You are on page 1of 8

genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 38

Genel
Görelilik
Albert Einstein, özel görelilik kuram›n›n temellerini 1905’te yay›mlad›¤› bir makaleyle atm›flt›.
Geçen ay bu kuram›n dayand›¤› temelleri ve baz› ilginç sonuçlar›n› aktarmaya çal›flm›flt›k. Ku-
ram iki yüzy›l› aflk›n bir süredir kullan›lan Newton’un hareket yasalar›n› de¤ifltirmekle kalm›yor
bunun yan›nda birçok kavramsal yenilik getiriyordu. Bunlardan biri zaman›n mutlak olmad›¤›,
gözlemciden gözlemciye de¤iflti¤iydi. Buna ek olarak zaman, ayr›ca olaylar›n olduklar› yerlere
de ba¤›ml› ç›k›yor, böylece uzay ve zaman› bir bütün olarak de¤erlendirme ihtiyac› ortaya ç›k›-
yordu. Ç›kan bir baflka önemli sonuç da yüzy›l›n en ünlü formülü olan E=mc2, yani enerjinin ay-
n› zamanda bir kütlesi olmas› gerekti¤iydi. Bu nedenle hareket eden cisimlerin sahip olduklar›
kinetik enerjiden dolay› kütleleri art›yordu.

B‹L‹M ve TEKN‹K 38 Mart 2005


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 39

Einstein tüm kuram› iki temel üze- le” olarak adland›rd›¤›m›z özelli¤inin Kütlenin belirdi¤i di¤er yasaysa
rine oturtmufltu. Bunlardan birincisi, iki farkl› do¤a yasas›nda iflin içine gir- Newton’un hareket yasalar›ndan ikin-
›fl›¤›n boflluktaki h›z›n›n evrensel bir mesinden kaynaklan›yor. Cisimlerin cisi. Bir cisme kuvvet uygulayarak cis-
sabit oldu¤uydu. Yap›lan bütün deney- miktar›n› veren ve gramla/kilogramla mi h›zland›r›r, yavafllat›r veya h›z yö-
ler, bu de¤er hareket eden gözlemciler ölçtü¤ümüz büyüklü¤e kütle deniyor. nünü de¤ifltirebilirsiniz. Birim zaman-
taraf›ndan ölçülse bile ayn› sonucun Bu kavram› günlük dilde, bakkalda ve da meydana gelen h›zdaki de¤iflime iv-
bulundu¤unu gösteriyordu. Einste- pazarda “a¤›rl›k” olarak adland›r›yo- me deniyor. ‹kinci yasa ivmenin, kuv-
in’›n dayand›¤› di¤er temel de “göreli- ruz. Her ne kadar günlük dilde böyle vetin kütleye bölünmesiyle elde edile-
lik ilkesi” dedi¤imiz, sabit h›zla hare- kullan›lsa da, bilimsel dilde a¤›rl›k ke- ce¤ini söylüyor. Burada da kütle, kar-
ket eden araçlar içindeki gözlemcile- limesi (afla¤›da belirtece¤imiz gibi) da- fl›m›za bir cismin h›z›n› de¤ifltirmeye
rin, çevrelerindeki olaylar› sanki araç ha farkl› bir anlamda kullan›l›yor. direnci (eylemsizlik) olarak ç›k›yor.
duruyormufl gibi inceleyebileceklerini, Kütlenin belirdi¤i yasalardan birin- Kütle ne kadar büyükse, cismi hareke-
bu durumda bile bütün do¤a yasalar›- cisi Newton’un evrensel kütleçekim ya- te geçirmek için o kadar zorlan›rs›n›z.
n›n ayn› flekilde geçerli oldu¤unu söy- sas›. Bu yasaya göre iki cisim birbirle- Bu nedenle, bu yasada geçen kütleye
lüyordu. Sadece bu iki varsay›m, özel rini kütleleriyle orant›l›, aralar›ndaki de “eylemsizlik kütlesi” diyoruz. Bir
görelilikte elde edilen tüm sonuçlar› uzakl›¤›n da karesiyle ters orant›l› bir masada duran tüy ve çekice ayn› kuv-
üretebilecek güce sahipti. Fakat, da- kuvvetle çeker. Söz konusu cisimler- veti uygularsan›z, çekiç daha az tepki
yand›¤› temeller nedeniyle, kuram sa- den biri Dünya gibi çok büyük bir gök verecektir.
dece sabit h›zlarla hareket eden göz- cismiyse, bu kuvveti a¤›rl›k olarak ad- Galileo ve Newton, hem çekim hem
lemcilerin olaylar› nas›l gördü¤ünü be- land›r›yoruz. Yani yeryüzündeki bir de eylemsizlik kütlelerinin ayn› oldu-
lirleyebiliyordu. Ama bu s›n›rlama ya- cismin a¤›rl›¤›, Dünya’n›n o cisme uy- ¤unu fark etmifller ama bunun anlam›-
k›nda kalkacakt›. gulad›¤› çekme kuvvetiyle ayn›. Bu ay- n› çözmeleri o zaman mümkün olmad›-
Einstein, 1907 y›l›nda özel görelilik n› zamanda o cismi kald›rmak için uy- ¤›ndan olsa gerek, bunu do¤adaki il-
kuram› hakk›nda bir bilimsel dergiye gulamam›z gereken kuvvete eflit. A¤›r- ginç tesadüflerden biri olarak yorumla-
yazd›¤› makalede, yeni bir düflüncesi l›k, cismin bulundu¤u yere ba¤l› ola- m›fllard›. ‹lk defa Einstein, çok daha
oldu¤unu, dayand›¤› “görelilik ilkesi- rak de¤iflebilir (Ay’daki a¤›rl›klar yer- derinlerde yatan bu anlam› fark edi-
nin” çok daha genel bir baflka ilkenin yüzüne göre alt›da bir oran›nda daha yor.
sadece özel bir hali oldu¤unu belirti- azd›r; uzayda a¤›rl›k s›f›rd›r); ama küt-
yor. Bu düflüncenin belirmesini “haya- le, cisimlerin de¤iflmez bir özelli¤idir. Kütle eflitli¤inin sonucu
t›m›n en mutlu an›” sözleriyle nitelen- Kütle burada karfl›m›za cisimlerin
diriyor Einstein. “Denklik ilkesi” ola- ne kadar büyük bir kütleçekim kuvve- E¤er bütün cisimlerin eylemsizlik
rak adland›rd›¤›m›z bu yeni ilke de ti uygulayabilece¤ini belirten bir nice- ve çekim kütleleri eflitse, o zaman bü-
çok say›da yeni sonucu üretebilecek lik olarak karfl›m›za ç›k›yor. Bu ne- tün cisimler, flekilleri ve kimyasal yap›-
potansiyele sahip. 1905 y›l›nda temel- denle bu kütleye “çekim kütlesi” diyo- lar› ne olursa olsun yeryüzünde ayn›
leri at›lan kurama “özel görelilik”, ruz. Dolay›s›yla kütleçekim yasas› ci- flekilde düflerler. Örne¤in, bir çekiç ve
denklik ilkesinden yola ç›karak olufltu- simlerin a¤›rl›¤›n›n kütleleriyle orant›- tüyü b›rakarak düflüfllerini izledi¤imizi
rulan ve tüm matematiksel detaylarla l› oldu¤unu söylüyor. “Bir çekiç bir varsayal›m. Dünya, bu iki cisme kütle-
ancak 1915-16 y›llar›nda tamamlana- tüyden daha a¤›rd›r” örne¤inde oldu- leriyle orant›l› bir kuvvet uyguluyor,
cak yeni kurama da “genel görelilik” ¤u gibi. yani tüye daha az, çekice de daha faz-
ad› veriliyor. Genel görelilik bu defa
Newton’un bir di¤er yasas›n›, evrensel
kütleçekim yasas›n› de¤ifltiriyor. Fa-
kat, sadece de¤ifltirmekle kalmay›p,
tüm kütleçekim olgusunu çok daha
sa¤lam geometrik temellere oturtuyor.
Bu yaz›da, bu konulara fazla girme-
den, sadece denklik ilkesini ve bu ilke-
den elde edilebilecek sonuçlardan ba-
z›lar›n› aktaraca¤›z.

Eylemsizlik ve Çekim
Kütleleri
Einstein’›n bahsetti¤i denklik ilkesi
asl›nda çok da yeni de¤il; düflüncenin
temelleri hareket yasalar›n›n do¤du¤u
zamanlara, Galileo ve Newton’a kadar
Gözlemciler, düflen bir asansörde mi yoksa d›fl uzayda m› oldu¤unu anlayamazlar.
uzan›yor. Tüm konu, cisimlerin “küt-

Mart 2005 39 B‹L‹M ve TEKN‹K


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 40

la (çekiç tüyden daha a¤›r). Buna kar- lu ortamlarda da ayn› deney rahatl›kla
fl›l›k bunlar›n ivmesi, a¤›rl›k kuvvetleri- yap›labilir.
nin kütlelerine bölünmesiyle elde edili- Çekiç ve tüy deneyinde dikkat edil-
yor. O halde her iki cismin ivmesi ayn› mesi gereken önemli bir nokta, düflüfl
olmal›. Dolay›s›yla bunlar› ayn› anda boyunca bu iki cisim aras›ndaki uzak-
b›rak›rsan›z, her ikisi de ayn› anda ye- l›¤›n sabit kalmas›. Olay›n anlam›n› da-
re ulafl›r. ha iyi kavramak için, bir asansörün
Böyle bir fleyin yeryüzünde gözle- içinde bir gözlemci ve birçok cisim bu-
nememesinin nedeni, havan›n düflen lundu¤unu, asansörün ipinin koparak
cisimlere uygulad›¤› sürtünme kuvveti. içindekilerle beraber düflmeye bafllad›-
Sürtünme, tüyü çekiçten daha fazla et- ¤›n› düflünelim. Asansör dahil her fley
kiledi¤i için, tüyün yere daha geç ulafl- ayn› ivmeyle düfltü¤ü için, gözlemci
t›¤›n› görüyoruz. Ama Galileo, yapt›¤› içerideki bütün cisimlerin asansöre gö-
analizlerle sürtünmenin fark›na varm›fl re bulunduklar› yerde sabit durdukla-
ve e¤er bu olmasayd› bütün cisimlerin r›n› görecektir. Buna ek olarak, e¤er
ayn› ivmeyle düflece¤ini söylemiflti. Ni- cisimlerden birine bir ilk h›z verilmifl-
tekim, Ay’a yap›lan Apollo uçufllar›n- se, bu defa cisim ayn› h›z›n› koruyarak
dan birinde, ö¤rencilere gösteri maksa- hareketine devam edecektir. K›sacas›,
d›yla bu deney gerçeklefltiriliyor. gözlemcinin sadece asansörü referans
http://vesuvius.jsc.na- alarak ve d›flar›daki Dünya’y› düflün-
sa.gov/er/seh/feather.html adresinde meden yapt›¤› gözlemler, sanki asan-
bu deneyin filmini görebilirsiniz. Böy- sör d›fl uzaydaym›fl izlenimini uyand›-
Serbest düflen bir cisme etkiyen gel git kuvvet-
lece Galileo’nun sav›n› kan›tlamak için racakt›r. (Dünya, Günefl gibi bütün bü-
leri cismi düfley do¤rultuda gererek, yatay düz-
lemde s›k›flt›r›r. Ay’a gitmekten de kurtulmufl olursu- yük gökcisimlerinden uzaktaki yerlere
nuz. Ama, yeryüzünde yüksek vakum- bu yaz›da d›fl uzay diyece¤iz.)

Buna karfl›n roketteki ikiz için ayn› fleyi söy-


‹kiz Paradoksu leyemeyiz. Gerçi yolculu¤unun ilk ve son yar›s›n-
da ikiz sabit h›zla yol ald›¤›ndan kendisinin dur-
du¤unu düflünebilir, ama yolculu¤unun tam orta-
Hem özel hem de genel görelilik kuram›nda dukça uzakta olan bu iki kardefli tekrar bir ara-
s›nda geri dönerken ivmeli bir hareket yap›yor.
zaman›n göreli oldu¤unu, yani de¤iflik yerlerdeki ya getirmek gerekiyor. Dolay›s›yla, roketteki iki-
Dolay›s›yla roketinin ivmeli hareketi süresince
saatlerin farkl› h›zlarla çal›flt›¤›n› biliyoruz. Genel zin belli bir aflamada yavafllay›p durdu¤unu, son-
neler olabilece¤ini de hesaba katmal› ve ona gö-
görelilikte karfl›laflt›¤›m›z, üst kattaki saatlerin ra Dünya’ya do¤ru tekrar h›zland›¤›n› ve en so-
re bir sonuca ulaflmal›. Bu da ancak genel göre-
daha h›zl› çal›fl›yor olmas› herhangi bir çeliflkili nunda da Dünya’ya inip kardefliyle karfl›laflt›¤›n›
lili¤in kullan›lmas›yla mümkün.
duruma yol açm›yor, çünkü bütün gözlemciler düflünece¤iz. Bu karfl›laflma an›nda da hangisinin
Roketin bu ivmeli hareketi boyunca, ikizin
hangisinin daha h›zl› oldu¤u konusunda görüfl hakl› oldu¤u anlafl›labilir.
sanki yerçekimi alt›ndaym›fl gibi hissedece¤ini bi-
birli¤i içinde. Ayn› fley, özel görelilikte karfl›laflt›-
¤›m›z hareketli araçlardaki saatler için söz konu- Paradoksun Çözümü liyoruz. Üstelik roket Dünya’ya do¤ru ivmelendi-
¤i için, ikizin hissetti¤i yerçekimi ivmesi buna
su de¤il.
ters yönde. Dolay›s›yla ikiz, Dünya’daki kardefli-
Örnek olarak ikiz kardefllerden birinin bir ro- Dünya’daki ikiz hakl›: Bulufltuklar›nda Dün-
nin çok yukar›larda bir yerde oldu¤unu görecek.
kete binip sabit bir h›zla Dünya’dan uzaklaflt›¤›- ya’da kalan daha yafll›, roketteki ikizse daha
Genel görelilik kuram›na göre bu durumda Dün-
n›, di¤er kardeflinse Dünya’da kald›¤›n› varsaya- genç olacakt›r. Burada dikkat edilmesi gereken
ya’daki kardeflin daha h›zl› yafllanmas› gerekir.
l›m. Özel görelili¤e göre hareket eden araçlarda- nokta Dünya’daki ikizin sürekli yerinde durarak
Özetle, roketteki ikize göre durum flöyle: Yol-
ki saatler daha yavafl iflliyordu. Bu nedenle Dün- hareket durumunu de¤ifltirmemesi. Bu nedenle
culu¤un sabit h›zl› ilk yar›s›nda kendisi daha h›z-
ya’dakine göre roketteki kardefli daha genç ol- ikiz kardefli hakk›nda yapt›¤› gözlemler için bir
l› yafllan›yor; ivmeli hareket süresince de karde-
mal›. hata bulmak olanaks›z.
fli. Sabit h›zl› dönüfl yolculu-
Buna karfl›n hareket gö-
¤unda yine kendisi daha h›zl›
reli bir olgu. Roketteki ikiz,
yafllan›yor. Yolculuk bitip, iki
kendisinin yerinde durdu-
kardefl bulufltuklar›nda hangi-
¤unu, buna karfl›n Dün-
sinin daha yafll› oldu¤unu an-
ya’n›n h›zla uzaklaflt›¤›n›
lamak için bu etkilerin hesap-
görecektir. Yani as›l hare-
lan›p toplanmas› gerekiyor.
ket eden Dünya’d›r. Bu ne-
Genel görelilik kuram› kulla-
denle kendisi, Dünya’daki
n›ld›¤›nda, ivmeli hareket bo-
kardeflinden daha h›zl› yafl-
yunca oluflan etkinin daha
lanacakt›r.
a¤›r bast›¤› ve gerçekten de
Her iki kardefl kendisi-
Dünya’daki kardeflin daha yafl-
nin yafll› ve di¤erinin daha
l› oldu¤u bulunuyor. Yani, or-
genç oldu¤unu iddia etti¤i
tada bir çeliflki yok. Her iki
için burada gerçekten bir
kardefl de kimin daha yafll› ol-
çeliflki varm›fl gibi görünü-
du¤u konusunda görüfl birli¤i
yor. Ama gerçek bir çeliflki
içinde.
üretmek için birbirinden ol-

B‹L‹M ve TEKN‹K 40 Mart 2005


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 41

asansörde mi, yoksa d›fl uzayda m› ol-


du¤unu anlayamaz. Einstein bundan
bir ad›m daha ileri giderek gözlemci-
nin baflka türden deneyler yapsa bile
fark› anlayamayaca¤›n› iddia ediyor.
Yani, bugüne kadar yap›lm›fl veya gele-
cekte yap›labilecek bütün olas› deney-
ler, düflen asansörde de d›fl uzayda da
ayn› sonucu verir. Einstein’›n kulland›-
¤› denklik ilkesi bu. Uzayda sabit duran (veya Dünya’da düflen) bir
Bu ifade asl›nda tam olarak do¤ru asansöre giren ›fl›k do¤ru bir yol izler.
de¤il. Sorun da Dünya’n›n yuvarlak ol-
mas›. Çekim kuvveti Dünya’n›n merke-
zine do¤ru yöneldi¤i için bir noktada-
ki çekim ivmesiyle biraz ötedeki ivme
birbirlerinden az da olsa farkl›. Bu
farkl›l›klar serbest düflen bir cismin
üzerine gel git kuvvetleri dedi¤imiz bir
tak›m kuvvetler uygulanmas›na neden
oluyor. Gel git kuvvetleri cismi düfley
do¤rultu boyunca gererek, yatay düz-
lem boyunca s›k›flt›r›yor. Denizlerdeki
Uzayda ivmelenen bir asansördeki gözlemci,
gel git hareketi de Ay’›n çekimi alt›nda içeriye giren ›fl›¤›n karfl› duvara afla¤›da bir se-
hareket eden Dünya’ya etkiyen bu viyede çarpt›¤›n› görür.
kuvvetler nedeniyle olufluyor. Bunlar
her ne kadar küçük olsa da, asansör-
deki gözlemci bu kuvvetleri ölçerek
düflen bir asansörde oldu¤unu anlaya-
bilir. Einstein bu sorunun üstesinden
gelmek için, ilkenin yerel olarak alg›-
lanmas› ve asansörün boyutlar›n›n ye-
teri kadar küçük seçilmesi gerekti¤ini
belirtiyor. Dolay›s›yla bu etki görmez- Dünya’da sabit duran bir asansörde içeri giren
den geliniyor; çünkü sorun Dünya’n›n ›fl›k ivmeli asansördekine benzer flekilde davra-
yuvarlakl›¤›ndan kaynaklan›yor, kütle- n›r. Einstein buradan yerçekiminin ›fl›¤› yolun-
çekimin do¤as›ndan de¤il. dan sapt›rd›¤› sonucunu ç›karm›flt›.
Gözlemci, Dünya’da m› yoksa d›fl uzayda yol
alan sabit ivmeli bir rokette mi
oldu¤unu anlayamaz. cisimlerin tart›n›n ibresini harekete ge-
‹vmelenen Roket ile çirdi¤ini, dolay›s›yla tart›n›n bir “a¤›r-
Yörüngede dolanan uzay istasyonla- l›k” ölçtü¤ünü ve bunun cismin kütle-
r›, yukar›da olanlar›n en iyi örne¤i. Bu- Yerçekimi siyle orant›l› oldu¤unu da söyleyebili-
rada da istasyon Dünya’ya oldukça ya- Ayn› ilke farkl› bir flekilde de ifade riz. K›sacas›, yeryüzünde yerçekimi ne-
k›n oldu¤u için Dünya’n›n çekim kuv- edilebilir. D›fl uzayda sabit bir ivmeyle deniyle karfl›laflt›¤›m›z olaylar›n hepsi
veti hala var ve oldukça güçlü. Ama is- h›zlanan bir roket düflünün. Böyle bir burada da geçerli.
tasyon, t›pk› yukar›daki asansör gibi, roketin içinde bir cismi serbest b›rak›r- Dolay›s›yla denklik ilkesini flu flekil-
sadece Dünya’n›n çekim kuvveti alt›n- san›z, cisim bundan sonraki hareketini de de ifade edebiliriz: Roketteki bir
da hareket etti¤i için, içinde yaflanan- sabit h›zla sürdürecektir. Fakat roket gözlemci ne yaparsa yaps›n, d›fl uzay-
lar da yukar›da tarif etti¤imizle ayn›. gittikçe h›zlanmakta oldu¤undan, ci- da sabit ivmeyle h›zlanan bir rokette
Asansör ve uzay istasyonu gibi sanki sim rokete göre daha geriye gidecek mi yoksa bir gezegen üzerinde mi ol-
d›fl uzaydaym›fl izlenimini veren ortam- ve en sonunda tabana çarpacakt›r. du¤unu anlayamaz. E¤er kütleçekim
lara biz “a¤›rl›ks›z ortam” diyoruz, E¤er bu tip hareketler roket referans kuvvetinin de¤iflik olaylarda olas› etki-
çünkü burada cisimlerin birbirine k›sa al›narak incelenirse, o zaman serbest lerini anlamak istiyorsak, bu ilke yard›-
çarp›flmalar hariç yaslanmad›¤› için b›rak›lan bütün cisimlerin, (flekilleri ve m›yla o olay›n ivmelenen rokette nas›l
a¤›rl›k da hissedilmez; geleneksel tart›- kimyasal yap›lar› ne olursa olsun) ayn› geliflece¤ini belirlememiz yeterli. Bu
lar hiçbir ifle yaramaz. ivmeyle h›zlanarak tabana çarpt›¤› gö- tip örneklere geçmeden önce özel gö-
K›sacas›, e¤er bütün cisimlerin ey- rülür. Bir çekiç ve tüy ayn› anda ser- relili¤in varsay›mlar›n›n hala geçerli ol-
lemsizlik ve çekim kütleleri eflitse, o best b›rak›l›rsa, bunlar tabana ayn› an- du¤unu hat›rlatal›m. Örne¤in, belli bir
zaman asansördeki gözlemci sadece ci- da ulafl›r. Ayr›ca cisimlerin tabana da- deneyi bafllatt›¤›m›z anda roketin h›z›-
simlerin hareketine bakarak düflen bir yand›¤›n›, bir tart› üzerine yerlefltirilen n›n ne oldu¤u önemli de¤il. Rahatl›kla

Mart 2005 41 B‹L‹M ve TEKN‹K


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 42

Uzak gökcisimlerinden yay›lan ›fl›k bü-


yük gökada gruplar›n›n yak›n›ndan ge-
çerken ayn› türden sapmaya u¤ruyor.
Baz› durumlardaysa gökada gruplar›
t›pk› bir mercek gibi görev yap›p ayn›
kaynaktan ayr›lan iki farkl› ›fl›k deme-
tinin yolunun Dünya’da kesiflmesine
neden oluyor. Böyle bir durumda da
kayna¤›n görüntüsü gökyüzünde iki
farkl› noktada beliriyor. Bu tip örnek-
ler, görelilik kuram›n› s›namakta kulla-
n›lam›yor; ama bu galaksi gruplar›n›n
toplam kütlelerinin belirlenmesine yar-
d›mc› oluyor. Örne¤in, galaksilerin
kütlesinin ço¤unun karanl›k madde ta-
raf›ndan oluflturuldu¤u bu yöntemle
anlafl›l›yor.

Kütleçekimsel K›z›la
roketin ilk anda duruyor oldu¤unu Roketin ilk anda duruyor oldu¤u- Kayma
varsayabiliriz. ‹flte elde edebilece¤iniz nu ve bu anda odan›n duvarlar›n›n bi- Yatay yönde yol alan ›fl›¤›n yerçeki-
ilk sonuçlardan biri: Ifl›¤›n boflluktaki rinden yatay yönde bir ›fl›k ›fl›n›n›n mi etkisiyle yolundan sapt›¤›n› biliyo-
h›z›, ›fl›k büyük bir gökcisminin yak›- girdi¤ini düflünelim. Ifl›k karfl› duvara ruz. Peki ya yere dik, düfley yönde yol
n›ndan geçiyor olsa bile ayn› evrensel ulaflt›¤›nda, ivmeli roket yukar›ya alan ›fl›¤a ne olur? Normal bir cisim yu-
sabite eflittir. do¤ru bir miktar yol alm›fl olacakt›r. kar› f›rlat›ld›¤›nda yavafllar. Ama, yu-
Bu nedenle ›fl›k daha alt düzeyde bir kar›da da belirtti¤imiz gibi, ›fl›¤›n ya-
noktaya çarpar. O halde cevap evet, vafllamas› söz konusu de¤il. Fakat yine
Yeryüzünde Ifl›k da ›fl›k, kütleçekim etkisi alt›nda yolun- de ›fl›¤›n yerçekiminin varl›¤›ndan etki-
dan sapar. lenmesi gerekmez mi?
Düfler mi? Ifl›k o kadar h›zl› yol al›yor ki, Dün- Nas›l etkilendi¤ini görmek için he-
Yeryüzünde serbest b›rak›lan her ya’n›n çekim etkisi alt›nda yolundan men ivmeli rokete geri dönelim. Roke-
cisim düfler. Peki ya ›fl›k? Ifl›¤›n h›z› sa- sapmas› fark edilemeyecek kadar kü- tin zemininden belli bir frekansta (yani
bit oldu¤u için, h›z›nda bir de¤iflim çük. Sapma ancak Günefl gibi büyük belli bir renkte) ›fl›k sal›nd›¤›n› varsa-
bekleyemeyiz. Ancak, yolundan sapma- kütleli gök cisimleri için ölçülebilir de- yal›m. Yine roketin en baflta duruyor
s›n›, bir do¤ru boyunca ilerleme yerine ¤erlere ulafl›yor. Günefl için bile, sap- oldu¤unu düflünece¤iz. Ifl›k tavana
bir e¤ri çizmesini bekleyebiliriz. Örnek ma aç›s› bir derecenin 2000’de biri ka- ulaflt›¤›nda roket yukar› do¤ru bir mik-
olarak, yatay do¤rultuda bir ›fl›k ›fl›n›n dar. Fakat yine de ölçülebilir. tar h›zlanm›fl olacakt›r. Bu da Doppler
üretildi¤ini varsayal›m. Bundan sonra Bir grup bilimadam›, Einstein’›n bu etkisi dedi¤imiz bir etkinin iflin içine
ne olaca¤›n› belirlemek için hemen iv- öngörüsünü s›namak ve di¤er y›ld›z- girdi¤ini gösterir. Doppler etkisi, hare-
meli rokette ne olaca¤›na bakal›m. lardan gelen ›fl›¤›n Günefl’in yak›n›n- ket halindeki cisimlerce üretilen veya
dan geçerken ne kadar sapt›¤›n› ölç- alg›lanan dalgalar›n frekans›n›n de¤i-
mek için 1919 y›l›ndaki günefl tutul- flebilece¤ini söylüyor. Örne¤in, otoyol
mas›n› bir f›rsat olarak kulland›lar. Ya- kenar›nda durursan›z size do¤ru gelen
p›lan ölçümler, kabaca da olsa, Einste- araçlar›n seslerini (ses de bir dalga tü-
in’›n öngörüsünü destekliyordu. ‹flte rüdür) daha tiz, sizden uzaklaflanlar›n-
Einstein’› bir anda dünya çap›nda po- kini de daha kal›n duyars›n›z. Deneyi-
püler ününe kavuflturan fley bu sonu- mizde, ›fl›k tavana ulaflt›¤›nda rokete
cun aç›klanmas› oldu. Bugün yap›lan göre frekans›n›n azalm›fl olmas›, yani
modern ölçümlerde sapmay› belirle- renginin k›z›la kaym›fl olmas› gerekir.
mek için Günefl tutulmas›n› beklemeye Dolay›s›yla yerçekimine ters olarak yu-
gerek yok. Yüksek çözünürlüklü rad- kar› yönde ilerleyen ›fl›¤›n rengi k›z›la
yo antenleri, kuasarlardan gelen radyo kaymal›. Bu etkiye “kütleçekimsel k›z›-
dalgalar›n›n görelilik kuram›na uygun la kayma” deniyor. Deneyi tersten ya-
Foton kutunun taban›na çarpt›¤›nda yüksek bir
flekilde Günefl’in yak›n›ndan geçerken parsak, yani ›fl›¤› yukar›dan afla¤›ya
itme, tavan›na çarpt›¤›nda da düflük bir itme uy-
gular. Aradaki fark, tart›n›n fotonun a¤›rl›¤›n› sapt›¤›n› tespit edebiliyor. gönderirsek, bu defa ›fl›¤›n frekans›n›n
göstermesine yol açar. Ifl›¤›n sapmas› “kütleçekimsel mer- artmas› yani renginin maviye kaymas›
cek” olgusunda da karfl›m›za ç›k›yor. gerekir.

B‹L‹M ve TEKN‹K 42 Mart 2005


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 43

Ifl›¤›n renginde meydana gelen bu


de¤ifliklik do¤al olarak Dünya üzerin-
de oldukça düflük. Buna karfl›n, genel
görelilik kuram›n›n bu öngörüsü de-
neysel olarak s›nanabilmifl. 1960 baflla-
r›nda Harvard Üniversitesi’ndeki baz›
fizikçiler, 20 metre yükseklik boyunca
hareket eden ›fl›¤›n oldukça küçük bir
oranda (katrilyonda bir) k›z›la kayma-
ya u¤rad›¤›n› ve bunun kuramla uyum-
lu oldu¤unu belirlediler.
K›z›la kayma olgusunu kuantum
kuram›yla aç›klamak da mümkün. Bu
kurama göre ›fl›k foton denilen çok kü-
çük birimlerden oluflmufltur ve her bir
fotonun, ›fl›¤›n frekans›yla do¤ru oran-
t›l› belli bir enerjisi vard›r. Yukar›ya
do¤ru yol alan fotonlar, normal cisim-
lerin aksine, yavafllayam›yor (›fl›¤›n h›-
z› sabit oldu¤u için), ama t›pk› onlar
gibi enerjileri azal›yor. Bu nedenle de
yukar›ya do¤ru ç›kan fotonlar›n fre-
kanslar›n›n da azalmas› gerekir. Bu da
rengin k›z›la kaymas› demek. Bu yön-
temle bulunan k›z›la kayma miktar›,
denklik ilkesiyle bulunanla ayn› de¤eri nun enerjisinden E=mc2 ba¤lant›s› uya- Zaman›n Görelili¤i
veriyor. r›nca hesaplanan kütle eflde¤erinin
a¤›rl›¤› kadar oldu¤u görülüyor. K›sa- Kütleçekimsel k›z›la kayma, bir
Ifl›¤›n A¤›rl›¤› Var m›? cas›, evet fotonun a¤›rl›¤› var. Kutuda- apartman›n üst katlar›ndaki saatlerin
ki ›fl›k en baflta yatay yönde gönderilse alt kattakilerine oranla daha h›zl› iflle-
Kütlesi belli bir kutuya tek bir foton bile yolundan saparak önünde sonun- di¤ini de söylüyor. Nas›l oldu¤unu an-
hapsedelim ve kutuyu bir tart› üzerine da kutunun taban›na çarpar ve fazla- latmak için biraz abart›l› bir örnek ve-
yerlefltirelim. Tart› sadece kutunun dan a¤›rl›k yine hissedilir. rece¤iz. Müteahhitlerimizin çok büyük
a¤›rl›¤›n› m› ölçer, yoksa buna fotonun Tüm bu olanlar birlefltirildi¤inde flu- kütleli bir gökcisminde iki katl› bir ev
a¤›rl›¤› da eklenir mi? Buna cevap ver- nu görüyoruz. Sadece enerji (ve itme) yapmay› becerdi¤ini varsayal›m. Bura-
mek için kutunun zemin ve tavan›na tafl›d›¤›n› düflündü¤ümüz ›fl›k da sanki daki çekim etkisi o kadar büyük olsun
aynalar yerlefltirildi¤ini, ›fl›¤›n bunlara bir kütlesi varm›flças›na maddeye ben- ki, alt katta üretilen ›fl›k üst kata ulafl-
çarparak sürekli bir biçimde afla¤›dan zer bir davran›fl gösteriyor. Yerçekimi t›¤›nda frekans› tam yar›ya düflüyor ol-
yukar›ya gidip, geri geldi¤ini varsaya- taraf›ndan yolundan sapt›r›l›yor ve tar- sun. Alt katta da frekans› 2 Hertz olan
l›m. t›lar taraf›ndan a¤›rl›¤› ölçülebiliyor. ›fl›k üretelim, yani, bir saniyede ›fl›k
Ifl›k bir aynaya çarp›p yans›d›¤›nda, Buna ek olarak, etki-tepki ilkesi uya- dalgas›n›n iki tepesi gönderilsin (bu-
aynaya bir itme verir. ‹tme miktar› da r›nca, ›fl›¤›n da Dünya’y› çekti¤ini söy- nun görülebilir ›fl›k olmad›¤› aç›k, ama
›fl›¤›n frekans›yla do¤ru orant›l›d›r. Ya- leyebiliriz. deney için bu o kadar önemli de¤il).
ni mavi ›fl›k fotonlar›, k›rm›z› ›fl›k fo- Ayn› sonuç, ›fl›k d›fl›ndaki bütün di- Ifl›k üst kata ulaflt›¤›nda frekans› 1
tonlar›ndan daha fazla itme aktar›r. ¤er enerji formlar› için de geçerli. Ha- Hertz olacak. Yani, altta saniyede iki
Kutudaki ›fl›k, zemindeki aynaya çarp- reket eden bir cismin hareketinden tepe üretiyoruz ama üst katta saniyede
t›¤›nda kutu afla¤›ya do¤ru itilir. Buna dolay› sahip oldu¤u kinetik enerji, ›s›- bir tepe say›l›yor. Bu nas›l olur?
karfl›n tavandaki aynaya çarpt›¤›nda t›lan suyun ald›¤› ›s› enerjisi ve düflü- Nas›l oldu¤unu daha aç›k görmek
da kutu yukar› do¤ru itilir. K›z›la kay- nebildi¤iniz di¤er tüm enerji türleri... için ›fl›¤›n tam olarak bir dakika bo-
ma nedeniyle, yukar›ya do¤ru itme, Özel görelili¤e göre bunlar›n hepsinin yunca üretildi¤ini sonra da kayna¤›n
afla¤›ya do¤ru olandan daha küçük. bir eylemsizlik kütlesi var. Genel göre- kapat›ld›¤›n› düflünelim. Bu durumda,
Her iki itme beraber düflünüldü¤ünde, lili¤e göreyse bu ayn› zamanda çekim alt kattan toplam 120 tepe üretilmifl
aradaki fark kadar itmenin kutuyu afla- kütlesi görevi görüyor. Dolay›s›yla demektir. Hiçbir tepe yolda kaybola-
¤›ya do¤ru bast›rd›¤›n› buluruz. Bu da hepsinin bir a¤›rl›¤› var ve gerçek küt- mayaca¤›na göre, üst katta da ›fl›¤›n
kutunun tart›ya kendi a¤›rl›¤›ndan bi- leler gibi kütleçekim kuvveti uygula- tam 120 tepesi say›lacakt›r. Bu durum-
raz daha fazla bask› yapmas› demek. yabiliyor. Bu, Newton’un kütleçekim da saniyede bir tepe hesab›ndan üst
Dolay›s›yla tart›n›n ibresi biraz daha yasas›na getirilen ilk düzeltme: Sade- katta geçen süre 2 dakika olmal›. Do-
büyük bir a¤›rl›k gösterecektir. Bu faz- ce kütle de¤il, enerji de çekme kuvve- lay›s›yla, alt katta 1 dakika geçti¤inde,
la a¤›rl›k hesapland›¤›nda bunun, foto- ti uygular! üst katta tam 2 dakika süre geçiyor ol-

Mart 2005 43 B‹L‹M ve TEKN‹K


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 44

mal›. K›sacas›, üst kattaki saatler iki varda bulunan kütlelerin varl›¤›ndan
kat daha h›zl› çal›fl›yor. dolay› bir do¤ru de¤il; aksine bir e¤ri.
Geçen ay belirtti¤imiz gibi, burada Uzay ve zaman birbirinden ayr›lmaz
saatlerin hangi türde olduklar› (fizik- bir bütün oldu¤undan, bu geometriyi
sel, kimyasal, biyolojik) hiç önemli de- tam olarak tan›mlayabilmek için ikisi-
¤il. Bütün olas› saat türleri geçen za- ne beraber bakmak ve bunlar›n olufl-
man›n ayn› oranda farkl› oldu¤unu turdu¤u dört boyutlu uzay-zaman› in-
gösterecektir. Örne¤in, e¤er ikiz kar- celemek gerekiyor. Denklik ilkesinin
defller do¤duklar›nda bu iki kata yer- kütleçekim olgusu aç›s›ndan önemi-
leflmifller ve buralardan hiç ayr›lmam›fl- nin vurguland›¤› 1907 y›l›ndan itiba-
larsa, alttaki ikiz 30 yafl›na ulaflt›¤›nda ren Einstein ve di¤er birçok biliminsa-
üstteki kardefli 60’›nc› yafl›n› kutluyor n› uzay-zaman›n geometrisini elde et-
olacak. Üsttekinin çabuk yaflland›¤› mek için çal›flmaya bafllad›. Birçok ha-
için üzülmenize gerek yok, çünkü za- tal› bafllang›çtan sonra Einstein, 1915
man›n h›zl› akt›¤›n› fark etmemifl ve ya- y›l›nda bu kuram›n en son biçimini el-
flad›¤› 60 y›l›n her saniyesini hak etti¤i de etmeyi baflard› ve oldukça karmafl›k Zaman› iflin içine katmasa da, ger-
flekilde yaflam›fl olacakt›r. olan kuram› 1916 y›l›nda daha rahat gin bir çarflaf içine b›rak›lan bir cisim
E¤er ifllerinizi yaparken yeterli za- anlafl›labilir terimlerle aç›klayan bir bu olaya çok iyi bir benzetme. Cisim
man›n›z›n olmamas›ndan flikayet edi- makale yay›mlad›. çarflaf› gererek afla¤›ya do¤ru çökme-
yorsan›z, o zaman bir apartman›n en Bu denklemler, kütle ile beraber sine neden oluyor ve normalde düz
üst kat›na tafl›nman›n size di¤erlerin- enerjinin, bulundu¤u bölgedeki uzay- olan çarflafa bir e¤rilik veriyor. E¤er
den biraz daha zaman kazand›raca¤› zaman› e¤di¤i, bu e¤ilmenin de o böl- çarflafa iki cisim konursa, bu defa her
aç›k gibi görünüyor. Ama çabuk heves- geyle s›n›rl› kalmay›p zay›flayarak da- ikisi de çarflaf›n fleklini de¤ifltirir. Bu
lenmeyin, çünkü Dünya üzerinde bu ha uzaklara yay›ld›¤›n› gösteriyor. Bu- e¤rilik ayr›ca cisimlerin birbirlerine
flekilde kazanabilece¤iniz zaman fark na ek olarak, hareket eden herhangi yaklaflmas›na ve sonunda çarp›flmas›-
edemeyece¤iniz kadar küçük. Örne¤in, bir cisim veya ›fl›k uzay-zaman›n e¤ril- na neden olur. Dikkat edilirse burada
10 metre yüksekte yafl›yorsan›z, yerde- di¤i yerlerden geçerken mümkün olan cisimler birbirlerine do¤rudan bir kuv-
kilere göre 1 y›lda kazanaca¤›n›z za- en k›sa yolu izlemeye çal›fl›yor. Do¤al vet uygulam›yor. Her ikisi asl›nda sa-
man saniyenin 30 milyonda biri kadar. olarak da izledikleri yol bir e¤ri. Bu dece çarflafla etkilefliyor ama sonuçta
da, bunlar›n e¤rili¤i yaratan gökcismi sanki birbirlerine çekici bir kuvvet uy-
taraf›ndan çekildi¤i izlenimini uyand›- guluyormufl gibi davran›yorlar. E¤er
Yeni bir Kütleçekim r›yor. ‹flte genel görelilik kütleçekim biz çarflaf›n var oldu¤unu göremez-
olgusunu bu flekilde aç›kl›yor. Dolay›- sek, bu cisimler aras›nda bir kütleçe-
Kuram› s›yla çekim alan›nda bulunan fleyin bir kim kuvveti oldu¤unu sanabiliriz. Küt-
Yukar›daki örnekler sadece denklik madde mi, ›fl›k m› veya do¤as›n› henüz le ve enerji de asl›nda sadece uzay-za-
ilkesinden hareket ederek elde edebile- bilmedi¤imiz baflka bir enerji türü mü manla etkilefliyor; iki kütle veya enerji
ce¤imiz sonuçlardan baz›lar›. Bundan oldu¤unun hiçbir önemi yok. Hepsi aras›ndaki etkileflme de bu ortam sa-
sonras› için görelilik kuram›n›n bir uzay-zaman›n e¤rili¤inden etkilenip yesinde gerçeklefliyor. Bu da sanki
hayli karmafl›k matematiksel formülle- yollar›ndan sapacakt›r. kütleçekim kuvveti diye bir fley varm›fl
rini kullanmak gerekiyor. gibi bir izlenim uyand›r›yor.
Burada bu kuram› kabaca Genel görelilik, New-
ifade etmekle yetinece¤iz. ton’un kütleçekim kuram›n-
Bu sonuçlardan birisi de daki iki kavramsal zorlu¤u
kütleçekim etkisi alt›nda za- ortadan kald›r›yor. Bunlar-
man gibi uzay›n da de¤iflik- dan birisi kuvvetin birbirleri-
lik geçirmesi. Örne¤in, Dün- ne de¤meyen çok uzaktaki
ya’n›n toplam yüzey alan›- cisimlere etkiyebiliyor olma-
n›n yar›çap›ndan hesaplana- s› (halbuki biz dokunmadan
na göre biraz daha küçük kuvvet uygulayam›yoruz).
olmas› gerekiyor. Kütle Newton’dan sonra bu uzun
uzayda düzgün da¤›lmad›¤› süre bir problem olarak gö-
için uzayda ve zamanda rülmüfl, ama kimse doyuru-
meydana gelen bu tip de¤i- cu bir aç›klama getirememifl-
fliklikler de düzgün da¤›lm›fl ti. Ayn› sorun elektrik ve
de¤il. Burada hem uzay›n, manyetik kuvvetler için de
hem de zaman›n karmafl›k söz konusu. Ama bu James
bir geometrisi oldu¤u orta- Clerk Maxwell’in gelifltirdi¤i
ya ç›k›yor. Örne¤in, iki nok- elektromanyetizma kuram›
ta aras›ndaki en k›sa yol, ci- taraf›ndan rahatl›kla aç›kla-

B‹L‹M ve TEKN‹K 44 Mart 2005


genelGorelil 2/25/05 10:03 PM Page 45

nabiliyor. Buna göre Kütleçekim


bir yük veya m›knat›s,
çevresinde bir elek- Dalgalar›
trik ve/veya manyetik
alanlar yarat›r. Bu Genel görelilik kura-
alanlar yay›larak uzak m›n›n öngörülerinden bi-
bölgelere eriflir ve di- ri de kütleçekim dalgala-
¤er yük ve m›knat›s- r›n›n varl›¤›. Uzayda sa-
larla etkileflir. Böyle- bit duran tek bir gök cis-
ce, elektromanyetik mi uzay-zaman› belli bir
alanlar arac›l›¤›yla, flekilde e¤er. Ama e¤er
birbirinden uzak yük birden fazla gökcismi var
ve m›knat›slar etkile- ve bunlar ivmeli hareket
flebilir. Kütleçekimde yap›yorsa, bu defa uzay-
de art›k benzer bir zaman›n e¤rili¤inin za-
aç›klamaya sahibiz. manla de¤iflmesi ve bu
Madde ve enerji, de¤iflimlerin de dalgalar
uzay-zaman› e¤er ve fleklinde uzaklara yay›l-
bu e¤rilikten etkile- mas› gerekir.
nir. Dolay›s›yla uzay- 1974-83 y›llar› aras›n-
zaman›n geometrik da birbiri etraf›nda dö-
yap›s›, kütleçekim ola- nen bir atarca ile normal
rak alg›lad›¤›m›z kuv- bir y›ld›z› inceleyen Rus-
vete arac›l›k ediyor. sell Hulse ve Joseph Tay-
Newton’un yasa- lor, çiftin dönme periyo-
s›nda karfl›lafl›lan bir di¤er sorun da edecek ve sanki Günefl hala oradaym›fl dunun zamanla uzad›¤›n› fark ettiler.
zaman faktörünü içermemesi. Buna gibi davranacakt›r. Ancak 8,3 dakika Daha sonra bunun nedeninin çiftin yo-
göre birbirlerinden ne kadar uzakta dolduktan sonra Dünya kaybolufltan ¤un olarak kütleçekim dalgalar› yay›n-
olurlarsa olsunlar, uygulanan kuvvet etkilenecek ve bundan sonra uzayda lamas› ve böylece enerji kaybetmesi ol-
an›nda di¤erine iletilir. Yani, e¤er ci- sabit h›zla hareket etmeye bafllayacak- du¤unu gösterdiler. Bu da çiftin hare-
simlerden birinde meydana gelen bir t›r. ketinin yavafllamas›na neden oluyor-
Buna ek olarak Newton’un yasas›, du. Görelilik kuram›n›n di¤erlerinden
kuvvetin uzakl›¤›n karesinin tersiyle çok farkl› bu öngörüsünü dolayl› bir
do¤ru orant›l› oldu¤unu söylüyor. Ge- yoldan da olsa destekleyen çal›flmala-
nel görelilikten ç›kan bir di¤er sonuç r›ndan dolay› Hulse ve Taylor’a 1993
da bunun sadece yaklafl›k olarak do¤- y›l›nda Nobel ödülü verildi. Bugün bir
ru oldu¤u. Özellikle kütleler büyükse çok araflt›rmac›, bu dalgalar› do¤rudan
ve birbirlerine yak›nsa, ters kareden gözlemlemek için çal›flmalar yap›yor
sapmalar önem kazanmaya bafll›yor. ama henüz herhangi bir somut sonuç
Bunun etkilerini Günefl’e en yak›n ge- yok.
zegen olan Merkür’de görmek müm- Genel görelili¤in öngörüleri flüphe-
kün. E¤er ters kare yasas› kesin ola- siz sadece bunlarla s›n›rl› de¤il. Çekim-
de¤iflim, kuvveti de etkiliyorsa, kuv- rak do¤ru olsayd›, gezegenlerin elips lerinden ne ›fl›¤›n, ne de bilginin kaça-
vetteki de¤iflim di¤eri taraf›ndan an›n- fleklinde bir yörünge izlemeleri gere- mad›¤› kara delikleri ço¤unuz biliyor-
da hissedilecektir. Bir etkinin sonsuz kirdi. Bu da gezegenin bir tur sonra sunuz. Buna, kütleçekimin manyetiz-
h›zla iletilmesi anlam›na geldi¤i için tekrar ayn› noktaya geri gelmesi de- maya benzeyen türdeki kuvvetleri de
böyle bir fley özel görelili¤e göre ola- mek. Buna karfl›n, e¤er ters kareden eklenebilir. Örne¤in, kendi etraflar›nda
naks›z. Genel görelilik kuram› bu so- sapmalar varsa bu defa gezegen bir tu- dönen iki cismin di¤erinin eksenini
runu da çözüyor. Örnek olarak, im- runu tamamlad›ktan sonra biraz daha döndürmeye çal›flmas› gibi. Ama genel
kans›z bir olay›, Günefl’in bir anda or- ötedeki bir baflka yere geliyor. Bu da, görelili¤in en önemli yönü kozmoloji
tadan kayboldu¤unu varsayal›m. Gü- e¤er sapma küçükse eliptik yörünge- (evrenbilim) için bir temel oluflturmas›.
nefl’in daha önce e¤mifl oldu¤u uzay- nin zamanla döndü¤ü izlenimini veri- Bir bütün olarak evren hakk›nda soru-
zaman flimdi düzleflmeye bafllayacak, yor. Merkür’ün yörüngesinin bu flekil- lar sordu¤umuzda (neler içerir, nas›l
ama bu düzleflme sonsuz h›zla yay›l- de döndü¤ü, görelilik kuram› geliflti- do¤du, gelecekte ne olacak), genel gö-
mayacakt›r. Kuram bu yay›lman›n ›fl›k rilmeden çok daha önce fark edilmifl relilik tüm cevab› içermese de, verilen
h›z›nda gerçekleflti¤ini söylüyor. Dola- ve bunun için de¤iflik aç›klamalar cevab›n önemli bir k›sm›n› oluflturuyor.
y›s›yla Dünya, Günefl’in kayboluflun- aranm›flt›. Einstein sorunun ters kare
dan sonraki ilk 8,3 dakika içinde nor- yasas›ndaki düzeltmeden kaynakland›- Dr. Sadi Turgut
mal yörüngesinde dolanmaya devam ¤›n› gösterdi. ODTÜ Fizik Bölümü

Mart 2005 45 B‹L‹M ve TEKN‹K

You might also like