You are on page 1of 109

If clause ve zaman zarflarının (when, after, as soon as, once…) bağlı bulundugu cumlede “will/would/going

to/shall” yapıları gelmez.

Svo when SVO

……1960, when….

Özne/nesne…..N:C I dont know when she will come

Zaman zarfı……………… , …………………….have/has V3 %80

If clause’un ana cümlesinde aşağıdaki yapılar gelmez


Have / has V3 – have /has been Ving
V2 – was /were / was-were Ving
Had V3 / had been Ving

Zaman zarfları (when, after, as soon as, once…) %100 uyum ister… ana cümlede ve yan cümlede V2 / had V3
işaretleyince hangi olayın daha önce olduguna mutlaka bakınız.

Hardly
Barely
Scarcely
Almost never “Hemen hemen hiç, nadiren”
Rarely
Seldom

Sometimes
At times
Occasionally “Bazen”
Now and then
Now and again

Now
At the moment
Currently
For the time being simdi, şu anda : am is are Ving
At present
Presently

At that moment
At that time
Once: bir zamanlar V2
The day
Nowadays
Thesedays
bugünlerde : am is are Ving

gradually
more and more
day by day aşama aşama : : Ving (present: am-is-are Ving)
step by step
(past: was-were Ving)
pointed time in the past : V2

Yesterday,
Two days/weeks/months… ago,
Last night/week/month/year….,
In 1960, in the 1960s, during the 1960s,
Between 1960 and 1990,
From 1990 to 2000,
During WW II, etc.
At the time, At that time, once (bir zamanlar), at that moment

V2 kullanılmasına rağmen present/future anlam veren yapılar

It is time + subject + V2 : -nın vakti geldi


I wish + subject + V2 : present / future wish
As if / as though + subj + V2 : unreality , -mış gibi, sanki
If clause type II : present unreal (If…V2…..)
Would you mind + if + subj + V2 : polite request
Would rather + subj + V2”” : tercih ederim

Was-were Ving / V2 dizilimi seçeneklerde varsa muhtemelen doğru yanıt olabiliyor


Bu dizilim zaman ifadesi verilmeden de sorulabiliyor…bir olay devam ederken diğer
bir olayın devam eden olayı kesmesi, araya girmesi durumunda kullanılır.

When / while / as : yapıları zaman zarfı olarak “-iken” anlamında kullanıldığında devamlarında genellikle
“have / has V3” yapısı kullanılmaz.Böyle bir dizilim gördüğünüzde “while” yapısı “whereas” gibi kullanılan
ve zıtlık anlamı veren yapıdır. “As” yapısı ise “dığı için” anlamında kullanılan ve “neden-sonuç” ilişkisi veren
yapıdır.

While/As…………have/has V3

have / has V3……..isteyen yapılar


Cümlede herhangi bir zaman ifadesi yoksa, eylemin sadece yapıldığından bahsediliyorsa:
Up to now
Up till now
So far
To date
Lately
Recently (until recently : V2)
All my life (all his life (ölmüşse : V2)
For 10 years
Since 1990
For 10 days now

*her “for” lu yapıda “have has V3” e gitmeyin…eğer “now” noktası ile ilişki varsa kullanılır. Farklı zaman
ifadelerine dikkat ediniz:

For 2 weeks last summer : V2


For 10 years before I came here : had V3 / had been Ving….

Since + V2 ………….. , have/has V3 - have/has been Ving


have/has V3 - have/has been Ving …. since …………..+ V2
In
within last
9 During the week/month/year/decade/century 1
Over past
For

In last
9 During the few/two weeks/months/years/decades/centuries
Over past
For

“last” ve “past” kelimelerinin önünde “the” varsa ve oncesındekı prep lere de dikkat ediniz : have /
has V3 – have/has been Ving

sadece “the last weekend”: V2

Sıra sayı sıfatları (first, second, etc.) ile, “only” sıfatı ile veya “superlative” ile nitelenen bir ismin
devamında Present Perfect kullanılır

This is the first time I have been abroad

By the time ……… Vo/V1 ……… , ………..will have V3.. (will…)


By the time ………..V2………….., …………had V3 (V2)…….

By 1960, …………. Had V3 (V2)….


By 2060……………will have v3 (will…)

Until : süreklilik
By : herhangi bir arada

HAD V3 YAPISININ BIRLIKTE KULLANILDIGI OZEL YAPILAR

I wish / if only + Subject + had V3……………… PAST WISH


As if/As though + Subject + had V3……………. UNREALITY IN THE PAST-MIŞ GİBİ
Would rather + Subject + had V3 …………TERCİH EDERDİM
If Clause Type 3……… UNREALITY IN THE PAST
If clause mixed type….

I hope
I expect
I think
I am sure……………..will/would
I am confident
I am certain

Foresee
Forecast…………….will/would
Predict
Estimate
When
Once
As soon as…………present…., ……….will……………….
If (type I)
Unless (type I)

When I graduate, I will start a job…

Unless………………. , ………cannot/won’t

Asagıdakı yapılara cloze test ıcınde dıkkat ediniz…1940 yılında savas basladı. Next year …. gibi bir cümlede
yine V2 kullanmak lazımdır…yani past olan bir paragrafta future zaman ifadeleri yanıltıcı olmasın!!!

Tomorrow, tomorrow morning, etc.


Two weeks later; in 2050, shortly, briefly, soon, next year, before long,
in/within two weeks, etc.

“Be about to V0”;


“Be on the verge of
“Be on the edge of “ -e üzere olmak”, “-nın eşiğinde olmak,
“Be on the point of
“Be on the brink of

at this time tomorrow…………..will be Ving:-yor olacak


this time next year

at this time yesterday………was/were Ving


this time last year

by next friday…………….will have V3: *mış olacak


by 2030……………………will have V3
by the time ……….Vo/V1……. , ………will have V3
in 10 years time ……….will have V3

will have V3 yerine “will…” ile başka yapı da olabilir.

Present yapılar past yapılar

Am-is-are was-were
Am-is-are Ving was-were Ving
Vo/V1 V2
Have/has V3 had V3
Have/has been Ving had been Ving
Future time yapıları

Bir cümlede zaman zarfı varsa, zaman zarfları %100 uyum ister kuralı doğrultusunda present yapılar kendi
içerisinde ve past yapılar kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Bu iki gruptan have/has V3 ve V2 yapılarını
yanyana getiren yapı since yapısıdır.

Genellikle işaretlemekten kaçınmanız gereken dizilimler:

Had V3 / have/has V3
Had V3 / am-is –are
Had V3 / will Vo
Was/were Ving / have/has V3
Am-is-are / would…
Would …/would…
Cümle tamamlama sorularında da bu yapıları ana cümlede ve yan cümlede kullanmamaya .çalışın ayrıca cümle
tamamlamada “had v3/had v3” diziliminden de kaçınabilirsiniz.

modals

Can: am-is-are able to


Could : was-were able to

Could yapısı sadece ability anlamında past anlam verir.

Was-were able to : managed to Vo : uğraş sonucu elde edilen başarı

Olasılık anlamı veren yapılar

May-might-could-
Could-can
may well-might well-could well-
be likely to- be unlikely to- be bound to- probably

may as well
might as well………….bari şunu yapalım… (olasılıkla alakası yok)
could as well

zorunluluk anlamı veren yapılar

must
have to/has to
have got to/has got to

zorunda değilsin, gerek yok anlamı veren yapılar:

don’t have to
doesnt have to
needn’t
don’t need to

had to : zorunda kaldım


didn’t have to Vo:yapmama gerek kalmadı, yapmak zorunda kalmadım
didn’t need to Vo:

tavsiye

should
ought to
had better
must

should have v3 meliydin, malıydın ama yapmadın


ought to have v3

am/is/are used to Ving : alışkın olmak


get used to Ving : alışmak

used to Vo past habit, action, state


would Vo

“used to” anlamı mevcutsa ancak seceneklerde yoksa “would” kullanılabilir. Eger ikisi de varsa tercihimiz
“used to” olmalı.
“would” yapısı “used to” yerine “past” olarak kullanılabilir
“would” yapısı “noun clause” içinde ana fiil past ise “past” anlam verir.

“I will go”….he said that he would go…

Bu iki kullanım dışında gördüğümüz “would” yapıları “present-future” olarak değerlendirilmeli.

Would rather Vo
Would sooner Vo
Would just as soon Vo tercih ederim
Would prefer To Vo

Would rather Vo : would rather + subj + V2 : tercih ederim


Would rather have V3 : would rather + subj + had V3 : tercih ederdim
Would rather + be Ving : -yor olmayı tercih ederim : konusma anı

Be + Ving : konuşma anı olarak dusunulebilir.

Be supposed to Vo : -mesi / ması lazım


Be about to : -mek üzere
Be likely to : muhtemelen
Be to : beklenti, görevlendirme

devamında Vo alıp past anlam veren modallar

Could Vo
Was / were able to Vo
Had to Vo
Was were supposed to Vo
Used to Vo
Would Vo

Bunun dısındakıler : modal + have + V3

Should have V3 : -meliydi


Ought to have V3 : -meliydi

May have V3 : -mış olabilir


Might have V3 : -mış olabilir
Could have V3 : -mış olabilir

Could have V3 : -ebilirdin


Couldn’t have V3 : -mezdim

Must have V3 : -mış olmalı


Can’t have V3 : -mış olamaz
Couldn’t have V3 : -mış olamaz

MUST TABLOSU + - PAST + PAST -

1. ZORUNLULUK MUST DONT HAVE TO HAD TO DIDNT HAVE TO


DONT NEED TO DIDNT NEED TO

2. TAVSİYE MUST MUSTNT SHOULD / OUGHT TO HAVE V3


SHOULDN’T HAVE V3

3. ÇIKARIM MUST CAN’T MUST HAVE V3 CANT HAVE V3


COULDN’ T HAVE V3

SORU KOKUNDE EYLEMIN GERCEKLESMEDIGINI ANLARSANIZ

SHOULD HAVE V3 : melıydı / malıydı ama yapmadı


OUGHT TO HAVE V3 : melıydı / malıydı ama yapmadı
COULD HAVE V3 : -ebilirdim ama olmadı
WAS/WERE SUPPOSED TO Vo : -mesi/ması lazımdı ama olmadı
WAS/WERE GOING TO Vo : -ecektim /acaktım ama yapamadım
WOULD HAVE V3 : -erdim/ardım (genelde if type III)

*herhangi bir soruda seçeneklerde “aktif/pasif dizilimler varsa önceliği aktif/pasif elemesine vermekde fayda
vardır

be V3
being V3 bu dizilimler pasiftir
been V3

need + Ving devamında Ving alarak pasif anlam verir.


Need to be V3

*İngilizce’de dış kaynaklı olaylar pasiftir.


*Genellikle duygular ve hisler pasiftir
*Boşluğun devamında prep varsa ve bu prep secenekteki fiile ait olan prep değilse genellikle doğru yanıt
pasif olabilir

boşluğun öncesindeki dizilim pasif ise (…is said ____) devamındaki yapı To Vo / to have V3
eş zamanlı bir olaysa “To Vo”, farklı zamanlı bir olaysa “to have V3” kullanılır.

Bu kuralı bozan 3 yapı … bunlar dışındaki pasif yapılar To… ile devam ederler

Is seen
Is caught + Ving
Is found

Have sth V3
Get sth V3

Have smb Vo
Get smb To Vo

Make smb Vo
Have smb Vo
Let smb Vo
Help smb Vo
See/hear smb Vo-Ving

X + smb + To Vo: %90


Persuaded her ____

Prep + Ving….being V3
Be used to : “-e alışkın olmak”
Get used to : “-e alışmak”
Be accustomed to : “-e alışkın olmak”
Get accustomed to : “-e alışmak”
Look forward to : “-i dört gözle beklemek”
Feel like : “-i istemek”
Be opposed to : “-e karşı olmak”
Object to : “-e karşı olmak, -e itiraz etmek”
Can’t help : “-den kendini alamamak”
Can’t bear : “-e dayanamamak, tahammül edememek”
Can’t stand : “-e dayanamamak, tahammül edememek”
It’s worth : “-e değer”
It’s no use : “-nın faydası/yararı yok”
It’s no good : “-nın faydası/yararı yok”
There is no point in : “-nın anlamı yok”
In the habit of : “-e alışkın

my, your, his, her, its, our, their, Jack’s + Ving

Ving (aktif) : being V3(pasif)

Adjective + To Vo
Adjective + for smb/sth + To Vo
Too …adj/adv……….to
..adj / adv + enough TO Vo
how/what/when…To Vo…

5 The first/second …
5 The only… + to V0:
5 The best/most…

Purpose : to Vo / so as to Vo / in order to Vo- with a view to + Ving

to Vo (aktif) : to be V3 (pasif)

------er …….than comp.


more…………….than comp.

as……adj/adv……………..as : kadar
so……adj/adv……………..as : kadar ( negatif cümlelerde tercih edelim)
such …adj+noun………….as : kadar
the same …..noun………..as : aynı

Cümlede anlamca kıyaslama varsa yukarıdaki yapılardan birisi doğrudur.

the + comp………….. , the + comp……….. : ne kadar……..o kadar

the former : 1.si……..the latter………..2.si

…….the ….est superlative


the most…………… superlative

much-far-a lot-rather : comparative yapılarına vurgu


of all – by far :superlative yapılarına vurgu

too……………adj/adv……………..to Vo
adj / adv ………. Enough + To Vo
*yapılar içine “many, much, few” gibi miktar yapıları gelirse bunlardan sonra “+ noun” kullanılmalı ……. ( as
many + noun + as)

as much……noun………….as
too many ……noun…………to

so ……..adj/adv………….that + SVO o kadar……..ki


such ….adj + noun………that + SVO

Seçenekte so/that ya da such /that varsa soru kökünde ikinci boşluktan sonrasının tam cümle olup olmadığına
mutlaka bakınız, eğer tam cümle ise “that” li yapılar doğrudur, eğer tam cümle değilse bu yapıları eleyebilirsiniz.
Eğer tam cümle varsa ve ikisi arasında kalırsanız that yapısının hemen öncesinde isim varsa “such”…yoksa
“so…” yapısı doğrudur.

such + noun : bu tür, böyle : ikame sözcüğü


such + adj + noun + as : kadar
such + adj + noun + that + SVO : o kadar …ki
……..such as ….+ n : gibi, örnekleme (like)
Such + noun + as : gibi, örnekleme
Such as : cümle basında yok!!!

Like + noun : gibi (örnekleme, benzetme)


As + noun : olarak

As + SVO : (dığı için) neden-sonuç anlamı verir


: ( -iken) zaman zarfı olarak

As you see in the picture,

As : -dığı gibi / dikçe, dıkça

ADJECTIVE CLAUSE

___________Y.FİİL/FİİL
WHO/WHICH

__________ÖZNE
WHOM/WHICH

______ + NOUN
WHOSE

YER .

_________IT: WHICH
_________ITS: WHOSE
_________...THERE: WHERE : PREP+ WHICH

ZAMAN

_____SVO
WHEN : PREP + WHICH

____SV
WHICH

PREP + WHOM/WHOSE + N / WHICH


.

“whose” yapısından sonra “a-an-the-many-most” gibi yapılar gelmez, sadece “isim” ya da “sıfat + isim”
kullanılabilir.

WHOSE + NOUN – ADJ+NOUN

Preposition’ dan sonra “whom, which, whose” gelebilir.

Adj.clause sorularında boşlupun devamında boşta kalan hiçbir şeyi nitelemeyen preposition olup olmadıgına
dıkkat edınız

Adj clasue kısaltma


NOUN ______ Ving /V3
Superlative ….to Vo / to be V3

Boşluktan önce tanımlanması gereken isim varsa “which/that/who…” gibi yapılarla, ancak seçeneklerde fiil
çekimleri mevcutsa bu soru “adj.clause kısaltma sorusu olabilir ve Ving ile V3” yapılarına yönelin, anlam
aktifse Ving, pasifse V3”

Superlative bir dizilim varsa ise “to Vo” ya da pasif anlam varsa “to be V3” yapısına gidiniz.

Noun clause

Bir dizilimde nesne eksikliği tespit ettiyseniz bu yapı “noun clause” oluşturur ve

That/ the fact that………..whether/if…………wh-/how… yapılarına gidiniz.

Boşluktan sonra that SVO varsa, seceneklerde nesnesi eksik yapılar aranmalıdır.

S+V + that SVO


S + y.fiil + that SVO
It + pasif + that SVO
……sıfat + that SVO
…soyut isim + that SVO

opinion- idea-fact-observation-fear….

SVO yapıları elenir


It hariç pasif ler elenir.
Tense uyumuna bakılır.

He says that ……present/ future


He said that…….past

Istisnalar
1. It …ile başlayanlar tense uyumu istemez
2. He explained that …….fact anlam veren cümle olursa present
3. he claims that …………olayın gercek zamanını verirse past
4. he says that if…….., …….. (if clause kuralları geçerli)

İngilizce’de 2 tane “if” var, 2 tane “whether” var.. eğer bu dizilimler cümlede özne ya da nesneyi oluşturuyorsa
“noun clause” olurlar. “if” yapısı “whether” yerine sadece fiilden sonra ve devamında “or not” almadan
kullanılır. Noun clause dizilimlerinde “or/or not” paranteze alınabilir. Cümle başında, preposition dan sonra ve
“or not” dan önce “if” kullanılmaz.
Cümle başında “if” varsa bu yapı “if clause” olur.

I don’t know whether she will come (or not)

I will love him forever whether he loves me or not.

SUBJUNCTIVE in NOUN CLAUSES:

Eğer ana cümlede gereklilik, zorunluluk veya öneri bildiren bir sıfat, fiil ya da isim kullanılmışsa That
Sentence yapısında özne ne olursa olsun fiil yalın haliyle hiçbir şeye göre çekimlenmeden (V0) gelir. Aslında bu
tür cümlelerde bir “should” yapısı gizlidir ve bu “should” yapısı kullanılmadığı için etken (active) cümlelerde
“V0”, edilgen (passive) cümlelerde ise “be V3” yapıları kullanılır.

e.g. I recommend that you (should) take this pill twice a day. (active)
(Bu ilacı günde iki kez almanı tavsiye ederim.)

It is essential that the contract (should) be signed before Monday. (passive)


(Kontratın Pazartesi’nden önce imzalanması gereklidir.)

It is the doctor’s advice that he (should) rest for a week. (active)


(Onun bir hafta dinlenmesi doktorun tavsiyesidir.)

Subjunctive yapı ile devam eden ve yaygın kullanılan kelimeler:

Verbs:

Advise Ask Demand Insist Order Urge


Prefer Propose Require Recommend Suggest

Adjectives:

Advisable Crucial Essential Imperative Important


Mandatory Obligatory Necessary Recommendable Significant
Urgent Vital

Nouns:

Advice Demand Insistence Order Proposal Recommendation


Suggestion

........................pozitif anlam +……………. . ...............pozitif.....+……………. , too/as well

........................negatif anlam -……………. . ...............negatif anlam.....-……………. , either


…..either …………..or…………… : ya …….ya da ….

I liked either : her ikisi de

…+……so
... --……neither/nor + bir önceki cümlenin yardımcı fiili + özne

…………..neither……………nor : ne….ne de

neither of the students: 2 öğrenciden hiçbirisi

……………….. , nor + inversion


inversion :

“…değil mi…” sorularında I öznesi ile başladığında dikkat…

She thinks that his father will forgive her, doesn’t she?

They know what she can do with that bomb, don’t they?

I think that she is the murderer, isn’t she?

I don’t think that she can get the visa, can she?

She will not use this dicitonary after she buys another, will she?

“IF CLAUSE” yapılarını ve kullanımlarını inceledikten sonra aşağıdaki tabloda “If Clause” ve “Result
Clause” içinde kullanılabilen yapıların genel bir özetini bulabilirsiniz:

TYPE I

If + V1 , will / shall
Am/Is/Are Ving May, Might, Could
Have/Has V3 Can
Am/is/are to V0 Must, have to …etc.
Can Imperatives (emir cümleleri)
Must, have to
Should, ought to …etc.

TYPE II

If + V2 , would V0 / would be Ving


Was/Were Ving Might V0 / might be Ving,
Was/were to V0 Could V0 / could be Ving
Could (Past ability)
Had to
Should

TYPE III

If + had V3 , would have V3


Had been Ving Might have V3,
Could have V3 Could have V3
MIXED TYPE

If + had V3 , would V0 / would be Ving (now, today, etc.)


Had been Ving Might V0 / might be Ving,
Could have V3 Could V0 / could be Ving

Aşağıdaki tabloda ise Type ne olursa olsun “If Clause” ve “Result Clause” içinde kullanılamayacak
yapıları görebiliriz:

If + will , have/has V3
shall V2 (KPDS, ÜDS v.b.
sınavlarda test edilmiyor.)
may, might, could (possibility) was / were
would had V3,

Inversion :
Type I : should
Type II : were
Type III : had

Provided (that), Providing (that): “… koşuluyla/şartıyla”


As long as, So long as: “-dığı sürece / …şartıyla”
Only if: “ancak …-sa” ana cümlede inversion ister!!!
Even if: “-se bile; -e rağmen”
Unless: “-mezse; -medikçe” ana cümlesi genelde olumsuzdur
Suppose that, Supposing that: “varsayalım ki…/diyelim ki…” genelde type II ile
What if … ?: “Ya …-sa/-saydı”
On condition that: “…şartıyla/koşuluyla”
(Just) In case: “…-e ihtimaline karşılık”, “nolur nolmaz diye…”
If it weren’t for: “…masa”
If it hadn’t been for: “…masaydı”
But for: “…olmasa; …olmasaydı”
Whether …or / or not : “olsa da…olmasa da” ( cümlede özne ya da nesne oluşturursa Noun clause olarak
yorumlanacak ve “ıp, -ıpmadığı” şeklinde çevrilecektir ve “or/or not” yapıları paranteze alınabilir, eğer özne
ya da nesneyi oluşturmazsa “ister…ister….” Şeklinde çevrilmelidir ve “or/or not” yapıları paranteze
alınamaz.

IMPLIED CONDITIONALS:

¾ But: “…ama…”
¾ Otherwise / or else: “…yoksa…; …aksi takdirde…”
¾ Without: “…-sız; …-meden”
¾ Then: “o zaman”

Bu yapıalar da gizli if clause gibi düşünülebilir ve bazı type ları ima ederler…

Otherwise, or, or else yapısında sonra genellikle “will, would, would have V3” gelir
Otherwise, or, or else yapısında sonra if clause’ un ana cümlesine gelmeyen yapılar “have/has V3, V2, had V3”
yapıları ve Ving şeklinde açılımları (have been Ving…) gelmez.

Wish clause’da present/future yapılar kullanılmaz


Aynı özne için “would” kullanılmaz “I wish I would” yanlıştır…

Present/future wish : V2, could/ would


Past wish : had V3/ could have V3/would have V3

ADVERBIAL CLAUSE

For : “çünkü”
And : “ve”
Nor : “..ne de..”……..inversion ister….
Then : “sonra, daha sonra”
But : “ama, fakat”
Or : “veya; yoksa” or else, otherwise
Yet : “ama, yine de”
So : “bundan dolayı, dolayısıyla, bu yüzden

Paralel yapılar

a) Not only…but (also): “Sadece…değil, aynı zamanda …”

Not only……………………. , but (also)…………………….


Simply………………….., but ………………………….as well / too
Merely
Just
Solely
Bu yapı cümle başında devrik kullanılabilir.

b) Both…and: “hem… hem…”


c) Either…or: “ya… ya…”
d) Neither…nor: “ne… ne…”

Seçeneklerde bu paralel yapıları görünce soru kökünde boşlukların devamına bakınız, eğer paralelse yapılar
doğru yanıt bu 4 yapıdan biridir…eğer paralel ise bu yapılardan biri mutlaka doğrudur.

Bir de her zaman paralel kullanılmayan ………….not……………but…………yapısı mevcuttur. Bu yapıyı “not


only………..but also………” ile karıştırmayın.
“not……..but……” yapısında sadece “but” ın devamındaki eylem gerçekleşir.

She went abroad NOT to have a vacation BUT to improve her language…

CONTRAST : ZITLIK

• Although / Though / Even Though / Much as / -e rağmen


Even if/ While / Despite the fact that / In spite of the fact that + SVO sa da / sa bile

X…………… , ………………. “though” yapısı ekstra olarak noktalama işaretleri ile kullanılabilir.
……………. X ………………. ………SVO…………. . ………SVO……. , though.

Although grubu genellikle cümle başı ve ortasında kullanılır.

• Despite / In spite of + NP : sa da / sa bile , -e rağmen

X…………… , ……………….
……………. X ……………….
Devamında “the fact that” alırsa SVO

• However + Adverb / Adjective:….. ne kadar …….sa…….sın….

“However” yapısı kendisinden sonra bir sıfat ya da zarf alarak cümleye devam edip devamında bir ana cümle
getirildiğinde “-e rağmen, -dığı halde, -e karşın, se de” anlamına gelir

• No matter how + Adverb / Adjective: ….. ne kadar …….sa…….sın….

Bu yapı yukarıdaki “however + adjective/adverb” yapısı ile aynı anlam ve aynı kullanıma sahiptir. Bu yapı
oluşturulurken yukarıdakinden farklı olarak yapılan tek şey “however” yerine “no matter how” yapısının
kullanılmasıdır.

No matter + How / wh-

Direct Contrast

Whereas / While: + SVO X…………… , ……………….


……………. , X ……………….
• Özne zıtlığı….

Reason : neden-sonuç

• As / Because / Since / Seeing as / Seeing that / Inasmuch as: + SVO “-den dolayı, -dığı için, çünkü”

X…………… , ……………….
……………. X ……………….

• Now (that): “-diğine göre; madem ki” :


bu yapı devamıda “past” yapı almaz, genellikle de “have/has V3” ile kullanılır.

• Because of / Due to / Owing to / On account of / Thanks to / In view of + NP :


yüzünden, -den dolayı, sayesinde

X…………… , ……………….
……………. X ……………….

Devamında “the fact that” alırlarsa SVO

• In that + SVO -mesi-ması bakımından / açısından


Genellikle similar in that, differ in that, alike in that, unusual in that….şeklinde kullanılır
• In terms of + NP -mesi-ması bakımından / açısından

PURPOSE : AMAÇ

• SO THAT -sın diye, -mek/mak için…


• IN ORDER THAT
• LEST + SVO (amaç bildiren yapılardan sonra gelen cümlede genellikle modal vardır.
• FOR FEAR THAT -mesin diye, korkusuyla

X…………… , ……………….
……………. X ……………….

IN ORDER TO
SO AS TO + Vo -mek/mak için
TO

WITH A VIEW TO +Ving -mek/mak için


Cümle ortasında virgül varsa anlam değişir!!!

…………so that………….. : amaç bildirir


……….. , so (that ) ………. : neden-sonuç bildirir (that) paranteze alınabilir : bu yüzden….
…………so ………………that + SVO ……… o kadar …ki..

ZAMAN ZARFLARI : % 100 UYUM İSTER

5 After : “sonra”
5 Before : “-meden önce
5 As soon as: “-r –mez”
5 When: “-diğinde, -diği zaman”
5 While: “-ken” (tam zıtlıkta da kullanılır (whereas)gibi)
5 Once: “bir –se; -r -mez”
5 The moment (that) : (=As soon as) “-r -mez”
5 Until/Till: “-e kadar, -e değin” süreklilik arz eder ……………………
5 By the time: “-e kadar” süreklilik yoktur ….x….x……..x….
5 (Just) As: “-ken; -dikçe; -diğinde” (“-dığı gibi” anlamı da vardır)
5 (The) Last Time: “son -dığında”
5 (The) Next Time: “gelecek sefer -dığında”
5 No sooner…than: “–er –mez; –mıştıki –di; –mesiyle –mesi bir oldu”
5 Hardly/Barely/Scarcely…when/before: “–er –mez; –mıştıki –di; –mesiyle –mesi bir oldu”
5 Whenever / Every time: “her –diğinde, ne zaman -se”
5 Prior to + NP: “-meden önce
5 Afterwards : daha sonra
5 From ….onward….-den itibaren

No sooner…. ………than
Hardly……………...when bu yapılar cümle başında “inversion” ister.
Scarcely…………...when çevirileri “as soon as” gibi yapılabilir.
Barely …………...when

DURUM ZARFLARI

5 (Just) As : “-dığı gibi”

The results of the election were just as he had predicted.


(Just) As children are fond of playing games, so do adults love watching TV.

5 As if / As though: “gibi; sanki -mış gibi”

Bu yapıalrdan sonra present yapılar varsa “reality” vardır ve “gibi” diye çevrilir, eğer
past yapılar varsa “unreality” vardır ve “one tense back” kuralı uygulanır ve “-mış
gibi” diye çevrilir.

As if / as though “dan sonra “had been “ gelmez!!! Were ….


Adverbial clause kısaltmaları

__________________ , özne ____________________ .

virgüle kadar özne yoksa ve virgülden hemen sonra özne ortaya çıkıyorsa cümle başında :

Ving : eş zaman aktif

…..Walking down the street, he saw me.

V3 / Being V3 : eş zaman pasif

Properly used, the computer will last at least three years

Having V3 : farklı zaman aktif

Having finished his hw, he went out

Having been V3 : farklı zaman pasif

Having been edited, the book was sent to publishing.

………….. , and ortak özne + fiil………….


……………. , Ving ………….
SENTENCE ADVERBS

……………… . X , ………SVO……….
……………... ; X , ……SVO…………..
……………… . Özne , X , ………
…………….. . ……………….. , X

1) CONTRAST: “zıtlık”
• However : “ancak, ama yine de”
• On the other hand : “ama; diğer yandan”
• Nevertheless : “ama yine de”
• Nonetheless : “ama yine de”
• Even so : “yine de; böyle olsa bile”

2) RESULT: “sonuç”
• Therefore : “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla”
• Thus : “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla”
• Hence : “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla”
• Accordingly : “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla”
• Consequently : “bu yüzden, sonuç olarak, dolayısıyla”
• As a consequence : “sonuç olarak”
• As a result : “sonuç olarak”
• Thereby : “öylelikle, o suretle, böylece”
Thereby’dan sonra SVO gelmez.

And thus : ve böylece/ bu yüzden , thus + Ving


Therefore
Hence
Therby
So
consequently

3. ADDITION: “ekleme”

• Also : “dahası, üstelik”


• Besides : “dahası, üstelik”; “-e ilaveten”
• Further : “dahası, üstelik”
• Moreover : “dahası, üstelik”
• Furthermore : “dahası, üstelik”
• In addition : “dahası, üstelik”
• What’s more : “dahası, üstelik”

Besides yapısının iki kullanımı var, eger noktalama işareti ile kullanılırsa devamında cümle almalı.

Besides
As well as
In addition to + NP………………………..also… : -nın yanı sıra
Apart from

4. TIME: “zaman”
• At first : “ilk olarak”
• Afterwards : “daha sonra”
• Later : “sonra”
• Then : “sonra”
• In the meantime : “bu süre içinde, bu arada”
• Meanwhile : “bu arada”

5. EXEMPLIFICATION: “örneklendirme”
• For instance : “mesela, örneğin”
• For example : “mesela, örneğin”
• To illustrate : “mesela, örneğin”
• As an example : “mesela, örneğin”
• As an illustration : “mesela, örneğin”
• To exemplify : “mesela, örneğin”

………..such as + NP : gibi örneklendirme


………..like + NP : gibi örneklendirme

6. PARTICULARIZATION: “özele indirgeme”


• In particular : “özellikle”
• Particularly : “özellikle”
• Specifically : “özellikle”
• Especially : “özellikle”
• Notably : “özellikle”
7. EXPLANATION: “açıklama”
Açıklama bildirirken kullandığımız yapılar aşağıda listelenmiştir.
• That is : “yani”
• Namely : “yani”
• In other words : “başka bir deyişle”
• That is to say : “yani”

8. SIMILARITY: “benzerlik”
Benzerlik bildiren yapılar aşağıda listelenmiştir.
• Likewise : “aynı şekilde”
• Similarly : “aynı şekilde”
• Correspondingly : “aynı şekilde”
• By the same token : “aynı şekilde”
• In the same way : “aynı şekilde”

Like + NP : gibi : benzetme

*unlike +NP -nın aksine


*in contrast to +NP -nın aksine

9. EMPHASIS: “vurgulama”
• In fact : “aslında, gerçekte”
• Indeed : “gerçekten, doğrusu, hatta”
• As a matter of fact : “aslında”
• Actually : “aslında, gerçekten
• As such :aslında, gerçekten

10. REFUTATION: “çürütme”

• On the contrary : “aksine”


• In contrast : “aksine”
• By contrast : “aksine”

11. TRANSITION:

-ile ilgili: -e gelince


• as regards with regard to
• regarding with respect to
• concerning as for
• as to in the case of
• about when it comes to…
• pertaining to

olarak görmek/değerlendirmek
• regard as
• view as
• consider as
• cite as
12. SUMMATION / CONCLUSION
• In summary : “özet olarak, kısacası”
• In brief : “kısacası”
• In short : “kısaca”
• In conclusion : “sonuç olarak”
• To be brief : “kısacası”
• To sum up : “özet olarak”
• All in all : “özet olarak; her şeyi hesaba kattığımızda”

13. EXCEPTION

• Except that : “…bir yana”


• Except for : “-den başka, …dışında”
• Save that : “…ancak”
• Saving : “-den başka, …dışında”
• Apart from : “-den başka, …dışında”
• But :
• But for :

15.

Irrespective of : bakılmaksızın, gözetmeksizin


Regardless of :..kaideye almadan

Bu yapıların çevirisi “-ever” kelimeleri gibi yapılabilir.

Regardless of what he says : whatever he says

16.

whereby : by means of which + SVO : aracılığıyla, vasıtasıyla

by means of
via
through + NP : aracılığıyla, vasıtasıyla
with the help of
by

through : içinden geçerek, arasından geçerek through the canal…


through : aracılığıyla, yardımıyla

throughout :boyunca, tüm Turkey…


INVERSION

A) NEGATIVE INVERSION:

Negatif anlam veren kelime ile ya da negatif kelimenin içinde yer aldığı bir kalıpla başlayan
cümleler devrik olabilirler..

Only ile başlayan cümlelerde devrik dizilim genellikle ana cümlede olur.

Little does she know what surprises we have in store for her.
No sooner had I opened the door than the phone started ringing.
Hardly had I gone to the bed when there was a knock at the door.
Not only did he resign from the post but he also left home.
Not a single word did she say.
Not until I finish this project will I have a holiday.
Nowhere have I seen a more beautifully decorated room so far.
On no account will he accept the project offered by the union.
Under no circumstances will he accept the project offered by the union.
Never has she experienced such an emotion.
At no time have I seen her talking to anyone.
Seldom have I seen him looking so miserable.
Only when the government stops interfering will we see any improvement in our schools.
Adams was not invited, and neither were any of his friends.
Adams was not invited, and nor were any of his friends.

B) POSITIVE INVERSION:
So hot was the road surface that the asphalt melted.
Such an efficient secretary is she that you don’t need to do anything on your own.
I would like to know what’s happening out there. So would my friends.
To be able to be promoted, you should work hard as does your father. (– dığı gibi)
No one could have worked harder than did she.
Simon isn’t as tall as is his brother.
On the new classroom management procedures is there so much concentration.
If clause type I : should
If clause type II : were
If clause type III : had

1- A lot of, Lots of, Plenty of: (hem +, hem -)

Çoğul isimler ya da sayılamayan tekil isimlerle beraber ‘çok; birçok’ anlamında kullanılan
bu yapılar genellikle olumlu cümlelerde tercih edilirler.
2- A number of, A good many, Quite a few, A good few, (sadece +)
A great many, A large number of, Scores of, Large numbers of:

Kendilerinden sonra sadece çoğul isim alarak kullanılan bu yapıların hepsi ‘birçok’ anlamına
sahiptirler ve özne olarak kullanıldıklarında fiil çoğul özneye göre çekimlenir.
Içinde “number, few, many” geçen yapılar …

***“The number of” yapısı “-nın sayısı” anlamında kullanılır ve devamındaki yardımcı fiil tekil özneye
göre çekimlenir.
e.g. “The number of students is … “ / “A number of students are…”

3- A good deal of, A great deal of, A vast amount of, A large amount of, A great quantity of:
(sadece -)

İçinde “amount, deal, quantity” geçen yapılar …

Kendilerinden sonra sadece sayılamayan tekil isim alarak kullanılan bu yapıların hepsi ‘çok’
anlamı taşımaktadırlar. Bir cümlede özneyi nitelediklerinde fiil tekil özneye göre çekimlenir

4- Many, Several, Few, A few: (sadece +)

Kendilerinden sonra sadece çoğul isim alarak kullanılan bu yapılardan “many” yapısı
‘birçok’; “several” yapısı “birkaç”; “a few” ve “few” yapıları “az” diye çevrilir. Ancak, “a
few” yapısı sayıca “few” yapısından fazlalık ifade eder

A few : az ama yeterli (enough)


Few : yok denecek kadar az (not enough)

5- Much, A little, Little: (sadece -)

Kendilerinden sonra sadece sayılamayan tekil isim alarak kullanılan bu yapılardan “a little”
ve “little” yapıları “biraz” diye çevrilir. Ancak, “a little” yapısı miktar bakımından “little”
yapısından fazlalık ifade eder. Bir başka deyişle “little” yapısı “az” diye de çevrilebilir.
“Much” yapısı ise “çok” anlamında kullanılan bir yapıdır

A little : az ama yeterli (enough)


Little : yok denecek kadar az (not enough)

Only + a few : few


Only + a little : little

6- Most, Any, Some, No: : (hem +, hem -)

Kendilerinden sonra hem çoğul hem de sayılamaz isimlerle kullanılabilen bu yapılardan


“most” yapısı “çoğu, pek çok”; “any” yapısı “herhangi; hiç”; “some” yapısı “biraz;
birkaç”; ve “no” yapısı “hiç” anlamında kullanılır

“any” yapısı olumlu cümlede “her, herhangi bir, tüm” şeklinde de çevrilebilir.
7- Both, Either, Neither: 2
Sadece iki şeyden bahsederken kullandığımız bu yapılardan “both” yapısı “her ikisi”;
“either” yapısı “ikisinden biri”; ve “neither” yapısı “ikisinden hiçbiri” anlamına
gelmektedir. Şimdi bu yapıları ayrı ayrı inceleyelim:

*** Either reaction is regarded as a rude attitude. (Both reactions are …)


(Her iki tepki de kaba bir tutum olarak değerlendirilir.)

neither of the students : 2 öğrenciden hiçbirisi


none of the students : öğrencilerin hiçbirisi

8- Each or Every?

Bu iki yapı da kendilerinden sonra sayılabilen tekil isim alarak kullanılırlar ve her zaman tekil
olarak değerlendirilirler

Each : one by one : seperately


Every : as a whole (all)

• Each of …… Each of the students is…


Every of xxx dizilimi yoktur…

• Each : zamir Each is…


Every : zamir xxx kullanılmaz

• Nearly / almost + every…

Nearly every student is … : Nearly all students are…

• Every 5 weeks, every 2 years…

9- All or Whole?

All my life : my whole life


All the money : the whole Money

“my” ve “the” yapılarının yerlerine dikakt ediniz.

5 All yapısı ayrıca Noun Clause yapılarında “the only thing” anlamında kullanılabilir. Bu
kullanımda “All” özne pozisyonunda ise yardımcı fiil tekil olur.
e.g. All (that) I want you to do is to be quite. (Yapmanı istediğim tek şey sessiz olman.)

10- NO or NONE?

• No + isim ….no people, no money….


• None of + isim…. None of the students….
• None : zamir … “I liked none.”
11 –

• another : bir diğeri / tekil isim / limit yok / zamir de olabilir.

…………..One……………..another…………….(limit yok)

Turkey has lots of problems... One is inflation..Another problem is ……Another is..Another is…

• the other : diğeri / iki şeyden diğeri ya da grupta en sonda kalan/ zamir de olabilir

…………..One……………..the other…………….(2 şey var)

I have 2 brothers. One lives in Ankara. The other lives in İstanbul.

• Others : diğerleri

…………..Some……………..others…………….

Some experts claim that ………… , while others (other experts) think that…………

• The others : belli grup içinde kalan diğerleri

There are 40 students in the class. 25 of them are female. The others (the other 15 students) are male

Some other
Many other : başka… we need some other methods….
Any other

Eachother : 2 kişi : birbirine


One another : 2 ‘den fazla kişi : birbirine

My + noun Mine
Your Yours
His His
Her Hers
Its Its
Our Ours
Your Yours
Their Theirs

Reflexive
Subject Pronouns
Pronouns
I Myself
You Yourself
He Himself
She Herself
It Itself
We Ourselves
You Yourselves
They Themselves

She blames herself, whereas they blame themselves

5 “On + posessive adjective + own” (on my own, on his own, on your own, …etc.) yapısını
kullanarak By + reflexive pronoun kullanarak verdiğimiz “yalnız” ya da “kendi başına,
yardım almadan” anlamlarını verebiliriz.
On my own : by myself
On his own : by himself

DİKKAT ETMENIZ GEREKEN KELIMELER, YAPILAR VE ESANLAMLILARI

Evidence for (-nın kanıtı)


Evidence of (-nın kanıtı)

However rich he is, he isn’t happy.


(“However” yapısı kendisinden sonra sıfat ya da zarf alıp yan cümlecik ve ana cümleciği
bağlayabilir.)

Ayşe is not at home, but at work.

(“…değil, …” anlamı veren “not…, but…” kalıbı parallel bir kalıptır ve “not” yerine
olumsuzluk veren başka yapılar da kullanılabilir.)

Consecutively
Subsequently
Successively (ard arda; bunun ardından…)
respectively

Rather than: -den ziyade genellikle + Ving


Instead of
In place of (-nın yerine; -den ziyade; -dense)

_____ I could.
I like.
(Boşluktan sonra bu şekilde kısa ifadeler varsa çok büyük ihtimalle orada bir “as..as” ya da
“more than…” yapısı gibi bir kısaylama ifadesi kullanılır.)
as …as ______. (“as…as” yapısının devamına aşağıdaki yapılar getirilebilir.)
me
I
I do. (SVO)
. do I. (Devrik cümle)

Ayşe spend as much as I earn on a day


Ayşe spend as much as do I earn on a day.

At the expense of = -nın zararına, -nın sırtından

__________. Indeed,
In fact,
As a matter of fact, ____.
Actually

(Bu zarflar bir önceki cümlenin daha vurgulu bir ifadesinin olduğu bir cümleye geçiş
sağlarlar)

I don’t need money whatsoever. (“whatsoever” yapısı olumsuz cümlede bir ismin ardından
gelir ve Türkçe’deki “Paraya maraya ihtiyacım yok” anlamındaki ikilemeyi sağlar)

Drawback
Shortcoming
Pitfall
Defect
Flaw
Disadvantage (Bu kelimeler “eksiklik”, “kusur”, “dezavantaj” anlamı verirler)

Put into effect/use/market (-yı uygulamay koymak, piyasaya sürmek)

Go into effect (uygulamaya girmek)


Come into effect

Distinct
Different from (-den farklı)

Distinguish between …

Effect on
Impact on
Influence on

I am of the opinion that….. (Görüşüm ….)

___ you know, she is student.


As (-dığı gibi)
As far as (-dığı kadarıyla)
So far as
(Nesnesi eksik bir yan cümlecik bu üç bağlaç kullanılarak bir ana cümlecğe bağlanabilir.)

All the students but Ahmet failed.

(“But” bağlacı bu tür kullanımda “hariç” anlamı verip “except” ya da “except for” gibi bir
kullanıma sahiptir.)

Make up for = compensate for = “telafi etmek”, “karşılamak”…

Eradicate
Wipe out
Stamp out
Clear out (kökünü kazımak, yok etmek)

To ……….extent/degree
To some extent (kısmen)
To what extent (hangi oranda)
To a large extent (büyük oranda)
To a little extent (azıcık)

(“to…extent” ya da “to …degree” kalıbı araya çeşitli yapılar alarak kullanılabilir.

As yet = şimdilik

Instead of
Rather than
In place of (-nın yerine; -den ziyade; -dense)

Whereby = by means of which (-...yoluyla; …aracılığıyla; …vasıtasıyla)

This is the method whereby you can treat malaria.


(“whereby” yapısı Adjective Clause yapar ve bir ismi niteler.)

I wanted Ahmet to sleep, but he did otherwise.

(“Otherwise” yapısı bir zarftır ve “yoksa, aksi takdirde” anlamının yanı sıra “aksi, tersi”
anlamı da vardır)

Clockwise (saat yönü)


Anti-clockwise (saat yönünün tersi)
From …. to (hem “zaman” hem “yer” ifadelerinde)
From ….until (sadece “zaman” ifadelerinde)
From …..till (sadece “zaman” ifadelerinde)
As you know, _________.
As far as
So far as

(Bu şekilde nesnesi eksik olan bir ifadenin yan cümlecik olmasını “as”, “as far as” ve “so far
as” bağlaçları sağlayabilir. Bu durmda devamlarına tam cümle (ana cümlecik) getirilir. )

Ayşe, if she studies hard, can pass the exam.

(“Bağlaç+yan cümlecik” bu şekilde ana cümleciğin içine yerleştirilebilir)

I am of the opinion that ……… (görüşüm….)

All students but Ahmet failed the exam.


(“But” bağlacı bu tür kullanımda “hariç” anlamı verip “except” ya da “except for” gibi bir
kullanıma sahiptir.)

I have no option but to study.


(“But” bağlacı genelde devamına bir fiil alacaksa fiilin “to Vo” halini alır)

Spot
Point where SVO

Process by which SVO

Situation
Condition
Disease in which SVO
Environment
Circumstance

Be subject to -e maruz kalmış


Be exposed to

Play
Take an important part/role in

Under the terms of …(-nın şartlarına göre)


Under the orders of (-nın komutasında)
Under the supervision of (-nın denetiminde)
Under the rule of (-nın idaresinde)

Parity with (ile eşitlik)

Take into consideration (göz önüne almak)

Take into account (hesaba katmak)


Regardless of
Irrespective of
(-yı dikkate almadan, -yı hesaba katmadan)

However rich he is, he isn’t happy. (However + adj/adv +S V, SVO)

However you will design your room is up to you. (However “Noun Clause” yapmıştır….)

However we travel, it is going to be a long journey. (However Yan cümlecik, Ana cümlecik.
“sadece vasıta bildirirken”)

(“However” yapısı bu üç durum dışında öncesinde bir cümle olmaksızın cümle başında
kullanılamaz.)

Cooperation with = ..ile işbirliği

On a basis (“on a regular basis” = düzenli olarak)


On a level (“on a high level” = yüksek seviyede)
On a scale (“on a large scale” = büyük ölçekli)

In the wake of = -nın ardından


In its wake = onun ardından

What I want to know is where she was yesterday.

(Bu cümlede hem özneyi hem de tamamlayıcıyı Noun Clause yapıalrı oluşturmuştur)

Whereby = by means of which (-...yoluyla; …aracılığıyla; …vasıtasıyla)

This is the method whereby you can treat malaria.


(“whereby” yapısı Adjective Clause yapar ve bir ismi niteler.)

To ……….extent/degree
To some extent (kısmen)
To what extent (hangi oranda)
To a large extent (büyük oranda)
To a little extent (azıcık)

(“to…extent” ya da “to …degree” kalıbı araya çeşitli yapılar alarak kullanılabilir.

Replace …with (..ile değiştirme)


Subsititute …with (ile değiştirme)
Apprehensive = anxious, worried (endişeli)

Comprehensive = thorough = exhaustive (kapsamlı)

Charge …with (ile suçlamak)


Accuse …of (ile suçlamak)
Blame … for (ile suçlamak)
Appeal for = ask for (talep etmek, istemek)
Appeal to = attract (cezbetmek)
Appeal = temyize gitme

Otherwise ____, _____. (olmaz)

(“Otherwise” yapısı bir bağlaç değil zarftır. Bu yüzden yan cümlecik ve ana cümlecik
şeklinde iki cümleciği bağlayamaz. Aşağıdaki gibi birbirinden ayrılan iki cümleciğin arasında
kullanılabilir.

_____; /./ Otherwise, ______.


Therefore
However
Instead
In spite
On the contrary
On the other hand
Even So
(Bu yapıların hepsi zarftır, ve devamlarına cümle alırlar, ayrıca öncelerinde de mutlaka bir
cümle olmalıdır.)

1980 is a notorious year for Turkey.

(Özne geçmişi gösteren bir zaman ifadesi olsa da zaman Present olabilir)

Such adj+noun as (kıyaslama)

Such noun as (örnekleme)

Seem
Appear to V0
prove

Replacement = subsititute

Particularly
In particular
Especially
Notably
(Some countries, especially Turkey,…)
(Bu zarflar bir grubun içinden bir ögeyi ön plana çıkarmak için kullanılırlar)

Malaria is a disease _in which__ SVO.


disorder
ailment
illness
impairment
infirmity
condition
environment
situation
circumstance

Cleft Sentence:

It was by studying hard that Ahmet passed the exam last year.
(“That” yapısından sonra Tam cümle gelmesine rağmen Noun Clause değil Cleft sentence
yapılmıştır. Bu tür durumlarda “It…that…” uyumuna dikkat etmek gerekir)

It was the Romans who / that built this bridge.


It was this bridge that was built by the Romans

Pertaining to = related to

With regard to
As regards
Regarding “-e gelince, söz konusu … olunca”
As for
As to

Teem with “ile dolu olmak)


Abound in
Be full with
Be stuck with

Frankly, (dürüst olmak gerekirse)


Honestly,
To be honest,
To be frank,

Agree with smb


Agree on/about smt

As well as
Besides NP, ___________. (prep)
In addition to
Apart from
(Bu yapılar Prep oldukları için devamların Noun Phrase (NP) alırlar.)
If not necessary, __SVO__. (zorunlu olmasa da.) (“If not…,” yapısı bu şekilde
kullanıldığında “-olmasa da” ya da “…-e rağmen” anlamı verir.

______, and therefore _____


thus
hence
thereby
(Bu durumda “and” bağlacının özellikleri geçerlidir)

I first saw her in the concert.


(“First” yapısı zarf olduğunda “ilk kez” anlamı verir ve genelde Past ifade eder)

The first man to leave the building was….


(“The first/second”; “The best/most”; ve “The only” yapıları devamlarına fiili “to Vo”
şeklinde alırlar.)

Make something known = introduce (tanıtmak, piyasaya sürmek)

That is
In other words = başka bir deyişle
Namely
To put it differently

Within the reach of… X Out of reach = keep this out of children’s reach.

Range from ….to (-den ….-e çeşitlik gösteren)


Vary from …to

As for -e gelince
As regards söz konusu … olunca
As to
Regarding
With regard to

Whether or / Whether or not


Hem “olup olmadığı N.C.” yapar
Hem de “olsa da olmasa da/Adv.Cl.“ yapar

Whether = sadece “olup olmadığı” N.C

…..so that …can/could….


…..in order that …………
(-sın diye: devamlarına genelde “modal” alırlar)
Research on
Study in/into
Inquiry
(spesifik olursa “on)
(genel alan olursa “in” ya da “into)

Search for (-bir şeyin araştırması)

That is
In other words “yani, bir başka deyişle”
Namely

They were surprised/amazed/shocked at/by …..

__Much_ to their surprise/amazement,

__Much___ to the surprise of them,

particularly = in particular (özellikle)


accordingly = in accord (buna uygun olarak)

My doctor gave me a recipe. And I eat everything accordingly.

Resident (bir yerde ikamet eden)


Dweller
Settler
Inhabitant

In place of = instead of = Rather than

Be Composed of “-den oluşmak”


Consist of
Include
Be made of

Prevail (v) “hüküm sürmek”


In Turkey common sense prevails.

Prevelance (n) “yaygınlık”

Remarkable (dikkate değer oranda, önemli)


Significant
Considerable
Important
Seep into = -e sızmak

Abolish = revoke = annul = repeal (geçersiz kılmak, yürürlükten kaldırmak)

Sensitive to
Susceptible to -e karşı savunmasız olma
Vulnerable to -e hassas

She is like my mother. (“like” benzetme yapar)

Occur = take place = come about


(olmak, meydana gelmek)

Null and void = invalid

Convert
Turn
Transform to/into
Change

Should have V3
Ought to have V3 -meliydin
Was/were supposed to Vo

Point
Spot where..

Process by which

Situation
Condition
Disease in which
Circumstance
Environment

Be exposed to -e maruz kalmış


Be subject to

He resorted to violence to get his money back. (-e başvurmak)

As a last resort, ……. (Son çare olarak)

Can you write in English? (Bir “dilde” bir şey yazmak … “in” edatı olur)

Stray off –den sapmak

Adapt = adapte etmek


Adopt = benimsemek

Appease
Soothe “sakinleştirmek, yatıştırmak”
Sedate
Tranquilize

There has been a decrease in prices


by 10 %.

By 10 % = at the rate of 10%.

Irrespective of = regardless of
(-yı dikkate almadan, -yı hesaba katmadan)

He won the lottery thereby becoming the richest man in the town. (kendisinden sonra Ving)

He won the lottery. He was thereby chosen the leader of the team… (pasif yapının içinde)

He married and thereby lost touch with us. (Bu cümlede “and” kuralları geçerli)
As it is stated in the passage,
As is stated in the passage,
As stated in the passage,
As in the passage, ………………….

Result from = stem from

Result in = lead to = cause = bring about = give rise to = contribute to

Found – founded- founded / establish (kurmak)

Find – found – found (bulmak)

Abolish = revoke = annul = repeal (yürürlükten kaldırmak)

Expand into ….
Develop into … (büyüyerek) …-e haline gelmek

Osmanlı Beyliği expanded into an empire.

Under the orders of = -nın yönetimi altında


Under the supervision of = -nın denetimi altında
Under the terms of = -nın şartlarına göre

Soothe = appease = sedate = tranquilize sakinleştirmek


Subsequently
Successively …ardından
Consecutively

Successor = halef
Predecessor = selef

Irrespective of
= regardless of = …maksızın

Comply with = Abide by = stick to =


“e bağlı kalma”

Generosity
Attitude to / towards
Sensitivity
From 1920 onward,
As of 1920,
As from 1920,

Wipe out
Stamp out
Eradicate
Clear out

As regards
Regarding
As for
As to
With regard to
“-e gelince, söz konusu …olunca”

Carry out = conduct = perform = do

Exhaustive = comprehensive = thorough = “kapsamlı, etraflı”

go on strike = greve gitmek

such adj+noun as (kıyaslama)


such noun as (örnekleme)

effect on
impact on
influence on

play
take a role / a part in
date back - geçmişe (-e dayanmak)
date from - günümüze (-den kalmak)

He is known to posterity by this book. (..tarafından bilinmek) “by” yerine “to”

He is known for this book. (ile tanınmak, ile ünlü olmak)

He is known as the best player. (…olarak görülmek)

Compensate for == Make up for “tazmine tmek, telafi etmek, karşılamak”

I don’t love you any more


I don’t love you any longer. (artık)
I no longer love you.

Do you have any more questions? (daha fazla…)


No, sir. I have no more questions. (daha fazla yok)

Ayşe, if she studies hard, can pass the exam.


(“bağlaç+yan cümlecik” kısmı ana cümleciğin içine konulabilir)

Have ….... to do with = -ile alakası olmak


something
nothing
little …

It is necessary for me to pass the exam. (for smb. to Vo)

Commonplace = widespread “yaygın”

May well
Might well = may / might / could
Could well

May as well
Might as well = had better

Be composed of
be made up of
consist of
contain
include

rely on / upon
depend on / upon
count on / upon

account for
make up
constitute
comprise “oluşturmak”

considerable “ciddi miktarda; önemli”


remarkable
significant
important

considerate = thoughtful

but She is at home and is cooking.


and
or
so
“Bu bağlaçlar paraleldir. Bu yüzden ortak özne tekrar etmeyebilir.”

two-thirds (2/3)
one-third (1/3)
one-sixth (1/6)

One of my friends = a friend of mine

I no longer love you.


I don’t love you any longer.
any more.

Do you have any more questions?


No, I have no more questions.

Only a few = few (“only few” olmaz)


Only a little = little (“only little” olmaz)

Suggest
Suspect that
Imply

Ask/wonder that (olmaz)


Ask/wonder wh-/how/whether (olur)

I need to go.
My shirt needs to be ironed / ironing.

The + noun + of + noun


The leg of the table

It was not Ali but Hüseyin who broke the window.


Ayşe is not at home but (she is) at work.
“not…but” kalıbı paraleldir…”
But
And
Or
So
(paralel bağlaçlar. Aynı özne ve fiili tekrar etmesende olur.)

This is the method whereby you can treat malaria. by means of which

put emphasis on
put importance on

am/is/are Ving for two weeks (olmaz)


was/were Ving
will be Ving
bu yapıların perfect halleri olur .

Deal
Amount sayılamayan göbek kelimeleri
Quantity
A ……… deal of money/water

______. In contrast, ___ (bunun aksine)


Instead (bunun yerine)

In contrast to/with NP, ___. (-nın aksine)


In spite of (-e rağmen)
Instead of (-nın yerine)

Long-lasting product (uzun ömürlü)

Consecutively (ard arda)


Subsequently
Successively
Respectively

Instead of
Rather than
In place of

…….____ you like/ I can / I could. “gibi kısa cümlecik varsa genelde
As…as
More than
So… as …vb. kıyaslama yapıları doğru olur.
…………… the other students passed.
the other student passed.
(the other yapısı devamına hem tekil isim alabilir hem çoğul isim alabiklir hem de tekil bir
ismin yerine ikame olur. “the others” ise çoğul ismin yerine ikame olur)

I did it myself. (özne ile reflexive uyumlu olmalı)

I saw Ahmet himself. (reflexive nesneyi vurgulayabilir)

By + reflexive
- yardım almadan
- yalnız

I answered the question by myself = on my own.

He is at home by himself = on his own.

I am at home alone.

I am lonely.

For + reflexive = birinci elden tanıklık


See it for yourself. (Kendin gör…)

One of my friends = A friend of mine

Situation
Condition in which
Disease
Book

All students but Ahmet failed the test.


“But” bu cümlede “hariç” anlamındadır. “except” ya da “except for” olabilirdi.

He is known to the posterity by this book.


(Gençlik tarafından …tanınıyor)

Compensate for
Make up for

Detrimental to
Harmful to

Rather than
Instead of
In place of

He learned that RTE was the PM then.


Be regarded as
be known as
be cited as
be recognized as
be acknowledged as

Wipe out
Eradicate
Stamp out
clear out

appalling
staggering
stunning

lead to
cause
bring about
give rise to
result in
contribute to

result from
stem from
arise from

irrespective of
regardless of

with a view to = -nın amacıyla

He won the lottery, thereby becoming the richest man in the town.

He won the elections. He was thereby chosen the president.

He is a good player, and thereby knows how to play.


(“thereby” bu üç şekilde kullanılabilir)

I don’t need money whatsoever.


(whatsoever olumsuz cümlede bir isimden sonra gelir ve onu pekiştirir)
He is rich. he isn’t happy though.
He though isn’t happy
(“though” zarf olunca cümle başı hariç her yerde kullanılabilir)

Regard…as…. (aktif)

Be regarded as (pasif)
Be known as
Be acknowledged as (olarak bilinmek)
Be counted as
Be cited as

I did this myself.


(özne ve reflexive uyumlu)

I did this by myself / on my own.

I saw Ahmet himself.


(reflexive nesneyi vurguluyor)

I myself saw Ahmet.


(reflexive özneyi vurguluyor)

See it for yourself. (birinci elden tanıklık)

In particular
Especially
Notably
Particularly (özellikle)

Convert … into/in
Turn
Change
transform

point where
spot

As it is in the others, …..


As in the others, …….. (kısaltılmış hali)

The + noun …”of ”… + noun

In the light of …

I am surprised at/by

I am dissappointed with/by
She answered the question herself.
itself
(her iki reflexive de kullanılabilir ama analam farklıdır)

on a level
on a scale
on a basis

pertaining to = related to
turn out to V0

stamp out
wipe out
eradicate
clear out
clear away

at birth
by birth

spend …on

on display = gösterimde olan

date back
date from

ail = halt

ailment
impairment
infirmity

One …. Another…

(2).. One…. The other…

To a/an …… extent
degree

acquire (v) (edinmek)


acquisition (n) (edinim)

Prior to (prep) = before

Priority = privilege
Unparalleled
Unprecedented
unique

I was surprised by / at

__much___ To their surprise/amazement


___much___To the surprise of them

process by which SVO


point
spot where SVO

at present
presently = now
currently

make use of
take advantage of -den faydalanmak
utilize
exploit

goods
commodity = meta, eşya

tool
device
appliance = alet, cihaz, aygıt
equipment
instrument

if not necessary = zorunlu olmasa da

subject = citizen

perpetual
permanent
constant = sürekli, kalıcı
continuous
perennial

resist to
resistant to = -e direnç…
resistance to
Such countries as Turkey….. (örnekleme)

Regardless of = -e bakmaksızın
Irrespective of

This income which is thereby made available to them is…..


(pasif yapının içinde kullanılmış)

Flagging
Staggering = bocalayan, sendeleyen
Stunning

Effect on
Impact on
Influence on

Stare at
Gaze at = -e dik dik bakmak

Tend to
Be liable to = -e eğilimi olmak
Be inclined to
Be predisposed to
Be prone to

That is
In other words = Başka bir deyişle
Namely

May well
Might well = may / might / could
Could well

May as well
Might as well = had better

Some countries, such as Turkey, are….


like
….. For example, ……

Common sense should prevail.

Prevalance (n)
Prevalant / dominant (adj)

Leak (v) sızdırmak


Leakage (n) sızdırma, sızıntı

Seep into -e sızmak

She is at home and is sleeping.


(“and” bağlacı paralel olduğu için ikinci cümlenin öznesi kullanılmadı)

It lasted for 3 years


It lasted until 1990.
Put emphasis on
importance
pressure

attach significance to
importance

attack on
assault on

from 1950 onward (-den bu yana)

backward
sideward
upward….

Turn out to V0

As for
As regards söz konusu … olunca
As to -e gelince
Regarding
With regard to

Rather than
Instead of -nın yerine / -den ziyade
In place of -mektense

Stamp out
Wipe out - kökünü kazımak
Eradicate - silmek
Clear out

Extinguish - söndürmek
Put out
Lucrative
Profitable (adj) “kârlı”

As OF 1970, ….itibariyle…
As FROM 1970,
From 1970 onwards,

In charge of (-nın sorumluluğunda)


Reponsible for

When he graduated from university, …


On / Upon graduating from university, …..
On / Upon his graduation, ………
(“when” bağlacı “on” ve “upon” edatları ile de kısaltılabilir)

I am like my father.
(“be like” benzemek anlamındadır)

Occur
Take place (olmak, meydana gelmek)
Come about

Only few (yanlış)


only a few (olur) = few

Only little (yanlış)


only a little (olur) = little

leave out = not include

keep up with = aynı seviyede kalmak

catch up with = aynı seviyeye gelmek

sort out
figure out = çözümlemek; anlamak
work out
make out

stand for = symbolize

in charge of = responsible for

take up with

make up for = compensate for

with the weather being rainy, we stayed ..


(farklı özneler olduğunda “with” ile kısaltma yapılır. Bağlaç yerine “with” yazılır ve fiil
normal şeklinde kısaltılır)

growth in (-da büyüme)


growth of (-nın büyümesi)

draw up (tasarlamak, hazırlamak)

be affiliated with (ile bağlantılı)

lucrative = profitable

at a low ebb = çok kötü durumda


vulnerable
susceptible to “-e karşı savunmasız/hassas”
sensitive

by means of
via
by = yoluyla, aracılığıyla
through

thorough = kapsamlı
throughout = boyunca

wrap …up = sarmak; sonlandırmak

be wrapped into = -e sarılı

____. In comparison, _______.

In comparison to / with NP, _______.

This job offers lots of opportunities.

This book offers …. (“offer” fiili “sunmak” anlamında genelde V1 olur)

“Alike” yapısı 3 şekilde kullanılır.

They are alike / similar. (adj)

They behave alike / similarly. (adv)

Girls and boys alike = Both girls and boys


Be regarded as
Be known as
Be acknowledged as “..olarak görülmek”
Be recognized as
Be cited as
Be viewed as

Get over
Recover from “iyileşmek”
Pull through
Get rid of

The number of students is…


(“the number” yapısı “-nın sayısı” anlamındadır ve tekildir)

Generosity
Attitude
Sensitivity = to / toward
Swing

Arise from
Result from “-den kaynaklanmak”
Stem from

Eradicate
Stamp out “kökünü kazımak”
Wipe out
Clear out

Transform
Convert into / to
Turn
Change

To …. extent / degree

As yet = şimdilik

Whose is this book?


Whose book is this? (iki şekil de olur)

Rather than = -mektense / -den ziyade


Instead of
In place of

I wanted him to stay at home, but he did otherwise.


(“otherwise” bir zarftır ve her yere gelir)
Clockwise / anti-clockwise

Depend on / upon
Rely on / upon

Pay attention to

Come up with (solution, idea, proposal…)


produce

from 1920 to/till/until 1930 (zaman)

from Ankara to Istanbul (yer)

She, if she studies hard, can pass the exam. (yan cümlecik araya girebilir)

As you know,
As far as I know,
So far as I know, __ Main Clause____.
(bu cümlede “know” fiilinin nesnesi olmasa da devamına Noun Clause değil Main Clause
gelir, çünkü bu yapılar bağlaçtır)

Pitfall
Flaw
Shortcoming “eksiklik; kusur”
Defect
Drawback
Disadvantage

Over
For
During the last/past …(have/has V3)
In
Within

Disease
Situation __in which__ SVO.
Condition where (olabilir ama kullanma)

However rich he is, he isn’t happy. (“-e rağmen” anlamında)

He is rich; however, he isn’t happy.


nevertheless
nonetheless “ama yine de”
Under the terms of
Under the orders of
Under the supervision of ….
Under consideration
Under construction

Parity with = “ile eşit”

Regardless of “-e bakmaksızın”


Irrespective of

Arise from
Result from “-den kaynaklanmak”
Stem from

Get rid of “den kurtulmak”


Get out of

At the expense of …. –nın zararına

each other = one another


_____. In fact,
Indeed,
As a matter of fact, _______.
(bu yapılar bir önceki cümleyi vurgular)

Shortcoming
Pitfall
Drawback
Flaw “eksiklik, kusur”
Disadvantage
defect

I have no problem whatsoever with you.


(“whatsoever” yapıs olumsuz cümlede bir isimin ardından gelir ve onu pekiştirir)

Effect on
Influence on
Impact on

I am of the opinion that …SVO…

Under consideration = düşünce aşamasında

Take into consideration = göz önüne almak


Take into account = hesaba katmak

Put into effect


Put into use
Put into/onto market

Go into effect
Come into effect

____ you know, I am a teacher.


(bu cümlede “know” fiilinin nesnesi olmasa day an cümlecik yapabilen “as”, “just as”, “as
far as” ve so far as” bağlaçları olabilir)

Some countries, such as / like Turkey, are… (örnekleme)

In charge of = -den sorumlu


Responsible for

In advance = önceden
beforehand

in confidence = confidential = gizli


in secrecy
exploit = sömürmek; sonuna kadar kullanmak

expose (v) maruz bırakmak

Rather than
Instead of -nın yerine/-den ziyade
In place of

Ailment
Disease
illness
infirmity

If you have finished the task, you can leave. (belli bir eylem varsa “have/has V3 olabilir)

I have just recognized how much is at stake. (pabucun pahalı olduğunu anladım)

On a level
On a scale
On a basis

Lucrative = profitable

Patrol (v) = gezinmek, dolaşmak

The table the leg of which is broken is in my room. (“of which” aitlik ifade etcekse önünde bu
şekilde aralarında aitlik olan iki Noun phrase olur)

I am like my father..
I look like my father.
(gibi gözükmek, -e benzemek)

Leave out = not include

As of 1920, ….itibariyle
As from 1920,
From 1920 onwards,

Ankara is centered (yer ifade ederken)


located
placed
situated

stand for = symbolize

in charge of = responsible for


When he graduated from univeristy, …
On/Upon graduating….,
On/Upon his graduation,
(“when” bağlacı “on/upon” edatları ile de kısaltılbailir)

Put …. into force/market/use

Come
Go into use/market/force

Take something for granted


= önemsememek;
= bir şeyi görmezden gelmek;

grant (v) bahşetmek, vermek

grant (n) burs, yardım


play
take a …role/part in

I am of the opinion that…

Be of…. –e haiz olmak; -e sahip olmak


This agreement is of importance.

Make out
Figure out
Find out anlamak, çözümlemek
Work out
Sort out

Take up
= hobiye başlamak/ zaman & yer doldurmak
take up with = zaman & yer doldurmak

look down on = disdain = despise = scorn

make up for = compensate for

employ (v)
employer (n)
employee (n)
employment (n)
unemployment (N)

From 1920 onwards,


As of 1920,
As from 1920, …………….. itibariyle
Ban on
Prohibition on

Teem with “ile dolu olmak”


Abound in
Be full with

Be made up of
Be composed of
Be comprised of “-den oluşmak”
Consist of
Include

Make up =
: Uydurmak
: Makyaj yapmak
: oluşturmak

send off = give off = emit = release

One ….. . Another ….

Two….. One … The other …

…… and thus …………………


and therefore
and hence
and thereby
and so
and consequently
(bu durumda “and” bağlacının özellikleri geçerli olur)

seem
appear to V0
prove

comply with
conform with “-e bağlı olmak”
abide by
stick to

turn out to V0

for this reason


for a variety of reasons

fall into disrepute = gözden düşmek


fall into disfavour

She is sure that ….. (Adj + that)

Comprehensive = etraflı, kapsamlı


Exhaustive
thorough

compulsory
obligatory
mandatory

keep out = not enter


leave out = not include

wrap up = finish / sarmak

The Sun rises… (doğar…)

Be superior to (-e üstün olmak)

Be inferior to (-den aşağı olmak)

“Alike” yapısı 3 şekilde kullanılabilir.

1) We are alike/similar.

2) Treat them alike/similarly.

3) Girls and boys alike = both girls and boys

Put up with = tolerate = katlanmak; tolerans tanımak

Catch up with = aynı seviyeyi yakalamak


Keep up with = ayak uydurmak, aynı seviyede olmak

Make out
Figure out “anlamk; çözümlemek”
Work out
Sort out
Find out

Take after = resemble, look like


Let down = dissappoint

Work out
Come up with “üretmek”
Produce

Involuntary= impulsive = unintentional

Bring about
Cause -“ile sonuçlanmak”
Lead to
Result in

On a level
On a basis
On a scale

To a large extent…
= largely = büyük oranda

Instead of
Rather than
In place of

Astounding
Staggering
Stunning “şaşırtıcı”
appalling

at …pace (…hızında)

Apart from
Besides
In addition to
As well as killing germs, this
vaccine also does harm to the surrounding tissues.

Conclusive = convincing = persuasive

Deal with
Cope with
Tackle
Handle

Trivial = unimportant = insignificant

Medium, media

Be made up of
Be comprised of -den oluşmak
Consist of
Include…

Be subject to
Be exposed to

Impact on
Influence on
Effect on

Be regarded as
Be recognized as = olarak görülmek
Be cited as
Be known as
Be acknowledged as

Take care of = look after

Make up for = compensate for

Keep up with
=-e ayak uydurmak, aynı seviyede kalmak

Catch up with = -i yakalamak

Keep in touch with = irtibat halinde kalmak


Get in touch with = irtibata geçmek

This job offers lots of opportunities.


(“offer” fiili “sunmak” anlamında genelde V1 olur)

At the rate of… “-nın oranında”

__________. Thus, _____.


Therefore
Hence

…..and thus……..
therefore
hence
** thereby
(bu kullanımda “and” kuralları geçerlidir)

concur with =aynı zamana denk düşmek


coincide with
fall into disfavor = gözden düşmek
fall into disrepute

Ahmet went out and called her.


but
or
so (paralel bağlaçlar)
Ahmet didn’t study hard so failed the exam.
Account for
Make up
Consititute

My students differ in/in terms of age.


vary
range

attitude towards / to
generosity
sensitivity
sympathy

Recover from
Get over = iyileşmek
Pull through

Carry out
Do an experiment, a research ….
perform

make out
work out
figure out “çözümlemek, anlamak”
find out
sort out

settle down = sakinleşmek; yerleşik düzen

bring about
lead to
cause “-e sebep olmak”
result in
give rise to
contribute to
convert into
transform into “-e dönüştürmek”
change into
turn into

in excess of = –nın fazlası; -den fazla


more than

significant
important
remarkable = dikkate değer
considerable
outstanding
drastic

To the detriment of = -nın zararına

Detrimental to = -e zararlı

apparently
seemingly = görünüşe göre
it seems that

be happy with
be pleased with

drastic measure sert önlemler


stringent… step
strict precaution

in danger of = -nın tehlikesinde

at the rate of = -nın oranında

at temperature

as a result of
as a consequence of
because of = -den dolayı
due to = -nın sayesinde
owing to
thanks to
on account of

over
for
during the last/past …have/has V3..
in
abate
decrease “azalmak”
diminish
fall

She likes tea. I do, too. (olumlu katılım)

Quantity
Deal of ….+ “sayılamayan isimler)
amount

the noun of noun


the leg of the table

differ in size/colour
vary in / in terms of
……..

suggest
suspect that
imply

wonder “that” almaz


ask (sormak)

susceptible to
vulnerable to “-e karşı savunmasız”
sensitive to

take into account = hesaba katmak


take into consideration = dikkate almak

_______. Indeed
In fact
As a matter of fact, _______.
(bu yapılar bir önceki cümleyi vurgularlar)

Depend on / upon
Rely on/upon
Trust / count on

Tend to
Be liable to
Be prone to -e yatkın, -e eğilimli
Be predisposed to

Successive
Consecutive = ard arda
Subsequent

Keep up with = aynı seviyede kalmak

Catch up with = aynı seviyeyi yakalamak

Each student learns at a different pace.

In the course of = -nın esnasında

Be compatible with… = ile uyumlu

Make use of
Take advantage of -den faydalanmak
Utilize

Incident = olay, vaka

Incidence = görülme sıklığı, insidans

Subsititution = replacement

Respond to (v)
Response to (n)
In response to = -e cevap olarak

Keep
Involve
Consider Ving alırlar
Appreciate
Enjoy……….

Intend
Tend
Claim
Decide
Seem to V0 alırlar
Appear
Prove

By means of
By = vasıtasıyla
Through
Via
With the help of
Fall into disrepute = gözden düşmek
Fall into disfavour

Proportinate to = ile orantılı


Be addicted to = -e bağımlı

Difficulty
Trouble (in) Ving

Beyond borders… “sınırlar ötesinde”


Beyond recognition … tanınamayacak kadar
One ……another

Range from ….to… = -den …..-e


Vary from …to…

Place emphasis/importance on
Put emphasis/importance on
= -nın önemini artırmak

Rather than
Instead of -den ziyade/ -mektense /
In place of

On behalf of
In behalf of = -nın adına

In the wake of
In the aftermath of = -nın ardından

Be of = -e haiz olmak; -e sahip olmak

This is of importance = This is important

Be regarded as
Be cited as = olarak görülmek
Be known as
Be acknowledged as
Be recognized as

Be prone to
Be liable to
Tend to “-e yatkın”
Be disposed to

Stamp out
Wipe out
Eradicate “kökünü kazımak”
Clear out

Evidence of / for

Particularly
Especially
Notably
In particular
Put on weight

Put/Place pressure on
Put/Place importance on
Put/Place emphasis on

Come across
Run into
Bump into “şans eseri karşılaşmak”
Meet by chance

Keep in touch with “ile temasta kalmak”


Get in touch with “ile temasa geçmek”

Be exposed to “-e maruz kalmış”


Be subject to

Be disposed to
Tend to
Be prone to “-e yatkın”
Be Liable to

Affluent
Rich
Prosperous
Developed “zengin”
well-off
wealthy

lead to
cause
bring about
give rise to = -e sebep olmak
result in
accumulate in…
contribute to
disorder
ailment
disease “hastalık, bozukluk”
illness
defect
impairment

offer fiili“sunmak” anlamında genelde V1 olur.

This job offers lots of oppportunities….


Unmistakably = istisnasız

Seem
Appear
Prove “to V0” alır

As to
As for
As regards = -e gelince, söz konusu ...olunca
Regarding
With regard to

Result from
Stem from “-den kaynaklanmak”
Arise from
Emerge from
Develope out of

have something to do with = alaka var


nothing = alaka yok

Turkey is getting more and more populated.


(bu yapıda genelde “be Ving” kullanılır)

She has the same problems that I have with my parents.


(“the same…as” yerine “the same …that” yapısı da olabilir ama “that” yapısından sonra
cümle gelir.)

This is too difficult a quesiton.


(“Too” yapısı devamına sıfat ya da zarf alır. İsim alması için bu şekilde “a/an” araya
gelmelidir)

This city is supposed to have been founded in 1920.


(pasif yapıdan sonra fiil “to Vo” olur. “To have V3” ise eylem daha once olmuşsa kullanılır.)

Differ in / in terms of
Vary “…bakımından farklılık göstermek
Range

Die of
Die from -den ölmek

Rampant = commonplace = yaygın

Be confined to
Be limited to =ile sınırlı
Be restricted to

On a basis
On a level
On a scale

In the course of…..= -nın esnasında

The course of our life….


= hayatımızın gidişatı

My aim is to be a successful business man.


being
(“be” fiilinden sonra tamamlayıcı olarak “to Vo” ya da “Ving” gelebilir)

Evidence of -nın kanıtı


Evidence for

Within reach
Out of reach

Due to
Thanks to
Because of
Owing to -den dolayıo
On account of
As a result of
As a consequence of
Irrespective of -yı dikkate almadan
Regardless of

Condition
Disease in which ……..
Situation

In order to
So as to V0 “-mek için”
to

property
characteristics “özellik”
feature

in proportion to “-e oranla”


proportinate to

proportion to “-e oranlı”


proportion of… “-nın oranı”

rank first “birinci sırada”


rank second “ikinci sırada”

light up = enlighten = aydınlatmak

make do with = ile yetinmek

priority =privilege

work out = geliştirmek (yol, yöntem..)

help to Vo
Vo

Considerable
Remarkable
Significant “dikkate değer oranda”
Important

Sensitive to “-e karşı savunmasız/hassas”


Vulnerable to
Susceptible to
Make … available to “ulaşılabilir kılmak”
Make … accessible to

Alleviate
Diminish
Decrease “azaltmak; azalmak”
Abate
Fall

Recover from
Get over “-den iyileşmek”
Pull through

Look over = look through = göz gezdirmek

Make do with = ile idare etmek

Keep up with = aynı seviyede kalmak

Catch up with = aynı seviyeyi yakalamak

Decrease in
Fall in “-de düşüş”
Increase in…..

Disease
Situation
Condition in which SVO
Infection

An increase in prices by 5%...

Carry out
Conduct a research/a survey/an experiment…
Do
Perform

Spot
Point where SVO

Process by which / whereby / through which


Wonder (bu fiilller “that” almaz)
Ask
Comprehensive = exhaustive = thorough

As to
As for “-e gelince, söz konusu …olunca”
As regards
Regarding
With regard to

Be inclined to
Tend to
Be prone to “-e yatkın”
Be liable to
Be disposed to

2002 MAYIS SINAVI ÖNEMLİ KELİMELER VE YAPILAR:

1. C Soru gramer olarak adverbial clause ve passive (edilgen) yapılarını içermektedir. Now that = “-dığına
göre, madem ki” anlamında çevrilebilir. Cümlenin anlamına bakılacak olursa, “Hükümet tarafından
resmi _____ verildiğine göre, proje ekibi oluşturulabilir.” anlamı elde edilir. Tüm seçenekler isim
halinde verilmiştir, bu kelimeler;

A) reference : referans
B) apprehension : anlayış, endişe
Apprehensive: endişeli
Apprehend: anlamak: comprehend: understand
C) approval : onay
D) expression : ifade
E) determination : kararlılık

anlamına gelmektedir ve anlam olarak cümleye en uygun olan kelime C şıkkında “onay” anlamına
gelen “approval” kelimesidir.

APPROVE: CONFIRM, PROVE TO BE TRUE

Recruited: İŞE ALMAK, OLUŞTURMAK


Employ X sack, dismiss, fire, make redundant

DETERMINE: BELİRLEMEK, KARAR VERMEK

DETERMINE WHETHER/IF…

RELUCTANT: UNWILLING: NOT EAGER: NOT VOLUNTEER


2. D Bu soruda “buzağı” anlamına gelen “calve” kelimesinin anlamını bilmek soruyu çözmeye yardımcı
olacaktır. Anlam olarak, “küçük buzağılar ile yaşlı sığırlar karşılaştırılmaktadır” ve “küçük
buzağıların daha _____ olduğu” belirtilmektedir. Seçeneklerin hepsi sıfat halinde verilmiştir, bu
kelimeler;

A) reluctant : gönülsüz, isteksiz


B) hazardous : tehlikeli, DANGEROUS
C) intimate : samimi, SINCERE
D) susceptible : korunmasız, hassas; SENSITIVE, FRAGILE,VULNERABLE…TO X
FORMIDABLE, STRONG, STANDABLE, ENDURING
E) relative : göreceli

anlamına gelmektedir ve en uygun yanıt D şıkkında “korunmasız” anlamına gelen “susceptible”


kelimesidir.

3. A Cümlede geçen “internal combustion machine” ifadesi “içten yanmalı motor” anlamına gelmektedir
ve “çevre kirliliğini artırdığı” anlamdan çıkarılabilir. Ayrıca, “Green movement” isim tümceciğinin
çevrecilere ait ya da çevreyi koruma lehine olan bir grup olduğu düşünülürse, bu iki düşünce
çelişmektedir. Seçeneklerin hepsi isim halinde verilmiştir, bu kelimeler;

A) disaster : felaket calamity


B) rejection : reddetme
C) admission : kabul, giriş
D) denial : inkâr
E) illusion : yanılsama

REGARD AS: VIEW AS : CONSIDER AS, CITE AS : OLARAK GORMEK, OLARAK


DUSUNMEK

COMBUSTION: YANMA
INTERNAL X EXTERNAL

anlamına gelmektedir ve çevreye kirlilik yayan bir makineyi, çevreciler “felaket” olarak
değerlendirmektedirler. En uygun anlamı veren seçenek A seçeneğidir.

4. B Soruda tüm şıklar adverb (zarf) olarak verilmiştir. Şıklardaki kelimeler;

A) precisely : belirgin şeklide, kesinlikle


EXACTLY, ABSOLUTELY, CERTAINLY, SURELY

GRAMMAR: MUST Vo, must have V3

Jack passed the exam, he must have studied hard.

B) notoriously : açıklanması zor, sıkıntı verici


C) compulsively : zorlayarak
D) suitably : uygun şekilde ,APPROPRIATELY
E) flexibly : esnek şekilde
anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına bakıldığında, “bir dil ile diyalekt arasındaki farkın
açıklanmasının zor ve sıkıntı verici olduğu” belirtilmiştir. Anlama en uygun kelime B şıkkındaki
“notoriously” kelimesidir.

5. E Cümlede genel olarak, “Japonya, ulusal savunmaya yönelik olan sektörünü (sanayisini) yabancıların
sahip olduğu şirketlerden tamamıyla ayrı olarak devam ettirebilen bir ülke” olarak _____ „ şeklinde
tamamlanması gereken bir ifade sorulmaktadır. Şıklardaki kelimeler fiil olarak verilmiştir ve;

A) deduce (FROM) : sonuç çıkarmak


B) delay : ertelemek
C) deceive : aldatmak
D) withdraw : geri çekilmek
E) cite : belirtmek, göstermek

anlamına gelmektedir . Cümlenin anlamına en uygun kelime E şıkkındaki “cite” kelimesidir.

ENTIRE : BUTUN, ENTIRELY (ADV) : WHOLE

6. B Cümlenin anlamına bakıldığında, genel olarak dâvâyı etkileyebilecek bilginin tanıklar tarafından
_____” imâ edilmektedir”. şeklinde tamamlanması gereken bir ifade bulunmaktadır. Şıklardaki
kelimeler fiil olarak verilmiştir ve

A) express : ifade etmek... EXPRESS FEELINGS


B) withold : tutmak, saklamak
C) avoid : kaçınmak
D) disrupt : aksatmak, bozmak, DISRUPT THE PEACE
E) decline (IN) : azalmak, düşmek

DIMINISH, REDUCE, LESSEN, FALL DOWN, DECREASE, ALLAY, ALLEVIATE,


SUBSIDE:abate

COURT :MAHKEME / TRIAL / DAVA MAHKEME…

BEAR: İLE İLGİSİ OLMAK


BEAR UPON/ON: -İ ETKİLEMEK
CAN’T BEAR / CAN’T STAND/ CAN’T HELP: DAYANAMAMAK

anlamına gelmektedir. Anlamca en uygun olan seçenek B seçeneğidir.

7. A Bu soruda phrasal verb sorulmuştur. Seçeneklere bakarsak, fiiller;

A) keep up with: yakalamak, aynı seviyeye gelmek, CATCH UP WITH


B) look out for : aramak
LOOK OUT:/ WATCH OUT / KEEP OUT : BE CAREFUL
C) make sure of : emin olmak
D) bring up : büyütmek, değinmek, GUNDEME GETIRMEK
E) sort out : çözmek, SOLVE, RESOLVE

anlamına gelmektedir ve anlam olarak “tarımsal faaliyetlerin artan talebi karşılayamadığı”


belirtilmektedir. Buna göre, en uygun anlam A seçeneğindedir.
DEMAND : TALEP
PROGRESS: ILERLEMEK, AŞAMA KAYDETMEK

8. C Bu soruda da phrasal verb sorulmuştur. Anlamlarına bakarsak, fiiller;

A) hold up : beklemek/bekletmek
B) come along : beraber gelmek, ilerlemek
ALONG WITH: İLE BİRLİKTE…TOGETHER WITH
C) deal with : -ile uğraşmak, BAŞA ÇIKMAK
COPE WITH, HANDLE, TACKLE
D) pay for : ödemek
E) take over : üstlenmek, DEVRALMAK

anlamına gelmektedir. Cümlede, “Yeni Zelanda’da her bir toplumun, suçla (cinayetlerle) uğraşmak,
başa çıkmak için kendilerine has yöntemler geliştirdiği” belirtilmiştir. Anlam olarak cümleyi en iyi
şekilde tamamlayan ifade C seçeneğinde verilmiştir..

9. …… “…HAVE/HAS V3… MY WHOLE LIFE.”

HE SAID THAT …..HAD v3

HE CLAIMS THAT…………GERCEK ZAMANI PAST

HE CLAIMS THAT THE WAR STARTED IN 1940.

HE SAID THAT……FACT: PRESENT

He ınsisted that the coffee grows in Brazil..

10. judge: yargılamak, hukum surmek (v)


trıbunal: court: mahkeme
trial: case: dava

issue: mesele
charge : suclama

ACCUSE OF: BLAME FOR: CHARGED WITH:C İLE SUCLANMAK

RELATING TO: AS TO : ABOUT: PERTAINING TO: CONCERNING: REGARDING: AS


REGARDS
İLE İLGİLİ, HAKKINDA

WITH REGARD TO: WITH RESPECT TO: AS FOR: IN THE CASE OF….
-E GELINCE

contemporaries: ÇAĞDAŞLARI, AYNI DONEMDE YAŞAYANLAR..

THOSE OF : NIN KILER


THAT OF : NIN Kİ

My HOUSE IS BETTER THAN THAT OF JACK’S


MY CARS ARE BETTER THAN THOSE OF JACK’S

13. STATE OF MIND: RUH HALİ

14. THE + ISIM + OF + ISIM

14. THE CRADLE OF: -NIN BEŞİĞİ


primeval
s. tarihöncesi çaglara ait

MODIFY : CHANGE : SHIFT : AMEND : ALTER : TRANSFORM …..(INTO)

15: NATURALLY: IT IS HARDLY SURPRISING


: UNDERSTANDABLY
DISAPPOINTED: DISILLUSIONED

SURPRISED AT/ BY
…TO..MY SURPRISE / AMAZEMENT

ARE ACCUSED OF___

16. SCHEDULE: PLAN

BELOW STANDARDS…
ILL WILL: HUZURSUZLUK: UNEASE

WILL (N) : İRADE, İSTEK, VASİYET

17: ONLY RECENTLY: DAHA YENİi

UNTİL RECENTLY: v2
RECENTLY: HAVE HAS V3

18. DESERVE : HAKETMEK

SEND AWAY: FIRE : DISMISS : SACK: LAY OFF, MAKE REDUNDANT : KOVMAK, ATMAK

19. PUBLISH: BRING OUT: RELEASE

RELEASE: SEND OUT: EMIT : GIVE OFF


RELEASE FROM PRISON: SALIVERMEK
RELEASE AN ARTICLE: YAYINLAMAK

20. CHERISH: SEVGIYLE ANILAN

21. SIMPLY, ONLY, JUST, MERELY, SOLELY

UP TO: TILL : UNTIL …: -E KADAR

22: YOU SAY FIRMLY: SERT SEKILDE..


FAIRLY : RATHER: QUITE…

CONDITIONALLY: ŞARTLI OLARAK

25. LARGE-SCALE: BUYUK ÖLÇEKLİ

ON A LARGE SCALE
RETAIL: PARAKENDE
at close quarters: YAKINDAN

ASSESS: EVALUATE: DEĞERLENDİRMEK


CARRY OUT: YAPMAK, YONETMEK: PERFORM
SURVEY: RESEARCH: POLL
SEEK SOUGHT SOUGHT : SEARCH FOR: LOOK FOR: INVESTIGATE: LOOK INTO

26: EXHAUSTIVE RESEARCH


DETAILED…
INTERN: STAJ, EĞITIM

27. GO ON STRIKE: GREV YAPMAK

THREATEN : İF…
Adequate: ENOUGH: SUFFİCİENT

İNADEQUATE: INSUFFICIENT: NOT ENOUGH

GRANT: BAGIŞLAMAK, VERMEK, YETKI VERMEK, HAK VERMEK


BRIBERY: CORRUPT: RÜŞVET

THE BABY İS DUE (TO) NEXT MONTH


THE HW IS DUE (TO) TUESDAY
MESI /MASI BEKLENIO…

THE ILLNESS IS DUE TO + NOUN / Ving

28. evacuation: tahliye, boşaltma


excavation: kazı
core: çekirdek
beyond: ötesinde
melt: erimek
water*proof: su gecırmez
proof: kanıt: evidence
install: kurmak
vacate: boşatlamak…vacancy: vacant position

29: obviously: clearly: simply


worthless: değersiz
priceless. Paha bicilemez: valuable

attitude towards…
proud of you..

too proud to Vo:

30.
concern : kaygı, ilgi
concerned with: ile ilgili
concerned about: hakkında worried about

it was the concern of the employers

comprehensive : kapsamlı..
vigorous: hareketli , şiddetli
launched (started) a vigorous campaign
notion: idea:

31.
crop : ekin, ürün : yield, harvest:…
offset : karşılamak, dengelemek

yield clue: ipucu vermek

32:
I have no money whatsoever…: param maram yok

Substantially: büyük ölçüde


53: predict, forecast, foresee, guess, estimate (at)

freed from : serbest kalmak,


manner :durum ,tavır
make decisions :karar vermek
particularly : especially, notably, in particular
necessary : essential, required
rapidly: fast
Meanwhile:in the meantime: bu süre içinde

54.

Autonomous: kendisi çalışan


equipped with :ile donatılmıs
quest: merak konusu, araştırma
observations:gözlem
vents:menfez
reasonable: makul, mantıklı, acceptable, logical, plausible
obtain:get: elde etmek
dull: boring : sıkıcı
towed:-den bağlamak
prospect: probability, likelihood: olasılık
crisscrossing: taramak..

55.

capture : elde etmek, yakalamak


skills :gift, knack, ability, talent
alliances :müttefik
“Ambitious :hırslı, azımlı
counted on :rely on, depend on
in terms of : bakımından, açısından
overheads :genel masraf : expenditure: expenses
identifying :tanımlamak
competence: ability, capability; adequacy; adequate salary; qualification:
opportunities,” fırsat, imkan

56.

Proposals : suggestions: öneriler


Ban :prohibit, forbid, not allowed
pesticide :bocek oldurucu
likely : probably
adverse effect :negatif etki
suitable appropriate uygu
spread :yayılmak
harmful :dangerous, hazardous
eventually :finally, at last, in the end
persistent :ısrarcı, sürekli olan
pollutants : kirletici
insecticides :bocek öldürücü
draining :akıtmak, temızlemek, rafine etmek
breeding :çiftleşme, üreme
negotiating :görüşme, müzakere

57.

Non-lethal :olumcul olmayan : lethal: fatal: mortal


Prospect :olasılık
Violent : şiddetli
last resort :son çare…resort TO:-e başvurmak
objections :itiraz
mislead : yanlıs yonlendırme
rubber-coated bullets: kaucuk kaplı mermi
marble :mermer
accurate correct
demonstrations:gosterıler
swiftly : hızlıca, fast, rapidly
dissent :kabul etmemek
military :askeri

58.

confronted (with) :face, karşılaşmak, yüzleşmek


avalanche çığ
institutions :kurum
precedence :üstünlük
competitors :rekabet edenler
overcoming :üstesinden gelmek
overwhelming :ezici, yoğun olan
utterly :tamamıyla, entirely
ignore :önemsememek
alienates :yabanmcılaştırmak, uzaklaştırmak
range from ……to.. :………den --- e kadar
extinction :yok olma
gaining :kazanma

77.

I suppose :Presumably: PRESUME: ASSUME: IMAGINE


long to:look forward eagerly to

78.
it’s hardly surprising :naturally
and consequently:and so
she is so popular:she is in great demand.

79.

obviously:simply
doesn’t have the resources :cannot meet their needs.
The normal school :the average school

80.

I’m not sure


I could be wrong

a nasty feeling
I’m afraid

81.

massive increases:vast increases


largely because :The main reason
on account of: because

2002 KASIM KPDS KELIMELER VE ONEMLI YAPILAR


1. E Bu soruda “asit yağmurlarının 1980’li yıllarda _____ bir çevresel sorun haline geldiğinden”
bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki tüm kelimeler sıfat halinde verilmiştir. Bu kelimeler;

A) previous : bir önceki


B) deceitful : aldatıcı
C) reckless : dikkatsiz , CARELESS
D) destructive : yıkıcı, zarar verici
E) prominent : göze çarpan, önemli , EMINENT, FAMOUS

PROMINENT ISSUE: ÖNEMLİ MESELE

anlamına gelmektedir ve anlam olarak en uygun kelime E şıkkındadır.

2. C Bu soruda anlam olarak “enerji üretmek için baraj kullanılmasının komşu ülkeyle olan anlaşmayı _____”
ifade edilmektedir. Yanıtların hepsi fiil halinde verilmiştir. Bu kelimeler;

A) intimidate : korkutmak FRIGHTEN


B) betray : ihanet etmek BETRAY SMB
C) violate : ihlal etmek, bozmak VIOLATE THE RULES
D) convert (INTO) : değiştirmek
E) fetch : alıp getirmek

anlamına gelmektedir, ve bu olayın “anlaşmayı bozmayacağı” cümle için en uygun ifadedir.

GENERATE: PRODUCE: MANUFACTURE


DIVERT: YONUNU DEĞİŞTİRMEK

COMPLY WITH THE TREATY X VIOLATE THE TREATY


STICK TO
OBEY
ABIDE BY
CONFORM TO
,
PRETEND: ACT LIKE
IMITATE

INTIMATE: SINCERE : İÇTEN SAMIMI

3. B Bu soruda “teröristlerin, onları finanse eden bölgelerden istedikleri ülkeye paralarını götürmek için
kullandığı _____’ın suç örgütlerinin uyguladıklarıyla aynı olduğu” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler
isim halinde verilmiştir ve;

A) regulations : düzenlemeler
B) methods : yöntemler
C) provisions : hazırlıklar
D) laws : yasalar
E) admissions : kabul, giriş

anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime ise B şıkkındaki “yöntemler” anlamına gelen
“methods” kelimesidir.

4. D Bu soruda anlam olarak “finansal bir skandalın varlığından ve muhasebecinin _____’nı müdüre
verdiğinden” bahsedilmektedir. Seçenekler isim halinde verilmiştir ve;

A) retirement : emeklilik
B) redundancy : gereksizlik, FAZLALIK
C) promotion : terfi
D) resignation : istifa STEP DOWN
E) vacancy : boş pozisyon

anlamına gelmektedir. Anlam olarak skandal kelimesiyle ilişkili olan kelime D seçeneğindeki “istifa”
anlamına gelen “resignation” kelimesidir.

ANNUAL LEAVE ... PERMISSION: İZİN

In the wake of: -NIN ARDINDAN…: FOLLOWING


IN PURSUIT OF: -NIN PEŞİNDE
HAND IN: SUBMIT: TESLIM ETMEK, SUNMAK

SUMMIT: ZİRVE NEGOTIATION…

5. D Bu soruyu daha iyi anlamak için önce cümlenin öznesi bulunmalıdır. Cümlede yardımcı fiil gibi
düşünebileceğimiz “can” yapısına kadar olan kısım cümlenin öznesidir ve gramer olarak “reduction of
relative clause” (kısaltılmış bir sıfat tümceciği) vardır. Yanıtlar “Amerikan anayasasını tanımlamaktadır ve
bunların genel anlamda suç oranını azaltmak için _____’dan” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler;

A) discovered : keşfedilmiş FIND OUT


B) complained : şikayet edilmiş
C) persuaded : ikna edilmiş CONVINCE
D) designed : tasarlanmış, hazırlanmış
E) displayed : gösterilmiş

anlamına gelmektedir ve en uygun yanıt D seçeneğindeki “designed” kelimesidir.

Constitution: ANAYASA

INSTUTITION: KURUM

Constraints: SHORTCOMING, DRAWBACK,DEFECT,DISADVANTAGE,


PITFALL, LIMITATIONS

SHIELD: PROTECT…DEFEND

6. A Bu soruda phrasal verbs sorulmuştur. Soruda “işçi başının herkese istediği her şeyi yaptırdığı ancak yeni
müdürle nasıl _____’ndan bahsedilmektedir. Yanıtlara bakarsak;

A) get around : başa çıkmak,KAFAYA ALMAK


B) make up for : telafi etmek COMPENSATE FOR
C) turn over : teslim etmek SUBMIT, HAND IN
D) keep up with : aynı seviyeye gelmek
E) rule out : saf dışı bırakmak

anlamına gelmektedir ve en uygun yanıt A seçeneğidir.

7. B Bu soruda da phrasal verbs sorulmuştur. Anlam olarak “ilk bilgisayar virüsünü bulan kişinin 20 yıl hapis
cezasına çarptırıldığı ve genel olarak az cezayla _____ düşünülmektedir”. Seçeneklerdeki kelimeler;

A) show up : ortaya çıkmak, APPEAR, STAND OUT


B) let smb off lightly : hak ettiğinden daha az ceza vermek
C) take down : parçalamak
D) give up : bırakmak, vazgeçmek
E) bring in : kazanç sağlamak

anlamına gelmektedir ve anlamca en uygunu B seçeneğidir.

NOT: “Let somebody off lightly” ifadesi “to give someone a less serious punishment than they deserve”
anlamında kullanılan bir “phrasal verb” yapısıdır.

sentenced to: CEZALANDIRILMAK, PUNISH

8. APPOINT : ATAMAK
on a regular basis: DÜZENLİ OLARAK

AT REGULAR INTERVALS: DÜZENLİ ARALIKLARLA

9.TURN OUT TO BE: OLARAK ORTAYA CIKMAK, -E DONUSMEK

10.
besides
in addition to NIN YANI SIRA…
AS WELL AS

11.

implement : UYGULAMAK

17.

AIL: PROBLEM YARATMAK

AILMENT : ILLNESS: DISORDER :

18. OBJECTIVE : AIM: GOAL: TARGET…AMBITION

19. I AGREE WITH YOU TO AN EXTENT


SOON, IN THE NEXT YEAR : CLOZE TESTLERDE DIKKKAT

THE WAR STARTED IN 1950. SOON (THE NEXT YEAR)…v2..

23: ACQUİSİTİON:ACQUIRE: ELDE ETMEK

in the hunt for: İN SEARCH OF: IN PURSUIT OF: NIN PESINDE

SEARCH FOR

25.
was sustained
sustained: sürdürmek, ayakta tutmak

26. indicted by: suçlu bulundu


IF Only: I wish

Only if……………inversion

37. IS OUT OF THE QUESTION: IMPOSSIBLE

IMKANSIZDIR, TARTISILMAZ

KPDS 2003 MAYIS ÇÖZÜMLERİ


1. C Sorudaki ifadeden, “yeni araştırmacının birkaç başka araştırmacıyla yakın bir ______ içinde çalışacağı
ve bu yüzden uyumlu bir kişilik yapısına sahip olan birisinin seçilmesi gerektiği” anlamı
çıkarılmaktadır. Verilen boşluğu dolduracak ifadelere bakıldığında, karşımıza çıkan tüm yapıların noun
(isim) olduğu ve anlamlarının da;

A) uniformity : birbirine benzerlik, aynılık UNITED


B) suspicion : şüphe, kuşku
C) collaboration : iş birliği
D) discretion : sır saklama
E) productivity : verimlilik

FERTİLE: VERIMLI (TARIM)


PROLIFIC WRITER: ÜRETKEN..

olduğu görülmektedir. Verilen seçeneklerden, cümlenin anlamını en iyi şekilde tamamlayanın C


seçeneğindeki kelime olduğu açıktır.

2. D Soruda, “sponsorluğun, eğitim müfredatıyla ______ olması koşuluyla okullarda artarak uygulandığı”
anlatılmaktadır. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi adjective (sıfat) olup;

A) considerate : düşünceli, saygılı


B) predictable : tahmin edilebilir..FORESEE FORECAST GUESS ESTIMATE
C) decisive : kesin, kati CONCLUSIVE
D) compatible : uyumlu
E) provocative : kışkırtıcı, tahrik edici

CONSIDERABLE: OLDUKÇA, ÇOK, ÖNEMLİ DERECEDE

anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerden yola çıkılarak, boşluğu en uygun şekilde


tamamlayan ifadenin D seçeneği olduğunu anlamaktayız. Ayrıca, bu seçenekteki kelimenin boşluktan
sonra verilen “with” edatı ile kullanılması da doğru yanıtı bulmada yol gösterici olabilir.
CURRICULUM : CURRICULA
DATUM : DATA

JEWISH

EN..SOFTEN

-İTY

…………………………..THEY….

A) DATA

3. A Bu sorudan, “yiyeceklerde ... gibi ________ kanser yapıcı maddelerin bulunmasının gazete manşetlerine
yansımasıyla tüm dünyada şok etkisi yarattığı” anlamı çıkarılmaktadır. Seçeneklerdeki kelimelerin
hepsini zarflar oluşturmaktadır. Bu zarflar;

A) potentially : potansiyel olarak, muhtemelen


B) remarkably : dikkate değer bir şekilde
C) controversially : tartışmalı şekilde
DILEMMA
D) memorably : anmaya değecek şekilde
E) concisely : kesin olarak, AÇIK ŞEKİLDE

anlamlarına gelmektedir. Seçeneklere dikkatli bakıldığında, boş bırakılan kısmı en iyi tamamlayan
kelimenin A seçeneğindeki “potentially” olduğu kolayca anlaşılabilir.
4. B Soruda, “her yıl otomobiller ve fabrikaların atmosfere çok miktarda karbondioksit _______,”
söylenmektedir. Soruda passive (edilgen) bir ifade kullanılmış ve seçeneklerde verilen fiiller yapı olarak
buna uygun seçilmişlerdir. Ancak, anlamlarına bakıldığında;

A) absorbed İN : emmek, içine çekmek, TAKE IN, SUCK


B) emitted : yaymak, dağıtmak
GİVE OFF, RELEASE, SEND OUT
C) exchanged : değiştirmek
D) repulsed : reddetmek
REJECT, REFUSE,TURN DOWN, declıne
E) compelled : zorlamak, etkilemek
FORCE..

en uygun seçeneğin B olduğu anlaşılmaktadır. A seçeneğindeki “absorb” fiilinin “in” veya “into”
edatlarıyla kullanılması çeldirici olabilir, ancak anlamlara bakıldığında bu karışıklık ortadan kalkar.

5. A Bu soru tipik bir phrasal verb sorusu olup, tek yapılacak şey seçeneklerdeki ifadelerin anlamlarını
bulmaktır. Soru kökünden, “ilk iki paragrafın dijital ortamın belli gereksinimlerini _______,” anlamı
çıkarılmaktadır. Seçeneklerdeki yapılar;

A) lay emphasis on : vurgulamak, üzerinde durmak FOCUS ON CENTER ON


B) run out of : tükenmek, bitmek
FINISH, USE UP, CONSUME, DEPLETE, EXPEND
C) break through : yarıp geçmek (cephe vb.) BREAKTHROUGH: ÇIĞIR AÇMA,
ÖNEMLİ GELİŞME…
D) stop short of : birdenbire durmak STOP SUDDENLY/ABRUPTLY
E) look down on : hor görmek, aşağılamak
HUMILIATE
anlamına gelmektedir; ve boşluğu, cümlenin anlamına göre en uygun şekilde tamamlayan ifadenin A
seçeneğinde verildiği görülmektedir.

7. DISPUTE: QUARREL. ARGUMENT..DEBATE..DISCUSSION


at stake
at risk, in danger of being lost

9. DOGG: DİRETMEK

PRIOR TO + np : ÖNCE
real estate: EMLAK
allegations: SUÇLAMALAR, İDDİALAR

10.

unprecedented : UNFORESEEN : TAHMIN EDILEMEYEN

ON A SCALE: BELLİ BOYUTTA, BELLİ ÖLÇEKDE

11. turned out to be: OLARAK ORTAYA ÇIKMAK, -E DONUSMEK

remains: KALINTI
tombs: MEZAR

12.
infected with

14.

IN THAT + Sentence
In terms of + NP bakımından, açısından

15.

the process
the method by which

the situation
the condition
society in which

the stage
the point WHERE
THE SPOT

BY BY 1960…BY THE TEACHER…BY THE RIVER


THROUGH
VIA
BY MEANS OF aracılığıyla, yardımıyla + NP
WITH THE HELP OF

……..WHEREBY + sentence : ARACILIĞIYLA, VASITASIYLA

james I and Charles I were golf enthusisats, whereby the game came to be known as the ancient game ….

16.
A) coincide with : ile çakışmak, aynı ana rasgelmek
B) agree with smb/ on/ over sth: TALK ON/over TALK TO/WITH SMB
C) augment : artırmak, (increase, enhance)
D) compete with: ile rekabet etmek
E) comply with : uymak

Vıolate the treaty X comply with treaty

Struggle: mücadele, çaba…….


strive for, thrive for

staggering: dengesizlik

18. SEEK : SEARCH FOR: LOOK FOR

IT SEEMS THAT: SEEMINGLY: APPAER

CLEARLY: OBVIOUSLY
21.

a) In place of : nın yerıne: INSTEAD OF


B) In return : karsılıgında
C) In practice : uygulamada ın theory
D) In case : nolur nolmaz die
E) In excess of :-I geçince

Practically: almost, virtually, roughly, nearly, about…

In theory / ın practice

PUT THE THEORY INTO PRACTICE


PUT INTO EFFECT
IMPLEMENT

22. A) distinctions : fark, ayrım FROM dıstınct from


B) competitions : rekabet
C) departures :ayrılma, yola cıkma
D) delays : gecıkmeker
E) resources : kaynaklar

A) reversal : tersıni yapma, aksını yapma


B) exchange :
C) comparison :
D) expression : ifade
E) appreciation : takdir, begenme

Generous towards….: e dogru.. karsı


Sympathetic towards…
Attitude towards….

Her attitude towards me…

29.
urban : city
rural :country: kırsal
counterparts. :rakibi, eşdeğeri

tend to : apt to, inclined to: eğiliminde olmak

nutrition: beslenme
malnutrition: kotu beslenme

30.. IT + PASSIVE + THAT %90…

32. possess: own : belong to

33. underway : başlanmış, yapılmakta

34. the number of people IS


a number of people ARE

negligible: İHMAL EDİLEBİLİR


NEGLECT İHMAL ETMEK

46. at a low ebb: kotu, basarısız, alcak seyrettı

47. a spate of: a lot of

untapped: kullanılmamış

48.

…-……. Instead, +
…+……. Instead –

50. ensure: sağlamak, temin etmek

irrigation: sulama
coral reefs: mercan kayaları

arable land: ekilebilir arazı


CULTİVABLE LAND: EKİLEBİLİR
CRUCİAL: IMPORTANT: VITAL: SIGNIFICANT

64.
might well : It’s quite likely
we need more than three weeks
three weeks won’t be sufficient for us
to complete:to finalize
a report of this kind:such a report.

65.

Frankly: To be honest
in my opinion….(no) :I don’t think
the girl’s musical talents
the girl’s musical ağabeylities

66.

For many years now


for a long time now
directly
directly

67.
A) Even those in the know
even the experts

took SMB by surprise: BİRİNİ ŞAŞIRTMAK

KPDS 2003 KASIM ÇÖZÜMLERİ


1. D Bu soruda anlam olarak, “John Kennedy’nin başkanlığının son aylarına bakıldığında, ikinci
Kennedy döneminde Küba ile bir uzlaşmanın olabileceğinin görüldüğü” belirtilmektedir.
Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde verilmiştir ve;

A) MAKE promise : söz vermek


B) describe : tarif etmek
C) inflict : ceza vermek, suçlamak
D) indicate : göstermek
E) involve : içermek

rapprochement with: uzlaşma, agreement


compromise: uzlaşma

anlamına gelmektedir. Cümleler “that” yapısı ile “gösteriyor ki...” şeklinde bağlanmıştır. Anlam
olarak en uygun seçenek D seçeneğidir.

2. C Bu soruda anlam olarak, “ılımlı bir iş pazarlığının ya da anlaşmasının tüm sektördeki _____’i
değiştirebileceğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler isim halinde verilmiştir ve;

A) expansion : genişleme
B) expression : ifade
C) course : istikamet, yön, gidişat
D) relapse : kötü duruma düşme
E) vitality : canlılık

anlamına gelmektedir. Bu soruda “expansion” ve “course” kelimeleri çelişki yaratabilir; ancak


“change course” ifadesi anlam olarak “change expansion” ifadesinden daha uygundur. Bu nedenle,
doğru cevap C seçeneğidir.

3. B Soruda anlam olarak, “kişinin görevinden istifa edeceğinden ve bunun nedeninden”


bahsedilmektedir. Ayrıca, “çalıştığı işin yapısına uymadığını kendi yapısını da tarif ederek”
açıklamaktadır. Soru kökünde geçen “combative” kelimesi “savaşçı, yılmayan” anlamına gelmektedir;
boşluktaki kelimeyle uyumlu olmalıdır ve “elements of his nature” ifadesini de nitelemelidir.
Seçeneklerdeki kelimeler sıfat halinde verilmiştir ve;

A) introverted : içe kapanık


B) self-assertive: kendini ifade edebilen,iddiacı
C) reserved : çekingen
D) self-contained : kendi kendine yeten, başkasına bağlı olmayan
E) submissive : itaatkar

anlamına gelmektedir. Doğru yanıt B seçeneğidir.


4. E Bu soruda anlam olarak, “eğer sözleşme yapmak istiyorsa, Perşembe’ye kadar bize haber vermesi
gerekiyor; teklifi _____ geçerli kılamayız” ifadesini çıkarabiliriz. Bu cümlede “by Thursday” ifadesi
zaman açısından bir sınırlama getirmektedir. Seçeneklerin hepsi zarf olarak verilmiştir ve;
A) infinitely : son derece, çok
B) decisively : kararlı şekilde, kesin olarak CONCLUSIVELY
C) conclusively : kesinlikle
D) reluctantly : isteksiz bir şekilde
E) indefinitely : süresiz olarak

anlamına gelmektedir. Bu soruda A ve E seçenekleri çelişkili olabilir. “Infinite” kelimesi sıfat halinde
“sonsuz” anlamına gelir; ancak zarf (adverb) olarak kullanıldığında anlamı değişmektedir. Anlam
olarak boşluğu en uygun şekilde dolduran seçenek E seçeneğidir.

5. D Soru kökünde, “çoğu Afrika ülkesindeki hükümetlerin ekonomik olarak çöküşün _____ olduğu ve
uluslararası organizasyonların bağış ve yardımlarıyla idare ettikleri” anlamı vardır. Seçeneklerin
hepsi complex preposition’lardan oluşmaktadır ve;

A) in line with : paralel olarak


B) in the case of : -e gelince
In case of: durumunda
C) in excess of : üzerinde, aşırı
D) on the verge of : eşiğinde, kıyısında
On the edge of
On the brink of
On the point of

Be about to Vo: -mek uzere

E) in place of : -NIN yerine

anlamına gelmektedir. Anlamlar incelendiğinde en uygun olanın A seçeneğindeki “on the verge of”
ifadesi olduğu görülmektedir.

6. exploiting: sömürmek, suistimal etmek, kullanmak


WORRY ABOUT : ANXIOUS ABOUT: CONCERNED ABOUT: ENDİŞELİ

CONCERNED WITH: İLE İLGİLİ

8. and thus
and therefore
and hence
and thereby

otherwise dan sonra have has v3, v2, had v3 gelmesin..

…………….., and thus…V2, sEntence,Ving..……


………….. , thus + Vİng

………………. , and ……….


………….. , Ving

he went out of the class, and he slammed the door

he went out of the class, slamming the door

9. without either….. or: neither …nor

10.
A) on account : krediyle
B) in addition : ek olarak
C) on condition : şartlı
D) in competition :rekabet içinde
E) in comparison :kıyaslandığında

11. D Soruda anlam olarak, “çoğu kişinin beklemediği şekilde, işçiler birliğinin devir olayını desteklediği
ve _____ üyelerinin maaş haklarını koruyabilmeyi başardığı” anlamı vardır. Soru da bu hakların
nasıl korunduğuyla ilgilidir ve verilen seçeneklerdeki ifadeler;

A) in the process : süreç içinde


B) as it happened : olduğu gibi
C) in its place : yerinde
D) in accord : böylece, buna bağlı olarak, anlaşmalı olarak
E) on a level : bir seviyede

anlamına gelmektedir. Buna göre, en uygun seçenek D seçeneğidir.

15. make use of faydalanmak


take advantage of
utilize

16. C Bu soruda anlam olarak, “bağışıklık (aşı) kampanyalarının çocuk felci gibi felaketleri yok
ettiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler incelendiğinde anlamca en uygun yanıt C
seçeneğidir.

A) committing : karışmak, işlemek


B) pull down : aşağı çekmek
C) wipe out : silip süpürmek, yok etmek die out: extinct: yok olmak
D) interefere with : karışmak, -e müdahale etmek
E) expose : maruz bırakmak

Scourge: disaster. Calamity : felaket

Exposed to: subject to: -e maruz kalmak

Expose: kazı yaparak yer ustune cıkarmak

Measure, step, precaution önlem

Drastic, strict, stringent measures...katı onlemler

v: measure..: ÖLÇMEK

WHETHER (OR / OR NOT) : N.C

NESNE EKSIK OLMALI..

WHETHER OR/OR NOT…

ISTER…ISTER….

WHETHER YOU DRIVE OR GO BY BUS, IT WILL BE A LONG JOURNEY

2004 MAYIS
1. D Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde anlam olarak “Başbakan’ın, hükümet içinde ilişkilerini
_____ için son yıllarda daha saldırgan davranabildiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi
fiil halinde verilmiştir ve bu kelimeler;

A) recommend : tavsiye etmek, önermek SUGGEST, PROPOSE, ADVICE


Put forward
B) reduce : azaltmak
ABATE, REDUCE, DIMINISH, LESSEN, ALLEVIATE, DECREASE, SUBSIDE, ALLAY, DECLINE (IN)

DECLINE THE OFFER: REFUSE, REJECT, TURN DOWN

C) compel : zorlamak, mecbur etmek FORCE, IMPEL


D) consolidate : sağlamlaştırmak REINFORCE, STRENGHTEN
E) impair : bozmak, zayıflatmak

anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime D
seçeneğindeki “sağlamlaştırmak” anlamına gelen “consolidate” kelimesidir. Bu nedenle doğru seçenek D
seçeneğidir.

2. E Soruda anlam olarak “Pakistan, sulama ihtiyacının neredeyse yarısı için Indus Nehri ve O’nun kollarına
_____” ifadesi verilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil halinde verilmiştir ve bu kelimeler;

A) turn back : geri dönmek, geri çevirmek


B) wait for : beklemek
C) take to/ TAKE UP : bir yere gitmek, bir şeye başlamak
D) pull up : sökmek, çekmek
E) rely on : -e bağlı olmak, -e bel bağlamak depend on/upon
anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime E
seçeneğindeki “rely on” kelimesidir. Bu nedenle doğru seçenek E seçeneğidir.

3. C Bu soruda da kelime bilgisi ölçülmektedir. Soruda boşluktan sonra gelen “with” edatı da, edatlarla beraber
kullanılan fiilleri düşündüğümüzde doğru yanıtı bulmaya yardımcı olabilir. Soruda anlam olarak ‘’geceleri
gökyüzünde görülen ay biçiminde renkli ışıkların (hale) atmosferdeki gazlarla rüzgarların _____’den
meydana geldiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki tüm kelimeler isim halindedir ve bu kelimeler;

A) intersection : kesişme
B) completion : tamamlanma complete (v) COMPETITION: YARIŞMA
C) interaction : etkileşim
D) perception : algılama PERCEIVE
E) distraction : dikkatini dağıtma

anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime C
seçeneğindeki “interaction” kelimesidir. Ayrıca bu fiilin “interact with sth” olarak bilinmesi ipucu olabilir.
Doğru yanıt C seçeneğidir.
4. D Soruda anlam olarak “maden işçilerinin ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin _____ başlık koşulunu talep
etmemelerinin tuhaf olduğundan” bahsedilmektedir. Soruda boşluktan sonra bir isim gelmektedir ve seçeneklerde
ise bu ismi niteleyecek olan sıfatlar verilmiştir. Bu kelimeler;
A) forceful : güçlü POWERFUL
B) obstructive : engelleyici obstacle, OBSTRUCT, PREVENT FROM, HAMPER, HINDER
C) relentless : acımasız HARSH permanent
D) protective : koruyucu
E) intensive : yoğun
anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime D seçeneğinde “koruyucu” anlamına gelen
“protective” kelimesidir ve “koruyucu başlık” ibaresi anlam bütünlüğünü sağlamaktadır. Bu nedenle doğru yanıt
D seçeneğidir.
5. A Son kelime sorusu olan bu soruda anlam olarak “son 30 yıl içinde yeni bulunan yazılı belgelerin sayesinde Maya
medeniyeti ile ilgili bilgilerin ______ arttığından” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi zarf
halinde verilmiştir ve bu kelimeler;

A) significantly : önemli derecede CONSIDERABLY


CONSIDERATE : DÜŞÜNCELİ
B) alternatively : başka şekilde
C) suspiciously : şüpheli durumda SCEPTIC
D) persuasively : ikna edici şekilde CONVINCE
E) conditionally : şartlı olarak
anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime A seçeneğindeki “önemli şekilde” anlamına gelen
“significantly” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir.

6. E Bu soruda “complex prepositions” olarak adlandırabileceğimiz yapılar sorulmuştur. Soruda, boşluktan sonra Ving
alan bir fiil bulunmaktadır; bu nedenle seçeneklerde kendisinden sonra Ving alan yapıları aramak durumundayız.
Bu bir ipucu olabilir. Soruda “beş yıldızlı bir otelin her seviyede lüks bir ortam sağlamasının yanı sıra
tamamıyla müşterileri şaşırttığı” anlamı vardır. Soru kökü içerisindeki “also” ifadesi otelle ilgili belirtilen iki
ifadenin paralel olarak anlam bütünlüğü içinde olduğuna dair bir ipucu olabilir. Seçenekler;

A) with a view to : -nın amacıyla, -ile ilgili olarak

İN ORDER TO WITH A VIEW TO + VİNG/NP


SO AS TO vO
TO

SO THAT
IN ORDER THAT SVO

B) in excess of : aşırı, -den fazla


Exceed/ excessive
C) consequent on : sonucunda
D) in need of : -nın ihtiyacında, gereğinde
E) in addition to : ek olarak

IN ADDITION
BESIDES ….., …………ALSO
AS WELL AS
APART FROM

PROVIDE SMB WITH STH


PROVIDE STH FOR SMB

ON A LEVEL

anlamına gelmektedir. Cümleyi anlam ve yapı olarak en iyi tamamlayan seçenek E seçeneğidir.
7. D Bu soruda bir önceki soruya benzer bir sorudur ve “adverbial clause”, yani zarf tümceciği ve “complex
prepositions” içeren bir sorudur. Soruda anlam olarak “Peru’daki dokumaların, ülkenin kuru hava koşulları _____
mükemmel bir durumda olduğundan” bahsedilmektedir. Seçenekler;
A) with regard to : -ile ilgili olarak

WITH RESPECT TO, AS FOR…E GELINCE

AS REGARDS, REGARDING, CONCERNING, AS TO, PERTAINING TO, ABOUT: İLE İLGİLİ

IN TERMS OF : BAKIMINDAN ACISINDAN + np


IN THAT + SVO

B) in comparison with : -ile karşılaştırıldığında


COMPARED TO/WITH
C) in case of : durumunda
IN THE CASE OF: … -E GELINCE
D) owing to : yüzünden, sayesinde
E) in opposition to : -nın aksine
anlamına gelmektedir. “Owing to, due to...” gibi yapılar genellikle “yüzünden, -den dolayı” olarak bilinmektedir;
ancak bu soruda “sayesinde” anlamında ölçülmüştür. Cümlenin anlamına en uygun seçenek D seçeneğidir.

10..NOUN CLAUSE ICERISINDE THAT SONRASINDA IF CLAUSE VARSA TENSE UYUMUNU UNUTUN, IF
CLAUSE A BAKINIZ…

15. before…v2……… , had v3


until V2…………, had v3

to date: have has v3

26. he is a versatile man: çok yonlu

27.

stick to
abide by
obey
comply with
conform to

confirm : approve: prove to be true : affirm

29. Although he is hardworking, his brother is more hardworking.


+ ++

“who is absent”
“what do you like”

the teacher asks who is absent

he is responsible __TO__ his boss .FOR Ving

responsible to smb for doing sth


HE CLAIMS THAT THE WAR STARTED IN 1940.

HE EXPLAINED THAT COFFEE GROWS IN BRAZIL

IT IS BELIEVED THAT HE STOLE THE MONEY.

32. PREP + OBJ…NOUN CLAUSE

2004 KASIM KELIMELERI VE ONEMLI YAPILAR

1-E Bu soruda anlam olarak, ‘bu romanlar, yazarın genç insanların mücadelesine ve onlara yapılması gereken
yardıma olan .....-sini yansıtmaktadır’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler isim halinde verilmiştir
ve;

A) deceit : aldatma, hile DECEIVE


B) obligation TO : zorunluluk, yükümlülük BE OBLIGED TO
C) alteration : değiştirme, değişiklik CHANGE
D) disturbance : rahatsızlık, kargaşa
E) concern : ilgi, kaygı, MERAK

CONCERNED WITH: ILE ILGILI


CONCERNED ABOUT: ENDISELI WORRY ABOUT

anlamına gelmektedir. Anlam uygunluğunun yanı sıra boş bırakılan kısımdan sonra gelen ‘for’ edatından da yardım
alarak seçeneklerdeki kelimeleri incelediğimiz zaman doğru yanıtın E seçeneği olduğunu görmekteyiz.

2-A Bu soruda anlam olarak, ‘Mozart’ın dörtlük yorumu ....iyi, ama ben Schubert’in eserleri hakkında
kararsızım’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler zarf halinde verilmiştir ve;
A) exceptionally : aşırı derecede, olağanüstü
B) sensitively : duygulu/hassas bir şekilde
C) preferably : tercihen
D) impulsively : düşünmeden, birdenbire
E) impartially : tarafsızca, önyargı olmadan UNBIASED, OBJECTIVE, UNPREJUDICED
anlamına gelmektedir. Anlam olarak uygun olan kelime ‘iyi’ sıfatının derecesini artıran ‘exceptionally’
ifadesidir. Doğru yanıt A seçeneğidir.

3-C Bu soruda anlam olarak, ‘kitap oldukça anlaşılır ve tartışmalı bir konu olan evrim psikolojisini okura .....
kılmayı başarıyor’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve;
A) susceptible : kolay etkilenen, hassas, kırılgan, VULNERABLE, SENSITIVE
B) conducive : uygun, müsait
C) available : mevcut, elde edilebilir
D) indulgent : düşkün, yüz veren, müsamahakar
E) exclusive : özel, seçkin
anlamına gelmektedir. Anlam olarak en uygun seçenek C seçeneğidir.

4-D Bu soruda anlam olarak, ‘Amerika’nın pamuk çiftçilerine yaptığı para yardımı zengin ülkelerin para
yardımlarının fakir kesimi ... zararın dikkate değer bir örneğidir’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki
kelimeler fiil şeklinde verilmiştir ve;
A) enforce : uygulamak, tatbik etmek
B) provide : sağlamak, temin etmek
C) exceed : aşmak, geçmek İN EXCESS OF
D) inflict (on) : (birini) kötü bir şeye uğratmak (inflict harm/pain on smt.)
E) employ : kullanmak, istihdam etmek
anlamına gelmektedir. Soru kökündeki boşluktan sonra kullanılan ‘on’ edatını da dikkate alarak seçenekleri
incelediğimizde D seçeneğindeki ‘inflict’ fiilinin ‘on’ edatı ile beraber kullanılan bir fiil olduğunu ve boş bırakılan
kısma uygun bir anlam taşıdığını görmekteyiz. Doğru yanıt D seçeneğidir.

PROVIDE STH FOR SMB


PROVIDE SMB WITH STH
5-B Bu soruda anlam olarak, ‘Mısır en büyük sulama projesine .... için, Firavunların krallıklarını çölün iç
kısımlarına yayma hayalleri gerçekleşiyor’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerin hepsi ‘phrasal verb’lerden
oluşmaktadır ve;
A) puts off : vazgeçirmek, başından savmak, ertelemek
POSTPONE
B) embarks on : -e girişmek, -e başlamak START
DEMIR ATMAK
C) breaks up : bozuşmak, ayrılmak, dağıtmak
D) tries on : prova etmek, giyip denemek
E) shows up : çıkagelmek, göstermek STAND OUT
anlamına gelmektedir. Anlamca en uygun olan phrasal verb ‘embarks on’ olup doğru yanıt B seçeneğidir.

7. ADJ + FOR SMB/STH + to vo

I HOPE
I EXPECT
I THINK WILL…

I AM SURE

9.

SHOULD/MIGHT…NOUN CLAUSE ICINDE PAST KABUL EDELIM

“HE SHOULD GO”


HE SAID THAT HE SHOULD GO.

1O.

THE MAN WHO HAS GLASSES

THE MAN WITH GLASSES

11.
ON A LEVEL….

TAKE INTO CONSIDERATION

UNDER CONSIDERATION
UNDER CONSTRUCTION
UNDER DISCUSSION

14.
impact on
AFFECT ON
INFLUENCE ON
16. GREENHOUSE EFFECT: SERA ETKİSİ

MANY MUCH MORE THEN THE MOST

17. A) At times : SOMETIMES


B) At present : NOW, AT THE MOMENT, CURRENTLY, FOR THE TIME BEING PRESENTLY
C) Eventually : AT LAST, FINALLY, IN THE END
D) Hardly :SCARCELY ,BARELY
E) At first :INITIALLY

HARDLY……INV……….WHEN….

…..BEFORE LONG: KISA SURE ICINDE…WILL..


IN A SHORT TIME

EVERYTHING WILL BE BETTER BEFORE LONG

NEXT YEAR…………….WILL

IN 1960 THE WAR STARTED. NEXT YEAR/ BEFORE LONG, ……v2

ANYMORE ARTIK NEGTIF CUMLEDE KULLANILIR

SHE DOESNT SMOKE ANYMORE


SHE SMOKES NO MORE

35. LETHAL, MORTAL, FATAL: OLUMCUL

LETHAL DISEASE
FATAL DISEASE
MORTAL COMBAT

NON LETHAL…

2005 mayıs

1. D Bu soruda cümlenin ilk kısmında “kullanmak” anlamına gelen “use” fiilini nitelemesi gereken bir “adverb” yani
“zarf” sorulmuştur. Anlam olarak “bilgisayarınızı _____ kullanmadıkça, onun düzgün bir şekilde çalışmasını
bekleyemezsiniz” ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler zarf halinde verilmiştir ve bu kelimeler;

A) surely : kesinlikle, emin bir şekilde …MUST HAVE V3


ABSOLUTELY, PRECISELY, EXACTLY
B) particularly : özellikle : ESPECIALLY, NOTABLY, IN PARTICULAR
C) recently : son zamanlarda LATELY
D) properly : düzgün bir şekilde APPROPRIATELY uygun şekilde
E) soundly : sağlam bir şekilde, MANTIKLI, GUVENILIR
anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin
D olduğunu görmekteyiz.

This iş not a sound company


2. E Bu soruda cümlenin anlamıyla bütünlük sağlayan en uygun “phrasal verb” sorulmaktadır. Anlam olarak “Çin’in
en büyük psikiyatri tesisinde ciddi anlamda kaynak eksikliği olduğu; ancak orada çalışanların hastaların
tedavisi konusunda bu eksikliği _____ için çok çaba sarfettikleri” ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki
kelimeler:

A) come up with : öne sürmek, SUNMAK, ORTAYA ATMAK


He came up with some solutions
CATCH UP WITH, KEEP UP WITH: YETISMEK, YAKALAMAK
B) go in for : katılmak, yer almak PARTICIPATE IN
C) put up with : katlanmak, tahammül etmek TOLERATE, ENDURE
D) set out for : yola çıkmak SET OFF, SET OUT, LEAVE, DEPART
E) make up for : telafi etmek COMPENSATE FOR
anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin
E olduğunu görmekteyiz.

3. A Soruda “kişinin son senelerde, ürünlerin inişe geçme eğilimleriyle ilgili yaptığı _____ tek olmadığının
hatırlamaya değer” olduğundan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi “isim” olarak verilmiştir ve;

A) interpretation : yorum, değerlendirme COMMENT


B) departure : ayrılma, hareket etme set out
C) compliance : uyum içinde olma COMPLY WITH
D) discretion : gizlilik IN SECRECY
E) intention : niyet
anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin
A olduğunu görmekteyiz.
4. E Bu soruda cümlenin anlamını tamamlayacak ve zaman ifadesiyle uyumlu olması gereken “edatlar” yani
“prepositions” sorulmaktadır. Anlam olarak “körfez ülkelerinin son 20 yılı aşkın bir süredir bölgesel bütünlüğe
doğru önemli derecede ilerleme kaydettikleri” anlamı vardır. Seçeneklerde bu anlamı doğrulayan ve uyum içinde
olan edatlar E seçeneğindeki “-e doğru” anlamına gelen “towards” ve “aşkın, üzerinde” anlamına gelen “over”
edatlarıdır.

● The Gulf countries have achieved substantial progress towards regional integration over the past 20 years.

OVER / IN / WITHIN/ DURING/for THE LAST FEW YEARS


THE PAST

Achieved progress: İLERLEME KAYDETMEK

Progress towards…

5. E Bu soruda anlam olarak “opera izlerken koltuğunuzun rahatlığının keyfini çıkarabilmenin çok _____”
olduğundan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi sıfat olarak verilmiştir ve;
A) subtle : gizli, sezdirmeden, SİNSİ
B) demonstrative : gösteren, belli eden
C) deliberate : kasıtlı, ON PURPOSE, INTENTIONALLY
D) excessive : aşırı
E) attractive : çekici, etkileyici
anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin
E olduğunu görmekteyiz.

● In the case of opera, the benefits of being able to experience the whole production from the comfort of your
armchair are very attractive.

7. B Bu soruda anlam olarak “ineklerdeki ölümcül beyin hastalığının kontrol edilmesi için Kanada’da takibin
artırılacağından ancak Amerika’nın riski _____ amacıyla çoktan yeteri kadar ineği test ettiğini iddia
ettiğinden” bahsedilmektedir.
Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil olarak verilmiştir ve;
A) assert : iddia etmek CLAIM
B) assess : değerlendirmek (evaluate)
C) consult : danışmak
D) exceed : aşmak
E) discourage : caydırmak, cesaretini kırmak PUT OFF
anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin
B olduğunu görmekteyiz.

ASSESS THE RISK

Surveillance: FOLLOW gozetım altında tutmak

STEP UP: ARTIRMAK

STEP DOWN: RESIGN, LEAVE THE POST

6. AT İSSUE: GUNDEMDE, KONU OLAN

THROUGH/ BY/ VIA/ BY MEANS OF / WITH THE HELP OF: ARACILIĞIYLA

8. LITTLE OR NO: YOK DENECEK KADAR AZ


MORE OR LESS: AŞAĞI YUKARI

10. ENGAGE IN: INVOLVE IN: BIRSEY ILE ILGILENMEK

GET ENGAGED: NİŞANLANMAK

SO LONG AS: DIGI SURECE, EĞER

SO…ADJ/ ADV AS…NEGATIFLIK ARAYALIM

COME TU FRUITION: İŞE YARARSA…PLANLAR TUTARSA

17. D Paragrafın bu kısmında “programda seyircilerin yanlış zamanda alkışladıklarından” bahsedilmektedir.


Boşluğun bulunduğu cümlede kullanılan “a good ... of” yapısını en uygun şekilde tamamlayacak ve ‘seyirciler’ ile
ilgili bilgi verecek yapıyı bulmak için seçenekleri incelediğimizde seçenekteki ifadelerin;
A) impression : izlenim
B) supply : tedarik, destek SUPPLY THE NEED
C) example : örnek, numune...AN EXAMPLE OF..
D) proportion : oran, miktar A LARGE PROPORTION OF
A GOOD DEAL OF
A GREAT DEAL OF

A good deal of, A great deal of, A vast amount of, A large amount of, A great quantity
of:
E) quality : kalite
anlamına geldiğini görmekteyiz. Buna göre ‘-nın büyük bölümü’ anlamını veren ‘a good proportion of’ yapısı
doğru olacaktır. Doğru yanıt D seçeneğidir.
18. C Boşluğun olduğu cümledeki anlam “bunu (seyircilerin alkışlama olayını) kötü haber_____ iyi bir haber olarak
değerlendiriyorum” şeklindedir. Seçeneklerdeki yapılar değerlendirildiğinde;
A) apart from : -den ayrı olarak, -den başka
B) so long as : -dığı sürece
C) rather than : -den ziyade
D) in addition to : ek olarak, -nın yanı sıra
E) except : hariç
anlamları çıkarılmaktadır. Bu yapıları anlam olarak boşlukta değerlendirdiğimizde en uygun olanının C
seçeneğindeki “rather than” yapısı olduğu açıktır. Bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir.

20. VALUE THE EXPERIENCE.. DENEYIMIN BIR PARCASI OLMAK


TECRUBEDEN FAYDALANMAK DEGER VERMEK

A) discerned : PERCEIVE : MAKE OUT, FIGURE OUT, SORT OUT: ANLAMAK


B) abandoned : GIVE UP, LEAVE, DESERT, FORSAKE
C) preferred :
D) sensed :
E) valued : VALUE THE EXPERIENCE
22. INTERFERE WITH / IN: BIR SEYE MUDAHALE ETMEK, BURNUNU SOKMAK

THE INTERFERENCE OF SMB IN /WITH STH

24. B Bu soruda cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime sorulmaktadır. Anlam olarak «Joyce’un devam ettiği
okullarda ne _____ bahsedilmektedir». Verilen cümleden çıkarılan sonuç Joyce’un üniversitede modern Avrupa
dilleri okuduğu yönündedir. Cümle ...College Dublin, where he (24) _____ modern European languages
şeklindedir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil şeklinde verilmiştir ve;
A) assumed : varsaymak PRESUME, ASSUME A ROLE, ÜSTLENMEK
B) studied : okumak, çalışmak
C) involved : katılmak, yer almak IN
D) established : kurmak, oluşturmak SET UP, FOUND
E) affirmed : onaylamak, CONFIRM, PROVE TO BE TRUE, APPROVE
anlamına gelmektedir. En uygun kelime B seçeneğindeki studied kelimesidir. Cümle past tense’de devam ettiği
için fiilin ikinci hali kullanılmıştır.

HE STAYED IN PARIS FOR A SHORT WHILE


WHILE HE WAS ON VACATION
CLEFT SENTENCE

IT WAS THE ROMANS WHO/THAT BUILT THIS BRIDGE

CLEFT SENTENCES:
Bir cümlenin fiil hariç herhangi bir ögesini vurgulamak için o ögeyi içinde bulunduğu
cümleden çıkarıp “It” öznesi ile başlayan bir yapının ardından getirme işlemi “Cleft
Sentence” yapma diye adlandırılır.

e.g. Stuart answered the question easily because he had studied hard enough.
(Stuart yeterince çok çalıştından dolayı soruyu kolaylıkla yanıtladı.)

a) It was Stuart who answered the question easily because he had studied hard enough.
(Yeterince çalıştığı için soruyu kolaylıkla yanıtlayan Stuart’tı.)

b) It was the question that Stuart answered easily because he had studied hard enough.
(Stuart’ın yeterince çalıştığı için kolaylıkla yanıtladığı şey soruydu.)

c) It was because he had studied hard enough that Stuart answered the question easily.
(Stuart’ın soruyu kolaylıkla yanıtlaması çok çalışmasındandı.)

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere vurgulanmak istenen öge “It” öznesinden sonra
getirilip cümle ondan sonra devam ettirilmektedir. Bu şekilde kullanıldığında cümledeki
vurgu “it” yapısından sonra kullanılan ögeye yüklenmektedir. Mesela, a örneğinde vurgu
“Stuart” isminde; b örneğinde vurgu “the question” isminde; c örneğinde ise “because he
had studied hard enough” ifadesindedir.

51.

+ -
ADVANTAGES DISADVANTAGES
PROS CONS
STRENGth WEAKNESS
BENIGN MALIGN
credıt DEBIT SIDE
PLUS MINUS

made great strides


huge strides atılım yapmak, aşama kaydetmek

2005 KASIM

1. B Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde “Bir hava taşıtında,


kalkış ve iniş sırasında yolculara acil bir durumda kendilerini karanlığa ….. –a
yardımcı olmak için kabin ışıkları kapatılır.” anlamına gelen bir cümle verilmiştir.
Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil halinde verilmiştir ve bu kelimeler;

A) modify : değiştirmek; nitelemek (dilbilgisi)


CHANGE, SHIFT, ALTER,TRANSFORM
AMEND
B) accustom : alıştırmak BE ACCUSTOMED TO
C) resume : yeniden başlamak; geri almak
D) associate : ilişkilendirmek WITH
E) relate :TO …arasında bağlantı kurmak; anlatmak, nakletmek
anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde
tamamlayan kelime B seçeneğindeki “alıştırmak” anlamına gelen “accustom”
kelimesidir. Ayrıca, soru kökünde geçen “…to darkness…” yapısındaki “to” edatı
“accustome” fiilinin beraber kullanıldığı edattır. Bu nedenle doğru seçenek B
seçeneğidir.

2. A Bu soruda Phrasal Verb bilgisi test edimektedir ve soru kökündeki cümlede


anlam olarak “Jean Chrétien’in on yıllı aşkın Kanada başbakanlığından sonra
….”den bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki Phrasal Verb’ler;

A) steps down : istifa etmek


B) makes out : anlamak FİGURE OUT, SORT OUT,
FIND OUT:DISCOVER
C) runs out : bitirmek, USE UP, RUN OUT OF, CONSUME
D) holds up : geciktirmek
E) points out : işaret etmek, belirtmek; vurgulamak
anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde
tamamlayan Phrasal Verb yapısı A seçeneğindeki “step down” kelimesidir. Buna
göre, doğru yanıt A seçeneğidir.
3. C Bu soruda da kelime bilgisi ölçülmektedir. Soruda anlam olarak “İşgücünün
(insanların) kayda değer bir kısmının evlerinden çalıştığı ve bunun bilgisayarlar
sayesinde mümkün kılınan bir …. olduğu” ifadesi verilmiştir. Seçeneklerdeki tüm
kelimeler isim halindedir ve bu kelimeler;
A) disturbance : rahatsızlık
B) destination : gidilecek yer, varış; hedef
C) circumstance : durum UNDER THESE CIRCUMSTANCES
D) support : destek BACK UP
E) denial : inkâr; yalanlama DENY
anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde
tamamlayan kelime C seçeneğindeki “circumstance” kelimesidir. Buna göre doğru
yanıt C seçeneğidir.
4. D Soruda anlam olarak “Kuzey Kore’nin Amerika’nın belli güvenlik
garantileri olmadan ve çok fazla yardım sözlerini almadan nükleer
çalışmalarından vazgeçmesinin ….”dan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki
kelimelerin hepsi sıfat olarak verilmiştir ve bu kelimeler;
A) sincere : içten, samimi INTIMATE
B) nasty : kötü, çirkin; ahlaksız
C) boastful : böbürlenen, kendini beğenmiş
D) unlikely : olası olmayan PROBABLY NOT
E) provisional : geçici TEMPORARY

BE LIKELY TO / MAY / MIGHT / COULD / MAY WELL(…


anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime D seçeneğinde “olası
olmayan, (most probably not)” anlamında kullanılan “unlikely” sıfatıdır. Bu nedenle
doğru yanıt D seçeneğidir.

5. C Soruda anlam olarak “İlaç firmalarının, hedef mikropların


dayanıklılıklarındaki gelişmeyle satışları …. sınırlanabilecek olan yeni
antibiyotiklere para yatırma konusunda temkinli oldukların”dan
bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi zarf olarak verilmiştir ve bu
kelimeler;

A) accurately : doğru olarak; kusursuzca CORRECTLY


ADEQUATELY: ENOUGH: SUFFICIENT
B) adequately : layikiyla, yeterli biçimde
C) severely : ciddi şekilde SERIOUSLY
D) complacently : rehavet içinde
E) confidently : güvenle, güvenli bir şekilde
anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime C seçeneğinde “ciddi
şekilde” anlamında kullanılan “severely” sıfatıdır. Bu nedenle doğru yanıt C
seçeneğidir.
BE WARY OF: BE CAUTIOUS : TEDBİRLİ DIKKATLI OLMAK

7.AS WELL AS
IN ADDITION TO NI YANI SIRA…….ALSO
BESIDES

ALMOST
VIRTUALLY
NEARLY SAYI/ISTATISTIK
ROUGHLY
ABOUT
APPROXİMATELY
PRACTICALLY

HE PLAYS GOLF AS WELL AS SOME PROF.

GOOD…WELL

KADAR İYİ…FİİLİ NİTELEMESİ LAZIM

AS……ADJ ADV…..AS

AS MANY…NOUN………..AS
AS MUCH…..N………..AS

MAKE
HELP
HAVE SMB vo
LET

SEE / HEAR SMB Vo /Ving

If had V3……, would Vo

Responsıble TO SMB FOR STH

17.

ımplied restatement

It was not until 1970 that the real advances were made..

The first real advances were made in 1970.

17. B Cloze Test bölümünde kelime bilgisinin ölçüldüğü bu soruda seçeneklere


baktığımızda verilen kelimelerin hepsinin fiil olduğunu görmekteyiz. Sorunun
sorulduğu cümle dikkatle okunduğunda “Pinel’in, hastaları …. an zincirleri
çıkarmayı denediği” anlamının var olduğunu görmekteyiz. Seçeneklerdeki fiiler,
A) compelled : zorlamak FORCE, IMPEL
B) restrained : tutmak, kontrol etmek
C) overloaded : aşırı yüklemek
D) withdrew : geri çekmek, çıkarmak
E) sustained : sürdürmek, devam ettirmek
anlamlarına gelmektedirler. Verilen cümleyi paragrafa anlamca en uygun şekilde tamamlayan
ifade “tutmak, kontrol etmek” anlamına gelen “restrain” fiilidir. “Pinel’in, hastaları
tutan/kontrol eden zincirleri çıkarmayı denediği” anlamı çıkmaktadır. Buna göre doğru
yanıt B seçeneğidir

DEAL WİTH PROBLEMS

DEAL WITH CRIME

EACH CHILD WAS EXAMINED BY THE DOCTOR

EVERY CHILD LIKES ICE CREAM

ADJ + FOR SMB + To Vo

26.

INSTEAD OF …………….. , SHOULD/OUGHT TO/HAD BETTER


RATHER THAN

sought-after: PEŞİNDEN KOŞULAN, ÇOK ARANAN, RAĞBET GÖREN


seek: look for: search

CELEBRATION : KUTLAMA

CELEBRITY: FAMOUS PERSON

REFUGEE: -EE, -OR- -ER- IST- -ANT


CELEBRITY...INSAN EKLERI

Cıde: olum

Pesticide
Herbicide
Suicide

56. shan’t shall not


wıll wıll not

take for granted. : assume : that…

take for granted: gormezden gelmek


result

so…adj/adv……that: o kadar ….ki


such………that

the exam was so dıffıcult. that almost all failed.

KPDS 2006 MAYIS ÇÖZÜMLERİ

1. B Bu soruda kelime bilginiz ölçülmektedir. Soru kökünde “araştırmalar için


hayvanların çiftleştirilmesi ile ilgili yasaların tıbbi araştırmaların _____ -a/e
sonuçlanabileceği” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler isim olarak verilmiştir.
Boşluktan sonraki “of” edatı da dikkate alınarak kelimeler incelendiğinde;
A) admission : kabul, giriş ADMIT
B) detriment : zarar, ziyan DETRIMENTAL: ZARARLI, DANGEROUS
To the detriment of: nın zararına
C) exclusion : hariç tutma EXCLUDE FROM
D) preference : tercih
E) cohesion : bütünlük, yapışma COHESIVE adj
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade B seçeneğindeki
“detriment”, kelimesidir. Bu kelimeyi cümleye yerleştirdiğimizde “yeni yasaların
tıbbi araştırmaların zararına/aleyhine olabileceği” anlamı vardır. Doğru yanıt B
seçeneğidir.

2. E Kelime bilgisinin test edildiği ikinci soruda, cümlede “şu anda faiz oranları
geçmişe kıyasla _____; umarız ki hep bu şekilde kalır” anlamı vardır.
Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve;
A) frequent : sık
B) uneasy : huzursuz

AT EASE: RAHAT, WITH EASE: KOLAYLIKLA

C) consecutive : ardı ardına

Consecutively
Respectively
Subsequently
successively
D) comprehensive : geniş, kapsamlı

Comprehend: understand: apprehend

E) steady : sabit, İSTİKRARLI


anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade E seçeneğindeki
“steady”, kelimesidir. Anlamca “faizlerin sabit kalmasından, değişmemesinden”
bahsedilmektedir; bu nedenle doğru yanıt E seçeneğidir.

3. C Kelime bilgisinin test edildiği üçüncü soruda, cümlede “Batı Avrupa’nın bazı
bölgelerinde, _____ Fransa, Danimarka ve İsveç’de birlikte yaşamak hemen
hemen evlilik kadar yaygın hale gelmiştir.” Anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki
kelimeler zarf olarak verilmiştir ve;
A) completely : tamamıyla ENTIRELY, UTTERLY
B) deceptively : yanıltıcı şekilde DECEIVE DECEPTION
C) notably : özellikle
ESPECIALLY PARTICULARLY IN PARTICULAR
D) voluntarily : gönüllü şekilde
EAGERLY, WILLINGLY,
E) relatively : göreceli şekilde

anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade E seçeneğindeki


“notably”, kelimesidir. Anlamca “… özellikle Fransa, Danimarka ve İsveç’te…”
anlamı çıkartılabilir; bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir.
4. D Kelime bilgisinin test edildiği dördüncü soruda cümlede “kardeşleri farklı
şekilde etkileyen ve başarılarını ya da başarısızlıklarını _____e yardım eden bazı
şeyler nelerdir?” anlamını veren soru sorulmuştur. Seçeneklerdeki kelimeler fiil
halinde verilmiştir ve;
A) pursue : kovalamak, peşinden koşmak FOLLOW
IN PURSUIT OF: NIN PEŞİNDE
B) recognize : tanımak
C) recreate : yeniden yaratmak, canlandırmak
D) determine : belirlemek, karar vermek

DETERMINED: KARARLI / SET ON: PHR.V.


DETERMINE WHETHER…

E) reinstate : -i geri getirmek


anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki
“determine” kelimesidir. Cümlede “başarıları ya da başarısızlıkları belirlemeye
yardımcı olan…” anlamı çıkartılabilir; bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir.

5. A Bu soruda phrasal verbs bilginiz ölçülmektedir. Cümlede “Güneş ışığıyla


ısınma maliyeti nedeniyle ve çoğu bölgedeki kısıtlı kış güneşinden dolayı
Amerika’da hiç _____.” anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki phrasal verb’ler;
A) caught on : gündeme gelmek (become popular)
B) played up : oynamak, oyalanmak
C) turned over : ciro sağlamak
D) waited on : hizmet etmek SERVE
E) looked back : geçmişi düşünmek, geriye bakmak
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade A seçeneğindeki
“catch on” fiilidir ve “güneş ışığı kullanılarak ısınmanın hiç kullanılmadığından
ve gündeme gelmediğinden” bahsedilmektedir; bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir.

10. COME UP WITH SOME PROPOSALS/ SOLUTIONS

ORTAYA ATMAK SUNMAK : PUT FORWARD

13.

AS: DIĞI GİBİ ANLAMINDA INVERSION YAPABILIRSINIZ

WORK AS DOES YOUR FATHER….


WORK AS YOUR FATHER DOES..

DEVELOPE OUT OF:


EMERGE FROM
ARISE FROM
RESULT FROM DEN ORTAYA CIKMAK
STEM FROM
DERIVE FROM

LEAD TO
RESULT IN
CAUSE
BRING ABOUT e sebep olmak
GIVE RISE TO
Contrıbute to (KATKIDA BULUNMAK)

23. ALLOT ALLOCATE SEATS… TAHSIS ETMEK AYIRMAK

26. ……………………… , ___________ , …………….


…………ADJ CLAUSE ….WHICH::::

33. PEN AN ACCOUNT: BIR OLAYI KALEME ALMAK

38. ESTIMATED THAT:

TAHMIN ETMEK
HESAPLAMAK

46.

ONE………….ANOTHER….LIMIT YOK

ONE COUNTRY SHOULD HELP ANOTHER.


ONE ……….THE OTHER……….2

SHE HAS ONE BROTHER.


One helps the other

SOME………..OTHERS

Some scientists claim that…………Others assert that…

SOME……..THE OTHERS……(GRUP İÇİNE GONDERME YAPAR)

There are 8 countries who signed the contract. Some of them were willing but the others

2006 KASIM

6. B Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde “Bir ülkenin zenginliği


ve vatandaşlarına sağladığı özgürlük arasında güçlü bir _____ vardır.” anlamına
gelen bir cümle verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi isim halinde verilmiştir
ve bu kelimeler;

A) coincidence : rastlantı, tesadüf


B) correlation : karşılıklı ilişki, korelasyon
C) consideration : düşünce,saygı; önem; göz önüne alma
D) determination : kararlılık, azim
E) interpretation : yorum, açıklama; sözlü çevirme
anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde
tamamlayan kelime B seçeneğindeki “karşılıklı ilişki” anlamına gelen “correlation”
kelimesidir. Ayrıca, soru kökünde geçen “between” edatı “correlation” ismi ile
yaygın olarak kullanılır. Bu nedenle doğru seçenek B seçeneğidir.

7. D Kelime bilgisinin test edildiği ikinci soruda, cümlede “Uydu televizyonu


şimdilerde olayları diğer ülkelerde ortaya çıktıklarında izlemeyi bizler için _____
hale getirdi” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve;
A) worldwide : dünya çapında
B) substantial : büyük; sağlam, dayanıklı; doyurucu, tatmin edici
C) aware : farkında, haberdar
D) commonplace : sıradan, bayağı, olağan, YAYGIN
E) liable : sorumlu, mesul; eğilimli liability: duyarlılıık
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki
“commonplace” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir.
8. A Kelime bilgisinin test edildiği üçüncü soruda, cümlede “Latin Amerika
ülkeleri ürünlerinin sadece ortalama yaklaşık %10’unu diğer Latin Amerika
ülkelerine ihraç etmektedirler, ama _____ %20’sini Amerika’ya ihraç
etmektedirler.” anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki kelimeler zarf olarak verilmiştir ve;
A) almost : neredeyse, hemen hemen
B) fairly : yeterli; oldukça
C) respectively : sırasıyla
D) initially : başlangıçta : at first
E) extensively : geniş ölçüde
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade A seçeneğindeki
“almost” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir.

9. C Kelime bilgisinin test edildiği dördüncü soruda cümlede “İlk uluslar arası
posta anlaşmasının _____ 16. yüzyıla kadar, bugün bildiğimiz şekliyle bir posta
sistemi yoktu” şeklinde bir anlam verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde
verilmiştir ve;
A) assign : tahsis etmek, ayırmak; atamak APPOINT
B) maintain : sürdürmek, devam ettirmek; SAVUNMAK

HE MAINTAINS THAT…

C) enact : yasalaştırmak, YASAL HALE GETİRMEK


LEGISLATE
D) seize : tutmak, yakalamak; el koymak, zaptetmek
SEIZE THE OPPURTUNITY
E) conduct : yürütmek, yönetmek, idare etmek

anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade C seçeneğindeki


“enact” kelimesidir. Cümlede “ilk posta anlaşmasının yasalaştğı 16. yüzyıla kadar
…” anlamı çıkartılabilir; bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir.

10. D Bu soruda phrasal verbs bilginiz ölçülmektedir. Cümlede “Amerika’da dış


yardımlara ayrılan fon miktarını _____ ve bunun yerine fonları iç ekonomiyi
düzeltmek üzere kullanmak için artan bir baskı var” şeklinde bir anlam mevcuttur.
Seçeneklerdeki phrasal verb’ler;

A) make up for : telafi etmek, tazmin etmek, gidermek COMPENSATE FOR


B) point out : -e dikkat çekmek, -i işaret etmek
C) keep up with : -e yetişmek, -den geri kalmamak, -e ayak uydurmak
D) cut down on : azaltmak
E) take up with : -ile meşgul olmak; -ile arkadaş olmak
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki
“cut down on” fiilidir. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir.

11. B Bu soruda Complex Preposition bilgisi test edilmektedir. Seçeneklerdeki


yapılar incelendiğinde,
A) contrary to : -nın aksine
B) in spite of : -e rağmen
C) by means of : -nın yoluyla, -nın vasıtasıyla
D) since : -den beri
E) as regards : -e gelince, …konusunda
anlamlarına gelen yapılar verildiğini görmekteyiz. Soru kökündeki cümlede genel
olarak “E-mail ve faks iletilerindeki artış _____, çoğu iletişim halen en iyi olarak
yüzyüze ve konuşarak yapılmaktadır.” şeklinde bir anlam mevcuttur ve bu cümleyi
en iyi tamamlayan ifade B seçeneğinde verilen “-e rağmen” anlamı veren “in spite
of” yapısıdır. Buna göre doğru yanıt B seçeneğidir.

9. RANGE FROM…………..TO/TILL / UNTIL

VARY FROM………TO

THE PROBLEMS OF THE COUNTRY RANGE FROM UNEMPLOYMENT TO


OVERPOPULATION.

10. FAMILIAR WITH SMB/ : AŞİNA OLMAK, TANIDIK OLMAK

12. C Bu soruda kelime bilgisi test edilmektedir ve boşluktan sonra verilen “outer
shell” (dış kabuk) isim öbeğini niteleyen bir sıfat sorulmaktadır. Seçeneklerdeki
kelimeler,
A) intense : yoğun, şiddetli, gergin
B) approachable : yaklaşılabilir, yanaşılabilir
C) indestructible : çok dayanıklı, yıkılmaz: THAT CAN SURVIVE
D) abundant : bol, bereketli
E) unsteady : değişken, sabit olmayan; titrek
13. A Bu soruda Complex Preposition bilgisi ölçülmektedir. Soru kökündeki cümlede
“Polen analizinde, bitkilerin dış kabukları topraktan çıkarılır, mikroskop altında
incelenir ve farklı dış kabuk şekillerine … tanımlanır” şeklinde bir anlam
verilmiştir. Seçeneklerdeki yapılar,
A) according to : -e göre
B) ahead of : -nın önünde, -nın ilerisinde
C) with a view to : -nın amacıyla + vİNG
IN ORDER TO
SO AS TO
TO
D) on behalf of : -nın namına, -nın adına
E) in place of : -nın yerine
anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde tamamlayan Complex
Preposition yapısı A seçeneğinde verilen “according to” yapısıdır. Buna göre doğru
yanıt A seçeneğidir.
14. A Kelime bilgisinin ölçüldüğü bu soruda dikkat edilmesi gereken şey boşluğun
“whale oil” ismi ile ilgili ek bilgi veren ara bir ifadede verildiğidir. Buna göre ek bilgi
veren kısımda “whale oil” (balina yapı) ile ilgili olarak “önemli bir …” şeklinde
tamamlanması gereken bir ifade bulunmaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler,
A) commodity : ürün, mal, eşya GOOD
B) refinement : arıtma, rafine etme,
C) artifact : el yapımı eser
D) hardship : sıkıntı, zorluk, darlık
E) settlement : yerleşme; oturma; mesken
anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde tamamlayan kelime A
seçeneğinde verilen “commodity” ismidir. Buna göre doğru yanıt A seçeneğidir.

RAW MATERIAL : HAM MADDE

15. D Bu soruda Sentence Adverb bilgisi ölçülmektedir. Boşluğun verildiği


cümlenin öncesinde “1977 yılında olan bir olaydan” bahsedilmiş ve boşluğun
verildiği cümle ile “1978 yılında olmuş bir durumdan” bahsedilmektedir.
Seçeneklerdeki zarflar,
A) on the contrary : aksine
B) frequently : sık sık
C) otherwise : yoksa, aksi takdirde
D) subsequently : sonradan, ARDINDAN
RESPECTIVELY
SUCCESSIVELY
CONSECUTIVELY
E) conclusively : kesin olarak; ikna edici şekilde
anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde tamamlayan zarf D
seçeneğinde verilen “1977 ve 1978 arasında sıralama yapan” “subsequently”
zarfıdır. Buna göre doğru yanıt D seçeneğidir.

26. EXPAND: GENİŞLEME


EXPEND: CONSUME, USE UP, RUN OUT OF, SPEND

26.. ZAMAN ZARFLARININ ANA CUMLESINDE “HAVE HAS V3”


KULLANMAKTAN KACININ

WHEN..
BEFORE…………….. , ……….HAVE /HAS V3( KULLANMAYALIM %80)
AFTER….

RUN COURSE : BITMEK, TAMAMLAMAK

BY THE TIME THE 21ST CENTURY IS COMPLETED, ……..WILL HAVE V3


WILL VO

CHANGE…..THE COURSE OF AN INDUSTRY

48: CALL FOR : GEREKTIRMEK

2007 MAYIS …
16. A Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde “Volkanlar, lav,
kül akışları , havadan gelen kül ve tozlar gibi kendi patlamalarının
sonuçları olan şeylerin _____-siyle oluşurlar.” anlamına gelen bir cümle
verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi isim halinde verilmiştir ve bu
kelimeler;
A) accumulation : birikme, birikinti
B) destruction : yıkım, yok etme
C) explosion : patlama
D) instability : istikrarsızlık, kararsızlık; dayanıksızlık
E) growth : büyüme
anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde
tamamlayan kelime A seçeneğindeki “birikme” anlamına gelen “accumulation”
kelimesidir. Bu nedenle doğru seçenek A seçeneğidir.

17. E Kelime bilgisinin test edildiği ikinci soruda, cümlede “Çin ve


Hindistan’ın yaşadıkları, _____ ekonomik ve siyasi transformasyonu nasıl
başaracakları bakımından gelişmekte olan ülkeler için dersler
içerdiğinden, bu ülkeler Afrika için model oluşturmaktadırlar.” anlamı
vardır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve;
A) deceitful : aldatıcı, hilekâr DECEIVE
B) persuasive : ikna edici
C) accessible : ulaşılabilir TO
D) irregular : düzensiz
E) gradual : kademeli, tedrici, basamaklı, aşamalı, yavaş
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade E seçeneğindeki
“kademeli, aşamalı” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt E seçeneğidir.

18. C Kelime bilgisinin test edildiği üçüncü soruda, cümlede “Körfez


bölgesinin büyük oranda kapalı ekonomilerinde, kamu fonlarının yanı sıra
özel fonlarda _____gayrimenkule ve hisse senetlerine yöneldi, ki bu
tehlikeli bir spekülatif artışa sebep oldu.” anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki
kelimeler zarf olarak verilmiştir ve;
A) unlikely : kesin olmayacak şekilde (zarf); olası olmayan (sıfat)
B) nominally : ismen, ÖNEMSİZCE
C) rapidly : hızla, süratle FAST
D) still : hala, YİNE DE
E) tightly : sıkıca

TIGHT SCHEDULE
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade C seçeneğindeki
“rapidly” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir.
19. B Kelime bilgisinin test edildiği dördüncü soruda cümlede “Bazı ülkeler,
doğmamış bir çocuğun cinsiyetini seçmek için doğum öncesi teşhis
tekniklerini _____, ancak rüşvet ve insanın yaratıcılığı müstakbel anne-
babaların yasaya takılmamalarını kolaylaştırıyor.” şeklinde bir anlam
verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde verilmiştir ve;
A) remove : çıkarmak; ortadan kaldırmak
B) outlaw : yasaklamak, yasadışı ilan etmek
C) explore : araştırmak, incelemek; keşfetmek
D) sustain : sürdürmek; ayakta tutmak, çökmesine engel olmak
E) retain : alıkoymak; kaybetmemek, sürdürmek
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade B seçeneğindeki
“outlaw” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt B seçeneğidir.

20. D Bu soruda phrasal verb bilginiz ölçülmektedir. Cümlede “Hücreler


enerjiyi bir formdan diğerine dönüştürür ve o enerjiyi, mekanik işten
kimyasal senteze değin çeşitli aktiviteleri _____ için kullanır.” şeklinde bir
anlam mevcuttur. Seçeneklerdeki phrasal verb’ler;
A) turn off : kapamak; -den sapmak
B) use up : kullanıp bitirmek
C) take in : almak (gıda, vb); daraltmak (elbise, vb); aldatmak
ABSORB, SUCK
D) carry out : gerçekleştirmek, yerine getirmek; yürütmek, devam ettirmek
E) pick up : toplamak; birini bir yerden almak; pratik olarak öğrenmek
anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki
“carry out” phrasal verb’idir. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir.

21. A Bu soruda Tense bilginizin yanı sıra Sentence Adverbs (cümleyi niteleyen zarflar) bilgisi de
ölçülmektedir. Soru kökündeki ikinci boşluktan önce verilen “sonuç” bildiren “thus” zarfının kullanılışı bu
sorunun çözümünde belirleyici olacaktır. Normalde, “thus”, “therefore” ve “hence” zarfları kendilerinden
sonra tam bir cümle alarak devam ederler, ama aynı zamanda “and thus/therefore/hence” şeklinde “and”
bağlacı ile kullanıldıklarında özneler aynı ise kendilerinden sonraki cümlenin öznesini tekrar etmeden normal
çekimli fiil ile de devam edebilirler. Ayrıca, bu iki kullanıma ek olarak, bu yapılar “thereby” yapısında olduğu
gibi “Ving” alarak da devam edebilirler. Şimdi bu kullanımları örnek cümlelerde görelim:
a) He studied hard. Thus, he passed the exam easily.
b) He studied hard, and thus passed/VİNG/Svo the exam easily.
c) He studied hard, thus passing the exam easily.

22. A Bir paragraf içinde gramer ve kelime bilginizin ölçüldüğü Cloze


Test’in bu ilk sorusunda kelime bilgisi test edilmektedir. Boşluğun verildiği
cümlede “Oyunun zekamızı beslediği ve öz saygımızı _____-dığı söyleniyor”
şeklinde bir anlam vardır. Boş kısmı tamamlayacak bir fiile ihtiyacımızın
olduğu bu sorunun seçeneklerinde,
A) raise : yükseltmek, artırmak
B) appreciate : beğenmek, takdir etmek
C) afflict : acı vermek, zarar vermek
D) represent : temsil etmek
E) provoke : kışkırtmak, tahrik etmek; -e yol açmak
anlamlarına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan fiil “yükseltmek,
artırmak” anlamlarında kullanılan “raise” fiilidir. Buna göre doğru yanıt A seçeneğidir.
23. B Bu soruda zarf bilgisi ölçülmektedir. Soru kökündeki cümlede
“İngiltere tarihi, çoğu _____ devam eden çok çeşitli müzik gelenekleri
oluşturdu” şeklinde bir anlam verilmiştir. Seçeneklerdeki yapılar,
A) then : sonra; öyleyse; o zaman
B) still : halâ
C) thus : böylece; bu yüzden
D) almost : hemen hemen
E) too : çok (negatif anlamda); de, da
anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde B seçeneğinde verilen
“still” zarfı tamamlamaktadır. Buna göre doğru yanıt B seçeneğidir.

13. VANISH : DISAPPEAR

A) raise : yükseltmek, artırmak


B) appreciate : beğenmek, takdir etmek
C) afflict : acı vermek, zarar vermek
D) represent : temsil etmek
E) provoke : kışkırtmak, tahrik etmek; -e yol açmak

A) contribution : katkı, yardım; makale, yazı


B) exclusion : hariç bırakma, ihraç
C) obscurity : çapraşıklık; belirsizlik; karanlık; gizlilik
D) acquisition : edinme, elde etme
E) continuation : devam, devam etme, sürme

WONDER : MUCİZE
7 WONDERS OF THE WORLD

IT IS A WONDER THAT svo


İSİM…SOYUT İSİM + THAT svo

FİİL OLAN WONDER DAN SONRA ASLA THAT YOK

66. THE ROOT CAUSE: BASIC… FUNDAMENTAL

AN ARRAY OF
A SURGE OF….: BİR DİZİ…

You might also like