Professional Documents
Culture Documents
mektedir.(Sarrafi, 2005:2). Aygün Attar sayı rasan Türkleri Şiî dairesi içinde bulunan Türk
belirtmeyip Türklerin ülke nüfusunun en az topluluklarıdır. Sünnî İran Türkmenlerinin
dışında kalan İran Türklüğünün sayısı 29 mil-
%40’lık oranına sahip olduğunu zikreder.
(Attar, 2006:223). Cevat Heyet, 2008 yılı için (*) Prof. Dr., Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. Karadeniz Araştırmaları Merkezi
30 milyon Türkün İran’da yaşadığını belir- Başkanı.
yondur. Bu rakam aynı zamanda İran’daki Şiî sını oluşturan İran Türklerinin siyasi durumu
Türklerin de sayısını göstermektedir. oldukça ilginçtir. Kaçarlar döneminde Türk-
lerin İran’daki konumunu anlatan Mehmet
Türk nüfus İran’ın hemen her yerin- Emin Resulzade; İran Türklerinin ne Rus-
de dağınık olarak görülebilir. Ancak, İran’ın
ya’da olduğu gibi mahkûm, ne de Türkiye’de
kuzeybatı, kuzeydoğu ve güney toprakları
olduğu gibi hâkim bir millet olmadıklarını ve
Türk soylular için sıkışık, yoğun hayat alanı-
Farslarla hukukta eşit vatandaş hâlinde olup
dır. “Azerbaycan Türkleri bugün Doğu Azer-
aynı haklara, aynı imtiyazlara sahip olduk-
baycan (hepsi), Erdebil, Zencan, Batı Azer-
baycan (alanının yarısı), Hemedan (alanının larını belirtiyor. Resulzade’ye göre İran hü-
çoğu), Gilan, Merkezi Tahran (az bir kısmı), kümdarlarının Türk olması Türklere özel bir
Kürdistan (az bir kısmı), Kazvin (hepsi), ayrıcalık bahşetmediği gibi, Fars milletinin
Kum (az bir kısmı) ‘ostan’larına bölünmüş tazyikine de sebep olmamıştır. (Resulzade,
olan “Azerbaycan” toprakları ile Horasan 1993:17). Fakat ne yazık ki, Kaçarların hâki-
Ostanının kuzeyi Elburz dağlarından Basra miyetinin sona ermesi ve Pehlevi sülalesinin
körfezine, Afganistan’dan Irak sınırına dek iş başına gelmesiyle İran Türkleri, ikinci de-
uzanan Güney Merkezi İran’da Türkmen- receli vatandaş düzeyine düşerek üvey evlat
ler, Horasan ve Mazendaran Ostanlarında muamelesi gördüler.
yani Türkmen Sahrada–Yomut boyu Ben-
dere Türkmen, Gamıştepe, Akkale, Ecemli, 20. yüzyılda İran Türkleri arasında
Hocanefes, Ayderviş, Gombet ve çevresi, bazı millî hareketlerin vuku bulduğunu gör-
Peyker, Deveci, Aksahne, Daşlıburun, Ga- mekteyiz. Rusya’da 1905 ihtilalinden sonra
mışan, Dügüncü, Yılga vd., Göklen boyu, Azerbaycan’da özgürlük ve millî hükümet
Kalele, Cergelan, Ayderviş, Gildağı, Karabal- kurma fikirleri kuvvetlenmiş ve bu gibi fikir-
2 lerin yarattığı hareketler İran’da Meşrutiyet
kan, Muravetepe, Hisarce, Göklen, Gombet
yakınları, Bocnurd kentinin kuzeybatı dağlık inkılâbına sebep olmuştur. Meşrutiyet tarihi-
kesimine uzanan alanlar, 1.Dünya Savaşı sı- nin de gösterdiği gibi, İran’da Meşrutiyet in-
rasında gelip yerleşen Nohilli, Miçerli ve Te- kılâbı hem düşünce hem de hayata geçirilme-
keler ise, Cergelan, Gombet yakınları ve Boc- si bakımından en çok Azerbaycanlı yazar ve
nurd’un batısı, Tekeler Türkmen Sahra’nın şairlere borçludur. O dönemde, Settar Han
uzak doğusunda Hesarçe’de. Türkmenler önderliğinde Tebriz merkez olmak üzere baş-
son yıllarda Gombedi Kavus’da yoğunlaş- layan özgürlük hareketi başarıyla ilerlemiş,
mışlardır. Deregez ve Serahs bölgelerinde 1907’den itibaren Rus-İngiliz anlaşmaları
de Türkmenler vardır. Halaçlar, Save, Kum, karşısında sıkıntıyla karşılaşılmıştır. Rıza Han
Erak, Tefreş kentleri arasında serpilmiş 40-50 döneminde etnik gruplara uygulanan asimi-
köyde, Halacistan’da yaşarlar. Halacistan’ın lasyon politikası İran’da millî hareketlerin
önemli bölümü Caferabad ve Kohek ilçeleri biçimlenmesine yol açtı. 1945’te Seyid Cafer
ile birlikte Merkezi Ostan’dan ayrılıp Kum Pişeveri önderliğinde kurulan Azerbaycan
Ostan’ına bağlanmıştır. Kazaklar Horasan ve Özerk Hükümeti Tahran yönetiminin kanlı
Mazendaran Ostanlarında, Gorgan’da Ben- müdahelesi sonucu bir yılsonunda yıkılma-
deri Türkmen’de Gombedi Kavus’da (Çay sına rağmen onun taraftarları düşüncelerini
boyunda); Özbekler Afganistan iç savaşı sı-
devam ettirdiler. 1945-1946 yılları arasında
rasında gelip yerleşenler Gorgan’da Kuçan,
Pişeveri önderliğindeki Azerbaycan Özerk
YENİ TÜRKİYE 53/2013
riz, Erdebil ve Urmiye şehirlerinde aralıklarla farsizm uygulamalarına dayanak yaptığı Azerî
çıkan Farsça 7 adet haftalık dergi, bir adet de Yâ Zebân-e Bâstân-e Azerbaycan (Azeri veya-
günlük (Azerbaycan) gazete vardı. 1970’ler- hut Azerbaycan’ın Eski Dili) adlı eser 1921
de ise bu sayı beşe düştü. Tarih ilmi tamamen yılında Ahmet Kesrevî tarafından yazılmıştır.
siyasî polisin nezareti altındaydı. Şah rejimi Kesrevî bu eserinde Türklerin Arî ırkından
olduğunu ispatlamaya çalışmıştır. Azerbay- ile aynı doğrultuda yayın yapmaktaydı. 1979
canlıların Türk olmadıkları, Azerî adlı ayrı bir Nisan’ında Tahran’da kurulan Azerbaycan
ulus oluşturduklarını ifade eden Kesrevi’ye Şairler ve Yazarlar Cemiyeti 1981 Şubat’ında
göre Azeriler, Selçukluların İran’a gelmesiyle Güneş mecmuasını çıkarmıştır. 1979 Mart’ın-
özellikle de Safevîler zamanında Türkleşmiş- da Tahran’da faaliyete başlayan Azerbaycan
lerdir. Medeniyeti Cemiyeti ünlü şair Habib Sahir’in
öncülüğünde kurulmuştur. Yoldaş, İnkılâp
Modern Fars milliyetçilerinin esas Yolunda, Yeni Yol gibi birçok dergi İran Türk-
amacı diğer etnik grupların Farslaşmasına lerinin sorunlarını ve taleplerini ele alan ya-
yöneliktir. Fars milliyetçilerine göre Azerbay- zıların yanı sıra Marksist görüşlere yer verdi-
can Türkleri sonradan Türkleşmiş olan Türk- ğinden zaman zaman rejim tarafından kapa-
çe konuşan bir halktır. Sovyetler Birliğinin tılmıştır. Adı geçen dergilerin çıkarılmasında
“Türk Dilli Halklar” görüşü ile İran Pehlevî Hüseyin Düzgün’ün hizmetleri büyüktür.
idaresinin bakışının benzerliği dikkat çek-
mektedir. İran’da Fars şovenistleri, özellikle Tahran’da Azerbaycan meselelerini
Pehlevi zulüm döneminde “Azerbaycan” ta- araştıran bir grup Çenlibel gazetesini çıkar-
birinin sadece Güney Azerbaycan’a ait oldu- mıştır. Hiçbir grup ve partiyle ilgisi olmayan
ğunu, İslam’dan önce bu coğrafyada “Azeri bazı dergiler de bu dönemde yayımlanmaya
Farisi” lehçesini konuşan bir halkın bulun- başlamıştır. Cevat Heyet’in öncülüğünde çı-
duğunu, bunların “Türkleştirildiklerini” iddia kan Varlık, Tebriz’de yayınlanan Dede Korkut
ederek tıpkı Ruslar gibi Azerbaycan’ı Türk dergileri ve Furûg-i Azadi gazetesinin ünlü
dünyasından koparmağa, ona uydurma bir şair Yahya Şeyda’nın denetimindeki Türkçe
tarih yamamağa çalışıyorlar. Fars şovenistle- bölümü Türk kültürü yolunda önemli gö-
4 rinin bu tavrı “İran İslam Inkılabı” dönemin- revler görmüşlerdir. 50 yıllık Pehlevî idaresi
de biraz zayıflamışsa da günümüzde yeniden yayın yapmanın açlığı içinde onlarca dergi,
daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmıştır. (Akpı- yüzlerce kitap neşrini devrimin ilk yıllarında
nar, 1997:3-10) gerçekleştirdiler. Yukarıda ismini saydığımız
dergi ve gazetelerin dışında bir kısım Türk-
12 Şubat 1979’da kurulan İran İslam çe ve Farsça çıkan bazı dergi ve gazeteler ise
Cumhuriyeti geçmişte Şah yönetiminin et- Tebriz’de Odlar Yurdu, Ulduz, Araz gazete-
nik ve kültürel asimilasyonuna uğrayan başta si, Molla Nesreddin, Dede Korkut dergileri;
Türkler olmak üzere, Fars olmayan halkların Sarab’da Veten Uğrunda gazetesi; Tahran’da
talepleriyle karşılaştı. İlk dönemlerde bu halk- Azadlık, Köroğlu, Azerbaycan’ın Sesi dergileri-
lara bazı idarî ve kültürel hakların verileceği dir. Bu dergilerin tamamına yakını 1979-1980
yönetim tarafından ifade edilmiştir. 1979’da yılları arasında neşredilmiş bir çoğu birkaç
Şah rejiminin devrilmesi ve İran İslam Cum- sayı çıkabilmiş, bazıları maddî sıkıntılardan
huriyeti’nin kurulmasından sonra Türklerin yayın hayatına son vermiş, bir kısmı ise İran
sahip olduğu nispî hürriyet ortamında birden yönetimi tarafından çeşitli bahanelerle kapa-
bire Türkçe matbuat ve kitapta bir patlama tılmıştır. Varlık dergisi ise zamanımıza kadar
yaşanır. Onlarca gazete ve dergi ana dili ile yayınını sürdüren yegane dergidir.
yayın yapmanın heyecanı ile ilk yıllarda millî
şuuru kuvvetlendirici yazılara ağırlık vermiş- 1980 yılından itibaren Türk aydınları
tir. Devrimden hemen sonra kurulan Tebriz arasında kullanılan Arap alfabesi ıslah edi-
YENİ TÜRKİYE 53/2013
nuşabilecek daha az fırsat bulurlar. Bir nesil olarak çürütmüştür. Divan u Lugat-it Türk
içinde bazen 10 yıllık bir sürede aile içindeki adlı eserinde Kaşgarlı Mahmud Arguların
sağlıklı iki dillilik durumu, tek dilliliğe kayıp, d’leri y’ye çevirdiğini zikreder. Çiğil Türkle-
dili ölüme bir adım daha yaklaştırır. (Crystal, ri “karın doydu” anlamına olarak “karın tod-
2007:98-99). Halaç Türkçesi, diğer birçok tı”, yukarıda söylemiş olduğumuz boylar buna
“tozdı” derler. İsim ve fiillerin geri kalanlarını Ülkenin resmi dili olan Farsça karşısın-
buna göre ölçümle. Sözün kısası, Çiğil dilinde da Türkçenin hemen bütün yörelerde dilsel
bulunan zad( ) harfi Rum diyarına kadar olan gerileme içinde olduğu ses, şekil, sözdizimi
Yağma, Toxsı, Oğuz boylarıyla Argulardan bir ve kelime hazinesi bakımından Farslaşmaya
takımlarının dilinde –Çin’e doğru gidilerek bü- başladığı gözden uzak tutulmamalıdır. Yoğun
tün boylarda y olur. Yani, Kaşgarlı Mahmud, bir Türk nüfusunun yaşadığı Tebriz şehrinde
Argucayı Eski Türkçedeki d/ sesini XI. Yüz- Farsça tesirinin yöre ağzındaki etkileri bir
yılda korumuş olan lehçeler arasında değil hayli fazladır. (Kıral, 2001). Resmi dilin sıkış-
de, y/ haline getirenler arasında zikretmiştir. tırması sonucu İran’da Horasan, Halacistan
Gülsevin’e göre Kaşgarlı kelime başı h/ sesi- gibi bölgelerde Türkçenin tamamen ortadan
ni Hotan ve Kençeklilerden duyup diyalekt kalkacağı öngörülmektedir.
tasnifinde ayırıcı bir özellik olarak kaydeder-
Nüfusunun yarısından fazlası Fars ol-
ken Argucada duymaması düşünülemez. Ha-
mayan etnik gruplardan oluşan İran’da kültü-
laççanın en karakteristik özelliklerinden biri
rel kimlik ve anadil haklarını savunan Türkler
olan sözbaşı asli h/ sesinin Argucada olsaydı
“Pan-Türkizm yayılmacılığı yaparak ülke gü-
mutlaka Kaşgarlı tarafından tespit edileceği
venliğine karşı eylemlerde bulunmak” suçla-
fikri de Gülsevin’in Halaççanın Argu köke-
malarıyla karşılaşmaktadırlar. Ülkede Farsça
nine getirdiği en önemli itiraz noktalarından
olmayan dillerin kullanımına büyük zorluk-
biridir. (Gülsevin: 2008; 286-292).Halaç
lar çıkarılmaktadır. Kültürel hakları savunan
Türklerinin Argu kökeninden ziyade Eftalit,
çok sayıda Türk aydını, gazeteci, yazar İran
Akhun, Kuşan Türkleriyle bağları daha açık
hapishanelerinde çeşitli işkencelere maruz
olarak görülmektedir. Tarihi kaynaklarda Ef-
kalmıştır. Küreselleşen dünya’da İran’ın daha
talitlerin ilgili olduğu Türkler arasında Kar-
açık politikalar izlemesi Türk topluluklarını
10 luklar, Abdallar ve Halaçlar da belirtilmekte-
da gelecekte rahatlatacaktır.
dir. (Kurbanov, 2010: 239-242)
Halaç dil malzemesini bilim âlemine Kaynakça
tanıtan V. Minorsky olmuş; ancak O, Halaç-
Akar, Ali; (2005), Türk Dili Tarihi, İstanbul,
çayı, Azerbaycan Türkçesinin bir ağzı olarak
görmüştür.(Minorsky, 1940). Ferhad Zeyne- Akpınar, Yavuz; (1997), “Türkçülük ve Azer-
baycancılık Kavramları Hakkında Bazı Düşünceler”,
lov da Minorsky ile aynı paralelde düşün- Kardaş Edebiyatlar, Sayı 39, s.3-10.
mektedir. M. Mukaddem, Gûyişha-yı Vefs Albayrak, Recep; (2012), Türklerin İranı, Beri-
ve Aştiyan ve Tefriş, İran Kunde Tahran 1318 kan Yayınları, Ankara.
(1939) adlı eserinde Vefs, Aştiyan ve Tefriş Attar, Aygün; (2006), İran’ın Etnik Yapısı, Di-
bölgesindeki Azerbaycan ve Halaç Türkçesi van Yayıncılık, Ankara
dil malzemelerini derlemiş ve incelemiştir. Barutçu-Özönder, F.Sema; “İran ve Türkler”,
Halaç Türkçesinin gerçek anlamda bilimsel KÖK Araştırmalar, C. IV, s. 2, Güz 2002, s.102-103.
keşfi Gerhard Doerfer, W. Hesche ve Semih Blaga, Rafael; (1997), İran Halkları El Kitabı.
Tezcan tarafından yapılmıştır. 1968 yılında Boeschoten, H.; (1998),“The Speakers of Tur-
Halaçların yaşadığı bölgede derlemeler yapan kic Languages”, The Turkic Languages,( Editörler: L.
Johanson, Eva A. Csató), London, New York, s. 1-15.
ekip daha sonra bu dil malzemesini işleyerek
Bozkurt, Fuat; (1999), Türklerin Dili, Ankara,
neşretmiştir. Halaçça malzemeler, gramer,
Bradley, John R.;(2007) “Iran‟s Ethnic Tinder-
sözlük, folklor metinleri; kitap olarak Doerfer
YENİ TÜRKİYE 53/2013