You are on page 1of 40

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/309195327

DİNAMİK ZEMİN BÜYÜTMESİ (DYNAMIC AMPLIFICATION FACTOR-DAF)


HESAPLAMALARI VE KULLANILAN JEOFİZİK YÖNTEMLER

Thesis · June 2013

CITATIONS READS

0 785

1 author:

Özkan Cevdet Özdağ


Dokuz Eylul University
61 PUBLICATIONS   61 CITATIONS   

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

Investigation of Tectonic Elements and Crust Structure of Northern Part of İzmir View project

Earthquake Based In-Situ Design Spectrum Creation by Using Geophysical Methods: İzmir Bay and Surrounding Area Example View project

All content following this page was uploaded by Özkan Cevdet Özdağ on 17 October 2016.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


T.C.
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

DİNAMİK ZEMİN BÜYÜTMESİ


(DYNAMIC AMPLIFICATION FACTOR-DAF)
HESAPLAMALARI VE KULLANILAN JEOFİZİK
YÖNTEMLER

BİTİRME PROJESİ

Hazırlayan
Özkan Cevdet ÖZDAĞ
2007505027

Danışman
Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ

Haziran, 2013
İZMİR
T.C.
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

DİNAMİK ZEMİN BÜYÜTMESİ


(DYNAMIC AMPLIFICATION FACTOR-DAF)
HESAPLAMALARI VE KULLANILAN JEOFİZİK
YÖNTEMLER

BİTİRME PROJESİ

Hazırlayan
Özkan Cevdet ÖZDAĞ
2007505027

Danışman
Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ

Haziran, 2013
İZMİR
T.C.
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

2007505027 numaralı Özkan Cevdet ÖZDAĞ tarafından hazırlanan “DİNAMİK


ZEMİN BÜYÜTMESİ (DYNAMIC AMPLIFICATION FACTOR-DAF)
HESAPLAMALARI VE KULLANILAN JEOFİZİK YÖNTEMLER” konulu
Bitirme Projesi incelenerek sınava girmesi uygun görülmüştür.

27 / 06 / 2013

SINAV KOMİSYONU

Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ


DANIŞMAN

Doç.Dr. Mustafa AKGÜN Yrd. Doç. Dr. Mehmet UTKU


ÜYE ÜYE

Prof. Dr. Rahmi PINAR


BÖLÜM BAŞKANI
TEŞEKKÜR

Hem bitirme projem hem de lisans öğrenimim boyunca desteğini ve bilgisini


sakınmayan Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ, Doç. Dr. Mustafa AKGÜN, Yrd. Doç. Dr.
Mehmet UTKU ve Dr. Tolga GÖNENÇ’e, her ne kadar yanımda olmasalarda
varlıklarını her zaman hissettiğim sevgili annem ve babam İmran ÖZDAĞ ve Ersan
ÖZDAĞ’a, manevi sığınma limanım sevgili Yaprak İPEK’e, çalışma ve ev
arkadaşım Onur İLGAR’a ve bitirme tezim kapsamında kullandığım mikrotremor
verileri için TÜBİTAK 106G159 numaralı proje çalışanlarına en içten dileklerimle
teşekkür ederim.
ÖZET

Depremler can ve mal güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren en önemli doğal


afetlerden birisi olarak ülkemizin tamamını tehdit etmektedir. Bu doğal afetin
oluşmasının engellenmesi mümkün değildir. Depremleri en az hasarla atlatabilmemiz,
can ve mal güvenliğimizi sağlamamız depreme dayanıklı yapı tasarımları ile
mümkündür. Depreme dayanıklı yapı tasarımında; yapının yer alacağı zemin ile
yapının ilişkisinin kurulması ve en önemli yıkıcı etkilerden birisi olan pik deprem
yatay ivmelerinin (Peak Ground Acceleration-PGA) doğru bir şekilde hesaplanması
gerekliliği kaçınılmazdır. Kuramsal çalışmalarda, yapıya gelmesi olası deprem
kuvvetinin tasarımı sürecinde, PGA’nın yapı yapılacak bölgeyi tehdit eden farklı
deprem kaynakları (faylar) ve farklı depremler için tasarlanıp, tasarı depremlerle
irdelenmesi gerekmektedir. Mevcut bir kuvvetli yer hareketi istasyonu yanında
yapılacak kuramsal çalışmalar sonucunda elde edilecek dinamik büyütme faktörü
(Dynamic Amplification Factor -DAF) ile beraber gerçek deprem kayıtları kullanılarak
anakayadaki PGA değeri ile ilgili yaklaşımlar yapılabilir. Deprem sırasında zemin
yüzeyinde oluşan zemin büyütme faktörlerinin önceden tahmin edilmesi çalışmaları
günümüze değin sürmektedir. Mikrotremor ölçümlerinden yatay/düşey spektral oran
değerlerini belirli varsayımlar dahilinde elde edildiğini ve bu değerlerin zemin
büyütmesinin ön kestiriminde kullanılabileceğini önerilmiştir. Ayrıca bu yatay/düşey
spektral oranların zemin transfer fonksiyonu ile özdeş olduğu görüşünü ortaya
atılmıştır. Bu çalışmada İzmir Metropol Alanını tehdit eden en aktif deprem kaynağı
geçmiş depremlerin literatür taraması yapıldıktan sonra seçilerek, bu olası deprem
kaynağı üzerinde bir tasarı deprem oluşturulmuş ve metropol alanında 57 nokta
üzerinde uygulanan mikrotremor ölçümleri sonucu elde edilen zemin transfer
fonksiyonları ile anakaya üzerinde oluşan depremin zemin yüzeyinde hangi oranda
değişeceğini gösteren dinamik zemin büyütmesi parametresi (Dynamic Amplification
Factor-DAF) hesaplanmıştır.

Anahtar sözcükler: Dinamik zemin büyütmesi (Dynamic Amplification Factor-


DAF), tasarı deprem, zemin transfer fonksiyonu, zemin-yapı ilişkisi.

i
İÇİNDEKİLER

Sayfa
Şekil Listesi ................................................................................................................. iii

BÖLÜM BİR – GİRİŞ ................................................................................................. 1

BÖLÜM İKİ – KURAMSAL GELİŞME .................................................................... 4

2.1. Dinamik Büyütme Faktörü (Dynamic Amplification Factor-DAF) ............ 4


2.2. Mikrotremor Yöntemi.................................................................................. 7
2.2.1. Mikrotremor Tanımı ............................................................................ 7
2.2.2. Mikrotremor Dalgalarının Kökeni ve Özellikleri ................................ 8
2.2.3. Mikrotremor Ölçümleri ........................................................................ 9
2.2.4. Mikrotremor Bileşenleri ve İçeriği .................................................... 10
2.2.5. Dalga Biçimi ...................................................................................... 10
2.2.6. Mikrotremorlerin Değerlendirilmesi .................................................. 11
2.2.7. Nakamura (H/V Spektral Oran) Tekniği............................................ 12
2.2.8. Zemin Transfer Fonksiyonu Kavramı (Yerin Sarsıntı Büyütme
Özelliği) ....................................................................................................... 14

BÖLÜM ÜÇ – UYGULAMA ................................................................................... 15


3.1. Çalışma Alanı ve Jeolojik Özellikleri ........................................................ 15
3.2. Senaryo Depremi İçin Kaynak Araştırması (Deprem Literatür Taraması) 16
3.3. Gözlemsel Zemin Transfer Fonksiyonu Hesaplamaları ............................ 16
3.4. Dinamik Büyütme Faktörü (Dynamic Amplification Factor-DAF)
Hesaplamaları ................................................................................................... 18

BÖLÜM DÖRT – SONUÇLAR ................................................................................ 20

KAYNAKLAR .......................................................................................................... 23

ii
ŞEKİL LİSTESİ Sayfa
Şekil 2.1. Tipik bir sedimanter basen yapısı. ............................................................. 13
Şekil 3.1. Deprem literatür taraması (USGS) ve çalışma alanı. ................................. 15
Şekil 3.2. Çalışma alanına ait statigrafik kesit. .......................................................... 16
Şekil 3.3. Gözlemsel zemin transfer fonksiyonu (mikrotremor) arazi çalışmaları. ... 17
Şekil 3.4. Çalışma alanı mikrotremor zemin hakim titreşim periyodu (T0) dağılımı 18
Şekil 3.5. Çalışma alanı dinamik zemin büyütmesi (DAF) dağılımı. ........................ 19
Şekil 4.1. Çalışma alanına ait olası zemin-mühendislik anakayası-sismik anakaya
modeli......................................................................................................................... 21
Şekil 4.2. Çalışma alanı S ve P dalga hızı derinlik değişimi (SPAC). ....................... 22

iii
BÖLÜM 1
GİRİŞ

Son yıllarda artan deprem zararları bizleri deprem-zemin-yapı davranışlarını


irdelemeye ve modellemeye yönelik araştırmalara yönlendirmiştir.

Field ve diğ. (2000) ile Bommer ve diğ. (2003) kalın sedimanter (tortul)
tabakaların bulunduğu ovalar ve vadilerde S dalgasının 30 m’ye kadar olan eşdeğer
sismik hız verisi olarak kullanılmasının dahi, zeminin deprem sırasında gerçek
hareketini hesaplamada yeterli olmadığını ve bu tür alanlarda ayrıntılı araştırmalar
yapılmasını önermişlerdir.

Depremin oluşumunu, yerini, zamanını, büyüklüğünü keşfetme amacıyla doğan


deprem bilimi, çağımızın en önemli disiplinlerinden biri olmuştur. Deprem; Türkiye
ve bölge coğrafyasının bir gerçeğidir. Mühendislik branşlarından jeofizik, jeoloji ve
inşaat mühendislikleri disiplinleri tarafından ortaklaşa yapılan projeler depremin
yaratabileceği hasarları önlemek için son derece etkilidir. Elde edilecek sonuçlar,
depremin etkileyeceği coğrafyadaki sosyo-ekonomik zararları en aza indirgemeyi
sağlayabilir. Bu doğrultuda yaşam alanlarının bu araştırmaların dikkate alınmasıyla
belirlenmesi ve düzenlenmesi olası can kayıplarını azaltacak ve mal kayıplarını da
asgari seviyeye çekecektir. Deprem zararlarını önlemek zemin yapısına göre
yapılacak binalara bağlıdır. 1999 Kocaeli depreminde de görüldüğü gibi maalesef
bilinçsizlik ile inşa edilen binalar milyonlarca insanın hayatlarını doğrudan etkilemiş
on binlerce insanın hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur.

Farklı zeminlerin farklı periyotlarda salındıklarının anlaşılmasından sonra,


zeminlerin bölgelendirme çalışmalarına katılabilecek yeni parametreler olduğu
ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, yeryüzünde alınan mikrotremor kayıtlarından elde
edilen dinamik zemin parametrelerine göre mikrobölgelendirme çalışmaları
yapılabilineceği anlaşılmıştır. Mühendislik amaçlı uygulamalara temel oluşturması
ve projelendirme çalışmaları için bilgi sağlaması açısından mikrobölgelendirme

1
çalışmaları önem taşımaktadır. Mikrobölgelendirme çalışmaları verimlilikleri
açısından içerik ve nitelik olarak bilimsel doğruluk ve geçerlikliler taşımalıdır.

Günümüzde istatistiksel hesaplamalarla deprem yatay pik ivme (PGA) değerleri


hesaplanırken çoğunlukla anakayanın 30 m derinlikte bulunduğu yaklaşımları
kullanılmaktadır. Benzer şekilde PGA değerleri açısından Türkiye 5 deprem bölgesi
ile tanımlanmakta ve zemin transfer fonksiyonları bu kabullere göre
hesaplanmaktadır.

Anakaya ve zemin tanımlarının nasıl yapılacağı 1950’li yıllardan beri bilinmesine


rağmen uygulamada bu yaklaşımlar çoğunlukla kullanılmamaktadır. Bunun nedeni
olarakta araştırma maliyeti, çalışma alanının yerleşim yerlerinin içinde olması ve
araştırma derinliği öne sürülmüştür.

Depreme dayanıklı bina tasarımı depremlerin hasarlarının azaltılmasında en


önemli görevlerin başında yer almaktadır. Deprem kuvvetlerini absorbe edecek,
depremin yıkıcı gücüne karşı koyabilecek bir yapı deprem felaketinin en baştan yok
edilmesi için çok büyük bir avantajdır. Bu avantajı yakalamak için jeofizik, jeoloji ve
inşaat mühendislerinin etkili bir biçimde çalışması gerekmektedir. Binanın yapılacağı
zemin özelliklerinin bilinmesi, deprem sırasında zeminin ve üzerindeki yapının nasıl
davranacağının ortaya konulması, yapının zemin özelliklerine uygun olarak inşa
edilmesi depreme karşı savaşta önemli bir adımı oluşturmaktadır.

Depreme dayanıklı yapı tasarımında elde edilmesi gereken en önemli parametre


pik yatay ivme değeri (Peak Ground Acceleration-PGA)’dir. PGA yapıya gelecek
deprem yükünü belirlemektedir. Yerbilimciler, Deprem Mühendisleri, Geoteknik
Mühendislerinin birinci önceliği PGA değerinin hesaplanmasıdır. PGA değerinin
hesaplanmasında bir çok farklı yol vardır. Bu olay multi-disipliner çalışmaların
kaçınılmaz sonucudur.

İzmir Metropol alanı deprem riski açısından en tehlikeli bölge içinde yer alır. Bu
nedenle olası bir depremin olası can-mal kayıplarını bertaraf etmek için deprem

2
sırasında yapıların davranışlarını incelemek, depreme dayanıklı yapılar tasarlamak,
deprem sırasında yerin nasıl davranabileceğini tahmin etmek ve deprem hasarlarını
en aza indirmek için ayrıntılı çalışmaların yapılması gerekir.

Bu çalışmada zeminin depremi büyütme etkileri dinamik büyütme faktörü


kavramı içinde irdelenecektir. Gözlemsel olarak yapılacak mikrotremor
çalışmalarından her ölçüm noktası için yatay/düşey spektral oran grafikleri elde
edilecektir. 2000-2013 yılları arasında magnitüd 3-7 arasında ve Batı Anadolu’da
olan depremler kullanılacak tasarı depreminde temel alınacaktır. Tasarım
depreminden elde edilen anakaya spektrumu ile gözlemsel yatay/düşey spektral oran
fonksiyonları lineer sistem kavramı içinde kullanılarak dinamik büyütme faktörü her
bir ölçüm noktası için elde edilecektir. Son aşamada 70-80 sn pencere boyu
kullanılarak elde edilen, gözlemsel yatay/düşey spektral oran pik periyot değerleri ile
DAF değerleri 2 boyutlu harita olarak hazırlanıp, yorumlanacaktır. Ayrıca çalışma
alanında uygulanmış olan uzaysal özilişki yöntemi (Spatial Auto-Correlation
Method-SPAC) ile elde edilmiş P, S dalga hızı-derinlik profili pik periyot, ortalama
S hızı ve ortalama zemin kalınlığı arasındaki ilişkiyi irdelemek için kullanılmıştır.

3
BÖLÜM İKİ
KURAMSAL GELİŞME

2.1. Dinamik Büyütme Faktörü (Dynamic Amplification Factor-DAF)

Nakamura 1989 yılında yaptığı çalışmada, gözlemsel yolla elde edilen


yatay/düşey spektral oran eğrilerinin frekans ortamında zemin transfer fonksiyonu
olarak tanımlanabileceğini göstermiştir. Bu kabul günümüze değin kullanılmaktadır.
Bu kabulün ayrıntısı ve çeşitli uygulamaları Mucciarelli ve Gallipoli 2001’de
verilmiştir. Bu kavramdan hareketle gözlemsel zemin transfer fonksiyonu elde
edilmiş olur.

Bilindiği gibi zemin transfer fonksiyonu anakayadan zemine geçen deprem


dalgalarının zemin içinde nasıl değişeceği hakkında bilgi verir. Kuramsal zemin
transfer fonksiyonları frekans ortamında zemini oluşturan katmanların viskoelastik
olduğu kabul edilerek (Tsai 1970) hesaplanır. Hesaplamada; yerinde çalışmalarla (in-
situ) anakaya dahil elde edilecek P ve S dalga hızları, kalınlıkları, yoğunlukları ve
sönüm faktörleri giriş parametresi olarak kullanılır.(Akgün vd. 2013)

Zemin transfer fonksiyonu kuramsal olarak S dalga hızları, P dalga hızları ve P ve


S dalgalarının ortak kullanılması ile üç farklı yolla ayrı ayrı hesaplanabilir (2.1, 2.2,
2.3).

(2.1)

(2.2)

(2.3)

4
Bağıntılarda yer alan dsa(f), dsy(f), dpa(f), dpy(f) kararlı durum genliği olarak
tanımlanır ve frekansla değişim gösterir. Alt indeksler d(f) fonksiyonun S ve P
dalgalarına göre yapılmış spektrum hesaplarını temsil eder. Yine alt indekslerde
izlenen “y” ve “a” ifadeleri sırasıyla zemin yüzeyi, ve anakaya için yapılmış işlemleri
tanımlar. Benzer şekilde, G(f) hesaplamaları için zemini oluşturan tabakaların farklı
frekanslardaki P ve S dalgalarına bağlı olarak elde edilen zemin transfer
fonksiyonlarını tanımlar.

Deprem riski yüksek olan bölgelerde yapılacak sismik risk ya da mikrobölgeleme


çalışmalarında zemin yüzeyinde oluşacak yatay deprem kuvveti araştırılır. Bu
araştırmalarda S hızına bağlı olarak elde edilecek Gs(f) spektrumunun (2.1) bu
kuvveti araştırmak için kullanılabileceği varsayımı yapılır (Nakamura 2000).
Bilindiği gibi depreme dayanıklı yapı tasarımında en önemli problem zemin
yüzeyindeki PGAy değeri ön kestirmektir. Bunun için yapı yapılacak noktada
kuvvetli yer hareketi istasyonu ve yeterli deprem verisi varsa doğrudan okuma ve
istatistiksel işlemler yapılarak PGAy değeri bulunur. Bu değerde istasyona yakın
noktaları tanımlanak için kullanılır. Bu işlem hem pratikte uygulaması zor hem de
maliyeti yüksek çalışmalar içerir. Bu nedenle çoğunlukla PGAy değeri kuramsal
hesaplamalarla ön kestirilmeye çalışılır.

PGAy değeri kuramsal olarak hesaplanırken, zemin transfer fonksiyonu ve


anakayadaki PGAa değerinin ön kestiriminin yapılması gerekir. Bunun için senaryo
depremleri ve yerinde çalışmalarla zeminin anakaya dahil olmak üzere P ve S dalga
hızlarına göre modellenmesi gerekir. Bu aşamada hem anakaya ve zemin yüzeyine
ait PGA değerleri hem de dinamik büyütme faktörü hesaplanabilir. Bunun için
senaryo depremleri ile Parseval Teoremi ve Rastgele titreşim kuramından
yararlanılır. Bu işlemlerle ilgili ayrıntılı kuramsal açıklamalar aşağıda verilmiştir.

Senaryo depremleri çoğunlukla; Magnitüdü “M”, episantır uzaklığı “E”,


hiposantır uzaklığı “H” ve ortamın deprem dalgası yayılım özelliğini yansıtan “r”
faktörü parametreleri ile tanımlanır. Bu işlem sonucu anakaya ya ait PGAa ve frekans
spektrum eğrileri elde edilir.

5
PGA değerleri zaman ve frekans ortamında birbirine bağlı olarak
tanımlanabileceği için PGA değeri G(f) spektrumu içerisinde tanımlıdır. G(f) den
zaman ortamındaki PGA değerine ulaşmak için Parseval teoremi ve Rastgele titreşim
kuramlarından yararlanılır. Parseval teoremine göre frekans ortamındaki genliklerin
karekök ortalamasının, zaman ortamındaki genliklerin karekök ortalamasına özdeş
olduğu yaklaşımı yapılarak, 2.4 bağıntısı elde edilir.

(2.4)

Genelleştirilmiş bu yaklaşım S dalgası için kullanıldığında 2.5 bağıntısı elde


edilir.

(2.5)

Rastgele titreşim kuramından bilindiği üzere, zaman serilerinin maksimum


değerleri karekök ortalama değerleri ile orantılıdır ve bu sonuçtan hareketle PGA y ve
PGAa değerlerine ulaşmak için 2.6 bağıntısı kullanılır.

(2.6)

Frekans ortamında PGAy ve PGAa parametrelerinin birbirleri ile ilişkilendirilmesi


sonucu olarak, DAF parametresi, 2.7 bağıntısı ile hesaplanır.(Trifunac 1993, Lee ve
Trifunac 1995)

(2.7)

DAF değerini veren 2.7 bağıntısı irdelendiğinde;


1. DAF değerinin anakayadaki ivmenin zemin yüzeyine hangi oranda
değişerek ulaşacağı hakkında bilgi verir.

6
2. DAF değeri frekans ve zamandan bağımsız ortalama bir değerdir.
3. Gözlemsel mikrotremor çalışmalarından elde edilen pik periyot değeri
DAF değerinin yaklaşık hangi periyotta oluşacağı hakkında bilgi verir.
4. DAF değeri ile beraber PGAy veya PGAa değerlerinin biri bilindiğinde
diğerinin hesaplanma olanağı sağlanmış olur.

2.2. Gözlemsel Zemin Transfer Fonksiyonu Elde Edilmesi (Mikrotremor


Yöntemi)

Son yıllarda ülkemizde bir deprem anında meydana gelebilecek can ve mal
kaybını önlemek ya da asgariye indirmek için yapılan çalışmalar daha da önem
kazanmıştır. Bu çalışmaların amacı, yüzey tabakalarının dinamik özelliklerini tespit
etmektir. Bu parametreler doğru belirlendiğinde üretilecek deprem senaryoları
gerçeğe yakın olacaktır. Yüzey tabakalarının dinamik parametrelerinin
belirlenmesinde sondaj ve mikrotremor dünyada bilinen ve en çok kullanılan
yöntemler olmuşlardır. Mikrotremor yöntemi kısa zaman da yapılabilmesi, düşük
maliyetli olması, uygulama kolaylığı ve hızlı çözümlenebilmesi açısından avantajlara
sahiptir. Ayrıca zemin hakim titreşim periyodunun doğrudan elde edilmesini
sağlamasıyla önemi daha da artmıştır.

2.2.1. Mikrotremor Tanımı

Doğal dönem ve genlik ya da yapay etkenlerden oluşmuş, dönemi 0.05–2 saniye,


genlikleri ise 0.01–1 mikron arasında değişen yer titreşimlerine mikrotremor denir.
Bunlar trafik, endüstri makineleri, rüzgâr gibi etkenler nedeni ile oluşmakta,
gündüzleri geceden daha etkin olup, dalga biçimleri düzensizdir. Sert yerlerde dönem
ve genlikleri, yumuşak yerlere oranla daha küçüktür. Dolayısıyla baskın dönem
süresi de o denli kısadır. Mikrotremorların periyot spektrumları alınan zemin
yapısına bağlı olarak benzer özellikler gösterebilmektedir.

7
Kanai ve Tanaka (1961), geliştirmiş olduğu bir yöntemle mikrotremorlar ile
depremler arasında yakın bir ilişkinin olduğunu; depremler sırasındaki yerin baskın
dönemlerinin, mikrotremor ölçümlerinden elde edilen yerin baskın dönemi ile yakın
bir ilişki içerisinde olduğunu, özellikle yerin yalın ve tekdüze olması durumunda bu
benzerliğin daha çok olduğunu belirtmiştir. Mikrotremorlar, yerin çok küçük genlikli
titreşimleridir. Titreşimcik genlikleri genellikle 0.001–0.01 mm arasında değerler
almaktadır. Titreşimcikler rüzgâr, okyanus dalgaları, jeotermal etkileri, küçük yer
sarsıntıları gibi doğal etkiler yanında kültürel etki olarak tanımlanan ve başta trafik
olmak üzere insanların yaşam sürecinde neden oldukları devinimlerden
kaynaklanmaktadır.

2.2.2. Mikrotremor Dalgalarının Kökeni ve Özellikleri

Yeryüzünde çok küçük salınımlar olarak nitelendirebileceğimiz mikrotremorların


yüzey dalgaları mı yoksa cisim dalgaları mı olduğu hakkında çeşitli araştırmacıların
değişik görüşleri bulunmaktadır. Genel olarak mikro depremler ve diğer bazı derin
kaynaklardan oluşan salınımları karakterleri cisim dalgaları ile ilişkilendirilirken;
rüzgâr ve insan kaynaklı diğer sığ gürültüler ise yüzey dalgaları yaklaşımı ile
ilişkilendirilirler. Kanai (1961)’ e göre mikro salınımların kaynağını yeriçinde
ilerleyerek tekrarlı yansımalar yapan S dalgaları oluşturmaktadır. Bu tez
çalışmasında da yöntemi uygulanan Nakamura ve bazı diğer araştırmacılar ise
mikrotremorların karakterlerinin Rayleigh dalga türü ile ilişkili olduğu
görüşündedirler. Aki(1993), mikrotremorları, yüzey dalgalarından olan Love
dalgaları ile ilişkilendirmiştir.

Mikrotremor, farklı kaynaklardan yayılan yeryüzündeki sürekli titreşimlerdir. Bu


mikro sarsıntıların kaynağı da çeşitlilik gösterir. Yerkürenin belli bir eksende
dönmesi, gelgit etkisi, jeotermal aktiviteler, yeraltındaki sismik aktiviteler, atmosfer
etkileri, rüzgâr ve kültürel gürültüler (trafik, endüstriyel aktiviteler ve diğer bazı 28
insan kaynaklı etkiler). Bütün bu etkenler yeryüzünde titreşim olarak algılanabilir.
Bu titreşimlerin genlikleri 0.01 mikron ile 1 mikron, periyotları ise 0.05 saniye ve 2
saniye arasında değişir (Kanai ve Tanaka, 1961). Frekans ve genlik içeriklerine göre

8
bu sürekli titreşimler sismik gürültüler olarak da adlandırılabilir. Düşük periyotlu
gürültülerin kaynağı rüzgâr, trafik ve diğer endüstriyel aktivitelerken, daha uzun
periyotlu hareketlerin kaynağı ise alçak basınç ve okyanus etkileşimi, okyanusların
oluşturduğu etkiler ve gelgit gibi etkenlerdir. Mikrotremor çalışmaları, sismoloji
bilimi ile paralel olarak 1900’ lü yılların baŞından beri özellikle Japonya'da
yapılmaktadır. 1960 yılından sonra sismolojideki öneminden dolayı gelişmiştir
(Alçık ve diğ, 1995). Mikrotremor çalışmaları ile yerin dinamik özelliklerinin
incelenmesine Kanai ve arkadaşları öncülük etmişlerdir. Kanai’ye göre farklı yer
yapılı bölgelerde, yerin doğal salınım özellikleri de kesinlikle farklı olmaktadır. Bu
düşüncesini de farklı yerlerde aldığı mikrotremor ölçümleri ve bunların sonuçları ile
desteklemiştir (Kanai 1983).

2.2.3. Mikrotremor Ölçümleri

Mikrotremor ölçümleri ayrı noktalarda ayrı zamanlarda alınabildiği gibi bir


bölgedeki titreşim özelliklerinin noktalar arasında ya da seçilen bir bağıl noktaya
göre gösterdiği değişimin belirlenmesi istendiğinde, genellikle bir çizgi üzerine
yerleştirilen çok sayıda sismometreden oluşan düzenlerle eş zamanlı olarak da
alınabilir.
Gece yapılan titreşimcik gözlemlerinden elde edilen baskın dönemlerin,
depremlerdeki baskın dönemleri ile uymaktadır. Nakamura (1989), yeryüzündeki
tortul katmanın düşey sismik dalgaları büyütemeyeceğinden yola çıkarak sismik
hareketteki Rayleigh dalgasının etkilerini düşey bileşen algılarında

(2.8)

bağıntısı ile kestirilebileceğini belirtir. Buna göre Rayleigh dalgasının yatay ve düşey
bileşenlerdeki etkileri aynı olmak koşuluyla R(f) sismik ölçümlerinden bulunan
dönüşüm işlevleri üzerindeki Rayleigh dalgası etkilerinin ortadan kaldırılması için
kullanılabilen S dalgalarının düşey bileşen hareketlerindeki yer büyütmelerinin
olmadığı varsayımından yola çıkarak

9
(2.9)

şeklinde bir bağıntı yazılabilir. Bundan başka tortul kütlenin tabanında (kaya
yüzeyinde) yer büyütmesinin yörüngesel genliğinin her iki bileşen için aynı olduğu
varsayıldığından yatay bileşenlerdeki yer büyütmesinin f frekansının değişkeni
olarak verilir.

(2.10)

2.2.4. Mikrotremor Bileşenleri ve İçeriği

Alınan zaman verileri için Fourier dönüşümü yapılarak frekans spektrumuna


bakılır. Frekans spektrumunda tüm enerji ya bir çan biçimli doruk altında ya da tüm
frekans aralığında birkaç tane çan biçimli doruk altında toplanır. Her doruk, o yeri
etkileyen ayrı bir titreŞim ya da salınım bileşenini gösterir. Bunlara harmonik denir.
(f1, f2, f3,..... fn ). Bunlar f1, f2, f3, ..., fn frekanslarında g1, g2, g3, ..., gn genlikleri ile
oluşurlar. Bu harmoniklerden küçük frekanslı olanlar tüm derinlikleri (f1) orta
frekanslar orta derinlikleri (f2, f3, ...) en yüksek frekanslı olan (sağa doğru = fn) sığ
derinliklerde oluşan titreşimlerdir. O nedenle, yapı statiğinde kullanılmak üzere tüm
yapıyı simgeleyen f1 frekansı (1/T1) ya da en büyük enerjiyi içeren baskın periyot
(TB) alınır. Kimi durumlarda T1 ve TB aynı olabilirler. Hangi doruk bileşen çanı
altında kalan yüzey büyük ise, o frekansa denk gelen titreşim yöreyi en çok etkileyen
titreşim kaynağıdır.

2.2.5. Dalga Biçimi

Mikrotremorlar yüzey dalgaları mı yoksa cisim dalgaları mı olduğu konusunda


çeşitli araştırmacılarca ayrı ayrı görüşler ileri sürülmektedir. Kanai ve Tanaka(1961),
titreşimciklerin yer içinde S dalgalarının yinelenmeli yansımaları sonucunda ortaya
çıktıklarını belirtir. Wilson 4–100 Hz frekans aralığındaki titreşimcikleri incelemiş
ve üç bileşenli sismometre kullanarak yaptığı ölçümler sonucunda parçacık
deviniminin Rayleigh dalga türüne oldukça benzer olduğunu, 9 Hz den yüksek

10
olanların ise yüzey dalgalarından oluştuğunu belirtmiştir. Aki (1993), yapmış olduğu
çalışmalarda titreşimciklerin verilen bir frekansta belirli bir hıza edinmiş yüzey
dalgaları olduğunu belirlemiş ve yatay devinimleri Love dalgaları olarak nitelemiştir.
Genel olarak rüzgâr, okyanus dalgaları ve kültürel gürültü gibi yüzeysel kaynakların
yüzey dalgaları ürettikleri, buna karşın derin kaynaklı ve küçük depremlerin neden
olduğu titreşimlerin ise düşey yönlü cisim dalgaları olarak yayıldıkları benimsenir.

2.2.6. Mikrotremorlerin Değerlendirilmesi

Gerçekte mikrotremorların periyot dağılım eğrileri büyük ölçüde yerin ilk


katmanının özelliklerinin etkisinde kalmaktadır. Titreşimcik özellikleriyle, en büyük
genlik, ortalama, baskın ve en büyük periyotlarla, yer sınıflaması yapılmaktadır.
Genel olarak spektral analiz yöntemleri kullanılarak sismik dalga karakteristikleri
tanımlanmaya çalışılır. Bu amaçla Fourier dönüşüm tekniği ile kayıtların
spektrumları elde edilir. Veriler değerlendirilirken dört teknik kullanılır.

1. Sert zeminde veya kaya üzerinde bulunan bir referans istasyonuna göre
spektral oranların elde edilmesi

2. Fourier genliklerinin yada güç spektrumlarının doğrudan değerlendirilmesi,

3. Yatay hareket bileşenlerinin düşey hareket bileşenine göre spektral


oranlarının belirlenmesi (Nakamura Yöntemi) yöntemi

4. Sıfır kesme yöntemi ( Kanai Yöntemi )

İlk üç yöntemin ortak özelliği, yerel zemin etkisinin elastik yarı sonsuz ortam
üzerinde yer alan tek bir yumuşak zemin tabakasından kaynaklandığını kabul
etmeleridir. Fourier genliklerinin ya da güç spektrumlarının doğrudan
değerlendirilmesi sonucu zemin hakim periyodunun bulunması ve referans
istasyonuna göre spektral oranların elde edilmesi veya yatay hareket bileşenlerinin
düşey hareket bileşenlerine göre spektral oranların belirlenmesi sonucunda

11
zeminlerdeki büyütme seviyelerinin belirlenmesi mümkün olmaktadır. Bu durumda
iki boyutlu ve üç boyutlu yerel zemin etkileri ihmal edilmiştir(Lermo ve Chavez-
Garcia, 1994).

2.2.7. Nakamura (H/V Spektral Oran) Tekniği

Yapılan birçok araştırma, tek bir yerdeki mikrotremorların yatay spektrumlarının


düşey spektrumlarına oranlanmasıyla bölgesel yer etkilerinin hesaplanabildiğini
göstermiştir (Mirzaoğlu ve Dikmen, 2003). Bu fikir 1989’ da Yutaka Nakamura
tarafından açıklanmıştır. Yüzey jeolojisinden kaynaklanan yer etkileri genellikle
yüzeydeki yumuşak zemindeki (HS) deprem kayıtlarının yatay bileşeni ile temel
kayanın (HB) yüzeydeki yatay bileşeni arasındaki spektral oran (SR) olarak kabul
edilir.

(2.11)

Bu teknik Nakamura (1989) tarafından denenmiş ve Japonya’da uzun zamandır


kullanılmaktadır. Ülkemizde de aktif olarak kullanılan bir tekniktir. Teknik aşağıdaki
varsayımlara dayanmaktadır:

 Mikrotremorlar, birçok dalgadan özellikle temel kaya çevresinde yüzeylenen


yumuşak zeminden yayılan Rayleigh dalgasından oluşur.
 Rayleigh dalgası etkisi (ERW) gürültüdür ve tabaka tabanından (VB) değil de
yüzeydeki (VS) düşey spektrumdan kaynaklanır.

(2.12)

 Mikrotremor hareketinin düşey bileşeni yumuşak zemin tarafından


büyütülmez.
 Mikrotremor hareketi üzerindeki Rayleigh dalgası etkisi düşey ve yatay
bileşene eşittir. Geniş bir frekans aralığında (0.2–20 Hz) temel kayada yatay
ve düşey bileşen bir farklılık göstermez.

12
(2.13)

 Yatay ve düşey bileşen arasında spektral oran arka planda yumuşak zeminden
kaynaklanan Rayleigh dalgası etkisi gürültü olarak kaydedildiğinde bu etkiyi
elemek gerekmektedir.

(2.14)

Nakamura modeli daha detaylı olarak aşağıda açıklanmıştır (Şekil 2.1.).

Şekil 2.1. Tipik bir sedimanter basen yapısı (Nakamura 2000’ den değiştirilmiştir.).

Hb ve Vb temel kayanın düşey ve yatay spektrumlarıdır. Hs ve Vs Rayleigh


dalgalarının düşey ve yatay doğrultudaki spektrumlarıdır. Th ve Vh basen
kenarındaki kaya tabanının gizlediği sismik hareket üzerindeki yüzey sedimanter
tabakanın düşey ve yatay büyütme faktörüdür.

Burada yer hareketinin izahı ve farklı yerlerdeki spektraları tanımlanmıŞtır.


Titreşimcikler Rayleigh ve diğer dalgaları kapsadığından iki bölüme ayrılmıştır.
Sedimanter basenin (Hf, Vf ) yüzey tabakasındaki yatay ve düşey spektrumları şöyle
yazılabilir.
(2.15)
(2.16)

13
(2.17)

Burada Ah ve Av doğrudan yüzey dalgalarına bağlı yatay ve düşey hareketlerin


büyütme faktörüdür. Genelde P dalga hızı S dalga hızından 3 – 4 kat fazladır. Böyle
sedimanter ortamlarda yatay bileşenlerin maksimum büyütme verdikleri frekans
çevresinde düşey bileşende bir büyütme olmaz (Av=1). Eğer Rayleigh dalgasının
etkisi yoksa Vf≠Vb olur. Diğer taraftan Vf, Vb den daha büyükse, yüzey dalgalarının
etkisi olarak düşünülebilir. Rayleigh dalgası etkisi Vf/Vb (= Tv) olarak tahmin edilir
ve yatay büyütme aşağıdaki gibi yazılır:

(2.18)

(2.19)

Bu denklemde Hb/Vb ≅ 1 dir. Hs/Hb ve Vs/Vb Rayleigh dalgası enerjisi oranıyla


ilgilidir. Burada Rayleigh dalgası etkisi yoksa QTS = Ah/Av olur (Nakamura, 2000).

2.2.8. Zemin Transfer Fonksiyonu Kavramı (Yerin Sarsıntı Büyütme Özelliği)

Bu özellik x, y, z doğrultusunda sarsıntı genliğini hız ya da ivme ölçümleri ile


bularak belirlenir. Z yönünde yerin sarsıntıyı büyütmediği varsayımı ile (x, y) yatay
bileşenlerinden en büyük genliklisi, Z bileşeni genliğine bölünür.

(2.20)

bu değer, düşey eksene göre yatay yönde yerin sarsıntıyı büyütme değerini göreceli
olarak verir.

14
BÖLÜM ÜÇ
UYGULAMA

3.1. Çalışma Alanı ve Jeolojik Özellikleri

Çalışma alanı, İzmir ilinin doğu kısmını oluşturan Yeni Kent Merkezi-Bayraklı-
Salhane-Alsancak-Manavkuyu-Turan ilçelerini kapsayacak biçimde seçilmiştir (Şekil
3.1). İzmir’de yeni yüksek katlı yapılaşmaya açılan bu bölge Bornova deresinin
birikim alanı içerisinde yer almaktadır. Birikim alanı olması nedeniyle hakim jeolojik
birim kuvarterner yaşlı alüvyon birimidir (Uzel vd. 2011). Ayrıca bu alüvyonal
birimin yaklaşık 300-350 m kalınlığa sahip olduğu saptanmıştır (Akgün vd. 2013).
Çalışma alanına ait statigrafik kolon kesit şekil 3.2’de verilmiştir. Elde edilen bu
jeolojik ve jeofizik veriler deprem dalgalarının kalın bir zeminden etkileneceğini
göstermektedir.

Şekil 3.1 Deprem literatür taraması (USGS) ve çalışma alanı

15
Şekil 3.2 Çalışma alanına ait statigrafik kesit (Akgün vd. 2013)

3.2. Senaryo Depremi İçin Kaynak Araştırması (Deprem Literatür Taraması)

Deprem literatür taraması, çalışma alanına uygulanacak tasarı depreminin odak


noktasını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Literatür incelemesi sonucunda;
lokasyonu 38.70/380 K – 260/280 D alanı içersinde kalan, magnitüdü 3 ile 7 arasında
değişen ve 01.01.2000/01.01.2013 tarihleri içerisinde olan toplam 691 deprem
seçilerek haritalanmıştır (Şekil 3.1) (http://www.usgs.gov).

Haritalanma işleminden sonra odak yoğunluğu bulunan Seferihisar/Sığacık


körfezindeki Gülbahçe fay zonunun deniz içerisindeki uzantısı en yoğun aktivite
gözlenen alan olarak aktivite yoğunluğunun göreceli olarak orta noktası deterministik
analiz için tasarı deprem kaynağı koordinatları olarak belirlenmiştir. Kaynak noktası
belirlendikten sonra çalışma alanındaki 57 nokta ile kaynak nokta arasındaki
uzaklıklar belirlenip tasarı deprem bu 57 nokta için tanımlı hale getirilmiştir.

3.3. Gözlemsel Zemin Transfer Fonksiyonu Hesaplamaları

Mikrotremor ölçümleri, Nakamura tek istasyon yöntemine göre hem arazi hem de
veri işlem aşamalarında çalışma alanındaki 57 nokta için uygulanmıştır. Ölçümler

16
Guralp Systems CMG-6TD hız ölçer sismometre (Şekil 3.2) ile her nokta için
örnekleme aralığı 100 Hz ve kayıt süresi en az 30 dk olmak üzere alınmıştır.
Çevresel bozucu etmenlerden kaçınmak amacıyla cihaz bir kova ile kapatılmış,
ölçümler 00:00 ile 05:30 saatleri arasına alınmış ve kanalizasyon vb. Gömülü
yapılandan mümkün olduğunca uzak durulmuştur.

Şekil 3.3 Gözlemsel zemin transfer fonksiyonu (mikrotremor) arazi çalışmaları

Akgün vd. 2013’den bilindiği gibi çalışma alanında kalın bir alüvyonal zemin
bulunmaktadır ve kalınlığı yaklaşık 300-350 m’dir. Bu nedenle kaydedilen
mikrotremor etkisinin anakayaya kadar olan kısmını örnekleyebilmek amacıyla
pencere boyu 80 sn seçilmiştir(Komazawa vd. 2002).

Uygulanan veri işlem teknikleri ve veri değerlendirme aşamalarından sonra elde


edilen zemin hakim titreşim periyodu değerleri haritalanmıştır. (Şekil 3.3)

17
Şekil 3.4 Çalışma alanı mikrotremor zemin hakim titreşim periyodu (T0) dağılımı.

3.4. Dinamik Büyütme Faktörü (Dynamic Amplification Factor-DAF)


Hesaplamaları

Dinamik büyütme faktörü, hesaplandığı nokta için zemin yüzeyindeki deprem


ivmesinin, anakayadaki deprem ivmesine oranı olarak karşımıza çıkmaktadır
(Bağıntı 2.20). Bu oran bir tasarı depremi ile birlikte hesaplandığında o deprem için
noktasal bazda anakayaki deprem ivmesinin yüzeye geldiğinde ne oranda
büyüyeceğinin doğrudan göstergesidir. DAF hesaplaması için gereken parametreler

18
basit olarak zemin transfer fonksiyonu ve deprem kaynak parametreleri (Magnitüd,
Episantır uzaklığı, odak derinliği ve kaya sönüm faktörü)’dir (Herak 2008).

Hesaplamalarda kullanılan zemin transfer fonksiyonları doğrudan arazi


mikrotremor ölçümleri sonucu elde edilen yatay/düşey oran fonksiyonları ile elde
edilmiştir (Nakamura 1989). Tasarı deprem için ise 3.2 bölümünde açıklanan
literatür taraması (www.usgs.gov) sonucu kestirilen bir episantır noktası,
magnitüd=7, odak derinliği=20 km(literatür taraması ortalama değer) ve depremin
olduğu varsayılan granitik kayaç için ise sönüm faktörü 0.6 olarak belirlenmiştir.

Yukarıda verilen parametreler ve 2.2 bölümünde tanımlanan bağıntılar yardımı ile


İzmir Yeni Kent Merkezi içerisinde bulunan 57 nokta için DAF değerleri
hesaplanarak haritalanmıştır (Şekil 3.4).

Şekil 3.5 Çalışma alanı dinamik zemin büyütmesi (DAF) dağılımı

19
BÖLÜM DÖRT
SONUÇLAR

Bu çalışmada gözlemsel yolla elde edilen zemin transfer fonksiyonu ile senaryo
depreminden elde edilen anakaya spektrumunun birlikte kullanılması sonucu her
mikrotremor ölçüm noktası için DAF değeri elde edilmiştir.

Elde edilen DAF değerleri frekanstan bağımsız olduğu için gözlemsel zemin
transfer fonksiyonlarından elde edilen pik periyot değeri DAF değerlerinin periyot
değerleri olarak yorumlanmıştır. Bir bölgede kalın bir zemin olasılığı varsa
gözlemsel yatay/düşey spektrumlarını oluştururken zaman ortamı pencere boyunun
70-80 sn seçilmesi gerekliliği gözlenmiştir (Komazawa vd. 2002).

Bunun anlamı SESAME kriterleri kullanılırken çalışma bölgesinin zemin


kalınlığının dikkate alınması gerektiği olur. Kubotera ve Otsuka (1970) ile Teves ve
Costa (1996) çalışmalarında açıklandığı gibi T0>1 sn değerlerinin gözlendiği
noktalarda kalın bir zemin beklenmelidir.

Statigrafik kesit ile SPAC ölçüm sonuçlarının birlikte irdelenmesi sonucunda


çalışma alanına ait beklenen olası zemin-mühendislik anakayası-sismik anakaya
modeli şekil 4.1’de verilmiştir.(Akgün vd. 2013)

Yapılan gözlemsel yatay/düşey spektral oran grafiklerinden elde edilen pik


periyot değerleri (T0) hem 1 sn’den büyük (bazı noktalarda T0=5 sn saptanmıştır)
hem de Kramer 1996’da kullanılan ve pik periyot toplam zemin kalınlığı ve ortalama
S hızı değerleri arasındaki T0=4H/Vs bağıntısı ortak kullanıldığında çalışma alanında
deprem dalgalarının ortalama 1000 m derinlikten itibaren etkilenmeye başladığı
sonuçları birbirlerini desteklemektedir. Çünkü bu derinliklerde S hızı 3000 m/sn den
1000-1200 m/sn değerlerine inmektedir (Şekil 4.2). Ayrıca SPAC ölçümleri ve
çalışma alanına ait statigrafik kesit birlikte irdelendiğinde SPAC ölçümleri
sonucunda elde edilen S dalga hızı derinlik kesitlerindeki sayısal değerleri jeolojik
birimleri desteklemektedir.

20
SPAC çalışması ve jeolojik yaklaşımların ortak sonucu olarak zeminin ortalama
300-350 m kalınlığa sahip olduğu ve jeolojik olarak genç alüvyonlar, görece
Güzelbahçe formasyonu ve yer yer yamanlar volkaniklerinden oluştuğu
düşünülmektedir. Ayrıca mühendislik anakayası (ortalama Vs=1200 m/sn) olarak
tanımlanan yapının ortalama 900-1000 m kalınlıkta ve jeolojik olarakta Bornova
karmaşığı biriminden oluştuğu söylenebilir. Bununla beraber zemin ve mühendislik
anakayası arasındaki birimin Yamanlar volkaniklerinden oluştuğu düşünülmektedir.
Yine SPAC kesitinden 1200 m derinlikte ve Vs=3000 m/sn saniye olarak gözlenen
yapı olasılıkla sismik anakayadır. Sismik ana olasılıkla, ya iyice sıkışmış pekleşmiş
Bornova karmaşığı birimi veya Menderes masifi birimi olarak düşünebilir. Diğer bir
alternatif olarak ta volkanik birimler düşünülebilir. Bu derinlikte sondaj verisi
olmadığı kabulüne göre sismik ana kaya ile ilgili çeşitli yaklaşımlar yapılmıştır.
Deprem riski yönünden bu modelin (Şekil 4.1) anlamı akustik empedans farklılığı
etkisi bu derinliklerde (ortalama 1200 m) başlamaktadır. Bu nedenle depreme
dayanıklı yapı tasarımında kullanılması gereken PGAy değerleri kuramsal yollarla
hesaplanırken bu derinlikten itibaren yüzeye taşınması gerekir.

Şekil 4.1 Çalışma alanına ait olası zemin-mühendislik anakayası-sismik anakaya


modeli (Akgün vd.2013)

21
Şekil 4.2 Çalışma alanı S ve P dalga hızı derinlik değişimi (SPAC)

22
KAYNAKLAR

Akgün, M., Gönenç, T., Pamukçu,O., Özyalın, Ş., Özdağ, Ö.C., (2013),
Mühendislik Ana Kayasının Belirlenmesine Yönelik Jeofizik Yöntemlerin
Bütünleşik Yorumu: İzmir Yeni Kent Merkezi Uygulamaları, Jeofizik Dergisi, doi
13.b02 jeofizik-1304-12 (Basımda)

Aki, K. (1993). Local Site Effects on Weak and Strong Ground Motion
Tectonophysics, 218, 93–111.

Alçık, H, A., Gürbüz, C.,Üçer, B. (1995). Kadıköy ve Üsküdar bölgelerinde


yapılan mikrotremor ölçümleri ile mikrobölgelendirme, Jeofizik Dergisi (9, 10),
235–245.

Bommer, J.J., Douglas, J., Strasser, F. (2003). Style-of-faulting in ground motion


prediction equations. Bulletin of Earthquake Engineering 1(2), 171-203.

Field, H. E. (2000). Accounting for site effects in Probabilistic Seismic Hazard


Analyses of Southern California: Overview of the SCEC Phase III Report, Bulletin of
the Seismological Society of America,90,6B,pp.S1-S31

Herak, M., (2008), Model HVSR-A Matlab® tool to model horizontal-to-vertical


spectral ratio of ambient noise, Computer and Geosciences, 34, 1514-1526.

Kagami, H., Okada, S., Shino, K., Oner, M., Dravinski, M., Mal, A. K. (1986).
Observation of 1 to 5 second microtremors and their application to earthquake
engineering. Part III. A two dimensional study of site effects in S. Fernando valley,
Bulletin of the Seismological Society of America, 76, 1801- 1812.

Kanai, K., Tanaka, T. (1961). On Microtremors, 8. Bulletin of the Earthquake


Research Institute, University of Tokyo, 39, 97–114.

Kanai, K. (1983). Engineering Seismology, University of Tokyo, 251, Japonya.

23
Kobayashi, H., Seo, K., Midorikawa, S. (1986). Part 1, Estimated strong ground
motions in the Mexico city due to the Michoacan, Mexico earthquake of September
19, 1985 based on characteristics of microtremor, Part 2, Report on seismic
microzoning studies of the Mexico earthquake of September 19, 1985. The Graduate
School of Nagatsuta, Tokyo Institute of Technology, 34–68.

Komazawa, M., Morikawa, H., Nakamura, K., Akamatsu, J., Nishimura, K.,
Sawada, S., Erken, A., Önalp, A., (2002), Bedrock structure in Adapazari, Turkey—a
possible cause of severe damage by the 1999 Kociaeli earthquake, Soil Dynamics
and Earthquake Engineering, 22, 829-836

Lermo, J., Garcia, F. J. (1994). Area Microtremors useful in site response


evaluation, Bulletin of the Seismological Society of America, 84 (5), 1350 – 1364.

Lee, V.W., Trifunac, M.D, (1995), Frequency dependent attenuation function, and
Fourier amplitude spectra of strong earthquake ground motion in California.
University of Southern California, Los Angeles, CA, USC Report no. CE 95-03, 190.

Mirzaoğlu, M., Dikmen, Ü. (2003) Application of Microtremors to Seismic


Microzoning Procedure, Journal of the Balkan Geophysical Society, vol. 6, 143–156.

Mucciarelli, M., Gallipoli, M.R., (2001), A critical review of 10 years of


microtremor HVSR technique. Bollettino di Geofisica Teorica ed Applicata 42, 255–
266.

Nakamura, Y. (1989). A method for dynamic characteristics estimation of


subsurface using microtremor on the ground surface, Quarterly Report of Railway
Technology Research Institute, 30, 25-33.

Nakamura, Y. (2000). Clear Identification of Fundamental Idea of Nakamura's


Technique and Its Applications, Proc. 12th World Conf. on Earthquake Engineering,
2656.

24
Trifunac, M.D., (1993), Broad band extension of Fourier amplitude spectra of
strong motion acceleration. University of Southern California, Los Angeles, CA,
USC Report no. CE 93-01, 109pp.

Tsai, N.C., (1970), A note on the steady-state response of an elastic half-space.


Bulletin of the Seismological society of America 60, 795–808.

Uzel, B., Sözbilir, H., Özkaymak, Ç., (2011), Neotectonic Evolution of an


Actively Growing Superimposed Basin in Western Anatolia: The Inner Bay of İzmir,
Turkey, Turkish Journal of Earth Sciences, 09-10

http://www.usgs.gov (Erişim Tarihi 02.06.2013)

25
ÖZGEÇMİŞ

Özkan Cevdet ÖZDAĞ


Adres : 266.sk. No:11 D:18 Serdar Ap. Konak/İZMİR
Cep Tel : (532) 462 27 91
İş Tel : (232) 301 72 93
E-mail : cevdetozdag@gmail.com
Doğum Yeri : Şişli/İSTANBUL
Doğum Tarihi : 23/11/1988
Uyruğu : T.C.
Medeni Durumu : Bekar
Askerlik Durumu : Tecilli (2013)
Ehliyet : A2+B sınıfı

Kariyer Hedefim:
Lisans eğitimim süresince edindiğim bilgi ve becerilerimi, zemin araştırmalarında
uygulanan MASW, sismik, mikrotremor gibi uygulamalı jeofizik yöntemleri üzerine
yapacağım yüksek lisans çalışmalarımda edineceğim bilgi ve birikimle geliştirerek
jeofiziğin ülkemizde hak ettiği yere ulaşabilmesine katkıda bulunmak ve jeofizik
camiasında söz sahibi olabilmek. Ayrıca Lisans eğitimim süresince aynı zamanda
DEU-DAUM’da Laboratuar Şefi olarak çalıştığım sürede elde ettiğim liderlik
vasıfları ve mesleki bilgilerimle mesleğimin gelişmesinde katkıda bulunabilmek ve
söz sahibi olmak için akademik kariyer yapmak.

Eğitim:
Lisans : Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü 2007-2013
Lise : Yalova Şehit Osman Altınkuyu Anadolu Lisesi 2002-2006
İlköğretim : Yalova Atatürk İlköğretim Okulu 1995-2002

26
Katıldığım Eğitim ve Seminerler:
 Depreme Nasıl Hazırlıklı Oluruz ? Manisa AFAD Md. (AFAD-MANİSA-
2012)
 Türkiye Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı ve Polat Gülkan
Çalıştayı (ODTÜ-2011)
 İzmir Deprem Tehlikesi ve Önlemleri Çalıştayı (DAUM-AFAD-İBB-İZMİR-
2011)
 Aktif ve Pasif Kaynaklı Yüzey Dalgası Yöntemleri (Veri Toplama ve
İşleme), Ünal Dikmen (JFMO-İZMİR, 2010)
 Zaman Yönetimi, Kişisel Gelişimde SWOT Analizi, Meslek Piyasasına Giriş
Hazırlığı ve Kişinin Mesleği Pazarlaması konularını kapsayan seminer,
Ayhan ÖZDEMİR (JFMO-İZMİR, 2009)
 Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu (DEU-2009)

Bilimsel Yayınlar:
Ulusal/Uluslararası Hakemli Dergide Yayınlanmış Makaleler
 Akgün, M., Gönenç, T., Pamukçu,O., Özyalın, Ş., Özdağ, Ö.C., (2013),
Mühendislik Ana Kayasının Belirlenmesine Yönelik Jeofizik Yöntemlerin
Bütünleşik Yorumu: İzmir Yeni Kent Merkezi Uygulamaları, Jeofizik
Dergisi, doi 13.b02 jeofizik-1304-12 (Basımda)

Ulusal/Uluslararası Hakemli Bilimsel Toplantılarda Sunulmuş Bildiriler

 MİKROTREMOR VERİSİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖZEL DURUMLAR


- M.Utku, M. Akgün, G. Özden, M. Gürler ve Ö.C. Özdağ,2012

Bilgisayar Deneyimlerim:
 İşletim Sistemleri: Windows 95-Windows 7, Linux Ubuntu
 Programlama Dilleri: Fortran 90&95 ve MATLAB
 Office Yazılımları: Microsoft Office 2000-2010

27
 Çizim ve Grafik Programları: CorelDraw X6, Adobe Photoshop CS5,
Grapher 9,Surfer 11, Voxler 3
 Konumlama ve GPS Programları: Google Earth, Global Mapper, Garmin
Mobile PC
 Data Processing ve Cihaz Yazılımları: Geopsy, Senmic, Senful,
SeisImager (MASW Package), Seismodule Controller, AGI Earthimager
1D, AGI Earthimager 2D, AGI Earthimager 3D, AGI Commander,
Seistronix RAS24, Ramac MALA GPR Ground Vision 2, IPI2WIN,
IPI3WIN, Scream4.4, RES2DINV, RES3DINV, Geogiga Seismic Pro,
Surfseis V3, Seisee, Reflex

İş/Staj Deneyimlerim:

1- DEU-DAUM – Eylül 2009 – Eylül 2010


Kısmi Zamanlı Öğrenci – Uygulamalı Jeofizik Lab.
106G159 TÜBİTAK KAMAG projesi kapsamında arazi çalışmaları ve veri
değerlendirmesi (MASW, Re-Mi, Mikrotremor, Düşey Elektrik Sondajı, Elektrik
Tomografi, Ground Penetrating Radar, Spac, MASW Tomografi, Sismik Kırılma,
Sismik Yansıma, Downhole, Crosshole, Mikrogravite)
2- DEU-DAUM – Eylül 2010 – Temmuz 2013
Laboratuar Şefi – Uygulamalı Jeofizik Lab.
106G159 TÜBİTAK KAMAG projesi ve Çeşitli Projeler (Aşağıda verilen)
kapsamında arazi çalışmaları, veri değerlendirmesi ve rapor yazımı.
3- DEU Haziran/Temmuz 2009-2010-2011 TÜBİTAK 108Y285 nolu “İzmir’in
güneyine ait yeraltı yapısının mikrogravite ve GPS yöntemleriyle araştırılması”
projesi.
RTK/GPS Ölçümleri
4- UBM Uluslararası Bilg. Mrk.ve Yerbilimleri Arş. Hizm. Ltd. Şti. (İstanbul)-
Haziran
2012-Temmuz 2012
Stajyer Öğrenci

28
5- Melis Sondaj Mak. San. Tic. Ltd. Şti. (Ankara)/ Ekinci Enj. Harita. Müh. Ltd.
Şti.(Ankara)-Temmuz 2012-Eylül 2012
Gölet Zemin Etüt Grubu Şantiye Şefi

Hali hazırda Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezinde


Laboratuar Şefi olarak çalışmaktayım.

Kullanabildiği Jeofizik Cihazlar ve Modelleri:


 Geometrics Geode 24 ch Sismograf
 Seistronix Ras-24 24 ch Sismograf
 Scintrex CG-5 Autograv Mikrogravite Cihazı
 Trimble 4000 RTK
 Trimble 5700 RTK
 Leica 1200 RTK
 Leica TCR803 Ultra Totalstation
 AGI Superstring R8 Marine Rezistivite Cihazı
 Senrez Rezistivite Cihazı
 Guralp Systems CMG-5TD İvme Ölçer Sismograf
 Guralp Systems CMG-6TD Hız Ölçer Sismograf
 Ramac Mala GPR
 Geostuff BHG-2C Downhole Equipment
Projeler:
1. TÜBİTAK KAMAG 106G159 nolu “İzmir Metropolü İle Aliağa Ve Menemen
İlçelerinde Güvenli Yapı Tasarımı İçin Zeminin Sismik Davranışlarının
Modellenmesi” Projesi – DEU-DAUM – Eylül-2009/Kasım-2011
2. TÜBİTAK 1007 105G019 nolu “Türkiye’nin Deprem Riski Yüksek -ancak
tektonikrejimleri farklı- Bölgelerinde Deprem Davranışının Çok Disiplinli
Yaklaşımlarla Araştırılması” Projesi – DEU-DAUM – 2009
3. TÜBİTAK 108Y285 nolu “İzmir’in güneyine ait yeraltı yapısının mikrogravite ve
GPS yöntemleriyle araştırılması” Projesi, DEU – 2009/2010/2011
4. “İzmir-Aliağa Petkim STAR Rafineri (Socar Turcas) Alanı Ön Zemin Etüt
Raporu”-DEU-DAUM-2010

29
5. “İstanbul-Ataşehir DELUXIA Residance Konutları Zemin Etüt Raporu”-DEU-
DAUM-2010
6. “Folkart Towers” Zemin Etüt Raporu,-DEU-DAUM-2011
7. “Kavuklar Towers” Zemin Etüt Mikrotremor Ölçüm ve Değerlendirilmesi-DEU-
DAUM-2011
8. “Arkas-Miray İnş. Mistral Kule” Zemin Etüt Raporu,-DEU-DAUM-2012
9. “Heris Tower” Zemin Etüt Raporu,-DEU-DAUM-2012
10. “İzmir-Limontepe Toki Konutları Arazisinde Heyelan Araştırması ve Olası
İstinat Duvarı Kazık Boyu Saptanması”-DEU-DAUM-2010
11. “Çanakkale-Ayvacık Belediyesi Katı Atık Depolama Alanı Jeofizik Çalışmalar”-
DEU-DAUM-2011
12. “-İzmir-TEOS Arkeolojik Alanı 3D Rezistivite Ölçüm ve Modellemesi”DEU-
DAUM-2010
13. “İzmir-TEOS Arkeolojik Alanı Antik İskele Deniz Rezistivite Ölçümleri”DEU-
DAUM-2010
14. “İzmir-Urla Limantepe Arkeolojik Alanı Deniz Rezistivite Ölçümleri ve
Değerlendirilmesi” –DEU-DAUM-2010
15. “İzmir-Çamaltı Tuzlası İskelesi Depreme Dayanıklılık Raporu ve İskele Kazık
Boyu Hesaplanması” “Deniz Rezistivite, Mikrotremor ,DES, Elektrik Tomografi ve
MASW ölçümleri.-DEU-DAUM-2010
16. “İzmir-Çamaltı Tuzlası İmara Esas Raporu Jeofizik Ölçümler”-DEU-DAUM-
2011
17. “Muğla-Göcek Keserali Hidroelektrik Santrali Zemin Etüt Raporu”-DEU-
DAUM-2011
18. “İzmir-Kadifekale Ege Medeniyetleri Müzesi Alanı Arkeojeofizik Çalışmalar”-
DEU-DAUM-2011
19. “Kuşadası-Marina Sitesi Heyelan Alanı Zemin Etüt Raporu”-DEU-DAUM-2010
20. “Kuşadası-Zinos Villaları Heyelan Alanı Zemin Etüt Raporu”-DEU-DAUM-
2010
21. “İzmir-Zorlu Konak Residance Zemin Etüt Raporu (Downhole)”-DEU-DAUM-
2010
22. “Manisa-Akhisar LC WAIKIKI Arkeojeofizik Çalışmalar”-DEU-DAUM-2010

30
23. “Balıkesir-Sındırgı-Çamalan Göleti” Temel Sondaj Çalışmaları-, Melis-Ekinci-
2012
24. “Balıkesir-Bigadiç-Hacıömerderesi Göleti” Temel Sondaj Çalışmaları,- Melis-
Ekinci-2012
25. “Viltur Proje Yüksek Katlı Yapı” Mühendislik Anakayası-Zemin Profili
Tanımlanması, DEU-DAUM-2013
26.“Gürliman Yapı Yüksek Katlı Yapı” Mühendislik Anakayası-Zemin Profili
Tanımlanması, DEU-DAUM-2013
27. “İzmir Yeni Kent Merkezi Vergi Dairesi (Sumet Yerbilimleri) Yüksek Katlı
Yapı” Mühendislik Anakayası-Zemin Profili Tanımlanması, DEU-DAUM-2012
28. “İzmir-Aliağa Petkim STAR Rafineri (Socar Turcas) Alanı Akifer
Tanımlamaları”-DEU-DAUM-2012

Yabancı Dil:
İngilizce: Okuma: Orta, Yazma: Orta, Anlama: Orta

31
Referanslar:
 Prof.Dr. Zafer AKÇIĞ-Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve
Uygulama
Merkezi Müdürü/Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Müh. Blm. Yer Fiziği
ABD Başkanı Tel: 0232 301 72 57 / 0532 553 56 81
 Prof.Dr. Rahmi PINAR-Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik. Müh. Blm.
Bölüm Başkanı
Tel: 0232 301 72 90/ 0537 400 22 33
 Doç.Dr. Mustafa AKGÜN-Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Müh. Blm.
Öğr. Üyesi
Tel: 0232 301 72 61/ 0533 249 03 97
 Doç.Dr. Oya PAMUKÇU- Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Müh. Blm.
Öğr. Üyesi

Tel: 0232 301 72 69

 Jef. Müh. Serhan GÖREN- UBM Yerbilimleri Araştırma Merkezi Müdürü


Tel: 0532 241 49 24

32

View publication stats

You might also like