Professional Documents
Culture Documents
İletişim ; bir birey yada grubun , diğer birey yada grubun davranışlarını
etkilemek amacıyla uyarıcı bir öğenin karşı tarafa ulaştırılmasını sağlayan bir
süreçtir.
İletişim aktif ve pasif , belli bir süreçteki , sözlü veya sözsüz iletişimsel
bir tutum ve davranıştır.İletişim; konuşma , semboller , dizayn unsurları , mimik ,
beden dili , rol davranışı , renk , giyim vs değişim işaret sistemlerinden yararlanır.
Yönetimdeki her bir faaliyet bir şekilde yönetim süreci ile ilgilidir. Firma
yöneticileri ise çalışanlar arasında ortak bir anlayış geliştirmek onları motive
etmek ve işbirliğini sağlamak için iletişim kurmak zorundadır.
İki yada daha çok kişi arasında gerçekleşen iletişim , iletişim ağı yada
örüntüsü olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu ağın yada örüntünün yapısal
özellikleri , iletişim sürecinin işlerliğinde belirleyici rol oynamaktadır.
Tekerlek Modeli: Tüm bilgi ve yetkilerin tek elde yoğunlaştığı model kapsamında,
mesajlar genellikle tek yönlü ve yukarıdan aşağıya işlediği için tamamen
otokratik bir özellik taşımaktadır.Aşağıda görüldüğü gibi tüm yetki ve kontrol
gücüne sahip olan “A” tüm iletişim sürecini denetlemekte ve yeterliliği
doğrultusunda süreci biçimlendirmektedir.
E B
A
D C
Yıldız(Y) Modeli: İletişim sürecinin liderliğini “A” yapmakta ve bilgi “A” ya kademe
kademe ilerleyerek gelmektedir.Bu anlamıyla yıldız modeli; başlangıçta açık ve
demokratik bir görünüşe sahip olan, ancak daha sonra kapanarak otokratik grup
yapısına dönüşen bir yapıyı temsil etmektedir.Dolayısıyla grup üyeleri arasında
moral düşüklüğü ve huzursuzluk yaşanabilmektedir.
B C
Zincir Modeli: Zincir Modelinde iletişim akışı; grup üyelerinin birbirlerine yakınlık
dereceleri işlemekte ve bu nedenle bazı üyeler ön plana çıkabilmekte , bazı üyeler
ise izole olabilmektedir. Bilgilerin kademe kademe ilerlemesi ise doğruluk
olasılığını ve iletişim hızını azaltmaktadır.
E C A B D
B E
C D
Çok Kanallı Şebeke: Yukarıda konu edilen dört iletişim ağına getirilen eleştiriler
Çok Kanallı Şebeke modelinin geliştirilmesini sağlamıştır.Bu model kapsamında
iletişim akışı herhangi bir sıra uyarınca işlememektedir. İdeal iletişim akışını
sembolize ettiğini söyleyebileceğimiz modelde ; hız ve moral oldukça yüksek
olmakla birlikte, belirgin bir lider yoktur.
B E
C D
“En iyi iş planları bile , bir araya gelerek bunları gerçekleştirecek kişilerin
bilgisine sunulmadan bir anlam taşımamaktadır. Örgüt içindeki iletişim, büyük
yada küçük olsun her işletmenin can damarıdır.İletişim en önemli kaynağımız
olan insanları bir arada tutmak ve tüm organizasyonumuzun maksimum
seviyede çalışmasını sağlamak açısından önemlidir.”
Kurum içi iletişim zaman zaman kurum içi halkla ilişkiler veya
“human relations” şeklinde de kullanılmaktadır.Halkla İlişkiler ile human
relations arasındaki başlıca ortak nokta ise saptadıkları hedefin ve geri
bildirim sürecinin benzerliğidir.Her ikisi de kurumun hedef gruplarında (halkla
ilişkiler hem iç , hem de dış hedef gruplarını dikkate alır , human relatıons ise
iç hedef gruplarına yöneliktir) güven kazanıp sürdürmeye yöneliktir.
Kurum içi iletişim için kullanılabilecek olan çok sayıda araç mevcuttur.
Bunlar arasında en çok tercih edilenler kurum içi yayınlar , gazeteler , kurum içi
bilgilendirme tahtaları (ilan panoları) ve çalışanlara yönelik bilgilendirici telefon
hizmetidir.Diğer araçlar ise şunlardır:
A-Sözel İletişim
Karşılıklı iletişime fırsat tanıyan yanı sıra , statik ve tek yönlü olan yazılı
iletişim de örgütlerde kullanılmaktadır.Yazılı iletişim , genel bilgilerin , geleceğe
ilişkin faaliyetlerle ilgili mesjların veya resmi mesajların iletilmesinde uygundur.
her biri kurum kültürüne ilişkin öğelerin taşıyıcısı olabilen yazılı iletişimde ,
yöneticiler genellikle mektup , kısa not ve el kitapçıkları , raporlar , afiş ve
posterler , örgüt içi yayınlar , bülten tahtaları gibi araçlar kullanılır.
B- Sözsüz İletişim
Örgütsel iletişimde önemli yönlü bir yeri olan sözsüz iletişim ,tek yönlü
bir iletişimi temsil eder. İletişim sürecinde birbirleriyle devamlı bir arada olan
hem sözel hem de sözsüz iletişim kanalları, önemli bilgi kaynaklarıdır. Yöneticiler
, iletişimde etkinliği tam olarak sağlayabilmek için sözlü , yazılı ve sözsüz
iletişimi bir arada kullanırlar. Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler ise
örgütsel iletişimde devrime neden olmuş ve bu araçların yanı sıra kapalı devre
radyo ve televizyonlar, vıdeolar , İnternet ve İntranet , bilgisayarlar ve CD-ROM’lar
örgütsel iletişimde kullanılmaya başlamıştır.
A-Formal İletişim
Bir örgütteki formal (biçimsel) iletişim yapısı, hem personel arasındaki
bilgi alışını düzenler hem de sınırlar. Çünkü uygun kanal mesaj türlerinin
belirtilmesi ve bazı sınırlamalar getirilmemesi , örgüt içinde karışıklığa neden
olabilir. Ayrıca artık örgütsel iletişimde kişiler arası iletişim değil örgüt
hiyerarşisine bağlı yönetsel iletişim söz konusudur. Bir başka deyişle iletişim artık
sadece kişiler arasında değil , bu kişilerin hiyerarşi içinde sahip oldukları
konumlar arasında oluşur. Örgüt içindeki formal iletişim akışını dikey (yukarıdan
aşağıya ve aşağıdan yukarıya) ve yatay iletişim olarak ayırmak mümkündür.
1-Dikey İletişim
İş emirleri
Emirlerin gerekçeleri
İşletme prosedürleri ve politikaları
İşletme amaçları
Performans değerlemesi
2.Yatay İletişim
3-Çapraz İletişim
B. İnformal İletişim
Örgütteki iletişim süreci sadece formal iletişimi değil, aynı zamanda bilginin
örgüt içinde resmi olmayan bir şekilde, dedikodu veya söylenti şeklinde yayıldığı
informal (biçimsel olmayan) iletişimi de içerir. Bu tür iletişim çalışanların birbirini1 çok
iyi tanıdığı ve bir üst otoritenin izni veya haberi olmadan bilgilerin iletildiği ortamlarda
sık görülmektedir. “Dedikodu” , “Söylenti” veya “Fısıltı Hattı” olarak da
adlandırılabilen informal iletişim , örgütün belirttiği iletişim kanallarının dışında ve
çoğu zaman mesajlar yüz yüze veya telefonla aktarılmaktadır. İnformal iletişimin temel
iletişimin temel işlevi, sosyal ilişkilerin korunması(kişisel arkadaşlıklar, resmi olmayan
guruplar gibi) ve kişisel bilgi, dedikodu ve söylentinin örgüt içinde dağıtılmasıdır.
Yazarak Kaynaşıyoruz...
Bilgiyi Paylaşamıyoruz...
İletişimde işin ‘business’ tarafına yöneldiğimizde yani işin içine hedeflerin
paylaşımı girdiğinde, şirketlerin iletişimde biraz daha başarılı bir dil tutturduğunu
gözlemlemek mümkün. Zira, katılımcıların yüzde 50.28’i tüm çalışanların şirket
hedeflerini bildiğini ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için çalıştığını söylüyor. Bu da
yöneticilerin en azından ortak hedefleri paylaşmakta daha istekli olduklarını ortaya
koyuyor. Tek başına bir bölümün ya da departmanın güçlü bir iletişim sağlaması
yeterli değil. şirketleri yaşayan birer organizmaya benzetirsek, bu organizmanın tüm
organları arasında belirli bir uyumun olması gerekiyor. Bu uyumu sağlayan en önemli
unsur ise bilgi paylaşımı. Ancak ne yazık ki ankete katılanların yüzde 58.62’lik
çoğunluğu ‘Bölümler arasında sürekli bilgi paylaşımı vardır’ şıkkını ‘katılmıyorum’
şeklinde yanıtlamış durumda.
Çalışanlar arasındaki iletişimde bir diğer sorunlu bölge de, eleştiriye açık bir
yapının olmaması. Katılımcıların çoğu iş yerlerinde karşılıklı eleştiriye açık bir yapının
olmadığını belirtiyor. Araştırmaya göre, unvan ve deneyim farkı da çalışanlar arasında
ortaya çıkan iletişim sorununun temel kaynaklarından biri. Ankete katılanların verdiği
yanıtlara göre, aynı ekipte çalışanların birbirlerinin deneyimlerinden yararlanma adına
çok da pozitif bir etkileşim içinde oldukları söylenemiyor. Kısaca sadece yönetici-
çalışan değil, çalışan-çalışan iletişiminde de alınması gereken çok yol var.
TAKIM ÇALIŞMASI
Her örgüt somut bir gereksinimden ya da gereksinimlerden doğar. Örgüt mal, hizmet
ya da bilgi üretir.Bireysel ya da toplumsal gereksinimleri gidermek amacı taşırlar. Her
örgütün amacı olduğu gibi örgütü oluşturan bireylerin de bir amacı vardır.
Örgütün ve bireyin (üyelerinin) amaçları birbiriyle ne kadar örtüşürse örgütsel etkililik
ve bireysel doyum o oranda artar.
Bir örgüt, bir kişinin yalnız başına yapabileceğinden çok iş olduğunda, bu işleri
yapmak için bir araya gelen kişilerden oluşur. Amaçları ortak, işleri birbirine bağımlı
olan bu kişiler bir takım oluştururlar. Takım sözcüğü, küme sözcüğünün anlamından
da öte, ortaklaştıkları amaçları işbirliği içinde, en üst düzeyde bir etkililikle
gerçekleştirmek için bir araya gelen insanları tanımlamak için kullanılmaktadır.
Örgütsel etkililiğin gerçekleştirilebilmesi için her takımın kendi sınırları içinde etkili
olması gerekir. Kendi çalışma alanında etkili olan her takım, birleşerek örgütü etkili
kılar. Takımla sorun çözmenin temel koşulu, her üyenin takıma bütün gücü ile
katılmayı benimsemesidir. Katılmanın anlamı, bireyin sorunu çözmek için tüm bilgi,
beceri ve deneyimlerini kullanmayı üstlenmesidir. Bu da ancak, üyenin (bireyin)
çözülmesine katkıda bulunacağı örgüt sorununu kendi sorunu gibi benimsemesine
bağlıdır.
Örgütün bir biriminde çalışan üyenin örgütsel bir sorunu çözmek için, tüm
yeterliklerini kullanmayı üstlenerek takıma katılması aynı anda onun yönetime
katılması demektir.
Takım Kavramı
İş hayatında gitgide yaygınlaşan takımlar üzerinde şimdiye dek bir çok araştırmalar
yapılmıştır. Bu araştırmaların vardığı ortak sonuca göre takımlar biçimsel ve biçimsel
olmayan olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Biçimsel takımlar, belirli işleri yapmak, görevleri yerine getirmek üzere örgüt
tarafından kurulan topluluklardır. Bu tür takımlarda üyelerden örgüt hedeflerini
gerçekleştirmeye yönelik davranışlarda bulunmaları beklenir.
Biçimsel takımlar örgüt içindeki ilişkiler yönünden de ele alındıklarında yatay ve dikey
olmak üzere ikiye ayrılırlar. Ayrıca resmi örgüt yapısı içinde özel amaçlı takım olarak
isimlendirilecek bir takım türü daha söz konusu olabilir.
Dikey takım: Dikey takım, bir yöneticiden ve biçimsel bir emir komuta zincirinden ona
bağlı kişilerden oluşur. Bazen işlevsel takım veya emir takımı olarak da isimlendirilen
dikey takım, bazı durumlarda üç veya dört seviyeli bir hiyerarşiden oluşturur ve örgüt
içinde genellikle tek bir bölümü kapsar. Örneğin, bir hastanenin ikinci katında, üçüncü
vardiyada nöbet tutan hemşireler grubu, başhemşire ve ona bağlı hemşirelerden
meydana gelmiş dikey bir takımdır. Şirketlerde ise, finansal değerlendirme bölümü,
kontrol bölümü, muhasebe bölümü ile insan kaynakları yönetimi bölümü gibi bölümler
komuta bölümleridir ve hepsi örgüt tarafından elemanların ortak faaliyeti ve
etkileşimleri yoluyla belirli hedeflere ulaşmak üzere düzenlenmişlerdir
Yatay takım: Yatay takım, aynı hiyerarşik seviyeden ancak değişik uzmanlık alanından
gelen elemanların oluşturduğu bir takımdır. Birkaç bölüm içinde seçilen elemanlarca
özel bir görevi yerine getirmek üzere kurulur ve görev bittikten sonra dağılırlar. Yatay
takımların en yaygın iki türü geçici görevler için kurulan bölümler arası takımlar ve
komitelerdir.
Geçici takımlar, yukarıda belirtildiği gibi belli bir faaliyeti geliştirmek üzere değişik
bölümlere mensup elemanların bir araya gelmesiyle kurulan ve görev sona erdiğinde
dağılan gruplardır. Bazen çapraz işlevsel takım olarak da adlandırılırlar. Üretim
bölümünde yeni bir ürünü oluşturmak veya bir okulda yeni bir müfredat programını
oluşturmak üzere bir araya gelmiş üyelerin oluşturduğu topluluklar buna örnek
gösterilebilir. Bu tür işler birkaç bölümün ortak çalışması ve birçok kısmın fikirsel
katkılarıyla gerçekleştirilirler. Bu yüzden yaptıkları çalışmalar çok verimli olur.
Komite genellikle daha uzun ömürlü bir topluluktur ve örgütün ayrılmaz bir parçasını
oluşturabilir. Komite üyeliği için kişinin uzmanlığından çok örgüt içindeki pozisyonuna
ve unvanına bakılır. Oysa geçici takım oluşturulurken kişinin problem çözmedeki
kişisel nitelikleri gözönüne alınır. Komitelerde, süregelen sorunlara çözüm aranır.
Mesela işçilerin oluşturdukları komiteler; iş kuralları, iş düzeni değişiklikleri ve işi
iyileştirme konularında önerilerde bulunan komitelerdir. Geçici takımlar örgütün yatay
yapısının bir parçası olarak bazı konularda faydalar sağlarlar. Bu konular şu şekilde
özetlenebilir:
Kendi kendini yöneten takımlardan takım elemanları yeni araç gereçler ısmarlama, iş
ve gezi programları yapma gibi yönetsel görevleri üstlenirler. Çok az bir denetimle
çalışırlar. Denetleme mekanizması her sene aralarından birini denetçi seçme şeklinde
işleyebilir. Birçok büyük şirkette bu tür takımlar kullanılmakta ve kullanım gitgide
yaygınlaşmaktadır
Örneğin, Volvo her vardiyada dört araba imal edebilecek şekilde düzenlenmiş, yedi
veya on adet saatlik işçiden oluşan yönetim bağımsızlığına sahip takımlarla çalışır.
AT&T Kredi şirketi müşterilerin istekleriyle ilgilenmek üzere on ile on beş kişiden
oluşan takımlar kurmuştur. Bu takımlar AT&T'nin satıcıları ve müşterileriyle özel
bağlantılar kurarlar ve müşterilerin sorunlarına çözüm getirmeye çalışırlar. Bunlar
müşteri ilişkilerinde kendileri söz sahibi olan, işçi takımlarıyla mülakatlar yapan
takımlardır. Sonuç olarak kredi başvurularının sayısı günde dört yüzden, sekiz yüze
çıkmış ve bu başvuruların karar verme süresi daha önce birkaç gün iken sadece bir
güne kadar inmiştir.
Takımlar bir anda oluşuveren topululuklar değildirler. Bir araya gelmiş bir grup
yabancının oluşturduğu kümeden birlik içinde hareket eden, iyi koordine edilmiş bir
grup oluşturmak biraz zaman alır ve grup üyeleri arasında büyük miktarda etkileşim
gerektirir. Grup üyeleri birbirleri ile etkileşime girecek akit bulamıyorlarsa, grubu iyi
organize edilmiş bir grup haline getirmek mümkün olmayabilir. Takım oluştuktan
sonra birkaç evreden geçerek olgunlaşır. Yeni kurulmuş takımlarla olgunluğa erişmiş
takımlar arasında bazı farklar vardır. Bir takıma yeni girdiğiniz zamanı hatırlayın: Bu
okul içinde bir eğitsel kol olabilir, ya da sınıfta yapılan bir ödev yapmak için aranızda
kurduğunuz küçük bir grup olabilir. Başlangıçta takım üyeleri birbirlerini tanımak,
takım içindeki rolleri ve uyulması gereken kuralları tespit etmek, iş bölümü yapmak ve
takımın görevini tanımlamak gereği duyarlar. Bu şekilde kişiler düzenli bir şekilde
işleyen bir bütünün parçası haline gelirler. Liderlerin görevi, takımın hangi gelişim
safhasında olduğunu tespit etmek, işleyişine yardımcı olacak tedbirleri almaktır.
Araştırma bulguları takımların belli evrelerden geçerek olgunluğa ulaştıklarını ortaya
koymaktadır. Bu evreler değişik basamaklar halinde gösterilebilir. En yaygın olarak
kullanılan sınıflamada beş evre mevcuttur. Baskı altında bulunan veya sadece birkaç
günlük bir görevi icra etmek üzere kurulmuş olan takımlarda bu evreler çok hızlı bir
şekilde gerçekleşir. Her basamakta grup liderlerini ve üyelerini bekleyen o evreye özgü
sorunlar bulunmaktadır. Söz konusu evreler şunlardır
a) Kuruluş evresi
d) Başarma Evresi;
e) Dağılma Evresi;
Şu halde, grup oluşumunda önce grup üyeleri seçilir ve ilk buluşma gerçekleştirilir.
Ardından bir ısınma evresi yaşanır. Bu devrede elemanlar grubun görevinin ne olduğu
ve hedefe nasıl ulaşılacağı yolunda bilgilenmeye ve bilgi paylaşmaya çalışırlar. Bu
evrenin ardından hemen kontrol, mücadele dönemi ve "Lider kim olacak?" sorusu
gündeme gelir. Bu soru cevaplandıktan ve hiyerarşi belirlendikten sonra ana görev bir
takım alt görevlere ayrılır. Bunla kimler tarafından ve ne zamana kadar
gerçekleştirileceği saptanır. Yani takım için organizasyon tanımlanır. Görev icra
edildikten sonra grup dağılır. Gruplar bazen ilk veya ikinci aşamanın ötesine
geçemezler, bu da görev tamamlanmadan grubun dağılması demektir. Bu durumda
grupların belli aşamaları atlattıkça daha etkin bir hale geldikleri varsayılabilir. Bazı
kişiler grupların ileri seviyelerde daha etkin olduklarını savunurlar. Bu varsayım genel
hatlarıyla doğru kabul edilebilir, ama yine de grubun ne ölçüde etkin bir grup olduğunu
hangi faktörün belirlediğine karar vermek zordur. Bazı durumlarda grup içindeki
çatışmanın büyüklüğü grubun daha etkin bir başarı sergilemesini sağlar.
Takım Organizasyonu:
Takım lideri; takım toplantılarını yöneten ve takım faaliyetlerinden sorumlu olan takım
üyesidir. Bu görevlerinin dışında diğer takım üyelerinden herhangi bir farkı yoktur.
Takım liderini takımın üyeleri açık oylama yoluyla kendileri belirler.
Takım Liderleri takım içerisinde bir denge unsuru, bağlantı kurucu, koordinatör görevi
üstlenir.
Takım Lideri, takımı; ekip üyelerinin tercihleri etrafında organize etmesi ve yeni katılan
üyeleri bu çemberin içerisine yerleştirmesi gerekir. Lider ekip üyelerinin hangi işi
öncelikle yapmak istediklerini, işlerini hangi şartlarda en mükemmel şekilde
yaptıklarını ve grup içinde hangi işi yapmak istediklerini saptaması gerekir. Lider
ancak bu sayede çatışmayı engelleyerek etkili bir takım oluşturabilir.
Takımın her üyesi; o takımın etkin, saygın ve vazgeçilmez bir üyesi olduğu bilincini
geliştirmiş olmalıdır.
Takım çalışması süreç yönetimine benzer bir çalışmadır. Her üye zincirin bir halkasını
oluşturur. Bir halkanın işlevini yerine getirmemesi o takımın etkililiğini düşürür.
Takım üyelerinin ulaşacakları hedefe coşku ile güdülenmiş olması başarı için
gereklidir
Takımda düşünce üretmek, seçerek bulmak, öneri geliştirmek için ılımlı çatışmaların
ötesinde üyeler arasında hedefe yönelik çabaları engelleyecek bir çatışma
olmamalıdır.
Üyeler bir birlerine inanmalı ve güvenmelidir.
Üyeler birbirlerini kimin ne yapıp ne yapamayacağı yönünde tanımalıdır.
Üyelerin kaygı, korku, cesaret gibi yönleri takım liderince bilinmelidir.
Takımın ulaşacağı hedefler üyelere çekici gelmelidir.
Kararlar ve çözümler takımın her üyesinin katkısıyla oluşturulmalıdır.
Takım üyeleri kendilerini ve diğerlerini geliştirmek için elbirliği etmelidir.
Hedeflere ulaşmada takım lideri her üyenin yeni düşünce ve yöntem oluşturacağına
inanmalı ve ortam oluşturmalıdır.
Takımın her üyesi topladığı bilgileri diğer üyelerle paylaşmalıdır.
Takım üyeleri önlerine çıkan engellerden yılmamalı çözümün kendi gayretleri ile
sağlanacağına inanmalıdırlar.
Yönetim tarafından takımların gayretleri tanınmalı ve takdir edilmelidir.
Yönetim fazlaca ve gereksiz rotasyonlardan kaçınmalıdır.
Takımın Büyüklüğü
Takımlarda Üyeler
Üyeler karşılıklı yardımlaşmayı tanırlar ve hem kişisel hem de takım amaçlarına en iyi
ancak karşılıklı destek sayesinde ulaşılabileceğini anlarlar. “Yer yapmak” ya da kişisel
kazancını diğerlerinin üstünde tutmaya çabalamakla vakit kaybedilmez.
Üyeler hem kendi işlerine hem de birime sahip çıkma duygusunu yaşarlar, çünkü
kendilerine oluşturulmasına katkıda bulundukları hedeflere adamışlardır.
Üyeler açık ve dosdoğru bir iletişim uygularlar. Birbirlerinin bakış açısını anlamaya
çalışırlar. Üyelerin becerilerini geliştirmeleri ve öğrendiklerini işe aktarmaları teşvik
edilir. Böylece takımın desteğini alırlar.
Üyeler çatışmaları insan ilişkilerinin normal bir yönü olarak algılar ve bu tür durumları
yeni fikirler için birer fırsat olarak görür. Çatışmayı çabucak ve yapıcı biçimde
çözmeye çabalarlar.
Üyeler takımı etkileyecek karar süreçlerine katılır ama takımın bir karara varamadığı ya
da acil durumlarda son kararı liderlerinin vereceğini bilirler. Asıl hedef olumlu
sonuçlardır.
Takımların Özellikleri
Kendini değerlendirme;
Katılıma açık;
Mutabakat;
Risk alma;
Açık amaçlar;
Paylaşılmış liderlik,
Paylaşılan vizyon;
“Binlerce yıl süren insanlık tarihinin her aşamasında en değerli davranış biçimi
işbirliği olmuştur.”
Ashley
Montaqu
Toplumsal çekilme;
Başkalarından geçinme;
Ekipte başatlık gösterme;
Emici etkisinin ortaya çıkması; (Ben de çalışmıyorum)
İşlevsel olmayan işbölümü yapılması;
1.Empati kurar
2.Sinerji oluşturur
3.Motivasyonu yüksektir
4.Katılımcıdır
5.İyi iletişim kurar
6.Takım misyon ve vizyonunu benimser
7.Ekip başarısını ön planda tutar
8.Üretkendir
9.Bilgiyi paylaşır
10.Kendisi ile barışıktır
11.Takımını yüceltir
12.Pozitif düşünür
1. Ben merkezci(bireysel)
2.Sadece kendi gücüne inanan
3.Motivasyonu düşük
4.Bireyseldir
5.İletişime kapalı
6. Takım misyon ve vizyonunu benimsememiştir
7.Bireysel başarıyı ön planda tutar
8.Üretken değildir
9.Bilgiyi saklar
10.Küskün ve kavgacıdır
11.Takımı sabote eder.
12.Genelde olumsuz(negatif) düşünür.
Üstün başarı
Yüksek güdülenme
Kendine güven
Başkalarıyla çalışma isteği
Verimli etkileşim
Görüş açısı kazanma
Çok yönlü geribildirim
Etkili sorun çözme
Öğrenmede transfer
Stratejik akıl yürütme
Dünyadaki pek çok kültürü kapsayan bir araştırmada, kimi kültürlerin takım
çalışmasını kolaylaştıran, kimilerinin de zorlaştıran özellikler taşıdığı ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmanın sonuçlarında, Türk kültürünün takım çalışmasına yatkın kültürler
arasında yer aldığı görülmektedir.