You are on page 1of 18

SİYASİ İNKILÂPLAR

Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

Sebepleri:
1-İstanbul hükümeti de İtilaf devletleri tarafından Lozan Görüşmelerine çağrıldı. Bu durum, TBMM
ile İstanbul hükümeti arasında ikilik oluşturabilirdi.
2-Saltanatın milli egemenlik ilkesine aykırı olması.
3-Bazı çevrelerin hâlâ saltanat yönetimini istemesi

Saltanatın Kaldırılmasının Önemi:


1-Lozan’da ikilik çıkması önlendi.
2-Milli egemenlik ilkesi güçlendirildi.
3-Osmanlıların siyasi varlığı sona erdi.
4-Devlet başkanı sorunu ortaya çıktı.
5-Siyasi yetki ile dini yetkinin birbirinden ayrılması ile laiklik yönünde ilk adım atılmış oldu.

Açıklamalar:
1-Vahdettin saltanatın kaldırılmasından sonra güvenliğini tehlikede gördüğünden dolayı İngiltere’ye
sığındı.
2-Vahdettin’in, İngilizlerden sığınma talebinde bulunduğu mektupta “Müslümanların halifesi” imza-
sını kullanması, saltanatın kaldırılmasını kabul ettiğini gösterir.
3-Vahdettin’in halifeliği yurt dışında istismar edebileceğini düşünen TBMM 18 Kasım 1922’de
Abdülmecit Efendi’yi halife olarak belirledi.
4-Padişahın milli mücadeledeki tutumu saltanatın kaldırılmasını halk nazarında kolaylaştırdı.
Mustafa Kemal birleştirici yönünden dolayı Milli Mücadelenin ilk yıllarından saltanata açıkça karşı
çıkmadı.
5-Teşkilat-ı Esasiye kanunu padişah ve halifeyi sembolik hale getirmiştir

1
CUMHURİYETİN İLANI (29 Ekim 1923)
Cumhuriyetin İlanının Nedenleri:
1) Yeni Türk Devletinin adı ve yönetim biçimini belirlemek.
2) Devlet başkanlığı sorununu çözmek.
3) Meclis hükümeti sisteminden dolayı hükümet kurma çalışmalarındaki aksaklıkları
gidermek.
4) Ulusal egemenliğin gerçekleşmesini sağlamak.
29 Ekim 1923’te TBMM’de devletin yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.

Cumhuriyetin İlanı’nın Sonuçları:


1) Devletin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yönetim biçimi (rejimi) Cumhuriyet
olarak belirlendi.
2) Mustafa Kemal Paşa, cumhurbaşkanı seçildi.
3) Meclis hükümeti sisteminden Kabine Sistemine geçildi.
4) Cumhurbaşkanlığı, Meclis başkanlığı ve Başbakanlık makamları ve yetkileri birbirinden
ayrılmıştır.
Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk Cumhuriyet Hükümeti’ni kurma yetkisini İsmet
İnönü’ye verdi. Fethi Bey’de TBMM başkanı seçildi.

CUMHURİYET DÖNEMİ SİYASİ GELİŞMELER


A. Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Halifeliğin kaldırılmasının nedenleri;
1) Halifeliğin İslâm Dini’ne mensup insanları temsil eden ümmetçilik düşüncesine dayalı bir
kurum olması, buna karşılık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milliyetçilik esasına
dayanması.
2) Saltanatın kaldırılmasından sonra Cumhuriyet karşıtlarının halifelik kurumundan güç
almaya çalışmaları ve halifenin etrafında toplanmaları.
3) Halife Abdülmecit Efendinin kendisini TBMM’nin üzerinde görerek devlet başkanı gibi
hareket etmeye başlaması ve hükümdarlık unvanları kullanması.
4) Laik devlet düzenine geçmek istenmesi.
5) Devlette iki başlılığın ortadan kaldırılmak istenmesi.

2
3 Mart 1924’te TBMM’nin kabul ettiği bir kanunla Halifelik kaldırıldı. Osmanlı hanedanına
mensup olanlar yurt dışına çıkartıldı.
Halifeliğin kaldırılması ile;
1) Laik devlet düzenine geçişin önündeki en önemli engel ortadan kalktı.
2) Saltanatı geri getirmek isteyenlerin umutları yok olmuştur.
3) Milli egemenliğin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri kaldırılmış oldu.
4) Batı medeniyetine geçişte çok önemli bir engel ortadan kalkmıştır.
5) TBMM içte tek egemen güç olmuştur.
6) İnkılapların gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel kaldırılmıştır.
Ayrıca 3 Mart 1924’te TBMM şu inkılapları yapmıştır;
1) Eğitim ve öğretim alanında bir yenilik yaparak Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu kabul etti.
2) Şer’iye ve Evkaf Vekaleti (Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı) kaldırılarak yerine Diyanet
İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
3) Erkan-ı Harbiye Vekaleti (Savaş Bakanlığı) kaldırılarak yerine Milli Savunma
Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı kuruldu.

B. Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri


1) Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Eylül 1923):
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu, Mustafa Kemal’in isteği ile 9 Eylül 1923’te
Halk Fırkası adını aldı. Cumhuriyet ilan edildikten sonra da adı Cumhuriyet Halk Fırkası
şeklinde değişti. Böylece Cumhuriyet döneminin ilk siyasi partisi kurulmuş oldu. Mustafa
Kemal Paşa, düşündüğü yenilikleri, uygulanmasını istediği ilkeleri bu partinin programına
koydurmuştur. Böylece bütün inkılâplar bu partinin öncülüğünde gerçekleştirilmiştir.

2) Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924):


Türkiye’nin ikinci siyasal partisi olup ilk muhalefet partisidir. Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası, ekonomide ise liberalizmi (Serbest Ekonomi) benimsemiştir.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na mensup bazı partililerin 13 Şubat 1925’te çıkan Şeyh
Sait Ayaklanmasında rollerinin bulunduğunun tespit edilmesi üzerine parti 5 Haziran
1925’te Takriri Sükun Kanununa göre kapatılmıştır.

3
3) Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930)
1929 yılında bütün dünyayı etkileyen ekonomik bunalımdan Türkiye’de etkilendi. Yeni
ekonomik çözümlerin ortaya konması için Mustafa Kemal Paşa’nın da Fethi Okyar tarafından
Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu (12 Ağustos 1930).
Parti kurucuları Cumhuriyete ve Laikliğe bağlı olmasına rağmen, parti kısa süre içinde laiklik
ve cumhuriyet karşıtlarının toplandığı bir parti haline geldi. Parti yönetiminin kontrolden
çıkması ve durumun tehlikeli bir hal alması üzerine Fethi Okyar ve diğer parti yöneticileri
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı 17 Kasım 1930’da kapattılar.
Çok partili hayata geçilememesinin nedenleri;
1) Çok partili hayata geçiş için gerekli ortamın ve siyasi olgunluğun henüz oluşmaması
2) Yapılan yeniliklerin ve laik uygulamaların anlaşılamamış olması
3) Kurulan partilerin rejim karşıtlarının eline geçmesi ve partilerin, rejimi, milli birliği ve ülke
bütünlüğünü tehlikeye düşürmesi

C. Cumhuriyet Dönemi Diğer Siyasi Gelişmeler


1. 1924 Anayasası’nın Kabulü (20 Nisan 1924)
Bu anayasaya göre;
a) Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
b) Devletin yönetim biçimi Cumhuriyet’tir.
c) Devletin dini İslâm, dili Türkçe ve başkenti Ankara’dır. 1928’de “Devletin dini İslam’dır”
ibaresi anayasadan çıkartılmıştır.
d) Yargı yetkisi bağımsız mahkemelere olup, yasama ve yürütme yetkileri meclise aittir.
e) Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri 4 yılda bir yapılır.
f) Seçme ve seçilme hakkı sadece erkeklere aittir. Seçme yaşı 22 ve seçilme 30’dur.
NO 1930’da Kadınlara belediye
T
seçimlerinde seçme ve 1934’te
milletvekili seçme ve seçilme hakları
verilmiştir. Böylece siyasi alanda
kadınlarla erkekler arasındaki
eşitsizlik ortadan kaldırılmıştır.

g) Tüm vatandaşlar kanun ve devlet önünde eşittir.

4
2) Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925):
Bazı kişiler gerçekleştirilen inkılapları dine karşı bir hareket kabul ederek halkı devlete karşı
kışkırttılar. Bunun sonucu Şeyh Sait ve taraftarları Cumhuriyet Rejimini ortadan kaldırıp
saltanat ve halifeliği yeniden kurmak amacıyla Diyarbakır’ın Piran köyünde ayaklandılar. 4
Mart 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu (Sükuneti Sağlama Kanunu) çıkarıldı. İstiklal
Mahkemeleri yeniden kuruldu. Uzun süren uğraşlar sonunda Şeyh Sait isyanı bastırıldı. (19
Nisan 1925). Bu isyan Musul’un kaybedilmesine neden olmuştur.
3) Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi (16 Haziran 1926):
Cumhuriyete ve inkılaplara karşı olanlar hedeflerine ulaşmak için Gazi Mustafa Kemal’in
yapacağı İzmir gezisinde suikast planladılar. Suikastçılar 16 Haziran 1926’da İzmir’e gelecek
olan Gazi Mustafa Kemal’i öldürüp Rodos Adası’na kaçacaklardı. Ancak suikastçıları
kaçıracak olan Giritli Şevki adındaki motorcunun itirafları sonucunda suikastçılar
yakalandılar.
NO Bu suikast girişimi Mustafa Kemal
T
Paşa’nın şahsında Cumhuriyete ve
inkılaplara karşı yapılmış bir
saldırıdır.
4) Menemen Olayı (23 Aralık 1930):
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından sonra Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı Derviş
Mehmet, etrafına topladığı kişilerle İzmir’in Menemen ilçesinde isyan başlattı.
Olaya müdahale eden Menemen Karakol Komutanı Asteğmen Kubilay isyancılar tarafından
öldürüldü. Suçlular yakalanmış ve İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak idam edilmişlerdir.

NO Şeyh Sait İsyanı ve Menemen Olayı


T
devletin rejimini yıkmaya ve yapılan
inkılapları ortadan kaldırmaya yönelik
dini nitelikli ayaklanmalardır. Bu
olaylar nitelik bakımından, II.
Meşrutiyet Döneminde çıkan 31 Mart
Ayaklanmasına benzemektedir.

5
İNKILÂPLAR
Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra yapılan inkılâpların amacı Yeni Türk Devletini
ulusal egemenliğe dayalı modern ve çağdaş bir devlet haline getirmekti. Bu amaçla birçok
inkılâplar yapılmıştır.

A. SİYASAL ALANDA İNKILÂPLAR


Yeni Türk Devletini ve kurumlarını çağdaş uygarlıklar seviyesine getirmek ve ulusal
egemenliği gerçekleştirmek amacıyla yapılan inkılâplardır.
1) 23 Nisan 1920 I. TBMM’nin açılması. Ulusal egemenliğe dayalı ilk meclis açılmıştır.
Böylece milletin geleceği hakkında karar verme yetkisi tamamen milletin eline geçmiştir.

2) 20 Ocak 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun (1921 Anayasası) kabulü. Ulusal


egemenliğe dayalı yeni bir Türk devletinin kurulduğunu göstermektedir.

3) 1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılması. Osmanlı Devleti resmen sona ermiştir. Ulusal
egemenliğin önündeki en büyük engel kaldırılmıştır.
4) 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin İlanı. Halkın devlet yönetiminde söz sahibi olduğu ve kendi
kendini yönettiği yönetim biçimine geçilmiştir.

5) 3 Mart 1924 Halifeliğin kaldırılması. Laik devlet düzeninin önündeki en önemli engel
ortadan kalktı.

6) 3 Mart 1924 Şer’iye ve Evkaf Vekaletinin (Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı)


kaldırılması. Bu inkılapla devletin dini kurallara göre değil akla, bilime ve çağın şartlarına
göre yönetilmesi sağlandı.

7) Siyasi partilerin kurulması. Ulusal egemenliğin gerçekleşmesi sağlandı ve halkın her


kesiminin devlet yönetimine katılmasının önü açıldı.
8) Takrir-i Sükun Kanunu’nun (Sükuneti ve Huzuru Sağlama Kanunu) kabulü. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ve rejimini her türlü tehlikeden korumaya yöneliktir
9) 10 Nisan 1928 Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır.” maddesinin çıkartılması.
Anayasa Laik hale getirildi.

10) 20 Nisan 1924, 1924 Anayasası’nın kabulü.

6
11) 3 Nisan 1930 Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının verilmesi.

12) 5 Aralık 1934 Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesi. Devlet
yönetimine katılmada kadınlarla erkekler arasında eşitlik sağlandı.

13) 5 Şubat 1937 Atatürk İlkelerinin Anayasa’ya konması. Türk devletinin ve


toplumunun çağdaş uygarlıklar seviyesine erişmesi için izlenecek yol gösterilmiştir.

B. HUKUK ALANINDA İNKILAPLAR


1) 20 Ocak 1921 Teşkilat-ı Esasiye’nin kabulü. “Teşkilat-ı Esasiye” Yeni anayasa,
Osmanlı Devleti’nin yerine yeni bir devletin kurulduğunu hukuki yönden belirten bir
anayasadır.
2) 20 Nisan 1924 Yeni Anayasa’nın kabulü.

3) 17 Şubat 1926 Medeni Kanunun kabulü.


Osmanlı Devleti’nde Hukukta birlik yoktu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti için laik ve çağın
gereklerine uygun bir medeni kanunun oluşturuldu. ( 17 Şubat 1926).
Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile;
a) Mahkemede, mirasta, eğitimde ve diğer birçok alanlarda kadın - erkek eşitliği sağlandı.
b) Resmi nikâh usulü ve tek kadınla evlilik esası kabul edildi.
c) Boşanma hakkı kadına da verildi.
d) Kadına istediği her işte çalışma hakkı tanındı.
e) Ekonomik ve toplumsal alanda kadınla erkek eşit hale getirildi.

4) 8 Mayıs 1928 Borçlar Kanunu’nun kabulü.


5) 10 Mayıs 1928 Ticaret Kanunu’nun kabulü.
6) 1 Temmuz 1928 Ceza Kanunu’nun kabulü.

C. EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR


Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılâplar Şunlardır:
1) 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile;

7
a) Eğitim ve öğretim birliği sağlandı. Eğitim ve öğretim hizmetleri devlet denetimine
alınarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın emrine verildi.
b) Medreseler kapatıldı. İlkokul, kız ve erkek bütün çocuklara mecburi hale getirildi.
c) Tüm yabancı ve azınlık okulları Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.
2) 2 Mart 1926 Maarif Teşkilatı Hakkında Kanunun Çıkarılması: Bu kanunla laik eğitim
anlayışı benimsenmiş, ilk ve orta öğretim müfredat programları milli ve çağdaş esaslara
göre yeniden düzenlenmiştir.
3) 1 Kasım 1928 Yeni Türk Harflerinin Kabulü
Arap alfabesinin Türkçe’nin ses zenginliğini ifade etmemesi, Türkçe’nin ses uyumuna
uygun olmaması, öğrenilmesinin ve yazılmasının zor olması nedeniyle Latin alfabesinden
alınan 29 harf, 1 Kasım 1928’de Türk Alfabesi olarak kabul edildi. Yeni Türk harflerinin
öğretilmesi için Millet Mektepleri açıldı (1928).

4) 15 Nisan 1931 Türk Tarih Kurumu’nun Açılması


Türk tarihinin doğru kaynaklara ve belgelere dayanarak araştırmak ve Türk tarihini gün
ışığına çıkarmaktır
Türk Tarih Kurumu’nun Kurulmasının Nedenleri.
a) Türk tarihini milliyetçilik esaslarına göre bilimsel olarak ele almak ve araştırmak,
b) Türklerin kökenini araştırarak, Türk Milleti hakkında Avrupa’da yayınlanan yalan ve
yanlış bilgiler ile Avrupalıların Türk vatanı üzerindeki iddialarını çürütmek
c) Türklerin tarih boyunca kurdukları devletleri ve dünya medeniyetine katkılarını bilimsel
olarak ispatlamak

5) 12 Temmuz 1932 Türk Dil Kurumu’nun Açılması


Türk dilini yabancı dillerin etkisinden kurtarmak, Türkçe’nin zenginliğini ortaya koymak,
Türkçe’ye dünya dilleri arasında önemli bir yer kazandırmak, Türk dilinde millileşme ve
sadeleştirme yapmak amacıyla Türk Dil Kurumu kuruldu.

Cumhuriyet Döneminde, Ankara Hukuk Fakültesi (1925), Ankara Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesi (1933), ve İstanbul Üniversitesi kuruldu (1933). Yüksek Ziraat Enstitüsü, Güzel
Sanatlar Akademisi ve Devlet Konservetuvarı açıldı.

8
D) TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

1) Şapka ve Kılık - Kıyafette Değişiklik


Kılık ve kıyafette birliği sağlamak, çağdaş kıyafeti halka tanıtmak amacıyla 25 Kasım
1925’de Şapka Kanunu TBMM’de kabul edildi. 3 Aralık 1934’de çıkarılan bir kanunla da
din adamlarının ibadet yerleri dışında dini kıyafetlerle dolaşmaları yasaklandı.
2) 30 Kasım 1925 Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması , Aynı kanunla şeyhlik,
dervişlik, dedelik, çelebilik, türbedarlık ve seyyitlik gibi unvanların kullanılması
yasaklandı.
3) Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik: Batılı ülkelerle olan ekonomik ve ticari ilişkileri
geliştirmek, resmi işleri kolaylaştırmak ve ticari ilişkilerde birlik sağlamak amacıyla;
a) 26 Aralık 1925’te Hicri ve Rumi takvimin yerine Miladi Takvim kabul edildi.
b) Alaturka saat yerine milletlerarası alafranga saat sistemi kabul edildi.
c) 24 Mayıs 1928’de Latin rakamları kabul edildi.
d) 26 Mart 1931’de ağırlık ve uzunluk ölçüleri değiştirildi. Okka ve dirhemin yerine kilogram
kabul edildi.
e) Uzunluk ölçüsü birimi olarak metre kabul edildi.
f) 1935 yılında hafta tatili Cuma gününden Pazar’a alındı.

4) 21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu


Kişilerin birbirleriyle ve devletle olan resmi işlerde meydana gelen karışıklıkların önlenmesi
amacıyla Soyadı Kanunu kabul edildi. Aynı yıl kabul edilen bir başka kanunla ağa, hacı,
hafız, efendi, bey, paşa vb. unvanlar ile Osmanlı Devleti zamanında kullanılan nişan, rütbe
ve madalyaların kullanılması yasaklandı.
5) Kadınlara Siyasi ve Hukuki Hakların Verilmesi

E) EKONOMİK ALANDAKİ GELİŞMELER


a. İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923)
İzmir İktisat Kongresi’nin toplanma amacı, Türkiye’nin ekonomik alanda kalkınması için
izlenecek yol ve kalkınma hedeflerini tartışmak ve kararlaştırmaktır. Kongre sonunda Misak-
ı İktisadi (ekonomi andı) kabul edildi.
Ekonomik bağımsızlığı sağlamak için öncelikle hammaddesi yurt içinde bulunan sanayi
dallarının kurulması, el tezgahlarıyla çalışan işletmelerden süratle fabrikalaşmaya gidilmesi
ve özel sektörün gücünün yetmediği büyük yatırımların devlet tarafından gerçekleştirmesi vb.

9
kararlar alınmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ekonomide Devletçilik politikası
uygulanmıştır.
Kapitülasyonların ve Duyun-u
Umumiyenin kaldırılması
ekonomik bağımsızlığımızı
sağlamaya yönelik gelişmelerdir.

b. Tarım Alanında Gelişmeler


Tarımı geliştirmek için şunlar yapılmıştır;
1) Ürün üzerinden peşin alınan Aşar Vergisi kaldırıldı.
(17 Şubat 1925).
2) Toprak reformu başlatıldı. Topraksız köylülere bedeli yirmi yılda ödenmek üzere toprak
dağıtılması kararlaştırıldı.
3) Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu.
4) Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.
5) Modern ve örnek çiftlikler (Atatürk Orman Çiftliği gibi), haralar, tohum ıslah istasyonları
ve fidanlıklar kuruldu.
6) Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçilere kredi kolaylığı sağlandı (1937).

G. SANAYİ ALANINDAKİ GELİŞMELER


Özel Sektörü sanayi kurmaya teşvik etmek, bunun için sanayi tesisi kuracak olanlara arazi
tahsis etmek, gümrük ve vergi indirimi gibi kolaylıklar sağlamak amacıyla 28 Mayıs 1926’da
Teşvik-i Sanayi Kanunu (Sanayi Özendirme Kanunu) çıkarıldı. Ancak sermayesi yetersiz
olan özel sektör başarılı olamadı.
Bu nedenle 1933’te Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulamaya konuldu. Bu plan 1938
yılına kadar başarıyla uygulandı. Devlet büyük yatırımları gerçekleştirdi.
1929 yılında Gümrük Yasası çıkarıldı. İthalat yoluyla ülkeye girecek mallardan alınan
gümrük vergisi artırıldı. Böylece yerli sanayi koruma altına alındı.
1933 yılında tekstil alanında yatırım yapmak üzere Sümerbank kuruldu. Kayseri, Ereğli,
Nazilli, Malatya ve Bursa’da dokuma fabrikaları kuruldu.
Madencilik alanında yatırım yapmak üzere Etibank kuruldu (1935). Maden Tetkik Arama
Enstitüsü kuruldu
1939 yılında Karabük Demir-Çelik Fabrikası, Uşak Seker Fabrikası kuruldu.

10
H. TİCARET ALANINDA GELİŞMELER
Ticareti milli çıkarlarımız doğrultusunda geliştirmek, iş sahiplerine kredi sağlamak ve özel
teşebbüsü desteklemek amacıyla 1924 yılında İş Bankası’nı kurdurdu. 11 Haziran 1930’da
Merkez Bankası kuruldu.
Kabotaj Kanunu çıkarılarak (1 Temmuz 1926) Türk karasularında yük ve yolcu taşıma
hakkı sadece Türk gemicilerine verildi. Denizciliğin geliştirilmesi için 1938’de Denizbank
kuruldu.

ATATÜRKÇÜLÜK VE ATATÜRK İLKELERİ


Atatürkçülük;
Türk milletinin çağdaş uygarlık düzeyine erişip, lider bir ülke olması amacıyla Atatürk’ün
siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve hukuki alanlarda ortaya koymuş olduğu düşünce, ilke ve
inkılapları yaşatmaya Atatürkçülük denir.

I.ATATÜRK İLKELERİ
A.TEMEL İLKELER
1) Cumhuriyetçilik:
Cumhuriyet, genel anlamıyla halkın seçmiş olduğu temsilciler eliyle devlet ve toplumu
yönettiği yönetim biçimidir. Kısaca halkın kendi kendisini yönetmesidir. Cumhuriyet
yönetiminde iktidar gücünün ve yönetim yetkisinin kaynağı millettir.
Cumhuriyetçilik; cumhuriyet yönetimini korumak, yüceltmek ve yaşatmak anlamına
gelir. Cumhuriyetlik demokrasinin vazgeçilmez şartıdır.
Cumhuriyetçilik ilkesine bağlı olarak yapılan inkılaplar şunlardır;
1) TBMM’nin açılması
2) Saltanatın kaldırılması
3) Cumhuriyetin ilanı
4) Hilafetin kaldırılması
5) Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması
6) 1921-1924 Anayasalarının yapılması
7) Siyasi partilerin kurulması
8) Takrir-i Sükun Kanunu’nun çıkarılması
9) Ordunun siyasetten uzaklaştırılması
10)Kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesi

11
2) Milliyetçilik:
Milliyetçilik, kişilerin ait oldukları milleti sevmeleri, değerlerini benimsemeleri ve milletin
mutluluğu için çalışmasıdır.

Atatürk milliyetçiliğinde vatan


birliği, tarih birliği, dil birliği ve
ülkü birliği esastır. Din ve ırk farkı
gözetmez. Milli Birlik ve
Beraberlik, Ulusal Bağımsızlık
bütünleyici ilkelerdir.

Milliyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar


1) TBMM’nin açılması
2) Yeni Türk Devletinin kurulması
3) Türk Tarih Kurumunun kurulması
4) Türk Dil Kurumunun Kurulması
5) Kabotaj Kanunu’nun kabulü
6) İzmir İktisat Kongresi
7) İktisad-ı Milli Kararları
8) Kapitülasyonların kaldırılması
3) Halkçılık:
Halkçılık hiçbir ayrım gözetmeksizin siyasi, ekonomik ve kültürel alandaki hizmetlerin
herkese eşit şekilde sunulmasıdır. Halkçılık, kanunlar karşısında herkesin eşit
olmasıdır.
Halkçılık, tüm vatandaşların
devletin sunduğu imkanlardan eşit
şekilde yararlanması, kanunlar
önünde eşit kabul edilmesi ve
devlet yönetimine eşit bir şekilde
katılmasını amaçlar. Hiçbir
zümrenin ya da sınıfın ayrılacağını
kabul etmez. Cumhuriyetçilik ve
Milliyetçiliğin doğal sonucudur.

12
Halkçılık İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Medeni Kanunun kabulü
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
Sınıf, zümre belirten unvanların Soyadı Kanunuyla kaldırılması
Aşar Vergisinin kaldırılması ve Toprak Reformu
Bütün azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesi
Şapka ve Kılık-Kıyafet Kanunu
4) Devletçilik;
Devletçilik ilkesi, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlardan ve ihtiyaçlardan doğmuştur.
Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını hızlı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla
benimsenmiştir. Ekonomik bağımsızlığı amaçlar.
1) Toplumsal Devletçilik; Halkın eğitim, sağlık ve diğer toplumsal ihtiyaçlarının karşılanması
için devletin okullar, hastaneler vb. kurumları yaparak halkın ihtiyaçlarını karşılamasıdır.
2) Ekonomik Devletçilik: Uzun süren bir savaş döneminden çıkan Türk milletinin temel
ihtiyaçlarının giderilmesi için özel sektörün yeterince güçlü olmamasından dolayı bazı
büyük yatırımların ve fabrikaların devlet tarafından yapılmasıdır.

Devletçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar


1) Kapitülasyonların ve Duyun-u Umumiye’nin kaldırılması
2) İzmir İktisat Kongresinin toplanması
3) İktisadi Milli Kararları
4) Kabotaj Kanunu
5) Aşar Vergisinin Kaldırılması ve Toprak Reformu
6) Okul, hastane, karayolu ve demiryolu gibi yatırımların yapılması
7) Teşvik-i Sanayi Kanunu
8) Bankaların ve Kredi Kooperatiflerinin kurulması
9) Etibank, Sümerbank, MTA, MKE, Demir, Çelik ve Şeker fabrikalarının kurulması
10)5 Yıllık Kalkınma Planları

5) Laiklik:
Laiklik, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinin devlet ve siyaset işlerine
karıştırılmaması, devlet düzeninin akla ve bilime dayandırılmasıdır. Akılcılık ve bilimsellik
bütünleyici ilkedir.

13
Laiklik, hoşgörüye, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan, inançta zorlamayı reddeden bir
özellik taşır.
1) Devlet, dinler karşısında tarafsızdır. Devletin resmi dini yoktur.
2) Din, devlet işlerine ve siyasete alet edilemez.
3) Din ve mezhep ayırımı gözetmeden toplumun fertleri arasında dayanışma ve kaynaşma
sağlar.
4) Herkes din ve mezhebini seçmekte ve inançlarının gereği olan ibadetlerini yapmakta
serbesttir.
5) Din düşmanlığı yapılmaz.
6) Kişinin dini inancına, düşüncesine ve vicdan hürriyetine karışılmaz.
7) Devletin egemenlik gücü ilahi kaynaklara değil ulusal iradeye dayandırılmıştır.
8) Tüm vatandaşlar din ve mezhep ayrımı yapılmaksızın kanun ve devlet önünde eşittir
Laiklik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar:
1) Saltanatın kaldırılması
2) Hilafetin kaldırılması
3) Tevhid-i Tedrisat kanunu
4) Şeriyye ve Evkaf Vekaletlerinin kapatılması
5) Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, tarikatların yasaklanması.
6) Medreselerin kapatılması
7) 1928’de “Devletin dini İslamdır” maddesinin anayasadan çıkartılması
8) 1937’de anayasaya Laiklik ilkesinin girmesi
9) Dini kıyafetlerin giyilmesinin yasaklanması
10)Yeni Türk Alfabesinin kabulü

6) İnkılapçılık:
Devlet tarafından, çağın koşullarına göre toplumun gereksinimleri doğrultusunda
yapılan köklü değişiklik ve yenileşmeye inkılap denir.
Türk milletini ve devletini çağdaş uygarlıklar seviyesine getirmek amacıyla akla, bilme ve
çağın koşullarına göre köklü değişikliler yapmak İnkılapçılıktır. Çağdaşlaşma, Batılılaşma,
Akılcılık ve Bilimsellik bütünleyici ilkelerdir.

14
Tüm inkılaplar, İnkılapçılık ilkesi
doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.Bu
durum dolaylı olarak tüm inkılapların
inkılapçılık ilkesi doğrultusunda
yapıldığını gösterir.

B. BÜTÜNLEYİCİ İLKELER
1) Ulusal bağımsızlık: Bir milletin, başka bir devletin veya toplumun egemenliğine girmeden
bağımsız ve hür olarak yaşamasıdır.
2) Ulusal egemenlik: Devlet yönetiminde ve yapılacak işlerde sadece halkın söz sahibi
olması, halkın kendi kendini yönetmesi ve kendini yönetecek kişileri seçmesidir.
3) Milli birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü: Milletin tüm fertlerinin birbiriyle dostluk,
kardeşlik, sevgi ve saygı ile birbirine bağlanması, ortak hedeflere ulaşmak için birlikte
çalışması ve yaşamasıdır.
4) Yurtta barış, Dünya’da barış: Yurt içinde huzur ve barış içinde yaşarken aynı zamanda
uluslar arası barış ve güvenliğin sağlanmasına da katkıda bulunmaktır.
5) İnsan ve insanlık sevgisi: Yapılan tüm faaliyetlerin insanlar arasında fark gözetmeksizin
yürütülmesi ve insanlar arasında dostluk ve sevgiye önem verilmesidir. İnsanlık sevgisi
sadece kendi milletini değil tüm insanlığı içine alır.
6) Çağdaşlık ve batılılaşma: Türk toplumunu ve devletini çağdaş uygarlıklar seviyesine
eriştirmek için çağın bilim, teknik ve diğer alanlardaki gelişmelerinden yararlanmaktır.
7) Akılcılık ve bilimsellik: Yapılacak işlerin dini inançlara göre değil akla ve bilimsel
gerçeklere göre yapılmasıdır. Devlet, hukuk, eğitim, toplumsal ve ekonomik hayatın
düzenlenmesinde akıl ve bilimin asıl rehber olarak kabul edilmesidir.

CUMHURİYET DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA


Dış politikada “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi benimsenmiştir. Atatürkçü düşünce
sisteminde milli dış politikanın esasları şunlardır;
1) Milli Bağımsızlıktan ödün vermemek ve milli gücümüze dayanmak,
2) Milli sınırlarımıza bağlı kalmak ve Misak-ı Milli’den taviz vermemek
3) Devletlerarası anlaşmazlıkları ve iç sorunları barış yoluyla çözmek (Yurtta Sulh, Cihanda
Sulh)
4) Milletlerarası ilişkilerde eşitlik ve bağımsızlık esasına dayanan ittifaklar gerçekleştirmek.
a. Yabancı Okullar Sorunu

15
Yabancı okulların işleyiş ve denetimini Lozan Antlaşması ile Yeni Türk Devletinin
denetimine bırakılmıştır.
1925 yılında yabancı okullarla ilgili şu düzenlemeler yapılmıştır.
1) Yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olacak, program ve eğitimleri bakanlığın
belirleyeceği esaslara göre yürütülecek
2) Yabancı okullarda okutulan Türkçe, Tarih ve Coğrafya dersleri Türk öğretmenler
tarafından Türkçe okutulacak.
3) Yabancı okullar, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenecek
Ancak yabancı okulların bir kısmı bu kararlara uymak istemedi ve elçiliklerini devreye
sokarak ayrıcalık elde etmeye çalıştı. Bunun üzerine Türkiye, “Bu hareketlerin bağımsızlık
anlayışına uymadığını, meselenin Türkiye’nin bir iç meselesi olduğunu” vurgulayarak
görüşmeleri reddetti. Bu kararlara uymayan okullar kapatıldı.
b. Nüfus Mübadelesi (değişimi) Sorunu
Lozan Barış Antlaşması’na göre Batı Trakya dışındaki Yunanistan’da yaşayan Türkler ile
Türkiye de İstanbul dışında yaşayan Rumlar’ın iki devlet arasında değişimi yapılacaktı.
Yunan Başbakanı Venizelos’un Türkiye’yi ziyareti sırasında hava yumuşadı. Nüfus Değişimi
10 Haziran 1930 da tamamlandı.

c. Türkiye - Irak Sınırı ve Musul Sorunu


Lozan Barış Antlaşması’nda Irak sınırı ve Musul sorunu, Türkiye ile İngiltere arasında daha
sonra yapılacak görüşmelere bırakılmıştı.
Türkiye ile İngiltere Musul konusunda anlaşamadı. Şeyh Said isyanı Türkiye’nin Musul’a
müdahalesini engelledi. İngiltere sorunu Milletler Cemiyeti’ne götürdü. Cemiyet bölgenin
İngiltere’de kalması yolunda tavsiye kararı verdi.
5 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması ile Musul ve çevresi İngiltere’nin mandasındaki
Irak’a bırakıldı. Buna karşılık Irak Musul petrollerinden elde edeceği kârın % 10’unu 25 sene
müddetle Türkiye’ye vermeyi kabul etti. (Türkiye bu hakkını 500.000 İngiliz Sterlini
karşılığında Irak’a devretti.) Böylece Türkiye - Irak sınırı çizildi ve Musul sorunu çözüldü.

d. Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girmesi


Milletler Cemiyeti, ABD Başkanı Wilson’un ortaya koyduğu Wilson ilkeleri doğrultusunda,
“Uluslararası sorunların barış yoluyla çözmek ve dünya barışını sağlamak” amacıyla
kurulmuştur. Türkiye, önceleri kurtuluş mücadelesi verdiği İtilaf Devletleri’nin etkisi altında
olan Milletler Cemiyeti’ne girmeyi uygun bulmamıştır.

16
Türkiye, dünya barışına katkıda bulunmak amacıyla 18 Temmuz 1932’de Milletler
Cemiyeti’ne üye oldu.
e. Balkan Antantı (9 Şubat 1934)
İtalya ile Almanya’nın saldırgan bir politika izlemeleri üzerine Balkan devletleri sınır
güvenliklerini sağlamak amacıyla bir araya geldi. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve
Yugoslavya arasında Balkan Antantı imzalandı (9 Şubat 1934).
Balkan Antantına göre; devletler birbirlerinin toprak bütünlüğün tanıyacak ve birbirlerinin
içişlerine karışmayacaktır.
Balkan Antantı ile Türkiye batı sınırlarını güvenlik altına almıştır.
f. (Montrö) Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)
1933 yılından itibaren Avrupa’da hızla silahlanma başlamış, yeni bir savaş olasılığı baş
göstermiştir. II. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimali belirince Boğazlar sorununun yeninden
görüşülmesi için Milletler Cemiyetine müracaat etti.
Türkiye’nin isteği üzerine ilgili devletler Montrö Boğazlar Konferansı’nda boğazlar
üzerinde Türk egemenliğini kabul eden sözleşmeyi imzaladılar (20 Temmuz 1936).
Bu sözleşmeye göre;
Boğazlar, komisyonu kaldırılarak, komisyonun tüm yetkileri Türkiye’ye verildi.
Savaş durumunda Türkiye tarafsız veya savaşa girmemişse savaşan tarafların gemileri
boğazlardan geçemeyecek. Türkiye savaşa girer veya kendini savaş tehlikesi içinde görürse
diğer devletlerin savaş gemilerinin boğazlardan geçmesi tamamen Türkiye’nin takdirine
bırakılacak.
Türkiye istediği gibi boğazlarda asker bulundurabilecek ve boğazları silahlandırabilecek.
Ticaret gemilerinin boğazlardan geçişi serbest bırakılacak ve savaş gemilerinin geçişi
sınırlandırılarak bazı şartlara bağlandı.
Boğazlar sözleşmesi ile;
1) Boğazlar, Misak-ı Milli’ye
uygun hale getirilmiştir.
2) Türkiye boğazlar üzerinde tam
hakimiyet kurmuştur. Böylece
Türkiye’nin istekleri geçte olsa
gerçekleşmiştir.
3) Türkiye’nin uluslararası alanda
önemi artmıştır.

17
g. Sadabat Paktı (9Temmuz 1937)
Türkiye, Balkan Antantı ile batı sınırlarını güvenlik altına aldıktan sonra doğu sınırlarını da
güvenlik altına almak istedi. Türkiye’nin öncülüğünde İran, Irak ve Afganistan ile Türkiye
arasında Sadabat Paktı kuruldu. (9 Temmuz 1937)

h. Hatay’ın Anavatana Katılması


Fransa, Alman tehdidi nedeniyle Avrupa politikasına ağırlık vermek zorunda kalınca 1936’da
Suriye ve Lübnan’dan mandasını kaldırdı. Mustafa Kemal Atatürk, Milletler Cemiyeti ve
Fransa’ya bir nota vererek Hatay’ın durumunun yeniden ele alınmasını ve Hatay’a
bağımsızlık verilmesini istedi.
Hatay’ın geleceğinin belirlenmesi için halk oyu yapılmasına karar verildi. Yapılan halk
oylamasından sonra 2 Eylül 1938’de bağımsız Hatay Cumhuriyeti kuruldu. 30 Haziran
1939’da Hatay Milli Meclisi aldığı bir kararla Türkiye’ye katıldı.

18

You might also like