Professional Documents
Culture Documents
: Molodaya Gvardiya,
1979" bas1mrndan c;evrilmi�tir.
KIZIL YILDIZ
Aleksandr Bogdanov
Rusradan reviren
Ane Haohasanoglu
Aleksandr Aleksandrovif Bogdanov (1873-1928)
E: info@yordamkitap.com
Baha i� Merkezi
Haramidere - Istanbul
BiRiNCi BOLDM
1. AYRILI K
ortaya atm 1�t1. H 1 zla atqli bir n itelige buru nen bir tartJ�ma
ba�lam 1�t1.
Anna Ni kolayevna, gosterinin yapi lmasmdan yana olan
herkesin etik a<;:1dan on saflarda yuru mek zorunda oldu
gunu soyledi. Ben, bunun hi<;: de zorunlu olmad 1g1, orada
gerekli olan ya da ciddi bir yaran olabilecek ki�ilerin yu
ruyu�e kat il mas1 gerektigi goru�undeydim. Osteli k de ya
rarh olabi lecek ki�i derken, bu tur i�lerde birazc1k deneyim
sahibi biri olarak kend imi kastediyordu m. Men ni daha da
i leri gitmi� ve askerlerle gosterici ler arasmda kesinlikle bir
<;:at1�ma <;: 1 kacag1 i<;:in eylem alanmda sokak propagandac1-
lannm ve gosteri orgutleyici leri nin bulun mas1 gerekt igini,
politik yonetici lere ise orada yer olmad1gm1, hatta fi zik
sel bak1mdan zay1f ve asabi insan lann son derece zararh
olabileceklerini i leri su ruyordu. Anna Nikolayevna, sade
ce kendisine yonel i k oldugunu zannettigi bu du�uncelere
a<;:1k<;:as1 gucenmi�ti. Konu�may1 kesip odasma gitti. K 1sa
bir sure sonra Menni de gitti.
Ertesi gun sabah erkenden kalk1p Anna Ni kolayevna'yla
goru�meksizin evden <;:1km1� ve eve a ncak ak�am donebi l
m i�tim. Yuruyu�, hem bizim komitede, hem de ogrendi
gime gore diger kanadm yonetim grubunda redded ilmi�ti.
Buna sevinmi�tim <;:unku bir silahh <;:at1�ma i<;:in haz1rh k
lann ne kadar yetersiz oldugunu bil iyordum ve bu tur bir
eylem i bo�u bo�una gu<;: harcamak olarak goruyordum.
Bu karar, Anna Nikolayevna'nm dun ak�amki konu�ma
yuzunden kapild1g1 ofkeyi birazc1k azalt1r samyordum.
Masamda Anna Ni kolayevna'nm �u notunu buldum:
"Ben gidiyorum. Sizi ve kend imi tamd1k<;:a farkh yol lar-
Kw/ Y1/d1z 11
2. <;:AGRI
Eteronef: Uzay gemisi (tam olarak uzayda yolculuk i�in gemi); eter- uzay
bo�lugu (Yunanca). -(ev.
16 Alcksondr Boqdono'
3. GECE
4. A<;:I K L A M A
5. K A L K I �
6. ETERONEF
grubu, <;:ok zor eriyen bir soy metal olan osmiyumdan ya
pil m1� dii�ey metali k bir silindir olu�tu ruyordu. Radyoaktif
madden i n ayn�mas1 bu silindirin i<;:inde ger<;:eklqiyordu;
k1pk1rm 1Z1 olmu� 20 santi metre kah nhgmdaki duvarlar bu
sii recin yaratt1g1 enerjiyi <;:ok a<;:1 k bir �ekilde gosteriyordu.
Ancak odanm i<;:i hi<;: s1cak degildi: Sil i ndirin her tarafi s1-
caktan <;:ok iyi koruyan bir t ii r saydam maddeden yapilm1�
iki kat daha geni� bir mahfazayla <;:evrilm i�ti; bu mahfaza
yukarda borulara baglamyordu. Bu borular arac1hg1yla s1-
cak hava mahfazadan ahnarak eteronefi n diizenli olarak
"1s1t ilmas1" i<;:in her tarafa ta�m1yordu.
Makinenin, elektrik bobinleri, akiimiilatorler, kadranh
gostergeler gibi <;:e�itl i �ekillerde silindirle baglantih diger
pari;:: a lan ho� bir diizen i<;:inde <;:evreye yerlqtirilm i�ti ve
nobet<;:i makin ist, bir ayna sistem i sayesinde koltugundan
kalkmakslZln bunlann hepsi n i bi rden goriiyordu .
Yan odalardan biri "astronomi" odas1yd 1 . Bu odanm sa
g mda ve solu nda "su" ve "oksijen", kar�1smda ise " bilgi sa
yar" odas1 bulunuyordu. Astronomi odasmda zem in ve d1�
duvar, boydan boya geometrik olarak ta�lanm1� ideal saf
h ktaki camdan yapilm1� kristaldi. Bu kristal camlar oylesi
ne saydamd1 ki, Menni'nin pe�i s1ra asma kopriilerden yii
riirken a�ag1 bakmaya kalk1�t1g1mda kendimle, altim1zda
a<;:ilan u<;:urum arasmda h i<;:bir �ey gormiiyordum ve kor
kun<;: ba� donmesini durdurmak i<;:in gozlerimi kapatmam
gerekiyordu. Yan larda, koprii agm m aralanna, tavandan
a�ag1 inen karma�1k raflara ve odanm i<;: duvarlanna kon
mu� aletlere bakmaya <;:ah�1yordum. Ana teleskop yakla
�1k iki metre u zunlugundayd1 ama objektifi ve galiba optik
giicii son derece biiyii ktii.
32 Aleksondr 809danov
sand1k indiren bir tayfa, t 1pk1 kendisine eliyle bir �ey goste
ren yolcu gibi oldugu yerde sanki donup kalm1�t1. Ve bi.iti.in
bunlar iki bin kilometre uzaktayd1.
Sterni'n i n yard1mc1s1 olan gen<;: M arsh odaya girdi.
Eteronefin a�t1g1 mesafenin tam ol<;:i.imi.ini.i yapmas1 gere
kiyordu. Onun <;:ah�masma engel olmak istemedik ve bir
sonraki "su" odasma ge<;:t ik. Burada bi.iyi.ik bir su deposu
ve su antmak i<;:in kullamlan bi.iyi.ik cihazlar bulunuyordu .
<;:ok say1da boru, bu suyu depodan eteronefin her yamna
ta�1yordu .
Daha sonra " hesap maki nesi " odas1 geliyordu. Bu rada
i.izerlerinde <;:ok say1da kadran ve ok bulunan, benim hi<;:
bilmedig i m makineler vard 1. En bi.iyi.ik makinenin ardmda
Sterni <;:ah�1yordu. Maki neden Sterni 'n in yapt1g1 hesabm
sonu<;:lanm i<;:eren upuzun bir �erit <;:1k1yordu; fakat bu �e
rit i.i zeri ndeki i�aretler de, t1pki diger bi.iti.in kad ran lardaki
i�a retler gibi, hi<;: bilmedigim i�aretlerd i . Sterni 'ye engel ol
mak ve onunla konu�mak istemiyordum. Hemen son boli.i
me ge<;:tik.
Bu ras1 "oksijen" odas1yd 1 . Bu odada, 25 tonluk potasyum
klorattan olu�an oksijen yedegi bulunuyordu. Gerektiginde
bu potasyum klorattan 10 bin metreki.ip oksijen elde etmek
mi.i mki.indi.i : Bu oksijen miktan, bizimkine benzer bi rka<;:
yolculuk i<;:in yeterliydi. Potasyum klorat1 ayn�t1rmak i<;:in
kullamlan c i hazlar da burada bulunuyordu. H avadaki
karbondioksiti emmek i<;:in barit ve potasyum hidroksit,
aym zamanda da fazla nem in ve solunum s1rasmda ortaya
<;:1kan karbond ioksitten kat kat daha zararh olan fizyolojik
zehirin em ilmesi i<;:in ki.i ki.i rt anhidrit yedekleri de burada
bulunuyordu. Bu oda doktor Netti'nin yonetimindeyd i.
34 Aleksandr Bogdanov
7. i N S A N L A R
<;:ok gurur verici ama bunu neye bor<;:lu oldugumu bil mek
isterim."
"Bunu size en gene! hatlanyla si::iyleyebilirim. Yap1smda
miimkiin oldugunca daha fazla saghk ve esnekligi, daha
fazla akilhca <;:ah�ma yetenegini, Diinya' da miimkiin oldu
gunca daha az ki�isel bag 1mhhklan, daha az bireyciligi bir
araya getiren biri gerekliydi bize. Fizyologlanm1z ve psi
kologlanm 1z, ezeli bir i<;: sava�la parampar<;:a olmu� toplu
munuzun ya�am ko�ul lanndan sizin deyiminizle sosyalist
bak1mdan i::i r giitlii toplu mumuza ge<;: i�in, bir insan i<;:in <;:ok
ag1r ve zor bir ge<;:i� oldugunu ve <;:ok elveri�li bir diizenleme
gerektirdigini dii�iiniiyorlard 1. Men ni, sizi digerlerinden
daha uygun buldu."
"Men n i 'nin dii�iinceleri hepiniz i<;:in yeterli miyd i?"
"Evet, onun degerlendi rmesine tam giivenimiz vard1r.
<;:ok iistiin bir akil giiciine ve a<;:1khgma sahiptir, <;:ok en
der hata yapar. Diinya i nsanlanyla ili�kilerde herhangi bi
rimizden daha fazla deneyime sahiptir; bu il i�kileri ilk o
ba�latm1�t1."
"Peki gezegenler aras1 ula�1m yi::i n tem ini kim buldu?"
"Bu, bir ki�inin degil, pek <;:ok ki�inin i�idir. 'Eksi mad
de' bundan birka<;: on yil once bulu nmu�tu. Fakat ilk ba�
larda bu maddeyi ancak <;:ok kii<;:iik miktarlarda elde ede
bil iyordu k. Onu biiyiik miktarlarda iiretme yi::i n tem lerini
bulmak ve gel i�ti rmek i<;:in <;:ok say1da fabrika heyet inin
<;:abalan gerekmi�ti. Da ha sonra uzay gemilerinin motor
lannda kullamlacak radyoaktif maddelerin elde edilmesi
ve ayn�tmlmas1 teknigini miikemmellqtirmek gerekti. Bu
da biiyiik <;:abalara ma! oldu . Sonra gezegenler arasmdaki
ortamm ko�ullanndan, bu ortamm korkun<;: �ekilde soguk
38 Aleksandr Bogdanov
"Orada kan daha iyi bir gelecek i<;:in akiyor," diye kar
�1hk verdi Netti, "ama miicadele etmek i<;:in de daha iyi bir
gelecegi tammak gerekli. Ve siz bunu ogrenmek i<;:in bura
das1n1z."
Eli mde olmadan atilarak onun neredeyse bir <;:ocugunki
kadar kii<;:iik elini s1kt1m.
8 . YA K I N LA � M A
9. GE<;M i �
bularak bana Marsh <;ocuklar i<;i n haz1 rlan m 1� dili basit bir
rehber kitap verdi .
Netti 'n i n yard1m 1yla bu kitap<;1g1 okumaya v e kendi di
lime <;evirmeye ba�lad 1 m . Adi bilinmeyen yazann, insana
i l k bak1�ta son derece gene! ve soyut gelen kavramlara ve
�emalara hayat verme, bunlan somutla�t1rma sanat1 beni
hayran b1 rak1yordu. Bu sanat, a<;1klamala n m geometrik
a<;1dan oyle diizgiin bir sistem ve belli bir mant1k si lsilesi
i<;inde yapma olanag1 veriyordu ki, bizim diinyam1zda bir
konuyu herkesin anlayabi lecegi dile doken basit anlatio
lann bir teki bile <;ocuklar i<;in boyle bir �ey yazmay1 gaze
alamazd 1 .
ilk bolii m felsefi bir n itelige sahipti v e her �eyi kendi
i<;i nde toplam1�, her �eyi kendisi belirleyen tek bir bi.i t ii n
olarak evren dii�iincesine aynlm 1�t1. Bu bolii m bana p ro l c
ter doga felsefesi n i basit v e nahif b i r bi<;imde i l k kcz a 1; 1 k la
m1� olan i�<;i dii�iiniiriin yap1tlanm ammsatt1.
Sonraki boliimde anlat1m, evrende henii z b i l d ig i m i z
h i<;bir formun olu�mad1g1, b u u<;suz bucaks1z bo�l u k L a ka
osun ve belirsizligin hiikiim siirdiigii <;ok u z a k 1a ma n lara
geri gidiyordu. Yazar, bu orta mda k i mya s a l y a p1s1 belirsiz
ince bir maddeden olu�an ilk �ek i lsiz bi r i k i 1 1 1 k r i 11 tek tek
ayn�mas1 0 1 anlat1yordu . Bu biri k i m l c r, d l' v y i ld1z diin
yalannm yani aralannda bizim C ii 11l'�' i 111 i z i n en kii<;iik
g ii ne�lerden biri olarak yer aid 1g1 !.O 111 i I yon g iine�e sahip
Samanyolu'mu zun da bulundugu y r i d r z h u lutsulann emb
riyosu olmu�lard 1 .
Daha sonra b u madden i n yog u n l a � a rak ve daha saglam
bile�imler haline gelerek k i m y a sa I l'lcmentler �ekli n i ald1-
gmdan, bunun yam s1ra i l k �l' k i l s i 1 biriki mlerin par<;alan-
KIZll Y1ld1z ! 51
1 0. VA R I �
iKiNCi BOLUM
1. MENNi'N i N EViNDE
2. FAB R i K A DA
Ancak bu, tam anlam1yla ayn bir kat degildi, daha <;:ok
bilmedigim bir tesisatm dev makinelerini her yandan sa
ran havai kopriiler ag1yd1. Bu agm bi rka<;: metre iizeri nde
benzer ba�ka bir ag bulunuyordu, daha yukarda ii<;:iincii,
dordiincii, be�inci aglar; bu havai koprii aglannm hepsi
cam pa rkeden yapi lm1�t1 ve kenarlanna demir parmakhk
lar konmu�tu, hepsinin asansor ve merdivenlerin <;:oguyla
baglant1s1 vard1 ve bir sonraki ag bir oncekinden daha kii
<;:iiktii.
Ne duman, ne is, ne koku, ne de bir toz zerresi vard1.
Parlak olmayan ama her yere niifuz etmi� bir 1�1k i<;:inde
ki maki neler, tem iz havada uyumlu ve ol<;:iilii bir bi<;:i mde
<;:ah�1yor, dev demir, aliiminyum, nikel ve bak1 r par<;:ala
nm kesiyor, bi<;:iyor, rendel iyor, deliyordu. <;:elikten yapi l
m1� dev ellere ben zeyen man ivelalar diizgiin ve yumu�ak
hareket ed iyordu; iistii a<;:1k biiyiik vagon lar hi<;: �a�madan
ileri geri gidip geliyordu; <;:arklar ve aktarma kay1�lan hare
ket etm iyormu� gibi goriiniiyordu. Ate�in v e buhann kaba
giicii degil, elekt rigin ince, daha da biiyiik giicii bu korkun<;:
mekan izmamn ruhunu olu�turuyordu.
i nsanm kulag1 bi raz ah�t1gmda, birka<;: bin tonluk ana
balyozun indigi ve bu giimbiirtiilii vuru�la her �eyin sar
sild1g1 anlann d1�mda makinen i n giiriiltiisii neredeyse bir
ezgi gibi geliyordu.
Yiizlerce i�<;:i makinelerin arasmda kend ilerinden emin
bir halde gidip geliyorlard1. Bu ses denizi i<;:inde i�<;:ilerin ne
ayak sesleri, ne de kendi sesleri duyu luyordu. Yiizlerinde
kayg1 degil, sadece sakin bir dikkat ifadesi vard1; <;:evrele
rinde olanlann merakh, bilgili gozlemcileri olarak goriinii
yorlard1; saydam kubbenin altmdaki raylar iizeri nde orta-
66 j Aleksandr Bogdanov
oJursa oJsun tek tip bir i�e oh;iisiiz �eki Jde kendini Veren
yolda�lan genellikle gozden ka<;:1rm1yorum."
"Makine iiretiminde i�giicii fazlahg1 oldugunu hesaba
katarsak soziinii ettigimiz bu yolda�m <;:ah�ma sii resini ki
saltmas1 gerekmez m iydi?"
"Elbette hay1r," diyerek giildii Menni. "Dengeyi neden
kendi hesabmdan saglamak zorunda olsun ki? istatisti k, hi<;:
kimseyi, h i<;:bir �eye yiikiim lii kilmaz. Herkes kendi hesap
lanni yaparken istatistigi dikkate ahr ama bir tek onunla
hareket etmez. Eger siz bu fabri kaya hemen gi rmek istemi�
seniz, size biiyiik olas1h kla i� bulunmu�tur ama istatisti k
merkezinde fazlahk rakam1 bir-iki saat artm1�tlr, hepsi bu.
i�giiciinde goriilen kitlesel yer degi�ti rmeler iizeri nde ista
tistigin siirekli etkisi olsa da her birey ozgiirdiir."
Konu�urken yeterince dinlenmi�tik. Menn i d1�mda he
pimiz fabrikanm diger boliimlerini gezmeye gittik. Menni
ise eve dondii, laboratuardan <;:agmyorlard i.
Ak�am Netti'nin evinde kalmaya karar verdim. Netti ,
ertesi gii n beni b i r "<;:ocuk evi ne" gotiirmeye soz verdi.
Annesi de bu yuvadaki egitmenlerden biriydi .
"<;:ocuk ev i" 1 5 -20 bin niifuslu bir kentin onem li, iiste
lik de iyi bir boliimiinde yer ahyordu. Bu niifus ger<;:ekten
de neredeyse sadece <;:ocuklardan ve <;:ocuklann egitmenle
ri nden olu�uyordu. Bu t iir kurulu�lar gezegenin biitiin bii
yiik kentlerinde bulunuyor, <;:ogu durumlarda da bag1ms1z
kentler olu�turuyorlard1; ancak Men n i 'n i n " kimya kasaba-
Km/ Y1/d1z 73
Bir siire sonra Netti 'yle ben eve gitmeye haz1rland 1k.
"Ha bir �ey daha var," diye ammsatt1 Nella, " bu ak�am
eski dostunuz Enno'yu da bizim burada gorebil i rdiniz.
Biiyiik <;:ocuklara Venus gezegeniyle ilgili bir �eyler anla
tacak."
"O da bu kentte mi oturuyor?" diye sordum.
"Hay1r, onun <;: ah�t1g1 gozlemevi buraya ii<;: saatlik uzak
h kta bulunuyor. Arna Enno <;:ocuklan <;:ok sever ve beni,
yani eski egitmen ini unutmaz. Bu yiizden s1k s1k buraya
gel ir ve her gel i�inde de <;:ocuklara ilgin<;: �eyler anlatir."
Ak�am bel irlenen saatte tekrar "<;:ocuk evine", <;:ok kii
<;: iik <;:ocuklarla yirm i-otuz yeti�kin d 1�mdaki tiim <;:ocuk
lann topland 1 klan biiyiik konferans salonuna gittik. Enno
beni goriince sevindi.
" Konuyu sanki sizin i<;:in se<;:mi�im," dedi �akac1 bir
tav1rla. "Gezegen inizin geri kal m1�hg1 ve insanhgmlZln
ac1mas1z toreleri sizi iiziiyor. �imdilik ya�ayan en yiiksek
temsilcileri sadece ve sadece di nozorlarla u<;:an pangolin
ler (pullu memel igiller) olan, toreleri si zdeki burjuvazinin
kinden bile kotii bir gezegeni anlatacag 1m. Bu gezegende
sizin ta�komiiriiniiz kapitalizmin ate�inde yanm 1yor, he
niiz daha dev ormanlar halinde biiyiiyor. Bir ara birl ikte
ihtiyozor avlamaya bu gezegene gidelim mi? Bunlar oranm
Rothschildleri ve Rockfellerleri. Dogrusu sizin Diinya' daki
Rothschild ve Rockfeller' den <;:ok daha giivenilirler ama <;:ok
daha az kiiltiirliiler. Bu gezegen sizin M arx'm ' Kapital ' i nde
ihmal edilmi� olan en ilkel sermaye birikiminin hiikiim
darhg1. .. Nella benim bu bo�bogazhg1ma ka�lanm <;:att1
bile. Hemen ba�hyoru m."
F1rtmah, derin okyanuslan ve <;:ok yiiksek daglanyla,
ill !
4. S A NAT M U Z E S i
5. KLiNiKTE
ni.ifu su olan bir bolgeden gelen hastalar. Boyle bir bolge i<;:in
yirmi otuz hasta fa zla say1lmaz. Bunlar da <;:ah�t 1 klan ma
k inen i n yap1sma heni.iz ah�amam1� yeni i�<;:iler daha <;:ok.
Bizde bir i.i retim alan mdan digerine ge<;:meyi herkes sever.
Uzma nlar, bilim adamlan ve sanat<;:1lar <;:ok kolay dalgmhk
kurbam oluyorlar: D ikkat di.izeyleri s1k s1k degi�iyor, di.i
�i.in meye ya da seyretmeye dahyorlar."
"Sinir hastah klan, ku�kusuz en <;:ok a�m yorgunluk yi.i
zi.i ndendir, degil mi?"
"Evet, oyleleri az degil. Arna ci nsel ya�amdaki heyecan
lar ve bunah m larla, aym zama nda ruhsal sarsmt 1 larla, or
negi n yakmlarmm oli.imi.iyle ortaya <;:1kan hastahklar da az
degil."
"Peki bu rada bilinci kan�1k ruh hastalan va r m1?"
"Hay1r, bu rada o t ip hasta yok; onlar i<;:in ayn klin ikler
bulunuyor. 0 t ip klin iklerde hastamn kendisine ve ba�ka
lanna zarar verme olas1hgma ka r�1 ozel a ra<;:lar bulun mas1
gerekiyor."
"Boyle durumlarda sizde de hastalara kar�1 kaba kuvve
te ba�vu ruluyor mu?"
"Ne kadar gerekiyorsa o kadar elbette."
"Boylece sizin di.inya mzda ikinci kez �iddetle kar�1la�1-
yorum. B irincisi '<;:ocuk evi 'ndeydi. �iddet unsurlanm ya
�am1 mzdan tam olarak <;:1kartamad1gm 1 Z1, bunlara bilin<;:li
olarak izin vermek zorunda kald 1gm1Z1 soyleyebilir m isi-
nIZ.
. <"
s1k s 1 k bir o yana, bir obiir yana gid iyordu; zihnimde s1k
s1k hi<;: beklen medik ve u za k, p m l p m l a n i lar bir a nda
ortaya <;: 1 k 1veriyor ve <;:evremdeki leri unuttu ruyor, deger
l i dakikala n m 1 elimden ahyordu. Bunu fark ed iyordum,
birden akhm ba�1ma geliyor ve yen i bir enerj iyle i�e giri
�iyordum; ancak kisa bir siire sonra ge<;: mi�in ya da hayal
giiciimiin k1sa siireli imgeleri yen iden beynimi ele ge<;:iri
yor ve onlan yen iden biiyiik bir <;:aha harcayarak bast1r
mam gerekiyordu.
Garip bir huzursuzluk beni giderek daha s1k rahats1z et
meye ba�lam1�t1. Yerine getirmedigim ve hep unuttugum,
animsamaya <;:ah�t1g1m onemli ve ivedi bir �ey vard1 sanki.
Bu duygunun pe�i nden tamd1k insanlar ve ge<;:mi� olaylar,
kocaman bir kovandan sahverilmi� bir an ogulu gibi hava
lan iyor, kar�1 konulmaz bir sel halinde beni gen<;:ligimden
ve yeni yetmeligimden <;:ocuklugumun en erken donemine
dogru giderek daha gerilere gotiiriiyor, daha sonra bulanik
ve bel irsiz duygular i<;:inde kayboluyordu. A rdmdan dal
gmhg1m <;:ok gii<;:lii ve marh bir hale geliyordu.
Herhangi bir �eyin iizerinde uzun siire yogu nla�mama
engel olan i<;:imdeki direni�e boyu n egerek gitgide daha
s1k ve daha <;:abu k bi<;:i mde bir konudan digerine atlamaya
ba�hyordum ve bunun i<;:in daha onceden gerekl i bir say
fas1 a<;:Ilm1� y1gmla kitab1, tabloyu, haritay1, stenogram1,
fonogram1 vesaireyi mahsus odama topluyordum. Bu yolla
zaman kaybm1 ortadan kald1racag1 m 1 u muyordu m, ama
dalgmhk giderek daha sinsice yanima sokuluyor ve ben
kend imi uzun bir zamand1r h i<;:bir �ey anlamadan, hi<;:bir
�ey yapmadan tek bir noktaya bakarken yakahyordum.
Buna kar�1hk yataga yatt 1g1mda ve cam <;:at1dan karan-
KIZll Y1/d1z i I 07
i<;:in gerekli olan tek �ey daha fa zla di nlenmek; belki de <;:ok
fa zla <;:ah�t 1m. Arna ba�1ma geleni Men n i'ye fa rk etti rmeye
gerek yok: Bu, daha i�imin ilk ad1m lannda iflas etmek gibi
bir �ey olur.
Ve Menni'nin odama ugrad 1g1 zamanlar, ki bu zaman
lar asl mda <;:ok s1k degildi, <;:ok me�gulmii� gibi goriiniiyor
dum. 0 ise bana <;:ok fa zla <;:ah�t1g 1m1, kend imi a�m yor
gunluk tehlikesine soktugumu soyliiyordu.
"Bugii n <;:ok saghks1z goriiniiyorsunuz," diyordu Men ni.
"Aynaya bir bakm, gozleriniz nasil parhyor ve yiiziiniiz ne
kadar solgun. Dinlenmeniz gerek, bunu yaparsa mz gele
cekte siz kazan<;:h <;: 1kars1mz."
Ben de bunu <;:ok isted igim halde ba�aram1yordum .
Aslmda neredeyse h i<;:bir �ey yapm1yordum, ama e n kii<;:iik
bir <;:aba bile beni yoruyordu; canh suretlerin, amlann ve
hayallerin azgm seli ise ne g iindiiz ne de gece duruyordu.
<;:evremdeki her �ey solukla�1yor, bu amlann ve hayallerin
ardmda kayboluyor, hayale benzer bir n itel ik kazamyordu.
Sonu nda pes etmek zoru nda kald 1 m . Gordiim ki, uyu
�ukluk ve umursamazh k, giderek daha gii<;:lii bir �ekilde
i rademi ele ge<;:iriyordu ve ben i<;:inde bulundugum bu du
rumla giin ge<;:tik<;:e daha az miicadele edebiliyordu m. Bir
sabah yata ktan kalkt1g1mda birden gozlerim karard1. Fakat
bu durum <;:abuk ge<;:ti ve parktaki aga<;:lara bakmak i<;:in
pencereye ya kla�t 1m. Birden birinin bana bakt 1gm1 his
settim. Ba�1m1 <;:evi rdim, kar�1 mda Anna Nikolayevna du
ruyordu. Yiizii solgun ve ii zgiin, baki�lan sitem doluydu.
Bu durum beni ii zdii ve ortaya <;:1kmasmm garipligini h i<;:
dii�ii nmeden ona dogru bir ad1m at1p bir �ey soylemek iste
dim. Arna o, sanki havada erimi� gibi kayboldu.
KIZll Y1/d1z I 09
7. N ET T i
�ey karard1 ve yiiregim sanki durdu . . . Bir san iye sonra deli
gibi Netti 'yi kolla nmm arasmda s1k1yor ve ellerini, yiizii
nii, gezegeninin gogii gibi ye�i limsi mavi renkteki iri, derin
gozlerini opiiyordum.
Netti, benim zapt olunmaz heyecamma sakince boyun
egiyordu . . . Ya�ad 1g1m sevirn;: <;: i lgm hgmdan kurtulup ken
dime geld igimde ve ge<;:i rdigim hastahgm yaratt1g1 zayifh
gm bir belirtisi olarak gozlerimden istem d 1�1 dokiilen goz
ya�lanyla ellerini bir kez daha optiigiimde Netti, o sevimli
giiliimsemesiyle �oyle dedi:
"Evet, �u anda sizin kollanmzm arasmda gen<;: diinyamz1
tiimiiyle hissediyormu� gibi oldu m. Diinyanmn despotiz
mi, egoi zmi, umutsuz mutluluk a<;:hg 1 . . . Ok�amalanmzda
bunlann hepsi vard 1. Sizin a�k m 1 z cinayet gibi . . . Arna . . .
Ben sizi seviyorum, Len n i . . . "
Mutluluk buydu.
Km/ Yild1z 115
-0 <;: -0 N C -0 B O L U M
1 . MUTLULUK
2. AY R I L I K
3 . GiYSi FA B R i K A S I
4. ENNO
5 . N E L L A' N I N E V i N D E
6 . A R A �TI R M A LA R
7. S T E R N i
c1 ya�a m 1 yok edeceg iz. Oni.imi.izde ii<;:ii nci.i bir yo! yok.
(Netti'nin sesi: 'Dogru degil!') Netti'nin, benim sozlerimi
protesto ederken ne kastettigini biliyoru m ve onun onere
cegi se<;:enegi de tahmin ediyorum ."
"Bu se<;:enek, Di.inya' daki i nsanlan acilen sosyalist egi
timden ge<;:i rme denemesi, daha yakm bir zaman once yap
mak istedigimiz ve �i mdi benim gori.i�i.ime gore, kesi nlikle
vazge<;:mek zorunda oldugumuz bir pland 1 r. Bu di.i�i.incen i n
asla ger<;:ekle�tirilemeyecek bir �ey oldugunu anlamak i<;:in
Di.inya insanlanni art1k yeterince tanim1� durumday1z.
Di.inya' daki ileri halklann ki.i lti.ir di.izeyi, hemen hemen
atala nmmn Bi.iy i.ik Kanalla r'm a<;:ild1g1 donemdeki di.ize
yine denk di.i�i.iyor. 0 donemde de kapitalizm egemend i r ve
sosyalizm ugruna sava�an bir proletarya vard 1r. Buna gore,
orgi.itli.i baski sistem ini ortad an kald1racak, i nsan ya�am1-
nm ozgi.irce ve h1zla geli�mesi olanagm1 yaratacak devri
min artik uzak olmad1gm1 di.i�i.inebiliriz. A ncak Di.inya
kapitalizminin, meselenin ti.imi.ini.i gii<;:lii bir �ekilde degi�
tiren onemli ozelli kleri vard1r.
Di.inya bir ya ndan politik ve u lusal bakimdan oyle kor
kun<;: bir �eki lde boli.inmi.i�ti.ir ki, sosyalizm mi.icadelesi,
geni� ve tek bir toplumda tek bir si.ire<;: olarak degil, devlet
orgi.iti.i, di!, zaman zaman da i rk bakimmdan birbirinden
ayn lm1� fa rkh toplumlarda bir dizi bag1ms1z ve ozgi.in si.i
re<;:ler halinde yi.iri.iti.ilmekted i r. bte yandan Di.inya' daki
sosyal mi.icadele bi<;:imleri, bi zdeki nden <;:ok daha kaba ve
mekaniktir. Si.irekli ordularda ve silahh isya nlarda simgesi
ni bulan zorbahk, bu sosyal mi.icadele bi<;:i mlerinde kat kat
bi.iyi.ik bir rol oynamaktad 1 r.
Bi.iti.in bunlardan anla�ilan, sosyal devrim konusunun
Kw/ Yi/du 1 47
<;:ok bel i rsiz bir �ey oldugudur: Tek tip bir sosyal devrim de
gil, <;:qitli iilkelerde, <;:qitli zamanlarda, hatta aym karak
terde olmayan, en onem lisi de sonucu ku�kulu ve degi�e
bilecek <;:ok say1da sosyal devrimin beklenmesid i r. Egemen
s10 1flar, ba�kald1ran proletaryay1, orduya ve yiiksek askeri
teknige dayanarak oyle yok edici bir yen i lgiye ugratabilirler
ki, bu yen ilgi baz1 biiyiik devletlerde sosyalizm miicadelesi
ni onlarca yil geriye atar; Diinya tarihinde benzer ornekler
vard1r. Sosyalizmin gal ip gelecegi baz1 oncii iilkeler daha
sonra kendilerine dii�man kapitalist bir diinyamn, hatta
kapitalizm oncesi bir diinyanm ortasmda birer ada gibi ka
lacaklard1r. Sosyalist olmayan iilkelerin en yiiksek sm1flan,
kendi egemenli kleri ugrunda sava�1rken tum <;:abalanm bu
adalan y1kmaya harcayacaklar, buralara siirekli olarak si
lahh saldmlar diizenleyecekler ve sosyalist uluslar arasm
da, kii<;:iik ve biiyiik eski mi.ilk sahiplerinden her hiikiime
tin emrine haz1r yeterli say1da bagla�1k bulacaklard1r. Bu
<;:at1�malann sonucunu kesti rmek zordur. Ancak sosyaliz
m i n tutundugu ve galip gelecegi yerlerde bile karakteri, �id
detin ve askeri kligin gerekli oldugu uzun ku�atma y1llan
boyunca ka<;:1 mlmaz bir sonu<;:la, ya ni barbarca bir yurtse
verli kle deri n lemesine bozulacakt1r. Bu, bizimkinden uzak
bir sosyalizm olacakt1r.
Bizim miidahale gorevimiz, onceki planlanm 1za gore,
sosyalizmin zaferini h 1zland1rmak ve buna yard 1m etmek
olmahd 1 r. Bunu hangi yontemle yapabiliriz? Birincisi,
Diinya i nsanlanna bizim teknigimizi, bilimimizi, doga
gii<;:leri iizerinde egemenlik kurma yetenegimizi ogretebili
riz ve boylel ikle onlann kiiltiiriinii bir anda oyle bir diize
ye yiikseltiriz ki, diger ekonomi k ve pol itik hayat bi<;:im leri
l 48 !\ft'ksandr Hoqdano>
8. N ET T i
yeni, daha mii kemmel, daha uyumlu, daha bire�i mli tiple
rin yap1mma katilarak h1 zla birbirlerinin yerini almakta
d1r. i nsa mn dii nyasmda da boyle olmu�tur.
Dii nya insanlannm tarih iyle kar�Iia�t1 racak olursak bi
zim tarihimiz, �a�Iiacak kadar basit, karma�1 khktan uzak
ve bir �ema kadar diizdiir. Sosyalizm elementlerinin biriki
mi yava� yava� ve arahks1z olarak geryekle�m i�, ya ni kiiyiik
miilk sahipleri yok olmu�, proletarya basamak basamak
yiikselmi�tir; biitiin bunlar hiybir duraklama ve sarsmtI ol
madan, tutarh siyasi bir biitiin hali nde bi rle�mi� olan tiim
gezegen boyut unda geryekle�mi�tir. Miicadele siiriiyordu,
ama insanlar bir �eki lde birbirlerini anhyorlard 1 ; proletarya
yok uzaklara bakm 1yordu, ama burjuvazi de gosterdigi tep
kide ve gericili kte hayalci degildi; fa rkh donemler ve top
lumsal formasyonlar, Dii nya'daki kadar birbirine kan�ma
m1�tlr. Diinya' da ileri kapita list bir iilkede, zaman zaman
feodal yap1da bir gericilik gorii lebilir ve kiiltiir bak1mmdan
uzun bir ta ri hsel donem boyunca geri kalm1� kalabahk bir
koylii toplumu genellikle yiiksek sm1flar iyin proletaryay1
bastirma arac1 olarak hizmet edebi lir. Biz, biitiin sosyal ge
li�me giiyleri n i ozgiirle�tiren ve birle�ti ren toplumsal diize
ne bi rkay ku�ak once diiz ve piiriizsiiz bir yoldan ula�t1k.
Dii nyah karde�lerimin yiiriidii kleri yo! ise boyle bir
yo! degil, dikenli, virajlan ve kesintileri yok olan bir yo! .
Diinya'nm en kiiltiirlii iilkelerinde yiiksek s1mflann ege
men olduklan dii�iince ve politika orgiitleri sayilan kili
sen i n ve devletin iyi nde insanlara i�kence etme sanat m m
ha ngi yilgm boyutlara ula�t 1gm1 hiybi rimiz tasavvur ede
meyiz. Peki sonuyta ne olmu�tur? Geli�me yava�lam1� m1-
d1r? Hay1r, bunu dogru layacak kamtlara sahip degiliz, yiin-
KIZll Y1/cl1z 1 55
9. M E N N i
1 0. C i NAY ET
kendi " ben" im bunun i<;:inde bel l i bel i rsiz, onemsiz, alabil
digine kii<;:iik bir �ey olarak kayboluyordu. "Ben" yoktum.
Dakikalar ge<;:tik<;:e bilincim o kadar dayamlmaz oldu
ki, canh ya da olii <;:evremdeki her �eye sald1 rmak, vu rmak,
k 1 rmak, bir iz bile b1rakmadan yok etmek i<;:in oniine ge
<;:il mez bir istek uyand1 i<;:imde. Ancak bunun anlams1z ve
<;:ocuk<;:a bir �ey oldugunun hala farkmdayd1m; di�lerimi
s1k1yor ve kend imi tutuyordum.
Sterni 'yle ilgili dii�iince siirekl i olarak geri gelip zihnim
de k1m ildamadan duruyordu. Bu dii�iince o s1 rada sanki
tum s1kmtilann ve aolann merkeziydi. Daha sonra a<;:1k
ve kesin bir karar haline gelen bir n iyet yava� yava� ama
siirekl i olarak �ekillenmeye ba�lam1�t1: " Sterni 'yi gormem
gerekiyordu." Ni<;:in, hangi nedenle, bunu soyleyemezdim.
Kesin olan bir �ey va rd1, bunu yapacakt1m. Bu arada bu
karan yerine geti rmek i<;:in i<;:inde bulundugum hareketsiz
durumdan <;: 1kmak da i�kence gibiydi.
Sonunda bu i<;: direnci a�mak i<;:in enerjimin yeterli oldu
gu giin geldi. Gemime bindim ve Sterni'nin ba�mda bulun
dugu gozlemevine gitti m. Yolda, onunla neler konupcag1-
m1 aynnt1h olarak dii�iin meye <;:ah�t1m; ancak yiiregimde
k i sogukla <;:evremdeki soguk dii�ii nceleri mi fel<;: etmi�ti.
U<;: saat sonra vard1m.
Gozlemevinin biiyiik salonu na gi rerek, orada <;:ah�an
yolda�lardan birine " Sterni ile gorii�mem gerek," dedim.
Yolda�, Sterni 'ye haber vermeye gitti ve bir dakika sonra
geri gelip Sterni'n i n aletleri kontrol ettigini, on be� dakika
sonra i�inin bitecegini, bu arada Sterni'nin <;:ah�ma odasm
da bekleyebilecegimi soyled i.
1 64 AleksoncJr BogcJanov
1 . V E R N E R ' i N YAN I N DA
2. OLDU M U , O L M A DI M l ?
Toprag m oglu dev. Toprak ana Gaia'yla Poseidon"un ogludur. Herakles M 1sir
krali Busiris'i oldurdukten sonra onunla dovu�mu�, ne var ki topragm oglunu
toprakta oldurmek olanaks1zm1�, bu nun i<;in onu ancak havaya kaldirarak ol
durebilmi�. -rev.
KIZll Y1/d1z 171
3 . ANAY U R D U M DA HAYAT
4. ZARF
5 . S O N U<;:L A R