Professional Documents
Culture Documents
Sebepleri:
1-İstanbul hükümeti de İtilaf devletleri tarafından Lozan Görüşmelerine çağrıldı. Bu durum, TBMM
ile İstanbul hükümeti arasında ikilik oluşturabilirdi.
2-Saltanatın milli egemenlik ilkesine aykırı olması.
3-Bazı çevrelerin hâlâ saltanat yönetimini istemesi
Açıklamalar:
1-Vahdettin saltanatın kaldırılmasından sonra güvenliğini tehlikede gördüğünden dolayı İngiltere’ye
sığındı.
2-Vahdettin’in, İngilizlerden sığınma talebinde bulunduğu mektupta “Müslümanların halifesi” imza-
sını kullanması, saltanatın kaldırılmasını kabul ettiğini gösterir.
3-Vahdettin’in halifeliği yurt dışında istismar edebileceğini düşünen TBMM 18 Kasım 1922’de
Abdülmecit Efendi’yi halife olarak belirledi.
4-Padişahın milli mücadeledeki tutumu saltanatın kaldırılmasını halk nazarında kolaylaştırdı.
Mustafa Kemal birleştirici yönünden dolayı Milli Mücadelenin ilk yıllarından saltanata açıkça karşı
çıkmadı.
5-Teşkilat-ı Esasiye kanunu padişah ve halifeyi sembolik hale getirmiştir
1
CUMHURİYETİN İLANI (29 Ekim 1923)
Cumhuriyetin İlanının Nedenleri:
1) Yeni Türk Devletinin adı ve yönetim biçimini belirlemek.
2) Devlet başkanlığı sorununu çözmek.
3) Meclis hükümeti sisteminden dolayı hükümet kurma çalışmalarındaki aksaklıkları
gidermek.
4) Ulusal egemenliğin gerçekleşmesini sağlamak.
29 Ekim 1923’te TBMM’de devletin yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.
2
3 Mart 1924’te TBMM’nin kabul ettiği bir kanunla Halifelik kaldırıldı. Osmanlı hanedanına
mensup olanlar yurt dışına çıkartıldı.
Halifeliğin kaldırılması ile;
1) Laik devlet düzenine geçişin önündeki en önemli engel ortadan kalktı.
2) Saltanatı geri getirmek isteyenlerin umutları yok olmuştur.
3) Milli egemenliğin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri kaldırılmış oldu.
4) Batı medeniyetine geçişte çok önemli bir engel ortadan kalkmıştır.
5) TBMM içte tek egemen güç olmuştur.
6) İnkılapların gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel kaldırılmıştır.
Ayrıca 3 Mart 1924’te TBMM şu inkılapları yapmıştır;
1) Eğitim ve öğretim alanında bir yenilik yaparak Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu kabul etti.
2) Şer’iye ve Evkaf Vekaleti (Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı) kaldırılarak yerine Diyanet
İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
3) Erkan-ı Harbiye Vekaleti (Savaş Bakanlığı) kaldırılarak yerine Milli Savunma
Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı kuruldu.
3
3) Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930)
1929 yılında bütün dünyayı etkileyen ekonomik bunalımdan Türkiye’de etkilendi. Yeni
ekonomik çözümlerin ortaya konması için Mustafa Kemal Paşa’nın da Fethi Okyar tarafından
Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu (12 Ağustos 1930).
Parti kurucuları Cumhuriyete ve Laikliğe bağlı olmasına rağmen, parti kısa süre içinde laiklik
ve cumhuriyet karşıtlarının toplandığı bir parti haline geldi. Parti yönetiminin kontrolden
çıkması ve durumun tehlikeli bir hal alması üzerine Fethi Okyar ve diğer parti yöneticileri
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı 17 Kasım 1930’da kapattılar.
Çok partili hayata geçilememesinin nedenleri;
1) Çok partili hayata geçiş için gerekli ortamın ve siyasi olgunluğun henüz oluşmaması
2) Yapılan yeniliklerin ve laik uygulamaların anlaşılamamış olması
3) Kurulan partilerin rejim karşıtlarının eline geçmesi ve partilerin, rejimi, milli birliği ve ülke
bütünlüğünü tehlikeye düşürmesi
4
2) Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925):
Bazı kişiler gerçekleştirilen inkılapları dine karşı bir hareket kabul ederek halkı devlete karşı
kışkırttılar. Bunun sonucu Şeyh Sait ve taraftarları Cumhuriyet Rejimini ortadan kaldırıp
saltanat ve halifeliği yeniden kurmak amacıyla Diyarbakır’ın Piran köyünde ayaklandılar. 4
Mart 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu (Sükuneti Sağlama Kanunu) çıkarıldı. İstiklal
Mahkemeleri yeniden kuruldu. Uzun süren uğraşlar sonunda Şeyh Sait isyanı bastırıldı. (19
Nisan 1925). Bu isyan Musul’un kaybedilmesine neden olmuştur.
3) Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi (16 Haziran 1926):
Cumhuriyete ve inkılaplara karşı olanlar hedeflerine ulaşmak için Gazi Mustafa Kemal’in
yapacağı İzmir gezisinde suikast planladılar. Suikastçılar 16 Haziran 1926’da İzmir’e gelecek
olan Gazi Mustafa Kemal’i öldürüp Rodos Adası’na kaçacaklardı. Ancak suikastçıları
kaçıracak olan Giritli Şevki adındaki motorcunun itirafları sonucunda suikastçılar
yakalandılar.
NO Bu suikast girişimi Mustafa Kemal
T
Paşa’nın şahsında Cumhuriyete ve
inkılaplara karşı yapılmış bir
saldırıdır.
4) Menemen Olayı (23 Aralık 1930):
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından sonra Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı Derviş
Mehmet, etrafına topladığı kişilerle İzmir’in Menemen ilçesinde isyan başlattı.
Olaya müdahale eden Menemen Karakol Komutanı Asteğmen Kubilay isyancılar tarafından
öldürüldü. Suçlular yakalanmış ve İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak idam edilmişlerdir.
5
İNKILÂPLAR
Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra yapılan inkılâpların amacı Yeni Türk Devletini
ulusal egemenliğe dayalı modern ve çağdaş bir devlet haline getirmekti. Bu amaçla birçok
inkılâplar yapılmıştır.
3) 1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılması. Osmanlı Devleti resmen sona ermiştir. Ulusal
egemenliğin önündeki en büyük engel kaldırılmıştır.
4) 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin İlanı. Halkın devlet yönetiminde söz sahibi olduğu ve kendi
kendini yönettiği yönetim biçimine geçilmiştir.
5) 3 Mart 1924 Halifeliğin kaldırılması. Laik devlet düzeninin önündeki en önemli engel
ortadan kalktı.
6
11) 3 Nisan 1930 Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının verilmesi.
12) 5 Aralık 1934 Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesi. Devlet
yönetimine katılmada kadınlarla erkekler arasında eşitlik sağlandı.
7
a) Eğitim ve öğretim birliği sağlandı. Eğitim ve öğretim hizmetleri devlet denetimine
alınarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın emrine verildi.
b) Medreseler kapatıldı. İlkokul, kız ve erkek bütün çocuklara mecburi hale getirildi.
c) Tüm yabancı ve azınlık okulları Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.
2) 2 Mart 1926 Maarif Teşkilatı Hakkında Kanunun Çıkarılması: Bu kanunla laik eğitim
anlayışı benimsenmiş, ilk ve orta öğretim müfredat programları milli ve çağdaş esaslara
göre yeniden düzenlenmiştir.
3) 1 Kasım 1928 Yeni Türk Harflerinin Kabulü
Arap alfabesinin Türkçe’nin ses zenginliğini ifade etmemesi, Türkçe’nin ses uyumuna
uygun olmaması, öğrenilmesinin ve yazılmasının zor olması nedeniyle Latin alfabesinden
alınan 29 harf, 1 Kasım 1928’de Türk Alfabesi olarak kabul edildi. Yeni Türk harflerinin
öğretilmesi için Millet Mektepleri açıldı (1928).
Cumhuriyet Döneminde, Ankara Hukuk Fakültesi (1925), Ankara Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesi (1933), ve İstanbul Üniversitesi kuruldu (1933). Yüksek Ziraat Enstitüsü, Güzel
Sanatlar Akademisi ve Devlet Konservetuvarı açıldı.
8
D) TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
9
kararlar alınmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ekonomide Devletçilik politikası
uygulanmıştır.
Kapitülasyonların ve Duyun-u
Umumiyenin kaldırılması
ekonomik bağımsızlığımızı
sağlamaya yönelik gelişmelerdir.
10
H. TİCARET ALANINDA GELİŞMELER
Ticareti milli çıkarlarımız doğrultusunda geliştirmek, iş sahiplerine kredi sağlamak ve özel
teşebbüsü desteklemek amacıyla 1924 yılında İş Bankası’nı kurdurdu. 11 Haziran 1930’da
Merkez Bankası kuruldu.
Kabotaj Kanunu çıkarılarak (1 Temmuz 1926) Türk karasularında yük ve yolcu taşıma
hakkı sadece Türk gemicilerine verildi. Denizciliğin geliştirilmesi için 1938’de Denizbank
kuruldu.
I.ATATÜRK İLKELERİ
A.TEMEL İLKELER
1) Cumhuriyetçilik:
Cumhuriyet, genel anlamıyla halkın seçmiş olduğu temsilciler eliyle devlet ve toplumu
yönettiği yönetim biçimidir. Kısaca halkın kendi kendisini yönetmesidir. Cumhuriyet
yönetiminde iktidar gücünün ve yönetim yetkisinin kaynağı millettir.
Cumhuriyetçilik; cumhuriyet yönetimini korumak, yüceltmek ve yaşatmak anlamına
gelir. Cumhuriyetlik demokrasinin vazgeçilmez şartıdır.
Cumhuriyetçilik ilkesine bağlı olarak yapılan inkılaplar şunlardır;
1) TBMM’nin açılması
2) Saltanatın kaldırılması
3) Cumhuriyetin ilanı
4) Hilafetin kaldırılması
5) Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması
6) 1921-1924 Anayasalarının yapılması
7) Siyasi partilerin kurulması
8) Takrir-i Sükun Kanunu’nun çıkarılması
9) Ordunun siyasetten uzaklaştırılması
10)Kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesi
11
2) Milliyetçilik:
Milliyetçilik, kişilerin ait oldukları milleti sevmeleri, değerlerini benimsemeleri ve milletin
mutluluğu için çalışmasıdır.
12
Halkçılık İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Medeni Kanunun kabulü
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
Sınıf, zümre belirten unvanların Soyadı Kanunuyla kaldırılması
Aşar Vergisinin kaldırılması ve Toprak Reformu
Bütün azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesi
Şapka ve Kılık-Kıyafet Kanunu
4) Devletçilik;
Devletçilik ilkesi, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlardan ve ihtiyaçlardan doğmuştur.
Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını hızlı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla
benimsenmiştir. Ekonomik bağımsızlığı amaçlar.
1) Toplumsal Devletçilik; Halkın eğitim, sağlık ve diğer toplumsal ihtiyaçlarının karşılanması
için devletin okullar, hastaneler vb. kurumları yaparak halkın ihtiyaçlarını karşılamasıdır.
2) Ekonomik Devletçilik: Uzun süren bir savaş döneminden çıkan Türk milletinin temel
ihtiyaçlarının giderilmesi için özel sektörün yeterince güçlü olmamasından dolayı bazı
büyük yatırımların ve fabrikaların devlet tarafından yapılmasıdır.
5) Laiklik:
Laiklik, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinin devlet ve siyaset işlerine
karıştırılmaması, devlet düzeninin akla ve bilime dayandırılmasıdır. Akılcılık ve bilimsellik
bütünleyici ilkedir.
13
Laiklik, hoşgörüye, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan, inançta zorlamayı reddeden bir
özellik taşır.
1) Devlet, dinler karşısında tarafsızdır. Devletin resmi dini yoktur.
2) Din, devlet işlerine ve siyasete alet edilemez.
3) Din ve mezhep ayırımı gözetmeden toplumun fertleri arasında dayanışma ve kaynaşma
sağlar.
4) Herkes din ve mezhebini seçmekte ve inançlarının gereği olan ibadetlerini yapmakta
serbesttir.
5) Din düşmanlığı yapılmaz.
6) Kişinin dini inancına, düşüncesine ve vicdan hürriyetine karışılmaz.
7) Devletin egemenlik gücü ilahi kaynaklara değil ulusal iradeye dayandırılmıştır.
8) Tüm vatandaşlar din ve mezhep ayrımı yapılmaksızın kanun ve devlet önünde eşittir
Laiklik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar:
1) Saltanatın kaldırılması
2) Hilafetin kaldırılması
3) Tevhid-i Tedrisat kanunu
4) Şeriyye ve Evkaf Vekaletlerinin kapatılması
5) Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, tarikatların yasaklanması.
6) Medreselerin kapatılması
7) 1928’de “Devletin dini İslamdır” maddesinin anayasadan çıkartılması
8) 1937’de anayasaya Laiklik ilkesinin girmesi
9) Dini kıyafetlerin giyilmesinin yasaklanması
10)Yeni Türk Alfabesinin kabulü
6) İnkılapçılık:
Devlet tarafından, çağın koşullarına göre toplumun gereksinimleri doğrultusunda
yapılan köklü değişiklik ve yenileşmeye inkılap denir.
Türk milletini ve devletini çağdaş uygarlıklar seviyesine getirmek amacıyla akla, bilme ve
çağın koşullarına göre köklü değişikliler yapmak İnkılapçılıktır. Çağdaşlaşma, Batılılaşma,
Akılcılık ve Bilimsellik bütünleyici ilkelerdir.
14
Tüm inkılaplar, İnkılapçılık ilkesi
doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.Bu
durum dolaylı olarak tüm inkılapların
inkılapçılık ilkesi doğrultusunda
yapıldığını gösterir.
B. BÜTÜNLEYİCİ İLKELER
1) Ulusal bağımsızlık: Bir milletin, başka bir devletin veya toplumun egemenliğine girmeden
bağımsız ve hür olarak yaşamasıdır.
2) Ulusal egemenlik: Devlet yönetiminde ve yapılacak işlerde sadece halkın söz sahibi
olması, halkın kendi kendini yönetmesi ve kendini yönetecek kişileri seçmesidir.
3) Milli birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü: Milletin tüm fertlerinin birbiriyle dostluk,
kardeşlik, sevgi ve saygı ile birbirine bağlanması, ortak hedeflere ulaşmak için birlikte
çalışması ve yaşamasıdır.
4) Yurtta barış, Dünya’da barış: Yurt içinde huzur ve barış içinde yaşarken aynı zamanda
uluslar arası barış ve güvenliğin sağlanmasına da katkıda bulunmaktır.
5) İnsan ve insanlık sevgisi: Yapılan tüm faaliyetlerin insanlar arasında fark gözetmeksizin
yürütülmesi ve insanlar arasında dostluk ve sevgiye önem verilmesidir. İnsanlık sevgisi
sadece kendi milletini değil tüm insanlığı içine alır.
6) Çağdaşlık ve batılılaşma: Türk toplumunu ve devletini çağdaş uygarlıklar seviyesine
eriştirmek için çağın bilim, teknik ve diğer alanlardaki gelişmelerinden yararlanmaktır.
7) Akılcılık ve bilimsellik: Yapılacak işlerin dini inançlara göre değil akla ve bilimsel
gerçeklere göre yapılmasıdır. Devlet, hukuk, eğitim, toplumsal ve ekonomik hayatın
düzenlenmesinde akıl ve bilimin asıl rehber olarak kabul edilmesidir.
15
Yabancı okulların işleyiş ve denetimini Lozan Antlaşması ile Yeni Türk Devletinin
denetimine bırakılmıştır.
1925 yılında yabancı okullarla ilgili şu düzenlemeler yapılmıştır.
1) Yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olacak, program ve eğitimleri bakanlığın
belirleyeceği esaslara göre yürütülecek
2) Yabancı okullarda okutulan Türkçe, Tarih ve Coğrafya dersleri Türk öğretmenler
tarafından Türkçe okutulacak.
3) Yabancı okullar, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenecek
Ancak yabancı okulların bir kısmı bu kararlara uymak istemedi ve elçiliklerini devreye
sokarak ayrıcalık elde etmeye çalıştı. Bunun üzerine Türkiye, “Bu hareketlerin bağımsızlık
anlayışına uymadığını, meselenin Türkiye’nin bir iç meselesi olduğunu” vurgulayarak
görüşmeleri reddetti. Bu kararlara uymayan okullar kapatıldı.
b. Nüfus Mübadelesi (değişimi) Sorunu
Lozan Barış Antlaşması’na göre Batı Trakya dışındaki Yunanistan’da yaşayan Türkler ile
Türkiye de İstanbul dışında yaşayan Rumlar’ın iki devlet arasında değişimi yapılacaktı.
Yunan Başbakanı Venizelos’un Türkiye’yi ziyareti sırasında hava yumuşadı. Nüfus Değişimi
10 Haziran 1930 da tamamlandı.
16
Türkiye, dünya barışına katkıda bulunmak amacıyla 18 Temmuz 1932’de Milletler
Cemiyeti’ne üye oldu.
e. Balkan Antantı (9 Şubat 1934)
İtalya ile Almanya’nın saldırgan bir politika izlemeleri üzerine Balkan devletleri sınır
güvenliklerini sağlamak amacıyla bir araya geldi. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve
Yugoslavya arasında Balkan Antantı imzalandı (9 Şubat 1934).
Balkan Antantına göre; devletler birbirlerinin toprak bütünlüğün tanıyacak ve birbirlerinin
içişlerine karışmayacaktır.
Balkan Antantı ile Türkiye batı sınırlarını güvenlik altına almıştır.
f. (Montrö) Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)
1933 yılından itibaren Avrupa’da hızla silahlanma başlamış, yeni bir savaş olasılığı baş
göstermiştir. II. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimali belirince Boğazlar sorununun yeninden
görüşülmesi için Milletler Cemiyetine müracaat etti.
Türkiye’nin isteği üzerine ilgili devletler Montrö Boğazlar Konferansı’nda boğazlar
üzerinde Türk egemenliğini kabul eden sözleşmeyi imzaladılar (20 Temmuz 1936).
Bu sözleşmeye göre;
Boğazlar, komisyonu kaldırılarak, komisyonun tüm yetkileri Türkiye’ye verildi.
Savaş durumunda Türkiye tarafsız veya savaşa girmemişse savaşan tarafların gemileri
boğazlardan geçemeyecek. Türkiye savaşa girer veya kendini savaş tehlikesi içinde görürse
diğer devletlerin savaş gemilerinin boğazlardan geçmesi tamamen Türkiye’nin takdirine
bırakılacak.
Türkiye istediği gibi boğazlarda asker bulundurabilecek ve boğazları silahlandırabilecek.
Ticaret gemilerinin boğazlardan geçişi serbest bırakılacak ve savaş gemilerinin geçişi
sınırlandırılarak bazı şartlara bağlandı.
Boğazlar sözleşmesi ile;
1) Boğazlar, Misak-ı Milli’ye
uygun hale getirilmiştir.
2) Türkiye boğazlar üzerinde tam
hakimiyet kurmuştur. Böylece
Türkiye’nin istekleri geçte olsa
gerçekleşmiştir.
3) Türkiye’nin uluslararası alanda
önemi artmıştır.
17
g. Sadabat Paktı (9Temmuz 1937)
Türkiye, Balkan Antantı ile batı sınırlarını güvenlik altına aldıktan sonra doğu sınırlarını da
güvenlik altına almak istedi. Türkiye’nin öncülüğünde İran, Irak ve Afganistan ile Türkiye
arasında Sadabat Paktı kuruldu. (9 Temmuz 1937)
18