You are on page 1of 144

T.C.

MARMARA ÜNİ
VERSİ
TESİ
SOSYAL Bİ
LİMLER ENSTİ
TÜSÜ
MALİ
YE ANABİ
LİM DALI
MALİHUKUK Bİ
LİM DALI

AVRUPA Bİ Ğİ
RLİ ’NDE GÜMRÜK Bİ ĞİVE TÜRKİ
RLİ YE
UYGULAMASI, TÜRKİ
YE’YE ETKİ
LERİ

Yüksek Lisans Tezi

AYŞ
EGÜL KAKICI

İ
stanbul, 2006
T.C.
MARMARA ÜNİ
VERSİ
TESİ
SOSYAL Bİ
LİMLER ENSTİ
TÜSÜ
MALİ
YE ANABİ
LİM DALI
MALİHUKUK Bİ
LİM DALI

AVRUPA Bİ Ğİ
RLİ ’NDE GÜMRÜK Bİ ĞİVE TÜRKİ
RLİ YE
UYGULAMASI, TÜRKİ
YE’YE ETKİ
LERİ

Yüksek Lisans Tezi

AYŞ
EGÜL KAKICI

ş
Danıman: YRD. DOÇ. DR YALÇIN ALGANER

İ
stanbul, 2006
İ
ÇİNDEKİ
LER
Sayfa No.

ÖZET………………………………………………………………………………… I
ABSTRACT…………………………………………………………………………. III
TABLO Lİ
STESİ
…………………………………………………………………… X
KISALTMALAR…………………………………………………………………… XI


RİŞ……………………………………………………………………………….. 1


RİNCİBÖLÜM

EKONOMİ SİTANIMI VE ÇEŞİ


K BÜTÜNLEŞME TEORİ TLERİ

1.1. Ekonomik Bütünleş


me Hareketleri……………………………………………. 4
1.2. Ekonomik Bütünleş
menin Tarihçesi…………………………………………... 5
1.3. Ekonomik Bütünleş
me Çeş
itleri……………………………………………...... 6

1.3.1. Serbest Ticaret Bölgesi……………………………………………….... 6


1.3.2. Gümrük Birliği…………………………………………………………. 7
1.3.3. Ortak Pazar…………………………………………………………….. 7
1.3.4. Ekonomik ve Parasal Birlik…………………………………………… 8
1.3.5. Tam Ekonomik Bütünleş
me…………………………………………… 9

V
İ
KİNCİBÖLÜM

GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N TEORİ
K TEMELİ
, YAPISI

VE TARİ Şİ
HSEL GELİ Mİ

2.1. Gümrük Birliği’nin Tanı


mıve Teoride Geliş
imi………………………………. 11
2.2. Gümrük Birliği’nin Hukuki Özellikleri………………………………………... 12
2.3. Avrupa Birliği İ
çinde Gümrük Birliğ
i’nin Tarihi Geliş
imi…………………….. 13

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AVRUPA Bİ Ğİ- TÜRKİ


RLİ YE İ
LİŞKİ
LERİ

VE

GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N TARİ
HÇESİ

3.1. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Ekonomik Entegrasyonu Süreci………………. 19

3.1.1. Avrupa Bütünleş


mesi…………………………………………...……. 19

3.1.1.a. Gümrük Birliği’nin Topluluk Açı


sından Amacı
……………… 21
3.1.1.b. Gümrük Birliği’nin Türkiye Açı

ndan Amacı
………………. 22

3.1.2. Türkiye ve Gümrük Birliğ


i Süreci……………………………...……. 23

3.1.2.1. 1959- 1969 Arasıİ


liş
kiler (Ankara Antlaş
ması
)…………… 25
3.1.2.1.1. Hazı
rlı
k Dönemi……………………………..… 28
3.1.2.1.2. GeçişDönemi………………………………….. 29
3.1.2.1.3. Son Dönem…………………………………….. 31

3.1.2.2. 1970–1979 ArasıDönem (Katma Protokol)………………. 32

VI
nda Gümrük Vergileri İ
3.1.2.2.1. Türkiye ve Topluluk Arası le Eş
Etkili Vergi ve Resimler İ
le Miktar Kı

tlamaları
nın
Kaldı

lmasıve Türkiye’nin OGT’ne Uyumu…...... 35
3.1.2.2.2. Tarı
m Ürünleri………………………………… 36
3.1.2.2.3. Kiş
ilerin, Sermayenin ve Hizmetlerin Serbest
ı
Dolaşmı
……………………………………….. 36

3.1.2.3. 1980–1989 Arasıİ kiler (Üyelik İ


liş çin Baş
vuru)………….. 38
3.1.2.4. 1990–1999 Arasıİ
liş
kiler (Gümrük Birliğ
i Kararı
)……….. 40

3.1.2.4.1. Ortaklı
k Konseyi Kararı
……………………….. 41
3.1.2.4.1.a. Malları ı
n Serbest Dolaşmı
……….. 43
3.1.2.4.1.b. Teknik Mevzuat Uyumu, Ticarette Teknik
Engellerin Kaldı

lması
………………………… 44
şTicaret Politikası
3.1.2.4.1.c. AB’nin Ortak Dı ’na ve
Tercihli Gümrük Rejimlerine Uyum……………. 45
m ve İ
3.1.2.4.1.d. Tarı şlenmişTarı
m Ürünleri
Ticareti………………………………………….. 48
3.1.2.4.1.e. AB Gümrük Kodu’na Uyum ve İ
dari
İ
şbirliği………………………………………….. 49
3.1.2.4.1.f. Yasaları
n Yakı
nlaş
tırı
lması
………... 50
3.1.2.4.1.g. Kurumsal Hükümler………………. 54

3.1.2.4.2. Lüksemburg Zirvesi ve Türkiye için Avrupa


Stratejisi…………………………………………. 55
3.1.2.4.3. Helsinki Zirvesi…………………………………. 56

3.1.2.5. 2000–2004 Arasıİ


liş
kiler (Müzakerelere Baş
langı
ç
Tarihi)……………………………………………............... 58
3.1.2.5.1. Kopenhag Zirvesi - Katı
lı ğıBelgesi….
m Ortaklı 58
3.1.2.5.2. Katı
lı ğıBelgesi- Diğer Geliş
m Ortaklı meler…... 59

VII
3.1.2.6. AB-Türkiye İ
liş
kilerinde Sonraki Adı
mlar…………….. 61

3.1.3. ğıKurumları
AB-Türkiye Ortaklı ……………………………………… 62

3.1.3.a. Ortaklı
k Konseyi……………………………………………… 62

3.1.3.b. Ortaklı
k Komitesi……………………………………………... 63

3.1.3.c. Karma Parlamento Komisyonu………………………………... 63

3.1.3.d. Gümrük Birliği Ortak Komitesi………………………………… 64

3.1.3.e. Ortak İ
stiş
are Komitesi………………………………………… 64

3.1.3.f. AKÇT- Türkiye Ortak Komitesi……………………………… 64

3.2. Türkiye- Avrupa Birliği Gümrük Birliği’nin Farklı



kları
……………… 65

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N TÜRKİ
YE EKONOMİ
SİÜZERİ
NE

GENEL ETKİ
LERİ

4.1. şTicarete Etkileri………………………………………


Gümrük Birliği’nin Dı 69

4.1.a. 1967-2006 Yı şTicareti ve AB’nin Payı


llarıArasıTürkiye’nin Dı …… 72
4.1.b. Gümrük Birliği, Diğ
er Ülke ve Ülke Gruplarıile Ticaret……………… 75
4.1.c. Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Dağı

mı(milyon Dolar)……… 78
4.1.d. Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Dağı

mı(milyon Dolar)……… 81

4.2 Gümrük Birliği’nin YabancıSermaye Üzerindeki Etkileri…………………… 85


4.3 Gümrük Birliği’nin Kamu Gelirlerine Etkileri………………………………… 92
4.4 Gümrük Birliği’nin Mali Yardı
m Etkileri……………………………………… 94
4.5 Gümrük Birliği’nin Rekabet Gücüne Etkileri………………………………… 103
4.6 Gümrük Birliği’nin İ
stihdam Üzerine Etkileri………………………………… 106
4.7 Gümrük Birliği’nin Diğer Etkileri………………………………………….… 107

VIII
4.7.1. Üyelik Yolundaki Etkileri……………………………………………… 107
4.7.2. Ticarette Teknik Engeller Üzerindeki Etkileri…………………………. 109
4.7.3. Fikri Haklar Üzerindeki Etkileri……………………………………… . 110

4.8 Gümrük Birliği’nin Siyasi Etkileri………………………………………….… 111

4.8.1. Gümrük Birliği’nin Egemenlik İ


lkeleriyle Çeliş
en Hükümleri………… 112
4.8.2. Gümrük Tarifeleri Belirleme İ
lkeleri İ
le Çeliş
en Hükümler…………… 113
turma Egemenliği İ
4.8.3. Serbest Ticaret PolitikalarıOluş le Çeliş
en Hükümler.. 114
şPolitikası
4.8.4. Türkiye’nin Üçüncü Devletlerle Olan Dı na Etkileri…………. 116
4.8.5. Kı
brı
s Sorunu…………………………………………………………….. 117

SONUÇ…………………………………………………………………………………. 120

KAYNAKÇA…………………………………………………………………………… 127

IX
TABLO Lİ
STESİ

Sayfa No

Tablo 1: Ekonomik Entegrasyon Çeş


itleri…………………………………………… 12

Tablo 2: Türkiye’nin OGT Uygulaması


……………………………………………… 47

şTicareti ve AB’nin Payı


Tablo 3: Türkiye’nin Dı …………………………………… 71

şTicaretinin Belirli Ülke Grupları


Tablo 4: Türkiye’nin Dı na Göre Dağı

mı……….. 76

na Göre İ
Tablo 5: Mal Grupları hracatta Dağı

m…………………………………….. 78

na Göre İ
Tablo 6: Mal Grupları thalatta Dağı

m……………………………………… 79

şTicarette Sektörel Dağı


Tablo 7: Dı lı
m (İ
hracat)…………………………………….. 81

şTicarette Sektörel Dağı


Tablo 8: Dı lı
m (İ
thalat)…………………………………… .. 82

Tablo 9: Türkiye’ye Doğrudan YabancıYatı



m………………………………………. 87

Tablo 10: Türkiye ile Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerine Doğrudan YabancıYatı

m
Giriş ı
lerinin Karşlaştı
rılması…………………………………………………………….. 90

Tablo 11: Gümrük Birliği Öncesi ve SonrasıBütçedeki Değiş


iklikler…………………. 94

Tablo 12: 1963-1995 ArasıAB’nin Mali Yardı


mları
…………………………………… 97

Tablo 13: 1996-2000 ArasıAB Mali Yardı


mları
………………………………………. 99

Tablo 14: 2000-2006 ArasıAB Mali Yardı


mları
………………………………………. 100

Tablo 15: 1963-2006 ArasıAB-Türkiye Mali Yardı


mları
…………………………….. 101

X
KISALTMALAR
AB Avrupa Birliği

AET Avrupa Ekonomik Topluluğu

AKÇT Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu

AP Avrupa Parlamentosu

ASAM Avrupa Stratejik Araş



rmalar Merkezi

AT Avrupa Topluluğu

BDT Bağı
msı
z Devletler Topluluğu

DPT Devlet Planlama Teş


kilatı

DTÖ Dünya Ticaret Örgütü

EAEC East African Economic Community (Doğu Afrika Ekonomik Topluluğu)

ECOWAS The Economic Community of West African States (BatıAfrika Ülkeleri


Ekonomik Birliği)

ECU Avrupa Para Birimi

EFTA European Free Trade Area (Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi)

EIB European Investment Bank (Avrupa Yatı



m Bankası
)

EURATOM European Atomic Energy Community (Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu)

FSTM Fikri, Sı
nai ve Ticari Mülkiyet

GATT General Agreement on Tariffs and Trade (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret


Genel Anlaş
ması
)

GB Gümrük Birliği

GSMH Gayrisafi Milli Hası


la

İ
KÖ İ
slam KonferansıÖrgütü

IMF International Monetary Fund (UluslararasıPara Fonu)

KEİ
T Karadeniz Ekonomik İ
şbirliği Teş
kilatı

XI
LAFTA Latin American Free Trade Area (Latin Amerika Serbest Ticaret Bölgesi)

MDAÜ Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri

MEDA Europe Mediterranean Partnership (Avrupa-Akdeniz Ülkeleri Ortaklı


k
Programı
)

NAFTA North American Free Trade Area (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi)

NATO North Atlantic Treaty Organization (Kuzey Atlantik Paktı


)

OECD Organization for Economic Cooperation and Development (Ekonomik


İ
şbirliği ve Kalkı
nma Örgütü)

OGT Ortak Gümrük Tarifesi

OKK Ortaklı
k Konseyi Kararı

SIGL Avrupa Kota Kontrol Sistemi

TKF Toplu Konut Fonu

TRIPs Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights (Ticarete İ


liş
kin Fikri
Haklar)

YAP Yenileş
tirilmişAkdeniz Programı

XII

RİŞ

Türkiye ile AET arası


nda 1963 yı

nda imzalanan Ortaklı
k Antlaş
ması
’nı
n bir

amasıolan Gümrük Birliği, 1971 yı

nda fiilen kabul edilip 1973 yı

nda hukuken
ğıgümrük
yürürlüğe giren Katma Protokol ile Topluluğun Türk sanayi ürünlerine uyguladı
vergileri ve miktar kı
sıtlamaları
nıtek taraflıolarak kaldı
rmasıile baş ş
lamıtı
r. Türkiye ve
AT arası
ndaki Gümrük Birliği’nin son aş
aması
, Aralı
k 1995’te Ortaklı
k Konseyi’nin 1/95
Sayı
lıKararı
’nı
n Avrupa Parlamentosu tarafı
ndan onaylanmasıile birlikte 1 Ocak 1996
tarihinde baş ş
lamıtı
r. Bu andan itibaren, AB ile Türkiye arası
ndaki iktisadi bütünleş
menin
ş
Türk ekonomisine etkileri üzerine tartı ş
malar da önem kazanmıtı ş
r. Tartımalar genellikle,
Türk hukuk ve ekonomik sisteminin AB ekonomisiyle uyumlu hale getirilmesi amacı
yla iki
tarafı
n da yapmasıgereken yeni kanun ve düzenlemelerin yürürlüğe konulmasıkonularıile
Türkiye’nin geçişsürecini kolaylaş

rmak amacı
yla AB’nin çeş
itli düzenlemelerinde
p sağlanamayacağıkonusunda ağı
esneklik sağlanı rlı
k kazanmaktaydı
. Sonuç olarak,
Gümrük Birliği oluş
turulmasıyoluyla gerçekleş
ecek bütünleş
menin her iki taraf için
sağlayacağıfaydalar ve yaratacağıproblemler konusu önem taş
ı r. Bu ş
maktadı ekildeki
reformları n ekonomisi üzerinde de önemli makroekonomik etkileri olacağı
n her iki tarafı
açı
ktıve daha ileri bir bütünleş
me için sosyal ve siyasi alanlarda daha fazla yakı
nlaş
ma
gerekmekteydi.

ş
Bu çalıma 1 Ocak 1996 tarihinde Türkiye ile AB arası
nda gerçekleş
tirilen ve tam
üyelik yolunda bir adı
m olarak nitelenen Gümrük Birliği sürecinin Türkiye ekonomisi
üzerine etkilerinin incelenmesi amacı
yla yapı ş
lmıtı ş
r. Çalı şticaret, doğrudan
mada, dı
yabancısermaye yatı

mları
, mali yardı
mlar, rekabet, üyelik yolundaki iliş
kiler, ticarette
teknik engeller, fikri haklar, kamu gelirleri gibi alanlarda Gümrük Birliği’nin Türkiye
ğıetkiler açı
ekonomisi üzerinde yarattı ş
klanmaya çalıılacaktı
r.

Tezin birinci bölümünde ekonomik bütünleş


me teorisi, tanı
mıve çeş
itleri üzerinde
durulmuş
tur. Bölümün ilk kı
smı
nda ekonomik bütünleş
me hareketlerinin içeriğine yer
verilmişve İ ı
kinci Dünya Savaş’nıtakiben uygulamaya konulan ekonomik bütünleş
melerin
tarihçesinden bahsedilmiş
tir. Bölümün devamı
nda, ekonomik bütünleş
me çeş
itleri ana
baş

klar altı
nda ve genel özellikleri verilerek açı ş
klanmıtı
r.

İ
kinci bölüm gümrük birliğinin teorik temeli, yapı
sıve tarihsel geliş
imi üzerinedir.
Bu bölümde, ileri derecede bir iktisadi bütünleş
me hareketi olan Gümrük Birliği
hakkı
ndaki yaygı
n olarak bilinen teorilere yer verilmişve gümrük birliğini oluş
turan
hukuki altyapıaçı ş
klanmıtı
r. Bölümün üçüncü kı
smı
nda ise, Avrupa Birliği içinde Gümrük
Birliği’nin oluş
umu ve geliş
imi incelenmiş
tir.

Tezin üçüncü bölümünde, Avrupa Birliği-Türkiye iliş


kileri ve Gümrük Birliği’nin
tarihçesi üzerinde durulmuş
tur. Bölümün birinci kı
smı
nda, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
entegrasyonu süreci Ankara Antlaş
ması
, Katma Protokol, Gümrük Birliğ
i Kararıve zirveler
çerçevesinde tarihsel olarak incelenmiş
tir. Bölümün devamı ğı
nda ise AB-Türkiye ortaklı
neticesinde oluş
turulmuşkurumları
n genel özellikleri baş

klar halinde açı ş
klanmıtı
r.

Dördüncü bölümde Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerine


yer verilmiş
tir. Birinci kı
sımda Gümrük Birliği süreci genel etkileriyle ele alı ş
nmı, ikinci

sı şticaretine etkileri 1967–2006 dönemine
mda ise Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin dı
kin verilerle ve sektörel dağı
iliş lı
mları
n değiş
imleri yönünden incelenmiş
tir. Bölümün
üçüncü kı
smı
nda doğrudan yabancısermaye yatı

mları
nın Gümrük Birliği’nden ne yönde
etkilendiği istatistiksel verilerle açı şve Türkiye ile diğer AB üye ülkelerinin bu
klanmı
ı
alanda karşlaş

rmalarıyapı ş
lmıtı
r. Dördüncü kı
sımda, Gümrük Birliği’nden olumsuz
yönde etkilenmesi en çok beklenen alan olan kamu gelirlerindeki değ
işim sayı
sal verilerle
açı ş
klanmıtı
r. Bölümün beş
inci kı
smı
nda, Gümrük Birliği’nin getirdiği yükümlülüklerin
finansmanı
nda kullanı
lacak olan ve AB organları
ndan sağlanan mali yardı
mlar konusu
üzerinde durulmuş
tur. Bölümün altı
ncıkı
smı
nda, Gümrük Birliği’nin rekabet alanı
nda
getirdiği yeniliklere ve yedinci kı

mda da istihdam üzerindeki etkilerine yer verilmiş
tir.
Sekizinci kı

mda ise Gümrük Birliği’nin, üyelik yolundaki etkileri, ticarette teknik
engeller üzerindeki etkileri ve fikri haklar üzerindeki etkileri üç alt baş

kta incelenmiş
tir.

2
Dördüncü bölümün son kı
smıolan dokuzuncu kı

mda ise Gümrük Birliği’nin Türkiye
siyaseti ve karar alma mekanizmalarıüzerindeki etkilerine kı
saca değ
inilmiş
tir.

Tezin sonuç kı
smı
nda ise, Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisi üzerindeki
etkileri özetlenmiş
tir.

3

RİNCİBÖLÜM

EKONOMİ SİTANIMI VE ÇEŞİ


K BÜTÜNLEŞME TEORİ TLERİ

1.1. Ekonomik Bütünleş


me Hareketleri

Genellikle aynıcoğrafi bölgelerdeki ülkeler, araları


ndaki ticareti serbestleş
tirmek
amacı
yla ekonomik birlikler oluş
turarak iktisadi birleş
me hareketlerine yönelmektedirler.

Ekonomik bütünleş
me kavramsal olarak, dinamik ve statik anlam olmak üzere iki
farklış
ekilde incelenebilir. Dinamik anlamda ekonomik bütünleş
me, üye ülkeler arası
ndaki
ekonomik sı
nırları
n aş
amalıolarak kaldı

larak, bütünleş
me öncesi ayrıolan ekonomik
kurumları nda toplanmasış
n daha genişbir çatıaltı eklinde tanı
mlanabilir. Statik anlamda
ise, daha genişbir ekonomiyi oluş
turan milli unsurları
n artı
k ekonomik sı
nırlarla
ayrı p bir bütün olarak hareket etmesidir.1
lmayı

Ekonomik bütünleş
me kavramı
nın iktisat literatüründe kullanı
lmasıpek eski
değildir. Geliş
miş
, geliş
mekte olan ve sosyalist ülkeler açı

ndan değiş ı
ik anlamlar taşyan
ekonomik bütünleş
me kavramıüzerinde iktisatçı
lar farklıtanı ş
mlamalar yapmılardı
r.
İ
ktisatçı
lar bu kavram üzerinde tam bir anlaş ş
maya varamamılarsa da, ş
u üç nokta üzerinde
fikir birliğine gittikleri söylenebilir:2

● Ekonomik bütünleş
me temelde iş
bölümüne dayanı
r,

●Ekonomik bütünleş
menin ileri aş
aması
nda malları
n, hizmetlerin ve/veya üretim
ı
faktörlerinin serbestçe dolaşmıöngörülmektedir,

1
Keith Penkth, “The European Economic Integration”, Second Edition, London and New York: Longman
1994
2
Mircan Yıldız, “Bütünleş
me Biçimleri ve Avrupa Birliği”, www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/butun.htm
(01.02.2005), s. 1.

4
● Ekonomik bütünleş
me, mal ve hizmetlerin ve üretim faktörlerinin kaynağa ve
gideceği bölgeye göre ayrı
calı
klıolmayan uygulama görmesini içerir.

1.2. Ekonomik Bütünleş


menin Tarihçesi

ş
Uzunca bir süre kuramsal düzeyde tartıı meler, İ
lan ekonomik bütünleş kinci
ısonrası
Dünya Savaş nda kuramdan uygulama alanı
na sokulmuş
tur. IMF gibi uluslararası
parasal örgütler ile GATT gibi uluslararasıanlaş
malar, dünya ticaretinde ve ödeme
sistemlerinde aksayan yönleri düzenlerken bu düş
üncelere dayandı
rı ş
lmıtı
r. Bunun yanısı
ra
İ ı
kinci Dünya Savaş’nda zarar gören Avrupa’nı
n yeniden inş
asıiçin oluş
turulan birtakı
m
uluslararasıekonomik kuruluş
lar da uluslararasıekonomik bütünleş
menin ilk örnekleridir.
Dolayı
sıyla denilebilir ki, ekonomik bütünleş ş
me konusundaki kuramsal çalımalar ile ilk
bütünleş
me uygulamalarıarası
nda bir paralellik söz konusudur. Günümüzde farklı
düzeylerde ekonomik bütünleş
me hareketleri gözlenmektedir. Bunlardan en güçlüsü,
bütünleş şolanıve dolayı
me yolunda en çok mesafe almı sı
yla da bütünleş
me ile ilgili
kuramları
n geliş
mesinde en çok katkı
sıolanıkuş
kusuz ki, Avrupa’daki bütünleş
me
hareketidir. Ülkeler arası
nda, sı
nırlıbir takı
m mallar üzerindeki gümrük tarifelerinin
indiriminden ekonomik toplulukları
n kurulması
na kadar pek çok ekonomik birleş
me
ekli söz konusudur.3
hareket ş

Bölgesel ekonomik birleş


me hareketi 1960’lardan bu yana Bela Balassa’nı
n 5
amalış
aş emasıile incelenmektedir. Buna göre bütünleş amalarış
me aş uşekildedir: 4

● Serbest Ticaret Bölgesi (gümrük tarifelerinin ve miktar kı


sıtlamaları
nın
kaldı

lması
),

● Gümrük Birliği (ek olarak üçüncü ülkelere karş


ıortak gümrük ve ticaret
politikası
),

3
DELTUR, “AB-Türkiye GB Refah İ çin Birlikte Çalış
ma”, http://www.deltur.cec.eu.int/abrefah.rtf, (Eriş
im
Tarihi: 20 Eylül 2006)
4
Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Ülkeleri Araştırmalar Merkezi, “Avrupa Birliği ve Türkiye”, Ezgi Kitabevi,
2003, s.11

5
● Ortak Pazar (mal ve hizmetlerin ve faktörlerin serbest dolaş
ımı
, ortak
politikalar),

● Ekonomik ve Parasal Birlik (ekonomik politika koordinasyonu, ortak para ve


para politikası
),

● Tam Ekonomik Bütünleş


me.

1.3. Ekonomik Bütünleş


me Çeş
itleri

1.3.1. Serbest Ticaret Bölgesi

Üye ülkeler arası


ndaki ticarette gümrük vergileri ve miktar kı

tlamaları
kaldı
rırken üye ülkelerin her biri bağı
lı msı
z olarak belirledikleri tarife oranları ş
nıbölge dıı
ülkelere uygularlar.5 Üye ülkelerin bölge dı
şıülkelere kendi orjinal gümrük tarifelerinin
şülkelerin serbest ticaret bölgesine “ticaretin yön
serbestçe uygulamalarısonucunda, dı
değiş
tirmesi” yoluyla sı
zmaları ı
nıönlemek için serbest dolaşm hakkı
na sahip malları
n
bölge içinde üretilmişolma ş
artıaranı
r.

Serbest ticaret bölgesinde amaç, üye ülkeler arası


nda kendilerinin ürettiği mal ve
hizmetlere iliş
kin ticareti serbestleş
tirecek ortak bir pazar yaratmaktı
r. Ticaret sı
nırlamaları
yalnı ıkaldı
zca üye ülkelerce üretilen mal ve hizmetlere karş rı
lmakta, üçüncü ülkelerden
ithal edilen bir malıherhangi bir üye ülke, diğerlerine ihraç etmek istediğ
inde bu

nırlamalar geçerli olmaktadı
r. Dolayı
sıyla bu aş
amada üye ülkeler, birleş
ik (ortak) bir mal
ıtercihli gümrük politikasıuygulayabilme
piyasasıyaratmak için, sadece birbirlerine karş
açı
sından karar alanı
nıbı
rakmı r.6 Dünya ekonomisinde Serbest Ticaret Bölgesi
şolmaktadı
uygulamasıoldukça yaygı
ndı
r. Örneğin; 1960 yı

nda kurulan 9 üyeli Latin Amerika
Serbest Ticaret Bölgesi (LAFTA), 1960’da kurulan 4 üyeli Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi
(EFTA), 1992’de kurulan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA), 1993’de

5
Osman Küçükahmetoğlu, Gümrük Birliği, İ stanbul:2000, s.10
6
DTM, “/Sorular/ Genel/2005”, http://www.dtm.gov.tr/ab/mali/sorunlar (15 Eylül 2006).

6
kurulan 2 üyeli Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya Serbest Ticaret Bölgesi buna örnek
gösterilebilir.

1.3.2. Gümrük Birliği

Ülkelerin araları
nda ekonomik entegrasyonu sağlamalarıyolunda günümüzde en

k görülen iktisadi birleş
me hareketlerinden biri olan “Gümrük Birliği” en genel ifadeyle;
da ülkenin;7
iki ya da daha fazla sayı

i. Birbirleri ile olan ticaretlerinde gümrük vergileri ve miktar kı



tlamalarıgibi
tüm engelleri ortadan kaldı
rmaları
,

ii. ş
Birlik dııülkelere karş
ıticarette ortak bir dı
ştarife ve ticaret rejimi
uygulamaları
,

iii. Gümrük hası


latı
nıtek bir elde toplamak suretiyle belirlenmişölçütlere göre
paylaş
maları
dır.

Buna göre, ülkeler kendi araları


ndaki ithalat ve ihracat üzerindeki gümrük
vergilerini ve bunlara eşetki yapabilecek tüm diğer vergileri (örneğin fon, harç vb. isimler
altı
nda toplananlar) ile miktar kı

tlamaları
na yönelik (kota vb.) tüm uygulama ve bunlara
eşetki yapabilecek tedbirleri kaldı
rmak durumundadı
rlar.

1.3.3. Ortak Pazar

Ortak Pazar Gümrük Birliği’nin bütün unsurları


na ek olarak emek, sermaye,
giriş
imci gibi üretim faktörlerinin üye ülkeler arası ı
ndaki serbest dolaşmı
nıengelleyen
bütün unsurları
n ortadan kaldı

lı ıortak gümrük tarifesinin
p, üçüncü ülkelere karş

7
The European Commission, The Eurostat Yearbook 2004. Publication Office No: KS-CD-04-001-EN-N:
Brussels

7
ğıbir bütünleş
uygulandı me ş ıortak
eklidir. Ortak Pazar ülkeleri üye olmayan ülkelere karş
gümrük tarifesi uygulaması
nıve faktör hareketlerindeki sı
nı nısürdürürler.8
rlamaları

Ortak pazar bir üye ülkenin iç pazarı


ndan oluş
muş“geniş
letilmişbir iç pazar”dı
r.
İ
ç pazarı
n oluş
abilmesi için üye ülkelerin ulusal sı
nırları
nda uygulanan her türlü fiziki,
teknik ve mali engellerin kaldı

lmasıgerekmektedir. Atı
lmasıgereken ikinci adı
m ise
ülkelerin iç ekonomik politikaları
nın birbirine yaklaş
tırı
lması
dır. Avrupa Ekonomik
Topluluğu, Ortak Pazar’ı
n en baş
arı kil etmektedir.9
lıörneğini teş

1.3.4. Ekonomik ve Parasal Birlik

ı
Mal, hizmet ve üretim faktörlerinin serbest dolaşmı
nı ğıOrtak Pazar
n sağlandı

aması
ndan sonra, sı
ra ulusal politikaları
n uyumlaş
tırı
lması
na gelir. Bu politikaları
n bir

smıbirliğe giren ülkelerin yapı
sal sorunları
nıçözecek, bir kı
smımakroekonomik
politikaları
n uyumlaş


lması
nısağlayacak, bir kı
smıda bütün birlik üyeleri tarafı
ndan
alı
nmasıve uygulanmasıgereken hususlarla ilgili olacaktı
r. Ekonomik birlikte, üye
ülkelerin ekonomileri önemli ölçüde bütünleş
miş
tir. Bu nedenle ülkelerin ekonomik
bunalı ı
mlara tek başna çözüm bulma kapasiteleri önemli oranda düş
müş
tür. Ancak üye
ülkeler makroekonomik politikalarla ilgili karar alanları
nıuluslararasıkurumlara terk
lerdir.10
etmemiş Ekonomik birlikte, üye ülkelerin ekonomileri önemli ölçüde
bütünleş
miş
tir. Bu nedenle ülkelerin ekonomik bunalı ı
mlara tek başna çözüm bulma
kapasiteleri önemli oranda düş tür.11
müş

Üye ülkeler para ve maliye politikaları ı


nıbağmsı
z olarak belirleme hakkı
na
sahiptirler. Fakat bu politikaları
n birliğin makro politikaları
yla uyum içerisinde olması
gerekmektedir. Bu tür entegrasyonlara örnek olarak 1975 yı

nda kurulan 16 üyeli Batı

8
Küçükahmetoğ lu, a.g.e., s.10
9
Osman Küçükahmetoğlu, “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin İ ktisadi Etkileri”, İktisat Dergisi, S:408,
s:34-35.
10
Mike Artis and Norman Lee, “The Economics of The European Union Policy and Analysis”, New
York:Oxford University Press, 1994, s.45
11
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ekim99/butun.htm, (Erişim Tarihi: 04.10.2006)

8
Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğ
u (ECOWAS) ve 1967 yı

nda kurulan 3 üyeli Doğu
Afrika Ekonomik Topluluğu (EAEC) verilebilir. 12

1.3.5. Tam Ekonomik Bütünleş


me

Bu aş
amada bir ekonomik birlikten (topluluktan) farklıolarak finansman
piyasası
nda bütünleş
me gerçekleş
tirilecek, maliye, para ve sosyal politikaları
n uyumu ile
ilgili kararlar ve daha da ötesi istikrar iş
levi ulusal düzeyin üstündeki kurumlarca
alı
nacaktı
r. Makroekonomik düzeyde bir bütünleş şolacaktı
me sağlanmı r. Ulusal ekonomik
bağı
msı ğı
zlı n büyük ölçüde kaldı
rı ğıve bir uluslar üstü otoritenin kurulduğu bu en son
ldı

amada, ortak paraya geçilmesi, tek bir Merkez Bankası
’nı
n kurulmasıgündeme gelir.
Ülkelerin bağı
msı
z olarak para arzı
nıarttı
rabilmesi, faiz politikasıizlemesi olanaksı
z hale
gelir. Çünkü artı
k para ve maliye politikalarıile ilgili hedef ve araçlar birleş tir. 13
tirilmiş

12
Rı ,İ
dvan Karluk, “Avrupa Birliği ve Türkiye”, 5. Baskı stanbul: Beta Yayınları, Haziran 1998, s. 401
13
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ekim99/butun.htm, (Eriş im Tarihi: 04.10.2006)

9
TABLO 1.1

Ekonomik Entegrasyon Çeş


itleri

Entegrasyon Ticaretin OGT Üretim Ortak Ekonomi Ortak


Çeş
itleri Serbestleş
tirilmesi Faktörlerinin Para Politikaları Ekonomi
Serbestleş
rilmesi Birimi Harmonizasyonu Politikası

1. Serbest Ticaret      
Bölgesi

2.Gümrük Birliği      

3. Ortak Pazar      

4. Ekonomik      
Birlik

5. Parasal Birlik      

6. Tam Ekonomik      
Bütünleş
me

Kaynak: Osman Küçükahmetoğlu, “Gümrük Birliği”, İ


stanbul: 2000, s. 12

10
İ
KİNCİBÖLÜM

GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N TEORİ
K TEMELİ
, YAPISI

VE

TARİ Şİ
HSEL GELİ Mİ

2.1. Gümrük Birliği’nin Tanı


mıve Teoride Geliş
imi

Gümrük Birliği; çok çeş


itli yönleri ve tarihsel geliş
imi olan, sürekli geliş
meyi ve
sürekli değiş
imi öngören bir iktisadi birleş
me türü olarak günümüzün ekonomi ve siyasi
literatüründe farklış
ekillerde tanı ş
mlanmıtı
r.

Gümrük Birliğ
i, “İ
ktisadi bütünleş
me hareketinin bir aş
amasıolan ve birliğe dahil
ülkeler arası ı
nda karşlı
klıolarak gümrük tarifeleri ve benzeri sı
nırlamalarıortadan
kaldı ıortak bir gümrük tarifesinin uygulanması
ran, birlikte yer almayan ülkelere karş nı
me” ş
öngören bir birleş eklinde tanı r.14
mlanı

Gümrük Birliği ile ilgili ilk ciddi ve bağı


msı ş
z çalımayıyapan iktisatçıJacop
r.15
Viner’dı Viner 1950 yı

nda yayı
nlanan “Gümrük Birliği Sorunu” adlıeserinde
kavramıtanı
mlamaktan çok, tam bir gümrük birliğinin koş
ulları
nısı ş
ralamaya çalı ş
mıtı
r.
Buna göre Gümrük Birliği;16

●Gümrük birliğine dahil üye ülkeler arası


nda tarifelerin ortadan kaldı

lması
,

●Gümrük birliğine, birlik dı


şı
nda yapı
lacak ithalata ortak bir tarife uygulanması
,

14
Türkiye Bilimler Akademisi, “Ansiklopedik Ekonomi Sözlüğü- Gümrük Birliği Maddesi”, Dünya
Yayı nları, Mart 1995,
15
Ramazan Kı lıç, “Ekonomik Entegrasyon Teorisi”, Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye Dergisi, Temmuz-
Ağustos 1996, s.70
16
Peter Robson, “The Economics of International Integration”, Third Edition, London:Routledge, 1998,
s.123

11
●Önceden belirlenmişbir formüle göre, gümrük gelirlerinin üye ülkeler arası
nda
bölüş
türülmesi,

ş
eklinde tanı ş
mlanmıtı
r.

Viner’e göre bu koş


ullar gerçekleş
tiği taktirde, gümrük birliği de doğ
muş
sayı r.17 Viner’ı
lacaktı ş
n çalıması
nı ş
, J.Meade’in “Gümrük Birlikleri Teorisi” adlıçalıması
tir.18 Viner’ı
izlemiş ş
n çalımasıdünyadaki gümrük birliği düş
üncesine yeni açı

mlar, yeni
ş
ufuklar açmıtı ğıçalı
r. Viner gümrük birliği üzerine yaptı şmalarda analizini, gümrük
birliğinin üretim etkisi yönünden incelemelerine ayı ş
rmıtı
r. Meade ise, analizi geliş
tirerek
tüketim etkilerini de incelemiş
tir.

1965 yı

nda J.Vanek’in kitabı ş
yla gümrük birlikleri teorisi yeni bir yön kazanmıtı
r.
Nihayet Vanek ve Kemp, toplayı
cıbir genel denge çatı
sıaltı
nda gümrük birliklerinin ticaret
hadleri etkisini de analizlere dahil etmiş
ler ve bu birliklerin tüm iktisadi parametreler
dahilinde etkilerini bir arada incelemiş
lerdir.

2.2. Gümrük Birliği’nin Hukuki Özellikleri

Her ekonomik entegrasyon hareketi, bu harekete katı


lan devletlerin ekonomik ve
ticari politikaları
nın, entegrasyonun kapsam ve yoğunluk derecesinin belirlediği düzeyde
koordine edilmesini ve giderek daha çok birbirine yakı
nlaş
tırı
lması
nı, ekonomik hukuk
düzenlerinin de önceleri yakı
nlaş


lması
nı, giderek de uyumlaş
tırı
lması
nıbir bakı
ma
gerekli kı
lar. Gümrük Birliğ
i oldukça ileri derecede bir ekonomik entegrasyon hareketidir.
Bu nedenle Gümrük Birliği’ne katı
lan devletlerin, hukukları
nıbirbirlerine yaklaş

rma
hedefine yönelik ortak eylemde bulunmaları
na tanı
k olmak olağandı
r. Gümrük
Birlikleri’nde bu tür koordinasyon ve yaklaş

rma eylemleri, ası
l birliğin, belirli bir
şolan ortak karar mekanizmaları
dereceye kadar kurumsal unsurlar kazanmı ndan geçilerek

17
ı
Selahattin Tuncer, “Gümrükler ve Gümrük Vergileri (Teori- Uygulama)”, Yaklaşm Yayı
nları
, Ankara
2001, s.55
18
Ramazan Kı lı
ç, a.g.m., s.71

12
tespit olunan “ortak düzenlemeler” esas alı
nmak suretiyle, birlik üyesi ülkeler tarafı
ndan
milli mevzuatta değiş
iklikler yapı tirilmektedir.19
lmasısuretiyle gerçekleş

ı
Bu hukuki yaklaşmdan beklenen, Gümrük Birliği üyesi devletlerin milli
piyasaları it ş
nda eş artları
n sağlanmasısuretiyle, malları ı
n serbest dolaşmı
nın, mümkün olan
en yüksek ölçüde kapsamlıve sürekli biçimde temin edilmesidir. Eğer, Gümrük Birliği’nin
tarafıolan ülkeler, araları ı
ndaki entegrasyon hareketini Gümrük Birliği’nin ötesine taşmak
amacı
nıgözetiyorlarsa, hukukları
n yakı
nlaş
masıdaha kapsamlıolmakta, daha ileri ölçülere
varmakta, hatta henüz Gümrük Birliği evresinde bile “hukuki uyumlaş

rma” hareketi olma
özelliğ
i gösterebilmektedir.

Bu genişçerçevede, Gümrük Birliği üyesi ülkeler, sadece gümrük mevzuatı


nı ş
, Dı
Ticaret düzenlemelerini değil, zamanla rekabet hukuku, devlet yardı
mları
, fikri ve sı
nai
haklar, sı
nai mevzuat ve hatta kamu alı
mlarıalanı
ndaki düzenlemelerini yaklaş
tırma
yolunda oldukça ileri noktalara yönelik giriş
imlerde bulunabilmektedir.

2.3. Avrupa Birliği İ


çinde Gümrük Birliği’nin Tarihi Geliş
imi

Avrupa’da bir birlik oluş


turma özlemi Roma İ
mparatorluğu’na kadar
uzanmaktadı
r. Avrupa Birliği’nin oluş ı
um sürecinin başndan beri güvence altı
na alı
nan dört
ı
dolaşm serbestîsinden biri olan malları ı
n serbest dolaşmı
, Birliğin ekonomik ve hukuki
yapı

nınş
ekillenmesinde önemli bir yere sahiptir.20

Avrupa Birliğ
i’nin ası
l amacı
, Batı Avrupa’nı
n siyasi entegrasyonunu
gerçekleş
tirmektedir. Bu ise öncelikle bir gümrük birliği kurulmasıdaha sonra diğer
me biçimlerini kapsayacak ş
bütünleş ekilde geniş ı
letilmesi, yani tüm faktörlerin dolaşmı
nın
serbest hale getirilmesi ile bir ortak pazar oluş
turulması
nıgerektirmiş
tir. Daha da ileri
şpolitika, ortak iç politika ve güvenlik, Avrupa parası
gidilerek ortak dı , Avrupa Birliği
yurttaş

k haklarıvb. alanlarda adı
mlar atı
lmaya baş
lanı ş
lmıtı
r. Yani ülkelerin ulusal
19
Ramazan Uludağ, Gümrük Kanunu’ndaki Değiş im ve AB’ye Uyum Süreci”, İ ş
GEME’den Bakı, Yı
l:4,
S:13, Ocak-Mart 2000.
20
İ
KV, “Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası
-15 Soruda 15 PolitikasıSerisi, s.6

13
egemenliklerinin bir ölçüde topluluk organları
na devredilmesi ve böylece ekonomik, mali
ve sosyal alanlarda ortak politikalar izlenmesi veya ulusal politikaları
n birbirleriyle
uyumlaş


lmasısöz konusudur. Dolayı

yla tüm bu sürecin ilk ve en önemli adı
mını
n
u söylenebilir.21 Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran Roma
gümrük birliği olduğ
Antlaş
ması
, üye ülkeler arası
nda kademeli olarak gümrük birliğine geçiş
i öngörmüş
tür.

Gümrük Birliği’nin kurumsal yapı



, birlik içinde doğabilecek eş
itsiz büyümeler
konusunda, eş
itliği düzeltmeyi amaçlayan mekanizmalara sahip olmaması
na rağmen,
me ş
Gümrük Birliği tarihte en fazla görülen bütünleş eklidir.

Büyük ve güçlü bir ortak pazara dönüş


en hatta ekonomik ve mali ortak politikaları
da aş şpolitika ve ortak para birimi kullanma yönünde atı
arak ortak dı lı
mlar yaparak siyasi
bir birlik oluş
turma yolunda ilerleyen Avrupa Birliği bir gümrük birliği olarak kurulmuş
tur.

Avrupa Topluluğu’nda Gümrük Birliği, ilk olarak 1951 yı



nda imzalanan Avrupa
Kömür Çelik Topluluğu’nu kuran Paris Antlaş
masıile yürürlüğe girmiş
tir. Bunu, 1957


nda imzalanarak, 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Ekonomik
Topluluğu’nu kuran ve Avrupa Birliği’nin oluş ıolan Roma Antlaş
umunun temel taş ması
izlemiş
tir.

Roma Antlaş
ması n, hizmetlerin, ş
, malları ahı
sları
n ve sermayenin serbest
ı
dolaşmı
nı ıve bir takı
n sağlanacağ m konularda üye ülkeler arası
nda ortak politikaları
n
belirleneceği bir Ortak Pazar kurulması
nıöngörmüş
tür. Bu ortak pazar da, bir Gümrük
Birliği eksenine oturtulmuş
tur.

Topluluk içindeki Gümrük Birliği’nin kurulması


, üç temel unsurun
gerçekleş tir.22
mesini gerektirmiş

21
Pınar Yörük Kavak, “An Evaluation of Critical Approaches To The Custom Union Between Turkey
and The Europen Union”, Yüksek Lisans Tezi, İ stanbul:2005, s.45
22
http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?pId=3&lang=0&prnId=1&ord=0&fop=1, (Eriş
im Tarihi:
03.10.2006)

14
i. ıuyguladı
Üye ülkelerin birbirlerine karş klarıgümrük vergileri, kota
ş
eklindeki ithal kı

tlamalarıve serbest ticareti güçleş
tiren engellerin
kademeli olarak kaldı

lması
;

ii. ş
Topluluk dıı ı
ndaki ülkelere karş, üye devletlerin milli gümrük tarifeleri
yerine, tek ve ortak bir gümrük tarifesi uygulamalarıve diğer kı
sıtlayı ş
cıdı
ticaret tedbirlerinde de uygulamaları
nıyakı
nlaş
tı ş
rarak, giderek ortak bir dı
ticaret politikasıizlemeleri;

iii. şticaret ve özellikle gümrük alanı


Dı ndaki mevzuatları
n yakı
nlaş


larak,
gümrüklerdeki formaliteler nedeniyle serbest ticaretin engellenmesinin
önlenmesi.

Bu unsurlardan ilki olan gümrüklerin ve ithal kı



tlamaları
nın kaldı

lması
bakı
mından, Roma Antlaş
ması
’nda kademeli olarak geliş
en bir plan hazı ş
rlanmıtı
r.
ıuyguladı
Örneğin, üye devletlerin birbirlerine karş klarıgümrük vergileri, her defası
nda
1/10 oranı
nda indirilerek, on kademe sonunda tamamen kaldı

lacaktı
. O tarihlerde
Topluluğun bütün üyelerinde izlenen hı
zlıekonomik geliş
menin de yardı
mıyla, bu alandaki
ı
hedeflere, bir güçlükle karş ı
laşlmadan, aksine öngörülen programdan daha kı
sa bir süre
içinde varı ş
lmıtı
r. Önce, 31 Aralı
k 1961’de ithal kı

tlamaları
nın tümü kaldı

ldı
ktan sonra
30 Haziran 1968’de Roma Antlaş
ması şplana göre bir buçuk yı
’nda saptanmı l daha önce
“Altı
lar”* arası ş
nda uygulanan gümrük vergileri tarihe karı ş
mı r.23

Altı ıda Ortak Gümrük Tarifesini yavaş


lar, Topluluk üyesi olmayan ülkelere karş
yavaşuygulamaya yöneldiler. Bu tarife, üye devletlerin her birinin ulusal tarifelerindeki
gümrük vergisi oranları
nın aritmetik ortalaması
na eş
it idi. Sadece üye devletlerin ithaline
önem verdikleri bazı“hassas” maddelerde aritmetik ortalama usulüne baş şve bu
vurulmamı

*Altı lar; Avrupa Kömür Çelik Topluluğu’nu kuran, Paris Antlaş ması ’nıimzalayan ülkelerdir. Bu ülkeler
sırasıyla; Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda’dı r.
23
Handan Soğuk, Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri,
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/gumruk-birligi.htm, (01.07.2005), s.20

15
maddelere uygulanacak ortak gümrük tarifeleri Altı
lar arası
nda müzakere edilmek suretiyle
ş
saptanmıtı
r.

ı
Avrupa Topluluğunun temel taşolan Roma Antlaş ’nda, Topluluğun hedefi ş
ması u
ş tir:24
ekilde özetlenmiş

“Topluluğun görevi, ortak pazarı


n kurulmasıve üye devletlerin ekonomi
politikaları
nın giderek yakı
nlaş


lmasıyoluyla, Topluluğun bütünü içinde ekonomik
etkinliklerinin uyumlu olarak geliş
mesini, sürekli ve dengeli bir yayı
lmayı
, artan bir
istikrarı
, yaş
am düzeyinin hı
zla yükseltilmesini ve birleş
tirdiği devletler arası
nda daha sı

iliş
kileri gerçekleş
tirmektir”.

Bu hedeflere ulaş lacak araçlar ş


mak için kullanı öyle sı ş
ralanmı r:25

●Üye devletler arası


nda, malları
n girişve çı
kış
ları
nda gümrük vergileri ve eşetkili
diğer vergilerin, her türlü kı

tlamaları
nın ve eşetkili tüm önlemlerin kaldı

lması
,

●Üçüncü ülkelere karş


ıortak bir gümrük tarifesinin uygulanması
,

●Üçüncü ülkelere ortak bir ticaret politikası


nın belirlenmesi,

●Üye ülkeler arası


nda ş
ahı
sları ı
n, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşmı
nın
sağlanması
,

●Taş
ımacı

k, tarı
m gibi belli özel sahalarda ortak politikalar yaratı
lması
,

●Ortak Pazar içinde bozulmayacak bir rekabet sisteminin kurulması


,

●Üye devletlerin ekonomi politikaları


nın eş
güdümünün sağlanmasıve ödemeler
dengesindeki bozukluklara çare bulmayısağlayan yöntemlerin uygulanması
,

24
Customs Strategy,
http://europa.eu.int/comm/taxation_customs/customs/policy_issues/customs_strategy/index_en.htm,
(30.09.2006)
25
Kavak, a.g.e., s.62

16
● Ortak Pazarı
n iş
leyebilmesi için milli yasaları
n uyumlaş


lması
,

● İ
şçilerin istihdam imkanları
nın iyileş
tirilmesi ve yaş
am düzeylerinin
yükseltilmesine katkı
da bulunmasıamacı
yla bir Avrupa Sosyal Fonu’nun* kurulması
,

● Topluluğun ekonomik geliş


mesini pekiş
tirmek amacı
yla bir Avrupa Yatı

m
26
Bankası kurulması
.

Roma Antlaş
ması
’nı
n 9. maddesinde de sadece gümrük birliğ
inin uygulama
alanı
ndan söz edilmiş
tir. Gümrük Birliğ
i kapsamı
ndaki mallar, birlik içinde serbest
ı
dolaş ı
ma tabidir. Serbest dolaşm durumundaki mallar ise iki türlüdür: Üye ülke çı
kış

ı
mallar üye ülkelerde üretilen ve serbest dolaşmdan hiçbir ş
arta bağlıolmaksı
zın yararlanan
orijinal mallardı
r. Bu mallar, Roma Antlaş
ması
’nda tanı ş
mlanmamı, daha sonra 27 Haziran
1968 tarih ve 802/68 sayı
lıKonsey Tüzüğü’nde 8 grup ürün olarak belirlenmiş
tir. Üçüncü
ülke çı
kış
lımallar ise, Roma Antlaş
ması
’nı
n 10/1’inci maddesinde tanı ş
mlanmıtı
r. Üçüncü
ülke çı
kış
lımalları ı
n AB’de serbest dolaşm içinde bulunabilmesi için topluluk içinde
gümrük birliğinin kurulabilmesi için gerekli üç temel ş
artı
n tamamı
nın gerçekleş
mişolması
gerekmektedir.27

Roma Antlaş
ması
’nı
n Gümrük Birliği hedefi bütün sanayi malları
nda ve tarı
m
ürünlerinin çoğunda 1 Temmuz 1968 tarihi itibariyle gerçekleş
tirilmiş
tir. Gerek Avrupa
Ekonomik Topluluğu, gerek Avrupa Kömür Çelik Topluluğu Antlaş
maları
’nda yer alan

* Avrupa Sosyal Fonu (ASF), beş eri kaynakların geliş


tirilmesi ve iş gücü piyasası nın iş leyiş
inin Topluluğun
her yerinde iyileş tirilmesi için Topluluğun temel aletidir. ASF'nin baş lıca ilgi konusu, insanları ş
n çalıma
yaş amı na geri dönmesine yardı m etmek ve zaten çalı şma yaş amı nda olan fakat mesleki geliş me imkânları nı
iyileştirmek isteyen kiş ileri desteklemektir. Bir bütün olarak ASF fonları , Topluluk tarafı ndan, her üye
ülkenin kendi ihtiyaçları na göre tahsis edilir ve üye ülkelerin kendi istihdam giriş imlerini tamamlayacak
biçimde tasarlanmı ştı
r. Dolayı sıyla, mevcut kaynakları n doğru hedeflere yöneltilmesini ve verimli
kullanı lmasınısağlamak için, Avrupa Komisyonu, ulusal hükümetler ve ilgili yerel ve bölgesel makamlar
arası ndaki yakın ortaklığa dayanı rlar. (www.deltur.cec.eu.int/kitap/sosbol, eriş im tarihi: 01.10.2006)
26
Avrupa Yatı rım Bankası , Avrupa Birliği’nin uzun vadeli krediler veren mali kuruluş u niteliğindedir.
Avrupa Yatı rım Bankası , sermaye piyasaları na ve kendi kaynakları na baş vurarak, Topluluğun yararı na Ortak
Pazarı n dengeli biçimde ve aksaksı z kalkınması na yardı mcıolmaya çalı şır. Bankanı n üyeleri AB üyesi
ülkelerden oluş maktadı r. (www.deltur.cec.eu.int/ab-banka.html, eriş im tarihi: 01.10.2006)
27
Mustafa Sakal, “Avrupa Para Birliği’ndeki Geliş meler ve Türkiye’de Mali Politikalar”, Yeni Türkiye,
Sayı :36, AB Özel Sayı sı -II, İ
stanbul: Yeni Türkiye Medya Hizmetleri, Kası m-Aralı k 2000.

17
Gümrük Birliğ
i’ne iliş
kin hükümler, GATT hükümlerinin öngördüğünden daha ileri
bütünleş
meyi hedeflemektedir.

Avrupa Topluluğu’nun kurucu Antlaş


ması
’nı
n temel noktası
, yukarı
da da
belirtildiği üzere, üye ülkeler arası
nda mal mübadelelerinde tüm gümrük vergilerini ve her
türlü kı

tlamayıkaldı
rarak malları ı
n serbest dolaşmı
nısağlayan ve üçüncü ülkelerle
yapı
lan ticarette (ihracat ve ithalatlarda) ortak bir gümrük tarifesinin uygulanması

öngören gümrük birliğinin kurulması
dır.

Antlaş
mada, gümrük birliğinin her biri dörder yı
l sürecek üç aş
amalıbir süreçte
tamamlanmasıöngörülmüş
, ancak bu hedefe 1 Temmuz 1968 tarihinde varı ş
lmıtı
r. Üye
ülkeler arası
ndaki iç gümrüklerin kaldı

lması ıtek bir gümrük
nıüçüncü ülkelere karş
tarifesinin uygulanmaya baş
lanmasıile 1 Temmuz 1968 tarihinde Gümrük Birliği
ş
tamamlanmıtı
r.

Gümrük Birliğinin ikinci kı ıortak bir gümrük


smıolan üçüncü ülkelere karş
28
tarifesinin uygulanmasıticaret sapması
nı önler. Eğer ortak bir gümrük tarifesi olmazsa
üçüncü ülkelerden gelen malları
n topluluk içerisine en düş ğı
ük gümrüğün uygulandı
devletten girip, topluluk içerisinde serbest dolaş
masısöz konusu olur.

Üye ülkeler arası


nda gümrük vergisi ve eşdeğer diğer vergilerin kaldı

lmasıve
ıortak bir gümrük tarifesinin uygulanmasıgümrük birliği için yeterli
üçüncü ülkelere karş
olmayı
p, ayrı
ca tüm mallar üzerindeki her türlü kota ve benzeri kı

tlamaları
n kaldı

lması
gerekir. Avrupa Birliği’nde mallar üzerinde miktar ya da tutar esaslıher türlü kı
sıtlama
yasaktı
r.

28
Ticaret Sapması ş
; Ticaretin normal seyrinin, ülkelerin farklıtarife ya da tarife dııönlemler uygulaması
sebebiyle yön değiştirmesidir. (http://www.celenkgumruk.com.tr/page2.php?page=bulten07131, Eriş im tarihi:
15.09.2006)

18
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AVRUPA Bİ Ğİ- TÜRKİ


RLİ YE İ
LİŞKİ
LERİ

VE

GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N TARİ
HÇESİ

3.1. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Ekonomik Entegrasyonu Süreci

3.1.1. Avrupa Bütünleş


mesi

Avrupa Kı
tası
’nda bir birlik oluş
turma fikri 14.yy’dan itibaren tarihçileri,
filozofları
, hukukçularıve siyaset adamları
nıcezbetmiş ısonrası
tir. I. Dünya Savaş nda
Avrupa’da bir birliğin oluş
turulması
na yönelik önemli fikirler üretilmişolması
na rağmen
bunları ı
n olgunlaş ısonrası
p benimsenmesi ancak II.Dünya Savaş nda mümkün olmuş
tur.
Bu sürecin ilk sonucu, siyasi temeli ve insan hakları
nıkoruma, çoğulcu demokrasiyi
sağlama amaçlarıüzerine kurulmuşbir uluslararasıörgüt olan Avrupa Konseyi’nin 1949


nda Strazburg’da kurulmasıolmuş
tur.

9 Mayı
s 1950’de Fransı ş
z Dıiş
leri BakanıRobert Schmann, Eski Milletler
Cemiyeti Genel Sekreteri Jean Monnet’in tasarı

na dayanan ve Birleş
ik Avrupa’nı
n
temellerini atan Schmann Planı
’nıyayı ş
mlamı r. İ
tı ı
kinci Dünya Savaş’ndan sonra Avrupa
ekonomik olarak çökmüşdurumdaydı
. Avrupa’nı
n önderleri, ekonomilerini çöküntüden
ı
kurtarabilmenin ve iki savaşn da temelinde yatan Almanya- Fransa rekabetinin sona
erdirilmesinin çaresi olarak Avrupa bütünleş
mesi fikrini benimsediler. Bu nedenle,
Schmann Planı ş
, Avrupa’da barıı z-Alman dostluğunun ş
n kurulabilmesi için Fransı art
olduğunu ve bu çekirdek etrafı
nda Avrupa’nı
n bütünleş
mesi gerektiği görüş
ünü esas
alı
yordu. Plana göre, yüzyı
llardı
r Avrupa’da süregelen Fransı
z- Alman çekiş
mesini
ortadan kaldı
rmanı
n yolu, yüksek bir otoritenin yönetimi altı
nda, Fransı
z-Alman ortak
kömür ve çelik üretimini sağlamak ve söz konusu örgütü bütün Avrupa ülkelerinin
katı

ma açı
k tutmak idi. Tarihten dersler çı şolan Avrupa liderleri, Birinci Dünya
karmı

19
ısonrasıVersay düzeninin iktidara getirdiği Hitler tecrübesine benzer bir tecrübeyi
Savaş
yaş .29
amak istemiyorlardı

Netice olarak, 1951’de Fransa, Almanya, İ


talya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda
Avrupa Kömür Çelik Topluluğu’nu kuran Paris Antlaş
ması
’nıimzaladı
lar. 1957’de ise
kömür ve çeliğin yanısı
ra diğer sektörlerde de ekonomi birliği kurma amacı
yla Roma
Antlaş
ması
nıimzalayan ülkeler Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ve ilk olarak “Ortak
Pazar” daha sonra Avrupa Topluluğu diye anı
lan Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu
kurdular. Avrupa Ekonomik Topluluğu; Avrupa’nı
n ileride siyasal bütünlüğe ulaş
ması
nihai hedefi ile kurulmuşbir birliktir.30

1957 tarihinde Roma Antlaş


ması
nıimzalayan ülkeler, Avrupa bütünleş
mesi
yolunda ilk hedef olarak, Topluluk içinde de üretim unsurları
nın (mal,kiş
i, hizmet,sermaye)
ı
serbest dolaşm hakkı
na kavuş
ması
nıöngörmüş
lerdir.

Avrupa Topluluğ
u kurulduktan sonra, ekonomik entegrasyonun sağlanması
ş
yolundaki çalımalar iki önemli alanda yoğunlaş
mış
tır: 31

• Üye devletler arası


ndaki gümrük birliğinin oluş
turulabilmesi için gümrük
vergileri ve eşetkili önlemlerin kaldı

lması
,

• Üye devletler arası


nda ortak bir gümrük tarifesine geçilmesi.

KuruluşAntlaş
ması
’nca öngörülen ekonomik bütünleş
menin temellerini Gümrük
Birliği Antlaş
masıile atan Avrupa Birliği, Temmuz 1987’de yapı
lan ek düzenlemelerin
ı
şı
ğıaltı
nda, “Tek Bir Avrupa Senedi” (single european act) ile yeni bir döneme girmiş
tir.
Bu dönemim özellikleri, karar alma mekanizması
na ivme kazandı
racak olan oy çokluğu
ilkesinin kabülü, demokratik Avrupa Birliği’nin oluş
turulması yolunda Avrupa

29
Dennis Swann, “European Economic Integration-The Common Market,EU and Beyond”,
England:Edward Elgar Pub. Ltd, 1996, s.67
30
Swann, a.g.e., s.68
* Ücretli çalış ş
nalar ile aile fertleri, serbest çalıanlar ile aile fertleri, AB dış
ından gelen yabancıiş
çiler ve aktif
olmayanları n serbest dolaş ımı
31
http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/AB%20Sayfasi/tekpaz.htm, (Eriş im Tarihi: 20.09.2006)

20
Parlamentosu’nun yetkilerinin arttı

lmasıve yeni politikaları
n belirlenmesidir. Tek Pazar
ş
programıçalımalarıkapsamı
nda, Topluluk sathı
nda malları
n sermayenin, kiş
ilerin ve
hizmetlerin üye ülkeler arası
nda her hangi bir engel olmaksı
zı ı
n serbest dolaşmı
nın
sağlanmasıiçin alı şve “Avrupa Tek Pazarı
nacak tedbir ve düzenlemeler tamamlanmı ”1
Ocak 1993 tarihi itibariyle iş ş
lerlik kazanmı r. 32

1973’de İ
ngiltere, Danimarka ve İ
rlanda, 1981’de Yunanistan, onu takiben
1986’da Portekiz ve İ
spanya’nı
n katı yla 12 üye ülke, Şubat 1992’de Maastricht’te bir
lması
antlaş
ma daha imzaladı
lar ve bunun neticesinde 1993’den itibaren topluluk “Avrupa
Birliği” adıaltı
nda ekonomik, politik ve kültürel bir birleş
meyi baş
lattı
. 1 Ocak 1993’de ise
Ortak Pazar’ı
n oluş
ması
yla, o zaman 12 tane olan üye ülke arası
nda malları
n, sermayenin,
hizmetlerin ve insanları ı
n serbest dolaşmıbaş .33
ladı

1995’te Avusturya, Finlandiya ve İ


sveç; 2004’te Macaristan, Polonya, Litvanya,
Letonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Estonya, Slovenya, Kı
brı
s ve Malta’nı
n katı

mıyla
sonuçlanan beşgeniş
leme süreci sonunda AB, 25 üye ve 450 milyon nüfusa ulaş
mış
tır.34

Son olarak 2007’de tam üye olmasıöngörülen Bulgaristan ve Romanya ile


müzakerelere yeni baş şolan Türkiye ve Hı
lanmı rvatistan ile birlikte geniş
leme süreci
devam etmektedir.

3.1.1.a. Gümrük Birliği’nin Topluluk Açı



ndan Amacı

Gümrük Birliği, Avrupa Birliği ülkeleri için ortak pazarı


n gerçekleş
tirilmesinde rol
ş
oynayan en önemli unsurdur. Günümüzde, Gümrük Birliği, ticaret akıı
nısağlamanı
n
yanı
nda, topluluk vatandaş
ları
nı ğıve güvenliği hususları
n sağlı nda da önemli kontrolleri
üstlenmektedir. Çevrenin ve kültürel mirası
n korunması
nın sağlanmasıda amaçlar arası
nda

32
Erol Manisalı, Türkiye- Avrupa İ lişkilerinde Sessiz Darbe”, 5. Baskı,İ
stanb ul, Derin Yayı
nlafrı
, 2002,
s.56-57
33
Çınar Özen, “ Türkiye- Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği ve Tam Üyelik Süreci Üzerine Etkileri”, 1.
Baskı ,İzmir, Ceylan Kitabevi, 2002, s.23
34
Nail Alkan, Fatma Serbest ve Erhan Akdemir, “2004 Avrupa Yı lı
”, Ankara, Ankara Üniv. Basımevi, 2004,
s.1

21
r. 35 AB Gümrük İ
yer almaktadı dareleri Yönetim Kurulu (Directors General of the EU's
ş olduğu Ortak Görev
Customs Administrations) 2005 Temmuz tarihinde yapmı
Açı
klaması nış
’nda (Joint Mission Statement) amaçları uş tir:36
ekilde belirlemiş

 Topluluk vatandaş
ları
nın emniyet ve güvenliğinin sağlanması
,

 Topluluğun ve üye ülkelerin ekonomik çı


karları
nın korunması
,

 Yasalara uygun ticari faaliyetlerin desteklenmesi,

 Haksı ş
z ve yasadııticaretin engellenmesi.

 Kolayca eriş
ilebilir elektronik gümrük ortamları
nca desteklenen modern iş
yapma yöntemleri ile Avrupa işhayatı
nın rekabet düzeyinin arttı

lması
dır.

Gümrük Birliği, Topluluk içerisinde ticari, mali, iktisadi, parasal mekanizmalar ve


kurumları
n iç içe geçtiği bir bütünleş
me projesi mahiyetindedir.

şticaret politikalarıve
Topluluk içerisinde Gümrük Birliği düzenlemeleri “dı
bunun iç ekonomiye yansı
yan sonuçları
yla, en önemli ve stratejik düzenlemeler olup, yetki
nda tam bir denge söz konusudur. 37
ve yükümlülük arası

3.1.1.b. Gümrük Birliği’nin Türkiye Açı


sından Amacı

Öncelikle Gümrük Birliği’nin, Ortaklı kilerimizin ekonomik dayanağı


k iliş nıteş
kil
ettiğini belirtmek gerekir. Dolayı
sıyla Gümrük Birliği, Türkiye için salt bir ekonomik
entegrasyon hareketi olarak değ
erlendirilmemekte, Ortaklı
k metinlerinde de ifade bulduğ
u

35
http://www.euturkey.org.tr/abportal/defaultcontent.asp?CID=7114&VisitID={1ED3EA89-D428-4EB8-
8432-AA14A4BEF9A2}&Timer=17,218
36
Customs Strategy ,
http://europa.eu.int/comm/taxation_customs/customs/policy_issues/customs_strategy/index_en.htm
(10 Mart 2006).
37
Erol Manisalı , “Türkiye’nin Askersiz İş
gali: Gümrük Birliği-Hayatım Avrupa”, 1. Baskı , Truva
Yayı nları, Eylül, 2006, s. 24

22
gibi Türkiye’nin Avrupa entegrasyonunun bir aş
amasıolarak algı r.38 Bunun
lanmaktadı
yanı
nda, küresel entegrasyonun ekonomik koş
ulları
nı belirleyen DTÖ üyeliği
çerçevesindeki yükümlülüklerinin çok daha kapsamlıve kı
sa sürede yerine getirilmesini de
sağlayacağıbelirtilmektedir.39

Gümrük Birliği ile gerçekleş


tirilmeleri amaçlanan diğer hedefler ise
ş r: 40
unlardı

 Yurtiçi firmaları
n verimliliklerinin ve rekabet düzeylerinin artı

lması

 Tüketicilerin, daha düş


ük fiyatlardan, daha genişbir yelpazede, daha kaliteli
yabancıve yerli mallarıseçme olanakları
na sahip olabilmeleri

 Yerli üreticilere geniş mişbir pazar olanağı


, bölünmemiş ve geliş nın
sunulması

 Yabancıüretken sermaye açı



ndan Türkiye’nin çekiciliğinin artı

lması
,
istihdam yaratı
lması
na ve kalkı
nmaya katkısağlanması

Baş
ka alanlarda daha fazla iş
birliğinin ve bütünleş
menin sağlanması
dır.

3.1.2. Türkiye ve Gümrük Birliği Süreci

Türkiye ekonomik, siyasi ve sosyal yapı


lanması
nıbatı

laş

rmaya 19’uncu
yüzyı
lda baş ş
lamıtı ı
r. Türkiye I. Dünya Savaş’nıve 1923’te Cumhuriyet’in ilanı
nıtakiben
BatıAvrupa’yıkendine model olarak seçmiş
tir. Genelde Batımedeniyetinin bir parçası
ra, Batıİ
olma arzusunun yanısı ttifakıve Avrupa Birliği üyesi olma gayesini ş
ekillendiren
iki beklenti, Türkiye’nin güvenlik endiş
esi ve ekonomik kalkı
nma ile ilgili yardı
m alma
düş
üncesi olmuş nda güvenlik boyutunun ağı
tur. Soğuk savaşortamı rlı
k kazanması
yla,
Ankara, Batıİ
ttifakıgibi büyük bir ittifakı
n parçasıolmadan ayakta kalmanı
n zor
38
DTM, “Gümrük Birliğ i’nin Kapsamı ”, http://www.dtm.gov.tr/ab/TABgb/2.htm (11 Mart 2006)
39
İ
KV, Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri, İ stanbul 2004, s. 152
40
DELTUR, “AB-Türkiye Gümrük Birliği- Refah İ çin Birlikte Çalışma”,
http://www.deltur.cec.eu.int/abrefah.rtf (16 Mart 2006)

23
olabileceğini düş
ünmüş
tür. Türkiye’nin bu endiş
eleri ile ABD’nin Sovyetler Birliği’ni
çevreleme siyasetinin buluş
ması
, Türkiye’nin batıittifakı
nıözellikle askeri kı
smı
nın
parçasıolması
nıkolaylaş
tı ş
rmıtı
r. Batı

laş
ma hareketleri çerçevesinde Türkiye, Birleş
miş
Milletler’in kurucu üyesi olarak rol alı
p daha sonra NATO, Avrupa Konseyi ve OECD’ye
üye olarak katı ş
lmı r.41

Cumhuriyet’in kuruluş
undan beri yüzünü Batı
’ya çeviren Türkiye, Dünya’nı
n en
büyük ekonomik entegrasyonu olma yolunda ilerleyen Avrupa Ekonomi Topluluğu’na
“ortak üye” (associate member) olmak için 31 Temmuz 1959’da baş tur.42
vurmuş

Avrupa Birliği coğ


rafi konumu, Pazar ekonomisi koş
ulları
, nüfus büyüklüğü göz
önüne alı ğı
ndı nda Türkiye açı
sı ı
ndan daha kolay ulaşlabilecek ve ticaret olanakları

arttı
rabilecek bir pazardı
r.

Türkiye- AB iliş
kileri 1970’li yı
lları ı
n başndan 1980’li yı
lları
n ikinci yarı

na
kadar, siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayıistikrarsı
z bir geliş
im sergilemiş
, 12 Eylül
1980 askeri darbesinin ardı
ndan iliş
kiler resmen askı
ya alı ş
nmı r. İ
tı liş
kilerin
dondurulması
nın ardı
ndan, Ortaklı
k Konseyi ilk kez 1986 yı

nda toplanabilmiş
tir. Bu
noktada Türkiye, üyelik baş ğı
vurusunda bulunmayıamaçladı nıbelirtmişve 14 Nisan 1987
tarihinde, Ankara Antlaş
ması
’nda öngörülen dönemlerin tamamlanması
nıbeklemeden
üyelik baş
vurusunda bulunmuş
tur. Komisyon, Türkiye’nin bu baş
vuru ile ilgili görüş
ünü 18
Aralı
k 1989’da açı şve kendi içi bütünleş
klamı mesinin tamamlamadan topluluğun yeni bir
üyeyi daha kabul edemeyeceğini belirtmiş
tir. Ayrı
ca, Türkiye’nin, Topluluğa katı
lmaya
ehil olmakla birlikte, ekonomik, sosyal ve siyasi anlamda geliş
mesi gerektiğini ifade
etmiş
tir. Bu nedenle üyelik müzakerelerinin açı
lmasıiçin bir tarih belirlenmemesi ve
Ortaklı
k Antlaş
masıçerçevesinde iliş
kilerin geliş
tirilmesi önerilmiş
tir. Türkiye, bunun
üzerine üyelik süreci açı
sı turacağıgerçeğinden hareketle, öncelikle
ndan önemli bir oluş
ş
Gümrük Birliği’ni tamamlamayaıhedeflemişve bunun için gerekli çalımalara hı
z

41
Atilla Eralp, “Soğuk Savaş tan Günümüze Türkiye-Avrupa Birliği İ
liş
kileri-Türkiye ve Avrupa”,
Ankara: İ mge Yayı nları
,1997, s.90-91
42
DTM, “AB ve Türkiye”, 5. Baskı , Ankara:2002, s.310

24
vermiş
tir. Bu çerçevede Türkiye, 6 Mart 1995 tarih ve 1/95 sayı
lıOrtaklı
k Konseyi Kararı
uyarı şve Türkiye-AB Ortaklı
nca, 1 Ocak 1996 tarihinde Gümrük Birliği’ni tamamlamı k
İ
liş
kisi’nin “Son Dönemine”* geçilmiş
tir. Gümrük Birliği’nin tamamlanmasıile birlikte
Türkiye-AB iliş ş
kileri ayrıbir boyut kazanmıtı
r. Zira, Gümrük Birliği Türkiye’nin Avrupa
Birliği ile bütünleş
me hedefine yönelik ortaklı
k iliş
kisinin en önemli aş
amaları
ndan birini
oluş r. 43
turmaktadı

3.1.2.1. 1959- 1969 Arasıİ


liş
kiler (Ankara Antlaş
ması
)

Türkiye, Cumhuriyet’in kuruluş


undan itibaren temel düstur olarak belirlediği
“muası
r medeniyetler seviyesine ulaş
ma” ideali çerçevesinde, Türkiye ile Avrupa Birliği
arası
ndaki iliş
kiler, Avrupa Topluluğu ile 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan ve 1 Aralı
k
1964 tarihinde yürürlüğe giren Ankara Antlaş
ması
’nı
n temel oluş
turduğu ortaklı
k rejimi
mektedir.44
çerçevesinde geliş

Nihai hedefi, Türkiye’nin Topluluğa tam üyeliğ


i olan “Ankara Antlaş
ması

Türkiye-AB iliş
kilerini malları ı
n serbest dolaşmıile sı
nırlamamakta, bunun yanısı
ra
iş ı
gücü, hizmetler ve sermayenin serbest dolaşmı
nısağ
lamayı
, dolayı
sıyla Türkiye’nin
Avrupa Ortak Pazarıile entegrasyonunu hedeflemektedir. Bu bağ
lamda, hazı
rlı
k dönemi,
geçişdönemi ve son dönem olmak üzere üç devre öngörülmüş
tür. Geçişdöneminin
sonunda ise taraflar arası ş
nda Gümrük Birliği’nin tamamlanmasıplanlanmı r.45

Ankara Antlaş
masıile iliş
kilerin resmiyete dökülmesi ve tam üyeliğe giden
sürecin baş
latı
lması
ndan bu yana gerek tercih edilen ekonomik politikalar, gerekse Türkiye

* Son Dönem, Türkiye – AB iliş kilerinde 1959-1969 arasında yaş anan geliş
meler bölümünde daha detaylı
olarak incelenecektir.
43
http://www.ikv.org.tr/tarihce.php, (Erişim Tarihi: 30. Ağustos 2006).
44
TÜSİ AD, “Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Gümrük Birliği’nin Dı şTicaretimize Etkileri”,
İstanbul: 2003, 1. Baskı , s.27
45
TÜSİ AD, “a.g.e.”, s.28

25
ş
dıı
nda geliş
en uluslararasıekonomik ve sosyal olayları
n Türkiye üzerindeki dinamik
46
etkileri, bu sürecin yavaş
laması
na ve zaman zaman duraklatı
lması
na neden olmuş
tur.

Esasen Ankara Antlaş


masıbir “Çerçeve Antlaş
ması
” dı
r ve içeriği, ortaklı
k iliş
kisi
amacıdoğrultusunda geliş
tikçe, Katma Protokoller ve Ortaklı
k Konseyi kararlarıile
geliş
tirilecektir. Ankara Antlaş
ması
nın nihai amacıTürkiye’nin Avrupa Topluluğu’na üye
olması
dır. Ankara Antlaş
masıbu amaca varmak için taraflar arası
nda bir “Gümrük
Birliği”nin kurulması
nıodak aş
ama olarak belirlemiş
tir. Önce, sanayi ürünlerini konu alan
bir Gümrük Birliği kurulacak, sonra Ankara Antlaş
ması
’nda öngörülen diğer ilkeler
uygulamaya konacak, böylece tarı ı
m ürünlerinin serbest dolaşmı
nın, kiş
ilerin, hizmetlerin
ı
ve sermayenin serbest dolaşmı
nın sağ ş
lanmasıyönünde çalımalar yapı

p, tedbirler
uygulamaya konacak, bir noktada da zaten Türkiye, Topluluk üyesi olacak ve ortaklı
k
kisi sona erecektir.47
iliş

Görülüyor ki, Ankara Antlaş


masısalt bir “Gümrük Birliği Antlaş
ması
” olarak
kabul edilemez; bu uluslararasıhukuk belgesi, Gümrük Birliği’nin kurulması
nıtakiben,
taraflar arası
nda bir “Ortak Pazar”ı
n oluş
turulması
nısağlayı
cıtüm tedbirlerin alı
nması

mümkün kı
lmaktadı
r.

Türkiye ile Avrupa Birliği arası


nda Ankara Antlaş
masıile baş
latı
lmasıöngörülen
Gümrük Birliği, diğer Avrupa Birliği üye ülkelerindeki gümrük birliğinden daha farklıbir
yapı
ya sahiptir. Türkiye, diğer ülkelerin aksine AB’ye tam üye olmadan önce AB ile
Gümrük Birliği’ne girmiş
tir. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde, adayları
n önce tam üye
olmaları
, yetkili hale gelip; komisyonda, parlementoda, konseyde yetki alı
p, bu yetkilerle
birlikte yükümlülükleri de baş şolmaktadı
lamı r.

Türkiye-AB iliş
kilerinin 1963’te Ankara Antlaş
masıile baş
latı
lan iliş
kilerde,
na sokulacağı
“Türkiye’nin tek yanlıolarak, sadece yükümlülük altı nıöngören” bir durum
bulunmakta idi. Türkiye 6 Mart 1995’te “yetkisiz bir yükümlülük altı
na” girmektedir.
46
T.C. DışTicaret Müsteş ğı
arlı , “Türkiye’nin Avrupa Birliği ile İ liş
kilerinin Tarihi Geliş
imi, Ankara
Anlaş masıve Katma Protokol”, http://www.dtm.gov.tr/ab/TABgb/1.html (15.05.2005), s.2
47
Ankara Anlaş
ması , Madde 28: www.dtm.gov.tr/ab/ankand.htm. ( 15.04.2006), s.2

26
ş
Türkiye, AB dıı ğıhalde tam üyelerin girdiği
nda olduğu, yani hiçbir yetkisi olmadı
yükümlülük altı
na sokulmuş şticaret
tur. Gümrük Birliği ile Türkiye, AB’nin belirlediği dı
politikaları
na uymakla yükümlü iken AB kurumları
nın ve tam üyelerin ulusal çı
karları
. 48
doğrultusunda belirleyecekleri karar sürecinde ise yetkisiz kalacaktı

Ankara Antlaş
ması
’nı
n 2’nci maddesinde Türkiye ile Avrupa Topluluğu arası
nda
baş
latı
lmasıöngörülen Gümrük Birliği, yine Ankara Antlaş
ması
’nı
n 10’uncu maddesine
göre, Topluluk üyesi Devletlerle Türkiye arası
nda, ithalatta olduğu gibi ihracatta da gümrük
vergileri ve eşetkili vergi ve resimlerin, miktar kı

tlamaları
nın ve eşetkili baş
ka her türlü
tedbirin yasaklanması
nı; Türkiye’nin üçüncü ülkelerle iliş
kilerinde Topluluğun ortak
şticaret konusunda uygulanan sair mevzuata
gümrük tarifesinin kabülünü ve Toplulukça dı
yaklaş
mayıkapsamaktadı
r. Buna göre Ankara Antlaş
ması
’nı
n 10’uncu maddesinde de
belirtildiği ş
ekilde gümrük birliğ ş
i mal alıveriş
lerinin tümünü kapsar. Ayrı
ca, Ankara
Antlaş
ması
’nı
n 28’inci maddesi uyarı
nca, antlaş
manı
n iş
leyiş
i, Topluluğu kuran
Antlaş
madan doğan yükümlülüklerin tümünün Türkiye tarafı
ndan üstlenilebileceğini
lmasıolanağı
gösterdiğinde, akit taraflar, Türkiye’nin Topluluğa katı nıinceleyeceklerdir. 49

Görüleceği üzere, Türkiye ile AET arası


ndaki Gümrük Birliği iliş
kisi, Türkiye’nin
AB’ye tam üyelik perspektifinde geliş ş
tirmeye çalı ğıortaklı
tı k iliş
kilerinin ayrı
lmaz bir
parçası
dır. Baş
ka bir deyiş
le, Gümrük Birliği, tam üyelik sürecinin bir türevidir ve
sürdürülebilirliği tam üyelik iliş ğı
kisinin varlı r.50
na dayanmaktadı

Ankara Antlaş
ması
’nı
n 10 uncu maddesinde, Gümrük Birliği’nin tanı
mı;
“Topluluk üyesi devletlerle Türkiye arası
nda, ithalatta olduğu gibi ihracatta gümrük
vergileri ve eşetkili resimlerin ve miktar kı

tlamaları
nın, milli üretime, Antlaş
manı
n
hedeflerine aykı
rıbir koruma sağlamayıgözeten eşetkili baş
ka her türlü tedbirin
yasaklanması
nı; Türkiye’nin üçüncü memleketlerle iliş
kilerinde Topluluğun Ortak Gümrük

48
, “Türkiye’nin Askersiz İ
Manisalı şgali”, s. 26
49
, “Türkiye’nin Askersiz İ
Manisalı şgali”, s.29
50

dvan Karluk, “Avrupa Birliği ve Türkiye”, s.391

27
şticaret konusunda uygulanan sair mevzuata
Tarifesi’nin kabulünü ve Toplulukça dı
yaklaş ğı
mayıkapsadı ” ifade edilmektedir.

La Haye Adalet Divanıise GB’yi ş


uşekilde tanı
mlamaktadı
r; “GB, akit tarafları
n
ğı
hepsinde tek bir tarifenin uygulandı , birliğe üye olmayan devletlere tek bir ortak gümrük
barajı
nın varolduğu, birlik içinde üyeler arası ş
ndaki mal alıveriş
lerinde uygulanan gümrük
vergilerinin tamamen ortadan kaldı
rı ğı
ldı , üçüncü ülkelerden gelen mallar için alı
nan
vergilerin üyeler arası
nda paylaş
tırı ğıbir birliktir.”51
ldı

Bir ortaklı
k antlaş
masıolan Ankara Antlaş
masıile Türkiye ortak üyelik statüsü
elde etmiş
tir. Belirtildiğ
i üzere Ankara Antlaş
ması
’nı
n kı
sa dönemli amacı
, Türkiye ile üye
devletler arası
ndaki ekonomik geliş
miş
lik farkları
nın azaltı
lması
, halklar arası
nda daha
yakı
n iliş
kiler kurulması
dır. Uzun dönemli amacıise Türkiye’nin topluluğa tam üye
olması
nın sağlanması
dır.52

Ankara Antlaş
ması
, Hazı
rlı
k Dönemi, GeçişDönemi ve Son Dönem olmak üzere
Türkiye’yi tam üyeliğe hazı
rlayacak üç ayrıdönem öngörmektedir.

3.1.2.1.1. Hazı
rlı
k Dönemi

Hazı
rlı ı
k Dönemi, isminden de anlaşlacağıüzere, Türk ekonomisini kurulacak
olan gümrük birliğine uygun bir düzeyde geliş
tirme, Topluluğun koş
ulları
na uymaya imkan
verecek bir duruma getirebilme amacı
na yönelikti. Taraflar bu dönemde araları
nda gümrük
birliği kurmak yönünden serbest durumda bulunuyorlardı
. Bu aş
amada Türkiye-AET
iliş
kilerinin geliş
tirilmesi bakı
mından, Türkiye herhangi bir yükümlülük üstlenmemekte
olup, geçişve son dönem boyunca üstleneceğ
i yükümlülükleri yerine getirebilmesi için
Topluluğun yardı tür.53
mıile ekonomisini güçlendirmesi öngörülmüş

51
http://w3.balikesir.edu.tr/~akolbasi/LaHayeadaletdivani.doc, Eriş
im Tarihi: 02.10.2006
52
Ali Bozer, “Türkiye AT İ liş
kiler ve 1992 Tek Pazar ProgramıMarmara Üniversitesi AT Araş tırma
Dergisi”, cilt 1, sayı1-2
53
Mustafa Renksizbulut, “Türkiye- AT Ortaklı kİ kileri”, Ankara: DPT-AT ile İ
liş liş
kiler Baş ğıYayı
kanlı nı
No:1926, s.72

28
Ortaklı
k Antlaş
ması
’nı
n yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, Türkiye’nin Topluluğa
ihraç ettiği dört temel ihraç ürününe (fı
ndı
k, tütün, kuru üzüm ve kuru incir) belirli
kontenjanlar içinde veya kontenjan söz konusu olmaksı
zın gümrük uygulanmasış
eklinde
olmuş
tur. Mali alanda ise Topluluk, Kalkı
nma Planlamamı
zda yer alan ve Antlaş
ma
amaçları
nın gerçekleş
mesine katkı
da bulunacak nitelikteki yatı

m projelerinin
finansmanı
na, Avrupa Yatı

m Bankasıaracığı
lı yla 175 milyon dolarlı
k bir yardı
mla
katkı
da bulunmaya kararlaş
tı ş
rmıtı
r.

Ankara Antlaş
ması
’nı
n 1 Ocak 1964’te yürürlüğe girmesiyle baş
layan ve 10 Ocak
1973 tarihine kadar süren bu dönemde, Türk ekonomisiyle AB ekonomisi arası
ndaki farkı
azaltmak üzere Türkiye’ye tek taraflıtavizler verilmiş
tir. Prensip olarak 5 yı
l sürmesi
54
öngörülen bu dönem 9 yı
l sürmüş
tür. Hazı
rlı
k dönemi Türkiye ve AB açı
sından sorunsuz
bir ş ş
ekilde sonuçlanmıtı
r.

3.1.2.1.2. GeçişDönemi

Hazı
rlı
k döneminin normal süresi sona ermeden önce, Türkiye’nin isteği üzerine
bir sonraki dönemin, yani geçişdöneminin koş
ulları
nı, süre ve sı
raları
nıbelirlemek üzere
Topluluk ile yeniden görüş
melere baş şve görüş
lamı meler sonucunda Türkiye ile AB
arası
nda 1970 yı
lı ş
nda Katma Protokol imzalanmıtı
r. Geçişdönemi, hazı
rlı
k döneminden
ı
farklıolarak Türkiye’nin Topluluk karşsı
ndaki yükümlülüklerinin de yürürlüğe girdiği
dönemdir.

Katma Protokol’ün üye ülkelerin parlamentoları lemlerinin vakit alacağı


nca onay iş
düş
üncesiyle, ticari hükümleri bir geçici anlaş
ma ile 1971 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu
anlaş
mayla hazı
rlı
k dönemi sona ermişve geçişdönemi fiilen baş ş
lamıtı
r. Ancak geçiş
döneminin hukuken baş
laması
, Katma Protokol’ün 1 Ocak 1973’de baş
layan bu dönemde

54

dvan Karluk, “Avrupa Birliği ve Türkiye”, s.2

29
ı
taraflar karşlı en bir ş
klıve dengeli yükümlülükler esasıüzerinden, gittikçe geliş ekilde
sanayi ürünleri ticaretinde gümrük birliğinin yerleş lerdir.55
mesini üstlenmiş

Bu dönemin baş

ca amacı
, öngörülen süre boyunca, Türkiye ile Topluluk arası
nda
sanayi malları
nıkapsayan bir gümrük birliğ
i gerçekleş
tirmekti. Bunun için de söz konusu
malları
n, aş
amalıbir biçimde gümrük resim ve harçları
nın sı
fı ş
ra indirilmesi, tarife dıı
ndaki
miktar kı
sıtlamaları
nın kaldı

lmasıve Topluluğun ortak gümrük tarifesini uygulaması
gerekiyordu. Tarı ş
msal ürünler, kömür ve çelik, gümrük birliğinin kapsamıdıı
nda
tutuluyordu.

ı
Katma Protokol’e göre geçişdöneminde Türkiye ve Topluluğun birbirlerine karş
ağı
olan ticari ve mali sorumluluklarıaş daki gibidir:

● Sanayi ürünleri alanı


nda aş
amalıolarak gümrük birliği: Katma Protokol’ün
yürürlüğe girmesiyle topluluk, Türkiye’den gelen sanayi ürünleri üzerindeki gümrük
vergilerini sı

ra indiriyor ve miktar kı

tlamaları
nıkaldıyordu.56

Katma Protokol hükümlerine göre Türkiye’de topluluk mallarıüzerindeki gümrük


vergileri ile eşetkili vergi, resim ve harçlarıaş
amalıolarak sı

ra indirecek, ithalata da yeni
vergiler koymayacaktı
. Gümrük vergilerinin kaldı

lmasıbir kı

m mallarda 12 yı
lda,
diğerlerinde ise 22 yı
lda gerçekleş şrekabet olanağıdaha zayı
tirilecekti. Dı f olan sanayi
dalları
na koruma sağ
lamak üzere bu mallar 12 yı
llı
k listeye değil, 22 yı
llı
k listeye
konulmuş
tu. 12 yı
llı
k listede yer alan maddeler, referans yı
lı1967’de Türkiye ithalatı
nın
yüzde 55’ini, 22 yı
llı turuyordu.57
k listeler de yüzde 45’ini oluş

Katma Protokol’de ikinci olarak, Türkiye’nin miktar kı



tlamaları
nıkaldı

lması
öngörülmüş şmallar
tür. Bilindiği üzere, 1981 ithalat rejimine kadar, Türkiye’de yasaklanmı
ş
dıı
nda kalan ithalat, liberasyon listeleri ile kota listeleri üzerinden yapı

yordu. Katma

55
Manisalı , “Türkiye-AB İ liş
kilerinde Sessiz Darbe”,s. 79
56
Halil Seyidoğlu, a.g.e., s.291
57
Halil Seyidoğlu, a.g.e., s.292

30
Protokol’ün yürürlüğe girmesiyle, Türkiye’nin 1967 referans yı

ndaki Topluluk ithalatı
nın
tirerek bunu topluluk lehine konsolide etmesi gerekiyordu. 58
yüzde 35’ini serbestleş

Nihayet üçüncü olarak, Katma Protokol uyarı


nca Türkiye’nin belirli bir takvime
göre, yani aş şdünyaya karş
amalıbir biçimde topluluğun dı ıuyguladı
ğıortak gümrük
tarifesini yürürlüğe koymasıgerekiyordu.

●Tarı
msal ürünler alanı
nda tercihli rejim uygulaması
: Tarı
msal ürünler alanı
nda
geçişdöneminde bir gümrük birliğinin kurulmasıöngörülmüşdeğildir. Bunun yerine
topluluk, bazıtarı
m ürünleri konusunda Türkiye’ye “tercihli gümrük tarifeleri”(preferential
customs tariff)59 uygulamayıkabul etmiş
ti.60

● Mali Yardı
mlar: Ortaklı
k Antlaş
ması
’nda topluluğun, sanayileş
me çabaları
na
katkı
da bulunmak ve ülkeyi tam üyeliğe hazı
rlamak üzere Türkiye’ye miktarıve koş
ulları
mlarda bulunmasıöngörülür.61
mali protokollerle belirlenecek yardı

● Ekonomi Politikaları
nın Uyumlaş
tırı
lması
: Katma Protokol uyarı
nca geçiş
döneminde Türkiye’nin ekonomi politikası
nıve yasal mevzuatı
nıtopluluğ
un rekabet ve
vergileme gibi konulardaki mevzuatı
yla uyumlaş
tırmasıgerekir.

3.1.2.1.3. Son Dönem

Ankara Antlaş
ması
’nı
n 4. maddesi, geçişdönemi sonunda Türkiye- Avrupa
nda bir gümrük birliği kurulacağı
Topluluğu arası nıhükme bağ ş
lamıtı
r. Aynıantlaş
manı
n 5.
layacağı
maddesi ise son dönemin gümrük birliği ile baş nıaçı
kça belirtmektedir.

58
Halil Seyidoğlu, a.g.e., s.293
59
AB’nin tercihli ticaret anlaş malarıveya otonom rejimleri kapsamı nda, tercihli ticaret iliş
kisi içinde
bulunduğu veya Genelleş tirilmişPreferanslar Sistemi çerçevesinde tek taraflıtaviz tanı dı ğıülkelerden yaptı
ğı
ithalatta uyguladığıgümrük vergileri indirimi ya da muafiyetlerdir.
(http://www.ikv.org.tr/sozluk2.php?ID=1201, Eriş im Tarihi: 30.09.2006)
60
Haluk Günuğur, “Ortaklı k Anlaşmalarıve 6 Mart 1995 OKK Toplantı sıIş ı
ğında Gümrük Birliği”,
Ankara: Merkez BankasıYayı nı
, 1995, s.295
61
Haluk Günuğur, a.g.e., s.296

31
Son dönem, 1996’da Gümrük Birliği’nin gerçekleş
tirilmesinden sonraki dönemi
kapsar ve dolayı
sıile gümrük birliğine dayanı
r ve akit tarafları
n ekonomi politikaları
arası birliğinin güçlendirilmesini sağlar.62
ndaki iş

Sanayi mallarıalanı
nda gümrük birliği gerçekleş
tirilmişolduğ
undan bu dönem de,
tarı ı
m ürünlerinin de serbest dolaşmı
nın sağlanması
, Türkiye’de yasal mevzuatı
n ve genel
ekonomi politikaları
nın toplulukla uyumlaş


lması gibi düzenlemelerin yapı
lması
öngörülür. Diğer bir ifade ile son dönemde Türkiye’nin tam üyelik için gerekli hazı
rlı
kları
yapmasıgerekecektir.

AB Komisyonu Türkiye’nin tam üyelik müracatı


na 1989 yı

nda verdiği yanı
tta,
Türkiye’nin AB’ye üyelik konusundaki ehliyetini kabul etmekle birlikte Topluluğun kendi
içindeki derinleş
me sürecini tamamlaması
na ve gelecek geniş
lemesine kadar beklemesini
ve bu arada Türkiye ile gümrük birliği sürecinin tamamlanması
nıönermiş
tir. Bu öneri
Türkiye tarafı
ndan da olumlu değerlendirilmişve gümrük birliğinin Katma Protokol’de
öngörüldüğü ş
ekilde 1995 yı

nda tamamlanmasıiçin gerekli hazı
rlı
klara baş ş
lanmıtı
r.

3.1.2.2. 1970–1979 ArasıDönem (Katma Protokol)

ı
Birinci geçişdönemi akit taraflar, karşlı
klıve dengeli yükümler esasıüzerinden;
Türkiye ile Birlik arası en ş
nda bir gümrük birliğinin gittikçe geliş ekilde yerleş
mesini,
ğı
ortaklı n iyi geliş
mesini sağlamak için Türkiye’nin ekonomi politikaları
nın topluluk
politikaları
na yaklaş
tırı
lması
nı, bunun içinde gerekli ortak eylemlerin geliş
tirilmesini
sağlar. Bu dönemin süresi, birlikte öngörülebilecek istisnalar saklıkalmak üzere on iki yı

geçemez. Bu istisnalar, gümrük birliğinin makul bir süre içinde kurulup tamamlanması
na
engel olmaz.63

62
Ankara Anlaş
masıMadde:5, www.dtm.gov.tr/ab/ankand.htm (12.04.2005)
63
Ankara Anlaş
masıMadde 4, www.dtm.gov.tr/ab/ankand.htm (10.01.2006)

32
Türkiye ile Avrupa Birliği arası
nda “Ortaklı
k” yaratan Ankara Antlaş
ması
,
Türkiye’nin Birliğe tam üye olma yolunu açmakta, sözü edilen anlaş
manı
n ekini teş
kil eden
nda, “Gümrük Birliği’nin” tesisini öngörmektedir.64
Katma Protokol ise, taraflar arası

Bir uygulama antlaş


masıolan Katma Protokol’de, Ankara Antlaş
masıile
öngörülen yirmi iki yı
l sürmesi kararlaş
tırı
lan geçişdönemine iliş
kin olarak tarafları
n
tir.65
yükümlülükleri düzenlenmiş

Katma Protokol 5 Temmuz 1971’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı


ndan
geçip 30 Eylül 1971’de GATT’nin onayı
na sunuldu ve 1 Ocak 1973 yı

nda yürürlüğe
tir. 66 Protokol;
girmiş

i. Ana Bölüm 64 madde


ii. 6 Ek Bölüm 23 madde
iii. Mali Protokol 13 madde

olmak üzere üç temel bölümden oluş


maktaydı
.

Protokol’ün ana bölümü, Ankara Antlaş


ması
nın 4. maddesinde bahsedilen geçiş
sürecinin uygulanmasıile ilgili olan koş .67 Diğer bir
ullar ve takvimleri kapsamaktaydı
deyiş
le Katma Protokol, Gümrük Birliği hedefine ulaş
mak için gerekli olan teknik
yeterliliklerin bir takvimi niteliğinde idi.

Ankara Antlaş
ması
nın aksine, Katma Protokol daha dengeli karakteristik özellikler
barı
ndı

yordu. Protokol gereğince, eş ı
it ağrlı
kta olmasa da, Topluluk ve Türkiye’nin bu
ı
süreçte karşlı
klıyükümlülükleri vardı ı
. Dengeli ve karşlı
klıiliş
kilerin geliş
imi, Gümrük
Birliği’nin güçlendirilmesi, iki taraf arası
ndaki ekonomik politikaları
n entegrasyonu ve
ortak aktivitelerin geliş
tirilmesi Katma Protokol’ün en önemli ilkeleriydi. Protokol,

64
İ
stanbul Ticaret Odası, “Türkiye- AB İlişkileri ve Gümrük Birliği”, Yayı n No:1995-5, Ocak-1996, s.20
65
Beyazı t Balcı, “Avrupa Topluluğu ile Türkiye Arası nda 6 Mart 1995 Tarihinde İ mzalanan 1/95 sayı lı
Ortaklık Konseyi Kararı nda Yer Alan Başlıca Hükümler”, Maliye Dergisi, S.119, Mayı s- Ağustos 1995, s.12
66
Halis Çalış
kan, “AB-Gümrük Birliği”, Vergi Raporu, Yı l 3, S.4, Aralı
k 1994- Ocak 1995, s.30
67
Katma Protokol Madde 1, http://www.dtm.gov.tr/Ab/katmapro.htm,

33
politikaları
n uyumlu hale getirilmesi, sı
nai ürünler için bir gümrük birliği oluş
turulması
,
tarı
m ürünleri için tercihli rejim uygulaması
na geçilmesi, ürünler, iş
gücü, hizmetler ve
sermayenin belirli bir zaman içinde serbestleş
tirilmesi, yabancıyatı

m, yerleş
im hakkı
tanı
nması
, ekonomik politikaları
n koordinasyonu, rekabet ve devlet yardı
mları
, ekonomik
mlar ve ihracat sübvansiyonlarıkonusunda bazıuygulama öngörüleri içeriyordu.68 Bir
yardı
kaç cümleyle Katma Protokol’ün ilkeleri;

i. ı
Karşlı
klıve dengeli yükümlülükler,
ii. Kademeli bir biçimde gümrük birliği oluş
turulması
,
iii. Ekonomik politikalarda daha sı
kıbir birliktelik sağlanması
,
ş
eklinde özetlenebilir.

Katma Protokol, Ankara Antlaş


ması
nın ayrı
lmaz bir parçasıolarak görülebilir ve
ması ile çizilen çerçevenin uygulamalı bir ş
Ankara Antlaş ekilde doldurulması
niteliğindedir. Ankara Antlaş
ması
, topluluklardan sadece Avrupa Ekonomik Topluluğu ile
ş
imzalanmıtı
. Bazıdemir ve çelik ürünleri Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğ
u’nun
düzenlemeleri altı
nda olması
na rağmen, Ankara Antlaş
ması
’nı
n kapsamı
nda değildi. Bu
sorun, söz konusu ürünler için bir serbest ticaret bölgesi kurulması
nıöngören bir Katma
Protokol imzalanması
yla çözüme kavuş
turuldu.

Katma Protokol, ekonomik ve sosyal hayatı


n her alanı
na iliş
kin hükümler
tirilmesine yönelik bölümlere ağı
içermekle birlikte, Gümrük Birliği’nin gerçekleş rlı
k
vermiş
tir.

68
Rıdvan Karluk, “Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye: Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne Götürdü”
Ankara: Turhan Yayı
nları
, 1997, s.29

34
3.1.2.2.1 Türkiye ve Topluluk arası
nda gümrük vergileri ile eşetkili vergi
ve resimler ile miktar kı sı
tlamaları
nın kaldı rı
lması ve
Türkiye’nin OGT’ ne uyumu

Gümrük Birliği’nin esası


nıteş
kil eden gümrük vergileri ile eşetkili vergi ve
resimlerin kaldı

lması
, Türkiye’nin Topluluğun OGT’ne uyumu ve miktar kı
sıtlamaları
nın
kaldı

lması
, Katma Protokol’ün 7-35 inci maddelerinde düzenlenmiş
tir.

Katma Protokol’ün 17 ve 18 nci maddeleri Türkiye’nin OGT’ne uyum takvimini


içermektedir.

Protokol uyarı
nca, Topluluğun geçişdöneminin ilk gününden itibaren Türk sanayi
ıuyguladı
ürünlerine karş ğıbütün miktar kı

tlamaları
nıve eşetkili tedbirleri kaldı
rması
gerekmektedir. Katma Protokol, Avrupa Topluluğu ile Türkiye arası
ndaki gümrük
yükümlülüklerini ve miktar kı

tlamaları
nıortadan kaldı .69
rdı

Antlaş
manı
n ilgili maddeleri gereğince, Avrupa Ekonomik Topluluğu, Katma
Protokol’ün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, bazıpetrol ve tekstil ürünleri hariç olmak
üzere Türkiye’nin ihracatıüzerinde etkiye sahip olan gümrük yükümlülüklerini ve
rmayıkabul etti.70 Türkiye’de aynıiş
ödemeleri kaldı .İ
lemleri belirli bir süreçte yapacaktı lk
indirim, Protokol’ün yürürlüğe girmesiyle birlikte yapı .İ
lacaktı lk indirimden sonra, ikinci
indirim 3 yı
l, üçüncü indirim ise 5 yı
l içerisinde yapı
lacaktı
. Dördüncü ve sonraki
indirimler her yı
l yapı
lmaya devam edilecek ve 12’nci yı
l sonunda son indirim yapı ş
lmı
olacaktı
. Bazıürünler için Türkiye aynıindirimi 12 yı
l yerine 22 yı .71 Söz
l içinde yapacaktı
konusu ürünler için Protokol’ün yürürlüğe girmesiyle birlikte yapı
lacak ilk indirim % 5
oranı
nda olacaktı
. Protokol’ün yürürlüğe girmesinden 3, 6 ve 10 yı
l sonra % 5’lik üç
indirim daha öngörülmüş
tü. 12, 13, 15, 17, 18, 20, 21 ve 22’nci yı

n içinde %5’lik sekiz
indirim bu üç indirimi takip edecekti.

69
Katma Protokol, Maddeler 1–7 ve 21–31, http://www.dtm.gov.tr/Ab/katmapro.htm,
70
Katma Protokol, Ek 1–2,http://www.dtm.gov.tr/Ab/katmapro.htm,
71
Katma Protokol, Ek 3, http://www.dtm.gov.tr/Ab/katmapro.htm,

35
Protokol uyarı ıuyguladı
nca, Birlik Türk sanayi ürünlerine karş ğıbütün miktar


tlamaları
nıve eşetkili tedbirleri kaldı
rmasıgerekmektedir. Miktar kı
sıtlamaları
nın
kaldılmasısonucu doğacak olan yükümlülükler de benzer bir ş
rı ekilde zamana yayı ş
lmıtı
.
Avrupa Topluluğu, Türkiye’nin ihracatı üzerindeki bütün miktar kı
sıtlamaları

kaldı
racaktı
. Diğer taraftan Türkiye, Protokol’ün yürürlüğe girmesinin üzerinden 22 yı
l
geçmeden, Avrupa Topluluğu’ndan ithal edeceği ürünler üzerindeki miktar kı
sıtlamaları

kademeli bir ş
ekilde kaldı
racaktı
.

Türkiye, Protokol’ün yürürlüğe girmesiyle birlikte 12 yı


l devam edecek olan geçiş
süreci boyunca, Ortak Gümrük Tarifesi’ni uygulamayıda kabul etti.72

3.1.2.2.2. Tarı
m Ürünleri

Tarı
m ürünlerindeki yükümlülükler ise Katma Protokol’ün en önemli


mları
ndan birini oluş
turmaktaydı
. Protokol uyarı
nca, Türkiye tarı
m politikaları
nıOrtak
Tarı
m Politikası
’na uyumlu hale getirinceye kadar tarı ı
m ürünlerinin serbest dolaşmı
na izin
verilmeyecekti. Bu zaman zarfı
nda, Topluluk Konseyi Avrupa Topluluğu ile Türkiye
arası
nda tarı
m ürünlerinin ticaretinde tercihli tutumunu gözden geçirecekti. Türkiye tarı
m
ürünlerinin %76’sıaçı
sından tercihli ticaretten fayda sağlarken Topluluk için bu oran
.73
%7’de kaldı

Katma Protokol’ün 33/2 ve 3 üncü maddeleri Topluluğun genel mükellefiyeti


olarak Türkiye’nin Topluluk Ortak Tarı
m Politikası
’na uyum sürecinde, Türk tarı
mını
n
çı nıgöz önünde tutacağı
karları nı, Ortak Tarı
m Politikası
’nda meydana gelecek geliş
me ve
değiş
iklikleri Türk tarafı
na bildireceğini hükme bağlamaktadı
r.

3.1.2.2.3. Kiş ı
ilerin, Sermayenin ve Hizmetlerin Serbest Dolaşmı

Katma Protokol, Topluluk ile Türkiye arası


nda, Gümrük Birliğ
i’ni aş
an bir
ekonomik bütünleş
me öngörmüş
tür. Bu nedenle, malları ı
n serbest dolaşmı
na iliş
kin

72
Katma Protokol, Maddeler 18–20
73
şTicaret Müsteş
T.C. Dı arlığı, “AB ve Türkiye”, 5. Baskı
. Ankara:2002, s.333-334

36
hükümlerle yetinmeyip, aynıserbestiyi sermaye, iş
gücü ve hizmetler açı
sından da
öngörmüş ı
tür. Ancak, söz konusu yaklaşmlar desteklenmeyip, açı
klamalar bağlayı
cılı
ktan
uzak ve geleceğe yönelik dilekler olarak ifade edilmiş
tir.

Katma Protokol’ün 36’ncımaddesine göre, Türkiye ile Topluluk arası


nda iş
çilerin
ı
serbest dolaşmı
, Ankara Antlaş
ması
’nı
n yürürlüğe giriş
inden sonraki 12’nci ve 22’nci yı
l
arası
nda kademeli olarak gerçekleş
ecek, buna iliş
kin usuller ise, Ortaklı
k Konseyi
tarafı
ndan kararlaş


lacaktı
r.

Katma Protokol’ün 50/3’ncü maddesine göre, Türkiye, Topluluk kaynaklıyabancı


sermayeye tanı
dığırejimi kolaylaş

rmakla yükümlü olup, taraflar araları
ndaki sermaye
hareketleri ve buna iliş
kin ödemelere zarar verecek yeni kı

tlama koymaktan, eskilerini
artı
rmaktan sakı
nacaklardı
r.

Katma Protokol’ün 41/1’nci maddesi uyarı ı


nca, taraflar karşlı
klıolarak yerleş
me
ı
hakkıve hizmetlerin serbest dolaşmı
na yeni kı
sıtlamalar getirmemekle yükümlüdürler.
Yerleş ı
me hakkıve hizmetlerin serbest dolaşmı
na iliş
kin mevcut kı

tlamalar ise, tedricen
kaldı

lacaktı
r. Bu kı

tlamaları
n kaldı

lmasıiçim uygulanacak yöntem, sı
ra ve süreler
Ortaklı
k Konseyi’nce saptanacaktı
r. Protokol’ün 42’nci maddesinde ise, ulaş

rma sektörü
ile ilgili Türk mevzuatı
nın Topluluk kuralları
na uyumu düzenlenmektedir.

Bir takı ş
m istisnalar dıı
nda, Avrupa Topluluğ
u Türkiye’nin ihracatıüzerindeki
bütün kı
sıtlamalarıkaldı
rdıve Türkiye’nin ihracıolan ürünlerin Topluluk pazarı
nda serbest
ı
dolaşmı
na izin verdi. Diğer taraftan, Topluluk 1976 ve 1980’de Türk tekstil ürünlerine
kota uyguladı
. Tekstil ürünlerinin Türkiye’nin ihracatı
ndaki payıise %50 idi. Dolayı

yla,
ıciddi bir ticaret kı
söz konusu kota uygulamasıTürkiye’ye karş sı
tlaması
ydı
. Topluluk,
1986’da tamamlanmasıdüş
ünülen iş ı
çilerin serbest dolaşm hakkı
nıkazanmasısürecinde de
üzerine düş
en yükümlülükleri yerine getirmedi. Türkiye de, yükümlülüklerin yerine
getirilmesi konusunda protokole Topluluktan daha sadı
k değ
ildi. 1973’teki ilk ve 1976’daki
ikinci indirimin ardı
ndan Protokol’ün 60’ncımaddesinde söz edilen ve 1978’de yapı
lması
gereken üçüncü indirimi erteledi.

37
3.1.2.3. 1980–1989 Arasıİ kiler (Üyelik İ
liş çin Baş
vuru)

1980- 1989 yı
llarıarası
nda iliş
kiler istenen düzeyde oluş ş
turulamamıtı
r. Bu
durumun en önemli nedenlerinden bir tanesi Dünyanı
n içinde bulunduğu ekonomik
durgunluk, bir diğeri ise Türkiye’de süren siyasi istikrarsı
zlı
k olmuş
tur.

Türkiye GeçişDönemi’ndeki yükümlülüklerinin dondurulması


nı ı
n buna karşlı
k
Birlik yükümlülüklerinin devam etmesinin yanı
nda sekiz milyon dolarlı
k bir yardı
m
talebinde bulunmuş
tur. Birlik istenilenleri inandı

cı bulmayarak kendisine ait
yükümlülükleri de yerine getirmeyeceğini belirtmiş
tir. 1979 yı

nda yeni kurulan
ğıaçı
hükümetin yaptı klama ile dondurma kararıgeri çekilmiş
tir. 1980’deki geliş
meler ise
iliş
kilerin iyice kötüleş
mesinde etkili olmuş
tur.

12 Eylül 1980’deki askeri darbeyi takiben Türkiye ve Avrupa Topluluğu iliş


kileri
durağan bir döneme girdi. Avrupa Topluluğu-Türkiye Ortaklı
k Konseyi, uzun bir aradan
sonra 16 Eylül 1986’da toplandıve iliş
kiler yeniden baş
ladı
. Kı
sa bir süre sonra, bütün
Avrupa ülkelerine baş
vuru hakkıveren AET Antlaş
ması237. maddeye istinaden, Türkiye
üyelik için baş
vuru yaptı
. Ankara Antlaş
ması
’nı
n ve Katma Protokol’ün getirdiği
yükümlükler ise iki tarafça da yerine getirilmemiş
ti. Uzun bir sürecin ardı
ndan iliş
kiler
hala iyileş
me aş
aması
ndaydı vurusu Toplulukta ş
. Türkiye’nin üyelik baş aşkı
nlı
k yarattı
.
Topluluk, Türkiye’den baş
vurusunu iptal etmesini ve üyelik yerine iki tarafı
n da Gümrük
Birliği’ne odaklanması ş
nıistedi. Daha sonra dönemin Alman Dıiş
leri BakanıMr. Genscher
bir toplantı şaçı
da Topluluğun bakı sı
nıaçı yorsunuz”.74
kladı: “Çok büyük bir hata yapı
Bunlara rağ
men, 14 Nisan 1987’de Türkiye tam üyelik için baş
vuru yaptı
. Topluluğun
güçlü itirazları
na rağmen Türkiye’nin politik ve ekonomik yönden üyelik baş
vurusu için
:75
önemli sebepleri vardı

74
Mehmet Ali Birand, “Türkiye’nin Gümrük Birliği Macerası1959-1996”, İ
stanbul: Milliyet Yayı
nları
,
1996, 9. Baskı
, s.1
75

dvan Karluk, “Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye:Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne Götürdü”, s.
67-73

38
i. Topluluğun, Türkiye’yi Genelleş
tirilmişTercihler Sistemi’ne dahil etmemesi ve
Akdeniz ülkelerine verdiği tamamlayı
cıtavizler nedeniyle, Türkiye’nin Protokol’le
ğıavantajlar dezavantajlara dönüş
kazandı müş
tü.

ii. leme dalgasıkuzeye ikinci dalga ise güneye yönelikti. İ


Topluluğun ilk geniş lk dalga
tekstil ürünlerinde kota problemini yaratı
rken ikinci dalga ise Türkiye’yi daha çok
etkiledi, çünkü Türkiye ve bu ülkelerin ihraç ettikleri ürünler benzer nitelikteydi.
Türkiye’nin ihracat performansı
nın ve Toplulukla iliş
kilerinin bundan
etkilenmemesi ise kaçı
nılmazdı
.

iii. Türkiye’nin Toplulukla iliş


ki düzeyi, yeteri kadar mali yardı
ma izin
vermemekteydi. Türkiye’nin amacı
, üye ülke statüsü kazanarak Topluluk fonları
baş
ta olmak üzere daha genişmali imkanlardan faydalanmaktı
.

iv. Yunanistan 1975’te üyelik için baş ğı


vuru yaptı nda Türkiye hı ş
zlıdavranamamıtı
.
Türkiye, Yunanistan’la aynıanda baş şolsaydıolayları
vuru yapmı n seyrinin daha
değiş
ik olma ihtimali vardı
. Yazı
lıgaranti olması
na rağmen, Yunanistan hemen her
konuda Türkiye’nin önünde engel olmaktaydı
.

v. Her geniş
leme Türkiye’nin iş
ini daha da zorlaş
tırmaktaydıve üyelik sürecini zora
sokmaktaydı
.

Konsey, görüş hazı


rlı
kları
na baş
lamasıamacı
yla Türkiye’nin baş
vurusunu
ı
Komisyon’a iletti. Komisyon, benzerlerinden daha uzun bir süreçten, yaklaşk iki buçuk


n ardı
ndan, 18 Aralı
k 1989’da Türkiye’nin baş
vurusu ile ilgili görüş
ünü açı
kladı
.
Komisyon’un görüş
ü 10 sayfa görüşve 125 sayfa Türkiye’nin katı

mını
n sonuçlarıve
etkilerine iliş
kin açı
klamalar olmak üzere toplam 135 sayfadan oluş
maktaydı
. Konsey
Türkiye’nin üyelik için uygun ş
artlara sahip olduğunu onayladıfakat Türkiye’nin
durumunun daha detaylıbir analizinin yapı
lması
nı1992’de Ortak Pazar’ı
n kurulması
na
te bu husus ş
kadar erteledi. Görüş u ş yordu: “Komisyon, ş
ekilde yer alı u aş
amada yeni
katı

m görüş ğıgörüş
melerinin Topluluk için uygun olmadı ündedir. Daha da önemlisi,

39
Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durum, Komisyon’u hemen katı

m
görüş
melerine baş üncesine itmektedir.”76
lamama düş

3.1.2.4. 1990–1999 Arasıİ


liş
kiler (Gümrük Birliği Kararı
)

ş
Gümrük Birliği için uyum çalımaları1990 yı
llardan itibaren baş ş
lamıtı
r. Sivil
iktidar sonrasıiliş
kilerin tekrar canlanmasıile birlikte iliş
kileri geliş
tirmek amacı
yla 7
Temmuz 1990’da Komisyon tarafı
ndan, “Matutes Paketi” olarak da bilinen bir öneriler seti
kabul edildi. Bu paket:

i. Gümrük birliğinin tamamlanması


,

ii. Mali iş
birliğinin sürdürülmesi ve güçlendirilmesi,

iii. Sı
nai ve teknolojik iş
birliğinin teş
vik edilmesi,

iv. Siyasi ve kültürel bağları


n güçlendirilmesi.

gibi bazıhususlara değiniyordu. Ancak Konsey, Yunanistan’ı


n vetosu sebebiyle söz konusu
paketi asla kabul etmedi.

nda Teknik İ
21 Ocak 1992’de, Avrupa Topluluğu ve Türkiye arası şbirliği
Programıimzalandı
. 28 Eylül 1994’te Avrupa Parlamentosu, DEP milletvekillerinin
tutuklanmasıüzerine Avrupa Topluluğu-Türkiye Ortak Parlamentosu’nun aktivitelerini
dondurdu. Ankara Antlaş
ması
’nı
n doğ
al sonucu olarak Gümrük Birliği, bir takı
m
olumsuzluklardan sonra, 6 Mart 1995 tarihinde Brüksel’de yapı
lan Ortaklı
k Konseyi
Toplantı

’nda kesin kurallara bağlanarak 31 Aralı
k 2005 tarihinde resmen yürürlüğe
girmişve Gümrük Birliği süreci Türkiye için baş şoldu. 77
lamı

76
Türkiye’nin Topluluğa Üyelik Baş vurusu Hakkı
nda Komisyon Görüş
ü, Maddeler 10-11
77
AslıGündüz, Muzaffer Dartan ve Diğerleri, “Gümrük Birliği Rehberi”, Ankara: Emlak BankasıEğitim
Müdürlüğü Yayın No: 15, 1996, s.10

40
3.1.2.4.1. Ortaklı
k Konseyi Kararı

6 Mart 1995 tarihli Ortaklı


k Konseyi Kararı
, Türkiye ile Avrupa Birliği arası
ndaki
en yetkili ortak kurum olan “Ortaklı
k Konseyi” tarafı
ndan alı
nan ve Türkiye’nin Avrupa ile
olan iliş
kilerini düzenleyerek Gümrük Birliği’ne iş
lerlik kazandı
ran bir kararlar
toplamı
dır.78

1/95 sayı
lıOrtaklı
k Konseyi Kararı
, son döneme iliş
kin olarak tarafları
n
konumları
nıve yükümlülüklerini belirleyen bir hukuki düzenleme niteliğindedir. OKK,
Ankara Antlaş ’nıve Katma Protokol’ü tamamlayan ve Gümrük Birliği’nin ş
ması artları

açı
klayan bir belgedir. Bir baş
ka ifadeyle OKK, Katma Protokol’le tanı
mlanan yasal
düzenlemelerin uygulama belgesi niteliğindeydi.79 OKK, geçişsürecini bitirip, Türkiye’nin
yasal altyapı
sınıAvrupa Birliği’nin ticaret ve rekabet politikaları
yla uyumlu hale getirmesi
için gerekli olan koş
ulları
, takvimi ve yöntemleri belirlemekteydi. 1/95 sayı
lıkararı
n amacı
,
sanayi ürünleri ve iş
lenmiştarı
m ürünleri için serbest hareket imkanısağlamak, ticaret ve
serbest rekabet ortamıiçin eş
it koş
ullar yaratmaktı
.

1/95 sayı
lıOKK, gerek Gümrük Birliğ
i’nin kuruluş
undan, gerek Gümrük
Birliği’nin kuruluş
unu izleyen dönemde, “hukuki uyum” ile ilgili tedbirlerin hangi
alanlarda, ne ş
ekilde ve ne zaman alı ıkonusunda oldukça ayrı
nacağ ntı
lıhükümlere yer
vermiş
tir. 1/95 sayı
lıkarar, Türkiye’nin hangi alanlarda kendi mevzuatı
nı, kararda
belirlenmişbulunan topluluk mevzuatı
na, ne kadar süre içinde, ne ölçüde yakı
nlaşracağı

veya uyum sağlayacağı
nıda açı ş
k biçimde saptamıtı
r.

OKK, Avrupa Birliği ve Türkiye arası


nda genişbir alanda iş
birliği sağlanması
hakkı
ndadı
r. Gümrük Birliği’nin baş lıbir ş
arı ekilde uygulanmasıiçin gerekli ortamı
n
yaratı
lması
, tarı
m alanı
nda iki tarafı
n uygulamaları
nıbirbirine yaklaş

racak iş
birliğinin
sağlanması
, bağları
n kuvvetlenmesi açı

ndan kültürel iş ı
birliğinin sağlanmasıve karşlı
klı

78
İstanbul Ticaret Odası, “Türkiye AB İ
liş
kileri ve Gümrük Birliği”, s.26
79
Haluk Günuğur, 6 Mart Kararıve Gümrük Birliği, Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye, İ
ki Aylı
k Gümrük
Birliği Dergisi, İ
stanbul:1995, s.408

41
ş
anlayıı
n geliş
tirilmesi gibi alanlarda hükümler içermektedir. 1/95 sayı
lıkarar Ankara
Antlaş ’na nazaran daha kapsamlıhükümler içermektedir.80
ması

6 Mart 1995 tarihli ve 1/95 sayı


lıOKK ile, Türkiye ile AT arası
nda, sı
nai
ürünlerini konu alan bir Gümrük Birliği’nin tam olarak kurulmasıaş
aması tir.81
na gelinmiş

Gümrük Birliği’nin (sı


nai ürünlerde) tamamlanması
nıizleyen dönem, Ankara
Antlaş
ması
nda “son dönem” olarak adlandı

lmaktadı
r. Bu dönemde, Türkiye ile Topluluk
arası
nda, özellikle tarı
m ürünleri ticaretinde, önce tavizli rejimin geniş
letilmesi, tedricen
ı
serbest dolaşma geçilmesi (ancak bunun için Türkiye’nin tarı
m politikasıile AT’nin tarı
m
politikası
nın yaklaş


lmasıgerekmektedir); kiş
ilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest
ı
dolaşmı
nın sağlanmasıyönünde somut adı
mlar atı
lması
; Türkiye’nin genişanlamda
rekabet hukuku mevzuat ve uygulamaları
nın Topluluk sistemiyle giderek tam uyumlu hale
getirilmesi; Türkiye ile Topluluk arası
nda ekonomik ve hatta sosyal politika
şticaret politikaları
koordinasyonunun tedricen güçlendirilmesi ve dı nın tam uyumlu hale
melerin olmasıgerekmektedir. 82
getirilmesi yönünde somut geliş

1/95 sayı
lıOKK, Birliğin malları ı
n serbest dolaş nıtamamlayan İ
mıpolitikası ç
Pazar mevzuatı doğrultusunda hazı ş
rlanmı r.83
tı Bu kapsamda, Avrupa Birliği
müktesabatı
nı şticaret politikalarıile birlikte rekabet mevzuatı
n gümrükler ve dı , teknik
mevzuat, fikri mülkiyet hakları
, devlet yardı
mları
na iliş
kin bölümlerini de içeren 1/95 sayı

karar ile geleneksel anlamdaki bir gümrük birliği iliş
kisinden çok daha ileri bir bütünleş
me
tir.84
çerçevesi belirlenmiş

80
T.C. Dı şTicaret Müsteş arlığı, a.g.e., s.333-334
81
Avrupa Birliği-Türkiye, http://www.die.gov.tr/projects/gümrük/ek.html(08.02.2006)
82
Avrupa Birliği-Türkiye, http://www.die.gov.tr/projects/gümrük/ek.html(01.10.2006)
83
İç Pazar mevzuatı , AB üyesi ülkeler arası ndaki ekonomik faaliyetler ile AB’nin diğer ülkelerle olan dış
ticaretini ayırarak malları n serbest dolaş ımı politikası
nı gümrük vergileri ile eş etkili tedbirlerin
kaldı rılması
nın ötesinde ticaret, sanayi ve rekabet politikalarıile bunları n hukuki altyapılarına ilişkin
düzenlemelerle tamamlayan mevzuattı r.
84
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/degerlendirmeler/html (03.02.2006)

42
1/95 Sayı
lıOKK baş

ca aş daki alanlarda hükümler içermektedir:85
ağı

a) Malları ı
n serbest dolaşmı(taraflar arası
nda gümrük vergisi ve miktar


tlamaları
nın kaldı

lmasıve Ortak Gümrük Tarifesi uyumu),

b) Teknik mevzuat uyumu,

c) AB’nin Ortak Ticaret Politikası


’na ve tercihli gümrük rejimlerine uyum,

d) Türkiye’nin Topluluk Ortak Politikası


’na uyumu ve tarı
m ürünleri ticaretinde
uygulanacak tercihli rejim,

ı
e) Gümrük Kodu’na uyum ve karşlı
klıidari iş
birliği,

f) Yasaları
n yakı
nlaş


lması(fikri, sı
nai ve ticari mülkiyetin korunması
; Gümrük
Birliği’nin rekabet kuralları
; ticari koruma araçları
; devlet yardı
mları
; kamu alı
mları
),

g) Kurumsal hükümler

3.1.2.4.1.a. Malları ı
n Serbest Dolaşmı

Malları ı
n serbest dolaşmıve ticaret politikasıile ilgili hükümler, tarı
m ürünü
ş
dıı
nda kalan, Türkiye’de ya da Toplulukta üretilen ya da üçüncü ülke kaynaklıolup
ı
serbest dolaşma konulan ürünlere uygulanı
r.

Bu bölümde, sanayi malları


nı ı
n OKK’na göre serbest dolaşm ş
artları
düzenlenmekte, Türkiye’nin AB’nin tercihli anlaş
ma ve düzenlemeleri de dahil olmak
üzere, Topluluğun Ortak Ticaret Politikası
na uyumunun kurallarıbelirlenmektedir. Bu
bölümdeki hükümler çerçevesinde, taraflar ithalatta ve ihracatta uygulanan; gümrük
vergileri ve eşetkili vergiler ile miktar kı
sıtlamaları(örneğin tekstil kotaları
) ve eşetkili
tedbirleri tamamen kaldı ş
rmılardı
r.

85
www.dtm.gov.tr /ab/OKK95/1-95.htm. (08.02.2006)

43
Gümrük Birliği’nin olmazsa olmaz koş
ulu olarak nitelendirilen bu alandaki
ı
karşlı
klıyükümlülükler 01.01.1996 itibariyle yerine getirilmişbulunmaktadı
r.

3.1.2.4.1.b. Teknik Mevzuat Uyumu, Ticarette Teknik Engellerin


Kaldı
rılması

AB’de de “malları ı
n serbest dolaşmı
” için ilk adı
m olarak gümrük birliği
gerçekleş
tirilmiş
, ancak zaman içinde sadece bir klasik gümrük birliğ
i tanı

çerçevesindeki tedbirlerin, malları ı
n serbest dolaşmı
nıarzu edilen ekonomik yararı
sağlayacak ölçüde gerçekleş
tirmeye yetmediği görülmüş ş
tür. Bu nedenle ve genişbakı
açı ş
lıbu anlayıla malları ı
n serbest dolaşmı
nın önündeki engellerin de kaldı

lmasıyoluna
gidilmiş
tir. Bunları ı
n başnda da “teknik engeller” gelmektedir. 86 1/95 Sayı
lıOKK’ nda bu
anlamda esas olarak iki önemli unsur öngörülmektedir.87

●Türkiye’
nin bu alandaki Topluluk araçları
nı, bir baş
ka deyiş
le standardizasyon,
ölçüm, kalibraj (ayarlama), kalite, test ve sertifikalandı
rma konuları
ndaki Topluluk
mevzuatı
nı, Karar’ı l içinde benimsemesi,88
n yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yı

●Bu süreç boyunca, herhangi bir anda Türkiye’nin bir mal ile ilgili olarak gerekli
uyum koş
ulları
nıyerine getirmesi halinde, sürenin sonu beklenmeksizin söz konusu malı
n
.89
önündeki teknik engellerin kalkacak olması

AB Mevzuatı
na uyum konusunda 9 Mart 1996 tarihli Resmi Gazete’de yayı
mlanan
şTicarette Standardizasyon Rejimi Kararı8 Nisan 1996’da yürürlüğe girmiş
Dı tir. Yeni
Rejim’de kontrollerin uluslararasıuygulamalara paralel olarak, yalnı
zca can güvenliği,
çevrenin korunması
, ulusal güvenlik gerekleri ve tüketicinin korunmasıkavramları
çerçevesinde yapı
lması
, kalitenin diğer unsurları
nın ise piyasa koş
ulları
na bı
rakı
lması
ş
amaçlanmı r. İ
tı hracatçı
lar açı

ndan avantajlar yaratacak bu hususta, kurumlar arası

86
http://www.kobinet.org.tr/katilimci-kuruluş
lar/vakiflar/IKV-11.HTM (31.12.2005)
87
http://www.kobinet.org.tr/katilimci-kuruluş
lar/vakiflar/IKV-11.HTM (31.12.2005)
88
Rıdvan Karluk, “Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye: GB Ne Getirdi Ne Götürdü”, s.208
89
Rıdvan Karluk, “Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye: GB Ne Getirdi Ne Götürdü”, s.208

44
çekiş
melerin ı
aşlması ve bir an önce sistem değiş
ikliğinin gerçekleş
tirilmesi
gerekmektedir.90

3.1.2.4.1.c. şTicaret Politikası


AB’nin Ortak Dı ’na ve Tercihli Gümrük
Rejimlerine Uyum

Türkiye, 1/95 Sayı


lıOKK’nı
n yürürlüğe girmesi ile birlikte;

● AB’
nin ithalat, ihracat ve tekstil mevzuatı
na uygun tedbirleri uygulamaya
koyacaktı
r,

● AB’
nin Ortak Ticaret Politikasıkapsamı ıuyguladı
nda üçüncü ülkelere karş ğı
koruma tedbirleri Türkiye tarafı
ndan da uygulanacaktı
r,

●AB’
nin Tercihli Ticaret Politikalarıaynen kabul edilecektir,

●AB’
nin gümrük kanunlarıve Ortak Gümrük Tarifesi aynen kabul edilecek ve
uygulanacaktı
r,

●Türkiye üçüncü ülkelerle ticaret anlaş


malarıimzalayacaktı
r,

●Türkiye ayrı
ca, Karar’ı
n yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yı ı
l içinde; karşlı
klı
ğıtercihli gümrük rejimine uyum
yarar temelinde, AB’nin üçüncü ülkelere uyguladı
sağlayacaktı
r.

Ortak Ticaret Politikasıbağlamı


nda Türkiye, Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret
Politikası
’nıKarar’ı
n yürürlüğe girmesinden itibaren beşyı
l içinde uygulamayıkabul
etmiş
tir. Avrupa Birliğ şticarete dayalıortak
i’nin Ortak Ticaret Politikasıuygulamasıdı
kurallar ve politikalar üzerine kurulu bir ortak Pazar kurulmasıgerekliliğinden doğmuş
tur.
Söz konusu birleş
ik ve ortak kurallar ve bütün ülkeler için geçerli olacaktı
. Ortak Ticaret
Politikası
, malları
n üye ülkeler arası ı
nda serbest dolaşmı
nın sağlanması
nı, oluş
abilecek

90
http://www.kobinet.org.tr/katilimci-kuruluş
lar/vakiflar/IKV-11.HTM (01.01.2006)

45
trafik bozulmaları
nın önlenmesini ve Avrupa Birliği içerisinde ortak kuralları
n
uygulanması .91
nıamaçlamaktaydı

Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaş


ması
’nı
n (GATT) 24. maddesine paralel
olarak Türkiye, Karar’ı
n yürürlüğe girmesini takiben, tekstil ve giyim sektöründe Avrupa
Birliği ile aynıpolitikalarıuygulamayıkabul etti ve Avrupa Birliği de Türkiye ile bu
hedefine ulaş birliği yapacağı
ma yolunda iş nıbildirdi. İ
ki taraf, Türkiye düzenlemelerini
tamamlayana dek, Türkiye’den Avrupa Birliği’ne yapı
lacak olan tekstil ve giyim
ihracatları e ş
nda menş ahadetnamesi (certificate of origin) 92 sistemini uygulamayıkabul
ettiler. Bu uygulama, ortak ülkeye yeniden ihraç etmek üzere, ortak ülkeden daha düş
ük bir
ştarifeye sahip ülke tarafı
dı ndan üçüncü bir ülkeden ithalat yapı
lmasısonucu oluş
an ticaret
nıengelledi. 93
sapması

Avrupa Birliği, söz konusu ülkeler arası


nda Gümrük Birliğ
i’ni tesis ettikten sonra,
ticari iliş
kilerinde Ortak Gümrük Tarifesi’ni uygulamaya soktu. Türkiye, Karar’ı
n
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, üçüncü ülkelerle arası
ndaki ticari iliş
kilerinde OGT’nin
benimsenmesini kabul etti. Uygulamanı
n ilk safhaları
nda, AB’nin ortalama oranı%7 iken,
Türkiye’nin ortalama oranı%40’tıve iki taraf arası .94 Avrupa Birliği,
nda büyük fark vardı
değiş
ime hı
zla ayak uydurabilmesi amacı
yla OGT ile ilgili tüm değiş
ikliklerden Türkiye’yi
makul bir zaman dilimi içinde haberdar etmeyi kabul etti. Türkiye, AB ile aynıanda
ikliklere adapte olamazsa, ek bir zaman verilebilirdi. Hiçbir ş
değiş ekilde Türkiye’nin OGT
seviyesinin altı
nda gümrük tarifesi uygulaması
na izin verilmeyecekti. Katma Protokol’ün
19. maddesi uyarı
nca, Türkiye beşyı
l boyunca OGT oranları
ndan daha yüksek gümrük
tarifeleri uygulayabilecekti. Uygulama 2/95 sayı
lıkarardaki ürünleri kapsayacaktıve
Türkiye’nin 1967 yı

ndaki toplam ithalatı
nın %5’inin üzerine çı . 95
kmayacaktı

91
Rıdvan Karluk, Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye:Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne Götürdü, s.195
92
Menş e Şahadetnamesi; ihraç konusu eş yanı
n akit ülke menş eli olduğunu veya gördüğü değiş
iklik ve
işlemler dolayı
sıyla o ülke menş eli sayı
lmasıgerektiğini bildirir belgedir. (Eriş
im Tarihi:
http://www.kobifinans.com.tr/bilgi_merkezi/020804/10170, 25.09.2006)
93
Gümrük Tarifeleri, URL: http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ing/comtec.htm.2006. s.2
94
Rıdvan Karluk,“Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye: Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne Götürdü”. s.40
95
Alıntı16 Ocak 2005’te URL: http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ing/comtec.htm

46
1/95 sayı
lıkarar gereğince Türkiye, kararı
n yürürlüğe girmesini takip eden 5 yı
l
içinde ve kademeli bir ş
ekilde, kendi koş
ulları
nıAB’nin tercihli gümrük sistemi rejimiyle
uyumlu hale getirecekti. Anlaş şpazarları
malar dı n Türk pazarı
na girmesini kolaylaş
tı ğı
rdı
gibi, Türk ihracatçı
ları
nı şpazarlara ulaş
n da dı ımı
nıkolaylaş

rmaktaydı
.

ş
Süreç boyunca, AB’nin tarife oranlarıdıı
nda bir tarife uygulanı
rsa, üçüncü
ülkelerden AB’ye ürün ithal edilirse ve menş
e ülke veya ihraç eden ülke ilkesi gereği
tercihli uygulama kapsamı ı
nda serbest dolaş ı
ma sokulursa, bunun karş ğı
lı nda telafi edici
vergi ödenmesi gerekecekti.

TABLO 3.1
Türkiye’nin OGT Uygulaması

l 12 yıllı
k liste 22 yıllı
k liste
(%) (%)
1989 - 20
1990 20 20
1991 30 20
1992 40 40
1993 60 50
1994 80 70
1995 90 85
1996 100 100

Kaynak: Rı , İ
dvan Karluk, AB ve Türkiye, 5. Baskı stanbul: Emir Ofset, 1994, s.417

Karar’da öngörülen değiş


ikliklerin bir kı
smı
için ise üçüncü ülkelerle bir müzakere
süreci baş
latı şbulunmaktadı
lmı r. Bu sürecin birinci ayağıAB’nin tercihli anlaş
maları
nın
olduğu üçüncü ülkelerle, benzer nitelikli anlaş
malar imzalanmasıamacı
na yönelik olarak
gerçekleş
tirilmektedir.

1/95 Sayı
lıOKK’ nı
n 16’ı
ncımaddesinde belirtildiği gibi 2001 yı

na kadar
Topluluğun tercihli ticaret rejimine uyum çerçevesinde Türkiye’nin, AB’nin serbest ticaret
anlaş ğıüçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaş
malarıimzaladı malarımüzakere etmesi

47
gerekmektedir.96 Türkiye, serbest ticaret anlaş
malarıile önemli avantajlar elde etmekle
birlikte, söz konusu ülkelerin Türkiye ile yürütecekleri ticarette AB’nin tanı
mışolduğu
tavizleri tanı
ma yükümlülüğünü üstlenmektedir. Bunun yanısı
ra üçüncü ülkelerle ancak
Gümrük Birliği ile belirlenmiş ortak gümrük tarifesi dahilinde ticari iş
birlikleri
gerçekleş
tirebilmektedir.

ı
Karar’da da öngörüldüğü üzere, karşlı
klıçı
karlar esas alı
narak müzakere edilen
bu anlaş
maları
n öncelikle ülkeler arası
ndaki ticaret hacmini artı
rmasıve ticarete konu olan
malları itlenmesine yol açacağıumulmaktadı
n çeş r. Böylece ticaret sapmalarıönlenebilecek,
yerli üreticilerimiz uygun koş
ullarda ve fark giderici vergi uygulaması
na maruz kalmadan
girdi temin edebilecek ve AB, EFTA, MDAÜ’ler arası
nda uygulanan Pan- Avrupa Menş
e
Kümülasyonu’na 97 Türkiye’nin de katı
labilmesi için gerekli zemin yaratı r.98
şolacaktı
lmı

Türkiye, bu güne kadar 17 tercihli ticaret anlaş


masıimzaladı ş
. Ancak imzalamı
olduğu Serbest Ticaret Antlaş
malarıbu ülkelerin 1 Mayı
s 2004’te Avrupa Birliği’ne tam
üye olmalarınedeniyle 30 Nisan 2004 itibariyle yürürlükten kalktı
.

m ve İ
3.1.2.4.1.d. Tarı şlenmişTarı
m Ürünleri Ticareti

Türkiye ile AB arası


ndaki ortaklı
k anlaş
maları
nda, tarı
m ürünlerinin serbest
ı
dolaşmı
nın ancak Türkiye’nin Topluluğun ortak tarı
m politikası
nıüstlenmesi sonrası
nda

96
http://www.kobinet.org.tr/katilimci-kuruluş lar/vakiflar/IKV-11.HTM (01.01.2006)
97
Pan-Avrupa Menş e Kümülasyonu Sistemi, AB, EFTA üyesi ülkeler ile Macaristan, Çek ve Slovak
Cumhuriyetleri, Romanya, Bulgaristan, Polonya ve Baltı k Devletleri) arası ndaki serbest ticaret anlaş maları
çerçevesinde 1 Ocak 1997 tarihinden beri uygulanmaktadı r. Sistem taraf ülkeler arası ndaki serbest ticaret
anlaş malarını
n menş e kümülasyonu ile birleş tirilerek fiilen bir serbest ticaret alanıtesis edilmesini ve Avrupa
sanayiinin üçüncü ülkeler karş ısında tek bir sanayi olarak hareket etmesini amaçlamaktadı r. Türkiye, Avrupa
Topluluğu, EFTA Ülkeleri, Bulgaristan ve Romanya’dan oluş an Pan Avrupa Menş e Kümülasyon Sistemine
(PAMK) dahil ülkeler, Faroe Adalarıve Akdeniz ülkeleri arası nda aynımenş e kuralları na sahip serbest ticaret
anlaş malarıkapsamı nda yapı lan tercihli ticarette, sisteme taraf ülkeler menş eli girdilerin diğer taraf ülkelerce
serbestçe kullanılması na, üretilen eşyanı n söz konusu ülkelerin tercihli rejiminden yararlanabilmesine ve bu
şekilde mevcut üretim kaynakları nın birleş tirilmesine olanak tanı yan ticaret sistemidir.
(www.gumruk.gov.tr/gumruk/dosyaupload/ab/haberler/PAAMK, Eriş im Tarihi: 01.10.2006)
98
Baran Altı nel, “ The Effects of Custom Union With Particular Reference To Selected Aspects of
Turkish Economy, İ stanbul: Yayı nlanmamı şYüksek Lisans Tezi, 2005, s.32

48
geçerlilik kazanacağıhükmü yer almaktadı
r. Bundan dolayıtarı
m ürünleri sı

r gümrükle
ı
serbest dolaşm olanağı
ndan yoksundur.99

1/95 sayı
lıOKK’nda, taraflar arası
ndaki tarı
m ürünleri ticaretinde uygulanmakta
olan tercihli rejimin, aş ı
amalıolarak ve karşlı
klıavantajlar yaratacak biçimde geliş
tirilmesi
hükmü yer almaktadı
r. Ancak Ankara Antlaş
ması
’nı
n imzalanması
ndan OKK’nı
n kabülüne
kadar geçen sure içinde Topluluk tarafı
ndan tanı
nan çeş
itli tavizler sonucunda, AB’ye
yönelik tarı
m ürünleri ihracatı
mızı
n büyük kı
smıgümrük vergisi muafiyetlerinden veya
indirimlerinden yararlanarak gerçekleş
tirilir hale gelmişbulunmaktaydı
.

3.1.2.4.1.e. AB Gümrük Kodu’na Uyum ve İ


dari İ
şbirliği

Türkiye, 1/95 sayı


lıOrtaklı
k Konseyi Kararı
nın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle
“Topluluk Gümrük Kodu ve Uygulama Yönetmeliğinin; menş
e, gümrük değeri, serbest
ı
dolaşm, ekonomik etkisi olan gümrük iş
lemleri, gümrük borcu ve baş
vuru hakkıgibi
ı
hükümlerini uyarlamak suretiyle üstlenecektir. Gümrükler konusunda karşlı
klıidari

birliğinin yöntemleri de ayrı r.100
ca belirlenmişbulunmaktadı

Bu doğ ıBirliğin
rultuda Türkiye, 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle üçüncü ülkelere karş
Ortak Gümrük Tarifesi’ni uygulamaya baş ş
lamıtı
r.

Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisine etkilerine iliş


kin değ
erlendirmelerde, ilk

amada gümrük vergileri ve kotaları
n kaldı

lması
nın yaratacağıkamu gelir kaybıüzerinde
durulmaktadı
r. Ancak 1994 yı

ndaki gümrük gelirleri gayri safi milli hası
lanı
n %2.31 iken,
1997’de %2.61 olmasısöz konusu eleş
tirilerin gerçekleş
mediğini ortaya koymaktadı
r. Söz
konusu veriler Gümrük Birliği’nin beklenenin aksine bir kamu gelir kaybı
na değil, düş
ük
ş
oranda olmakla birlikte gelir artıı ğısonucunu vermektedir.101
na yol açtı

99
Avrupa Ekonomik Danı şma Merkezi, “Türkiye AB İ lişkileri”, Ankara: Profile, 2001, s.36
100
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/degerlendirmeler/html (03.02.2006)
101
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/degerlendirmeler/html (03.02.2006)

49
Gümrük vergileri ile ilgili düzenlemelerin yanısı
ra, Topluluğun gümrük
konusundaki kanun, yönetmelik ve idari tasarrufları
na uyum sağlanması
nıhükme bağlayan
Ortaklı
k Konseyi Kararıile Türkiye, Birliğin Gümrük Kodunun oluş
turan 2913/92 ve
2454/93 sayı
lıiki tüzüğünü kendi mevzuatı
na aktarmayıüstlenmiş
tir. Dört yı
llı
k bir
gecikme sonucunda 5 Şubat 2000 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 4458 sayı
lıGümrük
Kanunu ile Türkiye bu yükümlülüğünü yerine getirmiş
, malları
n menş
ei, gümrük değeri,
Gümrük Birliği alanı
na girişve çı
kış
lar, gümrük iş
lemlerine iliş
kin Topluluk Gümrük
ş
Koduna uyum sağlanmı r.102

3.1.2.4.1.f. Yasaları
n Yakı
nlaş
tırı
lması
●Fikri ve Sı
nai, Mülkiyet Hakları
nın KorunmasıAlanı
nda Uyum

Gümrük Birliği çerçevesinde özel önem verilen konu baş



kları
ndan bir tanesi de
Fikri, Sı
nai ve Ticari Mülkiyet (FSTM) konusundaki koruma seviyelerinin
itlenmesidir.103

Fikri mülkiyetlerin her iki tarafta da eş


it düzeyde korunması
nın sağlanamaması
halinde Gümrük Birliği’nin iyi iş
leyemeyeceğinden hareketle, Karar’ı
n 31’inci maddesi ve
Karar’a ekli 8 no’lu ek ile düzenlemeler yapı şve Türkiye’nin bazıTopluluk
lmı
mevzuatı
na, bazıuluslararasısözleş
melere ve Ticaretle Bağlantı
lıFikri Mülkiyet Hakları
Antlaş
ması
’na (TRIPS) uyum sağlamasıhüküm altı
na alı ş
nmıtı
r.

OKK çerçevesinde Türkiye hem endüstriyel hem sanatsal mülkiyet hakkı



kapsayan fikri ve sı
nai mülkiyet hakkı
na iliş
kin mevzuatı
nıAB mevzuatı
na uyumlaş
tırmayı
büyük oranda baş ş
armıtı
r. Sı
nai mülkiyet haklarıkonusunda gerekli mevzuatı
, son derece
zlıve bilinçli bir ş
hı ekilde, Gümrük Birliği öncesinde yürürlüğe koymuşve yarıresmi bir
organ olarak Patent Enstitüsü’nü 1994 yı

nda kurmuş
tur. 1995 yı

nda son derece eski

102
Altı
nel, a.g.e., s.45
103
Rıdvan Karluk, “Avrupa Birliği ve Türkiye”, s.476

50
kanunlara dayanan ve güncelliğini yitiren Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun kapsamı
geniş
letilmişve AB mevzuatı
na yakı
nlaş

rı ş
lmı r.104

Türkiye’nin bu alanda gösterdiği mevzuat uyumu ve kurumsallaş


ması
,
Komisyon’un İ
lerleme Raporları ı
’nda takdirle karşlanmaktadı
r. Ancak, FSTM alanı
nda
ş olması
ihtisas mahkemelerinin henüz kurulmamı n etkin bir ş
, mevzuatı ekilde
uygulanması
nda tereddütlerin oluş
ması r.105
na neden olmaktadı

●Rekabet Hukukuna Uyum


1/95 sayı
lıOrtaklı
k Konseyi Kararı
’nda uyum öngörülen bir diğer önemli alan
Rekabet Mevzuatı
’dı
r.

Kamu teş
ebbüsleri ve ticari nitelikteki devlet tekellerinin, birlik vatandaş
larıile
Türk vatandaş
larıarası
nda ayrı
m yapmaz hale gelmesi, ticari nitelikteki devlet tekellerinin
yeniden düzenlenmesi, İ
hracatta Gözetim ve Koruma Önlemlerinin Değerlendirme Kurulu
oluş
turularak ithalatta haksı
z rekabetin önlenmesi ve Rekabet Kurulu’nun önlenmesi ve
ş
Rekabet Kurulu’nun kurulmasıgibi çalımalar aracığı
lı yla firmalara eş
it rekabet koş
ulları
sağlanarak tekelleş ş
menin önlenmesi amaçlanmı r.106

Türkiye ile Avrupa Birliği arası


ndaki Gümrük Birliği kapsamı
nda, rekabet
kurallarıve mevzuat uyumu ile uygulamalarda iş
birliğine iliş
kin yükümlülükler 1/95 sayı

Ortaklı
k Konseyi Kararı
’nı
n 30-42’nci maddelerinde düzenlenmiş
tir. Söz konusu
maddelerde, AB ile Türkiye arası
ndaki ticareti etkilediği ölçüde, “teş
ebbüsler arası
nda
rekabet bozucu veya kı

tlayı
cıantlaş
ma, karar ve uygulamalar” ile “hâkim durumun
kötüye kullanı
lması ş ve Türkiye’nin, Gümrük Birliği’nin öngördüğü
” yasaklanmı
ekonomik bütünleş
me için gerekli olan mevzuat uyumunu gerçekleş
tirmesi yükümlülüğüne

aret edilmiş
tir. Ayrı
ca, Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesinden itibaren bir yı
l
içerisinde, AB’de yürürlükte olan tüm blok muafiyet yönetmeliklerinde ve AB

104
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/degerlendirmeler/html (03.02.2006)
105
Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, s.477
106
Uyar, a.g.e., s.163

51
makamları
nca geliş
tirilen içtihat hukukunda yer alan ilkelerin Türkiye’de de
uygulanması
nın sağlanmasıöngörülmüş
tür.

Bu konuda atı
lan ilk adı
m, Rekabetin KorunmasıHakkı
ndaki Kanun’un
13.12.1994 tarihinde yayı
nlanması
dır. Yine bu çerçevede değ
erlendirilebilecek
“Tüketicinin KorunmasıHakkı
ndaki Kanun” da 1995 yı
lıiçerisinde yürürlüğe konmuş
bulunmaktadı ş
r. Rekabet Kurulu’nun fiilen çalımaya baş
lamasıçeş
itli sebeplerle 3.11.1997
ş
tarihine sarkmı r.107

Türkiye, AB rekabet politikası


na uyum açı
sı ş
ndan birçok tedbir almıtı
r. Bu
ağı
düzenlemeler aş daki ş
ekilde belirtilebilir:108

• Kamu teş
ebbüsleri ve ticari nitelikteki devlet tekellerinin, AB vatandaş
larıile
Türk vatandaş
larıarası
nda ayrı
m yapmaz hale gelmesi,

• Ticari nitelikli devlet tekellerinin yeniden düzenlenmesi,

• İ
hracatta Gözetim ve Koruma Önlemleri Değerlendirme Kurulu oluş
turularak
ithalatta haksı
z rekabetin önlenmesi,

ş
• Rekabet Kurulu’nun kurulmasıgibi çalımalar aracığ
lııyla firmalara eş
it rekabet
koş
ullarısağlanarak tekelleş
menin önlenmesi.

Yukarı
da sı
ralanan bu düzenlemeler ile alt yapı
sıkurulan daha rekabetçi ortam
Türk menş
eli malları
n sadece AB pazarları nda da rekabet ş
nda değil dünya pazarları ansı

artı
rmaktadı
r.

●Ticari Korunma Araçları


Ortaklı
k Konseyi, Türkiye’nin iç pazarla rekabet, Devlet yardı
mları
nın denetimi
gibi konulardaki müktesabatıüstlendiği ölçüde, taraflar arası
ndaki anti-damping ve anti-
ş
sübvansiyon tedbirleri dıındaki ticari korunma araçları
nın kaldı

lması
na karar

107
http://www.dtm.gov.tr/ab/rekuyumu.htm (15.05.2006)
108
Gümrük Birliği, http://www.ikv.org.tr/gumrukbirligi.php, (Eriş
im Tarihi:20.09.2006)

52
verebilecektir. Türkiye’nin Topluluk müktesabatı
nıüstlenme sürecinde, Katma Protokol’ün
47’inci maddesi çerçevesinde anti-damping ve anti-sübvansiyon soruş
turmaları
nda erken
uyarısistemi tesis edilecek, soruş
turmaları
n sonuçlandı

lması
nda ise fiyat taahhüdüne
öncelik verilecektir.109 Bu konuda Türkiye, ilgili mevzuatı
, Dünya Ticaret Örgütü’nü kuran
Anlaş
ma ekinde yer alan damping ve sübvansiyona iliş
kin anlaş
malar ve bu konudaki yeni
AB Konsey Tüzüklerini dikkate alarak gözden geçirmişve “İ
hracatta Haksı
z Rekabetin
Önlenmesi” kanun tasarı tir.110
sıTemmuz 1999’da TBMM’den geçmiş

●Devlet Yardı
mları

Prensip olarak, belli kuruluş


larıya da belli ürünlerin üretimini özendirmek
suretiyle rekabeti bozan veya bozma tehdidi oluş
turan her türlü devlet yardı
mını
n Gümrük
Birliği’nin düzgün iş
leyiş ğıkabul edilmiş
i ile uyumlu olmadı tir. Türkiye, bu temel prensip
çerçevesinde gerekli mevzuat değiş
ikliklerini gerçekleş
tirmeyi üstlenmiş
tir.

Karar uyarı ğı
nca, Türkiye AB’nin tekstil ve konfeksiyon sektörüne uyguladı
devlet yardı
mları
na Karar’ı
n yürürlüğe girmesinden önce, diğer yardı
m planları
na ise
yürürlükten itibaren iki yı
l içinde uyum sağlayacaktı
r.

ğı “Türkiye’de spesifik devlet yardı


Türkiye’nin, Eylül 1995’de yaptı mı
ğı
bulunmadı ; mevcut teş
vik tedbirlerinin ise genel ya da bölgesel nitelikli olmaları
dolayı
sıyla Gümrük Birliği Kararıve Dünya Ticaret Örgütü Sübvansiyonlar ve Telafi edici
Tedbirler Anlaş
masıhükümlerine aykı ğı
rıolmadı ” yolundaki bildirim AB tarafı
ndan kabul
edilmiş
tir. AB’nin tekstil ve konfeksiyon sektörlerindeki devlet yardı
mıprogramları
na ise
r.111
şbulunmaktadı
1.1.1996 tarihi itibariyle uyum sağlanmı

109
http://kobinet.org.tr/hizmetler/katilimci-kuruluslar/vakiflar/IKV-11.htm
110
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/degerlendirmeler/html (03.02.2006)
111
http://kobinet.org.tr/hizmetler/katilimci-kuruluslar/vakiflar/IKV-11.htm

53
●Tekeller ve Kamu Alı
mları

Türkiye tekeller alanı


nda, kamu teş
ebbüsleri ile özel veya münhası
r haklar tanı
nan
özel teş
ebbüslerle ilgili olarak, OKK’nı
n yürürlüğe girmesinden itibaren bir yı
l içinde
topluluk mevzuat ve içtihadı
nda yer alan ilkelerin gözetilmesini sağlayacaktı
r. Ticari
nitelikli Devlet tekelleri ise Karar’ı
n yürürlüğe girmesinden itibaren ikinci yı

n sonuna
kadar aş
amalıolarak Topluluk ve Türkiye vatandaş
larıarası
nda ayrı
m yapı
lmayacak
ş
ekilde uyumlaş

rı r.112
lacaktı

Türkiye’deki devlet tekelleri ile AB’deki ş


irket tekelleri arası
nda fark olmaması

sağlamak amacı
yla; alkol, alkollü içecekler ve tütün ürünlerine iliş
kin tekel kanunu
yürürlüğe girdi.

20 Temmuz 2002’de, 1/95 sayı


lıkararla uyumlu uygulamaları
n taslakları

rlamak üzere Tütün Ürünleri ve Alkollü İ
hazı çecekler Düzenleme Kurulu kuruldu.113

3.1.2.4.1.g. Kurumsal Hükümler

Bu baş

k altı tir:114
nda üç önemli düzenleme getirilmiş

ş
• Bilgi ve görüşalıveriş
i sağ
lamak, Ortaklı
k Konseyi’ne tavsiyelerde bulunmak ve
Gümrük Birliği’nin düzgün iş
leyiş
ini temin etmek üzere bir Gümrük Birliği Ortak Komitesi
oluş
turulmuş
tur.

• Gümrük Birliği’nin iş
leyiş
ini doğrudan ilgilendiren alanlarda mevzuat tespiti ve
değiş
tirilmesi esnası ı
nda karşlı ş
klıdanıma mekanizmasıöngörülmüş
tür.

● Gümrük Birliği’nin düzgün iş


lemesinin gerektirdiğ
i durumlarda, Türk
uzmanları
nın bazıteknik komitelere katı
lmasıimkânıyaratı ş
lmıtı
r.

112
http://kobinet.org.tr/hizmetler/katilimci-kuruluslar/vakiflar/IKV-11.htm
113
http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ing/comtec.htm (20.01.2005)
114
http://kobinet.org.tr/hizmetler/katilimci-kuruluslar/vakiflar/IKV-11.htm

54
3.1.2.4.2. Lüksemburg Zirvesi ve Türkiye için Avrupa Stratejisi

Gümrük Birliği ile ilgili olarak daha tatminkâr bir değerlendirmenin yapı
labilmesi
için, Lüksemburg Zirvesi sonuçlarıkapsamı
nda Komisyon tarafı
ndan hazı
rlanan, “Türkiye
için Avrupa Stratejisi” belgesini değerlendirmek gerekir.

Gümrük Birliği kapsamı kilerimiz olağan ş


ndaki ticari ve ekonomik iliş ekilde
seyrederken Aralı
k 1997’de gerçekleş
tirilen ve AB üyesi ülkelerin hükümet ve devlet
baş
kanları
nın yanısı
ra, AB’nin geniş
leme perspektifinde yer alan aday ülke temsilcilerinin
de katı ğıLüksemburg Zirvesi sonunda alı
ldı nan kararlar, Türkiye- AB iliş
kilerinde yeni bir
süreç baş ş
latmıtı
r.

Lüksemburg Zirvesi sonucunda;

● Sermayenin serbest dolaş


ımıile ilgili Türkiye’de mevcut mevzuat ortamı
nın
ı
nispeten liberal, buna karşlı
k AT’ndaki sermaye hareketlerini düzenleyen mevzuatı
n
gerisinde olduğu belirtilmiş
, Türkiye’nin bu çerçevedeki Topluluk müktesabatı
na uyumu
doğrultusunda bir dialog mekanizması
nı tir.115
n tesisi önerilmiş

●Topluluğun yaklaş
ımıve İ
zleme Raporu içinde değerlendirilen hizmetler özellikle
bankacı

k, sigorta ve menkul kı
ymet piyasasıgibi mali hizmetler alanı
nıkapsamaktadı
r.
Topluluk bu çerçevede yer alan mevzuatı
n AT müktesabatı
na büyük oranda uygun
n yeterli olacağıgörüş
olduğunu belirtmekte, bazıince ayarları ünü ortaya koymaktadı
r.

Topluluğun ana eğ
ilimi, hizmetlerin serbestleş
tirilmesi için tercihli bir anlaş
manı
n
müzakeresine baş
lanmasınoktası r.116
ndadı

● Ankara Antlaş
masıve Katma Protokol’ün çizdiği doğrultuda tarı
m ürünleri
serbestisinin sağlanabilmesi için, Türkiye’nin Topluluğunkine benzer bir tarı
m politikası
uygulamasıgerektiği vurgulanmaktadı
r.

115
Avrupa Birliği ve Türkiye, s. 482
116
Avrupa Birliği ve Türkiye, s. 482

55
3.1.2.4.3. Helsinki Zirvesi

Gümrük Birliği, Türkiye için ekonomik sebepler açı


sından olduğu kadar siyasi
sebepler açı

ndan da önem ı
taşmaktaydı
. Sonuç olarak, gümrük birliğinin
tamamlanması
nın ardı
ndan Türkiye üyeliğe odaklandı
. Türkiye, Gümrük Birliği’nin
üyeliğe giden yolu kolaylaşracağıdüş
tı üncesindeydi. Olaylar ise düş
ünülenin aksi yönünde
ti. Komisyon, 16 Temmuz 1997’de Gündem 2000117 adı
gerçekleş nıverdiği raporda
Türkiye’yi geniş ş
leme sürecinin dıı
nda bı
raktı
. Gümrük Birliği’nin olumlu yönde
ş
çalı ğı
tı na iliş
kin rapor da, üyelik için yeterli referansısağlayamadı
.

1999 yı

nda gerçekleş
en deprem AB ile Türkiye’yi birbirine daha da yakı
nlaş

rdı
.
2 milyon Euro’luk iki adet insani yardı
m paketine ek olarak, yeniden yapı
landı

lma
amacı
yla 30 milyon Euro’luk yeni bir insani yardı
m paketinin verilmesi konusunda
uzlaş
maya varı
ldı
. 13 Ekim 1999’da yayı
nlanan ikinci düzenli rapordan sonra 10–11 Aralı
k
1999’da yapı
lan Helsinki Zirvesi’nde Türkiye, oybirliği ile Avrupa Birliği’ne aday ülke
olarak kabul ve ilan edilmiş it konumda olacağıaçı
, diğer aday ülkelerle eş k ve kesin bir
tir.118
dille ifade edilmiş

Helsinki Zirvesi kararları


na göre, Türkiye diğer aday ülkeler gibi bir Katı

m
Öncesi Stratejisinden yararlanacaktı
r. Böylece, Türkiye topluluk programlarıve ajansları
ile, aday ülkeler ile Birlik arası
nda, katı

m süreci çerçevesinde yapı
lan toplantı
lara katı
lma

117
Avrupa Komisyonu, tarihinde bir dönüm noktasıniteliği taş ıyan GÜNDEM 2000 (Agenda 2000) paketi
ile, genişletilmişbir topluluk için gerekli kurumların çerçevesini ortaya koyarak, 2006 yı lı
na kadar Birliğin
alacağıyolun genel hatları nıbelirlemiş tir. 15 Temmuz 1997’de Amsterdam Zirvesi’nde kabul edilen
Amsterdam Anlaş masıile Avrupa Birliği’nin yeni geniş leme stratejisi yönünde bir karar alınmışve aynı
zirvede Avrupa Komisyonu, 21. Yüzyı lda AB’nin gündeminde yer alacak tüm sorunlarıele alan ve
geniş leme ile ilgili bir metin olan Gündem 2000’i kabul etmiş tir. Amsterdam Anlaş masısonrası nda kabul
edilen Gündem 2000, kalkı nma, rekabet ve istihdam konuları nı güçlendirmek, temel politikaları
modernleş tirmek ve Birliğin sı nı nıUkrayna, Beyaz Rusya ve Moldova’yıda içine alacak ş
rları ekilde doğu
sınırlarına kadar geniş letmek için ortaya konan bir stratejidir. 24 –25 Mart 1999 tarihlerinde gerçekleştirilen
Berlin Zirvesi’nde Gündem 2000 üzerinde uzlaş maya varı lmı ştı
r. (http://www.canaktan.org/ekonomi/avrupa-
birligi/amsterdam.htm, Eriş im Tarihi: 01.10.2006)
118 www.deltur.cec.eu.int/helsinki-sonuc.html, (Eriş im Tarihi: 02.10.2006)

56
imkanı
na sahip olacaktı
r. Zirve Sonuç Bildirisi ayrı
ca, önceki AB Konseyi kararları
çerçevesinde bir katı
lı ğıhazı
m ortaklı nıöngörmektedir. 119
rlanması

nda;120
Helsinki Zirvesi sonrası
●Malları ı
n serbest dolaşmıalanı
nda; sanayi ürünleri bakı
mından genel durumun
tatmin edici bulunduğ
u, Avrupa standartları
nın kabülü konusunda belirli bir ilerlemenin
kaydedildiği, bununla beraber ticarette teknik engellerin kaldı

lması
na iliş
kin çerçeve
mevzuatı
n henüz kabul edilmemişolması
nın önemli bir eksiklik olduğ ş
u vurgulanmıtı
r.

●Rekabet alanı
nda; anti-tröst (piyasadaki haksı
z ya da tekelci sayı
lan uygulamayı


tlayan yasalar) kaydedilen geliş
melere rağmen henüz uyum sağlanmasıgereken
alanları
n bulunduğu, devlet yardı
mlarıalanı
nda taraflar arası
nda görüş
melere ihtiyaç
ğıayrı
duyulduğu, Komisyon’un TEKEL’in faydalandı calı
klıhaklar konusunda önemli
çekinceleri bulunduğu kaydedilmiş
tir.

● Fikri, Sı
naî ve Ticari Mülkiyet Haklarıkonusunda önemli bir geliş
me
kaydedildiği, ancak ası ı
l önem taşyan hususun kabul edilen düzenlemelerin etkin bir
ş ş
ekilde uygulanmasıolduğu vurgulanmıtı
r.

●Ticaret Politikalarıalanı
nda; Türkiye’nin bu alandaki uyumunun tatmin edici bir
düzeye ulaşğı
tı , Topluluğun tercihli ticaret politikaları
na uyumun hı ğı
zla sağlandı , Gümrük
Birliği’nin baş lıbir ş
arı ekilde hizmetler ve kamu alı
mlarıalanları
na geniş
letilmesinin
Türkiye’yi uluslararasıanlaş
malar bakı
mından Topluluğun pozisyonuna yaklaşracağı

ifade edilmektedir.

● Gümrükler konusunda; kaydedilen geliş


melere rağmen henüz tam uyumun
gerçekleş
mediği, Türkiye’nin gümrük rejimi ile AB’nin Gümrük Kodu arası
ndaki mevcut
farklı

kları
n özellikle serbest bölgeler bakı
mından giderilemediğ tir.121
i belirtilmiş

119
Sevgi Altınbaş, “The Effects of The Custom Union on Turkish Manufacturing Sectors”,
(Yayı nlanmamı şYüksek Lisans Tezi) İ stanbul:2004, s.51
120
The European Union, “The Commission’s 2004 Regular Report on Turkey’s Progress Towards
Accession”, URL:http://europa.eu.int/comm/enlargement/turkey/index/htm, (Eriş
im Tarihi: 02.10.2006)

57
3.1.2.5. 2000–2004 Arasıİ
liş
kiler (Müzakerelere Baş
langı
ç Tarihi)

3.1.2.5.1. Kopenhag Zirvesi - Katı


lı ğıBelgesi
m Ortaklı

Aralı
k 1999’da gerçekleş
tirilen Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin AB’ne
ğı
adaylı nı
n resmi olarak teyidinden sonra, Türkiye- AB iliş
kileri bakı
mından en önemli
kilometre taş
ları
ndan bir tanesi 12–13 Aralı
k 2002 tarihlerinde yapı
lan Kopenhag Zirvesi
olmuş
tur. Kopenhag Zirvesi Sonuç Bildirisi’nde, Aralı
k 2004’de yapı
lacak AB Konseyi
Zirvesi’nde, AB Komisyonu tarafı
ndan hazı
rlanacak rapor ve öneriler temelinde,
ı
Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini karş ğı
ladı na karar verilmesi halinde, katı

m
müzakerelerinin gecikmeksizin baş lacağıöngörülmüş
latı tür. Konsey ayrı
ca Komisyon’un 9
Ekim 2002 tarihli “Geniş ı
lemiş Birliğe Doğru” Strateji Belgesi’ndeki yaklaşmı

benimseyerek Katı
lı ğ
m OrtaklııBelgesi’nin gözden geçirilmesini ve Türkiye’ye yönelik
katı

m öncesi mali yardı şsağlanması
mda önemli bir oranda bir artı nıöngörmüş
tür.

Avrupa Birliğ
i, 4 Aralı ğ
k 2000 tarihinde yaptııtoplantı
da AB komisyonu
tarafı
ndan Türkiye’nin ilk Katı
lı ğıBelgesi’ni122 onaylamı
m Ortaklı ştı
r. Katı
lı ğ
m Ortaklıı
Belgesi, diğ
er adı
yla Türkiye’nin katı

m için yol haritası
, Türkiye’nin hangi konularda
kendi mevzuatı
nıAB müktesebatı
na daha da yakı
nlaş
tırmasıgerektiği ve katı

m süreci
boyunca AB’nin hangi mali çerçeveler kapsamı
nda Türkiye’yi destekleyeceği gibi
konularda öncelikli noktalarıbelirtmekteydi. Diğ
er aday ülkeler gibi Türkiye’nin Katı

m
ğıBelgesi de AB Komisyonu tarafı
Ortaklı ndan hazı
rlanan tek taraflıbir belgedir.
Türkiye’nin Katı
lı ğıBelgesi, İ
m Ortaklı lerleme Raporu, 8. BeşYı
llı
k Kalkı
nma Planıve
kendi ihtiyaçlarıdoğrultusunda oluş
turduğu üyeliğe yönelik öncelikleri yerine getirmek için
atacağısomut adı
mları
n Ulusal Program çerçevesinde ortaya konulmasıgerekmektedir.
Konsey, Mart 2001’de Türkiye’nin Katı
lı ğıBelgesi ve AB’nin Türkiye’ye
m Ortaklı
yapacağımali yardı
ma iliş .123
kin Çerçeve Düzenleme’yi onayladı

121
The European Union, “The Commission’s 2004 Regular Report on Turkey’s Progress Towards
Accession”, URL:http://europa.eu.int/comm/enlargement/turkey/index/htm, (18 Kası m 2005))
122
http://www.ikv.org.tr/turkiye-ab/guncel/kob2003.htm, Eriş
im Tarihi: 01.08.2006)
123
Rıdvan Karluk, a.g.e., s.830

58
Katı
lı ğıBelgesi, Türkiye tarafı
m Ortaklı ndan Avrupa Birliği’ne katı

m yolunda
kaydedilen ilerlemelere iliş
kin Komisyon’un yı
llı
k ilerleme raporunda belirlenen öncelikli
faaliyet alanları
nı, söz konusu önceliklerin gerçekleş
tirilmesine yardı
mcıolacak mali
araçlar ve bu yardı
mı kullanma koş
ulları
nı tek bir çerçeve altı
nda toplamayı
amaçlamaktadı
r. Katı
lı ğ
m Ortaklıı Belgesi, aday ülkelerin katı

m hazı
rlı
kları

desteklemeye yönelik bir siyasi araçlar dizisi platformu oluş
turmaktadı
r. Türkiye’nin,
gözden geçirilmiş Katı
lı ğ
m Ortaklıı Belgesi temelinde, Topluluk müktesebatı
nın
üstlenilmesine iliş
kin gözden geçirilmişbir Ulusal Program hazı
rlamasıbeklenmektedir.

3.1.2.5.2. Katı
lı ğıBelgesi- Diğer Geliş
m Ortaklı meler

Mart 2003’te Komisyon, Türkiye’nin Katı



m Stratejisine iliş
kin Güçlendirme
Raporunu yayı
nladı
. Söz konusu rapora göre komisyon, toplamda 1,050 milyon Euro’ya
varacak ve 2004–2006 yı
llarıarası
nda yapı
lacak bir mali yardı
m öngörmekteydi. Mali
yardı
m ise, Katı
lı ğı
m Ortaklı ’ndaki koş
ulları
n gerçekleş
mesiyle iliş
kilendirilmiş
ti. Raporda
ayrı
ca siyasi diyalog, ekonomik diyalog, adalet ve iç iş
leri, deniz güvenliği, gümrük
birliğinin kapsamı
nın geniş
lemesi gibi konularda daha geniş çaplı bir iş
birliği
önerilmekteydi.

Katı
lı ğı
m Ortaklı , 19 Mayı
s 2003’te revize edilerek Konsey tarafı
ndan kabul
edildi. AB Müktesebatı
nın Benimsenmesi İ
çin Ulusal Program da 24 Temmuz 2003’te
revize edildi. Program, Türkiye’nin Katı
lı ğıiçin yapı
m Ortaklı lacaklarıöngörüyor,
ğa iliş
Ortaklı kin önceliklerin uygulama takvimini, insani ve mali kaynaklar açı

ndan
ğı
Ortaklı n muhtemel etkilerini içeriyordu. 5 Kası
m 2003’te Komisyon, Türkiye için altı
ncı
düzenli raporunu yayı
nladı
. Revize edilmiş Katı
lı ğı
m Ortaklı ’ndaki beklentilerin
çoğunluğunun gerçekleş
tiğinden bahsetmekteydi. Diğer taraftan ise, reformları
n
uygulaması
nda eksiklikler olduğuna da belirtmekteydi. 12 Aralı
k 2003’te Brüksel Avrupa
Konseyi, Türkiye’nin reformları
n hı
zlandı

lması
na iliş
kin belirgin ve kararlıtavrı
na
istinaden, Düzenli Raporu ve Komisyon’un önerilerini de dikkate alarak Aralı
k 2004’te
müzakerelerin baş
layabileceği sonucuna vardı
.

59
6 Ekim 2004’te Regular Report’u da göz önünde bulunduran Komisyon, Türkiye
ile müzakerelere baş ı
lama önerisini sundu. Komisyon müzakerelere yaklaşm açı

ndan üç
temele dayanan bir strateji önerdi. Birincisi, Türkiye’deki reform sürecinin devam
ettirilmesi ve desteklemesi konusunda iş
birliğ
inin güçlendirilmesi; ikincisi, Türkiye’nin
katı

mına iliş
kin ortaya çı
kabilecek özellikli sorunları
n müzakereye dahil edilmesi ve son
olarak da AB üye ülkeleri ile Türk vatandaş
ları
nıbir araya getiren güçlü bir siyasi ve
kültürel diyalogun oluş
ması
ydı
. 15 Aralı
k’ta Avrupa Parlamento’sunda Türkiye için
oylama yapı
ldı
. Parlamento’dan, 262 hayı ı
r oyuna karşlı
k 407 evet ile acilen müzakerelere
baş
lanmasıgerektiği kararıçı
ktı
. 16–17 Aralı
k 2004’te Brüksel Avrupa Konseyi’nde,
Türkiye ile gecikme olmadan müzakerelere baş
lanmasıyönünde karar alı
ndı
. Konsey,
Komisyon’dan 3 Ekim 2005’te baş
layacak açışmüzakereleri için görüştaş
lı ımasıamacı
yla
çerçeve bir öneri hazı
rlaması ağı
nıtalep etti. Bu öneri aş daki konular temel alı
narak
hazı :124
rlanacaktı

i. Müzakereler bir hükümetlerarasıKonferans’ta yürütülecek, kararlar oybirliği


gerektirecek ve müzakereler çeş
itli kı

mlara ayrı
lacaktı
.

ii. Uzun geçişdönemleri, sapmalar ve kalı ş


cıkorunmalar tartımalara konu olacaktı
.

iii. Müzakereler ancak Mali Çerçeve’nin kurulması


ndan sonra sonuçlandı

labilecekti.

iv. Müzakerelerin amacıkatı



m olsa da, sonuç garanti edilmemekte ve müzakereler
açı
k uçlu bir süreç olarak görülmekteydi.

v. AB’nin üzerine kurulduğu temeller özgürlük ilkeleri, demokrasi, insan hakları


na
saygı
, temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü konuları
na riayet edilmemesi
durumunda üye ülkelerin üçte birinin talebi üzerine müzakereler askı
ya
alı
nabilecekti.

124
Avrupa Konseyi 2004 Baş
kanlı
k Kararları
, Madde 23, http://www.ikv.org.tr, Eriş
im Tarihi: 18.09.2006.

60
vi. ı
Birlik, karşlı ş
klıanlayııgeliş
tirmek üzere sivil toplumun da dahil edileceği yoğ
un
bir siyasi ve kültürel diyalog içine girecekti.

3.1.2.6. AB-Türkiye İ
liş
kilerinde Sonraki Adı
mlar

Türkiye’nin AB ile iliş


kileri tek bir hedef üzerine kurulmuş
tu ve bu hedef de
Türkiye’nin Birliğe üyeliği idi. Ankara Antlaş
ması
, Katma Protokol ve Gümrük Birliği
kararlarıbu hedefe Türkiye’nin daha hı
zlıulaş
ması
nısağlayacak olan araçlardı
. Gümrük
Birliği de iliş
kilerde bir diğer adı
mıoluş
turmaktaydı
. Gümrük Birliği, Türkiye’nin
ekonomik koş
ulları
nın, AB koş
ulları zlıbir ş
na daha hı ekilde uyumlu hale getirilmesini
sağlayacak devam eden süreçte Ortak Pazar ve AB-Türkiye arası
nda parasal birlik
gündeme gelecekti.

11 Nisan 2000 tarihindeki Türkiye-AB Ortaklı


k Konseyi toplantı

nda 8 adet alt
komite kurulmasıkararlaş
tırı
ldı
. Bunlar, tarı
m ve balı
kçı

k, iç piyasa ve rekabet, ticaret,
ekonomik ve parasal konular, buluş ı
lar, taşmacı

k-çevre-enerji, bölgesel kalkı
nma-
istihdam-sosyal politika, gümrük-vergi-uyuş
turucu-kara para aklama alt komiteleriydi.
ş
Komitelerin çalımalarıtarama süreci için bir hazı
rlı ş
k çalımasıolarak değerlendirilecekti.
Komiteler yı
lda iki defa toplanacak, Türkiye ve Avrupa Birliği temsilcilerinden
oluş .125
acaktı

ı
Müzakere sürecinin uzun ve karmaşk bir süreç olmasınedeni ile Türkiye ile
müzakerelerin 8 -12 yı in, İ
l sürmesi beklenmektedir. Örneğ spanya ile müzakereler 8 yı
l
Estonya ile ise 7 yı
l boyunca devam etti. Portekiz üyelik için 1956 yı

nda baş
vuru yaptıve
ancak 1986 yı

nda üyeliğe kabul edildi. Türkiye, 80.000 sayfadan fazla AB kuralı
nımilli
hukukunun içine yerleş
tirmek zorunda olduğundan, katı

m hedefine ulaş
mak ancak ortak
hareket edilirse müzakerelerin beklenenden daha önce sonuçlanmasımuhtemel olacaktı
r.

125
Türkiye-AB İ
liş
kileri, http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ABgenisleme/genisleme/html (20.01.2006)

61
ğıKurumları
3.1.3. AB-Türkiye Ortaklı

Türkiye, ortak üye olarak AB kurumları


na katı
lamamaktadı
r. Çünkü Türkiye
henüz ortak ülke değildir ve AB ortak olmayan bir ülkeye kurumları
na katı
lma ve karar
sürecini etkileme hakkıvermek istememektedir. Ortaklı
k rejiminin uygulanmasıve
devamı
nın sağlanmasıamacı
yla Ankara Antlaş
masıile üç temel kurum oluş
turuldu. Bunlar,
Ortaklı
k Konseyi, Ortaklı
k Komitesi ve Karma Parlamento Komisyonu’dur. Taraflar
arası
nda iliş
kiler geliş
tikçe, yeni kurumlar tesis edildi.

AB-Türkiye Ortaklı
k kurumları
, bazen siyasi nedenler bazen de iş
çilerin serbest
ı
dolaşmıgibi konular nedeniyle düzenli toplantı
lar gerçekleş
tiremedi. Örneğin, Gümrük
ş
Birliği Ortak Komitesi’nin ayda bir toplanmasıplanlanmıtı
. Komite ise 1996’da sadece 5
defa toplanabildi ve sonraki yı
llarda da bir veya iki defa toplantıgerçekleş
tirildi. Toplantı
zamanları
nda düzensizlik hemen hemen bütün Ortaklı
k Kurumlarıiçin geçerliydi. Söz
konusu düzensizliklerin kurumları
n verimliliğini düş
ürmesi ve dolayı

yla Türkiye’nin

zınıyavaş
latmasıise kaçı
nılmaz oldu.

3.1.3.a. Ortaklı
k Konseyi

Ortaklı
k Konseyi 1963 yı

nda imzalanan Ankara AnTlaş
ması
’nı
n 22. maddesi
ğı
gereğince kuruldu. Ortaklı n ana karar alma organı
dır. Ortaklı
k Konseyi, Türkiye-AB
kilerinin ş
iliş ekillendirilmesi ve yönlendirilmesi bakı
mından en etkin kuruluş
tur. Amacı
,
siyasi, ekonomik ve ticari konularda ortaklı
k rejiminin uygulanmasıve gittikçe geliş
mesini
sağlamaktı
r. Temel sorumluluğu Ankara Antlaş
masıve Katma Protokol’ün hedeflerine
ı
ulaşlması
nısağlayacak kararlar almaktı
r. Komisyon, Üye Ülkeler ve Türkiye’nin
temsilcilerinden oluş
maktadı
r. Baş
kanlı
k taraflar arası
nda 6 ayda bir değ
iştirilmektedir.
Kararlar oybirliği ile alı
nmaktadı
r. Toplantı
lar en az 6 ayda bir bakanlar seviyesinde
yapı
lmaktadı
r. Ek olarak Konsey’in, uyuş
mazlı
kları
n çözümünde önemli görevleri vardı
r.
Anlaş
malarla ilgili her türlü uyuş
mazlı
k Konsey’e getirilmektedir. Konsey’in de

62
uyuş
mazlı
klarıçözüme kavuş
turmasıbeklenmektedir. Konsey, her yı
l Karma Parlamento
Komisyonu’na sunulmak üzere bir etkinlik raporu hazı r.126
rlamaktadı

3.1.3.b. Ortaklı
k Komitesi

Ortaklı
k Komitesi, Ortaklı
k Konseyi’nin 3/64 sayı
lıkararıgereğ
ince oluş
turulmuş
bir kurumdur. Komite, Ortaklı
k Konseyi için gündem hazı
rlar ve Ortaklı
k iliş
kilerinden
doğan teknik problemleri değerlendirir. Komite iki tarafı
n teknisyenlerinden oluş
maktadı
r.
Komite’nin baş
kan ve sekreteri Ortaklı
k Konseyi’nde de uygulanan prosedür ile atanı
r. Bu
alt komiteler AB mevzuatı
nıkapsayan konularıbelli baş

klar altı
nda ele alarak incelemeye
baş ş
lamıtı
r. Komitelerin bir diğer önemi ise gerek AB’den gerek Türkiye’den uzmanları
n
r.127
bir araya gelmesini sağlamaktı

3.1.3.c. Karma Parlamento Komisyonu

Karma Parlamento Komisyonu, 14 Mayı


s 1965 tarihli Avrupa Parlamentosu
kararı
, 22 Haziran 1965 tarihli TBMM kararıve 27 Temmuz 1965 tarihli Ortaklı
k Konseyi
kararıile kurulmuş
tur. Komisyon, TBMM’den 12 temsilci ve Avrupa Parlamentosu’ndan
12 temsilciden oluş
maktadı
r. Komisyon, özellikle TBMM Baş
kanı
na ve Avrupa
Parlamentosu baş
kanı
na Ortaklı
k Konseyi tarafı
ndan sunulan yı
llı
k rapordaki konulara
ağı
rlı
k vermekle birlikte Ankara Antlaş
ması
ndan kaynaklanan sorunları
n
değerlendirilmesinden sorumludur. Komisyon yı
lda iki defa toplanı
r. Karma Parlamento
ğı
Komisyonu, Türkiye-AB ortaklı nı
n denetim organı
dır. Görevi, Ortaklı
k Konseyi’nin
kendisine sunduğu yı
llı
k faaliyet raporları ğı
nıincelemek ve Türkiye-AB ortaklı na iliş
kin
konularda tavsiyelerde bulunmaktı
r. Avrupa Parlamentosu ve TBMM tarafı
ndan kendisine
meye yetkilidir.128
gönderilecek sorunlarıgörüş

126
http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?lang, (Eriş
im Tarihi: 10.09.2006)
127
http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ankand.htm, (Eriş im Tarihi: 01.10.2006)
128
http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?lang, (Eriş
im Tarihi: 10.09.2006)

63
3.1.3.d. Gümrük Birliği Ortak Komitesi

Gümrük Birliği Ortak Komitesi, Ankara Antlaş


ması
’nı
n 24. maddesi ve Ortaklı
k
Konseyi’nin 1/95 sayı
lıkararıgereğince kurulmuş
tur. Komite, Ortaklı
k Konseyi’ne
tavsiyelerde bulunur ve Türk mevzuatı
nın AB mevzuatıile yakı
nlaş


lması
ndan
sorumludur. Komite, iki tarafı
n temsilcilerinden oluş
ur ve ayda bir defa toplanı
r. Komite,
sorumlulukları
na yardı
mcıolmasıamacı ş
yla alt komiteler ve çalıma gruplarıkurabilir. 1/95
sayı
lıOKK’nı
n 50(1). maddesi ile kurulmuş
tur. Mevzuat uyumunun takibi çerçevesinde bir
ş
tavsiye kurumu olarak çalıan Gümrük Birliği Ortak Komitesi, mevzuat ve Ortaklı
k
ş
Konseyi’ne görüşbildirmektedir. Komite’nin etkili ve düzenli olarak çalıması
, Gümrük
Birliği’nin sorunsuz iş
lemesi açı
sı ı
ndan önem taş r. 129
maktadı

3.1.3.e. Ortak İ
stiş
are Komitesi

Ortak İ
stiş
are Komitesi Ankara Antlaş
ması
’nı
n 24. maddesine kuruldu. Birlik
Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nden 18 temsilci ve Türkiye’den de esas olarak ekonomik
ve sosyal çı
kar grupları
nın üyeleri olan 18 temsilciden oluş
maktadı
r. Komite’nin amacı
ı
karşlı ş
klıanlayııgeliş
tirmek ve bilgi seviyesini yükseltmektir.

3.1.3.f. AKÇT- Türkiye Ortak Komitesi

AKÇT-Türkiye Ortak Komitesi 25 Temmuz 1996’da imzalanan serbest ticaret


anlaş
ması
na göre serbest ticaret kapsamı
nda mal ticaretini düzenlemek amacı
yla kuruldu.
Baş
kanlı
k taraflar arası
nda her yı
l el değiş
tirmektedir. Toplantı
lar yı
lda bir defa Ankara ve
Brüksel’de yapır.130

129
http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ankand.htm, (Eriş
im Tarihi: 01.10.2006)
130
Türkiye-AB İlişkileri, URL: http://www.dtm.gov.tr/abigm, (22 Ocak 2005)

64
3.2. Türkiye- Avrupa Birliği Gümrük Birliği’nin Farklı

kları

Türkiye ile AB arası


ndaki Gümrük Birliği, klasik anlamdaki gümrük birliğinden
ya sahiptir131 . Bu farklı
farklıbir yapı ğı
lı n temel sebebi, kapsamı
nın yalnı
zca gümrük
vergileri, kotaları
n kaldı

lmasıve üçüncü ülkelere ortak koruma oranları
nın uygulanması
ile sı
nırlıkalmaması
, ticarete doğ
rudan veya dolaylıetkisi olabilecek tüm tedbirlerin
(rekabet politikası
, devlet yardı
mları
, standartlar ve teknik mevzuat, fikri mülkiyet
hakları
nın korunması
) uyumunu içermesidir.

Diğer taraftan Gümrük Birliği, Türkiye için salt bir ekonomik entegrasyon hareketi
değil, AB’ye tam üyelik yolunda tamamlanmasıgereken bir aş r132. Bu çerçevede,
amadı
Gümrük Birliği Türkiye’nin AB entegrasyonunun olmazsa olmaz bir aş
amasıolarak
algı
lanmaktadı
r. Bu durum da Türkiye-AB Gümrük Birliği’ni diğer ekonomik
entegrasyonlardan ayı
rmaktadı
r.

Türkiye-AB Gümrük Birliği sanayi ürünlerini ve iş


lenmiş tarı
m ürünlerini
kapsamaktadı
r. Baş
ka bir deyiş
le, 1/95 sayı
lıKarar, tarı ş
m ürünleri dıı
nda kalan ve
ı
Toplulukta serbest dolaşmda bulunan ürünler bakı
mından uygulanmaktadı
r.

Gümrük birliklerinde, ortak ticaret politikasıuygulaması


nın zorunlu kı ğ
ldııbir
ş
danıma ve karar alma usulünün taraflar arası
nda tesis edilmesi kaçı
nılmazdı
r. 1/95 sayı

ş
Karar da uyum sağlamaya yönelik sürekli bir danıma prosedürü öngörmüş
tür. Ancak,
ğ
Gümrük Birliği’nin tamamlandııtarihten bu yana, AB’nin gümrük birliklerinde görüldüğü
ş
ölçüde danıma faaliyetlerine yer vermediği görülmektedir.

Son olarak, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin taraflarıarası


nda uluslararasıve çok
taraflıplatformlarda ortak temsil edilmeye iliş
kin bir mekanizma bulunmamaktadı
r. Söz
konusu eksikliğin, Türkiye açı
sından sakı
ncalar doğurabileceği düş
ünülmektedir.
131
İ
KV, Avrupa Birliğ i’nin Gümrük Birliği, Malları n Serbest Dolaş ı
mı şTicaret Politikalarıve
, Ortak Dı
Türkiye’nin Uyumu, s. 63.
132
DELTUR, “AB-Türkiye Gümrük Birliği- Refah İ ş
çin Birlikte Çalıma”,
http://www.deltur.cec.eu.int/abrefah.rtf (14 Mart 2006)

65
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N TÜRKİ
YE EKONOMİ
SİÜZERİ
NE

GENEL ETKİ
LERİ

Türkiye ile Avrupa Birliği arası


nda Gümrük Birliği uygulaması
na 1/95 Sayı

,6
Mart 1995 tarihli karara dayanı
larak 31.12.1995 tarihinde geçilmişbulunmaktadı
r. Avrupa
Birliği’nin oluş
um sürecinde uygulana gelen önce tam üyelik, akabinde gümrük birliği
uygulaması
, Birliği oluş
turan ülkeler arası
nda sadece Türkiye açı
sından istisnai bir durum
amasış
arz eden önce gümrük birliği, sonra tam üyelik aş eklinde belirlenmiş
tir. 6 Mart 1995
tarih ve 1/95 sayı
lıAvrupa Birliği Ortaklı
k Konseyi kararıile öngörülen tarihte
uygulanması
na baş
lanı
lan Gümrük Birliği, Türkiye açı

ndan klasik bir gümrük birliğinin
kapsam ve amacı
nıaş ı
an yükümlülükler ve vaatler taş r.133
maktadı

Türkiye-AB Gümrük Birliğ


i, 1/95 sayı
lıOrtaklı
k Konseyi Kararıçerçevesinde
1.1.1996 tarihinde gerçekleş
tirilmiş
tir. Gümrük Birliğ
i’nin tamamlanması
nda son adı
m 23
Ekim 1995 tarihinde toplanan Ortaklı
k Komitesi’nde atı ş
lmıtı
r. Komite, Türkiye’nin
gerekli yasal düzenlemeleri yerine getirdiğini belirtmişve GB’nin iyi bir ş
ekilde iş
lemesine
kin teknik ş
iliş artları
n bir araya geldiğini kabul etmesini Ortaklı
k Konseyi’ne tavsiye
etmeye karar vermiş
tir. 30 Ekim 1995 tarihinde toplanan Ortaklı
k Konseyi’nde, Komite
lemesi için gerekli ş
Raporu’na dayanarak GB’ nin iyi iş artları
n yerine getirildiği sonucuna
varı ş
lmı r. 134

AB, üye devletler ve Türkiye, insan haklarıkonusunda genişkapsamlıve sürekli


bir diyalogu desteklemeye davet edilmişve Türk yetkililerinin Anayasa ve Ceza Yasasıile

133

dı r Mor (Gümrük Başkontrolörü), “Gümrük Birliği Uygulaması nın Sosyal ve Ekonomik Maliyeti ile
Faydası nın Ekonomik BazıParametreler Işı
ğında Değerlendirilmesi”, DışTicarette Durum, S.48 (Aralı k,
2001), s.101
134

dvan Karluk, “Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye”, s.201

66
ilgili reform sürecini devam ettirmesi istenmiş
tir. Türk Hükümeti’ne, PKK’ya ve Kürtleri
ş
temsil eden örgütlere, Kürt sorununa siyasi ve barıçı
l bir çözüm bulmalarıiçin çağrı
da
, PKK’dan ş
bulunulmuş iddet kullanmaktan vazgeçmesi talep edilmiş
tir. Türk yetkililerine
de Türkiye’nin toprak bütünlüğü ilkesine sadı
k kalı
narak, Kürt ası
llıvatandaş
ları
n kültürel
kimliklerini ifade edebilmelerine izin verilmesi yolunda bir çağrı
da bulunulmuş
tur. Konsey,
Komisyon, BM ve Kı
brı
s Hükümeti’nden, Ada’nı
n bölünmesine son verecek her türlü
önlemi almalarıve Türk Hükümeti’nden Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki kararı
doğrultusunda somut adı tir.135
mlar atmasıistenmiş

Konsey ve Komisyon’un Türkiye’deki insan hakları


nıve demokratik geliş
imi
sürekli olarak izlemesi ve Komisyon’un yı
lda en az bir defa AP’na bu konu ile ilgili bir
rapor sunmasıda Parlamento’da kabul edilmiş
tir. Genel Kurul’da Avrupa Halk Partileri
Grubu’ndan Alman Parlamenter M.Schwaiger’in, 1996 yı

ndan itibaren 5 yı
llı
k bir süre
için Topluluğ
un bütçe kaynakları
ndan 375 milyon ECU tutarı
nda bir mali yardı
m öngören
Raporu da benimsenmiş
tir. Rapor’da, Türkiye’de insan hakları
na ve demokratik ilkelere
saygıgösterilmesinin, AB’nin mali desteği için önemli ş
artlar olduğu ibarelerine de yer
verilmiş
tir.

Türkiye-AB Gümrük Birliği, 30.12.1995 tarihli Resmi Gazete’de yayı


nlanan
95/7603 sayı
lıBakanlar Kararıile fiilen gerçekleş
miş
tir. Bu Karar ile, 12 ve 22 yı
llı
k
listelerde ertelenen son indirimler yapı ş
lmı, 12 ve 22 yı
llı
k listelerde OGT’ne uyumlar
gerçekleş
tirilmiş
tir. 15 Nisan ve 9 Temmuz 1995 tarihlerinde Toplu Konut Fonu %20’den
toplam olarak %40 oranı
nda indirildikten sonra, aynıBKK ile uygulaması
na 1.1.1996 tarihi
itibariyle son verilmiş
tir. Teknik ifadeyle, Katma Protokol’ün 16’ı
ncımaddesi gereğince
14.08.1981 tarih ve 8/3464 sayı
lıBKK Eki ile mali nitelikteki gümrük vergileri listesinde
yer alan eş
yaları
n ithalat gümrük vergisi ile eşetkili vergi ve resimlerinde %100’lük
indirim yapı şve bu eş
lmı yalardan Türk Gümrük Tarifesi ile Topluluk Ortak Gümrük
Tarifesi arası ş
nda %100’lük uyum sağlanmıtı
r.

135
Manisalı
, a.g.e., s.128

67
Böylece Türkiye, 1995 yı
lısonu itibariyle AB ile sanayi ürünlerinde Gümrük
Birliği’ni gerçekleş
tirmiş
tir. Bunun doğal sonucu olarak da AB, Türk tekstil ve konfeksiyon
ğ
ürünlerine uyguladııkotaları1 Ocak 1996’dan itibaren kaldı
rarak Türkiye’nin AB’nin
ş
Kota Kontrol Sistemi ( SIGL) dıı
na çı
kartı ğı
ldı nıaçı ş
klamıtı
r.

1 Ocak 1996 tarihi itibariyle ABD’den sanayi ürünü ithalatı


nda gümrük vergileri


rlanı
rken, üçüncü ülkeler için uygulanan vergiler, AB’nin belirlediği Ortak Gümrük
tir. Yeni İ
Tarifesi seviyesine çekilmiş thalat Rejimi, AB’nin OGT’ne uygun ş
ekilde 8 veya
12’li bazda CN Kod Sistemine göre düzenlenmiş
tir. Yüzde 10.97 olanıüçüncü ülkelerden
nda ağı
sanayi ürünleri ithalatı rlı
klı%5 civarı
nda olan koruma kaldı
rı ş
lmıtı
r. Yeni rejim ile
birlikte 15.500 ürünün gümrük vergileri sı

rlanı
rken, sanayi ürünleri ithalatı
nda TKF’nu
kesintisi kaldı
rı ş
lmı, demir-çelik ürünü 132 madde de üç yı
llı
k geçişdönemi uygulamaya
konulmuş
tur. Tarı ş
m ürünleri ise, GB dıında tutulmuş
tur. Özetle belirtmek gerekirse,
demir- çelik ile otomotiv sektöründe gümrükler 1.1.1996’dan itibaren kademeli olarak


rlanı
rken, tarı
ma dayalıiş
lenmişsanayi ürünlerinde koruma bir süre daha devam
edecektir. 136

Madencilik ürünleri, doğ


algaz, uçak benzini, kozmetik ürünleri, temizlik ürünleri,
kimi inş
aat ürünleri, tı
p araç-gereçleri, otomotiv ürünleri, dayanı
klıtüketim mallarıolarak
beyaz ve kahverengi eş ıkaldı
ya ürünlerinde gümrükler AB ülkelerine karş rı ş
lmıtı
r.
Böylece, 1838 Balta LimanıAntlaş
ması l sonra fakat bu defa farklış
’ndan 158 yı artlarda
Avrupa’ya kapı
lar yeniden açı
larak, gümrüklerde “bı
rakı
nız geçsinler” dönemine
tir. 137
girilmiş

Gümrük Birliği, Türk ekonomisinin dünyanı


n en önemli ticaret blokları
ndan
biriyle bütünleş ş
mesini sağlamıtı
r. Söz konusu bütünleş
me, Türkiye’nin diğer ülkelerden
daha avantajlıbir ş
ekilde AB pazarı
na eriş
mesini sağlarken, diğer taraftan Türkiye kendi
pazarı
nıAB’nin ve diğ ş
er ülkelerin rekabetine açmıtı
r. Gümrük Birliği kararı
nın
alı
nması
nı ı
n üzerinden yaklaşk 11 yı
l, yürürlüğe girmesinin üzerinden ise 10 yı
ldan fazla

136
http://www.dtm.gov.tr, Eriş
im Tarihi: 02.09.2006)
137
Rıdvan Karluk, , “Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye”, s.205

68
zaman geçmiş ı
tir. Yürürlüğe girdiği 01.01.1996 tarihinden itibaren geçen yaklaşk on yı


kın bir zaman zarfı
nda getirmişolduğu köklü değiş
imler ile Gümrük Birliğ
i, mikro
düzeyde iş
letmeleri, makro düzeyde de genel ekonomik yapı
yıetkilemiş
tir. Bu süreç
zarfı
nda, gümrük birliğinin ortaya çı ğıolumlu ve olumsuz etkileri üzerine sert
kardı
ş
tartımalar yapı şve halen de yapı
lmı lmaktadı
r. Tezin sonraki bölümlerinde Gümrük
Birliği’nin Türkiye Ekonomisi üzerinde ortaya çı ğ
kardııolumlu ve olumsuz etkiler,
ş
ekonomik çerçeve içerisinde ortaya konmaya çalıı
lacaktı
r.

4.1. şTicarete Etkileri


Gümrük Birliği’nin Dı

Küreselleş
me olgusu ile birlikte dünyamı
zda bölgesel ekonomik bütünleş
me
hareketleri de söz konusu olmuş
tur. Bunları
n içerisinde de en baş
arı

sıAB’dir. AB
dünyanı
n en büyük ticari pazarları
ndan biri olması
nın yanısı
ra Türkiye’nin en önemli ticari
ortak olma özelliğ ı
ini de taşmaktadı
r. AB alı
m gücü yüksek, 350 milyonu aş
kın nüfusu ve
coğrafi yakı ğı
nlı şticaretinde
yla ülkemiz için en önemli ticari potansiyeldir. AB, Türk dı
çok önemli bir yere sahiptir. AB, dört yüz elli dokuz milyonluk nüfusu ile Çin ve
Hindistan’dan sonra dünyanı
n en kalabalı
k üçüncü toprakları
nıoluş
turmaktadı
r. AB, aynı
zamanda dünyanı
n en büyük ekonomilerden biridir. 2003 yı

nda toplam birlik içi ticaret
ti.138 2002 yı
hacmi 1.800 milyar Euro olarak gerçekleş lı
nda dünya ticaretinin %20’sini
oluş
turarak ABD ile birlikte dünya ticaretinde ilk sı ş
rayıalmı r.139 Türkiye ihracatı
tı nın
yarı

ndan fazlası
nı, ithalatı
nın ise yarı

nıAB ile gerçekleş
tirmektedir. Günümüz itibariyle
Türkiye %1,71’lik payı
yla AB’nin ithal pazarlarıarası
nda 13. sı
rada, ihracat pazarları
nda ise %3,18’lik bir payla ABD, İ
arası sviçre, Japonya ve Polonya’dan sonra 5. sı
rada yer
r.140
almaktadı

şticarette
Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisine etkileri en somut biçimde dı
kendisini göstermektedir. Türkiye ile AB arası
nda sanayi malları
nı ı
n serbest dolaşmı

138
The European Commission, “Portrait of the European Union”, Luxembourg: Office for Official
Publications of the European Communities, 2004, P:14–22
139
The European Commission, The Eurostat Yearbook 2004, Luxembourg: Office for Official Publications of
the European Communities, 2004, P:163
140
Hüseyin Çeken, GB’nin Dı şTicarete Etkisi, Standard, Sayı514, Ekim 2004, s.60

69
üzerine yapı
landı

lan bir ekonomik bütünleş
me modeli olarak Gümrük Birliği kapsamı
nda
Türkiye’nin, gerek AB gerek üçüncü ülkelerle ticaretinin kurallarıdeğiş tir. 141
miş

Gümrük Birliği esasen 1971 yı



nda Türkiye lehine tek taraflıolarak baş
latı
lan bir
süreçtir. Bu tarih itibariyle hemen hemen tüm sanayi malları
nda AB pazarı
na gümrüksüz
girişhakkı ı
nıelde eden Türkiye buna karşlı
k aynıtavizi AB’ye, Katma Protokol’ün
yürürlüğe girdiği 1973 yı

ndan itibaren 12-22 yı
llı
k geçişsürecinde yerine getirmeyi
üstlenmiş
tir. Ancak içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi nedenlerle bu yükümlülüklerini
1976-1988 yı
llarıarası
nda askı ş
ya almı r.142 Daha sonra uygun koş
tı ulları
n oluş
masıve
kilerinin yeniden canlanmasısonucunda listelere uygun ş
Türkiye Avrupa Birliği iliş ekilde
gümrük indirimleri sürdürülmüşve ancak 1996 yı

nda sanayi ürünlerinde gümrükler
bütünüyle sı
fı ş
rlanmıtı
r. Baş
ka bir ifadeyle Türkiye geçişdönemi boyunca tek taraflı
tavizlerle AB ile ticaret yapabilme imkânı
nıkorumuş ş
tur. Gümrük Birliği’nin Türk dı
ticaretine etkileri değerlendirilirken sürecin baş
langı
ç tarihi ve üstlenilen yükümlülükleri
yerine getirmek için Türkiye’nin sahip olduğu zaman avantajıunutulmamalı
dır.

Gümrük Birliğ şticarete etkileri değerlendirilirken dikkate alı


i’nin dı nmasıgereken
bir diğer husus ise bu sürecin gerek Türkiye gerek dünya ekonomisindeki geliş
melerden
bağı
msı namayacağı
z ele alı dı şticaretindeki geliş
r. Gümrük Birliği Türk dı ı
meleri tek başna
etkileyen bir süreç değildir. 5 Nisan 1994 tarihinde yaş
anan ekonomik kriz ile meydana
ğısorunlar, 1997 yı
gelen devalüasyonun yarattı lı
nda dünya ekonomisinde patlak veren
Asya, ardı şticaretine yansı
ndan Rusya krizlerinin Türk dı malarıdikkate alı
nmalı
dır. Ayrı
ca
1998 Mart ayıitibariyle Türkiye ekonomisinde yaş
anan ciddi durgunluk, 1999 yı

nda
gerçekleş
tirilen genel seçimler, Ağustos ve Kası
m ayları
ndaki deprem felaketleri, bu
şticaretinin yapı
dönemde Türkiye ekonomisi ve Türkiye-Avrupa Birliği dı sı
nıetkilemiş
tir.
Son olarak Türkiye’nin kronik enflasyon sorununa çözüm bulmak temel amacı
yla
2000 yı

nda uygulamaya konulan ekonomik istikrar programı
nı m 2000, Şubat 2001
n Kası

141
Ahmet Şahinöz, AB-Türkiye:Ticari İliş
kiler ve Gümrük Birliğ i, İ
şletme ve Finans, Sayı
:219, Haziran
2004, s.37
142
Cem Diş budak, AB ile Müzakere Süreci Baş larken GB’ nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkilerinin
Değerlendirilmesi, Gümrük Dergisi, Sayı : 50, Ocak 2005, s.69

70
tarihlerinde yaş
anan krizler sonucu hedeflerinden sapması
yla oluş
an istikrarsı
zlı
k ve
devalüasyon, 2001 yı
lıilk yarı
sı şticaret rakamları
ndaki dı nda belirleyici olmuş
tur. 2002
yı şticareti
lıTürkiye’nin yeni ekonomik programıistikrarlıbir biçimde sürdürmesi de dı
ihracat lehine olumlu yönde etkilemiş
tir. 2003 yı

nda ekonomik programı
n sürdürülmesi
ile enflasyon ve faiz oranları
ndaki düş
üş şticarete
ün maliyetler üzerindeki etkisi ve dı
olumlu yansı
masıda değerlendirmelerde dikkate almamı
z gereken hususlardı
r.

Avrupa Birliği gibi güçlü bir ekonominin ve istikrarlıbir ticaret ortağı


nı ş
n dı
ticaretinde en önemli paya sahip olması
, Türkiye’nin dünya ekonomisinde meydana
gelebilecek sorunlardan da daha az etkilenmesini sağlamaktadı
r. Nitekim Asya ve Rusya
krizleri sı
rası
nda Türkiye’nin ekonomik performansıile Avrupa Birliği’nin ihracatı
mız
açı
sından güvenli, istikrarlıbir pazar olmayısürdürmesi bu durumu destekler niteliktedir.143

4.1.a. 1967–2006 Yı şTicareti ve AB’nin Payı


llarıArasıTürkiye’nin Dı

TABLO 4.1

şTicareti ve AB’nin Payı(milyon Dolar)


Türkiye’nin Dı

İ
hracat İ
thalat

llar Toplam AB AB Payı Toplam AB AB Payı
1967 522 234 44,8% 685 334 48,7%
1968 496 226 45,4% 764 393 51,4%
1969 537 267 49,7% 801 393 49,1%
1970 588 294 50,0% 948 427 45,1%
1971 676 329 48,7% 1.171 582 49,7%
1972 885 428 48,4% 1.563 851 54,5%
1973 1.317 652 49,5% 2.086 1.161 55,6%
1974 1.532 761 49,7% 3.778 1.748 46,3%
1975 1.401 645 46,0% 4.739 2.378 50,2%
1976 1.960 1.017 51,9% 5.129 2.412 47,0%
1977 1.753 897 51,1% 5.796 2.559 44,1%
1978 2.288 1.127 49,3% 4.599 1.931 42,0%
1979 2.261 1.132 50,0% 5.069 1.940 %38,3

143
Mehmet Emin Erçakar, “Gümrük Birliği ve Türkiye’nin Dı şTicaretine Etkileri”, İ
ş, Güç Endüstri
İ kileri ve İ
liş nsan KaynaklarıDergisi, Cilt:7 Sayı
:2, Haziran 2005, s. 183.

71
1980 2.910 1.300 44,7% 7.909 2.360 29,8%
1981 4.703 1.564 33,3% 8.933 2.633 29,5%
1982 5.746 1.802 31,4% 8.843 2.566 29,0%
1983 5.728 2.066 36,1% 9.235 2.775 30,1%
1984 7.134 2.781 39,0% 10.757 3.314 30,8%
1985 7.958 3.204 40,3% 11.343 3.895 34,3%
1986 7.457 3.263 43,8% 11.105 4.565 41,1%
1987 10.190 4.868 47,8% 14.158 5.666 40,0%
1988 11.662 5.098 43,7% 14.335 5.895 41,1%
1989 11.624 5.408 46,5% 15.792 6.055 38,3%
1990 12.959 6.906 53,3% 22.302 9.328 41,8%
1991 13.593 7.042 51,8% 21.047 9.221 43,8%
1992 14.719 7.602 51,6% 22.871 10.050 43,9%
1993 15.348 7.376 48,1% 29.429 13.874 47,1%
1994 18.105 8.634 47,7% 23.270 10.915 46,9%
1995 21.636 11.078 51,2% 35.707 16.860 47,2%
1996 23.224 11.548 49.7% 43.626 23.138 53.0%
1997 26.261 12.248 46.6% 48.559 24.870 51.2%
1998 26.974 13.498 50.0% 45.921 24.075 52.4%
1999 26.588 14.333 53.9% 40.692 21.419 52.6%
2000 27.485 14.352 52.2% 54.149 26.388 48.7%
2001 31.342 16.118 51.4% 41.399 18.280 44.2%
2002 36.059 18.458 51.2% 51.553 23.321 45.2%
2003 47.252 24.484 51.8% 69.339 31.695 45.7%
2004 63.167 32.589 51.6% 97.539 42.359 43.4%
2005 73.476 35.872 48.8% 116.774 45.468 38.9%
2006* 46.485 22.842 49.1% 76.879 28.634 37.2%
Kaynak: TÜİ na Göre İ
K, “Ülke Grupları hracat ve İ
thalat İ
statistikleri",
http://www.tuik.gov.tr
(*) Ocak-Temmuz

ş
Tablo 4.1’de, Türkiye’nin Gümrük Birliği tamamlanmadan önce de en önemli dı
ticaret ortağıolan Avrupa Birliği’nin, Gümrük Birliği tamamlandı
ktan sonra da bu
niteliğini koruduğu görülmektedir. Rakamlar, 1967–1995 yı
llarıarası
nda AB’nin toplam
şticaret hacmindeki ortalama %44,0 olan payı
Türk dı nın 1996–2006 döneminde ortalama
%48,2 düzeyine yükseldiğini ortaya koymaktadı
r. 1996 yı

nda Gümrük Birliği’nin
tamamlanmasısonrası
nda ticaretin, Türkiye’nin AB’ye ihracatı ş
nda da sürekli bir artı
kaydedilmesine rağmen ithalat lehine bir dağı

m gösterdiğ
i saptanmaktadı
r. Ancak önceki

llara ait rakamlar incelendiğinde Türkiye’nin AB ile olan ticaretinde 70’li yı
llardan bu

72
şticaret açı
yana artan oranda dı ğıverdiği, dı
şticaret açı
ğını
n Gümrük Birliği’nin
ğıtespit edilmektedir.144 1993–1996
tamamlanmasıile kendini gösteren bir sorun olmadı

llarıarası şticaret açı
nda dı ğıortalama olarak AB’nin lehine 4.854 milyon dolar olarak
gerçekleş şticaret açı
irken, 1996–2005 döneminde dı ğıAB’nin lehine 8.752 milyon dolar
olarak tespit edilmiş
tir.

Türkiye’nin AB’ye ihracatı ş gerçekleş


nda sürekli bir artı mesine rağmen,
ş
ithalattaki artıları
n daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Bu durumun temel nedeni,
Türkiye’nin tek taraflıolarak 1971 yı ş
lıitibariyle bazıistisnalar dıı
nda sanayi ürünlerinde
AB pazarı
na gümrüksüz girişhakkı
na sahip olması
, AB’nin ise bu hakkı1996 yı

nda elde
etmesidir. 145

ı
Yaklaşk verilerle GB uygulaması
nın bir yı
l öncesi olan 1995 yı

nda toplam
ihracatı
mız 22 milyar dolar, toplam ithalatı
mız ise 35 milyar dolar olarak gerçekleş
miş
tir.
GB’ne kesin olarak geçilen 1996 yı
lıitibariyle ise toplam ihracatı
mız 23 milyar dolar,
toplam ithalatı
mız ise 43 milyar dolar olmuş
tur. 1997 yı

nda toplam ihracatı
mız 26 milyar
dolar, toplam ithalatı
mız 48 milyar dolar, 1998 yı

nda ihracatı
mız 26 milyar dolar,
ithalatı
mız 45 milyar dolar, 1999 yı

nda ihracatı
mız 27 milyar dolar, ithalatı
mız 40 milyar
dolar, 2000 yı

nda ihracatı
mız 27 milyar dolar, ithalatı
mız 54 milyar dolar, 2001 yı

nda
ihracatı
mız 31 milyar dolar, ithalatı
mız 41 milyar dolar, 2002 yı

nda ihracatı
mız 36 milyar
dolar, ithalatı
mız 51 milyar dolar ve 2003 yı

nda ihracatı
mız 47 milyar dolar, ithalatı
mız
69 milyar dolar olarak gerçekleş r. 146 Takip eden üç yı
mişbulunmaktadı lda AB’nin toplam
ihracatı
mız içindeki payıçok değiş
me göstermemişve 2006 yı

nın Ocak-Temmuz dönemi
itibariyle AB’ye olan ihracatı
n toplam ihracat içindeki payı%49,1 olarak gerçekleş
miş
tir.
Aynıdönem içinde AB’den ithalatları
n toplam ithalatı
mız içindeki oranıda önceki

llardaki seyrini devam ettirmişve 2006 yı

nın Ocak-Temmuz döneminde AB’den
ithalatları
n toplam ithalatlar içindeki payı%37,2 olarak ölçülmüş
tür.

144
Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri, İ
ktisadi Kalkı ,İ
nma Vakfı stanbul:2004, s.12
145
Cem Diş budak, “a.g.m.,” s.69
146
Mor, “a.g.m.”, s.101

73
Rakamlar, Türkiye’nin AB’ye olan ihracatı
nın, Türkiye’nin genel ihracat
trendinden daha düzenli ve hı ğı
zlıbir biçimde arttı nıgöstermektedir. Diğer yandan,
ithalatlar ekonominin genel koş
ulları
yla iliş mektedir. İ
kili olarak değiş ş
thalat artıımakro
melerden bağı
ekonomik değiş msı
z olarak değerlendirilmemelidir. 1994 yı

nda yaş
anan
ekonomik kriz ve devalüasyonun ardı
ndan Gümrük Birliği ile uyumlu olmayan ekonomi
politikaları
nın uygulanması
, Türk ihraç ürünlerinin fiyat rekabetini etkilemişve ithalat
ı
lehine dağlı ş
mda rol oynamıtı
r. 1997 yı

nda kendini gösteren Asya ve Rusya krizleri ise
ş
Avrupa ekonomilerinde durgunluk yaratmıtı
r. Bu dönemde Türkiye’nin AB’ye ihracatı
nın
önemli bir bölümünü oluş
turan tüketim malları
nın AB’deki fiyat ve gelir hareketlerinden
olumsuz etkilenmesi, Asya krizinin yaş ğıülkelerdeki devalüasyon etkisiyle bu
andı
ülkelerden AB’ye ucuz tekstil, konfeksiyon, otomotiv ve elektronik ürünleri ihracatı
nın
Avrupa piyasası ğırekabet ihracat gelirlerinin düş
nda yarattı ük olması şticaret
na ve dı
ğı
açı nı tur. 147
n yükselmesine sebep olmuş

şticaretinde GB ile sağlamayıdüş


Sonuç olarak, Türkiye, dı ündüğü olumlu
geliş şpolitikalar bazen de dünya ekonomisinde yaş
meyi bazen uygulanan yanlı anan
geliş ş
meler nedeniyle sağlayamamıtı
r. Türkiye GB süreci ile beklediği ihracat patlaması

yaş ş
ayamamı r. İ
tı thalatta yaş
anan bu patlamaları
n tümü yukarı
da da değinildiği gibi GB ile
açı
klanamaz, dünya ve Türkiye’nin 90’lıyı
lları ı
n sonu ve 2000’lerin başnda yaş ş
amı
olduğu kriz konjonktürlerinin bu ithalat patlaması
nda ne kadar etkisi varsa GB’nin de bu
süreçte etkisi o kadar olmuş
tur.

Diğer yandan özellikle ihracatta, 1973’ te Katma Protokol’ün yürürlüğe girmesiyle


birlikte, AB ülkelerinin Türkiye’den yapmakta olduklarıithalata uyguladı
klarıgümrük
vergilerini kaldı
rmalarınedeniyle, GB’nin gerçekleş
tirilmesi beraberinde Türkiye’ye ekstra
şgetirmemiş
bir artı tir. Dolayı

yla Avrupa pazarı1973’ten beri Türkiye’ye açı
k olduğ
u için
ş
GB’nin ihracat üzerinde gözle görülür bir etkisi olmamı r.148

147
DTM, “Avrupa Birliği ve Türkiye”, Ankara, Ekim:1999, s.449
148
p Şahin, “7 Yı
Ragı l Önce/7 Yıl Sonra Gümrük Birliği”, Ankara:İ
KV, 2002, s.78

74
Yukarı
da değinilenlerin yanısı
ra AB’ye olan ihracatı şoranı
n artı nın AB’den
şoranı
ithalat artı nı şticaret dengesine iliş
n üzerinde olmasıdı kin olumlu öngörülerde
bulunmayımümkün kı
lmaktadı
r. Gümrük Birliği’nin tamamlanması
nıtakiben on yı
lda
AB’den ithalat %197, AB’ye ihracat ise %311 oranı ş
nda artmı r. İ
tı hracatı
n, ithalatı
n
şgöstermesi, 1996–2002 yı
üzerinde artı llarıarası şticaret açı
nda dı ğını
n aynıdüzeyde
kalmasıve 2000 yı

ndan itibaren önemli oranda düş
mesi sonucunu doğ tur. İ
urmuş hracat
kapasitemizdeki bu hı
zlıgeliş
me, Türkiye ekonomisindeki değ
işimlerin ötesinde sanayideki
yapı
sal geliş
meyle doğrudan iliş
kilidir. AB teknik mevzuatı ş
na uyum çalımaları
nın büyük
oranda tamamlanmasıve AB normları ş
nda üretim anlayıı

n yaygı
nlaş
masıda ihracat
tir. İ
ithalat dengesini olumlu yönde etkilemiş ş
hracat artıı
nda 2000 yı

nda yaş
anan krize
bağlıdevalüasyonun etkisi de açı
ktı
r. Türk Lirası
’nı
n değer kaybetmesi ile iç piyasa,
firmalarıihracata yöneltmiş
, aynısebeple ithalat kapasitesi düş tür.149
müş

4.1.b. Gümrük Birliği, Diğer Ülke ve Ülke Gruplarıile Ticaret

Tablo 4.2, Türkiye’nin belirli yı


llarda belirli ülke grupları
yla olan ticaretinin
dağı

mı ğı
nıgöstermektedir. Tablodan da görüleceği üzere, Gümrük Birliği’nin tamamlandı
1996 yı şticaretin arttı
lısonrasıtüm ülke gruplarıile dı ğıgörülmektedir. Bu dönemde
1996–2000 yı
llarıarası ı
nda Bağmsı
z Devletler Topluluğ
u (BDT), Karadeniz Ekonomik
İ
şbirliği Teş
kilatı
’na (KEİ
) olan ihracatta düş
üşgözlenmiş
se de, bu düş
üşte 1997–1998
Asya ve Rusya krizlerinin büyük etkisi olduğ
u açı
ktı
r. 2000’li yı
llardan itibaren kaydedilen
ş
ihracat artııise Türkiye ekonomisinde görülen iyileş
me ile paralellik göstermektedir. Bu
açı
klamalardan, küresel krizin de etkisiyle, Gümrük Birliğ
i sonrası
nda Türkiye’nin
ihracatı
nı ğısonucuna varı
n AB’ye kaydı labilir. Küresel krize rağmen AB’ye olan
ihracattaki ş
artı, Türkiye’nin ihracatı
nda bir istikrar seviyesi ğı
yakaladı nı da
kanı
tlamaktadı
r.

149
Handan Soğuk, “Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri”, İ
stanbul:İ
KV,2004, s.14

75
TABLO 4.2

şTicaretinin Belirli Ülke Grupları


Türkiye’nin Dı na Göre Dağı

mı(milyon Dolar)

İ
hracat İ
thalat

l/Ülke
1996 2000 2004 2005 2006* 1996 2000 2004 2005 2006*

AB 12.097 15.085 34.451 38.400 22.842 23.516 27.387 45.443 49.219 28.634

OECD 14.455 19.005 40.518 44.354 28.826 31.115 35.681 56.649 66.106 40.980

KEİ 2.926 2.466 6.778 8.619 738 3.896 6.746 15.368 20.479 14.623

BDT 2.663 1.648 3.961 5.056 3.371 3.074 5.693 12.926 17.252 12.501

İ
KÖ 4.142 3.573 10.214 13.061 7.739 5.587 6.320 10.630 14.459 10.628

EFTA 335 324 666 820 738 1.112 1.155 3.911 4.439 2.588

Kaynak: TÜİ na Göre İ


K, “Ülke Grupları hracat ve İ
thalat İ
statistikleri”, http://www.tuik.gov.tr/
(20.09.2006)
(*) Ocak-Temmuz

İ
thalatlarda, 1996–2006 yı nda Karadeniz Ekonomik İ
llarıarası şbirliği Teş
kilatı
,
Bağı z Devletler Topluluğu, İ
msı slami Konferans Örgütü ile EFTA ülkelerinin payı
nın
ğıgörülmektedir. EFTA ülkeleri ise 1996’da %2,5 olan payları
arttı nı2006’da %3,4’e
yükseltmiş
tir.

Tablo 4.2’ye göre, AB’den gelen mallar üzerindeki vergilerin kaldı



lmasısonucu
AB’ye doğru bir kayma ile birlikte Gümrük Birliği’nin ticaret saptı

cıetkilerinin oluş
ması
yönündeki beklentiler 1996–2006 yı
llarıarası
nda görülmemiş
tir.

Sonuç olarak, Gümrük Birliği ticaretin rotası


nıAB’ye doğru çevirmiş
, AB’nin
Türkiye’nin toplam ticareti içindeki payı1995’te %48,7 iken 1999’da %53,1’e kadar
yükselmiş
tir. 2000 yı

nda %49,9’a gerileyen bu oran 2006’nı
n Ocak-Haziran dönemi
itibariyle %44,9 olarak gerçekleş
miş
tir. Tablo 4.2’den de görüleceği üzere Gümrük Birliği
şve diğer ülke grupları
sürecinde AB’ye çok göze çarpan bir yoğunluk olmamı nda da çok

76
göze çarpan bir düş
üşyaş ş
anmamıtı
r. AB’ye bir yoğunlaş
ma yaş şolsaydı
anmı , bunu
ı
normal karşlamak gerekirdi. Türkiye, AB ile daha iç içe girdikçe, araları
ndaki ticaret de
doğal olarak artacaktı
r. Örneğin, 10 yı
llı
k üyelikten sonra AB’nin Portekiz’in toplam
tur. Aynıdönemde, İ
ticareti içindeki payı%75 olmuş spanya’nı
n AB’ye ihracatı%404,
AB’den ihracatı%505 oranı ş
nda artmı r.150

ı
Tablo 4.2’den de anlaşlacağıüzere, Türkiye’nin, Avrupa Birliği dı
şı
ndaki ülke ve
ülke gruplarıile 1996 yı
lıve bir sonraki yı
lda istisnası şticaretinin
z tüm ülke gruplarıile dı
ğıgörülmektedir. Buna karş
arttı ılı
k 1998 ve 1999 yı
lları şticaret
nda tüm ülke gruplarıile dı
rakamlarıdüş
müş ş
tür. Sonuç olarak, Tablo 4.2 üzerinde Türkiye’nin Avrupa Birliği dıı
nda
ğıdiğer ülke ve ülke gruplarıile dı
ticaret yaptı şticareti incelendiğinde Gümrük Birliği
sonrasıbu ülkelerle gerçekleş
tirdiğ
i ticarette de belirgin bir değ
iş ğıve aynı
iklik olmadı
şgösterdiği görülmektedir. Bu çerçevede Gümrük Birliği’nin
oranlarda istikrarlıbir artı
ğıve Türkiye’nin diğer dı
Avrupa Birliği lehine bir ticaret sapmasıyaratmadı şticaret
pazarları ğıortaya çı
nda bir kayba yol açmadı kmaktadı
r. Gümrük Birliği, bu ülke grupları
ile ticaretin geliş
tirilmesi yönünde bir engel olarak görülmemeli, üçüncü ülkelerle tavizli
ticarete iliş
kin sunduğu açı

mlar iyi değerlendirilmelidir. AB firmaları
nın, yeni ve
şpazarlara sahip bu ülkeleri ticari potansiyel olarak gördüğü dikkate alı
doymamı nmalı
,
Birliğin bu ülkelerle gerçekleş
tireceği ticarette geçişülkesi olmanı
n bir avantaja dönüş
mesi
ş
için çalıı
lmalı
dır.151

150
DTM, “AB ve Türkiye”., s.436
151
Emin Çarı
kçı, “Gümrük Birliğ ?”, İ
i’nin Zararı100 milyar Dolar mı şveren Dergisi, S.9, Haziran 2005,
s.15-17

77
4.1.c. Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Dağı

TABLO 4.3

na Göre İ
Mal Grupları hracatta Dağı

m (milyon Dolar)

İ
HRACAT
Yatı

m Ara Malı Tüketim Malı

l
Toplam
Tutar % ş
Değ. Tutar % Değş
. Tutar % ş
Değ.

1995 318 2,9 - 3.528 31,8 - 7.232 65,3 -


11.078
1996 396 3,4 24,5 3.727 32,3 5,6 7.425 64,3 2,7
11.549
1997 423 3,5 6,8 4.105 33,5 10,1 7.721 63,0 4,0
12.248
1998 489 3,6 15,6 4.612 34,2 12,4 8.397 62,2 8,8
13.498
1999 631 4,4 29,0 4.981 34,7 8,0 8.737 60,9 4,0
14.348
2000 666 4,6 5,5 5.203 35,9 4,5 8.631 59,5 -1,2
14.510
2001 960 6,0 44,1 5.751 35,7 10,5 9.359 58,1 8,4
16.118
2002 1.274 6,9 32,7 5.834 31,6 1,4 11.330 61,4 21,1
18.459
2003 2.077 8,5 63,0 7.431 30,4 27,4 14.929 61,0 31,8 24.484

2004 3.776 11,0 81,8 10.772 31,3 45,0 19.759 57,4 32,4 34.417

2005* 2.397 13.0 39,4 5.787 31,4 15,3 10.193 55,4 12,7 18.414

Kaynak: DTM, “Yı kİ


llı statistikler”, http://www.dtm.gov.tr/ab (20.09.2006)
* Ocak-Haziran
Tablo 4.3 AB-Türkiye ticaretinde mal grupları
nın dağı

mınıgöstermektedir.
Tabloya göre, ihracatta önemli değiş
iklik gösteren tek grup yatı

m ürünleri olmuş
tur.
Türkiye’nin AB’ye ihracatı
nda yatı

m ürünlerinin payı1995–2005 arası
nda oransal olarak
%2,9’dan %13’e yükselirken, ihracat tutarı318 milyon dolardan 2005 yı

nın Ocak-Haziran
dönemi itibariyle 2.397 milyon dolara yükselmiş
tir. Diğer taraftan 1995’te %31,8 olan ara
malları
n payı
, 2005’te %31,5 olarak gerçekleş
miş
tir. Ara mal ihracatı
ndan elde edilen gelir

78
ise 3.528 milyon dolardan 2005 yı

nda 10.772 milyon dolara yükselmiş
tir. Tüketim
ürünlerinin 1995’te %65,3 olan payı2005’in Ocak-Haziran döneminde %55,5’e düş
erken
ihracat tutarı1995 yı

nda 7.232 milyon dolarken 2005 Ocak-Haziran döneminde 10.193
milyon dolara olarak gerçekleş
tirilmiş
tir. Yatı

m ürünlerinin ihracatı ş
ndaki artı, Türk
firmaları
nın yüksek katma değerli ürünler pazarı
nda kalı
cı bir pay edindiğini
göstermektedir.152 Söz konusu dağı

m Gümrük Birliği’nin Türk sanayinde orta vadede
daha belirgin olacak bir iyileş ğı
me yarattı nıortaya koymaktadı
r.

TABLO 4.4
na Göre İ
Mal Grupları thalatta Dağı

m (milyon USD)

İ
THALAT
Yatı
rım Ara Malı Tüketim Malı

l
Pay Değş . Pay Değş . Pay Değş . Toplam
Tutar Tutar Tutar
(%) (%) (%) (%) (%) (%)

1995 4.831 28.7 10.539 62.5 1.491 8.8 16.861

1996 7.388 31.9 52.9 12.880 55.7 22.2 2.870 12.4 92.5 23.138

1997 7.327 29.5 -0.8 14.009 56.3 8.8 3.535 14.2 23.2 24.870

1998 7.182 29.8 -2.0 13.270 55.1 -5.3 3.622 15.0 2.5 24.075

1999 6.069 28.3 -15.5 11.823 55.2 -10.9 3.525 16.5 -2.7 21.401

2000 7.254 27.4 19.5 14.116 53.3 19.4 5.114 19.3 45.1 26.610

2001 4.317 23.9 -40.5 11.168 61.8 -20.9 2.595 14.4 -49.3 18.280

2002 5.361 23.3 24.2 14.417 62.8 29.1 3.196 13.9 23.2 23.321

2003 6.999 22.3 30.6 19.233 61.3 33.4 5.147 16.4 61.0 31.695

2004 10.672 23.7 52.5 26.819 59.5 39.4 7.613 16.9 47.9 45.434

2005* 5.490 23.6 8,8 14.308 61.5 11,2 3.457 14.9 -9,5 23.356

Kaynak: DTM, “Yı kİ


llı statistikler”, http://www.dtm.gov.tr/ab (20.09.2006)
*Ocak-Haziran

152
TÜSİ AD, “Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Gümrük Birliği’nin ş Ticaretimize

Etkileri”,İ
stanbul: Lebib Yalkı
n, 2003, s.87

79
İ
thalat açı

ndan ise, mal grupları
nın dağı

mıtüketim ürünleri lehine bir değiş
im
göstermiş
tir. Yatı

m ürünlerinin ithalat tutarı1995 yı

nda 4.831 milyon dolarken 2004


nda 10.672 milyon dolara yükselmiş
, aynıdönemde AB’den toplam ithalatlar içindeki
payıise 28,7’den %23,7’e düş
müş
tür. Ara malları
n ithalattaki payı
nda da düş
üş
gözlenmiş
tir. Ara malları
n ithalattaki payı1995–2004 arası
nda %62,5’tan %59,0’a
gerilemiş
, ithalat tutarıise 10.539 milyon dolardan 26.819 milyon dolara çı ş
kmıtı
r. Tüketim
malları
nın 1995’te payı%8,8 iken 2004’te oran %16,8’e çı ş
kmı, 2005’in Ocak-Haziran
dönemi itibariyle de %14,8 olmuş
tur. Tüketim malları
nın toplam ithalat tutarıise 1995–
2004 arası
nda %411 oranı
nda artarak, 1.491 milyon dolardan 7.613 milyon dolara
yükselmiş
tir. Türkiye’nin AB’den ithalatları
nda 1996–2004 arası
nda mal grupları
nın
ortalama payları
, yatı

m ürünleri için %26,7 olurken, ara mallar için %57,9 ve tüketim
mallarıiçin %15,4 olmuş
tur. Görüldüğ
ü üzere ekonomiye girdi sağlayan yatı

m ürünleri ve
ara mal ithalatı
nın toplam payıolumlu bir ş
ekilde %84,6 olmuş
tur. Tüketim ürünlerinin
ortalama payıise %15,2’dir. Tüketim mallarıithalatı ştemel olarak düş
ndaki artı ük tüketici
kredileri ve TL’nin değerlenmesinden dolayıartan iç talepten kaynaklanmaktadı
r. AB’den
tüketim mallarıithalatı ş
ndaki artı, Türk tüketicisinin kalite, standartlar ve tüketici hakları
ş
konusunda daha bilinçli hale gelmesini sağlamıtı
r. Yerli üreticiler de aynıseviye, kalite ve
standartlarda üretim yaptı
klarısürece, Türk halkı
nın taleplerine cevap verebilir veya
ürünlerini AB’ye ihraç edebilirler. Diğer bir konu ise, tüketim ürünleri ithalatı ş
ndaki artıın
olumsuz etkilerinin lüks ürünlere uygulanacak yüksek vergilerle dengelenmesi olarak
eklenebilir.153

Yatı

m ve ara malıithalatı
nın tüketim malları
na oranla yüksek paya sahip
olması
nda Türkiye’nin yatı

m mallarıithalatı
nda gümrüklerini 1980’li yı
llardan itibaren
yatı

mıteş
vik kapsamı
nda sı

rlaması
nı ı
n etkisi büyüktür. Buna karşlı
k AB’den ithal
edilen tüketim malları
nda gümrükler, 1996 yı

nda Gümrük Birliği’nin tamamlanmasıile
kaldı
rı ş
lmıtı
r. Tüketim mallarıithalatı
nda 1996 yı ş
lıitibariyle kaydedilen artıın bu
çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrı
ca tüketim malları
nın ithalatı
nı ş
n artıı
nda

153
İ
KV, “a.g.e., s.20

80
1990’lıyı
lları ş
n sonunda finans sektörünün tüketici kredisi stratejisi de rol oynamıtı
r.2000

lı ş
nda görülen yüksek orandaki artıı
n nedeni ise, 2000 yı ıitibariyle uygulamaya
lıbaş
konulan ekonomik istikrar programıneticesinde Türk Lirası
’nı ı
n döviz karşsı
nda değer
kazanmasıve iç talebin artması
yla doğrudan iliş
kisi bulunmaktadı
r.

Tüketim malları
nın ithalattaki payı
nı ş
n artııkı
sa ve orta vadede Türkiye
ekonomisini olumsuz etkileyecek bir geliş
me olmakla birlikte AB’den ithal edilen ürünlerin
Türkiye’de nihai tüketicinin ürün kalite ve standartlarıile tüketici haklarıkonuları
nda
yacağıvurgulanmalı
bilinçlenmesinde etkili olduğu ve bunun üreticiye de yansı dır. Tüketim
mallarıithalatı
nın ekonomiye olumsuz etkilerini dengeleyebilecek bir diğer husus ise lüks
tüketim malları
ndan alı
nan vergilerin yüksek oluş
udur.

4.1.d. Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Dağı



TABLO 4.5

şTicarette Sektörel Dağı


Dı lı
m (İ
hracat) (milyon USD)

AB’YE İ
HRACATLAR

Tarı
m Tekstil Demir ve Çelik 84,85 ve 87. Kı

m Sı
nai Ürünler

l Toplam
Tutar % Değ Tutar % Değ Tutar % Değ Tutar % Değ Tutar % Değ
1995 1.965 17,7 - 5.353 48,3 - 505 4,6 - 1.239 11,2 - 2.017 18,0 - 11.078
1996 1.616 14,0 -17.7 4.914 42,5 -8.2 420 3,6 -17 1.503 13,0 21.4 3.096 26,8 4.6 11.549
1997 1.791 14,6 10.8 5.146 42,0 4.7 621 5,1 47.9 1.548 12,6 3.0 3.142 25,7 1.5 12.248
1998 1.719 12,7 -4.0 5.690 42,2 10.6 702 5,2 13.0 2.082 15,4 34.5 3.305 24,5 5.2 13.498
1999 1.662 11,6 -3.3 5.619 39,2 -1.2 817 5,7 16.4 2.704 18,8 29.9 3.546 24,7 7.3 14.348
2000 1.354 9,3 -18.5 5.764 39,7 2.6 907 6,3 11.0 2.864 19,7 5.9 3.621 25,0 2.1 14.510
2001 1.489 9,2 10.0 6.046 37,5 4.9 996 6,2 9.8 3.753 23,3 31.0 3.834 23,8 5.9 16.118
2002 1.479 8,0 -0.7 6.947 37,6 14.9 936 5,1 -6.0 4.923 26,7 31.2 4.174 22,6 8.9 18.459
2003 1.830 7,5 23.7 8.750 35,7 26.0 1.433 5,9 53.1 7.097 29,0 44.2 5.374 21,9 28.7 24.484
2004 2.542 7,4 38.9 10.501 30,5 20.0 2.592 7,5 80.9 11.593 33,7 63.4 7.189 20,9 33.8 34.417
2005 * 1.294 7,0 33.3 5.671 30,8 10.2 1.233 6,7 13.4 6.345 34,5 22.4 3.871 21,0 12.5 18.414
Kaynak: Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Da ğ
ılı
mı, http://www.dtm.gov.tr (19.09.2006)
* Ocak-Haziran

81
Gümrük Birliği rekabet koş
ulları
nın ve pazara katı

m faydaları
nın oluş
umu ile
birlikte, üretim ölçeklerinde ve üretim kompozisyonunda değiş
iklikleri de beraberinde
getirdi. Tablo 4.5, 1995–2005 yı
lları arası
ndaki Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
ihracatları
nın ve Avrupa Birliği’nden ithalatları
nın sektörel dağı

mınıgöstermektedir.

TABLO 4.6

şTicarette Sektörel Dağı


Dı lı
m (İ
thalat)

AB’DEN İ
THALATLAR

Tarı
m Tekstil Demir ve Çelik 84,85 ve 87. Kı

m Sı
nai Ürünler

l Toplam
Tutar % Değ Tutar % Değ Tutar % Değ Tutar % Değ Tutar % Değ
1995 790 4,7 - 828 4,9 - 1.852 11,0 - 6.617 39,2 - 6.774 40,2 - 16.861
1996 667 2,9 -15,5 1.258 5,4 51,9 2.080 9,0 12,3 10.153 43,9 53,4 8.980 38,8 32,6 23.138
1997 491 2,0 -26,3 1.494 6,0 18,7 1.871 7,5 -10,0 11.749 47,2 15,7 9.265 37,3 3,2 24.870
1998 468 1,9 -4,7 1.355 5,6 -9,3 1.465 6,1 -21,6 11.696 48,6 -0,5 9.091 37,8 -1,9 24.075
1999 469 2,2 0,2 1.252 5,9 -7,6 942 4,4 -35,6 10.426 48,7 -11 8.312 38,8 -8,6 21.401
2000 458 1,7 -2,3 1.334 5,0 6,5 1.331 5,0 41,2 13.693 51,5 31,3 9.794 36,8 17,8 26.610
2001 297 1,6 -35,1 1.219 6,7 -8,6 1.003 5,5 -24,6 7.735 42,3 -43 8.026 43,9 -18 18.280
2002 431 1,8 45,1 1.529 6,6 25,4 1.495 6,4 49,0 9.890 42,4 27,9 9.976 42,8 24,3 23.321
2003 558 1,8 29,4 1.723 5,4 12,6 2.406 7,6 60,9 13.986 44,1 41,4 13.022 41,1 30,5 31.695
2004 636 1,4 13,9 2.048 4,5 18,8 3.034 6,7 26,1 21.958 48,3 57,0 17.758 39,1 36,4 45.434
2005* 348 1,5 13,7 1.017 4,4 7,8 1.795 7,7 23,4 11.065 47,4 3,7 9.131 39,1 6,9 23.356
Kaynak: Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Da ğ
ılı
mı, http://www.dtm.gov.tr (19.09.2006)
* Ocak-Haziran

Tablo 4.5 üzerinde 1996 yı


lıtemel alı
narak, Türkiye’nin AB ile ticaretinin sektörel
dağı

mıincelendiğ
inde gerek ihracat gerek ithalatta tarı
m ürünlerinin payı
nın sanayi
ürünleri lehine düş
üşgösterdiği görülmektedir. 1995’te, Türkiye’nin AB’ye ihracatı
nda
tarı
m ürünlerinin payı%17,7 iken, bu oran 2005’te %7,0’ye gerilemiş
tir. Tarı
m ürünlerinin
ihracat içindeki payıdüş
mesine rağmen, tarı
m ürünleri ihracatı
ndan sağlanan nominal
kazanç ise 1995 yı

nda 1.965 milyon dolar ve 2004’te 2.542 milyon dolar olarak
gerçekleş
erek az da olsa yükselme kaydetmiş
tir. Tarı
m ürünlerinin AB’den ithal edilen
ürünler arası
ndaki payıise, ihracattaki payı
na göre daha hı
zlıbir düş
üşgöstermiş
tir. 1995–

82
2005 arası
nda tarı
m ürünlerinin AB’den ithalatlar içindeki oranı%4,7’den %1,5’ye
tir. İ
gerilemiş thalatları
n değeri de 1995 yı

nda 790 milyon dolardan, 2004’te 636 milyon
dolara düş
müş
tür.

Sanayi ürünleri ihracatı


nda 1995–2005 arasıortalama %53 ile düş
ük teknolojili ve
emek yoğun üretime dayanan tekstil ve konfeksiyon sektörü en önemli paya sahip olup,
ı
ithalatta da yoğun teknoloji gerektiren sanayi ürünlerinin ağrlı
klı yer tuttuğ
u
görülmektedir. Bu tablodan, tekstil ve giyim sektörünün Gümrük Birliği’nin en büyük
destekçisi olduğu görülmektedir. Tekstil ürünlerinin ihracatı
mızdaki payı
nın büyük
olması
nıüç sebebe bağlamak mümkündür. Öncelikle 1971 yı

ndan bu yana AB’ye gümrük
vergisi ve kotası
z sanayi ürünleri ihracatı
mızı
n az sayı
daki istisna ürün grupları
ndan biri
tekstil ve konfeksiyondur. Beklentiler kotaları
n kalkması
yla birlikte ihracatı
n ivme
kazanacağıyönündeydi. Ancak, Avrupa Birliği bu sektörde gümrük vergilerini 1985


nda, kotaları
nıise 1996 yı

nda tamamen kaldı ş
rmıtı
r. Bu durum AB pazarı
na gümrük
vergisi ve kotası
z girişhakkı
nıdiğer ürünlere göre çok daha yeni elde etmişolan bu ürün
grupları ş
ndaki ihracat artıı
na neden oldu. İ
kinci neden ise tekstil ve konfeksiyon sektörünü
ilgilendiren AB mevzuatısayı
sını
n sı
nırlıolması
, tekstil ve konfeksiyon firmaları
nın AB
standartları
na uygun üretim için önemli bir alt yapıyatı

mları
na ihtiyaç duymaması
dır.
Son olarak tekstil ve konfeksiyon sektöründe Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelere
ğıkotalar da, Türk firmaları
uyguladı nın AB piyasası
nda hakimiyetini olumlu yönde
etkilemektedir. 1995–2004 yı
llarıarası
nda tekstil ve giyim sektöründe ihraç edilen
ürünlerin değerinin 5.353 milyon dolardan 10.503 milyon dolara yükselmesine rağmen,
toplam ihracat içindeki payı%48,3’ten %30,5’e geriledi. Tekstil ve giyim sektörünün
ihracatı ş
ndaki artı ş
, AB’ye olan toplam ihracat artıırakamı
nın altı
nda kaldı
. 1995–2004
arası ş
nda tekstil ve giyim sektörünün ihracat artıı%96 olurken, AB’ye olan toplam ihracat
ise %198 oranı
nda arttı
. 1995–2003 arasıdönemde sektörün ithalatı%5–7 arası
nda sabit
kalı
rken, 2004’te ve 2005 yı

nın Ocak-Haziran döneminde sektörün AB’den ithalatlar
içindeki payı%5’in altı
na gerilemiş
tir.

83
AB’ye olan ihracatlarda demir ve çelik sektörünün payı1996-2004 arası
nda
ş
%4,6’dan %7,5’e yükseldi. Oranlardaki bu artı, ihracat tutarları
nıda etkiledi ve 1995’te
505 milyon dolar olan ihracat rakamı
, 2004 yı

nda 2.592 milyon dolar olarak gerçekleş
ti.
AKÇT’nun yetkisi dahilinde olan ürünlere iliş
kin Serbest Ticaret Anlaş
ması1996 yı

nda
yürürlüğe girdi. 1996–2004 arası ş
nda AB’ye olan demir ve çelik ihracatı%413 artı
gösterdi. Demir ve çeliğin ithalattaki payıise daha hareketli idi. 1999’da sektörün
ithalattaki payı%11,0’den %4,4’e geriledi ve daha sonra yükselmeye baş
layarak 2004’te
%6,7 oldu. AB’den ithal edilen demir ve çeliğin ithalat tutarlarıda aynıyönde bir harekete
sahipti. 1995–1999 arası
nda ithalat tutarı1.852 milyon dolardan 943 milyon dolara
gerilerken, 2004 yı

nda 3.034 milyon dolara yükseldi.

84–85. bölüm (nükleer reaktörler, aletler, kaynatı


cılar, elektrikli makineler ve
ekipmanları
) ve 87. bölümde (otomobil endüstrisi ürünleri) yer alan ürünlerin ihracatı
nda
ş
ise %671’lik bir artı şoranıolan %198’in çok üstünde bir yükselme görüldü.
la genel artı
Söz konusu ürünlerin ihracat içindeki payı1995 yı

nda %11,2 iken 2004’te bu oran %33,7
oldu. İ
hracat tutarıise 1.239 milyon dolardan 11.593 milyon dolara yükseldi. 84,85 ve 87.
bölümde belirtilen bu ürünlerin ithalatı şgerçekleş
nda da artı ti. Bu ürünlerin toplam ithalat
ti. İ
içindeki payı1995’te %39,2 iken 2004’te %48,3 olarak gerçekleş thalat tutarlarıda
6.617 milyon dolardan 21.958 milyon dolara yükseldi.

i ürünlerin dağı
Türkiye’nin AB’ye ihraç ettiğ lı
mıda 84–85 ve 87. bölümlerde
belirtilen demir, çelik ve sı im gösterdi. Sonuçlar ş
nai ürünlerin lehine bir değiş imdiye kadar
tarı
m, tekstil ve giyim sektörü ürünleri lehine geliş
medi. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün
AB’ye ihracatı
mızdaki yüksek payı
nın, diğer Türk sanayi ürünlerinin Gümrük Birliği’nin
ğıilk yı
tamamlandı ı
llarda AB ürünleri karşsı
ndaki düş
ük rekabet düzeyini ortaya koyduğu
da bir gerçektir. Ancak rakamlar yı
llar itibariyle değerlendirildiğinde 1996 yı

nda AB ile
sanayi ürünleri ticaretinde tekstil ürünlerinin payı%42 düzeyindeyken bu oranı
n 2001


nda %37 ve 2004 yı

nda %30 oranı ı
na kadar gerilediği görülmektedir. Buna karşlı
k
özellikle otomotiv sektörü, elektronik sektörü ve makineler gibi ileri teknoloji gerektiren
sektörlerin sanayi ürünleri ihracatı
ndaki payı
nın 1995 yı

nda %11 iken 2002 yı

nda %34’e

84
kadar yükseldiği belirlenmektedir.154 Bu durum, Türkiye’nin ihracatı
nın emek yoğ
un ve
düş
ük teknoloji gerektiren ürünlerden, daha tercih edilir olan sermaye yoğun ve ileri
ğı
teknoloji gerektiren ürünlere kaydı nıgöstermektedir. Söz konusu yapı
sal değiş
im,
yabancıfirmalarca elektronik ve otomobil sektörüne yapı
lan yatı

mlar yoluyla gerçekleş
en
ş
teknik uyum ve kalite artıı şgösteren Ar-Ge faaliyetlerinin bir
na paralel olarak artı
sonucudur. Çünkü yukarı
da değ
inilen geliş
me Gümrük Birliği’nin, Türk firmaları
nın teknik
mevzuat uyumuna paralel olarak teknoloji geliş
tirmeleri ve Ar-Ge faaliyetlerini artı
rmaları
yönünde kı ş
sa sürede harekete geçirici bir etki yaratmıtı
r. Tekstil ve giyim emek yoğ
un,
diğer bir deyiş
le maliyeti yüksek olan sektörlerdir. Buna ek olarak, tekstil ihracatıfiyat
değiş ıson derece hassastı
imlerine karş r. Bu iki etken, Türk tekstil ihracat firmaları
nın
hedefledikleri ihracat seviyesine ulaş
maları
nın zorlaş

rmaktadı
r. Çin ve Asya ülkeleri
nedeniyle, Türk firmalarırekabet gücünü ve dolayı
sıyla pazar payı
nıkaybetmekte, bu
durum da potansiyel ihracat rakamı
nda düş
üşe yol açmaktadı
r. TL’nin değerlenmesi de,
tekstil ve giyim sektörünü engelleyen sebeplerden biri olarak gösterilmektedir.

4.2. Gümrük Birliği’nin YabancıSermaye Üzerindeki Etkileri

Avrupa Birliği firmalarıiçin zengin doğal kaynakları


, genç ve ucuz iş
gücü ve
şiç pazarı
doymamı nın yanısı
ra Ortadoğ
u, Karadeniz ve Asya ile olan bağlantı
ları
Türkiye’yi yatı

mlar açı
sından cazip bir ülke konumuna getirmektedir. Bu bağlamda
Türkiye’ye giren yabancısermaye yatı

mları
nıuyarmasıbeklenmektedir. Ayrı
ca Gümrük
Birliği nedeniyle Türkiye, Uzak Doğu Ülkeleri, Japonya ve ABD için dinamik piyasası
,
coğrafi konumu ile önemli bir Pazar olması
nın yanısı
ra, AB piyasası
na girişimkanıda
vermektedir. Bu niteliklerine rağmen Türkiye’ye gelen yabancısermaye yatı

mları
değerlendirildiğinde, yatı

mları nda artacağı
n Gümrük Birliği sonrası na iliş
kin beklentinin
mediği görülmektedir. 155
gerçekleş

154
Handan Soğuk, “Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Genel Etkileri”,
http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/gumruk-birligi.htm (12.10.2005)
155
http://www.dyp.org.tr/Ekonomik_ve_Mali_Degerlendirme_Raporlari/Gumruk_Birligi_ve_Etkileri,
(Eriş im tarihi: 01.10.2006)

85
Türkiye, GB sürecinde (ve onu takiben tam üyelik müzakerelerinin baş
latı
lması
beklentisiyle), kalkı
nma hı
zını
n artı

labilmesi için özellikle iki alanda umutlu idi. Birincisi
Türkiye’de yabancıyatı
rı n artacağıbeklentisi, ikincisi AB fonları
mları ndan sağlanacak
yardı . Yunanistan, İ
mlardı spanya ve Portekiz deneyimleri de bu iki kaynağı
n önemini
Türkiye’ye göstermiş
tir. Türkiye aynıkoş
ullar altı ı
nda bugüne kadar tek başna yüklendiği
ş
dıa açı
lma maliyetini düş
ürmüşolacaktı
. Ancak 1996’dan beri devam eden GB sürecinde
ı
bu iki hedefe ulaş ş
lamamı r.156

Türkiye, 2005 yı
lıitibariyle 251 milyar dolarıaş
an gayri safi milli hası
lasıve 70
milyondan fazla nüfusu ile yabancıyatı

mcı
lara büyük ve dinamik bir pazar sunmaktadı
r.
Türkiye nüfusunun ortalama %63’ü 35 yaşaltı
ndadı
r. Türkiye, Asya’yıve Avrupa’yı
birbirine bağ
layan bir köprü niteliğindedir. Yı ş
lda ortalama 280 gün ve günde 9 saat çalıma
ortalaması
yla, Türkiye dünyanı ş
n en çok çalı r.157
an üçüncü ülkesi durumundadı

Ancak, bu gerçekler Türkiye’nin doğrudan yabancıyatı



mlar konusundaki
baş
arı

z performansı
nıdeğiş
tirmemektedir. Gümrük Birliği de bu durumu tersine
çevirmeyi baş ş
aramamıtı
r.

Türkiye’de beklenen yabancı sermaye yatı



mları
nın beklenen düzeyde
gerçekleş ı
ememesinin başnda, ülkede yaş
anan ekonomik ve siyasi istikrarsı
zlı
klar
gösterilmektedir. Bu bağlamda Türkiye bazen dünyanı
n en riskli ülkeleri arası
nda ön

ralarda yer almakta, bazen uluslararasırating kuruluş
larıtarafı
ndan kredi notu
düş
ürülmektedir. Nitekim DPT’nin uluslararasıkuruluş
ları
n verilerinden yararlanarak
hazı ğıbir raporda da belirtildiği gibi “bürokratik engeller ve mevzuat eksikliği
rladı
ş
nedeniyle sermaye akııgerçekleş
miyor” yönündeki genel kanı
nın aksine, doğrudan
yatı

m amaçlıyabancısermayenin beklenen düzeyde Türkiye’ye gelememesindeki ası
l
sorunun ekonomik ve siyasi istikrarsı
zlı
k olduğ r.158
unu ortaya koymaktadı

156
Mustafa Aykaç ve Zeki Parlak, “Tüm Yönleriyle TR-AB İ lişkileri”, İ
stanbul:Elif Kitabevi, 2002, s.128
157
The Custom Union Effects, URL:http://www.yased.org.tr/ab, (22.02.2006)
158
Aykaç ve Parlak, s.128

86
TABLO 4.7

Türkiye’ye Doğrudan YabancıYatı


rım (milyon USD)

İ
zin Verilen Yabancı

llar Doğrudan Yabancı Sermayeli Şirket Gerçekleş
en
Yatırım Sayı sı

1980 97 78 35

1985 234 408 99

1990 1.861 1.856 684

1995 2.938 3.161 934

1996 3.836 3.582 914

1997 1.678 4.068 852

1998 1.646 4.533 953

1999 1.700 4.950 813

2000 3.477 4.606 1.707

2001 2.725 5.090 3.374

2002 2.243 5.588 622

2003 1.208 6.696 745

2004 - 8.816 1.291

2005 - 11.695 8.551

2006* - 13.351 7.381

Kaynak:Hazine Müsteş ğ
arlıı
, http://www.hazine.gov.tr/english/ybs/geneling.htm
(18.09.2006)
*Ocak-Haziran

Tablo 4.6, 1980–2006 arası


nda Türkiye’ye doğrudan yabancıyatı

m giriş
lerini
göstermektedir. Türkiye’ye yabancısermaye yatı

mıgiriş
leri yı
llara göre düzensiz bir seyir
takip etmektedir. Tablodan da görüleceğ
i üzere, izin verilen doğrudan yabancıyatı

m

87
giriş
leri yı şolsa da gerçekleş
llar içinde önemli ölçüde artmı en yabancısermaye giriş
i 2001
yı ş
lıdıı ş
nda beklenen düzeyde olmamıtı
r. Küresel bazda da doğ
rudan yabancıyatı

m
rakamları
nda düş
üştrendi gözlemlenmektedir. Dünya genelinde, 2000 yı

nda 1,1 trilyon
dolarlı
k doğrudan yabancıyatı

m giriş
i ile tarihi bir zirve yakalandı
ktan sonra, 2003


nda rakamı
n 560 milyar dolara gerilediği görülmüş ş
tür. Dünya genelindeki azalı,
Türkiye’ye doğrudan yabancıyatı

m giriş ş
ini de azaltmıtı
r. Bu durum, Gümrük
Birliği’nden sonra doğrudan yabancıyatı

m giriş
inin artmaması
nın sebeplerinden birisidir.

Devlet Planlama Teş


kilatıtarafı
ndan çeş
itli uluslararasıkuruluş
larca elde edilen
verilere dayanarak hazı ş
rlanan bir raporda, sermaye akıı
nın bürokratik zorluklar ve yetersiz
mevzuat sebebiyle engellendiği ve Türkiye’ye doğrudan yatı

m amaçlıyabancısermaye
girmemesinin temel nedeninin ekonomik ve siyasi istikrarsı
zlı tir.159
k olduğu belirtilmiş
Türkiye, Gümrük Birliği’ne girdikten sonra 3 büyük ekonomik ve 2 büyük siyasi kriz
yaş ş
amıtı
r. Bunun yanısı
ra, istikrarsı
zlı
k ve yüksek enflasyon, faiz oranlarıve mevzuat
yetersizliği gibi olumsuz etkiler görülmüş
tür. Bütün bunlar potansiyel yatı

mcı
lar için
uygun olmayan bir çerçeve yaratmaktadı
r.

Ancak, tablonun 2003’ten itibaren değ


işmeye baş ğ
ladıısöylenebilir. Düzelen
makroekonomik göstergeler ve siyasi istikrarı
n sağlanmasıtablonun düzelmesinde en
önemi etkenler olmuş
tur. Ayrı
ca, temel sorunlardan birini oluş
turan mevzuat açı
sından da
1954 yı

na dayanan 6224 sayı
lıeski kanunun yerine, Temmuz 2003’te 4875 sayı
lıyeni bir
Doğrudan YabancıYatı

m Yasasıkabul edilmiş
tir.

Yeni kanun, önceki doğrudan yabancıyatı



m onay ve izleme sistemini bildirim ve
kayı
t sistemi ile değiş
tirmekte, adil tazminat olmaksı
zın millileş
tirmeyi yasaklamakta,
yabancıyatı

mcı
lara yerli yatı

mcıgibi davranmayıgaranti etmekte, doğrudan yabancı
yatı

mlar üzerindeki kı
sıtlamalarıgevş
etmekte, asgari sermaye sı
nırı
nıkaldı
rmakta,
yabancıyatı

mcı
lara sermaye ve kazançları
nın transferinde dönüş
ülebilirlik sağ
lamakta,

159
Muzaffer Dartan, Turkey-EU Relations With Particular Reference to the Customs Union, Muzaffer
Dartan&Çiğdem Nas (ed.s), The European Union Enlargement Process and Turkey. İ stanbul:Libo, 2002,
s:297

88
hiçbir kı
sıtlama olmaksı
zın mülkiyet edinme hakkıtanı
makta ve yabancıyatı

mcı
ları
n
uluslararasıtahkim hakkı
nıtanı
maktaydı
. Mart 2004’te Yatı
rı ş
m Danı ğıKonseyi’nin
manlı
kurulması
, Türkiye’nin doğ
rudan yabancıyatı

mlar açı
sından çekici bir hale getirilmesine
verilen önemin bir göstergesi niteliğindeydi.

Tablo 4.8, 2004 yı



nda Avrupa Birliği’ne katı
lan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile
Türkiye’ye giren doğrudan yabancı yatı
rı ı
mları karşlaş
tırmaktadı
r. Polonya, Çek
Cumhuriyeti ve Macaristan, Türkiye ile kı ğı
yaslandı nda çok yüksek miktarda doğrudan
yabancıyatı

m giriş
inden faydalanmaktadı
r. Bunun sebebi, bu ülkelerin yabancı
yatı

mcı
lara Türkiye’den daha iyi koş
ullar sağlamaları
dır. Cevap çeş
itli parçalardan
oluş
maktadı
r. Birincisi, söz konusu ülkeler müzakerelere Türkiye’den çok önce baş ş
lamıtı
r.
Müzakerelere baş
lamak AB’ye adı
m atmak niteliğinde olup, aday ülke olmaktan daha iyi
bir yöntemdir. Bir ülkenin müzakerelere baş
ladı ğıdoğ
ktan sonra yararlandı rudan yabancı
yatı

m miktarıher zaman için adaylı
k zamanı ğı
nda yararlandı ndan daha fazla olmuş
tur.
İ
kincisi siyasi niyettir. Doğrudan yabancıyatı

mlar üzerindeki siyasi niyetin etkisi son
geniş
leme dalgası
nda kendini açı
kça göstermiş ş
tir. Türkiye dıı
nda, aday ülkeler arası
nda en
problemli ülke olarak gösterilen Polonya, 2003 yı

na kadar 12 yı
llı
k bir dönemde toplam
51 milyar dolar doğrudan yabancıyatı

m giriş ş
inden faydalanmıtı
r. Almanya’nı
n
Polonya’yıüyelik konusunda desteklemesi, Polonya’nı
n bu derece yüksek doğrudan
yabancıyatı

mdan faydalanması ş
nda önemli rol oynamıtı
r. Ancak, Türkiye bu denli bir
siyasi istekten yoksundur. Aksine, Türkiye siyasi isteksizlikten yakı
nmaktadı
r. Üçüncü
sebep ise maliyetlerdir. Adıgeçen ülkelerdeki iş
gücü, enerji, arazi maliyetleri Türkiye’ye
göre düş
ük seviyelerdedir. Örneğin, 2002 yı

nda tekstil sektöründe birim saatlik iş
gücü
maliyeti Polonya’da 1,36 dolar iken Türkiye’de 5,90 dolardı
. 2002’de sanayi elektrik
maliyeti Polonya’da 0,05 dolar iken Türkiye’de 0,09 dolar idi.160

160
İ
KV, “a.g.e., s.20

89
TABLO 4.8

Türkiye ile Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerine Doğrudan YabancıYatı


rım Giriş
lerinin
ı
Karşlaş
tırı
lması(milyar dolar)

Ülke 1995 1998 1999 2000 2001 2002 2003

AB’ye katı şOrta


lmı
ve Doğu Avrupa 12,2 16,7 18,6 20,3 18,4 22,6 11,5
Ülkeleri

Çek Cumhuriyeti 2,6 3,7 6,3 5,0 5,6 8,5 2,6

Macaristan 5,1 3,8 3,3 2,8 3,9 2,8 2,5

Polonya 3,7 6,4 7,3 9,3 5,7 4,1 4,2

Slovakya 0,3 0,7 0,4 1,9 1,6 4,1 0,6

Türkiye* 2,9 1,6 1,7 3,5 2,7 2,2 1,2

Dünya 335,7 690,9 1.806,8 1.388,0 817,6 678,8 559,6

AB-15 114,6 249,9 479,4 671,4 357,4 374,0 295,2

Kaynak: UNCTAD, Dünya Kalkı


nma Raporu 2004. New York: UN,2004, s.72

Türkiye, doğrudan yabancıyatı



m çekebilmek amacı
yla çok çaba sarf etmekte ve
kaynakları
nıbu yönde kullanmaktadı
r. Diğer taraftan, Türkiye üçüncü ülkelere doğrudan
yabancıyatı

m ihraç etmektedir. 1997–2005 arası
nda Türkiye’nin doğ
rudan yabancı
yatı

m çı
kış
ı8 milyar dolara ulaş
mış
tır. Türkiye’nin doğrudan yabancıyatı

m ihraç
etmekte olduğu ilk dört ülkenin üçünü Hollanda, İ
ngiltere ve Almanya olmak üzere AB
ülkeleri oluş
turmaktadı
r. Aynızamanda bu ülkeler, Türk nüfusun yoğun olduğu ülkelerdir.

Türkiye, olması gerektiği kadar doğrudan yabancı yatı



mlardan
faydalanamamaktadı
r. Sebepler çeş
itli olmakla birlikte, siyasi niyetin eksikliği gibi bazı
sebepler Türkiye’nin etki alanı
nın ötesindedir. Türkiye’nin dünyadaki doğrudan yabancı
yatı
rı ğıpay %0,278’dir.161 Türkiye’de doğ
mlardan aldı rudan yabancıyatı

mları
n gayri

161
Dünya Gazetesi, 21 Şubat 2005, s.10

90
safi milli hası
laya oranı%1’den az olurken, bu oran Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde
%7,9’a kadar çı
kmaktadı
r. Tablo 4.8, AB’nin yeni üyelerinde müzakereler baş
lamadan
önce ve baş
ladı
ktan sonra yararlanı
lan doğrudan yabancıyatı

mları
n gayri safi milli
hası
laya oranı
nıgöstermektedir.

Tablo 4.8 müzakerelerin baş


laması
nın doğ
rudan yabancıyatı

m giriş
lerinde ne
denli etkili olduğunu açı
kça göstermektedir. Çek Cumhuriyeti’nin DYY/GSMH
müzakerelerin baş
laması
ndan önceki 5 yı
lda ortalama %2,6 iken müzakerelere baş
landı
ktan
sonra geçen 5 yı
lda ortalama %7,9’a yükselmiş
tir. Slovakya açı

ndan ise aynıölçütlerde
%1,2’den %6,4’e çı
kan oranla durum daha iyi görünmektedir. Oranlar, Türkiye’nin
müzakerelere baş
lamasıile birlikte doğrudan yabancıyatı

m çekmekteki talihsiz kaderinin
değiş
eceğini göstermektedir.

Yukarı
da açı
klanan sebeplerden dolayı
, Gümrük Birliğ
i’nin doğrudan yabancı
yatı
rı ş
mlar üzerinde önemli bir etkisi olmamıtı
r. Ancak, siyasi ve ekonomik arenadaki
güncel geliş
meler, yeni doğrudan yabancıyatı

m mevzuatıve 2006 yı

nda üyelik
müzakerelerinin baş
laması doğrudan yabancı yatı

mlar açı
sından umut verici
geliş
melerdir. Olayları
n son iki yı
lda izledikleri seyri devam ettirmeleri halinde,
Türkiye’nin doğrudan yabancıyatı

mlar konusunda yeni zirvelere tanı
klı
k etmesi
kaçı
nılmaz olacaktı
r.

91
4.3. Gümrük Birliği’nin Kamu Gelirlerine Etkisi

Üyeler arası
nda tarifelerin sı

rlanmasıüye ülkelerin vergi kaybı
nıdoğurur. Yine
ıuygulanan ortak tarife, üye olunmadan önceki tarifeden küçük olursa
üçüncü ülkelere karş
veya bu ülkeden ithalat önemli ölçüde azalı
r ise bu durumda da vergi kaybıortaya çı
kar.
GB öncesi Türkiye’de ithalattan gümrük vergisi ve toplu konut fonu olmak üzere iki tür
vergi alı
nmaktaydı
. GB ile bunları
n ikisi de kaldı

lı ıOGT
rken üçüncü ülkelere karş
uygulanmaya baş ş
lanmıtı
r. Ancak tarı
m ürünleri, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğ
u ve
EURATOM kapsamı
ndaki ürünler bu uygulamanı ş
n dıı
nda kalması
, GB’nin kı
sa dönemde
sadece kamu gelirlerini azaltmasıdeğil, kamu giderlerinin de arttı na neden olabilir. 162
rması

Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisine etkilerine iliş


kin değ
erlendirmelerde, ilk

amada gümrük vergileri ve kotaları
n kaldı

lması
nın yaratacağıkamu gelir kaybıüzerinde
durulmaktadı
r. Ancak 1994 yı
lı n %2,31’i163 iken,
ndaki gümrük gelirlerinin GSMH’nı
1997’de %2,61 olmasısöz konusu endiş
elerin gerçekleş
mediğ
ini ortaya koymaktadı
r.
Bunun yanısı
ra, Gümrük Müsteş ğıyetkilileri tarafı
arlı ndan 2000 yı
lı şticaret
nda dı
vergilerinin bir önceki yı
la göre %134 oranı şgösterdiği ifade edilmektedir.164 Söz
nda artı
konusu veriler Gümrük Birliği’nin beklenenin aksine bir kamu gelir kaybı
na değil, düş
ük
ş
oranda olmakla birlikte gelir artıı ğısonucunu vermektedir.
na yol açtı

ş
Gümrük gelirlerindeki artıın temel sebebi, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden
kaynaklanan yükümlülükleri doğrultusunda gümrük idarelerine yönelik yeniden yapı
lanma
ve modernleş
me ş
çalımaları
dı ş ticaret
r. Dı iş
lemlerinde kullanı
lan belgelerin
basitleş
tirilmesi ve tek idari belge olarak Gümrük beyannamesinin kullanı
mına geçilmesi,
bürokratik iş
lemlerin azalması
nda etken olmuş
tur. 1993’de baş
latı
lan Gümrük
modernizasyonu ve otomasyonuna yönelik pilot uygulamalar ise, bürokratik iş
lemlerin yanı

ra gümrük personeli ile gümrükleme giderlerinin de düş
mesine neden olmuş
tur. Proje ile

162
Süleyman UYAR, Gümrük Birligi’nin Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri, DTM Dı şTicaret Dergisi,
Ocak 2001, Sayı: 20 ; s .163.
163
şTicaret Dergisi, s.164
Uyar, Dı
164
AB Kapısında Gümrükler, Dünya Gümrük Günü Etkinlikleri 2001 Edirne Paneli ; T.C. Başbakanlık
Gümrük Müsteş ğıDevlet BakanıMehmet Keçeciler’in konuş
arlı ması; sf .54.

92
gümrük teş
kilatı
nın yeniden düzenlenmesi ve vergi tahsilatı
nın etkinliğinin artı

lması
yla
daha etkili bir gümrük kontrolü sağlamaya yönelik bilgisayar sisteminin geliş
tirilmesi ve
uygulanmasıhedeflenmektedir. Gümrük Teş
kilat Kanunu’nda da bazıdeğiş
iklikleri
ş
gerektiren söz konusu çalımaları
n tamamlanmasıile 2001 yı
lısonu itibariyle Türkiye’deki
tüm gümrük iş
lemlerinin %95’i elektronik ortamda yürütülür hale gelmiş
tir.

Diğer taraftan, Gümrük Birliğ


i kı
sa dönemde sadece kamu gelirlerini azaltmakla
kalmayı
p, kamu giderlerinin artması
na da neden olabileceği, Gümrük Birliği’ne
girilmesinin kamu bütçesi üzerinde büyük etkileri olduğu, bu etkilerin bunlardan birinin
erinin gümrük vergisi gelirleri üzerinde olmak üzere iki ş
faizler, diğ ekilde ortaya çı ğı
ktı
ş
tartıı
lmaktadı ı
r. Sadece bu iki etkinin bütçe üzerindeki toplam maliyetinin yaklaşk 71
milyar tuttuğunu, buna 8.4 milyar dolarlı
k ticaret saptı

cıetkenler de eklendiğinde toplam
maliyetin 79.5 milyar dolara ulaşğıyönünde eleş
tı r.165
tiriler bulunmaktadı

şticaret vergileri, ekonomideki liberalleş


Dı me eğilimleri ve özellikle Avrupa
Birliği ile iliş
kiler çerçevesindeki düzenlemelere rağmen hala Türk vergi sistemindeki yeri
ve önemini korumaktadı
r. Burada elbette, Türkiye’nin yı
llardı
r yaş ğ
adııkamu finansman
sorununa çözüm olarak hükümetlerin dolaylıvergilere gittikçe daha fazla baş
vurma
eğiliminde olmaları
nı r. Ancak bunun sürekli olacağı
n önemli bir rolü vardı nıdüş
ünmek
yanı
ltı ş
cıolabilir. Çünkü ithalata dayalıbüyüme modeli ülkemizden dıarı
ya sürekli kaynak
r. Bu da kimsenin arzu ettiği bir durum değildir.166
transferine yol açmaktadı

165
http://www.atonet.org.tr/turkce/bulten/bulten.php3?sira=274
166
http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/1ekim98/gmrkbrln.htm, (Doç.Dr. Osman Demir, Cumhuriyet Üniv.
İ
kt.İdar.Bil.Fak., Eriş
im Tarihi: 01.09.2006)

93
TABLO 4.9

Gümrük Birliği Öncesi ve SonrasıBütçedeki Değiş


ikler

Gümrük Birliği Gümrük Birliği % Değiş


im
Öncesi Ortalama SonrasıOrtalama

Faiz DışıBütçe 6.00 19.98 233


Bütçe Dengesi -13.24 -38.78 193
Harcamalar 76.51 135.39 77
Vergi DışıGelirler 11.17 18.63 67
Vergi Gelirleri 49.41 76.32 55
Toplam Gelirler 63.27 96.61 53
TEFE (%) 79.06 68.43 -15.54

Kaynak: DTM verileri, http://www.dtm.gov.tr, ASAM’ı


n analizinden alı ş
nmıtı
r.

ı
Tablo 4.9’dan da anlaiş ıüzere, en büyük değiş
lacağ ş
im faiz dııbütçe dengesinde
olmuş ş
tur ve faiz dııbütçe dengesi fazla vermektedir. Buna rağ
men bütçe dengesindeki
açı
k Gümrük Birliğ ş
i sonrası%193 gibi büyük bir oranda artmıtı
r. Bu durum Gümrük
Birliği sonrası şolduğunun bir göstergesidir. Dolayı
nda faiz giderlerinin artmı sıyla bu
noktada Gümrük Birliği'ne girilmesi ile beraber faizler üzerinde yükseltici bir etkinin olup
ğı
olmadı nı
n ve bu etkinin bütçe verileri üzerine yansı
yıp yansı ğı
madı nı
n incelenmesi
r. ASAM’ ı
yerinde olacaktı n analizine göre ise; Gümrük Birliğ
i'ne girilmesinin kamu
bütçesi üzerindeki etkileri iki kanaldan görülmektedir. Bunlardan bir tanesi faizler, diğeri
ı
gümrük vergisi gelirleridir. Bu iki etkinin bütçe üzerindeki toplam maliyeti yaklaşk 68,637
r. 167
milyar USD' dı

4.4. Gümrük Birliği’nin Mali Yardı


m Etkileri

Türkiye-AB Mali İ
şbirliği çerçevesinde, Gümrük Birliği öncesi dönemi kapsayan
ı
yaklaşk otuz yı
llı
k dönemde, Mali Protokoller, Tamamlayı
cıProtokol ve Özel Mali
İ
şbirliği kapsamı
nda AB, 78 milyon ECU’sü hibe ve 927 milyon ECU’sü de faizsiz veya

167
Mircan Yıldız Tokatlı şTicaretin Vergilendirilmesi ve Avrupa Birliği”, Akdeniz
oğlu, “Türkiye’de Dı
İ
.İ.B.F Dergisi, Ekim 2005, s.56.

94
düş
ük faizli kredi olmak üzere, Türkiye’ye toplam 1 milyar 5 milyon ECU mali yardı
m
ş
sağlamıtı
r.

Türkiye’nin AB ile mali bağlarıAnkara Antlaş


ması
’nı
n imzalanmasıile
baş ş
lamıtı ş
r. AB, 1964-1969 dönemi için 175 milyon Euro’luk kredi sağlamıtı
r. Bu
protokolle sağlanan kredilerin tamamıkullanı ş
lmıtı
r. Kredilerin 105,9 milyon Euro’luk
bölümünü altyapıprojeleri için ve 69,1 milyon Euro’luk bölümünü ise diğer yatı

m
ş
projelerini finanse etmek için kullanmıtı
r. Önemli enerji projelerinden Kovada Projesi,
Gökçekaya Projesi, Gökçekaya-Seyitömer Enerji Nakil Hattıve Keban Projesi bu
kredilerden faydanı
larak yapı ş
lmıtı
r. Verilen kredinin tümü 1970 yı
lısonunda anlaş
maya
ş
bağlanmı, krediden kullanı
mlar ise Boğaz Köprüsü ile ilgili son ödemenin 1976 yı

ortaları
nda gerçekleş
mesi ile son bulmuş
tur.

İ ş
kinci Mali Protokol, 23.11.1970 tarihinde Katma Protokol ile birlikte imzalanmı
ve 1.1.1973 yı

ndan itibaren yürürlüğe girmiş
tir. 1971-1977 dönemini kapsayan protolle
Türkiye’ye 195 milyon Euro’su Topluluk bütçesinden, 25 milyon Euro’su ise Avrupa
Yatı

m Bankası ş
’ndan (EIB) olmak üzere toplam 220 milyon Euro’luk kredi sağlanmıtı
r.
II. Mali Protokol’ün yürürlük süreci içinde AET’ye en yakı ngiltere, İ
n 3 üyenin (İ rlanda,
Danimarka) de mali yardı
ma katı
lması
nısağlamak amacı
yla, 30.06.1973 tarihinde Ortaklı
k
Antlaş
ması
’nı
n yeni ülkelerce de kabulünü düzenlemek üzere imzalanan Tamamlayı

Protokol’e konulan bir hüküm ile Türkiye’ye 47 milyon Euro tutarı
nda ek kredi verilmesi
kabul edilmiş
tir. Adıgeçen ülkelerden sı
rası
yla 45 Milyon Euro, 1 Milyon Euro, 5 Milyon
Euro’luk yardı ş
m sağlanmı r.168

ş
Üçüncü Mali Protokol, 12.05.1977 tarihinde imzalanmıtı
r. Türkiye tarafı
ndan
8.2.1979 tarih ve 2180 sayı
lıkanunla onaylanabilmiş
, 1.5.1979 tarihinde yürürlüğe
girmiş
tir. Bu protokolün 31.10.1981 tarihine kadar uygulamasıöngörülmüşancak daha
sonra uzatı ş
lmı r.169 Protokol ile, 1979–1982 yı
tı llarıarası
nda 90 milyon Euro’su AYB’den

168
Necla Uğurlu, Avrupa Topluluğu Bölgesel Politikası
, Yapı
sal Fonlar ve Bu Fonlardan Türkiye’nin
Yararlanma Olanakları , Ankara: DPT, 1992, s.56.
169
Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, s.443

95
220 milyon Euro’su ise Topluluk bütçesinden olmak üzere 310 milyon Euro’luk kredi
ş
sağlanmıtı
r. Aralı
k 1982 itibariyle, kredinin 220 milyon Euro’luk bölümü altyapıve kamu
sektörü projelerine 90 milyon Euro’luk kı
smıda özel sektör projelerine tahsis edilmiş
tir.
1980’de, Türkiye’deki zorlu durumdan dolayıTopluluk, temel olarak enerji, sağlı
k, çevre
ve eğitim alanları
ndaki projelerde kullanı
lmak üzere 75 milyon Euro’luk özel bir yardı
m
ş
paketi sağlamıtı
r.

Ortaklı
k Konseyi’nin 30.06.1980 tarihli toplantı
sında Türkiye’ye beşyı
llı
k bir
dönem için Dördüncü Mali Protokol çerçevesinde 600 milyon Euro tutarı
nda mali yardı
m
yapı
lmasıöngörülmüş
tür. Bu tutarı
n 325 milyon Euro’luk bölümü kredi olarak 50 milyon
ı
Euro’luk bölümü karşlı
ksı
z olarak Topluluk bütçesinden, kalan bölüm ise Avrupa Yatı

m
Bankası
’ndan sağlanacaktı
r. Dördüncü Mali Protokol 19.06.1981 yı

nda taraflarca parafe
edilmesine rağmen, Yunanistan’ı
n engellemeleri ile Topluluk organları
nın onayı
ndan
geçmediği için yürürlüğe girememiş
tir. Protokol, 26 Ocak 1989 tarihinde parafe edilmiş
tir.

1980 yı

nda siyasi nedenlerle veto edilerek dondurulan IV. Mali Protokol’den
itibaren Türkiye ile AB arası ş
nda mali protokol imzalanmamıtı
r. Esasen, AB’nin yardı
m
mekanizmasıkapsamı
nda mali protokoller mekanizması
ndan vazgeçip, proje bazı
nda
ş
kredi-hibe sistemine geçmişolmasıda bu durumu yaratmıtı ğı
r. Bu çerçevede, planlandı
ş
ekilde etkin olarak iş
letilemeyen mali iliş
kiler, 1992-1996 döneminde, Yenileş
tirilmiş
Akdeniz Programı(YAP) kapsamı
nda sürdürülmüşolup, Türkiye’ye 339.5 ECU’lük proje
ş
finansmanısağlanmıtı
r.

96
TABLO 4.10

1963–1995 arasıAB’nin Mali Yardı


mları(milyon euro)

Dönem Kredi Bağı


ş Toplam

I. Mali Protokol 175 - 175


1964–1969
II. Mali Protokol 220 - 220
1971–1977
Ek Protokol 47 - 47
1971–1977
III. Mali Protokol 310 - 310
1979–1981
Özel Yardı
m - 75 75
1980–1982
IV. Mali Protokol 550 50 600
1982–1986
ıYardı
Körfez Savaş mı 175 - 175
1991
İ
dari İ
şbirliği - 6 6
1993–1995
Toplam 1,477 131 1,608

Kaynak: DTM, AB ve Türkiye. 5. Baskı


. Ankara:2002, s.445

Tablo 4.10, AB’nin 1963–1995 yı


llarıarası
ndaki mali desteğini göstermektedir. 32

l boyunca AB, Türkiye’ye 1,608 milyon Euro destek ayı ş
rmıtı
r. 1,608 milyon Euro’luk
desteğin Türkiye tarafı
ndan 1,008 milyon Euro’luk kı
smıkullanı ş
lmıtı
r. Dördüncü mali
protokol siyasi sebeplerden dolayıyürürlüğe girmedi. Hiç ş
üphesiz, özellikle AB’den
m alan ve AB ile hiçbir bağıolmayan ülkelerle karş
yardı ılaş
tırı ğı
ldı nda bu tutar çok düş
ük
kalmaktadı
r. Örneğin, 1958–1993 arası
nda Yugoslavya, Topluluktan 1,607 milyon
ş
Euro’luk destek almıtı
r. Mı
sır aynıdönemde 1,463 milyon Euro’luk yardı
mdan
ş
faydalanmı ıyerine getirmesi gereken yükümlülükleri de
r.170 Bu ülkelerin topluluğa karş

bulunmamaktaydı
. Mali yardı
mları
n amacıKatma Protokol’deki Mali Protokol bölümünde
“Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Türkiye arası
nda birlik kurulması
nı öngören
Anlaş
ma’nı
n hedeflerine Türk ekonomisinin ulaş
masıiçin hı
zlandı
rı şbir geliş
lmı meyi

170
Nurettin Bilici, Avrupa Birliği Mali Yardı
mlarıve Türkiye. Ankara; Akçağ
, 1997, s.136

97
teş
vik etmek” olarak belirtilmiş
tir. Dolayı

yla, Topluluk tarafı
ndan destek görmek yerine,
ne yazı
k ki Türkiye, gümrük birliği öncesinde Topluluktan özel bir yakı
nlı
k görmemiş
tir.

Mali yardı
mları
n amacırekabet koş şolan Türk ekonomisini
ullarısağlanmamı
gümrük birliğinin etkilerine hazı
rlamaktı
. Bu çerçevede, gümrük birliği yürürlüğe girmeden
önce, AB ile Türkiye arası
ndaki mali iş
birliği yeniden baş ş
lamıtı
r. 1995 yı

nın ilk
yarı

nda, AB yeni bir mali iş
birliğinin ilkelerini detaylıbiçimde açı . Plan ş
kladı u aş
amaları
öngörüyordu:171

i. l içinde Türkiye’ye önemli miktarda bütçe kaynağı


1995’ten itibaren 5 yı
sağlanacak,

ii. 1992–1996 arası dönemde olduğu gibi Türkiye, Yeni Akdeniz


Politikası
’ndan yararlanmaya devam edecek,

iii. Gümrük Birliği’nin baş


laması
nıtakiben, Türkiye ekonomisinin rekabet
gücünü artı
rmak amacı
yla, Avrupa Yatı

m Bankasıkredileri sağ
lanacak,

iv. ğıbütün
1996’dan itibaren Türkiye, AB’nin Akdeniz ülkelerine sağladı
mali olanaklardan faydalanacak,

Türkiye’nin talebi üzerine, Uluslararası Para Fonu (IMF) programları



gerçekleş
tirmek amacı ş
yla olağandıımakro ekonomik yardı
mlar sağlanacaktı
.

Bu mali iş
birliği Yunanistan’ı
n vetosu nedeniyle asla yürürlüğe girmedi.

171
URL: http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?lang=0&ndx=12&mnID=3&ord=5&subOrd=1(12.05.2006)

98
TABLO 4.11

1996–2000 arasıAB Mali Yardı


mları(milyon Euro)

Dönem Kredi Bağı


ş Toplam

MEDA I 1995–1999 - 376 376


Bütçe 1996–2000 - 375 375
Çeş
itli Yardı
mlar 1992–1999 - 14 14
EIB 1996–2000 750 - 750
Yeni Akdeniz Politikası 1992–1996 340 - 340
MEDA II 1997–1999 205 - 205
Risk Sermayesi 1999 12 - 12
Makroekonomik Yardı
m - 200 - 200
1,507 765 2,272
Kaynak: DTM, AB ve Türkiye. 5. Baskı
. Ankara:2002, s.450

AB, Türkiye’ye 5 yı
l için sadece 2,272 milyon Euro ayı ş
rmı, üstelik Türkiye’nin
bu tutarı
n tamamı
nıkullanması
na izin vermemiş
tir. Aslı
nda bu mali yardı
mları
n ekonomik
durumla iliş
kili olmasıgerekirken, ne yazı ş
k ki AB tersini yapmıtı
r. Örneğin, 1996 yı

nda
AB’den İ ı
spanya 3 milyar Euro’su karşlı
ksı ş
z olmak üzere 6 milyar Euro almı r. İ
tı spanya,
1981-1996 arası
nda AB’den mali yardı ş
mlar çerçevesinde 44,2 milyar Euro almı r.172 Bu

ülkelerin bu denli yüksek miktarda yardı
m alması
nısadece üye ülkeler olmaları
na
bağlamak yetersiz kalacaktı k bir ş
r. Açı ekilde üye ülkeler lehine siyasi bir eğilim vardı
r.
Türkiye, karar alma mekanizmaları
nda hiçbir otoritesi olmadan Gümrük Birliği’ne
katı
lmayıkabul etmiş
tir ve bunun sonucunda AB ayrı
mcı

k yapmaktadı
r.

AB, aday ülkelerin katı



m öncesi süreçte yararlanacaklarımali kaynakları
, katı

m
öncesi stratejisi kapsamı
nda tek bir çerçeve altı
nda değerlendirmektedir. Aday ülkeler
tarafı ş
ndan yürütülen uyum çalımaları
na destek olacak, AB mali yardı
mları
nıbir program
çerçevesinde düzenleyen Katı
lı ğ
m Ortaklıı, bu yardı
mları“Avrupa Anlaş
maları
ndan doğan
yükümlülüklerin yerine getirilmesi” ve “Kopenhag kriterlerine uyumda geliş
me
kaydedilmesi” koş
ulları
na bağlamakta, aday ülkenin söz konusu koş ğı
ullara uyup uymadı

172
Onur Öymen, “Türkiye’nin Gücü” İ
stanbul: AD Yayı
ncı

k, 1998, s.200

99
ise Komisyon tarafı
ndan hazı
rlanan raporlarda belirlenmektedir. Türkiye bakı
mından mali
iliş
kiler değerlendirildiğinde ise, 1999’daki Helsinki Avrupa Konseyi’nin ardı
ndan,
Türkiye’ye mali yardı
m programlarıiçin bir katı

m öncesi stratejisi açı
klandı
. Yardı
mlar,
uluslararasıfinans kuruluş
larıile iş
birliği içinde yapı
sal uyumlar için kullanı
lmak üzere
devam edecekti. Ek olarak yardı
mlar, kurumları
n oluş
turulması
, yatı

m ve Türkiye’nin
Topluluk programları
na ve kurumları
na katı

mını
n desteklenmesi konuları
na
yoğunlaş
maya baş
ladı
. 17 Aralı
k 2001’de Topluluk Türkiye’ye katı

m öncesi mali yardı
m
düzenlemesini kabul etmiş
tir. 2002 Strateji Belgesi’nde Topluluk, Türkiye’nin ihtiyaçları
ve kapasitesini de hesaba katarak, toplam yardı
m tutarı
nın artı

labileceğini öngörmüş
tür.
Kopenhag sonuçlarıbu yardı
mları
n 2004’ten itibaren 2000–2006 mali perspektiflerinin
katı

m öncesi harcamalar başğıaltı
lı ş
nda finanse edilebileceğini karara bağlamıtı
r.
Komisyon, 12 Şubat 2003’te bir teklif kabul etti ve Bütçe Otoritesi’ne bu teklifi sundu. Bu
açı
dan, 2004–2006 arası
nda Türkiye’ye katı

m öncesi mali yardı
mlar 1,050 milyon Euro
olacaktı
. Türkiye 2004 yı

nda 250 milyon Euro, 2005 yı

nda 300 milyon Euro ve 2006


nda 500 milyon Euro alacaktı
.

TABLO 4.12

2000–2006 ArasıAB Mali Yardı


mları(milyon Euro)

Dönem Kredi Bağı


ş Toplam

MEDA II 2000–2006 - 1,659 1,659

Euro-Med II 2000–2006 1,470 - 1,470

Katı

m Öncesi Stratejisi 2000–2002 - 15 15

Katı

m Öncesi Stratejisi 2000–2002 - 135 135

Gümrük Birliği 2000–2004 450 - 450

Katı

m Öncesi Mali
2004–2006 1,050 - 1,050
Yardı
m

Toplam 2,970 1,809 4,779

Kaynak: DTM, AB ve Türkiye. 5 Baskı


. Ankara:2002, s:452

100
Tablo 4.12, AB’nin 2000–2006 döneminde Türkiye’ye mali yardı
mları

göstermektedir. 2000-2006 dönemindeki mali yardı
mlar, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini
yerine getirme çabaları
nın desteklenmesine yöneliktir. Türkiye ekonomisinin iş
leyiş
i ve iç
pazardaki rekabet baskı
sıyla baş
a çı
kma kapasitesinin geliş
tirilmesi, AB üye devletleri ve
aday ülkeler ile sı
nır ötesi iş
birliğinin teş
viki de desteklenen alanlardı
r. Mali yardı
m
öncelikleri, İ na göre belirlenmektedir.173
lerleme Raporlarıve Türkiye’nin ulusal programı
2002 yı
lıiçin belirlenen toplam 200 milyon Euro’yu bulan yardı
m kurumsal yapı
lanma,
miktesabata uyum, ekonomik ve sosyal uyum alanları it olarak dağı
na eş tı ş
lmı r.174

Ekonomik ve sosyal uyum alanı
nda Türkiye’nin AB yapı
sal fonları
ndan yararlanabilir hale
getirilmesi amaçlanmaktadı
r. Bu çerçevede, Türkiye’deki bölgesel dengesizliklerin
giderilmesi ve Türkiye’nin ulusal geliri ile AB ortalamasıarası
ndaki farklığ
lıın azaltı
lması
hedeflenmektedir. GAP Projesi, Doğu Anadolu Kalkı
nma Programısöz konusu amaçla
desteklenen projelerdir. Komisyon, Türkiye için gelecek üç yı
lıkapsayan mali yardı
m
çerçevesinde, 2004-2006 dönemi için toplam 1 milyar 50 Euro’luk yardı
m öngörmektedir;

TABLO 4.13
1963–2006 ArasıAB-Türkiye Mali Yardı
mları(Milyon Euro)
Toplam Tahsis Toplam
Dönem Kredi Bağı
ş
Edilen Kullanı
lan

Topluluk 1953–1995 1,477 131 1,608 1,008

Gümrük Birliği 1996–2000 1,507 765 2,272 755

Deprem 1999 600 35 635 125

Katı

m Öncesi
2000–2006 2,970 1,809 4,779 759
Stratejisi

Toplam 6,554 2,740 9,294 2,647

Kaynak: Selahattin Bekmez, İ


smail Genç, “The Political Economy of Turkish- European Union Relations
and The Macroeconomic Impact of Full Membership”, American Review of Poltical Economy, Aralı
k 2005,
s.28

173
Çiğdem Alkaya, “Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne Götürdü”, Ekonomik Forum, Mayı s 2005, Sayı5, s.50
174
“Avrupa Komisyonu Türkiye Deklarasyonu”, http://www.deltur.cec.eu.int/default (07.05.2006)

101
2004 2005 2006 Toplam

Türkiye Katı

m Öncesi
250 300 500 1.050
Mali Yardı
m(Milyon Euro)

Tablo 4.13, 1963–2006 döneminde AB’nin mali desteğini göstermektedir.


Yukarı ı
daki tablodan da anlaşlacağıüzere, Türkiye’ye yapı
lan AB yardı
mlarıgerek AB
ş
üyesi gerek AB dııülkelere yapı
lan yardı ı
mlarla karşlaş
tırı ğı
ldı nda düş
ük kalmaktadı
r. Bu
ülkelerle, Türkiye’ye yapı
lan mali yardı
mlar arası
nda dengesizlik ortaya çı ş
kmı r. Şu ana

kadar Türkiye kendisine tahsis edilen yardı
mları
n ancak %28’ini kullanabilmiş
tir. Türkiye
açı
sı ğıyardı
ndan Birliğin yaptı mları
n mahiyeti diğer ülkelere göre daha farlı
dır. Türkiye,
Birlik ile Gümrük Birliğ
i Antlaş ş
masıimzalamıtı
r (6 Mart1995). Tam üye olmadan yapı
lan
bu antlaş
ma, Türkiye ile AB arası
nda benzeri olmayan bir iliş
kiyi de beraberinde
getirmektedir. Örneğin Gümrük Birliği antlaş
masıgereğ ş politika ve
i AB’nin dı
uygulamaları ğı için karar
na uyma zorunluluğu olan Türkiye, tam üye olmadı
mekanizmaları
nda yer alamamaktadı
r. Bu durum, tam üye olan ülkelerin kendi ulusal
çı
karlarıdoğ
rultusunda aldı
klarıkararlara, Türkiye’nin de anı
lan anlaş
ma gereği kayı
tsı
z
ş
artsı
z uyması
na sebep olmaktadı
r. Bu kararlardan doğabilecek mali kayı
pları
n üye ülkelere
sağlanan mali mekanizmalarla telafi edilirken, tam üye olmayan Türkiye bu
uygulamalardan yararlanamamaktadı
r. Tüm bunlar göstermektedir ki, Türkiye’nin üyeliği
halinde AB açı

ndan büyük birer sorun olarak ortaya çı
kacak pek çok durum Türkiye’nin
kazancı
dır. Bunun en çarpı
cıörneği 1988 yı

nda Essen’deki Türkiye Araş

rmalar
Merkezi’nin hazı ğı raporda
rladı Türkiye’nin 1996 yı

nda AB’ye üye olduğ
u
varsayı ğı
ldı nda bütçeden alacağıpayı
n bütçeye katkı
sından altıkat fazla olacağı
dır. Bu
r.175
oran Yunanistan’da dört buçuk, Portekiz’de dört kattı

ı
Bilindiği gibi, AB bütçesinin en ağrlı
klıharcama kalemleri, Ortak Tarı
m
Politikası
’ndan ve Yapı
sal Politikalardan kaynaklanan harcama kalemlerinden

175
Haluk A. Kabaalioğlu, “A Final Step Before Turkey’s Accession To The European Union”, Marmara
Journal of European Studies, cilt:6, No:1, İ
stanbul.

102
oluş
maktadı
r. Ekonomisi içinde tarı
m sektörünün payıbüyük olan Türkiye’nin AB’ye olası
tam üyeliği durumunda, öncelikle Türk tarı
m sektörünün, Topluluğa Ortak Tarı
m Politikası
üzerinde yaratacağımali etkilerin değerlendirilmesine verilecektir.

Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğ


i, Ortak Tarı
m Politikası
’nı
n yanısı
ra Yapı
sal
Politikaları da doğrudan etkileyecektir. Kiş ı
i başna düş
en GSMH rakamı AB
ortalaması
ndan çok düş
ük olan Türkiye, Birliğin yapı
sal politikaları
ndan yararlanacaktı
r.
Türkiye’nin yapı
sal politikalara dahil edilmesinin, Topluluğun yapı
sal fonları
na ve
dolayı
sıyla topluluk bütçesine büyük mali yükler getireceği açı
ktı
r.

Türkiye’nin GB deneyiminden baş


arı
yla çı
kabilmesi için Türkiye aleyhine oluş
an
mali yardı
m ve dengesizliğin düzeltilmesi gerekmektedir. Bu dengenin sağlanamaması
,
it ş
AB’nin eş artlar altı
nda rekabet kuralı
na aykı


k teş
kil edecek ve Türkiye’nin iş
ini
zorlaş

racaktı
r. Yardı n dengeli bir ş
mları ekilde yapı
lmamasıdurumunda AB üyesi
devletlerin ve iş
letmelerinin, Türk devleti ve iş ı
letmeleri karşsı
nda haksı
z rekabeti söz
r. Bu da Birliğin hangi ş
konusu olacaktı ekil altı
nda olursa olsun bazıürünlerin ve

letmelerin desteklenerek serbest rekabetin tehdit edilmesine veya bozulması
na yol açan
yardı
mlarıyasaklayan, temel prensibine aykı

lı kil edecektir.176 Özetle, söz konusu
k teş
yardı
mlar AB’nin Gümrük Birliği Kararıçerçevesinde taahhüt altı
na alı şolmaları
nmı na
rağmen kullanı şve Türkiye ekonomik külfetlerle AB’nin çok da fazla desteğini
lamamı
alamadan yüzleş ş
mek durumunda kalmıtı
r.

4.5. Gümrük Birliği’nin Rekabet Gücüne Etkileri

Gümrük Birliği’nin rekabet gücü üzerine etkilerini daha iyi kavrayabilmek ve


yorumlayabilmek için tarihsel geliş
imine kı
saca bir göz atmak gerekmektedir. Avrupa’nı
n
ndaki düzenlemeleri 1958 tarihine kadar gitmektedir. İ
rekabet alanı ı
ki Dünya Savaş
arası
nda oluş
an karteller rekabet alanı
nda düzenlemeler yapı
lmasıgerekliliğ
ini de
beraberinde getirmiş
tir. 1958’de çı ğ
kardııAlman Kartel Yasasıile Almanya baş
ta olmak
üzere, Avrupa ülkelerinde rekabet kanunlarıkabul edildi. Ancak, ası
l geliş
meler 18 Nisan

176
Bilici, a.g.e., s.55

103
1951’de imzalanan AKÇT Anlaş
masıile baş
ladıve AET’nin kurulması
nısağlayan Roma
Antlaş
masıOcak 1958’de yürürlüğe girdi. Doğ
rudan kömür ve çelik sektörlerine yönelik
olan AKÇT anlaş
masırekabet anlamı
nda iki önemli madde (madde 65 ve 66) içermekteydi.
Söz konusu maddelerin hükümleri Roma Antlaş
ması
’nı
n öngördüğü rekabet koş
ulları
nın da
ş
öncülüğünü yapmı r. 177

Ankara Antlaş
ması
’nı
n 16. maddesi, Roma Antlaş
ması
nda düzenlenen rekabet,
vergi ve mevzuatı
n yakı
nlaş


lması
na iliş
kin hükümlerin ortaklı
k iliş
kisi kapsamı
nda
uygulanabilir olduğunu öngörmüş
tür.

Türkiye’de rekabetin korunması


na yönelik ilk adı
mlar 1971 ve 1975 yı
lları
nda
atı
ldı
. 1982 Anayasası
nın 167. maddesi para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasaları
nın
etkin ş
ekilde iş
lemesini sağlamak ve geliş
tirmekle ilgili görev ve sorumluluğu devlete
bı şayrı
rakmı ca devletin piyasalarda tekelleş
me veya antlaş
malar yoluyla sağlanacak
kartelleş ı
me hareketlerine karşda önlem alması
nıöngörmüş
tür.

Rekabet alanı
nda en önemli hukuki adı
m ise 1994 yı

nın sonları
nda kabul edilen
4054 sayı
lıRekabetin KorunmasıHakkı
nda Kanun’un kabul edilmesiydi. Söz konusu
kanunun kaynağıgenel anlamda Roma Antlaş
ması
nın 85. ve 86. maddeleridir. Ayrı
ca,
ğıolumlu atmosfer ve 1/95 sayı
Gümrük Birliğinin yarattı lıkarar hükümleri kanunun kabul
ş
edilme sürecinde önemli rol oynamıtı
r.

Türkiye, AB rekabet politikası


na uyum açı
sı ş
ndan birçok tedbir almıtı
r. Bu
ağı
düzenlemeler aş ekilde belirtilebilir178:
daki ş

- Kamu teş
ebbüsleri ve ticari nitelikteki devlet tekellerinin, AB vatandaş
larıile Türk
vatandaş
larıarası
nda ayrı
m yapmaz hale gelmesi,

- Ticari nitelikli devlet tekellerinin yeniden düzenlenmesi,

- İ
hracatta Gözetim ve Koruma Önlemleri Değerlendirme Kurulu oluş
turularak
ithalatta haksı
z rekabetin önlenmesi ve
177
William Molle, “The Economics of Economic Integration”, Third Edition, Aldershot:Ashgate, 1998, s. 68
178
Gümrük Birliği, http://www.ikv.org.tr/gumrukbirligi.php (10 Mart 2006).

104
- ş
Rekabet Kurulu’nun kurulmasıgibi çalımalar aracığı
lı yla firmalara eş
it rekabet

koş
ullarısağlanarak tekelleş
menin önlenmesi

Yukarı
da sı
ralanan bu düzenlemeler ile alt yapı
sıkurulan daha rekabetçi ortam
Türk menş
eli malları
n sadece AB pazarları nda da rekabet ş
nda değil dünya pazarları ansı

artı
rmaktadı
r.

Gümrük Birliği ile üyeler arası


nda tarife ve kotalar kalkı ş
nca yerli üreticiler dı
rekabete açı şolurlar. Böylece ülke içindeki eksik rekabetçi oluş
lmı umlar ortadan kalkar.
Düş ş
ük verimle çalıan kalitesiz mallarıpahalı
ya üreten firmalar ya bu sorunları
nıortadan
kaldı

rlar ya da endüstriyi terk etmek zorunda kalı
rlar. Her üye ülke ister istemez
mukayeseli üstünlüğ
e sahip olduğu alanlarda üretime yönelir.

Türkiye’de sanayi üretiminde küçük ölçekten büyük ölçeğe doğru gittikçe, rekabet
gücü artmaktadı
r. Küçük ölçekli iş
letmelerde rekabet üstünlüğ
ü olan sanayi dalları
; taşve
toprağa dayalıbazıürünler ile kimyasal ürünlerdir. Orta ölçekli iş
letmelerin rekabet
üstünlüğü olan sanayi dalları
; elektriksiz makine, taşve toprağa dayalıürünler, petrol
ürünleri, gı
da, içki, tütün ve dokuma’dı
r. Büyük ölçekli iş
letmelerin rekabet üstünlüğü olan
sanayi dallarıise; elektrikli makine, taşve toprağa dayalısanayi, lastik-plastik, orman
ürünleri, kağı
t, bası r.179
m, giyim ve mobilyadı

Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine oranla mukayeseli üstünlüğü daha çok


tarı
msal ürünlerde olması ı
na karşn, tarı ş
msal ürünler Gümrük Birliği kapsamıdıı
nda
tutulmuş
tur. Yukarı
da belirtilen rekabet gücü yüksek sanayi dalları
nda, Gümrük Birliği
sonrasıverimlilik ve üretim artarken, rekabet gücü olmayan sanayi dalları
nda faaliyet
gösteren iş
letmeler pazar payları
nıkaybetmiş
ler, üretimleri düş
müş
, çoğu da kapanmak
ş
zorunda kalmıtı
r.

Gümrük Birliği’nin Türk ticaret ve rekabet politikaları


nın Avrupa Birliği ile
uyumunu öngörmesi ve Avrupa Birliğ
i rekabet politikaları
nın çok büyük bölümünün

179
Osman Demir, GB’nin Ilk İ
ki Yı şTicaret Dergisi, Sayı
lıDeğerlendirmesi, Dı :11, Yı
l:3, Ekim 1998.

105
Türkiye’yi de kapsamasınedeniyle, Türk ekonomisinde kapsamlıkurumsal değiş
iklikler
meydana getirecektir. Özellikle rekabet kurallarıile fikri mülkiyet hakları
nın korunması
alanları
ndaki Türk mevzuatı
nın iyileş
tirilmesi sonucunda, Türkiye’de ekonomik
180
faaliyetlerin geliş
ebilmesi için daha uygun mevzuat çerçevesi oluş
acaktı
r.

4.6. Gümrük Birliği’nin İ


stihdam Üzerine Etkileri

Türkiye’de istihdam alanı


nda sağlı ı
klıverilere ulaşlamamasınedeniyle, mevcut
verilerden yola çı
karak Gümrük Birliği’nin istihdam üzerine etkilerini analiz etmek
r. 181
mümkün olamamaktadı

Türkiye-AB arası
ndaki Gümrük Birliği’nin istihdam açı
sından etkisinin, büyük
oranda sanayi sektöründe görüldüğü söylenebilir. Gümrük Birliği sonrasıTürkiye’nin
Avrupa Birliği’nden gerçekleş
tirdiği ithalatı
n yatı
rı ı
m ve ara mallarılehine olan dağlı
mını
n,
orta vadede sanayinin yapı
sında üretim kalitesini artıcıetki yapacağıortaya koyulmuş
rı tur.
Sanayinin rekabet gücünü olumlu yönde etkileyecek olan bu değ
işim istihdam edilen

gücü oranı
nda da rol oynayacaktı
r. Bu çerçevede Gümrük Birliği sonrası
, rekabet gücü
artan ve ihracat imkanı yakalayan sektörlerde oluş
acak istihdam ihtiyacı
, diğer
sektörlerdeki istihdam kaybı
nın dengelenmesine yardı r. 182
mcıolacaktı

Gümrük Birliği’nin yabancıyatı



mlar üzerindeki olumlu etkileri beklenen
düzeyde değildir. Bu durumun temel sebeplerinden biri, Türkiye’deki ekonomik ve siyasi
istikrarsı
zlı
kları şyatı
n iç ve dı rı
mlarıözendirici bir iklimin oluş
ması
nıengellemesidir.
İ
stikrarı
n sağlanmasıhalinde yeni yabancısermaye mevzuatı
, etkili teş
vikler ve AB ile
büyük ölçüde uyumlaş

rı şrekabet mevzuatı
lmı , yabancısermaye giriş
ine uygun zemin

180
Demir, a.g.m., s.25
181
http://www.dyp.org.tr/Ekonomik_ve_Mali_Degerlendirme_Raporlari/IKV_(Handan_Soguk-
Esra_Uyanusta).doc, (Eriş im Tarihi:02.09.2006).
182
YASED, “The New Turkish Investment Environment”, URL:http://www.yased.org.tr/ ,(22.12.2005)

106
oluş
turacaktı
r. Türkiye’ye gelen yabancısermayenin muhtemel etkilerinden birisi de,
ş
istihdam artıı r. 183
olacaktı

Bu çerçevede Gümrük Birliğ


i’nin Türk istihdam piyasası
nda ucuz iş
gücüne bağlı
olarak iş
sizlik sorununa çözüm getirebileceği düş
üncesi, içinde bulunulan koş
ullarda
gerçeği yansı ı
tmamakta, buna karşlı
k Gümrük Birliğ
i’nin nitelikli iş
gücünü teş
vik edici bir
etkisi olacağıortaya çı
kmaktadı
r.

4.7. Gümrük Birliği’nin Diğer Etkileri

4.7.1. Üyelik Yolundaki Etkileri

Gümrük Birliği birçok alanda ortak hareket etmeyi gerektiren bir yapı
ya sahiptir.
Sadece tarifeler veya gümrük kanunlarıhakkı
nda düzenlemeler değil daha ileri düzeyde

birliği anlaş
malarıgetirmiş
tir. Burada amaç, Türkiye’yi AB’ye daha yakı
n hale
getirmektir. Gümrük Birliği, “Anlaş
ma’nı
n iş
leyiş
i, Topluluğ
u kuran Anlaş
ma’dan doğan
yükümlülüklerin tümünün Türkiye tarafı
ndan üstlenilebileceğini gösterdiğ
inde, Akit
Taraflar, Türkiye’nin Topluluğa katı ı
lma olanağnıinceleyeceklerdir” hükmünü getiren
Ankara Antlaş
ması
’nı ş
n 28. maddesinin önemini tekrar vurgulamıtı
r. Türkiye’nin, karar
alma mekanizmaları ğıbu oluş
na dahil olamadı uma katı
lmayıistemesinin sebeplerinden biri
de, Gümrük Birliği’ni üyeliğ
e giden yolu kolaylaş

ran bir unsur olarak görmesi idi. Sonuç
olarak Türkiye, üyelikten önce gümrük birliğine baş
vuran tek ülke olmuş
tur. Tüm olumsuz
etkileri bir yana, bu durumun olumlu etkileri de olmuş
tur.

Bütün bu yı ş
llar boyunca, Türkiye AB kurumlarıile çalımasıneticesinde büyük
tecrübe kazandı
. Müzakere sürecinin kolaylaş


lmasıaçı

ndan da bu durum önem
ı
taş .İ
maktaydı kinci olarak Türkiye, 1963’ten beri kanunları
nıAB ile uyumlu hale getirmek
ş
için çalımaktadı
r. Bu aslı layacağıbir
nda, Türkiye’nin resmi olarak 3 Ekim 2005’te baş
uyumlaş

rma sürecidir. Dolayı
sıyla, Türkiye AB müktesebatı ş
na uyum çalımaları
na

183
http://www.die.gov.tr/PROJECTS/GUMRUK/gumruk.html, (Eriş
im Tarihi:30.09.2006)

107


rdan baş
lamayacaktı ağı
r. Aş daki konulara iliş
kin uyumlaş
tı ş
rma çalımaları
ndan büyük
ş
çoğunluğu tamamlanmı r:184

i. Bölüm 1: Malları ı
n Serbest Dolaşmı

ii. Bölüm 5: Kurumsal Hukuk

iii. Bölüm 6: Rekabet

iv. ğı
Bölüm 23: Tüketici Hak ve Sağlı nı
n Korunması

v. Bölüm 25: Gümrük Birliği

vi. şİ
Bölüm 26: Dı liş
kiler

vii. Bölüm 30: Kurumsal Yapı

AB’nin 10 yeni üyesinin müzakere süreçlerine göre, bu bölümlerin tamamlanması


için gereken ortalama süreler ise ş
öyledir: 185

i. Bölüm 1: 353 gün

ii. Bölüm 5: 610 gün

iii. Bölüm 6: 989 gün

iv. Bölüm 23: 60 gün

v. Bölüm 25: 523 gün

vi. Bölüm 26: 346 gün

vii. Bölüm 30: 364 gün

184
TÜSİAD, a.g.e., s.73
185
URL:http://www.maoner.com/ab_muzakere_sure.htm, Eriş
im Tarihi: 25 Mart 2005

108
Sonuç olarak, diğer aday ülkelerin aksine Türkiye müzakerelere iki önemli veriyle
baş
layacaktı
r. AB ile iliş
kilerde tecrübe ve müzakereler baş
layana kadar kaydedilmişolan
ilerlemeler nedeniyle, Türkiye müzakere süreci boyunca bu durumdan faydalanabilecektir.

4.7.2. Ticarette Teknik Engeller Üzerindeki Etkileri

1/95 sayı
lıkararı
n 8. maddesinde “Kararı
n yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yı
l
içinde, Türkiye kendi yasal mevzuatı
nıticaretin teknik engellerinin kaldı

lması
na iliş
kin
Topluluk araçları
na uyumlu hale getirmelidir.” Bu maddeye göre, 2000 yı

nın sonu
itibariyle malları ı
n serbest dolaşmı
nın sağlanmasıkonusunda, kendi mevzuatı
nıAB
müktesebatı
na uyumlu hale getirmiş olmalı
ydı
. Ancak, bu uyumlaş
tırma henüz
ş
tamamlanamamıtı
r. Halen tam uyumlaş

rmayısağlamak amacı
yla yapı
lmasıgereken 500
r.186
direktif bulunmaktadı

Gümrük Birliği, ürün standartları


nın ve düzenlemelerinin geliş
tirilmesi ve
uygulanması
na yönelik standardizasyon üzerine yoğunlaş
mışr.187 1960 yı
tı lı
nda kurulan
Türk StandartlarıEnstitüsü (TSE), tüm malzeme, ürün ve hizmetler için Türk standartları

hazı
rlamak ve yayı
nlamakla sorumlu temel kurum olmuş
tur. TSE, Uluslararası
Standardizasyon Kurumu (ISO) ve UluslararasıElektroteknik Komisyonu’na (IEC) tam
üyedir. Ayrı
ca, Avrupa Standartlar Komitesi (CEN) ve Avrupa Elektroteknik
Standardizasyon Komitesi’ne (CENELEC) bağlı üyedir. TSE, CEN/CENELEC
standartları
nıuygulamaktadı
r. 2004 sonu itibariyle, uygulanmasızorunlu standartları
n
sayı
sı500 civarı
ndaydı
.

Zorunlu standartlara uymasıgereken bütün ithal mallar, ithalat öncesinde


Uygunluk Sertifikası(TSE damgası
) ve kalite sertifikası(TSEK) almak zorundadı
r. Bu
durum, Türkiye’nin hala engelleri devam ettirmekte olan bir ülke olduğunu göstermektedir.
Şubat 2004’te, CE damgasıtaş
ıyan ürünler için prosedür biraz sadeleş
tirildi. Gecikmeler ve

186
The Commisison’s 2004 Regular Report on Turkey’s Progress Towards Accession, On The World Wide
Web. URL:http://europa.eu.int/comm/enlargement/turkey/index.htm. s.77 (18.11.2005)
187
1/95 sayı
lıkararı n 8. maddesinin 4. paragrafı“Taraflar, standardizasyon, metroloji ve ölçümleme, kalite,
akreditasyon, test ve onaylama alanları nda araları
ndaki etkin işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.”

109
ı
gereksiz prosedürler yabancıüreticilerin karşsı
nda teknik bir engel olarak durmakta ve
onları
n Türkiye pazarı
nda aleyhlerine bir durum oluş
turmaktadı
r.

Akreditasyon alanı
nda ise, 1999 yı

nda Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK)
kuruldu. Bu bağı
msı
z otoritenin amacı
, ürünlerin teknik kanunlara uyumluluğ
unu
değerlendirecek organlarıakredite etmekti. TÜRKAK, 24 organa akreditasyon belgesi
verdi. Ancak, henüz Avrupa Akreditasyon Birliği ile çok taraflıbir anlaş ğı
ma imzalanmadı
için TÜRKAK’ı
n vermiş olduğu belgeler AB’de tanı
nmamaktadı
r. Dolayı
sıyla
değerlendirme yapan kuruluş
ları
n önündeki engellerin kalkmasıve güvenilirliklerinin
artması için TÜRKAK, Avrupa Akreditasyon Birliği ile anlaş
ma imzalaması
gerekmektedir.

4.7.3. Fikri Haklar Üzerindeki Etkileri

Gümrük Birliği’nin 31. maddesinde AB ve Türkiye, çok taraflıserbest ticaret


müzakerelerinin yapı ğıUruguay görüş
ldı melerinde sonuca bağlanan fikri haklar (TRIP)
üzerindeki anlaş
manı ı
n önemini karşlı
klıolarak yeniden vurguladı
lar. Türkiye 1999 yı

na
kadar, Paris Antlaş ş
ması(kütüphane ve sanat çalımaları
nıkoruyan), Roma Antlaş
ması
(fonograf yapı
mcı
ları
nı, üreticilerini ve dağı

m kuruluş
ları
nıkoruyan), Stockholm
Anlaş
ması(sı
nai mülkiyeti koruyan) ve Nice Anlaş
ması(kayı
t amacı
yla mal ve hizmetlerin
uluslar arasısı
nıflandı

lması
nıdüzenleyen) ile Dünya Ticaret Örgütü (WTO) tarafı
ndan
kabul edilen fikri haklara iliş
kin hükümleri ile 1996 yı

na kadar AB direktiflerine uygun
fikri haklara iliş
kin mevzuatıyürürlüğe sokacaktı
.

Türkiye, fikri haklar konusunda önemli ilerlemeler kaydetti. Bu alandaki önemli


mlar ş
adı öyle sı
ralanabilir: Türk Patent Enstitüsü’ne Kası
m 2003’te patentlerin kaydıve
idaresi konusunda tam yetki verilerek Enstitü’nün yasal geçerliliği artı

ldı
; Kası
m 2000’de
Türkiye, Avrupa Patent Sözleş
mesi’ni kabul ederek yürürlüğe koydu; 2001 yı

nda fikri
haklar konusunda özelleş
mişmahkemeler kuruldu.

Kaydedilen ilerlemeye rağmen, hala kat edilmesi gereken uzun bir yol
bulunmaktadı
r. Korsanlı
k ve sahtecilik ciddi problemler olarak devam etmektedir.

110
UluslararasıFikri Haklar Birliği (IIPA), 2002 yı

nda korsanlı
k nedeniyle uğ
ranı
lan zararı
n
131.5 milyon Dolar olduğunu açı ş
klamıtı
r. 1999 ile 2002 arası
ndaki toplam zarar ise 794.2
milyon Dolardı
r. Rakamlarda düş
üş gözlenmesine rağmen, IIPA halen Türkiye’yi
“dünyanı ndan biri” olarak göstermektedir.188
n en kötü derecedeki korsan kitap piyasaları
Mart 2004’te büyük ş
ehirlerde fikri haklara iliş
kin suçlarla mücadele amaçlıözel polis
teş
kilatlarıoluş
turulmuş
tur.

Türkiye, henüz Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) Telif HaklarıAnlaş


masıve
WIPO Performans ve Fonograf Anlaş
ması
’na katı ş
lmamıtı
r. Ayrı
ca Türkiye, sı
nai mülkiyet
haklarıkonusunda, Türk yasal mevzuatıhenüz AB ile tam uyumlu değildir.

Fikri haklar konusunda uzmanlaş


mış mahkemeler ve yargı
çları
n rakamı
nın
yetersizliği, çok sayı
daki fikri hak suçlarıile mücadelede yetersiz kalmaktadı
r.

Fikri haklar konusunda ilerleme kaydetmek önemlidir. Çünkü potansiyel


yatı

mcı
lar için güçlü bir iş
aret olarak algı
lanabilirler. Güçlü bir fikri haklar mevzuatı
turmak, ş
oluş effaf ve güvenilir bir gözetim sistemi kurmak, Türkiye’nin doğrudan yabancı
yatı
rı r.189
mlar konusunda daha çekici bir ülke haline gelmesini sağlayacaktı

4.8. GÜMRÜK Bİ Ğİ
RLİ ’Nİ
N Sİ
YASİETKİ
LERİ

30 Ekim 1995 tarihinde yapı


lan Türkiye-AB Ortaklı
k Konseyi toplantı
sında,
Türkiye’nin Gümrük Birliği’nin iş
lemesine yönelik teknik koş
ullarıyerine getirdiği
belirtilerek Gümrük Birliği yolu açı ş
lmıtı
r. Yine aynıtoplantıile Ortaklı
k Konseyi, “Siyasi
Diyalog ve Kurumsal İ
şbirliğine İ
liş
kin Kararı
”nıaçı ş
klamıtı
r. Bu kararda Ortaklı
k
Konseyi, Gümrük Birliği’nin yürürlüğe giriş
inden itibaren geçerli olmak üzere siyasi
diyalog ve kurumsal iş
birliğinin sağlanmasıamacı tir. 190
na yönelik yöntemler belirlenmiş

ğı6 Mart 1995 Gümrük Birliği Antlaş


Avrupa Birliği ile imzaladı masıile Türkiye
şiliş
dı kilerinde Avrupa Birliği’ne bağlıhareket etmek zorundadı şTicaret Politikası
r. Dı nı

188
URL:http://www.iipa.com/rbc/2004/2004SPEC301TURKEY.pdf , Eriş im Tarihi: 12 Mart 2006
189
Sinan Ülgen, Yiannis Zahariadis, The Future of Turkish-EU Trade Relations. Centre for European Studies,
s.21 (Alı ntı25 Mart 2005. URL:http://www.ceps.be)
190
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/gumruk.htm, (Eriş im Tarihi: 25.09.2006)

111
Gümrük Birliğ
i ile belirleyen Avrupa Birliği’nin çı
karlarıTürkiye’nin ulusal çı
karları
yla
çeliş
tiğinde Türkiye Avrupa Birliği’ne bağ
lıhareket etmek durumundadı
r. Gümrük Birliği
uygulaması
nın en büyük sakı
ncasıAvrupa Birliği karar alma sürecinde Türkiye’nin
olmaması
dır. Avrupa Birliği kendi ekonomik verilerini ve ihtiyaçları ş
nıdikkate alarak dı
nış
ticaret politikası ekillendirmekte, Türkiye ise söz hakkı
nı ğıbu kararları
n dahi bulunmadı
uygulamak zorunda kalmaktadı
r. Mesela 11 Eylül saldı

sısonrasıAvrupa Birliği , zor
duruma düş
tüğünü düş
ündüğ ğıtekstil kotaları
ü Pakistan’a uyguladı nda Pakistan yararı
na
iyileş
tirmelere gitmiş
tir. Bu durum, Avrupa Birliği piyasası
nda Türkiye aleyhine bir Pazar
ş
daralmasıyaratmı r.191 Yine Türkiye Avrupa Birliği Adalet Divanı
tı ’nı
n Kuzey Kı
brı
s Türk
Cumhuriyeti’ne 1994’de koyduğu ticaret amborgosuna uymak zorundadı
r. Çünkü anlaş
ma
gereği Avrupa Birliği Adalet DivanıKararlarıTürkiye için bağlayı
cıdı
r. Yine Türkiye’nin
Makedonya ile 1998’de yapmak istediği ikili imtiyazlıticaret anlaş
ması
, Avrupa Birliği’nin
Makedonya ile henüz böyle bir anlaş
ması
nı ğ
n bulunmadııgerekçesiyle Brüksel tarafı
ndan
engellenmiş
tir. Bunları ş
n dıı
nda, Türkiye’nin gelecekte üçüncü ülkelerle yapmak isteyeceği
ikili ticaret anlaş
malarıGümrük Birliği sistemini olumsuz etkilediği gerekçesiyle rahatlı
kla
engellenebilecektir. Özellikle 1995 Gümrük Birliği Anlaş
masıile baş
layı
p 1999 Helsinki
Zirvesi ve 2000’de Katı
lı ğıBelgesi ile devam eden süreçte Türkiye’nin ulusal
m Ortaklı
egemenlik ve tam bağı
msı
zlı ş
k konularıtartı tur.192
ma konusu olmuş

4.8.1. Gümrük Birliği Anlaş


ması
nın Egemenlik İ
lkesiyle Çeliş
en Hükümleri

Gümrük Birliğ
i Antlaş
masıile Türkiye'nin belirli alanlardaki egemenlik hakları

nı şve sı
rlanmı nırlanan bu alanlardaki egemenlik hakkıAvrupa Topluluğu organları
na
devredilmiş
tir. Gümrük Birliği uygulaması ş ticaretini
na geçilmekle, Türkiye, dı
yönlendirmek bakı
mından kullanmasıgereken en önemli enstürmanlardan tek yanlıolarak
ı
vazgeçmişve önemli oranda bağ ş
mlıpolitikalar izlemek durumunda kalmıtı
r. Türkiye tam
üye olmadan Gümrük Birliği’ne dahil olarak egemenlik hakları
nıAvrupa Birliği’ne
ğıiçin tam üye olan
devretmişve Avrupa Birliği’nin üst karar mercilerinde yer alamadı

191
http://www.turkhaber.org/172.html, Avrupa Birliği’ne Üyelik Süreci ve Türk Milli Siyasetinde Çöküş
e
Doğru
192
http://www.turkab.net/gb/gbrapor01.htm, (Eriş
im tarihi: 20.09.2006)

112
ülkelerin milli menfaatlerine göre yönlendirilen ticari mekanizmanı
n edilgen ögesi
yapı ş
lmıtı
r.

4.8.2. Gümrük Tarifeleri Belirleme Egemenliği ile Çeliş


en Hükümler

Gümrük Birliği Antlaş


ması
’na göre;

a-) Antlaş
manı
n 4. Maddesi ile Avrupa Birliği ile Türkiye arası
nda ithalat ve
ihracattan alı
nan vergiler kaldı

larak yeni vergiler konulacaktı
r. Yani Türkiye Avrupa
Birliği ile yapacağıithalat ve ihracatta gümrük vergisi koyma egemenliğini terk etmektedir.

b-) Antlaş n 13. ve 14. maddeleri ile, Türkiye üçüncü ülkelerle yapacağı
manı
ticarette, Avrupa Birliği’nin bildireceği Ortak Gümrük Tarifesini uygulayacaktı
r.

şpolitikası
Türkiye üçüncü devletlerle olan dı nda Ortak Gümrük Tarifesi süreci
içerisinde belirleyici bir rol üstlenememektedir. Yani, Türkiye Anlaş ğıAvrupa
mayıyaptı
ş
Birliği ve üye devletler dıı ıticarette dahi kendi belirleyeceği
ndaki devletlerle yapacağ
gümrük tarifelerini uygulayamayacak, Topluluğun bildireceği tarifeleri uygulayacaktı
r.

Gümrük Birliği Kararı


’nı
n 13/1-2. maddesine göre, Karar’ı
n yürürlüğe girdiği
tarihte, Türkiye, Topluluk üyesi olmayan ülkeler bakı
mından Ortak Gümrük Tarifesi’ne
uyum sağlama yükümlülüğü altı
na girmiş
tir. Türkiye, gereken her durumda gümrük
tarifesini Ortak Gümrük Tarifesindeki değiş
iklikleri yansı
tacak biçimde uyarlamak
zorunluluğu altı
ndadı
r. Anı
lan fı
kralarda yer alan hükümler emredici nitelikte olduğundan
Parlamentonun bu konuda düzenlemeler yapması
nıgerektirmektedir. Karar’ı
n 14.
maddesine göre, Türkiye, gümrük mevzuatı
nıAB direktifleri doğrultusunda düzenlemek
r.193 Gümrük Birliği Kararı
zorundadı ’nı
n 91. maddesine göre; “Ortak Gümrük Tarifesinin
değiş
tirilmesi, gümrük vergilerinin askı
ya alı
nmasıveya yeniden konulması
na iliş
kin
olarak Topluluk tarafı
ndan alı
nan kararlar ile tarife kotalarıve tarife tavanları
na iliş
kin
kararlar, Türkiye'nin Türk gümrük tarifesini Ortak Gümrük Tarifesi'ne eşzamanlıolarak

193
Harun Gümrükçü, Küreselleşme ve Türkiye, Avrupa-Türkiye Araş
tırmalar Enstitüsü, Konrad
Adenauer, Hamburg/İstanbul, 2003, s.57.

113
uyarlaması
nısağlamak için yeterli bir süre önce Türkiye'ye bildirilir.” Türkiye bu hükümle
ş
kendi dıı
nda oluş
an bir rejim ile bağ
lanmaktadı
r. Bu durumda, Türkiye, komş
ularıveya
Uzak Doğu devletleri ile yapacağıekonomik anlaş
malarda istediği gibi hareket
edememektedir. Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaş ğıülkelerle, Türkiye’nin
masıyaptı
de serbest ticaret anlaş
masıyapabilmesi gerekmekle birlikte, Gümrük Birliği’nden dolayı
,
Türk ihracatçı
sıüçüncü ülkelere mal satı
p, onlardan mal alamamaktadı
r. Görüldüğü üzere,
Gümrük Birliği Kararıile sadece AB ile olan iliş
kilerimiz düzenlenmemiş
; Türkiye üçüncü
masıyapma olanağı
ülkelerle serbest ticaret anlaş ş
ndan da mahrum kalmıtı
r. Bu ise
Parlamentonun yetkisini kı
sı r.194
tlayan bir uygulamadı

4.8.3. Serbest Ticaret Politikaları Oluş


turma Egemenliği ile Çeliş
en
Hükümler

Türkiye tam üye olmadan Gümrük Birliğ


i’ne dâhil olarak egemenlik hakları

ğıiçin
Avrupa Birliği’ne devretmişve Avrupa Birliği’nin üst karar mercilerinde yer alamadı
tam üye olan ülkelerin milli menfaatlerine göre yönlendirilen ticari mekanizmanı
n edilgen
ögesi yapı ş
lmıtı
r.

a-) Anlaş
manı
n 16. maddesiyle; Türkiye 5 yı
l içinde ticaret politikası
nıaş
amalı
olarak Topluluk Ticaret Politikasıile uyumlu hale getirecektir. Mesela, Türkiye sanayi
ağı
rlı m ve turizm ağı
klıbir politika belirlemek istese, Topluluk ise tarı rlı
klıbir politika
belirlerse, Türkiye, Topluluğun politikası
na uymak zorunda kalacaktı
r. 52. ve 64. maddeler
arası
ndaki hükümler de bunu iyice detaylandı
rmaktadı
r.

Gümrük Birliği Kararı


’nı
n 16. maddesine göre, Türkiye, ticaret politikası

Topluluğun Ticaret Politikası
na uyumlu hale getirmek amacı
yla Kararı
n yürürlüğe
girmesinden itibaren geçen beşyı
l içinde Topluluğun tercihli gümrük rejimine aş
amalı
olarak uyum sağ
lama yükümlülüğü altı
na girmiş
tir. Bu uyum, hem otonom rejimleri hem
malarıkapsayacak ş
de üçüncü ülkelerle tercihli anlaş ekilde düzenlenmiş
tir. Türkiye bu
194
Kemal Baş lar, “Gümrük Birliği 'Anlaş
ması
'nı
n (1/95 sayı lıOrtaklı k Konseyi Kararı
’nı n) Hukuksal
Niteliği”, Ankara Avrupa Çalı şmalarıDergisi, Cilt: 4/1, 2004, s.35, www.anayasa.gen.tr/gumruk.htm,
Erisim Tarihi: 12 Nisan 2006.

114
madde ile ulusüstü bir entegrasyona gerekli anayasal değiş
iklikler yapı
lmadan fiilen dahil
olmuş ğıanlaş
tur. Böylece, Meclis’in egemen iradesiyle üçüncü ülkelerle yaptı malar,
niteliği “karar” olarak adlandı

lan bir hükümetlerarasıbelge ile sı
nırlandı

lmaktadı
r.

b-) Yine 16. maddeye göre, Türkiye üçüncü ülkelerle tercihli ticaret anlaş
ması
yapma hakkı
na sahip değildir. Örneğin, Türkiye Kuzey Kı
brı
s Türk Cumhuriyeti veya Orta
Asya Türk Cumhuriyetleri ile tercihli ticaret anlaş
masıyapmak istese, Topluluğun izni
olmadan bunu yapamayacaktı
r. Bu konuda irade kullanamayacaktı
r.

Gümrük Birliği Kararı


’nı
n 16. maddesine göre, Türkiye, üçüncü ülkelerle tercihli
ticaret anlaş
masıyapma hakkı
nıkaybetmiş
tir. Türkiye’nin Kuzey Kı
brı
s Türk Cumhuriyeti
ğıGümrük Birliği Topluluğun iznine tabidir. Gürbüz’ün ifade ettiği gibi, Türkiye
ile yaptı
ğıve yine kendi iradesi
kendi iradesi ürünü olmayan Topluluğun önceden imzaladı
olmayacak olan sonradan imzalayacağıanlaş
malara da uyma yükümlülüğü altı
na girerek,
egemenliği ulusüstü yetkilerle donatı ş Topluluk organları
lmı na fiilen devretmiş
tir.
Türkiye’nin Çin malları ıgümrük vergilerini Gümrük Birliği Kararınedeniyle
na karş
yükseltememesi, Anayasa’nı
n 7. maddesine aykı
rıbir yetki devri veya delegasyonu
anlamı
na gelmektedir.

ğıve
c-) Türkiye Avrupa Birliğinin bugüne kadar üçüncü ülkelerle imzaladı
imzalayacağıticaret anlaş
maları
na da uymak zorundadı
r. Bu da yine 16. maddenin getirdiği
bir yükümlülüktür.

ğıve yine
Türkiye kendi iradesi ürünü olmayan Topluluğun önceden imzaladı
kendi iradesi olmayacak olan sonradan imzalayacağıanlaş
malara da uyma yükümlülüğü
altı
na girmiş
tir. Artı
k bu konuda egemenlikten söz etmek mümkün değildir.

Türkiye yeni ticaret anlaş


maları
nın müzakeresi ve gözden geçirilmesi sürecine
katı
lamamaktadı ıAvrupa Birliği ’nin ticaret
r. Türkiye, özellikle üçüncü devletlere karş
ğıdanı
politikasıönlemleri aldı şma sürecinden hariç tutulmuş
tur. Türkiye, içinde yer
ğı Avrupa Birliğ
almadı i üst kuruluş
ları
nın kararları
na uymakla yükümlü hale

115
getirildiğinden, demokratik hukuk devleti ilkesi zedelenmiş
tir. Kararları
n alı
nması
nda
hiçbir ş
ekilde söz ve oy hakkı
nın olmaması
, yasama yetkisinin Topluluk organları
na
devredildiğini göstermektedir. Gümrük Birliği Kararı
, üretim sektöründe ticaret tarifeleri ve
Gönüllü İ
hraç Kı

tlamalarıile ilgili olarak hükümet politikaları
nda da çok ciddi

nırlamalar getirmiş
tir.

şPolitikası
4.8.4. Türkiye’nin Üçüncü Devletlerle Olan Dı na Etkileri

Türkiye, Gümrük Birliği’nin bir gereğ


i olan Avrupa Birliği ile ortak bir ticaret
politikasıuygulama yükümlülüğü uyarı
nca, üçüncü ülkelerle bir müzakere süreci içerisine
tir. Bu çerçevede, bugüne kadar, İ
girmiş srail, Macaristan, Romanya, Litvanya, Letonya,
Estonya, Çek/Slovak Cumhuriyetleri, Slovenya, Bulgaristan, Polonya ve Makedonya ile
serbest ticaret anlaş ş
malarıimzalanmıtı
r.

Serbest Ticaret Anlaş


maları
nın Gümrük Birliğ
i anlaş
maları
ndan farkıüçüncü
ıOrtak Gümrük Tarifesi yükümlülüğüne girilmemesidir. Yani Serbest Ticaret
ülkelere karş
Anlaş ı
masıyapan iki ülke karşlı
klıolarak gümrük vergilerinde indirime giderken, üçüncü
ıfarklıgümrük tarifeleri uygulayabilmektedir. Bu çerçevede Avrupa
ülkelere karş
Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaş ğıülkeler ile Türkiye arası
malarıyaptı nda da Türkiye
aleyhine uygulamalar olmaktadı
r. Serbest Ticaret Anlaş
ması
’na taraf olan ülke malları
nın
Türkiye’ye giriş
lerinde Avrupa Birliğ
i üzerinden kolaylı
klar elde edilmiş
ken Türkiye tam
ğıve dolayı
üye olmadı sı
yla anlaş ğ
maya taraf bulunmadııiçin bu ülkeye satacağımallarda
üçüncü ülke muamelesi görmekte ve gümrük engellerine takı
lmaktadı
r. Yani oluş
umunda
hiçbir katkı
sıolmayan ve hatta görüş
ü dahi alı
nmayan kararlar tek yanlıolarak uygulamak
zorunda kalı
nmaktadı
r.

Ayrı ş
ca Türkiye, Avrupa Birliği dıı ı
nda bağmsı şticaret enstrümanları
z olarak dı nı
kullanamamaktadı ş
r. Mesela Avrupa Birliği, Türkiye’ye danımadan Serbest Ticaret
Anlaş
malarıyapabilir ve buna Türkiye’yi uymaya zorlayabilirken Türkiye, Avrupa Birliği
ile Ortak Gümrük Tarifesi uygulamasısebebiyle üçüncü ülkelerle böyle bir anlaş
ma

116
yapamamaktadı
r. Oysa Serbest Ticaret Anlaş ı
malarıiki ülkenin karşlı
klıçı
karıvar ise
yapı

r ve bu husus taraflarca müzakere edilir.

4.8.5. Kı
brı
s Sorunu

Avrupa Birliği yolunda önemli bir adı


m olarak görülen Gümrük Birliğ
i Anlaş
ması
,

brı
s konusunda önemli bir sorun oluş
turmuş
tur. Avrupa Birliği’ne yeni 10 devletin
katı
lması şolduğu Ortaklı
ndan sonra Türkiye’nin daha önce Avrupa Birliği ile yapmı k
Anlaş
masıve Gümrük Birliği Anlaş
ması
nıyeni 10 üyeye de uygulamasıgerekmektedir.
Avrupa Birliği’ne katı
lan yeni 10 üyeden birisi de Türkiye’nin Güney Kı
brı
s Rum
Yönetimi olarak ifade ettiği “Kı
brı
s Cumhuriyeti” dir. Güney Kı
brı
s Rum Yönetimi,
“Kı s Cumhuriyeti” ş
brı eklinde Avrupa Birliği üyesi olmuşve dolayı
sıyla Güney Kı
brı
s
Rum Yönetimi’nin Ankara Anlaş
ması
’nı
n bir tarafıhaline gelmesi konusu, Uyum
Protokolü’yle birlikte Türkiye’nin “Kı
brı
s Cumhuriyeti” adıaltı
nda Güney Kı
brı
s Rum
Yönetimi’ni (GKRY) “tanı
ma-tanı
mama” sorununu ortaya çı ş
karmı r.195

Uyum Protokolü Gümrük Birliğ


i’nin kuralları
nı, Avrupa Birliği ile Türkiye
arası , yeni üye olan devletlere de uygulama ş
nda olan kuralları eklinde bir amacıortaya
koymaktadı
r. Kı
brı
s’la ilgili olarak Güney Kı
brı
s Rum Yönetimi’yle bir Uyum Protokolü
imzalanmasıyoluna gidilmesi, Türkiye’nin “Kı
brı
s Cumhuriyeti” adıaltı
nda Güney Kı
brı
s
Rum Yönetimi’ni tanı
masısonucunu doğ
urabilecektir. Çünkü Uyum Protokolü Avrupa
Birliği üyesi yeni devletlerle Türkiye arası
nda ve düzenlediği konular itibariyle çok geniş
bir protokol olup bütün bir ekonomik iş
birliğ
i düzeni içine girilmektedir. Dolayı

yla,
Uyum Protokolü gibi düzenlediğ
i konu itibariyle çok geniş olan bir protokolün
imzalanmasıhâlinde, iş
in özünde Türkiye’nin “Kı
brı
s Cumhuriyeti” adıaltı
nda Güney

brı ğ
s Rum Yönetimi’nin varlıınıüstü kapalıolarak artı
k en azı
ndan kabul etmişolduğu
ş şortaya çı
eklinde bir anlayı kmaktadı
r.

195
Prof. Dr. Hüseyin Pazarcıile Söyleş
i , http://www.2023.gen.tr/tamyazi/ocak05_hp.htm , Eriş
im Tarihi: 12
Ocak 2006.

117
Avrupa Birliği Güney Kı
brı
s Rum Yönetimi’ni “Kı
brı
s Cumhuriyeti” olarak içine
şve söz konusu devletin resmi hükümeti olarak da Rum kesimini kabul etmiş
almı tir.
ğ
Avrupa Birliği yaptııKatı

m Antlaş
ması
’nda, Türkiye’nin Güney Kı
brı
s Rum Yönetimi
olarak ifade ettiği birimi Kı
brı
s Cumhuriyeti olarak kabul etmişve Katı

m Antlaş
ması
’na
konulan bir ekle, Güney Kı
brı ğıKuzey
s Rum Yönetimi’nin fiilen denetimi elinde tutamadı
ile ilgili olarak Avrupa Birliği müktesebatı
nın askı
ya alı ğıbelirtilmiş
ndı tir. Avrupa Birliği,
“Kı
brı
s’ı‘Kı
brı
s Cumhuriyeti’ adıaltı
nda Kı
brı
s Rum Yönetimi’nin temsil ettiğini ve

brı
s Cumhuriyeti’nin hükümeti olarak Kı
brı
s Rum Yönetimi’ni tanı
dığ
ınıKatı

m
Antlaş
ması
’na koyduğu için bu durum bir birincil hukuk (primary law) değerinde nitelik
ş
kazanmıtı
r. Katı

m Antlaş
manı
n içeriği ve Avrupa Birliği içindeki Kı
brı
s Rum
Yönetimi’nin konumu ve Kı
brı
s Cumhuriyeti’nin üye olarak alı şolmasıvesilesiyle
nmı
ma ş
bunun sonucu tanı eklinde ortaya çı
kacaktı
r.

Diğer taraftan, Türkiye’nin 1963 Ankara Antlaş


ması
’nı
n, araları
nda Güney Kı
brı
s
Rum Yönetimi’nin de bulunduğu on yeni Avrupa Birliği üyesi ülkeye geniş
letilmesini
öngören Ek Protokol’ünün yanı sı
ra, Güney Kı
brı
s Rum Yönetimi’ni Kı
brı
s
Cumhuriyeti’nin meş
ru temsilcisi olarak tanı
mama iradesini belirten bir deklarasyon
yayı
mlayarak 29 Temmuz 2005’te imzalaması
ndan sonra, havaalanları
nıve limanları

Rum gemilerine ve uçakları
na açmasıyolundaki baskı
lar daha da yoğunlaş
mış
tır.

Türkiye’nin Rum bandı ğıyasağı


ralıgemilere uyguladı n Gümrük Birliği’ni kuran
Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklı
k Konseyi’nin 1995 tarihli kararı
nın ihlali olduğunu
bildirmesi, Güney Kı
brı ı
s Rum Yönetimi’nin pozisyonunu güçlendiren bir nitelik taş ş
mıtı
r.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Geniş
lemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Çerçeve
Belgesi’nin açı
klanmasıdolayı
sı ğıaçı
yla 29 Haziran 2005’te yaptı klamada, Türkiye'nin

brı
s Rum kesimine limanları ğ
nıaçmadıınısöyleyerek, Gümrük Birliği anlaş
ması

118
çerçevesinde Türkiye'den beklenenlerden birinin de bu konunun çözüme kavuş
turulması
tir.196
olduğunu kaydetmiş

Bu durum Gümrük Birliği iliş ğ


kisinin bulunmadııve diğer ülkelerle doğrudan
ticaret yapma imkânı
na sahip olmayan Kuzey Kı
brı
s Türk Cumhuriyeti açı

ndan
ekonominin giderek Güney’e kaymasısuretiyle ekonomik bağı
mlı

k yaratması
, ileriki
amalarda ise siyasi bağı
aş mlığa dönüş
lı ı
mesi riskini ve potansiyelini taşmaktadı
r.

196
http://www.avsam.org/tr/analizler.asp?ID=61 Türkiye’ye Limanları
nıRum Gemilerine Açması
na Yönelik
Baskılar, Sema SEZER, 5 Ağustos 2006

119
SONUÇ

20.yy’da hı
zla geliş
en küreselleş
me eğilimiyle ülkeler, yoğun rekabetten
korunabilmek ve dünya ile bütünleş
me sürecini hı
zlandı
rabilmek amacı
yla çeş
itli
zamanlarda ekonomik bütünleş
me sürecine girmiş
lerdir. Bu süreç içerisinde dünya
ticaretinde önemli değiş
meler gerçekleş
miş şticaret
, artan küresel rekabet içinde ülkeler dı
politikaları
nıyeniden düzenlemiş
lerdir. Bölgesel kutuplaş
manı
n bu derece yoğun olarak
yaş ğıgünümüz dünyası
andı nda, Türkiye’nin geliş ı
imini tek başna sürdürmesi oldukça
zordur ve bu sistemin bir parçasıolarak bir entegrasyona dahil olmak durumundadı
r.
Türkiye’nin AB pazarı
nın yanı ı
başnda olması
, bu blokla 1960’lara dayanan hukuki ve
ekonomik bağları
n bulunması bakı
mından AB entegrasyonu en uygun olanı
dır.
Cumhuriyet’in ilanı
ndan sonra tüm alanlarda yönünü batı
ya çeviren Türkiye, özellikle
ekonomik alanda AB ülkelerinin önemli bir partneri olmuşve bu ülkelerin oluş
turdukları
organizasyonlar içinde yer almak istemiş
tir.

Türkiye’nin yolu AB ile 45 yı


ldan daha uzun bir süre önce kesiş
miş
tir. Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurulması
ndan beri kendini Batıile özdeş
leş ş
tirmeye çalı şve bu

amaçla NATO ve OECD gibi organizasyonları
n kurucularıarası ş
nda yer almıtı
r. Türkiye,
kendini Batı
’ya yakı
nlaş

rma çabaları
na paralel olarak 1959’da AET’ye üyelik
baş
vurusunda bulunmuş
tur. Görüş
meler, 12 Eylül 1953’te Ankara Antlaş
ması
’nı
n
imzalanması ş
yla sonuçlanmıtı
r. Antlaş
manı
n amacı
, Türk ekonomisini ve refah seviyesini
geliş
tirerek, Türkiye ve AB arası
nda ticari ve ekonomik iliş
kilerin artması
nısağ
lamaktı
.
Hedeflere ulaş
mak amacı
yla; hazı
rlı
k dönemi, geçişdönemi ve son dönem olmak üzere üç

amalıbir Gümrük Birliği süreci oluş
turuldu. 23 Kası
m 1970’te imzalanan Katma
Protokol ile geçişdönemi baş
ladı
. Bu bir uygulama anlaş
ması
ydıve Ankara Antlaş
masıile
çizilen çerçeveyi doldurmaktaydı
. Türkiye’nin 1987 yı

ndaki tam üyelik baş
vurusu,
Gümrük Birliği’nin tamamlanma sürecini hı
zlandı
rdı
. 6 Mart 1995’te AB-Türkiye Ortaklı
k
Konseyi, Gümrük Birliği kararıolarak da bilinen 1/95 Sayı
lıKararıaldı
. 1 Ocak 1996’da
ise AB ile Türkiye arası
ndaki Gümrük Birliği yürürlüğe girdi. Bu geliş
meler neticesinde,

120
Türkiye’nin 1963 yı

nda baş
layan birlik macerası1996 yı

nda Gümrük Birliği’nin kabul
edilmesiyle yeni bir boyut kazandı
.

Gümrük Birliği Kararıgereğince Türkiye, gümrük vergilerini, iş


lenmiştarı
m
ürünleri de dâhil olmak üzere miktar kı
sıtlamaları
nıve sı
nai ürünler üzerindeki eşetkili
önlemlerini kaldı
racak, AB’nin ortak ticaret politikası
na uygun önlemler uygulamaya
koyacak, AB’nin tercihli ticaret sistemine uygun bir ş
ekilde üçüncü ülkelerle ticarette
tarifeler uygulayacak, AB hükümleriyle uyumlu gümrük kanunlarıkabul edecek, AB’deki
güvenlikle eş
it bir düzeyde güvence sağlamak amacı
yla fikri hakları
n korunması
na iliş
kin
mevzuatıuygulamaya koyacaktı
.

AB ile oluş
turulan Gümrük Birliği’nin Türkiye için gerekli ve yararlıolup
ğıkonusu uzun yı
olmadı llardı ş
r tartıılmaktadı ıçok sert eleş
r. Gümrük Birliği’ne karş tiriler
yapı ş ve hala yapı
lmı lmaktadı ı
r. Gümrük Birliği karştıgörüş
leriyle tanı
nan Erol
Manisalı
’ya göre, AB ile Türkiye arası ı
ndaki Gümrük Birliği karşlı
klı çı
karlar
dan çok önemli dengesizlikler içermektedir. İ
sağlamamakta; siyasi, ekonomik ve yasal açı ş
dünyası
nın diğer bütün temsilcilerine aykı
rıbir biçimde, ATO Baş
kanıSinan Aygün de,
gümrük birliğine çok sert ş ıçı
ekilde karş ş
kmıtı
r. Aygün, Türkiye’nin AB ile Gümrük
Birliği oluş
turmak yerine serbest ticaret anlaş
masıyapması
nın daha akı ca olacağı
llı nı
savunmuş
tur.

Baş
langı
çta da belirtildiğ
i üzere, sadece tarifelerin ve kotaları
n kaldı

lması
nın
ötesinde bir anlaş
ma olması
ndan dolayıAB ile Gümrük Birliği, benzerlerinden
ayrı r. Sonuç olarak, Gümrük Birliği doğrudan ve dolaylış
lmaktadı ekilde birçok değiş
keni
etkilemektedir. Gümrük Birliği’nin birçok örneği görülmesine rağ
men, katı

mcıülkeleri
olumlu yönde mi yoksa olumsuz yönde mi etkilediği konusunda henüz bir fikir birliği
oluş ş
mamıtı
r. Bu tezde, yaygı
n olarak bilinen veya hakkı
nda yeterli veri olan değiş
kenleri
incelenmiş
tir.

121
şticarette
Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisine etkileri en somut biçimde dı
kendisini göstermektedir. Türkiye ile AB arası
nda sanayi malları
nı ı
n serbest dolaşmı
üzerine ş
ekillenen bir ekonomik bütünleş
me modeli olarak Gümrük Birliğ
i kapsamı
nda
Türkiye’nin, gerek AB gerek üçüncü ülkelerle ticaretinin kurallarıdeğiş
miş
tir. Gümrük
şticaretine etkileri değerlendirilirken sürecin baş
Birliği’nin Türk dı langı
ç tarihi ve
üstlenilen yükümlülükleri yerine getirmek için Türkiye’nin sahip olduğu zaman avantajı
unutulmamalı
dır. Dikkate alı
nmasıgereken bir diğer husus ise bu sürecin gerek Türkiye
melerden bağı
gerek dünya ekonomisindeki geliş msı namayacağı
z ele alı dır. Gümrük Birliği
şticaretindeki değiş
Türk dı ı
imleri tek başna belirleyen bir süreç değildir. Gümrük
şticarete etkisi AB ile ticaret yapabilmenin ön koş
Birliği’nin dı ulu olan AB teknik
mevzuatı
na uyum düzeyiyle de doğrudan iliş
kilidir. Sürdürülen kapsamlımevzuat uyumu
ş
çalımaları
nın tamamlanmasıve istikrarlıbir siyasi ve ekonomik ortamı
n oluş
masıhalinde
Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden kazanı
mlarıartacaktı
r.

Gümrük Birliğ şticareti üzerine bir diğer etkisi Avrupa Birliği’nin


i’nin Türk dı
ortak ticaret politikası
na uyum yükümlülüğü ile oluş
maktadı
r. Gümrük Birliği’ne iliş
kin
eleş şticaret stratejisi
tirilerde de belirtildiği üzere bu yükümlülük ile Türkiye kendi dı
çerçevesinde üçüncü ülkelerle ticaret anlaş
malarıyapma hakkı
nıyitirmektedir.

Yabancısermayeye ihtiyacıolan Türkiye, yabancısermayenin ülkeye çekilmesi


hususunda baş
arı

z olmuş
tur. Türkiye-AB Gümrük Birliği, yabancısermayenin Türkiye’ye
ş
çekilmesi hususunda beklenen etkiyi doğurmamıtı
r. Türkiye’nin GSYH’si içinde doğrudan
yabancıyatı

mları
n oranı%1’e dahi varmazken, bu oran Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri
için %7,9’a kadar çı
kmaktadı
r. Gümrük Birliği’nin ilk altıyı

na bakı ğı
ldı nda Türkiye’nin
durumu, yaş
anan üç ekonomik ve iki büyük siyasi kriz nedeniyle, yabancıyatı

mcı
lar için
cazip değ
ildi. Türkiye’nin yeterince yabancısermaye çekememesinin ardı
ndaki en önemli
nedenler istikrarsı
zlı
k, hükümet mücadeleleri, yargısistemindeki yetersizlikler, yargı
sitemindeki yetersizlikler, vergi sistemindeki çarpı
klı
klar, yolsuzluk, altyapıyetersizliği ve
kayı ş
t dııekonomi olarak gösterilebilir. AB entegrasyon sürecinde istenen kriterlerin yerine
getirilmesi ile bu olumsuzluklar ortadan kalkacak ve yabancısermaye ülkeye daha fazla

122
gelmeye baş
layacaktı ğı
r. Yabancısermayenin ülkeye çekilmesi ile tasarruf açı nıkapatma,
teknoloji transferi, ihracatıarttı şticaret açı
rarak dı ğınıkapatma, verimliliği yükseltme ve
özellikle de istihdam yaratma gibi önemli sonuçlar doğacaktı
r.

Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne yönelik gerçekleş


tirdiği ş
çalımaları
değerlendirilirken göz önünde bulundurulmasıgereken bir diğer önemli husus da, bu
süreçte Avrupa Birliği’nin mali yardı
m yükümlülüğünü yerine getirmemişolması
dır.
AB’nin Türkiye’ye yapacağıyardı
mlar Türkiye için büyük bir öneme sahiptir. Türkiye, bu
süreçte AB’den yeterli miktarda mali yardı şve AB mevzuatı
m alamamı na uyumun yanı

ra ilgili kurumlarda gerekli yapı
sal değiş
iklikleri gerçekleş
tirebilmek için belirli bir mali
yükün altı
na girmiş
tir. Türkiye’ye yapı
lan yardı
mlar, Türkiye ile aynıgrupta olan ancak
ıGB gibi bir yükümlülüğü bulunmayan ülkelerin gerisinde kalmı
Birliğe karş ştı
r. Orta ve
Doğu Avrupa ülkeleri grubunda yer alan Macaristan, Polonya, Çek ve Slovakya
Cumhuriyetleri 2 yı
l içinde Türkiye’nin 35 yı ğıyardı
l boyunca aldı mdan daha fazla yardı
m
ş
almılardı
r. 1995 yı

ndan sonra Türkiye’ye ayrı
lan bütçe 7,686 milyon dolar olurken,
Türkiye bu tutarı
n 1,639 milyon doları
nı, yani sadece %21’ini kullanabilmiş
tir. Kullanı

engelleyen en önemli faktör ise Türkiye’nin isteksizliği değil, yardı
mlar esnası
nda
ı
karş ı
laşlan vetolar olmuş
tur. Sonuç olarak Türkiye, Gümrük Birliği’nin maliyetlerini tek
ı
baş ş
na yüklenmek zorunda kalmıtı
r. Türkiye’nin GB’den baş
arı
yla çı
kabilmesi için
Türkiye aleyhine oluş
an mali yardı
m ve dengesizliğin düzeltilmesi gerekmektedir.

AB ile Gümrük Birliği, rekabet konusunda da bir takı


m yükümlülükler getirmiş
tir.
Genel anlamda rekabet, düş
ük fiyatlar, yüksek kalite, seçim özgürlüğü, teknolojik geliş
me
eğilimi ve kaynak kullanı
mında etkinliği beraberinde getirmektedir. Türkiye’nin standart
ve ara malları
ndaki rekabet edebilirliği, AB ile ticaretinde zaman içerisinde yükselmiş
olması
na rağ
men ileri teknoloji ürünlerinde rekabet edebilirliği düş ş
ük seviyelerde kalmıtı
r.
Türkiye’nin dünya rekabet sı
ralaması
ndaki yeri göz önüne alı ğı
ndı nda, Kopenhag
Kriterlerinden, Birlik içerisinde rekabet baskı

na ve Pazar güçlerine uyum sağlayabilme
kriterlerini ileri teknoloji ürünleri açı

ndan sağlayamaması
na rağmen, iş
leyen bir Pazar

123
ekonomisinin bulunmasıaçı
sından diğer adaylar ile mukayese edildiğinde oldukça ileride
olduğu söylenebilir.

GB’de beklenen etkilerden biri de OGT uygulamasıve birlik içi tarife ve




tlamaları
n kaldı
rı şticaretten elde edilen gelirlerde azalma olması
lmasısebebiyle dı dır.
şticaretten elde edilen toplam gelirlerde
Ancak, Tükiye-AB Gümrük Birliği sürecinde dı
şolmuş
azalma değil aksine artı tur. Bu süreçte gümrük vergisi gelirlerinde küçük miktarda
bir düş
üşyaş şolsa da gümrük vergilerinin indirilmesi sonucu ithalat miktarı
anmı ş
nda artı
görülmüş
tür. Buna paralel olarak, gümrük vergilerinden kamunun gelir kaybı
, artan
şkamunun toplam gelirleri
ithalattan elde edilen KDV ile sadece telafi edilmekle kalmamı
ş
artmıtı
r. Bu açı
dan bakı ğ
ldıı şticaretten kamunun
nda, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin, dı
elde ettiği gelirler açı

ndan olumlu bir sonuç doğurduğu söylenebilir.

Ticarette teknik engellerin kaldı



lmasıkonusunda ise, Gümrük Birliği ile birlikte
Türkiye önemli ilerlemeler kaydetmiş
tir. 2000 yı

nın sonuna kadar Türkiye’nin ticarette
teknik engellerin tamamı
nı kaldı
rması beklenmekteyken bu sürecin henüz
ğıgörülmektedir. Bu konuda, yerli ve yabancıfirmaları
tamamlanamadı n ihracat ve ithalatta
ı
karşlaş

klarıçifte prosedürleri ortadan kaldı
rmak amacı
yla yapı
lan uyumlaş

rma
ş
çalı ğı
malarıtamamlandı nda, bürokrasi, iş
lem yükü, ticaret maliyetleri ve zaman kaybıda
azalacaktı
r.

Gümrük Birliği’nin istihdam üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri konusunda


ise Türkiye’nin istihdam piyasası
na iliş
kin yeterli verilerin bulunmamasınedeniyle sağlı
klı
bir değerlendirme yapmak mümkün görünmemektedir. Ancak süreç tüm boyutlarıile ele
alı ğı
ndı kisinin orta ve uzun vadede yeni pazarlar yaratacağıve
nda Gümrük Birliği iliş
ş
yüksek teknolojiye dayanan üretim anlayıı
nın yaygı
n biçimde benimsenmesi ile nitelikli
gücü yaratarak istihdam üzerinde olumlu etki yapacağı
iş nısöylemek mümkündür.

Türkiye, diğer ülkelerin aksine AB’ye tam üye olmadan önce AB ile Gümrük
Birliği’ne girmiş ş
tir. AB ise kendi dıı ğı
nda bir çok ülkeye ve bölgeye Türkiye’ye sağladı
gümrük indirimlerini uygulamaktadı
r. Bu açı
dan bakı ğı
ldı nda bu inidirimlerin Türkiye’ye

124
özel olmadı
kları
, ortak üye statüsünde olmayan ülkelere de tanı ğıgörülmektedir.
ndı
Üstelik, bu ülkelerin Türkiye’nin AB’ne verdiği imtiyazlarıverdikleri söylenemez.
Gümrük Birliği Kararı
’nı
n 16 ve 64. maddeleri, Gümrük Birliğine iliş
kin konularda
Türkiye’nin AB ile uyumlu hale gelmesini ş
art koş
maktadı
r. Fakat Türkiye, AB’nin karar
alma mekanizmaları
nda temsil edilmemektedir. Dolayı

yla, kendi çı
karlarıile ters
düş ğıtek taraflıkararlarıuygulamak zorundadı
mesine rağmen Türkiye, AB’nin aldı r. Bu
durum ise DTÖ toplantı
ları
, AB’nin üçüncü ülkelerle ticaret anlaş
malarıve daha birçok
alanda sorun yaratmaktadı
r. Karar alma mekanizmaları
nda yer alamaması
, Türkiye’nin
Gümrük Birliği ile ilgili kararlarda temsil edilmesini ve etkin olması
nıengellemiş
tir. Eğer
Türkiye karar alma mekanizmaları şolsaydı
nda yer almı , AB ile oluş
turulan Gümrük
Birliği’nin etkileri ş
üphesiz daha iyi olacaktı
.

Gümrük Birliği uygulamaya konulduğu 1996 yı



ndan beri ülke genelinde de
ş
yoğun tartımalara konu olmuş
tur. Bir kı

m ekonomistler yararlıolduğu, diğ
er bir kı

m
ise yararı
ndan fazla zararıolduğu görüş
ünü öne sürmüş
lerdir. Ancak tam bir görüşbirliğine
varı ş
lamamıtı
r. Sonuç olarak, Gümrük Birliğ şticaretindeki değiş
i’nin Türk dı imleri tek
ı
baş ğıve bu sürecin gerek Türkiye ekonomisi gerek dünya
na belirleyen bir süreç olmadı
melerden bağı
ekonomilerindeki geliş msı namayacağıhususlarıdikkate
z olarak ele alı
alı ğı
ndı nda, Gümrük Birliği’nin olumlu ve olumsuz etkilerinin net bir ş
ekilde ortaya
konmasıbazızorluklar içermektedir. Gümrük Birliği’ni, Türkiye-AB iliş
kileri sürecinden,
ulusal ve uluslararasıgeliş
melerden ayrıdeğerlendirerek bu süreçte meydana gelen tüm
ekonomik sorunlarıGümrük Birliği’ne bağlamak gerçekçi değildir. Bu dinamik süreçte
Gümrük Birliği’nin ihracat, yabancıyatı

mlar, istihdam, üretim hacmi üzerinde etkiler
yaratacak tek değiş şticaret açı
ken ve dı ğını birliğinin tek kaynağıolarak ele
n ve ticari iş
alı
nmasıbilimsellikten uzak bir değerlendirme olacaktı
r.

Türkiye, makro ekonomik dengeleri sağlamlaş


tı ğ
rdıı, yapı
sal reformları
ğı
tamamladı , yabancısermaye ve teknoloji transferini gerçekleş
tirdiği taktirde Gümrük
Birliği ortamı
ndan maksimum faydayı sağlayabilecektir. Gümrük Birliği iliş
kisi
Türkiye’nin çağdaş
laş
ma yönünde en temel hedefi olan Avrupa Birliği tam üyeliği

125
ıve tam üyelik sürecinin bir aş
yolundaki kilometre taş aması
dır ve GB’nin varlı
k sebebi tam
üyeliktir. Bu nedenle de GB konusunda endiş
elerin yaş
anmasıdoğaldı ı
r. AB’nin karşlı
klı
tavizler temelinde kurduğu iliş ş
kileri Türkiye tek taraflıda olsa kurmak zorunda kalmıtı
r.
ğıbir karar mekanizmasısonucu ortaya
Ancak, tüm bunlara ve ülkemizin içinde yer almadı
çı şpolitikalara uyum zorunluluğuna karş
kmı ın Gümrük Birliği sürdürülmektedir. Bunun
nedeni GB iliş
kisinin nihai hedefinin tam üyelik olması
dır. Bu noktada Türkiye açı

ndan
yapı
lmasıgereken, istikrarı
n sağlanamaması
ndan kaynaklanan sorunlar ve yaş
anan krizleri
Gümrük Birliği ile açı
klamak yerine adaylı
k süreci çerçevesinde Ulusal Program’da yeralan
hedeflere en kı
sa sürede ulaş
arak, AB’ye tam üyelik yolunda hı
zla ilerlemek olmalı
dır.
Böylece Gümrük Birliği bu sistematik içerisinde daha farklıbir yer alacak ve tam üyelikle
Gümrük Birliği, Ankara Antlaş
masıile öngörülmüş“üyelik sürecinin son dönemi” olma
iş şolacaktı
levini tamamlamı r.

126
KAYNAKÇA

Kitaplar:
Akdeniz Ülkeleri Araş

rmalar Merkezi. Avrupa Birliği ve Türkiye. Ezgi Kitabevi. 2003.

Alkan, Serbest ve Erhan Akdemir. 2004 Avrupa Yı



. Anlara: Ankara Üniversitesi
Basımevi, 2000.

Altı
nel, Baran. The Effects of Custom Union With Particular Reference To Selected
Aspects of Turkish Economy. İ stanbul: Yayı
nlanmamı şYüksek Lisans Tezi.
2005

Artis and Lee Norman. “The Economics of The European Union Policy and Analysis”.
New York:Oxford University Press.1994. s.45.

ş
Avrupa Ekonomik Danıma Merkezi. Türkiye-AB İ
liş
kileri. Ankara:Profile,2001.

Aykaç ve Zeki Parlak. Tüm Yönleriyle TR-AB İ kilari. İ


liş stanbul:Elif Kitabevi,2002.

Bekmez, Selahattin; Genç,İsmail. “The Political Economy of Turkish- European Union


Relations and The Macroeconomic Impact of Full Membership”. American
Review of Poltical Economy. Aralı k. s.28

Bilici, Nurettin. Avrupa Birliği Mali Yardı


mlarıve Türkiye. Ankara; Akçağ. 1997.s.136.

Birand, Mehmet Ali. Türkiye’nin Gümrük Birliği Macerası1959-1996. İ


stanbul:
Milliyet Yayı
nları
. 1996.

ş
Çalıkan, Halis. AB-Gümrük Birliği. Vergi Raporu. Yı
l 3, Sayı4. Aralı
k 1994- Ocak 1995

DTM. Avrupa Birliği ve Türkiye. 5. Baskı


. Ankara: 2002.

DTM. Avrupa Birliği ve Türkiye. Ankara. Ekim 1999.

tan Günümüze Türkiye-Avrupa Birliği İ


Eralp, Atilla. Soğuk Savaş liş
kileri, Türkiye ve
Avrupa. Ankara:İ mge Yayı
nları
. 1997.

Gümrükçü, Harun. Küreselleş


me ve Türkiye, Avrupa-Türkiye Araş
tırmalar Enstitüsü,
Konrad Adenauer, Hamburg/İ stanbul. 2003. s.57.

Gündüz, Aslıve Muzaffer Dartan. Gümrük Birliği Rehberi. Ankara:Emlak Bankası


Eğitim Müdürlüğü Yayı
nları
. Yayı
n No:15. 1996.

127
İ
ktisadi Kalkınma Vakfı . Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri.
İ
stanbul: 2004.

İ
KV, “Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası
-15 Soruda 15 PolitikasıSerisi, s.6,
İstanbul:2005.

İ . Bilgi Notu. Türkiye AB İ


stanbul Ticaret Odası liş
kileri ve Gümrük Birliği. 2004.

Kabaalioğlu, Haluk A. “A Final Step Before Turkey’s Accession To The European Union”.
Marmara Journal of European Studies. Cilt:6. No:1.İ
stanbul.

Karluk, Rı . İ
dvan. Avrupa Birliği ve Türkiye. 5. Baskı stanbul: Beta Yayı
nları
,
Haziran 1998.

Karluk, Rı .İ
dvan. AB ve Türkiye. 5. Baskı stanbul:Emir Ofset, 1994.

Karluk, Rı .İ
dvan. AB ve Türkiye. 7. Baskı stanbul:Beta Yayı
nevi. 2003.

Karluk, Rı
dvan. Gümrük Birliği Dönemecinde Türkiye:Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne
Götürdü. Ankara:Turhan Yayı
nları
. 1997.

Küçükahmetoğlu, Osman. Gümrük Birliği. İ


stanbul, 2000.

, Erol. “Türkiye Avrupa İ


Manisalı liş . İ
kilerinde Sessiz Darbe”. 5. Baskı stanbul: Derin
Yayı nları. 2002.

, Erol. “Türkiye’nin Askersiz İ


Manisalı şgali: Gümrük Birliği-Hayatı
m Avrupa”, 1.
Baskı . Truva Yayı
nları
. Eylül: 2006.

Molle, William. “The Economics of Economic Integration”. Third Edition.


Aldershot:Ashgate. 1998.

Nas ve Muzaffer Dartan. Turkey-EU Relations With Particular Reference to the


Custom Union, The European Union Enlargement Process and Turkey.
İ
stanbul: Libo Yayı
nları
, 2002.

Özen, Çınar. Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği ve Tam Üyelik Süreci



Üzerine Etkileri. 1. Baskı zmir: Ceylan Kitabevi. 2002.

Öymen, Onur. “Türkiye’nin Gücü”. İ


stanbul: AD Yayı
ncı

k. 1998.

Penkth, Keith. “The European Economic Integration”. Second Edition. London and New
York: Longman 1994.

Robson, Peter. “The Economics of International Integration”. Third Edition.


London:Routledge. 1998.

128
Renksizbulut, Mustafa. Türkiye-AT Ortaklık İ kileri. Ankara: DPT-AT ile İ
liş liş
kiler
Baş ğıYayı
kanlı nı
, No 1926. 2004.

Seyidoğlu, Halil. Uluslararasıİ


ktisat. İ
stanbul: Güzem Yayı
nları
. 1994.

Swann, Dennis. “European Economic Integration-The Common Market,EU and


Beyond”. England:Edward Elgar Pub. Ltd. 1996.s.67.

Şahin, Ragı
p. 7 Yı l Sonra Gümrük Birliği. Ankara: İ
l Önce/7 Yı KV Yayı
nları
, 2002.

The European Commission, The Eurostat Yearbook 2004. Publication Office No: KS-CD-
04-001-EN-N: Brussels

Tuncer, Selahattin. Gümrükler ve Gümrük Vergileri (Teori-Uygulama). Ankara:


Yaklaşım Yayınları
, 2001.

Türkiye Bilimler Akademisi. Ansiklopedik Ekonomi Sözlüğü. Dünya Yayı


nları
. Mart
1995

TÜSİ şTicaretimize
AD. Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Gümrük Birliği’nin Dı
Etkileri. İ
stanbul: Lebib Yalkı
n Yayı
nları
, 2003.

şTicaret Müsteş
T.C. Dı ğı
arlı . AB ve Türkiye. 5. Baskı
. Ankara 2002.

Uğurlu, Necla. Avrupa Topluluğu BölgeseL Politikası


, Yapı
sal Fonlar ve Bu Fonlardan
Türkiye’nin Yararlanma Olanakları . Ankara: DPT. 1992. S.56.

Ülgen, Sinan ve Yiannis Zahariadis. The Future of Turkish-EU Trade Relations. Centre
for European Studies. s.21 (Eriş im Tarihi: 25 Mart 2005.
URL:http://www.ceps.be)

UNCTAD. Dünya Kalkı


nma Raporu. 2004. New York: UN, 2004.

Yörük Kavak, Pı nar. An Evaluation of Critical Approaches To The Custom Union


Between Turkey and The European Union. (Yayı nlanmamışYüksek Lisans
Tezi). İ
stanbul. 2005.

129
Süreli Yayı
nlar:
Alkaya, Çiğdem. “Gümrük Birliği Ne Getirdi Ne Götürdü”. Ekonomik Forum. Mayı
s
2005. Sayı5. s.50

Balcı
, Beyazı nda 6 Mart 1995 Tarihinde İ
t. Avrupa Topluluğu ile Türkiye Arası mzalanan
1/95 sayı lıOrtaklı
k Konseyi Kararı ’nda Yer Alan Baş lı
ca Hükümler. Maliye
Dergisi. Sayı119. Mayıs-Ağustos 1995.

Baş
lar, Kemal. “Gümrük Birliği 'Anlaş
ması 'nı
n (1/95 sayılıOrtaklık Konseyi Kararı ’nın)
Hukuksal Niteliği”. Ankara Avrupa Çalı şmalarıDergisi. Cilt: 4/1, 2004, s.35.
www.anayasa.gen.tr/gumruk.htm, Erisim Tarihi: 12 Nisan 2006.

Bozer, Ali. Türkiye-AT İ


lişkiler ve 1992 Tek Pazar Programı
. Marmara Üniversitesi AT
Araş tırma Dergisi. Cilt 1.

Çarı
kçı ?. İ
, Emin. Gümrük Birliği’nin Zararı100 milyar Dolar mı şveren Dergisi. Sayı9.
Haziran 2005.

şTicarete Etkisi. Standard. Sayı514. Ekim 2004.


Çeken, Hüseyin. Gümrük Birliği’nin Dı

Demir, Osman. GB’nin İ


lk İ
ki Yı şTicaret Dergisi. Sayı
lıDeğerlendirmesi. Dı :11. Yı
l:3.
Ekim 1998.

budak, Cem. AB İ
Diş le Müzakere Süreci Başlarken GB’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine
Etkilerinin Değerlendirilmesi. Gümrük Dergisi. Sayı50, Ocak 2005.

şTicaretine Etkileri. İ
Erçakar, Mehmet Emin. Gümrük Birliği ve Türkiye’nin Dı ş, Güç
Endüstri İ kileri ve İ
liş nsan KaynaklarıDergisi. Cilt:7. Sayı
:2. Haziran 2005.
s. 183.

Günuğur, Haluk. 6 Mart Kararıve Gümrük Birliği, Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye. İ
ki
Aylık Gümrük Birliği Dergisi. İ
stanbul. 1995.

Mor, Hı
dır. Gümrük Birliğ i Uygulaması
nın Sosyal ve Ekonomik Maliyeti İ
le Faydasını
n
Ekonomik BazıParametreler Iş ığı şTicarette Durum.
nda Değerlendirilmesi. Dı
Aralı k 2001. Sayı48.



ç, Ramazan. Ekonomik Entegrasyon Teorisi. Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye
Dergisi. Temmuz-Ağustos 1996.

Sakal. Mustafa. “Avrupa Para Birliği’ndeki Geliş


meler ve Türkiye’de Mali Politikalar”.
Yeni Türkiye. Sayı :36. AB Özel Sayı -II. İ
sı stanbul:Yeni Türkiye Medya
Hizmetleri. Kası
m-Aralık 2000.

130
Şahinöz, Ahmet. AB-Türkiye: Ticari İ kiler ve Gümrük Birliği. İ
liş şletme ve Finans. Sayı
219. Haziran 2004.

Tokatlı
oğlu, Mircan Yı ldı şTicaretin Vergilendirilmesi ve Avrupa Birliği.
z. Türkiye’de Dı
Akdeniz İ .İ.B.F. Dergisi. Ekim 2005. s.56

ı
Tuncer, Selahattin. Gümrükler ve Gümrük Vergileri (Teori ve Uygulama). Yaklaşm

Uludağ. Ramazan. Gümrük Kanunu’ndaki Değişim ve AB’ye Uyum Süreci. IGEME’deb


ş
Bakı. Ocak-Mart 2000, Yı
l:4, S:13.

ş
Uyar, Süleyman. Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri. DTM Dı
Ticaret Dergisi. Ocak 2001. Sayı20. s.163

İ
nternet Dökümanları
“Avrupa Komisyonu Türkiye Deklarasyonu” http://www.deltur.cec.eu.int/default Eriş
im
Tarihi: 07.05.2006

131
Ankara Antlaş
masıMadde 28. 2005. http://www.gov.tr/ab/ankand.htm.

Ankara Antlaş
masıMadde 28. 2005. http://www.gov.tr/ab/ankand.htm.

Belirli Ortadoğu Ülkeleri İçin DYY/GSMH Oranları,


URL:http://www.tekstilmenkul.com.tr/Arastirma/ozelraporlar.aspx. Eriş
im Tarihi:
12.05.2006.

Customs Strategy,
http://europa.eu.int/comm/taxation_customs/customs/policy_issues/customs_strate
gy/index_en.htm, (30.09.2006)

Doğrudan Yabancı Yatırı


mlar. Hazine Müsteş ğı
arlı .
http://www.hazine.gov.tr.english/ybs/geneling.htm. Eriş
im Tarihi: 13.03.2006

DELTUR. “AB-Türkiye GB Refah İçin Birlikte ş


Çalıma”,
http://www.deltur.cec.eu.int/abrefah.rtf, (Eriş
im Tarihi: 20 Eylül 2006)

DTM. Anket.“Sorular-Genel”. http://www.dtm.gov.tr/ab/mali/sorunlar/abig. Eriş


im
Tarihi: 15 Temmuz 2005.

DTM. Yı kİ
llı statistikler. 2006. http://www.dtm.gov.tr/ab.

DTM. Avrupa Birliği ve Türkiye Ticaret İ


statistikleri. http://www.dtm.gov.tr


E. Yı kİ
llı statistikler. 2006. http://www.die.gov.tr/mali/ab.

http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ekim99/butun.htm, (Eriş
im Tarihi:
04.10.2006)

http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?pId=3&lang=0&prnId=1&ord=0&fop=1, (Eriş
im
Tarihi: 03.10.2006)

http://www.canaktan.org/ekonomi/avrupa-birligi/amsterdam.htm, Eriş
im Tarihi:
01.10.2006)

http://www.dyp.org.tr/Ekonomik_ve_Mali_Degerlendirme_Raporlari/Gumruk_Birligi_ve_
Etkileri, (Eriş
im tarihi: 01.10.2006)

http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/1ekim98/gmrkbrln.htm, (Doç.Dr. Osman Demir,


Cumhuriyet Üniv. İkt.İ
dar.Bil.Fak., Eriş
im Tarihi: 01.09.2006)

http://www.dyp.org.tr/Ekonomik_ve_Mali_Degerlendirme_Raporlari/IKV_(Handan_Sogu
k-Esra_Uyanusta).doc, (Eriş
im Tarihi:02.09.2006)

http://www.die.gov.tr/PROJECTS/GUMRUK/gumruk.html, (Eriş
im Tarihi:30.09.2006)

132
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaş
ması
,
URL:http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ing/comtec.htm. 2006.

Gümrük Birliği, http://www.ikv.org.tr/gumrukbirligi.php, (Eriş


im Tarihi:20.09.2006)

Katma Protokol Madde 1. 2005. http://www.dtm.gov.tr/AB/katmapro.htm.

Ortaklı
k Konseyi Kararıve Katma Protokol. 2006. www.dtm.gov.tr/ab/OKK95/1-95.htm.

Ortaklı
k Konseyi Kararıve Katma Protokol. 2005. http://www.kobinet.org.tr/katilimci-
kuruluslar/vakiflar/IKV-11.HTM.

http://www.avsam.org/tr/analizler.asp?ID=61 Türkiye’ye Limanları nıRum Gemilerine


Açmasına Yönelik Baskı lar. Sema SEZER. Eriş
im Tarihi: 5 Ağustos 2005

Prof. Dr. Pazarcı


, Hüseyin ile Söyleş i. http://www.2023.gen.tr/tamyazi/ocak05_hp.htm ,
Erişim Tarihi: 12 Ocak 2006.

Soğuk, Handan. Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri. 01.07.2005.


http://www.ikv.org.tr/arastirmalar/degerlendirmeler/gumruk birligi.htm.

ş
T.C. Dıiş ğı
leri Bakanlı . Türkiye-AB İ
liş
kileri, Gümrük Birliği ve Tam Üyelik. 2006.
http://www.mfa.gov.tr.

şTicaret Müsteş
T.C. Dı ğı
arlı . Türkiye’nin Avrupa Birliği ile İ
liiş
kilerinin Tarihi
Geliş imi, Ankara Antlaş
ması ve Katma Protokol. 2006.
http://www.dtm.gov.tr/ab/TABgb/1.html.

The Communication Between Turkey and EU.


URL:http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ABgenisleme/genisleme/html.2006.

The European Commission. Portrait of The European Union. Luxembourg: Office for
Official Publications of The European Communities.
URL:http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ABgenisleme/genisleme/html. 2004

The European Commission. The EurostatYearbook 2004. Luxembourg: Office for Official
Publications of The European Communities.
URL:http://www.foreigntrade.gov.tr/ab/ABgenisleme/genisleme/html. 2004

The Commisison’s 2004 Regular Report on Turkey’s Progress Towards Accession, On The
World Wide Web. URL:http://europa.eu.int/comm/enlargement/turkey/index.htm.
s.77 (18.11.2005)

Türkiye-AB İ
liş
kileri/Genel Değerlendirme. URL:http://www.dtm.gov.tr/abigm. 2006

133
Türkiye’nin AB ile Ticaretinin Sektörel Dağı

mı2006.. http://www.dtm.gov.tr.

URL:http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?lang=0&ndx=12&mnID=3&ord=5&subOrd
=1(12.05.2006)

URL:http://www.maoner.com/ab_muzakere_sure.htm. Eriş
im Tarihi: 25 Mart 2005.

URL:http://www.iipa.com/rbc/2004/2004SPEC301TURKEY.pdf. Eriş
im Tarihi: 12 Mart
2006

http://www.turkhaber.org/172.html, Avrupa Birliği’ne Üyelik Süreci ve Türk Milli


Siyasetinde Çöküş e Doğru. Eriş
im Tarihi: 12 Mart 2006.

(www.gumruk.gov.tr/gumruk/dosyaupload/ab/haberler/PAAMK, Eriş
im Tarihi:
01.10.2006)

YASED. The New Turkish Investment Environment. World Wide Veb


URL:http://www.yased.org.tr. 2005.


ldı
z, Mircan. Bütünleş me Biçimleri ve Avrupa Birliği Entegrasyon Süreci.
(12.02.2006). http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/butun.htm

134

You might also like