You are on page 1of 142

Dr.

Kamil Qakln,

25 Agustos 1959 Yllmda Ankara'da dogdu. ilk, orta ve lise ogrenimini Ankara'da tamarnladi. Ankara Universitesi. ilahiyat FakUltesi'nden 1985 yumda mezun oldu. Prof. Dr. Mucteba Ugur'un yonetimmde haZifladlgl "ilk Hicri ASlrlarda Hadis Etrafmdaki $upheler ve Hadis inkarclllgt" isimli gali~mastyla 1990 ymnda doktorasuu tamamladr. Ocak 1996 tarihinde YardlmCI Docent oldu .

. 1996-1997 Ders Ylhnda Klrglzistan Osh Devlet Oniversitesi ilahiyat FakiJltesi Tetsir-Hadls Anabilim Dah'nda tigretim Oyesi olarak gorev yapti.

"islam'da Hadis ve Sunnetin Yeri" isimli kitabl 1997 yihnda "seba yaymlan" arasmda yaYlnlandl. "Hadisin Kur'an'a Am Meselesi', 'Buhart'nin lman Konusunda Murcie ile Tartrsrnasr', "Buhari'nin Otoritesini Kazanma Sureci' yaymlanml~ makalelennden bazuandrr.

Halen Ankara Oniversitesi ilahiyat FakOltesi'nde ogretim uyesidir.

ilk Hicri As r r l a r d a

Hadis Inkarcrlan

Yrd. DOl;. Dr. Kami. CAKIN

IJ

seba ilmi Arastrr malar Dizisi • 9

seba YIIYmlll"

seba ilmi Ara§hrmalar Dizisi. 9 ISBN 975-8145-11-8 Birinci bcsim, MlI'{ls 1998

Kapok Tosonrn Songiil DEMiR

Bilgisayar Dizaym Tamer KOKSAL

Dizgi Sevim ~

Kapok

William Henry Bartlen'in "TopIcapt'''' Yri ........ graviir sah""aSlnclan

Boskr

Se·Ba Ofset Ltd. ,ti.

Kozrm Karabekir Cad. 85/80-28 Tel: (0.312) 342 17 13 Ankara

Yaymln tUm haklan seba yaylnlan'nm sahibi olon Se·Ba Ofset. Ud. pi. 'ye oittir.

iii

ONSOZ

Hadis ve Siinnet'in Din'deki konumu, baglaylCliJgl, sthbstinin tesbiti gibi bir cok kon uda yepilsu: tsrttsmeler sadece bu giin tin meselesi degildir. islam bilim ve kiiltur tarihinin cok erken donemleriaden itibaren bu tsrtismeler yspilnus, hadfse miisbet sadsn ysklessnler kadst; menti tsvir alanlar da gorii~ ve delillerini geni~ Iikir hiirriyeti irerisinde ortaya koymustut:

Hadfs tsrihinde, Hediscilerle Keldmciler arasmdaki tsrttsmeler meshurdut: Hsdisdler ile Keldmctlsr arasmda uzun ssular devam eden bu tsrttsnuuun bir boyutunu Hadfs ve Siinnet'in degeri olusturmektsdu: Hsdis tarihinde, Keldmciler dismde da bir tekun Ierdi yada grupsal pJa~lar iJe Hsdisleri ve Hsdiscileri ciddi sekilde elestirenler olmustar. Hadfslere kerst yoneltilen elestidlet; zaman zaman Hadis ve Siinnet'in inkdn ile sonuclennustu:

Fakat, Hadis tarihi iizerine yepilen cslismelst; bu onemli konuya ya cok az yer vermekte ya da hir temas etmemektedir. Buna ragmen, son yillsrds, biinin islam iilkelerinde oldugu gibi, iilkemizde de Hadi's ve Siinnet ksrsu: hareketlerin csnlsnmesi, konunun yeniden ele elinarak srsstuilmesuu gerekli kilmistu: Tabifdir ki, boyle bir ersstumsya islam in miimkiin olduguncs erken donemlerinden bsslsmek ve 0 donemlerdeki benzer bereketleri, bu hareketlerin sebeplerini tsrsistz ve ilmi bir metodla tesbit etmek gerekmektedir.

Bu kitsp, boyie bir amaca yonelik olarak ysptltrus raiJ~manm bir iinimidiir; Gerek islam biJim ve kiilttir tarihinin iistii ortiilii kslmts olan ilk donemlerini aydmlatma bskutunden, gerekse Hedis ve Siinnet'in degeri ve konumu iizerindeki giincel tattismslsrs yeni bir ufuk scmsss baJammdan faydaiJ olacagl kanaatindeyim.

Yrd. Dor. Dr. KamiJ (:AKIN

v

i<;iNDEKiLER

ctnts 7

Kur'an Acismdan Hz. Muhammed (s.a.v.) 8

A. Hz: Muhammed'in Ornek Kisiligi. 8

B. Ustiin Ahlaki Sifan 9

C. Hz. Peygamber'in Tebyin G6revi 10

D. Miicmel Ayetlerin Siinnet Tarafmdan Aciklanmasi 12

E. Mutesabih Ayetlerin Siinnet Tarafmdan Aciklanmasi 13

E Siinnetin Kur'an Dismda Hiikiim Getinnesi 15

G. Siinnetin Vahye Dayanmasi 16

H. Hikmet Siinnet Iliskisi 17

I. Kur'an'm Siinnete Gagnsl 18

K. Hz. Peygamber'in Siinnete Gagrlsl 20

L. Sahabenin Siinnete Baghh~ 21

HADis iNKARI VE NEDENLERi 24

HADiS iNKARI 24

lnkann Tarumi ve Smirlan 24

Inkann Hiikmii 26

Hadis Inkannm Snuflandmlmasi 30

HADiS iNKARININ NEDENLERi 31

Sahabenin Kotiilenmesi 31

Hadis Inkannda 'Ortam' Faktoru 36

A. Siyasi Ortam 36

B. Dini ve Kiilturel Ortam 41

C. Itikadi Ortam 46

Kelami/Felsefi Nedenler 49

Tesbih Ifade Edell Hadisler 52

Mutesabih Ayetleri Serbestce Yorurnlama 56

islam Dusmanhgi 60

Bilgisizlik ve Siiphe 65

Hadiscilerin Tutumu 70

A. Riiya Yolu ile Rivayet 70

B. Muammen1n 71

C. Taassub 72

vi

D. Celiskili, Zayif ve Uydurma Hadisler 74

E. Akla ve Tecriibeye ZIt Hadisler 75

HADiS iNKARCILARI 78

Hadis lnkanmn Baslangici 78

FERDi iNKAR GAYRETLERi 85

A. Bilgisizlik ve $iiphe Sebebiyle Hadisi lnkar Edenler 85

B. Kur'an'da Ash Bulunmayan Hadislerin lnkan 87

C. Hadisin Kur'an'a Denk Tutulmasi Korkusu 88

D. Hadisi Kucumseme 89

E. BaZI Sufilerin Hadis lnkan 91

BAZI MEZHEPLERiN HADiS KAR~ISINDAKi TUTUMU

VE HADiSi iNKAR ETMELERi 94

HARiciLER VE HADiS 94

Harici Kelarm ve Hadis 100

Haricilerin Bazi Fikhi Goriisleri ve Hadis : 101

MUTEZiLE VE HADis

Mutezilenin Siinnete Taraftar Goninmesi 103

Mutezilenin Hadisleri lnkar Etmesi 104

Mutezile'nin Mad Hadisleri Reddetmesi 105

Mutezile'nin Peygamberlik Kurumu ve H~. Peygamber

Hakkmdaki Genel Diisuncesi 106

Mutezile'nin Sahabe Hakkmdaki Goriisleri 109

Mutezile ve Cehmiyye'nin Tesbih ifade Eden Hadisleri lnkan 110 Mutezile'nin Ru'yetullah Konusundaki Hadisleri Reddetmesi. 112

Ef'alu'l-Ibad Meselesi 113

Halku'l-Kur'an Meselesi ve Mihne Olaylan 116

MURCiE VE HADis 120

Miircie'nin lman Tamrm ve Hadis 120

Amel-Iman Miinasebeti 122

$iA VE HADiS 126

SONU<; 132

KAYNAKLAR 134

7

Bu kitabm ana konusu olan hadis inkan, bugun icin smirlan belli olmayan bir kavramdir, Esasen ne gecmiste ne de gimumiizde bu kavramm i~erigi ve smirlan iizerinde ciddiyetle durulmarmsnr, Kime hadis inkarcisi denilecegi veya hadise karst takimlan ne tiir tavirlann bu kavramm smirlanna girdigi bugun dahi acik degildir, Bu bakimdan, hadislerin tumunu reddedenlere hadis inkarcisi denildigi gibi, bir kisim hadisleri reddeden ve hatta bir hadisi reddedenlere de aym kavram layik gorulmustur, Tesbit edebildigimiz kadanyla, hadis inkan kavrarmmn kullamlmasmda savunmacihk ve duygusalhk on plana cikmaktadrr; insanlar, giivendikleri bir alimin rivayet ettigi hadislerin tenkid edilmesine tahammill edememekte, kendi dar kahplan icerisinden cikamamaktadir; Mesela, giinumuzde, Buhari (o.h.2S6)'de gecen bir hadisi kabul etmernek, hatta zayif oldugunu soylemek hadisleri inkar etmek anlarrum tasimaktadir; Boyle bir zihniyet ile hareket edecek olursak, gecmiste Buhari'yi elestirmis olan bir cok biiyiik hadis ali mini hadis inkarcisi kabul etmemiz kacmilmaz olacaknr! .

Butun Islarm ilimlerde oldugu gibi, hadis ilminin tarihi de tek diize bir tarih degildir, Hadis tarihinde bir cok donem olmus, bazi donemlerde hadisler elestirilmis ve hatta hadis alimleri biribirini tenkid etmekten kacmmarmsnr-. Hadis ilminin bugiinku seviyesini bu donemlere borcluyuz.

1 Buharl (o.h.2S6), hieri 6. yiizyila kadar elestirilere muhatap olmustur.Bu donerne kadar bir cok degerll hadisci Buhari iizerinde durmus ve ona bir takirn elestiriler yoneltrnistir, Buhari, bugiinkii otoritesini 6. yiizyildan sonra kazanmaya baslarms ve esasen bugiinkii konumunu cok sonralan elde etmistir (Bu konuda gents bilgi icin bkz. Buhari'nin Otoritesini Kazanma Siireci, <;akin, Kamil, Islami Arasnrmalar Dergisi, Cilt 10, Sayi 1,2,3, Ankara 1997.

2 Mesela bkz. Sakalli, 'Ialat, Hadis Tartismalan ibn Hacer-Bedruddin Ayni, Diyanet Vakil Yaymlan, Ank. 1996.

8

Bu durum goz oniine almdigmda, oncelikle yapilmasi gereken hadis inkan kavrarmrun snurlannm tesbit edilmesi olacaknr, Bu simrlan giizelce tesbit etmedikce, ozellikle ilk hieri asirlann bunahmh atmosferinde, hadis inkarcilanmn kimler oldugunu ortaya <;1- kartmak imkansiz olaeak ve guniimiizde yasanan kavram kargasasi devam edeeektir. Hadis inkanmn simrlanrun tesbit edilmesi, hadis inkan kavrarmrun tamrrunm yapilmasiru da kolaylasnracaknr.

Bize gore, hadis inkanrun snurlanru cizebilmek, -hadis ve siinnetin kaynagi olmasi itibanyla- Hz. Peygamber'in islam' daki konumunu saghkh bir sekilde tesbit etmeye baghdir, Islam'm degismez temel kaynagi Kur'am Kerim'dir. Hz. Peygamber -dolayisiyla hadis ve siinnet- guciinu bu kaynaktan almaktadir, Oyleyse, Hz. Peygamber'in Islarn'daki konumunu tesbit edebilmek icin, Kur'an'm onu nasil taruyip tamtnguu ve ona nasil bir onem atfettigini ortaya cikartmarmz gerekmektedir.

Kur'an Acismdan Hz. Muhammed (s.a.v.) A. Hz. Muhammed'in Ornek Ki~iligi

Kur'am Kerim, bize, Hz.Peygamber'in kisiligi, peygamberlik vasiflan, ahlaki ve ona uyulmasirun gerekliligi gibi bir cok hususlarda bilgiler vermekte, ornek almmasi gerekli bir insan oldugunu su sekilde dile getirmektedir:

'Allah'a ve ahirete kavusmayi uman ve Allah'i cokca zikredenleriniz icin Resulullah giizel bir omektir","

Miifessirlere gore, bu ayetre ge<;en usve kelimesi ornek insan (=el-kudve), giizel haslet sahibi (el=hasle), giizel bir gidisat (mezhebun hasenun), en guzel olana uyma (iktidaun hasenun)" gibi anlamlara gelmektedir.

3 33-Ahzab-21 (Hz. Peygamber icin kullarulan bu giizel ornek tabiri Hz. Ibrahim icin de kullarnlrrusnr, Bkz. 60-Mumtehine-4 )

4 Bkz Zemahseri, Mahmud h. Orner (o.h.528), el-Ke§§ilJ an Hakaiki Gavamidi't-Tenzll, Beyrut trs., III. 514,531; Ebu's-Suud, Muhammed b. Muhammed el-Irnadi (o.h.951), Tefsir, Misir trs, IV. 207; Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir (o.h.310), (Tefsir) Carniu'l-Beyan an Te'vili Ayi'l-Kur'an, Misir 1374/1954, XXVIII. 62; Razi, Fahruddin b. Ziyauddin Orner (o.h. 606), Mefiitihu'l-Gayb (el-Tefsiru'l-Kebir), Ist, 1307, VIII. 187; Tfisi, Ebu Cafer Muhammed b. el-Hasen b. Ali (o.h, 460), Tefsiru'tTrbyan, Neeef 1376/1957, IX. 579; Ibnu'l-Cevzi, Ebu'l-Feree Abdurrahman b. Ali (o.h.597), Zadu'l-Mcsir fi llmi't-Tefsir, Dirnesk 1384/1964, VIII. 235.

9

Bu ayette, Hz.Peygamber'in davramslanrun idealligi ve miikemmelligi vahyi temelini bulmaktadn; islam kiilturti icerisinde siinnet denilen seyin asil ani ami budur. Zira, siinnet, bir insanm yapngi gecici ve gelisigiizel davraruslanndan ibaret degildit Bir davrarusm siinnet olabilmesi icin, onun, bir kisinin hareketi olmaktan cikip baskalannca da benimsenerek takip olunmasi, hatta takip olunma zorunlulugunun bulunmasi gerektirmektedir. Yukandaki ayette, Hz. Peygamber'in davraruslanndaki bu ferdi askmhk belirlenmekte ve ona uymamn 'Allah'a ve ahiret giiniine inananlar icin" gerekli oldugu vurgulanmaktadir; Boylece, ayetin destegini alan siinnet, sadece Hz. Peygamber'e aid davramslar olmaktan cikanlmakta ve inananlara omek davramslar olarak sunulmaktadir,

B. Ustiin Ahlaki Sifan

Kur'an'i dikkatle inceledigimizde bu yonlendlrmenin en onemli sebeplerinden birinin Hz. Peygamber'in sahip oldugu ahlaki meziyetler oldugunu gormekteyiz. Kur'an, onun ahlaki yapisinm iistunlugunil su sekilde tarumlamaktadir:

"Sen, biiyiik bir ahlak iizeresin" 5

Hasam Basri (o.h.Ll.O), Anyye (o.h, 111) ve Taberi (o.h.310)'ye gore bu ayette gecen yiice ahlak (hulukun azim) ifadesi Kur'an ahlaki demektir. Abdullah b. Abbas (o.h.68), Miicahid (o.h.104) ve Ibnu Zeyd (o.h. 182) Hz. Peygamber icin amlan yiice ahlak sifanru islam dini ile esdeger gormustiir;"

Bu ayette gecen yiice ahlak kavrarm Hz. Peygamber'in hem dogustan getirdigi hem de sonradan edindigi ahlaki niteliklere isaret etmektedir. Kaynaklara bakildigmda, cahiliyye donemi Mekke'sinde siyasi, asked ya da dini bir konuma sahip olmayan Hz. Peygamber'in ahlaki bakimdan son derece seckin bir mevki elde ettigi goriilmektedir; Hz. Peygamber, toplumsal sorumluluklan paylasan bir fert olarak davranmaya basladigi yaslardan itibaren kendindeki bu ahlaki meziyetleri sergilemeye baslarmsnr, Heniiz

5 68-Kalern-4

6 Ibnu'l-Cevzi, Zad, VIII. 428; Taberi, Tefsir, XXIv. 18-9; Tabresi, Ebu Ali el-Fadl b. ElHasen (o.h.S48), Mecrnau'l-Beyan Ii Tefsiri'l-Kur'an, Tahran 1373, X. 333.

10 ------------------

gencken basladigi ticari yolculuklan, ondaki ticari duriistliigti ve guvenilirligi ortaya koymustur, Miistakbel esi Hatice'nin ticaret kervamm yonetmesi ve biiyiik bir kar ile donmesi emanete olan sadakatini gostermistir, Nitekim, onun Hatice'yi cezbeden yonii bu diiriist, guvenilir ve emanete sadik meziyetleri olmustur 7. Kabe duvarlannm tamiri esnasmda Haceru'l-Esved'in yerine konmasina hakemlik yapmasi, biribirine kihc cekecekkadar diisman kesilen kabilelerin onun hakemligini tarnsmasiz kabul etmeleri, onun toplumla kurdugu iliskilerini ne kadar gii<;lii ahlaki zeminlere oturttugunu gostermektedir; ilk vahyin sarsici ve sasirnci etkisi altmda evine kosan Hz. Peygamber'e esi Hatice'nin teselli babmda soyledikleri ondaki ahlaki meziyetlerin ne denli saglarn oldugunu gostermektedir: 'Allah seni asla mahzun etmez. Cunkii sen akrabam ziyaret edersin, yetime veli olursun. Glplagl giydirir, zayifi korursun. Hakkm gerceklesmesi icin cahsirsm.?"

Bu misallerden hareketle diyebiliriz ki, Hz. Peygamber cahiliyye doneminde davramslan itibanyla ornek bir sahsiyettir, Ancak, bu davraruslann siinnet aduu almasi, Islami donemle, yani peygamberlikle birlikte baslamaktadir, Ciinkii, Hz. Peygamber asil otoritesini peygamberlik vasfi ile kazanrmsnr, Hz. Peygamber'in gerek ornek bir ins an olarak tarunlmasi gerekse yiice bir ahlaka sahip oldugunun vurgulanmasi, siinnetin otoritesini belirleyen en onemli iki faktor olmustur, Bu bakimdan, buradaki ahlak olgusunu smirlandirmak hemen hemen imkansiz gibidir. 0 halde, nasil ki ibadet ile ilgili konularda Hz. Peygamber'i ornek ahyorsak, ahlaki alanda da onun davramslanru ornek almarmz kacimlmaz olmaktadir;

C. Hz. Peygamber'in Tebyin Gorevi

inananlann Hz. Peygamber'e duydugu ihtiyac sadece ameli yonden onu taklid degildir, Kur'an'm anlasilmasi noktasmda da 'c1yetlerin aciklanmasma ihtiyac duyulmaktadir, Bu aciklamalan .kim yapacaknr? Hz. Peygamber'in hayatta oldugu donemi goz

7 Koksal, Mustafa Aslm, islam Tarihi (Mekke Donemi), ist. 1978,91 Yd.

8 Buhari, Muhammed b. ismail (6.h.2S6), el-Camiu's-Sahih, lst. Trs., I. 3.

11

oniine alacak olursak, gerekli aciklamalann sozlu ya da fiili bir tarzda bizzat Hz. Peygamber tarafindan yapilacagi aciknr, Gunkii, kendisine kitap verilen kisinin gorevi, sadece 0 kitabi teblig etmekten ibaret olmayip, aym zamanda onun anlasilmasirn ve uygulanmasim saglamaknr, Bu noktada Hz. Peygamber'in biri tebIig, digeri tebyin olmak iizere iki onernli gorevi ortaya cikmaktadir, Teblig, onun Allah'tan aldigi mesaji insanlara aynen iletmesidir. Tebyin ise, bu mesajin dogru bir sekilde anlasilmasirn ve hayata aktanlmasmi saglamaknr,

Burada, Hz. Peygamber'in aciklama=tebyin goreviyle zahiren celiskili gibi goriinen bir anlayisa kisaca temas etmekte yarar vardm Bilindigi gibi Kur'aru Kerim kendisini miibin=apacik ve nbyanen li-kiilli sey==her seyi aciklayicr olarak nitelendirmektedir. Kur'an acik bir kitap olduguna gore, Hz. Peygamber'in aciklamalanna ihtiyaci var rmdir? Nihayet, Kur'an her seyi acikladrgma gore, Hz. Peygamber'in gorevi sadece tebligden ibaret degil midir? Miibin kelimesinin sozluk anlarm acik olmak demektir. Ancak, bu anlam Kur'an'a uygulandigmda UC; tiir acikhk kavrammm soz konusu 01- dugunu gormekteyiz:

1. Gorse! ecikhk: "Bun un iizerine Musa, asasim yere atrms, asa apacik bir yilan oluvermisti'? ayetinde goriildugu gibi, apacik olma, ciplak gozle gormeyi ifade etmektedir. Bu anlamda Kur'an'm apacik olmasi, onun kapah kapilar ardmda degil herkesin gozii oniinde vahyedilmesi demektir. Vahyin bir kelimesi dahi insanlardan gizlenmemektedir.

2. Mentiksel a~JklIk:"~eytamn pesinden gitmeyin. 0, sizin apacik dusmarumzdir'?" ayetinde Seytan'm apacik olmasr gorsel degil mannksal bir acikhknr, Cunkii biz Seytan'i ciplak gozle hicbir zaman gorerneyiz. Fakat, onun sapnrmalanru Kur'an'm ve siinnetin yardimlan sayesinde tesbit edebilmekteyiz. Yani, bu i~ icin zihinsel bir caba gerekmektedir.

3. Goreceli aakhk: "Gaybm anahtan Allah kanndadir, Onlan O'ndan baskasi bilemez. 0, karada ve denizde olan her seyi bilir.

<) 7-A'raf-107. l02-Bakara-168.

12

O'nun bilgisi dismda bir tek yaprak dahi diismez. Yerin derinliklerindeki bir tohum, yas ve kuru her sey apacik bir kitaptadir"!' ayetinde bahsedilen kitap Kur'an degildir, 0 halde, bu kitap (Levh-i Mahffiz) kime gore aciknr? insanlar acrsmdan acik olan ~ey, boyle bir kitabm varhgmdan ibarettir, Demek ki, burada zanna gore degisebilen bir acikhk soz konusudur.

Bu kisa aciklamadan soma diyebiliriz ki, Kur'aru Kerim, okundugunda anlarm hemen ae;lga cikan, anlamlan hicbir tarnsmaya gerek gostermeyecek kadar net olarak kavranabilen, herhangi bir zihinsel caba ya da siinnet veya hadis gibi bir baska kaynaga ihtiyac gostermeyen bir kitap degildir, Fakat, biitiin bunlarla, Kur'an'm tamamen kapah bir kitap oldugunu soylemeye cahsrmyoruz, Kur'an, hangi seviyeden olursa olsun, okuyueusuna mutlaka bir seyler kazandmr, Korkutur, sevindirir. Iyiye tesvik eder, kotiiden uzaklasnnr, Bununla beraber, onu okuyanlar bilirler ki, bir cok ayetin anlasilabilmesi icin hadis ve siinnet de dahil baska kaynaklara ihtiyac vardir,

Hz. Peygamber'in Kur'an'i aciklamasuu zorunlu kilan faktorle-

ri iie; ana grupta toplamak miimkiindiir:

1. Kur'an'm miiemel ayetlerinin aciklanmast zorunlugu,

2. Kur'an'm miitesabih ayetlerinin aciklanmasi zorunlugu.

3. Kur'an'm temas etmedigi hususlarda topluma cozum sunma zorunlulugu.

D. Miicmel Ayetlerin Siinnet Tarafmdan Ac;lklanmasl:

Miiemel ayetler, genellikle ibadetle ilgili emirlerin kisa ve veciz bir sekilde anlanldigi ayetlerdit; Bilindigi gibi namaz, oruc, zekat vb. ibadetler Kur'an tarafindan acikca emrolunmus, aneak bu ibadetlerin aynnnlanna dair bilgi verilmemistir, "Gercekten de siinnet Kur'an'm miiemel ifadelerini aynnnlanyla aciklar, Ayetlerle ilgili ortaya cikabilecek bazi problemleri acikhga kavusturur, leazl nedeniyle genel ve mutlak anlanmlanmn anlasilmasrm saglar, Hiikiimlerinin uygulanmasim ve bu hiikiimlerdeki niha! gayeyi bil-

11 6-En'am-S9.

13

meyi kolaylasnnr, Bu nedenledir ki, Hz. Peygamber'in siinnetine uymak vaciptir"." Mesela, Kur'an bize namazi kilmarmzi'", ozellikle orta namazma dikkat etmemizi" emretmektedir. Fakat Kur'an, nasil namaz krlacagumzi detaylanyla aciklamamaktadtr, Yani, sadece Kur'an'a basvurmak suretiyle namaz emrini yerine getirmemiz imkansizdir, Iste bunu Hz. Peygamber'den ogreniyoruz. Bir hadisinde Hz. Peygamber soyle buyurmaktadir:

u: •• .Cebrail geldi ve bana imam oldu. Onunla birlikte namaz (sabah namazi) kildim. Sonra onunla birlikte (og!e namazim) kildun. Soma (ikindi, aksam ve yatsi namazlanm) onunla birlikte kildim.?"

Bu hadise dikkat edildiginde, Hz. Peygamber'in namaz emrini aldiktan soma Cebrail tarafmdan bir egitimden gectigi ve miislumanlann da namazi Hz. Peygamberden ogrendigi anlasilmaktadir, Zaten baska tiirlu olmasi da beklenemezdi.

Ikinci misalimize gecelim. Allah'm orta namazi ile kasdettigi bes vakit namazdan hangisidir? Bu ayet indiginde miisliirnanlar arasmda orta namazi ile sabah, ogle ve aksarn namazlanndan birinin kasdedildigini zannedenler olmustu, Halbuki, burada kasdedilenin ikindi namazi oldugunu miisltimanlar Hz. Peygamber'in aciklamasmdan anlarmslardi" .

E. Miite~abih Ayetlerin Siinnet Tarafmdan Aciklanrnasr Miitesabih ayetlerle ilgili durum da bundan pek farkh degildir, Yiice Allah Kur'an'da soyle buyurmaktadir:

"Sana Kitab'i indiren O'dur. Onun bir takim ayetleri muhkemdir. Bunlar Kur'an'm esasidir, Bir takim ayetleri ise miitesabihtit ... "17 .

Kur'an'm bir takrm ayetlerinin muhkem olmasi, ibarelerinin anlam bakimmdan herhangi bir ihtimal ya da siiphe tasimayacak

12 Bkz. Ebu Sehbe, Difa' ani's-Siinne:Mlslr trs. 3-10; Accac, Muhammed eI-Hatib, es-

Siinne kable't-Tedvin, Kahire 1383/1963, 23-4. 13 2-Bakara-43

14 2-Bakara-238

IS Miislim, Ebu'l-Hiiseyn b. el-Haccac el-Kuseyri (6.h.261), es-Sahih, lst trs., I. 425. 16 Buhari, V. 162.

17 3-AIi Irnran-?

14

olciide saglam (acik anlarnh) olmasi demektir'". Yani, muhkem ayetler, te'vili rahathkla bilinen, mana ve tefsiri kolayhkla anlasiIan ayetlerdir'". Bir takim ayetlerln mutesabih olmasi, manada farkhhklann ve tilavette de suphe ve benzerliklerin bulunmasi, ayetlerin birden fazla anlam icermesidir'" .

Sahabe, inen her ayeti, miiemel olsun mutesabih olsun istisnaSIZ anhyor muydu, yoksa, anlamakta gucliik cektigi herhangi bir ayeti Hz. Peygamber'den sorup ogreniyor muydu? Hadisin miiemel ayetleri aciklarnasi konusunda verdigimiz bir misali burada hanrlayalim: Sahabe, Kur'an'da "orta namazi" ile kasdedilen namazm hangisi oldugunda ihtilafa dusmus, aneak, Hz. Peygamber bunun ikindi namazi oldugunu aciklarmsn. Demek oluyor ki, sahabe inen her ayeti derhal anlayabilmisdegildir, Mutesabih ayetlerde de durum bundan pek farkh degildir, Mesela, Naziat Suresi'nin baslangic ayetlerlne bir bakahm; bu ayetlerde kasdedilen anlamm acik olmamasi sebebiyle ilginc tereiimeler ortaya cikmaktadrr, Bunlardan biri soyledir:

"Sokiip cikaranlar, yavasca cekenler, kolayea yiizenler; yans edenler, derken bir i~ cevirenler hakki icin ... "

Bu tereiime ne kadar ilginc gorunurse goninsiin, kelimelerin tam karsihklanm vererek yapilmis bir ceviridir, Sokiip cikaranlar kimlerdir ve nereden neyi ctkartmaktadirlar? Yavasca cekenler icin de aym soru gecerlidir, Kolayea yiizenler ile kasdedilenler yiiziiciiliik sporuyla ilgilenenler olmadigi gibi, yans edenler de her haIde atletler degildir,

Bugunkii nesillerin bu ayetleri anlamakta gucliik cekrnesi gibi sahabiler de aym gucluk icerisindeydiler, Fakat, onlann bir avantaji, anlamadiklan yerleri Hz. Peygamber'den sorup ogreniyorlardi, Nitekim, Kur'an'm bu gibi ayetlerini aciklayan pek cok hadis meveuttur.

18 Zemahseri, 1. 337.

19 Kurtubi, Ebu AbdiJlah Muhammed b. Ahmed el-Ensdri (o.h.671), el-Cami' Ii Ahkami'l-Kur'an (Tefsir), Misir trs., rv. 9.

20 Taheri, Tefsir, III. 172; Zernahseri, 1. 338.

15

Bu gibi mutesabih ayetlerin anlasilmasmda Hz. Peygamber'in acrklamalanna ihtiyac duyuldugu bir gercektir, Nitekim, bazi kelami konularda Ehli Siinnet ile Mutezile'nin dii~tiigii ihtilafm ardmda, birincisinin miitesabih ayetleri te'vil ederken hadisleri delil olarak almasi, digerinin ise hadisleri goz ardi etmesi yatmaktadit Mesela, "0 giin, bir takim yiizler vardir ki Rablerine bakip parlayacaktu"21 ayetinde gecen bakmak (nazira) fiili bakmak ve ummak seklinde iki anlama gelebilmektedir. Ehli Siinnet alimleri buradaki nazira fiiline bakmak anlarrum vermislerdir, Bu durumda tercume yukandaki gibi olur. Cimkti, Hz. Peygamber'in bir hadisi, ahirette Al-

I

lah'm inananlar tarafmdan goriilecegini acikca bildirmektedir-".

Yukandaki ayeti hadisin delaletiyle bu sekilde anlayan Ehli Sunnet aHmieri, ahirette Allah'm goriilebilecegi fikrine sahip olmuslardir, Buna karsihk, kelami sisteminde hadislere yer vermeyen Mutezile, yukandaki hadise itibar etmedigi icin ayette gecen nazira kelimesine ummak anlarmru vermis, ayen "0 giin, bir takim yuzler vardir ki rablanndan gelecek mtikafan ummaktadrrlar" seklinde anlarms ve ahirette Allah'm gorulemeyecegi fikrine ulasrrusnr" .

E Sfumetin KUr'an Dismda Hiikiim Getirmesi

Miicmel ve miitesabih ile ilgili yapilan aciklamalara dikkat edilirse, Hz. Peygamber'in buraya kadar ele alman rolii genelde Kur'an ile baglannhydi, Fakat, Kur'an'm sessiz kaldigr bazi durumlarda siinnetin devreye girdigi, daha dogrusu, siinnetin Kur'an dismda bagimsiz bir yasama kaynagi fonksiyonu yapngi goriilmektedir. Kur'an'da bulunmayan bir hiikmim siinnetten aranmasi, sonraki muctehidlerin ortaya atnklan bir metod degildir, Bu metod kaynagnu yine siinnetten almaktadir:

Hz. Peygamber, Yemen'e vali olarak tayin ettigi Muaz b. Cebel'e (o.h.Ld) orada ne ile hiikmedecegini sorar. Muaz bu soruya "Kur'-

21 7S-Klyame-22,23.

22 Buhari, Tevhid, VIII. 179; Muslim, I. 163; ibn Mace, Ebu Abdillah Muhammed b.

Yezid el-Kazvini (o.h.27S), es-Simen, Ist trs., Mukaddirne, I. 63 yd.

23 Kaadi Abdulcebbar, Ebu'l-Hasen b. Ahmed el-Hemedani (o.h.41S), Tenzihu'l-Kur'an ani'l-Metain, Misir 1329, 20.

16

an ile" cevabim verir. Hz. Peygamber'in "eger orada bulamazsan ne ile hukrnedeceksin" diye sormasi iizerine 'Allah'in elcisinin siinneti ile" cevabim verir. Bu cevap Hz. Peygamber'in cok hosuna gitmis ve ona hayir duada bulunmustur'".

Bu misal gostermektedir ki, bir meselenin cozumu icin oncelikIe Kur'an'a bakihr, Eger, aranan hukiim Kur'an'da bulunamaz ise bu taktirde siinnete basvurulur,

islam alimleri siinneti sadece Kur'an'm miicmelini aciklayan, rnutlakmi mukayyed kilan veya amm ayetlerini tahsis eden bir kaynak olarak de gil, bunun yam sira, Kur'an'm hiikiim getirmedigi hususlarda hiikiim koyan bagimsiz bir yasama kaynagi olarak da diisunmuslerdir, Dolayisi ile sunnet, Kur'an'm sessiz kaldigi alanlarda hiikiimler koyan ve boylece Kur'an'm hiikiimlerine ilavelerde bulunan bagimsiz bir otorite vasfim da kazanrmsnr. Suphesiz ki, Hz. Peygamber'in ictihadlan, bir insan olarak yapnklan, ozel ya da gecici uygulamalan gibi bir takim fiillerini baglayrcihk alamrun dismda tutmahyiz.

G. Siinnetin Vahye Dayanmasi

Peki, siinnet bu otoritesini nereden almaktadir?

Yukanda, Kur'an'm Hz. Peygamber'i ornek bir insan ve yiice ahlak sahibi olarak vasiflandirdigim belirtmistik.

Siinnetin otoritesinin en onernli dayanaklanndan biri, onun en azmdan bir kisrmnm vahye dayanmasrdir, Hz. Peygamber'e inen vahyin sadece Kur'an'dan ibaret olduguna dair zaman zaman ortaya cikan fikirlerin bir cok bakimdan temeli yoktur. Oncelikle, Kur'ani Kerim vahyin sadece kendisinden ibaret oldugunu acik ya da ortiilii bir sekilde de olsa soylememektedir, Aksine, Hz. Peygamber'in riiya yolu ile de olsa Kur'an dismda bazi vahiyler aldigi aciknr>. Bedir Savasi ile ilgili olarak inen ve savas oncesinde Al-

24 Tirmizi, Ebu Isa Muhammed b. Isa (o.h.279), es-Siinen, Kahire l356/1937, Ahkam, 3; Ahmed b. Hanbel (o.h.241), el-Miisned, Beyrut trs. V. 230,236; Ebu Davud, Suleyrnan b. el-Es'as (o.h.275), es-Siinen, Hums 1388/1969, Akdiyye, 11; ~atIbi, Ebu ishak Ibrahim b. Musa (o.h.790), el-I'tisarn, Beyrut 1986, IV. 7.

25 Mesela, 48-Fetih-27. Ayetinde soz konusu edilen Hz. Peygamber'in riiyasi, Kur'iin dismda ruya yolu He vahyin imkiimna delalet etmektedir.

17

lah'm miisliimanlara melekleri vasitasiyla yardim edeceginin miijdelenmis oldugunu bildiren ayetler" Hz. Peygamber'in Kur'an dismda da bir takim vahiyler aldiguu gostermektedir. Bedir'de, Hz. Peygamber'in karargah olarak sectigi yeri begenmeyen Hubab b. Miinzir'in ''ya resulallah, burasi Allah'm karargah kurmarn emrettigi ve bizim acmuzdan degistirmemiz miimkiin olmayan bir yer midir? Yoksa, sahsi bir gorii~ neticesi, bir harb tedbiri olarak rru secllmistirj"?" seklindeki sozleri gostermektedir ki, sahabeye gore Kur'an dismda vahiy miimkiindiir.

Nitekim, Cebrail'in gelerek Hz. Peygamber'e namazm nasil kilmacagmi ogrettigini yukanda gormtistiik. Bu, biitiin ibadetler icin gecerlidir,

H. Hikmet Siinnet Iliskisi

Hz. Peygamber'e verildigi bildirilen hikmetin onun siinneti 01- dugu bir cok alim tarafmdan dile getirilmistir, "Size ayetlenmizl okuyan, anndiran ve size Kitab'i, hikmeti ve bilmediklerinizi ogreten bir peygamber gonderdik?" ayeti hakkmda ~afii (o.h.204) su aciklamayi yapmaktadir: 'Allah, Kitab'tan bahsetmektedir. Kitab Kur'an'dn; Yine Allah hikmetten soz etmektedir. Kur'an'i bilen kimselerden isittim ki, hikmet, Resfllullah'msunnetidir ... Burada sozii edilen hikmet siinnetten baska bir sey olamaz'?? . Beyhaki (o.h.4S8) de ~afii (o.h.204)'in bu goriislerine kanlmakta ve onun ifadelerini aynen nakletmektedir'". ~afii, baska bir yerde soyle demektedir: "Bazi alimlere gore, Hz. Peygamber'in siinnetinin tumii onun kalbine ilka olunmustur ve onun siinneti de hikmettir'P"> Gercekren de bazi ayetlerde hikmetin Allah tarafmdan indirildigi zikredilmektedir'". Buradan hikmete aid iki onemli ozellik ortaya

26 8-Enfal-9,10.

27 Koksal, age. II. 109. 28 2-Bakara-151.

29 ~&fii, Muhammed b. Idris (ii.h.204), er-Risale, Kahire 1358, 78.

30 Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hiiseyn (ii.h.458), Delailu'n-Nubiivve ve Ma'rifetu Ahvali Sahibi'~-~eria, Beyrut 1405/1985, I. 21.

31 ~afii, age. 93-100.

32 4-Nisa-13; 2-Bakara-231.

18

cikmaktadir: Bu ayetlerde hikmet, Kur'an'dan ayn olarak gecmektedir. Demek ki, Hz. Peygamber'e verilmis olan hikmet Kur'an dismda bir seydir, Diger taraftan, hikmet, Hz. Peygamber'e Allah tarafmdan indirilmis, yani vahyolunmustur,

Taberi (o.h.310), hikmet kelimesinin anlarm iizerinde alimlerin fikir aynhgina diisttiklerini dile getirmekte ve onlann bu kelimeye yukledigi anlamlan saymaktadir, Buna gore hikmet: Sunnet, dini bilmek, dinde anlayis sahibi olmak ve ancak Resfilullah'm bildirmesiyle bilinebilecek dini bilgiler demektir" . Ashnda butiin bu anlamlar siinnet kelimesiyle karsilanabilir, Yani, bir bakima sunnetin degisik sekillerdeki ifadeleridirler.

Yukanda yapilan aciklamalardan, siinnetin dindeki yeri ve onemi ortaya cikrnaktadir. Kur'ani deliller gostermektedir ki, siinnetin dinde gercekten buyiik bir otoritesi vardir, Fakat, burada, yanhs anlamalann oniine gecebilmek icin bazi kisa aciklamalara ihtiya<; duyulmaktadir:

1. Siinnetin vahiy kaynakh oldugunu soylerken, onun tamanurun vahiy oldugunu kasdetmiyoruz. Hz. Peygamber, itikad ve ibadetlerde tamamen vahye dayanmaktadir, Ahlaki alanda, kendi kazarumlan olan yiiksek ahlaki nitelikler de yer almaktadir, Bunlara da mutlaka uymak gereklidir. Muamelat ise tarnsmaya.aciknr,

2. Hz. Peygamber ornek bir sahsiyet olmakla beraber, siinnetinin tamarm omeklik teskil etmemektedir. Onun bir ins an olarak yapngi (yemesi, icmesi, oturmasi gibi) fiilleri, Arap toplumunun geleneksel yasannsi (giyim, sank takma gibi), adetleri ve bir de Hz. Peygamber'in kendine has olan bir takim yiikiimliiliiklerl bizler icin baglayici degildir,

I. Kur'an'm Siinnete ~agnsl

Yukanda, Kuraru Kerim esas almmak suretiyle Hz. Peygamber'in lslarn'daki konumu iizerinde duruldu. Goriilmektedir ki, Kuran, Hz. Peygamber'e cok ozel bir onem vermekte ve onu insanlara ornek ahnmasi gereken yiiksek ahlaki tabiata sahip bir peygam-

33 Bkz. Taheri, Tefsir, I. 557.

19

ber olarak tarutmaktadir, Bu yiiksek ahlaki yapismm yam sira siinnetin en azmdan bir kisrmrun vahiy kaynakh olmasi, hikmetin vahyedilmis siinnete isaret etmesi gibi bir takim ozellikleri Hz. Peygamber'in soz ve fiillerinin inananlar icin baglayici oldugunu acikca gostermektedir.

Iste bu temel espirinin dogal bir sonucu olarak, gerek Kur'arn Kerim gerekse bizzat Hz. Peygamber siinnete uyulmasmm zaruretine isaret etmekte ve tiim inananlan buna cagirmaktadir; Kur'aru Kerim'in Hz. Peygamber'e itaat davetinin biri gayn miislimlere digeri de miisliimanlara olmak iizere iki yonimii gormekteyiz.

Necranh Hiristiyanlann olusturdugu bir grup Hz. Peygamber'e gelerek" , tarnsma esnasmda, Allah'i sevdiklerini ve hatta bu sevgide son derece samimi olduklanm ifade etmislerdi'" . Bunun iizerine su ayetler nazil olmustur:

"De ki, eger Allah'i gercekten seviyorsamz hemen bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve gunahlanruzi bagislasm, Allah gafurdur, rahimdir, Onlara, Allah'a ve peygamberine itaat etmelerini' soyle. Eger yiiz cevirirlerse (bilsinler ki) Allah kafirleri sevmez.?" .

ibn Teymiyye (o.h.728) bu ayetle ilgili su aciklamayi yapmaktadir: "Hicbir kimse Hz. Peygamber'e ve onun getirdigi hakikatlere inanmadikca ve ona ic ve dis alemleriyle uyup baglanmadikca Allah'a dost olamaz. Bu itibarla, Allah'a sevgi ve dostlugunu iddia edip de Hz. Muhammed'e tabi olmayan kimse Allah'm dostlanndan degildir, Bilakis ona muhalefet edenler Tann'mn diismaru, ~eytamn oz arkadasi olurlar'?".

Ayette gecen muhabbet=sevgi ifadesini "nefsin, olgunlugunu anladigi seye yonelmesi" seklinde tammladiktan soma, Ebu's-Suud (o.h.951), "bu nedenle, muhabbet, itaan arzu etmek seklinde tefsir edilmistir ki bu da kisinin ibadetinde Resul'e uymasnu gerekli

34 Taheri, Tefsir, III. 143. 35 Riizi, Tefsir, II. 650.

36 3-AIi imran-31!32.

37 ibn Teymiyye, Ebu'l-Abbas Takiyyuddin Ahmed el-Harrani (ii.h.728), Islam Hidayeti, Cev: Celal Yildmm, ist. 1969,21.

20

kilmaktadir" demek suretiyle Hz. Peygamber'e uymanm ne kadar onernli oldugunu vurgulamaktadir".

Demek oluyor ki, Kur'an acismdan bakildigmda Allah'i sevdigini ileri siirrnek kisi icin yeterli olmamaktadir, Aym zamanda Hz. Peygamber'e de uymak gerekmektedir. Bir insan oncelikle Hz. Muhammed'in peygamber oldugunu kabul etmeli ki Kur'an'a uyabilsin. Bu nedenledir ki Kur'an, miisluman olmayanlara yapngi cagnsmda Allah'a ve peygambere uymayi' daima birlikte zikretmektedir.

Kur'an'm Allah'a ve peygambere itaat' c;agnsl musliiman olmayanlara oldugu gibi musliimanlara da yoneltilmistir:

"Ey iman edenler! Allah'a, peygambere ve sizden olan uhl'lemre itaat edin. Eger Allah'a ve ahiret gtmiine inamyorsamz, bir sey hakkmda cekistiginizde, onu Allah'a ve peygambere havale ediniz. lste bu en hayirh ve en guzel c;6ziimdiir"39.

Tfisi (6.h.460), bu ayette gecen itaat kavrarmru aciklarken soyle demektedir: " ... taat, emre uymak demektir. Allah'a itaat O'nun emir ve yasaklanna uymak, peygambere itaat de aym sekilde onun emirlerini yerine getirmektir ... Peygambere itaat hayannda da 61- diikten soma da vacibtir. Zira, 0 oldiikten soma siinnetine ittiba gerektir"?", "Peygambere itaat eden Allah'a itaat etmis olur. Kim yiiz cevirirse (bilsin ki) biz seni onlann iizerine bekci olarak gondermedik"41 ayeti de bu gerc;egi vurgulamaktadir,

K. Hz. Peygamber'in Siinnete Gagnsl

Kur'an'm yam sira Hz. Peygamber de miisliimanlan siinnetine uymaya cagmnaktadir. Bu c;agn iman, ibadet ve ahlak da dahil olmak iizere insan hayanrun biiyiik bir boliimiinu icine alacak kadar genis bir cagndir, Nitekim, Hz. Peygamber bir hadisinde soyle buynrmaktadlr:

38 Ebu's-Suud, Tefsir, I. 227. 394-Nisa-59.

40 Tusi, Tibydn.Tll. 235-6. 41 4-Nisa-80.

21 .----------------------

"Hicbirinizi, benim bir emrim veya yasagim kendisine ulasir da, koltuguna yaslamp: 'bilemiyorum, biz sadece Allah'm kitabmda buldugumuza uyanz' derken bulmayayim"? .

Bir baska hadiste de soyle buyurulmaktadir: "Bana itaat eden Allah'a itaat etmis olur. Bana isyan eden ise Allah'a isyan etmis demektir ... "43.

Hadis ve siinnetin bu onemi dolayisi ile soz ve fiillerinin gelecek nesillere aktanlmasi ve boylece onlann da siinnete uymalan



Hz. Peygamber'in arzu ettigi bir husus olmustur, Hz. Peygamber

bunu saglamak gayesi ile sahabeyi hadis ve siinnetini gelecek nesillere nakletmeye tesvik etmistir: 'Allah, benim bir soziimu isitip ezberleyen, i~ittigi gibi baskalanna ulasnran kisinin yiizunti agartsm"44 . AyTI1 sekilde, "soylediklerimi iyi belleyin, sozlerimi burada olmayanlara iletin"45 ve "ey insanlar! Size iki kiymetli sey birakiyorum: Allah'm Kitabi ve benim siinnetim, Onlan ifsad etmeyiniz ... "46 gibi hadisler de hadis ve siinnetin onemine isaret etmekte ve inananlan siinnete uymaya cagmnaktadir.

L. Sahabenin Siinnete Baghhg.

Sahabe, Hz. Peygamber'in vefanndan soma Kur'an-i Kerim ile birlikte hadis ve siinnete uymakta biiyiik dikkat gostermis, gerek

42 Ebu Davud, Siinen, V. 12; ibn Mace, Siinen, Mukaddime, 16; Neysaburi, Ebu Ab-' dillah el-Hakim (o.hAOs), el-Miistedrek ala's-Sahihayn, Beyrut trs., I. 108-9; Beyhaki, Delail, I. 24, VI. 549; Ahmed b. Hanbel, Miisned, VI. 8; ~atli, Risale, 403-4; Bagdadi, Ebu Bekr Ahmed b. Ali b. Sabit el-Hatib (o.hA63), el-Kifaye fi llmi'rRivaye, Misir trs., I. 39-42.

43 Buhari, Cihad, Iv. 8; MUslim, lmare, III. 1466.

44 ibn Hibban, Sahih, I. 225-6; Ebu Davud, Siinen, II. 438; ibn Mace, Siinen, I. 84; Dariml, Siinen, I. 75; Tirmizi, Siinen, 11.109; Ahmed b. Hanbel, Miisned, V. 183; Bagdadi, Ebu Bekr Ahmed b. Ali b. Sabit el-Hatib (o.h.463), Serefu Ashabi'l-Hadis, Hazirlayan: Mehmet Said Hatiboglu, ADiF Yay. Ank. 1972, 17; Kaadi iyaz, b. Musa el-Yahsfibi (o.h.s44); el-llma' iia Ma'rifeti'r-Rivaye ve Takyidi's-Serna, Kahire 1389/1970., 13; ibn Abdilber, Ebu Orner Yusuf (o.h.463), Carniu Beyani'l-llm, Thk. Abdurrahman Muhammed Osman, Medine 1388/1968, I. 39; Sehavi, ~emsuddin Muhammed b. Abdirrahman (o.h.902), Fethu'l-Mugis, Medine 1388/1967, 217.

45 Miislim, Sahih, I. 47-8; Kaadi lyaz, Ilrna', 16, 46 Kaadi Iyaz, Ilma', 9.

22

hilafet makammda gerek ferdi hayatta hadis ve sunnete basvurmayi ihmal etmemistir,

ilk halifelerin hayatlanm inceledigimizde, yonetimle ilgili resmi islerde Kur'an gibi hadise ve siinnete de basvurduklan ve problemleri bu iki kaynaktan hareketle cozmeye cahsnklan goriilmektedir. Burada, konu He ilgili meshur bir misali hanrlamakta fayda vardir, Hz. Ebu Bekir, halifeligi esnasmda (h.l0-12), vefat etmis torununun mirasmdan pay almak icin kendisine bas vuran bir nineye, Kur'an'da gecmemesine ragmen, siinnet uyannca 1/6 pay vermistir" . Hz. Ali'nin "birbirinizi ziyaret ediniz ve cokca hadis miizakeresinde bulununuz. Eger boyle yapmazsamz hadis kaybolur gider?" demesi de aym hususu vurgulamaktadir, Hz. Omer'in hac esnasmda Haceru'l-Esved'i selamlarken soyledigi su sozler onun simnete baghhk derecesini gostermektedir: "Orner, (Haceru'l-Esved'in yer aldigi) kosede durdu ve soyle dedi: 'Biliyorum ki sen bir tassm. Eger habibimi seni operken ve selamlarken gormernis 01- saydim, seni selamlamaz ve opmezdim'"? .

Buraya kadar ele alman konulardan edinilen fikir odur ki, Kur'am Kerim, Hz. Peygamber'e biiyiik bir onem atfetmekte ve onu, ustiin ahlaki vasiflan, vahye miistenid olan davramslan, hepsinden onernlisi insanlara gonderdigi mesajm tasiyicisr olarak takdim etmektedir. Allah, peygamberine uyulmasiru emretmis, sahabiler de bu emir dogrultusunda yasarmslardrr, islam inancim kabul eden her insanm bu cizgide hareket etmesi kacimlmaz olmaktadir,

Fakat, Islam'm ilk asirlanndan gunumiize kadar, islam iimmeti icerisinde, Hz. Peygamber'in yukanda tesbit edilen konumuna bas kaldirrms, hadis ve sunneti bir tarafa birakrms insanlara da rastlanmaktadir, Bunlann kim olduklan, hangi sebepler ile hadis ve siinneti dislama geregini duyduklan, tarih icerisinde ne gibi bir

47 Genis bilgi icin bkz. Zehebi, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman (o.h.748), Tezkiretu'l-Huffaz, Daru ihya trs., I. 2; Neysaburi, Ebu Abdillah el-Hakim (o.h.405), Ma'rifetu Ulumi'l-Hadis, Haydarabat 1397/1977, 15.

48 Neysaburi, Ma'rife, 60/141.

49 Accac, Siinne, 86.

23

rol oynadiklan, hem Hadis Tarihi acismdan hem de islam dustince tarihinin gelisim cizgisini takip edebilmek bakimmdan son derece onemli gozukmektedir,

Bu kitapta, yukanda cercevesi cizilen esaslar isigmda, hadis ve siinnetin inkan aynnnh bir sekilde ele almacaknr, Hadis inkannm tamrm ve hukmii gibi onernli gorulebilecek hassas konularda, hadisleri dislayanlann genis islam toplumu icerisindeki durumlanmn yerine oturtulmasmda, bu cerceveden faydalamlacaknr,

---------------------- 24

HADis iNKAru VE NEDENLERi

HADis iNKAru

lnkann 'Iamrm ve Smirlarr

Buraya kadar yapilan incelemeden, Hz. Peygamber'in Islam'da son derece onemli bir yeri oldugu anlasilmaktadir, Ozetleyecek olursak, ona verildigi belirtilen hikmetin kaynagi vahiydir. Bu, elbette ki hadis ve siinnet seklinde tezahiir etmektedir. Yiice bir ahlak sahibi olan Hz. Peygamber'e gelen vahiy, Kur'an-i Kerim ile sirurh degildir, Ovgiiye layik vasiflan ve Din'deki konumu acismdan ona uymak gereklidir. Ona itaat, saghgmda da oliimtinden soma da vaciptir. Fakat, biitiin bu ozelliklerine ragmen Hz. Peygamber de bir insandir ve insan olmamn biitiin gereklerini yerine getirmek zorundadir,

Kur'am Kerim'e dayamlarak cizilen bu cerceve icerisinde, hadis inkan kavrammm bazi niteliklerini tesbit edebilmek miimkiin 01- maktadir,

a) Kur'an'm Hz. Peygamber icin belirledigi temel niteliklerden birini reddetmek, onun siinnetini ve siinnetin nakli demek olan hadisleri reddetmek anlarmrn tasunaktadir, Mesela, Hz. Peygamber'in Kur'an'dan baska vahiy almadigi kabul edilse, ibadetlerdeki siinnetin baglaytcihgi kalkacaknr, Bu durumda, namazm Hz. Peygamber'in kildigi gibi kihnmasma gerek kalmayacaknr, Buna gore, mesela ogle namazim dort yerine bir veya ii<; rekat kilmak da miimkiin olabilir. Halbuki bu, dinin tahrifidir.

b) Hz. Peygamber'in Din'deki konumunu kismen veya tamamen reddetmek de hadis inkan kavrammm kapsarm alamna girmektedir. Tarihte bunun ornekleri goriilmiistiir; Hariciler (Ibadiy-

25

ye dismda) hadisleri toptan reddederken, Sia ve Mutezile kismen reddetmistir, Yani, hadis ve si.inneti inkar, ister kismen ister toptan olsun her ikisi de inkar kavrammm icerisine girmektedir.

Ancak, burada bir noktanm alum cizmekte fayda vardir; Hadislerin metodik incelemeler sonrasi tenkid edilmesi inkar olarak kabul edilemez. Her hadis isnad ve me tin bakmundan arasnnlmaya aciknr, Boyle bir arasnrmamn sonucu hadisin siiphe ile karsilanmasim gerektirebilir. Aym zamanda, hadislerin anlasilmasi ve yorumlanmasi da kisinin ozel gayretlerine gore degisebilir, Hadisi yorumlayan kisi sahih olmakla birlikte 0 hadis ile amel edilemeyecegi fikrine ulasabilir, Biitiin bunlar hadisleri inkar anl arm m tasrmamaktadrr, Bu konuda, ibn Teymiyye (o.h.728) hadislerin reddedilebilmesi icin ii<; gecerlr neden ileri siirmektedir: Hz. Peygamber'in 0 sozi.i soyledigine kanaat olusmamasi, mevcut hadis ile sozkonusu meselenin kasdedildigine inanmamasi ve hadisin mensuh olmasr" .

c) Yukanda amlanlann dismda, tevilde asm gidilmesi suretiyle de hadisleri inkar etmek mi.imki.indi.ir. ileride goriilecegi gibi, Mi.ircie ve Mu'tezile gibi bazi gruplar hadisleri asm bir sekilde tevil etme yoluna saprmslar ve dogrudan reddedemedikleri hadisleri tevil yolu ile reddetmislerdir, Bu konu i.izerinde titizlikle duran Gazali (o.h.505), varhgi; zati varhk, hissi varhk, hayali varhk, ali varhk ve sibhi varhk seklinde bes kategoriye ayirarak, hadisleri bu bes varhk sahasi dismda tevil etmeyi inkar saymaktadir" .

Bu actklamalardan soma hadis inkan kavrarmm su sekilde tammlayabiliriz:

Kur'an'm Hz. Peygamber'e verdigi. konumu ve ona uymanm gerekli oldugu hususu, dii§ii.nce veya uygulamada, makul ve ilmi hifbir neden olmakststn; kismen. v~a toptan reddetmek hadisleri inkdr etmektir.

Bu.tamm dort kisimdan olusmaktadir:

50 ibn Teymiyye, Ebu'l-Abbas Takiyyuddin Ahmed el-Harrani ((i.h.728), Risaletu Ref'i'l-Melam, Mecmfiatu'r-Resail ve'l-Mesail icerisinde, Misrr 1341-1345, 55.

51 Gazali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed (0.1-..505), Faysalu't-Tefrika beyne1- islam ve'z-Zanadika, Misir 1325/1907, 7 Yd.

26

1. "Kur'an'in Hz. Peygarnber'e verdigi konurn ve ona uymanm gerekli oldugu husus" , kitabmuzm giris bolumunde aynnnlanyla acikladigirmz tesbitlerin zorunlu bir sonucudur.

2. "Dusiince ve uygularnada" ifadesi ile, ozellikle klasik kelarn ekollerinden bazilannm kelam sisternlerinde hadise yer verrnerneleri ya da hadisleri asm derece tevil etrneleri kasdedilrnektedir. Uygularna kelirnesi ile kasdedilen ise ibadet, ahlak ve hukuk sisterni acisindan pratige dayah hususlardir,

~. "Makul ve ilrni hicbir neden olmaksizm" denilmesinin anlanu sudur: Hadis sahih olsa bile, bazen uygulanarnayabilir. Bu yuzdendir ki, bazi alimler 'her sahih hadis ile arnel edilrnez' demislerdir. Ikinci olarak, bir hadisin ilmi rnetodlar cercevesinde sahih 01- madigi tesbit edilirse 0 hadis ile de arnel edilrnez. Fakat, burada asil kasdedilen, bir insamn bilgi birikirnini ve akhm kullanarak hadisleri elestirme hakkmm tanmmasidir, Bize gore, her insan bu hakka sahiptir ve bu hakknu kullanrnaktan dolayi hadis inkarcisi olarak nitelendirilernez.

4. "Kismen veya toptan reddetmek" ifadesine gelince; bize gore hadis ve siinnet bir biitiindiir, Bir kismi ile arnel edip bir kismi ile arnel etrnernek doru degildir, Baska bir deyisle, hadislerin bir kisrruru reddetrnek, tiimunu reddetrnek gibidir.

Inkarm Hiikmii

Hadisleri inkar etrnenin dini hiikmii konusunda kesin bir yargtya varrnak oldukca zordur. Cimkii, inkar kavrarnuun cagnsnrdigl anlarn 'kufiir veya kafir' hiikrniine yakmdir, insanlar hakkinda boyle bir hiikiim verrnek hem Kur'an'i acidan hem de vicdanen zordur. Bu bukimdan hadisleri inkar etrnenin hiikmiinu verrne konusunda dikkatli davranrnak zorundayiz. Gazali (o.h.SOS)'nin bu konuda verdigi ipucu bizirn icin onemlidir Ona gore, "sehadet kelirnesini soyledigi ve sehadetine ters diismedigi, bir ozrii olsun veya olmasm Hz. Peygarnber'e yalam caiz gormedigi siirece bir rniirnin tekfir edilernez'?". ibn Teyrniyye (o.h.728) de bu konuda

52 GazaJi, Paysalu't-Tefrika. 12.

27

oldukca hosgoruludur, Ona gore, bir takim hatalardan dolayi i.immetin tekfiri dogru olmaz. Ozellikle de ilmi konularda ve fer'i meselelerde yapilan hatalar ne kufur, ne bid'at, ne de fisknr"?". Biz de hadislerin inkan konusunda alimlerin bu goruslerine dayanacagiz, Bu nedenle, 'hadislerin inkan' derken 'tekfir' veya 'kufur' ile itham gibi bir kasnrmzin olmadigi bilinmelidir.

Oncelikle, hadisleri mi.itevatir ve ahad haberler olmak i.izere iki kategoride ele almarmz gerekmektedir. Mi.itevatir haberler, yaIan soylernek i.izere bir araya gelmeleri asia mi.imki.in olmayacak sayidaki kalabahk bir raviler roplulugunun, aym sayidaki bir raviler toplulugundan yapnklan nakillerdir'". Ahad haberler ise, kisaca tarnmlamak gerekirse, mi.itevatir derecesine ulasamayan haberlerdir" .

Hadislerin reddedilmesinin hiikmii mi.itevatir ve ahad oluslanna gore degisir, Ciinkii, mi.itevatir bilgi kesin ilim ifade etmektedir. Mesela, ibn Hazm (o.h.4S7),a gore mi.itevatir haber, havassi selime (bes duyu) ile elde edilen bilgi gibi kesin bir bilgi kaynagidir" . Bad (o.h.476) de Hanefilerin farz ve vacib aymmlanna itiraz sadedinde, peygamberden gelen haberin -bununla kesin haberi kasdediyor olmah- Kur'an naSSI ile aym derecede oldugunu, ciinkii her ikisinin de kaynagim vahyin olusturdugunu soylernektedir" . Zaten kelamcilar da 'haberi sadik' denilen haber tiiriinii duyu organlan gibi bilgi kaynaklarmdan biri olarak kabul etmektedirler" .

Bize gore depeygamberden nakledilen mi.itevatir bir haber, ister lafzi ister manevi olsun, kesin bilgi ifade etmektedir. Lafizlar-

53 ibn Teymiyye, Mecmuatu'r-Resail ve'l-Mesail, Misir 1341/1345, ctiz:3, 14.

54 Mtitevatir haber hakkmda genis bilgi icin bkz. Ugur Mticteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sozltigti, TDVYay. Ank 1992, Mtitevatir maddesi.

55 Ahad haberler icin bkz. Ugur, Miicteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sozliigii, Ahad maddesi; Kockuzu, Ali Osman, Rivayet Ilimlerinde Haber-i vahirlenn ltikdt ve Tesri Yonlerinden Degen, DiB Yaymlan, Ank. 1988.

56 ibn Hazm, Ebu Muhammed Ali b. Ahmed (o.h.456), el-Ihkarn fi Usuli'l-Ahkam, Misir 1345-47, ciiz:l, 104.

57 Baci, Stileyman b. Halef el-Baci (o.h.474), et-Tadil ve't-Tecrih Ii Men Harrece anhu'l-Buhari fi'l-Cami'i's-Sahih, Riyad 1987, I. 171.

58 Bkz. Isik, Kemal, Maturidi'nin Kelam Sisteminde Iman, Allah ve Peygamberlik AnlaYI§I, Ank. 1980, 48 yd.

28

daki bir takim farkhhklar eger anlarm bozmuyor ise haberin miltevatir olusuna engel teskil etmez. Bu nedenle miitevatir yolla gelen haberleri kabul etmek durumundayiz,

Miltevatir haberi reddetmek ile ahad haberi reddetmek arasmda hiikiim bakimmdan fark vardir, "Mesela, Kur'an sucsuzluguna hiikrnettigi halde, Hz. Ayse'nin zina yapngmi ileri suren kimse kafirdir. Zira , bu ve benzerleri, peygamberi ya da miitevatiri yalanlamakla miimkiin olabilir. Tevatiirii insamn dili ile yalanlamasi miimkiln ise de, kalben onu bilmemesi miimkiin degildir, Evet, eger insan ahad haberler ile sabit bir seyi inkar etse kafir olmaz'"? . Baska bir misal, isra ve Mirae olayi ile ilgilidir. Ahmet Saim Kilavuz, bunu misal vererek soyle demektedir: "Isra olaymi inkar kiiftirdur, Mirae olayiru inkar ise kiifiir degildir, Ciinkii, birincisi ayet ile sabittir, ikincisi tevatiir dereeesine ulasmarms hadis ile sabittir'v". Usul alimlerinden Serahsi (o.hA90) de Kitap ve siinnet ile sabit olam reddedenin tekfir edilecegi gorusundedir'". ibn Hazm (o.hAS?) bu konudaki goriislerini soyle dile getirmektedir: "Bir kimse 'biz sadeee Kur'an'da buldugumuza uyanz' dese, ummetin icmama gore, kafir olur. Boyle diisiinen bir ins an, giinesin banya yonelmesinden batana kadar ve batnkran sonra= birer rekat namaz kilsa ona gore yeterli olur. Zira, en az bir rekata namaz adi verilebilir. Ona gore, bunu artnrmaya gerek de olmaz. Boyle soyleyen kafirdir, miisriktir; kam ve mah helaldir'"". ibn Hazm (o.hAS?) bir baska yerde Ishak b. Rahuye (o.h.238)'nin su goriislerini nakletmektedir: "Hz.Peygamber'in bir haberi kendisine ulasan, 0 haberin sihhatini kabul ettikten sonra reddeden kimse kafirdir'v' .

59 Gazali, Faysalu't-Tefrika, 16.

60 Kilavuz, Ahmed Saim, iman-Ki.ifiir Smm, ist. 1984, 114.

61 Serahsi, Ebu Bekr Muhammed b. Ebu Sehl (o.h.483), Usfilu's-Serahsi, Beyrut 1393/ 1973., I. 318.

62 bkz. 17. isra: 78.

63 ibn Hazrn, el-lhkarn, ci.iz:2, 80. ibn Hazrn gibi baska alimlertn de 'karu ve mah helaldir' seklinde verdigl hi.iki.imlere kanlmak mi.imki.in degildir, Bu gibi hi.iki.imler toplumsal bansi bozan, anarsiye yol acan fetvalardir, Her halde, boyle acimasiz fetvalar, fetva sahibinin anhk duygulanndan neset etmektedir. Bilimsel bir degert yoktur.

64 ibn Hazm, el-Ihkam, ci.iz:1, 99.

29

Miitevatir haberler ile ilgili dururn boyle olrnakla beraber, ahad haberler icin aym seyi soylernek miimkiin degildir, Ciinkii, ahad haberler kesin bilgi ifade etmezler. Ahad haberler ile arnel rneselesi ayn bir konudur. Ibadette, hukukta ya da ahlakta ahad haberler ile arnel edilip edilmeyecegini ve arnel sartlanm tarnsrnak ayn bir konudur. Bizirn, burada kasdettigimiz haberlerin dogrudan dogruya reddi rneselesidir. Yoksa, bir haberin ahad olmasi on un sihhatini kaldiran bir faktor degildir, Aksine, bazi haberlerin sihhati icin ahad olrnalan sam bile aranabilir,

Hadisleri toptan veya kismen reddetme arasmda bir fark yoktur. Gecrniste, ~ia irnarnlan sadece kendi irnarnlan yolu ile gelen hadisleri kabul etmisler, bunun dismdaki hadisleri ise reddetmislerdir, Tesbit edebildigimiz kadan ile Hariciler dehadisleri toptan reddetmistir, Fakat, her iki tavir arasmda sonuc olarak bir fark yoktur. Ciinku, dinin iki kaynagmdan biri olan hadis ve siinnetin reddi, ister top tan ister kismen reddedilmis olsun, dinin onemli dayanaklannm ytkilmasi anlarmm tasrmaktadir,

Hadisleri kismen de olsa reddetmek, dinin ozunim tahrif 01- masi ve dini yasannmn sekteye ugramasi sonucunu dogurmaktadtr, Burada onernli bir ipucu karsnmza cikmaktadrr, Yukanda, hadislerin reddini miitevatir ve ahad oluslan acismdan ele alnusnk. Simdi, hadislerin reddedilrnesi ile ortaya cikabilecek sonuclar acismdan diisunmek durumundayiz, Eger, bir hadisin reddi dinin temelfelsefesinde, temel ibddet ve ahldk sisteminde, toplumsal d~ende bir bo!ZUkluk yaratlyorsa, kisacast dinin orunde ve uygulanmastnda farptkltklar meydana getiriyorsa, bu tiir bir reddedis kabul edilemes. Mesela, narnazm kihmsina dair Hz. Peygarnber'den gelen rivayetlerin reddedilrnesi, narnaz ibadetinin tum ozelligini yitirrnesine yol acmaktadir, Ciinkii, narnazm nasil kilmacagim biitun detaylanyla hadis ve siinnet kiilliyatmdan ogrenrnekteyiz.

Bugun, hadisleri reddetmeyi bir rneslek haline getirenler icerisinde dinin tahrif olrnasmdan korktuklan icin hadis ile siinneti ayn gorenler vardir, Bunlara gore 'hadis peygarnberirnizin sozu, siinnet ise onun arnelidir. Siinnet, uygulana uygulana nesiller ara-

30

smda nakledilerek bize kadar ulasrrnsnr, Bu bakimdan siinnete giivenebiliriz. Ancak, hadisler sozlii rivayetler halinde nakledildigi icin, hadislere giivenmek miimkiin degildir,' Halbuki, biz, nakledilen siinnetler arasmda Hz. Peygamber'e aid olmayan bir takim hususlan hadis rivayetlerine bakarak tesbit edebiliyoruz. Bu bakimdan, sozkonusu iddia zevahiri kurtarmaktan baska bir gayeye yonelik degildir,

Hadis lnkanmn Smiflandmlmasr

Buraya kadar yapilan aciklamalardan hareketle, hadislerin inkanrn, reddedilen hadisler acismdan ve reddedenler acismdan olmak uzere iki kisimda ele .alabiliriz. Bu inkar faaliyetlerini sematik olarak su sekilde belirtmek miimkiindiir:

TABLO 1: HADiS iNKARCILlGI

Ferdi inkdrcdar

Mezheplerin Hadis inktirr.

1. Bilgisizlik ve ~iiphe

2. Kur'an'da Aslmm Bulunmamasi

3. Hadisin Kur'an'a Denk Tutulmasi Korkusu

4. Hadisi Kiicilmseme

5. BaZI Sfrfilerin Hadis lnkan

1. Hariciler
2. Mutezile
3. Miircie
4. ~ia
5. Rafiziler TABLO 2: HADiS iNKARI

Klsmen inkdr

Toptan inkdr

1. Ferdi Inkarcilar

1. Hariciler

2. Mutezile

3. Sia ve Gulan Rafrza

2. Miircie

3_ Bazi Sufiler

Gecmiste ve gunumuzde hadis inkan konusu miistakil ve sistemli bir sekilde ele almmarmsnr, Giinumuzde bu konuya temas

31

edenlerden Muhammed Mustafa el-Azami, hadis inkarcilanru "eski ve yeni hadis inkarcilan" seklinde iki gruba ayirmaktadir=. Vine, cagdas arasnrrnacilardan Muhammed Tahir Hekim de, el-Azami gibi, hadis inkarcilanm 'eski ve yeni hadis inkarcilan' seklinde Slmflandirmaktadir'" .

imam Safii (o.h.204), el-Umm adh eserinin 'Kitabu Cimai'l-Ilm' bashgr alnnda, hadisleri inkar edenleri "butun haberleri reddedenler ve haberi hassayi reddedenler" seklinde ikiye ayirmaktadir'". Bizim, yukanda yapngirmz ve 'hadislerin toptan ve kismen inkan' adiru verdigimiz simflandirma, Safii (o.h.204)'nin el-Umm'daki tasnifine dayanmaktadir'"; Ancak, Safii (o.h.204),nin bu son kisimda yer verdigi inkarcihgi, "biitiin haberleri reddedenler" bashgl alnnda topladigma 'baklhrsa, onun hadis inkarcilanru 'hadisleri kismen ve toptan reddedenler' seklinde ikiye ayirdigmi rahathkla soyleyebiliriz'" .

Biz, kitabmuzda tablo:l'i esas alacagiz, Ciinkii, bu tarz bir smiflandirma daha detayh olacagmdan, hadis inkarcilanru ve onlann fikirlerini daha aynnnh incelememizi kolaylasnracaknr,

HADIS iNKAruNIN NEDENLERi

Sahabenin Kotiilenmesi

Sahabenin, Kur'an'm ve hadislerin sonraki nesillere naklinde ve islam kiiltuniniin olusrnasmda onernli bir rolii vardir, Onlann Kur'an ile ilgili rollerinden biri, Kur'an'm derhal toplanarak bir kitap haline getirilmesi, digeri, Kur'an'in dogru bir sekilde anlasilmasmm saglanmasi olmustur Hz. Peygamber'in vefatmdan sonra, Ebu Bekr'in

65 Azami, Muhammed Mustafa el-A'zami, Dirasat fi'l-Hadisi'n-Nebevi ve Tarihi Tedvinlhi, Mektebetu'l-Islarni, 1400/19801, 21-42.

66 Bkz. Hekirn, Muhammed Tahir, Siinnetin Etrafmdaki $iipheler, Cev: Hiiseyin Asian, ist. 1985,29 ve 39. sayfalar.

67 $iifii, Muhammed b. Idris (o.h.204), el-Urnrn, Bulak 1325, VII: 250 yd.

68 Safii'nin muhalifi ilc yapngi tarnsmarun ileriki safhalannda 'Kur'an'da ash bulunan haberleri kabul edenler' ve 'Kur'an'da ash bulunsa bile haberleri reddedenler' seklinde ikili bir tasnif daha ortaya cikrnaktadir. Bkz.Safii, age. 252.

69 Krs, $ener, Abdulkadir, imam Safii'ye Gore Haberi Vahid, Uluslararasi Birinci Islam Arasnrmalan Sempozyumu, izmir 1985, 288.

32.------------------------

hilafeti zamanmda, Kur'aru Kerim iki kapak arasmda toplanarak bir kitap halini almisnr" . Bu son derece onemli olayi gerceklestiren sahabe, ikinci gorevi olarak, Kur'an'm saghkh bir sekilde anlasilmasmda sonraki nesillere yardimci olrnustur, Ciinku, sahabe, vahyin indigi sartlara vakif olmak, ayetlerin inis sebeplerini gozlemlemek ve Kur'an'm canh ornegi olan Peygamber'i gormek gibi onemli avantajlara sahipti. Bu bakimdan, sonraki nesiller, Kur'an'm anlasilmasi hususunda daima sahabeyi 6l~i.i ve ornek alrruslardir.

Sahabenin ikinci onernli rolii, Peygamber'in soz ve fiillerinin gelecek nesillere aktanlmasi olmustur, Bizimle Hz. Peygamber arasmdaki bagm ilk halkasmi onlar olusturmaktadir, Birinci hieri asnn sonlanna dogru, i~ savaslann ardmdan, hadiste isnad uygulamasi basladigmda allmler ravilerin guvenilirligini sorusturrna geregini duymaya baslarmslardi". Bundan bir siire sonra, ilmu'rrical denilen ravilerin durumunu arasnran ilim olusmaya baslanus ve cok gecrneden sistemlesmisti'? . Hadis ravilerinin arasnnlmasi soz konusu oldugunda, sahabe bu arasnrmamn dismda tutulmustur, Tabiun ve sonraki altmler; sahabenin adaletinde fikir birligine varrruslar, onlann cerh ve tadil yoniinden arasnnlmasiru gereksiz gormiislerdir?". ibn Hacer (6.h.8S2), bu durumu "sahabilerin tamarnmm adil oldugunda Ehli Si.innet ittifak etmistir,

70 Kur'an'm Hz. Peygamber zamanmda yazrlmasi, Hz. Ebu Bekr'in halifellgi doneminde toplanmasi ve bu konunun onerni hakkinda bkz. Ahmed Cevdet, Hulasatu'lBeyan fi Te'lifi'l-Kur'an, Ist, 1303, 3; Mukaddernetan= Mukaddemetan fi Ulurni'lKur'an, Mukaddemetu Kitabi'l-Mebani ve Mukaddemetu ibn Anyye, Yaymlayan:

Arthur Jefferi, Kahire 1954, 18; el-Enbari, Abdurrezzak Ali, Cern'u'l-Kur'ani'l-Kerim, Mevrid Dergisi, Sa)'l:4, Bagdad 1401/1980, 11; ibn Main, Yahya (o.h.233), etTarih, Mekke 1399/1979, J. 103; Heykel, Muhammed, es-Stddik Ebu Bekr, Kahire trs., 282-3; Gibb, Sir Hamilton A.R., Mohammedanizm, London 1953,49.

71Hadiste isnad uygulamasuun baslangici hakkinda bkz. Kog'igit, Talat, Hadis Tarihi, Ank. 1981, 176-181.

72 Daha genis bilgi icin, bu konulan aynnnh bir sekilde ele alan ~u eserlere bakilabilir: Yi.icel, Ahmet, Hadis Istilahlarmm Dogusu ve Gelisimi, Marmara Unlversitesi llahiyat Faki.iltesi Vakft Yaymlan, Ist 1996 ve ~lkkutlu, Emin, Hadiste Riedl Tenkidi, MDiF Vakfi. Yaymlan, ist.1997.

73 Suyuti, Celaluddin Ebu'I-Fadl b. Ebi Bekr (o.h.911), Tedribu'r-Ravi fi ~erhi Takribi'n-Nevevi, Mrsir 1385/1966, II. 214; Ibnu's-Salah, Ulumu'l-Hadis, '264; ibn Kesir, Ebu'l-Fida ismail el-Kuresi (o.h.744), el-Baisu'l-Hasis, Beyrut trs., 154; Bagdadi, Kifaye, 93.

33

Sahabenin adil oldugu hususunda bazi bidat gruplar dismda aynhga diisen olmanusnr"?" sozleriyle aciklamaktadu; Fakat, ondan cok, onceleri Hatib Bagdadi (o.h.463) bu konuyu aynnnlanyla ele alnus ve sahabenin adaleti ile ilgili olarak sunlan soylernistir: "Hz. Peygarnber ile en son raviye vanncaya kadar isnadi muttasil olan bir hadisle arnel etmek, ancak turn ravilerinin adil oldugu kesinlesirse miirnkiin olabilir. Onlann dururnunu her yonu ile arasnrmak gerekli ise de, hadisi resulullaha izafe eden bir sahabinin dururnu arasnnlmaz. Cunkii, sahabilerin adil olduklan, Allah'm onlann adil 01- duklanm bildirrnesi, terniz insanlar olduklanm haber verrnesi ve onlar hakkmda ayetler indirrnesi ile kesinlik kazannusnr?" .

ilk asirda ortaya cikan ve ilk fitneler olarak adlandmlan Cernel (h.36) ve Siffin (h.37) savaslanna kanlrrus olsalar bile, sahabenin adaletinden siiphe edilmernistir?". A.lirnler, sahabenin adaletini Kur'an?", hadis" ve icmaya?? dayandirrmslardir; Hadis tenkidcileri de ravilerin dururnlanm arasnrrnayi gerekli gordiikleri halde, sahabenin tenkidinden kacinrmslar ve onlan herhangi bir kotii sifatla anmarmslar ve onlara yalancihk isnad etmernislerdir'" .

Hz. Peygarnber'in vefanndan sonra sahabe donemi baslarmsnr, Bu donem, hadiscilerin kanaatine gore, hieri 110 yihna kadar devarn etmistir, Bu done min baslangic yillan, ozellikle uciincii halife Osrnan'm halifeligine kadar, insanlann sahabeye karst guven duygulannm bulundugu bir donemdir, Ancak, Hz. Osrnan'm halifeligi

74 ibn Hacer, Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed el-Kinani el-Askalani (o.h.852), el-Isabe fi Ternyizi's-Sahabe, MISlr trs., I. 10.

75 Bagdadi, el-Kifaye fl ilmi'r-Rivaye, 93.

76 Nevevi, Muhyiddin Yahya b. Seref (o.h.676), et-Takrib, Misrr trs., 45; lbnu's-Salah, Ulumu'l-Hadis, 265.

77 Sahabenin adaleti konusunda dayarulan bazi ayeder icin bkz. 3-Ali imran-llO; 48- Feth-18/29; 9-Tevbe-87/88/100; 57-Hadid-10.

78 Buhari, Fadail, IV. 189; Muslim, Fadail, 1963-4; ibn Mace, Ahkam, II. 791; Tirmizi,

Fiten, IV. 500. .

79 Sahabenin adaletinde icma oldugu hususunda bkz. ibn Hacer, isabe, I. 10; Amiri, Yahya b. Ebi Bekr el Amiri, Riyazu'l-Mustetabe, Beyrut 1974, 12; Ibnu's-Salah, Ebu Amr Osman b. Abdirrahman (o.h.643), Ulumu'l-Hadls, Halep 1386, 265; Itr, Nuruddin, Menhecu'n-Nakd fi Ulumi'l-Hadis, Dimesk 1401/1981, 123; Suyuti, Tedrib, II. 214; ibn Kesir, Bais, 154; Bagdadi, Kifaye, 93.

80 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islam, Beyrut 1969, 216.

34

ile birlikte bu durum degismistir, Hz. Osman'm 12 yil siiren (h.23- 35) halifeliginin ilk aln JIh problemsiz gecilmis olmakla beraber, son aln JIh ic kansikhklar donemi olmustur, Giderek anan iC; huzursuzluk bir ihtilale dontismiis ve Hz. Osman'm katli ile sonuclanrmsnr" .

Hz. Osman'a karst yiiriitiilen ihtilal hareketi bizim icin iki acidan 6nemlidir. Birincisi, ilk kez bir sahabi ciddi tarzda elestirilmistiro Ikincisi, ilk kez bir sahabi sivil ihtilal sonucu oldurulmusnu;

Hz Osman'm uygulamalanndan memnun olmayan bir grup miisliiman gizlice toplanrms ve Osman'm "biiyiik hatalar yapngina, Allah'tan korkup tevbe etmesi ve halifelik makamnu terk etmesi gerektigine" karar vermislerdir'", Bu durum, bir sahabinin sahabi olmayanlar tarafindan tenkid edilmesinin ilk ciddi ornegidir. Tenkidler su noktalarda toplanmaktadir:

1. Kur'an'i toplatnktan soma mushaflan yaknrmasi,

2. Yolculukta namazi kisaltmadan kilmasi,

3. Kendini Resulullah'tan da iistiin gormesi, Ebu Bekr ve Omer'i alt dereceye almasi,

4. Bedir ve Ridvan bey'annda bulunmamasi, Uhud savasmdan geri donmesi'" .

Bu tenkid noktalan Hz. Osman icin dogru olmasa bile, bir sahabinin, sahabilik payesine ragmen tenkid edildigini acikca gostermektedir.

Hz. Osman'm oldiiriilmesinden soma, h. 36 yilmda Hz. Ali ile Hz. Ayse arasmda Cemel savasi, h. 37 yilmda da Hz. Ali He Hz. Muaviye arasinda Siffin savasi oldu'" . Bu savaslarda, iclerinde cok sayida sahabenin de bulundugu binlerce insan oldii,

iki yil icerisinde meydana gelen bu olaylar, genis miisliiman kitle arasmda fikri bunahrnlara yol acn. Savaslarda yer alan ve biribirine kihc ceken sahabenin dini durumu tarnsmaya acildi.

81 ibn Sa'd, Ebu Abdillah el-Basri (i:i.h.230), et-Tabakatu'l-Kiibra, Beyrut trs., III. 32. 82 Bkz. Taberi, Ebu' Cafer Muhammed b. Cerir (i:i.h.310), Tarihu'l-Urnern ve'l-Miiluk, Liibnan1387/1967, IV. 333.

83 Ibnu'l-Arabi, Ebu Bekr (i:i.h.543), el-Avasim Mine'l-Kavasim fi Tahkiki Mevakifi'sSahabe, Kahire 1387, 61-2.

84 Bu savaslar hakkinda genis bilgi icin bkz, ibn Sa'd, III. 32.

35

Siyasi ve itikadi calkannlann ortaya cikardigi ilk mezhepler de bu tarnsmalar icerisindeki yerlerini aldi.

Bu mezheplerin ilki ve en acimasiz olam ilk Hariciler (Havarici Ula) idi. ilk Hariciler, sahabeyi kotiilemekle kalmayarak onlan ki.ifiirle suclarmslardr" .

Bu siyasi platform i.izerinde ortaya cikan Rafiziler (ozellikle Gulan Rafiza) de Hariciler gibi davranarak sahabenin biiyiik kesiminin ki.ifre dustugunu ilan etmislerdi= .

Bazi zmdiklar da dogrudan Hz. Peygamber'e yoneltemedikleri tenkidlerini sahabeye yoneltmek suretiyle yaprmslardir" .

Bazi bid'at gruplar ise, sahabenin savas yillanna kadarki durumlanm adil kabul etmisler, savaslardan sonraki durumlan itibariyle onlann da diger raviler gibi arasnnlmaya tabi oldugunu soylemislerdir,

Daha once de belirttigimiz gibi, sahabe, Hz. Peygamber'in soz ve fiillerini bize kadar ulasnran zincirin ilk halkasidir, Bu ilk halka, ozellikle hadis rivayeti acismdan cok onemlidir, Ciinkii, onlar diger raviler gibi olmayip, hadisleri bizzat kaynagmdan isitmislerdir. Eg-er, sozii kaynagmdan ilk isitenin guvenilirligi zedelenirse, kaynak gi.ivenilir olsa bile, nakledilenin dogrulugu i.izerinde siiphe uyanacaknr, Bu, dogrudan dogruya hadisin otoritesinin sarsilmasi anlarmm tasimaktadir, Zira, sonraki halkada yer alan bir ravi cerhedilse, adalet sifanm haiz baska bir ravi aramak mi.imki.in-

85 Genis bilgi icin bkz. Bagdadi, Ebu Mansur Abdulkahir b. Tahir (o.h, 429), el-Fark Beyne'l-Firak ve Beyanu'l-Firkati'n-Naciye minhum, Misir trs, 55 vd.: Sehristani, Muhammed b. Abdilkerim (o.h.S48), Kitabu'l-Milel ve'n-Nihal, Misir 1366/1947, I. 201 vd.; Es'ari, Ebu'l-Hasan Ali b. Ismail (o.h.324), Makaldtu'l-lslarniyyin ve Ihtilafu'l-Musallin, Weisbaden 1980,87 vd.; Hayyat, Ebu'l-Hiiseyn Abdurrahim b. Muhammed b. Osman el-Mutezili (o.h.300), el-Intisar ve'r-Red ala ibni'r-Ravendi elMiilhid, Beyrut 1957, 102.

86'Geni~ bilgi icin bkz. ibn Kesir, Baisu'l-Hasis, 155; ibn Kuteybe, Muhammed el-Kfifi el-Mervezi (o.h.276), Te'vilu Muhtelifi'l-Hadis, Cev: Hayri Kirbasoglu, I. Bask! ist. 1979, 100; ibn Abdilvehhab, Muhammed, Risale Fi'r-Redd Ala'r-Rafiza, Riyad trs., 26; ibn Teymiyye, Ebu'l-Abbas Takiyyuddin Ahmed el-Harrani (o.h.728), el-Miinteka min Minhaci'l-I'tidal ve Huve Muhtasaru Minhaci's-Siinne li'z-Zehebi, trs., 64.

87 Bkz. ibn Hacer, Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed el-Kinani el-Askalani (o.h.852), Ta'cilu'l-Menfa'a bi Zevaidi Ricali'l-Eimmeti'l-Erba'a, Haydarabat 1324, 235 (Abdullah b. Mus'ab maddesi); Ebu Gudde, Mevzu Hadisler, cev Enbiya Yildrnm, ist. trs., 28.

36

diir, ancak, sanabenin toptan adalet vasfi kaldinldigmda aym tabakadan bir baska adil ravi bulmak imkansiz olacaknr, Bu da dogrudan dogruya hadislerin reddedilmesi anlarmru tasimaktadir,

Tarihte de boyle oldugu gorulmektedir, Bu durumu ilk tesbit edenlerden biri Suyuti (o.h.911) olmustur, Suyfiti, Miftahu'l-Cenne adh eserinde, Rafizilerin hadisleri inkar etmelerinin nedeni hakkmda soyle demektedir: "Raftzilerin garip islerindenbiri de sahabeyi sapmis kabul etmeleri ve saprms insanlann rivayeti 01- dugu icin de hadisleri reddetmeleridir'f"

Aym durumu, cagdas Banh arasnrmacilardan Watt da su sekilde dile getirmektedir: "Rafizilerin temel doktrininin dogal bir sonucu da suydu: -Islarn'da ozel bir konuma sahip olan- sahabenin <;ogunlugu, olumunden soma halife olarakAli'yi tammadiklan icin peygamber'in emrine isyan etmislerdi Dolayisi ile, onun hadislerini nakletmeye layik kisiler degillerdi. Rafiziler, bu sekilde, ~eriatm ya da islam hukukunun esasi olan hadisin hassas yapistrn, dolayisi ile, -hadisci ve hukukcu- alimler sirufirun gelisen tesir ve gucunu dinamitliyorlardr=" ,

Rafiziler gibi, Hariciler icin de aym seyler soylenebilir, Tahkim olaymdan soma ortaya cikan bu grup, biitiin sahabileri tekfir etmisti. Buna paralel olarak, bu sahabilerin yapngi nakilleri de kabul etmediler.

Siiler de, ehli beyt dismdaki sahabeyi Mil saymadiklan icin sadece ehli beyt kanah ile gelen rivayetleri kabul etmislerdir,

Yukanda misalleriyle anlatngimiz gibi, sahabenin kotiilenmesi, hadislerin reddedilmesi yolunu acari ilk adim olmustur, Bu gruplann hadisleri nasil reddettiklerini kitabmuzin son boliimunde aynnnlanyla inceleyecegiz,

Hadis lnkannda 'Ortam' Faktorii

A. Siyasi Ortam

Hz. Peygamber doneminde kurulan siyasi siikunet ortami, zaman zaman bozulmus olsa da, onun vefatmdan soma bir siire de-

88 Suyuti, Miftahu'l-Cenne, 45.

89 Watt, William Montgomery, Islamic Philosophy and Theology, Edinburg 1962, 53.

37

yam ettirilmisti. Ancak, h.35-m.656 tarihinde halife Osman'm sehid edilmesi?" onceki sukunet tablosunu bozmakla kalmarms, ard arda gelen iC; savaslann ve isyanlann baslarnasma neden olmustu. Hemen ardmdan Hz. Ali'ye bey'at edilmis olmasi hilafet meselesinin cozumii icin yeterli olmadi. Bir YII icerisinde (h.36/m.656-7) binlerce miislumanm hayanru kaybetmesiyle sonuclanan Cemel ve Siffin savaslan patlak verdi?". Bu iki sava~, sadece ilk ve en buyiik fitne olmakla kalmadi, fakat aym zamanda, asirlarca siirecek olan siyasi, itikadi vb. firkalasmalann da temelini atn, Hz. Ali'nin sehid edilmesinden sonra'" oglu Hasan da hilafet davasmdan vaz gecince, h.41/m.661 tarihinde Muaviye b. Ebi Sufyan'm resmen idareyi ele almasiyla Emeviler donerni acilrrns oldu'" . Muaviye'nin iktidara gecmesiyle durulur gibi goriinen siyasi hayat, on un vefanyla (h.60/m.680) birden kansn?". Hz. Peygamber'in kiiciik torunu Hiiseyin (o.h.o I), Muaviye'nin vefan ile birlikte, agabeyi Hasan'm birakngi hilafeti almak icin yeniden harekete gecince Kerbela'da olduruldii (h.61/m.680)95. Muaviye'nin oglu Yezid iktidardayken, Hicazhlar, once ona bey'at ettiklerini bildirmelerine ragmen, Yezid'in gayn Islami ve haksiz tutumlan karsismda hilafete isyan ettiler. Medine, Muslim b. Ukbe tarafindan kusanldi. Sehre giren hilafet ordusu, sehri yakip yikn ve binlerce miisliiman katledildi. Oldiirulenler arasmda sahabe olanlar da vardi, Harre olayi denilen bu savas, islam diinyasmda biiyiik iizuntii yarattI (h.63/m.683)96. Ardmdan, miisliimanlann kiblesi ve kutsal belde kabul ettikleri Mekke, hilafet ordusu tarafmdan kusanl-

90 Hz. Osman'm sehid edilmesi ile ilgili olarak bkz. Taberi, Tarih, V. 365 vd.; Mes'fidi, Ebu'l-Hasen Ali b. El-Hasen (o.h.346), Murficu'z-Zeheb ve Meadini'l-Cevher, Beyrut trs., II. 352-7.

91 Cemel ve Siffin savaslan icin bkz. Ibnu'l-Esir, izzuddin Ebu'l-Hasen Ali b. Ebi'lKerem es-Seybani, el-Kamil fi't-Tarih, Beyrut 1402/1982, IV. 221-287; Taberi, Tarih, IV. 506-576.

92 Bkz, lbnu'l-Esir; el-Kamil, III. 386-7. 93 Bkz. lbnu'l-Esir; el-Kamil, III. 404-7.

94 Muaviye'nin yam sira Abdullah b. Ziibeyr (o.h.73) de Mekke'de idareyi ele alrrusn. islam diinyasmdaki bu ikibashhk, lbnu'z-Zilbeyr'in oliimune kadar devam etti.

95 Hz. Hiiseyin'in isyam ve oldurulrnesi hakkinda bkz. Taberi, Tarih, V. 382-467.

96 Harre olayi icin bkz. ibnu'I-Esir, el-Kamil, IV. ]21.

38

di ve Kabe manciruk anslanyla dovuldu'". Muhtar es-Sakafi Irak'·ta isyan etti (h.65/m.685) ve ertesi yil oldurulerek isyan bastmld198• Abdulmelik b. Mervan'm halifeligi donerninde (h.72/m.692) Mekke Haeea b. Yusuf tarafmdan yeniden kusanldi, Sehir bu kez ele gecirildl ve Abdullah b. Zi.ibeyr sehid edildi"? . Haeea b. Yusuf'un halka yapngi zuli.im, valiligi boyunea da devam etmisti, Bu arada, II. hieri asnn baslannda, Abbasogullan iktidan Emevilerden almak icin faaliyetlere basladilar, Uzun bir sure gizli yuriitulen bu faaliyetlerin sonunda, cesitli olaylann meydana gelmesiyIe, h.132/m. 7S0'de Ebu'l-Abbas Abdullah es-Seffah b. Muhammed'in halife olmasiyla Abbasiler donerni acilrrns 01du100.

Hz. Osman'm sehid edilisinin ardmdan gelisen ve giderek artan dozda devam eden siyasi kargasahk, islam toplumunun biitimliigune karst ciddi bir tehdit olusturmustur, Miisliiman halkm siyasi tercihini yapmakta ne kadar zorlandigim ve kimin hakh 01- duguna karar vermekte gucluk cektigini tahmin etmek zor degildir. Bu noktada, iC; siyasi cekismelere ve siyasete hadisler de kansnnlmca, siyasi icerikli problemlerin cozumii oldukca guclesmistir, Zira, miisliiman halkm destegini saglamak ve dini bakimdan mesruiyet kazanabilmek icin hadislerin destegine ihtiyac duyulmustu. Boyle bir destek, suphe yok ki, Kur'an'da bulunarnazdi. Aneak, heni.iz tedvin edilmernis durumdaki hadislerden faydalanma imkam hala vardi, Hilafet meseleleriyle ilgili olarak, varsa bir hadise slgmmak, eger boyle bir hadis yoksa, yenisini uydurmak bir cikar yol olarak diisiiniilmiistu.

Nitekim, yukanda tarihi seyrini verdigimiz olaylarla paralellik arzedeeek sekilde, siyasi icerikli hadisler uydurulmaya baslandi. Bu hadislerden birinde Hz. Ali'nin hilafet hakki soyle vurgulamyordu:

97 ibnu'I-Esir, el-Kamil, IV. 123-4.

98 Bkz. Brockelman, c., islam Milletleri ve Devletleri Tarihi, Cev: Neset <;:agatay, ADiF Yay. Ank. 1964, 72 yd.

99 Abdullah b. Ziibeyr'in hilaferi ve oldurulmesi hakkmda bkz. ibn Halikan, Ebu'lAbbas Sernsuddin Ahmed b. Muhammed b. Ebi Bekr (ii.h.681), vefeyatu'l-Ayan ve Ebnau Ebnai'z-Zarnan, Beyrut trs., III. 71-5; Taberi, Tarih, Vl. 174-5.

100 Bkz. Mes'fidi, Murficu'z-Zeheb, III. 266-293.

----------------------~. 39

Abdullah b. Mes'ud soyle dernistir: "Bir grup Cin'in Hz. Peygamber'i ziyaret ettigi gece onunla beraberdim. Resulullah derin derin nefes aldi, 'Bu halin nedir ya Resulallah' dedim. 'Olecegim haber verildi' dedi. 'Oyleyse halife tayin et' dedim. 'Kimi' diye sordu ..... 'Ali b. Ebi Talib'i' dedim. Bunun uzerine 'hayanrm elinde tutana yemin olsun ki, eger Ali'ye itaat ederlerse hepsi Cennet'e girer' buyurdu'"?".

Hz. Ali'nin hilafetteki hakkma karsihk bos durmayan Muaviye taraftarlan da Muaviye'nin faziletine .dair hadisler uyduruyorlardi. Bunlardan birinde, Hz. Peygamber'in Muaviye icin ''Allah katmda giivenilir iiC; kimse vardir, Ben, Cibril ve Muaviye"102 buyurdugu rivayet edilmistir, Yine, Muaviye taraftarlan "Muaviye'yi benim su mimberimde hutbe okurken gorurseniz onu kabul edin'"?" hadisini uydururken, Muaviye diismanlan da bu hadisi biraz degistirerek "Muaviye'yi benim su mimberimde hutbe okurken goriirseniz onu oldurunuz'"?' sekline sokmuslardir,

Simdi, bir yandan Hz. Ali'nin Hz. Peygamber tarafmdan halife tayin edildigini ihtiva eden hadisler, diger yandan Muaviye'yi "emiru'l-mii'minin" diye nitelendiren hadisler karsisrnda, zihni bulanrms durumdaki musliiman ne yapabilirdi? Hangisine hak verecekti? Boyle bir durumda, 0, ya bu rivayetlerden birine tabi olmak veya her iki sekildeki rivayetlere siiphe ile bakmak gibi ikili bir yol aymrmnda bulunuyordu. Birinci yolu secebilmesi icin, az cok hadis ilminevakif olmahydi. Bu ise, siradan bir miisliiman icin imkansiz gorimmektedir, Bu gibi uydurma hadislerle sik sik karsilasan bir miisluman, ikinci yolu tercih zorunda kaldigmda, genel olarak hadislere suphe ile bakabilecektir. h.61/m.680 yihnda Kerbela'da Emeviler tarafmdan sehid edilen Hiiseyin b. Ali icin hadis uyduranlar, muhtemeldir ki, Emevilerin hilafetinin dini bakimdan mes-

101 lbnu'l-Cevzi, Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ali (ii.h.597), Kitabu'l-Mevzuat, Medine 1386/1966, I. 346.

102 Sevkani, Muhammed b. Ali (ii.h.1250), Fevaidu'l-Mecmua, Matbaatu's-Sunneti'lMuhammediyye 1398/1978 , 404; Suyuti, Leali, I. 418.

103 Ibnu'l-Cevzi, Mevzuat, 11.27; Suyuti, Leali, I. 426.

104 ibn Arrak, Ali b. Muhammed el-Hicazi (ii.h.963), Tenzihu's-Seriati'l-Merfua' ani'lAhbari's-Senia'ti'l-Mcvdua', Kahire trs., II. 8; Sevkani, Fevaid, 407.

40

rulugunu yikmayi amachyorlardi. Bu amaclanna ulasabilmek icin uydurduklan bir hadiste, Hasan ve Hiiseyin soyle methedilmisti:

Resulullah buyurdu ki: "Goge yukseldigim gece Cermet kapisi iizerinde 'La ilahe illallah, Muhammedun resulullah. Ali Allah'm sevgilisi, Hasan ve Hiiseyin Allah'm salih kullandir .. .' yazih oldugunu gordiim"105 .

Hz. Huseyin, hilafet icin ayaklandgi zaman, yukanda goruldugii gibi, lehine pek cok hadis de rntisliimanlar arasmda yayilrms durumdaydi, Bu hadisler, muslumanlan Hz. Hiiseyin'in saflanna kanlmak ve hatta, kanh carpismalara suriiklemek zorunda birakiyordu. Ote yandan, Muaviye'nin halefi Yezid'in saflannda yer alanlar da Hz. Peygameber'den gelen ve Emevileri metheden hadisleri biliyorlardi. Olaylar olup bittikten sonra, ne yapnklanru sorgularna firsan bulan rniisliimanlar; belki de onaylarnadiklan bu olaylann nedenlerinden biri olarak (uydurma) hadisleri gorebilirlerdi. Kendilerini, kanh savaslara iten bu hadislerin degeri neydi ve buna bagh olarak, oteki hadislerin Hz. Peygamber'in iki dudagi arasmdan cikrms olabilmesi ne derece kesindi?

Tahkim olaymda Hz. Ali'nin temsilcisi olarak hakemlik yapan Ebu Musa el-Es'ari (o.h.44), karsit gruplar tarafmdan kotiilenirken, bazi rivayetlerde temize cikanlmaya cahsilrrusnr. Nitekim, Hakim Ebu Yahya dernistir ki: " Ammar ile beraber oturuyordum. Ebu Musa geldi. Dedi ki: 'Cemel gecesi bana ve sana ne oldu, kardes degil miydik?' Ammar, 'bildigim tek sey, Resulullah'm Cernel gecesi icin sana lanet ertigidir' dedi. Ebu Musa, 'Resulullah benim icin istigfar etmisti' dedi. Ammar, 'Resulullah'm sana lanet ettigini isittim, ama istigfar ettigini isitmedim' dedi'"?".

Emeviler devletinin yikilmasi icin sadece Muaviye ve Emevi siilalesinin kottilenmesi ile yetinilmernis, ikinci hieri asnn baslanndan itibaren gizli faaliyetlerde bulunan Abbasogullan methedilmeye baslanrmsn. Bu hadislerden birine gore Resulullah, yanmda Hz. Ali oldugu halde Hz. Abbas'a soyle dernistir: "Miilk, senin evladmda olacak". Sonra Ali'ye dondii ve "~enin cocuklanndan hie-

105 lbnu'l-Cevzi, Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ali (ii.h.597), el-Ilelu'l-Miitendhiye, trs., I. 257.

106 ibn Arrak, Tenzihu's-Seria, II. 9; lbnu'l-Cevzi, Mevzuat, II. 28-9.

41

biri miilk sahibi olarnayacak'"?". Burada kasdedilen miilk, siiphe yok ki, hilafettir,

Buraya kadar, hieri I. asnn ortalanndan itibaren baslayan siyasi krizi ana hatlanyla belirtmeye cahsnk. Bu tablodan cikan sonuea gore, diyebiliriz ki, Hz. Osman'm sehid edilmesinden soma fitneler gittikce artan bir hizda devam ederken, miisluman halkm tedirginligi de artrmsn. Bu saltanat kavgalanna, bir cok uydurma hadis yolu ile Hz. Peygamber de kansnnhnca, meseleler icinden cikilrnaz bir hale geldi, Biz burada, siyasi amacla uydurulan hadislerden birer ornek vermekle yetindik. Ashnda, bu tip hadislerin sayisi oldukca kabanknr,

Simdi, bu asamada, zihni siyasi olaylarla bulanrms ve hakki banldan ayirmakta gucliik <;eken,~iiphe ve tereddutler icerisine yuvarlanrms olan miisliiman halkm, en azindan bir kisrrunm, bu suphesini siyasi icerikli hadislere yoneltmis olabilecegini tahmin etmek pek gii<; olmasa gerektir.

Aneak, hadisin inkar edilmesinde rol oynayan "ortam" faktorii sadeee "siyasi" ortam degildi. Kultiir degismelerinin yaratngi "kiiltiirel ortam" in da roliinii kabul etmek gerekmektedir.

B. Dini ve Killtiirel Ortam

Hz. Peygamber vefat ettigi zaman Arabistan yanmadasmm tamarm miisliimandi. Onun vefanndan hemen soma ortaya cikan ridde olaylan, birinci halife Hz.Ebu Bekr'in kisa hilafet doneminde (h.l0-12/m.632-634) basnnldi ve Arap Yanmadasi'nm kuzeyine, Mezopotamya bolgesine akmlar basladi, Bu donemde miisliiman ordulan Irak'a girmisti. On yil siiren Hz. Omer'in halifeligi zamamnda (h.12-23/m.634-644) biitun Orta Dogu ele gecirilmisti. Uciincii halife Hz. Osman donerninde de (h.23-35/m.644-656) Kuzey Afrika'mn ve Iran'm fethi tamamlanrmsn,

Miisluman Araplar yeni iilkeler fethetmek icin kuzeye yoneldiklerinde, buralarda cok farkh din ve kiiltiirlerle karsilasnlar, Bu karsilasma ile birlikte, islam kiiltiirii yerli din ve kiiltiirlerle i<; ice yasamak durumunda kaldi. Fethedilen iilkelerdeki yerli halkin

107 lbnu'l-Cevzi, Mevzuat, II. 35.

42

inane ve kulturu, onlann islam karsismdaki tavirlanrun belirlenmesinde onernli bir rol oynadi,

FIrat ve Dicle nehirlerinin yer aidigi havza, uzun siireden beri Bizans ve iran arasmda miicadele alam olmus'?" ve her iki imparatorluk da bu bolgede kendi kiiltiirunii yerlestirmeye cahsrmsnr. Ashnda, daha musliimanlar tarafmdan fethedilmeden cok once, bazi Arap kabileleri bu bolgeye yerlesmisti. Bunlann bir kisrru HIristiyan, bir kisrm Mazdek veya Zerdust dinine mensuptu'P? . Bunlann yam srra, Irak'ta Hiristiyan Ortadoks Kilise'nin dusmanhgiru ceken Nesturi cemaatler de yer almaktaydi 'no .

Bizans'm hakimiyeti alnndaki Suriye, yine Bizans'm tasiyiciligim yapngi Helenistik Yunan kiiltiiriiniin izlerini banndirmaktaydi'!' . Biiyiik kisnu Monofizit olan Suriyeliler, Ortadoks olan Greklerden aynhyorlardi'!". Ortadoks ilahiyanndan temel noktalarda aynlan Monofizitler, Ortodokslann agrr zulmi.ine maruz kalrruslardi'" .

Hz. Omer'in halifeligi zamarunda MlSIr'1 fetheden musliimanlar, burada da kokii cok eski donemlere kadar uzanan yerli kiiltilrle karsilasnlar. Arnr ibnu'l-As (o.h.42) kornutasmdaki islam ordusu Iskenderiye'ye girdiginde, Helenistik kultur butiin canhhgmi korumaktaydi. Ashnda, Misir; M.O.356-323 tarihleri arasmda biiyiik Iskender'in MISIr'l alrnasiyla birlikte Helen kiiltiiriiyle tarnsmisn, Iskenderiye, dogu ve ban kultiiriinim kesistigi yer, dini grup ve felsefi cereyanlann yatag: olarak gelismisti!" . Helenistik kiiltiiriin son asamasiru temsil eden Yeni Eflatunculuk Iskenderiye'de yerlesmis!", daha once Ortadogu'da yayildigiru belirttigimiz Monofizit akidenin dogusuna tesir etmisti,

108 Barthold, W., isl~m Medeniyeti Tarihi, Cev: M. F. Koprulu, Ank. 1986, 10. 109 Emin, Ahmed, Pecru'l-Islarn, 84.

110 Hitti, Philip K., Siyasi ve Kiiltiirel islam Tarihi, Cev: Salih Tug, ist. 1980, I. 215. III O'leary de Lacy, islam Dtisiincesi ve Tarihteki Yeri, Cev: Hiiseyin Yurdaydm, Ya~ar

Kutiuay, AuiF Yay. Ank. 1971, 11.

112 Mantran, Robert, Islarn'm Yayihs Tarihi, Cev: ismet Kayaoglu, AuiF Yay. Ank.

1981, 89.

113 Bayraktar, Mehmet, islam Felsefesine Giris, Ank. 1988, 35 yd. 114 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islam, 85.

115 O'leary de Lacy, islam Diisuncesi ve Tarihteki Yeri, 16.

43

Anadolu'nun giineydogusunda kalan Antakya, Urfa, Nusaybin, Harran gibi yerlesim merkezleri de Bizans hakimiyetinin etkisi ile Hiristiyanhgm izlerini tasimaktaydi, Bununla beraber, Harran, Sabii dini mensuplanmn bir kiiltiir merkezi durumundaydi. Urfa bolgesinde Nesturi ve Yakubi tesirleri de goriilmekteydi. Bu son durum, bu bolgelerde Sasani etkisinin oldugunu da gostermektedir'!".

iskenderiye yolu ile Misir'a, oradan Suriye ve turn Ortadogu''ya yayilan Helenistik kiiltiu; daha sonia Iran'i etkisi altma alnustl117 . Biinyesinde az miktarda Yahudi'yi de banndiran Iran'!", bir taraftan da Hint kulrurunun izlerini tasimaktaydi. Huzistan'da Cundisapur; Hind doktor ve bilginlerinin toplandigi bir ilim merkezi olmustu'!". Miladi Iv. asnn ortalannda, Nisibis'in Iranhlann eline gecmesiyle birlikte Nestfirilik te yavas yavas Iran'da yaYIImaya basladi+". Ancak, islam oncesi Iran'da en yaygm inane sistemleri Mecusilik, Zerdiistluk, Maniheizm ve Mazdekizm idp21.

Bu tablo bize gostermektedir ki, islam oncesinde MlSIr, Orta-

. . t

dogu, Anadolu ve Iran Arap kiilttirunden ve IslaI¥ dininden son

derece farkh bir yapiya sahipti. Bir yandan Yunan Felsefesi (Yeni Eflatunculuk) ve Hiristiyanhk ile Monofizit Hiristiyan kiliseler, ote yandan Sabiilik, Zerdustliik ve Mecusilik gibi inane sisremleri ile Hind kulturu bu bolgede oldukca dagimk ve karmasik bir halde yasamaktaydi, islam ordulan bu iilkeleri fethettikten soma, bu kiiltiir ve inane ortamimn aniden ya da cok kisa bir surede degisebilecegini kabul etmek oldukca zordur. Dogrusu odur ki, yerli inane ve kulturler, daha uzun zaman devam etmistir ve bunlann kahnnlanm bugiin dahi gormek miimkundur,

116 Bu bi:ilgedeki felsefi ve dini akimlar icin bkz. Bayraktar, Mehmet, islam Felsefesine Girls, 38-40; Barthold, islam Medeniyeti Tarihi, 10.

117 Nasr, Seyyid Hi.iseyin, Religion 'in The Middle East, Cambridge 1969, II. 98; Bay-

raktar, Mehmet, islam Felsefesine Giris, 31. 118 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islarn, 84.

119 Bayraktar, Mehmet, islam Felsefesine Girls, 40.

120 O'leary de Lacy, islam Dusiincesi ve Tarihteki Yeri, 28-9.

121 Nasr, Seyyid Hi.iseyin, Religion in The Middle East, II. 96-8; Barthold, islam Medeniyeti Tarihi, 12 yd.

44

islam da bu kahnnlann etkisinden tam anlarmyla kurtulamarmsnr, Bu bolgede yasayan topluluklar, atalanndan devraldiklan inane sistemlerini ve kiiltiirel rnirasi, yeni kabul ettikleri Islarn'm canst alnnda devam etnrmislerdir!" .

Bu yabanci inanclar miisliimanlar iizerinde etkili olrnustur, Bilindigi gibi, Zerdustliik, lran'm islam oncesi diniydi. Zerdiistliige gore, "tabiatm tezahiirleri", "Tannsal oluslardir". Bu bakimdan, giinese 'Allah'm gozu" ve l~lga da 'Allah'in oglu" sifanru yiiklemislerdir'P. Zerdiistlerdeki bu inams, Miicessime ve Mitsebbihe firkalanna etki etmis olmahdir, Bu iki firka, tesbih ifade eden hadisler uydurduklan gibp24, bu inarnslanna iers diisen ve Allah'i tenzih eden hadisleri reddetmislerdi.

Ileride etrafhca iizerinde duracagimiz Mu'tezile de Zerdiistliigiin ve Yunan felsefesinin etkisinde kalrmsut Muhtemelen Yunan felsefesinden etkilenen Zerdii~tliige gore, alemde iki gii~ ( iki ilah) vardir, Biri nur ve digeri zulmet olan bu iki gii~ siirekli bir miicadele halindedir. Alemdeki biitiin iyi islet iyi gii~ (Ahuramazda) ve biitiin kotiiliikler ser gii~ (Ehiremen) tarafindan yaranhr!" . Aristo ve Eflatun'a gore tann, alemdeki iyi isleri idare eden ve kotiiliiklerde rolii olmayan bir varhktir, Butiin bu inamslar; Mu'tezile'nin kelami anlayismda onemli bir yer tutmaktadir, Bu bakimdan, Mu'tezile, hayir ve serrin Allah'tan geldigini ifade eden hadisleri inkar etmistir, Mu'tezile'nin kaderi inkar etmesinin alnnda da, kanaatimizce, Zerdiistliik yatmaktadir, Zira, Zerdustliige gore, Tann insaru yaratmis ancak, ona tam bir irade hiirriyeti vermistir; insan, hayir veya serden birini secmekte hiirdtir+".

Miisliimanlar, kendilerinden cok farkh inane ve kiilttire sahip olan bu yerli halk ile bir arada yasamak zorunda kaldilar, Yerli halka bir yandan Islam'i ogretmeye cahsirlarken, diger yandan ister istemez kendi kiiltiirlerini de asilamaya cahsiyorlardi. Arap

122 Emin, Ahmed, Fecru'l-lslam, 94. 123 Ernin, Ahmed, Fecru'l-Islam, 99.

124 Bu firkalann uydurduklan hadislere ornek olmak iizere bkz. Kandemir, M. Ya~r, Mevzu Hadisler; DiB Yay. Ank. 1984, 46.

125 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islam, 99-101.; Gazali, Faysal't-Tefrika, 58. 126 Emin, Ahmed, Pecru'l-Islam, 103.

45

kiiltiini, ozellikle Emeviler donerninde kuvvetlenen kavmiyetcilik ruhu ile, bazen Hz. Peygamber'in evrensel ogretisi ile kansrms bir halde yeni miisliimanlara veriliyordu. Halbuki, ne Kur'an ne de Hz. Peygamber, miisluman olmanm sarnm, ferdin mill! kulturunden soyutlanmasi esasma baglanusn. Yapilmasi gereken, islam! bir bakis acisr ile, sadece lslarn'in temel ilkeleriyle celiskiye dusen unsurlarm ayiklanmasi olabilirdi.

Kabul etmek gerekir ki, fertlerin sahip olduklan kultiirel degerleri koruma ve yasatma egilimleri, gayet tabii ve furl bir durumdur. Bu degerlerin yabanci bir kiiltiir tarafmdan tehdit edilmesi karsismda, bir tepkinin dogrnasi ve tehdit altmdaki kultiirun mensuplannca savunma pozisyonu almmasi kacimlmaz olmaktadir, Emevilerin kavmiyetci siyaset ve kiiltiir politikasi karsismda, fethedilen iilkelerdeki yerli halkm, dogrulugunu ve yanhshgmi arasnrmadan, tepkisel bir 'karsi-kavmiyercilik' hareketine giristikleri dusiiniilebilir,

Nitekim, iranhlarm, miisluman ordular tarafmdan fetholunmalanndan sonra, kendi kiilturlerini kavmiyetci bir ruhla nasil yasatmaya cahsnklanru belirtirken, Philip Hitti soyle demektedir:

"Fa kat, itaat altma almrms bu milletin ruhu yeniden canlanacak ve ihmale ugramis dilini de yeniden diriltecekti'<" . M. Bayrakdar da islam Felsefesine Giris adh eserinde, iranhlann kavmiyetci tepkileri konusunda, " ... buna ilaveten, Islamtarihinde 'milliyetcilik' veya 'kabilecilik' olarak adlandirabilecegimiz 'Suubiyye' hareketi ile beraber kendi kiilturlerinin Arap kiiltiirtinden iistiin oldugunu gosterme cabasi icine girmeleri sonucu, eski iran diistincelerini canlandmnak ve onlan yeniden yeni ortamda tamtmaya yonelik terciimelerle, ... "128 demektedir.

Simdi, islam ile yabanci din ve kiiltiirlerin karsilasngi ortamda hadis ve siinnetin durumuna gececegiz. Yukanda, Arap kiiltiiriiniin yerli halk ile zaman zaman hadislesmis olarak temasa gectigini kisaca belirtmistik. Mill! varhgiru koruma egilimi icine girrnis olan milletlerin, karsit ve saldirgan kiiltur olarak kabul ettikleri

127 Hitti, Philip, islam Tarihi, I. 240.

128 Bayrakdar, Mehmet, islam Felsefesine Giris, 76.

46

Arap kultiirunu reddederken, hadisleri de reddettikleri kabul edilebilir. Onlar, bir yandan kendi kiiltiirlerini diriltmeye cahsirken, ote yandan, Kur'an'i da 0 kiiltiir degerleri cercevesinde yorumlamaya cahsnlar. Ancak, tabiidir ki, bir kisim hadisler Kur'an'm bu tarzda yorumlanmasma firsat vermiyordu. Burada ornek olarak, Kur'an'm felsefi' veya batmi yorumunu verebiliriz.

Bilindigi gibi, Islami fetihlerden once bu bolgeler Helen kiiltiirii ve Yunan felsefesinin etkisi altmdaydi. Bu ortamda yetistikten sonra Islam'i kabul etmis olanlar, Kur'an'i Yunan felsefesinin l~lgmda yorumlamaya basladilar, Hadisler ise, onlann bu yorumlan karsismda asilmasi gerekli bir engeldi. Dolayisi ile hadisin inkan kacnulmaz oluyordu. Biz, had is in reddedilmesindeki kelami/felsefi nedenlere ayn bir yerde, etrafhca temas edecegiz.

Ote yandan, Kur'an'm reddedilmesi arnk imkansizdi, ama, hie degilse hadisler reddedilebilir veya en azindan onlar iizerinde suphe uyandinlabilirdi. Boylece Kur'an, yerli kiilturiin anlmasma gerek kalmadan serbestce yorumlanrmsnr,

Bu asamadan soma, yukanda cercevesini cizdigimiz dini ve kiiltiirel ortarm goz oniinde bulundurmak suretiyle, itikadi ortamm hadis inkanndaki roliine temas etmeye cahsacagiz.

C. Itikadi Ortam

Daha once belirttigimiz siyasi platform iizerinde ortaya cikan ilk firka Hariciler oldu. Siyasi bir hareket olmasma ragmen, Haricilik, davasmi mesru kilmak icin dini bir zemine oturmaya cahsn, Miisliimanlann biribiriyle savasmasi ve karnm dokrnesi, biiyiik giinahlardan olduguna gore, Cemel ve Siffin gibi binlerce rniisliimamn karumn aktigi savaslara kanlanlar da biiyiik giinah islemis sayildi, Boylece, miirtekibu'l-kebire kavrarm, ilk defa hariciler tarafmdan, bu savaslara katilanlara uygulandi ve biiyiik gunah isleyenler, tevbe etmedikleri takdirde kafir sayildi+? . Kendilerini islam cemaatmdan soyutlayip, sahabeyi tekfir ederek amel-iman iliskisi gibi konularda kan gorusler ileri siirdiikleri zaman, Hariciler, aleyhlerinde uydurulan hadislerle lanetlenmislerdi: Abdullah b. Ebi Evfa

129 Bkz. Sehristani, Kitabu'l-Milel ve'n-Nihal, l. 198; Es'ari, Makil.lil.tu'l-islil.miyyin, 87.

47

(Said b. Cemhan'a), "babana ne yaptilar?" diye sorar. Said, "babarm Ezarika oldiirdii" deyince, ibn Ebi Evfa ''Allah onlara lanet etsin. Resulullah, bize, onlann 'Cehennem'in kopekleri' olduklanru soyledi" cevabirn vermistir+" .

Tarnsmalar 'amel-iman iliskisi' konusunda yogunlasmca, Haricilerin zitnna, Miircie ve Cebriyye firkalan ortaya cikn, Irca fikri, baslangicta, ilk fitnelerde yer alanlann durumunun Allah'a havaIe edilmesiydi. Haricilerin ve Siilerin sahabeyi tekfir etmelerine karsihk, Miircie, sahabenin amellerinin imanlanna zarar vermeyecegini soylediler+" . Ancak, bu fikir, ortaya anldigi sekilde kalmayarak, kotii amellerin imana zarar vermeyecegi seklinde genellestirildi. BaZI Miirciiler tarafindan, iman, Allah'i ve peygamberini bilmek' ten ibaret goriildiil32• Bazen bu tamma, 'dil He ikrar' ve Allah'i sevrnek' .gibi unsurlar da kaulrmsnr+" .

Miircie, lmanda artma ·ve eksilme olmayacagim ileri siirerken, bu gorii~ii destekleyecek hadisleri uydurmayi da ihmal etmemisti:

Hz. Peygamber, imanm arnp eksilmesi konusunda soranlara "hayir, imamn artmasi da eksilmesi de kufurdur" cevabmi vermistiro Hadis tenkidcileri bu hadisi Ebu Muti isminde bir Miircii'nin uydurdugunu soylernektedirler'?".

Ancak, Miircie'nin karsitlan da bu kez imanm arnp eksilebile-: cegi rivayetlerini yaymislardir. Muaz b. Cebel (o.h.Lsj'den gelen bir rivayette Hz. Peygamber'in "iman artar ve eksilir" dedigini uydurmuslardir!" .

Glk1~ noktasi ve gayeleri itibanyla Miircie He aym istikamette gelisen diger itikadi firka Cebriyye oldu. Zira, hem Miircie'nin hem de Cebriyye'nin davasi iki noktada toplanmaktadir:

130 Suyfiti, Celaluddin Ebu'l-Fadl b. Ebi Bekr (o.h.911), el-Hasaisu'l-Kiibra, Kahire 1967, III. 18. Abdullah b. Ebi Evrn (o.h.86) sahabidir; Bu hadis, Haricilerin diismanlan tarafmdan uydurularak ibn Ebi Evffi'ya atfedilmlstir,

131 bkz. Emin, Ahmed, Fecru'l-lslarn, 279. •

132 Emin, Ahmed, Pecru'l-Islam, 281.

133 Es'ari, Makalatu'l-islamiyyin, 133-4.

134 Ibnu'l-Cevzi, Mevzuat, I. 131. Bu konudaki hadtsler icin aynca bkz. Suyuti, Celaluddin Ebu'l-Fadl b. Ebi Bekr (o.h.911), Lealiu'l-Masnua fi'l-Ehadisi'l-Mevzfia, Beyrut 1395/1975, I. 39 Yd.

135 Ibnu'l-Cevzi, Mevzuat, I. 130; Suyuti, Lealu'l-Masnua, I. 36-7.

48

Birincisi, Harieiler ve Gulan Rafiza tarafmdan tekfir edilen sahabenin durumunu kurtarmakn.

Ikinci nokta ise, genis islam devleti simrlan icinde kalan halkm, islam cernaan disma itilmesini engellemekti.

Iste bu pratik gaye ile Cebriyye, insanlann fiillerini yapmak zorunda olduklanm ileri siirmiis ve "bizler, yapngumz amelleri islemeye mecburuz, baskasiru yapmaya guciimiiz yetmez"!" demislerdi.

Cebriyye ve Murcie'ye ZIt olarak Kaderiyye, Cehmiyye ve Mutezile 1i.rkalan ortaya cikn. Bu iiC; 1i.rka, insamn kendi fiillerinin yarancisi oldugu hususunda birlesiyordu, Onlar, insamn iradesinin hiir oldugunu, irade hiirriyetinin sorumlulugu gerektirecegini

. diisuniiyorlardr'?". Cehmiyye'nin kurucusu sayilan Cehm b. Safvan (o.h.128) ise, fikirlerini esas olarak 'Allah'm sifatlan' konulannda ortaya atrmsn!" .

Biz, her biri bash basma bir arasnrma konusu olacak derecede onemli ve genis olan bu 1i.rkalann goriislerini aynnnlanyla ele alacak degiliz. Ancak, kisaca da olsa hanrlatmak istedigimiz aS11 husus, ilk hieri asirlardaki itikadi ve kelami kargasa ortarm ve bu ortam icindeki hadislerin durumunu red ve kabul yoniinden ele almaknr,

Acikca goriildiigii gibi, ilk fitnelerin ardmdan itikadi ortam da kansikhk arzetmekteydi. Ortaya cikan soz konusu 1i.rkalar, bir yandan yeni fikirler ortaya atarken, diger yandan bu fikirlerine dini bir zemin bulmak icin yeni hadisler uydurmuslardir, Siyasi, kiilttirel ve dini kargasahk arasmda, hadisler de ise kansmca, durum icinden cikilmaz bir hal almaktadir, Sahih hadislerle uydurma hadislerin kansik bir sekilde halk arasmda dolasngi bu donemlerde, bid'at firkalara ve onlann fikirlerine yonelen supheler; aym zamanda kelami meselelere bulasnnlan hadislere de yonelmektedir,

136 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islam, 283. 137 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islam, 283 yd.

138 Cehm b. Safvan'm goriisleri hakkmda, erken donem alimlerinden Danmi'nin, (Ebu Said Osman b. Said, 6.h.280), "Kitabu'r-Red ala'l-Cehmiyye, Beyrut 1402/1982" isimli eserine bakilabilir,

.49

ibn Sirin (o.h.l l Oj'in su sozleri, bu konuya acikhk kazandirmaktadir:

"Onceleri isnaddan sormuyarlardi, Fitne ortaya <;Iktlgi zaman, 'rivayette bulundugunuz kimselerin adim soyleyin' demeye basladrlar, Ehli Siinnetten olana bakiyorlar ve onlann hadislerini ahyorlar, ehli bid'atten olarun hadislerini ise terkediyorlardi'">'.

Bu ifadeler, ilk fitnelerin one mine isaret ettigi gibi, muslumanlar arasmdaki kargasa ortarruna da dikkat cekmektedir. Zira, Ehli Siinnet ve ehli bid'at aymrm hadis tenkidinde son derece onemli bir rol oynamaktadir, Bu iki ZIt kavram, dinin ameli yonuyle oldugu kadar, hatta daha s;ok kelami yoniiyle ilgilidir. ibn Sirin (o.h. llO)'in bu sozleri, toplumun icinde bulundugu durum ile hadislerin ayn diistinulmesini imkansiz kilmaktadir, Ote yandan, bu ifadeler, ortam faktoriiniin etkisiyle uydurma hadislere karsi ahnmas I gereken tedbiri ve bir anlamda, isnadsiz rivayetlere karst duyulan giivensizligi de aciklamaktadir.

Kelami/Pelsefi Nedenler

islam diisiincesinde yabanci kiilttirlerin ve Yunan felsefesinin etkisi, iddia edildigi gibi halife Me'mfm doneminde (h.198-218) yapilan terciimeler aracihgi ile degil, cok daha once Islami fetihlerIe birlikte goriilmiistii. islam oncesi donernde bu bolgelerde yasayan din, kiilttir ve felsefi diisiincelere daha once temas etmistik.

Yunan felsefesinin en acik izleri Mutezile kelammda kendini gosterir, Ozellikle, Yunan felsefesinin iki buyiik ismi alan Aristo ve Eflatun'un fikirleri Mutezile kelarmm yonlendirmistir+" .

Bu konuyu tesbit ederken Ahmed Emin soyle demektedir: "Ne olursa olsun biz, Mutezile'nin akh yiiceltmesindeki ve onu islam iilkesinde yaymasmdaki onciiliigiinii inkar edecek degiliz. Onlar, Ihvanu's-Safa!" gibi gruplann, Kindi (o.h.252), Farabi (o.h.399)

139 Miislim, Sahih, Mukaddime, I. 15.

140 Bkz. Nader, Albert Nasri, Felsefetu'l-Mutezile, iskenderiyye 1950, I. 58.

141 Ihvanu's-Safa hakkmda bkz. Bolay, Stileyman Hayri, Felsefi Doktrinler S6zliigu, 'Ihvanu's-Safa' maddesi, Ist, 1981

50

ve ibn Sina (o.h.428) gibi islam filozoflanmn yolunu cizen onciiler oldular. Dinin felsefesini ilk kez yapanlar ve dini meseleleri arasnrmada akh ilk kez kullananlar onlar olmustur'v" .

Aristo, cagdaslannm aksine miikemmel bir Tann fikrine ulasmaya cahsrrusn. Tann'yi pek cok noksan sifattan anndirrms olmasma ragmen, yaratma giicii olmayan bir Tann tasarlannsn!" .

Eflatun, hie degilse iyi olan seyleri yaratan bir Tann diisiinrnekteydi'?". Aristo'daki yaratma giicii olmayan Tann dtisiincesi ile Eflatun'un iyi olam yaratan Tann fikri, Mutezile'nin 'ef'alu'libad' tarnsmalannda kendini hissettirmektedir. Gazali (o.h.sOs) de Mutezile ile Yunan felsefesi arasmdaki paralellige dikkat cekmistir!" .

Mutezile'ye gore de Allah, zulmii ve kotiiltikleri yaratmaz!".

Hatta, kiifrii ve kafiri de Allah yaratmarmsnr'V. Aynca, her sey Allah'm kudreti dahilinde degildir'?". Mutezile'ye gore Allah Mildir. Bu nedenle, kotiiliigiin yarancisi olarak dusiinulemez. 0 halde, kotiiliik, fiillerinden sorumlu olan insanlann ya da seytanlarm i~i olmahdir'?".

Ahmed Emin'e gore, Mutezile, hayir olsun ser olsun kullann fiillerinin Allah tarafmdan yaranlmadigi, insan iradesinin hiir ve kendi fiillerinin yarancisi oldugu fikrindedlr=".

Mutezile alimlerinden Ebu Ali el-Cubbai (o.h.303) ve Ebu Hasim'in, "Allah'm zanrnn kulun giic; yetirdigi seye giicuntin yetmeyecegi"!" seklindeki goriisleri de yukanda Aristo'dan ahnnladigimiz 'Pasif Tann' anlayisma uygun diismektedir,

142 Emin, Ahmed, Duha'l-lslam, Beyrut 1936, Ill. 75.

143 Bkz. Bolay, Siileyman Hayri, Aristo Metafizigi ile Gazi\.li Metafiziginin Karsilastmlmast, Ank. 1986, 101.

144 Bkz, Eflatun, Devlet, II. Kitap, Cev: Sabahattin Eyiiboglu-M. Ali Cirncoz, lst, 1985,

II. Kitap, 70.

145 Bkz. Gazali, Faysalu't-Tefrika, 58.

146 Bkz. Kaadi Abdulcebbar, Tenzihu'l-Kur'an, 78. 147 Bkz. Kaadi Abdulcebbar, Tenzihu'l-Kur'an, 69. 148 Bkz. Kaadi Abdulcebbar, Tenzihu'l-Kur'an, 27.

149 Tritton, A. s., islam Kelarru, <;:ev: Mehmet Dag, Ank. 1983, 84; Suyfui, el-Mikdad b. Abdillah, Kitabu ir~adi't-Talibin, Bombay 1303, 130.

150 Emin, Ahmed, Duha'l-Islam, Ill. 45.

151 Suyfiri, ir§ad, 98.

51

Burada, Ebu'l-Muzaffer el-Isferayini (o.h.471)'nin konuyla ilgili goriislerine temas etmek istiyoruz. 0, "Kaderi Mutezile'nin Gorusleri ve Tutarsizhklan" bashgiyla acugiktsimda, Mutezile'nin 'ef'alu'l-Ibad' konusundaki gonislerine de deginmektedir, 'Kaderi Mutezile' ibaresi bizi yakmdan ilgilendirdigi icin, birazdan tekrar donecegiz, lsferayini bu konuda sunlan soylemektedir: "Onlann ittifak ettigi hususlardan biri desudur: Kullann fiilleri kendi yaratmalandir, Her bir insan, sivrisinek, balansi, kannca, bocek ve bahk gibi butiin canh cesitleri kendi fiilinin yarancisidir, Onlann fiillerini yaratan Allah degildir, O'nun, kullann yapnklan herhangi bir ~eye giicii yetmez"152 .

~imdi, konunun hadisler ve hadis inkanyla ilgisine gelelim.

Yukandaki fikirlere sahip olan Mutezile'nin, kader meselesinde, 'insan kendi kaderini kendi cizer' seklinde formiile edebilecegimiz bir gorii~ii benimsemesi kacmilmaz olmaktadir, Nitekim, onlann boyle bir fikre sahip olduklan, lsferayini (o.h.471)'nin Mutezile'ye 'kaderi' sifanm vermesinden anlasilmaktadir,

Halbuki, Hz. Peygamber'den nakledilen hadisler, insanm sorumlulugunu kaldirmamakla birlikte, Allah'm kaderini israrla vurgulamaktadir, Bunlardan biri meshur Cibril hadisidir ki, bu hadiste iman esaslan tesbit edilirken " ... kadere, hayir ve serrin Allah'tan olduguna iman" acikca ifade edilmektedir'P .

Kaderi bir gori.i~ii kabul etmis olan Mutezile'nin bu hadisi inlclr edecegi aciknr, En azmdan kaderle ilgili bu kismm inkan, Mutezile kelarru acismdan kacmilmaz olmaktadir,

Mutezile'nin aym zamanda 'kaderi' sifanyla amlmasmm nedeni, fiilleri yaratamn Allah degil kullar olduguna inanmasidir, Ancak, Mutezile alimleri bu ismi sidderle reddetmislerdir+".

Kanaatimiz odur ki, Mutezile, Yunan felsefesinin l~lgmda gelistirdigi kelam sistemi cercevesinde, ayetleri tevil etmisler ve bu sisteme uymayan hadisleri inkar etmislerdir,

152 lsferayini, Ebu'l-Muzaffer (a.hA71), et-Tabsir fi'd-Din ve Ternyizu'l-Firkati'n-Naciye, Misir 1359/1940, 38.

153 Buhari, {man, I. 18; MUslim, {man, 1. 37; ibn Mace, Simen, Mukaddime, I. 24.

154 Mutezile'nin 'kaderi' sifanm kabul etrnemesi ile ilgili bkz, Isik, Kemal, Mutezile'nin Dogu§u ve Kelami Gorusleri, AOiF Yay. Ank, 1976,57-9.

52

Tesbih Ifade Eden Hadisler

Ehli Siinnet alimleri, Kur'an'da gec;en Allah'm eli', Allah'm yiizii' gibi ibareleri Kuran'm getirdigi tenzih akidesi dogrultusunda tevil etmislerdir,

Selef alimlerinin bu gibi ibareler karsismdaki tutumu ise, bu ibareleri tevile yonelmeksizin olduklan gibi kabul etmek, bunlar hakkinda olumlu ya da olumsuz g6rii~ bildirmemek seklindedir!"

Bu gibi ifadeler, Kur'an'da oldugu gibi hadislerde de bulunmaktadir, Hadisciler, tesbih ifade ediyor gibi goriinen bu hadisler nedeniyle onemli tenkidler alrmslardir, ibn Furek (6.h.406), bu konuya ayirdigi bir eserini yazl~ gayesini aciklarken soyle demektedir: "Resulullah'tan rivayet edilen bazi meshur hadisleri iceren bir kitap yazmaya karar verdim. Ciinku, miilhidler, g6rlinli~ bakimmdan tesbih ifade eden bu hadisler nedeniyle dine zarar vermektedirler"I56. "Bu bid'atcilar, bu gibi hadisleri naklettikleri icin hadiscileri ayiplamaya cahsmaktadirlar, Miilhidler ve Muatnla (MuteziIe), hadislere itiraz etmek icin, anlamlanrn ve sirlanm kavrayamadiklan bazi miitesabih ayetleri dile getirerek Allah'm Kitabi'm bile inkara vardilar"!" . "Iste bu mukaddime, sana, bid'atcilerin nakilci olan ashabmuzm bu hadisleri nakletmelerine itiraz etmelerindeki bilgisizliklerini aciklamaktadir'"!".

Tesbih ifade eden hadisler, Musebbihe ve Miicessime gibi guruplann temel dayanaklan haline gelmistir, Onlar, Kur'an'da ve hadislerde yer alan bu gibi ifadeleri ele alarak, Allah'm yaranklara benzedigini, el ve yiiz gibi organlanrun oldugunu, zaman ve mekanla kayitlanabilecegini iddia etmislerdir"? . Hanbeli mezhebinin sonraki taraftarlanndan bir kisrru da, Ahmed b. Hanbel'in yolunda yiirudiiklerini ileri siirerek tesbih inancma siiruklenmislerdi. Ebu'l-Ferec Ibnu'l-Cevzi (o.h.S97) bu konuda soyle demektedir:

155 Bkz. Gazali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed (ii.h.SOS), llcamu'l-Avam an

Ilmi'l-Kelam, Ist. 1287, 4.

156 ibn Furek, Ebu Bekr (ii.h.406), Milskilu'l-Hadis ve Beyanuhu, Kahire 1979, 32. 157 ibn Furek, Miiskllu'l-Hadis, 35-6.

158 158 ibn Furek, Muskilu'l-Hadis, 40.

159 Bkz. Gazali, Ilcamu'l-Avarn, 3.

53

"Onlara de dim ki: Ey dostlanm! Siz nakil ehlindensiniz. Onderiniz Ahmed b. Hanbel biiyiik bir imamdi, Onun mezhebinde olmayan bu bid'an ortaya atmaruzi 0 soylemedi ki, ben nasil soyleyeyim. Siz hadislerin dl~ goriinusune gore konusuyorsunuz, Ayak (kadem) kelimesi goriinen bir organa delalet eder. isa hakkmda 'ruhullah' denilinee, Hiristiyanlar inamrlar ki 'ruh' Allah'm bir sifandir ve Meryem'e ilka olunmustur, Aym sekilde, Allah yuce zan ile istiva etti' denilirse, Allah duyular meerasma indirgenmis olur"l60 .

Burada, ibn Kuteybe (o.h.276)'nin ornek aldigi bir hadis iizerinde durabiliriz. "Kur'an bir deri icine konulup atese anhrsa yanmaz" hadisi, hadisciler tarafmdan tevil edilerek anlasilrmsur, ibn Kuteybe'ye gore, mulhidler bu hadisi gorundugu gibi anlarlar ve tecriibe etmeye kalkarlar. Bu zihniyetle hareket edenler, Kur'an'm yandigmi gorunce hadisi inkar ederler ve hadiscileri de konilerler"161. Bu hadisin teviliyle ilgili olarak ibn Kuteybero.h.Z'Zo), '1\1- lah, musliimanlardan kime Kur'an'i ogretir ve onu ezberlettirirse, giinahlanndan dolayi icine anlsa bile, kiyamette ares onu yakmaz"162 demektedir.

Allah'i miitesabih ayetlere ve hadislere basvurmak suretiyle cisim seklinde algilayan bir grup Mi.ieessime'ye de, muhalifleri tarafmdan Haseviyye adi verilmistir, Ashnda bu isim, hadiscileri kotiilemek icin ortaya anlrmsnt Bu ismi ilk defa kullanan Amr b. Ubeyd el-Mutezili (o.h.144)'dir. Ona gore Abdullah b. Orner (o.h.73) Haseviyye'dendir'P".

ibn Teymiyye (o.h.728), bu isimlendirmeye siddetle karst <;1- karak soyle der: "Haseviyye lafzma gelinee. Bu lafiz belirli bir sahsa delalet etmez. Bunlann kim olduklan da bilinmez. Eger, Haseviyye ile ehli hadisi kasdediyorsan, bil ki onlann inaner (Resul'im) siinneti ve nakil yolu ile sabit olandir, Allah'a siikiir ki, senin dediklerin onlann inanclannda yoktur'"?' .

160 lbnu'l-Cevzi, Ebu'l-Ferec Abdurraliman b. Ali (ii.h.597), Def'u Siibehl't-Tesbib, Matbaatu't-Terakki 1345, 6-7.

161 ibn Kuteybe, Muhammed el-Kufi el-Mervezi (ii.h.276), Garibu'l-Hadis, Bag-dad

1977,149.

162 ibn Kuteybe, Tevilu Muhtelifi'l-Hadis, 266.

163 Bkz. ibn Teymiyye, el-Munteka, 93 (Tahkik edenin noun. 164 ibn Teymiyye, el-Munteka. 102.

54

Goriintiste tesbih ifade eden hadislerin asil anlamlanmn tam olarak anlasilmamasi, Miisebbihe ve Mi.icessime firkalarmm bu hadisleri zahiri anlamlan ile kabul etmeleri, bu tip hadislerin ve dnlan rivayet eden hadiscilerin elestirilmesine yol acrrusnr, Bu tutumun farkmda olan bir takim kisiler de, bu durumdan istifade ederek tesbih ifade eden hadisler uydurmuslar ve bunlari.hadiscileri karalamak icin, hadiscilere atfetmislerdir, Kaynaklarda gectigine gore, bu sahislardan biri, Muhammed b. Suca' es-Selci'dir. ibn Furek (o.h.406), ibn ~uca'll~ tesbih iceren hadisler uydurdugunu ve bu hadisleri hadiscilere isnad ederek onlan karaladiguu haber vermektedir''" . Bunlardanbirinde, ibn ~uca', Ebu Hureyre'ye varan bir tarik ile su hadisi rivayet etmistir: '~lah an yaratn, Sonra onu kosturdu, At terledi. Allah kendi nefsini bu terdenyarattt". Beyhaki (o.h.4S8), bu hadisi zikrettikten sonra der ki: "Bunun gibi bir cok hadisi ibn ~uca', hadiscileri karalamak icin uydurmustur"!".

Musebbihe ve Mi.icessime'nin yaratngr bu suphe ortammm yam sira, tesbih ifade eden hadislerle ilgili olarak hadise ve hadiscilere olumsuz tavir takmanlardan bir kisrm da 'tenzih' parolasiyla yola cikan Cehmiyye ve Muatnla (Mutezile) olmustur, Onlar da hadislerin dis anlamlanm dikkate aldiklanndan, tesbihe ve tecsime yol acacaguu diisiinerek, bu hadisleri reddetmislerdir,

Reddedilen hadislerden biri de 'nuzul hadisi' dir. Bu hadise gore, Allah, gecenin son ucte birinde di.inya sernama iner':": Mutezile ve Cehmiyye'ye gore Allah, her mekandadir, Bu fikirlerinden dolayi onlar, nuzfil hadisini reddetmislerdir, Onlara gore bu tip hadislerin tevil edilmesi imkansizdir, Aynca bu hadiste tesbih, Slmrlama ve tekyif (niteleme) vardir; yi.ice Allah kendisine yakismayacak sekilde vasiflandmlmaktadir-'" .

ibn Teymiyye (o.h.728), sirf bu hadisin sihhatini isbat etmek icin kalerne aldigi eserinin girisinde soyle demektedir: "Hz. Pey-

165 Bkz ibn Ffirek, Milijkilu'l-Hadis, 80.

166 Beynaki, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hiiseyn (o.hA58), el-Esma ve's-Stfat, M1S1r 1358. 372-3.

167 Hadisin tevili ic;in bkz, ibn Kuteybe, Tevil, 356 yd. 168 Bkz, ibn Ffrrek, Meskilu'l-Hadls, :216.

ss

gamber'in soziinu zikreden ilk soz sahibi (nuzul hadisini savunan hadisciyi kasdetmektedir), siiphesiz ki soziinde is abet etmistir, Resulullah'm si.inneti onun sozu sayesinde yayilrmsnr, Selef imamlan, hadis ve si.innet ehli bun un onanmasi ve kabul edilmesinde ittifak etmislerdir C ... ) Ancak, bu ve benzeri hadislerden hareketIe, Allah'i yaranklann sifatlanna benzetmekten ve O'nu layik 01- dugu kemal sifatlara nazaran olumsuz ve noksan sifatlar ile vasfetmekten tenzih etmeye gerek oldugunu dusunen kimse hata icindedir"169 .

ate yandan, sirf bu tip hadisleri rivayet ettikleri icin hadiscilere kizan allmler de olmustur, Onlara gore, her dogru soylenmemeli, ozellikle cahil halka anlanlmamahdir, Malik b. Enes (o.h, 179),den nuzul hadisi sorulunca, "0, rahmetin inmesidir, Allah'm bir mekana inmesi degildir" der. imam Malik'in diisuncesine gore, halka bu ve benzeri hadisleri rivayet eden hadisci kadar onu sasrrtan olmarmsnr, Giinkii halk, bu hadisler nedeniyle siipheye diismektedir-?".

Gercek odur ki, kelamcilar hadiscileri hicbir zaman anlayamanuslar ve onlan genellikle yanhs degerlendirmislerdir; Onlar, hadiscileri tesbih ve tecsim ile suclarken, Kur'an'm getirdigi tenzih akidesine ne derece bagh olduklanm gorrnemislerdir,

Suyuti (o.h.911)'nin hadisleri tevile girismeden once ortaya koydugu tenzih akidesi bir ornek teskil etmektedir. Suyuti der ki:

"Mabud birdir, tektir, sameddir, hicbir sey onun gibi degildir, 0, her seyi isiten ve gorendir; O'na benzer hicbir sey yok; herhangi bir sey nasil olur da O'na benzer ya da 0 bir seye benzetilebilir, Hak teala dogmadi, dogrulmadi, hicbir sey O'nun dengi olamaz""! .

Suyfiti'nin bu ifadeleri, bir hadisci olarak onun Kur'an'a dayah bir tenzih akidesine sahip oldugunu yansitmaktadrr, Dogrusu, hadis alimleri bu akideden hicbir zaman aynlmarmslar, ondan taviz ver-

169 ibn Teymiyye, Ebu'I-Abb8.s TakIyyuddin Ahmed el-Harrani (ii.h.728), ~rhu Hadisi'n-Nuzfil, Misir 1366, 1-3.

170 Kudai, Sellarne el-Azzami, Furkanu'l-Kur'an, Misir 1358,17.

171 Suy1iti, Celaluddin Ebu'l-Fadl b. Ebi Bekr (ii.h.911), Tevilu EhAdisi'l-Miihime Ii'tTesbih, Cidde 1399/1979, 110-111.

56

memisler ve tesbih ifade eden rivayetleri daima bu cercevede tevil ermislerdir,

Miitesabih Ayetleri Serbestce Yorumlarna

Giris bolumiinde, miitesabih ayetlerin anlasilmasmda hadis ve siinnetin rolunii ele alrrusnk. Buna gore, Hz. Peygamber, bazi mutesabih ayetlen aciklamakta, boylece soz konusu ayetleri anlama problemi ortadan kalkmaktadrr,

Nevar ki, ilk fitnelerin ardmdan ortaya cikan bir takim bid'at gruplar, Kur'an'm muhkem ayederini bir kenara birakarak rniitesabih ayeder iizerine egilmeye basladilar, ~ayet, Hz. Peygamber'in bu ayetlerle ilgili tefsiri kabul edilecek olsaydi, belki de onernli bir problem ortaya cikmayacakn. Ancak, Kur'an'm acik ayetleri . bu bid'atcilann goriislerine uygun diismedigi icin, miitesabih ayetleri kendi goriisleri dogrultusunda yorumlama yolunu tercih etmislerdir, Ikinci haIife Hz. Omer'e atfedilen, "bir takim insanlar cikacak ve sizinle, Kur'an'm miitesabih ayetlerine dayanarak miicadele edeceklerdir. Onlara siinnetle karst durun. Suphesiz ki, ashabi siinnet Allah'm Kitabi'ru en iyi bilenlerdir"172 sozii, bu durumu ortaya koymaktadir,

Bid'at firkalann bu tutumu oldukca tehIikeIi boyutlara ulasrmsn, Muhammed b. Cafer, "kalplerinde egrilik olanlar Kur'an'm miitesabih ayetlerlne uyarlar'"?" ayeti hakkinda, ''yani onlar, goruslerini desteklemek ve siiphe yaratmak icin, miitesabih ayetleri tahrif ederler" demektedir. Gercekten de miitesabih ayetlerle ilgili bu ayet, genel bir cerceve cizmekte ve kafirleri oldugu kadar, zmdiklan, cahil ve bid'atcilan da icine almaktadir'" . Bu bid'atcilar; ortaya atnkIan goruslerin kabul edilebilmesi icin, gonislerini Kur'an'a ve hadislere dayandirarak mesnilasnrmak istemektedirler. Zira, muhkem ayetlerin delaletleri kesin oldugu icin onlann isine yararmyordu. Ama, cesitli anlamlara gelebilen miitesabih ayetleri istedikleri gibi yo-

172 Taheri, Tefsir, Ill. 177. 173 3-ali Imran-?

174 Bkz. Kurtubi, Tefsir, IV. 13.

57

rumlayabiliyorlardi. Halbuki, goruslerin hakhhk kazanabilmesi icin Kur'an'm tevil edilmesi dogru degildi. Asil arzu edilen dogru yaklasim, meselelerin cozumimde, on fikirlerden kurtularak ve muhkem ayetleri esas alarak yola cikmakn. Halbuki, "bir bid'atcmm kalbi mutesabihe meyleder, Kur'an'm bazi mutesabih ayerlerini tevil ederek ehli hak ile miicadeleye girisir, Dogru yolda ilerleyen miiminleri siipheye sokmak icin apacik muhkem ayetlerin delaletinden yiiz cevirir, Hangi bid'atci grup olursa olsun; ister Yahudi ister Hiristiyan, Mecusi, Sebeiyye, Haruriyye (Hariciler), Kaderiyye veya Cehmiyye olsun mutesabih ayetlerin teviline bas vurur"!" .

Razi (o.h.606)'nin bu husustaki bazi aciklamalan, olaym degisik bir boyutunu yansitmaktadir, Onun aciklarnalanndan anlasilmaktadrr ki, mesele, sadece miitesabih ayetleri serbestce yorumlama gayreti degildi. Her mezheb, gorii~iinii desteklemek icin delil olarak getirdigi ayetin muhkem, hasim grub un delil aldig: ayetin miitesabih oldugunu iddia etmekteydi. Bu son durum bize, muhkern ve miitesabih kelimelerinin iizerinde olusan kavram kargasasiru gostermektedir; Nitekim, Razi (o.h.606) diyor ki, "bil ki, mezhebinin gorusune uygun diismeyen ayeti miitesabih diye isimlendirmeyen bir tek firka bile goremezsin, su diinyada. Bu durumda olay korkunc boyutlara ulasmaktadir, Cubbai (o.h.303)'yi gormiiyor musun? 0, 'Cebriyye zulmii, yalam ve takat getiremedikleri i~i Allah'a atfediyor, bu konuda da miitesabih ayetlere dayamyorlar' demektedir"'?".

Gercekte Hz. Peygamber de miitesabih ayerler ile yetinmenin ve hadisleri dislamarun yaratacagi tehlikeyi sezrnis olmahdir ki, Buhari (o.h.2S6)'nin Hz. Ayse'den rivayet ettigi bir hadisinde, "Kur'an'm mutesabih ayetlerine uyanlan gordugun zaman, bil ki onlar Allah'm (kalplerinde egrilik olanlar) seklinde vasfertigi kimselerdir. Onlardan uzak durun"!" buyurmaktadir, Bunun nedeni gayer aciknr, Miltesabih ayetlerin hadisler dikkate ahnmadan yorum-

175 Taberi, Tefsir, III. 18I. 176 Razi, Tefsir, II. 60l.

177 Buhari, Tefsir Sure ali Imran-Z, v. 166; ibn Ebi ASlrn, Ebu Bekr Orner es-Seybani Cii.h.287), Kitabu's-Siinne, Mekrebetu'l-Islami 1400/1980, I. 9.

58

lanmasi, miisltimanlan tehlikeli bir noktaya kadar sunikleyecektiro Halbuki, Kur'an'm muhkem ayetleri ve Hz. Peygamber'in aciklamalan dogrultusunda yapilacak olan yorumun boyle bir tehlikesi bulunmamaktadir,

Nitekim, Hariciler ve Ratiziler, siinneti dikkate almadan yapnklan teviller ile biIinmektedirler. Miislumanlar arasmda, siinnetin huccet olusu hususunda fikir aynhgi olmarmsnr, Ancak, Hariciler ve Rafiziler siinneti bir tarafa birakrruslar ve Kur'an'm zahirine gore davranrmslardir, Sonucta, dogru yoldan aynlmislar ve bir cok miisliimamn da dogru yolu terk etmesine neden olmuslardIr178. Abdullah b. Abbas (o.h.68)'a Hariciler soruldugu zaman, "Kur'an'm muhkemine inamyorlar. Miitesdbih ayetler soz konusu oldugunda helak oluyorlar"!" cevabiru vermisti, Ashnda Hariciler Kur'an'm hicbir ayetini reddetrniyorlardi. Hatta, .rivayetlerde ge¢gine gore, pek cogu abid ve zahid kimselerdi. Ancak, davalanm mesrulasnrabilmek icin miitesabih ayetlere basvurmaktaydilar. TakIyye ve Kaade konusunda tamamen bu metodu uygularmslardi. Harici gruplardan Ezrakilerin kurucusu Nafi b. el-Ezrak (o.h.6S) He Necedat'm kurucusu Necdet b. el-Amir (o.h.69), Takryye ve Kaade konulannda anlasmazhk halindeydiler. Nafi, takiyyenin caiz olmadigi ve Kaadenin kafir oldugu gorii~iindeydi. Bu goruslerini desteklemek icin, "iclerinden bir grup, Allah'tan korkar gibi insanlardan korkarlar'T" ayeti ile, '~llah yolunda savasirlar ve hicbir kmayicmm kmarnasmdan korkmazlar"!" ayetini delil getirmistir, Necdet ise takiyyenin caiz oldugunu soylemis ve bu hususta "ancak, onlardan korkmamz miistesna ... "182 ve "Firavun'un ehlinden lmarum gizleyen bir adam ... "l83 ayetlerini ileri stirmiistii. Kaadenin tekfir edilemeyecegi hususunda da '~lah, cihad edenleri oturanlara tistiin kIlmI~nr"l84 ayetini delil kabul

178 Bkz. Ebu ~ehbe, Muhammed, Dim' ani's-Siinne, 13. 179 Taberi, Tefsir, III. 18I.

180 4-Nisa-77

181 5-Maide-54

182 3-Ali imran-28

183 4O-Miimin-28

184 4-Nisa-95

59

etrnistir"" . Gerci bu ayetler mutesabihler arasmda yer almazlar, ancak, Haricilerin goriislerini desteklemek icin ayetleri nasil zorladiklan acikca gorulmektedir, Bu ayetlerde ne Takiyye ne de Kaade meselesi soz konusudur. Bununla beraber, Hariciler, sonradan ortaya atnklan Takiyye ve Kaade goriislerini Kur'an'a onaylatmaya cahsrmslardir,

Ebu Umame (o.h.Sfi), "kalplerinde egrilik olanlar, Kur'an'm mutesabih ayetlerine uyarlar"186 ayetindeki "kalplerinde egrilik

olanlann" Hariciler oldugu gorusundedir+" . .

Mutezile alimlerinin mutesabih ayetler karsisindaki tutumu da aymdir, Bununla beraber, Mutezile, kelami sistemini tamamen miitesabih ayeder iizerine oturtmus ve bu ayetlerin anlasilmasmda hadise hemen hicyervermemistir, Kaadi Abdulcebbar (o.h.415), Mutesabihu'l-Kur'an adh eserinde, dortyiize yakin ayeti tevile cahsmis, buna karsihk bu ayetlerin tevilinde sadece ondort hadisten yararlanrmsnr, Bu ondort hadisin bir kismi, karsitlanmn delilleri olup, Kaadi Abdulcebbar bunlan tenkid sadedinde zikretmistit Muhaliflerince ileri stiriilen bu hadisler, npki Kur'an ayetlerinde 01- dugu gibi, tevil ve zorlamalarla degisik anlamlara burundurulmustiir.

Lalkai (o.h.418), "Mutezile'nin Kitap ve Siinnet Konusundaki Cehaleti" .adiyla ae;ngl babta soyle demektedir: "Mutezile, tilaveti ve dirayeti noktasmda, Allah'm Kitabi'ndan herhangi bir ayetin bilgisi cercevesinde hareket etmemis ve ayetleri selefin anladigi sekilde degil, yeni goriisleri dogrultusunda tevil ederek anlamislardir"!" .

Mesela, Mutezile, ahirette Allah'm goriilemeyecegini ileri surerken, bu konudaki hadisleri hie; dikkate almamaktadir, Mutezile, bu konuda, kendi goruslerine uygun dii~ti.igii icin "gozler Al-

185 ~ehristani, el-Milel, I. 218. 186 3- ali lmran-?

187 ibn Kesir, Ebu'l-Fida isrnail el-Kuresi (o.h.744), 'Iefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, Daru lhy-

ai'l-Kiitiibi'l-Arabiyye trs., 1. 346. .

188 Liilkiii, Ebu'l-Kasirn Hibetullah b. el-Hasen b. Mansur (o.h.418), ~erhu UsUli i'tikiidi Ehli's-Siinne ve'l-Cernii'a, Riydd trs., 1. 12.

60

lah'i idrak edemez't"? ayetini muhkem kabul ederken, Kiyame suresi 22 ve 23. ayetlerini, kendi inanclanna uymadigi icin miitesabih kabul etmislerdir, "Rablerini goriircesine ibadet edenler icin en guzel karsihk ve daha da fazlasi vardir'"?" ayetini okuyan Hz. Peygamber'in, inananlann Allah'i gorecegini miijdeleyen ifadelerini kaynaklanmiz nakletmektedir'?". Kaadi Abdulcebbar (o.h.41S), soz konusu ayeti tevil ederken hadisleri gormezden gelmektedir'?".

Yukandaki rnisaller, bazi gruplann, miitesabih ayetleri kendi gorusleri dogrultusunda tevil ettiklerini ve bu tevilleri kolayca yapabilmek icin hadisleri gormezden geldiklerini gostermektedir, Sonucta, bu gruplar, hadisleri reddederek Kur'an'i keyfi bir tarzda tefsir etmisler ve hadislerin ve Kur'an'm gosterdigi istikametten saprmslardir,

islam Diismanhgt

islam diismanhgi, tarihte, zmdikhk veya ilhad hareketleri adi altmda ortaya cikrmsnr, Zmdik kavrarm, miinafikhk gibi, kalben inanmadigi halde distan miisliiman goriinen islam dusmanlan icin kullamlrmsnrv" . Miinafikhk ve zmdikhk terimlerini yan yana kullanan ibn Teymiyye (o.h. 728), onlann Sabiilik ve miisriklikten kaynaklandigma isaret etmektedir. Ona gore, zmdiklann asil gayesi, Kitab'i ve Hikmet'i (sunneti) inkar etmektir'?". Bunlar, ashnda imarnn temel esaslanndan birini, mesela ahirete imam reddettikleri icin zmdik olarak arulmislardir'?". Gazali (o.h.SOS) zmdikIan 'mutlak' ve 'mukayyed' seklinde ikiye ayirmaktadir, Birinci gruba girenler ahlreti ve alemin yarancismi inkar edenlerdir. Ikinci grupta yer alanlar ise, ahireti kabul ettikleri halde, hissi elem ve

189 6-En'am-l03 190 10-Yunus-26

191 Bkz. Miislim, lman, I. 163; ibn Mace, Siinen, Mukaddime, I. 67. 192 Bkz. Kaadi Abdulcebbar; Tenzihu'l-Kur'an, 159.

193 Bkz.Kocyigit, Talat, Hadis Tarihi, 118.

194 ibn Telmiyye, Mecmuatu'r-Resail, ciiz:3, 15.

195 Gazali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed (B.h.505), el-Munloz mine'd-Dalal, Kahire 1303, 12.

6.1

lezzetleri reddeden, alemin yarancisim kabul ettikleri halde onun ilim sifanm inkar edenlerdir-?".

Gazali'nin, ikinci gruba girenleri, hissi elem ve lezzetleri reddedenler olarak nitelendirmesine bakihrsa diyebiliriz ki, bunlar ahiretteki azabm cismani oldugunu haber veren rivayerleri inkar etmislerdir,

"Zmdiklann islam tarihinde ortaya cikislannm Emevi idaresinin sonlanna rastladigi'":" ileri siirulmektedir. Ancak, gelisen siyasi, sosyal, itikadi vb. olaylar dikkate ahndigmda, bunun icin daha erken bir tarih de verilebilir. Islami fetihlerin siiratle gerceklestirildigi sahabe donemi, zmdikhgm baslangici icin tarih olarak gosterilebilir. Bundan once, 'hadis inkannda Ortam Faktoru' konusunu ele ahrken, fethedilen bolgelerdeki halklann dini, kiilturel ve felsefi yapilanm gostermistik. Gerek islam dusmanhgmda, gerekse hadislerin reddedilmesinde bu yabanci alt yapmm rolii oldugu dtistiniilebilir,

Nitekim Ibnu'l-Cevzi (0.h.728), hadis uydurmamn sebeplerini ele ahrken, ilk fetihlerden soma Islam'a giren, Islam'm hiikmii altmda yasamak zorunda kalan ve korkulanndan dolayi miishimanrms gibi goriinen bir takim Yahudi ve Mecfisilerin, Irk! ic;giidii ve fikri yapmm bozulmasi gayesi ile hadis uydurma yolunu tercih ettiklerini zikrermektedir'?" . Ibnu'l-Cevzi'nin bu aciklamalanndan anlamaktayiz ki, ilhad ya da islam diismanhgi dedigimiz hareketlerin baslamasi ilk fetih yillanna kadar inmektedir.

Ahmed Emin'e gore, "muhtelif milletlerin bir cogu, Islarn'a girdiklerinde belirli bir tarihe sahiptiler. Kendi milletlerinin tarihlerini Islam'a sokmaya ve miisliimanlar arasmda yaymaya basladilar, Bunu kavmiyetcilik ya da benzeri bir duyguyla yapiyorlardi. Yahudi tarihine vakif olan ve ozellikle Tevrat'm ve serhlerinin haber verdigi olaylan bilen bir cok Yahudi miisliiman olmustu, Bu bilgileri miisliimanlara rivayet etmeye basladilar, Bazen Kur'an'm tef-

196 Gazali, Faysalu't-Tefrika, 14-5. 197 Kocyigit, Talat, Hadis Tarihi, 118.

198 Bkz, Ibnu'l-Cevzi, Kitabu'l-Mevzfiar, I. 7.

62

siri sadedinde ilgisini kuruyorlar, bazen sadece diger milletlerin tarihleri sadedinde anlanyorlardi'"?".

islam diismanlan siinnete hiicum ediyor, onun huccet olusunda, sihhatinde ve ravilerinde siiphe uyandirmaya cahsiyorlardr'?" . Hadis tarihine bakildigmda zindiklann pek cok hadis uydurdukIan gortilmektedir. Ancak, onlar bu hadisleri, hadise baghhklanndan degil, miislumanlan supheye diisiirmek ve hadiscileri lekelemek icin uyduruyorlardr?". Nitekim, Muhammed b. Suca' es-Selci'den daha once. bahsetmistik, ibn Suca', tesbih ifade eden hadisler uydurur, bu hadisleri hadiscilere nisbet ederek onlan kottilerdj202 . Bir defasmda imam Safii (o.h.204) icin, "Safii de kim oluyor! 0, berberi bir sarkrciyla arkadashk kuruyor" diyerek onu kotiilemis, ancak olmeden once bu iftirasim ikrar etmi~tj203 . ibn Suca', bazi alimler tarafmdan yalancihkla ve re'ye dayanmak icin hadisleri ibtal etmekle suclanrrusnr-?'. ibn ~uca', uydurdugu hadislerden birinde, 'Allah'm at! yaratngirn, at! kosturup terinden kendi nefsini yaratngim" nakletmektedir ki, Beyhaki (o.h.4S8), bu hadisin ibn Suca' tarafmdan hadiscileri kotulemek icin uyduruldugunu soylemektedir=" .

Islam'a diisman olanlann hadise ve hadiscilere karst olumsuz tavir takmmalanm garip karsilamamak gerekir. Zira, hadisler islam dini icerlsinde gercekten onemli bir yere sahiptir. Islam'i yikabilmek icin hadisin otoritesinin sarsilmasi, art niyetli kisilerce, kacimlmaz olmaktadir, Gercekten de "tarihte ortaya cikan olaylar sunneti reddetme dtistincesinin dini hasbilikten cikmadiguu goster-

199 Emin, Ahmed, Fecru'l-Islam, 157.

200 Siooi, Mustafa, es-Siinnetu ve Mekanetuha fi't-Tesri'i'l-Islarni, el-Mektebetu'l-islami 1398/1978, 2.

201 Bkz. Ekrem Ziyau'l-Omeri, Buhus fi Tarihl's-Stinnetf'l-Miiserrefe, Beyrut 1395/1975, 32. Hatta, bir zmdik dort ytiz kadar hadis uydurdugunu ve bunlann insanlar arasmda dolasngmi itiraf etmistir, bkz. age. 32-3.

202 Zehebi, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman (o.h.748), Mizanu'l-i'tidal

fi Nakdi'r-Rical, Daru ihya trs., III. 577. 203 Zehebi, Mizanu'l-I'tidal, III. 578.

204 Zehebi, Mizanu'l-l'ndal, III. 578.

205 Beyhaki, el-Esma ve's-Sifat, 372-3; Aynca bkz, ibn Furek, M~kil, 80; ibn Kuteybe, Tevil,9 (41 nolu dipnot).

63

mektedir. ilk fikir babalanm yabanci ve bilhassa Yahudi menselilerin teskil ettigi Sia hareketleri, hep hadise karst ciknusnr, Ciinkii mi.itevatir olmasi sebebiyle Kur'an'a dil uzatmak, onu gozden diisurmek miimkiin degildir, Islarn'i yikabilmek icin Kur'am Kerim'in yorumunu istenen sekle dokme yolu kalmaktadir, Resulullah'm siinneti ve bu siinnetin vazettigi Kur'an'i anlama yorumlama metodu miiminler arasmda muteber kaldikca bu yol da kapahdir, Oyleyse, ne yapip yapip si.inneti aradan cikarmahdir'P'"

"Onceleri fert fert, cedellesmek ve bid'at gorusler olarak ortaya atmak seklinde bas gosteren zmdikhk faaIiyetleri, sonradan cesitIi isimlerle amlan sapik gruplar halini almisnr, Nusayriler, Ismaililer, Karmatiler, Banniler gibi zmdikhklan ile tanmrrus firkalar ortaya cikrmsnr; Bunlann ortaya cikismdaki temel saikin, eski kiiltiir ve dinlerini terkedememis olmalanndan dolayi, cesitli metodlarla lslam'i yikmak oldugu aciknr, Bunlann en eskilerinden olan Rafiziler; "simnet ile ihticaci terk etme yolunu tutmuslardr='" . Biittin nefretlerini sahabeye yoneltmis olan Rafiziler, "onyedi sahabi haric, hepsini kiifiirle itham etmisti"?" . Boyle bir durumda, Rafizilerin, tekfir ettikleri kimselerin rivayet ettikleri hadisleri kabul etmeyecekleri son derece aciknr, Zmdiklar, distan islam gorunerek Hz. Ali ve ehli beyte sevgi beslediklerini bile ileri siirebilmislerdir. "Hangi kavimden olursa olsun, insanlann bir kisrm asin gitmis ve kendilerine bir takim ilahlar edinmisler ve kendilerine ait olam Hz. Peygamber'in seriatma ve siinnetine iistiin tutmuslardir, Sonunda, Allah'm Kitabi'na, Resulii'nun siinnetine, ehli beytin ve ehli beyti seven ve onlara tabi olanlann ittifak ettikleri hususlara muhalefet etmislerdir'?" .

Islam'i yikma gayreti icerisinde zindiklann en onemli hedeflerinden biri de Hz. Peygamber'in bizzat kendisi olmustur, Bazilan, onun bile bile yalan soyleyebilecegini dahi ileri surmustur, Batmi-

206 Canan, Ibrahim, Kur'an ve Siinnet Arasmdaki Miinasebet, (Sorusturrna-Z: Kur'an ve Siinnet, Sor Yaymcihk), ist. 1987, 188.

207 Suyuti, Celaluddin Ebu'l-Fadl b. Ebi Bekr (o.h.911), Miftahu'l-Cenne fi'l-Ihticac bi's-Stinne, el-Matbaatu's-Selefiyye 1394, 3-4.

208 ibn Kesir, Baisu'l-Hasis, 155.

209 ibn Teymiyye, Mecrnuatu'r-Resail, ciiz. l , 37.

64

lere gore Hz. Peygamber "insanlara, dogru olmadigirn bildigi halde, gercege uymayan seyleri soylemistir, Onlara gore biittin peygamberler halkm menfaatine gordiikleri icin (maslahat) yalan soylemislerdir'<? .

Gazali (o.h.SOS), kiifrii "getirdigi herhangi bir seyde Resulullah'i yalanlamak" ve imam da "onun getirdiklerini tasdik etmek" seklinde tammladiktan sonra, Brahmanistlerin, hem Muhammed'i hem de diger peygamberleri inkar etmelerinden otiirii kafir 01-

. duklanm soylemekredir, Ardmdan, ayru sebeplerden dolayi Dehrileri de tekfir etmektedir. Aym yerde, Seneviyye'yi (Dualistler) hem tekfir etmekte, hem de digerleriyle birlikte zindik olarak nitelendirmektedir'!".

Aslmda Brahmanistlerin, Dehrilerin ve Seneviyye'nin islam dismda kaldiklan kesindir, ancak Gazali'nin onlan zmdikhkla vasiflandirmasi gostermektedlr ki, bunlar inanmamakla birlikte islam'l yikmaya ve Hz. Peygamber'i yalanlamaya aciktan aC;lga cahsmaktaydilar,

Aym kategoride ele ahnabilecek olanlardan ikisi de Kalenderiler ve Nusayrilerdir. ibn Teymiyye. (o.h.728)'nin eserleri incelendiginde, onun, bu iki firka mensuplanyla cetin bir miicadelenin icine girdigi anlasilmaktadrr, 0, hem Kalenderileri hem de Nusayrileri kafir addeder ve Gazali (o.h.SOS)'nin Karmatilere ve Bannilere karst takindigi tavn onlara karst takimr,

Kalenderiler namaz ve orucun vacip oldugunu inkar etmekte, Allah'm ve Resulii'ntin haram kildiguu haram saymamaktadirlar, Bu nedenledir ki onlar, ibn Teymiyye'nin nazannda Yahudilerden ve Hiristiyanlardan daha beterdir. lclennde mtisliiman olanlar varsa da, onlar da ya sapik birer bid'atci ya da fasik ve facirdir. Yine, ibn Teymiyye'ye gore Kalenderiler, iranhlardan olusmaktadrr-P. ibn Teymiyye'nin bu tesbitlerinden anlasilmaktadir ki, Islam'r yikrna yansmda Kalenderile.r de, Karmatiler ya da Batmiler kadar

210 ibn Teymiyye, Ebu'l-Abbas Thklyyuddin Ahmed el-Harranl (a.h.72a), Risiiletu Mearici'l-Vusul, Mecmuiitu'r-Resiiil ve'l-Mesail i<;erisinde, Misu 1341-1345, 3.

211 Gazali, Faysalu't-Tefrika, 4-5.

212 ibn Teymiyye, Mecmfiatu'r-Resail, ctiz:1, 52.

65

etkilidirler. ~iiphesiz, digerleri gibi onlar da Hz. Peygamber'in siinnetine cephe alrmslardir, Miisliimanlan lslam'm ikinci ash olan siinnet hakkmda siipheye sevketmeye cahsrruslar; hadislerin bir <;ogunun abad haberler oldugunu, miitevatir haberlerin cok az oldugunu soyleyerek dusmanhklanm icra etmislerdir-P .

Diger taraftan, Nusayriler de distan miisliiman goriinen zmdiklar grubu icerisinde yer almaktadir, Dogrusu ne Hz. Muhammed'e ne degecmis peygamberlerden herhangi birine inamyorlardi. Buna ragmen uydurduklan bazi hadisleri Hz: Peygamber'e atfetmek suretiyle goriislerini yayiyorlardi. Mesela, 'Allah'm yaratng: ilk sey akildir" hadisini onlar uydurmustu-" . Genellikle Sam civannda yerlesmis bulunan Nusayriler'!", ickiyi helal kilrmslar, ahiret hayanru inkar etmisler ve ruhlann tenasiihune inanrmslardi, Ote taraftan, ehli beyte karst asm bir sevgi gosrerisinde de bulunmaktaydilar->.

islam dusmanlan, Hz. Peygamber'in dini konumunu cok iyi anlarms olmahlar ki, her firsatta, onun hakinda suphe ve tereddiitler yaratmaya cahsnnslardir, Gogu zaman gercek niyetlerini gizleyen zmdiklar, silahlanm hadislere ve hadiscilere cevirmislerdir,

Bilgisizlik ve ~iiphe

Hadisleri inkara yonelten sebepler olarak siraladigirmz yukandaki hususlann yam sira, hadis ilmi konusundaki bilgisizlik ve bu bilgisizlikten kaynaklanan suphe faktoru, bazi insanlan inkara sevkeden onemll bir unsur olmustur, Ozellikle, hadis ilminden habersiz olan ve yeterli bilgi seviyesine ulasamayan halk tabakalan, supheye diismeye son derece miisaittir. Bu sebepledir ki, bazi sahabiler ve ilim adamlan, bu konuda cesitli uyanlarda bulunmuslardir, ibn Mesud (o.h.32)'un, "lnsanlara akillanrun ermeyecegi bir hadisi

213 Bkz. Ebu ~ehbe, Difa', 6.

214 ibn Teymiyye, Ebu'l-Abbas Takryyuddin Ahmed el-Harrani (ii.h.728), Risale fi'r-Red ala'n- Nusayriyye, Mecmuatu'r-Resail ve'l-Mesail icerisinde, Misir 1341- 1345,98.

215 ibn Teymiyye, Risale fl'r-Red ala'n- Nusayriyye, 95. 216 ibn Teymiyye, Risale fi'r-Red ala'n- Nusayriyye, 94.

66

rivayet etme! Aksi takdirde bazilan fitneye suruklenir?"? sozunde bu kaygi acikca gorulmektedir, Buna karsihk, ibn Abbas (o.h.Sd), bazi hadisler sebebiyle insanlann Allah'i ve Resuli.i'ni.i yalanlayacaklan endisesini tasimaktadir; Nitekim 0 da, "Insanlara bilemeyecekleri seyleri rivayet etmeyiniz! Onlann Allah'i ve Resuli.i'ni.i yalanlamalanm rm istiyorsunuz?'?" demektedir. Yine, Ebu Kilabe (o.h.104) ve Hisam b. Urve (o.h.14S)'nin de bilgisizlik nedeniyle insanlann dogru yoldan crkabileceklerini dile getiren sozlerini, ibn Abdilber nakletmektedir-l".

Gercekten de gerek ferdi inkar gayretlerinde gerekse bazi mezheplerin hadisi reddetmesinde bilgisizlik ve siiphenln izlerini acikca gorrnekteyiz. Sahabi Imran b. Husayn (o.h.S2)'m basmdan gecen bir olay soyledir: Imran bir gi.in mescidde hadis rivayet ederken orada bulunanlardan biri ayaga kalkarak, "ey Eba Nuceyd! Birak su hadisleri, bize Kur'an'dan haber ver" der. Imran'm buna cevabi su olur: "Sen ve arkadaslarm Kur'an'i okuyorsunuz. Bana, namazdan, namazm sartlanndan ve rekatlanndan haber verebilir misin? Yatsi namazimn dart, aksarnm i.i<;, sabahm iki, oglenin dart ve ikindinin dart rekat oldugunu Kur'an'da buluyor musunuz? ... " Imran'm konusmasi bittiginde adam, "bana hayat verdin, Allah da sana hayat versin" seklinde dua etmistir-" .

Bu misalde gorulen soru sahibi sahis, hadisleri reddetmesine ragmen, ibadetlerini si.innete uygun olarak yerine getirmektedir. Yani, amel ettigi seyi inkar ettiginin farkmda bile degildir; Bu, onun bilgisizliginin bir isareti olarak kabul edilebilir.

Kasimi (o.h.1332/m.1914), "avam (hadis soz konusu olunca) hayvanlar gibi bilgisizdir" derken cehaletin bu konuda ne kadar onemli oldugunu vurgulamaktadir, Zira, "halk, hadisin manasmi ve muradiru anlamaz. Sahihini zayifmdan, mukaddemini muahhanndan, mi.icmelini mi.ifesserinden ... ayiramaz'?". Gerci halkin

217 ibn Abdilber, Camiu Beyani'l-Ilm, 1.163. 218 ibn Abdilber, Carniu Beyani'l-Ilm, 1.163. 219 ibn Abdilber, Camiu Beyani'l-llrn, 1.163 yd.

220 Neysaburi, el-Miistedrek ala's-Sahihayn, Ilm, J. 109; Abdurrezzak, Ebu Bekr b.

Hemmam cs-San'ani (ii.h.211), Musannef, Karaci 1390/1970, XI. 255, H.no:20474. 221 Kasrmi, Muhammed Cernaluddin, Kavaidu't-Tahdis, Misir 1380/1961,285.

67

pek cogu "kale Resulullah" diyerek hadis rivayet etmekte, hadise dayanmaktadirlar ancak, hadisi rivayet eden bir rnuhaddis rni yoksa baskasi rm olduguna dikkat etrnernektedirler. Hadis alimlerinin kullandigi 'adil', 'sika' gibi terirnleri bilrnernektedirler. Bu insanlar, kendilerine ulasan hadisle arnel edebilrnektedirler. Ne var ki, bazen arnel ettikleri bu hadis uydurrna olabelrnekte, boylece sahih hadisi terketrne dururnunda kalabilmekredirler+". Hatta, Kitab ve siinneti huccet kabul edenler dahi, sirf bilgisizlikleri sebebiyle sahih hadisleri zayif hadislerle kansnrmakradn.-" .

Islam'm ilk asirlannda, ozellikle kirsal kesirnlerde yasayanlar sehirlerde yasayanlara oranla daha bilgisizdirler. Bu bilgisizlik, bir yandan siipheyi doguran bir faktor olurken, diger yandan hadislerin reddedilrnesinde de etkili olmaktadir, Zeyd h. Suhan (o.h. 36) hadis rivayet ederken yanma bir Arabi (Bedevi) gelir. Bu arada Zeyd'in sol eli Nehavend savasmda kopmustur, Bedevi Zeyd'e, "vallahi, hadislerin beni cok sasirnyor, (Kesik) elin de beni suphelendirrnektedir" der. Bedevi, bu sozleriyle, Zeyd'in elinin lnrsizhktan dolayi kesilmis olabilecegini irna etmektedir. Zeyd ona, "elim seni nicin siiphelendiriyor ki, kesik olan sol elirndir" deyince, Bedevi, ''vallahi, hirsizhkta sag el rni yoksa sol el rni kesilir, bilmiyorurn" diye cevap verir. Bunun iizerine Zeyd b. Savhan, "yuce Allah, 'bedeviler kiifiir ve nifak bakimmdan daha ileridir. Onlar, Allah'm resuliine indirdigi Kur'an'm simrlanru bilrnerneye daha yatkindirlar'224 buyurrnakta ne kadar hakhdir" der225 .

BaZI bid'at rnezheplerin hadise karst tavir ahslannda, bundan once siraladigirmz sebeplerin yam sira, hadis ilrnindeki bilgisizlikleri de dikkat cekmektedir, Nitekirn, ibn Teyrniyye (o.h.728) de bu dururnu soyle tesbit etrnektedir: "Gerci, Cehrniyye ve Mutezile kelarncilan zmdiklarla tarnsmalarda bulunmuslardu. Fakat, bu tarusmalar, Allah'm resulii Hz. Muharnrned'in getirdigi gercekler iyice bilinmeden ve akli kaziyyeler ile hiikmedilmeden yapildigr icin

222 Bkz. Kasimi, Kavaidu't-Tahdis, 285.

223 ibn Teymiyye, Risaletu Mearici'l-Vusul, 4. 224 9-Tevbe-97.

225 Emin, Ahmed, Pecru'l-lslam. 82.

68

cok verimsiz olmustur'<" .Gazali (o.h.SOS) de eserlerinin bir <;0- gunda insanlann bilgisizligine deginrnektedir; Gazali, insanlar arasmda asm giden kelarncilardan soz ederken, onlann yalmz kendi delilleriyle ortaya koyduklan akaid sisteminin dogru olduguna inandiklanru ve aksine inananlan tekfir ettiklerini hanrlatnktan soma, ikinci olarak, bu kelamcilann baskalanru rniitevatir si.inneti bilmemekle sucladiklanru kaydetmektedir-" .

Kelamcilann miirevatir si.inneti bildiklerini iddia etmeleri bizi sasirtmamahdir. Zira, pek cok hadis inkarcisi hadis uydurmaktan cekinrnemis, yine pek cok mi.ilhid, fikirlerinin miidafasi sirasinda gerekirse Kur'an'a ve hadislere basvurmaktan uzak durmarmsnr, Ancak, bu, gercekleri gizleyen bir durumdur. Ashnda, onlann si.innet konusundaki bilgisizlikleri, ortaya koyduklan kelam sisteminin si.innetten iz tasimamasi ya da si.innete cok az yer verilmis olmasi ile rahatca anlasilabilmektedir,

ibn Teymiyye (o.h.728) de Kur'an hakkmda aynhga diisenlerin ne gecmis alimierin nakillerini ne de Kitap ve si.inneti kullandiklanrn, aksine tahrif olunmus bazi si.innetlere yapisnklanru belirtmekte ve onlann bilgisizligini ~u sekilde dile getirmektedir: "Onlar, selefin dayandigi, Kitab ve si.innetin isaret ettigi (dogru) gorii§i.i zikretmezler. Zira, bunu bilmezler'?".

Burada kaydetmek gerekir ki, hadis ilmi son derece genis bir alam icine almaktadir, Hadislerin bir ktsrm distan biribiriyle cellskili gibi gorimebilmektedir, Bir takirm ise gercekten bu celiskiyi aksettirmekte ve aralannda bir nesh olduguna isaret etmektedir. Hadiste nasih ile mensuhu bilmek, dogru degerlendirme yapabilmek icin son derece onernlidir, Bu nedenledir ki Hz. Ali, bir kissaciya hadisteki nasih ve mensuhu bilip bilmedigini sorar. Kissaci 'hayir' cevabim verince, Hz. Ali, "helak oldun ve helak ettin" der229 . ibn Sihab ez-Zi.ihri (o.h.124)'nin "fakihlerin takatini kesen ve on-

226 ibn Teymiyye, islam Hidayeri, 96-7. 227 Gazali, Faysalu't-Tefrika, 20.

228 ibn Teymiyye, Mecmuatu'r-Resail, ciiz:3, 25.

229 Hernedani, Ebu Bekr Muhammed b. Musa b. Osman b. Hazim (o.h.584), Kitabu'lI'tibar fi'n-Nasih ve'l-Mensuh, Hums 1386/1966,6.

69

Ian aciz birakan ~ey, hadisin nasihini mensuhundan ayirmaknr" derken hadis ilmine vakif olmamn onemine isaret etmektedir.

Diger taraftan, hadisler arasmda ya da hadis ile Kur'an arasmda zahiri celiski, bazen alimlerin bile hataya diismelerine ve hadisi reddetmelerine sebep olabilmektedir. Bu nokta i.izerinde duran ibn Teymiyye (o.h.728), Kufeli alimlerin Kur'an'm zahirine dayanarak sahih hadise karst ciknklanru kaydetmektedir. ibn Teymiyye'ye gore, Kufelilerin hatasi, sozun cok cesitli anlamlara gelmesi sebebiyle zahiri olmayam zahiriymis gibi kabul etmeleridir, Bu yuzden Kfifeliler sahid ve yemin hadisini reddetmislerdir+? . Halbuki, bazen bu gibi celiskili hadisler tevil edilmek suretiyle cern edilmistir, Tevilu Muhtelifi'l-Hadis ve Nesh ilimlerini bilmeyenler iki celisen hadis arasmda bir nesih olaymm bulundugunu zannedebilmektedirler. Hemedani (o.h.S84) bu durumu orneklerle aciklamaya cahsmakta ve soyle demektedir: "G6rmi.iyor musun? Hz. Peygamber'in 'sahidlerin en serlisi, <;agmlmadan sahidlik yapandir' hadisiyle, 'sahidlerin en hayirhsi, <;agmlmadan sahidlik yapandir' hadisi arasmda distan bir celiski vardir, Aralanndaki celiski sebebiyle, bu celiskinin zahiri bir durum oldugunu gorerneyecegi icin, fakih olmayan biri, birinci hadisin emsalini bulacak ve ikincinin neshine hi.ikmedecektir. Oysa, neshin sartlanru bilmedigi icin, i~ onun zannettigi gibi degildir; Ancak, iki hadisi cern etme yolu vardir, Birinci hadis, hie gerek yokken, sahitlige cagmlmadigi halde, sahitlik yapana hamlolunur. Bu aciklama, lmran b. Husayn (o.h.S2)'m su rivayetinde acikca goriilmektedir: "Hz. Peygamber buyurmustur ki, 'bu i.immetin en hayirhsi benim gonderildigim su nesildir. Ardmdan, onlardan sonrakiler ... gelir. Sonra, sahidlige cagmlmadrklan halde sahidlik yapmaya kalkan bir topluluk ortaya cikar.' Bu durumda, ikinci hadis ihtiyaca binaen sahidlik yapana hamlolunur. Iste sahidlerin en hayirhsi odur'?" .

Bu rivayetler gostermektedir ki, hadis.ilmini bilmemek, hadislerin reddedilmesinde onernli bir faktordiir, Bu bilgisizlik, bazen

230 ibn Teymiyye, Risaletu Ref'i'l-Melam, 63. 231 Hemedani, Kitabu'l-I'tibar, 9.

70

supheyi de beraberinde getirmektedir. Bilgisizlik ve suphe bir araya geldiginde, hadis inkan, diger sebeplerin de etkisiyle kuvvet kazanmaktadir,

Hadiscilerin Tutumu A. Riiya Yolu ile Rivayet:

Hadisin inkar edilmesinde ve hadiscilere karst menfi tavir takimlmasmda, bizzat hadiscilerden kaynaklanan sebepler de vardir,

Bunlardan biri, bazi hadiscilerin riiya yolu ile Hz. Peygamber'den rivayeti caiz gormeleridir, V. asnn biiyiik hadiscilerinden Hatib Bagdadi (o.h.463), eserlerinde bu gibi rivayetlere yer vermis ve riiyayi ilmin yollanndan biri olarak benimsernistir, Serefu Ashabi'l-Hadis adli eserinde ac;ng1 bir konu ba~hg1 hayli ilginctir: "Salihlerin Uykulannda Ashabi Hadisi Nimet ve Ikram lcinde Gormeleri"232. Bagdadi, burada, salih riiyalann niibiivvetten bir ciiz olusuna dair Hz. Peygamber'den gelen haberleri nakletmektedir. Biz burada, onemli bir kaci iizerinde duracagiz.

"Bir adam, Yezid b. Harun (o.h.206)'u olumunden sonra, uykusunda gordii ve ona Allah sana nasil davrandi?' diye sordu. Yezid, 'beni Cennet'ine aldi' diye cevap verdi. Adam, 'Kur'an sebebi ile mi?' diye sorunca Yezid, 'hayn; hadis sebebi He' cevabim verdi"233.

Bagdadi (o.h.463) bu rivayeti, hadisi ve hadiscilerin kadrini yiiceltmek icin eserine alrmsnr, Ancak, gayesi ne kadar olumlu olursa olsun, bu gibi rivayetlerin ilmi bir dayanak gibi kullamlmaSl ister istemez, hadiscilerin tenkid edilmesine sebep olmustur,

Bagdad! (o.h.463)'nin ayru yerde verdigi bir baska rivayet daha ilginctir, Bu rivayete gore, "Havsere b. Muhammed el-Bari (o.h.2S6) soyle der: 'Yezid b. Harun (o.h.206)'u oliimiinden kirk gece sonra ~kuda gordiim, Ona, ~llah sana ne yapn' diye sordum. 'Iyi amellerimi kabul etti, gunahlanrm bagisladi ve hayirla karsiladi' diye

232 Bagdadi, Hatib, Serefu Ashabi'l-Hadis, 106. 233 Bagdadi, Serefu Ashabi'l-Hadis, 107.

71

cevap verdi. 'Baska ne yapn' diye sordum. 'Bundan daha buyuk ikram rm olur? Giinahimi affetti, Cennet'ine aldi' dedi. 'Buna nasil nail old un' diye sordum. 'Zikir meclislerinde oturmam, daima dogruyu soylernem, hadiste sidk uzere olmam, kiyamda uzun sure kalmam ve fakirlige sabretmem sebebiyle' diye cevap verdi. 'Miinker ve Nekir hak mi?' dedim. Dedi ki, Allah'a yemin olsun ki, Miinker ve Nekir beni oturttular. Rabbin kim? Dinin ne? Nebin kim? diye sordular. Ak sakahmdaki topraklan silkeledim. Onlara, 'boyle bir soru benim gibi bir adama nasil sorulur? Ben Yezid b. Harun'um. Dunyada kaldigim altrms sene zarfmda insanlara (bunlan) ben ogrettim' dedim. (Soma soyle devam etti:) 'Sanki dugun guniindeymissin gibi uyu. Bugiinden soma sana korku yoktur'. Meleklerden biri, 'Hariz b. Osman (o.h.163),dan (hadis) yazdm mi?' diye sordu. 'Evet' dedim, '0, hadiste sikadir'. Bunun iizerine (Melek): 'Sikadir; ancak, Ali'ye bugzederdi. Allah da ona bugzetti' dedi"234.

Bu rivayetin ozellikle son kisrm enteresandir. Hariz b. Osman ismindeki ravinin cerh ve tadil yonimden durumu, Miinker ve Nekir vasitasi ile tesbit edilmektedir. Bu gibi rivayetlerin dogru kabul edilmesi son derece zordur. Bu gibi rivayetlerin hadisciler tarafmdan nakledilmesi, hadislere karst siiphe ile bakan kesimlerin suphesini artnrrms ve hadisciler hakkmda da olumsuz diisiinulmesine sebep olmustur,

B. Muammerfm:

Hadis nakillerindeki garip olaylardan biri de kendilerine muammenln adim veren bir takim kimselerin, dogrudan Hz. Peygamber'den veya sahabeden rivayetlerde bulunmalandir, Bu kimseler, peygamber zamamnda veya sahabe doneminde hayatta olduklanm ileri siiren ve cogunlukla Peygamber'den birkac asir soma yasarms olan insanlardir, "Hz. Peygamber vefat ettikten soma uzun yillar; hatta birkac asir soma, kendilerinin sahabi olduklanm iddia eden bir hayli sarlatan cikrmsnr, Bu gibi kimseler, muamrner-

234 Bagdadi, ~erefu Ashabi'l-Hadis, 108.

72

lik (uzun omiirliiluk) iddiasi ile, Hz. Peygamber'den sozde duyduklan bir kisim apokrif hadisleri nakletmekten cekinmemislerdir. Bu gibilerin nakilleri, sozde Hz. Peygamber'in agzmdan duyulmus oldugu icin bir hayli saf kimseler tarafmdan kabul edilmistir, Bu nevi kimseler tarafmdan tasni' edilen hadislerin miktan coktur'?".

Bunlardan Cafer b. Nastfir er-Rumi, Hz. Peygamber'in vefanndan asirlarca soma, sahabi oldugunu ileri siirmtistiir, Hicri 350 yillannda, Farab civannda Tiirkler arasmda su rivayette bulundugu nakledilmektedir: "Iebiik savasmda Hz. Peygamber'in yanmdaydim. Kirbaci elinden dtistii. Anmdan indim, kirbaci ahp ona verdim. ~lah, omrtinii cok uzatsin' diye dua etti. 0 duadan beri, 350 yildir yasryorum'?" .

Muammertmdan oldugunu iler1 siirenlerden biri de Serbatak admdaki Hindli bir meliktir. Kendisine yasi soruldugunda 725 yasmda oldugunu soylernistir, Hz. Peygamber'in onu Huzeyfe (o.h.Sfi), Usame (o.h.54) ve Suheyb (o.h.38)'i lslam'a davet etmek icin gonderdigini anlatrmsnr, Serbatak, Hz. Peygamber'i iki de fa Mekke'de, bir de fa da Medine'de gordiigiinii ve onun cok giizel bir sureti oldugunu da rivayet etmistir+" .

Hadis tenkidcileri, muammerun denilen bu kimseleri yalancihkla itham etmisler ve bunlann rivayetlerinin kabul edilmemesi esasim getirmislerdir-" ,

c. Taassub:

Hadisin ve hadiscilerin islam kiiltiirii icerisindeki onemli rolii ve degeri inkar edilemez bir gercek ise de hadiscilerin, cesitli sebeplerden dolayi gerek hadisi savunmalanndaki gerekse kelamcilarla miicadelelerindeki tutuculuk ve taassuplan da dikkatlerden uzak degildir; Gercekte, bu cesit bir kanhk veya miisamaha eksik-

235 Okic, Tayyib, BaZI Hadis Meseleleri Uzerine Tedkikler, Ist, 1959,70-1. 236 ibn Hacer, el-lsabe, I. 551.

237 ibn Hacer, el-Isabe, !II. 280; Zehebi, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman (6.h.748), Tecridu Esmai's-Sahabe, Beyrut trs.i I. 310.

238 Okic, Tayyib, BaZI Hadis Meseleleri, 71.

73

ligi sadece hadiscilere has degildir, Kelamcilar da karsitlan icin aym kanhgi gostermekten cekinmemislerdir, ilk asirlann oldugu kadar sonraki donemlerin de bir ozelligi olarak devam edegelen taassub, her grup ve firka icin gecerlidir, Bunun orneklerinden birini, ozellikle hadiscilerin, ikinci hicri asnn biiyiik miictehidi olan Ebu Hanife (o.h.l Suj'ye yonelttikleri tenkidlerde gormek miimkiindiir. Dogrusunu soylemek gerekirse biz, su ana kadar inceledigimiz birinci elden hadis kaynaklannda Ebu Hanife'ye catmayan, onu tenkid etmeyen bir kayda rastlayamadik, Bu tenkidler, zaman zaman asm boyutlara varan ve ilmilik vasfim tasimayan tenkidlerdir. Bunlardan birinde ibn Kuteybe (o.h.276), Ebu Hanife'yi soyle tenkid etmektedir: "Masnk ehlinden (dogudan) bir adam, bir sene evvel Mekke'de kendisine verdigibir yazi ile Ebu Hanife'ye geldi. Sormus oldugu seyi ona (tekrar) arzetti. Ebu Hanife de vermis oldugu bu hiikiimden tamamen dondii. Bunun iizerine adam basma toprak serperek soyle dedi: 'Ey insanlar! Gecen sene bu adarna geldim. Bana su yazdigi sekilde fetva verdi. Ben de bu fetvaya dayanarak pek cok kan akrtnm, pek cok kimseyi (bu fervaya dayanarak) evlendirdim. Bu sene de kalkrms dediginden doniiyor ... "239 • ibn Kuteybe (o.h.276), Ebu Hanife (o.h.lS0) ile ilgili bu rivayeti eserine ahrken onun, insanlann kamm dokmeye neden olacak ve namuslann heder olmasma yol acacak bir fetvayi vermeyecegini dusunmernistir, Muhtemeldir ki, kendisinden onceki hadiscilerin Ebu Hanife hakkmdaki asm goriislerinin etkisinde kalrmsnr'"? .

Meshur bir hadisci olan Ismail b. Ebi'l-Fadl el-Kumusi, "asm taassublan ve insaflannm azhgl sebebiyle hoslanmadigim ii<; hadis hMIZl vardir: El-Hakim Ebu Abdillah en-Neysaburi (o.hAOS), Ebu Nuaym el-Isbehani (o.hA30), Ebu Bekr el-Hatib (el-Bagdadi, o.hA63)"241 derken, hadiscilerin taassubuna isaret etmektedir. Bu ii<; hadisci aym zamanda rical tenkidcisidir, Kumusi, onlan taas-

239 ibn Kuteybe, Tevilu Muhtelifi'l-Hadis, 71. (2. Baski)

240 ibn Abdilber (o.h.463) de hadiscilerin Ebu Hanife'yi tenkid etmekte asm gittikleri kanaatindedir. Bkz. ibn Abdilber, Ciimiu Beyani'l-Ilrn, II. 181.

241 Yakut el-Hamevi, Ebu Abdillah (o.h.626), Mu'cernu'l-Udeba, London 1923,1. 251-2.

74

subla suclarken, herhalde, rical tenkidindeki tutumlanm kasdetmektedir.

Bu taassub, bazen, islam dusmanlannm ve bid' at gruplann ortaya atnklan fikirleri curiitme sadedinde de a<;lga okmaktadir, Mesela, Rafizilerin Hz. Ali'yi oven ve onun faziletine dair hadisler uydurduklan zaman, siinnet taraftarlan da Hz. Ebu Bekr'in faziletlerine dair hadisler uydurmayi ihmal etmemislerdir, Ibnu'l-Cevzi (o.h.728), bu durumu soyle dile getirmektedir: "Sunnete yapisnklanm ileri siiren nasipsiz bir .grup, taassuba diiserek, Hz. Ebu Bekr'in faziletlerine dair hadisler uydurmuslardir">" .

ore yandan, hadisciler, kelam ilmini ve kelamcilan zemmeden eserler yazarak ya da yazdiklan eserlerde bu konulara dair miistakil bablar acarak taassublanm surdurmuslerdir, Hadisciler, kelamcilara karst boyle davranmakta haksiz saytlmazlar, Ancak, haddi asmalan, taassubun isareti olsa gerektir. Nitekim 'bid'atci', 'sapik', 'kafir', 'zmdik' gibi sivri ve keskin ifadeler, hadiscilerin karsitIan icin kullandiklan sifatlann bir kisrmdir, Bu tip suclarnalar; karsrrlanrun onlara bakismi olumsuz yonde etkilemis olmahdir,

D. <;eli§kili, Zayif ve Uydurma Hadisler:

Kelarncilar; hadiscileri, celiskili ve uydurma haberleri rivayet etmekle suclarmslardir, Bu suclarnalar, hadiscilerin konu ile ilgili miistakil eserler yazmalanna sebep olmustur, Bunlardan biri, yukanda adi gecen, ibn Kuteybe (o.h.276)'ye aid olan Tevilu Muhtelifi'l-Hadis isimli eserdir. ibn Kuteybe, bu eserinin girisinde, kelamcilann hadiscilere yonelttigi tenkidleri toplarmsnr, Bu konuyu oradan takip edeIim.

" ... Sen, kelarncilann hadiscileri hor gorup onlara hakaret ettiklerine, kitaplannda hadiscileri kotiilernek icin pek cok soz sarf ettiklerine, onlan uydurma ve miitenakiz rivayetlerde bulunmakla, dolayisiyla ihtilafm vukuuna, ftrkalann cogalmasma, (musliimanlar arasmdaki) baglarm kopmasma, musliimanlann birbirine

242 Ibnu'l-Cevzi, Kitabu'l-Mevzuat, J. 303; Aynca bkz. Ebu Gudde, Abdulfettah, Mevzu Hadisler, 57 yd.

7S

diisman olup, birbirini kufurle itham etmelerine sebep olmak ve her firkanm kendi mezhebi icin bir takrm hadislere baglanabilmelerine imkan vermekle sucladiklanna dair bildigin seyleri bana haber vermek icin yaziyorsun'?? .

" ... Bunlara ilaveten, ahkama dair rivayetlerin coklugu sebebiyIe fakihler farkh fetvalar verdiler. Pek cok fikih meselelerinde Hicaz ekolu ile Irak ekolii aynldi ve her biri hadiscilerin rivayetlerinden bir esasa dayandilar,

Ustelik (hadisciler) tesbih ifade eden hadisleri rivayet etmekle Allah'a iftira ettiler"244 .

"(Hadisciler) biitiin bu ahrnakca rivayetleriyle islam diismanlanm Islarn'm iizerine kiskirtrrus ve zmdiklan guldiirtmiislerdir; Islam'a girmeye meyli olanlan sogutmus, siiphede olanlann siiphelerini arturrmslardir">".

" ... Bununla beraber, bunlar (hadisciler), rivayet ettikleri seyler hakkmda insanlann en cahili ve talep ettikleri seylerden en az nasibi olan kimselerdir'?".

ibn Kuteybe (o.h.276), kelamcilann hadiscilere yonelttigi suelaman bu sekilde ozetlemektedir, Onun adi gecen eseri de, kelamcilann bu suclarnalanna cevap vermek iizere kaleme almrmsnr,

Kelamcilann hadiscilere yonelttikleri bu gibi suclamalann bir ~ogu dogru degildir, Bunlar, tamamen taassub ve diismanca duygulardan kaynaklanmaktadir, Ancak, hadiscilerin bazi noktalarda yarulgiya diiserek celiskili, zayif veya uydurma hadisleri eserlerine alnus olmalan, karsitlannm eline onernli bir koz verdigi gibi, tarafSlZ halk kitlelerini de supheye suriiklemekten kurtulamarmsnr.

E. AIda ve Tecriibeye ZIt Hadisler

Hadiscilerin tenkid edildigi noktalardan biri de, akla ve tecriibeye ZIt hadisleri eserlerinde nakletmis olmalandir, Hadisleri tenkid ederken akla da onem vermis olmalanna ragmen, akla ZIt ha-

243 ibn Kuteybe, Tevil, 59. (istanbul, 1989. 2.BaskI) 244 ibn Kuteybe, Tevil, 66. (istanbul, 1989. 2.BaskI) 245 ibn Kuteybe, Tevil, 68. (istanbul, 1989. 2.BaskI) 246 ibn Kuteybe, Tevil, 71. (istanbul, 1989. 2.BaskI)

76

berleri naIdetmeleri, hadisciler aleyhine bir puan olmustur, En sahih hadis eserlerinden biri olan Sahihi Buhari bile bu tip hadisleri ihtiva etmektedir. Ebu Zer (o.h.S'l) tariki ile gelen bir hadiste, Hz. Peygamber, gunesin batngi esnada Ebu Zer'e 'giinesin nereye gittigini biliyor musun?" diye sorar. Sonra soyle devam eder: "Gimes gider ve Ars'm alnnda Allah'a secde eder. Sonra (geri donmek icin) izin ister ve ona izin verilir ... "247.

Halbuki, bugiin biliyoruz ki, gunes batnktan sonra hicbir yere gitmemekte; sadece bir kiire seklinde olan dunyarmzm diger yiiziinii aydmlatmaktadir, Astronomi ilminin verileri l~lgmda bakildigmda bu hadis, gercege ZIt gibi goriinmektedir, Ozelllkle akh her seyin -vahyin bile- onunde kabul eden bir dtisiinceye gore, boyle bir hadisin kabul edilmesi imkansizdir, Astronomi verileri l~lgmda hareket edenler, hadisin tevili konusunda herhangi bir gayret sarfetmediIderi hal de, bu gibi hadisleri reddetmekte ve bu nedenle hadiscileri tenkid etmektedirler. Aym karsilasnrmayi yapan Ayni (o.h.8SS) de neticede hadisin giivenilir oldugunu soylemekte ancak, hadisi tevil etme yolunu tutmamaktadrr-" ,

Burada kayda deger bir baska misal, meshur sinek hadisidir. Bu hadise gore Hz. Peygamber soyle buyurmaktadir: "Sizden birinin yemegine sinek diiserse, sinegin tamammi 0 kaba banrsm ve sonra sinegi cikanp atsm. ~iiphesiz ki onun bir kanadmda sifa digerinde ise hastahk vardir">'? . Gecmiste oldugu gibj250, bugiin de bu tip hadislerin sihhatini.israrla savunan Him adamlan vardir-" . Ashnda . bu gibi hadislerin dogrulugunu ispatlamaya cahsmarun bir anlami yoktur. Zira, anlarm dogru olsa bile, insanlara tiksindirici gelen boyle bir rivayetin insanlarda olumsuz duygular yaratacagi aciknr,

247 Buhari, Bed'u'l-Halk, Iv. 75.

248 Bkz. Ayni, Bedruddin el-Hanefi el-Ayni, Umdetu'l-Kaari Ii ~erhi Sahihl'l-Buhari,

lsr, 1308, VII, 223. .

249 Buhari, Bed'u'l-Halk, IV. 100; Tlb, VII. 33; ibn Mace, Tlb, II, 1159; Ebu Davud, Et'ime, IV. 182; Danmi, Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman b. Fadl b. Behram (o.h.255), es-Siinen, Daru Ihyat's-Stinnetl'n-Nebevlyye trs. Et'ime, II. 99; Ahmed b. Hanbel, II. 246.

250 Bkz. ibn Kuteybe, Tevil, 353-58.

251 Bkz. Denizkuslan, Mahmud, Kur'aru Kerim ve Hadlslerde TIP, [st. 1982, 29 Yd.

77

Tabiidir ki bu gibi rivayetler, hem hadisciler hem de hadisler icin olumsuz bir puan olmustur, Bir yandan tecriibeye, diger yandan aIda ters dusen bu rivayetleri, bir noktada hadislerin krymetini de d~iirmii~tiir.

78

HADis iNKARCILARI

Hadis Inkanrnn Baslangici

Hadis inkanrun ne zaman basladigi hususunda elimizde kesin bir bilgi yoktur. Bununla be raber, Hz. Peygamber'den nakledilen bazi rivayetler, onun hadis ve simnete karst olumsuz bir tavir takimlacagi ihtimalini goz oniinde bulundurdugunu gostermekredir, Hadis kaynaklannm bir cogunda yer alan bir hadisinde Hz. Peygamber soyle demektedir:

"Hicbirinizi, koltuguna yaslanrms otururken, benim bir emrim ya da yasagirn kendisine ulasnginda, 'bilemiyorum, biz sadece AIlah'm Kitabi'nda buldugumuza uyanz' derken isitmeyeyim'<'" .

Bu hadisin zahiri anlarmndan hareketIe, Hz. Peygamber doneminde hadis ve siinnete menfi yaklasan bazi kimselerin bulundugu dusiinulebilirse de, Hz. Peygamber doneminde hadis ve siinnetin reddedildigine dair elimizde hicbir ip ucu yoktur. Hatta, rnevcut bilgilerimiz bunun tam tersini gostermektedir,

Bu hadisin sebebi vi.irudu goz onune almdigmda, Hz. Peygamber'in kuskusunun ileriye yonelik oldugu anlasilmaktadir-v . Hadisin, sebebi vi.irudu acismdan tahlili, konuya acikhk getirmesi bakmundan onemlidir, Hz. Peygamber, bu sozlerini Hayber'in fethinden biraz once soylemistir, Hayber ve cevresindeki Yahudiler, mi.isli.imanlann Hayber'i fethettikIeri takdirde bircok ganimetleri

252 Tirmizi, Ilm, V. 37-8; ibn Mike, Mukaddime, I. 6; Ahmed b. Hanbel, VI. 8; Ebu Davud, v. 12; §afii, Ris"ille, 403-4; ibn Hibban, Muhammed el-Busti (o.h. 354),es· Sahih (el-Ihsan bi Tertibi Sahihi ibn Hibban, Alauddin Ali b. Baleban, o.h.739), Beyrut 1407/1987, l. 108; Neysabfrri, Miistedrek, I. 108-9; Bagdfldi, Kiffiye, 39, 42; ibn Abdilber, Cami, II. 232 vd; Beyhaki, Delail, I. 24-5 ve VI. 549; Heysemi, Nuruddin Ali b. Ebi Bekr (o.h. 807), Mecrnau'z-Zevaid ve Menbeu'l-Fevaid, Beyrut 1967, I. 155.

253 Hadisin sebebi viirudu icin bkz. Bagdad], Kifaye, 39 Yd.

79

paylasacaklan gibi, 0 gun icin cok degerli bir mal olan merkeplere el konulup yenebilecegini yayarak miislumanlara karst bir taraftar kitlesi olusturmaya cahsiyorlardi, Bunu haber alan Hz. Peygamber, ehli esek etinin yenmesini yasaklayan hadisini irad etmisti, Ardmdan da yukandaki sozlerini soylemistir, Bu hadiste gecen 'koltuga yaslanma' tasviri, fetih ve zafer ardindan gelecek olan dogal gevsemeye isaret etmektedir. Ganimetler arasinda kendini kaybedebilecek olan askerlerin bir takim asmhklara kacabilecegi ihtimali her zaman mevcuttur. Zafer sarhoslugu ve ganimet bollugu karsismda hareketlerini kontrol edemeyecek olan askerler, Yahudilerin cok deger verdigi bir takim mallan heder ettikleri takdirde, Yahudiler propagandalannda hakh cikacaklardir. Iste, Hz. Peygamber ilk anda, savastan sonra ortaya cikabilecek tabloya isaret etmektedir. 'Hz. Peygamber'in emir veya yasagmm ulasmast' ifadesi ile kasdedilen sudur: Savasm zorluklanm asarak zafere ulasrms ve ganimetler arasmda kalrms olan askerlerin, Hz. Peygamber'in Kur'an'dan bagimsiz olarak verdigi ganimetler konusunda dikkatli davrarulmasi emri ve ehli esek etinin yenmemesi yasagi bir an icin de olsa c;ignenebilecektir. Bu emre karst cikma tavn da, Kur'am Kerim'e bakip boyle bir emri gorememekten kaynaklanabilecektir. Nitekim, hadisin son kismmda gecen, 'biz Kur'an'da buldugumuza uyanz' sozleri, bu ihtimali gozler online sermektedir. Burada, Hz. Peygamber, bir devlet baskaru, bir ordu komutarn oldugu kadar, bir dinin kurucusu olarak da gorevini yapmaktadir, Bu aciklamalar goz oniinde bulundurulursa, Hz. Peygamber'in hadislerin reddedilmesi baglammda yapngi uyan, yakm gelecekte ortaya cikmasi muhtemel bir durumla ilgilidir. Fakat, bu, ihtimali bir durum olup, Hayber'in fethinden sonra boyle bir olaya rastlanmarmsnr, Belki de Hz. Peygamber'in erken uyansi etkili olmustur denilebilir. Bu misalde de acikca goriildugti gibi, hadislerin inkar edilmesi sahabe arasmda miimkim olmarmsnr, Zaten, hadisleri inkar gibi bir hareketin Hz.Peygamber donerninde ortaya crkngina dair herhangi bir ip ucuna rastlayarmyoruz.

Hz. Peygamber'in vefatmdan sonraki tarihi gelismeler incelendigi zaman, Ebu Bekr (o.h.Ld) ve Orner (o.h.23) zamanlannda ge-

80

nel istikrann ve dine baglihgm had safhadaolmasi acismdan bu gibi bir tesebbiisim izlerine rastlamak miimkiin degildir, Hz. Peygamber'in vefanndan sonra ortaya cikan ridde olaylanm bun un disinda tutmak gerekmektedir. Ciinkii, ridde olaylan, hadislerin inkan degil, bir dinin toptan reddedilmesi olayidir,

Bununla beraber, hadislere karst olumsuz tavir sergilenmesine dair tesbit edilebilen ilk ve en eski olay, Abdullah b. Mesud (o.h.Sz) ile Benu Esed'ten bir kadm arasmdaki su konusmadir:

"Benu Esed'ten birkadm, Abdullah b. Mesud (o.h.32)'un yaruna gelerek ona soyle dedi: 'Duyduguma gore, dogme yapan ve yapnrana lanet ediyormussun. Ben, iki kapagm arasmdakileri (Kur'an'i) okudum. Ancak, senin soyledigin gibi bir sey bulamadim'. Bunun i.izerine Abdullah, kadma 'evine git tekrar bak' dedi. Kadm gidip baku ve bir sey goremedi. 0 zaman, Abdullah b. Mesud kadina; 'Resul size neyi verirse onu aIm. Neyi yasaklarsa ondan da kacinm'254 ayetini okudu. Kadm; 'evet, hakhsm' diyerek geri dondi.i"255 .

Bu rivayetten baska, Abdullah b. Mesud (o.h.32)'un "yakmda, sizi Kur'an'a cagiran, ancak onu arkalanna atan bir takim insanlar gelecek. Size diisen, ilme sanlmak, bidatlardan kacmmaknr ... "256 uyansi da yukandaki rivayeti guclendirrnektedir.

Bu iki rivayet, hadis ve si.innete karst olumsuz yaklasirrun ilk ve en eski belirtileri olarak karsirmza crkmaktadir. Simdilik, hadis inkanrun baslangic tarihini belirlememize yardim edecek baska bir rivayete sahip degiliz.

Bu rivayetlerden ilkinde, Benu Esedli kadimn hadise karst tavnrun yorum farkhhgmdan kaynaklandigi goriilmektedir. Kadmm bu olumsuz tavn, herhalde, rivayetlerin tiimiine karst degil, sadece 'dogme yapan ve yapnrana lanet edilmesi' ile ilgili rivayetedir,

254 59-Ha~r-7.

:t55 ibn Abdilber, Cdrniu Beyani'l-Ilm, II. 230; Muslim, Libas, III. 1678, Had. No: 120;Bagdadi, Kifaye, 44. Hz. Peygamber'in dog me yapan ve yapnran ile ilgili bu ifadeleri icin aynca bkz. Buhari, Tefsir Sure 59, VI. 58, Bab: 14 (Abdullah b. Mesud'dan); Libas, VII. 61-2, Bab: 82 (Abdullah b. Mesud'dan); Talak, VI. 188, Bab: 59 (Ebu Cuhayfe'den); Libas, VII. 64, Bab: 85 (Abdullah b. Orner, Esma, ibn Mesud'dan); Libas, VII. 64, Bdb: 87 (Ebu Hureyre'den)

256 ibn Abdilber, Carniu Bayani'l-Ilrn, II. 237.

81

Muhtemelen bu kadm, dogme yaparak gecimini saglayan veya en azmdan dogme yapnrrms birisi olabilir. Bu sebepten, kadmm tepkisi soz konusu rivayete olmaktadn; Fakat, kadmm tavnnda ilgi cekici bir taraf daha vardu; Kadm, dogme yapana lanet edildigi seklindeki rivayet kendisine ulasmca, Kur'an'i gozden gecirmis, bu lanetleme ile ilgili acik bir ayet gorememistir, Burada, kadmm 'rivayetleri Kur'an ile temellendirme' diyebilecegimiz bir tavnna sahid olmaktayiz. Yani, aym tehdidi Kur'an'da acikca bulsaydi tereddutsiiz kabul edecekti. Fakat, Kur'an'da boyle bir konunun acikca zikredilmemis olmasi, kadmm soz konusu rivayete tereddiitle bakmasma yol acrmsnr Abdullah b. Mesud (o.h.32)'un cevabmdan, onun, kadmm metodundaki yanhsligi sezdigini ve ona gore bir cevap verdigini anlarnaktayiz. Yani, Abdullah b. Mesud, hadis ve simnetin aslmm mutlaka Kur'an'da bulunabilecegine, ancak, dogru bir metod takip edilmesinin gerekli olduguna da isaret etmis olmaktadrr,

Abdullah b. Mesud, hicri 32 yilmda vefat ettigine gore, hadis inkannm bu tarihten hemen once basladiguu kabul edebiliriz. Dikkat edilirse, bu tarih, Hz. Osman (o.h.35)'m oldiirulmesinden oncedir. Yani, ilk fitne olaymm ortaya cikmasmdan onceye tesadiif etmektedir.

Biz, fikri dejenerasyon ile siyasi ve toplumsal cozulme arasmda bir paralellik gozlemlemistik, Ayru gozlerni hadislerin reddedilmesi hareketinde de yapmarmz miirnkiin olmaktadir, Ancak, bu cozulme, ilk fitnelerden sonra degil, onlardan hemen oncedir, Klasik ve yeni arasnrmalarda, tiim bu olaylarm ilk fitnelerden kaynaklandigi ileri siirulmekte ise de hakikatte, fitne olaylannm ortaya crkabilmesi icin gerekli olan ortamm saglanmasi bu gibi gelismelere baghdlr257 •

257 Burada, gecmisten guniirniize kadar savunulagelen bir iddianm tersini ileri siirme diirumundayrz. Islam'daki her tiir fikri ve dini dejenerasyonun iniisebbibi olarak ilk fitneler -Hz. Osrnan'm katli, Cemel ve Siffin savaslan- giisterilmektedir. Halbuki, bu olaylar birer sebep degil sonuctur, Hadislcrin inkar edilmesi bu olaylara baglanir, Hadis uydurmacihgimn bu olaylardan soma ortaya <;lkngl ileri siirulen mezhepler tarafmdan baslanldigi siiylenir. Oysa, yukanda goriildugii gibi, ilk hadis inkan olaylan Hz. Osman'm katlinden once baslanusur, Hadis uydurrnacihgmm da bu acidan ele almarak yeniden degerlendirtlmesi gerekecektir.

82

Fakat, hadis inkannm sebeplerini incelerken uzun uzun ele aldigmuz gibi, ilk fitne olaylannm yaratngi siyasi, sosyal ve din! bir bunalim atmosferi mevcuttur. Bu bunahm ve bularnklik, hadis inkanm korukleyen en onemli faktorlerden birisi olmustur, Nitekim, ileriki kisimlarda da goriilecegi gibi , ferdi ya da grup inkannda bu ortamm etkisi oldukca bariz bir sekilde hissedilmektedir.

Abdullah b. Mesud misalinde oldugu gibi, Ubade b. Samit (o.h.S 4)'in "Resulullah iki dirhemin bir dirhem karsiligr degistirilmesini yasaklarmsnr" hadisini rivayet etmesi uzerine, orada bulunanlardan birinin "pesin olursa bunda bir sakmca gormuyorum" diyerek hadise karst fikir aciklamasi, aym yillara tesaduf etmektedir=" .

Bu iki sahabinin basmdan gecenler, hadis ve siinnet inkanrun, Hz. Osman'm hicri 35'de olduriilmesinden once baslarms oldugunu gostermektedir. ilk fitnelerin degi~tirdigi ve bir anlamda dini yapiyi da bozdugu bunahmli yillarda, bu inkar faaliyetinin hizlandigi goriilmektedir. Nitekim, elimizdeki bir baska misal, sahabi lmran b. Husayn (6.h.52) ile ilgilidir. Imran b. Husayn, birgiin mescidde hadis rivayet ederken, orada bulunanlardan biri ileri anlarak, "ey Eba Nuceyd! Birak ~u hadisleri, bize Kur'an'dan haber ver" der. Irnran'in buna cevabi sert 01ur259.

Imran b. Husayn misali oncekilerden daha farkhdn, Onceki misallerde gorulen siiphe ya da metodik farkhhk, bu kez yerini inatci bir hadis aleyhtarhgma brrakrmsnr, Buradaki sahis, 'birak su hadisleri, Kur'an'dan haber ver' derken, bir yandan hadisi kiicumsemekte, diger yandan Kur'an adma hareket ettigi izlenimini vermektedir. Tabii, bu sahsm tavnmn ardmda, sahabi kavramma karst duyulan bir saygisizhgm izlerini de sezebilmek miimkiin 01- maktadrr,

Nimler, " ... benden size bir hadis rivayet edilirse, onu Allah'm Kitabi'na arzediniz. Kur'an'a uygun olan bendendir, ters diisen

258 Danmi, Siinen, I. 118. .

259 Bkz. Neysaburi, Miistedrek, Ilm, I. 109; Bagdadi, Kifaye, 48; Suyi\ti, Miftah, 20, 35-6; Beyhaki, Delail, I. 25; ibn Ebi ASlm, Siinne, II. 386; Abdurrezzak, Musannef, XI. 255; Hemedani, l'tibar, 26; ~atIbi, Ebu Ishak Ibrahim b. Musa (o.h.790), eIMuvafakat fi Usuli's-Seria, Beyrut trs., II. 19.

83

benden degildir"260 hadisinin zmdiklar ya da Hariciler tarafmdan uydurularak Sevban (o.h.54)'dan nakledildigini belirtmektedirler. Sevban, hieri 54 yilmda vefat ettigine gore, bu hadisdaha sonraki bir tarihte uydurulmus demektir. Zira, Sevban hayattayken onun adma hadis uydurup Hz. Peygamber'e atfetmek imkansizdir, 0 halde, hieri birinci asnn ilk yansmda baslayan hadis ve siinneti reddetme hareketleri, birinci asnn ikinci yansmdan itibaren, hadis aleyhine hadis uydurmak suretiyle devam etmistir,

Ebu Hureyre (o.h.59)'nin bir hadis rivayet ettiginde alaya ahnmas1261 ile Muaviye b. Ebi Sufyan (o.h.ouj'm "bir insan icin en biiytik sapikhk, manasiru anlarnadigi halde Kur'an okumasi, onu cocuk, kole, kadm ve cariyelere ogretmeye kalkmasidir, 0 kimse iJe ehli ilm (hadisciler) miicadele eder"262 diyerek etrafmdakileri uyarmasi, birinci asnn ikinci yansma dair tesbit edilebilen hadis karsm hareketlerdir.

Bu misalleri c;ogaltmak miimkiindur, Ancak, hadis ve siinneti reddetme hareketinin baslangic tarihini tesbit edebilmek icin bu misallerin yeterli oldugu kanaatindeyiz. Burada kisaca zikrettigimiz misaller ile birlikte konu ile ilgili diger misalleri, Ferdi Inkar Gayretleri'ni ele ahrken etrafhca inceleyecegiz,

Ancak, 'Ferdi Inkar Gayretleri'ne gecmeden once bir hususun daha aydinlanlmasmda fayda vardir, Bazi c;agda~ arasnrmacilar; hadis inkarcilannm daha cok Irak ve cevresinden cikngiru ileri siirmektedirler. Mesela, Mustafa el-A'zami, bu konudaki gonislerini, "hadis inkarcilan biiyiik ihtimalle, kendine has bir sekilde Irak'tan c;lkml~nr"263 diyerek ifade etmektedir. Yine c;agda~ arasnrmacilardan Muhammed Tahir Hekim, "Siinnetin Etrafmdaki ~iipheler" adi ile Tiirkce'ye cevrilen eserinde aym gorii~ii zikretmektedir264 . Ne var ki, hadisleri inkar ettigini tesbit ettigimiz bazi kisiler

260 Bu hadis ile ilgili gents bilgi icin bkz. Ahmed Hamdi Akseki, Riyazu's-Salihin (Mu-

kaddimesi), DiB Yay. Ank. 1976, XXI. yd. 261 Bkz. Danmi, Siinen, I. 116.

262 ibn Abdilber, Carniu Beyani'l-Ilm, II. 237. 263 Azami, Dirasat, 22.

264 Hekim, Muhammed Tahir, Siinnetin Etrafmdaki $iipheler, 30.

84

Irak dismdandir, Bu durum, hadis inkarcilannm sadece Irak cevresinden cikmadigim gostermektedir. Fakat, Irak cephesinin tarih boyunea re'yciler olarak arulmasi ve hadis ekolii ile re'y ekolii arasmda siirekli bir mucadelenin var olmasi, arasnrmacilan bu kanaata sevketmis olabilir. Bilinmelidir ki, hadisleri reddeden ilk bid'at mezheplerin mensuplan sadeee Irak'ta yasamiyorlardi. Bunlar, ge~i~ islam cografyasma dagilrms durumdaydilar,

Burada, hanrlanlmasi gerekli olan ikinci onernli nokta, hadisleri reddedenlerin, ozellikle ilk hieri asirlar icerisinde, kemmiyet bakimmdan az oldugudur, Kitabirmzm sonunda da tekid edecegimiz gibi, genis halk kitleleri hadise son derece bagh yasamaktaydi.

- 85

FERDI iNKAR GAYRETLERi

Hadisleri inkar ettiklerini tesbit ettigimiz bir takim kisilerin tavirlan kisisel seviyede kalrmsnr, Bunlann bir cogunun isimleri kaynaklarda gecmemektedir, Bu yiizden kimlikleri hakkmda bilgi sahibi olarnarnaktayiz. Hadisleri inkarlan ferdi diizeyde kaldigi icin, 'ferdi inkarcilar' olarak diisuniilmiistiiz Ancak, materyallerin verdigi bilgiler olcusunde, onlan da basit bir simflamaya tabi tutarak ele almamn yararh olacagi kanaatindeyiz. Bu simflamayi yaparken esas olarak inkara yonelten temel etkeni goz oniinde tutmaya cahsacagrz,

A. Bilgisizlik ve ~iiphe Sebebiyle Hadisi Inkar Edenler:

Bu konudaki en eski misallerden biri, sahabi Imran b. Husayn (o.h.Szj'm kimligi belirsiz bir kisi ile hadis iizerine tarusmasidrr, Bu rivayete gore Imran b. Husayn, birgiin, mescidde hadis rivayet ederken=" orada bulunanlardan biri ileri anlarak, "ey EM Nuceyd! Birak su hadisleri, bize Kur'an'dan haber ver"266 der. Imran'in buna cevabi su olur: "Sen ve arkadaslann Kur'an'i okuyorsunuz. Bana, namazdan, namazm sartlanndan ve rekatlanndan haber verebilir misin? Yatsi namazimn dort, aksarmn ii<;, sabahm iki, oglenin iki ve ikindi namazmm dort rekat oldugunu (Kur'an'da) buluyor musun? ... "267.

265 Bazr rivayetlerde sefaatle ilgiJi hadis rivayet ederken, bazi rivayetlerde de hadis miizakere edilirken denilmektedir. Bkz. Beyhaki, Delail, I. 25; Suyuti, Miftah, 35- 6.

266 Bazi rivayeticrde, "ey EM Nuceyd! Bize bir takirn hadisler rivayet ediyorsunuz. Biz bu hadislerin ashm Kur'an'da bularmyoruz" seklindedir, Bkz. Beyhaki, Delail, I. 25; ibn Ebi Aslm, Kitabu's-Stinne, II. 386.

267 Neysaburi, Mustedrek, Ilrn, I. 109; Bagdadi, Kifaye, 48; Suyfrti, Miftah, 20, 35-6; Beyhaki, Delail, I. 25; ibn Ebi Aslm, Siinne, II. 386; Abdurrezzak, Musannef, XI. 255; Hemedant, i'tiMr, 26; ,}iltlbi, Muvafakat, II. 19.

86

Ahmed Emin'in naklettigi baska bir olay, hadisleri inkar eden bazi kimselerdeki bilgisizlige ornek teskil etmektedir. Buna gore,

{

Zeyd b. Suhan (o.h. 36) hadis rivayet ederken bir bedevi yanma

gelerek, "vallahi, rivayet ettigin hadis beni cok sasirtn, Su (kesik) elin de beni suphelendiriyor" der. Bedevi, bununla Zeyd'in elinin hirsizhk sebebiyle kesilmis olabilecegini ima ettirmektedir. Zeyd, bedeviye, "elimden dolayi nicin suphe ediyorsun? Kesik olan sol elimdir" deyince, bedevi, "vallahi, (hirsizhkta) sag el mi yoksa sol el mi kesilir, bilemiyorum" diye cevap vermistir-'" . Hirsizhkta hangi elin kesilecegini bilmeyen bu bedevinin, kesik elini bir nevi cerh sebebi gibi kabul ederek Zeyd'in rivayetini reddetmeye cahsmasi onun bilgisizliginin acik bir gostergesidir,

Ahmed b. Ali el-Ebbar, Ehvaz'da bir adamm "hadisciler degersiz adamlardir" demesi iizerine, " ... ashabi hadisi diline dolayacagma senin icin en hayirh olam yap. Asil sen bes para etmezsin ... " diyerek <;lkl~ml~tlr269 .

Bu rivayetler, bazi kimselerin hadisleri bilgisizlik sebebiyle reddettiklerini gostermektedir. Bu bilgisizlik 0 dereceye varrmsnr ki, misallerde goriildiigii gibi, bu kisiler amel etmekte olduklan ash reddettiklerinin dahi farkmda degillerdir, Ozellikle birinci ve son misallerde, inkarcilann, hadisleri reddettikleri hal de, dini ibadetlerini hadis ve siinnetin bildirdigi olciiler icerisinde yerine getirdikleri anlasilmaktadir. Ancak, bu kisilerin reddettikleri hadislerin hangi hadisler oldugu bilinmemektedir. Hadislerin ttimiinti mii reddetmektedirler yoksa, 0 anda soz konusu olan hadisleri mi reddetmektedirler, bu belli degildir,

Her ikisi de ihtimal dahilinde olmakla beraber, Imran misalinden hareketle, reddedilenin tiirn hadisler oldugu ileri siiriilebilir. Zira, bu rivayetin bazi varyantlannda, Imran'm sefaat He ilgili hadis rivayet etmekte oldugu soyleniyorsa da, Imran'm cevabmdan genel olarak hadislerin reddedildigi anlasilmaktadir, Ciinkii, Imran, burada, hadis ve siinnetin otoritesini tesbit edecek tarzda bir ceyap vermektedir.

268 Emin, Ahmed, Fecru'l-lslam, 82.

269 Bagdadi, Hatib, el-Kifaye fi Ilmi'r-Rivaye, 34.

87

B. Kur'an'da Ash Bulunmayan Hadislerin lnkan:

Sahabe donemine aid bazi rivayetler, Kur'an'da ash bulunmayan bir takim hadislerin reddedildigini gostermektedir. imam ~afii (0.h.204), kendisinden onceki alimlerin simneti bu acidan lie; kisma ayirdiklanna dikkat cekmektedir. Buna gore, siinnetin ilk iki kisrmnda 'Kur'an'da bir ash bulunan' siinnetler yer almaktadir, Ue;lincii kisim sunneti ise, 'Kur'an'da ash bulunmayan' siinnetler olusturmaktadir, ~Mii'ye gore, iiciinci; kisrmda yer alan siinnetler uzerinde ihtilaf vardir, Bir kisim alimlere gore, Hz. Peygamber'in bu kisimda yer alan sunnetleri de baglayicidn; Buna karsihk, bazi alimlere gore, siinnetin tamarm Kur'an'dan bir asla dayanmaktadrr-?" .

. Buna ragmen, bazi kimselerin Kur'an'da aslnu bulamadiklan hadisleri reddettiklerini gormekteyiz.

Ubeydullah b. Ziyad (0.h.67), bir gun Zeyd b. Erkam (o.h. 66)'1 yanma e;aglrarak "Resulullah'tan rivayet ettiginiz ve Kur'an'da goremedigimiz bu hadisler de neyin nesi? Resulullahm havzi oldugunu rivayet ediyormussun" der. Zeyd, bu soruya kisaca, "biz sadece Resulullah'tan rivayet ettik" cevabim vermistir-?! .

~imdi de bir baska sahabinin basmdan gecen bir olaya bakahm.

"Benu Esed'ten bir kadm, Abdullah b. Mesud (0.h.32)'un yaruna gelerek ona soyle dedi: 'Duyduguma gore, dogme yapan ve yapnrana lanet ediyormussun. Ben, iki kapagm arasmdakileri (Kur'an'i) okudum. Ancak, senin soyledigin gibi bir sey bulamadim', Bunun iizerine Abdullah, . kadma 'evine git tekrar bak' dedi. Kadm gidip baku ve bir sey goremedi. 0 zaman, Abdullah b. Mesud kadma 'Resul size neyi verirse onu alm, Neyi yasaklarsa ondan da kacinm'272 ayetini okudu. Kadm, 'evet, hakhsm' diyerek geri dondli''273 .

Dovme yapmarun veya yapnrmanm haram olduguna dair acrk bir ayet yoktur. Bununla beraber, Abdullah b. Mesud'un rivayet ettigi hadise dayamlarak bu fiil kotii bulunmus ve haram krlmrmsnr,

270 Bkz. $afii, Risale, 91-3.

271 ibn Ebi Aslm, Kitabu's-Sunne, II. 322 yd. 272 S9-Ha~r-7.

273 ibn Abdilber, Gamiu Beyani'l-llm, II. 230; Bagdiidi, I<ffiIye, 44. Aynca bkz. 255 numarah dip not.

----------------------. 88

Hadislerin dislanarak sadece Kur'an He yetinilmesi, bazen istenilmeyen neticeler verebilmektedir. Nitekim Eyub es-Sahtiyani (o.h.131), "birine sunneti rivayet ettigin zaman, 'birak bunu, bize Kur'an'dan haber ver' diyorsa bil ki saprtnusnr"?".

Umeyye b. Abdillah b. Halid, Abdullah b. Orner (o.h.73)'e "sefer namazmi Kur'an'da bulamadiguu" soyleyince, ibn Orner, "ey kardesimin oglu! Allah bize Muhammed'i (sas) gonderdi. Biz hiebir sey bilmezdik. Muhammed'i (sas) ne yaparken gordiiysek, biz de yapnk'?" seklinde cevap vermistir,

Abdurrahman b. Yezid (o.h.lS3), elbisesi ile ihrama giren birini ikaz edince, adamm "ban a, elbisemi cikartmam gerektigine dair Kur'an'dan bir ayet getir" cevabi He karsilasnusnr+" .

. Bir cok hadisd tarafmdan, re'y ile hukmertigi gerekcesi He tenkidlere maruz kalan Ebu Hanife (o.h.lS0)'nin, hadisleri reddederek sadece Kur'an He yetinmeye cahsan bir Kufeliye, "eger siinnet olmasaydi hicbirimiz Kur'an'i anlamazdik?"? demesi, onun zamanmda da hadisleri reddetme faaliyetinin bulundugunu gostermektedir.

C. Hadisin Kur'an'a Denk Tutulmasi Korkusu:

Hadisleri reddedenlerden bir kismma gore, hadis ile mesgul olunursa, Kur'an'a denk bir baska otoritenin ortaya cikmasi tehlikesi dogacaknr, Zira, onlara gore Kur'an tek ve essiz bir kaynaknr, Delil olma yoniinden Kur'an'dan daha iistunii yoktur. Hal bu iken, hadisleri delil almak, Kur'an'm bu essizligini ve tek kaynak olma vasfi.m zedelemektedir. lsre bu diisimce, onlan hadisleri dislamaya sevketmistir,

Bilindigi gibi, Kur'an okumak ve Kur'an miizakerelerinde bulunmak, 0 devrin miisltimanlan arasmda oldukca yaygmdi. Bu-

274 Meyanci, Ebu Hafs'Omer b. Abdilmecid b. Orner (ii.h.580), Ma La Yeseu'I-Muhad! dise Cehluhu, Bagdad 1387/1967, 8; Neysaburi, Ma'rifetu Ulfimi'l-Hadls, 65; SUyUti, Miftahu'l-Cenne, 21.

275 Suyfiti, Miftahu'l-Cerme, 26; Accac, Siinne, 87.

276 Suyfiti, Hasais, III. 24 (Tahkik edenin notu): HuH, Muhammed Abdulaziz, Miftahu's-Sunne ve Tarihu Funfmi'l-Hadis, Beyrut 1400/1980, 11.

277 Kasrmi, Kavaidu't-Tahdis, 298.

89.----------------------

nun yam sira, hadis miizakere mec1islerinin kuruldugu ve buralarda hadislerin rivayet edilerek tarnsildigi bilinmektedir. Bazi kimseler, Kur'an'i okumak ve -kendilerinee- Kur'an'm geri plana anlmasmi engellemek icin hadis rivayetine karst cikrruslardrr.

Siileyman et-Teymi (o.h.143) Ebu Mic1ez (o.h.Iul j'in yanmda iken, Ebu Mic1ez hadis rivayet etmeye baslar, Orada bulunanlardan biri, "(hadis rivayet edeceginize) bir sure okusamz ya" deyinee, Ebu Mic1ez adama su cevabi vermistir: "Hadis rivayetiyle mesgul oldugumuz su durum, Kur'an'dan birsure okumaktan daha degersiz degildir"278. Burada, Ebu Mic1ez ile tarnsan sahsm Kur'an'l korumak ve hadis rivayetiyle degerinin kiiciimsenmesinin engellenmesi icin hadis rivayetine nasil karst <;lktIgl goriilmektedir;

Tabiundan Mutamfb. Abdillah (o.h.95) da, muhternelen hadis rivayet ederken, "bize Kur'an'dan baska bir seyden bahsetme" ikaZl ile karsilasrmsnr, Bu ikazm altmda da hadisin Kur'an'a denk tutulmasi korkusu yatmaktadrr, Nitekim, bu korkuyu sezen Mutamf, 'Allah'a yemin ederim ki, biz Kur'an'a (her hangi bir seyi) denk tutma niyetinde degiliz. Aneak, Kur'an'i bizden daha iyi bilen birine (Peygamber'e) yoneliyoruz'<" aciklamasiru yapmak zorunda kalrmsnr,

Hadisin Kur'an'a denk tutulmak istenmeyisi, tamamen dini bir kaygmm netieesi midir, yoksa bir takim ard niyetli yaklasimlann boyle bir mesru bahanenin arkasma gizlenmesinden mi kaynaklanmaktadir? Bu sorunun cevabiru, elimizdeki materyaller l~lgmda verebilmek miimkun degildir, Ne var ki, gunumiizde oldugu gibi, lslamm ilk asirlanndan itibaren bir takim insanlar Kur'an'i yiiceltmek gibi bir maksat ile hadisleri bir kenara birakabilmislerdir,

D. Hadisi Kii~iimseme:

Hadisin kiiciimsenmesi ile Kur'an'a denk tutulmasi korkusu biribirinden ayndir . .Bu tip insanlann hadislere hie itibar etmedikleri hatta hadisi kiiciimsedikleri gorulmektedir, Bu insanlar, bazen

278 Bagdad], ~erefu Ashabi'l-Hadis, 83.

279 ibn AbdiIber, Carniu Beyani'l-Ilm, II. 234; Suyfiti, Miftiihu'I-Cenne, 21; Bagdiidi, Kifiiye, 12 CYaymlayamn onsozti).

90

tavirlan He bazen de acikca hadisi kuctimsediklerini ifade ennislerdir. Danmi (o.h.2S5)'nin Sunen'inde naklettigi bazi olaylar bu konuda bize ip ucu verecek mahiyettedir. Hatta, bu konu oylesine onemlidir ki, Danmi, bunu bir bab ba~hgl haline getirmistir, Onun, "kendisine Nebi'den (sas) bir hadis ulasngmda, 0 hadise tazim etmeyen ve saygih olmayan kimsenin karsihgimn amnda verilmesi" adim verdigi bu boliimde olaylar, bazen bir sahabinin bazen de bir baskasnun hadis rivayeti esnasmda vuku bulmaktadir,

Bu rivayetlerden biri soyledir: "Ebu Hureyre (o.h.59), 'bir adam. iki parcah elbisesi icinde cahm satarak yiirurken, Allah onu yerin dibine banrdi' hadisini rivayet edince, orada bulunan bir gene, 'ey Eba Hureyre! Allah'm topraga banrdigi kisi soyle mi yuriiyordu' diyerek onu alaya alml~tlr"280

Abdullah b. Mugaffel (o.h.59) arkadaslanndan birinin namaz kilarken parmaklanmn ucuyla tas amgim goriince, "namaz kilarken tas atma. Zira, Resulullah namaz kilarken tas atmaktan men etmisti, bunu kerih gorurdii" uyansmda bulunur. Ancak, 0 sahsm tas atmaya devam ettigini goriince, "sana Resulullah tas atmayi yasakladi demedim mi? Hala tas atiyorsun. Allah'a yemin olsun ki seninle ebediyyen konusmayacagim" demistir-" .

Yukanda verilen her iki misalde de hadisin ne derece kiiciimsendigi gorulmektedir, Bazilan icin hadis hicbir anlam ifade etmemekte, hatta Hz. Peygamber'in sozleri herhangi bir insamn sozleriyle bir tutulmaktadir, Hadis rivayet eden ibn Sirin (o.h.l l.Oj'e bir adamm, "fulan kisiler soyle diyor" demesi iizerine, ibn Sirin'in "ben sana Resulullah'tan rivayet ediyorum, sen ise fulan dedi ki diyorsun'v" karsihgim vermesi bunun ifadesidir.

Yine Danmi (o.h.255)'nin rivayetleri arasmda yer alan bir baska olay da soyledir: 'Abdullah b. Orner (o.h.73), 'birinizin harnmi mescide gitmek icin izin isterse engellemeyin' hadisini nakledince bir adam, 'vallahi, hamrmmi mescide gitmekten yine de men ede-

280 Danmi, Siinen, l. 116. 281 Danmi, Siinen, l. 117.

282 Kasimi, Kavaidu't-Tahdis, 295.

91

rim' diye crkrsrmsnr, ibn Omer'in isranna ragmen adam yine de

fikrinden donmemistir'F" . .

Ubade b. Sarnit (o.h.34), "Resulullah iki dirhemin bir dirhem karsihgi degistirilmesini yasaklarmsnr" hadisini rivayet edince, orada bulunanlardan biri, "pesin olursabunda bir sakmca gormiiyorum" seklinde karsihk vererek hadisi nasil kucumsedigini gostermi~tir284 .

Said b. Miiseyyeb (o.h.93), hac veya umre esnasmda, ezan okunduktan soma mescidden cikmak iizere olan birini uyararak, Hz. Peygamber'in "ezan okunduktan soma mescidden (namaz kIImadan) ancak bir miinatik cikar, Bir ihtiyactan dolayi veya geri donmek iizere cikan miistesnadir" hadisini nakleder. ibn Miiseyyeb, bu hadise ragmen mescidden 9kim sahsm adiru bir daha anmamrsnr=" .

Yukanda ifade ettigimiz gibi, bazi kimseler icin Hz. Peygamber'in sozleri siradan bir insamn sozlerinden farksizdir ve bu nedenle onlar icin hicbir anl am tasimamaktadir, Alimlere gore, Hz. Peygamber'in sozii karsismda insanlann goriislerinin bir kiymeti yoktur. Su misal bunu acikca dile getirmektedir:

Ebu Hanife ibn Semmak, Ebu Sureyh el-Ka'bi'nin bir hadisini nakleden ibn Ebi Zi'b (o.h.lS9)'e "ey Eba'l-Haris, sen de mi boyle dusiiniiyorsun?" diye sorar, Ebu'l-Haris onun gogsiine vurur ve "ben Resulullah'tan rivayet ediyorum , sen, 'sen de mi boyle diisiiniiyorsun?' diye bana fikrimi soruyorsun. Evet, ben de aym kanaatteyim. Bu, bana ve bu hadisi isiten herkese farzdir ... " der286.

E.BaZl Sufilerin Hadis Inkan:

Sufiler, islam toplumu icerisinde kendine has ozellikleri olan bir cemaat teskil etmektedir. Bu bakimdan, sufilerin hadis karsismdaki tavnnm 'grup hareketleri' icerisinde ele almmasmm daha uygun olacagi diistiniilebilir; Ancak, burada hadis karsm olarak ele alaca-

283 Danmi, Siinen, I. 117-8. 284 Danmi, Siinen, I. 118. 285 Danmi, Siinen, I. 118-9.

286 Kasimi, Kavaidu't-Tahdis, 300.

92

glrnlz sufiler, sufi cemaann ternsilcisi olrnaktan cok rniinferit hareket eden kirnselerdir. 0 bakimdan, bazi sfifilerin hadis karsm tavirIan 'ferdi cikislar' olarak degerlendirilmistir.

Bugun, sufi denilince, ilk akla gelen Hz. Peygarnber'in siinnetidir. Sufilerin siinnete baghhklan, siinneti yasadiklan genel kabul gorrnii~ bir husustur.

Ancak, elirnizdeki bilgiler l~lgmda degerlendirdigimizde, ozellikle ilk sufiler icerisinde, hadis ve siinnete bagh olrnayanlann, hatta onlan reddedenlerin bulundugunu gormekteyiz.

"Hallak'tan sema eden, Abdurrezzak (0.h.211)'tan sema'i ne yapsm"287 diyen bir sufi icin hadisin hicbir kiymeti yoktur-".

Sufiler icin Allah'i zikretrnek ve ibadete yonelmek son derece onemli olmustur, Oyle ki, onlara gore, kisiyi zikirden ahkoyanher sey, bu hadis bile olsa, zararhdir, Nitekirn, Sube ibnu'l-Haccac (0.h.160), "su hadisler sizi Allah'i zikretrnekten ahkoyuyor. Arnk vazgecmeyecek misiniz'F" derken, hadislerin insanlan Allah'i zikretrnekten ahkoyan bir sey oldugunu da dile getirrnektedir.

BaZI kisilerde Kur'an'm geri plana itilrnesi endisesinin bulundugunu, bu nedenle hadisleri reddettiklerini belirtmistik. BaZI sufiler de aym endiseyi hissetmis olacaklardir ki, hadisleri Kur'an oniinde bir engel gibi gormuslerdir, Ebu Halid el-Ahrner bunlardan biridir. Onun, "insanlann Kur'an'i terkedip okurnayacaklan bir zaman gelir. 0 zaman insanlar hadis ve re'y pesine dii~erler"290 sozii, icindeki korkunun ve hadis karsithgmm bir ifadesidir. Aym dururnu, bir sufi olan Fudayl b. Iyaz (0.h.1B7)'da da gormekteyiz, Fudayl b. Iyaz, bir hadisciye soyle dernektedir: 'Allah'm Kitabi'm zayi ettiniz. Allah'm Kitabi'ru arzulasaydmiz, aradignuz sifayi onda bulurdunuz'P?' . Fudayl, bir baska sozunde, "kisinin bildigiyle arnel

287 ibn Kayyim, Muhammed b. Ebi Bekr el-Cevziyye (ii.h.751), Medaricu's-Salikin,

trs., II. 468. •

288 Sfifilerin bu gibi ifadeleri bazen 'satahat' olarak aciklanmaktadu; Bkz. Aydmh, Abdullah, Dogu~ Devrinde Tasavvuf ve Hadis, ist. 1986, 123.

289 Bagdadi, Hatib, Serefu Ashabi'l-Hadls, 114; ibn Abdilber, Camiu Beyani'l-Ilrn, II. 159.

290 ibn Abdilber, Carniu Beyanl'l-Ilm, II. 156. 291 ibn Abdilber, Carniu Beyanl'l-llm, II. 157.

93

etmesinin, hadis dinlemekten daha kiyrnetli oldugunu'?" ifade etmektedir.

Baslangicta da belirttigimiz gibi, burada ornek olarak aldigirruz bazi sufiler, tasavvuf meslegine sul uk etmis kimseler olmakla beraber, tiim sfifilerin gonislerini dile getirmemektedirler. Kanaanrmzca, bunlarm hadis karsm tavirlan, ferdi hareketler olarak kalrmsnr,

292 ~arani, Abdulvehhab.Tabakaru'l-Kubra, Misir trs., I. 55; Isfehani, Ebu Nuaym Ahmed b. Abdillah (i:i.h.430), Hrlyetu'l-Evliya ve Tabakatu'l-Esfiya, Beyrut 1400/1980, VIII. 86-7.

94

BAZI MEZHEPLEIUN HADis KAR~ISINDAKi TUTUMU VE HADisi iNKAR ETMELEIU

Islarn'm ilk asirlan icerisindeki bazi mezheplerin hadis karstsmdaki tavirlanrn ve hadisi inkar etmelerini ele almadan once, burada uygulayacagirmz metod hakkmda kisaca bilgi vermek istiyoruz.

Bu mezhepler, hadisi inkar ettiklerini acikca ifade etmemislerdir. Hatta, bazen Allah'm Kitabi ve Peygamber'in siinnetini bayraklasnrarak yola ciknklan da gorulmektedir-?". Ne var ki, konu detayh bir sekilde incelendiginde, durumun hie; de boyle olmadigi goriilmektedir,

Bu mezheplerin hadisi inkar ettiklerini tesbit edebilmek icin fikhi, kelami vb. konulardaki goriislerini sahih siinnet ile karsilasnrmak bize, biiyiik olcude meseleyi ortaya koyma imkam verecektir. Bu bakimdan, bid'at olarak nitelendirilen mezhepleri tek tek ele alacak ve onlann cesitli konulardaki goriislerini sahih siinnet ile karsilasnracagiz.

HARiCiLER VE HADiS

Bilindigi gibi, Islam'da ilk ortaya cikan mezheplerden biri Haricilerdir, Gogunlugunu bedevilerin olusturdugu Hariciler; ilk defa Hz. Ali (o.h.40) ve Muaviyero.h.eo) arasmda patlak veren Siffin savasmdan sonra (h.37) ortaya cikrmslardir, islam toplumundan koparak, cok gecmeden, kendilerine has fikhi, kelami ve siyasi goriislerini olusturmuslardir,

293 Thomson, William, Kharijitism and The Kharijites, 1933,381.

95

ilk Hariciler (Havarici Ula) ile firkalasmalanndan soma olusan Haricilik arasmda onemli farkhhklar vardrr, Buna ragmen, ilk hareketlerinden itibaren siinnete cephe alrmslardir, ilk Haricilerin ortaya cikarken sloganlasnrdiklan ''Allah' tan baska hiikiim verecek yoktur" sozii bunu belgelernektedir-?' . Bu nedenle, M. ~erafeddin Yaltkaya'nm, Haricilerin icma ettikleri hususlardan birini ''yalmz Kur'an ile amel edilmesi" seklinde tesbit etmesi=" son derece isabetli olmustur,

Hariciler, "yalmz Kur'aru Kerim'i nazan itibara alarak siinneti ihmal ediyorlardi. Zira, bunlar, Yahudiler ve Hiristiyanlar gibi peygamberlerin zalim olmalanm caiz goniyor ve bir peygamberin bi'setinden evvel veya soma kafir olmasim tecviz ediyorlardi-" . Bun-

. dan dolayi, Kur'an'm miicmel olan ayetlerini tefsir eden hadislerden rna ada, Kur'an'da mevcud olmayan bir hiikmii muhtevi hadisleri ihmal ederlerdi'<?".

Zehebi (o.h.748) Tezkiretu'l-Huffaz adh eserinde Ebu Bekr (o.h, 13)'in tesebbiitiinii ele ahrken, Hariciler hakkmda "0, Haricilerin dedigi gibi 'bize Allah'm Kitabi yeter' dememisnr'?" derken, Haricilerin hadisleri nasil inkar ettiklerini de dile getirmis olmaktadir,

Genis miisluman kitlenin hadis ve siinnete bagh kalmasmm yam sira Hariciler, siinnetten yiiz cevirmisler ve siinnet ile amel etmekten kacmrmslardir'?' .

ilk Hariciler ile Hz. Ali (o.h.40) arasmda gecen konusma, Haricilerin siinnet hakkmdaki diisiinceleri ile ilgili bir taknn ip uclan vermektedir. Hz. Ali once onlardan Habbab b. Eret (o.h. 37)'in katilini istemis, "onu hepimiz birlikte oldiirdtik" diyerek katili gizlernislerdir. Hz. Ali, kendisinden nicin nefret ettiklerini sormustur, Haricilerin verdikleri cevaba gore, Cemel savasmda (h. 36) Hz. Ayse

294 Bkz. Cubukcu, Ibrahim Agah-<;:agatay, Neset, islam Mezhepleri Tarihi, Ank, 1965, 15; ibn Sa'd, Tabakat, III. 32.

295 Yaltkaya, 'M. Serafeddin, Islam'da ilk Fikri Hareketler ve Dini Mezhepler, Darulfunfm ilahiyat Fakiiltesi Mecmflast, Subat ist. 1930, 12.

296 Ezrakilerin bu konudaki gorusleri icin bkz, Sehristani, Milel, I. 211; izmirli, Ismail .

Hakki (6.m.1946), Muhassalu'l-Kelam, ist. 1336,82.

297 Yaltkaya, M. Serafeddin, Islam'da ilk Fikri Hareketler, 12. 298 Zehebi, Tezkiretu'l-Huffaz, I. 3.

299 Kaadi iyaz, Ilma', 7.

96

tarafi yenilince, mallannm ganimet olarak paylasilmasma izin verildigi halde, kadmlann cariye olarak almmasmm yasaklanmasi bu nefretin birinci sebebidir. Hz. Ali onlara verdigi cevapta, kadm ile cocuklann kendileriyle savasmadigim ve hicbirinin tekfir edilemeyecegini aciklarmsnr, Bu durum bile Haricilerin ne kadar kati oldugunu gosrermektedir, Haricilerin ikinci suclamalan, Hz. Muaviye (o.h. 60) ile aralannda tarnsma konusu olan 'emiru'l-mii'minin' Slfannm Hz. Ali tarafmdan silinmis olmasidir, Bu konuda da Hz. Ali, Hz. Peygamber'in Hudeybiye anlasmasi sirasmda (h.6) .kendi adinm onunden 'Resulullah' kelimesini silerek Muhammed b. Abdullah yazilmasim kabul edisini delil olarak getirmistir, Baska bir deyisle, Hz. Ali, yapng; davramslann siinnete uygun oldugunu gostermek istemistir Ne var ki, siinnetten habersiz olmalan ve onu hafife almalan sebebiyle Hariciler, Hz. Ali'ye yeni sorular yoneltmeye deyam etmislerdir, Bu kez de "eger hilafete layik isem beni halife yapm, eger layik olmadigmu diisimiirseniz layik olam halife yapm" diye nicin hakemlere soyledin, seklinde itirazlarda bulunmuslardir, Hz. Ali, buna da Hz. Peygamber'in sunnetinden delil getirmis ve onun Hiristiyanlar ile Ianetlesmesinin aym sekilde oldugunu aciklarmsnr, Siinnetten getirilen bu delil ile de tatmin olmayan Hariciler, bu defa da "hakkm olan konuda nicin hakem tayin ettin" diye sorrnuslardir, Hz. Ali'nin bu soruya verdigi cevap, yine siinnetten olmustur, Benu Kurayza Yahudileri ile ilgili hiikiirn vermek gerektiginde Hz. Peygamber'in Muaz b. Cebel (o.h.IS)'i hakem tayin ettigini hanrlannca, Haricilerden bir kismi Hz. Ali'yi hakh bularak onun saflarma kanlnuslardir=" .

Konuya baslarken, bu gibi firkalann, Allah'm Kitabi ve Resul'im siinneti gibi kavramlan parola edinerek yola ciknklanm belirtmistik. Ancak, Hariciler hakkmda buraya kadar verdigimiz bilgilerin tersine, onlann hadise baghhklanrn hanrlatacak mahiyette ve 'ehli siyam ve salat' vasfim haiz olduklanm gosteren bir takim rivayetler de soz konusudur. Ozellikle Nehrevan'da toplanan ilk Hariciler cok namaz kilan ve oruc tutan bir cemaat olarak tanmrruslardu-'?' .

300 Hz. Ali ile Hariciler arasmdaki bu konusrna icin bkz. Bagdadi, Ebu Mansur, el-Fark Beyne'l-Firak, 58-60.

301 Sehristanl, Milel, I. 199.

97

"Havaric tarihini miitalaa eden kimseler bunlann pek cok ibadet etmekle temayiiz ettiklerini gorurler, Bunlar, bila istisna ya-: lancihktan ve acik giinahlar irtikab edenlerden teberri ederler. k lerinde hirsizhk ve saire gibi kotulukler yoktur"302 . Diger taraftan, Haricilerin ilk halifesi Abdullah b. Vehb er-Rasibi (o.h.38)'nin Basrahlara yazdigi mektupta, konumuz acismdan bazi onemli aciklamalar bulunmaktadir, Er-Rasibi bu mektubunda soyle dernektedir: "Kitabiyla en cok amel edilen ve hak ve hakikan en cok iltizam eden ve nzasim celpte en cok ictiyad eyleyen kulun, katmda en sevimli kul oldugu Allah'a hamd ederiz. Dindaslanrmz, emri ilahide ricali tahkim ettiler ve Allah'm kitabmda inzal buyurmus oldugu vechin ve siinneti nebeviyyenin gayriyle hiikmettiler ve bundan dolayi kafir olup dogru yoldan sapnlar, Biz de onlan tamamiyle biraknk'P?". Hz. Ali (o.hAO) de Hariciler ile konusmasi icin Abdullah b. Abbas (o.h.68)'1 gonderirken ona, "Kur'an'dan delil getirmesini, ancak, hadislere dayanarak onlan ikna etmeye cahsmamasiru'T" tavsiye etmektedir. Yanlanna gittiginde onlann ikrami ile karsilasan ibn Abbas, aym zamanda cok namaz kilmalanndan dolayi ahnlarmda yaralar acilrms oldugunu ve iizerlerinde temiz elbiseler bulundugunu gormustur?".

Goriildiigii gibi, bir taraftan Haricilerin siinneti reddettikleri, diger taraftan siinnete baghhklan gibi birbirine ZIt rivayerler soz konusudur. Ancak, Haricilerin hadisleri reddettikleri seklindeki kanaat, aralannda bir aymma gidilmemesinden kaynaklanmaktadn, Baska bir deyisle, Haricilerin icerisinde hem siinnete bagh olanlar, hem de reddedenler bulunmaktadir. Hariciler hakkmda hiikiim vermeyi zorlasnran sebeplerden biri de siinnete bagh olduklanm bir takim vesilelerle ifade etmis olmalandm Fakat, bu durum bizi yarultmamahdm Zira, Islam'da ortaya cikan her hizip ve firka, kendisinin Kur'an ve siinnete bagh oldugunu ileri siirmii~tiir306 .

302 Yaltkaya, Serafeddin, lslarn'da ilk Fikri Hareketler, 15. 303 <;ubukc;u-<;agray, islam Mezhepleri Tarihi, 21.

304 Suyfiti, Miftahu'l-Cenne, 35.

305 <;ubukc;u-<;agatay, islam Mezhepleri Tarihi, 18. 306 Accac, Siinne, 188.

You might also like