorluka Reddiye, Praksis, no:7, 225-266.

Gbelez, Selen ve Sinem zer (der.) (2005), talyada Radikal Dnce ve

Kurucu Politika, stanbul:Otonom.

Smith, Adam (1969), The Theory of Moral Sentiments, New York:Arlington

House.

221
Smith, Adam (2006), Milletlerin Zenginlii, ev: Haldun Derin,

stanbul:Trkiye Bankas Kltr.

Sontag, Susan (1998), Bir Metafor Olarak Hastalk, ev: smail Murat,

stanbul:BFS.

Tierney, Thomas F. (2008), Review Essay, Foucault Studies,

No: 5 (January ), s:90100.

Toms, Steven (2008), Immeasurability: A critique of Hardt and Negri,

Ephemera, no:8(4), s. 433-446.

Tribe, Keith (1978), Land, Labour and Economic Discourse,

London:Routledge.

Tribe, Keith (1981), Genealogies of Capitalism, London:Macmillan.

Tribe, Keith (1995), Strategies of Economic Order, New York:Cambridge

University Press.

Tribe, Keith (1999), Adam Smith: Critical Theorist?, Journal of Economic

Literature, no:37(2), s. 609-632.

Yanda, zge Yalta (2010), Ynetimsellik, Yaynlanmam Doktora Tezi,

(Danman: Prof. Dr. Aykut elebi), Ankara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits,

Kamu Ynetimi ve Siyaset Bilimi ABD, Siyaset Bilimi, Ankara.

Zizek, Slavoj (2004), Blows against the Empire, Organ Without Bodies

(yaz) Slovaj Zizek iinde, New York:Routledge, s.195-202.

Zizek, Slavoj (2007), Multitude, Surplus and Envy, Rethinking Marxism,

no:19(1), s:46-58.

222
Zizek, Slavoj (2009), nsan Haklarnn Bayal, Tesmeralsekdiz, no.4,

s.66-74.

223
ZET

Bu almann amac emek deer kuramnn karsamalar ile biyopolitika

nosyonunu kullanan analizlerin bir karlatrmasn yapmaktr. Deer kuram, emee

merkezi bir yer vererek, toplumsal geliimi emein yaplanmasndan hareketle

aklar. Bu durum Marx iin zellikle geerlidir. Emek deer kuramnn amac, Karl

Marx sz konusu olduunda, emein ald biimleri neden aldn ve bunlarn

politik sonularnn ne olduunu anlamaya almaktr. Dolaysyla emek deer

kuram iinde bir znellik teorisine barndrmaktadr.

Michel Foucault ve Giorgio Agambenin biyopolitika kavram ise daha ok

iktidar ilikilerini zmlemenin aracdr. Biyopolitika hayat merkez alan siyasal bir

teknolojidir. Biyopolitika yaamn dzenlenmesi ve ynetilmesiyle ilgilidir.

Biyoteknolojik gelimeler, insani snrlara giderek daha fazla mdahale etmektedir.

Bununla kout olarak insanlarn yaamlar da piyasann konusu olmaktadr.

Dolaysyla bir yandan ekonomik gelimelerin, emein retkenliinin,

deerlendirilmesi dier yandan biyopolitik srelerin izlenmesi gnmz anlamakta

daha geni bir perspektif salayacaktr. Bu tez projesi her iki teorik hattn ana

argmanlarn ortaya koymaya almaktadr.

Anahtar kelimeler: Emek Deer Teorisi, Biyopolitika, Giorgio Agamben, Karl

Marx, Antonio Negri

224
ABSTRACT

The purpose of this study is to compare analysis that uses the notion of

biopolitics with the implications of the labor theory of value. The theory of value,

gives a central place to labor that explains social development thorough the

structuring of labor. This is especially true for Marx. The purpose of the labor theory

of value, as Karl Marx is concerned, tries to understand what cause that forms of

labor and their political consequences. Therefore, the labor theory of value contains

inside the theory of subjectivity.

Michel Foucault and Giorgio Agamben's concept of biopolitics is tool for

analyzing the power relations. Biopolitics is a political technology that deals with

life. Regulation and management of life are related to biopolitics. Biotechnological

developments are going to intervene more and more the limits of humane. Also

peoples lives are being commodified. Therefore, on the one hand evaluation of the

economic developments and the productivity of labor, on the other hand monitoring

of biopolitical processes will provide a broader perspective to understand the present.

This thesis project is trying to understand the main argument of both theoretical

lines.

Key Words: The Labor Theory of Value, Biopolitics, Giorgio Agamben, Karl

Marx, Antonio Negri

225

You might also like