Professional Documents
Culture Documents
M. TÜRKER ACARO⁄LU *
u
olarak görmüfltür. Bu iki kuramdan hangisi daha do¤ru, acaba?
m
Üsküplü tan›nm›fl ozan ve yazar Yaflar Nabi Nay›r (1908-1981) bütün
Balkan ülkelerini kapsayan büyük bir geziden Ankara'ya dönüflte bir kitap
ru
yay›mlam›flt›1. Orada Romanya izlenimlerini yazarken, o s›rada bu ülkeye
ba¤l› olan Basarabya bölgesinde yo¤un biçimde yaflayan Gagauzlar aras›nda
Ku
edindi¤i bilgileri de bize aktarm›flt›. Türkçe'de Gagauzlar üzerine ilk asal bil-
giler bu kitapta bulunmaktad›r, san›r›m.
as›ll› bir lise tarih ö¤retmeni Bulgarca bir kitap yay›mlam›flt›2. ‹flte bu kitab›
ri
bunu Yaflar Nabi Nay›r'a göndererek, Bulgarca bilen birisine tercüme ettirip
ç›karmakta oldu¤u "Varl›k" dergisinde tefrikadan sonra kitap biçiminde bas-
t›rmas›n› rica etmifl. Amac›, Gagauzlar› tan›t›p Türkiye'ye, belki de Trakya'ya
göç ettirmek....
k
linde bast›rd›3. Tarih: Ocak 1940. ‹ç kapakta 1939 tarihi yaz›l›d›r. Ancak 500
nüsha bas›labilen kitab›n tümünü Tanr›över sat›p al›p Ankara'daki ilgili ve
yetkililere da¤›tt›. Cumhurbaflkan› ‹nönü'ye de sunuldu¤unu san›yorum.
Bana yaln›zca birkaç tane verildi, flimdi elimde tek nüsha kald›. Karaborsada
bilgim d›fl›nda fotokopiyle ço¤alt›l›p yar›m milyona sat›lmaktad›r. ‹kinci ba-
s›m› bir türlü yap›lamam›flt›r. Türkçe'de Gagauzlar üzerine ç›kan en de¤erli
kitap budur, kan›s›nday›m. (Türk Tarih Kurumu, kitab›n yeni bas›m›n› yap-
may› kararlaflt›rm›flt›r).
Önsözünün sonunda Yaflar Nabi Nay›r, kitab› flöylece özetler: "‹ki k›s›m-
u
dan mürekkep olan eserin ilk k›sm›nda Gagauzlara dair mevcut tarihi malû-
m
mat ve ileri sürülmüfl olan faraziyeler hulâsa olunmaktad›r. Bu mevzua dair
ilim âleminde yap›lm›fl olan - esasen mahdut - neflriyat› eksiksiz takip etmifl
ru
olan müellif, bize bu husustaki bütün tezleri hulâsa ettikten sonra bir senteze
var›yor ve inkâr götürmez olan hakikati, yani Gagauzlar›n Türk soyuna men-
subiyetini en katî delillerle ispat ediyor. Kitab›n bu k›sm›nda muhtelif tezler
Ku
tam bir bitarafl›kla karfl›laflt›r›lm›fl ve hakikate uygun olmayanlar flüphe gö-
türmez delillerle red ve cerh edilmifltir.
h
***
Gagauzlar, vaktiyle Bulgaristan, Romanya ve bugün Moldova denilen ül-
kede yo¤un olarak yaflam›fl, yaflamakta olan bir Türk kavmidir. Ana dilleri
Türkçe'dir. Dince Do¤u Ortodoks kilisesine ba¤l› H›ristiyanlard›r. Çeflitli dö-
u
bulunduklar› saptanm›flt›r ki, bizim Gagauzlar da bunlarla ilgili ve iliflkilidir.
m
Türk gücünün yarat›c›s› say›lan O¤uz Han'›n Do¤u Türkistan'da ölü-
münden sonra 6 o¤lunun çocuklar› olan 24 torunu, 24 Türk kavminin dede-
ru
leri olmufltur. Bunlar ba¤›ms›z topluluklara ayr›lm›flt›r ki, Peçenekler,
Kumanlar, Uzlar bu arada say›labilir. Bütün bu insanlar ayn› dili, yani Türkçe
Ku
konuflurlard›.
Kimi tarihçiler Kumanlarla Uzlar›, ayr› ad tafl›yan ayn› ulusa ba¤l› insan-
lar sayarlar. Örne¤in, ünlü Çek tarihçisi Jreçek4 bunlar aras›ndad›r.
h
Ancak, Orta Asya'dan güneye, Rus bozk›rlar›na do¤ru Türkler ad›yla yürüyen
r
biri ayr› siyasal ba¤›ms›zl›k sahibiydi. IX. yüzy›la do¤ru, bunlar ‹til (Volga) ve
Gânk ›rmaklar› aras›na yerlefltiler.
1036 y›llar›na do¤ru, Kumanlarca kovalanan Uz Türkleri, ‹til ve Don ›r-
maklar›n›n bat› yönlerine yönelmifller, buralarda Peçeneklerle karfl›laflm›fl-
lard›r. Peçenekler aras›nda kavga ç›km›fl, ordular› ikiye ayr›lm›flt›r. 80.000 ki-
fliden oluflan ilk bölüm, kendi yasal k›lavuzlar› olan Tirah Han'›n yöneti-
minde kalm›fl, 20.000 kiflilik bir güç olan ikincilerse Uz Türklerine sald›ran
Kagen Han'›n yönetimine girmifltir. Ancak, bu ikinci bölüm yenilerek
Tuna'ya ve Silistre'ye do¤ru çekilmek zorunda kalm›flt›r. Bizans kaynaklar›na
göre, Kagen Han kendisini burada garnizon komutan›na tan›tarak bütün
ordusuyla birlikte Bizans uyru¤una girmifltir. "1048 y›l›ndan önceki zaman-
larda Kagen Han, iki dedesi ve 20.000 Peçenekle birlikte H›ristiyan olarak
herhalde Dobruca'da olmas› gereken, Tuna üzerindeki Drister kasabas›n›n
yak›nlar›nda bulunan s›n›r kasabalar›nda yerleflmek hakk›n› elde etmifltir"6.
u
Tirah Han ise, 80.000 kiflilik ordusuyla oldu¤u yerde kalm›fl, Uz
m
Türkleriyle savaflmaktan çekinmifltir. En sonunda o da çarp›flm›fl, yenik düfl-
tükten sonra Tuna Irma¤›'n›n buz tutmas›ndan, Bizans ordular›n›n geri çe-
ru
kilmifl olmas›ndan yararlanarak ordusuyla birlikte Tuna'y› geçmifltir. Ancak,
Bizans imparatoru bunlara karfl› bir ordu gönderdi¤inden, Peçenekler
amana düflmüfl, Bizans yönetiminde kalmay› kabul etmifllerdir. Tirah Han
Ku
‹stanbul'a gönderilerek H›ristiyan edilmifltir. Silahlar› ellerinden al›nanlar-
dan bir bölümü Sofya ve Nifl yörelerine gönderilmifl; ötekilerse topra¤› iflle-
meye zorunlu tutulmufltur. Ancak bu ifle al›flk›n olmamalar› nedeniyle bunlar
h
u
m
Bu felaketten kurtulan Uzlar›n bir bölümü, Bizans uyru¤una geçmeyi
kabul etmifl, ötekiler geri dönerek Rus s›n›rlar› üzerinde yerleflmifltir. Ancak,
ru
1080 y›l›nda Rus prensi Vladimir Monomah, bunlar› tümüyle yok etti¤inden,
Uzlar siyasal ba¤›ms›zl›klar›n› sonsuza dek yitirmifller, Deli-orman yöresinde
yaflayan Türk as›ll› Proto-Bulgarlar (‹lk-Bulgarlar), Peçenekler ve türlü-çeflitli
Ku
Türk kavimleri aras›na serpilmifllerdir. Bunlardan ayr›lan üçüncü bir bölüm
ise, Kara-kalpak ad›yla Rus uyru¤una geçerek oralarda s›n›r bekçili¤i görevi
yapmaya, Kala-uz ad›n› almaya bafllam›flt›r. Bunlar, H›ristiyanl›¤› kabul etmifl
h
Rus uyruklar› olmakla, Rus kilisesinin süreklice manevi bask›s› alt›nda yafla-
ri
8 ‹VANOV, Yordan, Sofya'da ç›kan "Mir" gazetesinin 26 fiubat 1926 tarihli say›s›nda
Kumanlar bafll›kl› yaz›: "fiuna da iflaret edelim ki, eski bir Bulgar belgesinde, ilk kez Dobruca'ya
gelen Bulgarlar›n, Kumanlar›n bir bölümü oldu¤u, yaz›l›d›r".
458 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
gibi köy ve da¤ adlar›ndan baflka; Koman, Koman-tsi, Kuman, Kuman-a,
m
Kuman-ov, Kuman-ovski, Kumaniçli-yata vb. gibi kifli ve soyadlar›, takma ad-
lar vard›r. Dikkate de¤er olay flu: bütün bu yer ve kifli adlar›na Deli-oraman'›n
ru
çok uzaklar›nda rastlanmakta, Deli-orman yöresinde Kumanlar›n yaflam›fl
olmalar›na iliflkin en ufak bir iz ve belirti bile bulunmamaktad›r. Böylece,
Deli-orman yöresinde yaln›zca Peçeneklerin, Uzlar›n, oralarda biraz bulun-
Ku
mufl olan Proto-Bulgarlar›n, daha sonra Osmanl› Türklerinin izlerini gör-
mekteyiz. Örne¤in: o zamanlardan kalma flu köyler vard›r: Uzlar (Uzovo),
Horozlar, Araplar, Turupçular (Orlyak), Geyikçiler (Rogaçevo), Kaspi-çan
h
u
Peçenekler, Uzlar ve Gagauzlar'd›r.
m
Dobruca ve Karadeniz k›y›lar›na yerleflen O¤uzlar, ‹lk-Bulgarlar ve
ru
Gagauzlar aras›nda H›ristiyanl›¤›n h›zl› bir biçimde yay›lmas›na karfl›,
Osmanl› Türklerinin buralara gelmesinden önce Tele-orman denilen Deli-
orman13 yöresine yo¤un biçimde yerleflmifl olan Peçenekler, ortak bir ad ol-
Ku
mak üzere Türkler ad›yla Müslüman olarak kalm›fllard›r. Manov, bu Türklere
Gacallar ya da Çitaklar da denildi¤ini yazarsa da bu do¤ru de¤ildir. Deli-or-
man Türkleri hiçbir zaman kendilerine Gacal ya da Çitak dememifllerdir.
h
Asl›nda Gacal sözcü¤ü, Bulgarca "g›jva: sar›k bezi" sözcü¤ünden gelir. Çit-ak
ri
ediyordu. Evliya Çelebi, Silistre halk›n›n orta boylu, flen ve sa¤lam insanlar
r
olduklar›n› söyledikten sonra : "Burada Çitaklar denilen bir kavim daha var-
Tü
11 MLADENOV, St. -Polojenieto na Asparuhovite b›lgari v›v reda na Türkskiya klon ot ario-
altayskite narodi (Ural-Altay uluslar›ndan Türk kolu içindeki Asparuh Bulgarlar›n›n durumu);
ss. 22-23.
12 Geografiçeskiy obzor: "Abobskaya ravnina i gorie e okrujayufltiya", "Stariya poseleniya na
buralara gelmezden önce, buraya "Tele-orman" ad› verilmifltir. Bizansl› tarihçi Kinam: "Epi opus
"Tenu-orman" diye anar.
460 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
r›madas›na VII. yüzy›l›n ikinci yar›s›n›n bafllar›nda gelmifltir. fiu farkla ki,
m
Gacallar Müslümanl›klar›n› korumufllar, Gagauzlar ise H›ristiyanl›¤› kabul
etmifllerdir. Ayn› bilgine göre, bugünkü Bulgarlar›n o ‹lk-Bulgarlarla hiçbir
ru
ilgi ve iliflkisi yoktur. fikorpil: "Slavlar ‹lk-Bulgarlar› yutmam›fllar; tam tersine,
‹lk-Bulgarlar Slavlar›n bir bölümünü yutmufllard›r" der. Bu Çek bilgini, bir
söylentiye göre Müslüman Gacallarla H›ristiyan Gagauzlar gibi dinleri ayr›,
Ku
dilleri bir olan bu iki kavim aras›nda dostluk, hattâ akrabal›k iliflkilerinin var
oldu¤unu, birbirleriyle temasta olduklar› yerlerde k›z al›p verdiklerini de
söyler.
h
Ünlü Bulgar tarihçisi Prof. Dr. V. N. Zlatarski'ye göre 15, göçebe olarak
ri
40.000, Uzlar ise 600.000 kifliydiler. Bunlar buralara XII. yüzy›lda gelmifllerdi.
Soydafllar› olan Müslüman Osmanl› Türklerini ise, ancak XIV. yüzy›lda
Balkan yar›madas›nda görüyoruz.
k
Çünkü, ilkin aralar›nda din ayr›l›¤› yoktu. ‹kincisi, Kangli kavminden gelen
Tü
14
fiKORP‹L, K. -Byzantinoslavica, V; Prag, 1933; s. 180.
15
ZLATARSK‹, V.N. -Orta ça¤larda Bulgar devleti tarihi. II. cilt. -Sofya, 1934; s. 114. (Kitap
Bulgarcad›r, dilimize çevrilmemifltir).
GAGAUZLARIN KÖKEN‹ 461
u
(müttefik) uluslar› kendisine katm›flt›r.
m
Burada Manov küçük bir not düfler: "Her yönden birbirinden ayr› olan
iki ö¤enin birleflmesi, kalabal›k bir ulusun epey küçük bir yabanc› ulusun
ru
ad›n› benimsemesi, tarihte görülmemifl bir fley de¤ildir. Frans›zlar kendi ad-
lar›n› küçük bir Germen kavmi olan Franklara borçludur. Ruslar, küçük bir
Ku
‹skandinav kavmi olan Rus'un ad›n› tafl›r. Böylece, Slavlar da Bulgar ad›n›
alm›flt›r."
Böyle kültürlü, uygar, giriflimci, yi¤it ve örgütçü bir ulusu, yani Bulgar
h
bir kavimdir. Kadere boyun e¤er, bugün sahip bulundu¤u fleyden fazlas›n› is-
Ta
d›r.
Tü
16 M‹LET‹Ç, Makedonski pregled, y›l IX, kitap 3-4; Sofya, 1935, s. 194. Gagauzlar›n kökeni,
Radloff, Moflkov gibi bilginlerin araflt›rmalar›ndaki aç›klamalara göre, ‹lk-Bulgarlarla asal
çizgilerinde bir ortakl›k göstermemektedir. Gagauzlar›n H›ristiyan dini için de bunlar›n güney
Rusya'dan H›ristiyanlaflm›fl olarak geldikleri kabul edilmifltir.
462 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
onlara yaln›zca adlar›n› vermekle kalmam›fl, eski Bulgar ulusal ruhunu da
m
afl›lam›flt›r. Ancak Slavca, bir kültür dili olmak dolay›s›yla sivrilmifl, yeni kuru-
lan devletin resmi ve zorunlu dili olmufltur.
ru
En sonunda, fikorpil'in sand›¤› gibi, e¤er Gacallar ve Gagauzlar ‹lk-
Bulgarlar›n kal›nt›lar› iseler, o halde as›l kendi adlar› olan Bulgarlar› neden
Ku
Gacallar ve Gagauzlar olarak de¤ifltirmek zorunda kalm›fllard›r? Manov gibi,
biz de bunu anlayam›yoruz. O Bulgarlar ki, Slavlar gibi daha güçlü, say›ca
daha kalabal›k, daha kültürlü uluslara bile kendi adlar›n› vermifller, hattâ
bunu zorlam›fllard›!..
h
u
l›nda yay›nlanan bir araflt›rmas›nda: "Deli-ormanl›lar›n dili ile Gagauzlar›nki
m
esas bak›m›ndan birdir. Balkan yar›madas›nda konuflulan Türkçe ile bu
Türkçe aras›nda önemli a¤›z ayr›mlar› vard›r" demektedir.
ru
Gacallar ve Gagauzlar›n dili aras›ndaki benzerlik ve bunun
Osmanl›cadan ayr›l›¤› üzerine bir fikir vermek için, Manov, kitab›nda 17 söz-
Ku
cü¤ün karfl›laflt›rmal› bir listesini sunar (s. 17).
Bu sorun üzerine ayr›nt›l› bilgi için Kowalski'nin az önce an›lan incele-
mesine bak›labilir. Ancak, Kazan Türçesinin bir yandan Osmanl›ca, öte yan-
h
Gacallarla Gagauzlar buna karfl›l›k "yaa" derler. Yine her ikisi de Osmanl›
Türklerinin "getir"i yerine "kavra" derler. "Acele" yerine "alat" derler ki,
Tü
-Krakowie, 1933; s. 28. Kuzey-do¤u Bulgaristan'da Türkler ve Türk dili adl› bu araflt›rma, 1949'da
Ömer F. Akün taraf›ndan Türkçeye çevrilip ‹stanbul'da bir dergide yay›nlanm›flt›r.
464 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
Gacal-Gaguz diliyle Kuman dili aras›ndaki fark pek kolay anlafl›l›r. Macar
m
Türklük-bilimci Géza Kunn19, bulunan belgelerin Kumanlara ait oldu¤unu,
daha 1880 y›l›nda Budapeflte'de ispatlam›flt›r. Alman as›ll› Rus Türklük-bi-
ru
limci Radloff ise, bunlar›n anlam›n› aç›klayarak (Codex Comanicus)'u mey-
dana getirmifltir 20. Bu Türkçe H›ristiyan yazmas›n›n kimi parçalar›n›, Manov,
Ku
Gagauz ve Bulgar dilleri aras›nda karfl›laflt›rmalar yaparak kitab›na al›r (ss.
18-19). Gagauzca metni flöyledir:
Ay Luka der evangeliye içinde:
h
Gagauzcas›: "Ya göklerdâ olan Babam›z; senin ad›n an›ls›n. Padiflah›n gelsin,
senin kuvvetin göktâ gibi, erdâ de olsun. Gündelik ekmeemizi ver bizâ bu
gün. Hem bizim borçlar›m›z› baaflla, nical biz da bizâ borçlu olanlar› ba-
aflleyor›s. Hem bizi fenalaa kolverme; illâ bizi fenal›ktan kurtar."
l'Académie impériale des sciences de Saint-Pétersbourg", tome XXXV, No. 6, St. Pétersbourg,
1887).
GAGAUZLARIN KÖKEN‹ 465
u
(Gagauzlar) ve Osmanl›lardan çok, Kumanlara yak›nlafl›rlar. Böylece, iki
m
grup oluflur: ‹lk-Bulgarlar ile Kumanlar; Peçenekler, Uzlar (Gagauz ve
Gacallar) ve Osmanl›lar. Ancak hep birlikte, bir bütün olarak ele al›n›nca,
ru
hepsinin de Türkçe gibi ortak bir dil kökeni var. Türkçe bugün bile o denli
ayr› ifade biçimlerine bölünmedi¤inden, Türk kavim ve halklar›, tek bir ulus
Ku
olma durumunu arzeder.
nin z›dd› olan iki toplulu¤a, H›ristiyanl›k ve Müslümanl›k gibi iki dine ayr›l-
malar›, bunlardan ‹slâml›¤› kabul edenlerin ortaklafla Türkler ya da Gacallar
Ta
u
vimleri genel bir topluluk ve olabildi¤ince yararl› olacak bir duruma sokmak
m
zorunda kalm›flt›r.
ru
‹znik ‹mparatoru VIII. Mihail Paleolog, uygun bir andan yararlanarak
kendisine s›¤›nm›fl bulunan Konya Sultan› ‹zzettin Keykâvus'u -esasen kendi-
Ku
sine vaadi bulundu¤undan- ayn› dinden, ayn› soydan olduklar› için bu kavim-
lere hükümdar yapmay› düflünmüfl. Bu adam, H›ristiyanlarla H›ristiyan,
Türklerle Müslüman olmas›n› iyi bilen bir kifliymifl25.
h
Grigoras'a göre, ‹zzettin Mihail'den "ya göçebe afliretlere karfl› bir ittifak, ya
da kendisi ve yandafllar› için en uygun bir sömürge olan Rumeli topraklar›-
n›n bir bölümünü" istemifltir.
24 MLADENOV, St. -B›lgarska istoriçeska biblioteka (Bulgar tarih kitapl›¤›), 1931, cilt I, s.
131: "(Balç›k) ya da (Balç›h) kil ve çamur demektir. Kaflgarl› Mahmud da "balç›k"› çamur olarak
gösterir. Bu, Orta Türkçede de böyledir".
25 GR‹GORAS, N. -Romayki istoriya", cilt IV, s. 4.
26 Viyana Kitapl›¤›nda bulunan XIV. yüzy›ldan kalma bir Fars yazmas›. "O¤uzname" ve
‹zzeddin üzerine ayr›nt›lar için bak: Selçuklu Türklerinin Dobruca'ya yerleflmeleri, "Bulgar
Bilimler Akademisi Dergisi", cüz X, 1915. fiu kayna¤a da bak: Dr. ‹van K. D‹M‹TROV, XIII.
yüzy›l ortalar›nda.
GAGAUZLARIN KÖKEN‹ 467
u
"‹stanbul hükümeti kesinlikle inand› ki, kuzey Bulgaristan'a art›k yer-
m
leflmifl bulunan Peçeneklere boyun e¤dirmek, Tuna ötelerinden gelen her
yeni barbar ak›n›n› hemen ve baflar›yla defedebilmek için, ‹mparatorlu¤un
ru
Balkanlardaki kuzey-do¤u s›n›r›nda ba¤›ms›z ve güçlü bir bölge kurmak ge-
rekmektedir. Gerekli askeri sa¤lanm›fl, iyice örgütlenmifl olan bu bölge,
Ku
Balkan yar›madas›na gelecek yeni barbar ak›nlar›na karfl› afl›lmaz bir set gö-
revini görecekti"27.
‹zzettin'in yönetiminde kurulan bu yeni devletin amac›, yabanc› ak›nla-
h
27 ZLATARSK‹, V.N. -Orta ça¤larda Bulgar devleti tarihi. II. cilt.- Sofya, 1934; s. 112.
28 HAMMER , cilt I, s. 165: "Bundan bir süre (Sar› Saltuk'un yerleflmesinden) sonra bu kol
(Sar› Saltuk kolu) K›r›m'a göç etmifltir".
29 Gagauzca'da (G›ga) ya da (Gaga) hak, do¤ru anlam›na gelir. "Allah g›gan› versin!"
demek, Türkçe'de: "Allah lây›k›n› versin!" demektir. Böylece G›ga-uz ya da Gaga-uz, Hakka
inanan Uz demektir, yani Hakka inanmayan O¤uzlar'›n, putatapanlar›n (putperestlerin) aksi
demektir.
468 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
olarak kendisine ard›l (halef ) olandan söz edilmemektedir. Bunun nedeni,
m
Hammer'de ve "O¤uzname"de yaz›ld›¤› gibi, acaba, Selçuk Türklerinin göç-
leri mi? 31 Yoksa, kavimler aras›nda bafla geçmek yüzünden ç›kan kavgalar m›?
ru
Bunu bilmiyoruz. Ancak, bilinen bir fley var ki, o da flu: Türk kavimleri; dedi-
¤imiz gibi, gerek H›ristiyan Gagauzlar olsun, gerekse ‹slamlaflt›r›lm›fl
Ku
Putperestler bulunsun, hep ço¤unlu¤u oluflturmufl, en güçlü ö¤e olmufltur.
Bunun sonucu olarak flunu kabul etmek kesinlikle garip de¤ildir: bu ka-
vimler aras›nda bafla geçmek için yap›lan savafl›mlarda, Bulgar kral› Asen'in
h
u
Bal›k do¤rudan do¤ruya T›rnova'daki Bulgar krallar›yla iliflki kurdu¤u
m
gibi, Bizans imparatorlar›yla, Tatarlarla, Venediklilerle ve baflkalar›yla görü-
flerek ticaret antlaflmalar› yap›yordu.
ru
Kantaküzen'e göre, ‹mparatoriçe Anna, "Karvuna Arhontu Balik" ad›nda
birine baflvurmufl. Bundan anlafl›ld›¤›na göre, Bal›k o zamanlar bir kral de¤il,
Ku
ancak bir arhont (voyvoda) say›l›yormufl.
Daha sonra bu O¤uz devletinin T›rnova'daki Bulgar Kral› fiiflman'la bir
ittifak meydana getirdi¤ini, birçok iflte onunla birlikte hareket etti¤ini görü-
h
rüz33.
ri
seçti¤i 1.000 süvari eri göndermifltir. Bunlar deniz k›y›lar›ndaki kentleri im-
Tü
Dobruca'n›n yönetimine iliflkin Bulgar karakteri flu gerçekle de saptan›r ki, Balik, Yoan Asen gibi
Kral Aleksandr'›n o¤lu olan ve temiz Bulgar topraklar›n› yüzy›llar boyunca yönetenlerden biri
olan bir hükümdara ard›l (halef) olmufltur".
34 KANTAKUZ‹NU. -‹storiya G(gama) I, sel. 585, ekd. Vonis.
470 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
anas›, az önce denildi¤i gibi, Büyük Dük Apokavu'nun k›z› olan bir Rum ka-
m
d›n›d›r. Yeni tarihçiler Yanko'yu ‹vanko diye yazm›fllard›r. O¤uzlar›n bu son
Despotu, ‹stanbul Cenevizlileriyle bir antlaflma yapm›flt›r ki, burada
ru
Yunanl›lar ve Bulgarlar›n kendi uyru¤u oldu¤u kaydedilir. Demek oluyor ki,
o, Bulgar, Yunan vb. uluslar›n uyrukluk etti¤i ba¤›ms›z bir hükümdarm›fl.
Ku
Sultan I. Bayazet'in ak›nlar›n› (1398) durduramad›¤›ndan, sultan›n yö-
netimine girmek zorunda kalm›flt›r. Böylece, 1263 tarihinde Mihail
Paleolog'un yard›m›yla Kara-deniz'in bat› k›y›lar›nda, do¤rudan do¤ruya
‹stanbul Patrikhanesi'ne ba¤l› olarak ba¤›ms›z bir ekzarhl›k halinde kurul-
h
mufl bulunan ba¤›ms›z O¤uz devleti ortadan kalkm›flt›r. Bir daha kurulama-
ri
k›y›lar›ndaki arazinin, fiiflman'›n yüksek yönetimi alt›nda yar› ba¤›ms›z bir hükümdar› idi".
3 6 Dobrotiç , Do¤u Bulgaristan'da ba¤›ms›z bir devlet kurmufltur. Kimi tarihçiler, onun
u
Gagauzlar›", "As›l Gagauzlar" 38. Kara-deniz k›y›lar›nda yaflayan, Rumlar›n et-
m
kisinde kalanlar Rum Gagauzu say›lm›fllar; iç Bulgaristan'da yaflayanlar
Bulgar Gagauzu ve As›l Gaguzlar ise, Bulgaristan'›n kuzey-do¤usunda yaflayan
ru
ve bugüne dek dillerini, gelenek ve göreneklerini tümüyle korumufl olanlar...
Böylece Bulgarlar›n etkisinde kalanlar, Moflkov'a39 göre, "Sveti, Kako, Lelya"
vb. gibi sözcükler kullan›rken, Rumlar›n etkisinde kalanlar "Ay, Akona
Ku
(‹kona), Hristos aneflti, Kali mera" vb. gibi sözcükler kullan›rm›fl. Ötekilere,
yani Türklerin etkisinde kalanlara gelince, bunlar da ötekilerin, örne¤in
"Kako"suna karfl›l›k "Abla"; "Lelya"s›na karfl›l›k "Teyze"; "‹kona"s›na karfl›l›k
h
ne¤in: "‹çin" edat› kimi yerlerde "için"; kimi yerlerde de "komaa" olarak kul-
lan›lmaktad›r. Kimileri örne¤in: "Benim için; Senin için; Onun için" derken,
ötekiler "Benim komaa; Senin komaa; Onnun komaa" derlermifl. Moflkov'u
k
37 N‹KOV, Peter, -B›lgarskoto v›jrajdane v›v Varna i Varnensko (Varna ve yöresinde Bulgar
uyan›fl›). -Sofya, 1934; s. 50: "Ba¤›ms›zl›¤a (1878) de¤in, hattâ ondan sonra da Bulgarlar›n
birço¤u kendilerini Rum saymakta devam etmifllerdir".
3 8 M‹LET‹Ç , Dr. -Staro-b›lgarskato naselenie v›v severo-iztoçna B›lgariya (Kuzey-do¤u
u
Yürük (Opaka) ve Palamartsa (Palamartsi) adl› Bulgar köyleri için flöyle der:
m
"Türklerle iliflki kurmak, onlara yard›mda bulunmak zorunda kalan Eski-
ru
Bulgarlar, bu ilçede de, flöyle diyelim, ikinci bir ana dili benimsemifller.
Bunlar daha çok bunu konuflurlar, evlerinde de bu dille görüflürler. Onun
için, kimilerinde bunlar›n iyi Bulgarca bilmedi¤i, daha çok Türkçe konufl-
Ku
tu¤u kan›s› oluflmufltur".
Dr. Miletiç'in bu aç›klamalar›, bize kal›rsa, biraz abartmal›d›r. Çünkü,
baflka yerlerde, hattâ ‹slâml›¤› kabul etmifl bulunan Bulgarlar›n kendi dille-
h
40
Rum harfleriyle yaz›lm›fl Türkçe bir okuma kitab›: "S.A. Hudarerdo¤lu: Teodotu, "i
Turkofonos Eliniki filologia", sel. 299-307.
GAGAUZLARIN KÖKEN‹ 473
u
ler ortaya atmalar›na neden olmufltur. Oysa, gerçekten, bu gibiler
m
Gagauzlarca özümlenmifl (asimile edilmifl) Bulgar aileleridir.
1787-91 Suvorov savafllar›nda Gagauzlardan birço¤u Bulgarlarla birlikte
ru
Novo-rosiysk'e göç etmifl, 1801-12 y›llar› aras›nda da Basarabya'ya yerleflmifl-
lerdir41.
Ku
Moflkov'a göre, Basarabya'da o zamanlar 70.000 kadar Gagauz vard›.
"‹slâm ansiklopedisi"ne 42 göre ise, Surguzlarla birlikte, bütün Gagauzlar
100.000 kifliyi aflar. Ancak, 1938 y›l›na göre, Basarabya'daki Gagauzlar›n say›s›
h
150.000'e yükselmifl, bütün Romanya'da ise 300.000 kifli olmufltur. (Bu, Yaflar
Nabi Nay›r'›n verdi¤i say›d›r, s. 81).
ri
tarm›flt›r. Kaptan Dimitriy Rum as›ll›d›r, bir süvari subay› olan Vatikioti'nin ta
kendisidir. Suvorov ve Rumatsov'un yönetiminde çal›flm›fl, Yunan ba¤›ms›zl›k
savafl›nda (1821) Basarabyal› Bulgarlardan iyi talim görmüfl bir müfrezeyle
Rami'ye yerleflerek savafla kat›lmak üzere haz›rlanm›flsa da erken çatan
ölümü (1821) yüzünden bu düflüncesi suya düflmüfltür. Bu subay›n an›s›na,
bugün Basarabya'da Dimitrovka ad›n› tafl›yan bir köy vard›r.
u
gerçek bir Gagauz için üstün nitelik say›l›r. fiu Gagauzca dizeler, bu konuda
m
yeterince tipiktir:
Mihanee varmal›,
Tezgâhtara çatmal›,
Kadehi k›rmak, ru
Ku
Elini sarmak
Hovardaya, hovardaya
Pek namd›r.
h
ileri geliyordu. Kad›nlar›n bile içmesine karfl›n, aralar›nda alkolik yok gi-
biydi. Bu insanlar öç al›c› de¤ildiler, asla! Bir gün birkaç Gagauz arkadafl
r
vurulur!) diye ona öylesine bir flamar patlatt› ki, suçlu bir de¤nek gibi yere
y›k›ld›, burnundan sel gibi kanlar bofland›. fiu da var ki, bundan baflka bir fley
olmad›. Ertesi gün, bu iki adam›, k›zlar gibi el ele vermifl, sokaktan geçerler-
ken gördüm.
"Bu çeflit olaylara karfl›n, Gagauzlarda, her e¤lence çokluk saplama, öl-
dürme gibi b›çak oyunlar›yla biterdi. Komflumuz Manol, bir gün, öteki kom-
flumuz Aneflti ile Çak›r'›n meyhanesinde içtikten sonra bafllam›fllar söz kavga-
s›na! Manol elini kemerine atarak Aneflti'ye demifl ki: (Tüü, b›ça¤›m› evde
komuflum, yoksa ben sana gösterirdim). Aneflti karfl›l›k vermifl: (Git, al da gel,
seni burada beklerim). Manol eve var›p b›ça¤›n› al›r, Çak›r'›n meyhanesine
u
döner, kendisini sessizce bekleyen Aneflti'yi öldürür!...
m
"Bütün bunlar›n böyle olmas›n›n nedeni, Varna'n›n Ba¤c›lar mahallesi-
ru
nin gerçekten küçük bir karanl›k cumhuriyet oluflu idi..." 43
Dr. Jreçek Gagauz tipi için flu betimlemeyi yapar: "Gagauz tipi, Bulgar ve
Ku
Yunan tipinden o denli ayr›d›r ki, insan çabucak ay›rabilir. Gagauzlar, ufak-
tefek, bal›k etinde, genifl sert kafal›, k›sa boyunlu, güçlü-kuvvetli kollu, iri ba-
cakl› insanlard›r. Gözleri kara, saçlar› kara, tenleri esmerdir. Genç k›zlar›n
gözlerinde özel bir atefl par›ldar, ancak iri kalçalar›na hep beyaz ve mavi na-
h
k›fll› flalvarlar giyen yafll› kad›nlar çokluk çirkindir. fiurada-burada baflka ö¤e-
ri
lerle kar›flm›fllar da görülür ki, bunlar sar› Bulgar saçl› ya da Yunan profilli
olurlar."
Ta
biri tavflan k›l›¤›na girer. Bunun için "yemeni"lerini (bir çeflit hafif ve kaba
ayakkab›) bafl›na ba¤layarak iki uzun kulak yapar. S›rt›na kocaman bir go-
cu¤u tersine giyer, yüzünü maskeler. Gaydan›n ahengine uygun bir biçimde
s›çramaya, tavflan gibi ba¤›r›p oynamaya bafllar. Çevresindekiler bu s›rada
gaydac›ya flöyle seslenir: "P›rk›ldat, balam, p›rk›ldat" (fiiflir, o¤lum, fliflir). Bir
bölümü de oyuncuyu "Cirt, balam, cirt" (Tutun, o¤lum, tutun) diye cesaret-
lendirir. Bir genç, elinde flarap kadehi oldu¤u halde ortada dolafl›r, konuk-
43 Bu yaz›n›n tamam› için bak: Varl›k dergisi, Ankara, 1938, cilt V, say› 117, ss. 715-717:
Gagauz hayat›. Ayr›ca bak: Türker ACARO⁄LU, Bulgar hikâyeleri antolojisi, ‹st., 1967, ss. 6-10:
Çocukluk.
476 M. TÜRKER ACARO⁄LU
lara sorar: "Ne vereyim sana? fiarap ister misin?". Kendisine: "fiarap istemem,
k›m›z ver bana!" karfl›l›¤› verilir. Bu genci bir baflkas› izler. Bu da türlü meze
ve yiyecekler sunar. (Türk mezesi, biber, h›yar turflusu vb.). Bu delikanl› da
konuklara: "Ne meze vereyim?" diye sorar. "Meze istemem, koz isterim" yan›-
t›n› al›r. Kimileri koz yerine ayn› anlama gelen Tatarca "flitlauk" sözcü¤ünü
söylerler".
Bu oyun Gagauzlara özgü bir fley de¤il. Bu bir Tatar oyunudur. Böylece,
Gagauzlarla Tatarlar aras›nda vaktiyle iliflki bulundu¤u da anlafl›lmaktad›r.
Gagauzlar›n an›lar› aras›nda Tatarlar›n kendilerini kovalad›¤› anlat›l›r.
u
Onun için, acele eden bir kimseye Gagauzlar: "Ne alatlayorsun? Tatarlar m›
m
koval›yor?" derler.
ru
l›kla u¤rafl›r. ‹pek böce¤i beslemeyen, ba¤ sahibi olmayan tek bir Gagauz
ailesine rastlanmaz.
Ku
Ailede erke¤in sözü dinlenir; o, ailenin bafl› say›l›r. Kad›n, verilen emri
dinler; boyun e¤er. Kad›n›n emirleriyle hareket eden erke¤e iyi gözle bak-
mazlar. Bu, zillet (alçalma) sal›y›r. Bu gibi erkekler için Gagauzlar flöyle der:
h
"Onun bafl›na fesi kar› koyar" ya da "Kar›n›n yüz laf›ndan birini dinlemeli".
ri
dinsel kimi inan›fllara aç›kça ayk›r› olsa bile, tümüyle ve ba¤nazl›kla yerine
getirir. Kendisini hiç kimse bunun tersine inand›ramaz. Onun için: "Öyle
bulduk, böyle götürece¤iz" derler. Belli yortularda kuzu, buza¤›, koç vb. kur-
ban ederler. Yaln›z erkek çocu¤u olan aileler, Yeni y›l gecesi ile 3 fiubat günü
k
m›fllard›r. Erkekleri eski ça¤da "Bir götlü çaafl›r" (çakfl›r) giyermifl ki, bu, ge-
nifl paçal›, kaytanla dikilmifl dar bir poturdur. S›rtlar›na "Camadan" giyerler
ki, bunun da karfl›l›kl› ve çift dü¤meleri vard›r, bir tür cekettir. Bundan baflka
"Kontofl" denilen k›sa bir ceket daha vard›r; bunu giymeyerek sol omuzlar›na
atarlar. Poturun üstüne genifl bir "Kuflak" sararlar; bunun üzerine de bir
"Silâhl›k" sararlar. Silâhl›k meflinden ve deriden yap›lm›flt›r. Ayaklar›na
"Yemeni" giyerler. Bafllar›n› "Çalma" ya da "Servieta" ve "Fes" ile örterler.
Vars›l olanlar› k›sa bir tür çizme giyer ki, buna "Tomak" ad›n› verirler, uzun
bir dizlik örterler. Bunlar k›rm›z› püsküllerle süslenir. Daha sonralar› "çakfl›r"
yerine "flalvar" giymeye bafllam›fllard›r. Gagauzlar bunu ‹zmirli Rumlardan
GAGAUZLARIN KÖKEN‹ 477
u
"fialvar" giymeye bafllam›fllard›r.
m
"Revue du Monde musulman" dergisinde 44 G. Kopescu'nun "Les
Gagautci" (Gagauzlar) bafll›¤› ile yay›nlad›¤› bir makaleden, bu adam›n
ru
Gagauzlar› hiç tan›mad›¤›n› anlar›z. Bu adama göre, Dobruca'da 3.628
Gagauz vard›r; bunlar›n bütün gelenek ve görenekleri, o çevrede yaflayan
Ku
öteki insanlar›n törelerinden farks›zd›r. Az konukseverdirler. Konufltuklar›
dile bak›l›rsa, bunlar›n Müslümandan baflka bir fley olmamalar› gerekir.
Yunan ya da Bulgar Ortodoks-H›ristiyan dinini tutarlar. Son derece pintidir-
h
ler. Söylentiye göre, Türkler vaktiyle bunlardan ‹slâml›¤› kabul etmek iste-
meyenlerin dillerini kesmifllerdir. Ana-babalar›n›n böyle bir cezaya u¤rat›ld›-
ri
den Rus Basarabya's›na dek olan topraklarda yaflarlard›. ‹smail yöresinde yo-
Tü
¤un bir halde idiler ki, buralar› savafltan sonra Romanya'ya geçmifltir. Daha
çok bal›kç›l›kla, kömür iflleriyle u¤rafl›rlar. Uzun süre Türk terbiyesi ald›kla-
r›ndan, kuzey Trakya'daki H›ristiyanlar gibi, kurban kesmeye al›flm›fllard›r;
buna da Türkler gibi (Kurban) derler".
Jreçek (1890), Gagauzlar› Bulgar krall›¤› yönetiminde yaflayan,
H›ristiyanl›¤› Türklerin yönetimine geçmeden önce kabul etmifl eski bir
Türk kavminden saymaktad›r.
44 Paris, Décembre 1906, tome I: Populations musulmanes de Roumanie, p. 196, III: Les
Gagautci.
478 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
Gagauzlar›n IX. yüzy›lda ya da az önce ya da az sonra Avrupa'n›n do¤usuna
m
inen, Tuna'y› geçerek Kara-deniz'in bat› k›y›lar›nda, Hac›-o¤lu-pazarc›k
(Dobriç) ile Varna aras›na, galiplerce tutsak edilerek de¤il, galip bir du-
ru
rumda gelip yerleflen büyük bir Tuna kavminden olduklar›n› söyleyen ilk
adamd›r.
Ku
Prof. ‹flirkov, "Bulgaristan"46 adl› kitab›nda flöyle der: "Gagauzlar
Ortodokstur, ama Türkçe konufltuklar› halde, Bulgar flark›lar› söyler, Bulgar
törelerini tutarlar. Gagauzlar, özellikle Varna ve Balç›k yöresinde yaflarlar.
Say›lar› 10.175 kifli kadard›r".
h
Rus Bilimler Akademisi üyesi Dr. Radloff, (A¤uz) ya da (O¤uz - Uz) söz-
cüklerine, Uzlar'da ola ki bir kabile anlam› ifade eden (Ga) ya da (Gaga)
ekinin getirildi¤ini sand›¤›n› söyler.
Türklük-bilimci Moflkov, Uzlar›n ya da O¤uzlar'›n bafl›na gelen (Gaga)
sözcü¤ünün Uzlara ba¤l› özel bir kabile anlam› tafl›d›¤›n› sand›¤›n› ileri sü-
rer.
Dimitrov, "Gagauzlar›n kökeni" konulu bir araflt›rmas›nda49 bu sözcü¤ün
Sanskritçede (Nesil: kuflak) anlam›na gelen (Ga) ya da ikiye katlanan (Gaga)
sözcü¤ünden olufltu¤unu sanmaktad›r. Böylece, Gagauzlar demek, Uzlar›n
u
torunlar›, ard›llar› demekmifl. Dimitrov, sonuç olarak diyor ki:
m
"‹nanmak isteriz ki, Gagauzlar yaln›zca Uzlar›n, Guz, O¤uz, Uzen ve
Tonguzlar›n de¤il, hattâ asil bir kavim olan Uzbek (Özbek)'lerin de ard›lla-
ru
r›d›r. Bütün bu h›s›m-akraba kavimlerin ç›kt›¤› Alt-Ural da¤lar› ne denli yük-
sekse, söz konusu olan Gagauzlar›n soylar› da o denli yüksek, büyük ve asil-
Ku
dir".
Yuanis Nikolau, Varna üzerine yazd›¤› kitapta (s. 135) Gagauz sözcü-
¤ünü Homeros'un (Agavlar) sözcü¤üne yak›nlaflt›rmaktad›r (‹lyada 5). Bu
h
(Kamç›) ›rma¤›ndan Kurni (Balç›k yak›n›nda Ekrene köyü)'ye dek olan yer-
lere egemen bulunuyorlard›. Daha sonra, barbarlar›n (Katuzlar) dedi¤i
Pigmey ulusunun geldi¤ini söylerler".
k
Buralar› gezip gören Apostol Andrey, bunlara (Agavlar) der. Bir tak›m-
r
lar› da (Gagauz) sözcü¤ü ile (Hakauz -- Haksever) sözcü¤ü aras›nda bir ilgi
ve iliflki bulur.
Tü
u
hattâ bunlar yerli Gagauzlarla kar›fl›p H›ristiyanl›¤› kabul ettikten sonra bile
m
verilmemifltir. "‹slâm ansiklopedisi"nde50 Gagauzlar için flunlar› okuruz:
"Gagauzlar›n Türk olduklar›na, O¤uz ya da Uz soyundan (Kara-kalpak) deni-
ru
lenlerin kal›nt›s› olduklar›na hiç kuflku yoktur. Adlar›n›n Gagauz olmas›
buna e¤ilimlidir. (Auz), (O¤uz)'un k›salt›lm›fl biçimidir. (Gag) [herhalde
(Geek), (Gök)'e eflittir] kabilenin seçkin vasf›n› belirtmektedir".
Ku
Bu nakillerden çeflitli yazarlar›n gerek Gagauzlar›n milliyeti, gerekse
(Gagauz) sözcü¤ü üzerine çeflitli düflünceler ileri sürdükleri görülüyor.
Ancak, bunlar›n Türk olduklar›, O¤uzlar›n ya da (Gauz)'lar›n Alt-Ural so-
h
sine, tarih, bugün Peçenekler, Kumanlar, Uzlar ve daha birçok var olmayan
uluslar›n adlar›n› kaydeder. Yine vaktiyle bu uluslar›n yaflad›¤› yerlerin adlar›
korunmufltur: Uzlar, Peçenek, Kuman-ova, Kumanlar (Kumantsi) vb. gibi.
Bundan anlafl›ld›¤›na göre, Gagauz sözcü¤ü bir ulusun tarihsel ad› de¤il,
O¤uzlar›n ailesel bir unvan›d›r ve H›ristiyanl›¤› kabullerini belirtmek için
al›nm›flt›r. Dolay›s›yla, Gagauz, yaln›zca Türk O¤uz kavminden olan
H›ristiyan'd›r. Karamanl›lar, Türk kökeninden gelme, Türkçe konuflan
H›ristiyanlar olmalar›na karfl›n, kendilerine Gagauz denilmez. Yine Bulgar,
Rum ve Ermenilerden H›ristiyan olup Türkçe konuflanlara da Gagauz de-
nilmez. Ama bütün bunlar Gagauzlar için yabanc› say›l›rlar. Onun için,
Gagauzlar kendileri gibi Türkçe konuflan H›ristiyanlara rastlad›klar›nda,
u
kendilerinden olup olmad›klar›n› anlamak için: "Sen millet misin?" diye so-
m
rarlar. Bu, "Sen bizden misin? Gagauz musun?" demektir. Gagauzlar, bu gibi
durumlarda, ancak olumlu yan›t ald›klar› zaman, karfl›s›ndakilere aç›l›rlar.
ru
Gagauzlar›n Türk kökenli olduklar› flundan da bellidir: Gagauz: "Sen
Türkçe bilir misin?" diye sorar. "Gagauzca bilir misin?" diye sormaz. Bu da
Ku
gösteriyor ki, Gaguzlar›n ana dili Türkçedir. Bununla, bilinçsizce Türk ol-
duklar›n› itiraf etmifl olurlar. Oysa, Türk sözcü¤ü onlar için Müslüman, ‹slâm
dininden insan anlam›na geldi¤inden, Türk olduklar›n› kabul etmezler.
Çünkü, Gagauz ba¤naz bir H›ristiyand›r. Hangi ulustan oldu¤u soruldu-
h
52 Türk ›rk›n›n Altay grubunun güney-bat› kolu. Dilleri Osmanl›ca ile akrabad›r.
482 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
nuksever sayar ya da zay›f ak›ll›, hattâ budala sayarlar.
m
Böylece görülüyor ki, Gagauzlar önceleri Rus bozk›rlar›nda O¤uzlar ya
da Türk Uzlar ad›yla; sonralar› onlar›n yönetimi alt›nda; daha sonra Bizans
ru
yönetiminde de ba¤›ms›z bir devlet sahibi olmak liyakatini göstererek çeflitli
Türk kavimlerini kendi dinleri, ahlâklar›, töreleri ve adlar›n›n etkisi alt›nda
Ku
b›rakm›fllard›r.
Türk yönetimi alt›nda yaflarken, her dönemde dinlerine s›k›ca sar›lm›fl-
lar; Rum kilisesinin ruhani yönetiminde bulunmalar›na karfl›n, Rumlarca
h
asimile edilememifllerdir.
ri
Dairesi Müdürü Kont ‹gnatiyev'e gönderdi¤i 2 Mart 1864 tarihli resmi bir ya-
r
bafllayan bölüme yanaflmalar›n› istiyorlar ki, her gün burada bunun benzeri
örnekler pek çoktur. Bulgar okuluna ne denli düflmanca bakt›klar› göz
önüne getirilebilir".
Gagauzlar, Yunan ayaklanmas›nda (1821) gönüllü çeteci yaz›larak,
Rumlara karfl› sevgilerini göstermifllerdir. (Bu ayaklanmada, say›s› az olmayan
Bulgarlar da görev alm›flt›). Gagauzlar›n bir bölümü, (Filiki Eteriya Devrim
Derne¤i)üyesi olduklar›ndan as›lm›fl, baflka bir bölümü Varna'da zindanlara
t›k›lm›fl ve sürgün edilmifltir. Bütün bunlardan, Gagauzlar üzerindeki Rum
etkisinin, ayr› bir ›rktan olduklar›n› bildikleri halde, ne denli büyük oldu¤u
anlafl›lmaktad›r.
u
Bulgar ba¤›ms›zl›¤›ndan sonra, hükümet, Gagauzlar› da askere almaya
m
bafllay›nca, bunlar, nas›l olur da Bulgar devleti olur? Kendileri Bulgarlar›n
uyru¤u olarak Bulgar ordusunda nas›l askerlik yapar? Bunu bir türlü anlaya-
ru
mam›fllard›r. Onun için, bir bölümü ‹ran, bir bölümü Yunan uyru¤una
geçmifl, kimileri de ‹stanbul'a kaçm›fl, y›llar sonra yine dönerek yeni duruma
Ku
al›flabilmifllerdir. Bu durum, flu Gagauz türküsünde de belirtilmektedir.
Bulgar bizden böyün asker alacak,
Alacak da fiipka Balkan›na yolayacak,
h
Dobruca's› uluslar›n› gösterir harita), Bulgar Bilimler Akademisi Yay›n›. - N.S. Derjavin; D.
Bojkov taraf›ndan çevrilmifltir, Sofya, 1930. ‹statistiklere göre, 1876'da Dobruca'daki Bulgarlar›n
say›s›, Gagauzlarla birlikte, 150 bini bulmufltu.
484 M. TÜRKER ACARO⁄LU
u
Pirot deyip hücüm etsin.
m
Bununla birlikte, yafll› Gagauzlar ayr› bir ulus olduklar› üzerine düflünce-
ru
lerini hâlâ daha korumaktad›r. Bunlar, keyifli zamanlar›nda, al bayraklar›n›56
asmay› ihmal etmez. Bu bayra¤›n orta yerinde bir horoz resmi vard›r.
(Horoz, burada gururun, cesaretin, zindeli¤in simgesidir). Onlar bu bayra-
Ku
¤›n günün birinde Kavarna yak›n›ndaki Çar›kman (Ç›ra¤l›k) 57 tepesinde
dalgalanaca¤›n› görecekleri umudunu besler. Bunlara göre, o zaman bütün
Gagauzlar orada toplanarak, ortadan kalkan O¤uz ya da Gagauz devletini ye-
h
niden kuracaklard›r!
ri
55
Varna kenti ve yöre köylerinden Gagauzlar 8. (Osmi) piyade alay›nda askerlik
yaparlard›.
56 Her olas›l›¤a karfl›, ayn› ulustan olup da baflka kabileler aras›ndaki fark› göstermek
k
57 Varna Kaz›bilim Derne¤i Haberleri, VII. kitap, 1921, s. 90: "Çar›kman, Kavarna
körfezinin bat›s›nda, Kavarna kentinin güney-bat›s›nda yüksek bir tepedir. Bu tepe, uzun ve dar
Tü
bir burun oluflturur; ancak kuzey-bat› taraf›na ç›k›labilir. Öte taraflar› denize ve Mihalbey
yaylas›na sarkan dik e¤ilimlerle doludur. Böylece bu tepe do¤al bir kale durumundad›r. Ancak
kuzey-bat› yönünün pekifltirilmesine gerek gösterir. Jreçek, bu tepe ad›n›n Kumancan›n (Ç›ra¤ :
Ifl›k) sözcü¤ünden ç›kt›¤› düflüncesindedir: Ç›ra¤l›k". -Radloff'la karfl›laflt›r›n›z, s. 59. Tepede,
anlafl›lan, Kavarna liman›n›n bir deniz feneri varm›fl.
58 Bu bilgilerin bir bölümü Manov'un kimi köyleri ziyareti s›ras›nda onun taraf›ndan;
ötekiler Balç›k'tan Varna Rum kilisesi cemaatine devredilen rapordan, üçüncü olarak ‹.
Nikolau'nun "Odisos" adl› kitab›ndan; dördüncü olarak "Bulgar Bilimler Akademisi Dergisi", XI.
kitap, 1915, s. 50'de Prof. Dr. Romanski'nin Gagauzlar'›ndan; beflinci olarak L. Miletiç'in "Süreli
risale", I-XVI. kitap, s. 259'daki makalesinden; alt›nc› olarak V.A. Moflkov'un Gagauzi
Benderevskago Uezda" , XLIV. kitap, 1900, s. 7'deki araflt›rmas›ndan; yedinci olarak "Bulgar
tarih kitapl›¤›" dergisi, I. kitap, IV. y›l, 1931, Sofya, s. 131'deki Prof. Dr. Stefan Mladenov'un
Gagauz sorunu adl› makalesinden; sekizinci olarak, yafll› Gagauzlar›n anlatt›klar›ndan vb.
derlenip toplanm›flt›r.
GAGAUZLARIN KÖKEN‹ 485
u
Kapucu-mahalle (Vratarnik) Kestiriç (Tsarevo)
m
Gey-orman K›z›lcalar (Çerventsi)
Gözgüben Konak
Gâvur-sö¤ütçük
ru
Kopuzcu (Padina)
Ku
‹mbrihor (Dr. Stambolski) Korkut (Strahil)
Caferli (Kiçevo) K›rapça
Dere-köyü (Konstantinovo) Kuyucuk
h
Tekke S›rt-köyü
Tekke-kozluca (‹z-bul) Testici
Türk-sö¤ütçük fiabla
fiad›-köy (Dobrotiç) fiehit-Ahmet
fiumnu Çavufl-köyü
Çamurlu Yaz›c›lar
Hambarl› (Metliçina) Yal›-üç-orman
u
Kavucu-mahalle Hac›-Bayram vb.
m
Karacalar
Kara-kurt
ru
Basarabya'da Gagauzlar›n yaflamakta olduklar› kasaba ve köyler de flun-
Ku
lard›r:
Avdarma
Aleksandrovka Volkaneflt Kiriet-lunga Çok-meydan
h
Haydar
u
(4.000), Tabak (3.000), Anadolu (3.000), K›pçak (6.000), Hasan-Aspa¤a
m
(4.000).
ru
Ku
h
ri
Ta
r k
Tü