You are on page 1of 2

İSTANBUL'UN EĞLENCE MEKANLARINDA

MÜZİĞE VERİLEN TEPKİ

Zeynep BÜYÜKÇINAR

ÖZ

………………………………. ………………….

GİRİŞ

Türkiye’nin İstanbul şehrinde eğlence sektörü uzun yıllardır kendini yenileyen


mekanlarıyla insanlara hizmet vermektedir. İşten güçten, yaşamın insanları yoran
gerçeklerinden ve yorucu temposundan kaçabilmek, eğlence gibi amaçlarla insanlar bu
mekanlara gitmeyi tercih etmektedir. İnsanların keyif almaları için mekanlarda dj
performansları, küçük ya da büyük orkestralar solist ile beraber, birkaç çalgı ile yapılan dinleti
müzikleri, solo haldeki çalgı dinleti müzikleri yapılmaktadır.

İstanbul’da bütçe olarak menüsü ve konumu bakımından pahalı ya da ucuz olan


mekanlar da bulunmaktadır. İnsanlar bu mekanları sadece eğlenmek, hayatın temposundan
kaçmak amacı dışında özel günlerinde davet yeri olarak da seçmektedir. Çalıştıgım
organizasyon şirketleriyle birlikte İstanbul’da bütçe olarak yüksek ve düşük mekanlarda çalgı
müziği yaparken insanları gözlemleme şansımız olmaktadır. Çalgılarımızı açıp sahneye
çıktığımız an insanların yüzündeki meraklı ifadeyi görmekteyiz. Bize olan ilgi en çok çocuklu
aileler tarafından olmaktadır. Çocuklar çalgıdan çıkan sesi duydukları anda parmaklarıyla bizi
göstererek ebeveynlerine müzisyenlere doğru yönelmek istediklerini beden dilleriyle
anlatmaktadırlar.
"Genellikle sekiz on yaşlarındaki burjuva çocuklarının emekçilerin çocuklarından
daha hazırcevap olduğu bilinmektedir. Ne var ki, söz konusu durum burjuva çocuklarının daha
yetenekli sayılacağını göstermez; bunun nedenini yalnızca onların geçmişinde aramak
gerekir."(Adler,1927,s.254). Maddi açıdan iyi durumda olan ailelerin çocukları ile durumu
normal olan ailelerin çocukları arasında müzisyenlere karşı ilginin değiştiğini
gözlemlemekteyim. Maddi açıdan durumu iyi olan ailelerin çocukları biz müzik yaparken
yanımıza geldiklerinden çalgılarımıza dokunmak isteyebiliyor, hangi çalgı hoşuna gittiyse ben
bunu çalmak istiyorum diye ailesine baskı yapabiliyor. Durumu normal olan ailelerin
çocukları bu kadar açık sözlü olamamakta, çalgıya dokunmak istediğini söyleyememekte ve
ailesine baskı yapamamaktadır.
Müzik yaptığımız mekanlarda gelen insan kategorisine göre çaldığımız repertuar da
farklı olmaktadır. Bunu müzisyen arkadaşlarımız ile birlikte zamanla gözlem yaparak
belirledik. Yaptığımız gözlemlerden birisi yüksek bütçeli olan davetlerde Türkçe şarkılar pek
tercih edilmemektedir. Ağırlıklı olarak Klasik Batı müziği eserleri ya da Türkçe olmayan
günümüz popüler müzikleri tercih edilmektedir. Biz de bu eserleri ekibimizle beraber
çaldığımız çalgılara uyarlamaya çalışmaktayız. Kültür farklılıkları, insanların yetişme şekilleri
ve eğitim durumları farklı olunca dinlenen müzikler de değişim göstermektedir.

KAYNAKÇA

Adler,Alfred.(1927). İnsanı Tanıma Sanatı. Cem Yay. İstanbul.

You might also like