Professional Documents
Culture Documents
AZIZ NESiN
lrca
G U L U T L E R
Resimleyen:
Mustafa Delioğlu
c,�t-INETi /f/1:
, ..
C.ı
8..:::,*- � ��.A)ç. �
NESİN YAYINEVI
...
A Z İ Z N E S İ N
Nnsrettin f-itrtn
GÜLÜTLER
: 1
"!'.
ıasnı ,.. 1J
...< .. . ':< o#J
.. .
I "" \'> ·
1.f.Q .......................
1 ��
NESİNYAYINEVi
....
Bu kitabın telif hakkı Nesin Vakfınındır.
Aziz Nesin, yapıtlarının telif haklarını tümüyle Nesin Vakfına bağı§lamı§tır.
Nesin Vakfının amacı, kimsesiz, yoksul ve eğitime muhtaç çocukları, ilköğretimden
ba§layarak bir yüksekokul bitirinceye ya da bir meslek edininceye dek her türlü
gereksinimlerini sağlayarak barındırmaktır.
Baskı ve cilt: Yazın Basın Yayın Matbaacılık Turizm Tic. Ltd. Şti.
Çiftehavuzlar Cad. Prestij ݧ Merkezi No: 27/806 Zeytinburnu/İstanbul
Tel: 0212 565 01 22 Sertifika No: 12028
içindekiler
Dostlar alı§veri§te görsün ..................... . .....11 Geçinmeye niyetim yok ki adını öğreneyim . . . . . . . 25
Acemi bülbül bu kadar öter .....12 Gençliğini de bilirim . . ....25
Bindiği dalı kesmek ..................... . ...12 Ya tutarsa ........................................... .. ..... . . . ......25
Geç yiğidim geç ....................................... . .....12 E§eğin sözüne mi, benim sözüme mi . . . . . . 26
Buna değmi§ buna değmemi§ .............. . . .....13 Kara kaplı kitap ................................................... ......26
Nasrettin J-{trca
GÜLÜTLER
d ilim i ze
Bu kitapta Nasrettin Hoca'nın salt atasözü, deyim ve özsöz olara girmiş olan gülütleri derlenmiştir
Gülüt, "gülmek" fiilinden \·apılmı� '.'Jasrerrin Hoca gülü deri, durup dururken, geli§igüzel anlatılmaz.
bir isimdir, gülünecek §ey demekrir. Önümü:e öyle bir olay, öyle bir sorun çıkar ki bu, Nasrettin Hoca
Eskiden "gülüt" yerine Arapça gülü derinden birindeki olaya ve soruna çokıbenzer. ݧte önümüze
"fıkra" diyorduk. Ancak "fıkra" çıkan o soruna bir çözüm yolu göstermek üzere, Nasrettin
sözcüğünün daha ba§ka §U Hoca'nın o soruna benzer durumdaki gülütü anlatılır. Buyüzden
anlamları da ,·ardı: Nasrerrin Hoca gülütleri yediyüzelli yıldanberi yinelenmekteyken
yine de eskimez ve onlardan bıkılmaz. Oysa, bir sorunumuzu
• Fıkra, günlük gazetelerde
çözmeye yaramayan ba§ka gülütleri ikinci kez dinleyemeyiz. Onlar
hergün aynı yerde çıkan
eskir. Nasrettin Hoca gülütleri hiç eskimez.
yazılar.
• Fıkra, yasaların içinde sayıyla
ayrılmı§ maddelerin ayrı ayrı Nasrettin Hoca gülütleri nasıl anlatılır?
bölümleri.
• Fıkra, biçok Batı dilinde Nasrettin Hoca gülütleri, uzata uzata, ballandıra ballandıra
" "
"anekdot" yada tost ve "joke" yerine anlatılmaz. Oysa masallarımızı, tersine, uzata uzata, ballandıra
·ullanılır. (Bi: "gülüt" diyoruz) ballandıra anlatırız.
Fıkra, belkemiği omurunun herbir bölümü.
Nasrettin Hoca gülütleri, sözü hiç uzatmadan ve elden geldiğince
•
Bunlar gibi daha pekçok ayrı anlamlara geliyor fıkra. Buyüzden gülütlerinin sonundaki yargıyı yada yargı çıkarılacak olan sonucu
fıkranın anlamları karı§ıyor. Bu karı§ıklığı önlemek için, alaylı ve vurgulayarak söylemeye özen göstermelidir.
§akalı kısacık öykü, gülünecek bir söz yada yazı anlamına gelen
Sevgili çocuklar, sizler için bu kitapta derlediğim atasözü, deyim
"fıkra" yerine Türkçesi olan "gülüt"ü yeğliyoruz.
ve özsöz olmu§ Nasrettin Hoca gülütlerini sever de onları sırası ve
Gülüt gibi, yine "gülmek" sözcüğünden türetilmi§ ba§ka yeri gelince anlatırsanız çok sevineceğim.
sözcüklerimiz de var. Örneğin Arapça "mizah" yerine "gülmece",
Fransızca "komedi" yerine de "güldürü" diyoruz.
Nesin Vakfı
Temmuz
Gülüt nedir? Gülüt, dinleyenleri yada okuyanları güldüren, çok
13 1988
kısa, alaylı, §akalı, yergili, güldürücü olan sözlü yada yazılı öykü
demektir. Bektaşi gülütleri, İncili Çavu§ gülütleri, Ezop gülütleri,
Nasrettin Hoca gülütleri gibi...
4
önceki olayları yaşamıştır. Örneğin halkımız
Doğumundan önce ve ölümünden sonra yaşayan
Hoca'yı, gülütlerinde O doğmadan üçyüz
dünyadaki tek insan kimdir? yıl önce yaşamış olan Mansur-al-Hallaç'la
birlikte yaşatmıştır. Böylece Nasrettin
Nasrettin Hoca'nın sevgili torunları!
Hoca, zamanın gerisine doğru uzanmış
Biliyorum, sizler de benim gibi, bilgiçlik taslayanları da, bilgiçlik olur.
taslamayı da sevmezsiniz. Öğrenilmesi en zor sanılan bilimler
Bununla da kalınmıyor. Nasrettin
bile, iyi öğretme yöntemi bulunabilirse, tıpkı oyun oynar gibi güle
Hoca öldüğünde Amerika daha
oynaya beğeniyle öğrenilebilir. Yaşamda en sağlam, en doğru
keşfedilmemişti. O zaman Amerika
bilgilerimiz de işte böyle kendiliğinden öğrendiklerimizdir.
keşfedilmediğine göre, Nasrettin
Öyleyse, gelin hep birlikte bir oyun oynayalım, bir bilmece
Hoca'nın yaşadığı dönemde
oyunu... Size soracağım bilmece şu: Hem doğumundan önce, hem Avrupa'da, Asya'da daha tütün
ölümünden sonra yaşamış insan kimdir? bilinmiyor demektir. Çünkü
Düşünün bakalım, bilirseniz dünyayı size vereceğim. bildiğiniz gibi bütün dünyaya
tütün Amerika'nın keşfinden sonra
Bu bilmeceyi bilmeniz için size ipucu da vereyim. Bilindiği gibi her
Amerika'dan getirilip yayılmıştır. Oysa Türk
insan belli bir tarihte doğar, belli bir tarihte de ölür. Ama kimi
halkının yarattığı gülütlerinde Nasrettin Hoca tütün çubuğu,
insanlar tarihe geçer. Tarihe geçen bu kişilere, tarihsel kişiler
cıgara içmektedir. Demek Nasrettin Hoca'mız, ölümünden çok
deriz. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan, Mustafa
sonraları keşfedilmiş olan Amerika'dan gelen tütünü içebilmiş,
Kemal Atatürk tarihsel kişilerdir.
yani ölümünden sonra da yaşamıştır. Böylece Nasrettin Hoca,
Bir de, gerçekte yaşamamış, ama yine de adları sanları bilinen zamanın hem ilerisine hem berisine doğru da uzanmış olur.
kişiler vardır. Bunlara toplumsal kişiler denir. Toplumsal kişileri
Şimdi bilmecemizin yanıtını verebilirsiniz: Doğumundan önce de,
toplum yaratır ve yaşatır.
ölümünden sonra da yaşamış olan dünyadaki tek insan Nasrettin
Tarihsel bir kişi, zamanla toplumsal bir kişilik kazanabilir. Hoca'dır. Ölümünden sonra da yaşamış başka tarihsel ve
Toplum, bir tarihsel kişiyi benimser, özümserse, ona toplumsal toplumsal kişiler vardır, ama doğumundan önce de yaşamış olan
bir kişilik de verir. İşte Nasrettin Hoca böyle bir kişidir; yani hem dünyadaki tek kişi Nasrettin Hoca'dır.
belli bir tarihte doğup ölmüş bir tarihsel kişidir, hem de toplumun
Nasrettin Hoca kertesinde Türk halkını belirleyen, Türk halkının
benimseyip özümsediği, simgeleştirdiği bir toplumsal kişidir.
ortaklaşa niteliklerini, duygu ve düşüncelerini gösteren, Türk
Nasrettin Hoca bundan yediyüzelli yıl kadar önce Sivrihisar halkını simgeleyen başka birisi daha yoktur.
ilçemizin Hortu köyünde doğmuş, bir süre Sivrihisar'da bulunmuş,
İşte sevgili çocuklar, sevgili çocuklarım, buyüzden yazıma
sonra ölümüne dek Akşehir'de yaşamış ve orada ölmüştür.
başlarken sizlere "Nasrettin Hoca'nın sevgili torunları!" diye
Mezarı da Akşehir'dedir. Demek Nasrettin Hoca, bir tarihsel
seslendim. Biz hepimiz Nasrettin Hoca'nın çocuklarıyız. Çünkü
kişidir. Ama Türk halkı, bir tarihsel kişi olan Nasrettin Hoca'yı
yediyüzelli yıldanberi onun kalıtını bölüşe-üleşe bitiremiyoruz.
öyle benimsemiş, öyle özümsemiş, Nasrettin Hoca'yı kendisi ve
Sizler de onun kalıtını daha artırıp zenginleştirerek sizden sonraki
kendisini de Nasrettin Hoca saymış ki, sonunda toplumsal kişilik
kuşaklara kalıt olarak bırakacaksınız.
kazanan Nasrettin Hoca, Türk halkının kendisi olup çıkmış.
Türk halkı yediyüzelli yıldanberi kendi düşüncelerini, duygularını, Bilmeceyi bildiniz. Sözümde durup dünyayı size veriyorum
Nasrettin Hoca'nın ağz,ından söylemiş ve Nasrettin Hoca'nın sevgili çocuklarım; bu güzel, bu yaşanılası dünya sizin olsun.
ağzından dinlemiş. Böylece halkımız hiç durmadan yeni yeni Yaşadığınız dünyanın sizin olabilmesi için, onun güzelleşmesinde,
Nasrettin Hoca gülütleri yaratmış. iyileşmesinde katkınız olması gerekir.
Bütün tarihsel ve toplumsal kişiler, ölümlerinden sonra da Biz, bizden öncekilerden aldığımız bu güzelim dünyayı kendi
adlarıyla, anılarıyla, ünleriyle, yapıtlarıyla toplumda yaşarlar. katkılarımızla daha da güzelleştirmeye çalıştık; şimdi bu dünyayı
Örneğin, tarihsel kişilikleri olanlardan Fatih Sultan Mehmet bütün yüreğimizle, bütün gönlümüzle size kalıt bırakıyoruz.
tarihte bir dönem açmış olmasıyla, Mimar Sinan yapıtlarıyla, Nasrettin Hoca'nın sevgili torunları, benim sevgili, benim
Atatürk Cumhuriyetimizi kurmuş olmasıyla, ölümlerinden sonra canım çocuklarım. İşte dünya, sizindir! Onu daha, daha, daha
da toplumda yaşamaktadırlar; yani hem tarihsel, hem toplumsal güzelleştiriniz!
kişidirler. Ama hiçbir tarihsel ve toplumsal kişi doğumundan
önce yaşamamıştır. Yalnız bitek toplumsal kişi vardır ki o, hem
doğumundan önce, hem de ölümünden sonra yaşamaktadır. İşte Feneryolu 5
Nasrettin ]-ltrca
GÜLÜTLER
- Eeee, demiş, parayı veren düdüğü çalar. - Yazık oldu, demiş, tam açlığa alışacaktı,
ömrü elvermedi.
Devenin başı
Nasrettin Hoca karısının eğirdiği ipliği
yumak yapar, pazardaki iplikçilere satarmış.
Kurnaz iplikçiler Hoca'nın elinden iplik
yumaklarını emeğin hakkından çok daha
ucuza alırlarmış. Bigün Hoca yolda bir
deve başı bulmuş. Eve götürüp iplikleri bu
deve başının üstüne sarmış, kocaman bir
yumak yapmış. Götürmüş pazara. İplikçi,
büyüklüğüne göre yumağa yine çokaz fiyat
Ye kürküm ye vermiş. Hoca nasıl olsa yumağın içinde
deve başı var diye bu ucuz fiyata razı
Hoca çağrılı olduğu bir ziyafete gündelik olunca h.ışkulanan iplikçi,
kılığıyla gittiği için kendisine kimse - Sakın yumağın içinde başka şey olmasın
aldırış etmemiş. Bunun üzerine evine Hoca? demiş.
koşup kürkünü giymiş, ziyafetin verildiği
Hoca da,
eve dönmüş. Çok ağırladıkları Hoca'yı
- Yok, devenin başı... karşılığını vermiş.
başköşeye buyur etmişler. Sofra kurulunca
en güzel yeri Hoca'ya vermişler. Hoca İplikçi ertesi gün Hoca'yı çarşıda görüp de,
kürkünün yakasını çorba kasesine daldırıp, - Yumağın içinden deve başı çıktı, yalan
- Buyur! Ye kürküm ye, ye kürküm ye! söylemeye utanmıyor musun? deyince
demeye başlamı§. Hoca,
6
İpe un sermek
Kom§usu evine gelip Hoca'dan çama§ır
ipini istemi§. Hoca içeri girip bisüre sonra
kapıya çıkarak,
- Kusura kalma kom§u, ipe un sermi§ler...
demi§.
Kom§usu,
- Etme Hoca, hiç ipe un serilir mi? diye
sorunca Hoca da,
- Vermeye gönlüm olmayınca,
serilir... demi§.
AZ Z NES i N
,
Nasrettın J-{trca
GÜL ÜT l ER
8
Sen de haklısın - Efendi, bu nasıl i§? Davacıyı dinledin
haklısın, dedin. Sonra tam tersini anlatan
Hoca kadılığı sırasında dinlediği davacıya, davalıya da haklısın, dedin. Bu senin
N asrettrn ]-{otJa
1
GÜLÜTLER
10
Dostlar alışverişte görsün - Bu nasıl alışveriş? diye soran dostlarına
Hoca,
İşsizlik çeken Hoca'ya dostları alışveriş - Boş durmaktan iyidir, dostlar alışverişte
yapmasını salık veriyorlarmış. Hoca görsün... demiş.
da yumurta alıp satmaya başlamış.
Yumurtaların dokuzunu bir akçeye alıp,
onunu bir akçeye satıyormuş.
(jljl
1
AZİZ NES N
Nasrettin ]--ltrca
GÜLÜTLER
Acemi bül bül bu kadar öter Hoca denileni yapar. Eşeğin ilk
yelleniş!nde, "Yarı canım çıktı, yarısı kaldı,"
Hoca bir yemiş bahçesine girip zerdali der. A: sonra eşek ikinci kez yellenince,
ağacına çıkar, zerdalileri atıştırırken "İşte öldüm," diyerek kendini yere bırakır.
bahçenin sahibi koşup gelir, Gelen giden olmayınca, kasabaya varıp ona
\
Hoca bir ağaca çıkmış, bindiği dalı giderdim ama
kesiyormuş. Alttan geçen biri bunu görüp, şimdi öldüm,
- Hoca, bindiğin dalı kesiyorsun, düşersin nerden isterseniz
sonra... demiş, yürümüş gitmiş. ordan götürün.
Hoca bindiği dalı kesince düşmüş. "Bu
adam ermiş olacak, düşeceğimi bildi,
öleceğimi de bilir..." diye, çarşı pazar
dolaşarak o adamı aramaya başlamış.
Bulunca da,
- Düşeceğimi bildin, öleceğimi de bilirsin.
� öyle ne zaman öleceğim? diye sormuş. Geç yiğidi m geç
Adam bunu bilmenin olanaksızlığını Bigün Hoca mezarlıkta dolaşırken, iri bir
anlatmaya çalışmışsa da boşuna. Üstelemesi köpeğin, mezar taşlarından birine siydiğini
karşısında, başından savmak için, görünce, sopasıyla hayvanı kovalamaya
- Eşeğine odun yükle, dağa yukarı dehle... yeltenip, "Hoşt," diye bağırır. Koca köpek
Eşeğin birinci yeltenişinde canının yarısı dişlerini gösterip de hırlayınca Hoca alttan
çıkar. İkinci kez yellendi mi eşek, anla ki alıp,
tüm ölmüşsün. - Sözüm sana değil, der, geç yiğidim geç!
12
Buna değmiş buna ��j- -- �--
jf
değmemiş
Hoca eşeğinin heybesine bikaç karpuz
koyup dağa odun kesmeye gider.
Susayınca karpuzlardan birini keser.
//
Ama ham olduğundan kestiği
karpuzu atar. Başka bir karpuz
keser. Tatsız çıkınca onu da
atar. İşte böyle böyle kestiği
karpuzlardan tatlısını yer,
tatsızını, hamını atar. Bir de
attığı karpuzların üstüne işer.
Bisüre sonra odun kestikçe
terler, yorulur, sıcak da iyice
bastırdığından susar. Ama kesecek
karpuz da kalmamıştır. Bu kez attığı
karpuzlara eğilip, "Buna değmiş, buna
değmemiş..." diye seçerek ayırır. Az sonra
yine, "Değmiş, değmemiş," diye seçip yer.
Sonunda attığı karpuzların hepsini
yer bitirir.
�
illi �·
�
Nasrettin
AZİZ NESiN
GÜLÜTLER
]-ltrca
//
I
I
I .
/
- /
(�
�J
15
AZ Z N S
Narretthı ]-{lfca
GÜLÜTLER
16
Sesi yarın çıkar - Ama hiç sesi çıkmıyordu ... deyince
Hoca da,
Hoca geceleyin, mollası İmad'la evine - Onun sesi yarın çıkar... diye yanıt verir.
giderken bir kilidi törpüleyen iki hırsız
rebap: Bir çe§it telli çalgı
görürler.
İmad,
- Ne yapıyordu o adamlar? diye sorunca,
Hoca,
- Rebap çalıyorlardı... der.
İmad bu kez,
17
NESiN
AZİZ
Nasrettin ]--ltrca
GÜLÜTLER
18
U mut bir şu dağın a rdında - Aman Hoca, demişler, bu ne biçim qek
arama böyle, türkü söyleyerek.
Eşeğini yitiren Hoca hem arar hem Hoca o zaman,
de türkü söylermiş. Böyle ne yaptığını - Bir umudum şu dağın ardında, demiş,
rnranlara, orda da bulamazsam, o zaman dinleyin siz
- Eşeğimi yitirdim de arıyorum... demiş. bendeki gümbürtüyü...
�� f�
19
AZİZ NESİN
Narrettin }-{lrta
GÜLÜTLER
20
Dü ğünden gelişini de Hoca,
biliri m - İyi ama karıcığım, der, ben senin düğün
evinden gelişini de bilirim.
Hoca akşam evine dönünce karısını yine
somurtkan görür.
- Yine neyin var yüzün gülmüyor... Neden
suratını asmışsın? diye sorar.
Karısı,
- Başsağlığına gitmiştim, ölü evinden
geliyorum da ondan... deyince,
AZIZ NE S İN
Nasrettin ]-ilTcn
GÜLÜTLER
22
Ya kokusu sürtüp yellenmeye benzer bir ses daha
çıkarmış ki, yellendiği anlaşılmasın.
Bir toplulukta adamın biri kendini Hoca,
rn ramayıp seslice yellenince, ayağını yere - Hadi sesini benzettin, demiş, ya kokusu?
23
AZIZ NE S İN
Nasrettln }-ilrca
GÜLÜTLER
24
Al aptesini ver pa bucu mu Ya tutarsa
Hoca derede aptes alıyormuş. Sol Hoca biraz yoğurt mayası alıp Akşehir
ayağını da yıkayıp aptesini tamamlarken gölüne gitmiş. Mayayı göle atmış. Bunu
bir de bakmış ki pabucunun teki dere gören birisi,
suyuna kapılmış gidiyor. Yakalamak için - Ne yapıyorsun Hoca? diye sormuş.
seğirtmişse de, derenin derin yerine gelince - Göle maya çalıyorum, demiş.
akıntıda giden pabucuna baka kalmış.
Şaşıran adam,
Derenin bu yaptığına öyle kızmış ki, dereye
ardını dönüp yellendikten sonra, - Göl maya tutar mı Hoca?
diye sorunca Hoca,
- Al aptesini, ver pabucumu, demiş.
- Biliyorum,
\:ar: Yellenince aptes bozulur
demiş,
tutmaz;
tutmaz ama
Geçin meye niyeti m yok ki ya bir de
adını öğreneyi m tutarsa...
"�.
olduğundan / ıJJ
Bigün Hoca ata binmek isterse de, at boylu // ,.'�·
i'r,
binemez. Kendi kendine,
- Hey gidi gençlik heey! der.
""\
25
AZİZ NESİN
Nasrettin J-itrca
GÜLÜTLER
Nasrettin ]-{trca
GÜLÜTLER
Kördöğüşü Bilenler
öğretsinbil meyenlere
Cami kapısında körler dizilmişler. Hoca
da mollalık (öğrencilik) zamanında ardan Hoca vaaz için kürsüye çıkar. Camideki
geçerken, avucundaki bozuk paraları topluluğa,
şakırdatarak körlere, - Size ne anlatacağımı biliyor musunuz?
- Alın bu paraları da aranızda bölüşün, der.
deyip ne yapacaklarını seyre başlamış. Vaazı dinlemeye gelenler,
Körler sana verdiydi, bana verdiydi, çıkar - Nerden bilelim, bilmiyoruz... derler.
keseyi, kese sende, filan diyerek tokat
Hoca,
tekme birbirlerine girişince Hoca,
- Bilmiyorsanız ne diye boşu boşuna
- Demek kördöğüşü böyle oluyor, demiş.
anlatayım... diyerek kürsüden inip gider.
Bir başka zaman yine camiye v.aaza gelir,
kürsüye çıkar. Yine topluluğa sorar:
Hırsızın hiç mi suçu yok - Size ne anlatacağımı biliyor musunuz?
- Görüp göreceğin rahmet (yağmur) i§te - Yahu, §U cılız e§eğe ikisi birden binmiş.
bu... demi§. Amma insafsızlık! Zavallı hayvanın beli
kırılacak.
Bu sözleri de duyan Hoca kendisi de inmi§
e§ekten, oğlunu da indirmi§. E§ek önde,
Sahibi ölmüş eşeği
onlar arkada köyün yolunu tutmuşlar.
kurtlar yer
Köye yakla§tıklarında yoldan geçenlerden
biri, öbürlerine §öyle demi§:
Hoca bir kı§ günü odun kesmeye dağa
gider. Hava çok soğuk olduğundan eli ayağı - Şu aptallara bakın, e§ek salına salına
donup da tutmaz olunca, kendi kendine, gidiyor, onlar eşeğin ardından yayan
"Canım çekillyor, öldüm ben... " deyip yere yapıldak gidiyorlar. Ne akılsız bunlar...
uzanır. O sırada kurtlar gelir, Hoca'nın Bu sözleri de duyan Hoca oğluna,
e§eğine saldırır. Hoca ba§ını çevirip - Duydun ya, demi§, en iyisi kendi
kurtlara, bildiğini yapmak; kimseye yaptığını
-Yiyin yiyin, der, sahibi ölmü§ e§eği beğendiremezsin; elin ağzı torba değil ki
kurtlar yer! büzesin.
Nasrettin ]-{lTttı
GÜLÜTLER
30
Yoksa ben biliri m ya paca ğı mı Muhtar,
- Hocam demiş, bize, "Yoksa yapacağımı
Hoca konuk olarak bulunduğu bir köyde bilirim! " diyordun. Çok merak ettik de,
heybesini yitirmiş. Köy kahvesindekilere, heybeni bulamasaydık, ne yapacaktın?
- Bana bakın, demiş, ya heybemi Hoca şöyle demiş:
bulursunuz yada ben yapacağımı bilirim. - Ne yapayım, evde eski bir kilim vardı, o
Köylüleri bir korkudur, bir telaştır almış. kilimden bir heybe yapacaktım.
Muhtar köylüleri sıkıştırmış. Sonunda,
Hoca'nın heybesi bulunmuş.
31
AZİZ NE S iN
Nasrettin HotJa
GÜLÜTLER
Dizin
Acemi bülbül bu kadar öter ..................... . . ....... 12 ݧi sağlam kazığa bağlayıncq nasıl da gülersin . . . . 22
Ağaçtan öteye yol görünür belki .................... 24 İtleri salmı§lar ta§ları bağlamı§lar.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30
Aklımda duracağına karnımda dursun 24 Kara kaplı kitap ........................................
. . ...... 26
Al aptesini ver pabucumu .. ........................ ....... 25 Katırın gittiği yerde . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . ......... 30
Allah taksimi mi kul taksimi mi 27 Kazın ayağı öyle değil . . ........................... 14
Anası ağlayacak ..................................... . ............. 14 Kendi bildi ve gözü açılmadık sığırcık yavrusu 16 . .
Ayağını sıcak tut ....... 10 Kendim yaptım ama ben de beğenmedim .......... 22
Elin ağzı torba değil ki büzesin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29 Sesi yarın çıkar ..................................... . ..... 17
E§eğin sözüne mi benim sözüme mi ........ 26 Suyunun suyu ............................... . ... 18
Fincancı katırlarını ürkütmezsen . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10 Tanı açlığa alı§acakken .... 6
Geçinmeye niyetim yok ki adını öğreneyim . . . . . . . 25 Tarifesi bende ..... 22
Geç yiğidim geç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12 Testiyi kırdıktan sonra neye yarar . . . . . 20
Gençliğini de bilirim .... .. . .... .....
. 25 Umut bir §U dağın ardında . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19
Görüp göreceğin rahmet bu ..... 29 Unun var, yağın var, §ekerin var, helva
Göster marifetini . . .. ................... ................. ........ 15 yapıp yesene . ..... 22
Haspaya yara§ır .................. . ......... 26 Ya kokusu ..... 23
Hergün bayram olsa ...................... . ......... 20 Ya tutarsa ..... 25
Hırsızın hiç mi suçu yok . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28 Ye kürküm ye ............................ ............. . . ....... 6
İçinde olma da neresinde olursan ol ..... 8 Yoksa ben bilirim yapacağımı . . . ...... 31
İpe un sermek ............... . ........... 7 Yoksulun malı gözü önünde gerek ................ ...... 18
32
AZİZ NESİN
Nasretthı }-irrca
GÜLÜTLER
Hoca,
YAŞ CETVELİ
1111
5 6 7 8 9
1111 111
c,�t-INETi /f/1:
C.ı
8..:::,*- � ��.A)ç.
NESİN YAYINEVI
...
�
12,00 TL (KDV dahil)
,ırıı ı �iırrııi�ırııııı,
9 786054 702152