You are on page 1of 5

Stres nedir ?

Stres insanın savunma mekanizmasıdır. İnsan başa çıkamayacağını düşündüğü bir


tehditle yüz yüze gelince beyni bazı sinyaller gönderir. Vücudunuz alarm durumuna
geçer. Kaç, savaş, don cevaplarına sebep olur. Kişinin nefes alış verişi hızlanır, vücut
ısısı yükselir, kalbi daha hızlı çarpmaya başlar. Bu aslında vücudumuzun bizi
tehlikeye hazır etme biçimidir. Evrimsel olarak, bu değişen vücut durumları, tehlike
ile başa çıkmaya çalışmamızı kolaylaştırmak için değişir.

Sanılanın aksine stres düşmanımız değildir. Yalnızca, her şeyin olduğu gibi stresin de
fazlası zarardır. Araştırmalara göre stresin az bir derecesi bizim motive olmamız için
gereklidir. Karşımıza çıkan şeyi tehdit olarak görmezsek, onu aşmak için bir çaba da
göstermeyiz. Dolayısıyla stresin belirli bir miktarı aslında yararlıdır ve başarıya
ulaşmamızı kolaylaştırır. Lakin fazlası düşüncelerimize ve davranışlarımıza zarar
verir. Uzun vaadede vücuda da zarar verir. Kronik stres kardiyovasküler hastalıklara
sebep olur. Tamamen stressiz bir insan da herhangi bir şeyi başarmak için gerekli
motivasyona sahip olamayacaktır. Bu durum da kişinin yerinde saymasına sebep olur.
Bu yüzden stresimize orta yolu bulmayı öğretmeliyiz. Stresiniz size fazla geliyorsa
buraya tıklayarak bir psikologla görüşebilirsiniz.

Sarılma sonucunda ortaya çıkan oxytocin hormonunun aslında bir stres hormonu
olduğunu söylesem ne düşünürdünüz? Aslında stres sizi sosyalleştirir. Adrenalin ile
beraber de açığa çıkan oxytocin hormonu sizi daha yakın sosyal ilişkiler kurmaya,
ilişkilerinizi güçlendirmeye, sevgiye motive eder. Fiziksel kontak kurma ve empati
kurma gereksinimlerinizi açığa çıkarır. Kısacası daha duygusal ve önemseyen biri
olmanıza sebep olur. Stres hormonlarından biri olduğuna inanmak zor, ama adrenalin
ile birlikte salgılanır. Bu sevgi dolu hormon, sizi tehlike anında destek bulmaya ikna
etmeye çalışır. Çevrenizde birinin kötü bir durumda olduğunu ve ona yardım etmeniz
gerektiğini söyleyen hormon da budur. Aslında tam olarak söylemez, ama beyindeki
etkisi sizde bu sonuçlara yol açar. Hayatınız kötü gittiğinde, sizi önemseyen insanlar
tarafından çevrelenmek istemeniz tesadüf değildir. Bunu açığa çıkan stres sonucunda
düşünürsünüz. Sosyal etkileşim ve destek de oxytocin hormonunuzun artmasına sebep
olur, dolayısıyla vücudunuz stresle ortaya çıkan negatif etkilerden korunmuş olur.

Firstly, let’s debunk one myth: stress is not necessarily a ‘bad’ thing. Without this
brilliant ability to feel stress, humankind wouldn’t have survived. Our cavemen
ancestors, for example, used the onset of stress to alert them to a potential danger,
such as a sabre-toothed tiger.

Stress is primarily a physical response. When stressed, the body thinks it is under
attack and switches to ‘fight or flight’ mode, releasing a complex mix of hormones
and chemicals such as adrenaline, cortisol and norepinephrine to prepare the body for
physical action. This causes a number of reactions, from blood being diverted to
muscles to shutting down unnecessary bodily functions such as digestion.

Through the release of hormones such as adrenaline, cortisol and norepinephrine, the
caveman gained a rush of energy, which prepared him to either fight the tiger or run
away. That heart pounding, fast breathing sensation is the adrenaline; as well as a
boost of energy, it enables us to focus our attention so we can quickly respond to the
situation.

In the modern world, the ‘fight or flight’ mode can still help us survive dangerous
situations, such as reacting swiftly to a person running in front of our car by slamming
on the brakes.

The challenge is when our body goes into a state of stress in inappropriate situations.
When blood flow is going only to the most important muscles needed to fight or flee,
brain function is minimised. This can lead to an inability to ‘think straight’; a state
that is a great hindrance in both our work and home lives. If we are kept in a state of
stress for long periods, it can be detrimental to our health.  The results of having
elevated cortisol levels can be an increase in sugar and blood pressure levels, and a
decrease in libido.

Fight

When your body goes into a state of stress, we may feel agitated and aggressive
towards others; this can be due to our bodies’ natural reaction being “fight”. This can
be a helpful reaction to ward off predators, but in unnecessary situations, it can
negatively affect relationships and ruin reputations.

Stres ile baş etmenin 25 yolu


stresli bir hayat sürüyor olabilirsiniz. İş, okul,
sınavlar, toplantılar, evlilikler, ayrılıklar insan
üzerinde stres yaratır. Uzmanlar stresle mücadele
edebilmenin yollarını paylaşıyor

Yrd. Doç. Dr. Psikiyatrist Rıdvan Üney, stresin sıkıntılı durum anlamına geldiğini
belirterek, “Zihnimize ya da bedenimize dışarıdan ya da iç dünyamızdan gelen
saldırılardır. Örneğin soğuk havada dolaşmak bedenimize soğuk stresi oluştururken,
ertesi gün girilecek sınav ya da bir iş görüşmesi zihinsel stres oluşturmaktadır” dedi.

İHA'nın haberine göre, Yrd. Doç. Dr. Psikiyatrist Rıdvan Üney, soğuk havada
dolaşmanın bedenimize soğuk stresi oluştururken, ertesi gün girilecek sınav ya da bir
iş görüşmesinin zihinsel stres yaşattığını ifade ederek, “Bedenimize yönelik strese
daha fazla tedbirli olmamıza rağmen, zihinsel stres karşısında daha kırılganızdır. Yani
zihinsel stresle baş etmek daha zordur. Aslında stres bizi diri tutan bir durumdur,
ancak fazla olursa, uzun sürerse, baş edemez duruma gelirsek sorun haline gelir” diye
konuştu.
Stres, neden bu kadar önemli oldu?

Dünya hızla gelişiyor ve değişiyor. Her geçen gün hayatımıza yenilikler giriyor,
örneğin bundan 30 yıl önce cep telefonu yoktu, bugün hayatımızı kolaylaştıran bu
yenilik, acaba beynimizde kanser yapar mı diye düşünüyoruz. Hayatımızı
kolaylaştıran yenilikler, artık bizim için bir stres nedeni olabiliyor.

Yrd. Doç. Dr. Psikiyatrist Rıdvan Üney, günümüzde strese neden olan durumlar
konusunda şunları söyledi:

Fiziksel nedenler; aydınlık olmayan ortamlarda çalışmak, kalabalıklar (otobüs,


metrobüs, dolmuş), aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar, yoğun trafik, işe, okula gitmek için
birden çok vasıta değiştirmek, uzun çalışma süreleri, tatil yapamama, dinlenememe,
çok çalışma, hastalıklar, çevre kirliliği, yakınlarıyla, arkadaşlarıyla görüşememe,
işsizlik, iflas, düşük ücretler, iş yerinde görev belirsizlikleri, borç, geçim sıkıntısı,
barınma koşulları, göç, gibi birçok neden sayılabilir.

Sosyal ve psikolojik nedenler ise yalnızlık, yakınlarının desteğinin olmaması, eşler


arasındaki çatışmalar, çocuklarla ilgili sorunlar, boşanma, ayrılıklar, güvenlik
sorunları, işyerinde bezdirici uygulamalar, iş arkadaşlarıyla uyumsuzluk, ilişki
sorunları, aşırı mükemmeliyetçilik, titizlik, alınganlık, korku, endişe, suçluluk
duyguları, kıskançlık, utangaçlık, belirsizlikler, değersizlik duyguları, aşırı eleştiri
gibi birçok neden sayılabilir.

Stresle karşılaştığımızda neler yaşarız?

Üç aşamada stresle baş etmeye çalışırız. İlk olarak stres başladığında bize alarm verir.
Savaşma ya da kaçma dönemidir. Bu dönemde beklenilen davranışların dışında
davranmaya başlarız. Yani stresin ilk etkisi ortaya çıkar. Daha sonra stresli duruma
direnmeye çalışırız. Bu dönemde strese uyum sağlarsak yani baş edebilirsek, her şey
normale döner. Bazı olumsuz davranışlarımız olsa da, sonrasında durum normalleşir.
Eğer direnemezsek tükenme aşaması başlar. Kişinin gayreti kırılır, mücadeleyi
kaybeder. Artık bu duruma neden olan stres dışındaki tüm olaylardan da etkilenir
duruma gelinir.

Stresin etkileri nelerdir?

Yrd. Doç. Dr. Psikiyatrist Rıdvan Üney, stresin etkilerinin baş ağrısı, boyun ve sırt
ağrıları, mide şikâyetleri, aşırı gaz şikâyetleri, kabızlık-ishal dönemleri, göğüste ağrı,
çarpıntı, iştahta azalma ya da aşırı artma, halsizlik, güçsüzlük, bayılmak, kendinden
geçmek, isteksizlik, bitkinlik, aşırı uyku ya da uykusuzluk, moral bozukluğu,
dalgınlık, iş ve okul performansında düşme, insanlardan uzaklaşma, neşesizlik, keder,
dikkat sorunları, konsantre olamama, ilişkilerde bozulma, öfke nöbetleri, sinirlilik,
telaş, ağlama, karar vermede güçlük, aşırı tepkiler, telaş, alkol ve sigara kullanımında
artış gibi birçok olumsuzluk görülebileceğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Psikiyatrist
Rıdvan Üney, Stresle nasıl başa çıkabilineceğine 25 maddede şöyle sıraladı:

1. Öncelikle sizde strese neden olan durumları tespit edin.


2. Mutlaka kendinize zaman ayırın. Zaten bu durumu fark etmek için bile olsa, zaman
ayırmanız gerekir.

3. Yakınlarınızın uyarılarını ve önerilerini dinleyin.

4. Rahat kıyafetler giyin.

5. Mutlaka yürüyüş ve egzersiz yapın.

STRES ÖMÜRDEN ÇALIYOR!

6. Dengeli beslenin, ağır yiyecekler yerine sebze veya meyve tüketin.

7. Alkol ve sigaradan uzak durun.

8. Gürültüsüz sakin ortamları tercih edin.

9. Sevdiklerinizle zaman geçirin.

10. Sizi üzen kişi ve olaylardan uzak durmaya çalışın.

11. Yapmakta zorlandığınız ve sizde stres yaratan işlerde mutlaka yardım isteyin.

 YİYEREK MUTLU OLACAĞINIZ 10 BESİN!

12. Dostlarınızla, akrabalarınızla zaman geçirin.

13. İşlerinizi aksatmayın, sıraya koyun ki zamanı iyi kullanarak zaman stresini
yönetin.

14. Ailenize zaman ayırın.

15. Müzik dinleyin.

16. Hobilerle uğraşmak kişiyi streslere karşı oldukça korur. Hobi edinin.

17. Güler yüzlü olmaya çalışın, bunun mutlaka geri olumlu dönüşü vardır.

18. Sevdiklerinizle, iyi zamanlar geçirirken cep telefonunuzu kapatın.

19. İmkânınız varsa mutlaka tatil yapın, yok ise hafta sonu şehrinizde daha önce hiç
gitmediğiniz piknik alanlarına gidin, tarihi yerleri gezin.

20. Hayır demeyi öğrenin ve deneyin.


21. Uykunuza ve dinlenmenize önem verin.

22. Bugüne odaklanın, gelecek için bugünden yoğun planlar yapmayın.

23. Sevginizi ifade edin.

24. Nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri yapın.

25. Gerektiğinde mutlaka psikolojik veya psikiyatrik destek alın.

You might also like