You are on page 1of 2

YÝRMÝSEKÝZ ÇELEBÝ MEHMED EFENDÝ

– — Müteferrika Süleyman Aða’nýn kabulünde Said Efendi birkaç kadýnla Versailles’ýn


YÝRMÝSEKÝZ ÇELEBÝ protokol sorunlarý yüzünden epeyce sýkýn- dehlizlerinde kaybolmuþ ve ancak üç gün
MEHMED EFENDÝ týlar yaþanmýþ ve Molière’in yazdýðý Bour- sonra ortaya çýkmýþtý. Mehmed Efendi’-
(ö. 1144/1731) geois gentilhomme (Kibarlýk Budalasý) ad- nin bu gezilerini çok ayrýntýlý biçimde an-
Türk diplomatý, lý komediye kralýn isteði üzerine Türk el- lattýðý Versailles Sarayý ziyareti izledi. Tri-
siyaset ve devlet adamý. çisini küçük düþüren sahneler konmuþtu. anon ve Marly saraylarý da gezilen ve an-
˜ ™
Mehmed Efendi’nin elçiliði bu olumsuz im- latýlan yerler arasýndadýr. Mehmed Efen-
Edirne’de doðdu. Babasý Saksoncubaþý gelerin yýkýlmasý açýsýndan büyük önem di saraylara, bahçelere, havuzlara, çeþme-
Süleyman Aða’dýr. Paris’e elçi olarak gön- taþýr. lere karþý büyük bir hayranlýk duydu ve bü-
derildiði sýrada (1720) yaþý elli civarýnda Osmanlý elçisinin 21 Mart 1721’de Kral tün gördüklerini kendine özgü zarif üs-
tahmin edildiðine göre 1670’te doðmuþ XV. Louis tarafýndan Tuileries Sarayý’nda lûbuyla anlattý. Bu gördükleri karþýsýnda,
olmalýdýr. Paris’te M. de Lauzun’un verdi- kabulü Paris’te benzeri görülmemiþ bir tö- “Dünya müminlerin hapishanesi, kâfirle-
ði ziyafette onunla karþýlaþan Saint-Simon renin yapýlmasýna ortam hazýrladý. Meh- rin cennetidir” “maznûn-ý þerifinin nükte-i
altmýþ yaþlarýnda göründüðünü kaydet- med Efendi bu törende, III. Ahmed’in nâ- latîfesiyle” teselli bulduðunu dile getirdi.
mesiyle Ýbrâhim Paþa’nýn mektubunu ve Çelebi Mehmed farklý bir kültürle karþý
miþtir. Þiirdeki mahlasý Fâizî’dir. Yeniçeri
getirdiði deðerli hediyeleri o sýrada henüz karþýya kaldýðýnýn bilincindeydi. Saraylarý,
Ocaðý’nýn Yirmi Sekizinci ortasýna mensup
on iki yaþýnda olan krala sundu. Onun Tu- bahçeleri hayranlýkla gözlemlemesi yanýn-
bulunduðundan Yirmisekiz Çelebi diye aný-
ileries bahçesinde saraya giriþini ve görüþ- da onlarýn resimlerini ve planlarýný da ya-
lýr. Yeniçeri Ocaðý’nda ilerleyerek çorbacý,
meden sonra Döner Köprü’den çýkýþýný gös- nýna almayý ihmal etmedi.
muhzýrbaþý ve hâcegânlýk rütbesiyle yeni-
çeri efendisi oldu. Ardýndan darphâne nâ- teren ünlü tablolar dönemin tanýnmýþ res- Mehmed Efendi’nin Paris’te görüp ince-
zýrlýðýna getirildi. 1129 (1717) yýlý sonuna samý Charles Parrocel’in imzasýný taþýmak- lediði mekânlar arasýnda tabiphâne, de-
doðru eski silâhdar Ýbrâhim Efendi ile bir- tadýr. Kral tarafýndan kabulünü gösteren vâhâne (eczahane), rasathâne, goblen halý
likte þýkk-ý sâlis defterdarý unvanýyla Pa- ve arka yüzünde XV. Louis’nin portresi bu- fabrikasý ile ayna fabrikasý da vardý. Ancak
lunan gümüþ bir madalyon da hakkedil- özellikle Paris’i geniþ þekilde anlatmýþ ol-
sarofça görüþmelerine katýlmak üzere gö-
miþti. Bu tören oldukça ayrýntýlý biçimde masý bu þehri çok iyi gezdiðine iþaret eder.
revlendirildi. 5 Haziran 1718’de baþlayan
Le Nouveau Mercure gazetesinde yer Ona göre burada acayip ve garip binalar,
barýþ görüþmeleri 21 Temmuz’da Pasarof-
almýþtýr. Çelebi Mehmed Efendi, mektup- saraylar, bahçeler vardýr. Binalarý üçer dör-
ça Antlaþmasý’nýn imzalanmasýyla sonuç-
larý takdim ettikten sonra iki devlet ara- der kat olup yedi kat yapýlmýþ hâneler pek
landý. Geliþen yeni siyasî hadiseler ve Fran-
sýndaki dostluðun güçlenmesinden söz et- çoktur. Þehir ve sokaklarý da kalabalýktýr.
sa’ya olaðan üstü bir elçi yollanmasý talebi
ti. Kendisine Paris’te olaðan üstü bir saygý Bu kalabalýk, erkek ve kadýnlarýn sokakta
üzerine Çelebi Mehmed, Vezîriâzam Nev-
gösterildi. Kral ava gideceði zaman o da bir arada olmalarýndan kaynaklanmakta-
þehirli Damad Ýbrâhim Paþa’nýn desteðiyle
davet ediliyor, Paris’in önde gelenleriyle dýr. Sokaklar geniþtir ve kaldýrým taþlarýy-
bu göreve tayin edildi. Muhtemelen Fran-
birlikte bu törenlere katýlýyordu. Daha son- la döþenmiþtir. Þehrin ortasýndan Seine
sa’ya hareket etmeden önce, Viyana’ya el-
ra kralý özel olarak ziyaret etti ve bu gö- nehri geçer ve üç ada ortaya çýkar. Notre
çilikle giden Ýbrâhim Efendi’nin maiyetin-
rüþmede Mareþal Villeroi da hazýr bulun- Dame da gördüðü yerlerdendir. Elçilik gö-
den birinin kaleme aldýðý risâleyi okuyarak
du. Bu ziyaretler sýrasýnda kralýn hazine revini tamamlayan Mehmed Efendi 16 Zil-
bilgi edindiði, ayrýca kendisine elçiliðiyle il-
dairesini görme fýrsatýný elde etti. Ayrýca hicce 1133 (8 Ekim 1721) tarihinde Ýstan-
gili bir tâlimatnâme verildiði bilinmekte-
Paris’in kale ve istihkâmlarýný gezdi ve ken- bul’a döndü. Dönüþünden sonra Fransa ile
dir. Bu tâlimatnâmede, “hizmet-i siyâsiyye-
disini hayretler içinde býrakan operaya da kültürel iliþkilerin kurulup geliþtirilmesi ya-
sinin haricinde Fransa’nýn vesâit-i umrân gitti. Onun izlediði opera Thésée’dir ve bu nýnda Avusturya’ya karþý bir saldýrma ve
ve maârifine dahi lâyýkýyla kesb-i ýttýlâ ede- lirik trajedinin librettosu Quinault imzasý- savunma antlaþmasý yapýlmasý yolundaki
rek kabil-i tatbîk olanlarýný takrir etmesi” ný taþýyordu. Oyunu besteleyen de Lulli’- çabalarý olumlu bir sonuç vermedi. Ancak
üzerinde durulmuþtu. dir. Mehmed Efendi’nin kralla birlikte iz- oðlu Said Efendi’nin Ýbrahim Müteferrika
Mehmed Efendi, yanýnda divan efendisi lediði opera sarayda temsil edilmiþ, ayrý- ile birlikte ilk Türk matbaasýný kurmak için
unvanýný taþýyan oðlu Mehmed Said Efen- ca oðlu Said Efendi Les Fêtes Venitiennes gösterdiði gayret elçiliðinin en önemli so-
di olduðu halde kalabalýk bir maiyetle 7 balesini izlemiþtir. Çelebi Mehmed’in ikin- nuçlarýndan biridir. Paris’te tanýdýðý Duc
Ekim 1720’de Fransýz elçisinin tahsis etti- ci defa gittiði opera sözlerini La Mothe’un de St. Simon’a yakýnda Ýstanbul’da mat-
ði bir tüccar kalyonuyla yola çýktý ve Ýstan- yazdýðý La Tragédie d’Omphale’dir; beste- baanýn açýlacaðýný söylemiþti. Çok sonrala-
bul’dan ayrýlýþýnýn kýrk altýncý günü Tou- cisi de Destouches’dur. rý Lâle Devri denilen dönemin sanat anla-
lon’a ulaþtý. O sýrada Marsilya’da kolera Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, Duc yýþýnda, saraylarýn, kasýrlarýn, köþklerin ya-
salgýný bulunduðundan Toulouse ve Bor- d’Orleans’ýn Versailles yolu üzerindeki Sa- pýmýnda Çelebi Mehmed Efendi’nin Paris
deaux yolu, Güneybatý Fransa’daki kanal- int Cloud Þatosu’nu da gezdi. Onuruna ve- gözlemlerinin çok etkisi olmuþtur. Vene-
lar ve Garonne nehri boyunca ilerleyerek rilen yemeðe katýldý. Dükün annesi Pren- dik elçisi Emo, Ýstanbul’daki saray ve bah-
Orleans üzerinden Paris’e hareket etti. El- ses Charlotte Elizabeth oldukça yaþlýydý ve çelerin Çelebi Mehmed Efendi’nin Paris’-
çilik heyeti salgýndan ötürü Montpellier ya- elçiyle görüþmedi, bunu ileri bir tarihe er- ten getirdiði resim ve planlara göre yapýl-
kýnýndaki bir adada karantinaya alýndý. Pa- telediðini bildirdi. Ancak Paris’teki Türk dýðýný ifade eder. Bütün bu plan ve resim-
ris’e giriþi ise oldukça parlak ve görkemli elçilik heyetinin güvenliði ve özellikle Said ler Mehmed Efendi’ye tercüman Lenoir
oldu, Paris halkýnýn ilgi odaðý haline geldi. Efendi’nin saðlýðýyla yakýndan ilgilendi. tarafýndan saðlanmýþtýr. Yine bu çerçeve-
Daha önce XIV. Louis nezdine gönderilen Çünkü babasýndan çok ayrý hareket eden de Mehmed Efendi’nin Sefâretnâmesi’n-

551
YÝRMÝSEKÝZ ÇELEBÝ MEHMED EFENDÝ

de tasvir edilen hayvan heykelleriyle Ver- þýlaþtýran izlenimleri arasýnda da bir bað 43-45; Faik Reþit Unat, Osmanlý Sefirleri ve Sefâ-
sailles bahçelerindeki mermer havuzlarýn kurmak mümkündür. Gerek Türkiye ge- retnâmeleri (haz. Bekir Sýtký Baykal), Ankara 1968,
s. 53-68; Fatma Müge Göçek, East Encounters
da Kâðýthane’de inþa edilen havuzlar ve rek Avrupa kütüphanelerinde birçok yaz- West: France and the Ottoman Empire in the
sebiller için model iþlevi gördüðüne þüp- ma nüshasý bulunan Sefâretnâme Râþid Eighteenth Century, Newyork 1978, tür.yer.; E.
he yoktur. Mehmed Efendi’nin Tarih’i içinde de yer d’Aubigny, “Un ambassadeur turc à Paris sous la
Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, Fran- alýr (V, 330-336, 365), ayrýca çeþitli baskýla- régence”, RHD, III (1889), s. 78-91, 200-235; Re-
þit Saffet Atabinen, “Yirmi Sékiz Mehmed Tché-
sa’dan döndükten sonra defter emini, rý yapýlmýþtýr (Sefâretnâme-i Fransa, Eser-i
lébi et Saïd Efendi, Ambassadeurs Turcs en Fran-
1722’de rûznâmçe-i evvel, 1724’te baþmu- Mehmed Efendi, Ýstanbul 1283; Mehmed ce (XVIII S.)”, TTOK Belleteni, sy. 122 (1952), s.
hasebeci oldu. Çerkez Mehmed’in malýný Efendi’nin Sefâretnâmesi, Paris 1841; Sul- 24-25; Ekrem Aksoy, “Yirmi Sekiz Çelebi Meh-
zapt için Mýsýr’a gönderildi (1730). Patro- tan Ahmed-i Sânî [?] Tarafýndan 1132 Se- met Efendi ve Montesquieu”, Fransýz Dili ve Ede-
na Ayaklanmasý’ndan sonra III. Ahmed’e nesinde Fransa Kralý On Beþinci Lui Nez- biyatý Derneði Yazýn ve Dilbilim Araþtýrmalarý
Dergisi, sy. 3, Ankara 1979, s. 5-13; Bekir Karlý-
ve Damad Ýbrâhim Paþa’ya yakýnlýðý ge- dine Sefâretle Gönderilen Ricâl-i Bâbýâlî’- ða, “Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi’nin Yeni Bulu-
rekçesiyle Lefkoþe’ye sürüldü ve 1144’te den Yirmi Sekiz Mehmed Efendi’nin Tak- nan Bir Fizik Kitabý Tercümesi ve 18. Yüzyýlýn
(1731) orada vefat etti. Ölüm tarihi her ne riridir, Ýstanbul 1306; Þevket Rado, Yirmi- Baþýnda Osmanlý Düþüncesi”, Bilim Felsefe Ta-
kadar 1732 olarak gösteriliyorsa da me- sekiz Mehmet Çelebi’nin Fransa Seyahat- rih, sy. 1, Ýstanbul 1991, s. 310-311; P. Lunde, “A
Turk at Versailles”, Aramco World, XLIV/6, Ho-
zar kitâbesine göre bu tarih 1731 olmalý- namesi, Ýstanbul 1970; Abdullah Uçman,
uston 1993, s. 30-39; T. Suzuki, “Fransa Sefaret-
dýr. Lefkoþe’de Sinan Paþa Camii’nin hazî- Yirmi Sekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin namesi Müellifi Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efen-
resinde bulunan mezar taþý kitâbesinde Fransa Sefaretnamesi, Ýstanbul 1975 [sa- di’nin Hayatýna Ait Bazý Noktalar Üzerine”, TTK
þöyle yazmaktadýr: Bin yüz kýrk dört mu- deleþtirilmiþ metinle birlikte]; Huner Tun- Bildiriler, XII (1999), III, 1121-1124; Taner Timur,
harreminin on dördüncü günü vefat eden, “Matbaa, Aydýnlanma ve Diplomasi: Said Meh-
cer, “Yirmi Sekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin
med Efendi”, Toplumsal Tarih, sy. 128, Ýstanbul
Yirmisekiz Çelebi demekle mâruf, sâbýkan Fransa Sefaretnamesi [1132-1134/1720- 2004, s. 54-61; G. Veinstein, “Mehmed Yirmise-
rûznâmçe-i evvel Mehmed Efendi merhu- 1721]”, Belleten, 1987, s. 131-151; Beynun kiz”, EI 2 (Ýng.), VI, 1004-1006.
mun kabridir el-Fâtiha sene 1144 (19 Tem- Akyavaþ, Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efen-
muz 1731). ÿZeki Arýkan
di’nin Fransa Sefaretnamesi, Ankara 1993).
Fransa elçiliði ve Sefâretnâme’siyle dik- Sefâretnâme’nin Fransýzca çevirileri de – —
kat çeken ve Batý dünyasý hakkýnda Os- vardýr (Lenoir, Nouvelle description de la YÝRMÝSEKÝZÇELEBÝZÂDE
manlý ülkesinde ilk bilgilerin oluþmasýna ville de Constantinople avec la relation du MEHMED SAÝD PAÞA
katkýda bulunan Mehmed Efendi ayrýca voyage de l’ambassadeur de la Porte otto-
(bk. MEHMED SAÝD PAÞA,
Türk-Fransýz iliþkilerinin olumlu bir geliþ- mane et de son séjour à la cour de Fran- Yirmisekizçelebizâde).
me göstermesine önemli katký saðlamýþ- ce, Paris 1721; Relation de l’ambassade ˜ ™
týr. “Turquierie” modasýnýn Paris’te yayýl- de Mehemet Effendi à la cour de France
masýnda da bu elçiliðin büyük rolü vardýr. – —
en 1721, écrite par lui-même et traduite du YÝVLÝ MÝNARE KÜLLÝYESÝ
Yine onun sayesinde zihniyet farkýnýn izin turc [par J-C. Galland], Constantinople et
verdiði ölçüde Fransýz modasý Osmanlý ül- se trouve à Paris chez Ganeau, 1757; bu Antalya’da Selçuklu devrinde
kesine sýzmaya ve Batý’da öteden beri kök- inþa edilen Yivli Minare etrafýnda
çeviri, dönemin Fransýz arþiv kaynaklarý ve þekillenen külliye.
leþmiþ olan Türkler’e yönelik yanlýþ düþün- diðer belgeler eklenerek yeniden yayým- ˜ ™
ce ve kanýlar da yavaþ yavaþ silinmeye baþ- lanmýþtýr: Mehmed Efendi, Le paradis des
lamýþtýr. Onun nazik kiþiliði, özgür yapýsý, Teraslanmýþ eðimli bir arazide yer alan
infidèles, un ambassadeur ottoman en
zekâsý, uyumu ve medenî davranýþlarý da külliyenin ana yapýsý yivli minare ile uluca-
France sous la régence, introduction, no-
Paris’teki Türk imgesinin deðiþiminde rol midir. Minare ve caminin hemen yanýnda
tes, textes annexes par Gilles Veinstein, Pa-
oynamýþtýr. Ýstanbul’a döndükten sonra Atabey Armaðan Medresesi, onun karþý-
ris 1981). Çelebi Mehmed Efendi’nin Mu-
Mareþal Villeroi’ya dostça mektup yazma- sýnda Ulucami Medresesi yer alýr. Bu yapý-
hammed b. Mahmûd eþ-Þehrezûrî’nin beþ
sý onun tutumunun ilginç bir örneðidir. lar topluluðunun bitiþiðinde teraslanmýþ
bölümden oluþan Resâßilü’þ-Þecereti’l-
Mehmed Efendi’nin Sefâretnâme’si bir alanda sonradan mevlevîhâneye dö-
ilâhiyye’sinin dördüncü bölümünü Seme-
hakkýnda farklý deðerlendirmeler yapýlmýþ- nüþtürülen bir yapý bulunmaktadýr. Mev-
retü’þ-Þecere adýyla tercüme ettiði de bi-
týr. Onun iki dünya arasýnda bir karþýlaþ- levîhânenin arkasýnda Yivli Minare Hama-
linmektedir.
týrma yoluna gitmediði ileri sürülür. An- mý, önünde cami ile arasýnda set üstün-
BÝBLÝYOGRAFYA :
cak Ahmet Hamdi Tanpýnar, “Bu kitabýn de Nigâr Haným Türbesi, bunun üzerinde
BA, MD, nr. 126, 268; Râþid, Târih, V, 330-
hemen her satýrýnda gizli bir mukayese 336, 365; Hammer, HEO, XIV, 29, 110, 195; J. yolun kýyýsýnda Zincir Kýran Mehmed Bey
fikrinin beraberce yürüdüðü görülür. Ha- Seeker, Voyage d’un ministre ottoman, Montpel- Türbesi mevcuttur.
kikatte bu sefâretnâmede bütün bir prog- lier 1879; A. Vandal, Un ambassadeur turc à Pa-
Bugün Antalya’nýn sembolü olan Yivli
ris sous la régence, Paris 1887; Sicill-i Osmânî,
ram gizlidir” derken eserin içeriðini ve özü- IV, 266; Osmanlý Müellifleri, III, 164, 189; Ahmed
Minare blok kesme taþlar üzerinde tuðla-
nü ortaya koyar. Enver Ziya Karal’ýn da vur- Refik [Altýnay], Târihî Simalar, Ýstanbul 1331; dan inþa edilmiþtir. Kare kesme taþ kaide
guladýðý gibi sefâretnâme Osmanlýlar için a.mlf., “Pasarofça Muahedesi’nden Sonra Viya- tuðlalarla köþelerden pahlanarak yüksel-
Garp’ta açýlmýþ ilk penceredir. Çelebi Meh- na’ya Sefir Ý‘zâmý”, TOEM, VII/40 (1332), s. 212- tilmiþ sekizgen kasnaða dönüþmektedir.
med Efendi’nin Fransa’ya gerçekçi göz- 227; Enver Ziya Karal, “Tanzimattan Evvel Garplý-
Bu sekizgen kasnak, taþ tuðla dizileriyle
laþma Hareketleri”, Tanzimat I, Ýstanbul 1940, s.
lemlere dayanan bakýþ açýsýyla ayný dö- 13-40; Uzunçarþýlý, Osmanlý Tarihi, IV/1, s. 140,
oluþturulan pano þeklinde tasarlanmýþ niþ-
nemde Montesquieu’nün Acem Mektup- 151; Ahmet Hamdi Tanpýnar, 19uncu Asýr Türk lere bölünmüþtür. Batý cephesindeki niþ-
larý’ndaki kahramanlarýnýn iki dünyayý kar- Edebiyatý Tarihi (Ýstanbul 1956), Ýstanbul 1982, s. ler inþa kitâbesini barýndýrýr. Kitâbede mi-

552

You might also like