Professional Documents
Culture Documents
1332 2637 1 SM PDF
1332 2637 1 SM PDF
ÖZET
Baldaken, Klasik Dönem Osmanlı camilerinin çekirdeğini oluşturan en önemli strüktürel sistemdir. Bu sistem;
ana kubbenin, birbirine askı kemerleriyle bağlanan ayakların oluşturduğu strüktüre oturtulmasıyla meydana
getirilmiştir. Bu tür camilerde mekan, bu baldaken strüktürün etrafında gelişmiştir. Dört, altı veya sekiz ayaktan
meydana gelebilen bu sistem Osmanlı mimarisinde son derece özgün ve zengin bir cami geleneğinin oluşmasına
ve Klasik çizgilerine kavuşmasına neden olmuştur. Bu baldaken strüktürler arasında en yaygın uygulamalar dört
ayaklı baldaken strüktürlerle gerçekleştirilmiştir. Nitekim mekanın bazen iki yana, bazen de dört yana
genişletildiği bu sistemde 6 farklı mekansal varyasyonun denendiği belirlenmiştir.
Baldachin which has constituted the core of mosques is the most important structural system. In this system, the
main dome is seated on structure which constitute with pillars anchored each other with supporting arches. The
spatial composition developed around this domed baldachin structural system in these mosques. This system
which can be constituted four, six or eight pillars caused to come into existence original and rich mosque
tradition for Ottoman architecture and it reached the Classical line. The most widespread applications were
constructed with four pillars system. As a matter of fact, it was observed that six different spatial variations were
tried in this system in which space was expanded to two or four sides.
mekanı mümkün olduğunca büyük bir kubbe ile örtme İşte bu çalışma, zengin mekansal denemelere imkan
fikrini ve enine gelişmeyi sağlayacak her yönde sağlayan dört ayaklı baldakenin mekansal
büyüme ve açılma isteğini ortaya çıkarmıştır. Tek varyasyonlarının saptanmasını ve mekan kurgusunun
kubbenin örteceği merkezi mekanın sınırlarının belirli sistematik olarak irdelenmesini amaçlamaktadır.
bir ölçünün üzerine çıkması o dönem için teknik Osmanlı merkezi mekan gelişimine ilişkin daha önce
yönden çok zor olduğundan bu problem, orta yapılmış benzer çalışmaların aksine bu çalışmada,
kubbenin, bu mekanı çevreleyen ve hemen her zaman dört ayaklı merkezi strüktürlü Osmanlı camilerinde
bir dikdörtgen belirleyen beden duvarlarından mekanın yanlara genişletilme anlayışı detaylı bir
kurtulup dört, altı veya sekiz ayaklı bir baldakene analiz yöntemiyle sistematik ve bütüncül bir anlayışla
oturtularak merkezi mekanı oluşturmasıyla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla -her ne
çözülmüştür (Şekil 1). kadar farklı bir iç mekan etkisi yaratsa da- baldakeni
saran yan mekanlar, örtü sistemlerinden bağımsız
olarak plan şemaları dikkate alınarak
sınıflandırılmıştır. Bu yan mekanların değişen örtü
biçimleri ve mekan düzenine etkileri ise ayrıca bu
sınıflandırmalara bağlı olarak tartışılmıştır.
276 Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006
Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.) Ö. İ. Tuluk
Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006 277
Ö. İ. Tuluk Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.)
Bu şemanın tekrarlandığı en son yapı, yine Mimar şeması sergilemektedirler. Bu tip yapılardan Manisa
Sinan’ın 1568’de Lüleburgaz’da yaptığı Sokollu Hatuniye, İstanbul Şeyh Vefa ve Manisa Sultan
Camisi’dir. Cami, baldakeni saran yan mekan düzeni Camileri orta mekanı belirleyen kubbeli birimin
açısından her ne kadar bahsi geçen diğer yapılarla henüz tam olarak baldakene dönüşmediği, kubbenin
aynı plan şemasını tekrarlasa da ana mekanın yanlara kısmen duvarlara taşıtıldığı, bu nedenle baldaken
genişlemesi diğerlerinden oldukça farklı ele sisteme geçişte bir ara adımı temsil eden yapılardır.
alınmıştır; Ana kubbeyi ayakta tutan askı kemerleri “Birinci Tip” mekan kurgusuna sahip yapılarda
doğu-batı yönünde genişletilerek sistem bundan daha baldakeni saran yan mekanlar ya yarım kubbe ile ya
önce, yapımı XIV. yy.ın ilk yarısına tarihlenen da küçük kubbelerle örtülmüştür. Küçük kubbelerle
Bilecik’te Orhan Camisi’nde denenmiştir [3]. Bu örtülen yan mekanlar diğer örtü sistemine göre orta
camide askı kemerleri, Sokollu Camisi’nden farklı mekanla bütünleşmeyen bir iç mekan etkisi
olarak dört yönde genişletilmiştir. Bir diğer deneme yaratmışlardır. Lüleburgaz Sokollu Camisi’nde ise
ise, daha gelişmiş planının büyük çapta tutulmuş orta mekanın yanlara genişlemesi diğerlerinden farklı
olması, beş bölmeli son cemaat yeri ve bezemeleriyle olarak askı kemer derinliklerinin artırılmasıyla
geç XVI. yy. yapıtları arasına giren Tire’de Yalınayak gerçekleştirilmiştir.
Camisi’dir [4]. Bu camide de, askı kemerleri doğu-
batı yönünde geniş, kuzey yönünde ise daha dar 3. İKİNCİ TİP MEKAN KURGUSU
olmak üzere üç yönde genişletilerek ana mekandan
ayrılmışlardır (Şekil 3). “İkinci Tip” olarak nitelendirilen plan şeması, orta
mekanın doğu, batı ve güneye doğru genişletilerek
“Birinci Tip” mekan kurgusuna sahip yapılar orta köşelerdeki mekanların da kullanıldığı mekan
mekanın iki yana genişlediği enlemesine bir plan kurgusunu içermektedir (Tablo 2). Bu mekan
Şekil 3. Bilecik Orhan (Kuran’dan işlenerek), Tire Yalınayak (Aslanoğlu’ndan işlenerek) ve Lüleburgaz
Sokollu Camileri (Kuran)
278 Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006
Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.) Ö. İ. Tuluk
kurgusuna sahip, araştırma kapsamına alınan üç şemasıyla benzeşmektedir (Şekil 5). Burada, kubbeli
camiden Çankırı Ulu ve İstanbul Üsküdar Mihrimah orta mekan mihrap duvarı üzerinde yarım kubbeyle
Sultan Camileri ana mekana açılan yan mekanların desteklenirken birbirine eş ikişer küçük kubbe yan
yarım kubbelerle ve köşe mekanların ise küçük mekanları, yine birer küçük kubbe ise köşe mekanları
kubbelerle örtüldüğü bir üst yapıya sahiptirler. örtmektedir.
Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006 279
Ö. İ. Tuluk Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.)
Tablo 3. Üçüncü Tip mekan kurgusuna sahip Tablo 4. Dördüncü Tip mekan kurgusuna sahip
yapılarda mekan analizi yapılarda mekan analizi
ÜÇÜNCÜ TİP DÖRDÜNCÜ TİP
İst., Çemberlitaş Atik Manisa, Muradiye Kargı, Oğuz Köyü İst., Eyüp Zal
Ali Paşa Camii Camii Camii Mahmud Paşa C.
(1496) (1583) (XVI.yy ilk çey.) (1566-68)
Üst örtü sistemiyle kendinden önceki Eski Fatih çeyreğinde Kargı’nın Oğuz köyünde yapılan Oğuz
Camisi’ne benzeyen Atik Ali Paşa Camisi’nde Köyü Camisi ile 1566-68 tarihli bir Mimar Sinan
köşedeki küçük kubbeli mekanlar yoktur. Yanlarda iki yapısı olan İstanbul Eyüp Zal Mahmud Paşa
küçük kubbenin örttüğü mekanlara açılan orta mekan Camisi’dir.
güneye doğru yarım kubbeyle genişletilmiştir.
Oğuz Köyü Camisi’nde 7 m.lik kubbesiyle orta
Aynı şemanın farklı üst örtüyle tekrarlandığı Mimar mekan üç yönde yarım kubbemsi tonoz elemanlarla,
Sinan yapısı Manisa Muradiye Camisi’nde ise yan köşelerde ise oval küçük kubbelerle örtülürken Zal
mekanlar yarım manastır tonozlarla örtülüdür. Güney Mahmud Paşa Camisi’nde 12.40 m.lik ana kubbe yine
mihrap çıkıntısı, kubbe ile askı kemeri akslarında üç yönde tekne tonozlarla ve köşelerde küçük
daha dar ve daha az derin tutulmuştur. Buna rağmen kubbelerle desteklenmiştir.
bu çıkıntı, İstanbul Şeyh Vefa Camisi’nden farklı
olarak boyutlarıyla küçük bir mihrap çıkıntısından öte İstanbul Eyüp’teki Zal Mahmud Paşa Camisi her ne
orta mekanın güneye doğru genişlediği yan mekan kadar tezkerelerde Sinan’a ait olarak gösterilse de
düzenindedir. kitle kuruluşunda, onun üslubunu yansıtmayan bir
takım denemelere girişilmiş olması caminin Sinan’ın
“Üçüncü Tip” plan şemasına sahip yapılarda da denetiminde başka bir mimarın elinden çıkmış
“İkinci Tip”te olduğu gibi mihrap önündeki yan olabileceğini düşündürmektedir. Özellikle hemen
mekanın örtüsü alternatifsiz bir biçimde yarım kubbe hemen bütün camilerinde kıble kapısından girince
ya da sistem olarak ona benzeyen yani herhangi bir orta kubbenin algılanmasını tasarlayan Sinan’ın,
düşey taşıyıcı eleman gerektirmeyen yarım tekne burada girişin önüne bir galeri getirmesi sıra dışı bir
tonozudur. Doğu ve batı yönündeki yan mekanlar ise uygulamadır [7]. Aynı plan şemasının benzer üst
yarım tekne tonoz ya da küçük kubbelerle örtülü örtüyle birlikte tekrarlandığı, 1610 ile 1620 yılları
olabilmektedir. Yine bu tip yapılarda da küçük arasında başlanan, inşaat birkaç metre yükseltildikten
kubbelerle örtülen yan mekanlar yarım tekne sonra bilinmeyen sebeplerle ara verilen ve 1728’de
tonozuna göre orta mekanla bütünleşmeyen bir iç tamamlanan Rodos’taki Sultan Mustafa Camisi, kitle
mekan etkisi yaratmışlardır. yapısıyla da Eyüp’teki camiyle benzerlik
göstermektedir [8] (Şekil 6).
5. DÖRDÜNCÜ TİP MEKAN KURGUSU
Kargı Oğuz Köyü Camisi’nde orta mekanı örten
Orta mekanın doğu, batı ve kuzeye doğru üç yönde büyük kubbe doğu, batı ve kuzey yönde sivri
genişletilip yan mekanların aralarında kalan köşe kemerlere güneyde ise mihrap duvarına oturmaktadır.
mekanların da ana mekana katıldığı kurguya sahip Bu biçimlenişiyle bu cami ortadaki kubbeli birimin
yapılar “Dördüncü Tip” plan şemasını henüz baldakene dönüşmediği bir kuruluş sergiler.
oluşturmaktadırlar (Tablo 4). “İkinci Tip” plan Ancak ortadaki yarı baldaken kubbeli birimin yanlara
şemasına sahip yapıların aksine orta mekanın kuzeye genişleme düzeni bu camiyi baldaken sisteme geçişte
doğru genişletildiği bu şemadaki yapılar, XVI. yy. ilk ara adımı temsil eden bir yapıya dönüştürmüştür.
280 Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006
Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.) Ö. İ. Tuluk
“Beşinci Tip” olarak nitelendirilerek gruplandırılan Bir başka kanatlı yapı, aynı mekan kurgusunun çok
örnek yapılardan en erken tarihlisi, 1500 ile 1505 farklı bir üst örtü sistemiyle belirdiği Diyarbakır Fatih
tarihleri arasında inşa edilen, ana kubbenin güney ve Paşa Camisi’dir (1516-20). Mekan kurgusu yanında
kuzeyde yarım kubbelerle, her iki yanlarda ise -köşe üst örtü sistemiyle tam simetrik merkezi bir mekana
mekanlar da dahil- birbirine eş kubbelerle örtüldüğü gidişte erken adımlardan birisini temsil eden cami 9
bir üst örtüye sahip İstanbul’da Bayezid Camisi’dir. m.lik ana kubbenin dört yönde yarım, köşelerde
küçük kubbelerle desteklenmesiyle meydana
Aynı üst örtü sisteminin küçük fakat önemli gelmiştir. Aynı mekan kurgusunun aynı üst örtüyle
değişikliklerle ortaya konduğu bir başka yapı İstanbul tekrarlandığı diğer camiler Elbistan Ulu Camisi
Süleymaniye Camisi’dir (1550-57). Nitekim bu (1522), İstanbul Şehzade Camisi (1544-48), İstanbul
Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006 281
Ö. İ. Tuluk Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.)
İst., Tophane Kılıç İst., Eminönü Yeni İst., Sultanahmed Konya, Şerafeddin İst., Yeni Fatih
Ali Paşa Camii Camii Camii Camii Camii
(1580) (1597) (1609-19) (1636) (1767-1771)
Eminönü Yeni Camisi (1597-1663), İstanbul etmezler, örtü sistemi ile mekanı çevreleyen duvarlar
Sultanahmed Camisi (1609-19) ve İstanbul Yeni Fatih arasındaki ilişki giriş tarafında bozulur [12]. Burada
Camisi’dir (1767-1771). yarım kubbe ve küçük kubbeler, ayak akslarındakiler
büyük diğerleri küçük olmak üzere 6 adet sütuna
Merkezi mekan kuruluşuna rağmen yapısal otururlar. Giriş aksı üzerinde eksedrayla genişletilerek
özellikleriyle erken devir taşra yapısı olan Elbistan oluşturulmuş bu koridor (veya arkad), örneklerine
Ulu Camisi bir kenara bırakılırsa, Şehzade Klasik Dönem camilerinde rastladığımız gelişmiş
Camisi’nde simetri merkezinin, orta kubbenin dört payanda sisteminin doğal sonucu olarak ortaya çıkmış
yönde yarım kubbelerle desteklenmesiyle yeteri ve gelişimini Sultanahmed Camisi’nde tamamlamış
derecede belirtilmesine rağmen yan girişlerinin bir mekandır. Yükün duvarlar aracılığıyla taşındığı
genelde uygulandığının aksine orta aks üzerine erken devir uygulamalarından sonra ortaya konan
çekilmesi camiyi merkezi mekanın en güçlü payanda sisteminde giriş duvarı üzerindeki
vurgulandığı yapı konumuna getirmiştir. Yeni Cami, payandaların iç mekanda konumlandırılmaları bu
Şehzade Camisi’nin dört yarım kubbe ile desteklenen gelişimin ilk basamağıdır.
orta kubbeli örtü sistemini yinelemekle birlikte,
oradaki mutlak geometri burada uygulanmamıştır. Bu sistemin görülmeye başlandığı erken örneklerden
Kapalı bölüm ve avlu aynı büyüklükte alanları işgal Edirnekapı Mihrimah Sultan Camisi’nde duvar
282 Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006
Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.) Ö. İ. Tuluk
yüzeyinden koparılmalarına rağmen payanda yan mekan yükseklikleri oldukça fazla tutulmasına
niteliğini hala devam ettiren bu elemanlar duvar rağmen bu yüksekliği ikiye ayıran ve ayak hizalarına
yüzeyindeki konumlarıyla henüz mekana dönüşmeyen kadar uzanan sütunlu üst kat galeri yan mekanların
nişler oluştururken Eminönü Yeni Camisi’nde orta mekanla bütünleşmesini engellemiştir.
payanda niteliğinden sıyrılmış bağımsız birer sütuna
dönüşen bu elemanlarla duvarların arası açılarak 7. ALTINCI TİP MEKAN KURGUSU
burası, galeri katının yer aldığı bir mekana
dönüştürülmüştür. Böylece yarım kubbe sütunlarıyla Çalışmanın Altıncı ve son grubunu, orta mekanın dört
duvar arasında kalan bu mekan, üst kat galerisinin yönde genişlediği fakat mihrap duvarı üzerindeki köşe
mekan bütünlüğünü zedelemeden yerleştirilmesini mekanların çıkarıldığı plan şemasına sahip yapılar
olanaklı kılmıştır. Aynı galeri katı uygulaması oluşturur (Tablo 6). Bu mekan kurgusunu gösteren
Sultanahmed Camisi’nde ve daha sonra Yeni Fatih yapılar Payas’da Sokollu Mehmed Paşa (1574) ve
Camisi’nde de çok daha olgun çizgilerle üç yönde Tosya’da Abdurrahman Paşa (1584) Camileri’dir.
kullanılmıştır. Burada, ayak akslarında yer alan
payandaların duvarla ilişkileri kesilmeden üst kat Tablo 6. Altıncı Tip mekan kurgusuna sahip
galerileri derinlikleri azaltılarak payanda aralarına yapılarda mekan analizi
yerleştirilmişlerdir. ALTINCI TİP
Payas, Sultan Selim Tosya,
Camii Abdurrahman P. C.
Yeni Cami’de köşedeki küçük kubbelerin kuzeyde (1574) (1584)
oturduğu sütunlar, Sultanahmed Camisi’nde köşelere
çekilerek strüktürel kurguda en olgun biçimini
almıştır. Bu kurgusuyla Sultanahmed Camisi Osmanlı
mimarlığında dört ayağa oturan baldaken düzeninin
mekan gelişimi açısından son noktasına eriştiği
yapıdır [13]. Eski Fatih Camisi’nin yıkılmasından
sonra 1767-1771 yılları arasında yapılmasına rağmen
Klasik Devir çizgilerini devam ettiren Yeni Fatih
Camisi, Sultanahmed Camisi’nin tam bir kopyası
sayılabilir, fakat herhangi bir yenilik getirdiği
söylenemez. Tezkerelerde Mimar Sinan’a maledilse
de strüktürel kurgu ve konstrüktif özellikleri
nedeniyle Sinan üslubunun dışına çıkan Erzurum Lala
Mustafa Paşa Camisi (1562-63) orta kubbenin yarım
tekne tonozlarıyla desteklendiği merkezi bir yapıdır.
Daha geç tarihli Manisa Muradiye Camisi’nin (1583)
yarım tekne tonozlu örtü sistemini dört yönde
tekrarlayan cami, buradaki etkili kitle görünümüne
ulaşamamıştır.
Tezkerelerde Mimar Sinan’a mal edilen Payas’daki
Baldakeni dört yönde saran plan şemasına sahip caminin son derece sade, hareketsiz ve etkisiz kitlesi
“Beşinci Tip” yapılardan İstanbul Bayezid, onun mimari çizgisini yansıtmaktan çok uzaktır. 9.30
Süleymaniye, Tophane Kılıç Ali Paşa ve Konya m.lik küçük kubbesine rağmen 2.50 m.lik oldukça
Şerafeddin Camileri dışındakilerin yan mekan kalın duvarları, kalın ve kısa minaresi mimarın kişisel
örtülerinde yarım kubbe kullanılmıştır. İstanbul tercihinden çok yapıldığı coğrafyanın fiziksel
Bayezid ve Süleymaniye’de ortadaki baldakenin doğu koşullarını dikkate almış görünmektedir. Orta kubbeyi
ve batı kanatlarının örtü elemanı küçük kubbelerdir. destekleyen çapraz tonozlu örtü sistemi kitlenin masif
Tophane Kılıç Ali Paşa ve Konya Şerafeddin etkisini güçlendirici niteliktedir. Kuzey duvarı
Camileri’nde ise bu bölümler çapraz tonozlarla üzerinde köşelerdeki kubbeli küçük mekanlar yapıyı
örtülmüştür. İstanbul Bayezid Camisi’nde birbirine eş kanatlı cami grubuna sokar.
küçük kubbelerle örtülü bu yan mekanlar benzer
örneklerde olduğu gibi orta mekanla tam olarak Tosya’daki cami ise dört yarım kubbeli planın
bütünleşmeyen bir iç mekan etkisi yaratmışlardır. Anadolu’daki uygulamalarından biri olarak ortaya
Süleymaniye ise benzer biçimde bir örtü sistemine çıkar. Kubbeli orta mekanı dört yönde destekleyen
sahip olmasına rağmen, üç kubbeli yan mekan yarım ve kuzey köşelerde küçük kubbeleri ile genelde
örtüsünde ortadaki kubbenin diğer iki kubbeye göre Osmanlı cami mimarisinin geleneksel örtü sistemini
daha geniş tutulması -dolayısıyla ortadaki birimin tekrarlayan yapı, 16. yy. sonunda (1584) yapılmış
daha geniş ve daha yüksek bir boşluk tanımlaması- olmasına rağmen erken dönem bir kitle kuruluşuna
diğer uygulamalara göre orta mekanla daha bütünleşik sahiptir.
bir yan mekanın doğmasına neden olmuştur. Tophane
Kılıç Ali Paşa ve Konya Şerafeddin Camileri’nde ise
Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006 283
Ö. İ. Tuluk Osmanlı Camilerinde Mekan Kurgusu Açısından Kare Tabanlı Baldaken Varyasyonları (15.-17.yy.)
284 Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 21, No 2, 2006