You are on page 1of 148

Toplun zeriDe Yazlar

Theodor w. Asorno
Frankfurt Okulu'nun onck gelen kuramclarmdan

biri olan Adorno'nun sav sonrasr Bat

Almanya'nn toplumsal kltrn eletiri

szgecinden geirdii yazlar, bugnn

Trkiye'sine de birok adan k tutuyor.

1950 ile 1969 yllar arasndaki dneme yaylan


yazlar, gerekfizm sonras dnemin, gerekse

souk sava ve refal toplumu yabanclamasnn

ykseldii yllarda egemen olan kitle kltrne

acmasz eletiriler getiriyor. Faizm sonras

Almanya ile askeri diktatrlkler sonras otoriter

Trkiye'nin kitle kltr dzeyindeki birok

zellii ilgin bir rtme gsteriyor.


BELGE YAYINLARI: 542
DUUnce Dizisi

ELETIRi
Toplum zerine Yazlar
Teodor W. Adomo

Yayma Hazrlayan
Attila Tuygan

Sayfa Dzeni
Aristan

Dizgi
Minife Yldzhan

Kapak Tasarm
Alparslan Tuygan

Birinci Bask
Mays 1990

kinci Bask
Ekim 2006

I/Kapak Bask-Cilt
Berdan Matbaaclk


BELGE ULUSLARARASI YAYINCILIK
Divanyolu Cad. Binbirdirek lhan No: 5/
Sultanahmet/lstanbul
TeVFax: O (21 2) 638 34 58
E-mail: belgeyayinevi@hotmail.com
belgekitapkulubu@yahoo.com
Theadar W. Adorna

ELETiRi

Toplum Ustne Yazlar

Trkesi:
M. Ylmaz NER
iiNDEKiLER

ADORNO'NUN ESERLERi . . ... . ....


. ........ .. .. .. .
. .. . .... ..?
ALMAN YAYINCININ SUNU YAZISI.... .. . . ... ...... 9
ADORNO'NUN YAAM YKS ..................... I3
SiYASET VE NEVROZ STNE....................... I 7
FREUD TEORiSi VE FAiST
PROPAGANDANIN YAPISI .... ... ........... ..
. ...... ...25
SPENGLER HAKLI MI IKACAK? .. . . ... . . .. . ... . ........ 57
ALMANYA'DA KLTRN, DiRiLii... .. . . . 69 . .. . . . ...

BiREY VE RGTLENME .................................. 83


TEVEKKL . . .. ..... ... ..
.. ... . . .. . .
.. . .. .... .... .. ... .. ..... .. . .... O
ELETiRi ................ ................. ........................... 07
SONSZ 1 Ylmaz NER . ... . . ........ .
. ..... ............. 7
ADORNO'NUN ESERLER

Adamo'nun eserleri Rolf Diedemann tarafndan Suhrkamp


Verlag'ta 20 cilthalinde yaynlanyor. ik yaynlanl
tarihleri bakmndan en nemmen yle:
1924 "Husserl Fenomenolojisinde Nesnel'in ve
Bilgi-Kuramsal'n Transandantall, Doktora Tezi.
1927 "Bedendeki Ruhun Transandantal retisinde
Bilinalt Kavram(, Doentlik Tezi.
1931 "Felsefenin Gncellii. Doentlik Dei.
1932 "Doa Taihi Fikri" ve "Mziin Toplumdaki Durumu".
1933 "Kierkegaard , Estetik Niteliin Kurgulanmast,
resmi doentlik tezi (Tbingen. 1962, 1966 ve 1974).
1935 "Otorite ve Aile" (oak bir alma).
1937 'Wawer stne Bir Deneme"
1940 "Husserl ve idealizm Meselesi" (Journal of Philosophy).
194 7 "Aydnlanmann Diyalektii" (Horkhoimer'le birlikte).
1949 "Yeni Mziin Felsefesi" {Tbingen, 1958).
1950 "Otoriter Kiplik" (New York, 1 984, 1978).

7
Theodo W. :Adorno

95 "Minima Moralia" (Berlin/Frankfurt)


1956 "Bilgi Kuramnn Meta Kritik i
.- ' " (Stuttgart). Kendisinin
felsefi programn da ieren bu kitap Adomo'nun
kendisine gre en nemli eseridir.
"Uyumsuz Sesler", ynetilen dnyada mzik,
1 957 " Hegel incelemesi", 1. Blm.
"Edebiyat Notlan 1"'.
196 "Edebiyat Notlan ll".
962 "Mzik Sosyoloji$ine Giri{, Sociologica ll.
1963 "Dokuz Eletire Model", . cilt. "Kavramlar".
964 "zl Olmann Kabacast, Alman ideolojisi stne.
1965 "Edebiyat Notlan lll".
1966 "Negatif Diyalektik".
1967 "rnei Yok", Parva Aesthetika.
1968 "Pozitivizm Kavgasna Giri".
1969 "Estetik Teori".
"Parolalar", Eletirel Modeller, 2. cilt.
1970 "Toplum Teorisi ve Yntembilgisi stne Yazlar".
"Erginlik Eitimi".
i 973 "Felsefi Tenninoloji", 2 cil t , 1 97 4.

8
eLL,7Rj 1 "'Copl..m sti<ne )tozlo

ALMAN YAYINCININ SUNU YAZISI

1 ToplumsaJ dzene mdahaJede bulunup pratik adan


deitirme iradesini tyan dnceler Adorno'nun felsefesinin
zdr, yoksa bu felsefenin saJt uygulan deil.1 Praksisi
teorinin kstas haline getirmekten srarla ne denli kandysa
gncel sorunlara kar kamuoyu nnde ve yanl anlamaJara
meydan vermeyecek biimde tavr aJmaktan da o denli ekin
medi. Kitaptaki metinterin odak noktasnda birey ve toplum
ilikileri yer aJyor: Ge,kapitaJizmin, radikal teorinin siyasaJ
praksise geiini engellemek ve bylece bu teoriyi yozla.trmak-.
la tehdit eden koullarnda spo:tanl__k mmkn m? Dnen
znelerin yetersizlikleri bugG-n kendini teorinin nesnel g
szlnde kantlyor. Teori, dncenin bu nesnellik karsn
daki tavnnn ifadesidir. Teori ile praksisin birlii hibir kara
verilme a.amasnda deil. Adomo dncelerinde bu konuda
hi hayaJiere kaplp kendini aldatmaya kalkmad. Bu dnce
ler etki yaratmay amalamad her yerde o denli etkili oldu.
Ne ki sosyaJ demokrasinin yerine getirmedii vaatleri dile
getirmek, sistemin barnda deimelere yol amak zere gi..
ritii denemeler reformist birer giriim olarak deerlendirili

9
l:heodol' W. Adot'nD

ylece kenara atlamaz. Reformculuk tarihin deimez belirti,


lerinden biri deildir. "'Praksis her yerde kopuk kopuk
dndnden, tarihin bir annda, en zavall reformlar bile hak
ettiklerinden daha hakl kmak isterler" . Eylemcilik, spantanla
gizli yollardan varmak isterken onu feti haline getirir, tarihe
yabanc halan bir idealizme kaplma tehlikesi karsnda byl
silahlarla donanm deilken Adomo' nun felsefesi tarihsel an,
imdi ve burada nesnel dzeyde mmkn saylan olanaklar hi
amakszn dnmekle materyalist adan merulm
bulunuyor. Her eyin gerek,d olduunu her eyi sihirli bir
denekle ya da zorla yol deirmek isteyenler esasl biimde
sah ip kyorlar. Tarihsel materyalizmin savunduu zere, nes,
nenin ncellii. deien praksisi dikkate almak asndan teori,
den hi de geride kalmamalyd. Teorinin tarihten ka.ynakJan,
maya kalkt. tarihteki iaretlere kendini artk gereksinmez
sand yerde, kendi kendini h ie saym oluyor, Eylemcilik,
gerekliklerden kuwet almad srece sahte bir eylemcilik hali,
ni alyor. Kr bir anist gibi kendini duvarlara arpan birey
bununla spantanln kantlam olmuyor, o sahiden de
tevekkle kaplyor, kaplmtr. "Nesnenin canszlna can
katan spontanlk, lam gerekliin, bu talama basnco.n.
yol at atiaklann da vurduu rk yerlere yapnlp
svanacakt elbette". Teori dman praksis ister istemez pratik,
lie doru geriliyor. Teori ve praksis birliinin bedeli ikisinden
birini soyutlayarak denemez Mantk akln hkm sren boz,
gunculuuna kaflk ortada bozguncu bir praksis varki bu prak,
sis, sosyalizmi gelitirmiyor, sadece kapal toplum somut olarak
ne getirdiyse onu onaylyor, yani sahte btnn mutlak ikti,
darn .. atlak yerlere tek tek iaret koyan teori btnn altst
edilmesne hacet kalmadan da bu durumu zamann gzlerinden

lO
okuyabilir. Marx, snf mcadeleleri teorsnn snf
mcadelelerinin bir paras olduunda diretiyordu.
Adomo'nun. "Dnmek eylemektir, teori praksisin yapsal bir
biimidir" szlerinin de baka bir eyi syledii yok.
Bugnlerde eletirinin yaratt araclk veya iletiim, dolaym
sz eylem karsnda gerek praksisi oluturuyor.
Mdahaleler (Eingriffe) ve Parolalar (Stichwone) adl
kitaplarnda Adorno toplum ve kltreletirisine ilikin kavram
lannn modellerini birarada veriyor. Bu kitap ise bu bileimin bir
bakma devam dr. Adorno'nun Amerika' daki g yllanndan
sonra dnd 1 950 yl ile lm yl olan 1969 arasnda yap
t almalar kapsyor. lkin 197 l 'de Almanya'da yaynlanan
bu almalar deneme trnde olsun serbest konferans trnde
olsun, bilimsel bir takm makalelerden dorudan siyasal bir
arya kadar uzanan yazlardr.

ll
ADORNO*NUN YAAM YKS

1903 Adomo, Frankfon'lu arap tccan Wiesengrund ile kans


(kzlk ad) Adomo' nun olu olarak 1 1 Eyll'de dnyaya
geldi. Frankfon'taki lise yllannda kendinden on y daha
byk olan Siegfried Kracauer ile dostluk kurdu.
Sosyolojik denemeleri hala okunan ve "Caligari'den
Hitler'e" adyla bir de incelemesi de bulunan Kracauer'le
birlikte Adorno, Kant' incelemeye koyulurlar.
192 1 Adorno, A itur (lise bitirme) snavn verir, E. Bloch'un
"topya Ruh.tnu ve G. Lukacs'n "Roman Kurami'n
okur.
1922/23 niversite renimine blar, bir yandan da mzik
kuram ve eletirileri stne yazmaya alr. Husserl
Fenomenolojisiyle ilgili seminerde Horkheimer ile tanr
ve bir sre sonra da W. Benjamin ile de... Temel re,
nim dal olarak Comeli us'un yannda felsefe renimi
grrken ayn zamanda sosyoloji, psikoloji ve mzik
teorisi de okuyordu.
1924 Tamamyla hocas Comeli us'un etkisi altnda yazd
doktora tezini (Husserl Fenomenolojisinde nesnel'in ve

13
l:heodo,. W. Adol'no

bilgi,kuramsal' n transandantl) tamamlad, 28


Temmuz'da snavn verdi. Tez ok sonra 1956' da
basld.
925 30 Ocak'ta Viyana'ya giden Adomo orada Alban Berg ve
Schnberg'in yannda mzik kurarnlar ve kompozisyon
kuramn rendi. Ber'in yarm kalan 'Wozzeck" operask
na hayran oldu. K. Kraus'un derslerini byk ilgiyle izledi.
927 "Bedendeki ruhun transandamal retisinde bilinalt
kavram" konulu doentlik tezini tamamlad. Hocas
Cornelius iin yazd bu almasn resmi olarak sun,
madan nce geri ekti. Sonradan kars olan Gretel
(Adomo) Karplus ile tant.
1 928 Adomo, E. Bloch'la tanr.
1929,30 "Tan" (Anbruch) dergisine redaktr olarak girer, ama
dergi komnist partisinin yayn organ haline geldi diye
aynlr.
93 1 Tillich'in yannda doentlik dersini verir: "Felsefenin
Gncellii. Burada gerek konu, gerekse yntem asndan
W. Beniamin'in byk etkisi gze arpmaktadr.
933 "Estetik Niteliin Kurgulanmas" anlamnda ikinci bir
doentlik tezi daha hazrlar,
30 Ocak gnnde yaynlanan bu alma tam da Hitler'in
iktidar ele geirdii gne rastlar. Burada G. Lukacs'n
" Tarih ve SmtfBilinci'nin etkileri gzden kamaz.
934 Oxford'a g eder ve Merton kolejinde almaya balar,
orada K. Mannheim'le tanr. Fenomenolojik idealizmle
artk iplerini koparmak karanndadr.
937 Gretel Karplus'la 8 Eyll' de evlenir.
1 938 ubat aynda A.B.D'ye g eder ve ilerde birlikte aJa,
ca birok arkada.yla orada bir araya gelir. Baba soyadn

14
brakarak kzlk soyadn benimser. Daha 1 928' den ber
sk skya bal bulunduu "Enstit" nn bu kez resm
yesi olur. "Princeton Radio Research Project"in "mzil
incelemeleri" blmne Paul Lazarsfeld'le birliktE
ba.kanlk eder.
194 1 Adomo, Horkheimer'le birlikte Califomia' ya ta.nrlar.
1949 Federal Almanya'ya dner, Frankfurt/M. niversite,
si' nde felsefe ve sosyoloji blmnde ordinarys pro.
fesrle getirilir.
1952.-53 te yandan da Beverly Hills'teki "Hacker
Foundation" ynetmektedir.
1958 1953'ten beri eba.kan olduu "Enstitnn bkanlna
getirilir.
1969 isvire'de 6 Austos'ta lr.

s
SiYASET ve NEVROZ STNE

Kimi :osyolog/ar. .. ruhbilimin teknik ynlerine


hi aldr etmeden bu konuda bir takm
ruhbilimsel kurgu/ara dalp gidiyorlar.
Talcott Parsons

Arthur Koestler, Siyasal Nevrozlar adl denemesinde


nevroz kavramna siyasete aktaryor. Kendisinin orada kulland
yntem analoji yntemidir: "Siyasal nevrotik"lerden sz ediyor,
en bata, "En azndan tpk cinsel libido gibi komplekslerle dolu
olup bastrlm, saptnlm bir libido"dan. Burada temeldeki
varsaym, Freud'un bireyin kendi dnyas ve kendi iindeki itici
glerinin dnyasn aklamak iin ortaya att kategorilerin bu
dnyaya benzeyen, ama ondan bamsz bir dnyaya aktarla
bilecei varsaymdr. "Siyasal igd" veya "siyasal bilinalt"
gibi szler bunu belli ediyor.
Psikoanalizin kendisi otuz yldan beri siyasal fenomenleri anla
maya almtr. Tam da Koestler'in bilinalt ruhbilimiyle ilgili
bildirisinin meydana koyduu kitle hareketlerini konu edinmitir.

c Arthur Kocstlcr. Poliische Neurosen, bkz: Dcr Mona 63, aralk 1953, S. 227.

17
"theodo,. W .Ado,.no
.

Koestler'in, psikoanaliz dilindeki kavramlarla tanm olsa bile,


analitik bir sosyal psikolojiyle ilgili son abalarla tanmam
olmas, bilimin kaderindeki iblmnn kabahatidir. Sosyal
psikolojinin balangcnda Freud'un o olaanst makaleleri yer
alr: "Kitle Psikolojisi ve Ben Analizi, J92P'. O burada, Le
Bon'un, ve Mac DougaWn kitle psikolojisine ynelik bilinen
gzlemlerini bireyin igdsel dinamiinden treuneye alm,
kitle psikolojisi kavramnda gizli byy bylece skp atmtr.
Bu psikolojideki semptomlar kendine zg esrarengiz bir kollek
tif varln semptomlar olmayp kitledeki her bireyin bana
gelen olaylara, yani Baba figryle zdeleme olayna dayan
maktadr. Hep karanlk olarak ifade edilegelen "kitle hipnozu"
deyimini Freud ciddiyele ele alm, kitlelerin hipnoza benzer
davran biimlerini kitleyle bir ve btnleenierin igdsel
yaamndan yola karak gelitirmitir. Freud'un teorisi byle
yola kmakla, kitlenin ancak, insanlarn atarnlamas ve
yabanclamas varsaymna dayal olarak olutuu toplumsal bir
duruma aarlk kazandrd.
Bu arada psikoanalizciler arasnda dallanp hudaklanan tart
malar da Freud'un yazsna katlyordu. Empirik sosyal aratr
malar da daha l920'1i yllarn sonundan beri kendi kitle psikolo
jisinin kavramlarn kullanyordu. Ben de, izin verirseniz, bizim
Sosyal Aratrmalar Enstitmzn almalarna deinmek isti
yorum. Bu enstitye Belsen'de kazaya urayp len Karl
Landauer ynetiminde bir psikoanaliz blm batan beri katlm
bulunuyor. Max Horkheimer'in dzenleyip yaynlad "Aile ve

Otorite Ostne ncelemeler''H adl toplu eserde de, otoriteyle ilgili


davranlarn bilinalt mekanizmalar geni bir malzeme
erevesinde ilk olarak sosyal dinamikle balantl biimde ele

c "Aile ve Otorite Ostilre Incelemeler" (Yayn. Max Horkheimer), Schriften des


lnstituts ftlr Sozialforschung, Paris, 1936.

18
L:,7Rj 1 'toplum sti<t\e \:'czlo

alnd. Enstitmzn Amerika'daki almalar, bu ama doArul


tusunda daha da ileriye gtrld: "Otoriter Kiilik''111, siyasal
ideolojiler ile karakterotojik yaplar arasndaki sistemli korre
lasyonlar irdeledi. Ve 1 950'de yaynlanan kitap Amerika'da
bugn bile tahmin edilemeyecek kadar yaynlara nayak oldu.
Koestler'in tezleri ile 20-30 yldan beri srdrlen bilimsel
abalar arasndaki farkllk, siyasal nevrozlarn, kendi bana
birer hastalk olarak grlmeyip, ama bireyin igdsel yaps
ve psikolojisiyle ilevsel biimde balantl olarak grlmesidir'f
Ne var ki bu farkllk, temelde hemfikir olunan olaylarn ince
likti yorumlanyla ilgili dpedz akademik bir aynm deil,
meselenin merkezine yneliktir. Kavramlar bir kez, anlamlar
gereAi ait olduklar teoriden skp karrsak ve saAduyu denen
o dzeye indirgeyecek olursak, anlamlarn yitirdikleri gibi,
nceden grdkleri ilevleri de gremez olurlar.
Koestler'in makalesini ele alrsak, insann ilkin, aslnda siyasal
libido'nun ne anlama geldiini soras geliyor. nk bir baka
soru da siyasal aptaki iine-atma ( Verdrangung) mekaniz
malarnn nasl akland sorusu ki Koestler bu mekanizmalar
iin, ie-atma veya bastrma kavramnn psikolojideki kesin
anlamna bal kalmazsak etkileyici bir rnek vermektedir:
Almanya'da su nasl ie-atlr gibilerden... Koestler siyasal
libido'yu tam da yle tanmlyor. Bireyin btnn paras olmak,
bir topluluk iinde, onun iinde erimek, yle ya da byle bu
topluluA_a ait olmak ihtiyac.. Bu trden lafzi tanmlamatarla iin
altndan kalkmann pek mmkn olduu grlmemitir.
Koestler'in nitelendirdii olgu aslnda analitik bir sosyal psikolo
jinin baa kmas gereken bir sorundur ve zmn de
getirmemektedir. Yoksa Koestler, saliden de Mc Dougall'in Freud

111 Th.
W. Adomo. TheA.uloritarian Persorulity (Yayn. Max Horkheimer ve
S.H. Flowermann) New York. 1950.

19
'theodol" W .Ado,.no
.

-ncesi o oulcu igd retisine mi dnmek istiyor, yani


baka bir sr ou da uydurma igdler yannda bu igdler
cetvelindekiterin kkeni ve ilikileri konusunda kafa yarmadan
bir de "sosyal igd"den, sz eden gretiye? "Bir yere ait
olmak" sahiden de bu denli kendi kendine anlalabilir bir nite
lik mi? Totaliter bir ideolojinin psikolojik kklerini ortaya kar
mak istediimizde, bu kavramn daha nceden peine dmek
zorunda deil miyiz?
Ne var ki Koestler, betimleme ile aklamay birbirine
kartrarak siyasaln alann mutlak bir konuma oturtuyor,
bylelikle totaliter nitelikli bir aldatmaca ya da gz boyamann
yalnz ruhbilimsel deil, daha da nemlisi toplumsal dzeyde
ortaya kn da gzden karm oluyor. Asl psikoanalitik
teori anlamnda dnrsek, Koestler'in bir grup iinde olmak
la amaz biimde zde sayd karakteristik olaylar geni
lde kollektif narsizm trndendir. igdi-etme kompleksine
dayanan ve Nunberg'in ortaya att kavram ile Koestler'in pek
tanmad belli. Bu komplekse dayanan Ben-tidars1zhmn
arad bir ey var: Her eye muktedir kibirli ve iirme, ama bu
arada kendi zayf Ben'ine de derinden benzeyen kollektif bir
yap erevesinde dengeye kavumak. Saysz birok bireyde
cisimleen bu dengelenme eilimi kolektif bir kuvvet durumunu
alr ve bu kuvvetin boyutlar imdiyedek doru dUrst tahmin de
edilememitir. Ama bu kuvvet, kendine zg bir "siyasal
nevroz" un ifadesi deildir, onun ruhbilimsel kkleri insann
yaad ben-tatminini yitirmesinde yatyor.
Koestler'in daaiama yntemi ar sonular douran yanl
yargtara yol amaktadr. nk kollektif narsizm hibir zaman
yle "gereklik karsnda ne pahasna olursa ols
. un oldan ka
mak" anlamna gelmez. Narsizmle badamad srece belirli
siyasal gereklerin ie-atlnaya mahkum olduklarn Koestler ne
denli doru olarak gzlemliyorsa, kollektifnarsizmin "Gereklik
Ilkesi" ile pek iyi geinir olmas da o denli gznden kayor.

20
Totalitarizm kuyruklarnn optikleri hi kukusuz birok ynde
eri br bile olsa, bunu "gerek-d" olarak nitelernek ok
safca olur Narsizmin ruh bilimdeki anlam udur: Kendi Ben'ini,
baka insanlara kar duyulan sevgiyle deil. libido-arlkl nite
liklerle yklemek. Her bireyin piip sertlemesine, kendi varln
srdrme yolundaki plak iradesine prim veren toplum mekaniz
mas byle bir ykleme aygtnn kukusuz ki en son nedeni
deildir. Kollektif narsizmi gdmleyen hedefler, Ben'le kayna
ma yetenekleri lsnde rasyonel amalarla ve verilen koullarn
iine derinlemesine nfuz gcyle iyice badarlar. Bugn
A lmanya ve Fransa'da yaanan ve Koestler'in siyasal nevroza
klasik bir rnek olarak gsterdii ideolojiler, bu ideolojileri pay
laanlarn somut kadaryla batan aa uyum iindeler.
Bylesine bir narsizm en st dzeydeki anlamyla siyasal
erevede ruhbilimsel olduu kadar irrasyoneldir de. Bu nar
sizmin iinde kendini yokedici bir moment yatmaktadr, ama bu,
artk narsizmin iinde zorla olutuu bir dnya dzeninin momen
ti deildir. Hitler, yaad dnemin Avrupa'sm Milletler
Cemiyeti'ndeki o, insann sa duyusundan birbiri ardna bir yn
aptallar reten devlet adamlarndan daha "gereki" olarak
grmedi mi? Benlik ile ilgili karlarn totaliter sistemlerde ac
maszca egemen oluu, aralarn seiminde kartlarndan ok
daha stn olan ve gz varmak istedii amatan baka hibir eyi
grmeyen bir eit rasyonellii dourtmaktadr. rotaliter psikolo
ji, kendisi gibi kafadan sakat insanlar reten toplumsal bir gerek
lie rhan hakk tanmaktadr. Ama sakatlk, bu sakatla
ugrayan nsanlarn o insan tesi gce sahip gerekliin ajanlar
gibi i grmelerinde yatyor yle ki bu insanlarn psikolojileri bu
ajan eilimiere has bir gei istasyonu rol oynuyor. Nesnel
toplum yasalarna dayanan bir teorinin bir lgnlk sistemi haline
gelebilmesi, kimseyi toplumun d grnmyle yetinen ve
psikolojik erevede bundan sonrasn bile becererneyen bir
psikolojizme, her eyi ruhbilime indirgeme tutkusuna innemelidir.

21
"'C"heoJo W. Ado"o

"S iyasal nevroz" yoktur. ama ruhsal yozlamalar siyasal


davran, bu davranlardaki yozlamalar tamamyla aklamak
szn etkilemektedir. Bu tutum, "yaamn anlamn aramak" ve
insanlar skntya boan koullar adamakll soyut bir tarzda
sulandrmaktan ok, teknolojik isizlik gibi iyice somut skntl
durumlarda yatyor, retim aralarnn ve farkl lkelerde ham
maddeler zerindeki mlkiyetin durumuyla, hayatla kendi
gcyle ba edebilmenin ekonomik imkanszlklaryla ilgili
uzlamazlklarda yatyor. Bu, yle bir imkanszlk ki bireyleri
eytanca bir "rasyonellik'' altnda farkl simgeler ynnde kitle
hareketlerine srklyor.
Szn ettiim sosyal psikolojik incelemeler elbette ki tipik
ruhbilimsel karmaklklar ile siyasal tutum arasndaki bagm
dalklar da ele verdi. "Otorite bamis karakterler", ocukluk
yaantlarnn basks altnda zerk bir Ben kristalletirmekten
geri kalan kiiler totaliter ideolojilere, zellikle yatkndrlar.
Koestler'in grleriyle taban rabana zt olan baka bir sonu da
tartlan ayacak kadar besbellidir: Otoriter karakterler, baka
karakterlerden hibir zaman daha "nevrotk" degiller. Bu insan
lardaki zel ruh bilimsel bozukluklardan sz etmek istersek,
bunlar -ki bunu da olaanst bir ihtiyatla ileri srmek lizrt
Psikoz, zellikle Paranoia alanna giriyor. Oysa tipik nevrotik
uyumsuzluklara daha ok kart tipin iinde raslanyor. "Kitle
psikozu"ndan ve "kitle lgnl"ndan sz eden laubali anlatm
gibi, anlald kadaryla olgulara siyasal nevroz teorisinden
daha yakn dyor. Ayrca u da yanl. Ruhbilimsel olarak
totaliter sistemlere eilimli olanlar, ou zaman yapldg gibi,
psikotik veya akl hastas diye dnmek de yanl. Kendilerini
sattklar kollektif hayaller ve lgnlk sistemi -ki Koestler' in
katks bu sistemin fenomenolojisiyle ilgilidir- Emst Simmel'in
grlerine gre, yle anlalyor ki, bireyleri ak ve belirsiz bir
psikozdan koruyor, yani kapal, n tkanm bir lgnhk onlara
baka alanlarda "daha gereki" davranma iznini vermekte ... Ac

22
ve tutkudan kaynaklanan moment onlarda daha ok bu gerek
liktc belli ediyor kendini, yani onlar bir nevrotikin dt
bunalmlardan alkoyan bir eit soukluk ve itahszlk ya da
duyumsamazlk halinde. Nevroz onlarda sanki nceden bir
sonuca balanmtr, dnyaya kar batan sona umursamaz bir
tavr iindedirler. Eer, Koestlerin dedii gibi,_ denevimlerden
bir eyler kapf!laya yetenekleri yoksa.. bu .olarm ashnda deney
ime girerniyecek kadar mis olmalarndan seliyor
Totalitarizm cUsnu en aoal biimiyle temsil eden polis efi
nevrotik olmaya varncaya kadar daha pek ok eydir. Bunlarn
yerine belki de, Franz Alexanderin ortaya att karakter
nevrozu kavramna paralel olarak. asl totaliter insan tipi
anlamnda, psikotik karakterlerden sz etmek lazm. Ne var ki
totaliter karakterin ruhbilimsel anlamda dou ve oluumuna ne
kadar derinlemesine girersek, bu karakteri sadece ruhbilimsel
biimde aklamakla daha az yetinir olacaz. Ama bu karakterin
ruhbilimsel kabzlklarnn o zaman kabz bir topluma uymann
arac haline gelecek olmasnn hesabn daha iyi verebileceiz.
1954

23
FREUD TEORiSi ve FAiST
PROPAGANDANIN YAPISI(I)

A merika'daki faist fesat ve kkrtclarn sz ve yazlan


sosyal bilimcilerce son onyldr kapsaml biimde irdelendi. Nitel
analiz yntemini kullanan bu incelemelerden bazlannn sonular,
L. Lowenthal ile N. Guterman'n "Sahte Peygamberler" (Prophers
of Deceit) adl ortak kitaplarnda sunulmaktadr11 Burada ortaya
kan genel grnmde iki temel karakteristik var. Biri "yabanc"
toplama kamplarna gtrOlmesi ve Siyonistlerin srgn edilmesi
gibi tamamyla olumsuz trden garip kimi neriler bir yana,
A.B.D.'deki faist propagandann elle tutulabilir somut siyasal
sorunlarla pek ilgilenmediidir. Fesatlarn szleri ounlukla
insana yneliktir: Bunlar, rasyonel hedefleri, rasyonel biimde
ortaya koyarak kendine akca yanda kazanmak niyetinden ok,
ruhbilimsel hesaplara dayanmaktadr. "Ayaktakm kkrtcs"
deyiminin, kitleleri aalayc bir anlam tamasna kar k
manz bir yana, irrasyonel ve fkeli bir saldrganlk havasn ifade
ettii dorudur. Bizdeki "Hitler olsaydm"clar bu saldrganl

c
Bu makale Max Horkheimer'le yaplan onak almalarn kapsamna giriyor.
121
Portrait o/the American Agitotor (Harper Brothers yaynevi, New York, 1949)
aynca Leo Lowenthal ve Norben Guterman (Public Opinion Quanerly, 1948).

25
"'theodo,. W. .Ado..no

tevik ederler. insanlardan ayaktakm diye sz etmenin terbiye


sizliAi bir yana, fesatnn amac, onlar ayaktakm yapmak,
yani mantkl bir siyasal ama gtmeden zor kullanmaya hazr
bir kitle haline getirmek ve pogrom (halk krdrma), havas
yaratmaktr Genelde bu fesatlarm hedefi, Gustave Le Bon'un
nl kitabndan bu yana "kitle psikolojisi'' diye adlandrlan eyi
yntemli olarak kkrtmaktr.
Kitapta ortaya konan kimi temel karakteristik fesatlarn hile
ve teknikiere dayal belli bir emaya gre tamamyla sistemli
olarak hareket etmeleridir. Bu sadece politikaclarn son hedefi,
yani demokrasi ilkesine kar kitle destei salyarak
demokrasiyi ortadan kaldrma hedefi asndan geerli deildir,
ayn zamanda propagandann ierik ve biim dzeni asndan
da geerlidir. eitli fesatlarn, rnein Coughlin ve Gerald
Smith g ibi nl isimlerden tutun, taradaki en kk kin
rtkanlarna kadar hepsinin kullandA dil birbirinin ylesine
benzeri ki hepsini tanmak iin'J' birinin konutuklarn analiz
etmek yatar. Dayandklar gerekeler ve kullandklan konuma

m Bu saplama belirli baz kstlamalar erevesinde geerlidir. O bakmdan,


me!in byk apl ekonomik bir destein hakl haksz speklasyonunu yapan aji
atrlerle saygdeer grnmlerini bu yzden korumak isteyen ve anti-semitis
olduklarn, sra yahudileri kovalamaya gelinceye kadar inkar eden ajitatrler
arasnda fark var. Aynca dinine dkn tutucu bir hristiyan oynayan ve "Doleve
-kamu parasnn destek amacuJa kuUanlmas- kar duyduklan nefretle tannan
ajitatrlere, aana K yen or variyan olarak en bata genli!e ynelip kendileri
ni bazan devrimci olarak satan ajitatrleri de birbirinden ayrmak lazm. Bu fark
llklarn nemini hi de kmsemernek gerek. Konumalarn temel yaps ve
evrilen dolaplar bu tr zellikle kltrel nanslara ragmen ayndr. Burada gerek
uzlamazlk.lardan ok i blmdr ele alman. unu kaydedelim ki nasyonal
sosyalist parti buna benzer nanslar kumazca kullanmasn bilmi tir. Oysa bu
nanslar hi bir zaman arlk kazanmam veya i parti iinde ciddi ideolojik kav
galara kadar varmamtr. 30.6.1944 kurbanlarnn birer devrimci olduu kans
'mitoloji dnyasna ail bir sandr. Kan Deryas birbiriyle yaran "raketler" in
meselesiydi, yoksa sosyal anlamazlk1ardan kaynaklanyor de!ildi.

26
taktiklerinin o darack kapsamn bir kez tanynca her konuma
da ayn eyleri sonsuz kez nasl tekrarladklar belli oluyor.
Gerekten de fikir yoksuniuu ve srekli tekrarlamalar btn bu
tekniin zorunlu elerini oluturuyor.
emann genelinde yatan o mekanik katlk akca belli
olduundan ve bu da faist kafa yapsnn belli ynlerini aa vur
duundan olacakki faist propaganda malzemesinin yapsnda bir
btnlk olduu hemen gze arpyor. Bu birlik ve btnlk ister
bilinli ister bilinsiz olsun. konuulan her sz belirleyici genel
bir anlaya dayanmaktadr. Bu yapsal btnlk psikolojik tzn
kendisi kadar temeldeki siyasal anlay iin de sz konusudur.
Faist propagandann bireysel hilelerinin nitelii bilimsel olarak
incelendi ve bylece tek tek ele alman motifterin ruhsal analizine
dayal anlamlar ortaya dkld. imdi propaganda elerinin
neler olduklar saptandktan sonra sra, bu eleri kapsayan ve
onlar reten psikolojik sistemi gznne almaya gelmitir. (Bu
arada. bu "psikolojik sistem" deyiminin Paranoia'y artrmas
hi de rasiant olmasa gerek.) Bu yaklam eitli propaganda
. hilelerinin ruh analizine dayal anlam, yoksa baka trl keyfi ve
birer raslantym gibi sanlaca iin, daha da tutarl saylr.
Ksacas analizi, kuramsal bir referans ya da gnderme sistemine
dayandrmak gerekiyor. Tek tek bir takm teknikler ruh analizine
dayal bir yorumu kanlmaz biimde gereksindikleri iindir ki,
bu referans sisteminin, temeldeki daha kapsaml bir psikoanalitik
teorinin fesatnn tavrna btn olarak uygulanmasyla kazanl
mas gerektiini, postlat olarak koymak mantkl bir itir.
Alman faizm tehlikesinin son snrna ulamadan ok
nceleri, daha 1921 'de "Grup psikolojisi ve Ben Analizi" adyla
ilkin almanca, sonra I 922'de Ingilizce yaynlanm olan kitabn
da Freud da byle bir referans sistemi ortaya koymutur41 in

141
Kitab ngilizce'ye eviren James Stnchy, ingilizce "group" kavramnn. Le
Don'daki "foule" kavramna denk geldigini hakl olarck vurguluyor. unu eklemek./.

27
Theodol' W . .Adol'no

politik yan onu pek ilgilendirmese bile. Freud'un faist kitle


hareketlerinin ortaya k ve doasn- nceden aka salt
psikolojik kategorilerde grm olduunu sylemek abartma
saylmaz. Analiz asndan dnecek olursak, analizcideki bi
linsiz faktr hastadaki bilinsiz faktr alglayacak olursa, kabul
etmek mmkndr ki onun rasyonel dzlemdeki kuramsal sezgi
leri, daha derin bir dzlemde belirmekte olan, ama henz latent
(ortaya kmam) olarak duran eilimlerden daha nde gelebilir
ler. Belki I. Dnya Savandan sonra Freud'un Narsizm ve Ben
Sorunlaryla derinlemeye uramaya balamas bir rasiant da
deildir. uras belli ki bu konuyla ilgili ruhsal mekanizmalar ve
igdOsel atmalar-bunalmlar bugn giderek daha nemli bir
rol oynarken, buna karlk "klasik nevroz"lar psikoanalitik yn
temin gelimesine Konverziyan Histerisi gibi yardmc bir model
oluturdular, Ama bu klasik nevrozlar. pratik analizcilerin kant
larna gre. bugn hele Charcot histeriyle klinik dzeyde ura
maya ve bsen bunlar kendi oyunlannn konusu haline getirmeye
baladnda, artk Freud'un gelime dnemine oranla o denli
ciddiye alnmaz oldular. Kitle psikolojisi sorun. Freud'dan bu
yana yeni tip bir ruhsal rahatsziakla sk skya balantl duruma
geldi ki bu tip, bireyin kne ve bundan kaynaklanan ruhsal
gszlne sosyal ekonomik nedenlerden bakan bir dnem
iin ok karakteristik saylr. Freud toplumdaki deiikliklerle
uramasa bile, bireyin monadolojik snrlar erevesinde onun

gerekir ki bu kitaptaki "Ben" kavram, Freud'un sonraki yazlarnda Es (ntr


anlamda "o") ve Ben-Ostt (ber-lch - Silperego)'den farkl olarak beliniten zel
bir ruhsal kene anlamn henuz tamyor. Burada sadece Birey anlamna geliyor.
Freud'un "Kitle psikolojisi"ndeki en nemli sonu veya dokundurmalardan biri,
onun bagmsz olarak varsaylan hibir "kitle ruhu" tanmayp Le Bon ve Me
Dougall gibi yazarlarn gzlemleyip anlattklar olaylar. bir kitle oluturan ve
kitlenin bOyOsilne kaplan bireylerin her birinde grlen birer geriye-bavurma
olayna indirgemesidir.

28
kendi derinlerinde dt bunalmn ve d kollektif glerin
amansz basks altnda hibir eletiride bulunmadan iine ekil
meye yatkn oluunun izlerini kovalad. Kendi andaki toplum
sal gelimeleri incelemeden, kendi almalarn gelitirmek.
kendi alna alanlarnda setii yolu ve yol gsterici kavramlar
gelitirmek sayesinde tarihsel eilimleri de sergitemi oluyordu.
Freud'un kendi uygulad yntem hem Le Bon'un kitle ruhu
kavramyla ilgili dinamik bir .yorumdur, hem de (Le Bon ve
analitik psikoloji ncesi psikologlar tarafndan sanki birtakm
acayip belirtileri aklayan anahtar deyimler gibi kullanlan)
belirli dogmatik kavramlarn ya da sihirli szlerin eletirisi
saylr. Bunlarn en nemlisi aslama veya telkin kavramdr ki,
bu Hitler ve benzerlerinin kitlelere uygulad bynn popler
anlam erevesinde yetersiz de olsa bir nlem olarak hala
byk rol oynuyor. Freud. Le Son'un kitleyi betimlemek zere
ileri srd karakteristikterin doruluundan kuku duymuyor.
Bu karakteristikler asndan kitle, bireyselliini yitirmi, man
tktan yoksun, kolayca ynlendirilebilir, iddet eylemlerine hazr
ve her bakmdan geriye-snmacdr veya tepkicidir. Ama
i=reud'u Le Bon'dan ayran ey kitleyi geleneksel olarak aa
grmekten kanmasdr ki bu. eski psikologlarn hep dnp
geldikleri bir noktayd ya da temcit pilav . Bir takm sradan
betimlemelerden yola karak kitlelerin kendine yaktrlan
belki de o deimeyen deersizliine hkmetmek yerine Freud
tam bir aydn ruhu iinde, nelerin kitleleri kitle durumuna
getirdiini sorgular. Kendisi iin bir zm olmaktan ok bir
soruil ilade eden, o sosyal ya da sr igds gibi kolay bir
varsaym red etmektedir. Bunun da Freud'un belirttii zere,
ruhbilimsel nedenler yannda sosyolojik nedenleri vardr. ilkin
bugnk kitleleri oluturan kiiler birer birey, liberal-bireyci
r ekabet toplumunun ocuklar olduklar, kendileri rekabet
erevesinde ayakta kalabilen birimler olarak eitildikleri ve
durmadan "hain" olmaya ve ..pes etmeme"ye arlp ona gre

29
Theodol' W. .Adol'no

uyarldklar iin, modern kitle olumalarn biyolojik fenomen


lerle kyaslamann pek savunulacak yan yoktur.
Bu oluumlarda bireyselleme-ncesi, arkaik igUdUlerin
hala sregeldiini kabul etsek bile (Adorno bununla neredeyse
tam biyolojik kkenli igdleri kast ediyor -Y..) onlarn
barnda yatan bu mirasa (yetenee) dorudan gnderme yapla
maz. Tersine olarak bugnk insanlarn, kendi aklc dzeylerine
ve aydn bir teknik uygarln yaad dzeye tamamyla ters
den davran biimlerine saplanp kaldklarn aklamak
ge;ekir. te Freud'un ele ald da budur.
Freud, bireylerin kitle durumuna dnmesini (srecini-Y..)
hangi kuvvetler belirler, bunu saptamaya alyor. :.Bireyler bir
_
birleriyle kitle iinde bir btn halinde ba kurmularsa onlar
birbirlerine balayan bir eyler olmal ve kitlenin karakteri de bu
ba maddesinde olmal"151 Bunlar aratnnak ite, faist ayak
oyunlarnda temel sorunu kefeonekten daha az bir ey deildir.
nk milyonlarca insann desteini, ama onlarn rasyonel
kadaryla badamayan amac uAronda kazanmak. zorunda
olan faist demagog bunu ancak, Freud'un aratrd "ba mad
desi"ni yapay olarak yarannakla becerebiliyor. Demagoglarn bu
yntemi gereki ise -ki baanlar buna phe brakmyor- de
magogun sentetik <;>larak yarannaya alt eyin, bu ba mad
desinin ve bunun da, onun eitli propaganda teknikleri ardnda
ki genel ilkenin ta kendisi olduu tarznda bir varsaym yapla
bilir. Genel psikoanaliz teorisine uygun olarak Freud, bireyleri
kitle halinde btnletirici ba maddesinin libido niteliini
tadna inanyor. Kitle psikolojisinin bu ynyle nceki
psikologlarn da zaman zaman karlatklar oldu: ddia
edilebilir ki diyor Mc Dougall "nsanlarn heyecanlar, bir kitle

151 S. Freud, Massenpsychologie und lch-Analysf!, bkz Toplu Escrer, cit 13,

Londra 1955, S. 77.

30
iinde ulat doruk noktasna baka koul,larda pek ulaamaz.
Kitleye katlanlar iin. kendilerini tutkulanna snrszca teslim
etmek. kitle iinde eriyip gitmek. kendinde birey olarak snrl
kalma duygusunu yitirmek geri zevk verici bir duygudur."''
Kitleyi bir arada tutan kuvveti tamamyla Haz ilkesiyle akla
makla Freud bu gzlemlerin tesine geiyor, yani bu kuvveti ken
dini kitleye brakmayan kiiye salad gerek ya da gerekliin
yrine geen tatminiere ballyor. Kendi toplantlarna katlanlara
pasifliin dii izgilerini zellikle yaktrrken, Hitler kitle oluu
munda yatan bu libido-nitelikli kklerin bilincindeydi. O bylece
kitle psikolojisinde yatan bilinsiz ecinselliin rolne gnderme
yapyordu111 Libido'nun kitle psikolojisi iine sokulmasnn en
nemli sonucu, kitlelere yaktrlan zelliklerin, zel bir takm
kitle ve sr igds tasarmlarnn yanstt o grnrde ilkel
ve amlanp indirgenmesi imkansz karakterini yitirmesi oldu.
SUr igUds neden deil, sadece sonutur. Kitleye zg olan
ey, Freud'a gre, yeni bir nitelik deil, tam tersine aslnda nce
den var olup rtl duran bir takm zelliklerin belirtisidir.
"Bizim amzdan, yeni zelliklerin ortaya kmasna bel bala
mann gerei yoktur. Bireyin, kitle iinde kendi bilinsiz igd
dalgalarn ie bastrmasna olanak salayacak koullara
ulatn sylemek yetiyordu''tll. Bylece yalnz zel olarak
yaplan bir tak1m yardmc varsaymlar fuzuli olmakla kalmad,

Ml a.g.. S. 91.
111 Freud, meselenin bu ynOne egilmiyor, ama brakbgJ yazlarn bir yerinde
meselenin farknda oldugu anlalyor. "Kadna duyulan sevgi ayn ekilde rkn.
ulusal aynmcl&n ve sosyal snf dOzeninin kile b&lanm kryor ve bylece kitle
asndan nemli iler beceriyor. Homoseksuel sevginin kitle batlarn daha uygun
dllltilt. dizginlenemeyen cinsel bir egilim haline geldigi yerde bile kesinlikle
belli oluyor" (a.g.y. S. 159) Ak ve basunlm' sadizmler arasndaki snrn, liber
al burjuva toplumunda oldutundan daha degiken oldugu alman faizminde bu
zellik kukusuz ki do&nlanm, bulunuyor.
111 a.g. S. 79.
.

31
"theodor W .Adorno
.

ayn zamanda kitlede eriyenierin ilkel olmadklar, tam tersine


kendi normal aklc davranlaryla elien ilkel bir biimde
davrandklar olgusuna doruluk kazandrld. Gerekten de kit
leyle ilgili en sradan betimlemeler bile kitlenin belirli zellik
lerinin arkaik bir takm karakteristiklere olan yaknlgna hi
kuku drmyor. Bu zellikle, azgn baz heyecanlarla bir
takm eylemler arasnda oluan ksa-devre karsnda, kitle
psikolojisiyle ilgili btn yazarlarn belirttii tavrlar iin geer
lidir. O eylemler Freud'un ilkel kltrle ilgili yazlarnda yle bir
vsayma gtren bir fenomen saylrlar: lkel toplulugun
atasnn ldrlmesi sadece yalnzca bir fantazi olmayp ayn
zamanda tarihncesi gereklie de uygun dmektedir. Dinamik
teoriye gre, bu trden arkaik karakteristikleri bir bunalm veya
uyumsuzlugun sonucu olarak anlamak gerekiyor ki bunun faist
dnce tarzna zg, ama farkl ruhsal kuvvetler arasnda bir
kartlk kabul edilmedike anlalmas pek g olan kimi olaylar
aklamaya yardmc olmas mmkn. Burada en bata, Freud'un
"Kltrdeki Huzursuzluk" kitabnda ele ald ykclls. igdsii
gibi psikolojik bir kavram akla geliyor. Uygarla kar giriilen
bir bakaldr olarak faizm arkaik karakteristiin yle basit bir
tekrar deil, tam tersine onun uygarln barnda yine uygarlgn
kendisi tarafndan yeniden retilmesidir. Faist bakaidry
harekete geiren gleri sadece yaanan toplumsal dzenin
basksn ykan youn Es (bilin-alt igdler) -enerjileri olarak
belirlemek yetmiyor. Tersine olarak bu bakaldr, enerjisini ks
men de bilin-altna hizmet etmeye zorlanan baka psikolojik aa
malardan alyor Kitlenin insanlar arasndaki libido balar per
vaszcasna cinsel birer ba olmadndan u soru ortaya kyor:
Kitleyi bir arada tutan duygusal balar. birinci!, cinsel enerjiyi
dntren psikolojik mekanizmalar nelerdir? Freud bu soruya
telkin vt: telkin-edilebilirlik kavramlar altnda toplanabilen olay
lar znleyerek yant veriyor. Telkini bir ''kalkan'' veya ardn
'
da ''sevgi ilikisi"nin sakland bir paravan" olarak gryor.

32
Ama burada nemli olan telkinin ardnda saklanan "sevgi ili
kisi"nin bilin-altnda kalmasdr.(91 rgtl Kitlelerde, rnein
kilisede ve orduda, kitle mensuplar arasnda sevgiden hi
konuulmad ya da sevginin [kitle mensuplannn dinsel mecaz
yoluyla ve bu mecaz yceltmek zere bir araya geldiklerini ve
bylelikle her eyi kucaklayan sevgiyi birbirlerine kar
davranlarnda taklit ettiklerini savunarak) dalayl ve yceitme
biiminde ifade edildii olgusuna sk skya tutunuyor Freud.
Gnmz toplumunun yapay olarak bir araya gelen faist
kitlelerinde sevginin adnn hemen hi anlmamas dikkate
deer.o. Hitler, sevgili baba rolne bavunnaktan kanyordu ve
bunun yerine tehdit edici otoriteye has olumsuz rol seti. Sevgi
kavramnn yerini ise "Almanya" gibi soyut bir tasarm ald ve
sevgiden de fanatik sfat eklenmeden pek sz edilmedi. Sevgi,
iinde dmanlk ve saldrganlk tamayanlara kar dmanlk
ve saldrganln sesi demekti. Birincil libido enerjisini, onun
belirtilerini siyasal amalara uygun bir tarzda ynlendinnek zere
bilinalt dzeyde tutmak faist nderliin temel ilkesidir. Nesnel
bir fikir, kitlein oluumunda. tanrya ulamay amalayan dinsel
fikirler gibi nasl zayf bir rol oynuyorsa ve kitle biricik hedef
urunda ne denli youn biimde saptrlyorsa, her zgr sevgi o
denli derinlere gmlmek ve itaat biimine dntrlmek zorun
dadr. Faist ideoloji sevgi duyulabilecek pek az ey ierir.

191 "Sevgi ilikileri insan ruhunun zn oluturur. Yazarlarn bu konuda sz

etmediklerini bir hatrlayn" a.g.e.


o Bu dikkate deer olgunun nedenlerinden biri, belki de, faist kkrtcnn ikti
darc gelmedigi srece, karsndaki kitlelerin ilkin rgtl kitleler degil, byk
kentlerdeki rasiantsal kitleler olmasndandr. Bu insan ygnlar arasndaki gevek
bagllk. dayanma ve disiplini, ynlendirilmemi sevgi ihtiyac pahasna gerekli
klmaktadr. Kkrtcnn grevlerinden bir blm, kitleyi, bir ordu ve kilise gibi
rgtlenmi olduguna inandrmaktr. rgtlenmenin kendisi bir feti haline soku
lur, ara olmaktan karlp ama haline getirilir ve bu egilim. kkrtcnn btn
konumalar boyunca sOrtip gider

33
"'Cheodo,. W. Adono

Faizmin libido-nitelikli yaps ve faist demagoglarn tm


teknii otoriterdir. Demagojik ve de telkinci tekniklerin, kii
lerde, kendilerini salt kitlenin mensubu haline getiren regresyon
(geriye-dn) srelerine yol aan psikolojik mekanizmalada
badatklar nokta da budur. "Telkinci (hipnotizr), ald
nlemler sayesinde znede onun arkaik eilimlerinden bir
parasn uyandrp gn ma karr. Bu eilimlerki ana-babaya
kar duyulan ve babayla olan iliki asndan bireyde yeniden
hayata kavuan eilimlerdir. Ayrca hipnotizr, her eyin stnde
gUiO ve tehlikeli olup karsnda ancak pasif ve mazohist bir
tavr alnabilen ve karsnda bireyin iradesini yitirdii bir kiilik
tasarmn da uyandrr. Bu yle bir kiiliktir ki onunla yalnz
olmak. onun gzne bakabilmek kayglandrc bir cret gibi
grnr. ilkel topluluk iindeki bir kiinin onun atasyla ilikisi
ni ancak byle dnebiliriz.. Kitleyi oluturan ve kitlenin telkin
edilme olaynda kendini gsteren o zorlayc ve uursuz karakter
bylece hakl olarak ilkel topluluun kkenierine indirgenebilir.
Kitlenin nderi hep kendisinden korkulan tadr. Kitle1ep kendi
sine snrsz bir gle egemen olunmasn iStemektedir, ar dere
cede otorite dkndr. Le Bon'un deyimiyle boyun emeye
kar hep susaml vardr. Ata kitlenin idealidir, Ben-ideali ye
rine Ben'i egemenliine alan bir ideal Hipnoz'un 'bir kitle iki
kiidir' deniliyorsa bunda hakk var. Telkin asndan ise kanaat
getirme diye bir tanm yapmaya bile gerek kalmyor. nk bu,
algya ve dnmeye deil, erotik balara dayanmaktadr.''<111

1111
Freud'un kitle psikolojisinde anahtar rolono oynayan bu paaj faist karakter
le ilgili en keskin gzlemlerin aklamasn da getiriyor, yani Bcn-Oso
(SOperego).nUn dlatnlmasn "Ben idealiM kavram Freud'un. sonradan Ben
st dediti ey. iin daha rc:cden kullandl deyimdir. Faist karakterin yapt!
ey ite Ben-st (ber-lch Soperego) yerine Ben-Kile (Massen-lch) deyimini
=

uygulamasdr. Bu rr insanlar batmsz. otonom bir vicdana sahip olamayp bunu,


Freud'un belintili gibi, irasyonal olan kollektif bir otoriteyle zde klarlar ki
bu otorite, bireyin kendi doOntne iyice yabac;dr. onu altna alp ezer ve bu J.

34
Bu pasaj gerekten de faist propagandann nitelik ve ierii
ni tanmlyor. Bu, hedeflerin rasyonel biimde bir kanaat
getirme yoluyla deil, "znede arkaik eilimU::.rin bir parasn"
becerikli bir tarzda yeniden canlandrma yoluyla ulalabil ir
olmasndan, irrasyonel ve otoriter hedefler olmasndan dolay
psikolojik bir olaydr. ster gerek nder ister sadece grubun
.
karnn temsilcisi olsun, faist kkrtmann merkezi nder
imgesinde yatmaktadr. nk her eyd=n gl ve tehditi Ata
fikrini ancak byle bir psikolojik imge uyandrmaktadr. Faist
propaganda asndan karakteristik saylan o bilmecemsi
kiiletirmenin, bir takm isimleri, byk adamlar koz diye kul
lanma ei liminin en son kk buradadr. Bireyin babasn iyice
aan ve bu nedenle "Ben-Kitle" gibi bir yceltmeye uygun den
o her eyin gls ve ast astk kestii kestik baba imgesini
oluturmak, "insann iradesini yitirmek zorunda kald pasif
mazohistlik tavr" yaymak iin biricik yoldur. Bu tavr, babann
yakn faist evresinden ylesine istenir ki, istenen siyasal
davran, kii olarak kendi rasyonel karlaryla ve kitlenin ya da
gerekten ait olduklar snfn karlaryla badamaz hale
gelsin112' O bakmdan faist nderin asnda nderi izleyenlerde
yeniden uyandrlan irrasyonellik yeterince rasyoneldir. nk
nderin, kitlenin "gerei alglamaya ve dnmeye deil, erotik
balara dayanarak inandrlmasna" ihtiya vardr.

yllzden yapsndaki katlla raamen yerini baka bir ey kolayca alabilir. Bu


fenomen. Alman halkna yararl olan eyin iyi oldulu biimindeki Nazi formlUnU
oldugu gibi ifade ediyor. Ayn ema. Amerikan faist demagoglarnn szlerinde
de tekrarlanmaktadr. Bu demagoglar. kendi muhtemel yandalarnn hi bir
zaman kendi vicdaniarna delil, hep konvansiyonel, stereotip, ytzeysel deaeriere
hitap ederler.
n Yakn faist evrenin kendine has mazohizminin sadist igUdillerle kanlmaz
biimde baliantl oldulu Freud'un, aslnda Odipus Kompleksi erevesinde gelien
"iki ynl davranlar" konusundaki genel teorisiyle uyum iindedir. Bireylerin
kitlelerle faist dzlemde b6tnlemesi, bireylere. teki tatminterin yerine geen ./.

35
Libidonun, nder ile nderi izleyenler arasnda ve izleyen
Ierin kendi aralarndaki bir ba maddesine dntrldUU
mekanizma zdeletirme mekanizmasdr. Freud kitabnn
bUyk blmn bunun analizine adamtr'"1, Freud'un yapt,
zel likle zdeletirme ve introjeksiyon (ie-yanstma) arasnda
yapt ok ineelikle kuramsal ayrmlar burada ortaya getinnek
olanaksz. Ancak unu belirtelim ki faist psikoloji meselesine
deerli katklarda bulunan, merhum Emst Simmel, Freud'un
zdeletinnede yatan, kartlklarla dolu ve i ie gemi
a:lamlarla ykl niteliklere ilikin grn, Libido olumasn
daki oral safhann bir r.n diye kabul etmi ve bunu Anti
Semitizmin analitik bir teorisi halinde gelitinnitir'14'.
Biz zdeletime kuram nn faist propaganda ve faist zih
niyet asndan tad neme ilikin olarak birka not dmek
le yetineceiz. Birok yazarlar, bu arada Erik Homburger
Erikson, faist nder tipinin o eski ajlarn krallar benzeri bir
baba tablosuna pek uymadna dikkati ekiyor. Ne var ki bu
gzlem, Freud'un nderin Ataya benzedii yollu teorisine pek
yzeysel olarak kar kmaktadr. Bu gZlemlerde zdeletir
.
menin ele aln biimi, znel bir dinami in kavramlar
erevesinde, ama tarihin nesnel koullarna gerekten de denk

baka bir tatmin yolu salad iindir ki kilitrn uyumsuzluuna kar duyduk
lar garaz ve fke ortadan kalkmaz ve psikolojik adan otoriteye boyun etme etii
imiyle kaynar-.freud'un, sonradan adm adm koydugu "Sadomazohizn" mese
lesini ortaya atmasa bile, bu mesc:lenin tamamyla farknda oldulu onun Le
Son'dan esinlendii u yorumundan belli oluyor: "Kitle, dotJ ve yanl konusun
da kukuya dUmediinden ve bu arada kendi bilyUk gflcUnfln bilincine sahip
oldugundan otoriteye ne denli inanyorsa hogrUye de o denle yz vermez.
Kuvvete sayg duyar ve kendisi iin bir eit zayflk saydl iyiliin de pek yle
etkisinde kalmaz. Kendi kahramanlarndw gll, hana iddet bekler. Hllkmedilmek

ve ezilmek ve efendisinden korkmak ister" (a.g.e. , S. 83).
11'1 a.g. e., S. 1 1 3.

c a.g. e. , S. 1 1 6.

36
den belirli deiiklikleri anlamamza yardm edecektir.
zdeletirme "baka bir kiiye olan duygusal ban ilk belirti
sidir" ve "Odipus kompleksinin ncesi tarihlerde bir rol
oynar"11!l. nderin glnn gls bir Ata olarak imgelenmesi
ni gerek babadan ayran zellik de belki zdeletirmenin bu
Odipus-ncesi bileenidir. Odipus kompleksine tepki olarak
ocuun kendini babasyla zde saymas ancak ikincil bir belir
ti olduundan, ocuktaki geriye-bavunna (regresyon), bu baba
imgesinden teye gidip "analitik" bir sre yoluyla daha da
arkaik bir imgeye ulaabilir. Ayrca zdeletinnenin bir yutma
(yani sevilen nesnenin bedene sokulmas) biimindeki ilkel nar
sist yn u bakmdan bize bir ipucu verebilir: Modem nderin,
bugnUn topluluundaki rol znenin ilerki ocukluk evrelerinde
belki de azalm olan6 bir baba imgesinden, hatta kendi kii
liinin bUyltlm bir imgesine (yani kendisinin kollektif
izdUUmUne) oranla daha zayfbir baba imgesi olarak grnmesi.
Narsizmin, faist kitlelerin olumasnda etkili olan zdeletinne
asndan oynad nemli rol, Freud'un dealletirme teorisinde
ortaya kyor. "nsann nesneye kendi Ben'i gibi davrandn
gryoruz, yani ak-olma durumunda nesneye bUyk lde bir
narsist libido akp geiyor. Sevimenin kimi biimlerinde nes
nenin, insann kendisinin ulaamad Ben-ideali yerine gemeye
yarad akca belli oluyor. Nesne kendi Ben'i asndan ulal
mak istenen mkemmelliinden dolay seviliyor. Bu yle bir
mkemmellik ki, insan ona kendi narsizmini dolayl olarak tat
min yoluyla ulamak istiyorl1). Kendi kiisini bu ekilde ide
alletirmeyi kendini izleyenlerde aryor faist nder. Ve nderin

1151 a.g.e., S. 1 15.


1161
Max Horkheimer, Authoritarianism a11d tlie Family Today (R.N. Anshen, The
Family. /ts Function and Destiny, New York 1949).
1171
Freud, a.g.e., S. 1 24.

37
"[heodor W .Adort\o .

ideolojisi de bu idealletirmeye hizmet ediyor. Kendi yanna ek


tii insanlar, kural gerei, kendi varln srdrmeye ynelik o
pek gelimi Benlik talebi ile kendi Ben'inin taleplerini karla
maktaki srekli baarszlk arasndaki o modern ve karakteristik
uyumsuzluk iindeler. Bu uyumsuzluktan sonuta, narsist libido
nun nesneye ksmen aktarlmas biiminde yalnzca idealletirme
yoluyla emilip tatmine kavuabilen iddetli narsist igdsel
drtler douyor ki bu da, nderin, znenin byltlm bir
imgesi olarak grntsyle akyor. nderi kendi ideali duru
muna getirmekle insan aslnda kendini sevmi oluyor, ama ken
disinden edindii empirik imgeyi bozan baarszlk ve tatmin
sizlik belirtilerini saf d ederek yapyor bunu nderiyle kendisi
arasndaki gerek ve bilinli bir dayanmann karikatr saylan
idealletirme yoluyla yaplan bu zdeletirme yine de kollektif
bir olaydr ve korkun saydaki bir yn insanda benzeri trden
karakter yetenekleri ve libido eilimleriyle gsterir kendisini.
Faist Halk Topluluu ( Volksgemeinschaft), Freud'un kitleyi "bir
ve ayn nesneyi kendi ben-idealleri )' erine koyup "kendilerini

bylece birbirleriyle kendi Benlerinde zde. klan bir takm
bireyler" olarak tanmlamasna denk dyor111 te yanda nder
imgesinde yatan her eyin stndeki. ataerkil gde gcn
kollektifin kendisinden dn alm bulunuyor.
Freud'un, nder imgesindeki eitli izgilerle ilgili psikolojik
kurgulamas faist nder tipine ya da bu tipin kamuoyunda
retilen grnmne tpatp uymaktadr. Bu tipe ilikin betim
lemeler, Hitlere uyduu gibi, A merikan demagoglarnn da sti
line uymaya altklar idealletinnelere de denk dyor. Narsist
zdeletinneyi salamak iin, nderin ilkin kendisinin mutlak
bir narsist olarak grnmesi gerektii grnden hareketle Freud
"srnn atas"n tarif ediyor ki bu Hitler ' in kendisine de aynen

1 1 11
a.g. e., S. 128.

38
uyuyor. "Tarihin balarnda o stn-insand (bermensch),
Nietzsche' nin gelecekten bekledii d oydu'1 Kitlenin birey
lerinin, bugn bile nder tarafndan ayn ve hakl biimde
sev ildikleri, ancak nderin kendisinin kimseyi sevmeye ihtiyac
olmadA, onun doasnn tamamyla bir efendi-egemen nitelii
tayabilecei, mutlak bir narsist, kendinden emin ve baAmsz
olabilecei hayaline gereksinmeleri var. Bildiimiz u ki, sevgi
narsizmi kstekler ve bu kstekleme yznden sevginin nasl da
bir kltr faktr haline geldiini de kantlayabiliriz."<m
Bu durum, kkrtclarn konumalarndaki en gze arpan
izgilerden birini aklyor, yani verebilecekleri herhangi bir
eyin, hibir pozi tif programn bulunmay, ama buna karlk
baarszlk ve tehdi tlere dayal eliik iddialarn bolluu ...
nder ancak kendisi kimseyi sevmediAi iindir ki sevilebilir
mi... A ma Freud, bu nder imgesinin kend isiyle elien baka
bir ynn de gsteriyor. rnein nder, bir yandan stn-insan
olarak grnmek zorundayken ayn zamanda sradan bir insan
olarak grnrne mucizesini de yaratmak zorundadr. Hi tler de
bunun gibi bir yanda King-Kong, te yandan da bir kasaba
llerberi olarak poz yapyordu. Freud bunu yine kendi narsizm
kuramma baAlayarak aklyor. Kiinin bireysel kazanmlar
kitle iinde kp gidiyorsa, diyor Freud bu, "ki inin kendi ben
idealinden vazgeip onun yerine, nderde temsil olunan kitle
idealini koymas demektir... (Ne var ki) Ben ve Ben-i deali bii
mindeki bir ay rm pek ok insanda o denli ileriye gitmemitir,
ikisi birbiriyle kolayca ak r. Ben ncelerdeki o narsist kendi
ni-beAenmiliAini koruyagelmitir. nderin tercihi o zaman ok

11'1
unu burada belirtmek belki yerinde olur: Nietzsche'nin bermenschen
anlaynn buradaki gelecete ynelik hayalleri faizm le ne denli az ilintiliyse onun
arkaik imgelerle ilintisi de o denli azdr. Freud bu terimi, ucuz klieler halinde nasl
popUler olduysa, belli ki o anlarnda bir bermensch olarak kullanyor.
l:o Freud, a.g.e. , S. 1 38.

39
Theodol' W. AJo.,no

daha kolaylar. Onun ou zaman bu bireylerin sadece tipik


zelliklerine keskin ve katksz izgileriyle sahip olmaya, daha
gl bir izienim ve libido-kkenli bir zgrlk havas yarat
maya ihtiyac vardr. O zaman onun karsna gl bir efe
duyulan ihtiya kagelir ve onu, kendisine kalsa belki istekli
bile olmadg stn bir gle kuandrverir. Ben-idealleri kendi
kiiliklerinde doru drst cisimlemeyen teki bireyler ise
(inanmalar beklendigi ekilde, yani) zdeleme yoluyla onun
yannda yer alrlar."c
Faist nderin aaghk kompleksini yanstan o arpc belir
tiler, onun palyaolara ve . asosyal psikopatlara ben zerlii de yer
alyor Freud'un teorisinde. nderi izleyenlerdeki narsist libido
nun, nder imgesine hamledilemeyen, tersine olarak kendi ben '
lerine bagh k alan ksm yznden stn-insan ayn zamanda
kendisini izleyeniere benzemek, onlarn "byttkleri bir imge"
olarak arz- endam etmek zorundadr. Kiiselletirici faist pro
pagandann balca gz-boyamalanndan biri o nedenle, "byk
ufakadam" temasdr. Bu, ne maddesel ne de ruhsal .zenginlik
lerle bozulmam, krmz-kanl, sade Ahlerikah , sradan bir
uyarolu imgesini uyandrr gibi, her eyin en gls olma
imgesini uyandran kiiye zg bir temadr. Bu sosyolojik
mucize, psikolojiele bir anlam kaypakh yaratyor. nder imge
si, nderin kuyruklanndaki, hem otoriteye boyun eme hem de
otorite olma gibi ikili kaypak bir istei tatmin ediyor ki bu,
irrasyonel bir egemenliin , evrensel aydnlanma srecinde kendi
iinde inandmc gcn yitirse bile, yine de hkm srd bir
dnyaya denk dyor. Diktatrlerin buyruklarna itaat gsteren
insanlar, onlarn ayn zamanda fuzuli bir ey olduunu hissedi
yorlar ve bu elikiyi, kendilerini acmasz bir zalim yerine
koyarak zyorlar.

Clll a.g.e. S. 144.

40
Kknclarn btn standan numaralar, Freud'un, sonradan
faist demagojinin temel yaps haline gelen eyleri kiiselletirme
tekniinin ve Byk Ufak-Adam fikrinin1111 aklamas olarak
izdii tabloya uyuyor. O bakmdan biz keyfi olarak setiimiz bir
ka rnekle snrl kalmak istiyoruz.
Freud, irrasyonel kitlelerde hiyerarik eleri yeterince ele
almaktadr: "Aikardr ki asker, stn, daha dorusu ordunun
komutann ideal olarak alr, ama kendini kendi benzerleriyle
zde sayan ve bu Ben-ortaklndan yola karak kardkl
yardm ve eya blmne dayal arkadaln ykmllkleri
ni tretir. Ancak kendini ordunun komutanyla (bilerek ve doru
dan, doruya -T.A.) zde saymaya kalkarsa gln duruma
der."u
En alt katlara, bir kahvehane demagoguna kadar btn
faistler, rfi merasimlerden ve rtbe farklarndan boyna ve stne
basa basa sz ederler. yice rasyonellemi ve nicellemi bir
sanayi toplumunun yapsnda hiyerari ne denli ho karlanm
yorsa, faistler de yapay bir takm hiyerarileri, srf psikoteknik
nedenlerden dolaydr ki nesnel hibir varlk nedeni olmakszn
ortaya atarlar. stelik bu durum. burada rol oynayan biricik libido
kayna da saylmaz. Ama hiyerarik yaplar sadomazohist bir
karakterin istekleriyle byle tamamyla uyum halindedir. Hitler'in

1111 Kiiselletirmeyle ilgili ayrntlar iin bkz. Freud (a.g.y. , S. 103). Orada fkir
109: Orada da
lerle ordu liderleri arasndaki ilikiler tartlyor. Aynca bkz. S.
Freud ikincil babuA" kavramm anmlyor. Teknik bir uygarllleta gerekte
laruunan bir lidere dogrudan yaktrma yapmak imkinszdr. Tersine kiisel
olmayan soyut sosyal gleri geriye dOnilk biimde yeniden kiiselletirmek sOz
konusu olabilir. Freud bunun mmkiln oldupu aka gOrdO ve "Belli bir kes
imin katlabilcceli bir istetin, ortak bir elilimin soz konusu alternalitin yerine
geip gemiycceti, kitle psikolojisinin irdeliyebilece&i sorunlardan biridir" diye
ileri sorer Freud ve su soyut ey der ikincil ba butun ahsnda yine yle ya
da bOyle kusursuz olarak cisimletirebilir kendini".
IJJ a.g.e., S. 1 50.

41
nl forril neydi: "Aaya doru otorite, yukarya doru
sorumluluk.' Bu, Alman halknn "bisiklet sporcusu" diye az
na dolad karakterin kaypakln en keskin biimde ras
yonelletiren ifadedir.
Savunmasz ve gsz aznl klar izleyip felaketler yadran
bu "aadakini basp ezmek" eilimi, bu karakterin tpk dta
kalanlara duyulan nefret kadar belirgin izgisidir. Pratikte bu iki
eilim de ou kez akr birbiriyle. Freud'un teorisi, ait olunan
ve benimsenen kendi grubuyla kar-klan yabanc grup arasn
da yaplan ve her eye yansyan ayrrncla k tutmaktadr. Bu
dnme ve eylem tarz bizim btn kltrmzde ylesine
apak bir hale gelmitir ki insanlarn kendi gibilerini neden
sevdii ve byle olmayanlardan da niin nefret ettiini sorgula
mak pek ender karlalan bir durumdur. Freud yntemindeki
retkenliin nedeni. baka durumlarda olduu gibi, burada da
nceden dpedz kabul edilen bir eyi sorgulamakla oluudur.
Le Bon, irrasyonel kitlenin "ii hemen arsna vardrdnc
sylyordu. Freud ise bu gzlemi geniletmekte ve ait olunan
grup ile olunmayan yabanc grup dediimit ikiliin ruhun derin
lerinde kklendiine dikkati eker ve bu ikiliin, fikirlerinin
byle kart reaksiyonlar dtaladna inanlan kitleleri de
belirlediini savunur. te bu anlaytan yola karak Freud
1 92 1 'de kendini liberalist hayallerden kurtarabiliyor; uygarln
i lerlemesinin, yabanc gruplara kar giriilen gaddarl n
otomatik olarak gitgide ho grlmes.i ve grlmemesini de bir
likte getirdilini sylyordu .
..Ama Hristiyan dnyasnda bu ban dnda kalan bireyler de
var" diyor Freud; "Bunlar. sa'y sevmeyen ve onun sevmedii
bir inan topluluuna da bal deiller. Kendine sevginin dini
adn verse bile, byle bir din, kendisine bal olmayanlara kar

1141
a.g.e. , S.83.

42
sert ve sevgisizdir. Aslna bakarsanz her din, kucaklad btn
insanlar iin byle bir sevgi dinidir ve kucaklamad insanlara
kar gaddar ve hogrsz olmak eilimindedir. nsann,
kendine ne kadar zor da gelse mminlere bu yzden pek kt
sulamalarda bulunmaya hakk yoktur. nanmayanlar ve ilgisiz
davrananlarn ileri bu noktada psikolojik adan daha kolaydr.
Eer bu hogrszlk bugn artk nceki yzyllarda olduu
kadar iddet ve zulmle hareket etmiyorsa, bundan insanlarn
trelerinde bir yumuama olduuna hkmetmek pek mmkn
olmasa gerekir. Bunun nedenlerini, en bata dinsel duygularn ve
bunlara bal libido-nitelikli balarn o inkar edilemeyecek
lde zay flamasnda aramak gerekir. Dinsel n itelikli bir kitle
ba yerine imdilerde grlen sosyal ist kitle balan gibi baka
nitelikte bir kitle bann gemesi halinde, dta kalanlara kar
din savalar zamannda ol duu gibi gsterilen byle bir
hogrszlk patlak verecektir. Ve bilimsel grler arasndaki
atmalar kitleler in buna benzer bir arlk kazanacak olduk
lar zaman da buradaki motifler erevesi nde ayn sonular
tekrarlanacaktr. "cs
Freud 'un yabanc grubu yok etmekcu ynndeki faist
ykclk ve igdye ilikin doru kehanetleri ve "sosyalistleri"
de, sosyalizmin Almanya'daki yeminl i dmanlarnn yaptklar
gibi, ayn ykcla katma yolundaki siyasal tahminierindeki
yanlgs burada ayn planda gze arpar. Dini ntrletirmenin
gerekte, Freud 'un bekledii durumun tam tersine geliir gibi
olduu grlr:

c u a.g. e. , S. 1 07
1161
Faist zi hniyetin bileiminde yatan "ntrlctirilmi" din rol konusunda bkz.
The Auoritarian Personality. Ayn sorunsala nemli psikoanalitik katklar
bakmndan bkz. Thcodor Reik. De eigene und der Frende Gott (Viyana, ZUrich.
1 923) ve Paul Federn. lur PsychJogie der Revolution. Die vaterlose Gesellschaft
(Viyana, 1 9 1 9).

43
"theodo W. Ado>'no

nananlar ve inanmayanlar arasndaki ayrm korunmakta ve


eyletiritmi olmaktadr, ama bu arada, btn fikir ienAinden
bamsz, kendiliinden yaayan bir yap haline de getirilmi
oluyor ki bu yap, kendi barandaki inandrma gcn yitirdik
ten sonra daha da inatla savunulan bir yapdr. Ayn zamanda
sevginin dinsel retisine has yumuaklk da kaybolup gidiyor.
Oysa bu, btn faist kkrtclarn kullandA "ko ve koyun"
motifinin zn oluturur.
Onlar Tercih ve Lanet iin aklda hibir ruhsal kstas tan
madklarndan bunun yerine rk gibi sahte bir doAal karakter
koyuyorlarC17J, yani kanlmaz grnen ve o yzden de ortaaAn
dinsizlik kavramndan daha da acmaszca kullanlabilen sahte
bir motif. Freud bu motifte yatan Libido karakterini gryor. Bu
motif olumsuz anlamda, ama btnletirici bir g roln
oynuyor. Olumlu libido tamamyla Ata imgesine yklendii iin
ve elde pek olumlu ierik olmadA iin olumsuz bir ieriAin icat
edilmesi gerekiyor. "nder ya da nder fikir olumsuz denecek
tarzda olabilirler, belirli bir kiiye ya da kuruma kar "duyulan
nefret, tpk olumlu bir yandala yol aan d-uygu.sal balar gibi
btnletirici bir rol oynayabilirler."<u
Bu olumsuz bUtUnlemeyi besleyen kaynan y kc bir
igdU olduu bellidir ki bu gUdyU Freud, Kitle Psikolojisi'nde
aka bel irtmemekte, ama onun oynad nemli rol
Kltrdeki Huzursuzluk adl kitabnda kabul etmektedir. Yabanc

1171 unu belineJim ki, Freud'e gre, kitle oluumuna has ilkel regresyon
erevesinde yeniden canlandnlan karde-sUrO fikri kendini rk ideolojide
aka gsterir. Irk kavramnn kardelik ilikisiyle iki onak zellii var: Irk
kavram hem dodaki kanbaa iin geerli. hem de cinsellik-d dr. Bu benzerlik
faizmde farknda olunmadan korunmutur. Faizm. kardelikten nadiren sz aar,
o da sadece Reich'n dnda yaayan Almanlardan sz lXIerken ("bizim ekoslo
vakyal Alman kardelerimiz"). Bu, elbette Fransz Devriminde Naziler iin tabu
saylan kardelik idealini anmsayor, saylamaz.
1111
Freud. a.g.e., S. l l O

44
gruba kar beslenen dmanca duygular buradaki baAiamda
Freud narsizm i le akl yor. "Yaknmzdaki yabancaya kar
akca duyulan antipati ve tiksinti erevesinde insann kendine
kar besledii sevginin, narsizmin ifadesini grebil iriz ki nar
sizm, insann kendini ispatlamasna ynelir ve sanki (insann)
kendi bireysel yetime sreinden sapmaya kalkmasa halinde bu
srelerin eletirisini ve onlar yeniden biimlendinne gereini
de birlikte getirecekmi gibi hareket eder. "1191
Faist propagandann yaratt narsist kazanmlar gzle
.
grlecek tarzda meydandadr ve kimi zaman pek sapurarak
syledii udur: Yanda kiiler, sarf kendilerinden olduklar iin,
kendi lerinden olmayanlardan daha iyi, daha stn ve daha temiz
kiilerdir. Ayn zamanda u da var ki her trl zeletiri narsist bir
kayp olarak ktye ekilir ve fke uyandran bu durum, btn
faistlerin, kendilerinde "kokuturucu" saylan, gz kapal ba
landaklar deerleri gzden dren her eye kar duyduklar id
detli tepkiyi de aklyor ve unu aklyor: nyargah insanlarn
i-gzlemin her trlsne kar bestedikleri dmanla ...
Yaanc gruba kar beslenen dmanlk duygulannn youn
luu, ayn zamanda kendisiyle adamakall kaypak bir anlamda
iliki kurduklar kendi kitleleri iindeki hogrszl de silip
spnnektedir. "u varki hogrszlk kitle olutunnakla ve
kitle iinde zaman zaman ya da srekli olarak yok olur. Kitlenin
olumakta olduu srece veya yeteri kadar olutuu zaman
bireyler, sanki hepsi ayn biimdeymi gibi hareket ederler, biri
tekinin zel yanianna katlanr, hepsi ayn tavr taknr ve ona
kar hibir soukluk veya tiksinti duymazlar. Narsizmin kendini
bu ekilde snrlamas, bizim teorik grlerimize gre, ancak
teki kiilerle aralarndaki li b ido ba ile mmkndr.'"

m a.g.e., S. lll.
ue a.g.e., S. 1 12. 48

45
"'Cheodo>' W. .Adott>o

Kkrtclarn birlik yuma 'nn ilevi budur. Onlar kendi


lerinin dndakilerden farkl olduklarn vurgularlar, ayn
zamanda kendi gruplar iindeki farkllklar haffletmi oluyor
lar, elbette istisnasyla. O da hiyerarik farkllk ki onu dzletm
eye alyorlar: "Hepimiz ayn geminin iindeyiz''. Hi kim
senin durumu tekisininkinden daha iyi olmamal. Snoblar,
aydnlar, keyif dknleri hep sald n hedefidir. Faist propagan
dann ve faizmin bir bileeni de herkesi kapsayan bir aala
maya dayal kardeliktir, Hitler'in buyur ettii tek kap yemekte
simgeleen, ama alttan alta gelitirilen eytanca bir eitlikilik
tir. Toplumun zndeki yapnn hemen hemen hi deimedii
ni gnnek istedikleri iin sosyal adaletten de o denli ok sz
ederler ki bu gya "halk topluluu"nun hibir yesi kendini
bireysel zevklerine terk edemez demektir. Gerek eitlii,
toplum zerindeki basky kaldrarak gerekletinnek yerine
baskc bir eitlikilik gtmek faist dnce tarznn temel bir
esidir ve bu ge, i fadesini, kkrtclarn "eer bilseydiniz !'
..

tekniAinde bulmak.1adr. Bakalarnn ulaabilecegi yasak zevk


leri intikam alrcasna sergilemek vaatterinde ke:dini gsterir bu
ifade. Freud, bu fenarneni bireylerin psikoloj ik bir "kardeler
srs"nn yelerine dnmesiyle aklyor. Bu srdeki
dayanma, kitle bann hizmetine sunulmutur, ama yelerin
karlkl kskanl na kar bir tepki oluturmak biimindedir.
11Sonradan toplumda ortak bir akln ruhu (Gemeingeist, esprit de
corps, vb.) olarak etkin sanlan ey, temelde hasetten kay
naklanan kHkenini gizliyemez. Kimse kendini ne karmaya
kalkmamah, herkes ayn olmal ve aynsna sahip olmal. Sosyal
adaletin anlam, teki ler de ondan feragat etsinler, yani istemeye
kalkmasnlar diye insann kendisinin de pek ok eyden
vazgemesidir.m

cJ a.g.e., S. 1 1 2.

46
unu eklemek mmkn ki kkrtclarn tekniinde kardein
anlam konusundaki kaypaklk, onlarn konumalarnda hep
yeniden ve vurucu biimde ortaya kyor: Freud ve Rank'n
belirttikleri zere masallarda karnca ve ar gibi "ufak hayvanlar
hep srnn erkek kardeleri iken, rya sembolleri arasnda da
sinekler ve bcekler (kltc ve aalayc olarak: kk
ocuklar anlamnda) erkek ve kz kardeler anlamna gelir"<n.
"Biz" grubunun yeleri "belli bir nesneye ayn sevgiyi duyduk
lar iin kendilerini birbirleriyle zde sayabiliyor"n ve bu yz
den birbirlerini nasl aa grdklerini itiraf edemezler. O yz
den bu aalama, bu ufak hayvaniara tamamyla olumsuz bir rol
yaktrarak yabanc gruba kar duyulan kin ile ifade ediliyor.
Faist kkrtclarn kulland ve Leo Lwenthar in1.J.I1 zell ikle
irdeledii motiflerden biri yabanc gruplar, btn yabanclar ve
zell ikle gmenleri ve yahudileri ufak hayvanlarla ve haaratla
karlatrmaktr. Freud'un "kitle psikolojisi"nde gelitirdii
mekanizmatarla faist propagandann yapt uyarlar arasnda
bir iliki bulunduunu kabul etmekte hakl isek o zaman u soru
ka_ nlmaz oluyor: Faist kkrtclarn ne denli yar-cahil ve
yontulmam olsalar da nasl olup da haberleri vard bu mekaniz
malardan? Burada Hitler ' in 'Kavgam"nn Amerikan dema
goglar zerindeki etkilerine deinirken pek derinlere inmeye
gerek yok, nk Hitler' in kitle psikoloj isiyle ilgili kendi teorik
bilgileri, poplerlemi bir Le Bon'un yapt o herkese besbel
li olan gzlemlerinden pek de teye geemezdi. Goebbels' in bi
lin alt psikolojisinin en ileri bilgileriyle har neir olmu, yetkin
bir propaganda maniplatr olduu ise dayanaksz bir fan
tazidir. Yapt konumalar ve geenlerde yaynlanan gnceleri,

n a.g.e. S. 1 53.
a.g.e. S. 1 33.
,,.,
Lwenthal und Guterman, Prophets of Deceit. op. ci\.

47
Theodor W .Ado>'no
.

iktidar politikasnda oyunbazlk yapacak kadar zeki, ama kendi


makale ve sloganlarnn yzeyselliinden daha derin toplumsal
ve psikolojik sorunlara gelince dz ve cahil bir adam izlenimini
uyandryor. Goebbels'e ait ince-grl ve "radikal" entelektel
imgesi, onun ismine ilitirilen ve pikin gazeteciliAiyle beslenen
eytanlk efsanesinin bir parasdr. O efsane ki hibir eyi ak
lamad gibi, stelik psikoanalitik bir aklamay da gerek
tirmektedir. Goebbels'in kendisi klielerle dnrd ve
tamamyla kiiselletirmenin bys altndayd. Faistlerin kitle
psikolojisinin tekniklerine hakim olduundan okca sz edilir.
te bu beceriklilik asndan bilimsel kaynaklardan baka kay
naklara bavurmalyz. Bunlarn en nemlisinden daha nce de
sz ettik ki bu, nder ile nderlik-edilen arasnda zdelemenin
bir momentini oluturucu benzerliktir nder. kendi propaganda
tuzana dmeye hazr kiilerin ruhsal ihtiya ve isteklerini tah
min edebiliyor. nk ruhsal dzeyde onlara benziyor. Kendisini
onlardan ayran nokta, herhangi bir gerek stnlk deil, onlar
da gizli olarak yatan eilimleri, onlann komplekslerine dmeden
ifade etme becerisidir. nderler kural olai'Sk azlar laf yapan
karakter tipleridir, durmadan konumak ve bakalarn lafta
doldurmak zorunluunu duyarlar. nderlik etmekle nlendik.leri
kiiler zerindeki gleri geni lde onlarn bu enebazlk.
zelliklerine dayanr. Dilin kendisi aklc anlamndan boaltl
maktadr, byl bir havaya sokulmaktadr ve dil, bireyleri,
kitlenin birer yesi haline indirgeyen arkaik regresyonlara hizmet
ediyor. _Bu filtursuz konuma, alabildiine armlara bavuran
bu konuma tarz bireyin Ben-kontrolunu zaman zaman yitirdii
ni varsayd iindir ki bir g belirtisi olmaktan ok zayfln
belirtisidir. Faist kkrtclarn sktklar gllk palavras
aslnda gszlk alametleriyle doludur, gllk imgesi iine
kurnazca sokuturulan para dilencilii zellikle bunlardan biridir.
Dinleyici kitlesindeki bilinalt ruhsal durumlan yakalamak iin
kkrtc kendindeki bilinalt tavr bir bakma darya yneltir.

48
Kendi karakterine zg bir sendrom ona bu imkan verir ve bu
imkan bilinte kul lanma yeteneini kendi deneyimiyle ren
mitir. Tpk bir tiyatro oyuncusuna ve kendi sinirlerini ve
duyarln satmasn bilen belli bir tip gazeteciye benzer. irras
yonel ynlerini rasyonel olarak kullanr. Psikolojik teoriye denk
decek biimde konumasn bilir, ama bunun farknda deildir
ve ona gre jestler yapar. nk bu teori gerein kendisidir.
Kendisini dinleyenlerin psikoloj isini harekete geirmek iin
sadece kendi psikoloj isini maharetle ortaya koymaya ihtiyac
vardr. Kkrtclarn giritikleri numaralarn, onlarn kendi
hedeflerinin psikolojik temeline yatknl baka bir faktrden
de destek grr. Faist kkrmann bir meslek, bir geim kay
na haline geldiini biliyoruz. Bu sre iinde eitli tahrikterin
etkinliini denemeye vakit de oldu, yle ki srkleyici tahrikler
arasnda bir eit doal ayaklanma bile meydana geldi. Bunlarn
etkinlii bu nedenle etkilenenterin psikoloj isinin bir ilevi
saylr. Modem kitle kltrnn btn tekniklerinde grld
trden bir kalptama srecinde propagandac tahrikler, srm
artrmak asndan en etkili saylan reklam sloganlarnda olduu
zere standart hale getirilmilerdir. Bu standartiama da yine
stereotip dnceyle, yani propaganda esiri olanlarn dnce
siyle, ksacas Stereopati ile ve onlarn, bir eyi sonsuza dek
aynen ve ocukcasna tekrarlama beklentisiyle ayn kapya
kyor. Bu psikoloj ik durumun, bu durmakszn tekrarlamalarta
kkrtclarn hilelerini annaktan koruyacan nceden syle
mek zor. Nasyonal Sosyalizm dneminde Almanlara herkes,
rnein "Kan ve Vatan" gibi bel irl i propaganda sylemleriyle
"Kavat" diye ksaltarak alay ediyordu. "Kuzey Irk" kavramn
paradi biiminde fiile dntrup "kaz-rklamak" deyip kyor
du. Bu kandrmaca deyimi de bylece tm ekiciliini yitiriyor
du. Bu terimierin gerekddnn zevkine herkes. gerek-duru
mun ifadesi olarak bu kez istihza ve sadizm ykteyerek varyor
du. yle ki "nc imparatorluk" (Drittes Reich) dneminde,

49
Theodol" W. .Ado""o

rasyonel bir nesneilikle hi ilgisi olmayan bir g, insanlarn


alnyazsn tek bana belirliyebiliyordu.
Ortaya atlan baka bir soru da, burada sz konusu edilen
uygulamal kitle psikoloj isinin niin faizme zg olup da, kitle
destei arayan teki pek ok hareketlere zg olmaddr. Bunun
byle olduunu faist propaganday liberal ve ilerici partilerin
propagandasyla yle sradan bir karlatona yaparak anlamak
mmkndr. Oysa byle bir ayrm, ne Freud ne de Le Son'un
aklna geldi, ikisi de -biimsel sosyolojinin kategorilerini olutu
nrken yapld gibi- kitlelerden ''yalnzca kitle" olarak sz eni
ler. Sz konusu kitlelerin siyasal hedefleri arasnda farkllk
gzebnediler. Gerekte ikisi de geleneksel sosyalist hareketleri
aktiarna getirdiler, yoksa onlann tam tersi olanlar deil.
Freud'un kendi teorisini aklamak iin rnek olarak setii kilise
ve ordunun znde tutucu ve hiyerarik birer rgtlenme
olduunu unutmamak gerek. Le Bon'a gelince o, genelde
rgOtlenmemi, spontane, geici kitlelerle uramaktadr.
Psikolojinin alanndan ok daha baka alanlara uzanan .bir toplum
teorisi burada ortaya atlan soruyu tamamyla cevaplayabilme
lidir. O nedenle biz burada bu konuya baz deinmeler yapmakla
yetiniyoruz. Birincisi, Almanya'da Hitler rejiminin ilk yllarnda
ki silahianma eilimlerini bir yana brakrsak, faizmin hedefleri,
faizmin penesi altna almak istediklerinin byk blmnn
maddesel karlaryla elitii iin byk lde irrasyoneldir.
Faizmin znde yatan sava tehlikesi yakp ykma demektir ve
kitleler hi deilse bunun nceden bilincindedirler. O bakmdan
faizm, barndaki irrasyonel glerden sz ederken, irrasyoneli
ideolojik dzeyde rasyonelletiren mitoloji sahte de olsa, hi de
gerek-d eyler sylemiyor. Kitleleri rasyonel nedenlere daya
narak kazanmak elinde olmadndan faizm, propagandasn
ister istemez usavurumcu dnceden uzaklatrp onun yerine
psikolojik temellere dayandryor, bylece irrasyonel, bilinalt,
geriye-ynelik sreleri seferber etmeye alyor. Bu eilim,

so
anlamsz vaatler altnda ac eken ve bu yzden de ezik-bzk bir
irrasyonel zihniyete kaplan btn toplum katlarnn ruhsal
koullar sayesinde gleniyor. Faist propagandann srr belki
de urada yatyor: Bu propagandann insanlar olduklar gibi,
yani gnmzn standartlatnlm kitle kltrnn kendi bana
hareket etmekten ve spontanlktan yoksun gerek evlatlar gibi
kabul etmesinde ve de, gereklemesi psikolojik oldugu kadar
hem de toplumsal olan ve statkonun tesine geebiten hedefler
gstermemesinde yatyor. Faist propagandann kendi hedefleri
iin sadece yaanan mevcut ruhsal ereveyi yeniden-retmeye
ihtiyac var, hibir deiiklige yol amaya gerek grmyor.
Kendi temel karak1eristiklerinden biri olan zonmlu tekrarlama
ilkesi bu aralksz yeniden-retme zorunluluuna denk dyor.
Bu propaganda tamamyla. modem toplumun onun irrasyonel
momentlerini benimseyen bir rn saylan otorite-bamis
karakterin btnsel yapsna olduu kadar. tikel izgilerine
gveniyor. Yaanan koullar altnda faist propagandann irras
yonel lii insann ekonomik gdleri asndan rasyonel oluyor.
nk statkonun taiap doal kabul edildii bir durumda
statkaya boyun emek - ki faist propagandann can damar
budur - ve kendini yaanan durumla zdeleyip hi deilse bir
parack haz duymaya almak yerine onun l:iznU anlamaya
almak ok daha fazla aba gerektirir. te ar-reaksiyener
kitle hareketlerinin, daha ok kitlelere gvenen hareketlerden
ziyade kitlelerin psikoloj isi ile i grmeye almalarnn nedeni
bu olabilir. Kukusuz en ilerici siyasal hareket bile, eer onun
rasyonel ierii kl:ir kl:irne bir iktidar politikasna dnerek
koflayorsa, kendini "kitle psikolojisi" ve onun maniplasyon
dzeyine indirgeyebilir.
Faizmin psikolojisi denen ey geni apl maniplasyonlarla
retiliyor. Kalkp da safsaf kitlenin "doal" irrasyonelligi olarak
kabul edilen ey rasyonel olarak llp biilerek ortaya konu
yor. Bunu anlamak, faizmin kitle fenomenini genelde psikolojik

s
olarak aklayp a klayamayaca sorusunu cevaplamamza
yard mc olur.
Kitlelerde potansiyel olarak faizmin ana dme eilimi
olduu su gtrmezken te yanda bilinalt momentin maniple
edilmesi, Freud'un genetik olarak aklad telkin momentinin
sz konusu potansiye l i fi i liletirmesi as ndan kanlmaz
olduu da o denli su gtnnez. Oysa bu, faizm aslnda hi de
psikoloj ik bir sorun deildir anlamna gel i r ve demektir ki,
faizmin kklerini ve tarihsel roln ak lamaya ynelik her
aba faizmin kendi yaymaya alt "irrasyonel gler"le
ilgili ideolojiler benzeri ideolojilerin dzeyinde kalr. Faist
k krtcnn yneldii kii lerin iindeki be l ir li eilimleri
yakalad ne kadar doru ise, bunu gl ekonomik ve siyasal
karlarn temsi lcisi olarak yapt da o denli dorudur. Gerekte
faizme yol aan psikolojik durum ve eilimler deil. tam ter
sine faizm aslnda kendisini tamamyla psikoloj i-d karc
nedenlerle glendiren kuvvetlerin baaryla smrebildikleri
bir psikoloj i alan sennektedir gzler nne. Kitlelerfaist pro
pagandann saldrsna uruyorlarsa bu igdlerin kkensel ve
spontan bir ifadesi deildir. Tam tersine bunlarn psikoloj isinin
bilimsellik-benzeri bir dzeyde yeniden-canllk kazanmasdr.
Bu. Freud'un rgtl kitlelerle ilgili tanmasnda yorumlad
yapay bir regresyondur. Kitlelerin psi kolojisine onlarn nderleri
haciz koymu ve bu psikoloji, kendilerine hkmedecek bir ara
haline getirilmitir, kitle hareketlerinde dorudan doruya
ifadesini bulmaz, ki bu, hi de yepyeni bir fenomen deildir.
Tam tersine byle bir fenomene daha nceleri tarihte kar
devrimci hareketlerde rastlanmaktadr. Bu arada faizm in kay
na o lmaktan ok uzaklarda psikoloji. kitlelerin direnme potan
siyeli nedeniyle varlk bulan tepeden inmeci sistemlerin bir
momenti haline gelmitir, yani kitlelerin rasyonelliine kar
kan s istemlerin ... . Bireyin, narsizmi brakp, kend ini nderin
imgesiyle zdeliyerek kendini onun yerine koyduu yollu

52
Freud teorisi, kitle psikolojisine baskc zmrenin sahip kt
na i likin bir iarettir.
Bu srein elbette ki psikolojik bir boyutu var, ama bu sre
eski l iberalist anlamdaki psikolojik motiflerneleri yok etme yol
unda artan bir eilimin de iaretidir: Bu eilim, yukardan
ynetilen toplumsal mekanizmalarla sistemli biimde kontrol
edilmekte ve benimsenmektedir. nderleri, kitle psikoloj isinin
bilincine varp onu kendi ellerine aldklarnda bu psikoloj inin
varl da bir anlamda ortadan kalkar. Bu olanak, psikoanalizin
temel yapsnda, psikoloj i kavram Freud asndan ancak ok
daha negatif bir anlama brnd zaman sz konusudur. Freud,
psikoloj inin alanlarn bilinalt alanlarn nplana gemesi
olarak tanmlar ve Es (bilinalt igd ve ihtiyalarn temsil
cisi) durumunun Ben olmas gereini savunur. nsann, kendin
deki bilinalt alann heteronom egemenliinden kurtulmas
bylece onun psikoloj i dedii alanlarn ortadan kalkmasyla
veya yok-edilmesiyle ayn anlama gelir. Oysa faizm bu yok
edimi ters ynde gelitirir, olas bir zgrl gerekletirerek
deil, bamll sakl tutarak . . . zneyi kendindeki bilinaltnn
bilincine varmasn salayarak deil, bu bilinaltn onun iin
den toplumsal kontrol yoluyla ekip alarak. nk psikoloj i hep
bireyin uaklamas anlamna geliyorsa, ayn zamanda bireyin
belli bir kendine-yeterlii ve otonomisi anlamnda da bireyin
zgrln varsayyor. Ondokuzuncu yzyln, psikoloj i
dncesinin parlak bir dnemini temsil etmesi bouna veya rat
Iant deildir. Gitgide eylemi bir toplumda, insanlar arasnda
henz fililememi biimde bile hibir dorudan ilikinin
bulunmad, her insann sosyal bir atom durumuna, kollektifn
dpedz bir ilevi durumuna indirgendii bir toplumda psikolo
jik sreler, bireyler bu sreleri yaaya dursunlar, artk toplum
sal srei belirleyen birer g roln oynamyorlar. .
Hege l ' le birl ikte sylemek gerekirse, bireyin psikolojisi
zn yitirmitir. Freud'un kitabnn ulat en byk baar

53
Theodol' W .f\do...,o
.

belki de Freud'un, birey psikoloj isinin alanlaryla snrl kalarak


dardan sosyolojik faktrlerin sokulmasndan ekinmi olsa
bile psikolojinin kendini grevinden affedip elini eteini ektii
noktaya varm bulunmasdr. 'Kendini nesneye tesl im eden" ve
nesneyi "kendinin en nemli esi" durumuna sakmu olan1351
znenin, yani Sperego veya Ben- Ost' nn psikoloj ik "yoksul
lama"sna ilikin teori, faist kitlelerin, bireysellikten kopmu,
psikoloji-sonras sosyal atom larn kehanet edercesine zarif
biimde ok nceden haber veriyor. Kitleleri oluturacak
psjkoloj ik dinamik ise, bu toplumsal atomlarn stne geriyor
kanatlann, ama orada da bir gereklik olmaktan kyor.
Teatral adan nderler kitlenin kendini zdeletirme eylemi
gi bi , onlarn barp arp tepinmesi ve banazl gibi bir ey
dir. nsanlar, kendi ilerinden, Yahudi lerin birer eytan olduuna
ne denli inanmyorlarsa, nderlerine de o denli i nanm yorlar.
Kendilerini onunla zde tutmuyorlar, tam tersi ne zde tutarm
gibi yapyor, bundan duyduklar cokunun tiyatrosunu oynuyor
lar, kendi nderlerinin "show"una katlyorlar. Sergiledikleri bu
"tiyatro" sayesinde, kendi lerinin seferber duruma getirilmi
igdsel ihtiyalar ile kendi ulatklar ve yle rasgele ger
dnemeyecekleri tarihsel aydnlanma dzeyi arasnda denge
salamay amalyorlar. Faist kitleler belki de kendilerine bir
"kitle psikolojisi" yaktrdklar iindir ki bylesine acmasz ve
lif dinlemez oluyorlar. nk mantklarn kullanp bir saniye
kendi vicdanlarn dinieyecek olsalar, btn "show" kknden
yklacak, panie kaplacaklar.
Freud bu yapay momentle, hi beklenmeyen bir balamda,
yani bireylerin gerisin geriye ilkel sr ile Ata arasndaki ilik
ilere dp sapianmasn bir Hipnoz olarak tartt srada
karlayor. "teki reaksiyonlardan da bildiimiz gibi bireyin

P5) Freud, 1, c , S. 125.

54
byle eski durumlarn yeniden yaatlmasna kar kiisel yatkn
lnn ls hep deiik olmutur. Hipnoz'un sadece bir oyun,
eski izlenimleri yalan sylercesine yenilernek olduuna ilikin
bilgiler kaybolmayabilir. Bu bilgi, iradenin hipnozla zayflatl
masnn getirdii btn o ciddi sonulara kar direnebilmeyi de
salayabilir"1361 Ama bu arada oyun toplumsal duruma getir
ilmitir ve sonular da yeterince ciddi olmutur. Freud, hipnozu
iki kii arasndaki bir olay olarak tanmlamakta. Hipnoz ile Kitle
Psikolojisi arasnda ayrm gzetiyordu. Kitle psikolojisine
nderlerin koyduu haciz, bu psikolojiye zg bir tekniin
mkemmel letirilmesi, onlar hipnozun bysn kollektife
genel letirecek hale getirdi. Nazilerin "Almanya, uyan!" bii
mindeki cihat ars ardnda tam tersi bir anlam gizliyor. te
yanda, byy kol lektifletirip kurumsal latrmak, toplum
zerindeki genellerneyi giderek ok daha dolayi ve sallantl bir
duruma soktu. yleki tiyatroculuk momenti, kendini nderle
cokulu biimde zde tutmann ve kitle psikolojisinin tm
geleneksel dinamiinin yapayl korkun derecede geliti. Ve
bunun bynn tamamyla gerek-d olduunu birdenbire
grp anlama ve sonunda temelinden kme noktasna varmas
pek ala dnlebilir. Toplumsallatrlm Hipnoz, geri-dn
lerin uzaktan gdml olarak hortlamasn ortadan silip gtre
cek kuvvetleri ve artk uyumasalar bile, gzlerini kapam olan
lar da sonunda uyandracak olan gleri gelitiriyor iinde.
1 95 1

cl6
a.g. e. , S. 1 42 .

55
SPENG LER
HAKLI MI lKACAK?

"Spengler hakl m kacak?" Felsefeyle uraan biri bu


soruyu cevaplamak istiyorsa, zppeliin ve tkrldmln ana
dm demektir. nk kltrleri, kendi iinden, kendileri iin
deki o canl ruh denen eyden geliip alarak ieklenen ve
solan bir ey gibi tasarlanakta olan Spengler, yklm kentler,
yabantam mekanlar gibi, soykrm ve aknlk iinde dolanan
gmenler gibi kaba saha, u grnrdeki dnyaya has yle
sradan eyleri aklna gelinnemitir ve nl kitabn yaynndan
birka onyl sonra insanl n kendi kkn kazyabilecek teknik
aralara sahip olma olanan hele hi dnmemitir. O aslnda
daha ok kltr dedii eyin uygarlk diye svp sayd eye
gei veya dnmesini, biimi yaratan kuvvetlerin idi
edilmesini dnyonnu. Byle bir gei onun iin aslnda
kn ta kendisi olur imi. Spengler'in kavramlarn sulandrp
byle salt insan ruhuna ya da estetie zg bir kvama getirecek
olursak, sanrm i in kolayna kam oluruz. Kitabn kamuoyun
da yaratt etkiyi kitabn adndan, yani "Bat Dnyasnn
k"den ayr tutmak imkansz. Sanatlarda sessiz sedasz
alp yaratmakta olan kuvvetin sndrlmesinden daha baka
eyler ileri srtneye kalklmam olsayd kimsenin o denli

57
'LheoJo,. W. .AdoJ"w

heyecana kaplaca yoktu. Spengler'in dncesindeki "gzne


kan brmlk" esinin, ii reete gibi ksaca forml lendirme
yetenei as ndan bak l rsa, retken olduu sylenebil ir.
Meselenin bu yann bir kenara brakrsak, hemen Spengler'in
aslszl k ve lmlln ihbar ettii okumularn dnyasna
dnyor insan.
En bata insann iin en basit yann syleyesi gel iyor, yani
Bat'nn henz kp batmam olduunu. Geri Hitler'in ikti
dara geliinden Hiroima ve Nagazaki soykrmiarna kadar uza
yan yllarn tarihi akln alabilecei en vahi k fantazilerini
bi le at. Ama yalnzca -istatistiksel nicelik asndan ve elbette ki
bu nicel kapsam asndan- anlatlmas imkansz insan kayplar
na uramakta kalmayp giderek maddesel ykmiarta yara k
m olan kollektifterin dayankll hayret verecek kadar sayg
uyandrcdr. 1 955 Almanya'snda bunlar vurgulamaya gerek
bi le yok, ama tam tersini sylemeye gerek var. ok yakn bir
gemiteki deheti iine bastrp unubnaya alan bilin, bugn
bu felaketi daha imdiden kmserneye ok yatkn. Bu felaketi
ekonomik-teknik ilerleme yolunda baa geten ziilesi bir iletme
kazas gibi grmeye veya geitirmeye hazr. Bunlara ilkin
Spengler kar kard, yani barndan benzetme yollu yarglar
rettii k dnemlerinin, bu arada Roma imparatorluu'nun
yaad bu tr dnemlerin yzyllar boyu srdne, bunun i lkin
tam da Hitler dnemiyle balarlna ve tepeden aa silahlanm
iki dev bloka ayrlm bir dnyada, bundan sonra artk en beter
felaketin bekfenebileceine kar kard. Halklarn yaadklar
ve her bireyin i liklerine kadar ve bugn insann genelde yanl
yere en kkl nitelii diye anlatlan korku Spengler'in durumunu
glendirir gibi gzkyor.
Ne de olsa bu durum, Spengler' in giritii benzetmelerin
snrlarn bize nceden, ama yine de ok basit olarak tantyor.
nk panik korkusu yaratan o teknik ilerleme, ayn zamanda
yzyllar boyu sren k dnemini de iyice olaslk-d

ss
duruma getiren bir ilerlemedir. Roma ve Babil'in tarihi iin sz
konusu olduu gibi olacak olsa, felaket ve bela rtkanlarnn
rahata uydurduklar bir kavram adna bu tarihin bir darbede
noktalanaca tahmin edilebilir. Ama bu yine de kt bir teselli
deil. Olaylar izleyen hibir kimse Ikinci Dnya Savann
sona ermesiyle birlikte btn dnyay kaplayan ve Curzio
Malaparte'nin sansasyonel kitabnn bal olmaya hak
kazanan bir duyguyu inkar edemez: Bitik (Kaputt). Bugn bu
duygunun artk hatrianmak istenmemesi, hatta insanlarn her
yerde kulaklarnn bu duyguyla sar edilmesi bile onun
inandrcln bastramaz. Kltr yeniden ina kavramnn
kendi iinde yalanlar cezalandran, ama hibir eye yaramayan
bir ses var. Ben kendim. sava srasnda kaleme aldm, sonra
da Minima Moralia adl temel-deyiler kitabnda topladm
grlerde sormutum:
Barnda milyonlarca masum insann gaz odalarnda
ldrld ve bunun kendi gndemine girdii bir kltr, kendi
kn itiraf etmek iin hala neyi bekliyordu? Bugn akln
ruhu altndan oyulmu bulunuyor. Yaam, talihi ya da tal ihsi
zlii gerei akln ruhsal dnyasna ait olan biri, dar kafal bir
uzmanla. bo bir gayretkelie ya da esamesi okunmayan silik
bir sanat urana saplanmak istemiyorsa, bu durumu her an his
setmek zorundadr. Akln zgrlemi, yrekli ayn zamanda
zengin biimlerle dolu ruhunun en duru biimde cisimletii bir
kentte, Paris'te olmak yeter insann bunlar iinden yaamas
iin. Hatralar imdilerde yaanan tm zamann yerini alyor.
Yaanm olaylar kendi kafasnda zararsz bir tarihsel araname
diye geitirme olanan kafadan karrken Spengler ' in hakk
vard. Hitler diktatoryasnn ilk aylarnda. dnya kp gitti diye
bir ara d grdm hatrlyorum. Bu srada kendimi badru
ma kilitlemiim ve dnya battktan sonra badrumdan srne
srne kmm. Bu ryay gren aslnda ben deildim, kollek
tifn zndeki bi linalt idi. nsann son onyllarn deneyimlerine

59
1:heodo W .AdoI'\O
.

direnebi lne umudu, ancak paradoksal da olsa, hala da yaadn


aklndan hi karmayacak olduu zaman vardr.
nsan, bunu becerebi lirse ve mesele, yllarn gerisinde kald
iin khnemi ya da hepten gelip gemi bir meseleymi gibi,
bugn dnyann pek houna giden manevralara kaptrmazsa
kendini -Spengler ' i eletirecek onun apnda kimse pek yoktu
o zaman belki onun somut kehanetlerinden baz1larn tartmaya

hak kazandk saylrz. Burada en ok sz edilenlere eilrnek


durumunda o lacaz. una iaret edel im k i bu i fadeleri
Spengler ' in kendi mal gibi grmek pek doru olmaz. En nem
l i kaynaklardan hi deilse ikisine de inmek istiyorum.
Parlam enter demokrasinin diktataryaya dnme teorisini
Spengler, Robert Michels'in "Parti Yapzsnn Sosyolojist' ile
i lgili kitabna borludur. Bu kitap uzun bir gelenee gnderme
yapyor ki bu gelenein yakn adaki ilk temsilcisi Machiavelli
idi. Gem iteki izleri Aristoteles politikasna kadar uzanyor.
K itle toplumunun gerilemesini gsteren semptomlarla ilgili en
arpc sylem lerin bazlarn, Werner Sambart'n eHi yl nce
lerde yaynlanm bir yazsnda bulabiliriz. O yaz 1"Amerika'da
Neden Sosyalizm Yok'\ baln ta1yordu. Bugn bu yaz az
bilinmekle birlikte, bror olarak hala bulunabilir.
Demokrasinin diktatoryaya, Sezarizm' e dnme teorisini
totaliter devletler gerekten de dorulamaya koyulmu bulunu
yorlar. Ne var ki aradaki benzetme ylesine yzeysel ki teorinin
geerlii Hitler ve Mussolini diktatoryalar yklm olmasalar
yine de kuku gtrrd. Rus diktataryas ise, parlamenter
demokrasiden kmyor, Unk kurucu meclis bile darmadan
edil iyordu. Almanya'da ise durum bakayd . Hitler ' i n
demokrasinin oyun kurallarna gre iktidara geldii bellidir.
Hitler ' in iktidar yasas parlamento ounluunca onaylanmtr.
Geri son Reichstag seimlerinde oylarn kapsam Hitler'e ve
onun anak tutucularna, sahneye koyduklar Reichstag
yangnnda olduu gibi darbeci nlemler olmakszn hkmet

60
etme olana vermeyecek lde azd. Ama Almanya'da fiili
iktidar noktalarn n dalm 1 9 1 8'den beri parlamenter
demokrasiye hep snrlamalar getiriyordu. Demokrasi, iktidarn
arlk noktasn elinden karmt. H itler daha bandan beri
politikasn ve arlk noktasn ynlendirmesini ve Weimar
Anayasasndan yana olan ynlarn zayflklarndan karl k
masn bild i. Parlamenter demokrasi onu olgunlatrmad. Tam
tersine o bu demokrasinin biimsel olanaklarndan yararlanarak
onun gediklerini buldu ve dinamitledi. O bakmdan Weimar
Anayasasna bakp da kendini bu yasadan koparm hibir iktidar
kesimini kaldrmayan ve halkn ciddiyede tad bir demokrasi
gereklemedi, sonucunu karmak kabil deildir. Ayrca modem
Sezarizm denilen diktatorya karsnda Spengler'in yntemi
kendi kendini knaza srklemitir.
Hitler' le yapt bir grmesinde Spengler' in onu kendi pre
torienlerine (imparator muhafzlar- Y..) kar uyard sylenir.
Roma imparatorlarnn kendi muhafziarna olan bamlln
yaanan ilikilere durmadan benzetmeye alt Spengler. Gerek
ekor:omik gerekse teknik-askeri iktidar aralarnn younlamas
bugn diktatoryalarn ierden kertilmesini zorlatryor. iddet
uygulayan ynetimlerde birbirinin yerini alan ve birbiriyle reka
bet eden zmreler emas ancak Arjantin gibi greceli geri
kalm lkelerde iliyor. Hitler ise kendi dikta-muhafzlarnn
hesabn 30 Haziran 1 934'de grmekle kalmad. ayn zamanda
bunu yle bir zamanda yapt ki ordunun gOl kanatlarnn diren
me yeteneini de krd. nk o sralar askeri yenilgi artk ok

tandr kesinlemi grnyordu. Bir baka deyile, son kertesine


kadar rgtlenmi ve batan sona kadar merkezden gdml bir
ekonomi erevesinde ancak dnlebilen totaliter ynetim
Spengler' in tasarsnda ngrlen bir egemenlik tarz dei ldi.
Son dnemlerin kapitalizminde hibir toplum kendi iktidar
aralarn tanm saylamaz. Bunlarn karsnda Spengler' in
bulunduu kehanetlerde, ne denli gereki saylsalar bi le, yine

61
"t:heodo- W. Adono

de iyi yrekl i bir yan var, tpk iaret parman kaldrarak "Eski
Romallar zamannda..." diye szlerini srdren bir gimnazyum
retmeni gibi.
Modem kitle toplumuna ynel ik kimi fenomenler zellikle bu
toplumun arkaik izgileri konusunda kehanetlerde bulunurken
Spengler'in modem maara insan deyimini kullanm olmas
dikkat ekicidir ki bunu, kitlelerden kmseyici olarak sz
etmek orta mal haline gelmeden ok nce yapmaktadr. Bir
N ietzsche tavryla Spengler kitleyi bel li bir kmseme tavrn
sergiliyor. Ne var ki bu aagrmenin kendini dncedeki bir
daralmaya borlu oluu bitka yazarda Spengler'de olduundan
daha belirgindir. Modem kitlelerde geilemeci oluumlarn mey
dana geldii koullar bir yana brakan Spengler, kkszlk.
dnya kentlerindeki kaotik yaam, Sezarizm, yeni Barbarlk ve -
otoriter bir sistem bozuntusunun paravan grnts anlamnda
" ikinci bir dinsell ik" gibi slogan terimlerle almaktadr.
Bunlarn hepsi, bat kltrnn son evresi olarak sanki yldz
burlarnda byle yazyormu gibi lerden hikaye ediliyor. Ayn
zamanda hem ruhun mitolojisine hem iatralizme yatkn bu
dnce tarznda eksik olan bak tarz, kitle davranlarndaki
bozukluk ve irrasyonell ikterin her seferinde kitlenin zerine
binen toplumsal basklardan kaynakland grdr. Sigmund
Freud. "Kltrdeki Huzursuzluk''la ilgi li ok az tannan o son
dahiyane eserinde kitlelerin Gustave Le Bon tarafndan yorum
lanan karakteristiklerini bir takm aksamalardan tretip kart
mt. Bunlar-kltrn -bugn bu, alma ahlak ve kr krne
uyum yasalar altndaki bir toplum anlamna gel iyor- insanlarn
stne yktA aksamalardr. Oysa Spengler, bu karakteristikleri,
kend ilerini kanlmaz bir dng iinde tekrarlayan birer karak
teristik olarak ebedilemi gibi gryor. Onun byk bir sti li n son
mei olan tarih felsefesinden, bu felsefe aslnda tarih kavramn
dan bile vazgeiyor diye sz edil iyor, ki bu hi de haksz dei ldir.
Kaskat bir sr tekrarlamann ritmine kaplp insan la kar

62
ktmser bir bozguncu luun tuzana dmektedir. Ne var ki
Spengler ' in bu saptrma tarz onun kendi siyasal eilim iyle snr
tanyor: kendi nden nceki birok filozofun yapt gibi, Spengler
kitleleri, onlara egemen olmay daha hakl gstermek iin, can l
kltr ruhunun ritmi iinde dunnadan, ama aynen-yen iden-reti
lege len bir atk- rlin durumuna i n d i rgemekted ir. Var olan
durumdan ikayeti o lmakszn Spengler ' i n ktmserlii bu duru
mun gklere karlmasn salyor. Kitleleri aa grmek, "Bat
Dnyasnn k"nn alkiarn yan gzle bekleyen sekin
lerio de iine gel iyor. Genelde tanrlar ufukta batarken bu arada
sekin lerin de batma teh l i kesiyle kar karya o l malar,
Spengler ' i n y rtc kubakndan elbette ki kam yor. Ama bu
sadece ve ancak onlarn egemen ynetimini kahramanca bir ey,
onlarn kendi trajik yazglarna duyulan bir sevgi olarak ycelt
meye varyor.
Kehanetiyle Spengler akln ruhunu, bu arada teorinin ar
ln da nemsemiyor. Son yirmi ylda sosyal bi l imlerin gelii
mini gzlemi olan biri, bir toplum eletirisinin bile gr alan
dn'!da kaldgn grecek ve byle bir eletirinin, yerini kavram
yoksunu bel l i bir gereklige braktAtm fark edecektir. Byle bir
gerekiligin savundugu son hikmet, kend ini, olduAu gibi nasl
sa yle duran bu dnyaya uydurmaktr. Dnyay deitione
olanandan kukuya dtA iin eletirinin ktrm olduu
yerde, akln kendi ruhunda grnen ne varsa onu kab.u llenmeye
kalkmas, geri Spengler tarafndan aynen byle dile getir
ilmiyor, ama bunun bu anlama geldiini sezmemek elde degil.
nk akldaki ruhun bu grntye s nmas, onun akln ruhu
ile toplumun dinamik ve hareketliliAi arasndaki i l ikiyi, kendi
deyim iyle "parayla olan bir iliki" gibi aklamasndan anlal
yor. Spengler' in akln ruhuna ilikin hkmlerinde son szn
syleyip sylemedii, bu ruhun bireyin kendi yazgs zerinde
dnmeyi pek beceremedii bir tarih dnem i nde yn
lendiri tmi olup olmad ya da akldaki ruha bireyin kendi tikel

63
Theodo.. W. .Adol'no

karlarndan teye geme frsat veren genel ilkenin, akl-ruha,


kendi gerek iktidarszl n ama ve olanaklarna ynelme an
sn salayp salamad sorusu aktr.
u var ki somut toplumsal iliki lerdeki iktidarszln belirti
leri Spengler'e yazgnn mecazi grntleri gibi gzkmektedir.
O mecazlara boyun eer. Onun aslnda hibir ey istedii yoktur,
tam tersine olaylarn dndaki seyircinin dayanak noktalarna el
koyuyor, oysa kendisi aslnda olaylarn o denli dnda deildir.
Seyredip dururken aklna ne gelirse onu drtneye kendince
yardmc oluyor.
Spengler Alman faizminin n-figrleri arasnda yer alr. Ama
H itler onun ve Spengler gibi oklar iin yeterince incelikli
deildir. Bu, olduka paradoks gibi grnse bile, kendini belli bir
tarallkta. onun dnya tarihine uzanan ancak yeterince tumtu
rakl olarak resimleyemedii perspektifi grmesine engel olarak
darkafall kta gsteriyor. Bat dnyasna ve adn kendi takt
Faust ruhuna yaktrd ey dnyaya oktan yayld, sevab ve
vebaliyle dnyann yasas olup kt. Bu arada yeni bir "insan
ruhu anlay", Spengler' in kansna gre. yeni Rus insannn ruh
anlay da yok grnrde. Tersine olarak insanlk, ya btnn
kendine doru drst bir ekidzen vermesine doru gitmek
zorunda ya da dnyann feHiketine doru. Spengler'in elikisi
Bat tekniine ve doaya snrszca egemen olma tutkusuna
ilikin sylemlerde olduu kadar baka hibir yerde o denli
kabacasna, . o denli kan lmazcasna srtmyor. nk teknik.
.
Dounun halklar dahil, btn halklarn elinden gel iyor, hem de
Spengler' in Bat dnyasndan byk lde geri lerde kalmadan .
Bundan kimsenin kukusu yok. Dpedz sahte biim lerin olu
masndan szetmek, sofstlere yakan bir kurgulama yolu ola
bilir ki bu da salt hakl kma pahasna uydurulmu bir eyd ir.
Spengler' in Bat Dnyas dedii eyde elbette ki deiiklie
urayan nemli bir ey var. Siyasetin tarihsel arl eski Avrupa
ktasndan ve i ngi ltere'den Amerika'ya ve Rusya'ya kayd. Bat

64
kltUrnn Spengler' in kastettii geleneksel kavrarnma oranla
kimse yeni glerin bel l i bir lde kendi blgeleri dna sark
tn grmezlikten gelemez. Sreklilikteki, zellikle tarihsel bil
inteki kopma genelleti, stelik bu hibir ekilde yalnz yeni
imparatorluklarda deil, geenlerde tarihi Hermann Heiropel'in
ok etkili biimde ortaya koyduu zere, tam da Almanya'da
oldu. Ama bu gibi farkl lklar tek yanl biimde sergilemenin
snrlar var, rnein meselenin zndeki birlii unutuyor, yani
Ratio'nun nesnell iine has birlik ki bu, insandaki ruh dnyasnn
sadece bir ifadesi deil, ince kltr farkllklarnn bireyselliin
den teye bir eyd ir. Uzmanlar ya da kullanc ekipler insanlarn
hangi ruh dnyasna ait olurlarsa olsunlar, traktrler almakta,
penisilin tedav i etmekte, atom bombalar patlamaktadr.
Spengler bu ruh dnyalarna, farkl trden metamalikler
yaktryorsa burada belki znel dzeyde genetik bir eyi. u ya
da bu lde doru olarak yorumlam olabilir. Bu konuda bir
ey diyemem. Ama belli ki bu ok ynl matematikler ancak
kend i ilerinde tutarl ve doru ise ler, ksacas matematiin genel
kuramma ve sonunda mantk akla (ratio) uygun hareket edi
yorlarsa. o zaman birer matematiktir. Oysa Spengler, kltr
tayan ruhlar relativist bir lgn la varrcasana mitolojik
letirmeye alyor. Mantk akl kendini ayr ayr halk gru
plarnn kendilerini kol lektif-psikQioj ilerine dayanarak ifade
eden faaliyetlerinde tketip gidiyor. Buradan nc Reich'ta
olduu gibi, kitle politikasna ynelen lgnlk ykl antropolo
jilere varmak iin bir adm daha atmak yeter. Bu antropo lojiler
Alman lara yle felsefeler balad ki oradaki fikirler dorular
kokuturup bozmaktan baka ie yaramad.
Deinebi ldiim bu bir ka noktann ardndan, Spengler hakl
m kacak, sorusunu sonnaya alyorum. O pek ala bil iyor ki
toplumun doasndaki gz kr, olgunlamam z. yani
toplumun rtUne erememil i i toplumu kaderine srkler.
A l nyazs ve talih, Benjam i n ' i n "Kader ve Karakter"

65
Theod.: .. \Al . .r\dono

makalesinde mthi bir kesinlikle vurgulad zere birbirleriyle


gerekten de zde.
Spengler' in hor grp can skc bulduu ve bir yana att
Ekonomi Politik Eletirmenleri, fe laket olasl n hibir
genellerneye kamadan, yani kurtarc bir dunm kmyacakm
gibi akladlar. Bugnlere kadar da kmarlna gre, bu tehdit
edici olas l mmkn olduu kadar gz kamatrc biimde
a tutmak Spengler ' in kolayna geldi. Kendi adalarna bu
ekilde hazrlad ok etkisi, bunlar kendilerini bir izolasyon
k} f iine sokup soyutlayamadklar srece, kurtulu yolunu
kendi balarna aacaklard.
Ne var ki Spengler' in dt gerek-d durum, onun.
bugne kadarki tarihe -ki buna bo yere tarih-ncesi demedike
has o krktk doall doann kendisiyle kartrm
olmasdr. O, bu krktkl mutlak bir durum gibi gryor.
mmkn olduu kadaryla da bu yaban-doallktan yana k
yor, aydnlanma hareketine iftira etmek zere ayarlyor kendini.
Karanla, duvarlara izdii talihe koltuk kyor. . Doadan
yetime yaban kltrlerden birinin tekisinin yerine geip
gememesi veya ayakta kalmas gibi bir sorun yok ortada.
Sorun, bu yabanln ve Spengler'in dncelerini sarho eden o
kapkara ritmin alp almayaca sorunu. nsanlk kendi
yazgsn belirlemeyi renebilecek mi sorusu. En olas veya
elverili deneyimlerle ayan beyan bir eliki, iinde Spengler' in
hibir laf bulamad o nesnellik, yani mantk akln {ratio) nes
nellii, dnyann nesnel, aklc ve gerekten de zgrlne
kavumu bir dzenini potansiyel olarak iermektedir. Bu dzen
gerekleecek diye yle bir tutum yolunda Spengler' in sap
land u seyrederek dnme (kontemplasyon) tutkusunun
uursuzluuyla ortaya kmak elbette daha da yanl olur. nsan
ln batp batmayacana kozmik ruhsal dnyalar karar vermez.
zneleri ilgilendiren sorun bundan sonra da nesne olarak kalp
kalmayacaklar ya da kendilerine sahip kp kmayacaklardr.

66
Ne var ki Spengler'in felsefesi onlarn sadece nesnel varlklar
na koltuk kyor. O Ben'in zayflna hitap ediyor. nsan
yaamnn izledii, ola ki, kozmik yasalara yle bulank suda
balk avlar gibi sempati duymas bouna deil. O felsefeyi
astrolojiye, yldz falna indirgedi ve grkemli bir tarzda savun
duu karanlklara ve musibetlere kar, bu musibetleri nur
Iandran ve pekitiren batl inantarla birlikte tepki gsteriyor.
Ona, Wagner'in Wotan' gibi, kendi sonunu istemeyen bilintir
kar durmak zorunda olan.
1 955

67
ALMANYA' DA
KLTRN DRL

Uzun gmenl ik yllanndan sonra Almanya'ya yeniden


dnen entelektel ilkin akln buradaki ruhsal iklimi karsnda
aryor. Darlarda, barbar Hitler rejimi geriye barbarl k brak
t gibilerden bir izienim olutu. Terr altnda her insan ncelikle
altst edici bir eyler getiriyordu aklna. nk o glnn
giOs dzen karsnda insan salt kendi varl sayesinde, ama
hibir totaliter rej imin katlanamayacaA kiisel zgrlkleri
istiyordu. Aynca sava srasnda ve onu izleyen yllarda kendini
ayakta tutabitmek gibi bir zorunluluun, bombalanan kentlerin
bana neler geldiyse bilincin bana da ayn eyleri getinnesi
bekleniyor. Vurdumduymazlk, cehalet, akl n ruhuna zg her
eye kar mstehzi bir gvensizlik bekleniyor. Nasyonal sosya
list rejimin, resmi ideolojisinin bir yalan olduAu herkesee belli
oldu. Ama Weimar Cumhuriyeti de kitlelere nfuz ederek onlar
yaklaan belaya kar uyandrmay becerememekle iktidar
szlAn ispatlam bulunuyor. Sonunda bakyorsunuz onada
hibir ey yok. Bir kltr ykm, gndelik denlerin tesindeki
bir takm eylere kimsenin katlmad akla geliyor.
Ama sz konusu bu olamaz. En geni anlamyla ele alrsak
akln ruhsal konusu olan eylerle i likiler gl. Bu ilikiler

69
Theodo>' VJ. .Ado>'"o

bana nasyonal sosyalistlerin iktidara gelmelerinden nceki yl


lara oranla daha gl gibi grnyor. O zamanlar iktidar sava
ile ilgili mcadeleler her eyi bir kenara itiyordu. Ayn zamanda
sanayi halinde retilen bir kitle kltr bo vakitleri de alyor,
bireylerin bilincine el koyuyordu. Bu gnJerde ise siyasal bi
lincin dizlerinin ba zlm, bunun yannda ynetimin kltr
mekanizmas insanlar henz tamamyla gdmne almam.
nsanlar sanki gerisin geriye kendileriyle ve kendi dndk
leriyle babaa kalmaya itilmiler. Sanki bir takm eyleri ile
rine sindirme zorunluu iindeler. Entelektellerin ektii aclar
da buradan geliyor.
ine girdiim deneyim evresinden, niversitedeki al
malardan sz etmem gerekirse, rencilerin somut sorunlara
hocalarn mutlu klmas gereken bir tutkuyla katldklarn
grebiliyorum. zellikle mesleinde hzla ilerlemekten baka
bir ey dnmeyen snav rencisi tipinin egemen olduu yollu
kanaatin yanltc olduu anlalyor. Felsefe ve sosyal bilim
lerde temasta bulunduum renciler pratik olarak deer
lendirilerneyen sorunlara kar byk ilgi gstriyorlar. ok
larnn iinde yaad ar maddi sknt larn bunda pek etkisi
yok. En ince ularna kadar varan ayrm lar, rnein Kant' n
bilgi teorisi anlamndaki zmlemeler ortak almalarda
coku yaratyor. stelik akln ruhsal enerjisi ok dikkate deer.
Mevcut bilgi yaplarna, edebiyat ve felsefeye dnk yorum ve
zmlernelere ilikin sorunlara kaym gibi grnyor bu ener
ji.J Gen insanlar her yerde, gnn sefi l durumunu dnmekten
kurtulmu insanlar izlenimini brakyorla. Grnr bir baar
elde etme umutlar pek fazla olmasa bile, gnl lerince arzu
ladklar eylerle zorlama olmadan urama frsatna adamlar
kendilerini, bundan mutlular. insana bazan yz elli yl ncesine
dnmz gibi geliyor : Fichte'nin bilim teorisi gibi hi de
pop ler olmayan bir kitabn byk olaylar yaratt erken
romantik aa, byk speklatif sistem lerin bilimleri iinden

70
LST.7Rj 1 :-oplL<m LAstiii'W! \:'azlo,.

sarst bir aa dnmz sanki . . . A kln kendisiyle doymak


szn derinlere dalan bir konumas gibi gemilerde dnen ve
dnyada neredeyse gp gitmi olan ruhsal biimleri de
yeniden canlanyor. Eer gzlemlerim beni aldatmyorsa, bu
hibir zaman yalnzca felsefeyle uraan rencilerle ya da
entelektel denen sekinlerle snrl kalmyor. Hmanist ortam
daki durumun aynsn yksek teknik okullarda da gm1ek
mmkn. Byle youn bir entelektel ortamda yalnz akademik
evrelerle ya da genlerle snrl olmayan genel dzeyde bir olay
sz konusu. zel bir takm evrelerde yeni edebi yaynlarn
byle ciddi bir tarzda tartlmas yirmi yl nce tasavvur bile
edilemezdi. Ortada tartlan ey nitelik bakmndan bu cid
diyete ne kadar az hak kazansa bile tartmalar yine de ar
balln koruyor.
Bu tr gzlemlerden ferahlk duymamak ne denli elde
deilse, tersine olarak insann saduyusunun entelektel bir vur
dum duymazla kaplmas da o denli zor bir ey deildir. nsan
lar zellikle kltr alannda kendine ekernemi olan nc
Reich' n o entelektel karanlnn korkun bir alk yaratt
akca ortadad r. Ve burada u zorunluk yatyor. yle ki total
iter egemenli in topluca knden sonra tutulacak yolu
belirleyememe ak nl, dnp ta narak kend ine bir yol
izme ihtiyacn da birlikte getiriyor. nk salt dnp tan
mak bile aslnda halca yabanc dme ve kaprislere kaplmak
biiminde cezaya mstahakt . nsanlar enir komuta altnda
yrtlen kollektinetinnenin bir kez basks altnda kaldlar m ,
bu bask lar, kendi bana olmak ya d a kendini kendi yeledii
zel bir gruba snrlamak gibi kart bir eilim de yaratmaktadr.
Hitler dnemi ncesinde genlii kendilerine nasl ektiyseler
btn ittifak demekler ve demek bozuntular ylece tepetaklak
oldular. Tek bana braklmlk artk bir tehdit sonucu olarak
deil, bir mutluluk olana olarak karlanyor. Bu iine ekilme
entelektellemeyle yakndan akrabadr.

71
Theodo W .Ado,.no
.

Sonunda tarihsel bir momenti grmemek de elde deil.


Alman toplumu, byk ekonomik gler insan akl nn ruhuna el
koymucasna ve bireylerin akllarndan ruhlarn skp alm
casna rgtlenmi deildi. Belli bir anlamda Alman faizmi,
akldaki ruha bu ekilde el konmasn, nasyonal sosyalist btn
leme adna "bir hamlede" telafi etme giriimi olarak temsil
ediyordu. Bu btnletirme baarszla urad. Buradan ortaya
kan durum, adamakll rasyonelletirilmi modern toplumun
genel izgisi gerisinde kalm bir durumdur. Gnmz
Almanya'snn kltr rnesans iinde insann aklna Zerdt'n
u sorusu geliyor, yani tarirnn ldn hala bilmeyen var m
sorusu: Kltrn geleneksel anlamda lp gittiinden ortalkta
henz yaygn biimde sz edildii yok, yani kltrn dnyada
kataloglara girmi, tketiciye sunulup. khnemeye terk edilmi
bir eitim mal, Almanya'da daima olduu gibi bugn de sayg
gren bir ciddiyetin esirgendii bir maln kolleksiyonu olduun
dan ... Akln kendi kendinin tadn karan, ama yurduna geri
dnen birinin kendini ona teslim edip koyvermeye pek de istek
li olmad ruhunun yaad mutluluk bit eski.a kasabasnn
kuytusunda yaanan mutlulukla kyaslanabilir. Bu mutluluk,
ilerleme srecine henz kurban edilmemi olan ne varsa ondan
besleniyor. Sava sonras Almanya'snda kltr ilevi, taraya
zg huzurun o tehlikeli ve kaypak avuntusundan izler tayor.
Yklm kentlere bakarken aydnla kt gibi. bu kentlerde
eski kltr panaromasndan geride kalan ne varsa onlarda, asl
ad kalarin ve istisna esinin gze arpmas gibi kltr de
belki btnyle bu halde.
Yanl anlamamak lazm. Ben zar zor ayakta kalanlarn mut
luluuna iftirada bulunmak istemiyorum. Tarihsel geyi sadece
tarihin o byk eiliminden bakarak deerlendirmeye kalkmak
yalnzca insanlk-d bir ey olmakla kalmaz, soyut ve yzey
seldir de. Toplum btnn yaps. farkl lkelerdeki gelimelerin
ezamanl olmamasnda olduu gibi, gelien o byk eilim

72
iinde ifadesini bul uyor. Akln evrensel ruhu zaferini ne denli
acmaszca kutluyorsa, yalnzca yitirilen, romantik biimde
nurianan gemiin deil, onun leine gre geride kalm
olann tarafn da o denli tutuyor. stelik bu, ruhun gelecekteki
iyinin snma yeri olduu ncelikle anlalyor. Ancak byle bir
umudun zerine yatmaya da gerek yok. Geri kalan inatla diretir,
susuzluunu yitirmi gibi kendini gelecein iyisi diye ortaya
atar atmaz, kullanl b ir scak su torbas gibi gerek d bir
eye brnr. Hepimiz, nasyonal sosyal istlerin savurduu "kan
ve toprak" slogannn, sadece en iren hesaplar peinde koan
mekanizmann kalkmaya hazrland soykrm ve ykmlar
rtbas etmeye ynelik olduunu pek iyi hatrlyoruz. Kim bugn
klttirn ebedi deerlerine snnaya kalkarsa o buradan yeni
bir "kan ve toprak" kandrmacasn tezgahlamak tehlikesi altn
dadr. Ayrca kltr rnesansnda eletirel gzlerle hatrlannay
gerektiren dorudan semptomlar var. Bunlar, akldaki ruhun
gereklemesini bekleyenlere ve aklda hala ruh gibi bir ey
olmasndan tatm in olmayanlara aknlk veriyor. Onlarn akl
ruh kavram yeterince ok anlama geliyor: Yalan dotana hakikat
kadar yer veriyor. Akldaki ruhun kendisini sn lacak en stn
doru diye yceltmek deil sz konusu olan.
Bize nceden verilen kltr mallarn yorumlamaya ynelen
ak bir eilimden sz ediyordum. neml i metinler zerinde
derinlernek ou kez bunlarn zerine gle oynaya gitmekten
elbette daha verimlidir. Ne var ki Almanya'nn durumu akl-ruh
dzeyinde yeni bir yol tutmay reddedilemez biimde emredi
yor. Ama o entelektel tutkunun, tutulacak yeni yollarn tutar
l ln gsterebilecek asl sorunlarla akcas pek i lgisi yok. Her
anlam ve her biimi durmadan uurumlara iterek gelien bil
incin, kendi dourduu dehete ayrca set ekmeyi becerip
beceremiyeceini pek az kimse tasa ed iyor. Yakn gemiteki
belalar zamanlayan yasalarn iine nfuz etmeyi pek az kimse
gze alyor. i nsana yakan bir dnya dzeni ka vram ve onun

73
Theodo W .r\do"o
.

teorik temelleri urunda ya da bugnk fi i li olanaklar, zgr


ln ierik olarak btnsel gereklemes in i analizleme urun
da pek az kimse urayor. nsanlarn bu tr sorun lar konumak
istememesinden dei l, tan tersine bu sorunlar birinin elle tutu
labi lecek hale getirmeyi ve bilinci bu ynde uyandrmay
baard an larda ou kez sanl yor ki zmc bir tehise de
ulatk. Oysa dorudan doruya bu konuya pek nadiren temas
ed il iyor. Sanki insan aklnn ruhu bir byye kaplp gitmi . . .
zgrilikten yoksunluk v e otorite inanc, imdi neyse sadece
onun otoritesine olan inan bile olsa geneldeki bil incin iine
ilemi bulunuyor. H i kimse meselenin, hakikatte her eyini
bildikleri can damarna dokunnaya yanamyor. Mevcut ve
denenniin evresini aan dnceler neredeyse bir ktlk gibi
kar lan yor. O zaman insanlar elde mevcut ne varsa en iyisi ona
tutunal m diyorlar ya da birinin karsna sanki tanrnn takd irine
gre, rastlant olarak bir sorun mu kt, onu tartyorlar, bu
arada herkes kendi aklndaki ruhun canllk ve keskinl iinden
keyif de duyuyor. Ama bu ruhun nerelere yneldiini ki mse fark
etmiyor. yle oluyor ki bu heyecan ve canlfn ortasnda ou
kez ortada gerek-d bir eylerin, glgelerin konu ed ildii,
insan akl n n kendi kendi siyle oynamakta olduu ve ksrlk
teh l i kes i i inde yaad izlenim ine kap lmaktan kend i m i
alamyorum. Kesin olan b i r ey varki, akl n ruhu (Geist) kendi
doyumunu kendine ideal edinmeyip tam tersine kendini kendi
d nda var olan eylerde harcamaya hazr olduu zaman rahat
eder. nk herkesin aklndaki ruh undan holanr: "Skp at
ki kazanl kasn".
"K srlk" tehlikesinde abartma bir yan olmadn, imdiki
durumu 1. Dnya Savandan sonraki durumla kyaslarsak daha
rahata gz nne getirebi liriz. O zamanlar ortal kta davurum
culuk vard . Ama ekonomik isti krar yl larndan, yak la k
1 924' den balayarak da-vurumculuun ld i lan ed ildi.
Hakl olarak o zamanlar tahmin edi liyordu ki yaanan kaosu yeni

74
bir dzenle ve nesneil ikle aarak zafere ulamak, reaksiyoner bir
paravandr, i lerici lie oynayan Juste-ortamn stp yeniden
sofraya getirmek demektir. Bu arada da-vurumculuun kendi
kavrayyla belki de pek badamayan kalc byk sanat eser
leri yaratmakta oluu meseleyi o denli etkilemiyordu. Ama Paul
Klee'nin resimleri, Franz Kafka'nn dnyas, Arnold Schnberg
mziinin en retken dnemi, davurumcu drtler olmasa yine
de gerekleemezdi. u var ki da-vurumculuk yine de kendini
konvansiyonel zincirlerden ve eyalamaktan skp kurtarmak
ve ac larla yoru lmu bir dnyada yalnzl a itilmi Ben'in ken
dini tm quruluk ve art lmlyla ifade etmesine destek vermek
uruna bilincin harcad olaanst abalar ifade ediyordu.
Oysa bugn bu abalara zg g ve iradeyle kyas kabul ede
bilecek hibir ey yok ortada. Ne Almanya'da ne teki Avrupa
lkelerinde. Hatta Fransa'da. avangard akmlarn vatan olan bu
lkede bile byle hibir nc akn yok. Orada ar basan entelek
tel hareket, yani varoluuluk geni apl felseli gsterilerinde
Hegel'den, Kierkegaard'dan ve yakn dnem alman antropolo
j isinden devirdii motifleri stp stp yeniden sryor masaya.
Bu tr felsefelerden beslenen edebi eserlerin para para. ama
adamakll ele gelen rasyonalist tezler olduu grlyor ki bun
larn yaratc ilkeleri yirmili otuzlu yl larn o radikal sanatnn
gerilerine dyor. Btn bunlarn hepsi "kendinden menkul
deerlendirmelerdir". hibir sorumluluk duygusu tamakszn
yceltme, kltrn geneldeki anma erevesine girmektedir
pek ala Da-vurumculuun, dzene kar kahramanca direnerek
mutlak bir mcadele veren Ben'i ne denli gemite kalsa, hi
deeri kalmad meydana ksa da. Ben'in ifade etmesi gereken
eyle kyaslandnda, bugnk boluu dolduran sanat aresiz
ya da trerne tarznda veya her ikisi birden neyse onun gibi
gzkyor. Ortada bir gelenekilik hortla var, ama arada ba
esi saylabilecek bir ey yok. Faizme giden yolda "Asker
insan''n "grev" ve ''tavr" gibi kavramlar geri u anda yerini.

75
Theodo W. Adomo

kuku lu kkenierini borlu olduklar siyasal amalara brakm


bulunuyor, ama buna karlk feti haline de getiriliyor. Doru
drst bir insan ln ideali diye kendinden menkul bir kahraman
l a alk tutuluyor. Ne var ki bu kahramanln aslnda neden
yana olduu ya da kendinde kahramanca direten bir i dnya
kavramna da, efendice savunduu bir onur ve nem paynn
dp dmedii kukulu. Son y llarn dzyazs stne gen bir
edebiyat olduu dnda her ey sy leniyor, ama stne rtlen
etlatun krmzs ve altn yeili elenk ve yapraklarla titizce
gizlenmi bir asker izmesini andryor.
B i lincin durumunu ise, bir yanda patlayc g ve serven
hevesi, hatta merak eksi klii n itel iyor. te yanda e lde
al lagelmi aralarn kul lanlmasndan kaynaklanan bir gven
sizl ik. Varo lan n kendi yknt larndan teye gemeyen kuram
larnn insanlar zerindeki gc ylesine bym ki i nsanlar,
mevcut dzene kar bundan tesine k tutacak eler getirm
eye kendil iklerinden cret edemiyorlar, hatta buna gleri bile
yok. Akldaki ruhu yeniden kefetmenin sarholuu- iinde,
sava sonrasnn ruhu da al lagelmiten olmu bitmilerden
imdat bekliyor. Oysa olan olmu. Gelenein aktard estetik
biimlerde ve mzik malzemesinde, geleneksel dilde, her iki
dnya sava aras dnemden ka lma fel sefe kavramlar
dnyasnda bile doru drst bir g yok. Barndan ktklar o
top lumun urad felaket hepsini, c yalanlar cezalandrm. O
bakmdan rkt lm bilin imdat beklemeden nasl yapamyor
sa imdat beklemek de pek ak l l ca bir i dei l. Kendi iinde
dalp dklenler sadece kltrl orta katmanlarn kadercil ie
gz krpan l m l kesimi deil. Umutsuzl ua kaplan kltr
iradesine ramen her yerde retenlerle takldklar kltr arasn
da bir kopuk luk bagsteriyor daha ok. Onlar e l lerinde
avularndakini yerken i nandklarn da ykp geiyorlar. Otuz
yl ncelerinde ge l itirilen non-konform ist sz ve dncelerin
kend isi konvansiyonel ve krk dkk nitelik kazand. Bun lar

76
syleyecekleri eyleri bi le syleyemeyecek durumdalar, sadece
tak lak ediyorlar. Rilke'nin ve lmyle birl ikte yandalar da
dalan Georges ' in yarattklar toplumun ortak mal oldu, ama
anlamlarndan da oldular ve her dar kafa l kltr "merakhs"nn
insafna brakldlar.
svireli edebiyat Max Frisch, desteklenen kltr kr
krne. koruyarak ntrletirme anlamna "Alibi1"1 olarak kltr"
deyimini ku lland . Okumu-olmann bugn, gemiteki deheti
ve kiinin sorumluluunu ununurmak asndan en ufak bir ile
vi yoktur. Varl n topl umsal gereklikle il iki kurduu tam ve
izole bir il iki blgesi olarak kltr, barbarla geri dnlin
stn rtp gizlerneye yaryor. Nasyonal sosyal izmin, kendi
egemenliinin serptii l topran baka trl gsterme
abalar bu balamda yer alyor. Nasyonal sosyalizm gemite
bir zamanlar kabul gren kltr rnlerin i ieriklerine bak
madan gklere karyordu. Bu rnler diktatorya ve rklk
cinnetiyle akca srtmedikleri srece sadece kendi baygnlk
lar yznden habire sergilenip durdu. Hitler, egemen olduu
srece, kendi kltr muhtarlarnn rnlerini halka zorunlu tke
tim yollarndan baka yol lardan iletme olana bulamad . Oysa
bugn byle bir zorlama olana bulunmad iin otoriter ke
simlerin rettii bir yn m urum ve imgeler gnll olarak stle
niliyor. Bunlarn diktatorya i le ilikisi elbette kopuk. Ama kendi
ilerindeki tarihsel nkoullara gre, o kavramlar ve imgeler,
egemenlik ve bunalmn kanlmazlk ve meruluk lsyle
rlm durumdalar, traj ik bir hmanizma k lna brnseler
bile o karanlk gemilerini ses ve szle aa vuruyorlar.
Btn bunlarn nedenleri aratr lacak olursa siyasal durumla
ilgili dnceler nplana kyor. Szn ettiim B irinci Dnya
Sava sonras da-vurumcu dnem, byk siyasal hareketlerle

Cinayet annda orada bulunmadn kantlarna. (Y.N)

77
TheoJo 'vV. r\Jol"t'IO

balant lyd . Hemen gerekletirilecek bir sosyalizm umudu


altnda dalgalanyordu. Tamamyla deiik bir durumun nnde
a k duran olanaklar gzleri fii li duruma doru evirtti. Boyun
emeye gerek yoktu, nk bi lin iyordu ki bugn bambaka ola
cak, taiam il ikilerin kabsu sil inip sprlecekti. Bu bil in
hibir zaman kesin olarak belirlenmedi ve telaffuz da edi lmedi.
Var olann egemenl iine, harmoni kandrmacasna, kopyac l n
klielerine yz vermeyen nemli sanatlarn siyasetle il ikileri
gizli kapalyd. Ak siyasal sanat daha o zaman bi le, bugn
Demir Perde' n in te yannda bir darkafallk biim i olarak
ortaya kan o bayat gerekl iin semptomlarn gsteriyordu.
Ama o zamanlar yleydi ki toplumsal dokunun st dzeyi bir an
birdenbire titreyivermiti. Ama maddesel hibir pratiin taah
hd altna girmeyen sanat ve kurarnc larn giriimleri bunu
gsteriyordu. Toplumun o andaki merebinden belkide hi
haberleri bi le olmadan kendi heyecan iarna kaplp non-kon
fonn izmlerini ylece ifade ediyorlard : Onaylamaktan ka
narak... kinci Dnya Savandan sonra bu tekrarJ.anmad .
Toplum kat bloklara ayrlyor. Bir yler oluyorsa insanlar
bunu, kendi ilerinden gelen bir arzu gibi dei l, kendi balarna
gelmi gibi al yorlar. Onun iin, ak ldaki ruhun kendini kahred
ereesine kendi glgesiyle oynama ei l imi hibir zaman kendi
bor hanesine kaydedi lemez. Bu ei lim, bil in onu zmse
meyip amadka insann kendi gc stne ken nesnel bir
zorunluluktan ileri gel iyor. Dnya, lye smayan ve insann
gc stne ken kuvvet alanlarna bllm. Akln ruhu ya
bunlara uymak zorunluu karsnda gryor kendini ya da yal
nzlamaya, gszle, Don Kiof lua mahkum olmak. Bu
zayflklar zgrlk iinde semek ve by lel ikle belki de amak
iin ihtiya duyulan kuvvet, herhangi bir insandan beklene
meyecek kadar byk. Daha kendi yaam srecinin ekir
deinde zgrlne kavumu baka bir toplumda ise olanaklar
sanki zeri toprakla rtlm kadar yakn. Kim bu olanaklara saf

78
saf gvenneye kalkarsa. tam da gz kr iktidar burlarnn
iine gelen dlere sapianyor ki bu da, akln ruhsal tembel liini
bugn, yetersizlik ya da kt niyetin sorunu deil de, ak ldaki
nesnele ynelik ruhun sorunu haline getiriyor. Dnya Arndan
kt, yuvalarndan frlad , ama yuvalar da hantal bir kitle
doldurdu. Kltr yknt haline geldi. geri yknt lar temizlendi,
ama geride kalan birka yknt varsa bunlar da sanki saygn bir
ren yeri imi gibi duruyor.
Ak ldaki ruhu nas l kavrayp anlamak gerektii zerine artk
yeniden dnp tanman n vakti gelmitir. Akldaki ruhun
kendi kendine yeterl i bir yaam olduu, tek bana kendi iinde
yaad A, hatta gereklii de bir bak ma kendi yumurtladA bii
mindeki bir tasavvur, ite szn ettiim kltr glgesinin
temelinde bu yatyor. Akln ruhunu bu biimde anlamak Alman
idealizmine zgdr. Bu anlay hala sryor ki bu bir paradok
stur. Ak ldaki ruhu temsil edenlerin durmadan idealizmin sonu
geldiline iaret ettikleri bir anda bu paradoks sersemlie ya da
lgnl Aa kadar varyor. dealist tasar mlarn byle srp
gitmesinin nedeni belki yeni anti-ideal ist akm n henz o denli
ciddi biimde oturmam olmasyla aklanabil ir. nk sonun
da bu akm saf dtncenin karsna yle bir g karyor ki bu
gcn ard ndaki varl k, Bat felsefes inin balarnda. Elea okulu
nun speklasyonlar. onu neyin yerine koyduysa ayn o anlama
gel iyor, ksacas yalnzca dnce an lam na . . . Akln ruhu -biraz
aptalca sylemem gerekirse- retkeni iiini gsterd i, ama onu
hibir zaman saf bir akl-ruh olarak kavrayan olmad . Onun ince
zekal bel irti leri , Eros ' un en sevecen imgeleri, ak l-ruhun
yabanc lan dnyayla uzlamasna il ikin en zarif tasarmlar
hep toplumsal gerekliin deimesine k tutan bir anlamda
yaad lar. Ve bu. byk sanat eserlerinin. byk filozoflarn ille
de siyasal nitel ik tamasyla olmad, en kritik anlarda bile pek
siyasal nitelikli olduklar sylenemez. Ama kendi anlaylarnn
sonular siyaseti hedetl iyordu. On lar ak l-ruhun gznde

79
"I heodo,. W. Ado,..,o

haki kat haline getiren, onlara gze llik baheden ey, bu tr


sonularn, ne den li dolayl da olsa, yaratt o lanaklard .
Goethe, Gretchen tragedyasn ocuk ldrmeye kar karlan
yasalarda reform yapmak iin yazmad . Onun bu konudaki
siyasal tavrnn Aclarn Anas (Mater Dolorosa) Meryem'e
edilen dualar alaya aldn bil iyoruz. Ancak Gretchen'in ek
tii aclarn, hele sesi ykseldiinde bizi bugn bile her insan
donmu kltrden ok daha heyecana boan aclarnn gc dili
ni toplumsal dzende bulan, ama bu dzenin yine de rezil ettii
dofl, bylesine ac lara meydan vermeyen bir duruma, byle bir
fkire nclk etmese dnlemezdi bile. Byk sanat eser
lerinde ve felsefe metinlerinde yaayan yok-edi lerneyenin ,
ykmiara lanet ve tvbe eden eski, ebedi ktan ok, gelecein
dr. Akln ruhunda olan her ey kendi hakikatini bu ruhun
iinde yan topyann kuvvetinde bulur Eer insan lk ayakta
kalmak iin artk topyaya yasaklamayacak olursa, tam tersine
sa kmann bugn bir duyarl n topyasn gerekletirmek
demek olduunu ii nde koruyacak olursa, o zaman _akldaki
ruhun katl da eriyecek. ama bu akl n kendi kul land aralar
sadece zorlamak ya da inceitmekle o lmaz.
Kendi dndklerimi kastl olarak genel dzeyde tuttum.
B i reysel baanlara kar polem ik yapmak istermiim gibi grn
mek istemedim. nk gerekte beni bir btnn -tek yanl da
olsa- yaad deney im i lgi lend iriyor. Benim yle somut bir
zm de nereceim yok, iaret ettiklerim yle "herkes"i kap
samak iddiasnda da deil. Sz konusu olan, btnn o i lk
deneyimine arac olmak, yoksa oturmu bir kuramsal balam
ortaya atmak da dei l . Bu deneyim, sylediim gibi, hibir
zaman Almanya ile snrl saylamaz. Amerika'dan geri dnen
birine birl ik ve btn l iin yle bilmecemsi biimde bir
ar yaparm grnen Av rupa'y i lgi lend iriyor. Ancak
Almanya asndan biraz daha belirleyici biimde konumak
istiyorum.

80
Almanya son bir buuk yzyldr nasl uluscu anlamda bir
devlet ise, artk o anlamda siyasal bir zne olmaktan kt.
Alman faizmi, daha ilerki bir tarihsel perspektitle byle b ir
siyasal zne, yani gne sistemindeki gezegen benzeri bir
smrgen olarak yalnzca dnyadaki btn kartlarn oynand
deil, ulus kavram nn bi le insanln entelektel ve maddesel
retici gleri asndan nemini yitirdii bir zamanda bu ilere
kalkma, "pay koparma, iktidara gelme" giriimidir. Akln
Almanya'daki ruhsal durumunun bu ilerin farknda olmakla bir
ilgisi vardr. Herkes kendi iinden burada ..ge" kalndn
bil iyor. i ntellektel retkenliin ktrm olmasnda genelde
artk siyasal bir zne olunmadnn ve bu yzden de entelektel
alanda hibir eyin ksteklenmeden yaplamayacann etkisi
var. Byk glerin arasndaki dengelere gre tavr alnyor ve
snrlar izilmi kltr ortam n nesli tkenen bir eymi gibi
kurtarabilmekten sz ediliyor sessizce. Hlderlin'in "Eylem
yoksulu ve dnce dolusu" diye haykr sanki bir program
olup kyor. Ve ite dncenin kendine zarar veren program da
bu. Eer kimi grler bu durumdan teye gidebiliyorsa -nereye
kadar ulaabilirler hi bilmem- gidebilecekleri durum olsa olsa
siyasal znenin ulus devleti asndan tanm lanan kavramn
geride brakan bir durumolabilir. i ktidara gelme ve ondan pay
kopanna dncesini khnemi diye dnmek lazm. O zaman
kr krne uymak ya da olmu-bitnie tutunmak ei l iminin de
sonu gelirdi. Snrsz bir egemenlie kar duyulan ve arka plan
da yer alan kt niyeti n o zaman snrsz bir hayal olduu mey
dana kar. nk bilincin bugnk dzeyinde yatan nesnel
sahtelik, byle bir iktidar ve bykle artk ihtiyac olmayan
bir dnyada iktidar ve byklk dlerine kaplp bilincin
baarszlna zlp durmaktan baka bir ey deildir.
znenin, aslnda zgrln, bark bir insanln deil, yalnz
ca toplumsal gcn znesi olduu tasar m yalan ve
gerekddr. unu belirtmeliyim ki, Avrupa'da zaman gelmi

81
TheoJo,. W. AJo,.no

de olsa, burada yalnz lke snrlarnn kaldrlmasn dnyor


deilim. nsanlarn daha ok ve ze llikle akim ruhunu kendiler
ine bu dzende meslek ve ayrcalk edinmi o lanlar, ayrcal k
lar ndan yollarn armalar gerekird i. insanlar unu grp
anlamal ki, bugn insanlar artk tepelerinin stnde oluan
srelerin nesneleri olarak bel irlemeye kalkmayan bir dnya
durumu geni lde mmkndr. Bugn kendi kaderlerini bir
leerek bel irleyecekleri ve bylece gerekten ilk kez zne ola
bilecekleri bir durum olanakldr. Akldaki ruhun yanstt
donukluk. doann ve yazgnn boyun eip teslim olunacak bir
gc deildir, insanlarn yaratt bir durumdur. Bu, tarihsel bir
srein son durumudur, yle ki bu srete insan insan en gzle
gorunmez mekanizmalarn uydusu hal i ne getryor.
Mekan izmann iini okumak. insanlk-d grntnn i nsan
ilikilerini gizled iini bilmek. kart bir srein, sala kavu
mann aamalardr. Donukluun toplumsal nedeninin bir grn
tden baka bir ey olmad ortaya kacak olursa. donukluun
kendisi de ortadan kalkabi lir. Akln ruhu artk kendi kendine
kat lap donmad, tam tersine dnyann. katlamasna kar
direndii anda canl kalacaktr.
1 950

82
BREY ve RGTLENME
(DARMSTAD KONUMA LARINA GR)

Bayanlar, Bay lar. Hi kimse benden insanlarla rgtler


arasndaki i likiler konusunda yaygn olan grleri burada
tekrarlayacam ya da ksaca topariayp anlatacan bek
lemesi n . Benim byle bir durumdan duyacam huzursuzlukla
har neir oldugumdan herhalde eminsinizdir. Asl nda konu
mann giriini yapmas ve hi deAilse tartmalara katlmas bek
lenen Max Horkheimer ve ben bu konuyla i lgili motifleri yl
lardr ilerlik. B ir sre nce Eugen Kogan' la yaptmz bir radyo
konumasnda "ynetilen dnya" deyimini ortaya atmtk.
Ancak kendini kurumlamn sesi olarak ortaya atmak ve biri
lerinin, bu seslerin yanks iinde kendini huzurlu h issetmekle
tatmin olaca ho bir uyum havas yaratmak. bu trden tart
malarn grevi olamaz. Hakikatn tartlmas sorum luluk
getiriyorsa ve gerek anlamda bir diyalektiin arac ise, bu tart
ma grleri pekitirmekten ok, grleri saf d etmeye, nce
den dnUienin ardndan dnmeye kendini gnlden vermek
zorundadr. Burada tart lmas gereken konu bunu ivedilikle
gerektiriyor. Hayatn giderek zenginleen alanlarnn rgtlerce
glgelenmesi karsnda dehete kapldnda ve birey adna ya
da bugnlerde sylenegeldii zere, insan adna. bu glgelerneye
kar kldnda insann gzn, bana geleceklerden baka

83
yne saprman n ne denli kolay olduu ilk kez bugn meydana
km deildir. Hitler diktatoryas, topluma eletirel gzle
bakanlarn oktandr bildii eyleri keskin izgilerle gn na
kard. Bu, bilinaltnda yatan, o en derindeki yozlamam
doaya, znde yetenekl i olan kiiye olan aryd. Ve irras
yonel glere ynelik propagandann yayd eyler, insanlktan
km bir aygtn nc gcn insanlk-d bir mkemmel liin
tm sonular n tayacak biimde glendirmeye katkda
bu lunuyordu. Ki bugn rgt tehlikesinden sz ediyorsa,
kavramlarla kendine yle yuva yapmamaya dikkat etmelidir,
yani iinin ehl i bir mimarn deyimiyle, atsnda scak bir leylek
yuvas olup temeli bombalara kar koruyan bir snakla oyul
mu bir ev. nc Re ich yklmtr, bununla birlikte
1rgtleme ve tekn iklemenin -ikisi de znde ayndr- geliip
yaylmas karsnda bir yandan barp anrken te yandan bu
gel imeye elik etme ei l imi de hala srp gidiyor. yle ki bu
barp armalar gelimelerin yol unu deitirecek yerde onlar
iyice karan lk bir akbete gtryor. Bu gidie kar kmak ve
rgtlenme sorunu konusunda baz noktalara iaret koymak
bana hi de aalk bir davran gibi gelm iyor.
Btn bun lara bir ad koyup kavram nermekten kendimi
alkoymak isterim. Meselenin ierii bel li snrlar iinde hep
imizin gzleri nnde duruyor. Bu ierii daraltmak istemem.
Tanmn iinde yer almyor diye meseleyle ilgili konular kestirip
atmay da istemiyorum. Modem rgtlenme gibi toplumsal bir
fenomenin artcak toplumsal sre iindeki konumu iinde, yani
aslnda uygulanabilen bir toplum teorisi sayesinde belirlenmesi
mmkndr. Birka karakteristik yakalamak ve bu karakteristik
lere denk den ierin hepsini meseleye yle rasgele yaktrmak
pek biimsel bir ey olur. Ama meselenin yrngesini izmek
bakmndan, rgtn bi lerek oluturulup ynlendirilen bir ama
birlii olduunu anmsatmakta yarar var. Amal bir birlik olarak
rgt, kabile ya da aile gibi doadan-yetime gruplardan ve de

84
tam tersine, toplumsal srecin plansz veya gelii gzel btnn
den farkldr. Burada nemli olan amal rasyonel liktir. Bu. rgt
adn tamaya hak kazanan bir gruptur ve varlnn amac na,
gereken kuvvetin nisbeten en azn harcayarak ama elverdiince
kusursuz biimde ulaacak yapdadr.
rgt oluturan larn yaratl lar btnn amacna hizmet
ilevinin ardnda yer alr. rgt ad , organ veya alet adn anm
satyor. rgtn kapsad kiiler en bata kendi ama ve
iradeleri asndan deil, rgtn amacnn gereklemesine
yarayan birer alet olarak rgtten sayl rlar ki bu ama, do lay l
olarak da olsa, o kiilerin -isterseniz "alet" dey in- yine de iine
yarar. Baka bir deyile, rgtn iinde ama insan i l i ki lerine
aracl k etmektedir, ama bu araclk dorudan deil, dolayl veya
dolaym yoluyla ol maktad r. Amerikan terimleriyle sylersek,
her rgt ikinci l bir gruptur. Bylesine bir dolaymllk, bireyin
rgt iin ve rgtn birey iin bir a let-olma karakteri, bir
katlk, soukluk, (iten l iin tersine) dtanlk, zor uygulama
momentini de birl ikte getiriyor. Geleneksel A lman felsefe
d il inde yabanc lama ve eyleme teri m leri iziyor bu
momentin kapsam n . rgtn gen ilemesiyle moment de
byyor. Max Weber bu (yabanc lamac) genileme basksnn
her trl rgtn doasnda var olduunu daha nceden bel irt
miti. Ancak bu bask bugne kadar yal nzca ilevsellik yolun
da yryor. Yeni kesim ler durmadan mekanizmann iine ek
il iyor, gdm altna alnyor. rgt yutup zmserken, bu arada
teknik birlik ve btnlemeyi koval yor, dolaysyla kendi
glen.mesin i de gzetm i ol uyor. Ne var ki kendi varoluunun
ve toplumsal btn iindeki genilemesinin ne anlama geldiini
pek tasa ed inmiyor. Asl nda, rgtlenme i lkesini tanmlayan
ayrm . yan i alet ve ama ayr l , modern toplumda rgtn
kendi hukuksal nedeniyle olan il ikisini her zamankinden ok
tehl ikeye sokuyor. Kendi dndaki ama lardan kopan rgt
kendi kend isinin amac haline gel iyor. Katksz Btnsellik
Theodo,.. W. Adomo

durumuna doru i lerled ike rgt, bir aletler sistemi olarak soru
nun kend isi o imi grntsn pekitiriyor, kendisine benze
meyen ne varsa hepsine kar pekleip younlayor. Her eyi
kendine yontan rgtlerin iinde ne elikid ir ki ze l ' in, dta
layann n itel ii yatar. B i l iyorsunuz ki taptanc (totaliter = katk
sz btnc) rgtler, byle olmayan gruplar durmadan aa
vururlar ve byle bir tercihlernede yatan keyfil ii de tan yor
sunuz. Totaliter rgt, hibir zaman sadece dehetin en azgn
ortam nda ynetmez, bu ortama rgtleyici nesnel liin glgesi
gibi elik eder. Yasalardaki keyflik, yneti len dnyay dehete
drmek asndan, genelde yine de sulu saylan rasyonel l ik
ten ok daha byk bir sorumluluk tayor. rgtn zor uygula
masna nerede rasl yorsak orada eninde sonunda rgtteki lerin
karlaryla ayn ol mayan karlarn sz konusu o lduuna
hkmedeb i liriz
rgtn bu karakteristii yalnzca modem deil, Roma yne
tim i ya da ortaan feodal hiyerarisi iin de geerlidir. Bu
artc ve yeni niteliine rgt sadece kendi genileme derece
si ve dzenleyici gcyle ulat, yani her eyi kapsayan, toplumu
batan sona yap latran gcyle... Bu ei lim de gemiin byk
rgtlerinde eksik o lmad, ancak bel li ki bugn bu eilim mo
dem tekniin aralaryla gerekletirilebi liyor. Ne ki byle bir
sosyal dinamik, biimsel sosyoloj ik kavram kategorilerini, bura
da deindikleri m iz gibi d inamitl iyor. rgt batan sona tarihsel
bir olaydr. Bunu bir yana brakp rgt kavram deimez
sanlan bir kavrama indirgenirse l bir klieden baka bir eyler
kalmaz ortada. rgt kategorisinin rasyonel bir ama birl ii kat
egorisi olarak evrensel bir nitelik tadn, ama tartmamzn
gerek konusunun, yani tehdidin ancak bugn suyzne k
tn dnn bir kez. yle bir dnce deneyi, rnein yksek
dzeyde rgtlenmi bir Msr imparatorluunun rgtlerce
tehdit edildii konusunda b ir panel dzenlemek grotesk olurdu.
Hem kyaslanamyacak kadar i leri dzeyde bir rgtlenme hem

86
de bireysel zgrlk motifi diyebilirim ki bu panelin nkoullar
arasmda yer alr. Yaam n her yerde hazr nazr olan gc olarak
rgtn zgrln karsnda sadece gizliden gizliye deil.
ama akca yer ald tarihsel bir anda, rgtl insanlar durumu
bu ekle sokan ilkeler stne ancak byle bir anda dnmeyi
becerebilirler.
Yaygn olan kanaatiere yle yakndan bir gz atmay ner
iyorum. Bu kanaat iki ayr tezde zetlenebilir. B irisi, rgtn
toplumun ve tek bir insann varlnn tm alanlarna doru
gen ilemesinin kanlmaz olduu, bunun bir eit alnyazs
olduudur. Geride ele alnmam hibir duygu veya heyecan
brakmayp her eye engel atan rasyonel amal toplumsaliama
bir doa gc imi gibi alglanyor. kinci tez ise havada kalyor,
ama aa yukar u anlama geliyor: rgtn, zgrle. doru
danl a ve spontanl a giderek kattanamayan ve btn toplumu
oluturanlar ise eilimi gerei dpedz atomlara indirgeyen
imdiki durumu insan kkl biimde tehdit ennektedir. Aldous
Huxley ve George Orwel l ' in topyalar bu durumu sergilemitir.
LUtfen beni yanl anlamayn. Keskin bir fantazi gcn ve
insann direnme kuvvetini ne denli grmezlikten gelmiyorsam,
yukanki iki tezde yansyan impulslar da o denli inkar etmek
niyetinde deil im. Burada bizim neyle uramak istediimizden
sz etmek isteyen biri. ilkin dnyan n rgtlerce nasl
talatrldm ve tepem izde evrilen dolaplarn yaratt oku
yaam olmald r. Ve bizim. mekanizman n arklar olarak.
istekl i olal m veya olmayalm, ibirlii yapmak zorunda
kaldmz da kimse suskun lukla geitirmeye kalkmasn,
bireysell iim izin gitgide zel hayatmzia ve dnp tan
manzia kstl tutulduunu unutmasn. Bu kstlamayla. bireyin
aslnda ne olduu meselesine do kurulmadndan emin olmak
iin dar kafal batl inanlara ihtiya vard.
Kendi bireysel l iimizin kendimize bir bakma lks duruma
gelmesine izin verirsek bu, toplumun kendi yaamnn. temelde

87
Theodo W. Ado,."o

bireylerden ba mszl k ve hareket zgrl bekledii bir


durumdan son derece farkldr. Bir zamanlar bireysellie prim
veril iyordu, bugn ise buna bir sapma olarak kukulu gzle
bak l yor: Bireysel lik bu iklimi pek kaldrmayabil ir. BUtn bun
lar peinen hi dayanaksz ya da bo yere sylemi olabiliriz.
Bunlarn acsn ekmemi olan biri, bu ortamla uyumluluunu
din halinde yceltmek ve o pek de gvenilmeyen sosyal gven
lik duygusuyla ya da artan oto, buzdolab, fi l m retimiyle
sevinerek yetinmek zorunda kalyor
Oysa direnecek olursanz bo korku lar iinde hapis
kalmam za gerek yok. l k nce rgtn genilemesinin kanl
maz olduu tezini ele alalm. Ne kadar akla yakn grnse bile
doru ile yanl burada birbirine karyor. Doru olan yan,
'
toplumun doaya kar gelemeyecei, rgt olmadan ayakta
kalamayacadr. Ve bugn rgdere her zamankinden daha ok
ihtiya olduudur. Yoksa en ilkel iskele duvarnn bile ina edile
cei yoktur, sndrlen bir kamp ateini kimse yeniden tututur
maya kalkmaz. Ama bu gereklilik, insanlan sonunda iine gm
mek zere tezgahianan bir alnyazs deildir. Bunda daha ok
mantn pay var. Bu mantn ls, kendini kollektifin ha
yatta kalma ve doaya egemen olma ilevlerinde bel l i ediyor.
Onun iin onu mut1ak diye almamak, tersine u soruyu sormak
lazm. Mantk, sadece kendi varln hakl gsteren eye mi
hizmet ediyor?
rgtn anlmazhndan szederken nem l i olan bir
nokta unutuluyor, yani rgtn bir toplumsallama, insanlarca
insan iin yaratlm bir ey olduu. Her bireyin bugn kurum
sal gler karsnda duyduu gszlk. bireyin rgtn i ler
leyiini kendi bana durduramaya ya da ynn deitirmey
ii, bu i lerleyii metafiziksel bir bela grnts halinde byl
bir biime sokuyor. Bugnn tarihsel dnemindeki tm toplum
sal ilikilerin genel, yani kendini mutlak biimde geerli gibi
gsterme eilimi kendini burada be l l i ediyor. Ortadaki ey

88
bugn kendi kendisinin ideolojisi haline gel iyor. rgtn
kanlmaz olduuyla ilgili teze kar unda d iretilebilir: rgt
dediimiz amal birliklerden ounun gereklilii rgtteki
insan rtp gizliyor, hatta ou kez adamakll kuku uyandr
yor. Amalarn ve btnn mantkl olduu dncesi, aralar
sadece yok etmek iin dnlm bile olsalar, aralardaki man
tklln sonunda rasiantsal olmasna doru dalp gidiyor.
Kavram olarak, rgt kavramndan ayr tutulamayan rasyonellik
irrasyonelliin egemenlik alanna dp kalyor.
D dnyadaki doaya egemen olma yolundaki rgt duru
muna dnyor ve rgtn nesnelerinin birer insan olduu,
yani rgt oluturan znelerle zde olduunu bilinten skp
atyor. Tek tek bir takm alanlara egemen olduu srada toplum
giderek daha mantkl davranr ve daha iyi iler grrken toplum
kendi mantk momentini giderek daha nplana karmaktadr.
Toplum bylece Btn'n kendi kalcln tehlikeye sokuyor.
imdi sizden rgtn kan lmazlk tezinin ayn zamanda hem
doru hem de yan l olduu iddiarn anlamanz rica ediyorum.
nsan kendini yeniden retsin diye rgte ihtiya olduu srece
bu tez doArudur, ama rgtten kaynaklanan tehdit birincil olarak
rgtte deAil, rgtn bal olduAu irrasyonel hedeflerden kay
naklandA zaman bu tez yanltr.
Ne ki bunlar insann hedefleridir, lemelde insanlarca deitir
ilir. Bunu gerekletirme imkan bugn pek ok insana zor gelse
bile, bu byledir. rgtn uursuz yan onun mantk-akl deil,
tersidir. Ama sulanan hep mantk akl oluyor. Tekrar etmeme
izin verin: Ynetilen dnyaya kar duyulan korku asl konusunu
rgt kategorisi iinde bulacak olmamalyd, toplumun btnsel
srecindeki rgtlenmenin durumunu tanmaya dnm
olmalyd. rgt, rgt olarak ne iyidir, ne de kt, her ikisi de
olabilir. rgtn hukuku ve niteliAi, neye hizmet ediyorsa ona
baldr. Hi deilse zgr dnyada herkes rgte kfretmeye
hazrken, korkunun arkasnda duran bela rgtteki bir fazlalk

89
"Cheodo,. W. Ado"o

deil, bir eksikliktir: Her eyi ortadan sil ip spren savan yarat
t tehdit ve bununla yakndan i liki li olarak, bireydeki. egemen
toplum mekanizmasnda fuzuli olma ve varlnn temel lerini
yitirme bil inci. rgt, eer zgr ve akl banda bir insanln
ihtiyalarna gre biimlenmi olsa, rgtten duyulan korku ve
dehet de da lp gider mi gitmez mi, sorusunu speklatif tart
malara braksak daha iyi ol ur. rgtn insan lara ettiklerinin
nedenleri mantk ak ln nesnel yetersizliinde yatyor, yoksa
sadece sipere yatp gizlenen ve denetimi kendi karlar urunda
elinde tutan kii lerde dei l. Byle bir yola sapmak nesnel mantk
d lk (irrasyonell ik) ile bugn ne denl i it i dl hale gelmi olsa
da genelde brokratlardan ve brokrasiden yle ikayet edip dur
mak da ii temeldeki olgu lardan o denli saptryor. Kamuoyunda
eskiden retken-olmayan, asalak meslekler iin, araclar. tefeci
ler iin sylemeye alk olduumuz eyin m irasn stlendi
brokras i. Brokrasi ynetilen d nyann amar olan d r.
Gnmzdeki durum asndan kritik olan dunm, giderek daha
byk ekonomik ve toplumsal birimlerin, zel, ama saydam
olmayan ve ou kez kokumaya hazr hede"fler altnda bir araya
getirilmesidir. Ama anonim olan, nesnel olan bir eyi bu durum
da yaamak insanlarn ok zoruna gider. nsanlar, ancak olumsuz
eylerin kabahatini yine insan larda aramakla ve tehlikeyi bylece
insanlatrarak yakay kurtarabi I iyorlar birer can l olarak.
Brokratlar da by le olmal . Brokratlara ihtiyac olan bir dnya
kurumunun ve kamu sorunlary la uraan btn personelin
brokratik dzene ihtiyac olmama l . Yoksa bylesine bir zorla
ma hibir zaman yalnzca olumsuz saylmaz. rnein brokratik
bir kuruma giden ve o kurumdan yardm bekleyen biri, bu kuru
mun temsi l ettii karlarla kendi kar arasndaki fark
vurgulamak suretiyle, kendisine beklediinden daha azn layk
gren memurlar, faist bir emaya gre hareket ediyorlar d iye
sulamaya yatkndr. ihtiyalarn bugn iin mmkn olan tat
min dzeyine gre, ikayetinin, hatta ou kez hakk da vard r.

90
Ama kendisine uygulanan F emas, yani brokrasiye her ii
"kiinin saygnl na" bakmadan otomatik olarak bitirme yetkisi
veren soyut ilem biimi, ayn zamanda biimsel hukukta olduu
zere keyfiliin, rasiant ve Nepotizmin (kay mac ln -Y..)
bir garantisidir. Bireyin, ii dtke brokraside karlat kii
likten soyutlama ve eyletirme tavr, hem btnn kendi insani
hedefine yabanc l atnn ifadesi olup olumsuzdur, hem de ter
sine olarak, u herkesin iine gelen ve insan daha da ktsnden
koruyan mantk akln belgesidir. rgtteki bu ikili karakter
artk daha belirgin olamaz. Ayrca mesele, rgtn toplumsal
btiinde neler becerdii ise, bu da belirgin deildir. Ve meselenin,
rgtn hatalarn bahane ettii kiilerde olmad da ak ve belli
deildir. Yan l kii letirmek insanlar insanl k-d na itmenin
yaratt bir glge say lr. rgt ve toplum stne kafa yoranlar.
rgtn kt yn lerini dorudan kii lere balarken di kkat
etmelidirler. nk bireyler rgtlerin uydusurlur ve en gizli
tepki biimlerine varncaya dek rgtn izgisinde hareket etmek
zorunda kalrlar.
imdi ikinci teze, yani i nsanlarn tehdit altnda olduklan
tezine ge lelim. Hi kimse tutup da her bireyin, bilsin bilmesin,
onu bir arkn ilevine kaptran tehdit edici bir durumun var
ln inkar edemez. Ama bu tehditin karsna kabilmesi iin
bu tezin, bilinc i felce uratrcasna brnd metafiziksel
tutkulardan syrlmas gerek. Korku kavram -ki bir para, ide
oloj i de kokuyor- bu tutkular yanstmaktadr. Bu kavram, insana
doalm gibi gelen, ama onun yaama srecinde yatan ve bu
yzden deiebilen bir ei limi, sanki insan varlnn temel bir
verisi gibi grnen bir eilimi yanstyor. Ne arki dncenin
derinlii kty kkl bir ey olarak kabul lenmekten ileri
gelmez.
rgtn tehdit edici yan, mitoslarla yceltilen ve insanla
kk leri ni kaybettirerek onu insan l k-dna iteleyen bir
alnyazsndan kaynaklanyor dei ldir. Tersine olarak, insanlar

91
gizli bir takm szlerin ynlendiriiyle balarna a lan belann
iinde kendilerini artk tanyamaz hale gel irler ve onaylamasalar
bile o belay veya alnyazsn kabullenmeye hazrdrlar. Bu tez,
nn gnneyen ve bilinsiz bir eyin, yani toplumun rgtlen
me ve kmelemesinin karsna deimez bir eyi, yani insann
zn karp koyuyor. i nsann statik grnts tarihsel
dinamiin iinden koparlyor. Bireysel varlk ile toplumsal doku
iinde bu varln bana gelenler arasndaki kopukluk yldzl bir
gkyzne yanst lyor ve bu kopukluk, nesnel lemi sre ile
salt-i-dnya arasndaki mutlak dalizm katna yceltiliyor, ama
yine insan sadece dtan deil, kendi iinden de tehdit edi l iyor
gibi bir dzeltme havasnda ... Nedir ki bu dzeltme, hakikati
yozlatryor: Teknik bir toplumun insanlarnda cereyan eden
deiikl iklerin, teknik ve sosyal gelimelerle bell i bir bam
dal k iinde bulunduunu gzlerden saklyor.
nemli Fransz sosyolugu Georges Friedmann'n bu toplan
tlarda size sunulacak olan katks ite bu merkezcil noktaya par
mak basmaktadr. i lkin insan kavramnn, varolu-ontolojisi
erevesinde allageldii gibi kullan lacak olursa, kendinde
yatan bir aldantya deinmek istiyorum. nk bu ontoloj i, yol
at yanl anlamalardan yle istendii gibi kolayca syrlamaz.
"nsan", yle sanld gibi, tarihsel srele iielii boyunca
salam bir yere basmak ya da temel bir nitel iin kapsn amak
zere iine girilmek istenen bir varolu nedeni deildir. Tersine
olarak insan, bel irli tarihsel insandan ve onun ilikilerinden
retilen bir soyutlamadr, yle ki bu soyutlama, deimeyen
hakikatin o geleneksel felsefi ideali uruna, bamsz olarak ya
da, felsefe onu eletinneye kalknca nasl deniyorsa yle bir
varsaym olarak, kabul edilmektedir Bu insan kavram hibir
ekilde kutsal olmayp devir fera edilemez de deildir. stne
yemin bil lah edilemez ve rgtn hakszlkianna konu edilemez.
Bu kavram, insani konularn genelde varabiiecei en bo ve en
yoksul bir kategorisidir. Byk felsefelerin, bu arada Hegel'in

92
hatrasnn grlen eitimle tahribe urad bir bilin, ancak ta
rihin mesinin ve nesnesinin somut kategorilerine ilikin byle
yedek bir kavramdan yemlenebilir. Varolucu ontolojinin
varolua -ki varolu, znellik iin yeni bir szckten baka bir
ey deildir- ebedi bir temel kategori olarak yaktrdklarndan
pek ou, rnein korku, "kii bile olmayan insan". gevezelik,
"Dnyann iine atlmlk", bunlar hep toplumun yaad ok
zgl, elikili bir durumun yarasndan baka bir ey deildir.
"Atlmlk" kavram da yle, bireyin ynetilen dnya
karsnda gsz kaldnn ve her an bu dnyann arklar
arasna yuvarlanabileceinin acl ve kvrntl bir sylemidir.
Oysa daha nceki bamllk dnemlerinden farkl olarak biz,
alnyazmz, onu kendimiz de belirliyebiliriz fikrine dayanarak
kyaslyoruz. Ve daha kts bamza geldiinde umutsuzlua
kaplyoruz. nsanlarn korkulardan uzak, dnyaya kr krne
atlm gibi hissetmedikleri, anonimlie ve oraklatrlm bir
dil dnyasna terk edilmedikleri insanca yaannas mmkn bir
durum fikrini yz geri etmek hibir ruhani tutumun elinde
deAildir, ta ki insanlar bir kez adil bir dnya kuracak gte
ol maya grsnler.
Nesnel sre ve bu sreci yaayan zneler sadece birbirler
ine kart olmakla kalmayp Bir olduklar iin, bu yzden
insann rgt tehdidi altnda olduundan sz edi lemez.
Kendisinden rklen nesnel bir ey gibi geniiernekte olan rgt
de, masketenmi zel kartarla belirlendii zaman grnrde
nasl nesnel olabiliyorsa, insanlar da tersine olarak o nesnel
sre tarafndan geni lde olgunlatrlyor. Bu da insanlarn
srein iini grmelerini engelliyor ve basit bir mantk-akl
sorununun deiiklie uramasn neredeyse ak l almaz lde
gletiriyor.
Teknik alma sreci, arac veya dolaym halkalar aratrma
clar tarafindan bir bakma oktandr yeterince ortaya konul
mam olan nemli bir sektrden, sanayi sektrnden kalkp

93
l:heodol" W .Adol"t\O
.

btn yaamn iine yayld. Bu sre kendisine hizmet eden


zneleri biimlendiriyor, hatta zneleri imal bile ediyor, diyesi
geliyor insann. Eer insann tehdit altnda olduundan ciddi
anlamda sz edilecek olursa bundan ancak dnyadaki dzenin,
bu dzenin iyzn grebi len ve bundan doru bir pratik
edinebilenlerin yine bu dnyada geliebilmelerini engelledii
anlamnda sz edilebi lir. Yeni alarn balarnda insanlara ne
olduysa bugn daha yksek bir tarihsel aamada ayn eyler ters
bir vurgulamayla tekrarlanyor. Serbest piyasa ekonomisi feodal
sistemi yerinden edince ve giriimeiye olduu kadar cretli
iilere de ihtiya duyduunda bu tipler sadece mesleki olarak
deil, antropolojik biimde de olutular. Kendine kar sorumlu
luk, ileri gr, kendine yeterl i birey, grevini yerine getinne gibi
kavramlar, ama kat vicdani zorunluluk, otoriteye iten ballk
da artt. Bugne kadar ad nasl kul lanlyorsa o anlam yla Bire_r.
zgl cevheri bakmndan Montaigne'e ya da H anlet'e pek de
yetiemiyor, olsa olsa italyan erken Rnesansna kadar uzanyor.
Biraraya toplanm byk holdingler ve onlara has toplumsal
evreler karsnda rekabet ve serbest piyasa ekonnisi arlm
giderek kaybediyor. Tarihsel kkleri olan Birey -kavram kendi
tarihsel snrlarna yaklayor. Ekonomiye hizmet veren kiilerd
meydana gelen deimeler, sosyal bilimlerce modem insann
douu diye gklere karlan deimelerden hi de daha kk
apta deil. Teknik beceri ve pratikler ve bunun tesinde.
tekniin antropoloj ik ekicilii denebilen ey hi farknda ol.. :l
madan geliti:" Bylece doaya egemen olunmasna kar gven,
tpk mitolojik iddialara kar duyulan kukular kadar artyor.
adalarmiZ her trl alet ve donanmlar kullanmakta ylesine
beceri kazanm ki birinin yerine bakasn oturtmaktan kimse
ekinmiyor. Hiyerarik ilikilerin, insann doal yapsna ya da
eitim farkll klarna dayandna artk kimseyi inandra
mazsnz. Geri uzmaniamadan her yerde ikayet var, ama al
ma srecinin kitlesel retim yznden yeniden blmlere

94
paralanmas bu srelerin niteliini virtel olarak ylesine
drd, birbirinin ayns ylesine kk ilevler halinde ayn
dzeye indirgedi ki, belli bir alandaki uzman kolayca baka
alann uzman olarak dnmek mmkr \ncak ekonomi ve
toplum dzenindeki kritik bir ilerleme potansiyelini birlikte
getiren bu sre, imdiye kadar geri bilincin bysUnU bozdu,
ama h ibir zaman bilinci aydnlatmad. Bu arada ortaya kan
pratik ve uyank insanlar, yalnz totaliter lkelerde deil, her
yerde akln kendi kaderini belirleme hakkndan vazgemek ve
dnya dzeninin rktUcU ynyle yansd irrasyonellie sap
mak zere hayret verici bir tela iindeyseler bu bouna deildir.
Onlar kendilerini aletiere benzettiler, artk yaadklar koullar
altnda varlklarn srdrebilirler. insanlar dunnadan mekaniz
mann eleri haline sadece nesnel olarak getirilmekle kalmyor,
kendi bilinleri uyarnca alet hal ine geliyor, kendileri iin de
hedef yerine birer ara olup kyorlar: Btnn nesnel mant
na ynelik dnce, tevekkle kaplan keskin mantn gr
alanndan kap gzden kayboluyor. nmUzdeki tartmalarda,
insan ve rgt ilkel ve hareketsiz bir dzeyde kar karya
getiime tehlikesine kar uyarda bulunuyorsam, bunu nceden
tahmin ettiim iin yaptm diyebil irim. Insanlar yalnz dtaki bir
etkene, tehdit edici faktre teslim edi lmi deil, bu d etken
onlarn ayn zamanda niteliklerini belirleyen kategorik bir faktr
oluturmaktadr. nsan bylece kendi kendisinin dnda kalmak
tadr. O nedenle, kendi mutlulukianna ve zgrlklerine artk hi
yaramayan baar larta avunuyorlar. Sosyal sigortadan, yedek
gUvence salayan nlemlerden, herkesi iine alan ve henz
almayan refah nlemlerinden memnunlar. Kendilerini bu refahn
birbiriyle dayanan zneleri olarak deil, ama muhtemel nes
neleri olarak grenler her eye ramen yine de kafalarndan ata
madklar gereklemi bir zgrl dnmekten eytan gr
m gibi kayorlar. Onlar her yerde, yanl ve kr koullara
olan kzgnlklarn fkeye dntrmek iin hazr bekliyorlar.

95
Theodo,. W . .Adol'no

Bu fke, bu koullarn aresiz kurbaniarna kar duyulan bir


fkedir. Ancak bu davran onlarn deil, yaadklar koullarn
kabahati ve gnahdr. Ucun ucun deindiim bu gelimeler,
genelde kitleleme gibi szcklerle anlyor. Bu koullara
kzarken "H rsz tutun" trnden sloganlar hatrlayn.
Uyumluluun onlar zorlad ey, kollektif halinde biraraya
getirilen bireylerin ya salt niceliine ya da soyut bir otonemi ide
aliyle llen zayfl na hamledil iyor. Davurumcularn
protestosu, yani ldrenin deil, ldrUienin sulu olduu syle
mi, bugn, len insanlara, iine at ldklar yaamn artk yaa
mad sulamasn yapan konformizmin bahanesi haline geldi.
Her ey insana bal gibi gvencelerle karlayoruz hep.
Kabzlam bir dnyann basks altndaki insan stne neler
dnld sorusu ortaya at ldnda evir ii yanmasn
hesab bu kez insanlk-d olgular eletirenierin kendileri geir
iliyor ie. Her eyin insana bal olduu yle soyut ve bu yz
den kar k lnas zor sylemlerden biri ki doru i le yanl
burada birbiriyle yozlamacasna karyor. Alnyazsn1n gerisin
geriye insanlara. insan topl umuna ynelik olduu ve insanlar
tarafndan deitirildii dorudur. Ama doru olmayan ey,
btn menteeleri birbirine uyarken rndan kan dnyann
yeniden dzene girmesi iin insanlarn baka bir kafada olmalar
gereinin dorudan insanlara den bir gerek olduudur. nsann
i dnyasnn kendiliinden, yani d dnyann yapsal biimle
rine aldrmadan a l p gelitii yollu iddia, ksacas bireyci
toplumun kendisinden duyduu hayal krkl daha Hegel ve
Geethe'nin red ettikleri eski bir kuruntudur. nsann rgtlerce
tehdit edi lmesinin stesinden ylece gelinecei, yani insanlarn
karar verme zgrln kazanmas ya da akl n ruhsal
dnyasndan nasiplenmeleri ya da tepelerinde anlamszca esti
rilen havaya kendi lerinden bir anlam yaktrrnalar suretiyle
gelinebilecei sylenecek olursa, bu bombo bir sylem olur.
rgtleri insancl latrma abalar, bunlar ne denli iyi niyetli de

96
olsalar, geri toplumsal elikiterin yaanan yapsal biimini
yumuatp sslemeyi baardlar, ama ortadan kaldramadlar.
Sizler, Bayanlar ve Bay lar, nasyonal sosyalistlerin brolara ve
fabrikalara renkl i renkli katlar, pankartlar asp iek sakslar
koyarak oralarda halklk oynarlklar toplantlarn gln
anlarn hala yayorsunuz. Bu tr numaralar, sebze ihtiyacnn
yerini terr ne kadar alabildiyse ancak o kadar sahneye konabil
di. Ancak insan i likilerinde test psikoloj isine dayanan nlemler
le rgtteki znelere zg o alet karakterini rtbas etmeye
kalkmak yelerin cevherine de pek aykr dmOyor. nsan
ilikilerine gsterilen zen bizim burada olduundan daha ilerde,
ama bununla neyin amalandA bilinci de nde. Bu konuda inek
sosyoloj isi diye bir deyim yerlemi. Dev bir st firmas mutlu
inek Elsi'yi gklere karan reklamlar yapyor. Reklam izleyen
lere, bu sekin hayvana ne biim zen gsterildii, Elsi ve ben
zerlerinin verdikleri stn ne kadar iyi olduAuna inansnlar diye
inein hangi mutlu koul lar altnda yaadA gsteriliyor. inek
sosyoloj isi esprisine gre, zen gsterilen insan ilikileri. ineAin
mtluluAundan geri kalmak istemeyen kiilerin artan mutlu
luAuyla ayn kapya kyor. Tekniklemi ve rgtlenmi bir
dnyada alma koullarnn iyiletirilmesine elbette ancak ta
kafal bir mantkla kar klabilir. Tekniin ve rgtlenmenin
(ki rgtn uzmanl insanlarla uAramaktr bir bakma) att
ileri admlar, ncel ikle retim ve sat lehinde gerekleirken bu
i lerlemenin uArat kiiler iin de iyi bir yan va . Ama buradan
bireyin kendini kurtarmasn ya da yeniden-retmesini beklemek
safa bir ey olur. Bireyin geliip almasn salayabilecek
toplumsal temeller daralmtr ve bu temeller Uzerindeki yapnn
cephesine makyaj yapmak ie yaramyor.
Mesele. rgtn iine insani olan, bireysel ve direkt olan
eleri sakuturmak deildir. Byle bir sokuturmayla bu
elerin kendileri de rgttenecek ve korunmas beklenen nite
liklerinden de olacaklardr. Birer park gibi korunan doa

97
Theodor W. Adol'no

paralar doay kurtarmaz. Toplumsal mekanizma iinde bun


larn trafie engel oluturduklar uzun ya da ksa vadede ortaya
kar. Bunlar bir iek gibi sulayarak bireyden yana olunamaz.
ilikilerin, bu elerin almaya zorland konumlar ilerinde
yaamalar insanlara daha ok yaryor. nsann boyun emek
zorunda olduunu pekala bildii o konumda bir znenin yaad
cinneti yaamak gerekiyor sanki. .. Bu konum ve koullar
tamamyla yaariarsa ancak o zaman deitirebilirler. Ynetilen
dnyann canl esini, sosyal partnerden tutun sorumlulua,
di lini tutanlarn hep balatmak istedikleri ya da zorunda olduklar
konumalara kadar her eyi klielerle saklayp koruyan dil,
kofluuyla yeni bir balangcn hibir ie yaramayacan aa
vuruyor. Dilini tutanlarn ileri, doruyu sylemenin jargom,na
kalm, ama teolojinin transandant klarn teoloj ik ieriklere
ald rmadan dn alan sahte-somut ve esrarl argosuna havale
edilmi gibi.
rgtn gc ile bireyin gc arasndaki oranszl k asndan
ve ortada yaanan dzenin uygulad zor ile bunlara akl erdirm
eye alan dncenin gszl arasnda belki daha da
artc olan anlam kaymas bakmndan, durum yle dzeltilir
gibilerden nerilerle ortaya kmak olduka saf ve lgnca olu
yor. Yuvarlak masada biraraya gelinir ve insann, idnyann
kurtarlmas iin, rgte ruh kazandrmak iin ya da benzeri yce
ve uzak hedefler yararna nelerin olabileceine iyi niyetle ortak
laa karar verilir diye dnen, buna inananlar varsa, dnyaya
yabanc kalyorlar demektir. O, toplumu bilinli olarak yapsal
biimlendirmek zere ortak bir zne kabul etmekted ir. Ama
orada insan nitelii, byle tek-sesli bir znenin bulunmad
yerde, eliki lerin ar bast bir yerde bul unmaktadr.
Utanmadan ileri srlebilecek biricik talep gsz kalan bireyin
kendi gszlnUn bilinciyle kendi kendine sahip kmas
gerei olurdu. Bireylerle rlp dokunan btnn farknda olan
bireysel bilin bugn sadece dpedz bireysel olmakla kalmyor,

98
dncenin mantkl sonularnda geneli yakalam tutuyor.
Gnmz dnyasnda dnyann ruhunu gasp eden kollektif
gler karsnda genel ve mantkl olan ey, izole olmu bir
bireyde daha iyi klayabilir. Genel i uslu uslu mantAa tesl im ve
feda etmi olan o gl taburlara oranla daha da iyi... B in tane
gz iki gzden daha fazla grr sylemi yalandr. Ve tam da
kollektifliAi ve rgtleri feti haline getirmenin ifadesidir. O
rgtler ki toplumsal bilgi asndan en stn grev bugn
onlarn iinden bilginin kendisine bir yol amaktr.
EAer ynetilen dnyada umut kalmsa, bu dolaymiarda veya
arac larda deil, u mevzilerdedir. Maddesel yaam koul larn
ve bu koullara dayanan insanlar-aras ilikileri biimlendirip
yaplatrmakta rgdere gerek varsa o zaman ok az rgt var
diyebil iriz. Ve kiinin bi l i ncinin olutuAu zel alanlarda da ok
fazlas var. Mesleki veya kamusal alanlarla kiiye zel alanlar
birbirinden ayr tutmay kabullenip yaptranlara balyor deAil
im. Byle bir ayrm, paralanm, ama paralanmas her bireyin
iine kadar ileyen bir toplumun ifadesidir. Ama daha iyiye
ynelen bir pratiAin kamusal ile kiiye-zel arasnda tarihin yap
t ayrm inkar etmeye hakk yqk, tersine olarak bu aynma
nesnel bir veri olarak katlmas gerek. Kamusal alanda mantkl
bir dzen ancak baka bir uta. bireyin bilincinde, devasa ve
oturmam bir rgte kar bir d irenme bagsterdii zaman
tasavvur edilebil ir. Ynetilen dnyann olumsuz ynlerini grme
eAilimi sadece hayatn, rgt tarafndan henz bo braklm,
neredeyse geri kalm alanlarnda olgunlamaya balar, insana
daha yakr bir dnya fikri de byle olgunlar. Kltr sanayi,
bil inci kstekleyip karanla iterek ii bu dzeye getirmemeye
alyor. foplumda krlemesine retilen aptalll her bireyde
bilinli olarak bir kez daha yeniden-reten mekanizmalarn bu
arada tamamyla zgrlemesine ihtiya var neredeyse. O
bakmdan hayatn, kltr sanayiinin btn blmleri tarafndan
ikiye katlanmasnda yatan bugnk ideoloj inin adn hemen

99
TheoJo,. W. Ado,.no

koymak vakti geldi. Her film in, her televizyon programnn, her
magazin veya bol resim l i gazetenin amalad sivri budalala
kar insanlar alamak da deiime yol aan pratiin bir
parasd r. nsan nedir, insani eylerin yaplarn doru drst
biimlendirmek nedir bilmek istemeyebiliriz. Ama insann ne
olmamas gerekir ve insani eyleri biimlendirirken ne yanltr,
onu biliyoruz. Ve sadece bu belirli ve somut bilgiler ortasndadr
ki kendini bize gsteren yz tekisidir, yani olumlu olan.
1 953

1 00
TEVEKKL

"Frankfurt Okulu" diye anlan eyin biz eski temsilcileri son


zamanlarda "mtevekkil, olmakla sulanyoruz. Geri biz,
Toplumun Eletirel Bir Teorisi ne zg eleri gel itirdik, ama
'

bun lardan pratik sonular kannaya ak ve hazr deildik. Ne


eylem program lar yaynladk ne de kendi lerini eletirel teoriden
etlei lenm i hissedenlerin eylemlerine destek verd ik. Bunun
teorik dnrler, yani u biraz duyarl, ama hibir zaman da
darbelere dayankl cinsten olmayan aletler tarafndan arzu
edi_lip edilmedii sorusunu ele almak istemiyorum. iblml
bir toplumda bu dnrlerin alnyazs ak seik olmayabi lir,
hatta kendi leri bu alnyazsyla yozlatn lm da olabilirler. Ama
kendi leri yine kendi leri tarafndan bi i m lendirilmilerdir.
Vardklar durumu srf kendi iradeleriyle ortadan kaldramazlar.
Kend ini teori alanyla snrl tutmak gibi znel bir zayfln
momentini yadsmak istemem. Ama ben meselenin nesnel
yann daha nemli sayyorum. Ykselen, ama hafiften hornur
danan itirazlar yle: Toplumun bu saatte kkl deiikliklere
urama imkanndan kuku duyan ve bu yzden de ne o spek
takler iddet eylemlerine katlan ne de onlar salk verenler var.
Onlar bu iten vazgemi grnyorlar. Kafalarndan geenlerin
gerekleebileceine inanmamakta, asla gereklesin de iste
memektedirler. Sorunlar yle olduu gibi brakmakta onlar iti
raf etmeseler bile ylece kabullenmi oluyorlar.

1 01
Theodo W. AdoYro

Pratikten uzaklamak kimseye iyi bir hret getirmez.


Meseleye smsk sarlnayp ellerini kirJetrnek istemeyenler, bu
ilere sempatisi olmamak sanki meru deilmi ve kendini ayr
calkl saymak yoluyla baka bir yolun yolcusu deilmi de
neymi gibilerden thmet altnda braklyorlar. Pratie kar
gvensizlik duyanlara ynelik bu kukular, eskilerin u "lafazan
lk yeter" deyimiyle ortaya kanlardan, iadam veya sporcu
olsun, aktif alan insann grntsn -klavuz ya da rnek
grnt diyorlar buna- yayan reklamlarn nesnel ruhuna kadar
uzanyor. Sanki bu havann dna, kmamak lazm. Kim
dnyor, kendini bunlarn d na ekiyorsa zayf, korkak, hatta
gizli bir hain saylyor. inte llektellerle i lgili o dmanca klie,
onlarn farknda bile olmadan, ama entelektel d iye kfr edilen
muhalif gruplarn iine kadar etkisini gsteriyor.
Dnen eylemci lerin cevab hazr: Birok eyin yannda
deitiri lecek olan ey, teori ile pratik arasndaki ayrm yapma
durumudur. Praksise asl pratik insanlarn egemenliinden ve
pratik ideallerden kurtulmak iin ihtiya vardr. Ama buraya
hemen bir dnce yasa getiril iyor. Basklara !<ar direnmeyi
yine bask biiminde uygulamak, ama kend i varlklarn
yceltmeseler bile, geld ikleri durumdan vazgemek istemeyen
Iere kar ynehip uygulamak iin pek fazla bir ey gerekmiyor.
Teori ile praksisin ok sz edi len birliinden praksise daha
arlk tanma eilimi var. Kimi akmlar teoriye bir eit bask
biimi diye amur atartarken sanki praksis basklarla hi
dolaysz biimde ilikili deilmi sanyorlar. reti ruhunu,
Marx'ta yle bir birlikten alyordu ki bu birlik eylemin virtel
liine (yani yaayan, ama o zamanlar henz gerekletirilmemi
olan imkanna) dayanyordu.
Bugn ise tam tersi oluyor. Eylemin imkanszl uruna ve
yznden eyleme sar lyorlar. Her nedense daha Marx'ta bir yara
var. Kendinden pek emin olamad iin Feuerbach Tezlerinin
Onbirincisini yle otoriter bir biimde i leri sryordu .

1 02
Genliinde "Ortadaki her eyin acmaszca eletirilmesi"ni
savunuyordu Marx. Dorusu eletiriyi de alaya alyordu. Ama
gen Hegelcilere kar kulland nl esprisi, yani "Eletirel
Eletiri" deyimi "karavana"ya dnt, hedefini arnca
tamamyla bir totoloji olduu meydana kt. Praksise zorlamas
na tannan ncellik, Marx'n kendi yapt eletiriyi irrasyonel
hale sokarak susturdu. Rusya'da ve teki lkelerin Ortodoks kes
imlerinde eletirel eletiriye ynelik istihza dolu alaylar, ortada
ki durumun kendine korkun bir dzen kurabilmesi bir alet
haline geldi. Praksisin anlam artk uydu: retim aralar reti
mini artnnak! ' Hala yeteri kadar allmyor'dan baka hibir
eletiriye tahamml edilmiyordu. Teori i le praksisin alt katlarda
ki birliktelii bylesine bir hafflikle basknn hizmetine girdi.
Eylem talimatna hemence elik etmeyen dncelere kar gs
terilen baskc hogrmezlik korkudan kaynaklanyor. Beiini
kimsenin pplamad dnceden ve dncey i pazara
dnneyen tutumdan ekinmek lazm. nk insan kendine iti
raf edemedii eyi, yani dncenin hakl olduunu ok derin
lerde sezer. 1 8. yzyl aydnlarnn pek iyi tandklar ok eski bir
burj uv a mekanizmas yeni almaya balyor, ama hi
deimemi. Ol umsuz bir dunmun, bu kez bloke edilmi bir
gerekliin sanc lar bu durumu d ile getirenlere kar fkeye
dnyor. Bunlarn bilincinde olan dnce ya da aydnlanma,
Habennas'n deyiiyle, eylemciliin hareket alanlarn oluturan
sahte gerekliin bysn bozuyor. Eylemcilik sahte gereklik
olarak deerlendi rildii iin balanyor. Sahte gereklie znel
davran olarak denk den ey sahte etkinliktir, kendi aralarnda
pasiaarak faaliyet gsteren ve kendini ne lde kendi amac
haline getirdiini itiraf etmeksizin, sadece kendi reklamn yapan
etkinliktir. Hapistekiler umutlar krlm, dar kmak istiyor
lar. B u gibi durumlarda ya da fktif koullarda insan dnmeye
kalkmyor. nsan mutlak hale getirilmi praksis iinde tepki gs
terir, onun iin de yanl davranr. kar bir yol ancak dncede

1 03
Theodo" W. ;Adomo

aranabilir ki o da kimin hakl olmas gerektii belli olan tart


malarda, neyin ortaya kmas istendii batan bel l i olmayan bir
dncedir. O tartmalarki bu yzden meseleye yard mc
olmayan, taktik asndan yozlaan tartmalardr. Kap lar
rlp kapanmsa dncenin yine de hemen sklp atlmas
na gerek yok. Dncenin ii nedenleri zm leyip buradan
sonular kannaktr. Durumu kapanm bitmi diye kabullen
memek dncenin elindedir. Durum deitirilecekse deiti
ril ir, ama kstlanmam bilgi ve uslamlamay la. Praksisin iine
atlmann bedeli, byle gitmez gibilerden gizemli bilgilerle
denecekse, tevekklden kurtannaz dnceyi .
Sahte etkinlik genelde iin iin araetiara braklm v e inat
lam bir toplumun ortasnda kendine araclktan kurtanim
blgeler yaratma deneyidir. B u da, kk bir deiiklik btne
giden uzun yolda yine de bir aamadr kabilinden rasyonelleti
riliyor. Sahte-etkinlik trnden usandrc bir modelin sylemek
istedii udur: Kendin yap! Baka bir deyile, snai retimin
aralaryla oktandr daha iyi becerilebilen eyler, srf kendi
spontanl idi edilmi ve zgr olmayan bireylerde gven
duygusu yaratmak iin yaplan faaliyetler, bunlar nemli sanl
yor. Yalnz maddesel metalarn retiminde deil, bir takm
onarmlarda bile "Kendin yap"n samal akca belli, ama
neyse ki bu total bir samalk deil. Bir takm hizmetlerin eksik
liinde teknik dzeye bal olarak, zel bir kiinin ald fazladan
nlemler, arada bir hemen hemen rasyonel bir amac yerine
getiriyor. Siyasette ise "kendin yap" tam ayn anlama gelmiyor.
insanlarn karsnda, ama iine insanlar szdnnazcasna duran
toplum aslnda insanlarn ta kendisi. Kk gruplarn snrl
eylemlerine gven duymak, kabuktam btnn altnda helak
olan spontanl anmsatyor ve bu spantanlk olmasa gvenin
baka bir eye dnecei de yok. Ynetilen dnyada, btn
spontanl sahte etkinliklere yneltme eilimi olmasa bile bu
spontanl boma eilimi var. Ama bu, ynetilen dnyann etkin

1 04
elerinin kendi umduklar kadar przszce olmuyor. Geri
spontanl da mutlak saymamak gerek, hele nesnel durumdan
koparmak ve ynetilen dnya gibi putlatrmak hi deil. Yoksa
evde marangoza ihtiyac olan keser bir bakarsnz komunun
kapsn delip gemitir ve polis dayanr kapya. Siyasal eylem
ler de sahte etkinlik haline dp tiyatroya dnebilirler.
ncelerin ilerici rgtleri, isteyerek biraraya geldikten ve
dnyann tm lkelerinde kar ktklar eylerin karakteristik
lerini gelitirdikten sonra dorudan eylem idealleri, eylemin pro
pagandas da yeniden diril iyorsa bu bir rasiant dei ldir. Ancak
anarizm eletirisi bununla rtlm saylmaz. Anarizmin
yeniden dn hordakiardan sadece biridir. Teori karsnda,
kendini bu geri dnte bel li eden sabrszlk teoriyi olduu yer
den teye gtremiyor, ama teoriyi unuturken onun gerisine
dyor.
Birey kendini zde sayd kol lekti fin nnde tesl im
bayran ektike bu iler onun daha kolayna geliyor. Kendi
gszln grp tanmasna hacet kalmyor, bu ondan esir
geniyor. Azlar oalyor. Bu edim, yolundan sapmam dnce
mtevekkildir. Ben' in ve ben ' in kendini emanet ettii kollektifin
karlar arasnda saydam hibir iliki egemen deildir.
Ben, kollektifin yapt seimde kendi pay da olsun diye ken
dini defterden silmek zorunda kal yor. Neredeyse Kant kategori
lerinden biri bir emir gibi kyama geldi. imzan koymak zorun
dasn! Yeni gven duygusu otonom dnceyi feda ederek
deniyor. Teselli kabilinden, kollektif eylem balamnda daha iyi
dnld syleniyor: Dnmek. salt eylemin ileti olarak
tpk alet ilevi gren mantk gibi batan sona krleniyor. Bu
saatte topluma has ve yatkn hibir biim somut olarak ortada
grnmyor. O nedenle el le tutulacak kadar yakn gibi grnen
her tavrda geriye ynelik bir yan var. Ancak geriye dnenler,
Freud'a gre, kendi igd lerinin hedefine ulamam sayl r.
Gerisin geriye bir oluum, tersini savunsa ve Haz ilkesini saf saf

1 05
Theodo.. \1\1, r\domo

evresine yaysa bile nesnel olarak bir inkar ya da vazgemektir.


Buna karlk dn vermeden eletirel dnen ve ne kendi bi
lincini batac yapan ne de eylem yapma terrne kaplan biri,
gerekte salp koyvermeyen, vazgemeyen biridir. _ Dnmek
akln ruhunda hep ayn seni yeniden retip durmak deildir,
i mkanlar krlp kopmadka birarada dururlar. Dncenin sus
turulamayan yan , yani lifa boulmaya kar isteksizl ii,
tevekkln o lgnca bilgeliine yanamaz. Dncedeki topik
moment, kendini topya konusu -ki bu da bir geriye dn
biimidir- haline ne kadar getirmezse ve gereklemesini sabote
ederse, o denl i gldr. Ak dnce kendinden tesine k la
vuzluk eder. Onun asndan bir davran, bir praksis biimi,
praksisi savunan bir tutum olarak deimeye daha yakndr.
Dnce aslnda her trl zel ierik nnde direnmenin kuvve
tidir. Ve bu kuvvet praksise ancak zar zor yabanclar.
Dncenin byle duygu dnyasna nfuz eden bir kavram yine
de ne yaanan i liki ler ne ulalacak hedefler ne de birtakm
taburlar tarafndan gvence altna alnm tr. Bir zamanlar neler
dnlm ise bunlar bask altnda unutturulabilirler, uup gide
bil irler. Ama bunlardan baz eylerin ayakta kalmad sylene
mez. nk dncede genellik momenti vardr. Salam olarak
dn lm bir ey baka bir yerde bakalar tarafndan
dnlmek zorundadr: Bu gven en yalnz en gsz dn
eeye bile elik etmektedi Dnen biri hibir eletiri karsnda
fkeye kaplmaz. Dnce fkeyi sblim letirmitir Dnen
kii bunu kendine sindirmek, kabul ettirrnek zorunda olduundan
bakalarna da yapmak istemez. Dnen insann gzlerinde par
layan mutluluk insanln mutluluudur. Basklardaki evrensel
eilim dneeye kar da baskcdr. M utsuzluu nerede belirler
ve dile getirirse orada mutluluun kendisidir dnce. Mutluluk
bylece evrendeki mutsuzluun ilerine kadar uzanr. Kend ini
mutsuzluktan kahretmeyenler tevekkle de kaplmazlar.
/ 969

1 06
ELETR

Politikayla i l ikisi asndan Eletiri'den biraz sz etmek


gerek. Pol itika, her eye ramen pol itik kurumlarda, ilemler ve
yntem kural larnda grld gibi smsk kendi iine kapan
m bir dnya olmadndan, tam tersine ancak toplumda, poli
tik her eyin zn oluturan ve siyasetin yzeysel olay lar
ardnda gizlenen kuvvetler dengesiyle ilikisi iinde kavranabilir
olduundan eletiri kavram da dar bir siyasal alana sdrla
maz. Btn demokrasi lerin znde eletiri vardr. Demokrasi
sadece eletiri zgrlne ve eletirel drtlere ihtiya duy
makla kalmyor. Onu asl eletirinin kendisi tanmlyor. Bunu
tarihsel adan Locke, Mostesqieu ve Amerikan Anayasas
zerinden bugnlere kadar btn demokrasilerin dayand
gler b im kavramndaki can damarn eletiriden gemek
te oluuna bakarak kolayca gz nnde canlandrabil iriz.
Kontrol ve dengeler sistemi, yrtme organ, yasama ve adalet
organlar arasndaki kar lkl kontrol, bu glerden birinin
tekini eletirmesi ve bylece, o eletiri esi olmasa tekisinin
kolayca ynelebi lecei keyfil iin nne gei lmesi gibi eyler
ifade ediyor. Demokrasi koullar, reit olmak ve eletiri hep bir
arada say lrlar. Kendi adna konuan biri rt sahibi demektir,
nk kendi adna dnmtr. Sadece konuulanlarn ardn
dan konumu deildir. Kendisine velilik yaplamaz. Bu da
ortadaki grlere kar direnme gcnde gsterir kendini ve de

1 07
'theodo.- W . .Ad""""

bir zamanlar mevcut olan kurumlara, kendi varlyla bada


mayan btn yasalara kar direnme gcnde... Byle bir
direni, yaanp bil ineni salt konvansiyon olarak ya da otoritenin
zoruyla sineye ekilenden ayrt etme yetenei anlamna gel ir ve
bu da eletiriyle birdir. yle ya, eletiri kavram Grekedeki
"krino", yani karar vermek szcnden geliyor. Yeni aiara
has mantk-akl (Ratio) kavramn eletiriyle ayn kefeye ko
yanlar biraz abartyorlar. Toplumu, kendi kabahati olan ' Rt
sahibi olamamaktan kurtulmu olarak grmek isteyen aydn
lk Kant, otonomiyi, ksacas heteronominin, yani dardan
buyurulan eylere baemenin tersine kendi anlayna gre
hkm vermeyi savunuyordu. temel eserine bu yzden
"Eletiriler" baln koyuyordu. Bu sadece Kant' n snrlarn
belirlemek ve yntem ini kurmak istedii akim ruhsal yetenei
iin geerl i deildir. K leist e letiriyi nasl dipdiri hissediyorsa.
Kant'n gc de ok somut anlamyla eletirinin gcyd.
Kendinden nce kabul edilen rasyonal ist sistemlerin dog
macln eletiriyordu: Mantk Akln Eletirisi her- eyden
nce Leibniz ve Wolff'a kar keskin bir eletiriydi. Kant' n
temel eseri olumsuz, onaylamazc sonularyla etki liyordu
ortal . Salt dncenin kendi sn rlarn amas sorunuyla
urat en nemli .blmlerden biri, batan aa olumsuzdur,
olumlamazcdr.
Ne ki mantk-akln ve burjuva dncesinin temelli paras
olan eletiri, onun kendi kendini anlayna gre kabul edilmesi
gerektii kadar akln ruhuna hibir zaman egemen dei ldi. Hatta
Kant' n iki yzyl nce dedii gibi, her eyi krp dkenler, ou
kez eletiriye yakksz diye kusur bulanlarn tavrn gsteriyor
lard. Bu durum onun szlnde "vernnfteln" (k l krk
yarmak ya da aklc lk taslamak) gibi garezkar szcklerde gs
teriyor kendini. Bu szckler sadece mantk akln snr takn
l klarnn hncn almyor, bu taknlklarn kullanlmasn da
dizginlemek istiyor. nk Kant' n anlayna gre byle bir

1 08
kullanm mantk akl durmadan yeni taknhklara iter. Kant'la
balayan hareketin doruuna eritii Hegel, birok noktada
dnceyi olumlamazclk ile. bylece eletiri ile bir sayar. Ama
onda eletiriye paralel ve ters ynde bir eilim de vard r:
Eletiriyi durdurmak. Kendi aklnn snrl faaliyetine gvenen
ler iin siyasal bir kftir icat eder: Raisonneur (Ciddiyet budatas
ukala)! Kendi snrlln hi akl etmedii iin bu ak ll
budalay kendini beenmilikle sular.
nk Hegel daha st dzeydeki bir eyi, yani btnlg
kavrayarak kend ini onun altnda dzenlemeyi akl edemez. st
dzeydeki ey Hegel iin varlgnda direnen eydir. Hegel'in
eletiriye kar duyduu antipati, onun "gerekl ik akln mant
na uygundur" tezine paralel dmektedir. Raisonneur, Hege l ' in
otoriter biimde belirtt i ine gre, kendi mantk aklna gerek
ten de egemend ir, mantk-akln var olan eylere ters dmesi
durumunda diretmeye kal kmaz, bu durumda kendi mantn
yeniden bulur. Her yurtta gerekliin nnde pes etmelidir.
Eletiriden, vazgemek demek daha yksek dzeydeki bir bil
gel ie doru yolunu deitirmek anlamna gel ir. Gen Mars'n
varln srdren her eyi acmaszca eletinne ilkesi ise btn
bunlara kar ksaca bir cevap niteliindedir ve olgun Marx
temel eserine altbalk olarak Eletiri adm koyar.
Hegel'deki ilgili pasajlarn, daha dorusu eletiri-kart ei
limin akca dile getirildii Hukuk Felsefesi'nin ierii toplum
saldr. Raisonneur' ve Dnya Dzelticisi tipi alaya alrken bu
istihzalarda yatan dikkat uyandrc vazlar kefetmek iin sos
yolog olmaya hacet yoktur. O vazlar ki halk veya tebaay
skunette tutar. Kendisine vel i lik edenin hi de karmak
istemedii aptallndan dolay stlerinin buyruklarn onayla
mayan halk da. sonunda her eyin kendi iyilii iin olduunu.
hayatta kendisinin stndekilerin akln ruhu asndan da stn
olmalar gerektiini gremez. Eletiri ruhunun yeni alarda ayn
zamanda hem daha serbestlik kazanmas hem de dizginlenmesi

1 09
Theodol' W, .Adol'no

arasndaki bu eliki btn burjuvaziyi ilgilendirir. Daha ilk


safhadan balayarak burjuvazi kendi ilkelerinin varaca mantk
sal sonularn artk kendi karlarnn dzeyinden teye gidebile
ceinden kuku duyacaktr. Bu eit elikileri Habermas, siyasal
dzlemde etki li btn eletiriterin en nemli ortam saylan
kamuoyunda rnekledi. Bu eletiri ki bir yandan toplumsal
znelerin eletirme rtn tamakta, te yandan da meta haline
gelmektedir, hatta kendini daha iyi satabiirnek iin eletiri ilke
sine kar direnir bi le.
Almanya'da unututan bir ey var. Eletirinin, akldaki ruhun
merkezi motif olarak dnyann hibir yerinde sevilmedii
unutuluyor. Ancak zellikle siyasal alandaki eletiri dman
lndan sz ederken bunu, Almanl a zel bir ey diye de
dnmek iin nedenler var. A lman yurtta sivi l haklarna tam
olarak kavumad ya da byle bir zgrleme daha yle bir
evrede bulunuyor ki zgrlemenin koullar, yani akn gi
riimci liberalizmi bu safhada alttan alta oyulmu ... U lusal
devlet halinde birlernek de ar aksak gidiyordu, baka bir sr
lkede de bu, burjuvazin in glenmesine paralel olarak gerek
leti . Tarihi geriden izleyen bu sre ksa bir ara nameydi. Buna
Alman birlik ve beraberlik travmas yol am olmal, yani
bilekesinden demokratik iradenin doduu okluun ierden
zaafa dmesinden kaygtanan travma. Kim eletirecek olursa,
totaliter rgtlenmeleri amak isteyen birl ik tabusuna kar
gnah iliyor demektir. Eletirmen blc ol uverir ve total iter
dnemde akl buland rc biri ... Parti kavgalarnda muhbirlik
yapmak nasyonel sosyal istlerin propaganda arac olarak kanl
maz bir faktrd. Birlik travmasn Hitler de yaad ki bu,
Hitler'in balatt savatan sonra Almanya'nn blnmesiyle
belki daha da iddetlendi. Almanya'da demokrasinin gecikmi
olmas herkesin kabul ettii bir gerek. Ama bu gecikmenin dal
lanp budaklanarak bir takm yeni sonulara ulam olmas daha
az bilinen bir durum. Demokrasinin, egemen halkn iine

1 10
ilereesine yerlemek asndan Almanya'da karlatA zorluk
lar aras nda ancak ekonomik ve dorudan toplumsal olanlar
yannda unlar da nemsiz say lmaz: Demokrasi-ncesi ve
demokratik olmayan bilin biimlerinin, zellikle devletilikten
ve devlet dncesinden kaynaklanan biimlerin birdenbire gi
riilen demokrasinin ortasnda ayakta durabitmesi ve insanlarn,
bunlar kendilerine dert edinmelerine engel olmas. Bylesine
geri kalm bir davran biimi, eletiriye kar gven duymamak
ve eletiriyi hangi bahaneyle olursa olsun hadm etme eilimidir.
Goebbels' in eletirmen kavramn mzmz kavramna indirge
yerek aalamas ve "hain mzmz" kavramyla ayn anlama
getirebitmesi ve her trl sanat eletirisini yasaklamak istemesi,

sadece entelektel esintileri pohpohlamakla kalmayacakt. Bu


propaganda uzman hesaplarn sosyal psikoloj i dzleminde
yapyordu. Almanlarn eletiri karsnda mutlakiyei zihniyet
ten gelen o nyarglarn kullanabiliyordu. Pohpohladklarna
kar onlarn yreiyle hitap ediyordu.
Almanlardaki eletiri dmanl nn bir anatom isini izmek
isersek bunun entelektel lere kar duyulan garezle smsk
balantl olduu grlr. Belki de kamuoyunda ya da, Franz
Bhm 'n deyiiyle, kamuoyu say lmayan evrelerde kendisinden
kuku duyulan veya holanlmayan entelektel. bir eletirmenle
ayn tutuluyor. ntellektalizm-kartl nn burjuva devlet
dncesinden kaynakland akla yakn geliyor. Eletiri, deniyor,
sorumluluunu b ilmeli ! Ama buradan u sonu kyor: Eletiri
yapmaya ancak sorumlu durumda olanlarn haklar vardr, ama
profesrler gibi memur entelektellerdeki entelektell ik
karthnn da yakn zamanlara kadar yine de snrlar vard.
Ura alanlarnn malzemesi gerei profesrterin de entelektel
saylmas gerekirdi. Ancak genelde rencileriyle dtkleri
uzlamazlklar onlar gerek iktidarszlklar ile yzyze brak
mad srece memurluk ve resmi prestijlerinden dolay kurulu
dzenin kamuoyundan byk saygnlk gryorlard. Eletiri

lll
Theodo W. Ado""o

sanki yetkili dairelere ayrlm gibidir. Yurtta n insanl k hak ve


grevlerinden hareketle eletiri, konumlar kabul edil ip destek
grenlerin ayrcal haline getiri liyor. Grlerini oturtma gc
olmadan ve kamuoyunun yaktrd hiyerari iinde yer almak
szn eletiriye kalkan biri susmak zorundadr. Devletin tebaasnn
snrl aklndaki klienin. biimsel eitliklerin Almanya'snda
dnp dolap brnd biim budur. Kurumlarn, yaanan
durumlarn iine rd insanlar genelde besbell i ki bu durumlar
eletirmekte kukuya kaplacaklardr. Ynetimle ilgil i haklar
erevesinde dtkleri uzlamazlklardan ok. insanlar kendi
gruplarndaki uzlamazlklardan ekiniyorlar. Resmi sorumluluk
tayanlarn eletirisi anlamnda bir sorumlu eletiri ile sorumsuz
eletiri (yani eletirilerinin sonularndan dolay kendilerinden
hesap sorulamayacak biimde eletiri yapanlarn eletirisi) arasn
daki aynlk yZnden eletiri daha batan ntr hale getiriliyor.
H ibir pozisyonu olmayanlara eletiri hakknn tannmamas,
eitim ayrcaln, zellikle verilen snavlarla korunmaya al nm
meslek yolunu eletirrneye mezun kiilere has bir merci haline
getiriyor ve bu merci, tek bana eletirideki donluk ls ola
biliyor. Btn bunlar ne aktan aa oluyor ne de kurumsal
dzeyde oluyor, ama saysz pek ok insann bilin ncesinde yle
derinlemesine yer alyor ki toplumsal denetimin bir eit tabann
oluturuyor. nllerin ynetim dneminde yalnzca memurlarla
snrl kalmayan h iyerarinin dndaki insanlarn, mein bell i bir
kentteki adli uygulamalar asndan eletirilerde bulunduklar
durumlar hi 'de azmsanamaz. Bunlar hemen kavgac geimsiz
insanlar olarak bir kenara atlyor. Bunlar, Almanya'da birey
olarak bamsz bir kiiyi, muhalif birini deli yerine koyan
mekanizmalara havale edip savsaklamakla i bitmiyor. Meselenin
nitelii daha ar basyor: Kamuoyundaki bil incin eletiriye
kapal yaps sonucu. muhalif biri gerekten de kavgac bir insan
durumuna getiriliyor. Ve onu eletirilerinde d iretecek hale
getirmedikleri srece, bu tipler kavgac bir karaktere brnyor.

1 12
CLCT,j'Rj 1 "topl&.n sti\t\e Yazlo ..

Yolundan amazcasma eletirel bir zgrlk kendi dinamii


boyunca ve kolayca M ichael Kohlhaas' n tutumuna dnyor ki
o hi de yle bou bouna bir Alman deildi. Alman kamuoyunun
yapsndaki deime as ndan en nemli koullardan biri
deindiim sorunlarn genelde bilinli olarak, rnein siyaset
eitiminde ele alnmas ve kaderlerindeki o kr glerden kurtul
malardr. Alman kamuoyunun eletirilere ynelik ilikisi arada
bir tepetaklak edil iyor. Serbest eletiri hakk tek yanh olarak,
demokratik bir toplumun eletiri ruhuna kar kanlarn yararna
kullanl yor. Kamuoyunda byle bir ktye kullanma kar
bakaldran uyankln ise, kamuoyunda Almanya'da eskiden
olduu gibi eksiklii duyulan bir gce ihtiyac var. Bu g sadece
yoklamaya ararak yaratlamaz.
Kamuoyunun zgrlk bir gelenei artran organ
larn n tutumu, kamuoyunun eletiriyle olan eri br ilikisi
asndan karakteristik bir rol oynar. Reaksiyoner saylmak iste
meyen kimi gazeteler, benzerlerinin hi de eksik olmad
Amerika'da "ruhani" diye nitelenen bir tonda yazmaya aba
gsteriyorlar. Sanki uzlamazlk konularnn stnde imiler gibi
konuuyorlar, yle "szlp arnm" bir havaya brnyorlar ki
sanki tonton bir teyzeniz konuuyor sanrsnz. Ne var ki onlarn
meselenin stnde byle mesafeli bir tavr al lar ou zaman
resmi azlarn ilerine geliyor. Gereinde iktidara, gsterdii iyi
niyetten amasn diye moral de veril iyor. Bu tr gazetelerin dili
hkmetin yapt duyuru lardaki dili andryor. Oysa ortada
hkmetin hibir duyurusu yok. Ruhani davrann ardnda
otorite bamis bir davran yer al yor ve bu, hem gzden
kard klar tketici lerde hem de bu ruhani tavr yutturduklar
kiilerde de byle... Almanya'da eskiden de olduu zere, ikti
darla zdeleme eilimi hkm sryor. ktidar veya g poli
tikasyla ieriye ve darya kar zdelemi olmak gibi
teh likeli bir potansiyel bu eil imde pusu kurmu bekl iyor.
Kurumlarn, eletirici bil incin istedii ve yrtme organ nn

3
Theodoo W. AJorno

byk lde kabullendii reformlarnda gsterilen ihtiyatllk


semen kitlesine kar duyulan korkudan kaynaklanyor. i te bu
korkudur ki e letirileri de rahata etkisiz brakyor ve ayn
zamanda eletiri-kart ruhun. eletiriden kar olanlarda ne
denli yaygn olduunu gsteriyor.
Eletirinin vardg sonusuzluun Almanya da zgl bir
modeli var ki bunun da kkeni askeri kaynakl olsa gerek: S icili,
kusurlar ve aykrl ktarla dolu olan ast ne pahasna olursa olsun
rtbas etme egilimi ... Askeri hiyerarilerde muvazza f snfn
ruhuna has bask momentine her yerde rastlamak mmkn. Ama
yanlnyorsam Alman lara zg bir ey varki o da, bu askeri
davran emasnn sivil, hatta zellikle siyasal alanlara da
yaylm olmas ... Kamuoyunun eletirisi zerine, eletirilen kim
ve ne ise onun stnde olup. sonunda sorumluluun kendilerine
ait olmas gereken mercilerin. meselenin nitelii karsnda ilgi
siz kalarak bu kez eletiritenden yana kp darya kar verip
veritireceklenni gibi bir duygudan kendini kurtaramyor insan.
Sosyolojinin etrafl ca irdelemesi gereken bu mekanizma, yle
sine gzel yontulmu ki siyasal eltiriyi de ayn kader
izgisinde tehdit ediyor. Wilhelm zamannda amirinden ikayet
etmeye yeltenen askerin bana gelenler de bu yzdendi . Askeri
bir grevl inin kurumlarna kar duyduu garez btn bu kesim
iin bir simge anlamn tar.
Almanlarn eletiriyle ilikileri, eletiriterin sonusuzluu
yznden zedelendii iindir ki belki daha somut hale geliyor.
Almanya eer, Ulrich Sonnemann'n dedii gibi, snrsz bir
takm olumsuz yaktma ve beklenti ler lkesi olma sfatna
layksa bunun hep syled i klerimle ilgisi vard r. B irinin,
kamuoyunun basksyla temizlenmesi sama bir cmle olabilir,
ama bu sylemden daha da kts, ne bu basky yapan kamuoyu
nun olumamas ne de bundan sonular karlmas durumudur.
Kamuoyunun ve ngi ltere, Fransa, Amerika gibi eski
demokrasilerde memur kkenli olmayan eletiriterin sonularyla

1 14
LtT.7Rj 1 Lopl"'"' st4ne Yazlar

ilgili aratonalar Almanya'daki durumla karlatrlmal olarak


siyaset biliminin bir konusu olmaldr. Byle bir incelemenin
sonular ortaya kmadan kesin konumak istemem, ama imdi
den tahmin edebilirim. rnein bir istisna olarak Spiegel olayna
bakarsak, dnlebilir ki, kamuoyunun yanstclar, yani
protestoda bulunan gazeteler, nadiren yaptklan o heyecanl gi
riimlerini, eletiri zgrl ile, engellenneden haber venne
zgrlyle dayanma iinde olduklar iin balatm deiller.
Tam tersine bunu kendi somut karlarn, haberlerin piyasa
deerini tehdit altnda grdkleri iin yaptlar, balattlar.
Almanya'da kamuoyunun etkili eletiri yaptn gsteren
ipularn kmsediini yok. Federal Almanya'da radikal sac
bir kltr bakannn drlmesi bu eletiriler iinde yer alyor.
Ama bugn, rencilerle profesrler arasnda bir zamanlar
Gttingen'de olduu gibi, bir dayanmann artk olmadna
baklrsa1 benzer durumlar meydana gelir mi, gelmez mi, kuku
duymak gerekir. Bana yle geliyor ki, kamuoyundaki eletiri ruhu
siyasal gruplarn tekeline girip kamuoyunda bu yzden leke
le!lerek gzden dtnden bu yana nemli tepkilerle karlat.
Dilerim ki yanlyor olaym. u Raisomeur' (eletiri budalas
ukalay) karalayc (Hegelci-Y. .) felsefeden yola kp geveze
bir tenkitilie sapianan eletiri-kart ema, baka lkelerde
benzerlerini yaama frsat bulamam birinin kolayca kabul ettii
gibi olmasa bile, znde Alman'a has bir emadr, yani Pozitiften
(olumlayc veya akakdan) medet ummak! Eletiri hepten ho
grlecek olduunda ya da insann kendisi eletirici biimde
hareket ettiinde, eletiri kelimesine "yapc" s fat da
ekleniveriyor. Bu arada, eletiriyi ancak, eletirilenin yerine daha
iyisin: nerebilecek birinin yapabilecei de varsaylnyor deil.
Oysa iki yzyl nce Lessing estetik dzleminde bu konuyla alay
ediyordu. Pozitif'in yk ve arhyla eletiri daha batan
evcilletirilmi oluyor ve kendi iddetini getiriyor. Gottfried
Keller, yazl bir pasajda aranan yapc eye ''baharatl brekten

l ls
't"heodol' 'Al, .Adol"no

szck" adm takmaktadr. "Ortada kt bir ey varsa ve bu


ieriye hava ve k dolmasn engelliyorsa, bu pis kokuyu kov
mak" diyor, Keller "insana pek ok ey kazandrr". Gerekten de
eletiriye, daha iyi bir pratik yolu salk verebilecek bir e katmak
her zaman mmkn deildir! Eletiri gerekliklere, bu gereklik
lerin i lgili olduu normlarla kar kacak biimde hareket etse
bile mmkn deildir bu. nk normlar izlemek daha iyisidir.
' Pozitif,' terim ine kar yirmi otuz yl nce sadece Karl Kraus
dei l, bir para radikal bir yazar olan Erich Kastner bile poJemik
balatt, ama bu terim Almanya'da zaman zaman byl bir hale
sokuldu. Otomatik olarak yutuveriyor. Bu terimin uyandrd
kukuyu, bugnk koullarda, i lerlemeci bir anlaya gre
toplumun yneldii daha stn bir biimi gerekl iin iinden
artk bir eilim olarak bile okumann imkansz oluundan anla
malyz. Toplumu eletirmekten bu yzden vazgeildiinde.
eletiri sadece toplumun daha stn bir biime geiini
engelleyen o kukulu durumlara yneltildi. Daha iyi olann nesnel
olarak tannmaz hale getirilmesi o byk btn soyut olarak
ilgi lendiriyor deildir. Eletiri len her tikel fenomende o snriarta
hemen karlalr. Pozitif nerilere ynelik istekler hemen tat
minsiz kalr ve eletiriye daha kolaylkla amur atlr. Pozitife
kar duyulan lgmca istek, sosyal psikoloji asndan ince bir
klfn iinden etkisini gsteren yakp ykma igdsn rten bir
tepkidir, dersek yeter. Pozitiften en ok sz edenler ykc gle
birlikteler. Paksise dntrlmeye hemen hazr olan pozitiflie
ynelik kollektif zorlama, bu arada toplumla taban tabana zt
olduklarn kast edenlere de bulam bulunuyor. Onlarn eylem
cilii egemen toplumsal eit ime bu yzden uymuyor da deil.
Onlara kar sylenecek ey Spinoza'nn nl bir cmlesini biraz
deitirerek sylersek udur: Yani bir kez iyice belirleyip
tandktan sonra, artk dorunun ve iyinin gstergesi olur.
1 969

16
SONSZ

Adomo'nun Horkheimer'le birlikte, btn sosyal bilimler,


felsefe ve kltrdeki pozitivist akmlara, Marksizm dahi l
eletirel gzle baktklar dorudur.
Dolrudur; Adorno'nun i nsann "aklnn ruhunda giritii,
(geistig) etkintildere byk nem verdii, bunlara ister manevi,
ister mziksel v.b. alanlarda olsun, geni anlamlar ykledii ...
Toplumsal gerekl iin temelde bu etkinliklerden olutuunu
vurgular: Toplumsal gerekl iin portresine egemen olan izgiler
"aldn ruhundaki" faal iyetlerin izleridir. Ancak kartlar,
Adomo'nun bu etkinliklere neden-sonu balamnda belirleyici
birer nitelik yaktrdn iddia ederler. Etseler bile, bu iddiann
yine de bir yaktrma olmaktan teye gemediini syleyebili
riz. nk Adomo, toplumsal yaamn yeniden-retilmesini
yle gryor: Kendi leri de doann bir paras olan insanlarn
doayla "karhkl ve de altematifli" kavgas olarak, "mantkl,
bir toplumsal insan doasn gerekletirme yolunda biyoloj ik
doaya dayal bir kavga olarak ... Ve Adomo'ya baklrsa, burada
karlkl etkileyici faktrlerden hibirinin neden-sonu
balamnda ncelikli bir rol yoktur, nk Adomo'ya gre,
byle bir balamda ncellik aramak "geleneksel, felsefenin
iidir ve bu felsefenin salt bilgi teorisine dnp kalmasnn
nedeni de rollerdeki bu ncellik araydr. Geleneksel felsefe,

17
Theodo>' W .Ado,.,.o
.

diyor Adorno ayrca, toplumsal ilikilerle uraacak yerde,


kendine zg bir dnya, bir bilgilenme sreci ortaya karmtr
ki "insann toplumsal gerekl ikten soyutlanmas"na yol aan da
budur.
Tarih ve toplum karsnda birbirine ayr drlen
zne/Nesne, Doa/Toplum gibi momentler arasndaki karlkl
ve alternatifli etkileme unu gstennelidir, Adomo'ya gre:
idealizm ile Materyalizm arasnda klasik olarak yaplan ayrmn
modas gemitir ! Neden mi? yle demesi gerekecektir
AcJorno'nun : Kavramlarn toplumsal gereklik iinde verdii
kavgalar, onlarn sylemek istedi kleri gerekl iklerden ok daha
nemlidir de ondan ! H ibir eyin, yle kendinden grnmesi
beklendii gibi grnmedii akca belli olduktan sonra artk
kartlarn birbirlerini yiyip bitirmeleri gibi bir mesele mesele
olmaktan kmaktad r, toplumsal sre iinde. As l mesele, "u
bildiimiz" kartlarn temelde bir birlik oluturduklar mesele
sidir ki bu birlik stelik, kendi kendisine btnyle zde o lmak
gibi bir birlik olmayabi lir de ...
Biraz daha incel ikletireJim Adorno'nun felsefi yaklamn

ve soralm Materyalist demek mmkn m bu felsefeye?
Adorno, insanlarn grlerine, bil ime ve felsefeye idealist a
dan bakmad iin by le denebilir belki, ama topl umun
materyalist temellerine salt ekonomi gzy le bakmad iin ve
bakmad srece, denemez.
Adorno neredeyse Hegel'in realist idealizmini baka bir
uyakta izler gibidir, kavramlarn sre iindeki dnmlerine el
atar. Ama Hegel'deki dnmler sanki dnmernek isterler,
mutlak bir kalclk peindedirler. Oysa Adorno kavramlarn yeni
yeni rollerine pannak basar, toplumsal gerekliin evrimini
onlarda grr. Bylelikle felsefi yntemlerin geleceine iaret
eder sanki, nk teori ve gereklik gibi al lageldik ayrmlarn
an lamn yitirdii kan sndad r. Yaanan durum dzeyinde bir
eyi idealist ya da materyal ist diye nitelendirmek samadr:

1 18
Teori, bi lgi teorisi haline dnp sahteletii halde, der Adorno,
byle bir idealizm olarak bile maddesel bir g olup kyor
karmza. nk yaanan g il ikilerini devam ettiriyor teori,
yeniden retiyor daha dorusu ... Althusser' in kulaklar nlasn.
Marksist bir Adorno'ya m zendi yoksa?
te yanda Adorno'ya gre, maddesel nitelik ler, ekonomik
deer kavramlar biiminde, her eye hkmeden ve rehberl ik
eden bir kavram haline gelebildi, gel iyor. O bak mdan idealist ve
materyalist denen nitelikler, birbirleriyle rollerini deitirebili
yorlarsa byle bir toplumsal gerek lik iinde hakiki bir teori
ancak materyalist olabi lir! Gryoruz ki Adorno, manevi
tasarm larn toplumsal gereklik iinde urad dnm lerden
ve rol deimelerinden, bunlarn yaam ndan ve onun da ardn
da birey-insan akl nn ruhundaki dalgalanmalardan sorumlu
tutuyor felsefey i. Topl umsal gereklik. bu dntimleri yaarken
temelde birey-insan aklnn ruhundan kaynyor, kaynaklanyor.
Adorno ' nun materyalizmini insann fizikse l deil, manevi
emeiyle ilgili alanlarda, bunlarn yaratt maddesel gler
d_orultusunda aramak lazm. Onun materyalizmi toplumsal
gereklii oluturan dinamiin bir yzdr, teki yz ise
manevi gler anlamnda idealizm. Ama bu idealizm, akln ruh
sal rnlerini, fikirleri oluturan bir dnya gr de deildir.
nk zaman zaman maddesel bir g kazand iin belli bir
ideal izmin, mutlak bir kalcl da yoktur toplumsal gerekliin
evrimi iinde. O, toplumsal gelimenin k noktas olarak
emein rgtlenmesini savunmad. Marx'a katlmay dnme
di. Teorisinin temelinde rgtlenmesi deil, bu rgtlenmeyi
etkil iyecek glerin nitel iinin sre iindeki deiken lii yat
yor, mutlak olarak ne salt maddesel ne salt idealist nitelikte
kald tezi. O nedenle Adomovari bir materyalizmden sz
etmek mmkn. Geleneksel felsefenin bilgi teorisine dnt
yollu eletirisi de gsteriyor ki gereklie bakarken onu idealist
gzlklerle gnnek doru deildir; nk toplumsal olaylarn ve

1 19
"rheoJo,. W. Ado,.no

gelimelerin, akln ruhundaki etkinlikterin dorudan etkisi altn


da olduunu sylyor deildir.
Toplum bilimiere salt ekonomi asndan bakmadna gre
Adamo' nun burada gtmeye alaca yntem ne olabil irdi?
Yntem tartmalarnn balangc 1 96 1 ylna doru uzan yor ve
bu usuz bucaksz tartmalarn ilk alevi Tbingen'de toplanan
Al man Sosyoloj i Cemi yetinin Kongresi 'nde parlyor.
Tartmalar, sosyal bilimlerde empirik modelin mantk yanls
(logico-empirist) olanlar, yani Pozitivistler -ki Albert ve Popper
bunlarn desteki teri arasnda yer alr- ile sosyal bilimlerin
toplumdaki ilevini nplana karma yanls olan E letirel
Sosyalbilimci ler -ki Adomo, Horkheimer ve Habermas bunlar
desteklerler- arasnda patlak veriyor. Empiristlerin kansna
gre, sosyoloj i verileri kayda geirmekle snrl kalmalyd,
nk sosyoloj inin yapt, uygun olarak gelitirilmi bir
kavramlar emas yardmyla sadece olaylar snflara ayrp
"yerine" oturtmakt. Talcott Parsons 'un yapsal-ilevselci ynet
mi byle empirik bir sosyoloj i iin biilmi kaftand. -
Ger i sosyal fenomenler ikiye-blnm . (dichotomik)
kavramlar andran kavram iftleri yardmyla snflandrlp
dzenlenebi l ir, ama fenomenleri bylece ne aklamak
mmkndr ne de anlamak. Bu olsa olsa, olaylar veya onlarn
kavramlarn dosyalamak, olaylar aklyorum sanmak olur. te
Adorno'nun. Horkheimer ve Habermas v.b.'nin kar ktklar
buydu. Bu, kavramlarn ya da kavram dosyalarnn boyunduruu
altna girmekti, eletirilmesi gereken ilk nce buydu. yle ki:
Gerekliin ''Ne" olduunu belirleyen dncedir, oysa yntem
li dnce bile ksmen de olsa, ama fii len Kr'dr. nk
sadece byle "kavram larla bel irleme" erevesinde kavranabile
cek eyleri grebil ir. Byle olunca, gerekliin bir blm,
kavrarnlara dayal kuramsal alg lamann gznden kaar. Ya da
yle diyel im: Kavramlardan oluan bir dzenlemenin yaps,
eylerin veya eyler aras i likilerin yapsyla zde klnm

1 20
eLeTJR.:J 1 Topluon lAsti<t'le Yazlar'

oluyor! Adorno, retti kleri kavramlarla, gerek l igi gayya


kuyusundan kardklarn sanan empiristlere Pozitivist diyor ve
onlar yle suluyor: Sadece deneyime gvendiinizi sylyor
sunuz, ama deneyim dediiniz ey fiilen, kendi kavramlar sis
teminizin szgeinden geenlerd ir. . . Ksacas pozitivistler,
deneyimin kendisini daha nceden, daha sra deneyime gelme
den hep kendi kavramlaryla "koullandrm" bulunmaktalar.
Bugn sosyolog bir anketiyi (bilgi edinen zneyi) dnn.
Anket yapyorum diye, empirist bir deneyi me -girii rken soraca
soru lar kendi kavramiarna gre hazrlarn yar mu? Gereklikle
deney yapaym, gereklii reneyim derken renecei bu
gerekl igi daha batan koullandrrn oluyor: Gerekliin ken
disine kendi kavramlaryla mdahale ederek onu oldugu duru
mun dan farkl durumlara itiyor, bozuyor, gagalyor. Fiziksel
mikro-dnyann (dalga-biiminde kendini yeniden-reten)
tanecikleri de benzer bir mdahaleyle kar karya. B ilgi-edinen
zne rolndeki deneyci (sosyoloji dzleminde Anketi), gerek
l iini renmek istedii taneciin gereklik dnyasn, daha
tanecie soru (-sinyalleri gnderip) sorar sormaz, rndan
karyor. Onun kendisiyle olan mutlak (mdahale edilmeden
nceki durumuna has) zdel iini bozuyor. Heisenberg'in
"Belirsizlik ya da Kesinsizlik ilkesi" denen i lkeye yol aan olay
bizce ite bu zdelik bozgunundan kaynaklanyor. Tanecik,
kendi gerekliiyle i lgili kesin ve doru bi lgi ler veremez oluyor,
zdel iinden, kiml iinden sapyor. tutarszlayor. hangi
tanecikle kar karya olduumuz belli deil. Taneciin, kendi
mdahale-ncesi gerekliinde naslsa yle olduu gibi (yani
kendisiyle mutlaka zde) yaama koullarn yitirmesi olaydr
bu. Ve bu koul larda yaama yeteneini, ancak bir olaslk
leinde belirlemek mmkn ki bunun fiziksel matematik yn
temine Prodeterminist (Probabil ist determinizme has) yntem
diyorum. Ancak bu yntemi sosyal olaylara uyarlamak, sosyal
dnyada mdahale momentlerinin -fizikte olduu gibi- kesin

121
Theodo,. W, .Ado>'no

biimde tanmlanmas, imdilik pek g olduundan, hi de


kolay deil (bkz. l ) Y.. "Pozitivizmi Eletinnek", 1 985 ve 2)
"Bilimler ve Sanatta Diyalektik" adyla yaynlanacak kitabmz.)
nk anketinin, yani deneyci sosyologun kavram bii
minde ynelttii sorular, toplum denen canl ln kendini
yeniden-retim mekanizmasna (tpk dalga biiminde kendini,
mdahale edilmedike, aynen yeniden-reten maddesel tanecie
dardan, bilgi lenme amacyla yapld gibi) yaplan birer
mdahaledir ve bu soru sorulduunda, aynen-yeniden-retmenin
ilikileri sorgulanm, yani retimin ardnda neler olup bittii
veya ardndaki mantk ya da Ratio (mantk akl) sorgulanm,
bu iliki ler kukuya drlm olmaktad r. Her sorgu,
reticinin kendine yeniden retme faal iyetine ynelir ve kendini
aynen-yeniden-retmeye kar bir "tehdit"' tir. Bu tehdidin
yaratt Risk, reticinin retim il ikilerini "aynen-yeniden
retme" mutlakl ya da kesinliini bir olaslk haline getirir.
Ed inilecek bilginin keskinliini sarsar. te pozitivistterin
edindikleri bilgi (modern Kuantum kuramc larnn, kendisine
deney amacyla mdahale edip kim l_i ini bozduklar dalga
_
tanecikten edindikleri bilgi gibi) byle sarsak bir bilgidir.
Oysa sorulan sorular -yani bilgi-edi nmeyi amalayan
sinyaller- fiziksel dnya gibi bil insiz ve duygusuz bir dnyaya
oranla, o denli eitli ve zengindir ki toplumsal dnyada ...
Sorularn (tehditlerin) retim ilikilerinde yaratt kuku ve
riskierin iddetini nas l bi leceksiniz kolayca? Bu sorularn ya da
tehditierin kavrarnlara sdrlamazl n, reticinin retim i l i
kilerini yeniden retirken, salt bir makine gibi hareket etmeyip
karmza, tek tek kavramlatrlp kalplatrlmas mmkn
olmayan binbir eit duygusal ya da mantksal kukutarla k
tn, bu duygusal ve mantkl riskler altnda ezildiini nasl
inkar edebiliriz? Adorno btn bunlar bu biimde, yan i prode
terminist bir anlatmla sylemiyor, ama bu kitapta durmadan
deindii tehditler bunlardr: retim i likilerinde kar lalan

1 22
risklerin, kavram-kalp dkn mantk-pozitivistterin ka l
plarna sd rlamazl , indirgenemezlii; ksacas sosyologun
b i l gi-ed inmec i sinyalleri (sorular) karsnda, reticinin,
kar lat riskleri pozitiv istlerce beklendii biimde sabit ve
ortak bir takm kavramlarla dile getiremezl ii ! Marksist analiz,
ite bu dile getiremezlii umursamad , tehd itierin salt ekonomi
d i l iyle ifade edilebi leceini sav undu. Ama yabanc bir dil daha
renmesinin de vakti geldi . Frankfurt Okulu byle dnyor,
Adorno, poziti vistterin (ya da kavram lar ile gerekl ik durum
larn zde sayma tutkunlarnn, yani bu durumlar kavram-ka
l plara sktrrken bu komprimelerin, gerekliin "organiz
ma"sn h i de altst etmediini sananlarn) savunduu bu
"kavramlar yoluyla mdahale" yntemine bir baka adan da
kar kyor. Bu yntem, diyor, bi limsel yntemlerin uygulan
masnda olduu gibi, durumda "kendiliinden" bir iyiletirme
salayacandan yola kmaktadr. Oysa tam tersine, durumu daha
da bulandnyor. nk empirik yntem, deer kavramlarndan
arnm olmas gerekirken yaanan g ilikilerini koyulatrmaya
katkda bulunmaktan kendini alamyor. Bunu hem insanla doa
arasndaki i l iki lere hem de insan-insana i l iki lere deer
yaktrarak yapyor. Oysa empirik yntemi kul lanrken somut ana
i lke deerleri dei l, rasyonel lii kstas almaktr. Ne var ki Adomo
bunlar savunurken, biraz aada gstereceimiz zere, ilerleme
srecini aklamak asndan ba rasyonellikle derde girecektir.
Adomo, yukarki eletiri lerini srdrrken logicoempirist
sosyal bilimcilerin yaamn koul larn insancllatrabi leceine
inanmamaktadr. 1 9. yzyl pozitivizm inin balatcs A.
Comte' un olduu kadar, tm Avrupa'nn da, eski dzen ve iler
leme ideali say lan dncenin asl, bu dzen ve ilerlemeden
neyin amalandn uygulamada grmek meselesidir. Oysa
Adomo'ya gre, tersi oluyor: Anlalyor ki ilerleme derken, bun
dan daha kat bir dzen amalan yor. Neden m i , d iyor Adomo,
nk bylece insanlara egemen olmak daha kolayiayor da

1 23
1:heodo \Al. Ado"o

ondan ... te yanda biz, Tarihsel Pozitiv izm'e ynelik eletiriler


imizde ( 1 986-87, G. Lukacs ve K . Korsch 'tan eviri lerimizdeki
Sonszler) hep unu syledik: Dzen ve ilerleme dncesinin
ardnda hep Ratio, yani mantk-akl vard r; ksacas olaylarn
gstergelerini veya b i l incin ieriklerin i , insan lara kolayca
hkmedebilsinler diye, Egemenler ' in kendi ilerine gelmeyen
"arza" veya tehditlerden antc ve damtc bir yeniden-retim
sistemi vardr. Bu sistem, sz konusu gstergeleri veya ierikleri,
bilinte arzasz, przsz veya aynen yeniden-retme rahatl
denem bir rehavet sistemidir ya da kolayc bir sistem . Dzen ve
ilerleme dncesine, daha kendi barnda onu gdmleyen bu
rehavet sistemi, yani Ratio ihanet etmektedir. Dzen ve i ler
lemeyi salayan uygulama srelerini kat, ayn boy, tek stan
dartl veya tek boyutlu olarak reten bir dzene doru srkleyen
varsa, bu Ratio'dur. ilkin dzen ve i lerleme dncesini savunan,
ama egemen snfn kendine gre tehdit veya uyumsuzluk sayd
dzensizlikleri retime (gstergelerin ve bilin ieriklerinin
yeniden-retimine sokmayarak damtan Ratio, yani Mantk
Akl. Ksacas kendini yeniden-reterek i lerleyen bir sreci ancak
byle kendini aynen yeniden-retecek biimde altran rehavet
ve gaflet motorunun kendisidir Ratio!
Adomo, ilerlemeye motorluk eden Ratio (mantk akl)nun bu
niteliini gnneye cesaret edemiyor, pozitivizmi douran ve
ayal1a tutan Neden' in, yani Ratio'nun doasn kefetmeye gnl
hi de elvenniyor. Pozitivizmi eletirirken bu yzden onun dou
ranyla deil, ayrntlaryla urayor: "O mahller ki derya iredir,
deryay bi lmezler!" Yoksa "Rak iesinde balk" m olmal?!
Oysa gerek ilerleme, "bir nitelii, aynen ya da arzasz deil,
tehditlerle arzaya uram o larak yeniden-retme"ye, yani
devrimlere, mtasyonlara urayan bir yeniden-retimine dayanr
bilin ieriklerinin. Yoksa mantk-akln aynen yeniden-retimci,
tpkc doasna deil. Taylorst retimin yryen bantlarn robot
lara brakyoruz, elbette ki bilin-ieriklerini kendi kendilerini

1 24
kopya etmeye zorlayan egemenlik biimi de kendine baka bir i
aramak zorunda kalacaktr, dolaysyla mantk aklmz da ...
lerleme sreci ne denli "gerek" olursa olsun, motoru Ratio
olduka, yani devrimi yaamaya elverili deilse, sonunda man
tk ak l (rationun) o aynen-yeniden-retici rehaveti iinde
boulup gider. "lerleme" dncesi asndan bu, mantk akln
dt gaflettir. Pozitivistlerin dt de budur. Pozitivizm,
daha onun kendi motoru olan Ratio tarafndan lme mahkum
edilmi olduktan sonra bu motoru brakp onun kard tkrt
ve gcrtlarla uramann, mantk empiristlerin o gcrdayan
kavramlarn eletirmenin alemi ne? Adomo, ite pozitivizmin
kkenindeki bu iliete parmak basamyor. O nedenle diyoruz ki,
srelerine, kendi motorunun ihanet edip boduu ilerleme
"sahte"di r, ama asl bu ihanet nedeniyle sahtedir, yoksa ayrn
tlar yznden deil. Biraz aada greceimiz gibi, bu ayrn
t lar mantk akln gya kendi doasna aykr olarak alet haline
sokulmasndan douyormu, Adorno'ya gre. Oysa biz di
yoruz'ki, "alet haline sokulma" daha pozitivizmin yaratcs olan
mantk akln asl kendi doasndan kaynaklanyor. Adorno, ite
byle sahte (yani motoru, kendi srelerin in bana illet olan) bir
i lerleme sreciyle urayor; insanl daha ilkel toplumlardan
alp bugnlere getiren, sonunda Ratio'nun mekaniki nitel ii
yznden her eyi yzne gzne bulatran u "vlesi"
uygariama sre leriyle. Doru, nk Adorno Ratio derken,
onun bi l in ieriklerini makine benzeri aynen yeniden-reten
bir rete olduunu grem iyor. Uygarl n bayra sand
ratio'yu yozlap elden gidiyor diye, S isifos gibi onu insanln
doruklarna karp kurtarmaya alrken, kurtarmaya alt
eyin ihanetine urad n an layamyor. Neden mi? nk
Adorno, mantk akl n, Bat Felsefesinin kendi gbeine yer
letirdii ve besled ii o kabu llenilmi doasna toz kon
duramyor, onun bilincimizin ieriklerini aynen yeniden-ret
mekten teye geemeyen. boucu ve ksr-dngc doasn,

1 25
T l-eoJo \.V .AJo,.no
.

devrim korka, tpkc ve tutucu yeniden-retim karakterini


kavrayamyor, btn mesele burada!
Buna karlk Adomo, Ratio'da farkna varamad bu
"ierikleri aynen (yani egemen snfn yaama srecine ters
den dzensizl iklerden artp dam tarak) yeniden-retme"
karakterini intellekt'te (kavramc akl'da) aryor, bylesine bir
aklda sanyor. Dzen, kavrarnc akln iidir, daha dorusu
dnmenin rndr, dnmekten kaynaklanr, demek istiyor:
Dnmenin, bilincin ieriklerini veya kendini aynen-yeniden
rettii yer yntemdir, dnmek orada "dzen" kurar, orada
ilerler diyor. Ne ki bunlar hep idealizmac karsamalar. Aslnda
dnme gibi genel ve soyut bir kavramdan deil, ilkin olaylarn
nesnel gstergelerinden veya onlarn bilinteki ieriklerinden ve
bunlarn dncede, bell i bir nitelik altnda hangi nesnel (sosyal)
neden veya etki lerle, ama aynen mi, yoksa mdahale veya
tehditler karsnda arzal (yani tomalanmam veya damtl
mam) olarak m yeniden-retildinden yola kmak lazm,
ksacas dncemizdeki yeniden-retim motorundan ve onun
yeniden-retme tarzndan.
Pozitivizmin i lerleme diye sapland sahte ilerleme asn
dan nem tayan motor, ierikleri veya gstergeleri yeniden
Uretme tarz "arzasz veya arzalardan damtc" olan motordur,
yani Ratio'dur, yoksa ierikleri yeniden-retme huyu olmayan
Entelekt (kavramc veya anlarnc akl) deil, yntem ise hi
deil. nk yntem, Ratio'nun emrinde alan, onun aynen
yeniden-reti m i lkesini uygulayan bir imalathanedir bilinte.
Adorno' nun ilerleme kuram asndan yanl anlad ayrm,
u mantk ak l (Ratio) ile kavramc-anlarnc akl (Entelekt)
arasndaki aynma daha akca yaklaalm:
I.(A). Anlamak. bu arada bir bilin ieriinin veya bir olayn
gstergesinin niin (rnein mantk aklda) aynen-yeniden
retildiini anlamak. Entelekt'in iidir (zelliidir, faaliyetidir).
(B) nk anlamc-akln faaliyeti, ierikler daha retilmeden

1 26
nce aralarnda iliki kunnaktar. (C) Bu iliki kurgulamasa
(faal iyeti) sonucu, anlarnca akl, anlam, yani ieriin anlaman
karr. (D) Ama bir ieriin aynen yeniden-retilmesi. baka bir
ierikle iliki kunnak veya bunun tersini yapmak demek, anlam
ca akln faaliyeti demek deildir.
l l .(A). B ir dnme ieriinin kendisi tarafndan N iin
aynen-yeniden-reti ldiini anlamak mantak akln ii, yani
faaliyeti deildir. (B) nk ilkin. A gereince, anlamak ( i l iki
kurgulamak) mantka akln ii deildir. (C) Mantak, akln
zellii. ancak hu ierikleri aynen-yeniden-retmektir, yani
dorulamaktr, mekaniktir. Mantaka ak bu yzden faaliyeti
makineye benzeyen bir yetenektir ya da byk bir imalathane.
Her yntem ite bu imalathanenin iinde bir atelye blm gibi
(D) "Makul ol !" mu demek istiyorsunuz? te bu, "bi
alr.
linteki ilgili ierikleri yeniden bir gzden geir, onlar aynen
yeniden-ret" demektir; yoksa aralarnda iliki kurup onlar
anlamaya al, demek dei l !
Peki, bilinte, hei ieriin "trplenip veya damatalap ege
menliin ngrd belli bir ve ayn nitel ie indirgendikten
sonra yeniden-retilmekte oluu"na (mantak-akda) kar kan
momentler yok mudur? Bu momentler, tahmin edilecei zere
Ratio' nun doasna zg mekanik yeniden-retime, retim sis
tem i dndan veya bamsz olarak, yani baka bir balamda
mdahalede bulunan momentlerdir. Bu, y ine aynen-yeniden
retilegelen ierikler arasnda yeni ilikiler kunnak ya da biline
yeni ierikler kazandrmak gibi entelektel bir balamdr, nk
bunlar yapmak Entelekt'in iidir.
stelik bu mdahaleler mantak-akln o mekanik (aynen
yeniden-retici) doasn, dolaysyla onun ardndaki egemenlik
(denen negatiflik) momentini tehdit etmektedir bu kez. Ratio'nun
konusu ve rn olan herhangi bir bilin ieriinin, yeniden
ilretildii o her seferinde kendi kendisiyle ayn (zde) kala
bilmesi bu yZden mutlak olmaktan kar, bir olasalk haline gelir.

127
Theodol' W . .Adol'l'lo

reti len herhangi bir ieriin ;zdeliini mutlak olmaktan


karmak, anlal yor ki egemenliin iine gel mez, ama
Entelekt' in ii ite bu "ie gelmeyen"i bulup karmaktr ki ege
menl ie, dolaysyla Ratio'ya meydan okuyan tehditkar tavr da
budur. Demek ki hangisi olursa olsun herhangi bir bilin ie
riinin kendi zdeliine esir veya mahkum olmaktan kurtulmas
mmkndr ve ite bu, "ierikler arasnda yeni ilikiler kurmak
ya da bilince yeni ierikler kazandrmak peinde olan" Entelekt
araclyla mmkndr. Anl yoruz ki Ratio -belli bir bilin ie
riini aynen- (veya kendisine zde olarak) yeniden-reten o
mekanik doasn koruya dursun- Entelekfin tarihsel srete
yapt mdahaleler sonucunda yeni bilin ieriklerine doru
itilmekte, kaymaktadr: Bunlar da tuzana drr gibi gnn
birinde yeniden-aynen-retmeye balayacaktr elbette, ta ki onlar
da egemenl iin trpsn yesinler; egemenlik momenti onlar
hizaya getirsin bir gn.
Byle olunca diyebil iriz ki Entelekt, mantk-akla mekanik
olarak yeniden-retsin diye yeni bilin ierikleri kazandrmakla,
B i lin'e ferahlama veya zgrlemnin kaplarn am olmak
ta, bilinci mantk-akla esir dmekten, onun zindanlarnda
mr boyu rmekten kurtarmaktadr. Uzun yllar boyu hapiste
yatanlar ld rmaktan koruyan mantk -ak l deil, ama
Entelekt'in ta kendisi deildir de nedir? "Vatan kurtarclar"nn
sempozyumlarnda ya da kahvehane kelerinde mantk satp
kendini dinietecek yine de birilerini arayan devlet budatas
emekli albaylar, Entelekt'ten yana nisbeten daha talihli bir
gazete datcsnn maskaras deil midir?
teki baz yaynlarmzda [bkz. G. Lukacs ve K. Korsch
( 1 986-88) evirilerimize Sonszler. belirttiimiz iin burada
ksaca deinmeme izin verin: "Bel li bir faaliyetin ya da bilin
ieriinin a-y-retilmesi" ki mantk akln iidir ve Entelekt.
buradan kaynak lanan rnlerin ayn (zde) kalmasn mutlak
olmaktan karp olas l k haline getiriyorsa ite bu olasl biz.

1 28
Deneyim olarak tanmlyorduk. Buna komplementer anlamdaki
aynen-yeniden-retilmeme" olas ln da zgrleme olarak...
Yukarda ki yntem paralelinde artk yle diyebiliriz: Bilinte
herhangi bir ieriin ratio'da yer-almas, yani rasyonellemesi
(ksacas a-y-retilme, dolaysyla zde kalmas), ( 1 )
Entelekt'in mdahalesi yOzUnden hibir zaman mutlak deil,
ancak bir olas lktr (yetenektir). (2) Bu zdelik olasl ya da
yetenei Deneyim'i ifade eder, (3) zdemezlik (ksacas a-y
retilememe, zde kalamama) yetenei ise zgrleme'yi.
zetlersek demek ki, tm insan akl tarih boyunca hep bir
birinden bamsz, ama diyalektik bir ..akl ikilisi" (mantk
akl : ratio ve anlamc-akl: Entelekt) arasndaki etki leme
didime iinde gelimektedir. Bir yanda, kendileriyle iliki
kurulmasna ak bilin -ieriklerini (negatiflik, yani egemenlik
momentinin basksyla yakalayp damtarak) aynen-yeniden
retme etkinlii var. te yanda sz konusu ilikileri zengin
letirerek her ieriin byle kendisiyle mutlak olarak aynla
mas veya zdelenmesine, tutuklanmasna mdahale etkinlii...
Birincisi dorulamac, aslnda ardndaki egemenlikiliin ve
negatifliin dalkavuu olan pozitivist bir etkinlik; ikincisi ise
aslnda belli hibir momentin dalkavuu olmayan anti-pozitivist
bir etkinlik. Her ikisinin birbirlerini (P ve P' gibi) birer olaslk
veya yetenek biiminde (P = 1 - P' gibi) dladklarn, ama ayn
zamanda (P + P' = 1 gibi) tamamladklarn anlyoruz: Birincisi
(P) Deneyim ki mantk-akldan besleniyor, ikincisi (P') zgr
leme ki Entelekften (anlamc-ak ldan) besleniyor. Mantk
akla yaslanan deneyim, yaanan ierikleri herhangi bir olaslk
dzeyinde tutarken, Entelekt'e yaslanan zgrleme onlar, bu
olasl dlayan, ama tamamlayc bir olaslk dzeyinde yeni
ieriklere doru itiyor.
Mantk ak l ile Hafza'nn doalar arasnda bir benzerlik
mi var diyorum. Hayr! Hafzann ii - bunu okul andaki
ocuklar bile sezinliyor - bil in ieriklerini ye11iden-retmek.

1 29
l:heodor W. ;Adomo

Evet, ama hafza bunu snfsal hibir tercihin ya da basknn


altnda kalmakszn yapyor. nk hafza, snfsal h ibir
tehdidin veya bu tehdide kar oluturulan bir gvencenin farkn
da deildir, hibir sosyal etkinin iine nfuz edemedii mekanik
bir imalathanedir. Darda yer yerinden oynasa, hafzann bun
dan haberi bile olmaz. Ama camekanlar krlsa, bir ta atlp da
ierdeki raklardan biri yaralansa, imalathaneyi yeniden-reti
minden alkoyacak bir tehdit olusa da ierde alanlarn akl
lar balarna gelecek olsa, bu baa gelen Ak l gelse gelse man
tk akldr. nk Hafza denen imalathane, bilin ieriklerini
damtmadan (yani aynen veya damtarak deil) yeniden-retir,
ama yapt yeniden-retimi bel l i bir takm kariara zarar v.er
memeye zorlayan egemenl ik momentinin de basks altndadr!
Hafzay, bilin ieriklerini "zararl olmaktan karp dam
tarak", yani, aynen (hepsi birbirinin tpks olacak biimde)
yeniden-retmeye zorlayan da bu momenttir. Bu zorlama, bilin
ierikleri arasnda i liki kurmayp onlarn arasnda egemenler
yararna "ayklama, antma, damtma veya tornalama arza ve
.

przlerden temizleme" yapma kstasn v.eya tercihini getiren


mantk akl n iidir. Demek ki, hafzann yapt yeniden-re
tim, egemenlik momentine -evelallah- selam aktklar ve
bylece onun kstasndan geerek szl p damtldktan sonra
artk aynen-yeniden-retim srecine dnm olmaktadr ki
bilinteki bu faal iyet srecine artk Mantk Akl diyebi liyoruz!
Bilin ieriklerinin yeniden-retiminin, egemenlik szgeci veya
kstasndan geip aynen-yeniden-retime dnl sre ya da
1-lafza'dan balayp Mantk Akl'a ulaan bilinli sre. te
mant yaratan d inamik bylesinedir.

* * *

Adornonun diyalektiini bel irleyen temel kavramlardan biri


udur: Egemenlik denen uygulamalar altnda, h ibir eyin

1 30
"kendi olduu gibi" olamayaca veya kalamayaca tasarm.
Bu diyalektik, Adomo' nun tasarlad dnce ve gerekliin
birliAi erevesinde yer alr. zne, gerekliAi dnendir, nesne
ise zne tarafndan dnlendir. Dnmek ise somut bir ey
dnmektir, yani dnceyi belirleyen ey somuttur. Ama "ey"
hep dnlendir, dncede kavranabilen'dir.
Burada dnce ile gerekHAin birl iini mutlak bir zdelik
olarak anlamamak gerekir. nk "birlik" bugnk koullarda
(veya her zaman iin) dnce ile duruma gre baka trl de
olabilen gereklik arasndaki ilikinin sadece belirl i bir konu
mudur, yldzlarn birbirlerine gre bulunduklar greceli kon
umlar gibi . . . "Baka olabilme" momenti, yaanan durumun
kendi kendisiyle srekli biimde zdemezlii anlamna gelme
l idir. Sabitleme, yani bir eyin zdeligine ulamas, onun yok
olup gitmi olmasna alarnet say lmaldr. nk o zaman bir ey
kendi kendisinden "baka" olamaz. lr. Bu stelik. bir eyin
kendi kendisinin efendisi, kendine egemen olamamas,
yabancnn egemenl iAi altna girmesi demektir. Nedir ki bunlar
hep soyut ve kaypak sylemler. Ama Adomo'nun geleneksel
felsefe karsndaki tavr daha somut. O, bu felsefenin temel
izgisini, dnce ile gereklik arasndaki ilikinin "greceli
konumu"nu sabitletirmek, daha dogrusu stabil hale getirmek
ya da Adomo'nun yersiz ifadesiyle- statikletirmek olarak
gryor. nk byle bir ilikinin (megin burjuva bilininin)
kendini-korumas -biz buna, "kendini aynen yeniden-retmesi"
diyoruz- iin egemenlik uygulamas gibi bir uygulamaya girme
si gerekir. yle ya, egemenlik uygulamasna kalkmayalm ders
eniz. ilikileri veya onlarn aralarndaki greceli konumu sta
billetirmek, yani aynen-yeniden-retmek mmkn mdr? te,
demek istiyor Adomo, fiziksel veya sosyal evreyi kontrol altn
da tutmak da byle olur, ksacas sz konusu ilikilerin -o gre
cel i konumunu aynen-yeniden- reterek. Geri Adomo'da
yeniden-retim anlay yok, ama sylemek istedikleri byle

111
1:heodor W . .Adorl'lo

retim dil ine evrilebil ir. Grlyor ki egemenlik uygulandka


egemen evre, bilinin ieriklerini veya olaylarn gstergelerini
olsun, stabil letiriyor (bu fziki terimini bir yana brakrsak.
daha doru bir deyimle) aynen-yeniden-retiyor, retmeye zor
luyor ve bunu da, bel irttiimiz gibi. ierikleri trpleyerek.
kendi karn engelleyen veya bu karlar tehdit eden przler
den damtarak yapyor. te bilinin, kendi ieriklerin i bylece
aynen-yeniden-retme faaliyeti de diyoruz, mantk-ak l olup
kyor. B izim Tarihsel Pozitivizmin Eletirisi 'nde (G.
Lukacs'tan "Tarih ve Snf Bilini" evirimizdeki Sonszler,
1 987) savunduumuz bu izgiyi Adorno sonunda bir trl
Ratio'ya (mantk-akla) balayamyor, iink Ratio'yu thmet
altnda brakmak istemiyor. Ratio onun gznde i lerlemenin,
kendisinde kusur bulunmamas gereken bir motorudur. Oysa
egemenlerin evreye a lad. ''bilinin kendi ieriklerini
aynen-yeniden retme faaliyeti", yani Ratio aslnda evreye
monte edildii yerden tn; insanlar tehdit etmekte, bilin in
ieriklerinde egemenlerin aleyhine olan tm n itel ikleri veya.
el ikileri trpleyip tek tip biline yneltmete ve bunu da
insanln i lerleme ideal i imi gibi gstermektedir. Adorno ise ne
yapyor? O, bu lmcl gelimenin suunu, bu pozitivist veya
logicoempirist i lerlemenin sahteliini, onun kendi motoru olan
Ratio'ya deil, motorun ara haline gelmesine ve de sz konusu
i lerlemenin rnlerine. yaratt kavrarnlara yklyor?! i ler
lemeyi yataa dren hastaln kk ve nedeniyle, bil inteki
kkeni ile dei l, sadece hastaln belirtileriyle savayor. Motor
elbette ara-alet durumuna gelecekti. Bu eilim onun doasnda,
onu yaratan egemenlik, momentinde var. i te ada Alman
felsefesinin yzeysellii de buradan kaynaklan yor: Adorno ve
Horkheimer ' i n, pozitivizm in tarihsel kklerinde egemenlik
momentini grdkleri halde, bunu pozitivizmin bilincinde bir
aynen-yeniden-retime zorlama momenti olarak, dolaysyla
Ratio'nun oluma nedeni olarak grememeleri, doa bilimleri ve

1 32
teknikteki ilerlemeye Ratio'dan baka bir motor yaktrama
malarndan kaynaklanyor.
Ratio'yu, sadece, yarattklar kolayca ak l edi lemeyen
dnce cambazlklarn damtarak vs derleyip toparlayarak
aynen-yeniden-reti lebilir duruma sokmak amacyla kullanan
yaratc matematikilerio tersine, yaratlanlar aynen-yeniden
retmeye memur sradan matematik retmenlerinin ve
teknisyenierin "deha"sna balyor sanki Adomo. Pozitivist ve
teknik ilerlemeyi, sayg duyduu bu dehaya yaktrd iin
Ratio'yu hi kurcalamaya yanamyor. Yaratmak veya ierikler
arasnda yeni ilikiler kurmak ile ierikleri memur gibi aynen
yeniden-retmeyi birbirine kartryor, yani bilin brokra
sisiyle .. Oysa yaratc sand Ratio, o brokrasinin ta kendisidir.
Ne ac bir dn? u var ki Bat felsefe geleneini, dnce ile
gereklik arasndaki il ikilerin greceli konumunu stabilletirip
dondurucu, mitolojikletirici bir kltr olarak grmekle, Adomo
ilerlemenin hasta bir ilerleme olduu tehisini doru biimde
koymu oluyor. Bilincin, o brokrallama huyunu, egemenlik
momentinin zoruyla kaptn fark edemese bile, dolaysyla bu
brokratlama ei liminin bir aletleme ei l imi olduunu
gremese bile ...
Ne ki bil inteki brokrasi giderek gemi azya alacaktr.
"Aydnlanmann Diyalektii" ard cinlerin balatt biiy
gemi azya alnca bu kez cinleri bandan kovmasn becere
meyen Acemi Sihirbazn (Zauberlehrling'in) durumunu kurcala
maktad r. Mesele udur: I nsan, evresinden yararlanma amacy
la ileriedii srete, mantk aklnn ilevini ya da rasyonellii
ni gelitiriyor; bunu egemenlerin veya egemenlemenin zoruyla
yapyor; ksacas toplumsal yeniden-retimi (onun bilinteki
ieriklerini), kontrol altna alma veya belli bir (siyasal) dorul
tuda aktma, kendi kar urunda bel li bir nitelikte tutma-koru
ma ya da stabilletirerek Ayn' latrma eiliminin zoruyla yapy
or. Bylece insan, kendi mantk akl n, kendi egemenliini

1 33
Theodo .. W. Ado'no

pekitirecek bir alet haline getiriyor. Bilinin ierikleri, insann


veya bir snfn egemenliini engel leyici "arza veya tehdit"ler
den giderek ylesine damll yor ki mantk akl n bu ierikleri
aynen-yeniden-reten doas artk bir imalathaneye dnyor.
Ne var ki, demek istiyor, Adorno, bu aletin veya imalathaneni n
uygulamalar acemi sihirbazn ard cinler gibi baa klmaz
duruma gel iyorlar. Mantk akl n bu faal iyeti, diyor Adomo
Horkheimer ikilisi, evreyi (doay ve insanlar) aarak gerisin
geriye tepiyor, faaliyetin znesini tehdit eder hale geliyor.
Mantk akln insan olan rasyonel insan kendini bylece bask
altna sokmu oluyor. u var ki Adomo, Marksist analize zg
kutupsal kavramlara, rnein snf kavramna pek i ltifat
etmedii iindir ki, egemenlik momentini sosyal bir formasyona,
bir snfa deil, genel olarak insana mal eder gibi grnyor.
Byle olunca egemenlik momenti insan insana i l iki lerde de
ortaya kabilir. Oysa mantk akl, insan insana ilikiler arasn
da, dolaysyla birey-insann birey-insana kar egemenlik
kurma eiliminden ok, tam tersine oluur; yani bilin-ierik
lerinin yeniden-retimi srasnda bir snfn ideolojik basksyla
oluur. imdilik bu konuyu bir yana brakalm ve Adomo
Horkheimer' in, kltrel gelimenin stne ktn gsterdik
leri u karanlk perspektife dnel im. Evet, bu perspektif onlarn
l l . Dnya savann panaromasndan kardklar bir tablodur.
Bu teh isi kabaca yle zetlemek mmkndr: (A) nsann
rasyonellii, artk -aletli j imnastik gibi- salt aletli bir dnme
biimine indirgenmi bulunuyor (iyi ama, bu can alc noktada
Adomo, rasyonelliin daha yeni yeni deil, daha arkaik alar
dan beri mekanik bir yeniden-retimden olutuunu fark
edemiyor. Onun fark ettii bu mekanik yeniden-retimin artk
cinlenmi gibi rndan karak bir alet haline dnl
safhadr]. Ve bu rasyonellik. Adomo-Horkheimer'e gre, A.
Comte'tan pragmatizme kadar btn pozitiv izmlerin -bize gre,
insan lk tarihinde egemen lik eiliminin belirdii andan bu yana,

1 14
yan i tarihsel pozitivizmin- karakteristii olan ama-ara
dncesiyle ilgil idir. Adorno, Aydnlanma'nn ilerlemeci ve
demokratik sanlan felsefesinin meru m iras bu felsefe olmutur
d iyor. Oysa daha batan, ilkel snfl toplumlardan beri, bilin
ieriklerini egemenlik momenti yararna yontarak veya dam
tarak standartlatrp bu standartlatr lm ierikleri tarih boyun
ca aynen-yeniden-reten bir imalathane veya alet gibi alan
Ratio (mantk-akl) ve onun evreye yayd Emek deoloj isi
olan rasyonel l ik, hi de A. Comte sonras 1 9. yzyl pozi
tivizminin icad veya rn deildir! Tam tersine, Ratio ve
Rasyonellik, tarihteki tm "pozitivist, yani egemenliki iler
leme" srelerin in ardnda yatan o "kendini egemen l iki
(rnein burjuva) dzende koruma" [Selbsterhaltung unter
Herrschaftssystem] ilkesine dayal klasik determinizm
anlaynn hem motoru hem de lmcl tmrdr. Ksacas
kendi yaratt pozitivizm srecini yine doas gerei
zehirleyen, lme mahkum eden bir virs' tr: Tpk yaratt
mucizeyi kendi giderek kendi bana da bela eden acemi sihirbaz
gibi . . . [Klasik Determinizm' in, neden "yeniden-retildike ken
disiyle mutlak (yani olasl a imkan vermeksizin) olarak zde
(ayn) kalma gerektii" anlayna dayand, doa bilimleri
balamnda a klamtk (bkz. Y.. Pozitivizmi Eletirmek,
1 985, Metis Yaynlar; K. Korsch ve C. Lukacs evirilerimize
Sonszler.) B u gereklilik anlay, buradaki "pozitivist (egemen
liki) ilerleme" anlayyla ayn ereveye girer. Ya da yle
d iyelim: Doa bilimlerindeki olaslk (probabilist determinist)
tav rda yatan zdelik anlay, nasl mutlak (pozitivist) bir
tavr dei lse, buradaki olaslk determinist tavr da ayndr,
yani egemenl iki deildir. O bakmdan Klasik determinizm ile
Pozitivizm arasndaki, ama mantk-akln doasndan kay
naklandn gsterdiimiz paralellik, sanyorum, doa bilimleri
balamnda olduu gibi, burada sosyal bilimler balamnda daha
belirgin hale geliyor.] (B) Adorno, rasyonelliin toplumsal

1 35
Theodo W. Adono

evrenin barnda at imalathanelerle, diyor, kltr bir


endstri rn gibi pazartanr duruma gelmitir. (C) insancl
hedefleri ekonomik kariara baml klmann rnei de
ekonomik dzendir.
Aydnlanmann Diyalektii ile ilgili bu saptamalar baka
trl de syleyebiliriz: ( 1 ) i nsanlarn eylem ve tasarm larndaki
esas niyet bu k ltr erevesinde ister istemez tersine
dnmektedir, (2) B il im ve pol itikann yaratmak istedii
"dzen" aslnda sadece grnrdedir, bu dzenin ardnda Kaos
yatyor. Nedeni meydanda. nk dzen bir sr bilin ie
riinin egemenlik uruna damtlp kurban edilmesinden ortaya
kyor. yi, ama kurban eden mekanizmann rasyonellik, yani
mantk-akl olarak egemenlik tasiayan bir bilin olduunu,
syleyemiyor Adomo. (3) Bunalml fenomenler, diyor, bilim ve
politikay daha iyi ynetmekle ortadan kaldrlacak gibi deildir.
Doru bunu syleyebiliyor ve diyor, bunlar temel fenomen
lerdir; nk "etkinlik dzeyi"ni (e.fjiciency) amalayan sorun
lardan ve bunlarn aletlerle -imal edilir gibi- zlmesinden kay
naklanyorlar.
Buradaki sorunlarn birka koldan patlak verdiini vurgular
Adorno:
(A) Bireyin zellikleri, daha dorusu bil in ierikleri, ege
menlik uruna boyuna trpld veya damtld iin
grltye gidiyor, tehdit altna giriyor. Ama Adorno, bu tehdidin
daha batan arkaik alardan beri nantk -akl n kendi
faa l iyetinden kaynaklandn gremiyor.
(B) Dayan ma, artk topluluun karlar n alglamak
amacyla insanlarn birbirine katlmasn salayacak bir gereke
olmaktan kmtr. Faizm "toplu yaam" fikrini ve bunun nes
nel gerekliini yozlatrmaktadr.
(C) K ltrn ulat -bizce, mantk akl n insanl
ulatrd- "zaferler" yaklaan bir barbarln izgilerini ta
maktadr.

1 36
Adorno ve Horkheimer bu sorunlarn kklerini, belirtildii
zere urada gryorlar: insan evresiyle. yani doayla ve teki
insanlarla olan ilikilerini artk, pozitivist veya pragmatistlere
zg o instrumentalist -Ratio'nun imalathanesinde, evreye
uyum arac olarak, protez kol, bacak, di ve kalp gibi yeniden
retilen i liki gibi gryor, ylesine yapsallatrp biimlendiri
yor. Her eyi ara-ama, neden-sonu izgisine indirgeyen prag
matist veya instrumentalisr'1 tavr, u acmasz "kendini-ayakta
tutma" (Selbsterhalung) -ya da biz yine. kendini-aynen-yeniden
retme diyelim- mcadelesinin kanlmaz sonucu olarak anla
mak mmkn m? Baka bir deyile, her bilin ieriini, prag
matistterin neden-sonu, ara-ama izgisine gre tornalama ve
bu izgiye indirgeyerek. rasyonelliin imalathanelerinde aynen
(kr deneini beller gibi) yeniden-retme tavr, o Darwinci
ayakta-kalma mcadelesinin kanlmaz sonucu d iye kabul
edilebilir mi? Hayr! nk insanln, o mcadele iinde "ras
yonellii bir alet, bir uyum-arac haline getinnesi" baka eydir.
gelinnemesi baka ! nk rasyonel l iin kkeninde "egemenlik
momentine esir dmek ya da bavurmak" yatyor. Evet. i nsan
ln tarihsel kklerinde yatan rasyonel l iin (bilin-ieriklerini.
egemenlik basks altnda aynen-yeniden-retme zorunluluun
dan gelen ei limin), insanlk tarihinde Ayd nlanma a'ndan
balayp bu denli nplana karlarak i lerlemenin biricik ve
rakipsiz motoru haline getirildii grlmemitir. Byle bir sre,
egemenlik momentinin, acemi sihirbazn cinleri gibi, gemi azya
ald bir sre olarak tarihsel bir deimeyi belgeliyor. Ksacas
insann kendini ayakta-tutma mcadelesi gibi, ..kr deneini
kullanmadan. salt mantk- la mahkum olmadan da vere
bi ldii bir mcadele"den ok baka bir fenomen var ortada:

1'1
U.S.A. ideolojisini yanstan pragmatis lilozof J. Dewey yle savunuyordu:
Doncenin degeri, evreyle di, trnak ,.. b. gibi bir uyum arac oluturmasn
dadr...

1 37
T.heodor W. Adol'no

lerlemenin mantk-akln nderl iinde kendi kend ini


kem innesi fenomeni, yani egemenlik i le ilerlemenin eanlama
getirildii bir a.
Rasyonel l ii, egemenl ik basksnn rn olduu .arkaik
alardan kurtarmak gerekirken bu kez yeniden toplumun nne
komak, ilerlemeye yeniden salt siyasal bir motor takmak nedir?
Bu, rasyonell ii, toplumu bask altnda tutarak gdmlemenin
arac gibi kullanmaktan baka nedir? Ratio ve rasyonellik ki, bi
l in ieriklerinin egemenlik yararna trplenmesi, hizaya geti
rilmesi, standartlatrlmas, bel l i standartlarda aynen-yeniden
retilmesi gibi sakncalarla "malul" dr, bu adan zgrle
menin de dmandr. Btn bunlar stelik, ..bilin-ieriinin
kendisiyle mutlak olarak, yani hibir olasla elvenneden,
zde kalnas gerekir" trksn aran klasik determinizm
dognasannn marifetleri dei l m idir?
te bu klasik ilerlemeci veya determinist anlay ya da onun
bilinteki elenii olan klasik rasyonell ik, yerini Olaslk
Determinizm'e veya Olas lk Rasyonellie brakmak zorunda
kal yor. [Olasl k Determinizm anlayn! 1 976- 1 939 aras
yayn larmzda gerek doa gerek toplutn bilimleri balamnda
akladk. Burada Adorno -Horkheimer ikilisinin, ksacas
Eletirel Teori ' nin sergiledii tehisler balamnda klasik ras
yonell iin, toplumu hangi sakncalara, nerelere srkledii
tart I yor].
Peki, Adomo, akln pragmatiklemesini -Dewey'nin dledii
zere- instru111 entlemesi veya aralamasn sadece mantk
akla, dolaysyla rasyonell ie (daha dorusu o klasik ve
kkrtlm rasyonel lie) mi balyor? Bunda Anlamc-Akim
(ntellekt' in} hi ku s uru yok mu? Akim k krtlmasn
Frankfurtular, yalnz mantk akln kkrtlmas olarak m
gryorlar? yle ya, Adomo byle dnmyor mu? "Doa
karsnda korkulara kaplnca, insan doayla ba edebilmek iin
rasyonell ie bavuruyor, ama bylece doadaki i l ikilerin

138
E:LE:J"Rj / Topl ... ,, tAsti.i ne \tc.:zla

dzeyine indirgiyor kend ini; doa dzeyindeki bu mantklln


ya da rasyonell iini kendi doasna kar bir ara olarak kullanr
hale geliyor. Korku ve bask arasnda birbirini bylece kkrtp
krkleyici bir yarma balyor... nsann doaya uygulad o
rasyonelliin egemenliidir ki artk insan n kendini hedef
almtr". Geri Adomo, mantk-akln douunu sadece "doa
karsndaki korkulara" balyor. Fazlasyla psikolojik! Biz ne
diyorduk? Mantk-akln douu, doadan veya toplumdan kay
naklanan bi lin-ieriklerini, doal veya toplumsal kaynakl ege
menliin basksyla, doa veya toplumdaki bu egemenler yarar
na trpleyip damtarak bell i kalplarda aynen-yeniden-retme
zorunluu'ndan, bu zorunlua itHrnekten geliyor. Ratio'nun
genezisini bylece yeniden vurgularl ktan sonra yeniden
soralm? Burada, insann kendi bilincinde doup sonra onun ken
disini tehdit eder hale gelen bu negatiflik'te, ntellekt' in hi de
mi rol yok? Grnte var gibi. nk rasyonelliin, dolaysy
la -daha yukarlarda belirttiimiz zere- deneyim' in kkrtld
srete, Entelekt'in ve dolaysyla onun yaratt zgrleme
yeteneinin etkinlii ylesine zayfl yor ki ! Oysa temelde
Entelekt ve ratio birbirinden bamsz oluumlar, birbirlerinin
dorudan etki alan iinde deil ler. nk ikisi arasndaki il iki,
tpk Deneyim ile zgrleme arasndaki iliki gibi, yani
diyalektik ["birbirini diayarak tamam lamak" dediim ve bir
oluumun, kendi niteliiyle zde olabilme ve olarnama yetenek
leri kendini-aynen-yeniden-retebilme ve reterneme olas lklar
arasndaki olaslk ilikisi gibi]. O nedenle, rasyonelliin veya
mantk-akln kkrtldka geriye, insann kendisi stne
tepmesi srecinde anlamc-akim roln bu diyalektik iliki
balamnda anlamak gerek. Ne var ki Adomo'da bu il ikiye ait
hibir belirti yok. Peki, diyalektik derken ne anlyor Adomo?
Bu terimden "sadece bell i bir dnme yntemini anlamamak
gerekir. Tam tersine bu terim, insann dnrken izledii "yn
tem"in gereklik dediimiz eyden ayr tutulanyacan dile

1 39
"theodo,. W .AJo,.,..o
.

getiriyor. Ne diyor Eletirel Teori? ster tarihsel ya da siyasal ister


kltrel olsun, her gelime, iki kuvvetin birbiriyle atma duru
munda olduunun ifadesidir. Bu kuvvetler bir tekisi olmadan
edemezler, yani birbirlerini gereklie tamamlarlar. (te bu yz
dendir ki diyalektik terimini, yukarda ksaca zetiediimiz gibi
tanmlamak gerekir: Olmak ya da olmamak, kendisiyle zde
kalabilmek ya da kalamamak, aynen-yeniden-retilebiirnek ya da
retilememek v. b. gibi birbirini diayarak tamamlayan iki
olaslk aras ilikinin tr). Adomo asndan at!mal iki
kuvvet arasndaki iliki, ya ikisinin birden var-olmas ya da
hibirinin var-olmamasn salayacak biimdedir. ou kez yle
olurki, daha gl grnen kuvvet -Adomo'ya baklrsa- hakikat
te daha zayftr (yani kendisini dorulama veya aynen-retme
olasl zayftr, demek istiyor). Daha zayf grnen, diyelimki
baskn kt. Bu baskc bir egemenliin yeniden kurulmas
demek deildir. Rasyonelliin doa stnde kurduu iddet ege
menliinin kaldrlmas da bununla birl ikte yrr. Dnce ile
doa arasndaki iliki artk dncenin, kendi haliyle _"doru"
olana veya olmayana karar vermek iin bir lek, bir yntemmi
gibi grld il iki deildir. [Bu il iki, aslnda klasik deter
m in i zme aykr den bir i ikidir. nk "doru" olana
/olmayana karar vermek iin klasik veya mutlak bir lek ola
maz. Ya ne olur? "Doru" sanlann, kend ini dorulama/doru
luyamama ya da aynen -retebilme/retememe olas lklar
lsnde olur.]
Evet, Adorno, gereklii diyalektik dzlemde dnme
olarak, gereklii birbiriyle atan iki momente dayanan bir
gelime olarak aklyor. Bu iki momentten her birinin, "tekisi"
ile elikisini kendi barnda tad srece daha kendi bana
huzuru yoktur, kendisi sorunlu ve tedirgindir. Bu huzursuzluk,
hem kavramlarda vardr hem de nesnel gereklikte. stelik gerek
iki moment arasndaki i liki, gerekse momentlerin kendileri
asl nda olduklarndan baka trl belirir ve gzkrler. Ama bu

1 40
baka-grn, yani grnteki bakala ortadan kaldrmak,
iki moment aras g ilikilerini deitirmekle kabi l deil. Belirti
veya grnteki bakal deitirmek i likilerin genelde ken
disini deitirmekle olacak itir.
Momentlerden birinin sonunda baskn kp kmayaca
Hegel'de ve Marx'ta ak bir soru olarak kalyor. Geri bu soru
Lenin'de proletarya ihtilaliyle cevaplanm gibi grnyordu,
ama Adomo ve Horkheimer'de diyalektik hareket sanki iyiden
iyiye durmutur. zne/Nesne, Doa/Tarih. Biim/Ierik gibi
tedirgin momentler arasndaki karlkl etkileme srp gider,
ama patlama olmaz, ekstremal bir duruma van lmaz?
evre dediimiz bu tedirgin momentler arasndaki et
ki lemeler ortamnda Adomo'ya kalrsa, gryoruz ki, et
kilemeler geri deimekte, ama ne eskidii ne de yenilendii
bel l i olmaktadr. Ne var ki etkilemelerde eksik olmayan
moment "negatir' momenttir ve bu, sz konusu iki atmal
momentin zaman zaman birbirine aktard negatif rol temsil
eder, yoksa hep bir ve ayn momentin n iteliini deil.
yle ya, bakas iin tehdit saylan bir moment bir sre sonra
bu kez kendisi iin bir risk yaratabilir. Byle olunca, negatiftik
hibir momentin mutlak ze llii deildir. Bu yn deitiren
moment Adomo diyalektiinin doas gerei , btn etk
i lemelerin barnda yapsal gizli bir moment olarak yer alyor.
Bir eyin kendi kendisi (ya da br momentin mdahalesine
uramadan nceki durumunda olduu) gibi olmasna veya ken
disiyle hor bakmdan zde -mutlak zde de diyebiliriz- olmas
na izin vermeyen de bu negatif momenttir, etkisini Tehdit bii
minde gsterir ki, biz buna "iki atmal ana momentten birinin,
urad mdahalenin etkisiyle, aynen-yeniden-retimde patlak
veren bir Arza ya da dorudan doruya, bu retime, atan
teki momentin mdahale'si" diyoruz (bkz. Y.. Pozitivizmi
E/e/irmek, 1 985 ve Max Planck ( 1 987) evirisindeki eletirel
nottarm z).

141
Theodo .- W . .Ado..o

te yanda Egemenlik sorununa gelince, egemenlii uygu


layan ara ya da alet, yani Ratio (mantk-akl) ve dolaysyla
Rasyonell ik, zne Nesne gibi atmal momentlerden dorudan
doruya sadece birini, sadece zne'yi tehdit etmekted ir, doay
ise ancak insanlar aracl yla. rasyonel leme faaliyeti yznden
tehd it eder; yoksa dorudan veya klasik kategoriler yznden
bilgi-kuramsal dzlemde deil .
Oysa doaya, hele mikro-doaya bilgi-edinme amacyla bilgi
kurumsal dzlemde bi le, yine doann bir paras olan insan
tarafndan yaplan mdahalelerde Egemenlik sz konusu ola
maz. Bunlar olsa olsa doann kendi kendisine mdahalesidir,
kendi baTndaki etki lemelerdir! Bu doasal etkilemelerin
diyalektii, yine doann barndaki yeniden-retim mekaniz
malarndan hareketle ve Prodeterminizm an lay - zdelii
mutlak bir zdel ik olmaktan karp olas l k (yetenek)
dzeyinde ifade eden ve bir yandan da virtel gereklik kate
gorisinden yola kan teori- evevesinde kurulabil ir. zdel ik
ve zdeemezlik, burada birer yetenek . (olaslk) anlamnda
ortaya karlar ve Kuantum Teorisinin Belirsizlik sorunsaln
gzerler [bkz. Y.. Fizik ve Felsefe, 1 976 ve Canllarm
Diyalektii, 1 978, ayrca Pozitivizmi Eletirmek, 1 985] .
Evet, doann kendi iindeki tehdit' lere egemen lik momenti
gibi bir karakter yakrmak doru olmaz. Ya da doada ege
menl ik gibi bir ei lim yoktur. nk o sadece antrapojik (bi
l inli canlllata zg) bir ei limdir, znelere zgdr. O nedenle,
Adorno-Horkheimer diyalektiinin negatif momenti, doada o
antropoloj ik, yani egemenlik karakterim elbette yitirir, salt fizik
sel tehdit karakterine brnr. Prodeterminizm yle diyor:
Fiziksel dnyada (cansz ve bilinsiz doada). zell ikle
mikrofiziksel dnyada, maddenin her yeniden-reti lme olaynda
yeniden-retim sistemine dardan - bu arada doann da bir
paras olan zneden- yaplan mdahalelerle kar karyayz.
Bu mdahalelerin yaratt tehdit (risk), dolaysyla arza gibi

1 42
fiziksel nitelikli negatif momentiere sosyal dnyada denk den
negatif momentler vardr. znenin barol oynad (canl ve
bi l inli, yani) sosyal dnyada bunlar. egemenlik deni len ve
tehdit yaratan antropolojik nitel ikli negatif momentlerdir.
zdelik. fiziksel dnyada nasl "maddenin yeniden-reti
mi"nin bu, yeniden -retim sisteminin doa i le dorudan veya
zne i le (deney biiminde) dotayl olarak etkilemesi srecinde,
karlat negatif momentler, yani mdahaleler karlat
negatif momentler, yani mdahaleler karsnda "kendini aynen
koruyabilme veya aksamama, mdahale ncesi durumundan
sapmama, gvenilirlik yetenei" ise sosyal dnyada da benzer
bir anlam tayor: Bil in-ieriklerinin yeniden-retiminin. bu
retim sisteminin (yani mantk akln) dardan doa veya
toplumla etkilemesi srecinde karlat negatif momentler,
yani mdahaleler karsnda "kendini aynen-koruyabi lme ...
gvenilirlik yetenei" anlamn tayor. zdel ik, kavram, bu
ynyle bir bakma da "insann kiilii" anlamna geliyor.
Etkileme, birincisinde, zne doann bir paras olduu iin.
doann kendi i inde oluyor. ama bilgi-edinme (deney) bii
minde ve amacyla. . . ikincisinde, evrenin iinde; ama egemen
lik biiminde veya amacyla oluyor. Birincisinde negatiflii
Arza temsi l ediyor, ikincisinde Egemenl ik. Etkileen taraflar da
belli: ( 1 ) Bir yanda maddenin yeniden-retimi, te yanda "bilgi
ed inecek" zne, (2) B i lin-ieriklerinin yeniden-retimi bir
yanda, "egemenlik edinecek" zne te yanda.
F iziksel deil de, sosyal etkileme kategorisini ele alrsak.
Frankfurt Okulu, "bi lin ieriklerinin yeniden-retilmesi"nde
hibir sorunsal gremiyor. Bu yzden de ilerlemedeki ar-rasy
onellemeden Ratio' nun doasn veya kendisini (yani bilin
ieriklerinin aynen -yeniden-reti li sistem ini) deil, onun
sonunda -pragmatistlerin di ledii gibi- bir alet, bir organ, bir
uyum arac hal ine getirilmesini, instrumentalist eilimi sorumlu
tutuyor. Elim izdeki sistemin (Ratio'nun) yapsn bilmezsek. o

1 43
"'Cheodo W .Adol'no
.

zaman sistem. Aydnlanma andan Emperyalist aa kadar,


mal bulmu maribi gibi stne stne ullanlp yozlatrld
na gre sorabiliriz, nerededir bu yozlamann nedeni? Bilin tak
tii asndan, yani Adomo-Horkheimer'e gre, yozlaanda
deil, yozlatranlarda; bil in genetii ya da prodeterminizm
asndan ise Ratio'nun, yani yozlaan sistemin doasnda!
nk Adorno-Horkheimer'e gre "Ratio, iyi uslu bir ocuktur,
yozlamaz''. Ama bana kalrsa, imdiye kadar vurguladm
zere, Ratio diye aradmz en gveni l ir bir akl sisteminin bile,
aslnda egemenlik gibi negatif bir momentin etkisi olmadan
oluamaddr! Peki, bu denli berbat mdr insann bilincindeki
bu "gvence" sisteminin "huyu"? Egemenlik dediimiz negatif
momentte buluyorum bu ktl, ama aklmda ondan kurtul
mann baka yollar, baka bir sistemi yok mudur, ksacas
anlamc-akl (Entelekt) diye bir baka aklm yok mudur? yle
ya. aklda zgrleme momentini yaratan o dei l m idir?
Evet, mantk-akln kendisi daha ilkel toplumlardan bu yana,
yukarda sz edilen ikinci tip etkilemedeki o karakteristik negatif
eilimin etkisi altndadr. O eilim ki "bilin ierikler-inin yeniden
retimi"nin, Egemenlik (denen negatif momentin) basks altnda
bir aynen-yeniden-retime, bir makineye dntrlmesi
ynndedir. ite Ratio denen mantk-akl hep o ynde, byle
sine bir negatif momentin ynnde oluagelmitir. Byle olunca
ilerlemeyi Ratio balatt halde, sonunda onu Batnn tarihsel
koullarnda kstekleyen de olmutur. nk egemenlik onun
doasnda var, ;nk zgrleme momenti onun doasnda yok,
kr deneinin deneyimi var; Yeni bir ierie ya da ierikler
aras ilikiye ynelmek yok, belli ierikleri ha bire aynen-ret
mek var! Ortaan despotlar iin de byle oldu, yeni alarn
totaliter rejimleri iin de byle. Ancak ok yaydan frladktan
sonra artk ne yne gittiinden tasalannann alemi yoktur.
lerlemenin tekerine, mantk-akln kendi doas gerei sok
maya yatkn olduu oma kannak -egemenl ikiler, bu aklda

1 44
temsil olunan "devlet mant gerei" bundan hi holanmasalar
bile- Entelekt ' i n nn anakla mmkn olabilecekti.
Gerekten de, nk Entelekt mantk-akln diyalektik kart
(dlayarak tamamlaycs) deil midir? Bylece u mmkn
oldu: Bilinte yeni ieriklere ynelmek ve bunlar arasnda yeni
ilikiler kunnak, Ratio'yu mevcut i likileri ya da onlarn ierik
lerini makine gibi hep aynen yeniden retmekten, kr deAneAin
den, at gzlklerinden kurtarmak ... ite Entelekfin ilevi de
buydu. Geri Ratio, kendisine Entelekt'in sunduu yeni ierik
leri bile bir sre sonra yine aynen-yeniden-retmeye balaya
caktr ve bu bir dnem iin belki de gereklidir. Ama her eyin bir
snr var: sonunda n almayan, zgrln farkma vara
mayan bir ratio, sonunda kendini elbette kahredecek, ksr
dngsUnden kurtulamyacak, kendisine yeni bilin ierikleri
sunamayan Entelekt-yoksunu kltrlerin bannda onlarn bir
aleti, transplante edi lmi bir organ, son sncas haline gele
cekti. Bu kltrler, hep by le makine benzeri protezler, man
tk-ak l denen o doall An yitirmi, her an yerine yenisi takl
maya hazr organlarla tedirgin, huysuz ve korkak, bir yaam
srmeye devam edeceklerdir. Onlarn tek kurtulu yolu uydu:
Elektronik beyinler, birlein !
in trajik yan u ki, Frankfurtular, kltrel evrimin kstek
lendiAini ya da sonucu gryor, ama balatcnn (mantk
akln) doasn gremiyorlar. nk bunu gnnek, bat felse
fesindeki o geleneklemi Ratio kategorisine ters dyor.
Yukarda ele aldmz birinci tip, yani fiziksel etkileme kat
egorisine geri dnersek, Frankfurtularn hal lerine benzer haller,
orada Modern Kuantum kurarnc larnn bana da geliyor. Onlar
da bilin-ieri klerinin deil, ama "maddenin yeniden-retilme
si"nde hibir sorunsal gremiyorlar. Mikromaddenin zdeliAin
deki Belirsizleme'den, kendi Lc.Jelik kavramlarn (zdel ii,
mdahale ve risklerle karlamakszn mutlak bir zdelik
olarak anlaylarn) deil, maddenin kendi nesnel doasn

1 45
't'heodol' W. ,Adof\o

sorumlu tutuyorlar ve doay nesnel olarak akn gibi, yani


indetenninist davrannakla suluyorlar.
Oysa zdelik kavram. sosyal etki lemede yatan karakteris
tik eilimin etkisi altndad r. O eilim ki, tpk mantk-akln,
tm bilin-ieriklerine yapt zere, bu kez "-maddenin
yeniden-retimini" de bir aynen-yeniden-retim faaliyetine
dntrme eilimidir, ksacas Klasik Determinizmdir: Bu
determinizm veya aynen-y-retimle ilgili zdelik anlay,
makrodnyada dinamik bir teoriyi balatt halde. sonunda onu
mikrodnyada kstekleyen de o oldu. Kuantum kurarnclar bu
ksteklemeyi gryor, ama balatcnn - yani mantk-akln ve
klasik determin izmin ya da aynen-yeniden-retimdeki zdelik
anlaynn- doasn, bu zdeliin mutlak olmadn gremi
yorlar nk bunu grmek, Marx ve Frankfurt Okulu'na kadar
btn bat felsefesinin hem Ratio hem zdelik kategorisine ters
dyor.
zetle demek istediimiz o ki, en keskin doa bilimlerinin
temelindeki Ratio (mantk-akl) Entlekt (anlamc-r -akl) ve
zdelik gibi felsefe kategorileri bile,
( 1 ) Kklerin i, cansz-bi l insiz dnyadaki egemenliksiz etk
ilemelerden deil,
(2) Canl-bi linli dnyadaki egemenl iki etkilenelerden
alyorlar ve onun diyalektik kart olan Anlamc-Akl'dan ya da
Deneyim'den bilvesile zgrlemekten alr.
Geri mantk-akl, Frankfurtularn baaryla sergiledikleri
gibi, insan ln ilerleyiine set ekiyor. Ama bu, onun
Frankfurtularn sand gibi, bir organ, bir ara haline geti
rilmesinden deil. Tam tersine bu kstekleme, mantk -akln
kendi "huy"undan, faaliyet tarzndan, genetik doasndan. yani
kendini yaratan egemenliki momentten ve onun kkrtmalarn
dan kaynaklanyor. O bakmdan mantk-akl, pragmatistler veya
pozitivistterin aletlerine alet olur hale geldiyse, bu sre bu yeni
pozitivizmlerin ii deil. tarihsel bir pozitivizmin sonucudur.

1 46
yle ya, mantk-akldaki u "organlama, aletlene" ei limi
onun faaliyet tarzndan farkl bir ey deil ki. ..
te mantk-akln bu faaliyet tarzdr ki hem Klasik
Determinizmi hem de klasik zdelik - yani aynen-yeniden
retilenlerin mutlak zdelii- ilkesini yaratm, bylece doga
bilimcilerinin, zellikle Kuantum Kuramclarnn da bilinlerin i
kreltmi. Entelektlerini kilitlemitir. Frankfurtularn, insan
l n kltrel gel imesinde grdkleri krelme ya da mantk
akln aletlemesi, mantk-akln kendine zg faal iyetinin
sadece bir sonucu olmakla birlikte, kkenierinde ylesine
derindir ki, sonunda doa bilimlerini de ayn krelmeye srk
lyor Ark3:ik alarla birlikte yola kan bu krelmeden ancak
an:amc-ak l ve onun destekledigi zgrleme eilimi kurtara
bi lir insanl .
As/os /989
Ylmaz ner

1 47
''Btn demokrasiJerin znde eletiri
vardr. Demokrasi sadece eletiri
zgrlne ve eletirel drtlere
ihti a duymakla kalmyor, onu astl
eletirinjn kendisi belirliyor. . . Ama
eletiinin akldaki ruhun merkezj motit1
olarak' dnyann hibir yerinde
sevilmedii unutuluyor.
Kim eletirecek olursa, 'birlik' tabusuna
kar gnah iliyor demektir. Eletinen
blc ve hatta totaUter dnemde alul
bulandrc bii oluverir."

T. ADORNO

'
ISBN 975-344-3609

be.
Yflnlan

You might also like