Professional Documents
Culture Documents
Poligami Evlilik Ve Bosanma
Poligami Evlilik Ve Bosanma
3
varlığına bağlıydı. Genel bir kural olarak fakir insanlar birden fazla kadına bakamazlardı.
Aile reisinin bu tür özel hakları vardı. Eşlerden birisi gösde olarak tüm haklardan
faydalanırdı. Diğer hanımlar ise sadece köle muamelesi görürlerdi., bu iki sınıfın hakları
tamamen farklıdır. Köle kızlarda hizmetci kadınlar arasında dahil edilirdi. Tek bir erkeğin
kaç tane gözdesinin olduğu bilinmezdi. Fakat değişik hukuki yazılardan iki tane gösde
hanımın bulunduğu anlaşılıyor. Her ikisi de evin sahibesi olarak isimlendirilir ve ayrı
evlerde yaşarlardı. Kadın yaşadığı sürece koca gözdelerin rızkını temin etmek
zorundaydı. Ergenlik çağına kadar her erkek çocuk evleninceye kadarda her kız çocuğu
aynı haklara sahipti. Fakat yalnızca hizmetçi-eşlerin erkek çocukları babanın ailesine
dahil olrudu.”
“Social History of Iran from the fall of the Sassanians to the fall of the
Omayyads’ isimli kitabında Merhum Said Nafisi: “Erkeğin evlenebileceği kadın sayısı
sınırsızdı ve Grek belgelerinde bir erkeğin yüzlerce kadını evine alabileceği zamanlar
müşahede edilmiştir. Montesqieu bir roma tarihçisinden alıntı yaparak Hristiyanlığı
kabul etmediklerinden dolayı kimi Romalı Filozofların Romadan kaçarak İran Şahı
Khusro Prviz’e sığındıklarını yazar. Onlar poligaminin meşru olmasıyla birlikte İranlı
erkeklerin diğerlerinin eşleriylede samimi oldukları görünce şaşırmışlardır.
Romalı filozofların sadece Fars kralı Anushirwan’ın, Khusro Praviz’in adaletine
sığınmadıklarınada işaret etmek gerekir. Montesqieu ikincisini sadece yanlışanlaşılmadan
dolayı zikretmiştir.
İslam öncesi dönemde de Araplar sınırsız sayıda eş alabilirlerdi. Üst limiti
emreden İslamdır. Tabiatıyla bu dörtne fazla hanımı olanlar için bir problem teşkil
etmekteydi. İstisna idurumlarda bazıları on tana bile alabilirdi. Onların altısını bırakmak
zorunda kaldılar.
Yukarıdaki açıklamalardan Poligaminin İslamın icadı olmadığı açıktır. İslam
sadec onun sınırlandırmış fakat tamamen de yasaklamamıştır. Gelecek bölümlerde bu
adetin yükselmesinin sebeplerini ve İslamın niçin Onu ortadan kaldırmadığını
açıklayacağız. Yine biz modern zamanların kadın ve erkeği bu adete karşı kışkırtmak
zorunda kaldığının sebeplerini araştıracağız.
7
Philip L. Kilbride, Plural Marriage ForOur Times (Westport, Conn.: Bergin & Garvey, 1994) pp. 108-109
8
The Weekly Review, Aug 1, 1987
9
Kilbride op. Cit., p 126
10
John D’Emilio and Estelle B. Freedman, İntimate Matters: A history of Sexuality in America (New York: Harper & Row Publishers.
1988) p. 87
11
Ute Frevert, Women in German History: From Bourgeois Emancipation to Sexual Libeation (New York: Berg Publishers, 1988) pp.
263-264
12
Ibid., pp. 257-258
6
Hiçbir çözüm üzerinde anlaşılmadığı zaman bazı katılımcılar poligamiyi önerdi. Diğer
katılımcıların ilk tepkileri nefret ve şok karışımıydı. Fakat, teklifi dikkatlice tartıştıktan
sonra bunun tek çıkar yol olduğu kabul edildi. Sonunda poligami konferansın kapanış
bildirgesine dahil edildi13.
Dünya bugün daha fazla kitle imha silahına sahip ve Avrupa kiliseleri er yada geç
poligamiyi tek çıkış yolu olarak kabul edebilirler. Peder Hillman bu gerçeğin düşünceli
bir şekilde farkına vardı:
“Bu soy kırım tekniklerinin (nükleer, biyolojik,
kimyasal...) cinsiyetler arasında çok önemli oranda
dengesizliğe sebep olabileceği ve bunun sonucunda çok eşli
evliliklerin hayatın devamı için gerekli olabileceği
düşünülebilir... o zaman önceki gelenek ve hukukların
aksine, çok eşle evlilik lehine önemli tabii ve ahlaki
eğilimler ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda ilahiyatçılar
ve kilise liderleri çokeşle evliliği haklı çıkaracak önemli
nedenler ve kitabı Mukaddesten metinleri hızlıca
bulmalılar.”14
Günümüzde de, çok eşle evlilik modern toplumların sosyal problemlerinin
çözümü için pratik bir çözüm olmaya devam etmektedir. Poligamiye izin verilmesiyle
ilgili Kuranın zikrettiği toplumsal yükümlülükler, Afrika’dan çok Batı toplumlarında
görülebilir. Örneğin bu gün Amerika da siyah toplumda aşırı bir cinsiyet krizi var. Her
yirmi siyah gençten biri yirmi bir yaşına gelmede ölüyor. Cinayet, Yirmi ile otuz beş
yaşları arasındaki bu gençlerin başlıca ölüm sebebidir15. Bunun yanında bir çok siyah
genç işsiz, hapiste veya uyuşturucu kullanıyor16. Sonuç olarak 40 yaşındaki her dört
siyah kadından biri, -her on kadında bir olan beyazlarla kıyaslandığı zaman- hiç
evlenmiyor17. Dahası, bir çok siyah kadın yirmi yaşına ulaşmadan yalnız yaşayan anne
oluyorlar ve nafakasını temin edecek birine ihtiyaç duyuyor. Bu trajik durumun nihayi
sunucu, hızla artan sayıdaki siyah kadın şimdi ‘erkek paylaşımı’na giriyor18. Bundan
dolayı bir çok talihsiz siyah kadın evli erkeklerle ilişkide bulunuyor. Çoğu zaman da
hanımlar kendi kocalarını başka bir kadınla paylaştıklarının farkında bile değiller. Afrika-
Amerika toplumunda erkek paylaşımını gözlemlemeyn kimseler, Amerikan toplumunda
daha geniş çapta hayati değişiklikler yapılıncaya kadar siyah erkek azlığına bir çözüm
olarak çok kadınla evlilik üzerinde anlaşmayı önerirler19. Onlar üzerinde anlaşılmış
poligami’den, toplumun onayladığı ve katılan bütün tarafların anlaştığı genellikle hem
kadına geniş anlamda da topluma zararı olan gizli erkek paylaşımına karşı poligamiyi
kastediyorlar. Afrikan-Amerikan toplumunda erkek paylaşımı 27 Ocak 1993 yılında
Philadelphia’nın Temple Universy’de düzenlenen panelin konusuydu20. Bazı
konuşmacılar poligamiyi krizden çıkmamın elde mevcut bir yolu olarak önerirken
13
Sabiq, op. Cit., p. 94
14
Hillman, op. Cit., p. 12
15
Nathan Hare And Julie Hare, ed., Crisis in Black Sexual Policits (San Francisco: Black Think Tank, 1989) p. 25
16
Ibid., p 26
17
Kilbride, op. Cit., p. 94
18
Ibid, p. 95.
19
Ibid.
20
Ibid., pp. 95-99
7
özellikle fahişelikle metresliğe müsaade eden toplumlarda poligaminin kanunla
yasaklanmamasını önerdiler. Bir dinleyici kadının Afrikan-Amerikalıların sorumluluk
duygusu içinde uygulandığı Afrikadan poligamiyi öğrenmesi gerektiği yorumu büyük
alkış topladı.
Amerikalı Roma Katolik mirası antropologu Philip Kilbride kışkırtıcı kitabında
zamanımızın çok evliliğini Amerikan toplumunun bazı dertlerine çözüm olarak
önermektedir. Çok eşle evliliğin, bir çok vakada çocukların üzerindeki olumsuz
tesirlerini önlemek için makul bir alternatif olarak hizmet göreceğini ileri sürüyor. O, bir
çok boşanmaya Amerikan toplumunda yaygın olan evlilik dışı ilişkilerin sebep
olduğunu iddia eder. Kilbride’ye göre çok kadınla evlenerek, evlilik dışı bir ilişkiyi son
vermek çocuklar için boşanmadan daha iyidir. Ayrılık veya boşanmanın seçenek olarak
düşünüldüğünde aile sayısının artması çocuklar için daha uygundur dahası, o çok eşle
evlilikten kronik erkek azlığı sıkıntısı çeken yaşlı kadınlar ile erkek paylaşımına giren
Afrika-Amerikalılarndan daha iyi fayda göreceğini söyler.21
1987 yılında Berkley’deki California üniversitesinde öğrenci gazetesi tarafından
gerçekleştirilen anket öğrencilere, California’daki muhtemel damat adayı kıtlığına
karşılık, erkeklerin birden çok eşle evlenmesinin kanun tarafından izin verilmesini kabul
edip etmediklerini sordu. Hemen hemen ankete katılan bütün öğrenciler çok eşle evliliğe
izin verilmesini onayladı. Bir bayan öğrenci çok eşle evliliğin, tek eşle evlilikten çok
daha fazla özgürlük verdiği için duygusal ve fiziki ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacağını
ifade etti22. Aslında, aynı tez Amerikada poligamiyi uygulayan çok az miktardaki
fundementalist Mormon23 kadını tarafından da ileri sürülmekte. Onlar, eşlerden her biri
diğerine yardım ettiği için poligaminin hem kariyer hemde çocuk bakımı açısından bir
kadın için en ideal yol olduğuna inanırlar24.
İslamda poligaminin bir karşılıklı rıza meselesi olduğunu da eklemek gerekir. Hiç
kimse bir kadını evli bir erkekle evlenmeye zorlayamaz. Bunun yanında bir kadın
kocasının başka bir kadınla evlenmemesini şart koşabilir25. Diğer taraftan Kitabı
Mukaddes bazen zorla poligamiye başvurur. Çocuksuz dul kadın evli olsa bile kendi
rızası gerekmeksizin, kocasının kardeşiyle evlenmek zorundadır. (Tekvin 38:8-10)
Erkeklerle kadın sayısı arasındaki farkın az olmasından dolayı bu gün Müslüman
toplumlardaki poligami uygulamasının az olduğuna işaret etmek gerekir. Bir kimse,
İslam toplumundaki çok eşle evliliğin batıda evlilik dışı ilişkiden çok daha az olduğunu
rahatça söyleyebilir. Başka bir deyişle, İslam dünyasında erkekler, Batıdaki erkeklerden
çok daha sıkı monogamicidir.
Meşhur Hristiyan Evangelist Billy Graham şu gerçeğin farkına vardı:
“Hristiyanlık poligamiyle uzlaşmaz. Eğer günümüz Hristiyanlığı poligamiye izin
vermezse kendi zararınadır. İslam sosyal problemlerin bir çözümü olarak poligamiye katı
kurallar çerçevesinde insan tabiatına uygun olacak şekilde izin verdi. Hristiyan ülkeleri
21
Ibid., p. 118
22
Lang, op. Cit., p. 172
23
Joseph Smith (1805-1844) tarafından 1830’da New York’da kurulmuş dini hareketin mensuplarına verilen isim.“İsa Mesihin son Gün
Azizleri” olarak kendilerini gören mormonlar‘ın inanç sistemi Joseph Smith tarafından tespit edilmiştir. Kilisenin başı başkan olarak
isimlendirilir. Mormonlar, şiddetli b ir misyonerlik gayreti içindedirler ve bütün dünyada faaliyet göstermektedirler. Her üye iki yıl
misyonerlik yapmalıdır. . dünyada 8 milyon civarında Mormon bulunmaktadır. Ç.N.
24
Kilbride, op. Cit., pp. 72-73
25
Sabiq, op. Cit., pp. 187-188
8
büyük bir monogami şovu yapıyorlar fakat gerçekte onlar poligamiyi uyguluyorlar. Hiç
kimse Batı toplumunda metresin rolünü bilmiyor. Bu açıdan İslam temelden şerefli bir
dindir. Eğer kendisini zorunlu hissediyorsa ikinci bir kadın almasına izin verir. Fakat
toplumun ahlakını korumak için bütün gizli ilişkileri şiddetle yasaklar.26
Bu gün dünyada gayrı müslim veya Müslüman bir çok ülkenin poligamiyi
yasaklaması ilginçtir. Kadının rızası olsa bile ikinci bir eş almak kanunlara aykırıdır.
Diğer taraftan bilgisi ve rızası olmaksızın hanımını aldatmak tam anlamıyla kanunidir.
Bu tür çelişkilerin arkasındaki meşru hikmet ne? Kanun aldatmayı ödüllendirmek
dürüstlüğü cezalandırmak için mi yapılır? Bu ‘medeni’ dünyamızın sırrına erilmez
çelişkilerinden biridir.
Batıda Poligami
Orta çağlar boyunca Avrupadaki poligaminin kısa bir hikayesini meşhur bir batılı
yazar tarafınan belirtildiği şekliyle arzetmeyi önemli görüyoruz. Bu kısa hikaye Batıyı
poligamiden dolayı eleştirenleri, bütün kusurlarına rağmen Batıda olandan çok daha
şerefli olduğuna ikna etmeli.
Will Duran Hstory of Civilization isimli kitabının 17. Cildinde Rönesans boyunca
İtalyanın ahlaki durumuna dair ilginç bilgiler aktarır. Onun “Morals in Sexual Relations”
başlığı altında söylediklerinin kısa bir özetini vereceğiz.
Kısa girişinde o cemaatin ahlaki durumunu belirtmeden önce insanların doğal
olarak poligam olduğuna işaret etmek gerekir. Oncak katı ahlaki sınırlamalar, yeterli
derecede ağır iş ve fakirlik ile hanımın sürekli tetikte bulunması ancak kocayı monogam
bir hayat yaşamaya zorlayabilirdi.
Rönesans’tan önce orta çağ boyunca zinanın yaygın olmadığını söyler. Orta çağ
boyunca zina suçu ancak chivalry tarafından extenuated yapıldığı gibi Rönesans
boyunca da ???????????????????. saygın ailelerin kızları bir yere kadar erkeklerden
ayrılır, kendi aileleriyle görüştürülmez ve evlilik öncesi iffetin faziletleri öğretilirdi.
Bazen bu talimaktlar aşırı derecede etkiliydi. Genç birkadının tacize uğradıktan sonra
kendini boğduğu bildirilmiştir. Bu istisnai bir durum olmalıdır. Çünkü piskoposun biri
onun iffetini anmak için ölümünden sonra heykelinin dikme zahmetine katlandı.
Evlilik öncesi ilişki önemli ölçüde olmalı, çünkü İtalyanın her kasabasında yasak
ilişkilerden meydana gelme sayısız çocuk vardı. Gayrı meşru çocuk sahibi olmak gurur
kaynağıydı, fakat bir tane saihp olmak utanç meselesi de değildi. Koca, genellikle evlilik
zamanında gayrı meşru çocuklarının kendi çocuklarıyla birlikte yetişmesi için eşlerini
ikna ededi. Gayrı meşruluk hiç kimsenin şöhretinde bir leke değildi. Dahası, papaza
rüşvet vererek meşruluk belgesi kolayca abınabilirdi. Hukuki veya meşru (eligable) bir
varisin bulunmaması durumunda, Naples Kralı Alfanso I’ün yerine Frante I’in geçtiği
gibi kırallık dahil terekeye varis olabilirdi. 1459 yılında Pius II Bavaria’a geldiğinde
hepsi de gayrı meşru olan yeti prenses tarafından karşılandı. Meşru erkek evlatlarla gayrı
meşru erkek evletlar arasındaki rekabet Ronesans dönemi karışıklıklarının en önemli
sebeplerindendi. Homeseksüellik açısından bakıldığında bu sadece eski Yunan
geleneklerinin canlandırılmasıydı.
26
Abdul Rahman Doi, Woman in Shari’ah (London: Ta-Ha Publishers, 1994) p. 76
9
San Bernakdino bu tür sapıklıkların Naples’te okadar yaygın olduğunu gördü ki
Sodomo’un akibetiyle tehdit edileceklerini düşündü. Artino Roma’da sapıklığın aynı
çapta yaygın olduğnu buldu. Aynı şeyler fahişelik içinde geçerli. 1490 yılında Romada
toplam 90000 kişinin 6800’ü kayıtlı fahişeydi. Elbette ki bu rakama gizli veya kayıtlı
olmayan fahişeler dahil değildir. 1509 yılında yapılan istatistiklere göre 300000 bin
kişilik şehir halkının 11654 tanesi fahişeydi. On beşinci asırda bir kız 15 yaşına kocası
olmadan basarsa ailesinin temiz isminde bir leke kabul edilirdi. On altıncı asırda ‘leke-
rezalet yaşı’ 17ye çıkarıldı ki kız çocukları yüksek eğitim alabilsinler. Geniş çaptaki
fahişeliğin nimetlerinden faydalanan erkekler anca ilgili kadın önemli miktarda mehir
vermeyi kabul ederlerse evliliğe meylederlerdi. Orta çağ sistemine göre koca ve kadının
birbirlerin sevmeleri ve diğernin neşe ve üzüntüsüne ortak olması beklenirdi. Görünüşte
çoğu vakalarda bu beklinti doğru çıksada zina hala yaygındı. Üst tabakanın evliliklerinin
çoğu ekonomi veya politik kazançlar için düzenlenirdi. Çoğu erkek bu evliliği metres
alma hakkları olarak düşünürdü. Kadın keyifsiz olsada duruma göz yumardı.
Orta tabakadan bazı kimseler zinanın hukuki bir eğlence olduğunu düşünürlerdi.
Machiavelli ve onun arkadaşları bir birleriyle değişerek yaptıkları sadakatsizlik hikayesi
hakkında bile rahatsızlık ihssetmezler. Bu tür vakalarda hanımı intikam almak için kocası
gibi yapsada kocası onun davranışlarına göz yumar ve kıskançlık veya rahatsızlık
hissetmezler.
Bu poligamiyi Doğunun affedilmez suçu kabul eden ve kanaatlerine göre bu
insanlık dışı adetten dolayı zaman zaman onun climate’sini suçlayan kimselerin örneği...
kendi climateleri söz konusu olduğunda eşlerine karşı sadakatsiz olmaya ve
monogaminin sınırlarını aşmaya izin vermezler!...
Yeri gelmişken, iyi veya kötü Avrupalılar arasında hukuki bir poligaminin
bulunmamasının Onu yasaklamayan İsanın diniyle hiçbir ilişkisi yoktur. Diğer taraftan
bu, poligamiyi açıkça tanıyan Eski Alid’in kurallarınada uygundur. Böylelikle, biz
aslında Hristiyanlığın poligamiye izin verdiğini ve eski Hristiyanların bunu uyguladığını
söyleyebiliriz. Dolayısıyla Avrupalıların yasal poligamiden uzak durmalarının başka
sebep veya sebepleri olmalı...
10
Modern insan bir, boşanma, nafaka veya mehir formalitesine maruz kalmaksızın
birkaç günde bir metres değiştirir. M. Tshombe şiddetle poligamiye karşı çıksa da o her
zaman yanında yılda bir defa değiştirdiği güzel ve genç kadınları bulundururdu.
Poligaminin şiddetli bir karşıtı olan Bertrand Russell’in hayat hikeyesinde büyük
annesinin yanında iki kadının onun hayatında önemli bir rol oynadığını okuruz. Bri
hanımı, Alice diğeri de sevgilisi Morrel. ?????????????????????????
Görünüşte Alice ile olan ilişkisine son veren Russell’in evlilik dışı aşkıydı. .. bir
öğle üzeri bisikletle yazın dinlenme mekanına giderken artık Alice’yi sevmediğini
hissettiğini de yazan bizzat odur.
İSLAM VE POLİGAMİ
İslam poligamiyi icat etmediği gibi, bazı sosyal problemlerin çözümü olmadığı
için yasaklamadı da. İslam sadece bu eski adeti ıslah etti.
Sınırları
İslamdan önce bir kimse sınırsız sayıda hanım alabilir ve bir harem kurabilirdi.
İslam bir maksimum limit getirdi ve dörtten fazla eş almasını yasakladı. İslamı
kucakladığı dönemde dörtten fazla hanıma sahip olanlar fazla hanımlarını boşamaları
istendi.
İlk öslam tarihinde bu türinsanlarla karşılaşırız. Ghaylan bin Aslamah isminde bir
adamın on hanımı vardı.. Nawfal bin Muaviyah’in beş hanımı vardı. Allah Rasulü
dörtten fazlasını bırakmasını emretti.
11
Şia geleneğide İmam Sadik zamanında bir Zoroastrianın27 İslamı seçtiğini yazar.
Yedi tane hanımı vardı. İmama hanımlarına ne yapacağı soruluncaİmam üçünden
ayrılması gerektiğini söyledi.
27
Zoroaster or Zarathustra c. 628-c. 551 BC. Persian prophet and religious teacher, founder of Zoroastrianism.
Zoroastrianism: Pre-İslamic Persian religion founded by Zoroaster,and still practiced by the Prasees in İndia. The
Zendavesta are the sacred scriptures of the faith. The theology is dualistic, ahura Mazda or Ormuzd (the good God) being
in conflict with Ahriman (the evil God), but the former is assured of eventual victory.
The return of Zoroaster will presage the rusurrection of teh deat and dhe ceration of a paradise on Earth by Ahura
Mazda. The free choice of good or evil renders believers responsible for their fate after death in heaven or hell.
Proereation and life are valued, but death defiles- hence the custom of exposing corpses to be devoured by vultures.
Worship is at altars on which the sacred fire burns.
12
Biz hepimiz Yüze Peygamberin Medinedeki son on yıllık dönemde birkaç
kadınla evlendiğni biliriz. Bu dönem İslami savaşlar dönemiydi ve bu dönemde
kendilerine bakacak kimsesi olmayan kadınların sayısı fazlaydı. Peygamberin
hanımlarının çoğu dul veya yaşlıydı. Onlardan birçoğununda önceki kocalarından
çocukları vardı.
Onun sadece bakire olarakevlendigi kadın Ayşeydi ki, O sürekli kendisine
peygamberden başka hiçbir kocanın değmemesiyle diğerlerine karşı övünürdü.
Yüce Peygamber kendi hanımlarına katı bir eşit muamelede bulundu ve onlar
arasında hiçbir ayrım gözetmedi. Urve b. Zübeyr Ayşenin yeğeniydi (kız kardeşinin
oğlu). O teyzesine Yüce Peygamberin hanımlarına karşı nasıl muamele yaptığını sordu.
Hz.Aişe hanımlarına karşı adalet ve tam bir eşitlikle muamele ettiğini söyledi.
O eşlerinden hiç birini diğerine tercih etmedi. Hemen hemen her gün eşlerine
uğradı ve onların hal ve hatırlarını sordu. Gecelerin nöbetleşe olarak hanımlarından
birinin yanında geçirdi. Eğer kazara başka bir hanımıyla geçirmek istediyse, sırası olan
hanımına geldi ve onun iznini aldı. Eğer izin verilirse gider yoksa
gitmezdi. ???????????????????
Vefat edeceği son hastalğında, yürümeye mecali yokken bile Hz. Peygamber
eşlerine karşı eşit muamele prensibinine uymaya özen gösterdi. Yatağı günlük olarak bir
odadandiğerine taşındı. Sonunda bütün hanımlarını çağırdı ve onlartan bir odada kalmak
için müsaade istedi. Onların izniyle Hz Aişenin odasında kaldı.
İki eşinin olduğu zaman Hz Ali ????????????
İslam adalet ve eşit muamele ilkesine o kadar önem verir ki, kocanın ve ikinci
hanımının evlilikleri sırasında, ilk eşle aynı şartlarda yaşamayı kabul eden ikinci eşin
şartlı evlenmelerine eğgel olur. Bunun manası sıkı bir eşitliğin kocanın vazifesi oldu ve
eşlerinde birisiyle önceden yapmış olduğu anlaşmayla bu sorumluluğundan
vazgeçememesdir. İkinci hanımın yapacağı bütün şey politik sebeplerden dolayı kendi
haklarından bazısını forego etmektir.onun gibi, ilk eşte politik sebeplerden dolayı kendi
haklarından vazgeçe bilir fakat formally o haklarından vaz geçemez.
İmam Bakır’ bir defasında karşılıklı anlaşarak kocanın eşlerinden birisini haftada
veya ayda bir defa ziyaret etmesi veya eşlerden birinin nafakasının diğerine eşit
olmaması şart koşulup koşulamayacağı sourldu. İmam eşlerden birinin izni dahi bulsa bu
tür şartların geçersiz olduğunu bildirdi. Evlilik faziletiyle eşlerden herbiri evlilikten
doğan hakların hepsine sahiptir., kocasını menmun etmek veya başka sebeplerden dolayı
olsun, Onun bütün yapacağıevlilikle oluşan haklarından bazılarını forego etmektir.
Bütün bu katı ahlaki şartlarla poligami zevklerin peşinde koşma aracı olmaktansa
bir vazife haline geldi. Zevk ve zamparalık mümkün olsada ??????????. disiplin adalet ve
grev meseleri olan yerde müstehcenliğe yer olmaz.
??????????
BOŞANMA
14
fikir beslemesi çok zor. Toplum böyle bir kadına saygı duyar hatta onu kıskana bilir fakat
başkasının hayatına girip ona mutluluk getiren birisi olarak bakmaz.
Makalede sürekli artan boşanma vakalarının eşler arasındaki mizaç
uyuşmuzluğundan mı yoksa diğer nedenlerden olduğu soruldu. Yazar yeni evli çiftlerin
ayrılmasına mizaç uyuşmazlığının sebep olduğu kabul edilse bile uzun zaman evli bir
hayat sürmüş çiftlerin durumlarının nasıl açıklanamayacağını söyler. Boşanmayla ilgili
Amerika kanunlarının sağladığı kolaylıklar göz önünde bulundurulduğu zaman 10 veya
20 yıl sürmüş evliliklerin ayrılıkla sona ermesinin sebebinin uyuşmazlık olduğu
söylenemez. Gebelik önleyici haplar döneminde, onlarla ilgili cinsel devrimler ve
ilerlemeler, ----- bir çok kadın evlilik hayatının istikrarı için keyif ve haz tercih
edilebileceğine inanmakta. Yıllarca birlikte yaşamış, çocuk sahibi olmuş ve birbirlerinin
neşe ve üzüntülerini paylaşmış kadınların, kocanın durumunda mali veya konvensiyonal
bir değişiklik olmasa bile kadınların boşanmaya uğraştıklarını görürsün. Bunun sebebi
kadın daha düne kadır hayatın sıkıntısına tahammül etmeye istikli iken artık
isteksizlemşmesidir.
Boşanma vakalarındaki artış Amerikayla sınırlı değil. Her nerde modern Batı
yaşam tarzı önemli ölçüde nüfuz etmişse, boşanma vakaları artmıştır. Doğuda bile büyük
modern şehirlerdeki boşanma oranı küç kasabalar ve kırsal kesimden çok daha yaygın.
BirFransız gazetesi California’daki 200 den fazla restoran ve cabaret house’lerin
üstsüz kadın garson çalıştıdığını yazar. Los Angeles ve San Franciscoda üstsüz yüzme
takımlarının iş elbisesi olarak kabul edilmiştir. NewYork’ta bir çok Cinema slanlarının
sadece sex filimlerini göstermekte ve girişlerinde çıplak kadın posterleri sergilenmekte.
Flimlerin isimleri şu türdün; “Eşlerini değişen erkekler”, “Ahlaksız kızlar” “hiçbir şeyi
gizlemeyen elbise”. Kütüphanelerde kapağında çıklapk kadın resmi bulunmayan bir ka
kitap ancak vardır. Kılasikler bile istisna teşkil etmez. “Amerikan kocalırn seksüel
tutumları”, “Batı erkeğinin seksüel eğilimleri”, “20 yaş altı genç erkeklerin seksüel
eğilimleri”, “en son bilgilere dayalı yeni seksüel metodlar” türü başlıklar çok yaygın..
Fransız gaztesindeki makalenin yazarı şaşkınlık ve endişeyle soruyor: “Amerika
nereye?”
Bu tr ortamlarda eğer bir amerikalı kadın itidaliden ayrılıp zevk ve eğlence
peşinde koşmayı ailesine ve kocasına sadakate tercih ederse suçlanacak kendisi değildir.
Suçlanması gereken bizzat kutsal aile sisteminin köklerini sarsan bu sosyal atmosferdir.
Çağımızın liderleri bir taraftan boşanma vakalarını teşvik edip aile birliğinin
dağılmasına taraftar olurken hızla artan boşanma oranlarındanda yakınmaları çok
şaşırtıcıdır.
Beş teori
Şimdi de prensip olarak boşanmanın iyi veya kötü olduğu üzerinde duralım.
Sorun aile hayatının dağılması pahasınada olsa sonuna kadar kapıyı boşanmaya
açmanın iyi veya kötü olduğudur... Eğer iyiyse, o zaman boşanmaların artmasının hiçbir
zararı yoktur. Eğer tavsiye edilmezse boşanmaya tam bir yasak konulması ve evlilik
birliğinin ebedileştirilmesi tavsiye edilirmi? Üçünçü bir seçenekte bazı durumlar
kaçınılmaz olduğundan boşanma hukuken yasaklanmamalı fakat eşler arasındaki ayrılık
15
ve anlaşmazlığın sebeplerini kaldırmak ve çocukların evsiz kalmalarını önlemek için
toplumun elinden geleni yapması... eğer toplum bizzat kendisi boşanmayı netice verecek
sebepleri teşvik ediyorsa hukukun bir şey yapamayacağı aşikardır.
Eğer boşanma tamamen yaaklanmayacaksa ne şeilde ona izin verilmeli?
Boşanma hakkını kim kullanmalı, sadece kadın mı, erkek mi veya her ikisidemi? Son
seçenek olarakta hem kadın hemde erkek evlilik bağını sona erdirmek için aynı
prosedürümü kullanmalı, yoksa her bir cins ayri bir prosedürümü kullanmalı?
Boşanmayla alakalı hepsi bu beş teori:
1-Kanuni veya ahlaki bir sınırlama olmaksızın sınırsız şekilde boşanabilme.
Evililğe ancak zevklerin peşinde koşma olarak bakan ve ona her hangi bir kudsiyet
atfetmeyip ev ve ailenin sosyal değerini göz önüne olmayanlar var. Evlilik bağı sona erip
yenisiyle değiştirildiği zaman kadın ve erkeğin daha çok zevk alma imkanına sahip
olduğunu düşünenler var. İkinci aşkın daha zevkli olduğnu söyleyenler bu teoriyi
desteklerler. Bu teoride sadece ailenin sosyal değeri unutulmayıp, evlilik birliğinin
sağladığı zevk ve tatminin istikrarıda unutulmuştur. Bundan dolayı bu teori çok çocukca
ve olgunlaşmaşıtır.
2-evlilik kutsal bir girişimdir... güven ve intact bulunması gereken kalp ve
ruhların biriliğidir. Boşanma kelimesi insan toplumunun sözlüğündün çıkarılmalıdır.
Birbiriyle eğelenen kadın ve erkek ölümden başka kendilerini hiçbir şeyin
ayıramayacağını bilmeliler.
Bu yüz yıllar boyunca Katolik rahibeler tarafından savunulan ve halada
savunulmakta olan aynı teoridir.
Bu teoriyi savunanlar azalmaktadır. Şimdi İtalya ve Katolik İspanya ona bağlı
kalmaktadır. İtalyada bile çoğu zaman kadın ve erkeklerin seslerine bu kanuna karşı
yükselttiklerin resmen boşanmanın kabul edileceği birkanun için çaba sarfedildiğini
işitiriz. Bir çok insan artık başarısız olmuş evliliklerinin sıkıntılarını daha fazla çekmeye
tahammül edemekte.
Birkaç yıl önce the Daily Express ‘Marriage in italy means bondage for woman”
isimli bir makale yayınladı günümüzde boşanmanın olmamasından dolayı italyada birçok
insanın gayrı meşru cinsel ilişkiye başvurduğunu yazdı
Bir italyan gazetesi de boşanmanın yasaklanmasının İtalyanlar için büyük
porblemler çıkardığını yazdı. Aynı sebepten dolayı onların bir çoğu İtalyan
vatandaşlığından çıktı. Bir İtalyan ajansı kamu oyu yoklaması yaptığında kadınların
%97si boşanmanın dini ilkelere ters olmasına rağmen olumsuz görüş beyan etmiştir.
Kilise hala kendi görüşüne yapışmakta ve desteklemek için kanıt sunmakta.
Evliliğin kutsal bir olduğunda ve sürekli olması gerektiğinde şüphe yoktur.
Evlilik ancak eşler birbirleriyle işbirliği içinde olursa devam eder. kadın ve koca arasında
karşılıklı anlayışın mümkün olmadığı durumlar vardır. Bu durumlarda evlilik bağı adına
kanun gücü eşleri birbirine bağlı kılmak için kullanılmamalı. Kilesinin teorisi tam bir
başarısızlıkla sonuçlandı. Kilisenin kendi görüşünü gözden geçirmesi imkansızdır.
Bundan dolayı bu teorinin üzerinde daha fazla durmayacağız.
16
3-Evlilik birliğinin ancak erkek taraından sona erdirilebilir. Eski dünyada bir çok
insan böyle düşünceye sahipti ama artık taraftarlarının olduğunu zannetmiyoruz.
4-Evlilik kutsal bir kurumdur ve saygındar, fakat belli şartlarda boşanma her iki
eşede açık olmalı ve boşanma prosedürü ehr iki eş içinde aynı olmalı.
Ailevi hakların benzerliği kanaatinde olanlar, yanlışlıkla erkek ve kadınların
haklarının aynı olduğunu savunanlar bu görüşü desteklerler. Bunlara göre aynı şartlar
aynı sınırlar ve aynı kısıtlamalar hem kadın hem de erkek için geçerli olmalıdeadloktan
çıkmak için aynı yollar erkeğe açık olduğu kadar kadına da açık olmalı. ????????????
5-Evlilik birliğinin kutsal olduğu ve evlilik hayatının saygınlığında, boşanmanın
kötü bir şey olduğunda ve boşanmaya götürecek sebepleri ortadan kaldırmanın toplumun
bir görevi olduğunda şüphe olmamasına rağmen, boşanma tamamen yasaklanamaz ve
deadlok’tan çıkış kadın ve erkek için açık bırakılmalı. Fakat evliliği sona erdirecek
prosedürler birbirine nazaran farklı olmalı. Boşanma erkek ve kadınının haklarının farklı
olduğunun örneklerinden biridir.
Bu İslamın görüşünü temsil eden teoridir ve müslüman ülkeleri kısmen bunu
takip ederler.
BOŞANMA (II)
Çağımızda boşnma bir dünya problemi haline geldi. Çünkü bütün şikayet ve
yakınmalar onun hakkındadır. Kendi hukuk sistemlerinin boşanmayı tamamen
yasakladığı kimseler başarısız ve uygunsuz bir evlilikten çıkış yolu olmadığı için
şikayete ederken kadın ve erkek için boşanmayı sonuna kadar açanlarda boşanma
vakalarının artamında, evlilik hayatının sarsılmasından ve boşanmanın zararlı
sonuçlarından şikayet ederler. Sadece boşanma hakkını erkeklere verenler ise
hoşnutsuzlukların iki şekilde açıklarlar:
İlk olarak bazı mean insanlar yıllarca süren bir evlilik hayatından sonra
gençliklerin en güzel günlerini birlkte geçirdikleri eski karısını sadece yeni bir hanım
alma isteğinden dolayı beklenmedik bir şekilde boşuyorlar.
İkinci olarakta bazı unchivalrous kimseler aralarında karşılıklı anlayışın
bulunmadığı ve birleşik hayatı devam etme imkanı olmamasına rağmen hanımların
boşamayı reddediyorlar.
Bazı sebeplerden dolayı kadın ve erkek arasındaki farklılık o tereceye ulaşıpta
uzlaşma imkanının kalmadığı, pratikte ayrı bir hayat yaşadıkları çok sık olur. Bu
durumlarda tek makul çıkış yolu pratikde ayrı olan ilişkilerinin yasal olarakta ayrılması
ve her ikisine de yeni bir hayat arkadaşı seçmesine imkan tanımaktır. Fakat bazı erkekler
hanımlarını taci edip onların evlilik hayatından mahrum etmek için onları boşamayı
reddediyor Kuranın deyimiyle onları “muallakta’ bırakıyorlar.
Bu insanlar kendi uygunsuz davranışları için İslami kanunları kullansalarda
İslamın öğretilerinden çok uzaktalar. İslam öğretilerinin derinliği ve ruhuyla tanışık
olmayan kimselere bu tür kimselerin davranışlar, islamın boşanmanın böyle olmasını
istediği izlenimini verir.
17
Münekkitler islamın gerçekten erkeğin eşlerini istedikleri gibi taciz etmesini,
bazan onulaı boşamakla bazende boşamayı askıya almakla ve aynı zamanda sadece kendi
hukuki ve kanuni haklarını kullandıkları yönünde zihni tatminliğe sebep olup olmadığnı
istihza ile soruyorlar.
Münekkitler bu tür eylemlerin adaletsizlik ve şiddetin göze çorpan bir örneği
olarak tevam ettiğini söylerler ve “eğer müslümanların iddia ettikleri gibi İslam hüküku
adalet ve hakkaniyet üzere tesis edildiyse bu tür adaletsizliği önlemek için İslamın ne tür
önlemler aldığını” sorarlar.
Bütür zulüm ve adaletsiz eylemleri olduğuda şüphe yoktur. Göstereceğimiz üzeri
İslam bu tür durumlara önem verdiği gibi önlemek için de gerekli önlemleri öğretti. En
önemli soru: “Bu adaletsizlik ve zülmü önlemenin en uygun yolu nedir? Adaletsizlikler
boşanma hukukunun yetersizliğinden mi kaynaklanma yoksa gerçek nedenleri başka
yerlerde mi aranmalı? Künuni düzenlemelerle veya gerekli tedbirleri alarak bu tür
adaletsizlikler önlenebilirmi?
İslam sosyal problemlerin çözümü ile ilgili kendine ait görüşü var. Bazıinsanlar
yeni bir hukuki düzenleme veya olanların birini değiştirmek suretiyle problemin
çözüleceğine inanır.ar. fakat İslam her kanunun bir sınırı olduğunun farkındadır. Ancak
bu kanunlar dry contractual ilişkiler sınırında yaılırsa tesirli olur. Duygusal ilişkilerde
olduğu gibi o tek başına çok bir şey yapamaz, biz başka önlemlerede başvurmak
zorundayız.
Sonraları da işaret edeceğimz gibi, İslam kanun gücünü etkili olabileceği kadar
kullanmıştır. Bu açıdan başarısızda olmamıştır.
18
İmamlarda mümkün olduğu kadarıyla boşanmadan çekinmişlerdir. Onların
hayatlarında boşanma vakaları çok azdır. Onlar boşanmaya ancak çok muteber
gerekçeler olduğunda başvurdular. İmam Bakır bir kadınla evlenmişti. Kadın onun
gözdesi de olmuştu ancak, bir defasında kadının Hz Ali b. Ebi Talib’e düşman olduğunu
ve kalbinde ona karşı kötü duygular beslediğnin farkına vardı ve onu boşamak zorunda
kaldı.
O kadar sevmesine rağmen neden boşamak zorunda kaldığı şeklindeki bir soruya
cevabende imam yanında Cehennem ateşinden bir parça olmasını istemediğini
söylemiştir.
19
Aslında evlilik hayatının başarılı olması karşılıklı attachment’e bağlıdır. Fakat
önceden de zikrettiğimiz gibi erkeğin düşüncesi ile kadının düşüncesi arasnda fark var...
biz bilim adamlarının bu konuya dair görüşlerini önceden zikretik. Doğa, kadının gerçek
ve ebedi sevgisinin ancak erkeğin ona bağlılığının sonucunda ortaya çıkacağı şekilde
ayarlamıştır. Kadının bağlılığı, erkeğin ona bağlılğı sonucunda olur. Doğa onların
karşılıklı sevgisinin anahtarını kocanın kontrolüne vermiştir. Eğer erkek kadını sever ve
ona sadık olursa, kadın da erkeği sever ve ona sadık kalır. Fakat bir kadının ?????????
Elbette ki bu kadının ilgisizliği ahlaksızlğından veya erkeğin zulmünden
kaynaklanıyorsa... eğer erkek zülme gösterirse durum değişir. ?????????
Her halükarda erkek kadının vücuduna kadında erkeğin kalbine ihtiyaç duyar.
İkisi arasındaki fark budur. Eğer kadın kocasının samimi koruyuculuğundan ve içten
sevgisinden hoşlanmıyorsa evlilik onun için çekilmez olur.
20
olduğu gibi), annenin ruh dünyasında önemli role sahiptir... annelik duygularında olduğu
kadar onun düşünce ve tasavvurlarında da...
bunlar hem psikolog hem de anne olan bir aydının söyledikleri.
Conclusion
21
Bu zamana kadar yapılan tartışmalardan İslamın boyanmaya ve aile hayatının
bitirilmesine karşı olduğu anlaşılır. O evlilik bağının dağılması tehlikesini önlemek için
gerekli olan bütün ahlaki ve sosyal adımları atar, fakat ne zorlamaya ne de kanun
gücünün kullanılmasına başvurur. Kanın gücünün erkeği, eşini boşamaktan vazgeçirmek
ve hanımı da onunla birlikte yaşamaya zorlamak için kullanılmasına karşıdır. İslam butür
adımların aile içindeki kadının konumuna uymadığını düşünür. Çünkü duygu ve hisler
aile hayatının temel taşıdır.
Kocasının şefkat hislerinin sıcıklığını alan ve onu çocuklarına geçiren kadındır.
Eğer koca eşine karşı ilgisini kaybederse, aile içi atmosfer soğuklaşır ve sönükleşir.
Kadının çocuklarına karşı olan annelik hisleri büyük oranda kocasının kendisine olan
yaklaşımına bağlıdır. Meşhur bir psikologa göre anne şefkati artma veya azalma
anlamında bir güdü değildir. Kocasının hanımına karşı gösterdiği sevgi ve ilgi onun
annelik duyguları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Kısacası, kadın, duygularını çocuğuna geçirebilmesi için erkeğin duygu ve şefkat
hislerinden ilham alır.
Erkek dağa, kadın kaynağa çocuk ta bitkilere benzetilebilir. Kaynağın, çiçek ve
bitkilerin sulanabilmesi için saf hayat veren su şekline soka bilmesi için dağdan yağmur
alıp onu emmesi gerekir. Eğer dağa yağmur yağmaz veya toprak tarafında yağan yağmur
emilmezse, kaynak kurur, bitkiler pörsür.
Yağmur toprağın bereketi ve bitkisel hayatın gelişmesi için hayati olduğu kadar,
bir erkeğin eşine karşı olan his ve duyguları da enneleri kadar çocukların mutluluk ve
refahı için gereklidir.
Kocanın his be duyguları aile hayatının baarısı için bu kadar önemliyken nasıl
olurda kanun gücü ona karşı bir silah olarak kullanılabilir.
İslam, eski hanımını boşayıp ta yeni bir kadın almak isteyenlerin rezil
hareketlerine şiddetle karşı çıkar. Fakat, İslama göre, unchivalrous man’i kendi isteğine
karşın hanımıyla birlikte olmaya zorlamak ta çare değildir. Bu tür bir eylem tabii aile
ahayatı hukukuyla bağdaşmaz.
Eğer bir kadın kanın zoruyla ve yürütmenin yardımıyla kendi kocasının evine
dönmeye çalışırsa, onun eve yerleşmesiyle askeri işgal aynıdır. Bu durumda o evin
hanımı olamayacağı gibi kocası ve çocukları arasındaki duygusal bağda olamaz ve sevgi
ve ilgiye olan kendi duygusal ihtiyacını da karşılayamaz.
İslam boşanma vakalarının engellemek için gerekli adımları atmıştır, fakat bir
kanun koyucu olarak aile sistemeninn merkezi olan kadını, istemediği unchivalrous
man’le birlikte yaşamaya zorlamaz.
İslam tarafından alınan önlemler Batının yaptığı ve yapmakta olduğundan
tamamen farklıdır. İslam sadakatsizlik ve licentiousness’a götüren faktörlere karşı
savaşırken kadını da sadakatsiz bir erkekle birlikte olmaya zorlamak istemez. Fakat Batı
sadakatsizliğe sebep olan etmenleri körüklerken, aynı zamanda kadını da sadakatsiz ve
licentious bir kocayla yaşamaya zorlar.
İslam insanlık ve chivalry ruhunu ayakta canlı tutmak için bütün çabalarını
severber eder ve bir unchilvalrous erkeği eşiyle birlikte yaşamaya zorlamasa da kısmen
unchivalrous divarce’lerde engellenmesinde önemli ölçüde başarılı olmuştur. diğerleri
22
bu noktaya dikkat etmeyerek, mutluluğu kanun gücünde ve süngüde arıyorlar ve nadiren
başarılı oluyorlar.
Kadınların, uyuşmazlık ve Newsweek tarafından belirtildiği gibi zevek aşkından
dolayı Batıda kadınlar tarafından boşanma davaları bir yana, orada vaki olan ve vaki
olmakta olan ve kocanın licentiousness’endan dolayı vaki olan vakaların sayısı Doğudaki
benzeri vakialardan çok daha fazladır.
Boşanmak Hakkı
Anti-İslami unsurlar tarafından yapılan propagandanın değerini kolayca tahmin
edebilirsin. İslamın boşanmak hakkını, kadının özgür iradesini, hiçbir arzu ve özleme
sahip olabileceğini tanımadığı için boşanma hakkının sadece erkeğe veriildiğini iddia
ederler. Onların İslamın kadınları cansız nesneler kategorisine dahil ettiğini, canlı
insanlar--------- söylerler. Bundan dolayı erkeğe kadın üzerinde mülkiyet hakkı
vermiştir. Tabiatıyla bu tür haklar azat hakkını da içerir.
Biz İslam aile hukukunun erkeğin efendiliği, kadınında köleliği üzerine
kurulmadığını açıkladık. İslamın felsefesi çok ince ve bu yazarların anlayacağı seviyeden
çok yüksektir. İlahi ilhamla islam aile sisteminin structurene ve temelinin esasını
kavramıştır. İlim İslamın 14 asır önce açtığı sırları daha yeni açıyor.
Judical divorce
Mahkeme kararıyla boşanma evlilik birliğinin koca tarafından değilde hakim
tarafından sona erdirilmesini ifade eder. ülkelerin büyük bir çoğunda boşanmayı ve elilik
birliğini sona erdirmeye sadece mahkemeler yetkilidir. Bu sisteme göre her boşanma
mahkeme kararıyla boşanmadır. ?????????????
Şimdi de İslam açasından yargıcın boşamaya karar verme veya bazı durumlarda
ne kadar da istisnai olsa da boşanmaya karar verme hakkına sahip olup olmadığını
açıklayalım.
Boşanma, hanımıyla olan ilişkisinin normal seyrinde devam etmesi için verilmiş,
erkeğin tabii hakkıdır. Normal olarak, hanımıyla yaşamak isterse, kendisine ait olan
23
bütün hakları bir darafa bırakarak, ona şefkatle muamele etmeli. Koca eğer düzgün bir
şekilde hanımıyla yaşamayı imkansız görürüse, bütün üzerine düşenleri yerine getirerek
ayrılır. Onun haklarının yanında ?????????????. Yüce Kuran şunları beyan eder:
“?????????????” (2:236)
Fakat evlilik hayatının normal seyrinde devam edemeyeceği durumlar olabileceği
gibi eşiyle birlikte mutlu bir şekilde yaşamayı istemediği gibi onu boşamayı da kabul
etmeyen erkekler de olabilir.
Tabii boşanmanormal seyrinde devam eden tabii çocuk doğumuna
benzetilebilir. ??????????
Deatlocks-çıkmaz-çözülemeyen problemler
Bazı çıkmazlar evlilik ve boşanma meselesine özgü değildir. Bu çıkmazlar mali
problemlerle ilgili alanlarda da çıkabilir. Biz önce İslamın bu sahalardaki çıkmazlarla
nasıl üstesinden geldiğine bakalım. Onları ortadan kaldırdı mı, yoksa tedavizi olgu olarak
kabul mü etti?
İki kişi düşün.. miras veya başka bir şekilde mücevvher, yüzük, araç veya tablo
gibi bölünmez bir şeye malik oluyorlar ve onlardan hiç birisi onu beraber ve sırayla
kullanmayı istemediği gibi kendi hissesini diğer ortağına satmaya da hazır değil ve hiçbir
formül üzerinde de uzlaşamıyorlar. Bu madde, diğerinin izni olmadan
kullanamadıklarından dolayı bu madde israf oluyor. Bu durumda yapılaması gereken
nedir? Böyle bir açmazdan İslamın çıkış yolu varmıdır?
İslam hukuku bu tür meseleleri çözülemez olarak düşünmez ve sahipliğin her
hangi bir malın istifade edilmemesine gödürebileceğini kabul etmez. bu türvakalara
müdahale ve her şey yerliy yerine koyması için mahkemeleri izin verir. Hüküm verilmek
için meselenin arzedilmesini ilgili taraflar kabul etmeseler bile, mahkeme söz konusu
malın kiraya verilmesini yada satılmasını emredebilir. Elbette ki kira veya satış ücrdi
sahipler arasında paylaştırılır, fakat mahkeme onların rızası olsun veya olmasın bu kararı
alabilir.
Bu tür vakalarda, israfı önleme prensibinin karışmasından dolayı mülküyet hakkı
göz önünde bulundurulmaz. ??????????
Elmas, kılıç veya benzeri bir şeye sahip olan iki kişi düşün... onlardan hiç birisi
kendi hakkını başkasına satmak istemiyor, fakat ikiye bölüp kendi haklarını almak üzere
anlaşıyorlar. Gerçekten de elmas, kılıç veya araba parçalara ayrıldığı zaman kullanışsız
olur ve değerini kaybeder. İslam böyle bir israfa müsaade etmez.....
25