Professional Documents
Culture Documents
Sydney SHOEMAKER
ev.: Aliye INAR*
) bir eyi temsil etmesine iaret eden baz zelliklere sahip olmas ge-
rekir.
James Mill, gemi bir olay hatrlama, daha nce bir olayn tec-
rbesine sahip olan kiinin duyu izleniminin serisine karlk gelen
bir idealar serisinin olduka hzl bir ekilde gzden geirilmesini
ierdiini kabul eder. Mille gre bu, benzer duyu izlenimlerini
idealarn sz konusu sratli dizisindeki kendi ideasnn pozisyonuy-
la, kiinin kendi gemi tarihindeki baz noktalara yerletirmesini
mmkn klar (bkz. Analysi of the Phenomena of the Human Mind,
Vol. I, pp. 330-331). Daha yaknlardaki yazarlar, bellek imgelerinin,
analiz edilemez bir gemi hissiyle nitelendirildiini ya da byle bir
hissin elik ettiini kabul etmilerdir. William James, belleklerin ha-
trlayann gemi tarihine samimiyet ve itenlik ve zamanda ge-
mi ynn hissiyle sz edildiini kaydeder (Principles of Psychology,
Vol. I, p.650). Bertrand Russell da gemi hissini bellein asli bir
gesi yapar. Hatrlama, hatrlanana baz bakmlardan benzeyen ya
da onunla ilgili imdi de bir oluumdur (The Analysis of Mind,
p.163). Bu ksmen imgelerin oluumunu ierir ancak o, sadece bun-
dan ibaret deildir; nk onlarn bizzat sadece meydana gelmesi,
gemite cereyan eden bir olaya herhangi bir balant izlenimini
vermez.. Biz imgeleri gemi oluumlarn yle ya da byle doru
kopyalar olduunu dnrz. nk onlara iki tr duygu elik
eder: mgelerin doruluuna klavuzluk eden ainalk hissi; ge-
mie mracaat etmemizi ve onlara imdiki dzende yer tayin etme-
mizi isteyen gemi hissi. Mzi hissinin younluuna gre biz im-
geye (veya onunla temsil edilen olaya), gemiteki az ya da ok za-
manla gndermede bulunuruz. Ayrca Russell (James gibi) bellein
bir gesi olarak bir inan hissinden bahseder. Ancak Russell iin
bu his, akas gemi ve ainalk hissinden farkl deildir. Ona g-
re, bellekte gemie referans inanlan ierikte deil de, inan hissi-
nin doasnda yatar.
Temsil Teorisinin Kaynaklar: Her hangi bir makul inancn niha
temelleri inanann tam bir kesinlikle bildii olgular iermesi gerektii
ortak bir felsef grtr. Kiinin tam bir kesinlikle bilebildii olum-
sal olgular, onun zihninin mevcut ierii hakkndaki olgular olduu
da yine ortak bir kanaattir. Talep edilen kesinlik tr, arm var ve
krmz bir yama gryorum gibi ifadelerin oluumunda karakterize
edilen trden kesinlikler olmaldr. Bu trden bir kesinlikteki bilinen
bir ifadenin hakikati iin, samimiyetle iddia edilen bir ifade olmal,
yanllnn yani hatayla ifade edilen inancn mantki olasl bile
sz konusu olmamal. (Bu trden ifadelere bazen adam olmaz ifade-
ler denir).Gemi hakkndaki ifadeler, bellek ifadeleri dahil olmak
zere, bu trden bir kesinlie sahip olmad aktr. Belleklerimizin
aldatc olduu hepimizce mlumdur. Hatta byle olmasa bile, bel-
Dinbilimleri Akademik Aratrma Dergisi V (2005), Say: 4 281
temsil eden bir imgeyle birlikte bir inan hissini ihtiva ettiini var-
sayabiliriz. Bu sunumun, sadece onun varlnn bir gstergesi olma-
sndan ziyade, bizzat inan olduu varsaylmakszn, onun varln
ikame etme, bizim amzdan bir kiinin inand eyi nasl bildiini
aklamaya ynelik bir terakki olmad anlalyor; nk aksi halde
bir kiinin, belirli trde bir gsterimin, belirli bir inancn varln
gsterdiini nasl bildiinin bir aklamasna ihtiya var. Yine de bir
bellek inancnn bir his ya da kompleks bir hisler ve imgeler oluumu
olduunu sylemek sama gzkr. Bellek sunumunun bellek i-
nanlarnn temeli olduu kabul edilirse iki misli sama olur. u
halde sunum, hem inan hem de inancn dayand temel olacaktr;
ve bu nedenle inan bizzat kendine dayanr. nan hakknda bizzat
kendine dayanr diye konumak sama gzkebilir. Belki de onun
hakknda sadece bellek sunumunun cznn ki inan hissini d-
layan bir cz inancn temeli olduu ve bu czn onun temellendii
inanla ayn olmad sylenebilir. Ancak byle olursa, niin ayrca
bir inan hissi olmaldr? Akas bu, dier inan yani hatrlayann
sahip olduu ilk inan iin temel ya da temelin paras olur. Pyi id-
dia etme yetkisinde olan biri temellere sahip olmay iddia ederse ve
bu temellerin esas stndeki Pyi ileri srerse, Pye inandn iddia
etme yetkisinde olmas iin onun ilave temellere ihtiyac olur eklin-
de bir dnce hatal gzkebilir. P hakknda konumak ancak Pye
inanmyorum demek samadr; ve P hakknda konumak ancak
Pye inanp inanmadm bilmiyorum demek daha az sama deildir
yine de sonraki, mtalaa edilen gre gre anlaml olur. Gerekten
kiinin inand bir eyi dnmek iin gerekelerinin olmas ya da
bundan yoksun olmas onun konumasn anlaml klp klmayaca
bile sorun olabilir: Pye inandn syleme yetkisinde olmayan kii-
nin varln ifade etmemiz demek, ya o, sradan anlamnda Pnin te-
melinden yoksundur demek (Ben Pye inanyorum iin deil) ya da
o, Pye inandn syleme hususunda drst deil demektir.
Naif Realism
Temsil teorisine yegane alternatifin genellikle naif realism olarak
bilinen bir teori olduu varsaylr. Naif realisme gre, kiinin doru-
dan doruya bellein farknda olmasnda (zihninde olan eyi) sadece
olayn temsiliyle deil, bizzat olay hatrlanr. Pek ok filozof akas
bu fikri onaylamaz ancak Samuel Alexander, biri bir eyi hatrlad-
nda bellein objesinin (hatrlanan gemi olay) gemiin izini hatr-
lamak suretiyle zihinde olduunu kabul eder. (Vol. I, p. 113) ve H.
H. Price ncelikle baz bellein dar anlamda bilgi olduunu ...yani
gemi olay ya da durumun direkt ya da dorudan anlalmas oldu-
unu kabul eder (Memory Knowledge, in PAS, Supp. Vol. 15, 1936,
24). (Alexander ve Pricenin bu szlerle ayn eyi kast edip etmedik-
leri ak deildir.)
286 Sydney SHOEMAKER
olarak doasnda olmayan bir tabiat ona atfetmektir. Eer biri vuku
bulmam olma anlamnda bir eyi hatrladn sylerse, belirli soru-
lara doru cevaplar verme ve belirli bir biimde davranma (rnein
birisi imen bieri garaja koyduunu hatrlarsa, ona ihtiyac oldu-
unda gidip garaja bakma eiliminde olacaktr) temaylnde olacak-
t. Ancak bu trden eyleri yapmak hatrlama deildir. Bir kiinin bir
soruyu doru olarak ve aba sarf etmeksizin cevaplamasnda hatr-
lama kelimesinin olmamas, bu suretle vuku bulmam anlamda bir
eyi hatrladn sylemesi (hl hatrlamas) soruyu cevaplarken bu
eye hatrlama denilebilir ve soruyu cevaplamay bitirir bitirmez ve
zihni dier meselelere dndnde hatrlamann son bulduu syle-
nebilir.
Bazen hatrlama kelimesi bir vukuat kaydetmek iin kullanlr.
Ben, dn leyin John ocukluk arkadann ismini hatrlad desem,
bununla ben aka onun dn leyin hala ismi bildiini (unutma-
m olduunu) kast ederim; ancak bu, bir vukuat kaydetmekle ayn
ey deildir. Bununla beraber leyin Johnun birden ismi anmsad-
n syleyerek ifade edilen eyi kast ederim; gerekte bunun bir olay
olduu kaydedilebilir. Olay, hatra gelen ya da nceden unutulan bir
eyi hatrlamak olabilir (bazen bir ey sadece geici olarak unutulabi-
lir). Burada hatrlama bir zihin edimini ierebilir; bu anlamda ha-
trlama, tpk bir soruya cevap bulmay alma, ya da birinin
hafzalasn yoklamas gibi, hatrlamaya almay nceleyebilir. Bu
olduu zaman ve ayrca ani ve spontan hatrlama durumlarnda ge-
nellikle bellek imgeleri ve bellek teorisyenlerinin ok nemli grdk-
leri bellek tecrbeleri oluur. Ancak hatrlamaya alma ve hatr-
laya yazma durumlar bellein ileme paradigmalarna hizmet etmesi
zordur; aksine bunlar sadece bellek ilemesinde bir durma olduun-
da, yani bir ey bir lde unutulduunda meydana gelir.
phesiz hatrlama denilebilen dier olaylar da vardr: rnein
bazen hatrladm demekle sunulabilen bir zihinsel aktiviteyi hatr-
lamay ve herhangi bir ey hakkndaki hatrlamay kast ederim.
Ancak hatrlamann oluumunu kullanmnn asl olduu vuku
bulmamln (doasnn) kullanmnn onlar sayesinde analiz edildi-
i gr meru gzkmyor.
Doru hatrlama fikri, doal olarak birinin belleinin gemile
ilgili bir bilgi kayna, ayn ekilde birinin duyular onun imdiki ev-
resiyle ilgili bir bilgi kayna olan fikirle sren zihinsel bir olay ya da
edimdir. Sonraki fikre yakn zamanlardaki pek ok yazarlar tarafn-
dan kesin olarak meydan okunmutur (G. Ryle, R. F. Holland, N.
Malcom and C. Landesman). Unutulmu olmasndan sonra hatrlaya
yazma bu olguyu gerekte bile yazmadr; her ne kadar t zamannda
renilen olgu, t zamannda bu olgunun hatrlaya yazld sylenme-
se de. Ancak bir kiinin kesinlikle unutmad imdi hatrlad bir
Dinbilimleri Akademik Aratrma Dergisi V (2005), Say: 4 289
lemek suretiyle mmkn olur. Bir insann dili belirli bir ekilde ev-
rilseydi ve bellek iddialar olarak evrilen ifadeler byk lde yan-
l olarak dnlm olsayd, bu, sz konusu ifadelerin hi de bel-
lek iddialar olmadn ve dilin yanl evrilmi olduunu sylemek
iin kati bir temel tekil ederdi.
Bellek teorisyenleri genellikle, bellek bilgisinin varlna ilikin
yani d dnyann idraksel bilgisinin varl hakkndaki herhangi
bir septik mesele dnda, septik bir problem varm gibi yazarlar.
Ancak biz kesinlikle herhangi bir bilgiye sahipsek, bilgi asla yitiril-
medike, bellek bilgisine sahibiz demektir. Genel olarak bilgi hakkn-
daki pheden ayrysa bellee ilikin pheler, bilginin hatrlanma-
syla ilgili phedir. Fakat bilgiyi kazanrken (rnein duyu idrakin-
de), kazandmz herhangi bir bilgiyi kesinlikle muhafaza edemeyiz
demekle ne kast ediliyor olabilir? Biri bunun mmkn olduunu d-
nr; nk o, bir kiinin zihninin herhangi belirli bir zamanda o-
luan eyin, bir baka zamandan vuku bulandan mantksal olarak
bamsz olduu prensibini kabul eder ve o, bunun bir kiinin belirli
bir zamandaki inan topluluunun baka bir zamandaki inan an-
dan btnyle farkl olduunu (yani st ste ylmadn) ima etti-
ini kabul eder. nk inanlar kesinlikle unutsayd, bilgi de kesin-
likle aklda kalmazd. Ancak genel prensip soruna aktr ve en azn-
dan inanma (dolaysyla bilme) bir eyin ne olduunu dnme an-
lamndaki bir olay deildir. imdi inandm sylediim nermeler
demeti sadece hali hazrda dnyor olduum nermeleri ihtiva
etmez; o, son zamanlarda dnmediim ya da eylemde geirmedi-
im ve yakn gelecekte dnmeyeceim ve edimde bulunmayacam
pek ok nermeleri de ihtiva eder. Ne ben ne de baka biri be saniye
nce hatta be dakika veya be saat nce tamamen farkl bir ner-
meler demeti yerine imdi inanyor olduum ve vaktiyle inanm ol-
duum nermelerden hibirine inanmadm iddia etmek iin her-
hangi bir temelin olmad aktr. Bu iddia olduka anlalmaz olabi-
lir. artc gzken ey, inanlar bir kez kazanld m aka hatr-
lanabilecei fikrine deil de, onlarn hatrlanamayaca yani, -eer
mmknse- onlarn hatrlanmasnn zel bir izah gerektirdii (belki
de temsil teorisinin ikame ettii bellek verisi temelindeki srekli ye-
niden kazanmlar sayesinde) dncesidir. Biteviye sren bir inan
nosyonuna anlam verilemez ve birinin sadece birka saniye ya da
dakikadr bir eye inand sylenirse, o zaman bir aklama gerekti-
ren ey (hatta anlalr olduu sylense bile), onun zamandan beri
inanc hatrlyor olmas deil, ksa bir sre sonra onun kaybetmi
olmasdr. (Aklama, onun kazand ya da inan hakikatine kar
birden hatrlanan delil olabilir birinin be dakika ya da saniye nce
sahip olduu inanlar tamamen yitirdii eklinde yaplan anlalr bir
iddiaya mukayese edilebilir aklamann olmad aikrdr.) Eer
294 Sydney SHOEMAKER