Professional Documents
Culture Documents
Sayfa No.
T. C.
GEDİK ÜNİVERSİTESİ
Özet..…………..……………………………………………1
Abstract…..…………………………………………….......2
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ3
GİRİŞ………………………………………………………
ULUSLARARASI TİCARET BÖLÜMÜ
1-BİRİNCİ BÖLÜM…………………………………………………… 5
1.1 Konunun
YÜKSEK Tarihsel Gelişimi………………………….....
LİSANS SEMİNER DERSİ ÖDEVİ 5
1.2 Kavram………………………………………………… 6
1.3 Uluslararası Örgütler…………………………………... 7
1.3.1 WTO (Dünya Ticaret Örgütü)…….…..8
1.3.2 WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü)..8
1.3.3 ICC (Uluslararası Ticaret Odası)……...9
1.4. Uluslararası Anlaşmalar……………………………........10
1.4.1 1883 ve 1967 Paris Sözleşmesi…………….10
TRIPS
1.4.2 1886 ve 1971 Bern Sözleşmesi…………….10
TİCARETLE BAĞLANTILI FİKRİ
1.4.3 (PCT) Patent MÜLKİYET
İşbirliği HAKLARI
Anlaşması…………. 10 ANLAŞMASI
1.4.4 TRIPS…………………………………….
ÜZERİNE 11
PATENT ODAKLI BİR ANALİZ
1.4.4.1 TRIPS kapsamında hak kategorileri…….. 12
1.4.4.2 Hak kategorilerinin tanımı………………. 12
1.4.5 GATT……………………………………...13
2- İKİNCİ BÖLÜM……………………………………………………. 13
2.1 Patent Kavramı……………………………………………………… 14
Av. Hasan ÖZDEMİR
2.2 Tarihsel Arka Planı…………………………………………………. 15
2.3 Patent Hakkındaki Uluslararası Anlaşmalar………………………..
151205004 17
2.3.2 (PCT) Patent İşbirliği Anlaşması……………………………….... 18
2.3.4 Bazı Ünlü Patent Davalarının Kısa Bir Analizi…………………... 19
Tartışma ve Sonuç……………………………………………………... 21
Kısaltmalar Listesi…………………………………………………….. 24
DANIŞMAN
REFERENCES………………………………………………………… 25
İSTANBUL, 2016
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
Özet..…………..……………………………………………1
Abstract…..…………………………………………….......2
GİRİŞ……………………………………………………… 3
1-BİRİNCİ BÖLÜM…………………………………………………… 5
1.1 Konunun Tarihsel Gelişimi…………………………..... 5
1.2 Kavram………………………………………………… 6
1.3 Uluslararası Örgütler…………………………………... 7
1.3.1 WTO (Dünya Ticaret Örgütü)…….…..8
1.3.2 WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü)..8
1.3.3 ICC (Uluslararası Ticaret Odası)……...9
1.4. Uluslararası Anlaşmalar……………………………........10
1.4.1 1883 ve 1967 Paris Sözleşmesi…………….10
1.4.2 1886 ve 1971 Bern Sözleşmesi…………….10
1.4.3 (PCT) Patent İşbirliği Anlaşması…………. 10
1.4.4 TRIPS……………………………………. 11
1.4.4.1 TRIPS kapsamında hak kategorileri…….. 12
1.4.4.2 Hak kategorilerinin tanımı………………. 12
1.4.5 GATT……………………………………...13
2- İKİNCİ BÖLÜM……………………………………………………. 13
2.1 Patent Kavramı……………………………………………………… 14
2.2 Tarihsel Arka Planı…………………………………………………. 15
2.3 Patent Hakkındaki Uluslararası Anlaşmalar……………………….. 17
2.3.2 (PCT) Patent İşbirliği Anlaşması……………………………….... 18
2.3.4 Bazı Ünlü Patent Davalarının Kısa Bir Analizi…………………... 19
Tartışma ve Sonuç……………………………………………………... 21
Kısaltmalar Listesi…………………………………………………….. 24
REFERENCES………………………………………………………… 25
2
TİCARETLE BAĞLANTILI FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI ANLAŞMASI
ÜZERİNE PATENT ODAKLI BİR ANALİZ
3
An Analysis how had focused a patent subject on The agreement on Trade-
Related Aspects of Intellectual Property (TRIPS):
Abstract: TRIPS, signed within The general Agreement on Tariffs and Trade
(GATT) framework in 1994, set the international standards for the protection of
intellectual property.
Especially, the agreement contains very favourable rules for the transnational
corporations of developed countries.
This analysis focuses especially to the patent subject where within the rights to be
protected by the WIPO, due to was comprehended that these giant corporations
acquire via research and development (R&D) some innovations and technological
leaps and theseeffectextraordinary to the world economic ordinary via globalization
and the patent issue has very big potantial to project to this effect. Because,
Mercantilists had thought thatthe wealth of nations depends on an accumulation of
gold and silver quantity within the national borders and an framework of this analogy
that whether had the patent accumulation subject become an essential competition
area between the national states how with the mercantilistical comprehension,
especially in the last twenty years ? There are related to this subject so many articles
in the literature. But these had written almost all by economists. It is almost absent
any article in the literature how had evaluated the subject by a lawyer viewpoint.
The orjinality of analysis had derived from there too. So some notorius and
actualpatent lawsuits were also evaluated.
The subject was examined in order to a problem solution via the pragmatism
paradigm understanding.
The research and deduction was realised within a theoretical viewpoint via a
literature scanning on framework of the sort of descriptive and qualitative
investigation.
This analysis contains two parts. In the first part that was evaluated the concept and
the history and related the international organizations and agreements of the trade-
related rights of intellectual property. In the second part that was focussed on the
patent right cathegory alone and the concept and the history and the cause of place
within the international organizations and agreements of the trade-related rights of
intellectual property and it was deducted from all these evaluations.
4
GİRİŞ
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Koruması için ilk girişim (WIPO’ya da
temel oluşturmuştur.); 1883 yılında düzenlenen Paris Fuarı’nda, endüstriyel mülkiyet
haklarını korumak için on dört ülkenin katılımı ile başlatılmıştır. Başlangıçta marka
tescili, patentler ve endüstriyel tasarımları içeren anlaşmalar, 1886 yılında sanat
eserlerini ve telif hakkı yasalarını da kapsamıştır.
5
Anlaşma içerisinde korunan tüm fikri mülkiyet hak kategorileri başlı başına bir tez
konusu olabilecek önem ve kapsamda olmakla birlikte, patent kategorisinin; dünya
ekonomisinin dönüşümünü yansıttığını düşünen ve lisansını hukuk disiplininde
yapmış yazarın tercihi sebebiyle; münhasıran patent konusuna odaklanılmıştır.
Konu; pragmatik bir anlayışla sorun çözme amaçlı olarak ele alınmıştır. Şöyle ki;
patent biriktirme konusunun; merkantilistlerin; “ulusların zenginliği; ulusal sınırlar
içindeki altın ya da gümüş birikimine dayalıdır” hipotezi analojisi çerçevesinde,
özellikle son yirmi yılda, merkantilist bir kavrayış ile ulus devletler arasında
ekonomi disiplini içindeki esas rekabet alanı olduğu düşünülerek, uygulamada bu
hipotezin doğru olup olmadığının araştırılması yapılmıştır. Bu bağlamda, ulusal
hukuk sistemleri kapsamında sonuçlandırılan bazı meşhur patent davalarının
karşılıklı misillemeye dönüştüğünün düşünülmesi yüzünden, bu kısır döngünün
aşılmasına katkı yapmanın, ancak bu paradigma ile mümkün olabileceği
öngörülmüştür.
6
1. BÖLÜM
Yeni buluş ve teknikler; rekabette derhal öne geçme ve sıçrama yapma olanağı
yaratmıştır. Ancak yeni buluş yapmak ya da teknik geliştirmenin maliyet ve
zorlukları; olumlu biçimde, bu işin ticaretinin boyutlarını olağanüstü geliştirirken,
olumsuz biçimde ise; yeni buluşlara el koyma, kendine mal etme, kopyalama
fırsatçılığını yaygınlaştırmış, teknoloji hırsızlığını geliştirmiştir. Bu soruna çözüm
bulma çabaları; dünya ekonomisinin ve uluslararası ticaretin sürekli büyümesi
sebebiyle, ulusal sınırlar içinde kalmamış, uluslararası bir tescil ve koruma ihtiyacı
doğurmuştur.
7
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Koruması için ilk girişim (WIPO’ya da
temel oluşturmuştur.); 1883 yılında düzenlenen Paris Fuarı’nda, endüstriyel mülkiyet
haklarını korumak için ondört ülkenin katılımı ile başlatılmıştır. Başlangıçta marka
tescili, patentler ve endüstriyel tasarımları içeren anlaşmalar, 1886 yılında sanat
eserlerini ve telif hakkı yasalarını da kapsamıştır. [ CITATION MRi16 \l 1055 ][ CITATION
PSo16 \l 1055 ]
WTO ile WIPO; bu konuyu farklı açıdan düzenleyen ve takip eden (konunun
temelindeki iki uluslararası örgüttür.
8
1.2. Kavram:
Bir yaratıcılık, icat ve keşif olgusunun, bireysel yaratıcı, mucit ya da kaşif ile ilgisi;
ontolojik ve epistemolojik bakımdan ayrılmaz bir bütünlük oluşturur. Ancak,
pragmatik sebeplerle ve pratik gerekçelerle,ekonomik bakımdan bu iki ayrı olgunun
ayrılabileceği kabul edilmiştir. Böylece, kronolojik sıra içinde, somut mallar
üzerinde yapılandırılmış mülkiyet hakkına ilave olarak,soyut değerler üzerinde, fikri
mülkiyet kavramı oluşturulmuştur. [ CITATION DpT16 \l 1055 ][ CITATION KLo16 \l 1055 ]
Tüm fikri mülkiyet haklarının ve/veya Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarının,
soyut mallar olarak kabul edilmesi için; (yaratıcı, mucit ya da kaşif ile bağından
tümü ile bağımsız biçimde) bu hakların, spesifik biçimde yetkili kılınmış bir kuruma
usulüne uygun biçimde tescili olgusuna, kurucu (inşai) bir nitelik kazandırılmış ve
bunlar üzerinde mülkiyet hakkı tesisi suretiyle, somut mallara benzer biçimde,
ticarete konu edilmesi sağlanmıştır. Nicola Tesla ile Thomas Alva Edison üzerine
tartışmalar; bu ayrımı iyi yansıtır. [ CITATION SPo16 \l 1055 ][ CITATION DpT16 \l 1055 ]
Her ne kadar, bu kavrayışın; her nasılsa şu anda ekonomik güç yönünden gelişmiş
ülkelerin fiili hegemonik pozisyonunu mutlaklaştırdığı, hakkaniyete aykırı olmanın
ötesinde, dünya ekonomisinin gelişimini engelleyen bir kısır döngüye yol açtığı ileri
sürülüyorsa da, ekonomik bakımdan gelişmiş olmanın tarihsel olarak geçiciliği ve
göreliliği itibariyle, bunun kolayca aşılabileceği de iddia edilmektedir. Bu birbirine
zıt tartışmalar; argüman sahibinin pozisyonuna bağlı biçimde, her ikisi de haklı
görülebilirse de, evrenin sonsuzluğu sürecinde, yaratıcılık, icat ve keşif alanının
olağanüstü genişliği çerçevesinde oluşturulacak bir gelecek perspektifi itibariyle;
anlamsızdır. Ancak, evrene kıyasla, insan yaşamının sınırlılığı; bu zıt pozisyonlara
bağlı tartışmaları ve bu konudaki pazarlıkları, bu kavram ile bağlantılı her şeyden
önemli kılmaktadır. Bu yüzden, sayıları az ama etkinlikleri fazla olan gelişmiş
ülkeler; bu hakların korunmasını mutlaklaştırma yönünde sistemi eğip-bükmeye
çalışırken, sayıları çok ama edilgen olan gelişmekte ya da az gelişmiş ülkeler ise;
korumanın en azından genetik, gıda ve sağlık gibi alanlarda, hiç olmaması ya da çok
9
sınırlı olması için çaba harcamaktadırlar. İronik biçimde, Ticaretle Bağlantılı Fikri
Mülkiyet Haklarının dünyanın yakın geleceği üzerinde en çok belirleyici olduğu
alanlar; genetik, gıda, ilaç ve sağlık gibi alanlardır. Aldoux Huxley’in Cesur Yeni
Dünya ve George Orwell’ın 1984 romanları; bu konudaki kaygıları çok iyi yansıtır.
Bu konu, başlı başına bir tez konusu olduğu için; kavram analizi burada kesilmiştir.
[ CITATION Sem11 \l 1055 ][ CITATION SKa16 \l 1055 ]
Sanayi Devriminden sonra, ulusal sınırlar içinde (hemen hemen) sınırsız bir rekabet
içinde, kitle için ve esas olarak sermaye birikimine yönelik sistematik üretimin
yaygınlaşması; uzmanlaşmaya yol açarak, üretim ilişki ve biçiminin durmaksızın
geliştirilmesini ve uluslararası organizasyonunu zorunlu kılmıştır.
Yeni buluş ve teknikler; rekabette derhal öne geçme ve sıçrama yapma olanağı
yaratmıştır. Ancak yeni buluş yapmak ya da teknik geliştirmenin maliyet ve
zorlukları; olumlu biçimde, bu işin ticaretinin boyutlarını olağanüstü geliştirirken,
olumsuz biçimde ise; yeni buluşlara el koyma, kendine mal etme, kopyalama
fırsatçılığını yaygınlaştırmış, teknoloji hırsızlığını geliştirmiştir. Bu soruna çözüm
bulma çabaları; dünya ekonomisinin ve uluslararası ticaretin sürekli büyümesi
sebebiyle, ulusal sınırlar içinde kalmamış, uluslararası bir örgütsel denetim, tescil ve
koruma ihtiyacı doğurmuştur. Bu ihtiyaç; Dünya Ticaretinin Serbestleştirilmesi
Paradigması çerçevesinde, Birinci Dünya Savaşının yıkıntıları üzerinde, 1919
yılında kurulmuş ve İkinci Dünya Savaşının hemen ardından, Birleşmiş Milletler-
United Nations (UN) tarafından, ticaret konularında en yüksek seviyede danışman
kurum statüsüne çıkarılan ve bugün dünya ticaretinde referans kuralları olarak hemen
hemen her sözleşmede gönderme yoluyla alıntılanan Incoterms Kurallarının, ilkini
1936 yılından başlayarak oluşturmuş; Uluslararası Ticaret Odası-International
Chamber of Commerce (ICC) ve UN öncülüğünde, 1948 yılında yürürlüğe giren
GATT içerisinde başlayarak, 1986 yılında başlayan Uruguay Round çerçevesinde
devam eden ve yıllarca süren müzakereler sonucunda; Dünya Ticaret Örgütü - the
10
World Trade Organization (WTO)’nün kurucu anlaşmasına ek olarak, 15 Nisan
1994’te Fas Marakeş’te imzalanarak kabul edilmiş ve 1995 yılında yürürlüğe girmiş,
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Koruması alanında standart ve hedefleri
içeren, çok taraflı TRIPS anlaşmasının imzalanmasına yol açmıştır. Böylece WTO
içinde TRIPS Konseyi kurulmuştur. Konsey; üye ülkelerin ulusal mevzuatlarını
gözden geçirme ve TRIPS ile belirlenen standartlara uyulup uyulmadığını
denetlemekle görevli olup, WTO içindeki dört ana konseyden biridir.
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Koruması için ilk girişim (WIPO’ya
temel oluşturmuştur.); 1883 yılında düzenlenen Paris Fuarı’nda, endüstriyel mülkiyet
haklarını korumak için ondört ülkenin katılımı ile başlatılmıştır. Başlangıçta marka
tescili, patentler ve endüstriyel tasarımları içeren anlaşmalar, 1886 yılında sanat
eserlerini ve telif hakkı yasalarını da kapsamıştır. 1960 Yılında WIPO adıyla
tanımlanan bu anlaşma ve bu ülkelerin oluşturduğu yapı; 14 Temmuz 1967 yılında
Stockholm’de WIPO Convention- WIPO Anlaşması işe kurularak örgütlenmiştir.
Halen WIPO; Birleşmiş Milletlerin özelleşmiş, kendisini özel olarak fonlayan, 17
örgütünden biri olarak, 189 üyeli (hemen hemen tüm üye devletlerin katıldığı) bir
örgüttür.
WTO ile WIPO; bu konuyu farklı açıdan düzenleyen ve takip eden (konunun
temelindeki iki uluslararası örgüttür.
11
Mahkemesi de 1923 yılında kuruldu. Tüm dünyada finansal uygulamalarda
kullanılan ve ilki 1933 yılında yayınlanan, kredi belgeleri için gümrük uygulama
formlarını yayınladı. Halen, hemen hemen tüm uluslararası sözleşmelerde referans
kuralları olarak alıntılanan ve ilki 1936 yılında kabul edilmiş incoterm kurallarını
sürekli güncelleyerek geliştirmiştir. En son, “İncoterm 2010” kuralları
yayınlanmıştır. 1946 Yılında ise; Birleşmiş Milletlerin en yüksek danışman kurum
statüsünü kazanmıştır.
Bugün ise; çok uluslu dev şirketler yanında, KOBİ olarak tanımlanan küçük ve orta
ölçekli, 120’den fazla ülkeden, yüz binlerce şirketin üye olduğu dev bir organizasyon
ortaya çıkmıştır.
anlaşmalar, 1886 yılında ve daha sonra 1971 yılında geliştirilen anlaşmalar ile, sanat
eserlerini ve telif hakkı yasalarını da kapsamıştır.
12
1.4.3. (PCT) Patent İşbirliği Anlaşması:
Patent Koruması; daima ulusal niteliktedir. Dolayısı ile, ulusal patent ofisleri
tarafından WIPO’ya gönderilmiş bir patent tescil başvurusu; sadece her bir üye
ülkede ayrı ayrı tamamlanması gereken patent tescil usulünü kısaltır ve kolaylaştırır.
Bu anlaşma; uluslararası bir koruma sağlamaz, ancak WIPO’ya başvuru tarihi ya da
(varsa) rüçhan hakkı;belirli süreler içinde gerekli usullerin tamamlanması şartı ile,
her yerde geçerli ve korunur hale gelir.
Üyeler,
Uluslar arası ticaretteki engel ve çarpıklıkların azaltılmasını, düşünce ürünleri üzerindeki
mülkiyet haklarının etkili ve yeterli bir şekilde korunmasını geliştirme gereksinmesinin
dikkate alınmasını ve düşünce ürünleri üzerindeki mülkiyet haklarının meşru ticarete engel
oluşturmaması için gerekli önlem ve yöntemlerin saptanmasını arzu ederek,
Bu amaçla:
(a) GATT 1994 ve ilgili uluslar arası fikir mülkiyeti anlaşmaları ya da sözleşmelerinin
uygulanabilirliği,
(b) Düşünce ürünleri üzerindeki mülkiyet haklarının ticarete ilişkin kapsamı, kullanımı ve
uygunluğu hakkında yeterli standartlar ve ilkeler,
(c) Ulusal hukuk sistemlerindeki farklılıklar dikkate alınarak ticari nitelik taşıyan düşünce
ürünleri üzerindeki mülkiyet haklarının uygulanması için etkili ve yeterli bir hüküm,
(d) Hükümetler arasındaki anlaşmazlıkların önlenmesi ve çözümlenmesi için çok taraflı
etkili ve hızlı yöntemlere ilişkin bir hüküm, ve,
13
(e) Görüşmelerin sonuçlanmasına tam katılımı sağlayacak geçiş düzenlemeleri,
ile ilgili olarakyeni kurallar ve düzenlemelere olan gereksinmeyi duyarak,
Uluslararası sahte mal ticareti ile ilgili çok taraflı ilkeler, kurallar ve düzenlemelere
gereksinme duyarak,
Düşünce ürünleri üzerindeki mülkiyet haklarının özel haklar olduğunu kabul ederek,
Düşünce ürünleri üzerindeki mülkiyetin korunması için öngörülen ulusal sistemlerin gelişim
gerekleri ve teknolojik amaçları içeren kamusal siyaset hedeflerini göz önünde
bulundurarak,
Az gelişmiş üye ülkelerin sağlam ve sağlıklı bir teknolojik temel oluşturmaları için, iç
hukukları ve düzenlemelerinde azami esnekliğin sağlanmasındaki özel gereksinmelerini
dikkate alarak,
Çok taraflı yöntemler ile ticari nitelik taşıyan düşünce ürünleri mülkiyeti konuları üzerindeki
anlaşmazlıkların çözümlenmesi için gerginliklerin güçlü bir kararlılıkla azaltılmasının
önemini vurgulayarak,
Dünya Ticaret örgütü (WTO) ile Dünya Fikir Mülkiyeti Örgütü (Bu Anlaşmada WIPO
olarak söz edilecektir) arasında ve ilgili diğer uluslararası kuruluşlar ile karşılıklı
destekleyici bir ilişki kurulmasını arzu ederek,
Aşağıdaki hususlar üzerinde anlaşmışlardır: ” http://www.telifhaklari.gov.tr/Ticaretle-
Baglantili-Fikri-Mulkiyet-Anlasmasi-TRIPS Erişim Tarihi; 20.11.2016. [ CITATION
MRi16 \l 1055 ][ CITATION PSo16 \l 1055 ]
14
- Coğrafi işaretler:
Yeniden ve dünyanın farklı yerlerinde üretimi mümkün tüketim ürünlerinin;
belli bir yöreye özgü teknik, içerik ve çevresel ortamda üretildiğini kanıtlayan
ve dünyanın diğer yerlerinde üretilen benzer ürünlerden ayırt edilmesini
sağlayan, markalara benzer, ancak sadece bir şirkete özgü olmayıp, söz
konusu teknik ve çevrede aynı hammaddeleri kullanarak üretim yapan kişi,
kurum ve şirketleri gösteren sembol ve/veya işaretlerdir.
- Sınai tasarımları :
Sanayi ürünlerinin üretim sürecinde, estetik ve/veya işlevsel kaygılarla
geliştirilmiş ve yeniden üretim için referans olabilecek ve rekabette üstünlük
sağlamayı mümkün kılan belli ölçülere dayalı modellerdir.
- Patent ve faydalı model :
“Sınırlı bir süre ve yer için üçüncü kişiler tarafından buluşun izinsiz olarak
üretilmesini, satılmasını, kullanılmasını veya ithal edilmesini engelleme yoluyla
sahibine tanınan tekel haklarıdır.” http://www.tpe.gov.tr TPE resmi web sitesi,
erişim tarihi; 20.11.2016.
- Entegre devrelerin-tasarımları (Topografyaları):
“Patent, faydalı model, marka, coğrafi işaret, endüstriyel tasarım gibi sınai hakların
yanı sıra, Entegre Devre Topografyasının yaratıcısı adına tescil edilmesi işlemleri
de Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından yürütülmektedir. Entegre Devre ile;
elektronik bir işlevi veya bunun gibi diğer işlevleri yerine getirmek üzere
tasarlanmış, en az bir aktif elemanı olan ve ara bağlantılarından bir kısmının ya da
tümünün bir parça malzeme içerisinde ve/veya üzerinde bir araya getirilmiş ara
veya son formdaki bir ürün kastedilmektedir.
Entegre Devre Topografyası ile de; entegre Devreyi oluşturan tabakaların üç boyutlu
dizilimini gösteren, üretim amacıyla hazırlanmış ve herhangi bir formatta sabitlenmiş
görüntüler dizisi olup, her görüntü entegre Devrenin üretiminin herhangi bir aşamasındaki
yüzeyinin tamamının veya bir kısmının görünümü olarak ifade edilmektedir. ”
http://www.tpe.gov.tr TPE resmi web sitesi, erişim tarihi; 20.11.2016.
15
olarak rekabeti engelleme, bozma, ya da kısıtlama amacı taşıyan veya bu etkiyi
doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu
eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve
yasaktır.” Rekabet Kurumu resmi web sitesi, erişim tarihi; 20.11.2016, (RK)
49. Sayfa, http://www.rekabet.gov.tr
GATT Nedir?
İngilizce adı “General Agreement on Tariffs and Trade” kelimelerinin baş
harflerinin bir araya gelmesinden oluşan GATT, “Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel
Anlaşması” anlamına gelmektedir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, dünyada barışı sürekli kılmak amacıyla, uluslararası
ekonomik işbirliğinin tesis edilmesinin gerekliliği düşüncesi genel kabul görmüştür. Bu
çerçevede, ülkelerin kalkınma çabalarına yardımcı olmak, uluslararası likidite ve mali
güven gibi ihtiyaçlara cevap vermek ve uluslararası ticareti serbestleştirip artırmak
amacıyla yeni kurumların oluşturulması yoluna gidilmiştir. IMF, Dünya Bankası gibi
“Bretton Woods” kurumları bu çabaların sonucunda ortaya çıkmıştır.
Uluslararası mali alanda sağlanan işbirliğinin yanı sıra, uluslararası ticaretin
serbestleştirilmesi yönünde de benzer bir işbirliğine ihtiyaç duyulması sonucunda, 50 kadar
ülkenin temsilcisi tarafından “Uluslararası Ticaret Örgütü” (International Trade
Organisation - ITO) adı verilen bir uluslararası örgütün kurulması amaçlanmıştır. Öte
yandan, ITO’nun kuruluş müzakereleri devam ederken, belirli mallar üzerinde tarife
indirimlerinde bulunmak ve ITO’nun ülkelerce onaylanmasına kadar geçecek sürede bu
indirimleri uygulamaya koymak amacıyla, 23 ülke Ekim 1947'de Cenevre'de “geçici” olarak
nitelendirilen Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasını (GATT) imzalamışlardır.
DTÖ’nun kurulamaması üzerine, “geçici” olma özelliğine rağmen, Gümrük Tarifeleri ve
Ticaret Genel Anlaşması 1948-1994 yılları arasında uygulana gelmiş ve dünya ticaretinde
genel kabul gören bir çerçeve oluşturmuştur.
1948 yılından bu yana, uluslararası kural ve disiplinlerin daha da iyileştirilmesi ve
güçlendirilmesi amacıyla sekiz çok taraflı müzakere turu gerçekleştirilmiştir. ”
http://www.gib.gov.tr T.C. Maliye Bakanlığı resmi web sitesi, erişim tarihi;
20.11.2016. [ CITATION IMK16 \l 1055 ][ CITATION Con03 \l 1055 ]
2. BÖLÜM
16
İkinci bölümde ise; münhasıran patent kategorisine odaklanılmış, patent
kavramı, tarihçesi, uluslararası anlaşmalar içinde yer alma amacı ele alınmıştır.
Bu bağlamda, özellikle 1983 Paris Fuarı’ndan itibaren patent tescili ve
korumasının uluslararası alanda sağlanmasının zorunluluğu ve bu konunun
dünya ekonomisinin gelişimindeki etkileri değerlendirilmiştir. Böylece, bu
analizde, tüm bu değerlendirmelerden önermeler çıkarılmış ve nihayetinde
çıkarılan bu önermeler, sonuç kısmında sentezlenerek çalışma tamamlanmıştır.
Patentler:
2.1. Kavram:
“Sınırlı bir süre ve yer için üçüncü kişiler tarafından buluşun izinsiz olarak üretilmesini,
satılmasını, kullanılmasını veya ithal edilmesini engelleme yoluyla sahibine tanınan tekel
haklarıdır.” http://www.tpe.gov.tr Türk Patent Enstitüsü (TPE) resmi web sitesi,
erişim tarihi; 20.11.2016.
Bir yaratıcılık, icat ve keşif olgusunun, bireysel yaratıcı, mucit ya da kaşif ile ilgisi;
ontolojik ve epistemolojik bakımdan ayrılmaz bir bütünlük oluşturur. Ancak,
pragmatik sebeplerle ve pratik gerekçelerle, ekonomik bakımdan bu iki ayrı olgunun
ayrılabileceği kabul edilmiştir. Böylece, kronolojik sıra içinde, somut mallar
üzerinde yapılandırılmış mülkiyet hakkına ilave olarak, soyut değerler üzerinde, fikri
mülkiyet kavramı oluşturulmuştur. Patent te; bu paradigma içinde yaratılmış bir fikri
mülkiyet kategorisidir.
Tüm fikri mülkiyet haklarının ve/veya Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarının,
soyut mallar olarak kabul edilmesi için; (yaratıcı, mucit ya da kaşif ile bağından
tümü ile bağımsız biçimde) bu hakların, spesifik biçimde yetkili kılınmış bir kuruma
usulüne uygun biçimde tescili olgusuna, kurucu (inşai) bir nitelik kazandırılmış ve
bunlar üzerinde mülkiyet hakkı tesisi suretiyle, somut mallara benzer biçimde,
ticarete konu edilmesi sağlanmıştır. Nicola Tesla ile Thomas Alva Edison üzerine
tartışmalar; (icadı ilk bulan değil, sonradan edinse bile bunu tescil ettirmeyi
başaranın hak sahibi olması kuralı) bu ayrımı iyi yansıtır. [ CITATION Mue16 \l 1055 ]
[ CITATION DTe16 \l 1055 ]
17
Tekeller Yasası’nı patent yasalarının Magna Carta’sı yapan da bu ifadedir (Machlup ve
Penrose, 1950: 2).[ CITATION Baş16 \l 1055 ]
Tablo 1. Ülkelere göre ulusal düzenlemeler
(Bu tarihe kadar aynı patent için ülke dışında başvuru yapıldığı taktirde patent geçersiz sayılıyordu )
ABD 1790 Ulusal Patent Yasası 1836 İlk ulusal patent kurumu kuruldu ve modern patent sisteminin temeli atıldı
18
1861 Koruma 14 yıldan 17 yıla çıkarıldı. Bu tarihe kadar ABD vatandaşı olmayanların
başvuru şartlarını zorlaştıran farklı düzenlemeler kaldırıldı
2.3.1. Yeni buluş ve teknikler; rekabette derhal öne geçme ve sıçrama yapma olanağı
yaratmıştır. Ancak yeni buluş yapmak ya da teknik geliştirmenin maliyet ve
zorlukları; olumlu biçimde, bu işin ticaretinin boyutlarını olağanüstü geliştirirken,
olumsuz biçimde ise; yeni buluşlara el koyma, kendine mal etme, kopyalama
fırsatçılığını yaygınlaştırmış, teknoloji hırsızlığını geliştirmiştir. Bu soruna çözüm
bulma çabaları; dünya ekonomisinin ve uluslararası ticaretin sürekli büyümesi
sebebiyle, ulusal sınırlar içinde kalmamış, uluslararası bir tescil ve koruma ihtiyacı
doğurmuştur.
1883 Yılına kadar, patent dahil, tüm fikri mülkiyet kategorileri; yukarıda
alıntıladığım “Tablo.1”de görüleceği üzere, sadece ulusal sınırlar içinde hukuki
olarak düzenlenmiştir. Aslında, patent koruması halen de sadece ulusal düzeyde
yapılacak tescil ile korunabilmektedir. Ancak, artık, belirli başvuru prosedürlerini
sağlayan patent sahipleri tarafından ilk yapılan tescile öncelik tanıma olanağı, WIPO
tarafından uluslararası düzeyde sağlanabilmektedir.
19
Bu bağlamda, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Koruması için ilk girişim
(WIPO’ya temel oluşturmuştur.); 1883 yılında düzenlenen Paris Fuarı’nda,
endüstriyel mülkiyet haklarını korumak için on dört ülkenin katılımı ile
başlatılmıştır. Başlangıçta marka tescili, patentler ve endüstriyel tasarımları içeren
anlaşmalar, 1886 yılında sanat eserlerini ve telif hakkı yasalarını da kapsamıştır.
[ CITATION RSt16 \l 1055 ][ CITATION CRG16 \l 1055 ]
WTO ile WIPO; bu konuyu farklı açıdan düzenleyen ve takip eden (konunun
temelindeki iki uluslararası örgüttür.
20
Patent Koruması; daima ulusal niteliktedir. Dolayısı ile, ulusal patent ofisleri
tarafından WIPO’ya gönderilmiş bir patent tescil başvurusu; sadece her bir üye
ülkede ayrı ayrı tamamlanması gereken patent tescil usulünü kısaltır ve kolaylaştırır.
Bu anlaşma; uluslararası bir koruma sağlamaz, ancak WIPO’ya başvuru tarihi ya da
(varsa) rüçhan hakkı; belirli süreler içinde gerekli usullerin tamamlanması şartı ile,
her yerde geçerli ve korunur hale gelir. [ CITATION SYı16 \l 1055 ][ CITATION UGö11 \l
1055 ] [ CITATION Qia16 \l 1055 ][ CITATION Cha16 \l 1055 ]
Çin Patent Yargılaması; yerel ekonomiyi mi, yoksa; hakları mı koruyor ? sorusundan
hareketle, patent davaları konusunu, üstelik 1985 yılından sonra oluşturulmasına
rağmen, 2014 yılı rakamları ile, yaklaşık yıllık 1.000.000 patent başvurusu
(ABD’den % 40 fazla) ve yaklaşık yıllık 10.000 patent davası (ABD’den % 90 fazla)
ile, dünyada en çok patentleme yapan ülke olan Çin örneğinden hareketle, genel bir
çerçeveden değerlendirmeye çalışmış ve 2016 yılında yayınlanmış bu makalede;
dünya ekonomisinin en büyük iki ülkesi olan ABD ile Çin patent uygulaması
karşılaştırılmaya çalışılmıştır. [ CITATION PSo16 \l 1055 ][ CITATION DRC16 \l 1055 ]
Makaleye göre; bir sonraki cümlede ifade edilen inancın oluşması için yapılmış
ampirik araştırmaların çok az ve yetersiz olmasına rağmen, Batı Dünyasında ve ABD
ve Avrupa’nın büyük teknoloji şirketlerinde; Çin’in Patent Sistemi Uygulaması ve
patentleme sayısındaki patlamanın, Çinli üreticiler arasında, inovasyondaki bir artış
ile ilgisinin olmadığı, tam tersine, Çin Devleti tarafından özellikle özendirilen ve
desteklenen ve son yıllarda aşırı artan teknoloji hırsızlığı ve kopyalama için bir
gösterge ve kanıt olduğuna, hileli ve göstermelik bir uygulama doğurduğuna ilişkin,
yaygın bir inanç bulunmaktadır. [ CITATION Lem16 \l 1055 ][ CITATION MPA16 \l 1055 ]
21
Bu inanç; iki biçimde oluşmuştur. Birincisi; Çin’in devlet tarafından çalıştırılan dev
monopolleri öncülüğünde, başka ülkelerde yaratılmış ve patentlenmiş icatları, arakla-
getir yöntemi ile kopya etmek yönünde çok yaygın bir uygulaması gözlenmiştir. Bu
bağlamda, son yıllarda, hiç tanınmayan Çinli küçük teknoloji şirketlerinin, Apple,
Canon, Dell, Philips, Samsung, Sony gibi dev teknoloji şirketleri aleyhine açtığı ve
kazandığı milyonlarca dolarlık patent ihlali davaları, bu durumun göstergesi kabul
edilmektedir. İkincisi ise; Çin Hükümetinin en üst düzeyinde, üniversitelerinde ve
yasal profesyonelleri arasındaki (özellikle Çin’in iç bölgelerinde) çok yaygın, yerel
korumacılık, yolsuzluk, taraflılık ya da tarafsızlık eksikliği sebebiyle; yabancı
şirketlerin, Çin Yargı Sisteminden, adil bir pay alamadığına, patent koruması
arayışına girişmelerinin boşuna bir çaba olduğuna inanılmaktadır.
Ancak, son beş yıllık uygulamaları tarayan ve patent davalarının özellikle Çin’in
büyük şehirlerinde toplandığını gözlemleyen ve ABD ve İngiltere Üniversitelerinden
iki akademisyen olan analistler; işbu Batı’da çok yaygın inancı destekleyen, çok az
ampirik kanıt olduğu sonucuna ulaşmıştır. Tam tersine; Çin’in bu inancı
değiştirmeye çalıştığı ve küreselleşme konusunda samimi olduğunu kanıtlamak için,
güvenilir bir patent sistemi oluşturmaya çalıştığını gözlemlemiş olduklarını iddia
etmektedirler.” [ CITATION DTe16 \l 1055 ][ CITATION LxL16 \l 1055 ]
2.3.4.2. Sınır aşan Patent Uyuşmazlıkları: Birleşik Patent Mahkemesi (UPC) mi,
yoksa; Uluslarararası Ticari Tahkim mi ? Ana Alba Betancourt:
Avrupa Birliği üyesi 23 ülke; patent konusunda münhasır yetkili ulusal mahkemeler
arasındaki birbirine zıt kararları engellemek, sınır ötesi patent uyuşmazlıklarını
tutarlı biçimde çözmek için, 2013 yılında Avrupa Patent Ofisi yanında, Birleşik
Patent Mahkemesini kurmuştur. Bu mahkeme ile Uluslararası Ticari Tahkim; hemen
hemen aynı prosedürlere ve aynı yararlılığa sahip olduğu iddia edilmektedir.
Örnek olarak; Apple ile Samsung arasındaki ve dünyaca meşhur, aynı zamanda
stratejik müttefik ülkeler; ABD ve Güney Kore Patent Mahkemeleri tarafından
verilen, aynı konuda olmasına rağmen, her nedense ve nasılsa, birbirine zıt, milyar
dolarlık, ihlal kararlarını referans almıştır. Bloomberg tedarik zinciri analizine göre;
iPhone’un piyasaya sürüldüğü 2007 yılı öncesinde bile, Samsung’un gelirinin yüzde
8,8’inin; Apple’a sattığı ya da lisans verdiği ürünlerden geldiğini tespit ederek, her
ne kadar düşman görünseler bile, aslında, aynı zamanda arkadaş olduklarını (friends
+ enemies = frenemies) vurgulayarak, patent uyuşmazlıklarının uluslararası
mahkemelerde çözümünün daha doğru olduğunu iddia etmektedir.” [ CITATION
Cha16 \l 1055 ] [ CITATION BYü08 \l 1055 ][ CITATION CIş14 \l 1055 ]
2.3.4.3 All about lisencing patents essential accepted standards, Torsten Korber:
22
Bu makale ise; temel patent hakkı sahiplerinin eylemleri ile, hakim durumlarını
kötüye kullandıkları iddiasına ve patent savaşları olarak adlandırılan duruma ilişkin,
Çinli Huawei Telefon Şirketi ile ZTE adli bir Alman teknoloji şirketi arasındaki,
önceden Alman Federal Temyiz Mahkemesi tarafından karara bağlanmış
OrangeBook-Standard adlı başka bir davadaki karar ile ve AB’nin Fonksiyonu
Hakkındaki Anlaşma (TFEU)’nın 102. Maddesinin, Avrupa Birliği Komisyonu
tarafından uygulanmasından doğan çelişkinin çözülmesini de sağlayan bir davanın,
Avrupa Birliği Adalet Divanı Beşinci Dairesi tarafından çözümlenmesini analiz
etmektedir.
Bu karar ile; standard-essential patents (SEP) olarak adlandırılan, temel patent hakkı
sahipleri ile, zeki telefon üretici şirketler ve diğer telekomünikasyon şirketleri
arasında çıkan yaygın patent ihtilaflarına; AB Adalet Divanı’nın, makul ve dengeli
bir çözüm ürettiği iddia edilmektedir. Alman Patent Mahkemelerinin; patent
sahiplerinden yana karar oluşturma yönündeki geleneksel tutumu ve Almanya’nın,
AB içinde patent uygulaması konusunda en önemli ülke olması yüzünden, işbu
kararın çok yenilikçi bir sonuç doğurduğunu belirtmektedir. [ CITATION Ern16 \l 1055 ]
[ CITATION Jua16 \l 1055 ] [ CITATION ASe10 \l 1055 ][ CITATION AND00 \l 1055 ]
[ CITATION DTe16 \l 1055 ][ CITATION LxL16 \l 1055 ]
Tartışma ve Sonuç: Öncelikle, patent konusu ile ilgili, konunun uzmanlarına ait,
aşağıdaki iki alıntı ile başlamak; aydınlatıcı olacaktır biçiminde düşünülmüştür.
Birinci alıntı: “45 Yıl önce her şeyi ithal bir araba yaptık; adı Anadol olduğu için, herkes
yerli dedi. Şimdi hemen her şeyi yerli (patent sahipliğini dikkate almazsak demek istiyor
sanırım, Y.N.)) arabalar üretiliyor, markaları, Ford, Renault veya Fiat olduğu için onlara
“yabancı” deniyor. Bunların hangisi yerli Allah aşkına”Rahmi Koç ” Ege Cansen,
20.08.2015 tarihli Sözcü Gazetesi.
İkinci alıntı: “[p]atent sistemi, bir icadın sadece kendisini yaratan mucidin adıyla
tanınmasını olanaklı kılar; ama böylece, bu icadın mevcut olan diğer insan ürünü
nesnelerle benzerlikleri veya ilişkileri de gözardı edilir. Patentle ilgili yasa
bütünüyle şu anlayış üzerinde temellendirilmiştir: Bir icat, hakları yasa tarafından
kendisinin meşru yaratıcısı olarak tanımlanacak bireye devredebilen tamamen farklı,
yeni bir 'nesnedir'. Böylelikle patent sistemi, insanlar tarafından yaratılan nesnelerin
süreğen akışını bir 'farklı nesneler' dizisine dönüştürür”. (Basalle, 2013, s. 99).
Yani patent sayılarındaki muazzam artış, meta çeşitliliğindeki artışı da gözler önüne
sermektedir. Bu da aslında bilgi üretme süreçlerinin de bizatihi sermaye sürecine
dönüştüğünü gösterir. Bilginin metalaşması olarak da tanımlanabilecek bu süreç,
kapitalist üretim ilişkilerinin genişlemesine ve derinleşmesine imkan verir.
23
Genişlemenin hem mekansal hem de zamansal olduğu söylenebilir. Sermaye,
hareketin mekansal ve zamansal kısıtlarını ortadan kaldırmaya çalışır. Patentler
vasıtasıyla geleceğin metalarını yaratır. Kendi ‘rasyonel’ hızlarda hareket eder ancak
etkileri şimdiki zamanı da aşarak ışık hızında yayılır.
Yukarıda iki farklı dünya görüşünün yaklaşım biçiminin farklılığını vurgulamak için
alıntılanan, üstelik farklı bağlamdaki değerlendirmeler; patent uygulamasının, sadece
ekonomik bir kategori olmayıp, onu tümüyle aşarak daha büyük oranda, var olan
üretim ilişkileri ve biçiminin devamını ve sistematik biçimde kurumlaşmasını
sağlayan bir yapısı bulunduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, (patent kavram ve
uygulamasının her yönü ile ele alınıp, eleştirilmesinin kendiliğinden değerli ve şu
anda yapıldığı gibi, yapılmasının gerekliliğini hiçbir biçimde yadsımaksızın)
herhangi bir politik pozisyondan ya da perspektiften bakarak konunun ele alınması
ve politik tercih ve önceliklere dayalı biçimde var olan bu durumun eleştirisi; büyük
oranda spekülasyon niteliğindedir. Bu durum, bir analoji yaparak aydınlatmak
istenirse; patent kavram ve uygulamasının her yönü ile ele alınıp, eleştirilmesinin,
BM Güvenlik Konseyinde veto hakkı olan beş daimi üyeye karşı (onların dünyamız
üzerindeki hegemonyasını sınırlayacak “beş artı bir” olarak tanımlanan Almanya
benzeri, bir ekonomik ve siyasi gücü ya da kurumsallaşmış ve somut bir müeyyide
uygulayabilecek uluslararası hukuk düzenini oluşturmaksızın), “dünya beşten
büyüktür”, “one minute” tarzı eleştirel söylemlerin ve/veya Mavi Marmara Gemisi
faciası ya da altmış yıldır kimsenin cesaret edemediği biçimde, bir Rus uçağının
sudan sebeplerle düşürülmesi eylemlerinin, Suriye sorununun çözümüne en küçük
bir katkı sağlayamaması bir yana, kitlelerde, Suriye ya da Filistin sorununun; beş
büyüklere yönelik bu meydan okuma ile çözülebileceği gibi bir yanılsama yarattığını
algılamak ve bu tutumun, “züccaciye dükkanındaki fil” benzeri büyük bir ekonomik
ve insani yıkıma yol açtığını kabul etmek gerekir şeklinde düşünülmelidir. Bu
tutumun, kitlelerin yeni afyonu olan hamasetin yarattığı öforinin verdiği hazdan öte
bir etkisi de, (henüz) bulunmamaktadır. Tarih Disiplini; bu sorunların, görüşme, ikna
ve/veya uzlaşma ile çözülemeyeceğini defalarca kanıtlamıştır. ABD’de Trump’ın
başkan seçilmesi yüzünden (ve kısa vadede), demokratik (ya da demagojik) dünyada,
Birinci Dünya savaşı sonrası trajedisi gibi, popülizmin egemen olacağını tahmin
ediyor olsak bile, bunun trajediye yol açmaksızın, bir komedi olarak kalacağını umut
etmek için çok fazla nesnel gerekçe bulunmaktadır şeklinde düşünülmektedir.
[ CITATION Con03 \l 1055 ][ CITATION Lem16 \l 1055 ]
Özet ve giriş kısmında da belirtildiği gibi; konunun pragmatik bir yaklaşımla, sorun
çözme odaklı ele alınmasının, Atatürk’ün “hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa
24
vardır, o satıh bütün vatandır.” yaklaşımı içinde, gelişmekte olan bir ülke olan
Türkiye açısından çok daha doğru olacağı kanaatindeyim. Kategorik eleştiriyi
yadsımamakla birlikte, kısa ve orta vadedeki öncelik; oyunun içinde kalmaya yönelik
olmalıdır. Belki uzun vadede oyunu değiştirebilmek; (insan yaşamının kısalığı
olgusundan doğan hedonizme ya da nihilizme takıntılı değilsek ve gelecek kuşaklar
kavramının bir değerine inanıyorsak) mümkün de olabilir diye düşünülmelidir.
[ CITATION ASe10 \l 1055 ][ CITATION AND00 \l 1055 ] [ CITATION BYü08 \l 1055 ]
[ CITATION CIş14 \l 1055 ] [ CITATION Yaşgül \l 1055 ][ CITATION Rob16 \l 1055 ]
Merkantilizmin enflasyona yol açması yolu ile aşılması benzeri bir iç çelişki; patent
uygulaması için de söz konusudur. [ CITATION DRC16 \l 1055 ][ CITATION VEL16 \l 1055 ]
Şöyle ki; patent birikiminden beklenen kazanç ile ulusalcı himayeci politikalar;
temelden çelişkilidir. Eski değerlerin aşındığı, yenilerinin ise; tam olarak inşa
edilemediği şu andaki gibi geçiş dönemleri; bir çok alanda ironik sonuçlara yol açar.
Üretim alanının mekan olarak parçalanmışlığı da; ulusalcılık ya da himayecilik ile
çelişkilidir. Daha ötesi; yukarıda değindiğim Çin’deki patent davasında görüleceği
üzere; patent uygulamasını uluslararası alanda uygulanamaz hale getirmektedir.
[ CITATION Rob16 \l 1055 ][ CITATION Mas16 \l 1055 ] Uzlaşmayı ve bu alandaki
hukuksal kurumlaşmayı; zorunlu kılmaktadır. Dani Rodrik’in; küreselleşme,
demokrasi ve ulusal egemenlik üçlüsünden, yalnızca ikisi mümkün tezine benzer bir
durum doğmaktadır. Arjantin ve Yunanistan’ın borçların üzerine yatmak çabasının
sonucunun, öz-yıkım dışında bir karşılığı bulunmadığını görülmesine rağmen,
üretmek ve tasarruf yerine; paganlar gibi gösterişe yönelik tüketim sebebiyle,
skolastik biçimde cemaatleşerek; Ergenekoncu-Avrasyacı, Fethullahçı, Tayyipçi
saadet zincirlerinin ya da NATO mu Şanghay mı tarzı gel-gitlerin yarattığı ve
yaratacağı yıkım ortadadır. İçinde yaşadığımız, gerçek ertesi (post-truth) zamanda
(kendini kandırmanın ya da “bul karoyu, al parayı” üçkağıt oyunlarının) ya da petrol
fiyatlarının, kaya gazı teknolojisi sebebiyle çökmesi ve bir daha asla 60 USD üstünde
uzun süre kalabilmesi imkanının kalmadığı yeni koşullara adapte olamayıp, kaosa
sürüklenen Venezuela’nın Chavez’in popülist liderliğine dayalı yönetim anlayışını
yansıtan; Trump, Putin ya da Erdoğan tarzı Makyavelizm tarzı ile ve hamaset yolu
ile duyguları aklın önüne koyarak, (Almanya, Japonya, Güney Kore ve Çin gibi;)
çalışmak ve üretmek yerine; başkalarının tasarrufunu kullanan bir kredi şövalyesi
rolü ile nutuk atmakla, bir süre daha, kitleleri oyalayıp, kandırması mümkün olsa da,
orta ve uzun vadede çok büyük yıkımlar doğurmasını beklemek gerekir. Ayrıca,
Uzakdoğulu, Hintli, Avrupalı, Avustralyalı ve ABD dışındaki Amerikalı
politikacıların dahi, derhal ve aynı oranda makyavelist olabileceklerini ve bu
durumun İkinci Dünya Savaşı öncesi, Hitler ile Stalin arasındaki anlaşma ve
işbirliğinin, hemen düşmanlığa dönüşmesi benzeri; “iki cambaz; bir dalda oynamaz”
önermesine dayanan insani tecrübesi ile, kendiliğinden yeni bir denge oluşturduğu
ve dünya için bir umut bile yarattığı düşünülmelidir. Bu durumda ise; mercantilist
tarzda patent biriktirmenin bir anlam ifade edebilmesi için; siyasi liberalizme boş
25
verilse bile (nasıl yapılır, yumurtalar ayrı sepete nasıl konulur bilinmemekle birlikte),
Dünya ve Türkiye için, küreselleşme ve ekonomik liberalizm; kanaatimce zorunlu ön
koşuldur.
KISALTMALAR LİSTESİ
26
UN Birleşmiş Milletler
REFERENCES
Akemann, M., Blair, V., & Teece, D. (2016). Technologies, Patent Enforcement in
an Uncertain World: Widespread Infringement and the Paradox of Value for
Patented. Tusher Center for the Management of Intellectual , 1-4.
Cahoy, D., Lei, Z., Meng, Y., & Blumsock, S. (2016). Global Patent Chokepoints.
papers.ssm.com, 1-15.
27
Dilek, A. N. (2000). Economics of the Patent System. repository.bilkent.edu.tr, 1-3.
Gökovalı, U., & Bozkurt, K. (2011). Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı Olarak Patentler:
Dünya ve Türkiye Açısından Tarihsel Bir Bakış. Sosyal ve Beşeri Bilimler,
sobbiad.mu.edu.tr, 1-5.
Lemley, M., & Feldman, R. (2016). Patent Licensing, Technology Transfer and
Innovation . The American Economic Review, 1-3.
Long, L., & Wong, V. (2016). Evaluating Patent Promotion Policies in China:
Consequences for Patent Quantity and Quality. Economic İmpacts of IP, 1-3.
28
Loukil, K. (2016). Innovation Policy and R&D Efficiency in Emerging Countries: a
Stochastic Frontier Analysis . Eastern European Business and Economics Journal,
eebej.eu, 1-4.
Mueller, V. (2016). Essay: Studying Patent Law in 2016. Available, 1-2. doi:SSRN
2812733
Pelegrinova, L., & Lacny, M. (2016). Protection of Intellectual Property and its
Economic Aspects . Journal of Economic Development, 1-20. doi: ISSN 2285 – 3642
Poddar, S., & Banerjee, S. (2016). To Sell or not to Sell: Patent Licensing versus
Selling by an Outsider Innovator . Google Academic, 1-2.
Sohn, P., & Nam, H. (2016). Does Market Competition Stimulate Innovation ?
Shumpeterian Effect, dbgio.co.kr, 1-5.
Stim, R. (2016). Patent, Copyright & Trademark. Berkeley, California: NOLO Law
for All. doi:ISSN 2326-346 (prit); ISSN 2332-4368 (online)
Teece, D., & Sherry, E. (2016). On the Smallest Saleable Patent Practising Unit
Doctrine: An Economic and Public Policy Analysis. Academic, 1-3.
29
Trappey, C. V., & Chang, A. C. (2016). Analysis of IP-related Court Decisions
Using E-Discovery - A Case Study of Apotex Pty.Ltd. v Sanofi-Aventis Australia
Pty.Ltd. & Ors. International Journal of I.P. Management , Digital Education
Institute Taiwan, 1-3.
Yıldız, S., & Birdal, M. (2016). Patent Sisteminin Ekonomik Mantığı ve Tarihsel
Analizi. acdemia.edu, 1-10.
30