Professional Documents
Culture Documents
10/05/2019
Dersim’de zehirli gazlar kullanıldığını ilk kez Nuri Dersimi yazmıştı. Daha
sonra dönemin Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil ‘itiraf’ etmişti.
Dersim Gazetesi’nden Hüsnü Gürbey ve Mahsuni Gül ise soykırımda kullanılan
zehirli gazların Nazi Almanyasından alındığına dair Mustafa Kemal imzalı
belgelere ulaştı.
Dersim’de zehirli gaz kullanıldığını ilk Nuri Dersimi yazmıştı. Daha sonra Türk
Dışişleri Bakanlığı, Senato üyeliği ve 12 Eylül 1980 darbesinden önce
Cumhurbaşkanlığını vekâleten yürüten İhsan Sabri Çağlayangil ‘itiraf’ etmişti.
Anılarında, Seyit Rıza ve arkadaşlarının hukuk dışı yollarla nasıl
yargılandıklarını, Seyid Rıza’nın son anlarını ve son sözlerini anlatan
Çağlayangil, tarihe not düşmüştü. (Çağlayangil:1990)
Harekâtın neye mal olursa olsun bir an evvel bitirilmesinden yana olan
dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, “saldırıyı gerçekleştiren Kalan Aşireti
ve diğer aşiretlerden bunun bedelini çok ağır şekilde ödetileceğinden hiç
kuşku duymadığımı belirtmek isterim” diyecektir. Oysa bir saldırı söz konusu
değildi.
İlk belge
KARARNAME
12/5/1938
Facebook'ta Paylaş
Twitter'da Paylaş
Mustafa Kemal Dersim’de görev yapan casusları dahi tanıyacak kadar işin
içindedir. Atatürk ve İnönü’nün yanında muhafazakâr Celal Bayar ile İslamcı
Mareşal Fevzi Çakmak’ta Dersim soykırımında birinci derecede suçludur.
Dersim’de olup bitenler gerçekten bu kadar basit midir? Elbette değil. Başta
Dersim’de bir direniş, bir isyan asla söz konusu değildir. Hatta Dersimliler,
Kemalistleri, Osmanlı yönetimine nazaran dine daha mesafeli yaklaştıkları için
ilk başta desteklemişlerdir bile. Fakat niyet başkadır. Kemalistler,
Ittihatçılardan devr aldıkları tek ülkede tek ulus yaratma ülküsüne dört ele
sarıldılar. Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri kendi içinde otonom bir yönetim
kuran Dersim, Kemalistlerin bu amaçlarına aykırı düşüyordu ve mutlaka
ortadan kaldırılmalıydı.
Cumhuriyet yönetimi, 1925 yılında çıkardığı Şark Islahat Kanunu ile ülkede
tek ulus yaratmayı, yani Müslüman olan herkesi Türkleştirmeyi hedeflemişti.
Bu hedefi engelleyecek herkes ve her şey düşman ilan edildi. Cumhuriyet
döneminde Dersim’i bitirme olayı ilk olarak 1926 yılında Dersim’in
güneybatısından yer alan Aliboğazı çevresinde yaşayan Koçuşağı (Kocan)
aşiretini tedip ve tenkil hareketi ile başlar. Dersimli Kürtlerin, Erzincan
ovasına doğru yayılmasından endişe duyan hükümet 1930 yılında Pülümür’de
bir baskın daha yaparak onları sınırlamaya çalıştı. Kesin darbe, 1926-1930
yılları arasındaki Ağrı Kürt isyanı bastırıldıktan sonra vurulacaktı. Dersim
hadisesi, Kürtlere vurulan son darbe olacaktı.
1930 Raporu
1926-1935 yılları arasında Dersim üzerinde çok çalışma yapıldı, çok rapor
hazırlandı. Bu raporların içinde en açık ve net olanı 1930 yılında Jandarma
Umum Komutanlığı tarafından hazırlanan ‘’Dersim Raporu’’dur. Bu raporda
sorunun halli şöyle özetleniyor: “Hulâsa Dersim evvelâ koloni gibi nazarı
itibara alınmalı, Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve tedricen
Öztürk hukukuna mahzar kılınmalıdır.” (Dersim, Jandarma Umum
Kumandanlığı Raporu 1932: 1990) Kürdistan ülkesinin bir sömürge olduğu ve
Kürtlere yönelik sistematik asimilasyon vurgulandığı daha net açıklanamazdı.
İlk başta böyle bir sorunun sorulması bile abesle iştigaldir. Nedeni ise, o
sıralar ülke tek parti rejimi ile yönetiliyordu, partinin ve rejimin başında ise
Atatürk bulunuyordu. Ülkenin hâkim-i mutlakı olan Atatürk’ten izinsiz ülkede
kuş bile uçmazdı. Dersim hadisesin de Atatürk sadece haberdar değildi, bu
katliam için bizzat emir veren, planlar yapan kişiydi. Trabzon’daki müzede,
Atatürk’ün üzerinde çalıştığı harekât planını rahatlıkla görülebilir. Atatürk
harita üstünde birliklerin gideceği yerleri belirlemişti. Bunun öncesi de var. En
net açıklaması 1 Kasım 1936 tarihinde TBMM açılışında yaptığı konuşmadır.
Atatürk 1 Kasım 1936’da Meclisin açılışında yaptığı konuşmasında şunları
diyecekti:
KARAR
2. Bu defa isyan etmiş olan mıntıkadaki halk toplanıp başka yere nakil
olunacaktır. Ve bu toplanma ameliyesi de köylere baskın edilerek hem silah
toplanacak, hem bu suretle elde edilenler nakledilecektir. Şimdilik
(2000)kişinin nakli tertibatı hükümetçe ek alınmıştır.
Mülâhaza:
Not:
Not:
Paraya acımaksızın içlerinden çok adam kazanıp kullanmaya çalışmak
lazımdır.
Kaynakça:
2-1- Aslan Şükrü; Sahi, Devlet Dersim’e Giremiyor muydu? Kürt Tarihi,
sayı:17, Mart-Nisan 2015
3-Çağlayangil, İ. Sabri; Anılarım, Yılmaz Yayınları, 1990, İstanbul
BELGELER..
Kaynak: http://yeniozgurpolitika.net/dersimde-nazi-gazi/