You are on page 1of 8

AKP’NİN EKONOMİK BAŞARI

MİTİ 3-CARİ AÇIK VE DIŞ BORÇ

İ
ktisat ve Toplum dergisinin son iki sayısında yayınlanan yazı-
larımda hem ekonomik büyüme hem de dış ticaret açısından
AKP hükümetinin sanılanın tersine son derece başarısız oldu-
ğunu karşılaştırmalı çalışmalarla göstermiştim. Dış ticaretteki
başarısızlık sabit fiyatlarla hesaplanan (reel) ihracattaki çok ciddi
bir gerilemeyle kendini göstermiştir. Cari fiyatlarla hesaplandığın-
da artan (nominal) ihracat ise gerçek bir ihracat artışını değil, do-
ların 2002 yılından itibaren değer yitirmesiyle birlikte oluşan bir
balonu göstermektedir.
Türkiye’de iktisatçıların en çok tartıştığı ve Türkiye ekonomisinin Turan Subaşat
en büyük zaafı olarak görünen cari açık büyük oranda ticaret açığı İzmir Ekonomi Üniversitesi
tarafından belirlenmektedir. Cari açık ve dış borçtaki son derece Ekonomi Bölümü
hızlı artış AKP hükümetinin belki de en çok eleştirildiği ve kendini turan.subasat@izmirekonomi.edu.tr
savunmakta en çok zorlandığı konulardandır. Gerçekten de son bir-
kaç haftada yaşananlar bile Türkiye ekonomisin zayıflıklarını çar-
pıcı bir biçimde göstermiştir. Amerikan Merkez Bankası (Federal
Reserve) Başkanının tahvil alımlarının durdurulacağını açıklaması-
nın ardından birçok ülke borsalarında ciddi değer kayıpları yaşan-
mış, ulusal paralar değer yitirmiş, faizler ve enflasyon yükselmiştir.
Türkiye, piyasalardaki çalkantılardan en çok etkilenen ülkelerden
birisi olmuştur. Yaşananlar ileride yaşanabileceklerin bir provası
niteliğindedir.
Türkiye’de cari açığın ve dış borcun AKP döneminde son derece
hızlı arttığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Tartışma-
lar daha çok artan cari açık ve dış borcun Türkiye ekonomisi için
büyük bir tehdit oluşturup oluşturmadığı üzerine yapılmaktadır.
Eleştirenler, bu kadar büyük ve hızla artan cari açık ve dış borca da-
yalı bir ekonominin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını, bir gün
mutlaka çökeceğini iddia etmektedirler. Ancak hükümet ve iyimser
iktisatçılar da bu konularda birkaç karşı tartışma yapmaktadır. Bu
tartışmaların büyük bir çoğunluğu propagandaya yönelik olup aka-
demik anlam içermezken iki tanesi ciddiye alınmalıdır.

w w w. i k t i s a t v e t o p l u m . c o m
46 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 47

Bunlardan birincisi cari açığın Türkiye’ye özgü de- zervlerdeki” değişmenin toplamı (-69) “sermaye bilançosuna” eksi (artı) olarak işlenir. Örneğin şe- 1. “Rezervlerde” bir değişim yoksa cari açık ser-
ğil, küresel bir sorun olduğudur. Gerçekten de cari hesabı” ve “net hata ve noksanın” toplamına (69) kil 1A’da rezerv varlıkların -24 olarak işlenmesi maye hesabındaki bir fazlaya eşit olacaktır.
açık 2000’li yıllarda birçok ülkenin karşılaştığı bir mutlak değer olarak eşit olmak zorundadır. Bu ne- aslında rezervlerin 2012 yılında 24 milyar dolar Diyelim ki cari açığın tek belirleyicisi ticaret
sorundur ve cari açığı Türkiye’den daha yüksek denle bu dört kalemin toplamı muhasebe tekniği arttığını göstermektedir. açığı olsun. Bir ülkenin ihracatı 100 milyar do-
olan çok sayıda ülke vardır. Dahası Türkiye cari açısından sıfıra eşit olacaktır. “Ödemeler dengesine” bir ülkenin dış dünya ile larken ithalatı 120 milyar dolar ise bu ülkenin
açığı yüksek olan birçok ülkede görünen finansal Şekil 1B, “cari hesabın” alt birleşenlerini göster- olan tüm ekonomik ilişkilerini kaydetmek, kaçak- dış giderleri dış gelirlerini aşıyor demektir ve
krizden etkilenmemiştir. Bu durum Türkiye’de mektedir: “mal dengesi” (mal ihracat ve ithalatı), çılık, kayıt dışı sermaye hareketleri ve işlemlerde 20 milyar dolarlık bir cari açıktan bahsedilir.
kamu borcunun ulusal gelire oranının son derece “hizmetler dengesi” (turizm ve eğitim gibi hizmet- yapılan hatalar gibi nedenlerle tam olarak mümkün Bu cari açık, ya rezervler kullanılarak, ya da
hızlı bir düşüş göstermesinden kaynaklanmıştır. O lerin ticareti), “gelir dengesi” (yabancı firmaların olmayabilir. Bu durum ödemeler dengesinde bir yurt dışından kaynak ödünç alınarak finanse
halde Türkiye’nin özel bir konumu vardır ve cari kar ve faiz transferleri gibi), ve “cari transferler” eşitsizliğin olmasına neden olacaktır. Bu eşitsizlik edilir. Rezervler kullanılmıyorsa ülkenin cari
açığı yüksek olan diğer ülkelerle karşılaştırılma- (dış yardım ve yurt dışındaki Türk işçilerin gön- diğer verilerden hareketle kolayca hesap edilebilir açığı yurt dışından getirilen kaynaklarla kar-
malıdır. İkinci önemli tartışma ise Türkiye’nin dış derdiği gelirler gibi). Cari hesabın eksi olması cari ve ödemeler dengesine “net hata ve noksan” ola- şılanır ki bu kaynak akışı “sermaye hesabına”
borcu üzerinedir. Türkiye’nin toplam dış borcunda açığın olduğunu gösterir ve cari açık, Türkiye’nin rak kaydedilir. “Net hata ve noksan” eksi ya da artı artı olarak işlenir (Şekil 2A).
ciddi bir artma görülse de, dış borcun ulusal gelire dünya ile olan ekonomik ilişkilerinde, giderlerinin değerler alabilir ve bazen (şekil 1A’da görüleceği 2. Net sermaye girişlerinin cari açıktan doğan
oranında bir düşme söz konusudur. O halde Tür- gelirlerinden yüksek olduğu anlamına gelir. Şekil- gibi 7 milyar dolar gibi) oldukça ciddi boyutlara ihtiyaçtan daha fazla olması durumunda bu ek
kiye artan dış borcunu ödeyebilecek güçtedir ve den görüleceği gibi Türkiye’de cari açığın temel ulaşabilir. kaynaklar rezervlerin arttırılmasında kullanıla-
ortada ciddi bir sorun yoktur. belirleyicisi mal ticareti açığıdır. Bu nedenle tar- bilir. Örneğin cari açık 20 milyar dolarken, ül-
Aşağıdaki hipotetik örnekler konunun anlaşılma-
Bu yazıda özellikle bu iki konu üzerinde durula- tışmalar genellikle ticaret açığı üzerine yoğunlaş- keye giren net sermaye 30 milyar dolarsa, elde
sında yardımcı olacaktır. Konunun daha net anla-
caktır. Sunacağım veriler göstermektedir ki, cari maktadır. Türkiye özellikle turizm gelirleri nede- kalan 10 milyar dolar rezervleri artırır (Şekil
tımı adına “net hata ve noksanın” sıfır olduğu var-
açığın 2000’li yıllarda Türkiye’ye özgü olmayan niyle hizmetler dengesinde ve yurt dışından gelen 2B).
sayılmıştır.
küresel bir sorun olduğu doğru olsa da, Türkiye’de işçi gelirleri nedeniyle de cari transferler dengesin-
cari açık dünyadaki birçok ülkeden çok daha hızlı de fazla vermektedir. Gelir dengesi ise daha çok
nn Şekil 1: Türkiye’de Ödemeler Dengesinin Birleşenleri (2012)
artmıştır. Türkiye ekonomik büyüme ve dış ticaret yabancı firmaların kar ve faiz transferlerini göster-
açısından başarısız olmuş olsa da cari açığını ka- diği için negatiftir.
patacak dış kaynakları bulmakta ciddi bir “başarı” Şekil 1C ise “sermaye hesabının” alt birleşenlerini 1A: Ödemeler dengesi 1B: Cari işlemler hesabı
göstermiştir. Hızla artan cari açığın şu ana kadar 80 30
göstermektedir. “Doğrudan yatırımlar” firmaların 62
ciddi bir sorun yaratmaması konjonktürel bazı fak- 20
yabancı ülkelerde üretime yönelik olarak yaptıkla- 60
10
törlerden kaynaklanmıştır ve ileride ciddi sorunla- rı yatırımlardır. Örneğin bir Japon otomotiv şirketi Mal Dengesi Cari Transferler
40 0
rın yaşanmayacağının garantisi olamaz. olan Toyota Türkiye’de bir fabrika kurar ve üretim Hizmetler
-10 Dengesi Gelir Dengesi
20
Yapılan dış borç tartışması ise Türkiye’nin “ger- yaparsa bu doğrudan yatırım olur. Bazen “sıcak CARİ İŞLEMLER REZERV 7 -20
HESABI
çek dış borcunu” hesapladığımızda ikna edici ol- para” olarak da adlandırılan “portföy yatırımları”, 0 VARLIKLAR
-30
SERMAYE VE NET HATA VE
mamaktadır. Bilindiği gibi “dış borç” bir ülkenin hisse senedi ve borç senetleri gibi finansal yatı- FİNANS HESABI NOKSAN -40
-20
ödünç aldığı kaynakların sadece bir kısmını tem- rımları içerir ve doğrudan üretime yönelik değil- -24 -50
sil etmektedir. Bunun yanında portföy yatırımları dir. Örneğin bir Alman yatırımcı parasını bir Türk -40
-60
-45
ve doğrudan yatırımların hesaba katıldığı “gerçek bankasına yatırırsa, ya da borsadan bir hisse senedi -60 -70
dış borcu” gösteren “uluslararası yatırım pozisyo- alırsa bu portföy yatırımı olur. “Diğer yatırımlar”,
nu” çok farklı bir hikaye anlatmaktadır. Yaptığı- doğrudan ve portföy yatırımları dışında kalan kre-
mız hesaplardan görülecektir ki AKP döneminde diler ve mevduatlar gibi finansal kaynakları içe- 1C: Sermaye ve finans hesabı
Türkiye’nin “gerçek dış borcunun” ulusal gelire rir. Şekil 1C’de görülebileceği gibi Türkiye’de 40

oranı son derece hızlı bir artış göstermiştir. her üç kalem de pozitif değerler almaktadır ki bu 35
Türkiye’ye gelen sermayenin Türkiye’den çıkan 30
CARİ AÇIK NEDİR? sermayeden daha büyük olduğunu gösterir. 25
Konunun uzmanı olmayanlar tarafından daha ko- “Rezerv varlıklar” bir ülkenin merkez bankasın- 20
lay anlaşılması için cari açığın kısaca açıklanması da biriktirilen ve kullanıma hazır dış varlıklardır. 15
yararlı olacaktır. “Cari hesap”, “sermaye ve finans Rezervler para ve kur politikalarını desteklemek,
10
hesabı”1, merkez bankasında tutulan “rezervler” piyasalara güven vermek, döviz cinsi üzerinden
5
ve “net hata ve noksan” bir ülkenin diğer ülke- borçları ödemek, dışsal şoklara karsı gerekli dö-
lerle girdiği tüm ekonomik ilişkilerin kaydedildi- viz likiditesini bulundurmak gibi amaçlara yöne- 0
Dogrudan Yatırım Portfoy Hesabı Diğer Yatırımlar
ği “ödemeler dengesinin” dört temel birleşenidir. lik olarak bulundurulur. Aşağıda açıklanacağı gibi
Şekil 1A’da görüldüğü gibi “cari hesap” ile “re- rezervlerdeki artışlar (azalışlar) “ödemeler dengesi Kaynak: TCMB
48 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 49

3. Ülkede 20 milyar dolarlık cari açık varken 10 gerektirdiğinden daha fazla sermaye girmiş ve bu nn Şekil 3: Türkiye’nin ödemeler dengesi (Milyar Dolar)
milyar dolarlık bir sermaye çıkışı yaşanırsa bu sermaye rezervlerin arttırılmasında kullanılmıştır.
80
rezervleri 30 milyar dolar düşürecektir (Şekil Aynı dönemde net hata ve noksanda da çok ciddi
2C). bir artış görülmektedir. Bu Türkiye’ye kaynağı bi- 60
4. Ülke 20 milyar dolarlık cari fazla verirken aynı linmeyen ciddi boyutlarda sermaye girişi olduğu-
zamanda 10 milyar dolarlık bir sermaye girişi nu göstermektedir. 40
olursa rezervler 30 milyar dolar yükselecektir Şekil 4A cari hesabın ve 4B ise sermeye ve finans
(Şekil 2D). hesabının birleşenlerini göstermektedir. 2002- 20

2012 yılları arasında mal dengesindeki açık cari


0
Burada akılda tutulması gereken şey “cari hesap” açığın bir numaralı belirleyicisiyken “diğer yatı-

1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
ile “rezervlerdeki” değişmenin toplamının “ser- rımlar” kalemi cari açığın finansmanında kullanı- -20
maye hesabı” ve “net hata ve noksanın” toplamına lan ana kaynağı oluşturmuştur.
mutlak değer olarak eşit olmak zorunda olduğudur. Bu dönemde “diğer yatırımların” toplam serma- -40

Şekil 3, Türkiye’nin ödemeler dengesi bilançosun- ye hesabı içindeki payı yüzde 48, doğrudan yatı-
rımların payı yüzde 27 ve portföy yatırımlarının -60
daki değişimleri 1984-2012 yılları arasında gös-
termektedir. Şekilden görüleceği gibi Türkiye’nin payı yüzde 25 olmuştur (Şekil 5A). Ancak cari
-80
cari ve sermaye hesaplarında 2002 yılından açığın finansmanında küresel kriz öncesi ve son-
Cari İşlemler Hesabı Sermaye ve Finans Hesabı Net Hata ve Noksan Rezerv Varlıklar
itibaren ciddi bir kırılma görülmektedir. Yani rasında önemli bazı farklar görülmektedir (Şekil
Türkiye’nin cari açığı büyük oranda yurt dışından 5B). Yaşanan küresel kriz öncesinde (2002-2008) Kaynak: TCMB

getirilen kaynaklar kullanılarak finanse edilmekte- doğrudan yatırımların toplam sermaye hesabı için-
nn Şekil 4: Türkiye’nin cari ve sermaye hesabı birleşenleri (Milyar Dolar)
dir. Rezervlerde de yine ciddi bir artış görülmek- deki payı yüzde 35 iken bu oran kriz sonrasında
tedir. Dolayısıyla 2002-2012 döneminde sermaye (2009-2012) yüzde 18’e inmiştir. Buna karşılık 4A: Cari hesap
kriz öncesinde yüzde 14 olan portföy yatırımları 40
hesabı fazlası cari açıktan mutlak rakamlarla daha
büyüktür. Bir başka deyişle, Türkiye’ye cari açığın payı yüzde 37’ye çıkmış, ve kriz öncesi yüzde 51 20

nn Şekil 2: Ödemeler dengesi bilançosunu açıklayıcı hipotetik örnekler (net hata ve noksanın sıfır olduğu 0

1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
varsayılmıştır)
-20

Şekil 2A Şekil 2B -40


30 40
20 30 -60
20 30
-80
20
10
Cari İşlemler
Hesabı 0 10 -100
0 Cari İşlemler Rezerv
Rezerv Sermaye ve Hesabı Varlıklar Cari İşlemler Hesabı Mal Dengesi Hizmetler Dengesi
Varlıklar Finans Hesabı 0
Sermaye ve Gelir Dengesi Cari Transferler
-10 Finans Hesabı
-10
-10 4B: Sermaye ve finans hesabı
-20 80
-20 -20
-20 70
-30 -30
60
Şekil 2C Şekil 2D 50
40 30
30 20 40
30 20 30
10
20 10 20
Rezerv
Varlıklar 10
10 Sermaye ve 0
Cari İşlemler Cari İşlemler Sermaye ve
Hesabı Finans Hesabı Hesabı Finans Hesabı 0
0 -10
Rezerv
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
Varlıklar -10
-10 -20
-10 -20
-20 -30 Sermaye ve Finans Hesabı Doğrudan Yatırım
-20 -30
-30 -40 Portfoy Hesabı Diğer Yatırımlar
Kaynak: TCMB
50 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 51
Ödünç alınan kaynaklar verimsiz ve spekülatif ya- rımların önemli bir kısmı özelleştirilen firmalar sa-
nn Şekil 5: Sermaye hesabı birleşenleri (%) tırımlarda da kullanılabilir. Kaynakların toplumsal yesinde edinilmiştir. Büyük oranda özelleştirmeye
olarak yararlı ve ekonomik olarak verimli, ancak dayalı doğrudan yatırımlar ekonomiye büyük fay-
5A: 2002-2012 5B: 2002-2008 ve 2009-2012 döviz üretmeyen alanlarda kullanılması bunların dalar sağlamazken uzun dönemde de devamlılık-
60 60 geri ödenmesini zorlaştırarak ciddi sorunlar doğu- ları şüphelidir. Özelleştirme gelirlerini doğrudan
51%
48%
50 45% rabilir. yatırımlardan çıkarırsak, doğrudan yatırımların
50
37% toplam ödünç alınan kaynaklar içindeki payı yüz-
40 40 35% Türkiye’de cari açık büyümenin doğal bir sonucu
de 16,8’e inmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin dış
27% 25%
değil seçilen politikaların bir ürünüdür. Bir önce-
30 30 dünyadan aldığı kaynakların çoğu risk unsuru ol-
18% ki yazımda gösterdiğim gibi, Türkiye’de gerçek
20 20 14% dukça yüksek kaynaklardır.
ithalat artmamış ama gerçek ihracat AKP döne-
10 10 minde hızla düşmüş ve cari açığa neden olmuştur. Cari açığın Türkiye’ye özgü olmadığı ve küresel
0 0 Türkiye’nin enerji ithalatçısı olması da cari açığı boyutları olduğu doğrudur. Ancak aşağıda gösteri-
Doğrudan Portföy Diğer Doğrudan Portföy Diğer açıklamaya yetmez. Çin gibi enerji ithal eden bir leceği gibi Türkiye cari açıktaki artış hızı açısından
Yatırım Hesabı Yatırımlar Yatırım Hesabı Yatırımlar ülke hem hızla büyüyor ve hem de devasa cari faz- dünyadaki ülkeler arasında en başlarda yer almak-
2002-2012 2002-2008 2009-2012 la veriyorsa bu tartışmanın tutarlılığı yoktur. tadır. Türkiye’nin cari açığını uzun yıllar “başa-
rıyla” finanse etmesi fazla bir anlam ifade etme-
Uygulanan teşvik sisteminin oldukça yeni olması
Kaynak: TCMB mektedir. Cari açığın ne zaman bir sorun olmaya
nedeniyle cari açığa olabilecek etkileri konusunda
başlayacağına, cari açığın kaç yıl sürdüğü, ulusal
kehanette bulunmak doğru olmasa da, teşvik siste-
olan diğer yatırımlar ise yüzde 45’e düşmüştür. Bir ekonomide ithalat artışı, ihracat artışını aşa- gelire oranı, ticaret hacmi ya da uygulanan döviz
minin sınırlı yapısı, Türkiye’de cari açığın devasa
başka deyişle Türkiye cari açığını kapatmak için caktır. O halde cari açık, büyüyen ve sağlıklı kuru rejimi gibi bazı değişkenlere bakarak karar
boyutları ve Türkiye ekonomisinin yapısal sorun-
ihtiyaç duyduğu kaynakları riskli olarak değerlen- bir ekonominin göstergesidir ki bunu bir tehdit vermek mümkün değildir. “Sürdürülebilirlik”,
ları göz önüne alındığında ümitli olmak için fazla
dirilen portföy yatırımlarına daha fazla dayanarak gibi algılamak doğru değildir. ödünç alınan kaynakların sorunsuz biçimde geri
bir neden görülmemektedir.
karşılamaktadır. ƒƒ Cari açık hükümet tarafından ciddiye alınmak- ödenebilmesini sağlayacak koşulların oluşturulup
AKP döneminde doğrudan yatırımlarda önemli oluşturulamadığına bağlı olarak tanımlanmalıdır.
ta ve düşürülmesi için teşvik sistemi gibi ön-
TÜRKİYE’DE CARİ AÇIK ÖNEMLİ BİR bir artış olduğu doğru olsa da (Şekil 4B) doğrudan Eğer kaynaklar borcun ödenmesini mümkün kıla-
lemler alınmaktadır.
SORUN MUDUR? yatırımların toplam ödünç alınan kaynaklar için- cak verimli alanlarda kullanılıyorsa, ciddi bir so-
ƒƒ Cari açığın önemli kalemlerinden birisi olan
deki payı 2003-2012 yılları arasında sadece yüzde run olmadan geri ödenebilir. Böyle bir cari açık,
Bir ülke dışarıdan ödünç alınan kaynakları kulla- doğrudan yatırımlar AKP döneminde hızla art-
27’dir (Şekil 5A). Bu oran kriz sonrası dönemde kaç yıl sürdüğünden bağımsız olarak “sürdürüle-
narak bir süre için gelirlerinin üzerinde bir harca- mıştır. Doğrudan yatırımlar bir ülke içinde ka-
(2009-2012) yüzde 18’e kadar inmiştir. Üstelik Şe- bilir” olarak görülmelidir. Eğer kaynaklar verim-
ma yapabilir. Ancak bu kaynaklar bir süre sonra lıcı ve üretime doğrudan katkı yapan yatırımlar
kil 6’da görüldüğü gibi Türkiye’de doğrudan yatı- siz alanlara yatırılmış, ya da tüketimi pompalamak
geri ödenecektir. Bu durumda ülke, gelirlerinin olduğu için portföy ve diğer tipte borçlanmala-
rımlarla özelleştirme politikaları arasında önemli için kullanılmışsa, cari açık uzun yıllar sürmüşse
altında harcama yaparak (cari fazla vererek) dı- ra göre çok daha az risk içerirler.
şarıya gelir transferinde bulunacaktır. Türkiye’de bir ilişki vardır. Bir başka deyişle doğrudan yatı- bile “sürdürülemez” kabul edilmelidir. Cari açığı,
ƒƒ Cari hesaptaki sistematik sorunlar (açık ve faz-
cari açığın AKP döneminde son derece hızlı arttığı la) Türkiye’ye özgü değil küresel bir sorundur. nn Şekil 6: Doğrudan yatırımlar ve özelleştirme gelirleri (Milyar Dolar)
herkes tarafından kabul edilse de tartışmalar artan 2000’li yıllarda birçok ülkede cari açık so-
cari açığın Türkiye ekonomisi için ciddi bir tehdit runları görülmektedir. Cari açığı Türkiye’den 25
olup olmadığı üzerine yapılmaktadır. AKP politi- daha yüksek olan çok sayıda ülke vardır. Tür-
kalarını destekleyenlerin yaptığı tartışmalar birkaç kiye uzun yıllardır cari açığını finanse edebil-
noktada özetlenebilir. 20
mektedir ve finanse edilebildiği sürece cari
ƒƒ Cari açık Türkiye’ye yurt içi tasarruflardan açık önemli bir sorun değildir.
daha fazla yatırım yapma olanağı sağlar. Daha 15
Yukarıdaki görüşler birçok açıdan eleştirilebilir.
fazla cari açık, daha fazla yatırım ve daha hız- Yurt dışından ödünç alınan kaynakların her zaman
lı ekonomik büyüme demektir ki, bu ileride yatırımları arttıracağı varsayımı doğru değildir. 10
ödünç alınan kaynakların sorunsuz bir biçimde Kaynaklar tüketim mallarının ithalatında da kul-
geri ödenebilmesini sağlar. O halde cari açık- lanılabilir. Bu durumda yeni kaynaklar yatırımları 5
tan korkmak için hiçbir neden yoktur. arttırmak yerine tasarrufları düşürecektir. Eko-
ƒƒ Cari açık (özellikle Türkiye gibi enerji itha- nomik büyüme artmayacak ve kaynakların geri 0
latçısı olan bir ülke için) ekonomik başarının ödenmesinde sorunlar yaşanacaktır. Gerçekten 1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012
bir bedeli ya da yan ürünü olarak görülmelidir. de Türkiye’de yatırımların ulusal gelire oranında
İthalat yurt içi gelirle, ihracat ise büyük oran- ciddi bir artma görülmezken tasarrufların oranın- Doğrudan Yatırımlar Özelleştirme gelirleri
da yabancı ülkelerin gelirleriyle doğru orantı- da ciddi bir azalma görülmektedir. Bu kaynakların
lı olarak artar. Türkiye gibi hızla büyüyen bir daha çok tüketime yönlendirildiği anlamına gelir. Kaynak: TCMB
52 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 53

riskleri biriktirerek, sorunları büyütüp, çözümleri TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIK AÇISINDAN Bunlardan ilki cari açığın ulusal “üst-orta” ve “yüksek” gelir grupları ile karşılaştırmalı olarak gös-
erteleyerek uzun yıllar “sürdürmek” konjonktürel KARŞILAŞTIRILMALI DURUMU gelire oranındaki değişimi hesap- termektedir. Bu şekiller, Türkiye’nin cari hesabının ulusal gelire
koşullar elverdiğinde mümkün olabilir. Cari faz- Öncelikle basit bazı gözlemlerle başlayalım. Tablo lamaktır. Örneğin bir ülkedeki cari oranından ülke guruplarının cari hesaplarının ulusal gelirlerine
la veren ülkeler, kaynak transferine devam etme- 1, cari açık açısından Türkiye’nin dünyadaki sıra- açık yüzde -4’ten yüzde -2’ye in- oranlarını çıkartarak elde edilmiştir. Bu nedenle şekillerdeki dü-
ye gönüllü oldukları sürece cari açığı sürdürmek lamasını AKP öncesi (1990-2002) ve AKP dönemi mişse cari açıktaki değişme yüzde şüş (artış) Türkiye’nin cari açığının karşılaştırılan gelir gurupları-
mümkündür. Ancak, böyle bir bağımlılık ilişkisini (2003-2011) için değişik dört ölçütle göstermekte- 2’dir.3 Bu yöntemle hesaplandı- na oranla arttığını (düştüğünü) göstermektedir.4 Ancak “alt-orta”
sonsuza kadar sürdürmek mümkün olmamakta, bir dir. İlk ölçüt, Türkiye’nin dünyadaki sıralamasını ğında, Türkiye 1990-2002 yılları gelir grubu Hindistan ve “üst-orta” gelir gurubu ise Çin gibi dün-
düzeltme mutlaka yaşanmaktadır. Cari açığın “sür- cari açığın ulusal gelire oranı açısından göster- arasında cari açıktaki büyüme açı- ya ticaretinin temel motoru olan ülkeleri içermektedir. Türkiye’yi
dürülemez” olduğu, bir gün mutlaka anlaşılacaktır. mektedir. Türkiye’de cari açığın ulusal gelire oranı sından 104 ülke arasında 60’nci bu ülkelerle karşılaştırmak adil olmayabilir. Bu nedenle Türkiye
Sorunlar ne kadar uzun süre biriktirilirse, yaşan- ortalaması AKP öncesi dönemi için yüzde 0.73 ve sıradayken 2003-2011 yılları ara- ayrıca Hindistan dışında kalan “alt-orta” gelir grubundaki ülke-
ması gereken uyum da o kadar radikal ve yıkıcı AKP dönemi için ise yüzde 5.09’dur. Cari açığın sında tam 46 basamak yükselerek lerle ve Çin dışında kalan “üst-orta” gelir grubundaki ülkelerle
olacaktır. ulusal gelire oranında AKP döneminde çok ciddi 14’üncü olmuştur. Bu yöntem he- de karşılaştırılmıştır. Şekillerden çıkan sonuç son derece nettir.
Komşuları finansal krizle boğuşurken Türkiye’nin bir artış görülmektedir. Türkiye 1990-2002 yılla- saplama açısından basit olmakla Türkiye’nin cari açığı tüm gelir guruplarına oranla AKP döne-
bundan etkilenmemesi çoğu zaman AKP hüküme- rı arasında cari açığın büyüklüğü açısından 104 birlikte sorunludur. Örneğin cari minde son derece hızlı bir artış göstermektedir.
tinin uyguladığı politikaların bir başarısı olarak ülke arasında 77’nci sıradayken, 2003-2011 yılları açığın yüzde -12’den yüzde -10’a
değerlendirilse de, bu “başarı” AKP öncesi oluş- arasında 41’inciliğe yükselmiştir. Yani sıralamada inmesi ile yüzde -4’ten yüzde
turulan politikalarla ve konjontürel faktörlerle tam 36 basamak yükselmiştir. Sıralamadaki yük- -2’ye inmesi bu yöntemle aynı
açıklanabilir. Türkiye 2000-2001 yıllarında ya- seliş açısından baktığımızda Türkiye, İzlanda (45 sonucu vermekle birlikte oransal
şadığı krizden sonra bankacılık sektöründe ciddi basamak) ve Moritus’un (42 basamak) ardından olarak aynı şeyi göstermeyecektir.
reformlar yapmış ve ciddi düzenlemelere gitmiş- üçüncü olmuştur. Bu gözlemler Türkiye’nin her iki Bu nedenle kullandığım alterna-
tir. Bu düzenlemeler sayesinde dünyada dolaşan dönem arasında cari açıktaki artış hızı açısından tif bir yöntem, cari açığın ulusal
“zehirli finansal kağıtlar” Türkiye’ye girmemiştir. dünyada ilk sıralarda yer aldığını göstermektedir.2 gelire oranında değişmeyi indeks
Bankacılık sektörünün bu nedenle ayakta kalma- metodunu kullanarak incelemek-
Dönem ortalamalarıyla yapılan çalışmalar bilgi tir. Burada yapılan şey ülkelerin
sı Türkiye’yi riskli ülkelerden kaçan yatırımcılar verici olmakla birlikte eğilimleri (artış ya da aza-
için çekici bir yatırım merkezi haline getirmiştir. başlangıç yılı olan 1990 yılındaki
lış) göstermezler. Örneğin bir zaman diliminde cari hesaplarının ulusal gelirleri-
Türkiye’nin cari açığını bu kadar “başarıyla” fi- iki ülkede cari açık ortalaması birbirine eşitken,
nanse etmesi böylesi konjonktürel faktörlerden ne oranlarını 100’e denk gelecek
birinci ülkede yüksek başlayıp düşüyor ve ikinci bir biçimde indekslemek ve daha
kaynaklanmıştır ve bu faktörlerde oluşacak deği- ülkede ise düşük başlayıp artıyor olabilir. Bu ne-
şimler her şeyi tam tersine çevirebilir. Unutulma- sonra değişimi logaritmik olarak
denle sadece ortalamalarla yetinmek yerine cari hesap etmektir. Bu yöntem bir
malıdır ki yaşanan finansal krizden en çok etkile- açıktaki değişime de bakmak gerekir. Ancak cari
nen Yunanistan, İrlanda, İzlanda, Portekiz, İspanya önceki yöntemle aynı sonuçları
açık negatif ve cari fazla pozitif rakamlarla ifade vermiştir. Son bir yöntem de cari
ve Avustralya gibi ülkelerin ortak noktası çok hızlı edildiği için çarı açıktaki değişimi yüzde değişim
artan cari açıklarıdır. açıktaki kümülatif değişmeyi baş-
olarak ifade etmek sorunludur. Oldukça teknik bir langıç yılına indekslendikten son-
Aşağıdaki bölümde Türkiye’nin cari açığı karşı- konu olduğu için okuyucunun dikkatini dağıtma- ra değişime bakmaktır. Örneğin
laştırmalı bir açıdan değerlendirilecektir. Görüle- mak adına detaylara girmeyeceğim ancak üç farklı beş yıl boyunca on milyar dolar
ceği gibi Türkiye cari açığı en fazla artan ülkeler metot kullanacağım. cari açık veren bir ülkenin kümü-
arsında en ön sıralarda yer almaktadır. latif cari açığı beş yılın sonunda
50 milyar dolar olacaktır. Kümü-
nn Tablo 1: Türkiye’nin cari açığın ulusal gelire oranı açısından dünyadaki sıralaması
latif veriyle çalışmanın avantajı
yıllık değişikliklerdeki dalgalan-
AKP öncesi dönem AKP dönemi
Fark maların kümülatif verilerde yu-
(1990-2002) (2003-2011)
muşamasıdır. Bu yöntemle Türki-
ye 1990-2002 yılları arasında cari
Cari açığın ulusal gelire oranı. 77 41 36 açıktaki büyüme açısından 104
Cari açığın ulusal gelire oranında değişme (fark metodu). 60 14 46 ülke arasında 25’inci sıradayken
2003-2011 yılları arasında 19 ba-
Cari açığın ulusal gelire oranında değişme. (indeks metodu). 60 14 46 samak yükselerek 6’ıncı olmuştur.
Cari açıktaki değişme (Kümülatif indeks metodu). 25 6 19 Şekil 7 Türkiye’nin cari açığında-
ki değişimleri “düşük”, “alt-orta”,
Kaynak: Dünya Bankası verileri kullanılarak hesaplanmıştır.
54 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 55

nn Şekil 7: Türkiye’nin cari açığının ulusal gelire oranı açısından değişik gelir guruplarıyla karşılaştırılması ƒƒ Dış borç hızla artsa da ulusal gelir daha hızlı kullanılan dış kaynakların hepsini kapsamadığı
artmakta ve dolayısıyla borcun ulusal gelire gibi ülkenin alacaklarını ve gerektiğinde borçla-
6 6
oranı azalmaktadır. rın ödenmesinde kullanılabilecek olan rezervleri
Bu savunmalara bir tane de biz ekleyelim. 2002 de içermez. Bu nedenle sadece dış borca bakmak
4
4 yılından beri doların değerinde yaşanan kayıp na- yerine dışarıdan ödünç alınan ve bir gün geri
2
sıl ulusal geliri ve ihracatı yapay olarak şişirmişse ödenmesi gereken kaynakların tümüne, yani “ger-
2 0
aynı yapay şişme dış borç için de düşünülebilir. çek dış borca” bakmak gerekir. “Gerçek dış borç”
-2

1980
1983
1986
1989
1992
1995
1998
2001
2004
2007
2010
0 Bu nedenle gerçekten de ciddiye alınması gereken sermaye hesabının yıllar boyunca kümülatif ola-
-4
rak hesaplanmasıyla elde edilir. “Gerçek dış bor-
1980

1983

1986

1989

1992

1995

1998

2001

2004

2007

2010
-2 -6 ölçü toplam dış borcun ulusal gelire oranıdır.
cun” bir ülkenin karşı karşıya kalabileceği gerçek
-8 Bu savunmalardan ilk ikisini akademik açıdan cid-
-4 riski gösterebilmesi için ülkenin elinde bulunan
-10 diye almak mümkün değildir ve kısaca eleştirmek
rezervler de göz önünde bulundurulmalıdır.5 Bu
-6 -12 yeterli olacaktır. Ne Türkiye’nin toplam borcunda
7A - Türkiye’nin düşük gelir 7B - Türkiye’nin alt-orta gelir amaçla geliştirilen bir kavram olan “Uluslarara-
kamu sektörünün payının düşmesi ne de toplam
gurubuyla karşılaştırılması gurubuyla karşılaştırılması sı Yatırım Pozisyonu” (UYP), bir ülkenin toplam
borç büyürken IMF’ye olan borcun kapatılması
10 6 finansal varlıkları (alacakları) ile toplam finansal
Türkiye’yi rahatlatacak şeyler değildir. Kamu ya
4 yükümlülükleri (verecekleri) arasındaki farkı gös-
da özel olsun borç Türkiye’nin borcudur ve bir
5 2 terir. TCMB UYP’yi hesaplarken finans hesabının
ödeme güçlüğü doğduğunda bundan tüm Türkiye
0 birleşenlerini (doğrudan, portföy ve diğer yatırım-
0 zarar görecektir.
-2
1980 lar) kullanır ve rezervleri varlıklara ekler. TCMB
1983
1986
1989
1992
1995
1998
2001
2004
2007
2010
Ancak toplam borcun ulusal gelire oranında AKP
1980
1983
1986
1989
1992
1995
1998
2001
2004
2007
2010

-4 UYP’yi tablo 2’deki gibi hesaplar:


-5 döneminde bir artış değil aslında azalış yaşandı-
-6 Ancak TCMB’nin UYP hesapları varlık ve yü-
ğı ciddiye alınması gereken bir tartışmadır. Şekil
-10 -8 kümlülüklerde zaman içinde (ödemeler dengesine
8A Türkiye’nin dış borç stokunu (milyar dolar),
-10 kaydedilenler dışında) farklı nedenlerle oluşan de-
Şekil 8B ise dış borç stokunun ulusal gelire ora-
-15 -12 ğişimleri de kapsar. Bu değişimler döviz kurların-
7C - Türkiye’nin Hindistan hariç alt-orta gelir 7D - Türkiye’nin üst-orta gelir nını göstermektedir. Şekillerden görüleceği gibi
gurubuyla karşılaştırılması gurubuyla karşılaştırılması daki değişme,6 yapılan yatırımların değerlerinde
Türkiye’nin toplam dış borç stokunda AKP dö-
olabilecek değişimler, yatırımcıların yurt içindeki
6 4 neminde ciddi bir artış görülmektedir. Ancak dış
gelirleriyle yaptıkları yeni yatırımlar gibi kalem-
4 borcun ulusal gelire oranı AKP’nin iktidara geldiği
2 leri de içerir. Bu hesaplar son derece detaylı çalış-
2 2002 yılında yüzde 56,2 iken 2012 yılında yüzde
0 maların ürünüdür ve bu hesaplara ödemeler den-
0 42,9’a inmiştir.
gesindeki yıllık akım verilerinden ulaşılamaz. Bu
1980
1983
1986
1989
1992
1995
1998
2001
2004
2007
2010
-2
Ancak dış borç Türkiye’nin ödünç aldığı dış kay-
1980
1983
1986
1989
1992
1995
1998
2001
2004
2007
2010

-2 anlamda UYP, ödünç alınan net kaynakların topla-


-4
-4 naklardan doğan riski tam olarak yansıtmamakta- mını değil, bu kaynakların bugünkü değerini, dola-
-6
-6 dır. Çünkü “dış borç” cari açığın kapatılmasında yısıyla da bir ülkenin net gerçek borcunu gösterir.
-8 -8

-10 -10
nn Şekil 8: Türkiye’nin cari hesap ve dış borcunun ulusal gelire (GSMH) oranı (Stok ve akım değerler cin-
-12 -12
7E - Türkiye’nin Çin hariç üst-orta gelir 7F - Türkiye’nin yüksek gelir sinden)
gurubuyla karşılaştırılması gurubuyla karşılaştırılması
Şekil 8A: Dış borç stoku (milyar dolar) Şekil 8B: Dış borç stoku /GSMH
400 70
Kaynak: Dünya Bankası verileri kullanılarak hesaplanmıştır. 350 60
300
50
250
TÜRKİYE’NİN DIŞ BORCU çok zorlandığı konulardandır. Ancak cari açıkta 40
olduğu gibi AKP hükümeti destekçileri bazıları 200
Dış borç ve cari açık yakından ilişkili kavramlardır 30
propagandaya yönelik ve bazıları da ciddiye alına- 150
ve cari açık ne kadar yüksek olursa dış borcun da 20
bilecek birkaç tartışma yapmaktadırlar: 100
o kadar yüksek olması beklenir. Ancak dışarıdan
10
ödünç alınan kaynakların hepsi dış borç kapsamı- ƒƒ AKP hükümeti döneminde Türkiye’nin IMF’ye 50

na girmez. Örneğin risk unsuru oldukça yüksek olan borcu kapatılmıştır. 0 0

1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
olan bazı portföy yatırımları ve doğrudan yatırım- ƒƒ Kamunun toplam dış borç içindeki payı hızla
lar dış borç kapsamında değildir. Hızla artan dış azalmıştır. Özel sektörün hızla artan dış borcu
borç da AKP hükümetinin kendini savunmakta en ise hükümetin sorumluluk alanı dışındadır. Kaynak: TCMB
56 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013 57

nn Tablo 2: Türkiye’nin Uluslararası Yatırım Pozisyonunun hesabı (2012 Yılı için) değil “ödünç alınan net kaynakların toplamının” bazen de pozitif değerler almaktadır. Ancak AKP
ulusal gelire oranını göstermektedir. Türkiye’ye döneminde net hata ve noksan hep pozitif kalmış
2012
sermayelerini yatıranların kar etmeyi umduklarını ve ciddi rakamlara ulaşmıştır. Örneğin 2011 yılın-
Yurtdışında doğrudan yatırımlar 30 göz önüne alırsak normal koşullar altında gerçek da 11,4 milyar dolarla ulusal gelirin yüzde 1,5’ine
Yurtdışında portföy yatırımları 1 borcun ödünç alınan toplam kaynaklardan daha kadar çıkmıştır. Temmuz 2013’de bir ayda tam 4,8
Yurtdışında diğer yatırımlar 63 büyük olması beklenir. Eğer ödünç alınan kaynak- milyar doları bularak rekor kırmıştır! Bu durum
Rezerv varlıklar 119 lar gerçek borçlardan daha az ise bu yatırımcıların AKP hükümeti döneminde Türkiye’ye kaynağı bi-
Toplam varlıklar 213 zarar ettikleri anlamına gelir. Yatırımcıların döviz linmeyen çok büyük miktarlarda sermaye girişi ol-
Yurtiçinde doğrudan yatırımlar 184 kuru oynaklığı ve diğer nedenlerle zaman zaman duğunu düşündürmektedir. Bu sistematik sermaye
Yurtiçinde portföy yatırımları 179 zarar etmeleri olağan dışı olmasa da, bu duru- girişi hesaba katıldığında toplam UYP’nin ulusal
Yurtiçinde diğer yatırımlar 269 mun uzun vadede devam etmesi ve sürekli zarar gelire oranında ciddi bir artış görülmektedir (Şekil
Toplam yükümlülükler 632 eden yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmaya 10). Yeni hesaplamayla bu oran 2012 yılında yüz-
UYP (Varlıklar-Yükümlülükler) -419
devam etmeleri beklenemez. Şekil 9A ve 9B’yi de 41’den yüzde 46’ya çıkmaktadır.
Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/uyp/uyp_tr.html hesaplama farklarından kaynaklanan nedenlerle
doğrudan karşılaştırmak doğru olmasa da eğilim-
Yukarda bahsedilen nedenlerle ödünç alınan kay- lerde yukarıda bahsedilen (döviz kuru değişimleri leri karşılaştırmak oldukça anlamlıdır. Şekillerden
naklarla borçlar arasında bir fark olması doğaldır. gibi) etkilerden dolayı oluşabilecek değişiklikler görünen odur ki, özellikle 2003 yılından itibaren,
TCMB Türkiye’de yükümlülükler varlıkları aştığı bir kenara konulursa, UYP aslında cari açığın kü- Türkiye’nin ödünç aldığı kaynaklar gerçek borç-
için UYP’yi negatif rakamlarla ifade eder. Ancak mülatif bir biçimde hesaplanmasından başka bir larından çok daha hızlı artmaktadır. Bu ancak dış
dış borç genellikle pozitif rakamlarla ifade edil- şey değildir.7 Bu açıdan UYP aslında “cari açık yatırımcıların büyük zararlar etmesiyle mümkün
diği için gösterimde kolaylık adına Şekil 9A’da stoku” olarak da tanımlanabilir. O halde yukarı- olabilir ki bu gerçekçi değildir.
UYP’nin ulusal gelire oranı pozitif olarak ifade da cari açık için yapılan tüm analizler “gerçek dış
Son olarak AKP hükümeti döneminde önemi git-
edilmiştir. Bir başka deyişle UYP’deki bir artış borç” ya da UYP için de geçerlidir. Cari açığın
tikçe artan “net hata ve noksan” da hesaplamalara
Türkiye’nin “gerçek borcunda” bir artış olduğunu ulusal gelire oranı bu kadar hızlı artan bir ülkede
katılabilir. Daha önce açıklandığı gibi ödemeler
göstermektedir. Şekilden görüleceği gibi UYP hem UYP’nin benzer bir hızda artmaması sadece ola-
dengesine bir ülkenin dış dünya ile olan tüm eko-
AKP döneminde hem de AKP öncesi dönemde art- ğan dışı koşullarda mümkün olabilir.
nomik ilişkilerini kaydetmek kaçakçılık ve kayıt
ma eğilimi göstermektedir. Ancak AKP dönemine TCMB’nin UYP hesaplarını kontrol etmek ne ya- dışı sermaye hareketleri gibi nedenlerle tam olarak
özgü bir kırılmadan söz etmek mümkün değildir. zık ki yapılan hesapların karmaşıklığı ve gerekli mümkün olamayabilir ve bu ödemeler dengesinde
TCMB’nın UYP hesaplaması doğruysa bu durum verilere ulaşım zorluğu nedeniyle mümkün de- bir eşitsizliğin olmasına neden olur. Bu dengesizlik
Türkiye’nin önemli bir sorunla karşı karşıya olma- ğildir. Ancak bazı teorik tartışmalar yapılabilir. net hata ve noksan olarak kaydedilir. AKP hükü-
dığını gösterir. Ancak cari açığın ulusal gelire ora- Bunun için öncelikle UYP’yi ödemeler dengesi meti öncesinde net hata ve noksan bazen negatif ve
nı bu kadar hızlı artan bir ülkede UYP’nin ulusal verilerini kullanarak hesapladık (şekil 9B). Bu he-
gelire oranında bu kadar küçük bir artış UYP’nin saplama, UYP’de döviz kurlarındaki ve yatırım- nn Şekil 10: Ödünç alınan kaynaklar olarak UYP
hesaplanmasında ciddi sorunların olabileceğini ların değerlerinde olabilecek değişimler gibi etki- (net hata ve noksan ile)

düşündürmektedir. Eğer varlık ve yükümlülük- leri içermemektedir. Dolayısıyla gerçek dış borcu
50
nn Şekil 9: Alternatif UYP hesaplamaları 45
40
Şekil 9A: UYP/GSMH (Gerçek borç) Şekil 9B: UYP/GSMH (ödünç alınan kaynaklar) 35
60 45
40 30
50
35 25
40 30 20
25 15
30
20
10
20 15
5
10
10 0
5

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012
0 0
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012

UYP/GSMH (alternatif veriler ile) UYP/GSMH (Net hata ve noksan ile)


Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/uyp/uyp_tr.html Kaynak: http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html
Kaynak: TCMB
58 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 36 2013

SONUÇ
Türkiye’de ekonomik büyüme seçilen gelişme
stratejisi gereği cari açığa ve dış borca endekslen-
diği için ekonomi cari açığı finanse edecek kay-
naklar geldiği sürece büyümektedir. Dışarıdan
yeni kaynak gelmediğinde ya da kaynaklar dışarı
çıktığında ise ekonomi ve cari açık küçülmektedir.
Bu senaryoda hükümet ve “iyimser” iktisatçılar
her zaman sevinecek bir şeyler bulabilmektedir.
Ekonomi ve cari açık büyüdüğünde ekonomi bü-
yüyor diye ve ekonomi ve cari açık küçüldüğünde
ise cari açık düşüyor diye sevinilmektedir. Ancak
mesele şudur ki böylesi bir büyüme modeli son-
suza kadar götürülemez. Bugün yaşanan göreli
refahın bedeli ileride yaşanacak olan ciddi refah
kayıplarıdır.
Türkiye’de cari açık ve dış borç her geçen gün
daha büyük boyutlara ulaşmakta ve biriken sorun-
lar ekonomide çok ciddi bir düzeltmenin gerek-
tiğini göstermektedir. Bu düzeltmenin ne zaman
olabileceği konusunu falcılara bırakmak daha
doğru olsa da bu düzeltmenin bir gün yaşanmak
zorunda olduğunu bilmek için falcı olamaya gerek
yoktur. The Economist dergisi yaşanan son dalga-
lanmalardan sonra 25 “gelişmekte olan piyasalar”
(emerging markets) üzerine yaptığı çalışmada eko-
nomide en çok “ani duruş” riski taşıyan ülkenin
Türkiye olduğunu açıklamıştır (7 Eylül 2013). Bu
düzeltmenin zamanlaması içsel ve dışsal koşullara
bağlı olarak geciktirilebilir ancak düzeltme gecik-
tikçe yaşanacak olan düzeltmenin maliyeti ve yıkı- 5 Örneğin “gerçek dış borcu” 50 milyar dolar olan
cı etkisi de daha fazla olacaktır. iki ülkenin birisinde rezervler 10 milyar dolarken
diğerinde 40 milyar dolar ise rezervleri daha bü-
SONNOTLAR yük olan ülkede risk çok daha küçük olaraktır.
1 Bunda sonra kısaca “sermaye hesabı”. 6 Örneğin bir yatırımcının 100 milyon dolarını,
2 Aynı işlemi daha az sayıda ülke ile 1980-2011 dö- döviz kuru 1,5 iken, 150 milyon TL’ye çevirerek
nemi için yaptığımızda, Türkiye 1980-2002 yılları Türkiye’ye bir yıllığına yatırdığını varsayalım.
arasında cari açığın ulusal gelire oranı açısından Yatırımcının kazanacağı faizi hesap dışında bıra-
85 ülke arasında 62’nci sıradayken 2003-2011 kırsak, eğer bir yıl sonra TL değer yitirir ve döviz
yılları arasında 32’nci sıraya yükselmiştir. Yani kuru 2 olursa, yatırımcı 150 milyon TL ile sadece
sıralamada tam 30 basamak yükselmiştir. Sırala- 75 milyon dolar satın alabilecek ve zarar edecek-
madaki yükseliş açısından baktığımızda Türkiye; tir. Ancak TL değer kazanırsa ve döviz kuru 1,2
Bulgaristan, Güney Afrika ve İzlanda’nın ardın- olursa yatırımcı 150 milyon TL ile 125 milyon
dan dördüncü olmuştur. dolar satın alabilecek ve kur farkından dolayı kar
3 (-2) - (-4) = 2. elde edebilecektir.

4 Örneğin Türkiye’nin cari açığı bir yıl yüzde 5 ve 7 Örneğin Şekil 1A’daki verilerden 2012 yılı için
“düşük gelirli ülkelerde” yüzde 2 ise cari açık far- UYP’yi hesap edersek: Sermaye hesabı (-62) + re-
kı (-5) - (-2) = -3 olur. Bir sonraki yıl Türkiye’nin zervler (+24) = -38 eder. Sermaye hesabına bir de
cari açığı yüzde 10’a yükselirken düşük gelirli ül- net hata ve noksanı (-7) eklersek UYP’yi -69+24
kelerde sabit kalırsa aradaki fark (-10) - (-2) = -8 = -45 olarak hesap ederiz. Bu cari açığa (-45) eşit-
olur. tir.

You might also like