You are on page 1of 185

AÖF Kitapları Öğrenci Kullanım Kılavuzu

Öğrenme çıktıları
Bölüm içinde hangi bilgi, beceri ve yeterlikleri
kazanacağınızı ifade eder.

Tanım
Bölüm içinde geçen
önemli kavramların
Bölüm Özeti tanımları verilir.
Bölümün kısa özetini gösterir.

Dikkat
Konuya ilişkin önemli
Sözlük uyarıları gösterir.
Bölüm içinde geçen önemli
kavramlardan oluşan sözlük
ünite sonunda paylaşılır.

Karekod
Bölüm içinde verilen
Neler Öğrendik ve Yanıt Anahtarı
karekodlar, mobil
Bölüm içeriğine ilişkin 10 adet
cihazlarınız aracılığıyla
çoktan seçmeli soru ve cevapları
sizi ek kaynaklara,
paylaşılır.
videolara veya web
adreslerine ulaştırır.

Öğrenme Çıktısı Tablosu


Araştır/İlişkilendir/Anlat-Paylaş
İlgili konuların altında cevaplayacağınız soruları, okuyabileceğiniz
ek kaynakları ve konuyla ilgili yapabileceğiniz ekstra etkinlikleri gösterir.
Yaşamla İlişkilendir
Bölümün içeriğine uygun paylaşılan yaşama dair gerçek kesitler
veya örnekleri gösterir.
Araştırmalarla İlişkilendir
Bölüm içeriği ile ilişkili araştırmaların ve bilimsel çalışmaları gösterir.
Ekonometrinin
Temelleri

Editör

Prof.Dr. Mehmet Sinan TEMURLENK

Yazarlar

BÖLÜM 1, 2, 3, 4 Dr.Öğr.Üyesi Ümit YILDIZ

BÖLÜM 5, 6, 7, 8
Prof.Dr. Mehmet Sinan TEMURLENK
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3986
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2769

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.


“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

Copyright © 2020 by Anadolu University


All rights reserved
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted
in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without
permission in writing from the University.

Öğretim Tasarımcısı
Doç.Dr Canatay Hacıköylü

Grafik Tasarım ve Kapak Düzeni


Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan

Dil ve Yazım Danışmanı


Öğr.Gör.Dr. Olcay Saltık

Ölçme Değerlendirme Sorumlusu


Yaşar Özden İnceler

Grafiker
Ayşegül Dibek

Dizgi ve Yayıma Hazırlama


Saner Coşkun
Halil Kaya
Dilek Özbek
Handan Bağ
Yasin Özkır
Kader Abpak Arul
Zülfiye Çevir
Beyhan Demircioğlu

EKONOMETRİNİN TEMELLERİ

E-ISBN
978-975-06-3723-0

Bu kitabın tüm hakları ANADOLU ÜNİVERSİTESİ’ne aittir.


ESKİŞEHİR, Şubat 2020

3397-0-0-0-2002-V02
İçindekiler

Ekonometrinin
Basit Doğrusal
BÖLÜM 1 Tanımı, Amacı, Niteliği BÖLÜM 2
Regresyon Modeli
ve Metodolojisi

Giriş ................................................................. 3 Giriş ................................................................. 23
Ekonometrinin Tanımı ve Amacı ................. 3 Doğrusal Regresyon Modeli  ........................ 23
Ekonometrinin Niteliği ................................. 4 Bağımlı ve Bağımsız Değişken ............. 24
Regresyon Kavramı ............................... 4 Stokastik Hata Terimi (u)  .................... 24
Veri Tipleri ............................................. 5 β0 ve β1 Katsayıları ................................. 24
Ekonometrinin Metodolojisi ........................ 10 Basit Doğrusal Regresyon Modeli .................. 25
Problemin İfade Edilmesi  .................... 10 Basit Doğrusal Regresyon Modelinin
Modelin Kurulması ................................ 10 Temel Varsayımları ............................... 27
Modelin Tahmini ................................... 12 Basit Doğrusal Regresyon
Tahmin Sonuçlarının Test Modelinin Tahmini ........................................ 30
Edilmesi .................................................. 13 En Küçük Kareler Yöntemi  .................. 32
Tahmin Sonuçlarının
Değerlendirilmesi .................................. 14

Çoklu Doğrusal
Çoklu Doğrusal
BÖLÜM 3 BÖLÜM 4 Regresyon
Regresyon Modeli
Modelinin Uzantıları

Giriş  ................................................................ 47 Giriş ................................................................. 71


Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli  .............. 47 Sabit Terimsiz Regresyon Modeli ................. 71
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Sabit Terimsiz Regresyon Modellerinin
Varsayımları ........................................... 49 Özellikleri  .............................................. 71
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Standartlaştırılmış Değişkenli Regresyon
Tahmini .......................................................... 51 Modeli ............................................................. 73
En Küçük Kareler Tahmincisi ............... 51 Standartlaştırılmış Değişkenlerin
Katsayı Tahminlerinin Yorumlanması  .... 52 Ortalaması ve Varyansı ........................ 74
Çoklu Belirlilik Katsayısı (R2)  ............... 52 Standartlaştırılmış Değişkenli
Hipotez Testleri ............................................. 54 Regresyon Modeli ................................. 74
Doğrusal Olmayan (Nonlineer) Regresyon
Modelleri ........................................................ 76
Tam Logaritmik Model ......................... 76
Yarı Logaritmik Modeller ..................... 77
Ters Modeller  ........................................ 78
Fonksiyonel Biçimin Seçimi ................. 80
Sınırlamaların Testi ........................................ 81
Doğrusal Sınırlamaların Testi ............... 81
Doğrusal Olmayan Sınırlamaların
Testi ........................................................ 84

iii
Klasik Doğrusal
Yapay Değişkenli Regresyon Modelinin
BÖLÜM 5 BÖLÜM 6
Modeller Varsayımlarından
Sapmalar I
Giriş ................................................................. 93 Giriş ................................................................. 117
Yapay Değişkenler ve Yapay Değişkenli  Varsayım 1 Hata Teriminin Ortalaması Sıfırdır:
Model Türleri ................................................. 93 E(ui) = 0 .......................................................... 117
Nitel Bilgilerin Nicelleştirilmesi ................... 94 Varsayım 2 Açıklayıcı Değişkenler Arasında
Sadece İki Nitel Özellik Bulunması Tam veya Güçlü Doğrusal Bir İlişki
Durumunda Yapay Değişken Yoktur ............................................................. 118
Oluşturma............................................... 94 Tam Çoklu Doğrusal Bağlantı .............. 118
İkiden Fazla Nitel Özellik Bulunması Güçlü Çoklu Doğrusal Bağlantı ............ 119
Durumunda Yapay Değişken Çoklu Doğrusal Bağlantının Nedenleri  119
Oluşturma .............................................. 95 Çoklu Doğrusal Bağlantının Neden
Yapay Değişkenlerin Sabit Terimi Etkilemesi... 97 Olduğu Sonuçlar .................................... 120
Yapay Değişken Kullanarak Ortalamalar Çoklu Doğrusal Bağlantıyı Belirleme
Arası Farkları Bulma ............................. 97 Yöntemleri ............................................. 120
Yapay Değişkenin Nicel Değişkenlerle Çoklu Doğrusal Bağlantıya Karşı
Birlikte Kullanılması .............................. 99 Çözüm Önlemleri .................................. 121
Yapay Değişkenlerde Referans Grubun
Değiştirilmesi ......................................... 100
İki Grubun Birlikte Dahil Edilmesi ....... 101
Yapay Değişkenlerin Eğim Parametrelerini
Etkilemesi ....................................................... 103
İki veya Daha Fazla Nitel Değişkenin
Etkileşimi ........................................................ 106

Klasik Doğrusal
Regresyon Eşanlı Denklem
BÖLÜM 7 Modelinin BÖLÜM 8 Modelleri
Varsayımlarından
Sapmalar II
Giriş ................................................................. 135
Varsayım 3 Hata Terimi Sabit Giriş ................................................................. 161
Varyanslıdır: Var (Ui) = Σ2 ............................. 135 Bazı Temel Kavramlar ................................... 161
Değişen Varyansın Nedenleri ............... 135 Eşanlı Denklem Sapması ............................... 164
Değişen Varyansın Neden Olduğu
Sonuçlar ................................................. 136 Belirlenme Sorunu ve Belirlenme
Değişen Varyansın Tespiti .................... 136 Koşulları .......................................................... 165
Değişen Varyansa Karşı Çözümler ....... 138
Varsayım 4 Hata Terimler Arasında Belirlenmenin Biçimsel Koşulları ......... 166
İlişki Yoktur: Kov(Xt, Ut) = 0İ ≠ J ................. 142 Geri Dönüşlü Denklem Modeli  ........... 170
Otokorelasyonun Nedenleri ................ 143 (Üçgen Sistemler)  ................................ 170
Otokorelasyonun Neden Olduğu
Sonuçlar ................................................. 143 Eşanlı Denklem Modelleri İçin Tahmin
Gecikmeli Değer Kavramı ..................... 143 Süreçleri .......................................................... 171
Otokorelasyon için Grafiksel Testler ... 144
Otokorelasyonun Test Edilmesi: Dolaylı En Küçük Kareler (DEKK)  ...... 171
Durbin-Watson Testi ............................ 145 İki Aşamalı En Küçük Kareler Yöntemi
Durbin Watson Testinin Geçerli (2AEKK)  ................................................ 171
Olabilmesi İçin Gerekli Koşullar ........... 147
Diğer Bir Otokorelasyon Testi: Araç Değişkenler Yöntemi (AD)  ......... 172
Breusch – Godfrey Testi ....................... 147
Otokorelasyona Karşı Çözümler .......... 148
Uygulanabilir Genelleştirilmiş En
Küçük Kareler ........................................ 148
Otokorelasyona Duyarlı Sağlam
Standart Hatalar ................................... 150
Varsayım 5: Hata Terimi Normal
Dağılmıştır ...................................................... 151
Normallikten Ayrılma Testleri ............. 151

iv
Önsöz

Sevgili öğrenciler,
Bilgi işlem teknolojilerindeki gelişmeler tüm Bu kitap Anadolu Üniversitesi İktisat Fakül-
dünyada ve ülkemizde önemli bir veri birikimi tesi İktisat Lisans Programın Ekonometrinin
ortaya çıkarmıştır. Bu veriler ülkelerin resmi is- Temelleri dersinin konularını içermektedir. Bu
tatistik kurumları, kamu ve özel sektör kuruluş- ders kitabı programda bir ekonometri dersi-
ları ve uluslararası kuruluşların bünyesinde yer nin okutulmasının gerektiğine karar verilmesi
almaktadır. Bunların önemli bir kısmı da Inter- üzerine Türkiye’de açık öğretim sistemi için
net üzerinde erişilebilecek şekilde yayınlanmak- yazılan ilk ekonometri kitabıdır. Kitabı ha-
tadır. Bu veriler tek başına sayılar veya sayısal- zırlarken sade ve anlaşılır bir dil kullanmaya
laşmaya muhtaç nitel bilgi yığınından başka bir çalıştık. Konu anlatımlarında cebirsel detay-
şey değildir. Bunların uygun bir şekilde analiz lara mümkün olduğunca girmedik. Konuların
edilmesiyle açığa çıkarılacak bilgi, kamu ve özel daha iyi anlaşılması için bazı uygulamalara yer
sektör kuruluşlarının karar alma süreçlerinde verdik. Yöntemlerin uygulanmasında bilgisa-
kullanılma potansiyeli içermektedir. yar kullanımını göstermek için bazı bilgisayar
Diğer yandan bilgi işlem teknolojilerindeki ge- uyugulamaları yaptık. Ayrıca Açıköğretim sis-
lişmeler, ekonometri yazılımlarının sayılarının teminde yer alan diğer kitaplarda olduğu gibi
artmasına ve her birinin iş yapma kapasite- “Yaşamla İlişkilendir”, “Araştırmalarla İlişkilen-
lerinin hızlı bir şekilde gelişmesine de neden dir”, bölümlerine de yer verdik.
olmuştur. Başlangıçta daha düşük iş yapma Bu kitabın hazırlanmasında pek çok kişinin
kapasitesine sahip olan yazılımların yaptıkları emeği geçmiştir. Sağladıkları olanaklardan
işlem miktarı, günümüzde devasa boyutlara ötürü başta rektörümüz sayın Prof. Dr. Şafak
ulaşmıştır. Bundan sadece üç, beş yıl önce bü- Ertan ÇOMAKLI olmak üzere Rektör Yardım-
yük emek ve zaman harcanarak yapılan işlem- cısı ve Açık Öğretim Fakültesi Dekan Vekili
ler artık neredeyse birkaç tıklama ile yapılabi- Prof. Dr. Selim BAŞAR’a ve kitabın dizgisinden
lir hale gelmiştir. Kaldı ki bu yazılımlar içinde basımına kadar emeği geçen herkese editör ve
yasal olarak ücretsiz kullanabileceklerimiz bile yazarlar olarak çok teşekkür ederiz.
mevcuttur.
Mevcut gelişmeler, bilimsel yayın yapma ve
onlara erişim olanaklarının da gelişmesini
sağlamıştır. Internet’teki gelişmeler gelenek-
sel dergilere erişimi kolaylaştırdığı gibi birçok
derginin fiziki olarak yayınlanmasına gerek
kalmadan düşük maliyetli bir şekilde elektro-
nik ortamda yayınlanmasına olanak sağlamış-
tır. Bu gelişmeler iktisadi ve sosyal bilimler
alanında yapılan araştırmalarda yoğun olarak Editör
kullanılan ekonometrik yöntemlere olan ilgiyi Prof.Dr. Mehmet Sinan TEMURLENK
artırmış ve onu sınırlı sayıda elit eğitimli kişi
tarafından kullanılan bir araç olmaktan çıka-
rarak daha yaygın bir araç haline gelmesini
sağlamıştır.

v
Bölüm 1
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

1 2
Ekonometrinin Tanımı ve Amacı Ekonometrinin Niteliği
öğrenme çıktıları

1 Ekonometriyi tanımlayabilme, 2 Regresyon kavramını tanımlayabilme, veri


ekonometrinin amacını açıklayabilme tiplerini sıralayabilme

3
Ekonometrinin Metodolojisi
3 Ekonometrinin metodolojisini
açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • İktisat Teorisi • Matematik, İstatistik • Regresyon • Zaman Serisi Verileri • Yatay
Kesit Verileri • Panel Veriler • Ekonometrik Model • Tahmin Yöntemi • Hipotez Testi

2
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ
İktisat bilimi, iktisadi olayları inceleyerek çeşitli teoriler ve hipotezler ortaya koyar. Ancak ortaya konu-
lan bu hipotez veya teorilerin kabul görmesi için doğruluğunun sınanması gerekir. Bu sınamalar ise iktisadi
değişkenlere dair bilgileri içeren bir takım sayısal veriler kullanılarak yapılır. Söz konusu sayısal veriler bir
takım istatistiksel yöntemler ile analiz edilerek iktisadi teori ve hipotezler test edilir. Tüm bunlara olanak
sağlayan bilim dalı ise ekonometridir.

EKONOMETRİNİN TANIMI VE AMACI


İlk kez 1926 yılında Norveçli iktisatçı Ragnar Frisch tarafından kullanılan ve ismini Latince ekonomi
anlamına gelen “oikonomia” ve ölçüm anlamına gelen “metron” sözcüklerinin birleşiminden alan ekono-
metri kavramı en net ifadesiyle “ekonomik ölçüm” demektir. Ekonometri temel olarak, iktisat kuramını
matematiksel araçlar ve istatistiki yöntemler yardımıyla sınayan bilim dalıdır. Peki ekonometri, iktisat
kuramına dair bu sınamaları yaparken neyi amaçlar?
İktisatçılar, iktisadi değişkenler arasındaki ilişkileri ortaya koyan ve bu ilişkiler doğrultusunda çeşitli
politikalar geliştiren sosyal bilimcilerdir. Ancak herhangi bir ekonomi politikasının geliştirilebilmesi için
öncelikle ortaya konulan teorilerin test edilerek değişkenler arasındaki ilişkilerin matematiksel boyutunun
bilinmesi gerekir. İktisat teorisi, iktisadi olayları açıklarken bazı varsayımlar altında iktisadi değişkenler
arasındaki ilişkileri belirten teori ve hipotezler ortaya koyar. Ancak bu bilgi politika geliştirmek için yeterli
değildir. Örneğin; faiz oranlarında yapılması planlanan bir değişikliğin enflasyon üzerinde ne derecede
etkili olacağını öngörmek için faiz ve enflasyon arasındaki iktisadi ilişkiyi biliyor olmak yeterli değildir. Bu-
rada, faiz oranı ve enflasyon arasındaki ilişkiyi matematiksel bir kalıba sokarak çeşitli istatistiksel yöntemler
yardımıyla söz konusu değişkenler için parametre tahminlerinde bulunulması gerekir. Çünkü; ancak bu
şekilde faiz oranlarına dair uygulanacak bir politikanın enflasyon üzerindeki etkisi öngörülebilir ve bu
kapsamda politika uygulanabilir. Ekonometrinin temel amacı da bu ihtiyacı karşılamaktır.

İsmini Latince ekonomi anlamına gelen “oikonomia” ve ölçüm anlamına gelen “metron” söz-
cüklerinin birleşiminden alan ekonometri kavramı en kısa ifadesiyle “ekonomik ölçüm” demektir.

Ekonometri, iktisat kuramını matematiksel araçlar ve istatistiki yöntemler yardımıyla sınayan


bilim dalıdır.

3
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

Öğrenme Çıktısı

1 Ekonometriyi tanımlayabilme, ekonometrinin amacını açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Ekonometrinin diğer bilim Ekonometrinin ortaya çı-


Büyük Buhran’ın ekono-
dalları ile olan ilişkilerini kışında aktif rol oynayan
metrinin ortaya çıkışındaki
ortaya koyarak matematik faktörleri arkadaşlarınızla
etkilerini araştırın.
ve istatistik ile ilişkilendirin. tartışın.

EKONOMETRİNİN NİTELİĞİ doğru durum tespiti yapabilmek ve gerekli politi-


Birçok bilim gerçek olayları incelerken olayların kaları geliştirebilmek için elde ettiğimiz bu sayısal
karmaşık yapısını anlayabilmek veya çözüm yolları verilerin bir takım yöntemlerle analiz edilmesi ge-
geliştirebilmek için farklı bilim dallarıyla birlikte rekecektir. Bu da istatistiksel yöntemlere duyulan
çalışmaya ihtiyaç duymuş ya da kendi alt bilim dal- ihtiyacı göstermektedir. Gördüğünüz gibi iktisadi
larını geliştirmiştir. Bu durum iktisat bilimi için de olayları anlayabilmek, sorunları iyi tanımlayabil-
geçerlidir. İktisatçılar iktisadi olayları analiz eder- mek ve doğru ekonomi politikaları geliştirebilmek
ken ve çeşitli ekonomi politikaları geliştirirken za- için iktisadi teoriden biraz fazlasına ihtiyacımız
manla farklı bilim dallarına ait yöntemlere de ihti- vardır. Bu ihtiyaç da ekonometri bilimini gelişme-
yaç duymuşlardır. Örneğin, Büyük Buhran sonrası sine olanak sağlamıştır.
sistematik olarak incelenmeye başlanan makroeko- Ekonometri iktisat kuramına dair ölçümler
nomi daha önce pek de üzerinde durulmayan milli yaparken matematikten ve istatistikten yararlanır.
gelir, enflasyon, işsizlik gibi makroekonomik olgu- İstatistik matematiksel işlemleri kullanarak de-
ların sistematik olarak incelenmesine ve bu doğ- ğişkenler arasındaki ilişkileri ortaya koyan ve yo-
rultuda ekonomi politikalarının geliştirilmesine rumlayan bir bilimdir. Ekonometri ise istatistiksel
olanak sağlamıştır. Ancak burada doğru ekonomi yöntemleri kullanarak iktisadi olayları açıklamaya
politikalarının geliştirilebilmesi ve sağlıklı işleye- çalışan farklı bir bilim dalıdır. Bu açıklamadan da
bilmesi mevcut durumun doğru analiz edilmesine anlaşılacağı gibi ekonometri, iktisadi teoriye uygu-
bağlıdır. Bu analizler ise bazı bilgiler ışığında ya- lanan istatistiksel yöntemler şeklinde de tanımla-
pılabilir ve bu bilgilerin gerçek durumu gerçeğe nabilir. Dolayısıyla burada ekonometrinin istatis-
en yakın şekilde temsil etmesi gerekir. Dolayısıyla tiksel yöntemleri kullanarak iktisadi değişkenler
bahsi geçen bu bilgilerin sübjektiflikten uzak olma- arasındaki ilişkileri incelediğini söyleyebiliriz. Söz
sı beklenir. Bu ise ancak somut bir takım verilere konusu ilişkileri incelerken başvurulan temel ista-
bağlıdır. Örneğin; enflasyonu önleyici bir takım tistiksel yöntem ise regresyon analizidir.
politikalar geliştirmek istiyorsak burada enflasyonu
doğru tanımlamalı ve doğru analiz etmeliyiz. Bu Regresyon Kavramı
ise bir takım sayısal verilere ihtiyaç duyduğumuzu
gösterir. Dolayısıyla burada iktisatçılar olarak ma- Regresyon kısaca aralarında neden-sonuç ilişki-
tematiğin araçlarına ihtiyacımız vardır. Öte yandan si olan iki veya daha çok sayıdaki değişkenin bir

4
Ekonometrinin Temelleri

denklem yardımıyla ifade edilmesidir. Herhangi iki yon modeli, tek bağımlı ve birden çok bağımsız de-
veya daha çok sayıda değişken arasındaki ilişkinin ğişkenin oluşturduğu modellere ise çoklu regresyon
yönü veya büyüklüğü ise regresyon analizi ile be- modeli adı verilir.
lirlenir. Regresyon analizinde, kurulan regresyon
denkleminin tahmini yapılarak modelde yer alan
değişkenlere dair parametreler tahmin edilir ve bu
şekilde bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki
Regresyon aralarında neden-sonuç ilişkisi
ilişkiler matematiksel olarak ortaya konur. Burada
olan iki veya daha çok sayıdaki değişkenin
bağımlı değişken bir tane olmasına karşın bağımsız
bir denklem yardımıyla ifade edilmesidir
değişkenlerin sayısı değişebilir. Tek bağımlı ve tek
bağımsız değişkenden oluşan modellere basit regres-

Regresyon analizinde modeli oluşturan değişkenlere dair katsayılar tahmin edilir. Bu katsayılar ise ba-
ğımlı değişken ile bağımsız değişken arasındaki ilişkilerin yönünü ve büyüklüğünü gösterir. Bu katsayılara
ulaşabilmek için ise analizlerde kullanılmak üzere bir takım sayısal verilere ihtiyacımız vardır ve bu veriler
farklı türlerde karşımıza çıkmaktadır. Şimdi bu veri türlerini inceleyelim.

Veri Tipleri
Regresyon analizi yaparken kullanılan veriler temelde üç farklı tiptedir. Bunlar, zaman serisi verileri,
yatay kesit verileri ve panel verilerdir.

5
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

Zaman Serisi Verileri


Zaman serisi verileri, kısaca herhangi bir değişkenin belirli bir zaman dilimi içerisinde aldığı değerler
kümesidir. Örneğin, Tablo 1’de gösterilen Türkiye’nin 2004-2018 yılları arasındaki yıllık enflasyon de-
ğerleri bir zaman serisidir. Burada tek bir birimin belirli bir periyot için birbirini izleyen değerleri zaman
serisini oluşturmaktadır.
Tablo 1.1 Zaman Serisi Verileri

Yıl Tüketici Fiyat Endeksi (Yıllık % Değişim)

2004 9.35
2005 7.72
2006 9.65
2007 8.39
2008 10.06
2009 6.53
2010 6.40
2011 10.45
2012 6.16
2013 7.40
2014 8.17
2015 8.81
2016 8.53
2017 11.92
2018 20.30
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu

6
Ekonometrinin Temelleri

Tablo 1.1’de Türkiye için tüketici fiyat endek- Tablo 2’de yatay kesit verisine örnek olarak
sindeki yıllık yüzde değişimlerin yıllara göre aldığı BRICS ülkelerinin enflasyon değerleri gösterilmiş-
değerler gösterilmektedir. Buradaki iktisadi değiş- tir. Tablodan da görebileceğiniz gibi burada zaman
ken enflasyondur ve tüketici fiyat endeksindeki yıl- serisinden farklı olarak enflasyon verisi çok sayıda
lık yüzde değişim yıllık enflasyonu göstermektedir. birim (BRICS ülkeleri) için gösterilmekte ancak
Bu şekilde 2004-2018 yıllarını kapsayacak şekilde birbirini takip eden bir zaman periyodu yer alma-
Türkiye’nin yıllık enflasyon oranlarını her bir yıl maktadır. İşte bu şekilde herhangi bir değişkenin
için sıralarsak enflasyona dair bir zaman serisi oluş- çok sayıda birim için, zamanın belirli bir noktasın-
turmuş oluruz. Gördüğünüz gibi burada tek bir bi- da aldığı değerler yatay kesit verileri olarak adlandı-
rim (Türkiye) söz konusu iken 15 yıllık bir zaman rılır. Yine mikro düzeyde bir örnek vermek gerekir-
periyodundan (2004-2018) bahsedilmektedir. İşte se, turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaların
bu şekilde tek bir birim için herhangi bir değişke- 2018 yılındaki kar oranlarının başka bir yatay kesit
nin ardışık değerleri zaman serisi verileri olarak ad- verisi olduğunu söyleyebiliriz.
landırılmaktadır. Yalnızca yıllık değil, günlük, haf-
talık, aylık, üç aylık gibi ardışık değerleri oluşturan
veriler de zaman serisi verileri olarak değerlendiri-
Yatay kesit verileri, zamanın belirli bir
lir. Örneğin, bir firmanın belirli bir zaman dilimin-
noktasında herhangi bir değişkenin çok
deki günlük ciro değerleri de yine bir zaman serisi
sayıda birim için aldığı değerlerdir.
örneğidir.

Zaman serisi verileri, herhangi bir değiş-


Panel Veriler
kenin belirli bir zaman dilimi içerisinde
aldığı değerler kümesidir. Regresyon analizlerinde kullanılan diğer bir veri
tipi ise panel verilerdir. Panel veriler herhangi bir
değişkenin çok sayıda birim için belirli bir zaman
diliminde aldığı değerler kümesidir. Tanımdan da
Yatay Kesit Verileri anlaşılacağı gibi panel veriler zaman serisi verileri
Yatay kesit verileri ise, zamanın belirli bir nok- ve yatay kesit verilerinin bir araya gelmesiyle oluş-
tasında herhangi bir değişkenin çok sayıda birim maktadır. Örneğin, BRICS ülkelerinin 2014-2018
için aldığı değerlerdir. Örneğin, Tablo 2’de verildiği yılları arasındaki enflasyon oranları bir panel veri
gibi BRICS ülkeleri için 2018 yılına ait enflasyon örneğidir. Burada, verilerde hem yatay-kesit boyu-
verileri bir yatay kesit verisi örneğidir. Bu tip ve- tu (BRICS ülkeleri) hem de zaman serisi boyutu
rilerde çok sayıda birim söz konusu iken birbirini (2014-2018 yılları arası) söz konusudur.
izleyen bir zaman periyodu yoktur.

Tablo 1.2 Yatay Kesit Verileri

Ülkeler 2018 Yılı Tüketici Fiyat Endeksi (Yıllık % Değişim)

Brezilya 3.66
Rusya 2.88
Hindistan 4.86
Çin 2.07
Güney Afrika 4.50

Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanı

7
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

Tablo 1.3 Panel Veriler

Ülkeler Yıllar Tüketici Fiyat Endeksi (Yıllık % Değişim)

Brezilya 2014 6.33


Brezilya 2015 9.03
Brezilya 2016 8.74
Brezilya 2017 3.45
Brezilya 2018 3.66
Rusya 2014 7.82
Rusya 2015 15.53
Rusya 2016 7.04
Rusya 2017 3.68
Rusya 2018 2.88
Hindistan 2014 6.35
Hindistan 2015 5.87
Hindistan 2016 4.94
Hindistan 2017 2.49
Hindistan 2018 4.86
Çin 2014 1.92
Çin 2015 1.44
Çin 2016 2.00
Çin 2017 1.59
Çin 2018 2.07
Güney Afrika 2014 6.14
Güney Afrika 2015 4.51
Güney Afrika 2016 6.59
Güney Afrika 2017 5.18
Güney Afrika 2018 4.50
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanı

8
Ekonometrinin Temelleri

Tablo 3’te BRICS ülkelerindeki enflasyon oran-


larının 2014-2018 yıllarında aldığı değerler göste-
rilmektedir. Tablodan da anlaşılacağı gibi bu veri
setinde hem yatay kesit verilerinde olduğu gibi çok
dikkat
sayıda birim, hem de zaman serilerinde olduğu gibi Zaman serisi verileri ve yatay kesit verilerinin bir ara-
ardışık bir zaman periyodu vardır. İşte bu şekilde ya getirilmesiyle panel veriler oluşturulur.
zaman serisi verileri ve yatay kesit verilerinin bir
araya getirilmesiyle panel veriler oluşturulur.

Yaşamla İlişkilendir

EKONOMETRİST ÇOBANDAN SIRA- versite mezunu çoban, hayalini gerçekleştirirken


DIŞI UYGULAMALARLA YÜKSEK GELİR gelir elde etmenin mutluluğunu yaşıyor.
Tayyib HOŞBAŞ 05.10.2019 Tamer Küçükakbulut, AA muhabirine yap-
Düzce tığı açıklamada, hayalini yaşamak üzere köyüne
döndüğünü belirtti.
Üniversite eğitiminin ardından köyüne dö-
nen ve çocukluk hayali olan çobanlık mesleğini Sabahları ıslık çalarak işine gittiğini anlatan
yapmaya başlayan Tamer Küçükakbulut, yeni uy- Küçükakbulut, şöyle konuştu:
gulamalarla geleneksel çobanlığın dışına çıkıyor. “Bu benim çocukluk hayalimdi, herkes ‘ben
Köyde “sayılarla oynayan çoban” olarak tanı- doktor, öğretmen olacağım’ derdi, ben hep vete-
nan Küçükakbulut, bu uygulamalar sayesinde dü- riner olmak istedim. Veterinerlik nasip olmadı,
şük giderle yüksek kazanç elde etmeyi başarıyor. sayısal bölümü seçmek istedim ama çevre baskı-
sıyla eşit ağırlık bölümünü seçmek zorunda kal-
Çocuk yaşlarda hayallerini süsleyen hayvan-
dım. Daha sonra ekonometri okudum. Pişman
cılıktan kopamayan Küçükakbulut, Çanakkale
değilim, çok faydasını gördüm. Çevreme çok
18 Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilim-
fazla kulak asmadım, ‘ben hayallerimin peşinden
ler Fakültesi Ekonometri Bölümünü bitirerek,
koşacağım, sabahları ıslık çalarak gideceğim bir
doğduğu Konaklı köyüne yerleşti.
işim olsun’ dedim hep. Hayallerimin peşinden
Tarım ve Orman Bakanlığının “Genç Çiftçi koştum. Ne kadar şükretsem az, sevdiğim işi ya-
Projesi” ile hayallerine giden yolun ilk adımını pıyorum ve mutluyum. Mutlu oldukça kazandı-
atan ekonometrist genç, her gün hayvanlarını ğım paranın da kıymetini biliyorum. Daha rahat
kendi güdüyor. bir yaşam sürüyorum.”
Aldığı eğitimle çobanlığı harmanlayan Küçü- Küçükakbulut, çoğu sistemi otomatiğe bağ-
kakbulut, küçükbaş hayvanlarının doğum anın- ladığını dile getirerek, kamera sistemi, otomatik
daki kilosu, günlük kilogram değerleri, beslenme yemleme ve sulama olduğu için sabah erkenden
planlamaları gibi istatistikler tutarak geleneksel kalkıp hayvanların yanına gitme durumu olma-
çobanlığa yeni bir yaklaşım getiriyor. dığını aktardı.
Küçükakbulut, ahırına kamera sistemi, oto-
matik yemlik ve suluklar yerleştirerek, teknolojik
Kaynak:https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/eko-
imkanlardan yararlanıyor.
nometrist-cobandan-siradisi-uygulamalarla-yuk-
Hayvanlarının kaba yemini de kendisi ürete- sek-gelir-/1603020 Erişim Tarihi: 10.10.2019
rek, düşük giderle yüksek kazanç elde eden üni-

9
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

Öğrenme Çıktısı
2 Regresyon kavramını tanımlayabilme, veri tiplerini sıralayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Avrupa Birliği ülkelerinde Türkiye için yıllık enflas-


Değişken kavramını tanım-
2018 yılı işsizlik oranlarının yon oranlarına dair veri seti
layın, regresyon kavramıyla
hangi tip veriye örnek oldu- oluşturun ve arkadaşlarınız-
ilişkilendirin.
ğunu araştırın. la paylaşın.

EKONOMETRİNİN METODOLOJİSİ
Geleneksel ekonometrik metodolojinin herhangi bir iktisadi olayı analiz ederken izlediği bazı adımlar
vardır. Bu adımları temel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
• Problemin ifade edilmesi.
• Modelin kurulması.
• Modelin tahmini.
• Tahmin sonuçlarının test edilmesi.
• Tahmin sonuçlarının değerlendirilmesi.
Şimdi dilerseniz söz konusu adımları iktisadi bir teori üzerinden somutlaştırmaya çalışalım.

Problemin İfade Edilmesi


Örneğin iktisat derslerinden de hatırlayacağınız
bir teori üzerinden gidelim. Örneğimiz talep teorisi
olsun. Talep kanununa göre diğer koşullar sabitken
bir malın fiyatı arttıkça talep edilen miktarı düşer
veya bir malın fiyatı düştükçe talep edilen miktarı
artar. Bizde burada talep kanunun öne sürdüğü bu
ilişkiyi herhangi bir X malı için sınayalım.

Modelin Kurulması
Ekonometrik çalışmalarda, incelenen iktisadi
olayı matematiksel bir kalıba sokarak tahmin edile-
bilir bir model haline getirmek oldukça önemlidir.
Bunun için öncelikle iktisadi teoriyi temel alacak
şekilde uygun bağımlı ve bağımsız değişkenlerin se-
çilmesi ve değişkenler arasındaki ilişkileri gösteren
katsayıların işaret ve büyüklüklerinin belirlenmesi
gerekir. Ardından incelenen iktisadi olay matema-
tiksel bir kalıba sokularak ölçülebilir bir model ha-
line getirilir.

10
Ekonometrinin Temelleri

Değişken Seçimi Bu şekilde katsayıların işaret ve büyüklüklerinin


Uygun model belirlenirken yapılacak ilk iş ik- belirlenmesinin ardından bir sonraki adımda uy-
tisadi teoriyi temel alacak şekilde analizlerde kul- gun matematiksel kalıp belirlenir.
lanılacak bağımlı ve bağımsız değişkenleri belir-
lemektir. Örneğin, burada inceleyeceğimiz talep Matematiksel Kalıbın Seçilmesi
fonksiyonu için bağımlı değişkenimiz X malının
Uygun matematiksel kalıbın seçilmesi temel
talep edilen miktarı olacaktır. İktisat teorisine göre
olarak değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal
herhangi bir malın talep edilen miktarı ilgili malın
olup olmaması ile ilgilidir. Burada uygun matema-
fiyatına, tüketicinin gelirlerine, ikame ve tamamla-
tiksel kalıp belirlenirken çoğunlukla değişkenlere
yıcı malların fiyatlarına, zevk ve tercihlere ve diğer
ait gözlemlerin dağılımı göz önünde bulundurulur.
bir takım faktörlere bağlıdır. Burada da bağımsız
Örneğin, bu gözlemler bir doğru şeklinde ilerliyor-
değişken olarak belirlenecek değişkenlerin temel
sa bu durumda doğrusal bir modelin tercih edilme-
olarak iktisadi teorinin öne sürdüğü bu değişken-
si daha uygun olacaktır.
lerden seçilmesi uygun olacaktır. Ancak burada
değişken seçimini tamamıyla iktisadi teoriden al- Örneğimizde herhangi bir X malı için talep
dığımız bilgiye dayandırmamız gerekmez. Konuyla tahmininde bulunacağımızdan bahsetmiştik. Bura-
ilgili daha önce yapılmış çalışmalardan da faydala- da tahmini yapılacak ekonometrik modelin ifade
nabilir, gerektiği durumlarda değişkenlere ilaveler edilmesinin öncesinde talep teorisi çerçevesinde bu
yapılabilir veya iktisadi teoriyi temel alan değişken- modelin matematiksel kalıbının belirlenmesi ge-
ler modelden çıkarılabilir. Örneğin, monopolcü bir rekmektedir. Bir malın fiyatı ile talep edilen mik-
firmanın ürettiği mala yönelik bir talep tahminin- tarı arasındaki ters yönlü ilişkiyi açıklayan bu teori
de ilgili malın ikamesi olmadığı için modelde ika- doğrusal formda şu şekilde ifade edilir:
me malın fiyatı yer almayacaktır. Bu şekilde uygun
değişkenler seçildikten sonra bir sonraki aşamada QDX = β0 – β1PX (1.1)
bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi
gösteren katsayıların işaret ve büyüklüklerinin be- Eşitlik (1.1)’de, QDX, x malı için talep edilen
lirlenir. miktarı, β0 sabit katsayısı β1 ise x malının fiyatı
ile talep edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren
parametreyi gösterir. Bu ifade aynı zamanda talep
Katsayıların İşaret ve Büyüklüklerinin fonksiyonunun matematiksel modelidir. Burada
Belirlenmesi β1 katsayısının talep kanunu gereği negatif işare-
Bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler ara- te sahip olduğunu görüyoruz. Bu x malının fiyatı
sındaki ilişkileri gösteren katsayıların işaret ve bü- ile talep edilen miktarı arasında ters yönlü bir iliş-
yüklükleri yine temel olarak iktisat teorisinden ve ki olduğunu söylemektedir. Ancak bu bilgi bizim
öncesinde yapılan çalışma çıktılarından elde edece- için çoğu kez yeterli değildir. Dolayısıyla bu teoriyi
ğimiz bilgiye dayanır. Örneğin, burada yaptığımız test ederek, gerçekte x malının fiyatı arttığı zaman
gibi bir talep fonksiyonu tahmin ediliyorsa burada talebinin azalacağına dair veya azalacaksa ne kadar
ilgili malın fiyatını temsil eden bağımsız değişkenin azalacağına dair bilgiye ulaşmamız gerekir. İşte bu
katsayısının negatif işarete sahip olmasını bekleriz. bilgiye ulaşmak için β1 katsayısı tahmin edilmeli
Ya da eğer talebini tahmin etmeye çalıştığımız mal yani ona bir sayısal değer bulunmalıdır. Bu tah-
normal bir mal ise gelir değişkenine ait katsayının min için öncelikle matematiksel kalıbı verilen talep
pozitif işarete sahip olmasını bekleriz. fonksiyonunun ekonometrik bir modele dönüştü-
Öte yandan bazı durumlarda iktisadi teori bu rülmesi gerekir. Ekonometrik model kurulduktan
katsayıların büyüklüklerine ilişkin bilgileri de içe- sonra artık ilgili modelin tahmini yapılabilir. Bu-
rir. Örneğin, bir tüketim fonksiyonu tahmini ya- rada tahmini yapılacak ekonometrik model ise şu
pıyorsak, burada harcanabilir gelire ait katsayının şekilde ifade edilir:
iktisadi teori gereği 0’dan büyük ve 1’den küçük bir
değer alması gerekmektedir. QDX = β0 – β1PX + u (1.2)

11
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

Talep kanununa göre, malın talep edilen mik- İhtiyaç duyulan veriler toplandıktan sonra ar-
tarı o malın fiyatının bir fonksiyonu olarak kabul tık Eşitlik (1.2)’de doğrusal formda verilen talep
edilir ve talebi etkilediği düşünülen diğer tüm de- fonksiyonun tahmini yapılabilir. Ancak burada da
ğişkenlerin sabit olduğu varsayılır. Eşitlik 2’de yer doğru tahmin yönteminin tercih edilmesi önem
alan ve hata terimi adını verdiğimiz u, x malının arz etmektedir.
talebi üzerinde etkisi olan ancak dikkate alınmayan
işte bu diğer faktörlerin etkisini temsil etmektedir.
Öte yandan tahmini yapılacak olan (1.2) numaralı
Uygun Tahmin Yönteminin Seçilmesi
ekonometrik model aynı zamanda bağımlı değiş- ve Modelin Tahmini
ken olan QDX ile bağımsız değişken olan PX arasın- Ekonometrik modellerin tahmininde çok sayı-
daki doğrusal ilişkiyi gösteren bir doğrusal regres- da tahmin yönteminden faydalanılmakla birlikte bu
yon modelidir. Bir sonraki aşamada ise bu doğrusal yöntemler temel olarak tek denklem modelleri ve eşanlı
regresyon modelinin tahmini yapılmaktadır. denklem modelleri şeklinde iki grupta toplanır. Burada
bahsi geçen tek denklem modelleri tek bir denklemin
bireysel tahminine olanak sağlarken, eşanlı denklem
modelleri birden çok modelin eşanlı tahmininde
kullanılmaktadır. Buna göre örnek modelimizde tek
dikkat
denklem modellerinden faydalanılacaktır.
Doğrusal Regresyon Modeli iki veya daha fazla değiş-
ken arasındaki doğrusal ilişkileri açıklar.

dikkat
Modelin Tahmini Tek denklem modelleri tek bir denklemin bireysel
Eşitlik (1.2)’nin tahmin edilebilmesi için ön- tahminine olanak sağlarken, eşanlı denklem model-
celikle bir takım sayısal verilere ihtiyacımız vardır. leri birden çok modelin eşanlı tahmininde kullanıl-
Doğru tahminlerin yapılabilmesi için bu sayısal maktadır.
verilerin değişkenlere dair gerçek bilgileri içerme-
si gerekir. Bu nedenle herhangi bir iktisadi olayı
ekonometrik yöntemlerle analiz ederken veri top- Tek denklem modellerinin başında En Küçük
lama aşamasının sağlıklı gerçekleşmesi son derece Kareler Yöntemi gelir. İlk kez 1795 yılında matema-
önemlidir. tikçi C. F. Gauss tarafından geliştirilen bu yöntem
kısaca hata karelerinin toplamını minimum yapan
katsayıları tahmin etme yöntemidir. Buna göre söz
Verilerin Toplanması konusu yöntemin örneğimizdeki talep fonksiyonu-
Burada veriler daha önce veri tiplerinde de bah- nun tahmininde kullanılması uygun olacaktır.
sedildiği gibi zaman serisi verilerinden, yatay kesit
verilerinden veya panel verilerden oluşabilir. Hangi
veri tipinin tercih edileceği yapılacak analizin ama-
cına ve niteliğine göre farklılık gösterebilir. dikkat
En Küçük Kareler Yöntemi hata karelerinin toplamı-
nı minimum yapan katsayıları tahmin etmektedir.

dikkat
Ekonometrik analizlerde hangi tip verilerin kullanı- Verilerin doğruluğundan emin olduktan ve uy-
lacağı yapılacak analizin amacına ve niteliğine göre gun tahmin yöntemini belirledikten sonra modeli-
farklılık gösterebilir. mizin tahminini yaparak β0 ve β1 parametrelerinin
belirleyebiliriz. Tahmin sonucunda ulaştığımız eşit-
lik şu şekilde olsun:

12
Ekonometrinin Temelleri

Q̂DX = 120 – 5PX (1.3) İstatistiki Ölçütler


Ekonometriyi temel olarak iktisadi kuram veya
Eşitlik (1.3)’te Q’nun üzerinde yer alan şapka hipotezleri istatistiksel yöntemlerle sınayan bilim
bu eşitliğin bir tahmin olduğunu göstermekte- dalı olarak tanımlamıştık. Dolayısıyla tahmin so-
dir. Tahmin sonucunda ise sabit katsayının 120, nuçlarını iktisat teorisi çerçevesinde değerlendir-
x malının fiyatı ile talep edilen miktarı arasındaki menin yanı sıra, sonuçların istatistiksel olarak da
ilişkiyi temsil eden parametrenin ise -5 olduğu an- doğruluğunun sınanması gerekir. Çünkü sonuçlar
laşılmaktadır. Burada tahmin edilen -5 şu anlama teoriyle uyumlu olsa dahi yapılan tahminlerin is-
gelmektedir. X malının fiyatı 1 birim arttığından tatistiksel olarak güvenilir olup olmadığının belir-
x malının talep edilen miktarı 5 birim azalmakta- lenmesi şarttır. Tahminlerin istatistiksel olarak gü-
dır. Görüldüğü gibi artık sadece x malının fiyatı ve venilir olup olmadığının belirlenmesinde genellikle
talep edilen miktarı arasındaki ters yönlü ilişkiden t, F ve R2 testleri kullanılır. Burada t testi ile tah-
daha fazla bilgiye sahibiz. Bu bilgiye sahip olmak min edilen her bir katsayının bireysel anlamlılığı
ise son derece önemlidir. Örneğin, x malının üreti- sınanırken, F testi ile tüm katsayıların eşanlı olarak
cisi olan firma bu tahmin sonucunun içerdiği bilgi anlamlılığı diğer bir ifadeyle modelin bir bütün
ile ilgili malın fiyat esnekliğini hesaplayabilir ve fi- olarak anlamlılığı sınanmaktadır. Öte yandan R2
yat politikasını bu bilgiler ışığında güncelleyebilir. değeri tahmin edilen modelin açıklama gücünü
göstermektedir. R2 değeri ile temel olarak bağımlı
Tahmin Sonuçlarının Test Edilmesi değişkendeki değişimin hangi oranda bağımsız de-
ğişkenler tarafından açıklandığı belirlenmektedir. t,
Modelin tahmininden sonraki aşama ise hipo-
F ve R2 testlerine dair detaylı bilgilere kitabımızın
tez testi aşamasıdır. Hipotez testi gereklidir çünkü
devam eden bölümlerinde yer verilecektir.
her ekonometrik modelin tahmininde bir hata riski
söz konusudur. Bu nedenle tahminler yapıldıktan
sonra ulaşılan sonuçların güvenilirliğinin de sınan- Ekonometrik Ölçütler
ması gerekir. Çünkü güvenilir olmayan sonuçların Tahmin sonuçlarının güvenilirliğini sınarken
referans alınması uygulanacak politikaların etkin- tahmin yönteminin varsayımlarının da yerine geti-
liğini azaltabileceği gibi istenmeyen sonuçlar da rilip getirilmediğinin ortaya konulması gerekmek-
doğurabilir. Bu nedenle yapılan tahminlerin güve- tedir. Çünkü her yöntem bazı varsayımlar doğrultu-
nilirliğinin sınanarak incelenen iktisadi olayı ne ka- sunda uygulanır ve bu varsayımların sağlanmadığı
dar sağlıklı temsil ettiğinin belirlenmesi son derece durumlarda ulaşılan sonuçların da sağlıklı olduğu
önemlidir. söylenemez. Burada yararlandığımız en küçük ka-
Bu noktada yapılması gereken ilk şey tahmin reler yöntemimin de bir takım varsayımları vardır.
sonuçlarının iktisat teorisiyle uyumlu olup olma- Örneğin, bağımsız değişkenler arasında tam veya
dığını incelemektir. güçlü bir doğrusal bir ilişki olmadığı varsayılır. Bu
varsayımın geçerli olmadığı durumda modelde
çoklu doğrusallık sorunu olduğu söylenir. Diğer bir
İktisadi Ölçütler
varsayıma göre hata terimlerinin varyansının de-
Örneğin, tahmin ettiğimiz modelde β katsayı- ğişmediği diğer bir ifadeyle sabit varyanslı olduğu
sının negatif işarete sahip olduğu görülmektedir. kabul edilir. Bu varsayımın ihlali ise değişen varyans
Bu sonuç talep kanunun öne sürdüğü bir malın sorunu olarak adlandırılır. Öte yandan en küçük
fiyatı ve talep edilen miktarı arasındaki ters yön- kareler yönteminin önemli bir varsayımı da mode-
lü ilişkiyi desteklemektedir. Ancak bazı durumlar- lin otokorelasyon içermediğidir. Otokorelasyon içe-
da katsayılar iktisat teorisinin öne sürdüğü işarete ren bir modelde hata terimleri arasında istatistiksel
veya büyüklüğe sahip olmayabilir. Bu durumda olarak anlamlı ilişkiler olduğu kabul edilir ve bu
sonuçların iyi irdelenmesi ve bu sonucun arkasında da hipotez testlerinin yanıltıcı sonuçlar vermesine
yatan nedenlerin detaylı olarak ortaya konulması neden olabilir. Sonuç olarak bu aşamada bahsi ge-
gerekebilir. çen tüm bu varsayımların geçerli olup olmadığının
incelenmesi gerekir. Söz konusu varsayımların ge-

13
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

çerli olmadığı durumlarda ulaşılan sonuçlar güvenilir olmayacağı gibi, sonuçların ekonomi politikalarında
referans olarak kullanılması da sağlıklı olmayacaktır. Kitabımızın ilerleyen bölümlerinde çoklu doğrusallık,
değişen varyans ve otokorelasyon gibi tanısal sorunlara daha ayrıntılı bir şekilde yer verilmektedir.

Tahmin Sonuçlarının Değerlendirilmesi


Ekonometrik çalışmaların temel amacı iktisadi teorileri test etmek, ulaşılan sonuçları politika uygula-
malarında kullanmak ve tahmin sonuçlarından hareketle geleceğe dair öngörülerde bulunmaktır. Yürütü-
len çalışmanın sonuçları da bu amaçların biri veya birkaçına uygun şekilde değerlendirilebilir. Buradaki
önemli bir ölçüt de modelin gerçek duruma uygunluğudur. Modelin uygun olmadığı durumlarda bu
tahmin sürecinin tekrarlanması ve gerçek durumu daha iyi temsil edecek başka bir modelin belirlenmesi
gerekecektir.

Araştırmalarla
İlişkilendir
EKONOMETRİ’NİN SERÜVENİ: İKTİ- 1929 bunalımı Keynesyen makroiktisadın
SADIN “BİLİM” VE “ÇARE” OLMASI İÇİN doğuşuna da ortam hazırlamıştır. Ayrıca Frisch ve
ARAYIŞLAR* özellikle Tinbergen’in Keynesyen iktisattan etki-
Ercan UYGUR lendikleri de bilinmektedir. Ekonometri ve Key-
nesyen makroiktisat aynı dönemde oluşmuşlar ve
birbirlerini önemli ölçüde etkilemişlerdir. Şu ay-
Büyük Bunalım, Ekonometrinin Ortaya rıntıyı da belirtelim; ekonometrinin oluşumuna
Çıkışı ve Cowles Komisyonları önemli katkılar yapan, ekonometri kavramını ilk
1929’da başlayan büyük bunalım ile birlikte, kez kullanan Frisch, makroiktisat kavramını da
mikro düzeydeki talep, arz ve fiyat dalgalanmala- ilk kez kullanan iktisatçıdır. Frisch makroiktisat
rına duyulan ve zaten azalmış olan iktisatçı ilgisi kavramını aşağıda ele alacağımız 1933 makale-
makro düzeydeki gelişmelere doğru kaydı. Di- sinde kullanmıştır.
ğer yandan, yukarıda da belirttiğimiz gibi, dev- Daha önce de bazı girişimler olmasına kar-
resel hareketleri istatistiğe ve verilere dayanarak şılık, ekonometri adını alacak oluşumu hazırla-
açıklama çabaları da yeterli bulunmuyordu. Bu mak üzere ilk ciddi girişimler 1928 ilkbaharında
durumda zamanın iktisatçıları, istatistiksel çalış- başladı. Bu tarihte bir bursla Norveç’ten ABD’ye
malara temel oluşturacak dinamik makroiktisadi giden Frisch, iktisatçıların bu konuda bir bilim-
modeller oluşturma çabası içine girdiler. sel birlik oluşturması gerektiğini düşünmüştü.
Bu bağlamda iki Avrupalı iktisatçının, Frisch Düşüncesini matematikçi Charles F. Roos ile
ve Tinbergen’in 1930’lar ortalarında yaptığı ça- birlikte zamanın önde gelen iktisatçılarından Ir-
lışmalar en önemli katkıları oluşturdular. Bu mo- ving Fisher’e açıkladı. Fisher de Frisch ve Roos’a
delleri gerçek ekonominin verileriyle doğrulama belli bir sayıda iktisatçıyı bu düşünce etrafında
çabaları, ekonometrinin oluşumunda önemli bir toplamalarını öğütledi. Bu konuda ayrıntılı bilgi
aşama olmuştur. O zamanki hakim düşünceye için Christ’in (1983), (1994) ve (1996) yazılarına
göre, iktisadi ve ekonometrik modellerle buna- bakılabilir.
lımları ve çalkantıları nicel olarak anlamak, bun- Büyük bunalımın etkileyip belirlediği bir or-
ları öngörmek ve bunlara uygun politika öner- tamda 12 ABD’li ve 4 Avrupalı iktisatçı 29 Aralık
meleri geliştirmek mümkün olabilecektir. Frisch 1930’da Ekonometri Derneği’nin kuruluşu için
ve Tinbergen’in modellerini ve Frisch’in zaman ABD’nin Cleveland kentinde toplandılar. Derne-
serisi yönteminden yararlanışını aşağıda açıkla- ğin kuruluş önergesini o sırada Bonn Üniversite-
yacağız. Ancak önce ekonometrinin doğuşunu sinde olan Joseph A. Schumpeter verdi. Ekono-
simgeleyen Ekonometri Derneğini (Econometric metrinin ortaya çıkışında ilk temel böylece atıldı,
Society), Econometrica dergisini ve Cowles Ko- Ekonometri Derneği kurulmuş oldu. Ekonometri
misyonlarını ele almak yararlı olacak. Derneğinin ilk başkanlığına Irving Fisher seçildi

14
Ekonometrinin Temelleri

ve dernek ilk toplantısını Eylül 1931’de İsviçre- rını kendisinin de kullanabilmesi koşuluyla, eko-
Lozan’da, ikinci toplantısını Aralık 1931’de ABD- nometrik araştırmaları parasal olarak destekleme
Washington’da yaptı. 1931 yılı sonunda derneğe önerisi getirir. Bu öneri bazı üyeler arasında aka-
kabul edilen toplam üye sayısı 173’tü. demik etik tartışmalarına neden olmuştur, ama
Ekonometri Derneği, Keynes de dahil olmak 1932 Ocak ayındaki Ekonometri Derneği genel
üzere birçok ünlü iktisatçıyı bünyesinde toplamış kurulunda kabul edilir.
olmasına karşılık, 1931 yılı boyunca ciddi bir Genel kurulda kabul edilen anlaşmaya göre,
faaliyette bulunamadı, çünkü yeterli parasal kay- Colorado Springs’de Ekonometri Derneğinin
nağı yoktu. Ancak, Ekonometri Derneği kaynak yönlendireceği bir araştırma komisyonu kurula-
konusunda Alfred Cowles’dan 1931 yılı Ekim cak (Cowles Commission for Research in Eco-
ayında Irving Fisher’in deyimiyle “inanılmayacak nomics) ve araştırmaların yayınlanacağı bir dergi
kadar iyi bir öneri” aldı. Alfred Cowles kimdir? çıkarılacaktır. A. Cowles, kısaca Cowles Komis-
Alfred Cowles bir finansal danışmanlık şir- yonu olarak anılan komisyonun yapacağı araş-
keti sahibidir ve hisse senedi borsası başta olmak tırmaların ve derginin maliyetini karşılayacaktır.
üzere finans ve mal piyasaları konusunda yatırım Çıkarılacak derginin adı Econometrica olarak be-
danışmanlığı yapmaktadır. Bu bağlamda olası lirlenir ve baş-editörlüğe Frisch getirilir.
piyasa gelişmelerinin öngörülerini yapmakta ve Cowles Komisyonunun ilk amaçlarından bi-
bunları bir yayın ile abonelerine duyurmaktadır. risi bir hisse senedi endeksi oluşturmaktır. Econo-
Birçok başka yatırım danışmanı gibi, Cowles da metrica dergisinin ilk sayısı Ocak 1933’te çıkar,
1929 Bunalımı öncesinde ve sırasında yaptığı yazarlar arasında Schumpeter ve Tinbergen de
öngörülerde yanılmıştır. Kendisi sürekli yanıl- vardır. Econometrica’nın Haziran 1933 sayısında,
maktan rahatsız olur, danışmanlık yaptığı kişiler- Cowles’un, hisse senedi fiyatlarını ve bunların fi-
kuruluşlar tarafından rahatsız da edilir. Sonuçta, nansal danışmanlık şirketleri tarafından yapılan ön-
yaptığı piyasa öngörüleri ve önerileri için bilim- görülerini konu edinen, bir araştırması yayınlanır.
sel bir temel olması gerektiğini düşünür. Bilimsel Cowles Komisyonunun ilk iki yayını Dina-
öngörüleri nasıl yapacağını sordukça kendisini mik İktisat başlıklı bir kitapçık ve bir istatistik
önce matematikçi ve istatistikçilere, sonra Eko- kitabıdır. Ancak Cowles Komisyonunun asıl
nometri Derneğine ve en sonunda da derneğin ilgi çeken faaliyetleri yaz aylarında düzenlediği
başkanı Fisher’e yönlendirirler. bilimsel toplantılar ve bu toplantılarda sunulan
Bu noktada Fisher hakkında bir not düşmek- bazı tebliğlerin yayınlanması olmuştur. 1930’lu
te yarar var. Bazı başka iktisatçılar gibi, Fisher de yıllarda bu toplantılara katılan, tebliğleri yayınla-
1929 Bunalımının geçici olduğunu ve hisse sene- nan ve/veya Cowles Komisyonlarında görev alan
di fiyatlarının kısa süre sonra yeniden yükselişe ünlü Avrupalı ve ABD’li iktisatçılar ve istatistik-
geçeceğini ve yeni rekorlar kıracağını düşünür. çiler arasında Marschak (Oxford), Gini (Roma),
Bu düşüncelerini 1930 Şubat ayında yayınlanan Tintner (Viyana), Allen (LSE), Trygve Haavelmo
The Stock Market Crash and After başlıklı kita- (Oslo), Abba Lerner (LSE), Abraham Wald (Vi-
bında açıklar. Fisher’in ünlü kitabı The Theory of yana), Jacob Viner (Chicago), Oscar Lange (Chi-
Interest de aynı yıl yayınlanır. cago) ve Elmer J. Working (Illınois) vardır.
Fisher düşüncelerini eyleme de döker ve Cowles Komisyonu 1939’da Ekonometri
bunalım başladıktan kısa süre sonra bütün biri- Derneği ile birlikte Chicago’ya taşınır ve Chicago
kimini hisse senedine yatırır. Üstelik, bankadan Üniversitesi ile de yakın ilişkiler içine girer. Ay-
da borçlanarak yüklüce hisse senedi alır. Ancak rıca artık başka kaynaklardan da parasal destek
Fisher çok kötü yanılır ve hisse fiyatları düşme- sağlanır. 1940’larda Cowles Komisyonlarında
ye devam eder. Bankaya borçlarını ödeyemeyen görev alan iktisatçılar arasında Leontief, Paul A.
Fisher’in, yaşadığı ev de dahil olmak üzere, bü- Samuelson, Tjallling C. Koopmans, Lawrence
tün mal varlığı satılır. Fisher hayatının geri ka- R. Klein, Leonid Hurwicz ve Kenneth J. Arrow
lan bölümünde kızkardeşinin yardımı ile yaşar ve belirtilebilir. 1940’lar başında yayınlanan Cowles
1947’de kötü maddi koşullar içinde ölür. Fisher Komisyonu kitaplarında daha çok zaman serileri
konusunda bakınız örneğin van Wijk (1997). incelenmiştir.
Cowles, Ekim 1931’de Ekonometri Cowles Komisyonu, 1943’te Marschak’ın
Derneği’nin başkanı Fisher ve genel sekreteri başkan olmasıyla birlikte, yapılacak araştırmalar
Charles F. Roos ile yaptığı görüşmede, sonuçla- için şu kuramsal ve istatistiksel özellikleri dikkate

15
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

alacağını açıklamıştır. (a) Kuram, bir tek denk- Jan Tinbergen’in Hollanda dilinde yazılmış
lemle değil bir eşanlı (simultaneous) denklemler olan Ekonometri kitabı da 1941’de yayınlandı.
sistemi ile ifade edilmelidir. (b) Bu sistemdeki Bu kitabın İngilizcesi 1951’de yayınlandı. Leonti-
denklemlerin tümünde veya birçoğunda rassal ef, 1948’de yayınlanan ve iktisatta yeni gelişmele-
(tesadüfi) (random) hata terimi vardır. (c) Eko- ri anlatan bir kitapta ekonometrideki gelişmeleri
nometrik uygulamalarda kullanılan veriler büyük açıkladı. 1952’de ve 1953’te yayınlanan iki ekono-
ölçüde zaman serileridir ve bunlar genellikle ön- metri ders kitabının da yazarları, Tintner (1952)
ceki değerleri ile ilişkilidirler, içsel bağıntı (auto- ve Klein (1953), Cowles Komisyonu üyesidirler.
correlation) taşırlar. (d) Yayınlanan verilerin bü- 1960’larda ve 1970’lerde ekonometri ders kitapla-
yük bölümü mikro düzeyde kişi ve kuruluşlarla rında bir sıçrama olduğunu görüyoruz.
değil, makro düzeyde ekonominin bütünüyle
ilgilidir.
Kaynak:
Cowles Komisyonları konusunda birkaç nok-
Uygur, E. (2006). Ekonometri’nin serüveni:
tayı belirtmek yerinde olacak. Birincisi, bu komis-
iktisadın “bilim” ve “çare” olması için arayışlar.
yonlar iktisadi yapının iç içe geçmiş karmaşık ve
Tuncer Bulutay (Ed.) Türk İktisadının Öncülerin-
dinamik ilişkilerden oluştuğunu, bunları açıkla-
den Nejat Bengül’e Armağan içinde (s.227-274).
mak için öncelikle iktisat kuramına başvurmak
Ankara: Mülkiyeliler Vakfı Yayınları
gerektiğini öne çıkarmışlardır. İkincisi, bu komis-
yonlar 1930’ların başından itibaren birçok ülke- http://mulkiye.org.tr/wp-content/uplo-
den farklı iktisadi-politik görüşleri ile bilinen ikti- ads/2015/09/35.pdf Erişim Tarihi: 02.10.2019
satçıyı-istatistikçiyi biraraya getirebilmiştir. Açıktır * İlgili kitap bölümü “Ekonometrinin Gelişi-
ki, bilim adamları dünya görüşleri ile değil araştır- mi: İktisadın “Bilim” Olma Çabası” adlı Türkiye
macı özellikleriyle değerlendirilmiş ve bunlar için Ekonomi Kurumu tartışma metnine dayanmak-
uygun bir bilimsel ortam da sağlanmıştır. tadır. Tartışma metnine aşağıdaki linkten ulaşa-
Cowles Komisyonlarının üçüncü bir özelliği, bilirsiniz:
ekonometri ve dinamik makroiktisat konusunda h t t p : / / w w w. t e k . o r g . t r / d o s y a l a r /
yapılan ilk ve öncü yayınlara, ders kitapları da EKONOMETRI-T3.pdf Erişim Tarihi:
dahil olmak üzere, kaynaklık etmiş olmasıdır. 02.10.2019
Tintner’in (1952) derlediği bilgilere göre, ilk
ekonometri kitabı Ekonometri Derneğinin kuru-
cularından ve ilk Cowles Komisyonu üyelerinden
Harold T. Davis tarafından yazılmış ve Theory of
Econometrics başlığı ile 1941’de yayınlanmıştı.

Öğrenme Çıktısı

3 Ekonometrinin metodolojisini açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Otokorelasyon sorununun
Varyans kavramını açıkla- Keynesyen tüketim fonksi-
hipotez testleri üzerinde ne
yın ve standart sapma ile yonunu geleneksel ekono-
gibi etkilerinin olacağını
ilişkilendirin. metrik metodolojinin adım-
araştırın.
larına uygun şekilde sınayın
ve arkadaşlarınızla paylaşın.

16
Ekonometrinin Temelleri

1 Ekonometriyi tanımlayabilme,
ekonometrinin amacını açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Ekonometrinin Tanımı ve
Amacı

İsmini Latince ekonomi anlamına gelen “oikonomia” ve ölçüm anlamına gelen “metron” sözcüklerinin birle-
şiminden alan ekonometri kavramı en net ifadesiyle “ekonomik ölçüm” demektir. Ekonometri temel olarak,
iktisat kuramını matematiksel araçlar ve istatistiki yöntemler yardımıyla sınayan bilim dalıdır. Herhangi bir eko-
nomi politikasının geliştirilebilmesi için öncelikle ortaya konulan teorilerin test edilerek değişkenler arasındaki
ilişkilerin matematiksel boyutunun bilinmesi gerekir. İktisat teorisi, iktisadi olayları açıklarken bazı varsayımlar
altında değişkenler arasındaki ilişkileri belirten teori ve hipotezler ortaya koyar. Ancak bu bilgi politika geliştir-
mek için yeterli değildir. Burada iktisadi değişkenler arasındaki ilişkileri matematiksel bir kalıba sokarak çeşitli
istatistiksel yöntemler yardımıyla söz konusu değişkenler için parametre tahminlerinde bulunulması gerekir.
Ekonometrinin temel amacı da bu ihtiyacı karşılamaktır.

2 Regresyon kavramını tanımlayabilme,


veri tiplerini sıralayabilme

Ekonometrinin Niteliği

Regresyon kısaca aralarında neden-sonuç ilişkisi olan iki veya daha çok sayıdaki değişkenin bir denklem yardımıyla
ifade edilmesidir. Herhangi iki veya daha çok sayıda değişken arasındaki ilişkinin yönü veya büyüklüğü ise regres-
yon analizi ile belirlenir. Regresyon analizi yaparken kullanılan veriler temelde üç farklı tiptedir. Bunlar zaman serisi
verileri, yatay kesit verileri ve panel verilerdir. Zaman serisi verileri, kısaca herhangi bir değişkenin ardışık bir zaman
dilimi içinde aldığı değerler kümesidir. Tek bir birimin belirli bir periyot için birbirini izleyen değerleri zaman
serisini oluşturmaktadır. Yatay kesit verileri ise, zamanın belirli bir noktasında herhangi bir değişkenin çok sayıda
birim için aldığı değerlerdir. Bu tip verilerde çok sayıda birim söz konusu iken birbirini izleyen bir zaman periyodu
yoktur. Panel veriler ise herhangi bir değişkenin çok sayıda birim için belirli bir zaman diliminde aldığı değerler
kümesidir. Panel veriler hem yatay-kesit boyutuna hem de zaman serisi boyutuna sahiptir.

3 Ekonometrinin metodolojisini
açıklayabilme

Ekonometrinin Metodolojisi

Geleneksel ekonometrik metodolojinin herhangi bir iktisadi olayı analiz ederken izlediği bazı adımlar vardır. Bu
adımlar sırasıyla şu şekildedir: Öncelikle iktisadi bir teoriyi temel alacak şekilde problem ortaya koyulur. Ardından
ortaya konulan bu teori matematiksel bir kalıba sokularak ekonometrik model oluşturulur. Devamında analizlerde
kullanılmak üzere veriler toplanır. Sağlıklı verilere ulaşıldıktan sonra uygun tahmin yöntemi belirlenerek modelin
tahmini yapılır ve katsayılara ulaşılır. Devam eden aşamada ise iktisadi, istatistiki ve ekonometrik ölçütler temel
alınarak tahmin edilen katsayıların güvenilirliği sınanır ve son aşamada tahmin sonuçları amaca uygun şekilde
değerlendirilir.

17
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

1 Aşağıdakilerden hangisi iktisat kuramını ma- 6 Aşağıdakilerden hangisi hem birim boyutuna
tematiksel araçlar ve istatistiki yöntemler yardımıy- hem de zaman boyutuna sahip verileri tanımlar?
neler öğrendik?

la sınayan bilim dalıdır?


A. Zaman serisi verileri
A. Ekonometri B. İktisat B. Yatay kesit verileri
C. Matematik D. İstatistik C. Doğrusal veriler
E. Matematiksel iktisat D. Panel veriler
E. Nominal veriler
2 Ekonometri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
7 Geleneksel ekonometrik metodolijinin aşama-
A. Ekonometrinin kelime anlamı “ekonomik öl- ları aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralan-
çüm” demektir. mıştır?
B. Ekonometri, iktisadi teori veya hipotezlerin sı- A. Problemin ifade edilmesi → Modelin kurul-
nanmasına olanak sağlar. ması → Modelin tahmini → Tahmin sonuç-
C. Ekonometri, iktisadi değişkenlere dair verileri larının test edilmesi → Tahmin sonuçlarının
kullanarak çeşitli istatistiksel analizler yapar. değerlendirilmesi
D. Ekonometri, iktisadi değişkenler arasındaki iliş- B. Modelin kurulması → Modelin tahmini →
kilerin belirlenmesine olanak sağlar. Problemin ifade edilmesi → Tahmin sonuçla-
E. Ekonometri matematiksel iktisadın alt bilim rının değerlendirilmesi →Tahmin sonuçlarının
dalıdır. test edilmesi
C. Modelin tahmini → Problemin ifade edilme-
3 Aralarında neden-sonuç ilişkisi bulunan iki si → Tahmin sonuçlarının değerlendirilmesi
veya daha çok sayıdaki değişkenin yer aldığı denk- →Tahmin sonuçlarının test edilmesi → Mo-
lemlere ne ad verilir? delin kurulması
A. Panel veri D. Tahmin sonuçlarının test edilmesi → Modelin
B. Değişen varyans kurulması → Modelin tahmini → Problemin
ifade edilmesi → Tahmin sonuçlarının değer-
C. Çoklu denklem
lendirilmesi
D. Eşanlı denklem
E. Problemin ifade edilmesi → Modelin tahmini
E. Regresyon → Tahmin sonuçlarının test edilmesi → Mo-
delin kurulması → Tahmin sonuçlarının de-
4 Tek bağımlı ve tek bağımsız değişkenden olu- ğerlendirilmesi
şan regresyon modellerine ne ad verilir?
A. Ekonometrik model 8 Aşağıdakilerden hangisi hata karelerinin top-
B. Basit regresyon modeli lamını minimum yapan katsayıları tahmin etme
C. Çoklu regresyon modeli yöntemidir?
D. Eşanlı denklem modelleri A. Basit regresyon modeli
E. Çoklu denklem modelleri B. Çoklu regresyon modeli
C. Eşanlı denklem modeli
5 Bir değişkenin belirli bir zaman dilimi içerisin- D. En küçük kareler yöntemi
deki sıralanmış değerleri hangi tip verileri gösterir? E. Çoklu denklem yöntemi
A. Kesit verileri
B. Yatay kesit verileri
C. Zaman serisi verileri
D. Panel veriler
E. Havuzlanmış veriler

18
Ekonometrinin Temelleri

9 Tahmin katsayılarının bireysel anlamlılığını sı- 8 Hata terimleri arasında istatistiksel olarak an-
nayan test aşağıdakilerden hangisidir? lamlı ilişkilerin olduğu durumda karşılaşılan tanısal
sorun aşağıdakilerden hangisidir?

neler öğrendik?
A. R2
B. F testi A. Değişen varyans
C. t testi B. Otokorelasyon
D. Hipotez testi C. Çoklu doğrusal bağlantı
E. Regresyon analizi D. Doğrusal regresyon
E. Çoklu doğrusal regresyon

19
Ekonometrinin Tanımı, Amacı, Niteliği ve Metodolojisi

1. A Yanıtınız yanlış ise “Ekonometrinin Tanımı ve 6. D Yanıtınız yanlış ise “Veri Tipleri” konusunu
Amacı” konusunu yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

2. E Yanıtınız yanlış ise “Ekonometrinin Tanımı ve 7. A Yanıtınız yanlış ise “Ekonometrinin Metodo-
Amacı” konusunu yeniden gözden geçiriniz. lojisi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. E Yanıtınız yanlış ise “Regresyon Kavramı” ko- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Tahmin Yöntemi” ko-
nusunu yeniden gözden geçiriniz. nusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. B Yanıtınız yanlış ise “Regresyon Kavramı” ko- 9. C Yanıtınız yanlış ise “Hipotez Testi” konusu-
nusunu yeniden gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.

5. C Yanıtınız yanlış ise “Veri Tipleri” konusunu 10. B Yanıtınız yanlış ise “Hipotez Testi” konusu-
yeniden gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
1 Anahtarı

Mikro iktisadi teorilerin 1929 Büyük Buhranı’nın dinamiklerini açıklamada


ve çözüm önerileri sunmada yetersiz kalması, iktisatçıların ve iktisadi karar
Araştır 1 mercilerinin ilgisini makroekonomik gelişmelere yöneltmiştir. Bu dönemde
iktisatçılar yoğun olarak makro iktisadi modeller oluşturma eğilimine girmiş-
lerdir. Bu modeller ise iktisadi teoriye yönelik istatistiksel çalışmalara zemin
hazırlayarak modern ekonometrinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Zaman serisi verileri, herhangi bir değişkenin belirli bir zaman dilimi içe-
risinde aldığı değerler kümesi iken yatay kesit verileri, zamanın belirli bir
noktasında herhangi bir değişkenin çok sayıda birim için aldığı değerlerdir.
Panel veriler ise herhangi bir değişkenin çok sayıda birim için belirli bir zaman
Araştır 3 diliminde aldığı değerler kümesini temsil eder. Bu tanımlamalar dikkate alın-
dığında, Avrupa Birliği ülkelerinde 2018 yılı işsizlik oranlarının bir yatay kesit
verisi örneği olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü burada yatay kesit verisinin tanı-
mında da belirtildiği gibi çok sayıda birim için (AB ülkeleri) zamanın tek bir
noktasındaki (2018) işsizlik oranının alacağı değerler kümesi belirtilmektedir.

Otokorelasyon içeren bir modelde hata terimleri arasında istatistiksel olarak


anlamlı ilişkiler olduğu varsayılır. Otokorelasyon sorununun göz ardı edilme-
si durumunda tahmin edilen varyans değerleri gerçek varyans değerlerinden
Araştır 4 küçük hesaplanabilir. Bu durumda modelin açıklama gücünü gösteren R2
değeri olması gerekenden yüksek çıkacaktır. Buna bağlı olarak t ve F testleri-
nin sonuçları da güvenilir olmayacaktır. Dolayısıyla otokorelasyonun göz ardı
edilmesi durumda uygulanan hipotez testleri sağlıklı sonuçlar vermeyecektir.

20
Ekonometrinin Temelleri

Kaynakça
Gujarati, D. N. (2003). Basic econometrics (4th Tarı, R. (2018). Ekonometri (13. Baskı). Kocaeli:
Edition). NewYork: McGraw-Hill Higher Education Umuttepe Yayınları
Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by examp- Uygur, E. (2001). Ekonometri yöntem ve uygula-
le. New York: Palgrave Macmillan ma. Ankara: İmaj Yayıncılık
Güriş, S., Çağlayan, E. ve Güriş, B. (2013). Evi- Wooldridge, J. M. (2012). Introductory econo-
ews ile temel ekonometri (2. Baskı). İstanbul: Der metrics: a modern approach (5.th Edition). Nelson
Yayınları Education
Kennedy, P. (2003). A guide to econometrcis. (5th
Edition). Cambridge: MIT Press

21
Bölüm 2
Basit Doğrusal Regresyon Modeli
Doğrusal Regresyon Modeli
1 Doğrusal regresyon modelini
öğrenme çıktıları

açıklayabilme
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

1 2
2 Bağımlı değişken, bağımsız değişken
ve stokastik hata terimi kavramlarını 3 Basit doğrusal regresyon modelini
tanımlayabilme, β katsayılarını ifade tanımlayabilme, varsayımlarını
edebilme açıklayabilme

Basit Doğrusal Regresyon Modelinin


Tahmini

3
4 En küçük kareler yöntemini açıklayabilme
5 Tahmin katsayılarını yorumlayabilme,
katsayılarının anlamlılığını sınayabilme

Anahtar Sözcükler: • Regresyon Analizi • Bağımlı Değişken • Bağımsız Değişken • Stokastik Hata Terimi
• β Katsayısı • Basit Doğrusal Regresyon • En Küçük Kareler Yöntemi
• Belirlilik Katsayısı (R2) • t-Testi • F Testi

22
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ
Regresyon analizi kısaca, aralarında neden-sonuç ilişkisi bulunan iki veya daha çok sayıda değişken
arasındaki matematiksel ilişkileri ortaya koyan yöntemdir. İktisadi teoriler de bir neden-sonuç ilişkisi bağ-
lamında ortaya konulur. Örneğin, talep kanununa göre malın fiyatı ile talep edilen miktarı arasında bir
neden-sonuç ilişki söz konusudur. Benzer şekilde tüketim fonksiyonu harcanabilir gelir ve tüketim düzeyi
arasındaki neden-sonuç ilişkisini temsil eder. İktisadi değişkenler arasındaki bu ilişkilerin varlığı regresyon
analizinin ekonometrik çalışmalarda sıklıkla kullanılan bir yöntem olmasını mümkün kılmıştır.
Regresyon analizi, temel olarak bağımlı ve bağımsız değişken sayısına göre veya değişkenler arasındaki
ilişkilerin doğrusal olup olmamasına göre sınıflandırılmaktadır. Tablo 1’de bu kriterlere göre sınıflandırılan
regresyon analizi türleri gösterilmektedir:

Tablo 2.1 Regresyon Analizi Türleri


Kriter Model
Model bir bağımlı değişken ve bir bağımsız
Basit Regresyon Modeli
değişkenden oluşuyorsa,
Model bir bağımlı değişken ve iki veya daha fazla
Çoklu Regresyon Modeli
bağımsız değişkenden oluşuyorsa,
Modelde değişkenler arasındaki ilişkiler
Doğrusal (Lineer) Regresyon Modeli
doğrusalsa,
Modelde değişkenler arasındaki ilişkiler doğrusal
Doğrusal Olmayan (Nonlineer) Regresyon Modeli
değilse,

Tablodan da anlaşılacağı gibi regresyon modelleri, bağımlı ve bağımsız değişken sayısına göre basit ve
çoklu regresyon modelleri şeklinde adlandırılırken değişkenler arasındaki ilişkilere göre doğrusal ve doğ-
rusal olmayan regresyon modelleri şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu bölümde basit doğrusal regresyon
modeli incelenmektedir. Yani bu bölümde, aralarında doğrusal ilişki olduğu varsayılan bir bağımlı ve bir
bağımsız değişkenin oluşturduğu modellerin yapısı analiz edilmektedir. Burada öncelikle doğrusal reg-
resyon modelinin neyi ifade ettiğini daha detaylı şekilde inceleyerek sonrasında basit doğrusal regresyon
modeline ve bu modelin tahminine değinebiliriz.

Bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenden oluşan regresyon modellerine basit regres-
yon modeli adı verilmektedir.

DOĞRUSAL REGRESYON MODELİ


Regresyon analizi ekonometrik çalışmalarda değişkenler arasındaki ilişkiler incelenirken başvurulan
başlıca yöntemdir. Regresyon analizi, temel olarak bir değişkenin başka değişkenler tarafından açıklandığı
varsayımına dayanır. Burada bir değişken, aralarında neden-sonuç ilişkisi bulunan diğer değişkenler ile
birlikte matematiksel olarak modellenir ve bu modele regresyon modeli adı verilir. Regresyon modeli fonk-
siyonel formda şu şekilde ifade edilebilir:

Y = β0 + β1X + u (2.1)

Eşitlik (2.1)’de iki değişken arasındaki ilişkinin fonksiyonel formu gösterilmektedir. Bu değişkenler Y
ve X değişkenleridir. Burada Y açıklanan veya bağımlı değişken olarak adlandırılırken X değişkeni açık-

23
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

layıcı veya bağımsız değişken olarak isimlendiril- nülen çok sayıda faktör olabilir. Stokastik hata terimi
mektedir. Öte yandan u stokastik (olasılıklı) hata de tüm bu değişkenleri temsil etmektedir. Buna göre
terimini, β0 sabit katsayısı β1 ise Y ve X değişkeni X’in alacağı herhangi bir değer için Y’nin alacağı değer
arasındaki ilişkinin yönünü ve büyüklüğünü gös- kesin olarak bilinemez ancak ortalama değeri tahmin
teren katsayısı temsil etmektedir. Burada doğrusal edilebilir. Tahmin edilen yani beklenen Y ile gerçek Y
regresyon modelinin daha iyi anlaşılabilmesi için arasındaki fark ise stokastik hata terimi olarak adlan-
bağımlı ve bağımsız değişken, stokastik hata terimi dırılır. Bu nedenle regresyon modeli için değişkenler
ve β0 ve β1 katsayıları hakkında daha detaylı bilgiler arasındaki ilişkiler kesin değil, olasılıklı veya stokastik
verelim. olarak nitelendirilmektedir.

Bağımlı ve Bağımsız Değişken


Bağımlı değişken kısaca bağımsız değişkenlere dikkat
bağlı olarak değişen yani bağımsız değişkenler tara- Beklenen Y değeri ile gerçek
fından açıklanan değişkendir. Bağımsız değişken ise Y değeri arasındaki fark sto-
bağımlı değişkeni açıklayan değişkendir ve değişimi kastik (tesadüfi) hata terimi
herhangi bir değişkene bağlı değildir. Eşitlik (2.1)’de olarak adlandırılmaktadır.
yer alan Y ve X sırasıyla bağımlı ve bağımsız değiş-
kenleri temsil etmektedir. Yani bağımlı değişken olan β0 ve β1 Katsayıları
Y bağımsız değişken olan X tarafından açıklanmak- Modelde yer alan β0 katsayısı sabit katsayıyı temsil
tadır. Burada, Y ve X arasında, temeli iktisat teorisine etmektedir. Sabit katsayı temel olarak bağımsız değiş-
dayanan bir ilişki olmalıdır. Örneğin, bu bir tüketim kenin sıfır olduğu durumda bağımlı değişkenin ala-
fonksiyonu ise burada Y tüketim düzeyini gösterir- cağı değerdir. β0 katsayısı güçlü teorik gerekçeler bu-
ken, X harcanabilir geliri temsil edecektir. Tüketim lunmadığı takdirde doğrusal regresyon modellerinde
düzeyi olan Y ile harcanabilir gelir olan X arasındaki yaygın biçiminde yer almaktadır. Öte yandan model-
ilişki iktisat teorisi gereğidir. Ekonometrik analizler- de yer alan β1 katsayısı bağımsız değişken katsayısıdır
de regresyon modeli kurulurken bağımlı ve bağımsız ve bağımsız değişkendeki değişimin bağımlı değişkeni
değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkisinin iktisat ne yönde ve ne düzeyde etkilediğini gösterir. Burada
teorisini temel alması gereklidir. açıklamasını yaptığımız doğrusal regresyon modelin-
deki doğrusal ifadesi de bu katsayının doğrusallığı ile
ilgilidir. Doğrusal regresyon modellerinde β1 katsayısı-
na, kuvvetinin alınması (β2) veya logaritmasının alın-
ması (lnβ) gibi herhangi bir dönüşüm uygulanamaz
ve bu modellerde bağımlı ve bağımsız değişkenler ara-
sındaki ilişkilerin doğrusal olduğu varsayılır. Doğrusal
regresyon modeli de adını değişkenler arasındaki bu
doğrusal ilişkiden almaktadır.

Stokastik Hata Terimi (u)


Regresyon modelindeki u ise stokastik hata teri-
midir. Eğer bu ifade modelde yer almıyor olsaydı Y ve
X arasında kesin (deteministik) bir ilişkiden söz ede-
bilirdik. Bu durumda β katsayılarını biliyor olsaydık
bağımsız değişkenin (X) alacağı herhangi bir değerde
bağımlı değişkenin (Y) alacağı değeri kesin olarak
bilebilirdik. Ancak eksik model kurma, verilere ula-
şamama, ölçüm hataları vb. nedenlerle modelde yer
almayan veya ölçülemeyen ancak Y’yi etkilediği düşü-

24
Ekonometrinin Temelleri

dikkat
Doğrusal regresyon modelindeki doğrusal ifadesi β katsayının
doğrusallığını ifade eder. Doğrusal regresyon modellerinde β1
katsayısına, kuvvetinin alınması (β2) veya logaritmasının alın-
ması (lnβ) gibi herhangi bir dönüşüm uygulanamaz.

Bölümün giriş kısmında da bahsedildiği gibi regresyon modelleri değişkenler arasındaki ilişkilerin doğ-
rusal olup olmamasına göre ayrılabileceği gibi bağımlı ve bağımsız değişkenlerin sayısına göre de sınıflan-
dırılmaktadır. Burada bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenden oluşan regresyon modellerine basit regresyon
modeli, bir bağımlı ve birden çok bağımsız değişkenden oluşan modellere ise çoklu regresyon modelleri adı
verilmektedir. Buna göre aralarında doğrusal ilişkiler bulunan bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenden
oluşan modeller basit doğrusal regresyon modeli olarak adlandırılmaktadır. Bu bölümde de temel olarak basit
doğrusal regresyon modeli üzerinde durulmaktadır.

Öğrenme Çıktısı

1 Doğrusal regresyon modelini açıklayabilme


2 Bağımlı değişken, bağımsız değişken ve stokastik hata terimi kavramlarını
tanımlayabilme, β katsayısını ifade edebilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Cobb-Douglas tipi üretim β katsayısını yorumlayarak Stokastik hata teriminin


fonksiyonunun doğrusal doğrusal regresyon mode- modelde yer almasının ne-
bir model olup olmadığını linde yer alan “doğrusal” denlerini arkadaşlarınızla
araştırın. ifadesiyle ilişkilendirin. tartışın.

BASİT DOĞRUSAL REGRESYON MODELİ


Basit regresyon modeli bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenin oluşturduğu regresyon modelidir. Bu tür
modellerde bağımlı değişkendeki değişim yalnızca bir bağımsız değişken tarafından açıklanır. Bu iki değiş-
ken arasındaki ilişkinin doğrusal olması durumunda ise modele basit doğrusal regresyon modeli adı verilir.
Basit doğrusal regresyon modeli şu şekilde ifade edilir:

Yi = β0 + β1Xi + ui (2.2)

Eşitlik (2.2)’de β0 modeldeki sabiti temsil etmektedir.


Sabit terim matematiksel olarak X’in sıfır olduğu durumda Aralarında doğrusal ilişki bulunan bir ba-
Y’nin alacağı değerdir. β1 ise bağımsız değişken katsayısıdır ğımlı ve bir bağımsız değişkenin oluştur-
ve bağımsız değişkendeki değişimin bağımlı değişken üze- duğu modeller basit doğrusal regresyon
rindeki etkisini gösterir. modeli olarak adlandırılmaktadır.

25
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

Günlük hayatta basit regresyon modeline konu cağı değeri kesin olarak hesaplayabiliriz. Ancak gerçek
olacak ilişkileri bulmak oldukça güçtür. Benzer du- hayatta bu deterministik ilişki söz konusu değildir. Bu
rum iktisadi olaylar için de geçerlidir. Çünkü ikti- nedenle değişkenler arasındaki ilişkinin stokastik oldu-
sadi değişkenler de genellikle çok sayıda faktörün ğu varsayımıyla Keynesyen tüketim fonksiyonuna dair
etkisinde kalır ve iktisadi değişkenlerdeki değişim- basit doğrusal regresyon modeli şu şekilde ifade edilir:
leri tek bir bağımsız değişkenle açıklamaya çalışmak
çoğu zaman yetersiz kalır. Her ne kadar burada tek Ci = C0 + cYi + ui (2.4)
açıklayıcı değişkenin çoğu kez yetersiz kalabileceği
vurgulansa da regresyon analizinin daha iyi anla- Bu modelde otonom tüketimi temsil eden C0 sa-
şılabilmesi için basit regresyon modelinin detaylı bit katsayıyı gösterirken uyarılmış tüketim olan cY
incelenmesi önem arz etmektedir. ifadesindeki Y yani harcanabilir gelir bağımsız de-
Bu bilgiler ışığında basit doğrusal regresyon ğişkeni, marjinal tüketim eğilimini temsil eden c ise
modelini bir iktisadi teori üzerinden ayrıntılı şekil- regresyon katsayısını göstermektedir. ui ise stokastik
de inceleyebiliriz. Burada örneğimiz Keynesyen tü- hata terimidir. Keynesyen tüketim teorisini temel
ketim fonksiyonu olsun. Keynesyen tüketim fonk- alacak şekilde kurulan Eşitlik (2.4)’teki regresyon
siyonu temel olarak şu şekilde ifade edilir: modeli kullanılarak tahmin edilen β0 ve β1 katsayı-
ları sırasıyla otonom tüketim olan C0 ile marjinal
C = C0 + cY (2.3) tüketim eğilimi olan c katsayılarıdır.
Marjinal tüketim eğilimi iktisat derslerinden de
Eşitlik (2.3)’te fonksiyonel formda gösterilen hatırlayacağımız gibi harcanabilir gelirde meydana
Keynesyen tüketim fonksiyonunda C tüketim gelen bir değişimin hangi oranda tüketime ayrılacağı-
düzeyini, C0 otonom tüketimi yani harcanabilir nı göstermektedir. Harcanabilir gelirde bir artış yaşan-
gelirin sıfır olması durumda yapılması planlanan ması durumunda bu gelir birey tarafından ya tüketi-
tüketimi, cY ise uyarılmış tüketim harcamalarını me ayrılacak ya da tasarruf edilecektir. Bu nedenle c
yani gelire bağlı olarak değişen tüketim düzeyini katsayısı yani marjinal tüketim eğilimi 0 ila 1 arasında
göstermektedir. c katsayısı ise harcanabilir gelirdeki bir değer almalıdır. Dolayısıyla tahmini yapılan reg-
değişimin ne kadarının tüketim harcamalarına ay- resyon modelinde de bu katsayının 0 ila 1 aralığında
rılacağını gösteren marjinal tüketim eğilimi katsa- bir değer olması beklenir. Bu aralık dışında bir değere
yısıdır. Eşitlikten de görüleceği gibi burada bağımlı ulaşılması durumunda bu sonuçların iktisadi teori ta-
değişken olan tüketim harcamaları, tek açıklayıcı rafından desteklenmediği söylenebilir.
değişken olan harcanabilir gelir tarafından açıklan-
maktadır. Eşitlik (2.3)’te fonksiyonel formu verilen
bu ilişkiyi grafik yardımıyla şu şekilde gösterebiliriz:
dikkat
C Keynesyen tüketim fonksiyonu har-
C=C0+cY canabilir gelir ile tüketim harcamaları
arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır.

C0 Öte yandan Eşitlik (2.3)’te fonksiyonel formda


verilen Keynesyen tüketim fonksiyonunda değiş-
kenler arasındaki ilişkilerin kesin yani deterministik
Y olduğunu söylemiştik. Ancak Eşitlik (2.4)’te ifade
Grafik 2.1 Keynesyen Tüketim Fonksiyonu edilen regresyon modelinde kesin olmayan yani sto-
kastik ilişkiler söz konusudur. Bu nedenle modelde
beklenen C ile gerçek C arasındaki farkı temsil eden
Burada değişkenler arasındaki ilişkinin determi- hata terimi yer almaktadır. Dolayısıyla burada har-
nistik olduğu görülmektedir. Çünkü otonom tüke- canabilir gelir ile tüketim düzeyi arasındaki kesin
tim düzeyinin (C0) ve marjinal tüketim eğiliminin (c) ilişkiler değil, ortalama ilişkiler belirlenmektedir. Bu
bilinmesi durumunda harcanabilir gelirin (Y) alacağı durum grafik yardımıyla şu şekilde gösterilebilir:
herhangi bir değerde tüketim harcamalarının (C) ala-

26
Ekonometrinin Temelleri

C tir yani kesin değildir. Çünkü her tahminde bir hata


c payı vardır. Bu nedenle ulaşılan sonuçlarda gerçek
Ĉi=Ĉ0+ĉYi
değerden pozitif veya negatif yönde sapmalar yaşa-
b
nır. Ancak tahmin edilen modelin gerçek durumu
temsil edebilmesi için bu pozitif veya negatif sapma-
C0
ların toplamının sıfır olması gerekir. Bu durumda
hata terimlerinin beklenen değeri de “0”dır.

E = (ui) = 0 (2.5)
Y
a
Hata Teriminin Varyansı Sabittir
Grafik 2.2 Keynesyen Tüketim Fonksiyonuna İlişkin Varyans herhangi bir veri setinin ortalama etrafın-
Dağılma Diyagramı daki dağılımını ölçmek için kullanılan bir gösterge-
dir. Varyans temel olarak ortalamaya göre volatiliteyi
Grafikte a-b tahmin edilen yani beklenen tü- ölçer. Varyans değeri büyüdükçe ortalamadan sapma
ketim düzeyini (Ĉi = Ĉ0 + ĉYi), α-c ise gerçek artar, varyans değeri küçüldükçe ortalamadan sapma
tüketim düzeyini (Ci = C0 + cYi + ui) temsil et- azalır. Basit regresyon modelinin bir varsayımı da hata
mektedir. Tahmin edilen değer ile gerçek değer teriminin volatilitesinin bağımsız değişkene göre artıp
arasındaki farkı gösteren b-c ise hata terimidir. ya da azalmadığı yani sabit kaldığıdır. Diğer bir ifa-
Grafikten de görüleceği üzere burada harcanabi- deyle sabit varyans varsayımı, hata teriminin varyansı-
lir gelir ile tüketim düzeyi arasındaki ilişki kesin nın bağımsız değişkenin alacağı her değerde eşit oldu-
değildir. Tahmin sonucunda artı veya eksi bir hata ğunu yani değişmediğini ifade etmektedir. Örneğin;
payı söz konusudur. Buna göre regresyon analizi Keynesyen tüketim fonksiyonunda hata terimlerinin
yardımıyla bağımlı değişken ile bağımsız değiş- varyansı farklı gelir düzeylerinde değişmiyor sabit ka-
kenler arasındaki kesin ilişkiler değil ortalama lıyorsa sabit varyans varsayımı geçerlidir diyebiliriz.
ilişkiler belirlenmektedir.
Var (ui) = E (ui)2= σ2 i = 1,2,3, …, n (2.6)

Basit Doğrusal Regresyon Modelinin Burada bağımsız değişkenlerin (Xi) alacağı her
Temel Varsayımları değerde oluşacak varyans, σ2’ye eşit olacaktır ve de-
Basit doğrusal regresyon modeli bir bağımlı ve ğişmeyecektir. Sabit varyans varsayımı altında Key-
bir bağımsız değişken arasındaki ortalama ilişki- nesyen tüketim fonksiyonu için hata terimlerinin
leri gösterir. Bu ilişki kesin değildir çünkü tahmi- dağılımı Grafik 2.3’teki gibi olacaktır.
ni yapılan modelde her zaman bir hata payı söz
konusudur. Tahmin edilen değerle gerçek değer Ci
arasındaki değeri gösteren bu hata payı ise regres-
yon modelinde hata terimi şeklinde modele da-
hil edilmektedir. Regresyon modellerinin temel
varsayımları da büyük ölçüde bu hata terimi ile
ilgilidir. Regresyon modelinde tahmin edilen mo-
delin gerçek durumu temsil etmesi beklenir. Bu
ise ancak hata terimi ile ilgili bazı varsayımlara
bağlıdır. Basit regresyon modelinde hata terimine
dair temel varsayımlar şu şekildedir: Yi

Grafik 2.3 Sabit Varyans Durumunda Hata Terimlerinin


Dağılımı
Hata Teriminin Ortalaması Sıfırdır
Sıfır ortalama varsayımı hata terimlerinin “0” Öte yanda hata terimlerinin varyansının ba-
ortalamaya sahip olduğunu ifade eder. Regresyon ğımsız değişkenlerin (Xi) alacağı her bir değerde
analizinde değişkenler arasındaki ilişkiler stokastik- farklılık göstermesi değişen varyans olarak adlandı-
rılmaktadır.

27
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

Var (ui) = E (ui)2 = σi2 i = 1, 2, 3, …, n (2.7)

Değişen varyans durumunda bağımsız değişkenlerin alacağı her Ci


değerde varyans (σi2) değişecektir. Örneğin, yüksek gelire sahip bi-
reylerin hem ortalama tasarrufları hem de marjinal tasarruf eğilim-
leri daha yüksek olabilir. Bu nedenle düşük gelirli bireylerin yük-
sek gelirli bireylere göre tüketim eğilimlerinin daha yüksek olması
beklenebilir. Bu da hata teriminin varyansının her bir gelir düzeyi
için farklılık gösterebileceğini söylemektedir. Grafik 2.4’te değişen
varyans durumunda hata terimlerinin dağılımı gösterilmektedir:
Sabit varyans varsayımı basit regresyon modelinin temel var- Yi
sayımlarından biridir. Bu varsayımın sağlanamadığı yani değişen
Grafik 2.4 Değişen Varyans
varyansın varlığı durumunda ulaşılacak sonuçlar iyi özelliklere olma-
Durumunda Hata Terimlerinin
yacaktır.
Dağılımı
Değişen varyans sorunu ile yatay kesit verilerinde sıklıkla rastlanıl-
maktadır. Yatay kesit analizlerinde özellikle birimler arasındaki farklılıklar böyle bir sorunla karşılaşmamıza
neden olmaktadır. Bu durumu gerçek hayatla daha iyi ilişkilendirebilmek için TÜİK’in gelir dağılımı istatis-
tiklerini konu alan şu haberi inceleyelim:

Yaşamla İlişkilendir

TÜRKİYE’DE GELİR DAĞILIMI belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk ora-


RAKAMLARI AÇIKLANDI nı bir önceki yıla kıyasla 0,4 puan artarak yüzde
Mustafa ÇALKAYA, Ayşenur SAĞLAM 13,9 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde
18.09.2019 - Ankara 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırı-
na göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla kıyasla
1,1 puan artarak yüzde 21,2 oldu.
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri
Tek kişilik hane halklarının yoksulluk oranı
Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hane hal- bir önceki yıla göre 1,4 puan artarak yüzde 9,6,
kı kullanılabilir fert geliri de bir önceki yıla göre tek çekirdek aileden oluşan hane halklarının yok-
yüzde 12,2 artarak 21 bin 577 liradan 24 bin 199 sulluk oranı 0,4 puan artarak yüzde 12,9, en az
liraya çıktı.  bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane
Toplam eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert halklarının yoksulluk oranı ise 0,9 puan artarak
gelirleri içinde en yüksek payı, yüzde 48,5 ile bir yüzde 18,8 olarak hesaplandı.
önceki yıla göre 0,4 puan azalan maaş ve ücret Okuryazar olmayanların yüzde 27,5’i, bir
gelirleri aldı. İkinci sırayı yüzde 20,1 ile önceki okul bitirmeyenlerin yüzde 23,6’sı yoksulken bu
yıla göre 0,4 puanlık artış gösteren sosyal transfer oran lise altı mezunlarda yüzde 12,1, lise ve dengi
gelirleri alırken bunu yüzde 18,8 ile 2017 yılına mezunlarda yüzde 5,8 oldu. Yükseköğretim me-
göre 0,8 puan azalan müteşebbis gelirleri izledi. zunları yüzde 2,2 ile yoksulluk oranının en düşük
Tarım gelirlerinin müteşebbis geliri içinde- gözlendiği grup olarak belirlendi.
ki payı 2017 yılına göre 1,4 puan artarak yüzde
22,9 olurken, emekli ve dul-yetim aylıklarının
Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/ekono-
sosyal transferler içindeki payı önceki yıla göre
mi/turkiyede-gelir-dagilimi-rakamlari-aciklan-
0,4 puan azalarak yüzde 91 olarak gerçekleşti.
di/1587020# Erişim Tarihi: 29.10.2019
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan
(ortanca) gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak

28
Ekonometrinin Temelleri

Burada Anadolu Ajansının web sayfasından Hata teriminin otokorelasyon içermemesi varsa-
TÜİK’in gelir dağılımı istatistikleri ile ilgili haberin yımı doğrusal regresyon modelinde doğru sonuçlara
bir bölümü alınmıştır. Son paragrafta vurgulanan ulaşılabilmesi için son derece önemlidir. Otokorelas-
eğitim düzeyi ile yoksulluk oranı arasındaki oransal yon sorununun göz ardı edilmesi durumunda ulaşı-
ilişkiler eğitim düzeyi ile gelir seviyesi arasındaki lacak sonuçlar da sağlıklı olmayacaktır. Bu durumda
ilişkiyi vurgulamaktadır. Buna göre eğitim düzeyi R2 değeri olması gerekenin üzerinde çıkacak, t ve F
arttıkça gelir düzeyinin de arttığı görülmektedir. test sonuçları da güvenilir olmayacaktır. Otokorelas-
Dolayısıyla gelir düzeyine ilişkin yapılacak bir reg- yon ile ilgili daha detaylı bilgilere kitabımızın devam
resyon analizinde bireylerin eğitim durumlarına eden bölümlerinden ulaşabilirsiniz.
göre gelir oranlarının da farklılık göstereceği anla-
şılmaktadır. Buna göre kişisel gelir düzeyi üzerine
yapılacak bir yatay kesit analizinde hata terimleri-
Hata Terimi (ui) ile Açıklayıcı
nin varyansının eğitim düzeyine göre farklılaşacağı Değişkenler (Xi) Arasında İlişki Yoktur.
anlaşılmaktadır. Bu nedenle bu tür bir modelde Basit doğrusal regresyon modelinde bağımsız
değişen varyans sorunu ile karşılaşılması kuvvetle değişkenin (Xi) stokastik yani tesadüfi olmadığı var-
muhtemeldir. sayılır. Bu nedenle tekrarlanan örnekler için bağım-
sız değişkenin alacağı değerler sabittir ve bağımlı
değişkendeki değişmelerin nedeni hata teriminden
Hata Terimleri Arasında İlişki Yoktur yani diğer tesadüfi faktörlerden kaynaklanmakta-
Basit regresyon modelinde hata terimine dair dır. Bu durumda bağımsız değişken ile hata terimi
önemli bir varsayım da birbiri ardını izleyen hata birlikte hareket etme eğiliminde değildirler. Daha
terimleri arasında doğrusal bir ilişkinin olmadığı net bir ifadeyle bağımsız değişken ile hata terimi
varsayımıdır. Hata teriminin otokorelasyon içer- arasında bir ilişki yoktur ve kovaryansları “0” dır.
mediği durumda hata terimleri arasında ardışık bir Dikkat: Basit doğrusal regresyon modelinde
bağımlılık söz konusu değildir. Burada hata terim- hata terimini normal dağılım sergilediği, sıfır or-
leri arasındaki ilişki bulunmaması hata terimleri talamaya sahip olduğu, her bir gözlem için varyan-
arasındaki kovaryansın sıfır olması anlamına gelir sının değişmediği, ardışık hata terimleri arasında
ve şu şekilde gösterilebilir: korelasyon olmadığı ve bağımsız değişken ile hata
terimi arasında bir ilişki olmadığı varsayılır.
Kov(ui, uj) = E{[ui – E(ui)][uj – E(uj)]}
= E (ui, uj) = 0 i ≠ j için (2.8)
Hata Terimi Normal Dağılıma Sahiptir
Yani, farklı hata terimleri arasındaki kovaryans- Normallik varsayımı, modelde hata terimleri-
lar sıfıra eşit olup hata terimleri arasında bir ilişki nin normal dağılım sergilediğini ifade eder. Bura-
söz konusu değildir. da bağımsız değişkenin alacağı her bir değer için
oluşturulan hata terimlerinin her birinin ayrı ayrı
Bu varsayımın ihlali ise otokorelasyon veya ar-
normal dağılım sergilemesi gerekmektedir. Normal
dışık bağımlılık olarak adlandırılır. Hata teriminin
dağılım varsayımı temel olarak hata terimlerinin si-
otokorelasyon içeriyor olması ardışık hata terimleri
metrik bir dağılıma sahip olduğunu söylemektedir.
arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ifade eder ve şu
Hata teriminin normal dağılmış olması varsayımı
şekilde ifade edilir:
tahmin için gerekli bir varsayım değildir ancak
model ve parametreler hakkında hipotez testlerinin
E (ui, uj) ≠ 0 i ≠j için (2.9)
yapılabilmesi için gereklidir.

29
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

Öğrenme Çıktısı

3 Basit doğrusal regresyon modelini tanımlayabilme, varsayımlarını açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Önemli bir değişkenin mo-


Basit doğrusal regresyon
del dışında tutulmasının Basit doğrusal regresyon
modellerinde sabit varyans
yaratacağı sonuçlarını basit modeli ile açıklanabilecek
varsayımının ihlal edilmesi
doğrusal regresyon mode- bir iktisadi teoriyi arkadaş-
durumunda karşılaşılabile-
linin varsayımları ile ilişki- larınızla tartışın.
cek sorunları araştırın.
lendirin.

BASİT DOĞRUSAL REGRESYON MODELİNİN TAHMİNİ


Regresyon analizi, anakütleyi temsil eden bir örneklem yardımıyla tahmincilerin belirlenmesi temeline
dayanır. Burada bilinmeyen bir ana kütleden n sayıda gözlemli rassal olarak seçilen bir örneklem belirlenir
ve her bir gözlem için regresyon modeli şu şekilde ifade edilir:

Yi = β0 + β1Xi + ui i = 1, 2, 3, …, n (2.10)

Eşitlik (2.10)’de basit doğrusal regresyon modeli fonksiyonel formda gösterilmektedir. Eşitlikten de görülebi-
leceği gibi bağımlı değişken (Y), tek bağımsız değişken (X) tarafından açıklanmaktadır. Daha önce de bahsedildi-
ği gibi bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenin oluşturduğu modellere basit regresyon modelleri adı verilmekteydi.
Öte yandan bağımlı değişken ve bağımsız değişken arasındaki ilişkinin doğrusal olduğu (β) görülmektedir. Bu
da modelin aynı zamanda doğrusal bir model olduğunu söylemektedir. Buna göre Eşitlik (2.10)’de belirtilen
modelin basit doğrusal regresyon modeli olduğu anlaşılmaktadır. Basit doğrusal regresyon modelini örneğimiz
olan Keynesyen tüketim fonksiyonunu temel alacak şekilde düzenlersek şu ifadeye ulaşırız:

Ci = C0 + cYi + ui i = 1, 2, 3, …, n (2.11)

Eşitlik (2.11)’de tanımlanan doğrusal regresyon modelinin beklenen değeri ise şu şekilde ifade edilir:

E(Ci) = Ĉ0 + ĉYi (2.12)

Eşitlikte Ci’nin normal dağılıma sahip olduğu varsayılır ve ortalaması C0 + cYi’dir. Ĉ0 ve ĉ ifadelerinin
üzerinde bulunan şapka ise bu katsayıların birer tahmin olduğunu söylemektedir. Burada çeşitli yöntemler
yardımıyla C0 ve c’nin tahmini yapılabilir ve bu yöntemlerin her birine tahminci adı verilir. Peki gerçeğe en
yakın tahmini belirleyebilmek için hangi tahmin yöntemini tercih edeceğiz? Burada uygun tahmin yönte-
mini belirleyebilmek için tahmincinin bazı özellikleri taşımasını bekleriz. Bu özellikler ise küçük örneklem
ve büyük örneklem özellikleri şeklinde ikiye ayrılmaktadır.
Küçük örneklem için tahmincinin taşıması gereken özellikler sapmasızlık, en küçük varyans, en küçük
ortalama hata karesi, etkinlik, doğrusal en iyi sapmasızlık ve yeterlilik ölçütleridir. Şimdi bu özellikleri
daha detaylı inceleyelim.

30
Ekonometrinin Temelleri

i. Bir tahminci için sapma, tahmincinin beklenen değeri ile gerçek parametre değeri arasındaki farkı
temsil eder. Sapmasızlık ise bu farkın yani sapmanın “0” olduğunu ifade etmektedir.

E (β̂ )–β=0 (2.13)

ii. En küçük varyans özelliği ise sapmalı veya sapmasız tahminciler arasında en küçük varyansa sahip
tahmincinin tercih edilebileceğini ifade eder.

var (β̂ )< var (β̂ ) (2.14)

iii. Ancak yalnızca bu bilgiyle tahmincinin en iyi tahminci olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü burada tah-
mincinin öncelikle sapmasızlık özelliğini taşıması ve aynı zamanda en küçük varyansa sahip olması
arzu edilir. Peki, sapmalı ancak düşük varyansa sahip tahminci ile sapmasız ancak büyük varyanslı
tahminci arasında tercih yapmamız gerekirse hangisini tercih etmeliyiz? Bu durumda hangi tah-
mincinin en iyi tahminci olduğuna karar verebilmek için ortalama hata karelerine bakılır. Burada
iki tahminci arasından ortalama hata kareleri düşük olan tercih edilir. Arzu edilen ise tahmincinin
sapmasız ve en küçük varyansa sahip olmasıdır. Sapmasız tahminciler arasında en küçük varyansa
sahip tahminci tercih edilir ve buna etkin tahminci adı verilir.
iv. Doğrusallık, tahmincinin gözlemlerin doğrusal bir fonksiyonu olduğunu ifade eder. Doğrusal en
iyi sapmasızlık özelliği ise doğrusal ve sapmasız tahmin ediciler arasında en düşük varyansa sahip
tahmincinin doğrusal en iyi sapmasız tahminci olduğunu ifade etmektedir. Öte yandan tahminci-
nin, gerçek parametrenin yeterli bir tahmincisi olması beklenir. Eğer bir tahminci yeterlilik şartını
yerine getiriyorsa bu, söz konusu tahmincinin gerçek parametre hakkında diğer tüm tahmincilere
göre daha fazla bilgi içerdiğini ifade etmektedir.
Büyük örneklem durumunda ise tahmincinin asimtotik özellikleri incelenir. Burada gözlem sayısının
sonsuza gittiği varsayılır. Bu nedenle büyük örneklem özelliklerine asimtotik özellikler denir. Bunlar sıra-
sıyla, asimtotik sapmasızlık, tutarlılık ve asimtotik etkinliktir.
i. Asimtotik sapmasızlık, tahmincinin asimtotik ortalamasının yani beklenen değerinin gerçek para-
metre değerine eşit olduğunu ifade etmektedir. Burada gözlem sayısının sonsuza gittiği varsayılır.

lim E (β̂ ) = β (2.15)


n→∞

ii. Eğer bu koşul sağlanıyor ve gözlem sayısı sonsuza giderken varyans sıfıra yaklaşıyorsa tahmincisi β̂
tutarlı tahmincidir.
iii. Öte yandan β̂ hem tutarlı tahminci, hem de diğer tahmincilerden daha düşük varyanslı ise β̂ , ger-
çek parametrenin asimtotik etkin tahmincisi olduğunu söyleyebiliriz.
Ekonometrik analizlerde katsayılar tahmin edilirken başvuru-
lan çok sayıda yöntem yani tahminci vardır. Peki bu yöntemler-
den hangisinin tercih edilmesi gerekir? Bu sorunun net bir cevabı
olmamakla birlikte iyi bir tahmincinin burada bahsi geçen özel-
liklerden mümkün olduğunca çoğuna sahip olmasını bekleriz.
Ekonometrik analizlerde sıklıkla başvurulan yöntem ise En Kü-
çük Kareler Yöntemi’dir. En küçük kareler tahmincisi regresyon
modelinin temel varsayımlarının sağlanması şartıyla, bütün tah-
minciler arasında doğrusal, sapmasız ve en düşük varyansa sahip
tahmincidir.

31
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

En Küçük Kareler Yöntemi


En küçük kareler yöntemi temel olarak, ortalamadan sapmaların kareleri toplamını minimum yapan
β0 ve β1 katsayılarının belirlenmesine dayanır. EKK yöntemiyle değişkenler arasındaki ortalama ilişkiler
belirlenir ve bu ilişkinin gerçeğe en yakın şekilde tahmin edildiği varsayılır. Burada ana kütleden rassal
olarak seçilen bir örneklemden elde edilen veriler kullanılarak gerçek durumu en iyi temsil eden β0 ve β1
katsayılarının tahmin edilmesi amaçlanır. Burada tahmini yapılan regresyon denklem şu şekildedir:

Yˆi = 0 + 1 Xi i = 1, 2, 3, …, n (2.16)

Eşitlik (2.16)’da yer alan β̂0 ve β̂i ifadeleri β0 ve β1’in tahmin edilen değerleridir. EKK yönteminde amaç
hata terimlerinin kareleri toplamını minimum yapan β0 ve β1’in belirlenmesidir. Buna göre öncelikle hata
terimlerinin tanımlanarak hata terimlerinin kareleri toplamını minimum yapan eşitliğe ulaşılması gerek-
mektedir.
Hata terimi daha önce de belirtildiği gibi gözlenemeyen Yi değeri ile Y’nin beklenen değeri (Yˆi) arasın-
daki farktır ve şu şekilde ifade edilir:

Ui = Yi – Yˆi (2.17)

EKK yönteminde amaç hata terimlerinin kareleri toplamını minimum yapan katsayıları tahmin etmektir.


n n n
! )2 =
2
∑ i ∑ i
u =
(Y −Y ∑ (Yi − β!0 − β!i X i )2 = min. (2.18)
i=1 i=1 i=1

Bu amaçla öncelikle (2.18) numaralı eşitlik cebirsel olarak açılır ve ardından β̂0 ve β̂i’ye göre kısmi tü-
revleri alınarak sıfıra eşitlenir. Gerekli çözümlemeler yapıldıktan sonra hata terimlerinin kareleri toplamını
minimum yapan β̂0 ve β̂i değerlerine ulaşılır.
Bu amaçla öncelikle (2.18) numaralı eşitlik cebirsel olarak açılır ve ardından β̂0 ve β̂i ye göre kısmi tü-
revleri alınarak sıfıra eşitlenir. Gerekli çözümlemeler yapıldıktan aşağıdaki normal denklemlerine ulaşılır:

∑ Yi = nβ! 0 + β! i ∑ X i
(2.19)

∑ X iYi = β! 0 ∑ X i + β! i ∑ X 2i
(2.20)

(2.19) ve (2.20) numaralı denklemler en küçük kareler yönteminin normal denklemleridir. Normal denk-
lemlerinin çözümlenmesiyle hata terimlerinin kareleri toplamını minimum yapan β̂0 ve β̂i değerlerine ulaşılır.
Normal denklemleri yardımıyla β̂0 ve β̂i parametreleri değişkenlerin orijinal değerleri ile tahmin edil-
mektedir. Parametreleri tahmin etmenin bir diğer yolu da değişkenlere ait değerlerin ortalamadan farkla-
rını kullanmaktır. Ortalamadan farklar yönteminde β̂i parametresi hesaplanırken değişkenlerin orijinal de-
ğerleri yerine (Yi ve Xi) değişkenlerin ortalamadan farkları (yi ve xi) esas alınır. Ortalamadan farklar yoluyla
β̂i parametresi hesaplanırken kullanılan eşitlikler ise şu şekildedir:

β! i =
∑ xi yi
(2.21)
∑ xi2

32
Ekonometrinin Temelleri

– –
Eşitlikte xi, Xi’nin ortalamadan farkını (Xi – Xi ), yi ise Yi’nin ortalamadan farkını (Yi – Yi ) temsil et-
mektedir. Burada (2.21) numaralı eşitlik yardımıyla β̂i parametresi hesaplandıktan sonra aşağıdaki eşitlikte
yerine yazılarak β̂0 parametresi belirlenir.

– –
β̂0 = Yi – β̂i Xi (2.22)

En küçük kareler yöntemi özetle hata terimlerinin kareleri toplamını minimum yapan parametrelerin
tahminine dayanmaktadır. Bu şekilde parametreler tahmin edilirken en küçük kareler yönteminin normal
denklemleri kullanılabileceği gibi bu parametreler ortalamadan farklar yoluyla da belirlenebilir. Şimdi diler-
seniz konunun daha iyi anlaşılabilmesi için örnek veriler üzerinden her iki yolla da β̂0 ve β̂i parametrelerinin
tahminini yapalım. Örnek verilerimiz Tablo 2.2’de belirtildiği gibi tüketim ve harcanabilir gelir verileri olsun.

Tablo 2.2 Tüketim ve Harcanabilir Gelir Verileri


n Yi Xi Xi Yi Xi 2 yi xi xi yi xi 2
1 800 1050 840000 1102500 40 35 1400 1225
2 700 950 665000 902500 -60 -65 3900 4225
3 750 900 675000 810000 -10 -115 1150 13225
4 900 1200 1080000 1440000 140 185 25900 34225
5 600 800 480000 640000 -160 -215 34400 46225
6 850 1150 977500 1322500 90 135 12150 18225
7 550 800 440000 640000 -210 -215 45150 46225
8 950 1200 1140000 1440000 190 185 35150 34225
9 800 1100 880000 1210000 40 85 3400 7225
10 700 1000 700000 1000000 -60 -15 900 225
Σ Yi =7600 Σ Xi =10150

Yi =760

Xi =1015
Σ Xi Yi =7877500 Σ Xi 2=10507500 Σ yi =0 Σ xi =0 Σ xi yi =163500 Σ Xi 2 =205250

Tablo 2.2’de verilen bilgilerden hareketle (2.4) numaralı eşitlikte verilen tüketim fonksiyonunun tah-
minini yapabiliriz. Tabloda Yi bağımlı değişkeni, Xi ise bağımsız değişkeni ifade etmektedir. Dolayısıyla
tabloda Yi ile belirtilen veriler tüketim harcamalarının (C) Xi ile belirtilen veriler ise harcanabilir gelirin
(Y) orijinal değerlerini göstermektedir. yi ve xi ise sırasıyla bağımlı ve bağımsız değişkenin ortalamadan
farklarını ifade etmektedir.
Şimdi dilerseniz tablodaki değerleri en küçük kareler yönteminin (2.19) ve (2.20) numaralı normal
denklemlerinde yerine yazalım. Buna göre normal denklemleri;

7600 = 10. C0 + 10150 c


7877500 = 10150 C0 + 10507500 c

şeklinde oluşacaktır. Burada normal denklemlerini çözümlersek;

163500 = 205250 c

ifadesine ulaşırız. Buradan marjinal tüketim eğilimini ifade eden c (β̂i) katsayısı 0,80 olarak hesaplanır.
c katsayısını normal denklemlerinden herhangi birinde yerine yazarsak otonom tüketim harcamalarını
temsil eden C0 (β̂0);
7600 = 10. C0 + 10150 (0,80)
7600 = 10. C0 + 8120

33
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

C0 = -52 olarak hesaplanır. Buna göre tahmin Katsayı Tahminlerinin Yorumlanması


edilen tüketim fonksiyonu şu şekilde yazılır: Basit doğrusal regresyon modelini örnek tahmi-
nimiz üzerinden yorumlamaya çalışalım. Keynes-
Ĉi = -52 + 0.8Yi (2.23)
yen tüketim fonksiyonuna dair tahmin sonucumuz
Öte yandan parametreleri ortalamadan farklar Eşitlik (2.23)’de ifade edildiği gibidir. Burada β0
cinsinden hesaplayacak olursak, C0 ve c paramet- ve β1 katsayılarının yani otonom tüketim (C0) ve
relerini (2.21) ve (2.22) numaralı eşitlikler yardı- marjinal tüketim eğiliminin (c) sırasıyla -52 ve 0.8
mıyla belirleyebiliriz. Burada öncelikle; (2.21) nu- değerlerini aldığı görülmektedir. Sabit katsayı ba-
maralı eşitlik yardımıyla c katsayısını belirleyelim. ğımsız değişkenin “0” olması durumunda bağım-
Buna göre c, lı değişkenin alacağı değerdir. Dolayısıyla burada
sabit katsayıyı temsil eden otonom tüketim har-

β̂i = ĉ =
∑ xi yi 163500
= =0.80
camaları harcanabilir gelirin “0” olduğu durum-
da toplam tüketim harcamalarının alacağı değeri
∑ x 2 205250
i göstermektedir. Öte yandan bağımsız değişken ile
şeklinde hesaplanır. Hesaplanan c değeri (2.22) bağımlı değişken arasındaki ilişkinin yönünü ve
numaralı eşitlikte yerine yazılırsa C0, kuvvetini gösteren β1 katsayısı ise 0.8 olarak be-
lirlenmiştir ve bu modelimizde marjinal tüketim

β̂0 = Ĉ0 = Yi – β̂i Xi = 760 – 0,8. (1015) = - 52 eğilimini temsil etmektedir. Buna göre harcanabilir
gelirde meydana gelen “1” birimlik artış, tüketim
olarak belirlenir. Buradan da anlaşılacağı gibi harcamalarını “0.8” birim artıracaktır. Görüldüğü
ister orijinal değerler kullanılsın ister ortalamadan gibi bağımlı ve bağımsız değişken arasındaki ilişki
farklar kullanılsın ulaşılan sonuçlar aynı olacaktır. doğrusal bir ilişkidir ve tahmin edilen parametre-
Sonuç olarak burada sırasıyla -52 ve 0.8 şeklinde ler iktisat teorisi tarafından da desteklenmektedir.
tahmin edilen β̂0 ve β̂i (Ĉ0 ve ĉ) parametreleri hata Eşitlik (2.16)’da fonksiyonel formda gösterilen
terimlerinin kareleri toplamını minimum yapan Keynesyen tüketim fonksiyonunu grafik yardımıy-
değerlerdir. la görmek de mümkündür.
En küçük kareler yöntemiyle parametreler tah-
min edilirken hata terimlerinin kareleri toplamının C
minimum olması amaçlanır. Bu durumda tahmi-
Ĉi=20+0,8Yi
nin varyansı da düşük olacaktır. Varyans temel
olarak veri setinin dağılımını gösteren bir ölçüttür.
Buna göre düşük varyans regresyon doğrusunun
verilerle uyumlu olduğunun bir göstergesidir. Var-
20
yansın karekökü ise tahminin standart hata ifade
etmektedir.

Y


S=
∑ ui2 (2.24) Grafik 2.5 Keynesyen Tüketim Fonksiyonu
n−2
Grafik 2.5’te en küçük kareler yöntemi ile tah-
mini yapılan Keynesyen tüketim fonksiyonu göste-
rilmektedir. Burada C için gözlem değerleri serpme
En küçük kareler yöntemi kısaca, ortala- noktaları şeklinde gösterilmiştir. En küçük kareler
madan sapmaların kareleri toplamını mi- yönteminde de amaç tahmin edilen fonksiyon ile
nimum yapan β katsayılarının belirlenme- serpme noktaları arasındaki uzaklıkların yani hata
si yöntemidir. terimlerinin kareleri toplamını minimum yapmak-
tır. Tahmin sonucuna göre bu şartı sağlayan β0 ve β1
parametreleri sırasıyla -52 ve 0.8 değerleridir.

34
Ekonometrinin Temelleri

Katsayı Tahminlerinin Anlamlılık Testleri bağımsız değişken tarafından açıklandığını ifade


Ekonometrik analizlerdeki temel amaç ana küt- eder. Eğer gözlem değerlerinin tamamı tahmin edi-
leden rassal olarak seçilen bir örneklem yardımıy- len regresyon fonksiyonu üzerinde yer alsaydı bu
la ana kütle hakkında çıkarsama yapabilecek tah- durumda tahmin edilen fonksiyonun gerçek du-
minlerde bulunmaktır. Bu amaçla iktisat teorisine ruma uyumu mükemmel denilebilirdi. Ancak bu
dayanan ekonometrik modeller çeşitli yöntemler genellikle mümkün değildir ve burada önemli olan
yardımıyla tahmin edilir ve katsayılar belirlenir. tahmin edilen fonksiyonun gerçeğe ne kadar uyum
Ancak bu tahminlerin hem iktisadi olarak hem de gösterdiğidir. Belirlilik katsayısı bu uyumu gösterir
istatistiksel olarak anlamlılığının test edilmesi ge- ve şu şekilde hesaplanır:
rekir. Dolayısıyla burada basit doğrusal regresyon
modelinin tahmin sonuçlarına ilişkin hipotez test-
R2 =
∑ (Y! −Y )2 (2.25)
lerine de ihtiyacımız vardır. ∑ (Y −Y )2
Basit doğrusal regresyon modeline ekonometrik

analizlerde sıklıkla başvurulmaktadır. Ancak bu tür Eşitlik (2.25)’in payında yer alan Σ (Yˆ- Y )2 açık-
modellerin ekonometrik analizlerde kullanılabil- lanan değişimi, paydasında yer alan ise toplam de-
mesi bir takım koşullara bağlıdır. Her şeyden önce ğişimi göstermektedir. Açıklanan değişimin toplam
tahmini yapılan modelin iktisat teorisi tarafından değişime oranlanmasıyla R2 değerine ulaşılır ve bu
desteklenmesi gerekir. Örneğin, burada örnek ola- bağımlı değişkendeki değişimin yüzde kaçının ba-
rak incelediğimiz Keynesyen tüketim fonksiyonu- ğımsız değişken tarafından açıklandığını ifade eder.
nu ele alalım. Tahmin edilen bu modelde, gelirde Burada R2 0 ila 1 arasında bir değer alır ve değer
meydana gelen bir artışın ne oranda tüketim har- 1’e yaklaştıkça modelin açıklama gücü artar. Örnek
camalarına ayrılacağını gösteren marjinal tüketim tahminimizde bu katsayının 0,90 olarak hesaplan-
eğiliminin (c) teori gereği 0 ila 1 arasında bir değer dığını varsayalım. 0,90 olarak hesaplanan R2 değeri
almasını bekleriz. Çünkü, teori gereği gelir artışı ya şu anlama gelmektedir: Tüketim harcamalarında
tüketime ya da tasarrufa ayrılacaktır. Eğer katsayı meydana gelen değişim %90 oranında harcanabilir
ilgili aralıkta tahmin edilirse tahminin iktisat teori- gelirdeki değişim tarafından açıklanmaktadır.
si tarafından desteklendiği söylenebilir. Ancak aksi
bir durumda tahmini yapılan regresyon modelinin
gerçek durumu temsil eden uygun bir model olma-
dığı sonucuna varılır. Örnek tahmin sonucumuza dikkat
baktığımızda sonuçların iktisat teorisi tarafından R2 değeri bağımlı değiş-
desteklendiğini görebiliriz. Ancak sonuçlar iktisadi kendeki değişimin yüzde
teori tarafından destekleniyor olsa dahi bu, mo- kaçının bağımsız değişken-
delin uygun bir model olup olmadığı konusunda ler tarafından açıklandığını
kesin bir yargı içermez. Bu noktada modelin ista- ifade eder.
tistiksel olarak da anlamlı olup olmadığının belir-
lenmesi gerekir. Bu amaçla incelenen ölçütler, R2 t ve F testi
(Belirlilik Katsayısı) değeri ile t ve F testleridir.
Tahmin edilen bir modelin istatistiksel olarak
anlamlılığını sınayan testler temel olarak t ve F test-
R2 (Belirlilik Katsayısı) leridir. Burada t-testi iki ortalama arasındaki farkın
Tahmin edilen regresyon fonksiyonunun serp- istatistiksel olarak anlamlılığı sınayan doğrusal bir
me diyagramındaki gözlemleri en iyi şekilde temsil yöntemdir ve tahmin katsayılarının bireysel olarak
edebilmesi için bu fonksiyonun serpme noktala- anlamlı olup olmadığını test eder. F testi ise katsa-
rına ne kadar yakın olduğu modelin gerçek olayı yıların eşanlı olarak anlamlılığını sınar ve modelin
açıklayıcılığı açısından son derece önemlidir. Belir- bir bütün olarak anlamlı olup olmadığı hakkında
lilik katsayısı da bu serpme noktalarının yani göz- fikir verir. Bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenden
lem değerlerinin regresyon fonksiyonuna ne kadar oluşan basit doğrusal regresyon modellerinde her
yakın olduğuna dair bir ölçüttür ve temel olarak iki testin de sonucu aynı olacağından bu bölümde
bağımlı değişkendeki değişiminin yüzde kaçının yalnızca t testine dair açıklamalara yer verilecektir.

35
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

Bir sonraki “Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli”


başlıklı bölümümüzde F testi ile ilgili detaylı açık-
lamalara ulaşabilirsiniz. β!
t
= (2.27)
()
s β!

dikkat Eşitlik (2.27)’den de görüleceği üzere tahmin


t-testi ile tahmin katsayılarının bi- parametresini tahmin standart hatasına oranlaya-
reysel olarak anlamlı olup olmadığı rak t istatistiğine ulaşabiliriz. Hesaplanan t istatis-
sınanırken F testi modelin bir bü- tik değeri testin tek taraflı mı yoksa çift taraflı mı
tün olarak anlamlı olup olmadığı olduğuna göre t dağılım tablosundan elde edilen
hakkında fikir verir. tablo kritik değeri ile karşılaştırılır ve nihayetinde
katsayının istatistiksel olarak anlamlı olup olmadı-
t testi hata terimlerinin varyansının bilinmediği ğı belirlenir. Eğer hesaplanan t değeri mutlak değer
durumlarda -ki genellikle bilinmez- bireysel olarak olarak tablo kritik değerinden büyükse H0 reddedi-
katsayıların anlamlılığının sınanmasında kullanı- lir ve katsayısının istatistiksel olarak anlamlı oldu-
lan istatistiksel bir yöntemdir. İstatistiksel olarak ğunu sonucuna varılır. Yani,
tahmin edilen katsayısının sıfıra eşit olması o kat-
sayının anlamlı olmadığını ifade eder. Bu neden- |t| > |ta n-k|
le tahmin edilen katsayının anlamlılığını sınarken
katsayının istatistiksel olarak 0’a eşit olup olma- ise H0 reddedilir. Burada tablo kritik değeri be-
dığını test etmemiz gerekir. Buna olanak sağlayan lirlenirken anlam düzeyi ve serbestlik derecesi re-
test ise t testidir. t testi için sıfır hipotezi (veya boş ferans alınır. ta,n-k ifadesindeki α anlam düzeyini,
hipotez) şu şekilde kurulur: n-k ise serbestlik derecesini temsil etmektedir. An-
lam düzeyi tek taraflı testlerde genellikle %5 ola-
H0: β = 0 rak belirlenir. Eğer test çift taraflıysa anlam düzeyi
α/2 olarak alınır. Öte yandan serbestlik derecesini
Öte yandan alternatif hipotez eğer test çift ta- gösteren n-k ifadesindeki n, gözlem sayısını, k ise
raflıysa, tahmin edilen parametre sayısını ifade etmektedir.
H1: β ≠ 0 Basit doğrusal regresyon modelinde tahmin edilen
parametre sayısı 2 olduğu için serbestlik derecesi
şeklinde, eğer test tek taraflıysa, n-2 olarak belirlenir.
H1: β > 0 (tahmin edilen β sıfırdan büyükse) t testini bir örnek üzerinden uygulayacak olur-
H1: β < 0 (tahmin edilen β sıfırdan küçükse) sak tahminin yaptığımız Keynesyen tüketim fonk-
şeklinde kurulur. siyonunu kullanabilir. ĉi= -52 + 0,8Yi şeklinde tah-
min ettiğimiz Keynesyen tüketim fonksiyonunda
Tahmin edilen katsayının istatistiksel olarak an-
tahmin edilen β1 parametresine ait standart sapma-
lamlı olduğunu söyleyebilmemiz için burada sıfır
nın 0,014 olarak hesaplandığını varsayalım. Bu du-
hipotezini reddetmemiz gerekir. Hipotez testi için
rumda tahmin edilen β1 katsayısı için test istatistiği
hesaplanacak test istatistiği ise şu şekildedir:
şu şekilde hesaplanacaktır:
β! − β
t=
(2.26)
β!
()
s β! t
= =
0.8
=57.14 (2.28)
Burada test edilen hipotez tahmin parametresi- ( )
!
s β1 0.014
nin istatistiksel olarak 0’dan farklı olup olmadığı-
dır. Dolayısıyla Eşitlik (2.26)’da β katsayısı “0” de- Burada tahminin yaptığımız Keynesyen tüke-
ğerini alacaktır. Buna göre test istatistiğini yeniden tim fonksiyonunda gözlem sayısının 10 olduğu gö-
yazacak olursak (2.26) numaralı eşitliği şu şekilde rülmektedir. Bu durumda serbestlik derecesi n-k,
düzenleyebiliriz: 8 olacaktır. Öte yandan anlam düzeyi olarak 0.05
referans alınacaktır. Çünkü iktisat teorisi gereği

36
Ekonometrinin Temelleri

marjinal tüketim eğilimini temsil eden β1 katsayısı 0’dan büyük olmalıdır. Dolayısıyla burada alternatif
hipotez “H1: β > 0” şeklinde kurulacak ve hipotez testi tek yönlü olacaktır. 0.05 anlam düzeyinde ve 8
serbestlik derecesinde tablo kritik değeri t tablosundan 1.86 olarak belirlenir. Burada hesaplanan t istatistik
değeri tablo kritik değerinden büyük olduğu için sıfır hipotezi reddedilmiştir.

|t| > |t0.025,28| → |57.14| > |1.86| → H0 red

Dolayısıyla β1 katsayısı istatistiksel olarak 0’dan büyüktür. Buna göre harcanabilir gelirdeki artışın tü-
ketim harcamaları üzerindeki pozitif etkisi iktisadi teori tarafından desteklenmekle birlikte tahmin edilen
katsayının istatistiksel olarak da anlamlı olduğu görülmektedir.

Araştırmalarla
İlişkilendir
TÜKETİM FONKSİYONU VE TÜRKİYE Aynı ifadeyi cebirsel olarak ifade etmek ister-
Mahfi EĞİLMEZ, 9 Ağustos 2016 sek tüketimin gelire göre türevini almamız gerekir:

Tüketim fonksiyonu, Keynesyen makroeko- Mpc = dC / dY


nomik analizde tüketim harcamaları ile GSYH
arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir fonksiyondur. Keynes’in yukarıya aldığımız ifadesinden
yola çıkarsak marjinal tüketim eğiliminin 0 ile
Gelirin kullanımı iki şekilde olur: Tüketim 1 arasında olacağını anlarız. Çünkü tanıma göre
(C) ve tasarruf (S). Bunu şöyle ifade edebiliriz: gelirde artış olduğunda tüketimde artış olacak
(0’dan büyük) ama bu artış gelirdeki artış kadar
Y=C+S
büyük olmayacaktır (1’den küçük.)
Keynes, Genel Teorisinde şöyle yazıyor: “İn- Buraya kadar yaptığımız açıklamayı özet-
sanlar, gelirleri arttıkça tüketimlerini de artırırlar. lersek: (1) İnsan, hiç geliri olmasa da belirli bir
Ne var ki tüketimdeki artış, gelirlerindeki artış tüketim harcaması yapmak zorundadır (bunu
kadar olmaz.” Bu ifadeden yola çıkarsa başka şey- borçlanarak yaptığını varsayıyoruz.) (2) Geliri
ler sabit tutulduğunda (ceteris paribus), tüketi- arttıkça tüketim harcamaları da artar ancak bu
min gelirin bir fonksiyonu olduğunu görebiliriz. artış gelirdeki artıştan daha küçük olur.
Bunu da şöyle yazabiliriz: Buraya kadar anlattıklarımızı bir şekille gös-
terelim:
C = f (Y)
C
Her ne kadar tüketim, gelirin bir fonksiyonu
olarak ifade edilse de insanoğlu, hiç geliri olma-
sa da yaşamak için tüketim yapmak zorundadır.
Gelire bağlı olmaksızın yapılan bu tür harcamaya C=CO+cY
C2
otonom tüketim harcaması (CO) adı veriliyor.
C1 c
Tüketim ile gelir arasındaki bu ilişkiden çı-
karak marjinal tüketim eğilimi (Mpc) kavramı CO
geliştirilmiştir. Marjinal tüketim eğilimi, gelirde 0 Y1 Y2 Y
ortaya çıkan bir birim artışın tüketimde ortaya
çıkardığı artışı gösterir. Hesaplanması tüketim-
deki değişimin (ΔC) gelirdeki değişime (ΔY) bö-
lünmesiyle bulunur: 

Mpc = ΔC / ΔY

37
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

Dikey eksende tüketim harcamaları (C), yatay eksende gelir (Y) yer alıyor. 0 ile C1 arasında tü-
ketim harcamalarının gelirden bağımsız kısmı yani otonom tüketim (CO) yer alıyor. Dikkat edilecek
olursa gelirin (Y) sıfır olduğu yerde de tüketim söz konusu.
Buna göre tüketim fonksiyonunu şöylece yazabiliriz:

C = CO + cY

Burada C tüketim harcamalarını, CO otonom (gelirden bağımsız) tüketim harcamalarını, cY gelire


bağımlı tüketim harcamalarını gösteriyor. Denklemdeki C bağımlı değişkeni (açıklanan değişken), Y ise
bağımsız değişkeni (açıklayıcı değişken) gösteriyor. C’nin bağımlı değişken olmasının nedeni yukarıda
C = f (Y) fonksiyonel ilişkisinde gösterildiği gibi Y’ye bağımlı olmasından, Y’nin bağımsız değişken
olması ise tüketim harcamalarından bağımsız olarak ortaya çıkmasından kaynaklanıyor. Denklemdeki
CO’ya (dikey ekseni) kesen katsayı, c’ye ise eğim katsayısı adı veriliyor.
Ekonomilerde GSYH büyümesi de benzer şekilde tüketim harcamalarının artışına yol açar. Bunu
bir tablo yardımıyla gösterilebilir (bütün veriler milyar TL olarak okunmalı.)

Yıllar GSYH GSYH’da Artış Tüketim Harcamaları Tüketim Harcamalarında Artış


1 100 90 8
2 110 10 98 8
3 120 10 106 8
4 130 10 114 8
5 140 10 122 8
6 150 10 130 8

Yukarıdaki tabloya bakıldığında gelir (GSYH) arttıkça tüketim harcamalarının da arttığı görülebi-
liyor. Tablodaki verileri yukarıdaki denklemimizde yerine koyalım:

C = CO + cY
C = 10 + 08 Y

Bu fonksiyonel ilişki bize şunu anlatıyor: GSYH düzeyi sıfır bile olsa 10 milyar TL’lik tüketim har-
caması yapılmaktadır. GSYH’daki her 10 milyar TL’lik artış, 8 milyar TL’lik tüketim harcaması artışına
yol açtığına göre marjinal tüketim eğilimi 0,8 demektir. Her farklı GSYH düzeyinde yapılan toplam
tüketim harcamasının GSYH’ya oranı değişmektedir. Bu orana da ortalama tüketim eğilimi adı veril-
mektedir. Örneğin GSYH 100 milyar TL iken ortalama tüketim eğilimi 90/100 = 0,90, 110 milyar TL
iken 98/110 = 0,89 olmaktadır.
Bu sanal örnekten sonra Türkiye verilerini kullanarak aynı hesaplamaları tekrarlayalım. Aşağıdaki
tablo Türkiye’nin 1998 – 2015 yılları arasındaki GSYH ve özel nihai tüketim harcamalarını sergiliyor.

38
Ekonometrinin Temelleri

Yıllar GSYH GSYH Artışı Özel Tüketim Tüketim Artışı Tüketim/GSYH (%)
 Y ΔY C ΔC c
1998 70,2 46,7 66,5
1999 104,6 34,4 71,6 24,9 68,5
2000 166,7 62,1 117,5 45,9 70,5
2001 240,2 73,5 164,3 46,8 68,4
2002 350,5 110,3 238,4 74,1 68
2003 454,8 104,3 324 85,6 71,2
2004 559 104,2 398,6 74,6 71,3
2005 648,9 89,9 465,4 66,8 71,7
2006 758,4 109,5 534,8 69,4 70,5
2007 843,2 84,8 601,2 66,4 71,3
2008 950,5 107,3 663,9 62,7 69,8
2009 952,6 2,1 680,8 16,9 71,5
2010 1.098,80 146,2 787,8 107 71,7
2011 1.297,70 198,9 923,8 136 71,2
2012 1.416,80 119,1 994,4 70,6 70,2
2013 1.567,30 150,5 1.109,70 115,3 70,8
2014 1.748,20 180,9 1.204,40 94,7 68,9
2015 1.953,60 205,4 1.341,20 136,8 68,7
Ortalama 110,8 76,1 70,2

Bu tablodan hareketle Türkiye için tüketim fonksiyonu grafiğini çizelim:

Türkiye Tüketim Fonksiyonu


Tüketim C

1600
1400 c=CO+cY
1200
1000
800
600
400
200
0
60 560 1060 1560 2060
Gelir Y

Şimdi de tablodaki verileri tüketim fonksiyonu denklemine yerleştirelim:

C = CO + cY

Burada:

C = 1.341,20

CO = Bilinmiyor

Y = 1.953,60

c = Mpc = 0,702

39
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

O halde önce bilinmeyen CO’ı bulalım:


1.341,20 = CO + 0,702 (1.953,60)
CO = - 1.371,43 + 1.341,20 = - 30,23
C = - 30,23 + 0,702 (1.953,60) = 1.341,20
Orta Vadeli Programa göre 2016 yılının GSYH tahmini 2.207 milyar TL’dir. Buradan giderek 2016
yılı için tüketim harcamalarını tahmin etmeye çalışalım. Bu tahmini yaparken 2015 yılı için hesapladı-
ğımız CO = – 30,23’ün ve c = Mpc = 0,702 değerlerinin 2016 yılında da aynı kalacağını varsayıyoruz.
C 2016 = CO 2016 + cY 2016
C 2016 = - 30,23 + 0,702 (2.207) = - 30,23 + 1.549,31 = 1.519,1
Buraya kadar anlattıklarımız matematiksel ekonominin alanına giriyor. Bunun ekonometrinin ala-
nına girebilmesi için gelir artışı dışında tüketimi etkilemesi olası diğer unsurları da işin içinde katmamız
gerekiyor. O zaman denklemimiz şöyle bir görünüm alır:
C = CO + cY + u

Burada denkleme eklediğimiz u (hata payı) toplumun yaş ortalaması, hane halklarının sayısı, inanç-
lar, gelenekler gibi tüketim harcamalarını gelir dışında etkileyen diğer faktörleri kapsayan bir terimdir.
Ekonometrik tahminde kullandığımız u terimini işin içine katarak yapacağımız doğrusal regresyon tah-
mini u terimini katmadan yapacağımız tahmine göre gerçekleşmeye daha yakın bir tahmin olacaktır. u
terimi için bir değer bulmanın en kestirme yolu herhangi bir yılın gerçekleşmiş verilerini ve bir sonraki
yılın gerçekleşmiş GSYH’sını alıp yukarıdaki denklemi kullanarak bir sonraki yıl için tüketim tahmini
yapmaktır. Çıkacak tahmin sonucuyla gerçekleşme arasındaki farkı bütün bir seri için hesaplayıp orta-
lamasını alırsak ortaya çıkan değeri u olarak kabul edebiliriz.

Kaynak: http://www.mahfiegilmez.com/2016/08/tuketim-fonksiyonu-ve-turkiye.html Erişim Ta-


rihi: 31.10.2019

Öğrenme Çıktısı

4 En küçük kareler yöntemini açıklayabilme


5 Tahmin katsayılarını yorumlayabilme, katsayılarının anlamlılığını sınayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

İktisat teorisini temel ala-


Qsx = 50 + 5Px şeklinde tah-
En küçük kareler tahmin- cak şekilde oluşturacağınız
min edilen bir arz fonksi-
cisinin taşıdığı özellikleri bir basit doğrusal regresyon
yonunda katsayıları ile bu
açıklayın, bu özellikleri tah- modelini en küçük kareler
tahminin anlamlılığını ikti-
mincilerde aranan özellikler yöntemiyle tahmin edin ve
sadi teori çerçevesinde yo-
ile ilişkilendirin. sonuçları arkadaşlarınızla
rumlayın.
paylaşın.

40
Ekonometrinin Temelleri

1 Doğrusal regresyon modelini açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Bağımlı değişken, bağımsız değişken
2 ve stokastik hata terimi kavramlarını
tanımlayabilme, β katsayılarını ifade edebilme

Doğrusal Regresyon Modeli

1 Regresyon modelleri, bağımlı ve bağımsız değişken sayısına göre basit ve çoklu regresyon modelleri olarak
ayrılırken değişkenler arasındaki ilişkilere göre doğrusal ve doğrusal olmayan regresyon modelleri şeklinde
sınıflandırılmaktadır. Doğrusal regresyon modelindeki “doğrusal” ifadesi “β1” katsayının doğrusallığı ile
ilgilidir. Bu tür modellerde β1 katsayısına, kuvvetinin alınması (β2) veya logaritmasının alınması (lnβ) gibi
herhangi bir dönüşüm uygulanamaz, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal olduğu
varsayılır.

2 Bağımlı değişken kısaca bağımsız değişkenlere bağlı olarak değişen yani bağımsız değişkenler tarafından
açıklanan değişkendir. Bağımsız değişken ise bağımlı değişkeni etkileyen değişkendir ve değişimi modeldeki
herhangi diğer bir değişkene bağlı değildir. Y = β0 + β1 X + u gibi bir doğrusal regresyon modelinde Y ve X
sırasıyla bağımlı ve bağımsız değişkenleri temsil etmektedir. Yani bağımlı değişken olan Y bağımsız değişken
olan X tarafından açıklanmaktadır. Burada, Y ve X arasında temeli iktisat teorisine dayanan bir ilişki ol-
malıdır. Regresyon modelinde yer alan u ise stokastik hata terimidir. Regresyon modeli kurulurken verilere
ulaşamama, ölçüm hataları gibi nedenlerle modelde yer almayan veya ölçülemeyen ancak Y’yi etkilediği
düşünülen çok sayıda faktör olabilir. Stokastik hata terimi de tüm bu değişkenleri temsil etmektedir. Öte
yandan modelde yer alan β0 bağımlı değişkenin sıfır olması durumunda bağımlı değişkenin alacağı değeri
gösteren sabit katsayıyı β1 ise bağımsız değişkendeki değişimin bağımlı değişkeni ne yönde ve ne düzeyde
etkilediğini gösteren bağımsız değişken katsayısını temsil etmektedir. Doğrusal regresyon modelindeki doğ-
rusal ifadesi de β1 katsayının doğrusallığı ile ilgilidir.

Basit doğrusal regresyon


3 modelini tanımlayabilme,
varsayımlarını açıklayabilme

Basit Doğrusal Regresyon


Modeli

3 Basit regresyon modeli bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenin oluşturduğu regresyon modelidir. Bu tür
modellerde bağımlı değişkendeki değişim yalnızca bir bağımsız değişken tarafından açıklanır. Bu iki değiş-
ken arasındaki ilişkinin doğrusal olması durumunda ise modele basit doğrusal regresyon modeli adı verilir.
Basit doğrusal regresyon modeli bağımlı ve bağımsız değişken arasındaki ortalama ilişkileri gösterir. Bu
ilişki kesin değildir çünkü tahmini yapılan modelde her zaman bir hata payı söz konusudur. Tahmin edilen
değerle gerçek değer arasındaki farkı gösteren bu hata payı ise regresyon modelinde hata terimi şeklinde mo-
dele dahil edilmektedir. Regresyon modellerinin temel varsayımları da bu hata terimi ile ilgilidir. Regresyon
modelinde hata terimine ilişkin varsayımlar sırasıyla, normallik varsayımı, sıfır ortalama varsayımı, sabit
varyans varsayımı ve hata teriminin otokorelasyon (ardışık bağımlılık) içermemesi varsayımlarıdır.

41
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

4 En küçük kareler
yöntemini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Tahmin katsayılarını
5 yorumlayabilme, katsayılarının
anlamlılığını sınayabilme

Basit Doğrusal Regresyon


Modelinin Tahmini

4 En küçük kareler yöntemi temel olarak, ortalamadan sapmaların kareleri toplamını minimum yapan
β katsayılarının belirlenmesine dayanır. EKK yöntemi yardımıyla herhangi bir iktisadi olayı incelerken
değişkenler arasındaki ortalama ilişkiler belirlenir ve bu ilişkinin gerçeğe en yakın şekilde tahmin edildiği
varsayılır. Burada ana kütleden rassal olarak seçilen bir örneklemden elde edilen veriler kullanılarak gerçek
durumu en iyi temsil eden β0 ve β1 katsayılarının tahmin edilmesi amaçlanır.

5 Ĉ = -52 + 0,8Y şeklinde tahmin edilen Keynesyen tüketim fonksiyonunda 20 olarak belirlenen sabit kat-
i i
sayı (β0) bağımsız değişkenin “0” olması durumunda bağımlı değişkenin alacağı değeri temsil etmektedir.
Dolayısıyla burada sabit katsayıyı temsil eden otonom tüketim harcamaları harcanabilir gelirin “0” olduğu
durumda toplam tüketim harcamalarının alacağı değeri göstermektedir. Öte yandan bağımsız değişken ile
bağımlı değişken arasındaki ilişkinin yönünü ve kuvvetini gösteren β1 katsayısı ise 0,8 olarak belirlenmiştir
ve bu modelimizde marjinal tüketim eğilimini temsil etmektedir. Buna göre harcanabilir gelirde meyda-
na gelen “1” birimlik artış, tüketim harcamalarını “0,8” birim arttıracaktır. Basit regresyon modellerinin
ekonometrik analizlerde kullanılabilmesi bir takım koşullara bağlıdır. Her şeyden önce tahmini yapılan
modelin iktisat teorisi tarafından desteklenmesi gerekir. Bu öncelikli şarttır. Ancak sonuçlar iktisadi teori
tarafından destekleniyor olsa dahi bu, modelin uygun bir model olup olmadığı hakkında kesin bir yargı
oluşturmaz. Çünkü modelin istatistiksel olarak da anlamlı olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bu amaca
yönelik olarak başvurulan ölçütler, R2 (Belirlilik Katsayısı) değeri ile t ve F testleridir. Burada R2 (Belirlilik
Katsayısı) temel olarak bağımlı değişkendeki değişiminin yüzde kaçının bağımsız değişkenler tarafından
açıklandığını gösteren bir ölçüttür. Öte yandan t-testi iki ortalama arasındaki farkın istatistiksel olarak
anlamlılığı sınayan doğrusal bir yöntemdir ve tahmin katsayılarının bireysel olarak anlamlı olup olmadığını
test eder. F testi ise katsayıların eşanlı olarak anlamlılığını sınar ve modelin bir bütün olarak anlamlı olup
olmadığı hakkında fikir verir.

42
Ekonometrinin Temelleri

1 Bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenden olu- 6 Aşağıdakilerden hangisi hata terimlerinin
şan regresyon modellerine ne ad verilir? varyansının bağımsız değişkenin alacağı her bir de-

neler öğrendik?
A. Basit regresyon modeli ğerde farklılık göstermesi durumunu ifade eder?
B. Doğrusal regresyon modeli A. Sabit varyans B. Değişen varyans
C. Lineer regresyon modeli C. Otokorelasyon D. Ardışık bağımlılık
D. Çoklu regresyon modeli E. Normal dağılım
E. Nonlineer regresyon modeli
7 Aşağıdakilerden hangisi hata terimlerinin ar-
2 Aşağıdakilerden hangisi beklenen Y değeri ile dışık bağımlılığını ifade eder?
gerçek Y değeri arasındaki farkı ifade eder?
A. Otokorelasyon B. Sabit varyans
A. Bağımsız değişken C. Sıfır ortalama D. Değişen varyans
B. Bağımlı değişken E. Normal dağılım
C. Sabit katsayı
D. Bağımlı değişken katsayısı
8 Aşağıda en küçük kareler yöntemi ile ilgili
E. Stokastik hata terimi verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A. EKK tahmincisi doğrusal ve sapmasız tahmin-
3 Basit doğrusal regresyon modeli için aşağıda cidir.
verilen ifadelerden hangisi yanlıştır? B. EKK tahmincisi en düşük varyansa sahip tah-
A. Modelde bir bağımlı değişken vardır. mincidir.
B. Modelde bir bağımsız değişken vardır. C. EKK temel olarak ortalamadan sapmaların ka-
C. Değişkenler arasındaki ilişkiler deterministiktir. releri toplamını minimum yapan β katsayıları-
D. Modelde stokastik hata terimi yer almaktadır. nın belirlenmesine dayanır.
E. Bağımlı ve bağımsız değişken arasındaki ilişki D. EKK yöntemi ile değişkenler arasındaki ortala-
doğrusaldır. ma ilişkileri belirlenir.
E. EKK yöntemi ile minimum β katsayıları belir-
lenir.
4 Aşağıdakilerden hangisi basit doğrusal regres-
yon modelinde bağımsız değişkenin “0” olması du-
rumunda bağımlı değişkenin alacağı değeri temsil 9 ∑ xi yi = 900 ve ∑ xi2= 1200 olarak hesaplan-
etmektedir? mışsa ortalamadan farklar yöntemine göre βi kat-
sayısının alacağı değer aşağıdakilerden hangisidir?
A. Stokastik hata terimi
B. Bağımsız değişken katsayısı A. 1,33 B. 1,25
C. Bağımlı değişken C. 0,75 D. 0,12
D. Sabit katsayı E. 0,09
E. Bağımsız değişken
10 Bağımlı değişkendeki değişimin yüzde kaçı-
5 Aşağıdakilerden hangisi basit doğrusal regres- nın bağımsız değişken tarafından açıklandığı gös-
yon modelinin varsayımları arasında yer almaz? teren ölçüt aşağıdakilerden hangisidir?

A. Hata terimi normal dağılıma sahiptir. A. t istatistiği


B. Hata terimleri otokorelasyon içermektedir. B. F istatistiği
C. Hata terimi sıfır ortalamaya sahiptir. C. β katsayısı
D. Hata terimlerinin varyansı sabittir. D. R2 değeri
E. Hata terimleri arasında ardışık bağımlılık yoktur. E. u terimi

43
Basit Doğrusal Regresyon Modeli

Yanıtınız yanlış ise “Basit Doğrusal Regres-


1. A Yanıtınız yanlış ise “Giriş” konusunu yeni- 6. B
yon Modelini Temel Varsayımları” konusu-
den gözden geçiriniz.
nu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Doğrusal Regresyon Yanıtınız yanlış ise “Basit Doğrusal Regres-
2. E 7. A
Modeli” konusunu yeniden gözden geçiri- yon Modelini Temel Varsayımları” konusu-
niz. nu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Basit Doğrusal Regres-


3. C 8. E Yanıtınız yanlış ise “En Küçük Kareler Yön-
yon Modeli” konusunu yeniden gözden ge-
temi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
çiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Basit Doğrusal Regres-


4. D 9. C Yanıtınız yanlış ise “En Küçük Kareler Yön-
yon Modeli” konusunu yeniden gözden ge-
temi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
çiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Basit Doğrusal Regres- Yanıtınız yanlış ise “Katsayı Tahminlerinin
5. B 10. D
yon Modelini Temel Varsayımları” konusu- Anlamlılık Testleri” konusunu yeniden göz-
nu yeniden gözden geçiriniz. den geçiriniz.

Araştır Yanıt
2 Anahtarı

Doğrusal regresyon modelleri bağımlı ve bağımsız değişken arasındaki iliş-


kilerin doğrusal olduğu modelleri tanımlamaktadır. Bu tür modellerde β1
katsayısına, kuvvetinin alınması (β2) veya logaritmasının alınması (lnβ) gibi
Araştır 1 herhangi bir dönüşüm uygulanamaz. Buna göre Q = AKαLβ şeklinde tanım-
lanan Cobb-Douglas üretim fonksiyonunun parametrelerine göre doğrusal
olmadığı görülmektedir.

Varyans temel olarak ortalamaya göre volatiliteyi ölçer. Basit doğrusal reg-
resyon modelinin bir varsayımı da hata teriminin volatilitesinin değişmediği
yani sabit kaldığıdır. Bu varsayıma göre hata teriminin varyansını bağımsız
değişkenin alacağı herhangi bir değerde değişmez. Bu varsayımın ihlali du-
Araştır 2 rumunda değişen varyans sorunuyla karşılaşılır. Değişen varyans durumunda
bağımsız değişkenlerin alacağı her değerde hata teriminin varyansı değişir.
Değişen varyansın varlığı durumunda en küçük kareler tahmincileri en dü-
şük varyansa sahip olma özelliğini kaybedecektir. Aynı zamanda uygulanacak
t ve F testleri de sağlıklı sonuçlar vermeyecektir.

Qsx = 50 + 5Px şeklinde tahmin edilen arz fonksiyonunda sabit katsayı (β0) 50,
bağımsız değişken parametresi ise (β1) 5 olarak belirlenmiştir. Burada tahmin
sonuçlarını iktisadi teori çerçevesinde değerlendirecek olursak sonuçların arz
kanunu tarafından desteklenip desteklenmediğini incelememiz gerekir. Arz
kanunu temel olarak diğer koşullar sabitken malın fiyatı (Px) ile arz edilen
Araştır 3 miktarı (Qsx) arasındaki doğru yönlü ilişkiyi açıklamaktadır. Buna göre bir
malın fiyatı arttığı zaman arz edilen miktarının da artması beklenir. Burada
da bağımsız değişken parametresinin (5) pozitif bir değer olduğu görülmek-
tedir ve katsayının yorumu şu şekildedir: X malının fiyatında meydana gelen
1 birimlik değişim karşısında malın arz edilen miktarı aynı yönde 5 birim
değişir. Dolayısıyla burada tahmin edilen arz fonksiyonunun iktisat teorisi
tarafından da desteklendiği görülmektedir.

44
Ekonometrinin Temelleri

Kaynakça
Amemiya, T. (1985). Advanced econometrics. Hill, R.C., Griffiths, W.E. ve Lim, G.C. (2008).
Cambridge: Harvard University Press Principles of econometrics. (3rd Edition) NJ: Wiley
Ertek, T. (1987). Ekonometriye giriş. İstanbul: Beta Verbeek, M. (2004). A guide to modern econometrics.
Basım Yayım (2nd Edition). UK: John Wiley & Sons, Ltd.
Greene, W. H. (2003).  Econometric analysis. New Wooldridge, J. M. (2012). Introductory econometrics: a
Jersey: Pearson Education modern approach (5.th Edition). Nelson Education
Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by example. New
York: Palgrave Macmillan

45
Bölüm 3
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin
Tahmini
öğrenme çıktıları

2 Çoklu doğrusal regresyon modeli için en

1 2
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli
1 Çoklu doğrusal regresyon modelini küçük kareler yöntemini açıklayabilme,
tanımlayabilme, varsayımlarını tahmin katsayılarını yorumlayabilme
sıralayabilme 3 Çoklu belirlilik katsayısını tanımlayabilme

3
Hipotez Testleri
4 Kısmi regresyon katsayılarını ve modelin bir
bütün olarak anlamlılığını sınayabilme

Anahtar Sözcükler: • Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli • Kısmi Regresyon Katsayıları


• En Küçük Kareler Yöntemi • Çoklu Belirlilik Katsayısı (R2) • t-Testi • F Testi

46
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ Eşitlikte Yi bağımlı değişkeni, Xi’ler ise her i


Basit doğrusal regresyon modelinde bağımlı gözlemi için 1’den n’e kadar olan bağımsız değiş-
değişken yalnızca bir bağımsız değişken tarafından kenleri göstermektedir. Öte yandan β0 sabit teri-
açıklanmaktaydı. Ancak günlük hayatta çoğu kez mi, βni ‘ler ise bağımsız değişkenlere ait katsayıları
olaylar çok sayıda faktörden etkilenir. İktisadi olaylar diğer bir adıyla kısmi regresyon katsayılarını tem-
da benzer şekilde birçok faktörün etkisi altında kal- sil etmektedir. Kısmi regresyon katsayıları temel
maktadır. Bu nedenle iktisadi teori veya hipotezleri olarak bağımsız değişkenler ile bağımlı değişken
analiz ederken basit doğrusal regresyon modeli çoğu arasındaki ilişkileri ortaya koyan katsayılardır. Mo-
kez yetersiz kalmaktadır. Örneğin, bir malın arz edi- delin doğrusal model olarak adlandırılması da bir
len miktarı o malın fiyatının yanı sıra girdi maliyet- önceki bölümde bahsedildiği gibi yine bu β kat-
leri, ikame malların fiyatları, teknoloji düzeyi gibi sayılarının doğrusallığı ile ilgilidir. β katsayıları
çok sayıda faktörden etkilenmektedir. Dolayısıyla temel olarak bağımsız değişkenlerin bağımlı değiş-
arz edilen miktar burada tek bir faktörün etkisiyle ken üzerindeki etkisini gösterir ve katsayı doğrusal
değil, çok sayıda faktörün kolektif etkisiyle açıklan- formda yorumlanır. Örneğin, eğer β1 katsayısı +5
maktadır. Bu şekilde bir bağımlı değişken ve birden olarak belirlenmişse bu X1i’in 1 birim değişmesi
çok bağımsız değişken arasındaki ilişkiler çoklu reg- durumunda Yi’nin aynı yönde 5 birim değişeceğini
resyon modelleri yardımıyla incelenmektedir. söylemektedir. Öte yandan modelde yer alan ui ise
yine hata terimini temsil etmektedir. Basit doğrusal
regresyon modelinde olduğu gibi burada da hata
ÇOKLU DOĞRUSAL REGRESYON terimi stokastik yani tesadüfi bir değişkendir.
MODELİ Çoklu doğrusal regresyon modelini daha iyi
Bir önceki bölümde de bahsedildiği gibi bir ba- kavrayabilmek için iktisadi bir örnek üzerinden
ğımlı ve bir bağımsız değişkenden oluşan model- somutlaştıralım. Bir önceki bölümde basit doğ-
lere basit regresyon modeli, bir bağımlı ve birden rusal regresyon modelini incelerken Keynesyen
çok bağımsız değişkenin oluşturduğu modellere tüketim fonksiyonunu ele almıştık ve tüketimin
ise çoklu regresyon modeli adı verilmektedir. Öte harcanabilir gelirin bir fonksiyonu olduğunu dile
yandan değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal- getirmiştik. Tüketim fonksiyonuna göre bireyler
lığına göre, regresyon modelleri doğrusal (lineer) gelirlerinde meydana gelen bir artışı ya tüketim
regresyon modeli ve doğrusal olmayan (nonlineer) harcamalarına ayırırlar ya da tasarruf ederler. Bu-
regresyon modeli olarak sınıflandırılmaktadır. Eğer rada da üzerinde duracağımız iktisadi teori tasarruf
model, aralarında doğrusal ilişkiler bulunan bir ba- fonksiyonu olsun. Teori gereği tasarruflar da temel
ğımlı değişken ve birden çok bağımsız değişkenden olarak tüketim harcamaları gibi harcanabilir gelirin
oluşuyorsa bu tür modeller ise çoklu doğrusal reg- bir fonksiyonudur. Daha önce de belirttiğimiz gibi
resyon modeli olarak adlandırılmaktadır. bireyler artan gelirlerini ya tüketim harcamalarına
ya da tasarruflara yöneltir. Peki bireylerin tasarruf-
larını belirleyen tek faktör harcanabilir gelirleri mi-
Aralarında doğrusal ilişkiler bulunan bir dir? Hayır. Çünkü bireyler artan gelirlerini tüketim
bağımlı ve birden çok bağımsız değişkenin veya tasarruf arasında paylaştırırken yapacakları
oluşturduğu regresyon modellerine çoklu tercihin fırsat maliyetini de göz önünde bulundu-
doğrusal regresyon modeli adı verilir. rurlar. Dolayısıyla burada önemli bir iktisadi değiş-
kenin de modele dahil edilmesi gerekir. Bu değiş-
Çoklu doğrusal regresyon modelleri ekonomet- ken ise faiz oranlarıdır.
rik analizlerde sıklıkla başvurulan regresyon modeli Faiz oranları ile tasarruflar arasında teorik ola-
türüdür. Çünkü günlük hayattaki birçok olay gibi rak doğru yönlü bir ilişki olduğu varsayılır. Çünkü
iktisadi olaylarda sayısız faktörden etkilenmektedir. faiz oranlarındaki artış tüketimin fırsat maliyetini
Bu nedenle iktisadi olaylar çoğu kez çoklu regres- artırmaktadır ve bireylerin tasarruflarını artırma-
yon ilişkisi ile modellenir ve tahmin edilir. Çoklu larına yol açmaktadır. Benzer şekilde harcanabilir
doğrusal regresyon için genel ekonometrik model gelir ile tasarruflar arasında da yine pozitif yönlü
şu şekilde ifade edilir: bir ilişki olduğu bilinmektedir. Buna göre tasarruf-
ların harcanabilir gelirin ve faiz oranlarının doğru
Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + …+ βnXni + ui (3.1) yönlü bir fonksiyonu olduğunu söyleyebiliriz.

47
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

S = S0 + sY + br (3.2) cak burada söz konusu ilişkinin diğer koşulların


sabit olduğu varsayımı altında geçerli olduğunu
Eşitlik (3.2)’de yer alan S0 otonom tasarruflar- vurgulamamız gerekmektedir. Öyle ki yapılan kimi
dır. Otonom tasarruflar harcanabilir gelirin ve faiz çalışmalarda tasarruflar ve faiz oranları arasındaki
oranlarının sıfır olduğu durumda toplam tasarruf- doğru yönlü ilişkilerin zaman zaman geçerli olma-
ların alacağı değerdir. sY ise harcanabilir gelire bağlı dığı da belirlenmiştir. Bu durum, tasarrufları etki-
olarak değişen tasarrufları belirtir. Bu ifade de yer leyen başka faktörlerin de varlığını ima etmektedir.
alan s marjinal tasarruf eğilimini temsil eder ve bu Tasarrufları etkileyen çok sayıda faktörden bah-
katsayı gelirdeki artışın ne oranda tasarruflara ayrı- sedebiliriz ve bu faktörlerin etkisi döneme veya
lacağını ifade eder. Öte yandan modelde yer alan r ekonomik koşullara bağlı olarak faizlerin tasarruf-
faiz oranlarını, faiz değişkenine ait katsayı olan b lar üzerindeki etkisinden daha kuvvetli olabilir. Bu
ise faiz oranlarındaki değişimin tasarruflar üzerin- nedenle Asaf Savaş Akat’ın da yazısında belirttiği
deki etkisinin ne yönde ve ne büyüklükte olacağını gibi tasarruf analizlerinde döviz kuru gibi değişken-
gösteren katsayıdır. Eşitlikte hem harcanabilir gelir lerin ya da ekonomik birimlerin tasarruf kararları
hem de faiz oranlarına ait katsayıların pozitif işare- üzerinde etkili olan diğer sosyo-ekonomik faktörle-
te sahip olduğu görülmektedir. Buna göre tasarruf- rin analizlere dahil edilmesi tasarruf-faiz ilişkisinin
ların, harcanabilir gelirin ve faiz oranlarının doğru daha sağlıklı yorumlanmasını sağlayabilir.
yönlü bir fonksiyonu olduğunu söyleyebiliriz. An-

Yaşamla İlişkilendir

FAİZ VE TASARRUF ORANI Veriler şaşırtıyor


Asaf Savaş AKAT, 21 Nisan 2014 Karşılaştırmayı Serdengeçti ve Başçı’nın üç
Para politikası kurulunun Perşembe toplan- yıllık yönetimleri ve MB borçlanma faiz orta-
tısından önce reel faizlere bakmaya devam ediyo- laması ile sınırladım. Grafiği kolaylaştırdı. Ser-
rum. Geçen yazıda Serdengeçti, Yılmaz ve Başçı dengeçti (2003-05) yüksek (yüzde 13.6) reel faiz
yönetimleri için üç faizi (MB borçlanma ve fon- öderken Başçı (2011-13) reel faizi negatife (yüz-
lama, gösterge tahvil) karşılaştırdım. de - 2.4) çekiyor.
Para politikası ve faiz tartışmalarında günde- Ya özel kesim tasarruf oranları? 2002’de
me gelen bir konu tasarruf oranlarıdır. Örneğin yüzde 23.4 iken 2005’de yüzde 13.1’e geriliyor.
düşük faizin özel tasarrufları azaltıcı etki yaptığı Serdengeçti’nin yüksek faizine rağmen 10.3 puan
görüşü yaygındır. Tasarruf oranındaki gerileme- düşüyor. 2010’da yüzde 12 iken 2013’de yüzde
nin temel nedeni olduğu bile söylenir. 9.7’ye iniyor. Başcı’nın negatif faizine rağmen
düşüş 3.3 puanda kalıyor.
Özel tasarruf oranı Türkiye’de tasarruflar
cari fiyatlarla milli gelirin tüketim ve yatırım ve- Resim çok nettir. Özel tasarruflarda büyük
rileri üzerinden Kalkınma Bakanlığı (eski DPT) çöküş reel faizlerin rekor kırdığı Serdengeçti yö-
tarafından hesaplanıyor. İç tasarruflar ikiye ayrı- netiminde yaşanıyor. Nasıl böyle olabilir? İpucu
lıyor: özel ve kamu. Mutlak değerleri milli gelire vereyim: Analize mutlaka döviz kurunu katmak
bölünce tasarruf oranları bulunuyor. gerekiyor. Başka yazıya bırakıyorum.
Kamu tasarrufu faizden etkilenir mi? Faiz 16
Reel faiz ve özel tasarruf (%)
yükselince devlet tüketimini kısıp tasarrufunu 12
arttırır mı? Cevap olumsuzdur. Maliye politika- 8
sı, siyasi konjonktür, vs. öne çıkar. Dolayısı ile 4
faiz-tasarruf ilişkisi için özel tasarruflara dönmek 0
Serdengeçti
gerekir. -4
Başçı
Maalesef özel tasarrufun “hanehalkı” ve “ku- -8
-12
rumlar” arasında dağılımı bilinmiyor. Tasarruf MB Borçlanma (reel) Özel Tas./GSYH değişim
tartışmasında kavram kargaşasının temel nedeni-
dir. Bir: faize hanehalkı duyarlıdır. İki: eskime- Kaynak: http://www.gazetevatan.com/asaf-
yıpranma payı (amortisman) kurumsal tasarrufa savas-akat-629664-yazar-yazisi-faiz-ve-tasarruf-
dahildir. Ayrıntısına girmiyorum. orani/ Erişim Tarihi: 03.11. 2019

48
Ekonometrinin Temelleri

Eşitlik 3.2’de değişkenler arasındaki ilişkilerin basit regresyon modelinin özelliklerine ek olarak
deterministik yani kesin olduğu anlaşılmaktadır. belirteceğimiz varsayım bu bağımsız değişkenler
Oysa ki ekonometrik analizlerde söz konusu iliş- ile ilgilidir. Buna göre çoklu doğrusal regresyon
kilerin stokastik olduğu bilinmektedir. Çünkü her modelinde bağımsız değişkenlerin kendi araların-
tahmin bir hata payını içerir. Örneğin, biraz önce da da doğrusal bir ilişkinin olmadığı varsayılır. Bu
de bahsettiğimiz gibi döviz kurunu veya tasarruf- durumda bağımsız değişkenler arasındaki doğru-
ları etkileyen herhangi bir faktörü model dışında sal korelasyon katsayıları “0” veya “0”a yakın bir
bırakmış olabiliriz. Ancak bu faktörlerin de mo- değerdir. Bu varsayımın ihlali ise “Çoklu doğrusal
delde temsil edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bağlantı” olarak adlandırılmaktadır. Kitabımızın
tüm bu faktörlerin etkisini temsil eden stokastik ilerleyen bölümlerinde çoklu doğrusal bağlantı so-
hata terimini modele dahil etmemiz gerekir. Bu rununun nedenlerine ve sonuçlarına dair detaylı
durumda model değişkenler arasındaki kesin ilişki- bilgiler verileceğini belirttikten sonra, çoklu doğ-
leri değil, değişkenler arasındaki ortalama ilişkileri rusal regresyon modelinin temel varsayımlarını şu
temsil edecektir. Buna göre Eşitlik (3.2)’de genel şekilde sıralayabiliriz:
ekonomik modelini çizdiğimiz tasarruf fonksiyo- • Hata terimleri sıfır ortalamaya sahiptir.
nuna stokastik hata terimini dahil ederek tahmin
• Hata terimleri sabit varyanslıdır.
edilecek ekonometrik modeli oluşturabiliriz.
• Hata terimleri otokorelasyon içermemektedir.
Si = S0 + sYi+ bri +ui (3.3) • Hata terimleri normal dağılıma sahiptir.
• Bağımsız değişkenler ile hata terimi arasın-
da bir ilişki yoktur.
• Bağımsız değişkenlerin kendi aralarında
kuvvetli ve tam bir ilişki yoktur.
dikkat
Faiz ve tasarruflar arasındaki ilişki ikame etkisi
gereği pozitif yönlü iken gelir etkisi gereği ne-
gatif yönlüdür. Ancak ikame etkisinin gelir etki-
sinden büyük olduğu varsayımı ile teorik olarak dikkat
faiz oranları ile tasarruflar arasında pozitif yönlü Çoklu doğrusal regresyon modellerinde basit
bir ilişki olduğu varsayılır. doğrusal regresyon modellerinin varsayımlarına
ilave olarak bağımsız değişkenlerin kendi arala-
rında kuvvetli ve tam bir ilişki olmadığı varsayılır.
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin
Varsayımları Çoklu doğrusal regresyon modeli basit doğ-
Çoklu doğrusal regresyon modeli temel olarak rusal regresyon modelinden farklı olarak birden
basit doğrusal regresyon modelinin bir uzantısıdır. çok bağımsız değişkeni barındırmaktadır. İktisadi
Dolayısıyla basit doğrusal regresyon modeline dair olayların da çoğu kez birden çok açıklayıcısı vardır.
varsayımlar çoklu doğrusal regresyon modeli için Bu nedenle çoklu doğrusal regresyon modellerine
de geçerlidir. Bir önceki bölümden hatırlayacağınız ekonometrik analizlerde sıklıkla yer verilir. Model-
gibi basit doğrusal regresyon modelinde hata te- ler kurulurken iktisadi teori referans alınmaktadır.
rimlerinin sıfır ortalamaya sahip olduğu, sabit var- Dolayısıyla modelde yer alacak bağımsız değişken-
yanslı olduğu, otokorelasyon içermediği, normal ler arasında zayıf veya kuvvetli bir ilişkinin olması
dağılım sergilediği ve bağımsız değişken ile hata muhtemeldir ancak değişkenler arasındaki zayıf
terimi arasında bir ilişki olmadığı varsayılmaktay- ilişkilerin varlığı modelin tahmininde herhangi bir
dı. Bu varsayımlar çoklu doğrusal regresyon modeli sakınca doğurmaz. Zira iktisadi değişkenlerin bir-
için de geçerli olmakla birlikte bu varsayımlara bir biriyle tamamen ilişkisiz olması pek de mümkün
ilave yapılması gerekmektedir. değildir. Bu nedenle değişkenler arasındaki ilişki-
lerin bir düzeye kadar varlığı çoklu doğrusal mo-
Çoklu doğrusal regresyon modelinde basit dellerinde sorun teşkil etmemektedir. Burada adı
doğrusal regresyon modelinden farklı olarak bir- geçen varsayımda vurgulanan, değişkenler arasında
den çok bağımsız değişken yer almaktadır. Burada güçlü ve tam bir ilişkinin olmamasıdır. Bu varsa-

49
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

yımın ihlali çoklu doğrusal bağlantı olarak adlan- tam çoklu doğrusal bağlantı söz konusudur ve bu
dırılır. Çoklu doğrusal bağlantı sorunu genellikle durumda parametreler tahmin edilemez hâle gelir.
zaman serilerinde karşılaşılan bir sorundur. Öte yandan değişkenler arasında hiçbir ilişki söz
konusu değilse korelasyon katsayısı “0” değerini
almaktadır. Aralarında hiçbir ilişki bulunmayan
Çoklu doğrusal bağlantı sorunu bağımsız değişkenlere ortogonal (dikey) değişkenler adı veri-
değişkenler arasındaki kuvvetli ve tam bir lir. Bu durumda ise katsayıların tahminin de çoklu
ilişkinin varlığını açıklar. doğrusal bağlantıya dair bir sorun söz konusu de-
ğildir. Değişkenler arasındaki ilişkilerin ortogonal
olduğu durumlarda çoklu regresyon modelinin
Bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiler kore-
yanı sıra katsayılar bireysel olarak basit regresyon
lasyon katsayısı (r) ile gösterilir. Eğer değişkenler
modeliyle de tahmin edilebilir.
arasında tam bir ilişki söz konusu ise korelasyon
katsayısı “1” değerini alır. Korelasyon katsayısının rxy = 1 → tam çoklu doğrusal ilişki
1 değerini aldığı durumlarda değişkenler arasında rxy = 0 → ortogonal (dikey) ilişki

Öğrenme Çıktısı

1 Çoklu doğrusal regresyon modelini tanımlayabilme, varsayımlarını sıralayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Çoklu doğrusal bağlantı so-


İktisadi modellerde çoklu
İktisadi bir teoriyi çoklu rununun varlığı durumun-
doğrusal bağlantı sorunu-
doğrusal regresyon modeli da karşılaşılacak sorunları
nun temel nedenlerini araş-
ile ilişkilendirin. araştırın ve arkadaşlarınızla
tırın.
paylaşın.

50
Ekonometrinin Temelleri

ÇOKLU DOĞRUSAL REGRESYON MODELİNİN TAHMİNİ


Çoklu doğrusal regresyon modelinde birden çok bağımsız değişken eş anlı olarak bir bağımlı değişkeni
açıklamaktadır. Günlük hayatta da birçok olay çok sayıda faktörün etkisiyle oluşmaktadır. Bu özelliği ile
çoklu doğrusal regresyon modeli sosyal bilimcilerin sıklıkla başvurdukları bir model türü olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Diğer tüm sosyal bilimlerde olduğu gibi iktisadi olaylar da sayısız faktörün etkisinde kalmaktadır.
Dolayısıyla iktisadi teori ve hipotezleri sınarken basit doğrusal regresyon modeliyle yapılan analizler çoğu kez
gerçek durumu yansıtmada yetersiz kalmaktadır. Örneğin, basit doğrusal regresyon modelinde örneklendir-
diğimiz tüketim fonksiyonunda tüketim harcamalarının harcanabilir gelirin bir fonksiyonu olduğu belirtmiş
ve modeli tek bağımlı değişken olan harcanabilir gelir ile oluşturmuştuk. Oysa ki gerçek hayatta bireylerin
tüketim harcamalarını belirleyen sayısız faktörden söz etmek mümkündür. Bu birçok iktisadi teori ve hipotez
için geçerlidir. Burada örneklendirdiğimiz tasarruf fonksiyonu da yine bu çerçevede kurulmuş bir çoklu doğ-
rusal regresyon fonksiyonudur. Çünkü tasarruflar da tıpkı diğer iktisadi olaylar gibi çok sayıda faktör tarafın-
dan belirlenmektedir. Burada bireylerin tasarruf kararları için harcanabilir gelirin en önemli faktör olduğunu
söyleyebiliriz. Ancak harcanabilir gelirin tasarrufları açıklamada tek başına yeterli olmadığı çoğu kez tecrübe
edilmiştir. Bu nedenle tek bir bağımlı değişken ile oluşturulan basit regresyon modelinin bireylerin tasarruf
kararlarını açıklamada yeterli olmayacağı aşikardır. Peki bireylerin tasarruf yapma kararlarını gelirleri dışında
hangi faktörler etkileyebilir? Bu faktörlerin başında faiz oranları gelmektedir.
Faiz oranları bireylerin tasarruf kararlarını belirleyen oldukça önemli bir göstergedir. Öyle ki faiz oran-
larında meydana gelen bir artışın tasarrufları da artırdığı çok sayıda çalışmayla kanıtlanmıştır. Çünkü yük-
sek faiz oranlarında yüksek getiri elde etmek isteyen ekonomik birimler, gelirlerindeki artışın artık daha
büyük bir kısmını tasarrufa ayırmakta ve tüketim harcamalarını kısmaktadır. Görüleceği üzere burada
harcanabilir gelir ve faiz oranlarının tasarruflar üzerinde eşanlı bir etkisi vardır. Çoklu doğrusal regresyon
analizlerinde de işte bu birden çok bağımsız değişkenin tek bir bağımlı değişken üzerindeki eş anlı etkisi
analiz edilmektedir.
Çoklu doğrusal regresyon modellerinde de katsayılar, basit regresyon modellerinde olduğu gibi en kü-
çük kareler yöntemiyle tahmin edilebilmektedir. Biz de bu kısımda yine en küçük kareler yöntemini tah-
min yöntemi olarak tercih edeceğiz.

En Küçük Kareler Tahmincisi


Burada iki bağımsız değişkenli bir çoklu doğrusal regresyon modelini ele alalım. Söz konusu model şu
şekilde ifade edilir:

Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + ui (3.4)

Modelde Yi bağımsız değişkeni, Xi’ler bağımsız değişkenleri, β0, sabit katsayıyı, β1 ve β2 kısmi reg-
resyon katsayılarını, ui ise stokastik hata terimini ifade etmektedir. En küçük kareler yöntemi, bir önce-
ki bölümde de bahsedildiği gibi hata kareleri toplamını minimum yapan β katsayılarının belirlenmesini
amaçlamaktadır.

n n n
∑ ui2 = ∑ (Yi − Y! i )2 = ∑ (Yi − β! 0 − β!1 X1i − β! 2 X 2i )2 = min.
(3.5)
i=1 i=1 i=1

! ! !
Bu amaçla Eşitlik (3.5)’in β 0 , β 1ve β 2 ’ye göre kısmi türevleri alınıp sıfıra eşitlendiğinde normal denk-
! ! !
lemleri elde edilir. Normal denklemler β 0 , β 1ve β 2 ’ye göre çözülerek hata terimlerinin karelerini mini-
! ! !
mum yapan β 0 , β 1ve β 2 tahmincileri (formülleri) elde edilir.

51
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

Katsayı Tahminlerinin Yorumlanması Öte yandan -20 olarak belirlenen ve otonom


Çoklu doğrusal regresyon modelinde tahmin tasarrufları gösteren sabit katsayı ise bağımsız de-
edilen bağımsız değişken parametrelerine kısmi ğişkenlerin (Y, r) sıfır olduğu durumda bağımsız
regresyon katsayıları adı verilir. Katsayıların yo- değişkenin (S) alacağı değeri temsil etmektedir.
rumu ise basit doğrusal regresyon modelinde ol- Burada otonom tasarrufları temsil eden sabit kat-
duğu gibidir. Ancak burada birden fazla bağımsız sayının negatif bir değer olarak belirlenmiş olması
değişken söz konusu olduğu için kısmi regresyon iktisadi olarak anlamlıdır. Otonom tasarrufların
katsayılarını yorumlarken diğer değişkenlerin sabit negatif bir değer alması iktisadi olarak otonom tü-
kaldığı varsayılır. Örneğin, tasarruf fonksiyonuna ketimin pozitif bir değer olduğunu söylemektedir.
dair tahmin sonuçlarımız şu şekilde olsun:
Çoklu Belirlilik Katsayısı (R2)
Ŝi = -20 + 0.2Yi + 0.5ri (3.6) Çoklu doğrusal regresyon modellerinde, basit
doğrusal regresyon modellerinden farklı olarak ba-
Eşitlik (3.6)’da en küçük karelere yöntemi ile ğımlı değişken birden çok açıklayıcı değişken ta-
tahmini yapılan tasarruf fonksiyonu yer almakta- rafından açıklanmaktadır. Çoklu belirlilik katsayısı
dır. Buna göre tahmin edilen sabit parametre -20, da burada bağımlı değişkendeki değişimin yüzde
harcanabilir gelir katsayısı 0.2, faiz değişkenine ait kaçının bağımsız değişkenler tarafından açıklandı-
katsayı ise 0.5 olarak belirlenmiştir. Burada katsa- ğını göstermektedir. Bu katsayı 0 ila 1 arasında bir
yılar yorumlanırken basit doğrusal regresyon mo- değer alır ve 1’e yaklaştıkça modelin açıklama gü-
delinde olduğu gibi katsayılar doğrusal formda cünün arttığını ifade eder. Yüksek R2 değeri tahmin
yorumlanır. Ancak katsayılar yorumlanırken diğer edilen regresyon fonksiyonunun gerçek durumun
bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerindeki iyi bir temsilcisi olduğunu yani uyum iyiliğinin
etkisinin sabit olduğu varsayılır. Örneğin, harca- yüksek olduğunu ifade eder. R2 değeri 0’a yaklaş-
nabilir gelir değişkenine ait parametre 0.2 olarak tıkça tahmin edilen fonksiyonun uyum iyiliğinin
belirlenmiştir. Bu katsayı harcanabilir gelirde mey- de azaldığı anlaşılır. Belirlilik katsayısı şu şekilde
dana gelecek 1 birimlik bir değişimin tasarrufları hesaplanır:
da aynı yönde 0.2 birim değiştireceğini söylemek-
tedir. Bu yorum yapılırken faiz oranlarının tasar-
ruflar üzerindeki etkisinin sabit olduğu varsayılır. R2 =
∑ (Y! − Y )2 (3.7)
Öte yandan 0.5 olarak belirlenen faiz değişkenine ∑ (Y − Y )2
ait parametre yine harcanabilir gelirin tasarruflar
üzerindeki etkisi sabit tutularak yorumlanır. Buna –
Eşitlik (3.7)’nin payında yer alan ∑(Ŷ− Y)2 reg-
göre harcanabilir gelirin tasarruflar üzerindeki etki-
si sabit tutulmak kaydıyla faiz oranlarında meyda- resyona bağlı değişimi diğer bir ifadeyle açıklanan

na gelen 1 birim değişim tasarrufları da aynı yönde değişimi, paydasında yer alan ∑( Ŷ− Y)2 ise toplam
0.5 birim değiştirecektir. değişimi temsil etmektedir. Regresyona bağlı deği-
şimin toplam değişime oranlanmasıyla R2 değerine
ulaşılır ve bu bağımlı değişkendeki değişimin yüz-
de kaçının bağımsız değişkenler tarafından açıklan-
dığını ifade eder. Örneğin, tahmin edilen tasarruf
dikkat
Çoklu doğrusal regresyon modellerinde fonksiyonunda R2 değeri 0.85 olarak hesaplan-
kısmi regresyon katsayıları yorumlanır- mışsa bu, tasarruflarda meydana gelen değişimin
ken, diğer bağımsız değişkenlerin bağımlı %85’inin harcanabilir gelir ve faiz değişkenleri ta-
değişken üzerindeki etkileri sabit tutulur. rafından açıklandığını söylemektedir.

52
Ekonometrinin Temelleri

Basit doğrusal regresyon modellerinde bağım- Eşitlik (3.8)’den de anlaşılacağı gibi örneklem

lı değişken tek bir açıklayıcı değişken tarafından hacminin (n) büyük olduğu durumlarda R2 R2 ve
açıklanmaktaydı. Çoklu regresyon modellerinde değerleri birbirine oldukça yakın olacaktır. Küçük
basit regresyon modellerinden farklı olarak birden örneklemlerde ise iki değer arasındaki fark açıla-
çok bağımsız değişken yer almaktadır. Dolayısıyla caktır. Bu nedenle özellikle küçük örneklemlerde
modelde iki bağımsız değişken yer alabileceği gibi düzeltilmiş çoklu belirlilik katsayısının referans
ikiden fazla değişken de yer alabilir. Peki model- alınması daha sağlıklı olacaktır.
deki açıklayıcı değişken sayısı ise R2 değeri arasın- Öte yanda bağımsız değişken sayıları farklı iki
da bir ilişki var mıdır? Bu sorunun cevabı kısaca model karşılaştırılırken de yine düzeltilmiş çoklu be-
evettir. Çoklu regresyon modellerinde modele bir lirlilik katsayılarının karşılaştırılması daha doğrudur.
bağımsız değişken eklendiğinde genellikle R2 değe- Ancak bu karşılaştırma yapılırken her iki modelinde
rinin arttığı görülür. Çünkü, modele yeni bir değiş- bağımlı değişkeninin aynı fonksiyonel formda olma-
ken eklendikçe R2 formülünün payında yer alan ve sına dikkat edilmelidir. Örneğin, her iki modelin-
regresyona bağlı değişimi temsil eden değer büyür de bağımlı değişkeni mutlak değer veya logaritmik
ancak paydadaki toplam değişim değeri değişmez. –
olabilir. Böyle durumlarda modeller R 2 değerleriyle
Herhangi kesrin payı büyür ancak paydası sabit karşılaştırılabilir. Ancak örneğin, bir bağımlı değiş-
kalırsa kesrin değeri büyür. Bu nedenle modele kenin mutlak değer diğer bir bağımlı değişkenin ise
eklenen her bir bağımsız değişken R2 değerini ar- logaritmik değer olması durumunda bu modeller
tıracaktır. Ancak bu şekilde belirlenecek R2 değeri arasında hem R–2 hem de R2 değerleri üzerinden bir
modelin açıklama gücü hakkında yanıltıcı bilgiler karşılaştırma yapmak doğru değildir.
verebilir. Çünkü modele eklenen her bir bağımsız
değişken serbestlik derecesini değiştirmektedir. Bu
nedenle R2 formülasyonunun bir düzenlemeye ih-
tiyacı vardır. Böyle durumlarda değişen serbestlik
dikkat
derecesini de içeren eşitlik 8’deki Düzeltilmiş Çoklu Bağımlı değişkenleri farklı fonksiyonel biçim-
Belirlilik Katsayısı’nın kullanılması uygun olacaktır. de olan regresyon modelleri arasında R–2 veya
R2 değerleri üzerinden bir karşılaştırma yap-
n −1
R– 2 = 1− (1− R 2 ) (3.8) mak doğru değildir.
n− k

53
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

Öğrenme Çıktısı
2 Çoklu doğrusal regresyon modeli için en küçük kareler yöntemini açıklayabilme, tahmin
katsayılarını yorumlayabilme
3 Çoklu belirlilik katsayısını tanımlayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

PX, X malının fiyatı, m tü-


keticinin geliri olmak üze-
re Q̂DX= 100 – 4PX + 0.5 Çoklu doğrusal regresyon
Modele dahil edilecek her
modelinin tahmininde kul-
m şeklinde tahmin edilen bir bağımsız değişkenin mo-
lanılan diğer yöntemleri
talep fonksiyonu için kıs- dele etkisini çoklu belirlilik
araştırın, arkadaşlarınızla
mi regresyon katsayılarının katsayısı ile ilişkilendirin.
paylaşın.
nasıl yorumlanacağını araş-
tırın.

HİPOTEZ TESTLERİ Şimdi isterseniz örnek tasarruf fonksiyonumuz


Ekonometrik çalışmalarda, iktisadi teori temel üzerinden gerekli sınamaları yapalım. Tahmin etti-
alınarak oluşturulan ekonometrik modeller çeşitli ğimiz tasarruf fonksiyonunda sabit katsayının (β̂0)
yöntemlerle tahmin edilir ve tahmin parametrele- -20, harcanabilir gelir değişkenine ait katsayının
ri belirlenir. Ancak analizler sadece parametrelerin (β1) 0.2 ve faiz oranına ait katsayının ise (β2) 0.5
belirlenmesiyle son bulmaz. Tahmin edilen para-
olduğunu belirtmiştik. Bu katsayıların anlamlılığı-
metrelerin iktisadi ve istatistiksel olarak anlamlı
nı sınanırken öncelikle sonuçların iktisadi teoriyle
olup olmadığının da belirlenmesi gerekir.
uyumunu incelememiz gerekir. Şimdi bu incele-
Ekonometriyi kısaca iktisadi teori veya hipotez-
meyi yapalım. Örneğin, -20 olarak belirlenen β0
leri matematiksel araçlar ve istatistiksel yöntemlerle
katsayısı iktisadi olarak anlamlı mıdır? Anlamlıdır
sınayan bilim dalı olarak tanımlaşmıştık. Dolayı-
sıyla burada tahmin edilen parametrelerin geçerlili- çünkü modelimizde otonom tasarrufları temsil
ğini sınarken sonuçların hem iktisadi ölçütlere göre eden β0 katsayısı iktisadi teoriye göre pozitif veya
anlamlılığının hem de istatistiksel ve ekonometrik negatif bir değer alabilmektedir. Öte yandan 0.2
ölçütlere göre anlamlılığının sınanması gerekir. İk- olarak belirlenen β1 katsayısı da yine iktisadi teori
tisadi ölçütlere göre katsayıların anlamlılığı sınanır- tarafından desteklenmektedir. Modelimizde ikti-
ken başvurulacak kaynak ise iktisat teorisidir. Buna sadi teoriye göre marjinal tasarruf eğilimini temsil
göre tahmin edilen parametrelerin iktisadi teoriyle eden β1 katsayısı harcanabilir gelirin ne kadarının
uyumu, araştırılması gereken ilk noktadır. tasarruflara ayrılacağını gösteren katsayıdır. Bu kat-
sayı teori gereği 0 ila 1 değer arasında olmalıdır.
Çünkü gelirde meydana gelen bir artış tüketime
veya tasarrufa ayrılır. Bu nedenle hem marjinal tü-
dikkat ketim eğilimi (c) hem de marjinal tasarruf eğilimi
Tahmin edilen parametreler öncelikle ikti- (s) 0 ila 1 arasında bir değer alır ve her iki katsayının
sadi ölçütlere göre sınanmalıdır. İktisadi öl- toplamı 1’e eşittir. (c + s = 1). Dolayısıyla burada
çütlere göre katsayıların anlamlılığı sınanır- 0.2 olarak belirlenen marjinal tasarruf eğiliminin
ken başvurulacak kaynak iktisat teorisidir.
(s) iktisadi teori ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.

54
Ekonometrinin Temelleri

Benzer şekilde faiz oranına ait parametrenin şeklinde, eğer test tek taraflıysa alternatif hipotez,
(β2) de iktisadi olarak anlamlılığı olduğu görül-
mektedir. Öyle ki iktisadi teori gereği faiz oranla- H1: β > 0 (tahmin edilen β sıfırdan büyükse)
rında meydana gelen bir artışın tasarrufları da artı-
racağı varsayılır. Çünkü faiz oranlarında meydana H1: β < 0 (tahmin edilen β sıfırdan küçükse)
gelen bir artış tüketimin fırsat maliyetini artırır ve
ekonomik birimleri tasarrufa yöneltir. Buna göre şeklinde oluşturulur.
0.5 olarak belirlenen β2 parametresinin de iktisadi Öte yandan test istatistiği yine basit doğrusal
olarak anlamlı olduğu söylenebilir. Tüm bu açıkla- regresyon modelinde olduğu gibi ifade edilir.
malardan da anlaşılacağı üzere burada örnek olarak
sunduğumuz temsili tasarruf fonksiyonu iktisadi β! − β β!
t= = (3.9)
teori tarafından desteklenmektedir. Ekonometrik s( β! ) s( β")
analizlerde zaman zaman teoriye aykırı sonuçlarla
da karşılaşılabilir. Böyle durumlarda sonuçların iyi Burada tahmin edilen parametrenin tahminin
analiz edilerek karşılaşılan bu sonuçların arkasında standart hatasına oranlanmasıyla t istatistiği değeri
yatan nedenlerin araştırılması ve yapılan ölçüm ha- elde edilir. Bu değer küçük örneklemlerde (n < 30)
talarının düzeltilmesi gerekebilir. t dağılım tablosundan, büyük örneklemlerde (n >
Tahmin edilen modelin iktisadi teoriyle uyu- 30) ise normal dağılım tablosunda elde edilen tab-
mu incelendikten sonra istatistiksel olarak anlam- lo kritik değeri ile karşılaştırılır. Örneğin, toplam
lı olup olmadığının da belirlenmesi gerekir. Bu gözlemlerin 30’un altında olduğunu varsayarsak
amaçla tahmin edilen parametreler çeşitli hipotez bu durumda hesaplanan t istatistiği değeri α an-
testleriyle sınanır. Bu noktada başvurulan hipotez lam düzeyi (genellikle 0.05) ve n-k serbestlik dere-
testleri ise t ve F testleridir. Burada t testi ile katsa- cesi (n: gözlem sayısı, k: bağımsız değişken sayısı)
yıların bireysel olarak anlamlılığı sınanırken F testi referans alınarak t tablosundan elde edilen kritik
ile modelin bir bütün olarak anlamlı olup olmadığı değer ile karşılaştırılır. Eğer t istatistiği mutlak ola-
tespit edilmektedir. rak tablo kritik değerinden büyükse H0 hipotezi
reddedilir.
t -Testi |tist.| > |t α,n–k| ise H0 reddedilir.
Basit doğrusal regresyon modellerinde olduğu
gibi çoklu regresyon modellerinde de katsayıların Denklem (3.9)’daki katsayıların standart ha-
bireysel olarak anlamlılığı t testi ile belirlenir. Bura- talarını belirleyebilmek için öncelikle tahminin
da da t testi ile tahmin parametrelerinin istatistiksel varyansının belirlenmesi gerekir. Ancak tahminin
olarak sıfıra eşit olup olmadığı test edilir. Buna göre varyansı bilinmediği için örneklem hata teriminin
t testi için sıfır hipotezi şu şekilde kurulur: varyansı anakütle hata teriminin varyansının orta-
lama bir tahmincisi olarak kabul edilir ve şu şekilde
H0: β = 0 hesaplanır:

Alternatif hipotez ise tek taraflı ve çift taraflı


testlerde farklılık göstermektedir. Eğer test çift ta- Se2 =
∑ (Y − Y! )2 = ∑ e2
raflı ise alternatif hipotez, n− k n− k

Ardından aşağıdaki formüller yardımıyla katsa-


H1: β ≠ 0
yı tahminlerinin varyanslarına ulaşılır:

55
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

2 2
1 X 1 ∑ x22 + X 2 ∑ x12 − 2 X 1 X 2 ∑ x1x2
var ( β0 ) = Se2 ( + )
n ∑ x12 ∑ x22 − (∑ x1x2 )2
var ( β1 ) = Se2 (
∑ x22 )
∑ 1∑ 2 ∑ 1 2
x 2
x 2
− ( x x ) 2

var ( β 2 ) = Se2 (
∑ x12 )
∑ 1∑ 2 ∑ 1 2
x 2
x 2
− ( x x ) 2

Varyansların karekökleri alınarak katsayıların standart hataları elde edilir. Formüllerde yer alan X ’ler
ortalamaları x’ler (küçük x’ler) ise ortalamadan farkları (X – X ) temsil etmektedir).
Sıfır hipotezinin reddedilmesi β katsayısının istatistiksel olarak sıfırdan farklı olduğunu ifade eder.
Tablo kritik değerinin mutlak değer olarak t istatistiğinden büyük olması durumunda ise β katsayısının
sıfıra eşit olduğunu ifade eden H0 hipotez kabul edilir. Bu durumda bağımsız değişkenin bağımlı değişken
üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı anlaşılır.
t-testini tahminini yaptığımız tasarruf fonksiyonu üzerinden uygulamaya çalışalım.

Ŝi= -20 + 0.2Yi + 0.5ri, s(β̂1)= 0.005, s(β̂2)= 0.008 (3.10)

Eşitlikte (3.10)’da parantez içinde verilen değerler tahmin edilen β1 ve β2 parametrelerinin standart
sapmalarıdır. Bu bilgilerden hareketle β1 ve β2 katsayılarının istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını t
testi yardımıyla belirleyebiliriz. İlk olarak β̂1’in anlamlılığını test edelim. Burada öncelikle t istatistik değe-
rini hesaplayalım.

β! 1 0.2
t= ! = = 40 (3.11)
s( β ) 0.005
1

β̂1 için t istatistik değeri Eşitlik (3.9)’da yer alan formül yardımıyla 40 olarak hesaplanmıştır. β̂1 katsa-
yısının istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını belirleyebilmemiz için hesaplanan bu test istatistiğinin,
α anlam düzeyi ve n-k serbestlik derecesine göre belirlenen tablo kritik değeri ile karşılaştırmamız gerek-
mektedir. Burada gözlem sayımızın (n) 30 olduğunu varsayalım. Bu durumda modelde değişken sayısı (k)
3 olduğu için n-k serbestlik derecesi 27 olacaktır. Anlam düzeyinin ise yine %5 olduğunu varsayarsak 0.05
anlam düzeyi ve 27 serbestlik derecesine göre belirlenen tablo kritik değeri 1.70 olacaktır. Burada testin
tek taraflı olduğu da unutulmamalıdır. Çünkü iktisadi olarak marjinal tasarruf eğilimini temsil eden β̂1
katsayısının 0’dan büyük bir değer olması beklenir. Bu nedenle t testinde sıfır hipotezi ve alternatif hipotez
şu şekilde kurulmuştur:

H0: β1 = 0

H1: β1 > 0

t istatistik değeri ile tablo kritik değeri karşılaştırıldığında ise hesaplanan t istatistiğinin tablo kritik
değerden mutlak olarak büyük olduğu anlaşılmaktadır.

|40| > |1.70| → |tist.| > |t α,n–k|

56
Ekonometrinin Temelleri

Bu durumda sıfır hipotezi reddedilmiştir. Buna H1: β < β* (tahmin edilen β, β*’den küçükse)
göre harcanabilir gelirin tasarruflar üzerindeki et-
kisini gösteren β̂ 1 katsayısının istatistiksel olarak şeklinde oluşturulur.
anlamlı olduğu anlaşılmaktadır. Burada test istatistik değeri,

Benzer şekilde β̂2 katsayısının anlamlılığını sı- β! − β ∗


nayacak olursak öncelikle yine t istatistiğini şu şe- t= (3.13)
s( β! )
kilde belirleyebiliriz:
şeklinde ifade edilen eşitlik yardımıyla belirlen-
β! 0.5 (3.12) dikten sonra yine tablo kritik değeri ile karşılaştırılır.
t = !2 = = 62.50

s( β ) 0.008 Eğer test istatistiği mutlak değer olarak tablo kritik
2
değerinden büyükse H0 reddedilir ve katsayının ista-
tistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna varılır.
β2 katsayısı için t istatistiği 62.50 olarak hesap-
lanmıştır. Tablo kritik değeri ise yine %5 anlam
düzeyi ve 27 serbestlik derecesine göre tek taraflı F Testi
test için 1.70’tir. Buna göre test istatistik değeri Çoklu doğrusal regresyon modellerinde katsa-
yine tablo kritik değerinden mutlak olarak büyük- yıların bireysel olarak anlamlılığı t testi ile belirle-
tür. Dolayısıyla sıfır hipotezi reddedilmiştir. nirken, sabit katsayı dışındaki diğer katsayıların eş
anlı olarak anlamlılığı F testi yardımıyla belirlenir.
|62.50| > |1.70| → |tist.| > |t α,n–k| F testinde sıfır hipotezi katsayıların toplu olarak sı-
fıra eşit olduğunu ifade eder.
Buna göre β2 parametresinin istatistiksel ola-
rak anlamlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sonuç faiz H0: β1= β2 = … = βk = 0
oranları ile tasarruflar arasındaki pozitif ilişkinin is-
tatistiksel olarak anlamlı olduğunu söylemektedir. Sıfır hipotezi bize 1’den k’ya kadar tüm bağım-
İktisadi olarak hem harcanabilir gelir hem de faiz sız değişken parametrelerinin toplu olarak anlamsız
oranları tasarruflarla doğru yönlü ilişkilidir. Buna olduğunu yani modelin bir bütün olarak anlamlı
göre tahmin edilen parametrelerin pozitif bir değer olmadığını söyler. Öte yandan F testinde alternatif
alması beklenmektedir. Bu nedenle t testleri her iki hipotez şu şekilde ifade edilir:
parametre için de tek taraflı olarak uygulanmıştır.
Öte yandan bazı durumlarda iktisat teorisi ge- H1: β1 ≠ β2 ≠ … ≠ βk ≠ 0
reği tahmin edilen parametrenin belirli bir değere
sahip olmasını da bekleyebiliriz. Böyle durumlarda Alternatif hipotez ise bağımsız değişken para-
da yine tahmin edilen β parametresinin herhangi metrelerinden en az birinin istatistiksel olarak sı-
bir değere eşit olup olmadığını t testi yardımıyla fırdan farklı yani anlamlı olduğunu söylemektedir.
belirleyebiliriz. Burada kurulacak sıfır hipotezi ise F testi, t testinden farklı olarak yalnızca çift taraflı
şu şekilde olacaktır: uygulanır. Burada da t testine benzer şekilde F test
istatistiği belirlenerek F dağılım tablosundan elde
H0: β = β* edilen tablo değeriyle karşılaştırılır. F test istatistiği
ise şu şekilde hesaplanır:
Alternatif hipotez ise yine tek ve çift taraflı test-
lerde farklılık gösterecektir. Eğer test çift taraflı ise R 2 / (k − 1)
Fist. = (3.14)
alternatif hipotez, (1− R 2 )(n − k

H1: β ≠ β* F test istatistiği bağımsız değişkenler tarafından


açıklanan değişimin, bağımsız değişkenler tarafın-
şeklinde, eğer test tek taraflıysa alternatif hipotez, dan açıklanmayan değişime oranlanmasıyla hesap-
lanır. Hesaplanan bu değer, α anlamlılık düzeyi
H1: β > β* (tahmin edilen β, β*’den büyükse) k-1 ve n-k serbestlik derecelerine göre F tablosun-

57
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

dan elde eden tablo kritik değeri ile karşılaştırılır. Eğer hesaplanan F istatistiği, tablo kritik değerinden
büyükse sıfır hipotezi reddedilir ve bağımsız değişkenlerden en az birinin istatistiksel olarak sıfırdan farklı
olduğu sonucuna ulaşılır.

Fist. > F α,k–1,n–k → H0 reddedilir.

İsterseniz şimdi F testini örnek tasarruf fonksiyonumuz üzerinden uygulayalım. Tahmin edilen tasarruf
fonksiyonumuzda çoklu belirlilik katsayısının 0.90 olarak hesaplandığını varsayalım ve yine gözlem sayımız
30 olsun. Bu durumda F test istatistiği,

R 2 / (k − 1) 0.90 / (3− 1) 0.45


Fist. = = = = 121.62 (3.15)
2 (1− 0.90)(30 − 3) 0.0037
(1− R )(n − k)

olarak hesaplanmıştır. Öte yandan F tablo değeri, %5 anlam düzeyi, k-1 ve n-k serbestlik derecelerine
göre F tablosundan 3.35 olarak belirlenmiştir. Buna göre F istatistik değeri F tablo değerinden büyüktür.
Bu nedenle katsayıların eş anlı olarak sıfıra eşit olduğunu ifade eden sıfır hipotezi reddedilmiştir. Yani
model bir bütün olarak anlamlıdır.

121.62 > 3.35 → Fist. > F0.05,2,27

Çoklu doğrusal regresyon modellerinde t testi ile katsayıların bireysel anlamlılığı sınanırken katsayıların
bir kısmının anlamlı bir kısmı ise anlamsız olduğu sonucuna varılabilir. Ancak yalnızca t testi sonuçlarına
bakarak modelin anlamlılığı hakkında yorum yapmak doğru değildir. Bu nedenle çoklu doğrusal regres-
yon modellerinde t testinin yanı sıra F testi ile modelin bir bütün olarak anlamlılığı da sınanmalıdır. Öte
yandan tahmin sonuçları ekonometrik ölçütlere göre de değerlendirilmeli tüm bu değerlendirmeler yapıl-
dıktan sonra modelin uygun bir model olup olmadığına karar verilmelidir.
Öte yandan en az iki bağımsız değişkeni içeren bir çoklu doğrusal regresyon modeline zaman zaman
yeni değişkenler de eklenebilir. Peki modele yeni bir değişken eklenip eklenmemesinin kararı nasıl alınır?
Bu soruya cevap ararken de yine F testinden faydalanabiliriz.
Çoklu belirlilik katsayısından bahsederken modele yeni bir bağımsız değişken eklendiğinde modelin
R2 değerinin yükseldiğini, yani modelin söz konusu iktisadi olayı açıklama gücünün arttığını söylemiştik.
Ancak burada eksik olan şey, modelin açıklama gücünde meydana gelen bu artışın anlamlı bir artış olup
olmadığının henüz bilinmemesidir. İşte bu artışın istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığı yani modele
eklenen yeni değişkenin modelde istatistiksel olarak pozitif bir katkı yapıp yapmadığı F testi yardımıyla
belirlenir.

dikkat
F testi yardımıyla modele yeni bir değişken eklemenin gerekli olup olmadığı belirlenebilir.

Şimdi modele yeni bir değişken eklemenin gerekli olup olmadığının F testi yardımıyla nasıl belirlendi-
ğine bakalım. Örneğin, Eşitlik (3.16) ve (3.17)’deki gibi iki farklı modelimiz olsun:

(Model A) Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + ui (3.16)

(Model B) Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + β3X3i + β4X4i + ui (3.17)

58
Ekonometrinin Temelleri

Burada A modeline X3 ve X4 değişkenleri eklenerek B modeli oluşturulmuş olsun. Şimdi bu değişken-


lerin modele dahil edilmesinin gerekli olup olmadığını test edelim. Burada F testi yardımıyla test edilecek
hipotezler şu şekildedir:

H0: Yeni değişkenler modele dahil edilmemelidir.

H1: Yeni değişkenler modele dahil edilmelidir.

Burada testi istatistiği ise şu şekilde belirlenir:

(RB2 + R A2 ) / v1 (3.18)
Fist. =
(1− RB2 ) / v2

Formülde yer alan R A2 ve RB2 ifadeleri sırasıyla A ve B modellerinin R2 değerlerini temsil etmektedir.
Öte yandan v1, eklenen değişken sayısını v2 ise serbestlik derecesini (Gözlem sayısı – B modelindeki para-
metre sayısı) ifade eder.
Burada öncelikle Eşitlik (3.18) yardımıyla F test istatistiği hesaplanır. Ardından hesaplanan test ista-
tistik değeri, α anlam düzeyi, v1 eklenen değişken sayısı ve v2 serbestlik derecelerine göre F tablosundan
elde edilen tablo kritik değeri ile karşılaştırılır. Hesaplanan F istatistiği tablo kritik değerinden büyükse
sıfır hipotezi reddedilir.

Fist. > F α,v1,v2 → H0 reddedilir.

Bu durumda “yeni değişkenler modele dahil edilmemelidir.” şeklinde kurulan sıfır hipotezi reddedile-
rek “yeni değişkenler modele dahil edilmelidir.” şeklinde kurulan alternatif hipotez kabul edilir. Bu şekilde
X3 ve X4 değişkenlerinin modele dahil edilmesinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna varılır.
Bir önceki bölümde basit doğrusal regresyon modeli üzerinde bu bölümde ise çoklu doğrusal regresyon
modeli üzerinde durduk ve modellerin nasıl tahmin edildiğini teorik bir çerçevede sunmaya çalıştık. Bu
bilgilerin yanı sıra günümüzde artık ekonometrik analizlerin çeşitli bilgisayar uygulamaları yardımıyla da
gerçekleştirildiği ifade etmemiz gerekir. Ekonometrik modeller analiz edilirken uygulamada Eviews, Stata,
Gauss, R gibi çok sayıda paket programdan faydalanılmaktadır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için biz
de şimdi bu bölümün “Araştırmalarla İlişkilendir” kısmında söz konusu paket programlardan biri olan R
programı ile örnek bir çoklu doğrusal regresyon modelinin tahmini yapacağız.

59
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

Araştırmalarla
İlişkilendir
ÇOKLU DOĞRUSAL REGRESYON MODELİ İÇİN ÖRNEK BİLGİSAYAR UYGULAMASI
Konut Fiyatlarının Belirleyicileri Üzerine Bir Uygulama
Konut fiyatlarının belirleyicilerine yönelik yapacağımız bu örnek tahminde aşağıdaki Excel tablo-
sunda yer alan temsili verileri kullanacağız.

n y x1 x2 x3
1 450000 155 4 3
2 370000 135 7 6
3 275000 105 2 9
4 410000 115 7 4
5 310000 110 4 10
6 355000 130 1 8
7 205000 115 2 16
8 200000 120 1 18
9 490000 160 7 2
10 290000 108 5 16
11 230000 115 1 11
12 370000 141 3 5
13 420000 150 3 7
14 280000 110 3 5
15 250000 110 4 13
16 310000 110 4 9
17 385000 127 7 12
18 380000 140 5 16
19 435000 135 4 2
20 335000 120 1 4

Burada tahmin edeceğimiz çoklu regresyon modeli şu şekildedir:

y = β0 + β1x1+ β2x2 + β3 x3 + ui

Eşitlikte,
y = Konutun satış fiyatını,
x1= Konutun büyüklüğünü (m2),
x2= Konutun bulunduğu katı,
x3 =Konutun bulunduğu binanın yaşını temsil etmektedir.
Şimdi dilerseniz tablodaki bilgilerden hareketle konut satış fiyatlarına yönelik model tahminimizi
R programı yardımıyla gerçekleştirelim. Ancak öncesinde R programına ilişkin gerekli bazı bilgilere
değinelim.

60
Ekonometrinin Temelleri

R (R Project) veri analizinde sıklıkla kullanılan açık kaynak kodlu bir programlama dilidir. R programına
herhangi bir ücret ödemeden ana sayfası (https://www.r-project.org/) üzerinden ulaşmak mümkündür. Bu
sayfaya girdiğinizde dünyanın farklı noktalarındaki sunucularda yer alan CRAN sitelerinin adreslerini bu-
labilirsiniz. Burada bölgenize yakın bir bağlantıyı tıklayarak, işletim sisteminize uygun kurulum dosyalarını
bilgisayarınıza indirebilir, kurulumu tamamladıktan sonra programı kullanmaya başlayabilirsiniz.
Kurulumu tamamladıktan sonra programı açtığınızda aşağıdaki gibi bir arayüzle karşılaşacaksınız.

Programı Türkçe dahil bir çok dilde geliştirilmiş bir ara yüze sahiptir. R Console olarak tanımlanan
beyaz alan R programının komut alanıdır. Programda yapılacak işlemler bu alana yazılacak komutlar vasıta-
sıyla gerçekleştirilmektedir. Biz de bu alana ilgili komutları yazarak regresyon analizimizi gerçekleştireceğiz.
Excel’den Dosya Aktarma
Regresyon analizini yapabilmemiz için öncelikle çalışacağımız verileri Excel dosyasından R progra-
mına aktarmamız gerekecektir. Bu amaçla öncelikle verilerin bulunduğu Excel dosyasının konumunu
programa tanıtmamız gerekmektedir. Burada kullanacağımız komut şu şekildedir:
> setwd (“C:/Users/Pc/Desktop”)
Burada parantez içindeki “C:/Users/Pc/Desktop” ifadesi Excel dosyamızın bulunduğu konumu
göstermektedir. Siz de bu alana verilerinizin yer aldığı Excel dosyasının konumunu girmelisiniz. Burada
Excel dosyasının csv. uzantılı olduğundan emin olun.

61
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

Sonrasında ise “C:/Users/Pc/Desktop” konumunda yer alan .csv uzantılı “veri.csv” adlı Excel dos-
yamızdan verilerin şu komutla R programına aktarımını sağlayacağız:
> veri <-read.csv(“veri.csv”, header=TRUE)
Burada analizde kullanacağımız verileri bir isimle programa tanıtmamız gerekmektedir. Öte yan-
dan komut içerisinde yer alan header=TRUE ifadesi Excel dosyasındaki ilk satırın program tarafından
değişken isimleri olarak tanınması için ilave edilmektedir.

Bu şekilde veriyi programa aktardıktan sonra verileri tanımladığımız ismi komut bölümüne yazarak
analizde kullanacağımız verileri görebiliriz:
> veri

Regresyon Modelinin Tahmini


Verinin aktarımından sonra model tahminimizi yapabiliriz. Bunun için öncelikle modele bir isim
vermemiz gerekecektir. Burada modelimizi “regresyon” olarak tanımlayalım ve modelimizi şu komut
yardımıyla tahmin edelim:
> regresyon<-lm(y~x1+x2+x3, data=veri)

62
Ekonometrinin Temelleri

Burada “lm” ifadesi “linear model” yani “doğrusal model” anlamına gelmektedir. Bu şekilde çoklu
doğrusal regresyon modelimizi tahmin ettikten sonra modelimizi tanımladığımız ismi komut bölümü-
ne yazarak tahmin edilen parametreleri görebiliriz.
> regresyon

Katsayıları incelediğimizde konutun büyüklüğü ve bulunduğu kat ile konutun satış fiyatı üzerinde
doğru yönlü, konutun bulunduğu binanın yaşı ile konutun satış fiyatı üzerinde ise ters yönlü bir ilişki
olduğu görülmektedir. Ancak burada tahmin edilen modelin istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığı
görülmemektedir. Aynı şekilde bu çıktılar modelin açıklama gücü hakkında da henüz bir fikir verme-
mektedir. Tüm bunları görebilmek için “summary” komutu kullanılır.
Hipotez Testleri
> summary(regresyon)

63
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

Burada tahmin edilen parametrelerin t istatistik değerleri ile tablo kritik değerlerini (%5 anlam
düzeyi ve 16 serbestlik derecesine göre çift yönlü test için tablo kritik değeri 2.120 olarak belirlenmiştir)
karşılaştırarak veya olasılık değerlerine bakarak katsayıların bireysel anlamlılığını sınayabiliriz. Eğer ola-
sılık değerleri 0.5’ten küçükse sıfır hipotezi reddedilir ve katsayıların istatistiksel olarak anlamlı olduğu
sonucuna ulaşılır. Buna göre,
tx1 = 5.250, |5.250| > |2.120| → H0 red, katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.
tx2 = 4.074, |4.074| > |4.074| → H0 red, katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.
tx3 = -4.284, |-4.284| > |2.120| → H0 red, katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.
veya
x1[Pr(>|t|) = 0.00008 < 0.05 → H0 red, katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.
x1[Pr(>|t|) = 0.00088< 0.05 → H0 red, katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.
x1[Pr(>|t|) = 0.00057 < 0.05 → H0 red, katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.
Bu kapsamda sonuçlar incelendiğinde β1, β2 ve β3 parametrelerinin %5 anlam düzeyinde istatistik-
sel olarak anlamlı olduğu görülmektedir.
Burada tahminini yaptığımız model doğrusal bir model olduğu için tahmin edilen parametreler
doğrusal formda yorumlanacaktır. Buna göre,
• Konut büyüklüğü 1 birim (m2) arttığında konutun satış fiyatı yaklaşık T2479 artmaktadır.
• Konutun bulunduğu kat 1 birim arttığında konutun satış fiyatı yaklaşık T14118 artmaktadır.
• Konutun bulunduğu binanın yaşı 1 birim arttığında konutun satış fiyatı (%10 anlam düzeyinde)
yaklaşık T6598 azalmaktadır.
Diğer taraftan F test istatistiğine baktığımızda olasılık değerinin 0.006312 olduğunu görmekteyiz.
Burada 0.000079 < 0.05 olduğu için %5 anlam düzeyinde modelin bir bütün olarak anlamlı olduğunu
söyleyebiliriz.
Ayrıca modelde çoklu belirlilik katsayısının (R2) ve düzeltilmiş belirlilik katsayısının (düzeltilmiş
2
R ) sırasıyla 0.8877 ve 0.8667 olduğunu görmekteyiz. Bu katsayılar tahmin edilen modelin açıklama
gücünü göstermektedir. Örneğin, düzeltilmiş belirlilik katsayısına göre konut satış fiyatlarında meydana
gelen değişimin yaklaşık %87’si modelde yer alan bu üç bağımsız değişkendeki değişimler tarafından
açıklanmaktadır.

Öğrenme Çıktısı

4 Kısmi regresyon katsayılarını ve modelin bir bütün olarak anlamlılığını sınayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Gerekli bir değişkenin mo-


Gereksiz bir değişkenin
del dışında bırakılmasının Model kurma hatalarının
modele dahil edilmesinin
EKK tahmincilerinin sap- nasıl belirlendiğini araştırın
sonuçlarını tahminin var-
masızlık varsayımı üzerin- ve arkadaşlarınızla paylaşın.
yansı ile ilişkilendirin.
deki etkisini araştırın.

64
Ekonometrinin Temelleri

Çoklu doğrusal regresyon modelini


1 tanımlayabilme, varsayımlarını
sıralayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Çoklu Doğrusal Regresyon
Modeli

Aralarında doğrusal ilişkiler bulunan bir bağımlı değişken ve birden çok bağımsız değişkenin oluşturduğu regres-
yon modellerine çoklu doğrusal regresyon modeli denir. Çoklu doğrusal regresyon modeli temel olarak basit doğ-
rusal regresyon modelinin bir uzantısıdır. Bu nedenle basit doğrusal regresyon modeline dair varsayımlar çoklu
doğrusal regresyon modeli için geçerlidir. Basit doğrusal regresyon modelinde hata terimlerinin sıfır ortalamaya
sahip olduğu, sabit varyanslı olduğu, otokorelasyon içermediği, normal dağılım sergilediği ve bağımsız değişken
ile hata terimi arasında bir ilişki olmadığı varsayılmaktaydı. Bu varsayımlar çoklu doğrusal regresyon modeli
için de geçerli olmakla birlikte bu varsayımlara ilave olarak çoklu doğrusal regresyon modellerinde bağımsız
değişkenlerin kendi aralarında da doğrusal bir ilişkinin olmadığı varsayılır. Bu durumda bağımsız değişkenler
arasındaki doğrusal korelasyon katsayıları “0” veya “0”a yakın bir değer alır.

Çoklu doğrusal regresyon modeli için en küçük


2 kareler yöntemini açıklayabilme, tahmin
katsayılarını yorumlayabilme

3 Çoklu belirlilik katsayısını tanımlayabilme

Çoklu Doğrusal Regresyon


Modelinin Tahmini

Çoklu doğrusal regresyon modellerinde katsayılar, en küçük kareler yöntemiyle tahmin edilebilmektedir.
En küçük kareler yöntemi, hata kareleri toplamını minimum yapan β katsayılarının belirlenmesine daya-
nan bir yöntemdir. Çoklu doğrusal regresyon modellerinde tahmin edilen bağımsız değişken parametre-
lerine kısmi regresyon katsayıları adı verilir. Bu tür modellerde birden fazla bağımsız değişken bulunduğu
için kısmi regresyon katsayılarını yorumlarken diğer değişkenlerin etkisinin sabit kaldığı varsayılır. Örne-
ğin; Ŝi = -20 + 0.2Yi + 0.5ri şeklinde tahmin edilen bir tasarruf fonksiyonunda harcanabilir gelir değiş-
kenine ait parametre şu şekilde yorumlanır: Harcanabilir gelirde meydana gelen 1 birimlik değişim faiz
oranlarının tasarruflar üzerindeki etkisinin sabit olduğu varsayımıyla tasarrufları aynı yönde 0.2 birim de-
ğiştirecektir. Benzer şekilde harcanabilir gelirin tasarruflar üzerindeki etkisinin sabit olduğu varsayımıyla
faiz oranlarında meydana gelen 1 birimlik değişim de tasarrufları aynı yönde 0.5 birim değiştirecektir.

Çoklu belirlilik katsayısı bağımlı değişkendeki değişimin yüzde kaçının bağımsız değişkenler tarafından
açıklandığını söylemektedir. Bu katsayı 0 ila 1 arasında bir değer alır ve 1’e yaklaştıkça modelin açıklama
gücü artar. Çoklu regresyon modellerinde basit regresyon modellerinden farklı olarak birden çok bağım-
sız değişken yer almaktadır. Çoklu regresyon modellerinde modele bir bağımsız değişken eklendiğinde
genellikle R2 değerinin arttığı görülür. Ancak bu şekilde belirlenecek R2 değeri modelin açıklama gücü
hakkında yanıltıcı bilgiler verebilir. Çünkü modele eklenen her bir bağımsız değişken serbestlik derece-
sini değiştirmektedir. Bu nedenle R2 formülasyonu değişen serbestlik derecesine göre düzenlenir ve bu
formül yardımıyla belirlenen değere “Düzeltilmiş Çoklu Belirlilik Katsayısı” adı verilir.

65
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

4 Kısmi regresyon katsayılarını ve modelin


bir bütün olarak anlamlılığını sınayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Hipotez Testleri

Ekonometri, iktisadi teori veya hipotezleri matematiksel araçlar ve istatistiksel yöntemlerle sınayan bilim dalıdır.
Dolayısıyla tahmin edilen parametrelerin geçerliliğini sınarken sonuçların hem iktisadi ölçütlere göre anlamlılığı
hem de istatistiksel ve ekonometrik ölçütlere göre anlamlılığı incelenmelidir. İktisadi ölçütlere göre katsayıların
anlamlılığı sınanırken başvurulacak kaynak iktisat teorisidir. Tahmin edilen modelin iktisadi teoriyle uyumu
incelendikten sonra tahmin edilen parametrelerin çeşitli hipotez testleriyle istatistiksel olarak anlamlılığının sı-
nanması gerekir. Bu testler temel olarak t ve F testleridir. Burada t testi ile katsayıların bireysel olarak anlamlılığı
sınanırken F testi bize modelin bir bütün olarak anlamlılığı hakkında fikir verir. Öte yandan modele yeni bir
değişken eklemenin gerekli olup olmadığı da yine F testi ile belirlenebilir.

66
Ekonometrinin Temelleri

1 Bir bağımlı ve birden çok bağımsız değişken- 6 X ve Y değişkenleri arasındaki ilişkilerin or-
den oluşan regresyon modellerine ne ad verilir? togonal (dikey) olduğu durumda korelasyon kat-

neler öğrendik?
A. Basit regresyon modeli sayısının alacağı değer aşağıdakilerden hangisidir?
B. Çoklu regresyon modeli A. rxy = 1 B. rxy < 1
C. Çok denklemli modeller C. rxy > 1 D. rxy = ∞
D. Doğrusal model E. rxy = 0
E. Doğrusal olmayan model
7 Q̂ SX = 70 + 5PX + 0.5PY şeklinde tahmin
2 Çoklu doğrusal regresyon modeli için aşağı- edilen bir arz fonksiyonu için aşağıdaki ifadelerden
daki ifadelerden hangisi yanlıştır? hangisi doğrudur?
A. Bir bağımlı değişken vardır. A. X malının fiyatı 5 birim arttığında X malının
B. Birden çok bağımsız değişken vardır. arz edilen miktarı 0.5 birim azalmaktadır.
C. Değişkenler arasındaki ilişkiler lineerdir. B. X malının fiyatı 1 birim arttığında X malının
D. Değişkenler arasındaki ilişkiler nonlineerdir. arz edilen miktarı 5 birim artmaktadır.
E. Değişkenler arasındaki ilişkiler doğrusaldır. C. X malının fiyatı 5 birim arttığında X malının
arz edilen miktarı 1 birim artmaktadır.
3 Aşağıdakilerden hangisi çoklu regresyon mo- D. Y malının fiyatı 1 birim azaldığında X malının
dellerinde, diğer bağımsız değişkenlerin etkisi sa- arz edilen miktarı 5 birim azalmaktadır.
bitken herhangi bir bağımsız değişkenin bağımlı E. Y malının fiyatı 1 birim arttığından X malının
değişken üzerindeki etkisini gösterir? arz edilen miktarı 70 birim artmaktadır.
A. Hata terimi
B. Belirlilik katsayısı
8 Aşağıdakilerden hangisi çoklu doğrusal reg-
resyon modellerinde modelin açıklama gücünü
C. t istatistiği gösterir?
D. Kısmi regresyon katsayısı
E. F istatistiği A. Kısmi regresyon katsayısı
B. Hata terimi
4 Aşağıdakilerden hangisi çoklu doğrusal reg- C. Çoklu belirlilik katsayısı
resyon modelinin varsayımları arasında yer almaz? D. t istatistiği
E. Sabit katsayı
A. Hata terimleri sıfır ortalamaya sahiptir.
B. Hata terimleri sabit varyanslıdır. 9 Varyansın karekökü aşağıdakilerden hangisidir?
C. Hata terimleri otokorelasyon içermemektedir.
D. Bağımsız değişkenler ile hata terimi arasında bir A. Standart sapma
ilişki yoktur. B. Hata terimi
E. Bağımsız değişkenler arasında tam bir ilişki vardır. C. R2 değeri
D. t istatistiği
5 Korelasyon katsayısının (r) 1 olması aşağıda- E. β katsayısı
kilerden hangisini tanımlar?
A. Tam çoklu doğrusal bağlantı 10 Modelin bir bütün olarak anlamlılığını sına-
B. Değişen varyans yan test aşağıdakilerden hangisidir?
C. Normal dağılım A. R2
D. Otokorelasyon B. Düzeltilmiş R2
E. Ardışık bağımlılık C. F testi
D. t testi
E. Regresyon analizi

67
Çoklu Doğrusal Regresyon Modeli

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Reg- Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Reg-
1. B 6. E
resyon Modeli” konusunu yeniden gözden resyon Modelinin Varsayımları” konusunu
geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Reg- Yanıtınız yanlış ise “Katsayı Tahminlerinin
2. D 7. B
resyon Modeli” konusunu yeniden gözden Yorumlanması” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Reg-


3. D 8. C Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Belirlilik Katsayı-
resyon Modeli” konusunu yeniden gözden
sı (R2)” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Reg-


4. E 9. A Yanıtınız yanlış ise “t Testi” konusunu yeni-
resyon Modelinin Varsayımları” konusunu
den gözden geçiriniz.
yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Reg-


5. A 10. C Yanıtınız yanlış ise “F Testi” konusunu yeni-
resyon Modelinin Varsayımları” konusunu
den gözden geçiriniz.
yeniden gözden geçiriniz.

68
Ekonometrinin Temelleri

Araştır Yanıt
3 Anahtarı

İktisadi modellerde karşılaşılan çoklu doğrusal bağlantı sorununun temel ne-


denlerini birkaç cümleyle şu şekilde özetleyebiliriz: Öncelikle, iktisadi değiş-
kenler çeşitli nedenlerden dolayı benzer faktörlerin etkisi altında kalabilirler.
Bu nedenle değişkenler zaman zaman birlikte hareket etme eğiliminde olurlar
Araştır 1 ve bu çoklu doğrusal bağlantı sorununa neden olabilir. Öte yandan küçük
örneklemlerle çalışılması da çoklu doğrusal bağlantı sorununa neden olabilir.
Zira iktisadi değişkenlerin kısa dönemde birlikte hareket etmesi daha muhte-
meldir. Benzer şekilde herhangi bir bağımsız değişkenin gecikmeli değerleri-
nin farklı bir bağımsız değişken olarak modele dahil edilmesi de değişkenler
arasında güçlü doğrusal ilişkilere neden olabilir.

PX, X malının fiyatı, m tüketicinin geliri olmak üzere Q̂ DX = 100 – 4PX +


0.5m şeklinde tahmin edilen talep fonksiyonunda kısmi regresyon katsayıları
-4 ve 0.5 olarak belirlenmiştir. Burada -4 malın fiyatı ile talep edilen miktarı
arasındaki ters yönlü ilişkiyi göstermektedir ve şu şekilde yorumlanır: X malı-
nın fiyatında meydana gelen 1 birimlik artış gelirin talep üzerindeki etkisinin
Araştır 2 sabit olduğu varsayımıyla malın talep edilen miktarını 4 birim azaltmaktadır.
Öte yandan 0.5 olarak belirlenen katsayı tüketicinin geliri ile X malının talep
edilen miktarı arasındaki doğru yönlü ilişkiyi göstermektedir. Buna göre he-
saplanan 0.5 değeri, malın fiyatının talebi üzerindeki etkisinin sabit olduğu
varsayımı altında tüketicinin gelirinde meydana gelen 1 birimlik artışın X ma-
lının talep edilen miktarını 0.5 birim arttıracağını söylemektedir.

En küçük kareler tahmincileri sapmasız ve tutarlı tahmincilerdir. Burada sap-


masızlıkla ifade edilen tahmincinin beklenen değeriyle gerçek parametre değeri
arasındaki farkın “0” olduğudur. Eğer bir değişkenin modelde yer alması gere-
kiyorsa bu o değişkenin bağımlı değişken üzerindeki kısmi etkisinin sıfırdan
Araştır 3 anlamlı derecede farklı olduğunu söyler. Ancak modelde yer alması gereken bir
değişken modelde yer almazsa bu değişken gözlenemez ve bu değişkenin etkisi
hata terimi içerisinde yer alır. Bu da tahminlerin negatif veya pozitif yönde sap-
ma göstermesine neden olur. Bu nedenle gerekli bir değişkenin model dışında
bırakılması genellikle tahmincilerin sapmalı tahminciler olmasına yol açar.

Kaynakça
Baltagi, B. H. (2008). Econometrics. (2nd Edition) Maddala, G.S. (1992). Introduction to econometrics.
Germany: Springer (2nd Edition). New York: Macmillan Publishing
Company
Johnston, J. ve Dinardo, J. (1997). Econometrics
methods (4th Edition). New York: Mcgraw-Hill Stock, J. H. ve Watson, M.W. (2011). Ekonometriye
Companies giriş, Bedriye Saraçoğlu (Çev.) Ankara: Efil
Yayınevi
Kutlar, A. (2005). Uygulamaları ekonometri (2. Baskı).
Ankara: Nobel Yayın Dağıtım Tarı, R. (2018). Ekonometri (13. Baskı). Kocaeli:
Umuttepe Yayınları

69
Bölüm 4
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları
öğrenme çıktıları

Standartlaştırılmış Değişkenli Regresyon


Modeli

1 2
Sabit Terimsiz Regresyon Modeli 2 Standartlaştırılmış değişkenler ile
1 Sabit terimsiz regresyon modellerini doğrusal regresyon modellerini ifade
tanımlayabilme, özelliklerini açıklayabilme edebilme

Doğrusal Olmayan (Nonlineer)

3 4
Regresyon Modelleri Sınırlamaların Testi
3 Tam logaritmik, yarı logaritmik ve ters 4 Doğrusal ve doğrusal olmayan
modelleri açıklayabilme sınırlamaları test edebilme

Anahtar Sözcükler: • Sabit Terimsiz Regresyon • Standartlaştırılmış Değişken • Log-log Modeli


• Log-lin Modeli • Lin-log Modeli • Ters Model • Logaritmik Ters Model • MWD Testi • Chow Testi
• Benzerlik Oranı (LR) Testi • Lagrange Çarpanı (LM) Testi • Wald Testi

70
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ iktisadi teori gereği bazı durumlarda model sabit


Bu bölüme kadar incelediğimiz basit doğru- katsayıyı içermeyebilir. Örneğin, imalat sanayi
sal regresyon modeli ve çoklu doğrusal regresyon ürünleri için bir üretim fonksiyonunu ele alalım.
modeli ekonometrik çalışmalarda sıklıkla kullanıl- Burada üretim fonksiyonu üretim faktörlerinin
makla birlikte regresyon modelleri zaman zaman bir fonksiyonu olarak tanımlanır. Eğer bu fonksi-
yapılan çalışmaların amacı ve niteliğine göre fark- yonda üretim faktörleri “0” değerini alırsa üretim
lı formlarda karşımıza çıkabilir. Örneğin, basit ve miktarı da “0” değerini alır. Sabit katsayının mo-
çoklu doğrusal regresyon modellerini incelerken delde yer almadığı veya “0” olarak kabul edildiği
her iki modelde de sabit katsayısına yer verilmek- bu tür modellere sabit terimsiz regresyon modelleri
teydi. Ancak iktisadi teori gereği bazı modeller denir. Model sabit katsayıyı içermediği ya da “0”
sabit katsayısını içermeyebilir veya ölçü birimleri olarak kabul edildiği için bu tür modellerde bağım-
farklı olan serilerin aynı modelde kullanılması de- lı değişken bağımsız değişkelerin alacağı değerlere
ğişkenlerin standartlaştırılmasını gerekli kılabilir. göre belirlenir. Bağımsız değişkenlerin “0” olması
Ya da hem basit doğrusal modelde hem de çoklu hâlinde bağımlı değişken de “0” değerini alır. Bu
doğrusal modelde bahsettiğimiz değişkenler ara- durumda sabit terimsiz regresyon fonksiyonu da
sındaki doğrusal ilişkiler her zaman iktisadi değiş- sıfır noktasından geçer. Bu nedenle sabit terimsiz
kenlerin analizinde geçerli olmayabilir. Biz de bu regresyon modelinin bir diğer adı da sıfır nokta-
bölümde sözü geçen bu tür modeller hakkında bil- sından (orijinden) geçen regresyon modelidir. Sabit
giler vereceğiz. terimsiz (sıfır noktasından geçen) regresyon modeli
şu şekilde ifade edilir.
Bu bölümde öncelikle sabit terimsiz regresyon
diğer bir adıyla sıfır noktasından geçen regresyon
Yi = β1X1i+ β2X2i + …+ βnXni + ui (4.2)
modelleri üzerinde duracağız. Ardından standart-
laştırılmış değişkenli regresyon modellerini ince-
leyeceğiz. Sonrasında ise değişkenler arasındaki
ilişkilerin doğrusal olmadığı (nonlineer) regresyon Sabit katsayının modelde yer almadığı
modellerini inceleyecek, son olarak ise doğrusal ve veya “0” olarak kabul edildiği regresyon
doğrusal olmayan sınırlamaların nasıl test edildiği- modellerine sabit terimsiz regresyon modeli
ne değineceğiz. adı verilir.

SABİT TERİMSİZ REGRESYON


MODELİ Eşitlik (4.2)’den anlaşılacağı gibi bağımsız de-
Önceki bölümlerden de hatırlayacağınız gibi ğişkenlerin “0” olması hâlinde bağımlı değişken de
basit ve çoklu regresyon modellerini oluştururken “0” değerini alır. Bu nedenle sabit terimi içermeyen
modellere bağımsız değişken parametrelerinin yanı bu model sıfır noktasından geçmektedir.
sıra sabit katsayıyı da dahil etmiştik. Örneğin, çok-
lu doğrusal regresyon modelini şu şekilde belirt-
miştik:
dikkat
Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + ….+ βnXni + ui (4.1) Sabit terimsiz regresyon denklemi sıfır noktasın-
dan (orijinden) geçmektedir.
Burada β0 katsayısı, bağımsız değişkenler “0”
olduğunda bağımlı değişkenin alacağı değeri temsil
etmektedir. Örneğin; kısa dönem tüketim fonksi- Sabit Terimsiz Regresyon
yonunda tüketicinin geliri “0” olsa dahi bireylerin Modellerinin Özellikleri
belirli bir düzeyde tüketim yapmaları gerekmek- Sabit terimsiz regresyon modelleri, sabit terimli
tedir. Dolayısıyla tüketim fonksiyonuna dair bir modellerden iki noktada farklılaşmaktadır. Bunla-
tahmin yapılacaksa regresyon modelinin sabit kat- rın ilki hata terimlerinin ortalaması diğeri ise belir-
sayıyı içeren formunun kullanılması gerekir. Ancak lilik katsayısı ile ilgilidir.

71
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

Basit ve çoklu doğrusal regresyon modellerinin bir ölçüt değildir. Bu nedenle sabit terim içerme-
varsayımlarından bahsederken hata terimlerinin yen regresyon modellerinde ham R2 değeri kullanı-
beklenen değerinin “0” olduğunu ifade etmiştik. lır. Ham R2 değeri şu şekilde hesaplanır:
Bu varsayıma göre pozitif veya negatif yönde sap-
malar olsa da bu sapmaların toplamı “0”değerini
2 ∑ ( XiYi )2
almaktadır. Bu nedenle hata terimlerinin toplamı ham R = (4.3)
“0”dır. Ancak sabit terimsiz regresyon modellerin- ∑ Xi2 ∑Yi2
de hata terimlerinin toplamının sıfıra eşit olması
şart değildir. Bu durumda gerçek Y değerinin orta-
Burada son olarak vurgulanması gereken nokta
laması beklenen Y değerinin ortalaması eşit olma-
şudur: Sabit terimli bir modelde sabit katsayının
yacaktır. Buna göre,
istatistiksel olarak anlamsız çıkması bu modelin
tahmininde bir sorun teşkil etmemektedir. Ancak
Yi = Ŷi + ûi
istatistiksel olarak anlamlı bir sabit terimin mode-
le dahil edilmemesi tahmini yapılan ekonometrik
eşitliğinde, modelin hatalı kurulduğu anlamına gelir. Bu ne-
denle güçlü gerekçeler bulunmadığı takdirde reg-
∑ (ûi) = 0 → Yi ≠ Ŷi resyon modellerinin sabit terimli oluşturulması
daha doğrudur.
olacaktır. Bu durumda en küçük kareler tahmincisi
de sapmasız tahminci olma özelliğini kaybedecektir.
dikkat
Sabit terimsiz regresyon modellerinde R2 değeri
negatif bir değer alabilir. Bu nedenle sabit te-
dikkat
Sabit terimsiz regresyon modellerinde hata te- rimsiz modellerde R2 değeri modelin açıklama
rimlerinin toplamının sıfır olması şart değildir. gücünü gösteren uygun bir ölçüt değildir.
Hata terimlerinin toplamının sıfır olmadığı du-
rumda ise EKK tahmincileri sapmasızlık özelli-
ğini kaybetmektedir.

Sabit terimsiz modellerin sabit terimli model-


lerden farklılaştığı bir diğer nokta ise belirlilik kat-
sayısıyla (R2) ilgilidir. Sabit terimli modeller için
R2 değeri her durumda 0 ila 1 değeri arasında bir
değer alır ve bu modelin açıklama gücünü gösterir.
Ancak sabit terimsiz modellerde R2 değeri negatif
bir değer alabilir ve bu durumda R2 değeri yorum-
lanamaz. Dolayısıyla sabit terimsiz modellerde R2
değeri modelin açıklama gücünü gösteren uygun

72
Ekonometrinin Temelleri

Öğrenme Çıktısı
1 Sabit terimsiz regresyon modellerini tanımlayabilme, özelliklerini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Uzun dönem tüketim fonk- Sabit terimsiz regresyon


Enflasyon ve para arzı ara-
siyonunun modellenmesin- modellerinde R2 değerinin
sındaki ilişkiyi sabit terim-
de sabit terimsiz regresyon hangi durumlarda negatif
siz regresyon modeli ile
modelinin uygun olup ol- değer alacağını araştırın, ar-
ilişkilendirin.
madığını araştırın. kadaşlarınızla paylaşın.

STANDARTLAŞTIRILMIŞ DEĞİŞKENLİ REGRESYON MODELİ


Ekonometrik analizlerde zaman zaman değişkenlere ait verilerin ölçüm birimleri arasındaki farklılıklar
serilerin standartlaştırılmasını gerekli kılabilir. Hatırlayacağınız gibi bir önceki bölümde konut fiyatlarının
belirleyicilerine yönelik örnek bir regresyon modeli tahmin etmiş, katsayıları ise değişkenlerin ölçü birimleri
üzerinden yorumlamıştık. Ancak kimi zaman bu bilgiler yeterli olmayabilir ve değişkenler arasında bir kar-
şılaştırma yapmamız gerekebilir. Böyle bir modelde ise değişkenler arasında karşılaştırma yapmak veya hangi
faktörün etkisinin daha önemli olduğunu belirlemek kolay değildir. Çünkü bu tür bir modelde, örneğin;
modelin bağımsız değişkenleri konutun büyüklüğü, oda sayısı, konutun bulunduğu binanın yaşı, konutun
hastane veya üniversite gibi önemli yerleşkelere uzaklığı gibi faktörlerden oluşacaktır. Burada konutun oda
sayısı 3 veya 4 gibi değerler alırken konutun hastaneye uzaklığı 1000 m., 2000 m. gibi değerlerle ifade edile-
cektir. Buradan da anlaşılacağı gibi değişkenlerin ölçü birimleri birbirinden oldukça farklıdır ve bu hem mo-
delin genel görünümü bozmakta hem de tahmin edilen parametrelerin karşılaştırılmasını zorlaştırmaktadır.

Yaşamla İlişkilendir

KONUT FİYATLARI YILLIK BAZDA YÜZDE 4 ARTTI.


16 Ekim 2019
Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 0,59 oranında artan Konut Fiyat Endeksi, bir önceki yılın
aynı ayına göre nominal olarak yüzde 4 oranında artarken, reel olarak ise yüzde 9,57 oranında azaldı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından ağustos dönemine ilişkin Konut Fiyat
Endeksi verileri açıklandı.
Türkiye’deki konutların gözlemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek, kalite etki-
sinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE (2017=100), ağustosta bir
önceki aya göre yüzde 0,59 artarak 113,07 oldu.
Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4 artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 9,57 azaldı.
Üç büyük ilin konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, ağustos ayında bir önceki
aya göre İstanbul’da yüzde 1,21 azalış, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 1,05 ve 0,59 artış gözlemlendi.
Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul’da yüzde 3,41 azalış, Ankara ve İzmir’de
sırasıyla yüzde 3,78 ve 2,15 artış gösterdi.

Kaynak: https://www.dunya.com/sektorler/emlak/konut-fiyatlari-yillik-bazda-yuzde-4-artti-haberi-455380
25.11.2019
73
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

Dünya Gazetesi’nin 16 Ekim 2019 tarihli haberinde konut fiyatlarında yüzde 4 oranında bir artış oldu-
ğu belirtilmektedir. Peki konut fiyatlarının belirleyicileri nelerdir ve konut fiyatlarını belirleyen çok sayıda
faktörün hangisi veya hangileri konut fiyatındaki artış veya azalış üzerinde daha etkilidir? Temel olarak
konut fiyatları ve konut özellikleri modellenerek bu soruya cevap aranabilir. Ancak daha önce de bahsetti-
ğimiz gibi eğer bu tür bir modelde değişkenlerin düzey değerlerinin kullanırsak değişkenlerin ölçümlerin-
deki farklılıklardan dolayı hangi faktörlerin konut fiyatları üzerinde daha etkili olduğunu görmemiz veya
bir karşılaştırma yapmamız oldukça güçtür. Standartlaştırılma işlemi işte bu tür sorunlardan kaçınmak için
başvurulan uygun bir yöntemdir.
Seriler standartlaştırılırken izlenen yol ise şu şekildedir: Öncelikle serilerin düzey değerlerinden aritme-
tik ortalamaları çıkartılır ve ardından elde edilen değer serinin standart sapmasına bölünür. Bu işlem sıra-
sıyla serilerin bütün birimleri için uygulanırsa tüm seri standartlaştırılmış olur. Buna göre bağımlı değişken
Yi ve bağımsız değişken Xi’nin standardize edilmiş formu şu şekilde ifade edilir:

Yi −Y X −X
Yi* = , Xi* = i (4.4)
s (Y ) s(X)

- -
Eşitliklerde Y ve X sırasıyla Yi’nin ve Xi’nin aritmetik ortalamalarını, s(Y) ve s(X) ise örneklem standart
sapmalarını temsil etmekte Yi* ve Xi*ise standartlaştırılmış değişkenleri ifade etmektedir.

Standartlaştırılmış Değişkenlerin Ortalaması ve Varyansı


Şimdi de isterseniz değişkenler standardize edildikten sonra değişkenlerin ortalamaları ve varyansları-
nın bundan nasıl etkilendiğine bakalım. Örneğin; standartlaştırılmış Y değişkeninin (Yi*) ortalamasını ve
varyansını inceleyelim. Burada Yi*’nin ortalaması için şu formülü kullanabiliriz:

* 1 ∑ Yi −Y
( ) =0
Yi = (4.5)
s (Y ) n

-
Eşitlik (4.5)’te yer alan ∑(Yi-Y ) ifadesi ortalamadan sapmaların toplamını ifade etmektedir. Önceki
-
bölümlerden de hatırlayacağımız gibi ortalamadan sapmaların toplamı daima “0”dır. Buna göre ∑(Yi-Y)
ifadesinin her durumda ”0” değerini alması standartlaştırılmış değişkenlerin ortalamasının da her durum-
da “0” olacağını göstermektedir.
Diğer taraftan standartlaştırılmış Y değişkeni için varyansı şu şekilde formüle edebiliriz:

2
Yi*
(Yi −Y ) (n − k ) 1 2 ( n − k ) var (Y )
var ( ) =∑
var (Y )
=
(n − k ) var (Y )
∑ (Yi −Y ) =
(n − k ) var (Y )
= 1 (4.6)

Buna göre standartlaştırılmış değişkenlerin varyansları da her


koşulda 1’e eşittir. Bu şekilde ortalaması “0” varyansı “1” olan de- dikkat
ğişkenlere temel olarak standartlaştırılmış değişken adı verimektedir. Standartlaştırılmış değişkenlerin her
durumda ortalaması 0, varyansı 1’dir.

Standartlaştırılmış Değişkenli Regresyon Modeli


Şimdi de dilerseniz standartlaştırılmış değişkenler ile regresyon modellerinin nasıl oluşturulduğunu ve
bu şekilde kurulan modeller için tahmin edilen parametrelerin nasıl yorumlanacağına değinelim. Örneğin;
Eşitlik (4.7)’deki gibi bir çoklu doğrusal regresyon modelimiz olsun:

74
Ekonometrinin Temelleri

Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + ui (4.7) Öte yandan modeldeki bağımsız değişken para-


metrelerini gösteren β1* ve β2* standardize edilmiş
Burada daha önce de belirttiğimiz gibi değişken- katsayılar olarak adlandırılmaktadır ve yorumu da
lere ait serilerin ortalamadan farklarını alarak stan- sıradan doğrusal regresyon parametrelerinden fark-
dart sapmalarına bölerek değişkenleri standartlaştı- lı yorumlanmaktadır. Burada parametreler artık
rabiliriz. Buna göre standartlaştırılmış değişkenler ile standart sapma cinsinden yorumlanır. Örneğin,
çoklu regresyon modelini şu şekilde ifade edebiliriz: β1* katsayısının 0,5 olarak belirlendiğini varsa-
yalım. Bu durumda standardize edilmiş β1 katsa-
Yi* = β1*X1i*+ β2*X2i* + ui* (4.8) yısı (β1*) şu şekilde yorumlanacaktır: Standardize
edilmiş X1i değişkeninde (X1i* ) meydana gelecek 1
Burada, değişkenler standartlaştırılarak oluş- birimlik standart sapma, standardize edilmiş Yi de-
turulan Eşitlik (4.8)’de sabit terimin yer almadığı ğişkenini de (Yi*) aynı yönde 0,5 standart sapma
görülmektedir. Şimdi bunun nedenini inceleyelim. değiştirecektir. Buradan da anlaşılacağı gibi katsa-
Bunun için öncelikle sabit katsayıyı şu şekilde ye- yıların yorumları artık ölçü birimlerinden bağım-
niden formüle edelim: sızdır ve bu bize bağımsız değişkenlerin bağımlı
- - - değişken üzerindeki kısmi etkilerini karşılaştırma-
β̂0* = Y i* - β̂1* X 1i* - β̂2* X 2i* (4.9) mıza olanak sağlamaktadır.
- - -
Eşitlik (4.9)’da, Y i* , X 1i* ve X 2i* sırasıyla stan-
dartlaştırılmış bağımlı ve bağımsız değişkenlerin or-
talamalarını göstermektedir. Standartlaştırılmış de-
dikkat
ğişkenlerin ortalamalarının “0” olduğunu biliyoruz.
Standartlaştırılmış değişkenli modellerde ba-
Dolayısıyla burada standartlaştırılmış sabit terim de
ğımsız değişken parametreleri bağımsız değiş-
“0” değerini alacaktır. Bu nedenle ortalaması “0”
kenlerin ölçüm birimlerinden bağımsız olarak
olan sabit terim artık modelde yer almamaktadır.
standart sapma cinsinden yorumlanmaktadır.

dikkat
Standartlaştırılmış değişkenli modellerde sabit
terim yer almamaktadır.

Öğrenme Çıktısı
2 Standartlaştırılmış değişkenler ile doğrusal regresyon modellerini ifade edebilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Standartlaştırma işleminin Standartlaştırılmış değişkenli


Standartlaştırılmış değişken-
R2 değeri üzerinde bir etkisi regresyon modellerinde tah-
li regresyon modelinin avan-
olup olmadığını araştırın ve min katsayılarının yorumları
tajlarını bir örnek üzerinden
sonucu F test istatistiğiyle neden farklılaşmaktadır? Ar-
özetleyin.
ilişkilendirin. kadaşlarınızla tartışın.

75
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

DOĞRUSAL OLMAYAN üretim fonksiyonu doğrusal olmayan bir formda ku-


(NONLINEER) REGRESYON rulmuştur. Yani değişkenler arasındaki ilişkiler doğ-
MODELLERİ rusal değildir. Dolayısıyla burada β1 ve β2 katsayıları
doğrusal formdaki gibi yorumlanamaz. Burada β1 ve
Regresyon analizi türlerinden bahsederken reg- β2 katsayıları iktisadi teori gereği üretimin sermaye ve
resyon modellerinin değişken sayısına ve değişken- emek faktörüne göre esnekliğini göstermektedir ve
ler arasındaki ilişkilerin doğrusal olup olmamasına nispi değişim şeklinde yorumlanır. Örneğin, β1 kat-
göre sınıflandırıldığını hatırlarsınız. Buna göre bir sayısı 0.5 olarak belirlenmişse bu sermaye faktörün-
bağımlı ve bir bağımsız değişkenden oluşan reg- de meydana gelen %1’lik bir artışın toplam üretimi
resyon modellerine basit regresyon, bir bağımlı ve %0.5 artıracağını söylemektedir. İktisat derslerinde de
birden çok bağımsız değişkenin oluşturduğu mo- hatırlayacağınız gibi bu yorum esneklik yorumudur
dellere ise çoklu regresyon adı verilmekteydi. Öte ve burada da üretimin sermaye faktörüne göre esnek-
yandan değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal- liğini ifade etmektedir. Benzer şekilde β2 de üretimin
lığına göre regresyon modelleri doğrusal (lineer) emek faktörüne göre esnekliğini tanımlamaktadır.
regresyon ve doğrusal olmayan (nonlineer) regres-
yon modelleri olarak sınıflandırılmaktaydı. %ΔQ %ΔQ
β1 = β2 = (4.11)
Bu bölüme kadar yaptığımız tüm açıklama- %ΔK %ΔL
lar doğrusal regresyon modelleriyle ilgiliydi. Yani
değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal olduğu Eşitlik (4.10)’da genel matematiksel kalıbı veri-
regresyon modelleri üzerinde durduk. Doğrusal len Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonunun ge-
regresyon modelleri hem birçok iktisadi teoriye uy- nel ekonometrik modeli şu şekilde oluşturulabilir:
gunluğundan hem de uygulamada sağladığı kolay-
lıklar nedeniyle ekonometrik çalışmalarda kendisi- Q = β0K β1 L β2ui (4.12)
ne sıklıkla yer bulmaktadır. Ancak bazı durumlarda
iktisadi teori gereği doğrusal regresyon modeli ik- Eşitlik (4.12)’de ekonometrik modeli verilen
tisadi olayı açıklamada yetersiz kalabilir ve bu du- Cobb-Douglas üretim fonksiyonunda değişken-
rumlarda doğrusal olmayan regresyon modellerine ler arasındaki ilişkilerin doğrusal olmadığı görül-
başvurulabilir. Bu bölümde de temel olarak ikti- mektedir. Ancak doğrusal olmayan bu modelin
sadi teori gereği değişkenler arasındaki ilişkilerin parametreler açısından doğrusallaştırılması müm-
doğrusal olmadığı ancak uygun dönüşümlerle de- kündür. Bunun için modelin logaritmasının alın-
ğişkenler arasındaki ilişkileri temsil eden bağımsız ması yeterlidir. Buna göre Eşitlik (4.12)’deki doğ-
değişken parametrelerinin doğrusal forma dönüş- rusal olmayan model logaritması alınarak Eşitlik
türülebileceği regresyon modelleri üzerinde dura- (4.13)’teki gibi doğrusal forma dönüştürülebilir.
cağız. Bu kapsamda sırasıyla tam logaritmik, yarı
logaritmik ve ters modeller üzerinde duracağız. logQ = logβ0 + β1logK + β2logL + ui (4.13)

Burada, Eşitlik (4.12)’de doğrusal olmayan


Tam Logaritmik Model formda verilen üretim fonksiyonunun, modelin
Bazı iktisadi teoriler değişkenler arasındaki iliş- logaritması alınarak katsayılar açısından doğru-
kilerin doğrusal formda olmadığını öne sürmek- sallaştığı anlaşılmaktadır. Yani model bağımlı ve
tedir. Örneğin, Cobb-Douglas tipi üretim fonk- bağımsız değişkenlerin logaritmalarında doğrusal
siyonu değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal fonksiyonel forma dönüşmüştür. Bağımlı ve bağım-
olmadığı bir fonksiyonel biçimdir ve temel olarak sız değişkenlerin logaritmalarında doğrusallaşan bu
şu şekilde ifade edilir: tür modellere log-log modeli adı verilmektedir. Bu-
rada β1 ve β2 katsayıları daha önce de bahsedildiği
Q = β0K β1 L β2 (4.10) gibi üretimin sermaye faktörüne ve emek faktörüne
göre esneklik katsayılarını ifade etmektedir ve nispi
Eşitlik (4.10)’da Q üretim düzeyini, K ve L sırasıy- değişimin etkisi şeklinde yorumlanmaktadır. Şimdi
la sermaye ve emek faktörlerini gösterirken β1 ve β2 bu katsayıları tahmin edilen bir üretim fonksiyonu
ise sırasıyla bağımsız değişken parametrelerini temsil üzerinden yorumlayalım: Örneğin; tahmin edilen
etmektedir. Eşitlikten de anlaşılacağı gibi bu tür bir modelimiz şu şekilde olsun:

76
Ekonometrinin Temelleri

logQ̂= -1.60 + 0.75logK + 0.45logL (4.14) Log- lin Modeli


Tam logartimik modeli tanımlarken Cobb-
Eşitliğe göre üretimin sermaye faktörüne göre Douglas tipi üretim fonksiyonunun logaritması-
esnekliği (β1) 0.75, üretimin emek faktörüne göre nı alarak modeli doğrusal hâle dönüştürmüştük.
esnekliği (β2) 0.45 olarak belirlenmiştir. Buna göre Modelin logaritmasını aldıktan sonra ise modelin
sermaye faktöründe meydana gelen %1’lik bir artış hem bağımlı değişkeninin hem de bağımsız değiş-
üretim miktarını %0.75 artırırken emek faktöründe kenlerinin logaritmik olduğunu görmüştük. Ancak
meydana gelen %1’lik artış üretim miktarını %0.45 doğrusal olmayan bazı modellerin logaritması alın-
artırmaktadır. İktisadi teoriye göre β1 ve β2 katsayı- dığında modelin bağımlı değişkeninin logaritmik
larının toplamının 1’den büyük olduğu bu durum olup bağımsız değişkenlerinin doğrusal olduğu
ölçeğe göre artan getiriyi tanımlamaktadır. Öte yan- görülür. Bu şekilde bağımlı değişkenin logaritmik
dan β1 ve β2 katsayılarının toplamının 1’den küçük bağımsız değişkenlerin ise doğrusal olduğu regres-
bir değer olsaydı bu durumda ilgili endüstride ölçe- yon modellerine log-lin modeli (logaritmik doğrusal
ğe göre azalan getiri, 1’e eşit olması durumunda ise model) adı verilmektedir.
ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur diyebilirdik.
Şimdi isterseniz logaritmik doğrusal modellerin
nasıl oluştuğuna bakalım. Örneğin, şu şekilde bir
üstel fonksiyonumuz olsun:
dikkat
Tam logaritmik modelde bağımsız değişken pa- Yi = eβ 0 +β1 X1i +β 2 X2i +ui (4.15)
rametreleri aynı zamanda esneklik katsayılarıdır.
Eşitlik (4.15)’in doğrusal bir model olmadığı
görülmektedir. Şimdi de üstel fonksiyon şeklinde
verilen bu ifadenin e tabanında logaritmasını ala-
rak modeli doğrusal forma dönüştürelim. Buna
göre yeni eşitliğimiz şu şekilde olacaktır:

lnYi = β0 + β1X1i+ β2X2i + ui (4.16)

Eşitlik (4.16)’ten de anlaşılacağı gibi model


artık parametreleri açısından çoklu doğrusal reg-
resyon formundadır ve dolayısıyla en küçük ka-
reler yöntemiyle tahmini yapılabilir. Ancak diğer
taraftan modelde bağımlı değişkenin logaritmik,
Yarı Logaritmik Modeller bağımsız değişkenlerin ise doğrusal olduğu anlaşıl-
Tam logaritmik modeller bağımsız değişken- maktadır. Bağımlı değişkenin logaritmik bağımsız
lerin bağımlı değişken üzerindeki nispi etkilerini değişkenlerin ise doğrusal olduğu bu tür modellere
göstermektedir. Bu tür modellerde tahmin edilen log-lin modeli adı verilmektedir.
katsayılar bağımsız değişkenlerdeki yüzde değişi- Şimdi dilerseniz örnek bir tahmin üzerinden
min bağımlı değişken üzerindeki etkisini yine yüz- modelin nasıl yorumlandığına bakalım. Örneğin
de değişim cinsinden ifade etmektedir. Bu durum- tahmin edilen log-lin modelimizi şu şekilde olsun:
da değişkenler arasındaki bağlantılar hem bağımlı
değişken hem de bağımsız değişkenlerdeki nispi lnYi = 20 + 0.05X1i - 0.07X2i (4.17)
değişim ile açıklanır. Ancak bazı durumlarda araş-
tırmacılar bağımlı ve bağımsız değişkenlerin birin- Burada bağımsız değişken parametrelerinin
deki nispi değişim ile diğerindeki mutlak değişimi 100 ile çarpımı sonucunda elde edilen değer ba-
karşılaştırarak bu bağlantıları kurmak isteyebilirler. ğımsız değişkenlerdeki mutlak değişimin bağımlı
Böyle durumlarda ise yarı logaritmik modellere değişken üzerindeki nispi etkilerini göstermekte-
başvurulur. Yarı logaritmik modeller temelde log- dir. Buna göre tahmin edilen bağımsız değişken
lin modeli ve lin-log modeli olmak üzere iki farklı parametreleri şu şekilde yorumlanmaktadır: X1i’de
türde karşımıza çıkmaktadır.

77
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

meydana gelen 1 birimlik artış Yi’yi %5 oranında yüzde değişimin bağımlı değişken üzerindeki mut-
artırmaktadır. Öte yandan X2i’de meydana gelen 1 lak etkisidir. Buna göre tahmin parametreleri şu
birimlik artış ise Yi’yi %7 oranında azaltmaktadır. şekilde yorumlanır: X1i’de meydana gelen %1’lik
bir artış, Yi’yi 0.2 birim azaltırken X2i’de meydana
gelen %1’lik artış Yi’yi 0.8 birim artırmaktadır.
Bağımlı değişkenin logaritmik bağımsız
değişkenlerin doğrusal olduğu regresyon
modellerine log-lin modeli (logaritmik Bağımlı değişkenin doğrusal bağımsız de-
doğrusal model) adı verilmektedir. ğişkenlerin logaritmik olduğu regresyon
modellerine lin-log modeli (doğrusal lo-
garitmik model) adı verilmektedir.
Lin-log Modeli
Bir diğer yarı logaritmik model olan lin-log mo-
delinde (doğrusal logaritmik model) ise bağımsız Ters Modeller
değişkenler logaritmik bağımlı değişken doğrusal İktisat teorisi gereği bazı durumlarda bağımlı
formdadır. Lin-log modeli iki bağımsız değişken değişken ile bağımsız değişkenlerin tersi arasında
için şu şekilde ifade edilebilir: bir ilişki söz konusu olabilir. Değişkenler arasında-
ki bu tür ilişkiler ters modeller ile analiz edilmekte-
Yi = β0 + β1lnX1i+ β2lnX2i + ui (4.18) dir. Ters model temel olarak şu şekilde ifade edilir:

Eşitlik (4.18)’de ifade edildiği gibi bağımlı Yi = β0 + β1i Xi-1+ ui (4.20)


değişkenin doğrusal bağımsız değişkenlerin loga-
ritmik olduğu modellere lin-log modeli adı veril- Bu tür modeller bağımsız değişkenin tersi ile (Xi-1)
mektedir. Bu tür modellerde bağımsız değişken
bağımlı değişken (Yi) arasındaki ilişkileri açıklamak-
parametreleri, bağımsız değişkenlerdeki nispi deği-
tadır. Burada Xi sonsuza yaklaştıkça Xi-1’in değeri 0’a
şimlerin bağımlı değişken üzerindeki mutlak etki-
yaklaşmakta dolayısıyla Yi de β0’a veya β0’ın asimto-
lerini göstermektedir. Örneğin, tahmin edilen lin-
tik değerine yaklaşmaktadır.
log modelimizin şu şekilde olduğunu varsayalım:
İktisat teorisi gereği iktisadi değişkenler arasın-
Yi = 50 - 20 lnX1i + 80 lnX2i (4.19) daki ilişkiler kimi zaman ters modeller yardımıyla
modellenmektedir. Parasal ücretlerdeki değişme
Doğrusal logaritmik modellerde, tahmin edilen oranı ile işsizlik oranı arasındaki ters ilişkiyi açık-
bağımsız değişken parametrelerinin 100’e bölü- layan Phillips Eğrisi bu tür modellere örnek olarak
münden elde edilen değer, bağımsız değişkendeki gösterilebilir.

Araştırmalarla
İlişkilendir
YENİ KEYNESYEN BİR BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE’NİN ENFLASYON DİNAMİKLERİ
YÖNÜNDEN YAPISAL ANALİZİ
Ferhat ÇAMLICA, Uzmanlık Yeterlilik Tezi
TCMB İletişim ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
Ankara, Ocak 2010
1.1.Orijinal Phillips Eğrisi
ABD için 1915–1925 yıllarına ait aylık verileri kullanarak, işsizlik ve gecikmeli enflasyon arasında
güçlü bir bağıntının varlığını ilk tespit eden iktisatçı Irvin Fisher olmuştur. Buna göre, Fisher, işsizlik
ve gecikmeli enflasyon değişkenleri arasındaki bağıntı katsayısının %90 olduğunu bulmuştur. Fisher’ın
çalışmasında, işsizlik ve enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisinin fiyatlardan işsizliğe doğru olduğunu
gösteren istatistiksel bulgulara da yer verilmiştir (Fisher, 1973).

78
Ekonometrinin Temelleri

1936 yılında Hollandalı iktisatçı Jan Tinbergen, enflasyon ve işsizlik arasındaki ilişkiyi arz ve talep
piyasası çerçevesinde, ekonometrik olarak ortaya koymayı başarmıştır. Fisher’in aksine, Tinbergen, fi-
yatlar ve işsizlik arasındaki ilişkide nedenselliğin işsizlik veya işgücü piyasasındaki talep baskısını ölçen
benzer bir değişkenden fiyatlara doğru olduğunu savunmuştur. Bununla birlikte, Tinbergen, nominal
ücretlerin işsizliğin doğrusal olmayan bir fonksiyonu olduğunu söylemiştir (Tinbergen, 1959). Aynı
zamanda, Tinbergen’in 1923–1933 yılları arasında Hollanda için ortaya koyduğu eşitlik, Phillips eğrisi
literatüründeki ilk Phillips eğrisi denklemi olma özelliğini taşımaktadır:

dW = 0,16 E + 0,27 dP-1 (1.1)

(1.1) nolu denklemde W ücretleri, E ise cari istihdamın trend istihdama oranını ifade etmektedir. P
ise fiyat seviyesini temsil etmektedir. Tinbergen’in ortaya koymuş olduğu bu denklikte, ücretler ve işsiz-
lik arasındaki ilişkinin niteliğini tanımlamak bakımından, fiyat değişimi veya enflasyon ilk defa açıkça
değişken olarak bir model içerisinde yer almıştır (Humphrey, 1985).
Tinbergen sonrasında, Phillips eğrisi, bu dönemde Klein, Goldberger, A. J. Brown ve Sultan
gibi başka iktisatçıların da ilgisini çekmesine karşın; enflasyon ve işsizlik arasındaki ilişki, A. William
Phillips’in bu konudaki ünlü çalışması ile makro ekonominin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Bu
dönemde enflasyon ve işsizlik arasındaki bağıntı birçok iktisatçı tarafından fark edilmiş olsa da, 1958
yılında gerçekleştirmiş olduğu çalışmasında Phillips, söz konusu ilişki üzerine doğrudan odaklanan ilk
iktisatçı olmuştur (Humprey, 1985).
Phillips’in çalışmasını diğer çalışmalardan ayırt eden iki önemli özellik söz konusudur. Birincisi,
Phillips’in çalışması yalnızca işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. İkincisi de, Phillips’in
çalışması, daha sonra Richard Lipsey tarafından 1960 yılında gözden geçirilerek, daha kuramsal bir
çerçevede genişletilmiştir. Phillips’in çalışmasının bu iki özelliği Phillips eğrisi literatürünün temelini
atmakla birlikte, günümüze kadar makro ekonominin başlıca çalışma alanlarından biri olmasını da
sağlamıştır.
Phillips, çalışmasında işgücü piyasasında arz ve talebi kullanarak, işsizlik ve ücret oranları arasında
bir bağıntının var olduğunu ortaya koymaktadır. Phillips’e göre ücretler işsizliğin bir fonksiyonudur ve
bu önermeyi test etmek için aşağıdaki denklemi kullanmıştır:

log(y + a) = logb + c.log x (1.2)

Denklemde, y ücretlerdeki değişim oranını; x işsizlik oranını ifade etmektedir. Diğer yandan, a,
b ve c sabit değerlerdir. Phillips, İngiltere için 1861–1957 dönemine ait veri setini kullanarak, basit
regresyon yöntemi ile yukarıdaki denklemi tahmin etmiştir. Phillips’in elde ettiği sonuçlara göre ortaya
çıkan denklem,

y + 0.900 = 9,638x-1,394 veya


log(y+0.900) = 0.964 – 1.394 log X (1.3)

şeklinde ifade edilmektedir. Buna göre, Phillips, ücretler ve işsizlik oranı arasında uzun dönemli, negatif
ve doğrusal olmayan bir ilişki olduğuna dair kanıt getirmektedir (Phillips, 1958).

Kaynak: http://www3.tcmb.gov.tr/kutuphane/TURKCE/tezler/ferhatcamlica.pdf Erişim Tarihi: 26.11.2019

79
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

Ters modelin bir diğer türü de logaritmik ters modeldir. Bu modelde (4.20) numaralı modelden farklı
olarak bağımlı değişken logaritmik olarak ifade edilir.

InYi = β0 + β1i Xi-1 + ui (4.21)

Bu tür bir modelde Xi arttıkça, Yi önce artarak artarken belirli bir noktadan sonra azalarak artmaya
başlar. Bu nedenle logaritmik ters model grafik üzerinde gösterilirken grafiğin, bağımlı değişkenin artarak
arttığı bölümde “dışbükey”, azalarak arttığı bölümde ise “içbükey” bir seyir izleyeceği söylenebilir.

Fonksiyonel Biçimin Seçimi


Önceki bölümlerde hem katsayıları açısından hem de değişkenleri açısından doğrusal regresyon mo-
delleri üzerinde durmuştuk. Bu bölümde ise gerçekte doğrusal olmayan ancak logaritması alındığında
değişkenleri açısından doğrusallaşan modelleri inceledik. Peki regresyon modeli oluşturulurken bu farklı
fonksiyonel biçimlerden hangisi tercih edilmelidir? Şimdi de bu soruya cevap aramaya çalışalım.
Regresyon modelinde doğrusal biçimin mi yoksa logaritmik biçimin mi kullanılacağına MWD testi
yardımıyla karar verilebilir. Örneğin, şu şekilde biri doğrusal diğeri logaritmik formda iki regresyon mo-
delimiz olsun:

Yi = β0 + β1 X1i+ β2 X2i + ui (4.22)

lnYi = β0 + β1 lnX1i+ β2 lnX2i + ui (4.23)

Burada test edilen hipotez şu şekildedir:

H0: Doğrusal model geçerlidir.


H1: Logaritmik model geçerlidir.

MWD testinin uygulanışını birkaç aşamada özetleyelim.


1. (4.22) numaralı doğrusal regresyon modelinin tahmini yapılır ve Ŷ değerleri elde edilir.
2. (4.23) numaralı logaritmik regresyon modelinin tahminin yapılır ve lnŶ değerleri elde edilir.
3. 1 adımda elde edilen Ŷ değerlerinin logaritması alınır. (logŶ)
4. Zi= logŶ- lnŶ formülü yardımıyla yeni bir değişken oluşturulur.
5. 4. adımda elde edilen yeni değişken (Zi) (4.22) numaralı doğrusal regresyon modeline dahil edilir.

Yi = β0 + β1 X1i+ β2 X2i + β3 Zi+ ui (4.24)

6. Son olarak oluşturulan yeni modelin tahmini yapılarak Zi değişkenine ait parametrenin (β3) ista-
tistiksel olarak anlamlılığı sınanır.
Eğer β3 parametresi istatistiksel olarak anlamlı ise H0 reddedilir ve uygun fonksiyonel biçiminin loga-
ritmik model olduğu sonucuna ulaşılır. Aksi hâlde H0 reddedilemez ve doğrusal modelin uygun olduğu
söylenir.

80
Ekonometrinin Temelleri

Öğrenme Çıktısı
3 Tam logaritmik, yarı logaritmik ve ters modelleri açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Kısa dönem üretim fonksi- Yarı logaritmik modellerde


Bileşik faiz formülü tanım-
yonunun tahmininde hangi eğim katsayılarının nasıl
layın ve logaritmik doğrusal
fonksiyonel biçimin kulla- belirlendiğini araştırın, ar-
model ile ilişkilendirin.
nılacağını araştırın. kadaşlarınızla paylaşın.

SINIRLAMALARIN TESTİ t -Testi


Kitabımızın önceki bölümlerinde temel olarak Önceki bölümlerden de hatırlayacağımız gibi
basit doğrusal regresyon modeli ve çoklu doğrusal t-testi ile temel olarak tahmin edilen parametre-
regresyon modeli üzerinde durduk. Bu bölümde ise lerin bireysel olarak anlamlılığı sınanmaktaydı.
şu ana kadar sabit terim içermeyen regresyon mo- Benzer şekilde tahmin parametrelerinin belirli bir
deli, standartlaştırılmış değişkenli regresyon mo- değere eşit olup olmadığı da yine t-testi yardımıyla
deli ve doğrusal olmayan regresyon modelleri gibi belirlenebilmekteydi. Aslında doğrusal sınırlama-
çoklu doğrusal bağlantı modelinin bir takım uzan- ların test edilmesinde uygulanan t-testi de benzer
tılarını inceledik ve hem basit ve çoklu regresyon mantıkla yürütülmektedir.
modellerinde hem de bu modellerin uzantılarında Şimdi burada bir örnek üzerinden t testinin
parametrelerin nasıl belirlendiği ve nasıl yorumlan- uygulamasına değinelim. Örneğin, iki tahmin pa-
dığına değindik. Ancak bu parametreleri tahmin rametresinin toplamının 1’e eşit olduğunu yani
ederken ve yorumlarken herhangi bir kısıtlama β1+β2 = 1 sınırlamasını test edeceğimizi varsaya-
üzerinde durmadık. Ancak iktisadi teori gereği bazı lım. Bu durumda sıfır hipotezi ve alternatif hipotez
durumlarda parametrelere bir takım kısıtlamalar şu şekilde kurulmaktadır:
uygulanması gerekebilir. Örneğin, iktisat bilgileri-
mizden de hatırlayacağımız gibi marjinal tüketim
H0: β1 +β2 = 1 (Sınırlama geçerlidir.)
eğilimi ve marjinal tasarruf eğiliminin toplamı her
zaman 1’e eşittir. Ya da Cobb-Douglas tipi üretim H1: β1 +β2 ≠ 1 (Sınırlama geçerli değildir.)
fonksiyonunda emek ve sermaye faktörlerine dair
katsayıların ölçeğe göre artan getiri durumunda Öte yandan t istatistik değeri şu şekilde belirlenir:
1’den büyük, ölçeğe göre azalan getiri durumunda
1’den küçük, ölçeğe göre sabit getiri durumunda
ise 1’e eşit olduğunu biliyoruz. İşte bu ve benzeri t=
(β!1 + β! 2 ) − (β1 + β2 ) (4.25)
durumlarda regresyon parametrelerine bir takım s ( β! 1 + β! 2 )
kısıtlamalar getirilebilir. Biz de bu bölümde bu kı-
sıtlamaların nasıl test edildiğini inceleyeceğiz. Burada β1 +β2 = 1 sınırlaması test edileceği için
Sınırlamalar temel olarak doğrusal ve doğrusal eşitlikteki (β1 +β2) ifadesinin yerine 1 yazılır ve
olmayan sınırlamalar şeklinde test edilmektedir. eşitlik yeniden düzenlenirse,
Şimdi dilerseniz, bu testlere sırasıyla değinelim.

Doğrusal Sınırlamaların Testi t=


( β! 1 + β! 2 ) −1
(4.26)
s ( β! 1 + β! 2 )
Katsayılara dair sınırlamaların doğrusal olduğu
durumlarda bu sınırlamaları t testi ve F testi yardı-
mıyla sınayabiliriz.

81
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

ifadesine ulaşılır. Eşitlikten de görüleceği gibi tahmin β1 = 1 - β2


edilen β1 ve β2 parametrelerinin toplamından 1 çıkarılır β2 = 1 - β1
ve bu değer parametrelerinin toplamının standart hata-
var β! 1 + β! 2 = var β! 1 + var β! 2 + 2cov β! 1, β! 2
( ) ( ) ( ) ( ) Bu ifadelerden herhangi biri sınırlandırılmış
sına ( ) modelde kullanılabilir. Örneğin, β2 =1- β1 ifadesi-
s ( β! 1 + β! 2 ) = var ( β! 1 + β! 2 ) nin tercih edildiğini varsayalım. Bu durumda sınır-
bölünerek t istatistik değerine ulaşılır. Hesaplanan landırılmış modelimiz şu şekilde ifade edilecektir:
t istatistik değeri, %5 anlam düzeyi ve n-k serbest-
lik derecesine göre belirlenen tablo kritik değeri logQ = logβ0 + β1logK + (1-β1)logL + ui (4.28)
ile karşılaştırılır. Eğer hesaplanan t istatistik değeri
mutlak olarak tablo kritik değerinden büyükse sıfır Şimdi bu sınırlandırmanın geçerli olup olmadı-
hipotezi reddedilir ve sınırlamanın geçersiz oldu- ğının nasıl belirlendiğine bakalım. Burada F testi için
ğunu ifade eden alternatif hipotez kabul edilir. Aksi kurulan sıfır hipotezi ve alternatif hipotez şu şekildedir:
durumda ise sıfır hipotezi kabul edilerek β1 + β2
= 1 sınırlamasının geçerli olduğu sonucuna varılır. H0: β1 + β2 = 1 (Sınırlama geçerlidir)
H1: β1 + β2 ≠ 1 (Sınırlama geçerli değildir)
F- Testi Burada da yine F test istatistiği hesaplanır ve
Doğrusal sınırlamaların test edildiği bir diğer tablo kritik değeri ile karşılaştırılarak sınırlamanın
yöntem F testidir. F testi ile ilgili çoklu doğrusal geçerli olup olmadığı belirlenir. Öncelikle F test is-
regresyon modelindeki açıklamalarımızda, F testi- tatistiğini hesaplayalım:
nin temel olarak tahmin edilen modelin bir bütün
olarak anlamlı olup olmadığının belirlenmesinde
( RU2 + RR2 ) / C
kullanıldığını ifade etmiştik. Yine bir diğer kullanı- Fist. = (4.29)
mında modele yeni bir değişken ekleyip eklememe
kararı verirken F testinden faydalanıldığını belirt-
(1− RU2 ) / n − k
miştik. F testi sınırlamaları test ederken de benzer
bir mantıkla çalışmaktadır. Burada sınırlandırılmış Formülde yer alan RU2 ve RR2 ifadeleri sırasıyla
ve sınırlandırılmamış iki model F testi yardımıyla sınırlandırılmamış ve sınırlandırılmış modellerinin
karşılaştırılarak sınırlamanın geçerli olup olmadığı R2 değerlerini temsil etmektedir. Öte yandan c, sı-
belirlenir. nırlama sayısını n-k ise serbestlik derecesini (Gözlem
sayısı–sınırlandırılmamış modeldeki parametre sayı-
Şimdi dilerseniz F testi ile sınırlamaların nasıl
sı) ifade eder. Burada öncelikle 4.29 numaralı eşit-
test edildiğine bakalım. Örneğin, şu şekilde bir
lik yardımıyla F test istatistiği hesaplanır. Ardından
Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonumuz olsun:
hesaplanan test istatistik değeri, α anlam düzeyi, c
sınırlama sayısı ve n-k serbestlik derecelerine göre F
logQ = logβ0 + β1logK + β2logL + ui (4.27)
tablosundan elde edilen tablo kritik değeri ile karşı-
laştırılır. Hesaplanan F istatistiği tablo kritik değe-
Burada ölçeğe göre sabit getiriyi test ettiğimizi
rinden büyükse sıfır hipotezi reddedilir.
varsayalım. Ölçeğe göre sabit getiri durumunda K
ve L’ye ait parametrelerinin toplamının 1 olduğu-
Fist. > Fα,c,n-k → H0 reddedilir.
nu (β1 + β2 = 1) biliyoruz. Bu durumda β1 + β2 =
1 sınırlamasının geçerli olup olmadığını F testi ile
Bu durumda sınırlamanın geçerli olduğunu ifade
sınayalım. F testi için sınırlandırılmış ve sınırlandı-
eden sıfır hipotezi reddedilerek sınırlamanın geçerli
rılmamış iki modele ihtiyacımız olduğunu belirt-
olmadığı sonucuna varılır. Aksi durumda ise yani,
miştik. Burada 4.27 numaralı üretim fonksiyonu
sınırlandırılmamış modelimizi temsil etmektedir.
Öte yandan sınırlandırılmış modeli ifade etmemiz Fist. < Fα,c,n-k → H0 kabul edilir.
gerekmektedir. Sınırlandırma β1 + β2 = 1 şeklinde
olduğu için bu ifade aynı zamanda şu iki farklı şe- Bu durumda ise sınırlamanın geçerli olduğu so-
kilde yazılabilir: nucuna varılır ve ölçeğe göre sabit getiri kabul edilir.

82
Ekonometrinin Temelleri

Yapısal Kırılma Testi (Chow Testi)


Genellikle zaman serilerinde görülen yapısal kırılmalar regresyon parametrelerinin zaman içerisinde
sabit kalmayıp değişime uğradığını ifade eder. Yapısal kırılmalar iktisadi olayları açıklarken sıklıkla karşıla-
şılan bir durumdur. Zira, yaşanan iktisadi ve politik şokların iktisadi değişkenler üzerinde sıklıkla yapısal
kırılmalara neden olduğu pek çok kez tecrübe edilmiştir. Örneğin, 2008 Küresel Krizi dünya üzerinde
hemen hemen tüm ekonomilerin makroekonomik göstergelerinde bir yapısal kırılma meydana getirmiştir.
Peki, bir modelin yapısal değişime uğrayıp uğramadığı nasıl belirlenir ve bunun sınırlamalarla ilgisi nedir?
Şimdi bu soruya cevap aramaya çalışalım.
Örneğin, Türkiye’nin tüketim fonksiyonunun 2008 küresel krizi ile yapısal bir değişim yaşayıp yaşa-
madığını incelediğimizi varsayalım. İncelediğimiz dönem 2000-2018 dönemi olsun. Bu dönem içerisinde
yapısal bir kırılma olup olmadığını belirleyebilmek için incelenen dönemi 2008 öncesi ve sonrası şeklinde
iki farklı döneme ayırabiliriz. Buna göre tüm dönemi içeren ve iki alt dönemi içeren şu üç farklı regresyon
denklemi oluşacaktır:

Ci1 = Co1 + c1Yi + ui1 (2000-2018) (4.30)


Ci2 = Co2 + c2Yi + ui2 (2000-2007) (4.31)
Ci3 = Co3 + c3Yi + ui3 (2008-2018) (4.32)

Burada (4.30) numaralı model tüm dönemi kapsayan model iken (4.31) ve (4.32) numaralı modeller
ilk alt dönem için tüketim fonksiyonlarını temsil etmektedir. İncelenen bu dönem içerisinde yapısal bir
değişimin yaşanmadığını yani 2008 küresel krizinin Türkiye’nin tüketim fonksiyonunda bir yapısal kırıl-
maya neden olmadığını varsayalım. Bu durum alt dönemler için tahmin edilen Co2 katsayısının Co3’e,
c2’nin ise c3’e eşit olacağını ima etmektedir. Dolayısıyla burada dolaylı olarak Co2 = Co3 ve c2 = c3 şeklinde
iki sınırlama söz konusudur. Şimdi bu sınırlamaların geçerli olup olmadığını yani model katsayılarının
zamanla bir değişime uğrayıp uğramadığını belirleyelim.
Burada yapısal bir kırılma yaşanıp yaşanmadığını belirleyeceğimiz test Chow testidir. Chow testi adını
testin geliştiricisi olan Gregory Chow tarafından almaktadır. Chow testi yardımıyla test edilecek hipotez
şu şekildedir:

H0: Co2 = Co3, c2 = c3 (Katsayılar değişmemiştir)


H1: Co2 ≠ Co3, c2 ≠ c3 (En az bir katsayı değişmiştir)

Burada hipotez testi için F test istatistiğinden faydalanılmaktadır. F test istatistiği ise şu şekilde
hesaplanmaktadır:

(∑ eU2 − ∑ eR2 ) / k
Fist = (4.33)
2
( R) 1 2
∑ e / ( n + n − 2k )

Eşitlikte ∑ eU2 ve ∑ eR2 sırasıyla sınırlandırılmamış modelin ve sınırlandırılmış modelin hata terimleri-
nin kareleri toplamını ifade etmektedir. Burada (4.30) numaralı model sınırlandırılmamış modelimizdir.
Buna göre (4.30) numaralı modeli tahmin ederek sınırlandırılmamış model için hata terimlerinin kareleri
toplamını elde edebiliriz (∑ eU2). Öte yandan sınırlandırılmış model için hata terimleri kareleri toplamı ise
(4.31) ve (4.32) numaralı iki alt modelden elde edilir. Burada her iki model tahmin edilerek hata terimleri
kareleri toplamı birbiriyle toplanır ve bu sınırlandırılmış modelin hata terimleri kareleri toplamını ifade
eder (∑ eR2 ). Öte yandan k parametre sayısını, n1 ve n2 ise alt dönemler için kurulan modellerin gözlem
sayılarını temsil etmektedir.

83
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

Burada hesaplanan F istatistiği, α anlam düze- Eşitliklerden de anlaşılacağı üzere regresyon


yi, k ve n1 + n2 – 2k serbestlik derecesine göre be- modellerinde değişkenler arasındaki ilişkiler doğ-
lirlenen F tablo kritik değeri ile karşılaştırılır. Eğer rusal değildir. Böyle durumlarda sınırlamaların yu-
hesaplanan F test istatistiği tablo değerinden bü- karıda sözünü ettiğimiz testlerle sınanması uygun
yükse katsayılar değişmemiştir şeklinde ifade edilen değildir. Bu tür doğrusal olmayan sınırlamalar için
sıfır hipotezi reddedilir. Buna göre 2008 Küresel temel olarak LR Testi (Benzerlik Oranı Testi), LM
Krizi’nin Türkiye’nin tüketim harcamaları üzerinde Testti (Lagrange Çarpanı Testi) ve Wald Testi kul-
yapısal bir kırılmaya neden olduğu sonucuna varılır. lanılır. Bu testler doğrusal sınırlamaların testinde
Bu durumda sınırlamaların geçerli olmadığı anlaşı- de kullanılabilir.
lır. Hesaplanan F istatistiğinin tablo değerinden kü-
çük olduğu durumda ise sıfır hipotezi kabul edilir
ve katsayıların bu süre içerisinde değişmediği yani
sınırlamaların geçerli olduğu sonucuna ulaşılır. dikkat
LR, LM ve Wald testi hem doğrusal hem de
doğrusal olmayan sınırlamaların testinde kulla-
nılırken, t ve F testi yalnızca doğrusal sınırlama-
ların testinde kullanılmaktadır.

LR Testi (Benzerlik Oranı Testi)


LR (Benzerlik Oranı) testi ile test edilen hipotez
şu şekildedir:

H0: Sınırlamalar geçerlidir.


H1: Sınırlamalar geçerli değildir.
Doğrusal Olmayan Sınırlamaların
Testi Burada öncelikle sınırlandırılmış modelin loga-
ritmik benzerlik fonksiyonu (LR) ve sınırlandırıl-
Buraya kadar sözünü ettiğimiz doğrusal sınır-
mamış modelin logaritmik benzerlik fonksiyonun-
lama testleri, doğrusal regresyon modelleri veya-
dan (LU) hareketle LR test istatistiği hesaplanır.
hut logaritması alınarak parametreleri bakımından
doğrusallaşan regresyon modelleri için kullanıl-
LR = -2 (LR – LU) (4.37)
maktadır. Ancak bazı durumlarda sınırlamalar doğ-
rusal formda olmayabilir. Böyle durumlarda yuka-
rıda sözünü ettiğimiz testlerin kullanılması uygun Hesaplanan test istatistiği, α anlam düzeyi, c
değildir ve dolayısıyla yeni yöntemlere ihtiyacımız (sınırlama sayısı) serbestlik derecesine göre ki-kare
vardır. Şimdi dilerseniz bu yöntemlere değinelim. tablosundan elde edilen tablo değeri ile karşılaştırı-
Örneğin, şu şekilde bir regresyon modelimiz olsun: lır. Eğer LR test istatistiği tablo değerinden büyükse
sınırlamaların geçerli olduğunu ifade eden sıfır hi-
potezi reddedilir. Tablo değerinin LR istatistiğinden
Yi = β0 + β1X1i+ β2X2i + ui (4.34)
büyük olduğu durumda ise sıfır hipotezi kabul edi-
lerek sınırlamaların geçerli olduğu sonucuna varılır.
Burada β1.β2 = 1 sınırlamasının test edileceğini
varsayalım. Bu durumda sınırlandırılmış model şu LR test istatistiğini sınırlandırılmış ve sınırlan-
iki şekilde ifade edilebilir: dırılmamış modellerin hata terimlerinin kareleri
toplamı veya belirlilik katsayıları ile hesaplamak da
mümkündür.
Yi = β 0 + β1 X1i + 1 X2i + ui (4.35)
β1
1 ∑ eR2 1− RR2
Yi = β 0 + X1i + β 2 X2i + ui (4.36) LR = n.ln veya LR = n.ln (4.38)
β2 ∑ eU2 1− RU2

84
Ekonometrinin Temelleri

LM Testi (Lagrange Çarpanı Testi)


Sınırlandırılmış modelin tahminine dayanan LM (Lagrange Çarpanı) testi ile test edilen hipotez LR
testinde olduğu gibi şu şekildedir:

H0: Sınırlamalar geçerlidir.


H1: Sınırlamalar geçerli değildir.

Sınırlamaların doğrusal olduğu durumda LM test istatistiği,

LM = nR2 (4.39)

şeklinde hesaplanırken sınırlamaların doğrusal olmadığı büyük örneklemler için LM test istatistiği sınır-
landırılmamış ve sınırlandırılmış modellerin hata terimleri kareleri toplamı (∑eU2, ∑eR2 ) veya belirlilik
katsayıları (RU2, RR2 ) ile şu şekilde belirlenir:

∑ eR2 − ∑ eU2 RU2 − RR2


LR = veya LM = (4.40)
∑ eR2 / n (1− RR2 ) / n
Hesaplanan LM test istatistiği, α anlam düzeyi ve c (sınırlama sayısı) serbestlik derecesine göre X2
tablosundan elde edilen tablo değeri ile karşılaştırılır. Eğer LR test istatistiği tablo değerinden büyükse
sınırlamaların geçerli olduğunu ifade eden sıfır hipotezi reddedilir. Aksi durumda ise sıfır hipotezi kabul
edilerek sınırlamaların geçerli olduğu sonucuna varılır.

Wald Testi
Wald testi LM testinden farklı olarak sınırlandırılmamış modelin tahminine dayanır ve test edilen hi-
potez LR ve LM testlerinde olduğu gibidir.

H0: Sınırlamalar geçerlidir.


H1: Sınırlamalar geçerli değildir.

Wald test istatistiği sınırlandırılmamış ve sınırlandırılmış modellerin hata terimleri kareleri toplamı
(∑eU2, ∑eR2 ) veya belirlilik katsayıları (RU2, RR2 ) ile şu şekilde belirlenir:

W=
∑ eR2 − ∑ eU2 veya W =
RU2 − RR2
(4.41)
∑ eU2 / n (1− RU2 ) / n
Hesaplanan Wald test istatistiği, α anlam düzeyi ve c
(sınırlama sayısı) serbestlik derecesine göre X2 tablosun- dikkat
dan elde edilen tablo değeri ile karşılaştırılır. Wald test LM testi sınırlandırılmış modelin tahminine da-
istatistiğinin tablo değerinden büyük olduğu durumda yanırken, Wald testi standartlaştırılmamış mo-
sıfır hipotezi reddedilirken küçük olduğu durumda sıfır delin tahminine dayanmaktadır.
hipotezi kabul edilir.

85
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

Öğrenme Çıktısı
4 Doğrusal ve doğrusal olmayan sınırlamaları test edebilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

LR, LM ve Wald test ista-


t ve F testlerinin doğrusal Doğrusal olmayan sınırla-
tistik değerlerini bir örnek
olmayan sınırlamalarda ne- maların testinde kullanılan
üzerinden hesaplayın, he-
den kullanılmadığını araştı- yöntemlerin benzer ve farklı
saplanan test istatistik de-
rın, tahmincilerin özellikle- yönlerini araştırın, arkadaş-
ğerlerinin büyüklüklerini
ri ile ilişkilendirin. larınızla paylaşın.
karşılaştırın.

86
Ekonometrinin Temelleri

Sabit terimsiz regresyon


1 modellerini tanımlayabilme,
özelliklerini açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Sabit Terimsiz Regresyon
Modeli

Sabit katsayı, bağımsız değişkenler “0” olduğunda bağımlı değişkenin alacağı değeri temsil etmektedir. An-
cak iktisadi teori gereği bazı durumlarda model sabit katsayıyı içermeyebilir. Örneğin, imalat sanayi ürünle-
ri için bir üretim fonksiyonunu ele alalım. Bu tür bir üretim fonksiyonu üretim faktörlerinin bir fonksiyonu
olarak tanımlanır. Eğer bu fonksiyonda üretim faktörleri “0” değerini alırsa üretim miktarı da “0” değerini
alır. Sabit katsayının modelde yer almadığı veya “0” olarak kabul edildiği bu tür modellere sabit terimsiz
regresyon modelleri denir. Model sabit katsayıyı içermediği ya da “0” olarak kabul edildiği için bu tür model-
lerde bağımlı değişken bağımsız değişkenin alacağı değerlere göre artar veya azalır. Sabit terimsiz regresyon
modelleri, sabit terimli modellerden temel olarak iki noktada farklılaşmaktadır. Öncelikle sabit terimsiz
regresyon modellerinde hata terimlerinin toplamının sıfıra eşit olması şart değildir. Bu durumda gerçek Y
değerinin ortalaması ile beklenen Y değerinin ortalaması eşit olmayacaktır. Bu durumda EKK tahmincileri
sapmasızlık özelliğini kaybedecektir. Sabit terimsiz modellerin sabit terimli modellerden farklılaştığı bir
diğer nokta ise belirlilik katsayısıyla (R2) ilgilidir. Sabit terimli modeller için R2 değeri her durumda 0 ila 1
değeri arasında bir değer alır ve bu modelin açıklama gücünü gösterir. Ancak sabit terimsiz modellerde R2
değeri negatif bir değer alabilir ve bu durumda R2 değeri yorumlanamaz. Bu nedenle sabit terimsiz model-
lerde R2 değeri modelin açıklama gücünü gösteren uygun bir ölçüt değildir. Sabit terim içermeyen regresyon
modellerinde ham R2 değeri kullanılır.

Standartlaştırılmış değişkenler
2 ile doğrusal regresyon
modellerini ifade edebilme

Standartlaştırılmış Değişkenli
Regresyon Modeli

Ekonometrik analizlerde zaman zaman değişkenlere ait verilerin ölçüm birimleri arasındaki farklılıklar seri-
lerin standartlaştırılmasını gerekli kılabilir. Bu amaca yönelik olarak veriler standartlaştırılırken izlenen yol
ise şu şekildedir: Öncelikle serilerin düzey değerlerinden aritmetik ortalamaları çıkartılır ve ardından elde
edilen değer serinin standart sapmasına bölünür. Bu işlem sırasıyla serilerin bütün birimleri için uygulanırsa
tüm seri standartlaştırılmış olur. Standartlaştırılmış değişkenlerin ortalaması her durumda “0” varyansı ise
“1”a eşittir. Standartlaştırılmış değişkenlerin ortalamaları “0” olduğu için standartlaştırılmış sabit terim de
“0” değerini alır. Dolayısıyla standartlaştırılmış değişkenlerle oluşturulan modeller sabit terimi içermez. Öte
yandan modeldeki bağımsız değişken parametrelerini gösteren β1*ve β2* standardize edilmiş katsayılar olarak
adlandırılmaktadır ve bu katsayılar sıradan doğrusal regresyon parametrelerinden farklı yorumlanmaktadır.
Burada parametreler artık standart sapma cinsinden yorumlanır. Örneğin, β1* katsayısının 0.5 olarak belir-
lendiğini varsayalım. Bu durumda standardize edilmiş β1 katsayısı (β1* ) şu şekilde yorumlanacaktır: Stan-
dardize edilmiş X1i değişkeninde (X1i* ) meydana gelecek “1” birimlik standart sapma, standardize edilmiş Yi
değişkenini (Y1* ) aynı yönde “0.5” standart sapma değiştirecektir. Buradan da anlaşılacağı gibi katsayıların
yorumları artık ölçü birimlerinden bağımsızdır ve bu bize bağımsız değişkenlerin bağımlı değişken üzerin-
deki kısmi etkilerini karşılaştırmamıza olanak sağlamaktadır.

87
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

Tam logaritmik, yarı


3 logaritmik ve ters
modelleri açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Doğrusal Olmayan (Nonlineer)


Regresyon Modelleri

Bazı iktisadi teoriler değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal formda olmadığı öne sürmektedir. Örneğin,
Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonu değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal olmadığı bir modeldir.
Ancak doğrusal olmayan bu modelin parametreler açısından doğrusallaştırılması mümkündür. Bunun için
modelin logaritmasının alınması yeterlidir. Doğrusal olmayan üretim fonksiyonu, modelin logaritması alı-
narak katsayılar açısından doğrusallaştırılır. Bu durumda model bağımlı ve bağımsız değişkenlerin logarit-
malarında doğrusal fonksiyonel forma dönüşür. Bağımlı ve bağımsız değişkenlerin logaritmalarında doğru-
sallaşan bu tür modellere log-log modeli adı verilmektedir. Bu tür modellerde hem bağımlı değişken hem de
bağımsız değişkenler logaritmiktir. Tam logaritmik modeller temel olarak bağımsız değişkenlerin bağımlı
değişken üzerindeki nispi etkilerini göstermektedir. Bu tür modellerde tahmin edilen katsayılar bağımsız
değişkenlerdeki yüzde değişimin bağımlı değişken üzerindeki etkisini yine yüzde değişim cinsinden ifade
etmektedir
Tam logaritmik modellerde değişkenler arasındaki bağlantılar hem bağımlı değişken hem de bağımsız değiş-
kenlerdeki nispi değişim ile açıklanır. Ancak bazı durumlarda araştırmacılar bağımlı ve bağımsız değişken-
lerin birindeki nispi değişim ile diğerindeki mutlak değişimi karşılaştırarak bu bağlantıları kurmak isteyebi-
lirler. Böyle durumlarda ise yarı logaritmik modellere başvurulur. Yarı logaritmik modeller log-lin modeli ve
lin-log modeli olmak üzere iki farklı türdedir. Burada bağımlı değişkenin logaritmik, bağımsız değişkenlerin
ise doğrusal olduğu regresyon modelleri log-lin modeli (logaritmik doğrusal model) olarak tanımlanırken ba-
ğımsız değişkenlerin logaritmik, bağımlı değişkenin doğrusal formda olduğu regresyon modellerine lin-log
modeli (doğrusal logaritmik model) adı verilmektedir.
Öte yandan iktisat teorisi gereği bazı durumlarda bağımlı değişken ile bağımsız değişkenlerin tersi arasında
bir ilişki söz konusu olabilir. Değişkenler arasındaki bu tür ilişkiler ters modeller ile ifade edilmektedir.
Parasal ücretlerdeki değişme oranı ile işsizlik oranı arasındaki ters ilişkiyi gösteren “Phillips Eğrisi” bu tür
modellere örnek olarak gösterilebilir. Bağımlı değişkenin logaritmik olduğu ters modeller ise logaritmik ters
model olarak adlandırılır. Bu tür modellerde fonksiyon önce artarak artan sonrasında ise azalarak artan bir
seyir izler.

Doğrusal ve doğrusal
4 olmayan sınırlamaları test
edebilme

Sınırlamaların Testi

İktisadi teori gereği bazı durumlarda parametrelere bir takım sınırlamaların uygulanması gerekebilir. Bu
sınırlamalar doğrusal olabileceği gibi bazı durumlarda doğrusal olmayan sınırlamalara da gidilebilir. Katsa-
yılara dair sınırlamaların doğrusal olduğu durumlarda bu sınırlamalar temel olarak t testi ve F testleriyle sı-
nanmaktadır. Modelde yapısal bir kırılma olup olmadığını belirleyen Chow testi de doğrusal bir model için
sınırlamaların test edilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Öte yandan bazı durumlarda sınırlamalar doğrusal
formda olmayabilir. Böyle durumlarda yukarıda sözünü ettiğimiz testlerin kullanılması uygun değildir ve
dolayısıyla yeni yöntemlere ihtiyacımız vardır. Bu tür doğrusal olmayan sınırlamalar için temel olarak LR
Testi (Benzerlik Oranı Testi), LM Testti (Lagrange Çarpanı Testi) ve Wald Testi kullanılır. Bu testler doğru-
sal sınırlamaların testinde de kullanılabilir.

88
Ekonometrinin Temelleri

1 Aşağıdakilerden hangisi yalnızca sabit terim- 6 Tam logaritmik model ile ilgili aşağıdaki ifa-
siz regresyon modeli için geçerlidir? delerden hangisi yanlıştır?
A. Değişkenler arasındaki ilişkiler stokastiktir.

neler öğrendik?
A. Bağımlı değişken ve bağımsız değişkenler loga-
B. Değişkenler arasındaki ilişkiler doğrusaldır. ritmiktir.
C. Bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenden oluşur. B. Bağımsız değişken parametreleri aynı zamanda
D. Fonksiyon sıfır noktasından (orijinden) geçer. esneklik değerleridir.
E. Değişkenler arasındaki ilişkiler nonlineerdir. C. Değişkenler açısından doğrusal bir model değildir.
D. Katsayılar açısından doğrusal bir modeldir.
2 Sabit terimsiz regresyon modeli için aşağıdaki E. EKK yöntemiyle tahmin edilemez.
ifadelerden hangisi doğrudur?
A. Hata terimlerinin toplamının sıfır olması şart 7 Bağımlı değişkenin doğrusal, bağımsız değiş-
değildir. kenlerin logaritmik olduğu model aşağıdakilerden
B. Gerçek Y değeri ile beklenen Y değeri her du- hangisidir?
rumda birbirine eşittir. A. Ters model
C. EKK tahmincileri her durumda sapmasızdır. B. Ters logaritmik model
D. Sabit katsayı sıfırdan büyüktür.
C. Log – log modeli
E. R2 değeri her durumda pozitif bir değer alır.
D. Log – lin modeli
E. Lin – log modeli
3 Değişkenlere ait olarak seriler standartlaştırı-
lırken izlenen yol aşağıdakilerin hangisinde doğru
ifade edilmiştir? 8 Yi = 40 50lnX1i + 90lnX2i şeklinde tahmin
edilen doğrusal logaritmik model (Lin – log mo-
A. Serilerin düzey değerleri serinin standart sap- deli) için X1i değişkenine ait parametrenin doğru
masına bölünür. yorumu aşağıdakilerden hangisidir?
B. Serilerin düzey değerlerinden aritmetik orta-
lamaları çıkartılır, ardından elde edilen değer A. X1i’de meydana gelen %1’lik bir artış, Yi’yi 50
serinin standart sapmasına bölünür. birim azaltmaktadır.
C. Serilerin düzey değerleri serinin standart sap- B. X1i’de meydana gelen %1’lik bir artış, Yi’yi 50
masına bölünür, ardından aritmetik ortalama- birim arttırmaktadır.
ları çıkarılır. C. X1i’de meydana gelen %1’lik bir artış, Yi’yi 0,5
D. Serilerin düzey değerlerinden aritmetik ortala- birim azaltmaktadır.
maları çıkartılır. D. X1i’de meydana gelen %1’lik bir artış, Yi’yi 0,5
E. Serilerin düzey değerleri aritmetik ortalamaları- birim arttırmaktadır.
na bölünür. E. X1i’de meydana gelen %1’lik bir artış, Yi’yi 5
birim azaltmaktadır.
4 Standartlaştırılmış değişkenlerin ortalaması
ve varyansı aşağıdakilerin hangisinde doğru ifade 9 Aşağıdakilerden hangisi regresyon modelinde ya-
edilmiştir? pısal kırılmanın varlığının araştırılmasında kullanılır?
A. Ortalaması 1, varyansı ∞’dur. A. Chow testi B. LM testi C. Wald testi
B. Ortalaması 0, varyansı ∞’dur. D. LR testi E. t testi
C. Ortalaması 0, varyansı 1’dir.
D. Ortalaması 1, varyansı 1’dir.
E. Ortalaması 0, varyansı -1’dir.
10 Aşağıdakilerden hangisi doğrusal olmayan sı-
nırlamaların geçerliliğini test etmek için kullanılan
testlerden biridir?
5 Standartlaştırılmış sabit terimin ortalaması A. t testi B. Wald testi C. F testi
aşağıdakilerden hangisidir?
D. Chow testi E. Ki-kare testi
A. -∞ B. -1 C. 1 D. 0 E. ∞

89
Çoklu Doğrusal Regresyon Modelinin Uzantıları

1. D Yanıtınız yanlış ise “Sabit Terimsiz Regresyon 6. E Yanıtınız yanlış ise “Tam Logaritmik Model”
Modeli” konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Sabit Terimsiz Regres-


2. A 7. E Yanıtınız yanlış ise “Yarı Logaritmik Model-
yon Modellerinin Özellikleri” konusunu ye-
ler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
niden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Standartlaştırılmış Reg-


3. B 8. C Yanıtınız yanlış ise “Yarı Logaritmik Model-
resyon Modeli” konusunu yeniden gözden
ler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Standartlaştırılmış De-


4. C 9. A Yanıtınız yanlış ise “Doğrusal Sınırlamaların
ğişkenlerin Ortalaması ve Varyansı” konusu-
Testi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
nu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Standartlaştırılmış De- Yanıtınız yanlış ise “Doğrusal Olmayan Sı-
5. D 10. B
ğişkenler İle Regresyon Modeli” konusunu nırlamaların Testi” konusunu yeniden göz-
yeniden gözden geçiriniz. den geçiriniz.

Araştır Yanıt
4 Anahtarı

Kısa dönem tüketim fonksiyonu iki kısımdan oluşmaktadır. Otonom tüketim


ve uyarılmış tüketim. Otonom tüketim, gelir düzeyi “0” iken yapılan tüketi-
mi, uyarılmış tüketim ise gelire bağlı olarak değişen tüketimi ifade etmektedir.
Regresyon denklemindeki sabit katsayı da tüketim fonksiyonundaki otonom
tüketimi temsil etmektedir. Burada sabit katsayının yani otonom tüketimin
pozitif bir değer alması ekonomik birimlerin gelirleri “0” iken mevcut tasar-
Araştır 1
ruflarını tükettiklerini ima etmektedir. Bu durum ise cari dönemde negatif
bir tasarrufa karşılık gelir. Ancak uzun dönemde birikmiş tasarruflar servet
artışına neden olur ve tüketim artık gelirin ve servetin bir fonksiyonu haline
gelir. Bu durumda negatif tasarruf artık söz konusu değildir. Bu nedenle sa-
bit katsayı uzun dönemde anlamını yitirir. Bu nedenle uzun dönem tüketim
fonksiyonunu, sabit terim içermeyen yani sıfır noktasından geçen fonksiyon
şeklinde ifade edebiliriz.

İktisadi olayları analiz ederken incelenen değişkenlere ait veriler kimi zaman
farklı ölçüm birimlerine sahip olabilirler. Örneğin; akıllı telefon fiyatlarının be-
lirleyicilerini araştırdığımızı düşünelim. Burada bağımsız değişken olarak kulla-
nacağımız telefonun hafızası, ekran çözünürlüğü, kamera kalitesi ya da işlemci
hızı gibi ölçü birimleri birbirinden oldukça farklı değerlerle ifade edilmektedir.
Araştır 2 Ancak böyle bir modelde değişkenlere ait serilerin düzey değerlerinin kullanıl-
ması durumunda bağımsız değişkenlerin bağımlı değişken üzerindeki etkile-
rinin karşılaştırılması pek mümkün değildir. Standartlaştırılma işlemi bu gibi
sorunlardan kaçınmak için iyi bir yöntemdir. Standartlaştırma işlemi sonrasında
bağımsız değişkenlerin bağımlı değişken üzerindeki etkileri artık değişkenlerin
ölçüm birimleriyle değil standart sapmaları cinsinden ölçülür. Bu da bağımsız
değişkenlerin bağımlı değişken üzerindeki kısmi etkilerinin ölçüm birimlerin-
den bağımsız olarak karşılaştırılmasına olanak sağlamaktadır.

90
Ekonometrinin Temelleri

Araştır Yanıt
4 Anahtarı

Kısa dönem üretim fonksiyonu temel olarak sermaye faktörü sabitken emek
faktörü ile üretim miktarı arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır. Kısa dönemde
sermaye faktörü sabit kabul edildiği için başlangıçta emek faktörünün marji-
Araştır 3 nal verimliliği yüksektir. Ancak emek faktörü arttıkça emeğin marjinal verim-
liliği de azalmaktadır. Bu nedenle emek miktarı arttıkça üretim önce artarak
artar, bir noktadan sonra ise azalarak artmaya başlar. Bu durum logaritmik ters
modele dair açıklamalarımızla uyuşmaktadır. Buna göre logaritmik ters model
kısa dönem üretim fonksiyonunun modellenmesi için uygun bir modeldir.

Sınırlandırılmamış ve sınırlandırılmış modellerimizin belirlilik katsayılarının sı-


rasıyla (RU2, RR2)0.998 ve 0.995 olduğunu varsayalım. Gözlem sayımız (n) ise 50 ol-
1− RR2 RU2 − RR2 RU2 − RR2
sun. Bu bilgiler ışığında LR = n.ln , LM = , W =
1− RU2 (1− RR2 / n
) 1− RU2 / 2
( )
formülleri yardımıyla LR, LM ve Wald test istatistik değerlerini hesaplayalım.
Araştır 4 Eğer verilen bilgileri eşitliklerde yerine koyar ve gerekli işlemleri yaparsak
1− 0.995 0.998 − 0.995 0.998 − 0.995
( LR = 50. ln , LM = ,W = ) LR test
1− 0.998 (1− 0.995 ) / 50 (1− 0.998) / 50
istatistiğinin 45.81 LM test istatistiğinin 30 ve son olarak Wald test istatisti-
ğini 75 olarak hesaplandığını görebiliriz. Buna göre test istatistik değerlerini
büyüklükleri bakımından karşılaştıracak olursak, aynı model ve aynı kısıtla-
malarda LM < LR < W olduğunu söyleyebiliriz.

Kaynakça
Baltagi, B. H. (2008). Econometrics. (4th Edition) Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by example. New
Germany: Springer York: Palgrave Macmillan
Davidson, R. ve MacKinnon, J.G. (2004). Econometric Güriş, S., Çağlayan, E. ve Güriş, B. (2013). Eviews ile
theory and methods. New York: Oxford University temel ekonometri (2. Baskı). İstanbul: Der Yayınları
Press
Hill, R.C., Griffiths, W.E. ve Lim, G.C. (2008).
Greene, W. H. (2003).  Econometric analysis. New Principles of Econometrics. (3rd Edition) NJ: Wiley
Jersey: Pearson Education.
Verbeek, M. (2004). A guide to modern econometrics.
(2nd Edition). UK: John Wiley & Sons, Ltd.

91
Bölüm 5
Yapay Değişkenli Modeller
Yapay Değişkenler ve Yapay Değişkenli
Model Türleri Nitel Bilgilerin Nicelleştirilmesi

1 2
öğrenme çıktıları

1 Yapay değişkenleri tanımlayabilme, 2 Nitel ve nicel ekonomik değişkenler


örnekler verebilme ve yapay değişkenli arasındaki farkı açıklayabilme
model türlerini belirtebilme 3 Nitel bilgileri nicel verilere dönüştürebilme

Yapay Değişkenlerin Sabit Terimi


Etkilemesi Yapay Değişkenlerin Eğim Parametresini
4 İki grup arasındaki ortalama farkının Etkilemesi

3 4
regresyon analizinde nasıl tanımlanacağını 5 Bir regresyona bir eğim yapay
ve grup ortalamaları arasındaki farkın değişkeninin hangi durumda, nasıl dahil
anlamlılığının nasıl test edileceğini ifade edileceğini ve nasıl yorumlanacağını
edebilme açıklayabilme ve bir örnek verebilme

İki veya Daha Fazla Nitel Değişkenin


Etkileşimi
6 Bir regresyona denklemine iki yapay

5
değişkeninin etkileşiminin hangi durumda,
nasıl dahil edileceğini ve katsayısının nasıl
yorumlanacağını ifade edebilme ve bir
örnek verebilme

Anahtar Sözcükler: • Nicel Değişken • Nitel Değişken • Yapay (Kukla) Değişken • Sabit Terim Kuklası
• Eğim Kuklası • Etkileşim Terimi • Yapay Değişken Etkileşimi

92
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ ken olarak (eşitliğin solunda) yer alması bazı tah-


Şimdiye kadar bir regresyon denklemindeki min güçlüklerine neden olurken bağımsız değişken
açıklayıcı değişkenlerin nicel olduğu durumlarla olarak yer alması benzer güçlüklere yol açmaz. Bu
ilgilendik. Örneğin, gelir, tüketim, fiyat, sıcaklık, değişkenlerin modellerde bağımlı değişken olarak
mesafe, yaş vb. değişkenler sayısal bir ölçekte kay- yer almış olması bu kitapta, kapsam dışı bırakılmış
dedilmiş olmaları nedeniyle niceldir. Ancak açık- sadece yapay bağımsız değişkenli modeller dikkate
layıcı değişkenler bazen iyi tanımlanmış bir sayısal alınmıştır.
ölçekte ölçülebilen değişkenler olmayabilir. Ör-
neğin dil, din, ırk, cinsiyet gibi kişisel özelliklerin
yanında coğrafi bölgeler, aylar, mevsimler, günler,
farklı dönemler (savaş öncesi, savaş sonrası veya is- dikkat
tikrar politikaları öncesi ve sonrası) ve iş durumu Yapay değişkenli modeller iki genel gruba ayrılırlar:
(çalışan, işsiz) gibi değişkenler sayısal olarak ölçüle- (i) yapay bağımlı değişkenli modeller ve (ii) Yapay
bilen değişkenler değillerdir. Bu değişkenlerin her- bağımsız değişkenli modeller
hangi bir doğal ölçüm ölçekleri olmadığından nitel
değişkenlerdir. Hatta bazı değişkenler sayısal bir
ölçekte ölçülebilse bile onlara nitel değişkenlerle Böylece bu bölümde yer alan modellerde ba-
benzer işlem yapmak daha yararlı olabilir. Örneğin ğımlı değişkenler önceden olduğu gibi nicel de-
yaş değişkeni yıl olarak ölçülebilse bile kişileri genç ğişkenlerden oluşurken bağımsız değişkenler, nitel
yaşta, orta yaşta ve ileri yaşta gibi nitel özellikleriyle veya nicel değişkenler olabilir.
tanımlamak bazen daha yararlı olabilir. Bu bölüm- Yapay değişkenle temsil edilen özellikler genel-
de nitel özellikleri modelleştirmede kullanılan ya- likle örneklemi alt gruplara ayırırlar. Örneğin cin-
pay değişkenleri tanıyacağız. siyet değişkeni örneklemdeki gözlemleri kadınlar
ve erkekler olmak üzere iki alt gruba ayırır. Benzer
şekilde mevsim değişkeni çeyreklik verilerde örnek-
YAPAY DEĞİŞKENLER VE YAPAY
lemi dört alt gruba ayırır. Örneklemde oluşan alt
DEĞİŞKENLİ MODEL TÜRLERİ gruplar model parametrelerinde farklılaşmaya ne-
İyi tanımlanmış sayısal bir ölçekte ölçülemeyen den olabilir. Bu farklılaşma model sabitinde olabi-
nitel özellikleri veya ölçülebilse bile nitel olarak ka- leceği gibi eğim parametrelerinde de olabilir. Sabit
bul edilmesi daha yararlı özellikleri temsil etmek terim ve eğimde farklılaşma yapay değişkenlerde
üzere oluşturulan değişkenlere “yapay değişken” bir miktar farklı kullanıma neden olur. Bu nedenle
denir. İlgili yazında bu tür değişkenler yapay de- yapay değişkenler modele bağımsız değişken ola-
ğişken kavramı yanında “kukla değişken”, “gölge rak dahil edilirken sabit terim veya kesim noktası
değişken”, “gösterge değişkeni” veya “kategorik de- yapayı (veya kuklası) ve eğim yapayı (veya kuklası)
ğişken” olarak da adlandırılırlar. olarak adlandırılır.

Uygun sayısal bir ölçekte ölçülemeyen


nitel özellikleri veya ölçülebilse bile nitel
dikkat
olarak kabul edilmesi daha yararlı olan
Yapay değişkenle temsil edilen özellikler örneklemi
özellikleri temsil etmek üzere oluşturulan
alt gruplara ayırır. Parametreler bu alt gruplara göre
değişkenlere yapay değişken denir.
farklılaşabilir. Bu farklılaşma modelin sabit terimin-
de olabileceği gibi herhangi bir değişkene ait eğim
Nitel bilgiler ekonometrik modellere yapay de- parametrelerinde de olabilir. Sabit terimde farklılaş-
ğişkenler yoluyla aktarılır. Yapay değişkenler eko- maya neden olan yapay değişkenlere sabit terim kuk-
nometrik modellerde bağımlı veya bağımsız değiş- lası, eğim parametresinde farklılaşmaya neden olan
ken olarak yer alabilir. Bunlar sırasıyla, (i) yapay yapay değişkene ise eğim kuklası adı verilir.
bağımlı değişkenli modeller ve (ii) yapay bağımsız
değişkenli modeller olarak adlandırılır. Yapay de-
ğişkenlerin ekonometrik modellerde bağımlı değiş-

93
Yapay Değişkenli Modeller

Öğrenme Çıktısı
1 Yapay değişkenleri tanımlayabilme, örnekler verebilme ve yapay değişkenli model türlerini
belirtebilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Nitel değişkenlere iktisat


Yapay bağımlı değişkenli dışında diğer bilim dalla-
Ekonomide kriz, savaş vb.
modelleri araştırın. Bun- rından (örneğin finansman
olağanüstü dönemlerin ya-
lar hangi isimlerle anılırlar. ve pazarlama gibi) örnekler
pay değişkenlerle nasıl tem-
Yapay bağımsız değişkenli verin. Bunların etkilerinin
sil edilebileceğini arkadaşla-
modellerden hangi bakım- ekonometrik modellerle
rınızla tartışın.
dan ayrılırlar. nasıl dikkate alınabileceğini
ilişkilendirin.

NİTEL BİLGİLERİN D1i= 1 kişi erkek ise, 0 kişi kadın ise


NİCELLEŞTİRİLMESİ Benzer şekilde, “1”, kişinin çalıştığını ve “0”,
Ekonometrik bir modelin tahmin edilmesi, işsiz olduğunu belirtir.
tüm bilgilerin nicel olarak ifade edilmesini gerekti- D2i= {1 kişi erkek ise, 0 kişi kadın ise
rir. Başka bir deyişle hem nicel hem de nitel değiş-
kenlerinizi tanımlamak için rakamlar kullanılmalı- Tablo 5.1 Sadece İki Özellik Durumunda Yapay
dır. Bu bölümde, iki veya çoklu gruplarla çalışırken Değişken Oluşturulması
değişkenlerin nasıl ölçüleceği incelenmektedir.
Birey Sıra No Cinsiyet Erkek (D)
1 Kadın 0
Sadece İki Nitel Özellik Bulunması
2 Erkek 1
Durumunda Yapay Değişken
Oluşturma 3 Erkek 1
Pek çok durumda, ekonometrik analize dahil 4 Kadın 0
etmek istediğimiz nitel özellik iki grup (veya ka- 5 Erkek 1
tegoriye) sahiptir. Genel olarak, örnek gözlemlerin
6 Kadın 0
“bu” ya da “şu” seçeneği olduğunda iki grubumuz
vardır: Örneğin, çoğu ankette cinsiyet ya erkek ya 7 Erkek 1
da kadın olarak sınıflandırılır. 8 Kadın 0
Nitel bir özellik iki gruba sahipse bu niteliği 9 Kadın 0
nicel olarak ifade etmek için bir yapay değişken 10 Erkek 1
oluşturmamız gerekir. Yapay değişken, iki özellik-
ten biri mevcutsa “1”, diğeri mevcutsa “0” değerini
alır. Oluşturulan yapay değişken için 0 değeri ta-
nımlanan (veya atanan) gruba referans veya temel
grup adı verilir. Örneğin, “1”, kişinin erkek oldu-
ğunu ve “0” kişinin kadın olduğunu gösterir.

94
Ekonometrinin Temelleri

Tablo 5.1, nitel bir veriden nasıl bir yapay de- İkiden Fazla Nitel Özellik Bulunması
ğişken oluşturabileceğimizi göstermektedir. Tablo- Durumunda Yapay Değişken Oluşturma
da Sütun 1, birey sıra numarasını; Sütun 2, bireyin Bazı durumlarda, ekonometrik analizimize da-
cinsiyetini içerir. Sütun 3, orijinal verilerin bir par- hil etmek istediğiniz nitelik ikiden fazla gruba (veya
çası değildir ancak Sütun 2’deki bilgileri kullanarak kategoriye) ait olabilir. Örneğin, örneklemimizdeki
erkekse 1, değilse 0 değerini alan bir yapay değiş- bireyler üç eğitim grubundan birine ait olabilir: lise
kendir. İki mümkün durumu temsil etmek için sa- altı, lise ve üniversite gibi. Bu şekilde çoklu grup-
dece bir yapay değişkenin gerekli olduğuna dikkat la (veya mümkün durumla) nitel bir özelliği nicel
edelim (bu durumda, erkek ve kadın). olarak temsil etmek için, grup sayısı eksi 1 adet ya-
Burada yapay değişkeni belirtmek için X yerine pay değişken oluşturmanız gerekir. Yapay değişken,
D gösterimini kullanıyoruz. Hangi gruba 1 veya 0 belirli bir özellik varsa 1 değerini, yoksa 0 değerini
değeri verileceği tamamen isteğe bağlıdır. Örneğin, alır. Başka bir deyişle, J sayıda grubumuz varsa tüm
yukarıdaki örneklerdeki yapay değişkenler aşağıda- nitel bilgileri yakalamak için 1 ve 0 değerlerinden
ki gibi de tanımlanabilir: oluşan J – 1 sayıda yapay değişkene ihtiyaç duyarız.
Yapay değişken içermeyen grup, diğer tüm yapay
D1i = 1 kişi kadın ise, 0 kişi erkek ise değerlerin 0 olduğu durumda temsil edilir ve refe-
D2i = 1 kişi işsiz ise, 0 kişi çalışıyor ise rans veya temel grup olarak adlandırılır.

dikkat
Yapay değişkenler 1 ve 0 değerlerinden oluşan de-
ğişkenler olup gerçekte başka değerler de alabilirler.
Bu değerleri alması yorumlanmasını kolaylaştırdığı
içindir.

Kategoriyi belirtmek için sadece 1 ve 0 kulla-


nılması zorunlu değildir. Aslında, herhangi bir D
değeri, aynı amaca hizmet eder. Ancak hesaplama-
ları basitleştirmesi ve değerlerin yorumlanmasını
kolaylaştırması nedeniyle 1 ve 0 seçenekleri tercih
edilir.

95
Yapay Değişkenli Modeller

Tablo 5.2 İkiden Fazla Özellik Durumunda Yapay Değişken Oluşturma

Birey Sıra No Mezuniyet Lise (DLİSE) Üniversite (DÜNİV)

1 Lise 1 0
2 Lise altı 0 0
3 Lise 1 0
4 Üniversite 0 1
5 Lise 1 0
6 Üniversite 0 1
7 Lise altı 0 0
8 Üniversite 0 1
9 Lise 1 0
10 Üniversite 0 1

Ne demek istediğimizi görmek için Tablo 5.2’yi Bu modeller regresyon analizi çerçevesinde ele
inceleyebilirsiniz. Tabloda ikinci sütun bireylerin alınabilir. Normal regresyon analizi araçları, yapay
mezun olduğu son okulu göstermektedir. Bu bir değişkenli modeller için de geçerlidir. Yani regres-
nitel bilgidir. Tablodan görüleceği gibi bireyler üç yon modellerinde tüm tahmin ve sınama süreçleri
gruptan birinde yer almaktadır. Sütun 3 ve 4 ori- yapay değişkenli modeller için de aynıdır.
jinal veri değil mezuniyet durumuna göre oluştu- Yapay değişkenler örneklemdeki gözlemler ara-
rulmuş yapay değişkenlerdir. Mezuniyet durumuna sında ayrım yaparlar. Örneğin cinsiyet yapay de-
göre üç grubu temsil etmek üzere iki yapay değişken ğişkeni örneklemde yer alan gözlemleri kadınlar
oluşturulmuştur. Üçüncü sütun lise mezunları için erkekler olarak ikiye ayırarak her bir grubun bir-
oluşturulmuş olup birey lise mezunu ise 1 değilse birinden farklı davranış sergilediğini kabul eder.
0 değerini almıştır. Dördüncü sütun ise üniversite Diğer yapay değişken örneklerinde de örneklemde
mezunları için benzer şekilde oluşturulmuştur. Her benzer durum görülebilir. Her bir grubun farklı
iki yapay değişkeninin 0 değerin aldığı durum ise davranışı ya sabit terim üzerindeki bir farklılık ya
lise altı grubu temsil etmektedir. Lise altı grup re- da diğer açıklayıcı değişkenlerin eğim katsayıları
ferans veya temel gruptur. Yapay değişken oluştu- üzerindeki bir farklılık olarak ortaya çıkar. Her iki
rulurken her birey sadece bir grupta yer alır. Üni- durum modelleme bakımından bir miktar ayrılık
versite mezunu zaten liseden de mezun olduğu için gösterir. Bu nedenle her iki durumu ayrı başlıklar
hem lise mezunu grubunda hem üniversite mezunu altında inceleyeceğiz.
grubunda değerlendirilmez.
Belirli bir regresyon modelinde, nitel ve nicel
değişkenler birlikte kullanılabilir, yani bazı değiş-
kenler nitel iken diğerleri ise nicel olabilir.
Açıklayıcı değişkenlerin tümü; dikkat
Yapay değişkenli modellerde tahmin ve test süreci sa-
• nicel olduğunda, model bir regresyon mo- yısal değişkenler için uygulanan süreçle aynıdır. Yani
deli olarak adlandırılır, klasik doğrusal regresyon modelinin analizinde kul-
• nitel olduğunda, modele bir varyans analizi lanılan tüm araçlar yapay bağımsız değişken içeren
modeli denir ve modeller için de geçerlidir.
• nicel ve nitel birlikte olduğunda, modele ko-
varyans analizi modeli denir.

96
Ekonometrinin Temelleri

Öğrenme Çıktısı
2 Nitel ve nicel ekonomik değişkenler arasındaki farkı açıklayabilme
3 Nitel bilgileri nicel verilere dönüştürebilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Konut fiyatlarının konutun


özelliklerinin bir fonksiyo- Konut fiyatlarının öngör-
nu olduğunu düşünürsek, Nitel değişkenleri kadınla- meyi hedefleyen bir mo-
konut fiyatını etkilemesi rın işgücüne katılımına etki delde nelerin açıklayıcı
mümkün nitel değişken- yapan faktörlerle ilişkilen- değişken olmasının yarar-
lerin neler olabileceğini ve dirin. lı olacağını arkadaşınızla
bunların nasıl nicel hâle ge- paylaşın.
tirilebileceğini araştırın.

YAPAY DEĞİŞKENLERİN SABİT TERİMİ ETKİLEMESİ


Yapay değişkenlerin sabit terimi etkilemesi durumu modelleştirilmek istendiğinde diğer değişkenlerde
olduğu gibi yapay değişkenin parametre ile çarpımı modele dahil edilir. Yapay bağımsız değişkenli bir
model oluşturulurken model tek bir yapay bağımsız değişkenli olarak oluşturulabileceği gibi birden fazla
sayıda nitel özelliği temsil eden yapay değişkenler veya herhangi sayıda nitel ve nicel değişkenler bir araya
getirilerek de düzenlenebilir.

Yapay Değişken Kullanarak Ortalamalar Arası Farkları Bulma


İstatistiğin konularından biri, iki grup arasındaki ortalamalar arası farkın anlamlılığının test edilmesi-
dir. Bunun t-testi ile yapıldığını hatırlayabiliriz. Bu başlık altında bu testin yapay değişkenler yardımıyla
nasıl yapılabileceğini göreceğiz.
Ekonometrik modelimizin genelde nitel ve nicel özellikleri aynı anda içermesi daha yaygın olmakla
birlikte, nitel özellikleri anlamak için sadece bir yapay değişkenli bir modelle başlıyoruz. Bu süreç, yapay
değişken(ler) tarafından tanımlanan gruplar için ortalamaları belirleme anlamına gelir. Bağımsız bir değiş-
ken olarak kullanmak istediğimiz nitel özellik sadece iki gruptan oluşuyorsa aşağıdaki tek yapay değişkenli
bir model olarak ifade edilebilir:

Yi = β0 + β1Di + ui (5.1)

burada, Y bağımlı değişken, β0 kesim noktası (veya sabit terim) ve β1 yapay değişken (D) tarafından temsil
edilen özelliğin etkisinin etkisidir. Di = 1 nitel özellik mevcutsa ve Di = 0 nitel özellik mevcut değilse ui
KDRM’nin olağan varsayımlarına sahip hata terimidir.
Bağımsız değişken olarak kullanmak istediğiniz nitelik ikiden fazla gruba sahipse durum sayısı eksi bir
(J – 1) değişken içermelidir. Örneğin üç olası sonuç içeren {A, B ve C} nitelik kullanmak istediğinizi kabul
edelim. O zaman bu niteliği temsil etmek için model şöyle oluşturulur:

Yi = β0 + β1DiB + β2DiC + ui (5.2)

97
Yapay Değişkenli Modeller

gözlem B grubuna aitse DiB = 1 değilse 0, gözlem C grubuna aitse DiC = 1 değilse 0 ve gözlem A grubu
ise DiB = DiC = 0, bu denklemi kullanarak herhangi bir iki grubun karşılaştırılmasında A grubu referans
veya temel gruptur.
Yapay değişkenli modellerin en basit biçimi modelin açıklayıcı değişkenin sadece bir yapay değişken-
den oluştuğu modeldir. Örneğin büro çalışanlarının ortalama maaşlarının cinsiyetin fonksiyonu olduğu
aşağıdaki modeli dikkate alalım:

Yi = β0 + β1Di + ui (5.3)

burada Y büro çalışanının aylık maaşı,


Di = 1 çalışan erkek ise, 0 çalışan kadın ise
Modelden bir kadın çalışanın ortalama maaşı D = 0 iken Y’nin beklenen değeri, yani E(Y | D = 0),
aşağıdaki gibi elde edilir:

E(Yi| D=0) = β0+β1.0=β0 (5.4)

Bir erkek çalışanın ortalama maaşı ise:

E(Yi| D=1) = β0+β1.1=β0+β1 (5.5)

Sabit terim bir kadın çalışanın ortalama maaşını vermektedir. Yapay değişkenin katsayısı bir erkeğin
ortalama maaşının bir kadının maaşından farkını gösterir. Erkeklerin ortalama maaşı ise sabit terim artı
yapay değişkenin katsayısıdır.
Sonuçların aşağıdaki gibi olduğunu düşünelim:

Ŷi=2.30 + 0.36Di
t= (42.65) (6.58) (5.6)

burada, Y gelir (bin T), ve D = 1 erkek ise 0 değilse


Kadın çalışanların tahmin edilen aylık ortalama maaşı T3200 ve erkek çalışanların aylık ortalama
maaşı T3200 + T360 = T3560 ’dir. β1 anlamlı olduğu sürece cinsiyet farklılıkları istatistiki bakım-
dan anlamlıdır.

Yi
Maaş

β0+β1=Ortalama
β0= Ortalama erkek maaşı
kadın maaşı

Kadın Erkek Cinsiyet

Grafik 5.1 Yapay değişkenlerin ortalamaları karşılaştırmada kullanımı

98
Ekonometrinin Temelleri

Yapay Değişkenin Nicel Değişkenlerle Birlikte Kullanılması


Bir yapay değişkenin nicel bir değişkenle birlikte kullanılmasını aşağıdaki modelle dikkate alalım:

Yi = β0 + β1Di + β2Xi + ui (5.7)

burada, Y ofis çalışanının aylık maaşı (bin T olarak), D birey erkekse 1 değilse 0 sıfır değerini alan bir yapay
değişken, X ise yıl olarak deneyim değişkenleri olsun.
Bir kadın çalışanın ortalama maaşı:

E (Yi | Di = 0) = β0 + β1·0 + β2Xi


= β0 + β2Xi

Bir erkek çalışanın ortalama maaşı:

E (Yi | Di = 0) = β0 + β1·1 + β2Xi


= (β0 + β1) + β2Xi

Her iki grubun ortalama tepkisi, grafik olarak Grafik 5.1’de olduğu gibi gösterilir. Grafikte, iki paralel
regresyon doğrusu yer almaktadır. β1’in pozitif olduğu varsayımı ile erkeklerin maaş düzeyi kadınların-
kinden daha yüksektir, deneyim ile beraber maaştaki artış erkek ve kadın çalışanlar için aynı şekilde artar.
100 gözlemli bir örneklemden şu tahmin sonuçlarının elde edildiğini kabul edelim:

Ŷi= 2.80+0.25Di+0.40Xi
t= (42.65) (6.58) (54.2) (5.8)

Eğer tecrübe 0 ise (yani X = 0 ise) kadınların ortalama maaşı T2800, (yani, 2.80 x T1000) erkeklerin
ortalama maaşı ise 2800 + 250 = T3050 ’dir (2.80 bin T + 0.25 bin T = 3.05 bin T). Bir yıllık tecrübe ila-
vesi erkek veya kadın çalışanların maaşını T400 (0.40 x T1000) artırmaktadır. Bu durumda â2 iki grubun
ortalama değerleri arasındaki fark olarak yorumlanır. Yapay değişken üzerine katsayının t değeri, yaklaşık 2
olan %5 tablo kritik değerinin oldukça üzerinde olduğundan katsayının anlamlı olduğunu göstermektedir.
Bunun sonucu, tecrübe sabit tutulursa, erkek ve kadın çalışanların ortalama maaşlarının istatistiki bakım-
dan birbirinden farklı olduğunu göstermektedir.
Yi
Maaş

Erkek
Kadın
β0+β1 β2
β0 β2

Deneyim Xi

Grafik 5.2 Yapay değişkenlerin nicel değişkenlerle birlikte kullanımı

99
Yapay Değişkenli Modeller

Yapay Değişkenlerde Referans Grubun Değiştirilmesi


Yukarıdaki örneklerde yer alan yapay değişkenlerde erkeklere 1, kadınlara 0 değeri atamıştık. Yani re-
ferans grup kadınlar olarak alınmıştı. Bu defa erkekleri referans grup olarak alalım ve yapay değişkenimizi
kadın ise 1, erkek ise 0 olarak düzenleyelim. Modelimiz aşağıdaki gibi olsun:

Yi = β0 + β1Di + β2Xi + ui (5.9)

Burada; Y ofis çalışanının aylık maaşı, D = 1 çalışan kadın ise, 0 değilse (erkekse), ε hata terimidir.
Bir erkek çalışanın ortalama maaşı:

E (Yi | X, Di = 0) = β0 + β1·0 + β2Xi


= β0 + β2Xi (5.10a)

Bir kadın çalışanın ortalama maaşı:

E (Yi | Di = 0) = β0 + β1·1 + β2Xi


= (β0 + β1) + β2Xi (5.10b)

Bu durumda, model aynı verilerle tahmin edildiğinden β1 için negatif bir katsayı beklenir. Daha genel
olarak ifade edersek bir yapay değişkenin referans grubu değiştirildiğinde yapay değişkene ait katsayı değeri
aynı fakat ters işaret alır.

dikkat
Referans (temel) grubun değiştirilmesi durumunda, yapay değişkene ait katsayının işareti değişir rakamsal değeri
aynı kalır.

100
Ekonometrinin Temelleri

İki Grubun Birlikte Dahil Edilmesi


İki grup için iki ayrı yapay değişkeni sabit terim ile birlikte aynı modelde kullanamayız. Örneğin biri
(D1) erkekse 1, kadınsa 0 ve diğeri (D2) kadın ise 1, erkekse 0 gibi iki yapay değişkeni sabit terimle birlikte
aynı modelde kullanamayız. Aksi hâlde, bu iki değişkenin toplamı tüm gözlemlerde 1 değerini alarak sabit
terimin değişkeni olan 1 değerleriyle tam doğrusal ilişkili olur. Bu durum yapay değişken tuzağı olarak
adlandırılır. Böyle bir durumda parametre tahminleri belirsiz varyans ve standart hataları ise sonsuz büyük-
lükte olur. Yani, parametreler ile varyans ve standart hataları tahmin edilemez. Yani modeli aşağıdaki gibi
düzenlersek yapay değişken tuzağı nedeniyle tahmin edilemez:

Yi = β0 + β1D1i + β2 D2i + β3 Xi + βi !! bu model tahmin edilemez.

burada; D1 = 1 erkekse, = 0 kadınsa; D2 = 1 kadınsa, = 0 erkekse


Bununla birlikte, modelde sabit terime yer verilmezse tam doğrusallık ortadan kalkmış olur. Bunun so-
nucu her iki grubu temsil eden yapay değişkenlerin parametreleri o grubun sabit terimi olarak yorumlanır.
Böyle bir modeli aşağıdaki gibi düzenleyebiliriz:

Yi = β1D1i + β2 D2i + β3 Xi + ui !! Uygun şekilde tahmin edilebilir.

burada; D1 = 1 erkekse, = 0 kadınsa; D2 = 1 kadınsa, = 0 erkekse


Bu durumda kadınlar ve erkekler için beklenen değer sırasıyla aşağıdaki gibidir:
Kadınlar için beklenen değer:

E (Yi | X, D1i = 0, D2i = 1) = β1 ·0 + β2·1 + β3Xi


= β2 + β3Xi (5.11)

Erkekler için beklenen değer:

E (Yi | X, D1i = 1, D2i = 0) = β1 ·1 + β2·0 + β3Xi


= β1 + β3Xi (5.12)

Araştırmalarla
İlişkilendir
Aşağıda yapay değişkenli bir model yardımıyla Borsa İstanbul BİST 100 Endeksinde haftanın gün-
leri etkisini araştıran örnek bir bilimsel makalenin konumuzla ilgili olan seçilmiş bölümleri yer almak-
tadır. Özellikle OLS ( yani EKK) yöntemine dayalı kısımlar verilmekle yetinilmiştir. Bu araştırmanın
sonuç ve bulguları için orijinal makaleye başvurulmalıdır.
BİST 100’de Haftanın Günü Anomalisi: Ekonometrik Bir Analiz
Ali ARI
(Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, ali.ari@marmara.edu.tr)
Özge YÜKSEL (Namık Kemal Üniversitesi, İktisat Bölümü, ozgeyuksel62@gmail.com)
Öz: Etkin Piyasa Hipotezi menkul kıymet pazarlarında oluşan fiyatların tahmin edilemeyeceğini
dolayısıyla pazar getirisinin üzerinde aşırı kazanç elde edilemeyeceğini iddia eder. Yapılan araştırmaların
bir kısmı bu hipotezi desteklerken azımsanmayacak bir kısmı ise bu hipotez ile çelişen sonuçlar ortaya
koymuştur. Etkin Piyasa Hipotezi ile çelişen bulgular ise normalden uzaklaşma anlamına gelen anomali
kavramı ile açıklanmıştır. Bu çalışmanın amacı Borsa İstanbul’daki olası dönemsel anomalileri OLS,
GARCH ve EGARCH yöntemleri ile ampirik olarak ortaya koymaktır. Bu çerçevede BİST 100’e ait
03/01/2003-01/07/2016 tarihleri arasındaki 3.389 günlük kapanış verileri kullanılarak haftanın günü

101
Yapay Değişkenli Modeller

etkisinin varlığı araştırılmaktadır. Farklı model sonuçlarına göre BİST 100’de haftanın günü etkisine
rastlanmamaktadır. Bu bağlamda BİST’in zayıf formda etkin olduğu ifade edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Etkin Piyasa Hipotezi, Haftanın Günü Anomalisi, En Küçük Kareler Yöntemi
(OLS), GARCH, EGARCH.

4. Veri Seti ve Metodoloji
Çalışmada haftanın günü anomalisinin BİST 100’de var olup olmadığı, 03/01/2003 ile 01/07/2016
tarihleri arasındaki 3.389 adet kapanış fiyatları kullanılarak çeşitli istatistiki ve ekonometrik analiz-
ler yardımıyla incelenmektedir. Araştırmada kullanılan veriler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
(TCMB) elektronik veri dağıtım sisteminden temin edilmiştir. Her bir günlük kapanışa ait fiyat serile-
rinin, araştırmanın amacına göre günlük getiri oranlarına dönüştürülmesi işlemi için aşağıdaki eşitlik
(1) kullanılmıştır:
⎡ P ⎤
R1 = 1n ⎢ t ⎥×100
⎣ Pt−1 ⎦ (1)
Burada, Rt t dönemindeki getiri oranını, Pt t dönemindeki kapanış fiyatını, Pt-1 t-1 dönemdeki
kapanış fiyatını ifade etmektedir.
Literatürde haftanın günlerinin finansal piyasalarda getiri oluşum sürecine etkisi olup olmadığını
test etmek için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmada, ilk aşamada OLS yöntemi ile kukla
değişkenli regresyon analizi tercih edilmiştir. Kullanılan regresyon denklemi aşağıdaki gibidir:

Rt = β1 + β2 Dpazartesi + β3 Dsalı + β4 Dperşembe + β5Dcuma + βi (2)

Bu denklemde Rt, t zamandaki getiri oranını, D değerleri ise borsadaki her işlem günü için tanım-
lanmış olan kukla değişkenleri ifade etmektedir. Burada Pazartesi günü için tanımlanan kukla değer
(Dpazartesi) ilgili gün olan Pazartesi için 1 değerini alıp diğer günler için 0 değerini almaktadır ve bu
yöntem diğer tüm işlem günleri için uygulanmaktadır. Diğer taraftan, Çarşamba günleri (β1) regresyon
modeline sabit olarak eklenmiştir. Böylece Çarşamba ve Çarşamba’nın diğer günlerden farkı sabitlene-
rek analiz yapılmıştır.
Çalışmada oluşturulan temel araştırma hipotezi aşağıdaki gibidir: H0 = Endeksin hafta başı günler-
de (Pazartesi ve Salı) sağladığı ortalama getiriler ile endeksin hafta sonu günlerde (Perşembe ve Cuma)
sağladığı ortalama getiriler arasında farklılık yoktur (H0: β2 = β3 = β4 = β5). H1 = Endeksin hafta başı
günlerde (Pazartesi ve Salı) sağladığı ortalama getiriler ile endeksin hafta sonu günlerde (Perşembe ve
Cuma) sağladığı ortalama getiriler arasında farklılık vardır (H0: β2 ≠ β3 ≠ β4 ≠ β5).
Kukla değişkenli regresyon analizinin varsayımlarından değişen varyans White testi ile sınanmıştır.
Kukla değişkenli regresyon analizinde karşılaşılan otokorelasyon ve değişen varyans sorunu nedeniyle
(bkz. Tablo 6), seriler varyans ve kovaryansın zaman içinde değişmesine izin veren Genelleştirilmiş
Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (GARCH) ve Üssel GARCH (EGARCH) modelleri ile de test
edilmiştir
...
5. Bulgular

Eşitlik (2)’ye göre oluşturulan regresyon analizi sonuçları Tablo 3’de verilmiştir. Buna göre p olasılık
değerleri dikkate alındığında tüm değerlerin %10 anlamlılık seviyesinden büyük olduğu görülmektedir.
Bu nedenle H0 hipotezi reddedilememekte ve böylece günlere ait getirilerin birbirinden farklı olma-
dıkları sonucuna varılmaktadır. Ayrıca Tablo 3’te verilen F-İstatistiği ve F İstatistik olasılık değerleri de
H0 hipotezinin reddedilemediğini göstermektedir. Bir diğer ifadeyle haftanın günleri arasında getiri
bağlamında herhangi bir farklılık söz konusu değildir.

102
Ekonometrinin Temelleri

Tablo 5.3 Regresyon Model Sonuçları


Değişken Katsayı Standart Hata t-İstatistiği Olasılık (p)
Pazartesi -0.011441 0.097588 -0.117240 0.9067
Salı 0.029043 0.097624 0.297502 0.7661
Çarşamba (c) 0.033411 0.069056 0.483824 0.6285
Perşembe 0.034130 0.097805 0.348958 0.7271
Cuma 0.072783 0.097732 0.744718 0.4565
R2 0.000269 Standart Hata 1.798109
Adj. R2 -0.000914 F-İstatistiği 0.227128
Akaike 4.012823 F-İstatistik Olasılığı 0.9233

Kaynak: Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2017 Cilt: 54 Sayı: 632, ss. 77-89

Öğrenme Çıktısı
4 İki grup arasındaki ortalama farkının regresyon analizinde nasıl tanımlanacağını ve grup
ortalamaları arasında farkın anlamlılığının nasıl test edileceğini ifade edebilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

İktisadi uygulamalarda
İktisatta rejim değişimi ko- Farklı rejimler ile nitel de- farklı rejimlerin neler ola-
nusunu araştırın. ğişkenleri ilişkilendirin. bileceğini arkadaşlarınızla
tartışın.

YAPAY DEĞİŞKENLERİN EĞİM PARAMETRELERİNİ ETKİLEMESİ


Yapay değişkenler sabit terimi etkilediği gibi eğim parametrelerini de etkileyebilirler. Yapay değişken-
lerin sabit terimi etkilemesi durumunda sabit terim olası grupları için farklılaşmaktaydı. Yapay değişkenin
eğim parametresini etkilemesi durumunda, yapay değişken bu defa eğim parametresinde olası gruplar
arasında farklılığa neden olur. Böyle bir durum yapay değişkenle nicel değişkenin etkileşimi olarak bilinir
ve modele yapay değişkenle nicel değişkenin çarpımı olarak dahil edilir. Ofis çalışanlarının maaşı örneğin-
den hareket edersek kadın çalışanlar ile erkek çalışanların işe başlama maaşları yanında bir yıllık deneyim
artışının maaşta farklı artışa yol açtığını modelleştirmek istersek modele etkileşim terimi dahil ederiz. Bu
durumda model aşağıdaki gibi oluşturulur:

Yi = β0 + β1 Di + β2 Xi + β3 (DX)i + ui (5.13)

burada, X nicel değişken deneyim, Di ofis çalışanı erkekse 1 değilse 0 değerini alan yapay değişken ve DX
etkileşim terimdir (her bir gözlem için yapay değişkenle nicel değişkenin çarpımından oluşur). Kadınlar ve
erkekler için beklenen koşullu ortalamalar aşağıdaki gibidir:

103
Yapay Değişkenli Modeller

Kadınlar için (Di = 0)

E (Yi | X, Di = 0) = β0 + β1·0 + β2Xi + β3(0·X)i


= β0 + β2Xi (5.13)

Erkekler için (Di = 1)

E (Yi | X, Di = 1) = β0 + β1·1 + β2Xi + β3 (1·X)i


= β0 + β1 + β2Xi + β3Xi
= (β0 + β1) + (β2 + β3)Xi (5.14)

Böylece, modele yapay değişken yanında kesişim teriminin de dahil edilmesi sabit terim yanında eğim
parametresinin de gruplar için farklı olmasına neden olmuştur. Modeldeki β1 yapay değeri 1 olan grubun
referans gruptan sabit terim farklılığını gösterirken β3 yapay değeri 1 olan grubun referans gruptan eğim
farkını gösterir. Bizim örnek modelimiz için β1 erkeklerin kadınlara göre işe başlama (yani deneyim sıfır
iken) beklenen maaş farkını ve β3 erkekleri ilave bir yıl çalışmanın getirdiği maaş farkını göstermektedir.
β1 ve β3 parametreleri istatistiki bakımdan farklıysa gruplar için hem sabit hem de eğim parametrelerinin
farklı olduğu anlamına gelir. Böyle bir durumda elde edilen regresyon tahmini sonuçları, modelin yapay
değişken ve etkileşim terimi olmaksızın grupların her birine ayrı ayrı uygulanmasıyla elde edilen sonuçlarla
aynı olacaktır.
Bir yapay değişken, bir nicel değişken ve yapay ile nicel değişken etkileşimli bir terim içeren bir model
tahmin edildiğinde parametrelerin anlamlılığına göre dört olası sonuçtan birini elde edilir. Bunlar:
i) Tek regresyon doğrusu: Hem yapay değişken hem de etkileşim terimlerine ait katsayıların sıfır yani
istatistiki bakımdan anlamsız olması
ii) Farklı sabit aynı eğime sahip iki ayrı regresyon doğrusu: Yapay değişkene ait katsayının sıfırdan farklı
yani anlamlı ve etkileşim terimine ait katsayının sıfır yani anlamsız olması
iii) Aynı sabit ancak farklı eğime sahip iki ayrı regresyon doğrusu: Yapay değişkene ait katsayının sıfır yani
anlamsız ve etkileşim terimine ait katsayının sıfırdan farklı yani anlamlı olması
iv) Farklı sabit ve farklı eğime sahip iki ayrı regresyon doğrusu: Hem yapay değişkene ait katsayının hem
de etkileşim terimine ait katsayının sıfırdan farklı yani anlamlı olması
Grafik 5.3’te yapay değişkenin katsayısının anlamsız etkileşim katsayısının ise anlamlı olduğu bir reg-
resyon sonuçları görülmektedir. Gruplar için sabit terimin aynı fakat eğimin farklı olması nedeniyle grup-
ları her biri için aynı kesim noktasından çıkan iki farklı regresyon doğrusu oluşmaktadır:
Yi Yˆ i=(βˆ 0+βˆ 1)+(βˆ 2+β
ˆ 3)Xi
Yˆ i=βˆ 0+βˆ 1Di+β
ˆ 2Xi+β
ˆ 3(DX)i
Eğer βˆ 1=0 ve Di= 1 ise

Maaş
Yˆ i=β
ˆ 0+β
ˆ 2Xi
Eğer βˆ 1=0 ve Di= 0 ise

βˆ 0

Deneyim Xi

Grafik 5.3 Yapay Değişkenlerin Nicel Değişkenlerle Etkileşimi (Aynı Sabit Farklı Eğim)

104
Ekonometrinin Temelleri

Yi Yˆ i=βˆ 0+βˆ iDi+βˆ 2Xi+β


ˆ 3(DX)i
Yˆ i=βˆ 0+(βˆ 2+βˆ 3)Xi
Eğer βˆ 1=0 ve Di= 1 ise

Maaş
Yˆ i=β
ˆ 0+β
ˆ 2Xi
Eğer βˆ 1=0 ve Di= 0 ise

βˆ 0+βˆ 1
ˆ0
β

Deneyim Xi

Grafik 5.4 Yapay Değişkenlerin Nicel Değişkenlerle Etkileşimi (Farklı Sabit Farklı Eğim)

Grafik 5.4’te yapay değişkenin katsayısının anlamsız etkileşim katsayısının ise anlamlı olduğu bir reg-
resyon sonuçları görülmektedir. Gruplar için sabit terimin aynı fakat eğimin farklı olması nedeniyle grup-
ları her biri için aynı kesim noktasından çıkan iki farklı regresyon doğrusu ortaya oluşmaktadır.
Ofis çalışanlarının maaşı örneğimizde aşağıdaki sonuçları elde ettiğimizi kabul edelim:

Ŷ, = 2.65+ 0.24Di + 0.38Xi+ 0.03 (DX)i


t = (41.1) (1.18) (58.3) (14.4) (5.15)

burada, X nicel değişken deneyim, Di ofis çalışanı erkek ise 1, değilse 0 değerini alan yapay değişken ve DX
etkileşim terimdir Modelde tüm katsayılar artı değer almış, yapay değişken D dışındaki katsayılara ait t is-
tatistikleri yaklaşık 2 olan %5 tablo kritik değerinden büyük oldukları için istatistiki bakımdan anlamlıdır,
yani bağımlı değişken üzerinde önemli etkiye sahiptirler. Yapay D değişkenine ait katsayı %5’te istatistiki
bakımdan anlamlı değildir. Bu değişkene ait katsayının anlamlı olmaması kadın ve erkek ofis çalışanlarının
başlangıç maaşlarında anlamlı bir farklılık olmadığı anlamına gelir. Bununla birlikte etkileşim terimine ait
katsayının anlamlı olması bir yıllık ilave tecrübe karşısında kadın çalışanlar ile erkek çalışanların maaş ar-
tışları farklılık göstermektedir. Bu model bulgularına göre kadın ve erkeklerin sıfır deneyim ile işe başlama
maaşları ortalama T2650 (2.65x T1000), ilave bir yıllık deneyim karşısında kadınlar T380 (0.38x T1000)
maaş artışı alırken erkeklerin maaş artışı T410 ’dir ((0.38+0.03)x1000). Bu bulgular Grafik 5.3’teki aynı
sabit farklı eğime sahip iki regresyon doğrusu durumuna uyar.

105
Yapay Değişkenli Modeller

Öğrenme Çıktısı
5 Bir regresyona bir eğim yapay değişkeninin hangi durumda, nasıl dahil edileceğini ve nasıl
yorumlanacağını açıklayabilme ve bir örnek verebilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

İktisadi uygulamalarda sa-


Parametre simetrisi veya Parametre simetrisi veya bit terim kuklasının mı
asimetrisi ile eşik modeller asimetrisini nitel değişkenle yoksa eğim kuklasının mı
kavramlarını araştırın. ilişkilendirin. daha yaygın kullanıldığını
arkadaşlarınızla tartışın.

İKİ VEYA DAHA FAZLA NİTEL DEĞİŞKENİN ETKİLEŞİMİ


İki nitel veya yapay değişkeni birbiriyle etkileşime sokmak, çeşitli grup birleşimleri arasındaki farkları
tespit etmenizi sağlar. Bir ekonometrik modelde yapay değişkenlerle, nitel özelliklerin bağımsız etkisini
tahmin edebiliriz ancak yapay değişkenlerin etkileşimini modele dahil ederek birden çok özelliğin varlığı-
nın bağımlı değişkeni nasıl etkilediğini görebiliriz.
İki (veya daha fazla) özelliğin birlikte varlığının, bağımlı değişkenimiz üzerinde ek bir etkiye sahip
olabileceğini düşündüğümüzde yapay değişkenleri birbirleriyle etkileşime sokabiliriz. Örneğin üniversite
mezunu kadın ofis çalışanı olmanın maaşa etki yapabileceğini düşünüyorsak kadın olma yapay değişkeni
ile üniversite mezunu olma yapay değişkeninin etkileşimini modele dahil edebiliriz. Böyle bir model aşa-
ğıdaki gibi yazılabilir:

Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 D2i + β4(D1·D2)i + ui (5.16)

burada, Y ofis çalışanının maaşını, X yıl olarak deneyim, D1 gözlem kadın ise 1, erkekse 0 değerini alan
yapay değişken ve D2 gözlem üniversite mezunu ise 1 değilse 0 değerini alan yapay değişken, D1·D2 etki-
leşim terimi ve u bildik özelliklere sahip hata terimidir.

dikkat
İki veya daha fazla nitel özelliğin birlikte varlığının bağımlı değişken üzerinde ek bir etkiye sahip olabileceği dü-
şünülüyorsa yapay değişimlerin etkileşimi modele dahil edilir.

Çeşitli gruplar için beklenen değerler aşağıdaki gibidir:


Üniversite mezunu olmayan erkekler için maaş fonksiyonu:

E (Yi | X, D1i = 0, D2i = 0) = β0 + β1 Xi + β2 · 0 + β3 · 0+ β4(0 · 0)i


= β0 + β1Xi (5.17)

Üniversite mezunu erkekler için maaş fonksiyonu:


E (Yi | X, D1i = 0, D2i = 1) = β0 + β1 Xi + β2 · 0 + β3 · 1+ β4(0 · 1)i
= (β0 + β3) + β1Xi (5.18)

106
Ekonometrinin Temelleri

Üniversite mezunu olmayan kadınlar için maaş fonksiyonu:

E (Yi | X, D1i = 1, D2i = 0) = β0 + β1 Xi + β2 · 1 + β3 · 0+ β4(1 · 0)i


= (β0 + β2) + β1Xi (5.19)

Üniversite mezunu kadınlar için maaş fonksiyonu:


E (Yi | X, D1i = 1, D2i = 0) = β0 + β1 Xi + β2 · 1 + β3 · 1 + β4(1 · 1)i
= (β0 + β2 + β3 + β4) + β1Xi (5.20)

İki nitel değişken etkileşiminin modele dahil edilmesi, regresyon fonksiyonunun her bir nitel özellik
kombinasyonu için farklı sabit terimlere sahip olmasını sağlamıştır. Yapay değişkenlerin ve etkileşimlerinin
katsayıları, sabit terimin tahmin edilen büyüklükte kaymasına neden olur.
İki yapay değişken ve iki nitel özellik arasındaki etkileşimi olan bir modelin tahmininden dört olası
sonuçtan biriyle karşılaşırız:
(i) Bir regresyon doğrusu: Yapay değişken ve yapay etkileşimli değişkene ait katsayılar sıfırdır (veya
istatistiki bakımdan anlamlı değildir).
(ii) İki regresyon doğrusu: Bir yapay değişken için katsayı anlamlı ancak diğer yapay değişken katsa-
yısı ve etkileşim katsayısı sıfırdır (veya istatistiki bakımdan anlamlı değildir).
(iii) Üç regresyon doğrusu: Yapay değişken katsayıların her ikisi de anlamlı ancak etkileşim katsayısı
sıfırdır (istatistiksel olarak anlamlı değildir).
(iv) Dört regresyon doğrusu: Yapay değişken katsayıları ve etkileşim katsayısı anlamlıdır.

Yˆ i=β
ˆ 0+β
ˆ iXi+βˆ 2D1i+βˆ 3D2i+β
ˆ 4(D1D2)i
Yi

Maaş ˆ 0+βˆ 2+βˆ 3+βˆ 4)+βˆ 1Xi Üniversite mezunu


Yi=(β

Yˆ i=(βˆ 0+βˆ 2)+βˆ 1Xi Üniversite mezunu olmayan


βˆ 0+βˆ 2+βˆ 3+β
ˆ4
Yˆ i=(βˆ 0+βˆ 3)+βˆ 1Xi Üniversite mezunu erkekler
βˆ 0+βˆ 2 Yˆ i=β
ˆ 0+β
ˆ 1Xi Üniversite mezunu olmayan erkekler için
βˆ 0+βˆ 3

βˆ 0

Deneyim Xi

Grafik 5.5 Bir yapay değişken (X), iki anlamlı yapay değişken katsayısı ve anlamlı bir etkileşimli yapay değişken
katsayısı durumunda olası nitel özellik bileşenleri için regresyon doğruları

Grafik 5.5’te örnek model için tüm katsayıların pozitif olduğu varsayımı altında dört bileşen için reg-
resyon doğruları görülmektedir. β4 katsayısı üniversite mezunu olmanın aylık maaş üzerine etkisini gös-
termektedir.
Ofis çalışanlarının maaşı örneğimizde aşağıdaki sonuçları elde ettiğimizi kabul edelim:

Ŷi=2.80+0.40Xi - 0.24D1i+0.02D2i+1.20 (D1.D2)i


t= (42.65) (54.2) (-6.55) (2.02) (3.05) (5.21)

107
Yapay Değişkenli Modeller

burada, yukarıda belirtildiği gibi Y ofis çalışanının maaşını (bin TL), X yıl olarak deneyim, D1 gözlem ka-
dın ise 1, erkekse 0 değerini alan yapay değişken ve D2 gözlem üniversite mezunu ise 1, değilse 0 değerini
alan yapay değişken, D1·D2 etkileşim terimidir. Tüm katsayılara ilişkin t değerleri %5 önem seviyesinde
yaklaşık 2 olan kritik değerden mutlak olarak büyük oldukları için sıfırdan farklı yani anlamlıdır. D1 yapay
değişkeninin katsayısı negatif değer aldığından yapay değişkende “1” ile temsil edilen kadın çalışanların
erkeklere göre düşük maaş aldıklarını göstermekle birlikte kesişim teriminin pozitif değer alması üniversite
mezunu kadınların T1200 (1.2x T1000) daha fazla ücret elde ettiklerini göstermektedir.

Öğrenme Çıktısı
6 Bir regresyona denklemine iki yapay değişkeninin etkileşiminin hangi durumda, nasıl dahil
edileceğini ve katsayısının nasıl yorumlanacağını ifade edebilme ve bir örnek verebilme

Araştır 5 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Konut satış fiyatı veya kira


Konut satış fiyatı veya kira Nitel değişkenlerin etkileşi-
bedeli için nitel değişkenle-
bedeli için nitel değişkenle- mini ücret denklemiyle iliş-
rin etkileşimini arkadaşları-
rin etkileşimini araştırın. kilendirin.
nızla tartışın.

108
Ekonometrinin Temelleri

Yapay değişkenleri tanımlayabilme,


1 örnekler verebilme ve yapay değişkenli
model türlerini belirtebilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Yapay Değişkenler ve Yapay
Değişkenli Model Türleri

1 Uygun sayısal bir ölçekte ölçülemeyen nitel özellikler veya ölçülebilse bile nitel olarak alınması daha yarar-
lı olan özellikleri temsil etmek üzere oluşturulan değişkenler yapay değişken olarak adlandırılır. Örneğin dil,
din, ırk, cinsiyet gibi kişisel özelliklerin yanında coğrafi bölgeler (doğu bölgesi, batı bölgesi, güney bölgesi,
kuzey bölgesi veya onların türevleri), aylar, mevsimler, günler, dönemler (savaş öncesi savaş sonrası, politika
öncesi, politika sonrası gibi) yapay değişkenle temsil edilebilecek özelliklere örnek olarak verilebilir. Yapay
değişkenler ekonometrik modellerde bağımlı veya bağımsız değişken olarak yer alabilirler. Bunlar sırasıyla,
“yapay bağımlı değişkenli modeller” ve “yapay bağımsız değişkenli modeller” olarak adlandırılırlar. Yapay
değişkenlerin ekonometrik modeller bağımlı değişken olarak kullanılması bazı tahmin güçlüklerine neden
olur. Yapay değişkenlerin ekonometrik modellerde bağımlı değişken olarak yer alması (i) Doğrusal olasılık
modeli, (ii) Logit modeli ve (iii) Probit modeli bağlamında incelenir.

Nitel ve nicel ekonomik


2 değişkenler arasındaki farkı
açıklayabilme

3 Nitel bilgileri nicel verilere


dönüştürebilme

Nitel Bilgilerin Nicelleştirilmesi

2 Nicel ekonomik değişkenler uygun sayısal ölçekte ölçülebilen değişkenler olup sürekli değerler alırlar.
Buna karşılık nitel değişkenler uygun bir sayısal ölçekte ölçülemeyen değişkenlerdir. Nitel değişkenler ge-
nellikle örneklemi alt gruplara ayırırlar. Örneğin cinsiyet değişkeni örneklemi kadınlar, erkekler olarak iki
alt gruba ayırırken, mevsim değişkeni çeyreklik verileri I. Çeyrek, II. Çeyrek, III. Çeyrek ve IV. Çeyrek
olmak üzere dört alt gruba ayırır.

3 Bir ekonometrik modelde yer alan değişkenler uygun bir sayısal ölçekte ölçülen nicel değişkenlerdir.
Nicel olmayan değişkenlerin uygun bir şekilde nicel verilere dönüştürülmesi gerekir. Nitel bir değişken iki
gruba sahipse, bu niteliği nicel olarak ifade etmek için bir yapay değişken oluşturmamız gerekir. Yapay de-
ğişken, iki özellikten biri mevcutsa “1”, diğeri mevcutsa “0” değerini alır. Oluşturulan yapay değişken için
0 değeri tanımlanan (veya atanan) gruba referans veya temel grup adı verilir. Örneğin, “1”, kişinin erkek
olduğunu ve “0” kişinin kadın olduğunu gösterir.
Nitel bir özelliğin ikiden fazla grubu (veya mümkün duruma) varsa bu nitel bir özelliği nicel olarak temsil
etmek için, grup sayısı eksi 1 adet yapay değişken oluşturmanız gerekir. Yapay değişken, belirli bir özellik
varsa 1 değerini, yoksa 0 değerini alır. Başka bir deyişle, J sayıda grubumuz varsa, her biri 1 ve 0 değerlerin-
den oluşan J – 1 sayıda yapay değişkene ihtiyaç duyarız. Yapay değişken içermeyen grup, diğer tüm yapay
değerlerin 0 olduğu durumda temsil edilir ve referans veya temel grup olarak adlandırılır.

109
Yapay Değişkenli Modeller

İki grup arasındaki ortalama farkının regresyon

4 analizinde nasıl tanımlanacağını ve grup


ortalamaları arasındaki farkın anlamlılığının nasıl
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

test edileceğini ifade edebilme

Yapay Değişkenlerin Sabit


Terimi Etkilemesi

4 Bağımlı değişkenin sabit terimle birlikte ikili bir yapay değişken üzerine regresyonu (Yi = β0 + β1 Di +
ui ) yapay değişkende yer alan gruplar arasındaki farkın modelleştirilmesini sağlar. Böyle bir modelde sabit
terim (β0) yapay değişkende “0” değeri alan grubun ortalamasını, eğim parametresi (β1) yapay değişkende
“1” değeri alan grubun “0” değeri alan gruptan ortalama farkını, sabit terimle eğim parametresinin toplamı
(β0 + β1) “1” değeri alan grubun ortalamasını verir. İki grup ortalamaları arasındaki farkın istatistiki bakım-
da anlamlı olup olmadığı eğim parametresinin anlamlılığı ile test edilir. Eğim parametresine ait t-istatistiği
mutlak olarak 2 veya daha büyükse ortalama farkının %5 önem düzeyinde anlamlı olduğuna karar verilir.

Bir regresyona bir eğim yapay değişkeninin

5 hangi durumda, nasıl dahil edileceğini ve nasıl


yorumlanacağını açıklayabilme ve bir örnek
verebilme

Yapay Değişkenlerin Eğim


Parametresini Etkilemesi

5 Yapay değişkende yer alan nitel özelliklerin bir veya daha fazla açıklayıcı değişkenin eğim katsayılarında
farklılığa neden olacağına inanılıyorsa ya da en azından bu durum test edilmek isteniyorsa modele eğim
yapay değişkeni dahil edilir. Modele eğim yapay değişkeni dahil edilmesi, yapay değişkenle nicel değişkenin
etkileşimi olarak bilinir ve yapay değişken modele nicel değişkenin çarpımı olarak dahil edilir. Yi = β0 + β1
Di + β2 Xi + β3(DX)i + ui regresyonunda (DX)i terimi etkileşim terimidir. Bu regresyondaki β3 parametresi
yapay değişkende “1” değeri alan grubun “0” değeri alan gruptan eğim parametresi farkını verir. Örneğin
bir gelir tüketim fonksiyonunda sabit terim otonom tüketim harcamasına ve eğim parametresi marjinal tü-
ketim eğilimine karşılık gelir. Bir araştırmacı marjinal tüketim eğiliminin cinsiyete göre farklılaşabileceğini
düşünüyorsa düzenleyeceği tüketim fonksiyonuna cinsiyeti temsil eden bir yapay değişkeni gelir değişkeni
ile çarparak dahil eder. Çarpım sonucu oluşan etkileşim teriminin parametresi istatistiki bakımdan anlamlı
ise yapay değişkende “1” değerini alan gruba ait marjinal tüketim eğiliminin diğer grubun marjinal tüketim
eğiliminden anlamlı bir şekilde farklı olduğu bulgusunu elde eder.

110
Ekonometrinin Temelleri

Bir regresyona denklemine iki yapay değişkeninin

6 etkileşiminin hangi durumda, nasıl dahil


edileceğini ve katsayısının nasıl yorumlanacağını

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


ifade edebilme ve bir örnek verebilme

İki veya Daha Fazla Nitel


Değişkenin Etkileşimi

6 İki veya daha fazla sayıda yapay değişkenin çeşitli bileşenlerinin bağımlı değişken üzerinde nasıl bir etki
yaptığını görmek için modele yapay değişkenlerin etkileşimleri (yani çarpımları) dahil edilir. Yi = β0 + β1
D1i + β2D2i + β3Xi + β4(D1·D2)i + ui regresyonunda (D1·D2)i terimi yapay değişken etkileşim terimidir.
Bu değişkenin katsayısı her iki yapay değişkende “1” olan özellik bileşeninin bağımlı değişken üzerindeki
etkisini gösterir. Örneğin bir yapay değişken kadınlar için “1”, erkekler için “0” değerini alıyorsa ve başka
bir yapay değişken üniversite mezunları için “1”, olmayanlar için “0” değerini alıyorsa (D1·D2)i etkileşimine
ait katsayı üniversite mezunu kadın olmanın bağımlı değişken üzerindeki etkisini temsil eder.

111
Yapay Değişkenli Modeller

1 Yapay değişkenli bir ekonometrik model aşa- 5 Yi = β0 + β1Xi + β2Di + β3DİXi+ui denklemin-
ğıdakilerden hangisini inceler? de ve Di değişkeni 0 ve 1 değerleri alan bir yapay
A. Bir nicel bağımlı ve bir nicel bağımsız değişken değişkendir. Bu denklemde β3 katsayısı ne anlama
neler öğrendik?

arasındaki ilişkiyi gelir?


B. Bir nitel bağımlı ve bir kategorik bağımsız de- A. Yapay değişkende 0 olan gruba ait sabit terim
ğişken arasındaki ilişkiyi
B. Yapay değişkende 1 olan gruba ait eğim para-
C. Bir kategorik bağımlı ve bir kategorik bağımsız metresi
değişken arasındaki ilişkiyi
C. Yapay değişkende 0 olan gruba ait eğim para-
D. Bir kategorik bağımlı ve bir nitel bağımsız de-
metresi
ğişken arasındaki ilişkiyi
E. Bir kategorik bağımlı ve bir nicel bağımsız de- D. Yapay değişkende 1 olan grubun 0 (sıfır) olan
ğişken arasındaki ilişkiyi gruptan sabit terim farkı
E. Yapay değişkende 1 olan grubun 0 (sıfır) olan
2 Bir nitel bağımsız değişkenin 4 nitel özellik gruptan eğim farkı
içerdiği durumda bu özellikleri temsil etmek için
modelde kaç yapay değişkene ihtiyaç duyulur? 6 Regresyon modeline girilecek kukla değişken
sayısı neden her zaman grup sayısı (J) eksi 1 (J-1)
A. 1 B. 2
C.
3
sayısına eşit olmalıdır?
D. 4 E. 5
A. Modelin yanlış tanımlamasını önlemek için
3 Bağımlı değişkeni nicel ve biri nitel diğeri ni- B. R-kare değerini artırmak için
cel iki açıklayıcı değişkeni bulunan bir ekonomet- C. Yapay değişken tuzağından kaçınmak için
rik model aşağıdakilerden hangisi ile anılır? D. Modeldeki diğer değişkenleri kontrol etmek
A. Varyans analizi (ANOVA) modeli için
B. Regresyon modeli E. Yukarıdakilerin hiçbiri
C. Logit modeli
D. Probit modeli 7 Bir kişinin yıllık gelirini ve eğitimini temel
E. Kovaryans analizi (ANCOVA) modeli alarak yıllık tasarruflarını belirlemek için şu basit
model kullanılmaktadır:
4 Bir araştırmacı Y değişkeninin iki grup or- Tasarruf = β0 + β1 Eğitim + β2 Gelir + u
talamaları arasında anlamlı bir fark bulunup bu- Modelde, ‘Eğitim’ değişkeni kişi üniversite
lunmadığını yapay değişken yaklaşımıyla sınamak
istemektedir. Bu amaçla aşağıdaki regresyon denk-
mezunu ise 1 değerini alan bir yapay değişken
lemi tahmin sonuçlarını elde etmiştir: ve ‘Gelir’ değişkeni bireyin aylık gelirini gösteren
sayısal bir değişkendir. Eğer β1 > 0 ise, aşağıdaki-
Yi = 25.6 + 5.12 Di lerden hangisi doğrudur?
t = (18.2) (0.25) R2 = 0.75 A. Yüksek gelirli bireylerin tasarrufları daha yük-
Bu denklemde grup ortalamaları arasında %5 sektir.
önem düzeyinde anlamlı bir fark bulunup bulun- B. Düşük gelirli bireylerin tasarrufları daha yük-
madığının kararı aşağıdakilerden hangisinde doğ- sektir.
ru verilmiştir? (Dikkat: t tablo kritik değeri olarak C. Üniversite mezunu olmayanlar mezun olanlar-
yaklaşık değeri 2 dikkate alınmıştır.) dan daha tasarrufludur.
A. Anlamlı fark var, çünkü 25.6 > 2 D. Üniversite mezunları üniversite mezunu olma-
B. Anlamlı fark var, çünkü 18.2 > 2 yanlara göre daha tasarrufludur.
C. Anlamlı fark var, çünkü 5.12 > 2 E. Gelirdeki bir birimlik değişim karşısında tasar-
D. Anlamlı fark yok, çünkü 0.25 < 2 ruf aynı yönde değişir.
E. Anlamlı fark yok, çünkü 0.75 < 2

112
Ekonometrinin Temelleri

8 Şu ücret denklemini dikkate alalım: Yi = β0 + 10 Soru 8’de verilen modeli yeniden dikkate ala-
β1 Xi + β2 D1i + β3 D2i + ui. lım: Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 D2i + ui. Aynı
Modelde Y aylık net ücret (T), Xi yıl olarak dene- değişken tanımlamalarına sahibiz. Araştırmacımız

neler öğrendik?
yim, D1 çalışan kadın ise 1, değilse 0 değerini alan bu defa bu model üzerine üniversite mezunu kadın
bir yapay değişken, D2 çalışan üniversite mezunu olmanın ücretler üzerinde anlamlı bir farklılığa ne-
ise 1, değilse 0 değeri alan bir yapay değişken ve u den olup olmadığını sınamak istiyor. Bu durumu
hata terimidir. Modelin SEKK ile tahmininden şu aşağıdakilerden hangisi doğru bir şekilde modelle-
sonuçlar elde edilmiştir: miştir?
Yi = 2350.0 + 255.0 Xi – 135.0 D1i + 290.0 D2i A. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 (D1× D2)i + ui
t = (24.8) (30.1) (1.68) (3.39) R2 = 0.96 B. Yi = β0 + β1 Xi + β3 D2i + β3 (D1× D2)i + ui
C. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 D2i + β4 (D1× D2)
Bu modele göre 10 yıl deneyimli üniversite mezu-
i + ui
nu olmayan bir erkek çalışanın aylık ortalama bek- D. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 (D1× X1)i + β4
lenen ücret geliri aşağıdakilerden hangisidir? (D1× D2)i + ui
A. 4900 E. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D2i + β3 (D1× X1)i + β4
B. 5035 (D1× D2)i + ui
C. 4765
D. 5055
E. 5190

9 Bir önceki sorudaki uygulamayı yapan araş-


tırmacımız aynı ücret denkleminde ilave bir yıllık
deneyim karşısında üniversite mezunu çalışanların
üniversite mezunu olmayanlara göre daha fazla sa-
bit ücret yanında aynı zamanda daha yüksek kıdem
ücreti de elde etmiş olabileceğini düşünüyor. Bu
durumda aşağıdaki modellerden hangisini dikkate
almalıdır?
A. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 (D2×X)i + ui
B. Yi = β0 + β1 Xi + β3 D2i + β3 (D1×X)i + ui
C. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D2i + β3 (D2×X)i + ui
D. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 D2i + β4 (D1×X)i + ui
E. Yi = β0 + β1 Xi + β2 D1i + β3 D2i + β4 (D2×X)i + ui

113
Yapay Değişkenli Modeller

Yanıtınız yanlış ise “İki Grubun Birlikte


1. D Yanıtınız yanlış ise “Giriş” konusunu yeni- 6. C
Dahil Edilmesi” konusunu yeniden gözden
den gözden geçiriniz.
geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Nitel Bilgilerin Ni- Yanıtınız yanlış ise “Yapay Değişkenlerin
2. C 7. D
celleştirilmesi” konusunu yeniden gözden Eğim Parametrelerini Etkilemesi” konusunu
geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “İkiden Fazla Nitel Yanıtınız yanlış ise “Yapay Değişkenlerin
3. E Özellik Bulunması Durumunda Yapay De- 8. A Sabit Terimi Etkilemesi” ve “Yapay Değiş-
ğişken Oluşturma” konusunu yeniden göz- kenlerin Eğim Parametrelerini Etkilemesi”
den geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Yapay Değişken Kulla- Yanıtınız yanlış ise “Yapay Değişkenlerin
4. D 9. E
narak Ortalamalar Arasındaki Farkları Bul- Eğim Parametrelerini Etkilemesi” konusunu
ma” konusunu yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Yapay Değişkenlerin Yanıtınız yanlış ise “İki veya Daha Fazla Ni-
5. E 10. C
Eğim Parametrelerini Etkilemesi” konusunu tel Değişkenin Etkileşimi” konusunu yeni-
yeniden gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
5 Anahtarı

Yapay bağımlı değişkenli modeller bağımlı değişkeninin 0 ve 1 değerlerinden


oluşması nedeniyle klasik doğrusal regresyon modeli çerçevesinde modelleşti-
Araştır 1 rilmesi bazı tahmin problemlerine yol açmaktadır. Yapay bağımlı değişkenli
modeller tipik olarak üç başlık altında incelenir. Bunlar: Doğrusal olasılık mo-
deli, Logit modeli ve Probit modelleridir.

Konut iktisattaki homojen mal tanımına uymayan bir ürün veya varlıktır. Bu
nedenle konut fiyatları onun sağladığı lükse göre belirlenir. Bu nedenle konut
fiyatı ile ilgili modellere hedonik fiyat modeli olarak adlandırılır. Günümüz
konutlarını göz önünde bulundurduğumuzda çok farklı özelliklerinin bulun-
Araştır 2 duğunu görebiliriz. Örneğin müstakil villa tarzı lüks bir konutta hem oda
sayısı fazladır hem konutun kullanım alanı fazla olduğu gibi çoğunun hem
garajı, hem bahçesi, hem lüks bir banyosu vb. özellikleri vardır. Bunlar içinde
lüks özelliklerin etkileşimi ile belirli bir özellik demetinin fiyatlar üzerindeki
etkisi incelenmeye değer olabilir.

114
Ekonometrinin Temelleri

Araştır Yanıt
5 Anahtarı

İktisatta rejim denince belirli bir durum anlaşılır. En basit bir rejim örneği
haftanın günleridir. Bağımlı değişken haftanın farklı günlerinde hem sabit
terim bakımından hem de eğim katsayısı bakımından farklı tepkiler verebi-
lir. Başka bir rejim örneği döviz kuru sistemleri bakımından olabilir. Bağımlı
değişkenin sabit döviz kuru veya dalgalı döviz kuru rejimleri altında farklı
Araştır 3 tepkiler verebilir. Farklı rejim durumları çok farklı durumlar için genelleştiri-
lebilir. Parametrelerin farklı rejimler altında farklı değerler alması her zaman
mümkündür. Bu da farklı rejim dönemlerini temsil etmek üzere nitel veya
yapay değişkenlerin kullanımını gerektirir. Bunların dikkate alınması başka
yararları yanında en azından modellerin yeterliliğini artıracaktır. Model daha
fazla bilgi kullanacaktır.

Parametre simetrisi, bir bağımlı değişkenin modeldeki herhangi bir bağımsız


değişkenin pozitif ve negatif yöndeki değişmelerine karşı farklı tepki verme-
sidir. Örneğin maliyetler arttığı zaman ürün fiyatları yukarı çıkma yönünde
Araştır 4 esnek iken, maliyetlerin düşüşü karşısında düşme yönünde daha katıdır. Eşik
modeller, bağımlı değişkenin verdiği tepkinin, bağımsız veya başka bir değiş-
kenin belli bir eşik değerinin altında veya üstünde iken farklı olmasını dikkate
alan modellerdir.

Konutun nitel özelliklerinin etkileşimi ile belirli özelliklerin birlikte bulunma-


Araştır 5 sının konut satış fiyatı üzerindeki etkilerini ekonometrik bir model yardımıyla
incelemek mümkündür.

Kaynakça
Arı, A. ve Yüksel, Ö. (2017). Finans Politik & Güriş, S., Çağlayan, E. ve Güriş, B. (2013). Eviews ile
Ekonomik Yorumlar 2017 Cilt: 54 Sayı: 632, ss. temel ekonometri (2. Baskı). İstanbul: Der Yayınları
77-89
Hill, R. C., Griffiths, E. G. ve Lim, G. C. (2011).
Brooks, C. (2014). Introductory econometrics for Principles of econometrics (4th Edition). John Wiley
finance (3rd Edition). Cambridge: Cambridge & Sons, Inc.
University Press
Stock, J. H. ve Watson, M.W. (2011). Ekonometriye
Gujarati, D. N. ve Porter, D. C. (2014). Temel giriş, Bedriye Saraçoğlu (Çev.) Ankara: Efil
ekonometri (Basic econometrics Beşinci Basımdan Yayınevi
Çeviri). Çevirenler: Ümit Şenesen, Gülay Günlük
Tarı, R. (2018). Ekonometri (13. Baskı). Kocaeli:
Şenesen, İstanbul: Literatür Ders Kitapları
Umuttepe Yayınları
Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by example. New
York: Palgrave Macmillan

115
Bölüm 6
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin
Varsayımlarından Sapmalar I
Varsayım 2 Açıklayıcı Değişkenler
Arasında Tam Veya Güçlü Doğrusal Bir
öğrenme çıktıları

İlişki Yoktur
Varsayım 1 Hata Teriminin Ortalaması 2 Tam ve güçlü çoklu doğrusal bağlantı
Sıfırdır: E(ui) = 0 kavramlarını ve parametre tahmini üzerine
1 Hata terimi u’nun ortalamasının hangi etkileri ifade edebilme

1
durumda daima sıfır olduğunu ve hata 3 Regresyonda çoklu doğrusal bağlantının

2
teriminin ortalaması sıfır olmadığı zaman ne zaman çözülmesi gereken bir problem
tahmin sonuçları üzerindeki etkisinin ne olduğunu belirler ve düzeltici eylemleri
olduğunu ifade edebilme ifade edebilme

Anahtar Sözcükler: • KDRM Varsayımları • Çoklu Doğrusallık • Çoklu Doğrusal Bağlantı


• Çoklu Doğrusal Bağlantının Nedenleri • Çoklu Doğrusal Bağlantının Neden Olduğu Sonuçlar
• Varyans Şişirme Çarpanı (VIF) • Yardımcı Regresyonlar Yöntemi

116
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ
Klasik doğrusal regresyon modeliyle (KDRM)
ilgili beş varsayım yapıldığını hatırlayın. Bunlar, te-
mel tahmin tekniğimiz, sıradan en küçük karelerin
(EKK) bazı istenen özelliklere sahip olduğunu ve
ayrıca katsayı tahminlerine ilişkin hipotez testleri-
nin geçerli bir şekilde yapılabileceğini göstermek
için gerekliydi.
Özellikle, şu varsayımlar yapıldı:
1. Hata teriminin ortalaması sıfırdır: E(ui) = 0
∀ i için
2. Açıklayıcı değişkenler arasında tam veya
güçlü çoklu doğrusal bağlantı yoktur.
3. Hata terimi sabit varyanslıdır: Var(ui) = σ2
< ∞ ∀ i için
4. Hata terimleri arasında bir ilişki yoktur: VARSAYIM 1 HATA TERİMİNİN
Kov (ui, uj) = 0 i ≠ j için ORTALAMASI SIFIRDIR: E(ui) = 0
5. Hata terimiyle açıklayıcı değişkenler arasın- Gerekli ilk varsayım, hataların ortalama değeri-
da bir ilişki yoktur: Kov (ut, xt) = 0 nin sıfır olmasıdır. Gerçekte, eğer regresyon denkle-
6. Hata terimi normal dağılmıştır: ut ∼ N (0, minde sabit terim varsa bu varsayım asla ihlal edilme-
σ2) yecektir. Bununla birlikte teori, belirli bir uygulama
için, regresyon doğrusunun orijinden geçmesi gerek-
Bu bölüm ve bunu izleye bölümde bu varsayım-
tiğini ve bu nedenle modelde sabit terim bulunma-
lar özellikle aşağıdaki belirtilen başlıklar bağlamın-
ması gerekliyse ne olacak? Eğer regresyon bir sabit
da daha ayrıntılı olarak incelenecektir:
terim içermiyorsa ve hataların ortalama değeri sıfır
• Varsayımların geçerli olup olmadığı nasıl değilse istenmeyen bazı sonuçlar ortaya çıkabilir. İlk
tespit edilebilir? olarak, R2 negatif bir değer alabilir, ikincisi ve daha
• Uygulamada ihlallerin en olası nedenleri önemlisi, sabit terim parametresi olmayan bir reg-
nelerdir? resyonun eğim parametresi tahminlerinde ciddi bir
• Bir varsayım ihlal edilirse ve bu gerçek göz sapmaya neden olabilir. Veriler modelde sabit terim
ardı edilirse, sonuçları nelerdir? olması gerektiğini söylemezse ve modelde sabit te-
rime yer verilmemişse regresyon doğrusu orijinden
Bu sorulardan sonuncusuyla ilgili olarak mode-
geçmeye zorlanarak eğim parametresinin sapmalı ol-
lin genel olarak aşağıdaki üç sorunun herhangi bir
masına yol açabilir. Ayrıca, böyle bir durumda R2 ve
birleşimiyle karşılaşabileceği söylenebilir:
R– 2 genellikle anlamsızdır.
• katsayı tahminleri ( β̂’lar) yanlış,
• ilgili standart hatalar yanlış,
• test istatistikleri için varsayılan dağılımlar
uygun değildir. dikkat
Eğer regresyon denkleminde sabit terim var-
Varsayımlardan birinin veya daha fazlasının
sa, hata teriminin ortalaması daima sıfırdır.
verilerle desteklenmediği durumda ilgili sorunları
Eğer regresyon bir sabit terim içermiyorsa ve
“çözmek” için pratik bir yaklaşım izlenecektir. Bu-
hataların ortalama değeri sıfır değilse istenme-
nun sonucu çözümler genellikle şöyledir:
yen bazı sonuçlar ortaya çıkabilir. İlk olarak,
• varsayımlar artık ihlâl edilmiyor veya R2 negatif bir değer alabilir, ikincisi ve daha
• sorunlar yan adım atıldığından, hâlâ geçerli önemlisi, sabit terim parametresi olmayan bir
olan alternatif teknikler kullanılıyor. regresyonun eğim parametresi tahminlerinde
ciddi bir sapmaya neden olabilir.

117
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

Öğrenme Çıktısı
1 Hata terimi u’nun ortalamasının hangi durumda daima sıfır olduğunu ve hata teriminin
ortalaması sıfır olmadığı zaman tahmin sonuçları üzerindeki etkisinin ne olduğunu ifade
edebilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Hataların ortalaması hangi Tahmin hatalarının ortala-


R-kare belirginlik katsayısı-
koşul altında sıfıra eşit olur. masının sıfır oluşunu gün-
nın hangi durumda negatif
Hataların ortalamasının sı- lük hayatınızdaki tahmin-
olduğunu arkadaşınıza an-
fır olması hiç hata olmadığı lerle ilişkilendirin. Gerçekçi
latın. Onun fikrini sorun.
anlamına mı gelir? olup olmadığını düşünün.

VARSAYIM 2 AÇIKLAYICI Yi= β1+β2 X2i+β3 (10+5X2i)+ui


DEĞİŞKENLER ARASINDA TAM = β1+β2 X2i+10β3 +5β3 X2i+ui
VEYA GÜÇLÜ DOĞRUSAL BİR = (β1+10β3) + (β2+5β3) X2i+ui (6.2)
İLİŞKİ YOKTUR
KDRM’nin ikinci varsayımı açıklayıcı değiş- Bu denklemi yeniden şöyle yazalım:
kenler arasından tam veya güçlü doğrusal ilişki bu-
lunmuyor olmasıdır. Açıklayıcı değişkenler arasın- Yi= A1+ A2 X2i+ui (6.3)
da tam veya güçlü çoklu doğrusal ilişki varsa çoklu burada, A1=(β1+10β3) ve A2=(β2+5β3)
doğrusal bağlantı sorunu olduğu belirtilir. Böylece,
çoklu doğrusal bağlantı, regresyon modelinde iki Denklem (6.3) EKK yöntemi kullanılarak tah-
veya daha fazla bağımsız değişken arasında doğ- min edildiğinde A1 ve A2 sayısal olarak tahmin
rusal bir ilişki bulunması durumudur. Regresyon edilebilir. Fakat bu iki bilinen değerden β1, β2 ve
modellerinde çoklu doğrusal bağlantı iki ayrı başlık β3 bilinmeyenleri elde edilemez. Bunun sonucu,
altında incelenir: (i) Tam çoklu doğrusal bağlantı değişkenler arasında tam doğrusal bir ilişki varsa
ve (ii) Güçlü çoklu doğrusal bağlantı. parametre tahminleri belirsizdir. Benzer şekilde,
parametrelere ait varyans ve standart hataların da
Tam Çoklu Doğrusal Bağlantı tahmin edilemeyeceği gösterilebilir.
Tam çoklu doğrusal bağlantı iki veya daha fazla
açıklayıcı değişken arasında tam doğrusal bir ilişki
bulunması durumudur. Aşağıdaki modeli tahmin Tam çoklu doğrusal bağlantı iki veya daha
etmek istediğimizi düşünelim: fazla açıklayıcı değişken arasında tam doğ-
rusal bir ilişki bulunması durumudur.
Yi= β1+β2 X2i+β3 X3i+ui (6.1)
Sonuç olarak bir regresyon modelinde açıklayı-
X2 ile X3 arasında, örneğin X3i = 10 + 5X2i gibi cı değişkenler arasında tam doğrusal bağlantı var-
tam doğrusal bir ilişki varsa, bu iki değişkenin tam sa regresyon parametreleri ile varyans ve standart
doğrusal bağlantı içinde olduğu söylenir. Açıklayıcı hatalar tahmin edilemez. Bununla birlikte gerçek
değişkenler arasında tam doğrusal bağlantı bulu- hayatta açıklayıcı değişkenler arasında (yapay de-
nan bir regresyon modeli tahmin edilemez. Mo- ğişken tuzağı hariç) bu tür tam doğrusal ilişkilerle
delin neden tahmin edilemediğini görmek için bu karşılaşmak mümkün değildir. Ancak araştırmacı-
ilişkiyi denklemde yerine koyalım: nın hatası sonucu böyle bir durumla karşılaşılabilir.

118
Ekonometrinin Temelleri

Bunun en tipik örneği bir önceki bölümde gördü- Tam doğrusal ilişkili değişkenlerle güçlü doğ-
ğümüz yapay değişkenli modellerdir. Örneğin bir rusal ilişkili değişkenler arasındaki farkı aşağıdaki
araştırmacı çeyreklik veriler kullanarak mevsimleri çizelgeden görebiliriz. Çizelgede X2 ve X3 değişken-
yapay değişkenle temsil etmek için dört mevsim- leri arasında X3i = 3X2i ilişkisi vardır, X3’ün tüm
den birini dışta tutup kalan üçü için birer yapay değerleri X2’nin üç katıdır. Bu nedenle X2 ve X3
değişken oluşturup modele dahil etmek yerine dört değişkenleri arasında tam doğrusal bir ilişki vardır.
mevsimin tümü için yapay değişken kullanmışsa
Buna karşılık X2 ile X3* arasında X3i* = 3X2i + vi
yapay değişken tuzağına düşer ve tam çoklu doğru-
ilişkisi vardır, vi rastgele hata serisidir. X3*, X2’nin
sal bağlantı sorunu ile karşılaşır.
üç katından ancak vi kadar farklılaşmaktadır. X2 ile
X3* arasında güçlü doğrusal bir ilişki vardır.

dikkat Tablo 6.1 Tam Doğrusal ve Güçlü Doğrusal İlişkili


Sonuç olarak bir regresyon modelinde Değişkenler
açıklayıcı değişkenler arasında tam doğ-
X2i X3i X3i* vi
rusal bağlantı varsa regresyon parametre-
leri ile varyans ve standart hatalar tahmin 3 9 11 2
edilemez. Ancak gerçek hayatta açıklayıcı 5 15 16 1
değişkenler arasında bu tür tam doğrusal 6 18 17 -1
ilişkilerle karşılaşmak mümkün değildir. 6 18 18 0
Ancak araştırmacının hatası sonucu böyle
9 27 29 2
bir durumla karşılaşılır.
11 33 32 -1

Güçlü Çoklu Doğrusal Bağlantı Yukarıdaki örneklerde basitlik için değişkenler


Güçlü çoklu doğrusal bağlantı, açıklayıcı de- arasındaki ikili ilişkiler dikkate alınmıştır. Doğrusal
ğişkenler arasında tam olmamakla birlikte yüksek ilişkiler sadece iki değişken arasında değil daha faz-
derecede bir ilişki bulunması durumudur. Güç- la değişkenler arasında da gerçekleşebilir. Örneğin,
lü çoklu doğrusal bağlantı durumunda açıklayıcı X4i = 1 – (X1i + X2i + X3i) dört değişken arasındaki
değişkenler arasında yüksek derecede doğrusal bir tam çoklu doğrusal bağlantıya bir örnek iken, X3i =
ilişki bulunmakla birlikte ilişki tam veya mükem- a + bX1i + cX2i + vi güçlü çoklu doğrusal bağlantı-
mel değildir. Tam çoklu doğrusal bağlantının aksi- nın bir örneğidir. Burada X’ler bağımsız değişken-
ne araştırmalarda güçlü çoklu doğrusal bağlantıyla ler, a, b ve c sabit katsayılar ve vi rastgele bir hata
karşılaşmak çok olasıdır ve ciddi tahmin sorunla- terimidir.
rına yol açabilir . Bu nedenle araştırmacılar çoklu
doğrusal bağlantı sorununa işaret ettiklerinde tam
çoklu doğrusal bağlantıdan çok güçlü çoklu doğ- Çoklu Doğrusal Bağlantının
rusal bağlantıyı kastederler. Bu ders kitabında da Nedenleri
bundan böyle çoklu doğrusal bağlantı deyince güç- i. Açıklayıcı bir değişkeninin başka açıklayı-
lü çoklu doğrusal bağlantı kastedilecektir. cı değişken veya değişkenlerin doğrusal bir
fonksiyonu olarak hesaplanması: Örneğin bir
konutun alan büyüklüğünün salon artı oda
Güçlü çoklu doğrusal bağlantı, açıklayı-
sayısının ortalama oda genişliği ile çarpılıp
cı değişkenler arasında tam olmamakla
diğer bileşenleri temsilen sabit bir değerin
birlikte yüksek derecede ilişki bulunması
eklenmesiyle hesaplanması durumunda bu
durumudur.
iki değişkenin çoklu doğrusal bağlantıya yol
açması kesindir.

119
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

ii. Kullanılan veri toplama yöntemi: Örneğin


açıklayıcı değişkenin sınırlı değerler dağı-
lımından örnekleme yapılması, yani ör- dikkat
neklemde aylık ortalama hane geliri sadece Çoklu doğrusal bağlantı durumunda
T3000-T5000 olan ailelerin bulunması. EKK tahmincileri tekrarlamalı ör-
Daha düşük veya daha yüksek gelirli ailelere nekleme sürecinde hala doğrusal sap-
yer verilmemesi durumunda çoklu doğrusal masız en iyi tahminciler olma, yani
bağlantıya yakalanma olasılığı artar. DEST özelliklerini sürdürürler. Tah-
iii. Örnekleme yapılan anakütledeki kısıtlar: Ör- minciler hala etkin ve sapmasızdırlar.
neğin, geliri yüksek olan kişilerin servetleri-
nin de yüksek olma eğilimi vardır. Anaküt-
lede ve buna bağlı olarak örneklemde düşük Uygulamadan Kaynaklanan Sonuçlar
gelirli ama yüksek servetli ya da yüksek i. Çoklu doğrusal bağlantıya neden olan değiş-
gelirli düşük servetli bireylerle ilgili yeterli kenlere ait kısmi regresyon parametreleri için
gözlem bulunmayabilir. Bu da doğal olarak standart hatalar büyük hesaplanır. Bunun
çoklu doğrusal bağlantıya neden olabilir. sonucu parametrelere ait güven aralıkları ge-
iv. Model kuruluşu: Modele açıklayıcı değişken niş ve parametrenin anlamlılığını test eden t
olarak kareli ve küplü değerlerin eklenmesi istatistikleri ise parametrenin anlamsız oldu-
ya da Xt–1, Xt–2, gibi gecikmeli terimlerin ğunu gösterecek şekilde küçük olacaktır.
eklenmesi çoklu doğrusal bağlantıya neden ii. Regresyon parametrelerine ait tahminler
olabilir. güçlü olmazlar, verideki küçük değişiklikle-
v. Ortak zaman trendi paylaşan değişkenler: Fi- re karşı önemli ölçüde farklılaşabilirler.
yat ve gelir gibi parasal değişkenler zaman iii. Tahmin edilen regresyon parametreleri işa-
içinde sürekli büyüme eğilimindedir. Bu ret ve büyüklükleri bakımından beklentiler-
tür zaman serisi değişkenleri çoklu doğrusal le uyumlu değerler almayabilir.
bağlantıya neden olabilirler. iv. Modelde anlamsız t istatistiklerine karşı bü-
yük bir R2 değeri ile karşılaşılabilir.
Çoklu Doğrusal Bağlantının Neden
Olduğu Sonuçlar Çoklu Doğrusal Bağlantıyı Belirleme
Çoklu doğrusal bağlantının neden olduğu so- Yöntemleri
nuçları teorik ve uygulamadan kaynaklanan sorun- Çoklu doğrusal bağlantıyı belirlemede kesin
lar olarak iki başlık altında incelemek daha doğru geçerli bir test mevcut değildir. Ancak, aşağıda be-
bir yaklaşımdır. lirtilen bazı yaklaşımlarla çoklu doğrusal bağlantıyı
ortaya çıkarabiliriz.
Teorik Sonuçlar i. Yüksek R2 fakat az sayıda anlamlı t istatistiği:
Çoklu doğrusal bağlantı durumunda EKK tah- Bir ekonometrik modelin tahmin sonuçları
mincileri tekrarlamalı örnekleme sürecinde hâlâ incelendiğinde yüksek bir R2’ye karşılık az
doğrusal sapmasız en iyi tahminciler olma, yani sayıda anlamlı t istatistiği varsa bu bir çoklu
DEST özelliklerini sürdürürler. Tahminciler hâlâ doğrusal bağlantı belirtisidir.
etkin ve sapmasızdırlar. Ancak bu bir tekrarlamalı ii. Değişkenler arasında yüksek korelasyon kat-
örnekleme özelliğidir ve tek bir örneklemdeki tah- sayıları: Açıklayıcı değişkenler arasındaki
minciler için bir şey belirtmez. basit veya kısmi korelasyon katsayılarının
kontrol edilmesi çoklu doğrusal bağlan-
tı hakkında fikir verir. Mutlak olarak 1’e
yakın korelasyon katsayısına sahip değiş-
kenler arasında bir çoklu doğrusal bağlantı
bulunabilir. Korelasyon katsayısının büyük
olması modelde mutlaka çoklu doğrusal

120
Ekonometrinin Temelleri

bağlantıya neden olacağı anlamına gelmez. Bu yardımcı regresyonların EKK ile tahminin-
den belirginlik katsayıları, sırasıyla R22 , R32 ve R4
2
Bu durum yüksek R2 ve anlamsız t istatis-
tikleriyle birleşirse çoklu doğrusal bağlantı olarak elde edilir.
sorunu olduğu düşünülmelidir. Adım3: Her bir açıklayıcı değişken için aşağı-
iii. Yardımcı regresyonlar: Her bir X değişkeni daki VIF formülü kullanılarak VIF’ler hesaplanır:
ile diğer X değişkenleri arasındaki yardımcı
1
regresyon denklemleri düzenlenerek her bir VIFk =
regresyonun genel anlamlılığına bakılır. Ge- 1− Rk2
nel anlamlılığın test edilmesinde geleneksel
k = 2, 3, 4 için
F testinden yararlanılır. F testi kısmi regres-
yon parametrelerinin tümünün sıfıra eşit
Çoklu doğrusal bağlantının varlığını belirlemek
olduğunu söyleyen boş hipotez reddederse
için kesin bir VIF değeri yoktur. Ancak 10’u aşan
değişkenler arasında çoklu doğrusal bağlan-
VIF değerleri genellikle çoklu doğrusal bağlantıyı
tı problemi olduğu bulgusu elde edilir.
göstergesi olarak kabul edilir. Daha zayıf modellerde
iv. Varyans Şişirme Çarpanı (VIF veya VŞÇ): 2.5’un üzerindeki değerler endişe kaynağı olabilir.
Çoklu doğrusal bağlantının araştırılmasının
bir yolu da her bağımsız değişken için var-
yans şişirme çarpanının hesaplanmasıdır.
VIF, herhangi bir açıklayıcı değişken ile di- dikkat
ğer açıklayıcı değişkenler arasındaki doğru- Çoklu doğrusal bağlantının varlığını
sal ilişkiyi ölçer. VIF herhangi bir açıklayıcı belirlemek için kesin bir VIF değeri
değişken için aşağıdaki gibi hesaplanır: yoktur. Ancak, 10’u aşan VIF değerleri
genellikle çoklu doğrusal bağlantının
1
VIFk = göstergesi olarak kabul edilir.
1− Rk2

burada; Rk X açıklayıcı değişkeninin modelde-


2

ki diğer açıklayıcı değişkenler üzerine düzenlenen


yardımcı regresyondan elde edilen belirginlik kat-
sayısıdır. Çoğu ekonometri yazılım programları,
VIF’leri her açıklayıcı değişken için hesaplayan se-
çeneklere sahiptir. Ancak VIF’leri ayrı ayrı hesapla-
mak gerekirse şu adımlar izlenir:
Adım1: Model belirlenerek EKK ile tahmin
edilir. Örneğin modelimiz şu olsun:

Yi = β1 + β2X2i + β3X3i + β4X4i + ui (6.4) Çoklu Doğrusal Bağlantıya Karşı


Çözüm Önlemleri
Adım2: Açıklayıcı değişkenlerin her birini mo- Güçlü çoklu doğrusal bağlantı sorunun çözü-
deldeki diğer açıklayıcı değişkenler üzerine doğ- mü belirli bir örnekleme özgü sorunun çözümü-
rusal regresyonları düzenlenerek R2 değerleri elde nü içerir. Diğer bir ifadeyle, bir durumda güçlü
edilir. Örneğin Denklem (5.4)’deki model için şu çoklu doğrusal bağlantıyı hafifleten bir uygulama
yardımcı regresyonlar düzenlenir: başka bir durumda mutlaka benzer bir çözüme
yol açmaz. Ayrıca, güçlü çoklu doğrusal bağlantıyı
X2i = α21 + α23 X3i + α24 X4i + u1i çözmeye çalışırken başka ciddi sorunlara (KDRM
X3i = α31 + α32 X2i + α34 X4i + u2i varsayımlarının ihlali) yol açılmamasına da dikkat
etmek gerekir.
X4i = α41 + α42 X2i + α43 X3i + u1i

121
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

Çoklu doğrusal bağlantıyı çözme başarısı ör- kullanıyorsak ilgilendiğimiz anakütleye tek-
neklemin karmaşıklığına ve sorunun şiddetine rar başvurarak veya belirli bir süre sonra geri
bağlıdır. Başarılı bir çözüm, daha şiddetli başka so- dönerek (ve böylece havuzlanmış bir kesit
runlara neden olabileceği akılda tutularak, potansi- oluşturarak) daha fazla veri elde edebiliriz.
yel düzeltici eylemlerin denenmesini içerir. Çoklu Zaman serisi verileriyle çalışıyorsak verilerin
doğrusal bağlantı sorununu çözmeye girişmeden sıklığını artırarak gözlem sayısı artırabiliriz.
önce şu iki durumun dikkate alınması önemlidir. Örneğin, yıllık verileri kullanmak yerine üç
• Birincisi, araştırmanın asıl amacı öngö- aylık, aylık, günlük ve hatta saatlik verileri
rü veya kestirim değerleri oluşturmak ise düşünülebilir. Tabii ki verinin sıklığını artır-
çoklu doğrusal bağlantıyı gidermek gerekli ma bu tür verinin bulunabilirliğine bağlıdır.
olmayabilir. Çünkü çoklu doğrusal bağlan- ii. Modelden değişken dışlama: Çoklu doğrusal
tı altında da iyi kestirimler elde edilmesi bağlantıya neden olan bir değişkenin mo-
mümkündür. Çoklu doğrusal bağlantının delden çıkarılmasını içerir. Örneğin: bir tü-
gelecekte de devam edeceği kabul edilebi- ketim fonksiyonun gelir ve servet değişkeni
lirse geleceğe yönelik öngörüler elde etmek aralarındaki yüksek korelasyon nedeniyle
için çoklu doğrusal bağlantıyı gidermeye çoklu doğrusal bağlantı sorununa neden
gerek yoktur. oluyorsa servet değişkeninin modelden çı-
• Buna karşılık amaç güvenilir parametre karılması. Ancak bu yaklaşım eğer o değiş-
tahminleri elde etmekse çoklu doğrusal kenin katsayısının sıfır olması gerektiğini
bağlantı problemiyle ilgilenmek gerekli düşünürsek makul olur. Aksi takdirde, teori
olabilir. Eğer parametrelere ait t istatistik- ikisinin de dahil edilmesi gerektiğini belirt-
leri 2’den büyük, R2 değeri diğer X’ler ara- tiğinden model kurma hatası ortaya çıkar.
sındaki herhangi bir yardımcı regresyonun Bu da modelde kalan değişkenlere ait kat-
R2 değerinden büyükse ve regresyon para- sayıların sapmalı olarak tahminine neden
metrelerinin işaret ve büyüklükleri uygun olur. Bu nedenle dikkatli davranılması ge-
bir şekilde yorumlanabiliyorsa model de- reken bir önlemdir.
ğiştirilmemelidir. iii. Modelin yeniden kurulması: Alternatif bir
model kuruluşu veya fonksiyon biçimleri-
nin uygulanışını içerir. Bazı durumlarda,
kuramsal modeli veya çok değişkenli bir
dikkat sorunu ele almak için bağımsız değişken-
Çoklu doğrusal bağlantının gelecekte de lerin bağımlı değişkeni etkileme biçimini
devam edeceği kabul edilebilirse geleceğe yeniden düşünebiliriz. Ekonometrik mo-
yönelik öngörüler elde etmek için çoklu delin yeniden tanımlanması, güçlü şekilde
doğrusal bağlantıyı gidermeye gerek yoktur. ilişkili bağımsız değişkenleri dönüştürerek
Amaç güvenilir parametre tahminleri elde çoklu doğrusal bağlantı sorununu çözmeyi
etmek ise çoklu doğrusal bağlantı sorunuyla hedefler. Bunu yapmanın en yaygın yolları,
ilgilenmek gerekli olabilir. logaritmik dönüşümler, ters fonksiyonlar,
birinci farklar ve doğrusal ilişkili bağımsız
değişkenlerin birleştirilmesidir.
Çoklu bağlantı sorununu çözmenin gerekli ol- Bazı durumlarda, model yeniden tanım-
duğuna karar verilmişse aşağıdaki çözüm yollarına landıktan sonra bile güçlü çoklu doğrusal
başvurabiliriz: bağlantı devam edebilir. Bununla birlikte,
i. Ek ya da yeni veri: Bu yaklaşım, mümkünse daha ciddi bir endişe, model kurma sapma-
farklı bir örneklem oluşturulmasını ya da ek sı yapma olasılığını artırarak çoklu doğru-
gözlemlerle örneklemin genişletilmesini içe- sal bağlantı sorununu çözmeye çalışmaktır.
rir. Büyük örneklemde çoklu doğrusal bağ- Diğer bir deyişle, çoklu doğrusal bağlantıyı
lantı problemi olsa bile, ek bilgi varyansın kaldırmaya çalışırken model kurma hatası-
azaltılmasına yardımcı olur. Yatay kesit veri na düşme durumuna gelmektir.

122
Ekonometrinin Temelleri

iv. Önsel bilgi kullanımı: Korelasyonun daha Yit = β1 + β2X2it + β3X3it + … + βk Xkit + uit
az ciddi olduğu önceki tahminlerden elde
edilen bir bilgiyi modele katarak modelin burada i ve t indisleri, sırasıyla kesit ve za-
sadeleştirilmesi yoluyla çoklu doğrusal bağ- manı temsil eder. Değişkenlerimizin bir dö-
lantı giderilmeye çalışılabilir. Örneğin aşa- nem önceki değerlerini, cari dönem değer-
ğıdaki regresyon modelini tahmin etmek lerinden çıkarırsak şu eşitliği elde ederiz:
istediğimizi kabul edelim:
Yit–Yit-1=α1 + β2(X2it – X2it-1)+β3(X3it – X3it-1)
Yi = β1 + β2X2i + β3 X3i + β4 X4i + ui (6.5)
+ … + βk (Xkit – Xkit-1)+ (uit – uit-1)
Başka bir araştırmadan X3’ün Y üzerindeki veya
etkisinin X2’nin etkisinin %10’u kadar ol- ∆Yi=α1 + β2 ∆X2i+β3 ∆X3i +…+ + βk ∆Xki + ui
duğu, yani β3 = 0.10 β2 olduğu bilgisi elde
etmiş olalım. Bu bilgiyi modele dahil etmek burada Δ, t döneminin t – 1 döneminden
için β3 yerine 0.10 β2 bilgisini koyup mode- farkını temsil eder. Bu denkleme birinci
li sadeleştiririz: fark denklemi denir ve SEKK kullanarak β
tahminlerini elde ettiğimizde bunlara birin-
Yi = β1 + β2X2i + β3 X3i + β4 X4i + ui ci fark tahmincileri adı verilir. Birinci farkı
kullanmayı planladığımızda, değişkenleri-
= β1 + β2X2i + 0.10β2 X3i + β4 X4i + ui
mizin zaman içinde değiştiğinden emin ol-
= β1 + β2 (X2i + 0.10X3i)+ β4 X4i + ui malıyız. Aksi hâlde ΔXik = 0 olur ve model
= β1 + β2 X2i* + β4 X4i + ui, burada SEKK kullanılarak tahmin edilemez.
X2i* = X2i – 0.10X3i) (6.6) vi. Bileşik endeks değişkeni kullanımı: Benzer
özellikleri ölçen doğrusal ilişkili değişkenle-
Böylece, Denklem (6.5)’deki dört paramet- ri birleştirerek bileşik bir endeks değişkeni
reli model yerine üç parametreli Denklem oluşturabiliriz. Doğrusal ilişkili ve benzer
(6.6) tahmin edilir. Bu denklemin EKK ile X1 ve X2 değişkenlerimiz olduğunu kabul
tahmininden β1, β2 ve β4 tahmin edildikten edelim. X3i = aX1i + bX2i gibi ilgili değiş-
sonra β3 = 0.10 β2 ilişkisinden yararlanarak kenlerin doğrusal kombinasyonuyla bir en-
β3 elde edilir. deks değişkeni (X3) oluşturabiliriz, burada
v. Değişkenlerin birinci farklarını alma: Birinci a ve b sabit katsayılardır. Endeks değişkeni,
fark alma zaman bileşeni olan verilerde kul- X1 ve X2’nin ağırlıklı ortalaması ise, a + b =
lanılabilecek bir tekniktir. Başka bir deyişle, 1 olmalıdır.
kullanımı zaman serisi veya panel veri kul- vii. Diğer yöntemler: Çoklu doğrusal bağlantıya
lanan modellerle sınırlıdır. Örneğin, her bir karşı uygulanabilecek iki yöntemden daha
yatay kesit birimini (bir ülke, bir bölge veya bahsedilebilir. Bunlar “Temel Bileşenler
hanehalkı vb.) birden fazla zaman dilimin- Yöntemi” ve Sırt (Ridge) regresyon yön-
de (t) gözlemlediğimizi varsayalım. Temel temleridir. Bu yöntemler bu ders kitabının
ekonometrik modelimiz şu şekildedir: kapsamı dışında bırakılmıştır.

123
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

Öğrenme Çıktısı

2 Tam ve güçlü çoklu doğrusal bağlantı kavramlarını ve parametre tahmini üzerine etkileri
ifade edebilme
3 Regresyonda çoklu doğrusal bağlantının ne zaman çözülmesi gereken bir problem
olduğunu belirler ve düzeltici eylemleri ifade edebilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Ekonometrinin diğer bilim Temel bileşenler yöntemi-


Temel bileşenler, Sırt (Rid-
dalları ile olan ilişkilerini nin kullanıldığı alanları
ge) Regresyon yöntemlerini
ortaya koyarak matematik arkadaş(lar)ınıza anlatınız,
araştırın.
ve istatistik ile ilişkilendirin. onların görüşlerini dinleyin.

Araştırmalarla
İlişkilendir
bir deyişle ekonometri de sürücülük gibidir, yapa-
rak daha çok öğrenilir. Bu uygulamada hayali veriler
oluşturarak aşağıdaki biçimde bir konut fiyat denk-
lemini tahmin edilmesiyle ilgileniyoruz:

Fiyati = β1 + β2Odai + β3Alani + β4Yaşi + ui

burada, “Fiyat” konutun satış fiyatı, “Oda” salon


dahil oda sayısı, “Alan” konutun alanı (m2) ve “Yaş”
konutun yaşıdır. Modeli tahmin etmek için türeti-
len verilen Tablo 6.1’de verilmiştir. Tablo 6.2’deki
DENEYSEL BİR UYGULAMA
fiyat değişkeni aşağıdaki gibi oluşturulmuştur:
Şimdi çoklu doğrusal bağlantı sorununun tah-
min sonuçları üzerindeki etkisini görmek ve olum- Fiyati = 40 – 25Oda + 2.5Alani – 2Yaşi + ui
suz sonuçlarının giderilmesinde gözlem büyüklüğü
ve veri çeşitliliğini artırmanın etkisini görmek için burada, u sıfır ortalama ve 10 standart sapma ile
deneysel bir uygulama yapalım. Bu deneyi hemen normal dağılımdan rastgele alınmış hata terimidir.
her kişisel bilgisayarda yer alan elektronik tablolama Tablonun 4. ve 5. sütunlarında iki ayrı alan değişke-
programı Microsoft Excel üzerinde yürütüyoruz. Siz ni oluşturulmuştur. İlk alan değişkeni (Alan1) oda
de benzer bir uygulama yaparak deneyiminizi gelişti- sayısı değişkeni ile tam doğrusal ilişki içindedir. Bu
rebilirsiniz. Ekonometride uygulamanın çok önemli değişken yaklaşık olarak ortalama oda büyüklüğü
olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. İyi bir uygulamalı (25 m2) çarpı oda sayısı artı oda dışı alan (40 m2)
iktisatçı olmak için iyi bir ekonometri bilgisi gerek- olarak hesaplanmıştır. Yani,
lidir. Ekonometride iyi olmak için ise bol uygulama
yapmak gerekir. İyi ekonometri bilmek iyi sürücü Alan1 = 25 x oda sayısı + 40
olmaya benzer. Sadece okuyarak veya ders dinleye-
rek nasıl iyi bir sürücü olunmaz, mutlaka araç üze- İkinci alan değişkeni (Alan2) ise ilk alan değiş-
rinde uygulama yapmak gerekirse ekonometride de kenine tesadüfi hata teriminin eklenmesiyle elde
iyi olmak için bol uygulama yapmak gerekir. Diğer edilmiştir:

124
Ekonometrinin Temelleri

Alan2 = 25 x oda sayısı + 40 + vi

Tesadüfi hata terimi 0 ortalama ve 1,5 standart sapma ile normal dağılımdan üretilen tesadüfi sayıların
tam sayıya yuvarlatılması biçiminde oluşturulmuştur.
Model bir defa Alan1 değişkeni, bir defa da Alan2 değişkeni kullanılarak tahmin edilmeye girişildi.
Model tahmininde Microsoft Excel programı Veri Çözümleme eklentisi kullanıldı. Siz de bu verileri kul-
lanarak aynı sonuçları teyit edebilirsiniz.

Tablo: 6.2 Konut fiyat denklemi için deneysel veriler

Sıra no Fiyat Oda sayısı Alan1 (m2) Alan2 (m2) Yaş (yıl)
1 231 4 136 140 0
2 281 4 141 140 0
3 263 4 137 140 5
4 198 3 114 115 2
5 200 3 116 115 0
6 275 4 141 140 0
7 165 2 87 90 6
8 157 3 113 115 14
9 264 4 141 140 0
10 258 4 140 140 0
11 274 5 163 165 0
12 224 4 143 140 5
13 245 4 141 140 0
14 307 5 161 165 12
15 298 6 191 190 18
16 430 9 266 265 0
17 274 5 162 165 6
18 249 4 140 140 8
19 240 4 138 140 0
20 249 4 141 140 0
21 202 3 117 115 14
22 231 4 140 140 3
23 210 3 118 115 0
24 261 4 143 140 0
25 250 4 138 140 0
26 202 3 114 115 1
27 206 2 89 90 0
28 237 4 139 140 12
29 220 4 142 140 0
30 247 4 142 140 0

Açıklama: Microsoft Excel programında “Veri Çözümleme” eklentisini kullanabilmek için öncelikle bu eklen-
tinin yüklenmesi gerekmektedir. Bunun için şu yol izlenmelidir: Dosya Menüsü → Seçenekler → Eklentiler → Excel
Eklentileri → Git → Çözümleme Araç Takımı. Bu eklenti kurulduktan sonra “Veri” sekmesinde sağ üst tarafta yer alan
“Veri çözümleme” düğmesi kullanılarak devam edilebilir.

125
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

Program Çıktısı 6.1 Tam çoklu doğrusal bağlantı durumunda konut fiyat denklemi tahmin sonuçları
ÖZET ÇIKIŞI
Regresyon İstatistikleri
Çoklu R 0,975456
R Kare 0,951514
Ayarlı R Kare 0,910885
Standart Hata 10,80093
Gözlem 30

ANOVA
  df SS MS F Anlamlılık F
Regresyon 3 61813,38 20604,46 264,9292 1,3329E-19
Fark 27 3149,825 116,6602
Toplam 30 64963,2      

  Katsayılar Standart Hata t Stat P-değeri Düşük %95 Yüksek %95


Kesişim 87,19615 9,170593 9,508235 4,14E-10 68,3796509 106,012656
Oda 0 0 65535 #SAYI! 0 0
Alan 1,456205 0,063802 22,82393 #SAYI! 1,32529492 1,5871154
Yaş -1,60327 0,375622 -4,26829 0,000217 -2,3739805 -0,8325532

Açıklama: Microsoft Excel programında “veri çözümleme” eklentisini kullanabilmek için öncelikle bu eklentinin
yüklenmesi gerekmektedir. Bunun için şu yol izlenmelidir: Dosya Menüsü → Seçenekler → Eklentiler → Excel Eklen-
tileri → Git → Çözümleme Araç Takımı. Bu eklenti kurulduktan sonra “veri” sekmesinde sağ üst tarafta yer alan “veri
çözümleme düğmesi” kullanılarak devam edilebilir.

Alan1 değişkeni kullanılarak elde edilen tahmin sonuçları Program Çıktısı 6.1’de yer almaktadır. Prog-
ram çıktısında renkli olarak gösterilen satır, alan değişkeniyle tam doğrusal ilişki içindeki oda değişkenine
ait satırdır. Oda ve alan değişkenleri aynı modelde tahmin edilemeyeceği için bu değişkene ait bilgiler yer
almamıştır. Oda değişkeni modelden çıkarılarak tahmin yapılmış ve sonuçları verilmiştir.
Buna karşılık, alan ve oda değişkenlerinin tam doğ-
rusal bağlantı içinde değil ama güçlü doğrusal bağlantı
içinde olduğu tahmin sonuçları Program Çıktısı: 6.2’de
verilmiştir. Model bu haliyle tahmin edilebilir olması-
na rağmen tahmin sonuçları çoklu doğrusal bağlantıdan
olumsuz olarak etkilenmiştir. Yüksek bir R2 değerine kar-
şılık parametrelere ait t istatistikleri “yaş” değişkeni dışın-
daki parametrelerin anlamlı olmadığını göstermektedir.
Ayrıca elde edilen parametre büyüklükleri de fiyat hesap-
lanırken kullanılan değerlerinden önemli ölçüde farklıdır.
Tablo 6.3 açıklayıcı değişkenler arasında korelasyon katsa-
yılarını göstermektedir. Tabloda alan ve oda değişkenleri arasında %99.9 gibi yüksek bir ilişki katsayısı elde
edilmiştir. Bu yüksek korelasyon katsayısı tahmin sonuçları üzerinde çoklu doğrusal bağlantı bulgusunu
kesinleştirmektedir.

126
Ekonometrinin Temelleri

Çoklu doğrusal bağlantının tahmin sonuçları üzerindeki etkisini görmek için modelin bir defa oda
değişkeni olmadan bir defa da alan değişkeni olmadan tahminlerini görmek istiyoruz. Bu sonuçları önceki
sonuçlarla birlikte Tablo 6.4’de görülmektedir. Tablonun ilk satırından da anlaşılacağı gibi Model 1 tam
çoklu doğrusal bağlantın nedeniyle uygun bir şekilde tahmin edilemeyen tahmin sonuçlarını vermektedir.
Model 2 tahminleri “oda” ve “alan2” arasında güçlü doğrusal bir ilişki bulunan tahmin sonuçlarını, Model
3 ve Model 4 ise sırasıyla “alan2” ve “oda” değişkenleri dışlanarak elde edilen tahmin sonuçlarını özetle-
mektedir. Parametre değerlerinin altın parantez içindeki değerler parametreye ait t istatistikleridir. Mutlak
olarak 2’den büyük t istatistikleri ait olduğu parametrenin anlamlı olduğunu gösterir.
Program Çıktısı 6.2 Güçlü çoklu doğrusal bağlantı durumunda konut fiyat denklemi tahmin sonuçları

ÖZET ÇIKIŞI
Regresyon İstatistikleri
Çoklu R 0,97557
R Kare 0,951737
Ayarlı R Kare 0,946168
Standart Hata 10,98129
Gözlem 30

ANOVA
  df SS MS F Anlamlılık F
Regresyon 3 61827,89312 20609,298 170,9057 3,15E-17
Fark 26 3135,306881 120,58873
Toplam 29 64963,2      

  Katsayılar Standart Hata t Stat P-değeri Düşük %95 Yüksek %95


Kesişim 121,8118 68,45336566 1,7794862 0,086854 -18,8961 262,519729
Oda 21,78297 42,17270633 0,5165181 0,609858 -64,9043 108,470208
Alan2 0,587797 1,694050268 0,3469776 0,731401 -2,89437 4,06996765
Yaş -1,64042 0,396621973 -4,135979 0,000328 -2,45569 -0,825152

Tablo 6.3 Açıklayıcı değişkenler arasındaki basit korelasyon katsayıları


Değişken  Oda Alan2 Yaş
Oda 1
Alan2 0,999206 1
Yaş 0,056314 0,067009 1

127
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

Tablo 6.4 Toplu tahmin sonuçları


Model 5
Model 1 Model 2
Model 3 Model 4 (gözlem ve
Değişken (Tam Çoklu (Güçlü Çoklu
(alan dışlanmış) (oda dışlanmış) değişkenlik
Doğ. Bağ.) Doğ. Bağ.)
artmış)
87,20 121.81 145.44 86.78 32.66
Sabit
(9.17) (1.78) (21.59) (9.42) (5.69)
0 46.78 36.41 -29.33
Oda -
0 (1.11) (22.82) (-9.15)
1.456
Alan1 - - -
(22.82)
-0.412 1.462 2.684
Alan2 - -
(-0.24) (22.76) (20.68)
-1.603 -1.640 -1.603 -1.695 -2.025
Yaş
(-4.17) (-4.14) (-4.27) (-4.50) (-20.0)
R2 0.951 0.952 0.951 0.951 0.979
Ayarlı-R2 0.910 0.946 0.948 0.947 0.978
N 30 30 30 30 200

Model 3 ve Model 4 tahmin sonuçları oda ve alan değişkenlerine ait t istatistikleri değişkenlerin birlikte
yer almadığı tahminlerde bu iki değişkenin anlamlı değişkenliğe sahip olduğunu göstermektedir. Ancak
Model 3’te oda değişkenine ait katsayının pozitif olduğuna dikkat edilmelidir. Ayrıca Model 3 ve Model
4’ün R2’leri Model 2’nin R2’siyle hemen hemen aynıdır. Her iki değişkenin de fiyat üzerinde önemli etkisi
görülmektedir.
Çoklu doğrusal bağlantının neden olduğu olumsuzluklardan korunmada için en iyi çözüm yollarından
biri ek ya da yeni veri elde etmektir. Bu yol böyle veriler mevcut ise veya maliyeti katlanılmayacak kadar
çok değilse en iyi çözüm yoludur. Tablo 6.3’te Model 5 200 gözlemle elde edilen tahmin sonuçlarını ver-
mektedir. Gözlemler 200’e çıkarılırken örnekleme giren konut çeşitliliği de artmıştır. Çok odalı konutlar
yanında tek odalı konutlar ve sıfır konutlar yanında çok eski konutlar da örneklemde yer bulmuştur. Bu
çeşitliliğin ve gözlem sayısı fazlalığı çoklu doğrusallığı sorun olmaktan çıkarmış ve iyi bir fiyat denklemi
hâline getirmiştir.

128
Ekonometrinin Temelleri

Hata terimi u’nun ortalamasının hangi durumda

1 daima sıfır olduğunu ve hata teriminin ortalaması sıfır

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


olmadığı zaman tahmin sonuçları üzerindeki etkisinin
ne olduğunu ifade edebilme

Varsayım 1 Hata Teriminin


Ortalaması Sıfırdır: E(ui) = 0

1 Modelde sabit terim bulunması durumunda hata teriminin ortalaması ya da beklenen değeri her zaman sıfırdır.
Eğer modelde sabit terim yer almıyorsa ve hataların ortalaması sıfır değilse istenmeyen bazı sonuçlar ortaya çıkabilir.
İlk olarak, R2 negatif bir değer alabilir, ikincisi ve daha önemlisi, sabit terim parametresi olmayan bir regresyonun
eğim parametresi tahminlerinde ciddi bir sapmaya neden olabilir. Veriler modelde sabit terim olması gerektiğini
söylemekteyse ve modelde sabit terime yer verilmemişse regresyon doğrusu orijinden geçmeye zorlanarak eğim

parametresinin sapmalı olmasına yol açabilir. Ayrıca böyle bir durumda R2 ve R2 de genellikle anlamsızdır.

Tam ve güçlü çoklu doğrusal bağlantı


2 kavramlarını ve parametre tahmini üzerine
etkileri ifade edebilme

3 Regresyonda çoklu doğrusal bağlantının ne


zaman çözülmesi gereken bir problem olduğunu
belirler ve düzeltici eylemleri ifade edebilme

Varsayım 2 Açıklayıcı
Değişkenler Arasında Tam Veya
Güçlü Doğrusal Bir İlişki Yoktur

2 İki veya daha fazla sayıda açıklayıcı değişken arasında tam doğrusal bir ilişki olması durumu tam çoklu
doğrusal bağlantı olarak adlandırılır. Açıklayıcı değişkenler arasındaki ilişki tam olmamakla birlikte tama
yakınsa değişkenler arasında güçlü çoklu doğrusal bağlantı olduğu söylenir. Tam çoklu doğrusal bağlantı
durumunda parametre tahminleri belirsiz, varyans ve standart hataları ise sonsuz büyüklükte olur. Bunun
sonucu parametreler ile varyans ve standart hataları tahmin edilemez.
Güçlü çoklu doğrusal bağlantı durumunda, parametreler ile onların varyans ve standart hataları tahmin
edilebilmesine karşın varyansları ve standart hataları büyük olma eğiliminde, parametre tahminleri veri-
deki küçük değişmeler karşısında önemli ölçüde değişebilir, parametrelerin işaret büyüklükleri beklenti-
lere uymayabilir ve anlamsız t istatistiklerine karşın yüksek R-kare değerine sahip olma çelişkisi içerebilir.

3 Regresyonda açıklayıcı değişkenler arasında yüksek doğrusal ilişki bulunması mutlaka çoklu doğrusal
bağlantı sorununa neden olmaz. Diğer bir ifade ile değişkenler arasında yüksek dereceden doğrusal ilişki-
ler olsa bile parametre tahminleri ile varyans ve standart hataları bundan olumsuz bir şekilde etkilenme-
yebilir. Çoklu doğrusallık daha çok parametreler ile onların standart hataları olumsuz etkilendiğinde ve
verideki küçük değişmeler karşısında tahmin sonuçları büyük ölçüde değiştikleri zaman bir sorun olarak
görülür. Ayrıca zaman serisi verileriyle tahmin edilen bir modelde amaç bağımlı değişkenin gelecekte
alacağı değerlerin öngörülmesi ve çok doğrusal bağlantının gelecekte de devam edeceği düşünülüyorsa
modelde çoklu doğrusallık sorunu bulunsa bile öngörü yapmaya engel değildir. Modelde çoklu doğrusal
bağlantı sorunu olsa bile iyi öngörüler elde etmek mümkündür.
Çoklu doğrusal bağlantı sorunuyla baş etmenin standart bir yolu yoktur. Bunun yerine soruna ve veriye
özgü çözümler geliştirilebilir. Bir veride başarılı olarak kullanılabilen bir çözüm yolunun başka bir veride
de iyi sonuç vereceğinin bir garantisi yoktur. Çoklu doğrusal bağlantı durumunda uygulanacak çözüm
yolları şunlardır: (i) ek ya da yeni veri kullanmak, (ii) modelden değişken dışlamak, (iii) modeli yeniden
kurmak, (iv) önsel bilgi kullanmak, (v) değişkenlerin birinci farklarını alma (vi) bileşik endeks değişkeni
kullanmak ve (vii) temel bileşen yöntemi veya sırt regresyon yöntemlerinden birine başvurmak.

129
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

1 I. Katsayı tahminleri (β̂’lar) yanlış 4 Bir çoklu doğrusal regresyon modelinde ba-
ğımsız bir değişken, diğer bağımsız değişkenlerin
II. İlgili standart hatalar yanlış
tam doğrusal bir birleşimi ise, model _____ prob-
III. Test istatistikleri için varsayılan dağılımlar
neler öğrendik?

lemi içerir.
uygun değildir
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakiler-
IV. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasında- den hangisi doğru olarak tamamlar?
ki ilişkiler hakkındaki testler geçersiz
A. tam çoklu doğrusal bağlantı
Klasik doğrusal regresyon modelinin bir veya daha B. güçlü çoklu doğrusal bağlantı
fazla varsayımının ihlal edilmesinin sonucu yukarı- C. değişen varyans
dakilerden hangisi veya hangileri meydana gelebilir? D. model kurma hatası
A. I ve III E. eşanlı denklem sapması
B. II ve IV
C. I,II ve III 5 Bir çoklu doğrusal regresyon modelinde ba-
D. I, II ve IV ğımsız bir değişken, diğer bağımsız değişkenlerin
E. I, II, III ve IV tam doğrusal bir birleşiminden biraz farklıysa, mo-
del _____ problemi içerir.
2 Aşağıdakilerden hangisi hata terimleri arasın- Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakiler-
da ilişki olmadığını gösterir? den hangisi doğru olarak tamamlar?
A. E(ui) = 0 ∀ i için A. tam çoklu doğrusal bağlantı
B. E(ui uj) = σ2 ∀ i ≠ j için B. güçlü çoklu doğrusal bağlantı
C. E(ui uj) = 0 ∀ i ≠ j için C. değişen varyans
D. E(Xi ui) = 0 ∀ i için D. model kurma hatası
E. E(u2i ) = σ2 ∀ i için E. eşanlı denklem sapması

3 Aşağıdakilerden hangisi güçlü çoklu doğrusal 6 Aşağıdakilerden hangileri açıklayıcı değiş-


bağlantının bir belirtisi değildir? kenler arasındaki çoklu doğrusallık problemine
A. Yüksek bir R2 değerine karşı az sayıda anlamlı potansiyel iyileştirme getirmez?
parametre t istatistikleri bulunması A. Açıklayıcı değişkenlerden birinin çıkarılması
B. Belirli bir değişken çıkarıldığında regresyon so- B. Değişkenlerin yüzde değişimlerini alma
nuçlarının önemli ölçüde değişmesi C. Verileri logaritmalarına dönüştürme
C. Parametrelerin güven aralıklarının dar olması D. Tüm değişkenlere ait daha yüksek frekansta
D. Bireysel parametrelerin anlamsız olması veri toplama
E. Hatalı parametre işaret ve büyüklükleri bulun- E. Modelde dış bir bilgi kullanımı
ması

130
Ekonometrinin Temelleri

I. Regresyon katsayılarına doyurucu ve güveni-


lir anlamlar verilemez.
7 Güçlü çoklu doğrusal bağlantı aşağıdaki du-
rumlardan hangisinde görülür? II. Katsayıların varyansları ve dolayısıyla stan-
dart hataları büyük çıkmaktadır.
A. İki veya daha fazla açıklayıcı değişkenin birbir-

neler öğrendik?
leriyle mükemmel bir şekilde ilişkili olmaları III. R2 değeri olduğundan büyük çıkmaktadır.
durumunda IV. Regresyon katsayıları yanlış işaretli çıkabil-
B. Açıklayıcı değişkenlerin hata terimiyle yüksek mektedir.
derecede ilişkili olmaları durumunda 9
C. Açıklayıcı değişkenlerin bağımlı değişkenle Yukarıda ifade edilen durumların neden ol-
yüksek derecede ilişkili olmaları durumunda duğu sorun aşağıdakilerden hangisidir?
D. İki veya daha fazla açıklayıcı değişkenin birbir- A. Açıklayıcı değişkenler arasında tam doğrusal
leriyle yüksek derecede ilişkili olmaları duru- bağlantı bulunması
munda B. Açıklayıcı değişkenler arasında güçlü doğrusal
E. Açıklayıcı değişkenler bağımlı değişkenle mü- bağlantı olması
kemmel bir şekilde ilişkili olmaları durumunda C. Hata teriminin varyansının değişmesi
D. Hata terimlerinin birbirleriyle ilişkili olması
8 Tam çoklu doğrusal bağlantı aşağıdaki du- E. Açıklayıcı değişkenin hata terimiyle ilişkili ol-
rumlardan hangisinde görülür? ması
A. İki veya daha fazla açıklayıcı değişkenin birbir-
leriyle mükemmel bir şekilde ilişkili olduğu bir 10 Güçlü çoklu doğrusal bağlantı varlığı du-
durumda rumunda EKK parametre tahmincilerinin teorik
B. Açıklayıcı değişkenlerin hata terimiyle yüksek özellikleri aşağıdakilerden hangisine uyar?
derecede ilişkili olduğu bir durumda A. Doğrusal en iyi sapmasız olma özelliklerini ko-
C. Açıklayıcı değişkenlerin bağımlı değişkenle rurlar.
yüksek derecede ilişkili olduğu bir durumda B. Doğrusal ve sapmasız fakat tutarlı ve etkin ol-
D. İki veya daha fazla açıklayıcı değişkenin birbir- mayacaktır.
leriyle yüksek derecede ilişkili olduğu bir du- C. Doğrusal sapmasız fakat tutarlı olmayacaktır.
rumda D. Doğrusal ama sapmalı ve tutarlı olmayacaktır.
E. Açıklayıcı değişkenler bağımlı değişkenle mü- E. Doğrusal ve tutarlı fakat sapmalı olacaktır.
kemmel bir şekilde ilişkili olduğu bir durumda

131
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar I

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Bağ-


1. E Yanıtınız yanlış ise “Giriş” konusunu yeni- 6. C
lantıya Karşı Çözüm Önlemleri” konusunu
den gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

yeniden gözden geçiriniz.

2. C Yanıtınız yanlış ise “Giriş” konusunu yeni- 7. D Yanıtınız yanlış ise “Güçlü Çoklu Doğrusal
den gözden geçiriniz. Bağlantı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. C 8. A Yanıtınız yanlış ise Tam Çoklu Doğrusal


Yanıtınız yanlış ise “Güçlü Çoklu Doğrusal Bağlantı” ve “Yapay Değişkenlerin Eğim Pa-
Bağlantı” konusunu yeniden gözden geçiriniz. rametrelerini Etkilemesi” konusunu yeniden
gözden geçiriniz.

4. A Yanıtınız yanlış ise “Tam Çoklu Doğrusal 9. B Yanıtınız yanlış ise “Güçlü Çoklu Doğrusal
Bağlantı” konusunu yeniden gözden geçiriniz. Bağlantı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Çoklu Doğrusal Bağlan-


5. B Yanıtınız yanlış ise “Güçlü Çoklu Doğrusal 10. A
tının Neden Olduğu Sonuçlar” konusunu
Bağlantı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
6 Anahtarı

Hataların ortalaması, bazı hataların ortalamadan büyük bazılarının ise orta-


lamadan küçük olması durumunda gerçekleşir. Diğer bir ifadeyle bazı hata-
Araştır 1 ların artı değerli diğerlerinin ise eksi değerli olması durumunda gerçekleşir.
Artılarla eksilerin toplamı sıfır olursa ortalaması da sıfır olacaktır. Dolayısıyla
hataların ortalamasının sıfır olması hiç hata bulunmadığı anlamına gelmez.

Temel bileşenler yöntemi birbiri ile ilişkili çok sayıda değişkenden birbiri ile
ilişkisiz daha az sayıda değişken oluşturulmasını içerir. Bir ekonometrik mo-
delde birbiri ile ilişkili çok sayıda açıklayıcı değişken bulunması durumunda
çoklu doğrusal bağlantı durumu ile karşılaşılması büyük bir olasılık dahilin-
dedir. Bu durumda birbiriyle ilişkili açıklayıcı değişkenlerin temel bileşenleri
olarak oluşturulan bir veya daha fazla değişken modele açıklayıcı değişken ola-
rak konulabilir. Böylece çoklu doğrusal bağlantı probleminden korunulmuş
Araştır 2
olunur. Sırt regresyon yöntemi bir sapmalı tahmin yöntemidir. SEKK çoklu
doğrusal bağlantı durumunda sapmasız olmasına karşın büyük varyanslı pa-
rametre tahminleri verir. Oysa, böyle bir durumda bir miktar sapmaya razı
olunarak daha küçük varyanslı ve daha güvenilir tahminler daha yararlı olarak
kullanılabilir. Sırt regresyon tekniği bir miktar sapma ile daha küçük varyanslı
ve güvenilir tahminler elde edilmesine yarayan bir tekniktir.

132
Ekonometrinin Temelleri

Kaynakça
Arı, A. ve Yüksel, Ö. (2017). Finans Politik & Güriş, S., Çağlayan, E. ve Güriş, B. (2013). Eviews ile
Ekonomik Yorumlar 2017 Cilt: 54 Sayı: 632, ss. temel ekonometri (2. Baskı). İstanbul: Der Yayınları
77-89
Hill, R. C., Griffiths, E. G. ve Lim, G. C. (2011).
Brooks, C. (2014). Introductory econometrics for Principles of econometrics (4th Edition). John Wiley
finance (3rd Edition). Cambridge: Cambridge & Sons, Inc.
University Press
Stock, J. H. ve Watson, M.W. (2011). Ekonometriye
Gujarati, D. N. ve Porter, D. C. (2014). Temel giriş, Bedriye Saraçoğlu (Çev.) Ankara: Efil
ekonometri (Basic econometrics Beşinci Basımdan Yayınevi
Çeviri). Çevirenler: Ümit Şenesen, Gülay Günlük
Tarı, R. (2018). Ekonometri (13. Baskı). Kocaeli:
Şenesen, İstanbul: Literatür Ders Kitapları
Umuttepe Yayınları
Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by example. New
York: Palgrave Macmillan

133
Bölüm 7
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin
Varsayımlarından Sapmalar II
Varsayım 3 Hata Terimi Sabit Varyanslıdır: Varsayım 4 Hata Terimleri Arasında İlişki
Var(ui) = 0 Yoktur: Kov (xt, ut ) = 0
öğrenme çıktıları

1 Değişen varyansın neden ve sonuçlarını 4 Otokorelasyonun neden ve sonuçlarını


ifade edebilme ifade edebilme
2 Bir regresyon modelinde hataların değişen 5 Bir regresyon modelinde hataların

1
varyanslı olup olmadığını belirleyebilme otokorelasyon içerip içermediğini

2
3 Değişen varyansla baş edebilmek belirleyebilme
için ağırlıklı en küçük kareler sürecini 6 Otokorelasyonla baş edebilmenin yollarını
uygulayabilme ifade edebilme

Varsayım 5 Hata Terimi Normal


Dağılmıştır

3
7 Bir regresyondan elde edilen kalıntı
dağılımın normalden önemli ölçüde farklı
olup olmadığının nasıl test edileceğini ifade
edebilme

Anahtar Sözcükler: • Sabit varyans (Eşvaryans) • Değişen varyans • Otokorelasyon (ardışık bağımlılık)
• Ardışık bağıntı • Eşvaryanslılık testleri • Otokorelasyon testleri • Normal dağılım
• White standart hataları • Newey-West sağlam standart hataları • Jarque-Bera Testi

134
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ
Bu ünite bundan önceki ünitenin devamı niteliğindedir. Ünite 6 ve Ünite 7 Klasik doğrusal regresyon
modelinin (KDRM) varsayımlarının geçerli olmaması durumunu incelemektedir. Bundan önceki Ünite
6’da KDRM’nin ilk beş varsayımından ilk ikisinin geçerli olmaması durumu incelenmiştir. Bunlar: Hata
teriminin ortalamasının sıfır olması ve hata terimleri arasında tam veya güçlü doğrusal ilişki bulunmaması
varsayımları idi. Bu ünitede ise kalan üç varsayımdan sapma durumları incelenmektedir. Bu varsayımlar:
hata teriminin sabit varyanslı olması, hata terimleri arasında ilişki olmaması ve hataların normal dağılımlı
olması varsayımlarıdır.

VARSAYIM 3 HATA TERİMİ SABİT VARYANSLIDIR: Var (ui) = σ2


Şu ana kadar hataların varyansının sabit ve σ2’ye eşit olduğu varsayılmıştır, bu eşvaryans varsayımı olarak
bilinir. Hataların varyansı sabit değilse değişen varyanslı olduğu söylenir. Değişen varyansın bir görünü-
münü incelemek için, bir regresyonun tahmin edildiğini, elde edilen tahminden regresyon doğrusunun
çizildiğini ve Y gözlem noktalarının da bu grafiğe işaretlendiğini kabul edelim. Gözlem noktaları ile doğru
arasındaki farklar hata değerleri, artıklar veya kalıntılar olarak adlandırılır. Grafik 7.1’de artıklarının sabit
bir bant içinde yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla hataların sabit varyanslı olduğu söylenebilir. Buna kar-
şılık Grafik 7.2’de hataların X ile birlikte giderek büyüdüğü ve giderek genişleyen bir bant içinde yer aldığı
görülmektedir. Bunun sonucu Grafik 7.2’deki hatalar açık bir şekilde değişen varyanslıdır ve X ile ilişkilidir.

Y Y

X X

Grafik 7.1 Sabit varyanslı hatalar Grafik 7.2 Değişen varyanslı hatalar

Değişen Varyansın Nedenleri


Hata teriminin değişen varyanslı olmasının çeşitli nedenleri olabilir. Bunlar içinde en yaygın olanları
aşağıdaki gibidir:
1. Ölçek etkileri: Gelir arttıkça, bireyler tüketim veya tasarrufta daha esnek davranma fırsatına sahip-
tir. Dolayısıyla yüksek gelirli bireylerin tüketimleri daha geniş bir aralıkta dağılabilir. Bu nedenle
σ2i’nin gelirle artması muhtemeldir.
2. Öğrenme etkileri: Hata öğrenme modellerinin ardından, insanlar davranış hatalarını öğrendikçe
zamanla hatalar giderek azalır ve daha dar bir aralıkta dağılır. Bu durumda σ2i’nin zamanla giderek
düşmesi beklenir. Örneğin, belirli bir zaman diliminde yapılan bir testte yapılan klavye yazım ha-
talarının sayısı alıştırma yaptıkça giderek azalır.
3. Veri toplama tekniklerindeki gelişmeler: Veri toplama teknikleri geliştikçe, σ2i’nin düşmesi olasıdır .
4. Aykırı değerler: Aykırı değerler diğer gözlem değerlerinden önemli ölçüde büyük veya küçük değer-
lerdir. Değişen varyans, aykırı değerlerin varlığı sonucu da ortaya çıkabilir. Bu tür gözlemlerin dahil
edilmesi veya hariç tutulması, özellikle örneklem hacmi küçük olduğunda, hata varyansı değişken-
liğine neden olabilir.
5. Model kurma hataları: Bazı önemli değişkenlerin modelden dışlanması, hatalı fonksiyonel biçim
(doğrusal veya log-doğrusal model) ve hatalı veri dönüşümü aynı zamanda bir değişen varyans
kaynağı olabilir.

135
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

6. Diğer Nedenler: Modele dahil edilen bir Spearman Sıra Korelasyonu Testi
veya daha fazla açıklayıcı değişkenin dağı- Spearman sıra korelasyonu katsayısına dayalı bu
lımındaki çarpıklık, parametre değişmesi ve test aşağıdaki adımlar izlenerek gerçekleştirilir:
yapısal kaymalar de potansiyel değişen var-
Adım 1: Ekonometrik model tahmin edilerek
yans nedenleridir.
hata terimleri serisi ûi elde edilir.
Adım 2: ûi serisi işareti dikkate alınmadan, |ûi|
Değişen Varyansın Neden Olduğu ve varyansla ilişkili olduğu düşünülen X serisi kü-
Sonuçlar çükten büyüğe (veya büyükten küçüğe) doğru sı-
1. SEKK tahmincileri doğrusal ve sapmasız raya dizilir.
olma özelliklerini korumakta ancak mini- Adım 3: Aşağıdaki formül kullanılarak Spear-
mum varyanslı olma özelliklerini kaybet- man sıra korelasyonu katsayısı hesaplanır:
mektedirler.
6ΣD 2
2. SEKK tahmincilerinin varyans ve standart rs =1-
hataları yanlış sonuçlar vermekte, bunun n (n 2 -1)
sonucu güven aralığı ve hipotez testleri (t ve
F) anlamlarını kaybetmektedir. Adım 4: Hesaplanan rs değerinin anlamlılığı şu
t istatistiğini kullanılarak test edilir:
3. Belli bir X değerine karşılık gelen Y öngörü-
sü yüksek varyanslı olacak, dolayısıyla etkin
olmayacaktır. rs n - 2
t=
1- rs2

Adım 5: Hesaplanan rs değeri anlamlı ise, yani


dikkat
seçilen α anlamlılık düzeyi ve n – 2 serbestlik dere-
Hatalar değişen varyanslı olduğunda parametre
cesinde kritik t değerinden büyükse modelde deği-
tahminleri hâlâ sapmasız ve SEKK ile uygun bir
şen varyans bulunduğuna karar verilir.
şekilde tahmin edilebilmektedir. Parametrelere ait
varyans ve standart hatalar yanlıştır. Bu nedenle
parametre tahminleri etkin ve tutarlı değillerdir. Goldfeld-Quandt Testi
Değişen varyans için çok sayıda düzenli istatis-
Değişen Varyansın Tespiti tiksel test vardır. Bunlar içinde basit ve güçlülüğü
Hataların değişen varyanslı olup olmadığını yanında metodolojik üstünlüğü de olan bir test
nasıl anlaşılır? Yukarıdaki gibi grafiksel bir yöntem Goldfeld-Quandt testidir. Bu testin temel yaklaşı-
kullanmak mümkündür. Ancak ne yazık ki deği- mı, toplam n gözlemden oluşan örneklemin n1 ve
şen varyansın nedeni veya biçimi nadiren bilinir. n2 gözlemli iki alt örnekleme bölünmesine dayanır.
Böyle bir durumda bir dağılım grafiği hiçbir şeyi Regresyon modeli her iki alt örneklemde tahmin
açığa çıkarmaz. Örneğin, eğer hataların varyansı edilir ve iki ayrı kalıntı varyansı sırasıyla s12 = ∑ û1i2
X3t’nin artan bir fonksiyonu iken araştırmacı kalın- / (n1 - k) ve s2i2 = ∑ û2i2 / (n2 - k) olarak hesaplanır.
tıları X2t’ye karşı bir grafik oluşturursa herhangi bir Boş hipotez, yani H0 hipotezi, iki taraflı bir alter-
örüntü görmesi pek mümkün olmaz ve yanlışlık- natife karşı “hata varyansları birbirine eşittir” biçi-
la hataların eşvaryanslı olduğu sonucuna varabilir. mindedir. Yani H0: σ12 = σ22. GQ olarak gösterilen
Ayrıca hataların varyansının, açıklayıcı değişken- test istatistiği, iki varyanstan daha büyük olanının
lerden biri ile sistematik olarak değil, zaman içinde paya konulması sonucu oluşan iki hata varyansı-
değişmesi de mümkündür. Bu olgu “Otoregresif nın oranı olarak hesaplanır (yani, σ12 ikinci alt ör-
Koşullu Değişen Varyans” veya kısaca “ARCH” neklemden gelmiş olsa bile T1 gözlemli örnekleme
olarak bilinir. ARCH modellemesi bu dersin kap- ait daha büyük örneklem varyansını temsil eder):
samı dışında tutulmuştur.
S12
GQ =
S22

136
Ekonometrinin Temelleri

Test istatistiği, boş hipotezi altında bir F dağılımına uyar, pay ve paydanın serbestlik dereceleri ise sıra-
sıyla T1 – k ve T2 – k’dir. Bu durumda hesaplanan test istatistiği kritik değerden büyükse sabit varyans boş
hipotezi reddedilerek hataların değişen varyanslı olduğuna karar verilir.
GQ testinin oluşturulması basit olmakla birlikte testin sonucu, örneklemin ikiye ayrıldığı yere göre
farklılaşabilir. Yani, örneğin 40 gözlemle tahmin edilmiş bir regresyonda örneklemi tam ortadan 20’şer
gözlemli iki alt örnekleme ayırdığımızda sabit varyans durumu reddedilemez iken, diyelim ki ilk 25 gözle-
me karşılık ikinci 15 gözlemi alarak alt örneklemler oluşturduğumuzda sonuç tam tersi olabilir. Bu nedenle
seçimin teorik gerekçelerle yapılması durumunda - örneğin, büyük bir yapısal olaydan önce ve sonra testin
daha güçlü olması muhtemeldir.
Hataların varyansının herhangi bir gözlenen değişken zt (açıklayıcı değişkenlerden biri olabilir veya
olmayabilir) ile ilişkili olduğunu düşünelim. Bu durumda, testi gerçekleştirmenin daha iyi bir yolu, ör-
neklemi zt değerlerine göre (zamandan ziyade) sıralamak ve sonra sıralanmış örneklemi tekrar T1 ve T2
gözlemli iki alt örnekleme bölmektir.
Bazen testten elde edilen çıkarımları netleştirmek ve testin gücünü artırmak için kullanılan alternatif
bir yöntem, sıralanmış gözlemlerin merkezinden bir kısmının çıkarılarak örneklem iki alt örnekleme
ayrılmaktadır.

White Testi
Diğer popüler bir test ise, White’ın (1980) değişen varyans için genel testidir. Test değişen varyansın
biçimi hakkında birkaç varsayım yapması nedeniyle özellikle yararlı bir testir. Test, aşağıdaki gibi ger-
çekleştirilir.
Aşağıdaki doğrusal formdaki regresyon modelini tahmin ettiğimizi kabul edelim:

Yt = β1 + β2 X2t + β3 X3t + ut (7.1)

Modelde hata terimi u’nun sabit varyanslı, yani Var(ut) = σ2, olup olmadığını White testini kullanarak
test etmek istiyoruz. Bu test aşağıdaki adımlar izlenerek gerçekleştirilir:
Adım 1: Model (5.1)’i tahmin ederek hata terimleri serisi ût’yi elde ederiz.
Adım 2: Ardından şu yardımcı regresyonu koştururuz:

ût2 = α1 + α2X2t + α3X3t + α4X2t2 + α5X3t2 + α6 X2t X3t + vt (7.2)

burada, vt, ut’dan bağımsız, normal dağıtılmış bir hata terimidir.


Bu regresyonda eşitliğin solunda birinci aşamada elde edilen kalıntıların kareleri, sağ tarafında ise bir
sabit terim açıklayıcı değişkenlerin her biri, açıklayıcı değişkenlerin kareleri ve bunların çapraz çarpımları
yer almaktadır. Burada kareli hatalar varyansı temsil etmekte olup niçin böyle yazıldığı aşağıda görülebilir:

var(ut) = E[(ut - E(ut))2]

E(ut) = 0 olduğu varsayımına göre, köşeli parantez içindeki ifadenin ikinci kısmı gider ve geriye şu
sonuç kalır:

var(ut) = E(ut2)

Bir kez daha, anakütle hata teriminin karelerini bilmek mümkün değildir, bu nedenle bunların örnek-
lem muadili olan kareli artıklar, yani û’lar kullanılır.

137
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

Yardımcı regresyonun bu biçimi almasının ne-


deni, hataların (ût2 ile somutlaşan) varyansının, mo-
delde yer alan değişkenlere göre sistematik olarak
değişip değişmediğinin araştırılmak istenmesidir.
Ayrıca başlangıç regresyonunda sabit terim olmazsa
bile yardımcı regresyonun sabit bir terim içermesi
gerektiğine dikkat edilmelidir. Bu, ût2’nin daima po-
zitif bir ortalamaya sahip olmasının bir sonucudur.
Adım 3: Yardımcı regresyon (7.2)’nin sağ ta-
rafındaki bir veya daha fazla katsayı istatistik ba-
kımdan anlamlıysa o denklem için R2’nin değeri
göreceli olarak yüksek olacak, değişkenlerin hiçbiri
önemli değilse R2 nispeten düşük olacaktır. Böyle- Ağırlıklı En Küçük Kareler (AEKK)
ce, bir olabilirlik oranı (LR) testi olarak adlandırılan Ağırlıklı en küçük kareler tekniği, başlangıç-
White testi yardımcı regresyondan R2 elde edilerek taki (değişen varyanslı) modeli, değişen varyansın
ve gözlem sayısı T ile çarpılarak elde edilen test is- biçimi hakkındaki bilgiyi kullanarak eşvaryanslı
tatistiği yardımıyla gerçekleştirilir. TR2 istatistiği m hâle getirmeyi amaçlar. Bu amaçla, ilk olarak de-
serbestlik derecesinde χ2 (ki-kare) dağılımına uyar.
ğişen varyansın bir değişken veya değişkenlerin bir
fonksiyonuyla orantılı olduğu varsayılır. Varyansın
TR2 ~ χ2 (m) orantılı olması beklenen değişkenler model içinden
veya model dışından olabilir. Başlangıç modelinin
burada m, yardımcı regresyondaki (sabit terim ha- varyansın ilişkili olduğu değişkenin kareköküne
riç) açıklayıcı değişkenlerin sayısıdır. bölünerek bir dönüştürülmüş model elde edilir.
Adım 4: Eğer test istatistiği seçilen önem dü- Orijinal modelinizin Yt = β1 + β2X2t + β3X3t + …
zeyinde tablo kritik χ2 değerinden büyükse deği- + β3X3t + ut biçiminde olduğunu ve hata teriminin
şen varyans bulunmadığını söyleyen boş hipotezi varyansının, var(ui) = σi2 = σ2 di olarak tanımlandı-
reddedilerek hataların değişen varyanslı olduğuna ğını varsayalım, burada di varyansın ilişkili olduğu
karar verilir. düşünülen değişken veya değişkenlerin bir fonksi-
yonudur. Hata teriminin sabit varyanslı olmaması
Örnek 7.1 ve di ile oransal olması nedeniyle eşvaryanslık var-
Yukarıda Denklem (7.2) ile verilen yardımcı sayımı di ile ihlal edilmektedir.
regresyon modelinin 120 gözlem kullanılarak tah-
min edildiğini ve R2’nin 0.234 olarak hesaplandığı-
nı kabul edelim. Test istatistiği boş hipotez altında
TR2 = 80 × 0.3424 = 27.4 olarak elde edilecek ve dikkat
χ2 (5) izleyecektir. χ2 tablosundan % 5 kritik de- Ağırlıklı en küçük kareler başlangıçta değişen
varyanslı modeli değişen varyansın biçimi hak-
ğer 11.07’dir. Hesaplanan test istatistiği kritik de-
kındaki bilgiyi kullanarak eşvaryanslı hâle getir-
ğerden daha büyük olup boş hipotez reddedilerek
meyi amaçlar. Modeli varyansın ilişkili olduğu
hataların sabit varyanslı olduğunu varsaymanın
değişkenin kareköküne bölerek bir dönüştürül-
makul olmayacağına karar verilir.
müş model elde eder.

Değişen Varyansa Karşı Çözümler


Değişen varyans sorunu ile karşılaştığımızda Hatanın varyansı σ2di olduğuna göre, başlangıç
olası model kuruluşu hatalarına karşı denetledikten modelinin her iki tarafını di ’ye bölerek hata te-
sonra modelde hâlâ değişen varyans sorunu devam
ediyorsa bunu düzeltmeye yönelik üç alternatif rimi eşvaryanslı bir dönüştürülmüş modeli şöyle
yaklaşıma sahibiz. Bunlar, (i) ağırlıklı en küçük ka- oluşturabiliriz:
reler, (ii) verileri dönüştürme ve (iii) değişen var-
yansla uyumlu standart hataları kullanmadır.

138
Ekonometrinin Temelleri

Yi 1 X 2i X 3i X ki ui
= β1 + β2 + β3 +... + β k + (7.3)
di di di di di di

Bu denklemi AEKK dönüştürmesi olarak adlandırıyoruz. Bu AEKK dönüştürmesi yeniden şöyle yazılabilir:

Yi* = β1X1i* + β2X2i* + β3X3i* + ... + βkXki* + ui*


(7.4)
Y 1 X X X u
burada; Yi* = i , X1i* = , X2i* = 2i , X3i* = 3i , Xki* = ki , ui* = i
di di di di di di

Denklem (7.4) ile verilen dönüştürülmüş modelin hata terimi artık eşvaryanslıdır. Çünkü
⎛ u ⎞ 1
var(ui*) = var ⎜⎜ i ⎟⎟ = var(ui*) = σ2
d
⎝ i⎠ d i

Dönüştürülmüş modelin β’ları AEKK tahmincileridir ve genelleştirilmiş en küçük kareler (GEKK)


tahmincilerinin özel bir türüdür (burada GEKK tahmincisi değişen varyansı düzeltmek için kullanıl-
makta olup bu bölümde aynı zamanda otokorelasyon sorunlarını gidermek için de bir GEKK tahmincisi
kullanacağız).
Uygulamada, di genellikle bilinmez. Bu amaçla di olarak açıklayıcı değişkenlerden biri veya onun karesi
ya da başka bir değişkenle çarpımı (X2i, X2i2 veya X2iX3) olarak kullanılabildiği gibi bir fonksiyonel biçim
olarak da tahmin edilebilir. Bir fonksiyonel biçim olarak tahmin edilmesi, GEKK dönüşümünde ağırlık-
landırmada di yerine dˆi değerleri kullanılması anlamına gelir. Bu süreci kullanan tahminciler, Uygulanabilir
Genelleştirilmiş En Küçük Kareler (Feasible Generalized Least Squares, FGLS) tahmincileri olarak bilinir.

Verileri Dönüştürme
Bu yaklaşım, değişkenleri logaritmalarına dönüştürerek veya başka bir “boyut” ölçüsü ile ölçeği daral-
tılması içerir. Aynı zamanda aykırı gözlemleri de yeniden ölçeklendirme etkisine sahiptir. Regresyon bu
durumda doğal logaritmalar veya dönüştürülmüş veriler üzerinden gerçekleştirilir. Logaritma almak ayrı-
ca, daha önce tartışılan üstel regresyon modeli gibi bir model oluşturma etkisine sahiptir. Bununla birlikte,
bir değişkenin logaritmaları, değişkenin sıfır veya negatif değerler alması durumunda tanımsız olmaları
nedeniyle alınamaz.

White’ın değişen Varyansla Uyumlu Standart Hatalarının (Sağlam Standart


Hatalar) Kullanımı
White’in değişen varyansla uyumlu standart hataları aynı zamanda sağlam standart hatalar olarak da
bilinir. Bu yaklaşım değişen varyans problemi için en sık başvurulan bir çözümdür. Yaklaşım EKK katsayı
tahminlerini kullanır ama standart hatalarını tahmin edilen modeli dönüştürmeden değişen varyans için
düzeltir. Bu yöntemin gücü, değişen varyansın fonksiyonel biçimi hakkında herhangi bir varsayım yapma-
dan değişen varyansla başa çıkmasıdır.
Çoğu standart ekonometri yazılımları, kullanıcılarına değişen varyansa karşı White’ın standart hata
tahminlerini kullanmasını sağlayan bir seçeneğe (genellikle “sağlam” benzeri bir ifadeyle adlandırılan) sa-
hiptir. Düzeltmenin etkisi, eğer hataların varyansı açıklayıcı bir değişkenin karesi ile pozitif olarak ilişkili
ise, eğim katsayıları için standart hataların büyümesine yol açarak hipotez testinde boş hipotezin reddini
zorlaştırır.

139
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

Öğrenme Çıktısı

1 Değişen varyansın neden ve sonuçlarını ifade edebilme


2 Bir regresyon modelinde hataların değişen varyanslı olup olmadığını belirleyebilme
3 Değişen varyansla baş edebilmek için ağırlıklı en küçük kareler sürecini uygulayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Hata teriminin varyansının


aynı zamanda bağımlı de-
Otoregresif koşullu değişen Varyans ve belirsizlik konu-
ğişken Y’nin varyansına eşit
varyans konusunu araştırın. sunu ilişkilendirin.
olduğu konusunu arkadaşı-
nızla birlikte irdeleyin.

Araştırmalarla
İlişkilendir
Türkiye’de yoksullar bütçelerini kira ve gıdaya; zenginlerse ulaştırma, lokanta ve eğitime harcıyor
Türkiye’de hanehalkının tüketim harcamaları gelir gruplarına göre büyük değişim gösteriyor. Buna
göre ülkede en yoksul grubu oluşturan kesimin hanehalkı harcamasının yüzde 60’ı konut/kira ile gıda
ve alkolsüz içeceğe giderken bu oran en zengin grubu oluşturan kesimde sadece yüzde 36. zenginlerin,
yoksullardan daha fazla pay ayırdığı harcama türleri ise ulaştırma, eğitim, lokanta ve otel oldu.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” 2018 yılı
verilerinde en düşük gelire sahip ‘ilk yüzde 20’lik grup yoksullar, en yüksek gelire sahip ‘beşinci yüzde
20’lik grup ise zenginler olarak değerlendiriliyor.
Türkiye genelinde hanehalkı harcamalarının yüzde 23,7’si konut ve kiraya gidiyor. Bu oran yok-
sullarda yüzde 31,4 iken zenginlerde yüzde 20,3. Bu; yoksulların yaptığı aylık 100 liralık harcamanın
31,4 lirasının kira ve konuta ödendiğini gösteriyor. Zenginlerin ise aylık 100 liralık harcamasının 20,3
lirası kira ve konuta gidiyor. Bu veriler ödenen gerçek miktarları değil, aylık harcamalar içindeki payını
gösteriyor.
Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı Türkiye genelinde yüzde 20,3 iken bu oran yoksullarda
yüzde 28,7’ye kadar çıktı. Zenginlerde ise yüzde 15,4’e kadar düştü.

140
Ekonometrinin Temelleri

Hanehalkı tüketim harcamasının gelir gruplarına göre dağılımı (2018)

100%

90%
4.9 5
80% 6
4.8 4.3
5
70% 6.5 5.9
6.5 7.8
60% 9.3
6.8
50%
18.3
40%
21.6
30% 28.7
20.3
20% 15.4

10%

0% 23.7 31.4 20.3


TOPLAM YOKSUL ZENGİN

Konut ve Kira Gıda ve alkolsüz içecek Ulaştırma Mobilya ve ev aletleri Lokanta ve otel

Giyem ve ayakkabı Alkollü içecek, sigara ve tütün Çeşitli mal ve hizmet Haberleşme

Eğlence ve kültür Eğitim Sağlık

Kaynak: TÜİK (Yoksul, en yoksul yüzde 20’lik dilimi; zengin ise en zengin yüzde 20’lik kesimi ifade etmektedir)

Türkiye’de hanehalkının tüketim harcamaları gelir gruplarına göre büyük değişim gösteriyor. Buna
göre ülkede en yoksul grubu oluşturan kesimin hanehalkı harcamasının yüzde 60’ı konut/kira ile gıda
ve alkolsüz içeceğe giderken bu oran en zengin grubu oluşturan kesimde sadece yüzde 36. zenginlerin,
yoksullardan daha fazla pay ayırdığı harcama türleri ise ulaştırma, eğitim, lokanta ve otel oldu.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” 2018 yılı
verilerinde en düşük gelire sahip ‘ilk yüzde 20’lik grup yoksullar, en yüksek gelire sahip ‘beşinci yüzde
20’lik grup ise zenginler olarak değerlendiriliyor.
Türkiye genelinde hanehalkı harcamalarının yüzde 23,7’si konut ve kiraya gidiyor. Bu oran yoksul-
larda yüzde 31,4 iken zenginlerde yüzde 20,3. Bu; yoksulların yaptığı aylık 100 liralık harcamanın 31,4
lirasının kira ve konuta ödendiğini gösteriyor. Zenginlerin ise aylık 100 liralık harcamasının 20,3 lirası kira
ve konuta gidiyor. Bu veriler ödenen gerçek miktarları değil, aylık harcamalar içindeki payını gösteriyor.
Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı Türkiye genelinde yüzde 20,3 iken bu oran yoksullarda
yüzde 28,7’ye kadar çıktı. Zenginlerde ise yüzde 15,4’e kadar düştü.
Bu ikisinin dışında yoksulların zenginlerden daha fazla pay ayırdığı harcama kalemi alkollü içecek-
ler ve sigara oldu. Türkiye genelinde alkol ve sigaraya ayrılan pay yüzde 5 iken yoksullar aylık harcama-
larının yüzde 5’ini, zenginler ise yüzde 3,1’ini alkol ve sigaraya ayırdı.
Türkiye’de hanehalkının gıda ve alkolsüz içecek harcama payı yüzde 26 düştü
Türkler parayı gıda ve ulaşıma; Avrupalı ise eğlence, kültür, lokanta ve otele harcıyor
Zenginlerin yoksullardan daha fazla harcama yaptığı türlerin başında ulaşım geliyor. Türkiye gene-
linde hanehalkları aylık harcamalarının yüzde 18,3’ünü ulaştırmaya ayırıyor. Bu oran en yoksul kesimde
yüzde 9,3’e kadar düşüyor. En zengin kesimde ise yüzde 21,6. Zenginlerin ulaştırmaya ayırdığı harcama
oranı yoksulların iki katından fazla.
Zenginlerin lokanta ve otele ayırdıkları pay da (yüzde 7,8) yoksullardan yüzde 4,3 daha fazla. Aynı
durum eğitime ayrılan harcamada da görülüyor. Zenginler aylık harcamalarının yüzde 3,8’ini eğitime
ayırırken yoksullarda bu oran yüzde 0,5.

Kaynak: https://tr.euronews.com/2019/11/06/turkiyede-yoksullar-butcelerini-kira-ve-gidaya-
zenginlerse-ulastirma-lokanta-ve-egitime

141
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

Yaşamla İlişkilendir

Değişen Varyans Örnekleri


Değişen varyans sıklıkla gözlemlerin büyüklüğü arasında geniş bir fark olduğunda ortaya çıkar. Ti-
pik bir değişen varyans örneği, gelir karşısında yemek harcamaları örneğidir. Bir bireyin geliri arttıkça,
gıda tüketimindeki değişkenlik de artacaktır. Daha yoksul bireyler, her zaman daha az pahalı yiyecekler
yiyerek oldukça sabit bir tutarda harcarken; zengin bireyler bazen ucuz yiyecekler ve diğer zamanlarda
pahalı yiyecekler yiyebilir. Gelirleri yüksek olanlar, yiyecek tüketiminde daha fazla değişkenlik gösterirler.

Kaynak: https://wiki.ubc.ca/Heteroskedasticity Erişim tarihi: 02.01.2020

VARSAYIM 4 HATA TERİMLER ARASINDA İLİŞKİ YOKTUR:


Kov(xt, ut) = 0
KDRM’nin hata terimi hakkında dördüncü varsayım, hata terimleri arasında ilişki olmaması, yani hata
terimleri arasındaki kovaryansın sıfır olmasıdır. Başka bir deyişle, hataların birbirleriyle ilişkisiz olduğu
varsayılmaktadır. Hatalar birbirleriyle ilişkisiz değillerse “otokorelasyonlu” veya “ardışık bağımlı” oldukları
belirtilir. Bu nedenle bir ekonometrik araştırmada bu varsayımın bir test edilmesi gerekir. Otokorelasyon
zaman serisi verileri için geçerli bir problemdir.
Otokorelasyonlu hatalara bir örnek vermek için aşağıdaki başlangıç modelimizin aşağıdaki gibi oldu-
ğunu kabul edelim:

Yt = β1 + β2Xt + ut

“Hata terimleri arasında ilişki yoktur” varsayımı geçerli olmayıp hata teriminin bir dönem önceki hata
terimli ile ilişkili ise aşağıdaki gibi gösterilir:

ut = ρut – 1 + vt -1 < ρ < 1 (7.5)

burada ρ otokorelasyon katsayısı olarak adlandırılır ve -1 ile 1 arasında bir değer alır. Eğer ρ = 0 ise otokore-
lasyon olmadığı, eğer 0 ile 1 arasında ise pozitif otokorelasyon ve 0 ile -1 arasında ise negatif otokorelasyon
bulunduğu anlamına gelir. İktisadi zaman serilerinde genellikle pozitif otokorelasyonla karşılaşılır. Örne-
ğin ρ = 0.8 ise hata teriminin bir dönem önceki değerleriyle pozitif olarak ilişkili olduğu anlamına gelir.
t – 1 dönemindeki hatanın %80’inin t döneminde hâlâ hissedildiği anlamına gelir. Hataların bir önceki
dönem değerleriyle ilişkili olması durumu birinci dereceden otokorelasyon veya ardışık bağımlılık olarak
adlandırılır ve AR(1) olarak gösterilir. Hatalar daha üst dereceden de otokorelasyon içerebilir. Yıllık zaman
serilerinde otokorelasyonun derecesi nispeten küçük iken aylık veya daha kısa dönemlik verilerde daha
üst dereceden otokorelasyonla karşılaşılması mümkündür. İkinci dereceden otokorelasyon (yani AR(2))
aşağıdaki gibi gösterilir:

ut = ρ1ut – 1 + ρ2ut – 2 + vt -1 < ρi < 1 i = 1, 2 (7.6)

Benzer şekilde p’inci dereceden otokorelasyon aşağıdaki gibidir:

ut = ρ1ut – 1 + ρ2ut – 2 + … + ρput – p + vt -1 < ρi < 1 i = 1, 2, …, p (7.7)

142
Ekonometrinin Temelleri

le ilişkilendirilir. Böyle bir durumda hata


terimi otokorelasyon içerebilir.
5. Verilerdeki ölçüm hataları: Hata terimi, veri-
lerde ölçüm hataları bulunması durumun-
da da otokorelasyon içerebilir. Açıklayıcı
değişken yanlış ölçülürse birbirini izleyen
hatalar ilişkili olacaktır. Bu hataların birbir-
leriyle ilişkili olmasına neden olabilecektir.

Otokorelasyonun Nedenleri Otokorelasyonun Neden Olduğu


Otokorelasyona neden olan çeşitli sebepler Sonuçlar
var. Bunlardan önemli olanları aşağıdaki gibi sı- • EKK kullanılarak türetilen katsayı
ralayabiliriz: tahminleri hâlâ sapmasızdır ancak
1. Verilerdeki Atalet: Makroekonomik veriler minimum varyanslı değillerdir. Bunun
uzun dönemde devresel dalgalar sergiler. Bu sonucu etkin değildirler, yani büyük
devresel dalgalar değişkenler arasındaki po- örneklemlerde bile doğrusal eniyi sapmasız
zitif otokorelasyonun önemli bir kaynağıdır. tahminci (DEST) olmazlar. Tahmin edilen
Öyle ki belli bir dönem uzunca dönem bo- hata varyansının gerçek varyanstan büyük
yunca pozitif değişimler başka pozitif deği- olması muhtemeldir.
şimleri ya da negatif değişimler başka negatif • Bunun sonucu, olağan t ve F anlamlılık
değişimleri izlerler. Bunun sonucu birbirini testleri geçerli olmazlar, uygulandığında
izleyen gözlem dönemleri arasında pozitif tahmin edilen regresyon katsayıları hakkın-
otokorelasyon oluşmasına neden olur. daki hipotez testlerinin ciddi bir şekilde ya-
2. Model kurma hatası - dışlanan açıklayıcı nıltıcı sonuçlar vermesi olasıdır .
değişkenler: Ekonomide bir değişkenin çok • Pozitif ilişkili hatalar için R2’nin “doğru”
sayıda değişkenden etkilendiğini biliyoruz. değerine göre şişmesi muhtemeldir.
Araştırmacı bunların sadece önemli ve ba-
ğımlı değişkeni doğrudan etkileyenleri mo-
dele dahil eder. Dışlanan değişkenlerin etkisi
Gecikmeli Değer Kavramı
hata terimi tarafından üstlenilir. Dışlanan Otokorelasyonda hata teriminin önceki değerle-
değişkenlerin birbirini izleyen değerleri çoğu riyle yani gecikmeli değerleriyle ilişkili olması gecik-
zaman birbirinden bağımsız değildir. Bir meli değişken kavramının açıklanması gereğini orta-
ekonometrik modelde birbirini izleyen göz- ya koymaktadır. Otokorelasyon için düzenli testlerin
lemleri arasında ilişki bulunan bir değişken nasıl formüle edildiğini görmeden önce, bir değişke-
modelde hata terimi tarafından temsil edili- nin gecikmeli değer kavramı tanımlanmalıdır.
yorsa hata terimi otokorelasyon içerebilir. Bir değişkenin gecikmeli değeri (Yt-1, Yt-2 veya
3. Model kurma hatası - modelin matematik- ut-1 olabilir) basitçe değişkenin bir önceki dönem
sel biçiminin yanlış tanımlanması: İlişkinin boyunca aldığı değerdir. Örneğin, bir dönem ge-
gerçek biçiminden farklı bir matematiksel cikmeli Yt değeri, tüm gözlemlerin Tablo 7.1’de
biçim benimsenmesi durumunda da sonuç görüldüğü gibi tabloda bir dönem ileri kaydırılma-
genellikle hata teriminde otokorelasyon sıyla oluşturulabilir. Bu nedenle, 2010-2 satırında-
oluşmasıdır. ki Yt − 1 sütunu değer, bir önceki dönemdeki yani
2010-1’deki Yt değeri olan 8.3’tür. Tablo 7.1’deki
4. Verilerde ara gözlem tahmini (enterpolas-
son sütun, Y ile ilgili bir başka miktarı, yani “bi-
yonu): Yayınlanan zaman serisi verilerinin
rinci fark”ı göstermektedir. Aynı zamanda Y’deki
çoğu, ardışık zaman dilimleri boyunca ger-
değişim olarak da bilinen ve ∆Y olarak gösterilen
çek hatayı ortalamaya getiren bazı enterpo-
Y’nin birinci farkı, bu dönem ve bir önceki dönem
lasyon ve pürüzsüzleştirme işlemleri içerir.
değerleri arasındaki fark olarak hesaplanır. Yani
Bunun sonucu, ardışık değerleri birbirleriy-
aşağıdaki gibi hesaplanır:

143
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

∆Yt = Yt − Yt − 1 (7.8)

Bir değişkenin bir dönemlik gecikmesi veya birinci farkları oluştuğunda, ilk gözlemin kaybedildiğine
dikkat edilmelidir. Böylece, yukarıdaki verileri kullanarak Yt’nin regresyonu Şubat 2010 veri noktasıyla
başlayacaktır. İki-dönem gecikmeler, üç-dönem gecikmeler vb. üretmek de mümkündür. Bunlar benzer
bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Tablo 7.1 Bir Serinin Gecikmeli ve Birinci Farklarının Oluşturulması

t Yt Yt – 1 ∆Yt
2010-1 8.3 − −
2010-2 9.2 8.3 9.2 – 8.3 = 0.9
2010-3 9.6 9.2 9.6 – 8.2 = 1.4
2010-4 9,4 9.6 9.4 – 9.6 = – 0.2
2010-5 11.2 9,4 11.2 – 9.4 = 1.8
2010-6 13.8 11.2 13.8 – 11.2 = 2.6
2010-7 14.6 13.8 14.6 – 13.8 = 0.8
. . . .
. . . .
. . . .

Otokorelasyon için Grafiksel Testler


Otokorelasyonu test etmek için, u’un cari örneklem değeri ût ile önceki değerleri, ût − 1, ût − 2, ... arasında
bir ilişki olup olmadığının grafiksel olarak incelenmesini içerir. Bu amaçla cari kalıntı ile bir dönem önceki
kalıntı arasındaki dağılım grafiği ile cari kalıntıların zaman serisi grafiği oluşturulur.
Grafik 7.3 artıklardaki pozitif otokorelasyonu göstermektedir. Grafik 7.3 (a) bölmesinde kalıntılar bir
dönemde pozitif ise izleyen dönemde de pozitif, benzer şekilde bir dönem negatifse izleyen dönemde de
negatif değerler almaktadır. Grafik 7.3 (a), aynı zamanda pozitif otokorelasyonlu bir kalıntı serisinin za-
man eksenini çok sık kesmediğini gösterirken Grafik 7.3 (b), gözlemleri temsil eden noktaların çoğunlukla
birinci ve üçüncü kadranlarda olduğunu gösterir:

(a) (b)
6 ût ût
4

0 ût-1
t
-2

-4

Grafik 7.3 Hataların Pozitif Otokorelasyonu

144
Ekonometrinin Temelleri

Grafik 7.4, artıklarda negatif otokorelasyonu göstermektedir. Grafik 7.4 (a) bölmesinde kalıntılar ge-
nellikle bir dönemde pozitif ise izleyen dönemde negatif, benzer şekilde bir dönem negatifse izleyen dö-
nemde pozitif değerler almaktadır. Grafik 7.4 (a), aynı zamanda negatif otokorelasyonlu bir kalıntı serisi-
nin zaman eksenini sıklıkla kestiğini Grafik 7.4 (b) ise gözlemleri temsil eden noktaların çoğunlukla ikinci
ve dördüncü kadranlarda olduğunu gösterir:

80 (a) (b) ût
60
40
20
0
-20 ût-1
-40
-60
-80
-100

Grafik 7.4 Hataların Negatif Otokorelasyonu

Grafik 7.5 otokorelasyon olmadığında hataların biçimini göstermektedir. Grafik 7.5 (a) bölmesinde
zamana göre grafiğinde artıkların tamamen rastgele dağıldığı zaman eksenini nispeten sık kestiğini ancak
negatif otokorelasyonda olduğu kadar sık kesmediği gözlenmektedir. Aynı grafiğin (b) bölmesinde artıkları
temsil eden noktaların tüm kadranlara eşit dağıldığı gözlenmektedir:

40
(a) (b) ût
30
20
10
0
ût-1
-10
-20
-30
-40

Grafik 7.5 Otokorelasyonu İçermeyen Hatalar

Otokorelasyonun Test Edilmesi: Durbin-Watson Testi


Tahmin edilen bir modelde hataların otokorelasyon içerip içermediğini test etmenin ilk adımı, artıkları
yukarıdaki gibi çizmek ve herhangi bir örüntü bulunup bulunmadığını aramak olacaktır. Ancak grafik
yöntemler yorumlama konusunda zor olabilir ve bu nedenle düzenli bir istatistiksel test de uygulanmalıdır.
En basit ve bilinen otokorelasyon testi Durbin-Watson testidir.
Durbin-Watson (DW) testi sadece birinci dereceden otokorelasyonu test etmede kullanılan bir testir -
yani hata teriminin sadece hemen önceki değeri arasındaki ilişkiyi test eder. Testi motive etmenin ve test
istatistiklerini yorumlamanın bir yolu, t değerinin önceki değerine göre regresyonu bağlamında olacaktır.

ut = ρut − 1 + vt (7.9)

145
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

burada, vt ~ N(0, σv2) . DW test istatistiği boş ve alternatif hipotezleri aşağıdaki gibidir:

H0: ρ = 0 ve H1: ρ ≠ 0

Dolayısıyla, boş hipotez altında, t − 1 ve t zamanındaki hatalar birbirinden bağımsızdır ve eğer bu sıfıra
eşitlik reddedilirse ardışık kalıntılar arasında bir ilişki olduğuna dair kanıt olduğu sonucuna varılabilir.
Gerçekte, (7.9) ile verilen regresyonun koşturulması gerekli değildir çünkü test istatistiği, ilk regresyon
yapıldıktan sonra mevcut olan değerler kullanılarak hesaplanabilir:
T
(
∑ uˆt -uˆt -1
t =2
)
d= T
2
∑ uˆt
t =2

Aynı zamanda aşağıdaki gibi de yazılabilir:

d ≈ 2(1 – ρ^ ) (7.10)

burada ρ^ tahmin edilen otokorelasyon katsayıdır. Bu ilişkiden, ρ^’nın -1 ile 1 arasında değer aldığı dikkate
alındığında, d istatistiğinin yaklaşık olarak sıfırla dört arasında değerler aldığı görülebilir. Aynı zamanda
aşağıdaki bulguları da elde edebiliriz:
• Eğer ρ^= 0 ise, d ≈ 2. Bunun sonucu d değeri 2’ye yakın bir değer almışsa kabaca otokorelasyon
bulunmadığını düşünebiliriz.
• Eğer ρ^= 1 ise, d ≈ 0. Bunun sonucu d değeri 0’a yakın bir değer almışsa kabaca pozitif otokorelasyon
bulunduğunu düşünebiliriz.
• Eğer ρ^= -1 ise, d ≈ 4. Bunun sonucu d değeri 4’e yakın bir değer almışsa kabaca negatif otokorelas-
yon bulunduğunu düşünebiliriz.
DW testine dayalı daha kesin bir karara varmak için hesaplanan d istatistiğini kritik değerlerle karşı-
laştırırız. d istatistiğinin iki kritik değeri vardır: Bir alt kritik değer (dL) ve bir üst kritik değer. (dU), Bir de
H0’ı ne reddedebileceğimiz ne de reddedemeyeceğimiz bir ara bölge veya kararsızlık bölgesi vardır. Kritik
değerler bu

Pozitif Otokorelasyon Negatif


Otokorelasyon Kararsızlık Yok Kararsızlık Otokorelasyon
2
0 dL dU 4 - dU 4 - dL 4
1.391 1.600 4 -1.600 4 -1.391
=2.400 =2.609

Grafik 7.6 Durbin Watson Testinin Grafik Gösterimi

kitabın en arkasında istatistik tablolar bölümünde yer almaktadır. Grafik 7.6, otokorelasyon hakkında
sonuçlar çıkarmak için hesaplanan d istatistiğini nasıl kullanabileceğimizi göstermektedir. Hesaplanan d
istatistiği şekildeki bölmelerden hangisinin içinde yer alıyorsa ona göre otokorelasyon kararı oluşur.
Hesaplanan d istatistiği 2’ye ne kadar yakın olursa otokorelasyon olmadığını gösteren kanıtlar o kadar
güçlü olacaktır. Bununla birlikte, d istatistiği 0’a yaklaştıkça, otokorelasyon yoktur boş hipotezinin pozitif
otokorelasyon alternatifine karşı reddedilmesi kolaylaşır. d istatistiği 4’e yaklaştıkça otokorelasyon yoktur
boş hipotezinin negatif otokorelasyon lehine reddedilir.

146
Ekonometrinin Temelleri

Örnek 7.2
Bir araştırmacı doğrusal bir regresyondaki hata teriminin otokorelasyon içerip içermediğini test etmek
istemektedir. Kırk iki yıllık zaman serisi kullanarak aşağıdaki modeli tahmin ettiğini kabul edelim:

Yt = β1 + β2X2t + β3X3t + ut (7.11)

DW d istatistiği 1.33 olarak bulmuştur. Durbin Watson d istatistiği kritik değerleri k’ = başlangıç
modelindeki parametre sayısı eksi bir ve n gözlem sayısı için elde edilmektedir. Örnek modelimiz için
k’ = 3 – 1 = 2 ve n = 42’dir. Kritik değerler tablosundan k’ = 2 ve n = 42 için kritik değerleri 1.391 ve
1.600 olarak elde edebiliriz. Bu, hesaplanan d = 1.33’lük d istatistiği Grafik 7.6’da pozitif otokorelasyon
bölgesine düşmektedir. Bunun sonucu modelde pozitif otokorelasyon bulgusu elde edilmiştir.

Durbin Watson Testinin Geçerli Olabilmesi İçin Gerekli Koşullar


DW testinin bir uygulama için geçerli olarak kullanılabilmesi için şu üç koşul yerine getirilmelidir:
1. Regresyonda sabit terim olmalı
2. Açıklayıcı değişkenler stokastik (olasılıklı) olmamalı ve
3. Modelin sağ tarafından bağımlı değişkenin gecikmeli değerleri (Yt – 1, Yt – 2, vb. ) bulunmamalıdır.
Bağımlı değişkenin gecikmeli değerinin açıklayıcı değişken olarak kullanılması durumunda test istatis-
tiği 2’ye yakın değerler alma eğiliminde olacaktır. Bu da hata terimi otokorelasyon içerse bile otokorelas-
yon bulunmadığı kararının oluşmasına neden olacaktır.

Diğer Bir Otokorelasyon Testi: Breusch – Godfrey Testi


DW testi sadece birinci dereceden otokorelasyonun testinde kullanıldığını ve uygulanması için bazı
koşulların gerekli olduğunu hatırlayalım. Oysa Breusch – Godfrey (BG) testi sadece birinci dereceden oto-
korelasyonla sınırlı olmadığı gibi uygulanması için koşullara da gerek duyulmaz. BG testi, r’inci dereceye
kadar otokorelasyon için daha genel bir testtir. Bu test altındaki hataların modeli

ut = ρ1ut − 1 + ρ2ut − 2 + ρ3ut − 3 + ··· + ρr ut − r + vt, (7.12)

Boş ve alternatif hipotezler:

H0: ρ1 = 0 ve ρ2 = 0 ve ... ve ρr = 0
H1: ρ1 ≠ 0 veya ρ2 ≠ 0 veya ... veya ρr ≠ 0

Dolayısıyla, boş hipotez altında, cari hata önceki değerlerinden herhangi biriyle ilişkili değildir.
BG testi aşağıdaki adımlar izlenerek gerçekleştirilir:
1. Başlangıç modeli Yt = β1 + β2X2t + β3X3t + … + βkXkt + ut SEKK ile tahmin edilerek ût kalıntı değer-
lerini elde edilir.
2. Şu yardımcı regresyonu EKK ile tahmin ederiz: ût = α1+ α2 X2t + … + αk Xkt + ρ1 ût – 1 + ρ2 ût – 2 + … +
ρr ût – r + vt
3. Bu regresyondan R-kare değerini çekerek (n – r)R2 değerini hesaplarız; burada n gözlem sayısını ve
r otokorelasyon derecesini belirtir. Bu değer α önem düzeyinde ve r serbestlik derecesinde ki-kare
kritik değerinden büyükse yani (n – r)R2 > χ2α (r) ise, boş hipotez reddedilerek hataların r’inci
dereceden otokorelasyon içerdiğine karar verilir. Aksi halde otokorelasyon yoktur boş hipotezin
reddedilmesine yeterli kanıt bulunamaz.

147
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

Breusch – Godfrey testi ile ilgili potansiyel bir Uygulanabilir Genelleştirilmiş En


güçlük, testin hesaplanmasında uygun gecikme de- Küçük Kareler
recesi r’nin ne olacağı ile ilgilidir. Bunun ne olması Modelde hata terimindeki otokorelasyonu gi-
gerektiği konusunda açık bir r değeri yoktur, bu ne- dermek için uygulanan genelleştirilmiş en küçük
denle bir dizi değerle denemeler yapmak ve aynı za- kareler yöntemi, uygulanabilir genelleştirilmiş en
manda verilerin sıklığını kullanmak tipiktir. Örne- küçük kareler (UGEKK) olarak bilinir. UGEKK
ğin, veriler aylık veya üç aylık ise, r sırasıyla 12 veya kullanılan kesin yönteme bağlı olarak çeşitli isim-
4 olarak alınabilir. Bu durumda argüman, herhangi leri alır. Birinci dereceden otokorelasyon (yani AR
bir dönemde meydana gelen hataların yalnızca bir (1)) için kullanılan iki UGEKK tekniği şunlardır:
önceki yıldaki hatalarla ilişkili olacağıdır. Model is-
tatistiksel olarak yeterli ise r değeri ne olursa olsun, • Cochrane-Orcutt (CO) dönüşümü ve
artıklarda otokorelasyon kanıtı bulunmamalıdır. • Prais-Winsten (PW) dönüşümü.
CO ve PW teknikleri başlangıçtaki otokorelas-
yonlu modeli otokorelasyonu olmayan bir modele
Otokorelasyona Karşı Çözümler
dönüştürürler. Dolayısıyla, CO ve PW dönüşüm-
Otokorelasyonun muhtemel olduğunu belir- lerinin amacı başlangıç modelindeki hata terimini
ledikten sonra, bir düzeltme işlemine girişmeden ilişkisiz hâle getirmektir. Bu amaçla, ilk olarak,
önce modelimizi gözden geçirmeliyiz. Otokore- otokorelasyonun bir AR (1) süreci tarafından be-
lasyonun ortaya çıkış nedenlerinden biri modelin lirlendiğini kabul ederler. Sonra, ilişkisiz bir hata
eksik belirlenmiş olmasıdır. Mevcut otokorelasyon terimi ile sonuçlanan bir genelleştirilmiş fark denk-
böyle bir eksik belirlenme nedeniyle ortaya çık- lemi oluşturmak için bu ilişki bilgisini kullanırlar.
mış olabilir. Zaman serisi verileriyle işlem yapılan Genelleştirilmiş fark alma işlemi her bir değişkenin
ekonometrik modellerde değişkenlerin cari dönem cari değerinden otokorelasyon parametresi (ρ) ta-
değerlerinin açıklayıcı değişken olarak yer alması rafından ölçeklenen önceki değerinin çıkarılmasını
yeterli olmayabilir. Özellikle aylık ve mevsimlik içerir.
verilerle tahmin yapılması durumunda X’lerin Y
Önerilen AR (1) otokorelasyon modeli doğru
üzerindeki tüm etkisini aynı dönemde gerçekleştir-
değilse, UGEKK ile EKK’den daha doğru standart
mesi mümkün olmayabilir. Yani X’in Y üzerindeki
hatalar alma garantisi yoktur.
etkisi gelecek dönemlere taşabilir. Buna karşılık ba-
zen Y’nin X’lere karşı tepkisi zaman alabilir. X’in Y CO veya PW tekniğinin uygulanışı aşağıdaki
üzerindeki etkisi ilk dönemde yok ya da çok az iken adımları içerir:
etki giderek artar ve belirli bir dönem sonra giderek 1. Başlangıç modelimizi, Yt = β1 + β2 X2t + β3 X3t
azalmaya başlayabilir. Her iki durumu da model- + … + βk Xkt + ut, tahmin eder ût kalıntılarını
leştirmenin yolu modele gecikmeli X değişkenleri- oluştururuz.
ni katmaktır. Modele gecikmeli X değişkenlerinin 2. ρ^’yı tahmin etmek için kalıntıları kullanarak
dahil edilmesi aynı zamanda modele dinamik bir aşağıdaki hesaplamalardan birini yaparız:
nitelik de katacaktır. Dinamik ekonometrik mo- (i)
deller ekonometride en azından bir üniteye konu
olabilecek genişliktedir. Ekonometrinin temelleri T
ile sınırlı ders kitabımızda dinamik ekonometri ∑ uˆ t uˆ t-1
t =1
modellerine yer verilmemiştir. ρ^ = T
2
Modelin gözden geçirilmesi sonucu otokore- ∑ uˆ t
t =1
lasyon hâlâ var olmaya devam ediyorsa doğru so-
nuçlar elde etmek için modelinizi yeniden tahmin
Bu hesaplama büyük örnekler için geçerlidir,
etmeye girişmemiz gerekir. Otokorelasyon için en
küçük örneklemlerde ciddi hatalar olabilir.
yaygın iki çözüm, uygulanabilir genelleştirilmiş en
küçük kareler (UEKK) ve otokorelasyonla uyumlu (ii)
sağlam standart hataların kullanılmasıdır. d
ρ^ = 1 -
2

148
Ekonometrinin Temelleri

Bu hesaplama daha küçük örneklemler ile kullanılabilir.


iii) u^t = ρ u^t + vt regresyonunun tahmininden ρ^ tahmini.
Bu yöntem ρ tahmini için en yaygın olanıdır, ancak yalnızca daha büyük örneklerle önerilir.
3. ρ yerine ρ^’yı kullanarak genelleştirilmiş fark denklemi CO veya PW olarak adlandırılan bir regres-
yonunu oluştururuz.
Artık temel adımları bildiğimize göre, önce CO dönüşümünü bulmak için bunları uygulamayı dene-
yelim. Başlangıç modelimizin aşağıdaki biçimde olduğunu:

Yt = β1 + β2X2t + β3X3t + … + βkXkt + ut (7.13)

ve hata teriminin ise

ut = ρut − 1 + vt, (7.14)

olduğunu kabul edelim. Burada vt, KDRM varsayımlarını sağlayan bir hata terimidir. Modelde t ve t - 1 dö-
nemindeki hatalar ilişkili olmaları nedeniyle Y modeli otokorelasyon olmadığı varsayımını ihlal etmektedir.
Y için model t döneminde geçerliyse, t – 1’de de geçerli olmalıdır, bu yüzden model bir dönem öncesi
için şöyle yazılır:

Yt – 1 = β1 + β2X2t – 1 + β3X3t – 1 + … + βkXk t – 1 + ut – 1 , (7.15)

Yt – 1’in her iki tarafını ρ ile çarparak başlangıç modelinden çıkarırsak şu genelleştirilmiş fark denklemini
elde ederiz:

Yt – ρYt -1 = β1(1– ρ) + β2(X2t – ρX2t-1) + β3(X3t – ρX3t -1) + … + βk (Xkt – ρXkt - 1) + (ut – ρut -1)

ut = ρut − 1 + vt bilgisinden yararlanarak ve modeli daha sade bir hale getirmek için şu tanımlamaları
yaparak;

Yt * = Yt − ρYt − 1,
β1* = (1 − ρ)β1,
X2t* = (X2t – ρX2t − 1),
X3t* = (X3t – ρX3t − 1),
Xkt* = (Xkt – ρXkt − 1),
β1* = β1, β2* = β2, β3* = β3, βk* = βk ve vt* = vt

model yeniden şöyle yazılabilir:

Yt* = β1* + β2*X2t* + β3* X3t* + … + βk* Xkt* + vt * (7.16)

β*’lar CO UGEKK tahmincileridir. Bu model KDRM’nin tüm varsayımlarını karşılar. Bununla birlik-
te, ilk gözlemin öncülü olmadığı için bir gözlem kaybolmaktadır. PW dönüşümü, CO dönüşümünün bu
eksikliğini ilk gözlemler için aşağıdaki tanımlamaları yaparak giderir:

149
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

( 1- ρ )Y
Y1* = 2
1

X = ( 1- ρ ) X
1
* 2
1

v = ( 1- ρ ) u
1
* 2
1

İlk gözlemler dışında bütün yapı CO ile aynıdır. İlk dönemdeki hata teriminin de KDRM’nin varsa-
yımlarını karşıladığı gösterilebilir:

E (v1* ) = (( 1- ρ ) u ) = ( (1- ρ ) ) E (u ) = 0
2
1
2
1

ve

⎛ 2 ⎞ 2
Var (v1* ) = var (( ) ) ( ) ⎝1-σρ
1- ρ 2 u1 = 1- ρ 2 Var (u1 ) = 1- ρ 2 ⎜
( ) u
2
⎟ =σ u

Büyük örneklemlerde, CO ve PW tahminleri arasındaki fark genellikle küçüktür. Bununla birlikte,


küçük örneklerde, CO ve PW tahminleri arasındaki fark önemli olabilir.
Ekonometri yazılım programlarının çoğu, özel bir komut kullanarak otokorelasyonu düzeltmek için
Uygulanabilir Genelleştirilmiş EKK (UGEKK veya FGLS) seçeneğini sunarlar.

Otokorelasyona Duyarlı Sağlam Standart Hatalar


Modeli SEKK kullanarak tahmin etmek ve standart hataları otokorelasyon için ayarlamak diğer düzelt-
me yöntemlerinden daha popüler hâle gelmiştir. Bunun iki nedeni vardır: (1) otokorelasyona karşı sağlam
standart hataların, temel bir AR (1) süreci veya daha üst bir AR (q) sürecinin varlığına ayarlanabilmesi ve
(2) yalnızca sonuçların sapmalı kısımlara (standart hatalar) ayarlanırken, sapmasız tahminlere (katsayılar)
dokunulmaması, dolayısıyla model dönüşümü gerektirmemesidir.

dikkat
Hata terimi otokorelasyon içerdiği zaman modeli SEKK ile tahmin etmek ve
otokorelasyona karşı duyarlı sağlam standart hataları kullanmak daha popüler
hâle gelmiştir. Bu yaklaşım sadece AR(1) süreci ile sınırlı olmayıp herhangi
bir otokorelasyon derecesi için geçerli bir yaklaşımdır. Ayrıca, bu yaklaşımda
sadece sapmalı kısımlar düzeltilmesi nedeniyle model dönüşümüne de gerek
duyulmamaktadır.

Otokorelasyon için SEKK standart hatalarının ayarlanması otokorelasyona karşı sağlam standart hata-
lar üretir. Bunlara Newey-West (NW) standart hataları da denir. Bu yöntemin gücü, aynı zamanda daha üst
düzey otokorelasyon (AR (q)) ve değişen varyans ile baş edebilmesidir. Çoğu ekonometri yazılım program-
ları, özel bir komutla otokorelasyona duyarlı sağlam standart hataların elde edilmesini sağlarlar.

150
Ekonometrinin Temelleri

Öğrenme Çıktısı

4 Otokorelasyonun neden ve sonuçlarını ifade edebilme


5 Bir regresyon modelinde hataların otokorelasyon içerip içermediğini belirleyebilme
6 Otokorelasyonla baş edebilmenin yollarını ifade edebilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bir değişken geçmiş de-


ğerleriyle ilişkilendirilerek
Otokorelasyon fonksiyonu Otokorelasyon ve otoreg-
değişkenin gelecek değer-
nedir ne amaçla kullanılır? regresyon kavramlarını iliş-
lerinin elde edilip edileme-
Araştırın. kilendirin.
yeceğini arkadaşlarınızla
paylaşın.

VARSAYIM 5: HATA TERİMİ NORMAL DAĞILMIŞTIR


Model parametreleri hakkında tekil veya bileşik hipotez testleri yapmak için normallik varsayımına
(ut ~ N(0, σ2)) gereksinim duyulur. Hata terimi normal dağılmış ise istatistikte Merkezi Limit Teoremi
olarak bilinen bir teorem uyarınca regresyon parametreleri de normal dağılıma uyar. Bunun sonucu,
parametreler hakkında hipotez testleri düzenlenebilir. Hata terimi normal dağılmamış ve örneklem hac-
mi yeterince büyük değilse hipotez testleri güvenli bir şekilde gerçekleştirilemez. Buna rağmen yapılan
hipotez testleri yanıltıcı sonuçlar verebilir. Buna karşılık, hata terimi normal dağılmamış olmakla bir-
likte örneklem hacmi yeterince büyük ise, örneklem hacmi sonsuz gittikçe bütün dağılımların normale
yaklaştığı bilgisinden yararlanarak hipotez testlerini gerçekleştirebiliriz.

Normallikten Ayrılma Testleri


Normallik için en sık uygulanan testlerden biri Jarque - Bera (bundan sonra JB olarak anılacaktır) tes-
tidir. JB testi, tüm dağılımın ilk iki momentle (ortalama ve varyans) karakterize edildiği normal dağılmış
rastgele değişken özelliğini kullanır. Standart bir dağılımın üçüncü ve dördüncü momentleri çarpıklık ve
basıklık olarak bilinir. Normal bir dağılım çarpık değildir ve basıklık katsayısı 3 olarak tanımlanmıştır.
Basıklık eksi 3’ün katsayısı aşırı basıklık katsayısıdır. Bu nedenle normal bir dağılım sıfıra aşırı basıklık kat-
sayısına sahip olacaktır. JB, çarpıklık katsayısının ve aşırı basıklık katsayısının birlikte sıfır olup olmadığını
test ederek bu testi gerçekleştirmektedir. Hataları u ve varyanslarını σ2 ile ifade ederek çarpıklık ve basıklık
katsayılarının sırasıyla aşağıdaki gibi ifade edilir:

E ⎡⎣u 3 ⎤⎦ E ⎡⎣u 3 ⎤⎦
b1 = 3 ve b2 = 2 (7.17)
2
σ2
( ) σ2
( )
Normal dağılımın basıklığı 3’tür, bu nedenle aşırı basıklığı (b2 − 3) sıfırdır. JB test istatistiği,

⎡b2 2⎤
JB=T ⎢ 1
+
(b2 - 3) ⎥
⎢⎣ 6 24 ⎥⎦ (7.18)

151
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

olarak hesaplanır, burada T örneklem büyüklüğüdür. Test istatistiği, serinin dağılımının normal olduğu
yönündeki sıfır hipotezi altında asimptotik olarak χ2 (2) dağılımı izler. Hesaplanan JB değer α önem düze-
yi ve 2 serbestlik derecesinde kritik χ2 değerinden büyükse normallik boş hipotezi reddedilir. Formüldeki
b1 ve b2, SEKK regresyonu artıklarının tanımlayıcı istatistiklerinden tahmin edilebilir. Modeldeki artıklar
önemli ölçüde çarpık ve/veya leptokurtik (sivri) / platykurtik (yatık) olduğunda normallik reddedilir.

Öğrenme Çıktısı

7 Bir regresyondan elde edilen kalıntı dağılımın normalden önemli ölçüde farklı olup
olmadığının nasıl test edileceğini ifade edebilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Günlük hayatımızda kar-


Gelir değişkenini normal
şılaştığımız değişkenlerin
Hata terimi normal dağıl- dağılım ile ilişkilendirin.
(örneğin yaş, boy uzunlu-
mazsa parametreler hakkın- Gelir normal değilse nor-
ğu, kişisel gelir, çocuk sayısı
daki hipotez testleri bundan mallik uzaklaştıran faktör
gibi) normal dağılıma ne
nasıl etkilenir? basıklık mıdır yoksa çarpık-
kadar uygun olabileceğini
lık mıdır?
arkadaşlarınızla paylaşın.

152
Ekonometrinin Temelleri

1 Değişen varyansın neden ve sonuçlarını ifade


edebilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


2 Bir regresyon modelinde hataların değişen
varyanslı olup olmadığını belirleyebilme

3 Değişen varyansla baş edebilmek için ağırlıklı en


küçük kareler sürecini uygulayabilme

Varsayım 3 Hata Terimi Sabit


Varyanslıdır: Var(ui) = 0

1 Değişen varyans, “hata terimi sabit varyanslıdır” varsayımın geçerli olmaması hâlinde ortaya çıkan bir
durumudur. Genellikle yatay kesit verilerde görülür. Değişen varyans verideki ölçek etkisi, öğrenme
etkisi, toplanma biçimi, aykırı değerler, model kurma hataları vb. diğer nedenlerle ortaya çıkar. Deği-
şen varyans durumunda SEKK parametre tahmincileri sapmasız olmaya devam ederler ve tahminleri
uygun bir şekilde kullanılabilirler. Ancak parametrelerin varyans ve standart hataları yanlış hesaplanır.
Buna bağlı olarak güven aralığı ve hipotez testleri (t ve F) yanıltıcı sonuçlar verebilir. Ayrıca Y öngörü
değerleri de yüksek varyanslı olacak ve bu nedenle etkin olmayacaktır.

2 Bir regresyon modelinde hata teriminin değişen varyanslı olup olmadığı örneklem verileri kullanılarak
bazı biçimsel testler yardımıyla belirlenmeye çalışılır. Bu amaca uygun çok sayıda test mevcuttur. Yar-
dımcı regresyon denklemine dayalı White testi uygulamada sık kullanılmakta olup çoğu ekonometri
yazılımı yardımıyla kolaylıkla uygulanır. Bu testte hataların sabit varyanslı olduğunu belirten boş
hipotezin reddedilmesi durumunda hataların değişen varyanslı olduğu kararına ulaşılır.

3 Değişen varyansla baş edebilmenin bazı yolları vardır. Bunlar; (i) Ağırlıklı en küçük kareler, (ii) Verileri
dönüştürme ve (iii) Değişen varyansla uyumlu White standart hatalarının kullanımıdır. Uygulamalı
araştırmalarda sıklıkla bunlardan üçüncüsü tercih edilmektedir.

153
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

4 Otokorelasyonun neden ve sonuçlarını ifade


edebilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

5 Bir regresyon modelinde hataların otokorelasyon


içerip içermediğini belirleyebilme

6 Otokorelasyonla baş edebilmenin yollarını ifade


edebilme

Varsayım 4 Hata Terimleri


Arasında İlişki Yoktur:
Kov (xt, ut ) = 0

4 Otokorelasyon, “hata terimleri birbirleriyle ilişkili değildir” varsayımın geçerli olmaması hâlinde or-
taya çıkan bir durumdur. Genellikle zaman serisi verilerinde görülen bir durumdur. Otokorelasyon
çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bunlar şöyle sıralanabilir: Verilerdeki atalet, model kurma hataları
(gerek modelden değişken dışlama ve gerekse modelin matematiksel kalıbının yanlış seçilmiş olması),
verilerdeki ölçüm hataları ve verilerde ara gözlem tahmini yapılması. Hata teriminin otokorelasyon
içermesi durumunda SEKK kullanılarak türetilen katsayı tahminleri hâlâ sapmasızdır, ancak mini-
mum varyanslı değillerdir. Bunun sonucu etkin değildirler. Olağan t ve F testleri geçerli olmazlar, uy-
gulandığında ciddi bir şekilde yanıltıcı sonuçlar verebilirler. Pozitif otokorelasyon durumunda R-kare
değerinin doğru değerinden büyük olması muhtemeldir.

5 Bir regresyon modelinde hataların otokorelasyon içerip içermediğini belirlemek için grafik analiz
ve bazı biçimsel testlerde yararlanılabilir. Grafik olarak başlangıç modelinin SEKK tahmininden
elde edilen kalıntıların bir dönem önceki değerlerine karşı dağılım grafiğinden ve kalıntıların zama-
na karşı grafiğinden yararlanılır. Otokorelasyonu test etmede kullanılan biçimsel testlerden en sık
kullanılanı Durbin-Watson testidir. Ancak bu test sadece birinci dereceden otokorelasyonun testi
için uygundur ve bazı koşulların varlığını gerektirir. Diğer bir otokorelasyon testi Breusch-Godfrey
testidir. Bu test herhangi bir dereceden otokorelasyonun testi için uygun olduğu gibi bazı koşulların
varlığına da gerek duyulmaz.

6 Otokorelasyonla baş edebilmenin bazı biçimsel yolları mevcuttur. Ancak bu yollara başvurmadan
önce modelin ve verilerin gözden geçirilmesi ve mümkünse bu yolla otokorelasyonun giderilmeye
çalışılması gerekir. Otokorelasyon çoğu zaman modelin yanlış kurulması ve verilerin doğru olmaması
sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle modelde otokorelasyon varsa bu durum modeli gözden geçirmenin
bir fırsatı olarak görülmelidir. Modelin gözden geçirilmesi sonucu otokorelasyon hala var olmaya de-
vam ediyorsa sorunu çözmenin iki genel yolu vardır. Bunlar: (i) Uygulanabilir Genelleştirilmiş EKK
(ii) Otokorelasyona duyarlı Newey-West sağlam standart hatalarının kullanımıdır. Bilinen standart
ekonometri yazılımları bu uygulamaların kullanışlı bir şekilde yapılmasını sağlamaktadırlar.

154
Ekonometrinin Temelleri

Bir regresyondan elde edilen kalıntı dağılımın


7 normalden önemli ölçüde farklı olup olmadığının
nasıl test edileceğini ifade edebilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Bir regresyondan hataların normal dağılmış olması, model pa-
Varsayım 5 Hata Terimi Normal
Dağılmıştır rametreleri hakkında hipotez testlerinin gerçekleştirilebilmesi
için gereklidir. Eğer hatalar normal dağılmamış ve örneklem
hacmi de yeterince büyük değilse hipotez testleri geçerli bir
şekilde gerçekleştirilemez. Buna karşılık, hata terimi normal
dağılmamış olmakla birlikte örneklem hacmi yeterince büyük-
se örneklem büyüklüğü sonsuza gittikçe bütün dağılımların
normale yaklaştığı bilgisinden yararlanarak hipotez testlerini
güvenli bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Hataların normal dağılıp
dağılmadığını test etmek için SEKK regresyonundan elde edi-
len kalıntılar kullanılır. Bu amaçla Jarque-Bera (JB) testi kul-
lanılabilir. Hesaplanan JB istatistiği belli bir önem düzeyinde
ve 2 serbestlik derecesinde ki-kare kritik değerinden büyükse
serinin normal dağıldığını söyleyen boş hipotez reddedilerek
hataların normal dağılmadığı yönündeki bir bulguya ulaşılır.

155
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

1
Değişen varyansın varlığı durumunda SEKK 4 Bir regresyon modelinde hata teriminin de-
tahminleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden ğişen varyanslı olduğu belirlenmiştir. Değişen var-
hangisi doğrudur? yansın bilinmediği fakat X ile ilişkili olduğu be-
neler öğrendik?

lirlenmiştir. Değişen varyansın ağırlıklı en küçük


A. Parametre tahminleri ve standart hatalar geçerli
karelerle giderilmesi için gerekli dönüştürülmüş
iken t ve F istatistikleri geçersizdir.
model aşağıdakilerden hangisine göre oluşturulur?
B. t istatistikleri geçerli iken standart hatalar ve F
istatistikleri geçersizdir. A. Başlangıç modeli X’e bölünerek
C. F istatistikleri geçerli iken standart hatalar ve t B. Başlangıç modeli X’in karesine bölünerek
istatistikleri geçersizdir. C. Başlangıç modeli X’in kareköküne bölünerek
D. Parametre tahminleri geçerli iken varyans ve D. Başlangıç modeli X’in logaritmalarına bölünerek
standart hatalar ile t ve F istatistikleri geçersizdir. E. Başlangıç modeli Y’ye bölünerek
E. Parametre tahminleri geçersiz iken, varyans ve
standart hatalar ile t ve F istatistikleri geçerlidir.
5 Bir regresyon modelinde değişen varyans
mevcut fakat göz ardı edilirse SEKK parametre
2 Bir ekonometrik modelde değişen varyans tahmincileri için aşağıdakilerden hangisidir?
bulunması durumunda SEKK kullanmanın muh-
A. Sapmalı olacaktır.
temel sonuçları nelerdir?
B. Tutarsız olacaktır.
I. Katsayı tahminleri belirsizdir. C. Etkin olacaktır.
II. Hipotez testleri yanlış sonuçlar verebilir. D. Sapmalı ve tutarsız olacaktır
E. Tamamı doğru olacaktır.
III. Modelden elde edilen öngörüler sapmalıdır.
IV. Standart hatalar doğru değildir.
6 Bir kalıntı serisi ardışık bağlantılı değil ise
A. I ve II Durbin-Watson d istatistiğinin nasıl bir değer al-
B. I ve III ması beklenir?
C. II ve IV A. Sıfıra yakın B. İkiye yakın
D. I, II ve II C. Dörde yakın D. Bire yakın
E. I, II, III ve IV. E. Eksi 1’e yakın

3 Breusch-Godfrey test istatistiğinin dağılımı 7 I. Değişkenlerin her birinin logaritmasını almak


aşağıdakilerden hangisidir?
II. Uygun şekilde değiştirilmiş standart hatalar
A. χ2 dağılımı kullanmak
B. t dağılımı
C. normal dağılım III. Genelleştirilmiş en küçük kareler sürecini kul-
lanmak
D. F dağılımı
E. Kolmogorov Smirmov IV. Regresyon denklemine değişkenlerin gecikmeli
değerlerini eklemek
Hata terimi değişen varyanslı bir modelde sorunu
gidermek için yukardakilerden hangileri makul
yaklaşımlardır?
A. I ve II B. I ve III
C. II ve IV D. I, II ve III
E. I, II, III ve IV

156
Ekonometrinin Temelleri

8 Aşağıdakilerden hangisi dördüncü dereceden 10 Negatif pozitif otokorelasyonu aşağıdakiler-


otokorelasyonun testinde kullanılır? den hangisiyle gösterilir?

neler öğrendik?
A. Durbin Watson testi A. Kalıntılarda döngüsel bir düzen
B. White testi B. Kalıntılarda alternatif bir düzen
C. Breusch-Godfrey testi C. Kalıntılarda tam bir rastgelelik
D. Ramsey’in RESET testi D. Giderek genişleyen bir düzen
E. Hausman Testi E. Tamamı sıfıra yakın olan artıklar

9 Pozitif otokorelasyon aşağıdakilerden hangisi


ile gösterilir?
A. Hatalarda döngüsel (konjonktürel) bir kalıp
B. Hatalarda değişken bir kalıp
C. Hataların tamamen rassal olması
D. Hataların tümünün sıfıra yakın olması
E. Aykırı hata değerleri bulunması

157
Klasik Doğrusal Regresyon Modelinin Varsayımlarından Sapmalar II

Yanıtınız yanlış ise “Değişen Varyansın Ne- Yanıtınız yanlış ise “Otokorelasyonun test
1. D 6. B
den Olduğu Sonuçlar” konusunu yeniden edilmesi: Durbin-Watson testi” konusunu
gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Değişen Varyansın Ne- Yanıtınız yanlış ise “Değişen Varyansa Karşı
2. C 7. D
den Olduğu Sonuçlar” konusunu yeniden Çözümler” konusunu yeniden gözden geçi-
gözden geçiriniz. riniz.

Yanıtınız yanlış ise “Diğer bir otokorelasyon Yanıtınız yanlış ise “Diğer bir otokorelasyon
3. A 8. C
testi: Breusch – Godfrey testi” konusunu ye- testi: Breusch – Godfrey testi” konusunu ye-
niden gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Değişen Varyansa Karşı Yanıtınız yanlış ise “Otokorelasyon için gra-
4. C 9. A
Çözümler” konusunu yeniden gözden geçi- fiksel testler” konusunu yeniden gözden ge-
riniz. çiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Değişen Varyansın Ne- Yanıtınız yanlış ise “Otokorelasyon için gra-
5. B 10. B
den Olduğu Sonuçlar” konusunu yeniden fiksel testler” konusunu yeniden gözden ge-
gözden geçiriniz. çiriniz.

Araştır Yanıt
7 Anahtarı

Otoregresif koşullu değişen varyans veya kısaca İngilizce kısaltması olan


ARCH, koşullu varyansın otoregresyonu olarak adlandırılabilir. ARCH duru-
munda modelin hata varyansı geçmiş değerlerine bağlı olarak değişmektedir.
Araştır 1 Finansmanda varyansın oynaklığa (volatiliteye) karşılık gelmesi nedeniyle ve
oynaklık kavramının finansal karar almada kullanılabilir bir değişken olması
nedeniyle, ARCH ve türevleri şeklinde bir dizi model geliştirilmiştir. Bu mo-
del dizisi zaman serisi analizi ve finansal ekonometrinin alanına girmektedir.

Otokorelasyon fonksiyonu bir zaman serisinin geçmiş değerleriyle arasındaki


ilişkiyi (korelasyonu) gösteren bir çizelge olarak tanımlanabilir. Bu çizelgede
Araştır 2 bir zaman serisinin cari değerinin 1 gecikmeden istenilen herhangi bir gecik-
meye kadar geçmiş değerleri arasındaki korelasyon katsayıları ve sıfır katsayı
değerine karşılık gelen %95 güven sınırlarına yer verilir. Hesaplanan katsayı
güven sınırlarının dışına taşmışsa katsayının anlamlı olduğuna karar verilir.

Hata terimi normal dağılmamış ve örneklem hacmi yeterince büyük değilse


hipotez testleri güvenli bir şekilde gerçekleştirilemez. Buna rağmen yapılan
Araştır 3 testler yanıltıcı sonuçlar verebilir. Ancak hata terimi normal dağılmamış olma-
sına rağmen örneklem hacmi yeterince büyükse, hipotez testlerini yapmaya
devam edebiliriz.

158
Ekonometrinin Temelleri

Kaynakça
Brooks, C. (2014). Introductory econometrics for Hill, R. C., Griffiths, E. G. ve Lim, G. C. (2011).
finance (3rd Edition). Cambridge: Cambridge Principles of econometrics (4th Edition). John Wiley
University Press & Sons, Inc.
Gujarati, D. N. ve Porter, D. C. (2014). Temel Stock, J. H. ve Watson, M.W. (2011). Ekonometriye
ekonometri (Basic econometrics Beşinci Basımdan giriş, Bedriye Saraçoğlu (Çev.) Ankara: Efil
Çeviri). Çevirenler: Ümit Şenesen, Gülay Günlük Yayınevi
Şenesen, İstanbul: Literatür Ders Kitapları
Tarı, R. (2018). Ekonometri (13. Baskı). Kocaeli:
Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by example. New Umuttepe Yayınları
York: Palgrave Macmillan
Güriş, S., Çağlayan, E. ve Güriş, B. (2013). Eviews ile
temel ekonometri (2. Baskı). İstanbul: Der Yayınları

159
Bölüm 8
Eşanlı Denklem Modelleri
Bazı Temel Kavramlar
1 Yapısal biçim, indirgenmiş biçim, yapısal
öğrenme çıktıları

ve indirgenmiş biçim parametreleri, içsel

1 2
ve dışsal değişkenler kavramlarını ifade Eşanlı Denklem Sapması
edebilme 3 Eşanlı denklem sapmasının nedenini,
2 Yapısal bir modelden indirgenmiş biçim sonuçlarını ve çözümü tartışabilme
denklemlerini türetebilme

Belirlenme Sorunu ve Belirlenme


Koşulları Eşanlı Denklem Sistemleri İçin Tahmin

3 4
4 Bir eşanlı denklem takımından alınan bir Süreçleri
denklemin belirlenip belirlenmediğini 5 Eşanlı denklem modellerini tahmin etmede
inceleyebilme kullanılan yöntemleri ifade edebilme

Anahtar Sözcükler: • Yapısal biçim • İndirgenmiş (daraltılmış) biçim • Yapısal parametreler


• İndigenmiş biçim parametreleri • Eşanlı denklem sapması • Belirlenme sorunu
• Belirlenmenin biçimsel koşulları • Eşanlı denklem tahmin yöntemleri • Dolaysız en küçük kareler
• İki aşamalı en küçük kareler • Araç değişkenler yöntemi

160
Ekonometrinin Temelleri

GİRİŞ Tt = t döneminde konut yapımı teknolojisinin


Şimdiye kadar dikkate aldığımız yapısal model- durumunu temsil eden bir değişken,
lerin tümü, aşağıdakine benzer tek denklemli mo- u1t ve u2t hata terimleridir.
dellerdir: Denklem (8.2) yeni konut talebini modelleyen
bir denklem ve Denklem (8.3) yeni konut arzını
Yi = β1 + β2 X2i + β2 X2i + … + βk Xki + ui (8.1) modellemektedir. Denklem (7.4), aşırı talep olma-
ması (yeni ev satın alma gücünde ve isteğinde olup
Bu modelde X açıklayıcı değişkenleri Y’yi et- da satın alamayanlar) ve aşırı arz bulunmaması
kilerden Y, X açıklayıcı değişkenlerini etkilemez. (talep yetersizliği nedeniyle boş kalan inşa edilmiş
Yani nedensellik X’lerden Y’ye doğrudur, Y’den evler) için bir denge koşuludur. Bu modelde (8.2)
X’lere doğru değildir. Y içsel bir değişken, X’ler ise ve (8.3) birer davranış denklemi iken (8.4) bir öz-
dışsal değişkenlerdir. Öte yandan, klasik doğrusal deşlik veya denge denklemidir. Bir eşanlı denklem
regresyon modelinin (KDRM) varsayımlarından modelinde genellikle davranış denklemleri yanında
biri, hata teriminin açıklayıcı değişkenlerle ilişkili bir (veya daha fazla) denge denklemi de yer alır. Bir
olmamasıdır. Gerçek iktisadi olguların pek çoğun- davranış denklemi parametre ve hata terimi içerir,
da nedensellik tek yönlü değildir. Yani X’ler Y’yi bağımlı değişkendeki değişmeler karşısında bağım-
etkilerken Y de en azından bazı X’leri etkileyebilir. lı değişkenin nasıl değiştiğini tarif eder. Özdeşlik ve
Böyle bir durum X açıklayıcı değişkeninin hata te- denge denklemleri parametre ve hata terimi içer-
rimi ile ilişkili olmasına neden olur. Bu durumda mezler. Basit bir eşitlik olmaktan ileri gitmezler.
Y ve X’ler arasındaki ilişkileri tek denklemli eko- Genellikle Denklem (8.4)’de olduğu gibi denge ko-
nometrik modellerle incelemek istenen özelliklere şulu olarak görev yaparlar. Parametre içermedikleri
sahip parametre tahminleri vermez. Bunun yerine için tahmin edilmeleri de gerekmez.
birden fazla denklemden oluşan eşanlı denklem Piyasanın her zaman dengede olduğunu ve ba-
modelleri kullanılmalıdır. Bu bölümün amacı, ba- sitlik için zaman imlerini düşürdüğümüzü kabul
ğımlı ve bağımsız değişkenlerin karşılıklı ilişkili ol- edersekDenklem (8.2) - (8.4) aşağıdaki gibi yazı-
masından kaynaklanan bu varsayım ihlalinin EKK labilir:
tahmincisi üzerindeki etkisini ortaya koymak ve
eşanlı ekonometrik modelleri tanıtmaktır. Talep denklemi Q = α + βP + γS + u1 (8.5)
Arz Denklemi Q = δ + λP + μT + u2 (8.6)
BAZI TEMEL KAVRAMLAR
Eşanlı ekonometrik modelleri dikkate almak için, Denklemler (8.5) ve (8.6) birlikte, eşanlı denk-
herhangi bir mal veya hizmetin arz ve talebini (örne- lem modelinin yapısal biçimi veya eşanlı yapısal
ğin ülke genelinde yeni konut arz ve talebini) ince- model olarak adlandırılır.
leyen aşağıdaki iki denklemli modeli dikkate alalım:

QDt = α + βPt + γSt + u1t (8.2) İncelenen iktisadi olgunun değişkenle-


ri arasındaki doğrudan yapısal ilişkileri
QSt = δ + λPt + μTt + u2t (8.3)
ortaya koyan model “yapısal biçim” veya
QDt = QSt (8.4) “eşanlı yapısal model” olarak adlandırılır.
Bu modelin denklemlerine yapısal denk-
burada lemler, parametrelerine ise yapısal para-
QDt = t döneminde talep edilen yeni konut metreler denir.
miktarı,
QSt = t döneminde arz edilen (inşa edilen) yeni Bu denklemler, iktisat teorisinin önerdiği değiş-
konut miktarı, kenlerin bu biçimde ilişkili olabileceğini bildirdiği
Pt = t döneminde (ortalama) yeni konut fiyatı, denklemlerdir. Burada vurgulanması gereken asıl
St = t döneminde (ortalama) ikame malların nokta fiyat ve miktarın karşılıklı olarak belirlenme-
(örneğin eski konutların) fiyatı, si yani, aynı anda fiyatın miktarı, miktarın da fiya-
tı etkilemesidir. Bu nedenle, inşaatçı daha fazla ev

161
Eşanlı Denklem Modelleri

satmak için, diğer her şey aynı kalmak koşuluyla, fiyatı düşürmek zorunda kalacaktır. Aynı şekilde, inşaatçı
her konut için fiyatı daha yüksek tutmak istiyorsa daha az konut inşa etmeli ve daha az satmalıdır. Modelde
P ve Q içsel değişkenler, S ve T ise dışsal değişkenlerdir. α, β, γ, δ, λ ve μ modelin yapısal parametreleridir.
Denklem (8.5) ve (8.6) ayrı ayrı P ve Q için çözülerek bu denklemlere karşılık gelen indirgenmiş biçim
denklemleri elde edilir. Sistemdeki her bir içsel değişken için bir indirgenmiş biçim denklemi olacaktır.
Bu iki denklemi P için çözmek için her iki denklemi eşitleyerek P’yi denklemin solunda yalnız bırakacak
çözümü elde ederiz:
α+ βP+γS+u1= δ+λP +μT+u2
βP-λP=δ-α+μT-γS+u2-u1
P(β-λ)=(δ-α)+μT-γS+(u2-u1)
(δ − α ) µ −γ (u − u )
P= + T+ S + 2 2 (8.7)
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )
Bu denklem denge fiyat düzeyini temsil etmektedir. Şimdi bu fiyat denklemini Denklem (8.5) veya
(8.6)’da yerine koyarak Q için çözelim. O zaman, P’yi (8.5)’te yerine koyarak Q için aşağıdaki çözümleri
yapalım:
⎛ (δ − α ) µ −γ (u − u ) ⎞
Q=α +β ⎜ + T+ S + 2 1 ⎟ + γ S + u1
⎝ (β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) ⎠
β (δ − α ) βµ −βγ β (u2 − u1 )
Q=α + T+ S+ + γ S + u1
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )
α (β − λ ) β (δ − α ) βµ −βγ β (u2 − u1 ) γ (β − λ ) u (β − λ )
Q= + + T+ S+ + S+ 1
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )
Sabit terimler, hata terimleri ve S içeren iki terim aynı kesirde birleştirildiğinde şu elde edilir:

αβ − αλ + βδ − βα βµ βµ γβ − γβ − γλ β u − β u1 + β u1 − λ u1
Q= + + T+ S+ 2
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )
Basit sadeleştirmelerden sonra şu Q sonucu elde edilir:
βδ − αλ βµ γβ − γβ − γλ β u − λ u1
Q= + T+ S+ 2 (8.8)
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )
Denklem (8.7) ve (8.8), sırasıyla P ve Q için indirgenmiş biçim (veya daraltılmış biçim) denklemleri
olarak adlandırılır. Denklem (8.5) ve (8.6)’da verilen eşanlı yapısal denklemlerin çözümünden elde edilen
denklemlerdir. İndirgenmiş biçim denklemlerinin sağ tarafında sadece dışsal değişkenlerin yer aldığına
dikkat edilmelidir.

dikkat
Eşanlı yapısal denklemin içsel değişkenler Daraltılmış biçim denklem takımının
için çözülmesiyle elde edilen denklemler içsel değişkenler için çözülmesiyle elde
“indirgenmiş (daraltılmış) biçim” denk- edilebileceği gibi içsel değişkenlerin doğ-
lemleri olarak adlandırılır. rudan dışsal değişkeler üzerine doğrudan
yazılmasıyla da elde edilebilir.

162
Ekonometrinin Temelleri

Denklem (8.7) ve (8.8)’deki indirgenmiş biçim denklemleri yeniden aşağıdaki gibi yazılabilir:

P=p10+p11T+p12S+e1 (8.9)
Q=p20+p21T+p22S+e2 (8.10)

burada π’ler indirgenmiş biçim parametreleri olup yapısal parametrelerle aşağıdaki gibi ilişkilidirler:
(δ − α ) µ −γ (u − u )
π 10 = , π 11 = , π 12 = , ε1 = 2 1
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )

βδ − αλ βµ γβ − γβ − γλ βµ − λ u1
π 20 = , π 21 = , π 22 = , ε2 = 2
(β − λ ) (β − λ ) (β − λ ) (β − λ )

Bu ilişkilere çoğu zaman ihtiyaç duyulmaz ve indirgenmiş biçim parametreleri doğrudan (8.9) ve
(8.10)’daki gibi yazılır. Bu dersin kapsamında da yapısal parametrelerle indirgenmiş biçim parametreleri
arasındaki ilişkilere ihtiyaç duyulmamaktadır. İndirgenmiş biçim denklemlerinin doğrudan π’ler cinsin-
den yazılı biçimi yeterlidir. Bu yazım biçiminde parametrelerdeki ilk alt imin denklem numarası ikinci alt
imin ise sabit terim ve sırasıyla birinci ve ikinci dışsal değişkenleri temsil edildiğine dikkat edelim.

Öğrenme Çıktısı

1 Yapısal biçim, indirgenmiş biçim, yapısal ve indirgenmiş biçim parametreleri, içsel ve dışsal
değişkenler kavramlarını ifade edebilme
2 Yapısal bir modelden indirgenmiş biçim denklemlerini türetebilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Eşanlı denklem model-


Açıklayıcı değişkenin hata
lerindeki denklemlerin Açıklayıcı bir değişkenin
terimiyle ilişkili olmasının
indirgenmiş biçimleri ile hata terimiyle ilişkili olma-
neden sapmalı ve tutarsız
matematik derslerinde gör- sının sonuçlarını arkadaşla-
tahminlere yol açtığını araş-
düğünüz denge kavramını rınızla paylaşın.
tırın.
ilişkilendirin.

163
Eşanlı Denklem Modelleri

EŞANLI DENKLEM SAPMASI


P ve Q değişkenlerinin karşılıklı olarak birbirleriyle ilişkili olmaları ve SEKK’in denklemlerin her birine
bağımsız olarak uygulanabilmesi nedeniyle, Denklem (7.5) ve (7.6)’nın SEKK ile geçerli bir şekilde tahmi-
ni mümkün olamaz. Buna karşılık, bir araştırmacı bu denklemleri SEKK kullanarak ayrı ayrı tahmin eder-
se ne olur? Her iki denklemin de sağ tarafında P değişkeni yer almaktadır. KDRM’nin varsayımlarından
biri, hata teriminin açıklayıcı değişkenlerle ilişkisiz olmasıdır, yani E(Xt ut) = 0 olmalıdır. Ancak Denklem
(8.11)’deki P denkleminin sağ tarafında u1 ve u2 yer aldığından, Denklem (8.5) ve (8.6)’da açıklayıcı de-
ğişken konumundaki P hatalarla ilişkilidir. Bunun sonucu bu varsayım ihlal edilmektedir.
Eğer eşanlılık göz ardı edildiyse SEKK parametre tahmincilerini üzerine sonuçları ne olurdu? Eşanlı
bir sistemin parçası olan yapısal denklemlere SEKK’nin uygulanması sapmalı katsayısı tahminlerine yol
açacaktır. Bu, eşanlılık sapması veya eşanlı denklem sapması olarak bilinir.

SEKK tahmincisi sapmalı olmasına karşın, hala tutarlı mıdır? Yani örneklem büyüklüğü arttıkça sapma
giderek kaybolmakta mıdır? Hayır, tahminci, gerçekte, tutarlı da değildir. Örneklem büyüklüğü artırılsa
bile sapma kaybolmamaktadır. Bu nedenle (8.5) ve (8.6)’yı SEKK kullanarak geçerli bir şekilde tahmin
etmek mümkün olmayacaktır.
Peki, o zaman ne yapılmalıdır. Cevap indirgenmiş biçim denklemleri aracılığıyla olabilir. Yapısal denk-
lemler doğrudan SEKK ile uygun bir şekilde tahmin edilememekle birlikte, indirgenmiş biçim denklemle-
ri (8.9) ve (8.10), sağ taraf değişkenlerinin tamamen dışsal olması nedeniyle SEKK ile tahmin edilebilirler.
Ancak muhtemelen π katsayılarının hangi değerleri aldığı bizi ilgilendirmez; bizim isteğimiz yapısal denk-
lemlerdeki α, β, γ, δ, λ ve μ parametrelerdir. Bu parametreler indirgenmiş biçim parametreleri π’lerden
elde edilebilir mi? Bu sorunun cevabı, denklemin belirlenmiş olup olmamasına bağlıdır. Bu durumda
eşanlılık sorunu yanında diğer bir sorunla daha karşılaşırız: Tanımlanma.

Bir denklemde X açıklayıcı değişkeni hata dikkat


terimi ile ilişkiliyse bu denklemin SEKK X açıklayıcı değişkeni hata terimiyle ilişki-
ile tahmini sapmalı parametre tahminle- li olduğunda SEKK parametre tahminleri
rine yol açar. Bu sapmaya eşanlılık sapması sapmalı olmakla kalmaz aynı zamanda tu-
veya eşanlı denklem sapması adı verilir. tarlı da olmazlar. Yani örneklem büyüklü-
ğü artmakla sapma giderek azalmaz.

164
Ekonometrinin Temelleri

Öğrenme Çıktısı

3 Eşanlı denklem sapmasının nedenini, sonuçlarını ve çözümü tartışabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Eşanlı denklem modellerin-


Eşanlı denklem modelleri- Eşanlı denklem modellerin- den elde edilen öngörüler
nin en yaygın olarak kulla- deki politika değişkenleri ile ile tek denklemli modeller-
nıldığı alanların neler oldu- içsel ve dışsal değişken kav- den elde edilen öngörülerin
ğunu araştırın. ramlarını ilişkilendirin. özelliklerini arkadaşlarınızla
paylaşın.

BELİRLENME SORUNU VE P
BELİRLENME KOŞULLARI D S

Bir eşanlı denklem modelini veya modele ait bir


denklemini tahmin etmeden önce belirlenme du-
rumunun incelenmesi gerekir. Belirlenme sorunu
yapısal parametrelerin indirgenmiş biçim paramet-
relerinden elde edilip edilemeyeceği sorunudur.
Belirlenme sorununu sezgisel olarak anlamak için
D
aşağıdaki arz ve talep denklemlerini dikkate alalım: S

Talep denklemi Q = α + βP + u1 (8.11) 0 Q


Arz denklemi Q = δ + λP + u2 (8.12) Grafik: 8.1 SS Arz Eğrisindeki Kaymalar Sonucu DD
Talep Eğrisinin Belirlenmesi
Bu denklemlerde Q ve P daha önce belirtildi-
ği gibi sırasıyla miktar ve fiyat değişkenleridir. Bu
denklemleri tahmin etmek isteyen biri, bir miktar Her iki denklemi Grafik 8.1’de olduğu gibi gra-
satılan konutlar ile onların fiyatlarını derlerse ve fik ortamına aktaralım. Grafikte DD doğrusu talep
miktarın fiyat üzerine regresyon denklemini tah- eğrisini, SS doğrusu ise arz eğrisini temsil etmek-
min etmeye girişirse tahmin ettiği denklemin bir tedir. Talep eğrisi fiyat ve miktar arasında sabit bir
talep denklemi mi yoksa bir arz denklemi mi oldu- ilişki olarak tek bir doğrudan oluşmaktadır. Buna
ğunu bilemez. Bu nedenle her iki denklem de belir- karşılık arz eğrisi fiyat miktar eksenlerinde teknolo-
sizdir (veya belirlenmemiş ya da eksik belirlenmiştir). jideki değişmelere karşı kayma göstermektedir. Arz
Problem bu denklemlerden dört parametreyi tah- eğrisindeki kaymalar, talep eğrisi üzerinde yuvarlak
min etmek için yeterli bilgiye sahip olmayışımız- içinde görülen noktaları ortaya çıkarmakta ve talep
dır. Buna karşılık, (8.5) ve (8.6) nolu denklemlerde fonksiyonunun belirlenmesini sağlamaktadır. Aynı
farklı dışsal değişkenler bulunması nedeniyle böyle durum arz eğrisi için geçerli değildir. Bu durumda
bir problem yoktur. Buna karşılık modeli aşağıdaki (8.14)’de arz denklemine eklenen T dışsal değişke-
gibi düzenlemiş olsaydık durum ne olurdu? ni talep eğrisinin belirlenmesini sağlamıştır. İlave
değişken arz denklemine değil de talep denklemine
Talep denklemi Q = α + βP + u1 (8.13) eklenmiş olsaydı, bu defa talep denklemi belirlen-
miş durumda olurdu. (8.5) ve (8.6) nolu denklem-
Arz denklemi Q = δ + λP + μT + u2 (8.14) lerde her iki denkleme de birer ayrı dışsal eklenmiş-
tir. Bu durumda sezgisel olarak bu denklemlerin de
belirlenmiş olduğu düşünülebilir.

165
Eşanlı Denklem Modelleri

Eşanlı bir modelin denklemlerinin belirlenmesi meyen değişken sayısıdır. Bunun sonucu mertebe
ile ilgili olarak mevcut bilgi durumuna bağlı olarak koşulu şöyle yazılabilir:
üç farklı durumla karşılaşılır. Bu durumlar aşağıda-
ki gibidir: K – M ≥ G – 1 olmalıdır.
i) Denklem belirlenmez (veya belirlenmemiş
ya da eksik belirlenmiştir); bu durumda Eğer dışlanan değişken sayısı, K – M, G – 1’den
yapısal parametreleri indirgenmiş biçim pa- küçük olursa denklem belirlenmez. Buna karşılık,
rametrelerinden elde etmenin bir yolu yok- K – M, G – 1’e eşit olursa denklem tam belirle-
tur. nir, büyük olursa aşırı belirlenir. Denklem (8.5) ve
ii) Denklem tam belirlenmiştir; bu durumda (8.6)’daki eşanlı modelde tüm değişkenler Q, P, S
yapısal parametreler indirgenmiş biçim pa- ve T’den oluşmakta olup sayısı K = 4’dür. Her iki
rametrelerinden tek değerli olarak elde edi- denklemde de 3 değişken yer almakta olup M =
lebilir. 3’dür. Denklem sayısı G her iki denklem için de
2’dir. Bunun sonucu, K – M ≥ G – 1 işlemi 4 – 3
iii) Denklem aşırı belirlenmiştir; bu durumda
= 2 – 1 olarak elde edilir. Sonuç, eşitlik olarak elde
yapısal parametreler indirgenmiş biçim pa-
edildiğinden her iki denklem de ayrı ayrı tam be-
rametrelerinden birden fazla değerli olarak
lirlenmiştir.
elde edilebilir.
Şimdi bir de (8.13) ve (8.14) ile verilen modelin
denklemlerin belirlenme durumunu tespit edelim.
Belirlenmenin Biçimsel Koşulları Her iki denklemde yer alan değişkenler P, Q ve T
Bir denklemin belirlenir olabilmesi için iki ko- değişkenleri olup sayısı K = 3’dür. Denklem sayısı 2
şulun sağlanması gereklidir: Bunlar mertebe ve sıra ve bir eksiği yani G – 1 = 2 – 1’dir. O hâlde her bir
koşullarıdır. denklemin belirlenmesi için en az 1 değişkenin dış-
• Mertebe koşulu - bir denklemin belirlen- lanması gerekir. (8.13)’deki talep denkleminde top-
mesi için gerekli ama yetersiz bir koşuldur. lam 2 değişken bulunmakta dolayısıyla 1 değişken
Yani, mertebe koşulu sağlanmış olsa bile dışlanmış durumdadır. Bu nedenle talep denkle-
denklem belirlenmiş olmayabilir. mi belirlenmenin gerekli koşulunu sağlamaktadır.
(8.14)’deki arz denkleminde ise üç değişken bulun-
• Sıra (rank) koşulu denklemin belirlenme-
makta ve değişken dışlaması yapılmamış durum-
si için gerekli ve yeterli koşuldur. Yapısal
dadır. Bu nedenle arz denklemi belirlenmenin ge-
denklemler bir matris biçiminde yazılır ve
rekli koşulunu sağlamamaktadır. (8.13)’deki talep
belirli bir denklemin dışında tutulan değiş-
denkleminin belirlenmesini sağlayan şey, modelin
kenlerin hepsinin matriks rankı incelenir.
bütününde yer alıp da be denklemde bulunmayan
Rank durumunun incelenmesi bu dersin
bir değişkenin olmasıdır.
kapsamına dahil edilmemiştir.

dikkat
Mertebe Koşulunun İfadesi: G sayıda eşanlı
denklemden oluşan bir eşanlı denklem mo-
delindeki bir denklemin belirlenmede mer-
tebe koşulunun sağlayabilmesi için bu denk-
lemden en az denklem sayısının bir eksiği
kadar değişken dışlanmış olmalıdır.

Bu sonucu formülleştirmek için sistemin bü-


tününde yer alan tüm içsel ve dışsal değişkenlerin
sayısı K ve denklemdeki tüm içsel ve dışsal de- Bir denklem tahmin edilmeden önce belirlen-
ğişkenlerin sayısı M olsun. Bu durumda, K – M, me koşulları kontrol edilmelidir. Bir denklem be-
denklemden dışlanan, yani denklemde yer veril- lirlenmezse tahmin edilmeden önce modelin de-

166
Ekonometrinin Temelleri

ğiştirilmesi yoluna başvurulmalıdır. Bununla birlikte modelin değiştirilmesi, tesadüfen yapılmamalıdır.


Sadece belirlenir olması için bir denklemden önemli bir değişken çıkarılmamalıdır. Eşanlı bir denklem
modelinin yapısı, dengenin nasıl sağlandığına dair anlayışınızı yansıtmalı ve ekonomik teori ile tutarlı
olmalıdır. Yanlış bir model oluşturmak, belirlenme problemine iyi bir çözüm değildir.

Yaşamla İlişkilendir

167
Eşanlı Denklem Modelleri

168
Ekonometrinin Temelleri

169
Eşanlı Denklem Modelleri

Örnek: 8.1: Aşağıdaki eşanlı denklem modelin- Geri Dönüşlü Denklem Modeli
de Y’ler içsel değişkenler ve X’ler dışsal değişkenler- (Üçgen Sistemler)
dir. Basitlik için değişkenlerdeki zaman imine yer
verilmemiştir. Parametrelerdeki ilk alt im denklem Basitlik için zaman imleri yazılmamış aşağıdaki
numarasını, ikinci alt im ise değişken numarasını denklem takımını dikkate alalım:
göstermektedir. Denklemlerin her birinin belirle- Y1 = β10 + γ11X1 + γ12X2 + u1 (8.18)
nip belirlenmenin gerekli koşulunu sağlayıp sağla- Y2 = β20 + β21Y1 + γ21 X1 + γ23X3 + u2 (8.19)
madığı belirlenmişse aşırı mı tam mı belirlediğini Y3 = β30 + β31Y1 + β32Y2 + γ31X1 + γ32 X2 + u3
tespit ediniz: (8.20)
Bu üç denklemli modelde Y’ler içsel değişkenler
Y1 = β10 + β11Y2 + β13Y3 + γ11 X1 + γ12 X2 + γ14X4 ve X’ler dışsal değişkenlerdir. β’lar içsel değişkenlere
+ u1 (8.15) ait parametreler ve γ’lar içsel değişkenlere ait para-
metrelerdir. Parametrelerdeki alt imlerden birincisi
Y2 = β20 + β21Y1 + γ21X1 + γ22X2 + γ23X3 + u2 denklem numarasını, ikincisi değişken numarasını
(8.16) temsil etmektedir. Örneğin, γ23 ikinci denklemde-
ki üçüncü dışsal değişkene ait parametre anlamına
Y3 = β30 + β31Y1 + γ33X3 + u3 (8.17) gelir. Bu üç denklemin hata terimlerinin birbirle-
riyle ilişkili olmadığını varsayılır.
Modeldeki denklem sayısı 3’tür. Bunun sonu- Buradaki soru şudur: Bu denklemler ayrı ayrı
cu, belirlenmenin mertebe koşulu için gerekli koşul SEKK kullanılarak tahmin edilebilir mi? Bu so-
her bir denklemden en az iki değişkenin dışlanmış ruya ilk bakıştauygun cevap: ‘Hayır, çünkü bu bir
olmasıdır. Dışlanan değişken iki ise denklem tam eşanlı denklem sistemidir’ gibi görünebilir. Oysa, bu
belirlenme koşuluna uyar, ikiden fazla ise denklem denklemlerden birincisi (8.18) hiçbir içsel değişken
aşırı belirlenme koşuluna uyar. Modelin bütünün- içermez, bu nedenle X1 ve X2, u1 ile ilişkili değildir.
de görülen değişkenler Y1, Y2, Y3, X1, X2, X3 ve X4 Bunun sonucu bu denklemin tahmininde SEKK
olmak üzere 7 tanedir. Denklemlerin her biri için kullanılabilir. İkinci denklem (8.19) X1 ve X2 dışsal
mertebe aşağıdaki gibidir: değişkenler yanında içsel Y1 değişkenini içerir. Eğer
1. Denklem (8.15): Toplam 6 değişken var, 1 denklemin sağ tarafında yer alan değişkenler hata te-
değişken dışlanmış, denklem belirlenmez. rimiyle ilişkili değilse bu denklem de SEKK ile tah-
2. Denklem (8.16): Toplam 5 değişken var, 2 min edilebilir. Bir önceki denklemin sağ tarafında
değişken dışlanmış, denklem tam belirlenir. Y2 olmamasına karşın ikinci denklemin sağ tarafın-
3. Denklem (8.17): Toplam 3 değişken var, 4 da Y1 bulunmaktadır. Bunun sonucu Y1, Y2’yi etki-
değişken dışlanmış, denklem aşırı belirlenir. lerken Y2, Y1’i etkilememektedir. Bu nedenle Y1 u2
ile ilişkili değildir. Böylece ikinci denklemin (8.19)
Bir eşanlı denklem takımından alınan bir denk-
tahmininde SEKK kullanılabilir. Modelin üçüncü
lemin belirlenip belirlenmediğini inceler.
denklemi (8.20) hem Y1 hem de Y2 içerir; bunların
Eşanlı denklem modellerini tahmin etmede u3 ile ilişkisiz olması gerekir. Yukarıdakine benzer bir
kullanılan yöntemleri açıklar. argümanla, (8.18) ve (8.19) Y3 içermez. Böylece bu
denklemin tahmininde de SEKK kullanılabilir.

170
Ekonometrinin Temelleri

Öğrenme Çıktısı

4 Bir eşanlı denklem takımından alınan bir denklemin belirlenip belirlenmediğini


inceleyebilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Eşanlı denklem modelleri


Eşanlı denklem modelleri-
Makro iktisattaki IS-LM ile tek denklemli modelle-
ne dayalı politika benzetimi
modelini eşanlı denklem rinden elde edilen öngörü-
(simülasyonu) ne demektir
modelleri ile ilişkilendirin. lerin tutarlılıklarını arka-
araştırın.
daşlarınızla paylaşın.

EŞANLI DENKLEM MODELLERİ İki Aşamalı En Küçük Kareler


İÇİN TAHMİN SÜREÇLERİ Yöntemi (2AEKK)
Geri dönüşlü bir sistemin parçası olan her bir 2SLS tam ve aşırı belirlenmiş denklemlerin her iki-
denklem, SEKK kullanılarak ayrı ayrı tahmin edi- sinin de tahmininde kullanılır. Bu teknik, DEKK’nin
lebilir. Ancak pratikte, pek çok denklem sistemi kullanılamadığı aşırı belirlenmiş eşanlı denklemlerin
geri dönüşlü olmayacağından, eşanlı denklem yön- tahmininde kullanılır. Gerçekte, tam belirlenmiş sis-
temlerine ihtiyaç vardır. Bu amaçla kullanılabilecek temlerin katsayılarını tahmin etmek için de kullanı-
çok sayıda yöntem mevcut olmakla birlikte burada labilir. Bu durumda, yöntem DEKK’den elde edilen-
üç basit yönteme yer verilmektedir. Bunlar; dolay- lere asimptotik olarak eşdeğer tahminler verir. Yani
lı en küçük kareler (DEKK), iki-aşamalı en küçük 2AEKK tahminleri örneklem büyüklüğü sonsuza
kareler (2AEKK) ve araç değişkenler (AD) yöntem- yaklaştıkça giderek DEKK tahminlerine yaklaşır. İki
leridir. Bunların her biri aşağıda incelenmektedir: aşamalı en küçük kareler tahmini adından da anlaşıla-
cağı gibi iki aşamada gerçekleştirilir:
Dolaylı En Küçük Kareler (DEKK) 1. Aşama 1: İndirgenmiş biçim denklemleri
SEKK kullanılarak tahmin edilerek bağımlı
SEKK’yi doğrudan yapısal denklemlerde kul- değişkenlerin kestirim değerleri kaydedilir.
lanmak mümkün olmamakla birlikte, indirgenmiş
biçim denklemlerine geçerli şekilde uygulamak 2. Aşama 2: Yapısal denklemler SEKK kul-
mümkündür. Bu yöntem, aşırı belirlenmiş denk- lanarak tahmin edilir ancak sağ taraf içsel
lemlerin tahmininde kullanılmaz. Yöntem, indir- değişkenleri birinci aşamada kaydedilen
genmiş biçim denklemlerinin SEKK ile buradan kestirim değerleriyle değiştirilir.
elde edilen indirgenmiş parametre tahminleri π’ler Örnek 8.2: Denklem (8.15) – (8.17) arasında
kullanılarak yapısal parametrelerin tahminini içe- verilen eşanlı modelin (8.16) nolu denkleminin
rir. Bununla birlikte, yapısal parametre tahminleri- tahminiyle ilgilendiğimizi düşünelim:
nin indirgenmiş parametre tahminleri elde edilme-
si zahmetli ve sıkıcı olduğu kadar aşırı belirlenmiş Y2 = β20 + β21Y1 + γ21X1 + γ22X2 + γ23X3 + u2
denklemlere daha basit bir şekilde uygulanan iki (8.16)
aşamalı EKK ile eşdeğer sonuçlar vermesi nedeniy-
le de tercih edilmez. Bu nedenle, bu aşamada, yapı- Denklem 8.16’nın tam belirlendiğini Örnek
sal parametrelerin indirgenmiş biçim parametrele- 8.1’de bulmuştuk. Bu nedenle, dolaylı EKK ve iki
rinden dolaylı olarak elde edildiğini sezgisel olarak aşamalı EKK süreçlerinin her ikisinin de bu denkle-
bilinmesi yeterlidir. min tahmininde kullanılabilir. Ancak dolaylı EKK
yönteminin sıkıcı ve zaman alıcı işlemleri gerektir-
mesi ve ilave bir kazanım getirmemesi nedeniyle

171
Eşanlı Denklem Modelleri

2AEKK ile tahmini yeterlidir. Üç denklemden olu- test istatistiklerinden bazıları sistem bağlamında
şan sistemde 2AEKK aşağıdaki adımları içerir: uygulanabilir değişiklikler gerektirmektedir. Eko-
Adım 1: Denklemin sağ tarafında içsel değiş- nometri paketlerinin çoğu gerekli değişiklikleri
ken olarak Y1 değişkeni yer almaktadır. Bu yönte- otomatik olarak yapmaktadır.
min birinci aşamasında Y1’e ait indirgenmiş biçim
denklemi oluşturularak SEKK ile tahmin edilir ve Araç Değişkenler Yöntemi (AD)
kestirim değerleri oluşturulur. Bu denklemin indir-
Eşanlı denklem modellerini geçerli bir şekilde
genmiş biçim denklemi
tahmin etmede kullanılan diğer bir yöntemdir.
SEKK yönteminin yapısal denklemlerde doğrudan
Y1 = π20 + π21 X1 + π22X2 + π23 X3 + π24 X4 + ε2
uygulanamayışının nedeni içsel değişkenlerin hata-
larla ilişkili olmasıydı. Araç değişkenler yöntemi,
olarak düzenlenir. Bu denklemin SEKK tahminin-
yapısal modelde hata terimiyle ilişkili içsel değiş-
den şu kestirim değerleri serisi oluşturulur:
kenler yerine bu değişkenle yüksek derecede ilişki
^ ancak hata terimi ile ilişki olmayan başka değişken-
Y 1 = π^20 + π^21 Y1 + π
^ Y +π
21 2
^ Y +π
22 3
^ Y
23 4 lerin kullanılmasını önermektedir. Bu değişkenler
‘araç değişkenler’ olarak bilinir.
Adım 2: Denklem (8.16), sağ tarafında yer alan Denklem (8.16)’nın sağ tarafında yer alan Y1 için
içsel değişken Y1 yerine bir önceki adımda oluşturu- uygun aracın z1 olarak bulunduğunu varsayalım.
^
lan Y 1 konularak SEKK kullanılarak tahmin edilir: Araç değişken yapısal denklemde doğrudan kullanıl-
maz, bunun yerine aşağıdaki şu regresyon düzenlenir:
^
Y2 = β20 + β21 Y 1 + γ21X1 + γ22X2 + γ23X3 + u2
(8.21) Y1 = λ1 + λ2z1 + w1 (8.22)

^
Bu durumda, Y 1, u2 ile ilişki değildir. Bu ne- Bu denklemin SEKK ile tahminine dayalı ola-
denle eşanlılık sorunu kaldırılmıştır. 2AEKK tah- rak Y^1 değerleri elde edilir ve yapısal denklemdeki
mincisinin tutarlı, fakat sapmasız olmadığını da Y1 bu kestirilmiş değerlerle değiştirilir. İçsel değiş-
belirtmeliyiz. Yani, örneklem büyüklüğü arttıkça ken başına birden fazla araç değişken kullanılması
sapma giderek azalmaktadır. yaygın bir durumdur. Eğer araç değişkenler indir-
genmiş biçim denklemindeki değişkenler ise, AD
Eşanlı denklem modelleri çerçevesinde,
yöntemi 2AEKK yöntemine eşdeğerdir. Böylece,
KDRM’nin genel varsayımlarının geçerli olup ol-
AD, 2AEKK’nin özel durumu olarak görülebilir.
madığı hâlâincelenmesi gereken konudur ancak
Öğrenme Çıktısı

5 Eşanlı denklem modellerini tahmin etmede kullanılan yöntemleri ifade eder.

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bir ekonometrik modelin


Tek denklemli bir ekono- sağ tarafında yer alan değiş-
metrik bir modelde yer alan kenler gerçekte dışsal olma-
bir açıklayıcı değişkenin Eşanlı denklem tahmin sına ve hata terimiyle iliş-
gerçekten dışsal olup ol- yöntemlerini logaritmik de- kisiz olmasına karşın böyle
madığının araştırılmasında ğişkenlerle ilişkilendirin. bir modele eşanlı denklem
hangi testten yararlanılır? tahmini yapmanın neden
Araştırın. etkin olmadığını arkadaşı-
nızla paylaşın.

172
Ekonometrinin Temelleri

Yapısal biçim, indirgenmiş biçim, yapısal ve


1 indirgenmiş biçim parametreleri, içsel ve dışsal
değişkenler kavramlarını ifade edebilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


2 Yapısal bir modelden indirgenmiş biçim
denklemlerini türetebilme

Bazı Temel Kavramlar

1 Bir iktisadi olguda yer alan değişkenler arasındaki doğrudan ilişkileri belirleyen model eşanlı denklem
modelinin yapısal biçimi veya eşanlı yapısal model olarak adlandırılır. Eşanlı denklem modelinin içsel
değişkenlerinin dışsal değişkenlere göre çözümü sonucu elde edilen biçimine modelin indirgenmiş biçimi
denir. İçsel değişkenlerin çözümü ya bir denge denklemi veya başka bir özdeşlik yardımıyla oluşturulur.
İçsel değişken alacağı değer model içinde belirlenen değişkenlerdir. Dışsal değişkenler de benzer bir argü-
manla alacağı değer model dışında belirlenen değişkenlerdir.

2 Eşanlı yapısal bir model bir denge denklemi yardımıyla dışsal değişkenlere göre çözüm değerleri elde
edilerek indirgenmiş biçim denklemleri türetilir.

2 Eşanlı denklem sapmasının nedenini,


sonuçlarını ve çözümü tartışabilme

Eşanlı Denklem Sapması

3 Eşanlı denklem sapması açıklayıcı değişkenlerden herhangi birinin hata terimi ile ilişkili olması durumunda
SEKK yöntemiyle elde edilen tahminlerde ortaya çıkar.

Bir eşanlı denklem takımından alınan bir


3 denklemin belirlenip belirlenmediğini
inceleyebilme

Belirlenme Sorunu ve
Belirlenme Koşulları

4 Bir eşanlı denklem takımından alınan bir denklemin belirlenmesinin iki koşulu vardır: Mertebe koşulu ve
sıra (rank) koşulu. Mertebe koşulu bir denklemin belirlenmesi için gerekli fakat yeterli olmayan bir koşuldur. Bir
denklemin mertebe koşulunu sağlayabilmesi için bu denklemden en azından modeldeki denklem sayısı eksi bir
tane değişken dışlanmış olmalıdır. Sıra koşulu belirlenme içim gerekli ve yeterli bir koşuldur. Sıra koşuluna göre,
bir denklemin belirlenebilmesi için, denklemde yer almayıp da modelin diğer denklemlerinde yer alan katsayılar
matrisinden en azından denklem sayısı eksi bir tane sıfırdan farklı determinant bulunmalıdır. Sıra koşulu merte-
be koşuluna göre daha az sınırlayıcıdır. Bu ders notlarında sıra koşulunun incelenmesi kapsam dışı bırakılmıştır.
Belirlenme için mertebe koşulunun sağlanması yeterli görülmüştür.

173
Eşanlı Denklem Modelleri

Eşanlı denklem modellerini tahmin


4 etmede kullanılan yöntemleri ifade
edebilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Eşanlı Denklem Sistemleri İçin


Tahmin Süreçleri

5 Eşanlı denklem modellerini tahmin tek denklem yöntemleri yanında sistem tahmin yöntemleri bulunmak-
tadır. Bu ders notları eşanlı denklemlerin tahmininde yaygın olarak kullanılan üç yöntemle sınırlı tutulmuştur:
Dolaylı en küçük kareler (DEKK), iki aşamalı en küçük kareler (2AEKK) ve araç değişkenler (AD) yöntemi.
Dolaylı en küçük kareler yöntemi tam belirlenmiş sistemler için geçerli bir tahmin yöntemidir. İndirgenmiş
biçim denklemlerinin tahmininden indirgemiş biçim parametreleri tahmin edilir. Yapısal parametrelerle indir-
gemiş biçim parametreleri arasındaki ilişkilerden yararlanarak yapısal parametreler dolaylı olarak elde edilir.
İki aşamalı en küçük kareler yöntemi tam ya da aşırı belirlenmiş denklemlerin tahmininde kullanılan bir yön-
temdir. Bir denklemin 2AEKK ile tahminin ilk aşaması indirgenmiş biçim parametreleri SEKK yardımıyla
tahminini ve kestirim değerlerlerinin oluşturulmasını içerir. İkinci aşamada, tahmin edilecek denklemin sağ
tarafındaki içsel değişkenlerin gerçek değerleri yerine birinci aşamada elde edilen kestirilmiş değerleriyle değişti-
rilerek denklem SEKK ile tahmin edilir.
Araç değişkenler yönteminde tahmin edilecek denklemin sağ tarafında yer alan içsel değişken yerine bu içsel
değişkenle yüksek derecede ilişkili fakat denklemin hata terimiyle ilişkili olmayan bir araç değişkenin kullanıl-
masını içerir. Ancak araç değişken içsel değişkenin yerine doğrudan kullanılmaz. Bunun yerine içsel değişkenin
aracı olan değişken üzerine regresyonu düzenlenerek bu regresyonun SEKK tahmininden kestirim değerleri elde
edilir. Tahmin edilen denklemde içsel değişkenin fiili değerleri yerine değişkenin aracı üzerine regresyonundan
elde edilen kestirim değerleri değiştirilerek tahmin gerçekleştirilir. İçsel değişkenin aracı olarak modeldeki dışsal
değişkenler alınırsa AD yöntemi ile 2AEKK yöntemi eşdeğer olur.

174
Ekonometrinin Temelleri

1 Eşanlı denklem modellemesi kapsamında dış- 4 Denklem (2)’nin sistemden bağımsız olarak
sal değişkenlerle ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden tek başına SEKK ile tahmini aşağıdakilerden han-
hangisi doğrudur?

neler öğrendik?
gisine neden olur?
A. Dışsal değişkenlerin değeri sistem içinde belir- A. Sapmasız ve tutarlı katsayı tahminlerine
lenir. B. Sapmalı ancak tutarlı katsayı tahminlerine
B. Dışsal değişkenlerin olasılıklı değişkenler olma- C. Sapmasız ancak tutarsız katsayı tahminlerine
dıkları varsayılır.
D. Sapmalı ve tutarsız katsayı tahminlerine
C. İndirgenmiş biçim denklemlerinin sağ tarafın-
E. Sapmalı ve tutarsız ama etkin katsayı tahminlerine
da herhangi bir dışsal değişken yer almaz.
D. İndirgenmiş biçim denklemlerinin sol tarafında
sadece dışsal değişler yer alır 5 Mertebe koşulu _____.
E. Eşanlı denklem modellerinde değişkenlerin tü- Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakiler-
münün dışsal olduğu kabul edilir. den hangisi doğru olarak tamamlar?

2 Eşanlı denklem sapması aşağıdaki durumlar- A. belirlenme için gerekli ve yeterli bir koşuldur.
dan hangisinde ortaya çıkar? B. belirlenme için gerekli ancak yetersiz bir koşuldur.
C. belirlenme için yeterli ancak gereksiz bir koşuldur.
A. Hata terimi değişen varyanslı olması durumunda
D. belirlenme için ne gerekli ve ne de yeterli bir
B. Geri dönüşlü sistemli durumlarda koşuldur.
C. Hata teriminin ardışık bağımlı olması duru- E. belirlenme için hem yeterli hem de gerekli bir
munda koşuldur.
D. Bağımlı ve bağımsız değişkenlerin karşılıklı iliş-
kili olması durumunda
E. Açıklayıcı değişkenler arasında güçlü doğrusal 6 I. Parametreler her bir denkleme ayrı ayrı SEKK
bağlantı bulunması durumunda uygulanarak geçerli bir şekilde tahmin edilebilir.
II. Bağımlı değişkenlerin bazıları diğer denklem-
Soru 3 ve 4 için, aşağıdaki eşanlı denklem modelle- lerdeki hata terimleriyle ilişkili olabilir.
rini dikkate alınız: III. Bir 2AEKK uygulaması sapmasız fakat etkin
olmayan parametre tahminlerine neden olur.
Y1 = α0 + α1Y2 + α2Y3 + α3X1 + α4X2 + u1 (1)
IV. Bağımlı değişkenler yer aldıkları denklemdeki
Y2 = β0 + β1Y1 + β2Y3 + β3X2 + u2 (2) hata terimleriyle ilişkisiz olabilir.
Geri dönüşlü veya üçgen sistemlerle ilgili olarak
Y3 = γ0 + γ1Y1 + γ2X2 + γ3X3 + u3 (3)
yukarıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Modelde Y’ler içsel ve X’ler dışsal değişkenlerdir, A. I ve II
hata terimlerinin birbirleriyle ilişkisiz olduğu var- B. I ve III
sayılmıştır. C. II ve IV
D. I, II ve III
3 Denklem (2) için aşağıdaki ifadelerden han- E. I, II, III ve IV
gisi doğrudur?
A. Mertebe koşuluna göre tam belirlenmiştir
B. Mertebe koşuluna göre eksik belirlenmemiştir
C. Mertebe koşuluna göre aşırı belirlenmiştir
D. Mertebe koşuluna göre aşırı belirlenmemiştir
E. Verilen bilgi denklemin belirlenip belirlenme-
diği ile ilgili değildir.

175
Eşanlı Denklem Modelleri

7 Eşanlı denklem sisteminin iki aşamalı en kü- 9 I. SEKK


çük kareler ile tahminindeki ikinci aşama aşağıda-
kilerden hangisidir? II. DEKK
neler öğrendik?

A. İndirgenmiş biçim denklemlerinin tahminidir. III. 2AEKK


B. Yapısal denklemlerin sağ tarafında yer alan içsel IV. AD
değişkenlerin indirgenmiş biçimdeki kestiril-
miş değerleriyle yer değiştirilmesidir. Eşanlı denklemlerin aşırı tanımlanmış sistemleri-
nin tahmini için yukarıdaki tahmin tekniklerin-
C. Yapısal denklemlerdeki tüm içsel değişkenlerin
den hangileri mevcuttur?
indirgenmiş biçimdeki kestirilmiş değerleriyle
yer değiştirilmesidir. A. Yalnız I
D. İndirgenmiş biçimden elde edilen içsel değiş- B. Yalnız III
kenlere ait kestirilmiş değerleri yapısal denk- C. III ve IV
lemlerde ilave değişkenler olarak kullanmaktır. D. II, III ve IV
E. Yapısal denklemlerin sol tarafında yer alan içsel E. I, II, III ve IV
değişkenin indirgenmiş biçimden elde edilen
kestirilmiş değerleriyle yer değiştirilmesidir.
10 Y1 = α0 + α1Y2 + α2Y3 + α3X1 + α4X2 + u1 (1)
8 Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? Y2 = β0 + β1Y3 + β2Y1 + β3X2 + u2 (2)

A. İki aşamalı en küçük kareler (2AEKK) ve do- Y3 = γ0 + γ1X1 + γ2X2 + γ3X3 + u3 (3)
laylı en küçük kareler (DEKK) aşırı belirlenmiş I. EKK
sistemler için eşdeğerdir.
II. 2AEKK
B. Geri dönüşlü bir sistemin parçası olan denk-
lemler SEKK ile geçerli bir şekilde tahmin edi- III. DEKK
lebilirler. Yukarıdaki denklem takımı dikkate alındığında
C. İki aşamalı en küçük karelerin (2AEKK) gerek- sistemdeki üçüncü denklem için hangi tahmin
siz kullanımı (yani sağ taraf değişkenleri ger- yöntemi (varsa) kullanılabilir?
çekte dışsal iken) tutarlı ancak etkin olmayan
katsayı tahminlerine neden olur. A. Yalnız I
D. İki aşamalı en küçük kareler (2AEKK) yöntemi B. Yalnız II
araç değişkenler (AD) yönteminin özel bir du- C. II ve III
rumudur. D. I, II ve III
E. Eşanlı denklem modellerinin tahmininde sis- E. Katsayılar herhangi bir yöntem kullanılarak ge-
tem tam belirlenmiş ise dolaylı en küçük ka- çerli bir şekilde tahmin edilemez.
reler (DEKK) ve iki aşamalı en küçük kareler
(2AEKK) yöntemleri eşdeğerdir.

176
Ekonometrinin Temelleri

Yanıtınız yanlış ise “Basit Doğrusal Regres- Yanıtınız yanlış ise “Geri Dönüşlü Denklem
1. B 6. D
yon Modeli” konusunu yeniden gözden ge- Modeli” konusunu yeniden gözden geçiri-
çiriniz. niz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


Yanıtınız yanlış ise “Eşanlı Denklem Model-
2. D Yanıtınız yanlış ise “Eşanlı Denklem Sapma- 7. B
leri için Tahmin Süreçleri” konusunu yeni-
sı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
den gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Belirlenme Sorunu be Yanıtınız yanlış ise “Eşanlı Denklem Model-
3. A 8. A
Belirlenme Koşulları” konusunu yeniden leri için Tahmin Süreçleri” konusunu yeni-
gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Eşanlı Denklem Model-


4. D Yanıtınız yanlış ise “Eşanlı Denklem Sapma- 9. C
leri için Tahmin Süreçleri” konusunu yeni-
sı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
den gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Belirlenme Sorunu be Yanıtınız yanlış ise “Eşanlı Denklem Model-
5. B 10. A
Belirlenme Koşulları” konusunu yeniden leri için Tahmin Süreçleri” konusunu yeni-
gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
8 Anahtarı

Bir parametre tahmincisinin sapmasız olabilmesi için tahmincinin beklenen


değerinin anakütle değerine eşit olması gerekir. Açıklayıcı değişken hata te-
Araştır 1 rimiyle ilişkili olduğunda SEKK tahmincisinin beklenen değeri anakütle
değerine eşit olmamaktadır. Bu nedenle açıklayıcı değişkenlerden herhangi
biri hata terimi ile ilişkili olduğunda SEKK parametre tahmincisi sapmalı ol-
maktadır. Hatta örneklem büyüklüğü arttıkça sapma giderek azalmamaktadır.
Yani SEKK tahmincisi bu durumda aynı zamanda tutarlı da değildir.

Eşanlı denklem modelleri en yaygın kullanıldığı alanlar piyasa arz ve talep


Araştır 2
denge modelleri ile makro gelir belirlenme modelleridir.

Eşanlı denklem modellerine dayalı benzetim modelleri bir veya daha fazla dış-
sal değişkenin varsayımsal değerleri karşısında içsel değişkenlerin alacağı de-
Araştır 3 ğerlerin belirlenmesini içerir. Dışsal değişkenlerin alternatif senaryolar altında
(iyimser, ılımlı, kötümser senaryolar gibi) alacağı değerler karşısında içsel de-
ğişkenlerin hangi değerleri alacağı benzetilebilir.

Tek denklemli bir ekonometrik modelde bazı açıklayıcı değişkenlerin hata


Araştır 4 terimi ile ilişkili olmasından şüphe duyuluyorsa, değişken hakkında Hausman
dışsallık testi uygulanmalıdır.

177
Eşanlı Denklem Modelleri

Kaynakça
Brooks, C. (2014). Introductory econometrics for Tarı, R. (2018). Ekonometri (13. Baskı). Kocaeli:
finance (3rd Edition). Cambridge: Cambridge Umuttepe Yayınları
University Press
Wooldridge, J. M. (2012). Introductory to econometrics:
Gujarati, D. N. ve Porter, D. C. (2014). Temel a modern approach (5.th Edition). Nelson
ekonometri (Basic econometrics Beşinci Basımdan Education
Çeviri). Çevirenler: Ümit Şenesen, Gülay Günlük
Dokuzuncu Kalkınma Planı, DPTMAKRO-
Şenesen, İstanbul: Literatür Ders Kitapları
ARZ Makroekonometrik Modeli, Ekonomik
Gujarati, D. N. (2011). Econometrics by example. New Modeller Dairesi, Ekonomik Modeller ve
York: Palgrave Macmillan Stratejik Araştırmalar Genel Müdürlüğü,
Aralık 2008. http://www.sbb.gov.tr/wp-
Güriş, S., Çağlayan, E. ve Güriş, B. (2013). Eviews ile
content/uploads/2018/11/MAKRO-ARZ_
temel ekonometri (2. Baskı). İstanbul: Der Yayınları
MAKROEKONOMETRIK_MODELI.pdf
Hill, R. C., Griffiths, E. G. ve Lim, G. C. (2011).
Erişim tarihi: 4.01.2020
Principles of econometrics (4th Edition). John
Wiley & Sons, Inc.
Stock, J. H. ve Watson, M.W. (2011). Ekonometriye
giriş, Bedriye Saraçoğlu (Çev.) Ankara: Efil
Yayınevi

178

You might also like