You are on page 1of 16

Ahali, tek gövde’de değil!

Finalinde hep ölüm olacak bu fil-


min bizler için; televizyon karşısın-
da şakşakçılık, kahvelerde laklak-
çılık, alanlarda bayrakçılık rolü
biçen katiller, Ahali’nin, kurulan
bu acı sahneyi dağıtacak, çocuk-
larının olduğunu da biliyor elbet.
Savaşın bütün iktidar aygıtlarıyla
pompalandığı günlerde, mahalle,
kahve tosunları medya ağaları,
köşe kuklaları ve postallı efendiler
gemi azıya aldı. Kürtler ve diğer
kürtler, yani eşcinseller, azınlıklar,
çingeneler, sol siyasi partiler hatta

“Milliyetçilik alçakların son sığınağıdır”


siyahiler, yani iktidarın ütopyasına
bir milim bile mesafe koymuş her
canlı, faşizmin şiddetine maruz
kaldı. Tarihin her anında olduğu
gibi, özgürlük tutkularını kendileri-
Bir kıyametin hemen arifesinde olduğumuzu nakışladılar zihinlerimize. Savaşa ismini yazdırdı yüzlerce genç adam. ne rüya, iktidarlara kabus edenler, o
Terörü biterecek olan son(?) savaşa. Daha cüretkâr başka birkaç yüz adam ise kendilerinden olmayanların dükkânlarını günlerde de boş durmadı.
yağmalamaya başlamıştı bile (Haberin devamı sayfa 3’te)

29 Eylül de bir minübüsün taranması, 7 si korucu 13 kişinin öldürülmesiyle başlayan ve sınır ötesi
operasyon tartışmalarıyla devam eden savaş gerilimi Türkiye’nin gündemine tamamen oturdu. Bu
olayların bir kaç hafta sonrasında operasyon hazırlığı yapan Türk ordusuna Dağlıca’da yapılan baskın
sonrasında 12 askerin öldürülmesi ve 8 askerin kaçırılmasıyla gerilim doruk noktasına ulaştı. Daha
sonrasında olanlar ise bu topraklarda 1980 darbesi sonrasında başlayan ve toplumu tek gövdede
birleştiren kültür endüstrisinin (bkz. Halil Turhanlı’nın 21 Kasım 2007 Radikal deki “Birlik ve
bütünlük, demokrasi açısından ciddi bir tehlike” yazısı) insanlar üzerindeki etkisinin sonuçlarıydı;
sistem yandaşlarını harekete geçirmekte vakit kaybetmiyordu. Sorunu sınır ötesinde arayanların aslında
sorunu gerçekten çözme gibi bir dertleri yoktu. Çünkü yaklaşık 90 yıldır Kürtlerin de kendi kimlikleri
ve kültürleriyle bu toprakların insanları olduklarını görmezden gelen devlet, sorunu sınır berisi yerine
yine sınır ötesinde arıyordu. Sorunu yıllardan beri ismiyle çağırmaktan kaçınıp bunu farklı yalanlarla
açıklama yolundan gidenler bu yalanlara yenilerini eklemek zorundaydılar. Savaş endüstrisi de kararını
vermişti. Savaş her zamanki gibi iktidarlar’ın çözümüydü ve işte yine başlıyordu; daha doğrusu düşük
yoğunluklu çatışmalar şiddetleniyordu.
Hemen, haber programlarında, sabah programlarında, savaş yanlısı köşe yazarlarının
çığırtganlıklarında, sınır ötesi operasyonun gerekliliğini anlatan, yeni bir savaş filminin senaryosu
yazılmaya başlandı. Savaş hiçbir zaman bu topraklar için unutulmuş bir kavram olmadı zaten ve yer
yer düşük yoğunluklu çatışmaların etkisinde bir savaş da, 23 yıldan beri sürüyordu. Fakat militarizmi
ve ulusal bilinci tekrar şahlandıracak...
(Haberin devamı sayfa 3’de)

Aralık 1978 “Kahraman”maraş...

Kaz’ın ayağı öyle değil Mültecinin Laneti


Milyonlarca insanın yer değiştirdiği, değiştirmek zorunda kaldığı bu
Bu memleketin Ermenileri, Yahudileri ve diğer azınlıklar “altınları” için coğrafyada Türkiye geçiş yolu işlevi görmekte.
yurtlarından edilmiştir diye gayrı bilimsel bir tespit koysak kimse bize
“yalancı” diyemez.. Ölü soyucular bu defa dev şirketler olarak geri dön- 18 Ağustos 2007 – Urla’da Afganistan ve Pakis- teciler tarafından doldurulduğu için gözaltı ger-
dü ve kanlı paraları için yaşamı yerinden edecekler tan uyruklu kaçak göçmenleri taşıyan bir tekne çekleştiremediklerinden yakınıyordu. Mülteci-
aşırı ağırlık nedeniyle battı. Teknede kaç kişi- lerin şu andaki akıbetlerine dair bir bilgi yok...
nin olduğuna dair bilgiler muhtelif. 45 kişi sağ 10 Aralık 2007 – Seferihisar’a bağlı Sığacık
Altın. Ne güzel tanımlanmıştır tarih boyunca. açılmıştır. Doğanın kirlenmesi/değersizleştiril- kvurtarıldı, 6 kişinin cesedine ulaşıldı. Kimi beldesi açıklarında kaçak göçmen taşıyan bir
Efendilerin kalpleri altındandır. Tarihin tüm mesi gürümüzdeki kadar olmasa da o yıllardan kaynaklar 5 kişinin de kaçtığını söylüyor. Kur- tekne aşırı yük nedeniyle battı. Tekne Sakız
katliamları, talanları, yağmaları, gaspları tarihe başlamıştır, İlerleyen yıllarda altın çıkartma ve tarılanların akıbetlerine dair bilgi yok... adasına gitmekteydi. Olay Filistin uyruklu iki
altın harflerle yazılmıştır. Yılın en iyi topçusu, işleme teknikleri ilerleyen teknolojinin de büyük 20 Ağustos 2007 – Mültecilik Beyoğlu Karako- kişinin kıyıya yüzerek ulaşması ve olayı haber
yılın altın sporcusudur. Verilen ödüller hep altın- katkısıyla iyiden iyiye ekolojiye doğrudan zarar lunda bir silah patladı. Nijerya’dan gelip sığın- vermesi üzerine öğrenildi. Toplam 6 kişi kurta-
dandır. Altın kemer için boksörler dövüşür.Kü- verir hale gelmiştir. Maden çıkartma teknikleri- ma talebinde bulunmuş Festus Okey gözaltına rıldı, 43 kişinin cesedine ulaşıldı. Teknede 85
reler, ayılar, portakallar, palmiyeler, kozalar hep nin gelişmesi sırasında kullanılan tekniklerin en alındı ve o gün karakolda patlayan silahın he- kişinin bulunduğu tahmin ediliyor. Kurtarılan-
altındandır. Cennetin ırmakları da altındandır. bilindiği olan siyanürleme tekniği yaşayan can- defi oydu. Okey o gün, o karakolda Nijeryalı ların geri iadesi için başvurular başladı. Akıbet-
Altın soykırımcıdır da, yerlileri yok eden altın lı türlerine en büyük zararı veren teknik olarak bir mülteci olarak öldü. Mahkeme olayda ka- leri belirsiz...
güney amerikanın koloniciler tarafından istilası- göze çarpmaktadır. Siyanürleme tekniğinin altın sıt olmadığı sonucuna vardı. Festus Okey 20 Mülteciler zaman zaman gözümüze değen,
na sebep olmuştur.Altını altın yapan üzerindeki çıkarma ve işlenmesi açısından altın üretiminin yaşında, bir karakolda yanlışlıkla patlayan bir kulağımıza çarpan, kamyonlar ya da tekneler
kandır. Uğruna ölen yoksa altın, altın olmaz. artmasını sağlayan ve dolayısıyla küresel maden silahdan çıkan kurşunla kasıt güdülmeden öl- içindeki görüntüleriyle bir kare içinde önü-
Altın arama tarihi tahakkümün tarihidir aynı za- şirketlerinin iştahını kabartan bu tekniğin tarihi- dürüldü. müzde belirip kayboluveren insanlar. Onlar bu
manda. insanın insan üzerindeki tahkkümünün ni kısaca özetleyelim. 23 Ekim 2007 – Bir ihbar üzerine Ümraniye sorunla başa çıkamayan, çıkacak yollar arayan,
aracı olarak kullanılan altın, 1849 yılında Ame- İlk olarak 1783 yılında İsveç’de Scheele’nin si- Çamlıca gişelerinde bir tıra düzenlenen ope- devletlerin tanımladığı şekliyle “dini inançla-
rika Birleşik Devletleri’nde altına hücum dö- yanür çözeltisinin altını çözdüğünü keşfetmesin- rasyonda 105 Pakistan uyruklu kişi yakalandı. rı, siyasi görüşleri, ait olduğu sosyal grup, ırkı
neminde nevada yerlileri yurtlarından etmiştir. den sonra altın üretiminde çok önemli bir dönem Türkiye’ye kaçak giriş yapmışlardı ve hemen veya milliyeti gibi beş sebepten biri yüzünden
Yaşadıkları bölgeler altın sahalarına çevrilmiş başlamıştır. geri iade için Yabancılar Şubesi’ne başvuruldu ülkesinde zulüm göreceğine dair haklı bir kor-
ve dönem tekniği olan nehirde altın santralleri (Haberin devamı sayfa 6’da) ama Pakistan’da patlak veren kriz yüzünden ku taşıması ve bu korku nedeniyle ülkesini terk
iade edilemediler. Gözetim altında tutulmaları edip”(Cenevre Sözleşmesi) başka bir ülke ara-
gerekiyordu ve karakolların nezarethanelerine yan insanlar.
yerleştirildiler. Karakollar, nezarethaneler mül- (Haberin devamı sayfa 10’da)

Anarşi Mümkündür,
Darfuru Görmedim...
Çünkü ...
Ahali’nin Gündemi Altay Karakeçili
Sayfa 14
Sayfa 8-9
Duyup da inanamadıklarımız İşgali Kurtarmak
Daatma Gendini Cemil Cahit Selimoğlu
Sayfa 5 Sayfa 4

Anneye Ve Babaya Büyük Birader Ankara’da


Abdülkadir Çiçek Hinder Nesazî
Sayfa 11 Sayfa 13
Ahali’den 2

AHALİNİN HAL-İ PÜRMELALİ


Yaygın medyanın yapay düşünsel üretimi ve sunumu karşısında içindeyiz. Anti-militarizme olan vurgu bugün açık faşist tehdide vergisi kessin, bir annenin ölen oğlunun ardından dökülen göz-
durduğumuz noktada anlatmak istediklerimizin somut bir yansı- karşı daha da yaşamsaldır. Memleketin siyasal gündeminden fırsat yaşlarını hikmet-i devlet banknotla sildirsin, Kürtlere küfredilsin
ması olarak çıkıyor bugün Ahali. Sıklıkla sorgulanan gerçekleri bulup dünyaya bakılacak olursa görülür ki kimi vicdanların savaşa Ermeniler katledilsin, şaşkınlıktan gözü dönen toplum buna ses-
anarşist bir bakış açısıyla anlatmayı şiar edindiğimiz yazılar anar- ve insanyiyen küresel düzene olan itirazı hiç de hafife alınana- siz kalsın. Olur mu? Oluyor... Tabi sessiz kaldığımız yerde sadece
şist tarihten güncele her türlü üretim ve tüketim ilişkisinden çokça mayacak boyutlardadır. Önemli olan ‘insan yığınları’nın yanında bunlar olmuyor, yaşam alanları sınırlanmaya başlıyor yoğun baskı
değindiğimiz ekoloji olgusuna kadar birçok konuya vurgu yapa- ne yapabileceğimizi, nasıl bir yaşam örgütleyeceğimizi bulmak- ortamından kaçmaya çalışan masum insanlar üstüne mülteci yaf-
rak, sürekli kendini yenileyen bir nitelik kazanma çabasında. Bu tır. Bu coğrafyada salt bir var oluş çabasından daha çok, şeylerin tası yapıştırılıp cehennem bildikleri topraklara geri iade ediliyor.
çaba özellikle sistemin, oluşturduğu ayrıcalıklıların yararına, İnsan haklarını savunanlar bugün hainlik damgasını
bireyler üzerine yıktığı zorunlulukların ve çıkar odaklı so- yiyor, barış uğruna savaş verenler sokakta öldürülüyor
rumlulukların farkında olan ve bunların karşısında anarşizan ve daha yüzlercesine bugün düzen ortamı diyen düzen-
bir anlayışla durabilen kişilerle de ortak paydada buluşabil- bazlar yarından bahsederken geçmişi kınayabiliyor,
mek adına gösterilen bir bilincin ürünüdür. Bir bütünü koru- kan kusuyor toplum ve buna kızılcık şerbeti içtim di-
ma çabası da denebilir buna, dünya kadar büyük bir bütünü, yor, demezse de zaten ona dedirtiliyor. Bütün bunlara
‘yığın’la insanı,oysa ilk elde seslenebileceğimiz bir siz, yani düzen diyenler riyakâr mı sadece? Görmezden gelenler
okuyucularımız varsınız o bütünde,ama yine de, çağrımız sadece kara cahil ve bizler de sadece Donkişotlumuyuz
herkes için olabilsin; çünkü bizim hala umudumuz var ya da bu durumda? Hayır, bizce çok daha fazlası!!!
var olan kokuşmuşluğa karşı bir sözümüz. Evet,yeryüzü bir Hayata dair bir çabayı toplumun her kesimine
bütündür bölünemez. ulaştırabilmek temelde hepimizin arzusu. Bu yönüyle
Var olan sınırsız bilgi ortamında toplumu sağanak bilgi anarşizm, ideolojilerden farklı olarak siyasal olduğu
bombardımanına tutan medyanın aksine konuşmak; bugün kadar nüvesini hayatta da bulan ve kendini doğadan
yanlışa düşmek ya da yanlış bilgilendirmekle aynı anlama kopmadan yaşama atfedebilen bir sinerjiye sahiptir.
gelirken belli bir ideoloji ekseninden toplumla buluşmak Dizginlenen çoğu değere karşı çıkmak çok cepheli
adına yapılan çoğu girişim kısa sürede baltalanıyor. Öyle bir mücadeleyi de beraberinde getirecektir çünkü bu
ki içinde bulunduğumuz yoğun faşist ve şoven propagan- değerler klişeleşmiş ahlak kurallarından teorize edil-
da sürecinde Ahali’de kullandığımız ya da kullanacağımız miş rejimlere kadar uzanan geniş bir alanı besler. Bu
çoğu ibare birilerinin canını sıkabilecek türden. Tam da bu yüzden sendikalizmden feminizme kadar olan tüm mü-
aslında sistemin anarşist söz üretenlerdenn bir nebze de olsa cadele biçimlerinin anarko yorumları egemen düzene
çekindiğinin bir kanıtıyken aynı zamanda bu yönüyle biraz antitez üretirken,anarşistler her cephede kendilerine
da cesaretlenmemizi sağlayan bir etken oluyor. 82 anayasa- örgütlenme ve hareket zemini bulabilirler.Bu, sistemin
sıyla dimağlara çokça gark edilen apolitik tavır günümüzde ayrı noktalarına daha yoğun bir güçle odaklanmayı
okumayı okulla karşılayan hastalıklı bir görüşe zemin ha- sağlayan bir hareketliliktir. Her şey bu kadar gözler
zırlamışken statü kaygısı bireyleri içinde bulundukları top- önündeyken durup düşünmek ve zamanı yavaşlatmak
lumsal krizin dışındaymışçasına yaşamalarına neden oluyor. gerekir. Zamanın ruhuna yenik düşmek her zaman in-
Ve aynı neden bu gidişata son vermek isteyenlerin önünde sanı kaybettirir insana. İnsanın insanlığını,muhakeme
statüko bağımlılarından ayrı olarak bir tutuma itiyor insanla- yeteneğini ve vicdanını körelte körelte yok eder. Hele
rı. Çoğu kez, iktidarı eleştirmek bile bu tutuma göre bir nevi bir de edilgenlik çoğunluğun özelliği olmuşsa tek tek
Donkişotluktur ya da boşa harcanan efordur. Bu kara ceha- bireylerin hiçbir anlamı kalmaz, bir kere ‘biat edin’ de-
letin, uyurgezerliğin açık adı aymazlıktır. Duruma buradan nildi mi aynı kalabalık elinden gelse onlarca defa ‘biat
baktığımızda farkındalık ve tavır geliştirmenin yani teoriyi eder’ ama zinhar sorgulamaz. Kalabalık her zaman ya-
pratiğe dökmenin ancak iyi bir tarih okuması yoluyla, resmi nıltıcı olmuştur zira kalabalık her zaman koşullandırıl-
tarihin yanlılığının algılanmasıyla ve medya günlüklerinin mış bilgiye mahkûm edilmiştir, kendi mahkûmiyetini
sıkı bir gözden geçirmesiyle gerçekleşebileceğini söylüyo- onaylarcasına da kendi içerisinden çıkan özgürlük
ruz. Gazetenin bu anlamda teoriyle birlikte pratik çözümleri seslerine ya kulağını tıkamış ya da özgürlüğün ken-
de esinleyebileceği düşüncesindeyiz. disini yasaların sahte güvencesiyle tevkif etmiştir.
Ahali’nin anarşizmle ilişkilendiği nokta en başta devrim Dolayısıyla demokrat kesimler yanılgıya mahkumdur,
istencidir. Nihil mefhumlara bağlı salt kaos düşleri, sadece tribünlere oynayan mantalite de demokrat geçinir du-
psiko-politik bir tavır gerçekleştirebileceği inancıyla kendini kapa- anarşi adına yapılabileceğini gösterebileceğimize dair bizim hala rur, milliyetçilik kadar yakın bir sığınaktır bu da. Ekmek aslanın
tır. Sığ bir emek mücadelesine kendini mahkum eden hareketlerin umudumuz var. ağzındayken kimse hak hukuk tanımaz, kimse kimsenin gözünün
daha sol ya da daha sağ alternatiflerini yaratmak, solu düzeltmek Sermaye birikimi kar marjlarını, artan cirolar satış primlerini, yaşına bakmaz. Kadim dünyanın “Ey Ahali!” diye seslendiği insan
bizim amacımız değil. Ahali’ye yazılan her haber özünde yaşamı yükselen borsa ahmakların ceplerini dolduradursun fakirlikten yığınlarına inatla hitaben: Bizim hala vicdanımız var ve de sizlere
ve devrimi ‘bir’ kılmak içindir. Sistemin kendisine uyumlanma- ağzı kokan toplum buna sessiz kalsın. Memur maaşlarına göster- bir şeyler anlatmak adına direttiğimiz peygamber sabrımız.
nın önünde durabilmek adına yazınsal anlamda bu sürecin post- melik bir zam gelsin asgari ücret % 6 arttı diye insanlar bayram
travmatik etkilerinin yanında çözüm önerileri sunabilme çabası etsin,7 yaşındaki bir çocuğun aldığı şekerden devlet katma değer

Yalan ülkelerin ve yalan uygarlığının zindanında her yürek devrimci bir hücredir. O zindan yıkılacak,
cehennem yakılacak; yeryüzü, gerçeğin maskesini takmış kabuslar dünyası olmaktan çıkarılacak!

Gün geçtikçe seni rahatsız eden şeylerin sayısı artıyor. Gün geç- Olur mu? Acaba o boşluk dolar mı? Hevesle bir kanaldan diğerine sanlık tarihinin tahakkümler dünyasının enkazı altından yeniden
tikçe sende bir şey azalıyor. Kendini her an bir kefeye; kefenin di- zıplayarak çözebilir misin bu çılgın denklemi. Çok bilinmeyen, renk veriyoruz yaşamlarımıza sesimize. Elbette ki hayallerimiz
ğer ucuna da hayallerini koyduğundan bunu iyi biliyorsun. Bu acı çok bölen, çok eksilen var. Artan, sen olmuyorsun. Sanki senin var olan gerçeklik yerle bir olana değin paradokslarıyla devam
muhasebeyi yapmadığın tek bir an bile yok. Bu muhasebenin so- için kurulmuş bir denklemin kökünü ve hatta karesini zorluyorsun. edecek. Ama bu, bugünün meşrulaştırılması değildir. Yaşam de-
nucunda sen hep borçlusun. Yitiyorsun. Kendinden uzaklaşmaya Artan hep Vatan oluyor, Bayrak oluyor, hiç yalınayak basmadığın diğimiz şey bizim için şimdi yaşanandır. O yüzden artık yalnız
başlıyorsun. Bir yerlerde bir kendin var. Onu rüya gibi hatırlıyor- Toprak oluyor, Generallerin omuzlarındaki yıldızlar oluyor, par- olmamalıyız. Önde yürümemizi istiyorsan öncü olamayız. Arka-
sun. Geçmişte… Büyüklerinin sana “çocuk” dediği güzel günlerde lamentoların ceylan derili koltuklarda semiren ceylanları oluyor, dan izlemeni bekleyemeyiz. Yoksa sen, sen olarak kalırsın, biz
kaldı bir şeyler. Adını tam koyamadın. Olması gereken başka bir bankaların kasaları oluyor, şirket patronlarının göbeğinin çapı ve de “biz”. İşte tam da bu yüzden sen okumaya devam edersin biz
şey, ama olan bambaşka. Tependen tırnağına. Ruhundan etine. Her boyunlarının yağı oluyor… Eh yani, Her! Şey! Vatan! İçin! vatan de yazmaya. Yalnızlığın içine hapsettiğin/edildiğin çember seni
yerde fark ediyorsun eksikliği(ni) Mesela, evden çıkmadan önce yani bir türlü uğruna ölenlere doymayan düşmanını kapısından ek- belirlememeli. Çemberin hangi noktasında olursan ol; sesini/mizi
aynada baktığın yüz, “ne istediğini bilen insan” yüzü değil. Giy- sik etmeyen; gün gelip uğruna savaştığını söyleyeni besleyen, gün yükseltmek, yaşamlarımızı hayallerimizle bugünden buluşturmak
diklerin, az önce yediklerin, gündelik rutinin hiçbir detayı tamam- gelip sokağa salıp düşman aratan, gün gelip uğurlarında savaştır- ve yaşamaya başlayabilmek için hep aklımızda olmalı
layamıyor eksik parçayı. Hem zaten sen, o yüze sahip insanlara dığını öldüren tam bağımlı ya da bağımsız ceberrut. Seni hapse-
imrenerek bakıyorsun. Ve sen son zamanlarda sadece “imrenerek” den bu denklemin içinde: Eksilen ve ezilen sen. “Birimiz bile özgür değilsek hepimiz tutsağız.”
bakabiliyorsun. Utanarak bakıyorsun. İç çekerek bakıyorsun. Sen Sadece sen ve ben! Yalnız sen ve ben içindeyiz bu çıkmazın. Öyle
yalnızca bakan bir insansın. İzleyen. Bu halinle herşeyin dışında. mi? Bilmiyorsan söyleyelim: Herkes aynı numarayı çekiyor. Aynı
Ne yapsan olmuyor. Kendinden emin bakışlarla adımladığın so- hileye yatıyor. Yani “yalnızım ve çaresizim” yalanı bir şey anlat-
kaklar, kasılarak sürdüğün aracın, geçtiğin her dükkânın önünde mıyor artık. Milyonlar tek kişilik şehirlerde tek kişilik kaygıla- AHALİ
de, seni vitrinlere çeken o şatafatlı görüntünün arkasındaki dünya, rıyla yaşıyor. Matematik bilmeye gerek yok. Sen kendini ve beni Aylık Haber Fİkir Yorum Gazetesi
seni bir türlü rahatlatamıyor. Gün biterken, işten, okuldan ya da sayabilirsin. Üstüne tanıdığın herkesi hiç çekinmeden ekleyebilir- Yerel Süreli Yayın
her neredeysen oradan eve dönerken alıyorsun acı yükünü. Umu- sin. Yaşamak dediğin bir delikten diğerine girmek, bir kuytudan Ocak 2008, Sayı 1
dun bu: TV’nin karşısında hangi kanalı izleyeceğini, hangi dizi- diğerine sığınmak. Yaşamak dediğin… Yoksa buna yaşamak mı Sahibi ve sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Cemil Cahit Selimoğlu
ye iç çekeceğini, hangi yarışmada zengin olacağını, hangi haber diyelim? İletişim Adresi: Mithatpaşa Caddesi 30A/29 Yenişehir/Ankara
bülteninde küfredeceğini hesaplıyorsun. Bir günlük kof starların Tel: (312) 434 47 54
hayatındaki bir günlük işgalleri, seni mutlu edecek. Sabah sabah Eski bir filozof hayatta her şeyin kişinin kendi rüyası, hayali ol- ahaligazetesi@gmail.com
TV’de, yüzleri gülmeye programlanmış, ekranı pembeye boyayan duğunu söylüyor. İnanmayanı aksini ispat etmeye davet ediyor. Basıldığı Yer: Ümit Ofset Matbaacılık - Kazım Karabekir Cad-
efendilerinin soytarısını, senin yan komşuna benzeyen kadınların Elbette kimse aksini ispat edemiyor. Filozofun haklı olduğunu desi No: 41/1-2-3-9 İskitler/Ankara
dertlerini ikiyüzlü bir alçaklıkla deşmesini izleyeceksin. Ama her var sayalım. Senin rüyan bu mu? Senin yarattığın dünyan bu mu? ISSN 1308-0431
şey, bütün o yersiz çirkin oyun, o bilindik jenerikle bitecek. Tele- Doğduğun günden ölene kadar “yaşama”nın reçetesinin verildiği,
vizyonu bu yüzden kapatmak istemiyorsun. “yaşama”nın noktasından virgülüne hapsedildiğin bir dünyada, in-
memleket ahalisi 3

“Milliyetçilik alçakların son sığınağıdır”


1. sayfadan devam

ama yan cebimize koyun, görüntülerinin gelmesi


25. sınır-ötesi operasyon, tek gövdede birleştirilmek gecikmedi. Şanlı ordumuzun 8 askeri nasıl oluyordu da
istenen toplum için önemli bir prova olacaktı. Roller ölmeden düşmana teslim oluyordu. Bir de çay içerken
paylaştırılmış, sınır ötesi operasyonun gerekli ki o fotoğraflara ne demeliydi. Nasıl oluyordu da
olduğu her yerde kazınmıştı zihinlerimize. Evet, şark kaçırılan askerler CANLI serbest kalabiliyordu. Sonra
cephesinde yine yeni bir şey yoktu ve sezon 23, bölüm da sevinemediğini ağzından kaçıran politikacılar tüm
25 başlıyordu. Ve diğer 24 bölüm gibi bu bölümün devlet erkanının duygularına tercüman oluyordu.
sonunda da yine kan, yine gözyaşı vardı. Duygularımıza sponsor olamayan medya “geri
Ensest Bir İlişki gelmeseler daha iyi olur muydu olmaz mıydı”yı
Bu süreçte, düşük yoğunluklu giden devlet ve medya tartışmaya açtı. Şehit ol(a)mamış 8 asker ve sevinen
arasındaki kur ilişkisi kendi boyutunu da aşarak anneler ne kadar haber değeri taşıyabilirdi ki? En
ensest bir hal aldı. Öyle ki bu, diğer “kardeşlerini” azından savaş için sınır kapılarında gösterilebilecek
de dışarıda bırakmayan bir arzu haliydi. Çatışmaların militarist yığınaklar ve gitmişken alınan canlı çatışma
1. sayfadan devam ardından feryat figan olan görüntüler, daha sonrasında görüntüleri eminim bu 8 askerin serbest kalma
nefret ve kan, devamında da intikam olarak sıralandı. üzüntüsünü unuttubiralirdi.
Apoletli medyanın kamuflaj takmamış halkımızı İnsan hayatının neye malzeme olduğunu, bir kez daha
meydanlara sürüklemesinin ardından daha muayene gözümüzün içine baka baka haykırdılar, kan üzerinden,
olmamış öğrenci milletini askere çağırmak da uzun bekalarını sağlamlaştıranlar. Askerlerin ölmesini
sürmedi. Eline Türk bayrağı alan binlerce insan yıllarca nefretle kınarlarken cenaze törenlerinde
sokaklara döküldü, okullarda, üniversitelerde gösteriler boy gösterirlerken, askerlerin yaşamasına neden
düzenlendi. Ülkenin ana çimentosu harekete geçtiğinde sevinmiyorlardı(?) Yoksa amacın başka bir şey olması
kampüslerin duyarsız kalması, pekâlâ hayırsız içten bile değildi.
1. saydadan devam... evlat tanımına uyacaktı. Hayırsız evlatların hayırlı Oysa ki filmin bu bölümüne, sınırdışı operasyon
vatanlarına olan sevgisiyle kampüslerde binlerce tek girişiyle iyi başlanmış, çatışmalar ve daha sonrasında
3 Kasım’da Ankara’da yapılan kitlesel mitinge, Memleket Ahali’sinin Kara ço- yürek olmuş “kardeşler”, “hepimiz mehmetciğiz” ki halk galeyanı ile medya, seyirciyi ekrana bağlamış
cukları, kara bayraklarıyla katıldı. haykırışlarıyla bu ilişkide dışarıda kalmamış oldu. Bu fakat yönetmen, filmin sonunu iyi yansıtamamıştı.
Pankartlarında Gündemin can damarını tek cümlede anlatan anarşistler, “Ku- ülkenin kime ait olduğunu unuttuğumuz zamanlarda, Bu filmin yapım süreci süresince bir kaç aksaklık
duruk Medya Azdırır, Ceberrut devlet Savaştırır, Şirketler Hep Kazanır” diye- bizlere toplumsal haykırışlarıyla gerçeği hatırlatanlar ve bir kaç çatlak ses olsada filmin yapımcıları bunu
rek Faşist Güruha, Ahali’nin, iktidarın ütopyasını ve yalanlarını var etmeye- bir rahatlama refleksinden sonra sigarasını yakıp montajda düzeltmesini iyi bildiler. Özellikle sergilenen
ceklerini gösterdi. 3 Kasım öncesinde olduğu gibi sonrasında da, yaşadıkları
gündelik hayatın hizaya girmesini sağlamaya oyunculuk takdire şayan bir performanstı. Kamera
her yerde, katillerin çirkin yüzünü kan bürümüş gözlerini, Memleket Ahalisine
başladılar. görüntüleri ise duygu yoğunluğunu biraz abartsa da
afişleri, bildirileri ve bütün güçleriyle, göstermeye devam etti. İktidarın kollu-
ğu Ahali’nin Kara Çocuklarını göz altına aldı, okullarda soruşturmalara maruz Bir kıyametin hemen arifesinde olduğumuzu insanları gerçekmişcesine alıp götüren bir tarafı da
bıraktı. Bu toprakların her yerinde Anti-faşist Ahali, direnmeye devam etti. O nakışladılar zihinlerimize. Savaşa ismini yazdırdı vardı. Filmin farklı bir hikâyesi olmasına karşın,
günden bu güne, postallı efendiler, milyonlarca dolarlık uçaklarla iki kere ana- yüzlerce genç adam. Terörü biterecek olan son(?) geçmişte izlediğimiz benzerlerini de andırmıyor
dolu sınırlarının dışına bombalar yağdırdı. Devam edeceklerini anlatıyorlar. Bir savaşa. Daha cüretkâr başka birkaç yüz adam ise değildi. Filmin bu bölümü şimdiden en sevdiğimiz
savaşı bitirmek için değil, başka türlü var olamadıkları için . kendilerinden olmayanların dükkânlarını yağmalamaya ilk 10 savaş filmi arasında ilk sıralara yerleşti bile.
başlamıştı bile. Birlik ve bütünlüğün haşmetli Ayrıca hasılat rekorları kıracağı ve yıllarca kapalı gişe
çerçevesi tekrar çizilmiş, bu çerçevenin içine oynayacağından eminiz ve siz seyircilere bir müjdeli

YUVARLAK MASADA BAŞ


sığamayanlar azarlanmış, korkmaları ve sinmeleri haber verelim filmin 26, 27 ve 28. bölümleri de yolda.
beklenmeye başlanmıştı. Genelkurmayımız ise sokağın Bilindik Son

KÖŞE SORUNSALINA DAİR


hezeyanına tamah ediyor, teşekkürlerini bildirmeden Bu iki üç aylık süreçte karşılaştığımız görüntüler
geçemiyordu. Sokak tam kıvamındaydı. Bizi, aslında kapitalizmin gerçek yüzüydü. Bizi efendilerin
“Öldürmezsen, Öleceksin”e inandırabildirdiklerinde çıkarları doğrultusunda oradan oraya sürükleyen,
Fiziki ve toplumsal dünyadaki feno- toplum insani hak ve özgürlüklerde ereceklerdi muratlarına. bu kirli savaşın bir tarafı olmak zorunda bırakan
menin gerekli bağlantı ve silsilesinde sınırsız bir iradeye sahiptir. Bu irade İstenilen olmuş, tüm ülke tek vucut halinde bu veya olduğumuz yere çivileyip sindiren, korkutan,
kendilerini ifade eden doğal yasaların rasyonalizmi temel alarak insanlığın ilişkide yerini almıştı. Buna yükselen milliyetçiliğin hareketsiz bırakan ve bizi olanlara karşı umursamaz
kaçınılmaz gücü olarak ele aldığımız- çıkarına bir fetva veriyorsa ve bunun yansımaları diyenler, yıllardır okullarda, iletişim hale getiren kapitalist oyunun kendisi. Berkman’ın
da otorite, tarihsel süreçte toplumun adına denenmiş yöntemler insanlık araçlarının her birinde, sokakta, tribünde kafamıza dediği gibi “Savaş, körü körüne itaat, düşüncesiz bir
evrilerek bu güne getirdiği insanlığın tarihinin net olarak ya da zımnen bir yavaş yavaş ve sinsice kazınılan milliyetçiliği ve ulus aptallık, sebepsiz bir yıkım ve sorumsuzca cinayet
takdiri ilahisi, özgür iradenin sırtına ayıbını teşkil ediyorsa denenmiş refor- bilinci palavralarını görmezden gelmemeliydi. Bu işlemek demektir. İşte kapitalizm tam da budur:
vurulan dini determinzm kamçısıdır. mist hareketler ya da yenileştirilmiş tepkiler birden ortaya çıkmamıştı.Her bir adımda yavaş arkadaşınızı yok ettiğiniz veya onun tarafından sizin
Gücün meşrulaştırma yoluyla hazırla- düzenlemeler toplumsal hezimeti ön- yavaş işlenmişti zihinlerimize. yok edildiğiniz bir yamyamlık sistemi. İşte bu hem
nan bu bileşiği yeniden ayırdığımızda leyemiyorsa baştakilerin iktidar veya savaşta hem de barıştaki gerçek kapitalizmdir, gerçek
gücün tek başına bir yetenek, meşru- benzeri bi ihtirasını diğerlerinin öle- Ölüseviciler niteliği savaşta maskesizdir ve daha belirgindir.”
laştırılmış gücün ise bir hakka dönüş- rek karşılaması. siyasetin geliştiridiği Daha sonrasında kaçırılan 8 asker salıverildi. Tarafsız ( Alexander Berkman ,1929).
tüğünü görürüz.Bu yetenek normatif yıkım. Ayrımcılığın en net göstergesi medyamızdan salıverilen askerler için, istemeyiz Politikacılar, iktidarlar ve onların medyaları inanın
anlamda yönetme hakkına işaret eder ise bu organizasyonun lağvedilmesi- size bir teşekkür borçluyuz. Samimiyetiniz bir kez
ve zaman içinde moral bir iddiaya dö- de rasyonalist bir iradenin ürünü de- daha tescillendi. Kirli savaşın kimlerin işine geldiğini
nüşür.Bu iddiayı ehlileştiren toplumu ğil midir?Bu bağlamda zabt-u rabtın bizlere bir kez daha gösterdiniz.
itaate sürükleyendir; yani meşrulaştı- reddi insanlığın insanca yaşamında
rılmış güç: otorite. kazandığı en yüksek irade,basiretsiz
Toplumun toplum için varettiği bir üst gördüğü toplumun mesnetsiz kav-
yapı, bu itaat bağımlısı gücü bireyle- ramlarına yüklediği yeni bir anlam,
rin refahı adına bir araç olarak kullan- ve sosyopsikolojinin sol literatürden
mayı öngörür. Böylelikle insani temel söküp aldığı metadır.
ihtiyaçların en iyi şekilde karşılana- Devlete bağımlı olarak varolan iki
bileceği özel alanları gerek zorbalık- ayrı meşru güç geleneksel ve kariz-
la; yani yeteneği olan güçle, gerekse matik otorite olarak sınıflandırıla-
evrensel anlamda meşrulaşmış gücü- bilir. Geleneksel otoritede iktidarın
nün tehdidiyle oluşturarak bu alanı kaynağı yerleşik inançlar ve gelenek-
organize eder. Bu organizasyon dev- lerdir. Ataerkil aile yada feodal top-
lettir. Devletin varoluş amacı teme- lum hep bu geleneksel olarak meşru-
linde tebasına hizmetken geçmişten laştırılmış gücün yansımasıdır. Böyle
günümüze evrilen terör ve tiran kimi toplumlarda düzen ağır değişir çünkü
zaman bürokrasinin gücünü atletmiş, itaatin kaynağı devlet haricinde soyut
velev ki bazen bürokrasinin bir uzan- bir inanıştır. “Karizmatik otoriter”
tısı olma eğilimi göstermiştir. İşte bu hiyerarşinin en altında yer alır ve
tam da böyle bir durumda devletlerin onun bu meşru gücünün sürekliliği
salt varolma çabaları masum insanla- olağan üstü gibi görünen nitelikle-
rın yaşam haklarını ellerinden almak- rinden kaynaklanır. Çünkü Büyük bir
la kalmamış, özyaşamsal duygularını kahraman ya da önderin sürekliliğinin
büyük bir hoyratlıkla katletmiştir.işte temini geleneksel otorite geleneklerin
tamda böyle bir organizasyonun fela- ve inanışların teminide ne yazık ki
keti söz konusu olduğunda toplumun devlet olacaktır. Böyle bir hiyerarşi
içinden çıkacak bir ses veya herhangi zincirinde zincirin baş halkası kop-
bir direniş, yine devleti gerektiğinde madıkça diğer halkaların yenisi her
vareden toplumun, sigortası olacak- zaman eklenir, eklenecektir.
tır.Unutmamalı ki devleti var eden
4

İŞGALİ KURTARMAK
Paralı asker timlerini Iraklılar ‘kara ölüm’, ‘kudurmuş köpekler’, ve Ortadoğu’nun denetimi için bir üs elçilik ve konvoy arasındaki telsiz ko- yerleştirebilirdi. Bunun yerine Irak’ta
‘tetik budalaları’, ‘kiralık silah’, ‘mossad’ diye adlandırıyor. Bu olacaktı. Beş yıl sonraysa özel güvenlik nuşmaların kaydedilmesi ve konvoylara işleri, kitlenin imhasını aratmayacak bir
kiralık silahların yaygın çalışma yöntemi yine Iraklıların deyişiy- şirketi Blackwater’ın ‘İşgal Kalesi’ hali- federal ajanların (FBI) eşlik etmesi ka- hale getiren başka bir yolu, kendi yolu-
ne getirdiği ‘Yeşil Bölge’ dışında Ame- rarını aldı. nu yürüdü. Süreyyya Evren’in deyimiyle
le ‘önce vur, sonra soru sor’. rikan güçleri hala her yerde ‘denetimi Hatırlanacağı gibi11 Eylül sonrasında “Belki de bu ‘gerçek’ bir totaliter rejim
sağlama mücadelesi’ veriyor. ‘terör zanlıları’nı hiçbir yasal hak ta- değil, ‘başka’ bir totaliter rejimdi”.
Dünya medyası’nın 5 yıldır kaydettiği ketinin adı muhtelif komplolara ve skan- Yeşil Bölge’nin dışında da operasyonel nımaksızın esir alan, Guantanamo’ya Bu çok ciddi insanlar, ‘nükleer silah elde
işgalde Eylül ayında manşet olmaya de- dallara karıştığı için kaçmak zorunda küçük birlikler halinde hareket eden, kapatan, ‘hükümetin emriyle esirlere iş- edecek ya da çoktan elde etmiş olması
ğer yeni bir gelişme yaşandı. 16 Eylül’de kaldı ya da kovuldu. otomatik silahlar ve roketatarlar taşıyan, kence ettik’ leri itirafında bulunan CIA, olası’ Ahmedinecad rejimine karşı iz-
Bağdat sokaklarında sıkışan trafikte Tim, ‘paralı asker’ ya da ‘kiralık silah’ zırhlı ciplerle konvoy halinde dolaşarak bu sorgulamalardaki işkencenin derecesi lenecek politikalar konusunda da ‘tüm
Blackwater Security Consulting’e ait bir gibi kavramlardan hazzetmiyor ve ken- ‘koruma görevi’ üstlenen paralı askerler merak edildiğinde video kasetlerin ‘si- seçeneklerin masada olduğu’ şeklinde
zırhlı araç konvoyundan önce havaya disini 19. yüzyılda ‘medeniyet için sa- mevcut. 150 km. hızla giderken saldırı- linmiş’ olduğunu açıklamıştı. içbir şey anlatmayan cümleler kurdular
sonra etrafa görünürde bir neden olmak- vaşan’ İngiliz serüvencilere benzetiyor. ya uğradıklarını düşünerek rastgele ateş ‘Suç’ tarihin her döneminde her dakika kurumla.
sızın ateş açılmaya başladı. Konvoydaki Yılda 20 milyon dolardan fazla kaza- açmaya başlayan paralı asker timlerini el değiştiriyor, ‘suç’ ele avuca sığmıyor, Amerika elini en baştan belli etmişti.
Amerikalılar otomatik silahlar ve roke- nıyor ve tıpkı James Bond gibi Aston Iraklılar ‘kara ölüm’, ‘kudurmuş köpek- bütün elleri yakıyor, lekeliyor. Sürekli Onun savaşı Irak’la değildi. Onun savaşı
tatarlarla bir süre hareket halindeki her Martin’e biniyor, tıpkı Nicolas Sarkozy ler’, ‘tetik budalaları’, ‘kiralık silah’, takibe alınmasına, kovalanmasına karşın şiilerle değildi, sünniler ya da kürtlerle
şeye ateş açtılar. Yayalar, otomobiller ve gibi güzel ünlü kadınlarla çıkıyor. Gü- ‘mossad’ diye adlandırıyor. Bu kiralık pek çok kez kaydedilemiyor. Eldeki ka- de değildi. Usame bin Ladin adlı oyun-
bir otobüs tarandı. Sonra gökte beliren ney Londra’da bir konakta yaşıyor. silahların yaygın çalışma yöntemi yine yıtlar da ara ara silinebiliyor. cak teröristle hiç değildi. İran’la da ol-
küçük siyah bir helikopter konvoyun ABD’ninkinden sonra, Irak’taki ikinci Iraklıların deyişiyle ‘önce vur, sonra FBI’ın işi gerçekten çok zor. Irak yar- mayacaktı. ‘Amerikanın savaşı benimle
çevresindeki alanı tekrar taradı. Video büyük işgal ordusunu, paralı askerler or- soru sor’. gısı karşısında dokunulmazlığı bulunan miydi yoksa?’ diyerek bunalıma girme-
kayıtlarında görüldü ki, tüm bu dakika- dusunu komuta ediyor. 16 Eylül’deki saldırıdan sağ kurtulan bir sözleşmelilerin Amerikan mahkemele-
lar boyunca Blackwater çalışanlarına ne Merkezi Kuzey Carolina’da bulunan Iraklı ile saldırıda yakınlarını kaybeden rinde ‘yargılanabilmeklerini öngören’
ateş açılmış, ne taş atılmış, ne sonradan Blackwater Security Consulting’in ku- üç aile, Blackwater aleyhinde Irak’ta tarsı Temsilciler Meclisi’nde Kongre’ye
ateşle karşılık verilmişti. Hiçbir kışkırtı- rucusu ise Deniz Kuvvetleri Özel Birli- açamadıkları davayı ABD’de açtı. Suç- gerçekten ulaşsa bile önce FBI’a bağlı
cı harekete maruz kalmamalarına karşın ği SEAL’den ayrılma 38 yaşındaki Eric lamada, firmanın “ABD yasalarını çiğ- özel soruşturma birimlerinin kurulması,
çevreye ateş eden Blackwater özel gü- Prince. Prince aynı zamanda şirketin nediği, elemanları arasında kanunsuzluk ardından Adalet Bakanlığı’nın soruştur-
venlik elemanları 17 Iraklı sivili öldür- patronu ve Cumhuriyetçi Parti’nin en kültürü yaratarak masum insanların ha- maları rapor etmesi gerekiyor. Beyaz
dü. büyük bağışçılarından biri. Her an gö- yatı pahasına şirketin mali çıkarlarına Saray ise cephede (Irak’ı kastediyor) uy-
reve hazır 21 bin askeri, 20 savaş gun soruşturma yürütülemeyeceği
Aşırı tepki vermeye, ilk ateşi açmaya, uçağı-helikopter filosu, sayısız gerekçesiyle uygulamayı başlatmı- BlackWater Katillerinin Irak hatırası
karşı ateş açılmasa da aşırı tepki verme- zırhlı aracı var. Bush yönetimine yor. Blackwater’ın 17 sivili neden-
ye devam etmeye meyilli Blackwater, yakınlığı nedeniyle, Şirketi Black- siz ateş açarak öldürme cürmüne nin, yalçınküçükleşmenin de lüzumu
Irak’taki ABD diplomatlarını ve işadam- water ‘cumhuriyetçi muhafız’ ola- gelene kadar özel güvenlikçilerle yok. Onun savaşı kimseyle değildi. Rah-
larını korumakla görevli. Görevine layık rak anılıyor. ilgili henüz dava edilmemiş 20 metli Saddam’la biraz zorlarsak bir ay
olmak için son iki yılda rapor edilmiş 2004’te Irak’ta direnişin kalbi ko- başka dosya daha vardı. O dosyalar kadar süren bir savaş oyunu oynadığını
195 çatışmaya girdiği, sivillerin öldüğü numundaki Felluce’nin ABD or- hala varlar ve hala dava edilmemiş söyleyebiliriz olsa olsa. O ilk bir aydan
bazı çatışmaları gizlediği ya da eksik dusunun başlattığı saldırıyla yerle durumdalar. sonra yüzünü Saddam’ın saraylarından,
rapor ettiği, son üç yıl içinde rastgele bir edilmesinin hemen öncesinde partisinden, askeri karargahlarından çe-
sivil vurmaktan uyuşturucu kullanmaya de Blacwater’ın koruduğu bir ara- ABD Dışişleri Diplomatik Güven- virdi işgal güçleri. Eline cetveller alıp,
varan (gizlenememiş) çeşitli nedenlerle ca Iraklılarca saldırılmıştı. Dört lik Dairesi, 16 Eylül ‘kanlı pazar’ını sömürgecilik dönemlerinden kalmış o
122 çalışanını işten çıkarmak zorunda Blackwater elemanı bu sırada ka- gerçekleştiren Blackwater’cılara müzmin hastalıkla haritalar çizmeye
kaldığı belgelendi. labalık tarafından linç edilmiş, dava edilmeyeceklerine dair bir başladı. Etnik ve mezhepsel kimliklere
ABD ordusu, Blackwater’a yapılan garanti verdi. ‘Garrity’ denen bu göre bölgeler kurguladı, nüfusları ora-
Bu paralı askerlerin bir kısmı Bosna’da, bu saldırıya yanıt olarak başlattığı koruma garantisini aldıktan son- dan kesip bir başka yere yapıştırdı. İş-
Afganistan’da, Somali’de, ilk Körfez operasyonda binlerce Felluceliyi ra anlattığınız hiçbir şeyden ötürü galin oluşturduğu bu zemin üzerinde, iç
Savaşında, Güney Afrika ırkçı rejimin öldürmeyi başarmıştı. yargılanamıyorsunuz. ‘Garrity’ savaş boyutunda çatışmalar yaşanıyor
iktidarda olduğu yıllarda sayısız cina- genelde polisin kullandığı bir yön- bugün.
yete karışmış ‘kariyerli’ isimler. Adnan Bir Iraklıyı nedensiz yere öldür- tem. Normal şartlarda yalnızca ta-
Bostancıoğlu’nun 19 Mayıs 2007’de mek ve cesedin yanına kanıt yer- nıklara ve o da nadiren tanınıyor. Irak fiilen üçe, Bağdat da ikiye bölün-
Birgün’de yazdığı gibi güvenlik şirket- leştirmekle suçlanan Amerikalı Bu kez ilginçtir doğrudan ‘kanlı müş durumda. Oldu mu? Bal gibi oldu.
leri bu gibilerin ön planda görünmesini üç keskin nişancının 2007 Eylül pazar’ faillerine ‘garrity’ garanti- Başka bir cehennem yok, tüm mezhep-
istemiyor, adları ve varlıkları ancak öl- ayında yargılanmaları sırasında, si veriliyor. Dışişleri soruşturma- leri ve etnileriyle Iraklılar yaşıyor işte.
dürüldüklerinde ortaya çıkıyor. Pentagon’un bazı keskin nişancı- sı sırasında Blackwater hakkında Her ay en az 3 bin Iraklı farklı saldı-
lara ‘yemleme’ adı verilen yöntemi elde edilen bilgiler FBI tarafından rılarda hayatını kaybediyor, her ay en
British Special Air Force ve US Special kullandırdığı ortaya çıktı. Söz konusu uygun hareket etmeyi cesaretlendirdiği” hiçbir biçimde kullanılamayacak. Dedi- az 100 bin Iraklı canını kurtarmak için
Force gibi en seçkin birliklerde yetiş- yöntemde, bomba fitilleri, plastik pat- vurgusu yer aldı. ğimiz gibi Amerikan yargısını ve FBI’ı yaşadığı yeri terk ediyor. BM verilerine
miş bu şöhretler günde 1500 dolar ka- layıcılar ve cephanelikler ‘yem’ olarak Irak Başbakanı Nuri Maliki’nin, çok sıkı ve çok heyecanlı yeni bir görev göre 2003’teki işgalden bugüne 2,2 mil-
zanıyor. Henüz onlar kadar yetişmemiş askerler tarafından gelişi güzel ortalığa Irak’taki Amerikalı diplomatları koruyan bekliyor: soruşturuyor gibi yapıp hiçbir yon Iraklı kendi ülkesinde mülteci ko-
ama hadise yaratmakta eskilere göre bırakılıyor. Nişancılar dışındaki birçok Blackwater’ın lisansını iptal etmesi ve şeyi soruşturmamak, yargılıyor gibi ya- numuna düştü. Irak’taki 18 eyaletin 11’i
daha cevval olan diğer yarıyı ise özel asker ‘yemleme’ malzemelerini biliyor Blackwater’a ülkeyi terk etme talimatı pıp hiçbir yargıya varamamak. kaynaklarının bulunmadığı gerekçesiyle
sektörde kazançlarını dörde katlayacak ancak bunların ne amaçla kullanıldığını vermesine karşın, Amerikalı diplomatlar ABD Dışişleri ‘maskaralığın altın çağı’ mültecilerin eyaletlere girişini yasaklı-
olmanın karşı konulmazlığıyla ordudan bilmiyor. korumasız kalıp Yeşil Bölge’ye tıkılın- kitabına bölüm üstüne bölüm ekliyor. yor ya da sınırlandırıyor. 2,2 Iraklının
erken ayrılmış 20’li yaşlardaki gençler Yemleri almaya kalkan Iraklılarsa silah- ca, ABD’nin Bağdat büyükelçiliği söz- Başta Blackwater olmak üzere Irak’ta da özellikle Suriye ve Ürdün’e olmak
oluşturuyor. sız ve sivil bile olsalar keskin nişancılar cüsü Mirembe Nantengo, Blackwater’ın sivil katliamlarına karışan özel güvenlik üzere komşu ülkelere göç ettiği tahmin
tarafından öldürülüyor. Amerikalı personele konvoy eskortuna şirketlerini inceleyen komite, çalışma ediliyor. Beşinci yıl dolmak üzereyken
‘Kiralık Silahlar’ın çoğu Amerikalı ya da Daha fazla direnişçi öldürmeleri konu- ‘sınırlı’ olarak yeniden başlandığını du- şekillerinde ‘kusurlar’ buldu ve politika öldürülen insan sayısı belirsiz, ancak ya-
Britanyalı. Yıllık gelirleri ortalama 180 sunda komutanlarının baskısı altında yurdu. Şirket elemanları dört günlük bir değişikliği gerekebileceğini ifade etti. rım milyonun üzerinde olduğu biliniyor.
bin dolar. Bu açları üzerlerinde üniforma olduklarını söyleyen keskin nişancılar, aradan sonra tekrar Bağdat sokaklarına Maskaraların sözcüsü Condoleezza Rice ABD’nin yaşanan katliamlara müdahale
yokken tanımanın kolay bir yolu da free- ‘yemleme’ nesnelerini bulan, alıp gitme- döndüler. şöyle döktürdü: etme gücü ama daha önemlisi niyeti yok.
shoplarda purolara ve Jack Daniels’lara ye kalkan Iraklıları, söz konusu ‘savaş’ Atılan tüm adımlar Irak’ı değil işgali
olan iştahları. malzemesinin ABD askerlerine karşı Blackwater’ın çamaşırlarının Eylül “Dışişleri için çalışan güvenlikçiler or- kurtarmayı amaçlıyor. İşgali korumak
Irak’ta bugün Şilili, Filipinli, Kolombi- kullanılacağının işareti olarak görmek sonu iyice renk vermesinin ardından 9 duyla aynı savaş kurallarına uyacak” içinse Irak’ı yok etmek gerekiyor.
yalı, Bosnalı ve hatta Nepalli paralı as- ve vurmak durumunda. Ekim’de Bağdat’ta bu kez merkezi Bir- ‘yemleme’ ve ‘önce vur, sonra soru sor’
kerler bile var ve tahmin edileceği gibi Amerikalı askeri yetkililerse uygulanan leşik Arap Emirlikleri’nde bulunan an- yöntemleri kastediliyor… Kanadalı gazeteci ve yazar Naomi Kle-
daha ucuzlar. programla ilgili olarak açıklama yap- cak ortakları Avustralyalı olan Unity Re- in 21 Mart 2007’de New York Society
‘Devlet nedir?’ sorusuna Max Weber’in mayı reddediyor. ABD ordusu sözcüle- sources Group adlı ‘güvenlik’ şirketi iş “Orduyla işbirliği içinde çalışacak” for Ethical Culture’da yaptığı konuşma-
yanıtı: ‘toplumda şiddet uygulama teke- rinden Paul Boyce, “Düşman savaşçıları üstündeydi. Kaputunda “UZAK DUR” Hadisa Ve Felluce katliamlarında oldu- da şöyle diyordu: “Iraklılar için her şey
lini elinde bulunduran örgüte devlet de- hedef almak üzere kullandığımız özel yazılı SUV (cip) tipi dört özel güvenlik ğu gibi…tıpkı eski günlerdeki gibi… bir felaket halini alırken, başka rakamlar
nir’ idi. Irak savaşı yeni bir model ortaya yöntemleri tartışmayız. Iraklıların öl- aracına mesafesini ayarlayamayan Old- net biçimde gösteriyor ki burada her-
koydu. Şimdi Irak’ta160 bin Amerikan dürülmesini öngören ve ölümleri yasal smobile marka beyaz bir taksi, konvo- “Güç kullanımına başvurular sınırlandı- kes kaybetmiyor. Irak’taki işler kötüye
askerine karşın onun 40 bin fazlasıyla gösterme amaçlı gizli programlarımız yun sonundaki SUVda bulunan koruma- rılacak” gittikçe borsalar yükseliyor. Lockheed
200 bin sözleşmeli özel güvenlik görev- yok” diyor. ların makineli tüfek ateşiyle defalarca Sahi mi? Ne olacak o sınırlar? Martin, Bechtel, Blackwater, Dyncorp,
lisi çalışıyor. 181 şirkete bağlı çalışan bu tarandı. Kocası ölünce ailesine bakmak Triple Canopy, Washington Group In-
200 bin sözleşmeli özel güvenliğin 48 İşgalcilerin güvenlik sorunları hemen her için beyaz binek otomobiliyle taksiciliğe “Blackwater kültürel bilinçlendirme ternational, Halliburton gibi markaların
bini doğrudan tam gün eli tetikte paralı fırsatta böyle yapay biçimlerde derinleş- başlayan 49 yaşındaki Maruni Avanis ve kurslarına gidecek” kalbinde yer aldığı bu ekonomide artık
asker statüsünde. tiriliyor. İşgal valisi Paul Bremer’ın gö- ön koltukta oturan kadın yolcu Geneva Anarşistler olarak o kursu biz vermek petrol fiyatları, nükleer tehditler, küre-
revini devretmeden önce hazırladığı 17 Celal başlarından vurularak ölürken arka istiyoruz. sel ısınmanın yarattığı korkular artsa da
Paralı asker ordusunun koordinasyonu nolu kararnameye göre yabancı güven- koltuktaki diğer kadın yolcu ve bir çocuk borsalar düşmüyor, çünkü çok sayıda si-
görevi Pentagon tarafından eski bir Bir- likçiler Irak mahkemelerinde yargılana- yaralandı. Taksinin kadın sürücüsünde Elbette ne Rice, ne Amerika Başkanı lah ve güvenlik satışı yapılıyor. Ne kadar
tanya ordusu mensubu olan Tim Spicer’a mıyorlar. Yine özel güvenlik şirketleri ve yolcularında herhangi bir silah ya Bush ne de diğer gerzekler tüm bunla- çok silah satarsanız o kadar çok havyar
verildi. Falkland’da, Kuzey İrlanda’da Irak’ta kayıt yaptırmak ya da silah taşı- da patlayıcı madde bulunmuyordu. Irak rı komiklik olsun diye yapıyor. Bu çok alabiliyorsunuz artık.”
ve Bosna’da savaştıktan sonra 1996’da mak için ruhsat bulundurmak zorunda da polisine ve görgü tanıklarına göre SUV ciddi insanlar, Irak’ta kitle imha silahı
emekli olup özel sektöre geçen Tim Spi- değiller. İşgalcilerin güvenlik sorunu çe- konvoyu ateşi kestikten sonra ‘gangster bulamadıklarını ciddi ciddi itiraf ettiler. Bu şirketleşmiş askeri ütopyayı ve ne-
cer paralı ordular kurarak çokuluslu ma- şitli yollarla derinleştikçe paralı askerle- çetesi’ gibi olay yerinden uzaklaştı. Bu sırada, ‘bulundurma suçu’nun ceza- malanma ilişkilerini incelemeye gelecek
den şirketlerinin korunması ya da ‘yasal’ re duyulan ihtiyaç da artıyor. sı çoktan infaz edilmiş durumdaydı. İş- sayımızda devam edeceğim.
hükümetlere operasyonel destek sağlan- ABD 2003’te ‘sorun yaşamadan’ ve ça- Aynı günlerde ABD Dışişleri, gal gücü, kitle imha silahı bulundurma
ması görevlerini aldığı Papua Yeni Gine, bucak zapt edeceği iddiasıyla Irak’ı işgal Blackwater’ın sözleşmesini feshetmek ‘suç’unun ‘kanıt’larını da ‘yemleme’
Sierra Leone Ekvador Ginesi’nden şir- etti.Yeni Irak, devasa bir petrol kaynağı yerine araçlarına kamera yerleştirilmesi, yönteminde olduğu gibi kendi elleriyle Cemil Cahit SELİMOĞLU
Ahali’nin Gergini
5

Duyup da inanamadıklarımız
Daatma Gendini
Erkeğin Bir Nefsi Vardır; Kadınınsa Dokuz
Türk Hacılardan Küresel Isınma Duası istanbul Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camisi imamı HH şimdiye kadar duymadığımız
Türk hacı adayları, Arafat’taki Vakfe Duası’nda, “Verdiğin nimetlerin kıymetini bileme- bir gerçeği kayıtlara geçirdi. Cemaatinden bir adamın kendisine gelip çalışan eşinin onu
dik, küresel ısınmaya ve kuraklığa sebep olduk” diyerek Allah’tan af diledi. aldattığını anlatan imam Cuma vaazında şöyle dedi: “Ben diyorum ki karılarınızı çalış-
Türk hacı adayları, 18 Aralık günü Hac Dairesi Başkanı Seyfeddin Ersoy’un 100 bin tırmayın. Çalıştırırsanız günaha girersiniz. Erkeğin tek nefsi var ve buna hakim olabi-
Türk hacı adayına okuttuğu ve 35 dakika süren duada özetle şöyle denildi: “Ya Rab! Sen liyor. Halbuki kadının 9 (yazı ile dokuz) nefsi var, hangisine hakim olsun? Çalışan kadın
bizleri sayısız nimetlerle donattın, bizler ise nimetlerinin kıymetini bilemedik, hata işyerinde nefsine hakim olamaz. Uydurmuyorum. İslam’ın emrini tebliğ ediyorum”.
ve tedbirsizliklerimizle tabiatın dengesini bozduk, doğal kaynakları sorumsuzca ve Gendini der ki:
hoyratça kullandık, çevremizi kirlettik, küresel ısınmaya ve kuraklığa sebep olduk. İmam beyimizin bilimsel saptamasından hareketle, kadın dışarı çıktığında, her do-
Ne olur aklımızı başımıza almayı nimetlerimizin değerini bilmeyi nasip eyle.” kuz erkekten birini canı çekecektir ve zina eyleyecektir. Bunun suçu tek nefsi olan
Duada şehitler ve terörle mücadele eden güvenlik güçleri de unutulmadı ve kadının o azgın düşlerine alet olan erkek değil kadının dışarı çıkmasında sakınca
Gendini der ki: görmeyen kocası, babası veya kardeşi olacaktır (kadın zaten mevzu bahis değil). Aman
Aman unutmasın tırnakları dökülsün de kaşınacak tırnak bulamasın. hey cemaat; aklınızı başınıza alın, kızını-karısını dövmeyen dizini döver...
hat. bunları duyunca yerinde duramıyor insan. kısa keselim. anladıkları Eşcinsellik geni bulundu
dilden konuşalım: cenabet adamın duası kabul olmaz Chicago Illionis Üniversitesinden biyolog DF küçük sineklerde eşcinsel davranışa ne-
Sendikanın duası maaş zammı için den olan bir gen keşfettiklerini ve bu genin aktivitesini bir ilaçla ortadan kaldırabildik-
Denizli’de Türkiye Kamu Sen’e bağlı sendikaların bir araya geldiği lerini açıkladı. Aynı genin insanlarda da bir benzerinin bulunduğunu düşündük-
toplantıda Türk Diyanet Vakıf-Sen temsilcisi, memur maaşlarının lerini ama bunu henüz (!) saptayamadıklarını belirten DF bulgularını Nature
artması için dua okudu. dergisinin Neuroscience ekinde yayınladı. Yakın zamanda yapılmış çalışmalar
Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Haber-Sen, Türk Yerel-Sen, Türk sonucunda komünistlik geninin ve isyan geninin de var olduğunu öğrenmiş bu-
Eğitim-Sen, Türk Büro-Sen, Türk Sağlık-Sen ve Türk Diyanet lunmaktaydık.
Vakıf-Sen Denizli şubelerinin üyelerinin katılımıyla Türk Eğitim Sen Gendini der ki:
Lokali’nde tanışma toplantısı düzenlendi. Toplantının açılışında Türk Bilim, sen her şeye kadirsin, her şeyi açıklarsın, kurtuluşumuz ve özgürlüğümüz senin o
Diyanet Vakıf-Sen Denizli Temsilcisi Ahmet Oktan’ın okuduğu dua dik- kudretli ellerinde. Yalnız sana inanırız, yalnız sana güveniriz ve sana sığınırız.
kati çekti. Kudretine teslim oluyoruz ve biat ediyoruz. Amin.
Duayı ilk kez okuduğunu ifade eden Oktan, “Allah, sendikamızı şer Bilime iman ettikten sonra ibadetimiz tam olsun; esma-ül ilm’i yani bilimin
güçlerden korusun. Tüm çalışanların hakkının tam verilmesini, ülkede isimlerini-sıfatlarını sayalım [Bunu her gün uyumadan önce bism-i positiviz-
sendikal faaliyetlerin en üst seviyelerde olmasını, memur maaşlarının mirrahmanürrahim çektikten sonra 99 kez okuyun, aydınlanın, aydınlatın]:
bundan sonra hak edildiği kadar verilmesini ve enflasyon canavarına El-melik (kainatın tek hakimi ve mutlak hükümdarı), el-kuddus (hatadan,
karşı memur maaşlarının ezilmemesini diliyorum” diye konuştu. aczden uzak, pek temiz), es-selam (kullarını selamete çıkaran, tedavi eden)),
Daha sonra sendika üyeleri, Oktan’ın önderliğinde ellerini açarak, el-müheymin (gözeten ve koruyan), el-aziz (mağlup edilmesi mümkün olma-
duayı hep birlikte tekrar ettiler. yan, tek hakikat), el-mütekebbir (her şeyde yüceliğini gösteren), el-gaffar
Gendini der ki: (marifeti pek çok), el-kahhar (her şeye her istediğini yapan, hakim), el-
Bu sendikacı arkadaşları da seneye hacca gönderelim. Olma- alim (her şeyi çok iyi bilen), el-hafid (yukarıdan aşağıya inen, indiren),
yacak duaya bir önceki haberde okuduğumuz üzere, ancak el-hakem (hükmeden), el-habir (her şeyin iç yüzünden, gizli tarafla-
hacda amin deniyor anlaşılan. Bizim önerimiz, o koca rından haberdar), er-rakib (bütün varlıkları gözle-
sendika binalarından misk kokulu bir oda yen, gözeten), el-vedud (kullarını pek seven),
bulup toplansınlar, çalışma ve eş-şehid (bütün zamanlarda her yerde hazır
sosyal güvenlik bakanının res- ve nazır), el-mümit (canlı mahlukun ölü-
mini bir dartın ortasına koyup münü yaratan), el-kadir (istediğini istediği
şeytan diye oklasınlar. la hav- gibi yapmaya muktedir), es-samed (sıkın-
le! insan sormadan edemiyor: tıları gideren), el-macid (kerem ve iyilikleri
koca sendika binaları üyelerin pek çok), el-vacid (istediğini istediği an bulan),
dualarıyla mı yapıldı? Amin! el-muahhir (istediğini geri koyan, dışlayan), el-
Şeytan Çıkarma Timi İş Ba- müntekim (adaleti ile cezaya çarptıran) ve et-tevvab
şında (tevbeleri kabul edip bağışlayan).
Uzun badireler sonucu seçilebilen ‘haç- Lafı gelmişken iki yüzlülüğün geni var mı? Peki ya vicdan
lı seferleri’nin yılmaz savunucusu Papa 16. genetik midir?
Benedictus şeytan çıkarma timleri kurulması için Kaz Dağları için Soru önergesi
emri altındaki rahiplere talimat verdi. Buna yönelik ÖDP Milletvekili Ufuk Uras, Kaz Dağlarındaki maden arama ça-
şeytan çıkarma kursları verilmeye başlandı. Vatikan’ı lışmalarıyla ilgili verdiği Soru önergesinde çalışmaların çevreye
karşı-komplolara ve satanistlere karşı koruma planı doğ- verdiği etkileri sordu.
rultusunda Papa belirlediği piskoposluk bölgelerine kurstan G e n d i n i d e r k i : yani, kaybolmuş koyunun hesabını tilkiden
mezun rahiplerin gönderilmesini istedi. sormuş, Tilki Oralı değil. muhatapları, afedersiniz, salladığımızdan
Gendini der ki: değil ama buna uzun uzun inanamayacağım... İşi gücü bıraktım buna cevap verdim. hatta
Eğer bu gazeteyi okuyan şeytan çıkarıcılar varsa tavsiye ediyoruz; Papa’nın içindeki şey- soran mebusun kafası karışmasın diye gendimi Ahaliye mebus tayin ettim. mebus gibi yazar-
tanı çıkartın, sonra şeytan Papa’yı Vatikan’dan çıkartın, nihayetinde içinizdeki şeytanı yok ken Aklıma Bakunin’in bir lafı geldi. “en içten demokratı tahta oturtun hemen kalkmazsa
ettikten sonra Vatikan’ı yıkın! kesinlikle hainleşecektir.” ... Yazarken kendimden tiskindim, ahali. Bitti: tam aşağıda...

1.2004 yılında çıkarılan ve Anayasa 2.Maden Yasası’na göre maden arama- biz tahribat yapacağımız yerde TRU- Yaaa başkan biz veririz sana zeytin. Eee bu kadar bilgi verdik sana, artık
Mahkemesi’nde dört yıldır iptal davası larında ÇED aranmaması kararının ne- VANIN İNTİKAMINI ALACAĞIZ. As- Sorumu bu allah aşkına. Zeytin dedi- buradan hesaplarsın. Yap bi içler dış-
süren Maden Yasası’nın yeniden gözden den olduğu ekolojik tahribat var mıdır? lolan vatansa gerisi teferruattır şek- ğin nedir ki? Böyle şeylerle aramızın lar, artı sondaj eşittir yüzölçümü. Her
geçirilmesi düşünülmekte midir? Varsa boyutları nelerdir? linde sizinde aklınıza yatabilecek bir açılmasına izin verme. Biz sana “al- seyide bizden bekleme canım. Ünlü
Bu soruyla ne demek istediğiniz an- Vardır tabi. Olmaz mı hiç? Sizin gibi açıklama yapsak bize çok kızmazsınız tın” diyoruz sen bize “zeytin” diyor- bir çin atası derki bana balık verme,
laşılmamıştır. Yeniden gözden geçi- bilgili ve ilgili birinin bu soruyu sor- sanırım. Çünkü biz devletiz. Eee siz sun. Olmadı başkan olmadı. Biz sana bana balık tutmasını öğret. Sana balık
rilmesinin ne demek olduğuna dair ması bizi çok şaşırtmıştır. Zaten ÇED de bizim vekilimizsiniz zaten kızamaz- bunun içinmi 4.521 ytl veriyoruz. tutmasını öğretiyoruz sayın başkan.
en ufak bir fikrimiz bulunmamakta- dediğiniz nedir ki? Çevir,evir, devir, sınız. Biraz daha ciddiyet. Lütfen sen bize 7.Yapılan arama ve sondaj çalışmala-
dır. Ama çok istediyseniz şöyle bir diye açılımı olduğunu gayet iyi bili- 3.Balıkesir ve Çanakkale illerinde ne zeytin dersen biz de sara revizyonist, rında kimyasal madde kullanılmakta
göz atarız. Göz atalım atmasına da yosunuz. Bildiğiniz bir cevabı hangi kadar maden arama ruhsatı verilmiş ve oportinist, reformist ve bunun gibi ak- mıdır?
bunun “fevkalede” gelişmekte olan akla hizmet sorduğunuzu gene anla- ne kadarlık bir alanda sondaj çalışması lının mantığının alamayacağı şeyler Anlıyoruz ki başkan, bu konuda haki-
ülkemize nasıl bir fayda getireceğini mamış bulunmaktayız. Ayrıca size ne? yapılmaktadır? söyleriz. katen bilgiSİZSİNİZ. Hani siyanür var
hala anlamamış bulunmaktayız. Ama Bizim bildiğimiz sosyalistler koşulsuz Bak bu soru çok kolay bi soru. Şöyle 6.Orman alanlarındaki sondaj ve ara- ya. Hah işte onu kullanıyoruz. Maddi-
madem çok istediniz sizi kıracağımı- ilerleme olarak sanayi devriminin bi cevap verelim. ma çalışmalarının yüz ölçümü ne ka- yatını düşünme bolca kullanıyoruz. Biz
za kafamızı kırarız şiarıyla yola çıkı- yılmaz savunucularıdır. Bu konu sizi Hiçbir şey caaaaanım. İncir çekirde- dardır? de para bok gibi. Hayır,bunu biliyosu-
yoruz. İsteklerinizin bizim için emir niye bu kadar ilgilendiriyor anlama- ğini bile doldurmaz yani. Konuşmaya “Türkiye’nin topraklan 36° - 42° Ku- nuz. Bildiğiniz halde niye soruyosunuz
niteliğinde olduğunun farkına varıp, dık. Ama madem ki sordunuz, kısa bir değmez. zey paralelleri ve 26° - 45° Doğu me- onu anlamadık. Siyanür kardeşim. On
(pardon mebusal bir dilde kanun hük- cevap verelim( tabiî ki iyi niyetli oldu- 4. Sondaj çalışmalarının yer altı ve ver ridyenleri arasında yer alır. Kabaca numara ayrıştırıcı. Zaten dünyada al-
münde kararname olduğunu varsa- ğunuzu düşünerek). Ekolojik tahribat üstü kaynak sularına etkileri nedir? bir dikdörtgeni andırır ve genişliği tın çıkartmakta başka ne kullanılır ki.
yıp) birinci sorunun cevabını gerekli nedir bunu bilmiyoruz. Öğrenmek de - Ne suyu, orda su mu var. Aman, An- 1.660 kilometredir. Göller dahil kap- İlahi başkan. Amerika’nın parası yok
araştırmalardan sonra tarafımız tara- inanır mısınız- pek ilgimizi çekmiyor. kara sancağı SULTAN MELİH duy- ladığı alan 814.578 km2’dir. Marma- ondan kullanmıyor. Kendi eyaletlerin-
fından size iletilecektir. Ama boyutlarından bahsedebiliriz. masın. Bu soruyu siz sormamış olun ra Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, de yasak. Kanada da fakir ülke o da
Ayrıca Amerika Büyükelçisiyle görü- Tabii, diyeceksiniz ki ekolojik tahri- biz de görmemiş olalım. Maazallah Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu bu yüzden kullanmıyor. Filipinler, En-
şememeniz bizi çok üzmüştür. Şayet batı bilmeden bunun boyutlarını ner- SULTAN MELİH duyarsa taaaa ordan Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % donezya, Türkiye, Afrika’nın tamamı-
görüşme gerçekleşseydi tekrar bir ilk den bileceksiniz diye. Biz de o zaman buraya boruyu döşer, ŞEHZADE OS- 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Gü- na yakını, siyanür kullanır. Niye kul-
gerçekleştirmiş olup, elçiyle görüşen şöyle deriz: Bir sosyalistin ekoloji MAN gene paralan cukka yapar. Lüt- neydoğu Anadolu Bölgesi %7,5 yer lanılır. Para bok gibide ondan. Sizden
ilk sosyalist başkan olacaktınız. Üzül- algısı olabildiğine göre tabiî ki bizde fen sayın sosyalist mebusum, eşeğin tutar. Trakya’nın yüzölçümü 24.370 daha yaratıcı sorular bekliyoruz.
meyin daha çoooook görüşürsünüz. bilmediğimiz bir konuda, daha önce aklına karpuz kabuğu düşürmeyelim. km2 dir. Türkiye’nin kara sınırlarının
Amerikanın siz ve sizin gibilere daha defalarca olduğu gîbi yasa çıkartırız. 5. Sondaj ve arama çalışmaları kapsa- uzunluğu 2.573 km. adalar dahil sahil (devamı 6. sayfada)
çok ihtiyacı olacaktır. Müsterih olun. Tahribata gelince, bişey değil canım, mında ne kadar zeytin ağacı kesilmiştir? uzunluğu 8.333 kilometredir.”
Memleket Ahali’sinin Gündemi 6

Novamed’li
köyünde. Köylümü onlar. Hiç yakıştı- bir ağaç türü varmış onu oraya ekme- seçenek olmamıştı. İlk olarak sendi-
(Sayfa 5’den devam)
kalı bir mücadele, toplu sözleşme ve

Kadınlar
ramadım bu soruyu size. Ayrıca Etili ye geleceklermiş. Neyse ben Bukçini
8. Bölgede arama çalışması yaptığı söy- fayı diye bi şey yok. O olsa olsa çay- arayacağım da sakinleştirsin şunları sağlıklı çalışma şartlarının mücadele-
lenen Kanada asıllı Teck Cominco ve dır. Matbaa hatası olarak gördüğü- yoksa o zeytin ağaçlarını teker teker si verilecekti. Fakat her zamanki gibi
Global Madencilik A.Ş. şirketlerinin müz bu soruya bu kadar cevap fazla bize iade edeceklermiş. gözü kardan başka bir şey görmeyen
ruhsatları hangi tarihte ve hangi bölge- bile. 12. Yapılan arama ve sondaj çalışmala- bir küresel sermaye olan Novamed
26 Eylül 2006 tarihinde, Antalya ser-
ler için verilmiştir? 10. Yapılan arama ve sondaj çalışma- rı sonrasında çıkan çevresel katı ve sıvı yelkenleri bu kadar kolay suya in-
best bölgede, böbrek hastaları için
Verdiysek biz verdik kardeşim. Kime larının Atikhisar Barajı ve Bayramiç atıkların imhası nasıl yapılmaktadır? dirmeyecekti. En hain planlar çoktan
diyaliz seti üreten, çoğunluğu kadın-
ne. Ayrıca sorudaki “Kanada asıllı” Barajlarına etkileri nedir? İmhalar büyük kulübelerde son derece yapılmış, bir örgütlü hareket yaratıl-
lardan oluşan Novamed fabrikasında,
ibaresi de enteresan olmuş. Surinam Orada baraj yok ki. Bu ne cahillik deneyimli bomba uzman ekipleri ta- masının önünü kapatmaya hazırlanılı-
Petrol-İş üyesi işçiler çalışma koşul-
asıllı Hollandalı gibi. Tabii aslını sayın başkan. Bakın Türkiyemizde iki rafından iki günde bir yapılmaktadır. yordu. Novamedli kadınlardan Fatma
larını protesto ederek grev kararı aldı.
inkar eden bizden değildir. Burada tane baraj vardır. Biri Çubuk Barajı Çevresel katı atıklar ÇED (çevir, evir, Özün greve gitme kararını şöyle anla-
Novamedli kadınlar insanca bir üc-
senin vurgu yapmak istediğin şeyi (ki size bu cevapları baraj kenarın- devir) çerçevesinde çevrilip, evrilİp tıyor; “İçerideki çalışma koşullarının
ret almak istiyorlardı çünkü ücretleri
anladım. Çok kurnazca bir hamle. daki çilingir sofrasından yazıyoruz) ve son süreçte devrilip çevre halkının ağır olması bizi greve sevk etti. İşve-
çevrede bulunan işyerlerine göre bile
Siz bu şekilde göçmen sorunlarına öbürüde Keban Barajı’dır. Ee takdir beğenisine sunulmaktadır. renin baskısıyla birçok kadın işçi isti-
çok düşüktü. İstedikleri zaman çocuk
da duyarlı olduğunuzu gösteriyorsu- edersinizki oradan buraya, Kebana 13. 3573 Sayılı Zeytinciliğin Gelişti- fa etmişti. Onların yerine yeni işçiler
sahibi olabilmek, serbestçe tuvalete
nuz. Size kocaman bir bravo. Aferin. etki metki gelmez. Gelse de bizi ilgi- rilmesi ve Yabanilerin Aşılattırılması alarak sayımızı azalttılar. Sendikalaş-
gidebilmeyi istiyor, kadın oldukla-
Zaten bizde sizin gibi duyarlıyız bu lendirmez. Lakin arama çalışmaları Hakkındaki Kanun’a göre korunması mak istedik. Arkadaşlarımıza “Grev
rı için aşağılanmak istemiyorlardı.
yüzden göçmen statüsünde gördüğü- köpeklerle yapılmakta olup sondaj gereken alanlarda yapılan arama ve oylamasında ‘evet’ oyu atın, size zam
Novamed’li kadınların greve başlama-
müz bu şirkete ne kadar demokratik da doktor denetiminde gerçekleşti- sondaj çalışması var mıdır? yapacağız” dediler. Yapmadılar.” Yani
sına neden olan bu olumsuz şartların
bir ülke olduğumuzu göstermek için rilmektedir. Yani rahat uyuyun sayın O değilde 4568797236 sayılı “zeytin- aslında kadınları greve zorlayan No-
bir kısmı grevin başlamasından sonra
ruhsatı verdik. Festus Okey’i sakın başkan. Aziz Yıldırımı geçtiniz valla cilikte son nokta, siyanürlü zeytin” vamed olmuştu. Bunun altında yatan
düzeltildi. Fakat düzeltilen bu şartlar-
sormayın o büyük bir kazaydı. Zaten kendimi Haluk Ulusoy gibi hissettim. kanunda şöyle bir izahat bulunmak- amaç ise grevin başarısız sonuçlana-
la birlikte diğer taleplerinin de kabul
kaza olmasa Festus Okey’i vuran si- Hep şikayet hep şikayet. tadır. cağından emin olmalarıydı, çünkü gre-
edilmesinin bir garantisi olmadığını
lah uluslar arası militarizm kuralları 11. Global Madencilik A.Ş Teck Comin- Zeytin dediğin kuru bir ağaç/ Siyanür ve gidenler kadınlardı ve üzerlerinde
kadınlar çok iyi biliyorlardı. Bunun
açısından başka tabancalara ibret co ve diğer şirketlerin yaptığı arama ve ise bambaşka bir hayat/ Yabanilere taşıdıkları bir toplumsal cinseyetleri
için Petrol-İş’in muhatap kabul edil-
olsun diye feci bir şekilde cezalandı- sondaj çalışmalarının denetimi hakkın- gelince/ Onlar zaten yabani /Cehen- vardı. Kadın oldukları için bu zor grev
mesini ve taleplerin toplu sözleşmede
rılırdı. Bunu askerliğinizi Kahraman da nasıl bir çalışma yürütülmektedir? nemde bekliyor zebani şartlarıyla başedebilecek güce sahip
düzenlenmesinde ısrar ediyorlardı.
Türk Ordusunda yaptığınız için en iyi Bizzat ben, kendim, şahsen denetli- 14. Çevre ve Orman Bakanlığı, arama olamazlardı. Grev çabuk kırılacak
Bilindiği üzere serbest bölgeler, ge-
sizin bilmeniz gerekmektedir. yorum. Sizide denetçi yapardık ama ve sondaj çalışmaları sırasında oluşan böylece eski şartların geçerliliği süre-
nellikle şehir dışında oluşturulmuş,
9. Teck Cominco şirketi, Çanakkale vaktiniz yok. Mesela geçen gittim çevresel tahribat hakkında neler yap- cekti.
çevresi tabiri caizse sur gibi yüksek
ili Can İlçesi’nin Etili Köyü’nde, Etili baktım, şöyle bi mevzileri gezdim, maktadır? Fakat sonuç pek bekledikleri gibi ol-
duvarlarla çevrelenmiş, çevreyle iliş-
Fayı üzerinde kalan bölgede arama ve kolay kolay geçemez kimse. Bundan Yavv yok öyle tahribat falan dedim ya madı 1 yıldan fazla süren grev süre-
kisi olmayan ve içeri giriş çıkışların
sondaj çalışması yapmakta mıdır? emin olun. Yalnız ufak bi sorun var. yapsa yapsa tahribatı anarşistler ya- since bir kaç fire verilmesine rağmen
kontrol edildiği çalışma alanlarıdır.
Ne münasebet canım. Teck Comininco Anarşistler bu konularla ciddi cid- pacak. Onlar içinde Bukçini aradım grev, müthiş bir direnç örneği göste-
Bir ülkenin siyasi sınırları içinde bu-
Çanakkale’li değil ki . Hele hele köylü di ilgileniyorlarmış. Yani sizin gibi ama o da vefat etmiş. Kimi araya koy- rilerek toplu sözleşme ve sağlık ko-
lunmasına rağmen, gümrük uygula-
hiç değil. Şirket merkezleri dünyanın olsalar sorun olmayacak ama onlar sak da vazgeçseler bu işlerden. Sen şullarının iyileştirilmesi kararlarıyla
maları gibi dış ticaret kısıtlamaları
en medeni şehri olan Vencoııver’da. ciddiymiş. Onlar soruda sormuyor ki dersin sayın mebusum seni severler. 18 Aralık 2007 de sona erdi. Kadınlar
dışında bırakılmış, yatırımcılara vergi
İnanılmaz kocaman bir binaları var. cevap verip kandırsak. Sosyal ekolo- Hadi gir araya yap bize bir kıyak. ne kadar güçlü olabildiklerini gös-
muafiyeti tanınmış, altyapı ve ileti-
İçine gir, kaybolursun. Mısır piramit- jimiymiş, derin ekolojimiymiş neymiş. terdiler ve yılmadılar. Yapılan onca
şim olanakları dünya düzeyinde olan,
leri gibi şerefsizim. Ne işleri var Etili Öyle şeyler işte. Hatta ZERZAN diye baskıya, psikolojik taarruza ve grev
örgütlenme zorlukları nedeniyle sen-
kırıcı faliyetlere göğüs gerebildiler. 2
dikaların pek uğrayamadığı yerlerdir.
Ocak tarihinden itibaren iş başı yapa-
Genellikle fordist tarzda üretim yapan
Dink ve Zirve Katliamların- kayıtlarından teşhis ederken, Akbank görüntülerde ses yok” derken Kaçak-
cak olan işçiler asıl mücadelenin yeni
fabrikalardan oluşan bu alanların sayı-
da ‘Kamera’ Çalışmıyor! ATM kamerasında cinayetten bir gün çılık ve Organize Suçlar Şube Mü- başlayacağını, iş verenin onları en zor
sı son yıllarda özellikle Avrupa başta
önceki ve cinayet günü öğleden son- dürlüğü, Cumhuriyet Başsavcılığı’na, görevlerde çalıştırıp, başkalarını da
olmak üzere dünyanın bir çok yerinde
raki kayıtlar olduğu halde cinayet sa- görüntülerin “mevcut teknik imkan- “ayartmamaları” için diğer işçilerle
artış göstermektedir. İşçilerin birbirle-
bahının kaydı bulunamadı. larla media formatına kopyalanama- iletişim kurmalarını engelleyecekleri-
riyle iletişiminin çok az bir seviyede
Oysa kayıtlar incelenebilseydi, cina- dığından kayıtların bulunduğu sabit ni düşünüyorlar. Ancak yine de birşey-
olduğu bu alanlar, insanları birbirin-
yetin işlendiği Sebat Apartmanı’na sürücüler içindeki görüntülerin imha leri elde etmiş olmanın mutluluğunu
den soyutlama ve birbirine yabancı-
yakın bir yerde bulunan, cinayetten edildiğini bildirdi. İhbar mektubun- yaşıyorlar.
laştırma işlevini güden ve insanları
bir süre önce bir inşaate girip çıkan da H.İ. de var. 10 günlük görüntüler Bu grev toplumsal mücadelelerin bir
neredeyse düşünmeden,sorgulamadan,
kuşkulu kişilerle ilgili bilgi sahibi ol- teknik nedenlerle imha edilirken ci- yılgınlık, bir sinmişlik hissiyatı yaşa-
iletişim kurmadan çalışan üretim ro-
mak mümkün olabilecekti. nayetlerden sonra Türkiye Protestan dığı şu günlerde tekrar bir toparlanış
botları haline getiren kapitalizmin bir
Müdahil avukatlar, Emniyet bunu dü- Kiliseleri Birliği Başkanlığı’na 25 için herkese bir umut vermiş oldu.Bu-
aygıtı olma görevini eksiksiz yerine
şünmeyince kameraların incelenmesi Mayıs’ta gönderilen bir ihbar mektu- nun ötesinde bu grevi yapan işçile-
getirmektedir.
talebinde bulundular. Ancak inceleme bunda, Üsteğmen H. İ.’nin cinayetin rin çoğunluğunu kadınlar oluşturduğu
Hrant Dink cinayetinde kamera ka- Emek sömürüsün üst düzeyde olduğu,
başlatılması düşünüldüğünde inşaat azmettiricileri arasında yer aldığı id- için, 26 Eylül 2006 ve 12 Aralık 2007
yıtlarıyla ilgili ihmali, şimdi Malatya insanların köleleştirilip kötü şartlarda
çoktan tamamlanmıştı. Eski kame- dia ediliyordu. arası Novamed fabrikasında olanlar,
Zirve Yayınevi katliamı kapsamında çalıştırıldığı serbest bölegede kurul-
rasyla ziyaretçi görüntüleri de gitti Mektupta, “Emre Günaydın’ı azmet- kadınlar üzerindeki tüm patriyarkal
yürütülen yargılamada da tartışıyo- muş olan Novamed’te çalışan işçiler
Zirve Yayınevi katliamında beş ki- tiren ve yönlendiren komutanımız önyargıları, “yapamaz, edemezler...”
ruz. bunların yanında bir de kadın oldukla-
şinin üç kez ağırlaştırılmış müebbet M.Ü’in yönlendirmesiyle İlahiyat Fa- savsözlerini, mücadelenin bu örnekte
Türkiye kamuoyu, farklı kimliklerden rı için sömürüye maruz kalmaktadırlar.
hapisle diğer ikisinin tutuksuz yargı- kültesi öğretim üyesi R.B.’tır (Polat). yalnızlaştırılan kadınlarca sürdürüldü-
kişilere yönelik üç ay arayla gerçek- Greve giden kadınlardan Aysel Görücü
landığı dava açıldığında da, kamera Balat, yaklaşık 4-5 aydır komutanımız ğü açık seçik gerçeğiyle geçersizleşti-
leştirilen gazeteci Hrant Dink ve Zir- “Çalışırken kadınların tabi tutulduğu
kayıtlarının önemli bölümünün eksik M.Ü.’le birlikte çalışmaktaydı. Balat ren bir direnişin ortaya koyulmasıydı.
ve Yayınevi katliamlarında, cinayet doğum sırası; yemeğe, tuvalete sırayla
olduğu anlaşılıyor. Avukatların dava ile irtibata geçen ilk kişi üniversite İşçilerin gün geçtikçe daha fazla köle-
bağlantılarının çözülmesi açısından gitme gibi kurallar vardı. Hep bir bas-
dosyasında yaptıkları incelemelere karakol komutanı H.İ’dir. Daha son- leştirilmeye, hiçleştirilmeye çalışıldığı
son derece önemli olan kamera kayıt- kı ve olumsuz tavırla karşılaşıyorduk.
göre; Malatya Cumhuriyet Savcılığı ra Alay Komutanımız ile irtibarı ise kapitalist sömürü dünyasında, bu mü-
larının yokluğunu tartışıyor. Bizim greve çıkma amacımız insanca
hastanedeki kameraların ses kaydı Şeyhmuz kod adlı uzman çavuş M.Ç cadele elbette yok sayılanlara, güçsüz
Dink cinayetinin işlendiği 19 Ocak çalışacak koşulların sağlanması, para
özelliği olmadığı için değiştirilmesini sağlamaktadır. Özellikle olay önce- ve örgütsüz bellenenlere güç verecek.
günü ve hemen öncesine ait, Sebat değil ” diyor.
Apartmanı’na 20 metre uzaklıktaki istedi. sinde ve sonrasında bu çalışmalar yo- Grev aslında ilk başta düşünülen bir
Cinayetten on gün sonra hastaneye ğunluk kazanmaktadır” deniyordu. Deniz ILGAZ
Akbank Şubesi’ne ait kamera kayıt-
larının incelenmesi, ancak Dink avu- giden güvenlik görevlileri bu kamera-
katlarının girişimleri sonucu düşünül- ları söktürerek yerine ses kaydı özel- halkı askerlikten soğutma “suç”unu
müştü.Emre Günaydın’ı kimin ziyaret liği olan kameraları taktırdı. “Teknik kapsayan 318. maddeden yargılanma-
ettiğini bilmiyoruz nedenlerle on günlük kayıtları kopya- sına beraatle sonuçlandı. Ankara’da
18 Nisan’da Zirve Yayınevi katliamı- layamadıkları” yönünde tutanak tutan devam edildi.
nın işlendiği Ağbaba Apartmanı’nın görevliler kayıtları imha etti.
üçüncü katından atlayarak ağır ya- Üstelik bir numaralı sanığı Emre Yapılan duruşmada; 318. maddeden
ralanan, cinayetlerin en önemli zan- Günaydın’ın, tedavi gördüğü hastane yargılanan 3 kişi de beraat etti.
lılarından Emre Günaydın, kaldırıl- odasında çekilen kamera kayıtlarıyla Hrant’ı anmak ve adalet için 19 Ocak
dığı İnönü Üniversitesi Araştırma ilgili Savcılığın görevlendirdiği Üs- 2008’de Agos gazetesinin önünde Önceki duruşmada, avukatların, 318.
Hastanesi’ndeki odada 24 saat çifte teğmen H.İ’nin de şaibeli olduğundan saat 15:00’te buluşuyoruz. Aynı gü- maddenin anayasaya aykırılık tale-
kamerayla izlendi. Ancak, şimdi de söz ediliyor. nün akşamı Lütfi Kırdar’da anma binin Anayasa Mahkemesi’ne götü-
Günaydın’ı kimlerin ziyaret ettiği Emniyet Müdürü “Silinmedi”; Şube gecesi düzenlenecektir.
Ankara: rülmesini olumlu bulan mahkeme,
sorusunun, kamera kayıtlarının değiş- Müdürlüğü “İmha edildi” Zanlı Buluşma Adresi:
“Halkı askerlikten soğut- beraat kararı verdiği son duruşma-
tirildiği gerekçesiyle yanıtsız kaldığı Günaydın’ın hastanedeki kamera ka- Osmanbey - Şişli
ma” davasi beraatle sonuç- da bu isteği reddetti. “318’e hayır”
konuşuluyor. Bir tek, Dink cinayeti- yıtlarının silindiği haberleri üzerine Halaskargazi Caddesi, No: 192
landı! kampanyasının bileşenleri maddenin
nin sabahına ait görüntüler yok açıklama yapan Malatya Emniyet Istanbul anayasada iptalinin bu memleketin
Hrant Dink’in ailesi, katil zanlısı Müdürü Ali Osman Kahya, “Kayıtlar demokrasisi için elzem olduğunu
Vicdani retçi Halil Savda’ya destek
0.S.’yi, saat 15:00 sıralarında işle- silinmiş değil, hepsini Adliye’ye tes- açıklayarak mücadeleden vazgeçme-
amacıyla Ankara’da gerçekleştirilen
nen cinayetin ardından medyanın ya- lim ettik” dedi. yeceklerini belirttiler.
basın açıklaması nedeniyle, 3 kişinin
yımladığı esnafa ait güvenlik kamera Kahya, “Görüntüler duruyor ancak
yeryüzü ahalisi 7
Kaz’ın ayağı öyle değil
1. sayfadan devam... durum yaratır. Zehri daha az zehirli hale getirmek, zeh- lar, genç ağaçlar görüp de korkmasın diye baltalarını
rin yayıldığı bölgedeki zehrin etkisini azaltmamaktadır. bir tülbentle sarıp öyle giderlermiş. Bu da bize göste-
Bu durumdan sonra ilk olarak 1867 yılında siyanürleme Sadece bölgedeki canlılara biraz daha yaşam hakkı ta- riyor ki; Kaz Dağları’nda yaşam bugüne kadar doğa
tekniği A.B.D ‘de kullanılmış olup, üretimdeki maliyet nımaktadır ki, profesörlerimiz insanlarla dalga geçerek ile uyum içerisinde varlığını sürdürmüştür. Bugün
artınca bu teknikten vazgeçilmiştir. Bu teknik endüstri- bu durumu bilimsel bir hale sokarak temelsiz iddialarını olduğu gibi o zamanlar da talancılar, daha çok odun
yel anlamda ilk kez 1889’da Yeni Zellanda’daki Crown temellendirmeye çalışmaktadırlar. karşılığında daha çok para önermişler; bunun üzerine Elimize mail yoluyla ulaşan teckko-
Mine’da gerçekleştirilmiştir. Siyanürleme yönteminin Profesörlerimize göre siyanürün faydaları ihtiyacından fazla ağaç kesmeye başlayan ormancı- minco merkez kapitalist bürosundan
temel prensibi, “kayaç içindeki altını siyanür komplek- *Siyanür asidinin 50 mgmı bir insanı öldürmek için ye- lar genç ağaçları unutuvermişler zamanla; baltalarına yapılan açıklamayı noktasına, virgü-
si halinde nispeten selektif olarak çözeltiye almak ve terlidir. tülbent takmayı da, onların büyümesine izin vermeyi lüne dokunmadan yayınlıyoruz.
yan kayaçtan ayrıştırmaktadır”. Günümüzde Dünya al- *Siyanür dokulara oksijen taşıyan hemoglobini de… Bu talancılar, insanın insan üzerinde kurdukları
tın üretiminin % 85’i siyanürle yapılmakta iken sadece zayıflatır,yani kanın oksijen taşıma özeliğini yok eder. tahakkümle insanın doğaya hükmetmesine neden ol-
Teck kominco siyanürlü propaganda
%15’lik bölüm diğer fiziksel yöntemlerle yapılmaktadır. *Hava su ve yiyecekler ve temas yoluyla vücuda geçer. muşlar. Bu günde Kaz Dağları’nda 250–300 ton altın
bu da demek oluyor altın çıkartmak için, işlemek için *Atık sular litresinde 0. 1 mg üzerinde siyanür içerse rezervi olduğunu söylüyorlar. Bu altını çıkarmak için birliği . bülten no 456:
siyanürden başka bir zehir yoktur. Siyanürün kullanım bile balıkların ve çoğu su canlılarının ölümüne sebep 400 ton siyanür kullanacaklar. Bu siyanürün 100 bin
alanları çeşitli kirliliklere neden olur fakat hiçbir kulla- olur. tonu havaya karışacak, geriye kalanı da siyanür havu- Çanakkale civarı bölge halkına:
nım alanı altın madenciliğindeki kadar risk taşımaz. Bu *Siyanür solunum yoluyla bile öldürücü etki gösterir. zuna bırakılacak buda bir şekilde suya karışacak. Müjdeler olsun! Bölgenizde altın
riskin sebepleri arasında en göze çarpan durum olarak Isıya maruz kaldığı durumda ayrışmaya başlar ve zehir- bulduk. Şayet bize karşı gelmezseniz
maden üretiminde kullanılan siyanürün taşınması sıra- li duman çıkarır. hem siz hem de biz ihya olmuş oluruz.
sında oluşan kazalardır. Ayrıca, siyanür ya da bağlantılı *Bu zehirle dumana maruz kalmak beyin akciğer ve Ne kaz dağlarında tek olma özelliği
akışkanların işlenmesi ya da üretim alanı içinde boru- kalp üzerinde kısa sürede etki yapar komaya ve ölüme taşıyan 47 çeşit endemik bitki türü ne
larla iletilmesinde de sık sık yaşanan kazalar vardır. neden olur. bölgede efsanelerden bu yana kültü-
Borularda oluşan çatlaklardan sızan siyanür çevre içme *Yenilip içilmesi ve dokunulması durumunda hızla ze- rünü yaşadığı doğasından alan tahta-
suyuna karışıp ekolojik hayatı tehdit etmektedir. hirlenme etkisi gösterir.
cılar umurumuzda. Ne doğrudan yok
Dünyada siyanürlü altın üretiminde yaşanan kazalardan *Vücuda geçtikten sonra son derece hızlı bir şekilde
edeceğini düşündüğünüz canlı cansız
bazıları şunlardır: dolaşım sistemine ulaşır.
*Deri teması söz konusuysa kaşıntı tahriş ve yaralarda her şey, ne de ne idüğü belirsiz sarı-
*1995; Guyana’da Omai Altın madeninde atık barajı- belirginleşme olur. kız. Ayağınızı denk alın. Biz ki yer
nın seddesi yarıldı, 4.2 milyon m³ siyanürlü atık boşaldı *Besinlerle alınan yüksek miktardaki siyanürde yine kürede çıkarmadığımız maden, yok
ve Essequibo nehrini Atlantik’e kadar zehirledi. Bölge solunum darlığı ve derin nefes alıp verme bilinç kaybı etmediğimiz doğa kalmamıştır. Şirke-
halkı hala çeşitli hastalıklara yakalanmaktadır. ve ölümle sonuçlanır. timiz gücünü liderimiz Paul Wrighten
*1995; Filipinlerde Surigao del Norte altın madeninde ve enerji bakanınız Hilmi Gülerden ve
barajın temelinde yenilme olunca 500 000 m³ zehirli Siyanüre karşıyız!! Ya Altına..? tabiî ki paranın satın aldığı her şey-
atık tarım alanlarına yayıldı. Dünyada üretilen altın miktarının %85’inin siyanürle den alan küresel gasp üzerine yemin
*1998; Kırgızistan’daki Kumtör altın madenine siyanür üretilmesi aslında başka bir problemin ortaya çıkması- etmiş gönüllü kapitalist savaşçılardan
taşıyan bir kamyon Barskun nehrine uçtu. Zehir 8 km na sebep olmuştur. Bu bilgi siyanür ve altının (ve altın Talancıların kasalarını taşıracak, gözlerini kamaştıra- oluşmaktadır; bizim yegâne amacımız
sonra Orta Asya’nın en büyük kaplıcalarının bulunduğu karakterli madenlerin) çıkarılmasında-işlenmesinde be- cak “rezervler” tüm dünyadaki altın harflerle yazılmış
engellerle karşılaşsak da Türkiye’nin
noktada Issık Göl’e ulaştı. raber yol aldıklarının açıkça kanıtıdır. İlk olarak kapi- kanlı tarihlerini bu memleketin ahalisinin tarihine de
“zenginliklerini” ekonomiye kazan-
*1999; Filipinlerde Surigao del Notre altın madeninde talist, hiçbir zaman karından vazgeçmez ve sürekli bü- yazmaya çalışıyorlar. Altın sevicilerin ilk talanları
yıpranan bir borudan atık çıkışı sonucu yine bir kaza yümeyi düşünür. Lakin bu fikir kapitalizmin doğasında 1932–1974 tarihleri arasında Cominco Şirketi tarafın- dırmak için bu katliamı sürdürmektir.
meydana geldi. 700 000 m³ zehirli çamur tarlalara ya- olan rekabet kurumundan ileri gelmektedir. Büyümeyen dan Kıbrıs Lefke’de başlamıştır.1985 ten bu yana 17 Çünkü koşulsuz ilerleme ve insan-
yıldı. bir şirket başka şirketlerle rekabet edemez bir biçim alır talancı şirket memleket ahalisinin yaşamlarını gasp et- lığın gelişmesi için tarihte hep sizin
*2000; Romanya’da Baia Mare altın madeninde aşırı ve yok olmaya mahkûmdur. Bütün irili ufaklı sermaye meye gelirken, son 10 yılda 43 altın sevicisine altın iş- gibiler bedel ödemişlerdir. Sizleri
sahibi olan şirketlerin üretim maliyetiyle ürettiği değer letme ruhsatı verildi. “Birkaç ağaç keseceğiz, doğaya kapitalist sömürü düzeninin dolaylı
arasındaki fark ne kadar fazlaysa şirket o oranda büyü- hiç zarar vermeyeceğiz” diye Bergama Ovacık’ a giren savaşçıları olarak gördüğümüzü de
müş demektir. Tıpkı altın üretiminde siyanür kullanımı- talancılar Bergama ‘yı ağaçsız bırakmadık hale geti- belirtmek isteriz. Bu anlayışla biraz
nın, kapitalistin maliyetini düşürmesi ve kar değerini rip, birçok canlı yaşamı yok etmiştir. Bölgede kanser tarihten örnek verelim ve aba altın-
artırması gibi. Bu nedenle ne yapılırsa yapılsın kapi- ve ölüm oranında da artış görülmektedir. Uşak Eşme’ dan sopa gösterme durumuna devam
talist şirket üretim maliyetini düşüren bir ‘zehir’den de altın madeninin açılmasından sonra toplu siyanür edelim. Altın değerlidir. Kim demiş
asla vazgeçmeyecektir. Daha açık bir ifade ile üretim zehirlenmeleri olmuştur. Birçok insanın kanında yük-
ölüler altın takmaz diye. Sizin atala-
maliyeti değişmeden 400 ton altın üretimini hiçbir za- sek oranda siyanür bulunmuştur. Lefke’ de altın made-
rınız en değerli şeyleriyle gömülme-
man 100 tona düşürmez. Aynı üretim maliyetiyle 400 nin kapanmasının üzerinden 34 yıl geçmesine rağmen
ton altın yerine 100 ton altın üretilir mi hiç? Kapitalist siyanür yağmurunun etkisi devam etmektedir. Bugün diler mi? Gömüldüler. Hatta siz onla-
böyle bir şeyi asla kabul etmez. Yani siyanürden vaz- Lefke’ de halen siyanürün etkisi, yağmurların bıraktığı rın mezarını değerli malları için talan
geçmez. Dolayısıyla sığ bir siyanür karşıtlığı bu sorunu zehirle kıraç topraklar oluşmakta ve yaşama dair bir etmediniz mi? Ettiniz. Dedelerinizin,
çözmemektedir. Siyanüre karşı çıkmak -aynı zaman- kıpırdama oluşmamaktadır. nenelerinizin kefen paraları altın diş-
da- isteyelim ya da istemeyelim altına karşı çıkmaktır. leri değil mi? Düğünlerinizde altın
Başka bir deyişle “siyanüre karşı mücadelelerin tarihini Memleket ahalisinin kara çocuklarına sorduk takmıyor musunuz kolunuza, kafanı-
altına karşı mücadelelerin tarihi” olarak görmeliyiz. Bu ALTIN NEDEN DEĞERLİDİR za? Takıyorsunuz. E, daha ne istiyor-
yağışlar sonucunda baraj taşıp yırtılınca 100 000 m³ si- memleketin altınla ilişkisi dünya piyasa ekonomisinde -Az bulunduğu ve parlaklığı çekici olduğu için !!! sunuz. Teck Kominco şirketi siz ve si-
yanürlü akışkan Tizsa ve Tuna ırmaklarına boşaldı. ayrı bir yere sahiptir. Bu yüzden altına karşı olmak bu -Zor bulunan bir madde, parlak!!!!! zin gibiler için bedel yaratır. Bunu da
*2000 ; Endonezya’da Grasberg altın madeninde baraj memlekette daha heyecan verici bir hal almaktadır. -Kadınların gözünde değerli. Çünkü ne biliyim düğün- ödememizi beklemeyin bizden. Bedel
taştı. Amungme yerlilerinin köyleri zehirli çamur isti- de takılıyor. Aslında bir değeri yok, bize öyle göste-
ödemek istemiyorum diye bize kafa
lasına uğradı. Alt sütunda, memleketin altınla flörtünün istatistiği rilmiş. Parlak olması ona değer katmıyor. Ampulde
tutacaksanız, özel eğitilmiş siyanürlü
*2001; Gana’da Whassa bölgesindeki altın madeninde yer almaktadır.(bu istatistiği altın sevenler derneğinin parlıyor ama değerli değil.
15 gün ara ile iki baraj hasar görüp çevreye boşaldı. “Türkiye’ de altın sevilir” isimli broşüründen aldık. Ya- -Altın bir fetiş nesnesi ve yatırım aracı haline geti- propaganda birlikleri ve sahiplerine
Asuman nehrinin büyük bir bölümünde yaşam bitti. lansa onların yalanı, karışmayız!!!) rildiği için değerlidir. Hatta bu değeri artırmak için sadık, siyanürle beslediğimiz düşünce
üzerine memleket liderlerinin resmini koyarlar. yetisi olmayan faşist unsurları kullan-
Bu verilen örnekler siyanürle altın üretme sırasında olu- -Değerli değildir. Değiş tokuş piyasası onu değerli mak ta en ufak bir tereddüt duymayız.
Siyanürlü propaganda birlikleri ken-
şan kazalardan sadece bazıları. Bunun gibi birçok kaza Altın üreten ülkeler Üretim (ton) hale getirdi. Tek başına bir değeri yoktur.
tehlikesi siyanürle altın üreminde karşılaşabilecek ka- -Altın tahakkümün mirasıdır dilerine elbette ki meşru alanlar aç-
zalar halen mevcut olup ve ne yazık ki bu kazalara rağ- Hindistan 695 maktadır. Bunu çevresine sahip çıktı-
men siyanürleme yöntemini militan bir şekilde savunan Türkiye 303 SİYANÜR SÖZLÜĞÜ: ğını söyleyen ve olmazsa olmazımız
PROSES: Cevher üretim süreci
sivil toplum ahalisi, üniversite ahalisi ve devlet ahalisi İtalya 284 olan şirketleriyle oluşturduğu çevre
mevcuttur. Bunlara örnek olarak İstanbul üniversitesi KAYAÇ: Madenden kazı yoluyla çıkarılan altın reser-
maden mühendisliği bölüm başkanı Prof. Dr. Ali Kahra- Çin 257 vi barındıran, çamurlu kayalı materyal.
örgütleriyle uygulamaktadır.( TEMA
gözbebeğimizdir. TEMA’YA yan ba-
man ve aynı bölümdeki Yrd. Doç. İlgin Kurşunun ortak ABD 220 LİÇ: Altının ayrıştırma süreci
kan cezalandırılacaktır.) Uzun lafın
hazırladıkları bir makaleye göz atmakta yarar var. Bu SİYANÜR: Siyanür, hidrojen siyanür (HCN), sodyum
Japonya 166 kısası: Siz bize yardım edeceksiniz,
makalede siyanürün insan hayatına pek bir zararı olma- siyanür (NaCN) ve potasyum siyanür(KCN) gibi bile-
dığı, normal günlük yaşamımızda soluduğumuz egzoz Mısır 125 şikler halinde ya da serbest halde bulunur. Su yüzeyin- biz de size. Biz ki, doğanın kanununu
gazlarından daha az zararlı olduğu ve neredeyse siya- Endonezya 86 de bulunan siyanür HCN formuna dönüşür ve buhar- böyle yazdık. Büyük balık küçük ba-
nürün yararlı bir zehir olduğunun ispatlamaya çalışıl- laşır. Siyanür yüksek konsantrasyonlarda toprak mikro lığı yer, kılçıklarını da tükürür. Kılçık
G. Kore 80
mıştır. Siyanürün üretim aşamasındaki zararsız durumu organizmaları için toksiktir ve yeraltı sularına geçebi- olmayın, akıllı olun!
bakın nasıl ifade ediliyor. Türkiye dünya altın işlemeciliğinde İtalya’yı geçerek lir. Siyanür havadan, içme sularından, toprağa değen
Hindistan’ın ardından ikinci sırada yer almaktadır. cilt yoluyla ve siyanür bulaşmış yiyeceklerin yenmesi Yeryüzünde tek bir ağaç kalmayacak!
“Üretim prosesinin bir parçası olan kimyasal bozun- Hindistan’da yılda yaklaşık 700 ton altın işlenip katma yoluyla vücuda alınabilir. Bunlar, birçok ağır hastalı- Herkes altın takacak!
durma tesisinde, liç prosesinden çıkan atık çözeltideki değeri yüksek ürünlere dönüştürülürken, Türkiye’nin ğa neden olacağı gibi ölümle de sonuçlanabilir. Siyanür değil, kanser öldürür!
siyanür parçalanmakta ve ağır metaller ise sabitlenerek yıllık mücevherat üretimi 300 tonu geçmiştir. Yaşasın şirketimiz Teckcominco,
çöktürülmekte, böylece atıklar zararsız hale getirilmek- Ahali’nin Notu:
Yaşasın Siyanürlü Propaganda Birliği
tedir” Memleket ahalisinin kara çocukları Kaz dağlarının Elimize mail yoluyla ulaşan teckkominco mer-
ahalisini yalnız bırakmayacak. kez kapitalist bürosundan yapılan açıklamayı
İlk olarak şunu belirtelim. ... “siyanürün parçalanması Talancıların yeni gözdesi Kaz Dağı Ahalisi. Kaz noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyo-
için geliştirilmiş yöntemler mevcuttur. Ancak bu parça- Dağları’nın yüzde otuzu Balıkesir, yüzde yetmişi Ça- ruz.
lama yöntemleri berrak çözeltiler için geçerlidir. Altın nakkale sınırları içinde yer alan bir bölgedir. Ayvacık,
üretim tesislerinde ise berrak çözeltiler değil, yan ka- Bayramiç, Etili ve Ezine’de kazı çalışmaları uzun za-
yacı içeren çamurlu atıklar söz konusudur.” Yani daha mandır sürmektedir. Yaklaşık bir buçuk milyon insanın
anlaşılır bir dilde ; siyanür arıtıldıktan sonra şekil de- yaşadığı bölge, kendine has 47 çeşit bitki türüne sahip.
ğiştirir ve kendisinden daha az zararlı bir!! Zehir ola- Kaz Dağları tarih boyunca Homeros’tan Sarı Kız’a,
rak havaya ve suya karışır. Bu zehir oranı daha az olan Turuva’dan Tahtacılara, destanları ve efsaneleri ile ya-
“zehir”in siyanür zehrine oranı 1/10 şeklindedir. Yani şamını hep diri tutmuştur. Kaz Dağları’nın bir köyünde
yinede zehirli, yinede ölümcül ve o kadar tehditkâr bir anlatılana göre: Eskiden ağaç kesmeye giden ormancı-
Ahali’nin gündemi 8

ANARŞİ MÜMKÜNDÜR;
liyor. (Sorun zaten bunun kölelik ola- ütopyalarını yaşamışlardır. dederek doğrudan eylemi uyguladılar.
Ütopyalar imkânsız yerler değil. Bizi kuşatan birçok rak algılanmaması ve bunu değiştirme Kapitalist sistemi ve devleti ortadan
dayatmadan tek sahip olduğumuz gücümüzü, isteğinin oluşmamasıdır.) Kapitalizmden başka ütopyalarını ya- kaldırarak toplumu dönüştürecek bir
hayallerimizi birleştirerek kurtulabiliriz. şamış bu insanlara verilecek en güzel Toplumsal Devrimi amaçladılar. Ha-
Kapitalizmin bırak hayal etmeyi ya- örnek 1890 ve II. Dünya Savaşı’nın yalgücüne biraz daha ilham vermesi
Çeşitli sözlüklere v.s. baktıktan sonra me edilmesidir. Burada bir parantez şamaya bile imkan vermediği bu in- patlaması arasında geçen dönem zar- için bundan ayrıntılı olarak bahsetmek
ütopyayı hayali bir toplum ve yönetim açıp belirtmek gerekir ki kapitalizmin sanlardan ütopya umudumuzu keserek fında çoğu Avrupa ülkesinde özel- istiyorum.
projesi olarak tanımlayabiliriz. Aslın- yaratıcılığı en çok kullandığı alan pa- yüzümüzü post tarafına çevirdiğimiz- liklede İspanya, İtalya ve Fransa’da 18 Temmuz 1936’da Faşist darbeye
da özünde içinde yaşanılan sisteme zarlamadır. Hiç düşünülmemiş müthiş de de uydurma kâr etme güdüsü ile re- kitlesel devrimci sendikalar kuran maruz kalan toplumsal devrim, liberter
bir eleştiri ve başka bir dünya hayali yaratıcılık ürünleri, çok fonksiyo- kabetin o tatlı sarhoşluğunda kendini anarşistlerdir. Bu sendikalar aşağıdan sosyalizmin bugüne kadarki en büyük
taşır. Ütopyaya gitmek için yapılacak nel ürünlerini yine yaratıcılık dehası kaybetmiş şirketlerin kapitalizmi hari- yukarı bir tarzda konfederal olarak deneyimi idi. Son kitlesel sendikalist
tek şey hayal kurmaktır yani her şey reklâmcıları ve pazarlamacıları ile sa- ka bir şekilde dönüştürdüğünü görüyo- örgütlenmişlerdi. Daha iyi ücretler ve birlik olan CNT burada yalnızca faşist
insanın kendi elindedir; bu sistemi is- tabilirler ve aslında sistemin kötü yan- ruz. Esnek çalışmanın işçi ayağı olan çalışma koşulları meseleleri çevresin- yükselişi geciktirmekle kalmadı, aynı
tememek ve nasıl bir toplum istediği- ları rasyonel bir şekilde düzeltilir. esnek üretimde esneyen kısım sanırım de kapitalistlerle günlük bir savaşım zamanda yaygın bir şekilde toprağa
ni bilmek. Hayal gücünün sınırsızlığı Aslında kapitalistlerin başka bir dün- 8 saat olması gereken günlük çalışma yürüttüler ve aynı zamanda da devrim- ve fabrikalara el konulmasını cesaret-
sistem için en büyük tehditlerden biri- ya hayali yoktur çünkü onlara göre süresinin siparişe göre aç susuz bütün ci bir genel grev aracılığı ile kapita- lendirdi. İki milyona yakın CNT üyesi
dir çünkü kendisi için oluşturulabile- bu toplum yapısı yaşanabilecek en iyi gün olması. Bu süreçte mantıken işçi- lizmin yıkılmasını da hedeflemişlerdi. dâhil olmak üzere yaklaşık yedi mil-
cek bütün alternatifler onun içindedir. düzendir. Sistem içindeki ufak (!) ha- nin yanında olması beklenen sendika- Bu örgütlenme teknikleri işçilerin ka- yon insan, en güç koşullar altında dahi
Peki, içinde yaşadığımız sistemde ha- talarda yapılan yeni düzenlemeler ve lar sermayeden pay kapmak için çıkan tılımını, güçlenmesini ve militanlığını özyönetimi uygulamaya geçirdi ve as-
yalgücümüz nerde? yasalarla düzeltilip, kusursuz hale ge- yasalarda hiçte işçinin yanında bir ta- cesaretlendirdi. lında hem çalışma koşullarının hem de
Kapitalizmin onunla bütünleşmiş ve lecektir. Bu koskoca bir yalan! Düzen vır sergilememektedir. Kendinden yönetim, federalizm ve üretimin gelişmesini sağladı.
onu işleten bu yüzden de tüm güce sa- insanlarının idealistlere söylediği gibi Sistemin beyaz yakalı kölelerinin de karşılıklı yardımlaşma ilkelerini be-
hip kişiler dışında kimseye mutluluk “Hayal dünyasında yaşıyorsun sen bunlardan pek farkı yok. Her ne ka- nimseyen anarko-sendikalistler birey- 19 Temmuz’un ardından gelen kar-
getirmediği aşikâr. Sermayedar, bur- kardeşim!”… Kapitalizmin iki yüzyıl- dar bir patron ya da sermayedar ka- lerin, işyerlerinin, köylerin, şehirlerin maşık günlerde, inisiyatif ve iktidar
juva v.s. şeklinde de adlandırılan bu lık varoluşu süresince doğaya ve in- dar olamayacağının bilincinde de olsa ve diğer varlıkların hiçbir etkisi ol- gerçekte CNT ve FAI’nin üyelerinin
kesimin karlarını arttırmak ve mevcut sanlara çektirdiği acı onarılamayacak mevcut statü merdivenlerinde bir ba-
sistemi bunun için büyütmekten başka düzeye geldi. Üstelik post-endüstriyel samağa belki bir üst basamağa yerle-
hayalgücü bulunmamaktadır. Bunların toplumun endüstri devriminin ilk yıl- şebilmek amacıyla aslında kendi gibi
kuracağı ütopyada kapitalizmin işleyi- larında yaşanan vahşi kapitalizmden düşünenlerin üstüne yerleşir. Her ne
şinde insan en gereksiz şeydir. Çünkü farkı yok. Topraklarını ve emeklerini kadar Durkheım gibi bazı düşünürler
bunların rasyonalist bilim adamları küresel sermayeye açmış olan Uzak- toplumsal boşluk dönemlerinde bunla-
yarattıkları akıllı makineler ile bütün doğu ülkelerinde yaşanan sömürü, rın dönüştürücü özelliğinin olacağını
üretim sürecini sıfır insan gücü ile hal- açlık v.s. modern kapitalizmin batıda savunsa da saatlerce bilgisayar ba-
ledebilecektir. Tüm kontrol ve karar şında oturmaktan kemikleri yamulan,
mekanizması çok iyi organize edilmiş parmak ucu sinirleri yıpranıp ellerini
kullanamayan, ekrana bakmaktan göz-
büyük yapay zekâ sistemlerinin elle-
Hiç kimse ‘Senor’, ‘Don’ leri bozulan, yaptıkları işten başka bir
rinde olacaktır. Sistemler ürettikleri
ve hatta ‘Usted’ (siz) bile şey için beyin güçlerini kullanmayan
akıllı aletler ile mesela mutfak işlerin-
demiyor, herkes birbirine bu insancıklar en fazla boşluk duru-
de, ulaşımda, alışverişte tüketicilere
‘Comrade’ (yoldaş) veya munda kapitalizmi dönüştürmeyi ve
(insanlara değil çünkü bu ütopyada in-
‘Tu’ (sen) diye sesleniyor ve onu geliştirmeyi becerebilirler. Yine-
sanlar sadece sistemin ürettikleri ürün-
‘Buenos Dias’ (iyi günler) de o çok kötü koşullarda çalışan işçi-
leri tüketebilme güdüsü olan biyolojik
yerine ‘Salud’ ( selam) lere göre bunlar şanslı sayılırlar. Her
sistem olarak tanımlanıyor) yardım
kullanıyordu… ne kadar sistem tarafından çok fazla
edeceklerdir. Kalan boş zamanlarında
da insanlar kendilerini yapay etkin- manipülasyona maruz kalsalar da sis-
liklerle oyalayacaklardır. Burada da temin sunduğu özgürlük ve eğlence-
devreye eğlence sektörü girecektir. den de bunlar yararlanıyorlar. (Burada
Kullanılan çeşitli araçlarla boş kalan gözükmeyen vahşi yüzüdür. Modern yanlış anlaşılmasın sistem kendisine
bu insanların sisteme karşı isyan et- dünyada bir statü sembolü olarak giyi- hiçbir zarar getirmeyecek ölçüde öz-
memeleri için hem eğlendirecek hem len ayakkabıların, kotların, tişörtlerin gürlük alanları açar; yani mevcut alan-
manipüle edecektir. üreticisi Nıke, Dockers, Tommy Hıl- ların ne kadar özgür olduğu tartışma
Bu hayal gücü mü yoksa yaşanılan du- fıger, Reebok, Adidas, v.s. firmaları konusudur.)
rum mu? Şirketlerin çalıştıkları TKY, ucuz işgücü için kurdukları fason fab- Durum böyle olunca kapitalizm karşı-
JIT, yalın örgüt, esnek üretim v.s. yö- rikalarda bundan başka çaresi olmayan tı olmak bir seçim olmaktan çıkıyor,
netim ve üretim şekilleri sıfır stok, sıfır Asyalı göçmenleri sağlıksız çalışma vicdani ve insanlığı ilgilendiren bir
insan gücünü amaçlamıyor mu? Üreti- koşulları, kötü yurtlar ve çeşitli şiddet mesele oluyor. Ütopyamızın kapita-
len ürünler hakkında hiçbir şey bilmi- yolları ile çalıştırmaktadır. Üstelik bu lizm dışında bir yer olacağı kesindir. madan kendi işlerini yönetmeyi arzu- elindeydi. Bunlar hiç kuşkusuz ki
yorken ve kendi üretme imkânımızda insanlara hiçbir şekilde örgütlenme Ancak hayallerimizi bile sınırlandı- layarak, özerkliği gerektiren ve tüm Faistas (FAI üyelerinin) ve CNT mi-
(bilgi yetersizliği, şehirleşme v.s. ne- hakkı verilmemekte; bırak sendika- rabilen sistem içinde nasıl başka bir grupları toplumsal olduğu kadar eko- litanlarının etkisi altında olan sıradan
deniyle) olmadığından tüketmekten laşmayı fabrikada birlikte konuşan dünya istenebilir? Bu dünya üzerinde nomik olarak ta özgür birliklerde bir insanlardı. Faşist ayaklanmayı yendik-
başka bir şey yapıyor muyuz? Zama- iki kişi hemen işten atılmaktadır. Bu çok iyi bir şekilde örgütlenmiş olan ve araya getiren bir bağ (federalizm) ile ten sonra üretimi, dağıtımı ve tüketimi
nımızın çoğu televizyon ya da internet bir anlamda modern köleliktir; yaşa- her yere çok rahat sızıp ona göre ide- bağlandılar. Kapitalist sistemde var tekrar başlattıkları gibi; İspanya’nın
başında geçmiyor mu? mak için efendisinin verdiği barınağa oloji değiştirebilen, kendisini hemen olan rekabete nispetle daha iyi bir şey Franco’nun işgali altında bulunan ke-
Kapitalist bir ütopyada yaşıyoruz bu (yurt), yiyeceğe (ücret), v.s. muhtaç ve dönüştürebilen kapitalizmin giremedi- olan farklı ırklara, dillere ve kültürlere simlerini kurtarmak üzere gönderile-
nedenle kapitalistlerin yaratıcılık ya hiçbir şekilde isyan edememektedir. ği ve hakikatten başka bir şekilde de rağmen dünyayı bir bütün olarak de- cek milisleri de örgütlediler ve gönül-
da hayalgücü dediği şey mevcut dü- Sanırım bir farkla; eskiden efendi top- var olunabiliyormuş dedirten örnekler ğerlendiren karşılıklı yardımlaşmayı lü olarak (onbinleri bulan sayılarda)
zeni değiştirmek değil onun daha raklarında çalışan kölesinin çalışması- bu noktada ilham verici oluyor. Kapi- benimsediler. onlara katıldılar. İspanya işçi sınıfı,
çok güçlenmesi için en fazla mevcut nı sömürdüğünden onun ölmesini ya talizmin örgütlediği tüketici, menfaat- Aracılar olmadan sorunların ilgili ta- kendi toplumsal adalet ve özgürlük
eksikliklerini yada insanlık için kötü da rahatsızlanmasını istemez ve bunun çi, yoz kültürü hayatlarından çıkarmış, raflarca doğrudan çözümlenmesini düşüncelerine dayanacak yeni bir dün-
olabilecek yanlarının (bu yanlarda dozunu ayarlardı. Oysa modern efendi rekabet yerine dayanışmayı, hiyerarşi gerektiren parlamentoyu, hâkimleri, yayı mümkün olan her yolla yaratmak
kapitalistlere göre görecelidir) refor- için bir köle gidiyor, bir başka köle ge- yerine özyönetimi, kölelik yerine or- bürokratik komiteleri, hükümetleri, için kendi hareketlerini yaratıyordu.
taklaşa üretimi yaşatabilen bu insanlar kamu ile ilgili işlerde faaliyetleri red- George Orwell’ın 1936 Aralık sonun-

bir çalışma var ki köleleştirir (“surplus” belgeselinden kareler... kapitalizmin köleleri iş yerlerinde egzersiz yapıyor)
Ahali’nin gündemi 9

ÇÜNKÜ BEN BİR ANARŞİSTİM…


şeydi. Komite, bütün köyü genel bir
Ütopyalar hayata geçirildiği ölçüde anlamlıdırlar. Bu ne- mecliste toplamadan hiçbir önemli ka-
denle hayal edilenler sadece yaşanılacak yere dair değil rarı almazdı. Tüm bunlar harikaydı.”
oraya nasıl gidileceğine dair olmalıdır. Toplumsal cephede, rasyonel okullar,
liberter sağlık hizmetleri, toplumsal
daki devrimci Barselona’ya ilişkin derasyonun temeli yerel meclislerdi: merkezler ve benzerlerini oluşturdu-
sözleri başlayan toplumsal dönüşümün “Her yerellikteki tüm işçiler, yapılma- lar. Mujeres Libres (Özgür Kadınlar)
canlı bir resmini çiziyor: “Her dükkân sı gereken bütün işlerle ilgili olarak, kadının İspanyol toplumundaki gele-
yâ da kafede, kolektifleştirildiğini bil- denetlemek amacıyla haftada iki kere neksel konumuyla mücadele ederek,
diren yazılar asılmıştı; hatta ayakkabı toplanıyorlardı… Yerel genel meclis, binlerce kadına güç kazandırdı.
boyacıları bile kolektifleştirilmiş ve her istasyon ve bağlantı yerindeki ge- İspanya’nın geri kalanını Franco’dan
sandıkları kara-kızıl renge boyanmış- nel işleri yönetmek üzere bir komite kurtarmaya giden gönüllü milisler
tı. Garsonlar ve dükkân çalışanları belirliyordu. Bu toplantılarda, üyeleri anarşist ilkeler temelinde örgütlenmiş-
dosdoğru yüzüne bakıyor ve size eşiti- eski işlerinde çalışmaya devam eden lerdi ve hem erkekleri hem de kadınla-
niz olarak davranıyordu. Hizmetkârlar bu komitenin aldığı tüm kararların ge- rı içinde barındırıyordu. Hiçbir rütbe,
ve hatta şatafatlı hitap şekilleri bile çerliliği, raporları sunmasının ve soru- selamlama ve subay tabakası yoktu.
ortadan kalkmıştı. Hiç kimse ‘Senor’, ları cevaplamasının ardından, bu ka- Herkes eşitti.
‘Don’ ve hatta ‘Usted’ (siz) bile demi- rarların işçilerce onaylanmasına yada Kapitalist devlet kurulan sendikaları
yor, herkes birbirine ‘Comrade’ (yol- onaylanmamasına tabiydi. Komite ve politik partileri aracılığı ile devri-
daş) veya ‘Tu’ (sen) diye sesleniyor delegeleri herhangi bir anda meclis ta- min felaketten başka bir şey getirme-
ve ‘Buenos Dias’ (iyi günler) yerine rafından görevden alınabilirdi; ve De- yeceği ve gelişmiş batı uygarlığında
‘Salud’ ( selam) kullanıyordu… Her miryolları Federasyonu’nun en yüksek demokrasinin tek yaşayabilir keşif
şey bir yana, devrime ve geleceğe yö- koordinasyon organı ise üyeleri çeşitli olduğu fikrini beyinlere işlemiş, on
nelik inanç, birdenbire bir eşitlik ve branşlardaki birlik meclislerince seçi- yıllar boyunca sorumluluğu üstüne
özgürlük çağı açılmış gibi bir his var- len ‘Devrimci Komite’ idi. Demiryol- almışken; CNT devrimin filmlerde ve
tarih kitaplarında anlatıldığı gibi bir
kan banyosu olmadığını aksine insan
soyu için dikkate değer, samimi ve
gerçekçi bir gelecek olduğunu kanıtla- Sivas Ahalisi’nin Kara Çocukları, Bomba Değil Yemek Eyleminde
dı. Üretim gibi insan için önemli faa-
hayatta kalmak için belli bir ücrete önemli varoluş öğesi olan hayal gücü-
liyetlerde ve benzer birçok şeyde ka-
razı olmak için çalışmak ve ihtiyacını nü eyleme geçirmek yapılması gere-
pitalistlere bağımlı olup isyan ettikten
karşılasa dahi ahlaki olarak azla yetin- ken şeydir. Kapitalizm acı ve ölümdür
sonra örgütlenme korkusu yaşayan bu
meyip daha fazlasını elde etmek için ve başka bir dünya mümkündür.
nedenle de her şeyi kabullenen insan-
çalışmak alternatiflerinin içinden kur- Ütopyalar imkânsız yerler değil. Bizi
ların o günlere bakmaları gerekiyor.
tulamamıştır. Eğer ideolojisinin man- kuşatan birçok dayatmadan tek sahip
Ancak kapitalizm için Ütopyayı anlık
tığına (her ne şekil almış ve her ne ad olduğumuz gücümüzü; hayallerimizi
dahi olsa yok etmek için ölüme karşı
altında olursa olsun) bakılırsa aslında birleştirerek kurtulabiliriz.
savaş kaçınılmazdı.
çalışma kapitalizmin üretim sürecine Bizler büyük binaların, tekerlekli ma-
Yaşadığımız bu dünyada dünyanın
katkıdır. Peki, çalışmamak hayal edi- kinelerin ve kalabalık insanların için-
sahiplerinin kendileri ve bizim için
lebilir mi? de yalnızlaştıkça sorduk, sorguladık.
hayal ettikleri ütopyada ve bunun dı-
Bunun gibi fiziksel ihtiyaçlarımızı Neden, niçin, niye? Biz bu sistem
şında yaşanılabilir diğer ütopyalara da
karşılamayı en az çaba ile sağlamamı- içinde olduğumuz, bunun içine doğdu-
ne yaptıkları ortadayken sanırım baş-
za neden olan sistem neredeyse hayati ğumuz için anarşist olduk! Oturmuş,
ta sorduğum soruyu tekrarlamalıyım:
tüm faaliyetlerimizin ideolojisini ken- kendi kendine işleyen ve hala yayılan
Hayal gücümüz nerede?
disine döndürerek bunu beyinlerimize sistemi sorgulamamız bizi kendimizi
Her şekilde bizi kuşatan ve kurguladı-
kazımışken “Çalışmamak, Nasıl yani? sorgulamamıza götürdü. Bu sistemin
ğımız her şeyin onun açtığı bir alana
Nasıl yaşayacağız peki o zaman?” di- içindeki kendimizi gördük ve sisteme
denk düşme tehlikesi olan sistem öz-
yen safların sorularını ve “Her şey ne uymayan aykırı vicdanımızı…
gürlükçü her söylemi alıp içini boşal-
güzel işliyor. Nereden çıkartıyorsun Bir şeylerden rahatsızsak, vicdanımız
tıp kendisine uygun bir şekilde tekrar
bunları. Bütün bunlar boşluktan. Tabi hala biraz sızlayabiliyorsa ve bunu
önümüze yaşama alternatifi olarak
işiniz gücünüz yok, oturup abuk sabuk gerçekten istemiyorsak şunu bilme-
sunarken hayal etmek çok önemli bir
meseleler çıkartıyorsunuz. Tembellik liyiz ki kapitalizm hala hayalleri tam
eylem haline geliyor. Ancak ütopya-
sizin içinize işlemiş, hayat size zor olarak yok edemedi. Bugün sadece
mın bir insanın diğer insanlarla en iyi,
geliyor, para kazanmak zor geliyor.” kaybedecek hayallerimiz kaldı. Tek ve
mutlu ve özgür bir şekilde yaşayabi-
diyen hiçbir şeyi sorgulamamış, içine en önemli gücümüzü harekete geçir-
dı. İnsanoğulları, kapitalist makinenin ları hatları üstündeki denetim devletçi leceği bir yer olması için onu sadece
doğduğu toplumsal yapıyı olduğu gibi meliyiz.
dişlileri gibi değil de, insan gibi dav- ve merkezi bir sistemde olduğu gibi düşünmem, aklımdan geçirmem çok
kabul edip, boş verip yaşayanların iç
ranmaya çalışıyorlardı.”
Katalonya’daki tüm sanayi ya işçilerin
yukarıdan aşağıya doğru işlememek-
teydi. Devrimci Komite’nin böyle bir
da bir anlam ifade etmiyor. Ütopyalar
hayata geçirildiği ölçüde anlamlıdır-
lar. Bu nedenle hayal edilenler sadece
seslerini duyuyorum. Onlara verilebi-
lecek yanıt ya da söylenecek en uygun
Hayal
özyönetimi ya da işçi denetimi altına gücü yoktu. Komite üyelerinin görevi,
ediyoruz
söz; eğer gerçekten adil ve özgür bir
girmişti (yani, ya ilk durumda idare- genel faaliyetleri denetlemek ve de- yaşanılacak yere dair değil oraya nasıl
ütopyada yaşamak isteniyorsa, kapita-
nin bütün yönlerini ele geçiriyorlardı; miryolu ağını meydana getiren farklı gidileceğine dair olmalıdır. Aksi tak-
lizmin bizim için yaptığını söylediği
dirde yine bir kâr etme alanı olan bası-
öyleyse
ya da ikinci durumda ise eski idareyi hatları koordine etmekle sınırlıydı. her şeyi reddederek kendi fikir dünya-
denetliyorlardı.) Bazı durumlarda bü- Toprakta onbinlerce köylü ve günlük mevlerinin elinde ütopik (onlara göre
mızı ve bunun hayattaki örgütlenmesi
tün bir şehir veya bölge ekonomisi kırsal tarım işçisi gönüllü, özyönetime yaşanılması imkansız yer) bir eser ola-
hayal edilmelidir.

varız!
bir kolektifler federasyonlarına dö- sahip kolektifler meydana getirdi. Bir rak kitapçılardaki yerini alabilir!
Ütopyanın olması imkânsız yerden
nüştürülüyordu. (Katalonya, Aragon, üyenin ifade ettiği üzere; “Bir kimse- Bunun için (yine çalışma yaşamından
çıkması için kapitalizmin sunduğu va-
Valencia’daki demiryolu hatlarını nin düşündüğünü söyleyebildiği, eğer doğru tartışırsak) öncelikle ‘çalışma’
roluş (aslında var olamayış) alanlarını
idare etmek üzere oluşturulmuş olan) köy komitesi yetersiz ise bunu ifade üzerine düşünülmelidir; ilkel köle-
reddetmek (okulu bırakmak, askere
Demiryolları Federasyonu örneği ti- edebileceği özgür bir toplumda, bir lik, modern kölelikteki pürütan çalış-
gitmemek, fabrikada üretimin aksa-
pik bir örnek olarak verilebilir. Fe- kolektifte yaşamak… harikulade bir madan hedonist ve narsist çalışmaya
masını sağlamak v.s.) ve aslında en
evirilen çalışma etiği hiçbir zaman

bir çalışma vardır ki o kölelik zincirlerini parçalar (İspanya anarşist devriminden kareler... insanlar özgür olarak ve gönüllülük ilkesi temelinde üretiyor, bölüşüyor)
10
Mülteci’nin Laneti!
1. sayfadan devam...

Kitlesel bir fenomen olarak mülteci- mızla, pasaportlarımızla varolabildiği- eli kanlı suçlular. Bu durumu aslında ne olacağını bekleyerek bu kamplar- yapıp, sığınma talebinde bulunuyor ve
ler I. Dünya Savaşı sonrasında Rus- miz, varlığımızı kanıtlayabildiğimiz bir değişen terimlerde de izlemek müm- da geçirir. Taleplerinin kabul edilmesi 3. bir ülkeye gönderilmeyi burada bek-
ya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı dünyada artık yoklar. Onlar artık vatan- kün. Resmi belgelerde, başvurularda için gerekli koşullar oldukça ağırdır liyor. Türkiye’ye 2002–2006 yılları ara-
İmparatorluğu’nun yıkılması ile orta- daş değil ve insan olmak iktidarların “sığınma isteyen” terimi “mülteci” ile ve gittikçe de ağırlaşmaktadır. Neden sında toplam 15.556 kişi iltica-sığınma
ya çıktı. Ayrıca ulus-devlet modelinde muhasebesinde “vatandaş” olmakla yer değiştiriyor. Sığınma isteyen pasif, kaçtıklarını kanıtlamaları gerekir, daha başvurusunda bulunmuş, bunlardan
yeni kurulan devletlerde de Yugoslavya ölçüldüğünden, insan da değiller! Çün- rica eden bir konumdayken mülteci teh- doğrusu karşılarındakileri inandırma- 7.212 kişinin talebi kabul edilmiş ve
ve Çekoslovakya gibi, %30 oranında kü insan hakları dediğimiz aslında ne dit veya yoksunluktan dolayı bir yerden ları. Çünkü haklarını hukuklarını tayin 3. ülkelere yerleştirilmiştir. 762 kişinin
azınlıklar vardı. Savaş sonrası kurulan idüğü belirsiz, muğlâk, içi boş kavram kaçışı temsil ediyor. Sığınma isterken etmek için kendileriyle ilgili yapılmış başvurusu reddedilirken 6.061 kişi ha-
Milletler Cemiyeti’nde konu devletler bu ulus-devletler çağında vatandaşlık- eylem tam anlamıyla gerçekleştirilmiş olan yasalarda, sözleşmelerde göçün len başvurularının sonuçlanmasını bek-
arasında ikili düzeyde çözülecek bir la tanımlanıyor ancak. Vatansızlaştık- sayılmaz, bir ricada bulunulmuş ve ce- nedenleriyle ilgili ayrımlar yapılmış- lemektedir. Ayrıca Türkiye’de yakala-
olgu olarak ele alındı. Birkaç yıl sonra ları nokta da artık kullanabilecekleri, vabı beklenmektedir ama mülteci eyle- tır. Hayati tehlike söz konusuysa belki nan yasa dışı yabancı kişi sayısı son 5
Almanya’daki ırkçı yasalar ve İspanya talep edebilecekleri bir insan hakkı mi gerçekleştirmiştir, kaçmıştır. Her ne kabul edilebilirler ama yoksulluktan yılda toplam 309.683’tür. Aynı zaman-
İç Savaşı da yeni bir mülteci dalgası yok. Evet, yoklar ama fiziksel varlık- sebeple olursa olsun insanların kendi kaçıp geldilerse adları “ekonomik göç- da, 1980–1999 yılları arasında 579. 510
yarattı. II. Dünya Savaşı ve yayılan fa- ları inkâr edilemeyecek bir gerçeklik, kafalarına göre hem de kalabalık bir men” olur ve kabul edilmezler eğer kişi Türkiye´den kaçarak başka ülkeler
şizm dalgası da milyonlarca insanın yer devletler için. Çizilmiş sınırların içine, halde bir yerden bir yere hareket etme- göç etmeye çalıştıkları devletin böyle nezdinde sığınma aramış, bu hali ile
değiştirmesine sebep oldu. 1944- 1951 onlardan izin almadan girmiş, sınırları leri kabul edilebilir bir durum değildir. bir talebi yoksa. Bu yüzden de doğru dünyada hatırı sayılır mülteci nüfus-
yılları arasında 20 milyona yakın insan ihlal etmiş olan milyonlarca insan.. Bir larından birisi olmuştur. Genel ola-
başka topraklara göçtü. Bu atmosferde, şeyler yapmak gerekiyordu. Bu insan- rak baktığımızda ise Uluslararası Göç
savaş sonrasında, 10 Aralık 1948 tari- lar farklı renkleri, dilleri, kültürleri, ta- Örgütü’ne göre dünya nüfusunun %3’ü
hinde İnsan Hakları Evrensel Bildirge- rihleri ile birer tehdit çünkü. Sınırdalar, göç halinde ve bu da yaklaşık olarak
si (İHEB) yayınlandı, buna dayanarak ulus devletin üzerine kurulduğu mit- 191 milyon insan ediyor. Bu göçmenler
Birleşmiş Milletler sözleşmeleri ve leri yıkıyorlar, Agamben’in deyişiyle içinde ise sadece 30–40 milyon kişi ka-
Bölgesel İnsan Hakları Sözleşmeleri insan ve vatandaş, doğum ve milliyet çak göçmen ve 8,4 milyonu da mülteci
oluşturuldu. İHEB’nin 14. maddesin- arasındaki kimliği yıkarak egemenli- statüsü taşıyor.
de temel bir insan hakkı olarak sayılan ğin özgün kurgusunu krize sokuyorlar. Bu, arka arkaya sıralanan rakamlar, is-
“iltica hakkına” ilişkin Mültecilerin Ulus-devlet denilen mefhum ezelden tatistikler yaşananların gerçek yüzünü
Hukuki statüsüne dair BM Sözleşmesi beri vardı ve ebediyen olacaktı. Sınır- saklıyor aslında; çünkü her mülteciyi
1951 yılında Cenevre’de kabul edildi. lar haritalar üzerinde çizilirken aslında sadece bir rakama indirgiyor ve yaşa-
Bu sözleşme halen günümüzde de il- bizim kafalarımızda çiziliyordu. Bize nanlara dair sadece uzaktan bakmamı-
tica/mülteci hukukunun temel belgesi güvenlik sağlayan, kimlik kazandıran, zı, belki bir iki kere tüh tüh vah vah de-
olarak kabul edilmekte. Aynı şekilde bu varlığımızı anlamlı kılan sınırlardı on- memizi sonra da unutmamızı sağlıyor.
dönemlerde Avrupa dışında da kitlesel lar. Dışarıdakiler, korkunç yaratıklar Ama altında yatan hikâyeleri hiç bir za-
nüfus hareketleri görülüyordu. Ruanda kimliğimizi ve bizi tehdit eden, sanki man öğrenemiyoruz. Ya mülteci kamp-
ve Tanzanya´daki Mozambikli mülteci- her an bozulacak bir büyü içinde yaşı- larına kapatılıyorlar ya da etnik azınlık
ler, Hindistan´daki sayıları 10 milyonu yoruz aslında ezeli ve ebedi olduğuna oluyorlar. Bir etnik azınlık diğerinden
bulan Bengalli mülteciler, Vietnam ve inandığımız bu sınırlar içinde. nefret eder hale getiriliyor. Nefret edi-
Kamboçyalı mülteciler, İran devrimi len, korkulan insanlar olarak, korku-
sonrası ülke dışına kaçan rejim muha- Evet, bir şeyler yapmak gerekiyordu. Bir kere coğrafi iş bölümü denilen bir söyleyip söylemediklerinin anlaşılma- yu tanıyan bilen insanlar olarak kendi
lifi mülteciler, 1979 yılında yaşanan iş- Devletler kendi bünyeleri içinde ya da şey var değil mi? Sermaye küreselleşi- sı için kendileriyle ardı ardına müla- aralarında da bir diğerine karşı korku
gal girişiminden sonra Afganistan´dan diğer devletlerle ittifak halinde birçok yor ama emeğin olduğu yerde kalma- katlar yapılır. Bu ağır koşullar altında yaratılıyor. Biraraya gelmemeleri, daha
kaçan 6 milyon mülteci (ki hala bir kuruluş oluşturdu bu gittikçe büyüyen sı kontrollü bir şekilde hareket etmesi yaptıkları her şey de suç kabul edilir, büyük bir tehdit olmamaları, yaşadığı-
kısmı bir türlü bitmek bilmeyen iç sa- sorunu halletmek için. Bunlar zaval- gerekiyor. II. Dünya Savaşından sonra kamplardan izinsiz ayrılmaları, para mız toplumu, değer diye bildiklerimizi
vaşlardan ötürü ülke dışında kalmaya lı, biçare mültecilere yardım etmek yerle bir olmuş Almanya’ya işçi olarak kazanabilmek için çalışmaları tahmin sorgulamamıza neden olmamaları için.
devam etmektedir), Körfez Savaşın- için çırpınıp duruyorlar ama pek tabii gidilebilirdi büyük kalabalıklar halinde edilebileceği gibi ağır şekilde cezalan- Çünkü yaşadığımız dünya da değişiyor.
dan sonra Irak´tan kaçarak İran´a sı- ki politik bir duruşları yok devletlerin ya da Avustralya’ya Kanada’ya vasıf- dırılır ya da öldürülürler tıpkı Festus Bugün kamplarda kalanlar, hayatlarını
ğınan 1,3 milyon, Türkiye´ye sığınan kendi elleriyle yaratılmış kuruluşlar lı işçi olarak ama onlar istemeden bir Okey gibi ya da isimlerini bilmediği- sadece biyolojik olarak dahi devam et-
460.000 Kürt mülteci, Bosna-Hersek olarak varlar. Bu halleriyle, mülteciler yerden bir yere hareket etmek pek de miz binlerce insan gibi. Hatta örneğin tirmek için çırpınanlar mülteciler ama
hoş değil! Coğrafi iş bölümünün altını İngiltere’de özel güvenlik şirketleri yarın böyle olmayacak. Ezeli ve ebedi
oymaktır bu ve küreselleşen sermayeye tarafından işletilen göçmen tutuklama bildiğimiz ulusumuzun devleti biçim
bir tehdit oluşturur. merkezlerinde, kamplardakinden bile değiştirmeye devam ettikçe ulus, vatan
zor şartlarda tutulurlar. Bunca yaşa- dolayısıyla da vatandaşlık üzerinden
Bu tehdide karşı devletler mültecilerin nan şeyden sonra pek çoğunun sığınma tanımladığı bütün değerler de aşınacak.
nerede yaşayacaklarını seçme hakkını, talebi yeterince inandırıcı bulunmaz, Bugün mülteciler üzerinde uygulanan
paralarını nasıl harcayacaklarına karar reddedilir, sınır dışı edilirler, ülkelerine kontrol yöntemleri yavaş yavaş bütün
verme hakkını bile ellerinden alıyor. geri gönderilirler. topluma yayılacak. Toplumsal, tarihsel,
Örgütlenmiş, politik olarak etkin grup- kendini kurmaya, arzusunu gerçekleş-
lar halinde bir araya gelmelerini engel- tirmeye çalışan bir özne olmaktan çok
lemek için ya da bu şekildeki grupları hayatını sürdürmeye, hayatta kalmaya
dağıtmak için mülteciler ülke genelin- çalışan birer emek-gücü olacağız. Bu
deki küçük, daha saldırgan şehirlerdeki yüzden de mücadele ederken de çıkış
kamplara dağıtılır, çalışma izinine ise noktamız zavallı, biçare mültecilere
zaten sahip olamazlar. Çoğunu BM’nin vatandaşlık verilmesi, vatandaşlığın
desteklediği bu kamplarda ancak yar- nimetlerinden yararlanmalarının sağ-
dımlarla hayatta kalabilirler ya da ka- lanması değil her yerde mülteci öz-
çak işler yaparlar ama kaçak çalıştıkla- nelliğinin yaratılması olmalı; çünkü
rı bilindiği için çoğu zaman paralarını mülteciler beden üzerinden kontrol
da alamazlar. Genellikle muhafazakâr mekanizmalarının yaratılmasına, biyo-
olan, kendi içine kapalı ve dışarıdan lojik hayat ve politik hayat arasında bir
ve Kosova´nın bir çok ülkeye sığınmış açısından hükümsüz kurumlar. Sadece gelenlere karşı düşmanca tavırlar ser- çelişki yaratılarak bunun üzerinden ik-
nüfusu ve Sudan’ın Darfur Bölgesinde belirli kişiler ya da olaylar bağlamında gileyen bu şehirlerde zaten sürekli bir tidar politikaları geliştirilmesine karşı
yaşanan krizden ötürü bir milyonu, ön- verili durum içindeki sorunları çöz- tehdit altındadırlar, bir korku içinde ya- duruyor. Sınırdışı edilmeler sırasında
cesinde ise güneyde dört milyonu aşkın mek, yardım toplamak ya da dağıtmak, şarlar. Okula yeni başlayan ya da devam gerçekleştirilen müdahalelerden sınır
yerinden edilmiş insan. mülteci kampları kurmak ya da kuru- eden çocuklara kimliklerini gizlemeleri kamplarına, mülteciler için işgal evle-
lu kamplardaki durumları iyileştirmek tembihlenir çoğu zaman, özellikle de ri kurmaya, mali destekte bulunmaya,
O tarihlerden bugüne milyonlarca insan üzerinden çalışıyorlar. Mültecinin kim dinsel kimliklerini. Bir kısmı daha rahat sağlık hizmeti almalarını sağlamaya
sınırlar arasında, hep sınırlarda kalarak olduğu, neden mülteci olduğu, o sınır- kabul görmek için dinlerini değiştirir. kadar dünyanın farklı yerlerinde bugü-
onları tanımlamış, onlara bir kimlik lar içinde yaşayan başka herhangi bir İngiltere’de örneğin mültecilerin nakit ne kadar birçok yöntem geliştirildi ve
vermiş vatanlarından kaçarak vatansız- insandan ne farkı olduğu, eğer farkı para kullanması dahi yasaktır sadece gelişitirilmeye devam ediyor ve geliş-
laştılar ve başka vatanlara ayak basma- yoksa neden böyle bir durumda yaşa- kendilerine verilen biletlerle alışveriş tirilecek. Önemli olan bu sisteme, dev-
ya çalıştılar, bastılar, birçokları öldü ve mak zorunda bırakıldığı ve devlet ile yapabilirler hatta para üstü olarak bile letlere rağmen yeni bir hayatı bugünden
ölmeye devam ediyor. Vatandaşı olduk- mülteciler arasındaki ilişkinin ne oldu- nakit para alamazlar. Böylece sadece Milyonlarca insanın yer değiştirdiği, de- burada hep beraber örgütleyebilmek.
ları devletlerin verdiği pasaportları ve ğu gibi sorulara verilecek bir cevapları biyolojik varlıklarını devam ettirebi- ğiştirmek zorunda kaldığı bu coğrafya-
kimlikleri yok çoğunun yanında. Onlar, yok. Devletler ve kuruluşları sorunlarla lecek maddelere ulaşmaları sağlanır. da Türkiye geçiş yolu işlevi görmekte.
artık kendilerini tanımlayan bir kim- başa çıkmakta başarısız oldukça polis Varlıkları biyolojik bir varlığa indirge- Cenevre Sözleşmesi’ni imzalamış ama ilkay
likten yoksunlar ve isimlerimizin, ai- ve yardımsever kuruluşlar daha fazla nir, toplumsal, tarihsel bir özne olarak coğrafi çekince koymuş olan Türkiye,
lemizin, soyumuzun sopumuzun kayıt- devreye giriyor. Mülteciler kendilerini kabul edilmezler ki birçoğu biyolojik doğudan gelenlere mülteci statüsü ver-
larının tutulduğu, soyumuz sopumuzla kabul etmeyen bu yeni topraklarda ya olarak hayatlarını devam ettirebilecek mezken sadece batıdan gelenlere verir
bağlı olduğumuz bir ulusun devleti acınıp şefkat gösterilecek zavallılar ya olanaklardan dahi yoksundur. Sığınma ki yasal bir prosedür olmasına rağmen
tarafından bize kendisine bağlılığımızı da sürekli sorun yaratan, suç işleyen ıs- talebinde bulunduklarında sonuçlan- fiiliyatta onlara da vermez. Bu yüzden
ispatlamak için verilen kimlik kartları- lah edilmesi gereken korkunç, tekinsiz ması yıllarca sürer ve onlar bu yılları de insanlar genellikle Türkiye’ye giriş
Ahali’den mektuplar 11

Ahali’nin notu: Ahali’nin Kara Çocuklar’ından Gazetemiz için yazı madan söylenmiş kekremsi kelimeleri olan her bir parçayı söküp alan, ka- Bir de, yalnız değilsin. Hiç yalnız kal-
istediğimizde elimize bu iki yazı geldi. Birbirinin yazısından haberi daha çok ve ölümüne seveyim diye ve tillerin, zalimlerin dünyası işte! “Ya- mıyorsun. Aynı yaşam ağrısında kıv-
olmayan arkadaşlarımızın bu kadar benzer hisler taşıması bizi şa-
şırtmadı aslında. sevindirdi. iki yazıyı da yayımlamak istedik. bir gün bazı kelimeler için öldürmem şam” da tıpkı özgürlük gibi uykusuz ranan birçok kimse oluyor etrafında.
ya da ölmem gerekebileceği için haki- bırakan kelimeler sözlüğünden… Sen onların etrafında… Bir bakıma

Anneye ve babaya
lerin çekildiği, erkeklerin tek sıra hiza Yaşamı örgütlemek, kulağa çok güzel başka bir aile kuruyorsun yani. Ken-
edildiği nizami bir mecraya akmam geliyor. Denedik biliyoruz. Bu uğurda din kuruyorsun. Kendin seçiyorsun.
istendi. Bu istek için geç kalındığını, kendini adamak da güzel. Biliyorsun: Özgür seçim bu işte! Esasında seçmek
Varlığınıza ve varlığıma anlam ver- durumlarda ev’in dışında, kendisine içimde dilime akıp söylemek için de- Belirsiz ve muğlâk bir geleceğe tahvil denilen eylem, İki verilmiş, yaratıl-
meye uğraşmadığım o sığ ve güzel “insan” olduğu için değil, insan’ın lirdiğim başka bir kelimenin bekledi- etmediğin bir devrimin ta kendisini mış seçenek arasından birini seçmek
günlerde, dizlerinizin dibi benim için kadın yanından olduğu için sonradan ğini bilmiyorlardı. Hiçbir zaman (ve yaşıyorsun. Bununla kalmayıp onu ör- değil. Kendi talebini bulmak ve onu
vaha gibiydi. Üstelik o zamanlar, ya- kazandırılan sağaltma işlevini yerine henüz) haki ya da hakiye çalan, pek gütlüyorsun. Hayatın anlamı, diye he- yaşamak... Bunu böyle bilenlerle ku-
şamış olduğuna bugün şüpheyle yak- getiriyordu. Anne’nin, yeryüzünde bir şey giymedim. Kelimemi fazla der etmiyorsun kendini. Sana gösteri- ruyorsun yeni aileni. O yeni olanlar,
laştığım, Freud diye bir insanın ilişki- o’na ait, biz çocuklarından başka hiç- bekletmedim. İlk babaya söyledim. len, seçmediğin bir mana kırıntısının Sana bilmeden, senin iyiliğin için ol-
mize soğuk baktığını da bilmiyordum. bir şeyi yoktu. Benim annem, babamı Sevmedi. Anneme söyledim. Sevdi. ardı sıra yürümüyorsun. Bu dünyayı, duğunu düşündükleri, sistemin eğreti
Bu bilmezlik hali içinde sonraları, hiç hiçbir zaman çocuklarından, mesela Tekrarladı. Bir benzerimi bulup ona yani var olanı, içine doğduğun zalim- buyruklarıyla gelen kendi ana baba
yüksünmeden sevginin en pür hali benden daha fazla sevmedi ve bunun söyledim, yankılandı: Özgürlük... liği, bir önyargı olarak kabul etmiyor- ve kardeşlerinden, daha fazla sevmi-
diye niteleyeceğim beraberliğimizi sebebini de hiç merak etmedi. Güzel kelimeydi ve birilerinin uyku- sun. Orduları, kullandıkları silahları yorlar belki ama onlara güveniyorsun.
inançla sürdürüyorduk. Hiç şüphesiz Ben, diğer birçok benzerim gibi, ile- larını kaçırıyordu. ve onları kullanan adam ve kadınları, Onları da ananın ve babanın mecra-
birlikte olmalıydık. Bunun için inanca ride ihtiyacım olacağı varsayılan bil- keskin ve mutlak birer gerçek olarak sına akıtıp yaşıyorsun. Buna bir gün
ya da belirlenmiş bir tutkuya ihtiya- gileri edinmek için, o zamanlar içinde İçinde babanın annenin ve muhtelif görmemeyi öğreniyorsun. Yani top- gerek kalmayacak. Örgütlediğin tam
cımız yoktu. Tekinsiz yanları görmez- olmaktan hoşlanmadığım okul adı ve- kardeşlerin yaşadığı ev bugün çok rak, başka bir kelimeye dönüşmüyor. da bu!
den gelinen diğer steril ilişkiler gibi rilen bir binayı her gün ziyaret etmek uzak. Ev’in sıcak, güvenli iklimi, Sınır çizgilerinin sadece katillerin
kendimize ikame ettiğimiz ve adına zorundaydım. Her ne kadar kafamın annenin dizinin dibi, babanın kaba muhtevasına kertildiğini anlıyorsun. Geriye, seni doğurana, seni büyütüp
Ev dediğimiz o ılımlı evren’in dışı içinde başka bir dil dönüyor olsa da ve çekingen sahipliği ve sevgisi çok Nerede yaşaman, ne yaşaman gerek- seni sağaltan her insana, özgürlük çağ-
bizim için sadece adım atılmayacak öğrenmek zorunda olduğumu anla- uzak. Aile uzak. Benimle aynı zaman tiğini sana söylemek için çizilmiş rını dillendirmek kalıyor. Onlar senin
bir mecraydı sadece. Ev’in dışı, Ev’in dığım bir dilde her gün aynı melodi diliminde yaşayan genç erkekler ve şekli bozuk uzamsız geometri onlar. için öngörülen, tek makul şeyi ister-
içini sakil ve sürdürülebilir kılmak eşliğinde ama bilindik ve kulakta gü- kadınlar gibi değilim. Belki de tasta- Hakikati anlıyorsun. Onun için ölmek ler, senin iyiliğini... Zira sorun senin
için yürütülen etkinliklerden ibaretti. zel diyebileceğimiz melodilerden çok mam onlar gibiyim. Bize anlatılanlar, değil onun üstünde yaşamak istiyor- iyiliği ise eğer, sen “böyle” iyiysen
Örneğin baba ev’in dışında çalışır ve uzak bir tad bırakan başka melodiler beynimizin kıvrımlarından akıp içi- sun. Aşk diye binlerce kere terennüm eğer, geriye kalan tek şey onlar için
ev’in besin, ısınma, yerleşke oluştura- duyuyorduk. Beş yaşından beri her sa- mize doldurulanlar. Biliyorsunuz, on- edilen o afakî kelimeyi, asla ama asla, de aynı yaşamı örgütlemek, aynı iyili-
cak donanım’larını edinmek gibi me- bah and içmiş, her Cuma eve gitmeye lar yabancı ve mesafeliler. Yaşamın, iktidarın insafına bırakmamaya, onu ği öngörmek kalıyor. Romantik değil
talar için para adını verdiğimiz başka bir adım kala hiddetle marş söylemiş, kımıldayan, nefes alan, değişen hüc- kurumsallaştırıp adına “sistem” dedi- mi? Utanıyorsun. Tarih, hunharlık ve
bir metayı edinirdi. Baba’nın bu son biti kanlanınca kulağı çekilmiş her ço- relerinden köklerinden, mutluluk, öz- ğimiz ve bu yayının diğer sayfalarında cinayetler ve iktidar yoluyla, seninle
metayı edinmesi için, gününün sekiz cuk gibi ben de andı yalandan, müziği gürlük ve huzurdan uzak, keskin ke- ne olduğunu anlatmağa uğraşacağımız savaştı. Ruhunla, atalarının ve doğa-
saatini dışarıda geçirmesi gerekiyor- gürültüden, babamı öğretmenimden limeler… Ölümcül kelimeler. Babam çarkın içine atmıyorsun. Sen ve senin nın özüyle savaşarak alıp söktü güzel
du. Baba’nın çalışması ev’in içinde ayıramaz olmuştum. Bizi kurtardığını yıllarca sadece yemek ve barınmak gibiler ne istiyor ona bakıyorsun. Onu olan her şeyi. Bir iki makul kelam et-
kendisini anneye göre daha az görme- hiç söylemeseler bile, o gri ve öldür- için çalıştığında ben de ordaydım. yaşamaya gayret ediyorsun. Devlet’in mek enayilik… öyle mi? Değil. Öyle
mizi sağlıyordu. Bu yüzden biz evin gen binanın her yerinde resimleri asılı Oysa babamın ataları, bizim ataları- senin diğeriyle kurduğun ilişkiden değil. Yeniden keşfedeceğiz eski iyi
geri kalanları, durumu kendimizin olduğu için sadece bizi değil dünyayı mız, babama ölümüne çalışmayı da- daha ötesi olmadığını belliyorsun. şeyleri. Mücadele bu. İsyan bu. Dire-
ve daha çok annemizin lehine yadır- kurtardığını tahmin edebileceğimiz yatan bu iğreti dünyanın iktidarları Onun buyruklarını kendininkilerle uz- niş bu. Yaşam bu. Bizi buraya kadar
gamayı hiç akıl etmedik. Baba, bizi bir adamı seviyordum. Babam, öğret- henüz yokken, onlar, yemek için ça- laştırmak değil yaptığın, yaşamın, do- getiren, çağrımızı annemizin dizle-
beslemek istiyordu. Çünkü Baba, bu menim, başbakan, bana siyah zeytini lışmak zorunda değildi. Boyunlarını, ğanın tasarrufusun, böyle bilip böyle rine sermek ihtiyacı hissettiren şey:
iş dışında küçük çocukları ve “her borca vermeyen bakkal, genç kızlara babamın deyimiyle, yok pahasına ve yaşamak istiyorsun. Üstelik bu ada- insanlığın macerasında değişmeyen,
zaman onun olan” eşi dışında pek tenasül organını gösteren Deli Zülfo, sadece hayatta kalmak için kör bıçağa yış, kendini ve seni sen yapan bütün o savaş meydanlarından, ruhun dirhem
bir meşgaleye sahip değildi ve hiç- “sev” diyordu. Seviyordum. Çaresiz dayamadılar. saf ve basit dünyanı yadsımadan, ger- dirhem ölümünde arta kalan tek şey:
bir zaman da olamayacaktı. O, hayal sevmenin çare olabileceğini öğrendi- Bir “geçmiş mutlu günler” güzelle- çekleşebiliyor. Kendini büsbütün ken- özgürlük. Annem ve babam için ve
kurmuyordu. Hayal kurmak bir yana ğimde geç olmamıştı ama güç olacak- mesi değil bu anlatılanlar. “Eski gün- dine adıyorsun. Diyorsun ki, birimiz elbette bütün anneler babalar ve kar-
hepimiz için bir benzerinin çizildiği tı. Baba, bu sevgi ve sevgisizlik baladı ler” gibi bir kıstasımız olmasa bile, bile özgür değilsek hepimiz tutsağız. deşler için
o dehşet çizginin dışına çıkmayı tek için, kayıtsız kalmayı tercih etmişti. gözümüzü biraz daha açarak dünyaya Tutsakların içine, seçmediğin ama
bir gün bile hayal etmemişti. Hayal Benim için ise birkaç kelime daha öğ- bakınca anlıyoruz: karşılığı “bu” de- sevmekten başka bir şey yapmadığın
kurmak annenin, annenin hayalleri- reneyim, babama, öğretmenime, baş- ğil yaptıklarımızın. Olmamalı. Daha anneni, babanı ve sair kardeşlerini de
ni bize payanda etmek ev’in dışının, bakanımıza biraz daha benzeyeyim fazlası için daha azını yapmak yeter. koyuyorsun.
işiydi. Anne’nin ev içinde ve gerekli diye doğmadan ve haliyle bana sorul- “Bu” dediğimiz içimizde yaşamsal Abdülkadir Çiçek

özgürlük
itaatsizlikle başlar
Çıplak, mülksüz ve borçsuz doğuyo- tiliyor her şey. Bunların hepsi nasılda
ruz hepimiz. Tanımadığı bir diyarın istendiği gibi, hafı- zamızda yer bulu-
orta yerine, tam da oralı olarak. Bizi yor. Bunun da bir formülü var elbet.
biz yapanları ediniyoruz sonra. Bizi Zannedildiğinden çok daha basit ve
biz yapanlar öğretiliyor. Bizi biz ya- insanlık tarihi boyunca hangi biçimde
panların neler olduğuna bizim dışı- var olmuş olursa olsun, her türlü otori-
mızda birçok kişi, birçok kurum karar tenin kullandığı bir formül: İtaat. Her
veriyor. Mesele de burada başlıyor. şeyden önce itaat etmek öğretiliyor
Peki neler öğretiliyor bizlere. Anne, bizlere. Her şeyden önce ve her şey-
baba demek, terbiyeli olmak, kurallara den çok.
uymak, büyükleri saymak, küçükleri Ailemizde tanışıyoruz itaatle. Bizi biz
sevmek. Sonra öğretmenin vurduğu olarak gören değil, kendilerinin çocu-
yerde gül biteceği öğretiliyor ve ga- ğu olarak gören anne- babamızda. Bizi
rip bir sentezle, yani dayak üzerinden dünyaya getirenler olarak itaat bekli-
çiçek sevgisi aşılanıyor. Okumak iste- yorlar bizden. Onların çocuğu olduğu-
diğimiz okullar, resmi tarih, yapmak muzu unutmadan.
istediğimiz meslek, evlilik ve evlen- Bizim yaşlarımızda yüzlerce çocuğun
mek istediğimiz kişi. Neyi isteyeceği- sırada beklediği bir bahçeye bırakılı-
miz öğretiliyor bizlere. Ne zaman otu- yoruz bir gün. Beton bir yapının bütün
rup ne zaman kalkacağımız, ne zaman soğukluğunu taşıyan, koca koca du-
gülüp, ne zaman susacağımız ve hatta varları ve küçük pencereleri olan bir
ne zaman susayacağımız öğretiliyor. binanın dışında duruyoruz. Bir büstün
Sonra bayrağın, vatanın ne olduğu, önünde konuşma yapan ve geldiğimiz
bunların nasıl sevilip, nasıl sayılması yerin bizim ikinci evimiz olduğunu
gerektiği ve bunlar uğrunda ölmek öğ- söyleyen bir adamı ya da kadını din- bir kadına dönüşüyorlar. Koridorların- Kravat ve takım elbiseyle tanışıyoruz her tokadın yerinde. Derslere sarılma-
retiliyor. Ve egemen ideolojinin dayat- liyoruz. Birilerinin daha çocukları ol- da yürürken daha da küçüldüğümüz sonra. Çoktan öğrenmişiz baba eve mız isteniyor dört elle. Emeklerin zayi
tığı her şey uğrunda ölmek öğretiliyor duğumuzu öğreniyoruz orada. Yüzler- o yapının bahçesinde, o bahçeye ilk gelince nasıl davranacağımızı. Artık edilmemesi için itaat hatırlatılıyor
bizlere. ce kardeşimizle beraber öğreniyoruz girdiğimizde gördüğümüz o büstün hak etmişiz önlükleri çıkarmayı. Eğer çeşitli dillerde. Gene saygı duruşları.
Yaşam ile ölüm arası bu kadar kısal- sonra, bunun aslında koca bir yalan önünde, saygı duruşunu ve ölülerden doğduğumuz zamanki kadar mülksüz- Evdeki babanın ve daha büyük babala-
tılıyor bizim için. Hiç düşündük mü, olduğunu. Ve bize çocukları olduğu- medet ummayı öğreniyoruz. Ali topu sek, bir beden büyük alınıyor ceketler. rın önünde. Adım başı büstü dikilen en
belki de hayat bu yüzden bu kadar da muzu söyleyenler, on yaşındaki bir atıyor, bir diğeri tutuyor. Zaman 2x2 Kıyafet ve uzayan boyumuz dışında büyük babaların önünde.
sıkıcı ve yaşanması zor. çocuğa bazen tebeşir, bazense ayakka- ile geçiyor. Çoktan öğrenmişiz 2x2 nin her şeyin aynı olduğu bir yolda yürür-
Peki ya nasıl bu kadar kolay öğre- bı fırlatan bir adam, bazen saç yolan 4 ettiğini. Parmaklarımızla saymaya ken, tokatlar daha bir sağlam inmeye (devamı 12. sayfada)
fırsat bulamadan. başlıyor, güller daha bir dikenli bitiyor
12
Özgürlük itaatsizlikle başlar
hayaleti (hep aynı davranışa, eğilime,
11. sayfadan devam...
düşüncesizliğe sevk eden ideolojile-
Zaman geçiyor. Kaldırım taşları, sine- Bunca itaatin ortasında özgürlük deyip ri) insanları, düşe, gidilmeyen yere,
ma önleri, aldığımız hava değişiyor. de gene tek parça kalabildiysek, yıllar bulutlardaki mutluluklara, yapıntı
Yaşımız değişiyor. İtaat değişmiyor. önceki gibi gene bir sürü kardeşimiz- hayallerin mutlak yalanının içine sü-
Kalın duvarların içinde ve dışında, le beraber bir bahçeye bırakılıyoruz. rükler. Bütün imlerin onu gösterdi-
önünde ve arkasında itaat bekleniyor Gene birbirimizin aynısı olarak. Kar- ği ve görünürde olanın görünürdeki
gene bizlerden. Reşit oluyoruz bir ara. şımızda biri konuşuyor. Omzunda yıl- birlik ve beraberliği, kendi yalanı-
Erkekler için geneleve gidebilmekten, dızlar var. Yanında birkaç kişi daha. nın gerçeğine yaptığı göndermeyle
kızlar için hayırlı kısmetten başka işe En çok yıldızı olan en kabarık duruyor. aynı zamanda yalanın olduğu kadar
yaramıyor. İtaat bekliyor hayırlı kıs- Gökteki yıldızlara bakmak geliyor içi- gerçeğin de, gizliliğin olduğu kadar
metler. Kadının töresine yakışır itaat. mizden. O an esas duruş diyorlar. Ve da açık-seçikliğin eşzamanlı anlatı-
Devletle tanışıyoruz sonra. Yaşadığı- en yıldızlı olan bir başka babamızmış. mına dayanır: bu nedenledir ki artık
mız ülkeyle ilgili vereceğimiz en ya- Bütün kardeşlerimizle beraber orada dramatik olmayan hayatın amacı ve
sal karar olan oy kullanma eyleminde. öğreniyoruz. Ve gene bir zaman son- aracı olan gösteri oyununun heyecan
Eylem kelimesini kullanmamayı ve ra anlıyoruz, bunun da koca bir yalan kazandıran, haz veren, hiçbir muzaf-
hangi partiye oy vereceğimiz öğreti- olduğunu. ferliği yoktur: Fakat anlamın hakim
liyor bizlere. Ve devletin baba olduğu Yatıyoruz, kalkıyoruz, silah alıyoruz. belirleyeni olan hakim kültür kendi
öğretiliyor. Görüyoruz ki gene birile- Koşamazsak, zıplayamazsak dayak yi- mutlak yönetilen oyunlarının karşı-
rinin çocuklarıyız. yoruz. Ateş ediyoruz. Cansız hedeflere sında duran bağımsız, kendiliğinden
Devletin ne olduğunu öğreniyoruz. bir süre... Bir süre sonra, ömrümüzde Erotik istem ve semiyoloji oyunların ihtimalini düşünebilecek
Kendi yaratmadığımız seçenekler ara- ilk defa gördüğümüz birine.... Anlamlarımın belirlenmesinde, dı- “oyun” kavramı, kendiliğindenliğin tözleri ortadan kaldırır: geriye ka-
sında boğulurken, tercih yapmayı öğ- Hani hayır demeyi, reddetmeyi hatır- şımda ve kendiliğinden işleyen içgü- ve estetiğin insanın en olgun nokta- pitalizmin anlara kadar parçalanmış
reniyoruz. Sonra bir ahtapot gibi canı- larsak eğer, o bahçeye, o yıldızsız gök- dülerime saldırmalı mıyım? Yalnızlık, sı olduğunu gösterir; bu olgunluk- gündelik hayat’ı gelir.
mıza kadar uzanan elleriyle, nelerden yüzünün altına girmeyi kabul etmiyo- ölüm ve son kendiliğindenlik: eros. sa çoktan yaşlanmıştır: acı ile oyun Dramatik olan ise yaşamsaldır, hatır-
oluştuğunu öğreniyoruz devletin. Bü- ruz. O zaman gene itaat bekliyor bütün Ama hayır diyebilir miyim. Ya inti- aynı zaman-uzayda birleşmezler. Biri layın; ancak bir şeyden feragat eden
tün kollarıyla itaat bekliyor, ahtapot. babalar ve bu sefer bütün anneler. Hal- kam ve melankolilerin bütün neden- ötekinin sonucudur; acıyı aşan insan, kişi kazanmanın sevincini yaşar, an-
Çocuğumuza verdiğimiz isme karşı kı askerlikten soğuttun deniyor. leri! Epistemolojinin nesnesi olacak acısını oynayarak onunla dalga geçe- cak muzdarip olan dinginlik bulur,
çıkan nüfus memuru itaat bekliyor. Devlet, bir halkı asker yaparak ondan kadar kökleşmiş kavramların anlam- cek kadar dilini anlamıştır: koşul ve acıyı anlayan mutluluğu yakalar,
Arkamızdan kurşun sıkan, kalbimize itaat bekliyor. ları ve bunların tarihi, onların bil- konum buldukça oynamaya ve hazza sevgiyi yaşayan onu ister ya da iste-
tekme atıp bizi öldüren polis itaat bek- İtaat diyorlar, özgürlük diyoruz. Bo- mem kaç yüzyıllık tahakkümlerinin yönelik edimde bulunmaktan vazgeç- mez; anlam ancak ötekiler varoldu-
liyor. yun eğ diyorlar, direniyoruz. Kabul et işareti değil midirler? Fakat şimdi ve meyecek bu yeni tür gerçekten hiç ğunda varolandır ve özgürlük de. En
Bunca itaatten sonra başımızı biraz diyorlar reddediyoruz. Halkı, devletin burada anlamsızca yaşanan yaşamın sahip olmamış olsa bile kendisine az hiçlik duygusu ve düşüncesi kadar
olsun kaldırabiliyorsak güç bela başka dayattığı her şeyden, insanın insan masumiyeti istenmez yine de; anlam- acı imgesellikler ve tahayyüller icat prezervatif, polis, uyuşturucu ve hü-
bir kelime öğreniyoruz. Bu sefer ken- üzerindeki tahakkümünden ve bunun ların kan derelerinde olgunlaşmış bin etmesini de öğrenmiştir; dahası bu manizm de arttı: Neden acaba? Soru-
di kendimize: Özgürlük. Ama hemen getirisi olan itaatten soğutuyoruz. yılların kavramlarına ihtiyaç duyarız yanılsama-yaşamı kişiler için üreten sunu sormak ise en az yarım asırdır
unutmamız isteniyor. Gene başımızı Hayatlarımız bizimdir çünkü. büyük hazlar için. Çünkü şunu da koca bir sanayi bulunmaktadır. 20. cahillerin sorduğu bir soru: maymu-
öne eğmemiz ve köleler gibi, suçlular Yedi yaşında girdiğimiz bahçede o öğrenmek zorundayız: ide’siz bir bi- yüzyıl felsefesi, anlamı anlamayla nun küstahlığı, gururu, onuru ve yani
gibi başımız önde yürümemiz isteni- büstün önünde yan yana durduğumuz yolojik beden ancak kendi yaşamına uğraşma çağıydı: şimdi her şey ye- zayıflığı mı bu, yoksa hiçliğe olan
yor. İtaat bekliyor anne ve baba., itaat kardeşlerimizle bu gün birbirimizi öl- yetebilir, oysaki bunun aksi bir özel- terince anlaşılmış olsa gerek, geçici aşkı mı? : İkisi de aynı şey olduğuna
bekliyor polis, asker, hukuk. dürüyorsak, biliyoruz ki bu ne onun ne liğe sahip olarak homo spiens -diğer hazlar ve aniliğin içinde yakalanan göre, “ulaşılacak bir şey olmadığını”
Polise bizi öldürmesi için maaş veren bizim suçumuz. Bu, insanı yok eden, hayvanlardan ya da varlıklardan di- düşsel özgürlük, kapitalizmin ayakta bugün daha iyi görüyoruz: Ya yaşam
devlet itaat bekliyor. Bir türlü söyleye- insanı insan yapan her türlü özelli- yelim- ayrılmıştı. Anlama duyulan kalmasının değil ama, onun yıkıla- bireyde olumlanır ya da yaşam, bir
miyoruz, devletin kolluk kuvvetleriyle ğinden mahrum bırakmaya çalışan ihtiyacın cevaplanmaması ukalaca bir mayacağının en büyük göstergesidir: gücün nesnesi olarak “yaşantı”laşmış
ayakta durabilen asalak bir yapı oldu- otoritenin suçu. İşte onun için redde- seziyle bizi onu reddetmeye yönelt- bu dil soruşturmaları insanı ya tek kösnül bir ceset olacaktır. Ölüm de
ğunu. Yok eğer söylersek yanlışlıkla, diyoruz itaat denen belayı. Ve inadına miyor mu? Ama yalnızlık karşısında bir dile (her türden faşizmin biricik yaşam kadar değersiz olduğuna göre,
itaat bekliyor gardiyan, itaat bekliyor isyan diyoruz. ölümle baş başa kaldığımız zaman baskısı), ya da çoğunluğun ve ço- olumlanacak bir yaşamı değil, olum-
cezaevi müdürü. Çünkü şunu iyi biliyoruz: Dünyayı ita- eros da diğer eşdeğeri gibi ölüm dü- ğulculuğun bir arada fakat bireysel lanmış bir yaşamı da değil, olumla-
Kahramanlarımız oluyor bir yandan. atsizlik kurtaracak ve bir isyanla baş- şüncesiyle beraber geri döndüğünde, bir esaretin kılıcından kaçamayacak yacağımız bir yaşamı da değil, olum-
Uğraşmış, didinmiş, onlar kadar güçlü layacak her şey. yaşamın bütün handikaplarında duran biçimde, bütün dillere açık olmasını lamayı olumlamamayı olumlayarak
olmayı istediği- miz kahramanlarımız. anlamların üzerinden geçerek hiç- sağladı. Yaptığı işin ne olduğunu gö- yaşamak; yaşamın “işte olduğu gibi,
Bizim kahramanlarımız hep sakıncalı likte beklemeye başlamışızdır yine. ren günümüz insanın sinir krizinden o kadarlığını ve öyleliğini” bilerek
bulunuyor bütün babalar tarafından. Yeniden ve yeniden: Şimdi ve bura- kurtulması imkansızdır; hor görü… yaşamak: Bu yaşamaktır. Çoktan öl-
da ne? Yaşamın tekrarının nedeninin bu horgörü, insanın tanrıyı taklididir. müş olmak ise hala onun teorisi ve
unutkanlık, belleksizlik olmadığını Modern yaşamın verdiği uyuşturu- pratiği arasındaki bütün çatışımlara
Bir süredir ODTÜ’de feministler ve eşcinsel- deneyimlemek… bu noktada ise sa- cu etkinin de yardımıyla soysuzlu- dışarıdan bakamayan, aynada gördü-
ler topluluk kurmaya çalışıyor ama bu baş- dece bu tekrar tekrar dönen hayatın ğu ifşa eden insanlık, acıyı anımsa- ğünün kim olduğunu sormak, yalnız
vuruları tıpkı diğer üniversitelerde olduğu bir oyun olarak her anından haz (an- mayan sonsuz bir oyunu icra etmek yürüdüğü yolda, yolda yürüyenin
gibi – Bilgi Üniversitesi hariç – rektörlük ta- lam) alınmasıdır. Düşünerek yaşamış üzere silahlandırıldı. Bu temellerini kim olduğunu kendine sormak vs. dir.
rafından kabul edilmiyor. Sebepler muhtelif kişinin tek farkı anlamsızlığı keşfet- (acıyı-emeği-kanı) inkar eden, unu-
olsa da farklı cümlelerle ifade edilse de hep miş olmasıdır: buna karşı geliştirilen tan oyunun dünyada dolaşan manevi Resul Gırrasor
aynı. Gazi Üniversitesi rektörü bizim üni-
versitemizde eşcinsel olamaz diyor. ODTÜ
rektörü “bizim üniversitemizde kadınlar aynı zamanda korkulan, uzak durulan, baskı keklerin korkulu rüyası olursunuz. Çünkü eyleme giderken, polis durdurup kimlik ta-
yok kızlar var” diyor, eşcinsellerin başvuru- altına alınan, yok sayılan ve yok edilmeye kadınları ikincilleştiren bu sistem erkeğe bir raması yaptığında kendi arkadaşları tarafın-

PANDORANIN
suna ise “Böyle bir şey bizim kriterlerimize çalışılan olmak anlamına geliyor. Sesinizi iktidar bahşederken aslında bu iktidarın be- dan üçüncü cinsiyet olarak tanımlanmasının
uymaz. İzin vereceğimizi zannetmiyorum. fazla çıkarmadığınız, görünür olmadığı- delini de ödetir. Bir erkek olarak iktidarınız aslında cinsiyet ayrımcılığını nasıl yeniden

KUTUSU
Çünkü kulüplerin topluma yararlı aktiviteler nız, bir hayalet misali kıyılarda köşelerde o güçlü kuvvetli, yenilmez, akmaz-kokmaz ürettiğini hatırlattı bize. Seks işçiliğinden
olmasına dikkat ediyoruz. Her türlü kulüp yaşadığınız, size biçilen marjinal payesini erkekliğinizdedir. Bu erkekliği zedelemeye kurtulmaya çalışırken onu yalnız bırakan
kurulmuyor” diyerek yanıt veriyor. Aslın- kabul ettiğiniz, insan içine çıkarken dahil yönelik her türlü şey sizin iktidarınıza da feministlere rağmen kendi tanımıyla okuma

CADININ da feministlerin ve eşcinsellerin topluluk


kurma isteği tam da böyle bir bakış açısına
olmanızın istendiği kimlikleri kabul ettiği-
niz sürece hayatta kalmanıza izin verilebilir.
yönelmiş bir tehdittir. Bu noktada bir erkeğe
aşık olan bir erkek ya da cinsiyet değiştirip
yazma dahi bilmeyen Mardin’li ev sahibinin
ona nasıl yardımcı olduğunu anlattığı an as-

BOHÇASI
karşı dillendiriliyor. Yok sayılmalarına karşı Ama ne zaman varlığınızı yüksek sesle dil- kadın olan bir erkek veya erkek olan bir lında ikiyüzlülüğümüzü suratımıza vuruyor-
inatla biz burdayız, varız ve kabul etmek zo- lendirmeye başlarsanız, hayatın içine dalıp kadın o kırılgan erkekliğinize vurulmuş bir du. Büyük büyük sözler söylemeye geldi-
rundasınız demek için. Topluma yararlı bu ben buradayım diye haykırırsanız, sokaklar- darbedir. Çevrenize örülen ve kurallara uy- ğinde kıyasıya yarıştığımızı ama hayatın her
aktivitelerin neler olduğunu sormak lazım da, okullarda, mahallelerde, ailenizin için- duğunuz sürece devam edeceğine inandığı- zaman o sözlerdeki kadar süslü olmadığını
pek saygı değer rektöre. ODTÜ teknokentte de, işyerlerinde aslında olduğunuz halinizle nız o güvenlik duvarı çatlar, sarsılır. ve yapılıp edilmesinin de sözün ağızdan çık-
kurulan şirketlerin büyük çoğunluğunun si- boy göstermeye başlarsanız o zaman bütün İşte Esmeray da 27 Aralık günü ODTÜ’de tığı kadar kolaylıkla gerçekleşmediğini söy-
lah sanayine yönelik çalışmalar yapmasının öfkeyi üzerinize çekersiniz. İnsanların size oynadığı “Cadının Bohçası” adlı oyunuyla lüyordu Esmeray. Ve cinsiyet ayrımcılığına,
topluma kazandıracağı yararlardan bahset- karşı duyduğu korku birden gün yüzüne bizi bir güzel silkeledi. Onun tanımıyla bu patriarkaya karşı yürütülen mücadelenin tali
sin mesela bize. Aslında neden olmasın diye çıkar. Çünkü kız olmanızın beklendiği bir “çok kişilik” oyun, bir Kürt, travesti, bir olduğunu söyleyen herkese inat Esmeray bir
de geçiyor insanın aklından, bu silah sanayi- durumda kadın olduğunuzu söylemek, ince dönem seks işçisi, feminist, midye satıcısı kez daha iktidar mekanizmalarının hayatın
nin geliştireceği çeşitli biyolojik, kimyasal ince işlenmiş bütün o toplumsal cinsiyet ku- ve bize anlatmadığı daha bir çok şey olan her alanına yayıldığını bu “çok kişilik” oyu-
silahlarla kız olması gerekirken kadın oldu- rallarını yerle bir eder. İnsanların ayağının Esmeray’ın hayat hikayesinin bize anlatmak nuyla bir Kürt, travesti, midye satıcısı, fe-
ğunu, eşcinsel olduğunu iddia eden tüm bu takıldığı, tökezlemelerine kimi zaman yere istediği kısmıydı. Onca yaşanan şeyi, inkar- minist olarak gösteriyordu. Eşcinselleri, ka-
haşaret yok edilebilir. Nasıl olsa eşcinsellik yuvarlanıp toza bulanmalarına yol açan bir larını, kabullenişlerini, itiraflarını, acılarını, dınları, travestileri ve transseksüelleri tehdit
geni de bulunmuştu. Öyle bir biyolojik si- engel oluverirsiniz. Hele bir de eşcinsel ol- çelişkilerini, gitgellerini, erkeklerin ve ka- olarak algılayanların, onlardan korkanların
lah icat edilebilir ki sadece bu genlere sahip duğunuzu söylerseniz… Yok edilmesi, en dınların ikiyüzlülüklerini öylesine mizahi ve ellerinde bayraklarıyla gözleri dönmüş va-
olanlar bir gün içerisinde yok edilebilir ve iyi ihtimalle toplumun dışına itilmesi gere- hoş bir dille anlattı ki bizi gülmekten kırıp ziyette ağızlarından köpükler saçarak ölü
tertemiz, pür-i pak bir topluma kavuşabili- ken bir sapkın olursunuz. Çünkü kadının ve geçirdi demek pek de abartı olmaz ama bir bedenler, dağılmış yaşamlar isteyenlerden,
riz. Tıpkı Nazilerin Çingeneleri, Yahudileri, erkeğin yerini gösteren, davranış kurallarını yandan da anlattıklarıyla kırıp geçirdi. Ne ka- farklı olan her şeye karşı büyük bir nefretle
sosyalistleri, eşcinselleri toplama kampları- çizen bütün o kodlamaları, iktidar ilişkile- dar aksini iddia etsek de kimi zaman nasıl da bakanlardan başkası olmadığını ama sadece
na göndermesi, hepsini öldürmesi gibi. rini birdenbire yok etmişsinizdir. Eğer lez- ikiyüzlü olabildiğimizi, inatla karşısına di- onlarla da sınırlı kalmadığını hatırlatıyordu
İçinde yaşadığımız toplumun iktidar ilişki- biyenseniz bir erkek yerine kadını sevmeyi kildiğimizi iddia ettiğimiz cinsiyet ayrımcı- bize Esmeray ve mücadelenin her yerde, bi-
lerinin, bütün toplumlar gibi, belirlediği bir seçmişsinizdir. Eğer bir gayseniz erkekliğe lığının, tahakkümün içimize işlediklerinden zim olduğumuz her yerde yürüyeceğini. Ca-
“normal” var ve bu normalin dışında kalmak zeval getirmişsinizdir. Birdenbire bütün er- kurtulamadığımızı gösterdi. Feministlerle dının bohçası açılmıştı bir kez …
Ahali, üzerinde göz var! 13

Büyük birader Ankara’da!

Panopticon hapishane modeli... Büyük Biraderin İstanbul Bakırköy’deki 791 numaralı gözü

P
şeyi olmayana yer yoktur. Denetlenip tiliyor. Sırada Ankara var. Sonra diğer maddi zenginliğin cazibesine kapılmış,
kontrol altında tutulmalıdır. Çünkü on- kentler... paradan başka hiç bir şey bilmeyen bu
anopticon’da birey görülmekte ama görememektedir. larda farkındalar, hiçbir şeyi olmayan, MOBESE kurulurken örnek alınan kent açgözlü, elit ve yönetici azınlığın tüm
Gözetim mekanizmasının nesnesi durumundadır. Nesne sahip olmadığı şeyler kadar özgürdür. kuşkusuz bir milyon kamerayla izlenen bencilliklerini ve pisliklerini izleye-
üzerinde gözetlenmenin etkisi kaçınılmazdır. Asıl sorun bi- Ne kadar çok şeye sahipsen o oranda Londra’ydı. Toplam 4,2 milyon kame- cek, kaydedecek ve ortaya dökecek bir
reylerin bu durumu kanıksamaya başlaması, kontrollü dav- devlete yasalara, bağlısındır. O aranda rayla izlenen İngiltere’de oto kontrol aracı kullanmaya çalışmaktadır.
ranış kalıplarına alıştıktan sonra mekanizmanın hem nes- tutsaksındır. mekanizması öyle içselleştirilmiş ki, Televizyon başında uyutulan, bütün
nesi hem öznesi olmalarıdır. Her bireyin birer Big Brother’a Yoğun güvenlik önlemlerinin gerek- insanlar kapılarına ‘Komşunu izle!’ gün canı çıkarcasına çalıştırılan, ce-
dönüşmesi, herkesin kendinin Big Brother’ı olmasıdır. Gö- çesi hep terör ve terör paranoyasıdır. çıkartmaları yapıştırıyor. Türkiye’de bindeki kredi kartı aracılığıyla yıllarca
zetim toplumunun gücü buradan gelir. Hatırlarsanız MOBESE kapsamında de faşist propagandayla teşvik edilen takside mahkûm edilenlerden, yersiz
kameralar kurulmadan önce bütün ana linç girişimlerine, komşu ihbarlarına yurtsuzlara, işsizlere, başıboşlara, so-
Artık ensenizde siyah pardösülü adam- uyum öğretilir. Sistem homojenleştir- haber bültenlerinin gündeminde ve ga- uzak değiliz elbette. Ankara’da Kevser kak çocuklarına, çocuğunun ve kendi
ların nefesini değil, üstünüzde büyük diği bireylere güvenli bir ortam vaat zete manşetlerinde ‘kapkaç terörü’ ha- Mızrak’ın infazından sonra, mahallede karnını doyurmak için çalmak zorun-
biraderin gözünü hissedeceksiniz. eder. Yaratılan yapay iş ortamında, beri vardı. O zamana kadar hiç kapkaç ve kent genelinde herkes komşusunu da kalanlardan şu anda sayamadığımız
Emniyetin ‘güvenlik’ gerekçesiyle herhangi bir yanlış adıma izin verme- yapılmamış, kapkaç İstanbul ve diğer sorgulamaya başladı. Herkesin yanı tüm ezilen çoğunluğa uzananlarla öz-
İstanbul’da kurduğu MOBESE (Mobil yen, yaya ve oto yolu olarak tasarlan- metropollerin ana sorunu, bütün kötü- başında bir ‘terörist’in yaşıyor olma deşleşir. Ve tüm bu insanlara ve ken-
Elektronik Sistem Entegrasyonu) ya- mış caddelerde ve nefes almayı güç- lüklerin kaynağıymış gibi ‘ön hazır- olasılığı pekiştirildi. Muhtarlar, ev sa- di katılımcılarına saptanan sorunlara
kında Ankara sokaklarını da süsleye- leştiren kentin yoğun yaşamında, evet, lık’ yapılıyordu. Bu propaganda öyle hipleri, apartman yöneticileri özellikle yönelik hareket alanı açmayı, uygula-
cek. Artık yollarda efendi gibi yürüye- insanların güvenliğe ihtiyacı vardır. bir hal aldı ki insanlar adeta kamera öğrencilere bu yönde baskı yapmaya dıkları kurumsal şiddeti ört bas etmek
ceksiniz. Okullarda haşarı öğrencileri Yaşam alanları ve temposunun kendi- kurulmasının gönüllüsü oldular. Bin başladı. Herkesten ikametgâhlarını en için bireysel şiddet olaylarını ön plana
terbiye etmek amacıyla kurulan kame- sini, insan biyolojik ve ruhsal sağlığı şükürle minnet duygularını koruyucu- kısa sürede taşımaları bir kez daha is- çıkarmaya çalışanlara karşı birlikte
ralar, yürüdüğünüz, soluklandığınız için bir tehdit haline getiren, insanların ları devlet babaya sundular. Kapkaççı- tendi. Künyeler yenilendi. hareket etmeyi hedefler.
her yerde size eşlik edecek. Sistemin her an suçlu duruma düşebileceği bir ların neden kapkaççıya dönüştüğünü NOBESE Bu bir festivaldir, çünkü yaşam alan-
belirlediği normların dışına çıkmayı sistemde elbette güvenliğe ihtiyaç var- MOBESE güvenlik sisteminin yer- larımız ve mahremiyetimiz elimizden
unutun. Aklınızdan bile geçirmeyin. dır. Oysa kredi kartı borçları yüzünden leştirdiği kameralar tarafından izinsiz zorla alınmadığı sürece, mücadele ara-
Telefon ya da e-postayla kimseye ilet- önce ailesini sonra kendini öldürenler, ve habersiz günün 24 saati aralıksız cımız amacımızdır, ütopyamızdır; her
meyi düşünmeyin. Dünyanın en büyük kentin güvenli semtlerinde, duvarlarla görüntülerinin kaydedilmesini kişi- yerde ve her sokakta dans eden şarkı
izleme sistemi Echelon işbaşında!... çevrelenmiş, kapısında özel güvenlik- lik haklarına tecavüz olarak niteleyen söyleyen insanlardan ve eziyet görme-
Gözetim aygıtlarının temel hedefi çilerin olduğu, tüm tehlikelerden uzak ve birileri tarafından gözetlenmek yen canlılardan oluşan bir dünya.”
insan davranışını kontrol altında tut- lojmanlarda yaşayan memurlar oluyor istemeyen bir grup, İstanbulluların
maktır. Her an izleniyorum hissi bire- nedense! Cinnet, iflas, işsizlik, faşizm, dikkatini kameralara çekmek, tartış-
GÖZETLEME TARİHİNDEN BAZI
yi kendiliğinden bir davranış kalıbının iflah olmaz üretim tüketim ağı... Her- ma yaratmak, ve herkesi bu projeden
İLGİNÇ DETAYLAR
içine sokar. kes her an bir kapkaççıya ya da bir ka- haberdar etmek amacıyla 24 Haziran
Bu durumu anlaşılır kılmak için tile dönüşebilir. Metropollerde bıçak 2005’de ‘NOBESE’ adıyla gözetleme
* İlk kapalı devre güvenlik kamerası
Faucault’un modern toplumda gözeti- sırtında yaşayan insanlar hepiniz her kameralarına karşı bir festival başlat-
1942’de Alman Nazi Ordusu tarafın-
mi açıklamak için kullandığı Panopti- an suçlu duruma düşebilirsiniz... Her tı. Kendilerine ‘Gözetleme Kamerası
dan V2 füzelerinin denemeleri sıra-
con hapishane metaforuna bir bakalım: an nevrotik ya da psikotik bir sorunla Oyuncuları’ diyen grup yaklaşık bir
sında teknik hataları yakından görmek
Bentham’ın Panopticon hapishane mo- karşılaşabilirsiniz. yıl boyunca her hafta başka bir kame-
amacıyla kullanıldı.
deli bir mimari projedir. Çevrede halka sorgulamak kimsenin aklına gelmedi. ranın önünde eylem yapıyordu. Şimdi
* İngiltere, 1956’da Kraliçe’nin geçit
şeklinde birleştirilmiş hücreler, ortada İstanbul’da birinin kapkaççıya dönüş- internet siteleri ve söyleşilerle etkin-
töreni sırasında 4 güvenlik kamerası
bir kule vardır. Bu halkanın kuleye ba- mesinin binlerce nedeni var oysa. Özel liklerine devam eden grubun ‘Birinci
kan cephesinde, kuleden hücrelerin içi ...Öte yandan ‘iş-güç’ sahibi mülkiyetin varlığı ve eşitsiz dağılımı, Geleneksel Nobese Neşriyatı’ diye bir
yerleştirerek, kamusal alanda izleme
görülecek şekilde pencereler açılmıştır her vatandaş suç kavramını işsizlik, 90’lı yıllarda köy boşaltım- fanzinleri de çıkmıştı.
sistemine geçiş yapan ilk ülke oldu.
ve hücrelerde ışık hiç sönmez. Amaç kendinden uzak düşünme larıyla oluşan yeni mahalleler vb… Birgün Gazetesi Pazar Ekinde Gök-
* Günümüzde dünya genelinde 45
mahkûmlara sürekli izlendikleri fikri- eğilimindedir. O zaten iş Aslında Ursula K. Leguın Mülksüz- han Gencay’la yaptıkları bir söyleşide
milyon adet güvenlik kamerası var.
ni benimsetmektir. Gerçekte izlenmese güç sahibi olarak bu ihtima- ler adlı romanında bu durumu çok iyi NOBESE’ciler bulundukları pozisyo-
Yani her 130 insana 1 kamera düşüyor.
de, izlendiğini ya da her an izlenebi- li bertaraf etmiştir. Yasalar özetliyor: nu ve amaçlarını şöyle açıklıyorlardı:
İngiltere’de ise 4,2 milyon kamera bu-
leceğini düşünen birey bir otokontrol ve suç kavramı hiçbir şeyi ‘Bir hısız yaratmak istiyorsanız, bir “Yöntemi kapatarak, denetim altında
lunuyor. Londra’da bir İngiliz sokağa
mekanizması oluşturur. Davranışlarını olmayanlar aleyhine işler sahip yaratın. Bir suçlu yaratmak isti- tutarak ve her hareketimizi izleyerek
çıktığında gün boyunca 300 kez, yani
denetlemeye başlar. Panopticon’da bi- her zaman. yorsanız, yasalar koyun.’ baskı uygulamak olan ve amacı tüm
4,8 dakikada bir güvenlik kameraları-
na yakalanıyor. Her 14 İngiliz vatan-
rey görülmekte ama görememektedir. MOBESE normlara, emirlere ve yasaklara uyan
daşına karşılık 1 kamera bulunuyor.
Gözetim mekanizmasının nesnesi du- Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu bir toplum; diğer adıyla koyun sürü-
* 10 yıl içinde kamera sayısının dün-
rumundadır. Nesne üzerinde gözetlen- Öte yandan ‘iş-güç’ sahibi her vatan- Kent Emniyet Müdürlükleri’ne bağ- sü yaratmak olan yapılanmalara ve bu
yada 65, İngiltere’de 6 milyona çık-
menin etkisi kaçınılmazdır. Asıl sorun daş suç kavramını kendinden uzak lı izleme sistemidir. Sistemin içinde yeni iktidar biçimlerinin tahakkümüne
ması bekleniyor.
bireylerin bu durumu kanıksamaya düşünme eğilimindedir. O zaten iş 952 muhtarlık, 3500 polis aracı, 150 karşı yeniden yaşamı ve özgürlüğü ele
* İzleme sistemleri sadece kent içi ka-
başlaması, kontrollü davranış kalıp- güç sahibi olarak bu ihtimali bertaraf mobil polis karakol ünitesi, İl ve İlçe geçirmektir bizim amacımız.
meralarla sınırlı değil. Otoyollardaki
larına alıştıktan sonra mekanizmanın etmiştir. Yasalar ve suç kavramı hiç- Komuta Merkezleri ve İl Emniyet Mü- Küresel ölçekte uygulanan bu yön-
hız kameraları dünyada her gün 150
hem nesnesi hem öznesi olmalarıdır. bir şeyi olmayanlar aleyhine işler her dürlüğü hizmetlerinin yürütülmesini temin araçlarını deşifre ederek ve bu
milyon, İngiltere’de ise 35 milyon kez
Her bireyin birer Big Brother’a dönüş- zaman. Sahip olan olsa olsa mağdur sağlayan 12 ayrı sistem ve yazılımlar topraklarda denetim araçları henüz
otomobillerin görüntüsünü alıyor.
mesi, herkesin kendinin Big Brother’ı duruma düşebilir kapitalist sistemde. bulunuyor. Toplam maliyeti 10 milyon batı toplumlarındaki kadar yaygın-
* 5 yıl içinde AB ülkelerinde, trafiğin
olmasıdır. Gözetim toplumunun gücü Sahip oldukları ‘şeyler’ tehdit altında- dolar olan MOBESE sistemi İstanbul laşmadan, gözetlenme duygusunun
düzenlenmesi gerekçesiyle otomobil-
buradan gelir. Önce normalize olmuş dır. Bunları korumak için kameralara, Valiliği’nin Özel İdare Bütçesi’nden henüz tam olarak içselleşmediği olgu-
lere uydu konumlarda (GPS) sistem-
bireyler yaratmak, sonra onları birer polise, güvenliğe ve denetime ihti- karşılanıyor. Kontrol merkezindeki suyla yola çıkıyor, hepimizin derhal
leri takılması amaçlanıyor.
kontrol aygıtına dönüştürmek. yaçları vardır. Mülk sahibi her zaman değeri 2.5 milyon dolar tutan 16 met- gözetlenmenin yarattığı mahkûmiyet
•Dünyada 2 milyar cep telefonu kul-
Normal birey yaratma süreci aileyle hırsızdan daha kaygılıdır. Elindekini rekarelik dijital İstanbul haritasını ise durumuyla yüzleşmesi gerektiğini dü-
lanıcısı var. Sinyaller aracılığıyla ki-
başlayarak, okulda, orduda, iş hayatın- korumak ve servetine servet katmak İstanbul Büyükşehir Belediyesi kar- şünerek hareket ediyoruz. NOBESE
şinin yeri 400 metrelik hata payıyla
da ve dışarıda devam eder. İç içe geç- için gece gündüz çalışmak zorundadır. şıladı. İstanbul’un çeşitli semtlerine Festivali bir röntgencinin kendisinin
bulunabiliyor.
miş bir süreklilik arz eder. Ailede top- Sistem çalışmama durumunu kabul et- Nisan 2005’te 570 adet kameranın ku- de izlendiğini bildiğinde gözetleyerek
lumun temel standartlar, okulda boyun mez. Kapitalizmde çalışmayanlara yer rulmasıyla başlanan röntgenciliğe, en sahip olduğu ayrıcalığını kaybedeceği
eğme, askeriyede disiplin, iş hayatın- yoktur. Para kazanmayan yeterince tü-
Hinder Nesazî
yakın zamanda İstanbul genelinde on önermesinden yola çıkar.
da sürekli üretim-tüketim ve dışarıda ketemez. Üretip tüketmeyene, hiç bir bin kamerayla devam edileceği belir- Nobese özel mülkiyeti teşvik eden,
Sınırsız Ahali 14

Peki, Darfur’da neler oluyor ve neden fur petrol kaynakları açısından zengin tırılan Hasan Turabi ile yapılan bir iken, Müslümanın diğer Müslümanı
Sudan ve Darfur aslında pek bizim bundan pek haberimiz yok? bir bölge ve İslam-düşmanı Batı bu- söyleşiye dikkat kesiliyoruz. Ona kırması başka nasıl açıklanabilir ki?
de uzağımızda değil. Top- Darfur, Sudan’ın batısında Libya, Çad radan nemalanma fırsatını kaçırmak göre darbenin asıl amacı ‘İslam ada- Darfur geleneksel İslam yaşantısının
lumsal bilincimize işlemiş ve Orta Afrika Cumhuriyetleriyle sı- istemiyor. Ortaya çıkan karışıklık, letinin her yere yaymak ve Sudan’ı Sudan’da en yoğun olduğu bölge. Ço-
durumda. Peki, Darfur’da nırı olan özerk bir bölge; boyut ola- aynı Yugoslavya, Afganistan ve/veya ‘özgürleştirmek’tir; ancak iktidarda- cukların hafız olmadan (yani Kur’anı
neler oluyor ve neden bizim rak İngiltere’den biraz büyük, nüfus Irak’taki gibi, bir çatışmanın doğma- kiler İslami yönetimden uzaklaşmış ezberlemeden) okula gidemediği bir
bundan pek haberimiz yok? olarak İskoçya’nınkinden biraz düşük sına ve başta ABD olmak üzere süper ve Batı ile işbirliğine girip bir ‘kıyım’ bölge. Yani, İslami basına göre, olayın
nüfuslu. Osmanlı’nın gerileme döne- güçlerin bölgeye müdahalesine ola- başlatmıştır. Turabi’ye göre iç savaşın bir din çatışması gibi gösterilmesinin
minde bağımsız bir emirlik haline ge- nak tanımak üzere dış kışkırtmalarla başlangıç noktası Batının hizmetkârı tek nedeni Müslümanlara yönelik ön-
Çok ender olsa da Darfur hakkın- len Darfur I. Cihan Harbi sonrasında başlatılmıştır deniyor. Ahmet Tavas’a kukla hükümetin Darfur’a saldırma- yargı. Haksöz’ün haklı olduğunu dü-
da kulağımıza bir şeyler çalınıyor. İngilizler tarafından Sudan’a bağlanır (Haber 7) göre “...Darfur meselesi sıdır. Batı böylece Darfur üzerinden şünelim; İslam’da ırk ayrımı yapmak
Darfur’un içinde olduğu Sudan, bize ve özerk bir statü kazanır. Modern Su- yok. Darfur’da ölen de, öldüren de sa- Sudan’a ve Sudan petrolüne egemen günah değil miydi? Tabi bir de şu var,
ne kadar uzak bir coğrafya değil mi? dan tarihi birçok darbeye tanıklık eder dece figüran, oyun ise Washington’da, olabilecektir. Yani sorun yine dış mih- öldürülenlerin hepsi Müslüman değil,
(gerçekte İspanya veya İngiltere’den ama Darfur için önemli olan 1989 dar- Pekin’de, Londra’da ve Paris’te yazılı- raklar. Oysa her şeyin Batı’ya bağ- ama kim takar o ilkel animistleri ve
uzak değil.) Bizden uzaklığı bir yana, besidir. Bu darbeyle iktidara İslami yor. Darfurlular sadece 2003 yılından lanmasına muhalefet eden Haksöz yamyamları? O halde mesele çok daha
Afrika’da olup biten her şey artık bize bir düzen kurmak isteyen askerler ge- itibaren ölmüyorlar, onlar sömürgeci- dergisinden Burhan Kavuncu şöyle ciddi, karmaşık ve çapraşık değil mi?
olağan geliyor. Afrika bizim için bir lir ve daha çok Güney Sudan’da yaşa- likle birlikte kaybettikleri onurlarını diyor: “Darfur halkı, cildi daha siyah
dehşet görüntüsünden başka bir şey yan Hıristiyan siyahîler ayaklanır ve aramayı bile unuttukları için yaklaşık olan Afrikalı kabilelerden oluşuyor. Bu yazının küresel dünyadaki iktidar
değil. O kara kıta’nın bitmek bilme- iç savaş başlar (batılı devletlerin bas- bir buçuk asırdır ölüyorlar. Şu anda Sudan’da Arap kültürü ile Afrika kül- ilişkilerinin analizini yapma iddia-
yen açlığın ve yoksulluğun pençesinde kısıyla bir ateşkes anlaşması imzala- kendilerine biçilen rolü oynamaktalar türü İslam potasında bir arada yoğrul- sı yok. Duymayışımızın, görmeyi-
olmasını, kırım haline gelen savaşları, nır). 2002–2003 yıllarında Darfur’da ve boş yere kardeşkanı dökmekteler”. muş. Ama bu yoğrulma insanlardaki şimizin ve bilmeyişimizin sorumlu-
sistematik tecavüze uğrayan kadınla- Sudan Kurtuluş Hareketi ile Adalet ve Darfur halkı Tavas’a göre ayrılıkçıdır, ırkçı/ kavmiyetçi/ kabileci eğilimleri larını ortaya koyabilirsek ne mutlu!
rı, HIV’li doğan bebekleri, sıtmayla Eşitlik milisleri Darfur Özgürlük Cep- emperyalizmin maşasıdır, kardeşkanı tamamen ortadan kaldıramamış.... (Foucault’nun kontrol toplumu ve
inim inim inleyen çocukları, bilimum gözetim toplumuna girsek mi?) İnsan
madenlerde köleleştirilen erkekleri hakları örgütleri bir ‘soykırım’dan
kanıksadık. bahsediyor; köylerin basılması ve ya-
kılması, erkeklerin birbirlerine zincir-
Orası Afrika! Orada her şey dehşet lenilerek yanan evlere hapsedilmesi,
verici ama mümkün! Biz, beyaz in- kadınlara sistematik olarak ailelerinin
sanlar, kara kıta’nın ‘kara derili in- önünde tecavüz edilmesi, çocuklara
sanlarını’ aşağılamıyor muyuz tüm el konup konsantrasyon kamplarına
bunları olağan varsayarken veya gönderilmesi, ailelerin dağıtılması,
‘bunların da çekmediği kalmadı’ der- ekili alanların tarumar edilmesi, bo-
ken? Irkçılık yok değil mi bu ülkede? şaltılan alanların Cancavid çetelere
Desteklediğimiz futbol takımının en ganimet olarak verilmesi vs. Bun-
çok ‘zenci’ oyuncularını sevmiyor lardan haberimiz olmadı. Sudan ve
muyuz? Sokakta gördüğümüz Afrika- Darfur haber bültenlerine yalnız bir
lı kadınların o kıvırcık saçlarına ‘bo- kere düştü; başbakanımız Recep Ta-
nus kafa’ demiyor muyuz? Hatta sırf yip Erdoğan’ın Hartum’u ziyaretiy-
Afrikalı oldukları için onları sevim- le. Hiçbir devlet başkanının olayları
li bulmuyor muyuz? Görünürde bir (soykırımı) tasvip ediyoruz görüntü-
ırkçılık yok çünkü ırkçılık yapmaya sü vermemek için gitmek istemediği
elverecek kadar çok Afrikalı yok çev- Darfur’da boy gösteren Erdoğan, ora-
remizde. İstanbul’u belki bu noktada da Sudan hükümetinin ayrılıkçılara
biraz farklı bir yere koymak gereke- karşı yürüttüğü mücadeleye destek
cek. Görece orada daha çok Afrikalıya mesajları verdi. Sanırım ‘soykırım’
rastlanılabileceği bir gerçek. Öyleyse tartışmasını yine tarihçilere bırakma-
Beyoğlu polis karakolundan cansız yı düşünüyordu. Aslında geçenlerde
vücudu çıkarılan Festus Okey’i bir öğrendik Erdoğan’ın akıl hocasının
düşünmek gerek. Sadece İstanbul mu? kim olduğunu. Sarkozy’ye Cezayir
Tabi ki hayır. Türkiye’deki Afrika kö- gezisi sırasında bir gazeteci Fransız-
kenli vatandaşların Batı Anadolu’daki ların ‘Cezayir soykırımı’ hakkında ne
köylerini düşünelim. O milliyetçi he- düşündüğünü sorduğunda Chirac’ın
zeyan dönemleri sırasında, çok saygı- hesi adıyla Hartum’daki İslami yöne- akıtan hainlerdir ve de onursuzdur! Derisi daha siyah olan kabilelerin öğrencisi Sarkozy aynı cevabı verdi;
değer vatanperverlerimiz tarafından time karşı ayaklanırlar. İşte bundan Bu size tanıdık geliyor mu? Kürt me- mensupları, Arap kökenli ve açık tenli “bırakın tarihçiler konuşsun!”. Bel-
Ayvalık’taki dernekleri yakılmadı sonrası gerçekten karışık. selesi yoktur, PKK ve onun hizmetçisi olan Sudanlılar tarafından genellikle ki medyanın ‘soykırım’ kelimesine
mı? olduğu emperyalizm meselesi vardır. daha aşağı görülüyor. Bu durum, de- duyduğu iğretilik, belki de meselenin
Bu isyanın neden başladığı konusu rilerinin rengiyle ilgili olduğu kadar, bizim içinde olduğumuz coğrafyanın
‘Benim üniversitede birlikte ders aldı- spekülasyonlara gayet açık. Medya- Diğer bir kaynak ise Fethullah Gülen ekonomik ve kültürel olarak geri kal- meselelerine benzemesi etken oldu
ğım zenci bir arkadaşım vardı’ cümle- mızın bu haberlere yer vermeme inadı cemaatine yakın duran Kimse Yok Mu mış olmalarından da kaynaklanıyor.” Darfur’da neler olup bittiğini duyma-
sinde ‘onlar’ için kullandığımız ‘zen- tutarlı bilgilere sahip olmamızı engel- Derneğidir. Başlattıkları yardım kam- Diğer haber siteleriyle yapılan karşı- mamıza (bkz. Afrika’nın Kürtlerine
ci’ kelimesi üzerine hiç düşünmeyiz. liyor. İnternette yapılan taramalar so- panyasında Darfur’daki Müslüman- laştırma ile Kavuncu’nun haklı oldu- Farklı Bir Bakış: Darfur Meselesi, B.
Zenci, zen yapan demektir, yani ‘ilkel’ nucu birçok bilgiye ulaşmak mümkün. lara yardım eli uzatılması çağrısında ğu görülüyor. Asıl mesele ırk! Açık Kavuncu, Haksöz Dergisi).
bir dine/inanışa sahip olan, yani ilkel Ortak olan nokta şu; hükümet Arap kö- bulunuluyor (DARFUR yaz 5777’ye tenli Sudanlılar ve beyaz Arapların
olan, yabani, yamyam. Batı’da kulla- kenli Cancavid milislere silah yardımı yolla 5 ytl bağışta bulun). Aklınıza koyu tenli Sudanlılara bir kıyım uy- Darfur, soykırım, cinayet, sürgün, em-
nılan aşağılama sözcüğü ‘negro’nun yapıyor ve birlikte bu ‘ayrılıkçı’lara sakın saldıranlara yardım ediliyor gel- guladıkları su götürmez bir gerçek ha- peryalizm, Afrika, panteistler ve ani-
benzeridir ‘zenci’. İlla ki onları bir karşı harekât başlatıyor. Bu harekât mesin çünkü mülteci kamplarında aç line gelmeye başlıyor. mistler, petrol, ABD, hükümet, darbe,
kategori olarak adlandıracaksak uçaklarla bombardımandan nokta sefil yaşamaya mahkûm edilenler de ırkçılık, tecavüz, açlık, sefalet, AIDS,
‘siyahî’ demek daha uygun düşecektir. harekâtlarına, toplu tutuklamalardan Müslüman, yani Dernek Müslümanla- Daha önce sorduğumuza geri döne- kıtlık, sıtma, İngilizler, Araplar, İKÖ,
Siyahîlere buralarda ‘arap’ denilmesi- pasifleştirmeye kadar uzanıyor. So- ra yardım elini uzatıyor, saldırana mı lim; peki biz neden duymadık, duy- sömürgecilik, İMF, Osmanlılar, Har-
nin tarihine bakılırsa da Osmanlı’nın nuç: şu ana kadar 450.000 ölü ve 2,5 saldırılana mı bilmiyoruz. Bu durum duysak da anlamadık? Darfur’daki tum, RTE... Hepsi aklımızın bir ke-
Nil’in güneyini fethetme girişimleri- milyon mülteci! üzerine ciddi bir yardım kampanyası soykırım (BM ve AB kabul etmiyor narında. Bilmemizi istemeseler de,
nin sonucunu göreceğiz; Osmanlı’nın başlatan Dernek “saldıran da saldırı- bunun soykırım olduğunu ancak in- bileceğiz, bilmek zorundayız. Çünkü
karşılaştığı siyahîler Müslüman’dı! Diğer yazılarına bakılırsa ‘islamofo- lan da Müslüman, nasıl oluyor bu?” san hakları örgütleri bu kavramı mottomuzun dediği gibi; yeryüzü bir
Sevelim veya sevmeyelim Osmanlı bik’ olan haber sitelerine göre saldı- sorusunu pek de mesele etmiyor ken- kullanmakta tereddüt etmiyorlar) o bütündür, bölünemez...
ırksal bir ayrım üzerinden değil din- ranlar Araplar ve siyahî Müslümanlar; disine çünkü onlar için “(bu bir) vic- koskoca Doğan Medya Grubunu pek
sel bir birliktelik üzerinden siyahîlere saldırılanlar ise siyahî Hıristiyanlar dan meselesi ama Darfur’da yaşayan ilgilendirmişe benzemiyor. Verdikleri
‘arap’ diyordu. Resmi belgelerde illa ve (animist, panteist vb) yerli kabile- Müslüman kardeşlerimiz için hayat haberlerin çoğu BM Barış Gücünün
ki bu halk belirtilecekse ‘Habeşistan- ler. Yani ortada bir din çatışması var. memat meselesidir”. Yani cemaat her Darfur’da konuşlandırılması üzerine.
lı’ veya ‘Habeşi’ terimini kullanıyor- Uluslararası Af Örgütü gibi objektifli- zamanki ketumluğundan ve politikli- Nedenler ve nasıllarla pek ilgilenmi-
lardı (bkz. Bilal Habeşi). Tabi unut- ği ideolojik yaklaşımın önüne koyma ğinden ödün vermiyor. (Burada söyle- yorlar. Radikal’de çıkan birkaç çeviri
mamamız gereken şu da var, Osmanlı iddiasındaki örgütler, tarafları zikret- mek daha uygun olacak: İslam Kon- yazısını saymazsak Darfur Afrika’nın
aristokrasisini ve üst düzey memur/ meden, sadece ‘iç savaş’ deme eğili- feransı örgütü Sudan’a insani yardım sıradan olaylarından birisi sadece.
esnafına ev içi köle olarak kullanıla- minde. Diğer haber kaynaklarına göre gönderme kararı aldı. Yardım önce İslami basının duruş noktası ise çok
caklar oralardan getiriliyordu. Tevfik ise ölenler de öldürülenler de Müslü- başkent Hartum’a geri kalanı Darfur’a belli; Müslümanların gözüyle bakma-
Gelenbe karakteri ‘Arap bacı’yı hatır- manlar. Peki, ama nasıl? gönderilecek. Kime yardım edildiği ya devam ediyor. ABD emperyalizmi
layalım. yazının gerisinde açığa kavuşacak.) ve İsrail siyonizmi asıl dert. İç savaş
Bu konuda İslami basının da kafası bir dış mihrakların ‘kardeş’leri birbirine
Altay KARAKEÇİLİ
Bahsettiğim üzere Sudan ve Darfur hayli karışık. Bazı haber siteleri Dar- Vakit gazetesinde Sudan Halk Kong- kırdırtmasından ibaret. ‘İslam’ keli-
aslında pek de uzağımızda değil. Top- fur durumunu emperyalizmin ve siyo- resi lideri, İslami darbeye katılan ama mesi köken olarak ‘selam’ kelime-
lumsal bilincimize işlemiş durumda. nizmin oyunu olarak görüyorlar: Dar- sonrasında siyasi iktidardan uzaklaş- sinden geliyorken ve anlamı ‘barış’
D ünya Ahali’si 15

TEORİDE varolan neo-liberal sisteme emek ekseninde, ateş açması sonucu 6 topraksız köylü de ya- Yunanistan: Cezaevlerine karşı anarşistler - 8 kentte ceza-
evlerinin önünde eşzamanlı protestolar
VE PRATİKTE
dolaylı olarak hiyerarşik toplum bağlarına ralandı.
yatay örgütlenme anlayışıyla bir alternatif OLAYIN MEMLEKETTEKİ TEZAHÜRÜ: Nisan ayında Yunanistan genelindeki cezaevlerinde kötü yaşam

TOPRAKSIZLAR yaratmış oluyor.Hareket içinde kadın erkek Memleketteki 80 öncesi gecekondu hareketi koşullarına bağlı olarak gerçekleşen ayaklanmaların ardından
anarşist tutsak Giannis Dimitrakis’in dövülmesinden sonra kıvıl-
HAREKETİ
ve etnik azınlıkların eşitliği adına mücadele ile karşılaştırma yapacak olursak en önem-
ediliyor.Burada bahsettiğimiz mücadele ha- li farkın bu coğrafyadaki harekete karşın cımı çakılan ortamda, disiplin önlemleri ve cezaevi nakilleri halen
lihazırda varolan bu eşitlik durumunun ge- M.S.T’nin işgalden sonra toprağı köylülere konuşmaya cesaret eden tutsaklar için gündelik bir rutin oldu.
M.S.T (movimento dos trabahadores rurais 5 Kasım Pazar günü, Yunanistan genelinde anarşistler, 8 cezaevi-
lenekselleşmesi ve sürerlilik kazanması için dağıtması olduğunu görürüz.Bu topraklarda
sem terra) adıyla bilinen Topraksızlar hare- nin önünde (Atina, Selanik, Patra, Heraklion Girit, Larisa, Volos,
atılan adımlardır. mücadele sürdüren bir çok gecekondu ma-
keti yalnızca ekonomik yetersizliklere karşı Ioannina ve Gümülcine’de) tutsakların daha iyi yaşama koşulları
Tarımın dünya çapında neo-liberal politi- hallesinde, beklenen desteğin alınamaması
bir hareket değil, bunun çok ötesine geçerek, mücadelelerinde yalnız olmadıklarını göstermek, bir kavram ve
kalar doğrultusunda icra edilmesi genetik sonucu büyük bir hayal kırıklığı yaşanmış-
ekonominin sosyal ve kültürel yapıyla olan bir kurum olarak cezaevleri konusundaki görüşlerini ifade etmek
olarak oynanmış bitkilerin pazar bulma sü- tır vakti zamanında.Oysa M.S.T. geniş halk
ilişkisinin farkına vararak ve bu ilişkiyi çok- için dayanışma protestoları gerçekleştirdiler. Atina’da isyan poli-
recini hızlandırırken, tek ekimlik terminatör kitlelerine ulaşmayı büyük ölçüde başarmış
ça vurgulayarak yepyeni bir hayatı örgütle- si 800-1.000 anarşistin gösterisine göz-yaşartıcı gazla saldırınca,
tohumlar bir süre sonra tüm insanlığın bes- bir hareket olarak karşımıza çıkıyor.Ger-
meyi başaran bir harekettir.Hareket 1979 Rio çatışmalar yaşandı.
lenme ihtiyacını birkaç çok uluslu şirketin çekçi olmak gerekirse zincirden başka kay-
Grande Do Sul’deki ilk toprak işgalleriyle
eline teslim edebilir.İşte bu noktada irde- bedecek şeyleri olmayanların herhangi bir
başlar 1980’lerin ortalarında Brezilya’da İspanya, Barcelona’da işçiler Frape Behr fabrikasını işgal
lendiğinde M.S.T. organik tarımı yaygın- şehrin ortasında yer alacak 4-5 katlı binalara
toprak reformunun yeniden bir sorun olarak etti.
laştırma çalışmalarıyla liberalizme bir tepki sahip olduklarında ,genel olarak, yoksullar-
gündeme oturmasıyla ülke çapında yaygın- Barselona’daki Frape Behr fabrikası işçilerini destekliyoruz. Behr,
olarak doğuyor. Bu hareketi tam anlamıy- la birlikte hareket etmeleri, gereksinimler
laşmaya başlar.1990’da M.S.T’nin işgal ettiği 50 işçi ve kâr sınırlandırmalarına ilişkin bir işgücü ayarlama planı
la kavrayabilmek için Marx, Engels, Rosa doğrultusunda süregelen bu mücadele için
toprakların toplam alanı Belçika’dan büyük (YAP) açıkladı. İşçiler üç aydan bu yana bu öneriyi reddetmekte-
Luxemburg, Lenin, Gramsci, Mao, Carlos oldukça zordur.Bu da memleketin gerçeği.
bir alanı kaplıyordu.Şu an hareketin içinde ler. Şimdilik, CNT, FTC-IAC, UGT ve CCOO, bu işgücü ayarlama
Marigalle, Kropotkin ile Poula Freire’nin Oysa Brezilya’da kimi varlıklı aileler de
yaklaşık 1.5 milyon insan bulunuyor.25 yıl- planını reddetmesi için hükümet üzerinde baskı oluşturmak ama-
düşüncelerini harmanlamak gerekiyor. Zira topraksızlar hareketini desteklemektedir.Bu
lık süreçte 1500’den fazla militanı öldürülen cıyla fabrikayı işgal altında tutuyor. CNT-Barselona işçileri gös-
M.S.T. hepsinden de çokça unsurlar taşıyor. yönüyle de hareket tarihte bir ilki başarmış
harekette bugün artık sadece Brezilyadaki terilerle destekliyor ve basın aracılığıyla halka bu ihtilafı duyuru-
Bu yüzden M.S.T’yi sadece bir düşünsel yapı oluyor.
büyük toprak sahiplerini rahatsız eden köy- yor. CNT, bu kavgayı, AIT temsilciliklerinin olduğu ülkelerdeki
ile aynileştirmek çok zordur.Hareket Geçti- Güney Amerika’da gecekondu hareketinde
lüler değil başka bir dünyanın mümkün ol- Behr fabrikalarına karşı gösterilerle desteklemenizi istiyor. Bunun
ğimiz günlerde öncü militanlarından birini varolan kolektif işgalden sonra da evlerin
duğunu kanıtlayarak liberalizme kafa tutan yanında emailler yoluyla hükümete bu YAP’ı desteklememesini
kaybetti.İsviçre tekeli Syngenta şirketinin ya da toprağın kolektif yapısının korunması
deneyimli militanlar var. Hareketin kazandı- talep eden destek mesajları yollamanız da önem taşıyor. Katalan
yasa dışı biçimde genetiği değiştirilmiş soya hareketin sürekliliği açısından önemlidir.Ha-
ğı meşruiyet sayesinde bugün Topraksızların Hükümeti bu öneriden yana veya karşı olduğunu ilan edecek ve
ve msır üretimi yapmasına engel olan köylü- reket tapu gibi belgeli mülkiyete şiddetle iti-
kurduğu eğitim sistemi Brezilya’da kabul umuyoruz ki işçilerin baskısı, toplumsal seferberlik ve sizlerin
lere saldırısı esnasında Valmir Motta da OLİ- raz ettiği gibi kolektif sorumluluk ilkesinin
görüyor.M.S.T. bütçesinin %50’den fazlasını desteği, hükümetin karşı olduğunu ilan etmesini sağlayacak.
VİERA göğsünden vurularak katledildi.90 de sıkı takipçisi olmuştur.Oliviera’nın ölümü
kendi militanlarının eğitimine ayırıyor.Hare- Email: secretariado@iwa-ait.org
ülkede faaliyet gösteren Syngenta şirketi sonrasında memleketten çıkan tek ses Tür-
ket büyük toprak sahiplerine ait, üzerinde
dünyada tohum pazarının 3. büyük tekeli kiye Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaş-
üretim yapılamayan toprakları işgal ederek
konumundadır.Brezilya’nın Santa Terosa de ma Platformu sözcüsü Abdullah Aysu oldu. Kıbrıs Vicdani Ret İnisiyatifi:
ve bu topraklarda bir yaşam kurarak büyü-
Oeste bölgesinde yasa dışı bir şekilde gene- Syngenta şirketi’nin bu tip saldırılarının dur- “Yurt ödevimiz barış, vicdani ret hakkımız olsun”
yor.Toprak bir kere işgal edilince, çadırlarını
tiği değiştirlmiş organizmalı (G.D.O.) bitki durulması için Uluslararası Af Örgütü’nün Bizler, herkesi Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi’nin etrafında ve
kuran aileler devlet ya da çıkarı baltalanan
üretimi yapan şirketin insan sağlığı üzerin- girişimde bulunmasını isteyen Aysu köy- vicdani ret hakkı çerçevesinde, egemenlerle, sistemle ve savaşla
kamu veya özel kurum ve kuruluşlardan ge-
de oynadığı oyuna engel olmak için çiftçi lülerin maduriyetinin Brezilya Hükümeti yüzleşmeye çağırıyoruz. Bu çağrı, Kıbrıs’ta yıllarca süren savaş-
lecek saldırılara karşı koymak için sıkı bir
ve topraksızlar hareketine üye köylüler bu tarafından giderilmesini arzuladıklarını be- larda kendinden bir parça kaybedenlere, askere evlat göndererek
şekilde örgütleniyorlar. Daha sonra o kul-
toprakları işgal ederek kamp kurmuştu.Çift- lirtti ve daha sert bir söylemle “Syngenta acılar çeken annelere, askerlik yüzünden geleceği göremeyen tüm
lanılmayan topraklarda yeni bir yaşam ku-
çi ailelerinden 70’i 17 aylık konaklamadan Brezilya’dan kovulmalıdır” diyerek hareketi genç bireylere, yurdundan uzakta yaşamaya mecbur bırakılan tüm
rulmaya başlanıyor. Toprak işleniyor, tarım
sonra Temmuz 2007’de de başka bir bölge- sonuna kadar desteklediklerini ekledi.(daha Kıbrıslılara kısacası kadın-erkek ayrımı yapmaksızın tüm bireyle-
yapılıyor ve ortak yaşam alanları kuruluyor.
ye taşınmıştı.Syngenta’nın yasa dışı üretimi fazlası için bkz.Topraksızlar/Bir Şenlikti redir. Zorlukları göze alarak “savaşa, saldırılara, işgallere ve mili-
Hareket kendi içinde görev ayrımı olan bi-
durdurması üzerine ekim ayında 150 çiftçi Uzun Yürüyüş M.YEĞİN) tarizme karşı örgütlen” çağrısıdır.
rimlere ayrılmış durumda ve her birim herke-
bu alana tekrar döndü.Şirket tarafından ki- Web: www.militarizmi.reddet.org
se karşı sorumlu, bu yüzden herkes hareketin
ralanan güçler topraksız köylülerin üzerine muzaffer E-mail: reddet@militarizmi.reddet.org
merkezinde bulunuyor.Bu yönüyle hareket

Bir sürdürülebilirlik deneyi:


adımların diğer yüzü ile daha çok ilgi- numuzla alakasına gelince, modernizm ulaşması (çevreci değil) ekolojist olan
leniyor. Bu çeşit bir çevrecilik gerçek insan ve ruh ikiliğinin yerine insan ve aktivist muhalefet için hayati derecede

Totnes ve düşündürdükleri sorunun etrafına söylemsel bir koruma/


saklama duvarı örüyor ki burada bahsi
doğa ikiliğini geçirdi demek çok iddi-
alı bir laf olmasa gerek. ‘Ruh’ ve din-
önemlidir. Özellikle TE ile Derin Eko-
loji (ve Naess) arasındaki polemiğe va-
geçen sorun insan-doğa ilişkisidir. sel düşünceler insanın doğayla kurduğu ran tartışmalar bu önemli noktayı canlı
İngiltere’nin güneybatısında küçük bir kasaba olan Bu ilişkiye ekonomik çerçeveden ba- bilinemezlik ilişkisi içerisinde değer- tutmuş ve sabitlenmiş bir doğa algısının
Totnes küresel ısınmaya ve petrol bazlı ekonomiye kılacak olunursa; sorun, kapitalizmin lendirildi: neden yıldırımın düştüğünü kuyusunu kazabilmiştir. Bizim için de-
alternatif olma iddiasıyla kendi kendine yetebilen (self- doğayı ve doğal kaynakları sömürüsü- bilmeyen insan, o bilgiye haiz olamayan ğerli olan da budur.
sustainable) bir kent olma yolunda bir proje başlattı. dür. Kapitalizmin kendi çıkarları yüzü insan, burada ‘Tanrı’yı konuşturmaya Bu yazı, İngiltere’deki bu küçük ka-
suyu hürmetine verdiği çevreci refleks- başladı. Varlık, artık ilahi bir yaratıcının sabanın sürdürülebilirlik projesinin,
Bu proje çerçevesinde belediye meclisi kavramlar olacak; ‘sürdürülebilirlik’ ler (bkz. TEMA ve destekçisi Sabancı değil doğal evrimin sonucuydu. İnsanın kapitalizm ve şu anki iktidar ilişkileri
kendi parasını bastı ve kullanıma sok- ve ‘yenilenebilirlik’ gibi. Bir de ekono- Holding) kendi lehlerine olan sömürü doğayla nasıl bir ilişki içerisinde olduğu içerisinde mümkün olamayacağı ke-
tu. Bu sayede projenin ekonomik veri- mik girdi-çıktıların kontrol sistemi var sisteminin devamını garanti altına al- sorusu –doğaya karşı mı yoksa doğanın hanetinde bulunuyor. Yeni para bası-
lerinin takibi amaçlanıyor ve bu veriler ki o olmadan diğer ikisini düşünmenin maya yöneliktir. Bu yüzden, eğer konu bir parçası mı?- ancak pozitivist bilimle mının da gösterdiği üzere, mülkiyet ve
neticesinde böylesi bir ekonominin sür- mümkünatı yok. çevre seferberliği ise, kapitalizmin yap- açıklanabilirdi. Ve çözüm bilimsel olma üretim ilişkilerine dokun(a)mayan bu
dürülebilirliği gün ışığına çıkarılma- ‘Yenilenebilirlik’ kavramıyla uğraşıl- mayacağı ve de yapamayabileceği hiç- iddiasındaki teorilerden geldi; insan çevre-sever deney pvc üretimi yerine
sı hedefleniyor. Kentte organik tarım mayacak çünkü ‘sürdürülebilirlik’ kav- bir şey yoktur. ‘Kyoto’yu imzalayan alet kullanmaya başladıktan, emeğini odun ihtiyacı yüzünden ormanları yağ-
ürünleri harici gıda satışı durduruldu ve ramı söylenmek istenilen şey için ina- diğerleri,imzalamayan diğerlerinden sergiledikten ve yerleşik yaşama geçip malayarak gerçek yüzünü gösterecektir.
bu ürünlerin kasaba arazisinde üretilme- nılmaz fırsatlar sunuyor. Bu kavramın daha mı az kapitalist?’ sorusunu sormak tarım yapmaya başladıktan sonra insan Hatta buradan, teknoloji ürünleri yerine
si için yaygın bir kampanya başlatıldı. toplumsal ekolojiyle, derin ekolojiyle işte bunun için burada elzem. oldu (bkz. Space Odyssea 2001, Stanley doğal malzeme kullanımının doğal kay-
Üniversitelerden gelen destek sayesinde veya sözü-eylemi-bir samimi marksist Öte yandan, aynı ekonomik bakış açısı- Kubrick). Tüm bu açıklamalar doğanın naklar üzerine fazladan bir yük bindi-
ekonomik getirisi çok olan bazı tarım- ekolojiyle bir bağlantısı tabi ki yok. Bu na sahip görünen marksizmde ise doğa zapt-ı rapt altına alınmasının meşru te- rebileceği bile iddia edilebilir. Burada,
sal ürünlerin –çay gibi- kasaba arazisi- kavram çevrecilik’in daha doğrusu çev- yine üretim araçları çerçevesinde değer- melini öyle ya da böyle oluşturdular. hangisinin doğanın lehine olacağının
ne adaptasyon çalışmaları sürdürülüyor. recilerin kavramıdır; yani kapitalizmin, lendirilir ve bu noktada yine ‘iş ve üret- O halde insanın doğayı kullanımı, sö- hesabını tabi ki para tutan eller yapa-
Kasabadaki satıcılar yüksek oranda yani “hegemonik üretim biçimi”nin. kencilik’ fetişizmine yenik düşer; bu mürüsü ve tahakküm altına alışı bu bi- caktır. Soruna salt ekonomik temelli
plastik ve pvc ürünü olan malzemelerin Sürdürülebilirlik, kabaca, doğal kay- nedenle ‘doğa sorunu’ devrim sonrasına limselci çizginin devamıdır denilebilir. bakmanın getireceği sonuçlar bunlardır.
satışını durdurdu ve buna alternatif olan nakların toplumsal ve ekonomik düze- ötelenir (İnsanın insana karşı mücadelesi Yani doğaldır! Öyleyse ne gam; doğa, Burada ne teknolojinin kutsanmasını ne
malzemelerin piyasaya sürümüne önce- nin işleyicine zeval getirmeyecek şekil- nihayete erdikten sonra insanın doğayla doğal olarak insansal (ve de toplumsal) de yabanıl olanın güzellemesini yapma
lik verildi. İnşaat sektöründe ise doğal de tüketilmesi ile ilgilidir. Petrolün varil mücadelesinin başlayacağını varsayan çerçevede tutsaktır. durumunda değiliz. Bizim için hayati
malzemeden konut inşasına geçildi. fiyatının yükselmesi petrol kaynakları ‘aşırı(!)’ marksizmlerden zaten söz et- Toplumsal Ekoloji (TE) yaklaşımının önem taşıyan şey, ister ekonomik temel-
Projenin bir sonraki aşaması yenilene- ile ilişkili olarak düşünülebilir (gerçek- miyoruz fakat neredeyse her ortodoks bu teorik temele eleştirisi gayet değer- li olsun isterse kültürel/etnik veya ide-
bilir enerji kaynakları üzerine eğilmek te diğer faktörler bu kaynağın sınırlı marksistin de bunun izdüşümlerini taşı- lidir. TE’nin fikir babası sayılabilecek olojik temelli, tahakküm ilişkileridir ve
olacak. Bu çerçevede rüzgar ve güneş oluşundan daha önemlidir) veya hamsi dığının da farkındayız). Bu ekonomizme Bookchin’in de düşünsel mimari ola- bu ilişkileri saklayan ve yeniden üreten
enerjisi üzerine çalışmalar başlatılacak. fiyatlarının o yılki balık rezervine bağ- sıkışıp kalmamış marksizmler ne mutlu rak modernist olması onun en azından ‘çevre’ ve ‘doğa’ söylemidir. Çevreci-
Ne güzel bir haber! Yanlış anlaşılmasın, lı olması da bununla alakalıdır. Bunlar ki bize var, ancak onların da ekolojik bir kendinden evvelkilerin doğaya bakışını lik hiç de masum değildir; bu düzenin
ne haberin niteliğiyle ne de bunun haber tabi ki çok yüzeysel örnekler. Anlatmak bakışa sahip olduklarını maalesef söyle- eleştirmesinin önemine zeval getirmez. sürdürülebilirliği ve de yenilebilirliği,
olup olmadığı ile ilgili bir kaygım var. istediğim şu; sürdürülebilirlik kavramı- yemiyoruz. İnsanın insan üzerindeki tahakkümünün çevrecilik ve onun az biraz daha radikal
Ciddiyim, bu güzel bir haber. Hatta yazı nın kullanılışında gözetilen şey, doğal Ben bu ilişkiye biraz da modernizm ve insanın doğa üzerindeki tahakkümünün görünen akrabası ekonomist çevrecilik
en son söyleyeceğini şimdiden söylesin; kaynakların kendisi değil ekonomik, pozitivizm eleştirisi üzerinden bakılması (veya tersi) nedeni mi yoksa sonucu sayesinde olacaktır. Ne yani, Çankaya
bu “proje” çok önemli! toplumsal ve ideolojik sistemin devam- taraftarıyım. Modernizm bir kişinin, bir mu olduğu sorusu üzerine TE bir hay- Belediyesi’nin derdi doğanın korunması
Neden mi? Çok basit. Haberin içeriği- lılığıdır. grubun veya bir tarihsel çağın icadı de- li kafa yormuşsa da, ve hatta böylece mıdır ‘çöpleri ayırma’ çağrısı yaparken?
ni inceleyecek olursak karşımıza çıka- Sürdürülebilirlik yolunda atılan adımlar ğil tabi ki; modernizm bir süreçtir, hat- Marx’ınkine benzer bir belirlenimciliğe İsterseniz siz bunu bir de katı atık işçi-
cak olan şey, anladığımızı sandığımız –mesela Kyoto Protokolü- tabi ki değer- ta postmodernizm ile birlikte olsa dahi ulaşmışsa da, doğa algısının ve söylemi- lerine sorun!
ama aslında pek de algılayamadığımız siz değildir, fakat bu yazı bu ‘çevreci’ henüz tamamlan(a)mamış bir süreç. Ko- nin aslında toplumsal olduğu sonucuna Mustafa ERATA
Ahali’den sesler 16

Almanya’da gerçekleşen G–8 zirvesi protestolarına katılan anarşistler zirve sonrası Mülksüzler

MÜLKSÜZLER RADYO “DİRENİŞİN SESİ” DİR! Radyo’ya konuk olarak zirvede yaşadıklarını, eylemleri ve işgal evlerini anlattılar.
ÖSS sınavından bir hafta önce sınav sorularının cevap anahtarını sınavdan bir gün önce radyoda
Muhalif yayınların, farklı türden müziklerin ve aslında yaşamımızın bir parçası olan seslerin bir yayınlayacağımızı söyledik. Bu duyuru, gelecek umutları eğitim ve sınav sistemince tüketilen bir-
araya geldiği Mülksüzler Radyo bir yıldır internette yayınına devam ediyor. Bizde kendilerini ‘di- çok öğrenciyi heyecanlandırdı. O akşam radyo başına toplanan bir sürü öğrenci ise belkide ilk kez
renişin sesi’ olarak tanımlayan ve sisteme muhalif insanların bir araya geldiği Mülksüzler Radyo ile karşılaştıkları soruların sınav sistemini eleştiren sorular olduğunu gördüler.
bir söyleşi gerçekleştirdik. Tutuklu vicdani retçi Halil Savda serbest kaldıktan sonra Mülksüzler Radyo’nun konuğu
olarak tutuklu kaldığı sürece yaşadıklarını bizlerle paylaştı.
Mülksüzler Radyo fikri nasıl ortaya çıktı? Kürt halkına yönelik yapılan son operasyonlarla ilgili radyo programcıları, bir gün
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki yalnızlığın adı modernlik, tüketimin adı özgürlük olmuş. boyunca operasyonu protesto etmek için birer saat yayın yaptılar. Programlarda Kürt
Daha çok para kazanmak uğruna her şey mübah sayılıyor. Televizyonlardan izlediğimiz sorunu üzerine konuşuldu, operasyonlar tartışıldı.
yalanlar insanları tüketime ve yalnızlığa bağımlı hale getiriyor. Mülksüzler Radyo, zen- Sadece bu örneklerdeki gibi toplumsal olaylar ele alınmıyor elbette. Ama bir müzik
ginlerin tekelinde olan reklâmlarla büyüyen televizyonlara ve radyolara, bunların karış- programı bile alışılmış olandan çok farklı olabiliyor. Mesela: Karmaşa. Bu program-
tırdığı kafalara karşı başlatılmış bir projedir. da, başka bir radyoda pek duyamayacağınız, sistemin bizim kulaklarımıza fısıldadığı
sessizlikten çıkarak, sokağın gürültüsü ya da bir fabrikadaki makinenin çıkardığı otoma-
Mülksüzler Radyo’nun ismi olan Mülksüzler nereden geliyor? tikleştirilmiş sesler ya da gündelik hayatta karşılaştığımız ritimlerden ilham alarak ortaya çıkmış
Mülksüzler Radyo ismini bir romandan alır, Ursula Le Guin’in Türkçeye “Mülksüzler” olarak çev- deneysel müzikler çalınıyor. Buna kaotik müzik dense de alışık olmadığımız bu ritimler aslında
rilen “Dispossessed” romanından alır. Dispossessed sahip olmayan ve sahip olunamayanlar an- hayatımızın her ayrıntısında gizli.
lamına gelmektedir. Romanda iki farklı dünya tasvir edilir. Urras şimdiki yaşadığımız dünyaya
çok benzer; kurallar var, yöneticiler var, şiddet var, Anarres’deki yaşam ise şimdi bizlere ütopik Mülksüzler Radyo’yu nasıl dinleyebiliyoruz?
gelebilir çünkü; mülkiyetin, yönetimin, yöneticilerin olmadığı fakat insanların bunlar olmadan da Radyonun belirli bir merkezi yok. Bu demek oluyor ki, internet bağlantısı olan her yer, yayın yap-
pekala yaşabileceğini gösteriyor. Mülksüzlerin radyosunda yayıncıların Anarres’dekine benzer bir mak için bir merkez. Bu, kendi evimiz olabilir ya da komşumuz.
dünyada yaşama düşleri vardır.
Peki, radyo da yayın yapmak istersek, bunu nasıl yapacağız?
Mülksüzler Radyo nasıl başladı ve nasıl gelişti, şuan ki durumu nedir? Radyo yayını yapmak da sanıldığı kadar zor değil. Küçük ve basit bir eklentiyi bilgisayarınıza indi-
Radyo bu düşleri gerçeğe dönüştürebilme yolundaki beraberliğin ifadesi olarak bir yıl önce yayın- rip kuruyorsunuz, sonra da winamp programını açıp müzik çalmaya başlıyorsunuz, artık yayındası-
larına başladı. İlk başlarda birbirlerini yakından tanıyan kişiler arasında kendi ilgi alanlarını konu nızdır demek. Sesinizi duyurmak istiyorsanız mikrofonun takılı olması yeterli.
alan programlarla devam ediyor olsa da, bugün, birçok konu ve farklı birçok içerik ile beslenen, Böylece internete girip www.mulksuzler.net adresini açan herkes radyoyu kolaylıkla dinleyebili-
böylece farklı ilgi alanlarındaki kişileri çekebilecek bir biçime ulaştı. Bu anlamda radyo projesi çok yor. Ayrıca alışılmış radyolardan farklı olarak ekranda görülen yazışma penceresini kullanarak da
geniş bir alana hitap etmese de bir konuya farklı yaklaşımların olabilirliğini gösteren programlar görüşler belirtiliyor, fikirler aktarılıyor, öneriler yapılabiliyor ya da o an konuşulan konuya dâhil
yaparak dinleyicilerini her geçen gün arttırıyor. olunabiliyor. Bir de her programcının yayını sırasında ekranda, istediği resmi görüntüleyebileceği
Mülksüzler Radyo’nun genel bazı niteliklerini şöyle sıralayabiliriz: bir resim penceresi var. Bu da dinleyici ile etkileşimli bir yayın yapılmasını sağlıyor.
Reklâmdan, patrondan, pahalı donanım ve araçlardan, merkezden, piyasa koşullarından bağımsız-
dır. Irkçı, cinsiyetçi, tekelci, yasakçı ve militarist her türlü yaklaşımın reddi temelinde ilkelere Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
sahiptir. Mülksüzler Radyo, sisteme muhalif insanların kendi fikirlerini söyleyebilecekleri, görüşlerini an-
Mevcut iletişim teknolojilerini, yukarıda belirtilen yaklaşımlar ve bağımlılıkların dışında kullanma latabilecekleri ve seslerini duyurabilecekleri bir birlikteliktir. Böylece, radyo ile seslerimizi hay-
olanaklarını zorlayarak kendine internet zemininde alan açmıştır. Bu yolla, yalnızca bilgisayar, in- kıracak kadar yüksek duyurabileceğimiz, insani ilişkilerimizi yeniden paylaşarak üretebileceğimiz
ternet bağlantısı ve mikrofon gibi cihazlar aracılığıyla medyayı kendi lehimize kullanabileceğimizi bir alan yaratmanın heyecanını yakaladık. Ofisi olmayan, patronu olmayan, kendini ifade etmenin
göstermiştir. yöntemlerini tamamen kendince belirlediğin, ezberci yöntemlerden uzak duran bir radyo zeminine
sağlam ayaklarla basıyoruz. Mülksüzler Radyo’da yayın aktıkça, seslerimiz de duyulmaya devam
edecek. Seslerimiz oldukça da Mülksüzler.

Mülksüzler Radyo programcıları

Kimler geldi… Kimler geçti…

◘ Waking up Anarchy – farklı türlerde şarkıların çalındığı müzik programı


◘ Anti-Reklâm Takımı – reklâmların satır aralarını okuma ve ideolojik unsurlarını deşifre
etmeye çalışan program
◘ Yeni Albümler – yeni yayınlanan ve nadir bulunan nitelikli albümler
◘ Kaos ve Biz – gündelik yaşamın ve modern hayatın getirdiği baskılar üzerine sohbet
◘ Rock Against – Rock müzik programı
◘ Kötü Görüntü – görüntü üzerine her şey – bir nevi anti katarakt fanzin
◘ Dingin Müzik – Türkçe müzik programı
◘ Fitilin Ucu – farklı coğrafyalardan müzik
◘ Taş Taş üstüne – mimarlık ve kent yaşamı üzerine sohbet
◘ Tozlanmayan Albümler – dünyanın dönüşüne aldırmayan albümler
◘ Latife – güncel konular üzerine sohbet ve müzik programı
◘ Alakaya Maydanoz – güncel konular üzerine sohbet ve müzik programı
Kıyıda köşede kalan kayıtları gün yüzüne çıkarmaya, sokağın seslerine yer vermeye çalışır, kitlesel
◘ Eşref Saati – alternatif müzik programı
tüketim için üretilen her türlü iletiye kapılarını kapatır ya da bunları programlarında –kimi zaman
◘ Atina Postası – Atina’daki anarşist hareketten işgal evleri ve kültürü üzerine anlatılar
dinleyicilerle birlikte- deşifre eder.
◘ Karmaşa – irrasyonel sözler ve sıra dışı sesler programı
Niceliği değil, niteliği önemser. Bu nedenledir ki, bahsedilen konu ya da çalınan müziği bir kişi bile
◘ Aşırıcılar – sokaktan sesler
dinlese yayın sürer.
◘ Bir konu bir konuk – önemli düşünürlerden sözler
Programcılar, hatta dinleyicilerle dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma temeline dayalı ilişkiler ör-
◘ Yalınayak – kapatılma üzerine hikâyeler
gütlemeyi ve bir programcımızın dediği gibi, ticari bir radyonun dinlenme kaygısıyla asla açama-
◘ Asi Saatler – metal müzik programı
yacağı kapıları açmayı hedefler.
◘ İsimsiz Şarkılar – neşeli şarkılarla müzik programı
İnisiyatifler var olduğu sürece yayınına devam eder.
◘ Gamlı Baykuş – yerli & yabancı müzik ve sohbet programı
◘ Yangın Girişi – Edebiyat, felsefe ve sosyoloji metinlerinden seçmeler
Radyo’da ki programlar ne tür içeriklere sahip, daha çok müzik yayını mı yapıyor-
◘ Yatakta ve Sofrada Anarşizm – cinsellik ve beslenme üzerine anarşist yaklaşımlar
sunuz?
◘ Muhtelif Esintiler – Punk Rock programı
Mülksüzler Radyo yaklaşık bir yıldır yayın akışına devam ediyor. Radyodaki programlar sadece
◘ Punkzehir - Punk Rock programı
müzik içerikli programlar değil, gündelik hayatımıza değinen birçok konuyu sorgulayan ve değer-
◘ Birtakım Şeyler - atonal & avant-garde müzik
lendiren, radyo aracılığıyla seslerini duyurarak paylaşan düşüncelerin ifade yoludur.
◘ Alice Harikalar Diyarında – alternatif müzik programı
Örneğin reklâmlar gündelik yaşamlarımızda çok fazla belirleyici oluyor, alışkanlıklarımızı belirli-
◘ Kırık Plak – müzik programı
yor ya da yeni alışkanlıklar edinmemizi sağlıyor. Bu konuya tepkili sesini duyurmak isteyen iki kişi
◘ Anadoluyum ben, tanıyor musun? – Kemaliye’deki gündelik yaşam üzerine sohbet
radyoda bu konu ile ilgili olarak “Anti Reklâm Takımı” adlı bir program yaptılar.
◘ Çalı Süpürgesi – farklı coğrafyalardan müzik
Modern kent yaşamına ve kentsel dönüşüm bahanesiyle şehirlerin alışveriş merkezlerine dönüştü-
◘ Deneysel – haber programı
rülmesine eleştirel bakan iki mimar arkadaş radyoda bu konuyu işlediler: “Taş Taş Üstüne”.
◘ Renksiz Skala – Sokak sesleri
Kapatılmanın tecrit edilmenin yalnızca duvarın bir tarafında olmadığına ilişkin hikâyeler duyabilir-
◘ Kuytu – güncel Rock müzik örnekleri
siniz “Yalınayak” programında…
◘ Düşler – imgeleme yolculuk, hikaye anlatımı programı
◘ Eski Gazete – garip haberler
YAŞADIĞIMIZ GÜNDEMLERE DAİR ÖZEL YAYINLAR YAPILDI…
◘ S.O.S. – lise öğrencilerinin sorunları üzerine sohbet
Radyoda gerçekleşen bir özel yayın geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimler süreci oldu. Sokaktaki
◘ Uyandırma Servisi – müzik ve sohbet programı
ayakkabı boyacısına, seyyar satıcıya, öğretmene, işçiye, öğrenciye mikrofon uzatarak onların da
◘ Sevinçli Uğur Böceklerinin Uyumsuzluk Kurultayı (S.U.B.U.K.) – kolektif düşünme ve
düşüncelerinin duyulmasına olanak sağlamış oldu.
düşleme programı
Üniversitelerde yaşanan faşist saldılar üzerine; muhalif hareketin durum değerlendirilmesi konu-
şularak, farklı üniversitelerden katılan gençlerin yorumları ve mücadele biçimleri yine Mülksüzler
dinlemek icin, wen browserinize adresi yazıp, açılan sayfada gerekli eklentiyi pc’nize yükle-
Radyo’da anlatıldı, tartışıldı.
yin. http://mulksuzler.net
Sendika hareketleri üzerine güncel programlar da yapıldı Mülksüzler’de. Bunlardan biri Novamed
greviydi. Grevdeki İşçi kadınların yaşadıkları ve düşünceleri radyomuzdan aktarıldı.

You might also like