Professional Documents
Culture Documents
Yigit Kazan Cog Lu 2008
Yigit Kazan Cog Lu 2008
EGE ÜNøVERSøTESø
SOSYAL BøLøMLER ENSTøTÜSÜ
øùLETME ANABøLøM DALI
DOKTORA TEZø
Yi÷it KAZANÇOöLU
øZMøR-2008
i
ii
øÇøNDEKøLER
GøRøù 1
1.1 LOJøSTøK 3
1.1.1 LOJøSTøK YÖNETøMø 3
1.1.2 LOJøSTøK YÖNETøMøNøN øÇERøöø VE SAöLADIöI
FAYDALAR 6
1.1.3 LOJøSTøK YÖNETøMøNøN øùLETME øÇøNDEKø ÖNEMø 9
1.1.4 SAYILARLA LOJøSTøK YÖNETøMø 9
1.1.5 PLANLAMA VE LOJøSTøK YÖNETøMø 11
iii
2.1.1 SATINALMANIN TANIMI 39
2.1.2 SATINALMANIN ÖNEMø 39
2.1.3 SATINALMADAKø AMAÇ 40
2.1.4 SATINALMA STRATEJøSø 42
2.1.5 SATINALMA DEVRESø 44
2.1.6 UYGULAMADA SATINALMA
KARARLARININ VERøLMESø 45
iv
2.10.3 AZALAN ENVANTER VE SøPARøù DÖNGÜ HIZI 72
2.10.4 TEDARøK PORTFÖYÜ 73
2.10.5 MÜùTERø VE TEDARøKÇø øù ALIùKANLIKLARI 73
2.10.6 TEDARøKÇø PERFORMANSININ øYøLEùTøRøLMESø 73
v
3.2.1 HøYERARùøK YAPININ OLUùTURULMASI 103
3.2.2 øKøLø KARùILAùTIRMA VE ÜSTÜNLÜKLERøN
BELøRLENMESø 104
3.2.3 ÖNCELøKLERøN SENTEZø 108
3.2.4 GRUP KARARI ALINMASI 109
vi
5.2 UYGULAMANIN YÖNTEMø 162
5.2.1 UYGUMADA øZLENEN YAKLAùIM 162
5.2.2 UYGULAMANIN MODELø 163
SONUÇ 192
KAYNAKÇA 198
EK1 219
ÖZGEÇMøù 226
ÖZET 230
ABSTRACT 231
vii
GøRøù
1
sonrasında da yöneylem araútırması teknikleri yardımıyla tedarikçi seçimi ve
de÷erlendirilmesi firmadan toplanacak veriler dahilinde gerçekleútirilmiútir.
Üçüncü bölümde, analitik hiyerarúik süreçe, dördüncü bölümde, veri zarflama analizine
de÷inilecektir.
Beúinci bölümde ise, alan araútırması yapılacak, sonuç ve önerilere yer verilecektir.
• DEA analizi sonucunda firmalara tedarikçileri ile olan iliúkilerini daha iyi bir
yere taúımak için hangi noktalara önem vermeleri gerekti÷i belirlenmiútir.
2
BÖLÜM 1 : LOJøSTøK YÖNETøMø, TEDARøK ZøNCøRø VE TEDARøK
ZøNCøRø YÖNETøMø
1.1 Lojistik
3
Bu yönetim kavramı,
- Müúteri beklentilerinin karúılanması
- Lojistik maliyetlerin kabul edilebilir seviyeler içinde olması
- Süreçlerin do÷ru tanımlanması
- Do÷ru yönetim modelinin seçilmesi
- Yeterli ve fonksiyonel iúgücü ile çalıúılması
- Ça÷daú yeni trendler ve modellerin uygulanabilmesi
- Müúteri hizmet seviyesinin yükseltilmesi
- Düúük envanter maliyetlerinin yakalanması
- Dıúkaynak kullanımı
- Para, insan, makina ve zaman kaynaklarının optimum kullanımı
gibi kilit kurgu, süreç, veri ve de÷erlerin belirlenen hedef ve stratejiler do÷rultusunda
organize edilmesini gerekli kılmaktadır.
øú lojisti÷i olarak bilinen bu disiplin, satıú yönetimi, finansal yönetim veya üretim
yönetimi ile karúılaútırılabilir. Lojistik, iú yönetiminin bir parçasıdır ve sosyal
sistemlerde tanımlama, açıklama ve tasarım süreçleriyle iliúki içerisindedir. Lojistik
sistemlerin kapsamı, gereken iútirakçi çeúidine ve sayısına ba÷lıdır. Bundan dolayı bu
sistemler úu úekilde ayrılabilir:
• Makrolojistik
• Mikrolojistik
• Metalojistik
4
Genel anlamda lojistik úu tür tasarımları içerir:
• Müúterilerle olan da÷ıtım iliúkisi,
• Satıcılar ve ambar arasındaki hammadde, temin iúlemleri vb. iliúkiyi kurmak ve
süreklili÷ini sa÷lamak,
• Taúıma yolları ile yarı ve bitmiú mamullerin depolanmasını da içeren üretim
süreci,
Klasik olarak lojisti÷in görevi, tedarik, üretim veya iç lojistik ve satıú veya da÷ıtım
lojisti÷i olmak üzere üç ana baúlık altında sıralanabilir. Satıú lojisti÷inin görevi,
pazardaki mamul akıúını tasarlamak, yönetmek ve kontrol etmektir. Hedef, ambarlama
ve taúıma maliyetlerini minimize ederken, müúterinin istedi÷i mamullerin istenildi÷i
anda temin edilmesidir.
Endüstriyel tesislerde, tedarik lojisti÷i, üretimin ihtiyaç duydu÷u hammaddelerin,
iúlemlerin yeterli ve etkin bir úekilde do÷ru yere yönlendirilmesini sa÷lamalıdır.
Tedarik lojisti÷i, istenilen özelliklere sahip ürünlerin, mümkün oldu÷unca hızlı ve
minimum depolama ve taúıma maliyetiyle üretilmesini garanti altına almalıdır.
øúletmeye hammadde, yarı mamul ve hizmet sa÷layan firmalarla iliúkilerin
düzenlenmesi ve imalatın ihtiyacı olan girdilerin zamanında hazır bulundurulması bu
sistemin görevidir. Tedarik lojisti÷i aúa÷ıdaki iúlerden sorumludur:
• Malzeme planların yapılması ve ihtiyaçların belirlenmesi,
• Sevkiyat sayılarını ve sevkiyat günlerinin, teslimat zamanlarının denetlenmesi,
• Kalite, paketleme ve taúıma ve nakliye standartlarının sa÷lanması ve
denetlenmesi.
Üretim veya iç lojistik olarak anılan sistem ise, gelen malzeme ve parçaların
dönüútürülmesi sırasında yapılan taúımaları ve ara depolamaları içerir. Bu sistemdeki
lojistik faaliyetler “malzeme nakli” adı altında tamamen iúletme içi bir fonksiyon olarak
düúünülmektedir. Üretim yönetiminin kapasite planlaması, yükleme, programlama vb.
faaliyetleri ile malzeme nakli arasında sıkı bir ba÷ımlılık vardır. (Kobu, 1999)
Fiziksel da÷ıtımın temel hedefi do÷ru mamulün, do÷ru zamanda, do÷ru yer ve do÷ru
úekilde en düúük maliyet ile tüketiciye iletilmesidir. En az maliyet ile en yüksek servisin
elde eldilmesi, ancak firmanın mamul ve pazar koúullarına göre düzenleyece÷i
çalıúmalarda optimizasyonun sa÷lanması ile mümkündür (Tatlıdil, Oktav, 1992).
5
Lojistik yönetiminin özellikle üretim ve pazarlama bölümleri ile haberleúme ve
iúbirli÷i gerektiren ortak faaliyetleri vardır. Örne÷in, üretimde yer seçimi programlama,
stok kontrolü ve pazarlama müúteri hizmetleri, ambalaj, ma÷aza yeri, fiyat gibi
konularda ortak çalıúma zorunlulu÷u vardır. Son yıllarda bazı firmaların lojistik
sorumlulu÷unu genel müdür yardımcısı düzeyinde elemanlara verdi÷i ve böylece
koordinasyon için gerekli otoriteyi sa÷lamaya çalıútı÷ı görülmektedir. Ancak büyük bir
firmada tüm lojistik faaliyetleri tek elden yürütmenin zorlu÷u açıktır. Bunu daha iyi
anlayabilmek için bir kaç tanınmıú firmanın lojistik rakamlarına göz atmak yeterlidir.
(Johnson ve Wood, 1996)
6
lojistik yönetiminin beklenen yararları hammadde kaynaklarından son tüketiciye kadar
bütün alanlarda ortaya çıkmaktadır.
Birden fazla úirketi kapsayan tedarik zinciri yönetimi yapısı, tek bir úirket gibi
davranarak kaynakların (süreç, insan, teknoloji ve performans ölçümleri) ortak
kullanımı sayesinde bir sinerji yaratmayı hedeflemektedir. Sonuç ise yüksek kaliteli,
düúük maliyetli, piyasaya hızlı bir úeklide sunulan ve müúteri memnuniyeti sa÷layan
hizmet ya da ürün olarak ortaya çıkmaktadır (Cooper,1997).
Ortak Fayda
øúbirli÷inin sonucunda, kalite, fiyat ve tasarım açısından tercih edilecek bir ürün ve
gerekli servis yapısı oluúturulmaktadır. Bu çalıúmada iúbirli÷inin en kritik faydası,
tarafların ellerindeki bilgileri birleútiriyor olmalarıdır. Bayi; müúteriden aldı÷ı ihtiyaç ve
eleútiri bilgilerini, üretici firma; elindeki pazar ve tasarım olasılıkları bilgilerini,
tedarikçi; malzeme fiyat ve kalite bilgisini aktarır.
Lojistik yönetimi çeúitli süreçlerden oluúmaktadır. øú ortaklarıyla tek bir firma gibi
çalıúma sonucunda, ERP sistemleri ile úirket içinde elde edilen verim, benzer úekilde,
úirketler arasındaki süreçlerde de elde edilebilir ve verimsizlikler ortadan kaldırılabilir.
Bu durum, tüm taraflara maliyet avantajı olarak geri döner. Söz konusu süreçlerdeki
iyileútirmelerde motivasyon sa÷lamak için, tarafların kazancı bölüúmesi, baúka bir
ifadeyle “kazan-kazan” anlaúmalarının yapılması önemli olur.
Uzmanlaúma
Lojistik yönetiminin bir amacı da, herkesin en iyi bildi÷i iúi yapması, dolayısıyla
uzmanlaúmasıdır. Üretici firmanın en iyi bildi÷i iú, son ürünün prosesleri; tedarikçi
firma için, sorumlu oldu÷u malzemeler; bayi için, pazar hakkında daha detaylı bilgi
sahibi olmak ve uçtaki müúterilere malın do÷ru bir úekilde satıúını yapmaktır. Tüm iú
7
ortaklarının kaynakları ortak kullanması, çıkabilecek yeni iú olanaklarına hızlı ve fazla
yatırım yapmadan ulaúmasını sa÷layabilmektedir.
8
1.1.3 Lojistik Yönetiminin øúletme øçindeki Önemi
Lojistik yönetiminin etkin bir úekilde uygulandı÷ı iúletmelerde elde edilen baúarılara
örnekler aúa÷ıda yer almaktadır (Metz, 1998):
• Envanter %50 azalmıútır.
• Zamanındaki teslimatlar %40 artmıútır.
• Kümülatif dönüúüm zamanı %27 azalmıútır.
• Ciro %17 artmıútır.
• Cirodaki lojistik sistemin toplam maliyetlerinin payı %20 azalmıútır.
• Sipariú gelmeden paketleme yapılmayaca÷ı için mamul stoku %50 azalmıútır.
Küresel úirketler, çalıúma stratejilerini 4 bileúen üzerine tasarlarlar.
• Teknoloji,
• Pazarlama,
9
• ømalat,
• Lojistik.
Bu dörtlüde di÷er üçü birbiriyle senkronize bir úekilde çalıúırken, lojistik, di÷er tüm
sistemlerin, üzerinde faaliyet gösterece÷i alt yapıyı oluúturmak zorundadır.
Küresel boyutta yaúanan rekabetin lojistik yapısı üzerinde etkili olan dört temel
karakteristi÷i vardır.
1) Küresel rekabet içindeki firmalar hem standart hem de müúteri odaklı pazarlama
yaparlar.
2) Ürün yaúam süreleri gittikçe kısalmaktadır. Örne÷in foto÷raf ürünleri,
bilgisayarlar, cep telefonları vb. ürünler bir yıldan kısa bir sürede eskimektedir.
3) Gün geçtikçe daha fazla úirket dıú kaynaklı alım ve sınır ötesi üretim
alternatiflerine yönelmektedir.
4) Küresel çalıúan firmalarda, pazarlama ve üretim faaliyet ve stratejileri, di÷er
firmalara gore daha yüksek koordinasyonu gerektirmektedir.
10
• Sevkiyatları takip etme,
• Farklı dillerde tercüme iúlemlerini yapma,
• Yurt içi taúıma hizmeti sa÷lama.
2) øhracat Yönetimi ùirketleri: Ço÷u zaman yabancı bir pazarda mallarını satmak
isteyen bir firma, bu iú için ba÷lantı kuracak kaynaklara sahip de÷ildir. øhracat yönetimi
úirketleri bu gibi durumlarda úirketin yabancı çevrelerde iú yapabilmesi için gerekli
uzmanlı÷ı sa÷lar. øhracat yönetimi úirketleri genel olarak, belirli ürün grupları üzerinde
uzmanlaúırlar.
3) øhracata Yönelik Ticari ùirketler: øhracata yönelik ticaret úirketleri mal ve
hizmet ihraç eder. Bu tür úirketler, uluslararası alıcılarla ba÷lantı kurar. Dökümantasyon
dahil tüm ihracat düzenlemelerini yapar, tüm nakliyeleri ve yabancı ülke hükümetinin
gereklerini karúılayacak tüm iúlemleri yerine getirir.
4) Gümrük Memurları.
11
5) Teslimat úekli kararları,
6) Lojistik organizasyonun yapısı
7) Kullanılması gereken bilgi iúlem sistemlerinin ileride hedeflenen konuma
ulaúmak üzere planlanması kararları,
8) Bütçeleme ve nakit akıúı kararları
12
önemli rollerden birine sahip olan tedarikçilerin performansı ve de÷erlendirme
yöntemleri üzerinde durulacaktır.
Lee and Billington (1993)’a göre tedarik zinciri, hammadde temini yapan, onları
ara mal ve nihai ürünlere çeviren ve nihai ürünleri müúterilere da÷ıtan, üretici ve
da÷ıtıcıların oluúturdu÷u bir a÷dır (Yang, Jiaqin and Lee, Huei, 1997).
Bir tedarik zincirinin ne oldu÷u konusunda birkaç tanım vardır, son yıllarda
Monczka ve Trent (2002) tedarik zinciri kavramının eksiksiz bir kapsamını sundu;
“Tedarik zinciri ba÷lantılı bilgi akıúının yanı sıra malların ham madde safhasından son
kullanıcıya kadar akıúıyla ve dönüútürülmesiyle ba÷lantılı bütün faaliyetleri içine alır.
Malzeme ve bilgi tedarik zincirinde hem yukarı hem de aúa÷ı akar (http: //mdm. gwu.
edu/fo mian.pdf). Tedarik zinciri sistem yönetiminden, operasyonlardan ve montajdan,
satınalmadan, üretim programlamadan, sipariú iúlemeden, envanter yönetiminden,
nakliyattan, depolamadan oluúur.”
13
• Tedarik zinciri koordinasyon yoluyla organizasyonun sınırlarını aúarak
malzeme yönetimini ve fiziksel da÷ıtımı tek bir bütünleúik sisteme ba÷lar. O,
tedarikçilerin, iúleme ve da÷ıtım birimlerinin, hizmet sunucularının, pazar
aracılarının ve müúteri organizasyonlarının iúbirli÷ini gerektirir.
Tedarik zinciri çok aúamalı, do÷rusal olmayan geri beslemeli yapılara sahip
karmaúık sistemlerdir. Tedarik sisteminde, tedarik zincirinde üç bütünleúik davranıú
oldu÷u sonucuna varmıútır (Saaty, 1990). Bunlar:
14
faaliyetlerdir. Tedarikçi açısından, ana sanayiye zamanında malzeme satmak suretiyle
varlı÷ını devam ettirebilmesi için anlaúmalar yapmak ve mamulünü satmaktır.
- Müúteriler (tüketici)
15
Sonuç olarak, tedarik zinciri; tedarik, ürün tasarımı, üretim planlaması,
malzeme yönetimi, sipariúlerin karúılanması, envanter yönetimi, nakliye, depolama ve
müúteri hizmetlerini kapsar.
Tedarik zinciri a÷ı yapısı üye firmalar ve bu firmalar arasındaki ba÷lardır. Bütün
firmalar ham maddeden son müúteriye kadar bu tedarik zincirine katılırlar. Bu tedarik
zincirinin ne kadarının kontrol altına alınması gerekti÷i birkaç faktöre ba÷lıdır; ürünün
yapısı, mevcut tedarikçilerın sayısı ve hammaddenin temini (Brewer and Hensher,
2002).
Genel olarak, úebekenin üç yapısal boyutu tedarik zincirini tarif ederken, analiz
ederken ve yönetirken gereklidir. Bu boyutlar úunlardır; katmansal yapı, dikey yapı ve
yatay yapı. Katmansal yapı, tedarik zincirindeki katmanların sayısını ifade eder. Tedarik
zinciri uzun, çok katlı veya kısa, az katlı olabilir. Dikey yapı, her bir katmanda temsil
edilen tedarikçilerin/müúterilerin sayısını ifade eder. Bir úirket, her bir kat seviyesinde
birkaç úirket bulunan dar bir dikey yapıya veya her bir kat seviyesinde birçok úirket
ve/veya müúteri olan geniú bir dikey yapıya sahip olabilir. Üçüncü yapısal boyut úirketin
tedarik zincirindeki yatay pozisyonudur. Bir úirket tedarik zincirinin uç noktalarının
arasında yani ilk tedarik kayna÷ında veya son müúteriye yakın bir yerde olabilir.
Araútırmalara göre úirketlerde bu yapısal de÷iúikliklerin farklı kombinasyonları
görülmüútür. (Brewer ve Hensher, 2002).
Talep ve ürün akıúını kontrol altına almak üzere tedarik zinciri a÷ında, yaygın
talep tahmin iúlemleri, envanter planlama ve kontrolü, kapasite planlama, satınalma,
depolama ve da÷ıtım iúlemleri yapılmaktadır. Bu iliúkilerin ticari varlıklar arasında
yürürlü÷e konulması bir tedarik zinciri yönetim sistemidir.
16
Tedarik zincirinde, iki yönlü malzeme, bilgi ve ödeme akıúı yer alır. Hemen
hemen her endüstride tedarik zincirleri mevcuttur, özellikle üretimin yer aldı÷ı
endüstrilerde çok fazla aktivitenin koordine edilmesi gerekti÷inden tedarik zincirlerinin
yönetimi kolay bir görev de÷ildir. Tedarik zinciri boyunca bütün ba÷lantıların sıkıca
koordine ve entegre edilmesi gereklidir. Tedarik zincirinin baúarısı firmanın
yeteneklerine ve firmanın tedarik zincirine verdi÷i önemle de÷erlendirilmelidir (Brewer
ve Hensher, 2002). Tedarik zincirinin yapısal temeli, üyeleri arasında iúbirli÷i yoluyla
performans arttırımı ve esnek uygulamalara olanak verebilmesi üzerine atılmalıdır.
Tedarik zinciri yönetiminde amaç, tüm zincirin çeúitli parçalarının yani farklı
alt süreçlerin birbiriyle koordinasyon içinde, olabildi÷ince iyi sonuçlar verecek úekilde
gerçekleútirilmesidir. Dolayısıyla müúteriye malın teslim süresinin kısaltılması, aynı
zamanda kaliteden taviz verilmemesi ve de en önemlisi daha nitelikli bu hizmet
verilirken maliyetin artmaması, tedarik zinciri yönetiminde ana hedeflerdir. Bunun
sa÷lanabilmesi için birçok úirket performansı yüksek tedarikçilere ihtiyaç duymaktadır.
3. Ekonomik Model
4. Simülasyon Model
17
toplam karı maksimize etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç çeúitli kısıtlar altında
yapılmaktadır. Bu kısıtlar, yönetimsel kısıtlar (kaynak ve üretim kısıtlan) ve lojistik
kısıtlar (uygunluk, talep sınırları, de÷iúkenlerin negatif olmaması)'dır. Bu modelin
çıktıları ise úunları kapsamaktadır:
Cohen ve Lee (1989) tarafından geliútirilen yeni bir pilot model oluúturulmuútur.
Bu model tedarik zinciri maliyetlerindeki çeúitli parametrelerin etkilerini araútırmakta ve
ayrıca imalat fabrikalarının ve da÷ıtım merkezlerinin açılıp açılmaması problemini de
göz önüne almaktadır. Daha spesifik olarak bu model, perakendecilerden, da÷ıtım
merkezlerinden, fabrikalardan ve hammadde tedarikçilerinden oluúan bir tedarik
zincirini göz önüne almaktadır. Bu sistemi kullanarak pilot model çeúitli üretim ve
da÷ıtım maliyetlerini girdi olarak kabul eder ve çıktı olarak da úunları belirler:
18
çalıúma günlerini, toplam üretim (sabit ve de÷iúken), envanter, malzeme taúıma ve
transportasyon maliyetlerinin karma fonksiyonunu maksimize etmektedir. Model
girdi olarak malzeme hesaplarını, talep hacimlerini, maliyet ve vergileri ve gerekli olan
çalıúma günlerini istemektedir. Buna karúılık çıktı olarak ise da÷ıtım merkezlerinin
yerleúimini ve sayısını, müúteri-da÷ıtım merkezi atamalarını ve ürün-fabrika atamalarını
vermektedir.
Cohen ve Lee (1988)'de, tedarik zinciri yönetimi üretim sistemindeki her aúama
için bütün malzemelerin malzeme ihtiyaç poliçelerinin kurulması amacı ile bir model
geliútirmiútir. Bu modelde 4 tane maliyete dayalı alt model kullanılmıútır.
Üretim kontrol: Her ürün için üretim parti büyüklüklerini, temin sürelerini belirler.
19
Pyken ve Cohen (1993)'de, matematiksel programda yer alan rassal
de÷iúkenlerin de÷erlerini hesaplamak için stokastik alt modelleri kullanarak
bütünleúik bir tedarik zinciri için matematiksel programlama modeli geliútirmiúlerdir.
Çalıúmada bir ürün, bir fabrika ve bir müúteriden oluúan 3 seviyeli tedarik zinciri göz
önüne alınmıútır Model toplam maliyeti minimize etmeyi amaçlamaktadır. Kısıt
olarak servis seviyesi, hazırlık zamanları, iúlem zamanları ve temin süreleri göz önüne
alınmıútır.
20
1. ømalat basama÷ında da÷ıtım fonksiyonunu kapsayarak tedarik zincirinin da÷ıtım
basamaklarının azaltılması,
“Tedarik zinciri yönetimi“, yeni bir terim olmasına ra÷men, temelinde yatan
bütünleúik iú planlaması mantı÷ı, 1950 yılına kadar uzanmaktadır (Shapiro, 2001).
Tedarik zincirinin geniú bir tanımını Ayers’in “Handbook of Supply Chain
Management” adlı kitabında bulmak mümkündür. “Tedarik zinciri, amacı son
kullanıcının ihtiyaçlarını karúılamak olan, fiziksel, bilgisel, finansal ve bilgi birikimi
akıúının, ürün veya servisler yoluyla, tekil veya çoklu tedarikçilerden karúılanmasını
içeren bir süreçtir. (Ayers, 2001).
Tedarik zinciri yönetimi ise, “Son kullanıcı ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla
tedarik zinciri süreçlerini, ayakta tutmak ve yürütmek ”’ tir (Ayers, 2001). Tedarik
21
zinciri yönetimini oluúturan süreçler, Tedarik Zinciri Konseyi (Supply-Chain Council)
tarafından ortaya koyulan “Tedarik Zinciri øúlemleri Referans Modeli”’ nde (SCOR)
aúa÷ıdaki úekilde sıralanmaktadır (Supply-Chain Council, 2006):
Tedarik zinciri yönetiminin genel kabul görmüú amacı, sabit müúteri talebini
karúılamak üzere, tedarik zinciri maliyetini minimize etmektir. Minimize edilmek
istenen maliyet unsurları aúa÷ıda verilmektedir (Shapiro, 2001).
• Hammadde maliyetleri
22
ùirketlerin büyük bir ço÷unlu÷u için tedarik giderleri, en önemli gider kalemleri
arasında yer almaktadır. Tedarik sürecinin karmaúıklı÷ı ise, sürecin yönetilmesini
zorlaútırmakta ve bu konudaki verimsizlik ve aksaklıklar, stok kontrolü, sevkıyat
planlaması, üretim planlama, müúteri iliúkileri gibi úirketin di÷er alanlarına da
do÷rudan yansımaktadır.
• Taúımaların optimizasyonu.
• Tedarik zinciri ile ilgili olası sorunlar hakkında bilgi sahibi olmak.
23
tedarikçilerle üretici úirket arasında geçen süreçlerde maksimum verim elde
edilebilmektedirler. Üretim maliyetleri düúerken, modern ve en geliúmiú iletiúim
metodlarını kullanan tedarikçilerin dıú pazarlara açılması da kolaylaúmaktadır. Bu
nedenle, tedarik zincirinin iyi yönetilmesi, úirketin bütününün performansında
önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
• Stratejik seviye,
• Taktik seviye,
• Operasyonel seviyedir.
Her bir seviye, kararların alındı÷ı süre ve bu sürede alınan kararların sıklı÷ı
ile birbirinden ayrılmaktadır.
Taktik seviyede ise: Tahmin yapma, planlama, temin süresi kısa olan malzemelerin
sipariúi ve üretim ihtiyaçlarının karúılanması için fazla mesailerin çizelgelenip
çizelgelenmeyece÷i.
24
optimize edecek yöntemlerle bu olaylara cevap vermesi gereklidir. Olaylar bazı
durumlarda, söz konusu kısımda kontrol altında olmayan problemlere yol açabilir.
Üretim kontrol sistemi, faaliyetlerini planlama, satıú ve pazarlama gibi daha üst
seviyelerdeki fonksiyonlarla koordine etmelidir (Partovi, F., Hopton, W.E., 1994).
Tedarik zinciri yönetimi, tedarik zincirinin ve bu zincir içinde yer alan tüm
úirketlerin uzun vadeli performanslarını arttırmak amacıyla, sözkonusu úirketlere ait
iúletme fonksiyonlarının ve planlarının, zincirdeki tüm úirketleri kapsayacak úekilde,
stratejik ve sistematik koordinasyonudur. Müúteri ve di÷er paydaúlar için de÷er
yaratan ürün, hizmet ve bilgi sa÷lamak amacıyla ilk tedarikçiden son tüketiciye kadar
olan kilit iú süreçlerinin entegrasyonudur (Tanyaú, 2005).
25
Bu yararlar ve daha fazlası aynı zincirde yer alan firmaların (tedarikçi,
üretici, da÷ıtıcı, perakendeci vb.) arasında iletiúimin tam olarak kurulması, zincir
boyunca faaliyetlerin birlikte koordinasyonu ve kontrolü sayesinde ortak amaç
olarak belirlenen zincirin bütününde maliyetlerin azaltılması, verimlili÷in
artırılması, karlılık ve müúteri tatmini gibi amaçlara ulaúmak üzere elde edilebilir.
Bir tedarik zinciri bir müúterinin iste÷ini karúılamada do÷rudan veya dolaylı
olarak yer alan parçaların tümünden oluúur. Tedarik zinciri sadece üreticileri ve
tedarikçilerı de÷il fakat ayna zamanda taúıyıcıları, depoları, perakende tedarikçilerı ve
tüketicilerin kendilerini içerir. Her organizasyonun içinde, örne÷in bir üretici, tedarik
zinciri bir müúterinin sipariúini almada ve karúılamada yer alan tüm fonksiyonlar
bulunur.
26
tedarikçilerin süreçlerinden, rekabet avantajlarını destekleyecek teknoloji ve
yeteneklerinden nasıl yararlanılaca÷ı üzerine odaklanan ve geleneksel iúletme içi
faaliyetleri, optimizasyon ve etkinlik ortak hedefleri ile ticari ortaklıklar kurarak yayan
bir yönetim felsefesidir.
- Satınalma (Procurement)
- øadeler (Returns)
Bir tedarik zinciri dinamiktir ve farklı kademeler arasında sürekli bilgi, ürün ve
fon akıúı vardır. Her tedarik zincirinin amacı üretilen genel de÷eri maksimuma
çıkarmaktır. Bir tedarik zincirinin üretti÷i de÷er, son ürünün müúteriye ifade etti÷i de÷er
ile tedarik zincirinin müúterinin talebini karúılamada harcadı÷ı çaba arasındaki farktır.
Baúarılı tedarik zinciri yönetimi bilgi, ürün ve fon akıúıyla ilgili birçok kararlar
alınmasını gerektirir. Bu kararlar her kararın sıklı÷ına ve bir karar safhasının etki yaptı÷ı
zaman dilimine ba÷lı olarak üç kategoriye veya safhaya ayrılmaktadır. (Saaty,1986)
1. Tedarik zincirinin stratejisi veya düzeni; bu safha sırasında bir úirket gelecek
birkaç yıl içinde tedarik zincirini nasıl yapılandıraca÷ına karar verir. Zincirin yapısal
düzeninin ne olaca÷ına, kaynakların nasıl tahsis edilece÷ine ve her safhada hangi
27
iúlemlerin gerçekleútirilece÷ine karar verir. ùirketler tarafından alınan stratejik kararlar
úunlardan oluúur; üretim ve depolama tesislerinin yeri ve kapasitesi, çeúitli yerlerde
üretilecek veya depolanacak ürünler, mevcut farklı ulaúım kanallarından yapılacak
nakliyat úekli ve kullanılacak enformasyon sistemi tipi.
Bir tedarik zinciri, farklı safhaların içinde ve arasında yer alan ve bir müúterinin
bir ürüne olan gereksinimini karúılamak üzere birleúen süreçler ve akıúlar bütünüdür.
(Anderson vd., 1997)
1. Devre görüntüsü; Bir tedarik zincirindeki iúlemler, her biri bir tedarik zincirinin
birbirini izleyen iki safhası arasındaki ara yüzde gerçekleúen bir dizi devreye ayrılır.
Tedarik zinciri iúlemleri aúa÷ıdaki dört iúlem devresine ayrılabilir; Baily et.al.(2005)
• Üretim devresi
28
• Satınalma devresi
Müúterinin Geliúi; Müúterinin geliúi terimi müúterinin bir malla ilgili seçim
yapabilece÷i ve karar verebilece÷i bir yere geliúini ifade eder. Her hangi bir tedarik
zincirinin baúlangıç noktası bir müúterinin geliúidir. Müúteri aúa÷ıdakiler oluútu÷unda
gelebilir;
29
uygun ürün arasındaki teması kolaylaútırmaktır. Bir süpermarkette bir müúterinin
sipariúini kolaylaútırmada müúteri akıúlarının ve ürün sergilemenin yönetilmesi yer
alabilir. Bu bir tele-pazarlama merkezinde, müúterinin çok uzun süre beklemede
kalmamasını sa÷lamak anlamına gelir. Aynı zamanda satıú temsilcilerinin müúterinin
soruúturmalarına telefon görüúmesini sipariúe dönüútürecek biçimde yanıt vermelerini
sa÷layacak sistemlere sahip olmak anlamına gelir. Bir web sitesinde anahtar sistem,
müúterilerin ilgilerini çekebilecek ürünleri bulmalarına ve görmelerine olanak verecek
bireyselleúme gibi araçlara sahip araútırma yetenekleri olabilir. Müúteri geliú iúleminin
amacı müúteri geliúinin müúteri sipariúine dönüúünü azamileútirmektir.
Müúteri Sipariúinin Alınması: Bu iúlem sırasında müúteri vermiú oldu÷u sipariúi alır.
Bu makbuzun kayıtları güncelleútirilebilir ve ödeme tamamlanabilir. Bir süpermarkette,
makbuz alımı ödeme yerinde meydana gelebilir. Faksla sipariú alan bir firmada bu olay
30
ürün müúteriye teslim edildi÷i an meydana gelebilir.
Yenileme Devresi
31
arasında meydana gelir ve yenilenen da÷ıtıcı (veya perakendeci) envanterinde yer alan
tüm iúlemleri içerir.
Sipariúin Varıúı: Bu iúlem sırasında bir bitmiú mallar deposu veya da÷ıtıcı gelecek
talep tahminine ve úu anki ürün envanterine dayanarak bir yenileme sipariúi belirler.
Meydana gelen sipariú daha sonra üreticiye iletilir. Bazı durumlarda müúteri veya
perakendeci do÷rudan üreticiye sipariú verebilir. Di÷er durumlarda ise bir üretici bitmiú
mallar deposunda stoklanmak üzere üretim yapabilir. økinci durumda sipariú ürünün
varlı÷ına ve ilerideki talep tahminine dayanılarak tetiklenebilir. Bu iúlem yenilenme
devresindeki perakende sipariú tetikleyici iúlemle aynıdır.
Teslim Alma: Bu iúlemde ürün da÷ıtıcı, bitmiú mal deposu, perakendeci veya müúteri
tarafından teslim alınır ve envanter kayıtları güncelleútirilir. Depolama ve fon
transferiyle ilgili di÷er iúlemler de yer alır.
32
1.3.4.1.2 Tedarik Zincirlerinde øtme/Çekme (Push/Pull) Sistemleri
Bir firmadaki bütün tedarik zinciri iúlemleri aúa÷ıdaki üç makro iúlem úeklinde
sınıflandırılabilir; (Baily vd.,2005)
1. Müúteri øliúki Yönetimi (CRM); Firma ile onun müúterileri arasındaki ara yüze
odaklanan bütün iúlemler.
2. Dahili Tedarik Zinciri Yönetimi (ISCM); Firmanın içinde olan bütün iúlemler.
33
Tablo 1.1 Tedarik Zinciri Makro øúlemleri
1. Müúteri ve tedarik zinciri belirsizli÷ini anlama. ølk önce bir úirketin müúterinin
hedeflenen her bölümdeki ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları karúılarken tedarik zincirinin
karúı karúıya kaldı÷ı belirsizlikleri anlaması zorunludur. Bu ihtiyaçlar úirketin
hedeflenen maliyet ve hizmet gereksinimlerini tanımlamasına yardımcı olur. Tedarik
zinciri belirsizlikleri úirketin tedarik zincirinin hazırlanmak zorunda oldu÷u engelin ve
gecikmenin boyutunu belirlemesine yardımcı olur.
3. Stratejik uyum sa÷lama. Tedarik zincirinin özellikle iyi yaptı÷ı úeyler ile müúteri
ihtiyaçları arasında bir uyumsuzluk mevcut ise úirket ya tedarik zincirini rekabet
34
stratejisini destekleyecek úekilde yapılandırmak veya stratejisini de÷iútirmek zorunda
kalacaktır.
• Her partide ihtiyaç duyulan ürün miktarı: Bir üretim hattının tamirinde ihtiyaç
duyulan malzemenin acil sipariúi muhtemelen küçük olacaktır. Yeni bir üretim hattının
inúası için yapılan malzeme sipariú muhtemelen büyük olacaktır.
• øhtiyaç duyulan ürünlerin çeúitlili÷i. Bir müúteri bir acil tamir sipariúinin bütün
parçalarını tek bir tedarikçiden temin etmeye yüksek ücret ödeyebilir.
• Gereken hizmet seviyesi: Acil sipariúte bulunan bir müúteri ürünün hemen temin
edilmesini bekler. E÷er sipariúin bütün parçaları hemen temin edilmezse müúteri baúka
yere gidebilir.
• Ürünün fiyatı: Acil sipariú veren müúteri fiyata çok daha az duyarlıdır.
• Üründe arzu edilen yenilik oranı; Kaliteli ürün arayan müúteriler yenilik ve yeni
tasarımlar beklerler. Ucuz mal arayan ma÷azadaki müúteriler ürün yeniliklerine daha az
duyarlı olabilir.
35
• Kısa teslim zamanlarına uyma,
Tedarik zinciri süreci içinde stratejik uyumu etkileyen konular incelendi÷inde; çeúitli
ürünlerin, çeúitli müúteri bölümlerinin ve ürünün yaúam evrelerinin bu süreci nasıl
etkiledi÷i incelenecektir.
ùirketlerin ço÷u birçok müúteri bölümüne her biri farklı özelliklere sahip çeúitli ürünler
üretirler ve satarlar. Bir úirket için en önemli konu ürün portöyünde, müúteri
bölümlerinde ve tedarik kaynaklarında verilen yeterlili÷i ve duyarlılı÷ı dengeleyecek bir
tedarik zinciri oluúturmaktır.
Ürün yaúam devresinde bir satıú ürünü haline geldikçe talep ve tedarik özellikleri de
de÷iúir. Bu safhada tipik olarak durum de÷iúir;
1. Talep daha belirgin hale ve tedarik ise önceden tahmin edilir hale gelmiútir.
Tedarik zincirini ve rekabet stratejisini uydururken göz önüne alınacak son boyut
rekabet ortamında üyelerin davranıúındaki de÷iúikliklerdir.
36
1.3.7 Etkili Tedarik Zinciri Yönetimi Stratejilerinin Uygulamaya Konması
Her hangi bir organizasyon için baúarılı bir tedarik zincirine sahip olmak için en
önemli úeylerden biri tedarikçilerıyla stratejik ortaklıklar kurmaktır. ùirketler tedarikçi
inceleme programlarını yürürlü÷e koyarak iú yaptıkları tedarikçilerın sayısını
sınırlamaya baúlamıúlardır.
37
Firmalar rekabette kalabilmek için güvenli ürün teslimatını arttırarak müúteri
memnuniyetini arttırmaya odaklanırlar. Müúteri hizmet seviyelerinde talebin artması
müúteriler ile tedarikçiler arasında ortaklı÷ı arttırır. Müúterilerine daha hızlı ürün
teslimatı dahil yüksek seviyelerde kaliteli hizmet sunabilme ortaklık çabalarında hayati
önem taúır. Bir tedarikçiyle baúarılı bir iliúkiye sahip olmak ancak güvenle ve müúteri
yanlısı, müúteriye yakın ve müúteri odaklı olabilmeyle gerçekleúir.
Bir endüstride rekabet avantajı sa÷lama ve koruma bir firma için kolay bir
giriúim de÷ildir. Birçok rekabet baskısı bir firmayı yeterli kalmamaya zorlar. Tedarik
zinciri yönetimi, birçok firma tarafından bir rekabet avantajı olarak görülür. Rekabet
avantajı sa÷lamak üst yönetimin azalan masrafları ve azalan kayıpları desteklemesiyle
ve ilaveten artan karla birlikte gelir. Firmaların ço÷u masrafları tedarikçilerine geri
itmek ve iúçi masraflarını sistemden çıkarmak isterler. Bu masrafları azaltma takti÷i tüm
tedarik zincirinin rekabet yeterlili÷ini arttırma e÷ilimi gösterir. Satıú verilerini kullanma
ve artan da÷ıtım yeterlili÷i aynı zamanda rekabet avantajını arttırmada faydalı olmuútur.
5. Bilgi Teknolojisi
Bilgi tedarik zincirinin etkin biçimde iúletilmesinde hayati önem taúır. Bir
iúletmenin iletiúim yetene÷i bilgi teknolojisi sistemi tarafından güçlendirilir. Bununla
beraber, ticaret yapan ortaklar arasında bilgi sistemi uyumlulu÷u enformasyon
de÷iúimini sınırlayabilir. Ortakların gerçek zamanda güncelleútirilen bir veri tabanına
ulaúabilecekleri ve kullanıcı dostu olan geliúmiú bilgi teknolojisi sistemlerine ihtiyaçları
vardır.
38
BÖLÜM 2. SATINALMA–TEDARøKÇø SEÇøMø VE DEöERLENDøRøLMESø
2.1. Satınalma
Satınalma anlayıúı yukarıda sözü edilen bütün yönleri içerir, onun bir stratejik
entegrasyon oldu÷unu ve birçok madde, stratejik satınalma, iliúki kurma, tedarikçinin
geliúmesi ve tedarik yönetimi iliúkilidir. Van Weele (2003) satınalma sürecinde yer alan
altı temel aktiviteden söz eder; teknik özellik, seçim, anlaúma, sipariú, hızlandırma ve
(olay sonrası) de÷erlendirmedir (Weele 2003, 102).
39
mallara ve hizmetlere harcarlar bu arada 1980 lerde aynı zamanda birçok Japon
otomobil úirketi de istatistiklerden aynı neticeyi çıkarmıúlardır. (Monczka ve Trent
2002: 120),
Satınalma kalite üzerinde önemli bir etki yapar. Bitmiú malların ve hizmetlerin
kalitesinin bu malların üretilmesi için satın alınan malzemelerinin ve parçaların
kalitesine dayandı÷ı açıktır. E÷er düúük kalitede malzeme ve parça kullanılırsa, o zaman
son ürünler müúterinin beklentilerini karúılamaz. Sonuç olarak, yetersiz ürünler kötü
etkilere, kayıplara ve hatta bir úirketin operasyonlarının kesilmesine yol açabilir. Bu da
satınalmanın ve tedarikçilerin önemini daha da arttırır.
40
aktiviteyi yerine getirmek zorundadır, bu satınalma fonksiyonunun geleneksel rolüdür.
Satınalma ham madde, parça, tamir ve bakım maddeleri ve hizmetleri satın alarak
iúletme gereksinimlerini destekler. Satınalma, iç müúterilerin istedi÷i yüksek kalitede
mal ve hizmetlerde kesintisiz bir akıú sa÷layarak bu hareketi desteklemek zorundadır.
Bir firmanın bu akıúı destekleyebilmesi için aúa÷ıdakileri yapması gerekir;
øúlem yönetimi, amacın onu mümkün oldu÷unca yeterli ve etkili yapmak oldu÷u
anlamına gelir. Bunu yaparken, uygun kadro seviyesine karar verilmeli ve onlara do÷ru
mesleki e÷itim verilmelidir. Satınalma sistemlerinin üretkenli÷in artmasına ve daha iyi
karar vermeye yol açabilecek úekilde yürürlü÷e konulmaları gerekir.
41
amaçlarını desteklemektir. Bu amaç, satınalmanın toplam performansı do÷rudan
etkileyebilece÷i ve satınalmanın organizasyonun stratejik hedefleriyle ilgilenmesi
gerekti÷i anlamına gelir. Daha sonra satınalma artık bir destek fonksiyon olmaktan çıkar
ve piyasada güçlü bir rekabet avantajı sa÷layan bir stratejik de÷er haline gelir.
Satınalmada entegrasyonun baúarılı olması için iki önemli neden vardır. ølki,
satınalma personelinin e÷itimi ve seçimidir. Sonuç olarak, satınalma personeli en
yüksek seviyede úirket planlama iúlemine katılmıútır. økincisi, üst düzey yönetim ço÷u
zaman geliúen bir satınalma fonksiyonunun sa÷layabilece÷i yararları fark etmeye
baúlamıútır..
Alıcı úirket ile tedarikçilerı arasındaki iliúki önemlidir çünkü; neyin, nasıl ve
kimden satın alındı÷ını etkiler. Bu nedenle, úirketlerin tedarikçilerine yönelik hangi
stratejileri kullandıklarını vurgulamak önemlidir. Bowersox (2002) üç strateji öne
sürmüútür. Bunlar: miktarı birleútirme, tedarikçi operasyonu entegrasyonu ve de÷er
yönetimi.
• Miktarı birleútirme
Satınalma ya tek bir kaynaktan veya çeúitli kaynaklardan yapılır. Bunların her
ikisin de kendi avantajları ve dezavantajları vardır. 1980 lerden önceki satınalma
literatürü, tek bir tedarikçi kullanma çok fazla risk taúıdı÷ından (çünkü bu tedarikçi
grev, yangın, dahili kalite sorunları gibi sorunlarla veya temin kabiliyetindeki baúka
engellemelerle karúı kaúıya kalabilir) çeúitli tedarik kaynaklarının en iyi satınalma
stratejisi oldu÷u öne sürmekteydi. Aslında, çeúitli kaynaklarda birçok avantaj
görülmektedir; birincisi, potansiyel tedarikçiler alıcıyla ticaret için sürekli fiyat
teklifinde bulunurlar, fiyatlandırmanın mümkün oldu÷unca düúük yapılaca÷ını temin
ederler. økincisi, çeúitli kaynakların korunması alıcının tedarikçilerden herhangi birine
ba÷ımlılı÷ını azaltır.
Bununla beraber, çeúitli kaynaklar úirketlere baúka bir sorun yaratır; birçok úirket
neredeyse her malzeme ve mal için çok sayıda tedarikçiyle u÷raúmak zorundadır. Böyle
42
bir sorun meydana geldi÷inde miktarı birleútirme tedarikçi sayısını azaltacak en etkili
satınalma stratejisi haline gelir. Miktarı az sayıda tedarikçiyle birleútirerek satınalma
sadece alıcıya yarar sa÷lamakla kalmaz aynı zamanda tedarikçilerin da lehinedir.
• øúlemlerin Entegrasyonu
3. øki yönlü ö÷renme aynı zamanda toplam maliyeti düúürme için de daha iyi bir yoldur.
43
Örne÷in, Toyota tedarikçilerin kalite yönetimindeki yeteneklerini arttırmak için onlarla
koordinasyon içinde çalıúır. Toyota kendi personelini kullanarak tedarikçilerin
tesislerini ziyaret eder ve onların kendi verimlerini arttırabilecekleri yollar bulmalarına
yardımcı olur. øúlemler düzeyindeki entegrasyon kuruluúa birçok yarar sa÷lar;
araútırmalar bu iúlemlerin bir tedarikçiyle bütünleúmesinin % 5 – %25 üzerinde gittikçe
artan tasarruflar sa÷ladı÷ını göstermiútir.
• De÷er yönetimi
44
• Tedarikçi performansını sürekli ölçme ve yönetme.
1. Çok fonksiyonlu takımlar kullanma: Etkili satınalma stratejileri firma ile çok
fonksiyonlu iúbirli÷inden kaynaklanır. Satınalma grubunun satınalma stratejisinin dar
olması ve malın fiyatına odaklanması olasıdır.
4. Önemli tedarikçilerle uzun vadeli iliúkiler kurma: øyi satınalmanın bir temel prensibi
úudur; birlikte çalıúan bir alıcı ve tedarikçi, ba÷ımsız çalıúan iki taraftan daha çok
tasarruf fırsatı sa÷lar.
45
ve hizmet satınalmada gerekli olan iúlemlerin tamamıdır. Birçok firma için fiyat
geleneksel olarak tedarikçilerin karúılaútırıldıkları tek boyut olmuútur. Bir tedarikçiyle
ticaret yapmada toplam maliyeti etkileyen teslim zamanı, güvenilirlik, kalite ve tasarım
yetene÷i gibi baúka birçok tedarikçi özellikleri bulunmaktadır. De÷erlendirme iúlemi bir
tedarikçiyle çalıúmanın toplam maliyetini etkileyecek tüm boyutların yanı sıra
performansını da belirlemeli ve izlemelidir. Tasarım iúbirli÷i tedarikçinin ve üreticinin
nihai ürün için parçalar tasarlarken birlikte çalıúmalarına olanak verir. Etkili satınalma
kararlarından sa÷lanan faydaların bir kısmı aúa÷ıdadır; Monczka ve Trent (2002)
• E÷er bir firma içindeki sipariúler bir araya getirilirse miktar indiriminden
tasarruf edilebilir.
• Çok yerden fiyat toplama gibi etkin satınalma faaliyetleri satınalmanın genel
maliyetini azaltabilir. Çok miktarda düúük de÷erli iúlemlerin yapıldı÷ı maddelerde
çok önemlidir.
• Tasarım iúbirli÷i; üretimi ve da÷ıtımı daha kolay ürünlere yol açar bu da genel
maliyetin düúmesiyle sonuçlanır. Bu faktör ürünün maliyetine ve de÷erine önemli
miktarda katkı yapan tedarikçi ürünleri için çok önemlidir.
• øyi düzenlenmiú satınalma iúlemleri tedarikçiyle olan koordinasyonu
kolaylaútırabilir, tahmin ve plan yapmayı arttırır. Daha iyi koordinasyon, envanter
seviyelerini düúürür ve tedarikin ve talebin uyumunu arttırır.
• Uygun tedarikçi anlaúmaları riskin paylaúılmasına olanak verir hem tedarikçi
hem de alıcı açısından yüksek kar edilmesini sa÷lar.
• Firmalar tedarikçileri arası rekabeti arttırarak düúük mal fiyatlarına ulaúabilirler.
46
• Fiyatlandırma úartları
• Enformasyon koordinasyon kabiliyeti
• Tasarım iúbirli÷i kabiliyeti
• Döviz kurları, vergiler ve rüsumlarla ilgili detaylarda úeffaflık
1. Yeni mal teslim süresi. Bir tedarikçi için teslim süresi arttıkça alıcının elinde
bulunması gereken güvenlik stok miktarı da do÷ru orantı ile artar.
2. Zamanında teslim. Zamanında teslimat tedarikçi performansını arttırır.
Güvenilir bir tedarikçinin teslim süresi de÷iúkenli÷i düúüktür, halbuki güvenilmez bir
tedarikçininki gayet yüksektir.
3. Tedarik esnekli÷i. Tedarik esnekli÷i tedarikçinin di÷er performans
faktörlerinin bozulmasına izin vermeden katlanabilece÷i sipariú adedindeki de÷iúkenlik
miktarıdır.
4. Teslim sıklı÷ı/asgari parti ölçüsü. Bir tedarikçi tarafından sunulan teslim
sıklı÷ı ve asgari parti ölçüsü bir firma tarafından sipariú edilen her bir yenileme partisini
etkiler.
5. Tedarik iúleminin fiziksel koúulları karúılaması. Tedarikin kalitesinin
kötüleúmesi bir firma için temin edilen parçaların tedarikindeki de÷iúkenli÷i arttırır.
6. Taúıma maliyeti. Malzeme getirmenin nakliyat masrafından oluúur.
7. Fiyatlandırma úartları. Fiyatlandırma úartları úunlardan oluúur; tedarikçi
tarafından herhangi bir adet indirimi teklif edilmeden ve ödeme yapılmadan önce izin
verilen gecikme süresidir.
8. Enformasyon koordinasyon kabiliyeti. Bir tedarikçinin enformasyon
koordinasyon kabiliyeti bir firmanın tedariki ve talebi uyuúturma yetene÷ini etkiler.
9. Tasarım iúbirli÷i kabiliyeti. Ürün maliyetinin büyük bir kısmı tasarımda sabit
oldu÷undan bir tedarikçinin iúbirli÷i kabiliyeti önemlidir.
10. Döviz kurları, vergiler ve rüsumlarla ilgili detaylarda úeffaflık. Döviz
kurları, vergiler ve rüsumlar küresel bir üretim ve tedarik tabanına sahip bir firma için
önemli olabilir.
11. Tedarikçinin varlı÷ını sürdürebilmesi. Tedarikçilerin bir úirketin
47
performansı üzerinde etkisi bilindi÷inden bir tedarikçi seçiminde önemli bir faktör onun
verdi÷i sözleri tutabilme olasılı÷ıdır.
Bir firmanın tedarikçileri seçmeden önce tek bir kaynak mı kullanaca÷ına yoksa
ürünü satın aldı÷ı birçok tedarikçiden mi olaca÷ına karar vermesi gerekir. Tedarikçinin
alıcıya ba÷lı belirgin bir yatırım (imalathane, uzman istihdamı veya ekipman) yapmak
zorunda kaldı÷ı ve tedarikçiyle belli bir miktarı garanti etti÷i durumlarda tek bir kaynak
kullanılır. Tek kaynak aynı zamanda otomotiv endüstrisinde sıkça kullanılmaktadır.
Tedarik zincirinin performansı sistemde yer alan unsurlara ba÷lıdır çünkü alıcı
ve tedarikçi her biri kendi karını yükseltmeye çalıúan iki farklı yapıdır. Dolayısıyla
tedarik zincirinde iki tarafın yapaca÷ı iúbirli÷ine yönelik çabalar, tedarik zinciri karlarını
arttırma noktasında büyük fayda sa÷lar.
1. øade anlaúmaları
2. Gelir paylaúımı anlaúmaları
3. Miktar esnekli÷i anlaúmaları
• øade Anlaúmaları
Bir anlaúmada iade hükmü, satılamayan malın, belirlenen miktara kadar olan kısmı
belirlenmiú fiyat üzerinden geri alınmasına olanak verir. øade anlaúmaları aúırı stoklama
masraflarını düúürür.
48
• Geliri Paylaúma Anlaúmaları
Bir geliri paylaúma anlaúmasında, alıcı tedarikçiden satın alınan her bir birim için asgari
miktarda ödeme yapar fakat satılan her birim için gelirin bir kısmını paylaúır.
49
tarafından sunulabilecek herhangi bir miktar indiriminden istifade etmesine olanak
verir. Endirekt malzemelerde bir tedarikçinin sipariúleri birleútirilmesi ço÷u zaman
firmanın daha iyi satınalma indirimleri için görüúme yapmasına olanak verir.
50
çalıúma, tedarikçi seçimi sürecinin bütün satınalma faaliyetleri arasından en önemli
fonksiyon oldu÷unu iddia etmiútir. Satınalmanın rolü son yıllarda gitgide artarak
iúletme fonksiyonları arasında çok önemli bir konuya dönüúmüútür. Satınalma
fonksiyonunun önemi ço÷unlukla bu alanda artan bir uzmanlaúma ihtiyacını
beraberinde getirmiútir. Verimlili÷in baúlangıcı daha sipariú noktasına ve oradan da
tasarım fonksiyonuna kadar uzatılmıútır. Birçok endüstri için satınalma, bir úirketin
harcama kalemlerinin en büyü÷ü olması ve bir firmanın karında önemli etkiye sahip
olması bakımından önemini korumaktadır. Bu yüzden, stratejik satınalma kararlarının
artan rekabetle birlikte rekabet avantajını sürdürmede ki önemi daha da net ortaya
çıkmıútır.
ùirketler girdilerinin birço÷u için tedarikçilerine oldukça güvenmektedirler.
ømalat úirketlerinde gelirin yaklaúık %30'undan %60'ına kadar olan bölümü
satınalınan malzemelere harcanır. Tedarikçiler organizasyonda büyük bir etkiye
sahiptir. E÷er yalnızca direkt imalat maliyetleri göz önüne alınırsa, bu oran % 80'lere
yaklaúmaktadır. (Leenders&Fearon,2000).
Tedarikçi seçimi konusu incelenirken tekel durumunda seçimi olmayabilir.
Malzemelerin her biri için en az iki farklı tedarikçi var olmalıdır. Satınalmacı, kabul
edilebilir hizmet seviyesi ve makul fiyat ile arzu edilen kalite, miktar ve teslimat
ihtiyaçlarını karúılamayı tedarikçilerinden ister. ùirketin hedefleriyle iliúkili önemli
niteliklerinden bazıları tedarikçinin geçmiúi, yetenekleri, teknik gücü, finansal
durumlar, organizasyon ve yönetim, üretim sistemi, süreçlerin uyumu, iletiúim,
iúgücü yapısı ve yerleúim yeridir. (Leenders&Fearon,2000).
Bir satınalma kararı birçok kriteri kullanır. Mevcut tedarikçilerin her biri bu
kriterler ve sıra içinde de÷erlendirilir. Karar aúa÷ıdaki sıralamaya göre yapılır:
Alternatif tedarikçiler de÷erlendirildi÷i zaman, onlar arasında üç farklı durum
oluúabilir:
51
yaparken, bazıları bazı úartlar altında daha iyisini yapar.
ølk iki durumda, Tedarikçi seçimi kolay bir karardır ve çok çaba gerektirmez.
Bununla birlikte üçüncü durumda dikkatli analiz ve do÷ru karar vermek için çalıúma
gerektirir. Bu durum çok kriterli ve göreceli de÷erlendirmeyi zorunlu kılar. ølk
durumun çalıúması esnasında tedarikçilerin analizinde yapılan hatalar sonucu
de÷iútirmeyecektir. økinci durumdayken, en kötü tedarikçilerden birinin seçimi
kötü bir performansla sonuçlanır. Son olarak üçüncü durumda kararsızlık oldu÷undan
dolayı hata ihtimali yüksektir ve sonuç tahmin edilemez.
52
ùekil 2.1
p yeterli
TED. A
1-p yetersiz
q yeterli
TED. B
1-q yetersiz
53
istekli olabilir
• Teslimatlar çok kolaylıkla çizelgelenebilir.
• Etkili tedarikçi iliúkileri dikkate de÷er kaynak ve zaman gerektirir. Tek
tedarikçi bu anlamda tasarruf sa÷layabilir
Çoklu kaynak avantajları:
• øhtiyaç duyulan malzemeler için de÷iúen fiyat ve hizmet konuları tedarikçileri
rekabete sevk edebilir
• Tedarikin garantisi arttırılır. Yangınlar, kazalar, arızalar bile olsa teslimatlar
zamanında ve gereken miktarla sa÷lanabilir.
• Tedarikçi ba÷ımlılı÷ından kaçınılır.
• Tedarikçilerin kullanılmamıú kapasitelerinden oluúan birçok esneklik
sa÷lanabilir.
• Tek bir tedarikçinin kapasitesi firmanın úimdiki veya gelecekteki ihtiyaçlarını
karúılamaya yeterli olmayabilir.
Her iki durumda, satınalmacılar zamanının birço÷unu bu sorular hakkında
düúünmeye ve zaman harcanmaya ayırır. Bununla birlikte seçim, kaynakların etkili
kontrolü ve azalan maliyetler için çok büyük bir potansiyel sunar. Tedarik
kaynaklarının seçimi satınalma bölümünün en önemli fonksiyonlarından biridir.
Dobler, Lee ve Burt (1996) bu konuyu aúa÷ıdaki cümleyle açıklıyor: Tedarikçi
seçim yetene÷i satınalma müdürünün en önemli sorumluluklarından biridir. Bugünün
teknoloji ve yetenek dünyasında, maliyetten daha önemli olan kavramlar kalite ve
zamanında teslimatlarda liderliktir. Ayrıca bugünün iú dünyasında hayatta
kalabilmek için, firmalar do÷ru tedarikçileri seçebilmeli ve onlarla birlikte imalatı
kontrol altında tutabilmelidir.
54
tedarik orta÷ı potansiyeline sahip olup olmadı÷ının araútırılması.
4. Tedarikçi seçiminde rekabet avantajına dayanan faktörlerin kullanılması.
5. Uygun kayna÷ı seçilmesi.
6. Belirlenen fiyatın ve kriterlerin sa÷lanması için seçilen tedarikçiyi
yönetilmesi.
55
ve tedarikçi arasındaki kesin ve zamanında bilgi akıúı garanti edilmelidir. Bu
bilgiler tedarikçi seçim ve de÷erlendirmesinde taban oluúturacak ve veriler
arttıkça metodun güvenilirli÷i artacaktır.
Yukarıda görüldü÷ü gibi tedarikçi seçiminin ilk aúaması kolay de÷ildir. Kimden
satınalınaca÷ı kararı stratejiktir ve úirketlerin bütün performanslarında etkilidir. Bu
durum hedeflere ve ölçülebilir kriterlere ba÷lı olmalıdır.
Ayrıca, Robinson tedarikçi seçimi için aúa÷ıdaki úekilde ayrıntılı sekiz adım
tanımlamıútır (Robinson, Faris, Wind, 1967). Bu model geniú bir alanda araútırmacılar
tarafından tedarikçi seçimine ayrıntılı bir yaklaúım sa÷lamak için bir temel ve ek olarak
da satınalma süreci içinde sistematik sınıflandırma olarak kabul edilmiútir. Asıl
satınalma süreci bir satınalma probleminin tanımlanmasıyla baúlar ve performans
geribildirimi ile biter. Asıl tedarikçi seçimi süreci bir potansiyel tedarikçi için
araútırmayla adım 4 ile baúlar ve tedarikçinin de÷erlendirilmesi ve performans
geribildirimiyle adım 8 de biter.
56
1. Anahtar Tedarikçi De÷erlendirme Kriterlerini Tanımlanması
2. Her Bir De÷erlendirme Kriterinin A÷ırlıklandırılması
3. Alt Kriterleri Tanımlanması ve A÷ırlıklandırılması
4. Kriterler ve Alt kriterler için Puanlama Sisteminin Belirlenmesi
5. Tedarikçilerin Direkt Olarak De÷erlendirilmesi
6. De÷erlendirme Sonuçlarının øncelemesi ve Karar Verme
7. Tedarikçinin Performansının Devamlı Olarak øncelenmesi
Adım 3 ølave olunan kriter varsa onu tanımlar ve a÷ırlıkları alt kriterlere ayırır.
Adım 4 Farklı kriterler ve alt kriterler için bir puanlama sistemi tanımlar. Açıkça
tanımlanan bir puanlama sistemi son derece objektif olabilen ve ölçüm için nitel bir
derece geliútirebilen bir sistemdir.
57
Adım 7 Tedarikçi performansının devamlı gözden geçirilmesine odaklanılır. Bir
satınalmacı bir tedarikçi seçti÷i zaman, sipariúi satınalmacının ihtiyaçlarına göre yerine
getirmek tedarikçinin sorumlulu÷udur. De÷erlendirme boyunca puanlamalar ve
a÷ırlıkların kullanımı yeterli basitlikte olmalıdır. (Bello, 2006).
58
5 Üretim Yetenekleri 2,755 17 Etki 2,054
ve Kapasite
6 Fiyat 2,758 18 Paketleme Yetene÷i 2,009
7 Teknik Yeterlili÷i 2,545 19 øúçi iliúkileri Kaydı 2,003
8 Finansal Durum 2,514 20 Co÷rafi Konum 1,872
9 Sisteme Uyum 2,488 21 Geçmiú iúin Miktarı 1,597
10 øletiúim Sistemi 2,426 22 E÷itime Yardım 1,537
11 Endüstrideki 2,412 23 øki Taraflı Anlaúma 0,610
Durum
12 øú Yapma Arzusu 2,256
59
Tablo 2.3 Tedarikçi seçim kriterlerinin sınıflandırılması
(Barbaroso÷lu ve Yazgaç,1997)
Tedarikçi seçimi sorularıyla daima çok kriterli sorunlar olarak ilgilenilmiú ancak
çoklu kriter teknikleri özel olarak onların çözümünde kullanılmamıútır. Onun yerine,
sorun tek bir amaç formülüne dönüútürülmüú ve ortaya çıkan tek bir model optimal
çözüm sunacak úekilde çözümlenmiútir. En sık kullanılan yaklaúım do÷rusal a÷ırlık
modellerinin uygulanıúı olmuútur (Willis ve Huston 1990:23). Do÷rusal ortalama alma
veya a÷ırlık noktası yöntemi nispi önemlerine dayanarak seçim kriterlerine sübjektif
a÷ırlıklar verir. Daha sonra tedarikçiler bir sayısal ölçe÷e göre her bir kriteri
60
derecelendirir. Her bir kriterdeki puanlar o kriterin a÷ırlı÷ıyla çarpılır ve her tedarikçi
için bir genel puan sunmak üzere toplamı alınır. Daha sonra en yüksek puan alan
tedarikçi seçilir. Steuer (1986) a÷ırlık kullanmadaki güçlükleri tartıúmıútır ve kötü
çözümler üreten “iyi” a÷ırlıklar ve iyi sonuçlar veren “kötü” a÷ırlıklar olabilece÷ini öne
sürmüútür.
Metotları seçmek bütün seçim süreci için çok önemlidir ve seçim sonuçlarında
önemli bir etkiye sahiptir. Bir firmanın bir metodu niçin seçti÷ini anlamak önemlidir.
Bilinen seçim metotlarından birkaçı yıllar boyunca pek çok bilim adamı tarafından
geliútirilmiú ve sınıflandırılmıútır. Son zamanlarda di÷er metotlar ortaya çıkarken,
kesin metotlar yıllardır yaygın seçim seçenekleri olmuútur. Genellikle bir firma bir
tedarikçi seçimi metodunu seçti÷i veya geliútirdi÷ini belirtti÷i zaman, sonuç genellikle
birkaç farklı metodun bileúimi veya firmanın belirli seçim ihtiyaçlarını karúılamaya
uygun hale getirilen bir yapıdadır. Bu yüzden farklı tedarikçi seçim metotlarının
varlı÷ını keúfetmek ve farklı uygulamaları tartıúmak önemlidir.
61
Benyoucef (2006) tedarikçi seçim metodunu eleme metodu, optimizasyon
metodu ve olasılıklı metodu olmak üzere üç metoda ayırır. Eleme metodunun birincil
amacı kabul edilen ortalamadan daha düúük puan alan tedarikçilerin elenmesidir.
Bütün tedarikçiler en önemli temel kriterleri karúılamak zorundadır ve en yüksek
puanlı tedarikçiler seçilir. Optimizasyon metodu kriter fonksiyonunun optimize
edilmesini sa÷lamaktadır. Bu metot için iki olasılık vardır: belirli sayıda sınırlama ile
veya sınırlama olmaksızın kriterleri belirlemek. Analitik Hiyerarúi Süreci
sınırlamaların gösterilmedi÷i durumun en iyi bir örne÷idir.
Araútırmalar genel olarak bir nitel yaklaúımdan daha sistematik ve güvenilir olan
modellerin birço÷unun bir nicel yaklaúıma dayanan e÷ilimi kullandı÷ını göstermiútir.
Yıllar boyunca araútırmacılar daha geniú kriterlerini içine alacak úekilde tedarikçi
seçim metotlarını hem avantajlar hem de dezavantajlarına göre gruplamıú ve
sınıflandırmıútır. Aúa÷ıda en yaygın olarak kullanılan tedarikçi seçim metotlarından
bazıları gösterilmiútir. Daha yaygın olarak kullanılan metotlardan bazıları: analitik
hiyerarúi süreci, çok nitelikli fayda teorisi, faaliyet tabanlı maliyetleme yaklaúımı ve
toplam maliyet yaklaúımıdır. Bhutta (2006) genel tedarikçi seçim metodlarını úu úekilde
anlatmıútır:
62
Tablo 2.4 Tedarikçi seçimi metodları
Çok Hedefli Weber, Ellram Bu teknik genel olarak tam Pek çok çeliúkili
Programlama zamanında üretim alanında kriter, bir JIT
kullanılır. Analiz bir karar sisteminde dikkate
destek sistemi çerçevesinde alınmak zorunda
oluúur. oldu÷u yerde
Çok Yönlü Weber, Nitszch Maliyet dıúı kriterlere daha çok Çevrenin daha çok
Nitelik Fayda a÷ırlık veren bir yapıdadır riskli ve komplike
Teorisi oldu÷u uluslararası
tedarikçi seçimi
durumlarında
63
Dinamik Masella, Girdi de÷iúkenleri, kontrol Çıktının ölçülen
Programla Rangone ve çevresel de÷iúkenler miktar oldu÷u
ma gibi. Çıktı de÷iúkenleri, yerde.
tedarikçilerin seçimine
dayanan organizasyonlar
tarafından baúarılan
performans gibi.
Veri Weber, çok girdi/çok çıktı durumunu Karúılaútırmaların
Zarflama Kleinsouza, ölçen ve karúılaútırmlalı alternatif sayısının,
Analizi Clarke, Kent etkinli÷i hesaplamak için girdi ve çıktının çok
kullanılan matematiksel oldu÷u yerlerde
programlamaya dayanan bir
optimizasyon metodudur.
Bhutta (2006)
Karar verme sürecinde pek çok kriter ve alt kriterler gösterildi÷i zaman,
Analitik Hiyerarúi Süreci alternatifleri sıralamak için ideal bir metoddur. Analitik
Hiyerarúi Süreci bir karar hiyerarúisi biçiminde karmaúık problemleri inúa etmek için
karar vericiye yardım eder. Hiyerarúi genellikle hedefler, kriterler ve alternatifleri
içeren üç farklı seviye içerir. Tedarikçi seçimine gelince hedef do÷ru tedarikçiyi seçme
yetene÷i olmalıdır. Kriterler genellikle fiyat, kalite gibi kriterleri içerir. Analitik
Hiyerarúi Süreci sık sık bir ideal tedarikçi seçimi metodu olarak düúünülür. Çünkü o
karar vericiye kriterlerin ba÷ıl önemine ve tedarikçilerin uygunlu÷una dayanan
tedarikçileri derecelendirmeye izin verir.
Bu metot en çok dikkati çeken bir úekilde sistematik do÷ası için kabul edilir.
Metot, birçok kriter oldu÷u zaman, karmaúık problemleri çözmek için ideal bir metot
olarak sık sık örnek gösterilir. Min (1994)'e göre bu teorinin altı adımı vardır. Bunlar:
64
1. Karar için hedeflerin tanımlanması ve problem alanının tarif edilmesi.
2. Karara iliúkin niteliklerin bir listesini oluúturma ve sonra hiyerarúik olarak onları
düzenlenmesi.
3. Farklı niteliklerin öneminin belirtilmesi.
4. Karar vericinin yarar fonksiyonu üzerine inúa etmesi.
5. Her bir alternatif için bütün yararlı puanı hesaplama ve sonra
alternatiflerin sıralanması.
6. Duyarlılık analizi yapılması.
65
önemli seçim kriterlerini kullanacaktır. Bu yüzden seçim kriterlerini ve farklı
metotların zayıflı÷ını ve ba÷ıl güçlerini anlamak önemlidir.
2.8.2 øú Orta÷ı
66
getirir.
• Tam ortak statüsünü elde etmeyi baúarmak için daha az gayret ve masraf
gerektirir.
67
Bu soruların yanıtlarını bulmak isletmenin mevcut durumunun saptanması,
planlananla úimdiki durumunun kıyaslanması ve gelece÷e iliúkin kararların alınması
anlamına gelir. Tüm bunları gerçekleútirebilmek için yöneticiler bazı göstergelere
ihtiyacı olacaktır. øúletmenin önem verdi÷i alanlara yönelik olarak hazırlanan
göstergeler aracılı÷ıyla, performans ölçümü yapılarak belirtilen üç sorunun cevabı
verilmeye çalıúılır (Kasnaklı, 2002).
2.9.2 Performansın Boyutları
Genelde kabul gören bir sınıflandırmada performans kavramı yedi boyut ile
tanımlanmaktadır. Bunlar: etkinlik, verim ve girdilerden yararlanma, verimlilik, kalite,
yenilik, çalıúma yaúamının kalitesi, karlılık ve bütçeye uygunluktur. Performans
boyutlarına yönelik bir ölçüm ve de÷erlendirme sisteminde kullanılacak göstergeler
aúa÷ıda bir örnek liste olarak verilmiútir (Akal, 2000):
Etkinlik:
• Satıú personeli tarafından gerçekleútirilen satıú kotası yüzdesi,
• Ürün ya da bölge basına müúteri devri,
• Programlardan sapma,
• Pazar payı (mevcut ve potansiyel yüzdesi),
• Müúteriler açısından isletmenin itibarı,
• Gerçeklesen projeler/planlanan projeler,
• Zamanında teslim edilen mal %'si,
Verim-Yararlanma Oranları:
• En yüksek-en düúük veya düúük hedef düzeyleri,
• Üretim için planlanan malzeme eksikli÷i yüzdesi,
• Bir sipariúin gerçekleúmesinde ortalama toplam maliyetindeki de÷iúme,
• En alt düzeye düsen stok kalemlerine ait bildirimler,
• Yüksek oranda bozuk mal veya israf,
• Makine arızası,
• øúgücü (direkt ve endirekt) oranları,
• Ortalama üretim süresi (ürüne göre),
• Makine kullanım oranları,
68
• Yer kullanım oranları,
• ҏStok devir oranları,
• Kalite
• ҏSatın alınan mal ve malzemede red yüzdesi,
• ҏRed oranları (üretimde),
• ҏYeniden isleme, düzeltme oranları,
• ҏMüúteri úikâyetleri oranı,
• ҏGaranti masrafları,
• Verimlilik:
• ҏÇalıúan basına satıú,
• ҏÇalıúan basına üretim,
• Enerji verimlili÷i,
• Çalıúma Yaúamının Kalitesi:
• Devamsızlık,
• øsçi devir oranı,
• ҏøsçi-iúveren uyuúmazlıklarının sayısı,
• Kaza sayısı,
• Hedeflenen düzeyi geçen isçilik saatleri,
Yenilik:
• Yeni uygulanan üretim yöntemleri sayısı,
• Yeni yöntem uygulamaları sonucu zaman ve maliyet tasarrufu,
• ҏYeni teknoloji uygulamaları sonucu sa÷lanan zaman ve maliyet tasarrufu,
• Karlılık/Bütçeye Uygunluk:
• Bütçeleúen satıúlara göre gerçeklesen satıúlar,
• Hedef düzeylerini asan bütçe sapmaları,
• Yatırımların getirisi,
• Satıúların yüzdesi olarak kar,
• Çalıúan basına kar,
• ҏTemettü ödemelerinde artıú yüzdesi,
• Borçların toplam varlıklara oranı.
69
2.9.3 Performans Ölçümünün Önemi
Firmalar gelecekte daha baúarılı bir úekilde rekabet edebilmelerine olanak
sa÷layacak bir de÷iúimden geçmek için çeúitli geliúim yöntemlerinden faydalanma
yolunu tercih etmektedirler. Bu yöntemler; toplam kalite yönetimi, JIT, zamana dayalı
rekabet, müúteri odaklı organizasyonların oluúturulması, yeniden yapılanma gibi isimler
alabilmektedir. Bu geliúim programlarının her biri iúletmenin performansında ani ve
önemli düzeylerde geliúmeler yaratmayı, iúletme ortaklarına, müúterilerinin,
tedarikçilerinin ve çalıúanlarının tümünü olmasa bile önemli bir bölümünü kapsayacak
artı de÷erler yaratmayı vaat etmektedirler. Bu iúletmenin performansında beklenen bu
de÷iúiklikleri yaratabilmek için firmanın temel birçok de÷iúiklik yapması gerekir. Bu
de÷iúikliklerin baúında da performansın ölçüm ve de÷erlendirmesine iliúkin
de÷iúiklikler gelmektedir.
Bilindi÷i üzere geliúime yönelik plan ve önerileri saptamak, kurulusun mevcut
ve potansiyel sorunlarını önceden belirleyerek geliúme gerektiren alanları belirlemek,
geliúime yönelik uygulamaları de÷erlendirmek iyi tasarlanan ve uygulanan performans
ölçme ve de÷erleme sistemlerinin deste÷iyle sa÷lanabilecek görevlerdir (Oraman,
2004).
Her iúletme belli amaçlar ve görevleri gerçekleútirmek için kurulur. øúletme
yönetimini üstlenenlerin temel görevi ise örgütün amaçlarını ve görevlerini mümkün
olabilecek en iyi ve en baúarılı úekilde düzeyde gerçekleútirmektir. En iyi ya da en
baúarılı olanın ne oldu÷u yönetimin performans anlayıúına göre belirlenir. Ölçümler
toplumun her kesiminde gereksinim duyuldu÷u gibi iúletmeler için de önceliklidir.
Büyük, küçük, özel, kamu, kar amaçlı ya da de÷il her iúletmede ölçümler yapılır, veriler
toplanır, iúlenir ve bilgi olarak kullanılır.
Performans ölçümlerinin bir iúletmede yanıtlayabilece÷i belli baúlı sorular
úunlardır: øúler ne kadar iyi yapılıyor, beklenen sonuçlara ne düzeyde ulaúılmıútır,
gerçekleútirilen iúlerin amaçlara katkısı olmuú mudur, bu islerin örgüt performansına
etkisi nedir, hedef ve stratejilere uygunluk sa÷lanmıú mıdır, temel ilkelerden sapma var
mı, do÷ru yönde iyiye do÷ru mu gidiliyor vb.
Ölçümlerle sa÷lanan bu bilgiler yöneticilerin ve tüm çalıúanların davranıúlarını
yönlendiren ve yöneten araçlardır. Günümüzün yönetim anlayıúı iúletmede oluúan bu
70
bilgi kayna÷ını temel almaktadır. Bu nedenle ölçümler önemlidir. øúletme düzeyinde
performans ölçüm ve denetimlerinin rolü kısa baslıklar altında söyle sıralanabilir (Akal,
2000):
1. øúletmenin yaúamını sürdürebilmesi için örgüt içinde performans ve verimlilik
anlayıúını yaratmak ve sürdürmek,
2. Performans yönetiminin kontrolünü geliútirmek,
3. Yönetimin planlama yetene÷ini artırmak,
4. øúletmenin mevcut ve potansiyel sorunlarını erken belirleyerek geliúme gerektiren
alanları saptamak,
5. Gerçekleútirilen etkinliklerin sonucunu de÷erlendirmek ve ilgili bilgilerin tüm
düzeylere iletimini sa÷lamak,
6. Yöneticileri ve çalıúanları özendirmek.
øúletmelerde gerçekleútirilen do÷ru ve amaca uygun ölçme ve de÷erlendirmeler
iúletmenin geliúmesini desteklemektedir.
71
tedarikçilere ba÷lı kalan istikrarlı hedefleri belirlemek önemlidir. Bununla birlikte,
úirketler tedarikçilerin performansını ölçtü÷ü zaman, basit bilgisayar sistemleriyle
onların performans geliúimlerini izleyebilir.
72
2.10.4 Tedarik Portföyü
Firma tedarikçi ölçme sistemiyle tedarikçileri için kesin bir baúarı seviyesi
(eúik) belirleyebilir. Bir firma, tedarikçisinin yeteneklerini ve onların performans
seviyelerini anladı÷ında, yeni ürünleri ve hizmetleri daha iyi planlayabilir. Firma tedarik
zincirindeki baúarısı ile rekabet üstünlü÷ünü yakalamada önemli bir adım atmıú
olacaktır.
2.10.5 Müúteri ve Tedarikçi øú Alıúkanlıkları
ødeal olarak, tedarikçiler müúterileriyle aynı sistem paralelinde çalıúmalıdır.
Aynı iú etütlerini paylaúmalı, devam eden geliúimde karúılıklı olarak kesin kararlılık
göstermelidirler. Aynı seviyede olmak için geliúmeyi denemeyen bir tedarikçi
müúterinin artan ve de÷iúen ihtiyaçlarına yetiúemeyecektir. (Leenders&Fearon,2000)
2.10.6 Tedarikçi Performansının øyileútirilmesi
Tedarikçi de÷erlendirmenin hedefi tedarikçi performansı geliúimidir. Onu
basitçe ölçmenin performansta pozitif etkisi vardır. Firmaların devam eden geliúim
faaliyetleri içerisinde tedarikçi performansı ölçümü firmaya oldu÷u gibi tedarikçinin
geliúimine de rehberlik etti÷i zaman çok etkilidir. Tedarikçi, kalite, geri dönüúler ve
maliyet alanlarında iúlerini etkileyebilen geliúimler için fırsat alanlarının
tanımlanmasına ihtiyaç duyarlar. Tedarikçi de÷erlendirme sistemi, hem nitel faktörlerin
temelinde yatan kadar iyi bir maliyet yönetimi hem de tam zamanında teslimat ve
kalite gibi geleneksel nicel göstergelere ihtiyaç duyar. Tedarikçi e÷itimi ve geliúimi,
pozitif ve ölçülebilir sonuçlar elde etmek için en iyi yol olan tedarikçi de÷erlendirme
sonuçlarını belirlemek gibi düzeltici faaliyetler yapmalıdır.
73
øúletmelerin, yanlıú faaliyet alanlarına odaklanmaları da iúletmelerde beklenen
geliúmelerin sa÷lanmasını engelleyebilmektedir. øúletmelerin, tek bir performans
boyutuna odaklanmaları da faaliyetlerine iliúkin yanlıú bilgilere sahip olmalarına neden
olabilmektedir. Örne÷in; iúletmelerin, maliyet hedefleri üzerinde odaklanmaları ve
performans ölçüm sistemlerinin tasarımını karlılık boyutunun öncelikli boyut olarak ele
alınması, müúterinin beklentilerinin ihmal edilmesine ve müúteri tatmininin azalmasına
neden olabilmektedir.
Birbiri ile çakıúan performans ölçütlerinin belirlenmesi ise, iúletmelerin,
geliúmelerin gerekli oldu÷u faaliyetleri saptamalarını güçleútirecektir. Bu nedenle,
performans ölçütlerinin belirlenmesinde iúletmenin öncelikleri do÷ru olarak belirlenmeli
ve performans ölçütleri iúletmelerin stratejileri do÷rultusunda oluúturulmalıdır.
Performans ölçüm ve de÷erlendirme sistemi iúletmelerin mevcut durumuna ba÷lı
olmakla birlikte, sürekli geliúme kapsamında önem verilen alanlara iliúkin bilgileri hızlı
bir biçimde sa÷layabilmesi açısından da önemlidir. øúletmelerde performans
de÷erlendirmeleri; bir iúin ne kadar iyi yapıldı÷ını, önceki hedeflere ulaúılıp
ulaúılamadı÷ı, müúterilerin tatmin olup olmadı÷ı, süreçlerin istatistiksel olarak kontrol
altında olup olmadı÷ı ve nerede geliúmelerin gerekli oldu÷u hakkında bilgi
sa÷lamalıdır.(Oraman, 2004).
Performans ölçüm ve de÷erlendirme yapmak isteyen birçok isletmede çok çeúitli
problemlerle karúı karúıya kalınmaktadır. Genellikle iúletmeler performans ölçüm ve
de÷erlendirme sistemlerinde úu tür hatalar yapmaktadırlar (Artley&Stroh, 2000):
• Gere÷inden fazla veri ile ilgilenilmesi,
• Verilerin çok fazla özetlenmesi sonucunda anlamsızlaúması,
• Çeliúkili ve gereksiz verilerinin toplanması,
• Kısa döneme odaklanılması,
• Raporların geçmiú deneyimlere ve sezgilere göre oluúturulması,
• Yetersiz sayıda gösterge kullanılması (genellikle karlılık boyutuna
odaklanılması ve müúteri ve çalıúanların tatmini gibi uzun dönemli ölçütlerin
de÷erlendirilmemesi),
• Ne kadar süreyle performans analizinin yapılaca÷ının belirlenmesi,
74
• Yanlıú performans ölçümünün sürdürülmesi (bir alan için uygun olan bir
performans ölçümü di÷er alanlar için anlamsız olabilir),
• Müúteri iliúkileri yönetimine gereken önemin verilmemesi,
• ҏYanlıú alanlara odaklanılarak yanlıú soruların sorulması,
• Rekabetin özendirilmesi ve takım çalıúmasının olumsuz olarak etkilenmesi,
• Gerçekçi olmayan ve anlamsız göstergelerin kullanılması,
• Baz alınan göstergeleri iliúkilendirmede baúarısızlık (ölçütlerin isletmelerin
stratejik planları ile ba÷lantısı kurulmalı ve isletmedeki tüm düzeylere
iletilmelidir),
• Performans ölçüm sisteminin amacının anlaúılmamasıdır.
Performans ölçülerini saptamaya yönelik ilk giriúimler, genelde birço÷u faaliyet
ve girdi ölçüleri olan çok sayıda ölçünün belirlenmesine neden olmaktadır. Bütün
ölçüler kurum içerisinde de÷iúik kademelerdeki yönetim için yararlanılabilen bilgiyi
sa÷lamakla birlikte; ölçüler aracılı÷ıyla elde edilen bilgi kümesi kullanıúsız ve
raporlamayı hedeflememiú olabilir. Anlamlı olması bakımından performansla ilgili bir
raporun az sayıda önemli gösterge setine odaklanması gerekir. Özellikle, hangi amaçla
bilgiye ihtiyaç duyuldu÷unun bilinmesi ve rapor okuyucusunun alaca÷ı kararın niteli÷i
performans ölçülerinden yararlanmada basarının anahtarıdır. Mevcut verilerden
mümkün oldu÷unca yararlanılmasına ra÷men, bunların kritik edilmeden kullanılması,
muhtemelen performans ölçülerinin;
• Uygun performans boyutlarına odaklanamamasına,
• Sa÷lıklı olmamasına,
• Açıklama gücüne sahip olmamasına neden olabilir (Baran ve Aral, 2002).
2.11.2 Tedarikçi Performans Ölçümünde Yedi Aúama
Her organizasyon, tedarikçi performansını de÷erlendirmenin gereklili÷ini
bilmektedir. Fakat tedarikçi de÷erlendirme yetenekleri ve sonuçlarından memnuniyetleri
soruldu÷unda, çok az satınalma ve kalite uzmanı bu soruya evet diye cevap vermektedir.
øúletmeler, tedarikçilerinin performansını ölçme ihtiyacı duymaktadır, çünkü (Gordon,
2005):
• Ölçülemeyen yönetilemez.
75
• Tedarikçi ölçülebilirse, geliútirilebilir.
• ҏTedarik zincirinde göz önünde olmayan israf ve maliyet kalemleri ortaya
çıkarılıp, ortadan kaldırabilir.
• Tedarikçi performans geliúimi arttırılabilir.
• Sipariú çevrim zamanını ve stok seviyelerini küçülterek, rekabeti arttırabilir.
• ҏøsletmeyi etkileyici, bilgi veren karar destek sistemleri kurulabilir.
Aúa÷ıdaki 7 asama, tedarikçi de÷erlendirmenin geliútirilmesi ve yayılması için
gerekli olan süreci belirtmektedir (Gordon, 2005):
• Tedarikçi performans amaçlarının ve hedeflerinin belirlenmesi.
• Bir de÷erlendirme yaklaúımının belirlenmesi.
• Tedarikçilerle ilgili bilgi toplamak için bir metot geliútirilmesi.
• Güçlü bir de÷erlendirme sistemi tasarlanması ve geliútirilmesi.
• Tedarikçi performans de÷erlendirme sistemini yaygınlaútırılması.
• Tedarikçilere performansları ile ilgili bilgi verilmesi.
• ҏTedarikçi performans ölçümünden sonuçlar üretilmesi.
76
• Envanter, maliyet, bütçe, insan ve enformasyon ile ilgili kontrol sistemleri,
• Seçilmiú tedarikçinin finansal açıdan sa÷lam ve önceden görülebilir gelece÷e
yönelik baúarının sürdürebilmesi sa÷layan nakit kaynakları ve finansal dengesi,
• Kalite ve hizmetle orantılı maliyet
• Tedarikçinin sürekli teslim ve mümkün oldu÷unda kalite ve hizmet seviyelerini
arttırma yetene÷i tutarlılı÷ı.
77
ba÷lılı÷ını göstermek ister. Tedarikçi, e÷er alıcının ba÷lılı÷ı yoksa iúletmesinde
o alıcının arzularına uygun de÷iúiklikler yapmaya istekli olmayabilir.
• Etkili iletiúim; Açıklı÷ın ve sıklı÷ın tedarikçilerın motive edilmesinde bir
anahtar yaklaúım oldu÷u fark edilmiútir. Erken katılım ve açık iletiúim kanalları
hem tarafların anlayıúını arttırır hem de sorun çözmeyi teúvik eder.
• Üst yönetimin deste÷i; Firmanın rekabet stratejisine dayanan bir tedarikçi
de÷erlendirme programının baúlatılmasına olan gereksinimi üst yönetim fark
eder. Satınalma yönetiminin kaynaklarının geniúletilmesinde üst yönetimin
teúvik ve deste÷ine ihtiyacı vardır.
• Yerel tedarikçinin uyum kabiliyeti; Çok uluslu úirketlerin satınalma kararları
yerel tedarikçinin yüksek kalitede ürün veya hizmet, teslim zamanı gibi
kriterlerinden oluúan uyum kabiliyetinden etkilenir.
Baúarılı satınalma yalnızca rekabetçi fiyat tekliflerine dayanılarak sa÷lanamaz.
Alıcılar en düúük fiyatı de÷il ama toplam maliyete dayanan en iyi de÷eri ararlar. Çok
uluslu úirketler sadece yetenekli de÷il aynı zamanda standartlarını iúletmeyle ve
toplumla paylaúmaya motive olmuú tedarikçilerle çalıúmak isterler. Muhtemel
tedarikçiler olarak düúünülen úirketler hem endüstriyel hem de sosyal kriterler
kullanılan bir proseste de÷erlendirilirler. Tedarikçi de÷erlendirmede kullanılan yaygın
performans kriterleri aúa÷ıdaki gibidir. (Wenli, 2003).
Tablo 2.5 Tedarikçi De÷erlendirmesinde Kriter ve Performans Ölçüleri
78
Sosyal ve Ahlaki disiplinle ilgili uygulamalar, çalıúma rahatlı÷ı, çalıúma
Çevresel Kurallar saati, ücretler & haklar, iú güvenli÷i.
Kriterler Sosyal Sosyal sorumluluk, ürün güvenli÷i
Gereklilikler
Çevre Yer kirlili÷i, zararlı ve zararsız atıklar, emisyon, tahliye
ve gürültü, kimyasallar, çevredeki geliúmeler.
Wenli (2003)
Teslimat güvenilirli÷i; Teslimat güvenirli÷i esnek kalite hedefleri gibi tarif edilir. Tekrar
edecek olursak, her tür ürünün teslimat güvenilirli÷i azamiye çıkarılmak istenir
Hizmet & øletiúim; Aynı zamanda iletiúimi iyi ve canlı tutmak hem alıcı hem de
tedarikçi için önemlidir. Bu tedarikçi performansının bilinmesine ve denetlenmesine
yardımcı olur.
79
Bildirisi ve Rio Sürdürülebilir Geliúme Bildirisi.
• Finans
• Üretim kapasitesi ve tesisleri
• ønsan kaynakları
• Kalite
• Performans
• Çevresel ve etik konular
• IT
• Organizasyon yapısı
80
Finans Önerilen kontroller úunlardır;
Üretim Kapasitesi
Yenilik ve Tasarım
Üretim Tesisleri
81
• Makine düzenindeki herhangi bir eksikli÷in nasıl üstesinden gelinebilir?
• Makineler modern ve iyi korunmakta mıdır?
• Fabrikanın düzeni tatmin edici midir?
• Bakım onarımın do÷ru yapıldı÷ına dair kanıtlar var mıdır?
• Tedarikçi bilgisayar destekli tasarım (CAD), bilgisayar destekli üretim
(CAM) veya esnek üretim sistemleri (FMS) gibi yaklaúımları benimsemiú
midir?
• Sa÷lık ve güvenlik koúulları tatmin edici midir?
ønsan Kaynakları
Kalite
82
• Kalite kontrol genel bir kalite de÷erlendirilmesini de kapsamakta mıdır?
• Tedarikçi alıcının teslimat denetimlerine güvenli bir úekilde karúılık
verebiliyor mu? (Bu özellikle JIT teslimatlarında önemlidir).
Performans
• Çevresel yönetimin sorumlulu÷u belirli bir kiúi veya bölüme tahsis edilmiú
midir?
• Sürdürülebilir bir úekilde tedarikçilerden malzeme elde edilmekte midir ?
• Tedarikçi atıkları asgariye düúürmede, elden çıkarmada ve yeniden
kazanmada hangi imkan, teknik veya tesislere sahiptir?
• E÷er varsa tedarikçinin ürünleri ne tür enerji tasarrufu sa÷lamaktadır?
• Tehlikeli maddelerin kontrolünde hangi düzenlemeler yürürlüktedir?
Enformasyon teknolojisi
83
• Organizasyonunuz aúa÷ıdakileri ne úekilde yapar?
Tedarikçi ziyaretleri
• Kiúisel tutumlar,
• Üretim ekipmanının uygunlu÷u ve bakımı,
• Yönetici konumundaki personelin teknolojik bilgisi,
• Kalite kontrol metodları,
• Temizlik,
• Teknik kadronun yeterlili÷i,
Tedarikçinin onayı
(a) Aynı ihtiyaç için satınalma veri tabanında hiçbir tercihli, ortak veya onaylanmıú
84
tedarikçi yoktur.
(b) Satınalma katı ödemesi yeterli veya mümkün de÷ildir.
(c) Tedarikçi iúlem tamamlandıktan sonra kapatılacaktır.
85
2.13.1.1 Kategorik Yöntem
86
geliútirilerek bu sorunun üstesinden gelinmektedir. Böyle programlar tüm veya
belirli tedarikçilerın kalite ve teslim performansı verilerini toplarlar ve iúlerler.
Bu verilerden aylık, üç aylık veya gerekli zamanlarda raporlar sunulur.
• Reytingler bilimsel do÷ruluk izlenimini verebilir halbuki aslında bunlar
dayandıkları varsayımlardan daha fazla do÷ru de÷ildirler.
• Tedarikçinin performansı ço÷u zaman tedarikçinin kontrolünün dıúındaki
koúullardan etkilenir.
87
Tablo 2.7 Sıkça kullanılan tedarikçi performansı de÷erlendirme metotları (Hollingsworth (2001)’den alınmıútır)
88
metodu faktörlere göre (yani, fiyat, de÷erlendirilmesinde kullanılır. önüne alınmaz veya seçmede kullanılır.
kalite, teslim gibi) ba÷ımsız • Geliútirilmesi kolaydır • Tedarikçi performansının
olarak de÷erlendirilir, daha • Tedarikçinin geçmiú uzun vadede
sonra her bir de÷er tablo performansının göz önüne de÷erlendirilmesine
haline getirilir ve son alınmasını gerektirebilir. uygulanmaz
de÷erlendirme yapılır. • De÷erlendiricinin sübjektif
görüúlerine dayanır
• Arzu edilen sonucu vermesi
için bir de÷erlendirici
tarafından kolayca
ayarlanabilir
Di÷er faktörlerin her biriyle • Alternatif tedarikçi önerilerini • Uzun vadeli • Öncelikle tedarikçilerın
A÷ırlıklı iliúkili olarak o alanın de÷erlendirme için mükemmel de÷erlendirmelerde daha az uzun vadeli
nokta de÷erini belirten bir a÷ırlık bir araçtır. faydalıdır de÷erlendirilmelerinde bir
belirlenir. Daha sonra her • De÷erlendirenlerin bütün • Veri giriúi aúırı derecede araç olarak kullanılır.
faktöre tedarikçinin faktörleri hesaba katmalarına zaman alabilir
performansını gösteren bir olanak verir, yine de bir faktöre • Yo÷un emek gerektirir
puan verilir. Puan a÷ırlıkla di÷erinden daha fazla önem
89
çarpılır ve daha sonra verilebilmesini sa÷lar.
ortalaması alınır.
Yüzde sistemleri kalite • Veri biriktirmek kolaydır • Veriler sa÷lıklı olabilir • Baúlangıçta yüzde metodu
kusurlarının veya geç • Yerine getirme hedefleri ve ancak tedarikçinin kaliteye uygulanmıú ve
Yüzdeye teslimatların yüzdesini ölçer beklentiler sunar; yani örnek karúılaútı÷ı sorun tiplerini daha sonra teslimat
dayanan metot –örnek olarak e÷er bir olarak % 95 -100 mükemmel; incelemede yeterli performansını içine alacak
tedarikçi 64 de 8 geç da÷ıtım % 90-94 iyi; % 85-89 kabul kalmayabilir. úekilde geniúletilmiútir.
yapmıúsa bu tedarikçiya 12.5 edilebilir. • Kalite sorunlarının úiddetini
veya 13 puan verilebilir. yansıtmaz
• Zamanında performansın
seviyesini do÷ru úekilde
yansıtmaz. E÷er 3 günde
veya 60 günde 100
teslimattan 1’ i gecikirse,
yüzdeye dayalı bir sistem
hala % 1 lik bir oran verir.
Tedarikçinin her bir • Tedarikçiler kendi eylemlerin- • Oluúturulması güçtür • Tedarikçi tabanının
performansı kriteriyle den sorumlu tutulurlar • Üretim dıúı masrafı maliyet cinsinden
90
Maliyete ba÷lantılı toplam masraflarda • Tedarikçinin geliúimini di÷er saptamak güçtür. performans trendlerini
dayanan metot tedarikçi performansını yöntemlerden daha hızlı arttırır oldu÷u kadar her bir
de÷erlendirir. • Tedarikçilere kendi performans- tedarikçinin performansını
Üretim dıúı masraflar, iade larıyla ba÷lantılı ilave masrafları de÷erlendirmede
malların reddedilmesi ve konuları anlamalarında kullanılır.
masrafları gibi masraflarıdır. ihtiyaç duydukları ayrıntıları
Bunlar gerçek maliyete sunar.
eklenirler. • Tedarikçiler kendi
performanslarını arttırmada
daha büyük bir motivasyona
sahip olurlar
Hollingsworth (2001)
91
2.14 Tedarikçinin Geliúimi
1. Kritik ürünleri belirle; Bu, Kraljic (1986)’ inki gibi bir portfolyo yaklaúımı
kullanılarak yapılır. Bunlar ço÷unlukla stratejik ve darbo÷az ürünler olur.
2. Kritik tedarikçilerı belirle; bu aúamada aúa÷ıdaki gibi sorular ele alınır;
92
- Sürdürme kabiliyeti: belirli bir performans seviyesini sürekli koruma yetene÷i,
- Geliúme kabiliyeti: performans geliúiminin hızını etkiler,
- Evrim kabiliyeti ve yetenek geliútirme kabiliyeti: de÷iúen ortamlara cevaben iç
kaynakları adapte etmeye, entegre etmeye ve tekrar düzenlemeye daha az önem
verilen dinamik yeteneklerden farklıdır.
“Ürün geliútirme sürecinin baúında bir veya birkaç seçkin tedarikçiyı bir alıcının
ürün tasarlama ekibiyle bir araya getiren bir uygulamadır Amaç, piyasaya etkili ve
yeterli bir ürün tanıtılması için tasarlanan bir ürün spesifasyonu geliútirirken
tedarikçinin uzmanlı÷ından ve deneyiminden istifade etmektir.” Baily et.al.(2005)
93
• øyileútirilmiú ürün özellikleri
• Arttırılmıú kalite
• Düúük geliúme masrafları
• Yeni teknolojilere rakiplerden önce ulaúma
• Müúterek sorun çözümleme
• Bilgilerin ve haberlerin paylaúımı
• øyileútirilmiú ürün üretimi
94
BÖLÜM 3 : Analitik Hiyerarúi Süreci (AHP)
AHP, problemi birden fazla seviyeden oluúan bir hiyerarúik yapı ile ele
almaktadır.(Saaty,1990) Belli düzeydeki her bir eleman bir üst düzeydeki elemanlarla
ikili olarak karúılaútırılır ve sonuca ulaúılmasında bu ikili karúılaútırmalar kullanılır
(Barbarasoglu &Yazgaç, 1997)
95
3.1.1 Analitik Hiyerarúik Sürecin Geliúimi
Saaty, 1980 yılında "The Analytic Hierarchy Process" adlı eserinde karar
verme sürecinde sadece sayısal olarak elde edilebilen de÷iúkenlerle yetinilmemesi
aynı zamanda sayısal olmayan ancak karar verme sürecine etkisi bulunan di÷er
sayısal olmayan kriterlerinde dahil edilmesi gereklili÷i üzerinde durmuútur. Gerçek
hayata baktı÷ımızda da sistem yaklaúımı gere÷i probleme dahil olan tüm kriterleri
hesaba katmadan yapılan bir de÷erlendirmenin eksik olmaması imkansızdır.
Terslik ølkesi: E÷er x özelli÷i y’ye göre a birim kadar tercih ediliyorsa y de x’e göre 1/a
birim kadar tercih edilecektir.
96
Homojenlik ølkesi: Tercihler belli ve sınırlı bir ölçek yardımı ile belirlenmeli, sonsuz
derecede tercih gibi kavramlar bulunmamalıdır.
Beklentiler ølkesi: Forman and Gass (2001) tarafında ortaya konan bu ilke karar
vericinin sahip oldu÷u nitel kriterleri rahatlıkla ve uyun biçimde tekni÷e aktarabilmesi
ilkesidir.
• øki taraflı olma/tersi olma prensibi, yani A ö÷esi B’ye karúı 2 kat önemliyse
B’de A’ya karúı 1/2 önemli olarak ifade edilmesi
Üçüncü prensip ise ba÷ımsızlık yani hiyerarúinin bir seviyesine iliúkin de÷erlendirme ve
önceliklerin di÷er seviyelerdeki ö÷elerden ba÷ımsız olması. Örnek olarak yeni bir seçenek
ilavesi ile üst seviyelerdeki önceliklerin de÷iúmeyece÷i anlamına gelmektedir. Yalnız önemli
olan nokta yeni bir seçenek veya kriter ilavesinin sonucun de÷iúmesine yol açabilece÷idir.
Özellikle homojenlik ilkesi gere÷i bir ölçek ihtiyacı Saaty (1990) tarafından
oluúturulmuútur. økili karúılaútırmaların ba÷ıl önem derecelerini ortaya koymuútur.
• 1: Eúit Önemli
97
• 5: Güçlü Derecede Önemli
Saaty (1990) ortaya koymuú oldu÷u ba÷ıl önem ölçe÷inin birçok uygulamada
kullanılarak ve di÷er ölçeklerle kıyaslanarak sınandı÷ını belirtmiútir. Saaty (1994)
ondalık de÷erlerin de gerekti÷inde bu ölçekte kullanılabilece÷ini belirtmiútir.
aij.ajk =aik
Saaty (1980)’in belirtti÷i gibi eúitlik ideal bir durumu yansıtmaktadır ve gerçekte
genellikle karúılaútırmalar yüzde yüz tutarlı olamadı÷ı için bu eúitlik sa÷lanamamaktadır
ancak, AHP karúılaútırmaların yüzde yüz tutarlı olmasını úart koúmamaktadır.
Wi=1/n . ¦a ij .w j i=1,2,…,n
wi, a÷ırlıkları (w1, w2,..., wn) úeklinde vektör haline getirilir ve ikililer matrisi A bu
vektörle çarpılırsa nw vektörü elde edilir:
Aw = nw
98
toplamı o matrisin izini verdi÷inden, köúegen elemanlarının toplamı, bu durumda A'nın
izi, n'ye eúittir. Di÷er bir deyiúle λi , A'nın özde÷erleri olmak üzere,
¦ λ = iz( A) = n
i =1
n
wi = 1/ λ max ¦ aij .w j
j =1
Aw = λmax w
A'nın her bir sütunu w'nun sabit bir katı oldu÷undan w, A'nın herhangi bir sütununun
normalize edilmesiyle bulunabilir.
AHP’ye gelen eleútiriler genel olarak Çoklu Nitelikli Fayda Teorisi (Multi
Attribute Utility Theory - MAUT) üzerine çalıúmıú olduklarından yaptıkları eleútiriler
de bu teorinin paradigmasına ba÷lı gerçekleúmektedir. Forman ve Gass (2001)’in
belirtti÷i gibi her yeni yaklaúımın, hem de uygulanabilirli÷i tartıúılan, bu eski
paradigmaya ba÷lı kalması diye bir zorunlulu÷u yoktur.
99
ye göre de x’in z’ye 6 kat tercih edildi÷i de belirtilebilmelidir. Fayda teorisi bu tip
geçiúken olmayan iliúkilere izin vermezken AHP ise imkan tanımaktadır.
Saaty (1994) belirtti÷i gibi göreli ölçüm kavramı mutlaka ölçümde görülmeyen
bir etki getirdi÷idir. Bu nokta seçenek sayısının ve yapısının, her bir kriterin de÷erini
oluúturan bir etkisi oldu÷udur. Böylelikle seçenek ilavesi veya eksilmesi sıralamanın
de÷iúmesine yol açabilmektedir.
Göreli ölçümde ise ölçek karúılaútırmalar sonucu elde edilir, bir baúka deyiúle
mutlak ölçümün tersine baútan belirlenmiú bir ölçek yoktur. O yüzden de yeni bir
seçenek ilave oldu÷unda belirlenmiú bir standart ölçek olmadı÷ından ölçe÷in yeniden
yapılanması söz konusudur. Sonuçta sıralama de÷iúimi gerçekleúebilir.
Yattı (2002) beynin de yine iki türlü yani mutlak ve göreli kıyaslamalar ve
de÷erlendirmeler yaptı÷ını belirtmiútir. Seçenekler mutlak de÷erlendirmede kesinleúmiú
ölçeklerle, göreli de÷erlendirmede ise önceden belirlenmemiú ölçeklerle de÷erlendirilir,
buna göre kararlar verilir ve yorumlar yapılır.
Belirli bir kritere göre n da bir seçene÷in a÷ırlı÷ı aúa÷ıdaki gibi bulunur
(Saaty,1994).
100
m n
wi= ¦ wij x j
j =1
/ ¦w
i =1
ij
Burada.
wi = i seçene÷inin a÷ırlı÷ı,
m: kriter sayısı,
n : seçenek sayısı,
Saaty (1994) seçeneklerin artıú nedenlerine ilgili olarak da gerçek yaúam ile ilgili
bazı noktalara de÷inmiútir. Bunlar benzer seçenek, hayali seçenek ve tuzak
seçeneklerdir. Hayali seçenek düúük de÷erli bir seçenekten orta de÷erli bir seçene÷e
geçiú için yüksek de÷erde bir hayali seçenek ilave edilmesidir.
101
Benzer seçenek kavramını anlatırken ise Saaty úu örne÷i vermektedir: küçük bir
yerde yaúayan bir bayan, úapka almak ister. Yaúadı÷ı yerdeki tek úapka ma÷azasına
gider ve A ve B model úapkaları eúit derecede be÷enir. Bu durumda A'yı ya da B'yi
satınalma olasılı÷ı eúittir. Ancak, bu sırada úapkacı, A modeliyle aynı olan bir C úapkası
daha oldu÷unu fark eder. Bunun üzerinde bayan, aldı÷ı úapkayı baúka birinde de görme
ihtimaline karúı riske girmek istemeyip B modelini seçer.
Yine Saaty verdi÷i di÷er örnekte iki farklı politik görüúten aday olan ve
seçimlerde rakip olan iki siyasetçiyi örnek vermiú ve iki görüúten birine sahip daha az
sevilen bir üçüncü aday çıktı÷ında di÷er görüúten seçime giren adayın úansının arttı÷ını
ve belki de bu úekilde seçimi kazanabilece÷ini anlatarak sıralama de÷iúimini anlatmıútır.
Saaty’nin verdi÷i bu örnekler sıralama de÷iúimini gerçek hayattan gelen bir olgu
oldu÷unu belirtmiútir.
Forman’a göre fayda teorisi taraftarlarınca bir seçene÷in di÷er bir veya daha
fazla seçenek tarafından baskı altına alındı÷ı durumlarda sıkça kullanılan ilgisiz seçenek
kavramı ile ilgili iki nokta öne çıkmaktadır. Birincisi AHP’yi bu açıdan
de÷erlendirildi÷inde fayda teorisyenlerinin ilgisiz dedi÷i seçenek göreli ölçüm nedeniyle
di÷er seçeneklere etki yapabilmektedir.
102
3.2.1 Hiyerarúik Yapının Oluúturulması
Saaty (1980)’e göre AHP’nin ilk aúaması olan hiyerarúi tasarımında farklı
düúünceler mutlaka yer verilmeli, takım çalıúması desteklenmeli ve tekdüze sıradan bir
süreç olmadı÷ı vurgulanmalıdır. Zahedi (1986) tasarımı yapılan hiyerarúideki seviye
sayısının problemin karmaúıklı÷ı ile do÷ru orantılı oldu÷unu ve analizi yapan yönetim
kademesinin özelliklerini yansıttı÷ını belirtmiútir.
4. Problemi daha iyi anlamaya dönük olarak gerekirse bir takım veya grup
oluúturulabilir
Hiyerarúinin tasarımı yapan kiúi ve kiúilerin problem ile ilgili bilgi ve hatta
tecrübe sahibi olmasını gerektirir. Kiúiler arasında hiyerarúi oluúumunda do÷acak
farklılıklar do÷aldır ve problemin daha iyi analiz edilebilmesi anlamında pozitif yönde
kullanılmalıdır.
103
Aúa÷ıdaki úekilde bir hiyerarúik yapı örne÷i en yukarıda amaç altında kriterler,
altında alt kriterler ve en altta alternatifler (seçenekler) olmak üzere gösterilmektedir.
Problemin hiyerarúik yapısı kurulduktan sonraki aúama, her seviye için, aynı
seviyelerde yer alan kriterlerin, ikili olarak birbiriyle karúılaútırılmasını içermektedir.
104
Tablo 3.1 Kriterlerin ikili karúılaútırılmasında kullanılacak ölçek
7 Çok Kuvvetli Bir faaliyet çok kuvvetli bir úekilde tercih edilir
Derecede Önem ve baskınlı÷ı uygulamada rahatlıkla görülür.
105
irdelenmesini sa÷layacak bir ölçe÷in bulunmadı÷ı durumlarda, ço÷u zaman ikili
karúılaútırmalar yöntemi tercih edilir
økinci olarak de÷iúken özelli÷e sahip kriterler ile çalıúırken bir de buna kriterler
arası etkileúimi ilave etti÷imizde karar vericilerin sabit bir ölçüm ve ölçek oluúturma
problemleri ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar böyle bir zorunluluk olmasa da bazı
araútırmacılar için sorun yaratabilmektedir.
Çok karmaúık problemlerde birden çok kiúinin AHP ye dahil olması örnek
olarak úirketin belli bir bölümündeki tüm uzmanların toplandı÷ı veya bir ekip ile
birlikte çalıúıldı÷ı durumlarda ortak bir de÷erlendirmeye ulaúılması zorunlulu÷u
ortaya çıkmaktadır.
106
ikili karúılaútırma matrisi A ile gösterilirse aij, karúılaútırılan elemanların birbirlerine
göre önemlerini (veya a÷ırlıklarını) belirtir.
• i matristeki satın,
• j sütunu belirtir
Burada a12; özellik 1'in özellik 2'ye göre olan önemini ifade etmektedir. Matrisin
köúegeni boyunca yer alan elemanlar l 'e eúittir, çünkü özelliklerin kendileriyle
karúılaútırılmasını göstermektedir.
107
n karúılaútırılan eleman sayısını, i matristeki satın, j sütunu belirtmek üzere,
ikili karúılaútırma matrisi A ile gösterilirse aij, karúılaútırılan elemanların birbirlerine
göre önemlerini veya a÷ırlıklarını belirtir.
A = (aij), i, j = 1,2,..., n
Kare matristir.
Matris tam tutarlıysa herhangi bir satırından matrisin di ÷er tüm faktörleri elde edilir.
Matrisin en büyük özde÷erine karúılık gelen özvektör, AHP matrisinde a÷ırlık veya
göreli önem vektörü olarak tanımlanır.
A÷ırlıkların Hesaplanması
• økili karú ılaú tırmalar sonucunda elde edilen karú ılaútırma matrisleri
normalleútirilir
108
Kriterler bazında elde edilen a÷ırlıkları kullanılarak, seçeneklerin öncelik
de÷erlerinin hesaplanmasıdır. Toplam öncelik vektörü, her seçenek için hesaplanmıú
öncelik de÷eriyle çarpılarak elde edilmektedir. Sonuçta, en büyük öncelik de÷erine
sahip olan seçenek, tercih edilmesi önerilen seçenektir (Saaty, 1980).
109
• Detayları gözden geçirilebilir olmalıdır(Saaty,1994)
Birçok firmada karar verme süreciyle ilgili olan bilgi toplanmaı ve analiz
basamakları zaman ve emek açısından büyük bir pay alırken, seçim aúaması gerekti÷i
kadar önem, zaman ve gayretten yoksun kalabilmektedir. Sezgisel karar vermenin
günlük sıradan iúlemlerde yeterli oluyorken getirece÷i alıúkanlık ile büyük ölçekli
karar verme süreçlerine de uygulanması tehlikesi belirmektedir. Modern karar destek
yöntemlerini kullanan iúletmeler, küreselleúmenin etkilerine öncülük etmekte ve bu
iliúkiler a÷ını yönetmekte rekabetçi avantaj sahibi olabilmektedir. Son yıllarda artan
modern karar destek yöntemlerinden biri Analitik Hiyerarúik Yöntemidir
(Kuruüzüm&Atsan, 2001).
AHP, nitel ve nicel faktörleri birleútirme olana÷ı sunan kolay anlaúılır ve güçlü
bir yöntemdir. Deneyim ve bilginin de en az kullanılan veriler kadar de÷erli oldu÷u
gerçe÷i ile hareket eder.
AHP gerek özel gerekse kamu sektöründe çok kriterli karmaúık kararların
planlamasında çok kullanıúlı güçlü bir yönetim karar aracıdır. AHP'nin avantajları,
• Güvenilir olması,
• Uzlaútırıcı özelli÷i,
110
• Bilgi teknolojileri ile uyumu olarak sıralanabilir.
Aynı yazarlar AHP’nin güçlü yanlarını ise tekni÷in karar vericinin ana amaca
odaklanmasına imkan vermesi, takım çalıúmasına imkan sa÷laması, nitel ve nicel
kriterleri aynı anda barındırabilmesi, karmaúık durumlarda bile sistematik bir úekilde
problemi yapılandırabilmesi ve verilen kararın bir tutarlılık kontrolünden
geçirilebilmesi olarak sıralamaktadırlar.
111
• Ana amaca yönelik çalıú ma sa÷layan,
Dyer (1990), mevcut bir kriterin a÷ırlı÷ına çok yakın bir a÷ırlı÷a sahip yeni bir
kriter eklendi÷inde sıralamanın de÷iúti÷ini göstermiútir. Dyer'a yanıt olarak Harker ve
Vargas (1990) tarafından verilmiú ve, fayda teorisinin tersine, bütün seçeneklerin
birbirinden ba÷ımsız olması nedeniyle, AHP'de matematiksel olarak do÷rulanmayan bir
sıralama de÷iúiminin söz konusu olmadı÷ını iddia etmiúlerdir.
112
3.4 Analitik Hiyerarúik Sürecin Uygulanıú Örne÷i
• Görüntü
• Estetik ve
• Elektrik tüketimi
• Vestel
• Philips
• Siemens ve
• Telefunken
Kriterler
Görüntü Estetik Elektrik Tüketimi
Karar vericinin amaca göre kriterler arasında yaptı÷ı ikili karúılaútırmalardan ortaya
çıkan matris aúa÷ıdaki gibi olsun:
113
Tablo 3.2 økili Karúılaútırma
GÖRÜNTÜ ESTETøK ELK TÜKETøMø
GÖRÜNTÜ 1 ½ 3
ESTETøK 2 1 4
Son olarak her bir satır toplamı, satır toplamının toplamına bölünerek (normalize
edilerek) özvektör bulunur (Örne÷in 4.500/13.0833 = 0.3439).
0.3439
0.5350
0.1210
Elde edilen Özvektöre göre estetik en önemli kriter olarak bulunmuútur. Daha sonraki
aúamada seçeneklerin her bir kritere göre ikili olarak karúılaútırıldı÷ı matrisler
oluúturulur.
114
GÖRÜNTÜ
ESTETøK
GÖRÜNTÜ
0.1327
0.3891
0.0704
0.4076
ESTETøK
0.3153
0.3363
0.0749
115
0.2733
Öncelikler Matrisi:
0.3178
0.1693
0.2374
0.2754
116
ùekil 3.3 Hiyerarúik a÷acın kriter ve seçeneklerin a÷ırlıkları ile gösterimi
Daha sonra, seçeneklerin öncelikler matrisi ile kriterlerinki çarpılarak genel öncelikler
matrisi elde edilir:
117
derecesi kabul edilebilir sınırlardaysa iúlem sürdürülebilir. Aksi takdirde karar verici
yargılarını gözden geçirmeli ve belki de de÷iútirmelidir.
durumunda λmax > n olacaktır. Gerçek problemlerde ideal tutarlılı÷ı elde etmek zordur.
Ancak, tutarsızlık belli bir limit dahilinde sınırlanabilir. Böylece, λmax ’in n'den sapma
miktarı ölçülebilir ve tutarlılık geliútirilebilir.
Buna göre, tutarlılık oranı (TO) %10 veya daha düúük olan ikili karúılaútırmalar
yeterince tutarlı sayılmaktadır. Karúılaútırma yargılarının tamamen rassal bir úekilde
yapılmıú olma olasılı÷ının %10 oldu÷unu ifade etmektedir (Partovi ve di÷.,1994)
TO = Tø/Rø
Tutarlılık indeksi Tø, Rassal øndeks ise Rø ile ifade edilir. Tø, λmax ’ın n de÷erinden ne
kadar sapma gösterdi÷ini ölçmektedir ve bu ölçü aúa÷ıdaki gibi bulunmaktadır:
Tø = ( λmax -n)/(n-1)
Rassal øndeks ise rassal olarak oluúturulmuú bir ikili karúılaútırma matrisinin tutarlılık
indeksidir. Saaty ve arkadaúları N=15'e kadar olan matris boyutları için rassal indeksler
oluúturmuúlardır. Bu indeksler aúa÷ıda verilmiútir.
n RI n RI n RI n RI n RI
118
1. Görüntü kriterine göre seçeneklerin karúılaútırıldı÷ı ikililer matrisinin, bu matristen
bulunan öncelik vektörü ile çarpılmasıdır:
1 1/2 5 1 0.123
= 2 1 3 2 . 0.347
1 1/2 4 1 0.458
0.5064
= 1.4280
0.2945
1.8810
0.5064/0.1230 = 4.1171
0.2945/0.0720 = 4.0903
1.4280/0.3470 = 4.1153
1.8810/0.4580 = 4.1070
Tl = (4.1074)/73 = 0.0358
5. Son aúamada, Tutarlılık Oranı bulunur. Rø'nin n=4 için de÷eri tablodan 0.58 olarak
görülmektedir.
119
TO = 0.0358 / 0.58 = 0.0617 ya da % 6.17
%6.17 > %10 oldu÷u için söz konusu matrisin yeterince tutarlı oldu÷u söylenebilir.
AHP, özel sektörden kamu sektörüne kadar birçok alanda çok çeúitli
uygulamalarda kullanılmıútır. Seçenekler arası seçim, kaynak atanması, karúılaútırma
ve toplam kalite yönetimi bunlardan sadece bazılarıdır. Forman ve Gass (2001)
özellikle AHP’nin literatürde yer alan uygulamaları konusunda çalıúmalar yapmıútır.
Bu çalıúmada özellikle seçenekler arası seçim, kaynak atanması, karúılaútırma, kamu
politikaları ve stratejik planlama konuları öne çıkmaktadır. Forman ve Gass (2001),
literatürdeki AHP uygulamalarını aúa÷ıdaki úekliyle sınıflandırmaktadır:
AHP, iktisat/yönetim alanında; veri tabanı seçimi, tesis yeri seçimi, tesis
yerleúimi, portföy yönetimi, makroekonomi, pazarlama stratejileri, pazar seçimi,
planlama, tahminleme, makine seçimi, insan kaynaklarında personel seçimi, bayi
seçimi, kaynak tahsisi ve bütçeleme, tedarikçi seçimi gibi konularda kullanılmaktadır.
Siyaset alanında, anlaúmazlıklar, adaylıklar, güvenlik de÷erlendirmeleri, strateji
belirleme gibi konularda kullanılır. Toplumsal konularda ise e÷itim, çevre, sa÷lık,
hukuk, ve kamu sektöründe uygulanır. Ek uygulamalar R.F. Dyer ve E.H. Forman
(1992)’ da tartıúılmaktadır.
120
Lowe ve Sharp, (1990), bilgisayar iúletim sistemi seçimi probleminde, AHP
yönetimini kullanmıútır.
Ayrıca Soyuer ve Kocamaz (2003) insan kaynakları alanında personel seçimi ile
ilgili bir uygulama gerçekleútirmiútir.
Ülengin (1994), Kılıçaslan ve Karpak (1996), østanbul'daki trafik sorunu ile ilgili
olarak güzergah seçimi için AHP'ye baúvurmuúlardır. Ülengin, østanbul'daki Bo÷aziçi
ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde yaúanan ulaúım zorlu÷u problemi için bir AHP
modeli geliútirmiú ve seçenekleri fayda-maliyet analiziyle sıralamıútır.
121
Lai, Wong ve Cheung (2002), bir úirketin yazılım seçimi probleminde AHP’yi
kullanmıú, bunun için úirketten altı kiúinin katılmasıyla hiyerarúik a÷aç ve ikili
karúılaútırmalar yaparak çözüm bulunmasını sa÷lamıútır.
Ossadnik ve Lange (1999), AHP uygulamalarının daha kolay ve hızlı bir úekilde
yapılmasına dönük olarak hazırlanan yazılımları yine AHP yardımı ile
karúılaútırmıúlardır. Karúılaútırma ECPro (Expert Choice), Automan ve Hipre3+ adlı üç
yazılım arasında gerçekleútirilmiútir ve ECPro (Expert Choice) en iyi AHP yazılımı
olarak bulunmuútur.
122
kullanırken, Arbel (1983), bir üniversite bütçesinin hazırlanmasında AHP'yi
kullanmıútır.
Serhan Sekreter, Gökhan Akyüz ve Emre ùekçi Çetin (2004) tarafından, gıda
sektöründe ú irketlerin finansal oranları kullanılarak, ú irketlerin kredibilitelerinin
derecelendirilmesine yönelik bir AHP model geliútirmiútir.
123
Partovi ve Hopton (1994), stok yönetimi kapsamında ABC analizinde çok
kriterli bir sınıflandırma yapmak için AHP'yi kullanmıúlardır. Bu çalıúmada sipariú
miktarının tedarikçi firmalar arasında AHP’den yararlanılarak paylaútırılması konusu da
çalıúılmıútır.
Chan, Kwok ve Duffy (2004), AHP’yi, Hong Kong inú aat sektöründe
uygulanan çalıúmasında, øú Sa÷lı÷ı ve Güvenli÷i Kılavuzunda yer alan süreçlerin
önem düzeylerinin belirlenmesinde kullanmıúlardır.
AHP, yeni sayılabilecek bir teori olmasına ra÷men birçok büyük projede ve
problemde baúarıyla uygulanmıútır bu sayede de büyük ölçüde kabul görmüútür. Ayrıca,
124
bir çok yazar ve araútırmacı AHP'nin dayandı÷ı teoriler, kullandı÷ı yöntem ve
hesaplamalar için çeúitli yorumlarda bulunmuú, de÷iúik öneriler getirmiúlerdir. Bu
bölümde bu uygulamalara örnekler verilecektir.
125
Belton (1982), AHP ile Çok Özellikli De÷er Fonksiyonu'nun bir
karúılaútırmasını yapmıútır. Belton, bu yaklaúımın yargıların tutarlılı÷ını sistematik bir
úekilde kontrol etmemesinin bu yaklaúımın en büyük zayıflı÷ı oldu÷unu söylerken,
AHP'nin en büyük zayıflıkları olarak a÷ırlıkları oluúturmak için yapılan ve zorlu
sorgulama süreci ve oransal ölçek varsayımını belirtmektedir.
Aczel ve Saaty (1983), karar vermede belli bir bireyin de÷il de birden fazla karar
vericiden oluúan bir grubun söz konusu olması durumunda Saaty'nin (1980) önerdi÷i
geometrik ortalama yaklaúımı yanında, birey tercihlerinin bir araya getirilerek grup
tercihinin belirlenmesi için bireylerin de hiyerarúiye bir düzey olarak eklenmesi
yöntemini önermiúlerdir. Bu durumda, bireyler seçeneklerin önceliklerini kendi
görüúlerine göre ifade ettikten sonra, her bireye atanan a÷ırlıklar kullanılarak grup için
genel öncelikler hesaplanmaktadır.
Ramanathan ve Ganesh (1994), AHP kullanılarak çözüm aranan bir seçim kararı
probleminde grup önceli÷inin belirlenmesi için Saaty'nin önerdi÷i geometrik ortalama
yaklaúımının uygun olmadı÷ını yerine a÷ırlıklı aritmetik ortalama yöntemini
kullanmıúlardır.
AHP tutarlılık ile ilgili bir problem oldu÷unda ikili karúılaútırmalar baúta olmak
üzere tekrar incelemeye ve tutarlılık sa÷lanıncaya kadar da revizyona izin vermektedir.
Tutarlı olmayan bir de÷erlendirmenin sonuçta do÷uraca÷ı hata kaçınılmaz olacaktır.
126
Karapetrovic ve Rosenbloom (1999), çalıúmasında istatistiksel kalite kontrol
yaklaúımını ve kontrol úemalarını kullanarak tutarlılık ölçümünü yapmıútır.
Lane ve Verdini (1989), 3x3 ve 4x4 karúılaútırma matrisleri için tutarlılık kabul
úartı olarak %10'dan daha yüksek bir úart koúulması gerekti÷ini belirmiútir.
127
BÖLÜM 4: VERø ZARFLAMA ANALøZø (DEA)
128
2. Daha sonra karar verme birimlerinin göreli etkinlik ölçümü için girdi ve çıktılar
seçilmelidir.
3. DEA uygulanır.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta da girdi ve çıktı kombinasyonları için belli
bir kuralın olmadı ÷ıdır. Kıyaslama yapılacak olan karar birimleri içerisinden anlamlı
olan girdi ve çıktıların dikkatli bir úekilde belirlenmesi gerekmektedir.(Chen vd., 2006)
2. Aynı a÷ırlık baúka bir karar birimi tarafından kullanıldı÷ında etkinli÷inin 1'i
geçmemesi kısıtlarıdır. (Easton vd., 2002)
2. Söz konusu sınırı "referans" olarak kabul edip, etkin olmayan karar
birimlerinin bu sınıra olan uzaklıklarını (ya da etkinlik düzeylerini)
ölçer.(Yolalan, 1993)
129
oluúturulmuú sanal çıktının yine girdilerin a÷ırlıklı ortalamasıyla oluúturulan sanal
girdiye oranını maksimize etmektir. (Façanha, 2004) Sınır üzerinde yer alan karar
verme birimleri etkin olarak tanımlanırken sınır içerisinde yer alan karar verme
birimlerinin etkin olmadı÷ı sonucuna varılmaktadır.
Herhangi bir karar verme biriminin etkinlik oranı bu sınıra olan uzaklı÷ı ile
ifade edilmektedir.(Giokas, 2000) DEA'da e÷er karar verme biriminin en az bir
faktörünün de÷erini kötüleútirmeden di÷er bir faktörünü geliútirebilen baúka bir karar
birimi ya da karar verme birimlerinin do÷rusal bileúimi yoksa, söz konusu karar verme
birimi pareto optimal yani etkin olarak tanımlanmaktadır.(Tavares, 1998)
DEA, yapısı gere÷i birçok girdinin kullanılarak birçok çıktının elde edildi÷i
ortamlarda, parametrik yöntemlerde oldu ÷u gibi önceden belirlenmiú herhangi bir
analitik üretim fonksiyonu varlı÷ına gerek duyulmadan ölçüm yapabilmektedir.
Ayrıca girdi ve çıktılar, ölçüm birimlerinden ba÷ımsızdırlar. Bu özellik iúletmenin
de÷iúik fonksiyonlarının aynı anda ölçülebilmesini sa÷lamaktadır. (Karsak vd., 2000).
130
DEA modelinin ayrıútırma yetene÷inin etkin olabilmesi için girdi ve çıktı
sayısının çok olması istenmektedir. Ancak seçilen girdi ve çıktı elemanlarının her karar
birimi için kullanılıyor olması gerekmektedir. Bu açıdan baktı÷ımızda karúımıza
karúılanması gereken iki kısıt çıkmaktadır: (Boussofiane vd., 1991).
2. økinci kısıt ise de÷erlendirmeye alınan karar verme birimi sayısı, de÷iúken
sayısının en az iki katı olmalıdır.
• etkinlik sınırını,
131
4.2 DEA'nın Geliúimi
CCR modeli, her bir karar verme birimi için a÷ırlıklı girdilerin a÷ırlıklı
çıktılara oranını hesaplayarak tek çıktı/tek girdi etkinlik ölçümünü çok çıktı/çok girdi
etkinlik ölçümüne dönüútürmektedir.(Cheng, 2007)
CCR modeli
Sonrasında bazı de÷i ú ikliklerle ölçe÷e göre getirinin sabit olmadı÷ı durumlarda
ölçek ve teknik etkinliklerinin ayrı ayrı ölçülmesine imkan sa÷lar duruma
getirilmiútir.(Yolalan, 1993) Böylelikle toplam etkinlik, ölçek etkinli÷i ve teknik
etkinlik olarak de÷erlendirilmektedir.(Resende,2005)
132
Banker, Charnes ve Cooper (1984) teknik etkinlik ve ölçek etkinli÷ini
belirlemek için kısaltması isimlerinin ilk harflerinden oluúan BCC modelini
geliútirmiúlerdir.
BCC modeli CCR modelinin ölçe÷e göre sabit getiri varsayımını esnekleútirme
ve çoklu çıktı çoklu girdi durumunda karar vericinin performansını ölçe÷e göre
artan azalan ya da sabit getiri varsayımı altında araútırmaya imkan tanımaktadır
(Yun,2004).
• DEA sürecinin, ilgili tüm girdi ve çıktıların tanımlanmaları vasıtasıyla daha iyi
anlaúılmasını sa÷lar.
133
• Verimlilik analizi, en iyi gözlemlerce oluúturulan sınır fonksiyonuna göre yapıldı÷ı
için, belirlenen hedefler, en iyi performans gösteren birimler örnek alınarak
yapılmaktadır. Bu da DEA ile yapılan verimlilik analizinin anlamını ve
geçerlili÷ini güçlendirmektedir. (Aydemir, 2002)
• Girdi ve çıktıların üretim sürecini do÷ru olarak yansıtabilmesi, çok büyük öneme
sahiptir. Yapılacak hatalı bir seçim sistemin eksik temsil edilmesine yol açar.
DEA sonucunda modelin içine dahil olmamıú olan nitel ve sonuca etki
134
edebilecek dıúsal faktörler de÷erlendirme ve yorum aúamasında dikkate alınmalıdır.
(Easton v.d., 2002).
4. 4 DEA’nın Uygulanması
Karar verme birimlerinin sayısının belli bir adetin üstünde olması ile
hesaplanacak olan etkinlik ölçütlerinin birbirinden farklı olması olasılı÷ı sa÷lanır. Aksi
takdirde herhangi bir girdi/çıktı oranında avantajlı olan karar birimi tüm a÷ırlıkları
kendi açısından arttırır ve etkinlik sınırına ulaúır. (Yolalan, 1993)
135
Üçüncü aúama olarak belirtilecek olan aúama DEA ile göreli etkinlik ölçümüdür.
Karúılaútırmalı analizi yapılacak olan karar birimleri belirlendikten ve ilgili girdiler ve
çıktılar seçildikten sonra artık sıra mevcut ortam için en uygun olan DEA modelinin
seçilmesine gelmiútir. Her bir karar birimi için ilgili do÷rusal program (a÷ırlıklı
model ya da zarflamalı model) çözülür ve çözüme ulaúılır. (Yolalan, 1993)
Dördüncü aúama her bir karar birimi için elde edilen sonuçların detaylı bir
úekilde analiz edilmesidir. Bu aúamada etkin olmayan her bir karar birimi etkin karar
birimleriyle matematiksel olarak karúılaútırılarak ilgili iúletmenin etkin durumuna
dönüútürülebilmesi için ne gibi önlemler alınması gerekti÷ini içeren bilgiler oluúturulur.
(Yolalan, 1993)
• økincisi ise, negatif de ÷ eri, çok küçük bir pozitif de ÷ erle de÷iútirmek
olarak önerilmektedir.
Modelde seçilen girdilerin de÷erlerinde meydana gelen bir artıú, hiç bir çıktı
136
de÷erini azaltmamalı ve bazı girdi de÷erlerini arttırmalıdır (Bowlin, 1998). Charnes
tarafından 1985 yılında gösterilmiú olan bu özelli÷e eúuyum denilmektedir. (Charnes
ve di÷.,1985).Bu özelli÷inin tespiti için literatürde girdi ve çıktı de÷erleri arasında
yapılan korelasyon analizinden yaralanılmıútır. Pozitif ve belirgin bir korelasyon
katsayısının elde edilmesi, bu özelli÷in varlı÷ı için kanıt olarak gösterilmektedir.
Ancak, verilerde varolan etkin olmayan durumlar nedeniyle, düúük korelasyon
katsayısı hesaplanması, eú-uyumluluk özelli÷inin varlı÷ı konusunda yanlıú yorumlar
yapılmasına neden olabilmektedir.
Karar verme birimlerinin sayısı kurulan modelde, seçilen girdi sayısı ve çıktı
sayısının toplamından en az bir fazla olması modelin güvenilirli÷i
açısından önemli bir kısıttır. Bu konu ile ilgili olarak Boussofiane, Dyson ve
Thanassoulis (1991) ise, modeldeki de÷iú ken sayısının en az iki katı kadar karar
verme birimi olması gerekti÷ini belirtmektedir.
137
ortaya koyulmuú olan yöntemler, a÷ırlıklara kısıtlar getirerek, sonuç de÷erlerinin
beklentilerle uyumlu olmasını sa÷lamaktadır.
Etkin olmayan her karar verme birimi için, etkin karar birimlerinden oluúan bir
referans grup elde edilebilmektedir. Etkin olamayan karar verme birimlerinin girdi ve
çıktı seviyeleri kendisi için elde edilen referans gruptaki karar verme birimlerinin girdi
ve çıktı seviyeleriyle karúılaútırılarak, düúük performansın kayna÷ı belirlenmektedir.
(Boussofiane v.d., 1991).
138
ve çıktı de÷erleri, girdiye dönük bir DEA modeli için, aúa÷ıdaki úekilde elde
edilebilmektedir (Boussofiane v.d., 1991):
girdiler açısından
çıktılar açısından
Seiford ve Zhu (1999), DEA ile iliúkili yayınlanmıú 472 adet makale oldu÷u
tespit etmiútir.
139
Soteriou ve Stavrinides (1997), banka úubelerinde iç müúteri hizmetleri
kalitesinin ölçümlenmesi amacıyla, Metters vd. (1999) ise çok lokasyonlı hizmet
firmalarında performans ölçüm aracı olarak DEA'yı kullanmıúlardır. Lien ve Peng
(1999) ise arama motorlarının performanslarıyla ilgili, Sigala vd. (2003) ise
øngiltere'de otellerin biliúim teknolojilerinin verimlili÷ini ölçme çalıúmasında,
DEA'den faydalanmıútır. Barrar, Wood, Jones ve Vedovato (2002) tarafından yapılan
çalıúmada, iúletmelerin muhasebesel fonksiyonlarını, kendi kaynakları ile mi yoksa dıú
kaynak kullanıldı÷ı durumda mı daha yüksek etkinli÷e ulaúıldı÷ı üzerine bir karúılaútırma
yapılmıútır.
Ross ve Droge (2004), DEA yaklaúımıyla, A.B.D' deki büyük çaptaki bir ham
petrol da÷ıtım úirketinin operasyonel etkinli÷i ölçmüútür.
Veri zarflama yöntemi, bir çok modeli birleú tiren bir fikir, düú ünce ve
metodoloji toplulu ÷udur. Çok çeú itli veri zarflama yöntemi metotları bulunmakla
birlikte CCR ve BCC bu yöntemin en temel iki modelidir.
140
• Verilen operasyon düzeyinde sadece teknik etkinli÷i tahmin
etmektedir.
Aslında veri zarflama yöntemi için geliútirilen modellerden her biri etkinlik
sınırını belirleyen karar birimlerinin alt kümesine karar vermektedir. Bu etkinlik
sınırı kullanılan zarflama modeliyle belirlenmektedir.
Veri zarflama analizi ilk olarak Chanes, Cooper ve Rhodes tarafından 1978
yılında ölçe÷e göre sabit getiri varsayımıyla geliútirilmiútir. Çıktı miktarı
girdilerdeki artıú ile aynı oranda artıyorsa ölçe÷e göre sabit getiriden bahsetmek
mümkündür. CCR modeli yardımıyla bulunan toplam etkinlik sonuçları, teknik etkinli÷i
ve ölçek etkinli÷ini birlikte kapsamaktadır.
141
ölçe÷ini küçülttü÷ü zaman verimlili ÷inde artıú gözleniyorsa ölçe÷e göre azalan
getiriden bahsetmek mümkündür.
p m
Qk = Max((¦ urYrk ) /(¦ vi X ik ))
r =1 i =1
p m
(¦ urYrj ) /(¦ vi X ij ) ≤ 1 j=1,…,n
r =1 i =1
ur ≥ ε r =1,…,p
vi ≥ ε i =1,…,m
142
Burada;
olarak tanımlanmaktadır.
p
Qk = Max(¦ urYrk )
r =1
143
Aúa÷ıdaki kısıtlar altında:
¦v X
i =1
i ik =1
p m
¦u Y − ¦v X
r =1
r rj
i =1
i ij ≤0 j=1,…,n
ur ≥ ε r =1,…,p
vi ≥ ε i =1,…,m
Burada;
olarak tanımlanmaktadır.
Oransal modelde oldu÷u gibi; model sonucu bulunan göreli etkinlik ölçütlerinin
de÷erinin 1 olması durumunda analizi yapılan karar birimi etkindir ve 1'den küçük
olması karar verme biriminin etkin olmadı÷ını göstermektedir. Etkin olmayan karar
birimi, referans kümesinde yer alan etkin karar birimlerine ya da bu karar
birimlerinin de÷eriyle oluúturulan kuramsal birime benzetilmek suretiyle etkin hale
getirilir. Bu modelde referans kümelerini oluúturmak zahmetli oldu÷undan zarflama
modeli geliútirilmiútir.
144
Girdiye yönelik zarflama CCR modeli
m p
Qk = Min(α − ε ¦ s − ε ¦ sr+ ) −
i
i =1 r =1
¦X λ
j =1
ij j + si− −αXik = 0 i =1,…,m
¦Y λ
j =1
rj j − sr+ − Yrk = 0 r =1,…,p
λj ≥ 0 j =1,…,n
si− ≥ 0 i =1,…,m
s r+ ≥ 0 r =1,…,p
Burada;
145
λ j : j'nci karar biriminin aldı÷ı yo÷unluk de÷eri,
olarak tanımlanmıútır.
E÷er söz konusu karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü n k 1 ' e eúit olur ve
girdi ve çıktı vektörlerinde herhangi bir de ÷i ú iklik yapılmaz ( α =1, s - =0, s+=0).
Ayrıca, kendi referans kümesinde (RK) yine kendisi bulunur ve Qk 1'e eú it olur. E÷er
ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünün belirleyen a daralma katsayısı
1'den küçük olur. Bu durum, girdide azaltma yapılabilecek anlamına gelmektedir.
n
YKB = ¦Y
j =1
rj λj
XKB = αX K − si−
YKB = Y K + s r+
1. CCR probleminin optimal sonucu e÷er 1 ise karar birimi CCR verimli
olarak tanımlanmaktadır. Aksi takdirde karar birimi verimsizdir.
a. α =1 ise
146
b. slack de÷iúkenlerinin hepsi 0'a eúitse yani;
s =0 i = l,..., m
Belli bir girdi bileúimiyle en fazla ne kadar çıktı bileúimi elde edilebilece÷ini
araútıran çıktıya yönelik CCR modeli a÷ırlıklandırılmı ú girdinin a÷ırlıklandırılmıú
çıktıya oranının en az olması úeklinde özetlenebilir. Çıktıya yönelik CCR modelleri
aúa÷ıda incelenmiútir. Girdiye yönelik DEA modellerinde oldu÷u gibi çıktıya yönelik
modeller de üç grup altında toplanabilirler.
Çıktıya yönelik oransal model girdiye yönelik oransal modelin tersi úeklinde
olup bu modelde girdi/çıktı oranının minimizasyonu esas alınır. Girdiye yönelik
oransal modelin amaç fonksiyonunun tersi düúünüldü÷ünde aúa÷ıdaki amaç fonksiyonu
elde edilir.
m p
Qk = Min(¦ vi X ik / ¦ urYrk )
i =1 r =1
m p
¦v X / ¦u Y
i =1
i ij
r =1
r rj ≥1 j =1,…,n
ur ≥ ε r =1,…,p
vi ≥ ε i =1,…,m
Burada;
147
Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi,
olarak tanımlanmıútır.
Bu programın amaç fonksiyonunda Q'nın alaca÷ı en küçük de÷er 1'dir. Q'nın 1'e eúit
olması, k karar biriminin etkin oldu÷u anlamına gelirken 1'den büyük olması da etkin
olmadı÷ını göstermektedir. Bu oransal programın do÷rusal bir program haline
dönüútürülmesi ile çıktıya yönelik a÷ırlıklı DEA modeli aúa÷ıdaki gibi yazılabilir.
Çıktıya yönelik a÷ırlıklı DEA modeli, çıktıya yönelik oransal modelin do÷rusal
programlamaya dönüútürülmüú úeklidir. Bu model aúa÷ıdaki gibi
gösterilebilir:(Cooper, Seiford ve di÷., 2000)
m
Qk = Min(¦ vi X ik )
i =1
p m
¦u Y − ¦v X
r =1
r rj
i =1
i ij ≤0 j=1,…,n
¦u
r =1
r Y rk = 1
ur ≥ ε r =1,…,p
vi ≥ ε i =1,…,m
148
Burada;
Bu program için de amaç fonksiyonunda Q'nın alaca÷ı en küçük de÷er 1'dir. Q'nın
1'e eúit olması, k karar biriminin etkin oldu÷u anlamına gelirken 1'den büyük olması da
etkin olmadı÷ını göstermektedir. Girdiye yönelik a÷ırlıklı CCR modelinde oldu÷u
gibi bu modelde de etkin olmayan karar birimleri için referans kümelerinin bulunması
oldukça zaman alıcıdır.
Bu model de çıktıya yönelik a÷ırlıklı DEA modelinin duali alınarak elde edilir.
Bu model yardımıyla etkin olmayan karar birimlerinin hangi girdi ve çıktılarını atıl
bıraktı÷ını ve etkin hale gelebilmek için referans almaları gereken karar birimlerini
kolayca bulabiliriz. Matematiksel formülasyon aúa÷ıdaki gibidir:(Cooper, Seiford ve
di÷., 2000)
m p
Qk = Max( β + ε ¦ s + ε ¦ sr+ ) −
i
i =1 r =1
¦X λ
j =1
ij j + si− − X ik = 0 i =1,…,m
149
n
¦Y
j =1
rj λ j − s r+ − β Yrk = 0 r =1,…,p
λj ≥ 0 j =1,…,n
si− ≥ 0 i =1,…,m
s r+ ≥ 0 r =1,…,p
Burada;
−
Si : k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de÷er,
+
S r : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de÷er,
ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmaktadır.
E÷er incelenen karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü Qk 1'e eúit olacaktır, etkin
olmayan karar birimlerinin etkinlik de÷eri ise 1'den büyük olacaktır. Ayrıca, etkin olan
karar birimlerinin referans kümesinde (RK) yine kendileri bulunur. E÷er ölçülen karar
birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünü belirleyen β geniúleme katsayısı 1'den büyük olur. Bu
durum, çıktı vektöründe radyal olarak arttırma yapılabilecek anlamına gelmektedir. Etkin
olmayan karar biriminin referans kümesinde yer alan karar birimlerinin oluúturdu÷u
kuramsal birim girdiye yönelik DEA modelindekine benzer olarak aúa÷ıdaki gibi
hesaplanabilir.
150
n
XKB = ¦X
j =1
ij λj
n
YKB = ¦Y
j =1
rj λj
Veya;
XKB = X K − s i−
YKB = βY K + s r+
Etkin olmayan bir karar birimi, zarflama yüzeyi üzerinde izdüúümü alınmak
suretiyle etkin hale getirilebilmektedir. BCC modelleri girdiye yönelik ve çıktıya
yönelik olmak üzere iki farklı úekilde incelenmektedir. Girdiye yönelik BCC modeli,
girdilerin oransal azalması boyunca, sınır do÷rultusunda maksimum hareketi; çıktıya
yönelik BCC modelleri ise çıktıların oransal artırımı ile sınır do÷rultusunda
maksimum hareketi amaçlamaktadır. BCC modelindeki zarflama yüzeyi CCR
modelindeki zarflama yüzeyinden farklıdır.
Girdiye yönelik BCC modellerinde de CCR modellerinde oldu÷u gibi belli bir
çıktı bileúimini en etkin biçimde üretebilmek amacıyla kullanılacak en uygun girdi
bileúiminin nasıl olması gerekti÷i belirlenir.
p
Qk = Max(¦ urYrk − µ0 )
r =1
151
Aúa÷ıdaki kısıtlar altında:
¦v X
i =1
i ik =1
p m
¦u Y − ¦v X
r =1
r rj
i =1
i ij − µ0 ≤ 0 j =1,…,n
ur ≥ ε r =1,…,p
vi ≥ ε i =1,…,m
µ 0 : kısıtsız
Burada;
olarak tanımlanmaktadır.
Bu modelin çözümü sonrasında etkin olan karar birimleri için de ÷eri 1'e eúit
olmaktadır. Etkin olmayan karar birimleri için ise bu etkinlik de÷eri 1'den
küçüktür. Daha önce CCR modeli için bahsedilen a÷ırlıklı modellerde oldu÷u gibi
bu modelde de referans kümesini oluúturmanın zaman alması bir dezavantaj olarak
karamıza çıkmaktadır. Bu nedenle bu modelin duali oluúturarak zarflama modeli elde
edilmiútir.
152
Girdiye yönelik zarflama BCC modeli
m p
Qk = Min(α − ε ¦ s − ε ¦ sr+ ) −
i
i =1 r =1
¦X λ
j =1
ij j + si− −αXik = 0 i =1,…,m
¦Y
j =1
rj λ j − s r+ − Yrk = 0 r =1,…,p
¦λj =1
j =1
λj ≥ 0 j =1,…,n
si− ≥ 0 i =1,…,m
s r+ ≥ 0 r =1,…,p
Burada;
153
−
S i : k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de÷er,
+
S r : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de÷er,
olarak tanımlanmıútır.
Bu modelin çözülmesi sonucunda e÷er söz konusu karar birimi etkin ise
göreli etkinlik ölçütü Q 1'e eúit olur ve girdi ve çıktı vektörlerinde herhangi bir
de÷iúiklik yapılmaz. Ayrıca, kendi referans kümesinde (RK) yine kendisi bulunur ve
1'e eúit olur. E÷er ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünün belirleyen
daralma katsayısı 1'den küçük olur. Bu durum, girdide azaltma yapılabilece÷i anlamına
gelmektedir. Etkin olmayan karar biriminin referans kümesinde bulunan karar
birimlerinin oluúturdu÷u kuramsal birim CCR modelinde oldu÷u gibi aúa÷ıdaki úekilde
hesaplanmaktadır.
n
XKB = ¦X
j =1
ij λj
n
YKB = ¦Y
j =1
rj λj
XKB = αX K − si−
YKB = Y K + s r+
1. BCC probleminin optimal sonucu e÷er 1 ise karar verme birimi BCC-verimli
olarak tanımlanmaktadır. Aksi takdirde karar verme birimi verimsizdir.
• α =1 ise
154
• slack de÷iúkenlerinin hepsi 0'a eúitse yani;
−
s i
= 0 i=1,.....,m
+
s r
= 0 r=1,.....,p
Konvekslik kısıtının dual problemde varlı÷ı BCC modeli sonucu elde edilen
üretim olanak kümesinin konveks bir kabuk úeklinde olmasını sa÷lar. Etkin olmayan
bir karar verme birimi için referans kümesi RK aú a ÷ıdaki úekilde tanımlanmaktadır.
Amaç çıktıya yönelik CCR modellerindeki gibidir; yani belli bir girdi bileúimi
ile en fazla ne kadar çıktı bileúimi elde edilebilece÷i araútırılmaktadır. Çıktıya yönelik
BCC modellerinin matematiksel formülasyonu aúa÷ıdaki gibidir: (Cooper, Seiford ve
di÷., 2000)
m
Qk = Min¦ vi X ik − ρ 0
i =1
¦u Y
r =1
r rk =1
p m
¦u Y − ¦v X
r =1
r rj
i =1
i ij + ρ0 ≤ 0 j =1,…,n
ur ≥ ε r =1,…,p
vi ≥ ε i =1,…,m
ρ 0 : kısıtsız
155
Burada;
olarak tanımlanmaktadır.
m p
Qk = Max( β + ε ¦ s + ε ¦ sr+ ) −
i
i =1 r =1
¦X λ
j =1
ij j + si− − X ik = 0 i =1,…,m
¦Y
j =1
rj λ j − sr+ − β Yrk = 0 r =1,…,p
156
n
¦λ
j =1
j =1
λj ≥ 0 j =1,…,n
si− ≥ 0 i =1,…,m
s r+ ≥ 0 r =1,…,p
Burada;
λj
: j'nci karar biriminin aldı D yo÷unluk de÷eri,
−
Si : k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de ÷er,
+
Sr : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de ÷er,
ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı
olarak tanımlanmaktadır.
E÷er incelenen karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü 1'e eú it
olacaktır, etkin olmayan karar birimlerinin etkinlik de÷eri ise 1'den büyük
olacaktır. Ayrıca, etkin olan karar birimlerinin referans kümesinde (RK) yine
kendileri bulunur. E÷er ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünün
belirleyen geni úleme katsayısı 1'den büyük olur. Bu durum, çıktı vektöründe
radyal olarak arttırma yapılabilece÷i anlamına gelmektedir. Etkin olmayan karar
biriminin referans kümesinde yer alan karar birimlerinin oluú turdu÷u kuramsal
157
birim çıktıya yönelik CCR modelindekine benzer olarak aúa÷ıdaki gibi
hesaplanabilir.
n
XKB = ¦X
j =1
ij λj
n
YKB = ¦Y
j =1
rj λj
XKB = X K − s i−
YKB = βY K + s r+
Girdiye yönelik BCC ve çıktıya yönelik BCC modellerinde zarflama yüzeyi aynıdır
ancak etkin olmayan karar verme birimlerinin zarflama yüzeyi üzerinde alınan
izdüúüm noktaları farklıdır.
CCR modelinde etkin olarak belirlenen bir karar verme birimi BCC modeline göre de
etkin olarak belirlenmektedir, fakat tem tersi her zaman için do÷ru de÷ildir.
Veri zarflama analizi modeli en basit haliyle girdi/çıktı a÷ırlıkları üzerinde bir
sınırlama getirmemekte ve bu esnekli÷in sonucu olarak bazı karar birimleri sadece bir
girdi ya da çıktıdaki yüksek performansları ile etkinlik sınırında yer alabilmektedir.
Kullanılan a÷ırlık kısıtlamalarına ra÷men halen bir girdi ya da çıktıdaki performansları
sonucu etkinlik sınırında yer alan ancak gerçek anlamda etkin olmayan karar
birimlerini belirlemek için çapraz etkinlik de÷erleri kullanılmalıdır. Çapraz etkinlik
kavramı, di÷er karar birimlerinin optimum girdi/çıktı a÷ırlıkları kullanılarak bir karar
biriminin etkinli÷inin belirlenmesi olarak ifade edilebilmektedir (Karsak ve di÷., 2000)
Çapraz etkinlik analizi, CCR formülasyonuna göre etkinlik sınırında yer alan
karar birimleri arasında bir sıralama yapmaya olanak sa÷lamaktadır. Çapraz etkinlik
modelinde her karar biriminin etkinlik de÷eri sırasıyla di÷er bütün karar birimlerinin
performanslarını en çoklayan a÷ırlıklar kullanılarak minimize edilmektedir. Sadece bir
158
girdi ya da çıktı sayesinde etkinlik sınırında yer alan karar birimlerinin çapraz etkinlik
de÷erleri göreli olarak daha küçük çıkacaktır (Özyi÷it, 2000)
Yöntem esas olarak, bir karar biriminin di ÷er birimlerin etkinli÷ine göre
de÷erlendirilmesini sa÷lar. Öncellikle her karar birimi için CCR modeli çözülür ve
elde edilen etkinlik de÷erlerinden hareketle s karar biriminin göreli etkinli÷i, k
karar biriminin a÷ırlıklarına göre aú a÷ıdaki formülle hesaplanır.(Cooper, Seiford ve
di÷., 2000)
p
Q ks = Min ¦ u r Yrs
r =1
¦v x
i =1
i is =1
p m
¦u
r =1
r y rk − Q *
kk ¦v x
i =1
i ik =0
ur ≥ 0 r =1,…,p
vi ≥ 0 i =1,…,m
Burada;
*
Q : CCR modelinden elde edilen k karar biriminin optimal etkinlik de÷eri,
kk
159
Q : s karar verme biriminin k hedef birimine göre etkinli÷i,
ks
olarak tanımlanmaktadır.
160
5. UYGULAMA
161
tamamlayıcı bazda sa÷landı÷ı andan itibaren böyle bir model tedarikçi iliúkileri
yönetimi konusunda iúletmeye rehberlik edebilecek bir yapıya bürünmüú olur. Yapı
itibariyle tedarikçi iliúkileri yönetimine sistem yaklaúımını taúıyıcı, hem kantitatif hem
de kalitatif de÷erleri aynı anda dikkate alacak yöneylem araútırması temelli bir model
iúletmelerin ihtiyacı olarak karúımıza çıkmaktadır.
5.2 Uygulamanın Yöntemi
Çalıúmada, AHP ve DEA modelleri tedarikçi de÷erlendirme ve seçimi
probleminin çözümü için birlikte kullanılmıútır. Öncelikle tedarikçi seçiminde
kullanılan kriterler belirlenerek iki aúamalı AHP uygulanmıútır. øki aúamalı AHP nin
kullanılma nedeni, ilk etapta daha fazla kriteri dahil etmek ve daha sonra da bu kriterleri
iki defa de÷erlendirerek daha objektif sonuçlara ulaúmak ve tedarikçi seçimini
gerçekleútirmektir..
Veri Zarflama Analizinde ise de÷erlendirme amacı ile hareket edilmektedir.
Tedarikçiler belirlenen girdiler ve çıktılar paralelinde de÷erlendirilmekte ve çıkan
sonuçlar göre de tedarikçi iliúkileri yönetimi için gereken sonuçlar ortaya
konabilmektedir. Uygulamanın yapıldı÷ı firma ismi belirtilmiú ancak tedarikçilerinin
isimleri saklı tutulmuútur.
5.2.1 Uygulamada øzlenen Yaklaúım
Araútırmanın ilk aúamasında firmanın satınalma birimi tarafından tedarikçi
seçim kriterleri belirlenip aralarındaki iliúkiler de ortaya çıkarılarak iki aúamalı AHP
süreci gerçekleútirilmiútir. Çıkan sonuçlar neticesinde firmanın temel tedarikçi seçim
kriterleri belirlenmiútir. Bunu takip eden aúamada ise belirlenen bu kriterler AHP
sürecine girdi teúkil etmiú ve belirli bir hammadde alanında bir tedarikçi seçimi
gerçekleútirilmiútir.
Uygulamanın ikinci aúamasında ise konuya bu sefer de÷erlendirme boyutu dahil
edilmiútir. AHP sonucunda ortaya çıkarılan tedarikçi seçim kriterleri ıúı÷ında sisteme
konu olan girdiler ve çıktılar belirlenmiú ve sonrasında da toplanan verilerle Veri
Zarflama Analizi gerçekleútirilmiútir. Çıkan sonuç firmanın her bir tedarikçi ile olan
iliúkilerinde o tedarikçiyle ilgili olarak hangi konular üzerinde yo÷unlaúması gerekti÷ini
ortaya koymuútur. Böylelikle her firmaya tedarikçi iliúkileri yönetimi konusunda
162
belirlenen kriterler ve tedarikçinin ortaya koymuú oldu÷u performansı ıúı÷ında gelece÷e
ve iyileútirmeye dönük bir yol haritası tez kapsamında sunulmuútur.
5.2.2 Uygulamanın Modeli
Bu model tedarikçi seçim ve de÷erlendirilmesinin bütünleútirilmesi ve bunun
yöneyelm araútırması teknikleri olan AHP ve DEA’nın entegrasyonu ile yapılması
açısından bir ilk teúkil etmektedir.
Temel satınalma
kriterlerinin
belirlenmesi
Dicksonun
kriterlerinin
AHP ile 10’a
düúürülmesi
1.AHP
økinci aúama
AHP
uygulaması ve
ted. seçimi
2.AHP
163
1.AHP den gelen
kriterler ile DEA
modeli
kurulması
164
5.3 Uygulama
Özellikle tedarikçi iliúkileri yönetiminde söz konusu olan seçim ve
de÷erlendirme aúamalarının birbirinden ayrı ve ba÷ımsız bir úekilde incelenmektedir.
Seçim ve de÷erlendirme aslında birbirlerini tamamlayan süreçlerdir. Bütünsel bir
yaklaúım ile seçim ve de÷erlendirmenin birbirinden ayrı ve ba÷ımsız de÷il tam tersine
entegre bir úekilde aynı zamanda kalitatif faktörlere de içerisinde yer vererek ve reel
sektörde uygulanabilir bir yapıda oluúturulması artık bir teori ile prati÷in buluúmasını
gerektiren ve giderilmesi gereken bir eksiklik halini almıútır.
Araútırmaya konu olan veriler firmanın satınalma bölümünün satınalmaya esas
aldı÷ı kriterlerin Dickson’un 22 kriteri ıúı÷ında iki aúamalı AHP ile firmanın da
uygulama kolaylı÷ı konusunda görüúü alınarak önce 10’a düúürülmesi daha sonra da
tedarikçi seçiminin bu 10 kriter ile gerçekleútirilmesi daha sonra da yine satınalma
bölümü ile belirlenen satınalma süreci girdi ve çıktılarının; tedarikçilerin
performanslarının 6 ay boyunca takip edilerek, belirlenen kriterler paralelinde
sayısallaútırılması temeline dayanmaktadır.
165
Tablo 5.1 Temel Kriterlerin A÷ırlıklandırılması
Daha sonra tedarikçi seçim süreci ile ilgili olarak yapılan araútırmalardan yola
çıkılarak oluúturulmuú perakende sektöründe etkili 22 kriter ortaya konmuútur. Bu
kriterler; Paketleme, ømaj, Güvenilirlik, Fiziksel Koúulları Sa÷lama, Hatalı Urun øadesi,
Iúlemlere Uygunluk, Kalite Kontrol Sistemi, Satıú Gücü Organizasyonu, Satıú Gücü
Performansı, Teknik Kapasite, Co÷rafi Konum, Esneklik, Ek Hizmetler, Zamanında
Da÷ıtım, Urun Çeúitlili÷i, Geçmiú Deneyim, øletiúim Kapasitesi, Ödeme Kolaylı÷ı,
Urun Fiyatı, Toplam Fiyat øndirimi, Geri Dönüú Oranı olarak sıralanabilir. Ardından
AHP tekni÷i ile bu yirmi iki faktör kendi aralarında yukarıdaki üç temel kriter ıúı÷ında
analize sokulmuúlardır. Sırasıyla kalite, performans ve finans temel kriterinin herbiri
esas alınarak analiz gerçekleútirilmiútir. Tablo 5.2 de kalite temel kriterine göre yapılan
analiz gösterilmektedir.
166
5.3.1.2 Yirmi øki Faktörün Kalite Temel Kriterine Göre De÷erlendirilmesi
Tablo 5.2 Yirmi iki faktörün kalite temel kriterine göre de÷erlendirilmesi
167
5.3.1.3 Yirmi øki Faktörün Performans Temel Kriterine Göre De÷erlendirilmesi
Tablo 5.3 Yirmi iki faktörün performans temel kriterine göre de÷erlendirilmesi
168
5.3.1.4 Yirmi øki Faktörün Finans Temel Kriterine Göre De÷erlendirilmesi
Tablo 5.4 Yirmi iki faktörün finans temel kriterine göre de÷erlendirilmesi
169
5.3.1.5 ølk AHP Analizi Sonucu Yirmi øki Faktörün De÷erlendirilmesi
Böylelikle tedarikçi de÷erlendirilmesi için kullanılacak faktörler analitik olarak
belirlenmiú ve ilk AHP süreci sonucu yirmi iki faktörden Tablo 5.5 de görüldü÷ü üzere
en yüksek de÷ere sahip ilk onu uygulamaya konu olan beú tedarikçinin
de÷erlendirilmesinde kullanılacak ve bu aúama için temel kriter olacaklardır.
Tablo 5.5 ølk AHP analizi sonucu yirmi iki faktörün de÷erlendirilmesi
økinci aúama AHP sürecinde herbir temel kriter için tedarikçilerin birbirleri
arasındaki de÷erlendirilmelerinde iúletmenin elindeki istatistiki verilerden
faydalanılarak karúılaútırmalar yapılmıútır.
170
5.3.1.6 økinci AHP Uygulamsı øçin Temel Kriterlerin A÷ırlıklandırılması
Tablo 5.6 økinci AHP uygulamsı için temel kriterlerin a÷ırlıklandırılması
171
5.3.1.7 Herbir Temel Kriter øçin Tedarikçilerin De÷erlendirilmesi
Tablo 5.7 Herbir temel kriter için tedarikçilerin de÷erlendirilmesi
172
173
5.3.1.8 AHP’ye Göre Tedarikçi Seçimi Sonucu
En son aúama olarak AHP de÷erlendirmesi sonucunda tedarikçi de÷erlendirme
sonuçları Tablo 5.8’de ortaya koyulmuú ve 5 nolu tedarikçi birinci en iyi ve 3 nolu
tedarikçi de ikinci en iyi tedarikçi olarak de÷erlendirilmiútir.
174
5.3.2 DEA ile Tedarikçi De÷erlendirmesi
5.3.2.2 Girdiler
a)TSE belgesi,
c)ürün sertifikasyonu,
2. ÜRÜN ÇEùøTLøLøöø
a)Sac
b)boru
c)profil
175
d)köúebent ve
e)lama
malzeme türlerinde hem malzeme hem de özellikle de÷iúik ebatlı malzeme temin
yetene÷i araútırılmıútır.
3. TEDARøK KAPASøTESø
Yapılacak iú ihale tipi uzun süreli ise aylık bazda, orta vadede yetiútirilmesi
gereken bir iú oldu÷unda haftalık ve acil yetiútirilmesi gereken bir iú oldu÷unda da
günlük tedarik kapasiteleri de÷erlendirmeye alınmıútır.
a) aylık
b) haftalık
c) günlük
4. COöRAFø KONUM
5.3.2.3 Çıktılar
a) sertlik
c) kalınlık
176
2. ZAMANINDA TESLøMAT
a)sipariú kayıtları ve
3. MøKTAR SAöLAYABøLME
a)sipariú kayıtları
b)kantar kayıtları ve
4. MøKTAR øNDøRøMø
Firma tedarikçisinden teklif isterken de÷iúik miktarlar ile fiyat teklifi istemekte
ve bu úekilde tedarikçisinin miktar indirimi uygulamasını de÷erlendirebilmektedir. Bu
yapılırken fiyatlar
5.3.2.4 Veriler
Elde edilen veriler en büyük de÷erdeki veriye 100 de÷eri verilecek úekilde
normalize edilerek aúa÷ıdaki tablo oluúturulmuútur. Veri Zarflama Modeli’nde
kullanaca÷ımız veriler de bu tablodaki verilerden oluúacaktır.
177
Tablo 5.9 DEA için Normalize Edilmiú Veriler
178
179
5.3.2.5 DEA’nın Do÷rusal Modeli
5.3.2.6 Sonuçlar
180
Analizimizin önemli özelliklerinden birisi de verimsiz olarak ortaya çıkan
tedarikçilerin iyileútirilmesi yolunda hangi kriterler üzerinde çalıúılması gerekti÷ini
ortaya koymasıdır. Yıldızla iúaretli çıktılar üzerinde çalıúılması gerekenlerdir.
181
182
Öncelikle Girdiler ve sonrasında da Çıktılar açısından yapılması gereken
iyileútirmelere analitik hedefler koyabilmek için Tablo5.12, her verimsiz tedarikçide
“gereken” ile hedef de÷eri, “mevcut” ile bulunulan noktayı belirtmektedir.
Tablo 5.12 Girdiler ve Çıktılar Açısından Detaylı DEA Sonuçları
183
184
185
186
187
188
189
5.3.2.7 Analiz Sonucuna Göre Yapılabilecek øyileútirmeler
Çıktı1: (Hatalı Ürün øade) Bu konuda kalite sistemi ile ilgili eksikli÷in sistem
eksikli÷i mi yoksa uygulamadan kaynaklanan bir eksiklik mi oldu÷u incelenmelidir.
E÷er sistem ile ilgili bir eksiklik varsa sistemin yeniden gözden geçirilmesi veya yeni
sertifikasyonlara baúvurulması planlanabilir.E÷er uygulamadan kaynaklanan bir eksiklik
söz konusu ise bu eksikli÷in teknolojik, personel veya dıú etkenden kaynaklanan bir
eksiklik olup olmadı÷ı incelenebilir.
190
Çıktı3: (Miktar Sa÷lama) Bu alanda yaúanacak sıkıntının kayna÷ı kapasite
konusunda yaúanan sıkıntı, üretim planlama eksikli÷i, personel eksikli÷i veya teknoloji
eksikli÷i boyutlarında ele alınabilir. Bu problemin di÷erlerine kıyasla daha derin
boyutlu oldu÷u bir gerçektir.
Girdi2: (Ürün Çeúidi) Müúterilere daha fazla ürün çeúidi sunarak fark yaratma
amaçlanmalıdır. Bu amaçla yapılması gereken yatırımın finansal ve teknik yönleri
incelenmelidir.
Girdi4: (Co÷rafi Konum) Bu noktada malları taúımak için seçilen ulaútırma türü,
malların taúınma úekli, nakliye için kullanılan aracılar ve bunların yeterlilikleri, taúıma
iúlemini için yeni aracılar bulunması ya da firma bünyesine dahil edilmesi gibi konular
de÷erlendirilebilir.
191
SONUÇ
• Kaliteli
• Zamanında
Firmanın tedarikçi ile gerçekleútirdi÷i iúlemlerde baú gösteren hataların çok ciddi
sonuçlar do÷urdu÷u, firmanın di÷er tüm iúlemlerinde baúarılı olsa bile tedarikçi ile olan
sorunlardan müúteriye giden ürünün, müúterinin, verimlili÷in ve maliyetlerin do÷rudan
etkilendi÷i görülmektedir.
192
Bu açıdan baktı÷ımızda daha önce firmalarda satınalma olarak tanımlanan
birimin artık tedarikçi ile firma arasında oluúacak tüm bilgi, malzeme ve hatta finansal
akıúlarda söz sahibi olacak ve reaktif de÷il proaktif bir úekilde görev alacak, süreç
yönetimi ilkelerini uygulayacak, yapaca÷ı analiz ve yorumlarla da gidiúata yön verecek
yetkinlikte analitik boyutu da kuvvetli uzmanlardan oluúması zorunlulu÷u belirmiútir.
Firmalar operasyonlarını küresel ölçekte geniúlettikçe bu alandaki faaliyetlerinde
daha karmaúık ama fırsatlara da olanak sa÷layan bir yapıda úekillendirmektedirler.
Hızla zorlaúan küresel rekabet úartları verimlilik ve etkinlik hedeflerinin aynı
anda ulaúılmasını gerektirmektedir. Bu noktada úirketin iç çevresine ek olarak dıú
çevreyle olan iliúkileri de ön plana çıkmaktadır. Dıú çevrede tedarikçiler, müúteriler ve
hatta rekabet durumu sayılabilir. Tüm bu unsurlarla olan iliúkiler belirlenen hedef ve
standartlar çerçevesinde girdi, çıktı ve geri besleme aúamalarını analitik yapıda
inceleyen ve iú dünyasının istedi÷i proaktifli÷i sa÷layan süreç yaklaúımı ile sa÷lanabilir.
Firmalar sadece sürecin yansıtılmasını da yeterli görmemektedirler. Sürecin
yansıtılması önemlidir ancak yansıyan süreçteki eksikliklerin:
• Zamanında fark edilmesi
• Nedenlerinin bulunması
• Çözümlerinin belirlenmesi
• Hedefleri koymaları gerekmektedir.
Bu süreci tam olarak temsil eden, zamanında yansıtan, eksiklikleri ve
belirlenecek hedefleri analitik bir biçimde ortaya koyan bir analitik metodolojiye ihtiyaç
duyulmaktadır.
Bu metodolojinin öncelikle sistemi iyi bir úekilde yansıtması gerekmektedir.
Tedarikçi iliúkilerini yansıtacak bir yapının nelerden oluúması gerekti÷i belirlenmelidir.
Bu yapıda sadece nicel faktörlerin de÷il, aynı zamanda nitel faktörlerde bulunmaktadır.
O zaman metodolojide kullanılacak tekniklerin hem nitel hem de nicel kriterleri
içerisinde barındırabilmesi gerekmektedir.
Bir di÷er önemli noktada ihtiyacı hissedilen bu metodolojiye cevap verecek
yapının da hem sa÷lam bir teorik temel oturması hem de reel sektörde uygulanabilir
olması gerekmektedir.
193
Tedarikçi Zinciri Yönetiminde, tedarikçi iliúkileri yönetimi büyük önem
taúımaktadır. Bunun nedeni, günümüz iúletme anlayıúında stratejik rekabet avantajı
yakalama yolunda tedarikçilerin artık sistemin bir parçası ve hatta iú orta÷ı
kavramlarıyla tanımlanmaktadır. Demek ki artık tedarikçiler kontrol dıúında kabul
edilen rassal faktörlerin etkin oldu÷u bir risk ve baúarısızlık unsuru olarak kabul
edilmemelidirler. Tam tersi bir yapı gerekmekte bu yapı da firma hedefleri çerçevesinde
ortaya konan kriterlerle belirlenmiú bir seçim süreci sonunda belirlenmiú tedarikçiler ile
çalıúılmalıdır. Devamında da sürekli olarak izlenen ve kontrol noktasında endiúe
edilmeyen, rassal olguların minimize edildi÷i, sürekli bir de÷erlendirmenin yapıldı÷ı ve
uzun süreli iliúkilerin amaçlanmaktadır. Sonuçta iki tarafın da kazanaca÷ı uzun soluklu
iliúkiye sahip bir yapı ortaya çıkmaktadır.
Tedarikçi iliúkileri yönetimin dayandı÷ı iki temel vardır, bunlar:
• Tedarikçi seçim
• Tedarikçi de÷erlendirme
aúamaları olarak karúımıza çıkmaktadır.
Tedarikçi seçimi alternatifler arasından belirlenen kriterler çerçevesinde en iyi
tedarikçinin seçimidir. Burada en iyi olmayı belirleyecek olan kriterlerdir. Burada
firmalar tarafından duyulan ihtiyaç, ne úekilde bu seçimin yapılaca÷ıdır. Bu seçim hangi
kriterlere göre yapılmalıdır, hangi teknik ile yapılmalıdır ve kullanılacak teknik,
sistemin hem nicel hem de nitel kriterlerni bünyesinde barındırabilecek midir? AHP
yapı itibariyle tüm bu sorunlara çözüm olabilecek bir yöntem olarak karúımıza
çıkmaktadır. Hem nitel hem de nicel kriterleri içerisinde barındırabilmekte, grup
kararlarına imkan vererek katılım zenginli÷i sa÷lamaktadır.
Firma belirleyece÷i üst ve alt kriterler ile seçim gerçekleútirilebilmekte geçen
zamanla birlikte firmanın öncelikleri de÷iúti÷inde de belirtilen kriterlere uygulanacak
de÷iúikliklerle teknik günün önceliklerine göre güncellenebilmektedir.
Birçok firmanın yaptı÷ı büyük bir hata, tedarikçi de÷erlendirmesini
yapmamasıdır. Böyle bir yapıda ilerleyen süreçte ne bir iyileútirmeden ne de uzun süreli
bir iúbirli÷inden söz etmek imkansızdır. Geçmiú tedarikçi performansı ve mevcut
durumla ilgili hiçbir bilgi olmadı÷ı için ne bir iyileútirme imkanı ne de tedarikçinin
de÷iútirilmesi veya devamıyla ilgili somut bir analiz yapılması imkansızdır.
194
Tedarikçiyle iliúkiler analitik analizlere de÷il günlük úartlara ve kiúisel iliúkilere ba÷lı
kalmaktadır.
Tedarikçi de÷erlendirmesi noktasında firmanın gerçekleri ve hedefleri ile
uyumlu kriterler paralelinde belirlenmiú, sürekli veri giriúine imkan veren ayrıca
de÷iúen úartlar ve önceliklere göre de÷iúime açık, hem nitel hem de nice kriterleri
barındıran bir yöntem gerekmektedir. Sadece bunlarda yeterli de÷ildir çünkü mevcudu
yansıtmak yeterli kalmamaktadır. Tedarikçileri de÷erlendirdikten sonra verilecek karar
ya tedarikçiyi de÷iútirmek ya da tedarikçi ile çalıúmaya devam kararı verirken aynı
zamanda da çözüme dönük olarak tedarikçilerle ortak bir úekilde sorunların kökenine
inilmesi gerekmektedir. Bu da ancak analitik bir de÷erlendirme sonucu yapılabilecektir.
DEA iúte bu noktada firmaların istedi÷i tedarikçi de÷erlendirmesini ve ihtiyaç
duydu÷u yukarıda belirtilen noktalara cevap veren bir analitik yöntem olarak karúımıza
çıkmaktadır. Geçmiú verilerle birlikte, sürekli veri giriúine izin veren, de÷iúen
önceliklere göre güncellenebilen, mevcudun haricinde gelecek ile ilgili önlemler alıp
yorumlar yapabilece÷imiz bir yapı sunan ve tedarikçilerde çıkan verimsizlik sorunlarına
analitik olarak yaklaúıp eksikli÷i ve hedefi matematiksel olarak ortaya koyabilmektedir.
Sadece tedarikçi seçiminde AHP’yi ve de÷erlendirmede DEA’yı kullanmak ve
bununla yetinmek de yeterli de÷ildir. Buradaki sorun ise tedarikçi seçiminde farklı
önceliklerle hareket edilirken de÷erlendirmenin farklı önceliklerle yapılması ve ayrıca
analitik olarak AHP ve DEA’nın birbirlerinden ba÷ımsız iki ayrı adacık gibi
düúünülerek kullanılmaya çalıúılmasıdır.
Bunun sonucu kaçınılmaz olarak alt optimizasyon olmakta sistemin bütünü
yakalanamamaktadır. Kendi içinde mantıklı görülebilen bu anlayıú sistem yaklaúımı
açısından bakıldı÷ında ise bütünü yakalayamamaktadır. Tedarikçi iliúkileri yönetimine
bakıldı÷ında ise seçimin ve de÷erlendirmenin ayrılması ev birbirinden ba÷ımsız kabul
edilmesi mümkün bir kavram de÷ildir.
Uygulanan yöntem ne olursa olsun iki noktanın üzerinde durmak gerekmektedir:
Birincisi uygulanan teknik veya tekniklerde kullanılmak üzere firmanın geniú bir
katılım ile öncelik ve hedefleri belirlenmelidir.
økinci nokta ise kullanılan bu tekniklerin, yönetimce ortaya konmuú olan öncelik
ve hedefleri, yapısı içinde barındırabilmesi ve sistemi tam olarak yansıtabilmesidir.
195
Bu aúamaları sa÷lamak için öncelikle iki aúamalı AHP uygulanmıútır. Firmanın
öncelikleri ve birçok tedarikçi seçim kriteri ortaya konduktan sonra firma tedarikçi
seçiminde kullanaca÷ı kriterleri belirlemiú AHP’nin ikinci aúamasında ise tedarikçi
seçimi gerçekleútirilmiútir.
Önemli olan bu noktada ortaya konan kriterlerin esas alınarak tedarikçi
de÷erlendirilmesinde de temel alınacak olmasıdır. E÷er seçim ve de÷erlendirme
süreçlerinin birbirlerinden ayrılamaz ve birbirinin tamamlayıcısı olaca÷ını belirleniyorsa
tekniklerinden de birbirlerini tamamlayıcı olması ve bunu sözde de÷il analitik
tekniklerin tezde yapıldı÷ı gibi entegre edilmesi gerekmektedir. Tez kapsamında
uygulamayla da ortaya konulan bir entegre yapı ile hem literatürde hem de reel
uygulamalarda göz ardı edilen ve eksikli÷i hissedilen bir soruna çözüm getirilmeye
çalıúılmıútır.
Firmaların karúılaútı÷ı bir büyük problemde iúletme fonksiyonlarının kiúilerin
bireysel performansına ba÷lı oluúudur. Çalıúanın performans düúüklü÷ü, kiúisel
problemleri gibi nedenler ile veya iúten ayrılması ile iúletme fonksiyonu aksamamalıdır.
Bu yüzden kurulacak sisteme kiúiden ba÷ımsız veri akıúı olmalı, de÷erlendirme
yapabilmeli ve karar vermede destek sa÷lamalıdır.
Bu açıdan baktı÷ımızda tedarikçi zinciri yönetimi gibi firma için oldukça kritik
olan bir süreçte dikkatle incelenmelidir. Firmaların baúarılı olabilmesi adına tedarik
zincirini bilgi sistemi çerçevesinde yönetmesi úarttır.
Bu sürecin veri akıúı ve karar verme aúamaları açısından en önemli aúaması olan
tedarikçi iliúkileri yönetiminde yapılması gereken, tedarik zinciri için kurulacak bilgi
sisteminin bir alt ama belki de en kapsamlı ve kritik aúaması olarak tedarikçi iliúkileri
yönetimi modülünü oluúturarak tezde öngörülen bir çatı altında bir karar destek
sisteminin oluúturulmasıdır.
Bu sisteme özellikle tedarikçi de÷erlendirme kriterleri ile ilgili olarak ortaya
çıkan veriler aktarılacak ve karar vericiye de÷erlendirme ile ilgili güncel, firma
hedeflerine göre belirlenmiú, verilerin analitik analiziyle oluúan de÷erlendirme sonuçları
yansıtılacaktır. Tedarikçi seçim aúamasında da tedarikçi de÷iútirilece÷i zaman, yeni bir
üründe tedarikçi belirlenece÷i zaman ve de÷iúen seçim kriterleri ile yeni baútan bir
seçim gerekti÷i zamanlarda girilecek olan veriler ıúı÷ında karar destek sistemi seçim
196
aúamasında karar vericiye güncel, firma hedeflerine göre belirlenmiú verilerin analitik
analiziyle oluúan seçim sonuçları aktarılacaktır.
Tez kapsamında sonuç olarak, sistem yaklaúımını esas alan ve böylelikle
tedarikçi seçimi ve tedarikçi de÷erlendirilmesi kavramlarını birbirinden ayrı de÷il,
birbirlerini tamamlayan kavramlar olarak gören bir anlayıú kabul edilmiútir. Bu amaca
hizmet eden bir analitik yöntem ve tüm bunların reel sektörde de uygulanabilir olması
ihtiyacı bu tezin ana çıkıú noktası olmuú ve tez sonunda bu amaca ulaúılmaya
çalıúılmıútır.
Firmalar birbirinden çok farklı ve belki de dikkate almadıkları faktörleri de bu
kapsamda ilk etapta göz önünde bulundurmuú, ardından tedarikçi seçimi için
kullanacakları kriterleri AHP yardımı ile belirlemiú ve sonraki adımda da bu adımdaki
sonuçlara paralel olarak DEA yardımıyla tedarikçi de÷erlendirmesini
gerçekleútirmiúlerdir.
Bu analiz firmalara sadece tedarikçilerini kapsayan genel bir verimlilik raporu
sunmamıú ayrıca tedarikçileri ile olan iliúkilerinde bu iliúkiyi daha iyiye götürebilmek
adına üzerinde durulması gereken faktörleri ve bunların analitik boyutlarını da birlikte
sunmuútur. Bu tezin sonuçları tedarikçiler ile ilgili firma politikalarının úekillenmesinde
ve tedarikçiler ile olan iliúkilerin gelece÷ini úekillendirmede eksikli÷i hissedilen; süreç
yönetimini uygulayan, sistem yaklaúımını sa÷lamıú entegre bir analitik model ortaya
koymuú bunun sonucunda da proaktif bir yol haritası ihtiyacı giderilmiútir.
197
KAYNAKÇA
Al-Faraj, Taqi N, Alidi, Abdulaziz S., “The practice of quality control techniques in
the Saudi Arabian manufacturing sectors”, The International Journal of Quality &
Reliability Management. Bradford: 1992. Vol. 9, Iss. 7; s. 64 (5 pages)
Altan, D., Bozda÷ N., Atan, M., "Toplam etkinlik ölçümü: veri zarflama analizi ve
bankacılık sektöründe bir uygulama", V. Ulusal Ekonometri ve istatistik Sempozyumu,
Adana,s. 1-10(2001).
Anderson, David R., Sweeney, Dermiú J. And Williams, Thomas A., An Introduction to
Management Science, West Publishing Co, 1997,s. 652.
Anderson, R.I., Fok, R., Scott, J., "Hotel Industry Efficiency: An Advanced Linear
Programming Examination", American Business Wiews, 2000,18(1): s.40-48.
Arbel, Ami, Orgler, Yair E., “An Application of the AHP to Bank Strategic Planning:
The Mergers and Acquisitions Process”, European Journal of Operational Research.
Amsterdam: Sep 5, 1990. Vol. 48, Iss. 1; s. 27 (11 pages)
198
Arntzen, Bruce C, Brown, Gerald G, Harrison, Terry P, Trafton, Linda. “Global supply
chain management at Digital Equipment Corporation”,
Interfaces. Linthicum: Jan/Feb 1995. Vol. 25, Iss. 1; s. 69 (25 pages)
Ayers, J.B. (2001). Handbook of Supply Chain Managment. CRC Press LLC,
Florida.
Baily, P., Farmer, D., Jessop, D., Jones, D., Purchasing Principles and Management,
2005, Ninth Edition, Prentice Hall
Banker, Rajiv D., Thrall, R. M., “Estimation of Returns to Scale Using Data
Envelopment Analysis”, European Journal of Operational Research. Amsterdam:
Oct 9, 1992. Vol. 62, Iss. 1;s. 74
Banker, Rajiv D., “Estimating Most Productive Scale Size Using Data Envelopment
Analysis”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Jul 1984. Vol.
17, Iss. 1; s. 35
Banker, R.D., Charnes, A., Cooper, W. W., “Some Models for Estimating Technical
and Scale Inefficiencies in Data Envelopment Analysis”, Management Science.
Linthicum: Sep 1984. Vol. 30, Iss. 9; s. 1078
199
Baran, Ö., Aral, C, (2002), "Yönetim ve Hesapverme Sorumlulu÷u Amaçları
Bakımından Performans Bilgisi", Sayıútay Yayın Veri Müdürlü÷ü,
www.sayistay.gov.tr.
Barbarasoglu, G, Yazgaç, T., "An Application of the Analytic Hierarchy Process to the
Supplier Selection Problem", Production and Inventory Management Journal, 1997,
C.16, S.2, s.14.
Barrar, Peter; Wood, Douglas; Jones, Julian; “The efficiency of accounting service
provision”, Business Process Management Journal. Bradford: 2002. Vol. 8, Iss. 3;
s. 195
Belton, V., Gear, T., "On a Shortcoming of Saaty's Method of Analytic Hierarchies",
1982, C. 11, S.3, s.226-230
Benyoucef, L. Ding H. Xie, X., “Supplier Selection Problem: Selection Criteria and
Methods”, http://www.inria.fr/rrrt/rr-4726.html, 2006.
Bessent, A., Bessent, W., Kennington, J., Reagan, B., “An Application of
Mathematical Programming to Assess Productivity in the Houston Independent
School District”, Management Science. Linthicum: Dec 1982. Vol. 28, Iss. 12; s.
1355 (13 pages)
Boussofiane, A., Dyson, R., Rhodes, E., "Applied Data Envelopment Analysis",
European Journal of Operational Research, 2(6):s. 1-15 (1991).
Boussofiane, A.,& Dyson, R.G., & Thanassoulis, E.. 1991. Applied Data
Envolopment Analysis. European Journal of Operational Research, Vol. 2, No.6, s.1-
15.
200
Bowersox, D., J.,Closs D.J., Cooper M.B.,(2002),Procurement and Manufacturing
Strategies, Supply Chain Logistics Management, s.134.
Bowersox, D.J., (1987) “Logistics Strategic Planning for the 1990’s”, CLM
1987 Annual Conference Proceedings, s.233.
Brewer, Ann M., Hensher, Davıd A, “Going for gold at the Sydney Olympics: how did
transport perform?” Transport Reviews, Oct2002, Vol. 22 Issue 4, s.381-399,
Camm, Jeffrey D, Chorman, Thomas E, Dill, Franz A, Evans, James R, et al. “Blending
OR/MS, judgment, and GIS: Restructuring P&G's supply chain”
Interfaces. Linthicum: Jan/Feb 1997. Vol. 27, Iss. 1; s. 128
Carter, Joseph R.; Slaight, Thomas H.; Blascovich, John D., “Technology,
Collaboration, Supply Chain Design.”, Supply Chain Management Review, Oct2007,
Vol. 11 Issue 7, s. 44-50.
CharnesA, &, Cooper, W. W., & , Tharll, R.M. (1991) “A Structure for
Characterizing and Classifiying Efficiency an Innefficiency in Data Envelopment
Analysis. Journal of Productivitiy Analysis”, 2, s.197-237.
201
Charnes, A, & Cooper, W.W., & Huangh, Z. M., & Sun, D.B. (1990) “Polyhedral
Cone-Ratio DEA Models with an lllustrative Application to Large Commercial Banks”,
Journal of Econometrics, 46, s.73-91.
Charnes, A., & Clark, T., & Cooper, W. W., & Golany, B. (1985) “A Developmental
Study of Data Envelopment Analysis for Measuring the Efficiency of Maintenance
Units in the U.S. Air Force” Annals of Operations Research.
Charnes, A., Cooper, W. W., Rhodes, E., “Evaluating Program and Managerial
Efficiency: An Application of Data Envelopment Analysis to Program Follow
Through”,
Management Science. Linthicum: Jun 1981. Vol. 27, Iss. 6; s. 668.
Charnes, A., Cooper, W. W., “Auditing and Accounting for Program Efficiency and
Management Efficiency in Not-for-Profit Entities”, Accounting, Organizations and
Society. Oxford: 1980. Vol. 5, Iss. 1; s. 87
Charnes, A., & W.W. Cooper, & E. Rhodes. 1978. Measuring the efficiency of
decision making units, European Journal of Operational Research 2, s.429-444.
Charnes, A., Cooper, W., Lewin, A.Y., Seiford, M., “Data Envelopment Analysis-
Theory, Methodology, Applications”, 1996, Kluwer Academic Publishers, s.31-38.
Charu Chandra, Sameer Kumar, “Supply chain management in theory and practice: a
passing fad or a fundamental change?”. Industrial Management + Data Systems.
Wembley: 2000. Vol. 100, Iss. 3; s. 100
Chen, Y., Liang L., Yang, F., Zhu, J., "Evaluating Of Information Technology
Investment: A Data Envelopment Analysis Approach", Compurets &
Operations Research, 2006:33, s.1368-1379
202
Cheng Edwin, T.C Li, Wenli; Humphreys, Paul K.; Yeung, Andy C.L.;. “The impact of
specific supplier development efforts on buyer competitive advantage: an empirical
model”, International Journal of Production Economics, Mar2007, Vol. 106 Issue 1,
s230-247.
Clarke, Richard L., Gourdin, Kent N., “Measuring the Efficiency of the Logistics
Process”,
Journal of Business Logistics. Oak Brook: 1991. Vol. 12, Iss. 2; s. 17
Cohen, Morris A., Lee, Hau L., “Strategic Analysis Of Integrated Production-
Distribution”, Operations Research. Linthicum: Mar/Apr 1988. Vol. 36, Iss. 2; s. 216
Cook, D. Ryan, Staschak, Sandra, Green, William T., “Equitable Allocation of Livers
for Orthotopic Transplantation: An Application of the Analytic Hierarchy Process”,
European Journal of Operational Research. Amsterdam: Sep 5, 1990. Vol. 48, Iss. 1;
s. 49
Cooper, W., Seiford, M., Tone, K., “Data Envelopment Analysis”, 2000, Kluwer
Academic Publishers, s.21-34.
203
Cummins, J David, Misas Maria Rubio, Zi, Hongmin, “The effect of organizational
structure on efficiency: Evidence from the Spanish insurance industry”,
Journal of Banking & Finance. Amsterdam: Dec 2004. Vol. 28, Iss. 12; s. 3113
Da÷deviren, M., & Eren, T. (2001). “Tedarikçi Firma Seçiminde Analitik Hiyerarúi
Prosesi ve 0-1 Hedef Programlama Yöntemlerinin Kullanılması” Gazi Üniv. Müh.
Mim. Fak. Der., (16), 2, s.41-52.
Dobler, D.W., Burt, D.N., Purchasing and Supply Management: Text and Cases, New
York: McGraw - Hill Book Co., 1996.
Donnelly, Mike, “A radical scoring system for the European Foundation for
Quality Management Business Excellence Model”, Managerial Auditing Journal.
Bradford: 2000. Vol. 15, Iss. 1/2; s. 8
Doyle, J, Green, R., “Data envelopment analysis and multiple criteria decision
making”, Omega. Oxford: Nov 1993. Vol. 21, Iss. 6; s. 713
Dyer, R.F.; Forman, E.H.. “Decision support for media selection using the
analytic hierarchy process.” Journal of Advertising, Mar92, Vol. 21 Issue 1, s59.
204
Easton, L, Murphy D. J., Pearson J.N., "Purchasing Performance Evaluation: With
Data Envelopment Analysis", European Journal of Purchasing & Supply
Management, 8: s.123-134 (2002).
Ellram, Lisa M., “Activity-based costing and total cost of ownership: A critical
linkage”,
Cost Management. Boston: Winter 1995. Vol. 8, Iss. 4; s. 22
Erkut, H., Polat, S., "Türk Sanayinde Verimlilik Analizi øçin Sümülasyon Modeli",
Yayınlanmamıú Araútırma Projesi Raporu, ø.T.Ü. Endüstri Mühendisti, østanbul, 1993,
s.25-37
Façanha, L.O., Resende, M., "Price Cap Regulation, øncentives And Quality: The Case
Of Brazilian Telecommunications", International Journal of Production Economics,
2004: 92,s.133-144,
Forman, E.H., & Gass, S.I. (2001), The Analytic Hierarcy Process: An Exposition,
Operations Research, (49), 4, s.469-486.
Gattoufi, S., Oral, M., Reisman, A., "A Taxonomy For Data Envelopment Analysis",
Socio-Economic Planning Sciences, 2004:38, s.141-158.
Haas, David A., Murphy, Frederic H., Lancioni, Richard A., “Managing reverse
logistics channels with data envelopment analysis”, Transportation Journal. Lock
Haven: Spring 2003. Vol. 42, Iss. 3; s. 59
205
Handfield, R., Walton, S.V., Sroufe, R., Melnyk, S.A., (), "Applying environmental
criteria to supplier assessment: A study in the application of the Analytical
Hierarchy Process", European Journal of Operational Research, 2002:141, s.70-87.
http://www.fisher.osu.edu/supplychain/pdffiles/1999%20ABC%20Best%20
Practices.pdf, 2006.
Harker, Patrick T., Vargas, Luis G., Dyer, James S., Saaty, Thomas L., “Remarks on
the Analytic Hierarchy Process; An Exposition of”, Management Science. Linthicum:
Mar 1990. Vol. 36, Iss. 3; s. 249
Hegde, G. G., Tadikamalla, Pandu R., “Site Selection for a "Sure Service Terminal"
European Journal of Operational Research. Amsterdam: Sep 5, 1990. Vol. 48, Iss. 1; s.
77
Holder, R. D., “Some Comments on the Analytic Hierarchy Process”, The Journal of
the Operational Research Society. Oxford: Nov 1990. Vol. 41, Iss. 11; s. 1073
Johnson, J.C. ve Wood, D.F., (1996) “Contemporary Logistics”, Prentice Hall, 6th
edition, s.13-17, s.108-110.
Kao, C, Liu, S., "Predicting bank performance with financial forecasts: a case of
Taiwan commercial banks", Journal of Banking & Finance, 2004:28, s.2353-2368.
206
Kasnaklı, B., "Stratejiler ile Performans Göstergelerinin Bütünlü÷ünü Sallayan Bir
Model: Dengeli Puan Kartı (Balanced Scorecard)", Verimlilik Dergisi, 2002:2, s.131-
152.
Kleinsorge, Ilene K, Schary, Philip B, Tanner, Ray D., “Data envelopment analysis
for monitoring customer-supplier relationships”, Journal of Accounting and Public
Policy. New York: Winter 1992. Vol. 11, Iss. 4; s. 357
Korhonen, P., Wallenius, J., “Using Qualitative Data in Multiple Objective Linear
Programming”, European Journal of Operational Research, 1990:48, s.81 - 87.
207
Lane, Eric F.; Verdini, William A., “A Consistency Test for AHP Decision
Makers.” Decision Sciences, Summer89, Vol. 20 Issue 3, s575-590.
Lee, S., Lee, K., Kang, I. W., "Efficiency analysis of controls in EDI
applications", Information & Management, 2006:43(3), s.409 ().
Lee, Mindy; Pham, Hoang; Zhang, Xuemei, “A methodology for priority setting
with application to software development process”, European Journal of Operational
Research. Amsterdam: Oct 16, 1999. Vol. 118, Iss. 2; s. 375
Leenders, M.R., Fearon, H.E., Purchasing and Supply Management, New York:
McGraw-Hill Bock Co., S., 2000, s.220 - 225,
Lewis, H., Industrial Purchasing Principles and Practices, Chicago: Richar Envin, 1943.
Liang, Wen-Yau, “The analytic hierarchy process in project evaluation: An R&D case
study in Taiwan”, Benchmarking. Bradford: 2003. Vol. 10, Iss. 5; s. 445
Lien, Donald, Peng, Yan, “Measuring the efficiency of search engines: An application
of data envelopment analysis”, Applied Economics. London: Dec 1999. Vol. 31, Iss. 12;
s. 1581
208
Lim, Kai H, Swenseth, Scott R., “An iterative procedure for reducing problem size in
large scale AHP problems”, European Journal of Operational Research. Amsterdam:
May 28, 1993. Vol. 67, Iss. 1; s. 64
Lowe, R. G. C., Sharp, J. A.. “The Analytic Hierarchy Process and Its Application to an
Information Technology Decision”, The Journal of the Operational Research Society.
Oxford: Jan 1990. Vol. 41, Iss. 1; s. 49
Madu, Christian N.; Kuei, Chu-Hua; Aheto, John; Winokur, Dena, “Adoption of
strategic total quality management philosophies Multi-criteria decision analysis model”,
The International Journal of Quality & Reliability Management. Bradford: 1996. Vol.
13, Iss. 3; s. 57
Magnussen Jon, Biorn Erik, Hagen Terje P., Iversen Tor, “The Effect of Activity-Based
Financing on Hospital Efficiency: A Panel Data Analysis of DEA Efficiency Scores
1992-2000”, Health Care Management Science. Bussum: Nov 2003. Vol. 6, Iss. 4; s.
271
Marshall, Kneale T.; Oliver, Robert M., Decision Making and Forecasting, McGraw
Hill, 1995, s.282-288.
209
Metzger, Lawrence M., “Measuring quality cost effects on productivity using data
envelope analysis”, Journal of Applied Business Research. Laramie: Summer 1993.
Vol. 9, Iss. 3; s. 69
Millet, Ido; Harker, Patrick T. “Globally effective questioning in the Analytic Hierachy
Process.” . European Journal of Operational Research, 9/5/90, Vol. 48 Issue 1, s88-97,
1 chart, 4 graphs; (AN 8513432)
Monahan, Thomas F.; Stout, David E.; Liberatore, Matthew, J., “A framework for
integrating capital budgeting analysis with”, The Engineering Economist. Norcross: Fall
1992. Vol. 38, Iss. 1; s. 31
Monczka, Robert M., Trent, Robert J.; “Pursuing competitive advantage through
integrated global sourcing”. Academy of Management Executive, May2002, Vol. 16
Issue 2, s.66-80,
Monczka, Robert M.; Callahan, Thomas J., “Predictors of relationships among buying
and supplying firms.”, International Journal of Physical Distribution & Logistics
Management, 1995, Vol. 25 Issue 10, s.45
Murphy, Catherine Kuenz, “Limits on the analytic hierarchy process from its
consistency index”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Feb 19,
1993. Vol. 65, Iss. 1; s. 138
210
Murthi, B P S, Choi, Yoon K, Desai, Preyas, “Efficiency of mutual funds and portfolio
performance measurement: A non-parametric approach”, European Journal of
Operational Research. Amsterdam: Apr 16, 1997. Vol. 98, Iss. 2; s. 408 (11 pages)
Nydick, Robert L., Hill, Ronald Paul, “Using the Analytic Hierarchy Process to
Structure the Supplier Selection Procedure”. International Journal of Purchasing and
Materials Management. Spring, 1992, Vol. 28, Iss. 2; s. 31
Pan, Andrew, Ramasesh, Ranga V., Ord, J. Keith, Hayya, Jack C., “Sole Versus Dual
Sourcing in Stochastic Lead-Time (s, Q) Inventory Models”, Management Science.
Linthicum: Apr 1991. Vol. 37, Iss. 4; s. 428
211
Partovi, Fariborz Y. and Hopton, Walter E., "The Analytic Hierarchy Process as
Applied to Two Types of Inventory Problems", Production and Inventory Management
Journal, 1994, s. 13.
Patton, Terry K., Clancy, Donald K., “Service efforts and accomplishments
reporting: A study of Texas public schools” Public Budgeting and Financial
Management. Summer 1996. Vol. 8, Iss. 2; s. 272.
Quinn, Frank, “Get Ready for the Future.”, Supply Chain Management Review,
Sep2007, Vol. 11 Issue 6, s5
Rajan Suri, “How quick response manufacturing takes the wait out”,
The Journal for Quality and Participation. Cincinnati: May/Jun 1999. Vol. 22, Iss. 3;
s. 46
Ramanathan, R., "A note on the use the analytic hierarcy process for environmental
impact assessment", Journal of Environmental Management, 2001:63,s.27-35.
Rangone, Andrea, “An analytical hierarchy process framework for comparing the
overall performance of manufacturing departments”. International Journal of
Operations & Production Management. Bradford: 1996. Vol. 16, Iss. 8; s. 104
212
Robinson, P.J., Faris, C.W. & Wind, Y., Industrial Buying and Creative, Allyn & Bacon,
Boston, 1967.
Saaty, T.L. (1972), An Eigenvalue Allocation Model for Prioritization and Plannig.
Energy Managment and Policy Center, Universty of Pennsylvania.
Saaty, T.L. (1994). Fundamentals of Decision Making and Priority Theory. RWS,
Pittsburgh.
Saaty, T.L., "Highlights and Critical Points in the Theory and Application of the
Analytic Hierarchy Process", European Journal of Operational Research, 1994b, C.74,
s. 430.
Saaty, T.L., & Bennet, J.P. (1979). A Theory of Analytical Hierarchies Applied to
Political Candidacy. Behavioral Science, Vol 22, s.237-245.
Saaty, T.L., "How to Make a Decision: The Analytic Hiearrchy Process", European
Journal of Operational Research, 1990:48,s.9-26.
Saaty, Thomas L, Vargas, Luis G., Dyer, James S., Harker, Patrick T., "Remarks on the
Analytic Hierarchy Process; An Exposition of”,Management Science. Linthicum: Mar
1990. Vol. 36, Iss. 3; s. 249
Sako, Mari; Helper, Susan R., Supplier Relations in Japan and the United States: Are
They Converging?, Sloan Management Review, Spring95, Vol. 36 Issue 3, s.77-84.
213
Scheuing, Eberhard, “Conductıng Customer Servıce Audits”, Journal of Services
Marketing, Summer89, Vol. 3 Issue 3, s.35.
Sexton, T.R., & Silkman, R.H., & Hogan, A. (1986). Data envelopment analysis:
Critique and extensions. øçinde: Richard H. Silkman (ed.), Measuring Efficiency: An
Assessment of Data Envelopment Analysis, Publication No: 32 in the series New
Directions for Program Evaluation, A Publication of the American Evaluation
Association, San Francisco, Jossey Bass, Inc.
Sezen, B., "Veri zarflama analizi ile tedarik zinciri ortaklarının performans de
Derlendirmesi", YA/EM'2004-Yöneylem Araútırması/EndüstriMühendisli÷i - XXIV
Ulusal Kongresi, Gaziantep-Adana, 2004, s.1-3.
Sezen, B., ønce, H. ve Aren, S.,”Türkiye'deki Hayat Dıúı Sigorta ùirketlerinin Veri
Zarflama Analizi Tekni÷i øle Göreli Etkinlik De÷erlendirmesi”, øktisat, øúletme ve
Finans, 2005, 20, s.87-95.
Shapiro, F.J., (2001). Modelling The Supply Chain. Duxbury, Thomson Leaming,
Pacific Grove, USA.
Sigala, Marianna; Airey, David; Jones, Peter; Lockwood, Andrew, “ICT Paradox Lost?
A Stepwise DEA Methodology to Evaluate Technology Investments in Tourism
Settings”, Journal of Travel Research. Boulder: Nov 2004. Vol. 43, Iss. 2; s. 180
214
Cyprus”, The International Journal of Educational Management. Bradford: 1998. Vol.
12, Iss. 2; s. 65
Soteriou, Andreas C., Stavrinides, Yiannos, “An internal customer service quality data
envelopment analysis model for bank branches”, International Journal of Operations &
Production Management. Bradford: 1997. Vol. 17, Iss. 8; s. 780
Soukup, William, R., Supplier Selection Strategies, Journal of Purchasing and Materials
Management, Summer 1987.
Tam, Maggie C Y; Tummala, V M Rao, “An application of the AHP in vendor selection
of a telecommunications system”. Omega. Oxford: Apr 2001. Vol. 29, Iss. 2; s. 171
Tanyaú, M., Tedarik Zinciri Yönetimi ve Kalder Kıyaslama, Grup Projesi, øTÜ, 2005,
s.3.
Tatlıdil, Rezan, Oktav, Mete, Pazarlama Yönetimi, I. Baskı, Dokuz Eylül Üniversitesi
Yayınları, Dokuz Eylül Üniversitesi Matbaası, øzmir 1992.
215
Tavares, G., Antunes, C. H., "A DEA study of telecommuninations services in
OECD countries", Annual Conference of the Operational Research Society, Berlin,
s.77-82 (1998).
Tavana, Madjid; Mohebbi, Barbara; Kennedy, Dennis T., “Total quality index: a
benchmarking tool for total quality management”, Benchmarking. Bradford: 2003.
Vol. 10, Iss. 6; s. 507.
Thompson, Russell G., Langemeier, Larry N., Lee, Chih-Tah, Lee, Euntaik, Thrall,
Robert M., “The Role of Multiplier Bounds in Efficiency Analysis with Application
to Kansas Farming”, Journal of Econometrics. Amsterdam: Oct/Nov 1990. Vol. 46,
Iss. 1,2; s. 93
Towill, D. R., Naim, M. M., Wikner, J,. “Industrial Dynamics Simulation Models in
the Design of Supply Chains”, International Journal of Physical Distribution &
Logistics Management. Bradford: 1992. Vol. 22, Iss. 5; s. 3.
Uygur, M., "TCDD limanlarında veri zarflama analizi ile performans Ölçümü",
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2002, s.35-40
Van de Water., H., & De Vries J. (2006). Choosing a quality improvement project
using the analytic hierarchy process. International Journal of Ouality & Reliability
Management. Vol 23, Issue 4, s.409 - 425.
Van Weele, Arajan; Rozemeijer, Frank A.; Weggeman, Mathieu, “Creating Corporate
Advantage through Purchasing: Toward a Contingency Model”. Journal of Supply Chain
Management: A Global Review of Purchasing & Supply, Winter2003, Vol. 39 Issue 1,
s.4-13.
Venkataramanan, M. A., Mote, John, Dinkel, John J., “An Efficient Decision Support
System For Academic Course Sc”, Operations Research. Linthicum: Nov/Dec 1989. Vol.
37, Iss. 6; s. 853
216
Verma, Rohit; Pulman, Madeleine E “An analysis of the supplier selection process”
Omega. Oxford: Dec 1998. Vol. 26, Iss. 6; s. 739
Weber, C.A., Current, J.R., Benton, W.C, Vendor Selection Criteria and Methods,
European Journal of Operational Research, 1991: s.2 – 18.
Wenli Li, Pierre-Daniel G Sarte, “Credit market frictions and their direct effects on US
manufacturing fluctuations”, Journal of Economic Dynamics & Control. Amsterdam:
Dec 2003. Vol. 28, Iss. 3; s. 419
Wu, Jack Andin, Wu, Nesa L'abbe. “A Strategic Planning Model: Structuring and
Analysing Via the Analytic Hierarchy Process”, Industrial Management + Data
Systems. Wembley: 1991. Vol. 91, Iss. 6; s. 5
217
Yahya, S., & Kingsman, S. (1999). Vendor Rating for an Enterpreneur Development
Programme: A Case Study Using the Analytical Hierarchy Process Method. The
Journal of Operational Research Society, Vol 50, No 9., s.916-930.
Yang, Jiaqin and Lee, Huei, "An AHP Decision Model for Facility Location Selection",
1997, C.15, S. 9/10, s.247.
Yun, Y.B., Nakayama H., Tanino T., "A Generalized Model For Data Envelopment
Analysis", European Journal of Operational Research, 2004:157, s.87-105
Zhu, Joe; “Efficiency evaluation with strong ordinal input and output measures”,
European Journal of Operational Research. Amsterdam: May 1, 2003. Vol. 146, Iss. 3;
s. 477
Zhu, Joe, “Multi-factor performance measure model with an application to Fortune 500
companies”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: May 16, 2000.
Vol. 123, Iss. 1; s. 105
218
EK:1
UYGULAMADA OLUùTURULAN DEA MODELø VE ÇÖZÜMÜ
MAX 6.31Y1+30.54Y2+7.77Y3+3.03Y4
SUBJECT TO
2) 17.94X1+48.78X2+20.36X3+53.49X4-6.31Y1-30.54Y2-7.77Y3-3.03Y4>=0
3) 7.36X1+19.51X2+13.09X3+32.65X4-13.13Y1-16.85Y2-29.27Y3-13.04Y4>=0
4) 23.06X1+26.83X2+12.36X3+38.80X4-28.30Y1-24.31Y2-43.74Y3-38.06Y4>=0
5) 6X1+9.76X2+9.36X3+26.63X4-8.56Y1-21.41Y2-15.03Y3-4.12Y4>=0
6) 7.19X1+12.2X2+7.89X3+36.63X4-10.07Y1-18.57Y2-20.38Y3-7.14Y4>=0
7) 13.08X1+17.07X2+4.22X3+39.88X4-20.48Y1-20.56Y2-37.44Y3-24.23Y4>=0
8) 69.71X1+100X2+100X3+81.93X4-2.26Y1-38.14Y2-2.23Y3-2.55Y4>=0
9) 25.12X1+43.90X2+70.29X3+53.01X4-9.34Y1-29.9Y2-11.74Y3-8.91Y4>=0
10) 2.9X1+9.76X2+5.09X3+29.16X4-13.96Y1-18.66Y2-28.12Y3-22.32Y4>=0
11) 8.94X1+26.83X2+9.07X3+38.92X4-100Y1-72.52Y2-51.82Y3-38.72Y4>=0
12) 26.26X1+14.63X2+9.53X3+47.11X4-29.21Y1-24.71Y2-44.43Y3-67.83Y4>=0
13) 31.67X1+19.51X2+4.45X3+48.92X4-19.09Y1-27.37Y2-26.22Y3-23.68Y4>=0
14) 2.77X1+19.51X2+5.45X3+37.11X4-48.49Y1-86.18Y2-21.15Y3-39.6Y4>=0
15) 3.74X1+21.95X2+11.87X3+31.2X4-6.31Y1-36.48Y2-6.5Y3-5.28Y4>=0
16) 4.3X1+12.2X2+8.18X3+32.41X4-2.71Y1-2.64Y2-38.57Y3-4.29Y4>=0
17) 8.16X1+9.76X2+6.78X3+48.07X4-21.95Y1-57.03Y2-14.46Y3-9.64Y4>=0
18) 5.04X1+17.07X2+3.64X3+28.43X4-6.58Y1-19.93Y2-12.42Y3-11.41Y4>=0
19) 6.47X1+14.63X2+8.04X3+28.07X4-25.42Y1-15.96Y2-59.86Y3-40.42Y4>=0
20) 11.83X1+26.83X2+32.73X3+49.4X4-12.98Y1-45.84Y2-10.64Y3-7.38Y4>=0
21) 12.24X1+26.83X2+33.82X3+43.73X4-41.49Y1-36.71Y2-42.47Y3-63.04Y4>=0
22) 28.75X1+39.02X2+31.75X3+62.29X4-2.18Y1-14.87Y2-5.51Y3-2.52Y4>=0
23) 10.49X1+21.95X2+17.45X3+46.51X4-31.01Y1-37.15Y2-31.37Y3-52.51Y4>=0
24) 11.93X1+19.51X2+14.75X3+35.78X4-87.73Y1-53.24Y2-61.93Y3-91.98Y4>=0
25) 20.72X1+34.15X2+21.71X3+38.07X4-31.82Y1-28.85Y2-41.46Y3-52.82Y4>=0
26) 25.23X1+29.27X2+12.51X3+50.72X4-24.67Y1-30.62Y2-30.28Y3-29.34Y4>=0
27) 10.46X1+36.59X2+41.89X3+33.98X4-9.64Y1-38.89Y2-9.31Y3-11.09Y4>=0
28) 3.54X1+12.2X2+6.87X3+48.07X4-11.74Y1-41.56Y2-10.62Y3-10.02Y4>=0
29) 12.96X1+12.2X2+33.82X3+48.8X4-15.93Y1-39.92Y2-15Y3-14.03Y4>=0
30) 8.56X1+39.02X2+25.31X3+40.84X4-7.17Y1-14.16Y2-19.03Y3-6.48Y4>=0
31) 10.63X1+17.07X2+27.27X3+36.14X4-12.56Y1-26.62Y2-17.74Y3-18.22Y4>=0
32) 27.16X1+26.83X2+10.91X3+35.66X4-8.89Y1-18.22Y2-18.33Y3-7.44Y4>=0
33) 17.7X1+43.9X2+15.65X3+55.3X4-6.03Y1-52.8Y2-4.29Y3-5.97Y4>=0
34) 11.33X1+46.34X2+11.02X3+47.59X4-1.8Y1-5.89Y2-11.45Y3-2.79Y4>=0
35) 11.52X1+24.39X2+7.95X3+37.59X4-65.29Y1-32.63Y2-75.2Y3-51.72Y4>=0
36) 5.91X1+12.2X2+5.89X3+30.84X4-17.15Y1-19.69Y2-32.73Y3-20.27Y4>=0
37) 2.54X1+14.63X2+14.55X3+28.31X4-19.69Y1-31.21Y2-23.71Y3-26.55Y4>=0
38) 17.10X1+21.95X2+12.44X3+44.46X4-15.43Y1-29.29Y2-19.8Y3-13.72Y4>=0
39) 3.11X1+9.76X2+4.51X3+31.33X4-12.25Y1-53.4Y2-8.62Y3-5.84Y4>=0
40) 34.77X1+21.95X2+17.04X3+44.58X4-17.03Y1-21.22Y2-30.15Y3-24.97Y4>=0
41) 100X1+73.17X2+30.98X3+100X4-0.45Y1-24.32Y2-0.69Y3-0.45Y4>=0
219
42) 31.82X1+73.17X2+34.04X3+72.41X4-2.75Y1-33.36Y2-3.09Y3-3.77Y4>=0
43) 2.85X1+12.2X2+1.82X3+47.47X4-17.79Y1-40.8Y2-16.38Y3-17.75Y4>=0
44) 8.36X1+14.63X2+21.82X3+40.84X4-17.79Y1-62.34Y2-10.73Y3-12.21Y4>=0
45) 8.1X1+31.71X2+21.27X3+32.17X4-6.49Y1-13.92Y2-17.53Y3-5.03Y4>=0
46) 18.43X1+19.51X2+7.64Y3+37.47X4-25.35Y1-33.52Y2-28.43Y3-29.9Y4>=0
47) 26.81X1+63.41X2+19.47X3+47.83X4-6.1Y1-16.49Y2-13.91Y3-5.41Y4>=0
48) 6.87X1+58.54X2+14.89X3+42.77X4-9.02Y1-24.32Y2-13.95Y3-27.96Y4>=0
49) 9.71X1+17.07X2+15.91X3+52.41X4-74.13Y1-36.05Y2-77.28Y3-92.92Y4>=0
50) 11.81X1+26.83X2+12.22X3+39.28X4-15.76Y1-12.85Y2-46.11Y3-19.51Y4>=0
51) 2.16X1+17.07X2+5.15X3+47.35X4-3.85Y1-9.33Y2-15.53Y3-14.12Y4>=0
52) 7.55X1+17.07X2+12.29X3+0X4-4.71Y1-13.16Y2-13.45Y3-7.61Y4>=0
53) 10.14X1+26.83X2+8.18X3+65.42X4-10.92Y1-53.93Y2-7.61Y3-8.67Y4>=0
54) 44.12X1+65.85X2+57.18X3+45.06X4-8.01Y1-21.21Y2-14.2Y3-11.96Y4>=0
55) 14.07X1+24.39X2+22.36X3+39.52X4-31.13Y1-43.81Y2-26.71Y3-29.28Y4>=0
56) 12.86X1+56.1X2+24.55X3+39.28X4-10.52Y1-21.7Y2-18.21Y3-10.94Y4>=0
57) 23.37X1+21.95X2+16.45X3+46.14X4-21.36Y1-27.72Y2-28.95Y3-26.89Y4>=0
58) 6.12X1+19.51X2+8.18X3+30.12X4-21.12Y1-10.62Y2-74.75Y3-23.74Y4>=0
59) 15.67X1+63.41X2+9.8X3+48.31X4-11.12Y1-23.9Y2-17.49Y3-14.72Y4>=0
60) 12.81X1+17.07X2+4.55X3+50.6X4-70.93Y1-37.15Y2-71.76Y3-100Y4>=0
61) 5.93X1+14.63X2+18.13X3+24.7X4-16.8Y1-9.43Y2-66.99Y3-34.04Y4>=0
62) 36.56X1+36.59X2+12.16X3+41.2X4-86.45Y1-32.49Y2-100Y3-98.45Y4>=0
63) 18.66X1+29.27X2+3.64X3+37.71X4-28.66Y1-39.39Y2-27.35Y3-29.25Y4>=0
64) 16.9X1+24.39X2+10.04X3+34.34X4-33.97Y1-30.45Y2-41.94Y3-42.87Y4>=0
65) 4.97X1+24.39X2+7.84X3+47.71X4-20.88Y1-64.1Y2-12.24Y3-13.19Y4>=0
66) 12.01X1+24.39X2+25.45X3+39.88X4-35.41Y1-63.53Y2-20.95Y3-20.95Y4>=0
67) 10.27X1+17.07X2+26.18X3+46.87X4-9.56Y1-32.02Y2-11.22Y3-13.34Y4>=0
68) 18.03X1+39.02X2+13.64X3+43.13X4-9.48Y1-15.22Y2-23.42Y3-18.81Y4>=0
69) 5.58X1+21.95X2+16.44X3+30X4-15.04Y1-16.35Y2-34.58Y3-23.82Y4>=0
70) 10.24X1+31.71X2+17.45X3+36.14X4-84.21Y1-33.12Y2-95.55Y3-85.3Y4>=0
71) 26.94X1+41.46X2+17.67X3+37.11X4-14.38Y1-17.9Y2-30.17Y3-19.16Y4>=0
72) 11.11X1+14.63X2+1.85X3+32.05X4-4.42Y1-11.28Y2-14.73Y3-15.63Y4>=0
73) 2.6X1+9.76X2+5.09X3+28.31X4-12.15Y1-27.09Y2-16.86Y3-12.67Y4>=0
74) 8.74X1+19.51X2+20.49X3+54.82X4-21.63Y1-46.44Y2-17.5Y3-19.55Y4>=0
75) 14.14X1+24.39X2+33.82X3+34.94X4-12.88Y1-20.08Y2-24.11Y3-26.38Y4>=0
76) 17.4X1+31.71X2+17.27X3+39.76X4-17.8Y1-31.4Y2-21.31Y3-9.59Y4>=0
77) 5.36X1+26.83X2+8.69X3+37.23X4-13.66Y1-7.63Y2-67.25Y3-23.33Y4>=0
78) 8.39X1+24.39X2+28.04X3+44.10X4-20.97Y1-61.58Y2-12.8Y3-21.88Y4>=0
79) 8.45X1+12.2X2+13.56X3+28.8X4-9.1Y1-14.24Y2-24.02Y3-11.47Y4>=0
80) 2.04X1+14.63X2+6.45X3+60.12X4-6.18Y1-100Y2-2.32Y3-2.27Y4>=0
81) 13.42X1+17.07X2+19.8X3+33.37X4-29.96Y1-32.43Y2-34.72Y3-34.11Y4>=0
82) 7.04X1+24.39X2+6.07X3+48.07X4-23.92Y1-36.09Y2-24.91Y3-12.46Y4>=0
83) 17.94X1+48.78X2+20.36X3+53.49X4=1
84) X1>=0
85) X2>=0
86) X3>=0
87) X4>=0
220
88) Y1>=0
89) Y2>=0
90) Y3>=0
91) Y4>=0
1) 0.2219338
221
23) 0.597570 0.000000
24) 0.290816 0.000000
25) 0.558246 0.000000
26) 0.672820 0.000000
27) 0.577965 0.000000
28) 0.507739 0.000000
29) 0.740851 0.000000
30) 0.736592 0.000000
31) 0.587351 0.000000
32) 0.513538 0.000000
33) 0.608130 0.000000
34) 0.791693 0.000000
35) 0.416153 0.000000
36) 0.387958 0.000000
37) 0.331825 0.000000
38) 0.583450 0.000000
39) 0.139959 0.000000
40) 0.679777 0.000000
41) 1.637658 0.000000
42) 1.161696 0.000000
43) 0.464526 0.000000
44) 0.359312 0.000000
45) 0.570492 0.000000
46) 0.345935 0.000000
47) 0.784192 0.000000
48) 0.612042 0.000000
49) 0.686406 0.000000
50) 0.619709 0.000000
51) 0.717242 0.000000
52) 0.000000 -0.225806
53) 0.701011 0.000000
54) 0.999748 0.000000
55) 0.477403 0.000000
56) 0.651341 0.000000
57) 0.652495 0.000000
58) 0.460361 0.000000
59) 0.662649 0.000000
60) 0.561538 0.000000
61) 0.461160 0.000000
62) 0.506727 0.000000
63) 0.335378 0.000000
64) 0.397125 0.000000
65) 0.345825 0.000000
66) 0.363806 0.000000
67) 0.708445 0.000000
68) 0.674109 0.000000
222
69) 0.481108 0.000000
70) 0.463702 0.000000
71) 0.591279 0.000000
72) 0.436674 0.000000
73) 0.288152 0.000000
74) 0.684458 0.000000
75) 0.666965 0.000000
76) 0.531755 0.000000
77) 0.597921 0.000000
78) 0.464525 0.000000
79) 0.455151 0.000000
80) 0.269373 0.000000
81) 0.443421 0.000000
82) 0.541264 0.000000
83) 0.000000 0.221934
84) 0.000000 0.000000
85) 0.000000 0.000000
86) 0.007781 0.000000
87) 0.015733 0.000000
88) 0.000000 0.000000
89) 0.007267 0.000000
90) 0.000000 0.000000
91) 0.000000 0.000000
NO. ITERATIONS= 3
223
4 0.000000 0.529967 INFINITY
5 0.000000 0.336224 INFINITY
6 0.000000 0.502756 INFINITY
7 0.000000 0.510870 INFINITY
8 0.000000 1.790002 INFINITY
9 0.000000 1.163691 INFINITY
10 0.000000 0.362786 INFINITY
11 0.000000 0.155913 INFINITY
12 0.000000 0.635782 INFINITY
13 0.000000 0.605399 INFINITY
14 0.000000 0.693775 0.189205
15 0.000000 0.318142 INFINITY
16 0.000000 0.554381 INFINITY
17 0.000000 0.394618 INFINITY
18 0.000000 0.330789 INFINITY
19 0.000000 0.388213 INFINITY
20 0.000000 0.698789 INFINITY
21 0.000000 0.684410 INFINITY
22 0.000000 1.119023 INFINITY
23 0.000000 0.597570 INFINITY
24 0.000000 0.290816 INFINITY
25 0.000000 0.558246 INFINITY
26 0.000000 0.672820 INFINITY
27 0.000000 0.577965 INFINITY
28 0.000000 0.507739 INFINITY
29 0.000000 0.740851 INFINITY
30 0.000000 0.736592 INFINITY
31 0.000000 0.587351 INFINITY
32 0.000000 0.513538 INFINITY
33 0.000000 0.608130 INFINITY
34 0.000000 0.791693 INFINITY
35 0.000000 0.416153 INFINITY
36 0.000000 0.387958 INFINITY
37 0.000000 0.331825 INFINITY
38 0.000000 0.583450 INFINITY
39 0.000000 0.139959 INFINITY
40 0.000000 0.679777 INFINITY
41 0.000000 1.637658 INFINITY
42 0.000000 1.161696 INFINITY
43 0.000000 0.464526 INFINITY
44 0.000000 0.359312 INFINITY
45 0.000000 0.570492 INFINITY
46 0.000000 0.345935 INFINITY
47 0.000000 0.784192 INFINITY
48 0.000000 0.612042 INFINITY
49 0.000000 0.686406 INFINITY
224
50 0.000000 0.619709 INFINITY
51 0.000000 0.717242 INFINITY
52 0.000000 0.432569 0.105942
53 0.000000 0.701011 INFINITY
54 0.000000 0.999748 INFINITY
55 0.000000 0.477403 INFINITY
56 0.000000 0.651341 INFINITY
57 0.000000 0.652495 INFINITY
58 0.000000 0.460361 INFINITY
59 0.000000 0.662649 INFINITY
60 0.000000 0.561538 INFINITY
61 0.000000 0.461160 INFINITY
62 0.000000 0.506727 INFINITY
63 0.000000 0.335378 INFINITY
64 0.000000 0.397125 INFINITY
65 0.000000 0.345825 INFINITY
66 0.000000 0.363806 INFINITY
67 0.000000 0.708445 INFINITY
68 0.000000 0.674109 INFINITY
69 0.000000 0.481108 INFINITY
70 0.000000 0.463702 INFINITY
71 0.000000 0.591279 INFINITY
72 0.000000 0.436674 INFINITY
73 0.000000 0.288152 INFINITY
74 0.000000 0.684458 INFINITY
75 0.000000 0.666965 INFINITY
76 0.000000 0.531755 INFINITY
77 0.000000 0.597921 INFINITY
78 0.000000 0.464525 INFINITY
79 0.000000 0.455151 INFINITY
80 0.000000 0.269373 INFINITY
81 0.000000 0.443421 INFINITY
82 0.000000 0.541264 INFINITY
83 1.000000 INFINITY 1.000000
84 0.000000 0.000000 INFINITY
85 0.000000 0.000000 INFINITY
86 0.000000 0.007781 INFINITY
87 0.000000 0.015733 INFINITY
88 0.000000 0.000000 INFINITY
89 0.000000 0.007267 INFINITY
90 0.000000 0.000000 INFINITY
91 0.000000 0.000000 INFINITY
225
ÖZGEÇMøù
Akademik Yayınlarım :
226
• ADA, Erhan; SAVAùÇI, øpek; KAZANÇOöLU, Yi÷it; VENTURA, Keti;
ARACIOöLU, Burcu; “Havayolu Ve Karayolunda Algılanan Hizmet
Kalitesinin De÷erlendirilmesi’’; øKTøSAT øùLETME VE FøNANS DERGøSø;
Mart, 2005, Sayi 228; 42-53.
• ADA Erhan, KAZANÇOöLU Yi÷it, SAVAùÇI øpek., ARACIOGLU Burcu,
VENTURA Keti. “Küçük ve Orta Boy øúletmelerde iúlemler Yönetimi
Teknolojisi Kullanımına Yönelik Bir Model”, MALTEPE ÜNøVERSøTESø øøBF
EKONOMøK, TOPLUMSAL VE SøYASAL ANALøZ DERGøSø, 2005/1,
ISSN:1303-0496, s. 85–99.
227
Programming Model”, The 7th Balkan Conference on Operational Research,
Constanta, Romania, Conference Proceedings, sayfa 72, Mayıs, 2005
• ADA, Erhan, KAZANÇOöLU, Yi÷it, ÖZKAN, Gül. “Evaluating The
Performance Of Suppy Chain Partners By Data Envelopment Analysis”, The
18th International Conference on Production Research, Salerno, Italya,
Conference Proceedings, sayfa 83, A÷ustos, 2005
• SOYUER, Haluk; KAZANÇOöLU, Yi÷it; KOCAMAZ, Murat, “Scheduling
Jobs Through Multiple Parallel Channels By An Expert System”, Ims 2004
International Intelligent Manufacturing Systems Proceedings, Sakarya, Eylül,
2004, S.536-545
• BATES, Frank; KAZANÇOöLU, Yi÷it; DEMøRKOLLU, Serhan, “Adaptation
Of Lean Processes Within The Value Network: A Strategy To Improve
Performance And Create Value Within The Supply Chain”, International
Logistics Congress 2004 Proceedings Vol: I, øzmir, Aralık, 2004, S.66-75
• BATES, Frank; BALTACIOöLU, Tunçdan, KAZANÇOöLU, Yi÷it;
DEMøRKOLLU, Serhan; “The Value Network System Of Izmir’s Port Services
In Light of EU Guidelines-Evaluation Using The Lean Process Of Mapping”,
International Logistics Congress 2004 Proceedings Vol: Ii, øzmir, Aralık, 2004,
S.658-668
228
• KAZANÇOöLU, Yi÷it; SAVAùÇI, øpek; “Ege Bölgesi’nde Organik Tarimin
Geliúmesinde Kobilere Yönelik Finansman Araci Olarak Risk Sermayesi Model
Önerisi”, Sermaye Piyasasi Kurulu - Mu÷la Üniversitesi øøBF- Kobilerin Halka
Açilmasi Ve Sermaye Piyasasi Üzerine Etkileri Kongresi Bildiriler Kitabı,
Haziran 2005, S.209-230
• ADA, Erhan; HAMARAT, ùeref; KAZANÇOöLU, Yi÷it; “Fokus Ekonomisi -
Ölçek Ekonomisi Paradoksunun ùirket Büyüme Stratejilerine Etkilerinin
ørdelenmesi – Tüketici Elektroni÷i Sektörü Araútırması”, YA/EM 2005, 26.
Yöneylem Araútirmasi ve Endüstri Mühendisli÷i Kongresi, Koç Üniversitesi,
østanbul, Temmuz 2005
• ADA, Erhan; KAZANÇOöLU, Yi÷it; ARACIOöLU, Burcu, “Stratejik Rekabet
Üstünlü÷ü Sa÷lamada Tedarikçi Seçiminin Analitik Hiyerarúik Süreç øle
Gerçekleútirilmesi”, østanbul Ticaret Üniversitesi, 5. Ulusal Üretim
Araútırmaları-Bildiriler Kitabi, Kasım, 2005, S.605-611
• ADA, Erhan; KAZANÇOöLU, Yi÷it; SAVAùÇI, øpek; VENTURA, Keti;
ARACIOöLU, Burcu;" øúletmelerin Küresel Rekabet Avantajı Sa÷lamaları
Yolunda Verimlilik Yönetiminin Veri Zarflama Analizi øle Gerçekleútirilmesi”,
østanbul Kültür Üniversitesi & Milli Prodüktivite Merkezi & KOSGEB,
2.KOBø'ler ve Verimlilik Kongresi, Bildiriler Kitabi, Aralık, 2005, S.511-518
229
ÖZET:
230
ABSTRACT:
Supplier selection and evaluation is a crucial point of the efficient supply chain
management. The current paradigm in the evaluation of suppliers unfortunately fails either in
achieving systems approach in the methodology or in disregarding the process management
approach. Firms make supplier evaluations in subjective and discrete basis. This failure
results in the lack of efficient management of suppliers, which should be the core of supply
chain management.
Selection and evaluation phases will be combined with systems approach and then
operations research techniques of AHP for supplier selection and DEA for supplier
performance evaluation will be applied to a real life example.
231