You are on page 1of 2

5/25/2020 BSMV’de lehe alınan para ve sigorta şirketlerindeki sovtaj bedellerinde durum | Mehmet Bingöl - FinansGündem.

com

Mehmet Bingöl mbingol@finansgundem.com

BSMV’de lehe alınan para ve sigorta şirketlerindeki


sovtaj bedellerinde durum
26 Haziran 2014, 14:17
Bu sıralar Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ile ilgili yazmaya devam ediyoruz. Bundan önceki
yazılarımızda;

-Bu sistemin, kurumlar ve ticaret erbabı üzerinde maliyetleri artırması sebebiyle yük yaratması,

-KDV mükellefi olmayan banka, aracı kurumlar ve sigorta şirketlerinde (bir bakıma finans sektöründeki
kurumlar diyebiliriz); her türlü harcamalar üzerinden ödenen KDV tutarlarının extra maliyet yaratması,

-Bu çerçevede bir anlamda BSMV’nin kaldırılarak, KDV içine alınmasının uygun bir yol olarak görüldüğü
konularını dile getirmiştik.

Yine bu vergi ile ilgili başka bir sıkıntı da; verginin neyin üzerinden alınacağının hala tartışmalı olmasıdır.
Gerçekten de kanunda belirtilen, “lehe alınan para” veya “lehe kalan para” tabirleri, zaman zaman farklı
yorumlanmak suretiyle sorunlara yol açmaktadır.

Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nde lehe alınan para

Gider Vergileri Kanunu’nun 28'inci maddesinde verginin konusu aşağıdaki iki unsurun birden var olması şartına
bağlanmıştır:

a) Banka ve sigorta şirketlerince her ne şekilde olursa olsun, bir muamele yapılmış olması ve bundan dolayı,

b) Kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben bir para alınmış bulunması.

Kanundan anlaşıldığına göre, verginin doğması için bir banka, aracı kurum veya sigorta şirketince her ne şekilde
olursa olsun bir muamele yapılması ve bundan dolayı kendi lehlerine nakden veya hesaben bir para alınması
gerekir.

Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi matrahı, nakden veya hesaben lehe alınmış paradır. Bu da yapılan tahsilat
tutarından o işlemdeki giderler ve maliyet düşüldükten sonra kalan net tutardır. Başka deyişle, tahsil edilen
tutarın toplamı değil, bu tutar içindeki kazanç/kar tutarıdır. “Lehe alınan” kavramı ile kasıt bu olmalıdır. Zira
yasa metninde de, “lehe alınan paralar” denildiğinden, verginin konusu; yapılan işlem sonucunda lehe kalan
paralardır. Aksi düşünülseydi, “lehe alınan” denmek yerine, “alınan paralar” denirdi.

Buna göre örneğin; bir bankanın yapmış olduğu bankacılık işlemleri nedeniyle lehine kalan faiz, komisyon,
ücret gibi paralar, bir demirbaşın veya gayrimenkulün maliyet bedeli ile satış hasılatı arasında banka lehine kalan
meblağlar vergiye tabi olacaktır.

https://www.finansgundem.com/yazarlar/bsmvde-lehe-alinan-para-ve-sigorta-sirketlerindeki-sovtaj-bedellerinde-durum-yazisi/466600 1/2
5/25/2020 BSMV’de lehe alınan para ve sigorta şirketlerindeki sovtaj bedellerinde durum | Mehmet Bingöl - FinansGündem.com

Maliye Bakanlığı’nın önceki yıllarda verdiği muktezalarda da; “BSMV açısından lehe kalan para” o işlemle
doğrudan ilişkili giderler ve maliyet düşüldükten sonra kalan tutar olarak belirtilmektedir.

Bunlardan bir kaçını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

-Komisyon Paylaşımı:

“...Aracı kurumun, acentelik sözleşmesi imzaladığı bankaya komisyon ödemesi halinde, menkul kıymet
işlemleri ile ilgili kurtaj gelirinden acentelere (banka şubelerine) ödenen tutar düşüldükten sonra kalan net tutar
üzerinden BSMV ödenmelidir. Acente konumundaki banka da kendi gelir payı üzerinden BSMV ödeyecektir”
(İstanbul Defterdarlığı, 4.7.2003 tarih ve BSMV.15-1465/3856 sayılı mukteza) .

-Tahsilat Tutarından Maliyet Bedelinin Düşülmesinden Sonra Kalan Fark Vergiye Tabidir:

“... Bu nedenle, adı geçen bankanın hizmet karşılığı olarak ilgililerden yaptığı tahsilatlar nedeniyle maliyetin tam
olarak saptanabilmesi durumunda, tahsilat tutarından maliyet bedelinin düşülmesinden sonra kalan fark banka
lehine alınmış olacağından bu paranın BSMV’ye tabi tutulması gerekir” (Maliye Bakanlığı Gelirler Genel
Müdürlüğü, 28.05.1997 tarih ve 835/22151 sayılı Mukteza).

Bunun gibi; kredi teminatına alınan ipoteklerdeki ekspertiz işlemi için ödenen ekspertiz ücretlerinin veya
avukatlara ödenen ücretlerin müşterilerden alınması BSMV’ye tabi tutulmamaktadır. Çünkü müşteriden alınan
bedeller kadar harcama yapılmakta ve sonuçta banka lehine bir şey kalmamaktadır.

Görüldüğü gibi verilen görüşlerde, birbiriyle ilişkili işlemler bir bütün olarak tek bir işlem olarak
değerlendirilmekte ve bu işlemlerden sağlanan lehe alınan tutar BSMV matrahı olarak kabul edilmektedir.

Sigorta şirketlerindeki sovtaj tahsilatlarında BSMV doğmaz

Sigorta ettirilen bir otomobil kaza sonucu hasara uğradığında yapılan ekspertiz işlemini takiben saptanan hasar
oranına göre sigortalıya ödeme yapılır. Eğer araç %70 oranında hasara uğramışsa, sigorta şirketi müşterisine 70
TL tazminat ödemesi yapar. Veya müşteriye kolaylık olması açısından araç bedelinin tamamı, yani 100 TL’si
ödenir, bu durumda hasarlı araç (hurda değer) sigorta şirketince değerlendirilir. Sigorta şirketi de bu aracı
ekspertizde belirlenen değerden, yani 30 TL’den sattığında 30 TL sovtaj geliri elde eder. Ama sonuçta, yine 70
TL hasar ödemesi yapılmış olur ve sigorta şirketinin gideri de 70 TL olarak gerçekleşir.

Bir başka deyişle, sigorta şirketi, hasara uğramış aracın bedelini tamamen (%100) ödediğinden, esasen
sigortalıda kalması gereken pert aracın, sigortalı tarafından yapılan satışında, satış bedeli, aradaki anlaşma ve
mutabakat çerçevesinde sigorta şirketine gelmektedir. Böylece sigorta şirketi, “Sigorta Bedeli (aracın sigorta
değeri) - Hurda Satış Bedeli” kadar, (ki bu da ekspertizlerce tespit edilen hasar tutarıdır) “Hasar Bedeli” ödemiş
olmaktadır. Sonuç olarak, sigorta şirketinde 100-30=70 TL nakit çıkışı gerçekleşir.

Dolayısıyla; hurda araç, ekspertiz raporunda yazılan hurda değerinden daha fazla bir fiyatla satılmadığı sürece
sigorta şirketleri açısından bir kazanç veya lehe kalan para yoktur. Bu sebeple Banka Ve Sigorta Muameleleri
Vergisi de söz konusu olmaz.

Sonuç

BSMV matrahı her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben lehe alınmış para olup, yapılan tahsilat
tutarından muamelenin özelliğine göre oluşabilecek bağlantılı gider ve/veya maliyetlerin indirilmesinden sonra
kalan tutardır. Başka bir deyimle muamele sonucunda yaratılan net ekonomik katma değerdir.

Görüleceği üzere, 1956 yılında çıkarılan kanunla alınmakta olan BSMV, günümüz ihtiyaçlarını
karşılayamamakta ve dinamiklere cevap verememektedir. Ülkemizin global finans piyasalarına hızla entegre
olduğu, İstanbul’un finans merkezi olarak hedeflendiği bu dönemde BSMV’nin tekrar ele alınmasında yarar
bulunmaktadır.

https://www.finansgundem.com/yazarlar/bsmvde-lehe-alinan-para-ve-sigorta-sirketlerindeki-sovtaj-bedellerinde-durum-yazisi/466600 2/2

You might also like