Professional Documents
Culture Documents
Funda UZDU
Dan man
ZM R
2008
TE+EKKÜR
Sevgili arkada m Betül Sülü o lu’na çal mam boyunca verdi i destek için
te ekkür ediyorum.
Ç NDEK LER
*Ç*NDEK*LER .................................................................................................... i
I. G R +....................................................................................................................... 1
1. 1. Problem Durumu......................................................................................... 1
1. 2. Amaç ve Önem............................................................................................ 3
1. 3. Problem Tümcesi ........................................................................................ 3
1. 4. Alt Problemler............................................................................................. 4
1. 5. Say lt lar ...................................................................................................... 4
1. 6. S n rl l klar .................................................................................................. 5
1. 7. Tan mlar ...................................................................................................... 6
II. LG L YAYIN VE ARA+TIRMALAR............................................................. 7
3. 2. 6. 4. Yer Belirteçleri.................................................................................. 66
3. 2. 6. 5. Eksiltili Tümceler.............................................................................. 68
3. 2. 6. 6. *kilemeler .......................................................................................... 69
3. 2. 6. 7. Betimleyici Metinlerin Dilbilgisel Zaman ....................................... 71
3. 2. 7. Betimleyici ............................................................................................ 72
3. 2. 7. 1. Betimleyicinin Bak Aç s ............................................................... 73
3. 2. 7. 1. 1. Nesnel Betimleme ......................................................................... 73
3. 2. 7. 1. 2. Öznel Betimleme........................................................................... 74
3. 2. 7. 2. Betimlenenin ve Betimleyicinin Devinimleri ................................... 75
3. 2. 7. 2. 1. Betimlenenin Devinimi ................................................................. 75
3. 2. 7. 2. 2. Betimleyicinin Devinimi............................................................... 76
IV. BULGULAR VE YORUMLAR ....................................................................... 79
4. 1. Yabanc Dil Ö retiminde Metin Kullan m .............................................. 79
4. 1. 1. Yabanc Dil Ö retiminde Metin Seçimi ............................................... 85
4. 1. 2. Yabanc Dil Ö retiminde Özgün Metin Kullan m ............................... 89
4. 1. 3. Yabanc Dil Ö retiminde Betimleyici Metinlerin Kullan m ............... 92
4. 2. *leti imsel Yakla m.................................................................................. 95
4. 2. 1. *leti imsel Yakla mda Ö retmen ve Ö renci ...................................... 97
4. 2. 2. *leti imsel Yakla mda Ö retim Etkinlikleri, Kullan lan Malzeme ve
Teknikler ........................................................................................................... 98
4. 2. 3. *leti imsel Yakla mda Metin Kullan m ............................................ 101
4. 2. 4. *leti imsel Yakla mda Betimleyici Metin Kullan m ......................... 102
V. SONUÇ VE ÖNER LER.................................................................................. 105
+EK L L STES
TABLO L STES
ÖZET
ABSTRACT
The purpose of this study is to analyse the descriptive texts in a detailed way
and to provide some materials in teaching words to foreigners who learn Turkish by
identifying the linguistic characteristics of the descriptive texts. For this purpose, the
linguistic structures have been scrutinised, and the function of description its method
and other characteristics have been comprehensively tried to analyse.
I. G R +
1. 1. Problem Durumu
Türkçenin yabanc dil olarak ö retimi gün geçtikçe geli en bir aland r. Bu
alan n geli imiyle birlikte kullan lan ö retim malzemelerinin de geli tirilmesi,
gereksinimlere göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bu çal mada bu dü ünce
do rultusunda, betimleyici metinlerin ö retim malzemesi olarak nas l daha i levsel
kullan labilece i sorunu üzerinde durulmaktad r.
Metin Tipi
Söyle imsel Metin
Sözbilimsel Metin
Betimleyici Metin
Buyurucu Metin
Aç klay c Metin
Önceden Haber
Anlat sal Metin
Verici Metin
TOPLAM
Kitab n Ad
Güle Güle 2 14 51 - - 3 - - 70
Türkofoni 7 - 54 - 30 2 - - 93
Türkçe
Ö&ren
Türkçe- 2 1 - - - 12 - - 15
Turk sh
Hitit 27 39 56 11 18 53 1 3 208
Yabanc lara 8 33 67 - 3 12 - - 123
Pratik
2
Türkçe
Dersleri
Beginner’s - - 31 - - 2 - - 33
Turk sh
Yabanc lar 20 3 12 10 - 9 - - 54
çin Türkçe
Türkçe 40 19 125 10 2 24 - - 220
Ö&renelim
Gökku a& 3 6 22 - - 1 - - 32
Yabanc lar 13 35 10 3 17 26 - - 104
çin
Türkçe(Tö
mer)
Elemantary 6 38 99 - 2 17 2 2 166
Turk sh
TOPLAM 130 215 558 34 73 161 3 14 1188
Çal mam zda bu durumdan yola ç karak yabanc lara Türkçe ö retiminde
kullan lacak olan betimleyici metinlerin dilsel yap lar n , betimlemenin nesnelerini,
yöntemlerini, i levlerini, anlam olgular n , inceleyerek betimleyici hakk nda bilgi
verece iz. Bu bilgilerden önce betimlemenin metinde kullan m ile ilgili tarihsel
geli imini k saca belirterek betimlemenin farkl anlat mlardaki kullan m özelliklerine
de inece iz.
3
Devam nda yabanc dil ö retiminde metin kullan m ve ileti imsel yakla mdan
ve sözcük ö retiminden k saca söz ederek baz yap lar n ve sözcük gruplar n n
ö retimine yönelik malzeme haz rlamaya çal aca z.
1. 2. Amaç ve Önem
Bu çal man n iki amac vard r. Birincisi betimlemenin anlat msal ve yaz msal
özelliklerini ortaya koymakt r. *kinci amac da bu bilgilere ba l olarak betimleyici
metinleri ayr nt l olarak incelemek, betimleyici metinlerin dilsel özelliklerini
belirleyerek yabanc lara Türkçe ö retimine yönelik malzeme haz rlamakt r.
1. 3. Problem Tümcesi
1. 4. Alt Problemler
1. 5. Say lt lar
Bu çal mada yabanc dil olarak Türkçe ö retimine yönelik haz rlana
malzemelerin uygulanaca s n flar ve ö renci düzeyleri konusunda baz
varsay mlarda bulunulmu tur. Ö rencilerin yeti kin oldu u ve dil düzeylerinin de
Avrupa Dil Portfolyosunda belirtilen düzeylerden A1, A2 ve B1 düzeylerinde oldu u
varsay lm t r.
Konu tu u ki ilerin yava ve anla l r bir ekilde konu mas ve
yard ma haz r olmas halinde basit düzeyde ileti im kurabilir.
Kendini ya da ba kalar n tan tabilir, bu ba lamda, nerede oturdu u,
A1 kimleri tan d , sahip olduklar ve benzeri temel sorular yoluyla
ileti im kurabilir.
Somut gereksinimlerini kar layabilmek ad na bilinen, günlük
Temel
ifadeleri ve çok temel deyimleri anlayabilir ve kullanabilir.
Kullan c
Basit bir dil kullanarak kendi özgeçmi i ve yak n çevresi hakk nda
bilgi verebilir ve anl k gereksinimleri kar layabilir.
Bildi i, al lm konularda do rudan bilgi al veri inde bulunarak
A2
basit düzeyde ileti im kurabilir.
Ki isel, aile, al veri , i ve yak n çevre ile ilgili konularda çok s k
kullan lan temel deyimleri ve cümleleri anlayabilir.
Ya ad olaylar ve deneyimlerini aktarabilir; dü lerinden,
Ba& ms z
umutlar ndan ve isteklerinden söz edebilir, görü lerini ve planlar n
Kullan c
k saca nedenleriyle ortaya koyabilir.
Ki isel ilgi alanlar do rultusunda ya da bildi i konularda, basit,
ancak fikirler aras ba lant lar n olu turulmu oldu u metinler
B1
yoluyla kendini ifade edebilir.
Seyahatlerde, dilin konu uldu u yerlerde kar la labilecek ço u
durumlar n üstesinden gelebilir. Günlük ya amda, i te ya da okulda,
s k kar la t ve tan d k oldu u konulara dayal yaz l ve sözlü
ifadeleri ana hatlar yla anlayabilir.
B2
Farkl konularda, ayr nt l ve anla l r bir ekilde kendini ifade
5
Ayr ca betimleme ile ilgili verilen bilgilerin malzemeleri haz rlamak için
yeterli oldu u varsay lm t r.
1. 6. S n rl l klar
Çal mam zda, betimleyici metinlerin, dil ö retiminde kullan lacak özellikleri
ön plana ç kar lmak istenildi inden, yaln zca al c ya dönük i levleri konu edilerek
di er i levleri göz ard edilmi tir.
Ayr ca haz rlanan malzemelerde bütün dilsel yap lara yönelik malzeme
haz rlanmam , seçilen betimleyici metinlerde en s k kar m za ç kan sözcüklerin ve
sözcük gruplar n n ö retimine yönelik çal malar yap lm t r.
6
1. 7. Tan mlar
Betimleme: “Tasarlama, bir eyi sözle veya yaz yla anlatma, göz önünde
canland rma, tasvir” (TDK: 2005: 252).“Betimleme bir yer, bir nesne ya da varl n
özellikleriyle ilgili ayr nt l bilgi verir” (K ran ve K ran, 2000:18). “Okuyucunun
göremeyece i fakat hayal edebilece i bir imgeyi (bir yer, ki i (betimce), ya da nesne)
ayr nt l olarak tan mlama, sergileme” (Günay, 2007b: 240).
7
Günay (2007b) Metin Bilgisi adl kitab nda “Betimleyici Metinleri” ayr nt l
olarak örnek metinler nda incelemi tir.
K ran ve K ran (2007) Yaz nsal Okuma Süreçleri adl kitab nda betimlemeyi
ve betimleyici metinleri yaz nsal metinler çerçevesinde inceleyerek yaz nda
betimleme konusunu ayd nlatm lard r.
9
Metin kavram üzerine çe itli bak aç lar na göre yap lm pek çok aç klama
bulunmaktad r. Bu aç klamalar n baz lar n belirterek metin kavram , metin
tipleri/türleri, metin tonu ile ilgili yap lan s n fland rmalara de inece iz.
Metin kavram n n sözlükteki tan m na bakt m zda öyle bir tan m görürüz:
“1. Bir yaz y biçim, anlat m ve noktalama özellikleriyle olu turan kelimelerin
bütünü, tekst” (TDK, 2005: 1382). Tan mda metin kelimeler bütünü olarak ele
al narak kelimelerin aras nda bulunan ba lara dikkat çekilmi tir.
Günlük ya amda, metin sözcü ünden anla lan “birden çok tümceden olu an
yaz l dilsel birimlerdir” (>enöz, 2005:20). Günlük dilde kullan lan tan mda ortaya
ç kan, metnin tümcelerden olu mu oldu udur.
Ayr bir tan mda ise * eri metni “anlamsal ve anlat msal bütünlük ta yan bir
tümce, bir paragraf ya da kitab n herhangi bir bölümü olarak” (1996: 14) aç klar. Bu
tan mda ise metnin anlamsal bütünlü ü dikkate al narak metnin bir tümceden bir
kitab n bölümüne kadar olabilece i belirtilmi tir.
Günay, metin kavram n belirli bir bildiri im ba lam nda bir ya da birden çok
ki i taraf ndan sözlü ya da yaz l olarak üretilen bir dil dizgesi bütünü olarak tan mlar
(2007b:44) ve ekler: K saca metin, ba ve sonu ile kapal bir yap olu turan dilsel
göstergelerin art arda geldi i anlaml yap olarak tan mlanabilir. Burada, metnin
ileti im kurmada kullan lan dilsel göstergelerle olu turulmu kapal dilsel bir bütün
yap oldu u ortaya konmu tur.
Tümceler dizisinin bir metin olu turabilmesi için gerekli olan baz ölçütler
vard r. Onursal (2003:126) metin kavram n , kendisini olu turan tümce dizilerinin
birbirlerine ba da kl k1 ve tutarl l k ölçütleriyle ba lanarak bir anlam bütünü
olu turmas yla meydan gelen, belli bir amaçla üretilmi , ba ve sonu kesin çizgilerle
s n rland r lan yaz l ya da sözlü bir dilsel ürün olarak tan mlamaktad r. Bu tan mda
da belirtildi i gibi, dilsel göstergelerin metin olabilmesi için gerekli ko ullar vard r.
Öncelikle bu metnin belli bir amaçla üretilmesi ve belirli s n rlar n n olmas
gereklidir. Ba da kl k ve tutarl l k ölçütleri aç s ndan uygun olmal d r. Bu tan mda;
ba da kl k ve tutarl l n, bir yaz n n metin olmas n sa layan temel ölçütlerden
oldu unu görüyoruz. Metnin iç özelliklerinin birbirleriyle uyumlu ve dilsel yap s n n
ba da k olmas , tümceler dizisinin metin olabilmesi için gerekli ko ullar olarak
gösterilmi tir. Bu konuda Günay, “Ba da kl k metnin dilbilgisel yan yla ilgili iken,
tutarl l k kabul edilebilirlik durumu ile ilintilidir. Tümcelerin s ralan n ve
aralar ndaki ili kileri ele almak, ba nt sal bir inceleme; genel olarak metnin
bütünlü ünü ele almak ise tutarl l kla ilgili bir de erlendirmedir” (2007b:116) der.
Ba da kl k için gerekli olan metnin dilbilgisel olarak tutarl olmas d r.
Günay, bir metnin tutarl kabul edilebilmesi için gerekli olan ölçütleri öyle
s ralar:
“a. Metnin tutarl olmas , ö elerin çizgisel geli imi içinde izlek, ki i, yer ya da
olay bak m ndan yinelenmesi ve temel bir izlek çerçevesinde geli mesi
gerekmektedir.
b. Bir metnin tutarl olmas , her yeni bilginin öncekilerle ilintili, ba nt l olmas
ve önceki bilgilere katk yapmas ile gerçekle ir.
1
Metinlerdeki dilbilgisel tutarl l belirtmek için ayn duruma kar l k olarak kimi yazarlar
ba la kl k kavram n tercih ederken kimi yazarlar ba da kl k kavram n kullanmaktad rlar.
Biz bu çal ma boyunca metinlerdeki dilbilgisel tutarl l ve uyumu belirten kavram için
“ba da kl k” kavram n kullanaca z.
11
c. Metnin tutarl olmas için iyi bir düzenlenme biçimi olmal d r. Verilen bilgi,
belirli bir düzenlemeyle al c ya aktar lmal d r. Verilen bilgiler kadar aktarma ve
düzenleme biçimi de önemlidir. Metne yerle tirilecek betimlemeler metinden
ayr olmamal , tersine metinle do rudan ili kili ve yerli yerinde olmal d r.
d. Bir metnin tutarl olmas , söylenmek istenilen her eyi anlatabilmek için
gerekli olan eylerin söylenmesi ile olur.
e. Bir metnin tutarl olmas , anlamsal olarak da tutarl olmas n gerektirir. Ba ta
söylenilen bir ey metnin sonunda tam kar t bir duruma dönü mü se burada
anlamsal olarak tutars zl k vard r” (2007b:117-121) .
Metin tan mlar yla ilgili baz aç klamalar üstte belirtilen biçimdedir. Ortak
yanlar ve ayr lan yanlar olan metin tan mlar ile ilgili olarak Berruto kapsaml bir
aç klama sunarak tan mlar özelliklerine göre alt ba l kta sunar:
Metinler s n flara ayr l rken çe itli ortak ölçütler çerçevesinde toplan rlar. Bu
s n fland rmada genellikle tip, tür ve ton kavramlar kullan lm t r. Günay tip
kavram n n baz ortak yönlerle ilgili olarak s n fland r lm metnin genel özelli ini,
daha genel ulamlar n gösterdi ini; ton kavram n n ise vericinin duygular n n,
niyetlerinin, duyarl l klar n n okuyucuda yaratt etki oldu unu belirtmi tir
(2007b:230). Bir ba ka deyi le, metnin tipi, yazar taraf ndan belirlenmi , metnin
kendine dönük özellikleri iken; metin tonunda metnin okuyucuya dönük etkileri söz
12
konusudur. Günay tür kavram ile ilgili olarak unlar belirtmi tir: “Bir metin grubu
olarak tür, belli örnekçelere, uzla ma ve genel kabul görmü biçimlere uyan metinleri
belirtir. Bu bak mdan bir türün genel kurallar ndan söz edilir” (2007b:357). Metin
türlerinin belirlenmesi ile ilgili olarak ise Günay unlar belirtir: “Metin türlerini
belirleme genel ulamlar ortaya konularak yap lmaktad r. Bir metin türü ait oldu u
ulam n genel özelliklerini belirtir. Metin türleri, de i ik toplum ve kültürlerde
farkl la an bir s ral düzene ba l olarak düzenlenen ulamlardan olu an belli biçimsel
özelliklere sahiptir. Olu turulan bu ulamlar belli ilkeler içinde geli ir” (2007b:357).
Tip, tür ve ton kavramlar , metnin özellikleri, okuyucudaki etkisi, toplum ve kültür
ulamlar bak m ndan s n fland r l r.
Metin türünün olu mas nda ileti im i levleri önemli yer tutar. Huber & Uzun
metin üretiminde ileti im ile ilgili unu belirtmi lerdir: “Metin üretiminin tüm
a amalar nda, metnin ileti imsel i levlerinin metin türünün belirginle tirilmesine
yönelik s n rlay c etkileri oldu u gözlemlenmektedir” (2001:10). Metin türü için
olu an ulamlardan biri de ileti im i levleridir.
Gönderge i levi
(Ba lama yönelik anlat m)
Anlat msall k i levi-------------------- +iirsel i lev -------------------- Ça&r i levi
Duyusal i lev Sanat * levi (al c ya yönelik anlat m)
(vericiye yönelik anlat m) ( bildirinin kendi üzerine yönelik olmas )
li ki i levi
(kanalla ilgili, ileti ime yönelik anlat m)
Üstdil i levi
(koda yönelik anlat m)
*leti im çizgesine göre yap lan bu s n flamada, verici ile ilgili duygular metinde
daha çok yer tutuyorsa yani bir bak ma konu ucu kendinden bahsediyorsa
anlat msall k, co ku, duyusal i levden söz edilir. Al c ya da okuyucuya kar (al c
ya da okuyucuya dönük) bir anlat m yap lm sa ça r , buyurma, seslenme i levinden
söz edilir. Sunulan bildiri metnin kendi üzerine ise estetik ve/veya sanatsal i lev ön
palana ç km demektir ve bu türün en önemli ürünü iirler ve yaz nsal eserlerdir. Bir
metin bildirinin içeri i üzerine ise bili sel ve düzanlamsal i levi öndedir ve temel
amaç bilgi vermektir. Metinde dil, yine dili aç klama amac yla kullan l yorsa üstdil
i levi söz konusudur ve bu duruma örnek olarak sözlükler gösterilebilir. *leti im
içinde bildirinin kanal n sorgulamaya yönelik baz aç klamalar getiriliyor ise
(telefondaki alo sözü gibi) ili ki i levi vard r denebilir. *li ki i levinin anla labilmesi
için ba lam n bilinmesi gereklidir.
Günay, tür, tip ve dilin ileti im i levi aç s ndan tüm metinleri a a daki gibi
gruplayarak bir metnin birden fazla s n fta yer alabilece ini göstermi tir
15
(2007b:385).
3. 2. Betimleyici Metinler
betimleme: Tasarlama, bir eyi sözle veya yaz yla anlatma, göz önünde
canland rma, tasvir. (TDK: 2005: 252)
betimlemek: 1. Bir nesnenin kendine özgü niteliklerini tam ve aç k biçimde söz
veya yaz ile anlatmak, tasvir etmek. 2. Göz önünde canland rmak. (TDK
2005:252,253)
betimlemek: 1. Bir eyi göz önünde canlanacak biçimde kendine özgü yönlerini
belirterek, söz ya da yaz ile anlatmak. 2. fels. Bir eyin tasar m n söz ya da
yaz ile yapmak (Püsküllüo lu 2007: 282)
betimlemek: Bir eyi bir kimseyi betimlemek, onu yaz l ya da sözlü olarak
ayr nt lar yla anlatmak; desen, resim, heykel vb. ile canland rmak, tasvir
etmek. (Büyük Larousse C:3 s. 1579)
betimlemek: Bir eyin tasar m n sözle veya yaz yla yapmak. (Tu lac , 1995.
c.1 s.283)
tasvir: 1. Bir eyi resim gibi göz önüne gelecek ekilde ayr nt lar ile anlatma.
2. Resmini yapma, resmi yap lma. 3. Resim. (Ayverdi, 2006:3043)
tasvir: 1. Resmini yapma. 2. resim, figür, portre. 3. (ed.) Yaz yla tarif etme
(tasvif) (Osmanl ca – Türkçe Sözlük s.1242 )
tasavvur: 1. Zihinde ekillendirme, kurma. 2. göz önüne getirme (zihinde) 3.
istek, arzu. (Osmanl ca- Türkçe Sözlük s.1240)
Sözlük tan mlar na bakt m zda betimleme ile ilgili olarak u özellikleri
görebiliriz: Betimlenen nesne göz önünde canland r l r, nesnenin kendine özgü
yönleri ayr nt l olarak belirtilir, yaz l ya da sözlü olarak ortaya konulur. O halde
betimlemeden söz edilebilmesi için bu özelliklerin olmas gerekmektedir.
2
Tezimiz içinde kaynak olarak kulland m z K ran ve K ran’ n Yaz nsal Okuma Süreçleri adl
kitaplar n n ilk bas m nda yer alan baz bölümler, kitab n üçüncü bask s nda bulunmamaktad r.
*lk bas mda verilen baz tan m ve bilgiler tezimiz için gerekli görüldü ünden kitab n ilk bas m
ve üçüncü bas m ayr ayr kullan lm t r. *lk bas m K ran ve K ran (2000), üçüncü bas m K ran
ve K ran (2007) olarak kullan lm ve kaynakçada da bu ekilde verilmi tir.
17
Bu tan mlarda K ran ve K ran betimlemenin ayr nt l bilgi verme özelli ini;
Günay ise göz önüne getirilebilme özelli ini ön plana ç karm lard r. . K ran ve
K ran, betimlemede yer, nesne ve varl ktan söz ederken; Günay yer, ki i ve nesnenin
olu turaca imgeye de inmi tir. Her iki yakla mda betimlemenin kapsam nda yer
al r ancak, imgenin betimlemede önemli bir yeri vard r. Mitchell’in emas nda
betimlemeler imgeyi olu turan ö elerden biri olarak gösterilir (Aktaran Parsa,
2004:62)
Çizimsel imge Optik imge Alg sal imge Zihinsel imge Sözlü imge
Resimler Aynalar Duyu bilgileri Rüyalar E retilemeler
Heykeller Yans t mlar Cinsiyet bilgileri An lar Betimlemeler
Tasar mlar D görünü ler Fikirler
Dü sel fikirler
*mgeyi olu turan ö eler be grupta toplanm lard r. Çizimsel imgede yer alan
resimler, heykeller, tasar mlar imgeyi kendi varl klar yla yans t rlar. Optik imge ise
imgeyi oldu u gibi ya da de i tirerek yans t rlar. Alg sal imge kendi duyu
bilgilerimize dayan rken zihinsel imge ise tamamen zihnimizde gerçekle en imgeleri
belirtir. Sözlü imge ise olu turdu u imgeyi birebir yans tmad halde dil arac l yla
bizim imgenin görüntüsüne ula mam z sa lar. Betimleme görüldü ü imgeyi dilsel
ya da sözlü olarak yaratabilir. Resmin boyalarla, aynan n kla, gözün alg yla
yapt n betimleme sözle yapar diyebiliriz.
Betimlemenin, bir eyi sözle veya yaz yla yeniden sunum oldu unu
dü ündü ümüzde; bu yeniden sunumun aktar m arac olarak kendi d ndaki bir
varl , dili kulland n görürüz. Betimleme ile dil ve yaz ili kisi, betimleme
sözcü ünün *ngilizce kar l olan “description” sözcü ünde aç kça görülür.
Sözcü ün köküne bakt m zda “script” el yaz s anlam na gelir, “inscription” ta n,
bitkisel bir maddenin üzerine kaz yarak yazmak (madalya, para) anlam ndad r; “
‘description’ ise ka t üzerine yaz lan yaz d r ve ok ayarak yazmak anlam na gelir”
(Barthes, 2006: 72-73). Bu ok ayarak yazmay görülen dünyan n yans t lmas ya da
zihindeki resimleme sürecinin bir üyesi olarak dü ünebiliriz.
18
3. 2. 1. 1. Sözbilimde Betimleme
3. 2. 1. 2. +iirde Betimleme
Eski Yunan'da betimlemeler iirlerin içinde de yer alarak, betimlemesi yap lan
ve sunulan nesneden yola ç karak nesnenin zenginli inin ortaya konulmas n
sa lamaktayd . Betimlemeler airlere bilgilerini, dile hakimiyetlerini, sözcük
hazinelerini, sözbilim ustal klar n gösterme imkan veriyordu. Eski Yunan'da
betimlemenin gerçekçilikten çok süslemeyle ili kisi vard .
3
Bu bölümle ilgili bilgiler için AKDEN*Z, Safiye “Betimleyici Anlat m:Tasviri “descriptif”
Metinler” http://www.ege-edebiyat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=239
makalesinden yararlan lm t r.
19
3. 2. 1. 3. Bilimde Betimleme
koyu çemberlerinin ortas nda ise küçük siyah bir leke bulunur. Leopar bulundu u yere
çabuk adapte olur. Postundaki lekeler çevreden ay rt edilmesini güçle tirir. Ona üstün
bir kamuflaj kâbiliyeti sa lar. Bu sâyede avlar na rahatl kla yakla r. Yar çöllerde
sulak ormanlarda ve da larda bulunur. Türkiye’de güney Toroslar ve Ayd n civar nda
tek tük görülür. Rengi genellikle aç k sar olmakla berâber Do u Hint Adalar nda siyah
postlu olanlar na da rastlan r. Buna kara panter denir. Bu takdirde yine üzerinde siyah
parlak halka izleri bulunur.
Bu tan mda görüldü ü gibi zooloji biliminde bir leopar n kaplandan veya
aslandan ayr lan yönleri betimlenmi tir. Bu sayede tür olarak s n fland rmas
belirlenmi tir.
Yaz nda betimleme her dönemde kullan lm t r. Sözlü yaz nda destanlarda,
masallarda betimlemelerle kar la mak mümkündür. Ancak baz yaz n ak mlar
savunduklar görü do rultusunda betimlemeyi hiç kullanmam lard r. Tersini
görmek de mümkündür. Baz dönemlerde betimleme amaca dönü üp daha fazla
kullan lm olabilir.
Betimlemenin ayr bir yaz n türü olarak geli imi XVIII. yüzy la rastlar. Bu
dönemdeki romanlar n ço unda, romantizmin etkisi alt nda yap lan betimlemeler
görülür. Bu betimlemelerde dekor ya da ki i betimlemeleri yoluyla insan
duygular n n yans t lmas söz konusu olmu tur. *nsan duygular ile nesneler aras nda
ili ki kurularak nesnelerin kendi özellikleri bir ba ka duygunun ya da durumun
anlat m için kullan lm t r.
Yaz nda betimlemenin doruk noktas 1950 sonras Frans z edebiyat nda
görülen “Yeni Roman” anlay d r. Yeni Romanda yazarlar n amac yaln zca
dünyadaki varl klar n varl n ortaya koymakt r. Bunun en iyi yolu da gerçekli e
ba ka duygular ve olaylar kar t rmadan yaln zca betimleme yapmakt . “Çünkü bu
dünya ne yeterince anlaml yd ne de saçmayd yaln zca vard ; en önemli özelli i de
var olmas yd , öyleyse var olan tan nmal , betimlenmeliydi” (Butor, 1991:9). Bu
yolla nesneler insan anlamada bir araç olmaktan ç k p, kendi ba lar na var olan
nesneler haline gelmi lerdi. Bu dü üncede olan Frans z yazarlar Nathalie Sarraute,
Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon öykü ve romanlar n tamamen
betimleme yoluyla olu turmu lard r.
21
Baz ele tirmenler Yeni Roman anlay n n alt nda yatan nedenleri, toplumsal
dönü ümler sonucu tüketim toplumu içinde bireyin h zla edilgen duruma gelmesine
ve bunun sonucunda da nesnelerin insanlar kar s nda öncelik ve üstünlük
kazanmaya ba lamas na dayand rm lard r. Yeni Romanc lar ise insan n
yeryüzündeki durumunun h zla de i ti ini ve bu de i imin de uygun verilerle ve
yeni anlat m biçimleriyle sunulmas gerekti ini belirtmi lerdir. Betimlemenin
gerçekli i her eyiyle ortaya koyabilecek tek yaz m türü oldu unu eserleriyle ortaya
koymaya çal m lard r.
Biz bu çal mam zda betimlemenin metinsel ve metin içi kullan m durumlar n
ele alarak, betimlemenin nesnelerine, i levlerine; betimlemelerde kullan lan yaz nsal
sanatlara ve dilsel yap lara ve betimlemenin bak aç s na de inece iz.
3. 2. 2. Betimleme Nesneleri
Belirginle tirme i lemi yap l rken; betimleme nesnesi ile ilgili olarak belirli bir
zamandaki durumuna göre betimleme yap labilece i gibi, ilgili nesnenin genel olarak
de i meyen yönleri de ortaya konulabilinir. Örne in bir a ac n yaz mevsimindeki
durumunun betimlenebilece i gibi, mevsime göre de i meyen genel özellikleri de
betimlenebilir. Bu durum, betimlemenin hangi özelli inin ya da durumunun
vurgulanmak istenildi i ile ilgilidir.
4
Burada kullan lan “nesneler” sözcü ü betimlenebilen eyler (ki i, varl k, uzam, nesne) için
kullan lm t r.
22
Betimleme nesnesi belli bir uzam içinde yer al r, ancak betimleme s ras nda
betimleyenin bak aç s do rultusunda bir sunum yap l r. Betimleyenin amac na ve
betimlemenin i levine göre nesnenin baz yönleri daha belirgin ortaya konulurken
baz özellikleri atlan labilir. Özellikle anlat sal metinlerdeki betimlemelerde
betimleme nesnesine ili kin anlat n n ilerleyen bölümlerinde etkin olacak bir yan
varsa o yan öne ç kar l r, di er özellikler göz ard edilebilir. Bize sunulan nesnenin
seçilmi özellikleridir. Bu seçim betimlemenin s n rlar n n belirlenmesi için yap l r.
Ayr ca okuyucu betimlenen nesnenin baz k s mlar n kendi dünya bilgisiyle
doldurabilece inden bu k s mlar yaz lmayabilir.
Betimleme nesneleri evrendeki tüm varl klar olabilece i gibi genel olarak
nesne, ki i, varl k ve uzam olarak s n fland r labilir. Uzam d nda kalan betimleme
nesneleri aras ndaki ayr m öyle gösterebiliriz:
Nesne Ki i Varl k
Canl - + +
Cans z + - -
nsan - + -
3. 2. 2. 1. Nesne
Metnin içine bir nesne kat laca nda, öncelikle bu nesne yak n ndaki di er
nesnelerden ayr larak belirginle tirilir. Bu durum genellikle nesne y nlar içinden
birinin adland r l p ayr lmas yla gerçekle ir. Betimleyenin bak aç s na göre, belli
bir ba lama noktas seçilerek ve nesnenin çevresindeki di er nesnelerden ay rt
edilmesini sa layacak özellikleri s ralanarak nesne bulan k bir görüntü içinden
netle erek ortaya ç kar l r.
23
3. Örnek
Gün a ar yordu bahçede, önce a açlar n üst yapraklar ayd nlan yordu, sonra dallar,
gövde, kök, otlar yordu ac ye il. Renkler gittikçe aç l yor, nar narl n buluyor, ayva
ayval n tak n yordu. Ev beliriyordu olanca h z yla, cam , çerçevesi, kap s bacas yla
tümleniyordu. Sabah n ilk kargas gelip sundurmaya konmu tu bile. Son kas mpat lar
açmay deniyordu.
(Sabahattin Kudret Aksal, Öyküler, s. 216)
Bu örnekte sabah n betimlemesi yap l rken ev di er varl klar aras ndan gittikçe
belirginle erek ortaya ç kmaktad r. A aç dallar yla yapraklar yla belirginle irken ev
de bir yap-boz gibi gittikçe ortaya ç kmaya ba lar. Betimlemeye ba lama noktas
olarak ise evin etraf ndaki a açlar seçilmi tir.
Nesneler ilk olarak adland rma yoluyla betimlenir. Dili kullan rken nesnelere
dair zihnimizde bir betimleme (resimlendirme) i lemi gerçekle mektedir. “Kitap”
nesnesinden söz ederken betimlemelerin ve nesnenin kendisinin zihinde yaratt
resimler arac l yla “kitap” göstereni kavramla t r labilmektedir (kitap, dikdörtgen,
beyaz-sar sayfal , kapakl ...). Zihinde olu turulmu olan bu nesne daha sonra
betimlemeler yoluyla de i ik biçimlere sokulabilmektedir.
Anlat sal metinlerde olay n geli imine ba l olarak durumlar ve dönü ümler art
arda gelir. Betimlemeler genelde durumlar aç klarlar. Dönü ümler ise devinim
bildiren eylemlerin bask n oldu u k s mlarda vard r. Anlat ya kat lan her nesne
okuyucu taraf ndan bilinmeyen yeni bir eydir. Bu nedenle anlat ya kat lma
a amas nda ya da k sa bir süre sonra, ilgili nesnenin anlat y ilgilendirdi i yan öne
ç kart larak betimlenir. Yani anlat içinde bir nesne önce betimlenir sonra anlat
içinde kullan l r.
Anlat sal metinlerin içinde yer alan nesne betimlemeleri anlat içinde de i ik
amaçlarla kullan labilirler. Belli bir nesnenin özelliklerinin s ralanmas sadece
nesneyi tan tma amac ta maz. Nesneyi kullanan ki i ile ilgili bilgi verebildi i gibi,
24
3. 2. 2. 2. Ki i
ki inin sadece kendine özgü bir görünü ü (yüzündeki büyük bir ben ya da yara gibi)
varsa o da belirleyici olarak kullan labilir
Anlat sal metinlerde yer alan fiziksel betimlemeler anlat n n olu umu ve di er
ö eleri aç s ndan oldukça önemlidir. Betimlemesi yap lan ki inin tan nmas resminin
zihinde daha kolay olu mas aç s ndan betimleme yap labilece i gibi, ki i fiziksel
özelliklerinin tamam verilmeden sadece ruhsal özellikleri ile de tan t labilir.
4. Örnek
“Kumral, zay f, uzun ve saçlar iyi taranm bir gençti o. Yüzünün hatlar gayri
muntazamd , a z büyüktü. Fakat gözlerinin yorgun ve hummal bir bak vard .
Esasen, kad nlar n ho una giden taraf -zira, kad nlarca Faik Bey pek çok ra bet
kazanm bir delikanl d r- en ziyade bu bak idi. Küçük ya ndan beri Avrupa'n n
muhtelif ehirlerinde dola m oturmu oldu u için tav r ve hareketlerinde hiç sahte
görünmeyen bir Frenk zerafeti ve k vrakl vard .”
(Yakup K. Karaosmano lu, Kiral k Konak, s.21)
Ruhsal betimlemede de, betimlemesi yap lan ki i ile ilgili olarak öncelikle
gözlem yap larak bu gözlem sonucunda var lan yarg lara dayal olarak ruhsal
betimleme yap l r. Ruhsal betimlemede insan n duygular , dü ünceleri, be enileri,
tutkular , al kanl klar yani ki inin iç dünyas betimlenir ve ki ilik özellikleri ortaya
konulur. Ruhsal betimlemelerde ki inin ruh durumu sadece ruhsal özelliklerin ortaya
konmas n n yan nda, çevrenin ya da ba ka nesnelerin baz özellikleri ortaya
26
Güne in bat ve renk renk bulutlara kar m olan grup hüznün simgesidir ve
hüzünlü ruh durumunun aktar m için kullan lm t r.
7. Örnek
Odisya bir bahç van çocu udur. En iyi o yüzer, bal k tutar, ark söyler, kürek çeker ve
en güzel o gülerdi. Garip bir çocuktu. Birdenbire kederlenirdi. En çok üzüldü ü ey,
kendisine ehemmiyet verilmedi ini sezmesi idi. En alelade eylerden bile bütün dünyaya
küskün bir hal al rd . Sonra en küçük bir mü fik söze kar kahramanl klar göstermek
isterdi. En çekindi i ey kavga idi. Birden sarar rd , kekemele ir yüzü karmakar k
olurdu. Çocuklar n korktu u Hiçbir eyden korkmazd .
(Sait Faik Abas yan k,Bütün Eserleri 2, “Ka kadas ’nda” s. 28)
3. 2. 2. 3. Varl k
Bir metnin, anlat m n içinde ki ilerin, nesnelerin, uzam n yan nda varl klar da
yer al r. Bu varl k daha önce hiç görülmemi bir ku da olabilir, bir benzeri görülmü
a aç da olabilir. Varl k betimlemesinde, betimlemesi yap lan varl k di er
varl klardan ayr lan ve onlara benzeyen özellikleriyle ortaya konulur.
“Diyelim (bugüne kadar hiç at görmemi birine) at tasvir etmek üzere yaz n za at
kavram yla de il, okurun ki isel deneyimine dayal “araba” kavram yla ba l yorsunuz.
Tasviriniz boyunca atlara “at” de il “tekerleksiz araba” derseniz, hiç at görmemi ve
27
fazlas yla arabaya al k okurunuza bu iki nesne aras ndaki fark , “tekerleksiz araba”
kavram ndan tüm “araba fikrini” ç kar p o deyime atla ilgili tüm anlamlar yükleyerek
aç klamaya çal m olursunuz. böylece tekerleksiz arabalar n tekerle i yerine toynak
denen geni ayak t rnaklar , far ve arka ayna yerine gözleri, bir kat boya yerine tüy ya
da k l denen eyleri olur ve araba benzinle de il arpayla beslenir vb. Böyle bir tasvirin
sonunda at ne de ilse o olup ç kar” (Ong, 1995:25).
Betimlemesi yap lan varl k ile benzetilen varl k aras nda mant ksal aç dan
ortak ö elerin bulunmas betimlemenin sunumunu ve varl n zihinde olu umunu
kolayla t r r.
3. 2. 2. 4. Uzam (Yer)
“Anlat da bildi imiz tek ey, bizlerle konu an ki inin ya da bize sözü edilen roman
ki ilerinin herhangi bir yerde bulunduklar d r. Ancak k sa süre içinde sis perdesi yer
yer farkl l k gösterir; çünkü bir salonda bir mutfakta bir ormanda ya da çölde ayn
biçimde konu ulamayaca n ve ayn biçimde davran lamayaca n hepimiz çok iyi
biliriz. Bu nedenle bizlere dekorun, yani çevreye özgü niteliklerin bildirilmesi
gereklidir” (Butor, 1991:144).
Uzam, anlat ya özgü s n rlanm uzay parças d r. *nsan n içinde bulundu u her
an n bir uzam vard r ve uzam n anlat m betimlemeyi gerektirir. “Uzam olu turan
ö elerin aras ndaki ili kiden anlat do ar” (K ran ve K ran, 2007:249). Anlat n n
di er unsurlar nda oldu u gibi uzam n betimlenmesi de kendi içinde bir bütündür ve
tutarl olmak durumundad r.
Okuyucunun anlat daki kurguyu örebilmesi ve anlat da yer alan pek çok unsuru
çözebilmesi için uzam hakk nda bilgi sahibi olmas gerekir. Bu ekilde anlat n n
okuyucu zihninde olu umu daha yerli yerinde olu abilmektedir.
28
“Uzam n sözcükleri:
Bir romanda uzam incelerken u tür sözcüklere rastlanabilir:
Do rudan do ruya co rafyaya ili kin bir uzam belirtmeye yarayan özel isimler
(bir ehir, bir mahalle, bir bölge, bir ülke... Ankara, *zmir, Güney-Do u
Anadolu, Pamplemousse, Paris, Ümit Burnu, Türkiye...)
Cins *simler: >ehir, sokak, bina, cadde, köy, da , deniz, orman...
Bir uzam n boyutunu, biçimini belirterek, betimlenen uzam nitelemeye yarayan
s fatlar: Büyük bir ehir, küçük bir köy, geni bir cadde, yüksek bir da , dar bir
kanal...
Baz ilgeçler: Önünde, arkas nda, üstünde, sa nda, solunda...
Devinim ya da devinimsizlik bildiren eylemler” (2007:250).
8. Örnek
“Çok güzel bir evimiz var. Kocaman kocaman odalar aynalar, yald zl koltuklarla;
duvarlar , tavanlar resimlerle süslü. Tavanlardan yerlere de in uzanan koyu renkli
kadife perdeler, her odada irili ufakl sanki yüzlerce hal . Üstelik k r lacak e ya dolu bir
sürü küçük masa. Cilas ayna gibi parlayan büyük yemek masas . arkal kl , oymal , her
biri iki ki iyi s d rabilecek geni likte sandalyeler. Ellemeye bay ld m satenle
kaplanm koltuklar. Yürümekle bitmeyen- ko mak yasak!- iç içe geçmi salonlar.
Annemin neredeyse salonlar kadar büyük yatak odas . Beyaz kürk örtüsünün üstünde
yuvarlanmaya doyamad m kocaman karyolas . Aynalar...aynalar..”.
(P nar Kür, Ak Olmayan Sular, s:9)
Uzam n sözcükleri:
Cins $simler: Ev, oda, ayna, koltuk, duvar, tavan, resim, perde, hal , e ya, masa,
29
Bu ekilde betimlenen bir oda ile okuyucu anlat c n n odayla ilgili görü ve
dü üncelerini ö renerek anlat n n di er k s mlar ile rahatça ili kilendirebilecektir.
S fatlar n yo un olarak kullan ld bu betimlemede benzetme de kullan larak uzam n
izlenimsel boyutu ortaya konulmu tur.
9. Örnek
Hüseyin Feyzullah, Langa'da, ahtapot gibi bir evde oturuyordu. Ahtapot gibi bir ev,
çünkü iki yan ndan, sa ndan, solundan destekleyici direklerle ayakta duruyordu bu ev,
y k lmak için de kas rgay bekliyordu. $ki katl yd , ah ap, soka n ba ndan bakana
sanc l bir di gibi görünürdü. Küçüktü ama küçüklü üne göre orans z denecek kerte
büyük bir bahçenin soka a yak n bir yerinde duruyordu. Bahçede erik, vi ne, ceviz,
incir, nar, ayva hepsi tamamd . Delimtrak büyümü otlardan geçilmiyordu. Arkada
kuyunun yan nda, kap s kiremit rengine boyanm bir kümes, bir horozla birkaç da
tavuk. Bahçede arnavut kald r m nda kullan lan ta larla örülü bir duvarla çevrilmi ti,
duvar toza dönü mü bir harç ayakta tutuyordu. Evin ön cephesindeki pencerelerden
bak nca, mevsim öncesi esip savuran, kuduran rüzgarlar n duruldu u sabahlardaki gibi
dingin, k p rt s z sanki hep güne li, uyuyan bir gömütlük görünüyordu kar da, arka
cephedeki camlardan bakan n gözünde de karnabahar tarlalar büyüdükçe büyüyordu.
Daha ötede de çevresine oturtulmu bir resim gibi deniz, orta yerinde bir kum kay yla
iskele, zaman d donmu kalm t .
(Sabahattin Kudret Aksal, Öyküler, s.188)
Burada betimlemesi yap lan ev ile ilgili olarak; d özellikler verilmi evin
etraf n saran nesneler s ralanm , bu nesnelerin özellikleri belirtilerek evin resimsel
görüntüsü yarat lm t r. Bu betimleme bir öykünün ba lang ç bölümünde yer
almaktad r ve bu biçimdeki bir betimlemeyle olaylar n ya an laca ortama dair
özellikler verildi i için ki iler bu uzama daha rahat yerle ecek anlat c daha sa lam
bir kurgu olu turabilecektir.
K ran ve K ran anlat daki uzam türlerini kar tl klarla incelemi ler ve u türleri
belirlemi lerdir: “Aç k uzam/kapal uzam, kapsayan uzam/kapsanan uzam, özel
uzam/herkese aç k uzam, aileye ait uzam/ yabanc uzam, gerçek uzam/kurmaca
uzam” (2007:250-252). Uzam n anlat d ndaki alanlarda da türleri belirlenmi tir.
Güngör, foto raftaki uzam türlerini “aç k/kapal , yass /derin, belirli/belirsiz,
bo /dolu” (2005:2) olarak belirtmi tir. Betimlemenin hem foto rafik görüntünün hem
de anlat n n bir ö esi oldu unu dü ündü ümüzde bu türleri birle tirebiliriz.
çal l r” (Güngör, 2005:3). Yani aç k uzam ile figürlerin daha geni oldu u izlenimi
yarat lmaya çal l r. “Anlat daki aç k uzam kahramanlara rahat hareket etme f rsat
verir” (K ran ve K ran, 2007:250). Bu durum bir çok anlat da görülebilir.
Özel uzamlar ki iye özel oda, yatak gibi alanlarken; herkese aç k uzamlar
okul, park gibi alanlard r. 9. örnekte betimlenen yatak odas ve betimleyicinin
annesine ait karyola özel uzama örnek olu tururlar. Aileye ait uzamlar ev, bahçe gibi
uzamlar iken; yabanc uzamlar sokak, mezarl k, sinema gibi alanlard r. Gerçek
uzamda ise gerçekte var olan bir yere ait betimleme söz konusudur. Ama bu
32
gerçeklik verici taraf ndan yeniden ele al narak da sunulabilir. Örne in Çukurova’ya
dair bir betimleme ansiklopedide farkl yer al rken Ya ar Kemal’de farkl yer al r.
Sunulan uzam ayn olsa bile gerçekli i yeniden kurgulayan verici onu yeniden
sunmu olur.
12. Örnek
“Bu uzak nar bahçesi da lar n ete inde, dört yol a z ndad r. Alt yandaki ova sar gözlü
nergis, mavi çiçekli yarpuz, kokusu dünyay alan limon, portakal çiçekleri, ak pamuk
sar , s rmalanm bu dayla balk yan, geceleri tarlalardaki traktörlerle y ld z y ld z
dolan, homurtulu kamyonlar , ekini yiyip kusan biçerdöverleri, gürültülü fabrikalar ,
inan lmayacak kadar büyük ehirleri olan kar nca misali insan kaynayan, tozlu, s cak,
ter içinde ak bulutlu Çukurova topra d r”.
(Ya ar Kemal, Demirciler Çars s Cinayeti, )
Al c taraf ndan tan mlanabilen bir uzam verilmi ise belirli bir uzam vard r. Bu
uzam al c n n bildi i, tan d ya da tan mlayabilece i bir uzamd r. Sunulan
betimlemede uzam belirli ise al c için bir düzen ve rahatl k olu ur. Belirsiz uzamlar
al c n n tam olarak olu turamad , tan mlayamad uzamlard r. Bu belirsizlik k
eksikli inden kaynaklanabilece i gibi uzam n tan mlanamamas ndan da
kaynaklanabilir. Belirsiz uzamlar al c da korku endi e gibi duygular uyand r rlar.
13. örnek
“Evi küçük, s k nt l ve sevimsizdi. Nereden akt n hiçbir zaman ö renemeyece im pis
bir suyun çamurla t rd kagac k burgac k bir sokaktan giriliyordu. $çeride neredeyse
hiç e ya yoktu, ama eve her giri imde içim daral r tuhaf bir s k nt ya kap l rd m.”
(Orhan Pamuk, Beyaz Kale, s. 23)
bulutlar, ku lar gibi ipuçlar gereklidir. Bombo uzay anlatmak için bile birkaç y ld z
görmek gerekir. Mutlak bir bo luk mekan fikrini do urmaz” (Güngör 2005:6). Bo
ve dolu uzam n al c da uyand rd duygular farkl d r. Bo uzam sonsuzlu u,
yaln zl , huzuru simgelerken dolu uzam n uyand rd duygular daha çok dolulu u
yaratan nesnelerin düzenine ve düzensizli ine göre de i ir. Düzensiz bir dolu uzam
karga ay , da n kl simgelerken; düzenli bir dolu uzam birliktelik ve güç
duygusunu uyand r r.
Yass ve derin uzamda ise derinli i belirleyen baz ö elerin olup olmamas
belirleyicidir. Yass uzam sadece iki boyutlu bir görüntü içerir. Betimlenen nesnenin
arkas n göremeyiz. Bir foto raf görüntüsünde yass bir uzam söz konusudur.
Derinli i yaratan ise perspektif duygusunun verilebilmesidir ki resmin ve foto raf n
çok iyi veremedi i bu derinli i devinim halinde olan bir betimleyicinin yapt
betimleme rahatl kla verebilir. Betimleyici uzam n içinde dola abiliyorsa derin uzam;
uzam kar dan gördü ü kadar yla betimliyorsa yass uzam söz konusudur.
3. 2. 3. Betimleme Yöntemleri
3. 2. 3. 1. Konu A&
5
Bu yöntemlerin aç klanmas nda ve ekillendirilmesinde CALFEE, C. Robert and CHAMBL*SS, J.
Marilyn (1987) The Structual Design Features of Large Texts, Educational Psycholog st,
[357-378] kayna ndan yararlan lm t r.
34
ait betimlemede, insan yüzünün ayr , kollar n n ayr , vücudun ayr betimlenerek
sonuçta ki inin betimlemesini olu turmak konu a biçimindeki betimlemeye örnek
olabilir. Konu a biçimindeki betimleme yönteminde tümevar m ve tümdengelim
yöntemlerini kullan labilir. Bu yöntemi a a daki gibi görselle tirebiliriz:
2. +ekil: Konu A
3. 2. 3. 2. Liste
3. +ekil: Liste
Bu betimleme yönteminde iki ya da daha fazla nesne (de i ken) aras ndaki
ili kiden yola ç k lan bir durum vard r. Betimlenen nesnelerin birbirlerine göre olan
ili kileri ve konumlar belirleyicidir. Özellikle de i ik anlam olgular n n kullan ld
betimlemelerde bu yöntemi kullanmak mümkündür. Bu yöntemi ekille a a daki
gibi gösterebiliriz.
36
Bu örnekte, görüldü ü gibi bir tiyatro sahnesi betimlenmi tir. Sahnede birden
fazla nesne yer almaktad r ve yer alan nesneler birbirleriyle ili kilidir. A aç, y k k
duvar, oturma odas ve uzamda bulunan ki ilerin durumlar birbirlerini etkileyen
de i kenler olarak ele al nabilir. Betimlenen uzam n bir tiyatro sahnesi oldu unu
dü ündü ümüzde ki i-uzam ili kisini birbirlerini etkileyen de i kenler olarak ele
alabiliriz.
3. 2. 3. 4. S ral düzen
betimlemesini olu turduktan sonra as l nesnenin bir parças olurlar ve nesnenin alt
dallar n olu turan küçük özellikler bile böylece betimleme içinde s ralanm
olabilirler. Bu yöntemi ekille a a daki gibi gösterebiliriz.
ÖLÇÜTLER YÖNTEMLER
Tan lama (Nesnenin benzersiz özellikleri) Konu A
Listeleme
Tan mlama (Nesnenin genel s n fsal S ral düzen
özellileri ve ay r c özellikleri) De i kenler aras ili ki tablosu
Kar la t rma ve z tl k (Ayn grubun üyeleri De i kenler aras ili ki tablosu
aras ndaki benzeyen ve fakl la an yönler)
Aç klama (Belirli ayd nlat c konular) De i kenler aras ili ki tablosu
S n fland rma (s n f n özelliklerini en çok S ral düzen
içerenden en az içerene do ru bir s ralama) De i kenler aras ili ki tablosu
Çözümleme (Ayr özellikler aras ndaki De i kenler aras ili ki tablosu
i levsel ili kiler)
Tabloda da görüldü ü gibi en çok kullan lan yöntem de i kenler aras ili ki
tablosudur. Bunun nedeni öyle aç klanabilir: De i kenler aras ili ki tablosunda
birden fazla nesne vard r ve bunlar n birbirlerine göre durumlar betimlenir.
Betimleme düzenlemesinde ele al nan ölçütlerin ço u da nesnenin yan nda bir ba ka
nesneyi de gerektirir. Tan mlamada s n fsal özelliklere de inilece inden s n f n di er
üyelerine; kar la t rma ve z tl kta nesnenin, yine gruptaki di er nesnelere benzeyen
ve di er nesnelerden ayr lan yönlerine de inilece inden ba ka nesnelere gereksinim
duyulur. Aç klamada ise nesne hakk ndaki ayd nlat c bilgi ba ka nesneler üzerinden
veriliyor olabilir. S n fland rmada s n f n tüm üyelerinin özelliklerinin belirlenmesi
gerekti inden ve çözümlemede de ayn nesnenin ayr özellikleri aras ndaki i levsel
ili ki belirtildi inden de i kenler aras ili ki tablosunun daha çok kullan ld
görülür. Ancak de i kenler aras ili ki tablosunun yan nda konu a nda da kullan lan
tümevar m ve tümdengelim gibi yöntemlere de s kl kla ba vurulur.
Böyle bir betimlemede ise nesnenin yatay ve dikey boyuttaki özellikleri ile
betimlemeye ba lan lm t r.
3. 2. 4. Betimlemenin levleri
Her metnin bir olu turucusu, olu turulma biçimi ve olu turulma nedeni vard r
ve her metin al c da bir etki uyand rmak ister. Betimleyici metinlerin de anlat m
içinde belirli i levleri vard r.
Betimlemenin i levleri ile ilgili olarak K ran ve K ran (2000:19), bir yazar n
betimleme yapmak için say s z neden bulabilece ini, bunlar n genellikle bilgi
vermek, aç klamak ve anlatmak oldu unu; anlat lardaki betimleyici metinlerin ise
ki ileri ya da eylemin/olay n ko ullar n tan maya ve onlara gerçeklik izlenimi
vermeye, bir etki, bir atmosfer, bir beklenti yaratmaya yarad n belirtmektedir.
6
Aktaran AKDEN*Z, Safiye “Betimleyici Anlat m:Tasviri “descriptif” Metinler” http://www.ege-
40
betimlenerek anlat ya güzellik katmak amac yla kullan l r. *fade i levinde duygular,
hayaller, do an n betimlenmesiyle anlat lmaya çal l r. Simge i levinde betimleme,
betimleme nesnesi d ndaki bir ba ka eyi anlatmak için kullan l r. Hikayele tirme
i levinde betimlemenin öyküleme görevinde anlat n n i leyi inde etken oldu u
durumlarda görülür. Duygular ifade etme i levinde öznel bir anlat c n n
duygular n n ifadesi olarak kar m za ç kar. Gerçe e benzerlik sa lama görevinde
ayr nt larla gerçeklik etkisi yarat r. Bir ki inin iç dünyas ile d dünyas aras nda
ba lant kurularak betimleme simge i levinde kullan labilir. Yazar n airane
betimlemeler yapmas yla iirsel etki yaratma i levinde görülebilir. Ayr nt lar
göstermesi yoluyla al c y ikna etme i levinde kullan labilir. Anlat sal metinlerde
olaylar n h z n keserek oyalama i levi görür. Uzun bir metnin içindeki olaylar
dramatize ederek canland rma i levi görebilir ve ayr ca anlat içinde uzamlar , ki ileri
betimlerken bir metnin bölümlere ayr lmas n da sa layabilir.
Bu çal mada metinler edebi de er ve anlat sall ktan çok ileti im ba lam nda
ele al naca ndan verici-al c ili kisi göz önünde bulundurularak betimleyici
metinlerin metnin kendine dönük i levleri göz ard edilip, metnin al c ya dönük
i levleri ele al nacakt r.
edebiyat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=239
41
dair bilgidir; öznel bilgi ise alg layan ki iye ait bilgidir. Örne in; “Odan n ortas nda
tahta bir masa ve deri ile kapl dört sandalye vard .” tümcesi nesnel bir bilgi verip
oday aç klarken; “Odan n ortas nda eski püskü tahta bir masa ve y llard r
oturulmam gibi görünen deri ile kapl dört sandalye vard .” tümcesi nesnel bilginin
alg layan ki inin bak aç s ndan sunulmu biçimidir. Herhangi bir nesne
betimlenebiliyorsa, betimleyicinin bu nesne hakk nda “bilgi” sahibi oldu unu
söyleyebiliriz. Betimleyici bu bilgiyi görü lerini belirterek öznel olarak sunabilece i
gibi, yaln zca alg lad klar yla da yetinebilir.
17. Örnek
BODRUM KALES* ve SUALTI ARKEOLOJ* MÜZES*
Bodrum Kalesi, iki liman aras nda, üç taraf denizle çevrili, kayal k bir yar mada
üzerine kurulmu tur. Kalenin, kare biçimine yak n bir görünümü vard r. Kale 80x85
metre ölçülerindedir. En yüksek yeri, deniz seviyesinden 47,5 metre olan Frans z
Kulesidir.
Kalesinin duvarlar nda 249 arma vard r. Armalar, kulelerin sava stratejisinin
geli mesiyle, yap lan eklentilerin ve onar mlar n yap ld klar tarihlerin anla lmas na
yard mc olan bir imza gibidir.
$ç kaleye yedi kap geçilerek ula l r. $ç kalenin gezdi iniz her yeri, sizi kar layan
tavus ku lar , güvercinleri, firavun tavuklar yan nda Renk renk begonvilleri,
karanfilleri, çe itli kaktüsleri, çam, gölge a ac , Akdeniz iklimine uygun her türlü çiçek
ve a açlar yla do al bir parka girdi iniz izlenimini verir.
$ç kalede dut a ac n n gölgesinde dinlenen Japel, gotik tarzdad r ve kalenin en güzel
yap d r. Japelin hemen sanda bulunan Türk hamam n gezdikten sonra, Japelin
solundaki yoldan yukar doru yürüdü ünüzde, Romal devlet adam amforalar n
aras nda, yüzy llar n heybetiyle sizi, bulundu u yol kenar ndan izler. Amfora park ndan
yukar ya doru yürüdü ünüzde, kar n za gelen yap , cam salonu olarak
kullan lmaktad r.
betimleyerek al c ya bilgi verir. Bu bilgiler betimlemesi yap lan, alg lanan nesneyle
ilgili bilgilerdir. A a daki paragrafta anlat içinde yer alan bir uzam hakk nda
aç klama yap lmaktad r:
18. Örnek
“Bu sofa dört kö edir: Ortada sokak kap s , iki yan nda birer pencere. Pencerenin
yan nda bir ot minderi. Minderin yan nda yemek masas . Masan n yan nda iki sandalye.
Bu sofada oturulur, yemek yenir, misafir kabul edilir.”
(Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Ko&u u, s.16)
Sofa ile ilgili nesnel, somut bilgiler aç klan p okuyucuya bilgi verilerek,
betimlemesi yap lan uzam n anlat n n di er bölümleri ile ili kilendirilmesini
kolayla t ran özellikleri s ralanm t r. Bu sayede okuyucu uzam hakk nda gerekli
bilgiye ula abilmi tir
3. 2. 4. 2. Anlatma levi
Betimlemenin Yeni Roman ile anlat sal metinlerde yerini almas n Butor öyle
aç klar: “Yeni Romanla birlikte öncelikle sav üretme gevezeli inden uzakla larak
insan ve çevresindeki nesneleri, özellikle de alg lanabilir nesneleri betimlemeye
43
Betimlemenin anlatma i levi genellikle anlat sal metinlerin içinde belli bir
duyguyu ve durumu hissettirmek için kullan l r.
Metin verici taraf ndan üretilirken al c da bir etki olu turulmas amaçlan r.
Verici bu etkiyi olu turabilmek için dilin tüm olanaklar n kullan r. Betimleyici
metinler al c ya gerçe i yans tarak al c y belli bir duruma ikna etme i leviyle de
kullan labilirler.
Betimleyici metinler ikna etme (gerçe i yans tma, inand rma) i levini,
kan tlay c bir metnin içinde, ba ka bir metin türünün içinde yer alarak ya da
tamamen tek ba na bulunarak yapabilir. *kna etme i levinde verici betimledi i nesne
veya ki i ile ilgili betimlenen özelliklere al c y inand rmaya çal r ve belli bir
duruma inand rabilir.
44
“Betimlemede kullan lan anlat mlar insan n alg lama biçimlerine göre
s n fland r labilir. Her ey göz önündeymi gibi gösterilemeye çal ld ndan,
insan n alg lama yanlar n n tümüne yönelik anlat m biçimleri bulmak olas d r.
Betimlemede görme, i itme, dokunma, koklama, tat alma, duyusal ve bili sel
duyu organlar na yönelik anlat mlar kullan lmaktad r. Kullan lan sanatlarla
insan alg organlar na yönelik bir anlat m uyar c bir tutumdur. Bu tür anlat mlar
ça r msal bir anlam yarat r ve okuyucu do rudan kendi üzerinde bunu
ya amaya ba lar. Bir bak ma ikna etme ile ilgili bir durumdan söz edilebilir. Bu
tür anlat mlar n hem ruhbilimsel, hem mant ksal, hem de anl ksal imgeler
yaratt söylenebilir” (Günay, 2001:99).
eden bir durum olu mad ndan bu metni okuyan, etkilenen ve ikna edilen okuyucu,
tatil seçene i olarak Abant' tercih edebilecektir.
Bu ve bunun gibi örneklerde görüldü ü gibi ikna etme i leviyle kullan lan
betimleyici metinlerde al c n n betimleme nesnesinden etkilenmesi için nesnenin
özellikleri abart larak verilmekte, öznel görü lere yer verilmekte ve nesnenin
ayr nt lar na yer verilmektedir.
7
Bu bölümde s ralayaca m z anlam olaylar için söz sanatlar terimini de il anlam olgular terimini
tercih ettik. Çünkü söz sanatlar , özellikle yaz nda kullan lan, anlat m n estetik yan yla ilgili
durumlar olarak dü ünülmü tür. *nceledi imiz betimleyici metinler yaln zca yaz nsal
metinlerin içindeki betimlemeler de ildir. Günlük hayat m zda yer alan, herhangi bir yaz nsal
kayg s olmayan metinler de betimleyici metin olarak olu turulabilirler. Buradaki anlam
de i imlerini de belirtebilmek amac yla anlam olgular terimini daha genel oldu u
dü üncesiyle tercih ettik.
46
3. 2. 5. 1. Benzetme
Aksan (1998:61-62) benzetmenin, bir nesnenin niteli ini, bir eylemin özelli ini
daha iyi anlatabilmek, canland rabilmek için bir ba ka nesneden bir ba ka eylemden
yararlanarak gerçekle tirildi ini belirtmektedir.
“1.Tözsel benzerlik (Bir a aç yapra yla, bir defter aras ndaki biçimsel
benzerlik; i lev benzerli i; durum benzerli i)
2.E alg sal benzerlik (Bir sesin bir renge, bir rengin bir kokuya vb.
benzetilmesi)
3.Duygusal benzerlik (Bir duygu somut bir nesneye benzetilerek, nesnenin
nitelikleri duyguya yakla t r ld nda “s cak bir dostluk”, “yumu ak huylu bir
kimse” vb. olabilir)” (Guiraud, 1999: 61- 62).
“Annemin neredeyse salonlar kadar büyük yatak odas ...” (P nar Kür, Ak
Olmayan Sular)
Benzeyen: Yatak odas
Benzetilen: Salon
Benzetme Yönü: Büyük
Benzetme Ögesi: Kadar
21. Örnek
“Bu sofa ya l bir insan yüzü gibidir: Evimizin bütün ruhu, kederleri ve ne esi orada
görünür, her günün hadiseleri tavana, duvarlara, dö emeye bir leke, bir çizgi, bir
buru uk ve bazanda ancak bizim görebilece imiz gizli bir i aret ilave eder. Bu sofa
canl d r: Bizimle beraber k m ldar, bizimle beraber uyur uyan r; bu sofa aram zda
sanki üçüncü bir simad r ve güldü ü a lad bile olur”
(Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Ko&u u, 16)
22. Örnek
“Çukurova tekin de ildir. Bir uçsuz bucaks z düzlüktür. Batakl kt r, büklüktür,
akarsular, ulu denizlerdir. Bulut örne i gelen sivrisinekler... Çukurova bir sonsuz
akl kt r. Gö e yükselmi , ulu devler gibi aya a kalkm yürümü , bin bir renkli ulu
devlercesine uçan, akan toz direkleridir. Çukurova sar s cakt r. Toz dumand r. Otsuz
a açs z, yan yana ördolmus bir belal toprakt r. S tmad r, hastal kt r. S zlayan kemik,
akan terdir. Otomobildir, traktör, biçerdöver, konu mayan, s ras nda yaln z ba ran,
insanüstü bir yarat k, pamuktan el, ipek ten, ibri im saçt r. Has r apka, ak libas, kara
gözdür. Tekin de il, tekin de il... Ye il bir ejderhad r.
(Ya ar Kemal, Ölmez Otu)
3. 2. 5. 2. Kapsamlay
Tan mlarda, kapsamlay n parça- bütün ili kisi ve bir nesnenin ba ka bir
nesnenin ad yla kar lanmas üzerine kurulu oldu u görülür. Bu ili kileri alt
bölümleriyle inceleyen Fontanier kapsamlay sekiz alt türe ay r r:
Belirtilen bu türler ile ba ka bir anlam olgusu olan düzde i mece genellikle
birbirinden ayr lamamaktad r. Ancak kapsamlay ta genel ilke içerme ili kisidir.
Düzde i mecedeki durum daha çok mant ksal bir durumdur. Kapsamlay ta içerme
söz konusu iken düzde i mecede biti iklik ve yak nl k esast r.
Bütün *nsan
Üstanlam Çiçek
3. 2. 5. 3. E&retileme
dört ö eden benzetme yönü ve benzetme ögesi (gibi, kadar, benzer) kullan lmaz;
yaln zca benzeyen ve benzetilen kullan l rsa e retileme olu ur. E retilemede
benzetmede oldu u gibi iki öge aras nda kar la t rma ya da zay f güçlüye benzetme
ili kisi yoktur. E retilemede iki öge aras nda e de erlik ili kisi vard r ve iki ayr k
imge birbirine yakla t r l r. Ögelerden biri di erinin yerine tek ba na
kullan labilmektedir.
Kömür gibi simsiyah gözlerin var. (kömür göz)
Pek çok dilde e retilemeler kal pla arak deyimler ve kal p sözler
olu turmu lard r. Türkçede de ayn durum görülebilir. (kap kolu, siyah alt n, zaman
öldürmek...).
Aksan (1998: 64,68) e retilemeleri be ba l k alt nda incelemi tir:
*nsandan do aya aktarma: “kel tepeler”
Do adan insana aktarma: “domuz”
Do adaki nesneler aras aktarma: “ku burnu, tav ankula ”
Somutla t rma: “O i e girerse ezilir.”
Duyular aras nda aktarma: “tatl bir ses”
Di er bir e retileme ise arda k olarak ayn kavram çevresinde yap lan
e retilemelerdir.
SESS*Z GEM*
Art k demir alam günü gelmi se zamandan,
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmu gibi sessizce al r yol;
sallanmaz o kalk ta ne bir mendil ne de bir kol.
r ht mda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller ne giden son gemidir bu!
hicranl hayat n ne de son matemidir bu!
dünyada sevilmi ve seven nafile bekler;
bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti dönen yok seferinden.
“>iirde görülen “demir almak” (ölmek), “meçhule giden bir gemi” (tabut),
“liman” (yeryüzü), “seyahat”, “sefer” (ölüler dünyas na gidi ) gibi e retilemeler
ölüm kavram çerçevesinde birbirlerine eklemlenerek ölümden sonraki zaman örtük
olarak olu turmu lard r” (K ran ve K ran 2006:360-361). (Arda k e retileme
örne idir.)
Görüldü ü gibi K ran ve K ran e retileme türlerini ay r rken birkaç tür d nda
53
genellikle insan merkeze alan bir s n fland rmaya gitmi tir. Bu sayede al c
konumundaki insan n e retileme yoluyla anlam güçlendirilen kavram daha iyi
anlamas sa lanm t r.
Yukar daki örnekte kullan lan e retilemeleri inceledi imizde u kullan mlar
görürüz:
Öncelikle ba l kta kullan lan “denizin da l çocu u” anlat m nda insana ait
olan özelliklerin do aya aktar ld n görüyoruz. Devam ndaki “Ç lg n Çoruh”
kullan m ise; “dilde daha önce kullan lmam türetme ve birle imlere gidilerek
okuyana/dinleyene anlam bak m ndan daha güçlü bir dil sunmak,
okuyan n/dinleyenin zihninde yepyeni tasar mlar imgeler olu turmaya yönelmek”
(Aksan, 2005:176) amac yla yap lm bir sapmad r ve yine insana ait özellikler
do aya yüklenmi tir. Son tümcede yer alan “afallat r” ve “oyna r” eylemleri de
insana özgü eylemler olup burada do a için kullan lm t r. Bütün bu e retilemeler
betimlemenin daha canl olmas n sa lamakla birlikte, yarat lan imgeler yoluyla
okuyucunun zihninde olu turaca görüntünün de daha canl olmas n
sa layabilmektedir.
3. 2. 5. 4. Ki ile tirme
Ki ile tirme, do adaki varl klara insan özellikleri yükleyip, onlara bir ki ilik
verme sanat d r. Aksan’da (1998) bir e retileme türü olarak da gösterilen
ki ile tirmede insanlar için kullan lan s fatlar do adaki varl klar ve nesnelerin
anlat m n daha etkili k lmak amac yla kullan lmaktad r. Ancak Pospelov (1985: 154-
155) insanlar n ki ile tirici e retilemeyi yaln zca do a görüngüleri için kullanman n
ötesine geçtiklerini ve ki ile tirmeyi art k insan bilincinde insan n iç dünyas nda
olu an süreçler için de; insan n duygu durumu havas ve ya ant lar için de
kullanmaya ba lad klar n belirtir. Bu aç klamaya örnek olarak; “A layan bir
yaln zl k”, “ç rp nan duygular” gibi al lmam ba da t rmalar gösterebiliriz.
alg lamas nda bir duygu özde li i kurmas n sa lar. Al c bu özde lik yoluyla
nesneyi/varl /uzam daha iyi alg lar.
24. Örnek
“...m s r yerine ne oldu unu ne oldu unu kestiremedi i renk renk daneciklerden üç
bardak serpi tirdi. Ku lar önlerine at lan nesneleri, i tahs zca, sanki “iyilik eden
adama kar ay p olur” dercesine terbiye gere i yutuyorlard sanki... Aralar nda,
gözlerini Ata'ya dikerek “Nedir bunlar? Yenilir yutulur eyler mi?” anlam nda öfkeli
öfkeli bakanlar da vard “
(Refik Halit Karay, Bugünün Sarayl s , s. 224.)
Örneklerde de görüldü ü gibi betimlemeleri ki ile tirmeler yoluyla yap lan yer,
nesne, varl k insana ait özelliklerle verilerek anlat m etkili duruma getirilmi tir. Bu
biçimde betimleme, betimlemesi yap lan nesnenin okuyucuda yaln zca alg larla de il
duygularla da tan nmas n sa lam t r.
3. 2. 5. 5. Abartma
Betimleyici metinler bir nesne, ki i, varl k ya da uzam n ayr nt lar yla ortaya
serildi i, al c n n zihninde nesnenin foto raf n n olu umunu sa layan ya da çe itli
sezdirimler yapan metinlerdir. Bu görüntü olu turulurken tercih edilen dilsel yap lar
vard r.
Metinler olu turulurken kullan lan dilsel yap lar n metnin anlam üzerinde
büyük etkisi vard r. Yo un olarak kullan lan yap lar metnin temel özelliklerinin de
belirginle mesini sa lar. Betimleyici metinlerde de kullan lan, betimleyici metinlerin
di er metinlerden ayr lmas n sa layan dilsel yap lar vard r. Bu dilsel yap lar u
ba l klarda inceleyece iz:
1.Ad Tümceleri
2.Adland rma
3.Niteleme S fatlar
57
4.Yer Belirticileri
5.Eksiltili Yap lar
6.*kilemeler
7. Betimleyici Metinlerin Dilbilgisel zaman
3. 2. 6. 1. Ad Tümceleri
Betimleyici metinlerde her hangi bir nesne (ki i, uzam, nesne, varl k) ile ilgili
özellikler s ralan r. Bu s ralama yap l rken ço unlukla ad tümceleri kullan l r. Ad
tümceleri “Yüklemi aç k olarak bir eylem olmayan, ko aç biçimindeki eylemlerden
birini içeren adlarla olu turulmu tümcelerdir” (Kerslake & Göksel, 2005:120). Bu
tümcelerde betimlemesi yap lan nesnenin “ne oldu u”, “nas l oldu u”, “nerede
oldu u” belirtilir. Bu belirleme yap l rken kullan lan tümceler “olmak” durum
eylemleri kurulurlar. Betimlemeler dura an özellik gösteren anlat ma sahiptirler ve
bu dura anl k olu turulmak istenen görüntü için gereklidir
3. 2. 6. 2. Adland rma
Do ada insan taraf ndan bilinen varl klar adland r lm olan varl klard r.
Adland rma, insan n bildi i ve tan d nesneyi, ki iyi, uzam , kavram sonradan
an msamas n kolayla t rmak amac yla nesneye bir ad koymas yla gerçekle ir.
Dünyadaki varl n, kavram n göndergesi tek olmas na kar n her dildeki gösterenleri
farkl d r. Bu farkl l k adland rma ile görülür. çünkü “gösteren ile kavram aras nda
adland rma durumu vard r” (Günay, 2004:197). Bu adland rma durumu sonucunda
kavram bir gösterenle e le ir.
Gösteren Gösterilen
Nesneler adland rma yoluyla varl n insan zihninde devam ettirebilir. Nesne
için olu an adland rma, onun di er ça r mlar ile birle erek kendine ait kavramlar
olu turur.
“Sözcüklerin anlamlar yard m yla insanlar ya am görüngülerinin genel asal
özelliklerini kendi bilinçlerinde kavr yor ve peki tiriyorlar. Görüngülerin genel
özellikleriyle sözcüklerin cinssel anlamlar aras nda insan zihninde s k ve
yerle ik bir ça r msal ba olu uyor. Bu ba çocukluktan ba layarak anadilin
ö renilmesiyle insanlar n bilincinde kökle iyor. Bu nedenledir ki, belli sözcükleri
söyleyince, i itince veya okuyunca, insanlar n zihninde ya o sözcüklerin
ya amdaki kar l olan görüngülerin ve süreçlerin genel tasar mlar ya da genel
kavramlar olu uyor” (Pospelov, 1985: 132).
Bu çal mada sözünü etti imiz adland rma ile, bir nesne ya da varl a ad verme
anlam nda de ildir. Betimlemenin içinde yap lan betimleme nesnesinin ad yla ortaya
konulmas d r. Betimlemede yap lan adland rmalar betimlemenin ba nda ya da
sonunda yer alabilir. Ba nda yer ald durumlarda betimlemede tümdengelim söz
konusudur; sonunda yer ald durumlarda ise tümevar m yöntemi belirgindir.
27. Örnek
“Bir ölü. Ç r lç plak, sapsar , upuzun bir vücut. Sivri yerleri morarm , kaburgalar
siyahlanarak f rlam . Adaleler dü ük. Kollar ve bacaklar incelmi . Bir baca uzam ,
öteki hafifçe yana k vr k ve dizi yukar kalk k. Ba yana dönük ve masan n kenar na
do ru biraz kaym . Ucu sivri ve etraf mor bir daireyle çevrili burun uzam , akaklar
çökmü ve t ra gelmi . Aln çok buru uk. Yüzünde de iddetli nefret ve azap”
(Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Ko&u u, s. 40)
3. 2. 6. 3. Niteleme S fatlar
kendine özgü niteliklerini ayr nt lar yla anlatma olarak belirtildi i görülür.
Betimleme nesnesinin niteliklerini, dilsel yap olarak niteleme s fatlar belirtir.
S fatlar sabit durumdaki sözcük anlam na müdahale ederek anlam s n rlar ya da
geni letirler. “Ayna” sözcü ünün zihindeki gösterilenini “k r k” s fat ile
niteledi imizde gösterilenin niteli inde bir de i me meydana gelir. S fatlar ayr nt l
anlat m gerektiren betimlemenin vazgeçilmez ö eleridir.
Nitelenen varl k al c taraf ndan alg lan r. Derman (1991:35), alg n n, fiziksel
uyar c lar n bilinç düzeyinde yaratt klar uyar mlar oldu unu; bunlar n fiziksel
nesnenin birer kopyas n , yenidensunumunu olu turdu unu; ayr ca alg lama
sürecinin “bilgi edinme” eylemini de içerdi ini, alg laman n anl k bir durum
olmad n , birikim ve deneyimlerin etkiledi i bir yorumlama süreci oldu unu
belirtir. Yani betimlemenin yap labilmesi için hem alg düzeyinde em de bilgi
düzeyinde bir birikime gereksinim vard r. Bu birikime sahip olmayan betimleyicinin
betimlemesi eksik kal r.
Betimlemede kullan lan niteleme türlerini alg lama biçimine göre “görsellik,
i itme, dokunma, koklama, tat alma, duygusal ve bili sel olarak yedi de i ik anlam
alan içinde ele al nabilir” (Günay, 2001:100). Görsel alg iki boyutlu bir betimleme
sunarken; di er alg türlerinden i itme, dokunma, koklama, tat alma görsel alg ile
61
Görsellik: Alg lad m z ve ö rendi imiz davran lar n büyük bir bölümünü
gördüklerimiz olu turur. Alg lamalar içinde en yo un ve kesintisiz kullan labilen
biçimdir. Bir sesi duyabilmek için sesin olu umu; bir nesneyi alg lamak için nesneye
dokunulmas ; bir nesneyi koklamak için nesnenin burna yakla t r lmas ve nefesin
kontrol edilmesi; bir nesnenin tad na bakmak için nesnenin a za götürülüp dil ile
temasa geçmesi gerekirken; görmede sadece gözün aç k olmas yeterlidir. Görme
d ndaki di er alg lar nesne ile temas zorunlu k larken görmede nesnenin varl
yeterlidir. Bu nedenle “Temel alg görsel alg d r ve bilinç düzeyindeki davran lar n
%99'unun belirleyicisi durumundad r” (Derman,1991: 37). Görme yoluyla yak nda
uzakta olan tüm nesneleri betimleyebiliriz ancak, di er alg lar n s n rlar daha dar
oldu undan di er alg larla tüm nesneler hakk nda betimleme yapabilmek mümkün
de ildir.
Ancak “*nsan n bütün duyular elinin parmaklar gibi birlikte çal r. Herhangi
bir nesneyi iki ya da üç parma m zla tutabiliriz, ancak onu iyi kavramak için bütün
parmaklar m z hatta iki elimizi birden kullan r z. Bunun gibi gerçekli in
alg lanmas nda, görsel alg lama yan nda di er duyumlar da birlikte i görür ve
birbirlerini denetler” (Derman,1991: 37). Görsel alg ile birlikte di er alg lar da
kullan ld nda betimleme daha canl , gerçekçi ve etkili olabilir. Alg laman n
bütünlü ü, etkili olan duyu say s yla orant l d r ve betimlemede de duyular n birlikte
kullan m genel bir bütünlük sa lar.
Görsel alg lar belirten niteleme s fatlar n n en belirgin olanlar renk ve biçim
bildirenlerdir. Bu renk ve biçim çe itlili ini anlatabilmek için benzetme ö esi s kl kla
kullan l r. Ayr ca rengin ve biçimin niteliklerini (parlakl k, saydaml k, karanl k vb.)
de görsel niteleme içinde ele alabiliriz.
29. Örnek
Bö ürtlenler çiçe e durmu tu. Mosmor çiçeklerden gözükmüyordu dallar, yapraklar.
Kapkara, her birisi bir çocuk eli kadar büyük kelebekler de kimi çiçeklere konmu
62
* itme ile ilgili olarak kullan lan niteleme sözcükleri sakin bir ses, gürültülü,
sessiz, u ultulu, iniltili gibi sözcüklerdir.
30. Örnek
“Babam n sesi donukla t . Sesini sanki karanl k bir sis sar yordu; konu mas da durdu
sonra. $kisi de göz göze sustular. Babam n ba yava yava gö süne dü tü. Fehmi'nin
a z n n kö esinden cigara duman s z yordu. Babam n iki parma aras nda unutulmu
cigaras ndansa, yukar ya do ru çetrefil bir duman süzülüyordu ve bu duman gözler
hizas nda bir sis tabakas meydana getirerek yava yava dalgalan yordu”
(Halikarnas Bal kç s , Agata Burina Burinata, s. 27)
Yukar daki örnekte betimlenen yaln zca ses ögesi olmamakla beraber,
betimlemeye sesin betimlenmesiyle ba lanm t r ve betimlemesi yap lan duruma
uygun bir altyap olmu tur. Ses ile görselli in ve di er duyusal unsurlar n birlikte
kullan lmas betimlemeyi boyutsal olarak güçlendirebilir. Daha çok alg ya seslenen
betimlemenin etkisi daha yo un olabilir.
63
Görme ile dokunma aras nda birbirini destekleyen bir durum vard r. Ancak
dokunma duyusu daha nesneldir. “Nesneler dokunma duygusuyla alg land klar
biçimde betimlenirler, zira dokunma duyusu, nesnelerin sürekli biçimi konusunda,
de i en bir bak aç s ndan ba ms z olarak bilgi verdi i için, görme duyusundan
daha nesneldir” (Güngör, 2005:7). Görmede nesnenin özellikleri al c n n gördükleri
kadarla s n rlan rken dokunmada nesnenin al c da kendini hissettirmesi söz konusu
olur. Bu bak mdan betimlemede verilen dokunma duyusuna yönelik niteleme
s fatlar n n verici taraf ndan hissedilmi olmas , bu bilgilerin güvenilirli ini daha da
artt r r.
Dokunma ile ilgili olarak kullan lan niteleme sözcükleri yumu ak, sert,
pürüzlü, s cak, so uk, rahat, vb. dir.
ortaya ç kar r.
31. Örnek
Daha de irmene yakla madan, uzaklardan bir su sesiyle birlikte inceden bir un kokusu
gelirdi. De irmen ta n görünce de kulaklar nda su sesi, burnunda un
kokusu...De irmenin dört yan nda birer ulu ç nar büyüklü ünde incirler, çok uzun, telli
kavaklar, kavaklara sar lm asmalar, taa da n yamac na kadar giden narlar...
Aylardan haziransa al al dalgalanan nar çiçekleri...Ark n k y lar nda yabannaneleri, un
kokusuna kar m bin bir koku. De irmen pervanesinden, köpü e kesmi ,kaynayarak
dökülen su. Suyun k y s nda bitmi bin bir kokuda çiçekler...Un kokusuna kar m
suyun kokusu. Som sar asmalar incirlerde üst üste. Sapsar her yan. I layan ekinler.
Ova...
(Ya ar Kemal, F rat Suyu Kan Ak yor Baksana, s. 8-9)
Koklama ile ilgili olarak kullan lan niteleme sözcüklerinin genelde tat ve
dokunma bildiren sözcüklerle ayn oldu u görülür: tatl , ac , ho , kötü, keskin,
yak c ... gibi sözcüklerdir. Di er duyular aras nda oldu u gibi koklama ile di er
duyular aras nda da aktarma yap ld görülür. “Yak c bir koku” , “Tatl bir koku”
gibi betimlemelerde duyular aras aktar m oldu u görülür.
32. Örnek
K*MYON
Maydanozgiller familyas ndan, may s haziran aylar nda beyaz veya pembemsi çiçekler
açan, 15-60 cm boyunda, bir y ll k otsu bir bitkidir. yapraklar dar ince eritler halinde
parçal d r. Çiçekleri 3-5 sapl emsiye durumundad r. meyveleri ovaldir. Keskin ho
kokuludur. Tohumlar baharat olarak kullan l r.
(Ayhan Yalç n, A’dan Z’ye +ifal Bitkiler Ansiklopedisi)
Betimleme örne inde görüldü ü gibi betimlemesi yap lan bitki ile ilgili olarak
genel özellikler verildikten sonra kokusuyla ilgili bir ayr nt verilmi tir. Bu bitkiyi
kendine benzeyen di er bitkilerden ay ran önemli bir özelli i kokusudur. Bu özelli i
ile ilgili bir betimleme yap larak okuyucunun bitkiyi tan mas sa lanm t r.
Burada betimlemesi yap lan uzam olan Boyac köy dura ve yak n ndaki
kulubeye ili kin olarak betimleyici de i ik duygulara sahiptir ve bu duygular n
66
Nitelemeye dönük olarak birden çok alg n n bir arada kullan lmas metnin
yaratt etkinin daha alg lanabilir olmas n sa lar.
3. 2. 6. 4. Yer Belirteçleri
Betimlemesi yap lan nesnenin özellikleri aras ndaki ba lant lar yer belirteçleri
arac l yla kurulur. Örne in; “Siyah kadife ete inin alt%nda siyah çizmeler, üzerinde
bordo bir kazak ve onun üzerinde de yine siyah bir manto vard .” gibi bir
betimlemede ki inin giysileri aras nda bir ba lant kurulurken; “Da n yamac%nda
kurulmu olan köyün yukar%s%nda orman, a a2%s%nda tarlalar vard . Köyün tam
ortas%ndan küçük bir dere geçiyordu.” gibi bir betimlemede köyün çevresine göre
konumu verilirken yer belirteçleri önemli bir ba lama i levi yapm lard r.
Butor (1991:67) “Odada bir sandalye, kötü bir yatak, k r k dökük bir dolap
görüyorduk, hepsi bu kadard .” gibi bir anlat mla içindeki e yalar n darmada n k
oldu u biçimi belirsiz bir kaptan, bir çe it çantadan, anlat c n n rastgele tek tek çekip
ç kard nesneleri s ralad n ; ancak okuyucunun çok geçmeden bu e yalar n
67
Bu belirteçlerin yan nda ad n yönelme, bulunma, ayr lma durum eklerini alm
adlar da nesnelerin birbirlerine göre konumlar n belirtirken s kl kla kullan l r. Bir
nesnenin çevresi, o nesneye göre belirlenirse, yönlere ad n durum eklerinden uygun
olanlar getirilebilir. A a daki örnekte verilen betimlemede ad durum eklerini alm
yer belirten sözcüklerin yo un olarak kullan ld n görebiliriz.
68
36. Örnek
F*NLAND*YA’DA ÜÇ GÜN
Fin topra bizi pembe bir gülü le kar lad . Temiz, ince, iire benzer bir gülü …
Sand m ki büyük, pek büyük bir varl n önüne ç kt m: Gönlümde sayg yla dolu bir
sars nt ba lad .
Ak amd . Güne in batma saatleriydi. Engin bir ye illi in aras%nda ufuklar alev alev
yan yordu. Bembeyaz al nl , sevimli istasyon evinin önünde durduk. Önümüzden bir
grup asker geçti. Hepsi de bir elden, bir kal ptan ç km gibi ince boylu, güne saçl ,
güne yüzlü gençler. Giyimleri tertemiz…
Tren yürüdü. Sanki esteti i güçlü bir sanatç n n resim albümünden yapraklar
çeviriyorum: Sa2da solda en olgun bir zevkle düzeltilmi bahçeler, parklar, evler.
Uzakta, mavi bir dü ü and ran solgun bir deniz parças . $ki s ral a açl k bir yoldan
çiçek demetleri denli güzel, yüzleri tatl bir yan kl kla koyula m pijamal genç k zlar
dönüyor. Hepsi gürbüz, sevimli, a r ba l , ince… Bir ba ka yolda mavi gözleri, alt n
saçlar , yumuk yanaklar yla birer alt n top gibi, irili ufakl köy çocuklar . Hepsinin
yüzünde sessiz bir gülümseme izi var. Trenin sa2%nda solunda bisikletle gezenler…
Saat geceye do ru ilerliyor. Güne uykuya yat r lm , ama bir türlü uyumak istemeyen,
ikide bir h rç n elleriyle cibinli ini çekip açan yaramaz bir çocuk gibi ara s ra bulutlar
s y rarak ufken her kö esinden pembe pembe gülüyor.
Birdenbire çamlar n bir kö esinde k z ll k geni ledi, gün do uyor sand m. Saate bakt m,
daha on bir. Anla lan, tren biraz yükselmi ti.
Bir istasyonda, koyu k rm z kadife kasketli, koyu lacivert giysili, a r duru lu güzel bir
genç k z: $stasyon memuru… Yolun kenar%na konulmu biblo gibi bir ey…
Tren kalk yor. Yine parklar, bahçeler, köyler, kentler geçiyoruz. Hep o düzgünlük, hep o
temizlik ve güzellik… Yollarda gezenler eksik de il. Renkli bir lo lu un aras%nda, güzel
gençler, dü lerimize giren periler gibi dola yor. Yerden gö2e, gökten yere uçu an
bak lar m, en küçük bir güzelli i kaybetmekten ürküyor.
…
(>ükufe Nihal Ba ar, Türk Dili Gezi Özel Say s , s.644- 645)
3. 2. 6. 5. Eksiltili Tümceler
eksiltili anlat m ise, metnin yap s n bozmayacak, metnin konu bütünlü ünü
etkilemeyecek biçimde anlat lmak istenenin tam olarak verilmemesi baz bölümlerin
okuyucuya b rak lmas d r.
3. 2. 6. 6. kilemeler
*kileme, Vardar taraf ndan “anlama güç katmak amac yla bir birimi, seslemi
yineleme, ararl nda benzerlik bulunan birimleri art arda kullanma” (2002:119) olarak
tan mlan rken Göksel ve Kerslake taraf ndan “bir sözcü ün ya da sözcü ün bir
k sm n n tekrarlanmas ” (2005:98) olarak belirtilir ve ikilemeler üç grupta ele al n r:
olu mu tur.
“ Serin serin Kapal çars
C v l c v l Mahmutpa a”
Burada ise serin serin ikilemesiyle dokunma, hissetme ö eleri yine ikileme
yoluyla verilerek okuyucuda dahi iyi hissettirilmeye çal lm t r. C v l c v l ikilemesi
de i itsel ve görsel ö elerin ikisini de içinde bar nd r r ve yaratt etki daha güçlü
hissedilir.
“Boyac köy’de Kanl Bir A k Cinayeti” adl metinde zaman olarak bir
de i mezlik söz konusudur ve geni zaman kullan m görülmektedir.
“Dört mevsim sonbahar ya ar, inerken solda bir telefon kulübesi durur… Eski
72
3. 2. 7. Betimleyici
Metin bir al c için verici taraf ndan üretilir. Ortaya konan ürün vericinin
elinden ç km t r ve vericiye aittir. Betimleyici metinlerde de gözlem yapan, görsel
ve di er duyusal özelliklerini etkin olarak kullanan bir verici vard r. K ran ve K ran,
betimleyici kavram n öyle tan mlarlar: “Betimleme özgül bir edim oldu u için
gördüklerinin betimleyenlere betimleyici denir” (2007:26). Betimleyici metnin
vericisi konumundaki betimleyici gördüklerini al c s na aktarmada baz yöntem ve
teknikleri benimser. Betimleyicinin betimlemesi üç kiplik çerçevesinde gerçekle ir:
1.Görebilmek
2.Görmeyi bilmek
3.Görmeyi istemek (K ran ve K ran, 2007:27).
3. 2. 7. 1. Betimleyicinin Bak Aç s
Betimlemede, “yapan n bilgilerini say p dökmesi de il, bunu belli bir amaçla
ve amac na ba l olarak da belli bir odaklay m biçiminde yapmas , s n rlamas ,
yeniden yap land rmas beklenir” (K ran ve K ran, 2007:39). Betimleyici
betimlemesini yaparken bak aç s n n durumuna göre bir s n rlama ile nesnenin daha
ay rt edilir olmas n sa layabilir. S n rlanan nesne betimleyicinin gözüyle yeniden
yap land r larak sunulur.
3. 2. 7. 1. 1. Nesnel Betimleme
gösterilmesi gerekir. Örne in bir ku betimlemesi nesnel bir biçimde yap lacaksa
onunla ilgili betimleyicinin görü ü belirtilmeden nesneye ait özellikler s ralanabilir:
kanarya: $spinozgillerden, ye ilimsi veya sar tüylü, koni biçimindeki küçük gagal , ötücü ku .
3. 2. 7. 1. 2. Öznel Betimleme
Hakk Kamil BEJE (*talya Krall%2%'n%n Ni anc%ba %s% ve Yörük Ali Efe, s.38)
K ran ve K ran öznenin ya da nesnenin devinimli olu una göre dört durumdan
söz edilebilece ini belirtir.
“1.Betimlenen nesne de betimleyici de devinimsiz
2.Betimleyici devinimsiz, betimlenen nesne devinimli
3.Betimlenen nesne devinimsiz, betimleyici devinimli
4.Betimlenen nesne de betimleyici de devinimli” (2007: 40- 41). Bu dört
durumu betimlenenin ve betimleyicinin devinimleri olarak iki ba l k alt nda
inceleyece iz.
3. 2. 7. 2. 1. Betimlenenin Devinimi
3. 2. 7. 2. 2. Betimleyicinin Devinimi
Betimleme s ras nda betimleyici göz tek bir noktada dura an olabilece i gibi
nesnenin çevresinde devingen bir durumda da olabilir. Dura an betimleyicinin
betimlemesinde görülen nesne iki boyutuyla verilir. Nesnenin arkas , alt görü
aç s n n d nda kald ndan bu alanlara dair herhangi bir betimleme
yap lmamaktad r. Yaln zca görülen durumlar n verilmesi söz konusudur.
tümcesiyle ba lam t r.
Dildeki dört temel beceri olan okuma, yazma, konu ma ve dinleme anlama ve
anlatmaya dayal becerilerdir. Anlamaya ve anlatmaya dayal ürünler pek çok
biçimde üretilebilirler ancak en yo un kullan lanlar sözlü ve yaz l ürünlerdir.
Okuma ve yazma becerileri yaz l ürünlerle sa lan rken; dinleme ve konu ma
becerileri sözlü ürünlerle sa land için dil ö retiminde bu ürünlerden yo un bir
biçimde yararlan l r.
Metinler yaln zca dilbilgisi yap lar n n ö retiminde kullan lmazlar. Bütün ya da
parça olarak metnin belli bir anlam bütünlü ü vard r. Anlama ve anlat m
etkinliklerinin anadil ö retiminde temel malzemesi olan metinler yine yabanc
dildeki anlama ve anlat m çal malar n n de en önemli malzemelerindendir. Metin
dilin bütün kullan mlar içeren bir örnek olarak görülebilir ve bu nedenle de dil
ö retiminde pek çok kazan m için kullan labilir. “Yabanc dil derslerinde farkl metin
türlerine ait metinlerin i levsel, yap sal, anlamsal ve biçemsel özelliklerine dikkat
81
“Sözlüksel a&: Belli bir metin ya da ba lam içinde, ayn izle i düzanlam ya da
yananlamlar ile ça r t ran, ayn dü ünce ya da gerçekleri belirten sözcük
gruplar d r. Bir bak ma sözcüksel alandan daha geni bir tan mlamad r”
(2007a:284).
“- Kullan lan metin özgün bir metin ise, ö renciler bir konunun gerçek ileti imde nas l
ele al nd n nas l kullan ld n görürler.
- Metinlerde dilbilgisi girdisi kadar sözcük girdisi, uygulama girdisi, metin düzenleme
özelliklerinin girdisi de vard r.
- Metinlerin s n f içinde kullan mlar ba ms z çal malar için iyi bir haz rl kt r”
(Thornbury, 1999: 90).
Görüldü ü gibi metinler dil ö retiminin her bölümü ve her a amas için
82
nedenle o dile ait kullan m özelliklerini gerçek olarak ta r. Kurmaca metin sadece
do al dilin ta y c s olmas bak m ndan de il ayn zamanda o dile ait kültürel ö eleri
ta mas bak m ndan da önemlidir. Dili ö renen birey ayn zamanda o dili konu an
ulusun kültürel yönlerini de ö renirse dildeki anlam tam olarak olu turabilir. Dil,
içinde kültürü de bar nd r r ve o ulusa ait özellikler herhangi bir zorlamayla
olu turulmam özgün metinlerde görülebilir. Anadil kullan c s n n günlük ya amda
kar la t tüm metinler ve o dilin yaz nsal ürünleri özgün metinler içinde yer al r.
Basitle tirilmi metinler ise yap ve sözcük düzeyi bak m ndan daha basit hale
getirilmi (yal nla t r lm ve baz sözcükler de i tirilmi /ç kar lm ) özgün metinler
olarak dü ünülebilir. Basitle tirilmi metinlerde; örne in bir gazete haberinde yer
alan çok uzun bir tümce basitle tirilerek, üç- dört tümce ile yeniden düzenlenebilir.
Özellikle dili ö renmeye yeni ba lam olan ö rencinin ba lam anlamas n
kolayla t rmak bak m ndan basitle tirilmi metinler kullan labilir. Orta düzeyde ise
dilin özgün kullan mlar n n yer ald nitelikli yaz nsal metinler ö renci düzeyine
göre yeniden düzenlenerek basitle tirilebilirler.
Balkondan a a2% bakt n zda pek çok bina, araba ve insan görürsünüz. Boy boy binalar,
de i ik renkte arabalar ve tela l insanlar... Karma an n içinde sa2a sola ko u turan tela l insanlar.
Arabalar n içinde a k n bak nan çocuklar. Ba n z biraz sola çevirince yolun solunda caddeye do2ru
uzanm dut a açlar ... Dallara tutunan birkaç yaprak a a2% dü tü ünü görünce ba n z geri
çevireceksiniz.
F*NLAND*YA’DA ÜÇ GÜN
Fin topra bizi pembe bir gülü le kar lad . Temiz, ince, iire benzer bir gülü … Sand m ki
büyük, pek büyük bir varl n önüne ç kt m: Gönlümde sayg yla dolu bir sars nt ba lad .
Ak amd . Güne in batma saatleriydi. Engin bir ye illi in aras%nda ufuklar alev alev yan yordu.
Bembeyaz al nl , sevimli istasyon evinin önünde durduk. Önümüzden bir grup asker geçti. Hepsi de
bir elden, bir kal ptan ç km gibi ince boylu, güne saçl , güne yüzlü gençler. Giyimleri tertemiz…
Tren yürüdü. Sanki esteti i güçlü bir sanatç n n resim albümünden yapraklar çeviriyorum:
Sa2da solda en olgun bir zevkle düzeltilmi bahçeler, parklar, evler. Uzakta, mavi bir dü ü and ran
solgun bir deniz parças . $ki s ral a açl k bir yoldan çiçek demetleri denli güzel, yüzleri tatl bir
yan kl kla koyula m pijamal genç k zlar dönüyor. Hepsi gürbüz, sevimli, a r ba l , ince… Bir
ba ka yolda mavi gözleri, alt n saçlar , yumuk yanaklar yla birer alt n top gibi, irili ufakl köy
çocuklar . Hepsinin yüzünde sessiz bir gülümseme izi var. Trenin sa2%nda solunda bisikletle
gezenler…
Saat geceye do ru ilerliyor. Güne uykuya yat r lm , ama bir türlü uyumak istemeyen, ikide
bir h rç n elleriyle cibinli ini çekip açan yaramaz bir çocuk gibi ara s ra bulutlar s y rarak ufken her
kö esinden pembe pembe gülüyor.
Birdenbire çamlar n bir kö esinde k z ll k geni ledi, gün do uyor sand m. Saate bakt m, daha
on bir. Anla lan, tren biraz yükselmi ti.
Bir istasyonda, koyu k rm z kadife kasketli, koyu lacivert giysili, a r duru lu güzel bir genç
k z: $stasyon memuru… Yolun kenar%na konulmu biblo gibi bir ey…
Tren kalk yor. Yine parklar, bahçeler, köyler, kentler geçiyoruz. Hep o düzgünlük, hep o
temizlik ve güzellik… Yollarda gezenler eksik de il. Renkli bir lo lu un aras%nda, güzel gençler,
dü lerimize giren periler gibi dola yor. Yerden gö2e, gökten yere uçu an bak lar m, en küçük bir
güzelli i kaybetmekten ürküyor.
… >ükufe Nihal Ba ar,Türk Dili Gezi Özel Say s s.644-645.
85
Bu metin yukar daki kullanmal k metin ile ö retilmeye çal lan yer belirten
sözcüklerin ö retiminin yan nda anlama anlatma etkinliklerini de yo un olarak
içerecek ileri bir düzeyde dil becerisinin daha yetkin kullan m için yararl d r.
Yabanc dil ö retimde metin kullan m nda belirli yap lar n ö retilmesini
sa lamak d nda kullanmal k ve basitle tirilmi metin kullan m sak ncal
görülebilir. Çünkü bu metinler do al dilin yans t c lar de illerdir. Dil ö renicisi dili
kullan m boyutunda ö renmeyi amaçlad ndan gerçek hayatta kar la abilece i
özgün metinlerle derslerde kar la mal böylece ö rendi i dili günlük hayat nda da
kullanabilir duruma gelmelidir.
Dil ö retiminin temel araçlar ndan say lan metinler özellikle anlama
etkinliklerinde (okuma ve dinleme) s kça kullan l rlar. Dilin temel ö elerini
dü ündü ümüzde metinler dil ö retiminin tüm a amalar nda kullan labilirler. Ancak
kullan lacak metinlerin seçiminde dikkate al nmas gereken baz ölçütler vard r. Bu
ölçütleri öyle s ralayabiliriz:
Metinle ilgili ölçütlerde ise öncelikle metnin dil, içerik ve sözcükler yönünden
hedeflere ve ö renci düzeyine uygun olmas gerekir. Henüz temel düzeyde olan bir
ö renciye dil bak m ndan karma k bir metnin sunulmas ö rencinin ö renme h z n
dü ürebilir ve ö renmeye kar olumsuz tutum geli tirmesine neden olabilir. *çerik
yönünden ise metnin ö renci düzeyine ve ilgilerine uygun olmas ö renmeyi
kolayla t rabilir.
“Metin türleri, bir dil toplulu u içinde ya ayan bireylerin ileti im kurmalar n
sa layan metin olu turma örnekleridir. Yabanc dil ö renmenin en önemli
amac , ileti im kurmak oldu una göre, sözcükler ve dilbilgisel yap larla birlikte
metin türleri de yabanc dil dersinde ele al nmal d r. Çünkü metin türleri içinde
yer ald klar dilin konu uldu u toplumun geçirdi i tarihsel, kültürel, sosyal
geli melerin etkisiyle ekillenmi tir. Bu nedenle de metin türlerine özgü
özellikleri bilmek, hem ana dilinde hem de yabanc dilde iyi kurgulanm
metinler üretmek aç s ndan son derece önemlidir. E er yabanc dildeki bir metin
türü, ö rencinin ana dilinden farkl bir biçimde kurgulan yorsa ve ö renci bu
konuda yeterli bilgiye sahip de ilse, yabanc dilde metin üretirken ana dilinin
etkisinde kalacak; büyük bir olas l kla ba ar l bir metin yaratamayacakt r”
(2005:62).
Hedef ve yöntem ile ilgili ölçütlerde ise öncelikle seçilen metnin dil ve ileti im
aç s ndan e itim hedeflerine uygun olmas gerekir. Ö rencinin bilmedi i yap lar n ve
sözcüklerin kullan lmamas na dikkat edilerek ö rencinin ileti im ihtiyac n
kar lamaya yönelik metinlerin uygun ba lamlarda sunulmas daha yararl görülür.
“Genel olarak dil e itiminde oldu u gibi, Türkçenin yabanc dil olarak
ö retilmesinde, ö rencinin dili ö renme amac ile kendisine bunu en kolay
biçimde sa layacak olan beceri ili kisini iyi saptamak ve bu beceriyi en etkin
biçimde i lerlik kazand racak olan sözcük ve dilsel yap lar içeren metinleri
a amal bir düzenleme içinde ö renciye sunmak, hem ö renciyi hem ö retmeni
amac na ula t r r” (Rona ve Dedes, 1999:73).
Derste kullan lan metnin her yönüyle (içerik-yap ) s n f içi etkile imi
sa lamas na özen gösterilmelidir. Bu etkile im ö renci- ö retmen, ö renci- ö renci
aras nda dü ünülenlerin rahatça söylenebilmesi ve dil becerisinin rahat bir ekilde
88
Bu s ralanan ölçütler d nda genel metin kullan m d nda bir alana yönelik
olarak okuma metinlerinin seçimi konusunda Day, u ölçütleri belirtmi tir:
Metnin politik uygulu u ö rencilerin aras nda görü ayr l olu turmayacak
biçimde seçilmesi bak m ndan önemlidir. Ö renciler aras nda görü ayr l
yaratmayan biçimde seçilen metinler yoluyla dersin amaçlar na uygun bir ö retim
etkinli ine gidilebilir. Di er durumda ise dersin amaçlar n n önüne geçen tart malar
do abilir.
Yabanc dil ö retiminde kullan lan metinler dersin temel araçlar ndand rlar. Bu
90
nedenle yukar da belirtildi i gibi seçimi özenle yap l r, seçim s ras nda ö renci,
ö reten, konu ve yöntemler göz önünde bulundurulur.
Özgün metinlerin içinden yaz nsal metinlerin kullan m ve seçimi ise apayr bir
özen gerektirir. Çünkü yaz nsal metinler günlük ya am n d nda geli tiklerinden
kendilerine özgü bir dilleri vard r. Bu nedenle kullan lacak olan yaz nsal metinlerin
güncelli ini yitirmemi , kullan m s kl yüksek metinlerden seçilmesi ö renci
bak m ndan daha yararl görülür. “Yaz nsal metinlerin yabanc dil ö retiminde
kullan lmas nda en yararl yön yaz nsal metinlerin dil çal malar n belli bir ba lama
dayand rmas d r” (Özünlü, 1983:183). Belli bir ba lama dayand r lan metin yoluyla
ö rencinin metni anlamland rmas daha kolay ve kal c olabilir. Ayr ca ö renciler
yaz nsal bir metinde kar la t klar bir olay gerçek dünyaya ta yarak “s n fta
canland rabilirler ve önceden ö renmi olduklar dil yap lar n kullanabilirler”
(Özünlü, 1983:183). Metinlerin seçimi konusunda dikkat edilmesi gereken di er bir
91
nokta da metinlerin içerik bak m ndan ö renciye uygun olmas d r. “Edebi metinlerle
yabanc dil dersinin gerek kuram gerekse uygulama düzleminde uzla maya var lan
ortak nokta, malzeme seçiminde ö rencinin dil seviyesi ve sosyal dünyas yla uyu an
edebi metinlerin derste i lenmesinin gerekti i olmu tur” (Ünal, 2005:206). Her
yaz nsal metin dil ö retiminde kullan lmaya elveri li olmayabilir. Bu seçim
ö retmenler ve uygulay c lar taraf ndan özenle yap lmal d r.
Dil ö retimi s ras nda yaz nsal bir metni kullan rken göz önünde
bulundurulmas gerekenleri Özünlü öyle belirtmi tir:
Yaz nsal metinler üretildi i toplumun pek çok ö esini içinde bar nd r rlar. Bu
nedenle de o toplum hakk nda hem bilgi ta rlar hem de toplumun de erlerini
aktar rlar. Yabanc dil ö retiminde bu metinler kullan larak ö rencinin dili
ö renmesinin yan nda toplumu da tan mas na da olanak sa lanabilir. Yaz nsal metin
kullan m n n yabanc dil ö retimindeki yararlar n Özünlü u maddelerde s ralar:
“1.Yaz nsal metinler yaln z dilde okuma yetene inin de il, i itme, konu ma ve
yazma yetene inin de geli mesine yard mc olurlar.
2.Yaz nsal metinler ya am içindeki olaylar ve deneyimlere ili kin genel bir
anlama ve bilgi edinme olana verirler.
3.Yaz nsal metinler toplumsal ve ki isel geli melerin alg lanmas ve
özümlenmesinde yard mc olurlar. Okuyucular n duygusal özelliklerine göre
onlar n kültürel ve e itim yönünden geli melerini sa lar.
4. Yaz nsal metinler irdeleme ve özümleme yeteneklerini de verirler”
(1983:184).
Yeni bir dili ö renirken bir taraftan da bu yararlar n ö renciye kazand r lmas
ö rencinin toplumu anlamas n kolayla t rabilir, kültür ö elerini fark etmesini
sa layabilir. “Edebi metinlerden hareketle ö renci yaln zca dil becerilerini
geli tirmekle kalmaz, ayn zamanda ö rendi i dilin kültürünü de tan ma ve ö renme
olana n bulur. Bu sayede dil ö reniminin ba l ca ko ullar ndan biri olan kültürler
92
aras ileti im ders ortam nda somut olarak hayata geçirilebilmektedir” (Ünal,
2005:204).
Yabanc dil ö retiminin yazma ö retiminin ilk basamaklar nda yer alan
betimleme yapma çal malar Türkçenin yabanc dil olarak ö retimindeki yazma
93
Daha ileri düzeydeki ö renciler için de yine anlat mlar n n içine nerede
betimleme kullanacaklar na ili kin çal malar yapt r labilir. Yaz l anlat m
becerilerinin geli tirilebilmesi bak m ndan metin tamamlama çal malar , resim ve
betimleyici metin e li inde yap ld nda ö renci tamamlanacak bölümlere yönelik
resimdeki bilgileri kullanabilir.
Her metnin kendine özgü bir dilsel yap s vard r. Betimleyici metinler de
kendilerine özgü bir dilsel yap ya sahiptirler. Bu dilsel yap lar belirlenerek (her
metinde farkl bir yap öne ç kar larak) dilsel yap lar n ö retimine yönelik etkinlikler
94
Dil ö retiminin son a amalar nda yer alan dildeki anlamsal olgular n (söz
sanatlar n n) ö retimi çok karma k bir süreç olarak görülür. Bu süreçte
betimlemenin içinde kullan lan söz sanatlar ilk olarak ö renciye sunulursa bu
olgular ö renilmesi kolayl kla sa lan labilir. Çünkü betimlemeler temelde sade ve
anla l r metinlerdir. Yazma ve okuma sürecinde anlamland r lmas daha kolay
oldu u için betimleyici metinler ilk a amada tercih edilir. Bunu göz önünde
bulundurarak anlam olgular n da ilk olarak betimleyici metinlerle verebiliriz.
*leti imsel yakla m n ortaya ç k kendinden önceki yakla mlarla ili kilidir.
96
“Bu yakla mdan önceki yakla mlarda yap lan gözlemlere göre derste do ru bir
biçimde tümce üretebilen ö rencinin s n f d nda ö rendiklerini tam olarak
uygulayamad görülmü tür” (Larsen-Freeman, 2000: 121). Ö renilen bilgilerin
uygulamada verimli bir biçimde kullan lamamas sorunu belirlenmi tir. Bu uygulama
eksikli i de yeni bir yakla m n olu mas n sa lam t r.
*leti imsel yakla m yabanc dil ö renen bireylerin ö rendikleri dili günlük
ya amda yeterli oranda kullanamamalar n n belirlenmesi üzerine olu mu tur ve öyle
tan mlan r: “*leti imsel bir dil ve dil kullan m modelini seçerek, ö retim biçiminin,
araç-gereçlerin, ö retmen ile ö renci rolleri ve davran lar n n, s n f içi etkinlikler ile
uygulamalar n ona göre düzenlenmesi ileti imsel yakla m ad n al r” (Demircan,
1990: 249). Dil ö retiminin temel ö eleri ve malzemeleri tamamen ileti im göz
önünde bulundurularak düzenlenir.
Dil ö retim yakla mlar belirli dil kuramlar na dayan rlar. *leti imsel
yakla m n olu umunda çe itli dayanaklar vard r. “*leti imsel dil ö retimi, dil
ö retiminin hedeflerini ileti imsel yeteneklerle birle tiren ve dil ile ileti imin
kar l kl ba ml l n ele alan ileti imsel yakla m n kuramsal bak aç s na
dayan r” (Larsen-Freeman, 2000: 121). Yani dil ö retim etkinlikleri dilin ve
ileti imin kar l kl ba nt s göz önünde bulundurularak düzenlenir. Ayr ca
“*leti imsel yakla m n dayand temel ilkeler bir yandan dilin yap s (dil ve beyin
ili kisi), öte yandan dil kullan m (dil ile toplum ili kisi) üzerinde yap lan
çal malardan do mu tur” (Demircan, 1990:249-250). *leti imsel yakla mda
vurgulanan dil ö reniminin kurallar n ö renimi olmad önemli olan n bu kurallar n
uygulanabilirli inin oldu udur. Ö rencilere sadece kurallar n bilgisinin verilmesi dil
ö retiminin sa l kl olmas n engelleyebilir. Dilin hem zihinsel olu umunun hem de
toplumdaki kullan m n n bir arada verilmesi bütüncül olarak daha olumlu görülür.
bölümü dilin kullan m bilgisi olu turur. Bu nedenle ö renciler dilin biçim anlam ve
kullan m bilgisine ihtiyaç duyarlar” (Larsen- Freeman, 2000:130). Bu biçimsellik ve
anlam, kullan m üçlüsünü dilbilgisel bir yap üzerinde uygulanmas n Larsen
Freeman öyle gösterir:
*leti imsel dil ö retimini kullanan bir ö retmenin, ö rencilerin hedef dilde
ileti im kurmalar n sa lamak amac yla, ö renciye dilin ileti im için gerekli olan
biçim bilgisini, anlam n ve dilin kullan m alanlar n ö retmesi gerekli görülür. Dil
ileti imin kurulmas n sa larken farkl biçimlerde farkl anlamlarda ve farkl
kullan mlarda görülebilir. Ö retmen ö renciye as l olarak dilin kullan m n ö retirse,
ileti im becerisi ö rencide gerçekle ebilir. Esas olan kullan md r ve bu nedenle de
derslerde ö renci merkezli bir uygulama seçilir.
*leti imsel yakla mda ö renci ö retmenin yönlendirdi i bir konu hakk nda
dü üncelerini aç klayabilir, di er ö rencilerle tart abilir. Bu etkinlikleri yaparken
sürekli hedef dili kullan r. Dili, dilbilgisel do rulu unu göz önünde tutmayarak,
ileti imi sürdürebilme durumunu, kendini anlatma ve kar dakini anlama durumunu
göz önünde bulundurarak kullan r.
Derste ileti im s ras nda yap lan yanl lara ve/ya da görülen eksikliklerde
ö retmen taraf ndan ileti imi kesecek bir düzeltme ya da tamamlama yap lmaz.
“Biçimsel hatalar, ak c l k temelli etkinlikler s ras nda görmezden gelinebilir ve
ileti im becerilerinin geli iminin do al bir sonucu olarak görülebilir” (Larsen-
Freeman, 2000:132). Ö retmen görülen hata ve eksiklikleri ba ka bir bölümde ya da
derste hissettirerek ö rencilerle payla r. Böylece ö rencilerin ileti im güdüleri
azalt lmam olur. Ayr ca ileti imin do al ak da kesilmeyece inden dilin kullan m
ö rencinin kendini engellemesine yol açacak nedenlerden uzakta sa lanm olur.
bir bilgisi söz konusu de ildir. Hangi ileti imde nas l bir sürecin geli ece ini
bilmemesi ö rencinin derse kar olan ilgisinin süreklili i aç s ndan önemlidir. Bu
bilgi bo lu u sayesinde, ö renci bu bo lu u doldurmaya çal aca için, ders ö renci
için s k c olmaktan kurtulabilir.
Seçim: *leti imsel etkinliklerde ileti ime kat lmada ya da sorulan bir soruya
yan t vermede ö rencinin seçme ans vard r. Bu seçim sadece anlamsal bir durum
de ildir. Ö renci biçim, anlam ve kullan m bak m ndan istedi i yap da bir tümce
seçebilir. *leti imin devam n seçilen tümce belirleyecektir. Bu seçim ans
ö rencinin dilde biçimsel olarak do ru tümceler olu turup, ileti imsel etkinliklerde
yetersiz kalmas n büyük oranda engelleyebilir.
Geri Bildirim: *leti im tek tarafl gerçekle ebilecek bir etkinlik de ildir. Bu
nedenle, kurdu umuz tümcelerin ileti im kurmaya elveri li olup olmad n , ileti imi
devam ettirip ettirmedi ini ancak kar dan gelecek bildirim yoluyla ö renebiliriz.
*leti imsel becerilerin içinde tüm ileti im yöntemleri bulundu u için bu bildirim
sözlü ve yaz l olabilece i gibi beden dili kullan larak yap lan bir bildirim de olabilir.
Toplumsal ileti im etkinliklerinde ise yap lan etkinlikler birden fazla ki iyi
gerektirir. Al c ve vericinin yüz yüze bulundu u do al ileti im ortam yarat lmaya
çal l r. Bu etkinlikler, kar l kl konu ma, diyalog, görü me, rol yapma, benzetim,
akal oyun, haz rl ks z konu ma, tart ma gibi etkinliklerden seçilebilir. Bu
etkinliklerde ö renci, ö rendi i dili toplum içinde, toplumla birlikte nas l
kullanaca n ö renir.
Metinlerin ileti imin önemli bir boyutunda yer ald klar n daha önce
belirtmi tik. Her metin tipinin ve türünün ileti im içinde farkl kullan m
alanlar olabilir. Metin tiplerinin her birinin ayr i levleri oldu unu da
çal mam z n önceki bölümlerinde belirtmi tik. Biz çal mam z n bu
103
Betimleme ileti imsel etkinliklerde çok yer almayan bir metin tipi gibi
görünse de, daha önce belirtilen betimlemenin al c ya dönük i levlerini (bilgi
verme, anlatma, ikna etme) göz önünde bulundurdu umuzda ileti im de erini
daha iyi görebiliriz. Betimleyici metinler Littlewood’un belirtti i i levsel
etkinliklerde ileti imsel malzeme olarak kullan labilirler. Ö rencinin ö retim
malzemesini genellikle kendisinin düzenledi i bu etkinliklerde birden çok
ö renci de birlikte çal abilir. Bu çal ma s ras nda da betimleyici metinler
yönlendirici ya da farkl özelliklerle etkinlikte yer alabilirler.
Dil ö retiminde önemli bir basamakta yer alan sözcük ö retimi her
yakla ma göre de i ik etkinliklerle düzenlenir. Çal mam z s ras nda bu
106
KAYNAKÇA
A. SÖZLÜKLER
B. K TAPLAR
C. MAKALELER
KUDAT, C. (1996) “Yabanc Dil Ö retiminde Yaz nsal Metin Kullan m ” Ankara
Üniversitesi Tömer Dil Dergisi, (43), 32-41.
ONURSAL, *. (2003) “Türkçe Metinlerde Ba da kl k ve Tutarl l k”, Günümüz
Dilbilim Çal malar , Yay na Haz rlayanlar: Prof.Dr. Ay e K ran, Doç.Dr.
Ece Korkut, Dr. Suna A ldere, Multilingual Yay nlar , Dilbilim Dizisi, 2003,
*stanbul, ss.121-132.
ÖZÜNLÜ, Ü. (1983) “Yabanc Dil Ö retiminde Yaz nsal Metinlerin Yeri ve
Kullan lmas ”, Türk Dili Dergisi Dil Ö&retimi Özel Say s , (379-380), 176-
190.
PARSA, A. F. (2004) “*mgenin Gücü ve Görsel Kültürün Yükseli i” Anadili
Dergisi (33), 59-71.
RONA, B.; DEDES, G. (1999), “Dil E itiminde Amaç- Beceri Metin- Yap
*li kileri” Ankara Üniversitesi Tömer Dil Dergisi, (82), 67-73.
SUNEL, H. A. (1983) “Yeni Romanda Öge De i iklikleri” FDE, Hacettepe
Üniversitesi Yaz n ve Dilbilim Ara t rmalar Dergisi, say : 12, 1983,
Ankara, s. 83- 93.
UZDU, F. ; GÜNAY, V. D. (2008) “Betimleyici Metinler Yoluyla Yer
Belirteçlerinin Ö retimi”, Uluslararas Türkçe E&itimi ve Ö&retimi
Sempozyumu.
ÜNAL, Ç. (2005) “Yabanc Dil Ö retiminde Edebi Metinler: Yenilikçi Yakla mlara
Geçi Süreci ve Gerekçeleri”, H.Ü. E&itim Fakültesi Dergisi, Say : 29, 203-
212.
D. NTERNET KAYNAKÇASI
E. ÖRNEKLER N KAYNAKÇASI
1. EK
OKUMA ETK NL
OTURMA ODASI
……………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………..
115
FARKLAR
Oturma odas Bu oda
;ömine var ;ömine yok
BENZERL/KLER
Oturma odas Bu oda
116
2.EK
D NLEME ETK NL
SIFAT TAMLAMALARI
Bir ad n önüne gelerek onu niteleyen ya da belirten
sözcükler s fatt r.
Niteleme de ad n rengi, durumu, biçimi gibi özellikleri
belirtilir.
SIFAT S M
Sar Saç
Küçük Kz
Kahverengi Örtü
Mavi Elbise
K rm z Ba"l k
Beyaz Yakal k
Pembe Çorap
K rm z Ayakkab
Sar Sepet
Beyaz Örtü
Ye"il Kavanoz
Yuvarlak Ekmek
Ye"il Yaprak
beyaz Çiçek
3.Nesi Var?
3.EK
B Ç M
KULLANIM
1.A"a daki metni inceleyiniz, yer yön belirten sözcüklerin alt n çiziniz.
gezenler…
Saat geceye do ru ilerliyor. Güne" uykuya yat r lm ", ama bir türlü
uyumak istemeyen, ikide bir h rç n elleriyle cibinli ini çekip açan yaramaz
bir çocuk gibi ara s ra bulutlar s y rarak ufkun her kö esinden pembe
pembe gülüyor.
Birdenbire çamlar n bir kö esinde k z ll k geni"ledi, gün do uyor
sand m. Saate bakt m, daha on bir. Anla" lan, tren biraz yükselmi"ti.
Bir istasyonda, koyu k rm z kadife kasketli, koyu lacivert giysili, a r
duru"lu güzel bir genç k z: /stasyon memuru… Yolun kenar na konulmu"
biblo gibi bir "ey…
Tren kalk yor. Yine parklar, bahçeler, köyler, kentler geçiyoruz. Hep
o düzgünlük, hep o temizlik ve güzellik… Yollarda gezenler eksik de il.
Renkli bir lo"lu un aras nda, güzel gençler, dü"lerimize giren periler gibi
dola" yor. Yerden gö e, gökten yere uçu"an bak "lar m, en küçük bir
güzelli i kaybetmekten ürküyor.
;ükufe Nihal Ba"ar
Girmek a a
Ç kmak sa a
nmek geri
Gitmek ileri
Dönmek çepeçevre
Sarmak sola
Durmak içeri
Bakmak d ar
Seyretmek yan yana
E ilmek ortada
123
4.EK
YAZMA ETK NL
rengi
……………………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………………………..
124
5. EK
Co rafya
Deniz Okyanus
Da Vadi
Doruk Yamaç
125
c. ç.
Hava olaylar