Professional Documents
Culture Documents
Metin 3
Metin 3
Metin 3
Artikülasyon (Sesletim): Konuşma sesleri nasıl oluşturulur (çiçek demek için /ç/
sesini nasıl üreteceğini öğrenmeli).
Ses: Ses üretmek için nefesi ve ses kıvrımlarını kullanmak.
Dil bozuklukları dilin bileşenlerinden birinde veya birkaçında anlama ve/veya ifade
etmede yaşanan güçlüklerdir. Dil bozuklukları; çocukluk çağı dil bozuklukları ve
edinilmiş dil bozuklukları olmak üzere iki başlık altında ele alınır. Genel olarak
çocukluk çağı dil bozuklukları birincil dil bozuklukları ve ikincil dil
bozuklukları olmak üzere iki sınıfta incelenmektedir. Birincil dil bozuklukları
gecikmiş dil ve özgül dil bozukluğu gibi bilinen herhangi bir neden olmaksızın
yaşanan salt dil bozukluklarıdır. Gecikmiş dil, erken çocukluk döneminde bilinen
herhangi bir neden olmaksızın dil becerilerinde akranlarından beklenen düzeyden
geri olması durumudur. Bu gruba daha çok 24-36 ay arasındaki donemde olan
çocukların dâhil edildiği söylenebilir. Özgül dil bozukluğu (ODB) olan çocuklarda
ise, gelişimin diğer alanları normal seyrederken dil gelişimlerinde gerilik
gözlenir. İkincil Dil Bozuklukları işitme yetersizliği, zihin yetersizliği ve
nörolojik problemler vb. şeklinde bir nedene bağlı olarak gelişen ve ikincil olarak
eşlik eden dil bozukluklarıdır. Zihinsel yetersizlik, “zihinsel işlevlerde ve
uyumsal davranışlarda gözlenen önemli düzeyde sınırlılıkların karakterize ettiği;
sosyal, bilişsel ve pratik uyumsal becerilerde, 18 yaşından önce ortaya çıkan bir
yetersizlik türü” olarak tanımlanır. Zihinsel yetersizliği olan bireylerin tümü
bilişsel güçlüklere sahip olmalarına rağmen her birey kendi içerisinde farklı güçlü
ve zayıf yönlere sahiptir. Bilişsel güçlüklere ek olarak zihinsel yetersizliği olan
bireylerin çoğu dil, konuşma ve iletişim güçlüklerini ikincil problem olarak
yaşamakta bilişsel yetersizliğin ciddiyetine göre bu güçlüklerinin derecesi
değişebilmektedir. Araştırmalar zihinsel yetersizliği olan bireylerin dili,
özellikle sözdizimi, biçimbilgisi ve sesbilgisi gibi yapısal ögeler acısından genel
olarak normal yaşıtları ile aynı sırayı takip ederek ama daha yavaş, daha gecikmeli
olarak edindiklerini göstermiştir. İşitme kaybı, konuşma veya ses uyaranının
perifer (çevresel) işitme sistemi tarafından santral işitme sistemine iletilememesi
sonucu yaşanmaktadır. İşitme kaybından dolayı yaşanan işitsel girdinin yetersizliği
dil edinimini etkilemektedir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan kayıplar dil
performansını ve dille yakından ilişki içerisinde olan akademik başarıyı olumsuz
yönde etkilemektedir. Çocuğun işitsel dil girdilerinden yoksun kalması, çocuğun
anadilinin sesbilgisi (fonoloji), biçimbilgisi (morfoloji), sözdizimi (sentaks),
anlambilim (semantik) ve kullanımbilim (pragmatik) bileşenlerini geliştirebilme
yeteneklerini etkilemekte ve gecikmeli bir dil gelişimine neden olmaktadır. Otizm
Spektrum bozukluğu (OSB) ise günümüzde, yaygın olarak görülen zihin yetersizlik
grubundan sonra en büyük gelişimsel yetersizlik grubunu oluşturmaktadır. Dil ve
konuşmada gecikme ve farklılık, dilin pragmatik boyutundaki güçlükler OSB’li
bireylerin en bilinen özelliklerindendir. Ekolali olarak adlandırılan ve diğer
kişilerin sözel ifadelerini gecikmeli veya anında tekrar etmek halinde ortaya çıkan
özellik OSB’li bireylerin tipik iletişim özellikleri arasında sayılır. OSB’li
bireylerde, dil farklılıklarının iki özel durumu olarak, ekolali ve zamirlerin yer
değiştirilerek kullanımı karşımıza çıkmaktadır. Ekolali Yunanca ‘yankı’ ve
‘tekrarlama’ anlamına gelir. En temelde başkaları tarafından üretilen konuşmaların
tekrarıdır. Anında ekolali, gecikmiş ekolali ve azaltılmış ekolali olmak üzere üç
türü vardır. Norojenik edinilmiş dil bozuklukları yaygın olarak afazi ve travmatik
beyin hasarı olarak iki grupta incelenmektedir. Afazi beyinde hasar oluşması sonucu
ortaya çıkan edinilmiş dil bozukluğudur. Aynı zamanda iletişim hasarı, sosyal
aktivitelerde azalma, depresyon ve iş gücü kaybı gibi sonuçlara neden olabilen bir
bozukluktur. Strok (serebrovaskuler olay/beyin krizi) sonrası çok yaygın olarak
görüldüğü belirtilmiştir. Afazili bireyler tekrarlama, sözcük adlandırma, okuma ve
yazma, konuşmanın anlaşılabilme ve konuşmanın fonetik üretim yetisini
kaybedebilirler. Afazi ile ilişkili hasarlar okuma bozukluğu (aleksi), yazma
bozukluğu (agrafi) ve apraksi olarak ifade edilmektedir. Afaziye ilişkin günümüze
kadar nörolojik, işlevsel, bilişsel ve norodilbilimsel birçok tanım yapılmıştır.
Araştırmacıların uzlaştığı noktalar ise;