You are on page 1of 4

ide OKULLARI 05.01.

2018
5. SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ
HAFTA SONU ÖDEVİ
(ÖYKÜ ANALİZİ: TOLGA GÜMÜŞAY/ZAMANE PİNOKYOSU)

ZAMANE PİNOKYOSU
Kentin daracık, tarihi sokaklarından birinin köşesindeki sevimli dükkanı, tıpkı
babası ve dedesi gibi her sabah gün ağarmadan açardı. Kahve makinesini çalıştırırdı ilk
iş. İlk yudumun ardından raflara dizili irili ufaklı yüzlerce Pinokyo’nun tozunu almaya
başlardı. Hassastı bu konuda. Pinokyo dediğin çapaksız, çentiksiz, pürüzsüz olmalı;
gövdesi elma şekeri gibi kıpkırmızı, pırıl pırıl parlamalıydı.
Toz alma işi bitince kapının önünü süpürür; kafesini henüz açmakta olan komşusu ve
kiliseye doğru yürüyen rahibelerle selamlaşırdı. Hediyelik eşyacı, dondurmacı ve antikacı
ortalıkta görünmezdi sabahın o saatlerinde.
Dükkanına döndüğünde kırmızı önlüğü ile yakın gözlüklerini takar, tezgahın başına geçer,
yarım kalmış tahta parçasını eline alır, incelemeye koyulurdu.
Konuşurdu tahtayla. “Ağacın canı vardır.” derdi, babası. “Damarları, kıvrımları, rengi,
nemi, kokusu, sertliği ile o da konuşur seninle. Dinlemeyi bilirsen yol gösterir. Yardımcı olur ancak o zaman gerçek bir
Pinokyo yapabilirsin. Diğer türlüsünü fabrikalar yapıyor zaten, senden çok daha hızlı ve ucuza.”
Bir eline önceki gün kabaca şekillendirdiği tahtayı, diğerine kurşun kalemini aldı. “Nasıl devam edelim?” diye sordu
şefkatle. Sabahın bu saatlerinde, kent henüz uyanmamışken tahtanın sesi daha işitilebilir oluyordu.
Kalemini dikkatle havada tutarak işaret bekledi. İşaretin ancak beklemeyi unuttuğu an geleceğini bile bile…
Dışarıda yağmur çiselemeye başladı. Oldum olası yağışlı havalarda çalışmaya bayılırdı. Babası nemin tahtaya iyi
gelmediğini söylerdi gerçi. Ama sokaklar yıkanmış, ıssızlaşmışken dükkanın vitrinini tıkırdatan yağmur taneleri onu
düşünmekten kurtarıp tıpkı elindeki ağaç dalı gibi doğanın bir parçası olduğunu hatırlatırken kendini koca evrende
yapayalnız ve bir o kadar da her şeyle iç içe hissederdi. Öyle zamanlarda elleri adeta bağımsızlığını ilan eder, tahta ile
bütünleşir, yağmur dindiğinde onu bile hayrete düşürecek ustalıkta kuklalar yaratmış olurdu.
Yağmur şiddetini artırmış, bulutlar bir ara aydınlanmaya yüz tutmuş gökyüzünü büsbütün karartmıştı. Gepetto hala
elinde kalemiyle, yakın gözlüklerinin üstünden dikkatle tahtayı süzüyor, bir işaret bekliyordu.
Derken belli belirsiz sola döndü tahta. Gepetto kalemi ile sağ ve sol bacakların enini ölçtü. Sol bacak yarım santim kalındı.
Hemen fazlalığı işaretledi.
“Başka?” diye sordu, sakince. Üç yağmur tanesi düştü camekana arka arkaya “Pıt… pıt… pıt.” diye. Gepetto gülümseyerek
fark etti, Pinokyo’nun üçüncü düğmesinin çevresini henüz oymadığını. Hemen ikinci düğmenin altına bir yuvarlak çizdi.
Sol eli üst kısmına kaydı tahtanın. Tam külahın sınırlarını çizmeye hazırlanıyordu ki tahtanın baş kısmı önce sağa, sonra
sola doğru hafifçe kıpırdayarak, bunu reddetti.
“Ne istiyorsun peki kuzum?” diye sordu Gepetto.
“Başka türlü bir şapka…”
Fısıldayan çocuk sesi Gepetto’nun gülümsemesine neden oldu. Sokağı göz ucuyla kontrol ederek, devam etti:
“Ama yüzyılı aşan bir geleneğimiz var burada. Pinokyo’nun başında külah olur.”
“Ama ben herhangi bir Pinokyo olmak istemiyorum.” diye karşı çıktı aynı ses.
Gepetto başını kaşıdı. İlk kez böylesiyle karşılaşıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra dudağının kenarında babacan bir
gülümseme ile konuşmaya başladı:
“Bak… Müşteriler bu dükkana beğenmediğin o Pinokyo’lardan birine sahip olmak için geliyorlar çünkü dünyanın dört bir
yanından insanlar küçük yaşta Pinokyo’nun hikayesini dinlediler. Kitabını okudular. Çizgi filmini izlediler ve aslında onlar
kuklaya ilgi duydukları için değil, çocukluklarına ait bir parçayı evlerine götürmek için bizim Pinokyolarımızdan birini satın
alıyorlar… Kısacası, insanlar daha ilginç şapkalı, daha farklı giysili, daha havalı bir kukla değil, çocukluk arkadaşları
Pinokyo’nun bir kopyasını istiyorlar.”
“Bana hep onların ne istediğini anlatıyorsun. Peki, ya ben onların istediği gibi bir Pinokyo olmak istemiyorsam…”
“O zaman kimse seni satın almaz. Dünyayı göremeden, bu dükkanın raflarında kurur gidersin.”
“Kişiliksiz bir kopya olarak, kendini kandıran bir müşterinin biblosu olacağıma burada seninle kalmayı tercih ederim.”
“Ama ben o aşağıladığın Pinokyolar ve kendini kandırdığını söylediğin müşteriler sayesinde bu dükkanın kirasını
ödeyebiliyor, seni var edebilecek ağaç ve alet edevatı satın alabiliyorum.”
“Anlıyorum, Gepetto ve bu döngüde emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyorum ama ben sıradan bir Pinokyo
olmak istemiyorum.”
“Nasıl farklılaşmayı düşünüyorsun peki?”
“Beyzbol şapkası takmak istiyorum mesela.”
“Başka?”
“Spor ayakkabı olabilir.”
“Eee?”
“Şu düğmeli eski zaman giysisi yerine de daha rahat bir şey… Tişört mesela.”

1
“Bu kadar mı?”
“Hayır. Son bir isteğim daha var.”
Yağmur şiddetini iyice artırmıştı. Hava hala karanlıktı.
“Burnum küçücük olacak. Seninki kadar.”
“Bu olanaksız işte!”
“Nedenmiş?”
“Pinokyo’yu Pinokyo yapan şey, var oluşunun özü; külahı, giysisi, ayakkabısı hatta tahta oluşu bile değil… Burnu da o
yüzden…”
“Sevgili Gepetto… Bana hep geçmişten bahsediyorsun. Bu yüzden baban dedenden, sen de babandan farklı hiçbir şey
yapmadınız hayatınız boyunca. Bu yüzden benim de sizler ve bu tezgahtan geçen binlerce Pinokyo kopyası gibi
davranmam gerektiğini söyleyip duruyorsun.”
“Bak dostum…”
Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti Gepetto. “İnsanoğlunun yeniliklere olduğu kadar değişmeyen bazı şeylere de
ihtiyacı vardır ve benim ailem…”
“Bana ailenden bahsetme lütfen Gepetto. Kendinden bahset. Hiç mi içinden geçmiyor sana ait bir eser, bu dünyadan
geçtiğine dair sana özgü bir iz bırakmak?”
“Kimin içinden geçmez? Ama yeniliklerden başı dönmüş, hiçbir şeye tam olarak yetişememekten ötürü kaygı ve
yetersizlik duyguları içine düşmüş insanların; tıpkı asırlık çınar ve zeytin ağaçları gibi, Roma tapınak ve çeşmeleri gibi, her
defasında aynı sıcaklıkla onları karşılayan anneleri gibi bazı değişmezlere, naifliklere, korunmuşluklara ihtiyacı var. Hem
de her zamankinden daha çok… Bu ihtiyaca yanıt vererek onların hayatlarında küçük de olsa bir iz bırakmış olmuyor
muyum sence?”
“Ah, Gepetto! Bana sürekli başkalarına adanmış bir hayattan söz ediyorsun. Bense içimden gelenlerden… O üstüne
titrediğin topluluk mutlu olacak diye ben neden ahlaksız doğayım ve hep öyle kalayım ki?”
“Ne demek istiyorsun?”
“Pinokyo’nun neden burnu uzar?”
“Yalan söylediği için.”
“Yani senin deyişinle geleneksel bir Pinokyo’nun varoluşunun temel özelliği yalan söylemek.”
“Evet, onu var eden en belirgin farklılık bu.”
“Yani insanlar kolayca fark edip satın alsın diye sen beni uzun burunlu yaratmak istiyorsun ve hayatım boyunca beni
yalancılığa mahkum ediyorsun.”
Gepetto kalemi masaya bıraktı. Tahta, derin bir iç çekerek devam etti:
“Bak, Gepetto. Ben yalancı bir kukla olarak doğmak istemiyorum. Ayrıca hayatın yalnızca doğru ve yalan üzerine
kurulamayacak kadar zengin olduğunu düşünüyorum.”
“Nasıl bir zenginlikmiş bu?” diye mırıldandı Gepetto.
“Hayal kurmak mesela… Doğru mu yalan mı? Bir tahta ile konuşuyorsun dakikalardır. Bunu birine anlatsan yalancı deyip
keser atarlar. Pinokyo olsan burnunu uzatırlar ama unutma ki şu an sıkıcı bir tahtadan Pinokyo yontan, dürüst ve sıkıcı
bir usta da olabilirdin.”
Gepetto kalemi kulağının arkasına koydu. Yağmur şiddetini azaltmış, dinmeye yüz tutmuştu. Hava yeniden
aydınlanıyordu. Gepetto yorgun bir tonlamayla:
“Ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu.
“Beni benim istediğim gibi yap.” diye yanıtladı tahta.
“Sonra?”
“Beni satma.”
“Büyük büyük dedemin ilk Pinokyo’su gibi sen de benim oğlum mu olmak istiyorsun?”
“Arkadaş olalım istersen. Senin de ihtiyacın var gibi hem.” dedi Zamane Pinokyosu.
Gepetto gülümsedi. Tahta devam etti:
“Yağmurlu sabahlarda yalanlardan ve gerçeklerden, insanlardan ve kuklalardan konuşuruz. Ne dersin?”
Gepetto’nun gülümsemesi genişledi. Başını sallarken:
“Anlaştık.” dedi. “Şapkanla burnunu nasıl yapıyorduk şimdi?”
“Şapka: Beyzbol. Burun: Seninki gibi.”
Hava aydınlandı aniden. İçeri bir grup turist girdi. Gepetto tahtayı tezgaha bırakırken gülümsemesine engel olmaya
çalışıyordu.

-Kareli Öyküler’den-

TOLGA GÜMÜŞAY

2
SÖZCÜĞÜN GÜCÜ
1.Metinde anlamını bilmediğiniz sözcükleri aşağıdaki tabloya yazınız, metin bağlamından tahmin ettiğiniz anlamını
ve sözlük anlamını da yazınız.
Sözcük Tahmin ettiğim anlamı Sözlük anlamı

2. Metinde geçen anlamını bilmediğiniz deyimleri ve sözlük anlamlarını yazınız.


.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................
................................................................................................................................................................................................

DÜŞÜNÜYORUM

1.Aşağıdaki öykü haritasını “Zamane Pinokyosu” öyküsüne göre doldurunuz.

Öyküdeki
Ana Olay

Olayların
geçtiği yer
ve zaman
Ana karakter
ve varlık
kadrosunun
özellikleri

2. “Zamane Pinokyosu” öyküsünde “hava durumundaki değişim” ile (yağmurun çiselemesi, şiddetlenmesi, durması vs.)
“yaşanan olaylar” arasında nasıl bir ilişki vardır, açıklayınız.

.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................

3
3. Yazar, bu öyküde Pinokyo’ya neden “Zamane Pinokyosu” adını vermiştir, açıklayınız. (İpucu: Klasik dünya
masallarından biri olan orijinal Pinokyo masalı ile bu öyküdeki Pinokyo’nun kişilik özelliklerini karşılaştırmak bu
sorunun yanıtını bulmada size yardımcı olacaktır.)

.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................

4. “Zamane Pinokyosu” metnindeki Gepetto Usta’nın “üç” kişilik özelliğini metinden göstereceğiniz kanıt cümlelerle
açıklayınız.


5. Aşağıda “Zamane Pinokyosu” öyküsünden alınan cümleleri, taşıdıkları anlamla tablo üzerinde eşleştiriniz.
(İpucu: Cümle içinde koyu renkle yazılmış sözcük ve ifadeler, cümlenin taşıdığı anlamı bulmanızda size yol
gösterecektir.)

CÜMLELER TAŞIDIKLARI ANLAM


1) Yani insanlar kolayca fark edip satın alsın diye sen beni uzun burunlu a) Koşul (şart) anlamı taşıyan cümle
yaratmak istiyorsun
2) “Arkadaş olalım istersen. Senin de ihtiyacın var gibi hem.” dedi b) Karşılaştırma anlamı taşıyan cümle
Zamane Pinokyosu.
3) Pinokyo dediğin çapaksız, çentiksiz, pürüzsüz olmalı; gövdesi elma c) İçinde “düşüncenin yönünü
şekeri gibi kıpkırmızı, pırıl pırıl parlamalıydı. değiştiren ifade”nin yer aldığı cümle
4) Müşteriler bu dükkana beğenmediğin o Pinokyo’lardan birine sahip d) Amaç sonuç anlamı taşıyan cümle
olmak için geliyorlar.
5) Anlıyorum Gepetto ve bu döngüde emeği geçen herkese teşekkürü e) Benzetme anlamı taşıyan ifadenin
bir borç biliyorum ama ben sıradan bir Pinokyo olmak istemiyorum. geçtiği cümle
6) Evet, onu var eden en belirgin farklılık bu. f) İnsan dışı bir varlığın konuşturularak
kişileştirildiği cümle
7) Dinlemeyi bilirsen yol gösterir. g) İçinde “açıklayıcı ifade” geçen cümle
8) Kısacası insanlar (...), çocukluk arkadaşları Pinokyo’nun bir kopyasını h) Özetleyici ifadenin geçtiği cümle
istiyorlar.

1 2 3 4 5 6 7 8

6. ... Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti Gepetto. “İnsanoğlunun yeniliklere olduğu kadar değişmeyen bazı
şeylere de ihtiyacı vardır.” diyen Gepetto Usta’nın sözlerine katılıyor musunuz? Hayatınızda değişmesini hiç
istemediğiniz şeyler nedir, açıklayınız.
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................

7. ... Gepetto. Kendinden bahset. Hiç mi içinden geçmiyor sana ait bir eser, bu dünyadan geçtiğine dair sana özgü
bir iz bırakmak?” diyor Zamane Pinokyosu. Sizin evrende bırakmak istediğiniz iz nedir?
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................

You might also like