Professional Documents
Culture Documents
Mimar Sinan Sözlüğü
Mimar Sinan Sözlüğü
Acem Alisi: Sinan'dan önceki mimarbaşı. 1539'da öldü ve yerine Sinan mimarbaşı oldu.
Aklamı sitte: 6 yazı türü. Sülüs, nesih, muhakkak, reyhani, rika, tevki.
Alem: Minare ve kubbe tepelerindeki madeni tepelik. Hilal, lale, yaprak, ayyıldız şekillerindedir.
Alınlık tablasi: Kemerli kapı ve pencerelerin silmeli çerçevelerinin üst kısmıyla kemerin eğrisi arasındaki dolgu.
Alınlık: Çatı ile korniş arasındaki üçgen kısım. Bir portalın çerçeveli üst kısmı.
Apsid: Bazilika ve kilisede ana eksenin ucundaki öğe. Üstü yarım kubbe ile örtülü yarım daire biçimli niş.
Atik Sinan: Fatih Sultan Mehmed'in öldürttüğü mimar. Sinan'ı kıskananların padişaha şikayet edip padişahı kışkırtmaları
üzerine, Kanuni'nin Sinan'a
kızarak "sonun Atik Sinan gibi olmasın" dediğini otobiyografisinde yazar.
Arşitrav: Baştaban.
Arşivolt: Başkemer.
Avlu: Yapının önünde, arkasında, yanlarda veya çepeçevre veya iç içe bölüm. Dış avlu ve iç avlu olarak iki kısımdır. İç
avluya harim de denir. Üstü açık,
etrafı kapalıdır. İç avlunun ortasında şadırvan bulunur.
Ayak: Kemer, kubbe, çatı ağırlıklarını taşıyan dayanak. Taş, tuğla, ahşap, sütun şekillerindedir. Büyük camiler altıgen veya
sekizgen ayaklıdır.
Aydınlık: Işıklık. Bina içindeki karanlık yerleri aydınlatmak için yapılan boşluk.
Bağlayıcı sistem: Orta sahın ile çapraz sahının kesiştiği transept karesinin kor, orta sahın ve çapraz tonozlar düzenindeki
ölçü birimi sistemi.
Balkon: Bina bedeninden çıkıntılı açık bölüm. Etrafı ve üstü kapalı olana cumba denir.
Bazilika: Üç sahınlı dikdörtgen yapı. İki sıra sütunlu, orta sahın geniş ve yüksektir.
Bezir isi mürekkebi: Keten tohumu yağının yakılmasıyla oluşan isten yapılan mürekkep.
Bordür: Kenarlık.
Bostan: Su deposu. Edirnekapı, Yavuzselim, Altumermer'de.
Bursa üslubu: 14-16. yy. arası üslup. Bursa, İznik'te yaygın, avlu yok, şadırvan cami içinde, minare bedenden ayrı, kubbe
piramidal değil.
Cami: İbadet başta olmak üzere dini faaliyetlerin merkezi. Küçüğüne mescid, üstü açık olana namazgah denir.
Çardak: Kubbeli veya kubbesiz, kare veya çokgen, direkli ek yapı, gölgelik, gümrük binası.
Çatı: Binayı örten damın iç kısmı. Sundurma, beşik, kırma, çadır, mansard, konik, piramit, soğanbaşı tipleri vardır.
Çocuk ve Sinan: Süleymaniye Camii'nin bir minaresi yamuk usta, diyen bir çocuğa, Sinan'ın minareye halat attırıp güya
düzelttiği, halk arasında
anlatılagelen bir efsanedir.
Çini: Beyaz topraktan pişirilerek yapılan, mineli ve ince, saydam olmayan seramik işi. Sinan, Rüstempaşa Camii'nde iç
bölümün tamamında çini kullandı.
Dalan: Hol.
Darüşşifa: Hastane.
Dayanma kemeri: Kubbe ve çatı ağırlığını duvarlara ileten kubbe çevresiyle dayanma ayakları arasına konulan destek
kemer.
Dayanma kulesi: Anakubbenin çevresinde, kubbenin yanlara olan basıncını tutan kule.
Eyvan: Avlu tarafı açık, üç tarafı kapalı, üstü tonozla örtülü yer.
Filayağı: Kubbe ve kemerleri taşıyan taş, tuğla veya sütun kalın ayak. Pilpaye.
Hamam: Soyunmalık (odalı, çeşmeli, havuzlu bölüm), ılıklık (soğukluk, berber ve tuvalet bölümü), sıcaklık (harare,
göbektaşı ve halvetler bölümü)
bölümleri olan terleme, yıkanma, temizlenme yeri.
Harim: Avlu.
Horasan harcı: Pişmiş kiremit ve tuğla tozunun kireç ve su ile karışımından oluşan harç.
Hünkar mahfili: Camide, padişaha ayrılan yüksekte, ayrı kapılı, merdivenli, kafesli bölüm.
İç avlu: Son cemaat yeriyle revaklı geçidin çevrelediği, ortasında şadırvan bulunan avlu. Haremişerif de denir.
İmaret: Bir külliyenin bütününe imaret dendiği gibi, külliyeyi oluşturan cami, medrese, kütüphane gibi öğelere de tek tek
imaret denir. Ayrıca aşevi
anlamında kullanılır. Aşevi olarak mutfak, kiler, ambar, fırın, yemekhane bölümleri vardır.
İskele: Yapının yüksek kısımlarını yapmak için kurulan çatma. Salıncak, asma, çıkma, ayrık tiplerdedir.
Kaburga: Kemerlerde kavis ağırlığını taşıyan silme. Çapraz kubbe ve tonozlarda, kubbe ağırlığını zemine aktaran öğe.
Kakma: Düz zeminin oyularak içine parça yerleştirme. Sedef, altın, gümüş kakma teknikleri vardır.
Kasa: Kapı ve pencere kanatlarının yerleştirildiği duvarda açılan yere oturtulan tahta çerçeve.
Kemer: Taşıyıcı strüktür. Bir açıklığı geçmek için kullanılan yapı öğesi. Sivri, basık, beşik, atnalı, kaş, penci, dilimli, perde,
tudor tiplerdedir. Kemer,
ağırlıkları ayaklara taşır.
Kervansaray: Etrafı yüksek duvarlı, içinde yatakhane, ahır, avlu, mahzeni olan han. Tacirler, mal ve hayvanlarıyla konaklar.
Korniş: Saçakaltlarının sudan etkilenmemesi için duvar üstüne yapılan çıkıntılı silme.
Köşetaşı: Dik birleşen iki duvarın köşelerini birbirine bağlayan dikdörtgen prizma taş.
Kubbefeneri: Kubbeyi aydınlatma ve içini havalandırma için üstündeki delikte yapılan pencereli fener.
Kubbe: Yarımküre biçimli içi boş yapı örtüsü. Üstü kapalı veya fenerlidir. Kasnağa oturur. Kasnak köşe boşluklarındaki
ağırlık pandantifle esas duvara aktarılır. Bir anakubbe, etrafında bağımlı yarım kubbeler ve çevresindeki küçük kubbelerle
tamamlanır. Tuğla ve horasan harcıyla yapılır. 30/15/3 lük veya
30/30/3 lük tuğlalarla örülür.
Külliye: Cami merkezli medrese, kütüphane, çarşı, han, hamam, sebil, tabhane, hastane, mektep, dükkan, türbe,
kervansaray, çeşme yapıları bütünü.
Kürsü: Üzeri süslü, merdivenli, taştan veya tahtadan yapılan vaiz yeri.
Lüle: Su dağıtımında suyun debisini ölçmede kullanılan pirinç boru ve bir dakikada bundan akan su miktarı.
Mahfel: Mahfil. Cami içindeki alçak sütunlu yerler. Hünkar mahfili, müezzin mahfili gibi. Alçak olanına maksure denir.
Mahmuz: Köprü ayaklarındaki su akışını ters duran üçgen masif taş. Selyaran.
Mahya: Damın iki meyilli yüzeyinin birleştiği keskin sırt. Sırtın kirişi. Minare arası ışıklı yazı.
Mihrap: Kıble duvarında girintili veya çıkıntılı, yanlarında sütunlu ve şamdanlı, taçlı, stalaktitli, süslemeli, çinili imam yeri.
Son cemaat yerinde de olabilir.
Mimar Sinan'ın mührü ve imzası: Elfakir elhakir sinan sermimaranı hassa. imzası, Büyükçekmece Köprüsü üzerindedir:
Ameli Yusuf bin Abdullah.
Minare: Temel, pabuç, kaide, gövde, şerefe, külah, alem, paratonerden meydana gelen ezan okuma kulesi. Camiye bitişik
veya ayrı yapılır. Üzeri ve
şerefeleri süsleme sanatlıdır.
Minber: Özellikle cuma günleri hutbe okunan sahanlıklı, merdivenli, kapılı, bazısı kubbeli, külahlı mermer, taş veya ahşap
hutbe yeri.
Moloztaş: Taşocağında kırıldığı gibi çıkan biçimlendirilmemiş taş. Molozdöşek ve molozduvar yapımında kullanılır.
Mukarnas: Skalaktit. Prizma destek ve süs bindirmelik. Dışa doğru bindirmeli taşarak, simetrik düzende yapılanır. Üç
boyutlu bir İslam mimari sanatıdır.
Sütun başlıkları, taçkapı, şerefe, korniş ve nişlerde görülmektedir.
Mezarı: Süleymaniye Camii'nin Haliç dış duvarlarına bakan sade bir türbedir. 1588.
Niş: Kendinden geniş bir mekana açılan ve duvara oyulmuş, üstü kemerli ve mukarnaslı girinti veya hücre.
Pandantif: Kare plana kubbeyi oturtan geçiş öğesi. Köşelerde oluşturulan üçgen içbükey parçalar.
Revak: Uzun kenarlar boyunca sütunların taşıdığı kemer dizisiyle dışa açılan, üstü kubbe veya tonozla örtülü uzunlamasına
mekan.
Serveti: 12 konak, 38 dükkan, 9 ev, 2 mektep, 4 çeşme, mescitler, araziler, değirmenler ve bütün mimari eserleri.
Tabhane: Misafirhane.
Tektonik: Kompozisyon içinde tekrarlanan ve tek başına da bağımsız bir bütün olan unsur.
Hakkında: Mimar Sinan veya Koca Mîmâr Sinân Ağa ( Sinaneddin Yusuf - Abdulmennan oğlu Sinan) (Osmanlı Türkçesi:
( )آغا سنان معمار قوجهd. 29 Mayıs 1489 Ağırnas Kayseri - ö. 9 Nisan 1588, İstanbul), Osmanlı baş mimarı ve inşaat
mühendisi. Osmanlı padişahları I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar
Sinan, yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde dünyaca tanınmıştır. En büyük başyapıtı, "ustalık eserim" dediği Selimiye
Camisi'dir.