You are on page 1of 2

Yapisalcilar tarihi yok saymadiklarini sylerler ama, hibir yapisalci alisma tarihse

l boyutu ele alip incelememistir. Sz gelimi, Bilim Olarak Sosyal Teori de sylendigi
gibi, Levi-Strauss'un oedipus mitini zmlemesi, "tarihsel bir aiklama temin[19] etmez.
Dolayisiyla, "yapisalcilarin tarihi analizle ilgilenmedikleri iddiasi problemat
ik"[20] degildir. Levi strauss bu incelemesinde, "essremsel okuma dedigi bir yntem
uygular. Bu yntemde iki zmleme asamasi sz konusudur; biri ayirma, digeri yeniden kurm
a. Ayirma isleminde, ortak geler ikarilip bir araya getirilir. Sonra, bir araya ge
tirilen bu ortak geler "yorumlanarak", yeniden kurulur. Sonuta, "tarihsel aiklama"
tarzinda hibir sey sylenmez. Levi-Straus'un kendisi bile, mitlerin tek tek ele ali
nmasindan yana degildir. Oedipus zmlemesi iin T. Ycel sunlari syler: "Hi kuskusuz, Lev
Straus'un kendisinin de belirttigi gibi, geregince derinlestirilmis, eksiksiz b
ir zmlemeden ok, rnek ve neri niteliginde bir zmleme taslagidir bu."[21] Artsremin
bir "btnlk olusturdugunu syleyen yapisalcilar, bu btnlg gstermek ya da zmlemek
gnlsz olmuslar, dolayisiyla tarihi yok saymiyoruz demelerine karsin, bir yok sayma
tutumu gelistirmislerdir. Bu tutumun en nemli nedeni; yapisalciligin da, "tariht
e yasalilik" ve ilerleme dsncesine karsi gelistirilen toplu bir karsidurusun iinde ye
r almasidir.
IV.
Zaman anlayislari en kaba biimde, dngsel (evrimsel) ve izgisel olarak ikiye ayrilabil
ir. Antik Yunan'daki dngsel zaman anlayisi, ortaaga kadar hakim olan anlayistir. Au
gustinus'la birlikte, izgisel zaman anlayisi baslar. Ona gre, "Tarih, bazi filozof
larin varsaydigi gibi dnel degildir. Isa, bizim gnahlarimiz yznden bir kez ld... Yarat
ilistan nce zaman yoktu".[22] Bu dsnceleri nedeniyle, Augustinus ilk "tarih filozof
u" sayilir. Yeniaga kadar, dngsel zaman anlayisi Antik Yunan'a ait bir anlayis olar
ak kalacaktir. Yeni Bilim adli kitabi 1725'te yayinlanan Vico, antik dngsel zaman
anlayisina dnsn ilk temsilcisi olacaktir. Ancak, "ilerleme" aginda bu kitap hibir yan
ki uyandirmamis, ilk basimindan yaklasik yzyil sonra kesfedilmistir. "Vico'ya gre
biz ancak kendimizin neden oldugu ve kendimizin yaptigi seyi dogru ve temelli ol
arak bilebiliriz."[23]
20. yzyilda ise, Spengler ve Toynbee, dngsel zaman anlayisini tarih felsefesi alani
nda savunan isimlerdir. Ancak onlardan nce, Nietzsche dngsel ve geri dndrlebilir bir z
aman anlayisini savunmustur. "Geridndrlemez ama sonsuz zaman dsncesiyle ise koyulan N
ietzsche, sonunda geridndrlebilirligi ieren evrimsel zamana varir."[24] Nietzsche'nin
, "Tanri'yi ldren filozof" olarak agdas varolusulugu nceledigi sylenebilir. Nietzsche,
aga Aykiri Dsnceler adli eserinin, "Tarihin Yasam Iin Yarari ve Zarari zerine" adli
blmnde sunlari syler: "Ister bir insanda ya da toplumda, ister bir kltrde olsun, uykus
uzlugun, gevis getirmenin, tarih duygusunun bir siniri vardir, bu sinira gelip d
ayandi mi, yasayan bundan zarar grr ve sonunda yok olup gider."[25] aginin tarih an
layisinin, yasami ve olusu degersizlestirdigini iddia eder, ilerleme (sre) ve evre
nsellik dsncelerini kmser. Bu dsnceleri ileri sren Nietzsche iin, objektif bir tarih
etmek elbette mmkn degildir.
Varolusuluk da objektif bir tarih varsayimindan degil, tam tersine tarihin iindeki
"birey"den hareketle tarihe ynelir. Heidegger'e gre tarih, insanin "bu dnyada olma
" halidir. Insanin, kendi kendini yapma olanagi bulunan yerdir. "Heidegger, tari
hi, 'gelenekle gelen her sey', 'insan varolusunu saran ag' olarak tanimlar ve bu
'her sey'i tmnden kapsayacak bir 'tarihsel bilin' olamayacagini, byle bir bilincin
'ancak kendisi tarihsel olmayan bir bilin' olabilecegini syler."[26] Dilthey'in, y
asama felsefesi dedigi sey, yasamanin btnlgn kavrama abasidir. "Ama insan, iinde yer a
digi bir btn nasil kavrayabilir ki?"[27] Heiddegger bu soruya olsa olsa syle bir yan
it verirdi: "O btn, 'ancak kendisi tarihsel olmayan bir bilin' kavrayabilir." Yani,
"btn" kavranamaz. Dilthey da hemen hemen ayni fikirdedir. O btn kavrama olanagi yoktu
r, "nk bu tinsellik zaten bizi tutuklamistir ve biz tutuklu oldugumuz yerden onun btn
lgn asla gremeyiz".[28] Dilthey'a gre bu btnlk kavranamayacagina gre, bilgisel olara
(doga bilimleri erevesinde) ortaya konulamaz, ona ancak hermeneutik uygulanabilir.
Essrem - artsrem ayriminda da tarihselci yansimalari grmek sasirtici degildir. Saus
sure'un essrem - artsrem ayriminda benzerlik kurdugu, siyasal tarihteki "dnem" ve "a
g , tarihselcilikte syle ifade edilir: "her tarihsel dnem, 'kendi iinde bir btn'dr* ve
arihsel dnem ya da aglar, hibir zaman tam olarak birbirlerine geisli degildirler. Ti
nsel bilimlerin ilk hedefi de, zaten bu 'geisli olmayan sey'in anlamina* ulasmakt
ir."[29] Bu geisli olmayan sey" ya da dnem, yapisalcilikta "yapi", "dizge" adini al
mis, tarihselciligin baslattigi sre'in yadsinmasi islemi de bylece tamamlanmistir.
Saussure, essrem - artsrem ayrimini yaptiktan sonra, dilde, doga bilimlerindeki gi
bi yasalar olup olmadigi sorusunu syle sorar: "Tmsremli bir grs aisi var midir? zel ve
somut olaylardan sz edildi mi, tmsremli bir grs aisi diye bir sey kalmaz. rnegin, kaps
mi ne olursa olsun, her ses degisimi belli bir sre ve blgeyle sinirlidir. Hibir deg
isim her zaman ve her yerde gereklesemez... Tmsremli grs aisi dilin zel olgularina hi
zaman ulasamaz."[30] Bu teorik yanitla, tarihin yok sayilmasi kesinlenir. Bu ke
sinlenmenin ardindaki gereke, tarihselciligin oldugu kadar yapisalciligin da "ile
rleme" dsncesine karsi olmasidir. Her iki akim da, ilerleme kavramini "daha iyi du
rumda olmak" olarak anlatmakta ve tarihin, srekli ilerleyen bir akis olmadigini i
ddia etmektedirler. Ilerleme kavrami, "daha iyi durumda olmak" biiminde anlasildi
ginda, sre ve geri dnssz zaman anlayisinin sorgulanmasi baslamaktadir, bir adim sonra
si ise, bunlari yadsimak olmaktadir; varolusulukta ve tarihselcilikte oldugu gibi
... T. Ycel, nl yapisalci Levi-Strauss'un tarih ve ilerleme hakkindaki dsncelerini syl
e anlatir: "Levi-Strauss'un felsefenin 'tarihsel bilgiyi teki bilgilerden daha stn
bir bilgi tr olarak grmesine' de, ilerlemeyi yalnizca batinin gereklestirdigi, izgise
l ve dnssz bir gelisim biiminde* degerlendirmesine de karsi ikmasini dogal saymak ger
ekir... Levi-Strauss felsefeyi tmden yadsimadigi gibi, tarihi de tmden yadsimaz...
Onun karsi iktigi ve karsitlarinin bir trl anlamaya yanasmadiklari sey, bir tr tari
h gizemciligidir her seyden nce. ... Oysa bir tek tarih degil, birok tarih, bir te
k evrim biimi degil, birok evrim biimi vardir ona gre*."[31]
Bu noktaya, sadece tarihselciligin etkisiyle gelindigini iddia etmek safdillik o
lur. nk iki byk savasi yasayan dnyada, tarihselcilikle kolkola veren varolusuluk "hma
m"i siyasal olarak bir kez daha retmistir. A. Camus'nun 1950'de yazdigi Baskaldir
an Insan adli kitabindaki, "insan yasaminin tek deger olmasi" ve "reformcu devri
mcilik" temalari, Marksistler ve Sartre tarafindan elestirilmis olmasina karsin,
o dnemin ( ve bu dnemin de) en popler felsefe konulari olmuslardir. Bu hmanist etki
, "tek" insani ne ikaran felsefeleri de glendirmistir. Varolusulugun lmllkle kusatil
esiz bireylerine, psikanalizin bilinalti/disi v.s. ile etkilenen bireyleri katili
nca, her seyin yaniti bulunmus, knt zamaninda "zaman durdurulmustur". Marksizmde de
yankisini Frankfurt Okulu ile bulmustur bu sre. Psikanalizi Marksizmle birlestirme
k gerekir, diyen Marcuse ve hermeneutiki Habermas'ta tipik dnemsel etki gzlenir. Ok
ul, "Nietzsche ve Dilthey'in yapitlarindaki birey zerindeki vurguya nitelikli bir
deger verir".[32] Pozitivizm elestirisiyle birlikte sekillenen "ilerleme" elest
irisi, Frankfurt Okulunun da temel temalarindan biridir. Okul, "tarih-disi" yakl
asimlarindan tr elestirilmistir. "Bir taraftan tarihsel arastirmanin, diger tarafta
n ekonomik zmlemenin yadsinmasi, Frankfurt Okulunu ve onun yandasi yeni elestirel k
urami ok keskin bir biimde Marksizmden ayirir."[33]

You might also like