Professional Documents
Culture Documents
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İstanbul, 2017
T.C.
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Projeyi Hazırlayan:
Gökhan TARIM
Öğrenci No:
150745159
Danışman:
İstanbul, 2017
YEMİN METNİ
ÖZ
ii
Name and Surname : Gökhan TARIM
ABSTRACT
iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
ÖZ ................................................................................................................................ ii
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... iv
KISALTMALAR ...................................................................................................... ix
GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
iv
1.5.2. Kıyaslama (Benchmarking) ..................................................................... 18
İKİNCİ BÖLÜM
KALİTE VE LİDERLİK
2.1. Liderlik Kavramı................................................................................................. 21
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
v
SONUÇ ..................................................................................................................... 46
KAYNAKÇA ............................................................................................................ 48
vi
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa No.
vii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa No.
viii
KISALTMALAR
ix
GİRİŞ
1
Bu çalışmada öncelikle, yönetim ve kalite kavramlarını irdeleyerek toplam
kalite yönetimi konusunu ele alacağız. Toplam kalite yönetimini daha iyi
anlayabilmek için de birkaç önemli ilkeye ve uygulamada kullanılan araçlara kısaca
yer vereceğiz.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
3
Belirli bir malın veya hizmetin tüketicinin isteklerine uygunluk
derecesidir. (Avrupa Kalite Yönetim Vakfı)
Kalite kontrolü uygulayarak, en ekonomik, en kullanışlı ve tüketiciyi
tatmin eden kaliteli ürün geliştirmek, tasarım yapmak, üretmek ve
satış sonrası hizmetler vermektir. (Ishikawa)
İnsan sağlık ve emniyetinin, hayvan ve bitki varlığının ve çevrenin
korunması veya tüketicinin doğru bilgilendirilmesi gibi kriterler göz
önüne alınarak bir ürün veya hizmetin var olan veya olabilecek
ihtiyaçları karşılama yeteneğine dayanan özelliklerin toplamıdır.
(Türk Standartları Enstitüsü)
Aslında Juran’ın da belirttiği gibi “her yönetici kaliteli mallar üretmek ister
ama bunu da düşük maliyetle yapmak ister”. (Dikmen 2015, 292) Toplam kalite
yönetiminde kalite anlayışı ise sadece ürün veya hizmet alanında değil; benimsenmiş
“müşteri odaklı” bir kurum kültürü ile müşterilerin öznel değerlendirmeleri üzerine
ürün veya hizmeti en ekonomik şekilde üretmektir. Dolayısıyla bu anlayışta kalitenin
ne olduğuna karar veren mekanizma piyasa veya müşteridir. (Şimşek 2007, 49-50)
4
1.2. Toplam Kalite Yönetimi ve Tarihsel Süreci
5
Bu dönemde ki yönetim anlayışlarına genel olarak baktığımızda: insana
materyalist yaklaşım, baskıcı bir kurum kültürü, kaliteden çok verimliliğe ve üretim
miktarına odaklanmış bir işletme anlayışı görmekteyiz. (Şimşek 2007, 24) Talebin
arzdan fazla olması, ürün veya hizmetin kalitesi üzerinden değil salt üretim miktarı
üzerinden rekabet ortamı oluşturuyordu. Fordist üretim anlayışı ile yalnızca bitmiş
ürün veya hizmete yönelik kalite kontrollerinin sağlanması nedeniyle “iş gücü
kaybına” ve “yüksek maliyetlere” sebep olmuştur. (Yılmaz 2003, 15)
6
Dikmen ise bunlara ek olarak iki etken daha eklemektedir. Birincisi Japonya’nın
gidişatı iyi yönde sağlamak adına “dış düşmana” karşı sanayileşmede amaç birliği
yapması, ikincisi ise bu sırada Kore Savaşı’nda ABD’nin Kuzey Kore’yi Sosyalist
Bloğa kaymasını engellemek için gerekli gıda ve mühimmat yardımını, Kuzey
Kore’ye en yakın ve en mümkün ülke olması nedeniyle Japonya üzerinden yapması
daha az maliyetli olacaktı. (Dikmen 2015, 293-294)
7
adlı kitabı ile bulmuştur. (Önal 2004, 29) Şekil 2’de de görüleceği gibi Juran’ın kalite
felsefesi ise 3 aşamadan oluşuyor. Birincisi müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak
“kalite planlaması” için oluşturulan hazırlık aşamasıdır. İkincisi planlanan bu kalite
standartlarına istenilen derecede ulaşılıp ulaşılmadığını ölçüp tespit etmek üzere
kurulan “kalite kontrol” mekanizmasıdır. Son aşama ise gerçekleşen sonuçları,
planlanan kalitenin üstüne çıkarak daha iyi sonuca ulaşmak için kurulan “kalite
iyileştirmeleri” aşamasıdır. (Saruhan 2016) Juran da Deming’in 14 ilkesine benzer
kalite anlayışını özetleyen 10 ilke geliştirmiştir, bunlar da TKY’nin temel taşlarını
oluşturmaktadır.
8
sağlamış ve 20. yüzyıla damgasını vuran bir yönetim anlayışı olan “Toplam Kalite
Yönetimi” ni doğurmuştur. (Özdener 2010, 148-150)
9
1980’li yıllardan itibaren artan rekabet ortamı ile birlikte kalite, artık bir mal
veya hizmette aranan en önemli unsur olmuştur. İşletmelerin ayakta kalabilmeleri
için kaliteye olan önemi arttırmış hatta zorunlu hale getirmiştir. Uluslararası gelişen
ticaret hacmine paralel olarak kalite güvence sisteminin olmaması, ticarete yeni
atılan ve kalitesini kanıtlayamamış ürün ve markaların varlığını sürdürebilmelerini
zorlaştırmıştır. (Yılmaz 2003, 26) Başka bir deyişle böylesine bir rekabet ortamında,
müşterilerin istek ve ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına istikrarlı bir üretim
yapılabilmesi için kalitenin güvenceli bir sistemle sürekli korunması gerekmektedir.
(Amin, Kaya ve Uçar 2002, 110) Bu amaçla çalışmalar yürüten “Uluslararası
Standartlar Organizasyonu (International Organization for Standardization) – ISO”
1987 yılında kalite güvencesinde kullanılması için ISO-9000 standartlar serisi
yayımlamıştır. ISO bu standartlar ile ürün veya hizmetin müşteri istek ve
ihtiyaçlarının karşılanması için ana yöntemleri açıklamaktadır. ISO-9000 standartları,
kısaca TKY’nin ana ilkelerinden olan müşteri memnuniyetine giden yolda şartları
belirterek mevcut kalite düzeyinin korunmasını ve güvence altına alınmasını
sağlamaktadır. (Yılmaz 2003, 27) Kaliteli bir üretim yapmak isteyen küçük ve orta
ölçekli işletmeler içinde etkin bir yönetim anlayışı sağlayan ISO-9000 standartları,
müşteri istek ve ihtiyaçlarına tam ve doğru bir şekilde karşılık vererek karlılık ve
verimliliği arttırmaktadır. Avrupa Topluluğu’nun 1993 yılından itibaren ISO-9000
standartlarını uygulamaya geçmesi ve ISO-9000 kalite belgesi olmayan ürünleri satın
almaması, Avrupa Topluluğu’na üye olmayan devletleri de bu standartları
uygulamak zorunda bırakacaktır. İşletmeler, uluslararası alanda birçok ülke
tarafından kabul edilen ISO-9000 şartlarını yerine getirmektedir.(Kırtay 1993, 30-31)
10
Toplam: İşletmede bulunan tüm çalışanları (en üst düzey yöneticiler dâhil),
yapılan işlerin tüm yönlerini ve hatta mümkünse müşterileri ve tedarikçileri de bu
sürece dâhil eder.
Aydın ise TKY’nin hedefini işin her aşamasında kalitenin artırılması olarak
belirtirken şu açıklamalara yer vermektedir: “Bu, sadece üretilen mal veya hizmetin
değil, aynı zamanda mal veya hizmeti üreten (örgüt personeli) ve mal veya hizmeti
alan (müşteri) kişilerin kalitesinin düşünülmesini (yani arz ve talep kalitesi) ve hatta
kaliteyi bir hayat tarzı olarak benimsemelerini de kapsar.” (Aydın 2011, 152)
11
TKY, müşteri odaklıdır ve temeli müşteri istek ve ihtiyaçlarını
karşılama ve tatmin etmeye dayanmaktadır.
TKY, kısa vadede başarıya ulaştıracak bir çözüm olmaması nedeniyle
işletmenin uzun vadeli taahhüdünü gerektirir.
TKY, insan odaklı yaklaşımı ile amacı kaliteye dayalı bir örgüt
kültürü oluşturmaktır.
TKY, bir örgütteki insanların genel bir amaca doğru motivasyonuna
ihtiyaç gösterir.
TKY’de grup çalışması esastır.
TKY’de müşteri tatmini için sürekli gelişme çok önemlidir.
Taylor’un klasik örgüt kuramında “emir ver ve kontrol et” temellerine dayalı
yönetim anlayışı mevcuttur. Bu anlayış katı ve hiyerarşik yapıya dayanmaktadır.
(Gencel 2001, 172) Klasik yönetim anlayışı ile TKY felsefesi arasında çok önemli
farklılıklar bulunmaktadır. Bir örgüt veya işletmede TKY felsefesini oluşturmak için
oldukça köklü değişimlere ve yeni bir kurum kültürüne ve zihniyete ihtiyaç
duyulmaktadır. TKY felsefesini daha iyi anlayabilmemiz için Tablo 1’de klasik
yönetim anlayışı ile toplam kalite yönetimi anlayışı arasındaki farklılıklar geniş bakış
açısıyla sıralanmıştır. (Kovancı 2004, 26-34) Bu tablo ayrıca TKY felsefesinin
oluşmasında fikir babaları sayılan Deming, Juran, Ishikawa, Crosby, Feigenbaum
gibi önemli kişilerin ilkelerini ve yaklaşımlarını özetler niteliktedir. Tablodan da
anlaşılacağı gibi kar ve verimlilik artışı, maliyetlerde azalış, müşteri tatmini ve elbet
ki ürün ve hizmet kalitesinin artması gibi birçok fayda sağlanabilir.
12
Tablo 1. Klasik Yönetim Anlayışı ile TKY Anlayışının Karşılaştırılması
Kaynak: Kovancı, Ahmet (2004). Toplam Kalite Yönetim Fakat Nasıl?. 3.Baskı. İstanbul: Sistem
Yayıncılık.
13
1.4. Toplam Kalite Yönetiminin Temel İlkeleri
14
1.4.2. Müşteri Odaklılık
TKY sadece mal veya hizmetin ulaştığı son tüketiciyi değil, üretimden
itibaren ilgilenen tüm kişileri müşterisi olarak kabul etmektedir. Buna göre TKY’de
müşteri kavramı, iç müşteri (internal customer) ve dış müşteri (external costumer)
olmak üzere iki gruptan oluşur. İç müşteri, işletmede çalışan tüm personeli ve
tedarikçileri ifade eder. Tüm çalışanlar hangi kesim müşterilere hitap ettiklerini ve
kendilerinden ne beklediklerini bilmeleri organizasyon verimliliğini ve kaliteyi
arttıran unsurdur. Dış müşteri olarak tanımladığımız mal ve hizmetin nihai kullanıcısı
olan müşterilerin memnuniyeti ile iç müşteri olarak tanımladığımız çalışanların iş
tatmini ve elde ettikleri mutluluk arasında doğru bir orantı vardır. İç ve dış müşteri
arasındaki bu göz ardı edilemez ilişki ise TKY’nin özgünlüğünü belirtmektedir.
(Coşkun 2003, 62)
15
yaklaşımdır. Bu nedenle tüm çalışanlar arasında iletişim kanallarının her zaman açık
tutulması gerekmektedir. TKY felsefesinde başarıya ve hedeflere ulaşmada tüm
çalışanların katılımı ve çalışanların örgüte olan bağlılığı ile yaptığı işe inanması
önemlidir. Dış müşteri tatminine, iç müşterinin yani tüm çalışanların katılımı ve
memnuniyeti ile ulaşılabilir. (Ustasüleyman 2011, 73) Tüm çalışanların katılımının
sağlanabilmesi için uygun ortam ve örgüt kültürü oluşturulmalıdır. Çalışanlar motive
edilmeli ve çalışanlar arasında ki takım ruhu geliştirilmelidir. Tüm çalışanlar her
düşüncesini açıkça ifade edebilmelidir. Kalite çemberleri ve beyin fırtınası gibi TKY
felsefesinde başarıya ulaşmada kullanılan araçların ve sürekli iyileştirme
stratejilerinin işlevsellik kazanabilmesi için tüm örgüt üyelerinin katılımını ve takım
olarak çalışmasını gerektirmektedir. Kalite çemberleri ile kişisel yetenekler
belirlenebilir ve örgütün amaçları doğrultusunda kullanılabilir. Kalite çemberleri ve
insan odaklı yaklaşımında gereği ile insanları sadece bir alet olarak değil, kişinin
yeteneklerine uygun kendini mutlu hissedeceği ve örgüte olan bağlılığının artacağı
işlerde çalışılması mümkündür. Bu yöntem ayrıca kişinin diğer yönlerden de
gelişmesini sağlayarak örgüt çalışmalarında karar verme ve fikirlerini sunma gibi
örgüte olan ilgisini artırmaktadır. Böylece örgütün iş tatmini yükselmekte ve kaliteli
ürün veya hizmetin üretilmesi kolaylaşmaktadır. (Akdağ 2005, 165)
16
Şekil 4. Kaizen Şemsiyesi
Kaynak: Uryan, Burcu (2002). Toplam Kalite Yönetimi. Mevzuat Dergisi 5.Cilt, no.55
17
1.5. Toplam Kalite Yönetiminde Kullanılan Araç ve Yöntemler
Süreç akış şemaları, yapılan bir iş sürecinde ki her bir adımı baştan sona
kadar birbirini sırasıyla takip eden grafik veya semboller vasıtasıyla tanımlayarak, o
işin derinlemesine analiz edilmesini ve daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Süreç
akış şemaları, işin yapılması sırasında hangi alanda daha çok iyileştirme
çalışmalarına ihtiyaç duyulduğunu saptamada yardımcı olmaktadır. (Yılmaz 2003,
78-79) Çalışanlar bu sayede yaptıkları işe daha çok hâkim olabilir ve yaptıkları işi
kolayca denetim altına alabilirler. Böylece yaptıkları işi yönetmeye başlayacaklar ve
verimliliğin artmasına katkı sağlayacaklardır. Süreç akış şemaları, çok basit şekilde
her çalışan tarafından uygulanabilir. (Şimşek 2007, 233)
18
İşletmeler, özellikle kendilerinden daha kaliteli ürün ve hizmetin diğer
işletmeler tarafından üretildiğini düşünüp onların iyi uygulamalarını örnek alabilir.
Kalite konusunda kendini ispatlamış olan işletmeler ile kendilerini karşılaştırabilir ve
böylece eksik ve hatalı yanlarını bulabilirler. Bu yöntemi “ticaret ahlakına aykırı”
şeklinde düşünmemeliyiz. Aksine, kıyaslama yöntemi bir öğrenme aracıdır.
Rekabette avantaj sağladığı gibi değişime ayak uydurmada yol gösterici niteliktedir.
Her ürün ve hizmet, her zaman daha iyisiyle kıyaslanabilir. (Kovancı 2004, 335)
Beyin fırtınası, belirli sayıdan oluşan işletme çalışanlarının bir araya gelerek
oluşturduğu grup ile bir soruna karşı yaratıcı ve orijinal fikirler üreterek çözüm
arayışlarını ifade etmektedir. Öncelikle sorun belirlenir ve grubu oluşturan her
üyenin önerileri alınır. Hiçbir yorum veya müdahale olmadan her bir öneri not edilir.
Tüm öneriler açıklandıktan sonra her bir öneri oylanır ve en fazla oy alan öneriler
tekrar oylanır. Daha sonra mümkün oldukça öneriler birleştirilmeye çalışılır ve nihai
sonuca ulaşılır. Grup çalışmalarında önemli bir yöntem olan beyin fırtınasında,
toplantıyı yöneten kişinin önceden kuralları belirlemesi ve üyelere aktarması
gerekmektedir. Ayrıca gruba katılan her üyeye eşit fırsat vermek, zamanı verimli
kullanmak, amaca yönelik fikirleri değerlendirmek ve çözüme ulaşacak uygulamaları
belirlemek önemlidir. (Yaş 2009, 39)
19
1.5.5. Sebep-Sonuç Diyagramı
İlk defa Ishikawa tarafından kullanıldığı için Ishikawa diyagramı veya şekli
nedeniyle balık kılçığı diyagramı olarak da bilinen sebep-sonuç diyagramı, beyin
fırtınası yönteminin de yardımı ile bir sorunun olası sebeplerini tespit etmeye
yarayan bir araçtır. Sorun, diyagramın en uç veya başka bir ifade ile balık başına
denk gelen kısımda gösterilerek, soruna sebep olarak düşünülen etkenler grup içinde
beyin fırtınası yardımıyla belirlenir ve diyagrama yani balık kılçığı şeklindeki balığın
omurgada yer alan kılçıkların üzerine tek tek yazılır. Böylece soruna sebep olan tüm
etkenler gösterilmiş olur. Tamamlanmış sebep-sonuç diyagramı ile ulaşılan görsel,
sorunun olası sebeplerini saptamasının yanı sıra, sebepler arasında bir sebep-sonuç
ilişkisi kurması bakımından faydalı bir araçtır. Sebep-sonuç diyagramını
oluşturabilmek için farklı birimlerin ve deneyimli personellerin katılımı
gerekmektedir. Onların sunacağı her bir öneri olaya veya soruna analitik bir bakış
açısı getirecektir. Ayrıca bu diyagramın hazırlanması, çalışanlar arasında ki iletişimi
kuvvetlendirecek ve ortak fayda sağlama konusunda takım çalışması
gerçekleştirmelerine olanak sağlayacaktır. (Şimşek 2007, 239-241)
20
İKİNCİ BÖLÜM
KALİTE VE LİDERLİK
Bilindiği gibi herhangi bir örgüt veya işletmede bir yönetim anlayışının
uygulanması tepe yönetiminden başlar ve istenilen hedeflere ulaşması da liderlerin
tutumları ile doğru orantılıdır. Toplam kalite yönetimi çalışmalarından başarılı
sonuçlar elde edebilmek için de tepe yönetimine özel bir vurgu yapılmaktadır. Tepe
yönetimi, TKY çalışmalarına öncülük etmeli, yol gösterici olmalı ve çalışanları
bilgilendirip bu anlayışa inanmış kişiler olmalarını sağlamalıdır. Tüm bunları
yapabilmeleri için de TKY’nin gerektirdiği liderlik anlayışına sahip olmaları
gerekmektedir. (Serinkan 2005, 87) Bir önceki bölümde değindiğimiz, TKY’nin fikir
babaları sayılan Deming ve Juran’ın da toplam kalite felsefesinde liderlik önemli bir
yer tutar. Her ikisi de Japon yöneticileri toplam kalite anlayışı konusunda ikna
etmeleri ve bu anlayışın başarılı olmasında Japon yöneticilerin sergilemiş oldukları
liderlik tarz ve davranışlarının, çok önemli bir etken olduğunu gözlemlemişlerdir.
TKY’nin ne tarz bir liderlik anlayışı gerektirdiğini incelemeden önce liderlik
kavramına değinmemiz ve yönetici ile lider arasında ne gibi farklar olduğunu
incelememiz faydalı olacaktır.
20. yüzyıl itibariyle işletme ve yönetim biliminde önemli bir yer tutan
“liderlik” kelimesine birçok anlam yüklenmiştir. Literatür taramalarında liderlik
üzerine yüzlerce tanımlamaya ulaşmak mümkündür. Ancak liderlik üzerine sayıca
fazla tanımlama olmasına rağmen, bazı ortak noktalar bulunmaktadır.
21
geliştirmek zorundadırlar. Liderlik, “güç” ve “aklın” karışımıdır. Liderlik, bir bireyi,
topluluğu veya izleyenleri, daha önceden belirlenen hedefler ve amaçlar
doğrultusunda onları bir arada tutma, etkileyerek yönlendirme ve davranışlarını
değiştirme süreci olarak tanımlayabiliriz. Lider(önder) ise bu işlevleri yerine getiren
kişiye denir. (Yatkın 2007, 128-131)
Liderlik, mevki veya makam ile ilgili değil tamamen işine odaklanmış ve
işine gönül vermiş kişilerin işidir. Liderler, hedeflere ulaşmada kendisini takip
edenleri dinler, eğitir ve ortak bir stratejide birleştirir. Liderler, başkalarının
performanslarını gözlemleyebilen ve değerlendirmeler yapabilen kişilerdir. Lider, en
ekonomik yolla en iyi çözüme ulaşır. Farklı bir tanımla liderlik, esnek olmaktır ve
hatalar olabileceğini ama bunlardan ders çıkarabileceğini bilmektir. Liderlik, doğru
analizleri yapıp doğru kararlar verebilmektir. Liderlik, sürekli gelişime önem vermek
ve hedeflere ilerlemede güç kazanmayı ön planda tutmaktır. (Kayıkçı 1999, 585) Bir
başka tanımla liderlik, liderin kendisini takip eden çevresindeki insanları ikna
edebilme yeteneğidir. Liderlik, insana değer vermek ve onları motive edip koordine
edebilmektir. (Baltacı, et al. 2014, 61-62) Lider, her olayı en ince ayrıntısına kadar
farklı boyutlarıyla düşünür, karşılaşabileceği senaryoları önceden tasarlar.
22
2.2. Lider ve Yönetici Ayrımı
Yönetici Lider
İdarecidir. Yenilikçidir.
Tekrarcıdır. Orjinaldir.
Devam ettiricidir. Geliştiricidir.
Sistem ve yapılar üzerinde odaklanır. İnsanlar üzerinde odaklanır.
Denetime güvenir. Dürüsttür, doğruluğa güvenir.
Kısa vadeli görüşe sahiptir. Uzun vadeli perspektife sahiptir.
Nasıl ve ne zaman biçiminde soru sorar. Neden ve niçin soruları önemlidir.
Her zaman gözlerini tabanda gezdirir. Gözlerini yatay düzlemde gezdirir.
Klasik anlamda iyi askerdir. Kendisidir.
Düşünceleri doğrudur. Doğru düşüncededir.
Mevcut durumu kabul eder. Mevcut duruma kafa tutar.
Kaynak: Bennis (1989) aktaran Eraslan, Levent (2004). Liderlik Olgusunun Tarihsel Evrimi, Temel
Kavramlar ve Yeni Liderlik Paradigmasının Analizi. Milli Eğitim Dergisi. (24 Şubat 2017) tarihinde
http://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/162/eraslan.htm ‘den alındı.
23
2.3. Liderlik Teorileri Çerçevesinde Liderlik Davranış Tarzlarına İlişkin
Yaklaşımlar ve Toplam Kalite Yönetimi İlişkisi
24
bulunmadığı gibi farklı yorumlara neden olmuştur. Bundan dolayı liderlik, tam
anlamıyla açıklanamamış ve görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. (Serinkan 2005, 88)
Öte yandan lideri betimleyen özelliklerin aynı anda bir bireyde bulunması ihtimalinin
çok güç olması ve bazen liderin çevresindekiler veya izleyenler arasında, liderin
sahip olduğu özelliklerden daha fazlasına sahip olan kişilerin lider olarak kendilerini
göstermemeleri, bu yaklaşımın yetersiz kalmasına neden olmuştur. Liderlik sürecini
açıklamada yetersiz kalan özellikler yaklaşımının üzerine, araştırmalar lideri
izleyenlere ve liderin davranışlarını incelemeye yönelmiş ve nihayetinde “davranışsal
liderlik” teorisini ortaya çıkarmıştır. (Karaca 2008, 27)
25
müşteri odaklılık, verilere dayalı karar verme, iç ve dış faktörlerin etkilerinin analiz
edilip işletme durum tespitinin yapılması gibi faktörler önemli yer tutmaktadır.
Elbette TKY içinde davranışsal liderlik teorilerinin işe yaramadığı
kastedilmemektedir. Ancak davranışsal liderlik teorilerinin, günümüzün hızlı değişim
koşullarını da göz önünde bulundurursak, yetersiz ve eksik yönlerinin kaldığını
belirtebiliriz. (Serinkan 2005, 88-89)
26
Teorisi”, “Hersey-Blanchard Modeli” vb. sayılabilir. (Demir, Yılmaz ve Çevirgen
2010, 134)
Durumsal liderlik ile TKY anlayışının benimsediği liderlik tarzı ise farklılık
göstermektedir. Elbette bir lider karar vermeden önce ortam koşullarını ve
durumlarını değerlendirip gerekli önlemleri almalıdır. Ancak TKY felsefesini hayata
geçirebilmek durumların da ötesine bakmak demektir. Koşullar, TKY ilkelerini
uygulamak için yeterince uygun değilse, o zaman biz TKY’nden vaz mı geçeceğiz?
TKY uygulamak için her türlü ortamda tüm koşullar göz önüne alınarak sürekli
iyileştirme ve geliştirme ile sınırlar aşılmalıdır. Amaca giden yolda herhangi bir
engel çıktığında, koşullar buna elverişli değil diye düşünülmemelidir. Daha önce de
üzerinde durduğumuz gibi işletmeler kısa vadeli sonuçlar üzerinde değil uzun vadeli
sonuçlar üzerinde durmalıdır. 1970’li yıllardan itibaren mevcut duruma göre hareket
eden liderlik davranışlarının yetersiz kalması üzerine, ileride karşılaşılabilecek
sorunlarında ele alınmasının gerekliliği düşüncesi yaygınlaşmıştır. Bu düşünceler
ışığında stratejik yönetim ve bunun beraberinde stratejik liderlik teorisi önem
kazanmıştır. (Serinkan 2005, 90)
27
stratejik planlamaya ihtiyaç duyar. Stratejik planlama, işletmelerin günlük
problemler üzerinde olan aşırı dikkatini alarak örgütün ana hedeflerine, geleceğe
bakış açısıyla bakmasını sağlar. Böylesine bir süreçte, örgütü hedeflere
ulaştırabilecek olan da stratejik liderdir. Değişimi fark edip yönetebilen, yenilikçi ve
dinamik bir örgüt sistemi için stratejik lidere ihtiyaç vardır. (Serinkan 2005, 91)
28
TKY’ni kendi işletmelerinde görmek isteyen liderlerin stratejik liderliğe ihtiyacı
olacaktır. TKY’ni uygulamada stratejik liderlik davranışlarını sergilemeyen
işletmelerin başarıyı yakalaması zorlaşacaktır. Bilindiği gibi TKY uzun vadede
başarı getiren bir yönetim şeklidir. TKY’nden başarı elde edebilmek için değişimi iyi
takip etmeli ve geleceğe stratejik bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. (Serinkan 2005, 93)
İlk defa Max Weber tarafından 1947 yılında ele alınan karizma terimi, tarihte
liderlikle ilgili pek çok araştırmaya konu olmuştur. Ancak karizma kavramı, 1980’li
yıllara kadar olan çalışmalarda genellikle politik, sosyal ya da dini liderlik etkilerini
açıklamaya yönelik olmuştur. 1980’li yıllardan sonra ise örgütsel liderlik bakış
açısıyla açıklamalara sahne olmuştur. Şüphesiz bunda 1960’lı yıllarda işletme
yönetimi anlayışında hâkim olan sistem yaklaşımının etkisi bulunmaktadır. Karizma,
kelime anlamı olarak etkileyici veya büyüleyici şeklinde tanımlanabilir. Karizma,
izleyenleri arkasından sürükleyebilecek efsanevi güçtür. Karizmatik lider ise bu gücü
oluşturan yetenek ve becerileri sahip, izleyenler üzerinde olağanüstü etkiler
bırakandır. (Demir, Yılmaz ve Çevirgen 2010, 135)
Çok sayıda siyasetçi ve sosyal bilimci karizmatik liderlik konusunda pek çok
sayıda çalışma yapmışlardır. Fakat modern anlamda örgütler açısından inceleyen en
önemli çalışma, 1977 yılında House’un yapmış olduğu çalışmalardır. Karizmatik
lideri izleyiciler üzerinde derin ve olağanüstü etkiler bırakan kişi olarak tanımlayan
House, izleyenlerin bu tarz bir lidere karşı sevgi ve saygı besleyeceğini, işletmenin
hedeflerine içten gelen aidiyetlik duyacağını ve misyonlarına çok önemli katkılarda
bulunarak yüksek performans sergileyeceklerini belirtmektedir. House’a göre
karizmatik liderler, kendi inançlarının ahlaki boyutta doğru olduğuna inanır ve
yüksek özgüvene sahiptirler. Ayrıca karizmatik liderler, ideolojik hedeflerine
ulaşmak için izleyicileriyle yüksek beklentilerle iletişimde bulunur ve onların
motivasyonlarını yüksek tutarak onlara rol modeli oluştururlar. Daha sonraları
House’un çalışmalarına katkılar yaparak geniş bir karizmatik liderlik profili çizen
Bass ise bu liderlerin, çok üstün inandırıcı güce ve teknik uzmanlığa sahip
olduklarını belirtmiştir. Bass karizmatik liderlik kavramını, dönüşümcü liderlik
kavramının içinde ayrıca ele almıştır. Conger ve Kanungo’nun yapmış olduğu
29
çalışmalar ise karizmanın atıfsal bir rol olduğuna dair olmuştur. Başka bir ifadeyle
karizma, lidere izleyenler tarafından yapılan bir atıf olduğunu belirtmişlerdir. Bir
lidere karizma atfedilebilmesi için de risk üstlenme, güven uyandırma, kendini
kurban etme gibi özelliklere sahip olması gerektiğini söylemişlerdir. Shamir ve
arkadaşları da House’un kuramına katkılar yaparak benlik kuramını geliştirmişler ve
karizmatik liderliğe farklı bir bakış açısı getirmişlerdir. Shamir’in benlik kuramı daha
çok motivasyonel süreçlere dayanmaktadır. Benlik kuramına göre karizmatik
liderler, kişisel değerlere ağırlık veren ve izleyenlerin değerlerini ön planda tutan,
ideolojik bir vizyon imajı verirler. Karizmatik liderler, izleyenlere beklentilerini
aktarırken onlara olan güvenini ve onlara verdiği değeri belirterek, onların
özsaygısını ve öz faydasını artırırlar. (Kılınç 1996, 75-92)
30
teorisinin işaret ettiği liderlik tarzlarından biri olan katılımcı liderlik, izleyenlerin
karar alma da bulunmalarının önemini vurgulamaktadır. Eğer katılımcı lider,
çalışanların karar alma süreçlerinde katılımlarını sağlayıp onların fikir ve önerilerine
başvurarak aktif rol almalarını sağlarsa, şirket içinde “biz” algısını oluşturabilir. Bu
da şirket içinde ki çatışma ihtimallerini azaltacaktır. Ayrıca çalışanların kendi
değerleri ön plana çıkarak, içsel motivasyonları artacaktır. Tüm bunların sonucunda
lidere olan güven ve örgütsel amaç doğrultusunda olumlu iş çıktıları artacaktır.
Katılımcı liderliğin, bu açıklamalar akabinde de anlaşılacağı gibi en önemli
özelliklerinden biri de çalışanların iş tatmin düzeylerinde ki artıştır. House ve
Dessler’in yol-amaç teorisinde katılımcı liderliğin, çalışanların şimdiki ve
gelecekteki iş tatminlerinde etkisi olduğu vurgulanmıştır. Nihayetinde birçok çalışan
karar alma süreçlerinde etkili olabilmek için kendilerinin de katılımını sağlayan bir
lider isterler. Katılımcı liderlik, çalışanların bu isteklerine karşılık vererek, onların
içsel motivasyonlarını, işe olan memnuniyetlerini artırır ve güven ortamını yaratır.
(Bitmiş, et al. 2015, 3-5)
31
elde edebilmeleri için köklü değişikliklere yönelip gerekli dönüşümlerin sağlanması
gerekmektedir. Bu dönüşümleri gerçekleştirecek olan tepe yönetiminin sahip olması
gereken liderlik tarzı ise dönüşümcü liderliktir. Dönüşümcü liderlik kavramı, ilk
olarak Burns tarafından ele alınmış ve karizmatik liderlikte de bahsetmiş olduğumuz
Bass tarafından geliştirilmiştir. Bass dönüşümcü liderlerin daha çok karizmatik
özellikler taşıdığını ifade etmektedir. Bu anlamda karizma dönüşümcü liderliğin
birinci boyutu olarak görülmektedir. Bass tarafından yaygınlaştırılan dönüşümcü
liderlik, 1980’li yıllardan itibaren birçok araştırmaya konu olmuştur ve olmaya da
devam etmektedir. (Karaca 2008, 47)
Dönüşüm, sadece bir sürece ya da bir bölüme ait değildir. Bütün süreç ve
bütün bölümler dönüşüme tabi tutulur. TKY anlayışında da bütün süreç ve bölümler
köklü değişime ve dönüşümlere uğrayarak sürekli iyileştirme çalışmalarını gerektirir.
Elbette bu köklü değişimler “önce insan” ilkesine dayanarak yapılmalıdır.
Dönüşümcü liderler, izleyenlerine odaklanarak onların gelişimini sağlar ve önündeki
engelleri kaldırırlar. TKY felsefesi de sürekli geliştirme ilkesi doğrultusunda
32
çalışanların eğitimine ve gelişimine önem vermektedir. Ayrıca bunu sürekli hale
getirmenin önemine vurgu yapmaktadır. Dönüşümcü liderler, köklü değişimlerin
sağlanabilmesi için izleyenler arasındaki iletişimin etkili ve verimli olmasına
çalışırlar. TKY uygulamalarını hayata geçirebilmek ve müşteri memnuniyetini
sağlayabilmek için örgütsel iletişimin açık olması önemlidir. Eğer iletişimin tam
anlamıyla sağlanamaması durumunda, değişime karşı olan direnç artar ve TKY
felsefesinin uygulamaları zor girer. Ayrıca tepe yönetiminin köklü değişiklik
gerektirecek uygulamalara gereken desteği vermemesi ve sadece bir bölüme
bırakılmasına müsaade etmesi, başarı oranını da mutlak surette düşürecektir.
Dolayısıyla tepe yönetiminin yani liderin, dönüşümcü liderlik özellikleri taşıması,
TKY anlayışının işletme kültürü olarak benimsenmesinde önemli rolü
bulunmaktadır. Bu aynı zamanda, öğrenen örgüt yapısının gelişmesine ve sürekli
iyileştirme çalışmalarının kolaylaştırılmasına olanak sağlayacaktır. Hem örgüt hem
de personeller üzerinde geniş bakış açıları açacaktır. (Serinkan 2005, 97-98)
33
çalışanları cesaretlendirirler ve çalışanların kişisel değerlerine önem verirler. Böylece
çalışanların, örgüt kültürünü daha iyi benimsemelerine ve iş tatmin düzeylerinin
artmasına olanak sağlanmaktadır. (Demir, Yılmaz ve Çevirgen 2010, 138)
34
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
35
çalışmalar iş tatmini ve yaşam tatmini arasındaki bağlantının çok kuvvetli olduğunu
göstermektedir. Nitekim çalışanlar zamanlarının büyük bölümünü iş ortamında
geçirirler. Çalışanlar, nasıl ki iş dışı olay ve durumlardan etkileniyorsa, iş dışı
davranış ve duygularda iş tatmininde etkilenir. (Aşan ve Erenler 2008, 206)
36
3.2. İş Tatminin Önemi
37
3.3. Liderlik ve İş Tatmini İlişkisi
38
3.4. Liderlik Davranışlarının Personelin İş Tatminine Olan Etkisi
Üzerine Yapılan Çalışmalar
39
daha fazla iş tatmini sağlanırken, büyük ölçekli işletmelerde çalışanların ise iş odaklı
liderle çalıştıklarında daha fazla iş tatmini sağladığı saptanmıştır. Crist tarafından
1999 yılında ele alınan bir diğer çalışmada ise West Wirginia Üniversitesinde çalışan
akademik memurların, enstitü başkanlarında algıladıkları liderlik davranışı ile iş
tatmin arasındaki ilişki araştırma konusu olmuştur. Araştırma sonucuna göre insana
yönelik olarak algılanan liderlik davranışlarının, çalışanlar üzerinde daha fazla iş
tatmini sağladığı tespit edilmiştir. (Batmaz 2012, 88-89)
40
liderlik davranışları ile yöneticilerin belirlemiş oldukları strateji, politika ve vizyon
ile çalışanları daha fazla sorumluluk almaya teşvik etmesi, çalışanların liderlik
algısını güçlendirirken iş tatmin düzeyleri de artmıştır. Dönüşümcü liderlik algısının
ise çalışanların iş tatminine, ikinci pozitif yönlü etkiye sahip olduğu gözlemlenmiştir.
Yöneticilerin çalışanlarına değer vermesi, onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışması,
onlara yüksek hedefler belirlemesi ve ilham kaynağı olma gibi özellikleri neticesinde
hem çalışanlar üzerinde liderlik algısı güçlenmiş hem de iş tatmin düzeyleri artmıştır.
Araştırmada yer alan son liderlik davranışı olan etkileşimci liderliğin ise çalışanların
iş tatmini düzeylerine negatif yönlü etki ettiği saptanmıştır. Bunda ki en büyük neden
ise ödül ve ceza sisteminde adaletin sağlanamaması ve çalışanların ihtiyaçları ile
ilgilenilmemesi gibi etkenler gözükmektedir.
41
etkiler yaratamamaktadır. Bunlardan ziyade hastane çalışanları problem çözebilen,
doğrudan destek olan, daha anlık ihtiyaçları gidermeye çalışan, görev ve hedefleri
açıkça detaylandıran bir yöneticiye ihtiyaç duymaktadırlar.
42
diğer örneklem olan örgütsel bağlılık üzerinde ise liderlik davranışlarının hiç biri
etkili olmamıştır. Buda akademisyenler ile örgüt arasında duygusal bir bağın
olmadığını ve örgütü benimsemediklerini göstermektedir.
43
ise Bayrak’ın 2003 yılında ele aldığı, Denizli ili organize sanayi bölgesinde faaliyet
gösteren tekstil firmalarının çalışanları üzerinde yaptığı araştırma olmuştur. Bayrak
da demokratik liderlik davranışı sergileyen yöneticilerin, çalışanların iş tatmini
düzeylerine daha pozitif yönlü etki ettiğini gözlemlemiştir.
44
Liderlik davranışlarını farklı liderlik teorileri çerçevesinde ele aldık ve farklı
sektörlerde çalışan personelin iş tatmini üzerindeki etkisini açıklamaya çalıştık. Ele
alınan çalışma ve araştırmalardan da anlaşılacağı gibi başarılı diyebileceğimiz tek bir
liderlik davranışı yoktur. Liderlik davranışları birbirini tamamlayan yapboz gibidir.
Farklı durum ve koşullara göre farklı liderlik davranışları sergilenmesi gerekebilir.
Yöneticiler çalışanlarını iyi tanımalı, onların ihtiyaçlarını karşılamada istekli
davranmalı ve karşılaştığı duruma göre uygun bir liderlik davranışı sergilemedirler.
Kendisine bağlı çalışanlarının düşüncelerine önem vermeli, onları motive etmeli ve
onları en iyi verim alabilecek şekilde kullanmalıdır. Aynı zamanda örgütler de
yöneticilerin liderlik davranışlarını sergileyebilmeleri için uygun zemin oluşturmalı
ve yöneticilerin kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmalıdırlar.
45
SONUÇ
46
amaçlarına ulaşmasında ki en önemli organdır. Dolayısıyla liderlerin sergilemiş
olduğu davranışlar, çalışanların iş tatminini veya tatminsizliğini etkilediği gibi
işletmenin hedef ve amaçlarına ulaşmasını da etkilemektedir. Daha öncede
belirttiğimiz gibi tek ve başarılı diyebileceğimiz bir liderlik davranışı yoktur. Her
türlü durum ve koşula göre liderlik davranışı sergilenmeli ve çalışanların iş tatmini
sağlanmalıdır. İş tatmini sağlanmış bir personelin performansı artacağı gibi işletme
hedeflerini benimseyip kendi çıkarlarının önünde görecek ve işletmenin başarısı için
daha fazla çaba sarf edecektir. Ayrıca iş tatminin, sonuçları sadece işletme için değil
toplum içinde sonuçları olacaktır. Böylece mutlu toplumlar yaratabiliriz. En önemlisi
ise işletmelerin, en önemli kaynağının “insan” olduğu unutulmamalıdır. İnsana
yatırım yapmak, her örgüte kazandıracaktır.
47
KAYNAKÇA
Akyurt, Nuran, Ali Murat Alparslan, ve Ömer Faruk Oktar. «Sağlık Çalışanlarında
Liderlik Tarzları-İş Tatmini-Örgütsel Bağlılık Modeli.» Vizyoner Dergisi
6.Cilt, no. 13 (2015): 50-61.
Amin, Mouwafak M., H. İbrahim Kaya, ve Vahdet Uçar. «ISO 9000 Kalite Güvence
Sisteminin Bir Şirkette Uygulanması ve Değerlendirilmesi.» SAU Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, no. 2 (Temmuz 2002): 110-113.
Aşan, Öznur, ve Esra Erenler. «İş Tatmini ve Yaşam Tatmini İlişkisi.» Süleyman
Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 13.Cilt, no.
2 (2008): 203-216.
Aydın, Ahmet Hamdi. Yönetim Bilimi. 4. Baskı. Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2011.
48
Bitmiş, Gökhan, Burcu Rodopman, Mithat Üner, ve Alptekin Sökmen. «Katılımcı
Liderliğin İş Tatmini Üzerindeki Etkisi: Örgütsel Feda Etmenin Aracılık
Rolü.» Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi 17.Cilt, no. 1
(2015): 1-13.
Dikmen, Alpay Ahmet. Makine, İş, Kapitalizm ve İnsan. 3. Baskı. Ankara: NotaBene
Yayınları, 2015.
49
Gümüş, Sefer, ve İrem Gergin. Eğitim Hizmetlerinin Pazarlanmasında Eğitimcilerin
Toplam Kalite Yönetimine Etkisi. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.
Kırtay, Erhan. «ISO 9000 Kalite Güvencesi Sistemi.» Tekstil ve Mühendis 7.Cilt, no.
37 (Şubat 1993): 28-34.
Kovancı, Ahmet. Toplam Kalite Yönetimi Fakat Nasıl? 3. Baskı. İstanbul: Sistem
Yayıncılık, 2004.
50
Özmutaf, Nezih Metin. «Liderliğin Örgüt Kültürü İçinde Değişimsel Boyutta
Değerlendirilmesi.» Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi 2.Cilt, no. 6 (2007): 83-98.
Uryan, Burcu. «Toplam Kalite Yönetimi.» Mevzuat Dergisi 5.Cilt, no. 55 (2002).
51
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 13.Cilt, no. 2
(2011): 67-96.
Yıldırım, Hakan. «Toplam Kalite Yönetiminin Temel Kavramları.» Öneri 5.Cilt, no.
17 (Ocak 2002): 191-2002.
Yücel, İlhami, ve İsmail Akgül. «Liderlik Stilleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki
İlişkide İş Tatmininin Aracılık Etkisi: Akademisyenler Üzerinde Bir
Çalışma.» Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi
17.Cilt, no. 1 (2016): 209-226.
52
ÖZGEÇMİŞ
53