You are on page 1of 200

TANRILARIN VATANI

ANADOLU
C.W. CERAM

TANRlLARlN
VATANI
ANADOLU

Trkesi:
ESAT NERM ERENDR

7. Basm

Remzi Kitabevi
Byk Fikir Kitaplar Dizisi
TANRlLARlN VATANI ANADOLU/ C. W. Ceram
zgn ad: Enge Schlucht, Schwarzen Berg

1955 Kurt W. Marek (Ceram) mal varlg


Trke yayn haklar Remzi Kitabevi, 2008
Bu kitabn yayn haklar ONK Ajans
araclgyla alnmtr.

Her hakk sakldr. Bu yaptn aynen ya da


zet olarak hibir blm, telifhakk
sahibinin yazl izni alnmadan kullanlamaz.

Kapak:DPN

ISBN 978-975-14-0356-8

BRNC BASlM: 1983


YEDiNC BASlM: Haziran, 2008

Remzi Kitabevi A.., Aknerkez E3-14, 34337 Etiler-lstanbul


Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090
www.remzi.com.tr post@re:zi.com.tr

Bask ve cilt: Remzi Kitabevi A.. basm tesisleri


100. Yl Matbaaclar Sitesi, 196, BaSclar-lstanbul
indekiler

I - VAROLUUN SIRRI ................................. ................................ 7


. Keif ve Sezi ........................... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9
2. Kutsal Kitap ve Yeni Aratr . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
3 . Winckler'in Bogazky Kazs . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 37

II- YAZlLARlN SIRRI .. . .


......... . ................. ................. ................. s
. Yazlarn Esrarn zme Sanat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53
2. Hititler, Hitite mi Konuuyorlard? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 63
3 . Hibir eyden Hibir ey karlamaz . 69
............... .........

III- EGEMENLGN SlRRI .


........... ............................................ . 8
. Hattusas Krallar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ............. 83
...........................

2. Tarihleri Saptama Bilimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9


3. Kade Sava ve Sonsuz Bar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . os
4. ehir ve lke- Halk ve Tre . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 35

IV- ARTAKALANLARIN SlRRI .............................................. . . 45


. Karatepe'nin Kefi ................ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47
2. Asitavandas Konuuyor .............. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . s9
3. Son Grnm . . . . . ......................................................... 1 67

HTT MPARATORLUGU KRONOLOJS... 69


..............................

AIKLAMALAR . . . . . . . . . .................................. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ........... 73


DZN .................................................................................... - .. 79
I

VAROLUUN SlRRI
/
BRNC BLM

Keif ve Sezi

OK ESKl ZAMANLARDA Gen Leander; sevgilisi Hero'nun1 koliarna at


labilmek iin her gece anakkale Boaz'n yzerek geerken, ayn zamanda
Asya'dan Avrupa'ya gemi oluyordu. Greklerin Hellespont, Avrupallarn
Dardanel dedii, bir yandan Akdeniz' e, bir yandan Marmara'ya alan bu dar
boaz; bir su engeli deil, Kkasya ile Avrupa arasnda bir kprdr. Bu
nun byle olduunu Ege uluslarnn gleri gsterdii gibi, I. Serhas (M..
480)2 ve Byk skender (M.. 336) de tantlar.
Bylece Kkasya dediimiz bugnk Trkiye, tarihin ilkalarndan be
ri insan kitlelerinin gei lkesi, eitli uluslarn att alan ve giderek iinde
kaynayp eridii bir pota olmutur.
Burada tarih, sadece dklen kanlar, salt lm kalm abalarn anlatr.
Dou'yla Bat attnda bu hep byle olmutur; gnmze kadar, hatta
Stalingrad'a kadar. Burada yalnzca kesin zmlemeler vardr; skender'in
Gordium3 dm'n klcyla paralay gibi kesin zmlemeler.
Bu yzden lndo-German4 kkenli Hititler'in tarih sahnesine kp lsa'nn
doumundan 20 yzyl nce bu topraklarda yaptklar ilerde, lsa'nn dou
mundan 20 yzyl sonrasnn insanlar bizler iin de, ibret alnacak ok ey
bulunmaktadr. nk Hititolog Albrecht Gtze'nin dedii gibi, "Avrupal
uluslarn kltr dnyasnda grnmeZeri Hititler'le balar; bu da onlarn ilgin
liini daha da artrmaktadr."
Dnya tarihinin bylesine nemli bir hareketini baarm bu ulusun, bi
lim tarafndan ancak ok ksa bir sre nce kefedilmi olmas, tarih bilimi
nin tarihinde gerekten ender rastlanr bir olaydr. Bugn bilimin, bu ulusun
tarihini birok bakmlardan ayrntlarna girerek yazacak duruma gelebilmesi
de mucize diye nitelendirilebilecek bir olaydr; nk bylesine bir i, bin
yldan fazla bir zaman nce gp gitmi bir ulusun dilini renmeyi, yazsn
okuyup anlamay gerektiriyordu. Bu apta bir bilgi dzeyine ok ksa zaman-

( 1) Bkz.: Aklamalar blm.


(2) M.. 486-465 arasndaPers Kral. Gemilerden kpr kurarak ananakkale Bogaz'n geti.
Atina'y yakt. Salamis deniz savanda yenilerek geri ekildi.
(3) Polatl yaknnda Frigya'nn bakenti.
( 4) Bkz.: Aklamalar blm.
10 C. W. CERAM

da eriiimi olmas hayranlgmz uyandryor. Bu dzeye erimek yolunda


bilim adamlar hangi yntemlere bavurmulardr, hangi aratrmalar ve ka
zlar yapmlardr?
te kitabmzn konusu bunlardr.
tk byk ansiklopedik szlgn, btn bilimleri, btn sanatlar kapsa
yan byk Fransz Ansiklopedisi'nin yaymlanmasndan bu yana iki yzyl
geti. O zamandan beri bilimler, alanlarn ok genilettiler. Bu genileme
nin belirli bir zaman dilimi iinde nereden nereye geldigini anlamamz iin
en iyi rehber, yine eski ansiklopedilerdir. Bu konuda bize 1 8 7 l 'de yaymian
m Meyer Ansiklopedik Szl'nn Hitit maddesi yararl bir rnek olacak
tr.
Burada Hititler yle anlatlyor: "lsrailoullar'nn Filistin'de karlat
bir Kenan Olkesi ulusudur. Hebron 'un aa kesiminde, Amoritler'e komu otu
rurlard; sonralar Rethel'in kuzeyine getiler. Hazreti Sleyman 'n egemenlii
altna girdiler. Bir sre Suriye'de bir Hitit Krall da varolmutur. "
Ansiklopedide bu bilgi yedi satrdr. Sadece ksa oluu bakmndan degil,
stelik birok nemli noktadaki yanllar nedeniyle kusurlu bir bilgidir. Asl
na baklrsa bu satrlar Kutsal Kitap'n (Abd-i Atik - Tevrat) geliigzel de
gindigi eylerin oldugu gibi aktarlmasdr, o kadar!
O halde tarihiler, 1 87 1 ylnda Hititler hakknda hi denecek derecede
ok az bilgiye sahiptiler. Bugn bu ulusun M.. 2. binylda ok byk bir si
yasal g oldugunu, egemenligini btn Kkasya'dan sonra Suriye'ye de
yaydgn, Babil' il fethedip Msr'la baarl savalar yaptgn grendigimiz za
man, kendine zg yazsyla, kendine zg hukuk dzeniyle kkl kltrn
kantlam bylesine dev bir gcn arkeologlarn kazmasndan, tarihilerio
karlatrmalar yapan gznden 20. yzyla varncaya dek nasl kam oldu
guna insann bir trl akl ermiyor.
Ya sonunda bir avu bilim adamnn, yirmi kiiden az insann, ilk kazma
nn vuruldugu andan itibaren 1 5-20 yl iinde, o zamana kadar bilinmezligin
karanlgnda kalm bir kltr aydnlatmalar, hayran olunacak bir i degil
midir? Bu alanda ilk kaznay vurann ok ansl kiilerden biri oldugunu, bu
iin onu bir arkeolog yaptgn da belirtmek gerek. Ancak bunu aniatmazdan
nce, tarihini rten esrar perdesini aratrclarla birlikte aacagmz lkeye de
yle bir gz atmalyz.

KKASYA . . . Byk Asya kt'asnn eklemesi. Sadece bir uzants, bir de


vam degil, ayn zamanda bir modeli. Eskiler, Kkasya Asia Minor adn-

vermekle, burasnn, byk Asya'nn biim ve izgilerini tekrarlayan bir yer

( 1) Bkz.: Aklamalar blm.


(2) Gney Mezopotamya'da M.O. 1 830-539 yllarnda yaam, bakenti Babil olan devlet. 1. Babil
devletini Hititler M. O. 1530'da, 2. Babil devletini skender, M. O. 33l'de ykmtr.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU ll

olduunu belirtmek istemiler: Orta kesimde yksek yayla, etrafn kuatan s


radalar ve her yanda sekiler halinde vadilere doru inen bir arazi.
Aslnda bu tam bir Asya kt'as modeli deildir; eskiler, byk Asya'nn
kuzey ve dou snrlarn bilmediklerinden byle bir benzetmeye kalkm ol
mallar.
Bugn Kkasya'dan trenle, kamyonla, otobsle ve Amerikan taksileriyle
geiliyor. Kimi zaman da atla gitmek zorunluluu douyor. Altnzda atrda
yan tahta eerin stnde dorulup burasnn nasl bir lke olduunu seyretti
inizde, ayn anda bir zamanlar nasl bir lke olduunu da seyretmi olursu
nuz. Bugn hala Anadolu'nun ilerinde yekpare tahta tekerlekli kz arabala
rna, kanlara rastlayabilir, gcrtl iniernesini millerce teden duyabilirsiniz.
Bugn gnein altnda uzanan boz renkli kylerin durumu, binyl nce
zengin As ur' dan 1 Anadolu'nun barna alveri iin ilk Asurlu tccarlarn so
kulduu zamandakinden pek farkl olmasa gerek. Bu kylerin evleri hala ker
pitendir. Kavurucu gnete bel veren, arada bir grlen saanaklarda para
para eriyip giden kerpi ... Bu yzden kyler acayiplikleri seven bir hayal g
c tarafndan yaratlmcasna irkin grnmdedirler. Yirmi yl bile mr
olmaz kerpi evlerin; yklverirler, yknts zerine torunlar yenilerini yapar
lar. Ite "arkeolojik tabakalar" da byle oluur.
Kkasya, lspanya'dan, Almanya'dan, Amerika'dan, Kaliforniya'dan da
ha byk deildir. Avustralya' daki Queensland eya} etinden biraz kktr.
Corafyas bakmndan merkez noktas saylan Kayseri' de, Amsterdam'
daki gibi k, Toulouse'deki gibi de yaz olur. Toros boazlarnda bugn de ya
ban hayvanlar dolar; kurt srleri koyun aHanna saldm ve Afrika srn
genleri, kayalarda gnelenir. Ve karanlk knce srtlanlar katrtrna or
manlarnda dolamaya, akallar gece arklarn sylemeye balar.
Kuzeydouda ay yetitirilir, gneybatda pamuk ve turungiller. Ada
na' da bir kyl grdm; Antika'dan kalma bir duvar rzgar siperi yapm,
kk bahesinde limon yetitiriyordu.
Yazlkaya'da, Hititler'in Boazky'ndekF bu kutsal yerinde bir beki
vardr; tapnan avlusunda tanr kabartmalarnn dibinde zenle yetitirdii
ac soanlar toplar, karsna gtrrd.
Irmak vadilerinde ve dar ovalarnda ttn yetiir; afyon, tahl ve zeytin ye
tiir. Ama byle yeil vadi lke boyunca ka tanedir?
Kkasya'da gemi trafiine elverili bir tane bile akarsu yoktur. En by
Kzlrmak'tr; Antika'n Halys'i . Kral Krezus buradan gemezden nce
kahiniere danm; rma geerse, kehanet gerekleecek, byk bir devlet
yklacakm. Dedikleri gibi de olmu, Krezus kendi devletini yitirmi.

( 1 ) Kuzey Mezopotamya'da kurulmu ve M.. 2 1 04-6 1 2 yllar arasnda yaam devlet. Ba


kenti Musul yaknnda Ninova'yd. Snrlar savalara gre degimitir. Babilliler ve Medler,
Asur egemenligine son vermitir.
(2) Ankara'nn so km. dogusunda, Yozgat'n kuzeyindedir.
12 C. W. CERAM

1!11 EKlL TOPRAKLAR


ORMAN, KORU. FUNDALlK
D BOZKIR(Dagiarda kayalk araziye dnlllli)

Kkasya 'nn bitki rts

Kzlrmak doudan gelerek Orta Anadolu'da kocaman bir yay izer, sonra
da kuzeydeki dalar yarp Karadeniz'e dklr. teki rmaklar daha da
nemsizdir.
Kkasya'nn te biri yksek yayladr; susuz, bitkisiz, yer yer plak ka
yalarla delinmi bozkrdan bir haldr. Arada bir, mavi mavi parldayan byk
bir su birikintisi gze arpar; bir tuz gldr bu. Bu topraklarda yce soylu
bir tekdzelik vardr, renkler kavruk ve mine gibi yanktr. ou zaman r
perti verir insana. Yalnz bana giden bir atl karnza ktnda, sanki bir
tehlike geliiyormu izlenimini uyandrr. Bir da dizisine yaklalnca rkn
tler sarar her yannz, sanki orada ok daha kt eyler sizi tehdit edecektir;
sanki ok daha bilinmezlerle dolu bir dnya beklemektedir.
Kerpi kylerden birine varrsnz, ilkin bir mezarlk gibi grnr; titrek
k oyunlaryla yakc scan altnda evlerin kaplar l gzleri gibi b akar.
Sonra adamlar kar ortaya, kadn gremezsiniz; birka merakl ocuk bir el
iaretiyle kovalanr. Ve adamlar ar admlarla yannza gelir, izgileri oyna
mayan yzlerinde meraklanmann en kk belirtisini bile gremezsiniz. Ya
bancnn evresinde halka olurlar, sonra da hi konumadan ona bakarlar.
Derken bir bardak ay yabancya uzatlr, yabanc da susan yzlerin emberi
ni gzden geirip skntyla glmser.
Burada Yakndou insanlarnn kulak trmalayan patrts yoktur, burada
masallardaki Dou lkelerinin renkli grkemi yoktur. Burada garip bir onur,
bir arballk gznze arpar; ayn duygu bu topraklara, bu dalara, bu
yaylalara baktnz zaman da iinizde belirir. Burada insan davraniarna
toprak yn vermi, onlar kendisine benzetmitir.
Kkasya'dan geen uluslarn saylar da, eitleri de ylesine oktur ki,
Eskialarn balarnda - sadece bir tanesini saymazsak - uzun sre ayakta
kalabilecek byk devletlerin kurulmas olana bulunamamtr. Bunlar, 4.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 13

binyla kadar hep birbirleriyle dvp durmu uluslar, boylar, insan srle
ridir.
Ele aldmz konu, genel tarih ve corafyadan daha ok arkeolajik aratr
malarn anlatmyla ilikili olduundan, gzlemlerimizi artk bu noktada kesi
yoruz.
Bunlar, reneceimiz tarihsel gerekler karsnda duyacamz hayreti
biraz daha artrmaya yarayacaktr. Tarihsel gerek ise, bylesine parampara
bir lkenin ilkalarnda eit eit boylarn bir araya gelip bir ulus olutur
masdr; birleik bir devlet kurmak iin hi de elverili n koullar bulunma
d halde, ksa sre iinde Onasya'nn en byk siyasal gc dzeyine eri
mesidir; stelik kltrel etkisini Grek dnyasna kadar uzatmas, belki de bu
nu henz bilemedirniz bir derinlikte yapmasdr.
Modern aratrmann bu ulusla ilk rastlamas, hem de bunu dalayl yol
lardan deil de dorudan doruya, onun eski bakentine el atarak yapmas ay
r bir garip hikayedir.

GEEN YZYILIN 30. yl balarnda bir Fransz aratrc, l Anadolu'ya


yapaca geziyi zene bezene planlyordu. Daha sonra, "amacm, eski Tavi
um1 kentinin yerini bulmakt" diye yazar; "btn ipular, bu kentin eski
Halys'in - Kzlrmak'n - kynda verimli bir blgede bulunmas gerektiini
gsteriyordu. "
Fransz'n n hazrlklar srasnda yaknd trl iler olur. Gezi notlarn
da bunlar okuyoruz. Onemli deildir bizim iin. Ama sonunda Trkiye'ye
gelmeyi baaryor: "Her ne kadar deriediim bilgilerin hepsi eksik eyler idiyse
de, ben, yine kervanm 28 Temmuz 1 834'te harekete geirdim. Kuzeye gidiyor
duk. "
Ksa bir sre sonra Kzlrmak'n byk yay iinde kk bir ky olan Bo
azky'dedir. Burada tek bana atla dolarken birdenbire harabelerle karla
r. Soluk kesen bir grnmdr bu. Burasn tarihte bir yerlere balamaya
kalkrsa da bu kez bsbtn aresiz kalr.
Arkeolog ve gezgin Charles Felix-Marie Texier ( 1 802- 1 87 1 ) , bilim akyla
eit eit geziler yapt; 1 9 . yzyl onun gibi gemiin patikalarna sapabilmek
iin can atan insanlarla doludur. Yine bu yzyl, teknik bilimlerin evrimini
yanstan bir ayna gibidir, ayn zamanda o gne kadar tarihin dayand temel
Ierin artk bu ykl tamaya gc yetmeyeceini de gsteren gelecee ynelik
bir objektiftir.
Tavium'u arayan Texier, Boazky'de dikkatini eken birka ey reni
yor ve bunlarn doruluk derecesini denetlernek istiyor. Ykk kerpi evlerin
arasndan tepeye doru giden berbat bir yola sapyor, yaln kayalarla kapl

( 1) Yeri kesin olarak saptanamam, fakat ogunlukla Kayseri yaknnda, Kltepe'de bulundugu
kabul edilen Antikag kenti.
14 C. W. CERAM

tepeye trmanyor. Ve birden grd manzara karsnda afallayp dural


yor:
nne, sra sra diziimi dev ta bloklar kmtr; karsnda binlerce yln
andrmasna ramen yine de sanki ezelden beri varmcasna bir yapnn te
melleri yatmaktadr. Devler tarafndan yaplm gibi llere smaz byk
lkte bir yapdr bu.
Tepeye trmanmaya devam ediyor, pervaszca mahvedilmi bir arazide
evreyi seyrediyor; bir duvar kalntsna rastlyor, admlyor, uzunluu bir ki
lometredir.
Tepenin doruuna vardnda drt bir yann gzden geirir. Grebildii
kadaryla btn bu harabeleri zihninden pergele vurur ve bu ykntlarn bir
zamanlar bir ehir meydana getirmi olduunu anlar; hem de "en parlak a
ndaki Atina kadar byk bir ehir. "
Byle bir ehri kimler kurmutu? Buras Tavium olabilir miydi?
Yoluna devam ederek duvarda iki heybetli kap buluyor. Birinde bir insan
vcudu kabartmas vardr, belki bir kraln kabartmasdr; insandan byk,
hi bilinmeyen bir slupta yaplm, o gne kadar grdklerinin hibiriyle
karlatrmaya giriemeyecei bir kabartmadr. brnde tatan bir aslan
heykeli vardr.
Bunlarn resimlerini yapar, sonra da yanndakilere kopyalarn karttrr.
Ancak ne var ki, ressamlar kendi alarnn ocuklardr; onlardaki burj uva
ruhu, Fransz restorasyon dneminin biim verdii bu ruh byle antlara sa
dece hayranlk duyabilir, fakat onu kavrayamazd. Bu yzden de onlarn bize
resim halinde brakt aslanlar hayal rndr. Hele cepheden bakldnda
1 9 . yzyln ilk yarsnda moda olan Biedermeier1 stiliyle yaplm yaktrma
aslanlardr.
Grdkleri karsnda Texier ilk yorumu yapacak gc kendinde buluyor:
"Tepeden trnaa eski Tavium 'u bulmak dncesiyle yklydm; bu hara
belerde bir Jpiter tapnan, yanbanda Strabo'nun anlatt dknler yur
dunu greceim i umuyordum . . . Ama bir sre sonra btn bu dncelerden
vazgemek zorunluluunu duydum. "
Arkasndan da unlar ekliyor: " . . . burada Roma alarndan herhangi biri
ne yerletirilebilecek cinsten hibir yap yoktu. Harabelerdeki bu kendine zg ve
grkemli karakter, ehre tarihsel adn vermeye kalktrnda beni olaanst s
kntlara uratt. "
Daha sonralar resimlerini baskya verecei srada, kendisinden bir yl son
ra Boazky' grp ayn ekilde buray Tavium sanan ngiliz William Ha
milton'un notlarn gzden geirdi ve ayrca Antika yazarlarnn verdii b
tn bilgileri bir kez daha inedeyip kendi gryle karlatrd. Arkasndan
da yeni bilgilere dayanarak harabeleri Tavium sanan grlere kar kt ve

(1) 18 1 5 -48 yllar arasnda etkili olmutur. Mobilyada rahatlk ve sadeligi, resimde mutlu aile
hayatn ve ho doga grnmlerini tasvir etmeyi amalamtr.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 15

burasnn Krezus1 ile Keyhusrev'in2 nnde nl savalarn yaptklar Pteria


olduunu ileri srd.
Ne var ki Texier'i baka srprizler bekliyordu. Kyllerden biri, onu Bo
azky' den hayli telere gtrd; glkle yrnlen bir patikadan derin bir
rmak vadisine indiler; kar tepelerdeki dzle varmalar iki saat srd. Ve
orada Yazlkaya dediimiz yeri buldu.
Yaln bir kaya kitlesi dimdik ge ykseliyordu. Geni bir yark alm ve
bu yarktan bakldnda kabaca dzeltilmi yontma talar stnde garip re
simler gze arpmaktayd. Texier bu duvarlarn stnde tren alay halinde
yrrken taiam tanrlar grd; balarnda sivri klallar vard, elbiselerin
belleri kemerliydi.
Kaya yarndan saa sapnca, bu defa da baka resimlerle karlat. Bun
lar, deiik elbiseli, deiik kiilerdi; kafalarnda sivri klallar yerine takke bi
imi balklar vard. Figrlerden ikisi kanatlyd, tekiler de, ellerinde ne ol
duu pek seilmeyen bir eyler tutuyorlard; arka arkaya sralanmlard ya da
artlarndan hayvanlar geliyordu.
Texier grd bu tatan garip geit alayndan afallam bir halde k ye
rini arad. O zaman sol yanda dar bir araln, daha dar bir kaya yarna al
dn fark etti. Giri yerinde olduu yerde mhlanp kald, geitte sal sollu
taiara oyulmu kanatl iki dev vard. nsanst bu iki varlk, giriin bekilii
ni yapyor gibiydiler.
Texier duraksad, ama yine de ieri girdi. Bat ynndeki dz duvarda ye
niden bir geit alay grd. On iki savaydlar, kimbilir belki de tanrydlar;
arka arkaya dizilmiler, sert admlarla yryorlard. Hedeflerine erimek a
basyla kendilerinden gemi, korkun bir katlk iindeydiler. On iki kiiydi
ler; balarnda sivri klahlar, omuzlarnda eri kllar, uygun adm yryen
on iki kii.
Bunlarn aprazlama karsndaki tata ok iri bir figr vard; korumak is
tercesine daha kk bir figr kucaklyor, onun zerinden uzatt kolu, i
ee benzer bir ekli bolukta tutuyordu. Bu ekil ise hiyeroglife benzer bir y
n iaretten olumutu. Besbelli bir eyin simgesiydi bu . . . ama neyin?
Texier bunlar seyretti, sonra tekrar byk avluya dnd. O zaman ayn
iaretierin burada da bulunduunu grd. Bazlar havann ve zamann etki
siyle ylesine hrpalanmt ki, birer iaret olduunu semek bile glemiti.
Btn bu iaretler bir ssleme, birok bezek miydi? Yoksa bir yaztn parala
r m?
Yazl kayalardan ayrlrken Texier, giri yerinin nndeki dzl yle
bir gzden geirdi. O zaman bir duvar kalnts fark etti. Neyin duvar olabi
lirdi? Bir yapnn m? Yark kayaya giri iin yaplm byk bir kapnn m?

( 1 ) Kroisos, M.. 560-540'ta Lydia'nn zenginligiyle nl son kral.


(2) Byk unvanl Pers Kral. Anadolu'yu ve Babil'i fethetti. M.. 6. yzyl ran dilinde ad Ku
rus'tur.
16 C. W. CERAM

Artk kesinlikle anlamt. Buras ok eskialardan kalma kutsal bir yerdi.


Her eyi kendine zg bir kaya tapnayd.


Peki ama, kimler yapmt burasn? Hangi ulusun din trenleri iin kulla
nlmt?
Boazky harabelerine doru bakt; vadinin telerinde inili kl grn
tsyle yamalara doru yaylyor, stnde yakc bir gne parlyordu. Bura
s Tanr'nn yumruunu skarak ie koyulup yaratt toprakt. Daha sonra
buralarda bir ulus yaam, doadaki yaln kayalar ta bloklada daha da
ykseltip daha da yalnlatrmt. u anda bile kardaki duvar kalntsna
baklnca dimdik ykselen ksmlardan, burann eskiden atyla rtl olduu
anlalyordu. Bylesine heybetli bir yapy dikme hevesi ancak ok kudretli
krallarda, zengin ve gl uluslara egemen olmu kiilerde bulunabilirdi.
Texier, birka cilt tutan antsal eseri, "Description de L'Asie Mineure - K
kasya zerine"yi, 1 839'da ve Paris'te yaymlad. Bu eserinde u gerei ka
bul etmek zorunda kaldn belirtiyordu: Boazky harabeleri, byk klt
r olan bir ulusun varln kantlamaktadr.
Fakat, 1 9. yzyln tarih bilimi, btn M.. 2. binyl boyunca Kkasya
blgesinde byle bir ulusun yaadndan habersiz bulunmaktayd.

TEXIER, ann bilimi iin btnyle can skc olan eyler gstermiti. Ha
rika bir yaz ve resim malzemesi elde et, sonra da bunlar aklamak iin en
kk bir dayanak noktas bile gsterme!
Grlm i deildi bu ve her uzman daha balangta ileden karmaya
yeterdi. O sralarda henz gen bir bilim olan arkeolojinin ilgisi, 1 839'dan
sonraki yllarda Msr ve Mezopotamya'da yaplm artc kazlara ynel-

Hititler-Msr antlannda byle tasvir ediliyor.


TANRILARIN VA TANI ANADOLU 17

mi; Lepsius ve Mariette, firavunlar lkesinde olaanst eserler kefetmi,


Botta ve Layard da Asur kltrn aydnla karmt. Heyecan uyandran
bu kazlara ramen, aratrclar, Anadolu'daki esrarl harabeler karsnda su
sup durma yoluna gidemediler, nk durmadan yeni haberler gelmekteydi.
Texier'den ksa bir sre sonra Hamilton, yalnzca Boazky'e gitmekle
kalmam, buradan pek uzakta olmayan Alacahyk1 kynde yeni bir harabe
alan da kefetmiti. Alman gezginleri H. Barth ile A. D. Mordtmann, 1 859-
1 86 1 arasnda Boazky' inceleyip Texier'in tpks bilgiler vermiler ve
onun kabataslak yapt planlar da dzeltmilerdi.
Fransz Langlois, ayn yllarda Tarsus dalaylarn dolamt. 1 862'den iti
baren Fransz bilgini Georges Perrot, btn Anadolu'yu kapsayan bir incele
me gezisi yapm ve ok ilgin bir dizi yeni ant kefetmiti. Bu arada eski Bo
azky kenti snrlar iinde, st iaretlerle kapl eik bir kayay, Niantepe'yi
bulmutu. Geri iaretler iyice silinmi ve yer yer tan stnde kazntlara d
nmt ama, yine de Texier'in Yazlkaya 'da kefetmi olduu zelliklerin
aynn gstermekteydi.
Bu tan ok nemli bir keif saylmas gerekirdi, fakat malzemenin bollu
u nedeniyle Perrot, bunu ancak, ressam E. Guillaume'un abasyla 1 872'de
yaymlamtr.
On yl sonra Alman Karl Humann, Yazlkaya 'daki birka kabartmann ilk
kalplarn kard. Arkasndan da Boazky ren alannn doru llere g
re ilk kez tam plann yapmay baard. Bu baarsn biraz da eski mesleine
borluydu, zira arkeolojinin bysne kendini kaptrmazdan nce demiryolu
mhendislii yapm, sonra da Bergama suna kazsn bitirerek dnya a
pnda ne erimiti.
1 887'de Perrot, o zamana kadar Anadolu 'da bulunan esrarl antlarda kefe
dilmi ne varsa hepsini byk bir toplu-eserde bir araya getirdi: "Histoire de
L'Art Dans L'Antiquite - Antika Sanat Tarihi". Anadolu eserleri arasnda an
cak birka resim ve iaret kmesi hakknda baz sanlar ileri srebilmekteydi.
San dediimiz bu grler, aslnda tekiler iin de gerein ta kendisiydiler.
1 870'te iki Amerikal, Suriye'de yaptklar bir geziden sonra birka ta hak
knda bilgi vermilerdi. Sz konusu bu ta plakalar, bulunduklar yere gre
"Rama Talar" diye adlandrlm ve Anadolu harabelerinin esrarn zme
abasnda yeni bir dnemi balatmlard. Ancak Amerikallar bu talarn hi
de asl kaifleri deillerdi. Bunlar, daha 58 yl nce kefedilmilerdi; hem de
1 9 . yzyln en ilgin bir gezgini tarafndan.

1 809 YILINDA Dou lkelerine zg klyla sakall bir adam, Malta'dan Su


riye'ye giden bir gemiye bindi. Adnn eyh brahim olduunu ve Dou Hin
distan Kum panyas'nda tccar olarak hizmet grdn sylyordu.

( 1 ) orum-Sungurlu'nun 24 km. kuzeybatsnda.

TVA2
8 C. W. CERAM

Suriye' de buuk yl kald. ok garip bir tccard bu eyh brahim; kimi


zaman Halep'te, kimin zaman am'da oturuyor, alveri yapaca yerde yre
sel dilleri inceliyor; tarihle, corafyayla ve zellikle de Kur'an'la urayordu.
Bu almalarna yalnz geziye kmak iin ara vermekteydi. Gneyde Kutsal
Topraklar'a, douda Frat boylarna gitti; Antakya'da, Asi rma vadisinde
dolat; Hazreti Musa'nn kardei Aron'un ld kutsal Hor dana kt; bir
Habeistan gezisinde casus diye tutukland, snrd edildi ve Msr'a geldi.
Bir paa, onu iki Arap daktorun karsna oturtup snava ekti. Bu snavda
mslman yasalarn bilip bilmedii, tanlamas gerekiyordu. Snav ylesine
parlak ekilde baard ki, drt ay sreyle "yasak ehir" Mekke'ye gitmek olana
n elde etti. Seksen bin hac adayyla birlikte Arafat danda eytan taiayp
hac oldu. O gnden sonra da adnn bana "hac" unvann koymak hakkn
kazand. 1 8 1 7 ylnda yeni bir geziye hazrlanrken, 3 3 yanda Kahire'de l
d; hem hac, hem eyh olmasnn gerektirdii sayglarn hepsi kendisine gs
terilerek mslman mezarlna defnedildi.
Bu eyh Hac brahim'in asl ad Johann Ludwig Burckhardt'tr. 1 784'te
domutu; gnmze kadar nemli diplomatlar ve tarihiler yetitirmi Ba
selli eski bir soylu ailedendi. lmnden sonra Dou lkelerine ait orijinal el
yazmalarndan oluan 350 ciltlik derlernesi ile gnlk defteri Cambridge ni
versitesi'ne miras kald. Gnlk defteri; corafya, eski diller filolojisi ve arkeo
loji iin esiz bir kaynak oldu. Olaanst ilginlikteki bu defter taranp yeni
eserler hazrlanmtr.
Bu eit kitaplardan birinde, Londra'da ve 1 822'de yaymianm "Travels
in Syria and the Holy Land Suriye ve Kutsal lkede Geziler" de Asi rma
-

vadisindeki Hama ehrinde bir ta yznden kaln anlatr. Pazarda, bir evin
kesinde bulunan bir tatr bu. Ta yle tasvir eder: "Ozerinde kk figr
ler ve iaretler olan bu ta, bir eit hiyeroglif gibi grnyordu, ancak Msr hi
yerogrijlerine de hi benzemiyordu. "
1 822' de, Texier'in byk eseri yaymiannazdan 1 7 yl nce, kimsenin bu
szlerden haberi olmay doaldr; o yzden de anlatt ey, ok ilgin bir
gezi macerasnn olay bolluu iinde kaybolup gitmitir.
Aradan 58 yl geer; iki Amerikal, Konsolos Augustus Johnson ile misyo
ner Dr. Jessup, tpk Burckhardt gibi Hama arsn gezmektedir. Bunlar da
en az eyh brahim kadar merakldrlar. Ve, brahim'in kefettii "yazl ta
lar"dan sadece bir tane deil, "st bir yn kk figr ve iaretlerle kapl "
tane ta bulurlar.
Johnson, bir yl sonra American Palestine Exploration Society- Amerikan
Filistin Aratrma Kurumu nnde buluntular zerine bilgi verir; fakat elinde
ne talarn kalplar vardr ne de tpk eskizleri. nk, ellernek amacyla ta
Iara yaklamaya kalktka, her seferinde yerli halktan feryatlar kopmu, vah
i gsteriler balam ve insanlarn yzlerinde eyleme geeceklerini gsteren
izgiler belirmitir.
Bu esrarl iaretler zamann ak iinde batl inanca dayal bir dokunul-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 19

mazlk deeri kazanmt. Bu batl inan esi, ksa bir sre sonra Halep'te
bulduklar, stnde ayn "hiyeroglif' yazl tata daha da belirgin di. Yerliler bu
tataki iaretlerde hastalk iyiletirme gc bulunduuna inanyor, zellikle
gz hastal olanlar uzak yerlerden gelerek, artk iyice anp dzlemi taa
alnlarn sryor, bylece dertlerinden kurtulmay diliyorlard.
Bu talar yakndan incelerneyi kafasna koyan bir aratrcnn, bana bir
ey gelmeden amacna ulamas iin tam bir yl beklernesi gerekmitir. Bu
aratrc William Wright't; o zamanlar am'da oturan lrlandal bir misyo
ner.
Kendisine bir rastlant yardm ediyor. Byle bir rastlant sonucu ans y
zne glmeseydi, ynla keiflerden hibirini yapamayacakt. 1 872'de Suriye
Valisi deiiyor; bu vali tutucu, banaz, Bat biimi aratrma giriimlerine
kar kan bir adamd. Yerine gelen Suphi Paa ise, aksine, ak dnceli, li
beral biriydi. Hama Talar'n duymu ve rahip William Wright'a inceleme
yapmas iin izin vermiti.
Wright, 25 Kasm 1 872'de, bu arada bilim evrelerinde artk tannm bu
lunan talar nc kez buluyor (aslna baklrsa, beinci kez bulutur bu; bu
arada baka iki gezgin grubu daha Hama'ya gelip gitmitir) . Wright'n ken
dinden ncekilerden farkl bir durumu vard; vali paann himayesi altnday
d. Bu himaye yalnz szde kalmam, paa, onun yanna askerler de katmt.
Onlarn yardmyla Wright talar evlerin duvarlarndan kartr. ok da g
bir i olur bu; ikide bir yerlilerin balatt gsterilerle aksar. nk, Ha
lep'teki tan gz hastalklarn iyiletirdiine inanlmas gibi, bura halknn da
talarn romatizmay geirdiine inanc kesindir.
Talar, paann Hama'ya geldiinde kald konakta muhafaza altna al
nnca, hamallardan biri, yeriiierin kme kme topland haberini getiriyor.
Arkasndan banazlarn kona basacaklar ve talar yabanclara vermekten
se, paralamaya kalkacaklar sylentisi duyuluyor. stelik polis de Hamal
lar'dan yanadr.
"Bir bunalmn olumakta olduunu gryordum, " diye yazar Wright. As
kerler tarafndan korunarak Hama sokaklarndan geiyor, halk galeyan halin
dedir; onlarla konuuyor ve paann talar ertesi sabah tarttrp buna gre
parasn deyeceine dair sz verdiini sylyor. Halk, alayl cevaplar veriyor,
nk devletin parayla i!gili vaatleri konusunda hayli ac tecrbelere sahiptir
ler.
O zaman Wright, askerle gzlerini korkutup, eer zorbaca hareketlere yel
tenirlerse paann iddetli cezalar vereceini syleyerek tehdit ediyor. Sonun
da sinirleri harap olmu bir halde evine varyor. Notlarnda "uykusuz uzun bir
gece geirdim " diye yazar.
Ama, hibir olay kmyor. Ertesi sabah Suphi Paa sz verdii gibi paray
deyerek, yerlileri byk bir aknla uratyor. Ne var ki tehditle yattrl
m ve parayla geitirilmi olan fke, birden tekrar kabarmtr. Geceleyin
grlmemi parlaklkta bir gkta dmtr; bu olay ateler saan bir yld-
20 C. W. CERAM

zn gkten inii ekline dnyor; sokaklarda kouan derviler, bilen bilme


yen herkese bunu bir felaket habercisi olarak duyuruyorlar. Yerliler hemen
bir topluluk meydana getirip, paann huzuruna kyorlar: Bu olay, talarn
buradan uzaklatnlmamas gerektiini gsteren gksel bir belirti deil midir?
Paa uzun uzadya dndkten sonra, gktann herhangi bir zarar verip
vermediini, insan ya da hayvann lmne yol ap amadn soruyor. Ha
yr, byle bir ey olmamtr; topluluk da bunu doruluyor. O zaman paa,
kurnazca bir soru yneltiyor: "Byle grlmemi parlaklkta bir k, acaba ya
plan ii gklerin de onayladna iaret deil midir?"
Bylece talar ilk postayla lstanbul'a sevkediliyor. Fakat William Wright
daha nceden kalplarn karmak iznini koparmtr. V e bu kalplar Lo nd
ra'ya, British Museum 'a gidiyor.

TEXIER, Anadolu'nun kuzeyinde harabeler grd, ama bunlarn ne olduu


nu bir trl kestiremedi. Wright, Hama yazlarnn kalplarn kard, ama
bunlarn neyi gsterdiini anlayamad. O zamanlar Anadolu harabeleri ile Su
riye'deki talar arasnda bir iliki olabileceinin akla gelmeyiini doal karla
mak gerekir. nk bunun iin zorunlu olan balant zinciri henz taklm
deildir.
Bu srada British Museum'dan W. H. Skeene ile George Smith, Frat'n sa
kysnda bulunan Cereblus'da byk bir ren-tepesi kefettiler ( Cereblus, Eu
ropus'tan gelir, Grek-Suriye dneminde kentin ad byleydi) . Bu reni ince
leyen ngilizler, burasnn As ur kaynaklarnda ad geen Carchamish - Karhe
mi - Karkam olduu sonucuna vardlar. Nite
kim bunda da hakl olduklar ksa bir sre sonra
kesinlikle anlald. Daha topran yzeyine ilk
kazmalar vurulunca, ayn esrarl iaretlerle kapl
bir yn figr gn na kvermi. Bu figrler,
btn aratrclarn ilgisini her geen gn biraz
daha eken insan balar, eller, ayaklar, hayvan
balaryd; halkalar, hilaller, kancalar ve stunlada
kark haldeydiler. Her ey bu iaretierin bir yaz
olduu kansn glendiriyordu. lin en artc
yan da, bunlarn yaylma alannn hi de sadece
Kuzey Suriye snrlar iinde olmadyd.
E. J. Davis, bu iaretleri Tarsus dolaynda lv
riz'de antsal bir kabartmada bulmu; ayrca s
tnde yine bu iaretler bulunan mhrler ele ge
irmi, bir sre sonra da Texier'in Yazlkaya tanr
figrleri yannda kefettii hiyerogliflerin, Suri-
Karkam/ sava ye' dekilere benzediinden kimsenin kukusu kal-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 21

mamt. Hatta bu esrarl yazlar !zmir do


laylarnda bile bulunmutu.
Ortaya kelimenin tam anlamyla artc
bir olgu kmaktayd. nk bu iaretierin
gerekten bir ve ayn kkeni vard. yleyse
bir zamanlar Ege kylarndan Suriye'nin
ierlerine kadar btn Anadolu'da yazsn
kullandracak derecede gl bir ulus yaa
mt. Ortaklaa bir yazs olan byle bir
ulusun bir de ortaklaa kltr olmalyd.
Ne var ki, bu yaz iaretleri ile ayn slupta
olduu besbelli birka ant bir yana brak
lrsa, byle bir ulusun varln gsteren
baka hibir belirti, onlardan sz eden tek
Alacahyk'te bulunmu altn kupa
bir kaynak yoktu.
Acaba gerekten yok muydu? Yoksa baz kaynaklarn verdii bilgilere o
gne kadar gerektiince dikkat mi edilmemiti?
Tartmalarn herhangi bir olumlu sonuca varmad 1 879 ylnda, bir n
giliz bilgini zmir dolaylarndaki tepeleri inceliyordu. Bir yl sonra da Lond
ra'da, Society for Biblical Archaeology- Kutsal Kitap Arkeolojisi Kurumu'nda
bir konferans veriyor ve kutsal kitabn eitli yerlerini tank gstererek, bilim
sel adan gzpek bir tez ortaya atyordu. Bu bilgin, o zamanlar 34 yanda
bulunan nl ngiliz arkeolou Archibald Henry Sayce idi ve Britannica An
siklopedisi yaayan kimselere ok ender yer verdii halde, onun hakknda da
ha salnda . . . Dou bilimlerine yapt hizmetleri bir bir aniatma olana
"

yoktur" diye yazmt.


te bu Sayce, son onyllar iinde Kkasya ve Suriye'de ortaya karlan
antlarla yaztlarn hepsinde belirli bir karakterin bulunmasn, bunlarn Hitit
ulusuna ait olmasyla aklad. Bu ulustan Kutsal Kitap'ta aka sz edilmek
teydi; ancak o gne kadar nemsiz saylm, hibir zaman tarihsel aratrma
konusu yaplmamt.
KNC BLM

Kutsal Kitap ve Yeni Arat r

ARCHIBALD HENRY SAYCE doru olan daha 1 876'da sezmiti, hem de


masa banda. Bir yl sonra Hama Talar hakknda yazd; bu garip iaretierin
bir yaz olduunu ileri srd gibi, bustrophedon satr sras gibi birka ayrt
edici zellii bulunduunu da belirtti (Bustrophedon 'un ne olduunu daha
sonra reneceiz) . 1 879'da bir makale yaymlad, ok kesin bir bal vard:
"Kkasya'da Hititler".
Ama ancak 1 8 80'de, Suriye gezisinden bir yl sonra, Londra Kutsal Kitap
Arkeolojisi Kurumu'nda heyecan uyandran ve kendisine bir sre "Hititlerin
Kaif" adnn taklnasn salayan konferansn vermitir.
Aslna baklrsa, bu adn ona verilmesi bir bakma doru deildi; nk
kendisinden iki yl nce misyoner Wright, bir evangelist dergisinde (British
and Foreign Evangelical Review'de) yaymlad ksa bir makalede, Kkas
ya'daki bu yeni buluntularn sahibi olarak Hitit ulusunu gstermiti. Fakat,
onun makalesi dikkati ekmemiti.
Sayce'n tezini ortaya atmasndan sonra bilim evrelerinde ateli tartma
lar balad ve bu tartmalar ksa zamanda kamuoyuna da srad. binyl
nce gp gitmi bir ulusla ilgili balklar gndelik gazetelerin birinci sayfa
larnda boy gsterdi. Byle bir olay zaten ancak ngiltere' de; halknn arkeolo
ji sorunlarna duyduu ilgi, Avrupa lkelerinin hibirinde grlmeyen lde
derin olan bu lkede olabilirdi.
Her bakmdan yetersiz olan az sayda kantiara dayanlarak srdrlen
tartmalar, William Wright'n 1 884'te, Londra'da bir kitap yaymlamasyla
doruk noktasna eriti. Kitap yalnz yeni malzemeler ortaya koymakla kalm
yor, ayrca bir kkrtc ad da tayordu: "Hititlerin Byk Imparatorluu -
Prof. A. H. Sayce tarafndan okunmu bir Hitit yazsyla birlikte. "
leriini bugn yetersiz bulduumuz ve bu nedenle de zerinde pek dur
mak gereini duymadmz bu kitapla, Hititbilim - Hititoloji tarihi bala
maktadr. Ortaya att cesur tezlerle Hitit sorununun susula geitirilmesine
olanak vermemitir; Dou bilimlerinin bir yan dalndan yava yava, fakat tek
bir konuya ynelik zel bir bilimin olumasn salamtr.
Bu yaynlarn heyecan uyandrc etkiler yapmas doald; zira, eer ileri
srlenler doruysa, o zaman bu kendine zg olayda bilim, nceden biline-
24 C . W. CERAM

ni ya da sezileni sistemli kaztarla yalnzca zenginletirmekle kalmayacak, s


telik tek bana ssz yerlerde rasgele ele geen buluntularn karlatrlmasma
dayanarak btn bir ulusu yeniden kefetmi olacakt; hem de Onasya'nn
nc byk devletini kurmu bir ulustu bu. Varl Grekler ve Romallar'n
hatrasndan ikibin yldan fazla bir zaman nce silinmi bir ulus.
Bu ataka tezin meydan okuyuu, kantlarnn inanlmaz derecede basit
oluundan ileri gelmekteydi. Fakat bir kantlamada bylesine basit ve rahat
a ne srlm hareket noktasndan yola klnca, hemen ok ksr bir ala
na gelinmekteydi. Evet. Kutsal Kitap gerekten Hititler'den sz etmiti,
ama . . .
branice Kutsal Kitap'ta adlar Hittim'di. Dr. Martin Luther bunu Hethit
diye Almancaya aktard; ngilizceye evirenler Hittites diye yazdlar: Fransz
cada ilkin Hetheen kullanld, bugn Hittites'dir. Ne var ki, kitaplarn kitab
bu ad sadece ok nemsiz uluslar sayarken kaydeder. Josua 3, 1 0'da yledir:
"Kenan ulusu, Hitit/er, Ferezitler, Girgazitler, Amoritler ve Yabuzitler." I. Musa
15, 1 9-21 'de yle: "Kenitler, Kenisitler, Kadmonitler, Hitit/er, Ferezitler, Amo
ritler, Girgazitler, Yebuzitler ve Kenan ulusu. "
Hazreti brahim'in (I. Musa 23,3'te) bildirdii, biraz daha fazla: "Heth o
cuklar " nnde kendini yabanc olarak tantr ve "nmde yatan cenazemi g
meyim " diye onlardan l gmmek iin izin ister. Bu da belirli bir zaman dili
mi iinde Hititler'in, kutsal topraklara - Filistin'e - egemen olduklarn aka
gsteriyor. Baka bir yerde de Kutsal Kitap, uluslarn bir hayli geni corafya
sn vermektedir. (4. Musa 1 3, 1 9) : "Amalekitler gney taraflarnda oturur; Hi
tit/er, Yebuzitler ve Amoritler dalarda oturur. Kenan ulusu ise deniz kysnda
ve Ordn dolaylarnda oturur. "

Bugne kadar kefedilmi Hitit harabelerin in, antlannn,


yaztlannn ve yazl tabietlerinin bulun tu yerleri (hepsi 70 kadardr),
haritada noktal alanlar iinde r(;sterilmitir.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 25

Kutsal Kitap'taki bu ve daha baka birka kayda gre; Hitit ulusundan sa


dece Suriye' de yerlemi ve hibir zelligi olmayan tek bir boyun kastedildigi
anlalyor.
Yalnz bir kayt var ki, Kutsal Kitap'n henz gvenilmez bir kaynak ola
rak nitelendirilmedigi 1 9. yzylda, birok aratrcy Sayce' dan ok nce
hayrete drm olmaldr. Bu kayt 2. Krallar 7,6'da bulunuyor:
"nk Rab, SuriyeliZere atlarn, arabalarn ve byk bir ordunun grlt
sn duyurdu; yle ki, aralarnda yle konutular: Bakn, !srail Kral stmze
saldrsn diye yine Hitit krallar ve Msr krallar ile anlam. "
Kutsal Kitap daha nce Hititler'i hibir zaman hibir yerde tarihsel rol
olmam nemsiz uluslar arasnda sayarken, burada Hitit krallar birden Eski
a dnyasnn en gl hkmdan olan Msr krallaryla birlikte anlmakta,
hem de onlardan daha nce yer almaktadr.
Ancak Kutsal Kitap'n bildirdiklerinin hepsi sadece bu kadardr. Bu da bir
"Hitit Imparatorluu", bir byk devlet tezini ayakta tutmaya yeter mi?
Sayce ile Wright elbette baka dayanaklar aradlar. Balattklarn yrt
mek zorundaydlar. "The Empire of the Hittites - Hitit mparatorluu" yaym
lanr yaymlanmaz kar kanlar da oldu, benimseyenler de. imdi yaplacak
i, bu yeni tezi bir kez de Antikag'n btn kaynaklarna, zellikle o alarn
Msr ve Asur belgelerine dayanarak gzden geirmekti.
Tek tek aratrclarn bu konudaki almalarn ayr ayr belirtmek skc
bir i olur; birka rnek gstermemiz yeter, nk 1 880'de Asur belgelerinde
yapld gibi, kaynaklarn karlatrlmas, sadece alma alann geniletme
ye zorlam, fakat doyurucu hibir yeni bilgi salamamt.
Ama bu defa iki olayn yepyeni birer anlam kazand grld. Asurlular
sk sk Hatti lkesinden sz edip, Msrllar'n Heta ile srp giden savalarn
anlatmaktaydlar.
Heta, Msr hiyeroglif kelimesi (Ht) nin okunuudur; Msr yazsnda sesli
harf yoktur; bu durumda Msr adlarnn bugn kullanlagelmekte olan oku
nu biimlerinin Msr dilinde olduklar da kesinlikle iddia edilemez, daha
dorusu bunlar Msrbilimle uraanlarn tahminleridir; Msrca deil, Msr
bilimcedir.
Gerekten de bir kez tarih rmann stn kapatan buz tabakas krl
dktan sonra, kaynak dereleri ortaya kverdi. Bu kaynaklar M.. 1 5 . yzyl
da Firavun Thutmosis'e bir Hitit ulusunun hara demek zorunda kaldn
bildiriyor; Msr tapnak duvarlarndaki ayrntl yaztlar byk firavun Il.
Ramses'in Suriye' de Hititler' e kar yapt ve kazand anl savalar anlat
yor. Ayrca bu duvarlarda Msr-H itit savaiarna son veren ve inanlmaz de
recede modern bir havas olan bar antlamasnn tam metni de var. stelik
bu antlama bir Hitit prensesinin fravunla evlendirilmesiyle de bezendiril
mitir.
Msrllar'n bbrlenen bir edayla yazlm sava haberlerinin baz ayrn
tlar ve zellikle bar antlamasnn karakteri aratrclar hayli artm ol-
26 C. W. CERAM

maldr. Ancak bunlara ok benzeyen, yani Msrllar'n anlatkiarn dogrula


yan bilgileri Asur metinlerinde buluyoruz. I. Tiglat-pileser (M.. 1 1 00 yllar)
Hatti lkesiyle yaptg baarl savalar anlatr. 400 yllk bir zaman kesiti iin
deki sava haberlerinde srekli olarak Hititler'e rastlanyor. Bunlara gre, Hi
titler, kk ehir krallklar halinde rgtlenmi bir ulustur. Balca krallkla
r; Suriye'nin kuzeyinde Zama[, Karkam ve Malatya 'dr. Bunlar hibir za
man tehlikeli birer hasm durumuna gelernemi ve Onasya dnyasn titreten
bir gleri de olmamtr; dolaysyla da M.. 7 1 7'de Karkam'n dmesiyle
Asur lmparatorlugu iinde eriyip gitmilerdir.
Bu metinlerde hep yenilen bir hasm olarak gsterilen byle bir ulus,
Ege' den Suriye'ye kadar geni bir alan iinde kendine zg gl bir kltr
kurmu olabilir mi? Bugn konuyla ilgili bilgilere sahip bizler iin, Hitit ulu
sunun gerek durumunu anlamak iin, Msrllar ile Asurlular'n onlardan
sz edip durdugu zamann uzunluguna - Thutmosis'ten Karkam'n dme
sine kadar yedi yzyldan fazla srm zamana - dikkat edilmesi gerekirdi,
demek kolaydr.
Bilgilerin alacakaranlkta bocaladg 1 9. yzyl sonlarnda ise, ancak yarm
aklamalar yaplabiliyor; zellikle Sayce'a kar aydan aya yeni makaleler ya
ymlanyor, fakat hep baka gereklerle ilgili alanlarda bilgi zenginletiriliyor
du. Bugn yanllgn kesinlikle bildigimiz, Hititler'i bir Kuzey Suriye ulusu
sanan ve bunlarn baz nedenlerle yava yava kuzeye dogru ilerlediklerini ne
sren grler, o gnlerde eletiriye ugramadan benimsenmekteydi. Bu teori,
askerlik dalnda olsun, kltr alannda olsun tm giriimlerini cografya a
sndan aksi ynde yorumlam oluyordu. O zaman da Hititler, savalarn hep
gney ynnde yapan, buna karlk kltrel yaylmalarn tam bir bar iin
de kuzeye ve kuzeybatya dogru gerekletiren garip bir ulus kimligi kazan
yordu.
Burada aksayan bir ey oldugu besbelliydi. Ama neydi bu aksaklk? (O za
manlar birisi iin gerek yann sezmi ve sylemi olsayd, hi kukusuz deli
diye alaya alnrd. ) Bylece 1 880 ylnda Hitit ulusu henz akla yatkn bir ta
rihsel tabana oturtulmu degildi. Bilimsel aratr byk kefni yapmazdan
nce, bir l noktada ivilenip kalmt.
Bu durumdan kurtulmas, 1 887'de yine bir rastlant sayesinde oldu. Ka
ranlkta duran eyler bir anda aydnlga kavutu, bir anda yepyeni ufuklar a
lverdi. Aslnda gln bir rastlantyd bu; baka bir ktada Msr Afrikas'nda
meydana geldi, fakat Hitit sorununu zmede sanldgndan ok daha fazla
bir yol gstericilik yapt.

BU RASTLANTlYI hazrlayan, bir fellah karsnn fkesidir. Nil'in dou yaka


snda, Kahire'den 300 km. gneyde, Teli-el-Amama'da bir fellah kars, ken
dini rahatsz eden yabanclara kar son savunma aresi olarak birka toprak
tabag frlatmt; amac onlarn merakl bakndan kurtulmakt; ama sonu
TANRl LARlN VATANI ANADOLU 27

bunun tam tersi oldu. Yabanclarn kafasna frlatlanlar, Msr'n imdiye ka


dar bulunmu en byk ve en nemli kil levha ariviydi. Msr tarihinde yeni
din kurmu, bu yzden "Dnme" diye adlandrlan Firavun IV. Amenophis
zamanna ait Tell-el-Amarna arivi byle bulundu.
Bu bulunuu yanstan hikayenin doru olup olmadn kesin olarak bile
miyoruz, nk bu arivden bilimsel yararlanma da o zamana kadar grl
memi bir gariplikte olmutur. Aslnda, deerine paha biilmez bu arivin ilk
paralarn bulduunu hibir bilim adam syleyemez. Kesinlikle bilinen, bu
kil tabietierin 1 887 ylnn sonlarnda sata karld, Kahire'ye kadar getiri
lerek antikac dkkaniarnda tanesi 10 kurua satlddr. O zamanlar ok
sert bir eski eserler yasas vard; byle eyleri bulan yerliler, mallarn hk
mete haber vermeden el altndan satmak iin her areye bavurmaktaydlar.
nk kazan fark ok bykt.
1 888'de, Kahire arsnda 200 kadar parann sata arzedildii biliniyor.
Sayce, bunlar arda grm ve haklarnda bilgi vermitir. Enstitler ve ko
leksiyoncular hemen ilgilenmeye baladlar; o yln birinci ay iinde ilk para
lar Londra ve Berlin' e geldi.
Bu arada garip olaylar da olumakta gecikmedi. Arap tccar, Abd-l-Hac,
eline geirdii tabietleri Gizeh'de, Bulak Mzesi grevlilerinden birine gste
riyor (o zamanlar Bulak'da kurulmaya balanan bu mze imdi Kahi
re'dedir) . Grevli, bu tabietierin sahte olduunu sylyor ve satn almak iste
miyor. Bunun zerine tccar da onlar Avusturyal koleksiyoncu Theadar
Grafa gtrp satyor; Allah'tan ki tabetler sahicidir.
Bugn Amarna tabietlerinin sahici olduunu biliyoruz. Berlin Mzesi,
Grafn koleksiyonunu satn ald; hepsi 1 60 paradr, bir ksm imdiye kadar
grlmemi byklktedir.
Byk ngiliz arkeolou William Flinders Petrie konuyla ilgili btn bilgi
leri derlerlikten sonra, Tell-el-Amarna'da 1 89 1 Kasm'ndan 1 892 Mart sonu
na kadar sren kazlara giriti; nemli eyler buldu. Artk ariv konumaya
balamt ve M.. 2. binyln ortalarnn belirli bir zaman eridiyle ilgili ok
ilgin ayrntlar anlatyordu.

AMARNA tabietleri esrar hayli zaman nce zlm ivi yazsyla yazlm
tr; rahata okunmaktadr ve Eskia'da Onasya'nn lkeleraras ilikilerde
kulland Akada ile kaleme alnmtr. Bu bakmdan Msrbilimciler iin bu
luntular heyecan verici nitelikteydi; nk bu ariv, Msr'da egemen olmu
firavunlarn en ilginlerinden birinin d politika yazmalarn ieriyordu.
Amarna, IV. Amenophis'in (M.. 1 370- 1 350) yklm saraynn toprakla
r iindeydi. Bu firavun hkmdarlk taht kendisine dar gelen bir aydn, siya
sal gerekleri grmeyen, daha dorusu grmek istemedii iin grmeyen bir
hayalperestti. lnsanlarla tanrlar arasnda yeni ilikiler grm ve Msr'n es
ki tanrlarndan da, tapnak dzeninden de yz evirmiti. Ona gre, sadece
28 C. W. CERAM

Karkam kalesini gsteren bir Asur tasviri (Balavat'da bir tun kap stndedir).

tek bir tanr vard: Gne tanr! Bu yzden kendi adn deitirmi, Ameno
phis'i Ehnaton, "gne tanr Aton'a tapan" yapmt. stelik kendi zel dinini
btn Msr'a kabul ettirmeye de kalkmt. Msr'daki btn tutucu rahip
ler kendisine dman kesilmeseydi, bir mucize olmaz myd? Bir firavunun
dinsel reformlar lkenin savunmasndan daha nemli saymas nedeniyle, 3a
dece i huzursuzluklara yol anakla kalmayp, her zaman savaa istekli snr
uluslarna yeni atmalara girirnek frsat vermesi, elbette beklenmez bir du
rum deildi.
Ehnaton'un dinsel reformunun aslnda ok derin bir anlam vardr, fakat
siyasal adan tam bir baarszlktr. Ite Msrbilimcilerin ele geirdii, son
radan adiandnid zere bu "dnme" firavunun yazmalaryd; hem sadece
ele geirmekle kalmamlar, ok abuk okumay da baarmlard.
Mektuplar o zamann Msr'yla Onasya'nn siyasal durumunu ayrntl bir
tablo halinde gz nne sermekteydi. Iyi ama, bu mektuplarn Hititbilimcile
re verdii nelerdi?
Says ok kabark bir toplama ykselen Amarna yazmalar arasnda Hitit
krallarndan firavuna yazlm iki mektup gze arpyordu; bundan baka,
Hitit sava birliklerinin Suriye'nin d snrnda giritikleri eylemler hakknda
yazlm bir yn da rapor var. Baka birka mektup da, rnein Mitanni gibi
dier lkelerin kiminin ad hi bilinmeyen, kiminin sadece ad duyulmu
krallarnn deeri hakknda bilgi kazanmamz salyor. Bunlarn arasnda en
arsz biimde yalvarp yakarmalara kalkan kral mektuplar da var; Msr fira
vununa kstaha "kardeim" diye hitap eden prens mektuplar; kendi kzlar
n sk sk Msrllar'n haremine gndermek zorunda kald halde, bu kez bir
.
den marp ii firavun kzlarndan birini haremine istemeye kadar vardran,
fakat horlanarak reddedilenlerin mektuplar, vb. de var.
Mitanni Kral Tushratta ise, Ehnaton'un ncl Firavun III. Amenophis'e
yle yazyor: "Sen benim babamla ok, ok yakn dostluk kurmutun. imdi bi
zim kurduumuz dostluk ise babamla olandan on defa daha byktr. Ve imdi
ben, kardeim olan sana derim ki: Kardeim, bana babamnkinden on defa daha
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 29

fazla pay ayrmaldr. O halde kardeim, bana ok altn gndermeli; saylmaya


cak kadar ok altn gndermeli. "
Bu, kt niyetle kaleme alnm bir mektup degildir, tipik bir mektuptur.
Bu dilenci mektuplar Onasya tarihinin kronolojisi asndan her ne kadar
ok degerliyseler de, Hititbilim aratrcianna yardmc olacak nitelikte degil
lerdi. nemli olan, bunlar arasndaki Hitit mektuplardr. zellikle Suppiluli
uma diye kulaga ho gelen bir ad tayan bir Hatti kralnn, "dnme" firavun
Ehnaton'a tahta k dolaysyla gnderdigi kutlama mesajnn bulundugu
tablet en ilgincidir.
Btnyle Arnama mektplar, ilk defa Hititler'in sadece byk bir dev
let olmalar gerektigini kar.:tlamakla kalmyor, ayrca o gne kadar sanldg
gibi, Kuzey Suriye'de yerle k bir ulus olmadklarn da gsteriyordu. Bir de
henz kestirilemeyen bir zmanda Kkasya'dan Suriye'ye gtklerini de
ortaya karyordu. Arnama mektuplar bu ekilde iki nemli bilgiyi vermek
teydiler:
Birincisi, tarih asndan zaman kesinlikle saptanm firavun Ehnaton'a
hitap eden Suppiluliuma'nn mektubuyla bir Hitit kralnn yaadg yllar g
renmemizi saglyor.
kincisi, Sayce ile Wright'n grlerini; yani, Hititler'in byk bir siyasal
g oldugunu ve kuzeyden gneye g ettiklerini dogruluyordu.

AMARNA mektuplarnn ogunlukla hemen okunabilir durumda olmas,


Dogubilimi iin bir anst. Fakat bunlar arasnda tekilerden farkl iki mek
tup vard; okunamayan iki mektup. Bu mektuplarn zellikle Hitit aratrma
lar asndan ok nemli oldugu ksa bir sre sonra anlald.
Bunlara "Arzava Mektuplar" ad verilmiti, nk o gne kadar ad du
yulmam bir Arzava kralna hitap ediyordu. Geri okunnas bilinen ivi ya
zsyla yazlmt, ama hi bilinmeyen bir dil kullanlmt. Arzava'nn birok
nedenlerle Gney Anadolu'da bulundugu sonucuna varld. Gelgelelim, mek
tuplar bir trl okunamyordu.
Okunamayan bu mektuplar, 1 893'te Fransz arkeologu E. Chantre, Boaz
ky'de ayn bilinmeyen Arzava diliyle yazlm baka tabietler bulmasayd,
belki de mze arivlerinde kaybolup gidecekti. Bylece yepyeni bir sorun or
taya kverdi: Bu Arzava dilini kullanan bir ulus mu vard? Bu ulus, Kzlr
mak yaynn kuzeyi ile Anadolu'nun Akdeniz kylarna ayn zamanda m ege
men olmutu?
Bu sorun ylesine zorlayc nitelikteydi ki, birka yl sonra aslnda kendisi
Asurbilimci olan bir bilgini bunun zlmesine btn gcn harcamaya y
neltti. Sonunda zd de.
Bunu aniatmazdan nce, bilgilerin yeterince aklga kavumadg bu d
nemde kazlarn nasl dzenlendigine bir rnek vermek gerekiyor. Bu i sag
lam temellere dayal bilgi olmadan, sadece bir eyler kefetme akyla gerek-
30 C. W. CERAM

letiriliyordu. Bizim imdi burada vereceimiz rnein, sralayp durmak iste


mediimiz birok baka olay iin de geerli olduunu hatrlatalm.

ADLARI Otto Puchstein, Karl Humann ve Dr. Von Luschan'd. de


arkeologdu. Birlikte Trkiye'nin gneydousunda gezi yapadarken Zincir
li'nin hayli tesinde bir yerde ok ilgin kabartmalarn akta durduunu
rendiler.
Gezilerinin bitmesine iki gn kalmtr, zamanlar yoktur, ama yine de
Puchstein ile Von Luschan, sz konusu eylerin ne olduunu grmek iin
sylenilen yere giderler.
Varr varmaz da sekiz tane kabartmal levha bulurlar. Bu levhalar doal
durumda; yani, ilk konulduklar yerde ve ilk konulduklar haldeydiler. Ancak
bunlar kefetmi olmalarnn sevinci ok ksa srd, nk Trkiye M zeler
Genel Mdr Harndi Bey!, ksa bir sre nce bu levhalar bulup ortaya koy
mutu (Bu Harndi Bey, Trkiye' de ilk kazlar yapan ve bu alanda gnmze
kadar alan Trk bilim adamlar iinde hizmetleri unutulmaz, nemli bir
bilgindir) . Byle olmasna ramen, ortada aka anlalm bir gerek vard:
Henz el dememi bu topraklarda baarl kazlar yaplabilir ve daha pek ok
ey meydana karlabilirdi.
Drt yl sonra, 1 884'te ( Berlin'de kurulmu Dou Ko m itesi nin desteini '

de salayan) Humann'a, Krallk Mzeleri Genel Mdrl'nce lstanbul'a gi


derek bir kaz seferi hazrl yapmak ve bununla ilgili izin dilekesini yetkili
makamlara sunmak grevi verildi.
Nice umutlarla balandklar bu kaznn hazrl iin Humann'n neler
yaptna deinirsek, o a yanstan tipik bir rnek de vermi oluruz. Bu ta
rihten birka yl nce hi kukusuz bir dahi olan Schliemann'n Troya' da na
sl hoyrata kaz yaptn biliyoruz; ve yine birok kaz yerinde tam bir ya
ma kazs yapldn, bilimsel aratrma yerine define aranmas amac gdl
dn de biliyoruz.
Humann'n dzenledii ise, kelimenin tam anlamyla bir arkeoloji aratr
ma seferiydi. adrlar, portatif karyolalar, mutfak takmlar hazrlamt; bek
iler, talar, marangozlar, demirciler ve alar bulmutu; kazda kullanlabi
lecek ne kadar ara gere ve fotoraf malzemesi varsa hepsi tamamd. Berlin
Krallk Mzesi'nden Dr. Von Luschan ile Atina Arkeoloji Enstits'nden ar
kada Franz Winter, kendisine yardmclk yapacaklard.
Karl Humann ile Felix von Luschan'n iyi bir ift meydana getirdiklerini
ayrca belirtmek gerekir. Humann, 1 839'da Steele'de domutu; yani, Ren
Prusyals'yd ve buralara zg hareketli insanlardand. O tarihte de hayli gn
grm ve n kazanm biriydi. Salnn bozulmas bu eski demiryolu m-

( 1 ) ( 1 842- 1 9 1 0 ) Osman Hamdi, Trkiye'de mzeciligi ve arkeolojiyi balatan sekin bir bilim
adam ve ressamdr.
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 31

bendisini gneyin yumuak iklimine snnaya zorlant ( Krk yl sonra ayn


neden, sporcu Lord Carnarvon'u Msr'a gitmeye zorlayacak, o da orada Car
ter'le birlikte Tut-enh-Amun'un mezarn bulacaktr) .
Humann'n, Sisarn adasnda rastlant sonucu kazand baar, onda bir
den arkeoloji tutkusu yaratmt. Birka harita izme grevini yerine getirmi
ve 867'den 873'e kadar Onasya'da yol yapm iini ynetmiti.
Bu sre iinde arkeolojiden asla vazgememi ve Bergama zerinde dura
rak, burada kazlar yapmt., 878 Eyll'nde balad kazlar 886'da bitir
diinde, Antika'n en grkemli sunak' ortaya km bulunuyordu. Bu su
nak, imdi Berlin'de ve ayr bir mzededir.
tekisi, Felix von Luschan ise aslen Avusturyal'yd. 8S4'te Aa Avus
turya' da, Ober-Hollabrunn'da domutu. Btn benliiyle kendini antropo
lojiye adam bir insand; ayrca hekimdi. Avusturya ordusunda askeri doktor
olarak hizmet grmt. Humann'n her keif seferinde onun yanbanda
yer alm, byk yararlar salayarak tamamlayc bir eleman olmutu.
Aslnda bu giriimin olanaklar snrlyd; ancak bugn byle ilerde ou
zaman nasl az bir donatm saland dnlrse, Humann'n kazsna ne
kadar cmerte hazrland daha iyi anlalr. Bu hazrl, Humann, yuvarlak
hesap oo iiyle 3-4 ay srecek bir almaya gre yapmt. O gnlerde bir
kaz seferine neler gtrldn renmek herhalde ilgin olacaktr: 20 kaz
ma, 2 trmk (bunlar iin oo adet yedek kazma sap), SS krek, 2 el araba
s, S 7 toprak tama sepeti, 2 bucurgat, 2 demir kaldra, 2 ar eki, 3 hal at,
makaral planga, elik dingilli ar araba, demirhane ve ayrca el sanatla
rnn her eidi iin gereler, iviler, ipler vb.
Kendisi, "Bylece" diyor; "1 70 kii, hatta daha fazlas iin gere salamtm,
ayrca eskiyen her eyi yedekleyebilecek durumdaydm. " Ancak sefere katlanla
ra nasl bir konfor saland konusunda tek kelime sylemiyor. Bilimsel keif
seferinde buzdolaplar ve bira makinelerinin hayati nemde aratrma donat
m sayld zamanlar henz gelmemiti.
S Nisan 888'de sefer heyeti skenderun'dan hareket etti. Hal ordular
nn getii yoldan gidiliyordu, onlardan ok daha nce, 2000 yl nce gen
Kurus (Keyhusrev) ve Byk skender bu tozlu yolda at koturmutu.
Yol, tek kelimeyle ktyd. stelik yamur yayordu. Ancak 7 Nisan'da
akam zeri Islahiye'ye varld. Buras bir ile merkeziydi; "sala aykr elli
kadar pis kulbeden meydana gelmi bir kasaba. "
evrede buradan daha iyi baka bir yer de yoktu. lle yneticisi kayma
kam, Humann'a gerekli her eit yardm esirgemedi. Planlanm barakalaro
yapm iin kereste smarlad, ayrca yeniden iki dlger buldu.
8 Nisan Pazar gn tekrar yola kld, daha dorusu asl sefer heyeti yola
kt. Akama doru Zincirli'ye vardlar; iin tuhaf, tam 1 3 kiiydiler.
Ertesi sabah ilk grdkleri hi de i ac deildi. Karlarnda yumurta bi
imi bir tepe vard - sonradan lld: 33S metre uzunluu, en geni yerinde
240 metre eni vard. Bat eteinde yamr yumru kulbeler bulunuyordu, bu-
32 C. W. CERAM

"Zincir/i" kent ve hisannn varyap m. Kalenin kuruluuna dikkat edilirse, para para
ele geiri/ebilecek ekilde yapld grlr. Kral saray en yksek kesimdedir.

rada "korkun derecede pis insanlar, Krtler ve Ensariler oturmaktayd. Kyn


her yan slak amur iindeydi. " Bu da kyn 80 kadar kulbesinin arasndan
kvrlarak akan balkl bir dereden ileri geliyordu.
Humann, birka yl nce Harndi Bey' in ortaya kard ve Luschan ile
Puschstein'n da grm olduu kabartmalar araynca, bunlarn ounun ye
niden toprakla kaplanm bulunduunu fark etti.
Kaz 9 Nisan'da balad. evrede yabanclarn acayip almas konuulu
yordu. ren molozlarna kazma vurma karlnda ok yksek para dendi
i, hatta yontulmu bir ta bulana ayrca bahi verildii azdan aza yayl
mt. Bunun sonucu leye doru 34, ertesi sabah 96 kiinin iilik yapmak
zere kp gelmesi oldu.
Daha ilk kaz akam yalnzca Harndi Bey' in daha nce bulduu be ka
bartma ortaya kartlmakla kalnmam, ayrca drt tane de yeni kabartma
bulunmutu. Biri kl kalkanl mzrakl bir sava, biri elinde ayna tutan bir
kz, biri bir sava arabas atyd. Ayrca bir avlu, bir byk kap ve bu kapnn
yolu meydana kt.
Kaznn ikinci gn akam 26 tane kabartmal levha elde edilmi bulunu
yordu. Bunlarda grlen tanrlar, insanlar ve hayvanlar o zamana kadar g
rlm olanlardan bambakayd. Fakat Frat ile Kzlrmak arasnda orada bu
rada bulunmu paralarla belirgin bir benzerlii olduu da besbelliydi. Ancak
o gne kadar hibir yerde, buradaki gibi byle konuan resimler bolluu ke
fedilmi deildi.
Humann, karsndaki moloz yn saklad esrar byle birden cmerte
aa vurunca, kendinden nceki ve sonraki her kazc gibi heyecanlanarak
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 33

unlar yazyor: "Birinci hafta byle bitti ve buluntutar zenginlii karsnda


duyduumuz sevin, bize, adrmzn Bat rzgtlrndan yrtlm olmasn da,
yataklarmza yamur yamasn da, bir elimizde emsiye tutarak uyuduumu
zu ve adrlarda pislik iinde yzdmz de unutturmutu. "
Meydana kmakta olan ey, bir hisard. Yuvarlak bir hisar, olaanst b
yklkte, olaanst bezeklerle dolu; Humann gibi, Sayce ve Wright' oku
mu, onlardan yana ve onlara kar sylenmi her eyi bilen bir aratrc iin,
burada gn na kan hi kukusuz "Hititliliin " ta kendisiydi. Hem de bu
Hititler'e zg olu sadece hisarn snrlar iinde kalmyor, btnyle tahki
mat dzeninde bile kendini gsteriyordu.
Bir Ermeni ilkokul retmeni, Luschan ile Winter'i daha uzakta bulunan
bir kye, orada Hititler'e ait olduu besbelli bir kabartmaya gtrd. Kabart
nada bir kadn masa banda oturuyor, bir adam da karsnda ayakta duru
yordu. Bundan baka, Zinciritnin kuzeyinde atla bir saat uzaklkta bir Hitit
yazt bulundu.
Ancak, tepe daha b aka srlar saklamaktayd. nsan gemie dalarsa, sim
gelerle oynamaktan holanr; bu bakmdan tepenin zellikle tek bir eit i
ekle, Akdeniz zambaklaryla kapl olduunu sylememiz gerekir. Bu iek,
ller lkesinin ieidir. Bu kadar azgnca yaygnlam olmasnda gizlenen
sr neydi acaba?
4 Mays 1 888'de Humann, gnlne: "Bu seferimiz bir yoklama olabilir"
diye yazar. Berlin'e de buna yakn eyler yazmtr. "Sadece eski bir sarayn
varln saptayabilirsem dahi, bu seferlik eriilmesi gereken yere erimi olaca
m ve sonra da daha salam hesaptarla ikinci bir seferi dneceim. "
Fakat hava koullar glkler yaratyordu. llkin serin ve yamurluydu.
Arkasndan, maysn ortalarna doru boucu scaklar bastrd ve scakla bir
likte ylanlar, akrepler, zehirli rmcekler de ortaya kt ve binlerce sivrisinek
drt bir yan kaplad.
Buna karlk, kaz almalar alabildiine verimli geiyordu. 3 Mays'ta
dev bir aslan buldular. Yan yatm, yz yukarya dnkt; zambaklarn,
lm lkesi ieklerinin be metre altndayd.
Ve Human, tepeyi kuzeyden gneye, doudan batya yoklayp durdu. An
cak bu yoklamalarla burann durumu hakknda ak bir kanya eriemiyordu.
Bir byk kap destei buldu, fakat normal olarak onun yannda bulunmas
gereken yan kiriler ortaya kmyordu. Bir heykel buldu, fakat btn arkeo
lojik grglere gre tek para olmamas gerekirken, burada bu heykelin ger
ekten tek bana durduunu kabul etmek zorunda kalyordu.
Bilimsel aklama bakmndan durum ne kadar bulank olursa olsun, Hu
mann yine de bulunan paralar tatma sorunuyla kar karyayd. Kendin
den ncekilerin tecrbelerinden yararlanacakt. Bu konuda balca zorluk,
hep buluntularn arl olmutu. Burada ise, geliigzel arlklar deil, ola
anst arlklar sz konusuydu. Ayrca, baka bir garip durum daha vard:
Burann sanatlar kabartmalarn plakalar stne yapmamlar, dorudan
TVA 3
34 C. W. CERAM

dogruya heybetli ta bloklara ilemilerdi. Bu da korkun agrlkta paralar


dem ekti.
Maysn ilk haftasnda byk yuvarlak hisarn giri kapsndaki 8 kabart
nay Humann karttrd. Talarn arka ksmn kestirdi. Bylece kabartmala
rn kalnlg s cm.'ye inince, agrlklar da 250-800 kiloya drlm oldu.
Bu defa da yeni bir glk kt karlarna: Mara ve dolaylarndaki er
kezler, beher araba iin 90 mark tama paras istiyorlard. Oysa, sefer heyeti
nin bu ie ayrdg para en ok 65 markt. Humann, 2,5 saat tedeki Elbistan'a
bir adam gnderdi. Oradan saglanan ilk on araba hemen geldi; bunlar 65
marka kiralanmt.
Ne var ki, skntlardan bir trl kurtulamyorlard. Dogu sanki onlardan
alyordu. 28 Mays'ta sefer heyetinde ilk ate nbetleri grld. Hu
mann'n kendisi de akcigerlerini terek 5 gn yataga serildi. Hastalgn ok
iddetli biimde nksetmesinden bir gn sonra Harndi Bey' den telgraf geldi
(Bu aratrma seferinin gerekletirilmesinde Harndi Bey in ilgisine ve koru
'

masna ok ey borluydular) . Telgrafta ok dosta bir ifadeyle Humann'dan


7 Haziran'da skenderun'da bulumalarn rica ediyordu.
Humann, hasta hasta ayn beinde at srtnda yola kt; Luschan, hekim
sfatyla kendisine elik ediyordu. Ayn yedisinde Harndi Bey'in karsndayd;
kazlarn sonucunu aklad. Harndi Bey de grdklerini ve yaptk4trn bir
kez de lstanbul'a anlatmas gerektigini bildirdi. Humann hala hastayd, ama
yine de vapurla yolculuk yapmay gze ald.
stanbul'da 23 kabartma, dikilita ve btn kk buluntular Berlin'e
gnderme iznini kopard. Arkasndan hemen vapura atlayp tekrar lskende
run'a dnd. Ayn on birinde karaya kt, ayn on nde yine Zincirltdeydi.
Ancak orada sadece tek bir saglam adam bulabildi: Dr. Von Luschan'. Ge
ri kalan herkes ateler iinde yatmaktayd.
Luschan hi dinlenmeden almt. Tepenin gneyinden ilerleyerek "hi
el dememi yank molozun" iine girmi bulunuyordu. Bu kesimde alma
hayli g olmu ve pek az rn vermiti.
Ancak haziran sonunda duvarlar ortaya kt, hem de drd birden. En
alttakinin kalnlg 4 metreye yaklayordu. Ne var ki, ateli hastalgn yaygn
lamas dzeni altst etmiti, disiplin diye bir ey kalmamt. Hazirann son
haftasnda iba yapabilen ii says sadece 60't. Humann gndelikleri bir
kuru artrd (o zaman kuru 8 fenikti) . lki gn sonra yeniden o ii gel
miti.
Buluntular, kken bakmndan acayiplemeye balamt. 3,45 metre yk
sekliginde bir kral dikilitann yan banda bir Grek sikkesi bulunuyor, bir
Konstantin parasnn yanndan bir Hitit figr kyor, bir Hitit yazsnn ya
knnda bir Helen fil ba grlyordu. Bir Krt gelip, uzun uzadya "konuan
resimler"i anlatt ve Luschan ile Winter'i rdekgl'e gtrd. Orada, ,20
metre yksekliginde bir dikilita buldular; zerinde Hititler'e zg bir l ye
megi tasviri vard, ayrca da dokuz satr Fenike yazs.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 35

Btn bunlar, bu topraklarn eitli


tarihsel olaylara sahne olduguna tankt
lar. Yalnz, henz belirgin biimde bir
eyler anlatmaya balam degillerdi.
Ateli hastalgn etkisi ok kt bi
imde gittike artyordu. Ustalardan bir
ka hava degiimi iin yayiaya gnderil
di. Geriye kalanlar gnden gne k
yorlard. Hava scaklg korkun derece
de artmt. "Oleden sonra 37-38 derece
olursa, bugn hava serin diyorduk. " Bu
koullar altnda bir de byk buluntu
paralarn sevk etmek zorundaydlar.
Hemen hemen olmayacak bir iti bu.
Tann Teshub 13 Haziran'da 12 kz arabalk ilk kafi
leyi yola kardlar. Islahiye yolunda iki sa
atlik bir yerde arabalarn krld. Geri kalan dokuzuna ise pek kibirli bir
Krt olan kaymakam vekili el koydu. Kendisine Harndi Bey'in mektubu gs
terildi, hibir etkisi olmad. Ancak tehdit yoluna saplnca olumlu sonu al
nabildi ve arabalar serbest brakld.
Ate nbetlerinden sarslm adamlar umutsuzluga dmek zereyken,
ayn 1 4'nde daha nce fazla para istemi erkezler'den biri kageldi. ki de
saglam at aralas getirmiti. Bu sefer uygun bir cret istiyordu. Ardndan te
ki erkezler de skn etti. Arabalar arka arkaya dizilip yola ktlar, daha dog
rusu agr ta ykleriyle !skenderun yollarnda dansa koyuldular.
82 balya ykleri vard. Toplam agrlklar 30 bin kilo kadar tutuyordu. Bir
bakma bunlar yontulmu ve yanm ta paralarndan baka bir ey degiller
di, ama iin erbab iin aslnda bilinmeyen, bilinmediginden dolay da heye
can uyandran ok eski bir kltrn resim albm gibiydiler.
Yolda iibalardan biri nbetiere dayanarnayp yklverdi. Ama insanlar
ve hayvanlar hznl bir alay halinde tozdan kpr kpr yolda srklenircesi
ne ilerlemelerine devam ettiler. Ayn 23'nde deniz kysna vardlar. Bir pa
zartesi yola kmlard, bir aramba gle zeri denizi gryorlard. !skende
run'dan 6 kilometre tedeydiler. Yol kenarnda kk bir kahve vard, bece
riidi bir zenci iletiyordu, yan banda da suyu buz gibi bir eme rldamak
tayd.
Fakat, ilk gemi ancak on gn sonra kalkacakt.
Son 6 kilometrede dize gelmilerdi; adrlarn kurup yerletiler. Bylece
Humann'n yazdg gibi "mavi denize baka baka dinlenmeye koyuldular. "
Ona u satrlar yazdran iyimserligi besbelli bu dinlenme sayesinde kazan
m olmaldr: "Amacmz olan hedefe varmtk. Aranan Hitit yapsn bulmu
tuk, hem de toprak yzeyinin pek derinlerine inmeden. Bu durumda yeni bir a
lmann hazrlklarna gvenle giriebilecektik. nk tepede artk derinli
C. W. CERAM

olan moloz yn kalmamt; stn kapatan rtnn ucu kaldrlmt, yapla


cak i bu rty bsbtn syrp atmakt . . .
"

Burada hemen syleyelim ki, Humann kendi almasyla ve zellikle gele


cee ynelik umutlaryla ilgili tahminlerinde abartlyd. Ayn nitelikte abart
y ilk Karkam kazlarn yapanlarda da grrz. Bu kazlar 1 878'de amatr
ii stnkr balam, sonra Ramsay, Hogarth, Lawrence, W oolley gibi uz
manlarca ele alnarak bilimsel dorultuda gelitirilmiti. Meydana karlan
lar, hep M. O. 1 . binyla aitti; M.O. 2 . binyla ait hibir ey yoktu; yani, Hitit
kltrnn en son dnemini yanstyordu.
Geri hepsi ilginti, ama Hititler'in gerekten bir Onasya imparatorluu
kurup kurmadklarn saptamay amalayan ve henz aratrma ve inceleme
safhasnda bulunan gen Hititbilim'e pek az bilgi salamaktayd.
Humann'nki gibi gzel ynetilmi bir kaz almasnn sadece ikinci de
recede nemli olan bilgiler salam bulunmas da ok gariptir. Oysa, bundan
20 yl sonra ok kt dzenlenmi ve ok kt ynetilmi baka bir kaz, ger
ekten heyecan verici buluntular gn na karm, Onasya tarihinde Hi
titler'in oynad roln kesinlikle aklanabilmesi olanan vermitir. Yneti
cisi Alman bilgini Dr. Hugo Winckler olan bu kaznn sadece bir siyasal rast
lant sayesinde yaplm bulunmas, iin garipliini daha da artrmaktadr,
ngiliz arkeologlarnn en iyilerinden biri, Texier'in kefettii ehir Boaz
ky de kaz yapmak izni iin Winckler'den daha nce Trk hkmetine ba
'

vurmutu. Fakat bu srada silahlarn akrdatan Alman mparatoru Il. Wil


helm, Trk Sultan Il. Abdlhamit'le ngiltere Kral VII. Eduard'tan daha iyi
ilikiler kurmu bulunuyordu. Siyasal dostluk ekonomik bir renk de kazan
m, 1 899'da "Alman Bankas" dnyann en byk demiryolu projelerinden
biri olan "Badat Yo lu nun yapm imtiyazn almt. Bu bakmdan Boaz
"

ky de kaz yapmak iin izin fermann ngiliz'in deil de, Alman'n almasna
'

pek amamak gerekir. Bu izin, Sultan' n, arkeoloji merakls Alman Kayzeri


ne ayn zamanda bir dostluk gsterisiydi. Kayzer, kendisini arkeolojinin koru
yucusu olarak gstermekten holanyordu, ama burada koruyucu olmak iin
parman bile oynatmak gereini duymamt.
Bizim yazmak istediimiz, bu ilikilerin deil, arkeolojinin hikayesidir.
Onun iin hemen unu belirtelim: Hitit sorununu aydnlatmak amacyla Ber
lin'den kalkp gelen Alman aratrcy, dnyann o gnk ekonomik ilikileri
tpk ngiliz meslekta gibi pek az ilgilendirmekteydi; onun yerinde ngiliz
meslekta bulunsayd izni alan bu ke de o olacakt.
O srada bylesine bir siyasal yaknlamann meydana gelmesi, belki de ka
derin bir cilvesiydi. Gelgelelim, bu yaknlamann zelliklerinden bizim ara
trcnn haberi bile yoktu. Fakat aratrcmz bu sayede, her geen gn biraz
daha nem kazanan Hitit sorununa zm getirecek belirleyici adm atma
olanan kazanyordu. stelik bu ite ylesine yanl yntemler kulland ki,
daha ilk andan itibaren ok verimli sonular, elde ettii halde, biz yine de
yapt kusurlu davranlar bugi:in bir trl hogremiyoruz.
NC BLM

Winckler'in Boazky Kazs

HlTlTLER'LE LGL SORUNLAR giderek erginleiyordu. lik aratnlarn


yanlglara sapan ok yanl yorum karmakl iinde, aslnda daha balang
tan itibaren sakl bulunan ve bugn daha aka anlalr duruma gelmi ger
ekleri, aradan hayli zaman getikten sonra gstermesi kolaydr.
1 907'lerde ise, konuyla ilgili sorunlarn nasl tanmlandn gstermek
iin bu tarihlerde ilk nemli kazy yapacak olan adam yardma aralm.
Hugo Winckler, Kasm 1 907'de "Alman Dou Kurumu Haberleri "nin 35. say
snda unlar yazyor:
"Dorudan doruya saf Kkasya ya da Hitit kltrne ait antlann yan
sra, bu lkede Babil zelliklerinin gl etkisini gsteren tanklar da vardr. Bir
rastlant, Teli Arnama belgeleriyle Kkasya'nn ivi yazl kil tabietlerinin aa
yukar ayn tarihlerde ortaya kmasn salad. Bu tabietierin buluntu yeri
Kayseri'nin saat kadar dousunda Karahyk ky yaknlanndaki Kltepe
adl rentepesidir. Geri ierik bakmndan az verimliydi ve g anlalr nitelik
teydi, ama yine de ivi yazs kullanan lkelerin Kkasya 'daki kltr etkisini
gsteriyordu. Bylece bunlar, Teli Arnama' nn firavuna gnderilmi Kkasya
mektuplarna uyum gsteren belgeler oluyorlard. Bunlardan Hatti Kral Suppi
luliuma'nn ierik zenginlii bakmndan yetersiz birka paras ile baka iki par
a eldedir. Bu iki para bilgi vermekten ok bilinenleri daha karmak hale soku
yor. Birincisi Firavun III. Amenophis'in Arzava Kral Tarhundaraus'a gnderdi
i bir yazdr. Arzava lkesinin Kkasya'da bir yerlerde olmas gerektii sonu
cu kanlyorsa da kesin yeri belli deildir. Ikincisi Lapava adl bir prensin yazs
dr. Bu yazdan aynca prensin Yerusa/em-Kuds Krall'nn kuzey komusu ol
duu da anlalyor. Bu durumda prensin yurdunu Bat Ordn 'de Karmel Da
dolaylarnda aramak gerekmektedir. Bu olgularn nasl bir araya getiriZecei ve
Arzava lkesine ait olduunu kabul ettiimiz bir dilin kullanlmasn nasl ak
lamak gerekecei, zlmesi g sorunlar halinde karmza dikiliyor."
Dikkatli okuyucular burada etrefil bir profesr azyla deinilen eyi, da
ha nceki blmde Arzava mektuplarndan sz ederken ksaca ele aldmz
hemen hatrlamlardr.
Arzava mektuplar konusunda bugnn okuyucusunu, o zamann arat
rcsndan daha hazrlkl klmak iin bunlarn Hitit diliyle yazldklarn sy-
C. W. CERAM

leyebilir miyiz? Bu sorunun cevab, arkeolojik aratrmalar izlene izlene ken


diliinden verilsin istiyoruz.
Winckler'in ilk keif seferi daha nceki byk rneklere gre dzenlenebi
lirdi. Bir iki yl nce Arthur Evans, Girit adasnda Knossos saray kazlarna
balam; ondan ksa bir sre nce de Robert Koldeway, Babif de kazmasn
vurmutu. Her iki kaz da rnek olacak derecede kusursuz ynetilmiti.
Bu kaznn yldz, balangtan itibaren parlak olmad; bunda da Winck
ler'in kiiliinin pay olsa gerek. 1 863'te Saksonya'da, Grafenhainichen'de do
an Winckler, Anadolu'ya geldiinde, tannm bir Asurbilimciydi; 1 903'ten
1 904'e kadar Sidon 'da kazlar yapmt. Bir yl sonra kendisinin asistan olmu
bulunan Ludwig Curtius zerinde brakt izlenim, hemen herkes iin de ge
erli saylabilir: "Bu apta bir Doubilimciyle birlikte alma olana bulduum
iin mutluydum. Onun grm geirmi ve ok geziler yapm bir insan olarak
hayalimde canlandrdm bir kiilii vard; bu bakmdan Istanbul'da silik ha
liyle karma kt zaman hayretim hi de az olmad. Kestane rengi bakmsz
sakal, srtna geirdii krmz ipek kurdelal spor gmlei ve Dou'da g bulu
nan kk burjuva kibarlyla dnya apnda bir adama hi de benzemiyordu. "
Sadece bu kadar da deil. Winckler her zaman dman ok, dostu az ol
mu ansszlardand. "Kendisinden daha baarl herkese kar hn duyard. "
stelik bilimsel alandaki hasmiarna kar tam anlamyla hogrszd. Her
eyi Babil'e dayanan bir dnya gr vard. Ona gre, dnyada bir ie yara
yan ne varsa, hepsinin kkeni Babil'deydi. Grek kltr ile Bat uygarl ara
snda zlmez balardan sz etmeye kalkacak her hmanist, onun gzn
de hemen iren bir varlk haline geliverirdi.
stelik ok hrsl bir Yahudi dmanyd. Doubilimlerine bylesine tut
kuyla gnl vermi bir insanda bu dmanlk artc oluyordu. Kendisinde
grlen eitli uyumsuzluklarn, direnme yetersizliinin ve iki yanl kiilik be
lirtilerinin etmeni, herhalde 1 9 1 3 'te lmne yol aacak uzun sren bktrc
hastal olsa gerektir.
Yahudi dman olduu halde, ilk gezilerinin giderlerini hep Yahudi para
babalarna detmitir. Ancak, onun Yahudilikten tik
sinme duygusu her zaman bir rk kuramclndan
uzak kalmtr. Bu konuda kendisinden beklenenlerin
tersine davranlar da olmutur. Nitekim btn hrsl
Yahudi dmanlar ve rk kurarnclar beliesinler diye
yazlm u cmle de onun kaleminden kmtr:
"Kltr yaratm uluslar rk bakmndan asla saf deil
lerdir, aksine her ada kltr hep eitli rklarn az ya
da ok karmndan meydana gelen birikimin rn ol
mutur. "
imdi sefer hazrl yapan, ite bu iki ruhlu H ugo
Winckler' di; daha dorusu hazrlk filan yapt yoktu;
Karkam/ rahibe hele bir yola kalm gerisi kolay, diyordu.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 39

Seferin parasn veren Kont Wilhelm von Landa u, Winckler'.in rencisiy


di, daha nce Sidon kazsnn giderlerini de o karlamt. Bir de Theodore
Macridy Bey vard, Winckler'in alma arkada, can yolda, hkmet g
revlisi ve resmi yneticiydi. Sidon kazlarna da ayn ekilde katlmt. stan
bul'da, Osmanl Mzesi'nin memuru ve ayrca Winckler'in de Dou ii bir
baka benzeriydi.
Ludwig Curtius, "Almanlar ve Antik Dnya" adl be yz sayfalk anlarn
da tek bir kiiyi bile hoa gitmeyecek izgilerle tasvir etmedii halde, bu "si
nekkayd tral, stmadan benzi solmu yznde ne ifade ettii kestirilemeyen si
yah gzleri ldayan" adam hakknda unlar yazar:
"Macridy Bey, hem bilgin geinen bir yaraydn, hem cokulu heyecanlarn
adamyd; hem amiri Halil Bey'e derin sadakatla bal bir memur, hem de sinsi
sinsi karn kollayan bir tccard. Kimi zaman ktiflere zg huzursuzluklarla
kvranr, kimi zaman da hibir eye aldr etmez, keyfine bakard. Bir bakars
nz bugn cmert ve kibar olmu, bir bakarsnz ertesi gn pheli entrikalara
ynelmi.
Gn olurdu, kendisini Otello'daki Yago'ya benzetirdim. "

WINCKLER ile arkadalar bu ilerin yabancs olmadklar halde, ilk kaz se


ferine acemi avclar gibi baladlar. Ankara'ya kadar trenle gittiler. Kendileri
iin her eyi buradan salamak niyetindeydiler. stelik acele ediyorlard. Ace
le eden bir kiinin Dou lkelerinde doru drst hibir ey satn alamayaca
gerei bir yana, o tarihlerde Ankara bugnk gibi modern ve bir byk
ehirde deildi. Bir tepenin stne kondurulmu eski bir kalenin evresinde
kmelenmi toprak kulbelerin meydana getirdii zavall bir bozkr kasaba
syd.
Alacaklar eylerin hepsini tamamiayabilmek iin gn oyalanmak zo
runda kaldlar. evreye uyma yetenei pek az olan Winckler, yaplan pazar
lklar srasnda ldracak hale geliyordu. Bir tane bile iyi at bulamadlar; satn
aldklar lagar beygirlerdi. "Eyer diye kullandmz nesne, Dou ii bir ikence
aracyd, Avrupa'nn ikence odalarnda rahata yer alabileceine hi kukunuz
olmasn!"
Sonra da hemen yola ktlar, 14 Ekim gnyd. Yapacaklar iin hi de
mevsimi deildi, ge kalmlard. Doubilimci Winckler, Dou'yu dman
gryor, gndzleri scandan, geceleri souundan yaknyor; ama yine de
her eyi en kk ayrntsna kadar not etmekten de geri kalmyordu. Ancak
bunu nefretle yapyor ve herkese, her eye kzp baryordu.
At srtnda yolculuklar be gn srd.
Geceleri ya bir ate yakp bunun yanbanda yatyorlar, ya da bir "misafir
odas "nda kalyorlard. Misafir odalar en kk yerlerde bile yolcular iin ha
zr tutulan barnaklard. Gelen yabanclar bir gn sreyle arlamak burala
rn tresiydi. Geri yol boyunca han denilen eski kervansaraylar vard, ama
40 C. W. CERAM

Winckler misafir odalarn tahtakumsu kaynayan haniara tercih ediyor, o za


man da yerini ou kez srlarla paylamak zorunda kalyordu.
"Bu srada srlarn yerli halka oranla ok daha geimli olduunu" fark edi
yor, "ayrca bura insanlarnn bakalarna kar yardmseverce davranlar o
kadar rahatsz ediciydi ki, bylesini daha nce sadece Hristiyan Suriyeliler'de
grmtm" diye yazar.
Boazky'de ise her ey bambakayd. 7 1 yl nce Charles Texier'in buraya
geliinden bu yana hibir eyin d grn deimemiti. Bura halk son
yirmi yl iinde gelir gelmez hi de kibar olmayan bir telala, hemen eski du
varlar soran yabanclar sk sk grmt.
Gelenlerin hepsi de ayn konuya ilgi duyan bir ev sahibi bulmulard; b
yk toprak sahibi Ziya Bey'di bu. lye smaz derecede geni topraklar
vard, fakat eski Seluklu heylerinden birinin soyundan gelmesine ramen,
evhaml ve rkek Sultan Abdlhamit kendisinden hala kukuland iin, bu
lunduu ilin snrlarndan dar kamyordu. Kyl ile bey karm bir
adamd; cins atlara binip dolar, yanndan ayrmad ua smail, hep sr
mal elbiseler giydii halde, kendisi yakasz bir kyl mintanyla yetinir, iz
me giymez, apulayla gezerdi. Ksa bir sre nce, kyllerinden birinin getir
dii bir kil levhay lstanbul'a gndermi, bylece Macridy'nin, dolaysyla da
Winckler'in dikkatini ekmiti.
Yani btn bunlar, kaz ekibinin Ziya Bey tarafndan iyi kabul grecei
anlamna geliyordu. Nitekim gelir gelmez onlara sayg gsterilen yabanclar
olarak ipekli yataklar gnderildi. Winckler, kanmak iin yerinden ilk frlaya
nn Macridy olduunu anlatr. Bu durumda Winckler, yataklarn deitiril
mesini istedi. Eliabuk uaklar hemen yeni yataklar getirdiler; bir yandan da
iki tane kck bcekten huylanan bu garip yabanclar hakknda aralarnda
konuup duruyorlard. Ama, yeni gelen yataklarda bulunan tahtakurulannn
canll ncekilerden hi de a:a deildi.
19 Ekim'de iba yapld. Winckler ile Macridy, harabeleri incelediler; Te
xier'in ve ondan sonra gelen bakalarnn getii yollardan getiler. Yalnz bu
sefer onlar belirli bir eyi aramaktaydlar; acayip iaretli levhalarn bulunduu
yerleri.
Boazky'ller bu yeni yabanclarn ne aradn anlaynca, tam bir ak
yreklilikle kil levha paralar getirmeye baladlar. Aslnda bunlar deerli
eyler de saymyorlard. Koyunlar eski surlar boyunca otlar ve ilerinden biri
srden ayrlmaya kalkrsa, hayvana frlattklar bu tablet paralarndan biri
oluyordu. Her yanda bunlardan yeteri kadar vard.
Winckler ile Macridy sabahn erken saatlerinde yollara dyor, akamn
ge saatlerine kadar dolayor, balca buluntu yerleri arasnda mekik doku
yorlard. Bu arada yerlilerin ifadesine gre, zellikle byk paralar halinde
yazl levhalarn bulunmu olduu yerde daha nce bir kaz almas yapld
n da anladlar.
Winckler, "Fakat bu durum, bizde hi de dmanca duygular uyandrma-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 41

d, " diye yazar. Bunun nedeni, yaplm bulunan kaznn geliigzel ve y


zeysel nitelikte oluuydu. Bu ekilde Winckler nce buraya el atann ne ka
dar abuk cesaretini yitirdiini de anlam oluyordu; bunu anlamas onda
sevin uyandryordu. nk, byk bir kefin eiinde durduunu sezmek
teydi.
Ateli bir cokuyla ie koyuldular. Fakat, bu i sadece gn srd. Ya
mur mevsiminin birden bastrmasndan akna dnmler, amur deryas
haline gelen ovada yattklar yerin yolunu bulamaz olmulard.
Kaz almalarn kesrnek zorunda kaldlar. Ancak yine de H itit tablet
paralarndan 34 kadarn zenle sandklam ve tanmaya hazr hale getir
mi bulunuyorlard. Kaz yapanlarda yaygn grenee gre, tek bir tablet bile
nemli buluntu sayldndan, bunlarnki ok byk ve heyecan verici nitelik
te bir baaryd. Ama Winckler burada ok daha baka hazineler ortaya ka
rabileceini sezmiti.
Dn yokuluunu not ederken, Nefesky'de kald evde her zamanki gi
bi mzmzlandn, Anadolu toprann vahi gzelliine gznn ucuyla bi
le ban evirip bakmadn; uykusuzluunu ve gelecei dnmek iin ka
pnn nne kp yldzlar seyre koyulduunu anlatr.

ARADAN tam bir yl geti ve Winckler hi kimsenin kendisinden beklemedi


i bir kefi gerekletirdi.
1 906 seferinin masraf "Onasya Kurumu " ve "Berlin Dou Komitesi"nce
karland; ayrca, bilim koruyucusu birka zengin de yardmlarda bulunmu
tu. 1 7 Temmuz 1 906'da, Winckler ile Macridy Bey bir kez daha Ziya Bey'in
kona nnde attan iniyordu; bu kez eski dostlar olarak buluuyorlard.
"Bey'le iyi arkadalk kurmutuk. Bu arada bizden istedikleri de olmad de
il; bunlar bir ie iyi konyaktan, anszn beliren skntl durumda yardm etme
ye kadar eitli eylerdi. Buna karlk, onun da bize kendine zg biimde hiz
metleri oldu. Iilerin topluca ii brakmalar giriimi, onun bir szyle annda
nlendi. Kk dostluk hizmetleri, Dou'da her zaman mkafatn grr. "
adrlarn Bykkale'de kurmulard. Hastalnn nbetlerini geiren
Winckler, scaktan ok rahatsz oluyor, buna bir de Bulgar asnn hazrlad
kt yemekler eklenince, rahatszlk azap halini alyordu (bu Bulgarlar da
srf bir para Almanca konutuu iin tutmulard) . H asta bilgin, yaprakl
dallardan yaplm bir karneriyede oturuyor, banda ensesini bir bezle gne
ten koruyan apkas, ellerinde eldivenleri, inleyip aclar ekerek durmadan
nne getirilen kil tabietleri kada aktaryordu.
Winckler kaz yapan olarak almasnn bilgisini hemen kaz yerinde elde
edebildii iin bakalarndan ok farkl bir durumdayd. nk, arkeologla
rn ayn zamanda eski diller filolou olmas ok ender grlen bir olayd; bu
rada ise kazy yapan bir dil aratrcsyd. Ayrca, ksa bir sre ncesine kadar
hi bilinmeyen bir ulusun siyasal yazmalarn, hi deilse bunlarn nemli
42 C. W. CERAM

bir ksmn, ortaya kardklar anda okumu olmas da ilk kez Boazky'de
grlen bir olayd.
Boazky Hititleri, nemli belgeleriyle mektuplarnn bir ksmn, o alar
da lkeleraras ilikiler dili olarak kullanlan Akada ile yazniard (bilim
adamlar bu dili hayli zamandan beri bilmekteydiler) . Ayrca, yaylma gc
bundan hi de aa olmayan bir alfabeyi, Babil-Asur ivi yazsn kullann
Iard (bu yaz da hayli zaman nce okunmu bulunuyordu) .
Yaprakl dallardan yaplm kameriyesinde oturan Winckler'e gnn bi
rinde getirilen tablet de bu eit bir tabletti. Ne var ki tablette yazlanlar oku
yunca, hayat kendine zehir etmi bu hasta adam birden canland. O anda
duyduu heyecan tasvire alrken kalemini ilk kez bambaka bir biimde
kullandm gryoruz. Winckler gibi bir adam bylesine deitiren yaznn
niteliini aklayabilmek iin unlar hatrlamak zorundayz:
Bu sistemli kazdan nce bilginiere bir Hatti (ya da Heta) ulusu hakknda
ilk bilgileri vermi olan antlar ve yazl belgeler arasnda, hiyeroglifle yazlm
Msr metinleri de bulunmaktayd. Bunlardan biri Karnak'ta bir tapnan
duvarndayd ve byk firavun Ramses ile Hatt Kral II. Hattusilis arasndaki
bir antlamay anlatyordu (o zaman bu kral ad Hetsar okunmutu, Winckler
ise Hatusil olarak yazmtr) . tka dnyasnda da antlamalar bugn olduu
gibi birka nsha halinde ve ilgili lkelerin dilleriyle yazlyordu.
Fakat aradan 3 1 00 yldan fazla bir zaman getikten sonra bu antlamann
uzun bir mektup halinde bulunmas, hem de Msr'daki gibi taa kazlm de
il, kolay krlr kil tabietiere yazlm olmas, stelik ta yazttan 2000 kilo
metreden fazla bir uzaklkta, antlamaya taraf olan lkede ortaya kmas
dorusu akl alacak i deildir.
Fakat, akl almaz gibi grnen bu i olmutu.
Bylece bu buluntu, mucize diye nitelendirilen arkeolajik keifler dizisin
de yerini alyordu. Schliemann'n Homeros'un anlattklarna dayanarak Tro
ya'y kefetmesi bu dizidedir; Layard'n Nemrud'u bulmas bu dizidedir. Fa
kat Winckler'in buluntusu, srpriz zelliiyle daha ok George Smith'in baa
rsna benzer. O da Glgam Efsanesi'nde eksiklikleri tamamlayacak birka kil
tabieti bulmak arzusuna kaplm ve bu amala 1 870 balarnda Londra'dan
Ninova'ya gelmi, sonra da bu tabietleri buluvermiti. Galiba imdi heyecan
sz bir bilim adam ve hasta bir insan olan Winckler'in notlarnda kendini bir
denbire eakulara kaptrmasn daha iyi anlayabileceiz:
"20 Austos'ta, yirmi gnlk almadan sonra, tepenin eteinde yl ta
paralar arasnda atmz gedikten ilk blme duvarna kadar ilerlemi bulu
nuyorduk. Burada ok iyi durumda bir levha bulundu. D grn insanda iyi
eyler vaat eden bir izienim uyandryordu. Ostnde yazl olanlar yle bir gz
den geirince birden irkildim; mrm boyunca edindiim btn bilgiler bir anda
hiliin iine yuvarlanverdi. Karmda, insann sadece bir istek halinde kalaca
n bile bile gereklemesini ancak akacktan bekleyebilecei bir ey duruyordu.
Ramses 'in, yaptklar karlkl antlama hakknda Hattusil'e yazd mektuptu
TANRILARIN VATANI ANADOLU 43

Teli Halaftan bir kabartma. Hitit/erin evren tasarmn yans tyor:


Derinliin cinleri olan yar insan, yar boa varlklar yldzlarla gnei
tayarak, yeryzn ve gkkubeyi birbirine balyor/ar.

bu. Geri son gnlerde bu iki devlet arasnda yaplan antlamadan sz eden krk
tablet paras buluntu/arnn says srekli art gstermiti, fakat bu metin tek
bana Karnak Tapna duvarnda hiyeroglifle anlatlanlardan rendiimiz
nl antlamay tam anlamyla dorulamaktayd. Ramses, unvanlarn, soyunu
sopunu tpk antlama metninde olduu gibi sayp dkerek yine ayn ekilde un
van/ar belirtilen Hattusil'e hitap ediyor ve yazsnn ierii antlamann madde
lerine kelimesi kelimesine uyarl/k gsteriyordu. "
Winckler sonra unlar ekliyor:
"Byle bir belgeyi gzden geirirken ok deiik duygu/ara kapldm. El
Arnama'nn Arzava Mektuplar 'n Bulak Mzesi'nde grmden ve Berlin 'de
Mitanni dilini reniimden bu yana 1 8 yl gemiti. O gnlerde El Amarna bu
luntusuyla aklk kazanm olgular incelerken, Ramses Antiamas 'nn da as
lnda ivi yazsyla yazlm olmas gerektii sansn ileri srmtm. imdi ise
taraflarn karlkl olarak birbirlerine gnderdikleri bu yazlardan birini elie
rirnde tutmaktaydm; hem de temiz ivi yazs ve Babilce ile yazlmn. "
Durum, kapsam geni tutulacak ve daha zenle hazrlanacak bir kaznn
yaplmas iin elverili hale gelmiti. nk daha o yl; 1 906' da Winckler yal
nzca rasgele bir Hitit kentinde kaz yapmadn, Hatt mparatorluu'nun
eski bakentinde dalatn kesinlikle anlam bulunuyordu.
nk devletin nemli belgelerinin birou buradayd. Normal koullar
altnda devlet arivi lkenin bakentinde durmaz myd? Fakat bu kentin ad
neydi? ou kez lkenin adnn bakentin de ad olmas eski Dou'da grlen
bir zellikti. O halde "Hatti Olkesi" adndan bir "Bakent Hatti" ad kartla
bilir miydi? Winckler bu kanya vard.
44 C. W. CERAM

V e bunda da haklyd.
Eer bugn bir zamanlar Babil ile Teb'e denk bir siyasal gcn merkezi ol
mu bu kentin adn "Hattusas" diye sylyorsak, bunu sadece filoloji bilgileri
alannda daha derine iniimi olmasna ve o sayede ayn kelimenin doru oku
nabilmesine borluyuz.
Winckler kazmasn vurmalda gerekte Hitit mparatorluu'nun kalbini
ve beynini ortaya karm oluyordu. 1 907 ylna ait notlarnda bu konudaki
gvencesini yle belirtir: " . . . Bu yeni ortaya kanlm ariv, bir inceleme ola
rak ok uzun srecek almalan gerektirecektir. "
Ve kendisi almasn srdrd. kinci yl birinci yldan daha da baarl ol
du, hem de hi ho olmayan koullara ramen. Ancak, gelecee ynelik tahmin
lerinde hakl kmt: Bugn Boazky'de hala baaryla kazlar yaplmaktadr.

WINCKLER'N bylenmicesine kendini Boazky'e bal hissetmesinde a


lacak bir taraf yoktur. Zira, 20. yzylda arkeolajik giriimler artk sadece
esinlenme ve heyecan ii olmaktan km bulunuyordu; macera kazlar a
oktan sona ermiti ( 1 845'te Layard'n cebinde 60 ngiliz Lirasyla yola kp
N inova'y kefetmesi, Belzoni' nin 1 8 1 7' de Msr kral mezarlarn kobalar
kullanarak amas gibi iler geride kalmt) . Winckler almasn srdrmek
istiyorsa para bulmak zorundayd.
Darda kald iin niversitedeki meslektalarndan yardm istedi; gelgele
lim, bizim "Babilci" buralarda pek sevilen birisi deildi. Bu kez Berlin Arkeo
loji Enstits'ne bavurdu. Enstitnn mdr o gnlerde Otto Puchstein'
di. Huy bakmndan Winckler'in tam tersi, olgun bir insan, Alman arkeolog
larnn belki en kibar, ayn zamanda sekin bir bilim adamyd. Ayrca, ince
akalardan holanan biri de olmal ki, Winckler'in planlarn dinledii zaman
bunlarn neminden bir an bile kuku duymadn, ancak byle bir seferin
donatmn enstitnn sadece kendi bana salayacak durumda bulunmad
n sylemekle birlikte, bu konuda para yardm yapacak tandk bir koruyu
cuya bavurmay da teklif etti. Yalnz bir art vard, para iini Winckler'in
kendisi konuup bir sonuca balayacakt.
Puchstein gerek yapt yardmdan tr, gerekse tm ilka bilimine ya
rarndan tr baka bir art daha ne srmt ve bunda da ok haklyd:
Boazky'deki almalar mimarlk alann da iine alacak biimde geni tutu
lacakt. Hibir istek bundan daha akla yatkn olamaz, nk Texier'in zama
nndan beri Boazky'n kale harabeleriyle, tapnak kalntlaryla bir ehir ol
duu bilinmekteydi. Yazlada ilgili aratrmalar srdrmek geri nemliydi,
bunu tartan yoktu, ama Winckler gibi sapiant halinde bir tek taraflilda ya
zlar incelemeye gidenlerin dnda herkes iin, buralarda mimarlk asndan
aratrmalar yaplmas da ayn derecede nemliydi.
Winckler, Puchstein'n nerisini kabul etti, fakat gerekletirilmesi yolun
da hayli aksiliklerle karlat.
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 45

1 907 ylnn yeni seferi de yine Ziya Bey'in konandan balad. Bu defa
"selamlkta" verilen byk bir ziyafetle. Yabanclar ipekli perdelerle donatl
m geni salonda, ok kymetli hallarn stne yan gelip oturdular; ev sahibi
Bey'den baka, yerlilerden tek konuk, imamd. Yeni yetme delikanllar ko
nuklar ellerini ykasnlar diye ibrik leen getirdiler; sonra da ho kokulu
esanslar dktler. llkin limonatayla kk kuraliyeler ikram edildi. Arkasn
dan uaklar iki metre boyunda bakr bir tepsiyi yemek odasna tadlar. Tep
sinin st eit eit erezlerle donanmt. Bu seferde asistan bulunan Curti
us, merakl gen bilim adam olarak hemen u notu alyor: " . . . tepsinin stn
de 15. yzyldan Kufi yazsyla ayetler yazlyd. "
Konuklar sofraya buyur edildi, yemek odasnda arkalksz iskemlelere otu
rup kaklara sarldlar (bak ve atal yoktu) . lik yemek, yourdu yayla or
basyd. Gerisini Curtius'tan dinleyelim:
"Yemein uzun srmesinden kayglanmtk. Dou nezaketinin yasas, konu
un ok yemesini gerektiriyordu; yle ki, ne ak yreklilikle doyduunu beyan et
mek ne de mide rahatszl gibi bahaneler uydurmak bir ie yaryordu. Yemekie
rin datmn Bey kendi eliyle yapyordu. Btn yemekler tek kelimeyle nefisti;
daha ilk lokmada fark edilen bu olaanst tat, bol ya kullanlmasndan ve bu
na bizim bilmediimiz baharatn katlmasndan ileri geliyordu. Yemekierin ta
baklarmza tepeleme doldurulmas, XIV. Lui'nin Versay Saray ziyafetlerinde
olduu gibi elle yemek yenilmesi bizi bunaltyordu. Son yemek olarak dndrle
rek kzartlm koyun geldi; btnyle kocaman bir tepsiye yatrlmt. Buralar
da yetitirilen bir cins koyundu bu, zellii, kuyruunun ok yal oluuydu.
Derken Bey, sa elini uzatp hayvann kuyruundan iri bir para ya kopa
rarak bana gsterdii zel ilginin belirtisi olarak tabamza koymaz m! O anda
duyduum deheti kimseler tasvir edemez.
Bey'in yannda dikilen a, sofraya gelen her yemein bir defa tadna bak
yordu; bu biraz da bizi zehirlenmek kaygsndan kurtarmak iindi. Biz yemek
yerken Bey'in iskemiesinin arkasnda, tek kelime konumadan saygl tavrlaryla
on-on iki kiilik bir grup insan duruyordu; Bey'in akrabalar ve daha alt rtbe
deki din adamlaryd bunlar. Geri onlar da konuktu, ama bizden sonra yemee
oturmak zere davet edilmi ikinci snf konuklard.
Yemekten sonra anlatlmaz derecede nefis tad olan bir hamur tatls verildi.
Arkasndan uaklar yeniden ibrik, leen ve havlularla skn ettiler; evremizi
kuatp hepimizin ellerini ykadlar. Ayaa kalktk, biz kalknca, o harika tepsi
de kaldrlp dndrlerek dar gtrld. "
Ve merakl bilim adam gen Curtius hemen u notu dyor: "Tepsiyi ya
kndan incelemek olanan o zaman elde ettim. "

KARILANMALARI pek grkemli olmutu, ama aklmza hemen bylesine


selamianan kaz seferi acaba ne rn verdi? sorusu taklveriyor. Bu konuda
yanl yarglardan kanmak iin en iyisi biz yine almalara katlm bulunan
C. W. CERAM

Curtius'un anlarna bavuralm. Kendisini itenlikle konuan bir tank saya


biliriz. Ayrca, insan olarak salam kiilii bir yana, klasik arkeolog sfatyla da
tarafszdr, stelik birka ay sreyle Winckler'in yannda almtr. unlar
anlatyor:
"Winckler yaplan kazZara hibir zaman en kk bir ilgi gstermezdi; btn
gn inceleme odasnda oturur, kaz yerlerinden getirilen ivi yazl kil tabietierin
neden sz ettikleri hususunda bir an nce kanya varmak iin abuk abuk o kurdu.
Macridy ise bize bu tabietierin k yerleri, ya da bulunu biimleri zerinde
herhangi bir bilgi vermeyi gereksiz grmekteydi. Onun gvenilir adam ve bir
eit ba-iibas her zaman kahverengi yerel klyla dolaan, dal gibi uzun,
yakkl bir Krt genciydi. Ad Hasan'd. Bizler kaz alanna giden yolda bayr
stne kurulmu bir evde kalyorduk.
Bir sabah, bu Hasan 'n elinde bir torbayla bir kazma olduu halde evden
kp ovada bulunan tapnan yolunu tuttuunu grnce merak ettim, arkasna
takld m. Orada ne yapacan renmek istiyordum. Bir de ne greyim! .. Byk
tapnan II sayl odasnda hepsi iyi durumda kil levhalar dzgn sralar halin
de istif edilmi durmuyor mu?
Bizim Krt, tarlasndan patates toplayan bir kyl gibi levhalar sepetine
doldurmaya koyuldu. Sepeti doldurunca da evin yolunu tuttu; sepettekileri Mac
ridy Bey 'e verdi; o da zafer kazanmcasna bir edayla bunlar Winckler'in n
ne koydu.
Bu en nemli buluntu yerinde kaz iinin sadece Krt Hasan 'a braklm ol
masndan byk znt duydum. Onun iin Macridy Bey'e, buluntu yerinin te
mizlenmesinde Hasan 'a yardm edeyim ve seramik eyann karlmasnda ince
lemeler yapaym. . . diye ricada bulundum. Macridy Bey bu isteklerimi hi de
ho karlamad, beni tersledi: 'Yaptnz szleme gereince burada hibir ey
arayamazsnzf' dedi. Kil tabietierin kazlaryla ilgili bilgiyi kendisi verecekmi.
Oysa, hibir zaman bunu yapmad. Kil tabietierin dizi dizi sralanm durdukla
rn ok iyi hatrlyorum.
Grdklerim, Puchstein 'n bu konuda yapt aklamaya ters dyordu.
Ona gre, bunlarn yerinin molozla dolmu olmas gerekiyordu. Fakat blunu
hallerine baklnca, bunlarn aslnda ambarlarn st katndaki arivde belli bir
\

dzende sral durduklar, bir yangn felaketi sonunda da demenin kmesiyle


alt kata gm olmalar ihtimali akla daha yatkn geliyordu. Nitekim Macridy
Bey bana Krt'n her gn kil levhalarla birlikte anak mlek krklar da kar
dn sylemiti. Oysa, sz konusu bu yerdeki kil tabletlerle birlikte hibir anak
mlek kr bulunamamt. Bu da molozlarn buray doldurmas teorisine kar
baka bir kan tt. "
Bu tr kaz yntemi bilimsel incelemenin balang ilkelerine de arkeola
jik aratrnn en basit kurallarna da aykryd. Winckler ve Macridy, ilk Tro
ya kazsnda Schliemann'n yapt gibi, hoyrata bir tutum izlemilerdir.
Bylesine bir tutum karsnda, Curtius, dehete dmekte haklyd. Bir kere
ok genti, szn geirtecek derecede etkili olamazd.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 47

Burada nemli bulun tu paralar st ste atlp karmakark edildi; byle


ce tek tek paralarn bulunduu tabakalar not etmek olana yitirildi. Bu yz
den karmakark duran kil tabietler da karsnda kimse kp da, bunlarn
hisardan m, yoksa tapnaktan m karldn syleyemez. Ayrca, birbirine
ait olan birok parann da hayrat ii elleri tarafndan birbirinden ayrlmas
ihtimali de vardr.
Bununla birlikte: Buluntu alan ylesine zengin ve arama yntemlerindeki
btn kusurlara ramen yine de ylesine verimliydi ki, herkesi heyecanland
ryordu. Winckler toplam on binden fazla kil levha bulmutu; bunlarn ara
snda pek ou sapasalamd. Bu buluntular Tell-el-Amarna arivinden ve Ni
nova'da Kral Asurbanipal'in kil tabJet ktphanesinden sonra bir arkelojik
kazdan elde edilen en byk rnd.
Mimar arkeologlarn kazanc beklendii gibi hi de az olmad. Burada
krallarn, aslanlarn, sfenkslerin karsnda durduklarnda, yayan saatler sren
ehir surlarn admladklarnda Hitit gcnn aa yukar bir tablosu gzle
rinin nnde biimlenmi, Hitit mimarlnn kendine zg, orijinal ve ya
banc elerini tanmlard. Bunlarda "hayal gcnden yana zengin, gze ar
pc, fakat ayn zamanda hrn ve biraz da barbarca bir byklk" grdler; bu
byklk "srekli canll bakmndan eski Yunanistan 'n Miken kltrn"
hatrlatmaktayd. Ksa bir sre nce kefedilmi Miken harabeleri ise lika
Avrupa tarihinin en heybetli kalntlar olarak kabul ediliyordu. ounluk ise
Hitit yaplarn henz ne grm ne de bu konuyla ilgili bir ey duymutu;
onun iin bylesine bir benzetme hem beklenmedik, hem de ataka bir giri
im oluyordu.
Tepenin en stnde bulunan kulelerle donatlm hisar ile tepenin eten
de tatan surlar arasnda, ehri i kaleye balayan 70 metre uzunluunda bir
tnel kefedilmiti. inden emekleyerek bile geme olana bulunamad. O
zaman temizlenmesine giriildL Binlerce yln moloz ve amuru paklanp ilk
kez normal yrye buradan geildii zaman Curtius'un duyduu heyecan o
kadar gldr ki, elli yl sonra bunu hatriayp yle yazmaktadr:
". . . molozlar temizletip iinden dimdik yryerek getiimiz gn, ayn za
manda burann ikinci kez al trenini yapyor, bylece binyl sonra kendi
mizi deil, bu grkemli eseri tasariayp gerekletirmeyi gze alm ad bilinmez
byk mimar kutlam oluyorduk. "
1 907'de Winckler, kazlardan ve ilk kil tabietierin okunularndan elde
edilenleri aklayan eserini, "Geici Notlar" yaymlad. zellikle M.. 1 3 50-
1 2 1 0 arasnda egemen olmu Suppiluliuma'dan IV. Arnuvandas'a kadar Hi
tit kral adlarnn henz tamamlanamam listesi nemliydi . Winckler, bu kral
adlarnn sesli harfle nasl okunnas gerektiini gsteren ilkeleri saptyordu,
oysa Msrbilimciler, bu tr ad okumada henz varsaymsal bir beniruserne
dzeyindeydiler. Bu sayede - sadece iki rnek verelim - Sapalulu ad dzelti
lerek Suppiluliumas, Maurasar ad dzeltilerek Mursilis oldu.
ok sonralar Winckler'in bu kitab hakknda sekin bir uzmann verdii
C. W. CERAM

yarg ilgintir: "Bu gze arpmayan kitapk, her zaman iin eski Dou tarihi
aratrmalarnn en nemli eserlerinden biri olarak deerini koruyacaktr. "

AYNI YIL, 907'de, gen bir ngiliz arkeolou, 3 yandaki John Garstang,
Suriye ve Anadolu 'da dolayordu. Neler yapldn merak ettiinden, Boaz
ky'e Winckler'i grmeye geldi. O yl sonra da Londra'da bir kitap yaymla
d: "The Land of the Hittites - Hititlerin lkesi. Kkasya'da yaplan Yeni
Kazlar ve Keifler Hakknda Bilgiler."
Ek olarak Hitit antlarnn tantmn, haritalar, planlar, 99 fotoraf ve bir
bibliyografyay ieriyordu. 400 sayfalk bu gl eser, Wright ve Sayce'n var
saymsal tartmalarndan sonra, belgelere ve antlara dayanarak Hitit mpa
ratorluu'nun kapsam geni bir panoramasn izmek yolunda yaplm ilk
byk deneme oluyordu.
Kitap yllarca Hititbilim'in temel kaynaklarndan biri olarak kald. Baka
bir ey yapmak olana henz yoktu, nk okunup anlalan Akadayla ve
okunur Babil-Asur yazsyla yazlm metinlerin says snrlyd. O zamanki
aratrnn eritii dzeyde arkeologlar geri durmadan yeni antlarla karla
yorlard, fakat henz doru yorumlara gleri yetmiyordu.
Winckler, Boazky'de bir de 9 - 2'de kaz yapt; lm derecesinde has
tayd; yeriiierin treleri elvermedii iin karm diye tantmak zorunda kald
hastabakics yan bandan ayrlmyordu. 9 - 4 arasnda Suriye snrndaki
Karkam'da D. G. Hogarth, C. Leonard Woolley ve T. E. Lawrence de kazlar
yaptlar. Winckler'in kil tabietleri Berlin Mzesi'ne ulatrld; Karkam'da el
de edilenler, antlar ve hiyeroglif yazlar da British Museum 'a gitti. Ancak b
yk bir ksm daha sonra A nkara 'ya gnderildi. Ne var ki, aratr durgunlaa
ca bir noktaya gelmiti. Yeni bir eyler olmas, yeni bir bak asnn kaza
nlmas gerekiyordu. Fakat byle bir bak as gsterilmi deil miydi? H am
lenin imdi kazclardan dil inceleyicilerine gemi olmas, kanlmaz bir zo-
runluluk deil miydi? .
Boazky arivinden birok kil tablet Winckler tarafndan okunmutu,
ama daha birok metin okunaca, daha dorusu okunabilecei gn bekli
yordu; nk bilinmez, anlalmaz Arzava diliyle, yani Hitite ile yazlmlar
d. O halde eksik olan bilgileri dorudan doruya Hitit metinlerinde aramak
tan, yani Hititler'e aklattrmaktan baka kar yol var myd?
Winckler, 9 3'te ldnde, vasiyetnamesindeki baz notlardan Hitit ivi
yazsn zmlernek iin yllarca alm olduu anlald, fakat bununla ilgi
li hibir msveddesi bulunamad. Sonra da Birinci Dnya Sava patlad. Ka
zlar birdenbire kesildi ( sadece birka Trk bilim adam orada burada ve sis
temli olmayan biimde kaz yapyordu, nemli bir ey de elde edemediler) .
Kesilen baka bir ey de, Alman ve ngiliz uzmanlar arasnda bunca yldr
srdrlen ibirliiydi. imdi "British Museum " ile Berlin mzeleri arasna si
lahlar girmiti.
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 49

Aratrmalar aresizlik nedeniyle kaz


alanlarndan alma odalarna g etmi
ti. Ve gencecik bilim, Hititoloji'ye yeni ta
rih,sel ufuklar aacak keif de byle bir a
lma odasnda gerekletirildi: Hitit ivi
yazsnn dil bakmndan dayanaklar sap
tanmt.
Drt yldr Avrupa'ya sava tanrs
Mars egemendi. Byle bir zamanda bu
kef yapan, odacgnda oturan bir bilgin
degil, bir askerdir. Askerligini yapan gen
bir adam Bedrich Hrozny.
Silahlarn ve toplarn atelernek yeri
ne, alt taraf l bir dilden baka ey olma
Karkam 'tan bir efsane hayvan
yan bu konuyla ugramas iin ona bo va-
kit saglayan subayna elbette ok ey borluyuz. Onun sadece adn biliyoruz:
stegmen A. Kammergruber. Gen bilim adam ek asll Hrozny, nl kita
bnn nsznde Kammergruber'in "almalar srasnda kendisine gsterdii
anlayl sayg "y hakl olarak minnettarlkla belirtir.

TVA 4
II

YAZlLARlN SlRRI
BRNC BLM

Yazlarn Esrarn zme Sanat

ESK YAZlLARI OKUMAK ilk bakta sihirbazlk gibi grnr. tkaa yne
lik bilgiler iinde bundan daha akl sr ermez i yoktur. Binlerce yl kum ve
moloz altnda kalm yazlardr bunlar. Yazan da, yazann ulusu da binlerce
yl nce kaybolmutur. stelik bu ulusun bizimle ne soyca bir ilikisi vardr,
ne de tarihe. Gelgelelim, yazlar yine de okunur.
Bu sihirbazln bir iki temel ilkesini aklamak istiyoruz. Ancak ne kadar
aba harcanrsa harcansn, bu aklama hibir zaman ho vakit geirici biimde
yaplamayacaktr. Okuyucunun zellikle dikkat gstermesini ister. Bu yzden
sabrsz olanlara ve Hitit ulusunun yaants hakknda bir an nce bir eyler
renmek isteyenlere imdilik bu blm atlamalarn tlerim. Daha sonra
konuyla ilgili bilgileri biraz daha artm olarak bu blmlere dnebilirler.
Ama, konumuzun mantkl bir sra iinde geliimini izlemek isteyen ve bir
parack kafa yormaktan ekinmeyenler, bu atarnay yapmadan okumaldr
lar.

BLNMEYEN yazlarn okunnas sorunu - biz buna ksaca zmleme diye


ceiz - balangtan bu yana ok farkl biimlerde ele alnmtr.
Latince, l bir dildir, fakat bugn pek ok kimse tarafndan yazlabilir; iki
binyl nce Romallar'n zafer antlar stne yazdklar yazlar okunabilir;
biroklar bunlar sadece okumakla kalmazlar, ayn zamanda anlarlar da. La
tince, bir ulusun dili olarak Roma mparatorluu'yla birlikte gp gitti, ama
eitim dili olarak yzlerce yl varln korudu, gnmze kadar geldi. l bir
dil olmasna karlk onunla ilgili bilgiler asla kaybolmad.
Bylesine ideal bir durum, eski Dou dillerinin ve yazlarnn ounda
grlmyor. Geen yzyln arkeologlar topran altndan saysz yazl belge
kardlar; ta yaztlar, kil tabletler, mhrler, tahtadan kitaplar ve papirsler.
Bu belgelerin kimisinde bilinen bir yaz vard, fakat kullanlan dil bilinmi
yordu.
Kimisinde ise hangi dilde yazld biliniyordu, buna karlk kullanlan
yaz sistemi bilinmiyordu.
Bir de yleleri vard ki; bilinmeyen dilde, bilinmeyen yaz sistemiyle yazl-
54 C . W. CERAM

mlard. Bu yetmiyormu gibi baka bir zorluk daha yklenmilerdi, hi bi


linmeyen bir ulusun yazl belgeleriydiler.
lte William Wright "Hama Talar"n duvardan skt an bylesine
bal bir muamma karsnda kalmt. Talarda imdiye kadar hi grlme
mi bir yaz sistemi vard, bilinmeyen bir dil kullanlm ve bilinmeyen bir
ulus tarafndan yazlmt.
Bu eit olaylarla ilgili olarak (Girit yazlarnn okunmasnda hizmeti g
rlm bir aratrc olan) Amerikal Alice Kober, 1 948'de hala yle konu
maktayd:
"u gerei aklmzdan karmayalm: Bilinmeyen bir dilde bilinmeyen bir
alfabeyle yazlm yaz okunamaz! .. "
Oysa biz, bugn William Wright'n talarnda Hitit ulusunun icad olan
bir hiyeroglif yazsnn kullanldn bilmekteyiz. Bu hiyerogliflerin esrar he
men hemen zlm, dilleri de hemen hemen renilmitir.
Muammann zlmesi nasl baarld?
Bunu aklamak iin Hititbilim almalarnn balad yerden balamak
gerekir. Hareket noktas; Boazky metinlerinden biridir. Okunabilen ivi ya
zsyla, fakat bilinmeyen bir dilde yazlmt.

ESKl YAZlLARI zmleme iinin topadak hesap 1 50 yllk bir gelenei var
dr. Georg Friedrich Grotefend ile Jean Franois Champollion adiarna bala
nan iki klasik zmleme baars, eldeki metinde birden fazla yaz kullanl
mas ve bu yazlardan "birinin " bilinir cinsten oluuyla gerekletirilmitir.
ivi yazsn sken Grotefend iin bu "bilinir" e, nl Pers kralnn ad
nn saptanmasyd. Geri ilkin varsaymsald, ama daha ilk uygulamada do
ruluu anlald ve bylece daha sonraki zmlernelere yol at.
Msr hiyerogliflerini zmleyen Champollion iin bti "bilinir" e, oku
nabilen Greke bir metindi. O dilde yazlmt. "Rozetta Ta", ya da "Reit
Ta " denilen bu tan stndeki Greke metinde yazl Ptolemeus adnn, hi
yeroglif metinde zellikle ereve iine alndn saptaynca ilk harfleri elde
etti. Buradan hareketle dier harfleri skt.
Grotefend olsun, Champollion olsun, zmlemelerinin k noktalarn,
baka ilikiler nedeniyle bilinen adiara dayandrmlardr. Bu da bir zmle
me giriimine balamakta en iyi yolun ad arama olduunu gsterir.
Bu konuda baka bir yolu da ok yakn bir zamanda Alman bilgini Ernst
Sittig bulmutur. Eski Girit yazlarn zmlernek iin elli yl uralm, fa
kat olumlu bir sonuca varlamamt. Bu bilgin ise ordunun ifre zmede
kulland matematik-istatistik metot ile Eskia filolojisinin dil karlatrma
ve ad arama metodunu birletirerek yeni bir yol ortaya koydu.
Ancak, Girit yazlarnn baarl zmleyicisi, aslnda bir mimar olan,
gen bir ngiliz, Michael Ventrist oldu. Bunun iin uygulad metot da klasik
adlar okuma yoluydu.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 55

Champollion'un zamanndan beri 'Bilingue" denilen iki dilli bu meti n


ler, yeni kefedilmi yazlada karlatklarnda btn eski dil filologlarnn
ryas olmutu. Bu ryann Champollion'un eritigi nitelikte olan pek en
der grld. Zaten gerekli de degildi artk; metotlar adamakll incelm iti .
e ilk balayan ncler iin hibir ey ifade etmeyen noktalardan bugn ok
nemli bilgiler elde edilmektedir. Her yeni zmleme, eski dilleri birbirine
ba@ayan ilikiler sistemini biraz daha aydnlatyor, aklayc bilgileri artr
yor.
Ne gariptir, eski diller arasnda bir zamanlar rlm ilikiler agnn d
gmlerini saptamak ii, ilk zmlemelerden ok nce, 1 786' da gerekletiril
mitir. Hem de Onasya aratrmalarnn bilinen merkezlerinde, Almanya'nn,
ngiltere'nin inceleme odalarnda degil, Hindistan' da.
Bu ilikiler agn esiz bir dil yetenegiyle ilk kez anlayan ve bu anlayla
alabildigine geni filolojik keifleri saglayan adam, aslnda bir hukukuydu.
Kalkta'da Yksek Mahkeme'nin Bayargc'yd. Bo zamanlarnda yaptg
hi de eski dillerin karlatrlmas degildi; daha ok Hindu ve Mslman ka
nunlarn toplar, bunlarn evirisiyle ugrard.
Ad William Jones, 1 746'da Londra'da dogmu, eski diller ve Eskiag tari
hi grenimi yapm, sonra da Harrow'da, Yakndogu Dilleri (Farsa, Arapa,
branice) okutmutu. Bu ii para bakmndan kendisini tatmin etmeyince ay
rlp srf daha iyi kazan umuduyla hukuk grenimi yapmtr.
Bu _yeni sahasnda ok hzl ve ok parlak bir ykselme gstermesi, onun
yeteneginin bir belirtisi oldugu gibi, bugn Hint-Avrupa 1 dedigirniz (sadece
Almanya'da hala ndo- Cermen denilen) dil akrabalgn ilk kez saptamak gibi
tarih bilimlerinin btn dallarn etileyen filolojik kefi yapm olmas; onun
zekasnn baka bir belirtisidir.
Hint-Avrupa dillerini inceleme sadece genel lkag tarihi bilgisini gerektir
mez; ayrca (byk gleri ve rk karmlaryla) etnoloji, eski aglar cografya
s ( lik Hint-Avrupa toplum biimlerinin, aile hukukunun oluumu ve zellik
leriyle) sosyoloji, (Tarihncesi aglarda bitki ve hayvanlarn daglm, hayvan
evcilletirme hareketlerinin yayln ile ) hayvanbilim (zooloji) ve bitkibilim
(botanik) bilgilerini de zorunlu klar.

JONES, Hindistan'a atanmam olsayd (bu lkenin edebiyat ve bilim dili


olan) Sanskrite incelemelerine belki de hibir zaman ynelemeyecekti. Sans
kriteden hareketle dillerde sakl bulunan bir iskelet kefetti; eitli dillerin bi
reysel grnmleri arkasnda onlarn asl yzlerini, bir aile oluturan yzleri
ni grd . .
Hindistan'da bu kefini ayrntl biimde sistemletirrnek iin zaman bula-

( 1) Bak: Aklamalar blm.


C. W. CERAM

mad. Hatta dilbilimin bu yeni dalna bir ad taknaya bile kalkmad. Bu ii


bir nesil sonra hem bir hekim hem de Msr hiyerogliflerini okuyanlardan biri
olan Thomas Young yapt.
Jones'un baiattn bakalar devam ettirdi. Rasmus Christian Rask
( 1 786- 832), Danimarkah filolog ve her bilimi yerinde renmek isteyen b
yk gezgin, drt yl lran ve Hindistan'da dolap durdu. Ondan sonra Alman
Franz Bo pp ( 1 79 - 867), 42 yandayken byk bir e sere balad, 6 yl al
tktan sonra balca blmlerini bitirdi. Ad yleydi: "Almanca, Gota, Litu
anca, Latince, Greke, Zende, Sanskrite'nin karlatrmal grameri. " Dil kar
latrmasnda kat bilimsel yntemler uyguluyordu, bylece Eskia filoloji
sinin Winckelmann'1 oldu.
Basitletirerek ifade edersek, u noktay belirtiyordu: Yaylm alanlarna
gre, Hint-Avrupa ad verilen bir diller grubu vardr. Kelime hazinesi ve mor
foloji bakmndan birbirlerine alacak derecede benzemektedirler, o halde
akrabadrlar. Okul ii belirgin bir rnek "baba" kelimesine bakalm: Almanca
"Vater", ngilizce "Father", Franszca "Pere", spanyaica "Padre", Latince "Pa
ter", Greke "Pater", eski rlanda dilinde "Athir", Gota "Fadar", eski Hinte
"Pita", Toharca "Pacar" eklindedir.
ncelenen dillerde ne kadar ok eskiye gidilirse, uyumluluklar da o derece
gze arpclk kazanmaktadr. Bu da bugn ok farkl durumlar gsteren bir
ok dilin ortaklaa bir "kkendil"den ktn gsterir.
Dillerdeki deiimlerin, rnein seslilerin ve ekierin deiimlerinin belirli
kanunlara gre olduu saptanmt, nemli bir keifti bu. Yeterince karla
trma malzemesine dayandnld takdirde bu bilgi, doal deiim srecinde
bir geriye dn olana salyordu. Yani, eski bir dilin Hint-Avrupa ailesin
den olduu s<;ptannca, bu dilin kalntlar dikkatle ele alnrsa deiim ka
nunlar fark edilecei iin onu yeniden ihya etmek olana var demekti.
Byk Hint-Avrupa dil ailesi iinde yakn akrabalk gsteren daha kk
diller seilince, bundan baka sonular karmak, rnein bu dillerin corafya
ve ulusal kken bakmndan yerlerini saptamak yoluna da gidilebilecekti. Bu
adan baklnca lndo-Cermen dillerini incelemek, Eskia aratrcs iin b
yk nem kazanr. Bu, sadece dolaysz yoldan bir zmlerneye hizmet deil;
dil dkntlerinin kelime hazinesini, yapsn ve gramerini aydnlatyorsa, so
nucu nceden kestirilmez deerde bir hizmet olur.
lndo-Cermen gereini ilk savunanlar alaylarla karlat. yle ya, Afganca
ile lzlandaca, Sanskrite ile Rusa, ingenece ile Latince, eski Prusya ve Fri
esland dilleri arasnda akrabalk olduunu ileri srmek, ilk b akta ok gln
grnyordu. Oysa, aslnda bu diller dpedz akrabaydlar. Ne var ki, bu dil
ailesinin Hindistan'dan balayp nasya zerinden geerek Bat Avrupa'ya
kadar uzanan, sradalar, ller, denizlerle engellenmi ve eitli rkiara yer-

( 1 ) Johann Joachim Winckelmann: 1 7 1 8 - 1 768 yllar arasnda yaam Alman asll Eskiag
aratrcs. Klasik arkeolojinin kurucusu saylr. Eskiag sanat tarihi eseri nldr.
TANRlLARlN VATANI ANADO L U

leme yeri olmu corafi alan gznne getirilince, bylesi n e b i r akra b a l a


inanmak gerekten gtr.
Bugn lndo-Cermen dilleriyle uraanlarn karsna ok daha baka so
runlar dikilmitir (dil ailesinin anayurdu uzun zaman urald halde, hala
kesin biimde saptanamad; imdi de Gney Rusya ile Orta Avrupa arasnda
ki blge olduu savunuluyor), fakat byle bir ailenin varl gerei artk tar
tma konusu olmaktan kmtr. Bunun yan sra Hint-Avrupa dil ailesinin
beyaz rkn dier dil ailelerine (Hamito-Semitik, Kafkas, Dravit ve Bask dille
rine ) 1 akrabalk derecesi, yaknl, uzakl ya da tm aykrl gibi sorunlar
da ayn ekilde tartma potasndan km, sadece biraz daha aratrnay ge
rektirir duruma gelmitir.
Geen yzylda l dillerin ve eski yazlarn zmlenmesi iin snanm
birok yollar vard; Boazky kil tabietleri ise imdi lndo-Cermen dilleri ara
trmas yapanlara yepyeni bir anahtar vermekteydi.
ok gariptir, bu anahtar ilk kullanan adam, lndo-Cermen dilleri aratr
cs deil, Asurbilimciydi. stelik aratr alan da Semitik dillerdi, nk Ba
bil-Asur dili, Dou Semitik diller ailesindendir.

TEKNK alanda mucitler iin icatlarnn patenti neyse, sosyal bilimlerle ura
anlar iin de "Geici Notlar" odur. Yeni bir durumu saptamaktayd ve bunu
bakalarndan nce davrandn belgelemek iin yapyordu.
1 9 1 5 Kasm'nda "Alman Dou Kurumu Haberleri''nde Dr. Friedrich
Hrozny'nin makalesi, "Hitit Sorununun zm" balyla yaymlan d.
Daha ilk dipnotunda yazar u noktay belirtiyordu:
"Savan almalarm bitirmemi ve bunlar yaymlamarn hayli geciktirece
ini dnerek, te yandan Hititler hakknda incelemelerin de merakla beklendi
ini gz nne alarak, imdilik kitabmn giri blmn ksa/tlm biimde Al
man Dou Kurumu Haberleri'nde yaymlamaya karar verdim. "
Bir insann bylesine ksa zamanda Hitit ivi yazl tabietierin esrarn z
meyi baarmas, dorusu hayret vericidir. Daha da hayret verici olan, zm
leme sonucunda ortaya kanlarn uzman evrelerde uyandrd heyecandr.
nk, kimse byle bir sonucu beklemiyordu.
Winckler'in lmnden sonra Alman Dou Kurumu, Boazky den ka
rlm Hitit ivi yazl btn malzemenin sraya konulmas ve transkripsiyo
nunun yaplmas iin Berlin'de bir grup gen Asurbilimciyi grevlendirmiti.
Daha iin banda bu grupta iki kutup meydana geldi. Biri ar kanl, ciddi bir
Alman olan Ernst Weidner'di, tekisi hareketli ve olaanst yetenekleri bu
lunan Friedrich (ya da Bedrich) Hrozny adnda 1 879'da Polanya'da domu
bir ek'ti.
Birinci Dnya Sava knca Almanya' da eski diller uzman gibi ne kadar

( 1 ) Bak: Aklamalar blm.


C. W. CERAM

ie yaramaz kabul edilen adam varsa hepsine niforma giydirildL Weidner,


iriyar olduundan ar topuya verildi. Burada avu olarak hizmet grr
ken, rakibi Hrozny de Avusturya-Macaristan ordusunda asker olmutu. Ko
mutan ise daha nce kendisinden sz ettiimiz stemen Kammergru
ber'di.
Subay, bu gen Eskia profesrnden holanm olmal ki, onu aratr
malarn srdrmede - bir stemenin olanaklar lsnde - alabildiine
serbest brakyor. Bu davran Hrozny minnede anar: "lncelemenin ilk bl
m kesin biimini yazarn askerlik hizmeti srasnda almtr. "
Ayrca kaydettiine gre, ikinci blm de yine bu srada bitirilmitir. Ka
bna smayan bu makalenin bir edebiyat eseri deil de, en st dzeyde nc
bir bilimsel alma olduunu dnrsek, 35 yandaki ek'in askerlik hiz
metinin hi de skntl gemediini anlarz. stelik bir de haftalarca lstan
buf da kalp ivi yazl Hitit malzemesini gzden geirme frsatn bulduunu
reniyoruz; dorusu, o gnlerde byle bir olana Avrupa kt'asnda hibir
bilgin elde edememitir.
Yalnz bu noktada Hrozny'ye ans yardm etti; oysa Weidner, o gnlerde
top banda ter dkyordu. Onun da ans yzne byle glseydi, u olurdu
bu olurdu diye bir karlatrmaya girmek hakszlk olur. nk Weidner, o
gnlerde zaten yanl yoldayd; bunun byle olduunu bugn kesinlikle bili
yoruz. Ayrca, Hrozny'nin rakibinden daha fazla bo vakit bulabildii iin,
srf bu yzden Hitit dilini zmlediini sylemek de hi kukusuz ok sama
olurdu.
Aslnda Hrozny, bu konuyla teden beri ilgiliydi, hayli ykl bir birikime
sahipti. Daha 24 yandayken Kuzey Filistin'de kazlara katlm, ivi yazl
metinler hakknda ilgin makaleler yaymlam ve 1 90S'te henz 26 yanda
olduu halde Viyana'da profesrle atanmt.
Hrozny yetkin bilgisi ve kendisinde fazlasyla bulunan bilimsel ataklyla
sorunun stne gitmiti. Bunu da yle uzun boylu dnmeden yapmt.
Bakalarnca elde edilmi bilgilerden sonular karmak istemedi. Karar ver
miti, her eyi bizzat grp anlamaya alacak ve elde edecei yeni bir bilgi o
zamana kadar ortaya atlm btn grlere aykr da dse, yine zerinde ti
tizlikle duracakt.
almasna balarken nasl bir dille uraaca konusunda hibir fikri ol
madn da yine kendisinden reniyoruz.

H ROZNY'NlN zmlerneyi baard ana kadar srdrd almalar bir


bir anlatmann gerei yok. Bu, onun incelemelerine adm adm katlmak,
onun dilini renmek olurdu. Bu, zorlu bir almayd, bir insann btn ye
tenekleri ile belirli bir konunun stne yklenmesiydi. unu hi unutmaya
lm, bylesine var gcyle alma ancak dahilerin yrtebilecei bir iti.
Keiflerin tarihinde hep grlen bir doruk noktas, saysz dnme eyle-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 59

minin ve dizi dizi nice almann her eyi kesinlikle zecek tek bir fikirde
yogunlatg o yce an olmasa, agda zmlemelerden herhangi birini dog
ru biimde aniatma yolu da bulunamazd. Bu fikir, baanya gtren ynte
min ilkesinin iinden kristal gibi ktg fikir, ogu zaman pek basittir.
Hrozny'nin almasnda k noktalarnn birincisi zel adlarn saptan
mas, ikincisi de Hitit metinlerinde ideagram denilen ve kavram ifade eden
iaretler oldu.
Boazky metinlerinde kullanlan, Babil-Asur ivi yazsnn ilkel biimi
olan bir resim-yazyd. Diger btn yazlarda oldugu gibi bu yaz da gelitiri
lerek, daha sonra bir hece yazsna dnmtr. Ancak bu hece yazsnda es
ki resimlerden birogu hala kullanlmaktayd. Bu eit ideagramlar Hititlerce
de benimsenmi, dolaysyla da ivi yazsn bilen aratrclar tarafndan
okunmutu. Yani bu olayda dil bilinmedii halde ne demek istendii anlal
mt.
Dil bilinmeden, nasl oluyordu da ideagram denilen iaretlerden ne de
mek istendii anlalabiliyordu? Bunu daha belirgin biimde aklamak iin
bir rnek verelim:
ngilizce, Almanca ve Franszca bir metinde "10" iaretini grrsek, bu
dillerden sadece ngilizceyi bilsek bile, bu iaretle br iki metinde de ne de
mek istendiini yine anlarz. Aslnda Fransz'n bu iareti "dix", Alman'n
"zehn" diye adlandrlm olmas, bizim anlamamz asndan hi de nemli
deildir.
te bu ekilde, yani ideagramlarn yardmyla Hrozny ilk olarak "balk" ve
"baba " kelimelerini okudu.
Sonra da ineyle kuyu kazareasma bir almaya koyuldu; kelime kelime,
ekil ekil metinleri gzden geirdi. Bu abas gnn birinde (henz herhangi
bir cmle anlam karmadan sadece kelimelerin biim deitirmelerine, zel
likle bir partizip-orta ekline bakarak, Hitite'nin gramer yapsna gre bir
Hint-Avrupa dili olduunu kefedinceye kadar srd. Olaanst derecede
artc bir keifti bu.
O sralarda Hitit dili hakknda ortaya atlm bir sr teori vard; ama tek
bir bilgin'in dnda - ki o da tezinden hemen vazgemiti - hi kimse o g
ne kadar Hitite'nin bir Hint-Avrupa dili olabilecegi dncesini aklna ge
tirmemiti. Zaten kimse de getiremezdi; nk, M.O. 2. binyln ortalarnda
Anadolu 'nun gbeinde Hint-Avrupa asll insanlarn egemen olduklarn
kabul etmek, Onasya tarih aratrmalarnn btn sonularna aykr d
yordu.
Bu bakmdan Hrozny'nin kukular iinde duraksamasm doal karla
mak gerekir. Kefine gvencesi tam deildi; grdklerini rastlant sanyor, bu
dilin Hint-Avrupa ailesinden oluunu belgeleyen yeni kantlar istemeye iste
meye not ediyordu.
Ama gn geldi, kendi tezinin rktclnden kendi de rkm bir hal
de, bir metnin karsna geip derin bir soluk alarak unlar sylemeye cesaret
6o C . W . CERAM

etti: "Eer bu bir satra doru anlam verirsem, bunun sonucu bilirnde bir devrim
olacaktr. "
Cmlenin bir anlam olduguna gre, dil aratrcsnn yapacag tek bir i
vard: Grdgn sylemek! . . . Eskiag tarihilerinin tm grlerine aykr
da dse, yine sylemek! . . .
Hrozny'ye bu karar verdiren metin yle bir cmleydi: "Nu ninda-a nez
zatteni vadar-ma ekutteni".
Bu cmlede bilinen sadece bir tek kelime vard: Ninda = ekmek; Smer
ideogramlarndan grenilmiti.
Hrozny, yle dnd: Bir cmlede ekmek sz ediliyorsa, yemek sz de
edilebilir (edilebilir, edilmesi gerekir degil ) .
O srada Hitite'nin bir Hint-Avrupa dili oldugu yolundaki kantlar fazla
ca agr basm olmal ki, birka Hint-Avrupa dilinde yemek iin kullanlan
kelimeleri sralamaya koyuluyor. Besbelli bunlarn iinde Hitite bir ses bula
cagn ummu olmal. "Yemek" Latincede "edo", lngilizcede "eat" idi. Ya eski
Almancada? Eski yksek Almanca yemek kelimesini yazdg an, Hrozny dogru
yolda oldugunu anlamt. Kelime "ezzan " idi, Hitite cmlede "ezzatteni" ke
limesinde bulunuyordu.
Hitite cmlede bundan sonra gze arpan kelime hi kukusuz "vadar"d
ve kendinden nceki kelimeyle anlarnca bir ba@ants olmas da dogald. Bu
kelime olsa olsa ekmekle yemekle ilgili herhangi bir besin maddesinin ad ola
bilirdi. Artk bir av kpegi gibi Hint-Avrupa dillerinin izini sren Hrozny, da
ha ilk hamlede ngilizce "Water", Almanca "Wasser", eski Saksonya dilinde
"va tar" kelimeleriyle burun buruna geldi.
,lte o zaman cmlenin evirisini yapt (bu kelimeler dizisinin anlamn
karmakta uygulanan karmak dilbilgisel akl yrtmeleri bir yana brakyo
ruz) : "imdi sen ekmek yiyeceksin ve sonra su ieceksin. "
Cmlenin byle okunuu, Norve'li Dogubilimci J. A. Knudtzon'un daha
1 902'lerde ne srp bilim evrelerinin alaylar karsnda vazgemek zorun
da kaldg tezi artc biimde dogruluyordu: Evet, Hitite bir Hint-Avrupa
diliydi.
l bu kadarla da bi tm edi . . .

BOGAZKOY metinlerinin yazd zaman, arkeolajik kantiara gre, M.O. 1 4.


ve 1 3. yzyl olarak saptanyordu. Ancak baz metinlerin ok eski dneme,
hatta 18. yzyla ait olmalar ihtimalini glendiren kantlar da vard . Bunlara
bakarak Hrozny, yle konuuyor: ,
"Hint-Avrupa dillerinin en eskilerinden birini, belki de en eskisini zmle
mi bulunuyorum. Eskilik bakmndan bu dil, M. O. 2. binyln ortalarnda ya
zlmasna balanm Hint bilgelik kitab Rigveda'nn en eski ksmlanyla kar
latnlabilir. "
24 Kasm 1 9 1 5'te, Berlin'de Onasya Kurumu yeleri nnde yapt -
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 6

zmleme hakknda bir konferans verdi; bir ay sonra da bu konferans basld.


Ama zmlemeyle ilgili asl nemli eseri ancak 9 7 ylnda Leipzig' de ya
ymlad; ad yleydi: "Hititlerin Dili, Yaps ve Indo-Cermen Dil Ailesinden
Oluu ". Ve nszn ilk cmleleri unu bildiriyordu:
"Sunduumuz inceleme, bugne kadar bir muamma olarak kalm Hitit di
linin yapsn ve niteliini belirlemek, bu dili kuatan esrar perdesini amak
amacndadr. "
Arkasndan, kendine olan gvenden ileri gelen kestirme edasyla unu ek
ler: "Burada aka grlecektir ki, Hitite bir Indo-Cermen dilidir. "
Gerekten de Hrozny l bir dilin kusursuz zmlemesini 246 sayfalk
eserinde vermekteydi. Burada ne varsaymlar vardr ne de laf ebelikleri, sade
ce kesin sonular gsterilmitir. Bir bakma da kar grte olanlarla bir eit
hesaplamadr da.
Hrozny kitabn bitirmezden ksa bir sre nce, rakibi Weidner'in son ese
rini Viyana niversitesi Kitaplg'nda grd: "Hitit Dilbilimi Incelemeleri".
Kitabndaki bir ek blmde Weidner'in "1 915 yazndan beri grn dei
tirmi olduunu" ve artk "Hititlerde ak biimde grlen ari eilimin inkar
edilemeyeceini" itiraf ettigi ni belirtir. Weidner'deki bu gr degiimini ken
di makalesine, "Geici Notlar"a dayandryor. Bir dipnotunda bu bakmdan
Weidner'i dogrudan dogruya sularnamakla birlikte, etkin sorularla onun ba
z bilgileri kendisinden . ardgn ima ederek, "adm anmaktan her nedense
hep kanmtr" diyor.
Bu eit sulamalar ho degildi, ama konuya aklk da getiriyordu. Asln
da Weidner'in dnceleri herkesin henz karanlkta bocaladg bir zamana
ait oldugu halde, yine de temelsiz degildiler. Nitekim Hrozny de Hitite'de
baz yabanc gelerin, muhtemelen Kafkasya gelerinin bulundugunu kabul
etmek zorunda kalmt. Bir yandan "Weidner'in bu almas Hititbilimsel
adan ne yazk ki sadece yetersiz bir abadr" derken, te yandan isteksiz de ol
sa "bu almann pek de deersiz saylamayacan " ve Weidner'in "kendi u
rayla baz yerlerde kelimelerin anlalr klnmasn - Asurbilimsel adan da
olsa - saladn " belirtmek geregini duyar.
Bu atmalar sayp durmann bir anlam yok. Bizim amzdan nemli
olan, Hrozny'nin eserinin giriinde Eskiag tarihi otoritesi saylan Eduard
Meyer'in neler syledigidir:
"Insanln en eski tarih ve kltrn renmemizde, her dorultuda genile
tilmi, derin letirilm i bilgiler arasnda Alman Dou Kurumu 'nca yrtlm ka
zlarda gn na karlm eylerin hibiri, nemi ve etki alan bakmndan Pro
fesr Hrozny'nin bu eserde kamuoyuna sunduu keif/e ayn sraya konulamaz. "
Gemiin karanlklarnda belirsiz hayallere dnm yaantlarn birden
aydnlga ktg ann heyecann sadece altn gmleri ve l krallarn mum
yalarn bulan arkeolog yaamaz. alma odasnda kagtlarna gmlm bir
aratrc da bunu elde edebilir, bir cmlenin zerinde kl krk yararken ans
zn gemiin derinliklerinden kendisine sesieniin rpertisini duyabilir.
62 C. W. CERAM

Burada insann yalnzca filolojik kelime ayklamalarma ynelmesi yetmez;


ok daha fazla eyleri grmesi, grmeyi bilmesi gerekir. "Yemek" bir sesieni
olursa, "alk" demek degil midir? "Su" orak bir lkede haykrlyorsa "susa
mak" anlamna da gelmez mi?
Vadar, water, Wasser! binyl telerden bir Hititli'nin susuzluk feryad
bu . . . ve bu feryat agmzda Almanya'nn Kuzey Denizi kylarnda oturan
bir Frieslandl tarafndan ya da Amerika'nn dogu kysnda yaayan bir
Pennsylvanial tarafndan anlalabiliyor; insan rperten bir olay! . . .
KNC BLM

Hititler, Hitite mi
Konuuyorlard?

HROZNY'NlN ZMLEMESYLE Hattusas devlet arivinin ikinci ksm


konumaya balad. Olup bitenleri bir kez daha hatrlamaya alalm:
1 906- 1 9 1 2 arasnda Boazky de ygnla kil tabi et meydana karld. Bun
larn bir ksm hemen orada zmlendi: Winckler'in stesinden gelebildigi
bir iti bu; nk Hititler, resmi yazlarnda bakalarndan alnma bir dil ve
yine bakalarndan alnma bir yaz kullanmlard. Bu dil o zamann diplomat
dili Akadayd, yaz da Babil-Asur izi yazs. Akada, oktan beri biliniyordu,
ivi yazs da zmleneli hayli olmutu.
Bir ksm tabietierde ise, yine bakalarndan alnma ayn ivi yazs vard,
ama bu defa Hititler, kendi dillerini kullanmlard. Hrozny de bunlar oku
du. Kanun, hukuk, din, tp, krallarn ve uluslarn yaptg iler, treler ve gre
nekler bu ulusal dille anlatlmt. Bu durumda ulusun tarihinin biraz daha
aydnlga kavumas gerekmez mi? Elbette, ama tarihsel bilimlerin tarihinde
kesin bilgi degil, sadece duragan bilgi vardr.
Hrozny'nin zmlemesi yaymlanr yaymlanmaz yeni sorunlar da ortaya
kt; yeni sorunlarla birlikte yeni tartmalar da.
Eskiag tarihileri hemen byk apta honutsuzluk gsterdiler. Kkas
ya'da Hint-Avrupallar egemen snf olarak kabul etmek yaygn anlaya uy
muyordu. Tarihiler, kmseyen edayla filologlara bu Hint-Avrupalla-rn
nereden gelmi olmalar gerektigini soruyorlard. Yanl adrese yneltilmi bir
soru ! Bunu cevaplandrmakla yetkili olanlar, yine tarihiler degil miydi?
Arkasndan lndo-Cermenciler metin zmleyicilerine kar saldrya ge
tiler. Bu arada unu belirtelim: Kendisi lndo-Cermenci olmayan Hrozny, ke
if sarholugu iinde baz yerlerde tkezlemiti, zellikle kelime akrabalg ko
nusunda atladg yerler vard. Bunlarn dzeltilmesi zorunluydu. Ancak bu
dzeltme zorunlulugu, onun zgn baarsn asla azaltmaz. Ne var ki, bu d
zeltmeleri yapmadan da ileri gitmek olanag yoktu.
tk dzeltmeyi, 1 875'te Trier'de dogmu Alman Perdinand Sommer 1 920
ylnda yapt. Hrozny'nin btn tezlerini filolojik adan bir bir taramt.
Sommer'in almasn birok noktalardan Johannes Friedrich ile Albrecht
Gtze gelitirdi. lk gramer almasn da 1 9 1 9' da Fransz dilcisi L. Delaporte
C. W. CERAM

yapt; 1 933'te Amerikal Sturtevant bu almay gelitirdi; Johannes Friedrich


de 1 940'ta tamamlad. Friedrich'in "Hitite'nin Ilkeleri " adl eserinin 2. bl
m 1 946'da yaymland. Bu eserde ok sayda okuma paralar transkripsiyo
na geirilmi, bunlarn aklamalar yaplm ve ayrca kelime cetvelleri eklen
miti. 1 952-54'te de byk eseri "Hitit Szl"n yaymlad.
Ancak btn bu eseriere ramen, Hitite'nin kelime hazinesi ve gramer
zellikleriyle ilgili bilgilerin henz tamamlanm saylmayacan, Friedrich,
bir nsznde belirtiyor. zellikle dinsel metinlere dikkati ekerek bunlarda
"ok sayda yapma-terim bulunduunu, hibirini anlama olanann salana
madn, belki de daha uzun sre salanamayacan " kaydediyor. Bu nedenle
de ihtiyatl davrannay tercih ederek baz kelimelere anlam verirken "bir elbi
se, bir eit hamurii" gibi cins ad genellerneleri yapyor ya da sadece "anlam
belirsiz ad " demekle yetiniyor.
Burada giri blmnn son cmlelerinden biri stnde durmak gerekir;
bu cmlesinde sanki dnyann en olaan eyinden sz ediyormucasna bir
edayla, tm ayrnt gibi gsterdii ey, aslnda zmleyicinin en byk zafe
rini bildirmektedir:
"Saylar az olan birka yerde eski yazclarn gznden kat hemen belli
olan kusurlar, yanl ya da iki kez kullanlm birka tak ve benzeri eyler ayrca
belirtilmeden dzeltilmitir. "
Bizim burada yaptmz gibi, sadece tarihleri saynakla yetinilirse, anlatt
mz bu geliimin grnd gibi srekli olmad anlalr. 1 9 1 9 ' da bir s
vireli, o gne kadar nemsenmemi eylerin bazlarn ele ald. nk kimse
tek yanl durum arzeden sorunlar, bu durumda kaldklar srece gereksiz ye
re karmak hale getirmek istememiti. Bu konuya parmak basan svireli dil
aratrcs Emil Forrer oldu; "Boazky Yazlannda Sekiz Dil" adl makalesi
bir karmakl esasl biimde incelemekteydi.
Sekiz dil! . . .
Bu kk, fakat ierik bakmndan ok ykl yaz, u noktay saptayarak
balar:
"Boazky metinlerinin topluca gzden geirilmesi, bunlarda en az sekiz dil
kullanlm olduu gereini ortaya koyuyor. Bunlar: Smerce, Akada, imdiye
kadar Hitite diye adlandrlan, fakat bizce Kanezce denilmesi daha doru olan
dil, eski Hinte, Harrice, Protohattice, Luvice, Balayca'dr. "
Forrer tarafndan saptanan dillerin ok eitli nitelikte oluu, artcyd.
Ancak saptad durum da bir gerekti. Yalnz bu dillerden ikisi daha ar ba
syor, tekilere ise sadece baz paralarda rastlanyordu. ok dil kullanlmas
her byk ehrin zelliidir. Londra gnn birinde gp gitse, aradan yz
yllar getikten sonra harabeleri iinde ince yazlar, rnein in mahallesine
ait dkkan tabdalar bulunsa, 20. yzylda ince'nin Londra'da kullanlan
nemli bir dil olduu sonucu karlabilir mi?
Forrer'in Hitite'yi Kanezce diye adlandrmak gerektii yolundaki tezi ise,
daha da artcyd. H rozny'nin byk eserinin yaymlanmasndan iki yl
TANRILARIN VATAN! ANADOLU

sonra byle bir grn ortaya atlmas, Hitite'yi zmleyenin gerekten


Hitite'yi mi zmiedii konusunda kukular akla getirmekteydi.
Forrer artk herkese benimsenmi bir vasaymdan, Hititler'in Hint-Av
rupa ulusu olarak Kkasya'ya gnden hareket ediyordu. Bu da, hemen,
gten nce buralarda kimler oturuyordu? sorusunu akla getirmekteydi. Bu
konuda uzun zaman hibir bilgi saptanamam, dolaysyla blgenin ilk sa
kinlerine "Protohatti'ler Hititler'den ncekiler" ad verilmekle yetinilmi
-

ti.
Forrer'in tantlad, baz Boazky metinlerinde Hint-Avrupal olmayan
bir dilin de kullanlm bulunmas ve bunun da hep Hattili ( H attice) diye ni
telendirilmesiydi. Bu niteleme kukusuz lkenin adndan, Hatti'den geliyor
du. yleyse, bu Hatt, Hattice ( Hitite) konuulan yer, Hint-Avrupal egemen
ulus Kkasya'ya gelmezden nce de bir krallk olarak var demekti. Bunu
Nesa Kral Anitta'nn levha yazs tantlyordu; bu levhalarda bir "Hatti
Kralyla " yaplan baarl sava anlatlmaktayd.
O halde Hatt - Hatit, Avrupal fatihlerin deil, Protohattiler'in adyd.
Aksi bir rastlant sonucu Hattice konuanlarn varl, Kutsal Kitap metin
lerine dayanlarak Hitit adnn Hint-Avrupa kkenli fatihlere yneltildii bir
zamanda renildi. Bu apak yanl artk dzeltilmeliydi.
Forrer'in yazsndan sonra ksa bir sre bu soruna nem verildiyse de za
manla nemini yitirdi. ngiliz bilgini Gurney, u szleriyle sorunun tartma
konusu olmasn nledi:
"Bu krallk 'Hitit' adyla ve onun resmi dili 'Hitite' olarak tannmtr. Bu
bakmdan bu adlarn bylece kabul edilmesi zorunludur. "
Hrozny'nin zmiedii dil iin Forrer'in "Kanezce" adn nermesi, Hitit
dinsel-tren arklarnn bir "Kanez ehri arkcs" tarafndan sylendii bilgi
sine dayanmaktayd. Bu dayanan deeri ise ancak nerilen teki adlarn da
yand temelierin deeri kadard; bir kelimeyle hepsi yetersizdi. Hititler'in
Kkasya'ya geldikleri zaman kendilerine ne ad verdikleri konusunda bugn
hala salam bir bilgiden yoksun uz.
Her ne kadar Hititler'in Hint-Avrupa dil ailesinden olduklar anlald
ve dilleri de hemen btnyle zmlendii halde, bu bilgiler ancak ulusun
tarihini aydnla karmaya yaram, buna karlk dilin ait olduu aile soru
nuyla ve yazsyla ilgili birka problem bugne kadar zlemeden kalmtr.
Biz bunlardan sadece zerinde duracaz:
Birincisi; Hititler'in Kkasya'ya g ettiklerinden kukumuz yok! Sorun
udur: Nereden g etmilerdir bunlar?
Hrozny'nin almasna gre, bu problem, yazlarn zmlenmesiyle bir
likte aydnla kmtr. Zira Hrozny, sadece Hitite'nin Hint-Avrupa karak
terini tandamakla kalmam, ayrca Hitite'nin Hint-Avrupa dillerinden
"Kentum" denilen zmreden, yani Greke, Latince, Kelte ve Cermence'nin
de bulunduu Bat grubundan olduunu gstermitir ( Hint-Avrupa dillerini
" 1 00" saysnn ifade ediliine gre iki byk gruba ayrrlar. Birinci gruba
TVA 5
66 C . W. CERAM

Kentum, ikinci gruba da Satem denir; Satem grubuna Dou dilleri, Slavca,
Farsa, Hinte girmektedir) .
Hititler'in Bat' dan, Balkanlar ve stanbul Boaz zerinden gelmi olma
lar, akla en yatkn gelen varsaymdr. Bugn btn acayip gler hakknda,
Hint-Avrupa dillerini konuan uluslarn gleri zerinde daha iyi bilgilere sa
hip bulunuyoruz. Bu bakmdan akla en yatkn diye nitelediimiz bu varsay
ma da kesinlikle gvenemiyoruz. Nitekim baz aratrclar, Hititler'in Kafkas
lar zerinden gelmi olmalar gerektiini aklayan kantlar ne srmektedir.
Bu konuda Perdinand Sommer, bir duann ba ksmn tartma konusu yap
yor. Bu dua, Hitit Kral Muvatallis'in (M.. 1 300) yazdrd bir dinsel-tren
metninden alnmtr:
Gklerin gne tanrs, insanln oban!
Denizden kp ykselirsin gklerin gne tanrs!
Gklerde dolap gidersin.
Gklerin gne tanrs, tanrm benim!
Insanoluna, kpee, domuza, krlarn yaban hayvanna
Adaleti sen datrsn her gn, ey gne tanr!
Burada dikkate deer nokta, ikinci msradr: "Denizden kp ykselirsin
gklerin gne tanrs!" Muvatallis zamannda Hititler, en az 400 yldan beri
Anadolu 'nun i kesiminde oturmaktaydlar. Anadolu'da oturanlar iin ise g
ne asla denizden kp ykselemeyeceine gre, bu sesienite ancak gemi
yzyllarn bir ans sz konusu olabilir. Fakat bu durum, her iki yn iin de
geerlidir: Gleri srasnda Hititler, Karadeniz'i de Hazar Denizi'ni de sol
yanlarnda grm olabilirler.
kincisi; bu Hint-Avrupa ulusunun kral adlar, Hint-Avrupa dilinden de
ildir. Balangtan itibaren hep Protohattice' dir.
Ayn durum Hititler'in tanr adlarnda da grlyor. Tanr adlar da ya
Protohattice ya da Hurrice'dir. Bu da Protohatti halka ait elerin Hititlerce
benimsendiini gsterir. Durumu egemen snfn yerli halkla kaynamak iste
mesi, sonra da meydana gelen bileik kltr temsil yoluna gitmesi eklinde
aklayabiliriz. Fakat bu aklama yeterince doyurucu deildir.

Belirgin kaln iaretleriyle bir Karkam yazs


TANRlLARlN VATANI ANADOLU

Bulgar Madeni'nden bir yaznn paras. Karkam


yazsnn aksine, ok ince yazlmtr.

ncs; ilk Hitit krallar zamannda Anadolu'da gelimi durumda bir


ok Asur ticaret merkezi bulunuyordu; en nemlilerinden biri de Kayseri ya
knlarnda bugnk Kltepe'deydi. Ynla kil tabJet burann ok hareketli
alverilere sahne olduunu tantlyor (bu tabletler, ilkin Kapadokya diliyle
yazlm sanlmt ) . Hitit halknn balangtan itibaren belgelerinin ve ha
berlerinin ou Babil-Asur ivi yazsyla yazm olmas da yadrgatc bir du
rumdur. stelik bu yaz ticaret merkezlerinde tccarlarn kulland yazdan
da deildir. Bambaka bir yaz biimidir. Baka hibir yerde grlmemitir.
Bu bakmdan, herhalde ok eski bir yaz olmas gerekir.
Hititler ister kuzeydoudan, ister kuzeybatdan gelmi olsunlar, byle bir
ivi yazsn birlikte getiremezlerdi. ivi yazs Gney Mezopotamya'nn bir
icaddr. yleyse bu yazy nereden alm olabilirler?
Bunun cevab, Boazky ivi yazl Hitite tabietlerinin zmlenmesinin
tarihinde yatar. Hititler'in kendi dillerinde, fakat yabancdan aldklar Asur
ivi yazsyla yazdklar metinlerdir bunlar.
Fakat bir de unu hatrlayalm:
Gezginlerin ve bilginierin dikkatini ilk kez Hitit ulusuna eken yazlar, hi
de Boazkyn ivi yazl tabietleri deildi. Bunu salayan o garip hiyeroglitler
olmutu. Bu hiyeroglitlere de en ok Karkam'da, daha seyrek olarak da Orta
Suriye ve Orta Anadolu'da rastlanmt. Ancak bu hiyeroglitler, Msr'nkilere
hi benzemiyordu.
Bunlara bakarak Sayce ve Wright, o zamana kadar bilinmeyen kltr ya
ratm bir ulusun varln ve Toroslar'n hem kuzey, hem gney kesimlerin
de yaam olduklarn ne srmlerdi.
Boazky tabietleri bulununca, zerindeki yazlar okunur cinsten olduu
iin aratrmalar - zellikle tarihiler asndan - zorluun az olduu yana
kaym ve bilginler vargleriyle ivi yazl bu metinlere yklenmilerdi. Bu
nun yan sra birka aratrc, hiyeroglitlerin esrarn zme abalarn yine
de srdrmekteydiler.
Bu da eski Dou biliminin en karanlk esraryd. nk bu talarn stn
deki dil de bilinmiyordu, yaz da. Ancak durumun byle oluu, ekiciliini de
artrmaktayd; zira Hititler'in bu hiyeroglitle dnyasal eyleri deil kutsal ey-
68 C. W. CERAM

leri, gncel ileri deil nemli ileri yazdklar besbelliydi. Hiyerogliflere tanr
larn ve krallarn yazs olarak ayrcalk tanmlard .
Hitit hiyerogliflerinin zmlenmesi almalar, Hititler'in kefedilmesiy
le balad. Bu da ivi yazl Hitite'nin zmlenmesinden yuvarlak hesap
otuz yl daha ncesini gsterir. Byle olduu halde ancak bugn, kesin sonu
ca yaklamak olana bulunab ilmitir.
NC BLM

Hibir eyden
Hibir ey karlamaz

"Keifler yapmak istiyorsan, yaptn yaniiara ou kez sevinmen gerekece


ini dn. "
Btn mrn Dou dillerini incelemeye adam ngiliz bilgini Archibald
Henry Sayce'n anlarndan alnm bir sz bu. 1 845'te dodu, 1 876'da 3 1 ya
ndayken, o zamana gre ok ataka bir tezi, Rama 'dan /zmir' e kadar dal
m hiyeroglif yazdaro bir Hitit mparatorluu'nu dorulad tezini ileri
srd ve bu yaznn zmlenmesi iin ilk hamleyi yapt.
Hayat boyunca srekli olarak hep bu sorunla urat ve bir ksm kendi
rencileri olan aratrclarn uralarn kimi zaman heyecanlanarak, kimi
zaman keyiflenerek izledi; kimi zaman da bizzat katld.
1 9 3 l 'de, 86 yandayken konuyla ilgili son makalesini yazd ve iki yl sonra
da ld.
Modern Hititbilimciler, zmlemelerin tarihine gz attklarnda, onun ilk
almalarn genellikle verimsiz olarak deerlendirirler. Friedrich bunlar "za
man harcama" diye adlandrr. Bu adlandrmay da "hayal gcne gre okuma,
geliigzel okuma" olarak niteledii dier almalaryla karmasn diye yapar.
Yal bilgin de 1 923 'te yazd anlarnda, ou zaman ok kusurlu ve ok
acele alm olduunu itenlikle dorulamaktadr. zr dilemek amacyla
da bu blmn bana aldmz sz sylemektedir. Geri ters ve dalarnhal
yollara sapm ncleri sulamak kolaydr. Gerekte, A. H. Sayce, yalnz Hi
titler'i ilk kez kltr yaratm bir ulus olarak tanrlamakla kalmam, onlarn
hiyeroglif yazlarndaki baz iaretleri kendine zg yntemiyle doru zm
leyerek bu yolda ilk olumlu adm atmtr.
Geen blmlerin birinde birka zmleme ilkesini renmitik. Sna
ma-yanlma-yeniden snama yoluyla kazanlm birka ilkeye de deinmemiz
yerinde olacaktr. Eski uluslarn yazl.a rnda belirli zellikleri saptama bunlar
dan biridir. Bu zelliklerin ise, az ya da ok farkllk gsteren deiik. rnekler
de (varyantlarda) aranmas doaldr.
Bu konuda en tannm zelliklerden biri, knil adlarnn - Msr hiyerog
liflerinde kartus denilen oval bir parantez iine alnmasnda olduu gibi - g
ze arpc biimde gsterilmesidir.
70 C. W. CERAM

Bir baka zellik de, belirli bir iaretin izilen bir fgre eklenmesidir. Bu
iaretin kendine zg izimi ile bir kral ifade edilmitir. Bylece iaret, kral
"belirleyen" iaret haline gelmitir. yle ki, bu zellii baka ilikilerde - d
pedz harf yazsnda bile - srp gider. O halde bu yle bir iaret olacaktr ki,
bir harf yazsnda da sadece kral ifade edecek, baka hibir anlama gelmeye
cektir. Tpk masal figrlerimizin birinin banda grlecek altn tacn yapt
ii yapacaktr.
Btn eski yazlarda byle "belirleyen" iaretler vardr. Bu sayede kral ad
lar, ehir ve lke adlar baka anlama gelmeyecek ekilde belirlenir.
Byle bir "belirleyen"in (bir zmleme denemesi srasnda) kefedilmesi,
hibir ey anlalnayan bir yazda en azndan bir noktann anlalmas de
mektir; bu "belirleyen" ile ilikili iaretler grubunun mutlaka bir kral, bir lke
ya da bir ehir ifade etmesi demektir.
Bu iaretler grubunun uzunluu ya da ksal, aratrcnn daha sonraki
akl yrtmelerine olanak verir. Bu sayede aratrc yazda tarihsel bir iliki
grr ve komu lkelerin paralel geliim gstermi tarihinden daha nce
renmi bulunduu adlar burada arar.
Hiyerogliflerin zmlenmesinde kk bir eri izginin kelimeleri birbi
rinden ayrmakta kullanldnn daha iin banda fark edilmesi, byle "belirle
yici" bir rol oynamtr. Bylece virgle benzer bu kk iaretin nceden do
ru deerlendirilmesi, ilk kesin zmleme almalarnda en nemli hareket
noktas oldu. nk hi ara vermeden uzayp giden resim iaretleri, bu kk
izgiler olmadan sz sz nasl ayrlabilirdi? Bu kk iaretler, szlerin ban
sonunu gstermeseydi, Girit yazsnn ba ve son heceleri nasl anlalabilirdi?
Bir zmlemenin balamas iin her eyden nemli nkoul, yaznn na
sl, nereden okunacann bilinmesidir; yani soldan saa m, yoksa bunun ter
si mi, yukardan aaya m, yoksa aadan yukarya m? ( Bir Avrupal iin
yaznn soldan saa yazlp okunnas doaldr, ama zmlemede yazp oku
mann her eidini akla getirmek zorunluluu vardr) .
Grotefend, 1 SO yl nce ilk ivi yazs kopyasn eline aldnda kendisi iin
ilk ve en nemli sorun, okumak iin bunu nasl tutmas gerektiiydi. nk
drt ke bir tablette drt trl okuma olana vard.
Bu son glk Hitit hiyeroglif yazlarnda yoktu; nk hepsi ya kayalara,
taiara ya da heykeller stne yazlmt. Dolaysyla bunlar yazanlarn oku
yacak olandan tepesi st durmasn isterneyecei doald.
Hitit yazlarnda grlen baka bir kolaylk da, okumaya nereden balana
can gsteren iaretin basit olmas ve hemen fark edilmesiydi. Okunu siste
mi, kzn tarlay srerken izledii yolun aynyd. Buna bustrophedon deni
yor. lik satrda bu hiyeroglif grnce balang yerinin buras olduunu anla
mak g olmasa gerek. Sonra da son satrn bo yerinin hangi ynde olduu
nu aratrmaya sra gelir.
Metnin ba ve sonu belli olunca satrlarn nasl bir sra izlediini kestir
rnek olana kendiliinden ortaya kar. Bu olana pekitirrnek iin her satr-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 71

da el, ayak, ba gibi resim iaretiere bakmak yeter. nk bunlar, satrdan sa


tra birbirine aksi dorultuda yer almaktadr; yani, birinde sola bakyorlarsa,
bir alttakinde saa bakmaktadrlar.
Bilinmeyen bir yaznn nitelii kestirilmek isteniyorsa, aratrc iin bir
olanak daha vardr, bu da iaretierin saylmasdr. lk bakta ok basit bir i
gibi grnrse de, bu sayma u bilgileri elde etmeyi salar: Birbirinden farkl
iaretierin says 30' dan az olan bilinmeyen bir yaz, asla hece yazs deildir.
nk 30 heceli hibir dil yoktur; o halde burada bir harf yazs sz konusu
demektir. Buna karlk yazda l OO'den fazla iaret grlyorsa, karmzda
bir hece yazs bulunduunu rahata syleyebiliriz. iaretierin says ok daha
fazlaysa, o zaman da bunun bir sz yazs olduunu kabul etmemiz gerekir.
"Hibir eyden hibir ey karlamaz" diyor Friedrich ve rnek olarak Pas
kalya Adas yazs ile Mohenjo-Daro'daki l lndus yazsn gsteriyor. nk
bu yazlarda az nce szn ettiimiz cinsten hibir dayanak noktas yoktur.
stelik bilinen yazlada da herhangi bir balant kurmak olana bulunama
mtr.
Hitit hiyerogliflerinde ise, yukarda birka rnekle aklamaya altmz
olanaklar daha iin banda fark edilmi, yaznn karakteri derinlemesine be
lirlenmi ve iki zmleyici nesiinin kazand tecrbeye dayanlarak birka
iareti hemen anlamak olana bulunmutur.
Sayce, 1 880 ylnn balarnda ilk anlam verme denemelerine giritii za
man, iyiliksever bir tanrann da yardma kotuunu syleyebiliriz. D aha ilk
anda aratrcnn kucana bir armaan frlatlmtr, her zmleyicinin r
yasna giren eydir bu; bir bilingue, iki dilli bir metin.
1 S60 yllarnda lstanbullu bir madeni para koleksiyoncusu olan Jovanoff,
!zmir de kk bir gm madalyon ele geiriyor, stnde bir insan resmi
vardr; resim, bilinmeyen garip iaretierle evrilidir, kenarnda da ivi yazlar
bulunmaktadr.
Sayce, aratrmalarna baladnda bu disk madalyonun hikayesini re
niyor. 1 862'de Dr. Mordtmann; bu konuda ksa bilgi vermitir. Diskte okuna
bilen ivi yazsnn bulunduunu duyunca, i taraftaki garip iaretierin Hitit
hiyeroglif olacan sezinliyor, ayn zamanda kendisi iin "zmleme al
masnn ilk dneminde bir bilingue bulunmas " ryasnn da gerekletiini an
lyor.
Ancak bu mhr diskini grebilmek iin harcad btn abalar hibir
sonu vermiyor; bu durumda neler hissettiini kestirrnek dorusu ok zor.
Diskin ngiltere'ye gelmi olduu kesinlikle bellidir; ne var ki hibir iz brak
madan ortadan kaybolmutur. Sayce mzelere, bu ilerle uzaktan yakndan
uraanlara, kamuoyuna bavuruyor. Mektuplar yazyor, mhrn bulundu
u yer hakknda bir eyler bilenin kendisine hemen haber vermesini duyuru
yor.

( 1) Bkz: Aklamalar blm.


72 C. W. CERAM

Derken bir British Museum memurundan


haber geliyor. Evet, memur bu mhr ok iyi
hatrlamaktadr; 1 860 ylnda byle bir acayip
mhr satmak zere mzeye getirmilerdi.
Peki, sonra ne oldu?
Satn alnmad.
Niin?
unun iin: Mhr yle acayip ve yle ya
bansyd ki, bir sahtekarlk olabilecei kans
na varld.
Tarkumuva Mhr (Tarkondemos) Sayce o anda btn umudunu yitiriyor .
Hitit h iyerogliflerinin z mlenmesine Ama memur, bir an dnnce bir eyler
bu mhrden baland hatrlyor; yanlmyorsa, o zaman her ihtima-
le kar bu mhrn galvanoplastik kopyas
karlmt; bu kopyann ise mzede olmas gerekiyordu.
Az sonra mhrn kopyas Sayce'n elindedir ve tahminlerinin doruluu
nu anlamas iin uzun boylu incelemesine de gerek yoktur: Evet, bu bir bilin
gue'dir.
Fakat bu iki dilli metnin ok nemli bir kusuru vard: ok ksayd ve hi
yeroglifler ile ivi yazs arasndaki anlam ilikilerini ortaya karmak, gerek
ten gvenilir bir karlatrma yapabilmek iin iaret says ok azd.
ivi yazl metin yle okunuyordu: "Tar-rik-tim-mesar mat Erm-me-e":
Tarriktimme, Erme lkesinin beyi.
O zamanlar bu diske Tarkondemos mhr ad verilmiti, bugn d eltil
mi olarak Tarkumuva mhr deniyor. Sayce ivi yazsyla hiyeroglifi karla
trnca, uyurgezerlerde grlr bir sezinlemeyle, bu iaretierin ivi yazsnda
kilere benzemesine dayanarak bunlarn kral ve lke anlam vermesi gerektii
kansna vard. Bylece bunlar H itit hiyeroglifinin doru okunan ilk iaretleri
oldu.
Fakat, ne yazk ki Tarkumuva mhr'nden baka bir ey karlamad. i
vi yazsyla hiyeroglif arasnda daha baka baz uyarllklar bulmak iin yap
lan btn denemeler hep knaza sapiand (bu denemeler srp gidecek, ok
sonralar Kurt Bittel'in Boazky'de bulduu baka mhrlerden daha iyi so
nular alnacaktr; ancak bu metinler de ok ksayd) .
Ylmak bilmeyen Sayce, baka malzemelere yneldi. llikileri karlatrd,
sralad, benzerlikleri ortaya koydu. tk zmleme denemelerinin rn ia
retiere (birok yanllarn yan sra) doru anlam verildi.
Yetmez mi? Bir ulusun kefedildii ylda, bu ulusun bilinmeyen dilde ya
zlm yazsndan alt iaretin doru zmlenebilmesi hayranlk uyanduacak
bir olay deil midir?
Burada unu belirtmekte yarar var: Sayce'n bundan sonraki anlam ver
meleri ounlukla hayal rnyd, fakat bu almalaryla, bu hayal gcyle
ve bu yanl anlam vermeleriyle kendisinden sora gelen aratrclarn ilerini
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 73

hzlandrm olduunu da kabul etmeliyiz. Onun ilk zmlerneyi yapmasn


dan sonra, Hitit hiyerogliflerinin esraryla uramada tpk kendisi gibi heye
can uyandran birinin, daha gen birinin gelmesine kadar tam yirmi yln ge
mesi gerekti.
Bu arada imdi baka bir almann yaplmas zaman gelip atmt. Keif
dnemi btn heyecanlaryla birlikte akln verdii ksa bir molay beklemek
zorundayd. Bu molada bir adam sessizce bir eyler topluyor ve topladklarn
sraya koyuyordu ve almasna henz yeni balamt.

YZYlLIMIZIN balarnda Arthur Evans, Girit Adas'nda "Minos Saray"n 1


kefedip yllarca sren almalardan sonra saray ortaya kard zaman, da
ha ilk kazlar srasnda 2000 kadar kil tablet de gn na kavumutu. Evans
bu tabietierin yaymianmasn zerine ald, kefeden sfatyla en doal hakky
d bu.
1 909'da yazlarn bir ksmn "Scripta Minoa I. " adl eserinde yaymlad.
tkinci cildin de yaknda kacan bildiriyordu. Fakat bu szn tutmad.

Tabletler, Avrupa'nn en eski tarihi iin ok nemli olan bu belgeler para


para uvallara doldurulup Girit'te barakalara ve Atina Mzesi'nin badrumu
na istif edildi. Bylece zmlemeyle uraan aratrclar bu orijinal tabietleri
incelemek olanandan yoksun kaldlar.
Aradan krk yl geti. Evans lmt. rencisi ve dostu olan John Myres,
1 952'de "Scripta Minoa"nn ikinci cildini yaymlad. Bundan daha nce de,
bir rastlant sonucu Amerikal Blegen, Pylos'da2 yeni tabietler kefetmi ve
bunlar 12 yl sonra 1 95 l 'de yaymlamt. Bunlara ek olarak son yllarda tek
tek birka buluntu daha yaymianm bulunuyordu. Bylece Girit yazs bir
insan mrnden daha uzun sre bo yere sr olarak kaldktan sonra, iki yl
iinde bir para zmlenmesi olanan elde etti.
Hititler'e komu bir kltr evresinden verdiimiz bu rnek gsteriyor ki,
yeteri kadar yaz malzemesinin el altnda bulunmay, zmlerneyi engelle
yen bir etmendir. Bundan baka engeller de vardr, tam anlamyla teknik en
geller. ou hallerde aratrcnn olanaklar snrldr, rnein orijinal metne
el atamaz. Tabietler dnyann btn mzelerine dalm durumdadr. Bu
yzden de reprodksiyonlara bavurmak zorundadrlar. Yerinde hazrlanm
kopyalar ou kez okunur durumda deildir. lik kopyalar ya da fotoraf ok
gzel olabildikleri halde, daha sonrakiler ve bunlardan yaplm reprodksi
yonlar deerinden gittike kaybetmektedir.
Eskia antlarn ve yazlarn bilimsel incelemeye sunmak zere kopya
eden ressamlar ilk zamanlarda pek ok yanl davranlarda bulunmulard;

( 1 ) Efsanevi Girit Kral Minos'un labirentler halindeki saray.


(2) Gneybat Yunanistan'da liman kenti. Eski ad Navarin'dir.
74 C. W. CERAM

kiisel bir anlay resimlerine aktararak sanat bakmndan kusursuz olmak is


temiler, fakat bylece bilimsel adan kusurun tam gbeine dmlerdir.
Bereket fotorafn icadyla arkeoloji dnyas rahat bir soluk ald. " Kamerann
aldanmayan gz"nn her eyi aslnda naslsa aynen gsterebileceine inan
lyordu.
Burada fotoraflk sanatnn incelikleri zerinde duracak deiliz; yalnz
u kadarn syleyelim ki, hiyeroglifli bir mhrn atlyede fotorafn ekme
nin hi kukusuz bir gl yoktur.
Fakat bir aratrc, fotorafa aktarmak zere bir kaya yaztn nne gelin
ce i deiiverir. Gnei, glgeyi, uygun ayarlamak zorunluluu ortaya
kar. In uygun sanld an birden bir bulutuk havay karartverir.
Bir aratrcnn kendisi ve kameras iin elverili an yakalamas, kimi za
man gnlerce sryordu. Anm gitmi yaznn plastik zelliini gze batc
hale getirmek iin hangi gne nn en uygun olduunu reninceye kadar
aratrcnn saatlerce beklernesi gerekiyordu.
Gn olmutur, bir kaya yaztnn deiik zaman aralklaryla deiik koul
larda ekilmi birbirinden farkl yarm dzine fotoraf yaymlanmtr. Bun
lara dayanarak aratrclar, nemli kararlara ynelmilerdir. Sonra gnn bi
rinde yedinci ya da sekizinci kez ekilmi fotoraf gelmi ve daha ncekilerin
yanlln gsteren iaretler ortaya kvermitir.
Konumuzdan bu ekilde bir para uzaklamakla, bu nankr ve ok zahmetli
devi yklenen birisi karsa, bir zmleme almas iin baz ilerin ne kadar
nemli olduunu belirtmek istedik. Bu ilerin birincisi, belirli bir aratrma
alan iinde o zamana kadar ortaya km malzemenin toplanmasdr; ikincisi,
bunlarn sraya konmasdr; ncs de, btn olanaklarn seferber edilerek,
aslna tpatp uyacak nitelikte kopyalar elde etmeye zen gstermektir.
Hitit hiyeroglifleri iin bu grevi zerine alan 1 900 ylnda Alman Leopold
Messerschmidt ( 1 870- 1 9 1 1 ) oldu. Onun "Corpus inscriptionum Hettiticarum"
adl eseri 1 902 ve 1 906' d a iki e k blmle geniletilmi tir; bunlarda o gne ka
dar elde edilmi ne kadar hiyeroglif yazs varsa hepsi, hogrsz bir eleti
riyle bir kez daha gzden geirilmektedir.
Bu ie Hama Talar'nn 4 yaztyla balanmt, Messerschmidt'in Cor
pus'unda 1 00 tane metin vardr; kimi anttr, kimi tatandr, kimi kilden; uzu
nu, ksas ve iaretten yana fakiri vardr, sapasalam, krk dk vardr.
Baka eski dillerin zmlenmesinde baz aratrclarn yararland mal
zemeden ok daha fazlas bu koleksiyonlarda ilk kez bir araya getirilmitir; a
rtc bir olayd bu.
imdi artk yeni bilgiler kazanmak yolunda bir eyler yaplmas gerekmez
miydi?

BU TARHTEN birka yl nce bir aratrc zmleme sorununa el at


mt. Hemen krk yla yaklaan bir sre iinde baka hi kimse gerek verimli
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 75

olmak bakmndan, gerekse zihinleri altst etmek bakmndan onun kadar et


kili olamamtr. Bu aratrcnn ilk ve ayn zamanda nemli makalesi,
1 894'te yaymlanmt. Bu inceleme drt yl sonra kitap haline getirilerek "Hi
tit/er ve Ermeni/er" adyla kt. Onun hakknda, Friedrich gibi bu alanda yet
kin bir uzman 45 yl sonra yle konuuyor: "Makale, anlama konusunda
hayli savlar ortaya koyuyor; bu yazda zihin almasnn ardnda sakl yatan
eylerin hepsi zerinde bir kez daha dnmek hi de kolay deil. "
Byle olaanst bir zeka keskinliiyle yeni tezler ortaya atm bulunan
aratrc, Asurbilimci Peter Jensen'di ( 1 86 1 -936) . almas balbana bir
olaydr. Bunda zekice yorumlanm drtba marnur yanllar ile doru, se
kin, nemli bilgiler birbirine ylesine karmtr ki, kendisinden sonra gelen
btn aratrclar, almalarna Jensen'in hep yeni kalm eletirilerinden bi
riyle balamak zorunda kalmlardr. Ve onda yle zekice kurulmu yanllar
vardr ki, bunlar dorularndan ayrmak iin yllarca uramak gerekecektir.
Onun ok geni flolojik bilgilerle dolu dnce sistemini kabataslak izgilerle
anlatmak olana yoktur. Bu bakmdan biz burada yani ve bilgiyi yanstan
birka rnek vermekle yetineceiz.
Sz konusu hiyeroglifn doru anlamnn "ben . . . im " olduunu gsterdi,
bylece buna "ben konuuyorum " diye anlam veren Sayce' dzeltti. Sonra da
Sayce'n en doru keiflerinden birini ise dzelteyim derken bozdu: " Kral",
"ehir" ve "lke" ideogramlarn karmakark etti. tkisi arasnda fark grm
yordu, her ikisini de kral olarak okudu, dolaysyla da bu iareti iki defa kral,
yani byk kral diye yorumlad. Buna karlk - zellikle daha sonraki aratr
malar iin byk nemi bulunan - bir eyi, Karkam ehrinin adn doru
zmledi.
Bunlar kimi doru, kimi yanl zmlemeler izledi; derken sonunda a
lmasnn doruk noktasn belirleyen bir yargya vard: Hitit hiyerogliflerinin
Ermeni yazsyla akraba olduunu ne srd.
Bu teze kar karlacak en azndan bir dzine salam kant vardr. En
gls de ilk kez Friedrich tarafndan sylenmi alandr; Friedrich "Hitit
hiyerogliflerinin kullanlmas ile (M.S. 400 yllarnda) Ermeniler'in yaz kul
lanmas arasnda 1 000-1200 yllk bir boluun bulunduuna " dikkati ekmi-
ti.
Jensen'in davranlarnda garip olan bir ey de, yani dzeltmeye yana
mamasdr, hatta yanl grlerine daha da hrsla sarlm ve grlmemi bir
dikkafallkla tartmalara girierek bunlar savunmutur. Ancak ok sonralar
ilk grlerinin bazlarn dzeltmeye raz olmu, bu sefer de baka bir traji
komik ortaya koyarak, nceleri - Karkam gibi - doru okuduklarnn yan
lln ileri srmtr.
u da var ki . . . almalaryla esrar perdesinde trl delikler amt. Ve
Jensen'den bu yana, uzun sre stn deerde hibir yeni ey grlmedi.
* * *
C. W. CERAM

ZMLEME sorunuyla daha yakndan ilgilenmek isteyen okuyucular iin,


Jensen' e dayanarak 1 920 ylnn sonuna kadar geen zaman iinde bu konuyla
ugram aratrclarn adlarn vermek yerinde olur.
En nemli almalarn yaynlay sralarna gre bunlar: C. J. Bali, J. Me
nant, J. Campbell, F. E. Peiser, J. Halevy, C. R. Conder, L. Messerschmidt,
Fritz Hommel, A. Gleyse, R. Rusch, R. C. Thompson, A. E. Cowley, G. Artha
ud, Cari Frank'tr.
zerinde dolandklar yerin ne kadar kaygan oldugunu gstermek iin, bu
aratrclarn anlam verme iinde hibir zaman hibir noktada gr birligine
varamam olduklarn sylemek yeter sanrm.
Yine bunlarda grlen baka bir durum da, batan yanl hareket noktas
seip, bou bouna almalara girimeleridir. Nitekim Peiser'in bana gelen
byle bir olaydr: Bir Karkam metni zerinde zekice anlam vernelere girii
yor; ancak, satrlarn srasn batan yanl saptamtr.
Grleri arasndaki ztlklara da bir rnek verelim: Halevy, Hititler'in Se
mitik ulus oldugu kansndayd; Gleyse, hiyeroglifleri Fin-Ugur dillerinin
zelliklerine gre okumaya kalkmt; Cowley ise Kafkas dilidir, diye tuttur
mutu.
Bunlara ragmen 1 920 ylnn sonlarna kadar birka isim ( Tyana, Hmath,
Gurgum) dogru olarak okunmu ve bu ekilde daha sonraki okumalar iin
birka iaretin durumu saglam esaslara baglanmt. Bu arada konuya yabanc
olana ok nemsiz grnecek eyler iin fkeli tartmalara tutuulmutur.
Bu tartmalar, giderek kiisel atp tutmalara dnt. Kavgalarn hepsinde
aratrclarn g kaynag da dedigim dedik tutumlar ve bagnazlklar olmu
tur.
Bu konuda tipik rnek olarak 1 923-24 yllarnda Cari Frank ile Jensen'in
yaptg bilimsel ( ! ) polemigi gsterebiliriz.
Frank, "Mahut Hitit Hiyeroglif Yazlar " adnda yeni bir zmleme maka
lesini yaymlar. Bu incelerneyi Jensen, "Asurbilim Dergisi"nde eletirir. Bunun
zerine kaprlar.

Hitit mhrleri
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 77

Jensen, yeni diye Frank'n ne srd


zmleme yntemlerinin otuz yl n
cesi tarafndan kullanlm olduunu sap
taynca, byk bir fkeye kaplmtr.
Frank'n almasn satr satr didiklerne
ye koyuluyor: "Sonunda utantan kapkr
mz kesilerek kalemi bir yana frlatyor. "
Frank hemen "Hitit Hiyeroglif Yazlar
Ozerine lncelemeler"de cevab yaptr
yor: "Btn bu eyleri birbirinden ayrt et
meme fizik bakmndan gcm yetmez";
"yazlarn anialmasn salamak bak
mndan alma gerek anlamda herhangi
bir etkiden yoksundur, ne bir yerinde ileri
ye doru atlm byk bir adm vardr, ne
de dahiyane bir hamle".
Ve bu son cmleyi zel biimde bastr
mt. Hi kukusuz, ikisi de hem haklyd,
hem haksz! Haklyd, tekinin nemli
lki yazl mhr ve Tabama mhr
yanllar yaptn sylemek istiyorsa; hak-
szd, kendisinin hibir yanl yapmadn sylemek istiyorsa. Bylesine bir
bilginler kavgasn sadece yakk almaz bir i diye nitelemeye kalkan, yanl
bir yarg vermi olur. nk bu adamlar yklendikleri dev bakmndan saf
aklla ilikili bir i grmekteyseler de, gerek bir aratrc hayatna kendilerini
adayabilmeleri iin her eyden nce yreklerinin sesini dinlemek ve cokulara
kaplmak zorundadrlar; bu bakmdan cokun heyecanlarn -doal karlamak
gerekir.
Gerekten ok iddetli dnemler geirmi bu hesaplamadan sonra Hitit
hiyeroglifleri sorunu, aratrclarn ouna dokunuriarsa ellerini yakacak kz
gn bir demir gibi grnmeye balad.
.
Bylece yllar gelip geti; kimsede bir hamle grlmyordu. llk kprdan
ma 1 928'de halyan dilcisi Meriggi'de grld. Meriggi yeni yorumlarda bu
lundu. Onu 1930'dan itibaren yeni nesilden bir grup gen aratrc izledi.
Bunlar sorunu yeni batan kkten ele aldlar.
Gen aratrclar Ignace J, Gelb, Emil O. Forrer ve H elmuth Th. Bos
sert'ti; bir Amerikal, bir svireli, bir Alman.
Bu aratrclarn denemeleri hemen olaanst ilgi toplad, nk saylar
hayli kabark metinlerin okunmasnda aralarnda gr birliine varmlard;
bu da zmleme tarihinde ilk kez grlmekteydi. Ayn sonulara ilk varan
lar, Meriggi ile Bossert oldu. Hi beklemedikleri bir onaylama, Hititbilimin
eski ustas Friedrich Hrozny'den geldi. Yllarca sren bir susutan sonra bir
den sze karm ve ok iyi bildii ivi yazl Hitite'yle yapt karlatrma
dan genleri dorulayan sonular karmt.
C. W. CERAM

Hkmdarl "belirleyen " edikula, her kral adnn stnde aurur.


Buradaki, kral Tudhaliyas'a aittir.

O srada mutlu bir rastlant oldu, bu sayede yllardan beri srp giden al
malarn bir trl karanln datamad eyler birdenbire aydnla kavutu.
Alman arkeolou Kurt Bittel, Boazky'de, daha nce Winckler'in paha
biilmez deerde malzemeler elde ettii Hititler'in bakentinde 1 934 ylnda
kazya balam ve daha ilk hamlede 200 kadar "iki dilli metin " bulmutu.
Balang dneminin bir sr yanl okumasndan sonra, oktandr m
hrlere anlam verme iinden vazgeilmi bulunuyordu. lki yz "iki _dilli me
tin "in bulunmas, kllenmi hevesleri yeniden alevlendirdi, almalara ba
land.
Bittel ile Gterbock 1 936'da ilk kral adn okudular, daha nce bu adn
okunuu nice tartmalara konu olmutu. Bu seferki okunu, baka trl
okunmasna olanak vermeyen bir kesinlikteydi. Bu ad "Suppiluliuma" idi;
M.. 1 375'ten 1 335'e kadar egemen olmu Hitit kral. B unun mantksal de
vam baka bir sonuca da hemen varld.
Boazky'de Nianta denilen bir kayada, oktan beri bilinen hayli ypran
m byk bir hiyeroglif yazt vard. teden beri bunun Suppiluliuma'ya ait
olduu sanlmaktayd. imdi bunun byle olduunu kesinlikle tandamak
olana domutu. Burada kraln ad edikula denilen bir simgeyle "belirlen
mi" bulunuyordu - Benzeri belirlemeyi firavun adlarn evreleyen kar
tu'larda gryoruz . Ne var ki, bu edikula'nn hemen yannda baka ediku
la'lar da vard; yani, bir kral adnn yannda baka kral adlar.
O halde burada bir soy sop saylmas var demekti (btn Dou hkm
darlar yaztlarda atalarn saynay severler) . Buradaki soy sayma ise gbek
teye kadard.
Yaztta babann adyla dedenin babasnn adinn ayn, dede adnn baka
olduu grld.
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 79

fS

f7

e

"lki sr stnde tanrlar stunu ". Karatepe'de ilk byk keiftir. Drt yan Fenike
yazsyla kap/dr. Altn arayan gebeler devirdii iin yan hayli zedelenm itir.

Bu durumda yeni bir sorun ortaya kyordu: Suppiluliuma'nn atalar


arasnda ayn ad tayan iki kral, bunlarn arasnda hkmdarlk etmi, ad
baka bir kral m vard?
Evet, vard. Bunun byle olduu da oktandr biliniyordu, nk Hitit
krallarnn soy sras Boazky'n daha nce zmlenmi ivi yazl belgele
rinde defalarca grlmt. Bu metinlerden Suppilul l uma'nn babasnn Kral
III. Tudhaliyas ve dedesinin babasnn da II. Tudhaliyas olduu renilmiti.
Dedesinin ad ise bakayd: Hattusilis.
Bu adlar Nianta yaztndaki adiara tpatp uyuyordu. ncelenen baka
mhrler de bu okunuu dorulam ve salamlatrmt. Bylece sonunda
hiyeroglifle yazlm drt Hitit kralnn ad kesin biimde okunmu oluyordu.
Bu okunu, o gne kadar ift yazl metinlere bavurmadan zerinde all
m iaretierin doru okunmu olduunu da kantlyordu. lngiltere'nin, Al
manya'nn, Amerika'nn ve talya'nn alma odalarnda, sk sk kukulara
dlerek elli yldr srdrlen abalarn kesin zaferiydi bu! . . .
Bununla birlikte, burada yine de bir sralama yapmak gerei vardr, zira
ilerleme henz bulun tu mhrlerden elde edilmi olanlardan daha byk g
rnmyordu.
Bo C. W. CERAM

Mhr metinleri ok ksayd ve ou zaman da hayli silinmi ve paralara


ayrlm halde ele geiyordu. Ankara'da Alman profesr Gterbock, mhr
buluntularn okunmasna nemli katklar olduu halde, zmlenmenin ge
lecei konusunda karamsarlk gstermekteydi. Nitekim, Sayce da kadere bo
yun emicesine bir edayla yle yazmam myd? "Gerek anlamda kelime
zmlenmesi konusunda tm umudumu yitirdim; ans yzmijze glp, bize
biraz uzunca bir bilingue nasip etmezse, bu umutsuzluk srp gidecektir. "
Sorunu evresini kuatan sk allklardan ekip karabilmek iin Sayce'n
son kar yol olarak bel balad, gereklemesi olana ok uzak bir eydi,
ama gerekleiverdi. Aa yukar 70 yldr aratrclarn ryasn grdkleri
koskocaman bir bilingue, 1 946' da bulundu. lin garibi bunu bulan, hi kimse
nin byle bir eyi kendisinden ummad bir adam oldu. O da Gterbock gi
bi mhrler zerinde alyordu, ama onun gibi karamsar deildi, aksine Hi
tit hiyeroglif yazsnn gnn birinde uzun bilingue olmadan da zmlenece
ine inancn defalarca belirtmiti.
Bu adam Alman profesr Helmuth Th. Bossert'ti ve ancak o, bu byk
bilingue'yi bulabilirdi; nk 1 933 gznde Ankara'da Trkiye'nin Milli Ei
tim Bakan tarafndan kabul edildiinde, bir sre iin profesr olarak lstan
bul'a gelip gelemeyecei kendisine sorulmu, o da uzun boylu dnmeden
hemen cevabn vermiti:
"Ah, evet, tabii, niin gelmeyeyim?"
III

EGEMENLGN SlRRI
BRNC BLM

Hattusas Krallar

MD ARTIK HlTT TARHNN ksa bir zetini vermek zamandr, ancak


daha nce tarih yazmann ne olduu zerinde biraz durmamz gerekir. Bilim
adamlar 19 ve 20. yzyllarda tarihe el attlar ve bylece tarih, bir bilim niteli
i kazand.
Tarih yaznada bulunan tek bilimsel e, 1 9. yzylda gerekletirilmi
olan kaynak eletirisidir; bu da eldeki kaynan - kronik, rapor, ferman, bel
ge, mektup, gemiten iletilmi her eit sylentinin - doruluk bakmndan
salam olup olmadnn en modern olanaklarla (ada bilimin btn verile
rinden yararlanarak) titizce aratrlmasdr. O halde dorudan doruya ger
eklik, kken salaml ve belgenin deeriyle ilikili deerlendirme sz konu
sudur. Yani, bir ayklama yaplacaktr; seilip kabul edilmesi, eskiden de, im
di de tek tek tarih yazarnn anlayna kalm, onun kiiliine ve belirli bir ta
rih kesintisini yanstan ann ruhuna bal bir ayklama.
Kaynak eletirisine dayal bak asnn gzel bir formln, Alman tarih
isi Leopold von Ranke'nin ( 1 795- 1 886) "1494- 1514 Arasnda Roman ve Cer
men Uluslarnn Tarihi" adl eserinin nsznde buluyoruz:
"Tarihin grevi, gemii yarglamak, ada dnyaya gelecek yllarda yarar
lanmas iin ibret dersi vermektir; bylesine yksek grevleri gnmzn bilgisi
zerine alamyor, sadece neyin gerekte nasl olduunu gstermek istiyor. "
"Gerekte nasl olduu . . " Bu szde ancak doa bilimlerinin stnlk ka
.

zanma anda oluabilecek cinsten felsefi bir kan kendini gstermektedir.


Gemi uluslarn oluumu ve kayboluunu, tpk kimyasal bir iliki gibi bir
ka cevherden yeniden varyapm haline getirme inancn yanstmaktadr.
Bu cmleyi lek yapacak olursak, dnyann btn nl tarih eserlerini
buna gre deerlendirmemiz gerekecektir. O zaman da hepsini bir kenara at
mak zorunda kalacaz. Oysa, bunlarn byk tarih eserleri olduuna ou
muzun inanc tamdr. Aslnda bu eserler herhangi bir niversite rencisinin
tek tek parmak basabilecei ynla yanllarla doludur. H erodot'u ele alalm;
ona "tarihin babas" deniliyordu, aslnda ''yalan babas" dememiz gerekir.
Thukydides, Tacitus da yle; hele Sueton'un tarihsel olay yazar olarak kazan
d sadece kt bir n deil midir? Doru tarih aniatcs diye tannan Frois
sart, deerini yitiriverdi; hatta Voltaire ile Edward Gibbon'un bile durumlar
C. W. CERAM

sa@am deil. Daha sonraki dnemlerde tarih yazmlardan Herder, Carlyle,


Nietzsche'den Spengler ve Toynbee'ye kadar nice gzpek kalemden hi sz
etmemek daha iyi ! . . .
Zaten Oswald Spengler de ( 1 880- 1 9 3 6 ) : "Tarih yazmak, yaratc bir yazma
eylemidir" demekle Ranke'nin dncesine ters den bir gr asn dile ge
tiriyor, tarihiyi bir bilim adam olarak deil de bir yarumcu olarak tanmlyor.
Daha derinlemesine, fakat anafikir bakmndan benzeri bir gr, Hallan
dal tarih aratrcs Johan Huizinga'ya ( 1 872- 1 945) aittir:
"Tarih, manevi bir biimdir, bir kltr, kendi gemiinin hesabn bunun
iinde verir. "
Bu tanmlamalar srdrrsek tarih felsefesinin iine dalar, kitabmzn
konusundan uzaklam oluruz.
Onun iin biz yine Hititler'e dnelim ve eldeki verilere gre tarihlerine bir
gz atalm:
M.O. 2. binylda Kkasya'da cereyan etmi tarihsel olaylar, zellikle Hi
tit ulusuyla ilgili olanlar, ne Ranke'nin yntemiyle ne de Spengler'in dn
cesine gre anlatmak olana yoktur. Geri aratrclarn bulduu belgesel
malzeme ok byktr, ama boluklar da ayn lde byktr. imdilik ta
rihiye sunulanlar, ancak Hitit ulusunun savalarnn tarihiyle krallarnn ta
rihinin yazlmas olanan sa@ayabiliyor. Bu konuda ynla orijinal belge
vardr. Ama ya kltr tarihi?
1 9 . yzyldan bu yana gemii deerlendirmekte tarihin vazgeilmez par
as olan kltr tarihinin Hititler'le ilgili blmn yazmak, g bir sorun
halinde karmza kyor. Bunun yazlmas, ancak iinde (yasa, anlama, fer
man gibi) zel sorunlarn sz konusu edildii kil tablet metinlerio elverdii
lde olacak; bunlardan din, hukuk, sanat ve trenin anlalmas yoluna gi
dilebilecektir.
Eski kltrler bu dalarnhal yolda, bir dereceye kadar kendilerini belirle
yecek belgeler brakmtr. Hititler'de ise, durum aksinedir. Byk glklerle
karlalmaktadr, nk imdilik hibir yerde bu ulusa zg organik bir geli
im, tek anlaml bir stil ya da herhangi bir karakter grlmemektedir. Byle
olduu halde bu olgularn yrekli bir tarihi iin yine de ok byk nemi
vardr. Bunun byle olduunu daha sonraki blmde gstermeye alacaz.
1 834'te Texier, Boazky harabeleri grm, Hattusas' tanmt (bu b
lmde tarih sz konusu olduundan, artk hep tarihsel adlar kullanacaz) ;
1 907'de Winckler, Hattusas'n Hitit mparatorluu'nun bakenti olduunu
tantlamt.
Hitit aratrmalar Hattusas harabelerinde balad. Tarih, lsa'dan 1 900 yl
sonray gsteriyordu; kil tabietlerio okunmasndan anlald ki, imparatorlu
un douu da Hattusas'da olmutur. Tarih, lsa'dan 1 900 yl nceyi gsteri
yordu.
O halde Hatti tarihini anlatmaya Hattusas'tan balamamz doaldr.
Bu balangc ise bir lanet simgeliyor! . . .
TANRlLARlN VATANI ANADOLU ss

* * *

"KENT! frtnal bir gecede aldm, ancak burada elime geen sadece yaban
otlar oldu. Benden sonra kral olacaklardan her kim, Hattusas ' yeniden canlan
drrsa, onu gklerin frtna tanrsna havale ettim. "
Kk Hattusas kalesinin beyini yenip kenti yerle bir eden Kussara Kral
Anttas'n bir tabietinde byle yazl. Bu lanet, eski Hitit dilinde uzun bir tap
nak yazsnn iinde bir paradr.
Ne var ki, aldr eden olmam bu lanete; M.. 1 800'lerde Hattusas, eski
sinden daha byk ve daha gzel olarak yeniden kurulmu.
O zamanlar Kkasya, Suriye ve Mezopotamya'da uluslarn nasl dalga
lanmalar meydana getirdikleri konusunda bilgimiz ok az. Sargon'un impara
torluu (M.. 2300 yllar) yklal hayli zaman olmutur; Asurlar'n K
kasya'ya sokulmalar giderek glennektedir (balca yerleme merkezleri
Kltepe'dir) ; ehirdevletler ve kk krallklar birbirleriyle sonu gelmez sava
lar srdrmekte, sava ortaklklar yaplmakta, arada srada ksa mrl ant
lamalar ortaya kmakta, ama asla srekli, gl ve siyasal bakmdan etkili
bi byk g oluamamaktadr.
Bu durum, Hititler kuzeyden akp gelince birden deiiveriyor. Hititler,
kuzeydoudan m gelmilerdi, yoksa kuzeybatdan m? Bunu henz kesin ola
rak renemedirniz gibi, geldikleri zaman asl adlarnn ne olduunu da bil
miyoruz. Fakat bildiimiz bir ey varsa, bunlarn Hint-Avrupa kkenli bir
ulus olduklardr.
Kukusuz birka bin kiiden fazla deildiler, fakat burann yerli halk Pro
ta-Hattiler'den daha gelimi ve daha becerikli olduklar hemen anlalyor.
Meydana ktklar andan itibaren siyasal ynetim ile askeri g arasnda ok
ender dengesizlik gsteriyorlar. Baka bir deyile, ylesine gl oluyorlar ki,
yayimalarna kar kmay kimse gze alamyor. Ayrca siyasal adan byk
yetenek sahibi olduklar da besbelli. yle ki, ineyip getikleri uluslar kle
yapmyorlar, aksine onlar bir sadakat ilikisi iinde eritmeyi baaryorlar.
Gariptir, ilk Hitit krallar soylarn Kussara hanedanna dayandrmaya
nem vermiler, atalar olarak da Hattusas' ykm ve buray yeniden kurma
ya kalkacak olan lanetlemi bulunan Kral Anittas' benimsemilerdir. Dev
letin kuruluundan 1 50 yl kadar sonra bir hkmdar, fermanlarnn birinde,
lke apnda giritii yeni eylemlerin zorunluluunu aklamak iin tarihsel
bir giri yapmam olsayd, bugn Hititler'in ilk gerek krallar hakknda pek
az ey bilecektik. Bu hkmdar Telipinus'tu ve devletin babalar olarak fer
mannda hkmdarn adn veriyordu:
Labarnas, I. Hattusilis, I. Mursilis.
Labarnas ad daha sonra kral'la eit anlam kazanyor - tpk Sezar, Kayzer,
ar gibi. Bunlardan ncekiler, I. Tudhaliyas ile Pusarrumas, tarihncesinin
sisleri altnda kaybolmu gibidirler, egemenlik tarihleri kesin olarak bilinmi
yor. Bilgiler yetersiz de olsa Hitit devletinin kurucusu olarak Labarnas' kabul
ediyoruz.
86 C . W. CERAM

"Ve lke ok kkt . . . Ne yana sefer asa, hemen gl ordusuyla dman


bir lke yolunu kesiyordu. " Buna ramen Labarnas, ehir devletleri ve kk
krallklar daha byk yeni bir siyasal birlik iinde toplamay baaryor, snr
larn batya doru geniletiyor, etki alann kuzeye ve gneye yayyor, belki
de denizlere kadar uzanyor.
Baz kaynaklar ilk kez onun, kendi soyundan geleceklere bir lde tahta
kmak gvencesi salayacak biimde krallk tresi kurduunu bildiriyor. Bu
gvence, kraln yerine geecek olan atamas hakkyd.
Bu bakmdan olu I. Hattusilis ( 1 650- 1 620), kendisinden sonra tahta ka
bilmi ve baz hamleler yapmasna elverili bir siyasal ortam bulabilmitir.
Gney snrnda bir tampon devlet yaratabilmek iin Halep stne yryor.
Fakat dman nnde deil, ardnda, kendi sarayndadr. Halep seferinden
hasta bir adam olarak dnnce, ayn zamanda siyasal vasiyetnamesi de diye
bileceimiz ve ilka dnya edebiyatnda eine ender rastlanr dzeyde kiisel
ikayetnamesini yazdryor.
Bu son szlerinde iirsel nitelikte bir yakn vardr:
"Byk Kral Labarnas, kurultaya ve soyluZara yle seslendi:
Bundan byle ben hasta biriyim artk. Sizlere 'tahta ksn ' diye gen Labar
nas' takdim ettiim zaman, onu olum bilmi, kucaklam, yceltmi, hatta
martmtm. Ama bu delikanlnn hastalm srasnda yle davranlar oldu ki,
anlatlr gibi deil.
Ne gznden ya geldi ne de en ufak bir acma belirtisi gsterdi.
Souk ve kat yrekliydi.
O zaman ben, kral, kendisini son bir kez daha snamak istedim ve hasta ya
tama arttm.
Byle bir durumda bir yeenin bile z oulmu gibi yaknlk gstermesi gerek
mez mi? Ama ne gezer! Delikanl, kraln szne aldr bile etmedi.
Ama anasnn szlerini, o ylann szlerini can kulayla dinliyordu.
Zaman zaman kardeleriyle hemireleri de ona kt laflar tayp duruyor
lard. Ben kral, bunlarn hepsini rendim.
Madem ki yle, o halde die di dedim.
Artk bu i bitsin! O benim olum deil artk! Bu sefer de anas bir inek gibi
barmaya balad:
'Vay benim tosunumun bana gelenler! Mahvettin bizi, anlald, niyetin
onu ldrmek senin!'
Peki ama, ben kral, ona hi ktlk yapm mydm? Onu rahiplie ykselten
ben deil miyim?
Hep onun iyiliini istemitim, hep buna gre yol gstermitim. Fakat o hibir
zaman kraln dileklerine karlk vermedi.
Sadece hep kendi isteklerini kollad; byle yalnzca kendini dnen biri,
Hattusas' sevebilir mi?"
Kral lmek zereyken, yerine gemesi iin hemen baka birini nerir ve
yeteneksiz bulduu olunun yerine tarunu Mursilis'i aday gsterir. Daha n-
TANRlLARlN VATANI ANAD OLU

ce de asl oluyla kzn cezalandrmay unutmaz, gelirlerini azaltr, belirli bir


yerde oturmak zere srgne yollar. Sonra da bir prensin doru eitimi ze
rine grlerini sralar. Yeni seilen halefine tler verir. Istedikleri unlar
dr: Srekli sarayn iinde yaayacaksn, ama yine de hep alakgnll davra
nacaksn, yiyecein ekmek, iecein su olmal, arap imeyi ancak ok yalan
dn zaman dneceksin; "o zaman i iebildiin kadar!"
M.O. 1 620 yllarna ait bu ikayetname ve vasiyetname karm yaz, eski
a biliminin bir muammasdr. Dildeki bu duruluk, yaknla yol gsterici
tlerin, hikaye ile diyaloun byk bir sanat gcyle kaynatrlmas yle
birdenbire domu olabilir mi?
Ne yazk ki, bu dorultuda baka bir rnek yok. Hattusilis'in bu vasiyetna
mesi, kanmzca bir edebi gelimenin doruk noktasn yanstr. Fakat bugne
kadar Hitit Imparatorluu iinde edebi gelimeyi gsterecek kantlar ele ge
memitir.
Hitit kltrnn en yeni yorumcusu, Alman aratrc Dr. Margarete Ri
emschneider bu vasiyetnarneyi bir hkmdar bilesi olarak niteliyor; yani,
devlet karna siyasal amalarla yazldn ileri sryor. Insan zellikle kii
sel planda tutulmu son cmleleri okuyunca, bu tez pek inandrc gzk
myor. Sonra byle bir tez, olsa olsa ancak vasiyetnamenin dou nedenini
aklar, ama onun biim bakmndan eritii yksek edebi dzeyi aklaya
maz.

VASlYETNAMEDE de yazld gibi, I. Hattusilis'in son eylemlerinden biri,


gvenini kaybeden byk olu yerine Mursilis'i tahta aday gstermesi olmu
tur. Bu aday, I. Mursilis adyla tahta kt ve M.O. 1 620- 1 590 yllar arasnda
hkmdarlk etti. Salam balardan yoksun ehir devletler federasyonunu ye
niden rgtleyerek Hitit Imparatorluu'nun asl kurucusu oldu. Bylece fira
vunlar imparatorluunun kuzeydousunda, Mezopotamya Imparatorlu
u'nun kuzeybatsnda ilk kez Dou'nun nc byk siyasal gc ortaya
kt.
Gneydouya byk bir sefer ap, manevi babasnn baaramacln ba
aryor. Halep'i ele geirdii gibi, Babil zerine yryerek buray da fethedi
yor. Bylece, Hatt adn herkesin korktuu bir sz haline getiriyor. Ama, bu
sefer, tpk Byk skender'in Hindistan', Alman imparatorunun talya'y ve
Kuds', lsve Kral XII. Karl'n ve Napolyon'un Rusya'y fethe kalkmas gi
bi hem kahramanca, hem de aklszca bir hareketti; nk H attusas'tan 2000
kilometre uzaktaki Babil'i elinde tutamayaca besbelliydi, nerede kald im
paratorluuna katmas? . . .
1 5 90'da, yurduna dndkten ksa bir sre sonra enitesi tarafndan ld
rld. Bu tarih Hitit tarihindeki ender salam noktalardan biridir; ilk Babil
hanedannn ykl hakknda Babil kaynaklarnn verdii bilgiye tpatp uy
maktadr.
88 C. W. CERAM

Ondan sonra tahta km Hantilis, Zidantas, Ammunas, Huzziyas gibi


kulaga yabanc gelen adlarn etrafnda sadece saray entrikalar, kansoylular ve
rahiplerin kralla yaptklar iktidar kavgalar vardr; byk ngiliz yazar
Shakespeare'in ilk tiyatro eserlerini yazmasndan bin yl nce buralarda da
ne H amlet'ler, Macbeth'ler, III. Richard'lar yaam, ne trajediler oynanm
tr.
Tahta kmay tayin eden etmen, artk baba ve karde katilligi olmutur;
siyasal hayat ise ikbal dkn dullar, iktidar hastas prensler, ya kk h
kmdarlarn arkasnda dolaplar eviren kral naipleri dzenlemektedir. Krall
gm gelecek iin duraksamalar uyandran bylesine bir dneminde kurtulu
aresi ancak hkmdarlk haklarn ve tahta kmay saglam ilkelere baglaya
cak bir dzenin kurulmasyd.
Byle bir giriim iin zorunlu sekin anlay ve beceriyi gsteren, bu saye
de yeni bir dzen kurmay baaran Telipinus oldu. Onun gerekletirdigi ti
pik bir meruti monariydi. Hanedann erkekler iin srayla tahta kmak g
vencesi saglanmt, ama yarg hakk soylular meclisine braklmt. Bu hak
gerektiginde kral bile yarglayacak derecede geniti. Eger hanedandan biri l
drlr ve bu cinayette kraln parmag oldugu phesi belirirse, kendisine
uyarda bulunabiliyor; eger cinayeti onun ilettigi kantlanrsa kral hakknda
lm cezas verebiliyordu.
Telipinus, kral haklarna geerlilik saglama gcn elde edince, hkmdar
saraynda ylesine saglam bir dzen gerekletirdi ki, krala kar meclisin ola
naklar azald, ancak apak bir cinayet olaynda yetkisini kullanabilir hale gel
di.
te yandan Hitit krallk kavramnn, dogu lkelerinde ok yaygn ve hatta
baz Hint-Avrupa uluslarnda bile grlen tanrya benzerlik, ya da tanry yer
yznde temsil etme gibi gelerden uzak oluu da baka bir ilgin zelliktir.
Avrupa tarihinde ancak ok sonralar kurulabilecek gerek meruti krallk
sisteminin, Hititler'de grlen bu ilk biimi hukuk aratrmas bakmndan
ayr bir deger tamaktadr.
Hitit yasalarnn ilk kez bu dnemde yazl metinler haline getirilmi ol
masna hi amamak gerekir. Byk bir ihtimalle bunu yaptran da Telipi
nus'tur.
Kukusuz bu yasalar eski derlernelere dayanmaktayd; Babil ve Asur yasa
larndan da yararlanlmt, ancak genel yaps bakmndan - her eyden nce
de ceza lsndeki sua gre degiken yumuaklk bakmndan - Dogu lke
lerinin btn hukuk kitaplarndan yle farkl ve yle yeni hukuk dncele
riyle doludur ki, hakl bir hayranlk uyandrmaktadr.
Fakat ne yazk, Telipinus'un bu yeni yasalar nasl gerekletirdigi konu
sunda pek az bilgiye sahibiz. Bununla ilgili aratrmalar, yllarca teoriler pe
inde koarak olumlu bir sonuca varamamtr; bunun da kkeninde Hitit
ler'in tarihinde hibir bilimsel disiplinin birikim oluturamam olmas gibi
yanl bir anlama yatar.
TANRI LARIN VATAN! ANADOLU

On sekiz yl cesine kadar Eskiag aratrclar, Telipinus'u M.. 1 620-


1 600 yllar arasna yerletirmekteydiler. svireli Forrer, bu tarihi otuz yl da
ha geriye M.. 1 650'ye kaydrd. Bundan sonra ilk bilgiler ancak 1 4 30'larda
balyor. Yani, arada uzun bir ara, bir gedik var; hibir belgenin, hibir yaz
nn, hibir arkeolojik kalntnn bulunmadg, sanki hibir ey olmameasma
gemi iki yzyllk bir zaman yargdr bu. yle ki, diger uluslarn tarihine
andnn (analoji) yoluyla, ya da ezaman paralelligi yoluyla tarihsel hayat ay
dnlatmak imkan bulunamyor.
Nitekim Winckler'den sonra Boazky'de kazlar yapan Kurt Bittel,
1 937'de "Hitit Krallar Cetveli" adl eserinde 1 600- 1 400 arasnda bu iki yzyl
lk sreyi "doldurulamayan boluk" olarak niteliyor. Sekin bir Hititbilimci
olan Albrecht Gtze de, ayn zaman yarg karsnda aknlgn saklamyor,
fakat pek yaknda bu esrarn zlecegine olan inancn da belirtiyor.
"imdilik" diyor; "bu durumun Hurri egemenliinin en yksek noktasna
erierek Mitanni Imparatorluu 'na dnmesiyle ilikili olabileceini syleyebili
riz. Kaynaklarn yeniden bilgi vermeye balamas, ancak 1 430'larda grlyor;
bu arada sadece taraya ait nemsiz ilerden sz eden belgelerin bulunduu bir
dnem vardr. "

BYLE bir ey olabilir mi?


Byk bir imparatorlugun srekli geliimi iinde, iki yzyl sreyle "sade
ce taraya ait nemsiz olaylar" dizisi yer alabilir mi?
Szgelimi, Avrupa tarihinde benzeri bir dnemi, 1 500- 1 700 yllar arasn
kaldrverdigimizi dnelim, Ortaag ile Yeniag arasndaki ba@ant hemen
kopacak, bu iki ag birbirinden ayr iki kltr gibi grnecektir. nk tarih
ten Amerika'nn kefini, spanya'nn byk gcn, Portekiz'in yedi denize
yaylm egemenligini, Barok an, her blgede derin etkiler yapm reform
hareketini sildigimizde, Giordano Bruno, Galileo Galilei, Tycho Brahe, Jo
hannes Kepler sayesinde modern doga bilimlerinin kurulmasn; Thomas
Hobbes, Spinoza, Leibnitz'le oluan eletirisel felsefeyi; Shakespeare, Moliere
ve Calderon de la Barca ile dogmu moden tiyatroyu da silmi oluruz.
Tarih bilgisinin V. Karl'da1 birden kesilip, ancak Prusya Kral Byk Fri
edrich'te yeniden baladg, bu iki yzyllk zamann ierigini kestirmeye kalk
mak ise dogrusu ok g bir grev olurdu.
lte Hititbilimciler de bylesine bir grevle kar karya bulunduklar ka
nsndaydlar. Sanki bu ikiyzyl Onasya insanlgnn stne birdenbire k
m karanlk bir geceydi. Byle bir izlenirnin uyanmas, ok ataka varsaym
larn ortaya atlmasna olanak verdi.
Fakat, bu varsaymlarn hepsi yanlt.
Eksik sanlan bu iki yzyln esrarnn zldg gnmzde, bu zm

( 1 ) 1 5 1 9- 1 556 arasnda Kutsal Roma-German lmparatoru. Trkiye'de arlken diye tannr.


90 C. W. CERAM

salayan anahtar bulmann aslnda ne kadar basit oldugunu sylemesi kol


Ama yine de u soruyu sorabiliriz: Nasl olmutu da bunca zamandr zer
de allm Onasya kronolojisini bir eletiri szgecinden geirmek kimse
aklna gelmemiti? Yani iki yzyln byle bir anda tarihten silinmesinde
mantkszlk olabilecegini niin kimse sezmemiti? Dolaysyla o gne ka1
zerinde allan tarihierin toptan yanl olabilecegini dnecek hi deg
bir iki kii niye kmamt? Hem bu konuda sadece kuku gsterilmesi l
yeterdi, hemen kantlamak zorunlulugu da yoktu.
Bu sorunu yanl anlarnalara yol amadan aklamak iin, kronoloji ko
sunda ksa bir arasz yapmamz gerekiyor.
KNC BLM

Tarihleri Saptama Bilimi

BABAMlZ, BYKBABAMIZ ve onun babasyla, yani kendi soyumuzla ilgili


bilgiler gemie ynelik en dogal, en kestirme ve de en ilkel zaman hesapla
masn saglar.
llkel toplumlarda zaman hesaplamas birtakm doga olaylarnn hatrlan
masna dayanlarak yaplr. Bugn bile basit kyllerin zaman hala "ktlk k
ylnda", "byk su takm ylnda" diye hesapladklarn duyarz.
Bir toplumda gerek anlamda zaman hesaplama yntemleri ne kadar er
ken uygulanmaya balamsa, bu olay genellikle degilse bile ogu kez o toplu
mun yksek kltr dzeyine gemesinin belirtisi saylr. Egon Friedell, bilim
sel olmadg halde bilimi byk apta etkilemi kltr tarihi zerine kitaplar
nn birinde yle diyor: "Insann en byk zlemi, srekli ryas, kronolojiyi
dnyaya getirmektir. Zaman bir defa grlebilir, llebilir, hesaplanabilir e
matik hale getirelim; iimizde hemen onun bize ait olduu, ona egemen olduu
muz kans doacaktr. "
Bir yllk zaman kesitinin dikkatle gzlemlenmesi, genellikle daha sonraki
dogru astronomik zaman belirlenmeleri iin k noktas olmu ve hayata yn
veren nemde bir i saylmtr? (bu gzleme iten neden, Msr'da Nil'in bere
keti, Babil' de ise rmaklarn ykc taknlardr) . Orta Amerika Maya kltrn
de yllk zaman kesitinin daha uzun saptanmas, halkn tm hayatn astrono
mik olgularn boyundurugu altna iten bir takvim zorbalgn dogurmutur.
Bir baka garip durum da Grek kltrnde kendini gsterir. Grekler,
olimpiyatlarn belirli zamanlarda yaplmasnn dnda, saglkl bir zaman
kavramndan yoksundular. Tarih bilincinine sahip degildiler; durumun ge
rektirdigi biimde yl belirtmeyi hep ihmal ederlerdi. Bu yzden de tarihsel
olaylar ve kiiler zamann ak iinde birbirine karr. Bunu "tarihin babas"
diye adlandrlan Herodot'ta rahata grebiliriz.
Oswald Spengler yle diyor:
"Biz Bat Avrupa kltrnn insanlar, sahip bulunduumuz tarih gry
le bir istisnayz; her yerde grlen bir durumu yanstmamaktayz. Dnya tarihi
'bizim' dnya tasvirimizdir, insanln deil. "
Bu szle bir genelierne yapyor, ama szgelii, eski Babilliler'in astronomik
zaman belirleme yntemlerini ok gelitirdikleri halde, bunu asla tarihsel
92 C. W. CERAM

amalara ynelternediklerini, dolaysyla gerek anlarnda doru, yani zaman


leine dayanan bir tarih yazrnna gidemediklerini dnrsek, bu sze hak
vermemiz gerekir.
Gen bir insan gnn birinde ilk kez eski tarih incelemelerine ynelince,
modern tarihinin binlerce yl geride kalm olaylarn yln saptamada gs
terdii gvence karsnda korkuyla rperecei an ok abuk gelir.
ncelemesini srdrnce tarihsel kaynaklara yaklar ve bu kaynaklarn
daha doular srasnda ne kadar ksr, karmak ve hatta uydurmalada dolu
olduunu grnce, bu korkusu oalr; hele bunlarn zamann kernirrnesiyle,
ya da insanlarn dncesizce davranlaryla yar yarya yok olarak, ancak
para para ele geirildiklerini fark edince bu korku daha da artar.
nceleme uzadka bir sorun daha ortaya kar; bir yandan eski kltrlerin
yksek dzeyde organik bir gelime gstermi olduklarn benliinde derinle
rnesine sezerken, te yandan yllar saptamann gemiine gz gezdirdiinde
ortaya kan rakarn iskeleti karsnda urnutsuzlukla duralar ve bu iskeletn
sadece eci bc, blk prk varlklar kapsacln anlar. O zaman da her
eit tarihsel yldan kukulanmaya balar.
Yine szgelii, aa yukar yz yl srm Msr tarihiyle ilgili aratrmalar
srasnda (lkede birlik salayp firavunlar imparatorluunu gerekletiren
Kral Menes'in kurduu) , birinci hanedann balang tarihi, ilkin M.. 5867
olarak saptand halde, zamanla M.. 2900 ylna kaydrlrntr. Fakat, bu
tarih de henz tam bir kesinlikte deildir.
Burada bize kronoloji zerine konuma imkan salayan, eksik iki yzyl
olay da yl saptarna iinde gvenceyi sarsacak nitelikte deil midir?
Hele incelernelerirnizde bir basamak daha kar da, aratrclarn yl sapta
mada "muhtemel" ile "gvenilir"i ok iyi ayrt ettiklerini anlar ve eski tarihin
yllar iskeletine dayanlarak bugn hemen hemen kusursuz (yani, gvenilir)
bir ornurgann varyaprnna (rekonstrksiyonuna) gidilebildiini renirsek,
bu tarihsel dedektif almas karsnda hayranlkla kark rpertirniz geri
gelir.
Tpk arkeolajik aratrnn ilkin rneydanda duranlardan ie balayp, gide
rek yeryznn daha derinliklerindeki kltr tabakaianna el atmas gibi, ta
rihi de nce apak yazl belgelerden hareketle yava yava daha karanlk
gemii yoklamaya koyulrnutur.
Grek, Pers ya da Ge-Msr olaylaryla dorudan doruya ilikili grnen
yerlerde, bizim Hristiyan zaman hesaplamasna gre geriye doru bir krono
loji yapma imkan abuk elde edilmitir.
Bugn M.. 1. binyln en nemli olaylar iin yl saymn gvenilir nite
likte gerekletirdiirnizi syleyecek dururndayz. Ancak, gemie doru ne
kadar geri gidersek, bilinen olaylarla ilikiler de o derecede verirnsizleir, kay
naklarn kendisi de ayn derecede seyrekleir ve daha da kts, belirsizleir.
Kronikler efsaneleir, haberler destanlar, krallar ise tanrlar. Modern
aratr 2. binyl iin olaylarn yln (rnek; krallarn egemenlik srelerini) on
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 93

yl farkla hesaplayabilmektedir. Bu fark, 3. binyl iin yl hesaplamasna gei


lince yz yl farka kadar kmaktadr.
Bu konuda ilk dayanak noktalar - ivi yazsnn zmlenmesinden sonra
elbette - kral listeleri, yl ve isimli yl listeleri, kronikler ve kral yazlardr.
Kral listeleri, krallarn egemenlik sreleri hakknda bilgiler verir. Onas
ya'da bulunan bu eit listelerin en eskisi 20,5 cm. apnda drt ke bir blok
halindedir, stnde dnyann yaratl ile tufan arasnda egemen olmu en
eski krallarn adlar yazldr. Bu liste tarih agna, yani 2. binyln snrna ka
dar uzanmaktadr.
Bilim evrelerinde "Eski Babil Kral Listesi WB 444 " adyla tannan bu liste
nin A ve B ad verilen, stnde Asur krallarnn adlar yazl baka iki listeyle
baglants vardr. 1 932-33'te Horsabad'ta bulundu. Ayrca tek tek hanedanla
rn paralar halinde birka listesi de vardr ve 1 . binyla kadar, yani baka kay
naklardan zengin bilgi derlenebildigi, dolaysyla kesin yl saptamalarnn ar
tk saglanabildigi bir zamana kadar uzanmaktadr.
Hkmdarlarn listeleri kesiklikler gstermesine ragmen yine de olduka
elverili bir ak gsterir; egemenlik srelerini rakam olarak bildirdigi gibi, ba
zen nemli bir olayn ksaca aniatlmasyla da birliktedir. Bu da verimli bir ta
nklk demektir.
Byle listelerde kusurun nerede bulunduunu anlamak iin, bunlarn par
alarna yle bir gz atmak uygun olacaktr. Szgelii, "WB 444" tufandan
nceki krallarla yle balar:
Krallk gkten aa inince,
Eridu'da krallk balad
Eridu'da Alulim kral oldu,
28800 yl srd egemenlii,
Alalgar 36000 yl krallk yapt.
Arkasndan iki kral daha geldi,
Bunlar da 64800 yl egemen oldular.
Eridu ykld,
Krallk Bad-tibira'ya geti.
Bad-tibira'da En-men-lu-anna
43200 yl krallk yapt.
En-men-gal-anna ise 28800 yl.
Tanr Dumzi' oban kraln egemenlii de 36000 yl srd.
Yaz bu biimde devam edip gider.
Babil krallar B listesi de yle balar:
Kral Surnu-Abi 15 yl
Surnu-la-il 35 yl
Onun olu Sabu 14 yl
Onun olu Apil-Sin 18 yl
Onun olu Sin-muballit 30 yl
94 C . W. CERAM

Onun olu Hamurabi 55 yl


Onun olu Samsu-iluna 35 yl
Ve byle srp gider.
Tufan'dan nceki krallarn ok acayip egemenlik srelerini burada tarta
cak deiliz. Listenin bu blm imdiik hibir tarihsel deer tamyorsa da,
bu hi de arkeolajik almalar sonucu gnn birinde bu krallarn hi deilse
yaam olduklarnn saptanmayaca demek deildir; herhalde o zaman ege
menlik sreleri hi de bu biimde olmayacaktr.
br listede egemenlik sreleri akla yatkn niteliktedir. Ancak krallarn sa
dece egemenlik srasn ve srelerini vermektedir. Fakat bu, tarihsel dayanak

noktas olmayan bir sralamadr.


Aklayalm:
B kral listesinden Sumu-la-il'in, tahtnda sadece 1 5 yl kalm Kral Surnu
Abi'den sonra, 35 yl hkmdarlk ettiini anlyoruz. Fakat Surnu-la-il'in ne
zaman hkmdar olduunu renemiyoruz.
Bu bakmdan liste yeterince yararl alamyor.
stelik bu sralama da pek gvenilir nitelikte deildir. Zira, Babilli liste ya
zclar krallarn isteine gre, nemsiz olan nemli gsterip bytmler,
rendikleri yanl da olsa aynen aktarmlar, bakalarnn yazdm kusurlu
kopya etmiler, ayn dnemde egemen olmu eitli hanedanlar yan yana ya
zacaklar yerde, dpedz alt alta yazmlardr.
Szgelii, Byk Kral Sargon'dan nce 350 kraln Asur lkesinde hkm
darlk ettii yazldr; olacak i deildi bu, zihinleri altst etmekteydi. Bu kar
klk, yazcnn eitli kral listelerini bir araya toplam olduu kefedilineeye
kadar srd.
Bu ikilemde yl ve adl yl listeleri dar bir k yolu gsterir. Yllar adlarla
sslemek ve bu yl isimlerini toplamak, Babil' de daha Sargon zamannda uy
gulamaya balanm, bir gelenek haline gelerek Hamurabi zamanna kadar
700 yl devam etmitir. llk bakta basit bir i gibi grnyorsa da, eskiler bu
nu hayli karmak biime sokmulardr.
Belirli bir yln ve bu yln iinde bir ay ya da bir gnn kaydedilmesi ek
linde kesin zaman belirlemeleri ok ender grlr. Yl yazclar bir yl, geen
ylda meydana gelmi nemli bir olaya gre yazarlar. Bize bugn hayli karma
k grnen bir yntemleri vard. Ama Msr'da da eski imparatorluk dne
minde uzun sre kullanlmtr. nemli olaylar neydi?
Bunlar zafer kazanlm bir sava seferinin sona ermesi, bir tapnan yap
rnma balanmas nedeniyle enlikler dzenlenmesi, yksek bir memurun ya
da kumandann greve atanmas, hepsinden daha ar hasan da, hkmet
deiiklii, tahta yeni bir kraln kmasyd. Ne var ki, bu yl listelerine gre
salam bir yl saptamas olana bulunmad abuk anlald. Yoksa aratr
clarn bana ok orap recekti. Bir defa bu geleneksel yntemin ne zaman
uygulanp, ne zaman uygulanmad asla kestirilemiyordu. Hkmet deiik-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 95

liinin balangc, yeni yl enliklerine denk gelmise bu yntem uygulanyor


du, o zaman da taht deiikliinden yl sonuna kadar geen zaman eski krala
aitmi gibi grnyordu. Ayrca, hanedan karlar gerei ya da baka neden
lerle yl adlarnn sk sk deitirildii de oluyordu. Bir de yazclarn adlar k
saltmak - hatta bazen anlalmaz durumu gelinceye kadar ksaltmak - gibi bir
alkanlklar vard; kimi zaman da hatrladklarna gre kaydediyorlar, dola
ysyla yanl kaydetmi oluyorlard.
Btn bu rneklerden anlalyor ki, eski alar iin bir kronoloji iskeleti
kurmak sanldndan ok daha g bir iti. Fakat bizim deindiimiz birka
nokta daha var. Bunlardan biri, adl yl listeleridir.
Bu listeler yln, yksek rtbede bir grevliye, bir kumandana ya da krala
gre adlandrlmasndan olumutur. Yani burada nemli olay deil, nemli
kii sz konusudur. ok sonralar bu yntemin Yunanistan'da da uyguland
na tank oluyoruz. nasya' da ise, bu biim yl belirlemesi en ok Asurlu
lar'ca kullanlmtr, hem de ok eski alardan beri. Burada da norm bak
mndan yl listelerinde grlenierin benzeri sapmalar vardr. Bununla birlikte
bu yl ve adl yl listelerinin, bir bakma kral listelerinin tamamlaycs olduu
nu belirtmemiz gerekir. Bunlarn sistematik karlatrlmasyla sonular
kartlm, boluklar belirginlemi, yanllar anlalm, bazen de bir olayla be
lirli bir kiinin zaman iindeki ilikisini saptamak imkan bulunmutur. Ama
aratrda umutlarn glenmesi kroniklerle uralmaya balanmasyla ol
mutur.
Yalnz bu kronikleri, Ortaa Avrupas'nda ayn ad altnda tandmz
eserlerle karlatrmamalyz. Bizim Ortaa kroniklerinde yava da olsa geli
en bir tarih bilinci vardr. Oysa Onasya kronikleri - birka tane Hitit kronii
bir yana braklusa - nemli olaylar nemli kiiler etrafnda toplamak iin
yaplm denemelerden baka bir ey deildir. Bu kronikiler bildikleri gibi
yazmlardr. Fakat, bilmediklerini de yazmlar, bunu yaparken de hi kayg
lanmamlardr. Olaylar yanyana sralamlar, fakat bunlarn doru bir sra
izleyip izlernemesi kendilerini pek ilgilendirmemitir. Biri tekinden kopya
etmi, belirgin olmayan bir blm akllarna estii gibi dzeltmiler, dedele
rinden duyduklar hikayeleri eldemiler ve malzemeyi bu haliyle kendilerin
den sonra gelenlere aktarmlar, onlar da ayn tutumu srdrp gitmilerdir.
En nemli Babil kronii byle bir kopyadr; daha dorusu, M.. 550 yl
larndan bir kopyann kopyasdr. tk yazlnn ok eski olmas gerekir, an
cak bu eskiliin derecesini kestiremiyoruz.
Bugn bir aratrc bir malzemeyi incelerken, Babilli tara kronikisi bu
malzemeyi niin kullanmad? diye binyldan fazla zaman nce lm bir
kronikinin almasn kat biimde eletirebiliyor, gerekten sekin bir du
rum. Daha iyi bir deyile, sekinlik bu eletiri imkannda deil, bu imkann
bilincine eriimi olmasndadr.
Bugn modern bir aratrcnn ho grmeyen edayla yazd u satrlar
okuyabiliyoruz: "Kroniinin yazar, Nippur tapnak ktphanesinde tjerlenmi
C. W. CERAM

halde bulunan yazlardan yararlanmamsa, Sargon ve hanedam hakknda bu


kadar zengin bilgilerle dolu bir fasl yazacak malzemeyi nereden alm olabilir?"
Bu kroniklerin tamamlaycs ve dorulaycs olarak "Kral Yazlar" deni
len belgeleri gsterebiliriz ( Bunlar kral listeleriyle kartrmamal) . Bu yazlar,
kendinden sonra gelecek egemenlikleri srasnda ne byk iler olduunu
rensinler diye hkmdarlarn kil levhalara yazdrd ya da taiara kazdrd
haberlerdir. Ancak, ok dikkatli davranmak artyla yararlanlacak belgelerdir.
Bunlarda grlen yalanlar her trl tasarmn stndedir. Dou krallar ou
kez tiran, ama her zaman despottular.
Bu tr iktidar sahipleri, en eski alardan beri gerek olan snrlamay huy
edinmilerdir. Ancak aka buyruklada snrlarnalara gitmemiler, aksine
kendilerini topluma insanst varlklar olarak benimsetip, eylemlerinin de
insanst eylermi gibi tasarianmasn salamlardr. Dou krallarnn yaz
lar "Ben, byk kral . . " diye balad iin bu metinlerin yazar olarak dn
.

mek abes olur.


Despotlar vg arklarn kendileri yazmazlar, yazanlar her zaman bulu
nur. Hitler iktidarnn doruunda bulunurken, uza grenler iin sonu artk
belli olmutu, ama yz binlerce insan - kimse kendilerini zorlamad halde -
btn itenlikleriyle onun iin "tarihin en byk kumandan", "Tanr'nn yol
lad ulu nder" diye vg arklar sylemilerdir. Hitler'in "nasyonal sosya
list gerei" emretmesine ihtiyac yoktu, bu gerek emirsiz de dillerden d
myordu.
Btn bunlara ramen kral yazlar yine de kronoloji iin yardmc e ol
mulardr, nk belli olaylarn belirli kiilerle balantsn salamaktayd;
burada olayn doru ya da yanl anlatlmasnn balang iin fazla bir nemi
yoktu.
Onasya tarihinin ana kaynaklarn bylece saydktan sonra, sra Ninova'da
Asurbanipal'n1 nl kil tablet ktphanesinde geen yzyl bulunmu ok
nemli bir metine gelir.
Bu metin ak ve yaln bir dille Asur ile Babil arasndaki savalar anlat
makta, her savan sonunda yaplan bar antlamasnn zelliini kaydetmek
tedir. O halde metinde Asur tarihi ile Babil tarihi ezamanl-senkron anlatl
yor demektir. Onun iin de bu yaz bilim evrelerince "ezamanl tarih " diye
adlandrlmtr.
Burada 14 olayn ezamanl olarak ele alnmas, aratr iin yeni ufuklarn
almasn hazrlamtr. Bizim asl belirtmek istediimiz nokta, ezamanll
n nemi ve Onasya kronolojisinin gerekletirilmesinde nasl salam bir da
yanak olduudur. Btn glidere ramen sonunda "ezamanl" sz, "al
susam al" gibi sihirli bir sz nitelii kazanm, bu sayede uzak gemiin ka
ranlk maaralarnn kaplar almtr.

( 1 ) M.. 668-628'de egemen olmu Asur kral. Babil'i fethetti ve bakent Ninova'da byk bir
ktphane kurdu.
Kral Varpalavas, rn tannsna sayglann sun uyor.
lvriz'de Hitit h iyerogrifli kaya kabartmas.
Bogazky byk tapnagnn giri kaps temelleri.
Dev blok talardan yontulmutur. Kk resim Hitit
talannn binyldan fazla bir zaman nce kusursuz
takoz deligi amasn bildiklerini gsteriyor. Matkaplan
bakr bir ubuk, perdah malzemeleri de dak kumdu.

Bogazky byk hisar duvannda aslanl kap.


Aslanlar darya, dmann gelebilecegi yne dogru
bakmaktadr.
Boazky'de kral kaps

Boazky'de byk ambar yaplannn temel duvarlar


Kral Asi tavandas'n leni kabartma/arnn sol paras. Hizmetiler
yemek ve iki getiriyor, m zisyenler alg alyor.
Boazky yaknlarnda Yazlkaya tapna nda bir kabartma. Bir
tan r koruyucu eliyle Hitit kraln kuca kla mtr. Sa yukardaki
h iyeroglif Hitit impara torluu n u n son byk hk mdarla rndan
biri olan IV. Tudhaliyas'n (M. O. 1 250- 1220) ad n gsteriyor. B u
kraldan b i r nesil sonra devlet yklacakt r.

Kurt Bittel Boazky'de Nia n ta n nde.


Yazlkaya kaya tapnann dou salonunda tanrlarn geit alay.

Tell-el-Amarna kil levha mektuplarndan biri. llki A rzava diye adland


rlan, fakat sonra Hitite olduu anlalan dilde ivi yazsyla yazlmtr.
Karatepe'de bir kap aslannn
ba. Sol gznde beyaz bir
maddenin kaln ts hala
durmaktadr. Bu maddeyle gz
ukuru alyordu.

Boazky arivinden bir kil Boazky'de Mursilis Bildirisi


levha. den ilen kil levha.
8 L c

Biiyiirlii

O t llrnc

ankr o

e Biille

e Em'Oicllf"
A.SKAR:!/i
AltltrliHi
e K
e TIIVJIII/I araatim
e Po/121/ \
e Gtburkalr
Q ll:. .itahya
s &

) '. nu m
J GiU/iir:d.
.1rl

eGiizrlow
Karaz e
O Erzurum
Pu/11r e
, ,
Karatepe'de okunur Fen ike yazsyla yazlm yaz tn bir ksm.
Hitit hiyerogliflerinin okunmas nda anahtar olm utur.

Ge Hitit ana ait blok ka bartma/ar.


Zincir/i Hisar 'nda byk kap n n giri yerini oluturuyor/ard.
!ki binyldan fazla bir zama nda n beri koruyucu topra n altnda
yata n Karatepe kabartmala r, ak havaya karlnca hzla
bozulma belirtileri gstermektedir. Bilim as ndan olaan st
nemdeki bu a n tlarn tan mas ve daha uygun bir yerde
korunmas olana imdiye kadar bulunamad iin, her y l
stlerini byle rtp, havann ypratc etkisini azaltmak yoluna
gidi/mektedir.

Karatepe kazlarnda le mo/as. Solda konuklar, sadaki kaz


ynetmen i H. Th. Bassert ile ei.
Karatepe'de bulunan ve Hitit hiyerogliflerinin okunmasnda anahtar
rol oynayan iki dille yazlm yaztn Fenike diliyle yazl ksm.

Karatepe kazlarnn Trk yneticisi Bahadr Alkm 'n asistan ve


ei olan Handan Alkm ile bu kitabn yazar bir kabartmann
tpkkalb n karrken. Islak kat tabakas kabartmann stne
konuyor; zerine ar ve zenlefra sr/erek iyice yerlemesi
salanyor; gnete kuruduktan sonra kat tabaka karlyor.
Kaz heyetinin postas
Karatepe'den ayrlrken. En
yakn yer olan be saat tedeki
Kadirli ilesine gidip postay
alacaktr.

Karatepe'de, kanatl hayvan kabartmasnn gvdesi.


Karatepe'de, kuzey kapsndan Ceyhan vadisinin grn.
Nemrut danda ta n rlar.

(Aada solda) Tuntan kk bir adam heykeli. Gm kemer/i


bir ye/ek giymitir; gzleri Basedov hastalna tutulmularda
gr ld biimde danya doru prtlemitir.
(Aada sada) 30 cm. boyu tunda tunta n kadn ve erkek
heykelleri. Bunlar her halde kk ev tan rla r olmalla r, ancak
hangi tan nlar olduu bilinem iyor. nk Hititler "bin tanrs "
olan bir u lustu.
Bir yaztta krallar ko nuuyor.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 97

* * *

Bu ezamanllklar zerinde almalar yz yldan beri srp gidiyor. Bu


nun karnca almas gibi nasl milim milim ugra gerektiren bir i oldu
gunu anlatmaya kimsenin gc yetmez. Kapkaranlk bir denizde, sadece bir
iki deniz fenerine bakarak birka gemkinin yn kestirmeye abalamas gibi
bir itir bu, stelik feneriere gvenip gvenemeyeceklerini de bilmemekte
dirier.
Eskiag tarihisi burada, ok az saydaki dayanak yln yardmyla iki bin
yllk gemii bir koordinatlar sistemine baglamay deniyordu. Yukarda da
belirttigirniz gibi bir karnca almas sz konusu oldugundan, bu giriimi iz
lemek ok gtr. Kk kk sorunlar ele alan binlerce yazy taraya tara
ya ortaklaa bir kkene getirmek basit bir i olmasa gerek. Bu yzden de dog
rudan dogruya kronoloji alann btnyle kapsayacak nitelikte pek az al
ma vardr; saglam zaman cetvelleri yok denecek kadar azdr.
Byle bir cetvel meydana getirmeye kalkan da, hem yle iddetli eletiri
lere ugramtr ki, ikinci bir denemeye girirnekten ogu kez kanmtr. By
le balangta ancak tek tek yllar saptanabilmi, kronolojiye erimek iinse
aradan ok zamann gemesi gerekmitir.
Srekli karlatrmalaria ezamanllk arama metodu, ksa bir sre iinde
Babil-Asur tarihinin emberierini krmasayd elbette bir deger kazanamazd.
tk olarak Kutsal Kitap'ta anlatlan olaylarn karlatrlmasma geildi,
nk Kutsal Kitap, sadece bir din kitab degil, ayn zamanda bir kronikti. Fa
kat ok daha nemli bir karlatrma skalas Msrbilimcilerin tarih tablosun
da kendini gsterdi. Bylece Dicle- Frat blgesi aratrcianna - Mezopotam
ya kaynaklarndan ancak ok glkle elde edebilecekleri eyi - veren firavun
lar lkesi uzmanlar oldu: Bunlar, ilk saglam yllard.
Msrbilimciler bu saglam yllar kolayca saptamlard. El attklar malze
me tekilerie karlatrlamayacak derecede zengindi. Arkeolajik buluntular
ok fazlayd; stelik Mezopotamya'daki meslektalarnn, Botta ve Layard'dan
bu yana binlerce yln molozunu ayklamak zorunda kalarak kardklar ey
leri, bunlar yerin stnde elde etmilerdi.
Bir de M.O. 280 yllarnda yaam Msrl rahip Manetho'nun byk ta
rihi de ellerinin altndayd. Bu eserde Msr lmparatoriugu'nun kurucusu
Menes'den Msr'n Pers Kral "III. Arta-Kserkses" 1 tarafndan M.O. 343 y
lndan fethine kadar uzanan kronolojik bir tarihsel olaylar tablosu vard.
Bylece btn kusuriarna ragmen yine de tarihsel temeller ortaya koyan bir
bilgi kaynag olmaktayd. Msrbilimcilerin eli altnda daha baka eyler de
vard; bunlar Mezopotamya'dakilerden ok daha iyi ve ok daha zengin kral
listeleri, neredeyse saylamayacak kadar ok kral yazlaryd. Bir ey daha var
d ki, byle bir avantaj Eskiag tarihilerine pek ender nasip olmutu, bu da
Msr Takvimi'ydi.

( l) M.. 358-338 arasnda Pers kral.


TVA 7
C. W. CERAM

Bu takvim, M.S. 1 6. yzyla kadar Bat lkelerinde geerli olmu Julian


takviminin hemen hemen aynsyd. Ve bu takvime dayanarak aratrclar,
Onasya'nn eski tarihinde ilk salam noktalara ulatlar.

MlSlRLlLAR ylda bir kez bereketli topran ltfunu sunan doa sayesinde
"Nil Yl" denilen zaman kesitini hesapladlar. Bu yl zaman bakmndan sabit
yldz Sirius'un yllk hareketine paralellik gsteriyordu; Msrllar bu yldza
"Sothis" diyorlar ve onun Tanra lzis 1 olduuna inanyorlard.
Modern astronomi hesaplarna gre; bir Sathis yl bir gne yl kadard.
Msrbilimcilerin astronom ve matematikilerle birlikte yrtt olaanst
karmak hesaplardan sonra arada bir fark bulunduu, bu farkn da 1 46 1 M
sr ylnn 1 460 Julian gne ylna eitlii eklinde olduu anlalnca Msr
takvimi kronolojisi iin ok verimli bir nitelik kazand. Bu fark da bir sabit
yldzn erkendou denilen durumundan ileri geliyordu, bugn bu durum
astronomi asndan eksiksiz hesaplanabilmektedir. Bylece Sathis periyodu,
zaman bakmndan salam dayanak noktalar bulma konusunda birdenbire
gvenilir bir ara haline gelivermiti.
Bu noktalardan birincisini Romal yazar Censorinus'un2 bir yazSl gsteri
yordu; bir Sathis periyodunu inceden ineeye aklyor ve sonunu M.S. 1 37 y
lna yerletirmek olanan veriyordu. Artk yaplacak i, saptanan bu yldan
geriye doru giderek, her 1 460 Julian yl bir Sathis periyodu olduuna gre,
yeni yeni salam noktalar bulmakt.
Arkeologlar ancak drdnc periyoda kadar gidilebileceini, kazlardan
varlan sonulara gre daha nceki alarda hibir yksek kltrn bulunma
dn sylemeseler, bu ekilde alabildiine geriye gidilebilecekti.
Bu skalann iinde ikinci olarak - Julian yl hesabyla - M.. 19 Temmuz
237 tarihi "Kanapus Buyrultusu " denilen bir yazya gre saptand, bu yazda
"Sothis'in Douundan " sz edilmektedir. Msrbilimci ve romanc Georg
Ebers'in adnn verildii bir papirs de 1 8. hanedann balang ylnn sap
tanmasn salad. Baka bir papirs 1 2 . hanedann balama tarihini verdi. Bu
durumda kral listeleri birden byk anlam kazanyordu. Egemenlik srelerini
gsteren rakamlar artk salam bir cetvelin iine yerletiriliyordu. Karmakar
k duran yllar yn giderek imdi bir tarihi belirten salam rakamlara d
nyordu.
Asurbilimciler de bundan kazanl ktlar - Msr'la ilgisi bulunan yaz
malarn, antlamalarn, sava raporlarnn yllarn saptyorlard. Her ey be
lirginlemeye balamt. Ne var ki, Sathis periyodu hesaplamasyla ancak 2.
binyla kadar gvenle gidilebilecei anlald, daha eski alar iin durum ok
pheli hal alyordu.

( I ) Yer tanrs Geb ile gk tanrs Nut'un kz.


( 2 ) M.S. 3. yzylda yaad
TANRlLAR l N V A TA N I A N A I H l l . l l 1)1)

Byk Alman tarihisi Eduard Meyer, "Msr Krorwlojisi " ( 1 904 Vl' 1 90H )
adl eserinde dnya tarihinin en eski yln gsterdi. Sathis pe r i yod u n u n ha
langcyd bu: M.O. 1 9 Temmuz 4292.
Fakat bugn Eski mparatorluk dnemi iin Sathis yllarnn hesaba ka t
lamayaca kesinlikle kabul edilmi bulunuyor, nk o ada henz bili n
memekteydi. Bunun gerekesini binlerce uzun tartmalar halinde matema
tikiler aklamtr ve Msrbilimcilerin ou tarafndan da onlarn kantlar
benimsenmitir.
Bu durum kukusuz Asurbilimciler iin ar bir darbe oldu; dolaysyla
btn Onasya kronolojisi iin.
Burada artk bizi bu kronoloji blmne balamaya zorlayan asl soruna,
Hitit mparatorluu tarihinde eksik grnen 200 yla dnmemiz yerinde ola
caktr.

HER NE KADAR Babil-Asur tarihinin yllar iskeleti salam kurulmusa da,


son zamanlara kadar bir sorun bolukta kalmt; Hamurabi'nin zamann yl
olarak hesaplamak
Birtakm ayrntlar, 2 . binyln ikinci, nc derecede krallarnn yaa
d dnemleri kesinlikle saptamak olana bulunduu halde, btn abalara
ramen Frat-Dicle blgesinin kukusuz en nemli hkmdar, byk ka
nunkoyucu Hamurabi zaman bakmndan bir trl tam yerine oturtulama
mt.
Her seferinde salam bir ezamanllk saland sanlyor, kral listelerin
deki egemenlik srelerine gre hesaplar yaplyor, arkeolojiye bavurulup "ta
bakalar" inceleniyor, seramik ev resimierne stilinden nemli sonular karan
karlatrmal sanat arkeolojisi yardma arlyor ve hep M.O. 20. ve 1 9 . yz
yla geliniyordu.
Varlan sonu hep buydu; Hamurabi'nin daha sonralar (bize daha yakn
yllarda) yaam olduunu gsteren hibir kant yoktu.
Yok muydu? ..
Hayr, bir tane vard. Fakat kimse o gne kadar nemsememiti. Bir hu
kuk belgesiydi bu; iinde "Hamurabi'nin onuncu ylnda ", "Marduk'un huzu
runda Hamurabi ve Samsi-Adad" yemin etmekteydi. Marduk en yce tanry
d, Hamurabi de Babilli kanun koyucuydu, ama Samsi-Adad bir Asur kraly
d. Btn teki belgelere gre de Hamurabi zamannda yaamas imkan yok
tu. Onun iin bu yemin biimi "geleneksel bir biim" sanld. Hamurabi ile
Samsi-Adad arasnda herhangi bir zaman ilikisi aratrlmad. Bu yaplma
ynca da iki yzyl akta kald.
Eski Msr ve Babil-Asur kronolojisinde bu konuda kaarnaa saplabili
nirdi, yeterince hanedan ve yeterince kral vard.
Ama Hitit mparatorluu kefedildii zaman, balangta belgeler ok kt
ve onlarla ilgili kral listelerinden biri bile elde bulunmad iin iki yzyl ek-
100 C . W. CERAM

sik grnd; giderek de kronolojinin kendisinde baz dzeltmeler yaplmas


nn zorunlu olduu kansna varld.
Alman Asurbilimci Weidner, yirmi yl kadar nce Hamurabi'yi 1955- 1 9 1 3
yllarna yerletirdi; 1 938'de Amerikal Albright 1 868- 1 826'ya; 1 940'ta Alman
Ungnad ise 1 80 1 - 1 759'a. Hepsi de yanlt. Bu yani dzeltecek ve uzun za
mandan beri beklenen kant - herkes bunun kusursuz bir ezamanllk olabi
leceini sanrken - arkeolojik bir keif verdi.

1 930 ylnda bir Fransz temeni Suriye-Irak snrnda, Tell-Hariri'de, bir


grup bedevinin arkadalarndan birinin mezarn yaban hayvanlarn geceleri
eelemesinden korumak iin byke talar aramaya gittiklerini grd.
Bedeviler bir sre sonra geri dndler. Temen ta toplama iinin sonunu
renmek istedi. Bedeviler kendisine hayli ey anlattlar. Evet, ta toplamlar
d, ama bu arada ok byk de bir ta bulmulard, insana benziyordu, fakat
ba yoktu.
Temen bu ta hakknda bir rapor dzenledi. Bunun sonucu Fransz m
zelerinin birinci muhafz Profesr Andre Parrot'un 1 93 3 'te Teli-Hariri'ye
gelmesi oldu. 23 Ocak 1 93 3'te kazlara balad. Daha ilk kazlardan burann
- Tufan'dan sonra kurulmu onuncu byk ehir - kral kenti Mari olduu

anlald. Bir heykelin stndeki yazt da bunu doruluyordu.


Bu kral kentini Parrot tam yirmi yl srekli aratrd; kendisinin dedii gi
bi "!kinci Dnya Sava srasnda can skc bir arann dnda" almasn hi
durdurmamt. nsan uygarlnn binyl gznden kam bir bakenti
meydana kard. Parrat'un bulduklar iinde en ilginci hi kukusuz Mari
Kral'nn arivi, 20 bin kadar kil tabietten oluan devlet ariviydi.
Bunlar mektuplar, anlamalar, raporlar, belgeler, kronikler ve gnlk ha
yata ait hikayelerdi. Aralarnda insancl kayglaryla etkileyici "dam stnde
aslan av " gibi elendirici olanlar da vard (Aslan avnn o zamanlar sadece ve
sadece krallara zg bir imtiyaz olduunu bilirsek hikaye ilginleir) .
''Yakim Addad, senin kulun yle der: Ksa bir sre nce efendime unlar
yazmtm: 'Akkaka'daki evin damnda bir aslan yakaland. Eer bu aslann
efendim gelinceye kadar dam stnde kalmas gerekiyorsa, efendim bana bunu
yazsn, eer onu efendime yollarnam gerekiyorsa, efendim bunu da bana yaz
sn. ' Ne var ki efendimin cevab imdi gecikti. Aslan ise be gndrdamn s
tnde oturup duruyor. nne bir kpekle bir de domuz attk. Ekmek de yiyor.
Bu gidile 'aslan bir panik yaratacak' diye dndm. Korktum ve asian aa
tan bir kafese kapattm. Onu bir gemiye ykleyecek ve efendime gndertece
im. "
Aratrcnn zellikle ilgilendii elbette bu hikayeler deildi. Mari arivin
den elde edilen eylerin en nemlisi, I. Samsi-Adad'n Hamurabi'nin ada
olduunu aka gsteren belgelerdi.
Bu arada "Asur krallar listesinden" Samsi-Adad'n egemenlik sresi M..
TANRILARIN VATAN! ANADOLU 101

Hattusas kral kapsnn danya ve ehrin iine bakan yanlarnn varyapm.

1 780- 1 750 olarak hesaplandndan, Hamurabi'nin egemenlik sresi iin de


" 1 700 yllar" kesin bir sonu oluyordu. Bugn ok sayda belgenin deerlen
dirilmesiyle bu srenin 1 728- 1 686 olduu kabul edilmitir.
Bylece bir darbeyle Eskia tarihinin en nemli kronoloji sorunu zm
lenmi oldu.
Birdenbire ortaklaa anlamlar kazanan ezamanllar zinciri imdi gemiin
iine dalmak imkann vermiti. Bu sayede hatta - byk bir ihtimalle de ol
sa - ilk kez I. Sargon'un egemenlik sresi bile hesapland ( Oysa, yakn zama
na kadar bu hkmdara bir efsane kahraman gzyle baklyordu) .
B u yl M.. 2350 olarak saptadlar.
Sargon'un ilk byk imparatorluu bu tarihte kurmu olmas gerekiyor
du. Aratrnn bugne kadar birka kanta dayanarak doruluunu hesapla
yabildii en eski tarihsel yl buydu. Berlin niversitesi'nden Profesr Anton
Moortgat, 1 950'de yaymlanan "Helenizme Kadar Onasya Tarihi" adl eserin
de bunu zellikle belirtir.
Kitabmzn birinci basks basmevine verildii srada ( imdi ikisi de Chi
cago niversitesi'nde bulunan) Benno Landsberger ile Hans Gustav Gter
bock'tan iki mektup aldm. Mektuplarda "ksaltlm kronoloji" hakknda
tekrar yeni pheler ortaya atld bildiriliyordu. pheler, ksa bir sre ne
Albrecht Gtze tarafndan ne srlm, fakat belirgi nlik kazanmas Lands
berger'in uzun ve gzel makalesiyle olmutu; bu makalede I. Samsi-Adad iin
yeni bir tarihin, M.. 1 8 52'nin uygunluu zerinde duruluyordu.
Bu tarihlerden hangisi doruydu?
Hitit mparatorluu'nun meydana karlmas tarihiyle ilgili olarak imdi
ye kadar anlattklarmzdan, iin banda yazl malzemenin ne kadar az oldu
unu, ancak 1 907' den itibaren ivi yazl nemli belgeler sayesinde ilk sonu
lara varldn, 1 9 1 5'ten sonra da Hititler'in kendi yazlarnn zmlenmesi
ne giriildiini renmi bulunuyoruz.
Asurbilimciler ile Msrbilimciler bir ezamanllk a rmlerdi, fakat
byk delikleri vard; pek az salam yl saptanabiliyordu. Kral listeleri ise ege
menlik zamann gstermiyordu. Ve, zihinleri kartran iki yzyllk boluk,
102 C . W. CERAM

aratrclar Hititler'in bu boluktan nce ve sonra olmak zere, bir eski, bir
de yeni imparatorluu bulunduu grn benimserneye itrniti.
Bu ise aslnda sakat bir grt.
imdi bu boluk kalktna gre, Hitit mparatorluu tarihi de sreklilik
kazanyordu; ancak meydana getirilen kral listesinin iinde bugne kadar iki
tane yldan baka salam tarih saptanabilrni deildi. Bunlar da Babil ve M
sr'n ezarnanl kaynaklarnca da dorulanan 1 590 ve 1 33 5 yllaryd - M..
1 590'da, Babil'i fethediinden ksa bir sre sonra I. Mursilis lmt; M..
1 335'te Suppiluliurna lmt. Msr kaynaklarndan rendiimize gre,
Tut-enh-Arnun'dan 4 yl sonra.
Bir on yl iindeki olaylar arasnda olduka gvenle sraya konulmu eza
manllklarn says bugn pek oktur. O binyldan fazla bir zaman ncesine
ait olaylarn, bugn sanldndan yirmi yl nce ya da sonra cereyan etmi ol
masndan rahatszlk duyulrnazsa, Hitit kronolojisi hakknda alacak derece
de ok bilgiye sahip bulunduurnuzu rahata syleyebiliriz - Kitabrnzn so
nundaki tabloya bir gz atarsak, bunu grrz.

KRONOLOJ blmn bitirirken kk, fakat olaanst nernde bir nok


taya daha deinrnek istiyorum.
ada bilim atornun yapsn ve paralann incelerken, arkeolojiye de
bambaka bir yardrnc ara salad.
Hareket noktas isotop C 1 4'n bir zelliidir. Isotop, kimyasal elementle
rin eitli arlktaki atom eitlerine verilen isirndir. Doal ve yapma isotop
lar vardr. Doal isotoplar arasnda karbonun bir isotopu olan ( C 14) de bu
lunur. Gezegenirnizi kuatan atmosferin en yksekteki gaz tabakalar bundan
olumutur; bu oluumu da azot atomlarnn kozmik nlarla paralanmas
salamtr. ok kt ortaya kan bu isotop, bitkiler ve - bitki yedikleri iin
de - hayvanlar tarafndan ernilir. Bu dururnda radyoaktiftirler. Ite bizim ko
nurnuzla ilikili zellii bu radyoaktifliktir.
Radyoaktif nesnelerin ayrp dalma sreleri kesindir ve bu sre hesapla
nabilir.
Bitki ve hayvann lmyle C 14 isotopunun ernilii de kesildiinden, l
bir kalntnn ele geen parasndan - bu bir kemik ya da bitki lifi olsa dahi
kalntnn ya saptanabilrnektedir.
Bu alanda en sekin uzman Chicago niversitesi'nden Dr. Willard Lib
by'dir. 1 908'de Colorado'da dodu, ilkin mhendis olmak istedi, fakat sonra
kimyaya yneldi ve radyoaktiflik alannda uzman oldu. Sava yllarnda atom
bombasn gelitirme iinde alt.
9 Ocak 1 948, bu tarih onun sayesinde Eskia kronolojisi iin olaanst
nem kazand.
O gn konuyla ilgili ne kadar bilim varsa, hepsinin temsilcileri Libby'nin
bakanlnda topland ve bu yeni "zaman eskiliini lme" metodunu yararl
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 103

klma olanaklarn grt. Ksa bir sre sonra Libby'nin kendi laboratuva
rnda bir "ender grlr nesneler" koleksiyonu meydana getirmsi bunun so
nucu oldu. Byle bir ey modern bir kimyaemn alma odasnda imdiye ka
dar asla grlmemiti. Kemik ve bitki paralarndan kuma kalntlarna, tah
ta krpntlarndan insan ve hayvan dklarna, artkiarna kadar bir yn ey
toplanmt; mezarlardan, piramitlerden, tapnaklardan karlm, firavunla
rn, byk krallarn, Moollar'n, racalarn, Kzlderililer'in lkelerinden, her
adan, her ulustan derlenmi bir koleksiyondu bu.
O zamandan beri Dr. Libby almasn srdryor. B u arada metodunu
bir hayli gelitirmi bulunuyor.
Tarihsel zaman kestirmede ok eyler vaadeden yeni bir yol almt;
bundan kimsenin kukusu yoktu. Eskialar aratrcs iin her trl arkeola
jik balantdan ekip koparlm, sadece tek para halinde nne konulmu
l eylerin, bir hamlede yan bulmak olana gerekten artc r olayd.
zellikle tarihncesi a aratrmas, imdiye kadar geriye doru her atl
mnda hep sadece daha byk ve ou kez de belirsiz zaman kesitleriyle kar
lam olduu iin, bu yntemden sonsuz deerde kazanlar salayacakt. n
sann eskilii artk tarihncesi a tarihilerinin, hayvan bilimcilerinin ve jeo
loglarn eitli teorilerle sonuca balamaya alt bir sorun deildi, kesinlik
le llmek olana bulunan bir sorun olmutu.
Yalnz bununla tarihsel mekan ve zamanlarda eklemeler yapmak ( interpo
lasyon) yoluyla alan kronoloji biliminin nemini kaybettii sylenemez.
Herhalde ada tarih yazmnn hedefi, krallarn hikayesi deil, uluslarn ge
nel kltr tarihidir; tek tek kiilerin ykseli ve d deil, toplumun ya
ant ve aclardr. Gemie, ilk kltrlerin karanlk ana doru ne kadar de
rinlemesine atlmsak, o kadar sevinmeliyiz; bu sevincimizi, hi deilse kral
larn tarihinin varyapmn salayabildiimiz iin dahi duyabiliriz. Maceralar
hakknda gnn birinde bir eyler reneceimiz yeterince hkmdar vardr;
ancak bunlarn hibiri, tpk btn adalar gibi bize boynuzlu imbiin ii
ne koyup denemeler yapabileceimiz kck de olsa hibir maddesel kalnt

brakmamtr.
NC BLM

Kade Sava ve Sonsuz Bar

KRONOLOJlNIN DZELTILMESINDEN grendigimize gre, yaklak ola


rak M. O. 1 600- 1 400 yllarn kapsayan dnem iinde aratrmaclarn birta
km varsaymlarda ileri srdkleri eylerin hibiri cereyan etmemitir.
Sadece kagt stnde var olmu bu iki yzyl bir anda eriyivermiti. Ka
nunkoyucu Telipinus'un imparatorlugu ile Il. Tudhaliyas'nki ( 1 460- 1 440)
birbirine baglanmt; aralarnda imdilik sadece adlarn bilebildigimiz birka
kraln ksa egemenlik dnemleri vard.
Ama, tam bu dneme rastlayan zamanda Onasya tarihi nemli bir olaya
tank olmutu. Zaman ve yeri kestirilemeyen, fakat aslnda uluslarn yaama
tarznda meydana gelmi bir dizi degiimlerin sonucu olarak M.O. 2. binyln
ortalarna rastlayan yzyllarda birdenbire gl hareketler beliriyor.
Siyasal adan baklrsa, bu dnemde uzun sreden beri Hititler'in dogu
sunda, Suriye'ye kadar uzanan blgelerde yaayan Hurriler'in, gerek askeri ge
rekse kltrel bakmdan glendikleri ve bir Mitanni lmparatorlugu meydana
getirdikleri grlyor. Hint-Iran asll krallar vardr, bu krallarn bazlar
Hinte adlar tamaktadr. zellikle I. Mursilis'in lmnden sonraki Hitit
krallarnn gszlgnden yararlanyor ve Hatti lkesi iin tehlike oluyorlar.
Bu olayla, tarih sahnesine anszn karak, her eyi silip spren bir sel gibi
Msr' ele geirmi Hiksoslar'n hareketi arasnda bir iliki olabilecegi d
nlebilir.
Kaynaklarn ktlg ve verilen bilgilerin yetersizligi bu hareketi akl almaz
bir nitelie brndryor. Tarihin karanlndan vahi bir ulus ortaya k
yor; balarnda "oban krallar, yabanc babular" bulunmaktadr; kuzeydou
dan gelip Nil Deltas'na kadar her yeri ele geiriyorlar; Firavunlar yurtlarn
dan kovarak burada 1 00 yl egemen oluyorlar; sonra Msrl Amasis bunlarn
devletine son veriyor; o zaman da tarihin karanlg iinde, geldikleri gibi yine
hibir iz brakmadan kayboluyorlar.
Hurriler'in ykselii, Hiksoslar'n (belki Hurriler'in de katldg) akl al
maz gteki byk g, bunlarn yan sra Kassitler'in lran' dan hareketle,
Hititler tarafndan yklm Babil'i almalar ve btn Babil lkesine egemen
olmalar, btn bunlar Yakndou'nun siyasal durumunun yeni bir uluslar
dalgalanmas grnmnde olduunu gstermektedir.
106 C . W. CERAM

Fakat, sadece buna baklrsa, asl nemli nokta gzden kaar. Bu hzl g
a
d lgas daha nce meydana gelmi birok benzerleri gibi bir hareketmi kan
sn uyandrr. Aslnda bu uluslar kaynamasnda tm yeni olan bir ey vardr.
Bu ey tek bana Hiksos saldrsnn silip spren gcn aklayabilir. O a
n Onasya kltrne, dolaysyla daha sonraki alarn dnya tarihine yn
vermi bir eydir bu.
Bu dnemde; yani M.O. 2. binylda herhangi bir zaman, herhangi bir yer
de Hititler, Hurriler, Kassitler ve barbar Hiksoslar at yetitirmeyi gelitirmi
lerdir. Buradan binicilik sanatn oluturmular ve iki tekerlekli arabann zel
bir biimini ylesine mkemmel bir hale getirmilerdir ki, bundan "hafif sa
va arabas" domutur. Bu arabann kullanlmas dnya tarihinde dnm
noktalarndan biri olmutur.

ESKl HATTUSAS topranda kil tablet kazlar yaplrken, gnn birinde


uzunluu bin satr kadar tutan bir metin kefedildi; bu metin at eitimini an
latyordu.
Yaz Hititeydi, bulunduu yer Hitit Devleti'nin bakentiydi.
Fakat kitabn yazar diyebileceimiz adam, Mitanni lkesinden Kikkuli
adnda biriydi; yani, bir Hurriydi. Tarihin bu ilk "atlar iin yetitirme ve bini
cilik kurallar" kitabnda sk sk Sanskrite kkenli kelimelere rastlanmaktay
d. Hurri krallarnn da adlar Hinte deil miydi?
Bu olgulardan bir Hitit kralnn, at yetitirme ve binicilik uzman bir Hur
ri'yi, kendi adarn - an en yeni bilgilerine gre - eitmek zere Mitan
ni'den getirttii sonucu kar. Kikkuli'nin binicilik kurallar kl krk yararca
sna incelikler gsterir ve atlarla yedi aylk bir alma dnemine gre dzen
lenmitir.
Ancak bunlar, at yetitiriciliini Hititler'in (ya da Hurriler'in) icat ettii gi
bi bir yargya varmamza elbette yetmez. llk binidier de elbette bu iki ulustan
deildi. Bu konuda btn belirtiler bizi daha Dou'ya, Asya'nn ilerine do
ru gtryor.
Bu an devrimci etkiler yapacak yepyeni bir silah vard: Hafif sava ara
bas. Bu aracn gelitirilmesi iin nkoul, at yetitiriciliinde ileri bir dzeye
eriiimi olmasyd. Geri sava arabas, Hitit ordusunun tipik zelliidir, an
cak bu silah onlarn icat ettiini kesinlikle ne sremeyiz.
Fakat kesinlikle kabul edebileceimiz baz baka eyler yok deil:
M.O. 2. binyln ortalarnda Hurriler'in, Kassitler'in ve vahi Hiksoslar'n
byk dalgalanmalar oldu. Asl yurtlar Kzlrmak yay iinde bulunan Hitit
ler bu dalgalanmann kysnda kaldlar. Fakat srekli iliki kurduklar bu
uluslardan elbette bir eyler aldlar. Bunlar arasnda at ve araba kullanmak
konusunda yeni bilgilerin bulunmas doaldr. Aldklarn dzeltmiler, ken
dilerinden de bir eyler katarak gelitirmiler, btn bu yeni ve eski bilgiler
zamann ak iinde bir potada kaynam, sonunda yeni sava silah ortaya
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 10 7

kmtr. Hititler'in bu silah hafif sava arabasdr. Bu arabalar, onlarn s


tnlkleri olacak, bu sayede Eskiag'n en byk meydan savan kazanacak
lardr. Bu silah ylesine bir ne eriecek ki, pek ok sonralar kardg grl
tyle - Kutsal Kitap'ta anlatldg gibi - Suriyelileri korkudan titretecektir.
Atn egitilmesinden sonra ilkin svarnin degil de, sava arabas birlikleri
nin kurulmu olmas bizim amzdan artcdr. Fakat ayn derecede art
c olan baka bir nokta, ok sonralar Onasya uluslarnda silahla donatlm
atl, atl asker bir rol oynamaya baladg halde, svariden yararlanma ve s
varilik sanatnn Hititler'le birlikte kaybolmu olmasdr. Zira, ne Grekler ne
de Romallar svariyi biliyorlard; bildikleri atl askerdi, ama atl birlikler de
gildi. Atl asker ile atl birlikler, yani svar ordusu ise apayr eylerdir.

H1T1TLER tarafndan mkemmel biimde gelitirilmi hafif sava arabas, a


g iin kukusuz ylesine yeni bir silah olmutur ki, biz bugn onu hakl ola
rak bir "icat" diye niteliyoruz. Geri Asu rbilimcilerin iaret ettigi zere, S
merler'de bir eit sava arabasnn kullanldgn biliyoruz; ama "siyah sal
larn" bu arabas (Woolley'in Ur kazsndan kardg mozaiklerde aka g
rldg gibi) yekpare tahtadan drt tekerlegi olan, hareketi agr bir tatt. O
zamanlar bu araba bir savata, ancak Ortaag Avrupas'nda grlen agr do
natml tatlar gibi bir rol oynam olabilir; bu tatlar cretli piyade birlikle
rinin nnde fil gibi savaa srlr ve askere moral destek olurdu. Bu ilk S
mer arabalar konusunda akla ok daha yatkn gelen bir nokta da, bunlarn
sadece nakliye arac olarak kullanldgdr.
Hitit hafif sava arabasnda yekpare tahtadan drt tekerlek degil, alt u
bukla desteklenmi iki tekerlek vard. Bu haliyle 1 9. yzyln zarif ngiliz Dog
cart'larn (kpek arabas anlamna - tek kiilik araba) hatrlatr, zellikle hz
bakmndan.
Bu arabalarn bir sava arabas biiminde ok sayda kullanlmas, sava
ynetimini batan baa degiiklige ugratan stratejik bir bulu olmutur.
Sar toz bulutlar iinde kardan frtna gibi gelen bu svar ordusu kar
snda, kineyen atlar, haykran insanlar ve panltlar gz kamatran arabalar
dan oluan bu grnt karsnda piyadenin en sa@am cephesi dahi gyar
du ( Her Hitit sava arabasnda srcden baka iki sava bulunmaktayd) .
tk saldrda daglmayp direnen asker, badndrc hzlaryla dolanp du
ran sava arabalarnn arasnda kalmann dehetini tanyacak, zerine yagan
oklar, nallar altnda paralanan insanlar grecektir; dnp duran bu here
mercin iinde belki arabalar paralanacak, ama her paras birini yaralayacak,
belki atlar mzraklanp devrilecek, ama devrilirken birka savay da altna
alp ezecektir.
Ter, kan kokusu, at kokusu, ln tozlarnda insan derisinin yap yap
olmas, tepede dnp duran akbabalar, l soyguncular . . . Bir sava meyda
nnn verebilecegi ilk ve son genel grnm budur. Her kim tarihi incelerse,
oS C . W. CERAM

btn umutlarmzn aksine bunun bir daha tekrarlanmayaca kansna va


ramayacaktr.
Bu sava tablosunu Eskia dnya tarihinin en nemli savanda gerek
olarak karmzda buluyoruz. Bu gereklik her iki taraf da sava arabas kul
land iin daha da artm durumdadr. Ancak bu gerekle yzyze gelmez
den nce, atmaya nasl gelindiini aklayacak birka olguya deinmemiz
gerekir.
En yeni aratrmalara gre, Telipinus'un lmnden sonra Onasya'da en
stn gc Mitanni mparatorluu'nun temsil ettii anlalyor. Ancak Hi
tit kral II. Tudhaliyas, II. H attusilis, III. Tudhaliyas - devleti hi deilse
-

esasl deiimlerden uzak tutmay baaryorlar, statkoyu koruyorlar, zellik


le III. Tudhaliyas zamannda devletin varl iddetli krizler geirdii halde yi
ne de durum deimiyor.
Bu dnem yaklak olarak M.. 1 500- 1 375 yllar arasn kapsyor. H ak
knda pek az ey bilmemiz, bu zamann nemsiz olmas demek deildir. 1 2 5
yl bir ulusun hayatnda byk bir zaman kesitidir. Binlerce yldan sz edilen
Eskia tarihi alannda rakam sarholuuna dmememiz gerekir her yzyl
insan neslinden meydana gelmitir.
Arnuvandas'tan sonra tahta kan insan, Hitit ulusu tarihinin en byk
hkmdan oldu; gerek bir byk imparatorluu yeniden kuran, krallar kra
l, Yakndou'nun Charlemagne', I. Suppiluliuma'dr bu.
Her bakmdan parlak bir kiilie sahipti; bunu sadece byk kararlar ari
fesinde gsterdii yreklilikte deil, g durumlar karsnda duraksamadan
hep doru davranlara ynelmesini bilmi olmasnda da gryoruz.
Bu yetenekleriyle lml bir siyasal bilgelii birletirmi, dmaniarna kar
dahi byle bir kiilikle kmtr. Bir yandan dinsel bakmdan hogr gste
rirken, te yandan iyi trelerin ve gvenilir bir adaletin srekli yaamas iin
sert eylemlerde bulunmutur. Bu kaygsn 40 yllk egemenlii sresince yap
t saysz anlamalarda grmekteyiz.
Bir rnek: Kz kardeini H ayasa lkesinin kralyla evlendiriyor, bu lkeye
gelin giderken de yanna vey kardelerini ve nedimelerini de katyor. Fakat
H ayasa' da, kardein kardele evlenmesi ve akrabalar arasnda serbest cinsel ili
kiler gibi, Hitit anlayna gre barbarca saylan treler yaamaktadr. Suppilu
liuma byle eyleri asla kabul etmez. Krala bir mektup yazarak unlar bildirir:
". . . Hattusas'da tre deildir bunlar. . . Byle eyleri yapanlar Hattusas'da
sa kalmaz, hemen ldrlr. " Sonra da uyar yollu rnek olay olarak, babas
nn sust yakalatp ldrtt Mariyas adl birini anlatr. Yazsn yle bi
tirir: "Bir insann hayatn kaybettii byle eylerden uzak durmaya dikkat et!"
Suppiluliuma hi kukusuz iki ynl bir grnm iindedir, ama hep b
yk kalmasn bilmitir.
Hattusas kalesinin yapmn tamamlattrd, gney ynndeki kuvvetli sur
lar onun egemenlii srasnda yaplmtr. ok gl Mitanni'ye kar sava
at, Frat' geip Hurriler'in bakentini ald ve yamalad. Ama halkn kle
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 10 9

yapmad; kzlarndan biriyle Mitanni prensi Mattivaza'y evlendirdi, lkeyi


dosta Hatti lmparatorlugu'na baglad.
Uzun zamandr savalara sahne olan Suriye'yi fethetti. Halep ve Karkam
krallklarn, snr boyundaki bu ban balarn ykt, ogullarn bu lkelere
kral yapt. Sava seferlerinin byle hzl baanya ulamasnda, zellikle Suri
ye'de kendisi iin tehlikeli olabilecek byk hasmnn karsna kmaynn
pay vard. Bu hasm Msr Firavunu IV. Amenophis, dnme krald ve M
sr'n ok tanrl dinini tek tanrlya, gne tanrsna tapnmaya dntrme
iiyle ugrayordu. Ondan sonra gelen firavun, Tut-enh-Arnun ise 1 8 yan
dayken lvermiti. Bylece Suppiluliuma, Suriye'yi yalnz fethetmekle kal
mam, fetbini saglamlatrma olanagn da bulmutu. Uzun vadeli bir impa
ratorluk politikas yrtmekteydi.
Baarlar birbirini izleyince, byklgn yeni unvaniarda dile getirmeye
balad. Ad artk kendinden ncekiler gibi sadece kral degildi; Labernas, B
yk Kral, H atti lkesinin kral, Kahraman, Frtna Tanrsnn sevgilisi olmu
tu; antlamalarda kendinden sz ederken de "gneim" diyordu.
agnn nemli adamyd. Bu nem her eyden nce siyasal gcnden ge
liyordu. lke snrlarnn tesinde ise saygyla anlmasn sa@amt. Bir mek
tuplama bu siyasal nemini kantlarken, ayn zamanda birka insancl yann
da gstermektedir.
Bu mektuplama hakkndaki bilgiyi Suppiluliuma'n oglu II. Mursilis'e
borluyuz. Kendi yaptklarn uzun uzadya anlatrken, babasnn ilerine de
deginmektedir. Msr Firavunu Tut-enh-Arnun gen yanda lnce, kars
Msr kraliesi, ocuk sahibi olmadan dul kalmt. Hitit Kral Suppiluliu
ma'ya bavurur; ogullarndan birini kendisine koca olmak ve firavun tahtna
oturtmak zere gndermesini ister.
Eskiagn en gl sarayndan gelen bu teklif o kadar allmam bir ey
dir ki, Suppiluliuma ancak bir defa ele geebilecek byle bir frsatta zorunlu
olan abuk karar bir trl veremedi. O srada Karkam' a kar atg bir se
ferde bulunmaktadr; baarl savalardan sonra Lbnan ve Antilbnan da@a
r arasndaki Amka'ya kadar gelmiti. Metnin asl yledir:
"Msrllar, Amka zaferini duyunca korktular. Ostelik hkmdarlar da l
m bulunduu iin, Msr'n dul kraliesi babama bir eli gnderdi ve u mek
tubu yollad:
Kocam ld. Ancak ben bir oula sahip deilim. Senin ise birok olun oldu
u syleniyor. Eer bana oullarndan birini verirsen, benim kocam olacaktr.
Yoksa klelerimden birini alp kendime koca m yapaym? Ona koca diye sayg
m gstereyim?"
Suppiluliuma, kararszlk iindedir. O@u bunu fark etmitir: "Babam bu
nu iitince, Hatti'nin byklerini danma iin toplantya ard. " Durum
akt: Kral bu allmam teklife gvence duyamyor ve ogullarndan birini
sonu bilinmez bir maceraya itip itmeme konusunda baba duygusuyla hareket
ediyor. in asln iyice grenmek iin zel bir eli gnderiyor.
no C. W. CERAM

"Git, bana salam bilgiler getir. Belki de benimle sadece alay etmek istiyorlar,
belki de onlarn tahta kacak adamlar var. Her ne ise, bana salam bilgilerle
dn!"
Kral, bu arada bo durmam, Karkam' kuatm v sekizinci gn cesur
ca bir saldryla burasn ele geirmitir. Sava ganimeti ok byktr. ok
miktarda altn ve saysz tun eya, 3 300 de esir vardr.
Fakat bir Msr elisi daha kagelir. Suppiluliuma ayn kararsz tutum
iindedir. Kukularn hemen hemen ayn szlerle tekrarlar. Ancak bu arada
kralie can sklm olmakla birlikte, yine de teklifinde direnmektedir, bir
mektup daha yollam tr:
,
"Niin byle konutun? Niin benimle alay etmek istiyorlar dedin?"
". . . Ben baka bir lkeye yazmadm. Yalnzca sana yazdm. Birok olun ol
duu syleniyor. Ver bana oullarndan birini; benim kocam olsun, hem de M
sr'da kral olsun ". Ve Mursilis itenlikle devam eder: "Babam iyi yrekli oldu
u iin kadnn szn dinledi ve gnderecei olu seti. "
Ne yazk ki, bu hikaye burada sona ermektedir. Suppiluliuma, oglunu M
sr'a gnderiyor, fakat prens oraya varmadan yolda ldrlyor. Anlalan,
Msr tahtnda bakasn grmek isteyen bir grup saray entrikacs bu cinayeti
ilemitir. 3300 yllk byle bir mektuplamada insan bugn tarihin atan nab
zn duymaktadr. Gerekten bir Hititli firavunlar tahtna oturmu olsayd,
meydana gelecek tarihsel geliimi dnnce hayalimizde neler neler canlan
veriyor.

SUPPLULUMA'NINK gibi bir imparatorluk genellikle kurucu hkmdar


lnce byk tehlikelerle kar karya kalr. Tahta kma srasnn garanti
edilmi olmas, bir liyakatliden sonra baka bir liyakatli gelir demek degildir.
Ne var ki, ans Hititler'e glyor, uluslarn tarihinde ender grlen bu ans
sayesinde byk kraln kurmu oldugu karmak sistemli feodal dzen varl
gn koruyor. Suppiluliuma' dan sonra tahta kan III. Amuvandas hastalkl
bir adamdr. 1 3 35'ten 1 334'e kadar sadece bir yl hkmdarlk yaptktan son
ra vebadan lyor. Yerine Suppiluliuma'nn ikinci oglu, babasyla edegerde
yeteneklere sahip ve onu devam ettirecek olan Il. Mursilis geiyor.
Kendisinin, abartdan uzak gereki bir eda ve duru bir dille yazlm ve
kayinamesinden - annal'inden, anlamalarndan, buyruklarndan, hepsinden
nce de insann duygularn allak bullak eden eseri "veba duasndan" tand
gmz kadaryla Suppiluliuma' dan bambaka bir kiilikte oldugunu anlyo
ruz.
Onda byklk cmertlikle bir aradadr; Mursilis'in byklgndeki sert
lik, kendi kendine eza veren bir duyarllkla birlemitir.
Tahta kar kmaz babasnn kurdugu dzeni srdrmek iin hemen sila
ha sarlmak zorunda kalyor. ki yl sren bir sava seferinde Bat' da Arzava
lkesinin gcn ykyor - bu lke hakknda bugn pek az ey bilmekteyiz -
TANRlLARlN VATANI ANADOLU lll

douda savalar yapyor, kuzeyde eski dman, vahi, barbar Kaska boylarn
bozguna uratyor; ayn ekilde Ahhiyava ulusunu da yeniyor (Baz aratrc
lar bu ulusun Miken a Grekleri olduu kansndadr) .
Mursilis kendi bnyesine kar da savamak zorunda kalyor. Vcuta
pek salam biri deildir. Ayrca, konuma zorluu da ekmektedir. Hayatn
da dinin kendisi iin ok derin nitelikte bir sorun haline geldii anlalyor.
Kiiliinin bu yann renmemizi salayan - veba duas gibi - yazl metin
ler var; bu metinleri edebiyatn balangc olarak kabul etmemiz gerekir . . .
Bunlar (Tevrat'n yksek iir gc gsteren blm) "Hiob Kitab" ile kar
latrabiliriz; soyut ller iinde bu karlatrma belki doru olmaz, ama
aclar iinde kvranarak btn itenliiyle dua eden insan gzmzn n
ne getirirsek, bylesine bir karlatrma hi .de uyarsz grnmeyecektir. Her
ey bir yana "Mursilis'in veba duas" insan ruhunu saran bir anlatm gcne
sahiptir.
Bunu burada bir snayalm:
Ey Hatti 'nin frtna tanrs, benim efendim,
Ve ey siz, benim efendim olan btn tanrlar!
Dorudur,
!nsan gnah iler.
Benim babam da gnah iledi.
Hatti'nin frtna tanrsnn, benim efendimin szn dinlemedi.
Ama ben, ben hi gnah ilemedim.
Dorudur,
Babann gnah oluna da geer,
Bana da babamn gnah geti.
u anda Hatti'nin frtna tanrsna, benim efendime
Ve efendim olan btn tanrlam iletirim ki,
Dorudur, biz bunu yaptk.
Ve imdi ben, babamn gnahn doruladma gre,
Ey Hatti'nin frtna tanrs, ey benim sahibim,
Ve ey benim sahibim olan btn tanrlar
Niyetleriniz artk deisin!
Artk benim iin de yeniden dosta eyler dnn!
Ve artk vebay Hatti lkesinden kovun!
Ey tanrlar, siz ki benim sahibimsiniz,
Eer Tudhaliyas'n kan cn almak istiyorsanz,
Bilin ki,
Tudhaliyas' ldrenler,
Dktkleri kann kefaretini dediler,
Ve Hatti lkesi dklen bu kan yznden yok olacak duruma geldi,
Bylece Hatti lkesi de kefaretini demi olmad m?
Eer bu kefareti demek sras bana gelmise,
112 C. W. CERAM

Ben de imdi btn ailemi bu gnahtan


Ve bu kefaretten kurtarmak istiyorum.
Ve siz ey tanrlar, sizler ki benim efendimsiniz,
Artk fkeniz yatsn.
Ey tanrlar, benim sahibim olan tanrlar,
Artk bana kar yine eskisi gibi iyilikler dnn.
Dileim huzurunuza varmaktr,
Huzurunuzda dua ettiim iin beni,
Kt hibir ey yapmadm iin diniemelisiniz
Bir zamanlar yanl yola sapanlardan
Kt iler yapanlardan
Hi kimse kalmad artk.
Hepsi ld nk.
Ama babamn gnah bana bulat iin,
Yalnzca bunun iin
Bakn sizlere, ey tanrlar, ey benim efendilerim,
Sizlere
Olkem iin,
Olkemi vebadan kurtarmanz iin
Kefaret kurbanlar sunuyorum,
Bu aclar ekip karn yreimden benim,
Ruhumdan bu korkular aln benim.
II. Mursilis arkasnda bir imparatorluk brakarak gt; olu Muvatallis'e
den i, sadece bu miras elinde tutmakt. Ancak burada bu "sadece elinde
tutmak" sznn olaanst arlkta bir anlam vardr. nk bu arada fira
vunlar devleti - zellikle IV. Amenophis, dnme kral Ehnaton'un dinde re
form giriimleri yznden - uzun sren bir siyasal geveklikten sonra gerek
bir hkmdara sahip olmutu. Msr'n stnl yeniden kurmakta ola
anst atlrnlara girien bu hkmdar II. Ramses'ti. Tahta geince, Suriye
snrna kesin eklini vermenin bir zorunluluk olduunu anlamt. Eskian
bu en gl hkmdarnn karsna dikilmesi gereken de Muvatallis'ti.
lkisi Kade savanda kar karya geldiler.
nl savalar vardr; kimi vatan savadr, zorunlu olduunu okullarda
retirler; kimi klasik savatr, harp akademilerinin kum masalarnda kurmay
adaylarna tekrar ettirirler; kimi kesin sonulu savatr, tarihiler bir sava fas
lm bitirmek iin bundan yararlanrlar; ama dnya tarihini etkileyen nitelikte
pek az sava vardr. Bunlar sadece olup bitmi savalar deildirler, tarihe yn
vermi, tarihin akn deitirmi savalardr.
Burada "dnya tarihini etkileme" kavram hi kukusuz grece bir nitelik
tedir. Dnya, bilinen dnya demektir. Bilinen dnya ise adan aa deien
bir kavramdr. (M.. SOO yllarnda bir dnya haritas yapm olan Miletli
Hekataios'un1 dnyas, onun bilebildii kadar bir dnyayd. Romallar iin
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 113

dnya biraz daha bymt; imparatorluun en geni snrlara ulat Tra


yan (98- 1 1 7 ) zamannda dnya haritas o zamanki dnyayla bir olduuna g
re, bu dnya tarih asndan da gerek bir dnyayd.
Bugn ise bambaka bir ada yayoruz; Oklahomal Mister Smith ile
Frankfurtlu Herr Schmidt kendi tecrbelerinden dnyann yuvarlak olduu
nu biliyorlar, nk diledikleri zaman uaa binip 20 saatte dnyann evre
sini dolanabileceklerdir. Ama bu durum, bizim eskilere oranla daha dar bir
grecelik alan iinde yaadmz dnmeyi gerektirmez. Grecelik nitelik
deitirmitir, ancak yine de srp gitmektedir. Gnmzde dnya kavram
artk gidilebilecek gezegenleri de ieriyor; okullarmzda corafya, kozmograf
yann bir blm halinde okutulmaktadr.
Bu arasz tarihsel olgularn yarglanmas asndan greceliin anlamn
akla kav'uturmak iindi. Dnya tarihini etkileyen savalar, kendi grece
liklerine gre ok yay kullanan insanlar arasnda da olabilir. Ancak bunlar pek
azdr. Tarihin en nl savalarndan biri Troya'da yapld, ama ne Grek ne de
Onasya tarihini nemli lde etkilemi deildir. Btn sava teoricilerinin
klasik rnei Cannae Sava da2 bu nitelikte deildir, nk sonucu o gnn
dnyasnda hibir deiiklik yaratmamtr. Teutoburg orman sava3 iin de
ayn eyi syleyebiliriz; sava Arminius deil de Romal Varus kazansayd,
dnya tarihi nasl bir geliim gstermise, hi kukusuz yine ayn geliimi gs
terecekti. Ama Katalaun Sava4 dnya tarihini etkiler niteliktedir, nk uzun
bir sre iin Hristiyanln kaderini tayin etmitir. Sava Romallar kaybet
seydi, bu sadece Roma'nn deil, herhalde Hristiyanln da sonu olurdu.
Daha yeni rnekler verelim: Waterloo dnya tarihini etkileyen bir sava
deildir, sadece tarih asndan artk kesinlemi bir ykln sava teknii ba
kmndan da dorulanmasdr; buna karlk Napolyon'un Moskova Sava ve
yenilgisi, Avrupa'nn daha sonraki biimieniini tayin etmitir. Dolaysyla ta
rihi etkilemi bir savatr. ok daha yakn tarihten de Verdun Sava'n deil,
Marne Sava'n tarihi etkileyen sava olarak tanmlyoruz. Stalingrad da yle
dir. Bu savata Avrupa'nn kaderi deimitir. Ve herhalde gnn birinde Di
en- Bien-Phu'yu dnya tarihini etkilemi bir sava diye adlandrmamz gere
kecektir, nk bu savala Asya'daki smrgeci Avrupal'nn son saati alm
tr, hem de en grltl biimde. s

( 1 ) lonial tarihi, corafyac. Pers lmparatorluu'nu bir batan bir baa dolap, "Dnya Gezi
si" adl kitabn yazd. "Soyaalar" adl kitabnda Grek tarihini zetledi.
(2) talya'da bulunan bu yerde Kartaca kumandan Anibal M.. 2 1 6'da, kendisinden sayca ok
stn Roma ordusunu yenilgiye uratmtr.
(3) Almanya'da, Westfalya'da 1 00 km. uzunluunda sk ormanlk blgenin ad. IX. yzylda
Cermen Babuu Arminius burada Varus kumandasndaki Roma lejyonlarn bozguna u
ratmtr.
(4) Katalaun-Fransa'da, Champagne ilinde bir yer. Burada 45 1 ylnda yaplan ok byk bir
savat!l Romal Aetius, Vizigotlar'n yardmyla Hun Kral Atilla'y durdurmay baarmtr.
( 5 ) Bkz: Aklamalar blm.
TVA S
11 4 C. W. CERAM

imdi asl konumuza dnelim: M.. 1 296 ylnda Firavun Il. Ramses ile
Hitit Kral Muvatallis ve Asyal sava ortaklar arasnda yaplan Kade Mey
dan Sava da, dnya tarihini etkileyen bir sava olarak kabul edilmelidir. Bu
sava ister Hititler'in, ister Msrllar'n zaferiyle, isterse belirsiz bir sonula
bitmi olsun, hibir ey fark etmez; yine de dnya tarihi asndan nerrrl ni
koruyacaktr. nk, Suriye ile Filistin'in kaderini ve Msr ile Hatti arasnda
ki hegemonya ilikisini etkilemitir; Nil ile Dicle arasndaki uluslarn aln ya
zsn izmitir - Buralar da o zamanlar btn dnya demekti.
Asi rma kysnda yaplan bu savan kitabmz iin ayrca bir ekicilii
vardr. Bir defa kesinlikle varyapmn salayabildiimiz tarihin ilk savadr.
stelik bilinen bu sava bilinen ilk bar antiamas izlemitir. Bu antlama
politik adan sa'dan sonra 20. yzylda uluslarn ortaya koyduu birok ba
r antiamasndan daha stn niteliklere sahiptir.
Yukarda iaret ettiimiz gibi, bu savan bir ntarihi var. Kimi zaman Hi
tit, kimi zaman Msr hkmdarlarnn (ya da bunlarn sava ortaklarnn)
yrtm olduu bir saldr politikasnn zorunlu sonucuydu.
ok uzun srm bir atma, kanl ve acmasz bir yn giriim nice yllar
dolduruyor. Bu bakmdan Msrbilimcilerin nitelediklerinden ok daha nem
li saylmas gerekir. Msrbilimciler, firavunlar devletinin byk gcn gz
nne alarak bu atmalar "snr kavga/an" diye tanmlyorlar. Oysa, aslnda
bu atma bir eit "Otuz Yl Sava "yd1, yalnz ok daha uzun srmt.
Suriye ile Filistin topra durmadan yaklp yklm, ehirler ve kaleler
yerle bir edilmi, buralarda yaayanlar ya kltan geirilmi, ya da esir edilip
gtrlmt. Sorun , "snrlarn " deil, btn Dou Akdeniz kylarnn ege
menlii sorunuydu. Arnama mektuplarnda Suriye ve Filistin siteleri krallar
nn yakniarn okuyoruz - umutsuz ikayetlerdir bunlar; kuzeyden gelen
saldrlara snrlardaki kaleler artk kar koyamaz olmutur; ok abuk yar
dm yollamas iin firavuna yalvarlmaktadr. Fakat Firavun Ehnaton'un bun
larla uraacak zaman yoktur; Amarna'daki masal saraynda baka eylerin
hlyasn kurmakta ve kendinden ncekilerin fethettii yerler birer birer el
den gitmektedir.
Daha sonra Haremhab (M.. 1 345- 1 3 1 8) adyla tahta kan general kurta
rlacak ne varsa kurtarmak iin didinmitir, ne var ki kurtarabildii pek az ol
du. Ancak I. Sethos (M.. 1 3 1 7- 1 30 1 ) Filistin zerine bir sefer dzenlemeyi
baarmt; lde yaayan oymaklar kovmu, am'a kadar olan blgede g
venlii salam, fakat karsnda atmay gze alamayaca zorlu bir hasm
bulmutu: Hitit Kral Muvatallis'i.

( 1 ) Otuz Yl Savalar - Avrupa'da 1 6 1 8'den 1 648'e kadar srm, zellikle Almanya ve bugn
k ekoslovakya topragnda byk ykmiara sebep olmutur. Avrupa tarihinin son din sa
vadr. Katolik Avusturya imparatoruna kar Protestan Alman prensleri Danimarka, sve,
Bohemya krallar savat. Son yllarda Fransa krallg Katolik oldugu halde Protestanlar'n
safnda yer ald. Bylece sava siyasal bir nitelik kazand. Avusturya'nn yenilgiyi kabul et
mesi zerine imzalanan Westfalya baryla son buldu.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 11 5

Bu bakmdan II. Ramses (M.O. 1 30 1 - 1 234) hi de rahat bir mirasa kon


mu deildi. Tahta kt zaman snrlar ate iindeydi. Babas Sethas'un g
bela geri ald yerleri koruyabilmek iin hemen silaha sarld. Egemenliinin
beinci ylnda Hititler, Filistin'e girmi bulunuyordu. Ordusunu toplayp,
H aremhab'n getii yoldan Fenike kylarn izleyerek kuzeye doru ilerleme
ye balad. Limanlarn gvenlik altnda bulunmas dman topraklarna do
ru yryen bir ordu iin en nemli gvence ve ikmal garantisidir. Asi rma
na yaklat zaman Muvatallis kumandasndaki asl Hitit kuvvetlerinin, ya
knda bulunan Kade kalesinde ordugah kurduu haberini ald. Kendini g
l hissediyordu. Saldrya gemeye karar verdi.

H1KAYELER tarihi oluturuyor . . . Anlatlan hikayeler ile bu sava reniyo


ruz. Karna k' ta, Luksorda, Ramesseum'da, Abydos'da ve Abu-Simbefde sanat
larn kaleminden km hikayeler bunlar: Ramses'in dnnden sonra
bakumandam verek gklere karyorlar. Otoriter devlet olay yazarna z
grlk tanmaz, bugn "objektif' diye adlandrdmz biimde gerei oldu
u gibi nakletme sz konusu deildir. Msrl sanatlar iin Ramses, Setepen
re-Re 1 tarafndan seilmi kimsedir. Onu veceklerdir, ancak bu vme l
sz bir taknlk halindedir. Bylesine taknlk o zamana kadar Msr'da g
rlm ey deildir.
Kullanacamz deyim ho grlsn, Bizans ii bir arlktr bu. Bu ar
lk, Ramses'in kendisini de etkileyecek, daha sonraki yllarda ahsn!J. duyulan
sevgiyi, kendisine taplnaya dntrecek bir kltr oluturacaktr. Bu vg
lerde o "Horus"tur2 ; "gerein sevgilisi gl boa, egemenlik boas, Hatti lke
sinin n sndrm ve Habe lkesini haritadan silmi korkusuz kahra
man"dr. "Dnyann ucuna ulam" ve "yabanc krallarn geni azn bz
mtr. " "Re' nin gneidir", "Hatti lkesini ineyen "dir. "Sivri boynuzlu bir
boa gibidir"; "kudretli aslan ", "dnyann evresini bir anda dolaan akal",
"grkemli tanrsal ahin "dir.
Verdiimiz bu rnekler, firavunun nitelii zerinde de, "vekayiname'1erin
nitelii zerinde de bize yeterince fikir vermitir. te bylesine bir slupla kale
me alnm yazlardan savan cereyann reneceiz. Yukarda sralanan un
vanlar Abu-Simbel kaya tapnann dikili talarnda okuyoruz. Bundan baka
uzun bir iirde Ramses'in grlmemi byklkteki zaferi anlatlmaktadr; bu
iir tapnaktaki b e yaztta bulunduu gibi, ayrca bir papirste de yazldr.
Yazar bilinmiyor. Uzun sre Pentovere adl birisi yazar sanldysa da,
sonradan bunun sadece bir kopya yazar olduu anlald, hem de kt bir
kopya yazar, zira birok yazl yanllar yapmt.

( 1 ) Re (veya Ra) - Eski Msr'n gne tanrs. 5. hanedan zamanndan sonra en byk tanr sa
ylmtr. Btn site tanrlarna onun ad eklenmitir.
(2) Horus - lsis ile Osiris'in oglu olan Msr tanrs. Kanatl gne, ya da ahin bal insan olarak
tasvir edilir.
116 C. W . CERAM

Bu iir kefedildiginde, birka ateli Msrbilimci, yazar Msr'n Homer'i


diye niteledigi gibi, bu eseri de Troya destanyla karlatrmaya kalktlar. An
cak hibiri tapnak yazlarnda grlen bu abartlar ve ly karm tts
lerneler karsnda yaplmas gerekene, yani eletirisel yorumlamaya ynelme
mitir. Bunlarn yalnz abartlar degil, elikileri de, savrulmu dpedz ya
lanlar da fark etmeleri gerekirdi.
Yazlarn esin kaynag Ramses olmutu ve biz bugn bu yazlarn "tarihin
utanmazca tahrif edilmesi" oldugunu syleyebilecek durumdayz. Saptadg
mz ilk zelligi bu; saptadgmz baka bir nokta da propaganda niteliginde
bylesine bir aheseri yaratmaya Ramses'ten nce kimsenin ulaamam oldu
gudur. Ramses'in yazdrdkianna binyldan fazla bir zaman inanld. Mo
dern aratr da uzun sre bu kandrmacay benimsedi; bunun nedenlerinin
banda, yetmi yl ncesine kadar firavunun hasmlarnn snr boylarnda
oturan basit oymaklar sanlm olmas gelir.
Hi kimse Ramses'in Kade'te byk bir siyasal gce kar dvm ola
bilecegini anlayamamt. Ne yazk ki, bugn eletiri, kesin kantlardan ok
belirtilere sahiptir. Ancak bu belirtiler, sz konusu nemli savan gerek ce
reyan tarzn, hibir pheye yer brakmadan izlernemizi saglayacak derecede
ikna edicidir.

ORDULARIN Kade'e yaklamas, ayn zamanda Eskiagn o gne kadar gr


dg en byk iki askeri gcn hesaplamak zere yakniamas demek olu
yordu. Hazrlgn buna gre yapm ve gcnn btn imkfmn zorlamt.
Ayrca, o zamana kadar hep Hititler'in sava ortag olmu bulunan Amurru
Kral Bentesina, son anda Ramses'in tarafna gemiti. Muvatallis de, asl or
dusunu bagtamas bulunan uluslarn birlikleriyle glendirmi bulunuyor
du; ayrca paral askerleri ve Likyal korkun korsanlarn meydana getirdigi
bir birligi vard. Ordusu 20 bin kiiye yaklayordu; imdiye kadar hibir fira
vun bu kadar ok sayda savay karsnda grmemiti. Metin yazar bunu
gizlemiyor, aksine kendi annn propagandasn daha parlak biimde yapa
bilmek iin dmann gleri konusunda abartlar yapyor. yle ya "dma
nn says ne kadar ok olursa, kazanlacak an da o kadar byk olacaktr".
Stratejik adan baklrsa Ramses'in Kade zerine yrmesi acemilikti.
Planszca bir ileri hareketti. Ordusunu drt ksma ayrmt; bunlar "Amon,
Re, Ptah ve Sutekh" diye Msr'n byk tanrlarnn adlarn tayordu. May
sn sonlarnda Kade' e yaklat ve uzakta sisler iinde seilen ehrin karsnda
ordugeibn kurdu.
Yaknlarda bulundugu sanlan dmandan en ufak bir iz bile yoktu. Ram
ses ne yapacagn bilmez bir halde subaylaryla tartp dururken, Hititler ok
tan harekete gemilerdi. Kade kalesinin kuzeyinde Asi rmagnn kysnda

( l) Antalya ky blgesi.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 11 7

grnmeden beklemiler ve Ramses'in tutumunun tam tersine ok saglam bir


plan uygulamaya balamlard. Taktik tuza olarak iki bedeviyi Ramses'in
ordugahna gnderdiler. Bunlar asker kaa rol oynayacaklar, Hitit ordusu
ve ordunun tutumu hakknda yanl bilgi vereceklerdi. yle de yaptlar. Hitit
kralnn, tanrnn olu yce firavunun nn ve esiz gcn duyunca kor
kusunden kuzeye, ta Halep dolayiarna geri ekildiini anlattlar.
Ramses, haber alma iini casuslar kt yapt ve kar tarafn gcn
doru kestirmesini kendine duyduu ar gven engelledii iin, bu "asker
kaaklanna" inand, sama sapan iler yapmaya koyuldu.
En ndeki Amon ordusunun bana geti. "Majesteleri babas gibi en nde
yer alp Amon ordusunu Asi rmann s kesiminden karya geirdi. "
Yani, iki kaan dediklerine gvenerek ordusunu ayrd. Asl kuvvetler
den 1 0 kilometre uzaklaarak, ne olduunu kesinlikle bilmedii bir duruma
doru ilerlemeye balad. Bu macera yetmezmi gibi, kendisi birliklerin en
nnde gidiyordu; yannda sadece bir grup subay vard ve herhangi bir nc
birlik karmak gereini duymad gibi, arkada brakt asl kuvvetleriyle
balant da salamad.
Bu durumda eyleme geme ans Muvatallis'e, Hititler'e gemiti. Muva
tallis serinkanllkla Ramses'in ilerleyiini gzetliyordu. O srada tuzak kuran
bir avcnn duyduklarn duymu olmaldr. Ordusunu ehrin kuzeybatsn
dan ekip Asi rman geti. Ramses, dman arayacam diye Kade'in bat
sndan kuzeye doru giderken, Muvatallis ehrin dousuna gemi, ehrin
surlaryla dman arasndan gneye inmiti. Ramses hala Amon Ordusu'nun
banda kuzeye ilerlemekteydi; Amon ordusunun arkasndan ar ar Re or
dusu geliyordu; Ptah ile Sutekh ordular ise henz gerilerde, Asi rmann
gney kesimindeydiler.
Bu manevralarn Hititler ikincliye kadar tamamlamlard. Ramses ise
ehrin kuzeybatsna gelmi, daha nce Muvatallis'in kamp kurduu yerde a
dr atrp ordugah kurmutu. Yryten yorgun dm asker dinlenneye
gemi, yemek hazrlna girimiti. Bu srada Re ordusu da ar ar yakla
yordu. te bu anda Msrllara bir rastlant yardm etti; iki Hitit askerini ele
geirdiler. Bunlar yzlerini grdkleri ilk dmanlard. Ramses, casuslar kr
balatt; sonunda adamlar Muvatallis'in hibir zaman firavundan korkup ka
madn, aksine btn ordusuyla ehrin arkasnda beklediini sylemek zo
runda kaldlar.
O zaman Ramses ayld, tehlikenin bykln grd.
Subaylarna kfrler savurdu; oysa bunlar, kendisini byle babo ileri
yry yapmamas iin defalarca uyarmlard. H aberciler yolland; Ptah or
dusunun sk yrye geip, bir an nce yanna gelmesini istiyordu. Sevindi
rici tek durum Re ordusunun bu arada gzle grlecek kadar bir uzakla
varm olmasyd.
Ancak ne var ki, Muvatallis, Kade'in gneyinde rma yeniden gemi
bulunuyordu. imek gibi hzl giden sava arabalaryla birden ortaya kt,
8 C. W. CERAM

yry kolunda giden Re ordusunun stne ulland. Hititler'in sava ara


balarnda srcden baka iki sava bulunuyordu. Msrllarnkinde ise sa
dece bir.
"Yry kolundaki Re ordusunun tam orta kesimine saldrdlar. Ordu sa
vaa hazr deildi. Bu yzden majestelerinin askeri de, sava arabalar da onla
rn karsnda yenildi. "
Muvatallis bu orduyu darmadank etmi ve en kk kalntsna kadar
yok etmiti. Kaanlar kovalamaya koyuldu. Hitit sava arabalar, bu daha ye
ni, daha hzl, hzlarndan dolay da kar durulmaz ve her eyi ineyip geen
saldr silah, Ramses'e doru ilerliyordu. lmden kurtulmu Msr askerleri,
ne yapacan bilmez bir panik dalgas halinde Amon ordugahndan ieri dal
mt. Bir anda bu ordunun saflar da allak bullak oldu.
lte bu an, Kade savann en nemli andr. Hitit hafif sava arabalar, sa
va tarihinde yeni bir stratejik aamay gsteriyorlard; gz ap kapanncaya
kadar bir kuatma hareketini baarverdiler.
Byle bir kuatmadan hibir ordu kurtulamaz. Msr ordusu da kurtula
mamtr, kurtulamazd da. Bu bakmdan Msrllar'n zaferden sz eden yaz
larnn inanlacak bir taraf olamaz.
Ordular aa yukar birbirine denk gteydi; iki tarafta da 20 bin kadar
sava vard. Muvatallis, Re ordusunu yok edince, firavunun ordusunun
drtte birini de yok etmi oluyordu. Ayrca Amon ordusunu ve firavunun
kendisini asl kuvvetlerden ayrnay da baarmt. Ptah hibir eyden haber
siz yryp duruyor, Sutehk hala Asi rmann gneyinde bekliyordu. lte
bu durumdan yldrm hzyla yararlanarak Muvatallis, sava arabas birlikle
riyle kaanlar izlemi, sonra geni bir ark hareketi yaptrp firavunu ember
iine almt.
Byle bir durumda Eskia'n en byk savann, Msrllar'n kesin ye
nilgisiyle sona ermesi kadar doal bir ey olamaz, bunun zorunluluundan da
kimse phe' edemez. Muvatallis zinde birlikleriyle yakn savaa giriince M
srllar' elbette yenilgiye uratacakt. Yenilginin bir topluca yok edilmeye d
nmesini ancak bir mucize nleyebilirdi ve ancak bir mucize firavunun ken
disini ve ordusunun son dkntsn kurtarabilirdi.
Ve bu mucize oldu.
Bu mucizeyi Msr kronikileri, daha sonra Ramses'in tanrlarnkine denk
baladd olarak niteleyeceklerdir. Gerekten yapt iin byklne diye
cek yoktur, kanay ok iyi baarmtr. Ona kama imkann salayan iki
olay cereyan etti. Bu iki olay onun gcyle ilikili eyler deildi.
Hititler'in eitli uluslardan meydana gelen ordusunda ancak yumuak bir
disiplin vard. Hitit vurucu birlikleri, Ramses'in ordugahna girince, kesinlik
kazanm zafer grnm karsnda, sava sarholuu ve ganimet hrsyla
kendilerinden getiler; kovalama durdu. nlerinde kaanlarn olduu gibi b
rakt adrlar, aralar, gereler, silahlar ve iieri dolu nakliye arabalar vard.
Bunlara saldrdlar. Artk buyruklarn etkisiz kald disiplinsiz bir yamac
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 11 9

Birinci Amon ordusu karargah kuruyor.

srs olmulard. Byle bir sr cesurca dzenlenmi bir saldrya ugrarsa,


sonlarnn kt olmas dogaldr.
Anszn byle bir saldrya ugradlar. Bu saldr panige ugram Ramses
birliklerinden gelemezdi. Herhalde deniz tarafndan gelmilerdi. Kk, fakat
disiplinli bir biriikti bu. Sava alannda grnr grnmez durumu bir bak
ta kavram olacaklar ki, iddetli bir saldrya geiyorlar ve Hitit'li yagmaclar
dagtyorlar.
Bu kk birligin nasl ve nereden geldigi bilinmiyor; genellikle bir gren
ci birligi olmalar ihtimali zerinde durulmaktadr; aslnda sava grevleri ol
madg halde limanlarn birinde karaya km ve kendi kendilerine orduya
katlma yollarn aram olabilirler. Firavunun hayatn ve zgrlgn kurta
ran bu birliktir; Ramses, "byk" unvann almsa bunu her eyden nce bu
birlige borludur.
Ramses'in kuatmadan kurtuluunu saray airi de btn ayrntsyla anlat
maktadr. ly karan abartlar bir yana braklrsa, onun tavsirlerinden
de grenilecek birok noktalar var. Hikayenin anlatm biimi etkilidir; airin
kronigine fravunun sava srasndaki kiisel davranlarnn tasviri de kar
yor, tanrsna seslenileri, kendisini tehlikeyle babaa brakarak kaan sada
katsz adamlarndan ac ac yakniar uzun uzadya anlatyor.
120 C. W. CERAM

Savan en tehlikeli ann tasvir eden blm:


"Majesteleri muhafzlaryla birlikte yapayalnz kalmt " diye balar. "Ama
aalk Hatti Prensi, ordusunun ortasnda duruyor ve majestelerinin korkusun
dan bir trl savaa giriemiyordu. " Burada dmann akllca hareketi kor
kaklk olarak gsterilmektedir.
Hitit sava arabalar Re ordusunu dagttktan ve aralarnda fravunun iki
olu da bulunan bozgun askerleri, Amon ordusu saflarn da altst ettikten
sonra, "Majesteleri babas Month gibi ortaya kt, btn sava sslerini takm
ve zrhn giymiti. Grnm tpk gazaba geldii andaki Baal1 gibiydi. Majes
telerini tayan byk arabann ad 'Teb Zaferi'ydi, atlar da Ramses'in has ah
rndand. Majesteleri hzla ileri atld, Hatti ordusunun stne saldrd. Tek ba
nayd, yannda hi kimse yoktu. "
Burada anlatlanlara baklnca, bu davrann lm hie sayan kahra
manca bir saldr, bir umutsuzluk atlm ya da aklszca bir ka oldugu so
nular karlabilir. airin abartlar bu blmde en yksek dzeyine ula
yor:
"Kral etrafna baknca k yollarnn 2500 sava arabasyla kesilmi olduu
nu grd, epeevre ember olmu duruyorlard. Bu arabalarda aalk Hatti
lkesinin savalarnn yan sra, onlarla birlik olmu lkelerin, Aradus, Mese,
Pedes, lrun, Kizvadna, Hareb, Ekeret, Kade ve Reke'nin savalar da bulun
maktayd. Bir arabada sava vard. "
O zaman firavun yksek sesle yakna balar ve iir, bir ycelik kazanr.
airin anlattklar firavun un konumasyla yer degitirir:
"Yanmda ne bir prens var, ne bir src, ne bir piyade subay ne de bir ara
ba savas. Yaya askerim de araba savalarm da beni onlarn karsnda ga
nimet gibi brakarak ekip gitti, onlarla savamak iin hibiri durmad . . . "
Sonra da tanrsna seslenir:
"Majesteleri yle dedi: 'Ey benim babam Amon2 imdi ne olacak? Bir baba
nn olunu unuttuu grlm mdr? Ben sensiz bir ey yaptm m? Nereye git
tiysem, nerede durduysam, btn bunlar hep senin dileine gre olmad m?
Buyruklarna bir an iin olsun kar geldim mi? Senin iin bu Asyallar nedir ey
Amon? Tanrdan bile haberleri olmayan aalk zavalllar deil mi? Oysa ben,
senin iin nice nice antlar dikmedim mi? Ve senin tapnan senin esirlerinle
doldurmadm m?. . . Ey Amon, ey benim babam, sana sesleniyorum! Burada ta
nmadm yabanclarn ortasnda kaldm. Btn lkeler bana kar birleti.
Bense yapayalnz kaldm. Yanmda kimsecikler yok. Askerlerim beni terk etti ve
araba savalarmdan hibiri arkarndan gelmedi. Ama ben sana sesleniyor ve

( I ) Baal - 1branice "efendi" anlamna. Filistin'de yaayan tarma dayal toplumlarn yer tanrs
dr. Boga eklinde tasvir edilir ve ok gl olduguna inanlrd. Btn nasya lkelerini et
kilemitir. Yahudilik onun etkisini yok etmek iin srekli ugramak zorunda kalmtr.
(2) Amon - Eski Msr'n dllenme ve bereket tanrs. Ko bal olarak tasvir edilir. Kkende
Teb sitesi tanrs iken daha sonra gne tanrs Re ile birleerek Amon Re adn almtr.
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 121

II. Ramses 'in yaya askeri

biliyorum ki, benim iin milyonlarca yaya askeri yz binlerce araba savas,
on binlerce karde ve evlat bir gnl olup birleeceine, yalnz bir Amon benden
yana olsun yeter. Nice insan bir araya gelse bir ey yapamaz, ama bir Amon
her eyden, herkesten daha gldr. . . Ey Amon, beni dinle ve sana seslendi
im zaman yanma gel. . . Bana elini uzatt, sevinle sarsld m; arkarndan ses
lendi: llerif llerif Ben seninleyim, ben, baban senin/eyimf Elimi sana uzattm i
te; ben yz bin askerden daha glym; ben zaferin tanrs, kuwetin sevdals
ymf"
Kendini tanr yapan birinin tanrsal sesleniidir bu. Glgam1 ile HerkP
bu satrlarda birbirinin iinde erimektedir.
"Yitirdiim yreimi yeniden bulmutum, kalbirn sevinle arpyordu; ne is
tediysem, istediim gibi olmutu. Month gibiydim. Saa atldm, sola vurdum.
Onlarn karsnda gazaba geldii andaki Baal olmutum sanki. Bir de baktm,
epeevre beni kuatm 2500 sava arabas atlanmn ayaklar altnda darmada
nk olmam m? Ilerinden biri karma kp da dvrnek iin elini bile kal
dramad. Korkudan dilleri tutulmu, kollar gcn yitirmiti. Ne ok atabiliyor,
ne de mzrak savuracak takati kendilerinde bulabiliyor/ard. Hepsini suya dk-

( 1 ) Glgam - Mezopotamya'da, Uruk sitesinin efsane kral. M .. 3. binyla ait Babil efsanesi
onun adyla anlr. Glgam efsanesi Ninova'da Asur Kral Asur Banipal'in kitaplgnda
bin satr tutan 12 tabJet halinde bulunmutur. Glgam dev yapl, ok gl bir kahraman
dr. Yaptg iler zamanla Onasya lkelerinde baka efsane ve destaniara konu olmutur.
(2) Herkl (Herakles) - Grek efsane kahraman. Kkende Dor-Akalar'n yar tanrs. Olagans
t gc balca zelligidir. Zeus, ona lmszlk baglad, tanra Hebe ile evlendirdi. Ze
us'un kars Hera, ocugu kskand, bebekken ona iki ylan yollad. Herakles ylanlar bogdu.
Hera'nn kini gememiti; Herakles byyp ocuk sahibi oldugu zaman onu delirtti. Bu
yzden Herakles, karsn ve ocuklarn ldrd. Sonra duydugu vicdan azabn gidermek
iin Mykenai kralnn hizmetinde ok g on iki ii baard. Yar insan yar at Nessos'la teke
tek dvp ldrd. Nessos lrken Herakles'in karsna yarasndan akan kan toplamas
n, bununla kocasnn sevgisini gledirecegini syledi. Kadn da denileni yapt. Herakles,
Oikhalia'y fethedip, oradan gzel lole'yi alp gelince kars byl kana batrlm bir gm
lek yollad. Herakles gmlegi srtna geirir geirmez yanmaya balad. Dayanlmaz acya
son vrmek iin Herakles bir odun ygn hazrlatp, kendini alevlerin iine att. lnce Oly
mpos'a gtrld, Zeus ile Alkmene adl bir kadnn oc.igud r.
122 C. W. CERAM

tm, timsahlar gibi rmaa atldlar. Birbirinin zerine devriliyorlar, ilerinden


kimi istersem onu ldryordum. "
Msr iiri burada Ramses'in sonunda salam bir taktik dneeye vard
n doruluyor: Firavun yeni ka denemesinde arkasn gven altna alabil
mek iin Hititler'in zayf cephesi olan rmak tarafna atlyor. Msr tapnak
duvarlarnda bulunan sonradan eklenmi sava tasvirleri, rnaa den d
manlarn nasl boulduklarn gstermektedir. Ancak bu tasvirlere pek gve
nemiyoruz.
Msr tasvirlerine gre, "zavall Hatti Prensi tirtir titreyerek ve aknlktan
lgna dnerek" askerlerinin bana gelenleri seyrediyor. lleri gelenleri yanna
aryor, birliklerini bir araya getiriyor. "Bin araba toplanmt, hep birden
doruca atein stne saldrdlar" (Ylanl tac ate pskren firavunun stne).
"zerlerine atldm. Month gibiydim, bir anda ellerim onun elleri olmutu.
Kesiyordum, ldryordum. Biri yanndakine yle baryordu: !nsan deil bu,
bizim gibi biri deil. Sutekh 'in ta kendisi, kollarnda Baal'n gc var. Yaptklar
insan ii deil. imdiye kadar kimse askersiz, arabasz yz bin kiiyi yenememi
tir. Gelin, abuk olun, kaalm nnden; kaalm da canmz kurtaralm, kaa
lm da soluk alalm. Bakn, yanna varmaya kalkann eli tutmaz, kolu kprda
maz oluyor. Kardan geliini gren ne oku na davranabiliyor, ne kargsna. "
Buradan Ramses'in gerekten cesurca bir atlmla kanay baard sonu
cunu karabiliriz. O zaman bir umut grm olmal ki, subaylarn, mai
yetini, askerlerini dnmeye balyor, onlar topariama yollarn aratryor,
yalnz bunu artk ie yaramayacak kuru emirlerle deil, onlar yreklendire
rek, morallerini glendirerek yapmak istiyor:
"Haydi cesaret! Cesaret benim askerlerim! Zaferimi grdnz, yapayalnz ol
duumu da grdnz. Fakat beni koruyan Amon 'du, elini uzatmt bana. Ey
araba savalarm, sizler ne kadar tabanszmsnz, bo yere gvenmiim size.
Vlkemdeyken kendisine iyilik ettiim kimse yok mu iinizde? O zamanlar ben
efendinizdim, sizlerse kullarm deil miydiniz? Her gn benim ekmeimi yemez
miydiniz? Oulu, babann malna sahip klmadm m? Vlkemde ne kadar kt
ey varsa hepsini kaldrmadm m? Vergilerinizi aifetmedim mi? "Sizlerden aln
m ne varsa hepsini ve daha baka nice eyleri sizlere geri verdirmedim mi?. . .
Kim bana bir dileiyle gelse, her zaman hep, 'Evet, yaparm ' demedim mi? Be
nim sizler iin yaptm, askerleri iin yapm baka hkmdar daha var mdr?
Sizleri kendi evlerinizde, kendi kentlerinizde oturttum. Ayn eyleri araba sava
larm iin de yaptm, birok kentlerin yolunu onlar iin de atm . . . Ve, bir gn
kavgaya girersem, onlar da bana kar ayn davranta bulunurlar sanyordum.
Ama grn ite! Hepiniz birden ne acnacak hallere dtnz; ben dve gir
dim, iinizden biri kp da bana elini bile uzatmad. "
Btn bu parlak szler belki Ramses'in yiitliini yanstyor, ama hi de
bir zaferi haber vermiyor:
"Askerlerimin ve araba savalarmn iledii su o kadar byk ki, dille an
latlr gibi deil. Ama grdnz, zaferi Amon bana verdi, askerlerim ve sava
TANRILARIN VA TANI ANADOLU 123

arabalarm yanmda olmad halde yine de zafer benim oldu. Btn uzak lke
lere zaferimi gsterdim, gcm gsterdim, hem de bunu arkarndan gelen tek bir
kumandan m, tek bir araba src m olmadan yaptm . . . Benim arabam sren
Menna, drt bir yanmzn ynla arabayla evrili olduunu grnce, yrei
korku ile dolup dehet iinde elden ayaktan kesildi. Majestelerine yle dedi: 'Ey
benim iyi efendim! Ey Msr'n gl hkmdar, ey Msr'n byk koruyucusu,
kavga gndr bu, ancak dmann ortasnda yapayalnz kalmz. Bak, ordu
ile araba savalar bizi terk etti. Niin burada durup kalmak istersin? Kalrsak
soluumuzu kesecekler bizim! Brak sa salim gidelim buradan, kurtar bizi Ram-
ses!"
Majesteleri, a r aba srcsne yle diyor:
"Cesaretini topla benim srcm! Ben imdi onlarn iine ahin gibi dalaca
m. Onlar ldrecek, kltan geirecek ve yere sereceim. Bu dleklerin senin
iin bir deeri olmasn. Bylelerinden bir milyonu ksa karma, benim benzim
solmaz. "
Majesteleri hzla ileri atld. Dmann iine dald, sanki alt kez birden
dalm gibiydi:
"Gazaba geldii anda Baal naslsa ben de yleydim, pelerini brakmadm,
ilerine girip, ben de nicesini ldrdm ve hi yorgunluk duymadm.
O zaman askerlerim ve araba savalarm benim gten yana Month gibi ol
duumu grnce, teker teker yaklamaya baladlar. Akam st ordugaha so
kuldular ve orada savatm btn uluslar kltan geirilmi ve kendi kanlar
na bulanm bir halde yerde yatar buldular; Hatti'nin btn sekin savalar,
krallarnn btn oullar ve kardeleri de onlar arasndayd. Kade sahrasn
beyazlara brmtm (llerin beyaz elbiseleriyle) ve o kadar oktular ki, ara
larndan yol bulunup yrnemiyordu.
Yaptklarm grnce askerlerim adm yceltmek iin yanma geldiler; ku
mandanlarm gcm vmek iin geldiler, araba savalarm da adm gklere
karmak iin geldiler.
Yaa, ey yrei yiitlikle dolu gzel sava, askerlerini ve araba savatiarn
kurtardn. Sen Amon 'un olu, sen gayretin simgesisin, Hatti lkesini kudretli
kollarnla sen yktn. Senin gibi yiit savann bir ei daha yoktur, senin gibi sa
va gn askeri iin dven bir kral daha yoktur. Korkusuz yrein var, gs
gse kavgada en nde gidersin. Btn lkeler el ele verdi, sana kar durama
d. Ordularn nnde ve btn dnyann nnde zaferi sen kazandn - abart
deildir bu . . . Hatti'nin belini krdn sonsuza dek!"
Majesteleri askerlerine, kumandanianna ve araba savalarna yle dedi:
"Ey benim kumandanlarm, askerlerim ve araba savalarm, dvmemek
le byk su ilediniz . . . Beni dmann ortasnda tek bama braktnz, hepini
ze akolsun! Beni terk edip gittiinizi herkes duydu . . . Ama ben yine de dv
tm, nice nice lkelerin milyonlarca askerini yendim, tek bama yendim. Be
nimle birlikte yalnzca 'Teb Zaferi' ve 'Cesaret Huzurdur' adl atiarm vard, saf
saf dmann ortasnda yapayalnz kaldm zaman yalnzca onlar bana yar-
12 4 C. W. CERAM

drnc oldu. Yeniden sarayma dndmde onlar her gn kendi ellerimle yedi
rip iireceim, nk onlar bana yardm ettiler, bir de Menna, araba sr-
,,
cum . . .
..

Bu iirden kartlacak gerek durum u olabilir:


Firavun birliklerinin bir ksmn (belki de gerekten kiisel yiitliiyle) to
parlamay ve ertesi sabah grieye ekilmeyi baarm olmaldr. Saray airi an
szn deniz tarafndan kagelip imdada yetien birlik zerinde pek durmuyor.
Ramses'in ordusunun kalntsyla hzla gneye, am yaylasna kadar ekildi
inden bahseden kaynaklara - savan cereyan tarz bir yana - gvenebiliriz.
Kesin olan bir gerek varsa, o da Ramses'in ok ar kayplar vererek cann
g bela kurtard ve adamakll brpalanm ordusuyla yurduna dnd
dr. Bu bakmdan kendisi iin deil zafer, en kk bir askeri baar daha sz
konusu olamaz. Buna karn bizim saray airi yine meydan bo bulmu, an
latmaya devam etmektedir (Bu anlatlanlada siyasal geliimin geirecei saf
halar arasnda nasl ztlklar bulunduunu daha sonraki sayfalarda greceiz).
Perian hallere dm zavall Hatt Prensi, majestelerinin yce adn ve
rek dedi ki: "Ey Re-Harahti, ey g dolu Sutekh, ey Nut'unl olu, Baal senin
vcudundadr ve sen Hatti lkesinin korku kaynasn. Hatti Prensi'nin belini
sonsuza dek krdn. " Bir eliyle majestelerinin yce adna hitap eden bir mek
tup yollad . . . Mektupta unlar yazlyd:
"Sen Re'nin olusun, Re, senden kt ve btn lkeleri sana ihsan etti. Msr
lkesi ve Hatti lkesi, bunlar senin hizmetindedir ve ayaklarnn altna serilmi
tir. Bunlar sana grkemli baban Re verdi. Ne olur, bizlere iddet gsterme. Bak,
senin kudretin ok byk ve imdi btn arlyla Hatti lkesinin stne k
mtr. Kendi hizmetinde olanlar ldrmen iyi bir i midir? Dn yz bin l
drdn, bugn yine gelirsen, bizlere hibir ey kalmayacak. Ey kudretli kral, is
teklerinde sertlik gsterme. efkat savatan daha iyidir, brak biz de soluk ala
lm. "
Saray airinin dediine gre, firavun bu mektubu (aire gre geri ekili
olmayan) geri ekili hareketi srasnda almtr.
Bu uydurmacada en belirgin samalk zellikle "Msr lkesi ve Hatti lke
si ayaklarnn altna serilmitir" cmlesinde grlyor. Bu iki lkenin ortakla
a snrnda tek bir defa byk atma olmu, Msrllar hemen tersyz geri
dnmler ve Hatti toprandan ieri bir adm bile atamamlard. Durum
byleyken Hitit Kral Muvatallis (bakenti snrdan 600 km. kuzeyde bulun
duu halde) lkesini ne diye Ramses'in ayaklar altna sersin?
air, kendisiyle de elikiye dyor; ama hi urourunda deildir. Sava
tanrs gibi gazaba gelerek firavunsal fkesiyle yz bin kiiyi yere sermesi anla
tldnda, sava- yetenei yeterince vlm olmuyor mu? Bylece onda er
dem ve cmertlikler kiileiyor. Ancak az nce erdem olan ey, birdenbire

( I ) Nut - Eski Msr'n insan eklinde simgelenen gk tanrs. Gnein ve tanrlarn anasdr.
Btn yldzlara hkrneder. Her sabah onlar yu tar ve her akam yeniden dogurur.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 12 5

kuku uyandran bir nitelik kazanyor. Generallerini evresine toplayarak


Muvatallis'in mektubunu onlara bildiriyor, o zaman generaller yle cevap
veriyorlar: "efkat en gzel eydir, ey kral efendimiz. Ban istei hibir zaman
cezalandrlmamal. Aksi halde fkelendiin gn ann yceltecek kimseyi bula
mazsn. " (Gerekte her ey bu Msr yazsnda anlatlanlardan ok baka bir
grnmdedir) .
Bunun zerine majesteleri, Hititler'in szne "kulak vermeye" yanat ve
ordusuyla "gneye giderken onlara bar iin elini uzatt" .
Yenilmi olan iin uzatlan bar elini tutmaktan baka kar yol var mdr?
Bir yandan da ne olur ne olmaz diye kamaya devam etmektedir.
Byk Ramses, Hitit Kral Muvatallis'le bir dostluk antiamas da imzal
yor.
Muvatallis'in kazanlar ise artcdr. Zamannda da byle artc bir
izienim uyandrm olmaldr. Kade savann dorudan doruya sonularn
dan biri, Bentesina'nn Msr'a balad Amurru lkesinin Hitit krallna ge
ri verilmesi oluyor (Hitit zaferinin kesinlii iin ite bir kant daha: Msrllar,
nasl oluyor da kendileriyle sava ortakl kurmu lkeyi, zaferi kazandklar
halde kaybeden tarafa veriyorlar? ) Muvatallis'in kardei ve olaanst bir ki
ilii olan Hattusilis, teden beri Hititler'e kar olan Kaska lkesine "kral yar
dmcs" adyla hkmdar oluyor ve Bentesina ile de gizli bir anlama yap
yor, kimse de buna ses karamyor.
Buna karn Suriye ve Filistin' deki snr uluslar Msr topraklarna doru
talanlarn srdrmektedir; bu duruma da ses karan yoktur. Yeniden byk
bir hesaplamaya gidilmesini, yaplan dostluk antlamasnn engelledii anla
lyor. Nitekim Msrllar ile Hititler arasnda nemli bir savatan bahseden
hibir belgeye sahip deiliz. Geri baz arpmalar olmutur, ama dorudan
doruya Hititler'in ynetiminde bir ordudan sz edilmemektedir. Ramses e-

Bir sava arabasnn varyap m. Araba oku trpana benzer, ucunda ssl bir bal
vardr. 70 cm. eninde dvlm bakrdan siperlik hem srcy korur,
hem de parltsyla dmann gzn kamatrp korku salar.
126 C. W. CERAM

Hitit sava arabas


(19. hanedan zamanna ait bir kabartmadan)
itli oyrnaklarla, eitli halklarla urap duruyor, fakat hibir zaman Hitit
ler'le aralarnda izilmi bulunan snrdan, "Nehr-l kelb"den 1 teye bir adm
bile atmyor, Fenike toprana ayak basmyor. Durum gnmzde de bu l
kelerde pek farkl deildir; scak ve souk sava halleri srekli yer deitirmek
tedir. Byle durumlar her iki tarafn da ekonomik gcn yprattndan, ge
nellikle yeniden kesin hesaplamalara yol aar. Son byk hesaplama bara
dnt zaman bundan en kazanl kan Suppiluliuma'dan sonra en
nemli Hititli saylan III. Hattusilis olmutur.
Muvatallis'in lmnden sonra olu Urhi-Teshub (Telipinus'un veraset
yasasna gre) sra kendinde olduundan tahta kmt. Ancak gsz bir h
kmdard. stelik bir de amcas Hattusilis'in klcnn hakk olarak elde ettii
kral yardmcln kaldrmaya kalkm, bunun sonucu H attusilis'in kendisi
ni tahttan indirmesi olmutu. Bu seferki taht gasb, kral ldrmeden gerek
letirilmiti. Urhi-Teshub srgn edildi. Taht gasbedenin hkmet etme bi
imi de deiiktir, hileden ok bilgelie dayanyor, iler zulmden ok hog
ryle yrtlyor. Bu hkmdar her haliyle Suppiluliuma'y hatrlatmakta
dr. Geri taht kl zoruyla elde etmiti, ama baarl bir generalden ok daha
telerde bir kiilie sahipti. Bize bir de belge brakmtr; kendi tarz iinde
Eskiada grdklerimizin en eskisidir; zellikle Hititler'in lndo-Cermen ni
teliklerini yanstan ilgin yanlar vardr.
Alman aratrc Anton Moortgat'a gre bu belge, "en eski otobiyografi ola
rak tanmlanabilir; ayrca tahta hakszca kn hakl karma abasdr. Yazl
antlar iinde Hititler'e zg nitelikleri yanstmaktadr; eski Dou ilk kez bu ya
zda kraln hayatyla halkn hayatn mantksal bir iliki iinde gstermeyi ba
armtr; kendilerine ve yabanclara ait bir dizi nemli olay belirli bir gr a
sna gre anlatlm, yani tarihsel dneeye ynelik bir yetenek gsterilmitir.

( 1 ) Lbnan'da rmak. Beyrut'un kuzeyinde denize dklr.


TANRlLARlN VATANI ANADOLU 127

Bu tarihsel dnce phesiz bugn dahi lndo-Cermen Bat lkelerini, geliim ve


dnya gr bakmndan nasya lkelerinden ayrt eden en nemli zelliktir. "
Geri daha nce Telipinus ve Il. Mursilis de ayn dogrultuda zellikler ta
yan yazlar brakmlard, ama Hattusilis, bunlarn hepsini ayor. Firavu
nun kendi kendini gklere karmasn ve btn teki Dogulu hkmdarla
rn ayn dogrultuda bbrlenmeyi tre haline getirmelerine karlk, burada
gerek bir otobiyografi denemesiyle yz yze gelmekteyiz. Bu, elbette Bat l
kelerinin anladg nitelikte bir "itiraflar" deildir; ama vnmeler deil, ak
lamalar vardr, hak benimdi diye demagojiye saplmam, aksine, zorunluluk
lar zerinde durularak yaplan taht gasb olayndan tr bir eit zr dilen
mitir. lktidar ele geirdikten sonra bu kral; Bat lkelerinde sadece bir kriz
srasnda Napolyon'da grlen, Dou'da ise ok yaygn olan - soyunu dogru
ca bir tanrya dayandrma yoluna sapmyor, aksine kendisinin bir tanrnn
"hizmetinde" bulunduunu aka bildiriyor:
"Ve babam beni kkken alp tanrnn hizmetine verdi. "
Hemen hemen Hristiyanca denilebilecek bir tevekkle kendini ltar'n1
iradesine bagl hissediyor, yapt her ey onun eseridir.
"Ne zaman hasta olsam, bu derdirnde hemen tanrsalln hizmetini aka
grrm. Tanram her zaman ve her yerde bana hep elini uzatmtr. Kendisine
bylesine bal bir adam olduum iin ve hep tanrlarn gsterdii yoldan yr
dm iin, hibir zaman insanlarn kt davraniarna eilim gstermedi m. "
Ne var ki (kral kardei Kade seferine kt zaman) Bentesina'nn hazrla
d fesat hareketine gizlice katlm olmas bu szlerine glge dryor. An
cak bu konuda sylentilerin yanl aktarlm olmas da mmkn. Aksi halde
kardeine kar bunca sulamalar ve mahkeme soruturmalar yapldktan
sonra, Muvatallis'in kendisine en nemli grevleri vermesi onu ordugah ku
mandan ve sava arabalarnn bakumandam yapmas aklanamaz. Muvatal
lis'in lmnden sonra yasalara tam bir boyun ei gsteriyor ve gerek varisi
tahta karmak iin aba harcyor. Ancak yeeni kendisinin kazanlm hakla
rna el atnca, onu kavgaya aryor.
"Fakat ben onlardan ayrldktan sonra, sana kar ne araba stnde ne de sa
rayn iinde bakaldrmak gibi hibir aykr davranta bulunmadm; onlara da
dmanca tavr takndm; sense bana kar kavgaya balyorsun. Ve sen byk
kralsn, bense bana braktn tek kalede kralm, bu kalenin kral olarak da tek
banaym. Haydi davran! Bizim iin karar ltar ile frtna tanrs Nerik versin!"
Hitit prenslerinin, Onasya'da bir benzeri bulunmayan biimde kendilerini
ve eylemlerini tarihsel olaylarla nedensel ilikiler iinde grmek yetenei, ha
smlarna kar diplomatik durumlarda g kazanmalarn saglam olmaldr;
baarl antlamalar politikas bunu doruluyor. Gerekten her eit hukuksal

( 1 ) ltar - Onasya'nn en byk tanralarndan biri. Srnerler'in tanras Vens yldznn


Mezopotamya din sisteminde aldg yeni kiiliktir. Babil'in en byk tanrs, ggn tanrs
Amun'un kars ve ve gne tanrs ama'n kz kardei saylmt. Ak ve sava tanrsdr.
128 C. W. CERAM

Devrilen atlar, ldrlen insanlar. Hititler sava arabalanyla


Byk Ramses'in adrl ordugahn igniyo rla r.

dncenin belirtisi ve salam bir adaletin temeli olan bu nedensellik anlay


n, yalnzca eski Dogu'nun Hitit metinlerinde gryoruz. III. Hattusilis'in
yllarca sren snr savalarndan sonra Il. Ramses'le yaptg antlama bu nite
liktedir; yalnzca bu bar eylemi degil, byk bir politik anlamann ilk mo
del rnegidir; gnmze kadar gelmi ve ikinci nshasyla da dogrulanm
yazl belgelerin en eskisisidir. Msr nshasn bilen Winckler'in Boazky'de
bir kil tablette, byk bir hayretle okudugu bu antlamadr.
Antlama M.O. 1 280 ve 1 269 yllar arasnda yaplmtr ( Kesin tarih he
nz Msrbilimcilerle Hititbilimciler arasnda tartma konusudur) ; yeni kro
nolojiye gre Ramses'in M.O. 1 30 l 'de tahta ktg gz nne alnrsa, bu du
rumda Ramses'in hkmdarlgnn 20. ylna rastlyor demektir.
Antlamann asl gm levhalara kazlmtr. (Bu levhalar kaybolmutur. )
Hiyeroglifle yazlm Msr nshas Karnak ve Ramesseum tapnaklarnn du
varlarnda bulunmaktadr. Bu antlamann bir garip zelligi, sadece iki dilde
degil, iki ayr tarzda kaleme alnm olmasdr. Geri her nshada kar tarafn
maddelerinin evirisi vardr, ancak formlletirmeler taraflarn arzular l
snde degitirilmitir. ivi yazsyla kaleme alnm nsha btnyle ele ge-
. memitir, sadece 1 4. maddeye kadardr (Bu madde Msr nshasnn 1 7. mad
desine uyum gstermektedir ) . Msr metni 30 maddedir ve antlamalarn ya
zldg gm levhalarn tasviriyle bitmektedir.
Hattusilis'in elileri antlamann bir taslagyla Msr'a gelmiler. Msr
metni her zamanki gibi politik ilikileri tek tarafl yorumlayarak, 2 1 . ylda
( Ramses'in 2 1 . hkmdarlk yl) Tybi aynn 2 1 . gnnde firavun, Nil delta
snda yeni kurulmu ehrin Ramses saraynda bulunurken, Hitit elileri Tar
teshub ile Romese'nin "majeste Ramses'ten, snrlarn diledigi her lkeye
TANRl LARlN VATANI ANADOLU 129

uzatm ( ama Hitit lkesine ayak bile atama


m) krallarn bu en glsnden bar dile
mek iin geldiklerini" anlatr.
Antlama Dou lkelerinde teden beri ge
lenek olduu zere byk szlerle balar, an
cak bu sefer byk szler iki taraf iin de eit
lde kullanlmtr:
"Bu antlamay, Hatti'nin kudretli byk
hkmdar Suppiluliuma'nn torunu, Hatti'nin
kudretli byk hkmdar Mursilis'in olu,
Kollan balanm bir Hitit prensi
Hatti'nin byk Hkmdar, kudretli Hattusi-
lis, Msr'n kudretli byk hkmdar I. Ramses'in torunu, Msr'n kudretli
byk hkmdar I. Sethos'un olu, Msr'n kudretli byk hkmdar II.
Ramses iin gm bir levha stnde yapt; bar ve kardelik iin yaplm iyi
bir antlamadr; ikisi arasnda bar sonsuza dek kurmutur. "
Bu dili etrefl uzun antlamay sonuna kadar okumann bir gerei yok.
En nemli iki noktas unlardr: Her iki taraf bundan byle fetih amacyla se
fer amayacaktr. Her iki taraf bir savunma birlii kuracaktr.
Ama bizi asl artan madde, siyasal mltecilerin durumunu ele alan son
blmdedir. Burada binyldan fazla bir zaman nce saptanan ilkeler hala
gncelliini korumaktadr:
"Eer bir adam - ya da iki, ya da adam - Msr lkesinden kaar ve Hat
ti'nin byk hkmdarna gelirse, Hatti'nin byk hkmdar, onu tutacak ve
Msr'n byk efendisi II. Ramses'e geri yollayacaktr. Ama Msr'n byk
efendisi Ramses'e geri verilen kimse hakknda suundan dolay soruturma al
mayacak, evine ve karsna ve ocuklarna zarar verilmeyecek, kendisi ldrl
meyecek, ne gzleri, ne kulaklar, ne az, ne de ayaklar incitilmeyecek ve her
hangi bir crmle sulanmayacaktr. "
Ayn hkmler Ramses'e snacak Hitit mltecileri iin de konulmutur.
Biti cmlesi de bu antlamaya yarar bir arlktadr:
"Burada sylenmi ne varsa hepsi, Hatti lkesi iin de ve Msr iin de bu g
m levhada durmaktadr. Bunlara her kim uymazsa Hatti lkesinin bin tanrs
ile Msr lkesinin bin tanrs onun evini, lkesini ve kullarn mahvetsin!"
phesiz bu szn tesbir edici bys deil, gereki politika yolunda Hi
titler'in salam tutumu, antlamann "kat paras" haline dmesini engel
lemitir. Bu antlama Onasya uluslarna yetmi yl sreyle bar getirdi. Dn
yada ise yetmi yl sreli b i.r ok ender grlmtr.

EN Y ANTLAMA ancak taraflarn iyi niyetiyle varln srdrebilir. Pak


tn yaplndan on yl sonra iki lke arasndaki dostluk allmam bir m
hrle perinlendi.
Ramses, Hattusilis'in byk kzyla evlendi.
TVA 9
130 C. W. CERAM

Bu kz da tekiler gibi alp haremine koymu olsayd, zerinde durmaya


deer ilgin bir olay meydana gelmezdi. Ama firavun onu bakadnla yk
seltti. Bu evlenme byk bar antlamasnn btn uluslarn gz nnde
bir defa daha tantanal gsteri halinde ilan edilmesine vesile olmutu. Ayrca
o zamanki Eskian " bykler"inden ikisinin yz yze gelmesini de sala
mt. Birok ey bu evlenmede ar basan tarafn Hititler olduunu gsteri
yor; o halde bu evlenme bilinli bir politik yaknlamayd.
Abu-Simbel'de bir dikilitan stnde Hitit prensesinin geliini gsteren
bir tasvir vardr. Burada II. Ramses, yannda Ma'atnefrure (gerek Re'nin g
zelliidir) adn alm bulunan kral kz ile babas Hitit Kral III. Hattusilis
oturmaktadr.
Tasvirdeki yazlardan birinin evirisini yaknlarda Siegfried Schott yapt.
Burada Msrl'nn olay kendine gre yorumlay ilgintir: "II. Ramses'in
Hatti lkesini yenilgiye uratmasndan sonra, bunlar yoksulluk ve korku iinde
yayorlard. Hititler'in byk kral, Ramses'e kzn yollad. "
Bir firavun yoksulluk iinde ve kendisinden korkarak yaayan bir lkeden
gelen bir prensesi byle trenle karlar m? Prensesi tantanal bir trenle alp
gelsinler diye koca bir orduyla ynla sayiuyu gndermitir:
"Majestelerine haber verildi:
Bak, Hatti'nin byk kral ne yapm.
Byk kzn getiriyorlar saysz armaanla
yle deerli yle ok ki armaanlar
Oturduklar yeri kaplyor.
Kral kzlar ve Hatti prensleri tayor onlar.
Nice dalar, nice sarp geitleri atlar
Ve majestenin snrna vardlar
Onlar karlamaya soylularnla bir ordu gndermelisin. "
Firavun arm grnyor. Oysa haberi vardr. nk nasl bir kabul g
receini nceden kesinlikle bilmeden Hatt kralnn kzn yola karm ol
mas elbette imkanszd. zellikle u satrlar inisiyatifin Hatti'de olduu kan
sn glendiriyor:
"Majesteleri duyunca bu olaanst olay
Sevince garkoldu, neeyle doldu sarayn efendisi.
Bylesi Msr'da grlm ey deildi.
Bir orduyla soylularn gnderdi
Hemen karlasnlar diye prensesi. "
Arkasndan Ramses, gelin alayna gzel havalar nasip etsin diye yabanc
lkeler tanrs, babas Seth'e dua eder:

( 1 ) Seth - Eski Msr'n l, frtna, yagmur ve kuraklk tanrs. Kkende Yukar Msr'n koru
yucu tanrsdr. Daha sonra "yabanc tanr" olarak Msr' istila eden Hiksoslar'n ve Asyal
lar'n tanrs saylmtr. Uzun kulakl bir hayvan halinde tasvir edilirdi.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 131

"Kes artk yamuru, frtnay ve kar yadrmay . . . "


Babas Seth de btn bunlar kesti.
Yaz bu sefer de alay dpedz bir harika olarak tasvir eder:
"Hatti birlikleri, okular ve svariler vard,
Hatti lkesinin btn yiitleri
Birlikte yiyorlar, birlikte iiyorlard.
Karde gibi bir gnl olmular,
Kimse kimseye kin beslemiyordu.
Aralarnda yalnzca bar ve dostluk vard.
Sanki onlar da Msrl olmulard.
Btn lkeler, alayn getii yerlerin prensleri
Hatti'nin yiitlerini
Firavunun ordusuyla birlik olmu grnce
ardlar, gzlerine inanamadlar.
Neredeyse baylacak/ard.
Bu prenslerden biri tekine yle dedi:
Majestelerinin dedii gerekmi
Ne kadar byk olduklarn imdi kendi gzlerimizle
Grdk, anladk: "
Buradan gelin alaynn snr uluslarnca siyasal bir mucize olarak degerien-
dirildii sonucu kyor. Derken tantanal alay, Ramses'in ehrine varyor:
"Hatti'nin byk kralnn kzn
Msr'a gelen kzn
Majestelerinin huzuruna gtrdler.
Ardndan saysz armaanlar geliyordu.
O zaman majesteleri, prensesin yzne bakt,
Ve onun ok gzel
Bir tanra kadar gzel olduunu grd.
Gzleri kamat, harika bir kzd bu,
O gne kadar grlmemi bir mucizeydi bu,
Bylesini kimseler kulaktan kulaa duymam
Bylesini atlarn hibir yazs kaydetmemiti. "
Ve son sz bu evlenmenin siyasal meyvesini aka tanmlyor. Son cmle,
Msrl yazarn majeste kraln nnde malcup eiliidir:
"Eer imdi bir adam ya da bir kadn
Ii der de Suriye'de gezer
Ve Hatti lkesine kadar giderse,
Yreinde hibir korku tamayacaktr.
nk majestelerinin kudreti ylesine bymtr. "
* * *
132 C. W. CERAM

H lTlT mparatorluu'nun doruk noktasndan aaya doru inii bu bar


antlamasyla balar. Antlama etkili olmu gvenlik salamt, ama gven
likle birlikte byklk de kaybolmutu.
Ganimet dkn Asur krallar snrlara dayanyor. Bat yresindeki bal
krallarn en sadklarndan biri Madduvattas, birden yeni glerin kokusunu
alm olacak ki, birlikten ayrlyor. Arzava lkesi beklenmedik bir g kazan
yor, Ahhiyava (belki de gerekten ilk Grekler olan Akalar) Bat'da tehdit edici
bir tehlike oluyorlar.
Suppiluliuma'nn rgtledii ve yz yl srm olan byk devlet, iki ne
sil mr iinde eriyiveriyor, zellikle IV. Tudhaliyas'n (M.O. 2SO- 220) ve
IV. Arnuvandas'n zayf ellerinde. tkisi de ne Hattusilis'in yapc bar politi
kasn srdrebiliyor, ne de diplomasi yoluyla kaybettiklerini kl zoruyla ge
ri almay baarabiliyor.
Byk bir imparatorluun byle anszn ykl esrarl bir olay gibi gr
nr. Oysa bu esrarn zm basittir. nk, yeni bir uluslar g olmutur.
Bu olayn bir impratorluun kndeki hzll aklayamayaca ileri sr
lrse, buna Avrupa'da son so ylda, Immanuel Kant'tan beri "zaman ve me
kan" zerinde hayli dnlmekle birlikte, "tarihsel zaman ve tarihsel me
kan" kavramlarnn kendi grece deerleri iinde henz yeterince incelenme
diini belirterek kar kabiliriz. Szgelii bizler ngiliz politikacs Sir os
ton Churchill'in ada olarak onu M.S. 20. yzyln nemli, hatta en nemli
politik kiilii olarak deerlendiririz. Acaba ilerde onu nasl deerlendirecek
lerdir? Hayatn inceleyecekler ve onu genliinden itibaren ngiliz imparator
luunun yklnda etkin rol oynamaktan baka hibir eylemi bulunmayan bir
kimse olarak tanmlayacaklardr.
Biz tekrar konumuza dnelim. Arnuvandas'tan sonra ksa bir sre bir
Suppiluliuma'nn daha hkmdar olduu anlalyor, hatta bir Tudhaliyas
daha geliyor.
Ama kesin olan bir ey varsa: M.O. 90'larda Hattusas'a yangn mealele
rinin dtdr. Yeni bir uluslar g Anadolu topran sarmtr. Bu sefer
Bat'dan geliyor ve gcn yitirmi Hitit mparatorluu'nu ineyip geiyor.
tk gelenler Misyallar ve Frigyallar olmaldr. Medinet H abu Tapna'ndaki
Msr yaztlarnda bunlara "deniz ulusu" ad veriliyor:
"Hatti'den balayarak, hibir lke onlara kar duramad. "

( 1 ) Deniz ulusu - M.. 1 3 . yzylda Kuzey Avrupa'dan balayan bir g dalgas, Kuzey Denizi
blgesinde yaayan oymaklarn gneye dogru ilerlemesine yol at. Avrupa'nn ilerinde iki
kola ayrldlar, bir kol ltalya'y, teki kol Balkanlar' ignedi. ltalya'dakilerin bir ksm Lib
ya'ya geerek Msr'a saldrdlar. Balkanlar'a gelenlerin bir ksm Anadolu'yu igneyip Suri
ye ve Filistin'i ele geirdiler. Bunlar da Msr'a saldrdlar. Msr' ele geiremediler, ama y
lesine hrpaladlar ki, fravurler devletinin ykln hzlandrdlar. Filistirliler'in bunlarn
soyundan geldigi sanlyor. Msr'da, Medinet Habu yazdar deniz ulusuyla yaplan savala
r uzun uzadya anlatr. Bu gte Onasya lkelerinin siyasal dengesi altst olmutur.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 133

Hattusas' ykan ve besbelli ehir yamalandktan sonr;: balayan yangn


herhalde ok byk apta olmutur. Kazlarda yaplan gzlemler kale, tapnak
ve ev duvarlarnn gnlerce, belki de haftalarca yangn iinde kald kansn
uyandryor.
Bu yangnla yalnz bir bakent snmedi (o tarihten gnmze kadar 3 1 45
yl boyunca buras bazen kasaba haline gelebilmi, ama ou zaman ky ola
rak kalmtr), ayn zamanda yalnz Kltepe ve A lacahyk'teki dier byk
ehirler yklmad, btn " Hitit mparatorluu' tarihten silindi.
Biz burada Hitit mparatorluu'nun kefinin tarihini yazmaya altm
za gre, arkeologlarn bak asna ncelik tanmak zorundayz. Bu konuda
byk ngiliz arkeolou Sir Leonard Woolley'in bize ilkin garip gelen iki sz
hemen akla geliyor. Diyor ki:
"Her ey kaz yapanlarn arzusuna gre olsayd, btn eski bakentlerin gn
lmzce pskrmeye geireceimiz bir yanardan klleri altnda kalmasn is
terdik. " Sonra unu ekler: "Byle bir yanarda bulunmad zaman da, arkeo
loglarn bak asna gre bir ehrin bana gelecek en iyi durum, gzelce yama
lanp atee verilmesidir. "
Woolley'in bu szleri aslnda grndkleri kadar insanlk d deildir. Ar
keologlarn karsna kan hep yangn, yama, toptan ldrme, cinayet izleri
dir, hep vahet belirtileridir. nsanlk tarihi bu gibi olaylardan yana alabildii
ne zengindir. Bu olgular sadece olduu gibi alnrsa bunlardan kesin bir ger
ein saptanmasna geilebilir; bu gerek Pompei ve Herkulaneum rnekle
rinde olduu gibi, ksa bir sre iinde lav ve snger tayla kaplanmak eklin
de gelen abuk ve kesin lmn, zamana dayanmak bakmndan yava yava
kemirilerek gelen lmden daha iyi koruyucu olduudur. Hzl ykl mum
yalanmak gibi bir sonu dourur, yok etmez.
Ancak bir yangnn bylesine etki yapm olmas ilk bakta anlalmaz gi
bi grnyor. En iddetli yagn felaketinin bile, hibir zaman btnyle b
yk bir ehri ykamad bir gerektir. Ta yaplar, kaya duvarlar, surlar ve
buna benzer eyler ksmen ayakta kalyor; tula yaplardan da hemen her za
man en azndan temelleri b ulabiliyoruz. Bu durumda olduu gibi terk edilen
byk bir ehire oranla ok daha fazla kalnt varln srdryor. Terk edi
len ehir ise rzgarn, havann ve kumlarn kazmasyla yava yava yok olma
ya yz tutuyor ve sonunda bir zamanlar neden var olmusa, ona dnyor:
Toza topraa . . .
Nitekim bir yangnda yklan Hattusas'da yorumlanacak nitelikte pek ok
ey arta kalmt. Bunlar meydana karmak ikinci Boazky kazsn yapan
Alman Kurt Bittel'in baars oldu. Hugo Winckler sadece kil tabietierin kaz
sn yapmt. Bittel de ayn ekilde tabietler bulmutu, ama te yandan birin
ci Winckler kazsnda direktr yardmcs olan Otto Puchstein'in inceleme
yapt alanda da almasn srdrm; ehirle, ehrin kuruluu ve yaylm
alanyla, kalenin, tapnaklarn mimarisiyle ve arivle ilgilenmiti.
Bu konuda daha derinlere, eski Boazky yerleme alannn tarih ncesi
13 4 C. W. CERAM

ag tabakaianna da el atmt, ancak bunlar tarih ncesiyle degil de, kltr ta


rihiyle ilgilenen kitabmzn kapsamna girmemektedir.
imdi Hitit halknn en parlak agnda hayat tarz hakknda, bugnk im
kanlarmzn elverdigi lde bir yoruma girirnek niyetindeyiz. Ozelikle de
byk imparatorluk ykldktan sonra Hitit halknn yaamasn ve etkilerne
sini srdrmesi gibi hayret uyandran bir geree yneleceiz. Ancak bunlara
balamazdan nce Bittel'in kazlarna ksaca bir gz atmamzda yarar vardr.
DRDNC BLM

ehir ve lke - Halk ve Tre

HATTUSAS'DA en verimli kazlar Bittel ynetti; almas on yldan fazla


srmt. Bu almay, hikayelere kaynak olacak bir yan var myd? soru
suna gre ele alrsak, Bittel'in kazlarnn sabrszca davranlara asla yer ver
meyen, srekli bilimsel koullara uygun biimde ynetilmi ve hayranlk
uyandracak derecede saglam almalar oldugunu grrz. Bu almalarla
elde edilenleri bir bir sralamaya kalkarsak, Hititbilimin tm hakknda bilgi
vermeye altgmz bu kitabn sayfalarndan ok daha fazla sayfay doldura
caktr. Bu sayfalarn her biri de uzmanlar iin ayr birer heyecan kaynag
olurdu.
Bugn Anadolu'dan Mezopotamya'ya kadar hemen her yerde dzenli,
modern bir kaz ayn grnmdedir: Kavurucu bir scak altnda kfeleri s
rkleyerek, el arabalarn iterek, miskince hareketler yapan yerli iiler, hasr
ya da mantar apkal, ellerinde elik metreler ve fotograf makineleriyle oraya
buraya koan adamlar. Etrafta ogu kez birka duvar kalntsndan fazla bir
ey yoktur; iin acemisine hibir ey sylemeyen garip geometrik figrler ora
da burada yatmaktadr. Sk sk heyecanara neden olan yeni bilgileri gstere
cek herhangi bir belirtiden eser yoktur; bu bilgiler yava yava uzman kiinin
kafasnda erginlemektedir.
Yine de ilk kaznn balamas yalnz komik degil, ayn zamanda tehlikeli
bile saylacak bir notla gnlk defterine kaydedilir.
Kurt Bittel 1 907' de Wrttemberg'in kk bir ehri olan Heidenheim' de
dogdu. Heidelberg, Marburg, Viyana ve Berlin' de arkeoloji, tarihncesi ag ve
Eskiag tarihi grenimi yapt. 1 930' da Alman Arkeoloji Enstits'nden bir
gezi bursu alarak ilkin Msr' dolat, sonra da Trkiye'ye geldi. 1 93 1 Ni
san'nda stanbul'da Alman Arkeoloji Enstits'nn buradaki ubesinin m
dr Martin Schede ile karlat; mdr, kendisini Boazkye davet etti, y
le bir gz atp dneceklerdi; oysa bu daha sonra bir kazya dnecek bir gz
at oldu. Bittel 23 yandayd ve gnl bir eyler yapmak zlemiyle doluydu.
Daveti" kabul etti ve bylece hayatnn grevini bulmu oldu. Dokuz yl srey
le burada kazlar yapt, aralksz kesiksiz, ta kinci Dnya Sava kncaya ka
dar. Bugn de yine her yln birka haftasn eski Hitit bakentinin ykntlar
arasnda geirmeden yapamaz.
C. W. CERAM

Kaz balangta sadece bir kontrol kazs olarak dnlmt. Bir yl


iinde Winckler-Macridy aratrmasnn eksiklikleri, her geen gn biraz daha
belirgin biimde ortaya dklmeye balad. Bittel bu konuda daha sonra bir
ka olguyu yaynlam, fakat nazik davranm, hibir yoruma gitmemitir. An
cak saklanamayacak bir durum vard: Bilimsel adan Winckler-Macridy kaz
snn batan savma bir alma olduu saptanmt. Bu batan savmalklara
burada sadece iki rnek vereceiz: "Yamataki bina" denilen yerde Macridy
(herhalde 9 1 ' de olacak, zira byle tarihler bir kez olsun kaydedilmemitir)
btn duvar boyunca bir sr sondaj yaptrm, sonra kazy yarda brakm
ve konuyla ilgili tek satr bir not brakmamtr. Ne yapt, ne grd, ne kard
bilinmiyor. kincisi bir mektup sayesinde reniliyor. Burann dou kesimin
de "demir iiliini gsterir kalntlar", yani buradaki kalntlarn en ilgincini
bulmu, ne var ki bununla da ilgili ortada ne bir resim, ne bir not vardr.
Yeni kaznn masraflar, seksen yandaki James Simon ve erefine kurul
mu bir vakf tarafndan karlanmt, bu zat bilim hamisi ve arkeoloji me
rakls bir Yahudiydi ve Yahudi dman Winckler'in yirmi yl nce Hattu
sas'da ilk kazlar yapmasn salamt. Bittel ile Schede, Chicago niversitesi
adna Aliar Hyk'te1 kaz yapan Kont von der Osten'e uradktan sonra,
Eyll 93 l 'de Boazky'e geldiler. Winckler, Macridy, Puchstein ve Curtius'a
evini am olan ayn adamn, Ziya Bey'in konuu oldular.
Dulkadiroullar2 soyundan gelen Bey, bu arada altm yana varmt. Yi
ne konanda oturuyordu. Konak iki katl binadan olumaktayd, ailesi ve
akrabalar iin haremlik, konuklar iin selamlk ve hizmetilerio kald mut
fak. Bey, geen zaman iinde dnyann deitiini bir trl kabule yanamyor
du. Eskiden olduu gibi byk feodal bey, sekiz yz kylnn malna ve canna
hkmeden efendi kiiliini srdrmek istiyordu. Bu arada Trkiye' de Cumhu
riyet ynetimi kurulmu, deiilikler olmutu. Bey'in yine de eski kafaya gitme
si nedeniyle doan bir anlamazla Bittel ksa bir sre sonra tank oldu.
Gerekli iileri toplamak Ziya Bey iin hi de g olmad. Bu srada gl
necek bir olay da cereyan etti. iler toplanm, Bittel de onlarn karsna ilk
kez kmt. Kendisine merakla bakan ii kalabal karsnda selam yerine
geecek bir jest, herhangi bir sz aranrken (o srada tek kelime Trke bilmi
yordu), iilerden biri ne kt, esas durua geti, sonra da gzel bir Berlin
Almancasyla grl grl haykrd: "Gnaydn yzbam! "
Bu adam Birinci Dnya Sava'ndan bir Alman alayyla Romanya cephe
sinde dvm eski bir askerdi.
Gelilerinin beinci gnnde - nc gn mimar ile fotoraf gelmiti
kaz Hattusas Kalesi'nde balad. lik gndelikterin dendii gn iiler ayak
land.

( 1 ) Yozgat'n 45 km. gneydogusundadr.


(2) 1 339- 1521 arasnda Mara blgesinde egemen olmu bir beylik hanedan. llkin Msr Mem
luklar'na, sonra da Osmanllar'a bagl oldular.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 137

Ne olmutu?
Ziya Bey yalnz iileri toplamakla yetinmemi, ltfedip gndelilderin
denmesi iini de zerine almt. Ancak yine ltfedip 30 kuru olan gnde
lilderin bir ksmn kendi cebine atmt. Bu davrannda herhangi bir art ni
yet aranmasn; bunu feodal bey olarak en dogal hakk sayyor, adamlarma ait
olan ey, bana da aittir ilkesini gdyordu.
Ne var ki lkede toplumsal ve siyasal dzen hayli deimi bulunuyordu;
bu para olay Boazky'n yz evinde birden konuulmaya balanm; iiler
talarla silahlanarak Bittel'in adrna yrmlerdi. Bittel ise dil bilmedii,
dolaysyla ayaklanmann nedenini kestiremedii iin jandarmay imdada a
rmaktan baka bir eyi akl edememiti.
Durum gerekten ok nazikti: Bittel, ayaklanmann nedenini renince,
durumu derhal dzelteceine dair sz verdi. Bu dnyay artk anlamaz oldu
unu syleyen Ziya Bey'le ksa ve sert bir tartma oldu. Sonra da her ey
tatlya baland; gndelikler 50 kurua ykseltildi ve artk Ziya Bey'in aracl
yla degil, her iinin dorudan doruya avucuna saylarak denneye ba
land.

B1R1NC1 KAZI, yukarda iaret ettigirniz gibi, sadece kontrol kazs olarak
planlanmt. Fakat ksa bir sre sonra, daha nce Winckler'in elden geirdigi
bu topraklarda talih kaz heyetinin yzne glverdi, bir kil tablet arivi bu
lunmutu. tk anda karlanlar 350 kadar ivi yazl tabletti; hepsi hem Akad
a ve hem Hitite'yle yazlmt: Her iki yaz da okunur nitelikteydi; birincisi
geen yzyldan beri okunan Akada, ikincisi Hrozny'nin zmlemesinden
beri okunur hale gelmi Hitite'ydi.
Artk byle bir buluntudan sonra kazy srdrmek bir zorunluluk olmu
tu. Fakat o srada Berlin'de Danat-Bank iflas etti. Alman ekonomik bunalm
nn en yksek noktasna eritiini gsteren bir iaretti bu. Kaz heyeti birden
bire parasz kald. O bin markla ie balamlard; Arkeoloji Enstits'nn
kendi imkanlaryla salad bin markla da ii srdrdler. Balangta ok
byk para sknts ekilerek yaplan ve kinci Dnya Sava kncaya kadar
Bittel tarafndan ynetilen btn kazlar hep baarl oldu.
Boazky de daha nce alanlarn aksine Bittel yalnz bir eyle ilgilenme
di. Belirli bir eyin ardna dmedi. Buray btnyle tanmak istiyordu, ara
trmalarn da buna gre yrtt. Her eyi bizzat yapmak isteme gibi hrsiar
yoktu. Uzmanlar, mhendisleri, mimarlar yardma ard. almasnn ya
yn yoluyla deerlendirilmesi srasnda biyoloji, zooloji, kimya gibi baka
alanlardan uzman kiilere dant; bylece tek bana arkeolojinin g yetire
meyecei ayrntlarn da salkl aklamasn salad.
Bu yoldan bakent H attusas'n tarihsel oluumunun tablosunu izmek im
kan da yava yava elde edilmiti. Zamann ak iinde be kltr tabakas
nn meydana geldii kesinlikle anlald. En eskisi 4. tabakayd, Hitit egemen-
C. W. CERAM

liinin ilk yzylna ait olmalyd. 3 a tabakas Hitit egemenliinin en parlak


dnemini, Suppiluliuma zamann yanstyordu; 14. yzyln ortalarna ait
heybetli surlar ve tapnaklar bu tabakadayd. 3 b tabakas Hattusas'n IV.
Tudhaliyas anda - yklnda, izleri duvarlarda duran byk yangna ka
dar - nasl bir grnmde olduunu saptamamza imkan veriyordu. 1 . ve 2 .
tabakalar ise kitabmz iin artk ilgin deildir, nk Frigya v e sonra da He
l e n etkilerini belgelemektedir.
Bittel yalnz Hattusas yaplarnn deil, Boazky yaknlarndaki Yazlka
ya Tapna'nn da yeni resimlerini ektirdi. Bylece ilkin ancak yeni kazlar
srasnda fark edilen bir durum, Bykkale'nin Suppiluliuma zamannda ka
pal bir alan olduu aka anlald. Ayrca 1 907'de Puchstein'in yar yarya
kazd ve bir saray sand, kral kaps yanndaki dev binann aslnda bir tap
nak olduu da saptand. Bu binann boyutlar akl almaz byklkteydi: 60 X
60 metre boyutunda duvarlar altmtan fazla aday kuatyordu.
Btn bu sorunlar zerinde Bittel dokuz yl alt. stanbul'daki Alman
Arkeolojisi Enstits'nn mdr de olmutu. Yamur mevsimi geer ge
mez soluu Bykkale'de alyordu. Bu arada kazda alan iiler kendilerine
kerpi evler yaptlar. Kaz yerinde bir ky domutu. Gnlk iler hibir dei
iklik olmadan srp giderdi. Yalnz bana dolaan bir kurdun grnmesi
heyecan kayna olur, dev bir kartaln gkte daireler izmesinden ya da bir
aklabann kanat rpmasndan kendilerine gnllerince elence karrlard.
Gnlk konuma temalar ya birisinin portatif karyolasnda bulup silkeledii
yeil bir akrep ya da 1 938'de beini birden grdkleri zehirli koca rmcek
olurdu. Onasya'da bulunan bu iren olduu kadar tehlikeli rmcek, par
mak boyunda, ak kahverengi bir bcektir; tehlike sezince hemen iki kskac
n aarak dmannn stne saldrr.
imdi de, Hitit mparatorluu'nda sava sonras yaplan en nemli kazya,
Bassert'in Karatepe kazsna gelmezden nce, tehlikeli bir denemeye girirnek
istiyoruz. Bugnk en yeni bilimsel verilerin nda Hitit halknn dnya
politikasnda oynad rol zerinde sylenebilecek eyleri ksaca taparlamaya
alacaz. Bu bakmdan denememiz tehlikelidir, nk bu alanda alan
nemli kafalar yalnzca tek olaylarn deil, en nemli olaylarn yorumlanma
snda bile bize kar kacaklardr. Burada otoriteterin kanad altna snma
yacaz, kesinlik kazanm bilgilerle yetineceiz. Onun iin, okuyucularn
bundan sonraki blmn sorumluluunu yalnzca benim hesabma kaydet
melerini rica edeceim.

LKN Hititler'in ivi yazl belgelerine ve antlarna dayanarak neler ren


misek, bunlar birka maddede zetleyelim:
( 1 ) Hititler M.. 2. binylda birka yzyl sreyle en st dzeyde byk
bir siyasal g oldular. Fetihler yaptlar ve durumlarn askeri stnlkleriyle
( geri hafif sava arabasnn mucidi deillerdi, ama onu gelitirmiler ve on-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 139

dan ilk yararlananlar olmulard) ve evlenne-anlama politikasyla belirle


nen becerikli diplomasileriyle korudular.
(2) Devlet biimleri merkezden ynetilen bir federasyondu. lmparatorluk
sadece Hitit halkndan deil, eitli ruhsal durumlar arzeden birok halklarn
bir araya gelmesinden oluuyordu. Bu bir araya geli barsal bir temele da
yanmaktayd, ancak bundan yararlanan egemen ulus H ititler' di.
Krallklar merutiyetti - bir monari, bir mutlakiyet ynetimi sz konusu
deildi. Kral, soylular meclisine kar yksek derecede sorumluydu. Bu iliki
den bir soylular snf glenmesinin deil de, bir devlet lksnn domu
olmas ok nemli bir zelliktir.
(3) Toplum dzenlerinde katlk yoktur; toplumsal snflar birbirinden
uurumlada ayrlmamtr. Bir feodal dzen egemendir, ancak bu dzen k
lelerin bile baz haklara sahip olduu bambaka bir feodalitedir. Mlk sahip
lerinin ahlaksal ve tresel grevleri nemli bir rol oynamaktadr. M.. 2. bin
yl iinde Hitit Devleti, Avrupa anlaynda gelien bir sosyal evrim geirmi
olmaldr.
( 4) Toplum dzeni bir hukuk sistemiyle gvence altna alnmtr. Bu hu
kuk bilinen btn Dou yasalaryla karlatrldnda, insana deer verme
zelliiyle belirgin bir ayrlk gstermektedir. Bu hukukta gze gz ksas ilkesi
yoktur; o alarda btn dnyada grlen misilierne adaletine zt olarak bu
rada telafi etme - giderme adaleti vardr.
Hitit Devleti'nin imdiye kadar belirttiimiz bu zellikleri, onu M.. 2.
binyln teki Dou devletlerinden aka ayryor; bu ayrlk - grece deil de
Avrupa lsne gre yarglasak dahi, yine de - olumlu niteliktedir. Bu ha-

Hattusas I tapnann plan. 70'ten fazla depo salonu vardr.


1 40 C. W. CERAM

Hattusas'ta I tapnann ta direklerinin varyap m.

kmdan olgularn zellikle bir eilimin, Hititler'de egemen ulusun Hint


Avrupa asll oluundan gelen bir eilimin ar bastna iaret etmek gereki
yor.
Ancak bu ulus hakknda doru bir toplu yargya varahilrnek iin, ok
nemli olan birka baka belirtiyi daha tanmlamak zorundayz.
(S) Hitit halk tek bir dil kullanmamtr; yalnz Boazky'de kullanlm
sekiz dil bunun tandr; bu dillerden en az drd yaygnd. Hitit halk tek
bir yaz da kullanmamtr. Byk imparatorluk zamannda sadece hkm
darlk ve dinle ilgili ilerde kullanlan hiyeroglifler aka bir geliim gster
mi (hatta ince ekiliere kadar gelinmi) fakat geni lde kullanlmas ancak
M.O. 1 . binylda imparatorluun kalntlar zerinde kurulan ehir krallklar
da olmutur. Hititlerce genellikle benimsend saptanan ivi yazs ise Asur
lular' dan alnmt.
( 6) Hitit Devleti tek bir din etrafnda manevi bir btnlk de kurmam
tr. "Hititler'in bin tanrs vard". Birok din yan yana yaam, saysz ulusal
ve yerel kltr birbirine karmtr. Hititler'in din konusunda temel ilkeleri
"hogr"yd. Politik adan ele alnrsa akllca bir ilkedir bu. Kltrel a
dan ele alnrsa, ortaklaa manevi cevher yaratma zorunluundan salam ol
mayan bir ilkedir bu.
( 7) Hititler'in imparatorluk dnemi gzel sanatlarnda antsal bir yetenek
grlr, fakat hibir yerde form-biimlendirme yetenei saptanamamtr.
Kimi yerde yalnzca oyun oynarcasna bir eilim egemendir ve malzeme buna
boyun emeyince hemen bir yana braklarak, yeni bir taa el atlmtr; kimi
yerde bitmi ile yar bitmi, eski ile yeni birbirine karmtr. Yaz hibir za
man bir ssleme arac olarak anlalmam, aksine nerede yer elveriliyse ora
ya sokuturuluvermitir. Bu durum Yazlkaya Tapnak blgesi iin de geerli
dir; burada sadece "tanrlarn tren alaynda" bir biimlendirme endiesinin
sezildii grlyor. Fakat, Yazlkaya'nn zellii yalnzca bir benzeri bulun-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU

maydr, yoksa tipik hibir yan yoktur. Normal haliyle H itit sanat belirgin,
fakat hep kaba kalm bir karakter gsterir (nceleri Hurri, daha sonra da
Asur etkisi de srekli varln srdrmtr) . Hibir zaman da bir "stil"
oluturamamtr.
(8) Hitit mimarl etkileme gc bakmndan, ann btn teki eserle
rinden aka fark edilir. Dier lkelerde hemen her zaman tapnak en n
plandadr, merkezdedir, esastr. Asker bir ulus olan Hititler'de ise (Yalnz Bo
azky'de deil, her yerde) heybetli surlaryla kale merkezdir.
Ne var ki, bu kaleyi Hititli mimar ok acayip biimde yapmaktadr. Hattu
sas kalesini ele alalm: Kimsenin kamayaca doal bir yaln kayaln st
ne dev bir abayla kocaman ta bloklar oturtulmutur. Bir yannda daha dz
ce bir yama vardr, buraya da sur yaplmtr; surun d tarafnda ise dmdz
bir kaldrm delidir. Boazkye ikinci gidiimde, bu kaldrrnn kalnts s
tnde birka Trk delikanlsn yklce bir bahi karl yoku yukar ko
turdum. Eskian yalnayak sava kitleleri saldrya getii zaman tabanlar
ineinmesin diye yaplm gibiydi. Bundan daha elverili bir saldr yolu d
nlemez. Askerlik asndan sama bir baka ey de tnel ile davet eder gibi
duran merdivenli yol, bunlardan hi sz etmeyelim daha iyi (Tnel 70 metre
geniliindeki kalenin duvarndan dar ovaya, bir savata dmann duraca
yere uzanmaktayd) . Boazky kalesinde de ayn oyuncu ruhu gryoruz;
bir stil belirlemeden yana ok yetersiz, geliigzel oturtulmu gibidir. Kabart
malar kale binalarndadr, heykeller ise giri kaplarnn nnde.
Burada u noktaya da dikkati ekmek isterim: Hitit istihkamclnn askeri
deeri hakknda henz bir inceleme yaplmamtr (Hollandal Kampman bu
nu denediyse de, yalnzca genel tanmlamalar verebilmitir) . Ayn ekilde Bo
azky' de I. tapnan dev ta temelleri ile mimarlk teknii bakmndan ok s
nrl olan imkanlarn ve bu temelin stne kerpi ve odunla kurulan yaplarn
arasndaki uyumsuzluk hakknda da henz verimli hibir alma yaplmad.
(9) Mursilis'in hayret uyandran "Veba Duas"nn dnda hibir yerde bir
Hitit edebiyatyla karlamyoruz. Belki henz biz bulamadk diye itiraz edi-

Hattusas byk tapnak blgesi iin bir varyapm deneme.


1 42 C . W. CERAM

lebilir. Hititler yalnz ta ve kile deil, ayrca tahta, kurun ve gm levhalara


da yazdklar iin, bize hibiri kalnamacasna her ey kaybolmayacana gre
bu itiraz pek geerli olamaz. Belgeler pek oktur, bylesine belge halluu kar
snda bu konuda hi deilse bir tane haberin izine rastlamamz gerekirdi;
Boazky'de bulunan Glgam destan paras gibi. Ne var ki bu destan Hitite
deildir.
( 10) zellikle tarihncesi a tarihilerinin ortaya srmekten holandkla
r bir noktay doru kla aydnlatmamz gerekiyor. Kltr tarihleri yazlma
ya balandndan beri Eskia tarihini birbirini izleyen Taa, Tuna vs.
gibi blmlere ayryoruz. Tarihsel deerlendirmeler de buna gre yaplyor.
Bu deerlendirmenin dnda kalan bir olay var; bu da Hititler'in demiran
dan ok nceleri demiri ilemi ve kullanm olmalardr. Belki de daha La
barnas zamannda demiri iliyorlard. Kesinlikle bilinen M.O. 1 600 yllarnda
demir karmak iin bir eit tekel idaresi kurmu olmalardr. Ancak yeni bir
maddenin tarihsel etkisi hibir ekilde ayn zaman iinde olmaz; uzun sre
sanld gibi keif ya da icat etkiyle e zamanl deildir. Kltepe metinlerinde
ki "Amutum" kelimesi doru okunup anlam karlnca, bunun demir oldu
u grld. Demirle ilgili hayli ey syleniyordu. O zamanlar "demir, altn
dan be defa daha pahal, gmten krk defa daha pahal dr" . Demek ki nice
yzyllar boyunca lks bir madde saylmtr. Gerekten de firavunlarn mek
tup yazarak Hitit krallarndan bu maddeyi istedikleri, fakat isteklerinin kaba
ca reddedildiini biliyoruz. O halde demir ss madeniydi, ondan sava silah
lar deil, ss silahlar yaplyordu - lik demir silahlar sava gc bakmndan
ta ya da tun silahlarla baedememitir. Gerek "demir a" ok sonralar
balar. Bunu ilk kullanan herhalde "Deniz Ulusudur" ve Hitit mparatorlu
u'nu da demir silahlarla ykm olmaldr.

BU zetlerneyi bitirmezden nce, nemli bir konuya daha deinmek gereki


yor:
Hitit halknn bir tablosunu izmeyi denersek baklarmz ok kolay yan
l ynlere kayacak, bize bu halkn yzn, vcudunu, tipini gsteren resim
lere eilecektir. Oysa bu resimler imparatorluun gp gitmesinden SOO yl
sonraki bir zamana aittir.
Hitit hayatnn canl resimlerini imparatorluk dneminin antlarnda de
il, bu dnemden ok sonraki Zincirli, Karkam, Karatepe vs. gibi ehir kral
lklarn, yani M.O. 800-700 yllarnn ynla kabartmalarnda ve heykellerin
de buluyoruz.
imdiye kadar olduu gibi bu "Neo-Hitit" resimleri, Hitit halknn zel
liklerini yanstan eserler diye asla gsteremeyiz.
Burada grdklerimiz bir zamanlar var olmu Hitit "byklnn" ta
raya yansmasndan baka bir ey deildir. Burada sadece rahatn seven kral
lar ve rahatn seven yurttalar buluyoruz; refah iinde gbek koyvermi in-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 1 43

sanlardr, efendisi de ua da byledir. Eski Dou'nun baka hibir sanatnda


bu kadar ok hayvan ve ocuk resmi de grlmez. Sadece oraya buraya ser
pitirilmi deildirler, her yere her vesileyle bu resimler yaplmtr; Hitit ant
lar bu resimlerle kaynar. Karatepe kabartmalarnda grlen Kral Asitavan
das keyfine dkn bir ayyatr; arap, ark ve kadn, ii gc budur. Bir "l
ke babas"nn ilk rnei, model rneidir, ama asla bir "hkmdar" deildir.
Babil'i fetbeden bir Mursilis'in, imparatorluk kurmu bir Suppiluliuma'n,
Ramses'i perin etmi bir Muvatallis'in byle bir grnm olduunu d
nebilir miyiz?
Hitit mparatorluu, M.. 1 800'den 1 200'e kadar Kkasya ve Onasya
tarihine damgasn basm bal bana byk bir devlettir. Hititli'nin varl,
Hititli'nin nitelii ise ancak bu byk devletin tanklndan karlabilir, d
kntlerinden deil.
Kasm 1 954 tarihli bir Times haberinden u ilgin gerei reniyoruz:
Nemrut danda yaplan Amerikan-Alman ortak kazs (Miss Teresa Goell,
.Dr. Friedrich Karl Doerner) M.. I. yzylda bile bu lkenin gzel sanatlarn
da Hitit etkisinin hala devam ettiini gstermitir. Ancak bu Hititli'nin varl
n tanmamz iin hi de yeterli deil.
Tanklk konusunda byk devlet dnemiyle yetinerek yukarda sayd
mz on maddeden Hitit halknn gerek tarihsel roln karmak stersek, u
nu sylememiz gerekecektir:
M.. 2. binylda bir Hitit mparatorluu vard, ama bir Hitit kltr yok
tur. Hititler'in egemen halknn bykl eitli halklar "ynetmekte" ve
onlara "hkmedebilmekte" kendini gsterir.
Bundan yetmi yl nce iki ngiliz'in, Wright ve Sayce'n Hitit devleti
hakknda "imparatorluk" terimini kullanmalar hi de geliigzel olmasa ge
rek. Onlar 1 9. yzyln ngiliz mparatorluu dncesinden hareket ederek
igdleriyle en doru tanmlamay sezmilerdir. Eer 20. yzyln adamlar
olsalard, herhalde bir "commonwealth - uluslar topluluu" terimini kulla
nrlard.
Bu gr asyla alt yzyllk Hitit egemenliine bakarsak, bir Hitit "ta
rihinden " sz etme imkanmz olmaz. Tarih, organik bir gelimedir, manevi
bir birliktir, biim ve eda, form ve stil oluturma abasnn evrimidir; ayn
alarda Msr ve Babil' de grdmz gibi "kltr" ile zdetir. Btn
bunlar Hitit mparatorluu'nda bulamyoruz. Alt yzyl iinde onlarda

bulduklarmz geri karakteristik ve deiiktir, ama organik bir evrimin izleri
deildir.
M.. 2. binyln Hitit mparatorluu, eski dnya tarihinde en artc ve
en olaanst siyasal grntdr, ama kltrel bakmdan hibir nemi yok
tur. Bu konuda baz aratrclar, onlarn Mezopotamya ile Grekler arasnda
bir kpr olduklar kansndadr. Nitekim, H. Th. Bassert de bu grtedir;
ona gre, Grekler'in ilk dnemindeki Hitit etkisi ok byk apta olmutur.
Geri Hititler, tanr adlarndan birkan Grekler'e aktarmlardr; savalar-
1 44 C. W. CERAM

nn tolga biimini ve baz mzik aletlerini Grekler' e verdikleri de sylenebilir;


ama bunu nasl deerlendirmeli?
Eer M.. 1 200'lerde bir uluslar g frtnas esmeseydi, her ey, gerek
ten her ey bu imparatorluktan filizlenebilirdi. Ama "eer u yle olmasay
d . " demenin tarih asndan bir anlam var mdr dersiniz?
. .
IV

ARTAKALANLARlN SlRRI
BRNC BLM

Karatepe'nin Kefi

1 945 YAZININ SONLARINDA kk bir gezgin topluluu Toroslar' kuzey


den gneye geiyordu. Bunlar, Profesr Helmuth Th. Bossert ile asistanlar
Dr. Halet ambel, Nihai Ongunsu ve Muhibbe Darga 'yd. stanbul niversite
si adna eski Anadolu uygarlnn izlerini aramaktaydlar. ok az bilgi sahibi
olduklar arazide hemen hemen hi yol yoktu ve tehlikeden yana pek de tekin
yerler deildi.
Feke adl kk bir kyde verdikleri mola srasnda, bu blgenin son ge
beleri olan birka yrkten, yaknlardaki Kadirli kasabasnn tesinde, "Kara
tep e de bir "Aslanlta"n bulunduunu rendiler. Aslan, Hititler'in en tann
"

m simge hayvanlarndan biri olduu iin, Bossert anlatlanlara iyice kulak


kabartmt. Ancak o anda Kadirli'ye gitmek imkanndan yoksundular - yollar
artk geilmez bir amur deryas haline gelmiti, ayrca heyetin zaman da ok
azd. ubatta Bossert tekrar geldi, yannda asistan Dr. Halet ambel vard.
Kendilerine yola kmamalar tlenmiti, nk mevsim elverili deildi,
son gnlerde hayli yamur yam ve Kadirli yresi batak bir gle dnmt.
Ama Bossert kafasna koymutu bir kez, ne olursa olsun eldeki izin ardn
dan gidecekti. Bu da onun karakteri gereiydi. Onu sadece makalelerinden
Hitit hiyerogliflerinin nemli ve baarl bir zmleyicisi olarak tanyanlar
kiilii hakknda pek az ey bilirler. 1 889'da Ren kysnda, Landau kentinde
domu ve eitli Alman niversitelerinde sanat tarihi, arkeoloji, Alman filo
lojisi, Ortaa tarihi ve zellikle de eski yazlar bilgisi renimi yapmt. Bi
rinci Dnya Sava'nda subay olmu, mtarekeden sonra Almanya'da askerlik
alannda olduu kadar, bilimsel karyerde de yer bulma imkanlar ok daral
d iin, sanat konusuyla ilgili yaynlar yapan nemli Alman yaynevi Was
muth'a stajyer olarak girmiti. Birka yl sonra bu yaynevinin mdr oldu.
Alt ciltlik "Uygulamal Sanatlar Tarihi"ni yaymlad, bu alanda temel eserler
den biridir. Ayrca kendi kendine daha sonra hayatnn grevi olacak bir alan
da, ivi yazs ve hiyeroglifler zerinde incelemeler yapyordu ( Berlin' de Asur
bilimci Ernst Weidner ile Bruno Meissner'in evresinde toplanm bilginler
grubuna girmiti) .
Ancak b u ekilde merak sard konularda asla derinleemiyordu. lik
zmleme makalesi zerinde urarken (Santas ve Kupapa bal altnda
C. W. CERAM

1 932'de yaymlanmtr) , o zamanlar Almanya'nn en iyi gazetesi olan


"Frankfurter Zeitung"un kitap yayn blmnde almaktayd. Burada bir
birinden ok farkl eitli kitaplar yaymlad, "Fotoraf Klavuzu", her ikisi de
resimli "Bat'daki Arkada( ve "Cephe Gerisinde Silahsz" bunlar arasndadr.
Bu sonuncularda gelecek bir savata sivil halkn ekecei aclar tasvir ettiin
den, adlar Nazilerce kara listeye alnd ve Berlin'de trenle yaklan ilk kitap
lar arasnda alevleri boylad.
1 933 sonbaharnda Trk Milli Eitim Bakan'nn kendisinden Trkiye'de
kalmasn istemesi, hayat dolu bu adam iin phesiz ok uygun bir teklif ol
mutu (O srada Boazky'e bir gezi yapm, Kurt Bittel'in yannda kaya yazt
lar zerinde alm, bu sayede arkeoloji uygulamas konusunda ilk grg
ve bilgileri edinmi bulunuyordu) . Teklifi kabul etti ve 1 934 Nisan'ndan iti
baren stanbul niversitesi'nde profesr ve buradaki Arkeoloji Enstits'ne
de mdr oldu. O zamana kadar benimsedii ilkelerine hep sadk kald; Trk
uyrukluuna geti ve Trk kadnyla evlendi.
Onun iin, esrarl "Aslanlta" aramaya niyet etmi bu adam, yol bozuk
tur gibi bir gereke ileri srerek kimse yolundan dndremezdi. Asistan Ha
let ambel de ona uymutu, yksek atei olmasna ramen yola kmak isti
yordu. Daha sonra bu bayan, Bassert'in en enerjik yardmcs olacak, hatta
tek bana Karatepe'de almay bile gze alacaktr.

27 UBAT, saat leden sonra 1 . Ta aralas ar ar yola koyuldu (Yzyl


lardan beri buralarda kullanlan yaysz bir at arahasdr bu) . unu da syleye
lim ki, Kadirli bir ileydi, yani bir blgenin ynetim merkeziydi. Fakat doru
drst bir yolla en yakn yere balants, ancak 1 954'te salanabilmitir. Bu
yolun yapmna kadar, yamur mevsimi olan sonbaharda ve k sonunda ka
sahann daryla ulam tm kesiliyordu. Bunun ile kaymakam iin iyi bir
'
yan yok deildi: Bu aylarda ynetim ii olmuyordu.
Ksa bir sre gittikten sonra Bossert, Bayan ambel ve kendilerine Ko
zan'da katlm bulunan Adana Mze Mdr Naci Kum, yol iz bulunma
yan amur deryasnn iinde saplanp kaldlar. Serven dolu bir yolculuktu
bu. Atlar yorgunluktan yklmlard. Kk bir ky olan Kseli'de ister iste
mez mola verdiler. Arahac da bu yollar hi bilmediini sylemesin mi? s
telik arabasna en laar beygirlerini kotuunu azndan kannca hemen
Kozan'a geri yolladlar. Kyllerin yardmyla (bu topraklarda yolcular her
zaman kyllerden yakn ilgi grrler) yeni bir arabacyla kuvvetli atlar bu
lundu.
Yava yava da ortalk kararyordu. Yolun amuru ise iyice derinlemiti.
Yeni atlar da amura batyor, ikide bir yryemez oluyorlard. Yolcular ara
badan inip yayan gitmek zorunda kaldlar. Derken araba da, atlar da bir hen
dee yuvarlanverdi. "Fakat" diye yazar Bossert, "Yine de bizi bir patikalar la
birentinden geirerek sonunda sa salim Kadirli'ye getirdi. "
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 1 49

Gece olmutu. Gelecekleri haber verildii iin kaymakam, belediye bakan


ve kasabann ileri gelenlerinin de katld mkellefbir ziyafete buyur edildiler.
Bossert geri memnun kalmt, ama sabrszlktan yerinde duramyordu, he
men sorusunu ortaya att. Kadirli'de bir "Aslanlta" var myd? Orada bulu
nanlarn hibiri byle bir ey duynamlard. Bossert iin peini brakmyordu.
Acaba buralar iyi bilen, tanyan, yaya ya da atla dolam birisi yok muydu?
Gecenin on birine kadar hkmet konana en az on kii geldi. Her biri
evreyle ilgili ok garip hikayeler biliyordu, ama "Aslanlta"tan haberleri
yoktu. Resimler, orman iinde eski duvarlar, yazl talar, byle eyleri ne
kimse grm ne de iitmiti. Saat on birde sonuncu adam grnd, ret
men Ekrem Kuu. Cevab herkesi artmt: Elbette . . . Ta grmt, hem
bir kez de deil, 1 927'den bu yana tam drt kez grmeye gitmiti. Yolcular
da oraya seve seve gtrmeye hazrd. Yarn havann gzel olacan sanyor
du, o halde be, alt saat atla gidilirse rahat rahat varrlard .
Bu gnle ilgili notunu Bossert yle bitiriyor: "Kadirli'de ok rahat bir gece
geirdik. "
Kendisini Karatepe'de nelerin beklediinden henz haberi yoktu.

ERTES SABAH sekiz buukta atlar hazr bekliyordu. Gzel bir gnd. Yol
bir dzlkten geip tatl eilimle karanlk dalara uzanyordu. Dou ynnde
Toroslar'n kada rtl tepeleri ykselmekteydi. Yolcularn nnde Karatepe
ad verilen dan yamalar yava yava belirmeye ba'lamt. Saatlerce at sr
tnda gittikten sonra, imdi sk aal karanlk bir orman yollarn kesmiti;
atlardan aa inmek zorunda kaldlar ve eski bir patikann izini srerek yo
ku yukar trmanmaya koyuldular. Tepeye varp da evreye gz attklar za
man, nlerinde karanlk vadilerle gneli tepelerin alabildiine uzandn
grdler. Bunlarn arasnda amurlu bulank sularn hrnca kprdeterek
Ceyhan rma, Antikan Pyramus'u akmaktayd. llk aknlklar geip de,
kayalar ve kaypak talarla dolu yakn evrelerine baknnca "Aslanlta" gr
dler.
Daha baka eyler de grdler. Bu "Aslanlta" belli ki bir heykele temel
grevi yapmt. Heykel ise yanbanda yatyordu, ok hrpalanmt, basz
ve kolsuzdu, ama bir yazt vard.
Bossert yazttaki iaretiere bakar bakmaz, bunlarn semitik1 olduu kans
na vard ve birden keyfi kat. Yoksa yanl tanklklara aldanarak semitik bir
ulusun yerleme merkezine mi gelmilerdi?
Burada bu vesileyle, bir buluntu hakknda doru tahminlerde bulunma
nn ne kadar g olduuna ve bir aratrcnn ilk beyanlarnda ne kadar ihti
yatl davranmas gerektiine dikkati ekmek isterim. Bu konuda ders alnacak

( 1 ) Bkz: Aklamalar blm.


15 0 C . W. CERAM

bir olay, 1 954 ylnda acemi Msrl arkeologlarn bana gelmitir. Gizeh ve
Sakkara'da yeni bulunan l kayklar ve lahitli bir piramit mezar hakknda,
bu nitelikte acele tahminlerde bulunarak dnya basnnda alkantlar uyan
drmlard; sonradan yaplan dikkatli inceleme sonucunda bu buluntularn
bilimsel adan hibir yeni zellik tamad anlald.
Bassert tan bykln dikkate ald. Bu tan yaknlarda bir yerde yon
tulmu olmas gerekiyordu. te yandan ta koyu renkli, gzenekli bazaltt.
evrede geri ok eitli ta vard, ama hibir yerde bu renkte bazalt grlme
miti. Sonunda u kanya vard: Heykel ve tabann ikisi de phesiz Hitit iiy
di, yazt semitikti. Bassert o zaman bu yazy Arami yazs sanm, Fenike ya
zs olduunu sonradan anlamtr.
H alet ambel fotoraf eker ve bir kalp karmaya hazrlanrken, Bossert
de heykelin alabildiine ot brm evresini dolayordu. Birok kabartma
paralar buldu, bir tanesi bir insan bayd, biri de yarm bir insan gvdesiy
di. Ayrca zerlerinde hiyeroglif iaretleri tayan paralar da buldu, ne yazk
ki bunlar kk paralard.
Birden Bassert'in zihninde bir dnce belirdi. Burada bir Hitit sanat eseri
stnde bir semitik yazt vard. Ve yine burada hiyeroglif iaretleri de vard.
Eer bu hiyeroglifler Hititler'e aitse, o halde bu iki yaz dar bir alan iinde yan
yana bulunduklarna gre, bilimin oldum olas arzu ettii bir bilingue - iki
dilli metin buluntusu - sz konusu demekti. Hayr, Bassert bu dnceden
hemen vazgeti. Sadece saatten beri Karatepe' deydiler; hibir noktada top
ran iine el atmamlard; btn izlenimleri yalnzca yzeysel grglere da
yanyordu. Bu durumda yorumlara kalkmak yanl bir i olurdu.
Ormanda karanla kalp skntya uramamak iin yola ktlar, atla bir bu
uk saat yolculuktan sonra en yakn ky olan Kzyusuflu 'ya gelmilerdi. Gecele
yin kendilerini arlamak iin toplanm kyllerle birlikte kamp ateinin ev
resinde otururlarken, Bossert, Karatepe'ye tekrar dneceini ok iyi biliyordu.

HERHALDE retmen Ekrem Kuu'yu Karatepe'nin asl kaifi olarak gster


mek yerinde olacaktr ( Kendisi daha sonra Bassert'in teklifiyle Trk Tarih
Kurumu'ndan bir ikramiye almtr) . Ancak Kuu'nun itenlikle belirttiine
gre; kendisi, "Aslanlta "n varln ilk kez 1 927 ylnda Kzyusuflu kyn
den Abdullah adl seksen yanda bir ihtiyardan renmi, kyde ise bu ant
lardan herkesin haberi varm (Yakn zamana kadar da ayakta duruyorlarm,
herhalde yrkler define aramak iin devirmi olmaldr) .
Bu konuda geriye doru ne kadar gidilebilir? Burada yine eski tartm ala
ra dnmek gerekiyor. Bir eyi bilmek iyidir, fakat bir eyi anlamak ve anl;m
landrmak bambaka bir itir. Helmuth Th. Bassert ile asistan H alet ambel,
Karatepe'nin kaifidirler, nk buray ilk kez onlar anlamlandrmlardr.
15 Mart 1 947'de Bossert, ikinci kez Karatepe'deydi. Bundan sonraki olay
lar zaman bakmndan hzl bir tempo iinde anlatmak istiyoruz. Bylece ka-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 15 1

tlanlarn hepsi zerinde dramatik etkiler yapm tek tek kazlarn nemli
noktalar zellikle belirginlemi olacaktr.
Bu sefer Babadr Allc m da gelmitir. Dr. Alkm, Bassert'in rencilerin
den biriydi. 1 9 1 5'te zmir'de domu, stanbul niversitesi'ni bitirmi, A laca
hyk'te ve daha baka yerlerde yaplan kazlara katlm (bir sre AlaZak'ta
Sir Leonard Woolley'in konuu olmutu); birka dil biliyordu, ancak Kemal
Atatrk'ten sonra Trkiye' de yetime imkanlar salana bilmi sekin bilim
adamlarndan biriydi. Bossert'e yardmclk yaparken, ayn zamanda stanbul
niversitesi'nde doent bulunuyordu.
Birlikte yrttkleri sondajlar 15 Nisan 1 947'ye kadar drt hafta srd,
Bu ksa zamanda olaanst deerde kazanlar oldu. Yardmc imkanlar s
nrlyd; gerelerden yoksundular, yatacaklar doru drst bir yerleri bile
yoktu. Yzyllardan beri douyla baty gneye balayan eski kervan yolu Ak
yof da, yrklerin konuu olarak adrlarda kalyorlar ve ok sknt ekiyor
lard.
Bassert'in baka bir asistan Muhibbe Darga, 1 95 l 'de beni bu kara adrla
ra gtrd. Erkekler hayvanlarla birlikte otlakta olduu iin obada yanzca
kadnlar vard. Bir sr kadnla birlikte, sabahtan akama kadar yufka piiri
len atein banda oturduk. ok yal bir ninenin, damla illetinden kvrlm
kirli elleriyle bize ikram ettii kei peynirini yufkaya drp yedik. Onlara kar
koca olduumuzu, alt da olumuz bulunduunu sylemek zorunda kalm
tk. nk kar koca ya da karde olmadan bir erkekle bir kadnn yrk a
drlarna konuk edilmesi grlm, duyulmu i deildi.
Bassert ile Alkm ite bu adrlarda drt hafta geirmilerdi; kouup du
ran ve bir sr ocuun yaygaras ortasnda, anlatlmaz pisliklere katlanarak
ve sadece peynir ile yufka yiyerek drt hafta.
Her gn Karatepe'ye kyorlard. Sur duvarlar grdler, o halde buras
bir kaleydi. Surlarn i kesiminden baka duvar kalntlar buldular, o halde
burada bir tapnak ya da bir saray var olmu demekti. Sondajlarda (kuyu aar
gibi yaplan kazlardr, aada bir eyler olup olmadn saptamaya yarar) iyi
durumda ilk dikme talar buldular. Boyu bir metreden fazla insan ve hayvan
figrl kabartmalar, koyu gri renkte bazalt plakalara yaplm, binlerce yl n
ce konulduklar yerde ve durumda durmaktayd.
Bassert ayrca uzun bir Fenike yazsnn ba ksmn da buldu (Yaznn
uzunluunun ne kadar olduundan henz haberi yoktu) . Bu konuda tek keli
me konumad. Yine tek kelime kimseye bahsetmeden btn hafta arayp
durduu ey, stnde Hitit hiyeroglifleri bulunan baka paralard. Vazgee
medii umudu bir bilingue iki dilli metin - kefetmekti. Bir dikme tan st
-

kenarn, srf daha sonraki kazlar iin bir yol saptamak amacyla, eliyle ve
malasyla yle kazd; kabartmay meydana karmak iin zaman yoktu, ama
grd ey irkilmesi iin yetti de artt.
Burada Hitit hiyeroglifleri vard. aretler seilir durumda deildi, fakat
btn Hititbilimcilerin yllardr hayalini kurduu "bilingue" kefetmek arzu-
15 2 C . W. CERAM

suyla ylesine doluydu ki, bunun iki dilli bir metin olduu kansna vard
( nk Fenike alfabesiyle yazl ksm okunur durumdayd).
Hitit mparatorluu'nu keif tarihinin dramatik olaylarndan biriydi bu,
nk Bassert burada yanlmt, ama sonunda yine de hakl kacakt.

GEREK anlamda hazrlkl ilk Karatepe kaz seferi 1 947 Eyll'nde yapld.
Gerekli denek Trk Tarih Kurumu, stanbul niversitesi, Mzeler ve Eski
Eserler Genel Mdrl'nce salanmt. Gerekli aralar ve her eyden
nemlisi de paralar vard. Bu parayla istedikleri kadar ii tutabileceklerdi.
Bassert'in insanlar etkileme konusuda ilgin bulular vard ve alma ar
kadalarn artmaktan ok holanrd. Onun iin de kaznn ilk gn, son
geliinde uzun Fenike yazsn bulmu olduu yerde herkesi toplad ( D g
rn bakmndan burann dier yerlerden hi fark yoktu, keiften sonra
dikmetan olduu yerin stn zenle kapattrmt ) . imdi ise ilk kazma
vuruu iin buray semi bulunuyordu. stndeki biraz kum ve toprak, bir
iki krekte atlp da belirgin Fenike yazsyla dikmeta meydana knca, Bas
sert etraftan ykselen hayranlk lklarn keyifle dinledi.
Bu sesleri bir kez daha dinlemek istediinden, yapt iin sonucundan
emin bir edayla kazya birka metre daha devam edilmesini syledi. Bu sefer
de amac hiyeroglifli yazt ayn mucizeli biimde ortaya karmakt. Dikme
ta gn na kavuunca, yanndakilere bu yeni kabartma tan stndekileri
hiyeroglif olarak aklamaya hazrlamyordu ki, birden yanldn fark etti.
O geliinde, bir ikindi vakti yle bir bakp hiyeroglif sand eyler, imdi
i gne altnda bambaka grnyorlard. Bunlar, sadece yazya benzer
resimlerdi.
O anda urad d krklnn derecesini kestirrnek dorusu ok g. Her
kazma darbesinde biraz daha meydana kan boz renkli taa gzlerini dikmi,
bakp duruyordu. Uzun bir hiyeroglif yazs bulmay umut etmi ve bu yaznn
semitik iaretlerle birlikte zlenen bilingue dncesi btn yaz aylar boyunca
aklndan kmamt. Byle anlarda bilim bir karakter sorunu oluverir.
Bossert, kazy durdurdu. Orada burada sondaj kazlar yaptrmaya koyul
du. nsana inanlacak gibi gelmiyor ama, gerek bu, yalanc H itit hiyeroglifi
nin bir metre yannda sahici hiyeroglif yazs buluverdi.
1 947 sonbalar almalar, Karatepe'de yaplan en baarl alma olmu
tur. Geri daha sonra da pek ok ey bulunmutur, zellikle evre iyice arat
rlm, Domuztepe' de ' Hitit ve Roma alarna ait eserler meydana karlm
tr, ama 1 947 gznn verimlilii daha sonra elde edilenlerin hepsini glgede
brakacak zenginlikteydi.
Karatepe stnde kurulmu kalenin mimarlk asndan plann soyut bi
imde tasvir etmek yerine, bamdan geen bir olay anlatmak daha uygun

( I ) Karatepe'nin tam karsnda Ceyhan'n dogu kysnda.


TAN RlLARlN VATANI ANADOLU 153

olacaktr. Bir plan belki konuya aklk getirir, ama bir olay orann havasn
hissettirir.
1 Ekim 1 9S l 'de O'Callaghan, niversite rencisi iki Alman ve ben, Kadir
li kaymakamnn yardmyla bizi Karatepe'ye gtrecek bir cip kiraladk
O'Callaghan iriyar, iman, neeli bir adamd. Birbirine zt eyleri ok sevimli
biimde ahsnda birletirmiti. Amerikal bir Doubilimciydi, Roma Kutsal
Kitap aratrmalar Enstits'nde alyordu, cizvitti , keyifli eski Alman halk
arklar syler, birka l dili ve birka yaayan dili ok iyi bilirdi, sonra bir
den durup dururken herkesten ayrlp bir keye ekilir, Latince dua kitabna
dalard.
niversite rencilerinin ikisi de serven heveslisi, merakl ve sabrszd
lar. Sabrszlklar akam saat yedide, ortalk kararrken Kadirli'den yola k
mamza neden oldu. Oysa bu Bossert'in kesin uyarsna aykryd. Bize, ne se
beple olursa olsun, karanlk bastktan sonra, ne yayan ne de atla Karatepe'ye
gelinmemesini sylemiti. Ancak bu sayede unutamayacamz olaylar yaa
mak frsatn da bulmu olduk.
Yol bulunmayan bir dzlkte yarm saat ciple gittikten sonra, Trk ofr
yolu kaybettiini syledi. Yine yolumuza devam ediyorduk, ama nereden git
tiimizin farknda deildik. Karatepe'ye doru yol alyorduk. Geri cip byle
seferler iin ok elverili bir tattr, ama bizimkisi de pek klstrd.
Derken gece bastrd, ofr farlar yaknca, yalnz tek farn altn gr
dk. Geri dolunay vard, fakat gkyz bulutlarla kaplyd. Tehlikeli bir
yolculuk yapyorduk. rldayan derelerden geiyor, talara arpp hopluyor
duk.
Az sonra drt bir yanda uurumlar seilmeye baland. ofr birden frene
basnca motor stop etti. Gece vakti, da bann sessizliinde etrafa kulak ka
bartm duruyorduk, galiba karmza hayaletimsi bir eyler kmt. ok
acayip sesler yaklayordu. Bouk bouk yanklanan admlar, ar ar pufla
malar, insan rperten fslamalar, kesik kesik solumalar . . . Sonra birden tek
gzl arabamzn nda develer grnd, bir sr deve, iki taraflarna te
beri yklenmi develerden bir kervan. Sal sollu arabamzn yanndan geti
ler; aralarnda adamlar vard, grltl seserin iinde kaybolmu gibi adam
lar. Yzmze bile bakmadlar, sanki geceyars bu yolun stnde bir cipin
varl ok doal, her zaman olaan bir eymi gibi bizi umursamadlar bile.
ofrmz, onlarla karlkl baraarak bir eyler konutu. Bu barlar
yabanc denizlerde karlaan gemicilerin yapt gibi, karlkl anlama bar-

(2) Cizvit - Jesuit - Hristiyan azizlerinden Ignatius Loyola tarafndan 1 5 34'te Paris'te kurul
mu (Societas Jesu - lsa Dern gi) adl tarikatn yelerine verilen ad. Katolik kilisesinin r
gtlenmesinde, glenmesinde byk apta etkili olmutu. zellikle Katolik dininin Avru
pa d lkelere Gney Amerika, Afrika, Pasifik Adalar, Filipinler, in, Japonya, Hindistan
gibi yerlere yaylmas cizvit misyonerlerinin lkc gayretleri sayesinde olmutur. Tarikat,
orduya benzer bir rgtlenmeyi baarm, Avrupa'da ve Avrupa'yla ilikili lkelerde siyasal,
kltrel alanlarda etkili giriimlerde bulunmutur. En nemli Hristiyan rgt saylr.
1 54 C. W. CERAM

yd. rkn dev alay ekip gittikten sonra, yeniden takr tukur motoro
muzia Karatepe yollarnn akllar stnde dans etmeye baladk, o zaman
birden hedefimize yaklamakta olduumuz hissi uyand iimde, Akyol'u, eski
kervanlarn yolunu gemitik. Nitekim ofrmz de yolu tekrar bulduunu
syledi.
kinci defa durduumuzda, bir saat, iki saat gemi olmalyd ve gece her
zamankinden daha karanlkt. Kk bir dzlkte bulunuyorduk. Dzlk az
sonra daralyor, bir kei yoluna dnyordu. niversitelilerden biri frlayp
gitti, bir anda gzden kayboldu. ofr, heyecanl bir dille bizi geldiimize
inandrmaya alyordu.

Birden o'Callaghan kol um u tuttu, karanlkta bir yeri gsterdi: Orada oto
mobilimizin far karsnda felce uram gibi duran, kurda benzer bir hayvan
vard, gzleri prl prl yanyordu. Bylenmi ve afallam bir halde yolu
rnun etrafnda geni bir yay izmeye balad. Bu yrede ok grlen yaban
kpeklerinden biriydi, ancak birka birden tehlikeli oluyordu.
O'Callaghan'la belirli bir haykr parolas kararlatrdktan sonra, nerede
bulunduumuzu anlamak iin niversitelinin kaybolduu ynde yrmeye
baladm. Birden bana yabanc, uzak bir dnya, sadece kitaplardan tand gm
bir dnya ile yle anszn, yle burun buruna ve yle elle tutulur biimde kar
lamak mutluluuna erdim ki, bylesi normal ekilde ancak kaz yapan ar
keologlara nasip olabilirdi.
Kk dzln kenanndan balayan darack, tal kei yolunda yryor
dum. I kuvvetli bir cep lambasyla da yolumu bulmaktaydm. Birdenbire
patika geniledi, nmde basamaklar belirdi. Elimde olmakszn duraladm.
O anda doa da sanki bana melodramatik bir sahne etkisi vermek isterce
sine mehtab bulutlardan syrverdi. Parlak bir ay soluk klarn merdivenin
zerine dkt, harap olmu, ar kesme talardan oluan basamaklar ay
nn yumuak halkas iinde belirginletiler.
Duraksayan admlarla merivenlerden yukar kmaya baladm. Merdiven
geniledi ve samda solumda insan boyunda dikmetalar grdm. Kat bir
geit treni havas iinde ksa aralklarla yan yana dizilmilerdi, stleri olaa
nst belirginlikte resimlerle kaplyd. Bu resimler kaln kabartmalar oldu
undan, ay kenarlarnda ok canl glge oyunlar yaratyordu. Resimler
deki hayvanlar ve insanlar bana bakmaktayd. Acaba bunlar tanrlar myd,
yoksa krallar m?
Hayr, nl ''Asitavandas 'n leni" kabartmalaryd bunlar. Kabartmalar
da Karatepe'nin efendisi hkmdar ve sava olarak deil de, grtlana d
kn bir kral olarak ebediletirilmiti. Yzne baktm, sivri apkasyla orackta
oturuyor, gzlerini am, kendisine yiyecekler, iecekler getiren hizmetkarla
ra sabrszlkla bakyordu. Kocaman gaga burnu, bask aln, geni enesi ona
sevimli bir grnm vermiti; ancak bir kibar, bir soylu edadan yoksundu.
Kaln dudaklar yemekierin karsnda yuvarlaklamt ve solgun k oyunla
r yapan ay nda sanki hemen konumak iin alacak gibiydiler.
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 155

ki karanlk vcut da beni yukarda bekliyordu, ay nn aydnlatt


gkyzne kar tablosu yaplacak derecede gzel grntler halindeydiler.
Seslendim, sesime dilsiz hareketlerle karlk verdiler. Birka dakika sonra
Bassert'in tad bir asetilen lambasnn yayd gz kamatran i k hal
kasndan ieri giriyordum. Seslenmelerimizi duymu ve bize doru yn gs
termek gereini duymutu. Kaybolan niversiteli bulundu ve O'Callaghan da
yukar getirildi.
Az sonra Bassert ve yardmclaryla birlikte, kk bir ta evin al rpyla
kapatlm n avlusunda oturuyorduk. Bu evi onlar yaptrmt. Kabaca yapl
m bir masann bana getik, her yan sallanan iskemlelere kurularak akam
yemei yedik.
Drt bir yanmz kuatan karanln iinden akal ulumalar geliyor ve
yaban kpeklerinin havlamalar uzaktan uzaa yanklanyordu.
Bunlar kaz heyetinin deimez gece arklaryd.

SABAH saat yedide kahvaltya oturmutuk. Yedi buukta da alma balad.


Biz de ilk kez etraf dolaacaktk.
nsana burada gne baka yerlerden daha abuk tepe noktasna vanyar
mu gibi geliyor; gittike daha sararan, gittike akkariaan yuvarlaa baktka
da, kendini o gn ne yaplmas gerekiyorsa bir an nce bitirme telana kapt
ryordu.
imdi karmzda duran kale tesislerini, Bassert 1 94 7' de tek bir alma
mevsiminde - btnyle meydana karnamakla birlikte - balca ksmlar
n incelenir duruma saknay baarmt. imdi burada alan iilerin byk
ounluu 1 947'de de almlard. nsana dosta bakan, temiz yzl adam
lard. Bunlarn arasnda birounun adam ldrm katiller olduunu ren
diimiz zaman dorusu ok armtk (Bu topraklarda bugn de etkisini
srdren acmasz bir kan davas tresi vard) . aknlmz, bazlarnn
1 930'lara kadar Akyol, Karatepe ve Adana Ovas'na dek uzanan ormanlarda
dehet salm nl ekyalarn uzak yakn akrabalar olduunu renince, da
ha da artt. Bu arada Bassert'in byk kazdan sonra, buraya brakt ilk bek
inin de ksa bir sre nce vurulduunu rendik.
Dolamamza gney kapsndan baladk. Bu kapya ulaan merdivenler
den getiimiz gece ay nda kmtm. Yeniden Asitavandas'n, Karatepe
kralnn nnde durup kaldk, neeli lenini gzden geirdik Surlar boyunca
yryerek tahkimat duvarlarndan ileri frlam gibi duran savunma kuleleri
nin temellerini grdk, sonra tepenin doruundan ap daha aalarda bulu
nan kuzey kapsna doru yrmeye koyulduk ve heybetli Ceyhan vadisinin
ufka kadar uzanan grnm karsnda bir sre durmak zorunda kaldk. Kral
burada, bu iki kap asian arasnda durmu ve dman ordusunun yaklamas
n seyretmi olmalyd. Herhalde btn grkemiyle birlikte her eyin bittiini
de anlamt, nk kendisi byk bir sava olmadn ok iyi biliyordu.
C. W. CERAM

Kuzey kapsnn giriini ve dorudan doruya bitiindeki iki odann du


varlarn oluturan sra sra dikmeta kabartrnalarnn nnden gernerniz, bu
Ge-Hitit a kltrnn, bu artakalm tara kltrnn yaygn biim yok
sunluunu anlarnarnz salad. Aralarnda en kk bir iliki olmakszn bu
rada duran insanlar ve hayvanlar vard; geit alaylar, arrnalar, gndelik ya
ant resimleri, tanr tasvirleri, dinsel tren sahneleri, mzik ve dans gsterile
ri, suda ve karada av tasvirleri ve yanyana bir arabayla bir gemi vard. Bunla
rn arasna yazlar serpitirilrniti, kimi ayr dikmetalar stnde gruplar mey
dana getiriyor, kimi tek bana duruyordu.
Burada Fenike ve Hitit hiyeroglif yazlar dikmetalarn stne geliigzel
kondurulrnutu. Tek tek figrlerden kocaman kap aslanlarnn gvdelerine ka
dar, sanki nerede bo yer varsa oraya yazalm gibi bir yntem uygularnlard.
Bossert'in bu arada saptam olduu gibi, rnetinlerin ierii ile bu rnetinlerin
stlerine yazld dikmetalar ve figrler arasnda da en ufak bir iliki yoktu.

KAZI heyetinin barnana knca bir kltrel biimieniin Karkam, Zincir


li'de, imdi de Karatepe'de grlen bu garip kalntlardaki esrar zerinde tar
tmaya koyulduk rnparatorluk dneminde hibir zaman ana damgasn
basan bir stil bulunmad halde, nasl olmutu da yine de bir biimierne tarz
be yz yl etkisini srdrrnt? . .
Bu noktada tarihsel bilgimizde bir gedik alyor. M. . 1 200'lerde Hattu
sas'n yanp Hitit mparatorluu'nun kmesiyle M.. 700'lerde son Hitit e
hir-krallnn Asur mparatorluu'nun eline gemesi arasnda bulunan bu
be yzyl imdilik yeterince aydnlatarnyoruz. Bir imparatorluk yklyor ve
burann yerli halk be yzyl boyunca eit eit baka halklarn ortasnda, sa
ysz yabanc kltrlerin etkisine urad halde, taral da olsa yine kendine
zg bir kltr ayakta tutuyor, dorusu ok garip bir olay.
"Gnn birinde bu ilikileri anlayacaz" dedi Bossert. Byk bir kaba ka
t tomarn zenle ap nne serdi, kadn st Hitit hiyeroglifleriyle kap
lyd; az nce tamamlanm bir tpk-kalpt bu. "Eer Karatepe ift dilli metni
ne dayanarak, Karatepe hiyerogliflerini okuyabilirsek, bu byk imparatorluk
dneminin btn hiyerogliflerini de okuyabiliriz demektir. "
Bylece Karatepe kazlarnn en heyecanl, ift dilli metnin (bilingue)
zmlenmesine gelmi bulunuyoruz. Hitit hiyerogliflerinin zmlenmesi ha
reketinin tekrar bir kez daha durgunlatn kaydederek zmleme konusu
nu kesmitik. Bu blm ite imdi burada, Karatepe'de sona ermek imkann
bulacaktr. Burada ilgin bir ey de, Fenike yazsnn yan sra sahici hiyeroglif
yazsnn bulunmas zerine ortada bir ift dilli metnin (hem sadece iki farkl
yaz deil, ierii birbirinin ayn iki yaznn) sz konusu olduuna ilikin ka
ntn hi de yle hemen elde edilrnediidir.
Gariptir, hatta inanlacak gibi de deildir, ama yine de gerektir; bu kant,
Bossert'in alma arkadalarndan biri tarafndan uykuda bulunmutur.
TANRI LARIN VA TANI ANADOLU 15 7

_.._ ,c.. lke

!Ynrn 111 Ku rmak

p > n Sal kl olmak

& R Adam

O .U Kadn

a\\. Ana

fi tt Ad

c!J W fJ Ayak
o 'a
) (.

Gn

" d $ Barnak

!] + t Ord u

,t,'\ Kalkan

&( n w
'
Illi Bat

If l/ G/#-.n. Dou

Yeni Hitit hiyeroglijlerinden birka kelime. Bunlar Bossert, Karatepe-ift dilli


metnine daya narak daha 1 952 'lerde zm lemi bulun uyordu.
KNC BLM

Asitavandas Konuuyor

1 947 KAZISINDAN SONRA yaplmas gereken ilk i, Fenike yazl metnin bir
an nce evrilmesiydi. ok eski dil zellikleri gsterdiinden, burada i uz
manlara dyordu. Sadece hiyerogliflerle uramak isteyen Bossert, ilk Feni
ke metinlerini birka tannm sernitiste gnderdi: Berlin' de Johannes Fried
rich'e, Paris'te Dupont-Sommer'e, Roma'da O'Callaghan'a ve Londra'da R.
D. Barnett'e.
lik olarak da Karatepe'nin kefine sebep olan "Aslanlta"n altlk yapt
heykelin stndeki yaznn tpk-kalbn gndermiti. Ta da bu arada bir
hayli n kazanm bulunuyordu.
Ancak, ok gariptir, Profesr Gterbock'un ziyareti srasnda bu aslanla
rn, aslnda iki boa olduu anlald.
Bu heykelin drt kolonlu metni zerinde uzmanlar alyordu ve Bos
sert'e ilk eviriyi gnderen Berlin'den Johannes Friedrich oldu.
eviriyi kelime kelime buraya aktarmann bir anlam yok; nk metnin
birok yerlerinin krlmasndan ileri gelen eksiklikler yznden yaz rahata
okunamyordu. stelik Karatepe yazlarnn asl deeri ieriinde deil, im
diye kadar bulunmu en uzun Eski-Fenike yazs ve Hitit hiyeroglifleri olu
undayd. Bu da ieriklerinin ayn olmas umudunu uyandrmaktayd.
Giderek yazy kaleme alann bir kral olduu meydana kt (Alt kapda bu
lunan ok miktardaki yazlarn zmlenmesine katlan Amerika ve Avru
pa'nn en tannm semitistleri de bunu doruladlar) . Kraln ad, sesiisi bulun
mayan semitik yazda ( z t v d ) diye yazlmt ( Bunu daha sonralar Bossert,
sesiisi bulunan hiyerogliflere dayanarak Asitavandas diye tamamlamtr) .
Burada metnin - Friedrich'in de fark ettii gibi - "Karm olmakszn saf
Eski Fenikece ile yazlm olmas ", kraln yaad zaman saptama imkann
vermitir. M.. 8. yzylda yaadndan kukumuz yok ve baka buluntulara
dayanarak da bu zaman daha daraltp, M.. 730'lara getirebiliyoruz. Yine bu
tarihlerde, belki de kral henz hayattayken Karatepe dmanlar tarafndan ele
geirilip yklyor. Asitavandas kendini beenen biri, ancak Dou'da herkeste
grlen kendi kendini gklere karmalarla karlatrlnca ondaki bbrlen
mede, yine de Hitit asll olmaktan ileri gelen alakgnlllk eleri buluyo
ruz: "Ve ben bu kenti yaptrdm ve ona Asitavanda adn verdim". - ,"Ve ben
6o C . W. CERAM

Hiyeroglifle yazlm bir Hitit kurban forml

Ab6 : Tannlar iinde unlara yllk yemek olarak yle kan aktlr:
Tanr Karhuha iin bir sr ve bir koyun.
Tanra Kupapa'ya bir sr ve bir koyun.
Tanr Sarku'ya bir koyun ve erkek tannlar iin bir koyun.
A4d : Tannlar iinde bu tan n A 'ya da (fiil krlm) yllk yemek olarak
(bir) sr ve (iki) koyun. . .
AaS : Kimin koyun ada varsa, imdi bu kahramana (?), tannya bir koyun
kurban etmeli ve kimin yemek ada varsa.
Kululu 1 2 : Ve onu teki dnyann tarhundu yaptm. Yldan yla ona bir sr ve
koyun kurban edeceim.

drt bir yanna gl kaleler yaptrdm, snrlara ve kt insq. nlarn talanclarn


bana getii yerlere de kaleler yaptrdm. "
Kendisini "Danuna Hkmdar" diye adlandryor, bunun Adana ovasn
da yaayan halk olduunu biliyoruz. Bildirdiine gre, dou snrndaki b
tn dman uluslar kovmu, bat snrnda da bar salam. Fakat sk sk
tekrarlayarak zerinde en ok durduu nokta, kendisinin olsun halknn ol
sun srekli mutluluk ve refah iinde yaadn belirtmesidir. nsann onu
sofras banda grnce, hi deilse byle yaamaya olan eilimi bakmndan
bu tombul hkmdara inanas geliyor.
Friedrich'in evirisinden anlaldna gre, Fenike metni ieriinin bal
ca noktalar bunlar. Paris ve Roma' dan gelen eviriler, birka ayrnt da baz
farkllklar gsteriyorsa da, Friedrich'in metnindeki nemli noktalarn t
myle uyarllk halindeydi! er, Derken, Londra' dan da eviri geldi. Bu eviri
de, tekilerden farkllk gstermiyordu, ancak evirmen 5. satrdan bambaka
TANRlLARlN VATANI ANADOLU . 161

bir anlam karm, ksacas yazda Asitavandas' dan baka bir kral daha, bir
Kral Anek kefetmiti. Bu durum konuyla ilgilenenlerde byk bir heyecan
frtnas kopard. Profesr Barnett'in akl yrtmeleri ok zekiceydi ( eviriye
bir de tarihsel bir giri blm yazmt), evirisini ayrca iki semitistin, Jacob
Leveen ve Cyril Mass'un almalaryla da salamlatrmak istemiti.
Yaz Fenike kelimesi (n k) ile balyordu, tekil I. ahs zamiriydi, yani
"ben" demekti. Beinci satrda bu iaret tekrar ediliyordu, fakat yle bir gra
mer ilikisi iinde bulunuyordu ki, burada bunu "ben" diye okumak imkan
szlayordu. nc kolonun dokuzuncu satryla da desteklenen bir teori or
taya karlyordu. Orada (n k) "ben" diye anlalrsa, burada metin "ben 'in
oullar ve kzlar " oluyordu. ngiliz aratrcnn fark ettii "yalnz eviride de
il, Fenikece metinde de ayn derecede mantksz" bir eyin ortaya ktyd.
Barnett bunu "ben" yerine, yeni bir kral ad olarak, "Anek" diye okuyordu
(Ya da lnak, sesli harf yoktu nk ) . Bu yzden de sernitst aratrc olaa
nst bir bilimsel almann iine dalyorlar. En uzak tarihsel iliki noktalar
n aratryorlar, bu Kral Anek ya da nak'la uzak yakn akrabal mmkn
olabilecekler zerinde tahminler yrtyorlar ve hatta baz sonular karma
ya bile cret ediyorlar.
Ancak bu kralla ilgili olarak yrtlen btn tahminleri hep yanl varsa
ymiara dayanyordu. Kral Anek ya da nak hibir zaman var olmamt.
Ama ortada bir gerek vard, (n k) kelimesi bir sorun olarak bolukta kal
mt. Ne var ki Friedrich bunu ilk evirisinde oktan zm bulunuyordu,
bir dipnotunda bu sorunu zmlemiti. Barnett'in dnda teki evirmenler
de, Leveen ve Mass da bu gr paylamlardr.
Friedrich, "yazy kaleme alann " diye yazyor; "barbar ii bir dil alkanl
var, (n k) "ben" e, tekil I. ahs yerine, erkek tekil 3. ahs anlam yklyor".
Bylece eski yazcnn bozuk dil kullanmasndan 2700 yl sonra yeni bir
kral domu, fakat doduu gibi, yeniden lmesi de ok abuk olmutu.

GEN bir bilimin evrimi iinde byle aldanmalar kanlmaz eylerdir.


Bunlar daha sonraki geliimi uzun sre engellerse tehlikeli olurlar. Byle bir
hali Jensen'in bir Hitit hiyeroglif yazsnda, bir ad "Syennesis" diye okuma
snda gryoruz. smi byle okumasn o kadar zekice gerekelere balamt
ki, dier btn aratrclar tarafndan da benimsenmiti ( Gerekte ad, Bas
sert'in tandad gibi "Uarpalauas - Asurca Urballa - diye okunuyordu ) . Fa
kat bir yanl i zararsz da olabilir - Barnett'in Kral Anek'i bu cinstendir -
burada yanl yaymlanmasndan hemen sonra teki aratrclar tarafndan
giderilmitir.
Fenike metninin okunmasyla herhalde ift dilli metinden yararlanmann
da zaman gelmi oluyordu. Yani hiyeroglif szlerinin Fenike metni ile kar
latrlmas yoluyla Hitit hiyerogliflerinin kesin zmlenmesine artk geil
meliydi.
TVA I I
162 C . W. CERAM

Grece ller iinde bunu sylemek kolay, fakat alabildiine g bir du


rum vard; kaz yapanlarn ilk baar sarholuu iinde inandklar gibi, ger
ekten ift dilli bir metnin elde olduuna dair bir kant henz elde edilebilmi
deildi. Ortada Fenike yazs vard, bunlardan ikisi Hitit hiyeroglifli metin
lere elik ediyordu. Sama sapan bir tutumla byk kaplarn ve yaplarn ara
sna burasna dalm durumdayd; yle ki Hitit hiyeroglif yazsnn nerede
balad kestirilemiyordu.
Gerekten yazlar geliigzel ikide bir tatan taa atlamaktayd. Aratrc
nn kelime bilgisinden yana gsz oluu (o srada yalnz bir kelimeyi "yap
mak fiilini" biliyorlard) - yazlarn ierik bakmndan niteliini saptama ola
nan vermiyordu. Bu bakmdan sz gelimi sadece bir Asitavandas isminin
Hitit hiyeroglif metninde kefedilmesi, gerek bir bilingue ihtim ali umutlarn
alabildiine glendirmiti.
Sorun bu hale gelip dayanmken doruyu bulmak ve anlamak yolunda
ans, Bassert'in bir rencisine arka arkaya iki defa gld.

FRANZ STEINHERR herkesten farkl bir insand. Ona bugn Ankara' da Al


man Bykelilii odalarnda, Trkiye ile Federal Almanya Cumhuriyeti ara
sndaki ticaret anlamalarn evirir ve raporlar hazrlarken rastlayan, kendi
sinin bo zamanlarnda neyle uratn asla kestiremez.
1 902'de lsar1 kysnda Landshut'ta dodu ve ortaokul reniminden son
ra muhasebeci yardmcs olarak meslek hayatna balad. Sonra bir vapur i
letmesinde muhasebe memuru oldu, arkasndan bir bankada, bir yapay ipek
firmasnda, bir inaat irketinde alt ve bu irketin temsilcisi olarak ilk kez
lstanbul'a geldi. Grlmemi eitten dil bilgisini bu ehirde yapt temsilci
lik grevleri srasnda gelitirdi. Yaymlad ilk makalelerinden birinin ad
yleydi: "!stanbul Halk Dili ve Klhanbey Deyimleri". lverenin bu yazdan
haberi bile olmad, zaten byle bir eyin olabileceini dahi aklna getiremezdi.
15 yl Trke, 17 yl Arapa, 18 yl Japonca, 19 yl Rusa rendi. Bir konu
masnda yle demiti: "renilen dillerin sayca oalmasyla insan, baka dil
leri renmek iin belirli bir teknik kazanyor. " Franszca ve lngilizceyi de ana
dili gibi konutuunu sylememize bilmem gerek var m? 1 939'da bir rastlant.
sonucu tant Profesr Bassert'in - bylesine olaanst dil yetenei bulu
nan bir kimseden Eskialar bilimi iin yararlanmak amacyla - Latince ve
Grekeyi renmesinin zorunlu olduunu sylemesi zerine bu dilleri de
rendi. Ancak gerek bir inceleyici olabilmesi iin niversite renimi yapmas,
bunu yapabilmesi iin de nce liseyi bitirmi olmas gerekiyordu. 37 yanda
olduu halde lise bitirme snaviarna girmeye gitti. Snavlarda parlak bir baar
gsterdi. Geri dnp Bassert'in rencisi olmak zere faklteye yazld.

( 1) sar - Tuna'nn Bavyera blgesinde akan sag kolu.


TANRl LARlN VATANI ANADOLU tq

Bylece o zamanlar stanbul'daki Alman H astanes i n i n mu hascbcc isi Vl'


'

idare mdr olan Steinherr, Bassert'in yannda felsefe dokt oru payes i n i k a
zand. 1 947' d e Karatepe kazlarna konuk olarak davet edildi .
Orada her ie koan, her ie bakan oydu. Balangta iiler yeterince t o p
lanmadndan, kollarn svayp adrlar kurdu, kamp dzene soktu, fotoS
raflar ekti; evreyi aratrd, yaztlar ve kabartmalar temizledi, yazlar kop
ya etti ve sratad (daha dorusu, sralamay denedi), nk yazlarn, zellikle
Hitit hiyeroglif yazlarnn says her geen gn biraz daha kabaryordu.
Bir bayram akam, topraktan yeni karlm, iyi durumda bir sfenks'e
gz gezdirir ve elini heykelin toz topraktan kabuk balam srtnda aynatarak
dolatrrken, kabuun ince kalm bir yerini kaldrd. "O zaman btn gv
denin Hitit hiyeroglifleriyle kapl olduunu grdm. Elimin ortaya kard
hiyeroglifleri okumaya altm ve yaznn Fenike metninde sz edilen Kral
Asitavandas ile ilgili olduunu anlaynca byk bir heyecana kapldm. Yaz
tarz geri ok deiikti . . . Ama yine de teki baz iaretler sayesinde okunma
s mmkn oluyordu . . . Gece bu nemli buluntu btn kaz heyetince kut
land ve Muhibbe Darga bana, buralarda ok kullanlan mavi incilerden bir
kordonu trenle armaan etti, bu kordonu hatra olarak hala saklarm."
Bu durumda Kara tepe' de her iki yaznn ayn kraldan sz ettii aka or
taya kmaktayd. Sadece hikayeterin deil, kelime kelime metinterin de ayn
olduunu da ancak bir cmlenin okunnas gsterdi.
Steinherr, yeniden lstanbul'a, Alman Hastanesi'ndeki masasnn bana
dnmt. Akamlar metinler zerinde alyordu. Bu alma haftalar sr
d, metinleri karlatryor, sraya koyuyor, kopya ediyordu. "Bu ekilde her
iki dildeki metnin btn paralar hafzama iyice yerleti, adeta demir atm
gibi oldu, yle ki dilediim zaman dilediim paray kada aktarabiliyor
dum. "
Bir le sonras Bassert'in bir metin okuma dersine katld. Fenike metni
nin bir parasyd bu, iinde dierlerinin arasnda yle bir cmle vard: " . . . ve
ben yaptm at ata, kalkan kalkana, ordu orduya . . . "
Akamieyin gecenin ge saatlerine kadar bu konu zerinde alt, sonun
da yorulup, zihni hep bu sorunla dolu bir halde uyumaya gitti. Ryasnda
kendini yine ayn sorunun iinde buldu. Birden uyand, yatakta doruldu ve
nnde btn aklyla hiyeroglif yaznn bir parasn grd: lki at ba art
arda duruyordu. laretleri hemen tand, "ben yaptm" iin kullanlan iaret
Ierdi bunlar (Burada o zamanlar Hitit hiyerogliflerinde bilinen tek filin "yap
mak" olduunu hatrlayalm ) . Bir gn nce leden sonra Bassert'in dersinde
inceledikleri metin ne diyordu? " . . . ve ben yaptm at ata . . . "
lte kant buydu! Bir Fenike cmlesine tpatp uyan bir Hitit hiyeroglif
cmlesi bulunmutu. O halde Karatepe yazs bir ift dilli metin di.
imdi her iki yaz arasnda bir iliki kurulduuna gre, Bassert'in deri n
bilgisiyle Hitit hiyeroglif yazsnn balangcn bulmas gerekiyordu. Nitekim
Bossert de onun kefine dayanarak, kendisinden baka hibir aratrcda bu-
C. W. CERAM

lunmayan bu malzemeden hareketle, baaracana olan salam inancyla H itit


hiyerogliflerinin kesin zmlenmesi iine giriti. Bugn, bu satrlar yazd
m 1 955 ylnn balarnda unu syleyebiliyoruz artk:
"Yetmi yla dalm ve nesil boyunca srm bir bilginler abasna
dayanarak, Hitit hiyeroglifleri, uzun zaman bilinmeden kalm bir ulusun, bi
linmeyen bir yazyla yazd bilinmeyen dili, Ceyhan rma kysnda Karate
p e de meydana karlan ift dilli metin sayesinde artk okunabilmektedir."
'

BOSSERT, yannda Babadr Alkm ve onun kars Handan Alkm olduu hal
de, ou kez kendi kars Bayan Hrmz'n de katlmasyla, eski iileri ve
rencileriyle birlikte Karatepe'de uzun sre kaz yapt. Arzusu, restore et
mek, eitli heykel ve yaz paralarn bir araya getirmekti. Ne var ki, saysz
kabartma ve yaz, kn yamur altnda, yazn kzgn gnete d ura dura zgn
durumlarn yitirip ok abuk dalmaya yz tutuyordu.
unu da belirtelim ki, Bossert almalar iin gerekli paray bulmakta s
rekli glklerle karlamtr. Bilim hamisi zenginlerin zaman artk gemi
ti ve Trkiye bilimsel kurumlarnn imkanlar da ok snrlyd. Son kazlar
dan b.irinin masrafn arkadalaryla birlikte kendi cebinden demek zorunda
kalmt. stelik 1953'te yaplan bu kaz, kimse ciddi ekilde bir ey bekleme
dii halde, yine de srprizli bir sonu vermitir. Ancak bu sonu, aslnda ma
sa banda kl krk yarareasma yaplan zihinsel bir almann rnnden
baka bir ey deildi.
Karatepe'de btn yazlarn karlatrlmasndan B ossert baz gediklerin
bulunduu sonucunu karmt. Yeterince tamamlanamayan mantksal ili
kiler, gney kaps yazlarnn imdiye kadar yaplan kazlara dayanlarak ka
bul edilen miktardan ok daha fazla olmas gerektiini gsteriyordu. O halde
kaybolmu paralar var demekti. Bu paralarn aranmas gerekiyordu, bunun
iin de gney kaps nndeki sarp yamacn zerinde arama yapmaktan ba
ka kar yol yoktu.
Kayalar ve diken kmeleri arasnda, insana korkun zaman kaybettiren,
zahmetli bir alma balad. Buras ayrca ylanlar ve akrepler iin cennet
bahesi gibi bir yer olduundan, bunlarn tehlikesi her an yan balarndayd.
Ancak sonu Bossert'in kansn hakl kard: Ynla yaz paras bulundu.
Bunlar bir araya getirildiklerinde, yeni metinli yeni bir "bilingue" oluturdu
lar.
Karatepe'deki almalar henz bitmemiti; Bittel'in Boazky'deki al
malar da yle. Suppiluliuma ve Asitavandas konumaya devam ediyor . . .
Ben bunu kaz heyetinin konuu olarak bulunduum srada, 1 95 1 ylnda
bir akam benliimin derinliklerinde hissettim. Bir akam karanlk kt
srada Asitavandas'n resimlerine trensel bir yry yapmtk. Bossert elin
de bir asetilen lambas tutuyor, bundan kan i bir aydnlk yolumuzu gs
teriyordu. Drt bir yanmz binlerce bcein kard sesler sarmt; karan-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 16 5

lk tepelerden esrarl gece hrtlar yanklanyordu. Bir kaz mevsimini sona


erdirmitik ve biz bunu imdi krala, 2700 yl nce buralara egemen olmu ve
artk bizimle konumasna ara vermi krala bildirmek istiyorduk; bu amala
huzurunda saygyla eildik.
NC BLM

Son Grnm..

ARATIRMALAR sadece Karatepe'de srp gitmiyor. Artk bu ii yapanlar


sadece Avrupallar da degil. Kemal Atatrk, Ankara'da Dil, Tarih ve Cografya
Fakltesi'ni kurdu; Hitit dili ve tarihi iin ilk gretmenler olarak da Alman
bilginleri Landsberger ile Gterbock'u getirtti. Bassert daha nce lstanbul'a
gelmiti. Alman, ngiliz ve Fransz arkeoloji enstitleri, stanbul ve Anka
ra' daki almalarn hayli zamandan beri srdryorlard. Bu kurumlarn
destegi altnda Trk arkeolog ve Hititbilimcilerinin ilk nesli yetiti :
Bahadr Alkm' Karatepe'den tanyoruz. Tahsin zg ile kars Nimet,
Karahyk, Dndartepe1 ve Kltepe'de baarl kazlar yaptlar. Remzi Oguz
Ark Alacahyk kazlarn mdr yardmcs olarak ynetti.
Ayn dnemde baka gen Trkler de yurdnda grenim grmlerdi.
Birok dil bilen ve giriken bir insan olan Bayan Halet ambel, Paris'te oku
du ( Dnnde yalnz Bassert'le degil, uzun sre Kurt Bittel'le de bi rlikte a
lt); Harnit Zbery Koay, Budapete'de okudu (Trkiye Mzeleri Genel
Mdr oldu ve baarl kazlar yapt); Ekrem Akurgal ile Sedat Alp de Ber
lin'de grenim grdler.
Aratrmalar srp gidiyor, Boazky ile Hama, lzmir ve Teli-Halaf arasn
da birok yerler kazld ve daha birok yerler kazlacak Bulunan ve bulunacak
olan her hiyeroglif yazs artk okunabiliyor. Bylece, Hitit mparatorlugu tari
hi her geen gn biraz daha belirginleen izgilerle tamamlanyor. Fransz Cla
ude Schaeffer'in Ugarit'te yapt son kazlar da bu konuda destekler saglyor.
Yetmi yl nce ne Hititler, ne de onlarn kurduu imparatorluk biliniyor
du. Bugn okullarda hala M.. 2. binylda askeri ve politik bakmdan Onasya
ve Kkasya'nn kaderine biim verenlerin Mozopotamya uluslar ile Msr
olduu okutuluyor. imdi bunlarn yannda "nc byk g" olarak Hitit
mparatorluu var. Bakent Hattusas, Babil ve Teb bakentleri yannda bunla
ra denk bir deerde yer almtr. Bu denklik kltrel bakmdan olmasa bile,
Hititler'in kendine zg siyasal kudreti ve nemi bakmndan kesindir.
Bir imparatorluun kefnin tarihi, oluumu, ykl, dilleri, yazlar ze
rinde yaptmz gezinti burada sona eriyor.

( 1 ) Samsun'un 3 km. gneydogusundadr.


68 C . W. CERAM

Bir geliimi saptamaya altk. Bu geliim, ilk keiften son kefe, Charles
Texier'in hibir eyden haberi olmakszn Boazky harabeleri karsnda dur
duu 1 834 ylndan, bu devletin ve bu ulusun renilmesi iin zorunlu en son
anahtar olan Karatepe ift dilli metninin bulunduu 1 947 ylna kadar "Bo
azky"den "Karatepe"ye uzanmaktadr.
Hitit mparatorluu Tarihinin
Kronolojik Tablosu
(Btn Tarihler Milattan Oneedir)

Krallarn egemenlik srelerini gsteren tarihler Dr. Sidney Sm ith ve Prof.


Albrecht Gtze'nin almalarndan alnmtr. Kesin yllarn eksik olduu
yerlerde, ortalama insan mrne gre yaplm boluklarn zaman bakmn
dan ihya edilmesi almalar Dr. O . R. Gurney'e aittir. Dr. Gurney 1 590 ve
1 335 tarihlerini her bakmdan gvenilir salam yllar saymaktadr. teki ta
rihlerin hepsi yaklak olarak doru kabul edilmektedir. Haklar nda pek az
bilgi bulunan krallar siyah puntolarla yazlmtr.
Kussaral Kkasya'da uluslar hareketi balyor. Hint
Pitkhanas Avrupa kkenli boylar da kuzeydou veya
kuzeybatdan gelip, Anadolu'ya giriyorlar.
Burann yerli halk, Protahattleri yenerek, ilk
ehir-devletleri kuruyorlar. Bunlardan bir ta
nesi Kzlrmak yay iinde bugnk Boaz
ky'de bulunan Hattusas'dr.
Kussaral Anttas Kral Anittas, Hattusas' yenilgiye uratyor,
( 1 800 yllar) ehri ykyor ve yeniden kurulmasn nle
mek iin de bir lanette bulunuyor. Fakat e
I. Tudhaliyas ( 1 740- 1 7 1 0 ) hir yeniden kuruluyor; yeni hkmdarlar,
kkenierini Kussara hanedanna dayandr
maktadr ( Feodal dzen - seimle krallk
vardr) .
Pusarrumas Gerek anlamda Hitit Devleti'nin kurucusu
( 1 7 1 0- 1 680) olarak Labarnas kabul ediliyor. ehir dev
letleri bir merkezden ynetilen federal devlet
Labarnas ( 1 680- 1650)
halinde birletiriyor. Egemenliini douya
ve batya doru geniletiyor. Kral henz soy
lular meclisinin denetimi altnda olmakla
birlikte, haletini kendi tayin etme hakkn el
de etmitir. Labarnas ad kendisinden sonra
gelen hkmdarlarn genel unvan oluyor.
C . W. CERAM

I. H attusilis ( 650- 620) tk kez byk apta siyasal atlmlarda bulu


nan hkmdardr. Toroslar' ap H alep
zerine yryor. lmnden ksa bir sre
nce, tutumunu begenmedigi iin oglunu
tahta kmak hakkndan yoksun brakyor
ve halefi olarak I. Mursilis'i gsteriyor.
I . Mursilis ( 1 620- 590) Halep seferini tekrarlyor, buray aldktan
sonra Babil zerine de yryp ele geiri
yor. Hitit Devleti Yakndogu'nun en nde
gelen byk gc oluyor. Mursilis ldr
lyor.

I. H antilis Bu nemsiz krallar, fethedilmi yerleri kay


I. Zitandas bediyorlar. Krallk ile soylular sert atma
Ammunas lara giriiyor. Tahta kmay baba ve karde
I. Huzziyas katilligi tayin ediyor.

Telipinus ( 1 525- 500) Telipinus ilk kez gerekli yasal reformlar


gerekletiriyor, bunlarn en nemlisi, tahta
kma hakknn saglam kurallara baglanma
sdr. Bylece iktidarn saglamlatrma ve
egemenligini darya yayma olanagn bu
luyor. Bu dnemde Hitit yasalar topluca
yazl metin haline getiriliyor. Dogu lkele
rinde yaygn olan gze gz ilkesinin aksine,
insana deger veren ceza maddelerinin bu
lunmas bu yasalar ilgin klyor.

AUrruvanrnnas ( 500- 490) Hurriler, Dogu Anadolu'da siyasal ve klt


II. Hantilis ( 1 490- 480) rel bakmdan ok gl Mitanni lmparator
II. Zitandas ( 1 480- 470) lugu'nu oluturuyorlar. zellikle kltrel
II. Huzziyas ( 4 70- 460) bakmdan Hititler zerinde etkileri oluyor.
II. Tudhaliyas ( 1 460- 440) Ancak Hititler, zellikle kral zamannda
I. Amuvandas ( 440- 420) - II. Tudhaliyas, Il. Hattusilis, III. Tudhali
II. H attusilis ( 420- 400) yas - ynetiminde glerini Suriye snrna
III. Tudhaliyas ( 400- 385) kadar olan blgede salam biimde koru
II. Amuvandas ( 1 385- 1 375) may baaryorlar.
Hitit ulusu Suppiluliuma'nn ahsnda en
I. Suppiluliuma ( 375- 3 35)
byk hkmdarn buluyor. Gerek politi
ka, gerekse askerlik alannda dahilere yara
r eylemleri oluyor. agn byk gc Mi
tanni lmparatorlugu'nu ykyor, snrlarn
Lbnan'a kadar geniletiyor. Fethettigi l
kelerin halkn, zamann tresine aykr ola-
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 17 1

rak kle yapmyor, bal uluslar haline geti


riyor; bu baglar kimi zaman da siyasal ev
lenmelerle pekitiriyor. O gnn dnyasn
da gcn ylesine duyuruyor ki, Tut-enh
-Amun'un dul kars, Msr kraliesi, fira
vunlar tahtna oturmak zere ogullarndan
birinin kendisiyle evlennesini istiyor.

III. Amuvandas ( 1 3 35- 1 334) Amuvandas bir yl kadar krallk yaptktan


II. Mursilis ( 1 334- 1 306) sonra lyor. Suppiluliuma'y devam ettiren
Mursilis oluyor. Babasnn fetihlerini sag
lamlatryor. Saysz snr savalar yapyor
sa da, daha ok din ve sanatla ilgili ilerle ug
rayor (Onun "Veba duas" ve "Vekayina
me"si nemli edebiyat ve tarih belgeleridir) .
O gl u Muvatallis . zamannda Msr'la kesin
Muvatallis ( 1 306- 282)
hesaplama gn gelip atyor. O gnk
dnyann iki sper devleti Asi rmag yak
nnda, Kade kenti nlerinde M.O. 296'da
savayor. Msr'n marur firavunu II.
Ramses bozguna ugruyor ve cann g kur
taryor.
Muvatallis'in kardei olan III. Hattusilis,
Urhi-Teshup ( 1 282- 275)
Urhi-Teshup'u zorla tahtndan indiriyor.
(II. Mursilis adyla
Msr'la "sonsuz bar" antlamasn imzal
tahta kyor)
yor. Kzlarndan birini Ramses'le evlendire
III. Hattusilis ( 1 275- 250)
rek bar pekitriyor ( Onun yazdrd
"Hayat Hikayesi" tarihin zeletirisel otobi
yografisidir) .
Imparatorluk yava yava gcn yitiriyor.
IV. Tudhaliyas ( 1 250- 220) Dogu'da ve Bat'da o zamana kadarki bagl
IV. Arnuvandas ( 220- 90) uluslar bakaldryor; yeni bir uluslar g
II. Suppiluliuma ( 90 yllar)
snrlar ap lkeyi igniyor. Hitit lmpara
torlugu yklyor. 200 yllarnda Hattusas
yanyor. Hitit kltr (zellikle Hitit-hi
yeroglif yazlaryla) Kuzey Suriye'de (Karka
m, Zincidi vs. ) ve Kilikya'da ( Karatepe gi
bi) kurulan ehir-devletlerde M.O. 700 yl
larna kadar devam ediyor. Frat'n kuzey
kesimlerinde Hitit kltrnn etkisi (Hitit
hiyeroglif yazsyla) M.S. I. yz}rla kadar s
ryor.
Aklamalar

DE BEN PHU SAVAI: 1 9S3'te Vietnam' yeniden smrgesi yapmak is


teyen Fransztarla Vietnam Bamszlk Cephesi Kuvvetleri arasnda SS gn
ve SS gece aralksz yaplm bir savatr. Bu sava Franszlar'n kesin yenil
gisiyle sonuland ve Franszlar, lkeyi terk etti.

DlL AlLES: Yeryznde imdiye kadar kullanlm ve gnmzde kulla


nlmakta bulunan dillerin says (2786) olarak saptanmtr. Bu sayya leh
eler katlmamtr. Diller (26) grupta toplanmtr. Bu gruplardan ancak
birkann karlatrmal gramerleri yaplm ve bilimsel anlamda birer dil
ailesi olduklar belirlenmitir.
Dil ailesi diye, ortaklaa eski bir dilden ktklar kabul edilen ve arala
rnda dilbilgisi kurallar ile kelime hazinesi bakmndan benzerlikler bulu
nan dillerin meydana getirdii gruba denir.
Bu aileler unlardr: Hint-Avrupa (Kuzey Hindistan, Pakistan dilleri,
Farsa ve Avrupa dilleri) , Altay (Mool, Tunguz, Trk dilleri ) , Fin-Ugor
( Fin, Macar, Estonya dilleri) , Bantu (Ekvator'un gneyindeki Afrika dille
ri) , Dravit (Gney Hindistan dilleri), Malezya-Polinezya (ndonezya, Fili
pinler ve Pasifik Okyanusu Adalar dilleri) , Sami-Ha.mi (Arapa, H abee,
branice, Sryanice ve eski Msr, Mezopotamya dilleri) .
br gruplara ise daha ok birer blgesel topluluk gzyle baklmakta
dr: Eski Akdeniz, Kafkas, Sudan-Gine, in-Tibet, Kore-Japon, Amerika
yerli dilleri.

BASK DL: spanya ile Fransa'y ayran Pirene dalar blgesinde ve Ku


zey spanya'da yaayan Basklar, Hint-Avrupa dil ailesinden olmayan bir
dil konuurlar. Bu dil hibir zaman bir devletin resmi dili olmamtr.
M.S. VIII. yzyldan beri bilinen Baska kelimeler vardr, ama tarihi bili
nen en eski metinler XVI. yzyla aittir. Bask dili, spanyolca, Franszca ve
Gaskonya lehesinden ok sayda kelime aktarmtr. Ancak cmle kuru
luu ve genel yaps bakmndan Kafkas Grubu dilleriyle akrabalk gster
mektedir. Bu akrabal aklamak iin eitli grler . ortaya atlmtr.
Geree en yakn varsayma gre, Bask dilinin en eski biimi M.. 2000
yllarna doru, maden a balarnda, Onasya'dan gelen gmenler tara
fndan getirilmitir.

HNT-AVRUPA DL ALES: Bu aile iinde l ve yaayan ( 1 32) dil yer


1 74 C. W. CERAM

almaktadr. Dilciler, bu dilleri (II) ana kola ayryor. lndo-German, ln


do-Cermen terimleri, bu aileyi belirlemek iin kullanlmaktadr.
Eski Anadolu kolunda yer alan balca dil Hititedir.
Hint-ran kolu, bugn Kuzey Hindistan'da konuulan dillerle ran di
lini kapsamaktadr.
Hint ve ran dilleri M.. 2000 yllarnda birbirinden ayrlmtr. Hint
dalnn en eski dili Veda Hintesidir. H intliler'in Kutsal Kitab bu dille ya
zlmtr. Daha sonra bu dilin yerini Sanskrite alm, Hindistan'n klasik
edebiyat bu dille yazlmtr. ada Hint dilleri geni bir dalianma gste
rir. Bugn kullanlan dillerin balcalar unlardr: Kuzeyde Bat Pencabi
ve Sindhi dilleri; gneyde Marathi ve Singhali dilleri, kuzeydouda Oriya,
Bilhari, Assami, Bengali dilleri, orta kesimde Bat Hindi, Pencabi, Cucera
ti, Bhili, Khandesi, Racastani ve Pahari dilleri. Bu dillerin en nemlisi Bat
Hindi'dir. Bunun Hindostani, Urdu, Dakhini, Bangaru gibi leheleri var
dr. ada Hint dillerinin bu kollar dnda snflamaya girerneyen bir
yesi dah a vardr: ingene dili. Romani veya Romanca denilen ingene
dili, Orta Hintenin Paisaci lehesinden olumu ve yeryzne dalm
tr.
Eski ran a biri imparatorluk dili, br din dili olmak zere iki
dil brakmtr. Birincisi Eski Farsa, ikincisi Zerdt dininin Kutsal Kita
b Avesta'nn yazld Avesta dilidir. Bugnk Farsa VIII. yzylda olu
mutur.
Hint-Avrupa dil ailesinde l dillerin says oktur. Bunlarn bazlar
aile iinde birer kol oluturur. Frig-Trak-Makedon l dilleri bir koldur.
Makedon dili, Byk skender'in konutuu dildir ve bugn Yugoslav
ya'da Makedonya Cumhuriyeti'nde konuulan dille bir ilgisi yoktur.
Eskiada Bat Anadolu, Gney talya, Ege Adalar ve Yunanistan'da
kullanlm, zellikle M.. 4. ve 5. yzyllarda nl Grek kltrn yarat
m olan Helence, ayr bir koldur. Bu dil Bizans'ta devam etmitir. 1 5 .
yzylda oluan yeni Yunanca, eski Grekeden farkllklar gsterir.
Arnavuta ve Ermenice, bu aile iinde ayr birer koldur.
Hint-Avrupa dil ailesinin Avrupa kesiminde balca kol grlr.
Roman, Cermen, lslav dilleri.
Roman dilleri kolunda Roma Devleti'nin dili Latice, ltalyanca, Fransz
ca, Fransa'da Provansa, lspanyoka, spanya'nn kuzeydousunda Kata
lonca, spanya'nn kuzeybatsnda Galise, Portekizce, Gney svire' de
Reteromans dili, Rumence yer alr.
Cermendilleri kolunda Norve, Danimarka, lsve, Hollanda dilleri ile
Almanca, ngilizce ve Belika' da konuulan Flamanca yer alr.
lslav dilleri kolunda Gney lslav dilleri ( Bulgarca, Slovence, Make
dpnca, Srpa-Hrvata) , Bat lslav dilleri (eke, Slovaka, Polca
Polonya dil D , Dou lslav dilleri ( Rusa, Beyaz Rusa, Ukraynaca veya

Kk Rusa) yer alr.


TANRILARIN VATANI ANADOLU 175

Bir zamanlar Avrupa'da yaam olan (Kelt, Galya, Briton, Venet, Osk,
Umbria) dilleri bu ailede ayr bir kol daha oluturur.

DRAVlT DL ALES: Hindistan'n gneyinde ve Seylan' da yaklak yz


milyon insann konutuu dilleri kapsayan bir ailedir. Bu ailede yer alan
balca diller unlardr: Telugu, Tamul, Kanara, Tulu, Malalayarn ve Brahni.

SAM- HAM (H amito-Semitik) DL ALES: Alt binyldan beri kullanl


d saptanan dillerin meydana getirdii bir ailedir. k yeri olarak Ara
bistan yarmadas kabul ediliyor. Dilciler bu aileyi Sami ve Hami diye ikiye
ayrmaktadr.
Hami dillerinde balca kol vardr: Eski Hamice, Libya- Berber dili,
Kui. Eski Hamice, eski Msr uygarlnn dilidir. Eskilii M.. 4500 ylla
rna kadar kar. M.S. 3. yzylda Msr halk Hristiyantam ve Kpti de
nilen ekli almtr. Kpti ad, bizde ingene anlamna gelirse de, bu dilin
ingenece ile bir ilgisi yoktur. Kpti dili 7. yzylda Arapann nnde ge
rilemi, 1 2 . yzylda nemini yitirmitir. 1 9 . yzylda ise l dil haline gel
mitir. imdi sadece Msr Hristiyanlarnn kilise dili olarak yaamaktadr.
Msr Kpti topluluundan baz aydnlar, srail' de brani dilinin diriltilme
sini gznnde bulundurarak, Kpti dilini de diriltneye alniarsa da
bu deney baarsz kalmtr.
Libya-Berber dili, eski ada btn Kuzey Afrika'nn dili olmutur. 7.
yzyldan sonra Arapann karsnda gerilemi, adacklar halinde baz
topluluklarn dili haline gelmitir. Ancak bugn Libya'dan Fas'a, Senegal
kylarndan Mavritanya'ya kadar geni bir sahada hala konuulmaktadr.
Kui dili bugn Eritre, Somali, Kenya ve Sudan'n bir ksmnda konu
ulmaktadr. Birok leheleri vardr. Eski edebiyat yoktur. Bugn bu leh
elerden bazlar Afrika' da yeni kurulan cumhuriyetlerde devlet dili olarak
kullanlmaktadr.
Sami dilleri tanmlamak iin "Semitik" terimi kullanlmaktadr. Sami
diller, Dou, Orta ve Bat olmak zere dala ayrlr. Dou dalnda tek
bir dil vardr: Akada. Eski Smer resim-yazsndan gelitirilmi ivi yaz
ile yazlan ve Akad-Asur-Babil krallklarnda kullanlan bu dilin eskili i
M.. 3800 yllarna kadar kar. Bu dilin en eski ekli, yani asl Akada
M.. 2000 ylna kadar srmtr. Babil'in kuruluu ve bakent oluuyla
bu dilin Eski Babike ekli balamtr. M.. 2400 yllarndan sonra, daha
kuzeyde, Dicle vadilerinde merkezi Asur ehri olan Asur Devleti me.ydana
geldi. Akad dilinin orada kullanlan ekline de Asurca diyoruz. Bunun da
eski ve yeni alar vardr. Eski Asurca metinlerini Kayseri yaknnda, Kl
tepe'deki kazlardan karlan tabietierde buluyoruz. Yeni Asurca M..
600 yllarna kadar devam etmitir. Akad dilinin son ekli Yeni Babilcedir.
Bu da M.. 626-539 yllar arasnda kullanlm ve lranllar'n 5 39'da Ba
bil'i ele geirmesiyle nemini yitirmitir. Akad dili, en ok eski Babike
ekliyle, eski Yakndou'nun byk kltr dillerinden biri olmu, bu dille
C. W. CERAM

zengin bir edebiyat gelimi ve hele M.. 1 8- 1 5 . yzyllarda bu dil Yakn


dou'nun uluslararas diplomasi dili olarak kullanlmtr. Bu bakmdan
bu dille yazlm belgelerin okluu Hitit, Mezopotamya, Msr, ran tari
hinin aydnla karlmasnda balca etken olmutur. M.. IV. yzyldan
sonra bu dil sadece bir din dili olarak kalm ve M.S. I. yzylda bsbtn
kaybolarak yerini Aramcaya brakmtr.
Sami dillerinin orta dalnda da tek bir dil vardr: Ugarit dili. Suriye s
nrmza yakn bir noktada, Lazkiye'nin 12 km . kuzeyinde, Ras amra
(Ugarit) denilen yerde 1 929' da balayan kazlardan yazl kalntlar mey
dana kan bu dil, dorudan doruya Smer-Akad ivi yazsyla ilgisi ol
mayan ve Fenike alfabe sistemine yaklaan alfabetik bir ivi yazsyla yazl
mtr. Kazlardan kan metinlerio ou M.. 1 4. yzyla aittir.
Sami dillerinin Bat dal, Kuzey ve Gney olmak zere ikiye blnr:
Kuzey blm balca iki gruba ayrlr: Kenani ve Arami. Kenani diller, es
ki Fenike ve Filistin' de konuulmu olan u drt dilden oluur: Eski Ke
nanca, Moabca, Fenikece, branca. Bunlardan Fenike ve bran blgesinin
hemen her yerinde kolonHer kurduklar iin eitli kazlardan bu dille ya
zlm pek ok belge karlmtr. Kartaca da bir Fenike kolonisi olduun
dan, buradaki Pn dili de Fenike dilinin bir devam saylr. Buna gre Fe
nike dilinin M.. 1 3 . yzyldan M.S. 4. yzyla kadar kullanldn syle
yebiliriz. bran dili - brani-brit-Leon, Hakkode, srailoullar'nn Ke
nan diyarnda kullandklar dildir. Tevrat ve Zebur bu dille yazlmtr.
M.. 332'de Byk skender, Filistin'i ele geirdiinde branca, artk kul
lanltan kalkm, ancak dinde kullanlan bir yaz dili haline gelmi bulu
nuyordu. Ortaada Yahudiler Arapa, spanyolca, Almanca ve Franszca
gibi yabanc diller kullandklar halde, kendi halarnlar ve din bilginleri,
brancay yaz ve edebiyat dili olarak yaattlar. brancann bu son ekline
de Yeni branca denmitir. 1 9 . yzyln sonlarnda Siyonizm - uluslararas
Yahudilik hareketi - brancay diriltti. Bilginler bu dili ileyip zenginletir
diler. branca kklerden branca dilbilgisi kurallarna gre yeni kelimeler
ve terimler trettiler. imdi brancann "vrit" denilen bu ekli, 1 947' de
kurulan srail devletinin resmi dilidir.
Bat Sami dilinin Kuzey blmnn ikinci dili Aramca-Arami, Sami
uluslarn anayurdu Arabistan yarmadasndan karak kuzeye doru yay
lan dil dalgalarnn ncsdr ( Birincisi Akada, ikincisi Kenan dilleri,
drdncs Arapa) . Aramca, Tevrat'tan ve Akad belgelerinden bilinen
ve eskilii M.. 1 4 . yzyla kadar kan bir dildir. Anayurdu Arabis
tan'dan Urfa'ya kadar yaylm. Ortaasya'dan, in'den, Hint'ten Msr'a,
talya'ya, hatta ngiltere'ye kadar uzanan ok geni bir alan iinde serpili
olarak yazl belgeler brakmtr. M.. 6. yzylda bu dil Yakndou'nun
ynetim ve diplomasi dili durumuna ykselmi, ran hkmdarlar,
Aramcay kullanmlardr. Bu yaygnlk M.S. 7. yzyla kadar srmtr.
Bugn eitli leheleri hala yaamaktadr. Sryani, Yakubi, Fellihi, Nasturi
TANRlLARlN VATANI ANADOLU 177

dilleri bunlar arasndadr. Hazreti lsa'nn ana dili de Taberiye-Nasra


Aramcas denilen dildi.
Bat Sami dilinin Gney grubu da iki blmldr: Gney ve Kuzey.
Gney dilleri, Gnep Arapa, Habeedir. Kuzey dilleri, Kuzey Arap veya
Arap-ncesi leheleri, asl Arapadr.
HERO LE LEANDER: ok eski bir Grek efsanesinin kahramanlardr. a
nakkale Baaz'nn Anadolu yakasndaki kentte yaayan Hero adl bir kral
olu, kar yakada bulunan Tanra Aphrodite tapnandaki Leandros
adl rahibeyle seviir. Her gece yzerek baaz geer. Bu geite kzn yak
t mealeyle yolunu bulurmu. Bir gece frtna kar, meale sner. He
ro, yolunu kaybeder ve boulur. Cesedi sabahleyin kyya vurur. Bunu g
ren Leandros da kendini denize atar. Bu efsaneyi stanbul'daki Kz Kule
si'ne de yaktrrlar. Bu nedenle de Kz Kulesi'ne Avrupa dillerinde Hero
ve Leander Kulesi derler.
KUTSAL KTAP: Eski Szleme (Ahd-i Atik) ve Yeni Szleme (Ahd-i Ce
did) adl iki blmden meydana gelmitir. Yahudi dininin kutsal kitab
olan Eski Szleme, blmdr. Birinci blm be kitaptr ve Tevrat
adn tar. Bu blme Musa'nn Be Kitab da denir. kinci blm Pey
gamberler, nc blm Ketubim kitabdr. Yeni Szleme, Hristiyan
larn kutsal kitabdr. Yeni szleme Matta, Markos, Luka ve Yuhanna ln
cilleri ile Peygamberlerin leri adl blmden meydana gelmitir. Trk
ede ksaca ncil ya da ncil-i erif denilen kitap, bu Yeni Szleme kitab
dr.
MOHENJO-DARO: Bugnk Pakistan'da, lndus rmann aa kesimin
de bulunan byk bir kent renidir. M.O. 3. binyla ait yksek bir klt
r temsil etmektedir. Paskalya Adas, ili'nin 3000 km. anda, s
km 2 yzlmnde, volkanik bir adadr. zerindeki dev byklkte yz
lerce heykel, bilim adamlar arasnda tartmalara yol amtr. Adadaki
yaztlar 9 55'te Th. Bartel okumay baarmtr.
MARNE SAVAI: Birinci Dnya Sava'nda Fransz General Joffre'un Mar
ne Orman kysnda Alman ordularn durdurmak iin 24 Austos- 3
Eyll 9 4 arasnda giritii harekatn tmne verilen isimdir. Marne Sa
va, iddetli bir saldryla Fransz ordusunu safd etmek isteyen Alman
strateji plann baarszla uratmtr.
VERDUN SAVAI: Birinci Dnya Sava'nda Meuse rma kysnda Ver
dun kasabas dolaylarnda cereyan eden iddetli arpmalara verilen
isimdir. 4 Austos 9 6'da balayan Fransz kar saldrsyla Verdun ka
sabas bir yknt halinde Almanlar' dan geri alnmtr.

1VA 1 2
DZN

Abd-l-Hac, 27 Anittas, 8S Bali, C.J., 76


Abdullah, so Anitt. 6S Barca, Calderon de la, 89
Abdlhamit Il, 36, 40 Ankara, 39, 48, 162, 167 Barnett, R. D., s9, 1 6 1
Abu Simbel, l l S, 130 Antakya, 18 Barth, H., 7
Abydos, l l S Antilbnan, 109 Basel, 8
Adana, l l , 148, l SS, 1 60 Apil-Sin, 93 Bask, S 7
Ald-i Atik, 10 Aradus, 1 20 Bat'daki Arkada, 48
Ahhiyava, l l l , 132 Arafat dag, 1 8 Belzoni, 44
Akalar, 1 32, 100 Arami, so Bentesina, 1 16, 2s, 1 27
Akurgal, Ekrem, 167 Ark, Remzi Oguz, 167 Bergama, 1 7, 3
Akyol, s , 1 S4, ss Arminius, 1 1 3 Berlin, 27, 30, 3 , 33, 34, 36,
Alacahyk, 1 7, s , 167 Arnuvandas Il, 108 4 , 43, 44, 48, o , 1 3 S, 1 36,
Alalak, s Arnuvandas III, 1 lO 137
Alalgar, 93 Arnuvandas iV, 47, 32 Bethel, lO
Albright, 100 Aron, 1 8 Biedermeier, 4
Aliarhyk, 136 Arta Kserkses III, 97 Bittel, Kurt, 72, 78, 89, 133,
Alkm Bahadr, s, 1 64, 1 67
, Arthaud, G., 76 1 34, 1 3S, 136, 1 37, 1 38, 14,
Alkm Handan, 164
, Arzava, 29, 37, 43, 48, o, 32 64
Alman Do Kurumu Haberle Asi rmag, 8, 1 14, l l S, 1 16, Bizans, l l S
ri, 37, S7, 6 1 1 1 7, 1 1 8 Blegen, Cari William, 73
Almanca, Gota, Lituanca, La Asia Minor, o Bogazky, l l , 13, 6, 7, 29,
tince, Sanskritenin karla Asitavandas, 143, S4, l S S, 36, 40, 42, 44, 48, S4, S7, S9,
trmal grameri, S6 s9, 6 , 162, 163, 64 63, 64, 6S, 67
Almanlar ve Antik Dnya, 39 Aslanlta, 47, 148, 49, so, Bogazky Yazlannda Sekiz
Alp, Sedat, 167 s9 Dil, 64
Alulim, 93 Asur, l l , 7, 20, 2S, 26, 42, 48, Bogazky, 72, 78
Amalekitler, 24 67, 8S, 88, 97, 98, 99, oo, Bopp, Franz, S6
Arnama (Tell-el-Amarna) , 26, 1 0 1 , 140, 4 , 1 S6 Bossert, Helmuth Th., 77, 80,
27, 28, 29, 37, 43, 47, 1 14 Asurbanipal, 47, 96 1 38, 143, 67
Amenophis III, 28, 37 Asurbilim Dergisi, 76 Botta, Paul Emile, 1 7, 97
Amenophis IV, 27, 28, 109, Atatrk, Kemal, s , 67 Brahe, Tycho, 89
1 12 Atina, 30 Britannica Ansiklopedisi, 2
American Palastine Explorati- Aton, 28 British and Foreign Evangeli-
on Society, 1 8 Avusturya, 3 cal Review, 23
Amka, 109 British Museum, 20, 48, 72
Ammunas, 88 Baal, 20 Bruckhardt, Johann Ludwig,
Amon, 1 16, 1 1 7, 1 1 8, 1 20, 1 2 1 , Baal, 1 2 , 22, 23, 24, 8
1 22, 1 23 Babil, o, 37, 38, 44, 48, 88, 9 , Bruno, Giordano, 89
Amoritler lO, 9 3 , 94, 9 S , 96, 97, 99, 1 02, Budapete, 67
Amosis, lOS lOS Bulak, 2, 43
Amsterdam, l l Babil-Asu 42, 48, 97, 99 Bulgar Madeni, 67
Amurru, 1 16, 1 2S Bad-Tibira, 93 Bykkale, 4 1
Bo C . W . CERAM

Cambridge, 8 Ege, 9, 2 , 26 Grotefend, Georg Friedrich, 54,


Campbell, J., 76 Ehnaton, 28, 29, l l 2, 4 70
Cannae, 1 1 3 Ekeret, 20 Guillaume, E., 7
Carlyle, 84 Elbistan, 34 Gurney, Dr. O. R., 65, 69
Carnarvon, Lord, 3 En-men-gal-anna, 93 Gterbock, Hans Gstav, 78,
Carter, Howard, 3 En-men-lu-anna, 93 80, o , 59, 67
Censorinus, 98 Ensariler, 32
Cephe Gerisinde Silahsz, 48 Eridu, 93 Habe, 1 1 5
Cereblus, 20 Ermeni, 33, 75 Habeistan, 8
Ceyhan, 49, 55, 64 Eski Babil Kral Listesi WB 444, Halep, 8, 9, 86, 87, o9
Champollion, Jean Franois, 93 Halevy, J., 76
54, 55 Europus, 20 Halil Bey, 39
Chantre, E., 29 Evans, Arthur, 38, 73 Halys, l l , 1 3
Charlemagne, 1 08 Hama, 7, 9, 20, 23, 54, 69, 74,
Chicago, o, 1 02, 1 3 6 Feke, 47 67
Churchill, Winston, 3 2 Fenike, 34, 1 1 5, 26, 50, 5, Harndi Bey, 30, 32, 34, 35
Colorado, 1 02 52, 56, 59, 6o, 6, 62, Hamilton, William, 4, 7
Conder, C. R., 76 63 Hamlet, 88
Corpus Inscriptionum Hettiti Ferezit, 24 Hamurabi, 94, 99, oo
carum, 74 Frat, 8, 20, 32, 97, 99, o8 Hamurabi, o
Cowley, A. E., 76 Filistin, O, 8, 24, 58, 4, Hantilis, 88
Curtius, Ludwig, 38, 39, 45, 1 1 5, 25 Hareb, 20
47, 1 36 Forrer, Emi!, 64, 65, 77, 89 Haremhab, 4
Fotograf Klavuzu, 48 Harrow, 55
ambel, Halet, 47, 48, 5o, Frank, Cari, 76, 77 Hasan, 46
67 Frankfurter Zeitung, 48, O Hatti, 25, 26, 29, 37, 42, 43, 65,
anakkale, 9 Friedell, Egon 84, 85, 87, o5, o9, ll , 1 1 4,
erkezler, 34, 3 5 Friedrich, Byk, 9 , 89 1 1 5, 2o, 22, 23, 24, 29,
Friedrich, Johannes, 63, 64; 69, 1 30, 1 3 , 32
Danuna, 6o 7 , 75, 59, 60, 6 Hattusas, 44, 63, 83, 87, 108,
Dardanel, 9 Friesland, 56, 62 1 32, 133, 1 36, 37, 38, 4 ,
Darga, Muhibbe, 47, 5, 63 FrigyaWar, 33 56
Davis, E.J., 20 Hattusilis I, 85, 86, 87
Delaporte, L., 63 Galileo, Galilei, 89 Hattusilis Il, 42, 79, o8
Deniz Ulusu, 32, 42 Garstang, John, 48 Hattusilis III, 43, 25, 26, 27,
Description de L'Asie Mi- Geici Notlar, 47, 57, 6 28, 29, 3o, 32
neure, 6 Geib, J., 77 Hatusil, 42
Dicle, 97, 99, 1 1 4 Glgam, 42, 2, 42 Hayasa, 1 08
Dien Bien Phu, 3 Gibbon, Edward, 83 Hazar Denizi, 66
Doerner, Friedrich Karl, 43 Girgazit, 24 Hazreti brahim, 24
Dogu Komitesi (Alman), 30, Girit, 38, 54 Hazreti Musa, 8, 24
4 Gizeh, 27, 50 Hazreti Sleyman, o
Dogu Kurumu, 57, 6 Gleyse, A., 76 Hebron, o
Domuztepe, 52 Goell, Teresa, 43 Heidelberg, 1 3 5
Dulkadirogullar, 36 Gordium, 9 Heidenheim, 1 3 5
Dumzi, 93 Gtze, Albrecht, 9, 63, 89, 1 0 , Hekataios, 1 1 2
Dupont-Sommer, 59 69 Helen, 34, 1 38
Dndartepe, 67 Graf, Theodor, 27 Helenizme Kadar Onasya Tari
Grafenhainichen, 3 8 hi, 1 0
Ebers, Georg, 98 Grekler, 9, 1 3 , 20, 24, 3 4 , 3 8 , 9 , Hellespont, 9
Eduard VII, 36 92, 07, , 3, 32, 43 Herder, 84
DZ N S

Herkulaneum, 3 3 lslahiye, 3 , 3 5 Kassitler, o5, o6


Herkl, 2 smail, 4 0 Katalaun, l l 3
Hero, 9 Ispanya, l l , 8 9 Kayseri, , 37, 67
Herodot, 83 lsrailogullar, O Kenan Ulusu, 24
Herodot, 9 Istanbul, 20, 30, 34, 38, 39, 40, Kenan lkesi, o
Heta, 2 5 58, 66, 7 , 1 35, 1 38, 47, Kenisitler, 24
Heta, 4 2 48, 5 , 52, 62 Kenitler, 24
Heth ocuklar, 24 Istanbul Halk Dili ve Klhan- Kepler, Johannes, 89
Hetsar, 42 bey Deyimleri, 62 Keyhusrev, 5
Hiksoslar, o5, 106 Istanbul, 63, 67 Kzlderililer, 103
Hindistan, 55, 87 ltar, 27 Kzlrmak, , 2, 13, 29, 32,
Hint-Avrupa, 55, 56, 57, 59, talya, 87 o6
60, 63, 65, 66 lvriz, 20 Kzyusuflu, 50
Hiob Kitab, lzis, 98 Kikkuli, o6
Histoire de L'Art dans L'Anti- zmir, 2 , 69, 7 , 67 Kizvadna, 20
quite, 7 Knossos, 38
Hitit Dilbilimi Incelemeleri, 6 Jensen, Peter, 75, 77 Knudtzon, J. A., 60
Hitit Krallar Cetveli, 89 Jessup, Dr., 8 Kober, Alice, 54
Hitit Sorununun zm, 57 Johnson, Augustus, 8 Koldeway, Robert, 38
Hitit Szlg, 64 Jones, William, 55, 56 Konstantin, 34
Hititenin Ilkeleri, 64 Josua, 24 Koay, Harnit Zbeyr, 67
Hititler ve Ermeniler, 75 Jovanoff, 7 Kozan, 48
Hititlerin Byk lmparatorlu- Julian, 98 Kseli, 48
gu, 23 Jpiter, 4 Krezus, , 5
Hititlerin Dili, Yaps ve Kuds, 37, 87
lndo-Cermen Dil Ailesinden Kade, o5, l l 2, l l 4, l l 5, l l 6, Kum, Naci, 48
Oluu, 6 l l 7, l l 8, 2o, 23, 25, 27 Kurus, 3
Hititlerin lkesi, 48 Kadirli, 47, 48, 49, 53 Kussara, 85
Hitler, Adolf, 96 Kadmonitler, 24 Kuu, Ekrem, 49, 50
Hobbes, Thomas, 89 Kafkasya, 6 , 66 Kuzey denizi, 62
Hogarth, D. G., 36, 48 Kahire, 26 Kltepe, 37, 67, 85, 1 33, 42,
Homeros, 42, l l 6 Kaliforniya, 67
Hommel, Fritz, 76 Kalkta, 55 Krt, 34
Hor dag, 8 Kammergruber, A., 49, 58 Krtler, 3 2
Horsabad, 93 Kampman, 4
Horus, l l 5 Kanez, 64 Labarnas l, 85, 4 2
Hrozny, Bedrich (Friedrich), Kant, lmmanuel, 1 3 2 Landau, 47
49, 57, 58, 59, 60, 6 , 63, 64, Kapadokya, 6 7 Landa u, Kont Wilhelm von, 39
65, 77, 1 3 7 Karadeniz, 2, 66 Landsberger, Benno, o , 67
Huizinga, Johan, 84 Karahyk, 37 Landshut, 62
Humann, Karl, 7, 30, 36 Karatepe, 38, 42, 43, 47, Langlois, 7
Hurri, 89, o5, o6, o8, 4 48, 49, 5o, 5 , 52, 53, Lapava, 37
Huzziyas, 88 54, 55, 56, 59, 63, 64, Lawrence, T. E., 36, 48
H rmz ( Bossert), 64 67, 68 Layard, Austen Henry, 7, 42,
Karkam, 20, 26, 36, 48, 67, 44, 97
lndus, 7 75, 76, o9, l l O, 42, 56 Leander, 9
I ran, o5 Karl V, 89 Leibnitz, 89
l run, 20 Karl XII, 87 Leipzig, 6
!sar, 62 Karmel Dag, 37 Lepsius, Karl Richard, 7
skender, Byk, 9, 3 Karnak, 42, 5, 28 Leveen, J acob, 6
skenderun, 3 , 34, 3 5 Kaska, l l , 25 Libby, Dr. Willa rd, o2, o3
182 C. W. CERAM

Likya, l l 6 Mitanni, 1 05, 106, lOS, 109 Portekiz, S9


Londra, IS, 20, 2 1 , 23, 27, 42, Mogollar, 1 03 Prusya, 30
4S, 55, 64, 1 59 Mohenjo-Daro, 7 1 Ptah, l l6, l l 7, l l S
Lui XIV, 45 Moliere, S 9 Pteria, 1 5
Luksor, l l 5 Month, 1 20, 1 2 1 , 1 22, 1 23 Ptolemeus, 54
Luschan, Dr. Felix von, 34 Moortgat, Anton, 1 0 1 Puchstein, Otto, 30, 44, 46, 1 33,
Luther, Martin, 24 Moortgat, Anton, 1 26 1 36, 13S
Lbnan, 1 09 Mordtmann, A. D., 7 Pusarrumas, SS
Mordtmann, A. D., 7 1 Pylos, 73
Macbeth, SS Moss, Cyril, 1 6 1 Pyramus, 1 49
Macridy Bey, Theodore, 39, 40, Mursilis, 4 7
4 1 , 46, 1 36 Mursilis , S 5 , S6, S 7 , 102 Queensland,
Malatya, 26 Mursilis Il, 105, 1 09, l l O, l l ,
Malta, 1 7 1 2, 1 27, 1 29 Ramesseum, l l 5
Manetho, 97 Myres, John, 73 Ramesseum, I 2S
Mara, 34 Ramsay, 36
Marburg, 135 Napolyon, S7, l l 3, 1 27 Ramses , l 2S
Marduk, 99 Nefesky, 4 1 Ramses Il, 25, 42, 43, l l 2, l l 4,
Mari, 1 00 Nehr-l-Kelb, 1 26 l l S, l l6, l l ?, l l S, l l 9, 1 20,
Mariette, Auguste, 7 Nemrud, 42 1 22, 1 23, 1 24, 1 25, l 2S, 1 29,
Mariyas, lOS Nemrut dag, 143 1 30, 1 3 1
Marne, l l 3 Neri, 127 Ramses , 143
Mattivaza, 09 Nesa, 65 Ranke, Leopold von, S3, S4
Maya, 9 l Nietzsche, S4 Rask, Rasmus Christian, 56
Medinet Habu, 1 3 2 Nil, 26, 9 1 , 9S, 105, I 14, l 2S Re (Ra), l 1 5, l l6, ll 7, l l S,
Meissner, Bruno, 147 Ninova, 42, 44, 47, 96 1 20, 1 24, 1 30
Mekke, IS Nippur, 95 Reke, 1 20
Menant, }., 76 Nianta, 7S, 79 Ren, l47
Menes, 92, 97 Niantepe, 7 Reit Ta, 54
Menna, 1 23 Nut, 1 24 Richard III, SS
Meriggi, 77 Riemschneider, Dr. Margarete,
Mese, 1 20 O'Callaghan, 1 53, 1 54, 1 55, S7
Messerschmidt, Leopold, 74, 161 Rigveda, 60
76 Ober-Hollabrunn, 3 1 Roma, 14, 1 59
Meyer Ansiklopedik Szlg, Ongunsu, Nihai, 147 Ronutldar, 24, 1 07, 1 12, 1 1 3
lO Osten, Kont von der, 136 Romanya, 1 36
Meyer, Eduard, 6 1 , 99 Rozetta Ta, 54
Mezopotamya, 16, 67, S5, S7, Onasya Kurumu, 4 1 , 60 Rusch, R., 76
97, 1 35, 143 Ordekgl, 34 Rusya, S?
Msr, 10, 16, I S, 25, 26, 27, Ozg, Nimet, 167
3 1 , 42, 44, 67, 9 1 , 92, 94, 97, Ozg, Tahsin, 167 Sabu, 93
9S, 99 Sakkara, 50
Msr Kronolojisi, 99 Paris, 16, 1 59, 1 67 Saksonya, 3S
Msr, 102, 105, 1 09, l lO, l l 2, Parrot, Andre, 00 Samsi-Adad, 99, 1 00, 101
l l4, l l 5, l l6, l l 7, l l S, 1 22, Paskalya Adas, 7 1 Samsu-lluna, 94
1 23, 1 24, 1 25, l 2S, 1 29, 1 30, Pedes, 1 20 Sargon, S5, 94, 96, 101
1 3 1 , 1 32, 143 Peiser, F. E., 76 Sayce, Archibald Henry, 2 1 , 23,
Miken, 47, l l I Perrot, Georges, I 7 25, 26, 27, 29, 33, 4S, 67, 69,
Minos, 73 Pers, 92, 97 7 1 , 72, 75, SO, l43
Misyallar, 13 2 Petrie, William Flinders, 27 Schaeffer, Claude, 167
Mitanni, 2S, 43, S9 Pompei, 1 33 Schede, Martin, 1 35, 1 36
DZ N

Schliemann, 30, 42, 46 Tacitus, 83 Ur, 107


Scripta Minoa I, 73 Tarhundaraus, 37 Urhi-Teshub, 1 26
Serhas, 9 Tarkurnava (Tarkondernos) Uygularnal Sanatlar Tarihi, 147
Seth, 1 30 Mhr, 72
Sethos, 1 14, l l S, 1 29 Tarkondemos Mhr, 72 rdn, 24, 37
Shakespeare, 88 Tarsus, 17, 20
Sidon, 38, 39 Tarteshub, 1 28 Varus, 1 1 3
Simon, James, 1 36 Taviurn, 1 3, 14 Ventrist, Michael, S4
Sin-Muballit, 93 Teb, 44, 167 Verdun, 1 1 3
Sirius, 98 Telipinus, 8S, 88, 89, lOS, 108, Versay (Versailles) , 4S
Sisam, 3 1 1 26, Viyana, S8, 13S
Sittig, Ernst, S4 Tell-el Arnarna, 26, 27, 37, 47 Voltaire, 83
Skeene, W. H., 20 Tell-Halaf, 167
Smith, George, 20, 42 Wasrnuth, 147
Tell-Hariri, 100
Society for Biblical Archaeolo- Waterloo, 1 1 3
Teutoburg, 1 13
gy, 2 1 Weidner, Ernst, S7, S8, 6 1 , 100,
Tevrat, 10, l l l
Sornrne Ferdinand, 63, 66 147
Texier, Charles Felix-Marie,
Sothis, 98 Wilhelm ll, 36
13, 1 8, 20, 36, 40, 44, 84, 168
Sothis, 99 Winckelrnann, Johann Joachirn,
The Ernpire of the Hittites, 2S,
Spengler, Oswald, 84, 9 1 S6
48
Spinoza, 89 Winckler, Dr. Hugo, 36, 44, 46,
Thornpson, R. C., 76
Stalingrad, 9, 1 1 3 48, S7, 63, 89, 1 28, 133, 136,
Thukydides, 83
Steele, 30 137
Thutrnosis, 2S
Steinherr, Franz, 163 Winter, Franz, 30, 33, 34
Tiglat-pileser, 26 Woolley, C. Leonard, 36, 48,
Strabo, 14
Toros, l l , 147, 149 107, 1 33, s
Sturtevant, 64
Toroslar, 67, 149 Wright, William, 19, 20, 23, 2S,
Sueton, 83

Toulouse, l l 29, 33, 48, S4, 67, 143


Surnu-Abi, 93, 94
Sumu-la-il, 93, 94 Toynbee, 84 Wrtternberg, 1 3 S
Suphi Paa, 1 9 Travels in Syria and the Holy
Suppiluliurna I, 29, 3 7 , 47, 78, Land, 1 8 Yabuzitler, 24
79, 102, 108, 109, 1 10, 1 26, Trayan, 1 1 3 Yago, 39
1 29, 1 32, 1 38, 164 Trier, 63 Yakim Addad, 100
Suppiluliurna II, 133 Troya, 30, 42, 46, 1 13, 1 16 Yazlkaya, . s, 1 7, 20, 1 38,
Suriye, 10, 17, 18, 19, 20, 2 1 , Tudhaliyas I, 8S 140
23, 2S, 26, 28, 29, 48, 67, Tudhaliyas II, 79, lOS, 108 Yerusalem, 37
lOS, 107, 109, 1 1 2, 1 14, 1 2S, Tudhaliyas III, 79, 108 Young, Thomas, S6
131 Tudhaliyas IV, 1 32, 138 Yunanistan, 9S
Sutekh, 1 1 6, 1 1 7, 122, 1 24 Tushratta, 28
Srner, 107 Tut-enh-Arnun, 31, 102, 109 Zama!, 26
Zidantas, 88
am, 18, 1 9, 1 14, 1 24 Ugarit, 167 Zincirli. 30, 3 1 , 33, 34, 142, 1 S6
eyh brahim, 1 7 Ungnad, 100 Ziya Bey, 40, 4 1 , 4S, 1 36, 137
C. W. Ce ram' n s o n eseri olan Tannlarn Vatam Anadolu, yzy l l a r nce

Anado l u m uza g e l i p olaan st bir uyg a rl k kurm u olan H ititler zerine en

tutarl bilgi ve belge leri s u n m a ktad r.

rne i n , nasya'da 500 yl s reyle to p l u m s a l , siyasal ve kltrel a d a n en

nde gelen to p l u l u k l a rdan b i ri olan H itit devlet i n i n adalarna ora n l a

st n l , kuru l u u n d a n M . . 1 200 y l la r n a k a d a r s rm tr.

Kutsal k itap lard a d a ken d i nden sz etti ren, buna kar l k Yunan ve R o ma'ya

yabanc kal m bu byk uyg arl n aratrma ve kaz l a r sonucu g n na

k a r l m a s , ada a rkeoloj i n i n e n coku l u a n l a r say l r.

C . W. Ceram, yurd u m uza da gelerek bizzat kat l d arat rmalarda e d i n d i i

bulgular bu kita pta bir ro man ak c l yla ya nstmaktad r.

www. remzi. com. tr

ISBN 978-97 5-14-03 56-8

9
I l i ll l
789751 403568 12 , 5 0 YTL

You might also like