You are on page 1of 2

EKİM - KASIM 1955 3

Beşiktaş Mesireleri

İstanbul — Beşiktaşta Yıldız Ihlamur mesiresi


Le Pare d’Ihlamuı- â Bechiktache-Yildiz, İstanbul

Yüz otuz sene evvel Boğaziçi kıyılarında do­ lığı esnasında İstanbula hicret etmiş ve umumî
laşan AvusturyalI müverrih Hammer, Beşiktaş- hayata karışmıyarak mutasavvıfane bir hayat
tan şöyle bahsetmektedir: yaşamıştır.
«Dolmabahçe kasrını geçer geçmez Beşik- Yahya Efendinin vefatından sonra III. Mu-
taşm yazlık sarayları ve bahçeleri başlar, bu rad üzerine bir türbe yaptırmış ve burası bir zi­
mevki Osmanlı hükümdarlarının yaz mevsimle­ yaret ve seyran yeri halini almıştır. Her çar­
rinde oturmayı sevdikleri fevkalâde güzel bir şamba günü tarikate mensub bulunsun, bulun­
yerdir. Buranın tercih olunmasına sebeb birbi­ masın kalabalık bir halk kütlesi, dervişlerin zi­
rine yakın romantik bir kaç vadinin arasında bu­ kirlerini görmek üzere buraya gelmeye başla­
lunması ve sahilsarayların gerisindeki sırtlar­ mışlardır. Yahya Efendi seyrangâhı serviler ara­
dan denize doğru manzaranın fevkalâde olması­ sında temiz havalı ve güzel manzaralı bir yer­
dır. Bu vâdiler umuma mahsus teferrüc ve seyir dir.”
yerleridir. İstanbulda umumiyetle görüldüğü gi­ Devrinin mühim ruhanî şahsiyetlerinden biri
bi bu vâdilerin her birinde türbeler ve mezarlık­ olan Yahya Efendi, Trabzondan îstanbula hic­
lar bulunmaktadır. ret ettiğinde Beşiktaş semtinde bir bahçe satın
Beşiktaşta halkın alâkasını çeken iki ziyaret- almış, buraya bir ev ve yanma da bir mescid
gâh vardır. Bunlardan biri büyük Türk denizcisi yaptırmıştı.
Barbaros Hayreddinin, diğeri de Kanunî Sultan Bu Beşiktaş bahçesinde zaman zaman (âle­
Süleymanın süt biraderi Yahya Efendinin tür­ mi istiğraka dalan) Yahya Efendinin ağzmdan
beleridir. mevzun sözler işitilir ve halk (vâkıfı esrarı ha­
I. Sultan Selimin Trabzon Valiliği sırasında kikat) olan şeyhin bazı kerametlerine de
Kanunî Süleymanla beraber aynı yıl dünyaya inanırdı.
gelen Yahya Efendi, süt biraderinin hükümdar­ Yahya Efendi dünya işlerinden elini çekmiş
TÜRKİYE TURING ve OTOMOBİL KURUMU
4

olarak Beşiktaştaki dergâhında Üveysi tarikati- fa dükkânı, Çiftlik Kethüdası zevcesi yalısı, yor­
nin pırı sıfatile şeyhlik yapmış ve mutasavvı- gancı Hacı Hafız yalısı, fesçi esnafından Hacı
fane şiirler söylemişti. Yahya Efendi 1570 tari­ Ramazan yahşi, yağlıkçı Hacı İbiş yalısı, müste-
hinde vefat ettikten sonra dergâhın bahçesine ciri Enderun mahreç Tayyar Efendi, Safaî zade
tarikat mensubları ve bazı meşhur şahsiyetler Ahmed Efendi yalısı, müsteciri Mirahor evvel
defnedilmeye başlamıştı. Servi ağaçlarile, gü­ İbrahim Bey, ricali devleti âliyeden Hâlet Efen­
zel türbeler ve taşlarla süslü mezarlıklarda de- di yalısı ve Haraççıbaşı iskelesi.)
runî bir istiğraka dalmayı seven eski İstanbul­ Buradan itibaren Ortaköye doğru artık rical
lular bu tarihten sonra da Yahya Efendi bah­ yalıları başlıyor. Bunlar arasında Anapa valisi
çelerinde huzur içinde dinlenirlerdi. Haşan Paşanın, Elhaç Mehmed Paşanın, Tatar­
Evliya Çelebi, İstanbul halkının yaz günleri cık zade Abdullah Molla oğlu Ahmed Efendinin
gidip vakit geçirdikleri bu eski mesireyi (içine yalıları bulunuyordu. Kılıçali iskelesinden üç ev­
asla güneş tesir etmiyen çınar, söğüd, sakız, velki Valide Kethüdası Yusuf Ağa zade Sadık
servi, ceviz ağaçlarile süslü bir çimenzardır) Beyin yalısında da II. Mahmud devrinde ve Sa­
diye anlatmaktadır. Ulu ağaçların gölgelediği lih Paşa sadaretinde Beyhan Sultan oturuyordu.
mesire yerindeki çimenzar sofalarda (yârâm sa­ Evliya Çelebinin (âbü havası gayet lâtif, lebi
fa) tatil günlerinde (taraf taraf sohbet edip) deryada büyük ve küçük bayırlar üzerine kat
durmuşlardır. kat, bağlı bahçeli altı bin kadar yalı ve evleri
Evliyanın muasın olan Eremya Çelebi de Be­ muhtevidir) dediği Beşiktaşta asırlardanberi ta­
şiktaş semtinden (buradaki bahçeler, mandıra­ rihimizin bir çok mühim vak’aları da cereyan et­
lar mesire yerleridir. İleride Yahya Efendinin miştir.
türbesine pek çok Türkler ziyarete giderler, sa­ Halûk ŞEHSUVAROGLU
hilde müftilerin, kadıaskerlerin, arkalarında
bostanları bulunan evleri vardır) diye bahset­
mektedir.
Beşiktaşta bugünkü sarayın işgal ettiği bir
kısım saha Bayezid zamamnda bir paşa yalısı
iken hükümdarlara intikal etmişti. Sonraları bu­
rası sedli sofa ve nadide çiçeklerle tanzim olun­
muştu. Civan Kapıcıbaşı, Kazancıoğlu bahçesi
de semtin meşhur bahçeleri arasında idi.
Evliya Çelebi, Kiremidci Zade ile Küçük Ça­
vuşun vesairenin hanelerinden (acaib hanelerdir)
diye bahsetmekte ve Beşiktaşlıları (gayet ehli
zevk insanlar) olarak tanıtmaktadır.
Bu asırda bir bostancıbaşı defterine göre Be­
şiktaş sarayından sonraki yalılar ve dükkânlar
şu sırayı takib ediyordu: (Hayreddin Paşa me­
dresesi ve camii şerifi ve iskelesi ve sıra ile Mü­
nevvere Hatun, tüccardan Hacı Haşan Ağa, Def-
terhane Kesedarı Rasim Efendi, Sadrazam itba’-
lanndan Mehmed Ağa, zimmet halifesi Recai
Efendi, Aynacılar Kethüdası Mehmed, tarakçı
esnafından Mahmud Ağa, pekmezci esnafından
Ahmed Ağa, Ebe Hatun, Elhace Hatun,
Muhsin Çelebi halilesi, pekmezciler ket­
hüdası oğlu Mustafa, haceğândan Akif
Beyin yalıları, Süleyman Alemdar kah­
vehanesi, Odun meydanı, Hayreddin Paşa
türbesi ve mescidi şerif, marangoz Mustafa dük­
kânı, Kalafatçı İslâm dükkânı, Bostancı Musta­

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

You might also like