Professional Documents
Culture Documents
1
A
â (F.) []ﺁ 1.ünlem edatı ey, hey. 2.iki kelimenin arasına girerek, anlamı
pekiştiren yeni kelimeler türetmeye yarayan orta ek.
2
a’sâb (A.) [ ]اﻋﺼﺎبsinirler.
âb (F.) []ﺁب 1.su. 2.deniz. 3.ırmak. 4.tükürük. 5.özsuyu. 6.ter. 7.döl suyu.
8.sidik. 9.parlaklık. 10.yüzsuyu. 11.letafet, hava.
âb (F.) [ ]ﺁبAğustos.
3
abâ (A.) [ ]ﻋﺒﺎ1.kaba yün kumaş. 2.aba.
4
abes (A.) [ ]ﻋﺒﺚsaçma, abes.
âbidât [ ]ﺁﺑﺪاتanıtlar.
5
abraş (A.) [ ]اﺑﺮشalacalı.
âc (A.) [ ]ﻋﺎجfildişi.
6
âcil (A.) [ ]ﻋﺎﺝﻞacil.
7
addedilmek sayılmak, görülmek, değerlendirilmek.
8
adhâ (A.) [ ]اﺽﺤﯽkurbanlar.
9
âferînende (F.) [ ]ﺁﻓﺮیﻨﻨﺪﻩyaratıcı.
âfitâbcemâl (F.-A.) [ ]ﺁﻓﺘﺎب ﺝﻤﺎلgüzel yüzlü, parlak yüzlü, yüzü güneş gibi
parlayan, sevgili, maşuk.
10
afv (A.) [ ]ﻋﻔﻮbağışlama, af.
11
ağrâz (A.) [ ]اﻏﺮاضmaksatlar.
12
ahdüpeymân (A.-F.) [ ]ﻋﻬﺪ و ﭘﻴﻤﺎنand.
13
ahid (A.) [ ]ﻋﻬﺪsöz, yemin.
14
ahlâkiyat (A.) [ ]اﺧﻼﻗﻴﺎتahlak bilgisi.
15
ahter (F.) [ ]اﺧﺘﺮyıldız.
16
ahyâl (A.) [ ]اﺧﻴﺎلyılkılar.
ahzetmek almak.
âk (A.) [ ]ﻋﺎقserkeş.
17
akabe (A.) [ ]ﻋﻘﺒﻪ1.geçilmesi güç geçit. 2.yokuş.
18
âkır (A.) [ ]ﻋﺎﻗﺮ1.kısır. 2.verimsiz.
19
akmişe (A.) [ ]اﻗﻤﺸﻪkumaşlar.
20
akûrâne (A.-F.) [ ]ﻋﻘﻮراﻥﻪkudurmuşçasına.
21
alâmât (A.) [ ]ﻋﻼﻡﺎتişaretler, alametler.
22
âlemârâ (A.-F.) [ ]ﻋﺎﻝﻢ ﺁراdünyayı süsleyen.
23
alîm (A.) [ ]ﻋﻠﻴﻢçok bilen.
24
amd (A.) [ ]ﻋﻤﺪkasıt.
25
âmm (A.) [ ]ﻋﺎمyıl.
ân (A.) [ ]ﺁنan.
26
ânât (A.) [ ]ﺁﻥﺎتanlar.
âne (F.) [ ]اﻥﻪgibi anlamını verecek şekilde sıfat ve zarf yapan son ek.
27
arab (A.) [ ]ﻋﺮبarap
28
ârî (F.) [ ]ﺁریevet.
29
asalet (A.) [ ]اﺹﺎﻝﺖasillik.
30
asker (A.) [ ]ﻋﺴﮑﺮasker, er.
31
âşık (A.) [ ]ﻋﺎﺵﻖaşık.
32
âşüfte (F.) [ ]ﺁﺵﻔﺘﻪ1.iffetsiz kadın. 2.perişan.
33
âteşgîre (F.) [ ]ﺁﺕﺶ ﮔﻴﺮﻩ1.maşa. 2.çıra.
34
âtiyüzzikr (A.) [ ]ﺁﺕﯽ اﻝﺬﮐﺮaşağıda zikredilecek olan.
35
âvâz (F.) [ ]ﺁوازses.
36
ayş (A.) [ ]ﻋﻴﺶyaşama, keyif alma, gününü gün etme.
37
azm (A.) [ ]ﻋﺰم1.azim. 2.niyet.
38
B
39
bâdbedest (F.) [ ]ﺑﺎدﺑﺪﺱﺖeli boş, züğürt.
40
bahânecû (F.) [ ]ﺑﻬﺎﻥﻪ ﺝﻮbahaneci.
41
bahşâyiş (F.) [ ]ﺑﺨﺸﺎیﺶ1.bağışlama. 2.bağış, ihsan.
42
bâlîn (F.) [ ]ﺑﺎﻝﻴﻦ1.başucu. 2.yastık.
43
basar (A.) [ ]ﺑﺼﺮ1.görme. 2.görme yetisi.
44
bâzû (F.) [ ]ﺑﺎزو1.kol. 2.güç.
45
bedendîş (F.) [ ]ﺑﺪاﻥﺪیﺶkötü düşünceli.
46
bednigâh (F.) [ ]ﺑﺪﻥﮕﺎﻩkötü gözlü, kötü bakışlı.
47
behîmiyyet (A.) [ ]ﺑﻬﻴﻤﻴﺖhayvanlık.
48
belâgat (A.) [ ]ﺑﻼﻏﺖkusursuz söz söyleme
49
bendergâh (F.) [ ]ﺑﻨﺪرﮔﺎﻩrıhtım.
berâyı malûmât [ ] ﺑﺮای ﻡﻌﻠﻮﻡﺎتbilgi edinmek için, bilgi vermek için, bilgi sahibi
olmak için.
50
berd (A.) [ ]ﺑﺮدsoğuk.
51
berkemâl (F.-A.) [ ]ﺑﺰﮐﻤﺎلen iyi şekilde, mükemmel.
52
besende (F.) [ ]ﺑﺴﻨﺪﻩyeterli.
53
bey’ (A.) [ ]ﺑﻴﻊsatış.
54
bezir (A.) [ ]ﺑﺬرtohum.
55
bîdâdger (F.) [ ]ﺑﻴﺪادﮔﺮzalim.
56
bîhayat (F.-A.) [ ]ﺑﯽ ﺣﻴﺎتcansız, yaşamayan.
57
bilâmazeret (A.) [ ]ﺑﻼﻡﻌﺬرتmazeretsiz, özür bildirmeksizin.
58
bilmünâvebe (A.) [ ]ﺑﺎﻝﻤﻨﺎوﺑﻪdönüşümlü.
59
bînâm (F.) [ ]ﺑﻴﻨﺎمadsız, tanınmamış.
60
bîsebat (F.-A.) [ ]ﺑﯽ ﺛﺒﺎتdayanıksız.
61
bîvezen (F.) [ ]ﺑﻴﻮﻩ زنdul kadın.
bû (F.) [ ]ﺑﻮkoku.
62
bundan mâada (T.-A.) [dan+m] bundan başka, bunun yanısıra.
63
bülend (F.) [ ]ﺑﻠﻨﺪ1.yüksek. 2.yüce.
64
bütûn (A.) [ ]ﺑﻄﻮن1.karınlar. 2.kuşaklar, nesiller.
65
C
66
câmedân (F.) [ ]ﺝﺎﻡﻪ دانgardrop.
67
cânişin (F.) [ ]ﺝﺎﻥﺸﻴﻦhalef, birinin yerine oturan.
68
cebâbire (A.) [ ]ﺝﺒﺎﺑﺮﻩzorbalar.
69
cefâkâr (A.-F.) [ ]ﺝﻔﺎﮐﺎر1.cefa eden, üzen. 2.cefa çeken, üzülen.
70
celîl (A.) [ ]ﺝﻠﻴﻞulu.
71
cemm (A.) [ ]ﺝﻢkalabalık.
72
cerâhat (A.) [ ]ﺝﺮاﺣﺖyara.
73
cevâben (A.) [ ]ﺝﻮاﺑﺎyanıt olarak.
74
cevr etmek haksızlık etmek, üzmek, acı çektirmek.
75
cibilliyet (A.) [ ]ﺝﺒﻠﻴﺖkarakter, yaratılış.
76
cihannüma (F.) [ ]ﺝﻬﺎن ﻥﻤﺎ1.dünya atlası. 2.taraça.
77
cins (A.) [ ]ﺝﻨﺲ1.tür. 2.soy.
78
cumhûr (A.) [ ]ﺝﻤﻬﻮر1.halk. 2.kalabalık.
79
cülûs etmek tahta geçmek.
80
cüz’î (A.) [ ]ﺝﺰﺋﯽçok az.
81
Ç
82
çâlpâre (F.) [ ]چﺎرﭘﺎرﻩçalpara.
83
çârşeb (F.) [ ]چﺎرﺵﺐçarşaf.
84
çendan (F.) [ ]چﻨﺪانo kadar, onca.
85
çigûnegî (F.) [ ]چﮕﻮﻥﮕﯽnitelik.
86
çun (F.) [ ]چﻮن1.gibi. 2.mademki. 3.nasıl. 4.için. 5.çünkü.
87
D
88
dâhilî (A.) [ ]داﺧﻠﯽiç ile ilgili, iç yüze ait.
dâire (A.) [ ]داﺋﺮﻩ1.daire. 2.büro, ofis. 3.devlet dairesi. 4.tef, zilli tef.
89
dâmenbûs (F.) [ ]داﻡﻦ ﺑﻮسetek öpen.
90
darb (A.) [ ]ﺽﺮب1.vuruş. 2.para basımı. 3.dövme.
91
dâstân (F.) [ ]داﺱﺘﺎن1.destan. 2.hikaye. 3.masal.
92
defter (A.) [ ]دﻓﺘﺮdefter.
93
dellâl (A.) [ ]دﻻلkomisyoncu, tellal.
94
derd (F.) [ ]درد1.dert. acı. 3.ağrı.
95
dermân (F.) [ ]درﻡﺎن1.ilaç. 2.çare. 3.güç.
96
desâis (A.) [ ]دﺱﺎﺋﺲhileler, oyunlar.
97
deşne (F.) [ ]دﺵﻨﻪhançer.
dî (F.) [ ]دیdün.
98
dicâce (A.) [ ]دﺝﺎﺝﻪtavuk.
99
dilber (F.) [ ]دﻝﺒﺮgönül alan, güzel, sevgili.
100
dilsûhte (F.) [ ]دل ﺱﻮﺧﺘﻪbağrı yanık, gönlü yaralı.
101
dîrîn (F.) [ ] دیﺮیﻦeski.
102
duhân (A.) [ ] دﺧﺎن1.tütün. 2.duman.
dü (F.) [ ] دوiki.
103
dübb (A.) [ ] دبayı.
104
dürre (A.) [ ] درﻩiri inci.
105
E
106
ebhâr (A.) [ ] اﺑﺤﺎرdenizler.
107
ecdâd (A.) [ ] اﺝﺪادatalar, cedler.
108
edîbe (A.) [ ] ادیﺒﻪ1.bayan edebiyatçı. 2.edepli bayan.
109
efsunger (F.) [ ] اﻓﺴﻮﻥﮕﺮ1.afsuncu. 2.büyüleyici.
110
ehil (A.) [ ] اهﻞ1.maharet sahibi. 2.evcil. 3.bir yerde ikamet eden. 4.bir yere
mensup.
ehl (A.) [ ] اهﻞ1.maharet sahibi. 2.evcil. 3.bir yerde ikamet eden. 4.bir yere
veya görüşe mensup.
111
ekârib (A.) [ ] اﻗﺎربyakınlar, akrabalar.
112
ekyâl (A.) [ ] اﮐﻴﺎل1.kileler. 2.ölçekler.
113
elyâf (A.) [ ] اﻝﻴﺎفlifler.
114
emlâk (A.) [ ] اﻡﻼکmülkler.
115
encîr (F.) [ ] اﻥﺠﻴﺮincir.
116
engüşter (F.) [ ] اﻥﮕﺸﺘﺮyüzük.
117
erbain (A.) [ ] ارﺑﻌﻴﻦkırk. hadîs-i ~ kırk hadis.
118
erzel (A.) [ ] ارذلen rezil, en aşağılık.
119
esefnâk (A.-F.) [ ] اﺱﻔﻨﺎکüzücü.
120
esrârengîz (A.-F.) [ ] اﺱﺮاراﻥﮕﻴﺰgizemli.
121
etıbbâ (A.) [ ] اﻃﺒﺎdoktorlar, tabipler.
122
evreng (F.) [ ] اورﻥﮓtaht.
123
ezhâr (A.) [ ] ازهﺎرçiçekler.
124
F
125
fâik (A.) [ ] ﻓﺎﺋﻖüstün.
falaka (A.) [ ] ﻓﻠﻘﻪfalaka, ayağa sopa atarak acı çektirmek için hazırlanan
düzenek.
126
fâr (A.) [ ] ﻓﺎرfare.
127
fâş (F.) [ ] ﻓﺎشifşa olmuş, aşikar olmuş.
128
fedâkâr (A.-F.) [ ] ﻓﺪاﮐﺎرözverili.
129
fend (F.) [ ] ﻓﻨﺪhile.
130
ferd (A.) [ ] ﻓﺮد1.tek. 2.birey.
131
ferverdîn (F.) [ ] ﻓﺮوردیﻦİran takvimine göre baharın ilk ayı.
132
fevc (A.) [ ] ﻓﻮج1.grup, cemaat, zümre. 2.bölük, takım.
133
fıdda (A.) [ ] ﻓﻀﻪgümüş.
134
fikir (A.) [ ] ﻓﮑﺮfikir, düşünce.
135
fireng (F.) [ ] ﻓﺮﻥﮓBatı, Avrupa.
136
fusahâ (A.) [ ] ﻓﺼﺤﺎfasih konuşanlar.
137
fütûhât (A.) [ ] ﻓﺘﻮﺣﺎتfetihler.
138
G
139
gâliba (A.) [ ] ﻏﺎﻝﺒﺎsanırım, belki.
140
garben (A.) [ ] ﻏﺮﺑﺎbatıdan.
141
gâyât (A.) [ ] ﻏﺎیﺎتgayeler.
142
gayrendîş (A.-F.) [ ] ﻏﻴﺮ اﻥﺪیﺶbaşkalarını düşünen.
143
gelû (F.) [ ] ﮔﻠﻮboğaz.
144
geştügüzâr (F.) [ ] ﮔﺸﺖ و ﮔﺰارdolaşma, gezinti, gezip tozma.
145
girâmî (F.) [ ] ﮔﺮاﻡﯽdeğerli, kıymetli, saygın, sayın.
146
girye (F.) [ ] ﮔﺮیﻪağlama, ağlayış.
147
gûnâgûn (F.) [ ] ﮔﻮﻥﺎﮔﻮنrengarenk.
148
gûşt (F.) [ ] ﮔﻮﺵﺖet.
149
gülgonce (F.) [ ] ﮔﻞ ﻏﻨﺠﻪgül goncası.
150
güneh (F.) [ ] ﮔﻨﻪgünah.
151
H
hâ (F.) [ ] ﺧﺎçiğneyen.
152
haber (A.) [ ] ﺧﺒﺮhaber.
153
haccâm (A.) [ ] ﺣﺠﺎمhacamatçı.
154
hacletâver (A.-F.) [ ] ﺧﺠﻠﺖ ﺁورutanç verici.
155
hadîka (A.) [ ] ﺣﺪیﻘﻪbahçe.
156
hafî (A.) [ ] ﺧﻔﯽgizli
157
hâil (A.) [ ] هﺎﺋﻞkorkunç.
158
hakîkat (A.) [ ] ﺣﻘﻴﻘﺖgerçek.
hakkâ [ ] ﺣﻘﺎgerçekten.
hâkkedilmek kazılmak.
hâkketmek kazımak.
159
hâl (F.) [ ] ﺧﺎل1.ben. 2.benek.
160
haleldâr etmek bozmak, halel getirmek.
161
halk etmek yaratmak.
162
hamelât (A.) [ ] ﺣﻤﻼتsaldırılar, hamleler.
hamletmek yüklemek.
163
hamsin (A.) [ ] ﺧﻤﺴﻴﻦelli.
164
hânman (F.) [ ] ﺧﺎﻥﻤﺎنev bark, yurt.
165
harb-i umûmî [ ] ﺣﺮب ﻋﻤﻮﻡﯽBirinci Dünya Savaşı.
166
hâric (A.) [ ] ﺧﺎرجdış, dışarı.
167
hârpuşt (F.) [ ] ﺧﺎرﭘﺸﺖkirpi.
168
hasbü’l-mâhiye (A.) [ ] ﺣﺴﺐ اﻝﻤﺎهﻴﻪyapı bakımından.
169
hâsir (A.) [ ] ﺧﺎﺱﺮzarar eden, hüsrana uğrayan.
170
hâste (F.) [ ] ﺧﻮاﺱﺘﻪ1.istemiş. 2.istek.
171
hatâ (A.) [ ] ﺧﻄﺎ1.yanlış, hata. 2.kusur.
172
hatîb (A.) [ ] ﺧﻄﻴﺐhatip.
173
hâver (F.) [ ] ﺧﺎورdoğu.
174
hayâtiyyât (A.) [ ] ﺣﻴﺎﺕﻴﺎتbiyoloji, yaşambilim.
175
hayy (A.) [ ] ﺣﯽdiri.
176
hebâ (A.) [ ] هﺒﺎboş.
177
helalzâde (A.-F.) [ ] ﺣﻼل زادﻩ1.helal süt emmiş. 2.evli anne babanın çocuğu.
hem (F.) [ ] هﻢ1. -deş, -daş anlamını verecek şekilde kelimeye türetmeye
yarayan ön ek. 2.hem, üstelik.
178
hemderd (F.) [ ] هﻢ دردdert ortağı.
179
hemsefer (F.-A.) [ ] هﻤﺴﻔﺮyoldaş.
180
herbâr (F.) [ ] هﺮﺑﺎرher defasında.
181
hevâperest (A.-F.) [ ] هﻮاﭘﺮﺱﺖnefsinin istekleri peşinde koşan.
182
hezârân (F.) [ ] هﺰارانbülbül.
hılt (A.) [ ] ﺧﻠﻂsafra, sevda, dem (kan) ve balgam olmak üzere insan
vücudundaki dört ana maddenin herbiri.
183
hırs (A.) [ ] ﺣﺮصhırs.
hışımlanmak öfkelenmek.
184
hibre (A.) [ ] ﺧﺒﺮﻩdeneyim.
hiddetlenmek öfkelenmek.
185
hijdeh (F.) [ ] هﮋدﻩonsekiz.
186
himem (A.) [ ] هﻤﻢhimmetler, çabalar.
187
hisseyâb olmak payını almak.
188
hizb (A.) [ ] ﺣﺰب1.parti. 2.grup.
189
hoşrû (F.) [ ] ﺧﻮش روsevimli.
hû (A.) [ ] هﻮTanrı.
190
hudâşinas (F.) [ ] ﺧﺪاﺵﻨﺎسtanrıtanır.
191
hulk (A.) [ ] ﺧﻠﻖhuy.
192
hûr (A.) [ ] ﺣﻮرhuri.
193
hûşe (F.) [ ] ﺧﻮﺵﻪ1.salkım. 2.başak.
194
hükmünü almak yerine geçmek, gibi olmak.
195
hürr (A.) [ ] ﺣﺮözgür.
hüsn-i sûret (A.-F.) [ ] ﺣﺴﻦ ﺹﻮرت1. yüz güzelliği. 2.en iyi biçim.
196
I
197
ısrar (A.) [ ] اﺹﺮارdiretme, üsteleme.
198
ızdırap (A.) [ ] اﺽﻄﺮابacı.
199
İ
200
i’zâm (A.) [ ] اﻋﺰام1.gönderme. 2.gönderilme.
201
ibâdethâne (A.-F.) [ ] ﻋﺒﺎدت ﺧﺎﻥﻪibadet edilecek yer.
202
ibrâm (A.) [ ] اﺑﺮامzorlama.
ibrîk (A.) [ ] اﺑﺮیﻖibrik, ıbrık, su, şarap gibi sıvı konulan kap.
203
ibtinâ (A.) [ ] اﺑﺘﻨﺎ1.bina etme. 2.dayanma. 3.bina edilme.
204
icmâ’ (A.) [ ] اﺝﻤﺎعbir araya getirme.
ictimâîleşmek sosyalleşmek.
205
ictisâr (A.) [ ] اﺝﺘﺴﺎرyüreklenme, cesaret bulma.
îd (A.) [ ] ﻋﻴﺪbayram.
idhâl (A.) [ ] ادﺧﺎل1.içeri alma, sokma. 2.yurt dışından getirme, dışalım, ithal.
idhâl etmek 1.içeri almak, sokmak. 2.yurt dışından getirmek, dışalım yapmak,
ithal etmek.
206
idrak etmek1.kavramak, anlamak. 2.yaşamak, görmek.
207
ifrât (A.) [ ] اﻓﺮاطaşırıya kaçma.
208
iftitâh (A.) [ ] اﻓﺘﺘﺎح1.açılış. 2.başlama.
209
ihbar etmek bildirmek, haber vermek.
210
ihrâc etmek 1.çıkarmak. 2.dışsatım yapmak, ihraç etmek.
211
ihtikâr (A.) [ ] اﺣﺘﮑﺎرvurgun.
212
ihtirâz etmek kaçınmak, çekinmek, uzak durmak, geri durmak.
213
ihyâ olunmak yaşatılmak, canlandırılmak.
214
iknâ etmek razı etmek.
215
iktisâ (A.) [ ] اﮐﺘﺴﺎgiyinme, bürünme.
216
ilâvât (A.) [ ] ﻋﻼواتilaveler, ekler.
illâ (A.) [ ] اﻻ1. -den başka. 2.ille de, mutlaka. 3.yoksa, aksi takdirde.
217
ilmiyye (A.) [ ] ﻋﻠﻤﻴﻪdin bilginleri.
imâm (A.) [ ] اﻡﺎم1.namaz kıldıran. 2.önder, lider. 3.Hz. Ali’nin soyundan gelen.
218
îmân (A.) [ ] ایﻤﺎنinanma.
în (F.) [ ] ایﻦbu.
219
in’ikâd (A.) [ ] اﻥﻌﻘﺎد1.bağlanma. 2.toplanma.
220
inhibât (A.) [ ] اﻥﻬﺒﺎطdüşüş.
221
inkisâm (A.) [ ] اﻥﻘﺴﺎمbölünme.
222
intânî (A.) [ ] اﻥﺘﺎﻥﯽmikroplu.
intisâb (A.) [ ] اﻥﺘﺴﺎب1.bir yere mensup olma. 2.bir yere bağlanma, bir yerde
çalışmaya başlama.
223
intişâr etmek 1.yayılmak. 2.yayınlanmak.
224
irsen (A.) [ ] ارﺛﺎkalıtımsal, miras yoluyla.
225
is’âd olunmak yükseltilmek.
226
ismet (A.) [ ] ﻋﺼﻤﺖ1.masumluk. 2.haramdan kaçınma.
227
istidlâl (A.) [ ] اﺱﺘﺪﻻلdelil ile hüküm çıkarma, akıl yürütme, delillerin ışığında
yargıda bulunma.
228
istihkâm (A.) [ ] اﺱﺘﺤﮑﺎم1.sağlamlık. 2.siper.
229
istikrâh etmek iğrenmek, tiksinmek.
230
istînâf (A.) [ ] اﺱﺘﻴﻨﺎفüst mahkemeye başvurarak alt mahkemenin kararının
feshini isteme.
231
istişâre etmek danışmak.
232
işrâk (A.) [ ] اﺵﺮاق1.doğma. 2.aydınlatma.
233
işvekâr (A.-F.) [ ] ﻋﺸﻮﻩ ﮐﺎرişveli, şivekâr.
ithâf (A.) [ ] اﺕﺤﺎف1.hediye etme. 2.eser sahibinin eserini birine veya bir
kuruluşa manen hediye etmesi.
234
itikadiyât (A.) [ ] اﻋﺘﻘﺎدیﺎتinançla ilgili şeyler.
235
itmînân (A.) [ ] اﻃﻤﻴﻨﺎنemin olma, kendine güvenme.
236
iz’âc etmek rahatsız etmek.
237
izdihâm (A.) [ ] ازدﺣﺎمaşırı kalabalık, aşırı yığılma.
238
J
239
K
240
kablettarihî (A.) [ ] ﺹﺒﻞ اﻝﺘﺎریﺨﯽtarih öncesi.
241
kadirşinâs (A.-F.) [ ] ﻗﺪرﺵﻨﺎسdeğerbilir.
242
kahraman (F.) [ ] ﻗﻬﺮﻡﺎنyiğit
243
kalbî (A.) [ ] ﻗﻠﺒﯽ1.yürekten. 2.kalp ile ilgili.
244
kanât (A.) [ ] ﻗﻨﺎتyeraltı su kanalı.
245
kârhane (F.) [ ] ﮐﺎرﺧﺎﻥﻪ1.fabrika. 2.işlik.
246
kasd (A.) [ ] ﻗﺼﺪ1.kasıt. 2.dövme.
247
kat’an (A.) [ ] ﻗﻄﻌﺎkesinlikle.
248
kavl (A.) [ ] ﻗﻮلsöz.
249
keçel (F.) [ ] ﮐﭽﻞkel.
250
kej (F.) [ ] ﮐﮋeğik, eğri.
251
kemer (F.) [ ] ﮐﻤﺮbel.
252
kerîh (A.) [ ] ﮐﺮیﻪiğrenç.
253
keşif (A.) [ ] ﮐﺸﻒkeşfetme, bulma.
254
kezzâb (A.) [ ] ﮐﺬابçok yalancı.
255
kışr (A.) [ ] ﻗﺸﺮkabuk.
256
kilk (F.) [ ] ﮐﻠﮏkamış kalem.
257
kitâbe (A.) [ ] ﮐﺘﺎﺑﻪ1.mezar taşı yazısı. 2.yazıt.
258
kûfte (F.) [ ] ﮐﻮﻓﺘﻪ1.ezik. 2.köfte.
259
kurûn-i ûlâ [ ] ﻗﺮون اوﻝﯽilkçağ.
260
kuyûdat (A.) [ ] ﻗﻴﻮداتkayıtlar.
261
küre-i arz [ ] ﮐﺮﻩء ارضyerküre, dünya.
262
L
263
lağvolmak (A.-T.) 1.kaldırılmak. 2.hükümsüz kalmak.
264
lâmehâle (A.) [ ] ﻻﻡﺤﺎﻝﻪister istemez, çaresiz.
265
lâyetenâhi (A.) [ ] ﻻ یﺘﻨﺎهﯽsonsuz.
266
lemeân (A.) [ ] ﻝﻤﻌﺎنparıldama.
267
leylünehâr (A.) [ ] ﻝﻴﻞ و ﻥﻬﺎرgece gündüz.
268
lu’bet (A.) [ ] ﻝﻌﺒﺖoyuncak.
269
M
mâ (A.) [ ] ﻡﺎsu.
mâ (F.) [ ] ﻡﺎbiz.
270
maatteessüf (A.) [ ] ﻡﻊ اﻝﺘﺄﺱﻒne yazık ki, üzülerek, maalesef.
271
mâderzâd (F.) [ ] ﻡﺎدرزادanadan doğma.
272
mağrib (A.) [ ] ﻡﻐﺮب1.batı. 2.akşam namazı. 3.Kuzeybatı Afrika. 4.Fas.
273
mahâzîr (A.) [ ] ﻡﺤﺎذیﺮsakıncalar.
274
mahkûk (A.) [ ] ﻡﺤﮑﻮکkazılmış, kazılarak yazılmış, yontulmuş.
275
mahsûb (A.) [ ] ﻡﺤﺴﻮبhesap edilen.
276
mâil (A.) [ ] ﻡﺎﺋﻞ1.eğilimli, istekli. 2.eğimli, meyilli. 3.çalan.
277
mâkiyan (F.) [ ] ﻡﺎﮐﻴﺎنtavuk.
maktel (A.) [ ] ﻡﻘﺘﻞ1.öldürme yeri. 2.ünlü birinin ölümü üzerine yazılan şiir.
maliye (A.) [ ] ﻡﺎﻝﻴﻪdevletin gelir ve gider işlerini takip eden bakanlık ve ona
bağlı daireler.
278
malûlîn (A.) [ ] ﻡﻌﻠﻮﻝﻴﻦhastalar, sakatlar.
279
maneviyat (A.) [ ] ﻡﻌﻨﻮیﺎت1.manaya dayalı şeyler. 2.moral değerler.
280
mariz (A.) [ ] ﻡﺮیﺾhasta.
281
masruf olmak harcanmak.
282
matbûat (A.) [ ] ﻡﻄﺒﻮﻋﺎت1.basın. 2.basılı şeyler.
283
mayûb (A.) [ ] ﻡﻌﻴﻮب1.kusurlu. 2.ayıplanmış.
284
mazruf (A.) [ ] ﻡﻈﺮوف1.kaba konulan. 2.zarflı.
285
mebhas (A.) [ ] ﻡﺒﺤﺚ1.bölüm, fasıl. 2.bilim.
286
mecelle (A.) [ ] ﻡﺠﻠﻪdergi.
mecmûa (A.) [ ] ﻡﺠﻤﻮﻋﻪ1.dergi. 2.küçük risale veya farklı kitapların bir araya
getirildiği eser.
287
medâfin (A.) [ ] ﻡﺪاﻓﻦmezarlar.
medenîleşmek uygarlaşmak.
medhedilmek övülmek.
288
medhetmek övmek.
289
mefkûd olmak 1.kaybolmak. 2.yok olmak.
290
mehbil (A.) [ ] ﻡﻬﺒﻞrahim yolu.
291
meknûn (A.) [ ] ﻡﮑﻨﻮن1.dizili. 2.gizli.
292
melâik (A.) [ ] ﻡﻼﺋﮏmelekler.
293
memlûk (A.) [ ] ﻡﻤﻠﻮکköle.
294
menâsıb (A.) [ ] ﻡﻨﺎﺹﺐmakamlar.
menfez (A.) [ ] ﻡﻨﻔﺬnüfuz etme yeri, delik, yarık, giriş veya çıkış yolu.
menfî (A.) [ ] ﻡﻨﻔﯽ 1.olumsuz. 2.hep olumsuz düşünen, her şeye olumsuz
yaklaşan. 3.sürgüne gönderilmiş.
295
mensûb (A.) [ ] ﻡﻨﺼﻮبnispet edilen, ait, bağlı.
296
merbut (A.) [ ] ﻡﺮﺑﻮطbağlı.
297
merhametsiz (A.-T.) acımasız.
298
mesai (A.) [ ] ﻡﺴﺎﻋﯽçalışma, çalışmalar.
299
mesîr (A.) [ ] ﻡﺴﻴﺮ1.seyir yeri. 2.güzergah.
300
mest-i harâb (F.-A.) [ ] ﻡﺴﺖ ﺧﺮابkörkütük sarhoş.
301
meşhed (A.) [ ] ﻡﺸﻬﺪşehit düşülen yer.
302
meşveret etmek danışmak.
303
mevhûm (A.) [ ] ﻡﻮهﻮمvehmedilmiş, asılsız, kuruntuya dayalı.
304
meydân (A.) [ ] ﻡﻴﺪانalan.
305
mezbele (A.) [ ] ﻡﺰﺑﻠﻪçöplük, döküntü alanı.
306
mızrab (A.) [ ] ﻡﻀﺮبmızrap.
307
mik’ab (A.) [ ] ﻡﮑﻌﺐküp.
308
minşâr (A.) [ ] ﻡﻨﺸﺎرbıçkı.
309
miyâh (A.) [ ] ﻡﻴﺎﻩsular.
mû (F.) [ ] ﻡﻮkıl.
310
muâhede yapmak antlaşma yapmak.
muasırlaşmak çağdaşlaşmak.
311
muâşaka (A.) [ ] ﻡﻌﺎﺵﻘﻪsevişme.
312
muğber (A.) [ ] ﻡﻐﺒﺮkırgın, gücenik.
313
muhakkak (A.) [ ] ﻡﺤﻘﻖ1.doğru. 2.kesin. 3.mutlaka.
314
muhassas (A.) [ ] ﻡﺨﺼﺺtahsis edilmiş, özgü.
315
muhteşem (A.) [ ] ﻡﺤﺘﺸﻢgörkemli, ihtişamlı.
316
mukavelename (A.-F.) [ ] ﻡﻘﺎوﻝﻪ ﻥﺎﻡﻪsözleşme metni.)
317
munkalib (A.) [ ] ﻡﻨﻘﻠﺐdeğişen, dönüşen.
318
murûr etmek geçmek.
319
mustakim (A.) [ ] ﻡﺴﺘﻘﻴﻢdoğru, düz, dosdoğru.
320
mutemed (A.) [ ] ﻡﻌﺘﻤﺪgüvenilir.
321
muvazi (A.) [ ] ﻡﻮازیparalel.
322
mübdi (A.) [ ] ﻡﺒﺪعyenilik getiren, yeni bir şey bulan.
323
müctemi’ (A.) [ ] ﻡﺠﺘﻤﻊderli toplu.
324
müessis (A.) [ ] ﻡﺆﺱﺲkurucu.
325
müje (F.) [ ] ﻡﮋﻩkirpik.
326
mülga (A.) [ ] ﻡﻠﻐﺎkaldırılmış.
327
mün’akid (A.) [ ] ﻡﻨﻌﻘﺪyapılmış, imzalanmış, kabul edilmiş.
328
münebbih (A.) [ ] ﻡﻨﺒﻪuyarıcı, uyandırıcı.
329
münteha (A.) [ ] ﻡﻨﺘﻬﺎson.
330
mürg (F.) [ ] ﻡﺮغkuş.
331
müsabık (A.) [ ] ﻡﺴﺎﺑﻖyarışmacı.
332
müselles (A.) [ ] ﻡﺜﻠﺚüçgen.
333
müstakraza (A.) [ ] ﻡﺴﺘﻘﺮﺽﻪborç alınan.
334
müşâhede olunmak gözlemlenmek.
335
mütareke (A.) [ ] ﻡﺘﺎرﮐﻪbırakışma, karşılıklı silah bırakma.
336
mütecessisâne (A.-F.) [ ] ﻡﺘﺠﺴﺴﺎﻥﻪmerak ederek, meraklı.
337
müteharrî (A.) [ ] ﻡﺘﺤﺮیaraştırıcı, araştıran.
338
mütemellik (A.) [ ] ﻡﺘﻤﻠﮏdalkavuk, yardakçı.
339
müteşebbis (A.) [ ] ﻡﺘﺸﺒﺚ1.girişen, teşebbüs eden. 2.girişimci.
340
müttefik (A.) [ ] ﻡﺘﻔﻖbirlik olmuş, ittifak yapmış.
341
N
342
nâcî (A.) [ ] ﻥﺎﺝﯽkurtulan.
343
nâfıa vekâleti bayındırlık bakanlığı.
344
nahv (A.) [ ] ﻥﺤﻮ1.sözdizimi. 2.taraf. 3.gibi.
345
nakletmek 1.anlatmak. 2.taşımak.
nakşedilmek işlenmek.
346
namaz (F.) [ ] ﻥﻤﺎزnamaz.
347
nâpervâ (F.) [ ] ﻥﺎﭘﺮواkorkusuz, pervasız.
348
nâtıka (A.) [ ] ﻥﺎﻃﻘﻪkonuşma gücü.
349
nazariyyat (A.) [ ] ﻥﻈﺮیﺎتteoriler, nazariyeler.
350
nebî (A.) [ ] ﻥﺒﯽpeygamber.
351
nefsî (A.) [ ] ﻥﻔﺴﯽ1.nefis ile ilgili. 2.subjektif.
352
nerd (F.) [ ] ﻥﺮدtavla.
353
neşve (A.) [ ] ﻥﺸﻮﻩsevinç.
354
nevi (A.) [ ] ﻥﻮعtür, çeşit.
355
nezr (A.) [ ] ﻥﺬرadak.
356
nikab (A.) [ ] ﻥﻘﺎبpeçe.
357
niyâz (F.) [ ] ﻥﻴﺎز1.yalvarma. 2.dua.
358
nutfe (A.) [ ] ﻥﻄﻔﻪsperma.
359
Ö
360
P
pâ (F.) [ ] ﭘﺎayak.
paklanmak temizlenmek.
361
pâlânduz (F.) [ ] ﭘﺎﻻن دوزsemerci.
362
pâyende (F.) [ ] ﭘﺎیﻨﺪﻩ1.kalıcı, sürekli. 2.payanda, destek.
363
penâhî (F.) [ ] ﭘﻨﺎهﯽsığınma.
364
perestiş (F.) [ ] ﭘﺮﺱﺘﺶ1.tapınma. 2.taparcasına sevme.
365
pervaz (F.) [ ] ﭘﺮواز1.uçma. 2.saçak.
366
peykân (F.) [ ] ﭘﻴﮑﺎنtemren.
367
piyâde (F.) [ ] ﭘﻴﺎدﻩ 1.yaya, yürüyen. 2.askerlikte piyade sınıfy. 3.satranç
taşlarından paytak.
postnişin (F.) [ ] ﭘﺴﺖ ﻥﺸﻴﻦ1.postta oturan. 2.pîre vekaletle postta oturan, tekke
şeyhi.
368
püser (F.) [ ] ﭘﺴﺮoğul.
369
R
370
racîm (A.) [ ] رﺝﻴﻢtaşlanmış, recmedilmiş.
371
raiyyet (A.) [ ] رﻋﻴﺖhalk, hükümdar tebası.
372
rasadî (A.) [ ] رﺹﺪیgözlemle ilgili.
373
râz (F.) [ ] رازsır.
374
reff (A.) [ ] رفraf.
375
remîde (F.) [ ] رﻡﻴﺪﻩürkmüş.
376
resul (A.) [ ] رﺱﻮل1.elçi. 2.peygamber.
377
rezâil (A.) [ ] رذاﺋﻞrezaletler.
378
rîş (F.) [ ] ریﺶ1.yara. 2.sakal. 3.kök.
rû (F.) [ ] روyüz.
379
rûberû (F.) [ ] روﺑﺮوyüzyüze.
380
rûznâmçe (F.) [ ] روزﻥﺎﻡﭽﻪyevmiye defteri.
381
S
382
sabûh (A.) [ ] ﺹﺒﻮحsabah içilen şarap.
383
sâdisen (A.) [ ] ﺱﺎدﺱﺎaltıncısı, altıncı olarak.
384
sâfî (A.) [ ] ﺹﺎﻓﯽtemiz, arı, halis.
safsata (A.) [ ] ﺱﻔﺴﻄﻪdoğru olmadığı halde doğru gibi gösterilen düşünce veya
söz.
385
sahî (A.) [ ] ﺱﺨﯽcömert, eliaçık.
386
sâib (A.) [ ] ﺹﺎﺋﺐisabetli.
387
sakka (A.) [ ] ﺱﻘﺎsaka.
388
samîmâne (A.-F.) [ ] ﺹﻤﻴﻤﺎﻥﻪiçtenlikle.
389
sarîh (A.) [ ] ﺹﺮیﺢaçık, kuşku götürmeyen.
390
sâyis (A.) [ ] ﺱﺎیﺲseyis.
se (F.) [ ] ﺱﻪüç.
391
sebt (A.) [ ] ﺛﺒﺖkayda geçirme.
392
sedefî (A.) [ ] ﺹﺪﻓﯽ1.sedefli. 2.sedef ile ilgili. 3.sedef rengi.
393
sehâb (A.) [ ] ﺱﺤﺎبbulut.
394
sekrâver (A.-F.) [ ] ﺱﮑﺮ ﺁورsarhoşluk veren.
395
sellebâf (A.-F.) [ ] ﺱﻠﻪ ﺑﺎفsepetçi.
396
semî (A.) [ ] ﺱﻤﻴﻊçok iyi işiten.
397
seng (F.) [ ] ﺱﻨﮓtaş.
398
seraskerî (F.-A.) [ ] ﺱﺮﻋﺴﮑﺮی1.başkomutanlık. 2.savunma bakanlığı, harbiye
nazırlığı.
399
serheng (F.) [ ] ﺱﺮهﻨﮓçavuş.
400
serpuş (F.) [ ] ﺱﺮﭘﻮشbaşlık.
serv -i bülend [ ] ﺱﺮو ﺑﻠﻨﺪboyu servi gibi düzgün ve uzun olan sevgili.
serv -i nihâl [ ] ﺱﺮو ﻥﻬﺎل1.fidan gibi düz servi. 2.servi boylu güzel.
401
sevâb (A.) [ ] ﺛﻮاب1.sevap. 2.hayır, iyilik.
sevdâ (A.) [ ] ﺱﻮدا1.kara, siyah. 2.insan yapısında bulunan dört maddeden biri.
402
seyr etmek izlemek.
403
sıdk (A.) [ ] ﺹﺪق1.doğruluk. 2.kalp temizliği.
404
sırât (A.) [ ] ﺹﺮاطyol.
sî (F.) [ ] ﺱﯽotuz.
405
sikkîn (A.) [ ] ﺱﮑﻴﻦbıçak.
406
sînebend (A.-F.) [ ] ﺱﻴﻨﻪ ﺑﻨﺪsütyen.
407
sitâre (F.) [ ] ﺱﺘﺎرﻩyıldız.
sittin sene [ ] ﺱﺘﺘﻴﻦ ﺱﻨﻪ1.altmış sene. 2.belirlenemeyecek kadar uzun bir zaman.
408
siyasiyat (A.) [ ] ﺱﻴﺎﺱﻴﺎتpolitika.
409
sûdmend (F.) [ ] ﺱﻮدﻡﻨﺪyararlı.
410
sulhen (A.) [ ] ﺹﻠﺤﺎbarış yoluyla.
411
sûz (F.) [ ] ﺱﻮز1.yanma. 2.yakma. 3.ateş. 4.yakan.
412
sühûnet (A.) [ ﺱﺨﻮﻥﺖsıcaklık.
413
süreyya (A.) [ ] ﺛﺮیﺎÜlker, Pervin.
414
ş
415
şahâdetname (A.-F.) [ ] ﺵﻬﺎدت ﻥﺎﻡﻪdiploma.
416
şâibe (A.) [ ] ﺵﺎﺋﺒﻪleke, kötü iz.
417
şâne (F.) [ ] ﺵﺎﻥﻪtarak.
şâribülleyli vennehâr (A.) [ ] ﺵﺎرب اﻝﻠﻴﻞ واﻝﻨﻬﺎرayyaş, gece demez gündüz demez
içki içen.
418
şâyeste (F.) [ ] ﺵﺎیﺴﺘﻪyaraşır, layık.
419
şebîh (A.) [ ] ﺵﺒﻴﻪbenzer, benzeyen.
420
şehâ (F.) [ ] ﺵﻬﺎey şah.
421
şehryârî (F.) [ ] ﺵﻬﺮیﺎریhükümdarlık, şahlık.
422
şelgam (F.) [ ] ﺵﻠﻐﻢşalgam.
423
şerâfet (A.) [ ] ﺵﺮاﻓﺖ1.şereflilik. 2.soyluluk.
424
şerîta (A.) [ ] ﺵﺮیﻄﻪkoşul.
425
şevâgil (A.) [ ] ﺵﻮاﻏﻞuğraşılar.
426
şibh-i cezîre (A.-F.) [ ] ﺵﺒﻪ ﺝﺰیﺮﻩyarımada.
427
şiirâlud (A.-F.) [ ] ﺵﻌﺮ ﺁﻝﻮدşiirli.
428
şikestebâl (F.) [ ] ﺵﮑﺴﺘﻪ ﺑﺎل1.kanadı kırık. 2.çaresiz, üzgün.
429
şîrpençe (F.) [ ] ﺵﻴﺮﭘﻨﭽﻪ1.arslan pençesi. 2.sırtta ve boyunda çıkan bir tür kan
çıbanı.
430
şuarâ (A.) [ ] ﺵﻌﺮاşairler.
431
şuûbiyye (A.) [ ] ﺵﻌﻮﺑﻴﻪşuûbîlik.
432
şümürde (F.) [ ] ﺵﻤﺮدﻩsayılı.
433
T
tâ (F.) [ ] ﺕﺎkadar.
434
ta’lîmât (A.) [ ] ﺕﻌﻠﻴﻤﺎتdirektif.
435
ta’rîf etmek 1.anlatmak. 2.tanımlamak.
436
taabbüd etmek kulluk etmek, tapınmak.
437
taammüm (A.) [ ] ﺕﻌﻤﻢgenelleşme, yayılma.
438
tab’ olunmak basılmak.
439
tâbi’ (A.) [ ] ﻃﺎﺑﻊkitap basan.
440
taciz etmek rahatsız etmek.
441
tağdiye etmek beslemek.
442
tahallüs (A.) [ ] ﺕﺨﻠﺺ1.kurtulma. 2.şiirde mahlas kullanma.
443
tahayyül etmek hayal etmek.
444
tahkîr etmek aşağılamak.
445
tahrîbkâr (A.-F.) [ ] ﺕﺨﺮیﺒﮑﺎرtahrip edici, yıkıcı, bozucu.
446
tahsisat (A.) [ ] ﺕﺨﺼﻴﺼﺎتödenek.
447
tâife (A.) [ ] ﻃﺎﺋﻔﻪ1.zümre. 2.tayfa. 3.kavim.
448
takdim etmek sunmak.
449
taksîm (A.) [ ] ﺕﻘﺴﻴﻢ1.bölme. 2.bölüm. 3.bölü.
450
talebkâr (A.-F.) [ ] ﻃﻠﺒﮑﺎر1.istekli. 2.alacaklı.
451
tanzîm (A.) [ ] ﺕﻨﻈﻴﻢdüzenleme, tertipleme.
târ (F.) [ ] ﺕﺎر1.tel. 2.saç teli. 3.enstrüman teli. 3.karanlık. 4.tepe. 5.karanlık.
taraf (A.) [ ] ﻃﺮف1.yön. 2.ülke. 3.muhatap iki kişiden her biri. 4.yer.
452
tard (A.) [ ] ﻃﺮد1.kovma. 2.görevden uzaklaştırma.
453
tasarruf (A.) [ ] ﺕﺼﺮف1.tutum. 2.elinde bulundurma. 3.para arttırma.
454
tasmîm ittihaz etmek karar almak.
455
tathîrat (A.) [ ] ﺕﻄﻬﻴﺮاتtemizlik.
456
tavzîf (A.) [ ] ﺕﻮﻇﻴﻒgörevlendirme.
457
tâzî (F.) [ ] ﺕﺎزی1.Arapça. 2.tazı.
458
te’hîr edilmek geciktirilmek.
459
teâdül (A.) [ ] ﺕﻌﺎدلdenklik.
460
tebahhur (A.) [ ] ﺕﺒﺤﺮ1.göllenme. 2.derin bilgi sahibi olma, uzmanlaşma.
461
tebeddül (A.) [ ] ﺕﺒﺪلdeğişim.
462
tebhâl (A.) [ ] ﺕﺒﺨﺎلuçuk.
tecâvüz etmek 1.sınırı geçmek, başkasının haklarını hiçe saymak. 2.ırza geçmek.
463
tecavüzkâr (A.-F.) [ ] ﺕﺠﺎوزﮐﺎر1.sınırı geçen, saldırgan. 2.sarkıntılık eden.
464
tecevvüf (A.) [ ] ﺕﺠﻮفkofluk.
465
tecziye etmek cezalandırmak.
466
tedkîk edilmek incelenmek.
467
teessüf (A.) [ ] ﺕﺄﺱﻒüzülme, hayıflanma.
468
teferru’ât (A.) [ ] ﺕﻔﺮﻋﺎتayrıntılar.
469
tefsir edilmek yorumlanmak.
470
tehallüs (A.) [ ] ﺕﺨﻠﺺmahlas kullanma.
tehâlük (A.) [ ] ﺕﻬﺎﻝﮏcan atış, can atma, atılma, çok arzu etme.
471
tehîdest (F.) [ ] ﺕﻬﯽ دﺱﺖ1.yoksul. 2.eli boş.
472
tekâsür (A.) [ ] ﺕﮑﺎﺛﺮçoğalma.
473
tekeyyüf (A.) [ ] ﺕﮑﻴﻒkeyiflenme.
474
tel’în edilmek lanetlenmek.
475
televvün (A.) [ ] ﺕﻠﻮنyanardönerlik.
476
temâşâ etmek seyretmek.
477
temeshur (A.) [ ] ﺕﻤﺴﺨﺮmaskaralık.
478
temsîlât (A.) [ ] ﺕﻤﺜﻴﻼتtiyatro oyunları.
479
tenbîh edilmek 1.uyandırılmak. 2.uyarılmak, tembihlenmek.
480
tenhâ (F.) [ ] ﺕﻨﻬﺎ1.tek başına, yalnız. 2.boş yer, yssız yer.
481
tenzîh (A.) [ ] ﺕﻨﺰیﻪarındırma, uzak tutma, kusur kondurmama.
terâne (F.) [ ] ﺕﺮاﻥﻪ1.İran edebiyatına özgü rubai şekli. 2.makam, ahenk. 3.şarkı.
482
terceme (A.) [ ] ﺕﺮﺝﻤﻪçeviri.
483
terfî’ etmek 1.yükselmek. 2.rütbesi yükselmek. 3.bir üst sınıfa geçme.
484
tersengîz (F.) [ ] ﺕﺮس اﻥﮕﻴﺰkorkunç, korku salan.
485
tesâdüf etmek rastlamak.
486
tesellî (A.) [ ] ﺕﺴﻠﯽavutma.
487
tesmîm etmek zehirlemek.
488
teşdîd (A.) [ ] ﺕﺸﺪیﺪşiddetlendirme, arttırma, çoğaltma.
489
teşkîl edilmek kurulmak.
490
tetebbu’ (A.) [ ] ﺕﺘﺒﻊderinlemesine araştırma, inceleme.
491
tevcîh (A.) [ ] ﺕﻮﺝﻴﻪ1.yöneltme, yönlendirme. 2.yorumlama. 3.rütbe verme.
492
tevlîd (A.) [ ] ﺕﻮﻝﻴﺪ1.doğurtma, üretme. 2.meydana getirme.
493
tezerv (F.) [ ] ﺕﺬروsülün.
494
tılâ (A.) [ ] ﻃﻼعyaldız.
495
tiryâkî (A.) [ ] ﺕﺮیﺎﮐﯽ1.esrarkeş. 2.sigara tutkunu.
496
tulû (A.) [ ] ﻃﻠﻮعdoğuş.
497
türbet (F.) [ ] ﺕﺮﺑﺖtürbe.
498
U
499
ukûbât (A.) [ ] ﻋﻘﻮﺑﺎتcezalar.
500
umûmhâne (A.-F.) [ ] ﻋﻤﻮم ﺧﺎﻥﻪgenelev.
umûmîleşmek genelleşmek.
501
usûl (A.) [ ] اﺹﻮل1.asıllar. 2.yöntem, yol yordam, metod.
502
Ü
503
ümîd etmek umutlanmak.
504
üsbû’î (A.) [ ] اﺱﺒﻮﻋﯽhaftalık.
505
V
506
vâhayfâ (A.) [ ] واﺣﻴﻔﺎyazıklar olsun, eyvahlar olsun, vah vah.
507
vakfegâh (A.-F.) [ ] وﻗﻔﻪ ﮔﺎﻩdurulacak yer, durak.
508
vâpesin (F.) [ ] واﭘﺴﻴﻦsonuncu.
509
vasl (A.) [ ] وﺹﻞ1.ulaşma. 2.kavuşma, vuslat. 3.bağlama, ulama.
510
vazî' (A.) [ ] وﺽﻴﻊ1.alçak, aşağı. 2.mütevazi.
511
vefeyât (A.) [ ] وﻓﻴﺎتölümler.
512
vekıs’alâhâzâ (A.) [ ] وﻗﺲ ﻋﻠﯽ هﺬاbununla kıyasla.
513
vesâtet (A.) [ ] وﺱﺎﻃﺖaracılık.
514
vidâd (A.) [ ] وداد1.sevgi. 2.dostluk.
515
vusla (A.) [ ] وﺹﻠﻪ1.ek. 2.yama.
516
Y
yâ (A.) [ ] یﺎey.
517
yakzân (A.) [ ] یﻘﻈﺎنuyanık.
518
yekcins (F.-A.) [ ] یﮏ ﺝﻨﺲaynı türden.
519
yezdân (F.) [ ] یﺰدانTanrı.
520
Z
521
zâd (F.) [ ] زاد1.doğmuş. 2.doğum.
zâhir (A.) [ ] ﻇﺎهﺮ1.ortaya çıkan, görünen, zuhur eden. 2.belli, açık, aşikâr.
3.sanırım. 4.görünüş, dış yüz.
522
zahmdâr (F.) [ ] زﺧﻤﺪارyaralı.
523
zâmin (A.) [ ] ﺽﺎﻡﻦtazmin eden.
zannedilmek sanılmak.
zannetmek sanmak.
524
zarar (A.) [ ] ﺽﺮرziyan.
525
zâyi’ etmek kaybetmek, yitirmek.
526
zehr (A.) [ ] زهﺮçiçek.
527
zemm etmek kötülemek, yermek.
528
zerâfe (A.) [ ] زراﻓﻪzürafa.
529
zevcât (A.) [ ] زوﺝﺎتnikahlı kadınlar, karılar.
530
zıyâ’ (A.) [ ] ﺽﻴﺎءçiftlikler.
zî (A.) [ ] ذیsahip.
531
zillet (A.) [ ] ذﻝﺖdüşkünlük, aşağılık, alçaklık.
zirâ’ (A.) [ ] ذراع75-90 cm. lik bir uzunluk ölçüsü birimi, dirsek ile orta parmak
ucu arasındaki uzaklık.
532
zirâ’î (A.) [ ] زراﻋﯽtarımsal.
533
zû’(A.) [ ] ﺽﻮءaydınlık, ışık.
534
zurûf (A.) [ ] ﻇﺮوف1.kaplar. 2.zarflar.
535
zürrâ’ (A.) [ ] زراعekiciler, çiftçiler.
536