You are on page 1of 14

7.

Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

BİR VAKA ANALİZİNDE KAZIKLARIN DAVRANIŞININ


KİNEMATİK ETKİLEŞİM YÖNTEMİ İLE İRDELENMESİ
A CASE STUDY ON THE INVESTIGATION OF THE BEHAVIOR OF PILES
BY KINEMATIC INTERACTION ANALYSIS

Selçuk BİLDİK*1 Kubilay SAVAŞERİ2 Şamil Şeref POLAT3 Mustafa LAMAN4

ABSTRACT
Turkey is located in a seismic zone where large earthquake occurs. The issues related to the
superstructure design under earthquake loads have been covered by previous earthquake code.
However, there is no general regulation for determining the dynamic behavior of piles, which
is an element of structure. In the draft form of the Turkish Building Earthquake Code, which
was prepared in 2016, methods of analysis of structure-pile-soil medium interaction were
discussed. In this study, a pile raft foundation system of a mosque planned to be built in
İstanbul Başakşehir was analyzed by kinematic interaction method. There is weak clay soil in
different thicknesses under the structure as a foundation soil and there is weathered rock
under clay. The piles were statically analyzed by the API (American Petroleum Institute)
method and the dynamic analysis was performed for the pile-configuration obtained from the
static analysis. Earthquake data used in dynamic analyzes were obtained specially with
Hazard Analysis. Soil effect analyzes were modeled by DeepSoil program and p-y springs
were determined by the methods available in the literature. As a result of the analyzes, it was
observed that the pile elements were forced in the clay-weak rock transition regions and the
design was determined according to the results of the dynamic analysis.
Key words: Soft clay, weathered rock, pile, kinematic interaction.

ÖZET
Türkiye büyük depremlerin meydana geldiği bir deprem kuşağında yer almaktadır. Deprem
yükleri altında üst yapı tasarımı ile ilgili hususlar geçmiş deprem yönetmelikleri ile ele
alınmıştır. Ancak yapının bir elemanı olan kazıkların dinamik davranışının belirlenmesine
yönelik genel bir yönetmelik mevcut değildir. 2016 yılında çalışması yapılan Türkiye Bina
Deprem Yönetmeliği taslağında, yapı-kazık-zemin etkileşimi analiz yöntemleri ele alınmıştır.
Bu bildiride İstanbul Başakşehir’de inşa edilmesi planlanan bir cami yapısına ait kazık sistemi
kinematik etkileşim yöntemi ile analiz edilmiştir. Söz konusu yapı altında farklı kalınlıklarda
zayıf kil birimler yer almakta olup, kil zemin altında ayrışmış kaya birimler mevcuttur.
Kazıklar API (Amerika Petrol Enstitüsü) yöntemi ile statik olarak analiz edilip, statik
hesaplamalar sonucu elde edilen kazık karelajı için dinamik analiz yapılmıştır. Dinamik
analizlerde kullanılan deprem verileri Hazard Analizleri ile parsele özel olarak elde edilmiştir.
Zemin etki analizleri DeepSoil programı ile modellenmiş olup, p-y yayları literatürde mevcut
olan yöntemlerle belirlenmiştir. Analizler sonucunda kazık elemanların kil-zayıf kaya geçiş
bölgelerinde zorlandığı görülmüş olup, tasarım dinamik analiz sonuçlarına göre belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Zayıf kil zemin, ayrışmış kaya, kazık, kinematik etkileşim.

*1 Yrd. Doç. Dr, Nişantaşı Üniversitesi, selçuk.bildik@nisantasi.edu.tr (Yazışma yapılacak yazar)


2
İnş. Yük. Müh., Perform Müh-Müş. Ltd. Şti, kubilay@performmuhendislik.com
3
Dr. Müh., Şeref Polat Danışmanlık, isiln@msn.com
4
Prof. Dr., Phd. Liverpool Üniversitesi, lamanmustafa@gmail.com

611
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

1. GİRİŞ
Günümüzde kentleşmenin hızlanması ile birlikte, kullanışlı yapı alanları azaldığından,
yapıların temel sistemleri taşıma gücü ve oturma açısından sorunlu zemin ortamlarında inşa
edilmektedir. Geoteknik mühendisliği uygulamalarında kullanılan ekip ve ekipmanların
yaygınlaşması ile birlikte derin temel sistemlerinin kullanımı artmıştır. Derin temel
sistemlerinin tasarımı genellikle uluslararası kabul görmüş teorik yaklaşımlar ve uluslararası
standartlar dikkate alınarak yapılmaktadır. Bu yöntemlerde tasarım statik yük koşulları
dikkate alınarak yapılmakta olup, derin temel sistemlerinin dinamik yükler altındaki davranışı
dikkate alınmamaktadır.
Deprem yükleri altında yapının kazık ve zemin ile etkileşimi ilk olarak 2007 Türk Deprem
Yönetmeliğinde dikkate alınmış olsa da basit bir hesap yaklaşımından öteye gitmemiştir. Bu
yaklaşım yapı, kazık ve zemin ortamının birbirlerini ve aynı zamanda deprem hareketini
etkileyebildikleri durumlarda kullanılabilecek bir yaklaşım değildir. Oysa ki, özellikle yüksek
katlı yapıların yoğun olarak inşa edildiği ülkemizde, zayıf ve sağlam zeminlerin birlikte yer
aldığı farklı koşullar içinde yataklanmış olan kazıkların dinamik yükler altında tasarımı büyük
önem arz etmektedir.
Yapı-kazık-zemin etkileşimi problemlerinde, zemin ortamının oldukça karmaşık olan üst yapı
ile birlikte analiz edilmesi ve zemin etkilerinin doğru bir şekilde yapıya aktarılması oldukça
zor ve karmaşıktır. Özellikle üst yapı tasarımında kullanılan lineer yaklaşımların, anizotropik
ve heterojen olan zeminin modellenmesinde kullanılamaması problemi zorlaştırmaktadır.
Doğru bir zemin yapı etkileşim modelinde zeminin nonlineer, yapının da lineer olarak
modellenmesi en ideal yaklaşımdır.
Geçmişten günümüze yapı-kazık-zemin etkileşiminde yaygın olarak iki yöntem ile çözüm
mümkün olmaktadır. Bu yöntemler “Doğrudan Yöntem” ve “Altsistem Yöntemi” olarak
adlandırılmaktadır (Aydınoğlu, 1977, 1980, 1981, 1993a, 1993b).
Direkt yöntem yapı-kazık-zeminin birlikte tek bir ortak sistem ile idealleştirildiği ve taban
kayasında tanımlanan depremin etkisi altında analiz edildiği yöntemdir. Bu modellemede tüm
geometrik ve mekanik özellikleri ile nonlineer davranış göz önüne alınabilir (Aydınoğlu,
2011). Bu yöntemde yarı sonsuz olan zemin ortamını tanımlamak için “geçirgen sınırlar” adı
verilen yapay sınır koşulları uygulanır (Kausel 1988, Mengi ve Tanrıkulu 1993). Bu sınırlar
sonlu elemanlar modelinde sınırlardan depremin tekrar zemin ortamına yansıması önlenir. Bu
yöntemde idealleştirilmiş yapı-kazık-zemin modeli Şekil 1a’da örneklendirilmektedir.
Direkt yöntemde yapı-kazık-zemin ortamının nonlineer olarak modellenmesi gereksinimi,
zaman tanım alanında hesaplanması teorik olarak mümkün olsa dahi, bu hesaplamayı yapacak
programların yetersizliği ve pratik mühendislik çalışmaları için oldukça karmaşık ve zaman
alıcı olması nedenleriyle günümüzde kullanılması yaygınlaşmamıştır. Bu yöntemin
basitleştirilmesi ve idealleştirilmesi ile ortaya çıkan altsistem yönteminin kullanılması daha
yaygın ve pratiktir.
Altsistem yönteminde zemin ortamı ve zemin ortamı içerisinde yer alan kazıklar bağımsız bir
modelde, üstyapı ise bağımsız farklı bir modelde ayrı ayrı birer altsistem olarak
modellenmektedir. Bu modelleme yöntemi iki farklı uzmanlık alanının çözümlerini ayrı ayrı
ele almasını sağlamaktadır. Altsistem Yöntemi’nde, üstyapı altsistemi ile kazık-zemin
altsisteminin arakesitindeki bina temeli ile bodrum katların dış perdeleri üç boyutlu sonsuz
rijit bir eleman olarak idealleştirilir. Günümüzde radye temel sisteminin yaygın olarak
kullanılması ile sonsuz rijit bodrum kutusu idealleştirilmesi kabul edilebilir bir yaklaşımdır.
Altsistem Yöntemi çerçevesinde göz önüne alınan zemin-kazık altsisteminde, eğer varsa
zemin iyileştirmesi de göz önüne alınarak, tabakalı zeminin nonlineer dinamik özellikleri,
temel geometrisi, sınır koşulları ve kazıkların da nonlineer dinamik özellikleri dikkate alınır.

612
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

Bu yöntemde temelin kütlesi göz önüne alınmaz ve modelin dış sınırları olarak geçirgen
sınırlar kullanılır (Şekil 1b).

a) Direkt Yöntem Modeli b) Altsistem Yöntem Modeli


Şekil 1. Direkt ve Altsistem Yöntem Modelleri (Aydınoğlu 2011)

Bu modellemede sistem kinematik etkileşim ve eylemsizlik etkileşimi olmak üzere iki


kısımda analiz edilmektedir. Kinematik etkileşim üç boyutlu olarak oluşturulan temel-kazık-
zemin analiz modeli esas alınarak taban kayasında tanımlanan yatay deprem yer hareketi
etkisi altında zaman tanım alanında nonlineer analizdir.
Uygulamada, kaynaktan taban kayasına ulaşan deprem etkisinin düşey doğrultuda yayılan
kesme dalgalarından oluştuğu, dolayısıyla taban kayasında iki ana doğrultuda sadece yatay
hareketler meydana getirdiği varsayılmaktadır.
Taban kayasından zemin-kazık altsistemine etki ettirilmek üzere seçilen genellikle 7 adet veya
daha fazla deprem kaydı, kayada tanımlanmış bulunan tasarım ivme spektrumu ile uyumlu
olacak şekilde ölçeklendirilir. Üstyapı için zaman tanım alanında nonlineer analizin zorunlu
olduğu yüksek binalarda, seçilen deprem kayıtlarının her iki yatay bileşeni de
ölçeklendirmede göz önüne alınır ve her iki yatay bileşen aynı anda taban kayasından zemin-
kazık altsistemine etki ettirilir. Üstyapı analizinin yönetmeliğe göre azaltılmış deprem yükleri
altında lineer olarak yapıldığı durumlarda ise, taban kayasında sadece göz önüne alınan
deprem doğrultusunda yeterli sayıda deprem kaydının tanımlanması yeterlidir (Aydınoğlu
2011).
Etkileşim analizleri için teorik üç boyutlu nonlineer zemin modelleri ile eşdeğer lineer yöntem
çerçevesinde tek boyutlu zemin büyütme analizlerinde kullanılan basit zemin modellerini
dikkate alan bilgisayar yazılımları geliştirilmiştir (bkz. Itasca 2011). Analizlerde temel-zemin
arakesiti bir kinematik sınır koşulu olarak değerlendirilerek geçirgen sınırların bina
temelinden yeteri kadar uzağa yerleştirilmesi gerekir.
Altsistem Yöntemi ile etkileşim analizinin ikinci adımı “Eylemsizlik Etkileşimi” olarak
adlandırılır. Bu adımda, kinematik etkileşim adımında elde edilen etkin temel hareketi
bileşenleri, üstyapı altsistemine temel alt seviyesinde etki ettirilir (Aydınoğlu 2011).
Bu çalışmada eğimli tabakalanma gösteren zemin ortamında inşa edilecek olan bir yapının
yapı-kazık-zemin etkileşimi ele alınmaktadır. Çalışma kapsamında kinematik etkileşim
analizlerinin uygulanması adım adım açıklanmaktadır. Yapılan çalışma sonucunda kazığın
zayıf zemin-sağlam ana kaya gömülme oranlarının değişiminin davranışı etkilediği
görülmüştür.

613
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

2. SAHA BİLGİLERİ VE STATİK KAZIK TASARIMI


Bu çalışmada İstanbul İli, Başakşehir İlçesinde inşa edilmesi planlanan camii yapısının
geoteknik değerlendirmeleri ele alınmaktadır. Değerlendirmeler kapsamında zemin taşıma
kapasitesi incelenmiş olup, yapının farklı zemin koşullarına oturduğu belirlenmiştir. Yapıda
oluşabilecek farklı oturmaların önlenmesi amacıyla yapılan değerlendirmelerde dolgu
birimlerin iyileştirilemeyeceği belirlenmiş olup, derin temel sistemine geçilmiştir. Söz konusu
temel sistemi statik olarak projelendirilmiş olup, bu açıdan sistem yeterlidir. Ancak zayıf
dolgu birimlerin yapı altında eğimli bir şekilde yer alması nedeniyle kazık elemanlar farklı
zayıf zemin-sağlam ana kaya ortamlarında yer almaktadır. Bu durum özellikle dinamik yük
etkisi altında kazıkların farklı davranış göstermesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle statik
olarak seçilen kazık yerleşimi göz önüne alınarak, kazıklar dinamik yük koşulları altında
analiz edilmiştir. Bu bölümde topografik ve zemin koşulları tanımlanarak, yapılan tasarım
çalışmaları adım adım ele alınmaktadır.

2.1. Arazi Çalışmaları ve Sahaya Ait Yerel Zemin Bilgileri

İnceleme alanında temel kotundan örselenmiş ve örselenmemiş numune almak amacı ile
hidrolik rotary sondaj makinası ile toplam derinliği 125m olan 5 adet sondaj kuyusu
açılmıştır. Sondaj çalışmalarını takip eden dönemlerde bölgedeki kazı dolgu çalışmaları
nedeniyle arazi topoğrafyasında değişiklikler yaşanmıştır. Topografik değişimler nedeniyle
sahadan tekrar plankote alınarak 3 adet yeni sondaj çalışması yapılmıştır. Yapılan sondaj
çalışmalarına ait sondaj yerleşiminin gösterildiği vaziyet planı Şekil 2’de gösterilmektedir.

Şekil 2. Sondaj Yerleşim Planı

İnceleme alanında ilk sondaj çalışmasında 5 noktada derinlikleri 25m olan sondajlar
yapılmıştır. Daha sonraki sondaj çalışmasında 3 adet derinlikleri 15m olan ilave sondajlar
yapılmıştır. Sondaj çalışmalarında elde edilen veriler Tablo 2’de sunulmaktadır. Sondaj
verileri dikkate alınarak oluşturulan zemin profili ve yapı temelinin yerleşimi Şekil 3’de
gösterilmektedir.

614
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

Tablo 1. Sondaj Bilgileri


Sondaj Tabaka
Nokta No Zemin Birimleri
Derinliği (m) Seviyeleri (m)
0.00-6.30 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-41 25.00
6.30-25.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-4.30 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-42 25.00
4.30-25.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-6.30 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-68 25.00
6.30-25.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-6.10 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-69 25.00
6.10-25.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-4.70 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-74 25.00
4.70-25.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-3.50 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-1 15.00
3.50-15.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-4.50 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-2 15.00
4.50-15.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya
0.00-2.00 Dolgu-Karbonatlı Kil
SK-3 15.00
2.00-15.00 Az-Orta Derece Ayrışmış Kaya

Şekil 3. Zemin Profili – Temel İlişkisi


Zemin profili ile temel ilişkisi değerlendirildiğinde, temel sisteminin kısmen ayrışmış kaya
birime oturduğu, önemli bir bölgesinin de zayıf kil zemin tabakasına oturduğu görülmektedir.
Kil birim Şekil 3’de de görüleceği gibi temel orta bölgesinde temel seviyesinde iken,
temelden uzaklaştıkça 7m’lere varan tabaka kalınlıklarına ulaşmaktadır. Kil birim zemin etüt
raporunda verilen verilere göre düşük plastisiteli olup, kohezyon değeri 40kPa gibi oldukça
düşük dayanımda (yumuşak kil sınıfında) olup bu birim altında görülen ayrışmış kaya
(kireçtaşı) ise kile göre oldukça yüksek dayanımlıdır. Jeofizik etütlerde de bu durum teyit
edilmiş olup, Vs değerleri 200m/sn gibi düşük değerlerden başlayıp kayanın ilk seviyelerinde
700-800m/sn değerlerine çıkmaktadır. Kaya birimlerinin tek eksenli basınç dayanımı 10-
22MPa arasında, Is50 değerleri ise 0.87-1.83MPa arasında değişmektedir. Bu veriler dikkate
alınarak yapılan taşıma gücü oturma analizlerinde, temelin farklı zemin birimlerine oturması

615
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

nedeniyle temel zemini olarak kullanılacak kısımlarda taşıma gücü ve oturma problemi söz
konusudur. Önerilen emniyetli taşıma gücü değeri 0.9kg/cm2 gibi oldukça düşük bir değer
olarak hesaplanmıştır. Ayrıca eğimli arazi profilinde üst kısımlarda dolgu da bulunması
nedeniyle zeminin iyileştirilmesi pratik uygulama açısından uygun görülmemiştir. Bu
nedenlerle yapının temel sisteminin kazıklı radye temel olarak tasarlanmasına karar
verilmiştir.

2.2. Kazıkların Statik Tasarımı

Bina temeli – zemin profili ilişkileri incelendiğinde, bina temeli bazı bölgelerde zayıf kil
tabakasına oturmaktadır. Gerek camii yapısının inşa edileceği arazi şartları (yüksek eğimli
arazi) gerek temelin bazı bölgelerinin kil birime oturuyor olmasından dolayı inşa edilecek
yapının taşıma gücü ve oturma açısından yetersiz olduğu tespit edildiğinden derin temel
sistemi uygulanarak bir çözüm üretilmiştir. Zemin profilinde derinlikle değişen zemin cinsi
değerleri dikkate alındığında, 80cm çaplı fore kazıkların tasarımda kullanılması planlanmıştır.
İnceleme alanında inşası düşünülen yapıya ait blok bazında statik proje müellifi tarafından
yapılan hesaplar sonucu temel seviyesine aktarılan yükler iletilmiş olup yapı yükleri
G+Q=40000kN’dur. Söz konusu yapının tek radye sistemi ile inşa edilmesi planlanmaktadır.
Kazık hesaplarında toplam yüke göre hesap yapmak daha doğru olacaktır. Statik analiz
programında temelde zemini temsil eden yaylar gerilmeler hakkında yanılgıya sebep olabilir.
Camii yapısının arazideki konumu ve temel kazı kotları ile birlikte taşıyıcı özelliği yüksek
olan kireçtaşı birimlere soket boyları dikkate alınarak yük aktaracak kazıklar planlanmıştır.
Bu durumda mevcut sondajlardan çıkarılan zemin profilleri dikkate alındığında, camii yapısı
yükleri için kazıklı temel ile hem yapı yükleri güvenli şekilde sağlam birime aktarılmış olacak
hem de yüksek eğime karşı önlem alınmış olacaktır. Farklı birim derinliklerinden geçen 15m
boyunda kazıklar için statik taşıma gücü hesapları aşağıda sunulmaktadır. Bu sayede
kazıkların birim derinlikleri belirlenmiş ve bu yönde taşıma gücü hesapları yapılmıştır. Statik
kazık hesapları API (Amerikan Petrol Enstitüsü, 1984) yaklaşımı dikkate alınarak yapılmıştır.
Farklı soket boyları için yapılan taşıma kapasiteleri 138.5 ton ve 146.1 ton arasında
değişmektedir. Statik hesaplamalar sonucunda 80 cm çaplı 4.0mx4.0m karelajlı toplam 56
adet kazık ile yapı yükünün sağlam kaya birimine aktarılması tasarlanmıştır.

3. DEPREM ETKİSİNDE YAPI-KAZIK-ZEMİN ETKİLEŞİMİ


Deprem etkisinde yapı-kazık-zemin etkileşimi analizleri, altsistem yöntemi olarak ifade edilen
yöntem ile yapılmıştır. Altsistem yöntemi ile yapılan analizlerde, statik yük durumu için elde
edilen kazık çap ve yerleşimi dikkate alınmıştır. Analizlerde izlenen adımlar aşağıda
sıralanmaktadır.
1. Adım: Seçilen Deprem Kayıtları ve Ölçeklendirilmesi
2. Adım: Zemin Kolonu ve Tepki Analizi
3. Adım: Kazık Yaylarının (p-y Eğrileri) Belirlenmesi
4. Adım: Kinematik Etkileşim Analizi (Yapısal Analiz)
Yukarıda sıralaması yapılan analiz adımları sonraki bölümlerde detaylı olarak
açıklanmaktadır.

3.1. Deprem Kayıtları ve Ölçeklendirilmesi


Deprem tehlikesi, temel olarak hasar ve can kaybı yaratabilecek büyüklükte bir depremden
kaynaklanan yer hareketinin belli bir yerde ve belli bir zaman periyodu içerisinde

616
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

belirlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu değerin belirlenmesi için kullanılan jeolojik,


sismolojik, kuvvetli yer hareketi gibi girdilerin her biri de potansiyel olarak belirsizlik
içerdiğinden, olasılıksal yöntemler sistematik olarak bu belirsizliklerin güçlü ve uyumlu bir
şekilde yönetilmesini sağlamaktadır. İYBDY (2008), İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin
isteği üzerine hazırlanmış olup yüksek binaların performansa göre tasarımında esas alınacak
üç farklı deprem seviyesi tanımlamaktadır.

D1 Deprem Düzeyi: Bu deprem düzeyi, yönetmelik kapsamında yüksek binaların servis


ömürleri boyunca meydana gelme olasılığı fazla olan, göreli olarak sık ama şiddeti çok
yüksek olmayan deprem yer hareketlerini ifade eder. D1 düzeyindeki depremin 50 yılda
aşılma olasılığı %50, buna karşı gelen dönüş periyodu ise 72 yıldır.

D2 Deprem düzeyi: Bu deprem düzeyi, yönetmelik kapsamındaki yüksek binaların servis


ömürleri boyunca meydana gelme olasılığı çok fazla olmayan, seyrek ancak şiddetli deprem
yer hareketlerini ifade eder. D2 düzeyindeki depremin 50 yılda aşılma olasılığı %10, buna
karşı gelen dönüş periyotu ise 475 yıldır.

D3 Deprem Düzeyi: Bu deprem düzeyi, yönetmelik kapsamındaki yüksek binaların maruz


kalabileceği en şiddetli deprem yer hareketini ifade eder. D3 düzeyindeki bu çok seyrek
depremin 50 yılda aşılma olasılığı %2, buna karşı gelen dönüş periyodu ise 2475 yıldır.

Bu projede D2 deprem düzeyi dikkate alınarak analizler yapılmıştır. Deprem kayıtları


peer.beerkeley.edu sitesinden indirilmiş olup, 7 adet kayıt dikkate alınmıştır. Analizlerde
kullanılan kayıtlar Tablo 2’de gösterilmektedir. Tablodaki kayıtlar bölgeye yakın başka bir
projeye uygun şekilde ölçeklendirilmiş kayıtlardır. Bu kayıtlar dikkate alınarak yapılan
analizler sonucu elde edilen yer hareketlerine ait deplasman spektrumları ile D2 deprem
tasarım spektrumu değişimleri Şekil 4’de gösterilmektedir.

3.2. Zemin Kolonu ve Tepki Analizi


Arazide yapılan sondaj verileri ile temel altından itibaren ana kayaya kadar olan zemin profili
çıkarılmıştır. Deprem tehlikesine maruz bölgelerde, özellikle tabakalı zeminlerde sahaya özel
dinamik tepkileri (maksimum ivme, maksimum deformasyon, yüzeydeki ivme kayıtları)
tahmin edebilmek gerekmektedir. Tabakalanmalar arasında geçiş yapan deprem dalgaları,
farklı zemin birimlerinden geçerken büyümeye ya da küçülmeye yol açabilir. Bu sebepten
yüzeyde farklı tepki spektrumlarının oluşması söz konusudur. Yeni Deprem Yönetmeliği
Taslağında bina temeli ve yakın çevresinde zemin ortamının yaklaşık olarak yatay
tabakalardan oluştuğu durumlarda, sahaya özel zemin davranış analizleri için tek boyutlu
yatay tabakalı serbest zemin modeli kullanılabileceği ifade edilmektedir. Aksi durumlarda iki
veya üç boyutlu zemin modelleri kullanılması önerilmektedir. Bu çalışmada da zeminlerin yatay
tabakalardan oluştuğu varsayımı dikkate alınarak model idealize edilmiştir. Zemin kolonu tepki
analizlerinde en elverişsiz durum olan 8m kil birim olması durumu dikkate alınmıştır. Tek boyutlu
analizlerde DeepSoil Programı (Hashash ve ark., 2016) kullanılmıştır. Programda hesap adımları;
saha zemin özelliklerinin belirlenmesi, uygun deprem kaydının seçilmesi ve analiz
sonuçlarının yorumlanması şeklindedir. Çalışmada kullanılan profiller sondajlardan elde
edilen bilgiler doğrultusunda oluşturulmuştur. Ana kayaya (Vs=760 m/s) kadar olan zemin
profilleri aşağıdaki tablolarda sunulmaktadır. Elde edilen sonuçların ortalaması dikkate
alınarak hesaplamalar yapılmıştır. Zemin profili olarak ilk 8m kil birim ve ardından ayrışmış
kaya birimlerde oluşan toplamda 16m tabaka kalınlığı için (Tablo 3) zemin-tepki analizleri
gerçekleştirilmiştir.

617
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

Tablo 2. Analizlerde Kullanılan Deprem Kayıtlarının Yatay Bileşenleri


Seq Num EQ Name YEAR St Name EQ Mag Mechanism EpiD ClstD NEHRP Horizontal-1 Usable HP
15 Kern County 1952 Taft Lincoln School 7.36 Reverse 38.42 38.89 385.43 KERN_TAF021.AT2 0.125
827 Cape Mendocino 1992 Fortuna - Fortuna Blvd 7.01 Reverse 15.97 19.95 457.06 CAPEMEND_FOR000.AT2 0.07
838 Landers 1992 Barstow 7.28 strike slip 34.86 34.86 370.08 LANDERS_BRS000.AT2 0.07
1166 Kocaeli- Turkey 1999 Iznik 7.51 strike slip 30.73 30.73 476.62 KOCAELI_IZN180.AT2 0.125
1762 Hector Mine 1999 Amboy 7.13 strike slip 41.81 43.05 382.93 HECTOR_ABY090.AT2 0.08
3757 Landers 1992 North Palm Springs Fire Sta #36 7.28 strike slip 26.95 26.95 367.84 LANDERS_NPF090.AT2 0.1125
1836 Hector Mine 1999 Twentynine Palms 7.13 strike slip 42.06 42.06 635.01 HECTOR_29P090.AT2 0.07

Şekil 4. Seçilen Deprem Yer Hareketlerine ait İvme ve Deplasman Spektrumları ve D2


Deprem Tasarım Spektrumu

Tablo 3. Zemin Kolonu


Tabaka
γ
Zemin Kalınlığı Vs(m/s)
(kN/m3)
(m)
Killi Birim 2 16 200
Killi Birim 2 16 200
Killi Birim 2 16 200
Killi Birim 2 16 200
Ayr. Kaya 2 21 700
Ayr. Kaya 2 21 700
Ayr. Kaya 2 21 700
Ayr. Kaya 2 21 700

Zemin kolonu dikkate alınarak yapılan DeepSoil Tepki Analizleri sonucunda oluşan rölatif
yer değiştirme grafikleri 7 farklı deprem durumu için Şekil 5a’da sunulmaktadır. Yeni
Deprem Yönetmeliği Taslağında tek boyutlu serbest zemin davranış analizlerinde göz önüne
alınan deprem doğrultusunda taban kayasından yatay doğrultuda etkitilen depremlerden her biri
için, zemin profili boyunca kazık düğüm noktaları hizalarında elde edilen toplam yer
değiştirmelerin zamana göre maksimumlarının zarfının alınması gerektiği belirtilmektedir. Bu
çalışmada toplam deplasmanlar dikkate alınarak analizler yapılmış olup, toplam yer
değiştirmelerin değişimi Şekil 5b’de gösterilmektedir. Yapılan etki analizleri
değerlendirildiğinde zayıf zeminde oluşan rölatif yer değiştirmelerin ayrışmış kaya birimine
göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir.

618
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

a) Rölatif Yer Değiştirmeler

b) Toplam Yer Değiştirmeler


Şekil 5. Derinlik-Rölatif ve Derinlik Toplam Yer Değiştirmelerin Değişimi

3.3. Kazık Yaylarının (p-y Eğrilerinin) Belirlenmesi


Kazıkların zeminle olan ilişkisinde, zeminin doğrusal olmayan davranışını dikkate almak için
zeminin plastik davranışını temsil edecek olan p-y eğrileri literatürdeki yaklaşımlar dikkate
alınarak hesaplanmıştır (Matlock, 1970; Reese ve Welch, 1975; Reese ve ark., 1975; Welch
ve Reese, 1972; Reese ve ark., 1974). Araştırmacılar tarafından farklı zemin koşullarında
yapılan deneyler sonucunda elde edilen veriler, düzeltme faktörleri kullanılarak
formülasyonlara geçiş yapılmıştır. Kritik derinlik seviyesinin üstündeki bölgelerde en yüksek
seviyeden sonra dirençte azaltma dikkate alınmıştır. İlgili eğrilerin elde edilmesi için MatLab

619
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

yazılımı ile hazırlanan bir program kullanılmıştır. Her 1m derinlik için p-y eğrileri kil ve zayıf
kaya birimler için bulunmuştur. Kil birim ve ayrışmış kaya için elde edilen p-y eğrileri Şekil
6’da sunulmaktadır.

a) Kil Zemin p-y Eğrileri b) Ayrışmış Kaya p-y Eğrileri


Şekil 6. p-y Eğrileri Değişimi
3.4. Kinematik Etkileşim Analizi (Yapısal Analiz)

Kazık-radye sisteminde statik artımsal yer değiştirme analizi sonlu elemanlar yöntemine
dayanan SAP2000 paket programı ile gerçekleştirilmiştir. Taşıyıcı sistem kazıklardan ve
betonarme plaktan oluşmaktadır. Yazılımda kazık boyunca her 1 metrede tanımlanan ilgili
düğüm noktasının her iki tarafına, basınca çalışan link elemanlarla p-y eğrileri tanımlanmıştır.
Link eleman mesnet noktasına artım yönünde zemin tepki analizinden her 1 metrede bulunan
ortalama maksimum yer değiştirmeler etki ettirilmiştir.
Taşıyıcı sistemin en kritik olduğu düşünülen kesitinde önceki bölümde bulunan p-y eğrileri
birer link eleman gibi düşünülerek iki boyutlu çözüm yapılmıştır. Yükleme durumu olarak
önce doğrusal olmayan düşey yükleme ardına rölatif yer değiştirmeler için doğrusal olmayan
statik yükleme yapılmıştır. Modele ait kesit ve deplasman yüklemesi ise Şekil 7’de
gösterilmektedir. Analizler sonucunda elde edilen eğilme moment dağılımı Şekil 8’de
sunulmaktadır.

Şekil 7. Sonlu Elemanlar Modeli ve Yükleme

620
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

Şekil 8. Eğilme Momenti Dağılımı


Yapısal analiz sonucunda dinamik etkilerin dikkate alınması durumunda, zemine gömülü
kazıkların davranışı statik koşulların çok dışında gerçekleşmektedir. Analizlerde elde edilen
eğilme momenti ve kesme kuvveti dağılımları incelendiğinde, beklendiği gibi homojen
ayrışmış kaya içerisinde yer alan bölgedeki kazıklar oluşan zorlamaya tepki gösterirken, zayıf
zemin ortamında yer alan kazıklar, kaydadeğer bir tepki gösterememektedir. Zayıf zeminden
ayrışmış kayaya geçiş bölgesinde ise kazıklarda bu tesirler önemli mertebelerde artmakta ve
etkileşim meydana gelmektedir.

4. SONUÇLAR
Bu çalışmada eğimli tabakalanma gösteren zemin ortamında inşa edilecek olan bir yapının
yapı-kazık-zemin etkileşimi ele alınmıştır. Çalışma kapsamında kinematik etkileşim
analizlerinin uygulanması bir vaka analizi üzerinde adım adım açıklanarak uygulanmıştır.
Yapılan analizler sonucunda elde edilen sonuçlar aşağıda sunulmaktadır.

1) Tasarım yapılan sahanın depremselliği ve deprem tasarım seviyesi analiz sonuçlarını


doğrudan etkilediğinden, sahaya özel deprem verisi kullanılması kinematik etkileşim
çözümlerinde önemlidir.
2) Zeminin dinamik etki analizlerinde kullanılan programda, zemin sınıfının ve zemin
özelliklerinin seçilen deprem kaydının bulunduğu bölge ile uyumlu olması
gerekmektedir.

621
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

3) Yapılan etki analizleri değerlendirildiğinde zayıf zeminin tabaka kalınlığının


artmasıyla kazık başlarındaki rölatif deplasmanlar önemli mertebelerde artmaktadır.
4) Yapısal analiz sonuçları değerlendirildiğinde, dinamik etkilerin dikkate alınması
durumunda, zemine gömülü kazıkların davranışı statik koşulların çok dışında
gerçekleştiği görülmüştür.
5) Analizlerden elde edilen kesit tesirlerinden, homojen ayrışmış kaya içerisinde yer alan
bölgedeki kazıklar oluşan zorlamaya tepki gösterirken, zayıf zemin ortamında yer alan
kazıklar, kaydadeğer bir tepki gösterememektedir. Zayıf zeminden ayrışmış kayaya
geçiş bölgesinde ise kazıklarda bu tesirler önemli mertebelerde artmaktadır.
6) Derin temel tasarımında özellikle homojenlik göstermeyen yerel zemin koşullarında
sadece statik yaklaşımlarla yapılan hesaplamaların dinamik yükleme durumu için
yetersiz olabileceği anlaşılmıştır. Dolayısıyla derin temel tasarım kritelerinde dinamik
analiz yapılarak, yapısal davranış mutlak suretle kontrol edilmelidir.

TEŞEKKÜR
Bu çalışmanın yönlendirilmesi ve makaleye dönüştürülmesi süreçlerinde katkılarından dolayı
Sayın Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu’na teşekkürü borç biliriz.

KAYNAKLAR
[1] Aydınoğlu, M.N. (1977) “Üstyapı-Zemin Ortak Sisteminin Deprem Hesabı”, Doktora
Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi (Tez danışmanı: Prof. Adnan
Çakıroğlu), İTÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Matbaası, Ocak 1977, İstanbul
[2] Aydınoğlu, M.N. (1980), “Unified Formulations for Soil-Structure Interaction”, Proc. 7th
World Conference on Earthquake Engineering, Vol.6, pp.121-128, İstanbul.
[3] Aydınoğlu, M.N. (1981), “Yapı-Zemin Dinamik Etkileşiminin Genel Formülasyonu Ve
Zemine Gömülü Yapılar İçin Bir Altsistem Yöntemi”, Doçentlik Tezi, İstanbul
Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi, Mart 1981, İstanbul.
[4] Aydınoğlu, M.N. (1993a), “Development of Analytical Techniques in Soil-Structure
Interaction”, in Dynamic Soil-Structure Interaction, ed. P Gülkan & R.W. Clough,
NATO Advanced Study Institute, Kemer-Antalya, Turkey, 8-16 July 1992, Kluwer
Academic, Dordrecht, 1993, pp.25-42.
[5] Aydınoğlu, M.N. (1993b), “Consistent Formulation of Direct And Substructure Methods
in Nonlinear Soil-Structure Interaction”, Soil Dynamics and Earthquake Engineering,
Vol 12, pp. 403-410.
[6] Aydınoğlu, M.N. (2011), “Zayıf Zeminlerde Yapılan Binalarda Dinamik Yapı-Kazık-
Zemin Etkileşimi İçin Uygulamaya Yönelik Bir Hesap Yöntemi”, Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Rapor No. 2011/1,
İstanbul.
[7] Kausel, E. (1988) “Local Transmitting Boundaries”, J. Eng. Mech. Div. ASCE, Vol 114,
pp.1011-1027.
[8] Mengi, Y. And Tanrıkulu, A.K. (1993) “Absorbing Boundary Conditions in Soil-Structure
Analyses” in Dynamic Soil-Structure Interaction, ed. P Gülkan & R.W. Clough.
NATO Advanced Study Institute, Kemer-Antalya, Turkey, July 8-16 1992, Kluwer
Academic, Dordrecht, 1993, pp.111-146.
[9] İBB (2008) “İstanbul Yüksek Binalar Deprem Yönetmeligi”, Taslak IV, Mayıs 2008,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul

622
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

[10] Itasca (2011) “FLAC3D – Fast Lagrangian Analysis of Continua in 3 Dimensions”,


Version 4.0, www.itascacg.com
[11] American Petroleum Institute, API Recommended Practice for Planning, Designing and
Constructing Fixed Off-shore Platforms, API, Washington, DC, 1984.
[12] Pasific Earthquake Engineering Research Center, peer.berkeley.edu
[13] Hashash, Y.M.A., Musgrove, M.I., Harmon, J.A., Groholski, D.R., Phillips, C.A., and
Park, D. (2016) “DEEPSOIL 6.1, User Manual”.
[14] Matlock,H. (1970). “Correlation for Design of Laterally Loaded Piles in Soft Clay”
Proc.,2nd Annu. Offshore Technology Conference, Paper No. OTC 1204, Houston,
Texas, pp. 577-594
[15] Reese, L. C. and Welch, R. C. (1975). “Lateral Loading of Deep Foundation in Stiff
Clay.” Journal of Geotechnical Engineering Division, ASCE, 101(7), pp. 633-649.
[16] Reese, L. C., Cox, W. R., and Koop, F. D. (1975). “Field Testing and Analysis of
Laterally Loaded Piles İn Stiff Clay” Proc. 7th Offshore Technology Conference, Paper
No. OTC 2321, Houston, Texas, pp. 671-690.
[17] Welch, R. C. and Reese, L. C. (1972). “Laterally Loaded Behavior of Drilled Shafts”
Research Report 3-5-65-89, Center for Highway Research, University of Texas,
Austin.
[18] Reese, L. C., Cox, W. R., and Koop, F. D. (1974). “Analysis of Laterally Loaded Piles in
Sand” Proc. 6th Offshore Technology Conference, Paper 2080, Houston, Texas, pp. 473-
483.
[19] Sap2000, CSI Analysis Reference Manual, 2016.

623
7. Geoteknik Sempozyumu 22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

624

You might also like