Professional Documents
Culture Documents
Arthur Schopenhauer - Tartışma Sanatının İncelikleri PDF
Arthur Schopenhauer - Tartışma Sanatının İncelikleri PDF
Arthur Schopenhauer
(d. 1788, Danzig - ö. 1860, Frankfurt am Main)
TARTIŞMA SANATININ
İNCELİKLERİ
(Genişletilmiş 2. Baskı)
Çeviren:
Ahmet Aydoğan
Say Yayınlan
Schopenhauer / Toplu Eserleri l O
ISBN 978-605-02-00.'31-7
Sertifık;ı '.'!o: 10962
Özgün adı: Die Weit als Wiiie und Vorstellung, Bd. iL Kap. XI: Zur Rhe
torik. Parerga und Paralipomena, Bd. iL Kap. il: Zur Logik
und Dialektik. Die Kunst, Recht zu behalten.
Say Yayınlan
Ankara Cad. 22/ l 2 • TR-.3411O Sirkeci-İstanbul
Telefon: (0212) 512 21 58 · Faks: (0212) 512 50 80
e-posta: say@sayyayincilik.com • web: www.sayyayincilik.com
Giriş:
Belagat yahut etkili konuşma sanatı . ............................. 45
Tartışma ve Çekişme
7
Tartışma Sanatının İncelikleri
mek için sarf edilen emeğe, sağlığı teh l i keye atacak bo
yutlara varan gerilime ve o gerilimin mahsul ü olan şeyle
re . Yazık.
Ne var ki i l k ihtimal daha başı ndan göz ö n ü nden bu
lundurulmuş ve o Sunuş yazısı da zaten böyle bir i htimal
görmezden gelinemediği için yazılmıştı . İ ki nci ihti malse
ileride söylenecek olanlan kendi başına gölgeleye bile
cek kudrete sah i p d eği l . Kaldı ki her iki ihtimal de kita
bın en azından seslendikl e ri n i n dikkatleri kuru bir baş
l ı kla veya kışkırtıcı bir i ki cümleyle çelinebilecek kadar
bu genel temayüle teşne olduklan nı var sayar, gördüğü
bu ilgiyi de böyle bir susamışlığa bağlar ki bu her ne
olursa olsun bir bühtan olur.
O zaman oradaki umudu muhafaza etmek için hala
bel bağlanabilecek bir varsayı m , önümüzdeki soru n u n
cevabını bulabileceğimiz sakl ı bir y e r v a r demektir. Do
layısıyla kitabın gördüğü bu ilgiyi yine orada söylenenler
çerçevesinde yorum layabilir ve: hak ve haki kate boyun
eğip teslim olma yeri n e bin dereden bin su getiren çe
kişmeci l i k ve ayak direyiciliği n ülke genelinde her geçen
gün bir kat daha yaygın laşmasının en azından bu kitabın
okurlan ölçeğinde doğurduğu hoşnutsuzluğa ya da böy
le bir yaygınlaşmanı n esrarın ı n uyardığı tecessüse yora
biliriz.
8
İkinci Baskıya önsöz
9
Tartışma Sanatının İncelikleri
10
İkinci Baskıya Önsöz
11
Tartışma Sanatının İncelikleri
12
İkinci Baskıya Önsöz
ı .3
Tartışma Sanatmm İncelikleri
14
İkinci Baskıya Önsöz
15
TartJşma Sanatınm İncelikleri
16
İkinci Baskıya Önsöz
17
Tartışma Sanatının İncelikleri
18
SUNUŞ
Bununla birlikte Schopenhauer Kitaplığı onuncu kitabı
na ulaşmış oluyor. İ l k kitabın Ekim 2006'da yayı m landı
ğı ve beraberinde eşzaman lı olarak i ki dizinin (Eğitim
Düşüncesi ve Doğu Bilgeliğı) daha götürülmeye çal ışıldı
ğı ve bir arada götü rülmeye çalışılan bu işlerin her biri
nin literatür taki bi, meti n seçimi, seçilen metin leri n da
h i l edilen bütünle telifi , tercümesi ve nihayet su n uş ya
hut hazırlı k yazıları n ı n yazımı da dahil çevirm e n l i kten
editörlü k ve redaktörl üğe kadar dışarıdan birbiri n i des
tekler gi bi görünen ama aslında her b i ri birbirine ayak
bağı olan ve kökleşmesini engel leyip tluenceına izin ver
meyen sürdürü lmesi fevkalade güç çok yön l ü bir uğraşı
gerekli kıldığı hesaba katılacak olursa beş yıl içerisinde
onu ncu kitaba ulaşmak yabana atılacak bir iş deği l . Za
ten yabana atılmad ı . Türk matbuat hayatında bu çapta
bir düşünür kendine yabancı bir dilde b e l ki de i l k defa
bu d e n l i yaygı n b i r okunurl u k seviyesine ulaştı . Üste l i k
bu kendi efkanndan okuyup yazan ları n sayısının drama
tik bir d üşüş gösterdiği , d üşüşe direnenlerin de çoğu za
man kitaptan başka her şeye benzeyen tuhaf satış meta
larıyla nazarları n ı n çelindiği , d ikkatlerin i n dağıtıldığı , za
manları n ı n çal ı n d ığı bir dönemde gerçekleşti .
Bu gerçekleşme hem duraksatıcı istihfafı hem fel ç
e d i c i istihzayı i ç i n d e barındıran "Gerçekleşti de ne ol
du?" sorusuna sorul uştaki edayı kırmaya gücü yetmese
bile ken d i çapı nda verecek bir cevabı olan gerç e kleş
meyd i . Ç ü n kü düşünürü n düşü n mesi ne mesele edindiği
21
Tartışma Sanatmm İncelikleri
şeylerin bugün tüm i nsanl ığı bekl eyen büyük teh l i ke leri
savuşturman ın yol u n u n nerede aranması gerektiği soru
sunun özgürce tartışılmasına katkıda bul u nma ihtimali
bu gerçekleşmeyi daha bir anlamlı hale getiriyor. Ve böy
le bakı n ca insan u mutlanmadan edemiyor. Umut deni
len böyle bir şey. H ü kü m süren zifiri karanlık da olsa kü
çük bir ışıltı kanatlanmasına yetiyor.
Ama nasıl ki ileri derecede hastalıklı bir bü nyede
sağlam bir uzvun yaşaması mümkün değilse, bir şey de
ğil mi ki bunun gi bi bir d ünyada neşvü nema b u l m uştur
s ırf bu bile ona ihtiyatla yaklaşmak için yeterl idir. Aksi
22
1
23
Tartışma Sanatının İncelikleri
24
il
25
Tartışma Sanatmm İncelikleri
2 Parerga und Paralipomena, Bd. il, Kap. XX: Ueber Urteil, Kritik, Bei
26
Sunuş
27
Tartışma Sanatmm İncelikleri
28
III
29
Tartışma Sanatının İncelikleri
30
Sunuş
31
Tartışma Sanatının İncelikleri
32
Sunuş
33
Tartışma Sanatmm İncelikleri
34
Sunuş
35
Tartışma Sanatmm İncelikleri
.36
iV
37
Tartışma Sanatmm İncelikleri
38
Sunuş
39
v
Ama her şeye rağmen hala hakikate sadık kal ı p bir me
seleyi her türlü saptırma ve çarpıtma çabalarına karşın
zemininde tartışmaya çalışan ve o meselenin hakikati
neyse onun ortaya çıkması için çırpınanlar var. Üstelik
karşıları ndakilerin haki kat diye bir dertleri n i n olmadığı
n ı , başka emellerinin, gizli hesaplarının olduğunu bil
meksizin. Onların bu gizli emellerini önleri n e ne gelirse
gelsin kuru l u bir maki n e gi bi hep ayn ı slogan kavramla
rı n yakınına getirm eye çalışmaları , sonra da insanları n zi
h inleri n i n hazırlanmışlığını fırsat bilip itiraz edilmezliğin
gücün ü yanl arına alarak diledikl eri nce çarpıtmaları ele
veriyor. Ama karşımızda ne bir din mensu bu var, ne de
umdeleri ve esaslan herkesçe bilinen açık bir öğretinin
bağlısı.
Oysa yakın zaman lara kadar b u ü l ke için ü l küsü olan
ve o ü l küyü herkesle paylaşarak hayata geçirmeye çalı
şanlara hep bir ağızdan "demokrasinin sağladığı imkan
larla demokrasinin çanına ot tıkamaya çalışan lara göz
yumulamaz! " denip d ü nya dar ediliyord u . Bugün zemi
ninden uzakl aştırı l ı p tekrar ve tel ki nlerle sorgulanması
unutturulan slogan kavramların gölgesinde yapılan tar
tışmalarla bizzat demokrasi denilen şeye kastedil iyor
kimsen i n sesi çıkmıyor. Demokrasi hayat hakkın ı orta
dan kaldıracak olan l ara hayat hakkı tanıyacak kadar kör
olamaz deniyord u , bugün herkesin ağzına bir parmak
bal çalarak kolayca kalabalı ktan avutacak bir oyun hali
ne getiri liyor kimsenin sesi ç ı kmıyor. Serbestiyet deni
yor, serbestliğin b ütün cüzleriyle mevcut olması gereken
yerde her biri birer "Dur!" işareti işlevi göre n , hatta se be-
40
Sunuş
41
Bir tartışmada hakikati bulup ortaya çıkarmak yerine öne sürdü
ğümüz şeylerin lehine önyargıların bizi tutsak etmesine nasıl izin
verdiğimiz; izin vermekle kalmayıp ardından davayı bile bile yoku
şa sürmenin, dolayısıyla hakkı adaleti engellemenin, hatta bunun
için hır çıkarmanın ne tür bir yaradılışla veya yaradılıştan gelen za
yıflıkla ilişkili olduğu; bu kadarla da kalmayıp bu hal bir maraz ya
hut arıza olmaktan çıkarak bir mizaca dönüşme istidadı gösterdi
ğinde kişi olarak bizi, ekseriyeti bu kişilerin oluşturması halinde
toplumu nasıl bir tehlikenin beklediği gibi meselelerin ele alındı
ğı hazırlık yazısı kitapta kendisine ayrılan yerin sınırlarını aştığı
için talihi yar olur da iklimini ve rüzgarını bulursa ileriki günlerde
müstakilen yayımlanacaktır.
42
TARTIŞMA (ve İKNA) SANATININ
İNCELİKLERİ
Giriş:
Belagat yahut Etkili Konuşma Sanab *
• Die Welt als WJJ/e und Vorstellung, Bd. iL Kap. XI: Zur Rhetorik.
ı ( : die Pramissen . J
2 ( : d i e Konklusion. J
3 ( : die Rechthaberei, fikir beyan etmede kesinlik, bir fikri akli temelle
ri yeterince güçlü olmadıgı halde hiçbir tereddüt belirtisi göstermek
sizin hatta kibirle kurumla ileri sürme. )
45
Tartışma Sanatının İncelikleri
46
Giriş: Belagat yahut Etkili Konuşma Sanatı
47
Tartışma ve Çekişme ·
Toplu Bakış
51
Tartışma Sanatının İncelikleri
52
Tartışma ve Çekişme
53
Tartışma Sanatmm İncelikleri
54
Tartı şma ve Çekişme
55
Tartışma Sanatının İncelikleri
56
Tartışma ve Çekişme
57
Tartışma Sanatının İncelikleri
58
Tartışma ve Çekişme
59
Tartışma Sanatının İncelikleri
.3 1 (: Sınırlı bir anlamda ileri sürülmüş bir şeyi sınırsız bir anlamda alma
hilesi. Bkz. aşağıda 89 numaralı dipnot. )
.32 ( : Tartışmayı değiştirm e . )
60
Tartı şma ve Çekişme
61
Tartışma Sanatının İncelikleri
62
Tartı şma ve Çekişme
63
incelikleri ve Aynnblanyla
Tartışma Sanab *
ı.
67
Tartışma Sanatmm incelikleri
68
İncelikleri ve Aynntı lanyla Tart ı şma Sanatı
il.
4ı (: "sophistische Disputierkunst". J
42 ( : historlsch. oder deliberativ: L . dellbrare, de- + libra terazi kefesi,
ağırlı k birimi: eski dilde: muvazene/ esbab. Burada "esbab"ı "efkar"
olarak anlamak gerekir. l
43 ( : einsamen Denken eines vemünftigen Wesens: yani çeşitli ayartıcıla
ra ve yoldan çıkarıcılara karşı zayıf insan düşüncesinden farklı olarak
"einsamen Denken" . )
69
Tartışma Sanatmm İncelikleri
70
İncelikleri ve Aynnt ı lanyla Tart ı şma Sanatı
Eristik Diyalektik
71
Tartışma Sanatının İncelikleri
72
İ ncelikleri ve Aynntılanyla Tartışma Sanatı
5.3 ( : ehren, hürmet etmek, hatırını saymak, şeref vermek; ehrlich. namus
ve haysiyet sahibi . )
54 ( : Eitelkeit. tıpkı Grekçe hubris, Latince vanitas, Arapça ğ-r-r gibi iki
yüzlüdür: bir yüzüyle kibri, tekebbürü diğer yüzüyle beyhudeliği, nafi
leliği ifade eder. )
73
Tartışma Sanatının incelikleri
74
İncelikleri ve Ayn ntılanyla Tartışma Sanatı
lıkla böyle bir duruma karşı bir ölçüde önlem alır: günlük
hayatın deneyimleri ona bunu öğretir ve o böylece kendi
doğal diyalektiği ne sahip olur, tıpkı kendi doğal mantığına
sahip olduğu gibi. Fakat onun edindiği bu diyalektik hiçbir
surette mantığı gibi sağlam ve güvenilir bir kılavuz değildir.
Mantığın yasalarının aksine düşünmek ya da bir çıkarımda
bulunmak hiç kimse için öyle kolay bir şey değildir: Yanlış
yargılara her yerde rastlanır, ama yanlış sonuçlar çok nadir
dir. Bir kimsenin doğal mantıkta yetersiz olması pek olur
şey değildir, ama doğal diyalektikte pekala yetersiz olabilir,
çünkü bu herkese eşit olarak dağıtılmamış bir yetenektir.
Şimdiye kadar anlattığımız yanıyla doğal diyalektik (her in
sanda değişik derecelerde bulunan ) yargı yetisine benzer
lik gösterir (oysa akıl58 aslında herkeste ayn ıdır) . Çünkü ço
ğu zaman öyle olur ki bir kimse gerçekten haklı olduğu bir
meselede salt yüzeysel temellendirmelerle şaşalatılabilir59
veya çürütülebilir; eğer o bir çekişmeden galip çıkarsa ço
ğu zaman bunu fikrini beyan/önermesini ifade ederken
yargısının doğruluğundan çok onu savunmada gösterdiği
kurnazlık ve maharete borçludur.
Diğer hallerde olduğu gi bi burada da insan en iyi ye
teneklerle doğar. 60 Ne var ki onu bu sanatın ustası hali
n e getirme k için çalışmayla çok şey yapılabilir. Bir h asmı
yenmek için kullanılabilece k veya kişin i n benzer mak
satla bizzat kullandığı takti klerin değerlendirilmesi de bu
ustalığa katkıda b u l u n ur. Dolayısıyla mantığın çok fazla
gerçek, pratik bir kıymeti olmasa bile diyale ktik kesinlik
le böyle olabilir; ve Aristoteles de mantığını (analitiği n i )
75
Tartışma Sanatmm İncelikleri
61 (Bkz. "Ekler" bölümünde " Topos yahut Mevazı-ı Cedel" başlıklı iV nu
maralı haşiye . )
62 (Bkz. "Ekler· böl ümünde "Eristik, Sofistik v e Peirastik" başlıklı V n u-
maralı haşiye . )
6 3 ( : Die Kunst, Recht zu behalten: ( Fr. J'art d'avoir raison) : alt etme/hak-
lı çıkma sanatı . )
76
İncelikleri ve Aynntılanyla Tartışma Sanatı
77
Tartışma Sanatının incelikleri
78
i ncelikleri ve Ayrıntılarıyla Tartışma Sanatı
79
Tartışma Sanatının İncelikleri
80
İncelikleri ve Aynntılanyla Tartışma Sanatı
72 ( : Sonucu tartışma. ]
7.3 (: Apagoge, oyalama/saptırma: bir şeyi karşıtının imkansızlığı veya man
tıksızlığını göstererek dolaylı yoldan ispatlama: hal blhi muhal. Aristote
les mantığında büyük öncülü yakiniyattan küçük öncülü meşhurat veya
müsellimattan ibaret olan bir kıyas türü . ]
74 Eğer hiçbir surette kuşku duyulmayan b i r hakikatle doğrudan çelişi
yorsa, hasmımızın iddiasını ad absurduma irca etmişiz demektir.
75 ( : Zıt/karşıt örmek. ]
81
Tartışma Sanatının İncelikleri
82
Tarbşma Hileleri
Hile ı
7 7 ( : allgemein deuten. J
78 (: tartışma konusu nokta veya mesel e . ]
7 9 ( : örnek. ]
85
Tartışma Sanatmm İncelikleri
Ö rne k i l .
A 1 8 1 4 Barışının Hansa Birliğine ait bütün Alman ka
sabalarına bağımsızlıklarını geri verdiğini ifade eder. B
iddianın tersini kanıtlamak için bağımsızlığını Bona
parte'tan almış olan Danzig'in (Gıdansk) onu bu barış
la kaybettiğini zikrederek instantia in contrariumBO ve
rir. A kendisini şu şekilde savunur: Ben bütün Alman
kasabaları dedim, hal b u ki Danzig Polanya'da.
Bu hileyi Aristotel es Topika'da (VII I , 1 1 , 1 2) zikreder.
Ö rnek I I I .
Lamarck Philosophie Zoologique'te, sinir sistemi te
şekkül etmediği için polipin duyma melekesinin geliş
mediğini ifade eder. Bununla birlikte polipte bir tür al
gının olduğuna kuşku yoktur; çünkü o büyük bir hü
nerle daldan dala ışığa doğru ilerler ve avını yakalar.
Bu sebepten ötürü onun sinir sisteminin, sanki onun
la iç içe geçmiş gibi bedeninin tamamına aynı ölçüde
yayıldığı varsayılmıştır: çünkü m üstakil duyu uzuvları
olmaksızın bir algı melekesine sahip olduğu aşikardır.
Bu varsayım Lamarck'ın iddiasını çürüttüğü için görü
şünü şu şekilde temellendirmeye çalışır: "Bu durumda
bedeninin bütün parçalan her türden duymaya ve ay
nı zam anda hareket etmeye, istemeye ve düşünmeye
muktedir olmalıdır. O zaman polip bedeninin her nok
tası bakımından en kusursuz canlının tüm uzuvlarına
sahip olurdu; her noktası görebilir, koku, tat alabilir,
duyabilir ve benzeri; hatta o düşünebilir, yargıda bulu-
BO ( : tersine örnek. ) .
86
Tartışma Hileleri
Hile il
·
Eşsesll sôzcük. a ı B u h i l e b i r ö n e rm eyi söz kon u s u me
s e l eyle araları nda sözcük b e nzerl iği n d e n başka ya çok
�z ya da hiç m üştere k yan ı b u l u n m ayan bir şeye teş
m i l etmeye ; ard ı ndan da onu başarıyla çü rütmeye ve
87
Tartışma Sanatının İncelikleri
88
Tartışma Hileleri
Ö rnek 1.
A. "Siz Kant felsefesi n i n sırlarına henüz intisap etme
mişsiniz. "
B. "O . . . , sizin söz ü n ü ettiğin i z eğer sırlarsa, benim
on larla bir işim olmaz . "
Ö rnek i l .
Şeref sözcüğünün barındırdığı ilkeyi budalaca b i r şey
olarak mahkum ettim. Çünkü bu ilkeye göre bir kim
se daha da büyük bir hakaretle karşılık vermedikçe ya
da hasmının kanını veya kendininkini dökmedikçe si-
" lip temizleyemeyeceği bir hakareti sineye çekerek şe
refini kaybeder. Buna karşılık ben bir kimsenin hakiki
şerefinin maruz kaldığı veya katlandığı şeyle değil fa
kat ancak ve sadece yaptığı şeyle zedelenebileceğini
ileri sürdüm. Çünkü başımıza gelebilecek şeyler için
söylenecek bir şey yoktur. Hasmım derhal benim öne
sürdüğüm illete/hüccete saldırdı ve bana başarılı bir
şekilde, bir tüccarın işinde sahtekarlık, iğfal veya ih
malden yanlış yere suçlandığında bunun onun şerefi
ne karşı bir saldın olduğunu, bu durumda da haysiye
tinin münhasıran maruz kaldığı şeyle zedelendiğini ve
onu ancak saldırganı cezalandırarak ve sözünü geri al
dırarak kurtarabileceğini bana ispatlamış oldu.
Burada o bir eşsesli ile, başka türl ü namı mute
berf3s denilen ve iftira ve karalamayla hakarete uğra-
89
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile IIIB9
Bir başka hile, Kata, nispi olarak ve özel bir konuyla bağ
lantısı içinde ortaya atılmış bir önermeyi sanki genel veya
Ö.7tA&ç, m utlak bir geçerlik/uygulama iddiasıyla söylenmiş
gibi almaktır; ya da onu tamamen farklı bir anlamda alıp
sonra da çürütmektir.9 o Aristoteles'in örneği şöyledir: zen
ci siyahtır; fakat dişleri bakımından beyazdır; dolayısıyla
ayn ı anda hem siyah hem de siyah değildir. Bu aşikaar bir
mugalatadır ve örnek için uydurulmuştur; dolayısıyla hiç
kimseyi kandıramaz. Şimdi bunu günlük hayat deneyimin
den alınmış bir örnekle karşılaştıralım.
86 ( : o n u r meselesi. )
87 (Fr. : l'honneur chevaleresque. )
88 (: mutatio controversiae . )
89 ( : İddianın ıtlakını mutlaklaştırma. )
90 Sophisma a dlcto secundum quid ad dictum sfmpllclter. f:Çw tr,:; Ai:Ç
EWÇ: to arti..<Öç, fi µiJ <İ7tA<Öç, a"J.J.Jı mı fi 7tQOÇ tl Ai:yEo"Ôo.t. Peri sop
-
90
Tartışma Hileleri
Ö rne k 1 .
Felsefeden söz ederken diyelim k i benim sistemi
min Sekincileri9 I desteklediğini ve onları övdüğü
nü kabul ettim. Sonra çok geçmedi, soh bet döndü
dolaştı Hegel'e geldi ve ben onun yazılarının bü
yük bölümü itibariyle boş ve manasız şeyler oldu
ğunu veya hiç olmazsa onlann arasında yazann
sözcükleri yazmakla yetinip bunlara anlam bulma
işini okura bıraktığı pek çok bölümün bulunduğu
nu savundum. Hasmım bu iddiayı ad rem çürüt
meye kalkışmadı ama argumentum ad hominem
ileri sürmekle ve bana daha az önce Sekincileri öv
düğümü, onları n da bir yığın boş ve manasız şey
yazdığını söylemekle yetindi. Bunu kabul ettim; fa
kat onu düzelterek dedim ki ben filozof ve yazar
olarak, yani theoria alanındaki başanlanndan dola
yı değil, fakat sadece i nsan olarak ve safı pratik
meselelerdeki tutumlanndan dolayı Sekincileri öv
düm; oysa biz Hegel'den konuştuğumuzda belli ki
onun teorilerinden söz ediyoruz. Bu şekilde hasmı
mın saldırısını savuşturmuş oldum.
91
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile IV93
92
Tartışma Hileleri
Hile V
Hile VI
96 Aristoteles, Toplka, V l l l , 9.
97 (İbn Sina Safsata'da tabiri "müsadere alel matlubı ewel" (ilk matlu
bun mukaddem olarak alınması) diye karşılar ve eski dilde "müsade
re alel matlup" kısaltmasıyla yerleşir. )
93
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile VII
94
Tartışma Hileleri
Hile VIII
Hile IX
Hile X
95
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile XI
Hile xıı ı o 2
Eğer soh bet özel bir ismi olmayan, fakat mecazi veya
tasviri b ir tarifi gerekli kılan genel bir fi kir etrafında dö
nüyorsa işe önermeniz için elverişli bir mecaz seçerek
başlamanız gerekir. Sözgelimi İ spanya 'daki siyasi parti
leri tanı mlamak için kullanılan isimler: Servi/es ve Libe
rales: belli ki son uncular tarafından seçil miştir.
Protestanlar ve aynı zamanda Evangel istler belli ki
bu isimleri kendileri seçmişlerdir; fakat Katol ikler naza
rında onları n ismi sapkınlar/ dinsiz/erdir. ı 03
Daha tam ve belirli bir anlama i m kan tan ıyan şeyl e
rin isimleri bakı m ı ndan da bu böyledir: sözgelimi eğer
hasm ı n ı z bir değişiklik tekl i f ederse siz ona bir yenilik
diye b i l i rs i n i z , çünkü b u sözcü k öfke ve h i ddet uyandı
racaktır. Eğer tekl ifi yapan sizsen i z , b u n u n tersi olacak
tır. İ l k d u rumda " karşıt i l ke "ye " mevcut d ü z e n " , i ki n ci
d u rumda " devri geçm iş eski b i r önyargı " ı o 4 diye b i l i rsi-
96
Tartışma Hileleri
Hile XIII ı 0 6
Hasmın ıza bir önermeyi kabul etti rmek için ona aynı za
manda karşı bir önerme vermeli ve bu ikisi nden hangi
sini seçeceği ni ona bırakmalısınız; bu arada siz de karşı
önermeyi olabildiği nce yaldızlamalısı nız ki kendimle çe
lişmeyeyim derken önermenizi kabul etsi n , çünkü bu su
retle o gayet mu htemel görün ü r hale getiri l miştir. Sözge
limi siz onun bir çocuğu n babasının yapmasını söyled iği
her şeyi yapması gerektiği ni kab u l etmesi ni istiyorsanız,
1 05 (Sırasıyla: die Qeistlichkeit: die Pfaffen: aslında her iki sözcük de ay
nı şeye (ruhbanlık) biri yücelterek, diğeri aşağılayarak işaret eder. )
ı 06 (: Aksini seçti rme: f'aire rejeter l'antithese. J
97
Tartışma Sanatmm İncelikleri
Hile xıv ı o 1
Hile xv ı oa
1 07 (: Mağlubiyete rağmen gali biyet ilan etme: ( Fr. ) Clamer victoire mal
gre la defaite. ı
1 08 ( : Saçma temellendirmelerden yararlanma: (Fr. ) Utiliser des atyu
ments absurdes. l
98
Tartışma Hileleri
Hile xvı
Hile XVII ı ı o
99
Tartışma Sanatının incelikleri
Hile XVIll
Hile xıx ı ı ı
Hlle XX
1 00
Tartışma Hileleri
ffile XXJ I 1 .3
Hile XXII
101
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile XXIII 1 1 s
Hile XXIV
1 02
Tartışma Hileleri
Hile XXV
1 0.3
Tartışma Sanatmm İncelikleri
Hile XXVI
Hile XXVII ı ı s
Hile XXVIII
1 04
Tartı şma Hileleri
Hile XXIX.
ı I9 ( : Cı7taywyfı: diversion. J
ı 20 (: thema qurestionis. J
1 05
Tartışma Sanatının incelikleri
1 06
Tartı şma Hileleri
Hile XXX
1 07
Tartışma Sanatının İncelikleri
1 08
Tartışma Hileleri
1 09
Tartışma Sanatının incelikleri
1 10
Tartışma H ileleri
1 27 [ : Varsayım gereği. )
11 1
Tartışma Sanatmm İncelikleri
Hile XXXI
1 12
Tartışma Hileleıi
Hile xxxıı 1 2a
1 1 .3
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile xxxın
"Teori k olarak çok güzel ama prati kte işe yaramaz. " Mu
galata n ı n bu biçimiyle öncülleri kab u l eder, fakat pek iyi
bilinen bir mantı k kuralıyla çelişerek çıkarımı ya da so
n u c u reddedersiniz. İ ddia bir imkansız üzeri n e oturur:
teori k olarak d oğru olan şeyin prati kte de işe yaraması
gerekir; eğer yaramıyorsa teoride b i r yanlışlık vardır; bir
.
şey gözden kaçırılmış ve hesaba katılmamıştır; dolayısıy
la prati kte yanlış olan teoride de yan lıştır.
·Hile XXXN
Bir soru sord uğun u zda veya bir delil ortaya attığın ızda ve
hasmı n ı z doğrudan bir cevap ya da karşılık verm eyi p bir
karşı soru veya dolaylı bir cevapla ya da kon uyla ilgisi ol
mayan bir iddiayla kaçamaklı bir yola başvurduğunda ve
gen e l l i kl e kon uya dönmeye çalışan bir tavır içinde oldu
ğunda bu zayıf bir noktaya, hatta kimi zaman farkı nda
olmaksızın, doku nduğu n u z u n güvenilir işaretidir. Deyiş
yeri n d e ise onu sessizliğe zorladınız. Bu yüzden konu
nun üzeri n e daha fazla gid i p bastırmalı ve hasmı n ızın b u
çıkmazdan kurtu lmasına müsaade etmemelisiniz, hatta
kazara doku nd uğunuz bu zayıf noktanın gerçekte nere
de ol duğu n u bil mese n i z bile.
Hile XXX.V
1 14
Tartışma Hileleri
1 15
Tartışma Sanatının İncelikleri
Hile xxxvı 1 3 1
1 .30 (Önü arkasıyla bir arada düşünerek: "(Menfaatimize olmayan şey genel
likle bize saçma ve manasız görünür) zihnimiz siccum lumen değildir,
o yüzden araya voluntate et affecübus girer. · Siccum lumen bahsinde
kısa bir değerlendimie için bkz. G. E. Less lng, İnsan Soyunun Eğiüml.
·Aydınlanma: Cevabı Karanlıkta Kalan Sorular" başlıklı hazırlık yazısı. )
1 .3 1 ( : Anlamsız basmakalıp sözlerle hasmın aklını karıştırma: (Fr. )
Deconceıter l'adversaire par des paroles lnsensees. )
l .32 (Mealen:
Ekseriya yeter kulağına çalınması sözün
İnanması ve zihninde yer etmesi için insan ın . )
l .3.3 "Ekler" bölümündeki V I numaralı eke bakınız. Kuşkusuz düşünürün
atıfta bulunduğu bölümün kitabın sonuna derç edilmiş olması onun bu
konudaki dileğini tam olarak gerçekleştirmiş olmayacaktır, zira sözü
edilen bölümde verilmek istenenin tam olarak anlaşılabilmesi tartışma
nın taraflannın karakterinin bilinmesini, bu da kitabın tamamının okun
masını gerekli kılacaktır (Kitap vaktiyle Maarif Vekaleti Klasikleri ./ . .
1 16
Tartışma Hileleri
Hile XXXVI I
1 17
Tartışma Sanatının İncelikleri
Son Hile
1 18
Tartışma Hileleri
1 19
İ nsanın anlayış gücünü keskin leştinnesin i n bir yolu ola
rak tartışma çoğu zaman gerçekten her i ki tarafın da ya
rarınadır, çünkü bu vesileyle insan düşünceleri n i düzel
tir ve zihninde yeni d üşünceler uyanır. t .3 6 Fakat tartışma
n ı n her i ki tarafın ı n da gerek bilgi ve görgü, gerekse d ü
şünme ve anlama gücü bakımı ndan hemen hemen bir
birine denk olması gerekir. Eğer biri n i n bilgisi ve görgü
sü e ksikse hasmıyla aynı düzeyde ol madığı ndan ötekini
anlayamayacaktır. Eğer biri düşünme ve anlama gücü
bakımı ndan diğeri n i n gerisinde ise bundan güce n i p kırı
lacak ve bu onu dürüst olmayan hilelere başvurmaya gö
türecek ve tartışma kabalaşıp sertleşerek sona erecektir.
Bu yüzden te k doğru ve güvenilir yol Aristoteles'in
Topika'n ı n son böl ümünde zi krettiği yoldur: Karşılaştığı
n ı z ilk kimseyle değil , fakat sadece ortaya saçma sapan
şeyler atıp bunda ayak diremeyecek, otoriteye değil ak
la müracaat edecek, makul olana kulak veri p ona boyun
eğecek kadar anlayış gücüne ve öz saygıya sah ip, son
olarak hakikati her şeyin üzerinde tutacak, makul olan
velev ki hasmından gelsi n , onu benimsemekte tereddüt
e tm eyecek, yanlış ya da haksız olduğu n u n ispatı na ta-
121
Tartışma Sanatının İncelikleri
1 22
EKLER
1
Diyalogdan Diyalektiğe
1 25
Tartışma Sanatının İncelikleri
1 26
Ekler
1 27
n
Diyalog ve Diyalektik
1 29
Tartışma Sanatının İncelikleri
130
Ekler
131
Tanışma Sanatının İncelikleri
sını böyle bir alış veriş yerine bir kavga yah ut ağı z dala
şının fırsatı, dolayısıyla karşılaşmanı n gayesin i de karşı
daki n i n bastın lması veya susturulması olarak görebilir,
oysa Gadamer için anlama anlaşmanı n , karşıdaki n e ken
dini anlatma fırsatı verm e de anlaman ı n ön şartıdır. Her
anlama yerleştirilmiş bir u fkun içinden gerçekleşir ve bu
u fu k geçmişle zorunlu olarak ve her yerde b u l u nacak şe
kilde karşılıkl ı m ünase bet içindedir.
Gadamer tam ve eksiksiz anlamanı n sonsuz sınırsız
bir iş olduğu kon usunda açıktır ve insan sınırl ı l ığının ger
çekliği n i ve insan düşünmesi n i n e ksikliğini tekrar tekrar
vurgular ki bu durum gerçekliğe dair her felsefi sistem
leştirme çabasının yol u n u tıkar. Gadamer her zaman
ötemizden, bahis konusu meseleden gelen sorulara kar
şılık verdiğimizi iddia eder. Dolayısıyla akl ı n d i l yol uyla
tuzağına düştüğü doğal çelişki l er bizi karşılık vermeye
zorlar veya davet eder. Bu çelişkiler doğru ya da yanlış
olana dair açık olmaya ve onun lehinde ve aleyhinde id
dialar ileri sürm eye zorlar. Ve sorgulama ve araştırma
yol uyla en i nce ayrıntıları na kadar inilmesi nin negatifli
ğinden bu diyalektik çelişkilerden çıkış yol u b u l u n ur.
Dolayısıyla diyalog her zaman kısmi olan bir bilgi n i n yo
l u n u açar, ancak bizatih i bu tam olmakl ı ktan uzaklı k her
zaman ve zoru n l u olarak kendi ötesi ne, bütün ü n bilgisi
ne duyulan özlemi işaret eder.
Sch leiermacher i ki sohbet yahut karşılıkl ı kon uşma
(Gesprach ) tarzını birbirinden ayırır. Bir şeyin anlamını
tespit etmeye çalışan ve dolayısıyla diyalektiğin kökeni
olan "hakiki diyalog"dan (das "eigentliche Gesprach " )
farklı olarak "serbest musahabe (diyalog)" (das "freie
Gesprach " ) tarafları n karşılıklı olarak birbirini yaratıcı
"düşünce lerin m eydana getiri lmesi " n e kışkı rttığı bir aza
mi özgürl ük ve yaratıcılık edimidir. Buna karşılık diyalek
tik sınırl ı düşü nme sanatın ı n öğretisidir. Böyle bir diya
lektik anlayışında onun sohbet yahut karşılıkl ı konuşma
ya yakın l ığı ön palana ç ı karı lır. Karşılıkl ı konuşma ise saf
1 32
Ekler
1 33
Tartışma Sanatmm İncelikleri
1 34
Ekler
1 35
Tartışma Sanatının İncelikleri
1 36
Ekler
1 37
III
Eristik ve Diyalektik
1 40
iV
141
Taıtl.şma Sanatının İncelikleri
1 42
Ekler
1 43
Tartışma Sanatının İncelikleri
1 44
Ekler
1 45
v
1 46
Ekler
1 47
Tartışma Sanatının İncelikleri
1 48
VI
kilise vergisi ve benzeri şeylerin bir yandan bir yük, bir haksız talep
dolayısıyla eziyet olduğu anlamı, diğer yandan ayn ı sözcüğün bir
yandan kökeni Lat. imponere: üzerine koyma/yerleştirme fiilinden
kökteş sözcük imposturede daha açık olan hile, sahte tavır, kilise
terminolojisinde ise takdis için elini üzerine koyma anlamına geldi
ği göz önünde bulundurul ursa basit gibi görünen cümlenin tazam
munlan bakımından ne kadar karmaşık olduğu anlaşılır. Diğer yan
dan bu iki anlamın aynı sözcükte çok manidar bir şekilde bir araya
gelmesi ve böylesine esrarlı bir tarzda iç içe geçmesi meselenin ha
ki kati ni başka bir şeye ihtiyaç duymayacak kadar açık gösterir ve ay
nı zamanda bir başka şeyi daha, eski insanlan n "dayatma· ile "yap
macıkl ı k" arası ndaki yakı nlığı ve derin bağı ne kadar sarih bir şekil
de gördüklerini. dolayısıyla çoklannın zannettiği gibi onların "istlb
dat"ın egemen olduğu bir ortamda değil bilakis bugün ü n insanının
ne tadabileceği. ne de tatsa tadını alabileceği bir "serbestlik" içeri
sinde yaşadıkJannı gösterir. J
1 49
Tartışma Sanatının Jncellkleri
141 ( : Gr. analogia: ana (göre, uyannca ) + logos: Gr. dialogus: dia (ara
sında, çapraz) + logos: legesthai : legein . )
ı 42 ( : Dialogism: hayali tartışma; bir öncelden hareketle ikili sonuç çıkarına. )
1 43 (: Yazar böylece gerek post hac ergo propter hac gerek secundum
quod n umarası ile eristiğin hünerlerini bir kalemde olanca çarpıcılı
ğıyla göstermiş ol uyor. )
1 50
Ekler
Oliver Goldsmith
The Vicar of Wakefield
1 44 ( : Kıyası matvi veya örtük kıyas: öncüllerden biri e ksik olan fakat zi
hinde tamamlanan �yas. )
ısı