You are on page 1of 2

KERİM

Eserleri. 1. er-Risi'ıle. Ebü Hanife, Ebü iV, 74, 297; Teftazani, et-Telvil:ı. Kahire 1377 / tekrarladığı dua ve niyaz mahiyetindeki
Yüsufve Muhammed b. Hasan eş-Şeyba­ 1957, ı, 31; İbnü'l-Murtaza, Taba/f.atü'I-Mu~te­ şu ifadesinde ise kerim "vech" (zat-ı ilahiy-
zile, s. 94, 100, 101, 105, 108, 109, 113, 130;
ni gibi ilk Hanefi imamlarının görüşleri­ ye) kelimesini nitelemektedir: "İlahi rah-
İbn Hacer, Lisanü'l-Mizan, Beyrut 1971, iV, 98-
nin dayandığı genel ilke ve kuralları tes- 99; Tuşköpriziide, Tabal).ata'l-fu/f.aha' (nşr. Ah- metten kovulmuş bulunan şeytandan yü-
bite yönelik hacmi küçük, kıymeti büyük med Neyle). Musul 1954, s. 60; Temimi, et-Ta- ce Allah'a, O'nun kerim olan zatına ve ka-
bir risaledir. Fuat Sezgin'in el-Uşü.1 adıy­ ba/f.ata's-seniyye, iV, 420-422; Leknevi, el-Fe- dim olan hükümranlığına sığınırım" (EbG
la kaydettiği bu eser, müstakil olarak ve va'idü'l-behiyye, s. 108-109; Keşfü '?·?Unün, Davud. "Şalat", 18). Hadis literatüründe
Debüsi'nin Te,sisü'n-na+ar'ının sonunda 1, 563-564, 570; il, 1634-1635; Sezgin, GAS, 1, çeşitli fiil kalıplarıyla Allah'a nisbet edilen
444; Hüseyin Halef el-Ceburi. e/-A/f.valü'l-uşü­
Ebü Hafs en-Nesefi'nin her bir kural için kerem kavramlarının sayısı oldukça çok-
liyye li'l-İmam Ebi'f-fjasan el-Ker/]i, Mekke
zikrettiği örneklerle birlikte (Beyrut. ts .. 1989. r:;:ı
tur (Wensinck, el-Mu'cem, "krm" md. ıv.
s. ı 61-175) ve Cebüri'nin Kerhi'nin usul ~ H. YUNUS APAYDIN 560; VI, 11).
görüşlerini incelediği el-AJsvalü'l-uşü.­ Esma-i hüsnanın şerhiyle meşgul olan
liyye li'l-İmam Ebi'l-ljasan el-Ker-Oi r alimler kerim isminin övgüye layık bütün
KERiM
adlı eserinin sonunda (Mekke ı 989) ya- nitelikleri kapsadığına dikkat çekerler ve
(~.fJI)
yımlanmıştır. z. el-Mu-O.taşar. Sonraki bunların başında Allah'ın lutufkarlığı ile
Allah'ın isimlerinden
alimler tarafından gerek mezhep imam- affediciliğinin geldiğini belirtirler. Gazza-
(esma-i hüsna) biri.
larının görüşlerinin yorumu gerekse Ker~ L _J ll'nin kerim ismiyle ilgili olarak kaydettiği
hi'nin şahsi görüşleri konusunda kaynak manalar bu konuda söylenenlerin en kap-
olarak kullanılan eser (yazmaları için bk. Sözlükte "cömert olmak, iyi, ahlaklı. asil samlısıdır: "Kerim muktedirken affeden.
Sezgin. ı. 444) Cessas, Kudüri. İsbicabi, ve değerli olmak" anlamındaki kerem vaadini yerine getiren, lutfunu umulanın
Rükneddin el-Kirman! ve Ebü Abdullah (keramet) kökünden sıfat olan kerim "ya- ötesinde gerçekleştiren, kime ne kadar
el-Basri tarafından şerhedilmiştir (ib- ratılıştan cömert olan, insanın şerefiyle lutufta bulunduğunun hesabını yapma-
nü'n-Nedlm. s. 261; Keşfü '?-?Unü.n, il. bağdaşmayan her türlü şeyden arınmış yan, kendisinden başkasına başvurulma­
ı 634- ı 635). 3. Şer]J.u'l-Cami'i'l-kebir. 4. bulunan" demektir. Kerem kavramı AI- sına rıza göstermeyen, vefasızlığa sitem-
Şer]J.u'l-Cami'i'ş-şagir. s. el-Cfımi'. Ka- lah'a nisbet edildiğinde "lutuf ve ihsanda le mukabelede bulunup dostluğu bozacak
tib Çelebi'nin el-Cami'u'l-kebir fi fü- bulunma" manası ağır basar. Ebü'l-Kasım bir karşılık vermeyen, kendisine sığınanı
rü.'i'l-ljanefiyye adıyla Kerhi'ye nisbet ez-Zeccacl kerim kelimesinin muhtevası­ yüzüstü bırakmayan, aracı ve şefaatçile­
ettiği bu eser (Keşfü '?-?Un ün, ı. 570) ayrı nı "cömert olan, övgüye layık vasıflan şah­ re muhtaç kılmayandır" ( el-Mafs:.şadü 'l-es-
bir eser olabileceği gibi el-Cami'u'l- sında toplayan, cezayı gerektiren davra- nii, s. 127; krş. Kuşeyrl, s. 62-63 ).
kebir veya el-Cami'u 'ş-şagir'e yazdığı nışları affedip suçluyu bağışlayan" şek­ Kerim ismi, "yergiye sebep teşkil eden
şerhlerden biri de olabilir. linde üç noktada özetlemiş ve bu anlam- özelliklerden münezzeh olup övgü nitelik-
Bunların dışında kaynaklarda Kerhi'ye, ların Allah için de söz konusu olduğunu leriyle vasıflanma" manasına alındığında
içecekler ve hurma nebizinin helalliğiyle söylemiştir (İştifs:afs:u esma,illiih, s. ı 76). zati, "lutuf ve ihsanda bulunma, affedip
(İbnü'n-Ned!m, s. 26 ı) Farsça kıraatle na- Kerem kavramı. bazı kıraat farklarının bağışlama" anlamı göz önünde bulundu-
mazın caizliği konusunda (Teftazan!, ı. 3 ı) göz önünde bulundurulması şartıyla rulduğunda ise fiili isimler grubuna gi-
iki eser daha nisbet edilmektedir. Ancak Kur'an-ı Kerim'de on yerde Allah'a nis- rer. Kerim ali, kuddüs, hamld gibi zati ve
bu konularda yazılmış iki eserin Kerhl'nin bet edilmiştir. Kerim ismi iki ayette rab afüv, gafür, halim gibi fiili isimlerle an-
öğrencileri arasında yer alan Mu'tezm kelimesiyle bağlantılı olarak kullanılmış. lam yakınlığı içinde bulunur.
Ebü Abdullah el-Basri'ye de izafe edilme- Mü'minün süresinde yer alan (23/1ı6) BİBLIYOGRAFYA :
si (İbnü'n-Nedlm. s. 261). her ikisinin de "rabbü'l-arşi'l-kerim" ifadesindeki kerim Ragıb el-İsfahiini, el-Müfredat, "krm" md.;
aynı konularda eser yazmış olduğunu gös- lafzını rab kelimesinin sıfatı diye kabul İbnü'l-Esir, en-Nihaye, "krm" md.; Lisanü'l-
terebileceği gibi burada bir nisbet hata- eden kıraate göre bu isim Kur'an'da üç 'Arab, "krm" md.; Wensinck, el-Mu'cem, "krm"
md. (V, 560; Vl. ı ); M. F. Abdülbaki, el-Mu'cem,
sından bahsedilmesi de mümkündür. defa Allah'a nisbet edilmiştir (Beyzavi, "krın" md.; Masned, il, 72; Ebu DavGd, "Şalat",
BİBLIYOGRAFYA : 111, 182; Benna.s: 321). Bir ayette, "kerim 18; İbn Mace, "Duca'", 10; Tırmizi, "iman", 11,
İbnü'n-Nedim, el-Fihrist, !baskı yeri yeki 1988 olanlarla mukayese edilemeyecek en üst "Edeb", 41, "Da'avat", 82; Zeccac, Tefsirü es-
(Darü'l-mesire). s. 261; Ebü'l-Hüseyin el-Basri, derecede kerim" anlamındaki ekrem ma'illahi'l-l:züsna (nşr Ahmed Yusuf ed-Dekkak),
el-Mu'temedfi uşüli'l-fı/f.h (nşr. Muhammed Ha- ism-i tafdili ile iki ayette yer alan ve "ik- Beyrut 1395/1975, s. 50-51; Ebü'l-Kasım ez-
mfdullah). Dımaşk 1384/1964, l, 135, 140, 146, Zeccaci, İştil).a/f.u esma'il/ah (nşr. Abdülhüseyin
ram sahibi" manasına gelen (zü'l-)ikram el-Mübarek), Beyrut 1406/1986, s. 176; Hatta-
153, 156; Hüseyin b. Ali es-Saymeri, A/]baru
Ebi fjanife ve aşl)abih, Beyrut 1985, s. 165, sıfatı da O'na izafe edilmiştir. Bunlardan bi, Şe' nü 'd-du'a' (nşr Ahmed Yusuf ed-Dekkak),
166-172; Hatib, Tari/]u Bagdad, X, 353-355; başka Allah lafzı ikram ve tekrim mas- Dımaşk 1404/1984, s. 70-71, 103-104; Ebü
Şirilzi, Taba/f.ata-fu/f.aha',s. 142, 144;Alaeddin darlarından türeyen dört fiilin faili olarak Abdullah el-Halimi, el-Minhac fi şu'abi'l-iman
es-Semerkandi, Mizanü'l-uşül (nşr. Abdülmelik (nşr. Hilmi M. Fude). Beyrut 1399/1979, l, 201;
kullanılmıştır (M. F. Abdülbaki, el-Mu'-
Abdurrahman es-Sa'di). Bağdad 1407 /1987, 1, İbn Fürek, Mücerredü'l-Ma/f.alflt, s. 46; Abdül-
cem, "krrn" md.). kahir el-Bağdadi, el-Esma' ve'ş-şıfat, Kayseri
410, 521; Sem'ani. el-Ensab (Barudi). v, 52;
Burhaneddin el-Merginani, el-Hidaye, İstanbul Kerim ismi hem İbn Mace hem Tirmi- Raşid Efendi Ktp., nr. 497, vr. 161°-162°; Ku-
1986, l, 50; il, 133, 148; İbnü"l-Cevzi. el-Munta- zi'nin esma-i hüsna listesinde yer almış şeyri, et-Tal:zbir fi't·t~kir(nşr. İbrahim Besyuni).
?am, VI, 369-370;Yaküt, Mu'cemü'l-büldan, iV,
("Duca"', ı O; "Dacavat'', 82). diğer hadis Kahire.1968, s. 62-63; Gazzali, el-Ma/f.şadü'l­
449; İbnü'l-Esir. el-Lübab, ili, 91; Zehebi, A'la- esna (Fazluh). s. 127, 133, 174; Ebu Bekir İb­
mü'n-nübela', XV. 426-427; İbn Kesir, el-Bida- rivayetlerinde de zat-ı ilahiyyeye izafe edil- nü'l-Arabi. el-Emedü'l-a/f.şa, Hacı Selim Ağa
ye, XI, 224, 225; Kureşi. el-Cevahirü '1-muc;lıyye, miştir (Müsned, il, 72; Tirmizl, "Edeb", Ktp., nr. 499, vr. 47•-50h; Fahreddin er-Razi, Le-
1, 164; il, 367, 493-494; ili, 49-50, 599-600; 41 ). Hz. Peygamber'in camiye girerken vami'u'l-beyyinat(nşr. Taha Abdürrauf Sa'd).

287 '
J
'

'
KERfM

Beyrut 1404/1984, s. 277-279; Beyzavi, Enva- Kerim Han Fars bölgesini kontrolünde tu- Kerim Han Zend, İran'da yönetimi ele
rü't-tenzil, Beyrut 1410/1990, ili, 182; Heyse- tarken rakibi Kaçar Muhammed Hasan geçirdikten sonra Basra körfezi çevresin-
mi, Mecma'u'z-zeva'id, Beyrut 1967; Benna. it-
Han da Mazenderan ve Gilan'da hakimi- de ticari kolonileri bulunan İngilizler'le
i)a{ü fuzala'i'l-beşer (nşr. Ali Muhammed ed-
Debba'). Kahire 1359, s. 321. yet kurmuştu. Kerim Han Kaçarlar'a karşı daha yakın ilişki kurdu ve 1763'te İngiliz
harekete geçtiyse de arka arkaya iki ağır Doğu Hindistan Şirketi'ne ticari imtiyaz-
~ BEKİR TOPALOGLU yenilgiye uğradı ve Şiraz'a geri dönmek lar veren bir antlaşma imzaladı. Kerim
zorunda kaldı. Bunun üzerine Kaçarlar İs­ Han'ın Osmanlılar'la olan temasları ise
KERİM HAN ZEND fahan'a girdiler ve oradan da Şiraz'a doğ­ her iki devlet arasında başlangıçta ewelki
(..1.ij ..:,ıl> ~Ş) ru ilerlediler. Ancak Azerbaycan tarafla- antlaşmalara bağlı bir nitelik taşıyordu.
rında Azad Han 'ın harekete geçtiğini du- Önceleri Osmanlı Devleti Kerim Han'a gü-
(ö. 1193/1779)
yunca tekrar İsfahan'a yöneldiler ve Ur- ven duyuyordu; bundan dolayı onun hü-
İran'da hüküm süren miye'de yaptıkları savaşla Azad Han'ın ha- kümdarlığı 1. Abdülhamid tarafından res-
Zend hanedanının kurucusu kimiyetine son verdiler. Kerim Han onla- men tanınmıştı. Abdülhamid tahta çıktı­
ve ilk hükümdarı rın bu mücadelesinden faydalanarak Şi­ ğı zaman ( ı 77 4 ı cülusunu bildirmek üze-
(1751-1779).
L _J raz'da otoritesini kuwetlendirmeye çalış- . re ünlü şair Sünbülzade Vehbi'yi Şiraz'a
tı. 1758 Martında Kaçar Muhammed Ha- elçi olarak gönderdi. Ancak Osmanlılar'a
Babası, Lurlar'a bağlı Zend kabilesinin san Han bir defa daha Şiraz'ı kuşatma al- bağlı Babanoğulları arasındaki ihtilaf yü-
Zend-i Begile koluna mensup İnak Han'- tına aldı. Ancak Kerim Han erzak bakı­ zünden ilişkiler bozuldu. 1776'da Kerim
dır. Yetişmesi ve kabilenin başına geçme- mından iyi hazırlık görmüştü ve ayrıca Han'ın kardeşi Sadık Han Basra'yı ele ge-
sine kadarki hayatı hakkında bilgi yoktur. kaleden yapılan hurüc haraketleri Kaçar- çirdi. Bunun üzerine aynı yıl İran'a karşı
Afşarlar tarafından anayurtları olan Zağ­ lar'ı zor durumda bırakıyordu. Kaçar or- savaş ilan edildi. 1777 Nisan - Mayıs ayla-
ros dağlık bölgesindeki Hemedan'la İsfa­ dusundaki Özbek ve Afgan askerlerinin rında bir Osmanlı kuweti İran'a gifip Sa-
han arasında bulunan Melayir civarından ayaklanması ise kuşatmanın sonunu ge- dık Han'ı bozguna uğrattı. Bu şekilde sı­
Kuzey Horasan'daki Ebiverd'e sürülen tirdi. nır boylarında karşılıklı saldırılar başladı.
Zenciler. Nadir Şah'ın öldürülmesinin ar- 1758 yılında Kerim Han'ın ordusu bu Kerim Han. Osmanlılar'a karşı Ruslar'la
dından Kerim Han'ın liderliği ele aldığı defa Kaçarlar'ı ağır bir yenilgiye uğrattı 1778'de bir ittifakyaptı. Fakat bu ittifak
sıralarda eski yerlerine dönmüşlerdir. ve Muhammed Hasan Han öldürülerek onun ertesi yıl ölümüyle sonuçsuz kaldı.
Başlangıçta Kerim Han ilk karşısına çı­ başı Tahran'a gönderildi. Safevi Hüküm- Basra ise ancak Kerim Han'ın vefatından
kan Bahtiyariler'le anlaşmış ve İsfahan darı ili. İsmail'i tekrar kendi yanına alan sonra yeniden Osmanlı idaresine alına­
şehrinde Vali Ebü'l-Feth ve Bahtiyar! Ali Kerim Han, Tahran'da yapılan geleneksel bildi.
Merdan Han ile üçlü bir yönetim kurmuş­ Nevruz kutlamaları sırasında Şah Ill. İs­ 13 Safer 1193'te (2 Mart 1779) attan
tu. Safevi' hanedanına mensup sekiz ya- mail'in vekili olduğunu resmen ilan etti düşerek öldüğünde yetmiş seksen yaşla­
şındaki Ebü Türab'ın ili. İsmail Şah adıy­ ve bundan kısa bir süre sonra da Hora- rında olan Kerim Han'ın naaşı önce sara-
la tahta çıkarılmasını destekleyen Kerim san hariç bütün iran'da hakimiyet sağla­ yında toprağa verildiyse de daha sonra
Han üçlü yönetimin bir kumandanı olarak dı. Bu arada gerek dışarıda gerekse saray başka yerlere taşındı; bu yüzden son de-
Hemedan'ı zaptetti ve Tahran'a doğru içinde kendisine karşı girişilen hareket- fa nereye gömüldüğü bilinmemektedir.
ilerledi. Ancak bu sırada Ali Merdan lerden zamanında haberdar olarak bun- Halen Şiraz'daki Kal'a-i Ferheng'de ona
Han'ın yaptıkları antlaşmaya aykırı dav- ları önledi. 1765'te Şiraz'a yerleşen Kerim ait olduğu söylenen boş bir mezar bulun-
ranması üzerine 1751 yılının Ocak ayında Han on dört yıl boyunca burada oturdu maktadır.
İsfahan'a dönerek duruma hakim oldu. ve şehri imar etti. Bugün mevcut tarihi BİBLİYOGRAFYA :
Arkasından da yanında yer alan Ill. İsma­ yapıların on altısı onun zamanında inşa BA, MD, nr. 166, s. 371; nr. 174, s. 48, 49; nr.
il'e veka!eten yönetimin başına geçti; edilmiştir; bunların çoğu ad olarak onun 178, s. 3-4; BA. Name-i Hümayun, nr. 9, s. 89,
Zend ileri gelenlerini çeşitli idari kademe- bir hanedan kurmasına rağmen vazgeç- 90; Şem'danizade, Müri't-tevarih (AktepeJ. ııı,
lere tayin ederek "vekil" unvanıyla Fars ve mediği "vekil" unvanını taşımaktadır: 45; Abdürrezzak Big Dünbüli, Tecrübetü'l-af:ırar
ve tesliyetü '1-ebrar (nşr. Hasan Kadi Tabatabal).
lrak-ı Acem bölgelerinin kontrolünü ele Mescid-i Vekil, Bazar-ı Vekil ve Ham-
Tebriz 1350 hş./1971, il, 6, 11, 15, 36-42;Cev-
geçirdi. mam-ı Vekil gibi. det. Tarih, 1, 341-343; il, 54, 305; Browne, LHP,
Kerim Han'ın önüne çıkan ikinci rakip iV, 139-144; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV/l,
Kaçarlar' dır. İlk defa onları Esterabad'da s. 455-463; E. A. Grantovskyi, TarilJ-i İran ez-Za·
man-ı Bastan ta İmrüz(trc. Keyhüsrev-i Kişa­
kuşattığı zaman yardımlarına gelen müt-
verziJ. Tahran 1359, s. 295-304; J. R. Perıy, Ka-
tefikleri yüzünden geri çekilmek zorun- rim Khan ZandA History oflran: 1740-1779,
da kalmıştı. O sıralarda Azerbaycan'daki Chicago 1979; a.mlf., "The Mamluk Paşalık of
Galzay Afgan lideri Azad Han'ın topladığı Baghdad and Ottoman-Iranian Relations in
güçlerle bölgeyi hakimiyeti altına almaya The Eighteenth Centuıy", Studies on Ottoman
Diplomatic History (ed. Sinan Kuneralp), İstan­
başlaması Kerim Han için yeni bir tehdit
bul 1987, I, 59-70; a.mlf.• "The Zand Dynasty",
oluşturdu; onlarla yaptığı iki çatışmada CH!r., vıı, 63-103; Mehdi Bamdad, Şer/:ı-i l:fal-i
yenilerek zor durumda kaldı. Azad Han'ın Rical-i İran der /farn-i 12 ve 13 ve 14 Hicri,
Urmiye'ye dönmesinin ardından Kerim Tahran 1371 hş., ili, 168-175; CI. Huart, "Kerim
Han'ın İran'da duruma hakim olabilmesi Han Zend", /A, VI, 588-589; A. H. Zarrinkoob,
için önündeki tek engeli teşkil eden Ka- "Karim Khan Zand", EJ2 (İng.J, iV, 639-640.
Kerim Han
çarlar'ı devre dışı bırakması gerekiyordu. zend ~ RIZA KURTULUŞ
288

You might also like