You are on page 1of 10

q azafi'nin JlfıfaJt Pefsefesi ve Pi[ozoffarın

CEt~isi

Mevlüt ALBA YRAK*


Ebu Hamid Muhammed el-Gazali (v. llll)'ye göre (insan) eylemleri kolaylıkla ortaya çıkar'' 4. Ona göre akıl
ahlak, tasavvıı.fun önemli bir alanıdır. Bir çok sufi ile bir- ve din açısından övülen ve güzel sayılan işler bu meleke-
likte .de tasavvuf ile iyi davranış biçimini özdeşleştirir. den meydana gelirse, buna güzel alılak, kötü işler mey-
Ona göre bir kimse, senin davranışından dalıa güzel bir dana gelirse, ona da çirkin alılak denir.
davranış sergiliyorsa, o kişi tasavvufta da sttnden dalıa
Gazali, ne{iste yerleşmiş bir melekedirf cümlesini
iyidir•. Böyle bir kabul, bu ahlak felsefesinin ' tamamen
"iıısanda iyilik yapınanın özellik (fıtrat) haline gel nıiş
dinsel temelli olup alınadığı sorusunu tartışma konusu
,olması;, şeklinde açıkla,maktadır. Bu anlamda ona göre,
yapmaktadır. Bu noktadan lıareketle çalışmanın temel
iyi ve güzel işler, bunları yapmaya güç yetirmek, iyiyi ve
aınacı, Gazali'nin tasavvuf sisteminin önemli bir parçası
kötüyü bilmek ve güzel veya çj.rkinden birini yapmayı
olan ahlak2 anlayışını ortaya koymak ve bunun yanı sıra
kolaylaştıımak5, ahlaki davranışı gerçekleştirmek için bir
onun hangi kaynaklardan bestendiğini araştınnaktır.
bütün oluşturmaktadır.
Bunun için öncelikle Gazati'nin alılak felsefesini incele-
yerek bu felsefenin temel kavramlanndan akıL ruh-nef- Bu ıasnife
göre. bu dört maddeden her hangi biri tek
s_'le ilgili düşüncelerini ve kaynaklarını tartışmaya çalışa­ başına ahiakın karşılığı değildir.
Ona göre o ne yalnızca
cağız. Son olarak Gazali'de ahlaki pratikterin sonuçlamu bir eylem ne de yalnızca bir bilgiden ibarettir. Bu
göstermeye çalışırken filozofların konuya yaklaşınuna da anlayışıyla Gazali, Sokrates (468-400)'in bilgi erdemdir

dikkat çekeceğiz. görüşünü tek başına kabul etmemektedir.

A) AHLAK NEDİR? Gazali. ahlak'ın tanınunı verdikten sonra bu alanın.


dalıa önce Miskeveylı (v.l030)'de görüldüğü gibi ruhun
Gazali. İslam filozoflan gibi ilimleri teorik ve pratik
bilgisi. ~cü ve özellikleriyle başlaması6 gerektiğini
olmak ÜZere ikiye ayırır. Ona göre de pratik ilinılerin bi-
kabul eder. Gazali. kendinden onceki düşünürlerde
rincisi. alılaktır. Bu ilim, ruhun bilgisi, gücü ve ,özellik- görüldüğü gibi, ruhun tek ve karnil bir cevlıer olduğunu
lerinden balıseder. Bu bilgi, Kur'an'ın iddia ettiği gibi
söyler ve cevlıerin işinin tezekkür, koruma, düşünıne
(91 :9-10), ruhu teınizlemenin ilk şartıdır ve Tanrı'nın bil-
(tefekkür), iyiyi kötüden ayırma, ınanevi görüşten ibaret
gisi için başlangıçtır. Çünkü "~endini bilen Rabbiıli olduğunu açıklayarak Kusta b. Luka (v.912) ve İbn Sina
biliı''3_
(v.l037)'da bulduğumuz7 şekilde ruh ve nefs arasında bir
Gazali. öncelikle ahlak'ın tarunu üzerinde durınak­ ayırım yapar ve onlara değişik anlamlar verir. Ona göre.
tadır. "Ahlak", diyor Gazali, "nefste yerleşmiş bir
ınelekedir. Ondan her hangi bir fikri zorlama olmaksızın
4. III/1440- 1.
5. lli/1441.
* Yrd. Doç. Dr.. S.D.Ü. İlalıiyat Fakıllıesi 6. Miskeveyh, Ahiokı 0/gun/aşllrma. Çc!v . .-\. Şener-C.Tuııı;-L
L Gazali.. İhya, lll/1439, Neşr.. M. H. Hüseyin. Daru 'I-A.rnbi, tarilısiz. Kayaoğlu. 11-12. KTB: Yay.. İstanbul 1977 ve eserin Arapça ıneuıi
(Bundan sonra sadece cilt sayısı ve ·sayfa numarası veri lecektir). için Tehzib "ul-Ahlak, Yay. Haz. A Kerim Selmaıı, Beyruı 1985.
İhya 'ıuıı Türkçe tercümesi için bk., Alırnet Serdaroğlu, I-IV. Bedir Bundan sonra bu iki yayını y(iskeveyh şeklinde ifade edeceğiz: bir-
Yay.. İstanbul 1977: inci rakam Türkçe. ikinci rakanı ise Arapça esere işaret edecekı.ir.
2. Gazali, el-Munkızu min ed-Data/ (Dal aleıteıı Hidayete). çe\·. Hilmi 7. Kusta b. Luka. K. Farku Be} ne 'r-Rıch ve 'n-Nefs. 83-94. ve İbn Sina.
Güngör, 36, MEB., İstanbul 1994. · Risaletu {in-Nefs ve Bekaiha ve Meadiha. 109-154. lbn Sina
3. Macid, Falıry, Ethical_ Theories In Islam, 195-6, E. J. Brill, Lc:iden Risaleleri 2. Haz. Hilmi Ziya Ülken, İstanbul Üniversitesi Yay.. No.
1991. 552. İbralıinı Horoz Basınıevi. [stanbul 1953.

354 İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, CU.. T: 13, SA YI: 3-4. 2000


.MEVLÜT ALBA YRAK

a)Rulı, kaynağı kalp boşluğu olan latif bir cisimditı. Hayal gücü (tlıe faculty offantasy), velıinı gücü (the
Ontolojik anlamda hayatın kaynağı olan bu ruhtur. estimative faculty), hafıza gücü (conserving faculty), lıa.y­
b)Ruh, bilen, idrale eden Iatif bir şeydir. Tann'nın vanlarda mutelıa.yyile (sensitive iınagination) ve insanlar-
·'deki rul1, Rabbinin emrindedir (17:85) ayetiyle kastettiği da müfekkire (cogitation) gücül4_
bu rulıtur. Bu anlamda ruh, ilairi alem ile irtibatı sağlayan İnsani rulı'un iki gücü vardır: Bilme ve yapma
bir emirdir9. (pratik=aksiyon). Bu her iki güce de akıl adı verilir.
Gazali, nefs'e de iki an)am verir: Bilme gücü. yapma gücünden üstündür. Ancak bu gücün
de üstünde olan ve buna etki yapıp, bunun da onlardan
a)İnsandaki gazap ve şehvet gücü an1amındadır. Bu yararlandığı dalıa. üstün güçler vardır. Bunlar melekler
manayı dalıa. çok tasavvuf ehli kullanır. olup. insani ruhlara bilgi taşımakla görevlidirler. Bilme
b)Rulı'un ikinci anlanu gibidir. İnsanın kendisi, zatı gücü de onlara yöneliktir.
ve hakikati olan latif bir şeydir. Gazali, bu nefsin çeşitli Yapma gücü. insan bedenini harekete geçiren ilk
sıfatlan olduğunu söyler. Bunlan da o. Mutınain,
güçtür. Bilme gücü ise. nazariye {speculation) adı verilen
Levvaıne, emınare nefs şeklinde ayırır. Gazali'ye göre
bir güçtür. Bu güç madde, mekan ve boyut1an ayn
birinci manada nefs, çok kötü, ikinci manada ise iyidir. düşünillebilen gerçekleri idrale ederıs.
Ona göre akıllı olan· nefs, zatıy la kemale enne arzusu
duyarıO.Gazali'nin nefse verdiği bu ikinci anlamı
Gazali'nin alılak felsefesinde bu noktada ala! ve
Platon'da, İslam dünyasında da Miskeveylı'de görmek- önemi ortaya çıkmaktadır. Gazali, Mişkat'ta aklın her
teyiz11. şeyin özüne. sırrına ve gerçeklerine ulaşacağını, . sebep ve
hilanetlerini çözebileceğini ifade etınektedir. Akıl, hem
Gazali rulm. nebati rulı, hayvani rulı ve insaıü rulı başkalarını, hem de kendini idrak ettiği gibi kendi özel-
olmak üzere üçe ayırarak Aristotelesçi-İbn Sinacı çizgide liklerini de idrak eder. Ona göre akıl için uzaklık ve
durmaktadır. Aynı zamanda bu bölümleme K usta b. Luka . yakınlık söz konusu değildir ve duyu organlannın yanıl­
tarafından dayapılmıştırı2. Nebati rulı·un üç gücü vardır:
malarından uzaktır 1 6. Gazali'ye göre akıl saltiplerinin
Doğunıcu güç (el-kuvvet el-müvellide), büyütücü güç
yanılmalanrun sebebi ise, akıllı irisaniann kendi evham
(el-kuvvet el-mürebbiye), besleyici güç (el-ku_vvet el- ve hayalleriyle saplandıkları birtakım inançları , aldın
gaziye). Gazali bu rulı anlayışını kabul etınekle, rulıun ilk hükmü sayınalaruıdan kaynaklarımaktadır. Bu nedenle
basaınağını fizik aleme bağlaınakta, böylece esas ruh ile aklın. vehim ve lıa.yal perdesinden 1.'1ll1Ulduğu zaınan
fizik dünya ilişkisini ortaya koymaktadır 1 ·3. yanılması söz konusu değildirl 7 . Diğer bir ifadeyle
Hayvani rulı'un ise iki gücü vardır: Hareket gücü (el- Gazilli'ye göre, aldın ilalıi sıfatlarla ilgili araştınnasında
kuvvet el-muharrike) ve kavrayıcı güç (müdrike). yarulmasında bir gariplik yoktur. Burada garip olan filo-
Birincisi de ikiye aynlır: Harekete sevk edici anlarnında­ zoflarm kendi delillerine hayran olmaları ve bu şeyleri
ki itici güç ve lıa.reketi doğrudan yapan ve faif anlamın­ kesin olarak bildiklerini sanınalandır 1 & . Bunun uzantısı
daki muhanik güçtür. Birinci güç de ikiye aynlır. Şehvet olarak da aklın metafızik alanda başansız olduğunun
gücü (faculty of desire) ve gazap gücü (faculty of ager). farkına varılmaınasıdır.
Kavmyıcı güç de ikiye ayrılır: Zalıir (e>.ternal) ve Gazali, akıl kelimesinin yanı sıra kalp ve nefs
baun (internal) güçler. Birincisi beş duyudur. İkincisi de kelimelerine de ayn bir önem verir ve bu üç kelimeyi aynı
dört !asma ayrılmakta ve düşünme gücüyle beş olmak- anlamda kullanır. Ona göre insan., kalbi bildiği zaman
tadır.
nefsini. nefsini bildiği zaman da Rabbini bilir19 .
8. Ill/1350. Aynca. bkz .. Kusta b. Luka, Farku Beyne·r-Ruh ve'n-Nefs, Gazali'nin akıl anlayışına geçmeden önce aynı anlamı
83 vd.
verdiği kalp kavramına dikkat çekmemiz gerekmektedir.
9. 111!135 ı.
10. IH/1351.: Talıafut. 169. Ona göre kalp kavramının iki arilaını vardır. BirinCisi.
11. Platon, Devlet, Çev. S. Eyüboğlu-M. A. Cimcoz, Dördüncü Kitap, canlılığın kaynağı olan çaın kozalağı şeklindeki et
( 169-211), Remzi Kitabevi, İstanbul 1958.; Miskeveyh, 22/13-14.
12. Aristoteles, Ruh Üzerine (De .~ma), Çev. Zeki ÖZcan, 82vd., Alfa 14. lll/1354-5.; Talıafut, 19/-199.
yay., İstanbul 2000.; Kusta b. Luka, A. g. r.; İbn Sina, Risale Fi"n- 15. Tahafııt, 199.
Ne(s ve Bakaiha ı•e ıl,/eadiha, 115-117. İbn Sina.'ıun ruh tasnifinin 16. Gazali. Mishkat al-.4nwar. Tms. W. H. T. Gairdner, 83vd.. Lalıore,
bulunabileceği Türkçe çalışmalar, Hilmi Ziya Ülken. İslam tarilısiz.
Felsefesi. Ka}'nakları ve Etkileri, I 16-119. Cem Yay., İstanbul 17. A. g. e .. 90.
19993.; Ali Durusoy, İbn Sina Felsefesinde İnsan ve Alemdeki Ye1i. 18. Gazali, Taha[itt al-Falast(ah (/ncoherence of The Philasaphers~.
85-161 MÜİFV, Yay. istanbul 1993.: Trns. S. Alımed K.aınalı. 152. Lahore 1963.
13. S. Hayri Bo1ay, A. g. e., 224-6. 19. lll/1348.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 13, NO: 3-4, 2000 355


. GAZALI'NIN AHLAK FELSEFESi VE FİLOZOFLARlN ETKİSİ

parçasıdır. İkinci anlam ise, insanda anlayan, bilen, arif Gazali'nin episteroolojisinde önenıli bir yer tutmaktadır.
olan şey karşılığıdır. Gazali bu tasnifle ilgili olarak akla 4) Akıl, bütün işlerin sonucunu anlama gücüne sahip-
da iki anlam verir. Birincisi eşyanın bakikatini bilrnekten tir. Bu tanıında dikkat çeken, aklın sonuç vermesidir. O,
ibaret olan akıl, ikincisi ise, ilimleri anlayan, kalbin kendi aklın son meyvesidir. Bu akıl, üçüncü akılla birlikte
anlamıdır. Gazali'ye göre Kur'an ve sünnet'te kalp kesbi, yani kazanılan bir akıldır2 s . Bu akıl, filozoflarm
kavranu, eşyanın bakikatini bilmesinin karşılığı olarak ifadesiyle, akl-ı miistefat'tır.
kullamlmaktactırıo. Gazali, kalbin kuvvetlerinin
Gazali, bu sınıflandırmada filozoflan zikretıneksizin.,
sınıflandırılmasında, adeta aklın kuvvetlerinin sııuflandır­
masım yapmaktadır. · Ona göre kalbin birinci kuvveti.
ayetlere. çoğunlukla da hadisiere
bu bilgileri
dayandırarak
kendine ait yonınılar olarak sunmaktadır.
ınuharrik ve teşvik edici olmasıdır. O, faydalı şeyleri elde
etmek için teşvik ve talırik eder, ya da zararlı şeyleri Bu dunını, onun felsefeyi islaınileştirdiği şeklinde
ortadan kaldırmaya çalışır. Gazali, bu kuvvetleri irade yorumlanınaktadır29. Ancak, Gazari'nin Tann'nın ilk
yarattığı akıl'dır. hadisini İhya'da '·aklın şerefi"
kavramıyla ifade ediyor. İkincisi ise, arzulan yerine
getirrnek için organlan doğrudan harekete geçiren bölümünde zikr etmesi. onu, Yeni-Eflatuncu çağrı şunlar­
kuvvettir. Üçüncüsü, eşyayı tarif edip, anlayan ve idrak dan kurtarmamaktadır. Çünkü bu felsefede akıL
eden kuvvettir. Bunlara ilim ve idrak de denir. İdrak Tann'dan feyz ve suctur yoluyla çıkan ilk varlıktır. Buna
kuvvetini de dışsal ve içsel olmak üzere ikiye ayınrıı. göre akıl, Tann'nın teınsilcisi ve Resulüdür30_ Ayru şe­
kilde İbn Sina da Tanrı'dan ilk suctur edenin akıl
Gazali akıl kavramını, kalp kavranundan dalıa geniş olduğunu söyledikten sonr~ "Tanrı'nın ilk yarattığı
olarak ele alır. Onun akıl konusunda dikkat çeken nokta- akıl"dır hadisini zikreder3 1• Ancak İbn Sina' nın sis-
lanndan en önemlisi, aklın derecelerinden balısederken tenriyle Yeni-Eflatuncu suctur anlayışı arasında fark
filozofların taksimini takip etmiş olmasıdır. O, sırayla şu
vardır. Gaz3.ıi'ye göre akil, Tanrı tarafındanyaratılmakta,
dÖrt tarunu vermektedir. · Yeni-Eflatunculukta ise Tanrı'dan suctur yoluyla habersiz
1) Akıl, insanı diğer canlılardan ayıran bir özelliktir22. olarak taşmaktadır. Diğer bir fark da, bu yaratılmış akıL
Diğer bir ifadeyle bu akıl, bizi hayvanlardan ayıran ve - Tann tarafından insanın ödüllendirilmesine veya ceza-
teorik bilimlerin ortaya Çıkmasııu mümkün kılan akıldır. landınlınasına sebep olmaktadır32. Yeni-Eflatunculuktan
Bu Farabi (v. 950) ve İbn Sina (1037)'nın heyu/ani akıl, bu noktalarda aynlan Gazali, İbn Sina 'nın anlay ışıyla
de.dikleri şeydir23. örtüşmektedir. Çünkü İbn Sina da peygamberin söylediği
gibi Tanrı bu akılla ''ödüllendimıekte ve onunla ceza-
2) · Mfuneyyiz bir çocuğıın, caiz olan şeyleri caiz,
landımlaktadır"33 görüşüne katılınakla ve genel sistemi
mubal olan şeyleri mulıal olarak ·bilmesidir. Bu tarum, .
birinci tanınun en yakın dalıdır24 . Söz konusu bilgileri içinde yaratınayı kabul etmektedir.
elde eden akıl, filozofların diliyle, fı.il derecesindeki (el- "Gerçek akıldan beni uzaklaştırmaması için Tarınya
akl bi'l-fiil) aklın derecesidir. Bu akıl, şeylerin idrakiyle sığınırım'.'34, diyen Gazali, dinin akılla açıklık
kazanılmış bilgilerin aracılığıyla fiillıaline geçer25. kazanacağım belirtiyor ve bu durumu şöyle ifade ediyor:
"Peygamberin haber verdiği konularda onu tasdik eden
3) Akıl, tecrübe yoluyla elde edilen ilin1dir. Tecrübe
şey akıldır"35. Ancak buradan aklı tek başına bilici ve
dünyası zengin olana akıllı denir. Bu tanııu, birinci ve
yapıcı bir güç olduğu sonucu çıkarılabilir mi? Diğer bir
ikinci tanımların dalıdır26. Gazali'nin akıl ile tecrübe
ifadeyle akıl bağımsız bir güce sahip ınidir? Gazali bu
arasında ilişki kurması dikkat çekicidir. Tecrübe yoluyla
sorulara "hayır" diyecektir. Ona göre sırf akla uyup,
elde edilen şeylerin bilgisini kullanmak, aklın işlevini
onunla yetinen, dinin nuroyla görmeye çalışmayan, doğru
yerine getirmek demektir. Aklın duyu organıarım kullan-.
yolu bulamaz. Akıl ve dini birleştirmek, kaosun orta~an
ması, onların getirdikleriyle değerlendinne yapması27,
kaldınlması ve başanya ulaşmak için zorunludur. Ancak

20. III/1350-52. 28. l/146.


21. Ill/1354-5. 29. Necip. Taylan. Gazali 'nin Dılşılnce Sisıeminin Temelleri, 79;
22. 1/145. l'v!ÜİFV:, İstanbul 1989.
23. İbn Sina, U}~tn 'ul-Hikme, 42-3, Tah. Abdurraluııan Bedevi, Lübnan 30. T. J. Boer, ".4kıf' Mad. MEBİA., İstanbul 1970.
1980. 31. İbn· Sina, Risaletı1'n Nefs'den naklen İ. H. İzmirli, İslamda Felsefe
24. 1/146. Akımlan, Haz. N. Alırnet Özalp, 151, Kitabevi, İstanbul 1997.
25. Farabi, el-Medinetu'l-Fazıla, Çev. Alunet Arslan, 57-8, Ankara 32. 1/141.
1990. 33. İbn Sina, Risaletu ·n-Nefs, Aynı Yer.
26. 1/140, 146. 34. Gazali, İnkadda Orta Yol. Çev. Kemal Işık. 129/ 177, Arıkara 1971 .
27. Mışkat.. 46. 35. A. g. e., 7/2.

356 İSLAM ARAŞTIRMALAR DERGiSi, CİLT: 13, SA YI: 3-4. 2000


lviEVLÜT ALBA YRAK

bu ilişki Gazali' de tek bir noktadan hareket edilerek Gazali'nin akıl-din ilişkis4tde öncelik ve sonralık
kurulmaz. ilişki karşılıklıdır. Gazali'nin ifadesiyle derecesinin yaru sua aklın sınınru anlamak açısından
söylersek Kur' an'ın nuroyla yetinerek akıldan yüz insan ruhunun derecelerinden bahseder. Ona göre parlak
çeviren kimse. gözlerini yumarak güneş ışığına yönelen . (lurninous) insan ruhunun derecelerini bilirs~k
kimse gibidir. Ona göre din ile akıl bir aradadır ve ışık Kut'an'daki ışık (rnişkat) ayetlerinin sembollerini çöze-
üzerine ışıktır36. biliriz. İbn Sina da aklın derecelerinden balısederken
" mişkat" kavramı.run, birinci akla işaret olduğunu ifade ·
Burada bir öncelik t~ak gerekirse bu öncelik kime
ait olacaktır. Gazali'nin bütün metinlerini etmektedir. Bu kavram, Gazali' deki gibi salt bilme
incelediğimizde her ikisinin de öne geçtiği metinler bula-
yeteneğine işaret etınekted.iJ4°. Gazali ' nin ele aldığı insan
ruhunun bu derecelerinden beşincisi olan Peygamberlik
biliriz. Mesela "Aklın en büyük hikmeti (el-lıikmetu ' l­
kubra)", diyor Gazali, "Tann'yı, onun fiilierini ve ruh (transcendental prophetic spirit)'u. aklın ötesinde de
evrenindeki hikmeti bilmektir"37. Bu metinde ilk bazı güçlerin olduğunu vurgulamaktadır. Ona göre akıl
aleminde duran kimse için, aklın da ötesinde, akla görlin-
zikredilen akıldır ve dinden öncedir. Burada şöyle bir
meyen şeylerin göründüğü bir makam vardır" ı.
soru sorabiliriz. Aklın dinden önce geldiğini belirleyen
akıl mıdır, yoksa din midir?. Akıl kendi kendine bu.n'un Gazali, bu noktada aklı sınırlandınp ruhu akıl ötesi
farkındaysa elinin büiün değerlendirmelerini de yapabile- alana nüfuz ettinnesiyle dikkat çelanekted.iJ42. Ancak
cek güçtedir demektir. Ancak ·akıl belli bir yere kadar Gazali, bu sonuca ulaşmaqan önce şöyle demektedir:
gitme gücüne saltipse ve o gittiği yerin, mesela x, nereye " Akıl, ma'kulatı (concepts) idrak eder. Kavramların sonlu
kadar olduğunu biliyorsa, o zaman "gidebildiği" yer olması di.işi.ini.ilemez. Akıl'da sonsuzu idrak etme gücü
herkesçe farklılık gösterecek ve bu yerler, "bireylerin" vardır''43_ Gazali ' ye göre akıl, bir şeyi bilir, bildiğini bilir,
duruınlanna göre değişecektir. Aynı zamanda bilinen yer, bildiğiyle bildiğini bilir. Aklın bilme gücü potansiyel
kendisinin· üstündeki yerin de bilgisini içinde banndır­ olarak bir sınırda dunnadan sonsuza ııza.ru.r44. Burada ·
maktadır. Bu sınırsızca devam edip gidecektir. Ancak çelişki gibi görünen iki sonucu uzlaştırrna yolu, bir bakı­
Gazali 'ye göre aklın söz söyleyemeyeceği bir sınır mutla- ma peygamberlik rulmyla gerçekleştirilmek istenmekte-
ka var olacaktır. Mesela ibadetler konusunda aklın söz dir. Bu ise fılozofların, mutluluk konusunda "Taİın'ya
söyleyecek güci.i yoktur3 8 . Gazali problemeburada fayda yaklaşanlar" dedikleri kimselerin bilme gücünden başka
açısından bakınaktadır: "Aklın faydası ve işi, bize bu bir şey değiJcf.ii45. Diğer bir ifadeyle aklın bilme güci.i,
lıususu bildinnek, nübüvveti tasdike delalette bulunmak. peygamberler ya da filozoflar vasıtasıyla Noumen ale-
kendisinin nübüvvet gözüyle idrak edemediğini kabul minde de devam etmektedir.
etmektir. O bizi elirnizden tutar ve bizi körlerin, kendi- Gazali'nin, buraya kadar akıl ve ruh açıklamalarında
lerini götürecek kimselere şaşınp kalııuş hastalann, ınüş­ dine bağlı kaldığını ifade etmesine rağmen, bu konuda
fik doktorlara teslimi gibi ni.ibüvvete teslim eöer. Aklın eklektik olduğunu. yani Yeni-Eflatunculardan ve
hudut ve sahası buraya kadardır, bundan sonrakilere Meşşailerden, özellikle İbn Sina'dan aldığı görüşlerin bir
kanşmaz, sadece doktorun bize söylediğini bize iletir''39. sentezini yaptığını söy leyebilirit6.
Bu iktihastan da anlaşılacağı gibi, öncelik akıldadır. Bu açıklamalar ışığında Gazali'ye göre alılakın kay-
Kendi önceliğiili fark etmesine rağmen akıl, bu önceliği nağı sorusunun cevabı hala açık değildir. Ona göre,
kendi eliyle eline teslim eder. Çünkü akıl, bizzat kendisi " alllak ilmi çok geniştir ve din onun aynntılarında son
dinin rehberliğine muhtaç olduğunu bilmektedir. Ancak derece ileri gitmiştir. Ahlakı eğitmenin yolu, bütün
bu muhtaç olma, onu dinin karşısında küçük di.işüri.ici.i işlerde elinin kanunianna uymakla mümkündür... ve insan
anlamında değil, birliktelik anlamındadır. Burada prob- dini taklit ederek adım atrnalıdır''47. Gazali'nin buradaki
lem gibi görünen durumu, evrendeki mevcut ilkelerin bir- ~ndişesi pratikten kaynaklanmaktadır. Bu açıdan ilk
birleriyle olan ilişkisine benzeterek çöziimleyebiliriz. Bu adım, dinden başlar. Ancak temeli oluşturan bu din, tak-
ise G~i'nin günümüz düşüncesine, özellikle evrende
her şeyin birbiriyle ilişkili ve bağlı olduğu düşüncesini 40. Ayrıntılı hilgi için bkz., Ali Dunısoy, A g. e., 141.
41. Mışkat, 146-7.
savunanlara, ışık tutacak bir yaklaşım olarak değer­
42. Necip Taylan, A. g. e., 76.
lendirilebilir. 43. 1\-lışkat 88.
44. Mışkat, 89.
36. A g. e., 7-8n. 45. Miskeveyh. A g.e .. 153/ 147.
37. fV/2260. 46. Mahmut Kasım, Fi'n-Ne(si ve '1- aklli{elasi(etillğrik ve 'i-islam, 22,
38. El-Munkız, 82. Kalıire l969' dan naklen Necip Taylan, A. g. e., 83
39. A. g. e., 83. 47. Tahafut, 233.

JOURNAL OF ISLA}..fiC RESEARCH, VOL: 13, NO: 3-4, 2000 357


GAZALI'NIN AHLAK FELSEFESI VE F!LOZOFLARIN ETKiSI

litle başlasa da ilirnle geliştirilınelidir. Bu kabul, bir bakı­ İnsan bu durumdan kurtulmak için melekut alemine sefer
ma elinin akılla, aklın dinle karşılıklı ilişkisi anlamına etmeyip, şahadet aleminin düşük seviyesinde kalırsa, o
gelmektedir. Nitekim ona göre, "kendinde ilim ve erdem lıayvandırs6. Gerçeğin melekut aleminde olduğu düşünce­
bakınundan eksiklik bulunan kimse helak olmuştur. si, ilk olarak Platon'da geçmektedir. Gazali'ye göre de
Alılak ve akli erdemleri kendinde toplayan kişi, arif ve şahadet alemi, melekut aleminin bir örneğidir57. İnsanın
abid'dir''4&. Akıl temelli ahiakın temsilcilerinden Tanrı'ya ulaşma yolunda bu dünyayı temel almasındaki
Miskeveyh de ahlaki eğitime dinle başlanması gerektiği­ amaç budurss. Şayet iki alem arasında her lwıgi bir ilişki
ni savu.nur49. Miskeveylı için asıl olan, buradaki dinsel olmasaydı, birinden diğerine yükselrnek düşünülemezdi.
ilkelerin doğru anlaşilmasıdır. Bu doğru anlaşılma, onun Tann, şahadet alemini, melekut alemi için denge olarak
alalia uyum içinde olması demektir. Bu benzerliğe rağ­ koymuştur. Bu alemde olan her şey, o alemden bir örnek-
men Gazali, bu noktada filozoflan hedef alarak, "entelek- tir. Bazen bir tek şey, bazen de şahadet aleminden bir çok
tüel olan fakat ahlakı olmayan kişi fasık (unreligious şey melekut aleminden yalmz bir şeyin örneği olabilir.
scholar)'d.ır''SO, der. Ancak Gazali, bu noktada katı Bir şeyin örnek olabilmesi için aslına biraz olsun ben-
değildir. Ona göre bu olumsuz dıırum. filozofun ilim zemesi, aslına uygun olması gerekirS9. Günümüz
·sahibi olmasından dolayı uzun sünnez. Çünkü onun nefsi. · düşünürlerinden M. Sait Şeyh, Gazali' nin varlıklar ale-
ilimle olgunlaşmış, fakat bedensel arızalar onu kirlet- ıninde ruhun yerini tayin ederken Neo-Platonistlerin dili-
miştir. Rulı cevherinin aksine bu kirlilik, Gazali'ye göre ni kullandığı.nı, söylemektedir. Onun alemi melekut,
geçicidirsı. alemi ceberut ve alemi mülk ve şehadet şeklindeki .koz-
Gazali'nin bu uzlaşı ifadelerine rağmen, . :fJ!ozoflan molojik üçlemesL külli akıl, kilili nefs ve madde şeklin­
eleştiride devam etmesinin sebebi nedir? "Bizim onlann deki Plotinus'un üçlemesine paralellik arz edeı:OO.
görüşlerine itiraz etmemizin sebebi", diyor Gazali. " bu B) AHLAKi ERDElVILER
kpnulan dinin otoriteleriyle bilemeyeceğiınizi .
Gazali'ye göre güzel ahlak, hikmetin kemali. gazap ve
sÖylemeleri ve soyut akılla bilme iddialandır''52.
şehvet güçlerinin orta yolda olup akla ve ~ne bağlı
Gazali'nin bu söylemi, elinin geçerliliğini ve onun mutlak olmasıyla gerçekleşir. Orta yol ise iki şekilde gerçekleşir:
hakikat olduğunu vurgulamak istemesinden kaynaklan-
!)Tanrı 'mn lütfettiği peygamberlerde ortaya çıkan
ır(aktadır. Ancak Gazali yine de nispeten ılımlıdır. Oliver
Leaman'ı.n da ifade ettiği gibi, "felsefenin değeri ve
orta yol.
b~yük ölçüde Yunan filozoflannın öğretisine dayanan 2)Mücahede veriyazetle güzel huylan elde eden kirn-
gonüllülül< karşıtı yaklaşım konusundaki şüplıeciliğine selerde meydana gelen orta yol. Gazali'ye göre elinin
rağmen, Gazali'nin alıl~ karşısındaki felsefi tutunıa , kabul ettiği bütün güzel huy lar, mücahede sayesinde elde
ilişkin yorumlan şaşılacak ölçüde ılımlı olmuştur''53. edili.J6ı.

Gazali, bu ılımlılığıru insanın temel karakteristiğini Gazali'nin orta yol ilkesi, Aristoteles (384-322)'in ana
ortaya koyarken, filozoflann görüşlerini tekrarlamak ilkesi dir. "Erdem bir tür orta olmadır''62, diyen Aristoteles
suretiyle sürdürmektedir. Gazali de insanın hayvanlarla kendinden sonraki bütün ahlak sistemlerine bu düşünce­
melekler arasında kendine has özellikleri olan bir siyle etki euniştir. Aym zamanda Aristoteles, bilme ile
yaratılışa sahip olduğunu kabul ediyor. İnsan beslemnesi orta yol arasında bir ilişki kurarak63, bilme ile ahlak
ve çoğalması bakımından bir nebat, his ve hareket isteği arasındaki bağı devam ettirmektedir. Tahafut'ta bu ilkeyi
bakınundan hayvan, suret ve duruşu bakımından duvar- zikreden64 Gazali, bir badiste bu düşüncey i temellendir-
daki suret gibidir. İnsanın özelliği eşyanın hakikatini meye çalışır: "İşlerin hayırlısı orta olandır''65.
bilmesidir. Miskeveyh'in kabul ettiği şekildeS4 Gaiali de,
bedeni zevklere düşkün olup, bütün gayretlerini hayvan-
56. lvlışkat, 94.
lar gibi yeme-içmeye verenler, hayvanat ufkuna düşerss.
57. Mışkat, 97.
58. V/2616.
48. Talıafut, 233·4. 59. Mışkat, 125-26.
49. Misk.eveyh, A. g. e., 39/29. 6.0. M. Sait Şeyh, Islam Dıişıince Tarihi, Ga,zali Mnd., D/244, ed. M. M.
50. Talıafut, 234. Şerif, Insan Yay., Istanbul 1990.
51. Miskeveyh, A. g. e., 39/29. 61. ill/1449.
52. Talıafut, 234-5. 62. Aristoteles, Nikomahos'a Etik, Çev. Saffet Babür. (ll06b 25) 32,
53. Oliver Le:ıınnn, Ortaçağ Islam Felsefesine Giriş, Çev. Twan Koç, Ayr.ıç Yay., A.nkam 1997.
180, Rey Yay., Kayseri 1992. 63. A. g. e:, (1106b 5) 31.
54. Miskeveyh, A. g. e., 2111.2. 64. Talı:ıfut, 233.
55. ill/1360. 65. IW1448.

358 İSLAMI ARAŞTIRMALAR DERGiS!, CiLT: 13, SAYI:" 3-4, 2000


:MEVLÜT ALBA YRA.K

Gazali, bu noktadan sonra nefsin melekelennden Peygamberlerden sonra bu dört erdenıi kendinde
çıkan erdemierin sınıflandırılmasına gelir. Burada da bulunduranlar, insanlar arasında en yetkin olanlardır. Bu
tamaınenPlaton (427-347), Miskeveyh ve İbn Sina66 gibi kabul ile Gazali, Miskeveyh'in onun da Aristoteles' ten
düşünen Gazali erdemleri dörde ayırır. aldığı mutluluğu yakalayan insaıılar tasnifıne uymaktaclır.

1) İ/im kuvveti. Bundan hikmet doğar. Ona göre hik- Aristoteles'ten hareketle Miskeveyh'de birinci sırada
olaıllan, yaratılıştan iyi ve erdemli kimseler olarak kabul
met, "güzel ahiakın başı", konumundadır.
eder ve bunun Tanrı'nın lütfuna bağlı olduğunu söyler.
2) Gazap kuırveti. İkinci sırada ise filozoflann mertebesine çıkaıılar vardır
3) Şehvet kuvveti. ki, bunlar en makbul zümredir70. Gerçekte erdeınin bir
4) Adalet kuweti. Asıl olan, din ve akılla birlikte Tann vergisi olduğu düşüncesi Platon'un Men on dialo-
şehvet ve gazap kuvvetini kontrol altında tutınaktır. Akıl, gunda geçmektedir: "Erdem ne tabiat vergisidir, ne de
öğrenilebilir. Erdem ona salıip olaıllara bir Taıın vergi-
nasihatçıdır. Adalet kuvveti ise, aklın işaret ettiği şeyi
yerine getiren güçtür. sidir''71. Bu anlatımla bir yönüyle erdem bilgi alınaktan
çıkmakta ve akıl gücü kullanılmadan da mümkün ola-
Gazali'ye gÖre bu dört özellik kirnde bulunursa o, bilmektedir.n Bu anlayışın yukanda söylediklerimizle
mutlak güzel ~ olur. Bu özelliklerden birine salıip çeliştiği söylenebilir. Ancak Gazali "in tezekkür kavramı­
olan kişi, kendinde bulunan bu özellik nedeniyle güzel na verdiği anlarnlara dikkat edilirse, bunun bir çelişki
alılaklı . sayılır. Orta yol ilkesi, bu kuvvetlerin Ililanete
olmadığı görülür. Ona göre tezekkür (lıatırlarna), iki
uygun olması noktasında esastır. Orta yol ilkesinden çeşittir. Birincisi, insaıun kalbinde var olan bir şeyin sure-
hareketle, mesela Gazali, gazap kuvvetinin orta yolda tini daha sonra hatı.rlarnasıdır. İkincisi ise yaratılışta
olmasına şecaat67dediği gibi, Aristoteles de "yiğitlik (fıtrat) insanın kendinde var olan bir şeyi hatırlamasıdır73 .
korkular ve cüretlerle ilgili orta olnıadır''68, der. Gazali'ye Bu ise, erdemin daha önceden ruha öğretildiği şekliyle
göre aluakın esası bu dört ilkedir: Hikın~t, şecaat, iffet ve yüce kişilerde ortaya çıkması demektir. Buna göre Tanrı
adalet vergisi olan erdemin bilgi olmaktan çıkıp, bir lıatırlama
Gazali bu dört erdemi, Aristoteles 'de görülmeyen olduğu fikri Platon'daki şekliyle74 Gazali'de tekrarlan-
ancak ilk olarakMiskeveyh'de görülen şekliyle alt başlık­ maktadır. Bu yönüyle bu erdenıin sonucu, kesbi olarak
lara ayırır. Ona göre akıl kuvvetinin orta yol olmasından elde edilmemekte, Tann 'nın dalıa önce öğrettiği şekilde
şunlar ortaya_çı.kar. ortaya çıkmaktadır. Ahlak'ın "nefste yerleşnıiş bir
meleke" olduğu düşüncesi de göz önünde bulundurulursa,
Hüsnü tedbir, iyi düşünce (cevdetüz-zilm), isabetli
ahiakın ortaya ç:ıkabilmesi için batı.rlamanın gerçekleşe­
görüş, işlerininceliklerini anlamak, kötülüklerin incelik-
ceği şartıann oluşması yeterli olacaktır.
Ierini görmek.
Gazali erdemierin bazı insanlar için Tann vergisi
Şecaatten ise ortaya şu özelikler ortaya çıkar: Kerem,
olduğunu ifade ettikten sonra,diğer bazı insaıılar içinde
cesaret, himmet sahibi, talıaınınül, lıilm, sehat, lıiddeti
mücalıede ile kazanılabileceğini vurgulaınaktadır. Bu bizi
yenmek, ağır başlılık (vakar) ve sevgi. ·
aluakın pratik sonuçlanna götühnektedir. Bunlardan biri,
İffet · ahlakında ise şunlar ortaya çıkar: Cömertlik. ahiakın değişebilirliği ve sosyalliği, diğeri ise bütün bu
utanmak (lıaya), sabır, hoş görürlük, kanaat, şüpheli değerlerin sonucu olarak sevgi felsefesi ve·kurb nazariye-
şeylerden kaçınmak (vera'), yumuşaklık (letafet), zerafet, sidir.
tama' azlığı69_
C) AHLAKIN EGİTİMLE DEGiŞTiRiLMESi
Gazali'ye göre 'bu dört özellikle yetkinlik derecesine
yükselen peygamberdir. Diğer insanlar ona uzaklık ve Gazali, ahiakın eğitim yoluyla değişeceğini savunurıs.
yakınlık konusunda değişirler. Bu dört özellikte peyganı­ İlk İslam ahiak kitabının yazan Miskeveyh'e göre de,
bere yaklaşan kimse Tann 'ya yaklaşmış sayılır. Bu dört Şayet karakter değiştirilebilir değilse, eğitimin, cezanın,
erdemden uzaklaşan kimseler halk arasından uzaklaştırıl­
70. Miskeveyh, A. g. e., 1531143.
malıdır. Çünkü bu tip inSanlar Tann'yla değil, şeytan'la 71. Platoıı, Menan, 99e- 100a
dost olmuşlardır. 72.Ayrıntılı bilgi için bkz., Necdet Durak, Platon ve Farabi .
Felsefesinde Erdem Kavramı, 29, İstanbul Ünv. Sosyal Bilimler
66. Platon, Devlet, IV. Kitap.; İbn Sina, Fi İlm 'il Ahlak, Tis "ıı Resail, Enst, Yayınlaıunamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1995
102 vd, Mısır 1908. 73. 1/148.
67. III/1441-42. 74.Piaton. Phaidon, Suut K. Yetkin-Hamdi R. Atademir, 72e, MEB,
68. Aristoteles, A g. e., (1107a 30) 34. İstanbul 1989.
69. lii/1443. 75. IW1445.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 13, NO: 3-4, 2000 359


GAZALI'NIN AHLAK FELSEFESİ VE FİLOZOFLARIN ETKİSİ

/
dinin, peygamberliğin hiçbir anlamı olmayacaktır. çizgide duran Miskeveyh, insanın sosyal bir varlık
Aslında insanın bir değişim objesi olduğu fikri Platon'da olmasından hareketle uzlet düşüncesine karşıdırSJ.
en geniş şekilde yer almaktadır. "Gördüğü eğitim bir Nitekim Gazali de, İmam Şafi'den bir iktibasla en güzel
insanı nereye yönlendirirse", der Platon, "oraya gider; yolun orta yol olduğu sonucunu çJ.kanr34.
çünkü benzer hep benzerini arar''76. Ancak filozoflarla, D) SEVGi FELSEFESi ve KURB NAZARiYESi
Gazali arasında bu değişebilirlik ilkesi noktasında bir
ayının olduğu düşüncesi dikkat çekmektedir. Gazali'ye Gazali için esas olan sevgidir. Bu sevginin sonu ise
göre, değişebilirliğe rağmen hidayel Tanrı'nın elindedir. Muhabbetullah' tır. Bu ahlakı elde etmenin yolu ise, tıpki
Kendi ifadesiyle söylersek, ·'kalplerin analttan Tanrı'nın Aristoteles'de olduğu gibiS5 bilgiden geçer. Gazali'ye
elindedir. Onu dilediğine, dilediği gibi, dilediği şeyle göre bilgisiz sevgi gerçekleşmez. Çünkü insan bildiğini
açai'11. Ancak yukanda da gördüğümüz gibi erdem, bir sever. Cansız varlıklann sevgiyle vasıflanınası mümkün
yönüyle Platon'da da Tanrı vergisidir. Bu düşüncesiyle değildir. Sevgi, canlı ve anlayışlı .olanların özelliğidir.

Gazali bağımsız değildir. Aynı şekilde Miskeveylı açısın­ İnsanın anladığı, zevk ve rahatlık duyduğu her şey idrak
salıibi için sevimlidir. Zevk alan için sevimlidir, demek,
dan da insarun öZÜnün varlığı Tanrı ' nın iradesine
bağlıdır. Ancak bu bağlılığa ~ğmen, bu özün işlenmesi gönül ona meyleder demektir. Çünkü sevgi gönlün aldığı
şeye meyletınesi demektir&i.
insana ve insan iradesine bağlıdır7 s. Mücahede ve sonml-
luluk açısından bakarsak, her iki düşünür arasında Gazali için mutluJuğıın kaynağı da bilgi ve eylemden
Kur'an'daki "bir Millet kendi durumunu değiştiımedik.çe ibarettir. Ona göre bilgi, insanı taklitten kurtaran kesin
Tarın onların durumlannı değiştirmez" (13: ll)' ilkesi güçtürS7. Diğer bir ifadeyle ilim (scientific knowledge),
gereğince büyük bir farklılık bulmak güç olacaktır. inancın üstündedir, zevk de (mystic e>..-perience) bilginin
üstündediı-ss .
Miskeveylı'in dikkat çektiği üzere79 Gazali de irisan-
lar arasındaki doğal farklılığı ortaya koyar. Gazali'ye · Bu anlamda Gazali, kelamcılann taklit yoluyla öğret­
göre de bu farklılığın iki sebebi vardır: tikleri mezhep görüşlerinin. insanların hakikatleri keşfet­
!)İnsanın doğasındaki yaratılış gücünün varlığı. melerine ve ilmin gerçekleşmesine engel olduğunu vur-
gu1~9. Gazali, insanın yaratılış itibaoyla eşyanın hakika-
Şehvet, gazap ve kibir güçleri gibi.
tini bilmeye yetenekli olduğunu90 ve·ilmin insan fıtrat.ının
: 2)İnsan kendinde olan bir huyunu beğenir ve onu iyi özünü oluşturması gerektiğini ifade eder. Buradaki ilıni
saıhp, onda ısrar eder. Bu ısrar onda iyice yer edince,
salt dinsel bilgi şeklinde almak yanlış olur. Ona göre ilim
buı?.u daha soma söküp atamazso. peşinde koşanlar, her ne kadar ilahi işlerin bilgisini ara-
Gazali'ye göre insanlar kusurlannı bilirlerse, onları ınakla meşgul olmasa da, çöZÜmlenmesinde istekli olduk-
d üzeltmek de kolay laşırs ı. Değişebilirlik açısından. lan problemlerini çözdükleri zaman. bu ilim zevkinin
kusurlan düzeltmede uiletin yeri neresidir? Ahlaki kokusunu alırlar. ''yemin ederim ki", diyor Gazali, ·'her
değişinı noktasında Gazali 'nin mutlak anlamda uzleti ne kadar bilgileri ilaili olan bilgiler kadar üstün değilse
savunduğıınu iddia etmek pek kolay görünmemektedir. de, yine de ilin1 ve marifet olduklan için üstü.Qdürler"9ı.
Çünkü İhya'da uzun uzun tartıştığı "uzletin zararlan" gurada önemli olan bilgidir. Ona göre marifet çoğaldıkça
bölümü incelenirse, Gazali'nin uzlettenyana değil sosyal sevgi de artar. Diğer bir ifadeyle Gazali'de ilim, rubu-
hayattan yana olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür. biyyetin özel niteliklerindendir ve mükemmelliğin son
Bu ise filozoflann temel düşüncelerinden biridir. Mesela sırundır92. Bu söylemiyle Gazali'nin, filozoflan böyle bir
Aristoteles'in de ifade ettiği gibi, kişinin kendi başına değerlendirmenin dışında tutması mümkün görünınemek-
olması, yalnız başına bir hayat sürmesi değil, ailesi, dost-
lan ve diğer insanlar arasında olmasıdır. Çünkü insan 83. Miskeveyh. A. g: e., 122/ 112. insaıılruın tek başianna yaşamalarını
doğal yapısı gereği toplumsal bir varlıktJrS 2 . Aristotelesçi doğru olmadığı görOşiı Platoıı"uıı etkisiyle Farabi'nin "erdemli
şehir''inde de görülOr. El-Medineııı 'l-Fazıla. Çev. Alınıeı Arslan,
69vd., Kültür Bakru1lıAı Yay.. Ankara 1990.
76. Platon, Devlet (425c), 178. 84. IIJI 080.
77. Mışkııı, 78. 85. Aristoleles, A : g: e:, (1109a 26) 38.
78. M. Nasır b. Ömer, "Preliıninary Renıarks On Greek Sources of 86. V/2584.
Muslim Etlıics: Miskawayh 's Experience", 270, The Jvlusliııı 87. Vn61 5.; Macid Faluy. A. g. e., 195.
Quarterly, V. XLI, N. 4, 1997. 88. Mışkaı, 148.
79. Miskeveylı, A. g. e:, 82-3/73. 89. IW1367.
80. UI/1445-46. 90. UI/1369.
81. UI/1460-61. 91. V/2607.
82. Aristoteles, Nikomakos'a Etik, (1097b 8-12) 9-10. 92. V/2623.

360 İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, Cll.T: 13, SA YI: 3-4, 2000


MEVLÜT ALBAYRAK

tedir. Çünkü neticede onlar da ilim dünyasının birer Ancak bir gerçeklik olarak insanların güzellik anlayışı
parçasıdular. Nitekim Gazali'ye göre, ilim sahibi olan daha çok, gözünün güzel gördüğü şeylerle sınırlıdır.
kişi fasık olmaz, böyle bir şey gerçekleşse bile uzun Diğer bir ifadeyle insanlar daha çok şekiliere temayül-
sünnez93 . lüdürler. Gazali'ye göre bu bir yanlış anlanıadır. Zira
Gazali'nin bütün mesajı, hangi çeşit bilgi olursa olsun güzellik, yalruz gözün görmesine bağlı değildir. O. bu
onun sonucunun sevgiye ulaştırmasıdır. İnsanın Tanrı noktadan hareketle güzelliği ikiye ayırınaktadır.
sevgisini gerçekleştirebileceği tek mekan. içinde 1) Hayal ve hissi güzellik. Bu güzellik. şekil ve görün-
yaşadığımız şu dünyadıı94. Bu anlamda insanın sevgiyi tü güzelliğidir. Gazali, bu güzelliği ret etmiyor, ancak
yaratmasının bir çok sebebi vardır. Öncelikle her insan onun için önemli olan ikinci güzelliktir.
için ilk sevilen obje kendi nefsi ve zatıdır. Diğer bir 2) Duyulardan ay n olan içsel güzellik. Gazali 'ye göre
ifadeyle, ben sevgisi dediğimiz şeydir. Gazali üzerine
müslümanlar Ebu Bela'in fiziksel güzelliğini değil ,
çalışmalar yapan çağımız bilim adamlarından Abdul
manevi güzelliğiıli severler. Çünkü fizik güzellik toprak
Halik'in ifadesiyle egoist bir eğilim insanın fıtratında yer- olup gitmiştir. Ona göre sevilen yön, onun sıddık olan
leşmiştir. İç güdüler ve organik ihtiyaçlar bu gerçeğe yönüdür. Gazali'nin bu anlayışı yok olmayan ideler
işaret eder. Ruhunıuz, hayatınuz ya da saf egomuz hiç
anlayışına benzer. Görüntüler yok olurken. onun özünü,
şüphesiz bizim için en sevgili şeylerdir, fakat bunun
erdemini oluşturan özellikler yok olmamakta ve devarn
ötesinde biz, William James (v.l910)'in maddi ve . etmektedir. Burada bu güzelliği idrak eden göz orgaru
toplwnsal kişilikler dediğimiz şeyi de severiz95. Diğer değil, basiret nuru' durıoı. Birinci güzelliği basiret sahip·
yandan kişinin kendi kendini sevmesi demek, varlığuun leri anlarken, ikinci güzelliği hayvanlar bile fark eder.
devamına meyli ve yok olmasına karşı duyduğu nefreti
Güzellikten anlayan için her güzellik sevimlidir.
demektir. Sevilen şey, sevenin haline uygun düşen şey­
di.f96.· Bu anlamda insanın sevebileceği ilk şey insarun Kalp gözü ve hasiret ile idrak edilen batın ve altlak
güzelliği ile baş gözü ile görülen güzellik arasındaki
varlığının sebebi olduğu için Tann' dıı9 . Gazali'ye göre
7

insan kendini, kendi olduğu için değil, Tanrı'run kulu ayırım felsefe tarihinin ilk konulan arasındadır. Güzeli,
felsefi düşüncenin alanına sokan ve onu sistematik bir ·
olduğu için sever. Kendi beninde yok olmuş kimse,
şekilde geliştiren Platon'dur. Platon, güzeli göreli güzel
tevlıid'de yok olmuşttır9s.
ve güzelin kendisi şeklinde bölümlere ay uan ilk filozof-
Gazali'ye göre sevginin ortaya çıkmasının ikinci obje- tur. Dalıa sonra Plotinus (203-270)'da görülen bu ayırım
si, ihsandır. İnsan iyiliklerin kölesidir. İnsan gönlü kendi- Gazali'de de tekrarlanmıştır. Metafizik ·güzellik de
sine iyilik yaparu sever. kötülük yapandan ise uzaklaşır99. denilen bu güzellik anlayışında.dış dünyada gördüğümüz
Bu sevgi ayru zamanda bir çeşit ben sevgisidir. güzellik, mesela güzel bir ağaç, güzel bir kuş, güzel bir
Başkalarını sevıneınizin temelinde, bizimle ilgili işleri kadın vs. güzelin kendisi değil, güzelin bireysel görünüş­
kolaylaştırmalan yatrnaktadırıoo. ·
leridir. Bu görünüşlerin güzelliğini kavrayabilmek için,
Üçüncü sebep ise, bir şeyi zatından dolayı sevmektir. güzelin kendisini tanımak gerekmektedirl03.
Yok oiup bitmeyen gerçek sevgi budur. Bu da güzel olaru Gazali'nin güzellik anlayışı ile Platon'un güzellik
sevmektir. Güzelliği anlayan herkes. güzel olaru sever.
anlayışlan arasmda ciddi farklar görünmemektedir. M.
insarun güzelliği sevmesi de güzelliğin zatındandır. Zira
Çağncı da, Gazali'nin Platon'un güzellik idesine
var olan güzelliği anlamak, zevkin kendisidir. Güzel, sırf
dayandığını, fakat bu düşünceyi marifetullalı'a
güzel olduğu için de sevilir. Gazali 'ye göre güzeli anla-
bağladığını söylemektedirıo.:ı. Ancak Platon'un güzellik
mak da bir zevktir. Tanrı ise güzelliğin wuelidir. Diğer
anlayışının en sonunda tannsal, ideal bir güzellik
bir ifadeyle, "Tanrı gmeldir, güzeli sever ıoı.
anlayışına dayandığını ı os ifade edersek, Gazali' nin
93. Tahafut, 234. ulaştığı sonuç Platon'un ulaştığı sonuçtan farldı görün-
94. V/2616. n~emektedir. Sonuçta G~'ye göre de, Platon'a göre de
95. Alıdul Halik, Islam Dı1şı1ncesi Tarihi, Gazali Md.; Çev. İbrahim
Kalın; II/259, !nsan Yay:; lsı.anbul 1990.
mutlak güzel olan varlık Tanrı'dır.
96. V/2585. insanın bu güzelliği bulması için ona yakın olması
97. Hassan A. Zaroug, "Al-Ghazali's Sıı{ism: A Critica/ .4ppraisaf'.
162, Intellectual Discoıın;e, V. 5, N. 2, InL lslanıic Unv. Malaysia
Press 1997. 102. V/2588-89.
98. V/2637. 103. İsmail Tunal.ı, Esıetik, 142 vd., Remzi Kitabevi, lsı.aııbul 1996.
99. V/2586. 104. Mustafa Çağncı. Islam Düşüncesinde Ahlak. 151. MO!FV. Yay..
100. Abdul Halil<. A g. e .. li/259. istanbul 1989.
101. V/2587-88, 2599. 105. A. g. e., 144.

JOURNAL OF ISLA.MIC RESEARCH, VOL: 13, NO: 3-4, 2000 361


J
GAZALI'NIN AHLAK FELSEFESi VE FİLOZOFLARlN ETKİSİ

gerekmektedir. Bu anlamda "insan Tanrı 'ya en yakın var- Aydın ' ın da ifade ettiği gibi, Stoalıların özgürlük
lıktır" hükmü, hem İslam hem de Y wıan felsefesinden anlayışını hatırlatmaktad.ır' ı o. 1
etkilenmiş olan filozoflarm felsefe anlayışianna uygun-
Dikkat edileceği üzere Gazali'ye göre.. Tanrı ile kul
dur. Bu konuda Gazali, İslam tenninolojisi içinde hareket arasında şekil bakımından değilse de, batıni bir ilişki
etmektedir. Mesela onun Maksad'ı yazmaktaki amacı vardır. Gazali, bu ilişkinin bir kısmıru yazıya dökinenin
"Tanrı 'nın ahlakı ile ahlaklanma" (teballeku bi ahlal<il-
doğru olmadığını bir ~smırun ise gerekli ve doğru
lalı) hadisinin anlam ve önemini açıklamaktır. Kitabın
olduğunu söylüyor. Bunu anlamanın yolu ise kurb
dördüncü bölümünde o, "insanın olgunluğu ve mutluluğu, makarnıdır. Yazılması doğru olanlar ise, insanların da
Tanrı'run alılakı ile aluaklanmasına ve kendi gücü rus-
vasıflarunaları ile emr olunduklan ilahi vasıflardır.
petinde Tanrı ' nın sıfatıanma anlamlan ile mücehlıez "Tanrı' mn alılakı ile alılaklanan" kimselerde övülen, ilalıi
olmasına bağlıd.ır"I06, der.
olan ilim, iyilik, ilısan, hayırda bulunmak, insanlara karşı
Gazali' nin bu hedefi ile filozofların felsefe anlayışlan merhametli olmak...tır. Bunların hepsi insanı Tanrı 'ya
birbirine benzemektedir. Mesela Kindi (v. 873) felsefeyi yaklaştıran özelliklerdir. Fakat yaklaştırınayı mekan ve
şöyle tanımlıyor: "Felsefe, insanın gücü ruspetinde mesafe bakımından değil, vasıflar bakiınından anlamak
Varlığın bakikatini bilmektiJ''I07. Farabi ise, "filozoflann gereklidir. Gazali'ye göre kısa görüşlü bazı kimseler,
yapması gereken hareket kendi kabiliyetine göre "Tanrı Ademi kendi suretinde yarattı" sözünü, duyu
yaratıcıyı taklit etmektir", diyorıos . organları ile görülebilen dışsal bir şekilden ibaret
sayıruşlardır. Gazali'ye göre ene 'I-hak diyecek kadar·
Gazali Tanrı'yla ilgili bu bilginin elde eelilmesinde üç
ileriye gidenler de yanlış yapnuştırı ıı.
merhaleden balıseder.
Tanrı 'ya
l)Tanrı' nın sıfatlarının anlamlarını açık ve seçik Gazali'ye göre giden yol kemal (olgunluk)
ınertebelerinden geçer. Bunlar, bilgide kemal, kuvvette
olarak kavramak. Böyle bir kavrayışa mükaşefe ve müşa­
lıede yoluyla vanlır.
kemal ve özgürlükte kemaldir112. Sonuç olarak insan,
Taiuı ' nın alılakı ile ahlaklandıkça, melekut alemine ait
2)Tann ' nın · sıfatıarını kavrayan Mukarrebıun olduğunu, Tann' nın suretinde yaratıldığını ve kainatın bir
(Tann'ya yakın olanlar), bilineni elde etmeyi arzu eder- niilcrokozmu olduğunu dalıa iy-i anlamaya başlar. Bu
ler. T?nn 'nın büyüklüğünü ·derinden derine duyar ve manevi bir yükseliştir. Bunun sonucunda insan yine insan
onun ahlakı ile aluaklanmak isterler. Şiddetli bir istek olarak kalmakta, yani onun durumunda ontolojik bir
olmadan oigunluk elde edilemez. Arzunun zayıflığı, bilgi değişme olınamaktadırıı 3.
azlığından, şüpheden veya kalbin diğer arzularla doldu-
mlmasından iİeri gelmektedir. Arzunun özü, bilgidir. SONUÇ
Kalp. diğer arzulardan temizlenillee Tanrı 'yı arzu eder ve Biz bu çalışmamızda, Gazali' nin alılakla ilgili bir çok
ona yaklaşmak ister. düşüncesinin Grek fılozoflanna ve İslam fılozoflanna
3)Tanrı ' run ahlakı
ile ahlaklanrna.k, yani onun sıfat­ dayandığı tezini savunarak onun ahlak felsefesinin

larının beşeri gücü ölçüsünde tecellisini sağlamak için değerini düşürmek amacı taşımarnaktayız. Onun ahlak

gerekli faaliyeti göstermek. Bu üç dereceye kısaca bilme. felsefesinde Kur'an'ın ve hadislerinin yerinin önemini
isteme ve yapma dereceleri diyebiliriz. Bu dereceleri görmekle beraber. özellikle ahlak .bitiminde insan
geçen insan, ilahi (veya Rabbani) bir varlık olur ve netisinin tanımlanmasında İslam filozoflanndan et-
Tarnı'ya yaklaşırto9. kilendiği İbn Rüşd (v.. 1198)'ün de ifade ettiği gibi açık­
tır: "Bütün bu anlatılanlarda söz konusu yetiler ve onların
Gazali'ye göre, Tanrı'ya yaklaşan insan, mutluluğu açıklanmasına ilişkin olarak fılozoflann görüşlerinin
kazanmış olur. Çünkü mutluluk, arzulann gücünü kırmak aktanlmasından başka bir şey yoktur. Şu kadar var ki,
ve nefs-i eınrnareyi zayıftatmak suretiyle meleklere ben- Gaıali, bu konuda İbn Sina'yı izlemiştir'' " 4 . Gazali' nin
zemekten ibarettir. İnsan bu şekilde gerçek özgürlüğe
kavuşmuş ·otur: Tanrı'dan başka hiçbir şeye ihtiyacı
ı 10. Melunet Aydın, A. g. m., 311.
olmayan insan tam anlamı ile özgürdür. Bu anlayıŞ, M.
ı 11. V/2600-2.
112. Mışkııt, 134.
106.Melımet Aydın, ''Gazali"nin Kıırb Naz..•·, :·,·sinde Allah 'ın 113. Melunel Ayduı, A. g. m.. 31.1.
Sıfatiarım Anlam ve Onemt', XXII/307-9, Ai" lfJ>. Aıık. 1978. 1 14. İbn Rüşd, Tııtarsızlığın Tııtarsızlığı (Teha{ııı et-Teha{iıt). Çev.
107. Kindi, Felsefi Risaleler, Çev. Mahmut Kaya. 1. iz Yay .. İst:ınbul Kemal Işı k-Mehmet Da~. Il/664. Kırkruıbıır Yay., İstanbul 1998.
1994. Hilmi Ziya Ülkeıı şöyle bir ruıektok vemıektedir: "İbn Sina 'ııııı
108. Oliver Leaın~n. A. g. e., 196. . psikoloji konuswıda Gazali'ye etkisi bOyük oldu. Hatta "Şifa''
109. G:ızali, Maksad, 16- ı Tden Na!<.len Melımet Aydın, A. g. in., 309. Goızali.'yi hasta etti denildi. Çıirıkil Şifa'yı okuduktan sonra Gazali

362 İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERG1S1, CU.T: 13, SA YI: 3-4, 2000


:MEVLÜT ALBA YRAK ·

fılozoflann felsefi ahiakım reddetmediğinin bir işareti de. Meşşailerden yararlarunak. akabinde de onları kendi İsla­
fılozoflann ahiakla ilgili
bilgileri, mutasavvıflardan aldığı mi düşüncesine adapte etmek suretiyle müslüman
şeklindeki iddiasıdırııs_Gazali'nin İslam filozoflanndan, düşünürler için yeni bakış açılan surunuştur. Onun
özellikle Farabi ve İbn Sina'dan öğrendilderini Kur'an ve alılakında aklın dinden sorua geldiğini savurunak yerine,
hadislerle dinsel erdemiere dönüştürdüğült6 görüşünü her ikisinin karşılıklı ilişki içinde olduğıınu söylemek
kabul edersek Gazali'nin felsefe ile ilgili görüşlerinden daluı geçerli görünüyor. Bu söylemiyle de o. çağıınız
hareketle bütün bir felsefeyi yok saymadığı sonucuna açısından bu iki insarıi durumun birlikte ve karşılıklı
ulaşınz. Melunet Aydın'ın da ifadesiyle İbn Sina' nın işbirliği içinde olması gerektiği noktasında, hayatı koro-
psikolojisi, Miskeveyh' in alılakı neredeyse bütünüyle partımanlara ayırmadan yaşanabileceğinin mesajını ver-
İlıya'dadır117 . mesi bakımından da dikkat çeken bir sentezci. bir ihvacı
Gazali Platonik ve Aristotelesci fikirleri kullanmak ve ve bir gelecek bilimcidir.

1
i

•.

1
1
)
.i

kuşkuculuğa katıldı". İslam Felsefesi, kaynaklan ve Etkileri, 125,


Cem Yay., İstanbul 1993.
115. Bkz., 2. Dip not
116. Necip Taylan; A. g. e:, 19.; A. Amin Abdullah, Ghazali and Kanı,
177, TDV., Yay., Ankara 1992.
117. Mehmet Aydın, inanmış A}'dının Problemleri, 54, Mayaş Yay,
Ankara 1983.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 13, NO: 3-4, 2000 363

You might also like