Professional Documents
Culture Documents
Buyuk Selcuklu Tarihi Gulay Oghun Bezer
Buyuk Selcuklu Tarihi Gulay Oghun Bezer
Yazarlar
Prof.Dr. Gülay Ö⁄ÜN BEZER (Ünite 1-4)
Doç.Dr. Adnan ÇEV‹K (Ünite 5, 6)
Yrd.Doç.Dr. Abdurrahim TUFANTOZ (Ünite 7, 8)
Yrd.Doç.Dr. Sadi S. KUCUR (Ünite 9, 10)
Editör
Prof.Dr. Gülay Ö⁄ÜN BEZER
ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Ö¤retim” tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r.
‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t
veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Genel Koordinatör
Prof.Dr. Levend K›l›ç
Ö¤retim Tasar›mc›s›
Yrd.Doç.Dr. Alper Tolga Kumtepe
Kapak Düzeni
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Dizgi
Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi
ISBN
978-975-06-1031-8
2. Bask›
‹çindekiler
Önsöz ............................................................................................................ ix
Önsöz
X.yüzy›l›n son çeyre¤inde bafllayan Türk göçü, sadece Türk tarihinin de¤il, ‹s-
lâm ve Dünya tarihinin de seyrini de¤ifltiren önemli bir olayd›r. Türkler bilindi¤i
gibi anayurtlar› Türkistan’dan, tarih boyunca çeflitli sebeplerle göç etmifllerdir.
Göçler genellikle güneye Çin’e, güneybat›ya Afganistan’a, bat›ya Karadeniz’in ku-
zeyi ve Avrupa’ya olmufltur. X.yüzy›lda Karah›taylar›n güneyden s›k›flt›rmas›; be-
fleri ve ekonomik baflka nedenlerin de etkisiyle Türkistan’›n kuzeyindeki K›pçak
birli¤inin da¤›lmas›, yeni bir göç dalgas› bafllatt›. Bu s›rada Orta Seyhun bölgesin-
den Aral-Hazar aras›na kadar uzanan yurtlar›nda yaflamakta olan O¤uzlar, bu göç
dalgas›n›n en önünde bulunmalar› sebebiyle, arkadan gelen bask›yla bat›ya ilk
geçecek olanlard›. Göktürk ve Uygurlar döneminde de devletin aslî unsurunu
oluflturan O¤uzlar, o hanedanlar›n çökmesi üzerine zaman içerisinde bat›ya çekil-
mek suretiyle, söz konusu yurtlar›na yerleflmifllerdi. X. yüzy›lda Hazar Ka¤anl›¤›-
na ba¤l› bir yabgu taraf›ndan idare edilmekte iken, bu süreçte ‹slâmiyetle de tan›-
flan O¤uzlar, göçün yönünü Hazar’›n kuzeyinden güneyine, ‹slâm ülkelerine do¤-
ru çevirmifl bulunuyorlard›.
O¤uzlar’›n K›n›k boyuna mensup sübafl› Selçuk Bey’in, 980’li y›llarda yüz kiflilik
bir toplulukla Cend’e göçü ve Müslüman olmas›yla, tabiri caizse tarihin seyri de¤ifl-
ti. Sadece Türk Tarihinin de¤il, ‹slâm ve Dünya Tarihinin de ak›fl› bambaflka bir is-
tikamet ald›. Selçuk Bey’in, o günün flartlar›nda belki hiç önemsenmeyecek bu
hamlesi, yurtsuz ve devletsiz kalan bu topluluklar›, yar›m yüzy›l sonra Selçuklu
Devleti’nin çat›s› alt›nda toplayacak olan geliflmelerin milad› oldu. Devletin kurulu-
du¤u Horasan ve ‹ran sel gibi akan Türkmenleri iskâna yetmedi. O¤uzlar, Selçuklu
sultanlar›nca sevk edildikleri Anadolu’da, küllî bir de¤iflim yaflatarak ikinci bir ana-
yurt kurdular. Burada Türkler’i siyasî birli¤e kavuflturup, yok olmaktan koruyan
Türkiye Selçuklular›, üç k›tada ve Akdeniz havzas›nda alt› yüz y›l hüküm süren Os-
manl›’n›n ve Türkiye Cumhuriyetinin de temeli, hattâ bizatihi kendisi oldular.
Türkler’in yak›ndo¤uya girdikleri dönemde, art›k iyice zay›flam›fl olan Abbasî
imparatorlu¤una karfl› ata¤a geçmifl olan Bizans ve ‹slâm›n dahilî bünyesini kemi-
ren Bat›nîlik meseleleri, bu O¤uz Türklerinin eseri olan Selçuklu Devleti eliyle
büyük ölçüde çözüldü.
Türkistan’da Göktürkler ve Uygurlar gibi parlak dönemlerde temsil edilen; ba-
t›ya geldikten sonra Selçuklu, Osmanl› ve Türkiye Cumhuriyetiyle Türklü¤ün bafl-
l›ca temsilcileri olan O¤uzlar›n/Türkmenlerin/ Selçuklular›n tarihini ö¤renmek,
Türk Tarihinin bugünden Hunlara kadar uzanan bütünlü¤ü kavramak anlam›na
gelmektedir. Selçuklu Tarihi Türk Milleti’nin iki bin y›ll›k tarih serüvenin kavflak
noktas› olmas› bak›m›ndan asla ihmâl edilemeyecek bir dönemdir.
Bu kitapta, ayr› bir dersin konusu olacak kadar genifl ve önemli bir flube oldu-
¤undan, Türkiye Selçuklular› hariç, Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u; Selçuklu sul-
tanlar›n›n tayin etti¤i Selçuklu melikleri taraf›ndan kurulan flube hanedanlar ve
da¤›lma döneminde büyük siyasî roller oynayan atabeylerin tarihi anlat›lmaktad›r.
‹lk dört ünite kurulufl, Tu¤rul Bey, Alp Arslan ve Melikflah; befl ve alt› fetret dev-
ri ve Sancar dönemi; yedi ve sekiz flube hanedanlar ve atabeylikler; son iki ünite
ise, devlet teflkilât› ile kültür ve medeniyet konular›n› içermektedir.
Ortaça¤ Türk Tarihi ve Türkiye Tarihinin bütün dönemlerinin anahtar› konumun-
da olan Selçuklu Tarihinin önemine, küçük de olsa bir katk› sunmak umuduyla…
Editör
Prof.Dr. Gülay Ö⁄ÜN BEZER
1
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Selçuklular’›n kökeni ve O¤uzlar’la iliflkilerini tan›mlayabilecek,
N
O¤uz göçlerinin sebep ve sonuçlar›n› belirleyebilecek,
Selçuklu Devleti’nin kuruluflunu aç›klayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• O¤uzlar • Selçuklular
• Yabgu • Gazneliler
• Sâmâno¤ullar› • Karahanl›lar
• Selçuk Bey • Ça¤r›-Tu¤rul Bey
‹çindekiler
• SELÇUKLULAR’IN KÖKEN‹
• SELÇUKLULAR VE O⁄UZLAR
• CEND’E GÖÇ
• SÂMÂNO⁄ULLAR’I VE
KARAHANLILAR’LA ‹L‹fiK‹LER
• ÇA⁄RI BEY’‹N DO⁄U ANADOLU
KEfi‹F AKINI
Büyük Selçuklu
Kurulufl Dönemi • ARSLAN YABGU’NUN ES‹R
Tarihi
ED‹LMES‹
• ÇA⁄RI VE TU⁄RUL BEYLER’‹N
R‹YÂSET‹
• HORASAN’A GÖÇ VE
GAZNEL‹LER’LE SAVAfiLAR
• DANDÂNAKÂN SAVAfiI
• DEVLET‹N KURULUfiU VE
YAPILANMASI
Kurulufl Dönemi
SELÇUKLULAR’IN KÖKEN‹
Selçuklular, XI-XIV. yüzy›llarda Türkistan, Horasan, ‹ran, Afganistan, Irak, Suriye
ve Anadolu’da flubeler halinde hüküm sürmüfl olan devletin ve onu yöneten ha-
SIRA S‹ZDE
nedan›n ad›d›r. Selçuklular’›n bilinen ilk atas› Dukak’d›r. Yenikent yabgusunun SIRA S‹ZDE
hizmetinde sübafl› olarak görev yapmakta idi. Usta savaflç›l›¤› dolay›s›yla “demir Sübafl›, eski Türklerde ordu
komutan› demek olup,
yayl›” unvan› tafl›yordu. Kaynaklar›n yetersizli¤i sebebiyle onun atalar› hakk›nda O¤uzlar’da daD Üönemli
D Ü fi Ü N E L ‹ M fi Ü N Edevlet
L‹M
bilgi sahibi de¤iliz. Dukak’›n ölümü üzerine yerine o¤lu Selçuk sübafl› oldu. Ad› görevlilerindendir.
kaynaklarda “Salcuk”, “Salçuk”,”Selcük”, “Selçuk”, “Sarçuk” gibi farkl› flekillerde
yaz›lm›flt›r. Selçuk Bey’in torunlar›n›n kurdu¤u devlet devrin Skaynaklar›
O R U taraf›n- S O R U
dan, onun ad›na nisbetle Selçukiyyan, Selaç›ka, Al-i Selçuk (Selçuklu ailesi) ola-
rak kaydedilmifltir. D‹KKAT D‹KKAT
Selçuk Bey’in ailesi ve yak›nlar›na iliflkin olarak sadece Mikail, Arslan ‹srail,
Musa ‹nanç, Yusuf Y›nal ve Yunus adl› befl o¤lunun varl›¤› tespit edilebilmifltir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Selçuklular’›n O¤uzlar’›n K›n›k boyundan geldi¤i ittifakla kabul edilmektedir.
Ancak ne Dukak’›n, ne de Selçuk Bey’in K›n›k boyunun beyi olduklar›na dair her-
hangi bir bilgiye sahip de¤iliz. ‹kisinin de yaln›zca O¤uz Yabgulu¤u’nda
AMAÇLARIMIZ sübafl› AMAÇLARIMIZ
olarak görev yapt›klar› tespit edilebilmektedir.
O¤uzlar hakk›nda daha fazla bilgi için bkz. Faruk Sümer, O¤uzlar K(Türkmenler)
‹ T A P Tarihle- K ‹ T A P
ri, Boy Teflkilâtlar›, Destanlar›, ‹stanbul 2004
Resim 1.1
Kaflgarl›
Mahmud’a Göre
O¤uz Boylar›
Kaynak: (Sümer,
2004)
1. Ünite - Kurulufl Dönemi 5
Resim 1.2
Reflideddin
O¤uznâmesine
Göre O¤uz Boylar›
Kaynak: (Sümer,
2004)
y›lda bir yabgu taraf›ndan idare edilmekte idiler. O¤uz Yabgulu¤u’nun baflkent
Yengikent’den baflka Sabran, Sütkent, Karaçuk, Barç›nl›gkent ve Cend gibi flehir-
leri de vard›. Yar›göçebe (konargöçer) bir hayatlar› oldu¤u için bafll›ca üretim alan-
lar› hayvanc›l›k (at, koyun, deve) ve kendilerine yetecek kadar ziraat idi. Bununla
birlikte flehirlerde zenaat ve ticaretin de yayg›n oldu¤u bilinmektedir.
Hazar Ka¤anl›¤› VII-X. O¤uz yabgular›n›n Hazar Ka¤anl›¤› veya Karahanl›lar’a ba¤l› olduklar› ileri
yüzy›llarda Karadeniz’in
kuzeyi ve Do¤u Avrupa’da; sürülmektedir. O¤uzlar’›n Hazarlar’la bazen mücadele, bazen de ittifak halinde bu-
Karahanl›lar ise IX- XIII. lunduklar› ve onlara paral› asker olarak hizmet ettikleri de tespit edilmifltir. Selçuk-
yüz›llarda Do¤u ve Bat›
Türkistan’da hüküm sürmüfl
lular’›n da Hazarlarla do¤al olarak O¤uz Yabgulu¤u mensuplar› olarak iliflkilerinin
Türk hanedanlar›d›r. oldu¤u tahmin edilebilir. Selçuk Bey’in o¤ullar›na Mikail, ‹srail, Musa, Yusuf ve
Yunus gibi isimler verilmifl olmas› Yahudi Hazar Ka¤anl›¤› ile kültürel etkileflim ol-
du¤u izlenimi vermektedir.
922 y›l›nda ‹dil Bulgar han›na gitmekte olan Abbasi halifesinin elçilik heyetin-
de bulunan ‹bn Fadlan, seyahatnâmesinde O¤uzlar’a iliflkin önemli bilgiler verir.
Bu tarihlerde aralar›nda müslüman olanlar bulunmakla birlikte, ço¤unlu¤un henüz
eski Türk dinine (Gök-Tanr› inanc›) mensup olduklar› anlafl›lmaktad›r.
X. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, K›taylar’›n Mo¤olistan’dan sürülmesi K›pçak boy
birli¤inin da¤›lmas› sonucunu do¤urdu. O¤uzlar kuzey komflular› olan Türk boy-
lar›n›n kaynaflmas› ve göçleri sebebiyle ciddi bask›ya maruz kald›lar. Bu olay›n ya-
ratt›¤› siyasi, sosyal ve ekonomik sars›nt›lar, O¤uzlar’› da yerlerinden oynatt›. On-
lar›n bir k›sm› Karadeniz’in kuzeyindeki bozk›rlara ve Do¤u Avrupa’ya göç ettiler.
Daha sonra Selçuklular’›n özünü teflkil edecek olan di¤er O¤uz topluluklar› ise,
Hazar Denizi’nin güneyine indiler. Bu s›rada Horasan ve Maveraünnehir’de hüküm
sürmekte olan Sâmâno¤ullar’› Karahanl›lar’›n bask›s› ile giderek zay›flamakta idi.
Bu yönde göç eden O¤uzlar ‹slamiyeti kabul ederek, Maveraünnehir’de toplanma-
ya bafllad›lar.
Resim 1.3
O¤uzlar’›n
Yurtlar›
Kaynak: Atlas
Dergisi (Eylül
2001 Say› 102)
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
1. Ünite - Kurulufl Dönemi 7
CEND’E GÖÇ
Daha önce de söylendi¤i gibi, X. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yaflanan sözkonusu olay-
lar, O¤uzlar’› da yak›ndan etkiledi. Sübafl› Selçuk Bey’in, bu s›rada iyice güç kay-
betmifl olan Yabgu ile bir rivayete göre onun yerine geçmeyiSIRA S‹ZDE flüphesiy-
planlad›¤› SIRA S‹ZDE
le aras› aç›ld›. Selçuk Bey’in detay› bilinmeyen k›sa hayat hikâyesi iyi incelendi¤in-
de dahi, bunun çok da yersiz bir iddia olmad›¤› tahmin edilebilir. Bununla birlik-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
te Yabgu’yu zaafa u¤ratan di¤er sebepler de gözard› edilemez. Ancak sebebi ne
olursa olsun bu rekabet, Yabgu’ya göre daha zay›f oldu¤u anlafl›lan Selçuk’un yur-
dunu terk etmesiyle sonuçland›. Selçuk Bey az say›daki kayna¤›n S O verdi¤i
R U müphem S O R U
bilgiye göre, 960 veya 985 y›l›nda, Yengikent’ten, yine Yabgu’ya ba¤l› olan Cend
flehrine geldi. Cend Seyhun’un güney k›y›s›nda, yani ‹slâm medeniyet
D ‹ K K A T dairesi içe- D‹KKAT
risinde bulunuyordu. Yan›nda 100 kadar atl› ile buraya gelen Selçuk Bey, bölge-
nin flartlar›n› k›sa sürede analiz ederek müslüman olmaya karar verdi. Bir gelecek
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
inflas› peflinde olan Selçuk Bey’in bu karar› almas›nda, daha önce bölgeye göç et-
mifl olan soydafllar›n›n kendisine kat›lmas›n› sa¤lamak arzusunun da önemli bir et-
ken oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Nitekim bir kaç y›lda etraf›nda büyük kuvvetlerin top-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
lanm›fl olmas›, tercihinin ne kadar isabetli oldu¤unu göstermektedir.
SÂMÂNO⁄ULLARI VE KARAHANLILAR’LA
T E L E V ‹L‹fiK‹LER
‹ZYON TELEV‹ZYON
Türkler, Maveraünnehr’in Emeviler taraf›ndan fethinden itibaren yak›n temasta
olduklar› ‹slâm dinini Talas Savafl›ndan sonra, art›k kitleler halinde kabul etme-
ye bafllam›fllard›. Ancak X. yüzy›l›n bafllar› bu hususta bir dönüm noktas› oldu.
‹NTERNET ‹NTERNET
Önce ‹dil Bulgarlar’›, k›sa bir süre sonra da Karahanl›lar müslümanl›¤› seçtiler.
Karahanl›lar böylece Sâmâno¤ullar›n›n Türkistan’da yürüttükleri cihad faaliyetle-
rinin önünü kesip, onlar›n Türkistan’daki askerî ve siyasî ilerleyifllerini durdurdu-
lar. Bir süre sonra ise do¤rudan Sâmâno¤ullar›’n› hedef alan bir d›fl politika yü-
rütmeye bafllad›lar.
Selçuk Bey’in, O¤uz yabgusuna ait olmakla birlikte, adetâ bir müslüman uç
flehri olan Cend’de müslümanl›¤› kabulü onu, k›sa bir zaman içerisinde Karahanl›-
Sâmâno¤ullar› mücadelesinin en önemli taraflar›ndan birisi haline getirdi. Onun
Yabgu’nun Cend’e gelen vergi memurlar›n› kovmas› bu çevredeki sayg›nl›¤›n› art-
t›rd›. Selçuk Bey’in kaynaklarda gâzi unvan› ile an›ld›¤›na bakarak, müslüman ol-
mayan soydafllar›na karfl› cihad etti¤i söylenebilir. Nitekim büyük o¤lu Mikail’in de
böyle bir seferde flehit düfltü¤ü anlafl›lmaktad›r.
Karahanl› ailesinden bat› bölgesinin yöneticisi olan K›l›ç Bu¤ra Han Harun,
Seyhun’un do¤usundaki ‹sficab, Taflkent gibi flehirleri ald›ktan sonra 992 y›l›nda
Sâmâno¤ullar›’n›n baflkenti olan Buhara’y› iflgâl etti. Selçuk Bey, Sâmânî emirinin
yard›m iste¤ine, o¤lu Arslan Bey idaresinde kuvvet göndererek cevap verdi. Bu¤-
ra Han flehri terke mecbur olup ülkesine dönerken, O¤uzlar onun artç› birlikleri-
ne çok zayiat verdirdiler. Sâmâno¤ullar› emiri, bu yard›m karfl›l›¤›nda Selçuklular’a
Buhara yak›nlar›ndaki Nur kasabas›n› yurtluk olarak verdi. O¤uzlar’›n merkeze bu
kadar yak›n bir yere davet edilmifl olmalar›, çöküflün efli¤inde bulunan Sâmâno¤ul-
lar›’n›n onlardan daha etkili biçimde yararlanmak istediklerini göstermektedir. Nur
bölgesine O¤uzlar’dan sözkonusu yard›ma kumanda eden Arslan Bey idaresinde-
ki bir grubun göç etti¤i tahmin edilmektedir.
8 Büyük Selçuklu Tarihi
Bu s›rada art›k iyice yafllanm›fl olan Selçuk Bey ise hâlâ Cend’de oturuyordu.
Ailenin ve onlara ba¤l› O¤uzlar’›n yönetimi hayattaki büyük o¤lu Arslan’›n ida-
resinde gibi görünüyordu. Ancak Selçuk Bey babalar› Mikail bir gazada flehid
düflmüfl olan Ça¤r› ve Tu¤rul’u özel itina ile, adeta liderli¤e haz›rlayarak kendisi
büyütmüfltü. Selçuk Bey tahminen 1009 y›l›nda 100 yafl› civar›nda öldü. Bundan
sonra hayattaki büyük o¤lu Arslan’›n yabgu unvan› alarak ailenin bafl›na geçti¤i,
Yusuf Y›nal ve di¤er kardefllerinin de hiyerarflik olarak onun hizmetinde oldu¤u
tahmin edilmektedir. Nitekim Arslan ve Yusuf’un ölümünden sonra Musa ‹nanç’›n
yabgu unvan› ald›¤› görülecektir. Ancak Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler’in amcalar›n›n
hizmetine girmek konusunda mesafeli bir tav›r tak›nd›klar› anlafl›lmaktad›r. Sel-
çuk Bey’in kendilerine gösterdi¤i ihtimam ve babalar› Mikail büyük o¤ul oldu¤u
için yöneticilik hakk›n›n kendilerinde oldu¤u düflüncesiyle Cend bölgesinde kal-
maya devam ettiler.
O¤uzlar ba¤l› bulunduklar› beylere nisbetle, Yabgulular, Yinallular, K›z›llular
Türkmen ad›n›n anlam› ve gibi adlarla an›lm›fllard›r. ‹slâm kaynaklar›nda müslüman O¤uzlar için Türkmen
ne zaman ortaya ç›kt›¤›
konusunda farkl› görüfller ad› giderek yayg›nlafl›rken devletin kurulmas›ndan sonra da genellikle hanedan›n
bulunmaktad›r. Ancak bu ad›na göre Selçuklular fleklinde zikredilmifllerdir.
ad› özellikle ‹slâm
kaynaklar›n›n, müslüman Bu arada Sâmâno¤ullar›, K›l›ç Bu¤ra Han’›n yerine geçen Nasr ‹lig Han tara-
olan O¤uzlar için yayg›n bir f›ndan 999’da ortadan kald›rd›. Topraklar› Ceyhun nehri s›n›r olmak üzere Ka-
flekilde kulland›klar› ve
onlar›n da bu adland›rmay›
rahanl› ve Gazneliler aras›nda bölüflüldü. Ebû ‹brahim ‹smail adl› bir Sâmâni
yabanc›lamad›klar› flehzadesi ülkesini kurtarmak için onlara karfl› büyük bir mücadele bafllatt›. Ona,
anlafl›lmaktad›r. befl y›l süren bu beyhude macerada Arslan Bey idaresindeki O¤uzlar’›n yard›m
ettikleri anlafl›l›yor.
Böylece Karahanl›lar Maveraünnehir’e hâkim olunca, düflmanlar›na yard›m
eden Selçuklular onlarla karfl› karfl›ya kald›lar. Karahanl›lar hem bu sebeple hem
de, ayn› müslüman O¤uz (Türkmen) kitleye hitap ettikleri için, kendilerine rakip
olarak gördükleri Selçuklular’dan pek hofllanm›yorlard›. Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler bu
sebeple yo¤un bask›ya maruz kald›klar› Maveraünnehir’den ç›k›fl yolu arad›lar. ‹ki
kardefl bir k›s›m kuvvetleri ile do¤uya göçerek Karahanl› büyük ka¤an› Togan Ah-
med Han’›n hizmetine girdiler. Fakat Selçuklular’›n arz etti¤i tehdidin fark›nda olan
Han, Tu¤rul Bey’i yakalatt›. Bunun üzerine Karahanl›lar’a karfl› ihtiyat› elden b›rak-
may›p d›flar›da kalan Ça¤r› Bey, bir bask›nla kardeflini kurtard›ktan sonra, Mavera-
ünnehir’e geri dönmek zorunda kald›lar.
Karahanl›lar’›n kendi aralar›ndaki mücadeleler ve Nasr ‹lig Han’›n ölümü (1013)
de, Selçuklular’›n durumunu iyilefltirmeye yetmedi. Karahanl› Ali Tegin b. K›l›ç
Bu¤ra Han Maveraünnehir’i hâkimiyeti alt›na almaya çal›fl›rken askerî güç olarak
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
O¤uzlar’dan yararlanmak mecburiyetinde oldu¤unu görüyordu. Bunun için Selçuk
Bey’in ölümünden sonra art›k Yabgu unvan› tafl›yan Arslan ile iflbirli¤i yapt›. Hat-
D Ü fi Ü N E L ‹ M tâ onun k›z›D Üile
fi Ü Nevlenmek
EL‹M suretiyle akrabal›k kurdu. Fakat Ali Tegin, Ça¤r› ve Tu¤-
rul Beyler idaresindeki Selçuklular’a düflmanca davran›yordu. Arslan Yabgu’nun
da kendisine mesafeli durarak, tam anlam›yla hizmetine girmeyen ye¤enlerini
S O R U S O R U
onun karfl›s›nda himaye etmedi¤i anlafl›lmaktad›r.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
y›s›yla, ailenin tüm erkek üyeleri tahtta/riyasette hak sahibi olduklar› inanc›yla mücadele-
ye girebiliyorlard›. Arslan Yabgu ve Ça¤r›-Tu¤rul Beyler ile sonraki kuflaklar aras›nda de-
AMAÇLARIMIZ vam eden mücadelenin
AMAÇLARIMIZ bafll›ca sebebi de bu anlay›fl idi.
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
1. Ünite - Kurulufl Dönemi 9
Sizce Ça¤r› Bey’in büyük tehlikeleri göze alarak bu keflif ak›n›na ç›kmas›n›n en önemli se-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
S O R U S O R U
bebi nedir? 2
D Ü fi Üetkileyecektir.
Ça¤r› Bey’in Anadolu seferi Bizans’›n Do¤u Anadolu politikas›n› kökten NEL‹M Zi- D Ü fi Ü N E L ‹ M
D‹KKAT D‹KKAT
ra küçük bir ak›nda bile Türkler’in karfl›s›na ç›kmayan Ermeniler bu gerekçe ile, Bizans
taraf›ndan ‹ç Anadolu bölgesine göç ettirilmifllerdir. Zira Bizans zaten
S Omezhep
R U çat›flmala- S O R U
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
r› dolay›s›yla çat›flma hâlinde bulundu¤u Ermeniler’e, muhtemel bir Türk tehdidi karfl›s›n-
da art›k güvenemeyece¤ini anlam›fl bulunuyordu. Bu sebeple Van ve Kars hatt›ndaki Erme-
D‹KKAT D‹KKAT
niler, 1021-1064 y›llar› aras›nda kendilerine iç Anadolu’da verilenAMAÇLARIMIZ
yerler karfl›l›¤›nda bu- AMAÇLARIMIZ
ralardan ç›kar›lm›fllard›r.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
ARSLAN YABGU’NUN ES‹R ED‹LMES‹ K ‹ T A P K ‹ T A P
O¤uzlar’›n nüfusu Maveraünnehir’de engellenemez bir flekilde artarken, bölge hâ-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
kimleri aras›ndaki mücadelelerde önemli roller oynuyorlard›. Karahanl› büyük ka-
¤an› Togan Ahmed Han’›n vefat›ndan sonra (1017) yerine geçen T E L EMansur
V ‹ Z Y O N Arslan ‹lig TELEV‹ZYON
1024 y›l›nda taht› kendi arzusu ile Yusuf Kad›r Han’a b›rakm›flt›.
K ‹ T A P kardefli Ali
Ancak K ‹ T A P
Tegin onun hükümdarl›¤›n› tan›mad›. Daha önce de söylendi¤i gibi, Ali Tegin bu
hâkimiyet mücadelesinde Arslan Yabgu’nun askerî gücüne dayanmaktayd›. Bu du-
‹NTERNET ‹NTERNET
rum ayr›ca Gazneliler’in Ceyhun ötesi hedefleri için de engelT Eteflkil
LEV‹ZYON
ediyordu. Bu TELEV‹ZYON
sebeple bölgenin iki büyük hükümdar›, Yusuf Kad›r Han ile Gazneli Sultan Mah-
mud, 1025 y›l›nda Semerkant yak›nlar›nda bulufltular. ‹ran-Turan meselelerinin ko-
nufluldu¤u bu görüflmede, Ali Tegin ile Arslan Yabgu’nun bertaraf edilmesine ka-
rar verildi. Ali Tegin, Sultan Mahmud’un ordusuyla Türkistan’a ‹ N Tgirdi¤ini
E R N E T duyunca ‹NTERNET
10 Büyük Selçuklu Tarihi
çöle kaçt›. Fakat Arslan Yabgu, Sultan’›n görüflme teklifini kabul ederek huzuruna
ç›kt›. Sultan Mahmud, O¤uzlar’›n Karahanl›lar taraf›ndan alg›land›klar› kadar bü-
yük bir tehdit olup olmad›¤›n› anlamak üzere yapt›¤› görüflmede o da ayn› kanaâ-
te vard›. Bu yüzden bir hile ile yakalanarak Hindistan’daki Kâlincâr kalesinde hap-
sedilen Arslan Yabgu 1032 y›l›nda ölene kadar orada kald›.
Arslan Yabgu’ya ba¤l› olduklar› için Yabgulular olarak an›lan O¤uzlar’dan yak-
Çad›r hâne karfl›l›¤› olup, lafl›k 4000 çad›r halk›, Sultan Mahmud taraf›ndan sözkonusu anlaflma gere¤ince
her hâne ortalama 5 kifli
say›ld›¤›na göre, bu Horasan’a nakledildi. Yabgulular’›n Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler’e tâbi olmak istemeye-
O¤uzlar’›n yaklafl›k 20.000 rek göç ettiklerine dair iddialar da vard›r. Bununla birlikte esas sebebin, nüfuslar›
kifli oldu¤u tahmin edilebilir.
giderek artmakta olan O¤uzlar’›n gücünün, da¤›t›larak zay›flat›lmas› oldu¤u anla-
fl›lmaktad›r. Zira birbirinin üzerine katlanarak gelen göç dalgalar› ile ço¤almakta
olan O¤uzlar, Ceyhun bendini y›k›p bir sel gibi Horasan’a girdikleri taktirde bu
tahripkâr istilân›n önünde durmak mümkün olamayacakt›. K›z›l, Ya¤mur, Göktafl,
Mansur gibi beyleri idaresinde Horasan’a geçen Yabgulu O¤uzlar, kendilerine ve-
rilen yerlerde asayiflsizli¤e sebep olduklar› için Sultan Mahmut taraf›ndan düzenle-
nen bir seferle bizzât cezaland›r›ld›lar. 4.000 kadar› öldürülen ve çok say›da esir
veren O¤uzlar’dan kurtulanlar, Aral-Hazar aras›ndaki soydafllar›n›n yan›na s›¤›nd›-
lar (1029). Sultan Mahmud öldükten sonra o¤lu Mesud’un taht› ele geçirmek için
kendilerinden yard›m istemesi üzerine yeniden Horasan’a indiler. Fakat Mesud sal-
tanat›n› güçlendirdikten sonra, devleti bak›m›ndan tehlike arz ettiklerini düflüne-
rek onlar› bertaraf etmeye giriflti (1033). Beylerinin baz›lar› öldürülen O¤uzlar, bu-
nun üzerine Horasan flehirlerini ya¤malay›p bat›ya do¤ru çekildiler. Rey’i al›p ora-
dan da Azerbaycan, el-Cezire ve Do¤u Anadolu’ya girdiler. Bu bölgeleri de ya¤ma
ve ak›nlara u¤ratt›lar. Ancak Musul’un Arap emiri Karvafl taraf›ndan a¤›r bir yenil-
giye u¤rat›l›p çok kay›plar verdiler. Kalanlar› kendilerinden sonra bölgeye gelen
Selçuklular’la kar›flt›lar.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Üde
N E Lsöylendi¤i
‹M
Daha önce gibi, Maveraünnehir’de ba¤›ms›z bir Karahanl› flube-
si oluflturmaya çal›flan Ali Tegin, Arslan Yabgu’nun esareti ile kaybetti¤i askerî
S O R U gücü yeni Selçuklu
S O R U liderlerinden sa¤lamay› plânl›yordu. Ancak Ça¤r›-Tu¤rul Bey-
ler’in mesafeli duruflu Ali Tegin’i baflka tedbirler almaya sevk etti. Amcalar› Yu-
suf Yinal’a yabgu unvan› verip ailenin bafl›na geçirmeyi; yani herfleye ra¤men
D‹KKAT D‹KKAT
mücadeleye devam edecek güçleri bulundu¤u anlafl›lan Selçuklu ailesini parça-
Harizm genel hatlar› ile her
taraftan Türk illeri ile çevrili, lamaya teflebbüs etti. Ali Tegin buna muvaffak olamay›nca üzerlerine ordu gön-
N N
SIRA S‹ZDE
Amuderya (Ceyhun SIRA S‹ZDE
derdi. Selçuklular, Yusuf Yinal da dâhil olmak üzere çok kay›plar verdiler. Erte-
Nehri)’n›n Aral Gölü’ne
döküldü¤ü yerin iki yakas›n› si sene (1030) büyük bir orduyla Ali Tegin’in üzerine yürüyen Ça¤r› ve Tu¤rul
içine alan bölgeye denir. ‹ki Bey intikamlar›n› almaya muvaffak oldular.
AMAÇLARIMIZ
baflkenti Kâs ve Gürgenç’tir. AMAÇLARIMIZ
‹slâm medeniyetinin önemli Bir süre sonra flartlar›n zorlamas›yla Ali Tegin ile olan anlaflmazl›k ask›ya al›n-
merkezlerinden birisidir. d›. Gazneliler’e ba¤l› Harizm valisi Altuntafl da, ihtiyaç hâlinde askerî güçlerinden
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
1. Ünite - Kurulufl Dönemi 11
Nesâ Savafl›
Gerçekten de Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler, herne kadar Gazneliler’e karfl› politik bir ne-
zaket gösterseler de hedeflerinin bundan daha fazlas› oldu¤u anlafl›l›yordu. Uzun
y›llard›r yurt bulmak mecburiyeti ile oradan oraya göçen O¤uzlar Selçuklu ailesi-
nin etraf›nda toplanarak güçlerini giderek artt›rmakta idiler. Buna ra¤men Sultan
Mesud, Selçuklu baflbu¤lar›n›n tekliflerini geri çevirdi. Oysa devlet ileri gelenleri,
12 Büyük Selçuklu Tarihi
DANDÂNAKÂN SAVAfiI
Ailelerini ve a¤›rl›klar›n› Balhan Da¤lar›’ndaki soydafllar›n›n yan›na gönderen Sel-
çuklular, Gazne ordusuna do¤ru harekete geçtiler. Onlar›n maksad› kay›plar ver-
mekte ve maneviyat› da büyük ölçüde çökmüfl olan Gazne ordusunu çöle çek-
mekti. Selçuklular Gazne ordusuna ani bask›nlar düzenleyip kaç›yor, kaçarken de
su kuyular›n› kullan›lmaz hâle getiriyorlard›. Asl›nda Sultan Mesud bu savafla ç›kar-
ken Selçuklular’›n savafl takti¤ini anlad›¤›n›, kendisinin de buna uygun olarak, ha-
reket kaabiliyeti yüksek bir orduyla savaflaca¤›n› söylüyordu. Ancak Sultan Mesud
yine onlar›n stratejisine tâbi olmak zorunda kalm›flt›. Selçuklular’›n Horasan’a göç
etti¤i 1035 y›l›ndan beri sürekli alarm durumunda bulunan Gazne ordusu bu sü-
reçte adeta tükenmiflti. Nihayet Dandânakân yak›nlar›nda karfl› karfl›ya gelen iki
ordu üç gün sürecek bir kader savafl›na bafllad›. Selçuklular küçük birlikler hâlin-
de y›pratma savafl› veriyorlard›. Gazne ordusunun dayan›lmaz hâle gelen su ihti-
yac›n› karfl›lamak hayatî bir mesele idi. 23 May›s Cuma günü Dandanakan kalesi-
ne ulaflan Gazne ordusu, kale kap›lar› kendilerine aç›lmamakla birlikte, ahalinin
surlardan sark›tt›¤› su testileri ile bir miktar ihtiyac›n› giderdi. Kale d›fl›ndaki dört
kuyu Selçuklular taraf›ndan lefl at›larak kullan›lmaz hâle getirilmiflti. Kuyular›n aç›l-
1. Ünite - Kurulufl Dönemi 15
Zaferden sonra Selçuklular bir yandan Gazne ordusunu kararl› bir takibe u¤rat›r-
ken, hemen bir kurultay toplad›lar ve devlet ilân ettiler. Ancak Sas›l
O Rbüyük
U kurulta- S O R U
y› bir ay içerisinde Merv’de yapt›lar. Tu¤rul Bey bir kere daha sultan ilan edildi. Ni-
flabur baflkent olmak üzere bat›ya gidecekti. Özellikle Selçuklu aile mensuplar›, bu
D‹KKAT D‹KKAT
büyük eme¤in, fedakârl›¤›n hebâ olmamas› için birlik hâlinde kalmaya and içtiler.
Sonra ülke topraklar›n›n yönetimini paylaflt›lar. Ça¤r› Bey’e melik unvan›yla Merv
N N
SIRA S‹ZDEitibaren Af-
merkez olmak üzere Horasan’›n do¤usu; Musa Yabgu’ya ise Herât’tan SIRA S‹ZDE
ganistan yönünde zapt edece¤i yerler verildi. Hanedan›n ileri gelenlerinden bir
k›sm›na da, bu üç liderden birisine ba¤l› olmak kayd›yla baz› yerler verildi. Ça¤r›
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Bey’in o¤lu Kavurt Kirman’a tayin edilirken; di¤er o¤lu Alp Sungur Yakutî, ‹brahim
Yinal ile Kutalm›fl do¤rudan Tu¤rul Bey’in hizmetine verildiler.
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE
Kut, Türk devlet gelene¤ine disine kut verilmifl olan tek bir hükümdar yönetirdi. Ülke topraklar› yönetim bak›m›ndan
göre, Tanr› taraf›ndan
yeryüzünü idare etmekle hanedan mensuplar› aras›nda bölüflülürdü. Ancak bu görevliler hükümdar›n hükümranl›k
görevlendirilmifl olan Türk
AMAÇLARIMIZ yetkisine ortak de¤illerdi ve gerekti¤inde idare alanlar› da de¤ifltirilirdi. Yani ülke hane-
AMAÇLARIMIZ
hükümdar›na bahfledilmifl
olan ilahî lütfun ad›d›r. Kut,
dan›n ortak mülkü de¤ildi. Yönetim yetkisi, millet ad›na hükümdar›n elinde ve hanedan›n
hükümdar› ilâhî nitelikli ve ortak sorumlulu¤unda bulunurdu. Ancak Selçuklular’›n sözkonusu ifl bölümü, bu anlamda
kutsal
K ‹ Tyapmaz.
A P Çünkü Tanr› K ‹ T aflan
ülüflün s›n›rlar›n› A P istisna durumlardand›r.
taraf›ndan yetkilendirilmifl
say›lsa da hükümdar, töre
(kanun) önünde sorumlu ve Selçuklular Merv kurultay›nda Tu¤rul Bey’i sultan kabul etmekle birlikte, Ça¤-
hesap sorulabilir
Tdurumdad›r.
ELEV‹ZYON r› Bey ve TMusa
E L E V ‹ Yabgu’ya
ZYON tan›nan haklar, gelene¤in ötesine geçmifl bulunuyordu.
Nitekim her ikisi de kendi adlar›na hutbe okutmak ve para bast›rmak yetkisini hâ-
iz olduklar› gibi, onlar›n do¤rudan tâbileri de vard›. Bu durum Türk devlet gelene-
¤inin öngördü¤ünün aksine merkeziyetçili¤e ayk›r› bir durum ortaya ç›kar›yordu.
‹NTERNET ‹NTERNET
Herhâlde bu kadar meflakkatli bir süreçte büyük hizmetler etmifl olan di¤er iki Sel-
çuklu baflbu¤una da bir nevi vefa göstergesi olarak sa¤lanan bu imtiyazlar, ileride
görülece¤i üzere onlar›n hayatlar›yla s›n›rl› kalacakt›r.
1. Ünite - Kurulufl Dönemi 17
Özet
N
A M A Ç
Selçuklular’›n Kökeni ve O¤uzlar’la iliflkilerini N
A M A Ç Selçuklu Devleti’nin kuruluflunu aç›klayabilme.
1 tan›mlayabilme, 3
Gazneli Sultan Mesud, topraklar›na izinsiz giren
Selçuklular, XI-XIV. yüzy›llarda Türkistan, Hora-
Selçuklular’a karfl› mücadele bafllatt›. Yurt ihtiya-
san, ‹ran, Afganistan, Azerbaycan, Suriye, Irak
c› yüzünden göçe mecbur kald›klar›n› bildirerek
ve Anadolu’da flubeler hâlinde hüküm sürmüfl
yapt›klar› af ve hizmet talepleri kabul edilmedi.
olan hanedan›n ad›d›r. O¤uzlar’›n K›n›k soyun-
1035 y›l›nda Nesâ savafl› ile bafllayan ve 1040
dan gelen Selçuklular’›n bilinen ilk atas› Dukak
Dandanakan savafl›na kadar devam eden bu mü-
Bey’dir. Yar› göçebe bir hayat sürmekte olan
cadeleler s›ras›nda Selçuklular, 1038 y›l›nda Ni-
O¤uzlar, Orta Seyhun’dan Aral-Hazar aras›na ka-
flabur’u ele geçirip devlet ilân ettiler. Sultan Me-
dar olan yurtlar›nda O¤uzYabgulu¤u idaresinde
sud’un, Türkmenler (O¤uzlar) ya da Selçuklu me-
yaflamakta idiler. Dukak Bey ve daha sonra da
selesini çözmek üzere yapt›¤› son büyük hamle
o¤lu Selçuk Bey, yabgunun hizmetinde sübafl›
de Dandânakân’da baflar›s›z oldu. Bu baflar›s›z-
olarak hizmet etmifllerdi.
l›kta, Selçuklular’›n bu var olma-yok olma müca-
N
delesinde kazanmaktan baflka çarelerinin olma-
O¤uz göçlerinin sebep ve sonuçlar›n› belirleye-
A M A Ç mas› ve uygulad›klar› vur-kaç savafl takti¤i önem-
2 bilme,
li etken olmufltur.
O¤uzlar’›n kuzey komflusu olan K›pçak birli¤inin
Savafltan sonra Tu¤rul Bey sultan ilân edilerek
da¤›lmas› üzerine bafllayan göçlerin sebep oldu-
Selçuklu Devleti kuruldu. Ülke topraklar›n›n yö-
¤u sars›nt› yabgulu¤u da etkiledi. ‹ktisadî ve sos-
netimi hanedan mensuplar› aras›nda paylafl›ld›.
yal baflka sebeplerin de etkisiyle, Yabgu ile siya-
sî çekiflmeye giren Selçuk Bey göç etmeye mec-
bur oldu. 100 kadar atl› ile Yenikent’ten Mavera-
ünnehir’de bulunan Cend’e geldi. K›sa zaman
içerisinde bu havaliye göç eden ve müslüman
olan O¤uzlar’›n etraf›nda toplanmas›yla büyük
bir güce ulaflt›. Bundan dolay› Karahanl›lar ile
Sâmâno¤ullar› aras›ndaki mücadelelerde ikisinin
de yard›m›na ihtiyaç duydu¤u bir güç hâline gel-
di. Sâmâno¤ullar› bu yard›mlar karfl›l›¤›nda Sel-
çuklular’a Buhara yak›nlar›nda Nur kasabas›n›
yurtluk olarak verdiler.
Selçuk Bey’in ölümünden sonra o¤lu Arslan Yab-
gu ailenin bafl›na geçti. Ancak Karahanl›lar’›n Ma-
veraünnehir’i ele geçirmesi üzerine zorluklar artt›.
Yo¤un bask› üzerine yeni aray›fllara girdiler. Ça¤-
r› Bey 1016-1021 y›llar› aras›nda Do¤u Anadolu
Bölgesine bir sefer yapt›. Bu tapraklar›n fethedile-
bilir oldu¤u müjdesi ile döndü. Bu arada Kara-
hanl› Ali Teginle ittifak eden Arslan Yabgu, O¤uz-
lar (Türkmenler)’› giderek artan kuvvetleri dolay›-
s›yla tehdit olarak gören Gazneli Sultan Mahmud
taraf›ndan bertaraf edildi. Bundan sonra ailenin
bafl›na geçen Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler, Ali Tegin ve
Harizmflahla baz› ittifaklar denemelerine ra¤men
art›k burada kalman›n mümkün olamayaca¤›n›
görerek Ceyhun’u geçip Horasan’a geldiler.
18 Büyük Selçuklu Tarihi
Kendimizi S›nayal›m
1. Selçuklular’›n bilinen ilk atas› afla¤›dakilerden han- 7. Selçuklu-Gazneli savafllar› için afla¤›daki efllefltirme-
gisidir? lerden hangisi yanl›flt›r?
a. Selçuk Bey a. 1038 Serahs
b. Arslan Yabgu b. 1037 Nesâ
c. Dukak Bey c. 1040 Dandânâkan
d. O¤uz Yabgu d. 1039 Talh-âb
e. Kutalm›fl e. 1039 Ulyâ-âbâd
2. Selçuklular O¤uz boylar›n›n hangisinden gelmekte- 8. Selçuklular’›n Gaznelilerle savafllar›n›n bafll›ca sebe-
dirler? bi afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Kay› a. Karahanl›lar’a yard›m etmesi
b. Yaz›r b. Gazne topraklar›n› ya¤malamas›
c. Dö¤er c. Arslan Yabgu’nun esir edilmesi
d. K›n›k d. Sultan Mahmud’un O¤uz illerini ya¤malamas›
e. K›pçak e. Selçuklular’›n devlet kurmak istemeleri
3. X. yüzy›lda O¤uzlar’›n bafll›ca yurtlar› afla¤›dakiler- 9. Dandanakan’dan sonra yap›lan idarî düzenlemeyi en
den hangisidir? do¤ru flekilde afla¤›dakilerden hangisi tan›mlamaktad›r?
a. Maveraünnehir a. Henüz devlet kurulamam›flt›r.
b. Do¤u Türkistan b. Kurulan devlet K›n›k boyunun idaresine verilmifltir.
c. Orta Seyhun, Aral-Hazar aras› c. Tu¤rul Bey idaresinde merkeziyetçi bir devlet
d. Orhun bölgesi kurulmufltur.
e. Horasan d. Tu¤rul, Ça¤r› ve Yabgu ayr› bölgelerde hüküm-
dar olmufllard›r.
4. X. yüzy›ldaki O¤uz göçlerinin nedeni afla¤›dakiler-
e. Devletin bafl›na Selçuk Bey geçmifltir.
den hangisidir?
a. Çin istilâs›
10. Dandanakan’dan sonraki paylafl›m ile ilgili afla¤›da-
b. Karahanl›lar taraf›ndan davet edilmeleri
kilerden hangisi yanl›flt›r?
c. Gazneli Mahmud’un düflmanca tav›rlar›
a. Tu¤rul Bey’e Merv merkez olmak üzere ‹ran
d. Maveraünnehir’de yaflanan k›tl›k
b. Ça¤r› Bey’e Merv merkez olmak üzere Ceyhun’a
e. K›pçak Birli¤inin K›taylar’›n bask›s›yla da¤›lmas›
kadar Horasan
c. Kara Arslan Kavurt Bey’e Kirman
5. Afla¤›dakilerden hangisi Ça¤r› Bey’in Anadolu ak›-
d. ‹nanç Yabgu’ya Herat ve Sistan
n›n sonuçlar›ndan biri de¤ildir?
e. Tu¤rul Bey’e Niflabur merkez olmak üzere Ho-
a. Bizans’›n Do¤u Anadolu siyasetinde de¤ifliklik
rasan
yapmas›
b. Ermeniler’in iç bölgelere göç ettirilmesi
c. Büyük Selçuklu Devleti’nin kurulmas›
d. Anadolu’nun fethedilebilirli¤inin tespiti
e. Çok miktarda ganimet elde edilmesi
S›ra Sizde 3
Türkler’de eski devirlerden itibaren, ailenin, boyun
ve devletin kim taraf›ndan yönetilece¤i problem tefl-
kil etmifltir. Selçuklular da daha devlet kurulmadan
önce, ailenin riyâseti konusunda anlaflmazl›¤a düfl-
müfllerdi. Selçuk Bey’den sonra, daha onun sa¤l›¤›n-
da ölen büyük o¤lu Mikail’in çocuklar› ile hayattaki
büyük o¤lu Arslan Yabgu, ailenin yönetimi konusun-
da sorun yaflam›fllard›r.
S›ra Sizde 4
Gazneliler’in kendilerinden say›ca çok küçük olan Sel-
çuklulara yenilmesinin bafll›ca sebebi, iki ordu aras›n-
daki mahiyet fark›d›r. Selçuklu ordusu kazanmaktan
baflka ç›kar yolu olmayan, çöl savafl›na uygun hafif sü-
varilerden oluflan bir ordu idi. Gazneliler ise fillerin de
önemli yer tuttu¤u a¤›r techizâtl›, dolay›s›yla hareket
kaabiliyeti zay›f bir ordu idi. Di¤er yandan Selçuklu or-
dusu maddî-manevî tüm unsurlar› ile uyumlu, Gazne
ordusu ise muhtelif kökenlerden gûlamlar›n oluflturdu-
¤u bozguna meyyâl bir ordu idi.
2
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra
Selçuklu Devleti’nin kurulufl dönemi idarî yap›lanmas›n›n özelliklerini aç›k-
N
layabilecek,
N
Devletin kurulufl döneminde yaflanan bafll›ca siyasî olaylar› tan›mlayabilecek,
Selçuklu Devleti’nin ‹slâm Dünyas›nda üstlendi¤i rolü ve Abbasî Halifeli¤i ile
N
iliflkilerini siyaset felsefesi aç›s›ndan aç›klayabilecek,
Taht mücadelelerini idare mekanizmas› bak›m›ndan de¤erlendirebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Türkmenler • Ça¤r› Bey
• Bizans • Kutalm›fl
• Abbasîler • Tu¤rul Bey
• Fatimîler • ‹brahim Yinal
• ‹syanlar • Musa Yabgu
‹çindekiler
Daha önce Horasan’a gelmifl bulunan Yabgulular (Irak O¤uzlar›) Selçuklu Dev-
leti’ne tâbi olmak istemeyerek bat›ya Azerbaycân, Do¤u Anadolu, el-Cezire ve
Irak’a yönelirken her taraf› ya¤mal›yorlard›. Ayr›ca Horasan’a gelmifl ve henüz yer-
lefltirilemeyen O¤uzlar da, girdikleri yerlerde hayatlar›n› sürdürebilmek için ayn›
yolu takip ediyorlard›. Abbasî Hâlifesi bu sebeple Tu¤rul Bey’i olanlar konusunda
ihtar etmek üzere bir mektup gönderdi. Halife ald›klar› yerlerle yetinmelerini, ya¤-
malarla ‹slâm ahaliyi daha fazla incitmemelerini bildiriyordu. Tu¤rul Bey buna bir
yandan bu faaliyetlere kat›lanlar›n hepsinin kendi tâbileri olmad›¤›, di¤er yandan
da insanlar aç kald›klar› için böyle yap›yorlarsa elinden bir fley gelmeyece¤i flek-
linde cevap veriyordu. Gerçekten de Türk Devleti boylar birli¤i esas› üzerine tefl-
kilâtland›¤› için sultan, devlet nezdinde beyi taraf›ndan temsil edilen boy mensup-
lar› üzerinde do¤rudan söz sâhibi de¤ildi.
N N
tekleyeceklerdi. Böylece Türkmenler bir taraftan gayr› müslimlerle SIRA S‹ZDE Allah yolunda SIRA S‹ZDE
savaflarak gaza etmifl, di¤er taraftan da kendileri için hayati ihtiyaç olan bir yurt ka-
S O R U S O R U
zanm›fl olacaklard›.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
‹slâmiyetin yay›ld›¤› ilk dönemlerde Suriye, Filistin, Kuzey Afrika ile DGirit,
‹ K K ASicilya
T ve K›b- D‹KKAT
r›s adalar›n› da kaybeden Bizans, Abbasîler’in duraklamas›ndanK sonra ‹ T A toparlanarak,
P K ‹ T A P
950’lerden itibaren karfl› taarruza geçti. Bu sayede Erzurum-TarsusSIRAhatt›na çekilmifl olan
N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
do¤u s›n›r›n› yeniden Azerbaycan-Kafkasya’ya kadar geniflletirken; güneyde Haleb’e ulafl-
t›. Bizans, K›br›s Adas›’n› geri ald›ktan sonra Akdeniz’de de yeniden söz sahibi olmaya
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
bafllad›. Yani Selçuklular ‹slâm Dünyas›n›n yeni liderleri olarak Yak›ndo¤u’ya
AMAÇLARIMIZ girdikleri AMAÇLARIMIZ
s›rada, Bizans Müslümanlar karfl›s›nda karada ve denizde ilerleyifl hâlinde bulunuyordu.
Bu s›rada ‹brahim Yinal, yurt istemek için Niflabur’a kendisine gelen O¤uzlar’›,
topraklar›n›n yeterli olmad›¤›n› söyleyerek onlar› Anadolu’ya yönlendirmiflti. Ken-
disi de onlara verdi¤i söze uygun olarak, arkalar›ndan harekete geçmifl bulunuyor-
du. Bu harekâttan haberdar olan Tu¤rul Bey, onu Bizans’a karfl› savaflla görevlen-
dirdi. ‹brahim Yinal komutas›ndaki Türkmenler Erzurum, Gümüflhâne, A¤r›, Erzen
havalisine yay›ld›lar. Bunun üzerine Türkler’i bertaraf etmek için harekete geçen
Gürcü prensi Liparites, 50.000 kiflilik ordusuyla Pasinler (Hasankale) yak›nlar›nda
esas Bizans ordusu ile birleflti. 18 Eylül 1048 Cumartesi günü meydana gelen flid-
detli savaflta Türk ordusu bir defa daha gâlip geldi. Bizans komutan›n›n Cumarte-
si gününü u¤ursuz sayarak hücuma geçmemesinin, Selçuklu ordusuna bask›n im-
kân› verdi¤i anlafl›lmaktad›r. Kaynaklar ordu komutan› Liparites de dâhil, 100.000
esir ve 10.000 araba yükü ganimet ele geçti¤ini yazarak ne denli büyük bir zafer
kazan›lm›fl oldu¤unu tasvir ederler. Rey’e Tu¤rul Bey’in nezdine götürülen esir ve
ganimetlerden, Liparites de Sultan’›n pay›na düfltü.
Selçuklu Devleti ve Bizans ‹mparatorlu¤u aras›ndaki ilk diplomatik iliflkinin bu
olaydan sonra kuruldu¤u tahmin edilmektedir. IX. Monomakhos, ordu komutan›
Liparites ve baz› esirleri kurtarmak, daha önemlisi bar›fl› sa¤lamak üzere Tu¤rul
Bey’e bir elçi ve de¤erli hediyeler gönderdi. Liparites’i fidye almadan serbest b›ra-
kan Sultan, imparatora gönderdi¤i elçi vas›tas› ile, ‹stanbul’da bulunan câmide Ab-
basî Halifesi ve kendi ad›na hutbe okunmas›n› sa¤lad›. Bu durum kuflkusuz Bi-
zans’›n M›s›r ile olan zengin ticaret iliflkilerine zarar verecek bir geliflme olmas›na
ra¤men, Selçuklular’›n gücü karfl›s›nda boyun e¤mek zorunda kal›nm›flt›. Ancak
Tu¤rul Bey’in y›ll›k vergi iste¤inin imparator taraf›ndan reddedilmesi önemli bir
mesele idiyse de, hadisesinin arkas›n› takip etmek imkân› olmad›.
Zira devletin kuruluflu ve genifllemesinde çok büyük hizmetleri olan ve ileri ha-
rekât› ile daima Tu¤rul Bey’in önünü açan kardefli ‹brahim Yinal da kendisine,
Ça¤r› Bey ve Musa Yabgu gibi müstakil bir hâkimiyet alan› kurmak istiyordu. Tu¤-
rul Bey, ‹brahim Yinal’›n isyan› sebebiyle, Bizans meselesini ask›ya alarak onun
üzerine yürümek zorunda kald›. Tu¤rul Bey kardeflinden, Hemedân ve elinde tut-
tu¤u di¤er kaleleri geri ald›¤› gibi, kendisini de Sarmâc kalesinde kuflat›p ele ge-
çirdi. Tu¤rul Bey, ‹brahim Yinal’› affedip pek çok ikta teklif etti ise de, ‹brahim Yi-
nal sultan›n hizmetinde kalmay› tercih etti.
malad›. Bayburt’a kadar ulaflan di¤er bir kol, ücretli Frank askerler taraf›ndan püs-
kürtüldü¤ü için daha ileri gidemedi. Selçuklu ordusunun üçüncü k›sm› ise, Va-
nand (Kars)’da Ermeni Gagik’in ordusuyla iki taraf›n da a¤›r kay›plar verdi¤i bir sa-
vafla girdi. Tu¤rul Bey bunun üzerine ordusunu toplay›p Malazgirt’e döndü ve ka-
leyi muhasara etti. Vasil adl› bir komutan idaresinde müdafaa edilmekte olan Ma-
lazgirt bir ay boyunca fliddetle muhasara edilmesine ra¤men al›namad›. Tu¤rul
Bey, Selçuklu ordusunun muhasara araçlar›n›n yeterli olmamas› ve k›fl›n yaklaflma-
s› üzerine ertesi y›l yeniden gelmek karar›yla Malazgirt’ten ayr›lmak zorunda kal-
d›. Tu¤rul Bey bu sefer sonucunda her ne kadar istedi¤i sonucu alamad› ise de,
‹ran ve Horasan’da kendilerine yurt bulamayarak, devlet taraf›ndan zorunlu bir fle-
kilde Anadolu’ya sevk edilen Türkmenler’in önünü, devletin bu konudaki siyase-
tine uygun olarak açm›fl oldu.
N N
SIRAS O S‹ZDER U S O S‹ZDE
SIRA R U
lî hânedanlar d›fl›nda, bölgedeki en önemli muhatab› Büveyho¤ullar› idi.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
davet edilip, emirü’l-ümeral›¤a tayin edildi. Fakat Ahmed, Müstekfî’nin K ‹ gözlerine
T A P mil çek- K ‹ T A P
tirip onun yerine Muti’ Lillah’› halife ilân etti. Abbasîler bundan sonra Büveyho¤ullar›’n›n
bask›s› alt›nda varl›klar›n› sürdürmek zorunda kald›lar. Büveyho¤ullar›,
AMAÇLARIMIZ fliî olmalar›na AMAÇLARIMIZ
ra¤men, tamamen kendi siyasî ç›karlar› do¤rultusunda, sünnî halifeli¤in varl›¤›n›
TELEV‹ZYON
sürdür- TELEV‹ZYON
mesi için çal›flm›fllard›r. Nitekim bölgedeki di¤er emirliklere karfl› ve onlar›n üzerinde ha-
lifeli¤in nüfuzunu kullanarak üstünlük sa¤lamakta idiler. K ‹ T A P K ‹ T A P
Rahîm Hüsrev Firûz geçti. Ba¤dad’da ad›na hutbe okundu. Fakat Büveyhî emirinin
Arslan Besâsiri, giderek artan bask›s›, Ba¤dad’daki Türk askerleri komutan› Arslan Besâsirî’nin
Büveyhîler’in son döneminde
yaflam›fl olan Türk as›ll›
tahrikleri ile, flehirde meydana gelen fliî-sünnî çat›flmas› ve gerginlik had safhaya
meflhur bir gûlam ç›kt›. Halife bunun üzerine, ‹slâm Dünyas›’n›n en büyük gücü durumunda olan
komutand›. Büveyhî emiri Tu¤rul Bey’i Ba¤dad’a davet etti. Fakat Sultan, 1045’den 1052 y›l›na kadar aral›k-
Hüsrev Fîruz zaman›nda
Ba¤dad askerî valili¤ine larla dört defa tekrarlan bu ça¤r›ya, zamanlama kendi aç›s›ndan uygun olmad›¤›
tayin edilmiflti. Tu¤rul Bey’in için hemen karfl›l›k vermedi. Çünkü bu s›rada ‹brahim Yinal’›n isyan›n› henüz bas-
Ba¤dad seferi s›ras›nda
meydana gelen olaylarda t›rm›fl; ancak bu isyandan yararlan›p taarruza geçen ve göçebe Türkler’in Anado-
önemli roller oynad› ve bu lu’ya giriflini engellemekte olan Bizans’a karfl› sefere ç›kmak zorunda kalm›flt›.
u¤urda hayat›n› kaybetti.
rak etmifl olarak, kuruma dokunmay›p onu yerinde b›rak›yor; fakat asl›nda hali-
fenin tüm yetkilerini de üzerine alm›fl bulunuyordu. Nitekim D Ü fiTu¤rul
Ü N E L ‹ M Bey Ba¤- D Ü fi Ü N E L ‹ M
dad’da Selçuklu Devleti’nin herhangi bir vilâyetindeki gibi, ad›na para kestirirken;
Ba¤dad ve çevresinde halifeye ait olan topraklar do¤rudan Selçuklu idaresine gir-
S O R U S O R U
mifl bulunuyordu.
‹slâm devlet anlay›fl›na göre, tüm müslümanlar›n emiri olan halifenin, D ‹ baflka
K K A T özelliklerin D‹KKAT
yan› s›ra Kureyfl soyundan gelmesi flart› vard›. ‹slâm dünyas›na henüz giren Selçuklular,
bu hükmün müslümanlar› devlet baflkan›n›n meflruiyeti konusunda ba¤lad›¤›n›n
SIRA S‹ZDE bilinciyle
N N
SIRA S‹ZDE
kuruma resmen dokunmad›lar. Ancak halifenin konumuna bakarak, Selçuklular zaman›n-
da din ve dünya ifllerinin birbirinden ayr›ld›¤› fleklindeki yorumlar›n temeli yoktur. Çün-
kü halifeler tabiî olarak, Hz.Muhammed’in peygamberlik d›fl›nda AMAÇLARIMIZ
kalan yani, yaln›zca ‹s- AMAÇLARIMIZ
lâm Devletin yönetimi ile ilgili görevlerini devralm›fllard›r. Halife e¤er bu yetkisini baflka
birisine b›rakm›flsa, geriye manevî sayg›nl›k d›fl›nda bir fley kalmam›flt›r. Nitekim daha
sonra görülece¤i üzere, halifeler bunun bilinciyle, siyasî yetkilerini K ‹ yeniden
T A P kazanmak K ‹ T A P
için, Selçuklular ile aç›kça mücadeleye gireceklerdir.
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
30 Büyük Selçuklu Tarihi
fiEHZÂDE ‹SYANLARI
Yar› göçebe hayat tarz›na uygun olarak örgütlenen Bozk›rl› Türk Devleti’nin, s›k
s›k taht kavgalar› ile sars›l›p hanedân de¤iflikliklerine ve zaafa sebep olan baz› ida-
rî gelenekleri vard›. Bunlardan biri, arkalar›nda binlerce insan gücünün deste¤i
olan boy beylerinin, boylar birli¤i esas›na göre kurulan devlet nezdindeki temsil
güçleri dolay›s›yla, mevcut birli¤i bozup yenisini yapabilecek a¤›rl›¤a sahip olma-
lar› idi. Bahsedilen yap›n›n da besledi¤i ikinci bir mesele ise, hanedan›n bütün er-
kek mensuplar›n›n tahtta hak sahibi olduklar› anlay›fl› idi. Bu iddian›n dayana¤›
ise, daha önce de söz edildi¤i gibi, Tanr› taraf›ndan yeryüzünü idare etmekle gö-
revlendirilmifl olan Türk ka¤an›na bu lütfun bir iflareti olarak verildi¤i kabul edilen
“Kut” anlay›fl› idi. Tanr› taraf›ndan ka¤ana bahfledilmifl olan bu özel güç kayna¤›-
n›n, kan yoluyla geçti¤ine inan›ld›¤› için, ka¤an›n soyundan gelen her erkek fert
böyle bir hak iddias›nda bulunabilmekteydi. Bu u¤urda mücadeleye giren hane-
dân mensuplar›, ihtiyaç duyduklar› askeri ise devleti teflkil eden boylardan sa¤la-
makta idiler. Türk Devleti’nde ölen hükümdar›n yerine, büyük veya küçük o¤ulun
geçmesi gibi baz› uygulamalar bulunmas›na ra¤men, Kut inanc› dolay›s›yla iyi ifl-
leyen bir verâset hukuku oluflmam›flt›r.
Sultan Melikflah dönemine kadar, büyük ölçüde bozk›rl› devlet özelliklerini ya-
flatan Selçuklular da, do¤al olarak ayn› gelenekleri sürdürdüler. Bununla birlikte
çok meflakkatli bir kurulufl serüveni yaflam›fl olan Selçuklu ailesi, Dandânakân’dan
sonra toplanan kurultayda bunun de¤erinin fark›nda olarak aralar›ndaki dayan›fl-
may› bozmamak üzere sözleflmifllerdi. Ancak ayn› kurultayda ortaya konulan yap›-
lanma modeli, o gün de¤ilse bile daha sonra emsâl gösterilerek, yeni mücadelele-
re kap› aralayacak türden bir uygulama idi. Türk Tarihi’nde daha önce örne¤i ol-
mayan bir flekilde, Ça¤r› Bey ile Musa Yabgu’ya bugün kesin olarak bilmedi¤imiz
sebeplerden ötürü tan›nan hükümranl›k hakk›, bir ölçüde bu tür çat›flmalara zemin
haz›rlam›flt›r.
Ancak bu mücadelelerin sebebinin, ülkenin hânedan›n ortak mal› say›lmas› do-
lay›s›yla, adetâ topraklar›n paylaflt›r›lmas› oldu¤u fleklindeki yorumlar çok isabetli
de¤ildir. Çünkü bu taht kavgalar›na kat›lanlar›n neredeyse tamam›, kendisi için ay-
r› bir hâkimiyet alan› açmay› de¤il; do¤rudan taht› ele geçirmeyi hedeflemifllerdir.
Nitekim içlerinden bunu baflar›p tahta geçenlerin hiç birisi ne ülkeyi birileri ile
paylaflm›fl; ne de kendisine karfl› bir taht mücadelesi oldu¤unda “ülke hânedan›n
32 Büyük Selçuklu Tarihi
ortak mal›d›r” demeyip böldürmemek için mücadele etmifllerdir. Zira Türk Devle-
ti’nde Mete Han döneminden beri merkeziyetçi bir yap› hedeflenmifltir. Siyasî ve
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDEetkisiyle zaman zaman ülke topraklar› ve siyasî iktidar parça-
idarî baz› zaaflar›n
lansa da, bölenin meflrû say›lmad›¤›n›, bunun ola¤an d›fl› bir durum oldu¤unu
D Ü fi Ü N E L ‹ M unutmamak gerekir.
D Ü fi Ü N E L ‹ M
SIRA S‹ZDE Türk Devletinde hanedân de¤iflikliklerine ve bazen parçalanmaya da sebep olabilen taht
SIRA S‹ZDE
S O R U
4 kavgalar›n›n Ssebebi
O R U
sizce nedir?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Üörne¤i
Türk Tarihinde NEL‹M
D‹KKAT D ‹ K K A T olmad›¤› daha önce de ifade edilen, Tu¤rul Bey’in saltant› d›fl›nda
Ça¤r› Bey ile Musa Yabgu’ya tan›nan haklar›n, yani müstakil olarak hüküm sürece¤i top-
S O R U raklar ve kendi
S Oad›na
R U para kestirmek, hutbe okutmak gibi yetkileri hâiz bir idarî yap›lan-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
ma örne¤i ile karfl›laflmaktay›z. Oysa Tu¤rul Bey’in maiyetinde kalarak bat› yönünde dev-
letin daima önünü açan fetihleri gerçeklefltiren Kutalm›fl ile ‹brahim Yinal, benzer imti-
D‹KKAT D‹KKAT
AMAÇLARIMIZ yazlardan mahrum
AMAÇLARIMIZ kalm›fllard›.
N N
SIRA S‹ZDE ‹brahimSIRA S‹ZDE
Yinal’›n ‹syanlar›
K ‹ T A P ‹brahim YinalK ‹ TilkA kurultayda
P baflka baz› hanedan mensuplar› ile birlikte, fetihlerin
AMAÇLARIMIZ
geniflletilmesi göreviyle
AMAÇLARIMIZ
Tu¤rul Bey’in maiyyetinde yer alm›flt›. Bu çerçevede dev-
letin ilk iki baflflehri Niflabur ve Rey dâhil olmak üzere, Irak-› Acem (Cibâl) bölge-
TELEV‹ZYON si ‹brahimT Yinal
E L E V ‹ Ztaraf›ndan
YON fethedilmiflti. Ancak Tu¤rul Bey bu fetihlerden sonra bu
K ‹ T A P topraklar› ona b›rakmam›flt›.
K ‹ T A P Bir yanda Ça¤r› Bey, Musa Yabgu ve Kavurt Bey ör-
nekleri varken, ‹brahim Yinal ve Kutalm›fl gibi hanedan üyeleriyle ilgili tutumu,
Tu¤rul Bey’in hiç olmazsa kendi sahas›nda kuvvetli bir merkeziyetçi yap› olufltur-
‹NTERNET ‹NTERNET
TELEV‹ZYON mak istemesiT E L Eile
V ‹ Zaç›klanabilir.
YON Ayr›ca her ikisinin de, tahta çok yak›n kudretli flah-
siyetler olduklar› için kontrol alt›nda tutulmak istendi¤i söylenebilir.
‹brahim Yinal bu uygulamadan duydu¤u rahats›zl›¤›, Pasinler (Hasankale) Za-
feri dönüflünde aç›kça ortaya koydu. Sultan’›n bu büyük zafer için flükran ifade-
‹NTERNET ‹ N T E R N E T vermek istedi¤i 400.000 dinar› kabul etmeyerek, fetih hakk›
si olarak kendisine
olarak toprak istedi. Hemedan ve Cibâl’in di¤er flehirlerini hâkimiyetine alma is-
te¤i, flüphesiz Tu¤rul Bey’in hedefleri ile çat›flmakta idi. ‹brahim Yinal’in bu fle-
hirleri teslim etmesi yolundaki talebi reddetmesi onu Sultan ile karfl› karfl›ya ge-
tirdi. Bu arada kestirdi¤i iki parada Tu¤rul Bey’in ad›n›n olmamas› bir baflkald›r›-
n›n iflareti olmal›d›r. Neticede Hemedan önünde meydana gelen savaflta ‹brahim
Yinal a¤abeyisine yenildi (1050). Tu¤rul Bey devletin kuruluflunda büyük hizmet-
leri olan kardeflini affetmekte tereddüt etmedi. Hattâ onu, ikta edece¤i yere git-
mek veya yan›nda kalmak konusundaki seçimde serbest b›rakt›. ‹brahim Yinal
güven tazelemek ve daha fazla flüphe çekmemek için sultan›n hizmetinde kalma-
y› ye¤ledi.
Bundan sonra bir dönem art›k ad› s›k geçmeyen ‹brahim Yinal, 1055 y›l›nda
Ba¤dad seferi s›ras›nda yeniden Tu¤rul Bey’in hizmetinde sahneye ç›kar. Bununla
birlikte Besâsirî’ye karfl› yard›ma ça¤›r›ld›¤›nda a¤›r davrand›¤› ve ikta topra¤› iste-
di¤i de bilinmektedir. Tu¤rul Bey’in ona, Besâsirî’ye ait Rahbe’yi al›rsa kendisine
ikta edece¤i vaadi ‹brahim Yinal hoflnut etmedi. Nitekim Sultan böyle kritik bir za-
manda mesele ç›kmamas› için ona Musul valili¤ini verdi. Yine de Tu¤rul Bey Ba¤-
dad’a döndükten sonra Musul’dan ayr›l›p Cibâl’e gitmeye yeltendi. Halife ve Tu¤-
rul Bey’in araya girmesiyle geri döndü. Besâsirî-Fatimî tehlikesine ra¤men Mu-
sul’dan izinsiz ayr›lmaya kalk›flmas› isyan olarak alg›lanm›flt›. Ancak kritik flartlar
2. Ünite - Tu¤rul Bey Zaman› 33
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
düflünülerek üzerine gidilmedi ve kalmaya ikna edildi. Bu durum Besâsirî ile Ku-
reyfl’in Musul’u kaflatmas›na f›rsat verdi ve dört ay sonra flehir düfltü. Tu¤rul Bey
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
sefere ç›karak ikinci defa Musul’u kurtard›. Fakat ‹brahim Yinal’›n Fat›mî halifesi ve
Besâsirî ile ba¤lant› halinde Cibâl’e gitmekte oldu¤unu haber al›nca takipten vaz-
geçerek Hemedan’a do¤ru yola ç›kt›. S O R U S O R U
‹brahim Yinal ve daha sonra baflka Selçuklu flehzâdelerinin de zamanDzaman ‹ K K A T Fat›mî ve fliî- D‹KKAT
lerle iflbirli¤i teflebbüslerinin inanç tercihleri ile ilgili oldu¤una dair bilgi bulunmamakta-
d›r. Bu durum Selçuklu sultan›na ve dolay›s›yla onun himayesinde bulunan sünnî halifeye
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
karfl› giriflilen isyan hareketlerinde, siyasî flantaj ve restleflme arac› olarak kullan›lm›flt›r.
D‹⁄ER OLAYLAR
Burada k›saca Tu¤rul Bey’in hâkimiyet alan› d›fl›nda, yani Ça¤r› Bey ve Musa Yab-
gu’nun idaresinde kalan bölgelerde meydana gelen olaylar sözkonusu edilecektir.
Devlet kurulurken Merv’den Niflabur ve Herat s›n›r›na kadar Horasan’›n önemli bir
k›sm› kendisine verilen Ça¤r› Bey’in, büyük o¤ul olmas›na ra¤men; taht konusun-
da çok sevdi¤i ve çocu¤u olmayan kardefli lehine fedakârl›kta bulundu¤u söylene-
bilir. Tu¤rul Bey’in yerine kendi o¤ullar›n›n geçece¤i ve kurultayda elde etti¤i im-
tiyazl› konum da bu kabulü kolaylaflt›rm›fl olmal›d›r.
Ça¤r› Bey’in merkezi Belh flehri olan Toharistan’› ele geçirmesinden sonraki en
önemli faaliyeti, 1043 y›l›nda Tu¤rul Bey’le birlikte Harizm’i zabt etmeleridir. Da-
ha sonra Toharistan meliki olan o¤lu Alp Arslan ile Ceyhun’u afl›p Tirmiz’i ele ge-
çirince Karahanl›lar ile anlaflmazl›¤› düfltüler. Karahanl› Tamgaç ‹brahim Han, Ha-
life nezdindeki flikâyetinden bir sonuç alamad›. Çünkü Halife zaten Selçuklular’›n
denetimi alt›nda bulunuyordu.
Ça¤r› Bey’in bafll›ca rakibi Gazneliler idi. Dandânakân’dan sonra bir ç›rp›da bü-
yük topraklar kaybedilmifl olmas›na ra¤men; Sultan Mesud’un yerine geçen o¤lu
Mevdud’un k›sa saltanat› zaman›nda Gazneliler Selçuklular’a karfl› olduklar› yerde
tutunma imkân› elde ettiler. Bundan sonraki Selçuklu-Gazneli savafllar› sonuçsuz
s›n›r çat›flmalar›na dönüfltü. 1059 y›l›nda Gazne sultan› ‹brahim b. Mesud zaman›n-
da, Selçuklular’la Hindikufl Da¤lar›’n› s›n›r kabul eden ve evlilik yoluyla münase-
betleri iyilefltiren bir bar›fl anlaflmas› imzaland›. Ça¤r› Bey’in Kirman’a tayin edilen
o¤lu Kara Arslan Kavurt da, günümüze kadar ulaflan paralar›ndan anlafl›ld›¤›na gö-
re, babas›na tâbi bulunuyordu. 1059 y›l›nda 70 yafl› civar›nda vefat eden Ça¤r›
Bey’in topraklar›n›n idaresi o¤lu Alp Arslan’a intikal etti. Ancak Tu¤rul Bey, ‹bra-
him Yinal isyan›n› bast›rd›ktan sonra, onun o¤ullar› ile ilgili tayinler yapt› ve Alp
Arslan’› da do¤rudan kendisine ba¤lad›. Buradan da Tu¤rul Bey’in Dandâna-
kân’dan sonra yap›lan merkeziyetçili¤e ayk›r› bölüflümden ilk f›rsatta geri dönmek
istedi¤i aç›kça anlafl›lmaktad›r.
Ça¤r› Bey’in münasebette bulundu¤u di¤er bir isim amcas› Musa ‹nanç Yabgu
idi. Kurulufl sürecinde Selçuk Bey’in hayattaki en büyük o¤lu olmak bak›m›ndan
ye¤enlerinden daima sayg› görmüfltü. Kurultayda da Herat merkez olmak üzere
Gazneliler’den zabt edece¤i topraklar›n hâkimiyetini ve kendi ad›na para basma
hutbe okutma yetkilerini içeren imtiyazl› bir konum elde etmiflti. Nitekim Musa
‹nanç Yabgu önce Herat’, arkas›ndan Sistân’› ve Büst’ü ele geçirdi. O¤lu Böri ile
ye¤eni Ertafl onun tâbileri idiler. Fakat yafl›n›n ilerlemifl olmas› onun hanedân›n di-
¤er mensuplar›n›n, özellikle de Ça¤r› Bey kolunun bask›s›na u¤ramas›na sebep ol-
du. Nitekim 1056 y›l›nda Ça¤r› Bey’in amcas›n›n topra¤› olan Sistân’a girmesi, an-
cak Tu¤rul Bey’in sert müdahalesi ile önlenebilmiflti. Hâkimiyet alan› giderek da-
ralmakla birlikte, Tu¤rul Bey öldü¤ünde hayatta olan Yabgu, taht mücadelesine
girmekten de geri kalmam›flt›r.
2. Ünite - Tu¤rul Bey Zaman› 35
Özet
N
A M A Ç
Selçuklu Devleti’nin kurulufl dönemindeki idarî N
A M A Ç
Selçuklu Devleti’nin ‹slâm Dünyas›nda üstlendi-
1 yap›lanmas›n›n özelliklerini aç›klayabilme 3 ¤i rolü ve Abbasî Halifeli¤i ile iliflkilerini, siyaset
1040 y›l›nda Gazneliler’e karfl› kazand›klar› Dan- felsefesi aç›s›ndan aç›klayabilme
dânakân savafl›ndan sonra devlet kuran Selçuk- Bu arada Abbasî Halifesi el-Kâim Biemrillah, ne-
lular, Tu¤rul Bey’i sultan ilân ettiler. Kurultayda redeyse yüzy›ld›r Ba¤dad’› bask› ve kontrol alt›n-
ayr›ca di¤er hanedân üyelerine de baz› görev ve da tutan fliî Büveyho¤ullar›’na karfl› Tu¤rul
yetkiler verildi. Ailenin en büyü¤ü olan Musa Bey’den yard›m istedi. 1055 y›l› sonunda Ba¤dad
‹nanç Yabgu ve Ça¤r› Bey, kendilerine ait top- seferine ç›kan Tu¤rul Bey, flehre giriflinden önce
raklarda, kendi adlar›na para bas›p hutbe okut- ad›na hutbe okunup, sayg›yla karfl›land›. Ancak
mak flart›yla, bir nevi ba¤›ms›z hüküm sürme yet- Büveyhîlerin Türk askerlerinin komutan› Arslan
kisi kazand›lar. Kutalm›fl, ‹brahim Yinal, Alp Sun- Besâsirî ve fliî halk Selçuklu askerlerine tepki
gur Yakutî, Resul Tegin ve Hasan gibi önde ge- gösterdiler. Bunun üzerine Hüsrev Firuz’u yaka-
len flehzâdeler ise Tu¤rul Bey’in hizmetinde fe- lay›p hapseden Tu¤rul Bey, Büveyho¤ullar› ha-
tihleri geniflletmekle görevlendirildiler. nedan›na son verdi. Yapt›¤› idarî düzenleme ile
N
Ba¤dad ve di¤er halifelik topraklar›n› do¤rudan
Devletin kurulufl döneminde yaflanan bafll›ca si- Selçuklu yönetimine ba¤larken, maafl ba¤lad›¤›
A M A Ç
Kendimizi S›nayal›m
1. Büyük Selçuklu Devleti afla¤›daki yerlerden hangi- 6. Afla¤›dakilerden hangisi Tu¤rul Bey’in Ba¤dad Se-
sinde kurulmufltur? ferlerinin sonucu de¤ildir?
a. Malazgirt a. Büveyho¤ullar›’n›n y›k›lmas›
b. Kirman b. Tu¤rul Bey’in Halifenin orta¤› ilân edilmesi
c. Anadolu c. Halifenin dünyevî yetkilerini resmen sultana
d. Horasan devretmesi
e. Nesâ d. Fat›mî halifeli¤inin sona ermesi
e. Halifelik topraklar›n›n Selçuklu idaresine girmesi
2. Selçuklular kurulufl döneminde afla¤›daki bölgeler-
den hangilerini ele geçirmifllerdir? 7. Arslan Besâsirî ile ilgili afla¤›dakilerden hangisi yan-
a. Orta-Bat› ‹ran, Kirman-Harizm l›flt›r?
b. Kirman-Azerbaycân-Irak a. Büveyhîler’in Türk askerlerinin komutan›d›r.
c. Anadolu-‹ran, Harizm b. Tu¤rul Bey’e ba¤l›l›¤›n› bildirmifltir.
d. Suriye-Filistin-‹ran, Kirman c. Fat›mî halifesinin deste¤i ile Selçuklularla sava-
e. Taberistan-Iran, Maveraünnehir fla girmifltir.
d. Abbasî hâlifesini esir alm›flt›r.
3. ‹lk Selçuklu Bizans savafl› afla¤›daki tarihlerden han- e. Tu¤rul Bey taraf›ndan öldürülmüfltür.
gisinde olmufltur?
a. 1048 8. fiehzâde isyanlar›n› meflrulaflt›ran en önemli sebep
b. 1040 afla¤›dakilerden hangisidir?
c. 1071 a. Daha fazla toprak kazanma iste¤i
d. 1045 b. Hükümdarlar›n meliklere uygulad›¤› bask›lar
e. 1054 c. Kut anlay›fl› dolay›s›yla flehzâdelerin tahtta hak
sahibi olduklar› inanc›
4. Pasinler Savafl› ile ilgili olarak afla¤›daki efllefltirme- d. Ülke topraklar›n›n bölüflülmüfl olmas›
lerden hangisi do¤rudur? e. Fat›mî Halifesinin tahrikleri
a. 1040, Selçuklu-Gazneli
b. 1071 Selçuklu-Gazneli 9. Ça¤r› Bey’in miras›n›n düzenlemesine dair afla¤›da-
c. 1048 Selçuklu-Bizans ki ifadelerden hangisi do¤rudur?
d. 1054 Selçuklu-Bizans a. Topraklar› ba¤›ms›z bir hükümdar olarak Alp
e. 1048 Selçuklu-Büveyhî Arslan’a b›rak›ld›.
b. Topraklar› Yabgu ve Alp Arslan aras›nda payla-
5. Tu¤rul Bey’in Birinci Ba¤dad seferinin nedeni afla¤›- fl›ld›.
dakilerden hangisidir? c. Tu¤rul Bey’e ba¤l› olmak flart›yla, yerine Alp
a. Bizans’›n Haleb’e sald›rmas› Arslan geçti.
b. Büveho¤ullar›’n›n M›s›r’› iflgâli d. Kavurt Bey babas›n›n ülkesini ele geçirdi.
c. Halife’nin Rey’i kuflatmas› e. Ülkesi Alp Sungur Yakutî’ye verildi.
d. ‹brahim Yinal’›n isyan›
e. Abbasî halifesinin Büveyho¤ullar›’na karfl› yar- 10. Tu¤rul Bey ile ilgili afla¤›dakilerden hangisi yan-
d›m istemesi l›flt›r?
a. 1054 y›l›nda Anadolu’ya sefer yapm›flt›r.
b. Ba¤dad’a yapt›¤› seferlerle fliîlerin bask›s›na son
vermifltir.
c. ‹syan eden kardefli ‹brahim Yinal’› öldürtmüfltür.
d. 1061 y›l›nda vefat etmifl ve Cend’de gömül-
müfltür.
e. Halifenin k›z› ile evlenmifltir.
38 Büyük Selçuklu Tarihi
Yararlan›lan Kaynaklar
Agacanov Sergey (2006). Selçuklular (Türkçe trc.
E.Necef - A.Annaberdiyev), ‹stanbul.
Kafeso¤lu ‹brahim (1972). Selçuklu Tarihi, ‹stanbul
Köymen M.Altay (1976). Tu¤rul Bey ve Zaman›,
‹stanbul.
Köymen M.Altay (1993). Selçuklu Devri Türk Tarihi,
Ankara.
Turan Osman (2010). Selçuklular Tarihi ve Türk
‹slâm Medeniyeti, ‹stanbul.
3
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Selçuklu Devleti’nin iç meselelerini tan›mlayabilecek,
N
Selçuklu Devleti’nde bu dönem yaflanan siyasî ve askerî olaylar› aç›klayabilecek,
Devletin yap›s› ve iflleyiflini meydana gelen de¤iflikliklerle birlikte aç›kla-
yabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Alp Arslan • Fat›mîler
• Türkmenler • Anadolu
• Romanos Diogenes • Malazgirt
• Karahanl›lar • Kavurt Bey
• Gürcüler • Ermeniler
‹çindekiler
Taht Mücadeleleri
Hat›rlanaca¤› üzere Tu¤rul Bey, 1063 y›l›nda vefat etti¤i zaman kendi çocu¤u ol-
mad›¤›ndan, annesiyle evli bulundu¤u Ça¤r› Bey’in o¤lu Süleyman’› veliaht tayin
etmiflti. Bu s›rada Girdkûh’da Kutalm›fl’la savaflmakta olan vezir Amidülmülk Kün-
dürî, sultan›n vefat›n› haber al›r almaz Rey’e döndü. Süleyman’› tahta ç›kar›p ad›-
na hutbe okuttu. Askerin yeni hükümdara itaâtini sa¤layabilmek için onlara pek
çok ihsanda bulundu. Ancak isyan› henüz bast›r›lamam›fl olan Kutalm›fl baflta ol-
mak üzere, büyük amcalar› Musa Yabgu ve Ça¤r› Bey’in di¤er o¤ular› da taht u¤-
runda mücadeleye haz›r idiler. Gerçekten de daha Sultan’›n hastal›¤› a¤›rlafl›p öl-
dü¤ü flayialar› yay›ld›¤› zaman bile, Alp Arslan taht› ele geçirmek üzere harekete
geçmiflti. Tu¤rul Bey’in hayatta oldu¤unu ö¤renince geri dönmüfltü. Vezir Amidül-
mülk, Süleyman’›n bafll›ca rakibi olarak Alp Arslan’› görüyordu. Nitekim Alp Ars-
lan, Toharistan meliki olarak babas›n›n hizmetinde bulundu¤u s›rada, Karahanl› ve
Gazneliler’e karfl› kazan›lan baflar›larda, ‹brahim Yinal isyan›nda büyük hizmetler-
de bulunmufltu. Ça¤r› Bey de, daha sa¤l›¤›nda liyakâti dolay›s›yla idareyi fiilî ola-
rak ona b›rakm›flt›.
Vezir Kündürî bu durumun bilincinde olarak Alp Arslan’a, bir elçi ve kendi el
yaz›s›yla bir mektup gönderdi. Mektupta Süleyman’›n saltanat›n›n Tu¤rul Bey’in is-
te¤i oldu¤undan buna r›za göstermesi gerekti¤ini, bu tarafa gelmesi hâlinde ken-
disine ait olan Horasan ve Harizm’in sahipsiz kalaca¤›n›, e¤er istiyorsa para gön-
derebilece¤ini; aksi takdirde üzerine kuvvet sevk edilece¤i bildiriliyordu. Bu teh-
ditleri ciddiye almayan Alp Arslan, bu kar›fl›kl›klardan yararlan›p isyan eden Hut- Huttelân veya Huttel, Kuzey
talân ve Ça¤aniyân emirleri üzerine sefere ç›karak onlar› bertaraf etti. Toprakla- Horasan’da merkezi Hulbuk
olan Vahfl ile Ceyhun nehri
r›n› da do¤rudan Selçuklu idaresine ba¤lad›. Alp Arslan, Kutalm›fl’›n hareketinden aras›nda, Türkmen atlar› ile
de haberdar olmakla birlikte önce, bu s›rada taht› ele geçirmek için harekete ge- meflhur eyaletin; Ça¤aniyan
veya Saganiyân ise,
çen, büyük amcalar› ‹nanç Yabgu’nun üzerine Herat’a yürüdü. Yenilgiye u¤rat›p Ceyhun’un Maveraünnehir
teslim ald›¤› Yabgu’yu, büyük hürmet göstermekle birlikte yerine iade etmeyerek taraf›nda, merkezi Tirmiz
olan bölgenin ad›d›r.
yan›nda al›koydu. Böylelikle Alp Arslan daha tahta ç›kmadan önce devletin do¤u-
daki topraklar›n›, asi emirleri ortadan kald›r›p, Yabgu’nun hâkimiyetine son ver-
mek suretiyle merkezi idareye ba¤lam›fl oluyordu.
Di¤er yandan Arslan Yabgu’nun o¤lu olmak hasebiyle, kendisini tahtta önce-
likli hak sahibi olarak gören Kutalm›fl, kardefli Resûl Tegin ve kendilerine ba¤l›
42 Büyük Selçuklu Tarihi
N N
s›ras›nda makamlar›n›n
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
gücünü kötüye kullanarak man’da Alp Arslan ad›na hutbe okuttu. Vezir Amidülmülk Kündürî, Alp Arslan’›n
haks›z kazanç edindikleri melik iken de veziri olan Nizamülmülk’ün tahrikleri sonucunda önce azledildi. Ar-
gerekçesiyle, servetlerine el
AMAÇLARIMIZ
konulmas›d›r. d›ndan tahtAMAÇLARIMIZ
mücadeleleri s›ras›nda yapt›¤› harcamalar yüzünden suçlanarak malla-
r› müsadere edildi. Bir süre sonra da idam edilmek suretiyle hayat›n› kaybetti.
K ‹ T A P Selçuklu Devleti’nin
K ‹ T A Pidare mekanizmas› hakk›nda daha fazla bilgi için bkz. M.Altay Köy-
men, Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara 1989
SIRA S‹ZDE Halife’nin Tu¤rul Bey’in vefat› üzerine Selçuklu idaresinden kurtulmak, yeniden siyasî güç
SIRA S‹ZDE
1 elde etmek için ald›¤› bafll›ca tedbirler nelerdir?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
3. Ünite - Alp Arslan Zaman› 43
Ani’nin Fethi
Selçuklu ordusu yoluna devamla Kars-Ani bölgesinden Anadolu’ya girdi. Alp
Arslan bu güzergâh üzerinde bulunan iki kale ahalisinin müslümanl›¤› kabul et-
mesinden sonra, Ani önüne gelerek flehri kuflatt›. Vezir Nizamülmülk buradan
Halife’ye bir fetihnâme göndererek, Sultan’›n bu zamana kadarki baflar›lar›n› sa-
y›p Bizans ucundaki Ani’nin kuflat›ld›¤›n› bildirdi. Ani, Bizans ‹mparatorlu¤u’nun
Ermeniler’i iç bölgelere tehcir politikas› çerçevesinde, Bizans taraf›ndan ilhâk
edilmifl olup Bizansl› bir vali ve garnizon komutan› taraf›ndan korunuyordu. Son
derece müstahkem bir flehir olan Ani üç taraftan Arpaçay Nehri, di¤er taraftan ise
her birinin üzerinde kaleler bulunan da¤larla çevrili idi. Bu da¤l›k taraf ayr›ca Ar-
paçay’dan ba¤lanan sularla doldurulmufl bir hendekle de tahkim edilmiflti. Sul-
tan Alp Arslan flehrin karfl›s›nda ordugâh›n› kurunca, ekinlerin ve su kanallar›n›n
korunmas› ile görevli Bizans askerleri onlar› bölgeden ç›karmak istediler. Ancak
savaflmaya cesaret edemeyerek çekildiler. Bundan sonra fliddetli bir muhasara
bafllad›. fiehrin nisbeten alçak bir kesimine yanaflt›r›lan ahflap bir burçtan manc›-
n›k ve okçularla hücûm edilmesine ra¤men bafllang›çta bir geliflme kaydedileme-
di. Hattâ geri çekilmek bile düflünülürken, Ani’nin savunmas›ndan sorumlu ko-
mutanlar›n iç kaleye çekilmesi ahâlinin direncini k›rd›. Yeniden sald›r›ya geçen
Selçuklu ordusu saman ve toprak çuvallar›yla hende¤i doldurmak suretiyle Ani’ye
girdi. Onbinlerce insan›n toplanm›fl oldu¤u ifade edilen flehirde pek çok esir ve
ganimet al›nd› (16 A¤ustos 1064). ‹ç kale de çetin bir direnifl göstermekle birlik-
SIRA ‹slâm
Cizye, S‹ZDE devletlerinde te müdafiler,SIRASultan’›n
S‹ZDE bizzât kumanda etti¤i sald›r›lar sonucunda, çaresiz cizye
müslüman olmayan ödemeyi kabul ederek teslim oldular.
ahâliden al›nan bafl
vergisine denir. O ça¤da çok say›da kilisesi ile meflhur olan Ani’nin fethi ‹slâm Dünyas›’nda bü-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
yük bir sevinç yaratt›. Halife bu vesile ile tebrik mektubu gönderdi¤i Alp Arslan’a
Ebûlfeth (Fethin babas›) unvan› verdi. Alp Arslan flehri fieddadî emiri Menuçehr’in
S O R U S O R UAni’nin savunma, imar ve inflas› için gerekli tedbirleri ald›; cami-
idaresine b›rakt›.
ler infla ettirdi. 20 A¤ustos Cuma günü, Fethiye ad›yla camiye çevrilen katedralde
D‹KKAT Cuma namaz›n› D ‹ K K k›lan
AT Sultan, ertesi gün buradan ayr›larak 40 km. kadar bat›da bu-
lunan Kars önlerine geldi. fiehrin hâkimi Ermeni prensi Gagik, Sultan’›n iste¤i üze-
rine huzuruna ç›kt›. Siyah elbiseler içerisinde gelen Gagik, “Tu¤rul Bey öldü¤ün-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
den beri yas tutmakta oldu¤unu” beyan ederek Alp Arslan’›n gönlünü kazand›.
Sultan kendisine ba¤l›l›k bildiren Ermeni prensi Kars’a geri gönderdi. Ancak Ani
AMAÇLARIMIZ örne¤ine bakarak
AMAÇLARIMIZ gelecek endiflesine düflen Gagik, k›sa bir süre sonra Kars’› Kay-
seri çevresinde baz› yerler karfl›l›¤›nda, Bizans ‹mparatorlu¤u’na terk etti.
K ‹ T A P Ani hakk›nda
K ‹ daha
T A fazla
P bilgi için bkz. M.Fahrettin K›rz›o¤lu, An› fiehri Tarihi (1018-
1236), Ankara 1982
TELEV‹ZYON fiEHZÂDELER‹N
TELEV‹ZYON TAY‹N‹ VE MEL‹KfiAH’IN
VEL‹AHT ‹LÂN ED‹LMES‹
Asl›nda Kafkasya ve Anadolu’da baflar›l› bir sefer yürütmekte olan Alp Arslan, Kir-
man meliki olan kardefli Kavurt’un isyan etti¤i haberini ald›. Bunun üzerine ace-
‹NTERNET ‹NTERNET
leyle Kars’tan ayr›lmak zorunda kald›. Gerçekten de amcazâdesi Erbasgan ile iflbir-
li¤i yapan Kavurt, Alp Arslan’a ba¤l› fiebânkâre emiri Fazlûya’y› ma¤lup edip fii-
3. Ünite - Alp Arslan Zaman› 45
raz’› iflgâl etti. Sultan bunun üzerine süratle Kirman üzerine yürüdü. Kavurt Bey’in
s›¤›nd›¤› kaleden ç›karak af dilemesi üzerine mesele çözülmüfl oldu.
Buradan Merv’e gelen Alp Arslan, komflu hükümdar ve emirlerin de haz›r bu-
lundu¤u muhteflem bir dü¤ün töreni ile baz› çocuklar›n› evlendirdi (Eylül 1065).
Arslanflah’› Gazne sultan› ‹brahim’in k›z› ve kendi k›z›n› da ‹brahim’in o¤lu ile ev-
lendirdi. Ayr›ca Alp Arslan’›n daha melik oldu¤u dönemde Karahanl› ‹brahim Tam-
gaç Han’la yapt›¤› anlaflmaya göre, o¤lu Melikflah’› Han’›n k›z› Terken Hatun ile Terken, bu Hatun’un özel
ismi olmay›p, Karahanl›
kendi k›z›n› da yine Han’›n o¤lu fiemsülmülk Nasr ile evlendirdi. Sözkonusu evli- melikelerine verilen Türkçe
likler diplomatik bak›mdan çok önemli idi. Bu dü¤ünler vesilesi ile Merv flehri de bir unvand›r. Selçuklu
bafltanbafla donat›lm›flt›. hükümdarlar›yla evlenen
baflka Karahanl› prensesleri
Sultan Alp Arslan bu merasimden sonra, yine görkemli bir törenle o¤lu Me- de bulunmakla birlikte,
likflah’› veliaht tayin etti. Veliaht›n›n at›n›n dizginini bizzât tutan Alp Arslan onu Melikflah’›n han›m› olan
Terken Hatun meflhur
mücevherlerle ifllenmifl alt›n bir tahta oturttu. Orada haz›r bulunan herkesten ona olmufltur.
itaat konusunda yeminle söz ald›. Sultan daha sonra o¤lunun veliahtl›¤›n› Hali-
fe’ye de onaylatt›. Melikflah’›n ad›n›n kendisinden sonra hutbelerde okunmas›n›
emretti.
Alp Arslan daha sonra baz› o¤ullar› ile hanedan mensuplar›n› ülkenin çeflitli
yerlerine tayin etti. Daha önce Herat’› elinden al›p özel statüsüne son verdi¤i bü-
yük amcalar› ‹nanç Yabgu’yu Mazenderân’a, tahttan indirdi¤i kardefli Süleyman’›
Belh’e, o¤ullar›ndan ‹lyas’› Ça¤an›yan’a, Arslan Argun’u Harizm’e, Arslanflah’›
Merv’e, Ertafl (‹brahim Yinal’›n kardefli)’›n o¤lu Mesud ve Mevdud’u da Bagflur ve
‹sfizar’a tayin etti. Bu hanedan mensuplar›, kurulufl s›ras›nda Ça¤r› Bey’e, ‹nanç
Yabgu’ya, hattâ Kavurt’a tan›nan yetkilere sahip olmad›klar› için, merkeziyetçili¤e
ayk›r› bir durum yoktu. Bu görevlendirmeler yönetimde sorumluluk paylafl›m›
(ülüfl) gelene¤i çerçevesinde yap›lm›fl olup, böylece meliklerin idarî tecrübe ka-
zanmas› amaçlan›yordu. fiehzâdelerin ç›kard›¤› isyanlar›, ülkenin hanedan›n ortak
mal› say›ld›¤› için bir nevi pay almaya yönelik giriflimler olarak görmek do¤ru de-
¤ildir. Çünkü bunlar küçük bir alanda ba¤›ms›zl›k kazanmay› de¤il, Selçuklu Dev-
leti taht›n› ele geçirmeyi hedeflemifllerdir.
N N
olumsuz flekilde etkilemekte idi. Sultan Alp Arslan, K›pçak reisiniSIRAma¤lup
S‹ZDE edip itaât SIRA S‹ZDE
alt›na ald›. Buradan Aral’›n kuzeyine ve sonra do¤usuna yöneldi. Bu bölgelerde ya-
flayan göçebeleri de kendisine ba¤lad›ktan sonra ata yurdu Cend’e vard›. Muhteme-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
len K›pçaklar’dan olan Cend emiri Alp Arslan’› hediyelerle karfl›layarak hürmet gös-
terdi, ona ba¤l›l›¤›n› bildirdi. Alp Arslan büyük dedesi Selçuk Bey’in Cend’de bulu-
nan mezar›n› da büyük bir sayg›yla ziyaret etti. Art›k Selçuklular’›n
K ‹ TbirA uç P flehri olan K ‹ T A P
Cend’in hâkimiyetini o¤lu Melikflah’a verdi. Böylece Selçuklular’a ba¤l› olan Ha-
rizm’in do¤u ve bat›s›ndaki yerler de topraklar›na kat›lm›fl oldu. Bu seferle bölgenin
ve ticaret yollar›n›n güvenli¤ini sa¤layan Sultan Harizm’e, oradanT E L Eda
V ‹ ZMerv’e
Y O N döndü. TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
46 Büyük Selçuklu Tarihi
1067 y›l›nda bir kez daha Kavurt Bey’in isyan›yla karfl›laflan Alp Arslan yeni-
SIRA S‹ZDE SIRA yürüdü.
den Kirman’a S‹ZDE Kavurt Bey, Melikflah’›n veliahtl›¤›n› kabul etmedi¤i için
onun ad›n› hutbeden ç›karm›flt›. Sultan Alp Arslan’›n Atabeg Çavl› komutas›nda
D Ü fi Ü N E L ‹ M gönderdi¤iD Üöncü kuvvetleri, Kavurt Bey’in Erbasgan idaresindeki ordusunu yen-
fi Ü N E L ‹ M
di. Kavurt bunun üzerine Ciruft kalesine s›¤›n›p bir kere daha af istedi. Kirman’›,
kendisine ba¤l› kalmas› flart›yla kardefline b›rakan Alp Arslan, buradan ikinci
S O R U S O R U
Kafkasya seferine ç›kt›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
s›ndan yararlanarak isyan eden (1067) Kavurt Bey, her defas›nda özür dileyip affedilme-
sine ra¤men, bu da onun son isyan› olmad›. 1069 y›l›nda, Kuhistan sahibi Fazlûya ile itti-
AMAÇLARIMIZ fak hâlindeAMAÇLARIMIZ
isyan edince, Sultan bizzât Kirman’a yürüdü. Fazlûya Nizamülmülk taraf›ndan
ma¤lup edilince, Kavurt da affedilmesini istedi. Ancak Alp Arslan’›n askerlerine vaadlerde
bulunarak, uygun zamanda sald›rmay› plânlad›¤› ö¤renildi. Kavurt’la iflbirli¤i yapanlardan
K ‹ T A P K ‹ Töldürüldü.
tesbit edilenler A P Ancak olay›n boyutlar› tahmin edilenin üzerinde olunca Sultan
geri çekilmeye karar verdi. Sonra Kavurt’un o¤lu Sultanflah’›, bir ordu ile babas›na karfl›
gönderdi. Fakat onun yenilgiye u¤ramas› ve Alp Arslan’›n Bat› seferine ç›kmas› üzerine me-
TELEV‹ZYON sele sürüncemede
T E L E V ‹ Z kald›.
YON
leb’i ele geçirmekti. Bununla birlikte ordusunun açl›kla karfl› karfl›ya kalmas› onu
dönmeye mecbur etti. Fakat dönerken Türkler’in bu bölgeden Anadolu’ya giriflini
engeleyecek bir savunma tedbiri olarak, Menbic’i tahkim etti. Ancak o daha Orta
Anadolu’ya varmadan Türkmen komutan› Afflin, Sakarya havzas›na kadar girip
Amorium’u zabt etti, pek çok esir ve ganimet ele geçirdi. Bütün bu olanlar karfl›-
s›nda çaresiz kalan ‹mparator, ordusunu Türkler’e karfl› savaflmak üzere Anado-
lu’da da¤›tarak ‹stanbul’a döndü.
H›z kesmeyen Türk ak›nlar›na karfl›, ertesi y›l tekrar sefere ç›kan ‹mparator Di-
ogenes’in flimdiki hedefi ise Türk ak›nlar›n›n üssü olan Ahlat’t›. Diogenes, Kayse-
ri-Sivas üzerinden Palu’ya kadar geldi. Ancak Türk ak›nc›lar›n›n Konya’ya girmele-
ri ve Malatya bölgesini korumakla görevli Ermeni Philaretos’un yenilip kaçmas›
üzerine ‹stanbul’a dönmek zorunda kald›. ‹mparator’un 1070 y›l›nda bir kere daha
sefere ç›kma giriflimi ise muhalifleri taraf›ndan engellendi. Bunun üzerine Türk-
ler’e karfl› Malatya’ya Philaretos, Sivas’a da Manuel Komnenos komutas›nda iki or-
du gönderdi.
Alp Arslan’›n amcas›n›n o¤lu olup Kavurt Bey’in isyan›na destek veren ve ye-
nildikten sonra kaçan Erbasgan, Yabgulu Türkmenler’i ile Kafkasya bölgesinde fa-
aliyetlerde bulunuyordu. Alp Arslan’›n bu tarafa yönelmesi üzerine, onun önünden
çekilerek süratle Anadolu’ya girdi. Sultan taraf›ndan kendisini takiple görevlendi-
rilen Afflin’in önünden kaçarken, Sivas yak›n›nda karfl›lafl›p savaflmak zorunda kal-
d›¤› Manuel Komnenos’u esir ald›. Fakat ‹stanbul’a gitmek niyetinde oldu¤unu an-
lat›p esirleri serbest b›rak›nca bütün maiyyeti ve Manuel ile birlikte ‹stanbul’a gi-
den Erbasgan Diogenes taraf›ndan çok iyi karfl›land›. Onu takip ederek hiç bir en-
gelle karfl›laflmadan Marmara k›y›lar›na ulaflan Afflin, ‹mparator’u Erbasan’› iade et-
memesi durumunda, mevcut anlaflmay› bozarak ülkesini ya¤malamakla tehdit etti.
Nitekim ‹mparatordan red cevab› alan Afflin, Honaz’a kadar ak›nlarda bulundu.
Çok miktarda ganimetlerle birlikte dönerken a¤›r k›fl flartlar› sebebiyle kay›plara
u¤rad›. Yine de Türk ak›nlar›n›n üssü olan Ahlat’a döndü. Erbasgan meselesini ve
Bizans’a karfl› baflar›lar›n›, bu s›rada Suriye seferinden dönmekte olan Alp Arslan’a
bir mektupla rapor etti.
dan güneye dönerek Mervanî emirinin idaresindeki Amid (Diyarbak›r)’e geldi. ‹ta-
âtsiz tutumu sebebiyle cezaland›rmak istedi¤i Emir Nizameddin’in yerine kardefli-
ni atamaya karar verdi. Ancak emirin af dilemesi ve pek çok hediyeler sunmas›
üzerine yoluna devam etti. Siverek ve Tulhum kalelerini ald›ktan sonra Ekim
1070’de, Urfa’y› kuflatma alt›na ald›. Dönemin büyük flehirlerinden olan Urfa, sur-
lar› dolay›s›yla çok iyi korunuyor; Bulgar Basil adl› bir komutan taraf›ndan müda-
faa ediliyordu. Alp Arslan, bu sefere destek sözü vermifl olan Halep Mirdasî emiri
Mahmud’u da yard›ma ça¤›rd› ise de gelmedi. Daha fazla zaman kaybetmek iste-
meyen Alp Arslan, iki ay kadar süren Urfa kuflatmas›n› 50.000 dinar haraç ödeme
teklifini kabul ederek kald›rd›.
Alp Arslan bundan sonra F›rat Nehri’ni geçerek (20 Ocak 1071) Halep yak›nla-
r›na geldi. fiehrin hâkimi Mirdasî emiri Mahmud, Fat›mîlerle olan iliflkilerinin etki-
siyle itaâtsizlik gösteriyordu. Alp Arslan bunun üzerine flehre zarar vermek isteme-
di¤i halde Halep’i kuflatmaya karar verdi (Nisan 1071). Ancak Diogenes’in Suriye
seferinde de görüldü¤ü gibi, Bizans’›n da hedefinde olan bu uç flehrini k›l›ç zoruy-
la almay› ve ‹slâm hududunu zay›flatmay› uygun bulmad›. Bir ay kadar süren ku-
flatma sonunda annesi ile birlikte Alp Arslan’›n huzuruna ç›k›p af isteyen Mahmud
Abbâsî Halifeli¤i’ne ve Selçuklu Devleti’ne ba¤l›l›k flart›yla görevine iade edildi.
N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
dar olmas› gerekirdi. Vezir Nizamülmülk’ün Siyasetnâme adl› eserinde nakletti¤i bilgi,
devletin gizli haber alma, bilgi toplama konusundaki eksikli¤ini aç›kça ortaya koymakta-
d›r. Buna göre Alp Arslan’a istihbarât teflkilât› kurulmas› teklif edildi¤inde
AMAÇLARIMIZ“Dostlar›m› AMAÇLARIMIZ
düflman, düflmanlar›m› dost gösterirler” endiflesi ile reddetmiflti.
K ‹ T Aelçisi,
Selçuklu ordusunun Suriye’den telaflla dönüflüne flahit olan Bizans P durumu K ‹ T A P
‹mparatora bildirdi. Hattâ Alp Arslan’›n takviye kuvvetler toplamak üzere Urfa’dan
Musul’a gitmesi de, ‹mparator’dan korkup ‹ran’a kaçt›¤› fleklinde rapor edildi.
T E L E V ‹ Z YSlav,
Diogenes’e gelince Balkan ve Anadolu vilâyetlerinden, Ermeni, ON Bulgar, TELEV‹ZYON
Gürcü, Alman, Frank, Peçenek, Uz ve K›pçak gibi çeflitli milletlerden toplad›¤› or-
dusuyla Anadolu’ya girmifl bulunuyordu. Bizans ordusunun a¤›rl›klar› 3.000 araba
ile çekilirken, 1.200 kiflinin kulland›¤› ve 100 hayvan›n çekti¤i devasa bir manc›-
‹NTERNET ‹NTERNET
n›klar› da vard›. Ayr›ca ordunun çarkç›, la¤›mc›, arabac›, manc›n›kç› gibi teknik s›-
n›f›n toplam›n›n 100.000’i, kumandan/subay say›s›n›n 30.000’i buldu¤u kaydedil-
mektedir. Rakamlar mübala¤al› gibi görünse de, Bizans ordusunun mevcudunun
50 Büyük Selçuklu Tarihi
MALAZG‹RT ZAFER‹
Bizans ordusu Kapadokya’ya ulaflt›¤›nda toplanan harp meclisi nas›l bir strateji uy-
gulanmas› gerekti¤i konusunu tart›flt›. Baz›lar› Selçuklu ordusunu iç bölgelere, çe-
kerek ve iafle imkânlar›n› yok ederek h›rpalamay› önerdiler. Di¤erleri ise de¤il Er-
zurum’da durmay›, ‹ran’a var›p tüm ‹slâm ülkelerini istilâ etmeyi, yani hucümu
öneriyorlard›. ‹kinci görüfle uyan Diogenes, yoluna devamla Erzurum’a geldi. Or-
dusundan 10.000 kiflilik bir birli¤i, do¤uda güvenli¤i sa¤lamak ve ordusuna erzak
sa¤lamak üzere Abhazya’ya gönderdi. 30.000 kiflilik bir kuvveti ise Türk as›ll› Tark-
haniotes ve Frank Russel komutas›nda, yollar›n emniyetini sa¤lamalar› için Ahlat’a
sevk etti. Alp Arslan’›n da tam Ahlât’a ulaflt›¤› s›rada, Selçuklu öncü birlikleri, San-
duk Bey idaresinde Bizans kuvvetlerini bask›na u¤ratt›lar. Da¤›lan askerler Malat-
ya bölgesine kaçarlarken ‹mparator, Ermeni Basil idaresinde yeni bir k›ta asker
yollad›. Basil, esas Selçuklu ordusunun henüz gelmedi¤ini ve Bizans öncü birlik-
lerini da¤›tan kuvvetlerin Ahlat garnizonu askerleri oldu¤unu zannediyordu. ‹mpa-
ratoru da bu flekilde bilgilendiren Basil’in askerleri ölü veya esir olarak imha oldu-
¤undan geriye haber getirecek bir kifli bile kurtulamad›.
Bu arada Diogenes, zay›f bir müfreze taraf›ndan korunmakta olan Malazgirt’i
alarak, ba¤›fllama sözü vermesine ra¤men, müdafileri ve halktan kaçamayanlar›
katletti. Sultan Alp Arslan da bu s›rada, yan›nda yukar›da say›lan kumandanlar
oldu¤u hâlde Malazgirt’e do¤ru ilerlemekte idi. Selçuklu ordusunun aniden geli-
fli karfl›s›nda flaflk›nl›¤a düflen Bizans ordusu, yürüyüflünü durdurup Malazgirt’e
10 km. kadar mesafede, Rahva ovas›nda ordugâh›n› kurdu. Ancak karargâh›n›
‹mparator’dan önce hâkim tepelere kuran Alp Arslan, 24 A¤ustos günü ilerleye-
Fersah bir islâmî uzunluk rek düflman›n bir fersah yak›n›na geldi. Sultan yine de, kuvvet azl›¤› dolay›s›y-
birimi olup 3 mile eflittir. Bir la bir meydan savafl›na girmek konusunda tereddütlü idi. Bu yüzden bir yandan
mil yaklafl›k 2 km. oldu¤una
göre bir fersah da 6 km.dir. da düflman hakk›nda bilgi toplamak ve ‹mparator’a bar›fl önermek üzere bir el-
çilik heyeti gönderdi.
Abbâsî halifesinin sultana gönderdi¤i ‹bn Mühellebân ve Savtekin’den oluflan
heyet, Sultan’›n sulh teklifini Diogenes’e ilettiler. ‹mparator öncü birliklerinin hezi-
mete u¤ramas›na ve ordusundaki itaâtsizlik emarelerine ra¤men, say›sal üstünlü-
¤ün verdi¤i gururla, teklifi çok kaba bir flekilde geri çevirdi. Selçuklu ordusu hak-
k›nda kendisine verilen yan›lt›c› bilgilerin de etkisiyle, bar›fl›n Rey’de yap›laca¤›n›,
kendilerinin ‹sfahân’da, hayvanlar›n›n ise Hemedan’da k›fllayaca¤›n› söyleyerek
meydan okudu. Diogenes ayr›ca bu seferin, Bizans bak›m›ndan o güne kadarki
3. Ünite - Alp Arslan Zaman› 51
Türk ak›nlar› ile yak›n iliflkisini ortaya koyan, kesin sonuç almaya yönelik bir inti-
kam seferi oldu¤unu anlatan flu cümleleri sarf ediyordu: “Rum (Roma) ülkesine ya-
p›lanlar›, ayn›yla ‹slâm ülkelerine yapmad›kça dönmeyece¤im. Bu sefer için muaz-
zam paralar sarf ettim. Nas›l dönerim?”
‹mparator’un cevab›, mensup olduklar› dine ve millete hizmet için, idealleri u¤-
runda yaln›zca kazanmaya odaklanm›fl, Selçuklu ordusu üzerinde olumsuz bir et-
ki yapmad›. Abbâsî Halifesi de, bu harbin ‹slâm Dünyas› için arzetti¤i ehemmiyet
dolay›s›yla, haz›rlatt›¤› bir dua metnini bütün ‹slâm ülkelerine göndererek Alp Ars-
lan’›n ordusu için Allah’a yakar›lmas›n› istedi.
‹mam›n›n tavsiyesiyle savafl› müslümanlar için özel bir gün olan Cuma’ya b›ra-
kan Alp Arslan, ordusunun maneviyat›n› yükseltecek tedbirler de al›yor, bu sava-
fl›n bir kader savafl› oldu¤ununun bilinci ile Cuma namaz›ndan sonra ordusuna
flöyle hitap ediyordu: “Burada Allah’tan baflka sultan yoktur. Emir ve kader onun
elindedir. Bu sebeple benimle birlikte savaflmak veya ayr›l›p gitmek konusunda ser-
bestsiniz.” Askerleri hiçbir flekilde ayr›lmayacaklar›n› beyan ederken üzerine beyaz
bir elbise giyen Sultan, eski Türk âdetine göre at›n›n kuyru¤unu ba¤lad›. Gö¤üs
gö¤üse harp edece¤inin iflareti olarak, ok ve yay›n› at›p, k›l›ç ve topuzunu ald›. “Ey
askerlerim! E¤er flehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum
göklere yükselecektir. Melikflah’› yerime tahta ç›kar›n›z ve ona ba¤l› kal›n›z. Zafe-
ri kazan›rsak önümüzde çok hay›rl› günler olacakt›r” sözleriyle art›k savafla haz›r
oldu¤unu gösteriyordu (Turan 2010, Köymen 1972).
Gece boyunca Türk askerlerinin boru, davul ve tekbir sesleri ile uykusuz b›ra-
k›lan Bizans ordusunda da, ertesi gün kendi adetlerince benzer törenler, ayinler
yap›ld›. Nihayet 26 A¤ustos 1071 Cuma günü, ö¤le namaz›ndan sonra iki ordu
harp düzeni ald›. Bizans ordusunun merkezinde ‹mparator bulunuyor, sa¤ kanada
Nikephoros Bryennios, sol kanada Aleates, artç› kuvvetlere ise Andronikos Dukas
kumanda ediyordu.
Sultan Alp Arslan ise ordusunu iki ana bölüme ay›rm›fl bulunuyordu. Tarank
adl› kumandan›n emrine verilen ve daha kalabal›k olan ikinci k›s›m, dörde ayr›la-
rak önceden savafl alan›n›n yanlar›ndaki tepelere pusuya yat›r›lm›flt›. Bunlar›n bir
bölümü Bizans ordusunun gerisini tutacak ve keflif yapacak; di¤erleri ise s›ras› gel-
di¤inde düflman› kuflat›p ok ya¤muruna tutacaklard›. Sultan Alp Arslan komutas›n-
daki birinci k›s›m ise, Diogenes’in karfl›s›nda yerini ald›. Savafl Murat suyunun bir
kolu üzerinde, Malazgirt önündeki Rahva ovas›nda cereyan ediyordu. Selçuklu as-
kerlerinin ok ya¤muruna tutarak tahrik etmesi üzerine, Bisans ordusu çan sesleri
eflli¤inde harekete geçti. Bizans ordusu, kendilerine oranla çok az olan bu kuvvet-
leri ezmek hevesiyle hücuma kalkt›. Selçuklu birlikleri taktik gere¤i, yenilmifl gibi
yaparak ve sa¤a sola da¤›larak geri çekilmeye bafllad›lar. Bu takip s›ras›nda pusu-
lar›ndan ç›kan Türk askerleri düflman›n sa¤ kanad›n› bozguna u¤ratt›lar. Bu s›rada
Peçenek ve Uz askerleri de daha önce sözlefltikleri gibi Selçuklu saflar›na geçtiler.
Bizans ordusunda bulunan bu gayr› müslim Türkler’in, Selçuklu ordusu çevresin-
de keflif yaparlarken, ayn› dili konufltuklar›n› duyunca, savafl s›ras›nda taraf de¤ifl-
tirmek için anlaflt›klar› rivayet edilir.
‹mparator ordusunun sa¤ kanad›n›n bozulmas› üzerine, sol kanad› yard›ma ça-
¤›rd›. Ancak onlar da Bizans ordusunun arkas›na sarkan Türk askerlerince kuflat›-
l›p yenilgiye u¤rat›ld›klar› için yard›ma gelmeleri mümkün olamad›. Ermeni kuv-
vetleriyse zaten savafl bafllad›¤›nda firar etmifllerdi.
52 Büyük Selçuklu Tarihi
Sahte ricat Türkler’in çok Muharebeyi büyük bir ustal›kla yöneten Alp Arslan sahte ricat, turan takti¤i
eski zamanlardan itibaren
Malazgirt’te, Mohaç’ta hattâ veya kurt oyunu denilen Türk savafl takti¤ini uygulayarak kuvvet azl›¤›n›n zaafa
Preveze’de uygulad›klar› bir dönüflmesine engel oldu. Diogenes nihayet, Türk birliklerini takip ederken pusu-
harp takti¤idir. Düflmana
sald›ran askerler yenilmifl ya düfltü¤ünü anlay›p geri çekilmeye karar verdi. Fakat daha savafl›n sonucu belli
gibi yap›p süratle geri olmadan, artç› kuvvetler komutan› Andronikos, ‹mparator’un bozguna u¤rad›¤›n›
çekilirken, yanlarda önceden
pusuya yat›r›lm›fl olan ilan edip kaçt›. Bununla birlikte kuflatman›n tam ortas›nda kalan Diogenes, esir dü-
birlikler ç›karak düflman› flene kadar k›l›c›yla kahramanca savaflt›. Nihayet elinden yaralanan ve at› vurulun-
arkadan çevirir ve bir
çember içerisinde kalan ca yere düflen Diogenes esir edildi.
düflman› imha ederlerdi.
fiekil 3.1
Malazgirt Savafl›
Kaynak: Köymen
(1972)
fiekil 3.2
Malazgirt Savafl›
Kaynak: Köymen
(1972)
Bizans Ordusunun 26 A¤ustos 1071 saat 15.30’dan saat 19.30’a kadar kuflat›lmas› ve yok edilmesi
3. Ünite - Alp Arslan Zaman› 53
Böylece akflama kadar süren muharebede Bizans ordusunun büyük k›sm› im-
ha edildi. Baflta ‹mparator olmak üzere, pek çok kifli de esir düfltü. Selçuklu ordu-
sunun elde etti¤i ganimetin haddi hesab› yoktu. Bu benzeri az görülmüfl fevkelâ-
de, inan›lmas› zor bir olayd›. Diogenes, Sultan’›n huzuruna zincire vurulmufl ve
boynuna esaret niflanesi olan lale tak›lm›fl olarak ç›kar›ld›. Di¤er esirlerin ona gös-
terdi¤i sayg› ve ‹bn Mühelleban’›n flahitli¤i ile teflhis edildi.
N N
• Bizans Devleti y›ll›k 360.000 dinar vergi ödeyecek SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
• Selçuklu Sultan’› talep ederse, ‹mparator askerî yard›mda bulunacak
• Taht›n› muhafaza edebildi¤i takdirde, önceden müslümanlar›n elinde olan
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Antakya, Urfa, Malazgirt ve Ahlât’› Selçuklular’a terk edecek
• Bizans ülkesindeki tüm müslüman esirler serbest b›rak›lacakt›.
Bu anlaflmadan ç›kan en önemli sonuç, Bizans ‹mparatorlu¤u’nun Selçuklu
K ‹ T A P K ‹ T A P
Devleti’ne ba¤l› duruma gelmifl olmas›d›r. Nitekim vergi ve askeri yard›m mükel-
lefiyeti yan›nda imparatora hilat giydirilmifl olmas› bunun aç›k delilleridir. Tarihçi-
lerden anlaflman›n flartlar›n› zaferin büyüklü¤ü ile uygun bulmayanlar oldu¤u gibi,
bu vesile ile Alp Arslan’›n yüce gönüllülü¤ünü öne ç›karanlar T E da
L E Vvard›r.
‹ Z Y O N Bir hafta TELEV‹ZYON
kadar misafir edilen Diogenes, nihayet 200 kiflilik bir Türk müfrezesi eflli¤inde,
10.000 dinar da yol harçl›¤› verilerek, ‹stanbul’a gitmek üzere u¤urland›.
Bununla birlikte her iki hükümdar da, bu anlaflman›n uygulanabilmesinin
‹NTERNET ‹m- ‹NTERNET
parator’un hayatta kalmas›na ba¤l› oldu¤unu, Diogenes’in ‹stanbul’a dönemeden
taht› kaybedebilece¤i öngörmüfllerdi. Nitekim Diogenes daha Sivas’a vard›¤›nda
taht›n›n Mihail VII. Dukas taraf›ndan ele geçirildi¤ini ö¤rendi. Yine de Alp Ars-
lan’›n yard›m›na da güvenerek mücadeleye devam etti. Ancak yenilgiye u¤rad›.
Manast›ra kapanmaya söz verdi ise de, Mihail Dukas onun gözlerine mil çektirerek
ac›lar içerisinde ölümüne sebep oldu.
Öte yandan ‹slâm âleminde büyük sevince yol açan Malazgirt Zaferi, her tarafa
fetihnâmeler gönderilerek duyuruldu. Halife el-Kaim Biemrillah 12 Eylül günü Ba¤-
dad’a ulaflan fetihnâmeyi devlet erkân›n›n huzurunda merasimle okuttu. Halife, Alp
Arslan’a bu vesile ile bir tebrik mesaj› gönderdi. Ba¤dad’da, halk›n da coflkuyla ka-
t›ld›¤› flenlikler yap›ld›. Hat›rlanaca¤› gibi, Türkler Yak›ndo¤u’ya girdiklerinde ‹slâm
Dünyas›’n›n karfl› karfl›ya oldu¤u en büyük d›fl tehlike, ata¤a kalkm›fl olan Bizans
‹mparatorlu¤u idi. Selçuklular taraf›ndan ilerleyifli durdurulan Bizans’›n, bu kararl› ve
son büyük girifliminin de bofla ç›kmas› Müslümanlar’a genifl bir nefes ald›rm›flt›.
Diogenes’in taht› kaybetmesi üzerine, Bizans ile yap›lm›fl olan anlaflma hüküm-
süz kald›. Alp Arslan bunun üzerine, dostu imparatorun intikam›n› da bahane ede-
rek, komutanlar›na Anadolu’nun fethini emretti. Bu anlaflman›n yürürlükte kalma-
s› durumunda bile, Bizans topraklar›na yap›lan Türkmen ak›nlar›n›n önünü kesile-
ce¤ini iddia etmek mümkün de¤ildir. Zira O¤uzlar/Türkmenler, bir yurt bulmak
mecburiyeti ile Dandânakân savafl›ndan beri, Selçuklu Devleti’nin politikalar› çer-
54 Büyük Selçuklu Tarihi
SIRA S‹ZDE Malazgirt zaferinin Türk Tarihi bak›m›ndan önemini nas›l aç›klars›n›z?
SIRA S‹ZDE
4
ALP ARSLAN’IN TÜRK‹STAN SEFER‹ VE ÖLÜMÜ
D Ü fi Ü N E L ‹ M Bir y›ldan Duzun
Ü fi Ü N bir
E L ‹ Mzamand›r seferde bulunan Sultan Alp Arslan, Malazgirt savafl›n-
dan sonra ‹sfahan’a döndü. Burada zafer münasebetiyle tâbi emir ve hükümdarla-
S O R U r›n ve elçilerinS O Rtebriklerini
U kabul etti. Ancak bir süre sonra Türkistan’a sefere ç›k-
mak zorunda kald›.
Bilindi¤i gibi Maveraünnehir’de Ça¤aniyan ve Harizm’in hâkimiyeti konusu
D‹KKAT D‹KKAT
Gazneliler’le Karahanl›lar aras›ndaki bir mesele olarak Selçuklular’a miras kalm›fl-
t›. Karahanl›lar’la, Alp Arslan’›n Toharistan melikli¤i s›ras›nda da eksik olmayan s›-
N N
SIRA S‹ZDE n›r çat›flmalar›, flimdi damad› fiemsülmülk Nasr Han ile o¤ullar› Ayaz ve ‹lyas ara-
SIRA S‹ZDE
s›nda da sürüyordu. Nasr Han’›n do¤uda meflgul olmas›ndan yararlanan Toharis-
tan meliki Ayaz onun topraklar›na sald›rd›. Geri dönüp Ayaz’› yenilgiye u¤ratan
AMAÇLARIMIZ Han, SelçukluAMAÇLARIMIZ
melikine a¤›r kay›plar verdirdi. Ayr›ca Alp Arslan’›n k›z› olan eflini
de, kardefli lehine casusluk yapt›¤› suçlamas›yla döverek ölümüne sebep oldu.
Alp Arslan bu geliflmeler üzerine Karahanl› hükümdar›n› cezaland›rmak için
K ‹ T A P K ‹ T A P
200.000 kiflilik bir ordu ile sefere ç›kt›. Selçuklu ordusunun Ceyhun Nehri’nden ge-
çifli bir ay sürdü. Sultan’›n ilerleyifli Maveraünnehir s›n›r›ndaki Barzam kalesinin di-
renifliyle duraklad›. Bat›nî inan›fll› oldu¤u söylenen Yusuf el-Harezmî adl› kale ko-
TELEV‹ZYON mutan›, dahaT E L E fazla
V ‹ Z Y O direnemeyece¤ini
N anlay›nca teslim olmaya karar verdi. Ancak
rivayete göre s›rlar› ortaya ç›kmas›n diye kar›s› ve çocuklar›n› kendi elleriyle öldü-
ren Yusuf, bir suikast plân› yapt›. Sultan’›n huzuruna ç›kar›ld›¤›nda çizmesinin
‹NTERNET koncuna saklad›¤›
‹ N T E R N E T hançeri ç›kar›p üzerine at›ld›. Alp Arslan ve komutanlar›ndan
Gevherâyin a¤›r flekilde yaraland›lar. Yusuf, Sultan’›n adamlar› taraf›ndan hemen
orada öldürüldü. Ancak Sultan Alp Arslan da ald›¤› yaralar›n tesiri ile dört gün son-
ra 25 Kas›m 1072 tarihinde flehit oldu. Ölümü kar›fl›kl›klar› önlemek düflüncesiyle
bir müddet gizli tutuldu. Cenazesi daha sonra Merv’e getirilerek, orada babas› Ça¤-
r› Bey’in yan›na defnedildi.
Alp Arslan’›n saltanat› ‹bn-i Kemâl’in Yavuz Sultan Selim’in saltanat› için yapt›-
¤› benzetmede oldu¤u gibi, ikindi günefli gibi gölgesi uzun, fakat vakti k›sa bir sal-
tanat oldu. Ancak di¤er tüm olaylar yok say›lsa bile Türk, ‹slâm ve Dünya Tarihin-
de çok mühim bir yer tutan, Anadolu’nun Türkiye olmas›n› sa¤layan Malazgirt za-
feri, onun ve askerlerinin ölümsüz bir hizmeti olarak tarihe geçmifltir.
Sultan Alp Arslan bunun yan›s›ra, ‹slâm dünyas›n› içeriden tehdit eden ve Fat›-
mîler eliyle siyasallaflan afl›r› fliîli¤e karfl› da, Nizâmiye ad›yla meflhur olan medre-
seler yapt›rarak, fikir düzeyinde de sünnî islâma büyük hizmetler yapm›flt›r.
3. Ünite - Alp Arslan Zaman› 55
Özet
N
A M A Ç
Selçuklu Devleti’nin iç meselelerini tan›mlaya- N
A M A Ç
Selçuklu Devleti’nde bu dönem yaflanan siyasî ve
1 bilme 2 askerî olaylar› aç›klayabilme
Çocu¤u olmayan Tu¤rul Bey’in 1063 y›l›nda öl- Sultan Alp Arslan’›n ilk seferi, devletin bat› siya-
mesi üzerine, yerine veliahd tayin etti¤i, Ça¤r› seti do¤rultusunda 1064 y›l›nda, Azerbaycan ve
Bey’in o¤lu Süleyman tahta oturdu. Ancak daha Kafkasya üzerine oldu. Anadolu seferlerinin gü-
Tu¤rul Bey zaman›nda ‹brahim Yinal isyan›na venli¤i için önce Gürcistan’a girdi. Tiflis-Çoruh
destek veren ve sonra kendisi isyan eden Kutal- aras›ndaki birçok yer fiavflat’a kadar fethedildi.
m›fl da, saltanat› ele geçirmek üzere harekete Gürcü kral› kaçarken baz› yerel yöneticiler ba¤-
geçti. Önce Süleyman’›n tahta geçmesi için ge- l›l›k bildirdiler. fiehzâde Melikflah da Nizamül-
rekenleri yapan vezir Amidülmülk Kündürî, Ku- mülk ile birlikte Nahcivan’da önemli fetihler yap-
talm›fl karfl›s›nda tutunamad›. Bunun üzerine za- t›. Selçuklu ordusu Sepidflehr ve Lal’i ald›. Gürcü
ten taht› ele geçirmek üzere harekete geçmifl meliki Gürgen Selçuklu Devleti’ne ba¤land›. Alp
bulunan Alp Arslan’dan yard›m istedi. Alp Ars- Arslan yoluna devamla Anadolu’ya girdi. Bizans’a
lan, saltanat davas›na kalk›flan Musa Yabgu’yu tâbi Ermeni prensli¤inin idaresinde iken Bizans
etkisiz hâle getirdikten sonra, Kutalm›fl’›n üzeri- imparatoru taraf›ndan ilhâk edilmifl olan Ani fleh-
ne yürüdü. Yenilgiye u¤rayan Kutalm›fl hayat›n› ri kuflat›ld›. Bu müstahkem flehir, fliddetli bir mu-
da kaybetti. Alp Arslan bundan sonra taht› ele hasara ile ele geçirildi (16 A¤ustos 1064). ‹slâm
geçirdi. Kardefli Süleyman fiiraz’a çekildi. Ancak dünyas›nda da büyük sevinç yaratan bu olay üze-
Alp Arslan’›n Kirman meliki olan kardefli Kara rine Halife Sultan’› tebrik ve taltif etti.
Arslan Kavurt Bey, bafllang›çta mücadeleye gir- Sultan 1065 y›l› sonunda, Deflt-i K›pçak üzerine
meyip ülkesine döndü ise de daha sonra defa- bir sefer düzenledi. Müslüman olmayan Türk-
larca ayakland›. Kavurt’un isyanlar› bast›r›lsa da ler’le iflbirli¤i ederek bölge ticaretini sekteye u¤-
mesele tam olarak çözülemeyip Melikflah zama- ratan K›pçak ve Türkmenler’i kendisine ba¤lad›.
n›na intikal etmifltir. Sözkonusu gayr› müslim Türkler, Hazar Deni-
Alp Arslan döneminde çözülmesi gereken di¤er zi’nin kuzeyinden bat›ya göç ederken Hazar-Ka-
önemli bir mesele ise halifelikle ilgili idi. Çünkü radeniz aras›nda da s›k›fl›kl›¤a ve kar›fl›kl›klara
Halife el-Kaim Biemrillah, Tu¤rul Bey’in ölümü sebep olmakta idiler. Onlar›n güneye inmeye
üzerine Selçuklu sultan›n›n ad›n› hutbeden ç›- zorlad›¤› topluluklar Kafkasya’da Türkmenler’in
karm›flt›. Bununla da yetinmeyerek, Irak’daki Sel- Anadolu göç yollar›n› t›kamakta ve tehdit etmek-
çuklu memurlar›n›n yerine kendi adamlar›n› ata- te idiler. Bu yüzden ikinci Kafkasya seferine ç›-
m›flt›. Bu durum Tu¤rul Bey’in hilafet kurumu kan Sultan Gürcistan’da Tiflis dahil bir çok flehri
üzerinde oluflturdu¤u statünün de¤iflmesi anla- zabt etti (1067 sonu). Gürcü meliki de y›ll›k ver-
m›na geliyordu. Halife bu konuda bölgedeki ma- gi ödemeyi kabul etti.
halli emirlerin yard›m›na baflvurmay› denedi ise Bu arada Bizans ‹mparatorlu¤u’nda ‹mparatoriçe
de sonuç alamad›. Alp Arslan rakiplerini bertaraf Eudokia ile evlenerek tahta geçen Romanos Di-
ettikten sonra Ba¤dad’a bir heyet gönderip salta- ogenes, Türkler’i Anadolu’dan atmak üzere hare-
nat›n›n onaylanmas› istedi. Halife bu iste¤i yeri- kete geçti. Çünkü Türk istilâs› Sakarya k›y›lar›na
ne getirmek ve Tu¤rul Bey zaman›nda yap›lm›fl ulaflm›fl bulunuyordu. Her ne kadar Bizans ordu-
olan anlaflmay› yenilemek zorunda kald›. Alp lar› karfl›s›nda çekilmek zorunda kalsalar da,
Arslan’›n tayin etti¤i Selçuklu memurlar›n›n göre- Türkmenler yurt bulmak mecburiyeti ile ölüm
ve bafllamas›yla Irak’da hâkimiyet yeniden ku- pahas›na mücadele etmekte idiler. Diogenes Ma-
rulmufl oldu. lazgirt’ten önce, biri Suriye’ye kadar uzanan iki
sefere bizzât kumanda etmifl olmas›na ra¤men
netice alamad›.
56 Büyük Selçuklu Tarihi
Kendimizi S›nayal›m
1. Alp Arslan’›n tahta geçifli s›ras›nda karfl›laflt›¤› bafll›- 6. Alp Arslan’›n ‹kinci Kafkasya Seferinin sebebi afla¤›-
ca sorun afla¤›dakilerden hangisidir? dakilerden hangisidir?
a. Kardefli Süleyman’›n veliahd olmas› a. ‹mparator Diogenes’in Ahlat’› kuflatmas›
b. Vezir Amidülmülk Kündürî’nin kendisini tehdit b. Gürcü melikinin Ani’yi istilâ etmesi
etmesi c. Hazar’›n kuzeyinden Avrupa’ya göç eden O¤uz-
c. Kardefli Kavurt’un isyan giriflimi lar’›n yaratt›¤› kar›fl›kl›k
d. Kutalm›fl’›n isyan› d. Mervanî emirinin isyan›
e. Ça¤aniyan ve Huttalân emirlerinin itaâtsizli¤i e. fiehzâde Erbasgan’› cezaland›rmak
2. Alp Arslan’›n halifelikle ilgili politikas›n› afla¤›daki- 7. Alp Arslan’›n Suriye seferinin amac› afla¤›dakilerden
lerden hangisi tan›mlar? hangisidir?
a. Halife’nin tüm isteklerini kabul etmifltir. a. Halep emirini cezaland›rmak
b. ‹mparator’un ele geçirdi¤i Menbic’i geri almak
b. Tu¤rul Bey zaman›ndaki statüyü aynen sürdü-
c. Ermeniler’in elinde bulunan Urfa’y› almak
ren bir anlaflma imzalam›flt›r.
d. Haçl›larla savaflmak
c. Ba¤dad’› Halife’nin idaresine b›rakm›flt›r.
e. Fat›mîler’i cezaland›rmak
d. Halife’ye karfl› Fat›mîler’le iflbirli¤i etmifltir.
e. Düflmanl›ktan dolay› Halife’nin k›z›n› Ba¤dad’a
8. Malazgirt Savafl› ile ilgili afla¤›daki ifadelerden hangi-
iade etmifltir.
si yanl›flt›r?
a. Selçuklu Devleti ile Bizans ‹mparatorlu¤u ara-
3. Alp Arslan’in Birinci Kafkasya ve Azerbaycân sefe- s›nda geçmifltir
rinde afla¤›daki yerlerden hangileri fethedilmifltir? b. 26 A¤ustos 1071 tarihinde olmufltur
a. ‹sfahan, Azerbaycan c. Bizans ordusu çeflitli milletlerden toplanm›fl üc-
b. Van, Ani, Ahlat retli bir ordudur
c. Meryemniflîn, Ahalkelek, Sürmeli, Ani d. Selçuklu ordusu Bizans ordusundan kalabal›k
d. Ani, Malazgirt, Kafkasya oldu¤u için savafl› kazanm›flt›r
e. Erzurum, Ahlat, Gence, Gürcistan e. Alp Arslan savafltan önce Diogenes’e bar›fl öne-
risinde bulunmufltur.
4. Alp Arslan’›n Deflt-i K›pçak seferinin sebebi afla¤›da-
kilerden hangisidir? 9. Afla¤›dakilerden hangisi Malazgirt Savafl›’n›n sonuç-
a. K›pçak Han›’n›n isyan etmesi lar›ndan biri de¤ildir?
b. Harizm valisinin daveti a. Bizans ‹mparatorlu¤u Anadolu’yu tamamen
c. Cend’i topraklar›na katmak istemesi kaybetmesi
d. Ticaret yollar›n›n güvenli¤inin sa¤lanmas› b. Türkler’in Anadolu’ya güven içerisinde yerlefle-
e. Anadolu seferlerinin önünü açma gere¤i bilmeleri
c. Bizans ordusunun büyük ölçüde imha edilmifl
5. Alp Arslan’›n baz› hanedan üyelerini vilayetlere ata- olmas›
mas› ile ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi yanl›flt›r? d. Do¤u Anadolu’da Türkmen beyliklerinin kurulmas›
a. Meliklerin yönetim tecrübesi kazanmas› sa¤lan- e. Anadolu’nun Türk Yurdu haline gelmesi
maktad›r.
b. Ülke hanedan›n ortak mal› oldu¤u gerekçesiyle 10. Alp Arslan’›n Türkistan Seferi ile ilgili afla¤›daki ifa-
bölünmektedir. delerden hangisi yanl›flt›r?
c. Yönetimde sorumluluk paylafl›m› gere¤i görev- a. Sefer Barzam kalesinin direnifli sebebiyle durak-
lam›flt›r.
lendirilmifllerdir.
b. Barzam kalesi Melikflah taraf›ndan zapt edilmifltir.
d. Egemenlik paylafl›lmad›¤› için merkeziyetçili¤e
c. Seferin sebebi Karahanl›lar’la yaflanan s›n›r ça-
ayk›r› bir durum yoktur.
t›flmalar›d›r.
e. Bu flehzâdelere, kurulufl dönemindeki gibi genifl
d. Karahanl› hükümdar›, Sultan’›n k›z›n› öldür-
yetkiler verilmemifltir.
müfltür.
e. Alp Arslan, Türkistan Seferi s›ras›nda flehid edil-
mifltir.
58 Büyük Selçuklu Tarihi
Romanos Diogenes Esir Olarak Sultan’›n Huzuruna 1. d Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Alp Arslan’›n Tahta
Getirildi¤inde Aralar›nda Geçti¤i Söylenen Konuflma Ç›kmas›, Taht Mücadeleleri” konusunu tekrar
Sultan- “Dostluk kurmak üzere sana Halife’nin elçilerini gözden geçirin.
gördermedim mi? Ama sen dostluktan kaç›nd›n. Sana düfl- 2. b Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Alp Arslan’›n Tahta
manlar›m›n geri verilmesi için (Erbasgan’› kastediyor) Af- Ç›kmas›, Abbasî Halifesi ile ‹liflkiler” konusunu
flin’i göndermedim mi? Fakat sen “ Para sarfettim, büyük tekrar gözden geçirin.
bir ordu toplad›m, buralara kadar geldim, arad›¤›m› yaka- 3. c Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Azerbaycân- Birinci Kaf-
lad›m. Ülkeme yap›lanlar› ‹slâm ülkelerine yapmad›kça kasya Seferi” konusunu tekrar gözden geçirin.
nas›l dönerim?” dedin. Serkeflli¤inin sonunu be¤endin mi?” 4. d Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Deflt-i K›pçak ve Cend
‹mparator- “Ülkelerini almak için türlü kavimlerden ordu Seferi” konusunu tekrar gözden geçirin.
toplad›m, paralar sarfettim. Memleketim ve kaderim senin 5. b Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “fiehzâdelerin Tayini”
elindedir. Bu hâlimle (Ayaklar›ndaki zincir ve esirlik alâ- konusunu gözden geçirin.
meti olarak boynuna tak›lan lâleyi kastederek) önünde- 6. c Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “‹kinci Kafkasya Sefe-
yim. Nasihâti ve azarlamay› b›rak›p ne istiyorsan onu yap” ri” konusunu gözden geçirin.
Sultan- “Zaferi sen kazansayd›n bana ne yapard›n?” 7. e Cevab›n›z do¤ru de¤ilse Anadolu ve Suriye Se-
‹mparator- “Sen böyle benim veya adamlar›m›n lütfu- feri konusunu gözden geçirin.
na terkedilmifl olsayd›n, senin bafl›n› kesmelerini veya 8. d Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Malazgirt Zaferi” ko-
bir dara¤ac›na asmalar›n› emrederdim” nusunu tekrar gözden geçirin.
Sultan- (Kendi kendine) “Vallahi do¤ru söyledi. Baflka 9. a Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Malazgirt Zaferi” ko-
türlü konuflsayd› yalan söylemifl olurdu. Bu adam ak›ll› nusunu tekrar gözden geçirin.
ve mert birisi.Bu sebeple öldürülmesi do¤ru de¤ildir. 10. b Cevab›n›z do¤ru de¤ilse “Alp Arslan’›n Türkis-
(Sonra yüksek sesle) Sana ne yapaca¤›m› san›yorsun?” tan Seferi ve Ölümü” konusunu tekrar gözden
‹mparator- “Üç ihtimal vard›r. Birincisi beni öldürtür- geçirin.
sün ama bu kasap iflidir. ‹kincisi beni ülkende teflhir
edersin, bu da sarraf iflidir. Üçüncüsünü ise mümkün
olmad›¤›ndan söylemeye gerek yoktur”
Sultan- “O nedir?”
‹mparator- “Affedilmem, sunaca¤›m paralar› kabul et-
men, aram›zda dostluk kurulmas›, beni kumandanlar›n-
dan birisi ve Rum’da bir nâibin olarak ülkeme iade et-
men. Zira beni öldürmenin bir faydas› olmaz çünkü be-
nim yerime bir baflkas›n› getirirler”.
Sultan- “Ben Allah’a, savafl› kazan›rsam sana iyi davra-
naca¤›ma dair yemin etmifltim. Allah iyi düflünenlerin
duas›n› kabul eder. Bu sebeple hakk›nda aftan baflka
bir fley düflünmedim, kendini sat›n al”.
‹mparator- “Sultan ne istedi¤ini söylesin.”
Sultan- “10.000.000 dinar”
‹mparator- “Hayat›m› ba¤›fllamakla benden bütün Rum
ülkesini istesen de hakl›s›n. Lâkin bafllar›na geçti¤im-
den beri ordular sevk etmek savafllar yapmak için
Rum’un paralar›n› sarf ettim, mallar›n› müsadere ettim,
halk›m› fakir düflürdüm.”
Bundan sonra kankardefli olan iki hükümdar, yukar›da
flartlar› belirtilen anlaflmay› yapt›lar (Köymen 1972, Tu-
ran 2010).
3. Ünite - Alp Arslan Zaman› 59
S›ra Sizde 3
Bizans ordusu Uz ve Peçenek gibi gayr› müslim Türk-
ler, Ruslar, Franklar,Ermeniler, Anadolulu ve Balkanl›
muhtelif etnik unsurlardan, toplanm›fl ücretli bir ordu
idi. Yani onlar› biraraya getiren de¤er, ortak bir ideal
de¤il para idi. Bizans ordusu bünyesi ve ülküsü bak›-
m›ndan ne kadar uyumsuz ise, Türk ordusu bunun tam
aksine, ayn› ideal u¤runa ölmeye haz›r, soy ve inanç
birli¤inin bir araya getirdi¤i ahenkli bir topluluk idi.
S›ra Sizde 4
Bizans’›n Türkler’i Anadolu’dan atmak için, büyük fe-
dakârl›klara katlanarak haz›rlad›¤› ordusu bu savaflta
imha oldu. Dolay›s›yla Türk ak›nlar›n› durduracak cid-
di bir güç kalmay›nca, Türkler Anadolu’ya güvenle yer-
leflmeye ve bu topraklar› yurt tutmaya bafllad›lar.
4
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Selçuklu Devleti’nin iç meselelerini tan›mlayabilecek,
N
Selçuklu Devleti’nde bu dönem meydana gelen olaylar› aç›klayabilecek,
Devletin imparatorlu¤a dönüflen yap›s›n›, de¤iflikliklerle birlikte kavrayabile-
ceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Melikflah • Halife
• Kavurt • Terken Hatun
• Türkiye Selçuklular› • Suriye
‹çindekiler
• MEL‹KfiAH’IN TAHTA ÇIKMASI
• B‹R‹NC‹ TÜRK‹STAN SEFER‹
• ANADOLU VE SUR‹YE S‹YASET‹
• DO⁄U ARAB‹STAN-HAC‹Z-YEMEN
VE ADEN’‹N SELÇUKLULAR’A
BA⁄LANMASI
• D‹YARBEK‹R’‹N SELÇUKLU
TOPRAKLARINA KATILMASI
Büyük Selçuklu Tarihi Melikflah Zaman›
• SUR‹YE (ANTAKYA) SEFER‹
• ‹K‹NC‹ TÜRK‹STAN SEFER‹
• ÜÇÜNCÜ TÜRK‹STAN SEFER‹
• DEVLET‹N BÜNYES‹NDE OLUfiAN
SORUNLAR
• MEL‹KfiAH’IN SON BA⁄DAD
Z‹YARET‹ VE ÖLÜMÜ
Melikflah Zaman›
D Ü fi Ü N E L ‹ M ANADOLU
D Ü fi Ü N E LVE
‹ M SUR‹YE S‹YASET‹
Sultan Melikflâh bundan sonra devletin baflkentini Rey’den ‹sfahân’a tafl›d›. fiehir
S O R U yeni infla edilen
S O R iki
U kale ile daha korunakl› hâle getirilirken cami, mescid, medre-
se ve hankâh gibi eserlerle adetâ yeni bafltan imar edildi. Böylece do¤u s›n›rlar›n›
tahkim ve ülkesinin ifllerini tanzim eden Melikflâh, dikkatini bat›daki geliflmelere
D‹KKAT D‹KKAT
çevirdi. Baflkentin naklinde bu yöndeki olaylar› daha yak›ndan izlemek düflüncesi
de etken olmufltur. Zira Anadolu ve Suriye’de, Selçuklu Devleti’ni yak›ndan ilgilen-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
diren geliflmeler yaflanmakta idi. Sultan, Kafkasya’da meydana gelen kar›fl›kl›klar
nedeniyle 1076 ve 1079 y›llar›nda bizzât Kafkasya/Gürcistan üzerine sefere ç›karak
bölgeyi itaât alt›na ald›. Ancak daha sonraki tarihlerde de Gürcistan üzerine sefer-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
ler düzenlenmek zorunda kal›nm›flt›r.
K ‹ T A P TürkiyeK Selçuklu
‹ T A P Devleti’nin Kuruluflu
Anadolu bilindi¤i gibi, Selçuklu Devletinin yürüttü¤ü fetih siyaseti do¤rultusunda,
yurt tutmak düflüncesiyle devaml› Türkmenlerin ak›nlar›na u¤ramakta idi. Bunun
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
4. Ünite - Melikflah Zaman› 63
yan›s›ra çeflitli sebeplerle devlete küsen Türkmenler de bir s›¤›nak olarak oraya il-
tica ediyorlard›. Son olarak kardefli Kavurt’un isyan›na destek veren ve asi flehzâ-
de Erbasgan’›n da efli olan Gevher Hatun, Anadolu istikametinde Yabgulu Türk-
menlere kat›lmak üzere çekilirken bertaraf edilmiflti. Yabgulu Türkmenleri’nin
Anadolu ve Suriye’de denetim d›fl› faaliyetleri Selçuklu sultanlar›n› rahats›z etmek-
teydi. Onlar›n en büyük baflbu¤lar›ndan olan Kutalm›fl’›n o¤ullar›, Alp Arslan’a kar-
fl› girdi¤i taht mücadelesini kaybedince hapsedilmifllerdi.
Olaylar›n seyrine bak›lacak olursa Kutalm›flo¤ullar›, Melikflâh’›n tahta geçti¤i s›-
rada yaflanan kar›fl›kl›klardan yararlanarak hapisten kaçm›fl veya kaç›r›lm›fllard›.
Nitekim Güney Anadolu bölgesinde k›sa bir süre faaliyette bulunduktan sonra, Su-
riye’de Büyük Selçuklu aleyhtar› bir mücadeleye kar›flt›lar. Bu olayda bir kardefli
yeniden hapse düflen Süleymanflâh, Halep-Antakya üzerinden Bizans topraklar›na
do¤ru ilerledi. 1075 y›l›nda Bizans’a ait ‹znik (Nikia)’i fethederek kendisine mer-
kez yapt›. Kutalm›fl’›n o¤lu olma ayr›cal›¤› Süleymanflah’›, k›sa zamanda bir cazibe
merkezi ve dolay›s›yla etkili bir güç hâline getirdi. Nitekim Süleymanflah 1078 y›-
l›nda, Erbasgan’›n arabuluculu¤u ile Nikephoros Botaniates’e askerî yard›mda bu-
lunarak Bizans taht›n› ele geçirmesini sa¤lad›.
Anadolu’nun fethi konusunda bu tarihe kadar al›nan yol, hiç flüphesiz Büyük
Selçuklular’›n eseri idi. Tabiî olarak bu topraklar›n tümüyle Türk yurdu olmas›n› is-
tiyorlard›. Ancak kendilerine ra¤men bir geliflmeye izin vermek istemedikleri için,
Melikflâh 1078 y›l›nda, Anadolu’ya Emir Porsuk idaresinde bir ordu gönderdi. Sü-
leymanflâh’›n ona karfl› gönderdi¤i kardefli Mansur, bu savaflta hayat›n› kaybetti, fa-
kat Porsuk amac›na ulaflamad›. Türkiye Selçuklular› varl›klar›n› devam ettirdiler.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
64 Büyük Selçuklu Tarihi
Sizce Melikflah’›n Diyarbekir seferinin sebepleri nelerdir? SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
3
Selçuklu meliklerine has yetkilerle donat›lan Fahrüddevle, emrine Gevherayin,
Altuntak, Dilmaço¤lu, Çubuk ve Artuk gibi meflhur kumandanlar D Ü fi Üverilerek
NEL‹M Diyar- D Ü fi Ü N E L ‹ M
bekir seferine memur edildi. Selçuklu ordusu ilk olarak Âmid üzerine harekete
geçti. Fakat Mervanî emirinin kendisine baz› kaleler verece¤iniS vaad O R U ederek yar- S O R U
d›m istedi¤i Musul valisi Müslim de, Selçuklu ordusundan önce Amid’e gelmifl bu-
lunuyordu. Kendisi de aslen Musullu bir Arap olan Fahrüddevle “Kendi eliyle
D‹KKAT D‹KKAT
Araplar›n bafl›na belâ gelece¤i” kayg›s›yla, Müslim’e sald›rmak istemedi. Bu durum
emrindeki Türkmen komutanlarla aras›n›n aç›lmas›na sebep oldu. Çubuk Bey ida-
N N
resindeki Türkmenler, Fahrüddevle’nin haberi olmaks›z›n Müslim’in SIRA S‹ZDE karargâh›na SIRA S‹ZDE
bir gece bask›n› düzenleyerek kuvvetlerini da¤›t›p mallar›n› ya¤malad›lar. Melik-
flah’›n bu olaylardan haberdar olmas›ndan çekinen Fahrüddevle, Amid’e çekilen
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Müslim’e sald›rmaya karar verdi. Fakat Müslim, bu defa da Artuk Bey’le Fahrüd-
devle’nin bilgisi d›fl›nda para karfl›l›¤› anlaflt›. Nitekim onun açt›¤› güvenli yoldan
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
66 Büyük Selçuklu Tarihi
Mervaniler 983-1085 y›llar› Musul’a do¤ru yola ç›kt›. Artuk Bey de Fahrüddevle’nin hizmetinde kalmak iste-
aras›nda, Meyyâfârikîn
(Silvan) merkez olmak üzere, meyerek buradan ayr›ld›.
Amid (Diyarbak›r), Mardin, Bunun üzerine Sultan Melikflah’tan korkan Fahrüddevle, Âmid muhasaras›n›
Erzen, H›sn Keyfâ, Siirt ve
Ceziret ‹bn-i Ömer gibi o¤lu Zaimüddevle’ye b›rakarak, süratli bir harekâtla Mardin, Siirt, Erzen ve H›sn
flehirlerde hüküm sürmüfl Keyfâ’y› ele geçirdi. Mervanî emiri bir k›s›m topraklar›n› kurtarmak düflüncesiyle
olan bir hanedand›r.
Abbasîler’in zay›flamas› ‹sfahan’a Sultan’›n yan›na gitti. Ancak kendisine yap›lan teklifi, h›ristiyan veziri
üzerine ortaya ç›kan Ebû Salim’in, on y›l dayanacak güçleri oldu¤unu söyleyip yan›ltmas› sebebiyle red-
emirliklerden biridir. Etnik
kökenlerinin Kürt veya Arap detti. Amid’de Vezirin himayesindeki h›ristiyanlar yiyecek depolarken, müslüman-
oldu¤u tart›fl›lmakta ise de, lar kötü muamele görüyorlard›. Bu yüzden ayaklanan müslüman ahâlinin Selçuk-
siyasî ve idarî örgütlenmesi
bak›m›ndan Abbasîlerin lu ordusuna yard›m etmesi üzerine flehir düfltü (May›s 1085).
devam› ve vasal› Mervano¤ullar›’n›n elinde ufak bir iki yer d›fl›nda sadece Meyyâfârikîn kalm›fl-
durumundad›rlar. X. yüzy›l›n
sonlar›nda ‹slâm Dünyas›na t›. Nasrüddevle Melikflah’›n teklifini kabul etti¤ini bildirdi ise de, dikkate alan ol-
karfl› taarruza geçen Bizans mad›. Nihayet 1085 A¤ustos sonunda Mervanîler’in baflkenti de düfltü ve hanedan
‹mparatorlu¤u’na vergi
ödemek zorunda kalm›fl; tarihe intikâl etti. Bu sefer s›ras›nda ele geçirilen 1.000.000 dinar de¤erindeki gani-
Tu¤rul Bey zaman›nda ise
Selçuklular’a
met ‹sfahan’a gönderildi. Nasruddevle’ye Irak’ta bir kasaba ikta edildi.
ba¤lanm›fllard›r.
Musul Seferi
Selçuklu ordusunun Âmid muhasaras› s›ras›nda, Musul valisi Müslim b. Kureyfl’in,
Mervanî emirinin yard›m ça¤r›s›na icabet etti¤i ifade edilmiflti. Nitekim Müslim
kuvvetleri bask›na u¤ray›p yenilince Artuk Bey ile anlafl›p Musul’a do¤ru çekilmifl-
ti. Ancak bu kulak ard› edilecek bir olay de¤ildi. Melikflah, Ukaylo¤ullar›’na ait
topraklar› Fahrüddevle’nin o¤luna ikta ederken, bölgedeki Türkmen beylerine de
ona kat›lmalar› emrini verdi. Kasimüddevle Aksungur ve Artuk Bey gibi komutan-
lar Musul’da topland›lar. fiehir k›sa sürede ele geçirildi. Ancak Müslim’in Rahbe’de
iken Fat›mîler’le yeniden iflbirli¤ine teflebbüs etmesi, Melikflah’›n da bizzât sefere
ç›kmas›n› gerektirdi. Selçuklu ordusu Musul’u ald›¤› s›rada Sultan da flehre ulaflt›.
Musul ileri gelenleri taraf›ndan büyük sayg›yla karfl›lanan Melikflah, bu s›rada kar-
defli Tekifl’in isyan etmifl oldu¤u haberini ald›. Bunun üzerine Müslim’i huzuruna
getirten Sultan, bölge dengelerini dikkate alarak, sahip oldu¤u yerlerin tamam›n›
kendisine verip, onu yerinde b›rakmay› uygun buldu (Kas›m 1085).
Tekifl’in ‹syan›
Hat›rlanaca¤› üzere Tekifl, Birinci Türkistan seferinden dönüflte, Melikflah taraf›n-
dan Toharistan melikli¤ine tayin edilmiflti. Tekifl ilk olarak 1081’de Horasan’›n
önemli flehirlerinden Merv ve Niflabur’u ele geçirmeye kalk›fl›p isyan etmiflti. Bir
süre önce disiplinsizlik sebebiyle ordudan at›lan 7.000 kadar Ermeni de, bu isyan
s›ras›nda onu desteklemifllerdi. Fakat Tekifl, Melikflah taraf›ndan Tirmiz flehrinde
kuflat›l›nca af dilemifl ve iste¤i kabul edilmiflti.
Tekifl, Melikflah’›n Musul seferinde bulunmas›ndan yararlanarak bir kere da-
ha isyan etti. Melikflah kardeflinin üzerine yürümek için k›fl›n geçmesini bekledi.
Sonra isyan›n çok tehditkâr bir flekil almas›ndan dolay› emrinde Artuk, Porsuk,
Bozan, Türflek, Kumaç ve Ayaz gibi meflhur kumandanlar oldu¤u hâlde büyük
bir orduyla harekete geçti. Merv-i Rud’dan Serahs’a kadar olan bölgeyi kontrolü
alt›na alm›fl olan Tekifl, bu s›rada Serahs’› kuflatmaktayd›. Nizâmülmülk idaresin-
deki Selçuklu ordusunun yaklaflmakta oldu¤u fleklinde uydurma bir haberle ya-
n›lt›lan melik, acele olarak kuflatmay› kald›rmak zorunda kald›. Önce Venec’e
çekilen Tekifl, Melikflah taraf›ndan takip edilerek Tirmiz’de bir kere daha teslim
al›nd› (1085). Yeniden isyana teflebbüs edememesi için gözlerine mil çekilerek
hapse at›ld›. Tekifl’in yerine Toharistan melikli¤ine, ilginç bir flekilde onun o¤lu
4. Ünite - Melikflah Zaman› 67
tan’›n yak›nlar› ile Vezir’e de pek çok hediyeler verdi (24 Nisan 1087). Selçuklu he-
yeti halifelik saray›ndan coflkulu bir merasimle u¤urland›.
Melikflah’›n Ba¤dad ziyaretinin bir sebebi de, k›z› Mehmelek Hatun’un Halife
ile evlenecek olmas› idi. Emir Porsuk ve Gevherayin’in bafl›nda bulundu¤u bir ker-
vanla Ba¤dad’a getirilen gelinin çeyizi 130 deve 74 kat›r ile tafl›nmakta idi. Ba¤dad
bu muhteflem dü¤ün vesilesi ile süslenmifl, halk da bu dü¤üne kat›lm›flt›. Gelin ak-
flam 300 atl› ile Selçuklu kona¤›ndan al›narak Halife’nin saray›na götürüldü. Hali-
fe’nin, üç günlü¤üne ava ç›kan Melikflah’›n Ba¤dad’a dönüflünde, onun flerefine
verdi¤i ziyafet de, kaynaklarda bütün ihtiflam›yla akis bulmufltur. Melikflah nihayet
May›s ay› ortalar›nda, ‹sfahan’a gitmek üzere Ba¤dad’dan ayr›ld›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Selçuklu haflmetini imparatora anlatmas›n› sa¤lamak ve Bizans’a gözda¤› vermekti.
AMAÇLARIMIZ Melikflah muazzam bir orduyla Ceyhun Nehri’ni geçip Buhara’ya geldi. Buray›
AMAÇLARIMIZ
ele geçirdikten sonra Semerkant’a ulaflt›. Bafllang›çta çok fliddetli bir direnifl olma-
s›na ra¤men, burçlardan birisini müdafaa eden komutan›n Buhara’da esir düflmüfl
K ‹ T Bu¤ra
Tamgaç A P Han Harun, olan o¤lunun K ‹ öldürülmesinden
T A P korkarak Selçuklu ordusuna yard›m etmesi üzeri-
1069- 1081y›llar› aras›nda ne flehre girmeyi baflard›lar. Buna ra¤men sokak çat›flmalar› yaflanacak kadar cid-
amcas› Tu¤rul Kara Hakan’a
ba¤l› olarak Kaflgar’›, 1081- dî bir mücadele devam etti. Ancak Ahmed Han’›n, sakland›¤› evde yakalanmas›
T1102
E L Ey›llar›
V ‹ Z Yaras›nda
ON da üzerine savafl
T E L E Vsona
‹ Z Y O Nerdi. Melikflah, efli Terken Hatun’un da ye¤eni olan Ahmed
büyük ka¤an olarak Do¤u
Karahanl›lar› yöneten Han’› taht›na iade etmeyip ‹sfahan’a gönderip hapse att›rd›. Onun yerine bir nâib
hükümdard›r. tayin ederek Bat› Karahanl› topraklar›n› do¤rudan Selçuklu Devleti’ne ba¤lad›.
BalasagunluYusuf Has
Hâcip, Bu kadarla yetinmeyen Sultan, Seyhun Nehri’ni geçip Do¤u Karahanl› toprak-
‹ N T EKutadgu
R N E T Bilig adl› ‹NTERNET
meflhur eserini ona takdim lar›na girdi. Sultan Özkent’e vard›¤›nda de¤erli hediyeler gönderip, huzuruna ge-
etmiflti.
len Bu¤ra Han, Melikflah ad›na para kestirip hutbe okutmak kayd›yla ba¤l›l›¤›n›
4. SIRA
ÜniteS‹ZDE
- Melikflah Zaman› SIRA S‹ZDE
69
arzetti. Böylece ‹kinci Türkistan Seferi sonunda, Do¤u Karahanl›lar tâbi olarak, Ba-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
t› Karahanl›lar ise do¤rudan Büyük Selçuklu Devleti’ne kat›lm›fl oldu. Selçuklu
Devleti’nin do¤u s›n›rlar› Çin’e kadar genifllemifl oldu. Sultan bundan sonra Hora-
san’a döndü. S O R U S O R U
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
dedi¤i gibi, Antakya’ya iflaretten maksat, Selçuklu ihtiflâm›n›n tarihe intikâl etmesine ara-
c›l›k etmek, bu flekilde Devlet’in s›n›rlar›na vurgu yapmakt›.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
ÜÇÜNCÜ TÜRK‹STAN SEFER‹
Melikflah ikinci Türkistan seferi ile, Bat› Karahanl› ülkesini bir nâib idaresinde do¤-
rudan topraklar›na katarak, ulamâ ile hakanlar aras›ndaki çekiflmeyi,
K ‹ T A Türkistan’da-
P K ‹ T A P
ki huzursuzluklar› sonland›rmay› hedeflemiflti. Ancak k›sa bir zaman sonra bunun
mümkün olamad›¤› anlafl›ld›. Karahanl›lar’a ba¤l› büyük boylardan Çi¤iller ayak-
land›. Selçuklu nâibi olaylar karfl›s›nda aciz kal›p Harizm’e kaçt›.
T E L E V ‹Bunun
Z Y O N üzerine TELEV‹ZYON
Kaflgar Han›’n›n kardefli ve Atbafl› flehrinin hâkimi Yakup Tegin Semerkant’a davet
edildi. Ancak onun Çi¤iller’in reisini idam ettirerek ifle bafllamas› isyan›n büyüme-
sine yol açt›. Bu durumda ülkenin hükümdar› s›fat›yla, meseleyi hâlletmek bir ke-
‹NTERNET ‹NTERNET
re daha Melikflah’a düfltü. 1089 y›l› sonunda üçüncü defa Türkistan’a sefere ç›kt›.
Yakup Tegin Selçuklu ordusunun yaklaflmas› üzerine, Semerkant’tan süratle çekil-
di. Fakat Melikflah’›n kararl› takibi sonucunda, Kaflgar Han’› taraf›ndan yakalana-
rak Sultan’a gönderildi. Ancak bu s›rada Bu¤ra Han baflka bir hanedan mensubu
taraf›ndan hapsedilince Melikflah, Do¤u Karahanl› meselesini, yolda sal›verilen Ya-
kup Tegin’le anlaflarak çözmeyi uygun buldu. Onu asi hanedan mensubuna karfl›
mücadele ile görevlendirdi. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Ancak Melikflah, kar›fl›k Türkistan hadiselerine do¤rudan müdahil olmakla,
flöhret ve itibar›n›n zedelenmesi tehlikesi ile karfl› karfl›ya bulunuyordu.
D Ü fi Ü N E L ‹ M Bunun D Ü fi Ü N E L ‹ M
üzerine, Do¤u Karahanl›larla aras›nda bir tampon bölge olmas›n› da düflünerek,
Bat› Karahanl› hükümdar› Ahmed Han’›, ba¤l›l›ktan ayr›lmayaca¤›na dair söz ald›k-
S O R U S O R U
tan sonra taht›na iade etti.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
lerde toylar düzenlemek suretiyle halk› hoflnut etmeleri örfi bir kanundu. Kanuna uyulma-
mas› halk isyan edebilirdi. Ziyafetten sonra kap-kaca¤›n ya¤malanmas› da âdettendi. Bu
husus flüphesiz, Sultan’›n sofras›nda bir kere yemek yiyen ve âdet AMAÇLARIMIZ
gere¤i birer tabak- ka- AMAÇLARIMIZ
fl›k al›p götüren insanlar›n, bir daha ac›kmayaca¤› anlam›na gelmiyordu. Konu kar›n do-
yurmak de¤il, hükümdar›n tebas›n› (ahaliyi) dikkate al›p almad›¤› meselesi idi. Nitekim
K ‹ Thükümdarlar›n›n
bu hususta Sultan’› uyaran Vezir, ondan önceki sultanlar›n ve Karahanl› A P K ‹ T A P
verdi¤i ziyafetleri örnek göstermifltir. Bir cihân padiflah› olan Melikflah’›n, cömertli¤inin
ve sofras›n›n geniflli¤inin de ona uygun olmas› gerekti¤ini hat›rlatm›flt›r.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Melikflah’›n Türkistan Seferleri’nin sonuçlar›n› nas›l de¤erlendirirsiniz?
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
4
D‹ NÜTfiEÜRNNE LE‹TM D‹ NÜTfi EÜ RN N
E LE‹TM
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
70
Resim 4.1
Büyük Selçuklu Tarihi
Selçuklu Co¤rafyas›
Kaynak: Atlas Dergisi (Eylül 2001 Say›: 102)
4. Ünite - Melikflah Zaman› 71
s›nda, böyle bir hadise barda¤› tafl›ran son damla oldu. Bu yüzden Melikflah’la ve-
ziri aras›nda bir yaz›flma vukûbuldu. Okuma parças›nda detay› verilen mektuplafl-
ma, normal flartlarda Vezir’in azledilmesini gerektiren bir meydan okumay› aç›kça
ortaya koyuyor. Ancak Melikflah, Vezir’e cevap vermeden ve onu görevinden al-
madan veya alamadan Ekim 1092’de Ba¤dad’a do¤ru yola ç›kt›. Büyük Devlet ada-
m› Nizamülmülk de her fleye ra¤men, devlet terbiyesi gere¤i, Sultan’›n arkas›ndan
yola ç›kt›. Ancak Nihavend yak›nlar›nda arzuhâl vermek bahanesiyle yan›na gelen
bir Bat›nî fedaisi taraf›ndan flehit edildi.
Devrin kaynaklar›nda Vezir’in katli ile ilgili olarak Bat›nîler, Terken Hatun ve
veziri, hattâ Melikflah suçlanm›fllard›r. Müsebbibi kim olursa olsun, Nizâmülmülk’ün
ölümü gerginli¤i azaltmad›¤› gibi, daha büyük çat›flmalar›n da sebebi oldu. Melik-
flah, Vezir’in adamlar›n›n ordugâhta ç›kard›¤› kar›fl›kl›klar› güçlükle yat›flt›rabildi.
Bu durum asl›nda onlardan duyulan rahats›zl›¤›n ne denli hakl› sebeplere dayan-
d›¤›n› göstermektedir.
Nizâmülmülk’ün yerine, Hatun’un veziri Ebû’l-Ganaim atand›. Eski vezirin bir
k›s›m adamlar› hemen tasfiye edildi. Ancak bu durum, onlar› daha sonraki hamle-
leri için güçlendirmekten baflka bir ifle yaramad›. Devlet’teki kamplaflma artarak
devam etti.
rasathâneler yapt›rd›. Kendi ad›yla meflhur olan Takvim-i Celâlî, bilimsel bir çal›fl-
man›n ürünü olup sonraki dönemlerde de kullan›lm›flt›r. Sa¤lam, kuvvetli kiflili¤i
sayesinde müslim, gayr› müslim bütün tebas› üzerinde adaletli bir yönetim kurma-
y› baflarm›flt›r. Kaynaklar›n Melikflah’›n ölümüne dair verdi¤i bilgiler bunun en
önemli göstergesidir. Ancak “Bir fley yükseldi¤i yerden düflmeye bafllar” kural›na
uygun olarak düflüfl o zaman bafllam›fl, sebepleri de onun içerisinde büyümüfltür.
Sultan’›n vefat›, kar›fl›kl›klara meydan vermemek düflüncesiyle, Terken Hatun
taraf›ndan bir süre sakland›. Torunu Cafer’i Halife’ye gönderen Hatun, hutbeyi o¤-
lu Mahmud ad›na okutmay› baflard›. Ordu mensuplar›n›n ba¤l›l›¤›n› sa¤lamak için
büyük sarfiyat yapt›. Sonra maiyyetiyle birlikte, o¤lunu tahta oturtmak üzere ‹sfa-
han’a do¤ru yola ç›kt›. ‹sfahan’a götürülen Melikflah’›n naafl› da, burada kendisinin
yapt›rd›¤› medreseye defnedildi.
74 Büyük Selçuklu Tarihi
Özet
NA M A Ç
Selçuklu Devleti’nin iç meselelerini tan›mlayabi- be okunmas› sa¤land›. Melikflah, 1092 y›l›ndaki
1 leceksiniz. Ba¤dad ziyareti s›ras›nda Yemen ve Aden’e de
Melikflah babas› taraf›ndan veliaht ilân edilmifl bir ordu göndererek Selçuklu Devleti’nin s›n›rla-
olmas›na ra¤men, tahta ç›kt›¤›nda daha önceki r›n› buralara kadar geniflletti.
dönemlerde oldu¤u gibi, taht davac›lar› ile mü- Güneye do¤ru h›zla ilerlemekte olan Türkiye Sel-
cadele etmek zorunda kald›. Baflta amcas› Ka- çuklu sultan›n›n önünü kesmek ve itaâtsizlik gös-
vurt olmak üzere baz› kardeflleri bu mücadele- teren Mervano¤ullar›’n› cezaland›rmak üzere
lerde Melikflah taraf›ndan bertaraf edildiler. 1085 y›l›nda Diyarbekir bölgesine sefer düzen-
Di¤er taraftan Selçuklu sultanlar›, devletin ku- lendi. Bölge tamamen Selçuklu topraklar›na ka-
ruldu¤u bölgenin gere¤i olarak, ‹ranl› devlet t›ld›. Türkiye Selçuklu sultan›n›n Antakya’y› fet-
adamlar›n› istihdam etmek zorunda kalm›fl veya hinden sonra bafllayan olaylar Musul emiri Müs-
tercih etmifllerdi. Bu durum bir süre sonra dev- lim b. Kureyfl ve Süleymanflah’›n ölümü ile so-
letin asli unsuru olan Türkler’in askerî kadrolar nuçland›. Melikflah bunun üzerine 1086 y›l›nda
hariç, devletin d›fl›na itilmesine yol açt›. Bu du- ç›kt›¤› seferde Kuzey Suriye’yi, valiler tayin et-
rum bir yandan Türkler aras›nda hoflnutsuzluk mek suretiyle do¤rudan Büyük Selçuklu Devle-
yarat›rken, sözkonusu kadrolar› ellerinde tutan ti’ne ba¤lad›.
‹ranl›lar’›n devlette dengeleri bozan bir üstünlük Melikflah bundan sonra Ba¤dad’› ziyaret etti ve
sa¤lamalar›na zemin haz›rlad›. ‹ranl› unsurlar›n bu s›rada k›z› Halife ile evlendirildi. Karahanl›
dahi birbirleriyle fliddetle rekabet ettikleri bu sis- ülkesinde meydana gelen bir tak›m kar›fl›kl›klar
tem, devletin sars›lmas›n›n bafll›ca sebeplerin- sebebiyle, olaylar› çözmek üzere davet edilen
den birisi olmufltur. Melikflah, 1088-1089’da iki defa Türkistan seferi-
Bunun yan›s›ra Selçuklu Devleti’nin halifelikle il- ne ç›kt›. Bu seferler sonunda Do¤u ve Bat› Kara-
gili politikalar›, Melikflah döneminde devletin hanl›lar’› kendisine ba¤layarak, s›n›rlar›n› Çin’e
kudretine paralel olarak, daha tavizsiz bir flekil- kadar geniflletti.Veziri Nizâmülmülk ve Halife ile
de sürdürülmekte idi. Hattâ Sultan Melikflah, ken- aralar›n›n iyice aç›ld›¤› son dönemde, önce vezi-
disinin de torunu olan Halife’nin o¤lunu, ‹sfa- ri Bat›nîler taraf›ndan flehit edildi. Sonra kendisi
han’da bir hilafet saray› infla edip, halife yapma- Ba¤dad’da zehirlenmek suretiyle hayat›n› kay-
y› planlam›flt›. Melikflah, Ba¤dad’› kendisine ait betti (1092). Melikflah’›n ölümü Selçuklu Devle-
bir flehir, halifeyi de siyasî kimli¤i olmayan bir ti’nin büyük sars›nt› geçirmesine sebep oldu.
N
devlet memuru olarak kabul ediyordu. Bu du-
rum da Selçuklu Devleti’nin iç meselesi olarak Devletin imparatorlu¤a dönüflen yap›s›n› de¤i-
sars›nt› yaratmaya devam ediyordu. A M A Ç
N
Melikflah Birinci Türkistan seferi dönüflünde, mer-
Selçuklu Devleti’nde bu dönem meydana gelen keziyetçili¤i gözetmek kayd›yla, kardefllerini ba-
A M A Ç
Kendimizi S›nayal›m
1. Melikflah’›n tahta geçifli ile ilgili afla¤›daki ifadeler- 6. Melikflah’›n Suriye (Antakya) seferine dair afla¤›da-
den hangisi yanl›flt›r? kilerden hangisi do¤rudur?
a. Amcas› Kavurt, Melikflah’a karfl› isyan etmifltir. a. Suriye Selçuklu Melikli¤i kuruldu.
b. Taht kavgalar› dolay›s›yla Karahanl›lara karfl› ya- b. Süleymanflah, Melikflah’la girdi¤i savaflta hayat›-
paca¤› sefer gecikmifltir. n› kaybetti.
c. Abbasî Halifesi Melikflah’›n saltanat›n› onaylam›flt›r. c. Müslim Musul valili¤ine, Bozan Urfa’ya, Aksun-
d. Babas› taraf›ndan veliaht tayin edildi¤i için tahta gur Haleb’e tayin edildi.
sorunsuz geçmifltir. d. Suriye’nin Selçuklular’a ba¤lanmas› mümkün
e. Nizâmülmülk, Melikflah’› desteklemifl ve gerekli olmad›.
tedbirleri alm›flt›r. e. Bu sefer s›ras›nda yap›lan düzenleme ile Türki-
ye Selçuklular›’n›n güneye inifl yolu kesildi.
2. Melikflah’›n Anadolu’ya gönderdi¤i ordu ile ilgili afla-
¤›dakilerden hangisi yanl›flt›r? 7. Melikflah’›n ‹kinici Türkistan Seferinin sonucu ile
a. Bu ordu Süleymanflah’›n sultanl›¤›n› tan›mad›¤› ilgili afla¤›dakilerden hangisi do¤rudur?
için gönderilmifltir. a. Bat› Karahanl›lar do¤rudan, Do¤u Karahanl›lar
b. Melikflah bu savaflla Anadolu’da denetimi sa¤lam›flt›r. tâbi olarak Selçuklulara ba¤lanm›flt›r.
c. Savaflta Süleymanflah’›n kardefli Mansur hayat›n› b. Do¤u Karahanl›lar do¤rudan, Bat› Karahanl›lar
kaybetmifltir. tâbi olarak Selçuklulara ba¤lanm›flt›r.
d. Sefer Porsuk Bey idaresinde 1078 y›l›nda yap›lm›flt›r. c. Karah›taylar yenilgiye u¤rat›lm›flt›r.
e. Anadolu’da kendisine ra¤men bir olufluma izin d. Melikflah bu sefer s›ras›nda ilk kez yenilgiye
vermek istememifltir. u¤ram›flt›r.
e. Karahanl›larla Ceyhun Nehri s›n›r kabul edilmifltir.
3. Tutufl’un Suriye Melikli¤i ile ilgili afla¤›daki ifadeler-
den hangisi yanl›flt›r? 8. Üçüncü Türkistan Seferi ile ilgili afla¤›daki ifadeler-
a. Fat›mîler’e karfl› Suriye’nin güvenli¤inin sa¤lan- den hangisi do¤rudur?
mas› için tayin edilmifltir. a. Kaflgar Han› tahttan indirildi.
b. Tutufl, Ats›z Bey’i öldürüp topraklar›n› ele geçirmifltir. b. Do¤u Karahanl›lar Bat›’y› da yönetimleri alt›na
c. Tutufl’un bafll›ca rakibi Musul valisi Müslim olmufltur. ald›lar.
d. Tutufl Melikflah’a karfl› hiç isyan etmemifltir c. Bat› karahanl› hükümdar› Ahmed Han taht›na
e. Suriye’de ba¤›ms›z bir Selçuklu flubesi kurulmufltur. iade edildi.
d. Bat› karahanl› hükümdar› Ahmed Han ‹sfahan’da
4. Melikflah dönemi Arabistan siyaseti konusunda afla- öldürüldü.
¤›dakilerden hangisi yanl›flt›r? e. Do¤u Karahanl›lar tâbiyetten ayr›ld›.
a. Sünnilik karfl›t› hareketler bast›r›lm›flt›r.
b. Fat›mîler Hicaz üzerinden Selçuklularla rekabet 9. Melikflah döneminde Halifelikle iliflkiler konusu ile
etmifllerdir. ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi yanl›flt›r?
c. Mekke emirinin yerine flehzâde Tekifl tayin edilmifltir. a. Muktedî’nin Melikflah’›n k›z› olan efline kötü dav-
d. Do¤u Arabistan’da Karmatîler bertaraf edilmifllerdir. ranmas› yüzünden iliflkiler bozulmufltur.
e. Yemen ve Aden Selçuklu hâkimiyetine girmifltir b. Halife’nin o¤lu ve Melikflah’›n torunu olan Ca-
fer, veliaht ilân edilmifltir.
5. Diyarbekir Seferi ile ilgili afla¤›daki ifadelerden han- c. Sultan, Muktedî’yi siyasî bir güç olarak kabul
gisi yanl›flt›r? etmemektedir.
a. Mervaniler Selçuklular›n en sad›k tâbilerinden- d. Halife, Selçuklu Sultan›’yla siyasî bir çekiflme
dir. içerisine girmifltir.
b. Süleymanflah’›n güneye do¤ru ilerleyifli bu sefe- e. Melikflah, Halifeden Ba¤dad’› terk etmesini istemifltir.
rin sebeplerindendir.
c. Musul valisi Müslim de Mervani emirine yard›m 10. Afla¤›dakilerden hangisi Melikflah Döneminde Sel-
etmifltir. çuklu Devleti’ni ilgilendiren sorunlardan de¤ildir?
d. Ordu komutan› Fahrüddevle, Selçuklu melikleri a. Taht› ele geçirmeye yönelik flehzâde isyanlar›
gibi yetkilendirildi. b. Haçl› Seferleri
e. Mervano¤ullar›n›n topraklar› Selçuklu idaresine c. Halife ile çat›flma
girdi. d. Devlet kadrolar›na ‹ranl›lar’›n nüfuz etmesi
e. Sultan ile Vezir aras›ndaki anlaflmazl›k
76 Büyük Selçuklu Tarihi
S›ra Sizde 3
Diyarbekir seferinin bafll›ca sebepleri, Büyük Selçuklu-
lar’la rekabet halinde bulunan Türkiye Selçuklu sulta-
n›n›n güneydo¤u istikametindeki h›zl› ilerleyiflinin önü-
nü kesmek için bölgenin hakimiyet alt›na al›nmas› ge-
re¤i; Selçuklular’a ayk›r› siyaset takip ederek fliîlerle ifl-
birli¤i yapan Mervano¤ullar›’n›n cezaland›r›lmas› ya-
n›nda, Fahrüddevle b. Cüheyr’in kendisine bir hakimi-
yet alan› bulmak iste¤i ile Melikflah’› sefer konusunda
teflvik etmesidir.
S›ra Sizde 4
Türkistan seferleri, Selçuklu Devleti’nin ‹slâm Dünya-
s›’n›n en büyük gücü, yard›m›na ihtiyaç duyulan ve
meseleleri çözebilecek yegâne merci oldu¤unu göster-
mifltir. Devlet’in s›n›rlar› tüm Karahanl› ülkesini içine
alarak Çin hududuna ulaflm›flt›r. Türkistan hâkimiyeti,
Melikflah’›n ölümüyle bafllayan fetret döneminde bu
taraftan gelebilecek tehditleri etkisiz k›lacak sa¤lam bir
set oluflturmufltur.
5
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Selçuklu merkezi otoritesini çöküfle götüren süreci de¤erlendirebilecek,
N
Berkyaruk ve Muhammed Tapar dönemi siyasi olaylar›n› tan›mlayabilecek,
Selçuklu taht mücadeleleri ile Haçl›lar›n Suriye ve Filistin’e yerleflmeleri ara-
s›ndaki iliflkiyi aç›klayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Terken Hatun • Taht mücadelesi
• Melik Mahmud • Muhammed Tapar
• Melik ‹smail • Haçl›lar
• Berkyaruk • Bât›niler
• Tutufl
‹çindekiler
dî’den o¤lu Mahmud ad›na hutbe okutmas›n› istedi. Halife önceleri büyük âlim
Gazzalî’nin fetvas› do¤rultusunda Mahmud’un yafl›n›n küçük olmas›, dolay›s›yla
devleti yönetemeyece¤i gibi gerekçelerle bu iste¤i reddetti. Ancak Terken Ha-
tun’un, yan›nda tutu¤u torunu ve Halife’nin de o¤lu olan Cafer üzerinden tehdide
varan ›srarlar›na daha fazla direnemedi. Cafer’in babas›na gönderilmesi kayd›yla,
26 Kas›m 1092 y›l›nda Ba¤dat’ta Mahmud ad›na hutbe okundu. Böylece Terken
Hatun, Melikflah’›n ölümden alt› gün sonra o¤lu Mahmud’u Ba¤dat’ta sultan ilan
ettirmeyi baflarm›flt›. Ard›ndan da vezir Tacülmülk Ebû’l-Ganaim ve orduyla birlik-
te, o¤lu Mahmud’u tahta ç›karmak üzere Selçuklu payitaht› ‹sfahan’a do¤ru yola
ç›kt›.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Melik ‹smail’in saf d›fl› kalmas› da Terken Hatun’un azmini k›rmad›. O bu sefer
de, Melikflah’›n ölümünün ard›ndan Suriye’de saltanat›n› ilan etmifl bulunan kay›n-
S O R U biraderi Tacüddevle
S O R U Tutufl’u ayn› vaatlerle ‹sfahan’a ça¤›rd›.
D‹KKAT D‹KKAT
el-Cezire: Arapçada “Ada” Böylece Tutufl, yan›na ald›¤› önemli komutanlar› ile Rahbe, Rakka, Nusaybin ve
manas›na gelir. Greklerin
“Mezopotamya” ad›n› Musul’u pefl pefle ele geçirerek, Suriye ve el-Cezire’nin önemli bir bölümünde hâ-
verdikleri F›rat ile Dicle kimiyetini tesis etti¤i gibi ad›na hutbe okutmay› baflarm›flt›. Bunun bir sonucu ola-
nehirleri aras›ndaki
topraklar› Arap co¤rafyac›lar
rak Selçuklu taht›na geçmeyi kendisi için bir hak sayan Tutufl, Büyük Selçuklu sul-
iki k›sma ay›rm›fllard›r. tan› s›fat›yla Ba¤dat’ta ad›na hutbe okunmas› için Abbasi halifesi el-Muktedi Biem-
Buna göre güneyde kalan rillah’a baflvurdu. Halife ona, ad›na hutbe okutabilmesi için Horasan ve Maflr›k’ta
Afla¤› Mezopotamya
topraklar›na “Sevad” veya hükümran olarak, ‹slam âlemine hâkim olmas›, kardefl çocuklar› içinden saltanat
“Irak”, kuzeyde kalan Yukar› mücadelesinde kimsenin kendisine muhalefet etmemesi ve baflkent ‹sfahan’da im-
Mezopotamya topraklar›na
ise “el-Cezire” ad›n› paratorluk hazinesine sahip bulunmas› gerekti¤ini ileri sürerek onun bu talebini
vermifllerdir. reddetti. Bu durum karfl›s›nda Selçuklu payitaht› olan ‹sfahan’› ele geçirmek için
harekete geçen Tutufl, kendisine yap›lan davet üzerine önce, henüz hâkimiyetine
girmemifl bulunan ve 1085’den beri Selçuklu merkezinden gönderilen valilerce yö-
netilen Diyarbekir’e yöneldi. bölgenin merkez flehirleri konumundaki Amid ve
Meyyâfârikîn’in itaatlerini arz etmesi üzerine buraya kendi yöneticilerini atad›ktan
sonra, Azerbaycan yönünde hareket etti. Kaynaklar›n ifadesine göre, yolu üzerin-
de bulunan bütün flehir ve kaleler kendisini sultan olarak kabul ediyordu.
Öte yandan bütün bunlar olurken Berkyaruk da bofl durmam›flt›. Rey ve Heme-
dan baflta olmak üzere hâkimiyet alan›n› geniflleten Berkyaruk, her geçen gün ar-
tan kuvvetiyle amcas›yla giriflece¤i saltanat mücadelesine haz›r görünüyordu. Bu
durum, Tutufl’un ordusunda bulunan Melikflah’›n eski komutanlar›ndan Aksungur
ve Bozan’› da etkilemiflti. Nitekim Aksungur, Bozan’a yazd›¤› mektupta “Biz bu
adama(Tutufl’a) efendimiz(Melikflah)’in çocuklar›n›n neler yapaca¤›n› görmek ve
beklemek maksad› ile itaat etmifltik, flimdi ise sultan›n o¤lu ortaya (taht iddias›yla)
ç›kt›. Biz flimdi onun saf›na geçmek istiyoruz” diyerek onu Tutufl’tan ayr›lmaya ik-
na etti. Nihayet iki ordunun birbirine yaklaflt›¤› s›rada, her iki emirin askerleriyle
Berkyaruk taraf›na geçmesi, Tutufl’u zor durumda b›rakt›. Bu iki ünlü komutan›n
saf de¤ifltirmesiyle asker say›s› iyice azalan ve savafl› göze alamayan Tutufl, yeni
kuvvetler tedarik etmek üzere, kendisine sad›k kalan Ya¤›s›yan ile birlikte Suri-
ye’ye dönmek zorunda kald› (Aral›k 1093). Ard›ndan Aksungur ile Bozan da, Tu-
tufl sorununun kesinlikle ihmal edilmemesi, toparlanmas›na f›rsat verilmeden sü-
ratle üzerine yürünmesi gerekti¤i hususunda Berkyaruk’u uyard›ktan sonra, yanla-
r›na verilen muhaf›z birlikleriyle valisi bulunduklar› flehirlere döndüler.
En güçlü rakibi olan amcas› Tutufl’un Rey civar›nda muharebe meydan›ndan
çekilip Suriye’ye dönmesi ile saltanat iddias› daha da kuvvetlenen Berkyaruk, ni-
hayet sultanl›¤›n› ‹slâm dünyas›nda da meflru k›lmak maksad› ile Ba¤dat’a gelerek
halifeden ad›n›n hutbeye konulmas›n› istedi. Muktedî, Berkyaruk’un son baflar›s›-
n› göz önünde bulundurarak ad›na hutbe okutup ona “Rükneddin” lakab›n› verdi.
(3 fiubat 1094).
lar›nda cereyan eden muharebede önce, Yusuf’un aman dileyerek Tutufl taraf›na
geçmesi, ard›ndan da Bozan ve Kürbo¤a’n›n muharebeye tam olarak kat›lamama-
lar› üzerine ma¤lup oldu¤u gibi esir edilerek öldürüldü. Bozguna u¤rayan birlik-
lerle Halep’e çekilen Bozan ile Kürbo¤a burada direnmeye çal›flm›fllarsa da çok
geçmeden Tutufl, flehre girmeyi baflarm›fl ve her ikisini de esir alm›flt›. Baz› emir-
lerin ricas›yla Kürbo¤a’n›n can›n› ba¤›fllayan Tutufl, kendisine ihanet eden Bozan
yan›nda oldu¤u halde, valisi oldu¤u Harran ve Urfa’ya gelerek müdafilerden tes-
lim olmalar›n› istedi. Ret cevab› al›nca da Bozan’› öldürterek bafl›n› Urfa ve Har-
ran’a yollad›. Bu fliddet gösterisi, sadece bu iki önemli flehrin de¤il Azerbaycan’a
kadar bütün el-Cezire’nin Tutufl’a itaatini sa¤lad›. Böylece Tutufl, bir taraftan ken-
disine yap›lan ihaneti cezaland›rmak suretiyle Aksungur ve Bozan gibi güçlü mu-
haliflerini ortadan kald›rm›fl, di¤er taraftan da Selçuklu ülkesinin bat›s›na yeniden
hâkim olmufl oluyordu.
Ayr›ca art›k kendisine taht› sa¤layacak olan tedbirleri tatbik etmek; ‹sfahan ci-
var›na hâkim olan ve elinde zengin maddi kaynaklar bulunan Terken Hatun ile
mukadderat›n› birlefltirmek zaman› da gelmifl bulunuyordu. Nitekim daha önce ifa-
de edildi¤i gibi Terken Hatun, o¤lu Mahmud’u tahta ç›karmak için son çare olarak
Tutufl’a müracaat etmifl, ülkeyi birlikte yönetmek üzere evlenme vaadiyle ‹sfahan’a
ça¤›rm›flt›. Bu maksatla, ‹sfahan’a ulaflmak isteyen Tutufl, Diyarbekir’den hareketle
Ahlat ve Azerbaycan üzerinden Hemedan’a geldi. Burada Terken Hatun’la birlefle-
rek Berkyaruk’a karfl› ortak bir mücadele bafllatacaklard›. Ancak ayn› maksatla ‹s-
fahan’dan Hemedan’a do¤ru yola ç›kan Terken Hatun yolda hastalanarak geri
dönmek zorunda kald› ve k›sa bir süre sonra da öldü (Eylül-Ekim 1094). Terken
Hatun’un ölümden sonra ona ba¤l› emirlerden bir k›sm› Berkyaruk taraf›na geçer-
ken büyük bir k›sm› da Tutufl’a kat›lm›flt›. Kaynaklar›n ifadesine göre bu kat›l›m-
larla Tutufl’un ordusunun say›s› elli bini bulmufltu.
Bu yeni durum karfl›s›nda endifleye kap›lan ve o s›rada Musul’da bulundu¤u
anlafl›lan Berkyaruk, geliflmeleri kontrol alt›na alabilmek için derhal ‹sfahan’a ha-
reket etti. Ancak yolda Tutufl’un komutanlar›ndan Abako¤lu Yakup’un bask›n›na
u¤rad›. Beklemedi¤i bu bask›n karfl›s›nda ordugâh› ya¤malanan ve ma¤lup olan
Berkyaruk, yan›nda Emir Porsuk, Gümüfltekin Candar ve Yaruktafl gibi birkaç
önemli adam› oldu¤u halde, kardefli Mahmud’un hâkimiyetindeki baflkent ‹sfa-
han’a s›¤›nmak zorunda kald›. Öte yandan Berkyaruk’un ma¤lubiyet haberi Ba¤-
dat’a ulafl›nca yeni Abbasi halifesi Müstazhir Billah hutbeyi Tutufl ad›na okutmaya
bafllad› (Ekim-Kas›m 1094). Terken Hatun’un ölüm haberini alan adamlar›, Berk-
yaruk’u önce flehre sokmak istememifllerse de daha sonra yakalay›p hapsettiler.
Hatta bir ara saltanat davas›ndan tamam›yla bertaraf etmek için gözlerine mil çe-
kilmesi bile düflünüldüyse de Mahmud’un Berkyaruk’un geliflinin ikinci gününde
çiçek hastal›¤›na yakalanmas› ve durumunun ciddileflmesi üzerine emirler, bekle-
menin daha uygun olaca¤› karar›na vard›lar. Nitekim 1094 y›l› Ekim ay› sonlar›nda
Mahmud öldü. Talihi bir anda de¤iflen Berkyaruk, gözlerine mil çekmeyi düflünen
emirlerce tahta oturtularak sultan ilan edildi (Kas›m 1094).
Bu s›rada Hemedan önlerine gelen Tutufl, flehrin direnmesi üzerine geri döndü.
Berkyaruk’un da hastaland›¤› haberini al›nca, Rey’e hareket ederek buray› ele ge-
çirdi ve ‹sfahan üzerine yürümek için haz›rl›klara bafllad›. Bütün bunlar olurken
emirler henüz kimin saf›nda yer alacaklar›na karar vermifl de¤illerdi. Zira Berkyaruk
da kardefli gibi ölümcül çiçek hastal›¤›na yakalanm›flt›. Ancak Tutufl’un tavizsiz ve
sert tabiat› onlar› Berkyaruk’un yan›nda yer almaya itiyordu. Buna bir de halk ve or-
du nezdinde hâlâ sayg›n bir hat›ras› olan Nizamülmülk’ün, büyük nüfuz sahibi
84 Büyük Selçuklu Tarihi
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Berkyaruk böylece pek çok badireden sonra, saltanat mücadelesindeki en güç-
lü rakibi olan amcas› Tutufl’u bertaraf etmek suretiyle Suriye ve el-Cezire üzerinde
AMAÇLARIMIZ de hâkimiyetini
AMAÇLARIMIZtesis etmifl oluyordu. Ancak daha sonraki geliflmelere bak›l›rsa bu
durum Berkyaruk’un iktidar› için tehlikenin bitti¤i anlam›na da gelmeyecekti.
K ‹ T A P Suriye Selçuklular›
K ‹ T A hakk›nda
P daha fazla bilgi için bkz. Ali Sevim, Suriye ve Filistin Selçuk-
lular› Tarihi, Ankara 1989.
T ESIRA
L E V ‹S‹ZDE
ZYON Çocuk yafltaT ESIRA
tahta Zç›kan
Y O N Berkyaruk’un yafl, tecrübe ve konum bak›m›ndan kendinden çok
L E V ‹S‹ZDE
2 daha üstün olan amcas› Tutufl’u saltanat mücadelesinde saf d›fl› b›rakmas›n› nas›l aç›klar-
s›n›z?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
‹NTERNET ‹NTERNET
Arslan Argun’un ‹syan›
S O R U Melikflah’›n di¤er
S O R Ukardefli Arslan Argun, babas› zaman›nda Harizm bölgesi valili¤i-
ni yürütüyordu. Kardefli Melikflah’›n saltanat›n›n ilk y›llar›na kadar da bu bölgede
kalm›fl; daha sonra kendisine Hemedan ve Save bölgesinde yedi bin dinarl›k ikta
D‹KKAT D‹KKAT
topra¤› verilmiflti. Melikflah öldü¤ünde o da yan›nda Ba¤dat’ta bulunuyordu. Sul-
tan›n ölümü ile ortaya ç›kan otorite bofllu¤undan faydalanmak isteyen Arslan Ar-
N N
SIRA S‹ZDE gun, hemenSIRA S‹ZDE
Hemedan’a hareket etti. Buradan bir grup askerin kendisine kat›l›m›y-
la Niflabur üzerine yürüdüyse de direniflle karfl›lafl›nca Merv’e çekilmek zorunda
AMAÇLARIMIZ
kald›. Merv flahnesi Emir Kodan ve Emir Yaruktafl flehri ona teslim ettikleri gibi
AMAÇLARIMIZ
adamlar›yla emrine girdiler. Burada bir süre kalan Arslan Argun daha sonra Belh’e
hareket etti. Bu s›rada Belh’de bulunan Berkyaruk taraftar› Fahrülmülk b. Nizamül-
K ‹ T A P mülk, onunla K ‹ mücadele
T A P edemeyece¤ini anlay›nca flehri terk etti. Böylece Belh ve
Tirmiz gibi flehirleri ele geçirip, Horasan’›n tamam›na hâkim olan Arslan Argun,
Berkyaruk’a mektup göndererek, vaktiyle dedesi Ça¤r› Bey’in ikta› olan Horasan’›n
TELEV‹ZYON ayn› flekilde
T E Lkendisine
E V ‹ Z Y O N verilmesini istedi. Teklifinin kabul edilmesi halinde sultan-
l›¤›n› tan›yaca¤›n› ve yüksek miktarlarda para gönderip saltanat için mücadeleye
girmeyece¤ini bildirdi.
Berkyaruk, ise bu s›rada güçlü rakiplerinden amcas› Tutufl ve kardefli Mahmud
‹NTERNET ‹ N T E R Nonunla
ile u¤raflt›¤›ndan ET ilgilenemedi¤i gibi mektubuna da cevap verememiflti. As-
l›nda Arslan Argun’un mektubundan da anlafl›laca¤› üzere, onun amac›n›n Selçuk-
lu taht›na oturmak de¤il iktalar›n› art›rmak oldu¤u aç›kça görülmekteydi. Bunun
yan›nda Berkyaruk, rakiplerini bertaraf ettikten sonra Arslan Argun’un üzerine di-
¤er amcas› Böribars’› göndererek onu cezaland›rmak istedi. Emir Altuntafl’›n da bu-
lundu¤u ordusuyla Horasan’a giren Böribars, burada yap›lan ilk savaflta kardefli
5. Ünite - Fetret Dönemi (Berkyaruk ve Muhammed Tapar Devri) 85
Arslan Argun’u bozguna u¤ratarak Horasan’›n büyük bir k›sm›na hâkim oldu. An-
cak ma¤lubiyet sonras› Belh’e çekilmek zorunda kalan Arslan Argun, 1095 y›l› son-
lar›nda Böribars’la yapt›¤› ikinci savafl› kazand›. Esir düflen Böribars bir sene Tir-
miz’de hapsedildikten sonra yay›n›n kirifli ile bo¤durularak öldürüldü. Arslan Ar-
gun bununla da yetinmeyerek Horasan bölgesinin önemli kalelerini tahrip ettirdi.
Bunun üzerine Sultan Berkyaruk, amcas›na karfl› bu defa büyük bir orduyla karde-
fli Sancar’› gönderdi ve kendisi de arkalar›ndan hareket etti. Fakat yolda, Arslan Ar-
gun’un bir kölesi taraf›ndan öldürüldü¤ü haberini ald›lar. Öte yandan Sancar, ken-
dini bekleyen bir k›s›m emirle birlikte Niflabur önüne gelip flehri sulh yolu ile tes-
lim ald› (20 Nisan 1097). Niflabur’dan sonra Horasan’›n birçok flehri de ona itaat et-
ti. Bu baflar›s› üzerine Sultan Berkyaruk kardefli Sancar’›, merkezi Merv olmak üze-
re Horasan melikli¤ine atad›.
Böylelikle Tutufl’tan sonra di¤er amcas› Arslan Argun tehlikesini de bertaraf
eden Berkyaruk, birçok yere yeni atamalar yaparak, y›llard›r saltanat mücadelesiy-
le sars›lan devlet otoritesini yeniden eski düzenine sokmaya çal›flt›. Ancak bu nisbî
istikrar fazla sürmedi. Zira Sultan Berkyaruk bundan sonra da, iktidar›n› korumak
için kardefli Muhammed Tapar’la uzun bir mücadeleye girmekSIRA S‹ZDE
zorunda kalacakt›. SIRA S‹ZDE
N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
tirilmesi kaç›n›lmaz bir görev oldu¤u fikri uyanm›flt›. Haçl› Seferleri ad› verilen bu büyük
hareketin bafll›ca propoganda malzemesi din idi. Gerçekten de ‹slamiyet’in, H›ristiyanl›k
aleyhine evrensel bir din haline gelmesi ve dolay›s›yla maddi s›n›rlar›n›n
AMAÇLARIMIZ do¤u ve bat› yö- AMAÇLARIMIZ
nünde genifllemesi; böylece H›ristiyan dünyas›n›n adetâ bir hilal içerisinde kuflat›lmas›
önemli bir sebep idi. Ancak Malazgirt savafl›ndan sonra Selçuklular›n Bizans egemenli¤in-
K ‹ T kurarak
de bulunan Anadolu’da bir devlet kurmalar› ve ayr›ca ‹zmir’de bir beylik A P kuvvetli K ‹ T A P
bir donanma meydana getiren Çaka Bey’in, Rumeli yönünde Bizans’› ciddi flekilde tehdit
eden Peçeneklerle iflbirli¤ine giriflmesi ve nihayet Bat› Avrupa’da yaflanan büyük ekonomik
kriz gibi nedenlerin de, bu hareketin haz›rlanmas›nda büyük pay› Toldu¤uE L E V ‹ Z kabul
Y O N edilmek- TELEV‹ZYON
tedir. K›saca bu seferlere kat›lan tüm hiristiyanlar için mutlaka maddî ya da manevî bir he-
def veya ç›kar söz konusu idi.
‹NTERNET ‹NTERNET
Bizans ‹mparatorlar›, Türk ilerleyifli karfl›s›nda ilki Malazgirt’ten sonra olmak
üzere, 1095 y›l›na kadar üç defa Papal›ktan yard›m iste¤inde bulunmufllard›. Bu ta-
lebi f›rsata dönüfltürmek isteyen Papa II. Urbanus, Kas›m 1095 tarihinde toplanan
Clermont Konsilinde Haçl› Seferi ça¤r›s›nda bulundu. Hedef olarak da Kutsal Top-
raklar› ve Anadolu’yu gösterdi. ‹ki yüzy›l kadar sürecek olan Haçl› Seferleri tarihi
böylece bafllam›fl oldu. 1096’da Fransa’dan ve Norman Kuzey ‹talya’dan gelen ör-
gütlenmifl flövalye ordular› ‹stanbul’da bulufltular. ‹slâm dünyas›, siyasî temsilcileri
olan Selçuklular›n içerisinde bulundu¤u kar›fl›kl›klar yüzünden yaklaflmakta olan
tehlikeyi ve mahiyetini çok iyi alg›layamad›. Dolay›s›yla bu büyük tehlike karfl›s›n-
da tedbir de al›namad›. Türkiye Selçuklular›n›n baflkenti ‹znik ve Çukurova’y› zapt
eden Haçl›lar, 1098 bahar›nda Büyük Selçuklu s›n›rlar›na dayanm›fl bulunuyorlard›.
86 Büyük Selçuklu Tarihi
Haçl›lar ise bu bölgede pefl pefle birçok kaleyi ele geçirdiler. Nihayetinde Ku-
düs önlerine gelen Haçl› ordular› Fat›mîlerin idaresinde bulunan flehri 15 Temmuz
1099 y›l›nda ele geçirdiler. Dönemin kaynaklar› Haçl›lar›n flehirdeki Müslüman,Ya-
hudî, ve hattâ do¤ulu H›ristiyanlara karfl› büyük vahflet sergilediklerini belirtirler.
Haçl›lar›n k›sa bir süre içerisinde önce Urfa ard›ndan Antakya ve Kudüs’ü ele geçirmeleri-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
ni nas›l aç›klars›n›z? 3
D Ü fi Ü N E L ‹ M ResimD Ü5.1
fi Ü N E L ‹ M
Kaynak: P.M.Holt,
Haçl› Devletleri ve
S O R U S O R U
Komflular› (trc.
Tanju Akad),
‹stanbul 2007.
D‹KKAT D‹KKAT
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
Arran: Kür ve Aras nehirleri Muhammed Tapar, melik bulundu¤u Gence’de muhtemelen çevresindekilerin;
aras›nda, bugünkü Gence ve
Karaba¤ vilayetlerinden özellikle de Berkyaruk’un azletti¤i veziri Nizamülmülk’ün o¤lu Müeyyedülmülk’ün
oluflan bölgedir. tahrikleriyle isyan etti. Sultan Berkyaruk bu s›rada Suriye ve Filistin bölgesine yer-
leflmekte olan Haçl›larla mücadeleye haz›rlanmakta idi. ‹fle kendisine engel olaca-
¤›n› düflündü¤ü atabeyi Kutlu¤tekin’i öldürmek ve Arran eyaletinde Berkyaruk
ad›na okunan hutbeyi kesip kendi ad›na okutmakla bafllad›.
sonra baz› emirler, maddî s›k›nt› çeken Berkyaruk’un iaflelerini temin edememesi
üzerine ayr›lmaya bafllad›lar. Tapar ile Sancar yeniden toparlanmas›na imkân ver-
meden Berkyaruk üzerine yürüdüler. Ümitsizli¤e kap›lan Berkyaruk 5000 kiflilik
bir kuvvetle 13 Eylül 1101’de Ba¤dat’a girdi. Muhammed Tapar ve Sancar Berkya-
ruk’u takip ederek on gün sonra Ba¤dat’a ulaflt›lar.
N N
SIRA S‹ZDE
Mustazhir’in veziri karfl›lad›. ‹lgazi ve Emir To¤ayürek derhal divan› toplay›p II.
Melikflah ad›na hutbe okunmas›n› istediler. Bunun üzerine 12 Ocak 1105 Perflem-
AMAÇLARIMIZ be günü divanda
AMAÇLARIMIZertesi gün de camilerde hutbe Büyük Selçuklu Sultan› olarak Me-
likflah b.Berkyaruk ad›na okundu ve ona dedesi Sultan Melikflah’›n “Celalüddevle”
lakab› verildi.
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
5. Ünite - Fetret Dönemi (Berkyaruk ve Muhammed Tapar Devri) 91
Mengübars ‹syan›
Selçuklu hanedan›ndan daha önce ad› geçen Böribars’›n o¤lu Mengüpars ‹sfa-
han’da bulundu¤u s›rada maddi s›k›nt›lar›na çare bulmak için Nihavend flehrine
gitmiflti. Buran›n ahalisinden toplad›¤› askerlerin yard›m›n› ald›ktan sonra ad›na
hutbe okutup isyan etti. K›sa bir süre sonra Nihavend’i iflgâl yolu ile zapt etti. Bu-
nun yan›nda Muhammed Tapar ile husumeti bulunan Zengi b. Porsuk’a haber
göndererek kendisine kat›lmas› teklifinde bulundu. Hapiste bulunmas›na ra¤men
Zengi b. Porsuk, kardefllerine Mengüpars’a yard›m etmemeleri konusunda mektup
gönderdi. Hile ile kendisine itaat ettiklerini söyleyen Porsuk’un adamlar›, Mengü-
pars’› Huzistan’da yakalay›p ‹sfahan’da Sultan Muhammed Tapar’a teslim ettiler.
Sultan da onu hapsetti (1105-1106). Ayr›ca Zengi b. Porsuk’u da sadakatinden ötü-
rü serbest b›rakt› ve Ahvaz ile Hemedan aras›ndaki iktalar›ndan vazgeçmesine kar-
fl›l›k ona Dinever ve baflka yerler ikta etti.
92 Büyük Selçuklu Tarihi
N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
minden dolay› tarih boyunca, bölge güçleri aras›nda sürüp giden mücadelenin, flimdi dev-
rin hâkim güçleri olarak onlar›n aras›na intikal etmifl olmas›yd›. Nitekim Süleymanflah da
AMAÇLARIMIZ
bu yüzden Bizans’la bar›fl yap›p Çukurova üzerinden Suriye kap›lar›na dayanm›fl, fakat bu AMAÇLARIMIZ
mücadelede hayat›n› kaybetmiflti. Melikflah’›n önce Diyarbekir’i, Süleymanflah’›n ölümün-
den sonra da Antakya ve Haleb’i almas›, Türkiye Selçuklular›n›n Güney ç›k›fl yolunu tama-
men kapatm›flt›. K›l›ç Arslan’›n saltanat›n›n ilk y›llar›nda meydanaK gelen
‹ T A Haçl›
P seferinin K ‹ T A P
sebep oldu¤u kay›plar, flimdi bu tecritten kurtulmak zorunda olan Türkiye Selçuklar› için
rekabet alan›n› Malatya üzerinden Musul’a kayd›rm›flt›.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Türkiye Selçuklu Sultan› I. K›l›ç Arslan’›n Musul Hâkimiyeti ve Ölümü
Muhammed Tapar’›n Büyük Selçuklu Sultan› oldu¤u 1105 y›l›nda, Türkiye Selçuk-
lu Sultan› I. K›l›ç Arslan da Daniflmedliler’den Malatya alm›fl, Do¤u
‹ N T E RAnadolu’da
NET Bü- ‹NTERNET
yük Selçuklulara ba¤l› olan baz› Türkmen beylerinin kendisine tâbi olmas›yla da
hakimiyeti alt›ndaki topraklar› geniflletmifl bulunuyordu. 1101 y›l› Haçl› ordular›n›
yok eden, Antakya ve Urfa’y› zabt etmek teflebbüsünde bulunan K›l›ç Arslan, Haç-
l› seferinin yaralar›n› sarabilecek gibi görünüyordu.
Ancak ortaya ç›kan bu yeni durum Büyük Selçuklular aç›s›ndan, K›l›ç Arslan’la
savafl› adeta kaç›n›lmaz hâle getiriyordu. Gerçekten de Çavl›’y› ma¤lup ettikten
sonra, 22 Mart 1107 tarihinde Musul’a giren K›l›ç Arslan hutbeyi kendi ad›na okut-
tu. Çavl› ise Halep’e giderek Melik R›dvan ve Artuko¤lu ‹lgazi’den sa¤lad›¤› kuv-
vetlerle Selçuklu sultan›n›n üzerine yürüdü. Bunun üzerine Musul’da o¤lunu nâib
olarak b›rakan K›l›ç Arslan Çavl›’ya do¤ru harekete geçti. Asl›nda Bizans ‹mpara-
toruna yard›ma gönderdi¤i askerleri gelene kadar savafl› geciktirmek niyetindeydi.
Çavl›, K›l›ç Arslan’›n yard›m almas›n› engellemek için hemen sald›r›ya geçti. Daha
önce kendisine kat›lan Türkmen beyleri, Çavl›’n›n ordusunun kalabal›k oldu¤unu
görerek onu terk ettiler. Bununla birlikte harbi kabule mecbur kalan K›l›ç Arslan,
kahramanca çarp›flmas›na ra¤men ordusunu yenilgiden kurtaramad›. Melikflah za-
man›nda geçirdi¤i alt› y›ll›k esaret hayat›n› tekrar yaflamak istemeyen K›l›ç Arslan,
kaçmak için at›n› Habur nehrine sürdü, fakat bo¤ularak hayat›n› kaybetti (3 Hazi-
ran 1107).
Bunun üzerine Musul’a giden Çavl›, flehri ele geçirdi¤i gibi K›l›ç Arslan’›n o¤lu
fiahinflah’› yakalay›p Tapar’›n nezdine gönderdi.
Sizce Türkiye Selçuklu Sultan› I. K›l›ç Arslan’› Musul’a kadar getirenSIRA S‹ZDEsebep nedir?
bafll›ca SIRA S‹ZDE
5
Bât›nîler (‹smailîler) ‹le Yap›lan MücadelelerD Ü fi Ü N E L ‹ M
D Ü fi Ü N E L ‹ M
fiia’n›n bir koluna mensup olan Bât›nîli¤in ortaya ç›k›fl› sekizinci asr›n sonlar›na
tekabül eder. Hz. Ali’nin soyundan alt›nc› imam Cafer es-Sad›k 765 y›l›nda ölünce
yerine büyük o¤lu ‹smail’in geçmesi beklenirken, küçük o¤lu olanS O R Musa’n›n
U geçi- S O R U
rilmesi mensuplar› aras›nda ihtilafa sebep olmufltur. ‹smail’in yak›n dostlar›ndan
Ebulhattab daha sonra ‹smailiye olarak an›lacak olan bu ekolünD ‹temellerini
KKAT atm›fl- D‹KKAT
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
94 Büyük Selçuklu Tarihi
Batinîlik: Her zahirin bir t›r. Sünnilikle pek az ba¤lant›s› bulunan bu ekol Yak›n Do¤unun eski dinlerinden,
bat›n› oldu¤u ve Kur’an-›
Kerim ile Hadisi-i fieriflerin bilhassa Yeni Eflatuncu felsefeden fazlas›yla etkilenmifltir. Haricî inan›fllardan ge-
ancak tevil yoluyla len bu fikirlerin büyük k›sm› Bât›nî tevil yolu ile gelmifltir. ‹smailiye ekolünün
anlafl›labilece¤ini iddia
eden f›rkalara XII. yüzy›ldan
bundan sonra ana esaslar› olaca¤›ndan daha sonra onlara Bât›nî ismi verilecektir.
itibaren genellikle Bât›nilerin aç›k tarihi 1090 y›l›nda Hasan Sabbah’›n Alamut Kalesini ele geçirme-
“Bat›niyye” denilmifltir. siyle bafllar. Selçuklu hâkimiyetine giren bölgelerde fetihlerin meydana getirdi¤i
Bununla beraber Hz. Ali’nin
soyundan alt›nc› imam çalkant›lardan faydalanmak isteyen Bât›niler, bu vesile ile h›zla kendi propaganda-
Cafer-i Sad›k (öl. 765)’›n lar›n› yapacak müritleri harekete geçirmifllerdir. Her ne kadar Bât›ni hareketleri
o¤lu ‹smail’in imametini
savunduklar›ndan Melikflah’›n son dönemlerinde ortaya ç›km›flsa da özellikle Berkyaruk devrinde ya-
“‹smailiyye”, yedi imam flanan saltanat mücadeleleri yüzünden herhangi bir tedbir al›namam›flt›r. Sadece
kabul etmelerinden veya
kâinat› yedi gezegenin idare k›sa bir süre önce ele geçirdikleri Ebher kalesi üzerine 1096 y›l›nda baflar›l› bir se-
etti¤ine inanmalar›ndan fer d›fl›nda bunlarla önemli bir mücadele yaflanmam›flt›r. Bu sefer s›ras›nda kale
“Se’iyye”, dâî
(propagandac›)lerinden
içindeki Bât›nilerin birço¤u öldürüldüyse de nüfuzlar› k›r›lamad›¤› gibi yay›lmala-
Hamdan Karmat’a nisbetle r› da önlenememifltir.
“Karmatiyye”, fedailerin her Muhammed Tapar’› tahta ç›kmas›yla birlikte Bât›nîlerle mücadele etkinlik ka-
hizmete amade muti aletler
haline gelmeleri için haflhafl zanm›flt›r. Zira Sultan Melikflah zaman›ndan beri gizli bir örgüt halinde faaliyette
kulland›klar›ndan bulunan Bât›nîler’le mücadeleyi gayri Müslimlerle cihattan daha önemli gören Sul-
“Haflflaflin” vb.adlarla da
an›lmaktad›rlar. tan Muhammed Tapar, ilk olarak fiahdiz (Dizkûh) Kalesi’ne bir sefer düzenledi.
Kaleyi ele geçirip ‹smâilî-Bât›nî reisi ‹bn Attâfl’› esir ald› ve birçok Bât›nîyi öldürttü
Alamut Kalesi: ‹ran’da
Elbruz Da¤lar› üzerinde, (25 Haziran 1107). Ayr›ca devlet erkân› içerisinde Bat›nileri destekleyen kiflileri or-
Kazvin’in kuzeydo¤usunda tadan kald›rarak baflta veziri Sadülmülk ve dört adam›n›, Bat›nilere destek verdik-
yer alan müstahkem bir
kaledir. Ortaça¤’da Rûdbâr
leri gerekçesiyle ‹sfahan’da halk›n gözü önünde ast›rd›. Sultan, Bât›nîler’e karfl›
vadisinde bulunan elli kadar ikinci seferi Alamut üzerine tertip etti ancak k›fl bast›r›nca geri dönmek zorunda
müstahkem kalenin en kald›. Atabeg Anufl Tegin fiîrgîr, 1114’te Bât›nîler’e ait Bîre Kalesi’ni ele geçirdi.
meflhuru olup 2000 m.
yükseklikteki yalç›n kayalar Muhammed Tapar, Selçuklu Meliki R›dvan devrinde Halep’te oldukça kuvvetlenen
üzerinde kurulmufltur. Bât›nîler’e karfl› da bir harekât bafllatt›. Halep Meliki Alparslan ile ifl birli¤i içinde
Nitekim Alamut ad› “Kartal
yuvas›” veya “Kartal çok say›da bât›nî öldürüldü (1113-14). Sultan, Alamut’a son darbeyi indirmek üze-
e¤itimi” anlam›na re yine Atabeg Anufl Tegin fiîrgîr’i görevlendirdi. Aylar süren kuflatma Muhammed
gelmektedir. Kuruluflu eski
Deylem hükümdarlar› Tapar’›n ölüm haberinin gelmesiyle kald›r›ld›.
dönemine kadar gitmekteyse
de as›l flöhretini ‹smâilîli¤i
siyasî bir yap›ya dönüfltüren
Muhammed Tapar Devri Haçl› Mücadeleleri
Hasan Sabbâh’a borçludur. Sultan Muhammed Tapar’›n tahta ç›kt›ktan sonra ele ald›¤› bafll›ca meselelerden
Alamut Kalesi’ni 4 Eylül biri de Haçl›lar konusu idi. O, bu ifli önce kumandanlar›ndan Çavl›’ya havale etti.
1090 tarihinde ele geçiren
Hasan Sabbâh buray› Bât›nî Musul merkez olmak üzere el-Cezire ve Diyarbekir bölgesi valili¤ine tayin etti¤i bu
karargâh› haline getirdi. Bu kumandana Selçuklu ülkelerini Haçl›lardan geri alma vazifesini verdi. Esasen Mu-
sebeple Selçuklu sultan ve
komutanlar› taraf›ndan pek sul Haçl›lara karfl› görevlendirilen emirlerin vilayet merkeziydi. Sultan böylece,
çok kez kuflat›ld›ysa da fethi Haçl›lara karfl› baflar›yla savaflan, fakat flimdi hâkimiyetini kabul etmek istemeyen
mümkün olmad›. Uzun süre
Bât›nîler’in (‹smâilîler) Çökermifl’i de cezaland›rm›fl olacakt›. Çavl›, daha önce anlat›ld›¤› üzere Çökermifl’i
elinde bulunan Alamut cezaland›rmakla kalmad›, bu s›rada Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u ile mücadeleye
Kalesi nihayet 19 Kas›m
1256’da Mo¤ol han›
giriflen Türkiye Selçuklu Sultan› I. K›l›ç Arslan’› da bertaraf etti. Fakat Çavl› da Haç-
Hülâgû’ya boyun e¤mek l›larla mücadele edecek yerde Sultan’a itaatsizli¤e bafllad›. Bunun üzerine emir
zorunda kald›. Mevdud’un baflkumandanl›¤› alt›nda üzerine gönderilen Selçuklu ordular›na karfl›
koyamayan Çavl›, bir ara Haçl›larla iflbirli¤i yapt›; fakat sonunda sultan taraf›ndan
affedildi ve tekrar hizmete al›nd›.
Sultan Muhammed Tapar, Haçl›lara karfl› mücadele vazifesini Çavl›’n›n yerine
Musul valili¤ine tayin etti¤i Mevdud’a verdi (1108). Birçok kumandanlara, bu ara-
da Zengi’ye ona kat›lmalar›n› emretti. Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤unun Haçl›lar-
la mücadelede en baflar›l› dönemi budur. Bu sefere, Haçl›lar›n bilhassa Trablus-
flam’› almalar› (1110) üzerine giriflilmiflti. Haçl›lara karfl› her y›l sefer tertip eden
5. Ünite - Fetret Dönemi (Berkyaruk ve Muhammed Tapar Devri) 95
Mevdud, Haçl›lar taraf›ndan Haleb’de s›k›flt›r›lan R›dvan’a yard›m etti¤i gibi, Du-
kak’›n ölümünden sonra fiam’da hüküm süren atabey To¤tekin’e de destek ver-
mekteydi. Mevdud yaln›z Urfa kontlu¤u ile de¤il, Kudüs Krall›¤› ile savaflt› (1113).
Bu onun Haçl›lar› dehflete düflüren son savafl› oldu ve D›maflk’ta bir Batinî taraf›n-
dan öldürüldü. Bu suretle Haçl›lar ilk defa karfl›laflt›klar› büyük bir tehlikeden kur-
tuldular. Selçuklu saray› bu suikastten To¤tekini mesul tuttu. Bunun neticesi ola-
rak Selçuklu yard›m›ndan mahrum kalan To¤tekin bir süre sonra Haçl›larla müta-
reke hattâ ittifak yapt›. Böylece Haçl›lar karfl›s›nda meydana gelen birlik bozuldu
ve yerini karfl›l›kl› flüpheye terk etti.
Bununla beraber Sultan Muhammed Tapar savafl› b›rakmad›; Haçl›lara karfl› ci-
hat vazifesini Musul valili¤iyle birlikte, Aksungur Porsukî’ye verdi. Di¤er kuman-
danlara ona itaat etmelerini emretti. Yine Zengi kendisine kat›ld›. Aksungur, Urfa
kontlu¤una karfl› baflar›l› savafllar yapt›. Mardin Artuklu emiri ‹lgazi’nin rekabeti
yüzünden yine netice al›namad›. Hatta ‹lgazi bir savaflta Aksungur’u yendi (1114).
Bunun üzerine Sultan Muhammed Tapar’›n kendisini cezaland›raca¤›ndan korkan
‹lgazi, D›maflk hâkimi atabey To¤tekin ile ittifak yapmay› tercih etti. ‹ki müttefik
Antakya Haçl› prinkepsi ile anlaflt› (1115). Bu suretle Türk cephesinde aç›lan ge-
dik daha da büyümüfl oldu.
Nitekim Muhammed Tapar hem ‹lgazi’nin bu hareketlerine hem de Mavdud’un
öldürülmesinde etkisi oldu¤undan flüphelendi¤i To¤tekin’in bu giriflimlerine da-
ha fazla sessiz kalmad›. Sultan bu iki emiri cezaland›rmak ve bunun yan›nda Haç-
l›lara karfl› yeni bir sefer düzenlemek amac›yla Hemedan emiri Porsuk b. Porsuk’u
görevlendirdi. Büyük bir orduyla harekete geçen Porsuk, Urfa’y› tehdit ettikten
sonra Haleb’i hareket üssü yapmak üzere yoluna devam etti. Fakat R›dvan’›n o¤-
lu Alparslan’›n atabeyi Lülü, Haleb kap›lar›n› açmad›¤› gibi ‹lgazi ile To¤tekin’i
yard›m›na ça¤›rd›. Di¤er taraftan bu sonuncunun daveti ile ilk defa haçl›larla itti-
fak eden Türkler, Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤una karfl› müflterek cephe al›yor-
lard›. Karfl› karfl›ya gelen ordular aras›nda muhtemelen iki taraf›n da hücuma ce-
saret edememesi yüzünden bir savafl olmad›. Ancak Porsuk çekilirken Haçl›lar ta-
raf›ndan tuza¤a düflürülerek ma¤lup edildi (1115). Takip edilen ordu hemen he-
men tamam›yla imha edildi. Kaynaklar, al›nan ganimetlerin taksiminin günlerce
sürdü¤ünü belirtmektedir.
Görüldü¤ü gibi, içinde bulundu¤u zor flartlara ra¤men Muhammed Tapar, ba-
fl›nda bulundu¤u imparatorlu¤un meseleleri aras›nda Haçl›lara büyük bir yer ver-
mifltir. Haçl›lara karfl› mücadelenin sürdürülmesinde, kurtuluflunu Büyük Selçuklu
imparatorlu¤unda gören Suriye halk›n›n, mahalli emir ve hükümdarlar›n yard›m
taleplerinin büyük bir tesiri olmufltur. Nitekim Haçl›lardan kaçan Suriyelilerin Ba¤-
dat’ta kar›fl›kl›klar ç›kard›klar›, minberleri k›rd›klar› zikredilmektedir. Bir ara Sultan
Muhammed Tapar bizzat sefere ç›kaca¤›n› ilan etmiflse de (1108) imparatorluk
içindeki meseleler ona bu imkân› vermemifl ve daha önce anlat›ld›¤› üzere Emir
Mevdud’u göndermifltir.
Özet
N
A M A Ç
Selçuklu Merkezi otoritesini çöküfle götüren süre- NA M A Ç
Selçuklu taht mücadelesi ile Haçl›lar›n Suriye ve
1 ci de¤erlendirebilme 3 Filistin’e yerleflmeleri aras›ndaki iliflkiyi tan›m-
Nizamülmülk’e ba¤l› devlet adamlar›n›n taflk›n- layabilme
l›klar›, rakip ve düflmanlar›n›n entrikalar› ve özel- ‹slam âleminin, her geçen gün biraz daha kuv-
likle Terken Hatun’un ihtiraslar› sebebiyle bozu- vetlenen Haçl›lar karfl›s›nda bir ittifak sa¤laya-
lan siyasi ahenk, Nizamülmülk ve Melikflah’›n mamas›n›n en önemi sebebi Yak›ndo¤u’nun en
birbirini takiben yaklafl›k bir ay içerisinde ölme- güçlü devleti olan Büyük Selçuklu ‹mparatorlu-
lerine sebep olmakla kalmam›fl; ayn› zamanda ¤u’nun Sultan Melikflah’›n ölümü ile sars›lan mer-
muhteflem Selçuklu devletini sarsm›fl, buhranlara kezi otoriteyi bir türlü tesis edememifl olmas›d›r.
sürüklemifltir. Sultan ve vezirin ölümlerinden he- Sultan Berkyaruk o f›rt›nal› hükümdarl›k devrin-
men sonra bafllayan ve uzun süre devam edecek de buna imkân bulamazken; Sultan Muhammed
olan taht kavgalar›yla devlet otoritesi sars›lm›fl, Tapar da tahta oturduktan sonra sürdürdü¤ü gay-
ordu parçalanm›flt›r. Yönetim kadrolar›n›n yete- retlere ra¤men ülkede merkezi otoriteyi tam ola-
neksiz kiflilerin eline geçmesi, emirlerin ç›karc› rak sa¤layamam›flt›. Nitekim Türkiye Selçuklu
politikalar izlemesi ve kar›fl›kl›klardan istifade Sultan› I. K›l›ç Arslan’›n Büyük Selçuklu devleti-
eden Bât›nilerin giderek artan katliamlar› ve ni- nin hâkimiyetindeki topraklarda kendi ad›na
hayet bu s›rada bafllayan Haçl› seferleri devletin hutbe okutmas›, Çökürmüfl’ten sonra Çavl›’n›n
çöküflüne zemin haz›rlam›flt›r. da Sultan Muhammed Tapar’a muhalefet etmesi
N
ve hatta Sultan ile mücadele halinde olan Sefüd-
Berkyaruk ve Muhammed Tapar dönemi siyasi devle Sadaka ile iflbirli¤i yapmas› merkezi otori-
A M A Ç
Kendimizi S›nayal›m
1. Berkyaruk’un tahta geçifli s›ras›nda karfl›laflt›¤› bafll›- 6. Haçl›lar›n Suriye ve Filistin topraklar›na kolayca yer-
ca sorun afla¤›dakilerden hangisidir? leflmelerinin en önemli sebebi afla¤›dakilerden hangi-
a. Suriye Meliki Tutufl’un taht iddias› sidir?
b. Batini suikastleri a. Fatimilerin Haçl›larla iflbirli¤i yapmas›
c. Terken Hatun’un o¤lu Mahmud’u sultan yap- b. Melikflah’›n ölümü sonras› ortaya ç›kan taht mü-
mak istemesi cadeleleri
d. Haçl›lar’›n Antakya’y› iflgali c. Selçuklu Sultanlar›n›n bu konuda yeterince çaba
e. Muhammed Tapar’›n isyan› sarf etmemesi
d. Haçl›lar›n güçlü olmas›
2. Berkyaruk’un tahta ç›kmas›nda afla¤›dakilerden han- e. Dukak ve R›dvan’›n aralar›ndaki rekabet
gisi daha etkili olmufltur?
a. Nizamülmük’ün adamlar› 7. Alamut Kalesiyle özdeflleflen Batini lideri afla¤›daki-
b. Tacülmülk’un taraflar› lerden hangisidir?
c. Amcas› Arslan Argun a. Cafer es-Sad›k
d. Kardefli Sancar b. Sadü’l Mülk Ebu’l Mehasin
e. Abbasi Halifesi c. ‹bn Attas
d. Hasan Sabbah
3. Haçl›lar›n Yak›ndo¤u’da kurdu¤u ilk kontlu¤un ad› e. Seyfüddevle Sadaka
ve tarihi afla¤›dakilerin hangisinde do¤ru olarak veril-
mifltir? 8. Bât›ni fedaileri taraf›ndan ifllenen ilk siyasi cinayet
a. Kudüs 1099 afla¤›dakilerden hangisidir?
b. Urfa 1098 a. Melikflah’›n öldürülmesi
c. Antakya 1097 b. Nizamülmülk’ün öldürülmesi
d. ‹znik 1097 c. D›maflk Atabeyi Tu¤tekin’in öldürülmesi
e. Trablus 1109 d. Tacülmülk’ün öldürülmesi
e. Muhammed Tapar’›n öldürülmesi
4. Afla¤›dakilerden hangisi Berkyaruk devri olaylar›
aras›nda gösterilemez? 9. Muhammed Tapar’la girdi¤i mücadelede hayat›n›
a. Haçl›lar›n Suriye ve Filistin’e yerleflmeleri kaybeden Türkiye Selçuklu sultan› afla¤›dakilerden han-
b. Uzun taht mücadeleleri gisidir?
c. Türkiye Selçuklular›yla mücadele a. Tutufl
d. Muhammed Tapar ‹syan› b. Süleymanflah
e. Bat›nilerin faaliyetlerini art›rmalar› c. I. K›l›ç Arslan
d. Berkyaruk
5. Berkyaruk’un en uzun süre taht mücadelesi yürüttü- e. Arslan Argun
¤ü hanedan mensubu afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Tutufl 10. Büyük Selçuklu tarihi içerisinde “Fetret Devri” ola-
b. Mahmud rak tan›mlanan dönem afla¤›dakilerden hangisidir?
c. Sancar a. Melikflah devri
d. Arslan Argun b. Alp Arsan dönemi
e. Muhammed Tapar c. Mahmud zaman›
d. Berkyaruk devri
e. Sancar zaman›
5. Ünite - Fetret Dönemi (Berkyaruk ve Muhammed Tapar Devri) 99
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Sancar’›n Devleti yeniden ‹mparatorlu¤a dönüfltürmesini sebepleri ile birlik-
N
te de¤erlendirebilecek,
N
Sancar zaman›nda yaflanan siyasî geliflmeleri aç›klayabilecek,
N
Katvan Savafl›n›n Selçuklu Tarihi aç›s›ndan önemini belirleyebilecek,
O¤uz isyan›n› sebep ve sonuçlar› ile birlikte de¤erlendirebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
‹çindekiler
çük olmas›ndan ötürü devlet için kayg›lanan; di¤er yandan da y›llard›r edindi¤i
idarî tecrübeye istinaden, saltanata her bak›mdan kendisini lây›k görüyordu. Nite-
kim Selçuklu hanedan›n›n yaflça en büyük ve özellikle en güçlü üyesi olan Sancar,
ye¤eni Mahmud’un sultanl›¤›n› tan›mad›. ‹mparatorlu¤un do¤usunda kendisini
Sultan ilan ettikten sonra ye¤eni Mahmud’un üzerine yürüdü. Bir yandan da Hali-
feden kendi ad›na hutbe okunmas›n› istedi. Sultan Mahmud da amcas›na yapt›¤›
bar›fl önerisinin reddedilmesi üzerine Rey’e çekilerek savafl haz›rl›klar›na bafllad›. Save: Irak-› Acem’de
Hemedan ile Rey yolunun
‹ki ordu Save’de karfl› karfl›ya geldi. Mahmud’un daha kalabal›k olan askerine kar- ortas›nda bir flehir.
fl› 20.000 kifliyle savafla giren Sancar, ordusunda bulunan k›rk filin sa¤lad›¤› üstün-
lükle, ye¤enini yenilgiye u¤ratt› (14 A¤ustos 1119). Mahmud bunun üzerine ‹sfa-
han’a çekildi. Bu s›rada henüz hilafet taht›na oturan Müsterflid Billah da, Sancar
ad›na hutbe okutmaya bafllad›. Böylece bu taht mücadelesini kazanan Sancar, He-
medan’dan Rey’e giderken Mahmud’u da huzuruna ça¤›rd›. Art›k Melikflah döne-
minden daha genifl s›n›rlara ulaflm›fl bir ‹mparatorluk olan Selçuklu Devletinin,
karfl› karfl›ya oldu¤u meseleler de bir o kadar karmafl›k hâle gelmifl bulunuyordu.
Bunun bilinciyle hareket eden Sultan Sancar devlette yeni bir idarî düzenleme-
ye gitti. Mahmud’u “Sultanü’l-muazzam” (Büyük sultan) unvan›yla, Hemedan mer-
kez olmak üzere Irak’a tayin etti. Bat›da Selçuklu idaresi alt›nda bulunan di¤er eya-
letleri (Halifeli¤e ait Irak-› Arab, Suriye, Azerbaycan ve Do¤u Anadolu) onun ida-
resine b›rakt›. Sultan Sancar veliahd ilân etti¤i Mahmud’u k›z› Mahmelek, o vefat
ettekten sonra da di¤er k›z› Gevher Hatun ile evlendirdi. Kendisi “Sultanü’l-a’zam”
(En büyük sultan) unvan› alan Sancar, di¤er ye¤enleri Mesud, Tu¤rul ve Selçuk-
flah’a da Irak-› Acem, Azerbaycan ve Huzistan’da baz› yerler verdi. Rey ve Mazen-
derân baflta olmak üzere, Irak’ta baz› yerleri, Mahmud’un ba¤›ms›z hareket etme-
sini engellemeye yönelik bir tedbir olarak olarak kendisine ba¤lad›. Büyük Selçuk-
lu Devleti’nin merkezini Merv’e tafl›d›.
K›saca özetlemek gerekirse, bu flekilde, Büyük Selçuklu Devleti’ne tâbi Irak
Selçuklu hanedan› (1119-1194) kurulmufl oldu. En Büyük Sultan olan Sancar; Gaz-
neliler, Harizmflahlar ve Karahanl›lar gibi kendisine tâbi yerlerde, hutbede kendi
ad›ndan sonra Mahmud’un ad›n›n da zikredilmesini emretti. Ancak Sultan Mah-
mud da, Sancar’a s›k› tâbiyet ba¤lar› ile ba¤l› bulunuyor; hutbe ve sikkede önce
sultan›n ad›n› zikretmek, sadece üç defa nevbet çalmak, Sancar’›n alâmeti olan
renkleri kullanmak gibi vassal›k yükümlülüklerini yerine getirmek mecburiyetinde
bulunuyordu. Onun sultan unvan› tafl›mas›n›n ayr›cal›¤› Sancar’a karfl› de¤il, idare-
sine b›rak›lm›fl yerlerdeki vassallar› ve Sancar’›n tâbileri olup hutbede onun ad›n›
da okutmak zorunda olan hükümdarlar üzerindeki statüsü ile ortaya ç›k›yordu. Ni-
tekim Mahmud’u olabildi¤ince s›k› bir flekilde kendisine ba¤lamak isteyen Sancar,
ye¤eni Mahmud’un ordusunda kendisine karfl› savaflan kumandanlar› da tasfiye et-
ti. Irak Selçuklu sultan›n›n hizmetinde görev alacak devlet adamlar›n› da kendisi
tayin ettikten sonra baflkenti Merv’e gitti.
Nitekim Irak Selçuklu Sultan› Mahmud’a karfl› kardeflleri hemen taht kavgalar›-
na bafllad›lar. Mahmud’a karfl› ilk olarak Gence meliki olan kardefli Mesud isyan et-
ti. Hille emiri II. Dübeys b. Sadaka ile ittifak etmifl olan Mesud, Aksongur Porsu-
kî idaresinde üzerine gönderilen orduya yenik düfltü (1120). Mesud bununla bir-
SIRA S‹ZDE
likte SultanSIRA
Mahmud S‹ZDE taraf›ndan affedildi. Ancak mücadeleye devam eden Dübeys,
N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE
yana siyaset izlemiflti. Melikflah taraf›ndan emirli¤i onaylanan Sadaka b. Mansur zaman›n-
da, topraklar› Dicle’nin sol k›y›s›n› da içerisine alacak kadar geniflledi. Selçuklular’›n fet-
AMAÇLARIMIZ ret döneminde Tapar taraf›nda yer alan Sadaka, bu kar›fl›kl›klardan istifade ederek top-
AMAÇLARIMIZ
raklar›n› geniflletmeye bafllad›. T›pk› Müslim b. Kureyfl gibi, Selçuklulara ra¤men bir Arap
Devleti kurmay› hayal ediyordu. ‹syankâr davran›fllar› dolay›s›yla Tapar taraf›ndan bir sa-
K ‹ T A P K ‹ TSultana
vaflta öldürüldü. A P ba¤l› kalmak ve Hille’ye dönmemek flart›yla, yerine o¤lu II. Dü-
beys geçirildi. Ancak Tapar’›n ölümünden sonra saltanat kavgalar›ndan yararlanarak Hil-
le’ye dönen Dübeys, Halifeyle de mücadeleye girdi. Sancar taraf›ndan Halife’ye karfl› bir
TELEV‹ZYON koz olarakT kullan›lan
E L E V ‹ Z Y O NDübeys, daha sonra Sultan Mesud taraf›ndan, Halifenin katlinden
sorumlu tutularak öldürüldü. Hanedan 1163’e kadar varl›¤›n› sürdürmekle birlikte eski
gücünü kaybetti.
‹NTERNET ‹NTERNET
Halifenin siyasî güç denemesi mahiyetindeki bu faaliyetlerinden rahats›z olan
Sultan Sancar, Mahmud arac›l›¤› ile Halifeye yeni bir vezir tayin ettirdi. Ancak bu
arada daha önce de isyan etmifl olan Mahmud’un kardefli Melik Tu¤rul, halifeyle
mücadeleye girdi yenilince de, kendisine yard›m eden Dübeys ile birlikte Sancar’a
s›¤›nd›. Mahmud’un kendi r›zas› hilaf›na gücünü artt›rmas›n› istemeyen Sancar, ye-
¤enleri aras›nda buna uygun bir denge siyaseti izledi¤i için Tu¤rul’u himaye et-
mekteydi. Bundan rahats›z olan Mahmud ise Müsterflid ile iflbirli¤i yapt›. Bu gelifl-
meler zaten mücadeleci bir kiflili¤e sahip olan Halifeyi, Selçuklularla aras›ndaki
protokolü ihlâl edecek davran›fllara sevk etti. Bunun üzerine Sultan Mahmud’a bir
elçi gönderen Sancar, onu Halifeyle olan iflbirli¤ine son vermesi hususunda uyar-
d› ve Ba¤dad’a gitmesini emretti. Mahmud’un Ba¤dad’a gelmekte oldu¤unu haber
alan Müsterflid, k›tl›¤› gerekçe göstererek onun flehre girmesine engel olmak iste-
di ve savunma tedbirleri ald›. Sultan Mahmud bunun üzerine Ba¤dad’a k›l›ç zoruy-
la girmek zorunda kald› (Ocak 1127). Buna ra¤men Halifeye sayg›da kusur etme-
yen Mahmud onunla bir miktar para ve mal karfl›l›¤›nda anlaflma yapt›. Bu flekilde
bir anlaflma, Halifenin siyasî rolünü onaylama anlam›na da geliyordu.
Sultan Sancar, Irak’ta yaflanan geliflmeleri yak›ndan takip edebilmek ve Mah-
mud’un Halife ile hâlâ iflbirli¤i yapmakta oldu¤u fleklindeki flikâyetleri denetlemek
için Rey’e geldi (1128). Hemedan’da bulunan ye¤eni Sultan Mahmud’u da yan›na
ça¤›rd›. Mahmud derhal Sultan Sancar’›n huzuruna giderek itaatini arz etti. Sultan
Sancar, Halifenin hareket alan›n› s›n›rland›rmak üzere, bir süredir gözetim alt›nda
tuttu¤u Dübeys’i serbest b›rakt›. Mahmud’dan onu Halife ile bar›flt›r›p, Musul vali-
li¤ine tayin etmesini istedi. Sultan Mahmud, en büyük sultan›n isteklerinin ikinci
6. Ünite - Sancar Dönemi 105
Ancak Sancar’›n dönmesinden sonra ye¤eni Davud ve sonra kardefli Mesud, Sul-
tan Tu¤rul’a karfl›; daha sonrada Davud, saltanat›n› ilan eden Mesud’a karfl› ayak-
land›lar. Halife de do¤al olarak yine muhaliflerin yan›nda yer alarak, önce Davud,
sonra Mesud ad›na hutbe okutarak, Sancar’›n iradesine ve iktidar›na karfl› meydan
okumaya devam etti.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
oturan Müsterflid Billah’›n kiflisel özelliklerinin de etkisi bulunmaktad›r. Buna
ra¤men iki hanedan aras›nda iliflkiler, evlilikler yoluyla iyilefltirilmeye çal›fl›l›yordu.
AMAÇLARIMIZ Müsterflid bu çerçevede Sultan Sancar’›n k›z› ile evlenmifl bulunuyordu. Daha son-
AMAÇLARIMIZ
ra Sultan Mesud ve Halife Muktefî aras›nda da karfl›l›kl› evlilikler yap›lm›flt›r.
K ‹ T A P Müsterflid Billah
K ‹ Thakk›nda
A P daha fazla bilgi için bkz. Osman G. Özgüdenli “Selçuklu Hilâfet
Münasebetlerinde Bir Dönüm Noktas›: Halife el-Müsterflid’in Katli Meselesi”, ‹ÜEF TD, 39
(2004), 1-35.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Müsterflid, Irak Selçuklu flehzâdeleri aras›ndaki taht kavgalar›ndan yararlanarak
bir taraftan kendisine ait bir ordu kurarken, di¤er taraftan Sultan Mesud’a karfl›
olan komutanlar› kendi yan›na toplamaya u¤rafl›yordu. Irak’ta yaflanan geliflmele-
‹NTERNET ri yak›ndan‹ Ntakip
T E R N Eeden
T Sultan Sancar, bu hususta Irak Selçuklu sultanlar›na uyar›-
larda bulunuyordu. Sultan Mahmud’un Ba¤dad seferine memur edilmesi ve Sultan
Sancar’›n ad›n› hutbeden ç›karan Müsterflid’in müttefiklerinin Dînever’de yenilgiye
u¤rat›lmalar› da bu cümledendi. Daha önce Halifenin ihtiraslar›na alet olmakla bir-
likte, Mesud tahta geçince yukar›da söylendi¤i gibi, Müsterflid’in sultana muhalif
emirleri korumas› dolay›s›yla, Selçuklu-Halifelik iliflkileri kopma noktas›na geldi.
Bu olanlara kay›ts›z kalmas› beklenmeyen Sultan Sancar ile Halife aras›nda da bu
vesile ile birbirini itham eden baz› yaz›flmalar vuku buldu.
Sonunda Halife Müsterflid, Sultan Mesud’un ad›n› hutbeden ç›kar›p, Davud ve
Sancar’›n adlar›n› koydu. Sonra da Mesud ile savaflmak üzere büyük bir orduyla ha-
6. Ünite - Sancar Dönemi 107
D‹KKAT D‹KKAT
Selçuklu Devletinin bunlarla iliflkilerini kronolojik, yani tarih s›ras›na göre anlat-
mak mümkün ve daha kolayd›r. Ancak anlat›lanlar›n konu bütünlü¤ü esas›na uy-
mamas› halinde daha çok ezbere yönelten bir anlat›m tarz› olaca¤› düflüncesiyle,
bu bölüm konular›na göre, fakat kendi içerisinde kronolojik olarak incelenecektir.
Karahanl›larla ‹liflkiler
Türkistan Hanlar› olan Karahanl›larla, daha devlet kurmadan önce de yo¤un temas
içerisinde bulunan Selçuklular, devlet kurduktan sonra da onlarla Ceyhun nehri s›-
n›r olmak üzere komflu olmufllard›. ‹ki devletin iliflkileri ço¤unlukla Selçuklular’›n
üstünlü¤üyle, ama Sultan Alp Arslan’›n da talihsiz bir flekilde hayat›n› kaybetti¤i s›-
n›r çat›flmalar› içerisinde geçti. Maveraünnehir’in yerel/‹ranî unsurlar›, mutlakiyet-
çi olmayan Bozk›rl› Türk hükümranl›k anlay›fl›n› istismar edilebilir bir alan olarak
görmüfllerdir. Bu sebeple özellikle Bat› Türkistan’da ulemâ/sivil bürokratlar, hü-
kümdar›n egemenlik alan›na girmek için devletle çat›flmakta idiler. Daha önce de
anlat›ld›¤› gibi, Melikflah bu tür çat›flmalar›n yo¤unlaflt›¤› dönemde yap›lan davet
üzerine Türkistan’a iki sefer düzenlemifl Do¤u ve Bat› Karahanl› ülkesini tâbi dev-
let statüsünde topraklar›na ba¤lam›flt›. Yine yukar›da da söylendi¤i üzere, Selçuk-
lu Devleti Melikflah’›n ölümüyle fetret dönemi yaflamas›na ra¤men; Sultan Berkya-
ruk ve Horasan meliki Sancar’›n gayretleri ile Karahanl›lar’›n statüyü de¤ifltirmesi-
ne imkân verilmemiflti. Sancar, k›z kardefli ile evli bulunan ve ayn› zamanda kay›n-
pederi olan Muhammed Arslan Han’›, meliklik döneminde Karahanl› taht›na oturt-
mufltu. Otuz y›la yak›n bir süre sadakatte kusur etmeyen Muhammed Han, hasta
ve felçli oldu¤u son y›llar›nda yeterince ayd›nlat›lamayan baz› olaylarla karfl› kar-
fl›ya kald›. Hasta oldu¤u için kendisine bir nevi vekil ka¤an tayin etti¤i, ya da et-
mek zorunda kald›¤› o¤lu Nasr, ulemadan birisinin önderlik etti¤i bir isyan sonu-
cu öldürüldü. Muhammed Han bunun üzerine ba¤l› oldu¤u Sancar’a müracaat
ederek yard›m istedi. Ancak Sancar Maveraünnehr’e geldi¤i s›rada, Han’›n di¤er
SIRA S‹ZDE o¤lu Ahmed Han
SIRA S‹ZDEisyan› bast›rm›fl bulunuyordu. Aslan Han, herhalde babas›n›n ye-
rine geçmek için acele eden ve Selçuklu hâkimiyetinden kurtulmak isteyen Ah-
med’in etkisiyle, Sancar’a art›k gelmesine gerek bulunmad›¤›n› bildirdi. Bu mu-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
ameleye çok k›zan Sancar, o günlerde Muhammed Han veya belki o¤lunun ken-
disine karfl› düzenledi¤i baflar›s›z bir suikast giriflimini ortaya ç›kard›. Sancar bunun
S O R U üzerine MartS 1130’da
O R U Semerkant’› ele geçirdi. Muhammed Han sultan›n huzuruna
hastal›¤› dolay›s›yla ac›nacak bir vaziyette ç›kar›ld›. Muhammed Han af dilediyse
D‹KKAT de tahttan indirildi.
D ‹ K K A T Sancar’›n efli olan k›z› Terken Hatun’un yan›na sürgüne gön-
derildi. Ahmed’in tahta geçmesine müsaade etmeyen Sancar artarda tayin etti¤i iki
hükümdar›n ölümünden sonra, kendi k›z kardeflinden olan ve saray›nda büyüttü-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
¤ü Muhammed Han’›n o¤lu Mahmud’u, Karahanl› hükümdar› tayin etti.
Mahmud Arslan Han ölümüne kadar Sancar’a büyük bir sadakatle ba¤l› kald›.
AMAÇLARIMIZ Ancak bu durum
AMAÇLARIMIZ Sancar’›n Türkistan’daki hadiselerin içerisine, gere¤inden çok çe-
kilmesine sebebiyet verdi.
K ‹ T A P Karahanl›larK hakk›nda
‹ T A P daha fazla bilgi için bkz. Ö.Soner Hunkan Türk Hakanl›¤› (Kara-
hanl›lar) ‹stanbul 2011
TELEV‹ZYON Karah›taylar
T E L E V ‹ve
Z Y OKatavan
N Savafl›
Liao imparatorlu¤u ad›yla Kuzey Çin’de iki asra yak›n (916-1125) hüküm süren,
Karah›taylar (Kitanlar), yaklafl›k yüz y›l önce (1017) de Türkistan’› istilâ giriflimin-
de bulunmufl ve Togan Ahmed Han taraf›ndan s›n›rlar›n›n d›fl›na ç›kar›lm›fllard›.
‹NTERNET ‹NTERNET
6. Ünite - Sancar Dönemi 109
1125 y›l›nda Cürcenler taraf›ndan buradaki hâkimiyetlerine son verilince, yeniden Karah›taylar: Orta Asya’da
H›tay (Kitan)lar taraf›ndan
bat›ya do¤ru çekilmeye mecbur kalan Karah›taylar 1128 y›l›nda yine Karahanl›lar- kurulan baflkenti Balasagun
la karfl›laflt›lar. Önce Ahmed Han taraf›ndan yenilgiye u¤rat›l›p, Karahanl› devleti olan Mo¤ol hanedan›n
ad›d›r. 1125 y›l›nda
hudutlar›n› korumakla görevlendirildiler. Ancak daha sonra iç çekiflmeler dolay›- Cürcenler taraf›ndan y›k›lan
s›yla yard›m›na baflvurulan Gürhan, bu vesile ile girdi¤i Balasagun flehrini ve tüm Liao hanedan›
Do¤u Karahanl› topraklar›n› istilâ etti (1130). mensuplar›ndan Yeh-lü Ta-
fli bat›ya hareket ederek
Göçebe istilâlar›n›n tabiat› icab› Karah›tay istilas›n›n burada durmas› beklene- Karahoca Uygur Hanl›¤› ile
mezdi. Nitekim Karah›taylar Fergana’y› iflgâl edip Maveraünnehr’e yöneldiler. Do¤u Karahanl›lar›
egemenli¤i alt›na alarak
Karah›taylar’›n ilerleyiflini durdurmak üzere, Hocend’de karfl›lar›na ç›kan Mah- Karah›tay hanedan›n›
mud Arslan Han yenilgiye u¤rad›(1137). Bu s›rada Han’› meflgul eden en önemli kurmufltur. Karah›tay
hükümdarlar› Gürhan
meselelerden birisi de, Maveraünnehir’in fethinden beri, yerleflik hayata geçirilmek unvan› tafl›rlard›.
istenen ama geçirilemeyen Karluklar›n isyanlar›yd›. Ancak do¤udan bat›ya büyük
bir göç dalgas›n›n harekete geçti¤ini çok önceden gören Sancar’›n oluflturdu¤u hu-
dut teflkilat›na ra¤men, Selçuklu ülkesinin de bundan nasibini almas› kaç›n›lmazd›.
Çünkü göçlerin geriye döndürülmesi mümkün olmad›¤› gibi, ses dalgalar› gibi bü-
yüyerek, birbirlerinin üzerine katlan›p ço¤alarak yekdi¤erini daha bat›ya itmekte
idiler. Bu çerçevede Sultan Sancar, Abbasi Halifesine gönderdi¤i bir mektupta gay-
rimüslimlere karfl› verdi¤i mücadeleyi anlatm›fl ve kendisinden destek istemifltir.
Mahmud Han 1137 y›l›nda, Karah›tay, Karluk, Ya¤ma, Kangl› ve O¤uz boylar›-
n›n giderek artan bask›lar› karfl›s›nda Sultan Sancar’a yard›m ça¤r›s›nda bulundu.
Bu dönemde Türk-‹slam Dünyas›n›n koruyucusu durumunda olan Sultan Sancar,
daha sonra anlat›lacak olan Harizm meselesi yüzünden yard›m seferini biraz gecik-
tirdi. Asl›nda Sancar’›n, Karah›taylar›n muhtemel Maveraünnehr istilalar›na karfl›,
daha 1130’lardan itibaren, Cend’den Mank›flla¤’a kadar bir uç teflkilat› kurarak ted-
birler ald›¤› ve siyasetini buna göre düzenledi¤ini bilinmektedir.
Karahanl› hükümdar›n›n isyanc› Karluklar› Maveraünnehr’den ç›karma tefleb-
büsü, adetâ felaketin bafllang›c› oldu. Devletin bir iç meselesi olmas›na ve Karah›-
tay istilas› halk aras›nda büyük bir korku yaratm›fl olmas›na ra¤men Karluklar,
Gürhan’›n himayesine girmekle ifli uluslararas› boyuta tafl›m›fl oldular.
Karah›taylar›n bat›ya do¤ru yay›lmalar›n› uzun bir süredir yak›ndan takip eden
Sultan Sancar, Karah›taylar üzerine düzenleyece¤i bir sefer için zaten haz›rd›. Ken-
disine tâbi hükümdar ve emirlere bu sefere kat›lmalar›n› bildirdi. Bu çerçevede
Gazne, Sistan, Gur, ve Mâzenderân hâkimleri olan tâbilerinin de yer ald›¤› yakla-
fl›k yüz bin kiflilik ordusuyla Türkistan’a hareket etti. Sultan Sancar’›n sefere ç›kar-
ken, beraberinde çok kalabal›k bir din adam› toplulu¤u götürmesi, bu savafla ci-
had rengi vermek istedi¤ini göstermektedir. Semerkand’a var›nca Mahmud Han,
Karluklardan flikâyet ederek Sultan Sancar’›, önce onlar›n cezaland›r›lmas› husu-
sunda teflvik etti. Selçuklu emirlerinden baz›lar› da Karluklar konusunda Mahmud
Han’la hemfikir idiler.
Sancar’›n Maveraünnehr’e geldi¤ini ö¤renen Karluklar, ona elçi göndererek
50.000 koyun, 5.000 deve, 5.000 at vermeye ve hizmete haz›r olduklar›n› bildirip
affedilmelerini istediler. Sultan Sancar bu teklifi kabul edecekken, Han’›n, onlar›n
sözlerinde durmayaca¤› yolundaki telkinleri üzerine vaz geçti. Bunun üzerine Kar-
luklar, Karah›tay hükümdar› Gürhan’a s›¤›narak yard›m istediler. Bu arada Harizm
hâkimi Ats›z da, ba¤›ms›zl›k kazanmak ümidiyle, Sultan Sancar aleyhinde olabile-
cek bütün teflebbüsleri desteklemekteydi.
Gürhan, Karluklar›n affedilmesi amac›yla Sultan nezdinde teflebbüste bulundu
ise de, Sancar diplomatik nezaketin ötesine geçerek; elçi ve mektup gönderdi¤i
Gürhan’›, tehditle ‹slamiyet’e davet etti. Gürhan’›n da beklenece¤i üzere, Selçuklu
110 Büyük Selçuklu Tarihi
elçisini hakaretle geri çevirmesi, iki hükümdar aras›nda savafl› kaç›n›lmaz hale ge-
tirdi. Karah›tay ordusunun say›s› kum ve kar›nca miktar›nca, sel suyu gibi inen ye-
di yüz bin atl› gibi abart›l› ifadelerle verilmesine ra¤men, iki ordunun say›ca birbi-
rine yak›n oldu¤u tahmin edilmektedir. Fakat Gürhan’›n saflar›nda savafla kat›lan
otuz-k›rk bin kadar Karluk askeri, o dönemin en mahir savaflç›lar› idi. Karahanl›
Mahmud Han ise ordusuyla Sancar’›n saflar›nda yer al›yordu.
Gürhan, Sancar’la savaflmak üzere Maveraünnehir’e do¤ru harekete geçmifl bu-
lunuyordu. Nihayet ordular Semerkand’›n kuzeydo¤usunda Katavan mevkiinde
karfl›laflt›lar. Daha bozk›rl›, dolay›s›yla hareket kabiliyeti de daha yüksek olan Ka-
rah›tay ordusu, Selçuklu-Karahanl› kuvvetlerini k›sa zamanda muhasaraya ald›.
Selçuklu ordusunun kuflatmay› k›rmak üzere giriflti¤i merkezin geri çekilmesi s›ra-
s›nda çok a¤›r kay›plar verildi. Sultan Sancar üç yüz z›rhl› süvarinin deste¤inde ku-
flatmay› yar›p ç›kt›¤›nda, neredeyse yaln›z bafl›na kalm›flt›. Sonuç olarak Sultan
Sancar ve Mahmud Han, Karah›tay ve Karluklara karfl› büyük bir hezimete u¤ra-
m›fllard›r. Sultan ancak bir Türkmen köylüsünün rehberli¤i sayesinde Belh’e ulafla-
bildi (14 Eylül 1141). Ordusunun bakiyesini burada toplamaya çal›flt›. Ancak Sel-
çuklu ordusunun kay›plar› on binlerle ifade ediliyordu. Katvan Savafl›ndaki asker
zayiat›n›n çoklu¤unu delalet eden Sultan Sancar’a ait bir menflur çok dikkat çeki-
cidir. Sultan Sancar’›n, “Maveraünnehr seferinden sonra bofl ›ktalar›n Divan-›
Hass’a al›nmas›n› ve fermans›z olarak mahsulât›n kimseye verilmemesini” bildir-
mesi kay›plar›n düzeyini gözler önüne sermektedir. Birçok büyük komutan ve
Sancar’›n efli Terken Hatun da esirler aras›ndayd›. Esirler ancak ertesi y›l külliyetli
miktarda fidyelerle kurtar›labildi. Sultan Sancar’›n Karah›taylara yenilmesi ‹slam
dünyas›nda genifl yank›lar uyand›rm›flt›r.
Katavan’dan sonra Maveraünnehir tabiat›yla Karah›taylar›n istilâs›na u¤rad›.
Böylece bütün Türkistan putperest bir kavmin idaresi alt›na girdi. Mahmud Han da
Sancar’›n arkas›ndan Horasan’a kaçt›¤› için, Karah›taylar onun yerine kardefli ‹bra-
him Han’› tahta ç›kard›lar.
Ancak bu ma¤lubiyetin Selçuklular bak›m›ndan, telafisi zor da olsa mümkün ola-
bilecek, asker ve toprak kay›plar›n›n ötesinde ifade etti¤i baflka bir anlam vard›r. Ka-
tavan yenilgisinin hemen göze çarpan sonucu Ceyhun ötesindeki Selçuklu egemen-
li¤inin sona ermesidir. Fakat bundan daha önemlisi, Sancar’›n göçebe istilâlar›na kar-
fl› kurdu¤u seddin y›k›lmas› ve göçebelerin adeta bir sel felâketi gibi Selçuklu ülke-
sini tahrip etmeleri ve devletin de sonunu getiren olaylar› tetiklemifl olmas›d›r.
N N
SIRA S‹ZDE Harizm,SIRA S‹ZDE
hat›rlanaca¤› gibi, Tu¤rul ve Ça¤r› Beyler zaman›nda, Cend melikini
yenilgiye u¤ratmalar› üzerine do¤rudan Selçuklu idaresine kat›lm›flt›. Bölge eski
dönemlerden beri ve Gazneliler zaman›nda da Harizmflah ad› verilen valiler tara-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
f›ndan idare edilir ve valilik ço¤unlukla babadan o¤ula geçerdi. Daha sonra Kara-
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
6. Ünite - Sancar Dönemi 111
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
itaat etmeyi de bu cümleden addediyorum....ahdettim ki, ben ben oldukça âlemin efendisi
Sancar b. Melikflah’a muti olay›m. Hiç bir zaman ona itaatsizlik göstermeyeyim.... Tanr›’ya
yemin ettim ki, ona asla muhalif olmayay›m....Ona herhangi bir flekilde muhalefet edecek
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
olursam, yaya gitmek flart›yla on defa hac etmek, on sene daimi oruç tutmak borcum ol-
sun...Ald›¤›m ve alaca¤›m her nikahl› kad›n benden bofl düflmüfl olsun....Tanr›’y›, resulü
Muhammed’i, bütün peygamber ve melekleri, haz›r olan maruf, muteber K ‹ T ve A emin
P kimsele- K ‹ T A P
ri bu ahid ve yeminler üzerine isteyerek flahit gösteriyorum” (Köymen, 1991, 322-323).
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
112 Büyük Selçuklu Tarihi
SIRA S‹ZDE Katvan Savafl›’ndan sonra Sultan Sancar’›n devleti yeniden toparlayabilmesinin sebepleri
SIRA S‹ZDE
3 nelerdir?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ MGazne Seferi
Sultan Sancar’›n
Ünitenin bafl›nda anlat›ld›¤› gibi, Sancar daha meliklik döneminde taht mücadele-
S O R U lerine müdahale
S O R ederek,
U Behramflah’› tahta geçirmifl ve Gaznelileri Selçuklu Dev-
letine ba¤lam›flt›. Behramflah di¤er flartlar yan›nda senelik 250.000 dinar vergi öde-
me yükümlülü¤ünü de üstlenmiflti. 1135 y›l›na kadar tâbiyet konusunda hiç bir
D‹KKAT D‹KKAT
zorluk ç›karmayan Behramflah, y›ll›k vergisini ödemeyerek isyan etti. Ayr›ca onun
kötü idaresi yüzünden Sancar’a flikâyetler de geliyordu. Sancar bunun üzerine son-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
baharda Gazne’ye do¤ru harekete geçti. Selçuklu ordusu Sistan’da iken k›fl›n bas-
t›rmas› Behramflah’› rehavete sevk etti. Bu flartlarda Selçuklu ordusunun nas›lsa ge-
lemeyece¤ini düflünüyordu. Oysa Sancar tüm zorluklara ve kay›plara ra¤men, ceb-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
ri bir yürüyüflle Gazne’ye ulaflt›. Behramflah bu beklenmedik durum karfl›s›nda
baflkentini terk edip Hindistan’a kaçt›. Sancar flehri hiç bir direniflle karfl›laflmadan
K ‹ T A P ele geçirip Khazineye
‹ T A P el koydu. Ancak imparatorlu¤un bat›s›nda da halledilmeyi
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
6. Ünite - Sancar Dönemi 113
bekleyen ifller varken, burada daha fazla kalmak istemeyen Sancar, Behramflah’›
huzuruna ça¤›rd›. Kendisini affedece¤ini taahhüt edip ça¤›rd›ysa da, korkusundan
gelemedi¤i beyan eden Gazne sultan› özür diledi. Behramflah’›n mazeretini kabul
eden Sancar, onu taht›na iade edip Belh üzerinden Merv’e döndü (Temmuz 1136).
Behramflah ölene kadar Selçuklu sultan›na itaatten ayr›lmad›¤› gibi, afla¤›da anlat›-
laca¤› gibi, Selçuklu sultan›n›n Gurlularla iliflkilerinde de belirleyici rol oynad›.
O¤uz ‹syan›
Fakat O¤uzlar/Türkmenlerle ilgili temel bir mesele olarak, devlet nezdinde boy
beyleri vas›tas›yla temsil edilmeleri dolay›s›yla, bu varl›kl› beylerin devlete karfl›,
orant›s›z bir temsil güçlerinin oldu¤unu hat›rlamak gerekir. Nitekim zamanla ken-
dilerini do¤rudan Sultan Sancar’a ba¤l› sayarak, üzerlerine tayin edilen yöneticiler-
le sorunlar yaflamaya bafllad›lar. Yerleflik halka zulmetmeleri üzerine, Belh valisi
Kamaç onlar› s›k›flt›rmaya bafllam›flt›r. ‹lk anlaflmazl›k, saray›n mutfak naz›r›n›n bu
ifl için gönderdi¤i vergi memurunun koyunlar› tahsil ederken, O¤uzlara güçlük ç›-
karmas›, kanunsuz hareket etmesi, onlara karfl› kimsenin söylemeye cesaret ede-
medi¤i sözleri sarf etmesi ve hattâ rüflvet istemesi yüzünden ç›km›flt›r. Bu olay tah-
sildar›n hayat›na mal olmufltur. O¤uzlar ile Selçuklu vergi memuru aras›nda mey-
dana gelen çat›flma, Kamaç’›n onlar› sultana flikâyet etmesi üzerine daha da büyü-
müfltür. Vergi memurunun öldürülmesini bahane eden Kamaç, valili¤e ek olarak
Türkmenler üzerindeki flahnelik vazifesinin de kendisine verilmesini, karfl›l›¤›nda
da Sultan Sancar’a y›lda 30.000 koyun vergi vermeyi teklif etmifltir. O¤uzlar (Türk-
menler) üzerlerine Büyük Selçuklu merkezinden tayin edilen fiahneler vas›tas›yla
yönetiliyordu. Bunlar›n bafll›ca görevleri: Devlet ile boy beyleri aras›ndaki irtibat›
sa¤layarak devleti onlar nezdinde temsil etmek; otlak ve su kaynaklar›n› tayin et-
mek; yerlefliklere karfl› uygunsuz hareketlerde bulunmalar›n› önlemek ve vergile-
rini tahsil etmekti. O¤uzlar üzerine tayin edilen flahnelerin yetkilerinin, söz konu-
su temsil usulü dolay›s›yla, O¤uzlar lehine olmak üzere, baflka vilayetlere atanan
flahnelerinkinden daha s›n›rl› oldu¤u bilinmektedir.
6. Ünite - Sancar Dönemi 115
O¤uz (Türkmen) sorununu kesin bir flekilde çözme kararl›l›¤›nda olan Sultan
Sancar, Kamaç’›n teklifini kabul etti. Belh’e dönen Kamaç, O¤uzlara bir flahne gön-
dererek öldürdükleri tahsildar›n diyetini isteyerek gerilimi t›rmand›rd›. O¤uzlar,
do¤rudan sultana tâbi olduklar›n› bildirerek flahneyi kovdular. Kamaç bir ordu ile
üzerlerine yürüyünce O¤uz beyleri Sultan›n hazinesine hane bafl›na 200 dirhem
vererek otlaklar›nda eskisi gibi yaflamalar›na müsaade edilmesini istediler. O¤uz-
lar’›n bu teklifini kabul etmeyen Kamaç, onlarla girdi¤i savaflta yenilgiye u¤ray›p
o¤lu ile birlikte hayat›n› kaybetti (1153).
Bu durum devletin sayg›nl›¤›na, sultan›n otoritesine gölge düflürdü¤ünden Sul-
tan Sancar, büyük bir ordu ile O¤uzlara karfl› bizzât harekete geçti. Nüfuslar› yak-
lafl›k 40.000 hane yani iki yüz bin civar›nda olan O¤uzlar, 100.000 dinar para veya
baflka bir rivayete göre 200.000 dinar para, 200.000 koyun, 50.000 at ve deve, 100
köle vermeyi taahhüt edip Sultan’dan af dilediler.
Sultan Sancar’›n O¤uzlarla ilgili strateji hatas› sizce nedir? SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
4
O¤uzlar›n bu teklifi üzerine Sultan, soydafl› olan O¤uzlar› ba¤›fllamay› düflün-
D Ü fi Ü N E L ‹ Myana idiler.
müflse de Selçuklu emirlerinin önemli bir k›sm› O¤uzlarla savaflmaktan D Ü fi Ü N E L ‹ M
Özellikle Kamaç’›n torunu Müeyyed Ayaba kin ve intikam duygusuyla hareket edi-
yordu. Sonuç olarak Sancar’› da O¤uzlar› a¤›r bir flekilde cezaland›rmaya
S O R U ikna etti- S O R U
ler. Nihayet Nisan 1153’de Belh civar›nda meydana gelen savafl› O¤uzlar kazand›
ve Sultan Sancar esir düfltü.
D‹KKAT D‹KKAT
O¤uz ‹stilas› ve Sancar’›n Ölümü
N N
Böylece Sultan Sancar, Katvan hezimetinden sonra daha a¤›r bir SIRAbozguna
S‹ZDE u¤ram›fl SIRA S‹ZDE
ve her fleyini kaybetmifltir. Kaynaklar›n verdi¤i bilgilere göre, beklenmedik bir za-
fer kazanan O¤uzlar görünürde Sultan Sancar’a hürmet etmifl ve ona sultana yak›-
AMAÇLARIMIZ
fl›r bir flekilde davranm›fllard›r. O¤uzlar bak›m›ndan bu galibiyet bafllang›çta Sulta- AMAÇLARIMIZ
n› Selçuklu ümeras›n›n nüfuzundan kurtarmak ve kendi denetim veya himayeleri
alt›na almaktan ibaretti. Mevcut düzeni korumak ve d›fl müdahaleleri önlemek için
siyaseten Sultan Sancar’›n hayat›na dokunmamay› ve ona birK hükümdara ‹ T A P yak›fl›r K ‹ T A P
flekilde muamele etmeyi tercih etmifllerdi. Varl›klar›n› korumak için meflru sultana
karfl› savaflmak zorunda kalan O¤uzlar, beklemedikleri bu sonuçtan sonra kendi-
lerini devletin bafl›nda bulmufllard›. Ancak zamanla güçlerineT Ema¤ruren
L E V ‹ Z Y O N hem sul- TELEV‹ZYON
tana hem de ahaliye karfl› siyasetlerini de¤ifltireceklerdir.
O¤uzlar yanlar›nda Sultan Sancar oldu¤u halde Merv’e dönmüfller ve flehri ya¤-
malam›fllard›r. Sancar’›n da bafllang›çta içerisinde bulundu¤u durumu tam olarak
anlayamad›¤› görülmektedir. Nitekim O¤uz reislerinden Bahtiyar, ‹ N T E R Merv
N E T flehri ya- ‹NTERNET
k›nlar›ndaki bir arazinin kendisine ikta edilmesini istedi¤inde, Sultan’›n arazi hazi-
neye ait oldu¤undan ›kta olarak verilemeyece¤ini söylemesi, beylerin kendisiyle
alay etmesine sebep olmufltu. Demek ki O¤uzlar Sancar’› dilediklerini yapt›racak-
lar› bir onay makam› say›yorlard›.
Esirlik hayat›nda, kendisine karfl› görünüflte de olsa hareket ve davran›fllar›n-
dan, O¤uz reislerinin Sultan Sancar’›n flahs›nda Selçuklu Devletini devam ettirdik-
lerini kabul etmek mümkündür. ‹çlerinden birisini hükümdar yapmayarak, esir
sultan› tahta oturtmalar› O¤uzlar›n onun flekli hâkimiyeti alt›nda Büyük Selçuklu
Devletini devam ettirmek istediklerinin kan›t›d›r. Fakat onlar›n bu düflünceleri ve
ortaya ç›kan yeni durum gerek Büyük Selçuklu Devleti’nin ileri gelenleri ve gerek-
se tabi devletler taraf›ndan kabul edilmemifltir.
Önce Sancar’›n ye¤eni Süleymanflah Niflabur’da sultan ilan edildi. Ancak idarî
yetenekleri s›n›rl› olan Süleymanah, vezirinin ölümü üzerine Niflabur’u terk etti.
116 Büyük Selçuklu Tarihi
Bunun üzerine devlet ileri gelenleri, Katavan yenilgisinden beri Sancar’›n yan›nda
bulunan ve ye¤eni de olan Karahanl› Mahmud Han’› tahta ç›kard›lar (Aral›k 1154).
Onun zaman›nda Harizmflah Ats›z baflta olmak üzere di¤er tâbiler, O¤uzlarla ilgili
olarak baz› görüflmeler yapt›larsa da bir netice al›namad›.
Sultan Sancar’›n üç y›l süren esaret hayat› boyunca ölümü dileyecek kadar bü-
yük s›k›nt›lar çekti¤i; fakat efli Terken Hatun da O¤uzlar’›n elinde bulundu¤undan,
o ölene kadar kaçmaya teflebbüs etmedi¤i rivayet edilmektedir. Haftada bir de¤ifl-
SIRA S‹ZDE
tirilen muhaf›z guruplar› taraf›ndan korunmakta olan Sancar, gündüz tahta oturtu-
SIRA S‹ZDE
luyor, geceleri demir bir kafese konuluyordu. Sultan Sancar, nihayet Kamaç’›n to-
runu Müeyyed Ayaba taraf›ndan, bir grup muhaf›za sultan ad›na ihsanlar vaat et-
D Ü fi Ü N E L ‹ M mek suretiyle
D Ü fi ÜEkim
N E L ‹ M 1156’da esaretten kurtar›ld›. Bu haberi duyan ve hâlâ hayatta
bulunan baz› eski komutanlar Merv’e koflarak tekrar Sultan›n etraf›nda topland›lar.
Fakat eski gücünden eser kalmayan Sultan Sancar’›n yapabilece¤i çok fazla bir fley
S O R U S O R U
kalmam›flt›. Yan›na gelen ümera aras›nda eskisinden daha fliddetli bir nüfuz müca-
delesine flahit olan ihtiyar Sultan ömrünün sonunda bunun ›zd›rab›n› yaflad›. Böy-
D‹KKAT lece bir dahaD ‹devletini
KKAT toplama imkân› bulamadan özgür kalmas›ndan alt› ay son-
ra, 1157 y›l› Nisan ay›n›n 18. günü 71 yafl›nda vefat etti. Naafl› sa¤l›¤›nda kendisi
için “AhiretSIRA
evi=Dârülâhire” veya “Devlethane” ad› ile infla ettirdi¤i muhteflem tür-
N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE
besine defn edildi. Sancar’›n yerine geçecek erkek çocu¤u olmad›¤›; normal flart-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
larda tahtta hükümdar oldu¤unda dahi, saltanat kavgalar›n› adeta zevkle sürdüren
AMAÇLARIMIZ Irak Selçuklu hanedan›ndan hiç bir flehzâde de münhâl bulunan Büyük Selçuklu
AMAÇLARIMIZ
D Ü fi Ü N E L ‹ M Devleti taht›na
D Ü fi Ü Ntalip
E L ‹ M olmad›¤› için Selçuklular’›n bu kolu tarihe kar›flt›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
sona ermifltir.
‹NTERNET ‹NTERNET
Resim 6.1
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ Sultan Sancar ilme, edebiyata, sanata ve imar
Sultan Sancar’›n Türbesi ifllerine çok hizmet etmifl büyük bir hükümdar-
d›r. Bu büyük Sultan›n ölümü ile Türk-‹slâm
K ‹ T A P K ‹ T A P dünyas›n›n, ilim ve kültür merkezleri adeta sa-
hipsiz kalm›flt›r. Sultan Sancar devrin büyük ilim
ve edebiyat adamlar›n› daima himaye etmifltir.
Enverî, Muizzî, Ferideddin Attâr, Ömer Hayyâm
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
ve Reflideddin Vatvât bunlardan sadece baz›lar›-
d›r. Dindar oldu¤u kadar baflka din ve mezhep-
lere karfl› hoflgörüsü ve tarafs›zl›¤› ile meflhur
‹NTERNET ‹NTERNET olmufltur. Sultan Sancar zaman›, ayn› zamanda
ekonomik kalk›nma bak›m›ndan büyük gelifl-
melerin yafland›¤› bir dönemdir. Onun zama-
n›nda Murgap kanal›n›n sulad›¤› Merv ovalar›n-
dan al›nan ürün, bölgenin iskân›na büyük ölçü-
de tesir etmifltir. Burada yap›lan pamuk tar›m›,
bölge flehirlerinde dokuma sanayinin geliflmesi-
ni sa¤lam›flt›r. Selçuklular zaman›nda Türkistan flehirlerinin pamuklu ve yünlü do-
kumalar› pek meflhur olmufl, bunlar Ba¤dad’a kadar sevk olunmufltur.
6. Ünite - Sancar Dönemi 117
Özet
N
A M A Ç
Sancar’›n Selçuklu Devleti yeniden ‹mparatorlu- N
A M A Ç
Katvan Savafl›’n›n Selçuklu Tarihi aç›s›ndan
1 ¤a dönüfltürmesini sebepleri ile de¤erlendirebilme 3 önemini tan›mlayabilme
Sultan Sancar, Melikflah’›n ölümüyle sars›lan dev- Katvan bozgunun sonuçlar› Selçuklu Devleti için
letin yeniden toparlanmas›nda, Berkyaruk ve Ta- oldukça a¤›r olmufltur. Sultan Sancar, bu yenilgi
par’›n saltanat› s›ras›nda meliklik döneminden ile Ceyhun Nehri ötesinde kalan ve Çin’e kadar
itibaren büyük gayret sarf etmifltir. Sultan olduk- uzanan bütün Selçuklu topraklar›n› kaybetmifltir.
tan sonra takip etti¤i siyaset ise do¤u ve bat› yö- Göçebe istilalar›na karfl› teflkil edilen hudut tefl-
nünde olmak üzere iki cephelidir. ‹mparatorlu- kilat› çöktü¤ü gibi, askerî gücü de önemli ölçü-
¤un Irak-› Acem’den itibaren bat›s›n› ye¤eni Sul- de k›r›lm›flt›r. Sultan Sancar, Devletin güç ve kud-
tan Mahmud’un idaresine vererek yönetim ko- retinin derinden sars›lmas› neticesinde, daha son-
layl›¤› sa¤lamay› hedeflemifltir. Do¤u’da Kara- ra meydana gelecek O¤uz ‹syan›’na karfl› müda-
hanl› Devleti’nin Selçuklular’a tâbiyeti devam et- hale etmekte s›k›nt› yaflam›flt›r.
mifltir. Bu yöndeki meseleleri meliklik dönemin-
de önemli ölçüde yoluna koyan Sultan Sancar,
N
A M A Ç
O¤uz ‹syan›n› sebep ve sonuçlar› ile aç›klayabilme
4
bu sayede, art›k sorunlar› çok daha girift bir hâ- Büyük Selçuklu Devleti’nin kuran O¤uzlar’dan,
le gelmifl olan Bat› ile ilgilenme f›rsat› bulmufltur. o dönemde göç etmeyip Maveraünnehir’de ka-
Irak Selçuklu sultan› ye¤enlerini ve Selçuklu Dev- lanlar, Karah›tay istilas› sonucu, Karluklar’›n
leti ile tüm gücüyle siyasî rekabete girmifl olan önünden çekilerek Horasan’a girmek zorunda
Halifeli¤i denetleme f›rsat› bulmufltur. Fakat bu kalm›fllard›. O¤uzlar’›n/ Türkmenlerin devlette
kronikleflmifl sorunlar›, tüm çabas›na ra¤men ni- temsil yöntemi dolay›s›yla çekilen uyum sorunla-
haî çözüme kavuflturamam›flt›r. Bu arada Türkis- r›, bir vergi meselesi olarak patlak verdi ve O¤uz-
tan’da yaflanan Karah›tay istilas› sebebiyle yafla- lar’›n isyan›yla neticelendi. Sultan, O¤uzlar› kon-
nan nüfus hareketeleri, yeniden do¤uya dönme- trol alt›na almak konusunda kararl› davranmak
sini gerektirmifltir. Devleti derinden sarsan Kat- istemifl ve O¤uzlar üzerine büyük bir sefere ç›k-
van Savafl› ile O¤uz ‹syan› bu alâkan›n sebebini m›flt›r. Fakat 1153 y›l›nda meydana gelen savaflta
aç›klamaktad›r. Sancar büyük bir yenilgiye u¤ram›flt›r. fiüphesiz
N
bu isyan hareketinin en büyük neticesi, Sultan
Sancar zaman›nda yaflanan siyasî geliflmeleri Sancar’›n O¤uzlar›n eline esir düflmesidir. Üç y›l-
A M A Ç
Kendimizi S›nayal›m
1. Sancar’›n meliklik döneminde afla¤›dakilerden han- 6. Selçuklu Devleti’nin Sancar dönemi halifelik politi-
gisiyle iliflkisi olmam›flt›r? kalar›yla ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi yanl›flt›r?
a. Gurlular a. Halifeler Irak Selçuklu meliklerini taht kavgalar›
b. Karahanl›lar için k›flk›rtm›fllard›r.
c. Gazneliler b. Sultan Sancar, Irak Selçuklular›na karfl› Halife ile
d. Eyyubiler iflbirli¤i yapm›flt›r.
e. Horasan Valisi Arslan Argun c. Halifeler Selçuklular’a karfl› siyasî güç kazanma-
ya çal›flm›fllard›r.
2. Sancar’›n meliklik dönemindeki en önemli baflar›s› d. Halife Müsterflid ve Raflid, Selçuklularla müca-
afla¤›dakilerden hangisidir? delede hayatlar›n› kaybettiler.
a. Karahanl›lar’› ve Gazneliler’in Selçuklular’a tâbi- e. Selçuklu sultanlar› Ba¤dad’› kuflatmak zorunda
yetinin sa¤lanmas› kalm›fllard›r.
b. Haçl›lara karfl› mücadele etmesi
c. Anadolu üzerine baflar›l› seferler yapmas› 7. Afla¤›dakilerden hangisi O¤uzlar’›n üzerine tayin edi-
d. Kardefllerine karfl› saltanat mücadelesi vermesi len flahnelerin görevlerinden biri de¤ildir?
e. O¤uzlar› hâkimiyeti alt›na almas› a. Devleti ile boy beyleri aras›nda irtibat› sa¤laya-
rak, devleti temsil etmek
3. Sultan Sancar döneminde Büyük Selçuklu Devle- b. Otlak ve su kaynaklar›n› tesbit etmek
ti’nin merkezi afla¤›dakilerden hangisidir? c. O¤uzlar›n yerlefliklere karfl› uygunsuz hareket-
a. Isfahan lerde bulunmalar›n› önlemek
b. Merv d. Vergileri toplamak
c. Gilân e. O¤uzlar’dan düzenli ordular oluflturmak
d. Niflapur
e. Huzistan 8. Sultan Sancar dönemi ile ilgili afla¤›dakilerden han-
gisi yanl›flt›r?
4. Save Savafl› ile ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi a. 1141 y›l›nda Katvan Savafl›nda Karah›taylara
yanl›flt›r? ma¤lup olmufltur.
a. Sancar bundan sonra ye¤eni Mahmud’u Irak’a b. Karahanl› ve Gaznelileri tâbi hale getirmifltir.
sultan tayin etti. c. O¤uz ‹syan›n› baflar›yla bast›rm›flt›r.
b. 1119 Save savafl›nda Sultan Mahmud, Sancar’a d. Abbasi Hilafetini kontrol alt›nda tutmay› baflar-
ma¤lup oldu. m›flt›r.
c. Sancar Büyük Selçuklu sultan› oldu. e. Gur melikini ma¤lup ve esir etmifltir
d. Abbasî Halifesi ile Sultan Mesud aras›nda oldu.
e. Mahmud Büyük Selçuklu Devleti taht›n› kaybetti. 9. Sancar’›n Harizm Seferleri ile ilgili afla¤›daki yarg›-
lardan hangisi do¤rudur?
5. Büyük Selçuklu Devleti’nin çöküflüne sebep olan a. Harizm Valisi Ats›z’›n tâbiyet flartlar›n› çi¤neyip
savafl afla¤›dakilerden hangisidir? ba¤›ms›z hareket etmifltir.
a. Save Savafl› (1119) b. Harizmflah Muhammed’in ‹syan› üzerine yap›l-
b. Dandanakan Savafl› (1040) m›flt›r.
c. Katavan Savafl› (1141) c. Harizm Valisi Ats›z’›n Sultan Sancar’›n Mavera-
d. Malazgirt Savafl› (1071) ünnehr Seferine kat›lmay› reddetmesi sebep ol-
e. Hasankale Savafl› (1048) mufltur.
d. Harizm ahalisinin Sancar’a isyan› etmifltir ve At-
s›z’a ba¤lanm›flt›r.
e. Karahanl›lar’› Harizm’i istila etmifltir.
6. Ünite - Sancar Dönemi 119
7
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Büyük Selçuklular zaman›nda ortaya ç›kan flube hanedanlar›, devletin idare
N
mekanizmas› bak›m›ndan de¤erlendirebilecek,
N
Kirman Selçuklu Melikli¤inin tarihçesi ve tarihî önemini aç›klayabilecek,
N
Suriye Selçuklu Melikli¤inin tarihçesi ve tarihî önemini aç›klayabilecek,
Irak Selçuklu Melikli¤inin tarihçesi ve tarihî önemini belirleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Büyük Selçuklular • Irak Selçuklular›
• Kirman Selçuklular› • Abbasî halifesi
• Suriye Selçuklular› • Haçl›lar
‹çindekiler
• G‹R‹fi
• K‹RMAN SELÇUKLU MEL‹KL‹⁄‹
(1048 - 1187)
• SUR‹YE SELÇUKLU MEL‹KL‹⁄‹
Büyük Selçuklu fiube Hanedanlar (1079 - 1095)
Tarihi (Meliklikler)
• HALEP SELÇUKLU MEL‹KL‹⁄‹
(1095 - 1118)
• DIMAfiK MEL‹KL‹⁄‹ (1095-1104)
• IRAK SELÇUKLULARI (1119 -1194)
fiube Hanedanlar
(Meliklikler)
G‹R‹fi
Büyük Selçuklu Devleti kuruldu¤unda, hat›rlanaca¤› üzere fethedilen ve fethedil-
mesi hedeflenen yerlerin yönetimi, hanedan mensuplar› aras›nda taksim edilmiflti.
Bu kapsamda çeflitli bölgelere tayin edilen flehzâdelerin hepsi ayn› yetkilerle do-
nat›lm›fl de¤illerdi. Ancak bir k›sm›, sultan›n izni ile ve önce sultan›n ad›n› zikret-
mek flart›yla para kestirip, hutbe okutmak, kap›s›nda üç vakit nevbet çald›rmak gi-
bi imtiyazlara sahipti.
Bu durum genellikle söylendi¤i gibi, ülke topraklar›n›n hanedan›n ortak mal›
oldu¤u inanc›yla paylafl›lmas› anlam›na gelmiyordu. Devletin topraklar› mülkiyeti
bak›m›ndan de¤il, yönetimde sorumluluk paylafl›m› (ülüfl) prensibi çerçevesinde
idarî bak›mdan düzenlenmifl oluyordu. Egemenlik tek bir kiflinin, yani sultan›n uh-
desinde bulunuyor; sultan ülkenin yönetimini kolaylaflt›rmak ad›na, söz konusu
melikleri, temsil yetkisi vererek görevlendiriyordu. Nitekim bu melikler bulunduk-
lar› yerlerde egemenlik ihlâli anlam›na gelen faaliyetlerde bulunduklar›nda, isyan
etmifl say›larak derhal cezaland›rma yoluna gidilmekteydi. Bununla birlikte hü-
kümdar›n ölümü veya merkezî idarenin zaafa u¤rad›¤› durumlarda tüm hanedan
mensuplar› taht› ele geçirmeye, olmazsa bulunduklar› yerde daha ba¤›ms›z olmak
için mücadeleye girerlerdi.
Bu durum zaman içerisinde, Büyük Selçuklu Devleti d›fl›nda flube hanedanla-
r›n ortaya ç›kmas›na imkân vermifltir. Ancak sözkonusu meliklikler, Büyük Selçuk-
lu hanedan› var oldu¤u sürece, zay›f bir flekilde de olsa, onlara ba¤l›l›klar›n› sür-
dürmek zorunda kalm›fllard›r.
Bu flubeler tarih s›ras›na göre Kirman, Türkiye, Suriye ve Irak Selçuklular›’d›r.
Bunlardan Kirman, Suriye ve Irak melikleri Büyük Selçuklu sultanlar› taraf›ndan o
bölgelere tayin edilmek suretiyle; Türkiye Selçuklular› ise Büyük Selçuklularla re-
kabet halinde, onlara ra¤men kurulmufllard›r. Kirman ve Suriye’nin yöneticileri
melik unvan› tafl›rken; Sultan Sancar’›n Irak’a tayin etti¤i ye¤eni Mahmud, onun iz-
niyle sultan unvan› kullan›yordu.
Bu ünitede Büyük Selçuklu sultanlar›n›n tayin etmesiyle kurulan ve onlara ba¤-
l› olan, Kirman, Suriye ve Irak Selçuklular› konu edilecektir.
124 Büyük Selçuklu Tarihi
Melikli¤in Kuruluflu
Kirman ‹ran’›n güneyinde merkezi de Kirman flehri olan bir eyalettir. Do¤usunda
Belucistan ve Sistan, kuzeyinde Horasan, kuzeybat›s›nda Isfahan, bat›s›nda Fars
eyaleti ve güneyinde ise Fars ve Umman körfezleri ile çevrilidir.
Bilindi¤i gibi, Dandânakân savafl›ndan sonra Merv’de toplanan büyük kurultay-
da yap›lan görev da¤›l›m› çerçevede fethedilmesi amaçlanan Tabes vilâyeti ile Kir-
man bölgesi, Ça¤r› Bey’in o¤lu Kara Arslan Kavurt Bey’e verilmiflti.
Kirman bu s›rada, Büveyho¤ullar›’ndan Ebû Kalicar (1024-1048)’›n elinde bu-
lunmaktayd›. Tu¤rul Bey Rey flehrini baflkent yapt›ktan sonra (1043) Kirman’a bir
miktar asker gönderdiyse de, hemen zapt› mümkün olmad›¤›ndan bölge bir süre
daha Büveyhîlerin idaresinde kald›.
Daha sonra Melik Kavurt, befl-alt› bin kiflilik süvari kuvveti ile, fethedilmek üze-
re kendisine verilmifl olan Kirman bölgesine girdi. Ebû Kalicâr’›n Kirman nâibi
Behram, savaflmaya cesaret edemeyerek eyaletin merkezi Berdesir’e çekildi. An-
cak daha fazla mukavemet edemeyece¤ini anlay›nca Kavurt ile anlaflmak zorunda
kald›. Behram aman dileyip flehri teslim etmeye ve k›z›n› da Kavurt’a vermeyi ka-
bul etti. Böylece 1048 y›l›nda, Kirman’›n kuzeyi (Serd-sîr) Selçuklular›n eline geç-
mifl oldu. Fakat Melik Kavurt’un tüm Kirman’a hâkim olabilmesi için önünde en-
gel olarak Germ-sir bölgesinde yaflayan da¤l› Kufs kavmi vard›. Kavurt bir dü¤ün
s›ras›nda bask›n düzenleyerek onlar› etkisiz hâle getirdi ve Kirman bölgesinin ta-
mam›na hâkim olmay› baflard› (1050-1051).
N N
SIRA S‹ZDE layl›kla hâkim SIRAoldu.
S‹ZDEBu seferden sonra Kavurt, Sistan bölgesini de ele geçirmek is-
tedi ve bu maksatla o¤lu Emirânflah’› görevlendirdi. Emirânflah, Sistanl›lara karfl› al-
t› ay boyunca savaflt›ysa da kesin bir baflar› ve hâkimiyet sa¤layamad›.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Melikli¤in s›n›rlar›n› geniflletmekte kararl› olan Kavurt Bey bu defa, Kirman
eyaletinin bat› komflusu olan Fars üzerine yürüdü. Önce bölgenin merkezi fiiraz’a
K ‹ T A P do¤ru ilerledi.K ‹ fiehrin
T A P hâkimi Fazlûya onun geldi¤ini haber al›nca bir kaleye s›¤›n-
d›. Kavurt muhasara etti¤i flehri üç gün sonra ele geçirdi. Burada Tu¤rul Bey ad›-
na hutbe okuttu ve Fars bölgesinde tam anlam›yla Selçuklu hâkimiyeti kurulmufl
TELEV‹ZYON oldu (1062). TELEV‹ZYON
Büyük Selçuklu sultan› Tu¤rul Bey 1063 y›l›nda ölünce, hanedan üyeleri aras›n-
da taht mücadeleleri ortaya ç›kt›. Kavurt da taht› ele geçirmek düflüncesiyle, ordu-
suyla birlikte Isfahan’a do¤ru ilerledi. Ancak Alparslan’›n duruma hâkim oldu¤unu
‹NTERNET ö¤renince geri‹ N T E Rçekildi.
NET Kardefli Alp Arslan’a itaat ederek, onun ad›na hutbe okut-
maya mecbur oldu.
7. Ünite - fiube Hanedanlar (Meliklikler) 125
Kavurt Büyük Selçuklu tarihinde deniz afl›r› bir seferi baflar›yla gerçeklefltiren
D ‹ K K A T ilk kiflidir. D‹KKAT
Kirman bölgesi Hürmüz körfezinde olup Umman’a çok uzak de¤ildi. Fakat Kavurt’un bu-
raya sefer edecek deniz gücü yoktu. Bunun üzerine Hürmüz emiri Bedr SIRA ‹sa’n›n
S‹ZDE yard›m›yla
N N
SIRA S‹ZDE
gerçeklefltirilen bu sefer Umman’daki Büveyhîleri de çok flafl›rtm›flt›. Hâkimiyetini onlara
kabul ettiren Kavurt görevliler tayin ettikten ve hutbe ile sikkeyi kendi ad›na çevirttikten
sonra geri dönmüfltür. Kaynaklarda bu seferin ne zaman gerçekleflti¤i aç›k de¤ildir. Ancak
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Erdo¤an Merçil, Kirman Selçuklular› adl› eserinde: “Kanaâtimizce Kavurd Umân’› Nisan-
May›s 1053 ile Temmuz-A¤ustos 1062 tarihleri aras›nda ele geçirmifltir,” demektedir.
(Merçil, s. 30) K ‹ T A P K ‹ T A P
Kirmanflâh b. Kavurd
T E LMerdanflâh,
Kavurt öldü¤ünde Sultanflâh, Emirânflâh, Kirmanflâh, Turanflâh, EV‹ZYON Ömer, TELEV‹ZYON
Hüseyin, Nuh ve Davud adl› çok say›da o¤ullar› bulunmaktayd›. Bunlar aras›ndan
Kirmanflâh, babas›n›n vasiyeti gere¤ince bafla geçti. Ancak Kirmanflâh’›n saltanat›
bir y›l sürdü ve öldü, yerine Kavurt’un küçük o¤lu Hüseyin tahta ç›kt›. Fakat onun
‹NTERNET ‹NTERNET
hâkimiyeti de uzun sürmedi.
126 Büyük Selçuklu Tarihi
Sultanflâh b. Kavurd
Babas›n›n Melikflâh’a karfl› girdi¤i savaflta yan›nda bulunan Sultanflâh, yakalanarak
Mil çekme k›zg›n bir demirin gözlerine mil çekilmiflti. Ancak mil çekme iflini yapan kifli bunu tam becereme-
göze çok yak›n mesafeden
geçirilip, göz bebe¤inin mifl, gözleri kör olmam›flt›. Bu durumunu gizleyen Sultanflâh, Hemedan’da hapis-
a¤art›larak görme teyken, orada bulunan muhaf›zlardan biriyle dost olarak bu sayede kaçmay› baflar-
yetene¤inin yok edilmesi
ifllemidir.
d›. Daha sonra Kirman’a ulaflt› ve kardefli Hüseyin’den taht› alarak Berdesir flehrin-
de Kirman Selçuklu Melikli¤i’nin bafl›na geçti (Eylül-Ekim 1074).
Sultanflâh’›n hapisten kaçt›¤›n› ve Kirman’da tahta geçti¤ini ö¤renen Melikflâh
bu durumu sessiz kalarak onaylad›. Fakat bölgeyi kontrol alt›nda tutmak üzere de
oraya Savtegin’i gönderdi. Sultanflâh’a Kirman ile Umman’› verdi. Ancak bir müd-
det sonra Melikflâh büyük bir ordu ile Kirman üzerine yürüdü. Selçuklu ordusu ile
bafla ç›kamayaca¤›n› anlayan Sultanflâh, Melikflâh’› hediyelerle birlikte bizzat kar-
fl›lad›. Bunun üzerine Melikflah, ‹sfahan’a döndü (1080). Bundan sonra Kirman’dan
Büyük Selçuklular’a karfl› önemli bir tehlike vuku bulmad›. Sultanflâh Ocak 1085’te
hastalanarak öldü.
Turanflâh b. Kavurd
Sultanflâh’›n yerine Turanflâh geçti. Turanflah ilk ifl olarak Melikflah’a itaatini bildir-
di. Ancak Melikflah ölünce efli Terken Hatun, taht kavgalar› s›ras›nda Berkiyaruk’la
yapt›¤› anlaflmaya göre, Kirman Selçuklular›’n›n elinde bulunan Fars bölgesini al-
mak istedi. Terken Hatun bu amaçla komutanlar›ndan Üner’i Fars üzerine gönder-
di. Durumu ö¤renen Turanflâh hemen harekete geçerek fiebânkâre emirlerinden
yard›m istedi ve ald›¤› destekle Büyük Selçuklu ordusunu yendi (Haziran-Temmuz
1094). Ancak Fars bölgesi daha sonra Kirman Selçuklular›’n›n elinden ç›karak Bü-
yük Selçuklu hâkimiyetine girmifltir. Bu olaydan üç y›l sonra Turanflah Ekim-Kas›m
1097’de vefat etti.
‹ranflâh b. Turanflâh
Turanflâh ölünce yerine tek o¤lu olan ‹ranflâh geçti (5 Kas›m 1097). Yeni Kirman
meliki bafla geçtikten sonra Fars valisi olan Üner’in üzerine yürüdü. Fars’› Melik-
flâh’›n ölümü sebebiyle kar›fl›kl›klar içerisinde bulunan Büyük Selçuklular’dan al-
may› baflard› (1098-1099). Bu arada ‹ranflâh çevresindeki baz› kiflilerin etkisiyle Ba-
t›nî mezhebine girmifl ve halka özellikle de âlimlere zulmetmeye bafllam›flt›. Âlim-
ler ve fleyhülislâm, ‹ranflâh’›n dinden sapt›¤›n› gerekçe göstererek öldürülmesi yö-
nünde fetva verdiler. Melik halk taraf›ndan da sald›r›ya u¤rad›. ‹ranflâh bu hücum-
dan kurtulmay› baflard›ysa da, daha sonra yakalanarak öldürüldü (Ekim 1101).
Arslanflâh b. Kirmanflâh
‹ranflâh öldürülünce Kirman Selçuklu Melikli¤i’nin bafl›na Kirmanflâh’›n o¤lu I. Ars-
lanflâh geçti (16 Kas›m 1101). Onun zaman›nda Kirman Selçuklular› nispeten par-
lak bir dönem yaflad›. Arslanflâh tahta geçtikten sonra ilk ifl olarak Umman da ç›-
kan isyanlar› bast›rd› ve bu bölgeyi tekrar itaât alt›na ald›.
Bu dönemde Fars valisi olan Atabey Çavl›, fiebânkâre emirleriyle mücadele içi-
ne girmiflti. fiebânkâre emirleri bunun üzerine Kirman meliki Arslanflâh’a s›¤›nd›-
lar. Atabey sözkonusu emirlerin iadesini istedi. Arslanflâh bu iste¤i kabul etmeyin-
ce, rekabet bu kez Çavl› ve Arslanflâh aras›na intikâl etti. Bu nüfuz mücadelesini,
alt› bin kiflilik bir kuvveti Çavl›’n›n üzerine gönderip ani bir bask›nla onu bozguna
u¤ratan Arslanflâh kazand›. Askerlerinin ço¤unu kaybeden Çavl›, Fars’a kaçmak
zorunda kald›.
7. Ünite - fiube Hanedanlar (Meliklikler) 127
Arslanflâh daha sonraki süreçte o¤lu Kirmanflâh’› veliaht gösterdi. Ancak di¤er
o¤lu Muhammed bu durumu kabul etmedi. Babas›n›n yaflland›¤›n› ve art›k devlet
ifllerini yürütemedi¤ini ileri sürerek, onu Kale-i Kûh’a gönderdi (1142). Arslanflah
üç y›l süren hapis hayat›ndan sonra 1145’te burada öldü.
Muhammed b. Arslanflâh
Melik Muhammed tahta geçince ilk ifl olarak kardefli Kirmanflâh’› öldürttü. Yirmiye
yak›n kardefli olan Muhammed di¤erlerinin de ço¤unun gözlerine mil çektirdi.
Aralar›ndan sadece Selçukflâh kaçabildi. Melik Muhammed döneminin en önemli
siyasî olay›, elinden kaçan kardefli Selçukflâh ile girdi¤i mücadeledir.
Muhammed melikli¤inin ilk y›llar›nda Büyük Selçuklu sultan› Sancar’a tâbiydi.
Ancak Sancar’›n O¤uzlara esir düflmesinden sonra, Irak Selçuklu sultan› II.Muham-
med b. Mahmud’a itaâtini bildirdi. Melik Muhammed 27 Haziran 1156’da öldü.
Tu¤rulflâh b. Muhammed
Babas›n›n ölümü üzerine 27 Haziran 1156’da tahta geçen Tu¤rulflâh ilk ifl olarak
kardefli Mahmudflâh ve amcas› Selçukflâh’› öldürttü. Muhammed ve o¤lu Tu¤rulflâh
dönemlerinde ç›kan saltanat mücadeleleri ve iç kar›fl›kl›klar sonucu Kirman melik-
li¤i zay›flamaya bafllad›. Tu¤rulflâh devrinden itibaren atabeylerin melikler üzerin-
deki etkisi artmaya bafllad›. Bu dönemde göze çarpan ilk atabey Alâaddin Boz-
kufl’tur. Emrinde pek çok gulâm› vard› ve Kirman ordusunun bafll›ca gücü onun
gulâmlar›, hizmetkârlar› ve süvarilerinden olufluyordu. Atabey Müeyyededdin Rey-
han, özellikle Tu¤rulflâh’›n melikli¤inin son y›l›nda yönetimde bir hayli etkili oldu.
Melik Tu¤rulflâh 1170 y›l› Mart ay›nda Ciruft’ta öldü.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
rihi ve yeri hakk›nda bir bilgi yoktur.
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ O¤uzlar’›n Kirman Melikli¤i’nin y›k›l›fl› üzerindeki etkisini aç›klay›n›z.
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
2
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
K ‹ T A P Kirman Selçuklular›
K ‹ T A Phakk›nda ayr›nt›l› bilgi için bkz. Erdo¤an Merçil, Kirman Selçuklula-
r›, ‹stanbul: Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›, 1980.
S O R U S O R U
TELEV‹ZYON SUR‹YE
T E LSELÇUKLU
EV‹ZYON MEL‹KL‹⁄‹ (1079 - 1095)
D‹KKAT D‹KKAT
Fat›mîler 909-1171 y›llar› Melikli¤in Kuruluflu
aras›nda Kuzey Afrika, M›s›r
ve Suriye’de hüküm süren fiiî
‹lk Suriye Selçuklu meliki olan Tacüddevle Tutufl, Büyük Selçuklu Sultan› Alp Ars-
N N
‹ N T E RS‹ZDE
NET
SIRA
bir devlettir. Halifelik lan’›n o¤lu‹SIRA
N T E RS‹ZDE
NET
ve Melikflâh’›n kardeflidir. Ondan önce Sultan Alp Arslan taraf›ndan
iddias›nda bulunan fiam (Suriye)’›n fethi ile görevlendirilen ve K›n›k boyundan olan Ats›z Bey, kendi-
Fat›mîler, soylar›n›n
Hz.Muhammed’in k›z› Hz.
AMAÇLARIMIZ
sine ba¤l› AMAÇLARIMIZ
Türkmenlerle birlikte bölgede büyük baflar›lar kazanm›flt›. Hattâ Filis-
Fat›ma’ya dayand›¤›n› iddia tin’e kadar ilerlemifl, Fat›mîler’den Remle ve Kudüs’ü de alm›flt› (1070-1071).
ederler. ‹smailîlik (Bat›nî)
hareketine dayan›rlar. Varl›k 1076’da Suriye’nin en mühim flehirlerinden D›maflk’› da ele geçiren Ats›z, bölgede
sebebi adetâ Sünnî Abbasî bir Türkmen
K ‹ T A P K ‹Beyli¤i
T A P kurdu. M›s›r’› da ele geçirmek isteyen Ats›z Bey, Kahire önle-
halifeli¤ine karfl› savaflt›r.
Nureddin Mahmud’un M›s›r’› rinde Fât›mîlere karfl› a¤›r bir yenilgiye u¤ray›nca Dimaflk’a çekilmek zorunda kal-
fethi ile Fat›mî halifeli¤ine d›(1077). Sultan Melikflah, Ats›z’›n güç kaybetmesi üzerine artan Fat›mî tehdidine
son verilerek, hutbe Abbasî
Thalifesi
E L E V ad›na
‹ Z Y O okunmaya
N karfl›, kardefli
T E L ETutufl’u
V ‹ Z Y O N Suriye’ye tayin etti. Ats›z, Melikflah’a ba¤l› oldu¤unu bildir-
bafllad› (1171). mesi üzerine görevinde b›rak›ld›. Tutufl’a ise Halep bölgesine gitmesi bildirildi.
‹NTERNET ‹NTERNET
7. Ünite - fiube Hanedanlar (Meliklikler) 129
yaruk, Rey yak›nlar›na geldi. Bu s›rada Emir Aksungur ve Bozan da, sert tabiat›n-
dan dolay› hoflnut olmad›klar› Tutufl’un hizmetinden ayr›larak Berkyaruk’a kat›ld›-
lar. Askeri iyice azalan Tutufl savafl› göze alamad› ve Diyarbekir bölgesine, oradan
da Aral›k 1093’te D›maflk’a döndü.
la Suruç ve Urfa’ya bir sefer düzenledi. Sökmen’in kendisine itaât arzetmesi üzeri-
ne Suruç’tan ayr›ld›. Melikflâh’›n ölümünden sonra Tutufl’un hâkim oldu¤u Urfa,
onun ölümünden sonra da Ermeni Toros taraf›ndan zapt edilmiflti. R›dvan Urfa’y›
ele geçirdikten sonra flehir iç kalesini Antakya valisi Ya¤›s›yan’a verdi.
Melik R›dvan ve Melik Dukak aras›ndaki hâkimiyet mücadelesinden yararlanan
Fat›mîler, bir ordu göndererek Kudüs’ü iflgal ettiler (A¤ustos 1096). Böylece Filis-
tin’de Selçuklu egemenli¤i son buldu. D›maflk kuvvetlerinin kendisine ait toprak-
lara girmesi üzerine R›dvan, Dukak’a karfl› sald›r›ya geçti ve yap›lan savaflta Du-
kak a¤›r bir yenilgiye u¤rad›. Bundan sonra iki kardefl aras›nda bir antlaflma yap›l-
d›. Buna göre D›maflk ve Antakya’da, hutbede R›dvan’›n ad› Dukak’›n ad›ndan ön-
ce okutulacakt›. Böylece R›dvan tâbi statüde de olsa D›maflk melikli¤ine hâkim
oluyordu.
Fat›mî halifesi el-Müsta’lî Melik R›dvan’› kendi taraf›na çekmek için ona özel bir
elçi ve heyet gönderdi. Buna göre “Fat›mî halifeli¤ine tâbi olmas›, hâkim oldu¤u
yerlerde fiiî hutbesi okutmas›, hutbede önce el-Müsta’lî, sonra veziri daha sonra da
kendi ad›n›n bulunmas›” yolundaki iste¤in kabul edilmesi hâlinde “kendisine mâ-
lî ve askerî yard›m yap›larak D›maflk’› almas›n›n sa¤lanaca¤›” vaat ediliyordu. Me-
lik R›dvan bu teklifi kabul ederek, Halep ve hâkim oldu¤u di¤er yerlerde Sünnî
hutbeyi kald›r›p fiiî hutbesi okutmaya bafllad›. Sünnî kad› ve hatipleri de de¤ifltirip
buralara fiiî görevliler atad› (A¤ustos 1097).
Böylece Suriye Selçuklular›n›n Halep kolu Fat›mî Halifeli¤i’ni tan›mak suretiyle
onlara ba¤lanm›fl oldu. Buna göre Selçuklu soyundan biri ilk defa, resmen fiiî Fa-
t›mî Halifeli¤i’ni tan›m›flt›r. Fakat R›dvan’›n en yak›n adamlar› olan Ya¤›s›yan ve
Sökmen, süratle Haleb’e gelip onu çok a¤›r bir dille k›nad›lar ve derhal fiiî hutbe-
sini kald›rmas›n› istediler. R›dvan dört hafta sonra fiiî hutbesini kald›r›p yeniden
Abbasî halifesi ve Büyük Selçuklu sultan›n›n adlar›n› okutmaya bafllad›. Bu arada
Abbasî halifesine de bir elçi gönderip özür diledi (Eylül 1097).
Melik R›dvan, H›ms’a çekilip burada adetâ ba¤›ms›z bir emir gibi hareket eden
veziri Cenahüddevle ile kardefli Dukak’a karfl› sefer düzenlemek istiyordu. Bunun
için Emir Ya¤›s›yan ve Sökmen ile anlaflt› ise de, Haçl›lar›n Ya¤›s›yan’›n valisi bu-
lundu¤u Antakya’y› kuflatmalar› yüzünden sefer yap›lamad›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA karfl›
van’a Haçl›lara S‹ZDE ilerleme imkân› vermedi.
Halep Melikli¤ine ait olan Efamiye kalesi, Fat›mîlerle iflbirli¤i yapan ve asl›nda
AMAÇLARIMIZ
Selçuklu vasal›
AMAÇLARIMIZ
olan H›ms Emiri Halef b. Mülaib’in eline geçmiflti. Bunun üzerine
Melik R›dvan, fiiî Bat›nî reisi ile baz› iliflkiler kurarak bu önemli kaleyi geri ald›. Sel-
çuklu sultan› Tapar, Antakya Prinkepsi Tancred’in Efamiye’yi hedef ald›¤› s›rada,
K ‹ T A P Bat›nîlerle iflbirli¤i
K ‹ T A yapt›¤› P için onu k›nam›fl; bu nedenle R›dvan Halep’teki Bat›nî-
leri flehirden ç›karm›flt›r.
Haçl›lar›n Suriye ve Filistin’deki iflgâli karfl›s›nda bölgedeki melikliklerin zor
TELEV‹ZYON duruma düfltü¤ünü
T E L E V ‹ Z Y O Ngören Sultan Tapar, Haçl›lara karfl› bir ordu görevlendirdi
(1110). Melik R›dvan, Selçuklu ordusunun Urfa Haçl› Kontlu¤una karfl› giriflti¤i bu
mücadeleye kat›lmad›. Fakat Haçl› kuvvetlerinin Urfa kontuna yard›ma gitmeleri-
ni f›rsat bilerek iflgâl ettikleri yerleri geri almaya bafllad›. Ancak R›dvan bölgeye
‹NTERNET ‹ N T E R N EEsarib’i
dönen Tancred’in T zabt etmesi ve Halep civar›nda harekât›na devam etme-
si üzerine, onunla bar›fl yapmak zorunda kald›. Bu güvenliksiz flartlar yüzünden
Halep çevresinde oturan halk›n göç etme haz›rl›klar›na bafllamas› üzerine R›dvan,
hazineye ait 60 parsel araziyi, çok ucuz fiyatlarla halka satarak göçü engellemeye
çal›flt›.
R›dvan, Muhammed Tapar’a gönderdi¤i mektupta Haçl›lar karfl›s›nda düfltü¤ü
durumu anlat›yor ve bu yüzden Halep’ten ayr›lmak istedi¤ini bildiriyordu. Bunun
üzerine Emir Mevdud idaresindeki Selçuklu ordusu Halep önlerinde karargâh kur-
du. Fakat askerler çok geçmeden bölgede ya¤ma ve kötü hareketlere girifltiler. Or-
duyu ça¤›rd›¤›na adetâ piflman olan R›dvan bu davran›fllara engel olmak için ön-
lemler ald›. D›maflk Emiri To¤tekin’in Haçl›larla savaflmak için Suriye’ye da¤›lma-
lar› önerisi ile orduyu Halep önlerinden ayr›lmaya ikna etti (1111). Daha sonra Bü-
yük Selçuklu ordusu ‹ran’a döndü.
Melik R›dvan, D›maflk emiri To¤tekin’i Haleb’e davet edip gerekti¤i takdirde bir-
birlerine malî ve askerî yard›mda bulunmak ve D›maflk’ta kendi ad›na hutbe oku-
tup para bast›rmak flart›yla bir anlaflma yapt›. Kudüs kral› I. Baudouin’in D›maflk
yöresine gelmesi üzerine To¤tekin Müslüman emirlere ça¤r›da bulunmufl ve Haçl›-
lar› bozguna u¤ratm›flt›r. R›dvan ise yard›m ça¤r›s›na bizzât gitmemifl ancak yüz at-
l› kuvvet göndermekle yetinmiflti. Bunun üzerine To¤tekin R›dvan ad›na hutbe
okutmaktan vazgeçti (A¤ustos 1113).
7. Ünite - fiube Hanedanlar (Meliklikler) 133
Melik R›dvan a¤›r bir hastal›k sebebiyle, 10 Aral›k 1113’te vefat etti. R›dvan’›n
18 y›l süren iktidar›nda Suriye Selçuklu Melikli¤i topraklar›n› birlefltirmek mümkün
olamad›. Buna bir de Haçl› tehdidi eklendi. Babas›n›n döneminden kalan pek çok
de¤erli komutan› hizmetinde tutamad›¤› için onlar›n deste¤inden mahrum kald›.
D›maflk meliki olan kardefline üstünlük sa¤lamak için Fat›mîlerle iflbirli¤i edip on-
lar ad›na hutbe okutmas› sayg›nl›¤›n› ciddi biçimde zedeledi. Belki melikli¤in gü-
venli¤ini sa¤lamak gibi anlafl›labilir bir gerekçesi olsa bile, Bat›nîlerle iflbirli¤i edip
onlara Halep’te faaliyet imkân› vermesi de, ayn› flekilde tepki görmüfltür.
Sultanflah Devri
Melik Alparslan’› öldürüp Halep melikli¤ine tam anlam›yla hâkim olan Atabey
Lü’lü, henüz 6 yafl›nda olan Alparslan’›n kardefli Sultanflâh’› melik ilan etti. Lü’lü,
iyice artan Haçl› tehlikesine karfl› To¤tegin ile öteki Müslüman emirlere mektup
gönderip yard›ma ça¤›rd›. Fakat Lü’lü’ye güvenmeyen To¤tegin hiç bir yard›mda
bulunmad›. Halep çevresine s›k›flan ve Haçl› tehdidi dolay›s›yla yeterince ziraât ya-
p›lamayan melikli¤in iktisadî durumu da bozuldu. Bu zor durum karfl›s›nda ümit-
sizli¤e kap›lan Lü’lü, Sultan Muhammed Tapar’a mektup yaz›p hazine ile birlikte
Halep’i kendisine teslim edece¤ini, bunun için asker göndermesini bildirdi. Sultan,
hem Haçl›larla savaflmak, hem de itaâtsizlik gösteren ‹lgazi ve To¤tekin’i cezalan-
d›rmak amac›yla bölgeye asker gönderdi. Ancak Halep’i Selçuklu ordusuna teslim
etmekten vazgeçen Lü’lü, bu kez ‹lgazi ve To¤tekin’e elçiler gönderip flehri kendi-
lerine terk edece¤ini bildirdi. Buna karfl›l›k kendisine D›maflk Atabeyli¤ine ba¤l›
bir yerin yönetiminin verilmesini istedi.
To¤tekin ve ‹lgazi ise Kudüs kral› Baudouin, Trablus prensi Pons ve Antakya
prinkepsi Roger ile birleflerek, 1115 bafllar›nda Efamiye Kalesi önünde, Selçuklu
ordusuna karfl› karargâh kurdular. Selçuklu ordusu Halep’e yürümeyi pland› ise de
134 Büyük Selçuklu Tarihi
Antakya prensi Roger’in bir bask›nla a¤›rl›klar›n› ele geçirmesi üzerine, pek bir var-
l›k gösteremeyerek dönmek zorunda kald›.
‹ki y›la yak›n Halep Selçuklu Melikli¤inin yönetimini elinde tutan Lü’lü, melik-
li¤in iç ve d›fl sorunlar›n› çözmek konusunda hiç bir baflar› gösteremedi. Bundan
dolay› korku ve endifleye kap›larak bütün mallar›n› ve hazineyi alarak, ava ç›kmak
bahanesiyle Halep’ten kaçt›. Fakat yolda Emir Sungur’un giriflimi ile öldürüldü
(1116).
R›dvan’›n eski ordu kumandan› Yaruktafl, D›maflk’tan gelip Halep yönetimini
üzerine ald›. Halep Selçuklu meliki Sultanflah’›n çocuk yaflta olmas› ve onun ad›na
idareyi ellerinde tutanlar›n baflar›s›zl›¤› melikli¤in sonunu haz›rlad›. Melikli¤in ile-
ri gelenleri, çok say›da Türkmen kuvveti bulunan ve deneyimli bir yönetici olan
Mardin Artuklu emiri ‹lgazi’yi Haleb’e ça¤›rd›lar. Ayr›ca ondan Haçl›larla mücade-
le etmesini istediler. ‹lgazi Halep’e gelip kaleye ç›kt› ve gerekli yerlere kendi adam-
lar›n› yerlefltirdi. O ayr›ca melik Sultanflah ve kardefllerini de kaleden ç›kart›p bir
evde gözalt›na ald›rd›. Böylece Suriye Selçuklu Melikli¤inin Halep kolu fiilen sona
erdi (1117-1118).
SIRA S‹ZDE Abbasî halifelerinin Selçuklulara karfl› güttükleri siyaseti nas›l tan›mlars›n›z?
SIRA S‹ZDE
4
Sultan Davud (1131-1132)
D Ü fi Ü N E L ‹ M Mahmud’un D Ü ölümünden
fi Ü N E L ‹ M k›sa süre önce tahta geçen Davud, t›pk› babas› gibi am-
calar›yla mücadele etmek zorunda kald›. Nitekim Davud, saltanat›n› tan›mayan
S O R U amcas› Mesud’aS O R karfl›
U harekete geçti. Tebriz’de uzun zaman muhasara alt›nda tut-
tu¤u amcas›n› anlaflma yapmaya mecbur etti. Fakat serbest kal›nca Hemedan’a gi-
dip, Musul valisi Zengi’nin de yard›m›yla yeniden ordu toplamaya bafllad›. Halife,
D‹KKAT D‹KKAT
Mesud’un kendi ad›na hutbe okunmas› iste¤ini de Sancar’› gerekçe göstererek ge-
ri çevirdi. Bu arada Davud’un di¤er amcas› Fars ve Huzitân hâkimi Selçukflah da
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
7. Ünite - fiube Hanedanlar (Meliklikler) 137
Ba¤dad’a geldi. Müstarflid Billah onu iyi karfl›lamakla birlikte, meliklerin kozlar›n›
paylaflmalar›n› bekliyor, kar›fl›kl›klardan yararlanmak istiyordu. Nitekim Melik Me-
sud ile vard›¤› anlaflmaya göre Irak kendisine b›rak›l›rken Sancar’›n ad› hutbeden
ç›kar›l›p Mesud’un ad› konulacak ve Selçukflah da veliaht yap›lacakt›.
Asl›nda büyük sultan Sancar’›n onaylad›¤› bir duruma tav›r almak bile ona mu-
halefet anlam›na geliyordu. Son durum ise aç›k bir isyand›. Sancar bu yüzden ye-
¤eni Mesud üzerine sefere ç›kt›. Dinever’de vukubulan savaflta Mesud’u ma¤lup
etti (25 May›s 1132). Fakat savafltan sonra onu affedip, Gence’ye tayin etti. Bunun
yan›nda Davud’un da pek liyakâtli olmad›¤›n› düflünen Sancar, onun yerine Irak
Selçuklu taht›na Melik Tu¤rul’u geçirdi.
n›ndakilerin deste¤ini kaybeden Halife, Atabey Zengi ile birlikte Musul’a gitti
(A¤ustos 1136). Mesud’un geri dönmesi yolundaki iste¤ini geri çeviren Raflid Billah
azledildi. Boflalan halifelik makam›na Sultan Sancar’›n da iste¤i üzerine er-Raflid’in
amcas› Muktefî Liemrillah getirildi (18 A¤ustos 1136). Kardefli Müstarflid’in esirken
kabul etti¤i flartlara ilave olarak Türk gûlam edinmeyece¤ini de taahhüt etti. Bu flart
halifenin oluflturmak istedi¤i siyasî gücün kayna¤›n› kurutmay› amaçl›yordu.
Sultan Mesud’un saltanat›, asi melikleri ve halifeleri destekleyip karfl›s›nda yer
alan emirlerle mücadele içerisinde geçti. ‹madeddin Zengi, Atabeg Mengübars ve
Emir Bozaba ile defalarca yap›lan savafllar, Irak Selçuklular›’n› y›pratt›. Mesud, Kat-
van savafl›nda a¤›r bir yenilgi almas›na ra¤men, Sultan Sancar’a ba¤l›l›¤›n› yitirme-
di. Ülkesinin s›n›rlar›n› Halep’ten Erzurum’a kadar geniflletti. Uzun süren mücade-
leler sonunda iç kar›fl›kl›klar› tamamen ortadan kald›rd›ktan sonra çok yaflamad›
ve hastalanarak 22 Ekim 1152’de Hemedan’da öldü.
z›l Arslan ise ordu komutan› oldu. Art›k Sultan Sancar’›n korumas›ndan da mahrum
olan Irak Selçuklu sultanlar› böylece, hanedan›n sonunu getirecek olan ümeran›n
tahakküm sarmal›na girdiler.
Selçuklular›n iç mücadelelerinden istifade eden Gürcistan kral› III. Georgi, 1161
y›l›nda An›’y› ele geçirmiflti. Bu ilerleyifl karfl›s›nda Arslanflah ve ‹ldeniz, Do¤u Ana-
dolu’daki Türk beylerinin de kat›l›m› ile Gürcistan’a bir sefer düzenleyerek Gürcü
ordusunu bozguna u¤rat›p ilerleyiflini durdurdular (Temmuz 1163).
Arslanflah’›n rakiplerini bertaraf etmesi ve Gürcistan seferi ile kazand›¤› itibar,
Halife Müstencid Billah’› rahats›z etti. Bu yüzden Fars atabeyinin yan›nda bulunan
bir melikin sultan ilân edilmesini sa¤lad›. Irak emirlerinden de taraftarlar bulan
Atabey Zengi’nin destek verdi¤i ‹nanç Bey idaresindeki ordu, ‹ldeniz taraf›ndan
hezimete u¤rat›ld›. Huzura ça¤r›lan Salgurlu atabeyi Arslanflâh’a tâbi olmay› kabul
edip affedildi (Nisan 1165). Sultan Arslanflah saltanat› boyunca ‹nanç Bey ve Ars-
lanaba gibi kuvvetli emirlerin isyanlar›yla u¤raflt›. Buna ra¤men ‹ldeniz gibi güçlü
bir devlet adam›n›n da deste¤i ile Kirman Selçuklular›, Do¤u Anadolu beyleri ve
Musul atabeyleri de Arslanflâh’a tâbi oldular.
Arslanflah ve ‹ldeniz, Gürcülerin Ani’yi almalar› üzerine tekrar sefere ç›kt›lar.
Sultan Nahçivan’a geldi¤i s›rada hastaland›. Dvin’de dinlenen Arslanflah hastal›¤›
biraz hafifleyince Nahcivan’a döndü. ‹ldeniz idaresindeki ordu Gürcü kral›n› kaç›-
r›p muzaffer olarak döndü. Hemedan’a döndükten sonra Nahcivan’da bulunan an-
nesi ve ‹ldeniz vefat ettiler. ‹ldeniz’in o¤lu Pehlivan Nahcivan’a gelerek kendisini
atabey ilân etti. Sultan, Pehlivan’›n yapt›¤› bu emrivakiye karfl› savaflmaya karar
verdi. Fakat hastal›¤› nükseden Arslanflah 43 yafl›nda vefat etti (1176).
Özet
N
A M A Ç
Büyük Selçuklular zaman›nda kurulan flube ha- (1079). Tutufl, Suriye’de görevli Selçuklu beyle-
1 nedanlar› devletin idare mekanizmas› bak›m›n- rinden Ats›z’› öldürerek onun hâkimiyetindeki
dan de¤erlendirebileceksiniz topraklara sahip oldu (1079). Tutufl da Melik-
Selçuklu Devleti’nin kurulmas› üzerine toplanan flah’›n ölümünden sonra (1092) Büyük Selçuklu
kurultayda, fethedilen ve fethedilmesi tasarlanan taht›n› ele geçirmek için isyan etti. Fakat o da bu
yerler hanedan mensuplar› aras›nda taksim edil- isyan s›ras›nda öldürüldü (1095).
di. Ancak bu bölüflüm mülkiyet hakk› ile ilgili ol- Tutufl’un ölümünden sonra o¤ullar›ndan R›dvan
may›p, tamamen idarî bir tasarruftu. Yönetimde Halep’te, Dukak ise D›maflk’ta Suriye Selçuklula-
sorumluluk alan meliklerin devlet idaresinde tec- r›’n›n birer flubesini kurdular. D›maflk Melikli¤i
rübe sahibi olmas› sa¤lan›yordu. Önce Abbasî 1104 y›l›nda y›k›larak atabey To¤tekin’in hâkimi-
Halifesi ve büyük Sultan›n ad›n› zikretmek flar- yetine girdi ve bu tarihten itibaren D›maflk Ata-
t›yla kendi adlar›na para bast›r›p hutbe okutmak, beyli¤i olarak an›ld›.
nevbet çald›rmak gibi saltanat alâmetlerini kulla- R›dvan Halep’te melikli¤ini kurdu¤u s›ralarda I.
nabilmekte idiler. Netice itibariyle Büyük Selçuk- Haçl› seferi dolay›s›yla Haçl›lar bölgeye yerlefl-
lu Devleti’ne tâbiydiler. mifl bulunmaktayd›lar. Bu yüzden rahat bir dö-
Tarihî süreçte önce Kirman, ikinci Suriye ve son nem geçirdi¤i söylenemez. R›dvan 1113’te ölün-
olarak da Irak flubeleri kurulmufl idi. Kirman ve ce yerine o¤lu Alparslan geçti. Atabey Lü’lü Al-
Irak meliklikleri Büyük Selçuklular’›n y›k›l›fl›n- parslan’› öldürterek (1114) yerine alt› yafl›ndaki
dan sonra yaflamaya devam etmifllerse de, Suriye kardefli Sultanflah’› ç›kard› ve yönetimi tamamen
Selçuklu Melikli¤i daha önce tarih sahnesinden eline geçirdi. Lü’lü’nün 1117’de öldürülmesi üze-
çekilmifltir. rine Artuklu ‹lgazi flehre ça¤r›ld›. Artuklu beyi
1118’de Haleb’e hâkim oldu. Sultanflah’› hapset-
N
A M A Ç
Kirman Selçuklular› Melikli¤inin kurulufl ve y›k›- mesi üzerine, Suriye Selçuklu Melikli¤inin bu flu-
2 l›fl sürecini aç›klayabilecek besi de tarihe kar›flm›fl oldu.
Meliklik olarak adland›r›lan bu hanedanlar›n ilki
Kirman’da Kara Arslan Kavurd taraf›ndan 1048
N
A M A Ç
Irak Selçuklular› Melikli¤inin kurulufl ve y›k›l›fl
y›l›nda kurulmufltur. Umman’a bir deniz seferi 4 sürecini aç›klayabilecek
düzenleyen Kavurd buraya hâkim oldu. Kavurt Büyük Selçuklu sultan› Muhammed Tapar’›n ölü-
Bey, kut inanc› dolay›s›yla, hanedan›n tüm erkek mü üzerine (1118) yerine o¤lu Mahmud geçti.
fertlerinin tahtta hak sahibi oldu¤u anlay›fl›ndan Ancak Mahmud’un genç ve tecrübesiz oldu¤unu
hareketle önce kardefli Alparslan’a, sonra da Me- gören amcas› Sancar onun saltanat›na karfl› ç›kt›.
likflâh’a karfl› taht davas› sürdürdü. Fakat ye¤eni 11 A¤ustos 1119’da Save’de kazand›¤› savafltan
Melikflah’a yenildi ve yakalanarak öldürüldü sonra Büyük Selçuklu sultan› oldu. Ye¤eni Mah-
(1073). Ondan sonra yerine o¤ullar› geçti. Fakat mud’u Irak bölgesine göndererek orada bir flu-
onlar ve halefleri zaman›nda Kirman Kavurd Bey benin kurulmas›na izin verdi.
zaman›ndaki istikrar›na kavuflamad›. Ancak I. Irak Selçuklular›, tarihi Sancar’›n do¤udaki mefl-
Arslanflah (1101-1142)’›n iktidar› zaman›nda Kir- guliyetinden yararlanan halifelerin de k›flk›rtma-
man Selçuklular› tekrar parlak bir dönem yaflad›. s›yla, bafl›ndan sonuna kadar taht mücadeleleri
1186 veya bir rivayete göre, 1189 y›l›na kadar sü- ile geçti. Bu yüzden Halife ile de fliddetli müca-
ren Kirman Selçuklu Melikli¤i O¤uz istilâs› sonu- deleler yafland›. Bu dönemde sisteme iyice yerle-
cu y›k›ld›. flen gûlam ümera, devletin sonunu getiren mü-
cadelelerin de kayna¤› oldu. Irak Selçuklular›n›n
N
A M A Ç
Suriye Selçuklular› Melikli¤inin kurulufl ve y›k›l›fl hâkimiyet sahas›nda ‹ldenizliler, Salgurlular ve
3 sürecini aç›klayabilecek Zengiler olmak üzere atabeylikler kurulmufltur.
Büyük Selçuklu sultan› Melikflah, kardefli Tutufl’u Irak Selçuklular› Harizmflahlar taraf›ndan 1194’te
Fat›mî tehlikesine karfl› Suriye’ye tayin etti. Böy- y›k›lm›flt›r.
lece Suriye Selçuklu melikli¤i kurulmufl oldu
142 Büyük Selçuklu Tarihi
Kendimizi S›nayal›m
1. Selçuklular tarihinde ilk deniz afl›r› seferi düzenle- 6. Melik Dukak’›n, Melik R›dvan’› tan›mak zorunda kal-
yen kifli ve düzenlenen yer afla¤›daki seçeneklerden d›¤› olay afla¤›dakilerden hangisidir?
hangisinde bir arada verilmifltir? a. R›dvan, Artuko¤lu ‹lgazi ile sefere ç›kmas›
a. Tu¤rul Bey-Hürmüz Bo¤az› b. To¤-Tegin’in Zümürrüd Hatun ile evlenmesi
b. Melikflah- Suriye c. Fat›mî halifesi ile Melik R›dvan’›n anlaflma yap-
c. Melik Mahmud- Basra Körfezi mas›
d. Melik Kavurt- Ummân d. Haçl› ordusunun Suriye’ye ulaflmas›
e. Melik Tutufl-Antakya e. K›nnesrin savafl›nda Melik R›dvan’a yenilmesi
2. Kirman Selçuklular› ile ilgili afla¤›dakilerden hangisi 7. Fat›mîler ad›na fiiî hutbesi okutan Selçuklu meliki
yanl›flt›r? afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Kirman ülüfl gelene¤i icab› Kavurt Bey’e veril- a. Melik Dukak
mifltir. b. Melik Tutufl
b. Büyük Selçuklular’dan ba¤›ms›z kurulmufltur. c. Melik R›dvan
c. Kirman Selçuklu melikleri Selçuklu Devleti’ne d. ‹madeddin Zengi
tâbi olmufllard›r. e. Nureddin Mahmud
d. Kirman’da bu dönemde mamur ve müreffeh bir
hayat yaflanm›flt›r. 8. Afla¤›dakilerden hangisi Büyük Selçuklular’a ba¤l›
e. Meliklik O¤uz istilâs› sonucu y›k›lm›flt›r. olarak kurulan melikliklerden biri de¤ildir?
a. Suriye Selçuklular›
3. Suriye Selçuklu Melikli¤i’nin kurulufl tarihi ve kuru- b. Irak Selçuklular›
cusu afla¤›daki fl›klardan hangisinde do¤ru olarak veril- c. Türkiye Selçuklular›
mifltir? d. Kirman Selçuklular›
a. Tutufl - 1079 e. D›maflk Melikli¤i
b. Dukak -1079
c. Tu¤rul -1079 9. Irak Selçuklu Melikli¤i afla¤›dakilerden hangisi tara-
d. Tutufl - 1179 f›ndan y›k›lm›flt›r?
e. R›dvan -1095 a. O¤uzlar
b. Büyük Selçuklular
4. Melik Tutufl’un öldürülmesiyle sonuçlanan Rey Sa- c. Kirman Selçuklular›
vafl› ile ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi yanl›flt›r? d. Harizmflahlar
a. Tutufl ile Melikflah aras›nda meydana gelmifltir. e. Gazneliler
b. 24 fiubat 1095 tarihinde olmufltur.
c. Tutufl Büyük Selçuklu taht›n› ele geçirmek iste- 10. Melikliklerin ortaya ç›kmas›nda afla¤›dakilerden
mifltir. hangisi etkili olmam›flt›r?
d. Tutufl ile Berkyaruk aras›nda geçmifltir. a. Taht mücadeleleri
e. Terken Hatun da Tutufl’u desteklemifltir. b. Haçl›lar ile mücadele iste¤i
c. Ülke yönetiminde hanedan üyelerinin sorumlu-
5. Afla¤›daki seçeneklerden hangisinde Suriye Selçuk- luk gere¤i görev almalar›
lu Melikli¤i’nin parçalanmas› ile ortaya ç›kan meliklik- d. Kut anlay›fl›
ler bir arada verilmifltir? e. Selçuklular›n hâkim oldu¤u topraklar›n geniflle-
a. Musul - Kerkük mesi
b. D›maflk - Musul
c. Irak - Halep
d. Halep - D›maflk
e. Musul - Sincar
7. Ünite - fiube Hanedanlar (Meliklikler) 143
Yararlan›lan Kaynaklar
Alptekin, Coflkun (1989), “Irak Selçuklular›”, Do¤ufltan
Günümüze Büyük ‹slâm Tarihi, VII, ‹stanbul, 291-
337.
Kayhan, Hüseyin (2001), Irak Selçuklular›, Konya.
Merçil, Erdo¤an (1980), Kirman Selçuklular›, ‹stanbul.
Merçil, Erdo¤an (1989), “Kirman Selçuklular›”,
Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slâm Tarihi, VII,
‹stanbul, 231-289.
Sevim, Ali (1989), Suriye ve Filistin Selçuklular›
Tarihi, Ankara.
Sevim, Ali (1989), “Suriye Selçuklular›”, Do¤ufltan
Günümüze Büyük ‹slâm Tarihi, VII, ‹stanbul, 339-
470.
8
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Selçuklular döneminde kurulan atabeyliklerin sistem içerisindeki yerini
N
tan›mlayabilecek,
N
To¤teginlilerin tarihçesi ve tarihî önemini aç›klayabilecek,
N
Zengilerin tarihçesi ve tarihî önemini belirleyebilecek,
N
‹ldenizlilerin tarihçesi ve tarihî önemini aç›klayabilecek,
Salgurlular›n tarihçesi ve tarihî önemini de¤erlendirebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Büyük Selçuklular • Zengiler
• Atabey-Atabeylik • ‹ldenizliler
• To¤teginliler • Harizmflahlar
• Haçl› Seferleri • Halife
• Fat›mîler • Salgurlular
‹çindekiler
• TO⁄TEG‹NL‹LER (DIMAfiK
ATABEYL‹⁄‹ / BÖR‹LER)
• ZENG‹LER (MUSUL ATABEYL‹⁄‹)
Büyük Selçuklu Tarihi Atabeylikler
• ‹LDEN‹ZL‹LER (AZERBAYCAN
ATABEYL‹⁄‹)
• SALGURLULAR (FARS ATABEYL‹⁄‹
Atabeylikler
G‹R‹fi
Atabeg ata ve beg kelimelerinden meydana gelen, Türkler’e has bir unvand›r. An-
cak kurumun Selçuklu öncesi uygulamalar› hakk›nda fazla bilgi bulunmamaktad›r.
Selçuklu döneminde sultanlar›n flehzâdeleri e¤itmek için tayin ettikleri hocalara
atabeg unvan› verilmifltir. Selçuklular’da bilinen ilk atabey, Sultan Alp Arslan’›n,
o¤lu Melikflah’a hoca tayin etti¤i Nizâmülmülk’tür. Atabeyler genellikle gûlam kö-
kenli askerî valiler olup, kendilerine iktalar tahsis edilirdi. Atabeyin vazifesi, çocuk
yaflta yan›na verilen meliki her bak›mdan yetifltirmek, bir bak›ma tahta haz›rlamak-
t›. Bu durum merkezi idarenin güçlü oldu¤u zamanlarda hiç bir sorun yaratmazd›.
Fakat devletin zaaf gösterdi¤i hâllerde atabeyler, yanlar›nda bulunan flehzâdeler
ad›na saltanat mücadelesine giriyorlard›. E¤er baflar›l› olurlarsa melik tahta oturur,
kendileri de sultan›n en yak›n›nda yer almak suretiyle, çok önemli konumlara ge-
lirlerdi. Saltanat davas›n› kaybetmeleri hâlinde ise, ço¤unlukla flehzâdenin dul an-
nesi ile evlenerek mevkilerini güçlendirirlerdi. Bulunduklar› yerde merkeze ba¤l›
olmakla birlikte, zamanla denetimin zay›flad›¤› nüfuz alanlar› olufltururlard›. Ayr›-
ca kendilerine verilen ikta topraklar›n›n büyüklü¤ü nisbetinde hâkimiyetleri sa¤-
lamlafl›rken, bir yandan iktalar›n›n, di¤er yandan unvanlar›n›n o¤ullar›na intikâl et-
mesiyle kendi hanedanlar›n› kurarlard›. Bildi¤imiz atabegliklerin hepsi Büyük Sel-
çuklu veya Irak Selçuklular›na, dolay›s›yla da Abbasî Halifeli¤ine tâbi olmufllard›r.
Bununla birlikte atabeylerin, devletin zay›f zamanlar›nda devleti çöküfle götüren
önemli sebeplerden birisini teflkil etti¤i görülmektedir. Kendilerine verilen merkez-
den uzak, genifl ikta topraklar› ile yanlar›ndaki flehzâdeleri devlete karfl› pazarl›k
konusu yapabilmeleri en mühim dayanaklar› olmufltur. Özellikle Irak Selçuklula-
r›’n›n son zamanlar›nda ümera, adetâ kendilerini zorla atabeg tayin ettirip, melik-
leri de rehin olarak yanlar›nda tutacak kadar büyük, fakat tahripkâr bir güç oda¤›
durumuna gelmifllerdir.
Bununla birlikte atabeglik merkezlerinde hâkimiyet alâmetleri, en kötü dönem-
lerde bile melik ad›na icra edilirdi. Atabey çok nüfuzlu ise hutbe ve paraya onun
ad› da eklenirdi.
Musul ve D›maflk’ta oldu¤u gibi, yanlar›nda art›k flehzâdelerin olmad›¤› dö-
nemlerde de atabey olarak an›lm›fl olmalar›na ra¤men, bunlar art›k meliklerin ho-
calar› olarak de¤il, sultan, melik, emir gibi siyasî bir mevkinin ifadesi olan unvan-
lar›yla tarih sahnesinde yer alm›fllard›r.
148 Büyük Selçuklu Tarihi
TO⁄TEG‹NL‹LER (1104-1154)
edildi. Emir Mevdûd ile Atabeyin baflar›lar› Kral’›n, bozdu¤u anlaflmay› yenileme-
sini sa¤lad›. Hattâ To¤tegin’in Taberiye seferi s›ras›nda ele geçirdi¤i yerlerin ona
b›rak›lmas›n› da kabul etti (1114).
Bu arada To¤tegin, Halep Selçuklu meliki Alp Arslan’›n D›maflk’a gelip kendi-
sinden yard›m istemesi üzerine, hutbeye Sultan Tapar’dan sonra Melik’in ad›n› da
koydu. Melik’in davetine icabet edip, Halep’e giderek baz› düzenlemeler yapt›. Fa-
kat bir sonuca varamayaca¤›n› anlayarak geri döndü. Mardin Artuklu beyi ‹lgâzi,
Ba¤dad flahneli¤inden azledildi¤i için Sultan Tapar’a k›rg›nd›. Bu yüzden Musul
valisi Aksungur Porsukî idaresindeki Selçuklu ordusuna gere¤i kadar yard›m etme-
mesi, taraflar aras›nda çat›flmaya ve Porsukî’nin yenilmesine yol açt›. Bu arada
To¤tegin de aç›kça olmasa bile, Musul valisi Mevdûd’un D›maflk’ta Bat›nîler tara-
f›ndan öldürülmesinden sorumlu tutuluyordu. Tapar taraf›ndan cezaland›r›lmaktan
korkan ‹lgâzi, Atabey’e Sultan’a karfl› anlaflma teklif etti. Kuvvetlerinin Selçuklu or-
dusuyla savaflmaya yetmeyece¤ini düflünen müttefikler Haçl›lar’la da anlaflt›lar.
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Lü’lü’nün daveti üzerine Sultan ad›na Halep’i teslim almaya gelen yeni Musul vali-
si Porsuk b. Porsuk, To¤tegin’in direnifliyle karfl›laflt›. Ancak Atabey’e ait baz› fle-
D Ü fi Ü N E L ‹ M hirleri zabtD Üetti.
fi Ü N EBunun
L‹M üzerine Antakya prinkepsinden yard›m isteyen ‹lgâzi ve
To¤tegin’in yard›m›na Kudüs kral› ve Trablus kontu da geldiler. ‹ki ay boyunca or-
dugâhlar›nda bekleyen Haçl›lar Selçuklu ordusuna sald›rmaya cesaret edemeyip
S O R U S O R U
geri döndüler. Fakat kendilerini takip eden Selçuklu ordusunu yenilgiye u¤ratt›lar.
N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE
lümanlar ve H›ristiyanlar, yekpâre iki blok de¤illerdi.
Sur valisi Fat›mî veziri taraf›ndan azledilince, Haçl›lar bundan yararlan›p flehri
almaya teflebbüs ettiler. Fatimîler ise flehrin valilik menflurunu To¤tegin’e gönde-
rerek her türlü sorumlulu¤u ona y›kt›lar. Haçl›lar Venediklilerin yard›m›yla flehri
karadan ve denizden kuflatm›fllard›. Banyas’a gelen Atabey, etraftaki Müslüman
emirliklere yapt›¤› acil yard›m ça¤r›lar›na cevap alamad›. Bu durumda kazanama-
yaca¤›n› anlayan Atabey, yap›lan anlaflma gere¤ince ahalinin flehri güvenle terket-
mesine nezâret ettikten sonra Sur’u Haçl›lara teslim etti (1124).
Bu arada ikinci defa Musul valisi olan Aksungur Porsukî, Haçl›lar’a karfl› takip
etti¤i aktif politika ile Atabey’i rahatlatt›. ‹ki Türk emir birleflerek Kefertâb’› ald›lar.
Ancak Azaz Kalesi önünde Kudüs Kral’› ile yap›lan savaflta her iki taraf da a¤›r za-
yiat verdi. Kral II. Baudouin, harekâta devam ederek atabeyli¤in topraklar›n› ya¤-
malamaya giriflti. To¤tegin durumun ciddiyetine bakarak büyük bir ordu toplad›.
1126’da Merc-i Süffar’da yap›lan savafltan sonra Dimaflk’a dönebildiyse de süvari-
leri çok kay›p verdi. Bu yüzden Trablus kontunun kuflatt›¤› Rafeniye’ye yard›m
gönderemedi¤i için, atabeyli¤in bu önemli s›n›r flehri düfltü.
To¤tegin atabeyli¤inin son dönemlerinde, Haçl›lara karfl› bir üs olaca¤›n› uma-
rak Banyas flehrini Bat›nîler’e verdi. Dönemin kaynaklar›nda veziri Mezdegânî ve
‹lgâzi’nin etkisi ile bu karar› ald›¤› rivayet edilmektedir. fiüphesiz bu husus onun
inanc›yla ilgili bir tercih de¤ildi. Fakat Bat›nîler’in devlete, kurumlara nas›l s›zd›k-
lar›n› gösteren güzel bir örnektir. Bir süredir hasta olan To¤tegin, yerine o¤lu Ta-
cülmülk Böri’nin geçmesini vasiyet ettikten sonra 11 fiubat 1128 tarihinde öldü.
Tacü’l-Mülk Böri
Babas›n›n yerine D›maflk Atabeyli¤i taht›na oturan Böri, onun sa¤l›¤›nda Ba’albek
valisi ve D›maflk nâibi olarak, idarî tecrübe kazanma f›rsat› bulmufltu. To¤tegin’in
veziri Tahir b. Sa’d el-Mezdegânî’nin tavsiyesiyle Banyas flehrini verdi¤i Bat›nîler
beklentileri bofla ç›karm›fllard›. Nitekim Sur’un kendilerine b›rak›lmas› flart›yla,
Haçl›lar’›n D›maflk’› zapt›na yard›m etmek üzere anlaflt›lar. Böri, Bat›nîler D›-
maflk’da da taflk›nl›klar›n› artt›r›nca önce veziri el-Mezdegânî’yi idam ettirdi. Bun-
dan cesaret alan halk da harekete geçerek flehirde birçok Bat›nî’yi öldürdü (1129).
Böri, Bat›nîler’e karfl› s›k› bir takibat yürüttü. Bu y›l›n sonunda birleflik bir Haçl› or-
dusu D›maflk civar›n› ya¤malamaya giriflti. Bin kiflilik öncü birlikleri atabeyin as-
kerleri taraf›ndan imha edilince, Haçl›lar kuflatmadan vazgeçip çekildiler.
Musul valili¤ine atanan ‹madeddin Zengi, Halep’i ele geçirdikten sonra D›maflk
Atabeyli¤inin, neredeyse Haçl›lar kadar büyük bir düflman› oldu. Nitekim tüm Mu-
sul valileri gibi cihad ça¤r›s› yapan Zengi’ye befl yüz kiflilik bir müfreze gönderen
Böri, Hama meliki olan o¤lu Sevinç’e de kuvvetleriyle ona kat›lmas›n› bildirdi. An-
cak Zengi, Sevinç’i hapsedip hileyle Hama’y› ele geçirdi (1130).
Atabey Böri D›maflk’ta giriflti¤i Bat›nî tenkili dolay›s›yla onlar›n hedefinde bu-
lunuyordu. Üst düzey tedbirlere ve devaml› z›rh giymesine ra¤men, suikastten kur-
tulamay›p boynundan ve bö¤ründen yaraland›. Ömrünün son bir y›l›n› bu sebep-
le hasta olarak geçirdi ve 6 Haziran 1132’de vefat etti.
fiemsü’l-Mülk ‹smail
Böri ölmeden önce yerine o¤lu fiemsülmülk ‹smail’i veliaht tayin etmiflti. ‹smail ba-
fla geçti¤inde, baz› kaleleri iflgâl eden kardefli Muhammed ile savaflmak zorunda
kald›. Onu yenilgiye u¤ratt›ktan sonra affetti. ‹smail’in ilk icraât› To¤tegin’in Bat›-
nîler’e terketti¤i Banyas kalesini geri almak oldu. Daha sonra da Zengi’nin Haçl›-
lar’la meflgûliyetinden yararlan›p Hama’y› da kurtard›. Atabey ‹smail’in fieyzer’i ku-
152 Büyük Selçuklu Tarihi
flatmas›, Haçl›lar’›n ilgisini D›maflk’a yöneltti. Nitekim Havran’› iflgâl ederek, arala-
r›ndaki antlaflmay› bozdular. ‹smail bunun üzerine Akkâ, Nas›ra ve Trablus tarafla-
r›na ak›nlar düzenledi. Haçl› ordusu bu durumda çekilmek zorunda kald›.
‹smail baflar›l› bir d›fl siyaset takip etmesine ra¤men, sert yönetimi ve koydu¤u
a¤›r vergiler yüzünden pek sevilmiyordu. Bir av partisinde u¤rad›¤› baflar›s›z sui-
kast girifliminden sonra da herkesten kuflkulan›r oldu. Kardefli Sevinç ile baz› ileri
gelen adamlar›n› ortadan kald›rd›. Sonunda ölüm korkusu ile ne yapaca¤›n› bile-
mez hâlde, Zengi’ye haber yollayarak D›maflk’› kendisine teslim edece¤ini bildir-
di. Bu teflebbüsün ailesinin sonu olaca¤›n› gören annesi Zümürrüt Hatun’un em-
riyle 1135’de öldürüldü.
fiihabeddin Mahmud
‹smail’in yerine kardefli Mahmud geçirildi. Bu arada Musul atabeyi, ‹smail’den
gelen daveti gerekçe göstererek D›maflk önlerine geldi. Atabey Mahmud elçiye
iyi davranmakla birlikte, Zengi’nin teslim olmas› yolundaki iste¤ini kabul etme-
di. Kuflatman›n sonuç vermeyece¤ini anlayan Zengi, yan›ndaki Selçuklu meliki
Alp Arslan ad›na hutbe okunmas› flart›yla anlaflmay› kabul etti. Bu olay atabeyle-
rin melikleri, kendi nufüzlar›n› güçlendirmek için nas›l kulland›klar›na dair güzel
bir örnektir.
Bu arada H›ms hâkimi de Zengi’nin bask›s› yüzünden flehri Atabey Mahmud’a
teslim etmiflti. Fakat Zengi, Irak ve Suriye’yi kendi idaresi alt›nda birlefltirmek iste-
di¤i için H›ms’› almaktan vazgeçmedi. Zengi, D›maflk ve H›ms’a sahip olabilmek
için Mahmud’un annesiyle evlendi. H›ms Hatun’un çeyiz olarak Musul’a ba¤land›.
Zengi de Barin kalesini, Mahmud’la evlendirdi¤i k›z›n›n çeyizi olarak D›maflk Ata-
beyli¤ine b›rakt› (1138).
‹sfahsâlâr, sipâh (atl› asker) D›maflk ümeras›ndan isfahsâlâr Emir Bazvac, 1137 y›l›nda Türkmenlerle tak-
ve sâlâr (komutan) viye etti¤i ordusuyla, Trablus kontlu¤u ve Kudüs Krall›¤› topraklar›na baflar›l› ak›n-
kelimelerinden meydana
gelen sipâhsâlâr /sipehsâlâr lar düzenledi. Fakat bir süre sonra Atabey taraf›ndan öldürüldü. Onun yerine Mui-
(ordu komutan›) teriminin neddin Üner tayin edildi. Mahmud 1139’da, Ermeni as›ll› üç hizmetkâr› taraf›ndan
farkl› bir yaz›l›fl›d›r.
uyurken katledildi. Bu suikastin kardefli Muhammed ile isfahsâlâr Üner’in tertibi
oldu¤u tahmin edilmektedir (Haziran 1139).
men erzak s›k›nt›s› çeken Atabey Abak, hutbede Zengi’nin ad›n› okutmay› kabul
ederek kuflatman›n kald›r›lmas›n› sa¤lad›.
Bilindi¤i gibi Zengi 1146’da flehit olunca, topraklar› o¤ullar› aras›nda bölündü.
Halep havâlisine hâkim olan Nureddin Mahmud da babas› gibi, Haçl›lar’a karfl› ba-
flar›l› bir mücadele için, Suriye’nin tek bir yönetim alt›nda toplanmas›n›n flart oldu-
¤unu düflünüyordu. Urfa’n›n fethi üzerine yola ç›kan ‹kinci Haçl› ordusuna karfl›
da, D›maflk yönünde kendisini emniyete almak istiyordu. Bu yüzden Nureddin,
Abak’la yapt›¤› anlaflma gere¤i onun Serhad kalesi muhasaras›na bizzât kat›ld›.
Haçl›lar Bara’da yenilgiye u¤rat›ld›. Bosra ve Serhad atabeylik topraklar›na kat›ld›.
Suriye’ye ulaflan ‹kinci Haçl› ordular›, Halep’ten önce yine Nureddin’e ba¤l›
olan D›maflk’› kuflatmaya karar verdiler. Ancak Temmuz 1148’de flehri kuflatan
Haçl›lar, Musul ve Halep Atabeyli¤i kuvvetlerinin yard›ma gelmesi üzerine, hiç-
bir varl›k gösteremeden bölgeden ayr›lmak zorunda kald›lar. Dimaflk, Halep ve
Musul askerleri, Haçl›lar aras›ndaki bir anlaflmazl›ktan istifadeyle, Arima kalesi-
ni zabt edip y›kt›lar. Nureddin’in Antakya havalisindeki harekât›na karfl›l›k, Ku-
düs krall›¤› askerleri de D›maflk’a ba¤l› yerleri ya¤malad›lar. Abak, Nureddin’e
karfl› denge oluflturabilmek için Kudüs kral› ile iki y›ll›k bir bar›fl anlaflmas› yap-
t› (May›s 1149). Ancak bu anlaflmaya karfl›l›k, krall›¤a y›ll›k vergi ödemeyi kabul
etti. Bununla birlikte Nureddin Mahmud’un Antakya harekât›na asker gönder-
meyi de ihmâl etmedi.
Üner’in ölümünden sonra, tüm yetkileri kendisinde toplamak isteyen Abak’a
karfl› D›maflk’ta bir isyan ç›kt›. Nureddin bu olaydan yararlanmay› düflündü. Ata-
beyden Haçl›lar’a karfl› asker yard›m› istedi. Fakat Abak, D›maflk’›n savunmas›n›
zay›flatacak ve Kudüs kral› ile aras›n› bozacak bu teklifi kabul etmedi. Bununla
birlikte 1150’de, D›maflk’› kuflatan Nureddin ad›na hutbe okutmay› kabul etti. Nu-
reddin’in ertesi y›lki D›maflk kuflatmas› Haçl›lar’›n Abak’a yard›m› yüzünden sonu-
ca ulaflamad›. Ama Abak, Halep atabeyinin D›maflk nâibi s›fat›n› kabule mecbur ol-
du. Haçl›lar Fat›mîler’e ait Askalan’› kuflatt›¤›nda Abak da, Nureddin idaresinde
flehre yard›ma gelen kuvvetler aras›nda bulunuyordu. Askalan’›n düflmesi üzerine
Dimaflk’›n Haçl›lar karfl›s›nda iyice zora düfltü¤ünü gören Atabey, Kudüs kral› ile
temasa geçti. Ancak bu durum ba¤l› bulundu¤u Nureddin’i yok saymak anlam›na
geliyordu. Bunun üzerine Nureddin Mahmud D›maflk’› bir kere daha kuflatt› ve 25
Nisan 1154’te teslim ald›. Böylece D›maflk Atabeyli¤i tarihe kar›flt›.
D›maflk Atabeyli¤i elli y›ll›k k›sa siyasî hayat›nda, Haçl›lar›n Suriye ve Filistin’de
kurduklar› hâkimiyetlere karfl› bir kalkan görevi yapt›. Antakya’dan Kudüs’e kadar
uzanan sahan›n tamamiyle Haçl›lar›n eline geçmesine engel oldu. Büyük Selçuklu
Devletinin fetret dönemi olmas› dolay›s›yla, bu hizmet ‹slâm dünyas› için çok bü-
yük önem arzediyordu. D›maflk atabeyleri bu yo¤un siyasî faaliyetlerine ra¤men,
ülkelerinde iktisadî ve sosyal kalk›nmay› da ihmâl etmediler. Büyük Selçuklu ge-
lene¤i olan medrese inflas› onlar taraf›ndan da devam ettirildi. Bu dönemde on üç
medrese yan›nda, mescitler, hamamlar ve su kanallar› gibi eserlerin varl›¤› bilin-
mektedir. D›maflk’da her zenaât erbab›n›n ayr› çarfl›lar› vard›; dericilik ve kumafl
dokumac›l›¤› geliflmifl ifl kollar›ndan idi. Cam ve demir eritme f›r›nlar› ile, bu¤day
sap›ndan ka¤›t yap›lan imalâthâneler ve canl› ziraât hayat› devrin iktisadî seviyesi-
ni göstermek bak›m›ndan önemlidir.
D›maflk Atabeyli¤inin tarihî rolünü k›saca aç›klay›n›z. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
1
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
154 Büyük Selçuklu Tarihi
Sizce Zengi’nin Urfa’y› fethinin önemi nedir? SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
2
Atabey, Urfa’dan sonra Suruç’u ve kontlu¤un F›rat’›n do¤usundaki tüm toprak- Bu zamana kadar Türkiye
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
lar›n› fethetti. Suriye’yi kendi idaresinde birlefltirme hedefi çerçevesinde Ukaylîle- Selçuklular›, Daniflmendliler,
rin elinde olan Caber’i kuflatt›. Ancak kalenin teslimini bekledi¤i s›rada kendi mu- Artuklular ve To¤teginliler,
Haçl› krallar› ve kontlar›n›n
haf›zlardan birisi taraf›ndan öldürüldü ( 15 Eylül 1146). Rakka’da S Ogömülen
R U Atabey S O R U
esir al›nd›¤›, ordular›n›n
Zengi sert tabiat›na ra¤men, halka adaletli davranmas› dolay›s›yla çok seviliyor, imhâ edildi¤i pek çok
zaferler kazanm›fllard›. Bu
Haçl›lara karfl› kazand›¤› zaferler sebebiyle de büyük sayg› görüyordu. baflar›lar FilistinD ve
D‹KKAT ‹KKAT
Dört o¤lu bulunan Zengi’nin yerine kimin geçece¤i konusu, anlaflmal› olarak Suriye’nin bütünüyle
Haçl›lar›n elinde
hâlledildi. Buna göre büyük o¤lu Seyfeddin Gâzi Musul merkez olmak üzere el- birleflmesini engellemek gibi
N N
Cezire’ye, Nureddin Mahmud ise, merkezi Halep olan Kuzey SIRASuriye’ye
S‹ZDE hâkim büyük bir kazançSIRA S‹ZDE
sa¤lam›flt›.
Ancak Urfa’n›n fethi her
olacaklard›. bak›mdan bir dönüm noktas›
oldu. Bu olay ‹slâm Dünyas›
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Musul Atabeyli¤i için ne kadar büyük bir
sevinç ve özgüven kayna¤›
oldu ise, H›ristiyanlar için de
I. Seyfeddin Gazi o denli büyük bir üzüntü ve
K ‹ T A P korkuya sebepKoldu. ‹ T A P
Zengi’nin ölümü onun rakiplerini hemen harekete geçirdi. II. Joscelin, isyan eden Yak›ndo¤u’da bundan böyle
Ermeniler’in ça¤r›s› üzerine flehri yeniden ele geçirdi. Musul atabeyi Gâzi, Ali Kü- art›k, sadece varl›klar›n›
sürdürme mücadelesi
çük idaresinde derhal bir ordu gönderdi. Bu arada Nureddin Tdaha E L E V ‹erken
Z Y O N davrana- vermek zorundaT E Lkalacak
EV‹ZYON
rak, Urfa’ya girip isyan› bast›rd›. Bu defa H›ristiyanlar flehirde bir daha varl›k gös- olan Haçl›lara yard›m için,
krallar idaresinde ‹kinci
teremeyecek flekilde tasfiye edildiler. Gâzi, Artuklular’›n sald›r›ya geçmesi yüzün- Haçl› seferi düzenlenecektir.
den flehri kardeflinin idaresine b›rakt›. Mardin ve H›sn Keyfâ Artuklular› da baz›
yerleri iflgâl etmifllerdi. Musul atabeyi bunun üzerine harekete‹ Ngeçip
T E R N EHani,
T Meyyâ- ‹NTERNET
fârikîn, Tell-Mevzen ve Dara gibi yerleri geri al›p Mardin’e yürüdü. Timurtafl elçi
göndererek onunla anlaflmak zorunda kald›. K›sa atabeyli¤i süresince, ‹kinci Haç-
l› ordular›n›n D›maflk kuflatmas›na bizzât ve Arima’n›n fethine kuvvetler göndere-
rek kat›ld› (1148). Hastal›¤› a¤›rlafl›nca yerine kardefli Kutbeddin Mevdûd’un geç-
mesini vasiyet etti ve k›sa bir zaman sonra öldü (1149).
Kutbeddin Mevdûd
Mevdud a¤abeyinin yerine geçti, fakat Nureddin Sincar’› ele geçirdi. ‹ki kardefl ara-
s›nda savafl olacakken, Sincar’›n Mevdûd’a Rakka ve H›ms’›n Nureddin’e kalmas›
156 Büyük Selçuklu Tarihi
flart›yla anlaflma yap›ld›. Böylece Musul kolunun Suriye’de hiç topra¤› kalmad›.
Mevdûd, 1157 y›l›nda Irak Selçuklu sultan› Muhammed’in Ba¤dad kuflatmas›na, tâ-
biyet gere¤i önemli bir miktar asker gönderdi. Sultan bir flehzâde isyan› dolay›s›y-
la Ba¤dad’dan çekilirken Musul kuvvetleri ona Hulvan’a kadar efllik edip güvenli-
¤ini sa¤lad›lar.
Mevdûd, Nureddin Mahmud’un Haçl›lar’a ve di¤er rakiplerine karfl› düzenledi-
¤i seferlerin neredeyse tümüne nâibi Ali Küçük idaresinde ordu göndererek kat›l-
d›. Nureddin Mahmud bu hizmetleri karfl›l›¤›nda Harran ve Rakka’y› Ali Küçük’e
ikta edip, dolay›s›yla Musul Atabeyli¤ine geri verdi. Atabey Mevdûd, iktidar› bo-
yunca Nureddin’in Musul üzerindeki statüsünü kabul edip onun müdahalelerine
karfl› ç›kmad›. Mevdûd, yerine o¤lu Zengi’nin geçmesini vasiyet ettikten sonra
1169’da vefat etti.
‹zzeddin Mesud
Yerine kardefli ‹zzeddin Mesud atabey oldu. Selahaddin Eyyûbî’ye elçi gönderip,
el-Cezire’deki hakimiyet hakk›n›n tan›nmas›n› istedi. Fakat Selahaddin bu yerlerin
Halife taraf›ndan kendisine verildi¤ini, a¤abeyine de ölene kadar b›rak›ld›¤›n› bil-
dirip iste¤ini reddetti. Bu arada Nureddin’in o¤lu ‹smail hastalan›nca Halep’i ‹zzed-
din Mesud’a vasiyet etti. Musul atabeyi gönderdi¤i kuvvetlerle Halep’i teslimi al-
d›ktan sonra kendisi de flehre ulaflt› (1181). Halife daha önce söylendi¤i gibi, Ha-
lep’i Selahaddin’e vermiflti. Fakat o, bu s›rada M›s›r’da bulundu¤u için duruma mü-
dahale edememiflti. Ancak ‹zzeddin Mesud, Halep’i elde tutman›n güçlü¤ünü gö-
rerek, a¤abeyi II. Zengi’nin teklifini kabul edip, flehri Sincar karfl›l›¤›nda ona b›rak-
t›. M›s›r’dan dönen Salâhaddin k›sa zamanda, atabeyli¤e ait Urfa, H›ms, Rakka, Su-
ruç ve Nusaybin’i ele geçirip ard›ndan Musul’u kuflatt› (1182). Bu arada Musul’a
ba¤l› baz› beyler de, kendiliklerinden ona tâbi oldular. Fakat Musul’un çok iyi tah-
kim edilmifl olmas› sebebiyle muhasaray› kald›r›p çekilmek zorunda kald›. Bunun-
la birlikte Selahaddin’in Sincar’› zabt›, Musul atabeyli¤inin güvenli¤i bak›m›ndan
büyük bir darbe oldu. ‹zzeddin Mesud, Artuklu beyleri ve Ahlatflahlarla ittifak yap-
maya çal›flt› ise de sonuç alamad›. Salâhaddin, Halife’nin taklîdini verdi¤i Âmid’i
ele geçirip Artuklular’› da kendisine tâbi k›ld›. Böylece Musul Atabeyli¤i bir nevi
tecrit edilmifl oldu. Yaln›z Irak Selçuklular› ad›na Atabey Pehlivan ve kardefli K›z›l
Arslan’›n, tâbileri sayd›klar› Musul atabeyli¤i için mücadeleye girdi¤i görülüyor. Bu
çerçevede Musul’a tâbi iken Selahaddin’e ba¤l›l›k bildiren Erbil Beyinin topraklar›
ya¤malanm›fl ama önemli bir sonuç al›namam›flt›.
8. Ünite - Atabeylikler 157
Salâhaddin 1185’te Musul’u ikinci kere kuflatt›. Fakat mevsimin yaz olmas› do-
lay›s›yla ç›kan zorluklar, muhasaran›n kald›r›lmas›na sebep oldu. Buna ra¤men ‹z-
zeddin Mesud, Salâhaddin’e daha fazla karfl› koyamayaca¤›n› anlayarak onunla an-
laflma yoluna gitti (1186). Büyük Zâp Suyunun do¤usundaki topraklar›n› Salâhad-
din’e b›rakt›. Bu anlaflman›n en önemli maddesi, Irak’ta zaten art›k sözde kalan
Selçuklu hâkimiyetinin, hutbe ve paralara Sultan Tu¤rul’un yerine Selahaddin’in
ad›n›n konulmas› ile hukuken de sona ermesi idi. Bu anlaflma, Selahaddin’in he-
deflerinin s›n›rlar›n› göstermesi bak›m›ndan önemli bir belgedir.
‹zzeddin Mesud, bu anlaflmadan do¤an yükümlülük gere¤i, Salâhaddin Eyyû-
bî’nin hizmetinde, onun Haçl›lara karfl› düzenledi¤i bütün savafllara kat›lm›flt›r.
Atabey 1193’de ölünce yerine o¤lu Nureddin Arslanflah geçti.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Arslanflah, Eyyûbî Melik Adil’e karfl›, Türkiye Selçuklu Sultan› G›yaseddin Key-
hüsrev ve sonra ‹zzeddin Keykavus’un himayesinde, baz› Eyyûbî meliklerinin de
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
içerisinde bulundu¤u ittifaklara kat›ld›. Bu çerçevede iki o¤lunu Erbil Beyi Kökbö-
rü’nün k›zlar› ile evlendirerek, güçlü bir müttefike dayanmak istedi. Nitekim Kök-
börü de bu yak›nl›¤› kullanarak Lü’lü’nün ve Eyyûbîlerin Musul K ‹ Atabeyli¤i
T A P üzerin- K ‹ T A P
deki nüfuzunu k›rmak için mücadele etmifltir.
Arslanflah’›n yerine geçen (1211) II. ‹zzeddin Mesud zaman›nda art›k Bedred-
din Lü’lü herfleye hâkim bulunuyordu. Mesud’un Lü’lü taraf›ndan T E L E Vzehirlenip
‹ZYON öldü- TELEV‹ZYON
rülmesi üzerine, yerine on yafl›ndaki II. Arslanflah geçirildi (1218). Arslanflah ve
Lü’lü, onun atabeyli¤ini tan›mayan ve baz› yerleri iflgâl eden Sincar hâkimi III. Zen-
gi’yi, Eyyûbî Melik Eflref’in yard›m›yla yendiler. Ancak Atabey ayn› y›l içerisinde öl-
‹NTERNET ‹NTERNET
dü (1219). Yerine Lü’lü taraf›ndan üç yafl›ndaki kardefli Nas›reddin Mahmud geti-
rildi. Sincar hâkimi Zengi, Kökbörü’ye dayanarak atabeylik üzerinde hak iddias›na
giriflti. Fakat Lü’lü’nün tüm düflmanlar›na karfl› daimi müttefiki olan Melik Eflref,
1220’de Sincar’› alarak buradaki Zengi hâkimiyetine son verdi. Son Musul atabeyi
Mahmud ise 1233’te, Bedreddin Lü’lü taraf›ndan feci flekilde öldürüldü. Böylece
Zengilerin tarihi bafllad›¤› yerde Musul’da, tarihe intikâl etti.
158 Büyük Selçuklu Tarihi
Halep Atabeyli¤i
Nureddin Mahmud
1118’de do¤an Nureddin Mahmud, babas› Zengi ile birlikte Câber kalesi kuflatma-
s›nda bulunuyordu. Zengi’nin burada öldürülmesi üzerine, a¤abeyi Seyfeddin Gâ-
zi ile anlaflan Nureddin, Haleb’e hâkim oldu.
Zengi’nin ölümünü f›rsat bilen eski Kont II. Joscelin, Urfa’y› isyan eden H›risti-
yanlar›n yard›mlar›yla geri ald›. Ancak flehirdeki Müslüman halk ve muhaf›zlar iç
kaleye çekilip direnmeye devam ettiler. Olay› haber alan Nureddin Mahmud sürat-
le Urfa’ya geldi. Fakat II. Joscelin onun flehre gelmesinden k›sa bir süre önce fleh-
ri terk etmiflti. fiehir fazla direnmeden teslim oldu. ‹hanet edenler bir daha varl›k
gösteremeyecek flekilde cezaland›r›ld›lar. ‹syan› bast›rmak üzere Ali Küçük idare-
sinde asker gönderen Seyfeddin Gâzi, kendi hâkimiyet sahas›nda olmas›na ra¤-
men, Urfa’n›n Nureddin taraf›ndan ele geçirilmesine, baflka meflgûliyetleri dolay›-
s›yla itiraz etmedi.
Atabey Zengi’nin ölümünden faydalanmaya çal›flan bir baflkas› da Üner idi. Üner,
Zengi’nin D›maflk atabeyli¤inden zapt etti¤i Ba’albek üzerine yürüdü. Necmeddin
Eyyûb’un muhaf›zl›¤›nda bulunan flehir, su s›k›nt›s› sebebiyle üç gün içerisinde
teslim oldu (Ekim 1146). Bu s›rada Urfa isyan›yla meflgûl olan Nureddin Mahmud
bu duruma müdahale edemedi (Nisan 1147).
Nureddin Halep’te hâkimiyetini kurmaya çal›fl›rken, Urfa’n›n düflmesi üzerine
yola ç›kan ikinci Haçl› ordusu da, Suriye sahillerine ulaflt›. Haçl›lar’›n nihaî hede-
fi D›maflk’tan sonra Halep idi. Nureddin ve Seyfeddin Gazi, bunun bilinciyle ku-
flatma alt›nda bulunan atabeyli¤e yard›m etmek üzere, ordular›yla D›maflk önle-
rine geldiler. Gerçekten de bu büyük ordunun gelifli etkili oldu. Haçl› liderleri
aras›ndaki anlaflmazl›klar›n da giderilememesi üzerine D›maflk kuflatmas› kald›-
r›ld›. Haçl›lar Kudüs’e çekildiler. Nureddin bundan sonra Musul atabeyinin ver-
di¤i kuvvetleri de yan›na alarak,Vezir Üner ile birlikte Haçl›lar›n elindeki Arima
kalesini al›p y›kt›.
Halep atabeyi, Seyfeddin Gâzi’nin ölümü ve yerine di¤er kardefli Mevdûd’un
geçmesi üzerine, Musul Atabeyli¤ine yapt›¤› müdahaleler ile ona üstünlü¤ünü ka-
bul ettirdi. Antakya Haçl›lar›’na karfl› düzenledi¤i ak›nlardan sonra, Urfa Kontlu-
¤u’nun F›rat’›n bat›s›nda kalan topraklar›n› fethe giriflti. Türkiye Selçuklu Sultan› I.
Mesud ile birlikte yürütülen harekâtla Telbaflir, Antep, Raban, Marafl, Dülük gibi
yerler al›narak kontlu¤un tüm izleri tarihten silindi (1151).
Bölgede Haçl›lara karfl› nihaî zaferi kazanmak, deniz ba¤lant›lar›n› da keserek
ve M›s›r da dahil olmak üzere, ‹slâm ülkelerinde siyasî birlik sa¤lamaktan geçiyor-
du. Nureddin bu sebeple daha önce de defalarca kuflatt›¤› D›maflk’› zabt edip bü-
tün Suriye’yi idaresi alt›nda birlefltirdi (1154). Fakat iki bölge aras›nda bir rekabet
alan› olan Güneydo¤uya do¤ru geniflleyen Türkiye Selçuklu sultan› II. K›l›ç Ars-
lan’a karfl› izledi¤i siyaset pek dostane de¤ildi. K›l›ç Arslan’›n muhaliflerini destek-
lemek ve topraklar›n› iflgâl etmek suretiyle, onunla mücadele ediyordu. 1157’de
a¤›r bir flekilde hastalan›nca Harran emiri olan kardefli Halep’i almaya yeltendi an-
cak baflar›l› olamad›. 1163’de Hârim’i kuflatan Nureddin, daha sonra Trablus Kont-
lu¤una karfl› ç›kt›¤› seferde bask›na u¤rayarak büyük kay›plar verdi.
Fat›mî veziri fiaver görevinden azledilince, Nureddin’e baz› vaadlerde buluna-
rak yard›m istedi. fiaver’e gereken yard›m verildi ise de o sözünde durmad›. Ayr›-
ca Nureddin’e karfl› Haçl›lar› ça¤›rd› (1163). Atabey, Hârim’i zabt etmek suretiyle
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
8. Ünite - Atabeylikler
D Ü fi Ü N E L ‹ M
159
D Ü fi Ü N E L ‹ M
Haçl›lar’›n oraya yard›m›n› engelledi. Sonra da Banyas’› ald›, ancak M›s›r’› almak
S O R U S O R U
flimdilik mümkün olmad›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
olan Nureddin de, M›s›r’›n fethedilmesi hâlinde, adetâ bir hilâl içerisine al›nacak olan
Haçl›lar’›n bölgeden bütünüyle temizlenece¤i düflüncesiyle bu konuda çok kararl› davran›-
yordu. Bu yüzden Haçl›lar’la rekabet büyük ölçüde M›s›r’a do¤ru kaym›fl bulunuyordu.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Nitekim Haçl›lar 1169’da Bilbis’i al›p M›s›r’› iflgâl etmek üzere harekete geçtik-
lerinde, baflta fiaver olmak üzere, ileri gelenler yine Nureddin’eK ‹ baflvurdular.
T A P Ata- K ‹ T A P
bey, Selahaddin’in amcas› fiirkûh idaresinde 7.000 kiflilik bir ordu gönderdi (1169).
Vezirli¤e tayin edilen fiirkûh ölünce, yerine Selahaddin atand›. Bir süre sonra Nu-
reddin’in emriyle M›s›r’da Abbasî Halifesi ad›na hutbe okutuldu. T E L E VBöylece
‹ Z Y O N M›s›r da TELEV‹ZYON
Halep Atabeyli¤i topraklar›na kat›lm›fl oldu (1171). Fat›mî Halifeli¤i y›k›ld›. Nure-
din Mahmud için M›s›r da kendisine ba¤land›ktan sonra art›k büyük hedefine var-
mak bak›m›ndan hiç bir engel kalmam›flt›. Selahaddin M›s›r’dan, kendisi Suri-
‹NTERNET ‹NTERNET
ye’den Haçl›lar› k›skaca almak üzere bir sefere karar verdi. Fakat Selahaddin ken-
disine verilmifl olan topraklar›n geri al›naca¤› korkusuyla, kararlaflt›r›lan yerde
Nureddin’le buluflmadan M›s›r’a geri döndü. Buna ra¤men Selahaddin’i görevin-
den al›nmad›.
Türkiye Selçuklu sultan› II. K›l›ç Arslan ile yap›lan antlaflmadan sonra Haçl›-
lar üzerine bir sefer düzenledi. Musul atabeyi II. Seyfeddin Gazi’den asker gön-
dermesini isteyen Nureddin, hem Haçl›lar› sindirmek, hem de itaâtsiz davran›flla-
r›n› gördü¤ü Salâhaddin’i cezaland›rmay› plânl›yordu. Fakat bu s›rada hastalanan
Nureddin Mahmud, 15 May›s 1174’te öldü ve D›maflk’ta yapt›rm›fl oldu¤u medre-
sede gömüldü.
‹LDEN‹ZL‹LER/AZERBAYCAN ATABEYLER‹
(1146-1225)
Biat bir hükümdar›n veya Pehlivan, Büyük Selçuklu miras› üzerinde yükselmekte olan Harizmflah Tekifl
halifenin iktidar›n› kabul ve
tasdik etmek, ona kay›ts›z ile yak›n iliflkiler kurarak, kendisini Eyyûbîlerle olan mücadelelerde do¤uda emni-
flarts›z itaât etmeyi taahhüt yete almak istiyordu. Pehlivan, Selahaddin’in Van Gölü çevresinde hüküm süren
etmektir.
Ahlatflahlar ülkesini ele geçirmesine mani oldu. Ancak 1185’de ikinci defa kuflatt›-
¤› Musul’da Selçuklular ad›na okunmakta olan hutbenin kald›r›lmas›n› engelleye-
medi. Böylece Irak, Selçuklu egemenli¤inden ç›km›fl oldu.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Pehlivan, Salâhaddin’in Kazvin ve Bistam bölgesindeki Bat›nîleri cezaland›rmak
için Selçuklu topraklar›na girifl izni istemesinin, ülkesinin istilâs› için bir bahane ol-
S O R U du¤unu düflünerek
S O R U savafl haz›rl›klar›na bafllad›. Fakat hastalanan Pehlivan Mart
1186’da öldü. Atabeyli¤i süresince Sultan Tu¤rul ve Selçuklu Devleti üzerinde nü-
fuzunu iyice tahkim eden Pehlivan, Selçuklu ümeras›n› saf d›fl› b›rakarak, onlar›n
D‹KKAT D‹KKAT
yerine kendi o¤ullar› ve yak›n adamlar›n› tayin etti.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Atabey K›z›l Arslan
Atabey Cihan Pehlivan’›n Kutlu¤ ‹nanç, Ömer, Özbek ve Ebû Bekr adl› dört o¤lu
AMAÇLARIMIZ
vard›. Ölmeden
AMAÇLARIMIZ
önce onlara, Sultan Tu¤rul ve amcalar› K›z›l Arslan’a itaat etmele-
rini vasiyet etti. ‹ldeniz’in Sultan Arslanflah’a emir-i silah tayin etti¤i K›z›l Arslan,
bütün savafllarda babas›n›n ve sultan›n yan›nda yer alm›flt›. Pehlivan öldü¤ü s›ra-
K ‹ T A P da ise, onun K taraf›ndan
‹ T A P tayin edildi¤i Azerbaycan valili¤i görevinde bulunuyordu.
Bu arada Sultan Tu¤rul, Pehlivan’›n ölümünün atabeylerin tahakkümünden
kurtulmak için vesile olaca¤›n› düflünüyordu. Ancak geliflen olaylar onu, K›z›l Ars-
TELEV‹ZYON lan’› Hemedan’a
T E L E V ‹ Zdavet
Y O N ederek atabey ilan etmeye mecbur b›rakt›. Bir suikast tefleb-
büsüne u¤rayan K›z›l Arslan’›n izledi¤i sert politika, Pehlivan’›n o¤ullar› ve kar›s›
‹nanç Hatun etraf›nda ona karfl› bir muhalefetin oluflmas›na sebep oldu. Ancak Sel-
çuklulara karfl›, Halifenin kay›ts›z flarts›z deste¤ini sa¤layan K›z›l Arslan, Sultan
‹NTERNET ‹ N T E Rsüren
Tu¤rul’la uzun N E T bir mücadeleye girdi. Hattâ bu u¤urda hiç sevmedi¤i hâlde,
‹nanç Hatun’la bar›fl›p evlendi. Ümeran›n bir k›sm› taraf›ndan terkedilen Sultan›,
hile ile yakalay›p o¤luyla birlikte hapse att› (1190). Bir Selçuklu melikini sultan ilan
edecekken, Halife’nin teflvik ve onay›yla K›z›l Arslan kendisi tahta oturdu. Ancak
efli ‹nanç Hatun kendi o¤ullar› yerine, Pehlivan’›n bir cariyeden olan o¤lu Ebû
Bekr’i tutan K›z›l Arslan’a karfl›, muhalif emirlerle iflbirli¤i yapt›. K›z›l Arslan bir ge-
ce çad›r›nda uyurken öldürüldü (Eylül 1191).
Selçuklu sultanlar› üzerinde tahakküm kuran atabeylerin, her halde hayalleri-
nin son merhalesi olan saltanat böylece K›z›l Arslan taraf›ndan elde edilmifl oldu.
K›z›l Arslan’›n saltanat›n› onaylamas›, Halifelerin de Selçuklulara karfl› takip ettik-
leri düflmanca siyaseti ve bunun için neler yapabileceklerini gösteren çarp›c› bir
olayd›r. Bununla birlikte Atabeye karfl› duyulan nefret yüzünden hemen sona er-
dirilen bu giriflim, baflka geliflmelerin de etkisiyle ‹ldenizliler hanedan›n da sonu-
nu haz›rlad›.
Gürcülerden yard›m sa¤lay›p Ebû Bekr’i yendi. Ancak Gürcüler’in yard›m›yla Gen-
ce’yi zabtetmesi hayat›na mal oldu. Kutlu¤ ‹nanç kendisini atabey ilan etti.
Öte yandan Sultan III. Tu¤rul, k›zkardefliyle evli bulundu¤u Türkmen beyi Ha-
san b. K›fçak’›n yard›m›yla hapisten kurtuldu. Yeniden Irak Selçuklular› taht›na
oturabilmek için mücadeleye giriflti. Kutlu¤ ‹nanç ve Ebû Bekr’i yenilgiye u¤ratt›
(28 Haziran 1192) ve bu galibiyetle taht› elde etti. ‹nanç Hatun’un teklifi ile onun-
la evlendi ise de, K›z›l Arslan’›n ak›betine u¤ramaktan korkarak onu bo¤durdu. Bu
s›rada Sultana itaat etmeyi düflünen Kutlu¤ ‹nanç, annesi öldürülünce Harizmflah
Tekifl’i yard›ma ça¤›rd›. Bu ilk giriflim Tekifl’in kardeflinin isyan› dolay›s›yla yar›m
kald›. Sultan Tu¤rul da onlara karfl› harekete geçerek baz› baflar›lar kazand›. Fakat
bu olaylar›n bafl aktörlerinden olan Halife, Selçuklu ülkesini Tekifl’e veren bir men- Türk hükümdar›na Tanr›
taraf›ndan yönetme yetkisi
flur ç›kard›. Atabey Kutlu¤, buna dayanarak Tekifl’i bir daha davet etti. Harizm- olarak bahfledilen kutun kan
flah’›n öncü kuvvetlerine kumanda eden Kutlu¤, savafl s›ras›nda gözüne ok isabet yoluyla geçti¤ine
inan›ld›¤›ndan, Türklerde
eden Sultan Tu¤rul’u, yakalay›p bafl›n› kesmek suretiyle öldürdü (Haziran 1194). hanedan mensuplar›n›n
Irak’da Selçuklu hanedan› sona ererken, ‹ldenizo¤ullar› ba¤›ms›z olmamakla bir- kanlar›n›n dökülmesi
yasakt›. Kutlu¤’un Sultan
likte art›k kendileri ad›na hüküm sürmüfllerdir. Tu¤rul’u öldürme biçimi, bu
Fakat Harizmflahlar’›n bundan sonra daha fazla güçlenece¤inden korkan Na- anlamda bilinçli bir
afla¤›lama hâlidir.
s›r lidinillah, bu defa Atabey Kutlu¤’u Tekifl’e karfl› kullanmaya bafllad›. Nitekim
halifelik kuvvetlerinin deste¤i ile Tekifl’in karfl›s›na ç›kan atabey yenilip hayat›-
n› kaybetti (1195). Kendisinin Sultan Tu¤rul’a reva gördü¤ü gibi, bafl› kesilerek
öldürüldü.
SIRA S‹ZDE Sizce ‹ldenizliler’i di¤er atabeyliklerden farkl› k›lan bir özellikleri var m›d›r?
SIRA S‹ZDE
4
SALGURLULAR (1148-1286)
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
8. Ünite - Atabeylikler 165
Fars bölgesi, bilindi¤i gibi, Tu¤rul Bey zaman›nda Kirman meliki Kavurt taraf›ndan
fethedilmiflti.
Sungur, Irak Selçuklu flehzâdelerinden Fars meliki Melikflah’›n atabeyi idi.
Melikflah, devlet ifllerinden uzak duruyor, halka karfl› kötü davran›yordu. Melik-
flah bir bahane ile Atabey Sungur’un kardeflini öldürünce, büyük bir Türkmen
gücüne dayanmakta olan Sungur fiiraz’dan ayr›ld›. Melikflah’›n geri dönmesi yo-
lunda yapt›¤› teklifleri reddedip isyan etti. Melikflah’› yenilgiye u¤rat›p Fars’tan
ayr›lmak zorunda b›rakt› (1148). fiiraz’› ele geçiren Atabey Sungur böylece hane-
dan›n›n temellerini att›.
Fars hâkimiyetini kaybeden Melikflah, amcas› Sultan Mesud’dan sa¤lad›¤› kuv-
vetlerle Sungur’un üzerine yürüdü ve tekrar yenildi. Bu u¤urdaki tüm giriflimleri
sonuçsuz kald›. Böylece Fars bölgesi, tamamen Atabey Sungur’un hâkimiyetine
girdi (1148). Atabey Sungur, komflusu Kirman Selçuklu meliki I. Muhammed ile iyi
iliflkiler içerisinde bulunuyordu. Sungur’un Irak Selçuklular› aras›ndaki taht müca-
delelerine, kendisinden yard›m istendi¤i ölçüde kar›flt›¤› anlafl›l›yor. Sungur yan›n-
da bulunan Melik Muhammed’i Sultan Arslanflah’a karfl› taht mücadelesi için, Sel-
çuklu ümeras› ile anlaflarak gönderdi. Ancak melik ve tararftarlar› ‹ldeniz taraf›n-
dan yenilgiye u¤rat›ld›lar. Adaletli, dindar, hay›rsever ve mütevaz› bir yönetici olan
Sungur, ölünce (1161) fiiraz’da kendi yapt›rd›¤› Sunguriye medresesine defnedildi.
Atabey Zengi
Sungur’un yerine o¤lu küçük yaflta oldu¤u için kardefli Zengi geçti. Zengi, Heme-
dan’daki taht kavgalar›ndan Fars’a kaçan bir Selçuklu melikini yan›nda al›koydu.
Atabeylerin Selçuklu flehzâdelerini kendi menfaâtleri do¤rultusunda nas›l kullan-
d›klar›, Halifelerin de bu durumdan nas›l yararland›klar› defalarca ifade edildi. ‹l-
deniz’in himayesinde güçlü bir Selçuklu Devletinin varl›¤›ndan kayg›lanan Halife,
veziri vas›tas›yla Fars atabeyi Zengi ile ba¤lant› kurdu. Yan›nda bulunan melik
Mahmud ad›na hutbe okutmas›n› istedi. Zengi, Halifenin iste¤ini yerine getirmek-
le birlikte, müttefikleri yenilince bu mücadelede yaln›z kald›. Irak Selçuklu sultan›
ve ‹ldeniz’in davetiyle ‹sfahan’a gidip Sultan Arslanflah’a itaâtini bildirdi. Böylece
Salgurlu atabeyli¤i 1165 y›l›nda resmen Irak Selçuklular›na tâbi oldu.
Atabey Zengi’nin idaresinden hoflnut olmayan Fars ahalisi, Huzistan hâkimi
fiumla’y› davet ettiler. Fars bölgesine sefer düzenleyen fiumla, Zengi’yi yenerek
Fars bölgesine hâkim oldu. Fakat o, kötü idaresiyle Zengi’yi de aratt›. Yapt›klar›n-
dan piflman olan ileri gelenler Zengi’yi geri ça¤›rd›lar. Fars’a yeniden hâkim olan
Zengi, Kirman Selçuklu meliki Tu¤rulflah’›n ölümünden sonra meydana gelen taht
mücadelelerine kar›flt› ve onun yard›m›yla II. Turanflah taht› ele geçirdi. Bu tarih-
ten itibaren Salgurlular, Kirman siyaseti üzerinde ve meliklerin tahta geçifllerinde
etkili olacaklard›r. Bu onlar›n bir müddet sonra Kirman’da hâkimiyet kurmalar›na
zemin haz›rlam›flt›r. Atabey Zengi 1178 senesinde öldü.
Atabey Tekle
Zengi’nin yerine kendisine veliaht tayin etti¤i o¤lu Tekle geçti. Tekle’nin ilk sene-
lerinde, Azerbaycan atabeyi Cihan Pehlivan, Fars’a ak›n düzenleyerek fiiraz’› ya¤-
malad› ve pek çok kifliyi öldürdü (1180). Bir süre sonra Tekle’ye karfl› amcas›n›n
o¤lu Tu¤rul, saltanat iddias›nda bulundu ise de, baflar›l› olamayarak fiebânkâre
emirlerine s›¤›nmak mecburiyetinde kald›. Tekle, Tu¤rul’u affetmekle birlikte o,
babas› Zengi’den sonra atabeyli¤in kendi hakk› oldu¤unu düflüncesiyle savafla de-
vam etti. Sonunda 1181’de fiiraz’da yenildi ve esir al›narak öldürüldü.
166 Büyük Selçuklu Tarihi
Atabey Sa’d
Tekle’nin yerine kardefli Sa’d geçti. Sa’d’›n zaman›, Salgurlular için nisbeten rahat
bir dönem oldu. Sa’d’›n atabeyli¤inin ilk y›llar›nda yaflanan büyük k›tl›k ve veba
salg›n› büyük sosyal ve iktisadî s›k›nt›lara yol açt›. Bir müddet bunlar›n telafisi için
çal›flan Atabey Sa’d, daha sonra topraklar›n› geniflletmeye bafllad›.
Bu s›rada Kirman’a, O¤uzlardan sonra Harizmflahlar hâkim olmufltu. Fakat
O¤uzlar kar›fl›kl›klara sebep oluyorlard›. fiebânkâre emirleri de zaman zaman hâ-
diselere kar›fl›yorlard›. fiehre bir ara O¤uzlar hâkim olduysa da, atabey Sa’d’›n kuv-
vetinden çekinerek, Berdesir’i Salgurlu ordusuna teslim ettiler. Böylece Kirman’da
Salgurlu hâkimiyeti sa¤lanm›fl oldu (1204). Sa’d, Isfahan ve Hemedan’› da ele ge-
çirmek istiyordu. Haz›rl›klar›n› tamamlay›p Isfahan’a yürüdü ve hiçbir mukavemet-
le karfl›laflmadan flehre girdi. Sa’d’›n bu sefer s›ras›nda fiiraz’› bofl b›rakmas›, ‹lde-
nizliler ve fiebânkâre emîrleri için bulunmaz f›rsatt›. Ayr›ca ‹sfahan’› almas› dolay›-
s›yla cezaland›r›lmas› da gerekmekteydi. Nitekim Atabey Özbek fiiraz’a, fiebânkâ-
re emiri Mübâriz ise, Kirman üzerine baflar›s›z seferler yapt›lar.
Sa’d, Kirman’daki hâkimiyetini kuvvetlendirmek için sefere ç›kt› ve 9 Ocak
1209’da Kirman’›n baflflehri Berdesir’e girdi. Burada Kavurt Bey’in taht›na oturan
Sa’d, O¤uzlar› itaat alt›na almak için, Bem’i kuflatt›. Daha sonra O¤uzlarla anla-
flarak fiiraz’a döndü. Kirman’da kald›¤› befl ay zarf›nda bölgeyi düzene sokmufl
ve büyük k›sm›n› da itaat alt›na alm›flt›. Fakat daha sonra buray› ihmal edince,
1213 senesinde Harizmflahlar, Kirman’› ele geçirdiler ve ak›nlar›n› baflkent fiiraz’a
kadar genifllettiler.
Daha önce de anlat›ld›¤› gibi, ‹ldenizlilerin Harizmflah’a ba¤l›l›k bildiren Irak-›
Acem valisi, Halifenin dahliyle Bât›nîler taraf›ndan öldürünce, bölgeyi ele geçir-
mek isteyenler aras›nda yeni mücadeleler bafllam›flt›. Bir yandan Atabey Sa’d, di-
¤er yandan Atabey Özbek, Irak-› Acem’e hâkim olabilmek için harekete geçtiler.
Sa’d, Harizmflah Muhammed’in ordusuyla Rey civar›nda karfl›laflt›. Ancak savaflta
yenilip esir düfltü (1217). Harizmflah, Eflkenvan ve ‹stahr flehirlerini kendisine b›-
rakmas›, ülke gelirlerinin üçte birini kendisine ödemesi ve ad›na hutbe okunmas›
flart›yla Sa’d’› affetti. Sa’d, yan›nda Harizmli kuvvetlerle fiiraz’a döndü¤ünde, yeri-
ne nâib olarak b›rakt›¤› o¤lu Ebû Bekr, kendisini flehre sokmak istemedi¤i için
onunla savaflmak zorunda kald›. Sa’d Mo¤ollarla yo¤un bir mücadele içerisine gi-
ren Harizmflah’a ba¤l›l›¤›n› sürdürmek zorunda kalmad›. Ancak daha sonra Kirman
ve Irak-› Acem’i ele geçiren Harizmflah’›n o¤lu Pirflah, müstahkem kaleler d›fl›nda,
fiiraz dahil Fars’› da iflgâl etti. Atabey Sa’d, Fars’a gelen Celaleddin Harizmflah’a
ba¤l›l›k arzedince, kaybetti¤i yerleri geri ald›. Sa’d 1226’da vefat etti.
döndü. Ebû Bekr, yaklaflan Mo¤ol tehlikesini bertaraf etmek için, kardeflini Mo¤ol
han› Ögedey’e gönderdi ve itaatini bildirdi. Ögedey bundan memnun olarak Fars’›n
idaresini ona b›rakt›. Ebû Bekr, buna karfl›l›k senelik otuz bin dinar haraç verecek-
ti.Atabey, Hürmüz adas› hâkimiyle anlaflarak düzenledi¤i sefer sonunda, Basra
körfezindeki Kays adas›na hâkim oldu (1229). Basra körfezindeki hâkimiyetini,
Arabistan sahillerine kadar geniflletti. Mo¤ollara olan vaadlerini yerine getirerek,
dostâne münasebetlerini devam ettirdi. Torunu Abifl Hatun’u Hülâgû’nun o¤lu ile
niflanlad›. Ancak Mo¤ollar’a ödenen haraçlar yüzünden vergileri art›r›lan ahali ca-
n›ndan bezmifl durumdayd›. Ebû Bekr, fiiraz’da 1260’ta öldü.
Ebû Bekr’in yerine o¤lu II. Sa’d geçtiyse de on iki gün sonra öldü. Onun ye-
rine henüz çocuk oldu¤u için, annesi Bibi Terken Hatun’un nâibli¤inde Muham-
med getirildi. Terken Hatun, devlet idaresini ele ald› ve halk›n refah›n› sa¤lama-
ya, ülkeyi kar›fl›kl›klardan korumaya çal›flt›. Muhammed’in atabeyli¤i 1262’de
ölümüyle sona erdi.
Muhammed’in yerine devlet erkân› ve ordunun karar› ile Muhammedflah geçti.
Muhammedflah, tahta geçer geçmez Terken Hatun’u yok sayarak duruma hâkim
oldu. Muhammedflah, Mo¤ollarla bar›fl› de¤il mücadeleyi tercih ediyordu. Bu yüz-
den Hülâgu’nun, huzuruna gelmesi için yapt›¤› davete icabet etmedi. Bu f›rsat› ka-
ç›rmayan Terken Hatun, emirlerle birleflerek Muhammedflah’› yakalat›p Hülâ-
gu’nun yan›na gönderdi.
Muhammedflah’›n sekiz ay süren k›sa atabeyli¤inden sonra yerine a¤abeyi Sel-
çukflah geçti. Selçukflah, tahta geçince kendisi için tehlikeli gördü¤ü baz› devlet
adamlar›n› ortadan kald›rd›. Kudreti dolay›s›yla siyasette önemli bir rolü olan Ter-
ken Hatun’la evlendi. Ancak Selçukflah’›n Terken Hatun’u afla¤›lamas› ve sonra öl-
dürtmesi Salgurlu Atabeyli¤inin y›k›l›fl›n› çabuklaflt›rd›. Nitekim Selçukflah, fii-
raz’daki Mo¤ol komutanlar›n› da bertaraf edince, Hülâgû’nun gönderdi¤i kuvvet-
ler taraf›ndan yakalanarak öldürüldü (1263).
Selçukflah’›n ölümünden sonra tahta II. Sa’d’›n k›z› Abifl Hatun geçti. Abifl Ha-
tun’un atabeyli¤inin ilk aylar›nda, Kad› fierefeddin ‹brahim ayakland› ise de, isyan
k›sa sürede bast›r›ld› ve taraftarlar› da¤›t›ld›. Abifl Hatun, daha sonra Hülâgu’nun
yedi yafl›ndaki o¤lu Mengü Timur ile göstermelik olarak evlendirildi. Abifl Hatun,
yafl›n›n küçük olmas› dolay›s›yla idarî ifllere kar›flm›yordu. Fars’›, bir flahne arac›l›-
¤› ile Mo¤ollar yönetmekteydi. ‹lhanl› hükümdar› Ahmed Teküdar, Fars’›n devam-
l› kar›fl›kl›k içinde bulunmas› ve bölgedeki Mo¤ol devlet adamlar›n›n yetersizli¤i
sebebiyle, yan›nda tuttu¤u Abifl Hatun’un fiiraz’a dönmesine izin verdi (1284). Bir
süre sonra, Mo¤ollar taraf›ndan bölgeyi idare etmek için gönderilen nâibin öldü-
rülmesi sebebiyle, Abifl Hatun, hükümdar Argun taraf›ndan huzura ça¤›r›ld›. Teb-
riz’de muhakeme edilen Abifl Hatun, Han’›n gelini oldu¤u için cezaland›r›lmad›
ama fiiraz’a dönmesine de izin verilmedi. Nihayet Hatun 1286 senesinde ölünce,
Fars’ta Salgurlu hâkimiyeti son buldu ve bölge resmen Mo¤ol idaresi alt›na girdi.
Teflkilatta oldu¤u gibi kültür hayat›nda da Selçulular›n mirasç›s› olan di¤er
atabeylikler gibi, Salgurlular da zengin imar faaliyetleriyle Fars’› donatt›lar. Mo-
¤ollar›n Harezmflahlar› ortadan kald›rmas› üzerine Salgurlular Mo¤ollar›n idaresi-
ni kabul ettiler. Onlar›n bu siyaseti bölgeyi bir süre daha Mo¤ollar›n sald›r›lar›n-
dan korudu. Salgurlular›n baflflehri fiiraz, Mo¤ollar›n önünden kaçan birçok ilim
adam› ve edibin s›¤›na¤› oldu. Salgurlular›n ilim ve sanat hâmili¤i, fiiraz’› bir kül-
tür merkezi haline getirdi.
168 Büyük Selçuklu Tarihi
Özet
NA M A Ç
Atabeyliklerin sistem içerisindeki yerini tan›mla- ölümünden sonra Nureddin Mahmud’a teslim oldu
1 yabilecek (1154). Böylece atabeylik tarihe kar›flt›.
N
Selçuklu sultanlar› o¤ullar›n› (flehzâde) e¤itmeleri
için bilgi ve tecrübeleri ile temayüz etmifl emirleri Zengiler’in tarihçesi ve tarihî önemini belirle-
A M A Ç
görevlendirirlerdi. Bu hocalara atabey denirdi. Ata- 3 yebilecek
beyler, melikle birlikte kendilerine verilen ikta Melikflah’›n kumandanlar›ndan Aksungur’un o¤-
bölgelerine gider, onun ad›na bölgeyi idare eder- lu olan Zengi, Irak Selçuklu sultan› Mahmud tara-
lerdi. Atabeyi olduklar› melik ad›na saltanat dava- f›ndan iki o¤luna atabey ve Musul’a vali olarak
s›na girer, kaybetmeleri hâlinde bulunduklar› böl- tayin edilmiflti (1127). Zengi Haçl›lar ile savaflmak
gede, merkezle ba¤lar›n› olabildi¤ince zay›flata- için Müslümanlar aras›nda siyasî birlik kurmaya
rak, zamanla kendi hanedanlar›n› kurarlard›. Bu çal›flt›. Van Gölü havzas›ndan fiehrizor’a, Irak ve
atabeylikler ne kadar güçlü olursa olsunlar, nihaî Suriye’nin bir k›sm›na hâkim oldu. Urfa’y› fethe-
olarak Selçuklu sultanlar›na tâbi idiler. Selçuklular dip kontlu¤un F›rat’›n do¤usundaki topraklar›n›
zaman›nda bu flekilde D›maflk, Musul, Fars ve fethetti (24 Aral›k 1144). 1146’da Câber kalesini
Azerbaycan Atabeylikleri kurulmufltur. kuflat›rken kendi kölesi taraf›ndan öldürüldü. Mu-
N
sul Atabeyli¤ine ait topraklar ikiye bölündü.
To¤teginliler’in tarihçesi ve tarihî önemini aç›k- Musul Kolu: Zengi’nin büyük o¤lu Seyfeddin
A M A Ç
Lü’lü’ye ve Eyyûbîlere karfl› korumak için girdi¤i Yerine di¤er kardefli Ebû Bekr geçti. Meraga’y›
mücadele de sonuçsuz kald›. Mahmud’un da alarak Ahmedilî hanedan›na son verdi (1211).
1233’te ölümüyle, bölgenin hâkimiyeti Bedred- Ancak idarî yetenekleri k›s›tl› olan Ebû Bekr za-
din Lü’lü’ye intikal etti ve Zengilerin Musul flube- man›nda ülkesi, Halife-Harizmflahlar-gulâm üme-
si tarihe kar›flt›. ra ve Gürcüler’in mücadele alan›na döndü. Ebû
Halep Kolu: ‹madeddin Zengi ölünce o¤ullar›n- Bekr ölünce kardefli Özbek atabey oldu. Halife,
dan Nureddin Mahmud, Halep merkez olmak üze- Harizmflahlara karfl› denge unsuru olarak Öz-
re Suriye’deki topraklarda hâkimiyetini kurdu. Zen- bek’in taraf›nda yer ald›. Ona muhaliflerine karfl›
gi’den sonra tekrar Urfa’ya hâkim olan Haçl›lardan ordu bile gönderdi. Atabey buna ra¤men Ha-
flehri geri ald›. Haçl›lara karfl› baflar›l› savafllar yap- rizmflah Muhammed’e tâbi olmak zorunda kald›.
t›. D›maflk atabeyli¤ine son vererek Suriye’yi ken- Mo¤ol istilâs› sebebiyle ortaya ç›kan kriz ve Gür-
di idaresi alt›nda birlefltirdi. Kardefllerinin idaresin- cü istilâs› karfl›s›nda aciz kald›. Topraklar› Ha-
deki Musul’a da üstünlü¤ünü kabul ettirdi. M›s›r’› rizmflah taraf›ndan iflgâl edildi. 1225’de ölümü
fethetmekle görevlendirdi¤i Salâhaddin Eyyubî, üzerine sa¤›r ve dilsiz o¤lu K›z›l Arslan atabey
Fat›mî halifeli¤ine son verdi. Nureddin 1174’te oldu. Onun 1228’de ölmesi üzerine fiili olarak
ölünce yerine o¤lu Melik ‹smail geçti. Ancak Mu- çökmüfl olan atabeylik sona erdi.
N
sul atabeyli¤inin müdahalesine ra¤men Salâhad-
din Eyyubî ülkesine hâkim oldu. ‹smail’in ölümüy- Salgurlular›n tarihçesi ve tarihî önemini de¤er-
A M A Ç
le Zengilerin Halep kolu sona erdi (1181). 5 lendirebilecek bilgiler kazanacaks›n›z
N
‹ran’›n Fars bölgesinde O¤uzlar›n Üçok boyuna
‹ldenizlilerin tarihçesi ve tarihî önemini aç›kla- mensup Salgur veya Salur kabilesi taraf›ndan ku-
A M A Ç
Kendimizi S›nayal›m
1. Atabeylerle ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi 6. ‹ldenizlilerle ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi
yanl›flt›r? yanl›flt›r?
a. Sultanlar›n o¤ullar›na tayin ettikleri e¤itmenlere a. Büyük Selçuklu sultanlar›n›n atabeyleridir.
atabey denirdi. b. Gürcülerle mücadele etmifllerdir.
b. Atabeylere ikta topraklar› verilirdi. c. Irak Selçuklu hanedan›na son vermifllerdir.
c. fiehzâde ad›na okunan hutbede Selçuklu sultan›
d. ‹ldenizliler Harizmflahlar taraf›ndan y›k›lm›flt›r.
ve Abbasî halifesinin ad› bulunurdu.
e. Selçuklu sultanlar›na karfl› Halife taraf›ndan des-
d. ‹lk Atabeylik D›maflk’da kurulan To¤teginlilerdi
e. Atabeylikler ba¤›ms›z devletlerdi. teklenmifllerdir.
2. D›maflk Atabeyli¤i ile ilgili afla¤›daki ifadelerden han- 7. Afla¤›daki olaylardan hangisi ‹ldenizliler döneminde
gisi yanl›flt›r? geçen bir olayd›r?
a. Komflular› olan Haçl›larla mücadele etmifllerdir a. Halife Müfltarflid’in öldürülmesi
b. Bat›nîler, D›maflk Atabeyli¤i topraklar›nda faali- b. Pehlivan’›n Ba¤dad’› kuflatmas›
yet göstermifllerdir. c. Atabey K›z›l Arslan’›n kendisini sultan ilan etmesi
c. Antakya-Kudüs hatt›n›n Haçl›lar›n eline geçme-
d. Musul Atabeyli¤inin Irak Selçuklular›na ba¤-
sini engellemifllerdir.
lanmas›
d. To¤tegin zaman›nda Musul Atabeyli¤ine ba¤-
e. Sultan Sancar’›n Hemedan’› almas›
lanm›fllard›r.
e. Zaman zaman Haçl›lar ile ittifak ve anlaflmalar
yapm›fllard›r. 8. ‹kinci Haçl› seferinin sebebi afla¤›dakilerden han-
gisidir?
3. Atabey Zengi’nin Urfa’y› fethi ile ilgili afla¤›daki a. Kudüs’ün Haçl›lar eline geçmesi
ifadelerden hangisi yanl›flt›r? b. Abbasî halifeli¤inin Orta Do¤u’da hâkimiyetini
a. Urfa Haçl› kontlu¤u tamamen y›k›ld›. güçlendirmesi
b. Kontlu¤un Urfa ve F›rat’›n do¤usundaki toprak- c. Suriye’de Müslümanlar›n tekrar hâkimiyet kur-
lar› fethedildi.
malar›
c. fiehirdeki H›ristiyanlara dokunulmad› ama Haç-
d. ‹madeddin Zengi’nin ölmesi
l›lar tasfiye edildi.
e. Urfa’n›n ‹madeddin Zengi taraf›ndan fethedilmesi
d. Bu yüzden ‹kinci Haçl› seferi düzenlendi.
e. Urfa’ya askeri bir vali atand›.
9. Salgurlular ile ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi
4. Nureddin Mahmud’un tüm icraât› dikkate al›nd›¤›n- yanl›flt›r?
da afla¤›dakilerden hangisi onun ulaflt›¤› nihaî hedefi a. Fars’ta hüküm sürmüfl bir atabeyliktir
tan›mlar? b. O¤uzlar›n Salur boyuna mensuplard›r
a. Urfa’da ç›kan isyan› bast›rmas› c. Büyük Selçuklu Devletine tâbi olmufllard›r
b. Dimaflk Atabeyli¤ini ortadan kald›rmas› d. Bir dönem Harizmflahlara ba¤lanm›fllard›r
c. Musul Atabeyli¤ine üstünlük sa¤lamas›
e. Mo¤ollar taraf›ndan y›k›lm›fllard›r
d. Irak-Suriye ve M›s›r’› kendi idaresi alt›nda bir-
lefltirmesi
e. Haçl›lara karfl› büyük baflar›lar kazanmas› 10. Atabeyliklerle ilgili efllefltirmelerden hangisi do¤rudur?
a. Salgurlular -Azerbaycan
5. Musul Atabeyli¤inin y›k›l›fl› ile ilgili afla¤›daki b. ‹ldenizliler -Fars
ifadelerden hangisi do¤rudur? c. Zengiler- M›s›r
a. Nureddin Mahmud taraf›ndan ortadan kald›r›ld›. d. To¤teginliler -Irak
b. Arslanflah’›n atabeyi olan Lü’lü’nün bask›s› neti- e. Zengiler -Irak ve Suriye
cesinde y›k›ld›.
c. Atabeyli¤e Mo¤ollar taraf›ndan son verildi.
d. Selahaddin Eyyûbî Musul’u ele geçirince hane-
dan sona erdi.
e. Nureddin Mahmud’un yerine geçecek o¤lu bu-
lunmad›¤›ndan tarihe kar›flt›.
8. Ünite - Atabeylikler 171
Yararlan›lan Kaynaklar
Alptekin, Coflkun (1978), The Reign of Zangi (521-541
S›ra Sizde Yan›t Anahtar› / 1127-1146), Erzurum.
S›ra Sizde 1 Alptekin, Coflkun (1985), D›maflk Atabegli¤i (To¤tegin-
D›maflk Atabeyli¤i, Haçl›lar›n Suriye ve Filistin’de kur- liler), ‹stanbul.
duklar› ve ‹slâm dünyas›n›n kalbine bir hançer gibi sap- Merçil, Erdo¤an (1992), “Salgurlular” Do¤ufltan Günü-
lanan devletçiklere karfl› bir kalkan görevi yapt›. Onla- müze Büyük ‹slâm Tarihi, VIII, ‹stanbul, 19-62.
r›n mücadelesi sayesinde Antakya’dan Kudüs’e kadar Merçil, Erdo¤an (1992), “‹ldenizliler” Do¤ufltan Günü-
uzanan sahan›n Haçl›lar›n elinde birleflmesi engellen- müze Büyük ‹slâm Tarihi, VIII, ‹stanbul, 81-110
mifl oldu. Ayr›ca Büyük Selçuklular’›n halefi olarak yük- Ö¤ün Bezer, Gülay (2000), “‹ldenizliler”, Diyanet ‹slâm
sek bir medenî geliflimin de temsilcisi oldular. Ansiklopedisi, XXII, 82-84.
fieflen, Ramazan (1983), Salâhaddin Devrinde Eyyûbîler
S›ra Sizde 2 Devleti, ‹stanbul.
Haçl›lar›n Yak›ndo¤u’da bir tak›m siyasî teflekküller ku-
rup yerleflmeleri ve varl›klar›n› sürdürme gayretleri,
Müslümanlarla sürekli bir mücadeleye sebep olmufltu.
‹slâm Dünyas›n›n siyasî önderleri konumunda olan
Türkler Urfa-Antakya-Kudüs hatt›n›n tümüyle Haçl›lar›n
eline geçmesini engelleyen büyük baflar›lar kazanm›fl-
lard›. Ancak Urfa’n›n fethi ilk kurulan Haçl› kontlu¤u-
nun y›k›lmas› bak›m›ndan her iki tarafta da ciddî psiko-
lojik etki yapt›. H›ristiyanlar telâflla yeni bir sefere ç›kar-
ken, Türkler art›k Haçl›lara karfl› psikolojik ve askerî
üstünlü¤ü ele geçirmifllerdi. Urfa’n›n fethi ile cihâd me-
flalesi atefllenmifl oldu.
9
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Selçuklu Devlet anlay›fl› içerisinde hakimiyetin hukukî dayana¤›n› analiz
N
edebilecek,
N
Metbû-tâbî iliflkilerini aç›klayabilecek,
N
Gulâm sisteminin Selçuklulardaki yeri ve önemini belirleyebilecek,
N
‹ktâ sisteminin Selçuklular için ne ifade etti¤ini de¤erlendirebilecek,
Selçuklu ordusunun kaynaklar›n› belirleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Hanedan • Mîrî Arazi
• Sultan • ‹ktâ
• Metbû ve Tâbî • Kādi’l-kudât
• Melik • Nizâmülmülk
• Dîvân • Vezaret
• Gulâm
‹çindekiler
• G‹R‹fi
• HANEDAN VE SULTAN
• SARAY TEfiK‹LATI
Büyük Selçuklu Büyük Selçuklu • MERKEZ (HÜKÛMET) TEfiK‹LATI
Tarihi Devlet Teflkilat›
• EYALET TEfiK‹LATI
• ASKERÎ TEfiK‹LAT
• ADLÎ TEfiK‹LAT
Büyük Selçuklu Devlet
Teflkilat›
G‹R‹fi
do¤rultusunda bafllayan fetihlerle k›sa zamanda ‹ran, Irak, Suriye, Do¤u ve Güney
Do¤u Anadolu’da Selçuklu hakimiyeti sa¤land›. ‹ran’daki irili ufakl› bir çok mahal-
lî hanedan veya emirlik de, Tu¤rul Bey zaman›nda devlete tâbî k›l›nd›. Irak’ta ise
Abbasî Devleti/Halifeli¤i bulunmaktayd›. Halifenin davetiyle Ba¤dad’a giren Sel-
çuklular, buradaki Büveyhî tahakkümünü sona erdirdiler. Abbasî Hilâfeti ile iliflki-
ler, bu vesile ile bafllang›çta dostane bafllam›flsa da hep böyle devam etmemifl, za-
man zaman gerginlikler ve krizler de ortaya ç›km›flt›r.
Büyük Selçuklu Devletinden ilerleyen zaman içinde dört bölgesel Selçuklu
hanedan› do¤mufltur. Selçuklu hanedan üyeleri taraf›ndan ve Büyük Selçuklula-
ra tâbî olarak kurulan bu flubeler, kurulufl s›ras›na göre Kirman (1048), Türkiye
(1075), Suriye (1078) ve Irak Selçuklu (1119)lar›d›r. Bunlardan Türkiye Selçuklu-
lar› ba¤›ms›z olarak kurulmufl, di¤erleri Büyük Selçuklu Devletine sonuna kadar
tâbî kalm›fllard›r.
XII. yüzy›l›n bafllar›nda, Suriye ve Irak Selçuklular›n›n topraklar› üzerinde mer-
kezî otoritenin zay›flamas›na paralel olarak atabeglik ad› verilen baz› hanedanlar
ortaya ç›kt›. Bunlar›n bafll›calar› Togteginliler (Suriye), Zengîler (Cezîre ve Suriye),
‹ldenizliler (Âzerbaycan), Salgurlular (Fars)’d›r.
Selçuklular’›n mücadele etti¤i gayrimüslim güçler ise Anadolu’da Bizans, Kaf-
kasya’da Gürcüler, Do¤u Anadolu’da Ermeniler ve Türkistan’da Karah›taylar’d›r.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
temsil edilmesi, devlete sunduklar› büyük hizmetlerin yan›s›ra beylere, temsil ettikleri güç
Mirî arazi mülkiyet hakk› oran›nda devleti sarsmak imkân› da veriyordu. Selçuklu sultanlar›n›n zaman içerisinde,
devlete, yani hazineye ait devletin kuruluflunda kendileri kadar hizmet etmifl boy beyleri yerine gulam unsurlar› ter-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
olan topraklara denir. Bu
topraklar›n iflletme hakk› cih etmelerinin bafll›ca sebeplerinden biri budur.
geçici tapu ile reayaya
verilirdi. ‹kta ise bu flekilde
K ‹ T topra¤›n
iflletilen A P gelirlerinin Keza baz›
K ‹ farkl›l›klarla
T A P Ortaça¤ ‹slam devletlerinde de uygulanan iktâ sistemi,
bir k›sm›n›n maafl karfl›l›¤› Selçuklu devlet teflkilât›n›n temel tafllar›ndand›r. Devlet mülkiyetinin esas al›nd›¤›
olarak devlet görevlilerine
tahsis edilmesidir. toprak sisteminin (mîrî arazi) bir sonucu olan iktâ, maliyenin uygulad›¤› gelir
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
9. Ünite - Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› 175
vergisi toplama usulü yan›nda, taflra (eyalet ve vilayet) yönetimi ve savafl zaman›
asker toplamay› birlikte sa¤layan kapsaml› bir sistemdir.
Hükümdar, saray, hükûmet (bürokrasi), taflra yönetimi, maliye, vergi ve ordu
gibi devletin bütün organlar›na kaynakl›k ve nüfuz etmesi, bu üç müessesenin
devlet yap›s›ndaki önemini fazlas›yla ortaya koymaktad›r.
HANEDAN VE SULTAN
ler de, ayn› zamanda rakipleridir. Tabiat› gere¤i tâbîlikte sadâkat ve süre düzensiz-
dir. Ayn› flekilde yükümlülüklerde de bir standart yoktur. Tâbî olufl flekline, yani
kan dökülmeden kendi r›zas›yla veya k›l›ç zoruyla olmas›na göre yükümlülüklerin
veya yapt›r›mlar›n belirlendi¤i anlafl›lmaktad›r.
Tâbîli¤in en baflta gelen ve en yayg›n olan göstergesi, bölgesinde okunan hut-
belerde ve daha sonra e¤er bast›rma hakk› tan›nm›fl ise sikkelerinde (madenî pa-
ra) metbûnun ad›n›n zikredilmesidir. Ancak siyasî tarih bilgilerimize göre, tâbî ol-
du¤unu bildi¤imiz baz› hükümdarlar›n bast›rd›klar› sikkelerde metbûnun ad›na
rastlanmaz. Di¤er tâbîlik yükümlülüklerini, vergi ödeme, istendi¤inde asker gön-
derme, çocuklar›ndan bir veya birkaç›n› metbûnun saray›na rehin gönderme flek-
linde s›ralayabiliriz.
Büyük Selçuklu Devletinin bünyesinden dört mahallî Selçuklu flubesi daha
do¤mufltur. Bunlar Selçuklu hanedan üyelerinin Sultan taraf›ndan atanmas› sure-
tiyle, Büyük Selçuklulara tâbî olarak kurduklar› Kirman, Suriye ve Irak Selçuklula-
r›d›r. Türkiye Selçuklular› ba¤›ms›z olarak kurulmufl, di¤erleri Büyük Selçuklu
Devleti y›k›l›ncaya kadar ona tâbî olmaya devam etmifllerdir.
Müslüman Türk devletlerinden Karahanl›lar ve Gazneliler zaman zaman Sel-
çuklulara tâbî olmak zorunda kalm›fllard›r. Bu tâbîlik dönemleri siyasî tarih bilgile-
rinden ve bast›rd›klar› sikkelerden takip edebilmektedir. Hârizmflahlar ise Hâ-
rizm’e gönderilen valilerin zamanla elde ettikleri imtiyazlarla tâbî hükümdar konu-
muna yükselmeleriyle ortaya ç›km›flt›r. Hârizmflah Ats›z, Sultan Sancar’a karfl› bir-
kaç defa isyan etmifl, sonra yeniden tâbî olmak zorunda kalm›flt›. Harizmflahlar an-
cak Irak Selçuklular›n›n y›k›lmas› üzerine ba¤›ms›z olabilmifllerdir.
XII. yüzy›l›n ilk yar›s›nda, Suriye ve Irak Selçuklular›n›n topraklar› üzerinde
merkezî otoritenin zay›flamas›na paralel olarak ortaya ç›kan atabeglikleri de tâbî-
lere dahil edebiliriz. Ancak bunlar, dönemin flartlar›na göre bazen do¤rudan Bü-
yük Selçuklulara de¤il, onun bölgedeki tâbî uzant›s› olan Irak Selçuklular›na tâbî
olmufllard›r. Bunlar›n bafll›calar› Togteginliler/Böriler (Dimaflk), Zengîler (Cezîre
ve Suriye), ‹ldenizliler (Âzerbaycan), Salgurlular (Fars)’d›r.
Yine Büyük Selçuklu Devletinin güçlü oldu¤u dönemlerde gayri Türk mahallî
hanedanlar da zaman zaman onlara tâbî olmufllard›r. Cibal ve Yezd’de Kâkûyîler,
Sistan’da Nîmrûz Melikleri, Taberistan ve Cürcân (Gürgân)’da Ziyârîler, yine Tabe-
ristan ve Gîlân’da Bâvendîler, Kirmanflah ve civar› ile Luristan’da Annâzîler, Âzer-
baycan’da Ravvâdîler, Irak, Cezîre ve Kuzey Suriye’de Ukaylîler ve Diyarbekir ve
çevresinde Mervânîleri bu gruba örnek olarak verebiliriz.
adamlar› taraf›ndan düzensiz olarak kullan›lan bu unvan›, Selçuklular ilk defa res-
mî ve daimî hükümdar unvan› haline getirmifllerdir. Bazen es-sultânu’l-a’zam un-
van› da kullan›lm›flt›r. Ayr›ca ilave olarak flâhenflâhu’l-ecell, melikü’flark ve’l-¤arb,
melikü’l-‹slâm veya rüknü’l-‹slâm gibi unvanlara da rastlanmaktad›r. fiehzadeler
ise eyaletlere vali olarak melik unvan› ile gönderilmekteydi. Kirman Selçuklu hü-
kümdarlar›n›n bast›rd›klar› sikkelerde melik, Suriye Selçuklular›ndan Tutufl’un sul-
tan, o¤ullar›n›n melik, Irak ve Türkiye Selçuklular›n›n ise sultan unvan›n› kullan-
d›klar› bilinmektedir.
En basit ifadesiyle ....+ü’d-dîn veya ...+ü’d-devle formlar›ndaki s›fat tamlamala-
r›na lâkab denmektedir ve her hükümdar›n kendine mahsus lâkab› vard›r. Meselâ
Tu¤rul Bey’in lâkab› Rüknü’d-dîn, Alp Arslan’›n Adudü’d-devle, Melikflah’›n Mu’›z-
zü’d-dîn’dir.
Künye ise eski bir Arap gelene¤inin ‹slâm dünyas›nda yayg›nlaflmas›yla Sel-
çuklulara intikal etmifltir. Ebû (babas›)+... formundaki isim tamlamas›ndan iba-
rettir. Tu¤rul Bey’in künyesi Ebû Tâlib, Alp Arslan’›n Ebû fiücâ’ ve Melikflah’›n
Ebu’l-Feth idi.
Hutbe: ‹slam dininde Cuma ve bayram namazlar›n›n bir rüknü olan hutbe za-
manla, otoritenin, siyasî iktidar›n sembolü haline de gelmifltir. Çünkü hutbe iktida-
r›n kendini ifade edebilece¤i ve toplumla iliflki kurabilece¤i çok cazip ve do¤al bir
ortamd›r. Bu imkan ve f›rsat› halifeler ve hükümdarlar de¤erlendirmifltir.
Hutbede konumuz aç›s›ndan farkl› uygulamalar görülür: 1) Sultanl›¤›n› ilan
eden bir flehzadenin ilk yapaca¤› ifl, Cuma hutbelerinde halifeninkinden sonra ken-
di ad›n› unvan›yla birlikte okutturma, böylece sultanl›¤›n› halka ilan etme. 2) Hali-
fe sultanl›¤›n› ilan eden bir flehzadenin tan›nma talebini kabul etti¤i takdirde, Ba¤-
dat ve civar›nda okunan hutbelerde kendi ad›ndan sonra bu yeni sultan›n ad›n› da
okutturmas›. 3) Tâbî hükümdarlar›n ise kendi adlar›n› ancak halifenin ve metbû sul-
tan›n ad›ndan sonra okutturmas›. 4) Baz› sultanlar›n veliaht ilan ettikleri flehzadele-
rinin ad›n› da hutbelerde okutturmas›. Böylece onun toplum tataf›ndan kabullenil-
mesini sa¤layarak do¤abilecek muhtemel siyasî kriz önlenmek isteniyordu.
Sikke: Sikkenin (madenî para) aslî fonksiyonu bilindi¤i üzere bir al›fl-verifl ara-
c› olmas›d›r. Öncelikle pek tabii sikkeler tedavüldeki para arz›n›, maden bollu¤u-
nu, ülkenin iktisadî durumunu tespit etmemizi sa¤larlar. Ancak hutbe gibi, hatta
hutbeden daha yayg›n olarak müslim, gayrimüslim herkesin cebine kadar ulaflabi-
len bir iktisadî araç oldu¤u için, sikke de siyasî iktidarlar›n vazgeçilmez bir göster-
gesi haline gelmifltir. Bugünkü gibi tek merkezde de¤il, hemen hemen her flehirde
alt›n (dinar), gümüfl (dirhem) veya bak›r (fels) sikke bast›r›lmaktayd›. Üzerinde
bast›ran›n isim, unvan, lâkab ve künyesi, darp yerinin ad›, tarihi ile baz› dinî iba-
reler ve ok-yay, k›l›ç gibi semboller yer almaktayd›. Dolay›s›yle bu tür bilgilerin en
önemli ve güvenilir kayna¤›n› olufltururlar. Yine sikkelerden metbû sultan›n haki-
miyet alan›n›, hanedan üyeleri aras›ndaki hiyerarfliyi, metbû-tâbî iliflkilerini, darbe-
dilen flehrin tarihini tespit edebiliriz.
Resim 9.1
Mu ‘›zzü’d-Devle [Arslan] Yabgu’nun 1025 y›l›nda
Kermîne’de bast›rd›¤›, yay, ok-yay ve k›l›ç figürlü ilk
Selçuklu sikkesi
Selçuklular›n ilk sikkesi 1025 y›l›nda Nur Kasabas› yak›n›ndaki Kermîne’de ba-
s›lm›flt›r. Sikke Karahanl› tipinde bir gümüfl dirhem olup üzerinde Mu’›zzü’d-dev-
le lâkab› ile Yabgu unvan›, yay ve k›l›ç figürleri bulunmaktad›r. Sikkeyi yay›nlayan
Boris Koçnev sikkenin Musa Yabgu’ya ait oldu¤unu iddia ediyor ise de, siyasî
olaylar, darp yeri ve darp tarihi Arslan Yabgu’ya ait oldu¤unu göstermektedir. Do-
lay›siyle ilk sikke Dandanakan Zaferinden, yani devletin kuruluflundan on befl y›l
önce, Arslan Yabgu taraf›ndan, damad› Karahanl› Ali Tegin ile ittifak kurdu¤u dö-
nemde bas›lm›flt›r. Tu¤rul Bey’in ilk sikkesi ise 1037 y›l›nda Niflabur’da bast›rd›¤›
dinard›r. Sultandan baflka di¤er hanedan üyeleri ve baz› valiler de kendi bölgele-
rinde sikke bast›rmaktayd›lar.
Resim 9.2
Sultan Alp Arslan’›n 1063/4 y›l›nda el-Ahvaz’da
bast›rd›¤›, ok ve yay figürlü alt›n dinar: “es-
Sultânü’l-Mu’azzam fiâhenflâh Melikü’l-‹slâm Alp
Arslan”
Resim 9.3
Kaynak: Nizâmî-i
Arûzî’nin
Mahzen-i Esrâr
adl› eserinin XVI.
yüzy›l Safevî
döneminde
yaz›lm›fl bir
kopyas›ndan.
K›yafetler Safevî
dönemine aittir.
Çetr m›zrak gibi uzun bir sap›n ucunda, genellikle siyah renkli de¤erli bir ku-
mafltan yap›lm›fl küçük flemsiyedir. Orta Do¤uda çok eski bir gelenek olan çetri
sultan ve meliklerin seferlerde, alaylarda at üzerindeyken, arkas›nda bulunan at-
l› bir gulâm (çetrdâr) taraf›ndan bafllar› üzerinde tutulurdu. Baz› Selçuklu çetrle-
rinin üzerinde ok-yay sembolünün bulundu¤u da bilinmektedir. Özellikle savafl
meydan›nda sultan›n hayatta oldu¤u ve bulundu¤u yer çetrden anlafl›ld›¤› için
büyük önem tafl›rd›.
⁄âfliye asl›nda sultan›n eyerinin örtüsü ise de, kaynaklarda onun sembolik an-
lam›n›n daha öne ç›kt›¤› görülmektedir. Nitekim ¤âfliye, rikâbdâr taraf›ndan mera-
simlerde at›yla giden sultan›n önünde, yukar› kald›r›l›p sa¤a sola çevrilerek tafl›n›r-
d›. Keza tâbîler sultana sadâkatlerini göstermek için, ¤âfliyeyi omuzlar›nda tafl›ya-
rak yine sultan›n yan›nda veya önünde yürürlerdi.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDEzaman›na kadar ve daha sonra devletin merkezini Merv’e tafl›-
Sultan Melikflah
yan Sultan Sancar zaman›nda devlet hayat›nda O¤uz geleneklerinin daha fazla ha-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
9. Ünite - Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› 181
kim oldu¤u görülür. Eski Türklerde yayg›n olan toy ve flölen gelene¤inin, yani hü-
kümdar›n halk›n› doyurup hoflnut etmesinin hân-› ya¤ma ad›yla Selçuklularda da
devam etti¤i, halka sofralar aç›ld›¤› görülür. Bununla birlikte Selçuklular kurulufl-
tan itibaren birçok sebeple kabullenmek zorunda kald›klar› gulâm sistemine ilave
olarak Melikflah döneminde daha da yo¤unlaflarak kendilerini Fars kültürünün et-
ki alan› içinde buldular. Nitekim bütün Do¤u ‹slam dünyas›, Abbâsîler, Sâmânîler,
Gazneliler vb. Sâsânî ‹mparatorlu¤unun miras› üzerinde kurulmufltu. Bu devletler
onlar›n saray âdetleri, teflrifat usûlleri ve bürokratik geleneklerinden uzak kalama-
d›lar. Nitekim Selçuklular da bu çizgiyi devam ettirdi.
Selçuklu sultanlar›n›n, han›m sultanlar›n ve melik flehzadelerin bir çok flehirde
saraylar› vard›. Ayr›ca seferler s›ras›nda kurulan bir çeflit seyyar saray konumunda-
ki ota¤› da bunlara ekleyebiliriz. Büyük Selçuklular›n Niflabur, Rey, Isfahan, Merv
ve Tirmiz’de, Irak Selçuklular›n›n Hemedan ve Ba¤dad’da, Kirman Selçuklular›n›n
Berdesir’de ve Suriye Selçuklular›n›n ise Haleb’te saraylar›n›n bulundu¤u bilin-
mektedir. Bunlar saray-› saltanat, saray-› sultan, dârü’l-memleke, dârü’s-sultan,
dârü’l-emâre, köflk veya kasr gibi isimler tafl›maktayd›.
Sultan›n yak›n hizmetini ve saray›n bütün ifllerini gören saray personeli, gulâm Gulam esir veya sat›n alma
sistemiyle e¤itilen kiflilerden seçilmekteydi. Gulâmlar genelde sat›n alma, esir al- yoluyla elde edilen kölelerin,
devletin ihtiyac› olan askerî
ma, hediye gönderilme vs. yollarla temin edilmekteydiler. Nizâmülmülk’e göre sa- ve sivil bürokrasi
ray için seçilerek sat›n al›nan delikanl›lar, yedi y›ll›k bir e¤itimden geçirilir ve liyâ- mensuplar›n› yetifltirmek
üzere e¤itilip devlet
katlerine göre devlet kap›s›nda göreve bafllard›. Tafl›d›klar› “emir” unvan›ndan da hizmetine al›nd›¤› sistemin
anlafl›laca¤› gibi saray görevlileri askerî statüdeydi, yani k›l›ç ehlindendi. Saray ad›d›r.
emirlerine güven endiflesi nedeniyle veya gelirini art›rarak ödüllendirmek için sul-
tan taraf›ndan mevcut görevine ilave olarak geçici veya devaml› ikinci bir maka-
m›n tevcih edildi¤ine s›k s›k rastlan›r. Bu da saray emiri ve memuriyetler aras›nda
geçiflgenlik oldu¤unu göstermektedir. Di¤er bir deyiflle tafl›nan unvanlarla, yerine
getirilen baz› görevler uyuflmamakta veya iç içe girmektedir. fiimdi bu saray emir-
lerinin belli bafll›lar›n› tan›yal›m:
Hâcib-i bozorg: Büyük hâcib veya bafl hâcib anlam›na gelen muhtelif Fars-
ça ve Arapça tamlamalarla ifade edilen bu görevli saray âmiriydi. Sultan ile ve-
zir ve dîvân-› a’lâ aras›ndaki irtibat› sa¤lard›. Unvan›ndan da anlafl›laca¤› gibi
maiyetinde hâcibler vard›. Hâcib-i dergâh kabullerde teflrifat› düzenlerdi. Hâ-
ciblere as›l görevlerinin d›fl›nda elçilik veya ordu komutanl›¤› gibi geçici görev-
ler de verilmekteydi.
Vekîl-i der: Hâcibden daha özel bir durumu olan vekîl-i der ise a¤z› lâf apan,
söz ustas›, yerine göre konuflmas›n› bilen, sultan›n mutlu, mutsuz anlar›n› bilip ona
göre davranan, sultan ile vezir aras›nda arac›l›k eden bir görevliydi.
Emîr-i dâd (Dâd beg): Adalet emiri anlam›na gelen emîr-i dâd, Nizâmül-
mülk’ün zikretti¤i emîr-i haresin Selçuklu uygulamas›ndaki karfl›l›¤›d›r ve bu un-
van› ilk kullanan Büyük Selçuklu Devletidir. Kirman ve Türkiye Selçuklular›nda da
mevcuttur. Emîr-i dâd›n as›l görevi, daha çok sultana ve devlete karfl›, yani siyasî
suç iflledi¤i iddias›yla cezaland›r›lan kiflilerin cezalar›n› infaz etmekti. Yapt›¤› ifl do-
lay›s›yla nüfuz sahibi oldu¤u ve kendisinden korkuldu¤u, saray ve maiyetinin bu-
lundu¤u, ilave olarak baflka görevler verildi¤i tespit edilmektedir.
Üstâdü’d-dâr: Yine Siyâsetnâme’de geçen, ama Selçuklularda unvan olarak
rastlanmayan vekîl-i hâss›n karfl›l›¤›d›r. Saray›n mutfak, f›r›n ve ah›r gibi bütün bi-
rimlerinin ihtiyaçlar›n› ve saray personelinin maafllar›n› hazine gelirlerinden ayr›lan
bir kaynaktan karfl›lamak onun göreviydi. Yapt›¤› harcamalarda yolsuzluklar› ön-
lemek için Hârizmflahlarda oldu¤u gibi dîvân-› a’lâ üyelerinin onay› gerekiyordu.
182 Büyük Selçuklu Tarihi
Emîr-i candâr: Candâr Farsça silah tutan anlam›na gelir. Emîr-i candâr sulta-
n›n ve saray›n güvenli¤inden sorumlu hâssa askerlerinin bafl›yd›. Sultan›n kabulle-
rinde daima haz›r bulunurlar ve huzura girecekleri kontrol ederlerdi.
Sâhibü’l-alem (emîr-i alem): Sultan›n sanca¤›ndan sorumlu olan, merasimler-
de ve savafllarda onu tafl›yan emirdir.
Emîr-i silah (silahdâr): Silahhaneden sorumlu, merasimlerde ve tahtta oturur-
ken sultan›n silah›n› tafl›yan gulâmlar›n emiridir.
Emîr-i câmedâr: Sultan›n k›yafetlerinin korundu¤u câmehaneden ve sultan›n
giyim kuflam›ndan sorumlu olan emirdir. Hil’at olarak verilecek veya gönderilecek
elbiseler de câmehanede korunurdu.
Emîr-i çaflnigîr: Çaflnigîr Farsça lezzet tadan anlam›ndad›r. Bu emirin görevi
sultan›n sofras›n› haz›rlatmak ve onun yiyece¤i yemeklerin tad›na önceden baka-
rak zehirlenme ihtimalini önlemekti. Ayr›ca muhtemelen aflç›bafl› konumunda olan
hânsâlâr unvan›n› tafl›yan bir görevli daha bulunmaktayd›.
fiarabdâr (fiarabî): Bilumum içeceklerin haz›rland›¤› ve korundu¤u flarabha-
neden ve sultan›n meclislerinde sunulan içkilerin kalitesinden ve haz›rlanmas›n-
dan sorumlu olan emirdir.
Emîr-i âhur (âhur beg, âhur sâlâr): Saray ah›r›nda bulunan atlar›n yetifltiril-
mesi, beslenmesi ve muhafaz›ndan sorumludur.
Emîr-i flikâr / sayd: Hem spor, hem de bir nevi savafl talimi olan ava ç›kma
iflinden, do¤anc› anlam›na gelen bâzdâr ise av kufllar›ndan sorumluydu.
Hazinedâr (Hâzin): Sultan›n flahsî hazinesinden (hazîne-i hâss) sorumlu ve
sultan›n izniyle emanet olarak verilen de¤erli eflyalar›, gönderilen hediyeleri mu-
hafaza eden emirdir.
Bunlar›n d›fl›nda sultana hoflça vakit geçirten nedimler ve maskaralar, onun
at›n›n üzengisini tutan rikâbdâr, yatak ve hal›lar› seren, çad›rlar› kuran ferrâfl,
müneccim ve hâdimleri de ekleyebiliriz.
N N
SIRA S‹ZDE VezâretSIRA S‹ZDE
Vezir sultan›n menflûru (ferman›) ile göreve bafllar. Yürütme, yasama ve yarg› yet-
AMAÇLARIMIZ
kilerii elinde bulunduran sultan›n vekili olarak devletin bütün ifllerini sevk ve ida-
AMAÇLARIMIZ
re eder. Belirli konularda ferman ç›karabilir ve yaln›z sultana hesap verirdi. Bütün
idarî organlar ve memurlar ona ba¤l›d›r. Belirli görevlendirmeler d›fl›nda sultan›n
K ‹ T A P yannda bulunur,
K ‹ T Aseyahatlerine
P ve seferlerine kat›l›r. Ordu sevkedebilir, ordunun
bafl›nda komutan olarak sefere ç›kabilirdi. fiahs›na ba¤l› askerî birlikleri de vard›.
Devlet bütçesini düzenler ve malî denetim yapard›. Hazine gelirlerinin artmas› için
TELEV‹ZYON çaba gösterir,
T E L Edevlet
V ‹ Z Y O Nadamlar›n›n servetlerini hakl› haks›z yere müsadereye tabi tu-
tabilir veya para cezas› verebilirdi. Memurlar› tayin ve azil yetkisi vard›r. Ancak bü-
tün bunlar› yaparken hassas dengeleri de gözetmeli ve sultan› rahats›z edecek ic-
‹NTERNET ‹NTERNET
9. Ünite - Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› 183
Di¤er Dîvânlar
Bu dört dîvândan baflka dîvân-› a’lâya ba¤l› olmayan dîvânlar da vard› ve reisleri
bu dîvân›n toplant›lar›na kat›lm›yorlard›.
Dîvân-› mezâlim: Mezâlim zalimin gasbetti¤i veya zulümle al›nd›¤› için fli-
kayetçi olunan fley anlam›na gelen Arapça mazlime kelimesinin ço¤uludur. Da-
ha çok malla ilgili hak ihlalleri, kanunsuz tahsil edilen vergiler, el konulan mal-
lar, gasp veya h›rs›zl›kla elde edilen gelirler bu dîvân›n görev alan›na girmekte-
dir. Di¤er bir ifadeyle bu dîvân memurlar›n veya askerlerin nüfuzlar›n› kötüye
kullan›p bask› kurarak fazla vergi ald›¤› veya mallar›n› gasbetti¤i sivil halk›n hak
arad›¤›, adaletin tecelli etmesini umduklar› en yüksek makamd›r. Orta Ça¤ ‹slam
devletlerinde yayg›n olan bu müessese Selçuklulara da intikal etmifltir. Önceleri
haftada iki gün toplanan dîvâna bizzat sultan baflkanl›k etmekte iken, zamanla
bu yükümlülüklerini vezirlere, eyalet ve vilayetlerde ise meliklere, reislere veya
kad›lara b›rakm›fllard›r.
Dîvân-› berîd: Orta Ça¤ ‹slam devletlerinde ve Selçuklularda bulunan bu dî-
vân istihbarat ve haberleflmeyi sa¤lard›. Merkez ile eyalet ve vilâyetler, yabanc›
devletler aras›nda haberleflme ve istihbarat faaliyetlerini bu müessese yürütmek-
teydi. Reisine sahib-i berîd, vilâyetlerdeki görevlilere ise sahib-i haber denmektey-
di. Sultan Alp Arslan’›n Nizâmülmülk’ün tavsiyesine, sâhib-i haberlerin dostu düfl-
man, düflman› dost gösterebilecekleri endiflesiyle karfl› ç›karak bu müesseseyi kal-
d›rd›¤› rivayet edilir. Ancak bu müdahelenin uzun sürmedi¤i ve dîvân›n tekrar ku-
ruldu¤u anlafl›lmaktad›r. Hükümdarlar yöneticilerin, ordu ve halk›n durumunu,
komflu devletlerdeki geliflmeleri ö¤renmek için her yere tüccar, seyyah ve sufî vs.
k›l›¤›nda casuslar göndermekteydiler.
Dîvân-› hâss: Bu dîvân gelirleri sultana tahsis edilen hâss arazilerin sevk ve
idaresi ile meflgul olurdu. Sultan bu arazilerden hanedan üyelerine de iktâ veya
temlik yoluyla verirdi. Dîvân reisine vekîl (-i dîvân-› hâss) denmekteydi.
Dîvân-› evkaf-› memâlik: Kurulan her vak›f müstakildir ve vakfeden kiflinin
belirledi¤i flartlar do¤rultusunda kad›n›n vak›f hukukuna uygun flekilde düzenledi-
¤i vakfiyesine ba¤›ml›d›r. Normal flartlarda d›fl bir müdahele söz konusu olmaz.
Ancak vak›f hukukuna ayk›r› uygulamalar, suistimaller, yolsuzluklar ve anlaflmaz-
l›klar oldu¤u zaman, flikayet üzerine veya teftifl için dîvân-› evkaf-› memâlik dev-
reye girmektedir. Vâk›f›n tayin etti¤i mütevellîlerden kimse kalmazsa, dîvân bir
mütevellî tayin edebilir. Kad›lar da ek görev olarak vak›flar›n yönetimi ve kontro-
lüyle meflgul olurlar.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
9. Ünite - Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› 185
‹ktâ Sistemi
Eyaletler yani taflra, bir anlamda ülkenin zahire ambar›, dolay›s›yle vergi kayna¤›y-
d›. Köylünün ekip biçti¤i, hububat üretilen bu topraklardan hem iktâ vergisi tahsil
ediliyor, hem de ülkenin tah›l ihtiyac› karfl›lan›yordu. ‹ktâ asl›nda sadece bir vergi
sistemi de¤ildi. Nizâmülmülk Orta Ça¤ ‹slam dünyas›nda uygulanmakta olan bu
sistem üzerinde baz› de¤ifliklikler yap›p, idârî iktâlar› askerî iktâlara dönüfltürerek
topra¤a ba¤l› bir ordu sistemi gelifltirmifltir. Daha önce de belirtti¤imiz gibi Selçuk-
lularda (ve daha sonra Osmanl›larda) ülke topraklar› üzerinde devlet mülkiyetinin
esas al›nd›¤› mîrî arazî sistemi uygulanmaktayd›. Bu sistemin bir parças› olan iktâ
ile devlet çok yönlü bir kazanç elde etmekteydi:
1) Arazi gelir vergisi ekilen mahsulün cinsinden aynî olarak toplanmaktad›r.
2) Eyalet ve vilayetlere tayin edilen yöneticilerin hizmet bedelleri yerinde te-
min edilmektedir.
3) Sulh zaman›nda, tayin edildikleri eyalet, vilâyet veya daha küçük idarî bi-
rimler mukta’lar (iktâ sahipleri) taraf›ndan yönetilmektedir.
4) Ayn› zamanda sefer zaman› önceden belirlenen miktarda asker toplanarak
orduya kat›lmas› sa¤lanmaktad›r.
5) Uygulanan bu sistemle vergi tahsili, eyalet yönetimi ve asker temini birlikte
sa¤lanm›fl, böylece kaynak israf› ve gereksiz istihdam önlenmifltir. Eyalet ile
merkez aras›nda para transferine gerek kalmam›fl ve gelirler kendi bölgesin-
de de¤erlendirilmifltir.
6) Mukta’ topra¤›n mülkiyetine sahip olmad›¤› gibi, topra¤› iflleyen ve vergisi-
ni veren köylü üzerinde de bir tasarruf hakk›na sahip de¤ildir. Ayn› flekilde
arazilerden al›nacak vergiyi iktâ sahibi de¤il, devlet belirledi¤i ve iktâ sahi-
binin köylü üzerinde bir tasarrufu söz konusu olmad›¤› için, sistem feodal
bir karakter tafl›maz. Ancak özellikle iktidar mücadeleleri dolay›s›yle devle-
tin merkezinde istikrars›zl›k oldu¤u dönemlerde, baz› büyük iktâ sahipleri-
nin f›rsat› de¤erlendirip nüfuz kazanarak feodal bir yap›ya büründükleri de
görülür.
7) Eyalet yöneticilerine bütün eyaletin iktâ geliri tevcih edilince idârî iktâlar
ortaya ç›km›flt›r. Yetkilerinin bir k›sm›n› mukta’ya devreden sultanlar idârî
iktây› güçlü emirlerin deste¤ini sa¤lamak için kullanmak istemifller ise de bu
uygulama flahsa ba¤l› ordular›n geliflmesine ve iktân›n babadan o¤ula geçen
mülkiyete dönüflmesine yol açm›flt›r. Sonra da sultanlar bu emir ve atabeg-
lerin nüfuzu alt›na girmifllerdir.
8) Daha çok ‹ran’›n do¤usunda, s›n›r boylar›nda görülen askerî iktâlar Sancar
döneminde merkezîleflmeye bafllad›. Zamanla bu iktâlar da babadan o¤ula
intikal etti.
9) Saray emirlerine ve merkez teflkilat›ndaki bürokratlara ek gelir olarak iktâ
da verilmifltir. Ancak bunlar iktâ bölgesinde oturmad›klar› için idârî iktâ-
lardan, askerlere erzak temini için verilmemesi aç›s›ndan da askerî iktâlar-
dan ayr›lmaktad›r.
10)Ömür boyu tahsis edilen emlâk, babadan o¤ula geçen tasarruf hakk› veya
para ba¤›fl› yap›lmak suretiyle ortaya ç›kan flahsî iktâlar da vard›.
Eyalet Yöneticileri
Melik: Selçuklu taht›n›n vârisleri olan flehzadeler melik unvan›yla, geliri yüksek
olan büyük eyaletlere vali tayin edilmekteydiler. Ancak flehzadelerin küçük yaflta
186 Büyük Selçuklu Tarihi
veya tecrübesiz olmalar› nedeniyle, sultan daha önce terbiye ve e¤itimleri için ta-
yin etti¤i gulâm kökenli atabegleri de vasî olarak flehzade ile birlikte gönderiyor-
du. Böylece atabeg hem flehzadenin yönetim tecrübesi edinmesini sa¤l›yor, hem
de onun ad›na eyaleti yönetiyordu. Bu sebeple sultan, flehzadesini eline teslim
edece¤i atabegi, güvenilir, liyakatli ve tecrübeli kumandanlardan seçerdi. Buna
ra¤men merkezî iktidar›n zay›flad›¤› dönemlerde, XII. yüzy›l›n ilk yar›s›ndan itiba-
ren bu atabeglerin ço¤u nüfuz kazan›p fiilen yönetimi ele geçirdiler; böylece ata-
beglik ad› verilen hanedanlar ortaya ç›kt›.
Meliklerin de saraylar› ve vezirleri vard›. Selçuklu meliklerinin tayin edildikleri
eyaletlerde sultan›n yetkilerini kulland›¤›, verdikleri emirlerin ise sultan›nkilere eflit
oldu¤u kabul edilmektedir. Eyalet, merkezdeki dîvân-› a’lân›n bir uzant›s› olan dî-
vân-› eyâlet ile yönetilmekteydi. Bu dîvâna ba¤l› olarak merkezdeki gibi mâlî iflle-
ri düzenleyen ve bafl›ndakine müstevfî denen dîvân-› istîfâ ile dîvân-› iflraf da bu-
lunmaktayd›. Eyalet valileri düzeni ve güvenli¤i sa¤lamak, seyahat edenlerin raha-
t› ve güvenli¤i için ikta sahipleri ve flahnelerle iflbirli¤i yapmakla mükellefti. Hak-
s›zl›¤a u¤rayanlar›n flikayetlerini dinlemesi, haks›zl›¤a ve kanunsuzlu¤a karfl› mü-
cadele etmesi için dîvân-› mezâlim reisini uyarabilirdi. Melik vergi miktarlar›n› de-
¤ifltiremezdi ve haraç, öflür ve dîvâna ait vergileri zaman›nda, kurallara uygun top-
lan›p toplanmad›¤›n› kontrol etmek zorundayd›. Emir ve memurlar›n maafllar›n›
belirler, vilayetlere flahne ve di¤er memurlar› tayin ederdi.
Nâib-i eyâlet/vilâyet: Baz› komutanlar (isfehsalâr) sultan›n nâibi olarak nâib-
i eyâlet unvan›yla eyaletlere vali tayin ediliyordu. Yetkileri hemen hemen melikle-
rinki gibiydi.
Amîd: Eyalet veya vilayetlerde sivil valilerin tafl›d›¤› bir unvand›r. Selçuklular
sulh ile kan dökülmeden teslim ald›klar› flehirlerde, genellikle eski yöneticileri ve-
ya yerli eflraftan birisini vali tayin ediyorlard›. Amîdlerin de bu flekilde tayin edilen
vali oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Bulundu¤u eyalet veya vilayette ordu haz›rlama, bir
flehri koruma, hil’atleri haz›rlama, hac yollar›n›n güvenli¤ini sa¤lama veya dîvân-›
mezâlime baflkanl›k etme gibi idarî olan her konuyla ilgilenirlerdi.
fiahne/fi›hne: Orta Ça¤ Do¤u ‹slam dünyas›nda bir flehri veya bölgeyi muha-
faza ve kontrol etmekle yükümlü olan kiflilerin tafl›d›¤› unvand›r. Selçuklularda
asker kökenli valiler, garnizon komutanlar› veya güvenlik amiri konumundaki
kifliler bu unvan› tafl›maktayd›. Yerli yöneticilerden veya eflraftan seçilen amîd
ve reîs ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda flahnelerin farkl› özellikleri öne ç›kar. Nitekim Sel-
çuklu merkezî yönetiminin do¤rudan müdahil olmak istedi¤i eyalet veya vilayet-
lerde (Irak, Ba¤dad gibi) asayifli sa¤lamak, vaziyete hakim olmak için Türk as›ll›
gulâm komutanlar› flahne unvan› ile vali veya garnizon komutan› olarak tayin et-
ti¤i görülmektedir. Bunlar›n maiyetinde askerî birlikler de bulundu¤u için askerî
yönü a¤›r basmaktad›r.
Reîs: En alt kademeden sivil bir memurdur ve yerli halk›n eflraf›ndan gelir. Gö-
rev alan› bir mahal, flehir veya farkl› büyüklükte bir bölge olabilirdi. Bulundu¤u
yerde merkezî idarenin temsilcisidir. Reislik dîvân›na dîvân-› riyâset denirdi. Reis
valinin ve onun temsilcilerinin emrindeydi. Nâibi ve memurlar› vard›. Reaya ile
memurlar aras›nda arabuluculuk yapard›. Para, fiat, ölçü ve tart›lar› kontrol eder,
muhtesibe nezaret eder, vergileri düzenlerdi.
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
9. Ünite - Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› 187
ASKERÎ TEfiK‹LAT
Türk devletlerinin en köklü ve güçlü müessesesi ordudur. Bu gelene¤i devam et-
tiren Selçuklular, bozk›r kültürünün kazand›rd›¤› at, okçuluk ve uygulad›klar› sa-
vafl taktikleriyle yerleflik kültürlerin hantallaflm›fl ordular›n› bozguna u¤ratarak k›-
sa zamanda bir imparatorluk kurmufllard›r.
Büyük Selçuklu Devletinin ve di¤er Selçuklu hanedanlar›n›n ordular›n› olufltu-
ran iki ana unsur, gulâm ve iktâ askerleridir. Bunlar›n d›fl›nda flartlara göre orduya
kat›lan meliklerin ve di¤er devlet adamlar›n›n askerleri, Türkmenlerin ve tâbî dev-
letlerin yard›mc› kuvvetleri de vard›r.
Gulâm Askeri
Daha önce de bahsedildi¤i gibi sat›n alma, esir alma veya hediye gelme suretiyle
temin edilip ciddî bir e¤itimden geçirilen farkl› soylardan gulâmlar, vas›flar›na gö-
re sarayda, bürokraside ve orduda istihdam ediliyorlard›. Sultan› ve saray› koruyan
muhaf›z birli¤i ve merkezdeki daimî ve profesyonel orduyu oluflturan askerler de
iflte bu gulâmlardan seçilmekteydi. Bunlar›n di¤er bir özelli¤i de, hizmetlerinin
karfl›l›¤›n›, bistegânî denilen ve üç ayda bir nakit olarak, yani y›lda dört defa ma-
afl almalar›d›r.
Gulâmân-› saray: Sultan›n ve saray›n korunmas› için farkl› soylardan seçilmifl,
sultana ba¤l› 1.000 hâss gulâm vard›r. Ayr›ca bunlara ilave olarak emir ve sipehsâ-
lârlar›n komutas›ndaki 3.000 gulâm ihtiyaç an›nda haz›r bulunmal›d›r.
Müfredler: Gulâmân-› saraydan seçilmifl gösteriflli, iyi giyimli, seçkin 100’ü
Horasanl›, 100’ü Deylemli 200 kifliden oluflur. Savafl ve bar›flta devaml› sarayda
haz›r bulunurlar. Bunlara gerekti¤inde verilen 200 tak›m silahlar› vard›r. Bu si-
lahlar›n 20’si kay›fl› alt›ndan olan k›l›ç ve alt›n kalkan, geri kalan 180 kay›fl, kal-
kan ve m›zraklar ise gümüfltür. Maafllar› dolgun ve ücretleri yeterli olmal›d›r.
Her 50 kiflinin bafl›nda bir nâib bulunur. Hepsi süvari ve tam teçhizatl›d›r (Nizâ-
mü’l-Mülk, 1982). Bu bilgilerden müfredlerin saraydaki merasim ve muhaf›z bir-
li¤i oldu¤u anlafl›lmaktad›r.
Hâssa Ordusu: Profesyonel, her an sefere haz›r merkez ordusudur. Melikflah
zaman›nda bunlar›n mevcudunun 45.000 oldu¤u bilinmektedir.
‹ktâ Askeri
Daha önce de anlat›ld›¤›o gibi, iktâ sisteminin bir boyutu da sefer zaman› asker
toplanmas›d›r. ‹ktâ bölgesinden ne kadar asker ç›kar›labilece¤i devletin gönderdi-
¤i memurlar taraf›ndan belirlenmekte, iktâ sahipleri de sefer zaman› belirlenen
miktardaki asker ile birlikte orduya kat›lmaktad›r. Askerî iktâ sistemini gelifltiren ve
Selçuklu ordusuna tatbik eden vezir Nizâmülmülk’tür. Bu uygulama ile sefer za-
man› eyaletlerden toplanan askerlere maafl yerine tar›m arazilerinin vergileri tahsis
edilmifltir. Böylece temin edilen asker mevcudu, Sultan Melikflah zaman›nda
400.000’i bulmufltur. Daha çok ‹ran’›n do¤usunda s›n›r boylar›nda görülen askerî
iktâlar Sancar döneminde bu iktâlar da babadan o¤ula intikal eder hale geldi.
Türkmenler
Türkmenler (O¤uzlar) Selçuklu Devletinin bel kemi¤iydi. Bunlar›n devletin ku-
ruluflunda ve hakimiyetin yay›lmas›nda büyük emekleri olmufltur. Türkmenlerin
bir k›sm› zamanla yerleflik hayata geçmifl olsa da, as›l büyük k›sm› bozk›r haya-
t›n›n gere¤i olarak merkezî otoritenin “boyunduru¤u” alt›na girmeye yanaflma-
makta, ama devletle karfl› karfl›ya gelmemeye de özen göstermekteydiler. Sultan-
lar ise devletin aslî unsuru olan Türkmenleri, Nizâmülmülk’ün de tavsiyeleri do¤-
rultusunda küstürmemeye, hofl tutmaya çabal›yorlard›. Yerleflikleri rahats›z ettik-
lerinde onlar› uyar›p cihada (Rûm’a yani Anadolu’ya, H›ristiyan Bizans üzerine)
teflvik ediyorlard›. Zaman zaman da merkezî ordunun seferlerine takviye güç
olarak kat›l›rlard›.
ADLÎ TEfiK‹LÂT
Nizâmülmülk’e göre hüküm sahibi sultand›r; sultan ‹slâm hukukunu bilmiyorsa
nâib tayin etmelidir. Dolay›siyle kad›lar onun nâibleridir, yani onun ad›na hüküm
verirler. Di¤er ‹slâm devletlerinde oldu¤u gibi Selçuklularda da adalet kazâ ve vi-
layetlerde, yani bütün ülkede kad›lar vas›tasiyle sa¤lanmaktayd›. Kādi’l-kudât (ka-
d›lar kad›s›, bafl kad›) ise adlî teflkilât›n bafl›ndaki kifliydi. O sultan taraf›ndan dü-
zenlenen bir törenle tayin edilirdi. Kādi’l-kudât ve kad›lar teorik olarak sultana ve
dîvân-› a’lâya ba¤l› olmay›p ba¤›ms›z karar vermekteydiler. Uygulamada ise yet-
kileri daha s›n›rl›yd›; sultan›n emirlerini yerine getiriyor ve onun taraf›ndan azledi-
lebiliyorlard›. Eyalet veya vilayetlerde ise valiye ba¤l›yd›lar. Kad›l›k makam›na ge-
nellikle âlimler ve fakîhler soyundan gelenler atan›yor ve s›kl›kla babadan o¤ula
geçiyordu. Kad›, din ve fleriat (hukuk) ile ilgili bütün ifllerde yetkilidir ve dîvân
kendisini desteklemek zorundad›r. Kad› ayn› zamanda hâkimdir, yani örfî mahke-
me iflleri de ona düfler. Kad›n›n, hukukî faaliyeti esnas›nda kulland›¤› kaynaklar,
Kur’an, Hadîs, Hz. Peygamber’in arkadafllar›n›n ve ‹mamlar’›n sözleri, ‹cmâ’, eski-
lerin ve ‹mâm-› A’zam Ebû Hanife’nin koydu¤u kaidelerdir. Kad›lar günlük hayat-
la ilgili nikâh, boflanma, emlâk vs. al›m-sat›m ifllemleri, vakfiyelerin düzenlenmesi
ve tescili, vak›flarla ilgili anlaflmazl›klar, adi suçlar gibi muhtelif konularda yegâne
karar mercii idiler.
Büyük Selçuklularda hâssa ordusu mensuplar› ile ilgili davalara bakan ve kad›-
y› haflem ve leflker-i hazret unvan›n› tafl›yan di¤er bir kad› daha vard›. Bu kad› va-
k›flara da nezaret ederdi.
9. Ünite - Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› 189
Özet
N
A M A Ç
Selçuklu devlet anlay›fl› içerisinde hakimiyetin lard›. Ancak hükümdarlar›n gulâmlara ihtiyaç
1 hukukî dayana¤›n› analiz edebilecek, duymas›n›n bafll›ca sebebi sadâkat olmas›na ra¤-
‹slam öncesi Türklerde hükümranl›¤›n (kut) ilâhi men, kendilerinin seçip tayin etti¤i gulâmlara za-
bir kayna¤a dayand›¤›na inan›lmaktayd›. Bu anla- man zaman güvenemedikleri görülmektedir. Bu
y›fl›n ‹slam› kabulden sonra da devam etti¤i görü- sebeple yap›lmas›n› istedikleri bir ifli, görevi olan
lür. Nitekim Kutadgu Bilig’deki “Hükümdarlar ik- emire de¤il de, güvendikleri di¤er bir emire ve-
tidar› Tanr›’dan al›rlar.” sözü, bunu aç›k bir flekil- rebilmekteydiler. Tafl›d›klar› “emir” unvan›ndan
de gösterir. Nizamülmülk de Allah’›n her as›r halk- da anlafl›laca¤› gibi saray görevlileri askerî statü-
tan birini seçti¤ini belirtir. Bununla birlikte devleti deydi, yani k›l›ç ehlindendi. Ciddî bir e¤itimden
kuran veya bafl›na geçen hükümdar›n ancak Tan- geçirilen farkl› soylardan gulâmlar, vas›flar›na gö-
r›’n›n gönderdi¤i, “kut” verdi¤i bir soyun mensubu re sarayda, bürokraside ve orduda istihdam edi-
olmas› gerekti¤ine de inan›lmaktayd›. Bu inan›fl›n liyorlard›. Sultan› ve saray› koruyan muhaf›z bir-
da, ‹slamdan sonra devam etti¤i görülür. li¤i ve merkezdeki daimî ve profesyonel orduyu
O¤uz boylar›ndan ç›km›fl bütün hanedanlarda oluflturan askerler de gulâm kökenliydi. Bunlar›n
oldu¤u gibi Selçuklu hanedan›n›n da kendilerini di¤er bir özelli¤i de, bistegânî denilen ücretlerini
destanî O¤uz Han’a dayand›rmalar› bu inan›fl›n üç ayda bir, yani y›lda dört defa almalar›d›r.
N
bir sonucudur.
N
‹ktâ sisteminin Selçuklular için ne ifade etti¤ini
A M A Ç
A M A Ç Metbû-tâbî iliflkilerini aç›klayabilecek, 4 de¤erlendirebilecek,
2
Selçuklu ‹mparatorlu¤u metbû yani tâbî olunan Ortaça¤ ‹slam devletlerinde uygulanan iktâ siste-
devlet konumundad›r. O Selçuklu ailesinin kur- mi Selçuklu devlet teflkilât›n›n da temel tafllar›n-
du¤u ilk ve sonra kurulan bölgesel Selçuklu ha- dand›r. Devlet mülkiyetinin esas al›nd›¤› toprak
nedanlar›n›n da do¤du¤u devlettir. Tabiat› gere- sisteminin (mîrî arazi) bir sonucu olan iktâ, ma-
¤i tâbîlikte sadâkat ve süre düzensizdir. Ayn› fle- liyenin uygulad›¤› gelir vergisi toplama usulü ya-
kilde yükümlülüklerde de bir standart yoktur. n›nda, taflra (eyalet ve vilayet) yönetimi ve savafl
Tâbî olan›n kimli¤ine, tâbi olufl flekline, yani kan zaman› asker toplamay› birlikte sa¤layan kap-
dökülmeden kendi r›zas›yla veya k›l›ç zoruyla saml› bir sistemdir.
olmas›na göre yükümlülüklerin veya yapt›r›mla- Eyaletler yani taflra, bir anlamda ülkenin zahire
r›n belirlendi¤i görülür. ambar›, dolay›s›yle vergi kayna¤›yd›. Köylünün
Tâbîli¤in en baflta gelen ve en yayg›n olan göster- ekip biçti¤i, hububat üretilen bu topraklardan
gesi, bölgesinde okunan hutbelerde ve daha son- hem iktâ vergisi tahsil ediliyor, hem de ülkenin
ra e¤er bast›rma hakk› tan›nm›fl ise sikkelerinde tah›l ihtiyac› karfl›lan›yordu. ‹ktâ asl›nda sadece
metbûnun ad›n›n zikredilmesidir. Ancak baz› hü- bir vergi sistemi de¤ildi. Nizâmülmülk Orta Ça¤
kümdarlar›n bast›rd›klar› sikkelerde metbûnun ‹slam dünyas›nda uygulanmakta olan bu sistem
ad›na rastlanmaz. Di¤er tâbîlik yükümlülüklerini, üzerinde baz› de¤ifliklikler yap›p, idârî iktâlar›
vergi ödeme, istendi¤inde asker gönderme, ço- askerî iktâlara dönüfltürerek topra¤a ba¤l› bir or-
cuklar›ndan bir veya birkaç›n› metbûnun saray›- du sistemi gelifltirmifltir.
na rehin gönderme fleklinde s›ralayabiliriz.
Kendimizi S›nayal›m
1. Türklerde hâkimiyetin hukukî dayana¤› afla¤›daki- 7. Afla¤›dakilerden hangisi Selçuklu vezirlerinin gelir-
lerden hangisidir? lerinden biri de¤ildir?
a. Seçim a. Vak›f geliri
b. Yabguluk b. Ganimet pay›
c. Tanr›’n›n “kut” verdi¤i asil bir soy c. Devlet gelirlerinin % 10’u
d. Güçlü olma d. ‹ktâ gelirleri
e. Peygamber soyuyla evlenme e. Maafl
2. Selçuklu sultanlar›n›n Abbasî halifeleri taraf›ndan ta- 8. Dîvân-› a’lâya kat›lmayan dîvân reisi afla¤›dakiler-
n›nmak istemelerinin sebebi afla¤›dakilerden hangisidir? den hangisidir?
a. Halifeli¤i elde etmek a. Tu¤râî
b. Otoriteye sahip olmak b. Vekîl (-i dîvân-› hâss)
c. Fât›mîlere karfl› üstünlü¤ü ele geçirmek c. Müflrif
d. Sünnî ‹slam dünyas›nda meflrûiyet sa¤lamak d. Sâhib-i arz
e. Halife ile ittifak kurmak için e. Müstevfî
3. Tâbîlik yükümlülüklerinin öncelikli ve yayg›n olan› 9. Afla¤›dakilerden hangisi iktâ sistemi ile ilgili de¤ildir?
afla¤›dakilerden hangisidir? a. Vergi toplama
a. Vergi ödeme b. Eyâlet yönetimi
b. Sikke c. Maafl
c. Asker gönderme d. Asker toplama
d. Rehin gönderme e. Mîrî arazi
e. Hutbe
10. Afla¤›dakilerden hangisi atabeglerin özelliklerinden
4. Afla¤›dakilerden hangisi bir unvan de¤ildir? biri de¤ildir?
a. Ebû’l-Feth a. Mürebbîlik
b. Yabgu b. fiehzade ad›na eyâleti yönetme
c. fiâhenflâhu’l-ecell c. Liyâkat, güvenilirlik ve tecrübe
d. Melik d. Gulâm
e. es-Sultânu’l-Mu’azzam e. Dîvân reisi
Yararlan›lan Kaynaklar
Alptekin, Coflkun. (1971). “Selçuklu Paralar›”, Selçuk- ———————-. (2006). “Vekîl-i Hâssl›k ve Selçuk-
lu Araflt›rmalar› Dergisi, 3, Ankara, s. 435-591. lu Saraylar›nda Üstâdü’d-dârl›k”, Türk Kültürü
‹nalc›k, Halil. (1959). “Osmanl›lar’da Saltanat Verâ- ‹ncelemeleri Dergisi, 14, ‹stanbul, s. 1-10.
seti Usulü ve Türk Hâkimet Telâkkisiyle ‹lgisi”, Kurpalidis, G. M. (2007). Büyük Selçuklu Devletinin
Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, XIX/1, Ankara, s. ‹darî Sosyal ve Ekonomik Tarihi, (çev. ‹lyas Ka-
69-94. malov), ‹stanbul.
Kafeso¤lu, ‹brahim. (1984). Türk Millî Kültürü, ‹stanbul. Lambton, Ann K. S. (1973). “Atebetü’l-Ketebe’ye Gö-
Köymen, Mehmet Altay. (1951). “Selçuklu Devri Kay- re Sancar ‹mparatorlu¤unun Önemi”, (çev. Ne-
naklar›na Dair Araflt›rmalar I: Büyük Selçuklu jat Kaymaz), Belleten, 147, Ankara, s. 365-394.
‹mparatorlu¤u Devrine Âit Münfleat Mecmuala- Merçil, Erdo¤an. (2007). Selçuklular’da Hükümdarl›k
r›”, Dil Tarih Co¤rafya Fakültesi Dergisi, 4, Ankara, Alâmetleri, Ankara.
s. 537-648. ———————-. (2011). Selçuklular’da Saraylar ve
Köymen, Mehmet Altay. (1964). “Selçuklu Devri Türk Saray Teflkilât›, ‹stanbul.
Tarihi Araflt›rmalar› II: Selçuklu Devri Devlet Nizâmü’l-Mülk. (1982). Siyâset-Nâme, (haz. Mehmet
Teflkilât›na Dâir Bir Eser Münasebetiyle”, Tarih Altay Köymen), Ankara.
Araflt›rmalar› Dergisi, 2-3, Ankara, s. 303-380. Özayd›n, Abdülkerim. (2001). Sultan Berkyaruk Dev-
———————-. (1992). Büyük Selçuklu ‹mparator- ri Selçuklu Tarihi (485-498 / 1092-1104), ‹stan-
lu¤u Tarihi III: Alp Arslan ve Zaman›, Ankara, s. bul, s. 175-228.
59-293. Taneri, Ayd›n. (1970). “Büyük Selçuklu ‹mparatorlu-
Kucur, Sadi S. (2002). “Nizâmü’l-mülk’ün Siyâset-nâ- ¤unda Vezirlik”, Tarih Araflt›rmalar› Dergisi, 8-9,
mesine Selçuklu Devlet Teflkilât› Aç›s›ndan Bir Ankara, s. 75-188.
Bak›fl: Emîr-i Hares ve Emîr-i Dâd Örne¤i”, Türk- TDV ‹slâm Ansiklopedisi. (1988-2011). I-XXXVIII, ‹l-
lük Araflt›rmalar› Dergisi, 12, ‹stanbul, s. 41-72. gili maddeler.
10
BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Selçuklu medeniyetinin nas›l bir ortamda ortaya ç›kt›¤›n› belirleyebilecek,
Nizamiye Medreselerinin Ortaça¤ ‹slam dünyas›na katk›lar›n› de¤erlendirebi-
N
lecek,
N
Selçuklular döneminde ilmî faaliyetlerin mahiyetini aç›klayabilecek,
Selçuklular döneminde mimarî ve sanattaki geliflmeleri belirleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Nizamiye Medreseleri • el-Harakî
• Nizamülmülk • el-Hâzinî
• Gazzâlî • Mescid-i Cuma
• Ömer Hayyam • Kümbed
• Celâliyye Takvimi • Ribat
• ‹sfizarî
‹çindekiler
• SELÇUKLU MEDEN‹YET‹N‹
HAZIRLAYAN ORTAM
Büyük Selçuklu Tarihi Kültür ve Medeniyet • N‹ZÂM‹YE MEDRESELER‹
• ‹L‹M VE EDEB‹YAT
• M‹MARÎ VE SANAT
Kültür ve Medeniyet
N N
SIRA S‹ZDE ‹slâm Dünyas›SIRA içinS‹ZDEhalledilmesi gereken büyük bir problemdi. Abbâsî halifesi el-
Kaim Biemrillah’›n bu zilletten kurtulmak için k›sa zamanda ‹ran’› hakimiyetine
alan, henüz 15 y›ll›k Selçuklu Devletinin sultan› Tu¤rul Beyi daveti üzerine, Ba¤-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
dad iflgalden kurtar›ld› ve böylece halifenin itibar› da iade edilmifl oldu.
Ancak ‹smailî fiîan›n Sünnî ‹slam Dünyas›na yönelik faaliyetleri de endifle veri-
K ‹ T A P ci boyuttayd›.
K ‹ Sünnîler
T A P Kahire’de el-Ezher veya Dârü’l-Hikme’de yetifltirilen ‹smai-
lî dâîlerin (davetçi) yo¤un bir mezhep propaganda faaliyeti ile karfl› karfl›ya idiler.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
10. Ünite - Kültür ve Medeniyet 197
Resim 10.1
Hârgird Nizamiye
Medresesinden
günümüze kalan,
çiçekli kûfî yaz› ile
yaz›lm›fl bir kitabe
parças›.
N N
Selçuklular (Do¤u) ‹slam dünyas›nda önce siyasî ve askerîSIRA S‹ZDE
maharetleriyle k›sa SIRA S‹ZDE
zamanda merkezî bir yönetim kurarak birli¤i ve istikrar› sa¤lamay› baflard›lar. Da-
ha sonra siyasette sa¤lanan bu baflar›y› ak›lda ve gönülde de tesis etmek için e¤i-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
tim seferberli¤ine giriflip Nizamiyeleri ve di¤er medreseleri kurdular. Zaman za-
man mezhepler aras› husumetler baflgösterdiyse de bunlar önlenmeye çal›fl›ld›. Ni-
tekim Ba¤dat’ta Hanbelîler ile fiâfiîler aras›ndaki tart›flmalar kavgaya
K ‹ T A P dönüflünce, K ‹ T A P
Ba¤dat Nizâmiye Medresesinin müderrisi Ebû ‹shak efl-fiîrazî’ye bir uyar› mektubu
gönderilmiflti. Vezir Nizamülmülk mektupta, medresenin bir mezhebi de¤il, ilmi
korumak ve yüceltmek için kuruldu¤u ve mezhepler aras›ndaT bir E L Eayr›l›¤›n
V ‹ Z Y O N veya ter- TELEV‹ZYON
cihin söz konusu olamayaca¤›n› belirtmekteydi.
Di¤er taraftan Selçuklular›n tarih sahnesine ç›kt›klar› tarihler dört as›rl›k ‹slam
dünyas›n›n kurdu¤u medeniyetin zirvesinde oldu¤u bir dönemdi. Abbasîlerin
830’da Ba¤dat’ta kurdu¤u Beytülhikme ve 1004’te Kahire’de ‹Fât›mîlerin
NTERNET kurdu¤u ‹NTERNET
Dârülhikme müesseselerinde yap›lan çal›flmalar, tercüme faaliyetleri süreci h›zlan-
d›rm›fl, Huneyn b. ‹shak (ö. 873), Benî Musa kardefller, Fârâbî (ö. 950), ‹bn Sînâ (ö.
1037), ‹bn Heysem (ö. 1040?), Bîrûnî (ö. 1061?) gibi dünyaya büyük abide flahsi-
yetler yetiflmifl ve bunlar görüflleriyle, bulufllar›yla ilim dünyas›na büyük katk›lar
sa¤lam›fllard›.
Ancak baz› ilim adamlar› ‹slam medeniyetinin XI. yüzy›lda bir duraklama yafla-
d›¤›, buna da Selçuklular›n, hatta Nizamiye Medreselerinin sebep oldu¤unu iddia
eden önyarg›l› görüfller ileri sürmüfllerdir. Asl›nda bu önyarg› dönemin kaynakla-
r›na da yans›m›flt›r. Mesela tarihçi ‹bnü’l-Esir’in Arslan Yabgu’nun o¤lu Kutalm›fl
için verdi¤i bilgi ilginçtir. O Kutalm›fl’›n “bir Türk olmas›na ra¤men” astronomi-as-
troloji ilmini, eski ilimleri iyi bilmesine, sonra çocuklar›n›n da bu eski ilimleri ö¤-
renmesine ve bu ilimlerle u¤raflanlar› himaye etmelerine hayret etmektedir.
Önceki parlak dönemle k›yasland›¤›nda Selçuklu devrinde ilmî faaliyetlerin ay-
n› mahiyette ve seviyede olmad›¤› söylenebilir; ama bu onlar›n duraklamaya sebep
olduklar›n› göstermez. Asl›nda duraklaman›n olup olmad›¤› bile tart›flma konusu-
dur. Bize ulaflan yazma eserlerin büyük k›sm› Selçuklular döneminde ve sonraki
200 Büyük Selçuklu Tarihi
as›rlarda istinsah (kopya, ço¤altma) edilmifltir. X. yüzy›l öncesine ait çok az olan
yazma eserler, XII. yüzy›ldan itibaren artarak devam eder. Bu bize Selçuklu ça¤›n-
da ilmî gelene¤in kesilmeyip artarak devam etti¤ini gösterir. Nitekim ‹bn Sînâ’n›n
ö¤rencileri, Gazzâlî, Ömer Hayyam ve arkadafllar›, Nizamülmülk, ‹mamü’l-Hare-
meyn el-Cüveynî, Ebu ‹shak efl-fiirazî bu devirde yaflam›fllard›r.
Tarih boyunca ilim ve sanat›n geliflmesinde himaye unsuru büyük önem tafl›-
m›flt›r. Orta Ça¤ ‹slam ve Türk devletlerinde oldu¤u gibi, Selçuklularda da iktidar
sahibi olan sultan, melik, vezir ve di¤er bürokratlar ile servet sahiplerinin, sarayla-
r›nda alim, edip veya flairleri toplay›p himaye ve teflvik ettiklerine flahit olmakta-
y›z. Makam mevki sahiplerinin bu seçkin kiflilere kol kanat germeleri, asl›nda on-
lar›n flân›ndand›. Çünkü her yaz›lan eser kendisine övgüler düzülerek ithaf edile-
ce¤i için, onun ad›n›n yay›lmas›na sebep oluyordu. Bir anlamda iktidar sahibi ken-
di lehine kamuoyu oluflturman›n zeminini sa¤l›yordu. Devlet adamlar› bu konuda
büyük bir rekabet içindeydiler. Tabiatiyle bu gelenek de ilmî ve edebî eserlerin or-
taya ç›kmas›n›, ilim ve edebiyat›n geliflmesini, yayg›nlaflmas›n› tetikliyordu. Deni-
bilir ki medreseler do¤ru kabul edilen bilgiyi topluma ulaflt›rmay›, himaye usûlü
ise ilmin, dil ve edebî zevkin geliflmesini sa¤lamaktayd›.
Selçuklu döneminde yaflam›fl, verdikleri derslerle veya yazd›klar› eserlerle ilme
katk›s› olmufl bir çok ilim adam›ndan bir k›sm›n› afla¤›da tan›taca¤›z. Bu flahsiyet-
lerin ortaya ç›kmas›nda Selçuklu yöneticilerinin maddî - manevî desteklerinin ne
kadar etkili oldu¤u apaç›k ortadad›r.
Gazzâlî
Selçuklu ça¤›nda (Türkiye Selçuklular› hariç) düflünce ve ilim hayat›na damgas›n›
vuran en önemli isim flüphesiz Gazzâlî’dir (ö. 1111). As›l künyesi ve ad› Ebû Hâ-
mid Muhammed olup ‹mam Gazzâlî diye tan›n›r. Bu nisbe iplikçi olan babas›n›n
mesle¤inden gelmektedir. 1058’de Tûs’ta do¤mufl, ilk tahsiline burada bafllam›fl, 5
y›l Cürcan’da e¤itime devam ettikten sonra, 1080 y›l›nda Niflabur’a giderek Nizami-
ye Medresesinde zaman›n meflhur kelâm alimi ‹mamü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin
ö¤rencisi olmufltur. Gazzâlî ö¤renimi boyunca baflta f›k›h olmak üzere hadis, aka-
id, gramer, mant›k, kelam, hikmet ve felsefe okumufltur. Hocas›n›n onun için “de-
rin bir deniz”, daha ö¤renci iken yazd›¤› el-Menhûl isimli f›k›h kitab› dolay›siyle de
ona “Beni sa¤ken mezara gömdün; ölümümü bekleyemez miydin?” dedi¤i rivayet
edilir.
Hocas›n›n 1085’te vefat› üzerine Vezir Nizamülmülk’ün muhitine dahil oldu ve
1091’de Ba¤dat Nizamiyesinin müderrisli¤ine getirildi. Burada 300’e yak›n ö¤ren-
ciye ders verirken felsefe, Bât›nîlik ve tasavvuf üzerine araflt›rmalar da yapt›. Eser-
lerinin en az yirmibefl kadar›n› bu son iki dönemde yazm›flt›r. Bu arada kazand›¤›
flöhret, sayg›nl›k, baflar› bir tarafa, onun flüpheci tabiat›, kendisini ahlâkî bak›mdan
sorgulamaya yöneltti ve sonunda Ba¤dat’la bütün iliflkilerini kesme karar› ald›. ‹h-
tiyaç fazlas› olan bütün servetini da¤›tt›. Medresedeki görevini kardefli Ahmed’e b›-
rakarak 1095 y›l›nda Ba¤dat’tan ayr›ld›. fiam ve Kudüs’ten sonra hacca gitti. Hac-
dan Ba¤dat’a, oradadan da Horasan’a geçti. Meflhur ‹hyâu Ulûmi’d-Dîn, Kimyâ-y›
Saâdet ve Eyyühe’l-Veled gibi eserlerinin yan›nda, Bât›nîlik hakk›ndaki eserlerini
de hep bu inziva döneminde yazm›flt›r. 1106’da ise Niflabur Nizamiyesinde tekrar
ö¤retim görevine döndü. Bu dönüflünde Sultan Sancar’›n veziri ve Nizamülmük’ün
o¤lu Fahrülmülk’ün etkili oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Bu dönemde o art›k “O zaman
mevki kazand›ran ilmi ö¤retiyordum; flimdi ise mevki terkettiren ilme ça¤›r›yo-
rum.” demektedir. Nitekim kendisi 3 y›l sonra bu görevini de b›rakarak memleke-
10. Ünite - Kültür ve Medeniyet 201
Nizamülmülk
Selçuklu tarihinde büyük devlet adaml›¤›yla, kurdu¤u Nizamiye Medreseleriyle ve
yazd›¤› eserle iz b›rakan bir flahsiyettir. Künyesi ve ad› Ebu Ali Hasan olup 1018’de
Tûs’ta do¤du. Nizamülmülk lâkab›, Sultan Alp Arslan taraf›ndan vezirli¤e getirdi-
¤inde Abbasi halifesi taraf›ndan verilmifltir. Halep, Isfahan ve Ba¤dat’ta hadis oku-
du; inflâ ve hitabet sanat›nda kendisini gelifltirdi. Babas›yla birlikte Gaznelilerin
Horasan valisinin yan›nda çal›flt›. Selçuklular Horasan’› ele geçirip devlet kurunca,
baba o¤ul onlar›n hizmetine girdiler. Melik Alp Arslan’›n, sonra babas› Ça¤r› Beyin
yan›nda çal›flt›. Ça¤r› Bey vefat edince Horasan’› yöneten Alp Arslan sultan olunca
Kündürî’yi azledip Nizamülmülk’ü vezirli¤e getirdi (1063). 29 y›l Alp Arslan’›n ve
o¤lu Melikflah’›n vezirli¤ini yapt›. Siyasî dehas›yla devlet idaresinde, taht de¤iflik-
liklerinde, isyanlar›n bast›r›lmas›nda, savafllar›n kazan›lmas›nda etkili oldu. Askerî
iktâ sistemini yerlefltirdi. ‹smailî ve Bât›nîlerin propagandalar›na set çekmek için
Nizamiye Medreseleri e¤itim projesini yürürlü¤e koydu.
Sultan Melikflah’›n iste¤i üzerine meflhur Siyâsetnâme isimli eserini yazd›. Bu
eser siyasetname türünün genel özelliklerinin yan›nda, farkl› olarak bir devlet tefl-
kilat›nda bulunmas› gereken makam ve memuriyetleri de ele al›r. Bunlar›n özellik-
leri, neden gerekli olduklar› hikâyelerle pekifltirilerek anlat›l›r. Bu bak›mdan Sel-
çuklu devlet teflkilat›n›n bizzat kendisini olmasa da, onda olmas› gereken hususlar›
ele almas› büyük önem tafl›maktad›r.
Ömer Hayyam
Selçuklu devrinin meflhur simalar›ndan Ömer Hayyam, günümüzde daha çok ru-
baileriyle tan›n›r. Ancak o flairli¤inin yan›nda ‹bn Sînâ ekolüne mensup büyük bir
alim ve filozoftur. O cebir, geometri, astronomi, fizik, t›p ve müzikle u¤raflm›fl,
eserler vermifltir. Hayyam’›n analitik geometrinin gelifliminde etkisi büyüktür.
202 Büyük Selçuklu Tarihi
bi, bu terazi ile sultan›n hazinedâr›n›n baz› de¤erli eflyay› sahteleriyle de¤ifltirdi¤i-
nin anlafl›laca¤› ve bu nedenle onun öldürülebilece¤i endiflesiyle duydu¤u afl›r›
üzüntüdür.
El-Harakî
Filozoflu¤unun yan›nda matematik, astronomi ve co¤rafya alimide olan el-Harakî
(ö. 1158), önce f›k›h ve hadis okumufl, sonralar› Merv’e yerleflip hisab, hendese ve
felsefeye yönelmifltir. Kimlerden ders ald›¤› bilinmiyor ise de Batlamyus, ‹bn Sînâ
ve Ebû Cafer el-Hâzin’in kitaplar›n› okudu¤u eserlerinden anlafl›lmaktad›r. En mefl-
hur eseri et-Tebs›ra fî ‹lmi’l-Hey’e’yi Sultan Sancar’›n veziri Nasîrüddin Mahmud el-
Hârizmî’nin o¤lu Emîr-i Hâcib fiemseddin Ali’ye ithaf etmifltir. Müntehe’l-‹drâk isim-
li eserini ise, ö¤rencilerine aklî ve riyazî ilimleri ö¤retmek için yazd›¤›n› belirtmek-
tedir. O çal›flmalar›nda kozmografya ile co¤rafyay› ayr› bölümlerde ele alarak, X.
yüzy›l ortalar›nda fizikî co¤rafyay› riyazî co¤rafyaya ba¤lamaya yönelik ak›ma yeni
bir yön kazand›rm›flt›r. Mevcut astronomi ve co¤rafya bilgilerini özetleyen el-Hara-
kî, ‹bnü’l-Heysem ve Hâzin’in gezegen ve y›ld›zlar›n hayal mahsulü daireler üzerin-
de de¤il, iç içe, düzenli ve devaml› dönen küresel yüzeyler üzerinde hareket ettik-
leri görüflünü aç›k ve inand›r›c› bir hale getirmifltir. Eski Latince eserlerde onun ese-
rinden bahsedilmekte, ayr›ca bahsedilen iki eserinin XIII. yüzy›l›n büyük filozof ve
astronomu Kutbüddin fiirâzî’nin kaynaklar› aras›nda geçti¤i de görülmektedir.
Abdurrahman el-Hâzinî
Ebu’l-Huseyn Ali el-Hâzin’in Bizans as›ll› kölesidir. el-Hâzinî mahlas› efendisinin
Merv’deki Selçuklu saray›nda hazinedar olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. Sahibinin
de deste¤iyle iyi bir e¤itim ald›; felsefe ve matematik okudu. Sultan Sancar döne-
minde, saray›n da himayesiyle araflt›rmalar›n› sürdürdü. ‹slam dünyas›nda orijinal
gözlemler yapm›fl yirmi astronomdan biri olan el-Hâzinî, uzun y›llar en güvenilir
olarak kabul edilen zîcinin bulundu¤u ez-Zîcu’l-Mu’teberi’s-Sancarî es-Sultânî ile
‹slam dünyas›nda teraziler hakk›nda yaz›lan en önemli eser olan Kitabu Mîzâni’l-
Hikme’sini Sultan Sancar’a ithaf etmifltir. Mîzânü’l-hikme ad›n› verdi¤i bu hidros-
tatik terazi hassasl›k bak›m›ndan öncekilerden daha üstündü.
Resim 10.2
Abdurrahman el-Hâzinî’nin yapt›¤›
terazi ile su saatinin maketleri:
Tartmada hata pay›n› 1:60.000’e
indirmeyi amaçlayan mîzânü’l-hikme
ad›n› verdi¤i terazi (solda). Dakikalar›
gösteren su saati. Terazinin tek
kefesinden akan su öyle ayarlan›yor ki,
azalan a¤›rl›¤›na göre, geçen zaman
ölçüsünü dakikalarla veriyor (sa¤da).
(Kaynak: Fuat Sezgin, ‹slâm’da ‹lim ve
Teknoloji, Frankfurt J. W. Goethe
Üniversitesine Ba¤l› Arap-‹slam Bilimler
Tarihi Enstitüsü Müzesinden Bir K›s›m
Aletlerin Sergisi, Frankfurt 2004, s. 65,
81.)
204 Büyük Selçuklu Tarihi
Sultan Melikflah’tan sonra siyasi buhran bafl göstermesine ra¤men, Sultan Tapar
zaman›nda riyaziye ve heyet ilminde meflhur olan Muhammed el-Beyhakî, Isfahan
Rasathanesinde çal›flmalar›na devam etti. Tapar’›n o¤lu Mahmud ise Bedîu’l-Ustur-
lâbî lâkapl› Ebu’l-Kas›m Hibetullah’› (ö. 1139/40) Ba¤dat’ta sultan›n saray›nda ya-
p›lan rasatlar›n bafl›na getirdi. Bu alim, el-Mu’ribü’l-Mahmûdî ad›n› verdi¤i sultan
ad›na bir zîc haz›rlad›. el-Usturlâbî ayr›ca usturlab vs. imal etmesiyle meflhurdu ve
bu iflten büyük bir servet kazanm›flt›.
Hârizmflah Muhammed ve Ats›z’›n himayesinde olan Zeynüddin el-Cürcânî (ö.
1137) t›p sahas›nda de¤erli eserler vermifltir. Bunlar aras›nda Zahîre-i Hârizmflâhî
adl› kitab› hakl› bir flöhret kazanm›flt›r. Dinler tarihi hakk›ndaki meflhur el-Milel
ve’n-Nihâl’in yazar› efl-fiehristânî (ö. 1153), eserini Sultan Sancar’›n veziri Ebu’l-Ka-
s›m Muhammed’e ithaf etmifltir. Yine o ‹bn Sînâ’ya itirazlar›n›n yer ald›¤› el-Musâ-
ra’a’n›n müellifidir. Selçuklu sultanlar›n›n tabibi Ebu’l-Berekât Hibetullah b. Melkâ
(ö. 1165) da yine ‹bn Sînâ’n›n Kitabü’fl-Sifâ’s›ndaki pek çok görüflünü Kitabü’l-
Mu’teber adl› felsefe kitab›nda tenkit etmifltir.
XII. asr›n ikinci yar›s› ile XIII. yüzy›l›n ilk çeyre¤inde Selçuklular ve onlar›n ta-
kipçisi olan Hârizmflah, Zengî ve Eyyûbî devletleri sahalar›nda çok say›da ünlü alim
ve felsefeci yetiflti. Bunlar›n aras›nda felsefe ve kelam sahas›nda fiihâbüddin Yahyâ
b. es-Suhreverdî (ö. 1191) ile Fahreddin er-Râzî (ö. 1209) iki önemli örnektir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
olan Mukaddimetü’l-Edeb’i Hârizm Türkçesine de tercüme etmifltir. Bu eser bir ba-
k›ma Mahmud Kâflgarî’nin eserini tamamlar mahiyette oldu¤u için önemlidir. Ayr›-
ca Hârizm sahas›nda Yesevî halifelerinin, özellikle Hakîm Süleyman Ata’n›n (ö.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
1186/7) fleyhini taklid ederek yazd›¤› hikmetler (Bak›rgan Kitab›), manevî tesirle-
rinin yan›nda Türkçenin de yaflat›lmas›na katk› sa¤lam›flt›r. Yine muhtemelen Mu-
K ‹ T A P hammed b.KKays’›n ‹ T A Pyaz›p Celâleddin Hârizmflah’a sundu¤u Tibyânü’l-Lugâti’t-Tür-
kî alâ Lisâni’l-Kangl› isimli lugat de geç de olsa bu sahada yaz›lm›fl önemli bir
Türk dili yadigâr›d›r.
TELEV‹ZYON
Selçuklularda
TELEV‹ZYON
bürokrasi dilinin Farsça olmas›, tabiat›yle dönemin naz›m ve ne-
sir dilinin de Farsça devam etmesine sebep olmufltur. Denebilir ki Fars dili etkili
bir edebî dil haline gelmesini, Gazneli ve özellikle Selçuklulara borçludur. Yukar›-
da da belirtti¤imiz gibi üst mevkilerdeki Selçuklu yöneticileri, özellikle Sultan Me-
‹NTERNET ‹ N T E R Nsaraylar›n›
likflah ve Sancar, ET birer ilim ve edebiyat merkezi haline getirmifllerdir. ‹fl-
te bu muhitlerde flairler divanlar›n› hep Farsça yazm›fllard›. Baz› sultanlar ve hane-
dan üyeleri bizzat Fars fliirinden hofllanmaktayd›lar ve edebî bir zevk sahibiydiler.
Hatta bunlardan Farsça rubai yazanlar› bile vard›.
Veys ü Ramîn’in müellifi Fahreddin Gurgânî Tu¤rul Beyin, Emîrü’fl-fiuarâ Bur-
hanî ise Sultan Alp Arslan’›n, sonra da o¤lu Melikflah’›n himayesinde bulunmufllar-
d›r. Sultan Melikflah’›n melikü’fl-fluarâs› meflhur Muizzî (ö. 1124-27) idi. Bu flair da-
10. Ünite - Kültür ve Medeniyet 205
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
ve niyet oluflunca ortaya toplumun yararlanaca¤› say›s›z mescid (cami), medrese,
hankah/zaviye, han, kervansaray vs. infla edilmeye bafllanm›flt›r. Yapt›klar› bu abi-
delerin plan, mimari ve süslemeleri, flüphesiz onlar›n inanç,AMAÇLARIMIZ
zevk ve estetik anla- AMAÇLARIMIZ
y›fllar›n›n bir yans›mas›d›r.
Mescid-i Cumalar K ‹ T A P K ‹ T A P
Selçuklular, Karahanl›lar›n ve Gaznelilerin daha önceki uygulamalar›n› daha ileri-
ye tafl›yarak abidevi bir cami mimarisi ortaya koydular. Özellikle mihrap önünde-
ki kubbeli mekan› gelifltirdiler. Böylece bütün Türkistan’a ve T E ‹ran’a
L E V ‹ Z Y Odört
N eyvanl›, TELEV‹ZYON
avlulu ve mihrap önü kubbeli bu cami modeli hakim oldu. Büyük Selçuklulardan
bize ulaflan ilk mescid (cami), önemli k›s›mlar› Melikflah zaman›nda yap›lan Isfa-
han Mescid-i Cumas› (Cuma namaz› k›l›nan mescid)’d›r. Kitabelerinden anlafl›ld›¤›-
na göre, 1080 tarihli büyük mihrap kubbesi Melikflah, avlu‹ Nd›fl›nda
T E R N E T kuzeydeki ‹NTERNET
Kümbed-i Hâkî denen küçük kubbeli mekan ise 1088 y›l›nda Melikflah’›n efli Ter-
ken Hatun ad›na veziri Tâcülmülk taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Dört eyvanl› avlu ve re-
vaklar ise Melikflah sonras› Selçuklu döneminden kalmad›r. Daha sonralar› bir çok
defa yap›lan ilave ve tadilatlarla mescid geniflletilmifltir.
Bu mescid-i cuman›n özelli¤i, mihrab›n önünde, payeli k›sm›n ortas›nda yük-
selen ve avlu taraf›nda büyük bir eyvana bitiflen muazzam kubbeli mekand›r. Bu
bölümün harimin di¤er k›s›mlar›ndan belirgin bir flekilde ayr›lmas›, buran›n sulta-
n›n Cuma namaz›n› k›lmas› için ayr›ld›¤›n› gösterir. XII. yüzy›lda ise avlu cephele-
rinin her birinin ortas›na birer eyvan yap›larak dört eyvanl› cami tipinin (klasik As-
ya cami tipi) en görkemli örneklerinden biri ortaya ç›km›flt›r.
206 Büyük Selçuklu Tarihi
Resim 10.3
Isfahan Mescid-i
Cumas› ve Sultan
Melikflah’›n
mihrab›n önüne
ekletti¤i görkemli
kubbesi, ‹ran
Daha sonra infla edilen ‹ran’daki Selçuklu camileri küçük ölçekli, tu¤ladan ya-
p›lm›fl, hafif sivri, tromplu kubbelerle Isfahan’daki Melikflah kubbesini izlerler. Sel-
çuklu camileriyle bafllayan yenilikleri tek bir planda toplayan ilk eser ise 1135 ta-
rihli Zevvare Mescid-i Cumas›d›r. Bu abide mihrap önü kubbesi ile dört eyvanl› ve
minareli bir cami olarak büyük bir geliflmenin öncüsü olmufltur. Karahanl› ve Gaz-
neli ribat ve saraylar›nda uygulanan dört eyvanl› plan flemas›, ilk defa burada, bir
camide uygulanm›flt›r. 7.45 m. çap›ndaki kubbe, planda yerini alm›flt›r. Bu plan
sonraki camilerde de uygulanm›flt›r.
Sultan Tapar’›n Gülpayegan’da (Cêrbâzekân) yapt›rd›¤› mescid-i cuman›n ise,
kare bir mekan üzerine mukarnasl› tromplarla hafif sivrilen bir kubbesi vard›r. ‹çi
Terken Hatun kubbesi gibi geometrik çizimlerle süslenmifl, d›flar›da tromplar giz-
lenmifltir. Yine Sultan Tapar’›n yapt›rd›¤› Kazvin Mescid-i Cumas› ise kal›n tu¤la
duvarlar üzerine güçlü düz tromplarla çok sade fakat görkemli bir kubbe yap›s›na
sahiptir. Duvarlar›nda Gazne’deki Sultan Mesud’un saray›ndaki gibi, üç dilimli ke-
merlerden bir friz ile üstünde çiçekli kûfî ile yaz›lm›fl bir kitabe kufla¤›, bu sade
mekana bir zenginlik katmaktad›r. Yine bu flehirde ayn› hükümdar›n zaman›nda
yap›lan Mescid-i Haydariyye de di¤er bir Selçuklu eseridir.
Selçuklu kubbelerinin geliflmifl zengin iç yap›lar›na ra¤men, d›fllar› süslemesiz
sade, s›k tu¤la örgülü, kübik ve masif yüzeylerle kapl›d›r. Kübik gövde üzerinde,
sekizgen bir geçiflten sonra hafifçe sivrilen kubbe, Selçuklular›n gelifltirdi¤i bir
kubbe tipidir; dolay›siyle d›fltan hakim bir konumda görünen kubbe ile orijinal bir
cami mimarisi ortaya ç›km›flt›r. Gaznelilerin daha önce uygulad›¤› kubbe-eyvan
birleflmesini de Selçuklular gelifltirmifllerdir.
D‹KKAT D‹KKAT
Kümbed ve Türbeler
Selçuklulur zaman›nda iki tip mezar yap›s›na rastlan›r: Kümbed ve türbe. Kümbed-
ler genellikle altta mumyal›k kat› bulunan silindirik veya çokgen gövdeli yap›lar-
d›r. ‹çten kubbe, d›fltan külahla örtülüdür. Türbeler ise mumyal›k bulunmayan, ka-
re planl› ve üzerleri kubbeyle örtülü yap›lard›r. Mescidlerde oldu¤u gibi kümbed-
lerde de Büyük Selçuklular, Karahanl› ve Gazneli gelene¤ine ba¤lan›r. Dâmgân’da
silindirik gövdeli Çihil Duhteran (K›rk K›zlar) Kümbedi ile Isfahan’›n güneyinde
Eberkûh’da sekizgen Kümbed-i Ali, Tu¤rul Bey zaman›ndan kalan en eski küm-
bedlerdir. Kümbed-i Ali ‹ran’daki tu¤la kümbedlerin aksine tafltan yap›lm›flt›r. Kaz-
vin ve Hemedan aras›nda 1067 ve 1093 tarihli daha geliflmifl iki kümbed örne¤i gü-
nümüze ulaflm›flt›r. Bunlar sekizgen planl›, köfleler silindirik kuleli ve çift kubbeli-
dir, tu¤ladan yap›lm›flt›r. Kümbedlerden birinde iki, di¤erinde bir kulenin içinde
merdivenler vard›r. Kitabeleri ve Türk süsleme sanat›n›n bir hazinesi olan çok zen-
gin tu¤la süslemeleri vard›r. ‹ç duvarlar da Selçuklular›n en eski, renkli kalem iflle-
riyle donat›lm›flt›r. Bunlara yak›n uslûpta yap›lm›fl di¤er bir kümbed de Demâ-
vend’de bulunmaktad›r.
Resim 10.4
‹ran’da Kazvin-
Hemedan aras›nda
bulunan Harrakan
Kümbedleri ve
detay görünüflü.
Ribatlar (Kervansaraylar)
Karahanl› ve Gaznelilerin gelifltirdikleri ribat mimarisini devam ettiren Büyük Selçuk-
lular, genellikle kare planl›, dört eyvanl›, revakl› avlulu ribatlar yapm›fllard›r. Anuflir-
van (1029-1049) ve Za’feranî (XI. yy.) ribatlar› ilk Selçuklu ribatlar›d›r. Ancak Büyük
Selçuklu döneminden kalan en önemli ribat, Niflabur-Serahs aras›nda, 1114/5’te Sul-
tan Tapar döneminde infla edilen Ribat-› fierif’tir. Gazneli dönemi eseri
208 Büyük Selçuklu Tarihi
Resim 10.5
Büyük
Selçuklulardan
kalan en önemli
abidelerden biri
olan, Niflabur-
Serahs aras›nda,
1114/5’te Sultan
Tapar döneminde
infla edilen Ribât-›
fierif.
Ribât-› Mâhî’ye benzeyen bu ribat, kareye yak›n as›l yap› ile bunun önünde ya-
t›k dikdörtgen bölüm ve dört eyvanl› bir avlu etraf›nda s›ralanm›fl mekanlardan
oluflmaktad›r. D›fltan kaleye, içten ise bir saraya benzer zenginliktedir. Kitabelerin-
den anlafl›ld›¤›na göre, efli Sultan Sancar ile birlikte O¤uzlar›n elinde esir iken Ter-
ken Hatun 1154/5’te bu ribat› tamir ettirmifltir.
Medreseler: Büyük Selçuklular›n baflta Nizamiye Medreseleri olmak üzere bir
çok medrese yapt›rd›klar› bilinmektedir. Ama ne yaz›k ki bunlar›n büyük k›sm› gü-
nümüze ulaflamam›flt›r. Karahanl›larda bafllayan eyvanl›, avlulu flemay› gelifltirerek
devam ettirmifllerdir.
Saraylar: Saraylar da insanlar›n ve tabiat›n verdi¤i tahribat nedeniyle günümü-
ze ulaflamam›flt›r. Büyük Selçuklular›n son baflkenti Merv’de Sultan Sancar döne-
minde yo¤un bir imar faaliyeti yürütülmüfltür. Burada içerisinde mescid-i cuman›n,
Sultan Sancar’›n türbesinin de bulundu¤u, 4 km2’lik bir alan› kaplayan Sultan Ka-
le’de saray da bulunmaktayd›. Bu saray›n 45x39 m. boyutunda, elli odal› oldu¤u
bilinmektedir.
10. Ünite - Kültür ve Medeniyet 209
Özet
N
A M A Ç
Selçuklu medeniyetinin nas›l bir ortamda ortaya dirmek için aç›lan Nizamiye Medreselerinin de
1 ç›kt›¤›n› belirleyebileceksiniz. öncülü¤üyle a¤›rl›kl› olarak f›k›h, hadis, kelam
Selçuklu toplumunda nüfus, ço¤unlu¤u olufltu- gibi dinî ilimlerin yan›nda, herhalde daha çok
ran yerleflik ve gayri Türk topluluklar ile kendi- medrese d›fl› e¤itimle felsefenin yan›nda astro-
leriyle birlikte gelen ve gelmeye devam eden ve nomi, fizik, matematik, cebir, co¤rafya gibi müs-
zamanla yerleflik hayata da ad›m atan Türkmen- pet ilim dallar›nda da önemli bulufllar›n yap›ld›-
lerden oluflmaktayd›. Selçuklu yöneticileri, ko- ¤›, eserlerin yaz›ld›¤› görülmektedir. Gazzâlî’nin
nar-göçer ve yerleflik bu iki önemli kitle aras›nda eserleri kelam, felsefe ve tasavvuf aras›nda yeni
dengeleri korumay› sa¤lad›¤› oranda baflar›l› ol- dengelerin kurulmas›na sebep olmufl, Nizamül-
mufllard›r. Bu baflar›da gulam sisteminin de kat- mülk yazd›¤› siyasetname ile siyaset bilimine ve
k›s› olmufltur. Nitekim Türk, gayri Türk ay›r›m› tarihe katk› sa¤lam›fl, Ömer Hayyam ve ekibinin
yapmadan, herkesi liyakati do¤rultusunda istih- astronomi, cebir ve takvim (Celâliyye Takvimi)
dam ederek de¤erlendirmifltir. çal›flmalar› baz› yenilikler getirmifl, ‹sfizarî ve el-
Bu dengeleri korumada, pek tabiidir ki merkezî Hâzinî baz› ölçüm aletleri icat etmifllerdir.
N
yönetimi güçlendirmifl olmalar›n›n büyük pay›
vard›r. Nitekim bunu en iyi baflard›klar› Sultan A M A Ç
Selçuklular döneminde mimarî ve sanattaki ge-
Melikflah döneminde imparatorluk her yönüyle 4 liflmeleri belirleyebileceksiniz.
zirveye ç›km›flt›r. Ancak bu zor gerçeklefltirilen, Büyük Selçuklular, Karahanl› ve Gazneli devlet-
ama ne yaz›k ki sürekli k›l›namayan bir husus- lerinin birikiminden faydalanarak Türk mimarisi-
tur. ‹flte Büyük Selçuklu Devleti çok uzun süre nin geliflmesine katk› sa¤lad›lar. Onlar abidevi
olmasa da huzur ve refah ortam›n› sa¤layabilmifl- bir cami mimarisi ortaya koydular. Özellikle mih-
tir ki, medeniyet boyutuna ulaflabilmifltir. Yani rap önündeki kubbeli mekan› gelifltirdiler ve bü-
merkezî otoritenin güçlü oldu¤u, Türkmenlerin tün Türkistan’a ve ‹ran’a dört eyvanl›, avlulu ve
ve yerli halklar›n hoflnut edildi¤i dönemlerde Sel- mihrap önü kubbeli bir cami modeli hakim oldu.
çuklular medeniyeti oluflturan, e¤itim, ilim, ede- ‹ran’da ince ve uzun, silindirik minareleri benim-
biyat ve düflünce hayat› ile mimarî ve sanat alan- sediler. En eski Selçuklu eseri olan, 1058 tarihli,
lar›nda geliflme kaydedebilmifllerdir. Tu¤rul Bey zaman›ndan kalan Damgan Mescid-i
N
Cumas›n›n minaresi, yukar›ya do¤ru incelerek
A M A Ç
Nizamiye Medreselerinin Ortaça¤ ‹slam dünyas›- yükselen silindirik bir yap›dayd›. Kümbed ve tür-
2 na katk›lar›n› de¤erlendirebileceksiniz. be mimarisinde de gelene¤i gelifltirerek devam
Her fleyden önce ‹smailî/Bât›nî propagandalar› ettirdiler. Harrakan kümbedleri ve Merv’deki Sul-
karfl›s›nda Ehl-i Sünnet inanc›n›n güçlenmesi sa¤- tan Sancar Türbesi türünün en geliflmifl örnekle-
land›. Nizamiye Medreseleri vak›f kurulufllar› idi. ridir. Özellikle tu¤la ile geometrik süslemeler ve
Yani müstakil bütçeleri, gelir kaynaklar› vard›; kûfî yaz› geliflmifltir. Ribat mimarisinde ise kare
idarî ve e¤itim personeline maafl veya aynî gelir planl›, dört eyvanl› ve revakl› avlulu tipi gelifltir-
ödenmekteydi. Ö¤rencilere ise yat›p kalkacakla- mifllerdir. Günümüze ulaflabilen Selçuklu ribat›
r› odalar verilmekte, beslenme ihtiyaçlar› karfl›- Ribat-› fierif d›fltan kaleye, içten bir saraya ben-
lanmakta, ayr›ca burs da tahsis edilmekteydi. Bu zer bir zenginliktedir. Selçuklular›n eyvanl›, av-
yenilikler tabiatiyle e¤itimi cazip hale getirmekte lulu plan ile Karahanl› gelene¤ini devam ettirdik-
ve en önemlisi fakir ö¤rencilere imkan ve f›rsat leri medresenin, say›s›z eser infla edildi¤i halde
eflitli¤i sa¤lamaktayd›. günümüze ulaflamad›klar› için ayr›nt›l› özellikleri
N
bilinmemektedir. Büyük Selçuklular›n son bafl-
A M A Ç
Selçuklular döneminde ilmî faaliyetlerin mahiye- kenti Merv’de Sultan Kale içinde bulunan
3 tini aç›klayabileceksiniz. 45x39m. çap›nda, elli odal› saray günümüze ula-
Büyük Selçuklular döneminde ‹smailî/Bat›nî pro- flabilmifltir.
pagandalar›n› etkisiz k›l›p Sünnî inanc› güçlen-
210 Büyük Selçuklu Tarihi
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi Selçuklular›n devleti kurma 6. Nizamülmülk ile ilgili olarak afla¤›dakilerden hangisi
döneminde geçirdikleri süreçlerden de¤ildir? söylenemez?
a. ‹slam dinini kabul etmeleri a. Sultan Melikflah’›n iste¤i üzerine meflhur Siyâset-
b. Yerleflik hayata geçmeleri nâme isimli eserini yazm›flt›r.
c. Kendilerinden baflka topluluklarla birlikte yaflamalar› b. 1018’de Tûs’ta do¤mufltur.
d. Abbasi halifesine tâbi olmalar› c. Nizamülmülk lâkab› Abbasi halifesi taraf›ndan
e. Yeni bir co¤rafyaya göçmeleri verilmifltir.
d. Nizamiye Medreseleri’nin kurucusudur.
2. Afla¤›dakilerden hangisi Nizamiye Medreselerinin ku- e. Karahanl›lar›n hizmetinde bulunmufltur.
rulufl nedenlerinden biri de¤ildir?
a. ‹smailîlerin propaganda faaliyetlerini etkisiz ha- 7. Celalî Takvimi ile ilgili olarak afla¤›dakilerden hangi-
le getirmek si yanl›flt›r?
b. Ehl-i Sünnet akidesini güçlendirmek ve yaymak a. Ad›n› Sultan Melikflah’›n Celâleddin lâkab›ndan
c. Devlet yönetiminde ihtiyaç duyulan kadrolar›n alm›flt›r.
yetifltirilmesi b. Günefl y›l›na göre haz›rlanm›flt›r.
d. Maddî bak›mdan f›rsat eflitli¤ini sa¤lamak c. Takvimin bafllang›c› 15 Mart 1079’tur.
e. ‹slâm’› gayri müslimler aras›nda yaymak d. Gregoryen Takvimi’nden esinlenerek yap›lm›flt›r.
e. Do¤ru tarihleme veren yan›lg›s›z takvimlerin il-
3. Selçuklular›n Nizamiye ve di¤er medreseleri kurma- kidir.
lar› afla¤›dakilerden hangisiyle aç›klanabilir?
a. Siyasette sa¤lanan baflar›y› ak›lda ve gönülde de 8. Selçuklularda kullan›lan dil-saha efllefltirmelerinden
tesis etmek istenmesi hangisi do¤rudur?
b. Müslüman çocuklar›n gayrimüslim okullara git- a. Saray dili - Arapça, ‹lim dili - Farsça, Resmi dil -
melerini engellemek Türkçe
c. Halifenin Selçuklulara e¤itim konusunda bask›s› b. Saray dili - Farsça, ‹lim dili - Türkçe, Resmi dil -
d. Halk›n e¤itim kurumlar›na yo¤un talep göstermesi Arapça
e. Araplar›n Selçuklular kadar e¤itime önem ver- c. Saray dili - Türkçe, ‹lim dili- Arapça, Resmi dil -
memeleri Farsça
d. Saray dili - Türkçe, ‹lim dili- Farsça, Resmi dil-
4. Afla¤›dakilerden hangisi Selçuklu dönemi ilim adam- Arapça
lar›ndan biri de¤ildir? e. Saray dili - Arapça, ‹lim dili- Türkçe, Resmi dil-
a. Gazzâlî Farsça
b. Ömer Hayyam
c. ‹bn-i Haldun 9. Selçuklular’da imar faaliyetlerini teflvik eden ana un-
d. Ebû Hâtim ‹sfizârî sur afla¤›dakilerden hangisidir?
e. el-Harakî a. Vak›f müessesesi
b. Mevcut yap›lar›n ihtiyaçlar› karfl›lamamas›
5. Afla¤›dakilerden hangisi makam sahiplerinin ilmî ve c. Sultan›n zenginler üzerindeki bask›lar›
edebî eserlerin oluflturulmas›na destek vermesinin ne- d. Yap›lan eserlerden büyük kazançlar sa¤lanmas›
denlerinden biridir? e. Düflük maliyetlerle büyük eserlerin yap›labilir
a. Maliyetlerinin düflük olmas› olmas›
b. Eserin kendilerine ithaf edilece¤i için ad›n›n ya-
y›lmas›na sebep olmas›
c. Bu tarz çal›flmalara destek vermeyenlere kötü
gözle bak›lmas›
d. Sultanlar›n bu yönde ferman ç›karmalar›
e. Gayri müslimler ile yar›fl içinde olmalar›
10. Ünite - Kültür ve Medeniyet 211
S›ra Sizde 4
Selçuklularda bürokrasi dilinin Farsça olmas›, tabiat›yle
dönemin naz›m ve nesir dilinin de Farsça devam etme-
sine sebep olmufltur. Denebilir ki Fars dili etkili bir ede-
bî dil haline gelmesini, Gazneli ve özellikle Selçuklula-
ra borçludur. Yukar›da da belirtti¤imiz gibi üst mevki-
lerdeki Selçuklu yöneticileri, özellikle Sultan Melikflah
ve Sancar, saraylar›n› bir ilim ve edebiyat merkezleri
haline getirmifllerdir. ‹flte bu muhitlerde flairler divanla-
r›n› hep Farsça yazm›fllard›. Baz› sultanlar ve hanedan
üyeleri Fars fliirinden hofllanmaktayd›lar ve edebî bir
zevk sahibiydiler. Hatta bunlardan Farsça rubai yazan-
lar› bile vard›.
10. Ünite - Kültür ve Medeniyet 213
Yararlan›lan Kaynaklar
Fazl›o¤lu ‹. (2005). “Türk Felsefe-Bilim Tarihi’nin Seyir
Defteri (Bir Önsöz)”, Dîvân ‹mî Araflt›rmalar, 18, s.
1-57.
‹slâm Ansiklopedisi. (1940-1987). I-XIII, ‹stanbul:
M.E.B. (‹lgili maddeler).
Köprülü. M. F. (2003). Türk Edebiyat› Tarihi, Ankara:
Akça¤..
Köymen. M. A. (1992). Büyük Selçuklu ‹mparatorlu-
¤u Tarihi, III (Alp Arslan ve Zaman›), Ankara.
Makdisi. G. (2004). Ortaça¤’da Yüksek Ö¤retim, ‹s-
lâm Dünyas› ve H›ristiyan Bat›, (çev. A. H. Çavu-
flo¤lu - H. T. Baflo¤lu), Ankara.
Ocak. A. (2002). Selçuklular›n Dinî Siyaseti, ‹stan-
bul: Tarih ve Tabiat Vakf›.
fieflen. R. (2004). “Selçuklular Devrinde ‹lme Genel Bir
Bak›fl”, III. Uluslar aras› Mevlâna Kongresi, 5-8
May›s 2003, Konya, s. 233-244.
TDV ‹slâm Ansiklopedisi. (1988-2011). I-XXXIV (‹lgi-
li maddeler).
Turan. O. (2005). Selçuklular Tarihi ve Türk-‹slâm
Medeniyeti, ‹stanbul: Ötüken Neflriyat.
Zebîhullah-i Safâ. (2002). ‹ran Edebiyat› Tarihi, Çev.
Hasan Almaz, ‹stanbul.