You are on page 1of 8

Tense topic 1

PRESENT SIMPLE TENSE


PRESENT SIMPLE TENSE S+V+O+T
Geniş Zaman SUBJECT + VERB + OBJECT + TIME

Olumlu Cümle Soru Cümlesi Olumsuz Cümle


S+V1+O+T (Do/Does)+S+V1+O+T S+Do not/Does not+V1+O+T
I I I
You You You
V1 Do do not (don’t)
We We We
They They They
He He He
She V1+s Does She She does not (doesn’t)
It It It

I like a new friend Do I like a new friend? I do not like a new friend?
He likes watching film Does he likes watching film? He does not likes watching film?
They want to manage the world Do they want to manage the world? They don’t want to manage the world?
I have a power Do I have a power ? I don’t have a power ?
Alison has a power. Does Alison have a power ? Alison doesn’t have a power
?
PRESENT SIMPLE TENSE – Fiş çalışması
SUBJECT ADJECTIVES
Temizlikçi = cleaner Güzel = nice
Bay = mr Ilık = warm
S+V1+O+T Bayan = mrs
Bizi = us
Beyaz = white
İki = two
SUBJECT + VERB + OBJECT + TIME
Genç = young
Ali ata bakar Dişlerimi fırçalarım Abby’nin beyaz bir atı var Ömer mısır sever VERBS
Işık 1 bardak ılık süt içer Emel ipi tutar Kemal futbol oynar Temizlikçi okul zilini çalar Bakmak = look Sevmek = like
Tutmak = hold Atmak = throw
Çocuklar erken uyanır Bay ve bayan Salman’ın 2 çocuğu var Kitap okumayı sevmem Su 100 C de kaynar Çalmak = ring Unutmak= Forget
Ben genellikle geç uyurum Ayşe bizi unutur Genç insanlar kitap okumayı sever Uyanmak = wake up
Sahip olmak = have/has
Okumak = read Kaynamak = boil
Fırçalamak = brush Uyumak= sleep
Oynamak = play
ADVERB
Erken = early
Geç = late

OBJECTS
At = horse Mısır = corn
Süt = milk İp = rope
1 bardak = a cupple of glass
Okul zili=school bell
Top = ball Su = water
Diş = Tooth Dişler = Teeth
Kitap = book Futbol = football
TIME
-
TIME ADVERBS - ZAMAN ZARFLARI
PRESENT SIMPLE TENSE avery day : her gün
FREQUENTLY ADVERBS - SIKLIK ZARFLARI every morning : her sabah

Sıklık zarfları genellikle özne ile fiil arasında kullanılır. every evening : her akşam

always: daima, her zaman usually: çoğunlukla every week : her hafta

generally/normally: genellikle often/frequently: sık sık, sıklıkla every month : her ay

sometimes: bazen, ara sıra occasionally: zaman zaman, arada bir


seldom/rarely: nadiren never: asla at weekends : hafta sonları
on weekdays : hafta içi günler
Dişlerimi günde iki kez fırçalarım Emel bazen ipi tutar Kemal nadiren futbol oynar
in the mornings : sabahları
Çocuklar genellikle erken uyanır Temizlikçi okul zilini günde 5 kez çalar
in the afternoons : öğleden sonraları
Ben asla geç yatmam Ben asla geç yatmam Rıdvan hafta sonları kitap okumayı sever
in the evenings : akşamları
on Sundays : Pazar günleri
on Fridays : Cuma günleri

once a week : haftada bir kez


once a month : ayda bir kez
twice a day : günde iki kez
How often…? (Ne sıklıkta…?)
How often does he mop the floor? (O, ne sıklıkta yerleri paspaslar?) three times a week : haftada üç kez
He mops the floor twice a day. (O günde iki defa yerleri paspaslar.)
PRESENT SIMPLE TENSE – Sıklık Uygulama Fişleri
Müslümanlar hergün camiye giderler fakat cuma günleri camiyi doldururlar. SUBJECT – ADJECTIVES -
Christians: Hristiyanlar Etrafında: around
Tom haftada 3 gün kahvaltı yapar. Dünya, her zaman Güneş’in etrafında döner Muslims: Müslümanlar
Hafta içi dersler daima ders sekizde başlar Haberler her gün saat yedide başlar Earth: Dünya
Sun: Güneş ADVERB -
Kediler öğleden sonraları süt içmeyi sever Nadiren futbol oynarım Hiç alkol içmem Lesson: Ders
Ben Aysun’a her zaman mesaj atarım ama o ara sıra bana mesaj atar. News: Haber
Cat: Kedi
Genellikle haftada 3 kez spor salonuna giderim
VERBS – PREPOSITION -
Hristiyanlar Pazar günleri kiliseye giderler. Gitmek: go Fakat/Ama: but
Doldurmak: fill
Kahvaltı yapmak:have breakfast
Dönmek: revolve
Başlamak: start
Sevmek: like OBJECTS –
Oynamak: play Klise: Church
İçmek: Drink Cami: Mosque

TIME –
Pazar: Sunday Cuma: Friday
Haftada 3 kez: three times a week
Her zaman/Daima: always
Öğlenden sonra: in the afternoons
Nadiren: rarely Never: hiç
Ara sıra: sometimes Hergün: everyday
PRESENT SIMPLE TENSE – Olumsuz Cümle
SUBJECT –
Ben: I
ADJECTIVES -
Yeni: new

S+don’t/doesn’t+V1+O+T Fiş çalışması


Türkiye hükümeti:
Government of Turkey
Birçok: lots of

İngiltere Başkanı:
SUBJECT + don’t/doesn’t + VERB + OBJECT + TIME President of United Kingdom
Kişi: person PREPOSITION -
Asım yüzmeyi sevmez İlkbaharda kar yağmaz Gizem araba sürmeyi istemez
Arkadaşım: my friend Artık: anymore
Ben karanlığı sevmem Türkiye hükümeti yeni fabrika açmaz İngiltere başkanı göçmenleri istemiyor
VERBS –
Türkiye’de akşam yemeğini saat 5’te yemeyiz Sana inanmıyorum Bizim için artık farketmez
Yüzme: swimming
Hellen, hafta sonları gece birden önce uyumaz Arkadaşım Michael artık burada kalmak istemiyor. Sevmek: like ADVERB -
Kar Yağmak: snow
Bugünlerde birçok kişi kırsalda yaşamayı tercih ediyor.
İstemek: want
Sürmek: drive
Fabrika: factory
İnanmak: believe OBJECTS –
Farketmez: Araba: car
İt doesn’t matter Göçmen: immigrant
Uyumak: sleep Kırsal: countryside
Kalmak: Stay Burada: here
Yaşamak: live
TIME –
İlk bahar: spring
Saat beş: five o’clock
Gece bir: 1 PM
Hafta sonları: at the weekends
Bu günlerde: nowadays
PRESENT SIMPLE TENSE – Soru Cümlesi
SUBJECT –
Bebek: baby
ADJECTIVES -
Çok: a lot

Do/Does+S+V1+O+T Fiş çalışması


Arkadaşların: your friends
Baban: your father
Güzel: good
Sık: often
Do/Does + SUBJECT + VERB + OBJECT + TIME Sen: you Aynı: same
İnsanlar: people
Bebeğiniz son zamanlarda çok mu yiyor? Sen ve arkadaşların burayı seviyor musunuz? Sizin kızınız: your doughter
Sinemeya sık gider misin? Ailen: your family
Baban hala aynı şirkette mi çalışıyor? Yazın yüzer misin?
Türkiye’deki insanlar haftasonunda çalışır mı? John okulda çok arkadaşa sahip mi? PREPOSITION -
VERBS –
Ailen şu anda nerede olduğunu biliyor mu? Sizin kızınız her sabah odasını toplar mı? Yemek: eat Artık: anymore
Pastanın tadı güzel mi? Sevmek: like
Çalışmak: work ADVERB -
Yüzmek: swim Halen: still
Gitmek: go
Sahip olmak: have/has NOUN
Bilmek: know Tat: taste
Derleyip toplamak: tidy Okul: school

TIME – OBJECTS –
Son zamanlarda: last times Şirket: company
Halen: still Arkadaş: friend
Yaz: summer Sinema: cinema
Şu anda: now Pasta: cake
Her sabah: every morning Pastanın tadı:
Cake taste
End of the sixth lesson

You might also like