You are on page 1of 16

Türk Hemşireler Derneği Başkanı,

meslektaşlarının mesajlarını
SÖZCÜ’ye anlattı: Virüse karşı
savaşı birlikte kazanacağız
Prof. Sevilay Şenol Çelik ülkemizde bin kişiye iki hemşirenin
düştüğünü söyledi ve ekledi: Risk altındaki binlerce
meslektaşımın şartları ağır. Ancak mücadelemizi sürdüreceğiz.

Hande ZEYREK
06:00 - 6 Nisan 2020
HaberlerGündem





Corona virüsü savaşında mücadelenin en ön sıradaki kahramanları


onlar… 7/24 çalışan, hastalarla yüz yüze, nefes nefese olan
hemşirelerimiz…

Peki onlar görevlerini yaparken bu krizle nasıl başa çıkıyorlar?


Sıkıntıları, istekleri neler? Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı
Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik'e bu soruların cevaplarını sorduk.

Binlerce hemşirenin sesi olan Çelik'e, görevdeki hemşirelerin


yolladıkları duygu dolu mesajları da SÖZCÜ'yle paylaşarak “Bu savaşı
birlikte kazanacağız. Onların endişelerini en aza indirmek için
koşullarının düzeltilmesi gerek” dedi.

– Sahada görev yapan hemşirelerimizin durumuyla ilgili bilgiler


neler?

Dünyada pandemi ilanı yapıldıktan sonra, mart ayında ilk vakamızın


görülmesiyle tüm hastanelerde hazırlığa başlandı. Yoğun bakımlarda
ya da Covid-19 olmayan hastaların bakımından sorumlu
meslektaşlarımız bu salgınla birlikte kendi hayatlarını riske atarak,
hastalara nitelikli güvenli hizmet vermeye çalışıyorlar.

HATA YAPMA RİSKİ ÇOK

– Çalışma koşulları nasıl?

Hemşireler Derneği 1933 yılında kurulan bir dernek. Ameliyathane


hemşireliği, yoğun bakım hemşireliği gibi 30'a yakın dal var. Bize
gelen sorunlardan 24 saat çalışıp ertesi gün ya da iki gün sonra
gelme şeklinde.

Bu çok insani değil. Özellikle yoğun bakım gibi ünitelerde dikkat


gerekiyor, enerji gerekiyor. Yorgun olmamak gerekiyor. Hata yapma
riskini artırabilir. Bunu kesinlikle önermiyoruz.

– Yoğun bakım hemşire sayımız nedir?

15 bin ama bu sayı yeterli değil. Yoğun bakıma çok ihtiyaç olmaz
diye ümit ediyoruz. Halkımızda tedirgin olmasın. Bizler her halükarda
kendi sağlığımızı tehlikeye atsak bile onlar için çalışırız.

– Hemşire sayımız Avrupa ülkelerine göre çok geride…

Türkiye'de toplam 190 bin hemşire var. Akademisyen olarak


çalışanlarla 200 bin diyebiliriz. 100 bini aşkın da atama bekleyenler
var. İtalya'da bin kişiye 5.49 hemşire düşüyor. Hollanda'da bin kişiye
10.29 hemşire. Bizim ülkemizde bin kişiye iki hemşire düşüyor.

Prof. Sevilay Şenol Çelik, (sağda) arkadaşımız Hande Zeyrek'in sorularını online yanıtladı.

DUYGU DOLU MESAJLAR


– Size gelen mesajlarda duygularını nasıl anlatıyorlar?

Bize çok mesaj geliyor. En yoğun kaygıları sevdiklerimize bulaştırırız


korkusu. Size derneğimizin sosyal medya ve mail adreslerine gelen
iki mesajı okumak isterim:

Bir meslektaşımız şöyle yazmış: “Şu an salgın dönemindeyiz ve en


önde görev alma sorumluluğumuzun bilincindeyim. Yakın zamanda
hastaneden çıkmama ihtimalimiz var. Belki hastalanacağız evimize
dönemeyeceğiz.

Eşimi de görevi nedeniyle nöbetleri oluyor. İkimiz de aynı


zamanlarda görevde olursak biri 4 diğeri 12 yaşındaki kızlarımız
yapayalnız kalacak. Karı koca ikimiz de corona virüsüne yakalanırsak
çocuklarımıza bakacak kimse yok”

Diğer bir meslektaşımız şöyle yazmış: “7 yaşında bir oğlum var. 5


yaşından beri üç kronik hastalığı var. Bu nedenle birçok ilaç tedavisi
gördüğü için bağışıklık sistemi düşük.

Hastaneden virüs mikrobu götürüm diye benim de psikolojim


bozuldu. Ayrı kalmayı düşünüyorum ama ilaç tedavilerini evde ben
uyguluyorum. Çaresizim.”

– Vatandaşlar olarak alkış dışında onlar için ne yapabiliriz?

Bir meslektaşımız mesaj yazdı ‘bu alkışlar yaşadığımız sorunların


yanında çok hafif geliyor' diye. Daha sonra ailesiyle görüntülü
konuşurken balkondaki o alkış seslerini o kadar heyecanlı duyunca
‘iyi ki varlar' demişti.

Sizler alkışlayın bizim yanımızda olun o bize yeter. Lütfen tedirgin


olmayın sizin yaşamanız için her türlü zorluklarla baş edeceğiz. Bu
savaşı birlikte kazanacağız.
Doğuştan hemşire

1991'de Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokul'undan mezun


olan Prof. Dr. Çelik, Hacettepe Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi
Yoğun Bakım Ünitesi'nde uzun süre hemşirelik yaptı.

Sonra aynı üniversitenin Hemşirelik Fakültesi'ne araştırma görevlisi


olarak başladı. Şu anda Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi'nde
görev yapan Sevilay Şenol Çelik, Türk Hemşireler Derneği'nin de aynı
zamanda başkanı…

YEMEKLER YETERLi DEĞiL

Mesela lokal olarak gelen bir sorun da verilen yemeklerin çok yeterli
ve dengeli olmadığı konusu. Kurumların aslında buna dikkat etmesi
gerekiyor. Çünkü bağışıklık sistemlerini çok güçlü tutmamız
gerekiyor.

Bilim Kurulu'nda 194 bin hemşireyi temsil edecek meslektaşımızın


olmasını istiyoruz. Çalışma koşulları, koruyucu ekipman ve kendi
ailevi durumunu yazanlar var.

Özellikle yoğun bakımlarda 12 saat 24 saat çalıştırılıp daha az


dinlendirilerek tekrar çalışma şeklinde uygulamalar görüyoruz.
Salgında başarılı olan ülkelere baktığımızda yoğun bakımlarda
özellikle çalışma saati 4 saatle sınırlandırılıyor.

Koruyucu ekipman eksiklikleri hâlâ çok

Koruyucu ekipmanlarla ilgili Sağlık Bakanımız açıklama yaptı. Ama


hala lokal düzeyde de olsa bu konuda eksiklikler olduğu mesajları
geliyor. İlk olarak meslektaşlarımızın kendilerini güvende
hissetmeleri gerekiyor.
Bu nedenle yöneticilerin de aslında çok rol düşüyor. Bizlere şunu
vermeliler ‘sizin hayatınızı tehlikeye düşürecek hiçbir girişim
yapmayacağız. Sorunlarımızla baş etmeye çalışacağız ve elimizden
geleni yapacağız.'

Çalışma koşullarının aile bütünlüğünü bozmayacak şekilde


yapılmasına özen gösterilmesi gerekiyor. Evlerine giden
meslektaşlarımız ulaşımla ilgili sorunlar yaşayabiliyor. Servisler
bulaşımı engellemek adına kalktı.

Ama toplu taşıma sayıları da azaldığı için bazen binemiyorlar ve işe


yetişememe kaygısı yaşayabiliyorlar. Birçok yerlerde kendi
imkanlarıyla gidiyorlar. Onların yaşam  kalitesini arttıracak
girişimlerde bulunmak gerekiyor.
eğerli meslektaşlarımız,
Hemşireler olarak sizler, Küresel düzeyde salgın olan COVID-19 ile mücadelede bir yandan ön
safta görev yaparak hastalarımızı iyileştirmeye çalışırken diğer yandan çalışma ortamında
patojene maruz kalma riski taşımakta, uzun ve yoğun çalışma temposu içinde fiziksel ve
psikolojik yorgunluk ve gerginlik yaşamakta, kendinizin ve yakınlarınızın sağlığını korunma
endişesi taşımaktasınız.
Bu kriz döneminde sorunların titizlikle yönetilmesinde tüm yöneticilerin, klinik liderlerinin ve
hemşire meslektaşlarımıza önerilerimizi şöyle sıraladık;
Bu süreçte yöneticiler olarak;
Öncelikle tüm çalışanlarınıza, yoğun ve zorlu bir süreç yaşandığını ancak güvende olduklarını
hissettirin. “Güvende olduğunu hissetmek”, Maslow’un tanımladığı en temel gereksinimlerden
birisidir. Bunun sağlanması için gerekli koruyucu ekipmanların ve koşulların sağlanması
yöneticilerin sorumluluğudur.
Unutmayalım, Korunmazsak Koruyamayız!
Çalışanlar bu gibi kriz durumlarında her zaman lider/yöneticinin yaklaşımı ve mesajlarına daha
fazla önem verir. Belirsizlik durumlarında liderlerin ne söylediği, nasıl söylediğine daha fazla
dikkat etmesi gerekir.
Bu gibi durumlarda çalışanlarda güven oluşturmak için daha sık iletişim kurmak ve şeffaf olmak
gereklidir.
Bu nedenle çalışanlarınıza karşı açık olun ve gerçeklere odaklanın
-Belirsizliğin olduğu durumlarda her zaman duygu yoğunluğu (endişe, üzüntü, öfke) yüksektir ve
yanlış bilgilere inanılabilir.
-İnsanların neyin doğru olabileceği hakkında bilgi edinmek için gidebilecekleri güvenilir olan bir
kaynak olduğunuzdan emin olun. Güvenilir bilgiye ihtiyacınız varsa, Sağlık Bakanlığı, bu alanın
uzmanı olan bilim insanları ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) düzenli olarak koronavirüs ve
COVID-19 durumu hakkında güncellemeler yayınlamaktadır. Bunlardan yararlanın ve ekibinizin
de bu kaynaklardan bilgi almasını sağlayın.
-Doğru olmanın yanı sıra, net olun. Çalışanlar ve diğerlerinin endişe, üzüntü gibi duyguları yoğun
olduğunda, nüansları daha az kavrayabilirler. İletişiminizin kesin olduğundan ve karışık
mesaj içermediğinden emin olun. İnsanlar anlamadıkları şeylere güvenmezler, bu yüzden ne kadar
açık ve net olursanız o kadar iyi olur.
Neleri paylaştığınız ve ne zaman paylaştığınıza dikkat edin.
Bir kez bir şey söylemiş olmanız, insanların onu gördüğü veya duyduğu anlamına gelmez. Farklı
insanlar mesajları farklı şekilde duyacak ve sadece kendi süreçlerinde bulundukları yere göre
katılabileceklerdir.
Anlayışlı ve empatik olun
Çalışanlarınıza ve diğerlerine onları dinlediğinizi ve önemsediğinizi bildirin. Bir şeyleri
değiştiremeseniz de mücadeleleri ve zorluklarını anladığınızı ve takdir ettiğinizi ifade
edebilirsiniz. Bunları kabul ederek insanların rahatsızlıklarını ifade etmesine fırsat verin
İnsancıl olun Bu stresli dönemde sizin de çeşitli güçlükler yaşadığınızı, sorunları çözmeye
çalıştığınızı abartmadan çalışanlarınıza iletin. İletinizin içeriği açısından, bazı sorunları bildiğinizi
ve henüz yanıtlarının olmadığını söylemek de uygundur. Bu tür bir şeffaflık da güven
doğuracaktır
Çevrenizdekiler için birleştirici olun
İnsanlar başkalarıyla ortak hareket ettiklerinde önemli ölçüde motive olurlar. Bu birlikteliği
sağlamak için biz bilinci ile hareket edin “biz” - “birlikte başaracağız” mesajını verin.
Çevrenizdekilere büyük resmi göstermeye çalışın
Belirsizlik zamanlarında, insanların bakış açıları daralabilir ve kendilerine veya acil ihtiyaçlarına
odaklanabilirler. Bu nedenle onlara asıl konuyu, daha büyük resmi hatırlatın. Bu sadece,
çalışanlarınız, gruplar ve hatta kurumunuzla ilgili olmayan tüm dünyayı etkileyen bir durum.
İnsanlar, kendilerine daha az odaklandıklarında ve etraflarındaki insanların refahı ile ilgilenirken
daha iyi baş ederler.
Pragmatik olun
İnsanlar, zorlu durumlarda birileri tarafından yönlendirilmeye daha fazla ihtiyaç duyarlar. Bu
nedenle onlara neye ihtiyacınız olduğunu ve neler yapmaları gerektiğini bildirin.
Çalışanlarınıza bu süre zarfında hastalarına/sorunlarına odaklanmalarını, meslektaşlarını
desteklemelerini isteyebilirsiniz.
Çalışanlarınızdan söylenti yaymak yerine soru sormalarını isteyebilirsiniz. Bu tür pragmatik,
eyleme yönelik öneriler çalışanların işe odaklanmasına yardımcı olacaktır.
Çalışanlarınıza, zorluklar olsa da birlikte başaracağınızı bildirin, bir belirsizlik içinde olabilirsiniz,
ancak insanlar başaracağınızı bilmek isterler.
Seçici olun
Genel olarak, kelimelerinizi dikkatlice seçin. Çalışanlar liderin her kelimesine odaklanma
eğilimindedir - Mesajınızı her açıdan düşünün ve iletişiminizi geliştirirken kelimelerinizin kişiden
kişiye nasıl geçeceğini ve potansiyel olarak (yanlış) yorumlanabileceğini düşünün. Doğru ama
zehirleyici olmayan, destekleyici, hor görmeyen ve ulaşılabilir ama duygusal olmayan kelimeleri
seçin.
Özetle, bir lider olarak, insanların sakin, odaklanmış ve meşgul olmalarına yardımcı olmada kritik
bir rolünüz var.
Açık olun, gerçeklere odaklanın, aynı zamanda insani olun ve empati gösterin.
İnsanları bir araya getirin ve daha geniş bir bağlamla odaklanmaları gereken şeyi görmelerine
yardımcı olun.
Somut önerilerde bulunun ve pragmatik taleplerde bulunun. Aynı zamanda, şu an ve geleceğe
odaklanın ve insanların umutlu olmasına ve sakin kalmasına yardımcı olun.
Sözleriniz ve mesajınız hakkında seçici olduğunuzda, denizler dalgalı ve belirsiz olsa bile olumlu
bir yol gösterici olabilirsiniz.
Bu süreçte hemşire olarak;
-Mevcut durumda kendi kontrolünüz altında yapabileceklerinize odaklanın. Yaşanan bu kriz
ortamında en çok hissedilen duygu ağırlıklı olarak kaygı/endişedir. Çoğunlukla da kontrol
edilemeyen durumlar insanda endişe yaratır. Hafif endişe başa çıkmanıza yardımcı olurken, aşırı
endişe paniğe neden olabilir. Panik durumunda ise, hata yapma ve mantıksız kararlar ve
davranışlarla meşgul olma ihtimali yükselir. Unutmayın herşeyi kontrol edemeyiz.
-Öncelikle bulaş riskinizi azaltarak kaygıyı azaltın, “koruyucu önlemler alın”. Örneğin, sık sık el
yıkama, güvenli ekipmanın gerçekçi ve doğru kullanımı.
-Bu durumla ilgili neler düşünüyorsunuz farkına varın. Unutmayalım ki bu sadece bizim başımıza
gelmedi, tüm dünya aynı sorunla başetmeye çalışıyor.
-Mevcut koronavirüs gibi tehditlerin olduğu durumlarda, zihnimiz tehdidi kolayca abartabilir ve
onunla başa çıkma yeteneğimizi zayıflatabilir. Bu durumda ise her zamankinden daha sinirli
olabilir, olağandan daha fazla ya da az kaygı hissedebilirsiniz, çaresizlik, öfke, tahammülsüzlük
yaşayabilirsiniz. Stresiniz artar ve bunalmış hissederseniz bundan utanmayın. Herkesin stresi
deneyimi ve bununla başa çıkması farklı olabilir.
Duygular bulaşıcıdır: Endişenizden çevrenizdeki diğer bireylerin de etkileneceğini unutmayın.
Çok fazla endişe duygusu diğerlerine de bulaşarak panik yaratabilir. Bu ise ne
size ne de diğerlerine yardımcı olur. Bunun yerine, yaşadıklarınızı, duygularınızı anlamaya çalışın
ve ifade edin hatta zamanınız varsa yazın.
-Konuşmalar/tartışmalar sırasında aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, acele etmeyin, asıl söylemek
istediğinizi düşünün. Aynı anda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın
-Her okuduğunuza, duyduğunuza inanmayın. Halen bilgi akışı çok fazla. Özellikle Kulaktan
kulağa aktarılan bilgiler özünden uzaklaşır. Bu nedenle, sadece güvenilir kaynaklara odaklanın.
-Etrafınızda olumsuz ifadeler kullanan, endişenizi artıran kişi ve durumlara karşı kendinizi
koruyun, onları durdurun. Unutmayın suya atılan bir taş önce küçük sonra büyük büyük dalgalar
yaratır.
-Öz bakımınıza dikkat edin.
İş sırasında veya vardiyalar arasında yeterli dinlenme ve mola verme, yeterli ve sağlıklı yiyecekler
yeme, fiziksel aktiviteye girme ve ailenizle ve arkadaşlarınızla iletişimde kalma gibi yararlı başa
çıkma stratejileri kullanmaya çalışın.
Tütün, alkol veya diğer ilaçların kullanımı gibi yararsız başa çıkma stratejileri kullanmaktan
kaçının. Uzun vadede, bunlar zihinsel ve fiziksel refahınızı kötüleştirebilir.
COVID-19 salgını, hepimiz için yeni bir deneyim, Yine de, stresinizi yönetmek için geçmişte
sizin için işe yaramış stratejileri kullanmak şimdi size fayda sağlayabilir. Bu nedenle size iyi
geldiğini bildiğiniz uğraşlara, manevi yönden destek olacağını düşündüğünüz etkinliklere zaman
ayırın.
- Sevdiklerinizle bağlantı içinde olun.
Ailenizi, eşinizi, çocuklarınızı ve arkadaşlarınızı görmeye çalışın. Yüz yüze görüşmeniz güvenli
olmadığında telefonda seslerini duyun, görüntülü görüşmelerle nasıl olduklarını öğrenin. Sizin
için endişeleniyorlarsa kendinize iyi baktığınıza dair onlara güvence verin. Sevdiklerinizle iletişim
halinde olmak korkularınızla baş etmeye çalışırken size güç verecektir. Ancak onları da güçlü
tutmak amacıyla özellikle çocuklarla hastanede olan bitenleri, hastalarınızın durumuyla ilgili
bilgileri paylaşmayın.
10.04.2020 tarihli HEMŞİRELİK DEKANLAR KONSEYİ TOPLANTISI
Gündem-1 9 Nisan 2020 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulunda aşağıda alınmış olan kararın
değerlendirilmesi
“Hemşirelik programlarında mezun aşamasında olan öğrencilerin, yaşanan güçlükler nedeniyle, 2019-
2020 eğitim ve öğretim yılı bahar dönemiyle sınırlı kalmak kaydıyla, staj/uygulama eğitimlerini;
sağlık birimlerinde koruyucu önlemler alınarak yapabilecekleri gibi uzaktan öğretim yoluyla,
simülasyon eğitimi, proje, vaka analizi vb faaliyetlerle de tamamlayabilmeleri hususunun
yükseköğretim kurumlarının ilgili kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanması uygun
görülmüştür.
Karar 1: COVID 19 pandemisi nedeniyle sağlık kurumlarının bulaş riski almamak için bu süreçte
uygulamalı eğitimlerimiz için öğrencileri kabul etmeyeceği ve gerekli koruyucu önlemleri kısa sürede
sağlamanın mümkün olmayacağı göz önüne alınarak; mezuniyet aşamasındaki öğrencilerin yaklaşık 5-
7 haftası tamamlanan bahar dönemi eğitimlerinin uzaktan öğretim yolu ile yapılması önerilmektedir.
Bu amaçla simülasyon eğitimi, proje, vaka analizi, sanal sınıf, beceri videoları gibi yöntemler
kullanılabilir. Ayrıca, 2020 yılında mezun olan öğrencilerden bazılarının COVID 19 pandemisi
nedeniyle gerçek klinik ortam uygulama becerilerinin kısmen sınırlı olduğu dikkate alınarak iş
verenlere işe başlamada tamamlayıcı oryantasyon yapmalarının tavsiye edilmesine karar verilmiştir.
Gündem-2 Hemşirelik 1, 2 ve 3. sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin 2020 bahar dönemi kuramsal
uygulamalı derslerinin (Hemşirelik Esasları, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Hemşireliği gibi) uygulamalarının ve değerlendirmelerinin nasıl yapılacağının
görüşülmesi,
Karar-2 Hemşirelik 1, 2 ve 3. sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin teorik derslerinin uzaktan öğretim
yöntemi ile yapılması, laboratuvar dersleri için sanal laboratuvar, simülasyon gibi yöntemler
kullanılması ancak derslerin uygulamasının pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamalar kalktıktan sonra
mutlaka gerçek klinik/saha ortamında tamamlanması önerilmektedir.
Derslerin uygulamasının akademik takvim uzatılarak veya bir sonraki öğretim dönemi başında veya
içerisinde yapılması,
Kuramsal uygulamalı derslerin başarı değerlendirmesinin daha sonra kaydedilebilmesi için
üniversitelerin senatolarında “eksik”, “tamamlanması zorunlu” gibi açıklamalar ile not giriş sistemine
ilişkin kararlar alması önerilmektedir.
Gündem-3 Hemşirelik eğitiminde uzaktan öğretim yönteminde kullanılacak öğretim materyallerinin
oluşturulmasının görüşülmesi
Karar-3 Hemşirelik öğretim elemanları tarafından hazırlanan beceri öğretimi, uygulamalı öğretim
rehber videoları ve benzeri nitelikte hazırlanacak öğretim materyallerinin bir komisyon tarafından
değerlendirildikten sonra açık erişim ile Hemşirelik Fakülteleri Dekanlar Konseyi (HEMDEK) web
sayfasında link verilerek yayınlanmasına karar verilmiştir.
https://www.thder.org.tr/kahraman-hemsireler-sokaga-cikma-yasagi-uzatilmali-gundem-ozel-azize-
atli-ozbas-burcu-ugur

You might also like