Professional Documents
Culture Documents
İşletme Yöneti̇mi̇nde Planlama Sorunu Ve Önemi̇ PDF
İşletme Yöneti̇mi̇nde Planlama Sorunu Ve Önemi̇ PDF
PLANLAMANIN ÖNEMİ
1) Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sanayiyi yönlendiren pek çok kimse artık kendi
organizasyonlarında güçlü bir planlama fonksiyonunun oluşturulması gereğine inanmaktadırlar. Bu
inancın doğmasındaki temel neden ise sermaye sahiplerinin,hissedarların,rakiplerin ve tü-keticilerin
yoğun baskıları karşısında , yöneticilerin kendilerine emanet edilen kaynakları en et- kin bir şekilde
kullanma gereğini hissetmeleri,işletmelerin gittikçe büyüyerek daha karmaşık bir yapıya
ulaşması,hızla değişen dinamik pazar yapısı,yoğun rekabet ortamı,sürekli değişen eko- nomik
koşullar ve gelişen teknolojiye uyum sağlama gerekliliğini ancak planlama ile yerine getirebileceklerini
anlamış olmalarıdır.
2)Karmaşık ve ürkütücü bir gelişim hızı gösteren günümüz koşullarında, kuruluşlar nerede
olduklarını ,nereye nasıl varmak istediklerini saptayıp,geleceği belirlemek zorundadır. İşletme
planlaması değişiklikliklerin getirilmesi, yeniliklerin uygulanması için güçlü bir araçtır.Planlama
sadece gelecekteki olayların tahmini ile buna göre nasıl hareket edileceğini şimdiden düşünmek
demek değildir.Sistemli bir biçimde bugünden alınan kararlarla istenen geleceğe verme çaba-
sıdır.Planlama sürecinde tüm çalışanlar plan hazırlanması ve yürütülmesine katkıda bulunur ve
bireysel çalışmalarını plan perspektifi içinde değerlendirerek, kuruluş amaç ve hedefleri ile
özdeşleştirirler.Plan çalışmalarının bu niteliği, çeşitli düzeylerde yürütülen çalışmalar arasında
eşgüdüm sağladığı gibi, yarattığı belli bir bilinç ve heyecan ortamıyla da bireyleri yönetime katarak,
kuruluşa büyük bir güç kazandırır.
3)Planlama firma hedef ve stratejilerinin makro düzeydeki plan ve stratejileriyle paralellik
kazanmasını veulusal ekonomi hedeflerine ulaşma çabalarına firmanın olumlu katkıda bulun- masını
sağlar.Diğer taraftan özlenen geleceğin belirlenmesi sonucu ,gerek devletle yapılacak temasların
,gerekse diğer kuruluşlarla olan ilişkilerin önceden bilinmesine ve gerekli eylemler için en uygun
zamanın seçimine olanak tanır.
4)Planlama, yöneticilerin dikkatini, değiştirilmesi olası olmayan geçmiş zamandan çok, şu veya
bu ölçüdeetki edebilen geleceğe yöneltmektedir.
5)İşletmenin uzun süreli çıkarları üzerine dikkatlerini yöneltmeye çalışan yöneticiler,ileriyi daha
tutarlı ve açık bir biçimde görme yeteneğini,zamanla kazanmış olurlar.
6)Plan, kuruluşa akla uygun ve geçerli bir amaç, dolayısıyla bu amaç etrafında çabaların
yoğunlaştırılmasınıve yönetilmesini sağlar. Bununla da,zaman ve emek kaybı önlenmiş olur.
7)Ortak sayısının fazlalaşması daha çok kişinin yetki ve sorumluluk almasını ve bu da planla- ma
ve denetlemenin önemini giderek arttırır. Böylece işletmeden çıkar bekleyen kişiler fazlalaşır. Bu
fazlalaşmaya uygun olarak geleceğe ışık tutması ve gelecekteki beklentileri ortaya
koyar.(İşletmelerde Yönetimi ve Organizasyon,İşletme ekonomisi ve Yönetimi)
PLANLAMA SORUNU
1)Planlama eyleminde en büyük güçlük, geleceğin şimdiden, diğer bir değişle, planların
hazırlandığı sıradaisabetli bir biçimde tahmin edilmesi ve öngörümlenmesidir. Planlamada başarı,
büyük ölçüde isabetli bir tahminlemeye bağlıdır. Öte yandan, isabetli bir tahminlemenin oldukça zor
olduğunu unutmamak gerekir. Gelecekte bir takım "belirsizlik" ve "risk faktörleri" ile karşı karşıya
gelinmesi, tahminlemeyi güçleştiren en önemli nedenlerden biridir. Belirsizliğe neden olan faktörler
arasında :
A)İÇ ETKENLER:İnsan unsuru, işletme büyüklüğü, örgütleme sorunları,kurumun hukuki yapısıdır ki
bunlara yukarıdaki mevcut açıklamalarda genel olarak yer verilmiştir.
B)DIŞ ETKENLER:
i)Politik Etkenler:Devletin iktisadi politikasındaki durulma ve kararlarda süreklilik derecesi,
işletmenin ileriyi görme ve ona göre önlem alma olanağını etkileyeceğinden planlamada karşı-
laşılan önemli bir başka sorundur.
Siyasal yönetim karmaşıklığının olduğu bir ortamda planlama çalışmalarının başarı şansı
azalacak ve işletmelerde plan yapmak isteksizliği doğacaktır.
ii)Hukuki etkenler:Politik değişmeler sonucu değişebilecek olan iktisadi etkenler hukuki açıdan
yapılacak düzenlemelerle bütünleşir ve sonuçlanır. Plan yapımcılarının yapacağı hukuki etken- lerle
ilgili tahminler;yasal düzenlemelerin, işletmelerin izleyeceği yolun belirlenmesinde katkıda
bulunmasını sağlayacaktır.
iii)Teknolojik ve Sosyal Etkenler:Kurumun işletme içi etken teknik yapısının incelenmesi , mevcut
duran varlıkların durumunun saptanması ve değerlendirilmesini çalışmalarını kapsa- maktadır.
Çevresel etkenleri açısından teknik durumun incelenmesi ise,işkolundaki teknolojik gelişmelerin
araştırılmasını, kurumun ve öteki yarışmacıların bu teknolojik gelişmeler karşısındaki durumunun
ortaya konulmasını içerir. Teknolojik gelişmeleri izleyip fırsat ve tehlikeleri ortaya çıkarmak için
planlama çalışmaları araştırı niteliği ile en uygun yapıya sahiptir.
Sosyaldeğişimler ise kısa süreli planlama çalışmalarında önem kazanır. Örneğin talepteki
değişme eğiliminin zamanında saptanabilmesi ,ki iyi bir planlama ile olur, üretimde gerekli
değişikliklerin zamanında yapılmasını sağlar. Buda verimliliği arttırıcı bir etkendir.
İşletme yöneticileri, belirsizlik faktörlerinin etkilerini yok etmede veya hiç olmazsa bunların
etkilerini asgariye indirmede birçok önlemler alabilirler. İşletmede iyi bir muhasebe, bütçeleme
sisteminin varlığı ve sağlıklı istatistiksel verilerin kullanılması mevcut durumları değerlendirme ve
gelecekteki belirsizlikleri tahminlemede yardımcı olurlar. Bunların yanında bilgi miktarını arttırmak da
gerekir. Böylelikle daha nitelikli tahminler yapmakmümkün olur. Planlama da bilgiyi arttırmanın
önemli bir unsurudur.
2)Yönetici ve planlancı planın yapılmasında birbirine bağımlı durumdadırlar. Yönetici vereceği
kararlarla planlamanın yönünü çizer ve planlamacı yöneticinin verdiği kararlar doğrultusunda bilgileri
analiz eder ve geliştirir. Mevcut durumları değerlendirerek alternatif koşullar geliştirip bunların
sonuçlarını değerlendirir. Ancak yönetici plan çalışmalarına katkısının olmasını ister. Kendi
katkılarının olmadığı plan çalışmalarını benimsemeyecektir. Yönetici kendi dışında hazırlanmış olan
planları yetkisinin elinden alınması şeklinde yorumlayacaktır.Bu da planlamanın hazırlanmasında
yaşanacak sorunlardan bir diğeridir. Dolayısıyla tepe yöneticisinin bizzat plan çalışmalarına
yardımcı olarak, planı benimsemesi ve planı yönlendirmesi gerekli olduğu gibi, diğer yönetim
kademelerini buna yönlendirmesi gerekir.
3)Yönetimde günlük problemlerin anında çözüme kavuşturulması gerektiğinden ve bunun da pek
çok günü doldurmaya yetmesi nedeniyle yöneticiler geleceğe yönelik planlar yapmak için yeterli vakit
bulamamaktadır.
4)İşletme ile ilgili bütün faktörleri tahmin etmeye çalışmak soyutsal bir zihinçabasıdır. Bu, iş
yapmaktan zevk duyan", karar vermeye ve eyleme dönükyöneticiler için özellikle zordur.
5)Planlama çalışmalarının ayrılmaz bir unsuru da "tartışma platformlarıdır."Yönetim
kademelerindeki her yönetici işleriyle ilgili yaptıkları planların diğer bireyler tarafından
eleştirilmesini kendi işlerine müdahale olarak görürler. Bu tavır esas itibariyle bu kimselerin ya
kendilerine yada işe güven duymamalarından kaynaklanır.
6)Planlama aşamaları sırasında sorunlar daha da artabilir. Örneğin aşamalar diğer işletmeler-
den kopya ediliyorsa veya bu güne kadar kullanılan klasik planlar örnek alınarak yapılıyorsa planlar
yararsız olabilir. Çünkü planlar geçerliliğini, şu anki koşullara uyduramazlar. Planların geçerliliğini
sağlamak için,günümüz ve işletme koşullarına uyumlu olması yada uyumlu olacak şekle getirilmesi
gerekir.
7)Yapılan planların çok sık değiştirilmesi, organizayon içinde yer alan bireyler tarafından planın
benimsenmesini zorlaştırır ve kullanımını (geçerliliğini)azaltır.(İşletme Ekonomisi ve
Yönetimi,Bütçeden Stratejik Yönetime,İşletmelerde Kısa ve Uzun Süreli Planlama)
PLANLAMA ÇEŞİTLERİ:
Planlama süreci sonucunda planlama türleri bakımından değişik ayrımlar yapılmaktadır.
Buna göre:
1)Kapsamı Açısından Planlar:Kapsamlarına göre planlar,işletmenin
tamamıyla ilgili,işletmeyi bir bütün olarak ele alan planlar ve işletmenin bir bölümü veya bir birimi ile
ilgili olabilir. Bütün olarak ele alınan planlara örnek olarak uzun süreli işletme planları ile yıllık işletme
programlarını verebiliriz. İşletme bölümüyle ilgili planlara ise satın alma,üretim ve işgücü planlarını
örnek gösterebiliriz.
2)Tekrar Edilme Durumlarına Göre Planlar:Bunlar tek kullanımlı ve sürekli planlar olarak ikiye
ayrılabilir. Bir kerelik planlar yatırımlar , programlar , projeler,bütçeler gibi bir defa yapılması söz
konusu olan işlerle ilgili olarak düzenlenen planlardır. Örneğin 1998 yılı bütçe- si,bankacılıkta
otomasyona geçiş projesi gibi. Sürekli planlar ise süreklilik gösteren işletme çalışmaları ile ilgili
olarak düzenlenir. Politika, prosedürler ve usuller sürekli planlara örnek gösterilebilir.(Bir işletmenin
işe alma politikası,hammadde malzeme prosedürleri gibi.)
3)Kapsadıkları Zaman Açısından Planlar:Sürelerine göre planlar kısa,orta ve uzun süreli diye
üçe ayrılır.Kısa süreli planlar bir yıl veya daha kısa bir süreyi kapsar. Bunlar genellikle bir
dönemliktir(yıllık programlar gibi).Ayrıca dönemler üç aylık,altı aylık veya bir yıllık zamanları kapsar.
Orta süreli planlar ise birkaç yıllık olabilir. Bu süre genellikle beş yıllıktır. Birkaç süreyi içeren
yatırımlar buna örnek olabilir. Uzun süreli planlar beş yıldan başlar ve duruma göre süresi artar.
Ancak süre uzadıkça tahminlerin gerçekçiliği azalıp planlardabelirsizlik doğabilir.
4)İlgili Oldukları Örgüt Kademesi Bakımından Planlar:Stratejik ve operasyonel planlama
olarak ikiye ayrılır. Stratejik planlama işletmeyi bir bütün olarak değerleyen,en yüksek yönetim
seviyelerinde sistematik olarak işletmenin ulaşmayı düşündüğü amaçların belirlenmesiyle ilgili
değerlendirmelerdir. Stratejik planlama güttüğü amaçlar nedeniyle uzun süreli bir planlamadır.
Operasyonel planlama ise işletmelerin alt kademelerine inildikçe bir bölüm veya bir departmanla ilgili
uygulamaya dönük bir planlama niteliği taşır.
5)Teknik Yapılarına Göre Planlar:
a)Değişmez planlar:Değişmez planlarda varsayımlar,planın uygulama süresi içinde deği-
şiklik gösterdikleri taktirde,değişen varsayımlara göre planda değişiklik yapmak söz konusu
olmamaktadır. Planın işletmeye maloluşunun yükselmesi olanağının bulunması,işletme planla- rında
bu yöntemin uygulanmasına neden olmaktadır.
b)Seçeneklere göre değişmez planlar:Plan hazırlanması sırasında,seçeneklerin her birisi için
önlem alınması ve birden çok seçeneğin göz önünde bulundurulması zorunluluğu olabilir. Her
seçenek için ayrı plan hazırlanması,hazırlanan planlardan gerçekleşen seçenekle ilgili ola- nının
uygulama alanına konulması,planlama çalışmalarının maloluşunu çok arttıracaktır.
c)Değişken planlar:Teknik yapısına göre,başka bir planlama yöntemi de, gerçekleşmesi
beklenen her iş hacmi düzeyinde sayıları ayarlanabilen bir planlama hazırlanmasıdır. Bu yöntem-
den işletme planlamasında yıllık programların yapılmasında yararlanılmaktadır. Uygulamada "esnek
bütçe" kavramı ile anlatılmak istenen çalışmalar buna örnek olarak gösterilebilir.Değişken
planlamanın en önemli yararı,sapmaların ve bunun sorumlularının zamanında saptanmasına
yardımcı olmasıdır.(İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon,İşletme Ekonomisi ve Yönetimi)
AVANTAJLARI:
a)Model kurma ve bilgi toplama işini ihtimamlı düşünme ve kavramları net tanımlama (örneğin
etkili kapasite)işlemini sağlar.
b)Bilgisayar,yüksek bilgi birikimini bünyesinde barındırır. Bu işlem sırasında detaylara girilmediği
sürece yararlıdır.
c)Hesaplama hızı yüksektir. Model kurulup, veriler girilirse, varyasyonlar ve tahminler bilgi-
sayarca hızlı bir şekilde araştırılabilir.
d)Alternatif imkan ve tahminlerin değerlendirilmesini sağlar.
DEZAVANTAJLARI:
a)Derin bir araştırılmaya gidilmesi gerekir. Bu nedenle modeli kurmak, gerekli bilgi ve tah-
minleri sağlamazorluluğu vardır.
b)Süreç içinde modelin verdiği kararlar kullanıma uygunsuz hale gelebilir. Değişen koşullara ayak
uydurmaz ve modelin hangi amaçlar için uygulanacağında kararsızlığa düşülebilir.
c)Sadece modeli kuranların anlayabileceği kurallar çerçevesi üzerine sistem kuruludur.
Kullanıcılar tarafından anlaşılması ve kabul edilmesinde zorluklar çıkabilir.
d)Model problemin analizinde somutluktan uzak, operasyonel eğilimler taşır.(The Rise and Fall of
Strategic Planning)
PLANLAMANIN YARARLARI
1)Planlama ile geleceğe yönelik seçenekler yelpazesi, sistemli bir şekilde daraltılabilir
kaynakların harcanması konusunda en doğru kararlar verilebilir ve hata payı en aza indirilebilir.
2)Planlamanın olmaması durumunda firma, geleceğe yönelik kararlarını sadece kendi dışından
gelecek seçeneklerin zorlamasına göre verecektir.
3)Yöneticiler stratejik planlama ile sürekli değişmenin yarattığı fırsat ve tehlikelere hazırla-
nabilir, onları kendileri için değerlendirebilir ve fırsatlar karşısında azami yararı elde ederken
problemlerini en aza indirebilirler. Böylelikle rakipler karşısında firmanın sürekli güçlü ve avan- tajlı
olması sağlanmış olur.
4)Planlama firmanın bölümlenmesi olgusunu önemli ölçüde zenginleştirir, geliştirir,firmanın
otonomi verilmesinin en uygun olacağı bölümleri belirlenir;firmanın bütün potansiyalini geliş-tirmek
üzere gerçekten yeterli ve geliştirilmiş, ortak çözümler ve ortak sorumluluklar ortaya çıkarır.
5)Planlama ile her pazarın değerlendirilmesi, pazarlardaki değişmelerin özünün belirlenmesi ve
bu pazarlarda firmanın yerinin konumlandırılması mümkün olabilir. Ancak bu hususlar yerine
getirilirse firma kaynaklarını olumlu bir şekilde değerlendirmiş olacaktır.
6)Planlama kuruluşa sistemli düşünme ve karar alma alışkanlığını getirir. Problemlerin pek
çoğunun kökünde sistemsiz bir yönetim anlayışı yatmaktadır. Planlama bu problemlerin çıkması- nı
önleyecek temel tedbirdir.
7)Faliyetlerini çeşitlendirmiş olan firmalarda planlama, yönetimde birleştirici etki yapar. Firmanın
bir bütün olarak, sonrada bünyede yer alan her işletmenin ayrı ayrı amaçlarının belirlen- mesi ve
firmada yer alan çeşitli bölüm ve fonksiyonların yeterlilik derecelerinin ölçülmesiyle başlayan
planlama süreci, firmanın önemli yöneticilerini diğerleriyle üzerinde birleştikleri ve inandıkları aynı
amaçlara yönlendirecektir.
8)Planlama süreci firmaya uzun süreli düşünme yeteneği getirir.Bu disiplini kazanan bütün
yöneticiler,günlük kararlarını dahi uzun vadeli bir perspektifin süzgecinden geçirerek verme
alışkanlığını elde edeceklerdir.
9)Formel planlama sürecinin en önemli katkılarından bir diğeri yöneticilerin firmanın faali- yetleri
ve amaçlarıyla bunları gerçekleştirilmesi yolları hakkındaki genel bilgi ve kanaatlerini
zenginleştirerek yönetim becerilerini geliştirmelerine zemin hazırlamasıdır. Bu yönüyle planlama aynı
zamanda çok değerli bir eğitim ve yetiştirme aracıdır. Yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yuka- rıya
bilgi,görüş ve tecrübe akışını artırarak bir anlamda yönetime katılmayı ve firma içindeki
demokratikleşmeyi de sağlayacaktır. Böylelikle firmada varolan otokratik yönetim biçimlerinin
doğurabileceği bazı telafisi güç problemler önlenmiş olacak, iletişimsizlikten kaynaklanan
dengesizlikler giderilecektir.
10)Planlama firmaya bir benlik kazandırır. Benlik insan davranışlarının sınırlarını nasıl belirliyor
ve onadüzenleyici olarak hizmet ediyorsa,aynı şekilde planlı çalışmalarla oluşacak girişimci bir firma
benliği de, tüm organizasyon için büyük bir güç anlamına gelir. Kısaca planlama fonksiyonuna,
benliğin kurumsallaşmış bir benzeri yada organizasyonun her düzeyini kapsayan bir girişimci benlik
de diyebiliriz.
11)Buhranlı durumlar, gecikmeler ve bu gibi işletme çalışmalarına zarar verici etkenleri önceden
görüp gerekli önlemleri alma olanağı sağlar.
12)Kontrol için gerekli standartların ortaya konulmasını sağlar.
13)Planlanmış bir davranış biçimiyle, bir yöntem ve uygulama, kısa zamanda standartlaşır ve
muhtemelen,olası olan "en iyi yol"durumuna gelir.(İşletme Ekonomisi ve Yönetimi)
PLANLAMANIN ZARARLARI
1)Planın başta sayılabilecek sakıncası önemli zaman ve enerji hacamalarını gerektirmesidir.
Niteliği yüksek ve dolayısıyla pahalı personel ve araçlarıgerektirdiğinden her kurum bunu göze
alamaz.
2)Matematik verilerin işlenmesi ve elektronik aygıtların kullanılması, istatistik gibi kantitatif
yöntemlerle, davranış bilimleri üyelerinin yönetime yabancı olmalarından dolayı bu yeni planla- ma
araçlarının kullanılmasında işlenecekleri hatalar da önemli bir sakınca oluşturur.
3)Kapsam ve süreç açısından planın eksik ve hatalı olması, saptanan amaçlara ulaşılması yerine
bazı dilek ve istekleri yansıtan bir belge niteliği taşır. Böyle bir durumda plansızlık planlamadan
daha isabetli olur. Büyükyatırımlar için yapılan planlamalardaki yanlışlık işletmele- rin büyük zarara
uğramasına neden olur.
4)Planın kapsayacağı uygun(optimum)zaman süresi, yani kısa veya uzun süreli olup olmaması,
konusunda da hatalar yapılabilir. Genellikle uzun süreli planlarda isabet derecesi azalır. Zira gelecek
olayları doğru birbiçimde öngörümleme olanakları oldukça kısıtlıdır. Öte yandan, sürenin daraltılması
yani kısa süreli planların
hazırlanması durumunda ise, uzun bir dönemdeki gelişmelerin ihmal edilmesi veya planlamanın
yararının azaltılması söz konusu olabilir. Bu nedenle, hazırlanan her planlama örgütün durumuna
göre optimum bir süreyikapsamalıdır.
5)Planların hazırlanması için harcanacak zaman süreci de önemlidir. Hızlı değişmelerin görül- düğü
durumlarda sürekli kararlar almak gerekir. Gereken inceleme ve araştırma yapılmadan alınacak hızlı
kararların doğruluk derecesi azalır. Örneğin, rekabetin yoğun olduğu ve ekonomik koşulların hızlı
değiştiği bir ortamda işletmelerin ani kararlar alması gerekir. Fakat bu sırada hız ile doğruluk derecesi
açısında optimum bir dengeninkurulması gereklidir.
6)Plan belirli bir çalışma düzeni ve dolayısıyla standart yöntemler ortaya koyar. Bazı durum- larda
planlamafikrine alışan kişiler, plan kapsamı dışında kalan konulardaki değişmeleri ve gelişmeleri
ihmal ederek bir tür katı bir tutum veya direnme eğilimi gösterirler. Esnek olmayan bu eğilimi
azaltarak kişilerin değişen koşullara uyumlarını sağlamak için, planlarda belirl iaralık- larla
revizyonlara gitmek ve önceden saptanan durumlar için belirli önlemler almak gerekir.
7)Yöneticilerin dikkatini gereğinden fazla geleceğe çevirmesi ve içinde bulunduğu durumu ihmal
etmesi,planlamanın ortaya çıkarabileceği diğer bir sakıncadır.
8)Planın önemli sakıncalarından bir diğeri de plan uygulayıcılarının girişim potansiyelini köreltmesi
ve onları bir tür otomat durumuna sokmasıdır.
oyması bakımından planlamaya duyulangereksinme fazlalaşır.(Leading andManaging)
Bence yönetim olarak yani işletme yönetimi olarak işletmeler arasında herhangi bir fark
yoktur.İşletmelerin iştigalleri değişir, ama tüm işletmelerin yönetimleri aynıdır.bunu daha da açık
hale getirmek istiyorsak şunu söylemek istiyorum;yatırım politikaları,üretim politika-
ları, finansman politikaları gibi politikalar kesinlikle değişmez,birbirinin aynısıdır.Sadece yaptığınız iş
değişir.Bir yatırıma başlamadan önce bir satış politikasının ele alınması lazım, yani sizin tabirinizle bir
satış planının yapılması. Üretimini düşündüğünüz mamülde bir pazar var mı? Yok mu?Daha yatırımı
yapmadık.İlk önce bir satışın yapılması lazım.Yani belgelere dayanan aklı başında bir satış planının
yapılması lazım.Üretimini düşündüğünüz bu yatırımın dünyada ve yurttaki satışı ne
durumdadır?Pazarları yurtta ve dünyada nerededir? Dünyadaki ve yurttaki üretim adetleri
nedir?İhracat durumu var mıdır?İç piyasaya satış yapacak mısınız?Dış piyasaya satış ne kadar
yapacaksınız?Satış fiyatlarınız nedir?Rakipleriniz nedir?Hedef pazarlarınız hangileridir?Bunlardan
sonra plan yapılır.Baktık ki satış imkanımız var, yatırım planı hazırlanır.Biz bu yatırım planına
fizibilite diyoruz.Fizibilite bir yatırıma başlamadan önce o yatırımın bütün verilerini ortaya koyan,
verimliliği bize
anlatan bir çalışmanın ürünüdür. Fizibilitede hayali olarak artık bir işletmayi çalışır hale geti-
ririz. Giderleriyle gelirleriyle,hammaddeleriyle, personeliyle ve karıyla yani bütün düşündü-
ğünüzü kara dökersiniz.Hatta karlılığına kadar fizibilite etüdünde gidebilirsiniz.Tabi bu fizibilitenin
içine üretim, yatırım, finansman, satış,personel girer.İşletme işte bu daireyi tamamlamak
zorundadır.Eğer bu fizibilite etüdü olumlu sonuç verirse yatırımı uygun bir yerde, uygun bir biçimde
başlatırsınız.Ancak rekabet koşullarına uyabilmesi için rantabıl bir
şekilde işletme kurulmalıdır.pazara yönelik geliş yerel olmamalıdır.İşletmenin yeri, hammad-
de kaynaklarının yeri, yatırım yerinin tespitinde çok çok önemlidir.En önemlilerinden birisi
de yatırım finansmanıdır.Türkiye'de en büyük hatanın benim tecrübelerime göre yatırım
finansmanında yapıldığını görmekteyim.
Neden yatırım finansmanı?Sektöre ve bölgelere göre değişen Hazine ve Ticaret
Müsteşarlığı'nın belirlediği bazı oranlar vardır.Öz kaynak ve borç %60-%40 olabileceği gibi
%50-%50 olabilir.Devletin teşvik vermediği durumlarda işletmelerin kısa vadeli borçlarla ya-
tırım yapıldığı görülmektedir.Yatırım %50 borç %50 öz kaynakla yapılıyorsa alınacak olan borcun
uzun vadeli olması lazım.Uzun vadeli borç nedir?Finansman kitaplarında 5-15 yıl arası, bazı
kitaplarda 5-8 yıl arası olarak belirtilir.Ama bana sorarsanız 5 yıldan kesinlikle az olmamalıdır.Hatta
ilk birkaç yılı faiz ödemesiz, ana para ödemesiz olmalıdır.Özellikle tekstilde son yıllarda yaşanan
krizin kısa vadeli borçlarla yapılan yatırımların geri dönmemesi,yatırım sonuçlarının planlandığı gibi
geri dönmemesi işletmeleri sıkışık hale getirmiştir.Borç almanın üç tane yükümlülüğü vardır:Aldığınız
parayı zamanında ödeyeceksiniz,ihracat yapıyorsanız zamanı geldiğinde ihracat tahhüdünü yerine
getireceksiniz.Bunları yapmazsanız birçok ceza alırsınız ve işletmeyi kötü duruma
düşürürsünüz.Faizi kat kat fazlasıyla ödersiniz.Anaparayı ödeyemezseniz bankadan haciz
gelir.İhracat kredisi vermezler.İşletmeyi sıkıntıya sokar.Bu paraları ,yeni borçları kapamak için
piyasaya maliyetin altında malı satmak zorunda kaldık.Sonuçta işletmelerin karlılığı azaldı.
Yatırımın bir fizibilite etüdü ile yapıldığını söyledim.Yatırımın orta ve uzun vadeli borçlarla
yapılmasının gerekliliğini söyledim.Bir satış planının yapılması gerekliliğini , bir pazarın bulunması
gerektiğini söyledim.İmar planına ve yasalara uygun bir şekilde yapıldık-
tan sonra artık işin en önemli kısmı olan organizasyona geliyor.Yani kurulmuş olan işletmeyi nasıl
organize ederiz?Yani insan unsuru ön plana çıkıyor.Bir işletmeyi saygın, güvenilir,aklı başında
yapan; bir işletmeyi tam aksine kötü duruma düşüren insandır;bir başka ifade ile o işletmede çalışan
insanların kişiliklerinin işletmeye yansımasıdır.Yani o kişiler nasıl insanlarsa işletmeler de öyledir.Asıl
olan alınacak insanların özelliklerinin önceden iyi şekilde belirlenip planlanmasıdır.Yani personel
alımında uygulanacak politikaların planlamasının çok iyi yapılması ve kriterlerin çok iyi tespit
edilmesi lazımdır.Türkiye'de adama iş bulma var.Adama iş bulunmaz, işe adam olur.Bunlar çok
farklı şeyler.Nedir bu?Yapılacak işin nitelilerine uygun kalitede niteliklere sahip bir elemenın
bulunmasıdır.İşte size bir personel alım planı.Zaten aksini yaparsanız en değerli varlık olan insanı
harcamış olursunuz, işletmeyi başarısız kılarsınız.İşin niteliklerine uygun insan almazsanız o kişi
başarılı olamaz.İşletmenin hiçbir hatır gönül gözetmeksizin işe uygun elemanı alması lazım.Benim
şu ana kadar yaptığım başarılı çalışmalarda canlı ile cansız,yani hammadde ile insan, makine ile
insan arsındaki ilişkiyi çok güzel bir şekilde kurdum. Ama ne yazık ki çalıştığım yıllar boyunca canlı
ile canlı arasındaki iletişimi bir türlü sağlayamadım.Yani çalışanlar arasındaki koordinasyonu. Bunun
nedeni de insanın çetrefilli, çok karmaşık bir yapıya sahip oluşudur. Bu da yaptığım planların iyi bir
şekilde gerçekleştirilmesini olumsuz yönde etkiledi.Ne kadar iyi bir insan olursanız olun, bilgi olsun,
kültür olsun, isterseniz ağzınızla kuş tutun bunların hiçbir yararı yoktur.Başkasını idare
edemez.İnsanları iyi tanıyacaksınız, onları iyi bir verim alacak şekilde yönlendireceksiniz.
Bir üretime soyunmak için 3 faktörün olması lazım.1)Sermaye 2)Hammadde 3)İş gücü
Ben bir müteşebbis olarak bir işe iş gücünü kabul ederek soyunacağım.Mesai arkadaş-
larım (çalışanlar)olmadan ben hiçbir iş yapamam.
Şimdi gelelim üretime.Üretimi oluşturan üç önemli faktör vardır:
1)KALİTE:Kalite konusuna hiç girmeyelim çünkü uçsuz bucaksız bir konu.
2)ZAMAN:Bir malı sadece üretmek değil,ayrıca uygun zamanda üretmek önemlidir
ki buna temin diyoruz.
3)FİYAT:Fiyat uygun olmalıdır.
Yani bir üretime başlamadan önce bir üretim planının yapılması lazımdır.Satış planının
yapılmış olması lazımdır.Artık dünyada rekabete açık olmayan bir sanayi yoktur.Hepsi rekabete
açıktır.Önemli olan bir malı hem ucuza hem kaliteli hem de uygun zamanda üretmektir.En kısa
zamanda tüketiciye ulaştırabilmektir.
Satın alma politikalarının çok iyi olması lazım.Uygun zamanda uygun kalitede, en
iyi kaynaktan en verimli satın almanın yapılması gerekir.İşletmenin maliyeti neredeyse,siz de orada
olacaksınız.
Satın almanın vadeleri de önemlidir.satın almanın en önemli kriterlerinden birisi de;
zamanında; ne erken ne de geç olmasıdır. Eğer erken alırsanız işletmeyi stok maliyetine
sokarsınız.Geç alırsanız üretimi geciktirirsiniz dolayısıyla teslimatı.Bunlar bir işletme için önemli olan
noktalardır.
?Soru:Planlama yaparken çeşitli faktörleri göz önüne almak gerekir.Bu konudaki görüşleriniz
nelerdir?
?Cevap:Bir yatırımcı için en önemli faktölerden birisi ileriyi görebilmesidir. Önünü görebilmek de
ülkede uygulanan iktisadi,ekonomik politikaların istikrarlı olmasıdır.Eğer politikalar istikrarsız
ise,siyasetçiler güven vermiyorsa ,yatırımcının yatırım yapma isteği
kaçar.Yanlış politikalara gitmemek lazım.Şimdi ben size mesela tekstil sektöründeki bazı o-
lumsuzluklardan bahsedeceğim.Türkiye'deki tekstil krizini etkileyen üç önemli faktör vardır.
Birincisi ülke içerisinde uygulanan politikalardan kaynaklanan sorunlar;ikincisi dış dünyadan sorunlar
ve üçüncüsü de işletme içi sorunlardır.İçten, Türkiye içinden kaynaklanan problemler nelerdir?Ne
yazık ki Türkiye son yıllara kadar siyasi bir istikrara kavuşamadı.Yani
Siyasi istikrar yoksa ekonomik istikrar da yoktur.10 yılda 10 tane hükümet değişmiş,her hükü
metin değişik politikaları var.Her yeni gelen hükümetle bir hızlanma,sonra hükümet gidince bir
duraksama oldu.Ülke dur kalkla çok zaman kaybetti.Bunlar içten kaynaklanan sorunlar.Dış
dünyadan kaynaklanan sorunlar.Uzakdoğu krizi,Asya krizi.İşletme içinden kaynaklanan sorunlar:Bir
zamanlar talep çok fazlaydı.Bunun sonucunda çok yatırım oldu.Çok
büyük kapasite yatırımları yapıldı.Ancak zamanla talepte bir azalma yaşandı.Talep azalmaya
başlayınca kapasite kullanma oranları azalmaya başladı yani verimlilik düştü.Talep azalmaya
başladı fiyatlar düştü,bu defa o günkü fiyatlarla satmaya başladık.Oysa bir malın ekonomik değeri
vardır.Ekonomik değerin altında satılan mal,o işletmeye çok büyük zararlar getirir.
Siz ister dev olun,ister şirket,ister de aile eğer giderleriniz gelirlerinizden fazla ise o şirketi ayakta
tutamazsınız.Şimdi bu sektörde maliyetin altında mal satma kalışkanlık haline geldi.Bu nedenle birçok
firma ayakta durabilmek için işçi çıkardı,birçoğu kapandı,birçok fabrika iflas etti,birçoğu üretimini
yavaşlattı.
Yeni yılla beraber sektör toparlanmaya başladı.İsterseniz 2000 yılının politikasından
bahsedelim.Yeni bir hükümet kuruldu.enflasyonu aşağı çekmek için bir dizi önlem aldı.Her
ayın dövize kurunu 2000'in martına kadar belirledi.Ben şahsım için konuşuyorum. Hükümetin bu
politikalarını destekliyorum.Halkın enflasyondan çektiği acıları ortadan kaldırmak için bu hükümet
politikalarını destekliyorum.Bu politikaları uygularken bazı hassas
noktalara dikkat etmek lazım.Kurları tek tek kayıt etmek Merkez Bankası'nın görevidir.Bir ta
rafta serbest piyasa ekonomisi var ,diğer taraftan da devletin müdahalesi.
? Soru:Peki nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
?Cevap:Maliyeti tutturamıyoruz.Çünkü bazı sorunlarımız var.Maliyeti göz ardı etmemek lazım. Döviz
kuru kısmını da göz önüne almak lazım.Aralarında bir değer olmalıdır.Bu 2000 yılında bizim
yaşadığımız sorunlardan birisidir.
Arkadaşlarımız hükümetle bu konuda görüştü.Nasıl sonuçlanacak hepimiz merakla
bekliyoruz.Burada A veya B şirketi gözetmeksizin önemli olan nokta müşterinin
kaybedilmemesidir.Çünkü Pazar kolay kazanılmıyor. Çocuklar.pazarlar çok zor kazanılır.Bir kere fiyat
tutmaması nedeniyle o pazarları kaybedecek olursak,o pazarlara başkaları girer.Uzakdoğu-Orta-
Yakındoğu,Çin,Hindistan,ABD ve Avrupa ülkeleri Türkiye ile iyi mücadele ediyorlar.İş gücü çok ve
ucuz ,ekonomileri iyi ve devlet sübvansiyonları mevcut.Ben buna suni teneffüs
diyorum.Sübvansiyona sebep o ülkenin verdiği sübvansiyon dahilinde maliyetinin düşmüş
olmasıdır.Bu bir zamanlar Türkiye'de de uygulandı.Dikkat edilecek bir çok konu var.Bence bu
siyasetçilerin görevi.Siz işletmeyi iyi idare etseniz de dıştan gelen faktörler olumsuz olduğu taktirde o
işletmeyi iyi bir şekilde yönetmeniz çok zordur.Hem sektörün dışındaki problemler hem de içindeki
problemler .Maalesef söylüyorum ki kendi meslektaşlarımdan gelen problemler.
?Soru: Planlamanın sorunları nelerdir?
?Cevap:Şimdi bakınız,plan bir hedeftir,bir amaçtır.En kötü plan plansızlıktan iyidir.Her plan doğru
demek değildir. Planı elbette insanlar yapar,hata da yapabilirler.Yalnız dikkat edilmesi gereken çok
önemli bir husus var;planı yaptıktan sonra o planı adım adım izlemek ve kontrol etmek lazım.
Bir plan yapıldıktan sonra kontrol edildiği taktirde hataları görüp o planın doğru işlemesini
sağlayabiliriz.Ancak en büyük hata planı yaptıktan sonra kontrol etmemek olur.Yanlış plan
yapmışsanız sizi yanlış sonuçlara götürebilir.
İşletmeyi riske etmeyecek planlara ihtiyacımız vardır.Bir kere son zamanlarda maliye-
tin altında mal satılmamasına uğraştık.Müşteri portföyümüzü gözden geçirdik.Yani seçici
müşteri uygulamaya başladık. Daha güçlü olabilmek için sermayemizi arttırdık.Çeşitli tasarruf
politikaları uyguladık.Elektriğinden ,suyundan işletmenin tüm giderlerini mümkün olduğunca düşük
tutmaya çalıştık.Ekonomi bir konjüktürdür.Dünya'da ekonomi hiçbir zaman aynı seviyelerde
gitmez.Konjüktür tavana vurur , düşmeye başlar, daha sonra yeniden toparlanır.Bu devrede
toparlanmayı başaranlar tekrar yükselir,diğerleri ise yok olur.
İşletmeler özel sektörün,şahısların olduğu gibi ayrıca ülkenin de malıdır.İşletmeler bana göre
bir kamu malıdır.Bu sebeple işletmeleri ayakta tutabilmek için devlet elinden geleni yap-
malıdır.
Yatırım yapmayan , teknolojisini geliştirmeyen işletmeler ayakta duramazlar.
?Soru:Önerileriniz nelerdir?
?Cevap:Yatırımdan,teknolojiden,üretimden,pazarlamadan,satın almadan,personelden ,satıştan tutun
hepsinde planlama yapmak lazımdır.
Satın almadan satışa kadar işletmede birçok kademe vardır.Bütün bu birimlerin ilgili birimlerce
en iyi şekilde planlanlanması lazımdır.İyi bir organizasyon şeması çizilmelidir.Organizasyon şeması
olmayan bir işletmede içeride birçok olumsuzluklar oluşur.
Organizasyon şeması, yetki ve sorumlulukları belirler.İşletmelerde yetki ve sorumlulukların
şekillenmesi ve görev tanımlanmasının yapılması ve insanların bu görev tanımlanması dahilinde
çalışması gerekir.
?Soru:Zor dönemlerde ürün çeşitliliğine gittiniz mi?
?Cevap -Evet gittik.Sonuçta geliyoruz maliyete.Fiyatın uygun olması ;yani maliyetin tutturulması
lazım.Üretimin arttırılması bizim maliyeti azaltacağından, ürün çeşitliliğinin arttırılması maliyeti
düşürücü bir etken olarak düşünülebilir-eğer pazarınız uygunsa.
Maliyetin işletmelerde en iyi şekilde hesaplanması lazımdır.Maliyeti tutturamazsak çok büyük
hata yapmış oluruz. Bir de işletmedeki sonuçların kısa vadede kontrol edilmesi lazımdır. İşletmeler
çok uzun vadede maliyetlerini kontrol ediyor ama iş işten geçmiş oluyor.Siz kar ettiğinizi sanırsınız
ama sene sonunda bir bakarsınız ki zarar etmişsiniz. Maliyetin sıkı bir şekilde denetimi ve kontrolü
ayrı bir çaba gerektirir.
?Soru:O zaman işletmelerde kısa vadeli plan daha avantajlıdır?
?Cevap:Gayet tabi. İnanın planın yapılması kadar uygulanması çok çok önem arz eder.Takibi
izlenmesi gerekir.Yapılmış ama ugulanmamış bir plan , plan olmaktan çıkar.
Hükümet politikalarının çok iyi olması lazım.Yarınları iyi görebilmek gerek.Ama şu anda
sektör olarak çok belirsizliler içinde değiliz.
?Soru:Borsa'ya girme planlarınız var mı?
?Cevap:Hayır bana göre borsa sanayicinin işi olmamalı.Gerçek üretime bence yönelmiş olmalı.
Borsanın bir çok faydaları var ama Türkiye'deki borsanın istikrarlı olduğunu düşün-
müyorum. Benim tarzım değil.
Güçbirliği Holding A.Ş'ye çekilen faks, üretim müdürü Sayın Çetin YÜZBAŞIOĞLU tarafından
aşağıdaki şekilde cevaplandırılmıştır:
İşletme yönetiminde yapılan planlama hataları şirketlerin geleceğine çok büyük etkide
bulunurlar.Bunun en güzel örneği dünyanın en büyük spor giyim üreticilerinden biri olan Adidas
firmasının 1970'lerde zirvedeyken 1980'lerde yaşamaya başladığı hızlı düşüşü örnek olarak
verebiliriz.
Planlama işlemi gelecekle ilgili görüşler içeren varsayımlar gerektirir. Planlar yönetime doğru şekilde
takip edilecek yolu gösterir ve koşullar değiştikçe değişirler. Planlamacılar bu değişiklikleri görmeli ve
değişen koşullara göre planları değiştirmelidir.1970''i yılların ba-
şında atletik ayakkabı endüstrisi bir tek firma yani Adidas'ın kontrolü altındaydı. Fakat 1980'
lerde , 1970'lerde varolmayan ve daha sonra ortaya çıkan ve başını %50 oranla Nike'ın çektiği 4
firma ABD'de pazarın %75'ini ele geçirdi. Adidas'ı bu felakete ne sürüklemişti?
Adidas'ın en azından üç plan varsayımı hatalıydı:
1)Adidas ülkede Jogging ve Fitness'ın ortaya çıkaracağı büyük popülariteyi planlamakta
başarısızlığa uğradı.
2)Atletik ayakkabılarda teknolojik buluşların ortaya çıkardığı yüksek esneklik, daha az ağırlık ve
yüksek konfor gibi özellikler önceden planlanmadı.
3)Yeni açılan firmaların kısa periyotta herhangi bir tehdit yaratmayacağı düşünüldü.
Çünkü bu firmaların yüksek miktarda ayakkabı üretecek fiziksel alt yapıları yoktu.Ancak Nike
ayakkabı üretimi için Uzak Doğu'daki firmalarla bağlantıya geçmesi şok etkisi yarattı.
Nike'ın bu yeni üstünlüğü kısa süreliydi. Çünkü Nike aerobik çılgınlığını önceden plan-
layamadı ve Reebok'ın 1980'lerde yükselmesine izin verdi.1989'de Nike 1.9milyar dolarlık
payıyla eski Pazar payını yeniden yakaladı. Bu çışı her spor dalındaki ayakkabı giyimine önem
vererek sağladı.
Güney Sanayi Başer Holding bünyesinde tekstil sektörüne hizmet eden bir kuruluştur.
Avrupa'nın en büyük 10. kumaş üreticisi olup,lycra kumaş üretiminde Avrupa'nın en büyük 3.
üreticisidir.Aşağıda bu firmanın 2000'li yıllara ait hedefleri ve bunların gerçekleştirilmesi için
yapılmış ve yapılacak planları bir tekstil işletmesinde yapılan planlar kapsamında örnek olarak
gösterilecektir.
AMAÇ:Çalışanların gücünü teknolojiyle birleştirerek rakipsizliği erişilmez kılmak ve dünya
lideri olmak.
Bu hedefe ulaşabilmek için şirket alt hedefler belirlemiş ve bu kapsamda birçok faaliyette bu-
lunmuştur.
?1997 Dupont lisans anlaşması imzalayan şirket,buna dayanarak lycra'lı tiplerde Dupont etike-
ti kullanım iznini elde etmiş durumdadır.Böylelikle de Dupont standartlarında lycra kullanıl-
dığı garantisi verilmiş olmaktadır.
?IWS(International Wool Society-Uluslarası Yün Birliği) ile yapılan lisans sözleşmesi ile
WOOLMARK markası ile yünlü kumaşlar üretmektedir.
?Koşulsuz müşteri memnuniyeti ile toplam kalite felsefesini aldığı ISO 9001 belgesi ile,
çevreye verdiği önemi de Türkiye ve dünyada en geniş kapsamlı ÖKOTEX belgesine sa-
hip olarak kanıtlamıştır.
?İnsan kaynakları ve Ar-Ge'ye büyük önem verilmiştir.Şirkette toplam kalite anlayışı temelleri
üzerine kurulu üretimpolitikasını desteklemek amacıyla modern teçhizatlarla donatılmışAr-Ge
laboratuvarı oluşturulmuştur.
?Yapılan çalışmaların desteklenmesi amacıyla üst yönetimden tüm çalışanları bir eğitim
seferliği başlatılmıştır.Periyodik olarak ve çağdaş anlamda düzenlenen bu eğitim program-
larına tüm çalışanların katılması sağlanmıştır.1998 yılında kişi başı ortalama 19 saat eğitim
verilirken 1999 yılında kişi başı eğitim 21 saate ulaşmıştır.
?İplik,dokuma ve boya-terbiye makinalarında kapasiteyi arttırmak,çağdaş teknolojiyi yaka-
lamak amacıyla 50milyon$ tutarında modernizasyon yatırımı gerçekleştirilmiştir.
?IBM ile yaptığı çözüm ortaklığı anlaşmasıyla satın alma,üretim,stok,satış ve mali işler bi-
rimlerinde entegre bilgi teknolojisi yatırımını gerçekleştirerek,toplam kalite standartlarını
yükseltmekte ve müşteri memnuniyetini arttırmaktadır.
Şirket gerçekleştirdiği bu faaliyetlerle 2000'li yılların hedefine ulaşabilmek için bü-
yük mesafeler katetmiştir.
SONUÇ
Dönem boyunca "İşletme Yönetiminde Planlama Sorunu ve Önemi" konusunda yaotuğımız
çalışmalar sonucu şu sonuçlara vardık:
Türkiye büyük bir tekstil kapasitesine ve uluslararası rekabet gücüne sahiptir.İhra-
catının %38'ini tekstil-konfeksiyon sektörü gerçekleştirmektedir.Avrupa'nın 5. en büyük
tekstil üreticisidir.
Ancak Türk tekstik sektörü son yıllarda bir çok problemi beraberinde getirecek
şekilde büyümüş ve halen de büyümesine devam etmektedir. Dünyanın ilkleri arasına girecek
şekilde üretimini kalite ve katma değeri yüksek ürünler düzeyinde sürdüren sek-
tör , 1990'lardan sonra girdiği plansız ve bütçesiz yatırımlarının sıkıntısını son iki senedir yaşa-
maktadır.Herkes bu sektörde yatırıma girişti. Fakat önlerini görecek şekilde yatırım planı
çizmediler.Dolayısıyla sektör , global şartlar karşısında oldukça zorlandıDünya standartla-
rında ürünler imal edenler, kaynak sıkıntısını yaşayanlar,kaliteye inanan firmaların hiç bi-
ri sektördeki olağan problemleri ciddi bir şekilde yaşamazken , plansız bir şekilde yatırım
yapan küçük şirketler ise birer birer yaprak dökümü yaşadılar.Bu durum sektörün tü-
münü etkiledi.
Tekstil sektörünün bütününü etkileyen bu krizin en önemli nedenlerinden birisi de
işletme yönetiminde yapılan hatalı veya eksik planlamalardır.Yapılan planlama hataları-
nın sebepleri iki aşamada incelenebilir:
A) Makro açıdan kaynaklanan hatalar
B) Mikro açıdan kaynaklanan hatalar
A) Makro açıdan kaynaklanan hatalar:
>Siyasi istikrarsızlık:En önemli etkenlerden birisi siyasi istikrarsızlıktır.Türkiye'de hükümütler sürekli
değişmekte ve bunun sonucunda ülkede bir belirsizlik ortamı oluşmaktadır.Türkiye'de partiler
arasında tam bir fikir birliği uzun yıllar boyunca sağlanamamıştır.Bütün siyasi partiler kendi
çıkarlarını ön plana çıkardıklarından ülke çıkarları geri planda kalmıştır.Seçimler sonucu hiçbir parti
tek başına iktidara gelecek yeterli oy çoğunluğuna ulaşamadığı için koalisyon hükü-
metleri kaçınılmaz olmuştur.Koalisyon hükümetlerini oluşturan siyasi partiler sorunlar üzerin-
de ortak bir noktaya varamadıkları için bu hükümütler uzun süreli olmamışlar ve bunun sonucunda
siyasi istikrarsızlıklar doğmuştur.
İstikrarsızlığın başka bir nedeni de devlet yöneticilerinin gerekli bilgi,görüş ve
öngörümlemeye sahip olamamalarıdır.
>Ekonomik istikrarsızlık:Siyasi istikrarsızlıklar ekonomik alanda da istikrarsızlıklara neden
olur.Türkiye'de ekonomik alandaki sorunlarla tam olarak ilgilenilememiş ve çözüme ulaştırılama-
mıştır.Bundan dolayı sürekli yükselmekte olan enflasyon frenlenememiş,döviz kurları bir türlü
kontrol altında tutulamamış,ekonomik veriler devamlı değişiklikler göstermiş ve faiz hadlerinde
dalgalanmalar görülmüştür.Tüm bu etkenler öngörümlemeyi zorlaştırmaktadır.Bu da yerli ve yabancı
girişimcilerin planlama yapamamalarına ve böylece yapacakları yatırımlarda geri adım atmalarına
neden olmaktadır.
>Yasal yetersizlikler:Devletin hukuksal alanda yeterli çalışmayı gösterememesi nedeniyle sektör için
çok büyük önem taşıyan ithalat-ihracat kanunları tam olarak oturtulamamıştır.Bu da işlet-melerin
yapmış oldukları planları olumsuz yönde etkilemektedir.Örneğin DİR(dahilde işleme
jimi) işlemi hakkında yeterli kontrollerin yapılamaması yerli iplik ve dokuma üreticilerini çok
büyük sıkıntılar içerisine sokmuştur.Avrupa Birliği ülkelerinde DİR kapsamındaki ithalat oran-
ları %10 civarında oluşurken,Türkiye'de bu oranın %70'lerde olması -özellikle altyapısı tamam-
lanmış,modern teknolojiye sahip ve kapasite fazlası olan tekstil sektöründe- yerli sanayiye,ülke
istihdamına ve ülkenin ekonomik çıkarlarına çok büyük zararlar vermektedir.Ayrıca Türkiye'de
tüm yurt sathına yayılmış 280 gümrük kapısı vardır.Bu rakamın AB'nin gümrük yapısı incelen-
diğinde çok fazla olduğu görülmektedir.
>Gümrük Birliği ve Yanlış Teşvikler:Diğer bir sorun devletin yapmış olduğu yanlış yatırım
teşvikleriyle sektörü yanlış yönlendirmesidir.Örneğin , sektörün katma değeriyüksek olan
konfeksiyon ürünlerinden ziyade katma değeri daha düşük olan iplik sektörüne yönelmesi
gibi.1970'lerde yapılan yatırımlarla Türkiye bir iplik ülkesi iken 1980'lerden 90'ları başına kadar
katma değeri yüksek olan dokuma ve konfreksiyon ürünlerine yönelmiştir.Ancak 90'lardan sonra
gerek hükümetin gerekse işletme yöneticilerinin yeterli vizyona sahip olmamaları düşünce
olarak dünyaya açılamamalarından dolayı yanlış teşvikler verilmiş , hatalı yatırımlar ya-
pılmıştır. Türkiye tekrar olmaması gerektiği halde bir iplik ülkesi haline getirilmiştir.Bu-
nun yanında Türkiye'de Terbiye-İplik-Dokuma-Konfeksiyon sektörleri arasında bir uyum ve güven
sorunu vardır.Bu birimler arasında uzlaşmayı sağlamakla yükümlü olan devlet danışmanlık görevini
tam olarak yerine getirmemektedir.Bu da sektörün planlarını negatif yönde etkile- mektedir.
Ayrıca Türkiye'nin 1 Ocak 1996 Gümrük Birliği'ne girişinden sonra çok büyük beklentiler
oluşmuş,Talebin artacağı düşünülmüş ve buna bağlı olarak da çok büyük yatırımlar yapılmış ve
kapasite oranları arttırılmıştır.Halbuki GB öncesinde yürürlükte olan gönüllü kotalar Türkiye'nin
ihracatına fiiliyatta önemli bir kısıtlama getirmediğinden;kaldırılmasıda ilave bir ihracat kapısı
açmadığından,arz ve talebin katı gerçekliği kendini kısa sürede gösterdi.Bunun üzerine ihracatçılar
Avrupa kapılarında mal satmak için rekabet etmeyi seçti.Bu olay eski yerleşik ihracatçıları ve
yaptıkları planları zora soktu.Devlet de bu olumsuz gelişmelere ön ayak
olmuş ve yanlış teşviklerle sektörü güç durumda bırakmıştır.Bunun en iyi kanıtı yatırım teşvik
belgesi sayısının 1996'da 1123,1997'de 1214 iken bu sayının 1998 Ocak-Ağustos döneminde
604'e düşmesidir.
>Global kriz:Uzakdoğu'dan başlayıp,daha sonra Rusya ve de Amerika kıtasını etkisine alan glo-
bal kriz Türk şirketlerince ilk etapta fazla önemsenmemiştir.Çünkü bu krizin ilk etapta küçük
çapta bir kriz olduğu düşünülmüş ve Türkiye'yi pek etkilemeyeceği sanılarak gerekli önlemler
alınmamıştır.Oysaki bütün dünyayı etkileyen bu kriz tüm Türkiye'yi etkisi altına almış ve işletmelerin
yaptığı planları alt üst etmiştir.Dünyada ortaya çıkan global krizin Türkiye'yi etkilemeyeceğini
düşünmek ise işletmelerin yaptığı diğer bir öngörümleme hatasıdır.
>Küreselleşme:İşletmeler geleceği iyi görümleyemediklerinden dolayı hatalı planlar yapmış-
lar gittikçe bir bütün hale gelen dünyada ,yani küreselleşen dünyada,ağır rekabet koşullarında
oldukça sıkıntılı günler yaşamışlardır ve yaşamaktadırlar.İşletmeler sadece kendi ekonomik
yapılarıyla ilgilenmişler,kendilerinin dünya ekonomisinin içerisinde yer aldığını anlayama-
mışlardır.
B)Mikro açıdan yapılan hatalar.
>Planların sık sık revize edilmesi:Planlamanın işletme içerisindeki en önemli görevi , işletme
faaliyetlerini gerçekleştirmek için işletme birimlerinin uyumlu hale getirilmesini sağlamaktır;yani
optimizasyonu sağlamaktır.Türkiye'de belirsizlik faktörlerinin çok fazla olması nedeniyle yapılan
planların sık sık revize edilmesi gerekmektedir.Bu da planların amacından sapmasına yol
açmaktadır.Ayrıca yapılan bu düzeltmelerin alt kademelere zamanında iletimi gerçekleştirileme-
diğinden yapılan planlarda bölümler arası kopukluk gerçekleşmektedir.
>İşletmenin kendini geliştirmesi:Türkiye'deki işletmelerin çoğunluğu modernizasyon ve perso-
nel eğitimine önem vermemektedir.İşletmeler teknolojiyi takip etmek yerine aşırı kapasite arttı-
rımına gitmektedirler.Personel eğitimine tam olarak destek vermediklerinden bir işletmenin
en önemli parçası olan insan kaynaklarından tam olarak yararlanamaktadırlar.Bu da işletmenin
geleceğinin yanlış yönlendirilmesine yol açacaktır.
Ayrıca işletmenin geleceğinde büyük bir rol oynayan Ar-Ge çalışmalarına yeterli önem
verilmemesi başka bir planlama hatasıdır.
>Planlamanın anlamanın tam olarak bilinmemesi:Türkiye'deki işletmeler daha çok gününü kur-
tarmaya yönelmişlerdir.Bu nedenle büyük işletmeler dışında uzun vadeli plan yapan işletmeler az
olmuştur.Ayrıca işletmeyi bir bütün olarak planlamak yerine üretim planlaması üzerine yoğunlaş-
mışlardır.
>Çevresel faktörler:Yatırım yapılırken çevresel faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir.Çevre
faktörü pek dikkate alınmadan planlar yapılmakta ve yanlış sonuçlar oluşmaktadır.Örneğin , çevre
koruma örgütleri yaptıkları girişimler sonucunda işletmelerin planlarının aksamasına yol
açmaktadır.Çevresel faktörlere diğer bir örnek pazar konusunda verilebilir.Geçtiğimiz yıllarda Lee-
Wrangler firması Hindistan'da kot pantolon üretmek için yatırım yapmış ancak kot pantolonun
Hindistan'da çok tutulmamasından dolayı büyük bir zarara uğramıştır.Çevresel faktörler içerisinde
işgücü de çok önemlidir.Örneğin , Denizli'de üretim faaliyeti gösteren tekstil firmalarıyla yapılan
görüşmelerde, kendilerinin teknolojiyi
çok yakından takip etmelerine rağmen bu makinaları kullanabilecek kaliye elemanlarının
bulunamamasından şikayetçidirler.Tüm çevresel faktörlerin göz önünde bulundurulması işletmenin
açık bir sistem olmasını gerektirir.
ÖNERİLER
Tekstil sektörünün içerisinde bulunduğu bu planlama sorununu aşmak için şu öneriler
sunulabilir:
Türkiye'nin lokomotif sektörü olan tekstilden sorumlu bir devlet bakanlığı kurulmalı-
dır.Çünkü bu sektör imalat ve sanayi içerisindeki istihdamın %33'ünü sağlayıp,toplam ihraca-
tın %38'ini gerçekleştşrmektedir.Bu bakanlığın başına da,sektör içeresinde lider kişiliğiyle öne
çıkan,saygın bir sanayici getirilmelidir.Bakanlık tekstil sektörünü oluşturan birimler arasında uyumu
sağlamalı, belirsizlikleri ortadan kaldırmalı ve yol gösterici olmalıdır.Bu sayede yapılan planların
etkinliği ve kullanılabilirliği artar.Oysa tekstilden sorumlu olan bakanlıklar aynı zamanda diğer
sektörlerlede ilgilenmek zorunda olduklarından tekstil sektörüne yeterince yardımcı
olamamaktadırlar.Sonuç olarak tekstil sektörü de örneğin bir turizm ve tarım sektörü gibi özel bir
bakanlığa sahip olmalıdır.
Devlet tekstil alanında işletmelere doğru istatistiksel verileri sağlamalıdır.Çünkü planların hedeflere
ulaşmasında önceki veriler yol göstericidir.Oysaki Türkiye'de yasal düzenlemelerin
yeterli olmaması ve gerekli kontrollerin tam olarak yapılamaması nedeniyle her türlü ekono-
mik veri yeterli bir şekilde tespit edilememektedir.Bu nedenle DİE(Devlet İstatistikEnstitüsü)
daha özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.Bu sayede daha serbest çalışacak olan DİE daha sağ-
lıklı veriler elde edebilecektir.Bu sayede yatırım planları olan işletmeler daha güvenli bir şe-
kilde hareket edebileceklerdir.
DPT(Devlet Planlama Teşkilatı) girişimcileri iyi bir şekilde yönlendirmelidir.Hangi alanda
yatırım yapılmalı,hangi alanda yatırım yapılmamalı konusunda işletme planlarını bilinçli şe-
kilde yönlendrmelidir.Çünkü işletmeler tek başlarına geleceği öngörümleme gücüne sahip
değildirler.Bu yüzden DPT işletmelerin ileriye yönelik planlarında önemli bir role sahiptir-
ler.DPT aynı zamanda yanlış yatırım teşviklerini de engellemelidir.Böylece devlet kaynak-
ları harcanmayacak ve de işletmeler yanlış planlamalardan kaçacaklardır.
Planları yapacak olan kişiler, başkalarının cesaret edemediği riskleri alan , değişimin di-
namizmini ve yönünü yakalayan , öngörümlemesi yüksek , gerektiğinde esnek olabilen , bir
işletmenin diğerinden daha iyi performans göstermesini sağlayan bireylerden oluşmalıdır. Böylece
işletme değişimin yönünü önceden görüp kolay uyum sağlayacak ataklığa ve esnekliğe sahip olacak
ve bu da müşteri tatmininin arttırılmasını sağlayacaktır;dolayı-
sıyla verimliliği arttıracaktır.
Daha etkili ve daha iyi bir plan yapılabilmesi için uluslararası alanda faaliyet gösteren danışmanlık
şirketlerinden bilgi alışverişi sağlanmalıdır.Ayrıca ülkemizde de faaliyette bulunan uluslararası
şirketlerin bilgi ve tecrübelerinden yararlanılmalıdır.Onların planlama
konusundaki çalışmaları iyi bir şekilde değerlendirilmeli ve kendi bünyelerine en uygun bir
biçimde aktarılmalıdır.
İnsan kaynakları iyi değerlendirilmeli ve bunlara değişen dünya düzenine adapte olmayı
sağlayacak eğitim sağlanmalıdır.Bu bağlamda işletme içerisinde çalışanlara eğitim seminerleri
verilmelidir.Böylece bilinçli personel sayesinde planı yapanlar ve plana uyanlar arasında bir
koordinasyon sağlanmış olacaktır.Sonuçta planın hedefe ulaşmasında büyük kolaylık
sağlanacaktır.