Professional Documents
Culture Documents
Aristo Metafizigi Ile Gazali Metafizigin PDF
Aristo Metafizigi Ile Gazali Metafizigin PDF
40-46
Aristo, Metafizik'in VIII. kitabında daima sorulmuş olan "varlık nedir?" sorusunun
aslında "cevher nedir?" sorusundan ibaret olduğunu söylüyordu."9 Bu bakımdan
cevher aynı zamanda varlık olarak varlık olduğundan, cevhere ait araştırmalar varlık
olarak varlığa ait araştırmalar olacaktır.
Aristo önce bir prensip araştırmasına girişir. O felsefeyi ilimlerin ilki, varlık olarak
varlığın, ilk sebeplerin ilmi olarak gördüğü için1 bu ilk sebep ve prensiplerin neler
olduğu hususu üzerinde de durur. Aristo Eflâtun'un Phedon'da, bu sebeplerin ideler
olduğunu iddia ettiğini, fakat bu iddianın kabul edilemiyeceğini, ide- ler'in duyulur
âlemde hiç bir gerçekliğe sahip olmadıklarını, tabiatın tamamen hareketle dolu
olmasına karşılık onların hareketsiz olduklarını, bu sebeplerden dolayı idelerin
duyulur varlıklar için hiç bir hareket ve değişmenin sebebi olamıyacaklarını belirtir2 ve
felsefenin ilk ve üstün cevheri, gayri maddî varlıkları incelemeden evvel fizik âlemi ve
oradaki duyulur varlıkları, oluşu, yok oluşu ve değişmeleri incelemesi gerektiğini ileri
sürer.
Aristo'dan önceki bir takım filozoflar, tabiattaki oluşun sebebi olarak zıtları kabul
etmişlerdi. Aristo ise bu görüşü kabul etmez ve oluş zıtlar arasında meydana geldiği
için, zıtların kendilerinin prensip olamıyacağını savunur. Buna gerekçe olarak zıt- lar
arasında öncelik ve çıkış münasebeti bulunmasını, zıtların cevher değil sıfat
olmalarını, cevherin zıddının olmayışını, zıtların biribirlerine tesir edemeyişlerini,
bunlara karşılık prensiplerin ezelî oluşlarını3 gösterir. Bunun için, zıtların, üzerinde
vuku bulacağı bir üçüncü şey, hiç bir zıt terimle karışmayacak olan bir dayanak
gerektir ki işte bu dayanak Aristo'ya göre zıt terimlerin kendinde yer ettiği madde'dir.
Bu durumda oluşun ilk şartı madde ve iki zıt terimdir. Her oluşta bu üç unsur mutlaka
bulunmalıdır. Aristo'nun düşüncesinde, bu zıttan birisi var oluş'a, diğeri de yokluk'a
(Var-olmayana) karşılık gelir; bunlardan birisi maddede gerçekleşen form'dur, ötekisi
form'dan mahrumiyet (Privation)tir. Şunu da unutmamak gerekir ki Aristo nazarında
madde ile form çelişik olarak biribirine zıt değildirler. Bu bakımdan bunlar prensip
olabilirler.
Fakat önceki bir takım filozofların kanaatlarının aksine Aristo Ateş, Hava, Su ve
Toprak'ı da, zıtlar gibi, ilke olarak kabul etmez. Çünkü ona göre bunlar zıtlıkları
kendilerinde taşımaktadırlar. Halbuki üçüncü ilkenin ilk ikisi arasında aracı olması
gerekir. Aristo, bu aracı ve müşterek olan şeye "Madde" diyor. Mad- de'nin özelliği
ise, üzerinden zıt vasıflar gelip geçtiği halde, aynı kalmak, kendisi o vasıflar gibi arizî
olmamaktır, işte bu, oluşun "Kendi içindeki mevcut unsuru"'23 ve prensibidir.
Aristo için madde belirsiz (İndetermine) olduğu için varlığa, cevhere yakındır,
hatta bazı bakımlardan cevherdir;'24 öteki ise hiç bir şekilde cevher olamaz. Madde
form'dan yoksunluğu kabul eder, fakat onunla asla özdeş değildir.
Aristo maddeyi belirsiz olarak vasıflandırmakla onun kuvve (gizli güç) halinde bir
varlık olduğunu kabul etmekte ve buradan da madde'nin ezelî olduğuna
hükmetmektedir. O bu sebeple maddenin doğmadığını, yok olmayacağını ve başka
bir şey tarafından meydana getirilmiş olmadığını ileri sürerek bunun izahını da şöyle
yapar: Eğer öyle olmasaydı, her şeyden önce bir konu, kendisinin meydana getirildiği
kendi içindeki mevcut bir unsur bulunması gerekirdi. Böyle bir şey olmadığı için o
ezelîdir ve onun bir meydana getirilme ânı da yoktur. Aksi takdirde o olmazdan önce
var olmuş olmalıdır ki'25 bu da mümkün değildir.
Aristo form için de aynı şeyi düşünür. Onun nazarında form da madde gibi her
doğuş ve oluştan (Generation), zarurî olarak öncedir. Çünkü hiç bir doğuş onlarsız
olmaz. Bunlardan anlaşıldığına göre Aristo, her doğuşun arızî olmayan, kendi içinde
mevcut unsuruna madde adını vermektedir.'26
Şu halde Aristo'da her varlık form ve ana madde, fikir ve madde, ruh ve beden
gibi iki ayrı unsurdan meydana gelmektedir. Yalnız bu kaidenin bir istisnası vardır.
En Yüksek Varlık