You are on page 1of 14

Nefes teknikleri uygulayarak zihin dalgalarının kontrol edilebileceği Amerikalı

beyin bilimci Dr. Richard Davidson’ un Tibetli rahiplerin beyinleri üzerinde


yaptığı araştırmalar sonucunda belirginleşti. Dr. Richard Davidson Tibetli
rahiplerin nefes çalışmaları üzerine testler yaparak beynin kendi içinde
gelişmeye ve genişlemeye müsait olduğu ve kendi potansiyellerini aşabileceğini
gözlemledi. Nefes teknikleri uygulamaları ile beynin değiştirilebileceği
bulgusuna ulaştı. Eğitilmiş zihin, ya da beyin, eğitilmemiş olandan fiziksel
olarak farklıdır. Görülen odur ki ilerleyen süreç içersinde zihinsel eğitimin
potansiyelini anlayabilecek ve bunun ciddiye alınmasının gerekliliğini anlayarak
bu yönde çalışmalarımızı arttıracağız. Beyin araştırmaları, Budistlerin
yüzyıllardır uyguladıkları nefes teknikleri ve meditasyon pratiğine ilişkin
somut deliller elde ediyorlar. Nefes teknikleriyle oluşturulan meditatif
farkındalığın, beynin işleyişini degiştirebilir ve insanların çeşitli farkındalık
(awareness) düzeylerine erişmesini sağlayıcı degişik haller, geleneksel olarak
fiziksel ölçülebilmenin ve nesnel değerlendirmenin dışındada artık yeni bir
dünyada soyut kavramlarla anlaşılır hale gelmektedir. Son birkaç yıldan beri
Wisconsin Universitesi araştırıcıları Tibetli rahiplerle birlikte çalışarak bu
zihinsel deneyimi yüksek frekansli gamma dalgaları, beyin senkronizasyonu ve
koordinasyon gibi bilimsel dile çevirmeyi başarabilmişlerdir. Beyin faaliyetinin
nefes teknikleriyle oluşturulan meditatif farkındalık durumunda en kuvvetli
bağlantı gösterdiği bolge olarak, alnın sol tarafının hemen arkasında bulunan
prefrontal korteksi işaret etmişlerdir. Universitenin W.M. Keck Laboratory of
Functional Brain Imaging and Behavior'dan bir sinirbilimci Richard Davidson,
uzun süreli uygulayıcılarda bulduğumuz beyin aktivasyonu daha önce hiç
görmediğimiz ölçüdeydi; onların zihinsel uygulaması beyin üzerinde tenis ve
golf pratiğinin performansı arttırıcı etkisine benziyordu demiştir. Ve yine
Davidsona gore beyin eğitilebilir ve nefes terapileri ile fiziksel degişime
uğratılabilir bir kabiliyete sahiptir. Önceleri bilim adamları bunun tersine
inanırlardı. Yani eski bilgiye gore sinir hücreleri arasındaki bağlantı hayatın
başında saptanır ve erişkinde değişmezdi. Bu varsayım son on yıllarda
değişmiş, beyin görüntüleme ve diğer tekniklerin ilerlemesiyle bilim adamları
onun yerine sürekli beyin gelişimi ve noroplastisite kavramını kabul
etmişlerdir. En yeni nefes uygulamalarının oluşturduğu çalısmalar nefes
teknikleriyle yapılan zihinsel eğitimin beynin iç işleyiş ve devrelerini (circuitry)
değistirerek, noroplastisite kavramını bir adım daha ileri götürmüştür. Bu
bulgu Davidson ile dünyanın en ünlü Budist uygulayıcısı Tibetin Dalai Lamasının
ortak çalışmasının eseridir. Davidsonun coşkuların sinirbilimi uzerinde yenilikçi
çalışmalar yaptığını öğrenen Dalai Lama, onu 1992'de Hindistan,
Dharamsaladaki evine davet etti. Dalai Lama yüksek irtifada yaşayan Perulu
inkalarla Tibetli lamaların yüzyıllara dayanan nefes teknikleri geleneklerinin
Davidson tarafından bilimsel olarak araştırılmasını istiyordu. Üç yıl önce Dalai
Lama, Davidsonun laboratuarında iki gün geçirmişti. Sonunda Dalai Lama en
başarılı sekiz rahibini elektroansefalografi (EEG) ve beyin taraması (scanning)
icin Davidsonun laboratuarina gönderdi. Deneydeki Budist uygulayıcılar Tibet
Nyigmapa ve Kagyupa geleneğine göre 10,000 ila 50,0000 saat ve 15 ile 40
yıllık bir zaman diliminde eğitilmişlerdi. Kontrol olarak daha önce hiç deneyimi
olmayan 10 gönüllü öğrenci bir haftalık eğitimin ardından teste tabi
tutulmuştu. Rahipler ve öğrencilere 256 elektriksel sensör bağlanmış ve kısa
sürelerle nefes uygulamaları yaparak ulaşacakları seviyenin belirlenmesi
istenmişti. Nefes çalışmaları zihnin düşünme ve diğer aktivasyonlarında nöron
gruplarının haberleşmelerini gösteren fark edilebilir elektriksel aktivite
patlamaları yaratır ve sensörler de bunları yakalar. Davidsonda özellikle bu
yüksek frekanslı ve en önemli elektriksel beyin impulsları olan gamma
dalgalarının ölçülmesiyle ilgileniyordu. Her iki gruptan nefes uygulamalarıyla
ulaşacakları zihin titreşim seviyesinde, koşulsuz sevgi ve olduğu gibi kabul
üzerinde meditasyon yapmaları istendi. Budist öğreti, Dalai Lama öğretisinin
merkezi sayılan bu durumu, canlılara yardıma kayıtsız şartsız hazır olma diye
tanımlanan bu öğretiyi esas aldılar. Bu durum özel nesneler üzerinde
yoğunlaşmaya ve imajlara gerek duymadan tersine, dönüş-müş bir var oluş
durumu yaratıyordu. Davidson, uygulamaya alınan rahiplerin eğitimli beyinlerin
de gönüllülere göre önemli farklılık gösteren sonuçlar doğurduğunu bildirmişti.
En önemlisi elektrodlar rahiplerin beyninde öğrencilerinkine gore hızlı ve
şiddetli gamma dalgası aktivitesi kaydetmiş ve rahiplerde dalgaların beyinde
hareketi çok daha iyi organize ve koordine bulunmuştu. Nefes tekniklerine
yeni başlayanlar uygulamalar esnasında sadece hafif bir gamma dalgası
faaliyeti gösterirken, rahip veya dervişlerin bazılari daha önce görülmemiş
derecede kuvvetli gamma dalgaları oluşturabiliyorlar. Nefes tekniklerini uzun
yıllar uygulayan mistiklerde en yuksek gamma dalgaları düzeyi görüldüğü
eskiden beri bilinmektedir. Bu doz cevabı, yani örneğin bir ilacın yüksek
düzeylerinin aşagı düzeydekinden daha etkili olması, araştırıcılar tarafından
sebep sonuç ilişkisini belirlemek icin kullanılır. Daha önceki çalışmalarda
dikkati toplama, bellek, öğrenme ve bilinç gibi zihinsel aktivitelerin rahiplerde
görülen sinirsel koordinasyonda artma gibi bir durumla benzerliği
gösterilmiştir. Rahiplerde şiddetli gamma dalgaları ayrıca beynin farklı
devrelerinde bağlantı kurarak daha yüksek zihinsel aktivite ve daha üst düzey
bir farkındalık da yaratır. Davidsonun araştırması onun sol prefrontal
korteksin mutluluk, pozitif düşünceler ve coşkularla ilgili beyin bölgesi
olduğunu gösteren önceki çalışmalarıyla örtüşmektedir. Davidson, rahiplerde
fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme kullanarak EEG ile ölçüldüğü gibi
beyin aktivitesinin özellikle bu bölgede yüksek olduğunu bulmuştur. Davidson,
araştırmasından nefes teknikleri uygulamaları ve beyin işleyişini sadece kısa
süreli değil büyük olasılıkla kalıcı olarak değiştirebileceği sonucuna varmistir.
Bu bulgu, rahiplerdeki önemli derecede yuksek gamma dalgası aktivitesinin
hatta nefes teknikleri uygulamaları yapmasalar bile kontrol gruptan fazla
olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Massachusetts Universitesinden bir
araştırıcı; birkaç yıl önce benzer sonuçlara ulaşmıştı. Araştırıcılar Zen,
Budist, Katolik rahiplerin ve sufilerin nefes teknikleri uygulamaları ile özel
konsantrasyon artırıcı nefes yöntemlerini deneyimlediklerini ortaya çıkardılar.
Nefes tekniklerinin oluşturduğu zihni yavaşlatma ve hızlandırma kontrolu
zihnin eğitilmesini sağlıyor. İnsan beyninde oluşabilecek dejeneraktif
değişiklikler, örneğin bunama bu metodlarla önlenebiliyor.

........

Vücuttaki kan kalitesi, artmış olan oksijen oranı nedeniyle yükselerek


sistemden toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Bu sayede besinler daha iyi
emilir ve sindirilir. Çünkü birçok sindirim sistemi organı bu durumda daha fazla
oksijen alır ve daha iyi çalışır.
Düzgün ve kapsamlı nefeslerle iyi havalandırılan akciğerlerde verem mikrobu
barınamaz. Yeterli oksijen alımıyla bütün bezler, iyi beslenmeleri sonucu
enzimlerini yeterli oran da salgılayarak, biyokimyamızın en mükemmel hale
gelmesini temin ederler.

Doğru nefes almamız beyin, omurilik, sinir merkezleri ve sinirler dâhil olmak
üzere bütün sinir sisteminin sağlığında düzelme sağlar. Bunun nedeni artan
oksijen girişiyle sinir sisteminin iyi beslenmiş olmasıdır. Bu aynı zamanda
vücudun her bölgesine ulaşan sinir sisteminden tüm vücuda sağlık yayılması
anlamına gelir. Cilt gençleşir, kırışıklarda azalma yaşanır ve cilt pürüzsüzleşir.
Kalp ritminin düzelmesiyle kan basıncının düşmesi, kan dolaşımının hızlanması,
sindirimin kolaylaşması, stresle daha kolay başa çıkabilme, anti depresan
ilaçlara bağımlılığı ve uyku düzensizliğini ortadan kaldırma bunlardan bir
kaçıdır.

Derin ve yavaş solunum kilo kontrolüne de yardımcı olur. Eğer fazla kilonuz
varsa fazladan alacağınız oksijen yağlarınızın daha etkili yakılmasına yardımcı
olur. Eğer fazla zayıfsanız fazladan alacağınız oksijen aç kalmış olan doku ve
bezlerin beslenmesine yardımcı olur. Bir başka deyişle doğru nefes, doğru
kiloya yardımcı olur.

Derin solunum sırasında diyaframın hareketi iç organlara masaj etkisi yaparak


bu organlardaki kan dolaşımını uyarır. Derin ve yavaş solunum kalbin yükünü
önemli ölçüde hafifletir. Buda daha dinç, daha etkin ve kuvvetli bir kalp
demektir. Ayrıca daha düşük tansiyon ve dolayısıyla daha az kalp hastalığı
ihtimali anlamına da gelir.

Yavaş, derin ve ritmik solunum, kasları gevşeterek kalp atışlarınızın düşmesini,


Hormonal sistemin yavaşlamasını sağlayacak ve sonuç olarak vücutla birlikte
zihninizin de rahatlamasına yardımcı olacaktır. Eğer sigarayı yakın bir zamanda
bırakmışsanız, derin nefes alıp vermek oksijen alım miktarını yükselterek
sigaranın zararlı etkilerini kısa zamanda azaltacaktır. Şüphesiz nefes alıp
vermek sağlıklı insanlar için çok kolay bir iştir.
Çoğu zaman "Nasıl nefes alıp vermeliyiz?" Konusunda durup konuşmayız, çünkü
nefes alıp verme her zaman yaptığımız bir aktivitedir ve bizim hayatta
kalmamızı sağlayan en önemli olaydır.

Doğru nefes alıp vermenin önemini daha iyi anlamak için ilk önce yetersiz ve
düzensiz nefes alıp vermenin zararlarına bir göz atmak gerekir. Organlarımıza
oksijen taşınmasına yardımcı olan kalbimiz bu gibi bir durumda sıkıntıya düşen
ilk organımız olabilir; yani kalp krizi geçirme olasılığımız artacaktır. Ayrıca kan
basıncının yükselmesi, kanser, ani sancılar, zatürree, astım, konuşma
problemleri, stresle başa çıkamama, düzensiz nefes alıp vermenin yol
açabilecek ama bizim pek ender düşündüğümüz sorunlardır.

Yeni başlayanlar için basit bir dörtlü nefes çalışması;

• Ciğerlerinizden havayı boşaltınız ve bu şekilde dörde sayarak kalınız.

• Dörd sayarak nefes alırken ciğerlerinizi boğazınıza dek iyicene şişiriniz.

• Dörde sayarak ciğerleriniz doluyken nefesinizi tutunuz.

• Dörd sayarak ciğerleriniz iyice boşalıncaya kadar nefesinizi veriniz.

• Sonra tekrar baştan başlayınız.

Bu nefes şekli kendinize uygun bir ritim buluncaya dek hızlı veya yavaş sayarak
uygulanmalıdır. Bulduğunuz ritim dinlendirici ve rahatlatıcı olmalıdır. Bu ritmi
bulduktan sonra nefesi bu şekilde birkaç dakika sayarak alıp veriniz ve
sakinleştiğiniz zaman çalışmaya başlayınız.

Lenf Dolaşımı İçin Derin Nefes Kullanımı

Beden istirahat durumunda veya yorucu bir egzersiz yapılıyor


olmasına bağlı olarak dakikada 236 mililitre ila 910 mililitre
oksijene gereksinim duyar. Dokuların oksijene kavuşarak
doyuma ulaşmaları oranında iyileşmeler sağlanır. Artan oksijen
seviyesi, her hücre içindeki enerji akışını düzenler ve bunun sonucu olarak da
bedendeki tüm organlar olumlu yönde etkilenirler. Görevlerini en üst seviyede
gerçekleştirirler. Pek çok kişi enerjilerini yedikleri şeylerden aldıklarını
düşünürler. Bu kısmen doğru olsa da oksijenin yaşamı devam ettirmek için
besinleri yararlı enerjiye çevirme işleminde bir etken değildir. Aldığımız
besinler bir oksidasyon işleminden geçer ve hücrelerin işlevselliğini sağlamak
için salınan ATP (adenozin trifosfat) olarak adlandırılan molekül içinde
depolanan enerjiye dönüştürülür. Yaşamı sürdürmek için enerji üretmek, enerji
üretmek için oksijen, yeterli oksijen temini içinde doğru solunum gerekir.

Değişik gevşeme programlarına katılan kişilere yavaş ve derin nefes almaları


söylenir. Derin nefes alma, kandaki proteinlerin lenfatik sistem yoluyla daha
rahat dolaşımını sağlar. Derin nefes alma glikozu enerjiye dönüştürmek için
gerekli olan oksijenin alımına olanak sağlar.

Akciğerler lenfatik dolaşım sistemi için bir emme pompası görevini yaparler.
Lenfatik dolaşım sistemi fibrinojenler, albuminler ve globulinler gibi hücre
arası boşluklarda bulunan kan proteinlerinin taşınmasından sorumludur. Bu kan
proteinleri minik kılcal damarlarından sızarlarsa hücreler arasında bunları
tekrar kan dolaşımı içine sokacak yeterli basınç olmadığı için temizlenemezler.
Lenf sistemi, bu hücreler arasında hapsedilmiş proteinleri tek yönlü valfleri
vasıtası ile boyun tabanındaki köprücük kemiği altı (subclavian) kanalı yolu ile
lenf damarlarına çeker. Eğer lenf sistemi işlevini etkin bir biçimde yerine
getirmiyorsa, bu kan proteinleri hücreler arasında tutsak kalır ve oksijenlenme
metabolizmasını engellemeye başlar. Bu bir kez oluştu mu, tutsak kalmış kan
proteinleri fazla sodyumu çekerek hücreden suyun dışarı alınmasına neden olur
ve devamında da hücre çevresinde sodyum ve suyun artmasına neden olur. Bu
durumda, hücre içinde oksijen eksikliği, sodyum ve potasyum dengesinin
bozulmasına yol açarak hücre seviyesinde enerji kaybı, hastalık ve ölüme neden
olur. Hücre seviyesindeki bu koşullar sancı, yangı, enfeksiyon ve hastalık
koşullarını yaratırlar. Gerçekten de, bu kan proteinleri lenfatik sistem
tarafından toplanmazsa canlı bir gün içinde ölür. Beş dakikalık derin diyafram
solunumu ile yarım saatlik bir yürüyüşten bile çok daha fazla sağlık getirir.
Lenfatik sistem kanı temizlemenin yanında bedendeki zararlı maddelerin ve
atıkların atılmasından da sorumludur. Sancı, kanser, yangısal tepki ve genel
hastalık durumlarından ise yeterli oksijenin olmaması sorumludur. Eklem
iltihabı, aşırı şişmanlık ve yüksek kan basıncı gibi diğer durumların hepsinin
paylaştığı ortak nedensel etken, tutsak olmuş kan proteinleridir.

Kanserin temel nedeninin normal hücrelerin oksijen solunumunun yerine şeker


fermantasyonuna geçtiklerinde oluştuğu bilinmektedir. Aynı zamanda sağlıklı
hücrelerden oksijeni çıkardığınızda onların kanserli hücreler haline geldikleri
de bilinmektedir. Oksijen soluma hücrelerin normal enerji gereksinimlerini
karşılarken kanserli hücreler tam tersi olarak enerji gereksinimlerini öncelikle
fermantasyon yoluyla karşılarlar. Kanser gelişiminin olduğu her durumda
oksijen soluma ortadan kalkar, fermantasyon başlar ve hücre anaerobik
duruma gelir. O zaman bu hücreler normal işlevlerini kaybedip sadece gelişme
ve çoğalma özelliklerini muhafaza ederler. Kanseri önlenmesi için;
toplardamarda yüksek oranda oksijen bulunmasını sağlayacak ölçüde kan akışını
devam ettirmek, kan içinde oksijen moleküllerinin taşıyıcısı olan hemoglobinin
yüksek seviyede bulunmasını sağlamak, besinlere etkin solunum enzimlerinin
miktarını arttırmak, gerekir. Karsinojenler dışarı atılabildiğinde pek çok
kanser vakası önlenebilmektedir. Eğer hücrelerin içine solunan oksijen uygun
seviyelerde tutulabilirse Karsinojenler dışarı çıkarılabilirler.

Aerobik solunum bozulduğu zaman fermantasyon hemen onun yerini alır, çünkü
her iki işlemin de nikotinamid olarak adlandırılan ortak bir hızlandırıcısı yani
katalizörü vardır. Aerobik solunumun yerini hücrelerin enerji eksikliği
nedeniyle öldüğü fermantasyon aldığı zaman Glycolysis (glikoz parçalanması)
oluşur. Glikolisis basitçe, "fermantasyon yoluyla ölüm" ve anaerobiosis de
"fermantasyon yoluyla yaşam" anlamına gelmektedir. Eğer fermantasyonun
ürettiği enerji aerobik solunumun kaybettiği enerjiye eşitse, bu durumda
anaerobiosis ortaya çıkabilir. Farksızlaşmış gelişimi ile kanser ve hücrelerin
kopyalanması ortaya çıkar, çünkü fermantasyon değil sadece aerobik solunum
hücrelerin yüksek seviyede farklılaşmasını ve bunun sürdürülmesini yaratabilir.

En yüksek oksijen emilimi için dik durma pozisyonunda diyaframdan nefes


alışverişi gerçekleşmelidir. Derin nefes almanın sağlık üzerine daha birçok
farklı etkisi vardır.Derin nefes alabilmek için diyafram kasını daha aktif
kullanmak gerekir. Diyaframdan nefes alma aynı zamanda göğüs boşluğundaki
emme basıncını arttırır. Kanın toplardamarlar yolu ile kalbe dönüşünü düzenler.
Nefes alışverişi gaz değişiminden daha ileri giden bir işlevselliğe sahiptir.
Sağlıklı olma otonom sinir sisteminin dengesine dayanır. Bu denge, derin nefes
alıp uzun nefes kullanma biçimi tarafından yaratılır. Denge bir kez kuruldu mu
bedendeki tüm sistemler birbiri ile daha etkili ve tutarlı bir biçimde iletişim
kurabilirler. Bu biçimde nefes alışverişi en uygun kalp atım hızı aralığını
yaratır.

Nefes Teknikleriyle Göbekten Zayıflamak

Birçok insanı rahatsız eden göbeklenme dediğimiz karın


bölgesinde yağlanma sorununa karşı önlem almak ve oluşmuş
olan genişlemeyi tekrar eski hale getirmek için nefes
tekniklerinden yararlanabilirsiniz.

Üç aylık bir süreç içinde nefes teknikleri uygulamalarına


ilaveten beslenme düzeni disiplini ve bedensel hareketlerle takviye edilmiş bir
çalışma protipini takip etmeniz sizi kısa bir zaman süresi içinde karın
bölgenizden incelmenizi sağlayacaktır.

Çalışma düzenindeki beden hareketlerini ilgili bölgeye etki etmek için


değiştirerek vücudunuzun istediğiniz her bölgesinden zayıflama imkanı
oluşturabilirsiniz. Bu hareketler kalça, basen, baldır gibi değişik bölgeler
üzerinde kurgulanarak bu bölgelerden zayıflama temin edilebilir.

Bel bölgenizden dört hafta içinde gözle görülür bir incelmeyi sağlayacak özel
program nefes teknikleri, bitkisel aromalar, özel beden egzersizleri ve
beslenme programı içeriyor. Çalışma sürecine başlamadan önce bel çevrenizi
ölçün. Her hafta düzenli olarak belinizi ölçmeye devam ederek gelişmeleri
takip edin. Dört hafta sonunda geldiğiniz noktayı görünce gözlerinize
inanamayacaksınız.

Neden göbek çevresinden zayıflamalıyım?


Genişlemiş bir göbekle güzel bir görüntü vermediğinizin farkına vardığınızda
ya da bu yönde eleştiri aldığınızda toplum içine çıkmak yerine eve kapanmayı
seçerek psikolojinizi bozabilirsiniz.

Ceketinizin düğmelerini, etek ve pantolonlarınızın fermuarlarını çekemez


duruma gelir, durmadan yeni kıyafetler almak zorunda kalabilirsiniz.
Ayakkabılarınızı kendiniz bağlayamaz, ayak ve bacak bakımınızı kendiniz
yapamaz, yere eğilmek gibi hareketlerde engellenirsiniz.

Göbek bölgesinde gereksiz fazlalık yüzünden merdiven çıkarken, koşarken ve


hızlı yürürken engellenirsiniz. Fazla kilo taşımanın ağırlığı yüzünden daha çabuk
yorulur, hareketsiz kalır daha fazla kilo almaya uygun hale gelirsiniz.

Göbek çevresinde anormal yağ oluşumunu damarlarınızda kolesterol birikimine


sebebiyet verir. Yatma sorunları yaratarak horlamaya ve uyku apnesine
sebebiyet verebilir. Bel bölgesinden genişlemenin çok çabuk kalp krizine
sebebiyet verdiği bilinir.

Bel bölgesinin kalınlaşması estetik kaybı nedeni ile cinsel ilişkiyi olumsuz
etkiler. Cinsel ilişki için hareket sınırlılığı yaratır. Bel kalınlaşması cinsel
organların kan ile dolmalarının önüne geçtiği için cinsel iktidarsızlık anlamında
özellikle erkekte ereksiyon sorununa yol açar.

Bel bölgenizden genişlemeniz diyafram adalesini kullanmanızı egeler.


Nefesinizi istediğiniz gibi kullanamaz hale gelir, şarkı söylemede ve konuşmada
sorunlar yaşarsınız. Diyaframı kullanamaya başladığınızda diyaframla ilişkide
olan endokrin sistem, dolaşım, boşaltım, sindirim, sinir sistemi, limbik sistem,
lenf sistemi ve cinsel ilişki düzeninde bozukluklar oluşmaya başlar.

Nefes teknikleri

Günde en az beş kere değişik zamanlarda ateş solunumu yapmalısınız. Ağız ve


burun açık olarak iki dakika süresince saniyede önce bir nefes daha sonra
saniyede iki nefes alıp verecek şekilde soluma yapacaksınız. İlk zamanlar baş
dönmesi ve mide bulantısı görülse de zamanla bu etkiler ortadan kalkacaktır.
Ateş solunumu sizi neşelendirip hareketlendirir. Sempatik algıyı
kuvvetlendirdiği için trioid ve böbreküstü bezleri üzerinde tetikleyici etki
oluşturarak, trioksit ve adrenalin üretimini artırır. Metabolizmanın
hızlanmasını, yağ ve şeker yakma miktarının artmasını sağlar.

Günde en az üç kere imajinatif nefes çalışmasının yapılması gerekir. “Enerji


düşünceyi izler” prensibinden yararlanılan bu çalışmada nefes aracı edilerek
düşüncenin bir yere odaklanması ve enerjinin yönlendirilmesi amaçlanır.

Bu çalışma için yere sırt üstü yatmış veya dik olarak oturarak gözlerinizi
kapatın. Gerçekte burnunuzdan nefes alıp vermeye devam ederken imajinatif
olarak göbek deliğinden açtığınız hayali delikten nefes alıp vermeye
odaklanacaksınız. Bir süre sonra karın bölgenizde elektriklenme ve
bağırsaklarınızda hareketlenmeler hissedeceksiniz. Bu olduğunda karın
bölgesinde oluşan enerjitik blokaj dağılmaya, üzerindeki et ve yağ birikimi
parçalanmaya ve karın bölgesinden normal kozmik akış tekrar akmaya başlar.

Mekik hareketi

Dizleriniz bitişik, ayaklarınız birbirine paralel şekilde, tabanlar yeri gösterir


pozisyonda sırt üstü yere yatın. İki elinizi ensenize koyup belinizden itibaren
gövdenizi yukarı doğru çekip dik oturma pozisyonuna geçin. Yavaşça kendinizi
bırakarak tekrar yatma pozisyonuna geçin. Bu hareketlerin yapılmasına
ilaveten hızlı hızlı, ve kesik kesik nefes alış verişleri ile karnınız acıyana kadar
yapın. Sabah ve akşam yirmişer den başlayıp ilerleyen zamanda ellişer defa
yapmak üzere çalışmayı geliştirin. Bu hareket özellikle karın bölgesindeki
kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına
yardımcı olur.

Çember çevirmek

Karnınızla halka çevirmeyi öğrenmelisiniz. Çevireceğiniz bir halka bulamazsanız


hayali bir çemberi çevirir gibi hareketlerle ayaklarınızı sabit kalmak şartıyla
belinizi geniş dairesel hareketlerle çevirmelisiniz. Bu hareketleri yaparken çok
hızlı nefes alış verişlerine devam etmelisiniz.

Bir ay süresince haftanın her günü için beslenme düzeni


Bir ay süresinde kızarma, yağlı besinler, beyaz unlu ve şekerli gıdalardan uzak
durarak şekersiz içeceğiniz bitki çaylarını çoğaltarak aşağıdaki beslenme
programını veya benzer bir programı uygulayabilirsiniz.

Kahvaltı: Sadece taze meyve ve sebze istenildiği kadar yenilebilir

Arada: Taze dil peyniri veya yağsız inek peyniri yiyebilirsiniz.

Öğle: Izgara tavuk, ızgara yağsız biftek, bol rokalı, taze soğanlı yeşil salata

Ara: Yulaflı bisküvi ve rezene çayı, yeşil çay içebilirsiniz.

Akşam: Nohut, kuru fasulye, bezelye vs.., az ekmek, mevsim salatası

Uyku öncesi Birkaç fincan rezene çayı, yeşil çay, mısır püskülü, kiraz, avakado
yaprağı karışımı çay içebilirsiniz.

10 Saniye Nefesi

10 saniye nefes yöntemi uygulayarak düşük kan basıncı,


gelişmiş sağlık ve daha iyi bir zihin performansı ile beraber
bir dizi fayda sağlayabilirsiniz. Gün içinde stres, öfke, üzüntü
ve hayal kırıklığı gibi duygular yüzünden nefesimiz dakikada
20- 25 sayılara kadar hızlanarak nefes alma kapasitesinin
düşmesine sebebiyet verebilir. 10 saniye nefes uygulanmaya başlandığında
hızlanan nefes yavaşlamasına ve solunumun derinleşmesine olanak sağlar.
Dünya üzerinde yapılan son araştırmalarda dakikada 6 solunumun sağlık için en
faydalı nefes alma biçimi olduğu gösterilmiştir.

Aşağıda gösterilen teknik uygulama ile 10 saniye nefes döngüsü oluşturarak


nefes sayınızı dakikada 6 solunuma düşürebilirsiniz.

3 Saniyede Nefes alın

2 Saniye Nefes Tutun

3 Saniyede Nefes Verin

2 Saniye Nefes Tutun.

10 saniye nefes uygulamasını en az üç dakika süresince tekrarlayın. Gün içinde


bu üç dakikalık çalışmayı fırsat buldukça tekrarlayarak otonom hale gelmesini
sağlayabilirsiniz.

10 saniye nefesi gün içinde olumsuz duyguların ağırlığını hissettirdiği


zamanlarda nefesinize odaklanmanızı, gerçeklik dünyanıza hızla geri dönmenizi
ve duygusal açıdan dengelenmenizi sağlayabilir. Düşüncenin objektiflik
kazanması ve duygularını soğutulması için birkaç dakika süresince 10 saniye
nefesine devam etmek yeterli olacaktır.

Bu uygulama anlık iyileşmeler sağlayabildiği gibi, uzun süreli kullanımlarda


yavaş ve derin nefes alma alışkanlığı geliştirmenizi sağlar. Bu uygulamaya bir
süre devam ettiğinizde vücudunuz bu orijinal nefes alışveriş şeklini hatırlar.
Daha sonra, otomatik olarak yaşamınızın doğal bir parçası haline gelir. Bu yeni
solunum temposu ile oluşan derin nefes alma modeli yaşamınızın birçok farklı
boyutunda dalgalanma etkisi yaratır. En çok ihtiyaç duyduğunuz anlarda sizi
takviye eden bir güç kaynağı haline gelir.

10 saniye nefes modelini alışkanlık haline getirerek süreklilik


kazandırabilirseniz nefes farkındalığınız artacaktır. Stres, sıkıntı, gerginlik,
anksiyete, sert duygular ve yoğun baskılar altında kaldığınızda bile 10 saniye
nefesi ile solunumu kontrol altına alabildiğiniz için duygu ve düşünce
yönetiminde büyük bir başarı kazanabilirsiniz. Bu egzersiz yavaş ve derin
nefes alma alışkanlığı ile birlikte gelen nefes farkındalığı geliştirmek için
tasarlanmıştır.

Bolluk Bilinci Oluşturmak İçin Nefes Meditasyonu

Bu çalışmada nefesinizi burundan alıp burundan verirken,


düşünsel olarak farklı yerlerden delikler açıp, nefesi bu
açtığımız deliklerden alıp veriyormuş gibi hissetmeye
çalışacağız. Nefes vücudumuzda dolaşırken havayı altın
sarısı renkte hayal ederek dolaştığı yerlerde parlak simler
saçarak ışıldadığını hayal edeceğiz.

Bolluk enerjisinin bütün vücudunuzla temas etmesi için bedeninizi kaplayan tüm
deri üzerindeki bütün gözeneklerden derin nefesler alın ve verin. Bütün
vücudunuzda altın tozları parladığını hissedin. Her solunumda altın sarısı
nefesin başınızın üzerinden beyninize girdiğini imgeleyin. Nefesi beyninize
alırken uyuyan bölümleri, özellikle bolluk lobunu uyandırma işlemini başlatan
elektriksel impalsları tutuşturmaya başlayın. Öncelikle havanın daha fazla sağ
lobunuza dolduğunu ve tamamen altın sarısı parladığını düşünün. Sağ lob bolluk
içerir. Bu bölge sonsuzluğunun ve yaratıcı gücün bilgisini taşıyan gri madde
bölgesidir. Aldığınız nefesle beyninizin bu bölümünü aktive edersiniz.

Şimdi altın sarısı renkli nefesinizi omurganız üzerinden kuyruk sokumunuza


indirin. Nefesinizi kuyruk sokumunuzda hissederek bir süre tutun. Kuyruk
sokumunuzda sıcaklık hissedeceksiniz. Eğer bunu fiziksel olarak
hissedemiyorsanız, sıcaklığı hayal ederek hissetmeye çalışın. Bolluk anlayışınız
üzerinde ki engelleri yıkmak ve ortadan kaldırmak için omurganın kalp ve
kuyruk sokumu arasında bağlantı kurmalısınız. Nefes alış verişlerinizle birlikte
aynı anda düşüncenizi kalp ve kuyruk sokumu arasında götürüp getirmeli iki
bölge arasındaki engelleri temizlemelisiniz. Sonunda bu iki bölge birbirine
kalıcı olarak altın ışık çubuğu ile bağlanmış olsun.

Şimdi ikinci bir hattı oluşturmak için altın sarısı renkli nefesinizi göbek
deliğinizden açtığınız hayali delikten alıp boğazınızın ortasından açtığınız
hayali delikten vermeyi düşünün. Sonrada tersi olarak nefesinizi boğazınızdan
alıp karnınızdan vermeyi gerçekleştirin. Enerjiyi boğaz ve karın arasında
dolaştırarak hat boyunca temizlik yapın ve bu iki noktayı birbirine kalıcı altın
sarısı bir ışık çubuk oluşturarak bağlayın.

Son olarak kalbinizin hemen sağı olan kaburgalarınızın bittiği yerden bir delik
açarak başınızın tam üstünden açacağınız bir delikle birleştireceksiniz. Kalbin
sağından aldığınız altın sarısı renkli nefesinizi başınızın üstünden verin.
Başınızın üstünden nefes alıp kalbin sağından nefes vererek omurga üzerinde
bu iki bölge arasındaki blokajları temizleyin. Bu iki bölgeyi kalıcı olarak altın
sarısı bir ışık çubuğu ile birbirine bağlamayı gerçekleştirin.

Bu kalıcı bağlantılar tüm negatif ve sınırlayıcı olan kayıtları yok ediyor. Kendini
yok etme, kendini değersizleştirme, kendini kurban etme bilinçliğini siliyor.
Eski inanç ve gelenek disiplinlerinin oluşturduğu az olanı kabul etme ve aza razı
olma yoksulluk bilinçliliğinin tüm kayıtlarını temizliyor. Yaşamın bir bölümünde
oluşturduğunuz koşullu sevgi, hırs ve rekabet bilinçliliğine, diğerlerini yok
etme isteğine ait katılaşmış kristalleri eritmeye başlıyor.

Fizik beden de dâhil olmak üzere duygu ve düşünce bedenlerinizin yeni


titreşime ayarlanması için birkaç ay gerekebilir. Bireysel deneyimler ve ortak
bilinç kayıtları ile oluşan kısıtlı anlayışların bolluk anlayışları ile değişimine izin
verdiğinizde küçük şeylerle başlayan, sizi yaşamın bolluk dünyasına götüren
daha büyük değişimler oluşacaktır.

You might also like