You are on page 1of 384

Ibn Acîbe el-Hasen

(kuddise srruhû)
:

SEMERKflND:260
Kur’an Kitapl: 38
yayin© semerkand.com
978-605-4565-53-5 (tk.)
ISBN: 978-605-159-079-0

Edttör
Ali Sözer

Yazar : Ibn Acibe el-Haseni


Tercüme : Doç. Dr. Dilaver Selvi

Redaksiyon : Prof. Dr. Abdulaziz Hatip


Tahric : Doç. Dr. Dilaver Selvi

Dipnotlar : Doç. Dr. Dilaver Selvi

Tashih : Mehmet Günyüzlü


Adem Ürün
Kapak : Mustafa Akbulut
Yüksel Yücel
ç Tasanm : M. Vehbi Ümit
Bask : Sistem Matbaaclk
Davutpaa Cad.
Ylanl Ayazma Sok. No: 8
Davutpaa-lstanbul
0 212 482 11 01
Tel:

(yaygn datm)

Ocak 2015, stanbul


1. Bask

© Bu eserin tüm yayn haklan


Semerkand Basm Yayn Datm A.. 'ye aittir.

GENEL DAITIM

POZTF TOIBÖVE
T*:Q21 6 564
EyipsültanMat Esma Sokak No 3 Samandra-Sancaktepe-lstanbul
26 26 Fda: 021 6 56426 36 onine saç seneftandpaafiamajoiTi
i
*
_
T,

un*.
. H-M AVRUPA
Ttl
E ROL Medien GmöH Köine r Str 256 5 1 1 49 K ö I n
. . . . ~ 02203/36S490Fax: G2203/3694910www.semerkandonle.<Je
fî Tefsîril-Kur ani'l-Mecîd

KUR'AN'IN TEFSR ve TASAVVUFÎ ARETLER

11

bn Acîbe el-Hasenî im

EM
DOÇ. DR. DLAVERSELV

SEMERKHND
içindekiler

(90) BELED SÛRES 9

Sûre Hakknda Bilgi 9

Huzura Ulamak için Mücâhede 15

(91) EMS SÛRES 19

Sûre Hakknda Bilgi 19

Azgnlarn Ac Akbeti 24

(92) LEYL SÛRES 27

Sûre Hakknda Bilgi 27

Diinva da Ahiret de Yüce Allah'a Aittir 31

(93) DUHÂ SÛRES 37

Sûre Hakknda Bilgi 37

Hz. Peygambere Verilen Nimetler 42

(94) NRÂH SÛRES 51

Sûre Hakknda Bilgi 51

Hz. Peygamberin Gösünün Açlmas 53

Hz. Peygamberin annn Yüceltilmesi 55

(95) TIN SÛRES 59

Sûre Hakknda Bilgi 59

nsann En Güzel Biçimde Yaratlmas 62


l

6 BAHRU'L-MEDID TEFSR

(96) ALAK SÛRES 69

Sûre Hakknda Bilgi 69

slâm'n lk Emri: Yaratan Rabb'inin Adyla Oku! 70

Nankörlere ve Azgnlara Uyar 73

(97) KADR SÛRES 79

Sûre Hakknda Bilgi 79

Kadir Gecesi Hangi Gecedir? 61

(98) BEYYNE SÛRES 67

Sûre Hakknda Bilgi 67

Kâfirlerin ve Müminlerin Ahiretteki Halleri ‘»3

(99) ZLZÂL SÛRES <*9

Sûre Hakknda Bilgi w


Zilzâl Sûresinin Fazileti 100

(100) ÂDYÂT SÛRES t w


Sûre Hakknda Bilgi 109

Sûrenin ni Sebebi 1 12

(101) KÂR A SÛRES 115

Sûre Hakknda Bilgi 115

(102) TEKÂSÜR SÛRES 123

Sûre Hakknda Bilgi 123

Sûrenin Fazileti 123

(103) ASR SÛRES 133

Sûre Hakknda Bilgi 133


ÇNDEK LER 7

(104)
HÜMEZE SÛRES 137

Sûre Hakknda Bilgi 137

(105)

FÎL SÛRES 145

Sûre Hakknda Bilgi 145

Fil Olay 147

Önemli Bir Fayda 150

(106) KUREY SÛRES 153

Sûre Hakknda Bilgi 153

(107)
(108)
MÂÛN SÛRES 15?

Sûre Hakknda Bilgi 139

KEVSER SÛRES îfci

Sûre Hakknda Bilgi 165

Kevser Nedir? lw>

Kevser
(109) Sûresindeki ncelikler 171

Sûredeki Dier ncelikler 172

Hz. Peygamber'in Neslinin Kzyla Devam Etmesinin Hikmeti 173

(110)
KÂFRÛN SÛRES 175

Sûre Hakknda Bilgi 175

Kâfirûn Sûresinin Fazileti 176

NASR SÛRES s
Sûre Hakknda Bilgi s
Tebihle Hamdin Birlikte Söyleni Hikmeti 186

Nimete ükür Edebi 187

Sürekli stifarn Sebebi 187


fi BAHRÜ'L-MEDÎD TEFSR

(111) TEBBET SÛRES 191

Sûre Hakknda Bilgi 19i

(112) HLÂS SÛRES 199

Sûre Hakknda Bilgi 199

Sûrenin ni Sebebi 200

hlâs Sûresinin Fazileti 2(4

(113) FELAK SÛRES 211

Sûre Hakknda Bilgi 2

Sûrenin ni Sebebi 2 2

(114) NÂS SÛRES 219

Sûre Hakknda Bilgi 219

SON SÖZ 225

ÇNDEKLER (1-11 CLT) 227

NDEKS 2*i5
(90) BELED SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi; Beled sûresi Mekke döneminde inmi olup


yirmi âyettir. Sûre, adn ilk âyetteki "beled" kelimesinden almtr.
Beled, "ehir, belde" demektir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ önceki sûrenin sonun-

da Allah ile bulmu mutmainne ruhtan bahsetti. Bu sûrede de


huzur
Rabb'ine kavumadan önce ruha rahatln bulunmadn, aksine,
dünyada bulunduu sürece skmt ve meakkat içinde olacan bildi-
rerek buyurdu ki:

^ j
'

| ^
'S'» 's'»
us us uss 0 uûji O uuu* ,Uii v * J-r

*4* j xk jj 4. :.i4 0 14 o-* olun Lûh-


ö\ 0
© ti % fJ â j
/ •/
0 ruJ Su Uüii
>

q Aui:\

0 ;uus 0 cujs 0 "jz* ü juo fJ


?

10 90. BKLEP SÛRES l-Jll Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Andolsun bu beldeye.

2. Kî sen bu beldede oturmaktasn.

3. Babaya ve ondan meydana gelen çocua yemin ederim ki,

4. üphesiz biz, insan bir sknt ve meakkat içinde yarattk.


5. nsan, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceini mi sanyor?
"
6. Ynla mal harcadm " diyor.
7. Kendisini kimsenin görmediini mi sanyor

8-9. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi?

10. Ayrca ona iki yol gösterdik.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Andolsun bu beldeye." Allah Teâlâ, Bcl-


de-i Harâm'a yani Mekke-i Mükerreme'ye ve dier eylere yemin ede-
rek bildirdi ki insan birçok meakkat ve skntyla iç içe yaratlmtr.
ki yemin arasnda getirilen ara cümlede öyle buyrulmutur:

"Sen bu beldede oturmaktasn." Sen orada bulunduun ve oturdu-


un için kendisine yemin etmeye deer.

Ayette "oturmaktasn" anlam verdiimiz "hil" kelimesi birçok

manaya gelmektedir. Bir yere inip konaklamak, yerleip kalmak, helal

etmek, mubah görmek, serbest olmak, ihramdan çkmak, yaplan ye-


minin sorumluluundan çkmak gibi Mekke'nin harem bölgesinin
...

dnda kalan bölgeye de "hil" denir.

Buna göre âyete u manalar da verilmitir:


Sen o beldede (Mekke) hürmeti çinenmi durumdasn. Mekke'de
hayvan avlamak, insan öldürmek ve aaçlar koparmak helâl deilken,
kâfirler sana eziyet ettiler.
CÜ2: 30 90. BELED SÜRES 1-10 11

Bu izaha göre bazlar ilk âyete u anlam vermitir: Bu beldeye


yemin etmiyorum. Yani içinde sana eziyet edilen bu beldeye yemin
etmiyorum. Ancak bu görü zayftr.

Bir dier mana: Sen bu beldede serbestsin; bir kâfiri Öldürme ve


bakasna helâl olmayan dier eyler sana helâl klnd; orada istedii-

ni yapabilirsin. Bu, tercih edilecek bir görütür. Bu karara Hz. Peygam-


ber' in [saiiallahu aleyhi veseUem] u hadisinden varyoruz:
" üphesiz bu belde haram bölgedir. Allah Teâlâ gökleri ve yeri yaratt
giin Mekke'yi haran bölge yapt. O benden önce hiç kimseye helâl klmad-
gibi, benden sonra gelecek hiç kimse için de helâl klmad. Bana da sadece

gündüzün birkaç saati helâl klnd."'-

Yani Mekke'nin fethi gününde Allah Resûlü'ne birkaç saat istedi-

ini yapmas için izin verildi. Hz. Peygamber |sailallahu aleyhi veselleml o
süre içinde müriklerin en azllarndan bn Hattal'n öldürülmesini
emretti; görevliler onu, Kâbe'nin örtüsüne sarlm halde buldular, fa-
kat öldürdüler. Ayn saatler içinde birkaç mürik daha öldürüldü.

unu sorabilirsin: Beled sûresi Mekke'de inmitir. Mekke'nin fethi

ise hicretin sekizinci senesinde gerçeklemitir. Bu durumda âyetle ha-

disin bildirdii durum nasl açklanr?

Ben (bn Acibe) derim ki: "Âyet, Mekke'nin fethedileceine dair

bir vaat ve müjdedir. Açklama için bn Cüzey'in tefsirine baknz. Bir-

çok âyet vardr ki Mekke'de inmitir, onun haber verdii durum ise

hicretten sonra Medine döneminde gerçeklemitir. u âyetler bu du-


ruma örnektir:

" Malnn zekâtn vrtneyen o müriklerin vay haline!" (Fusslet 41/6-7).

Fusslet sûresi Mekke'de inmi, zekât ise Medine'ye hicretten sonra


emredilmitir.

1 Buhâri, Cerâiz, 7h, lim, .19, Sayd, 9, 10; Vlüslim, Hac. 445, 447; Eb Davud, Menâsik, 89;
Nesâî, Hac, 110; bn Mâce, Menâsik, 103; Ahned, Miitnel, 1/253.
12 90. BE1.ED_SÛRES 1-10 Cüz: 3(

"srâilollar'ndan bir ahit dc onun hak olduuna ahitlik etti" (Ahkâ-

4^/10). Sûre Mekke'de inmitir, srâiloullan'ndan bir ahit (Abdullah


b. Selâm) ise Hz. Peygamberdin ve Kurian'n hak olduuna hicretten

sonra Medine'de ahitlik etmitir. Buna benzer âyetler çoktur.

Devamndaki âyette öyle buyruluyor: "Babaya ve ondan meydana


"
gelen çocua yemin ederim ki ... Yani Âdem'e ve onun neslinden gelen
bütün çocuklanna yemin ederim. Kendisine yemin edilen baba ve ço-
cuu hakknda u yorumlar da yaplmtr:
Nuh'a ve oluna yemin ederim.

brahim'e ve oluna yemin ederim.


• •

brahim'e, olu smail'e ve onun soyundan gelen Muhammed'e


Isallailahu aleyhi vesellem| yemin ederim. u durum bu görüü destekle-

mektedir: Mekke Hz. brahim'in bina edip harem bölgesi yapt, Hz.
smail'in büyüyüp yetitii ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'in |sa -

laUahu aleyhi ve>ellem| meskeni olan bir yerdir.

Dier bir yorum: Muhammed'e Isallailahu aleyhi vesellem] ve oluna


yemin ederim ki.

Ayette bütün babalarn ve çocuklarnn kastedildiini söyleyenler


de olmutur.

"
Yeminle bildirilen durum öyle haber veriliyor: üphesiz biz , in-

san yani bütün insan cinsini bir sknt ve meakkat içinde yarattk." Ger-
çekten insann dünyadaki meakkati, anne rahminde kendisine run

verilmesiyle balayp ruhunun bedenden çekilmesine kadar devam


etmektedir. nsan doduktan bir zaman sonra, hayat tanma, okuma
ve yazmay Örenme meakkatiyle yüz yüze gelmektedir. Sonra, dinî
görevleri ve geçim ilerini yerine getirme meakkati, dünya ve ahiretin

dertleri balamaktadr. nsan sonra ölüm acsn tatmakta, kabirde sual


skntsn yaamakta, sonra yeniden dirilmenin yorgunluu, iddetli
hesabn çilesi ve srat köprüsünden geçmenin dehetiyle yüz yüze gel-
,

Cüz: 30 90. BEL F D SÜRES 1-10 13

mektedir. Ksaca insana cennete girmeden önce rahat yoktur. Cennet-

ten önce yaanan bunca sknt, zorluk, keder ve üzüntülerin hikmeti,

insana cennetin tadn farkettirmek ve kymetini öretmek içindir. n-


san dorudan cennete konsayd, onun gerçek tadn anlamaz, kyme-
tini bilmezdi. Bu durum, avam halk içindir. Seçkin ariflere gelince, on-

lar, Cenâb- Hakk'n marifetine ulatklarnda rahata kavumulardr


ve üzerlerindeki yük, sknt ve meakkat alnmtr. Çünkü onlar, ken-

dilerinin ve her eyin ezelî kudret tarafndan tandn yakînen gör-


müler ve yüce Allah'a teslim olmulardr. Onlar, üzerlerinden yükü
atp sahibine teslim olunca, Allah da onlarn ilerini görmeyi üzerine
alm ve kendilerine her konuda yetmitir. u âyette ifade edildii gibi:
"Kim Allah'a tevekkül ederse (güvenip dayanrsa) Allah ona yeter" (Talâk

65 / 3 ).

Devamndaki âyette öyle buyruluyor: "nsat, kendisine hiç kimse-

nin güç yet iremeyeceini mi sanyor? " Yani kâfir insan, kendisini yeniden
diriltmeye kimsenin güç yetiremeyeceini mi sanyor?

Yahut baz insanlar, kimsenin onu malup edemeyeceini mi


zannediyor? Buna göre âyet, belirli ahslar hakknda inmitir. Onun
Ebül-Eed Üseyd b. Kelede el-Cumahî olduu söylenmitir. Ebül-E-

ed, çok kuvvetli ve kuvvetiyle övünen bir adamd. Öyle ki ayaklarnn


altna Ukâz derisini serer ve, "Kim beni yerimden oynatrsa ona unu
unu veririm!" derdi. On kii deriyi çeker, deri parça parça olur fakat

o yerinden oynamazd.

Ayette kastedilen kimsenin, Amr b. Abdüved olduu da söylen-

mitir. O da çok kuvvetli biriydi. Medine'de Hendek Sava'nda atyla


hendei geçmiti. Onu Hz. Ali |radyaiiahu anh| öldürdü.

Bu marur adam, " Ynla çok mal harcadm der." Bununla Câhiliye
dönemindeki harcamalarm kastediyor. O bunu övünmek ve gösteri

olsun diye yapard.


14 90. BEUZD SÛRES 1-10 Cüz: 30

"O, gösteri ve adn duyurmak için mal harcarken kendisini kimse-


nin görmediini, Allah Teâlâ'nm onu görmediini ve hesaba çekip ceza-
7"
sn vermeyeceini mi sanyor üphesiz Allah onu her an görmekte-
dir; ona yaptklarnn karln verir.
Cenâb- Hak sonra, ona verdii nimetleri hatrlatarak öyle bu-
yurdu: "Biz ona görülecek eyleri görecei iki göz , içindeki düünceleri
ifade edecei bir dil ve azn kapataca, konuma, yeme içme, üfleme
ve dier ilerde kullanaca iki dudak vermedik mi? Ona iki yol yani cen-

nete götüren hayr yoluyla cehenneme götüren er yolunu gösterdik


"
Bu âyet, üphesiz biz ona (doru ve yanl) yolu gösterdik; ister ükretsin
ister nankör/iik yapsn!" (nsin 76/3) âyetiyle ayn manadadr.

Bazlar âyete, "nsan doduu zaman ona annesinin iki memesini


gösterdik, onu bulmasn ve emmesini ilham ettik" anlamm vermitir.

1-10. Âyetlerin Tasavvuf! aretleri

Allah Teâlâ, mana (gayb) âlemine yemin etti. O, yüce zata ait sr-
lardr. Yüce Allah babaya yemin etti. Baba ile iaret edilen, en büyük
ruhtur. Ondan doanlara da yemin etti. Onlar ise dier ruhlardr.

üphesiz Allah insan bir sknt ve meakkat içinde yaratt. Bu,

zahirdeki ve bâtndaki yorgunluktur. Fakat aslna dönen kimse için

yani kudsî ruhanî ruh için bir sknt kalmaz. Bu halde ruh, tabiatn
yorgunluundan kurtulup rahata erer.

Müfessir Kevâî, ariflerden birinden nakille demitir ki: "nsan,


tabiatyla kald ve haline baland sürece bir zulmet ve bela içinde-
dir; tabiatnn balanndan kurtulup insan! vasflarndan fâni olduu
yani maddi karanlklardan armp Allah' müahede ettii zaman ise

huzur ve rahatlk içinde olur."

Özetle unu söyleyebiliriz: Allah Teâlâ'v, müahedeye daval bir


marifetle tanyan arifin dnda, bütün insanlar bir sknt ve meakkat
*

içindedirler. Arif ise tam bir holuk ve huzur, cennet ve rza içindedir.
Cüz: 30 VU. BELED SURES 3-10 15

Cahil kimse, üzerindeki arlklar (hayat yükünü, gaflet ve isyan


arlklarn) kimsenin kaldrmaya güç yetiremeyeceini mi sanyor?
Bunun için mi, kendi iini kendi görmeye çalyor? (ilerini âlemlerin
Rabb'ine havale etmiyor). Halbuki o, bize tevekkül ederek ilerini gör-

meyi bize braktnda, onun her yükünü çekmeye ve bütün ilerini

görmeye güç sahibiyiz.

Biz ona iki göz vermedik mi? nsan onlarla, gökleri ve yeri kimin
tadn görsün! Gökleri ve yeri tayan zat, onun yüklerini tamaya
güç sahibi deil midir? Elbette güç sahibidir; öyleyse insan, Allah'a te-

vekkül ederek nefsini, kendi akl ve tedbiriyle i görme skntsndan


kurtarsn. O'nun dnda, insann herhangi bir iini gören kimse, bunu
kendi bana yapmyor; ona bu ii yaptran da yüce Allah'tr.

Biz insana, Mevlâ'snn nimetlerine ükredecei bir dil verdik. Ona


ayrca, kendisini mâlâyâni eyleri konumaktan koruyacak iki dudak
verdik. Ona eriat ve hakikat yolunu gösterdik; onlara girdiinde bize

ular.

Huzura Ulamak çin Mücâhede

Cenâb- Hak sonra insana, onu rahata ulatracak yola girmesini


ve bu konuda nefsiyle mücâhede etmesini emrederek öyle buyurdu:

^ •

yjj dii Cv i;Ut u jL^ 0 k.rjan mJ


-
^ * Z . 9

->
s t ^ ^ *

\’y^\ys ijiîi
' I
p O lyp tJLL*
* - * * • t * ^ *

i as y l' t

(T
v _)
ll»}! jü ^ t
:i» 0 LLÜI JjUjJ P L3VU \/j-&
16_ _ 90. BELF.D SÛRES 11-20 Cüz: 30

11. Fakat o, sarp yokua atlmad.

12. Sarp yoku nedir bilir misin?


13. O köle azat etmektir.
14-15. Yahut iddetli bir açlk gününde kendisiyle yaknl olan

yetime yemek yedirmektir.

16. Yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktr.

17. Sonra da iman ederek birbirlerine sabrt ve merhameti tavsiye


edenlerden olmaktr.

18. te onlar, amel defterleri sandan verilen cennetliklerdir.


19. Âyetlerimizi inkâr edenler ise amel defterleri solundan verilen
cehenn em l i klerd i r.

20. Üzerlerinde etraf smsk kapatlm bir ate vardr.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Fakat o, sarp yokua atl inad." nsan
nefsine zor gelen salih amelleri yapmad.

" Sarp yoku nedir bilir misin? O köle âznt etmektir." Yahut azat olmas
içir maddi yardmda bulunmaktr.

Müfessir bn Cüzey demitir ki: "Kâfirlerden esirleri kurtarmann


sevab daha büyüktür. Çünkü bu esiri kurtarmak, neye mal olursa o -

sun müslümanlara vaciptir. Fakat bu, kefaretler için caiz deildir."

"Yahut iddetli bir açlk gününde kendisiyle yaknl olan ackm yeti-
me yemek yedirmektir. Yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktr Soma
da iman etmektir." Yani imanda devam edenlerden olmaktr. Çünkü bü-
tün bunlar, iman ile fayda verir.

"Ayrca günahlardan kaçnmak ve taatleri yapmak için yahut baa


gelen musibetlere kar birbirlerine sabr tavsiye edenlerden olmaktr. Bir
Cüz: 30 90. BELKD SÛRES 11-20 17

de aralarnda, birbirlerine merhametli olmay tavsiye edenlerden olmaktr.

te onlar ,
yani bahsedilen bu vasflara sahip olanlar amel defterleri san-
dan verilen cennetliklerdir." Onlar, uur ve bereket sahibi kimselerdir.

"Hakka delil olarak önlerine koyduumuz âyetlerimizi, apaçk de-


lilleri yahut Kurian' inkâr edenlere gelince, onlar, amel defterleri solundan

verilen uursuz bedbaht cehennemlik kimselerdir. Üzerlerinde kaplar ka-

patlm bir ate iKirdr."

11-20. Âyetlerin Tasavvuf! aretleri

Ey Allah'a ulamak isteyen kimse, senin zor olan yapman gerek-


mez mi? Bu, nefsin alkanlklarn deitirerek, onun hevâsn (kötü

arzularn) terkederek ve nefsi sevmedii ilerin içine iterek hak yolu-

na girmektir.

Hasan- Basri [rahmctuilahi alevh| demitir ki: "Vallahi, insann önün-


deki engel çok çetindir, onu amak oldukça zordur. Bu zor i, insann
nefsiyle, hevâsvla ve düman olan eytanla mücadele etmesidir."
a
Ayette, bu zor i öyle açkland: O, esiri, esaret bandan kurtarp
hürriyetine kavuturmaktr. Yani nefsi, mâsivann (Allah'tan baka her
eyin) bandan kurtararak onu hürriyetine kavuturmaktr.

Yahut nefsi, kusur ve ayplarndan kurtarmaktr.

Yahut nefsi, insanlarn elindekilere tamah etmekten kurtarmaktr,


çünkü tamah, zillet aacnn tohumudur.
Yahut nefsi, kâinat hapishanesinden kurtarp kâinat yaratan mü-
ahede fezasna yükseltmektir.

Yahut gafil ve cahil kimseyi, uyar, öüt ve terbiye ile nefsinin ba-

ndan kurtarmaktr.

Zor fakat gerekli ilerden biri de iman ve yakn yönünden aç kal-


m (iman ve marifeti zayf) ruhu doyurmaktr.
18 90. BFLED SÛRES 11-20 Cüz: ~ü

Bu gerekli ilerden biri de manen yetim kalm, ruhanî babas ol-

mayan yani kendisini terbiye edecek eyhi bulunmayan kimseyi iman


ve yakînini artracak eylerle destekleyip ruhen kuvvetlendirmektir.

Bu gerekli ilerden biri de tevhid srlarndan yana fakir, maddi


eylere çaklp kalm kimselerin elinden tutarak onlar manevi srlarn
semasna yükseltmektir.
4

Sonra, insann yapmas gereken en önemli ey, seçkin ariflerin v<>-

luna inanarak manevi seyrin meakkatine kar birbirlerine sabn, mer-


hameti, sevgiyi ve ilgiliyi tavsiye edenlerden olmaktr. Manevi yolda
giden dervilerin ahlâk budur. Onlar, uur ve bereket sahibi kimse-
lerdir. Bunlarn aksine velilerin yolunu inkâr edenlere gelince, onlar,

uursuz kimselerdir.

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardmyla


mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun âline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Bclcd sûresinin tefsiri burada tamamland.


"

(91) EMS SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: ems sûresi Mekke döneminde inmi olup


on be âyettir. Sure, adn birinci âyetteki "ems" kelimesinden alm-
tr. ems, "güne" demektir.
•• • • A

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede, "Ayetlerimizi inkâr eden-

ine gelince, onlar, amel defterleri solundan verilen kimselerdir. Üzerlerinde

kaplar kapatlm bir ate vardr (Bekti <x>/i9-20) buyruldu. Allah Teâlâ, bu

sûrede de yeminle onlarn helâk oluundan bahsederek öyle buyurdu:

s*
*

/ , / /

0 liU S 0 jjs s ^15 0


U3 0 IfeL: iüJjij 0 0J-03
^

0 1*3^ 0 l*3_i U3 ^3 0
< '

i > - ^ I ^ ^ ^ ^ ,/_ i ^
W-—'> L'J j
, ,

20 91. EM S SÛ RFS 1-10 Cü/: 30

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. Günee ve onun aydnlna,


2. Onu izlediinde aya

3. Günei ortaya çkardnda gündüze,


4. Onu bürüdüünde geceye,

5. Göe ve ottu bina edene,

6. Yere ve onu yayp döeyene

7. Nefse ve onu düzgün ekilde biçimlendirene,

8. Sonra da ona kötülük duygusunu ve takvastn ilham edene ye-


min olsun ki,

9. Nefsini artndtnp temizleyen kurtuldu.

10. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana urad .

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Günee ve onun aydnlna yemin ol-

sun/’ Yani parlayp her taraf sardnda ...

"Aydnlk vc parlaklkta onu izlediinde aya yemin olsun." Bu, ka-

meri ayn ilk yarsnda gerçekleir; güne battnda ay, onun peinden
gelerek yeryüzüne k verir, günein yerine geçer.

" Günei ortaya çkardnda gündüze


parlak bir ekilde ortaya çkar, herkesin görecei ekilde

Bu durum, günün balamas ve güne nn


yemin olsun."

etrafa
n
Güne gündüz
yayar.

yaylmas annda
olur; çünkü bu vakitte güne tam olarak parlar.

Âyete u manalar verenler de olmutur:


Karanl yok ettii zaman gündüze yemin olsun.
"

Cüz: 30 91. E MS SÛR ES 1-10 21

Yeryüzünü aydnlatt zaman gündüze yemin olsun.

"Onu bürüdüünde geceye yemin olsun." Yani günei bürüyüp her


taraf karanlk yapt zaman geceye yemin olsun.

"Göe ve onu sonsuz kudretiyle harika ekilde bina edene yere ve onu
;

her tarafndan yayp döeyene yemin olsun." Devamndaki âyette yemin


öyle devam ediyor:

" Nefse i'c onu diizgiin ekilde biçimlendirene yemin olsun." Sonsuz
hikmet sahibi Allah, nefsi, kemal halini kazanacak ekilde, en salam
biçimde yaratt.

Nefisten kastn Hz. Âdem'in nefsi olduunu söyleyenler bulundu-


u gibi, bütün nefisler olduunu söyleyenle de olmutur. Bütün nefis-
lerin kastedilmesi daha uygundur.

"Sonra da ona kötülük duygusunu ve taklasm ilham edene yemin olsun

ki ..." Yani Allah ona, takva ve isyan duygusunu ilham etti, ona güna-
hn çirkinliini ve taati güzelliini öretti. Yahut ona, günahlarn ve
takvann yolunu gösterdi; ona her ikisini yapabilecek bir kuvvet verdi.

Âyete u mana da verilmitir: ekavetini (cehennemlik olmasn)


dilediklerine günah duygusunu ilham etti, o da günaha kotu; saadete
(cennete) eritirmeyi dilediklerine ise takva duygusunu ilham etti, o da
o yolda kotu.

" Nefsini (irk, inkâr, isyan ve gaflet kirlerinden) arndrp temizle-

yen kurtuldu. Yani nefsini man ve taatle temizleyip slah eden kimse,
arzulad bütün güzellikleri elde etti, korktuu bütün skntlardan
kurtuldu.

"Onu kötülüklere gömüp kirleten , azdran kimse de ziyana urad."


Derime demitir ki: "Allah Teâlâ'nn temizledii nefis kurtuldu, az-

drd nefis ise ziyana urad.

Temizlik ve kirletmenin, kulun fiili olmas da mümkündür.


22 _ 91. EMS SÛRES 1-10 Cüz: 30

Yeminle haber verilen durum u olabilir: üp-


gizli tutulmu olup
hesiz Allah, Semûd kavminin üzerine azap indirip köklerini kazd

gibi, Kurey'ten inkâr edenleri de helak edip köklerini kazr.

Bazlar, yeminle haber verilen eyin, "Nefsini arndrp temizleyen


"
kurtuldu ..." âyeti olduunu söylemitir. Bazlar ise, Semûd kavmi, az-

gnlyla hakk yalanlad " âyeti olduunu söylemitir. Birinci tesbit en


güzelidir. En dorusunu Allah Teâlâ bilir.

1-10. Âyetlerin Tasavvufî aretleri

Ayette, kendisine yemin edilen varlklar ve durumlar insann iç

âlemindeki baz durumlara iaret etmektedir. öyle ki:

güneinin n
Günele, kalpte parlayan

Âyetteki ay
yaymasnn balangc,

ile, kalpteki
irfan güneine iaret edilmektedir. rfan
fenâ fillâh halinin evvelidir.

imana iaret edilmektedir. Fenâ fillâh ha-


lindeki kul, kendisi kemale erip dier insanlar da kemale erdirmek
için hikmet âlemine (insanlarn arasna) indiinde, iman, irfan güne-
ini takip eder.

Gündüzle iaret edilen durum, kulun irfan halinde temkin sahi-


bi olmasdr. Kalp, kâinatn sahibini müahede ettiinde irfan nuu,
maddi varlklarn karanln örter ve onu kökünden temizler.

Gece ile iaret edilen durum, kalbin gaflete düüp Rabb'inin zik-
rinden ve murakabesinden kopmasdr. Cenâb- Hak, bazan kalbe ka-

hr tecellisi ile tecelli eder ve kulu imtihan etmek için kalbini örter. Bu
durumda kulun ne yaptna bakar; daralp, skntya düüp Allah'a

m yöneliyor yoksa hepten geveyip elinde olan da m kaybediyor,


bu ortaya çkar. Buna kabz hali de denir. Kabz, kalbin tutulmas, da-
ralmas, kapanmas ve sklmasdr. Kabzn peinden bast hali gelir ki
o, kalbin açlmas, rahatlamas, aydnlanmas ve Allah ile huzur halini

elde etmesidir. Her iki hal, srasyla kula gelir giderler. Allah Teâlâ,

onlarn birbirini takip etmesine yemin etti.


Cüz: 30_ _ 9 1. EMS SÛRES 1 -10
_ 23

Sema ile iaret edilen, ruhlarn semasdr. Onun bina edilmesi, ru-
hun yükseltilmesidir.

Yer ile iaret edilen, insann bedenidir. Onun yaylp döenmesi,


bedenin kulluk vazifeleri için hazrlanmasdr.

Allah Teâlâ nefsi düzenleyip ekillendirdi, onu lâhî yaknlk ve


Allah'tan uzaklk için hazr hale getirdi. Ona verdii akl nuru ile ken-
disine günah ve takvann ne olduunu öretti.

Vertecübî (Rûzbihân- Baklî) demitir ki: "Allah nefsin sfatn dü-


zelterek ona ekil verdi, üzerine ezel nuruyla damga vurdu. Sonra ona
lutfu ile zatna giden yolu vastasz olarak öretti. 'Ona günahn ve tak-

vann ne olduunu ilham etti' âyeti bunu haber vermektedir. Nefse önce
kahr yolunu (günah) öretti, böylece nefis, helak sebebi olacak ileri

tand. Sonra ona lutuf yolunu (takvay) tantt, böylece nefis kendisini

kurtulua erdirecek eyleri tanyp örendi. Bundan kast nefsin, kahr


vc lutuf yoluyla hakk tanmas ve böylece yüce yaratcs hakknda
tam bir marifete ulamasdr."-

Kueyrî demitir ki: "Ona günahn ve takvasn ilham etti, yani

nefsi kendi haline terkettiindc nefis günaha dald; onu takvada mu-
vaffak ettiinde ise takva halini korudu.

öyle denilmitir: Nefsin günah, (kendisine garanti edilmi) rzk


elde etmek için çrpnmasdr. Takvas ise kendisine takdir edilen lâhî

hükme raz olmasdr.

Kurtulua eren ve helak olan nefis hakknda denilmitir ki: "Nef-


sini günah ve ayplardan, yapt iyiliklere bir karlk beklemekten te-
mizleyen, ayrca nefsini ilâh taksimlere itirazdan ve haram ilemekten
uzaklatran kurtuldu. Nefsine hainlik eden, onun kontrolünü ihmal
'’

eden ve onu günahlarla kirleten kimse ise zarar etti."

2 Rû/bihân- Baklî, Arâisii‘1- Beyân, 3/509.

3 Kueyrî, U’ttîifü 1 fân t. 6/292-293.


24 _ 91. EMS SURES IMS Cüz: .'iO

Hakîm et-Tirmizî'nin, Nevâdirül-Usûl adl eserinde yapt açk-


lamalarn özeti udur: Nefsini günah kirleri içine gömen kimse, bir

eyi k almayan bir çukura gömen kimse gibidir. Hevâ ve ehvet de


böyledir, kalbin üzerini örterler, ona lâhî yaknlk ve vuslat nurunun
ulamasn engellerler.

*
Azgnlarn Ac Akbeti

Cenâb- Hak sonra, nefisini inkâr ve isyanla kirleten baz kimsele-

rin bana gelenleri anlatarak öyle buyurdu:

^ *

11. Semûd kavmi, azgnlk yaparak hakk yalanlad.

12. Hani unlarn en bedbaht olan (fesat çkarmak için) ileri atlmt.
13. Allah'n resulü de onlara öyle demiti: "Allah'n devesine kö-
tülük etmeyin ve onun su içmesini engellemeyin!"

14. Fakat onlar, onu yalanladlar ve deveyi boazladlar. Bunun


üzerine Rab'leri, iledikleri suçlar sebebiyle inerlerine azap indirdi ve

onlar yerle bir etti.

15. Allah bu iin sonundan korkmaz!

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Semûd kavmi, azgnlk yaparak hakk


yalanlad.” Yani azgnlklar sebebiyle hakk yalanladlar; çünkü onlar
A

buna sevkedcn azgnlklaryd. Ayette, onlarn benzeri halde olanlara


Cüz: 3ü 91. EMS SÜRES 11-15 _ 25

bir öüt ve azgnlk yapan kimselere bir tehdit mevcuttur. Zira inkâr
ve isyanla azgnlk yapmak, dünyada ve ahirette helâk ve perian ol-

may gerektiren en çirkin günahtr.

" Hani onlarn en bedbaht olan fesat çkarmak için harekete geçip ileri

atlmt." Yani Semûd kavminin en azgn olan adam, bu iin bam


çekti. O, Kudâr b. Salif isminde biridir.' Yahut o, deveyi kesmek için

hareket eden ekyalarn badr.



Allah'n resûl Salih ialeyhisselâm] onlara yani Semûd kavmine dedi

ki: Allah’n devesine kötülük etmeyin ve onun su içmesini engellemeyin!''

Âyette, "Allah'n resûlü" ifadesinin kullanlmas, ona itaatin ge-

rektiini ve buna karn onlarn yapt bu isyann ileri derecede bir


azgnlk olduunu bildirmek içindir. "Allah'n devesi" ifadesinde de

ayn sr ve uyan mevcuttur.

Mana udur: Allah' m devesini kesmekten saknn yahut onun hak-


kn gözetin, belirlenen vakti gelince su içmesine engel olmayn.
" Fakat onlar onu yalanladlar; Hz. Salih'in |aleyhisselâm|, 'Oa bir kötü-
lük yapmayn, yoksa sizi ac bir azap yakalar’ (A'râf 7/73) sözünü yalanlad-
lar, 'Ve deveyi boazladlar.’" Deveyi boazlayan bir kii olduu halde,

bunun hepsine nisbet edilmesi, dierlerinin yaplan ie raz olduklan


içindir. Deveyi tek kiinin kestiini u âyetten anlyoruz:
"Onlar, en yakn arkadalarn çardlar, o da bça çkarp deveyi kes-

ti" (Kamer 54/29).

Katâde demitir ki: "Bize ulaan bir habere göre, deveyi kesen
adam, onlarn büyükleri ve küçükleri, erkekleri ve kadnlar bu duru-
ma raz olmadkça onu kesmedi ." 5

"Bunun üzerine Rablcri, iledikleri suçlar sebebiyle üzerlerine azap in-

dirdi v onlar yerle bir etti." nen azap hepsini birden sard, onlardan bü-

4 Kurtub, el-Câmi* li-Ahkârti'l-Kur'ân, 30/70.

5 Kurtubi, t\, 30/70.


26 91. EMS SÜRES 11-15 _ Cüz: ?0

yük küçük kimse kurtulamad. Yahut azap Semûd kavmini binalaryla


birlikte yerle bir etti. Âyetin ifade ekli unu bildiriyor: Haline tövbe
etmeyen ve hak davetçiye kar gelen bütün günahkârlarn akbeti bu-
dur. Öyle ise bütün günahkârlar bu durumdan ibret alsnlar!

"Allah, bu iin sonundan korkmaz!" Yani onlar helak ettikten sonra,

insanlarda olduu gibi, kimsenin kendisine hesap sormasndan kork-


maz. Çünkü O, kendi mülkünde tasarrufta bulunmaktadr. Âyette be-
"
lirtildii gibi: O'na yaptnn hesab sorulmaz, insanlar ise yaptklarndan
hesaba çekilirler" (Enbiyâ 21/23).

11-15. Âyetlerin Tasavvufî aretleri

Kueyrî demitir ki: "Semûd kavmi gibi azgnlk ftratnda yara-

tlan nefis, azgnl sebebiyle hayvan ehvetlere ve bedenî lezzetlere

dalarak kalbi yalanlad. Peine düülen azgn hevâ, ruhu öldürmek

için harekete geçti. Allah'n iç âlemde elçisi olan salih kalp, onlara, 'Hy
azgn netsin askerleri (hevâ, ehvet, öhret ve gaflet) ruhu brakn da
keif ve müahede ile manevi âlemin nurlarndan istifade etsin' dedi.

Fakat nefis ve ordusu kalbi yalanladlar; nefsanî zulmet ve hayvan


ehvetleriyle ruhu öldürdüler. Rableri de nefse ve ordularnn üzeri-

ne, iledikleri günahlar sebebiyle Allah'tan uzaklk ve lâhî huzurdan


kovulma azabn indirdi, onlar yerle bir etti; hepsini ayn ekilde ceza-
landrd. Allah, bütün âlemlerden müstani olduu (hiç kimseye ihti-

yac bulunmad) için, bunun sonucundan korkmaz."

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammcd'e, onun âline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

ems sûresinin tefsiri burada tamamland.


"

(92) LEYL SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Leyi sûresi Mekke döneminde inmi olup


yirmi bir âyettir. Leyi, "gece" demektir.

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede, "Nefsini arndrp te-

mizleyen kurtuldu. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana urad


buyruldu. Allah Teâlâ bu sûrede, kurtuluun elde edilecei ve insan
zarara götüren eyleri açklayarak öyle buyurdu:

> » >•

o 'J&r9 J*\ y ü'a o Uö


• t
j ç âli;

’Mj g > c * -
i}
^ u; © l’^LS O
28 92. I.L'YL SÛRF.S J_- 1
1 _ Cüz: ‘O

B ismi l lâk irrakman irrahîm.

1. Karanltt ile ortal bürüdüü zaman geceye,


2. Açlp aydnland zaman gündüze,
3. Erkei ve diiyi yaratana yemin olsun ki,

4. Sizin ileriniz çeit çeittir.

5. Kim (malndan Allah için) verir ve Allah'a kar gelmekten sak-


ntrsa,

6. En güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse,

7. Biz onu en kolay yola ulatrrz.

8. Fakat kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmezse,

9. En güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa,

10. Biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.

11. Helake yuvarland zaman, mal ona bir fayda vermez.

Tefsir

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki: Karanl ile günei veya her eyi bürü-
düü zamm geceye yemin olsun."
Kuevrî demitir ki: "Gece, ufku ve gökle yer arasn kaplad za-

man, karanl ile her eyi örter." 6

"Açlp aydnland zaman gündüze yemin olsun. " Yani ile ortaya

çkt, açlp aydnland zaman gündüze yemin olsun.


"Erkei ve diiyi yaratana yetilin olsun." Yani ayn sudan erkei ve
diiyi yaratan sonsuz güç sahibine yemin olsun.

Bazlar, âyette yemin edilen erkek ve diinin, Hz. Âdem ile Hz.

Havva olduunu söylemitir. Onunla bütün insan cinsinin erkek ve

6 Kueyrî, Letâfül-lârâl, 6/295.


"

Cüz: 30 92. I.F.Y1. SÛRF.S M 1 29

diilerinin kastedildiini söyleyenler mevcut olduu gibi, insanla bir-


7
likte dier hayvan cinsinin de kastedildiini söyleyenler de olmutur .

Yeminle bildirilen haber udur: “Sizin ileriniz çeit çeittir.” Yani

sizin amelleriniz ve çalmalarnz fakl farkldr.

Cenâb- Hak sonra, bu farkl amelleri açklayarak öyle buyurdu:


"Kim malnn hakkn verir, Allah'n yasaklad haramlardan saknr
vc en güzeli, en güzel hasleti tasdik ederse, biz onu en kolay yola ulatrrz .

"En güzel" hakknda u açklamalar yaplmtr:


En güzel haslet ki o, imandr.

En güzel kelime ki o, kelime-i tevhiddir yani, "Lâ ilahe illallah"

sözüdür.

En güzel millet ki o, slâm'dr.

En güzel mükâfat ki o, cennettir.

Onu tasdikin manas, Allah Teâlâ'nn vaat ettiklerinin onu bu müj-


delere ulatracan kesin bilmesi, bu konuda kalbine hiçbir üphe ve

tereddüt gelmemesidir.

" Biz onu en kolay yola ulatrrz. " Yani ona, kendisini rahatlk ve ko-

layla ulatracak yolu hazrlarz. Cennete girmek ve onu temin eden


ileri yapmak gibi ...

• a
Ibn Atyye demitir ki: "Ayetin manas udur: Onu hayrl ilerde
yava yava ilerleterek, ona bu yolu kolaylatrdmz açkça gösteri-

riz. Bu kolaylatrma, Allah'n ezelde verdii bir hükümdür."

" Fakat kim, malnda cimrilik eder, onu hayr yollarnda harcamaz ve

kendini Allah'a muhtaç görmezse, yani Allah katndaki eylerden gönlü-


nü çeker, sanki onlara hiçbir ihtiyac yokmu gibi davranp Allah'tan
korkmazsa. Yahut dünya mal ve ehvetleriyle yetinip ahiret nimetle-

7 Kurtubî, n.tf.’., 30/73.


"

30 92. LEYL SÛRE S 1-11 Cüz:_3Ç

rine hiç yönelmezse, ayrca en güzeli yani kelime-i tevhidi ve yukarda


bahsedilen güzellikleri yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz .

Yani kendisini aslnda zor ve meakkatli olan ilere hazrlayp salarz.

Cehenneme ve ona götüren ilere girmek gibi ... Kul kendi tercihi ile

bu ileri seçince, onlar yapmak kendisine kolaylatrlr.

Müfessirlerin imam Fahreddin-i Râzî demitir ki: "Sonu rahata


çkan her ey ve bütün övülecek iler, âyette bahsedilen kolayn içine
girer. Bütün taatler, bu özelliktedir. Sonu yorgunluk ve skntya çkan
her ey de âyette bahsedilen zorun kapsamna girer. Bütün günahlar
8
bu özelliktedir."

" Helake yuvarland zaman o cimrilik ettii


, inal ona bir fayda vermez .

u
mana da verilmitir: Kabir çukuruna veya cehenneme
Âyete
yuvarland zaman mal kendisine bir fayda vermez. Böyle bir halden
yüce Allah'a snrz.

1-11. Âyetlerin Tasavvuf! aretleri

Allah Teâlâ'nn bu âyetlerde yemin ettii eylerle iç âlemdeki du-


rumlara iaret edilmektedir. Cenâb- Hak, gece gibi olan manevi perde-
ye yemin etti. O, perdeli kalpleri sardnda insan karanlk içinde kalr.
lâhî tecelli ise gündüze benzemektedir. O, safi kalpleri sardnda kalp
aydnlk olur. Kalbin perdelenmesi celâl ve kahr tecellisi, kalbin nurla

aydnlanmas ise cemal ve lutuf tecellisidir. Allah Teâlâ her iki tecel-

liye ve bütün canllar yaratan kudretine yemin ederek unu bildirdi:

nsanlarn Kim Allah yolunda maln ve cann verir


ileri çeit çeittir.

ve onu yüce Mevlâ'sndan alkoyan her eyden saknrsa, biz kendisini,


huzurumuza ulatran en kolay yola girmeye muvaffak ederiz.

Vertecübî (Rûzbihân- Baklî) demitir ki: "Allah Teâlâ ona, kendisi


ne ulatran yolu kolaylatrr, ondan kulluk vazifelerindeki zorluk ve
sknty kaldrr."
8 Râ/i. MtitiHhiil Gaub, 31/181.
Cüz: 30 92. LEYL SÛRES 12-21 _____ 31

Kueyri ise âyete u anlam vermitir: "Ona taatleri kolaylatrrz,


haramlar çirkin gösteririz, kendisine lâhî yaknla ulama evki ve-
0
ririz, iman sevdiririz ve kalbinde ihsan halini süsleriz."

Fakat kim malnda ve cannda cimrilik eder, Rabb'ini müahede


derecesinde tanmaya yönelmez ve iman makamyla yetinirse, biz de
onun için zor olan kolaylatrrz. O, dünya sevgisi ve mal toplamakla

megul olmak gibi, lâhî huzurdan uzak kalmak ve kalbinin perdelen-


me yoludur. Allah'tan uzaklk çukurlarna yuvarlandnda mal ona
hiçbir fayda salamaz.

Dünya da Ahiret de Yüce Allah'a Aittir

Cenâb- Hak insanlarn ilerinin çeit çeit olduunu belirttikten

sonra, kiinin yapmas gerekeni açklayarak öyle buyurdu:

f,Ü 0 JM ÜJ 5)j 0 U# CU 01

^
y
* y 1 s* Z _ ' s-
t
^ /

0 III M 0
^ Y ' /•

0 0 jvi\ U3 Ni 0 ^ ^
12. üphesiz doru yolu göstermek bize aittir.

13. üphesiz ahiret de dünya da bizimdir.

14. Sz alev saçan bir atee kar uyaryorum.


15-16. Ona, sadece yalanlayp yiiz çeviren bedbaht kimse girer.

17-18. Allah'tan çok korkan ve temizlenmek için maln hayr yo-


lunda veren kimse ondan uzak tutulur.

v Kueyri, ij 6/296.
32 _ _ _ _ _ 92^ LEY L SÛRES 1 2-21 _____ S ü3 : 30

19. O, hiç kimseye, maln ondan gördüü bir iyilie karlk ola-

rak vermez.

20. Sadece yüce Rabb'inin rzasna ulamak için verir.

21. Elbette kendisi de (istediine kavuarak) honut olacaktr.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "üphesiz doru yolu göstermek bize at r-

tir ." Delillerini ortaya koyarak ve lâhî hükümleri açklayarak, insan-


lara hak yolunu göstermek bize aittir.

Yahut sonsuz hikmetlerle verdiimiz kararn gereini yapmak bize


düer. öyle ki: Biz insanlar ibadet için yarattk. Bu durumda onlara
doru yolu ve ona götüren sebepleri açklamak bizim görevimizdir. Biz
de bunu fazlasyla yaptk. Doru yola tevik etmek ve yanl yoldan sa-
kndrmak için her iki yola girenin durumunu açkladk. Bundan ortaya
çkt ki hidayet, insan hedefe ulatran eye yöneltmektir, yoksa sadece
delili ortaya koymak deildir. Bu açklama Ebüssuûd'a aittir.

" üphesiz son da ilk de (ahiret de dünya da) bize aittir Yani onlarda
dilediimiz gibi her türlü tasarrufta bulunmak bize aittir. Onlarda di-

lediimizi yaparz; dilediimize dünyay veririz, dilediimize ahireti

veririz. Yahut dilediimize her ikisini birden veririz veya dilediimizi

her ikisinden mahrum brakrz. Kim onlar bizden bakasndan isterse


hata etmi olur.

Âyete u anlam da verilmitir: Dünyada ve ahirette bulunan her


ey bize aittir; sizin bizim hidayet yolumuzu tcrketmeniz bize bir zarar
vermez.

"Sizi alev saçan bir atee kar uyaryorum. Sizi bövle bir atele korku-
tuyorum. Ona, sadece Allah'n peygamberini yalanlayp imandan yüz çe-

viren bedbaht kimse girer." Yani o atee ebedî olarak yalnz ezelde hakk-
larnda cehennemlik olma hükmü verilmi kimseler girer.
Cüz: 30 92. LEYL SÛRES 12-21 33

‘Allah tan çok korkan, inkâr ve isyanlardan son derece saknan, on-
lara dalmak öyle dursun, yanma yanamayan kimse ondan uzak
bile
tutulur." inkârdan saknan, fakat günahlardan saknmayan kimse ise
ateten bu derece uzak tutulmaz.

"Bu kimse temizlenmek için, yani gösteri ve duyurmak için deil


Allah katnda temiz olmay isteyerek malm fakirlere verir." Yahut o,

malnn zekâtn verir; böylece maln fakirin hakkndan, kalbini de


mal sevgisinden temizler.

Yahut o, malm Allah rzas için vererek günahlardan ve ayplar-


dan temizlenir.

"O, hiç kimseye, malm ondan gördiiii bir iyilie karlk olarak vr-
mc2 ." Yani o kimsenin minneti altnda olup gördüü bir iyilie karlk
verme durumunda deildir. O, birinden iyilik görmü de buna karlk
olarak ona iyilik yapyor deildir.

"O yapt iyilii sadece yüce Rabb'inin rzasna ulamak için yapar,

verdii mal sadece Allah için verir."

Âyet, Hz. Ebû Bekir [radyallahu anh] hakknda inmitir. O, Bilâl-i Ha-
beî'yi [t adyal lahu anhj, ona eziyet eden müriklerden Allah rzas için

satn alp azat ettiinde bu âyet indi. Bunun için öyle denilmitir: Ön-
ceki âyet geçen "en aki" yani en azgn ve bedbaht kimse, Ebû Cehil ile

Ümeyye b. Haleftir.

Abdullah b. Abbas'n [radyallahu anh] öyle dedii rivayet edilmitir:

"Mürikler Bilâl'e ikence ediyorlard. Bilâl ise, 'Ahad ahad' (Al-


lah birdir, Allah birdir) diyordu. O srada Hz. Peygamber Bilâl' in ya-

nndan geçti. Ona, 'Seni bu ahad ahad demen kurtaracak' buyurdu. Sonra
onun durumunu Ebû Bekir'e haber vererek, 'Bilâl Allah yolunda ikence
görüyor!’ dedi. Ebû Bekir, Resûlullah'n [sailallahu aleyhi vesellem| ne de-
mek istediini anlad; gidip Bilâl' 1 rtl
10
altn karlnda Umeyye b.
11
Haleften satn ald ve azat etti/'

10 Rtl: Bir ölçü birimi. Msr'da 460,8, Suriye'de 3,202 gramdr.


0
11 Kurtubî. el-Câmi li-Ahkâmil-Kur'âtt 30/79. ,
92. l.EYL SÛRES 12-21 Cüz: 3D
34

öyle denilmitir: Hz. Ebû Bekir, Ümeyye b. Halefe Nistas ismin-

deki bir kölesini vererek ona karlk Bilâl'i satn ald. Nistas, mürik
bir köleydi. Zengindi. Hz. Ebû Bekir ona, "Müslüman ol, bütün maln

senin olsun!" dedi, fakat Nistas buna yanamad, Hz. Ebû Bekir de onu

Ümeyye b. Halefe vererek onun yerine Bilâl'i ald ve azat etti. Bunun
üzerine mürikler, "Bilâl'in Ebû Bekir'e yapt bir iyilik var ki buna
12
karlk onu âzat etti" dediler. Bunun üzerine bu âyet indi.

Urve demitir ki: "Ebû Bekir, yedi kiiyi âzat etti; hepsi de Allah

yolunda ikence görüyorlard. Bilâl ve Âmir b. Füheyre de bunlardan-


dr. Ebû Bekir, müslüman olduunda 40.000 dirhemi vard, onlar Al
lah yolunda harcad." 1 -

Abdullah b. Zübeyr demitir ki: "Ebû Bekir, zayf köleleri satn alp
âzat ediyordu. Bunu gören babas ona, 'Keke sana destek verecek, zor

durumda arka çkacak kimseleri satn alsaydn!' dedi. Ebû Bekir de,
'Ben de böyle yaparak (ahirette azaba kar) arkam kuvvetlendirmek,
tehlikeyi savmak istiyorum' dedi. O zaman hakknda bu âyet indi." u
Ebû Bekir'in ismi Abdullah b. Osman'dr. Câhiliye devrinde ona
Abdülkâbe derlerdi. Hz. Peygamber Mhilahu aleyhi vesellem] Abdullah
olarak deitirdi.

Son âyette öyle buyruluyor: "Elbette kendisi de istediine kavu-


arak honut olacaktr." Vallahi biz, Allah için yapt bütün iyiliklerin

karln ona veririz, o da raz olur.


*
Ayet, Allah için iyilik yapan bu insann ulamak istedii bütün
eylere en üstün ve en mükemmel ekliyle ulaacana dair güzel bir
müjdedir. Çünkü onunla Allah nzas gerçekleir. Bu, Hz. Peygamber'e
[soiiaiiahu aleyhi vesellem] verilen u müjde gibidir:
"
Rabb'in sana verecek ve sen raz olacaksn " (Duhâ 93/5).
l?

12 Kurtubî, 30/79.
13 Sd'lcbî, cl-Kcff vl- Beyân, b/473.

14 5a' lebi, 6/473.


15 bk. Ebibsuud, a.g «•., 6/438.
.
"

Cüz: 30 92. I.LVL SL K LSI 12-21 35

A •

12-21. Ayetlerin Tasavvufî iaretleri

Hakikate ulamak isteyen kimseye yolu açklamak bize aittir. Biz,

içinde Hak yolcusuna lazm olan hiçbir eyi eksik etmediimiz bir ki-

tap (Kur'an') indirdik. nsanlar doru yola ulatran bir peygamber


gönderdik. Onun için her devirde halifeler bulundurduk. Onlar, emri-
mizle insanlar kudsî huzurumuza ulatrrlar.

steyene ahireti vermek bize Dünya da onu talep eden


aittir. için-

dir. Biz, talep edenlere zatmzn srlarn açp gösterdik.


Sizi alevli bir atee kar uyaryorum. O, Allah'tan uzak kalma ate-

idir. Ona sadece, ezelde bizden uzak kalmas takdir edilenler girer.

mam Kueyrî, "O, yalanlad v yiiz çevirdi âyetinin iaretlerin-

de demitir ki: "Yani o, velilerin, eyhlerin ve süvrii sülük erbabnn


üzerinde zuhur eden hakk yalanlad: onlarn iradn ve nasihatlerini
kabulden, onlarn müahede ve kefe dayal marifetlerini ve manevi
vecdlerini dinlemekten yüz çevirdi. Takva sahibi olan kimse o ateten
uzak tutulur. Yani mâsivadan saknan kimse, Allah'tan uzaklk yolun-
dan ve kalbinin perdelenmesi azabndan uzak tutulur, böyle bir tehli-

keden korunur. O, ayplardan ve enaniyetten temizlenip Allah'a yak-


lamak için maln verir. O bu mal, kendisine bir iyilik etmi de ona
karlk vermek durumunda olduu kimseye vermez. Yani onun iyilik
ve ihsan, bir maddi karlk için deildir. O sadece yüce Rabb'i için
verir. Yani O'nun yüce zatn tanmak için verir. O, Cenâb- Hakk'n
mukaddes zatn sürekli müahede ederek raz olacaktr."

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun âline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Leyi sûresinin tefsiri burada tamamland.


(93) DUHÂ SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Duhâ sûresi Mekke'de inmi olup on bir

âyettir. Duhâ, "kuluk vakti" demektir. Sûre, adm ilk âyette geçen bu
kelimeden almtr.

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede, Ebû Bekir-i Sddk [ra

dyallahu .mh] için, "(Muhakkak ona yaptklarnn karln vereceiz) ve o,

raz olacak " buyruldu. Bu sûrede ise Hz. Peygamber için,

"
Rabb'in sana (her istediini) verecek ve sen honut olacaksn" buyrul-
du. Allah Teâlâ, Sddk- Ekber'e, onu raz edecek eyleri vereceini
bildirdikten sonra, bunu peygamberi Hz.. Muhammed [sallallahu aleyhi

vesilemi için de yapacam haber vererek öyle buyurdu.

0 Js Uj JJS u0
J.yu'3 0 ^ rii ^
38 93. DUHÂ SÛRKS l-5_ Cüz: 30

Bismillâfirrahmânirrahtm.

1. Andolsun duhâ (kuluk) vaktine

2. Ve sükûna erdiinde geceye ki,

3. Rabb'in seni terketmedi ve sana darlmad.

4. Gerçekten senin için ahiret, dünyadan daha hayrldr.

5. Rabb'in sana (her istediini) verecek ve sen raz olacaksn.

Tefsir

."
Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Andolsun kuluk vaktine

Kuluk vakti, gündüzün evvelinden balayp güne yükselene


kadar devam eden vakittir. Özellikle bu vakte yemin edilmesi, onun
fayda ve faziletini gösterir. Bir vaktin fazileti, içinde olan mühim i ve
olaylardan ileri gelir. Allah Teâlâ, Musa {aievhisselâmj ile özel olarak ku-
luk vaktinde konumutur. Yine Firavun'un sihirbazlan o vakit içinde

iman edip secdeye kapanmlardr.

Kulukla bütün gündüzün kastedildii de söylenmitir. Çünkü


peinden gelen âyette onun mukabili olarak öyle buyrulmutur:

"Ve sükûna erdiinde geceye yemin olsun ki." Gecenin mukabili gün-
düzdür. Gecenin sakinliinden kast, onda insanlarn sakin olmas, ses
ve gürültülerin durmasdr. Bununla gecenin karanlnn çöküp her
yan kaplamas da kastedilmi olabilir.

Bir dier görüe göre, üzerine yemin edilen duhâ (kuluk) vakti,

Hz. Musa'nn yüce Allah'a münâcât edip özel konuma yapt vakit-

tir; gece ise Mi'rac gecesidir.

Yeminden sonra cevap cümlesi gelir. Bu âyetteki cevap cümlesi


"
udur: Rabb’in seni terketmedi ve sana darlmad Yani seni peygamber
olarak tercih ettii zamandan bu yana seni hiç terketmedi. Seni sevdi

ve sana hiç kzmad.


|

Cüz.^30 _ 93. DUHA SÛRES 1-5 39

Rivayet edildiine göre, Hz. Peygamber'e bir ara vahiy gelmesi ge-
cikti. Bu durum günlerce devam etti. Bunu frsat bilen mürikler,

"Rabb'iMuhammed'i terketti ve ona kzd!" diye laf etmeye bala-


dlar. Bunun üzerine bu âyetler inerek onlarn düüncelerini reddetti;
Resûlullah'a [sal lallahu aleyhi vosellem] verilecek ikram ve ihsanlan müjde-
ledi. Bu âyetlerle Allah Teâlâ, habibine dünyada vahiy ve dier ikram-
larn sürekli yapacan bildirdii gibi, ahirette onlardan daha büyük
nimetler vereceini haber vererek öyle buyurdu:

" üphesiz senin için ahiret, dünyadan daha hayrldr."

Bu konuda öyle denmitir: Ahiret onun için daha hayrldr, çün-


kü oradaki nimetler her türlü skntdan temiz ve uzaktr. Dünya ise

fânidir, bir sürü sknt, zorluk ve zarar ile doludur. Resûlullah'a |sj1-

lallahu aleyhi veselieml verilen peygamberlik erefi her ne kadar dengi bu-
lunmayan bir eref ve fazilet ise de yine de bu dünyada nefse sknt ve

meakkat verecek pek çok ey mevcuttur.

Bu âyetin önceki âyetlerle balants udur: Allah Teâlâ, önceki


âyetlerde habibini terketme ve kendisine kzma diye bir eyin olma-
dn, ona vahyetmeye devam ettiini, çünkü onun Allah'n habibi ol-
duunu, bundan daha büyük bir erefin bulunmayacan bildirdi. Bu
âyette de ona ahirette verecei nimet ve ereflerin daha büyük olaca-
n haber verdi. Kendisine verilecek ahiret nimetlerinden bazs un-
lardr: Bütün peygamberlerden önce kendisine efaat-i uzmann yani

en büyük ve umumi efaat yetkisinin verilmesi. Ümmetinin dier üm-


metlerin haline ahitlik etmesi. Onun efaatiyle müminlerin dereceleri-
nin yükseltilmesi ve yüksek makamlara çkarlmas. Bunlann dnda,
kelimeyle ifade edilemeyecek daha pek çok ikram ve kerametler.

"Rabb'in sana her istediini verecek ve sen raz alacaksn."

Bu âyet, Allah Teâlâ'nn Hz. Peygamber'e |saiuiahu .aleyhi vesilem

dünyada ihsan ettii pek çok nimeti içermektedir. Bu nimetlerden ba-

zlar unlardr:
"

40 93. DUHÂ SÛRESN 1 Cüz: 30

Kendisine verilen yakînî iman, öncekilerin ve sonrakilerin ilmi,

peygamberliinin her yana yaylmas, kendi asrnda ve kendisinden


sonra gelen halife ve sultanlarn devrinde gerçekleen fetihlerle dini-

nin yücelmesi, davetinin her yana yaylmas, slâm'n douda ve bat-


da tannmas. Bunlardan baka, bir de ahirette kendisi için hazrlanan

ve sadece yüce Allah'n bildii daha nice nimetler vardr.

bn Abbas iradyallahu anh|, Hz. Peygamber'e ahirette verecek nimet-


lerin bir ksmm öyle haber vermitir: "Allah Teâlâ habibine cennette

beyaz inciden yaplm 1000 kök verir. Onun topra misktendir. Her
kökte kendisine layk ekilde zevce ve hizmetçiler bulunur." 16

Dier hadiste öyle nakledilir:

Bu âyet-i kerime indii zaman Resûl-i Ekrem [sallallahu aleyhi vesellemf


öyle buyurdu:

"ümmetimden bir kii cehennemde kald sürece ben raz olmam (ancak
"
bütün ümmetimi alp cennete girdiim zaman honut olurum). v

Ehl-i beyt âlimlerinden Muhammed Bakr [rahmetuliahi alevh]

"Rabb'in sana (her istediini) verecek w sen honut olacaksn âyeti hak
knda demitir ki:

"Kuriân- Kerîm'de müminler için en ümit verici âyet budur. Âyet-


te kastedilen, Resûlullah'm ümmetine efaat etmesidir." 18

Bir kz Fâtma'mn yanma gitti. Fâtma'nm


defasnda Allah Resûlü,
üzerinde yün ve kldan yaplm bir elbise vard. El deirmeni ile bu-
day öütüyor, bir yandan da küçük çocuunu emziriyordu. Resûlullah
[saiiailahu aleyhi veseilem] kzn bu halde görünce hüzünlendi, gözlerinden
ya boand. Ona hitaben.

16 Hâkim, Müftedrck, 2/256; Taberânî, vl-Kebîr, ] 0/337; Süyutî, ed-Dürrül-Metsûr, 8/542.


17 Süyutî, ed-Dürrü 1-Mensûr, 8/542.
18 Ebû Nujym, Hilyrtül-Ettyâ, 3/209-210 (Beyrut 1997); Süyutî, ed-Dürrül- Mensur, 8/543.
Cüz: 30 _ 93._DUHÂ_SÛRESJ-5_ _41

"Kzm, t farn ahret nimetlerinin tadn elde etmek için bu gün dünyann
ac ve skntlarn önceden çek, sabret " buyurdu ve peinden,

"Rabb'in sana her istediini verecek ve sen honut olacaksn" âyetini


19
okudu.

1-5. Âyetlerin Tasavvuf! aretleri

mam Kueyrî demitir ki: "Yüce Allah ilk iki âyetteki yeminle,

Resûlullah'n [sallallahu aleyhi vcsellem] ruh güneinin beeriyetine k ver-

mesi annda kalbinin kazand gündüz gibi parlakla iaret etmekte-


dir. Gece ile de lâhî hükme teslim olan tabiatnda cereyan eden beerî
hallere iaret etmitir. Sonra yüce Allah ona unu demek istedi:

Rabb'in, senin zahirinden peygamberlik feyzini keserek seni ter-

ketmedi; kalbinden de velayet feyzini keserek sana kzmad. Senin

sonraki halin, öncekiden daha hayrldr. Yani, senin nihayetteki halle-

rin, balangçtaki hallerinden daha faziletlidir.

Allah Resûlü'nün sonraki halinin öncekinden daha faziletli ve ha-

yrl olmasnn sebebi udur: O, eriat ve tarikat kanatlaryla hakikat

semasnda sürekli uçmakta, lâhî yaknlk ve ikram makamlarnda


durmadan yükselmektedir. Böylece mana âleminde elde ettii her yeni

makam, bir öncekinden daha hayrl ve daha yüksektir."

Bu sûre-i celilede Hz. Peygamber'e jsallallahu aleyhi vesellem] yaplan


hitaplarn, ayrca onun ârifibillâh halifelerine yaplm olmas müm-
kündür. En dorusunu yüce Allah bilir.

19 Süvûlî, ed-Dürrül-Mentitr, 8/343.


42 _ _ 93 DUHÂ SÜRES 6-11 Cüz: 50

Hz. Peygamber'e Verilen Nimetler

Cenâb- Hak sonra. Hz. Peygamber'e verdii nimetlerden bahse-

derek öyle buyurdu:

'*33
O l
-Ü J-*-33 Q i-5 J
—* t*
1
:

6. O sen/ yeri/n bulup barndrmad m?


7. Seni dinî hükümlerden habersiz bulup da yol göstermedi mi?

8. Seni fakir bulup zengin etmedi mi?

9. Sakn yetimi ezip üzme.

10. Senden bir ey isteyeni azarlama.

11. Rabb’inin nimetini minnet ve ükranla an.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "O s eni yelim bulup barndrmad m?"
Yani Allah seni baba ve annenden yetim kalm buldu; seni önce dede-
nin, sonra amcann bakm ve himayesinde büyüttü. Rivayet edildiine
göre Hz. Peygamber [salldliahu aleyhi vesellem], anne rahminde iken babas
vefat etti. Kendisi henüz alt aylk idi. Sekiz (veya alt) yandayken de
annesi Âmine Onun bakmn önce dedesi Abdülmuttalib, o
vefat etti.

ölünce amcas Ebû Tâlib üstlendi. Amcas onun bakm ve terbiyesinde


J

elinden geleni yapt, ona kar çok güzel davrand. Âyette bahsedilen
barndrma ii budur.
Cü?: 30 93. DUH A SÛRES 6-11 43

mam Kueyri der ki: "Onun terbiye ve bakmn bizzat Allah üst-
lendi, kendisini rahmeti altnda büyüttü, özel lutuf ve gözetimiyle ter-
2u
biye etti."

Hz. Peygamberin [saiiaiiahu aleyhi vescllem] yetim braklmasmm bir

hikmeti udur: Allah Teâlâ, habibini kendisinin dnda kimsenin min-


neti altna sokmamtr.

Arapça'da yetimin bir manas da "benzeri ve misli olmayan, tek-


ten" demektir. Mesela, pahada emsali olmayan bir inciye, "Dürretün
yetimetün" derler. Buna göre âyetin anlam öyle olur: Rabb'in seni
erefte emsalsiz, fazilette benzersiz buldu da özel olarak huzuruna alp
barndrd.

" Seni dinî hükümlerden habersiz bulp da yol göstermedi mi?”

Yani Rabb'in seni akllarn ulaamayaca lâhî hükümlerden ha-


bersiz bulup sana onlar öretti, hepsinin hakikatine ulatrd. u âyet
bu duruma iaret etmektedir:

"te böylece sana da emrimizle Kr'an' uahyettik. Sen daha önce kitap
nedir, iman nedir bilmezdin" (ûrâ 42/52).

mam Kueyri demitir ki: "Âyetin bir manas udur: Sen ilâh hü-
kümlerin tafsilatn bilmiyordun, onlan sana gösterdik, hepsinin tafsi-

latn örettik."

Âyete verilen dier bir mana udur: Sen peygamberlie ait temel

esaslar bilmiyordun, onlar sana örettik.

Kad yâz'n belirttii gibi, müfessirlerden hiçbiri, bu âyetteki "dal-

le" fiiline, imandan ve hak yoldan sapt manas vermemitir.

(Dalle fiilinin aknla dütü, kayboldu, kaybetti, unuttu, bula-

mad, boa gitti gibi anlamlan da vardr. Bu âyetteki fiile, "hak yoldan
sapt" anlamn deil, dier manalardan birini vermek uygun düer.
Müfessirler de böyle yapmtr).
20 Kueyri, Letaifiil-ârât, 6/299.
DUHÂ SÛRES Cüz: 3Ü
u 93. 6-11

Hz. Peygamber
7
in kaybolmasyla ilgili u olaylar nakledilmitir:
Resûlullah [sailailahu aleyhi vcsellem) çocukken Mekke'nin bir mahalle-
sinde kayboldu. Dedesi ve dier insanlar aradlar bulamadlar. Kendi-
sine Ebû Cehil rastlad, getirip dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti.

Yine bir defasnda Hz. Peygamber [sailailahu aleyhi veseiiemi çocukken


kayboldu. Aradlar bulamadlar. Bunun üzerine dedesi Abdülmuttalib
Kabe'ye gitti, yedi defa tavaf etti, Kabe'nin örtüsünü sanlarak onu bul-
durmas için Allah'a yalvard. O srada gökten gizliden gelen bir ses
iittiler; öyle diyordu:

"Ey insanlar, üzülüp feryat etmeyin. Muhammed'in bir Rabb'i var

ki onu kendi haline brakp zayi etmez. Muhammed Tihâme vadisinde


semüre aacmn yanndadr, oraya bakn!"
Bu sözleri iiten Abdülmuttalib ve Varaka b. Nevfel hemen koa-
rak oraya gittiler, baktlar ki Resûl-i Ekrem [sailailahu aleyhi vesellemj aa-
cn yanmda durumu dallan ve yapraklanyla oynuyor.

Yine bir defasnda sütannesi Halime Resûlullah' Kâbe'nin kap-


snda kaybetti. Kendisini sütten kesmi, dedesi Abdülmuttalib'e teslim
etmeye getirmiti.

Bir kaybolma olay da am yolculuu srasnda yaanmtr. Hz.


Peygamber gençlik yllarnda yapt bu yolculua amcas Ebû Tâlib ile
birlikte çkmt. Rivayete göre, karanlk bir gecede blis gelip Resûl-i
Ekrem'in [sailailahu aleyhi vesellem] devesinin yularm tuttu, yolun dna ç-
kard. O srada Cebrail falevhisselâm) geldi, blîs'ebir üfledi, blis Hindis-
tan topraklanna frlad. Sonra Cebrail Allah Resûlü'nü kafileye getirdi .- 1

u anlam veril-
»N

Ayetin son ksmndaki, " Sana yol gösterdi" ksmna


mitir:

Allah Teâlâ sana hak dinlerin usul ve metotlarm gösterdi, her eyi
açklayan kitaptan vah yettii hükümlerin hakikatleri açklad ve sana
bilmediin eyleri öretti.

21 Rivayetler için bk. Begavî, MeâUntii't -Tenzil, 8/456; Sa'Ieb, ct-Kef vel-Bcyâu. 6/480-482.
Çüz: 30 93. DUHÂ SÜRES 6-J1 45

"Seni fakir bulup zengin etmedi mi?" Sen dünya mal yönünden fa-

kirdin, Allah seni kendisiyle zengin etti, kimseye muhtaç etmedi. Allah
seni Hatice ile evlendirdi; o senin geçim yükünü üstlendi. Yahut Allah

sana ganimetlerden ayrd payla seni zengin etti. Bu konuda Resûlul-


lah [sallallahu aleyhi veselleml öyle buyurmutur:

" Benim rzkm, kltç-mtzrak altnda (cihadda) yapld ." 22


"
Devamndaki âyette öyle buyruluyor: Sakn yetimi ezip üzme."

Müfessirler bu âyete u manalar vermilerdir: Zayf olduu için

sakn yetimin malna el koyma, onun hakkn üzerine geçirme. Ken-

di yetimlik halini hatrla. Yetimi hakk olan eylerden menederek onu

üzme. Yetimi üzme ekilleri çoktur. Onun hakk olan eyi kendisine
vermemek hepsini içine alr.

Ksaca unu diyor: Ey erefli peygamberim, sen


âyet yetimle ilgini

kesme, onlara kar efkatli muamelene devam et.

Yetimlerle ilgilenme konusunda pek çok hadis-i erif rivayet edil-

mitir. Bunlardan birkaç tanesini hatrlatalm.

Resûlullah [sallallahu aleyhi veselleml buyurmutur ki:

"Bir yetimin bakmm üstlenen kimse, ana kar muamelesinde Allah'tan

korkarak hareket ederse, o kimse cennette benimle u ekilde beraberdir." Al-


lah Resulü bu yaknl ifade etmek için, ehadet parma ile orta par-
23
mambirletirerekgösterdi .

Hz. Peygamber dier bir hadisinde öyle buyurmutur:

"Yetim alad zaman, Rahmân't ar titrer. Bunun üzerine Allah

Teâlâ, meleklerine,

'Ey meleklerim, babasn toprak altnda kaybettiim u yetimi kim alat-


yor?' diye sorar. Melekler,

22 Ahmed, Müsned , 2/50; bn Ebû eybe, Musannef, 5/313.


22 Buhiirî, Edeb, nr. 6005; Müslim, Zühd, ar. 42.
Z

46 93. DUHÂ SÛRF.S 6-11 Cüz: 30

‘Rabbimiz, en iyi sev bilirsin' der. O zaman Allah Teâlâ öyle buyurur:

‘Ey meleklerim, sizi ahit tu tarak söylüyorum, kim bu yetimin alama-

sn dindirir ve gönlünü ho ederse ben de kyamet günü onu honut ve raz


"74
ederim

Hz. Ömer [radyallahu atl], bir yetim görünce onun ban okar ve
kendisine bir eyler verirdi.

Enes jrad yallah u anh] der ki: "Kim bir yetimi himayesine alr, onun
bakmm üstlenir ve ihtiyaçlarn görürse, bu kendisini ahirette cehen-

nemden koruyan bir perde olur."


"
Bir hadis-i erifte öyle buyrulur: Kim bir yetimin ban okarsa ye-
” 2-'
timin bandaki saç adedince kendisine sevap yazlr.

Devamndaki âyette öyle buyruluyor: " Senden bir ey isteyeni azar-


lama." Yani onu tersleme, kendisine yüzünü ekitme, ona kaba ve sert

konuma; güzel muamele et; bir ey veremeyecek durumda olsan bile,


kendisini güzelce çevir.

brahim b. Edhem demitir ki: "Bize gelip bir ey isteyenler ne gü-


zel kimselerdir; onlar bizim ahirete azmz (orada bize lazm olacak
sevaplan) tamaktadrlar."

brahim en-Nehaî der ki: "Sizden sadaka isteyen kimse ahiret pos-
tacsdr. Kapnza gelerek sanki öyle der: 'Bana yapacanz hayrla
ahiretteki yaknlarnza bir ey göndermek istiyor musunuz?'"

Resûlullah [saiiaiiahu aleyhi veseUem] bu konuda öyle buyurmutur:

"Sizden biri, kapsna gelip bir ey isteyen kimseyi eli bo çevirmesin.

Gelen kimsenin bileklerinde altndan bilezikler olsa bile, eer istiyorsa gücii-

nüzce bir eyler verin.

24 îbn Adî, el Kân il, 3/142 (Beyrut 1997) Son ksm hari^. Ebu Nuaym, Târîhu sfahan, 2/299.
25 Ahmed, Müstted, 5/250; Ebu Nuaym, Hilyctû 1-EuI/â, 8/178-179, Begavi, erhu's-Sünne,
nr. 3456; Tdberâni, rl-Krlrir, nr. 782 i.
26 Bezzar, Kegfin-E^lâr nr. 952; Hey semi, ez-Zevâid, 3/101-102, Ali el-Müttakî, Kenzül-
Urnmâl, nr. 16289.
.

clü f 30
:
9X DU1 IÂ SL' RHS6-J 1 _ _ J7

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem | dier hadislerinde öyle bu-


yurmutur:

"Senden bir ey istemeye yelen kimse at üzerinde de olsa, ona (giicütce


"2 ~
bir eyler) irer.

"Bir dilenci, (vermeye bir ey bulamadn için özür dileyerek yumuak-


lkla) üç defa geri çevirdiin halde gitmeyip istemede srar ederse, onu azarla-

manda sana bir günah yoktur.

Hasan- Basrî irahmetullahi aleyh) demitir ki: "Âyetteki isteyen kimse,


ilme dair bir ey soran kimsedir."
"Ve Rabb'inin nimetini minnet ve ükranla an." Yani ükretmek, ilan

etmek ve eserlerini göstermek için Allah'n nimetlerini an. Allah Teâlâ


buradaki nimetle, Hz. Peygamber'e ihsan ettii bütün nimetleri kastet-
mektedir. Bu nimetlerin içine dünyada kendisine verilen ve ahirette ve-
rilmesi vaat edilen bütün nimetler girer. Bunlarn en banda gelen pey-
gamberlik nimeti de bunlardan biridir. Yine kendisine öretilen ilimler
ve vahyedilen Kur'an da ükredilecek ve anlacak nimetlerin içindedir.

Hz. Peygamber [saliailahu aleyhi vesellem) bir hadisinde öyle buyur


mutur:

"Kulun kendisine verilen nimetlerden bahsetmesi bir ükürdür."29

Bunun için önceki salihlerden bazlar, "Allah bana u nimeti ver-


di, u makam nasip etti: Ben sabah namazn (tayy-i mekân yoluyla)

falanca yerde kldm ..." gibi sözler söylemilerdir. Bu tür eyler ancak
verilen nimete ükür yahut insanlar hayrl ilerde kendisine uymaya
tevik için söylenebüir. Övünmek veya gösteri için söylemekse caiz
deildir.

27 Ayn konuda bk. Fbu Davud, nr. 1665; Ahmed, Miitned, 1/201; Tabcrânî, el-Kebh, 22/203;
Heysemî, fz-Zczvud. 3/101
18 Taberânî, et-Ez<sal, nr 4830; Hevsemî, ez-Zevid, 3/99; Siyû ti, es-Sagir, nr. 651

29 Ahmed, Müfitcd, 4/278; Beyhaki, uahül-mân, nr. 4419; Süyûti, e>-Sagir, nr. 3398.
93. DUHÂ SÛRES 6-11 Cüz: 30
48

Müfessir bn Cüzey-i Gmât der ki:


"Allah Teâlâ bu sûrede önce habibine verdii üç nimeti söyledi,

sonra onlara mukabil üç tane tavsiyede bulundu. Bu nimet ve tavsiye-


ler öyledir.

'O seni yetim bulup barndrmad m?' âyetinde bahsedilen nimete


karlk olarak, ‘Sakn yetimi ezip üzme' tavsiyesi yapld.

'O seni arm bulup da yol göstermedi m?' âyetinde bahsedilen ni-

mete karlk olarak, ‘Senden bir ey isteyeni azarlama' tavsiyesi yapld.


1

'Seni fakir bulup zengin etmedi mi? âyetinde bahsedilen nimete kar-
lk olarak, ‘Rabb'inin nimetim minnet ve ükranla an' tavsiyesi yapld." ’’

Hz. Peygamber, Duhâ sûresini okuyunca, sonunda "Allahüekber"


diyerek tekbir getirmitir. Böylece bu sûrenin sonunda tekbir getirmek

sünnet olmutur. mam Bezzî'nin rivayetine göre Resûlullah Efendi-

miz |saUaiiahu aleyhi vesellem], bu sûresinin ve Nâs sûresine kadar dier


bütün sûrelerin sonunda tekbir getirilmesini emretmitir .-
1

6-11. Âyetlerin Tasavvufî aretleri

Ey Resûl-i Ekrem, Allah seni, bütün dünyevî alakalardan syrlm


ve kendisinden baka her eyden gönlünü çekmi bir halde bulup seni

huzuruna alarak himaye etmedi mi?

Cenâb- Hakk'a vönelen herkesin volu budur. Kul hevâsndan


* *
ta-

mamen syrlp kalbinde Allah'tan baka her eyi silip atmadkça yüce
Allah onu huzuruna kabul etmez.

mam Kuevri der ki: "Âyete u mana da verilmitir: Ey Peygamber,


sen bulunduun makamda tekten oldun, sana o makamda ortak olan
hiç kimse bulunmad; bu sebeple Rabb'in seni özel yaknlna ald.

30 bn Cüzey, et -Teshil li-LIlûmi't-Tertzîl, 2/491.


31 Hâkim, Müsitdrck, 3/204; Beyhaki, uabü l-lmStt, nr. 2079; Süyûti, ed-Dü rrii 1- Mensur, 8/^39.
Cüz: 30 93. DUHÂ SÛRES_6-11 49

‘O seni arm bulup da yol göstermedi mi?' âyetine u manalar ve-


rilmitir:

Rabb'in seni, kendi muhabbeti içinde tamamen kaybolmu ve hay-


rette kalm buldu, seni lutfuyla lâhî muhabbetin zirvesine ulatrd.
Rabb'in seni yüce zatnn hakikatini idrakten hayret içinde buldu,

seni nuruyla kemale erdirip kendisine kavuturdu."

mam Kueyrî âyete u manann verildiini de nakleder:


"Resûlüm sen, benim seni nasl ve ne derece sevdiimi bilmiyor-
dun; sana zatm tanttm, seni nasl sevdiimi örettim."

Bir dier mana:

"Resûlüm sen, benim katmdaki kymetini bilmiyordun, sana seni

tanttm, katmdaki kadrü kymetini örettim."

Allah seni, yüce zat dndaki herkesten (gönlünü çekmi, ümi-


dini kesmi) bir fakirlik halinde buldu, kendisiyle zengin etti, zat d-
ndaki herkesten kurtard. Senin mal deil ancak kendisinden ilim
ve irfan istemene izin verdi; çünkü onlarda kanaat olmaz. Bunun için

öyle buyurdu:
"
Resûlüm , deki: Rabbim, ilmimi ar tr."71

Kûtül-Kulûb'da denir ki;

"Allah Teâlâ habibi Hz. Muhammed'i [sallailahu alovhi vcsellem), maddi


eylerle deil, kendi zatyla zengin etti. Onun Allah katnda öyle yüce
bir mertebesi vard ki Cenâb- Hak onu dünya ile zengin yapmaya ya-
hut madde ile honut etmeye raz olmad, ancak yüce zat ile zengin ve
memnun etti."
Allah Teâlâ'nn zenginlii madde ile olmayp yüce zat ile olduu
gibi, Hz. Peygamber de [sallailahu aleyhi veseilem), madde ile deil yüce

Mevlâ's ile zengin olmutur.


32 Tâhâ 2D/1 14.
50 _ _ 93. DUHÂ SÛRES 6-11 Cüz: 30

Allah kendilerinden raz olsun, veliler de böyledir. Velilerde Allah


Teâlâ'nn el-Ganî (hiç kimseye ihtiyac olmayan, her eyden zengin ve
yüce) ism-i erifi tecelli etmi, böylece veliler de madde ile deil yüce
Mevlâ ile zengin olmulardr. Bu açklamay Celâleyt Tefsiri üzerine ha-

iye yazan Abdurrahman- Fâsî yapmtr.

Ben (bn Acibe) derim ki: Bu sûrede Allah Teâlâ peygamberi Hz.
Muhammed'e [saibUahu aleyhi vescilem] hangi tavsiyelerde bulunmu ise

ayn tavsiyeleri onun halifelerine de yapmtr. 3 '

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun âline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Duhâ sûresinin tefsiri burada tamamland.

33 Nimetullah-i Nahcuvâni [rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirinin sonunda der ki:

"Ey Muhammed aleyhi sselâma tâbi olan mümin! Son de Cenâb- Hakk'n sana ihsan
ettii nimetleri sürekli düün ve hep onlar an. Sana yaplan ihsanlara daima ükret.
Nimetlerdeki haklan yerine getir. Rabb'inin rahmetine güven. O' nun nimetlerine ük-
redenierden ol. Sürekli O nun kereminden bahset. O'nun sonsuz rahmetinden
lutuf ve
ümidini kesme. Sakn hiçbir halde O'nu unutma. Sabah akam Rabb'ini hamd ile tebih
el" (Nahcuvâni/ cl-Fevâtihu Vlâhiyyc, 2/517 [Kahire, ts.|).
(94) NRAH SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: nirah sûresi Mekke'de inmi olup sekiz


âyettir. Önceki sûrede anlatlan nimetler bu sûrede tamamlanmtr.
Bu yönüyle ikisi sanki bir sûre gibidir. Bu iki sûrede saylan nimetlerin
hepsi, Hz. Peygamber'in [saliallahu aleyhi v ese Ilem] ümidini kuvvetlendir-
mek ve kâfirlerin eziyetlerine kar kalb-i erifini teskin etmek içindir.

Bunun için nimetlerin peinden, "Her zorlukla birlikte muhakkak bir ko-

laylk vardr" müjdesi verilmitir. Cenâb- Hak buyurdu ki:


52 94. NRAH SÛRES 1-8 CÜz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Resulüm , senin gösünü açp geniletmedik mi?


2. Üzerindeki (peygamberlik) yükünü hafifletip arlm kaldrma-
dk m?
3 .
O yük ki senin belini bükmütü.
4. Senin ann ve adn yüceltmedik mi?
5. Hiç üphesiz, her zorlukla birlikte muhakkak bir kolaylk vardr.
6. Gerçekten, her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylk vardr.
7. Bir ii bitirince hemen (baka hayrl bir) ie koyul.

8. Her halinde Rabb'ine yönet.

Tefsir

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki Resulüm senin
, için gösiinii açp geni-
letmedik mi?" Yani senin gösünü açp genilettik.^ Öyle geniledi ki

*4 Büyük müfessir Fahreddin-i Râzi, Hz. Peygamberin jsallallahu aleyhi vesellem| kalbinin
deil de niçin gösünün açldn öyle cevaplandm*: "tiöüs, eytann vesvese verdii
gösüne irsi
bir yerdir, 'insanlarn w
£*rrr eytanlarn errinden, insanlarn Rabb'ittc san
(Ni 14/1-5) âyetlerinde bu durum ifade edilmitir. Göüsten bu vesvesenin giderilip
hayrl düüncelere çevrilmesi nnun nurla açlmasdr. Bunun için kalp deil, özellikle
göüs denilmitir. Hakim et-Tirmizî der ki: 'Kalp, akl ve marifet yeridir. ey*
Arifibillâh
tann asl hedefi orasdr. Bunun için eytan önce göse gelir. Göüs, kalbi içinde barnd-
ran ve koruyan bir kale gibidir. Eer eytan açk yer bulursa, oraya dalar ve askerlerini de
indirir. Kalbe üzüntü, gam ve keder saçar. O zaman kalp daralr, taatin lezzetini, slâm'n

tadn bulamaz. Rer kalbin düman olan eytan ilk hücumunda dar atlr ve geri çev-
rilirse kalp emniyette olur, darl gider, göüs geniler; bu durumda insann güzel kul-

luk yapmas kolay olur'" (Râzi, Mefdtihul-Gayb, 11/206 [Beyrut 1995]}.

Hakim adl eserinde der ki: "Hz. Peygam-


et-Tirmizî [rahmetullahi aleyh], BtyânüVFark
berdin kalbinin daralmas avam insanlarda olduu gibi eytann vesvesesinden deildir.
Bütün peygamberler bundan korunmutur. Onlarn gösünü daraltan ey, kâfirlerin Al-
lah'a ortak komalar yahut Onu yalanlamalardr. Kalbin daralmasnn bir sonu yoktur.
Herkesin kalbi, cehaleti ve kzgnl ölçüsünde daralr. Allah'n hidayet nuruyla açlnca,
gösün açlp genilemesinin de bir sonu yoktur. Göüs Hakk’a kapal olunca, bâtla açlr.
Bâtla kar kapal olunca Hakk'a açlr. '8/2 senin gösünü açmadk m?' âyeti, Hz. Peygam-
berin gösünün ilâh nurlarla açldn ve bâtla tamamen kapand ifade etmektedir.

Müminin gönlü çou zaman vesvese, gam, üzüntü, ihtiyaç peinde koma, birçok
ise
hadiseyle karlama ve bana gelen musibetler yüzünden daralr durur. Mümin, bâtl
ve haram bir eyin anlatldm iitince de kalbi tahammül edemez, daralr. Çünkü Al-
lah Teâlâ onun kalbini Islâm nuru ile açp geniletmitir; artk o, Rabb'inden gelen bir

nur ile hareket eder; her eye nurla bakar, iin iç yüzünü görür" (bk. Hakim et-Tirmizî,
BeyânüVFark, s. 41-42 (Kahire 1958]).
Cüz: 3 0 94. NRAH SURES 1-8 53

gayb ve ehadet âlemini içine alacak duruma geldi. Mana âleminden


ald nuru, feyzi ve ilmi dier insanlara verecek bir kabiliyet kazand.
nsanlarn içinde bulunmas, onun melekût âleminden nur almasna
mani olmad. nsanlarn ileriyle megul olmas, kendisini Hakk'm
müahedesinde kaybolmaktan alkoymad.

Hz. Peygamberim Gösünün Açlmas


Hz. Peygamberim gösünün açlmas konusunda u rivayetler de
nakledilmitir:

Resûlullah [sallallahu alovh vesellem] çocukken Cebrâil laleyhisselâml ge-

lip gösünü açm, kalbindeki siyah bir parçay çkarp atmtr. Son-
ra kalb-i erifini altn bir tastaki zemzemle ykayp yerine koymu ve
gösünü kapatmtr. ^

Rcsûl-i Ekrem'in gösünün açlma olay bir de Mi'rac gecesi ol-


mutur. Yine Cebrâil |ak*yhisseiâm| gelip gösünü açm, kalb-i erifini

ilim ve imanla doldurmutur 36 .

"Gösünü açmadk m ?" eklindeki soru ifadesi, olaym kesin olarak


gerçekletiini bildirmek içindir. Öyle ki bu soruya verilecek tek ce-

vap, "Evet, açtn yâ Rabbi" olacaktr.

Ayetteki "senin için" ifadesi, gösün açlmasnn Hz. Peygamberim


menfaat ve faydasma olduunu bildirmek, onun kalb-i erifine sürür
bahetmek ve peinde olduu eylere kar evkini artrmak içindir.
Bu, Resûlullah'n [sailaltahu aleyhi vesellem|, bir sknt annda daha fazla
temkin sahibi olmas için yaplmtr.

Ayetin bir manas udur: Ey resûlüm, biz senin kalbini iman, pey-
gamberlik nuru, ilim ve hikmetle açp genilettik.

Abdurrahman- Fâsî, Celâley haiyesinde der ki: "Bu âyette Allah


Teâlâ'mn Hz. Peygamberie verdii fazilet ve üstünlük ortaya çkmak-

35 Müslim. mân, 261; Ahmed, Miisned, 3/121; Kbû Ya'Iâ, MsmcJ, nr. 3507.

,V> bk. Buhâri, Salât, 1, Menâktbü'l-Ensâr, 42; Müslim, mâr, 264; Nesâî, Salât, 1; Ahmed,
MBSHtti, 3/148 149.
54 94. NRAH SÛRES 1-8 Cüz: 30

tadr. öyle ki Hz. Musa |alcyhîsselâm], 'Rabbitt, gösümü genilet' (Tâhâ

2ü/25) diye Allah'tan istekte bulundu. Resûlullah [saiiaiiahu aleyhi vesetMni

ise böyle bir istekte bulunmadan, yüce Allah kendisine bu nimeti bah-
etti. Bu, onun dier peygamberlere üstünlüünü gösterir. Bu âyetten,

Allah Resûlü'nün tebli görevindeki ar yükün hafifletildii anlal-


maktadr; çünkü bu hal içinde o, yüce Rabb'i ile beraberdir. Bu âye-
••

tin peinden gelen, 'Üzerindeki (peygamberlik) yükünü hafifletip arlm


kaldrmadk m?’ âyeti de bu anlama uygundur. Gösün açlmas, lâhî
nurla genilemesidir."

" Üzerindeki (peygamberlik) yükünü hafifletip arlm kaldrmadk


m?" Yani senden o yükün arln aldk, zorluunu giderdik.

"O yük ki senin belini bükmütü." Yani üzerindeki yük kendisine


arlk vermiti, öyle ki yükün arlndan saadetli srtndan ses ge-

liyordu. Bu âyette u deniyor: Peygamberlik yükünün ve onu yerine

getirmenin arln hafiflettik.


A.

Ayetin metninde geçen "vizr" kelimesi, "arlk" veya "ar yük"


manasna geldii gibi, "günah" ve "kusur" manasna da gelir. Buna
göre âyete, "Allah setlin kusurlarn affetti" anlam da verilmitir. Hz.
Peygamber'in [salhllahu aleyhi vesellem] dier insanlarn iledii cinsten

bir kusuru yoktur. Onun için düünülebilecek tek ey, iki hayrl i
içinde en faziletli olan terkedip ondan bir derece düük olan güzel ii
yapmaktr. Bu durumlarda peygamberlere lâhî uyan gelebilir.

bn Arafe der ki: "Bu âyet hakknda en uygun açklama udur:


Âyetteki 'kaldrdk' manas verilen "vedea" fiiline uzaklatrmak ma-
nasn vermek daha uygundur. Buna göre anlam öyle olur: Ey resû-

lüm, senin gibi peygamber olan kimselerin bana gelmesi düünülen


her türlü kusuru senden uzaklatrdk.

Ayrca günah manasna gelen 'vizr' kelimesi, mecazi olarak ar


yük anlamna da gelir. Bu âyette kelimeyi 'günah' manasnda deil,
ar yük' manasnda anlamaldr."
Birinci fiile "kaldrdk" anlamn verince, vizr kelimesine de "ar
yük" anlamn vermelidir. O zaman âyetin manas öyle olur:
Cüz: 30 94. NRAH SURES 1-8 85

Resûlüm, peygamberlik görevini icra ederken bana gelen her


türlü keder ve üzüntü yükünü senden aldk, yükünü hafiflettik, iini

kolaylatrdk.

Burada unu hatrlatrm: Her makamn günah saylan kendine has


durumlar vardr. Salihler için güzel olan birtakm eyler, lâhî huzurda
kabul görmü arifler için kusur saylr. Kulun yükseldii her makamda,
kendisinden, öncekine göre daha fazla edep istenir. Sanki Hz. Peygam-
ber isaiiaiiahu aleyhi veseiiem|, Cenâb- Hakk'n kendisine ihsan ettii ma-
kamlarn hakkn verememekten korkuyordu, bunun için üzülüyordu,
bundan dolay srtnda ar bir yük olumutu. Bunun üzerine Cenâb-
Hak, ondan bu arl giderdi, kendisinin bütün günahlarn affettiini
müjdeledi. Bu ekilde onu üzüntü ve kederden kurtard.

Hz. Peygamberim annn Yüceltilmesi


Yüce Allah, habibinin skntsn giderdii gibi, u âyetle de onun
erefini artrmtr:
"Senin anm veadm yüceltmedik mi?" Yani ey resûlüm, biz senin
ismini yücelttik, onu douda ve batda bütün âleme yaydk.

Resûlullah'n [saiiaiiahu aleyhi veseiiem| adnn ve annn yüceltilme-


sine örnek olarak unlan sayabiliriz: Cenâb- Hak, kelime-i ehadette,
ezanda, kamette, Tahiyyat'ta, hamd ile balanan her yerde habibinin
ismini kendi ismiyle birlikte and. Kur'an'n birçok yerinde de habibini
kendi zatyla birlikte zikretti. u âyetler buna örnektir:

"Allah'a itaat edin; resulüne de itaat edin" (Nisâ 4 / 54 ).

"Kim Allah'a ve Resulü ne itaat ederse, Allah onu altndan rmaklar akan
içinde ebedî kalacaklar cennetlere kor" (\'iw 4/1 3 ).

"Onlarn Allah ve Resûlii' nü raz etmeleri daha gereklidir " (Tevbo 9/ 52 ).

Hz. Peygamberim Miallahu aleyhi vcsdlemi adnn yüceltilmesine ör-


nek olarak unlan da zikredebiliriz: Allah Teâlâ kendisine, "Resûlul-

lah" ve "Nebiyyullah" ismini verdi. Onu önceki kitaplarda anp bütün


peygamberlere ve ümmetlerine tantt.
"

56 94. N RA H SÛRES 1-8 __ _ Cü£_30

Müfessir bn Atyye der ki: "'Adnn yüceltilmesi ve âleme duyurul-


mas Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi veseiiem] için bir nimettir. nsanlann
ilerini yürüten kimselerin tannmas ve isimlerinin insanlar arasnda
yaylmas da güzel bir durumdur. Kendini ibadete vermi kimselerin
ise adnn bilinmemesi, ahsnn tannmamas daha güzeldir."
Ben de derim ki: En güzeli, eyh Ebül-Abbas- Mürsi'nin [rahmetui-
lahi aleyhi söyledii gibi udur: "Kim ibadet ve taatiyle mehur olmay
severse o, öhretin kuludur. Kim gizli kalmay severse o, bu halin ku-
ludur. Kim Allah' severse, onun gizli kalmasnda veya mehur olma-
snda bir saknca yoktur."

Adnn ve iinin gizli kalmas, manevi terbiyenin bandaki mürid


için daha selâmetlidir. Allah'a vâsl olmu arifinse, insanlann içinde
tannmas daha erefli ve kemale ermesi için daha gereklidir.

Allah Teâlâ, bu âyetin peinden habibini, kâfirlerden gördüü ezi-


yetlere kar teselli etti ve ona müjde vererek buyurdu ki:

"H/ç üphesiz, her zorlukla birlikte muhakkak bir kolaylk vardr. Ger-
çekten , her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylk vardr."

Bu âyetlerde deniyor ki: Resulüm, senin müriklerden gördüün


bela ve eziyetlerin zorluuyla birlikte, bir kolaylk da vardr. Bu da
Cenâb- Hakk'n seni destekleyip onlara galip getirmesidir.

Bir rivayete göre mürikler, Hz. Peygamberi ve müslümanlar


fakirliklerinden dolay ayplyorlard. Öyle ki bir ara Resûlullah'n
I sallallahu aleyhi vesellem] aklna müriklerin slâm'dan yüz çevirmesinin
müslümanlarn fakirliinden kaynakland düüncesi geldi. O zaman
Cenâb- hak, kendisine ihsan etmi olduu en yüce nimetleri hatrlatt,
"
onun fakir olmadn bildirdi. Peinden de, Hiç üphesiz, her zorlukla

birlikte muhakkak bir kolaylk vardr buyurdu. Bununla ona sanki öyle
demek istedi: Resulüm, biz seni hangi hal içinde bulundurursak bu-
lunduralm, sen hiçbir durumda Allah' m rahmetinden ümidini kesme!

Bu âyetin peinden tekrar ayn ekilde her zorluktan sonra bir ko-
layln bulunduunun belirtilmesi, Allah Resûlü'nü teselli etmek ve
Cüz^_30 94^N§RÂJrî SÛRES 1-8 57

kalb-i erefini kuvvetlendirmek içindir. Onun için bu sûre indii za-

man, Hz. Peygamber [saiiallahu aleyhi vesellem] öyle buyurmutur:

"Tek zorluk, hiçbir zaman iki kolayla galip gelemez ." r

Âyetin Arapça terkibindeki bir incelikten dolay, zorluk manas


bir, kolaylk iki defa zikredilmi olmaktadr. Buna iaret olarak hadiste
böyle buyrulmutur.

Devamndaki âyetlerde öyle buyrulmaktadr:

"Bir ii bitirince hemen baka hayrl bir ie koyul." Yani dini tebli
veya cihad iinden dönünce ibadete koyul; Rabb'inin sana verdii ni-
M

metlere ve vaat ettii ihsanlara ükür için nefsini yor. Ayete u anlam-
lar da verilmitir:

Halk davet iini bitirince Hakk'a ibadete koyul.

Namazn bitirince duaya sarl.


Peygamber olarak ümmetine Hakk'a tebli görevini bitirince onla-

ra efaat etmene vesile olacak ilere yönel.

Ashâb- kirâmdan bn Mesud [radyallahu anh] der ki: "Ben, bir mü-
minin dünyasna veya ahiretine yarayan bir i yapmadan öylece bo
oturmasn hiç ho görmem." 3*

" Her halinde Rabb'ine yönel." Bir ey isterken sadece O'ndan iste;

O'ndan bakasndan bir ey isteme. Senin bütün ihtiyaçlarn görüp


dardan kurtarmaya gücü yeten sadece O'dur; bakasnn böyle bir

gücü yoktur.
* a

Ayete, "insanlar Rabb'inin katndaki nimetlere rabet ettir, tevik


et" manas da verilmitir. Bu mana, son kelimeyi, "raib" eklinde
okuyanlara göre verilmitir.

37 Hâkim, Müstedrek, 2/527; Beyhakî, uaJfül-mth, nr. 10013; Süyûtî, ed-Diniil-Mensur.


8/551.
38 Tabirini, el-Kebîr, nr. 8538; Heys^mî, ez-Z^vaA, 4/63.
58_ 94.JNRÂH SÛRES 1-S _ _ _ Cüz: 30

1-8. Âyetlerin Tasavvufî aretleri

Bu sûrede Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellemj için dile getirilen ni-

metler ve iler, onun Allah'a davet eden ârifibillâh halifelerine de aynen


söylenmi saylr. Arif olan zata öyle denilmektedir: Senin kalbini mari-

fetimle geniletmedik mi? Bize yöneldiinde kusurlarn affetmedik mi?

Yahut öyle denir: Senden manevi yolculuun arlklarn aldk,


yükünü hafiflettik, seni bize tadk. Böylece sen yükü tayan deil,
tarafmzca tanan oldun. Seni insanlar bize davet etmen için hazrla-
dmzda ismini yücelttik, seni halka duyurduk. Daha önce, manevi
seyrin srasnda insanlar seni bizden alkoymasn ve megul etmesin
diye adn gizlemitik. Hiç üphesiz manevi terbiyedeki mücâhede-
nin zorluuyla birlikte, Hakk' müahede kolayl vardr. nsanlan
Hakk'a davet ve onlar uyarma iini bitirince, nefsini sürekli lâhî hu-
zurda olmaya zorla ve buna sabret

öyle de denebilir: Ey arif kulum, kendi nefsini kemale erdirme ii-

ni tamamlaynca, dier insanlarn da kemale ermesi için çal; halkn


hidayete ermesi yolunda bütün gayretini sarfet, tamamen bu ie yönel.**

Hayrlar ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun âline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

nirah sûresinin tefsiri burada tamamland.

39 Nimetullah- Nahcuvânî [rahmetullahi aleyh], tl-Fnrâtihtl-lâhiyye adb tefsirinde, hu


sûrenin tefsiriniunasihatle bitirir "Ey Allah'a kavumay isteyen ve 0* nun kapsna
gönül veren Hak yolcusu! Seni Rabb'inin aktnda fâni olmaktan alkoyan bütün kotu
arzu ve emelleri kalbinden Gönlünü dünya adna her eyden çek. Bütün varlnla
at.

Cenâb- Hakk'a yönel, O'nda fâni ol. Benlisinden yynJ. Kendinde bir ey görme; hiçbir
evi kendinden bilme. Boylcce iradenle nefsini öldür. Öldür ki Hak Teâlâ'ya ulaasn,
O'nun huzurunda kabul göresin, sevgisinde ebediyen baki kalasn. Yüce Allah, lutuf ve
keremiyle bi/leri, gönlünü dünyadan çekip Mevlâ'sna veren bahtiyarlardan yapsn*'
(bk. NJahcuvânî, el-Fevâtihu l-tlâhiyye, 2/518).
(95) TN SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Tin sûresi Mekke'de inmi olup sekiz âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ nirah sûresinde halkn

en hayrls Hz. Muhammcd'e jsaiiaiiahu aleyhi vosdicmi verdii nimetler-


den bahsetmitir. Bu sûrede ise en güzel kvamda yaratt dier insan-
larn halini anlatmaktadr.

jlLj o ^
jJJ-i
I JJ Ü; o! i

Luli
» >

jUjii oUJûji tjJLi-j ijJj jjjj vO


$ 5_yr udi i j_üi $ x; jJîsü uJ 0
,

60 95. TN SÛRES 1-8 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Yemin olsun incire ve zeytine,

2. Sînâ dana
3. Ve u emin beldeye ki,

4. Gerçekten biz insan en güzel biçimde yarattk.

5. Sonra da onu en aa derecelere döndürdük.

6. Fakat iman edip salih amel ileyenler müstesna. Onlar için hiç

bitmeyen ve eksilmeyen bir mükâfat vardr.

7. Bundan sonra (ey insan) sana, ahiret gününü yalanlatan nedir?

8. Allah , hüküm verenlerin en üstünü deil midir?

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Yemin uhu incire v zeytine." Allah

Teâlâ, bu iki nimete yemin etmitir; çünkü onlarda insanlar için pek
çok fayda vardr.

Rivayet edildiine göre, Hz. Peygamber'e [sallallahu aleyhi vese!1em| bir

tabak incir hediye edildi; ondan bir miktar yedi ve sonra ashabna öy-
le buyurdu:

"Siz de yiyin ; eer cennetten bir meyvenin indiini söylemi olsaydm,

inciri söylerdim; çiinkii cennetin meyveleri çekirdeksizdir (onlarda bir fazlalk

v da atlacak bir ey bulunmaz). ncir yiyin. ncir, basura iyi gelir, eklem

hastalna fayda vrir. " w

ncirin pek çok faydas saylmtr. Bunlardan bazs unlardr: n-


cir, atlacak bir eyi olmayan ho bir meyvedir. Yumuak bir gdadr.
Hazm kolaydr. Faydas çoktur. Yumuaktr, insann içini yumuatr.
Balgam söker. Böbrekleri temizler. Mesanedeki kum ve ta döker.

40 Sa'lebî, el-Kefi'C Beyân, 6/492.


Cüz: 30 95. TÎN_SÛRES 1-8 61

Bedene kuvvet verir, imanlatr. Cier ve dalan gözeneklerini açar,

kan dolamn ve terlemeyi kolaylatrr.

Ali b. Musa Rza (rahmetuilahi aleyh]


41
demitir ki:

"ncir, az kokusunu giderir, saçlar uzatr, felçten korur."


Zeytine gelince, o hem meyve hem gda hem de devadr. Onun tek

özellii ya olsayd bile bu onun fayda ve faziletini anlatmaya yeterli


olurdu. Zeytinin aac mübarek (bereketli) bir aaçtr. Buna âyetler a-
hitlik etmektedir (bk. Nur 24/35; Mü'minûn 23/20).

Muâz b. Cebel [radvallahu anh], bir zeytin aacnn yanndan geçti;

dalndan bir parça ald ve misvak olarak kulland. Sonra öyle dedi:

Hz. Peygamber' in [sallallahu aleyhi vesellem] öyle buyurduunu iittim:

"Zeytin aacndan ne güzel misvak olur. O mübarek bir aaçtr. Aza


ho bir koku verir ve di çürümesini önler. O, benim ve benden önceki pey-
"* 2
gamberlerin misvak olarak kulland bir aaçtr.
• A
fbn Abbas Jradyailahu anh] demitir ki: "Ayette anlatlan incirle zey-
tin u sizin yediiniz incir ve zeytindir."
A
Ayetteki "incir" ve "zeytin" ile onlarn yetitii iki dan kastedil-
diini söyleyen âlimler de olmutur .
43

"Sina dana da yemin ederim."

Tûrisînâ, Allah Teâlâ'mn Hz. Musa [aleyhisselâm] ile özel konuma


yapt dadr.
"Ve u emin beldeye de yemin ederim ki ..." Âyette geçen emin belde,
Mekke'dir. Allah Teâlâ ona özel bir eref vermitir. Orann emin ol-

mas, oraya mümin olarak giren kimsenin özel koruma altnda olmas
sebebiyledir. Çok güvenilir bir kimsenin kendisine emanet edilen eyi

41 Ehl-ibey t' ten Musa Kâ/.m’n oludur. Allah hepsinden raz olsun.
42 Taherânî, el-Evstal. nr. 682; Heysem}, ez-Ztrvâid, 2/100.
43 Bu konudaki rivayetler için bk. Süyûti, ed-Dürriil Mensur, 8/543-556.
"

62 95. T N SÛ RES 1-8 Cuz:_30

güzelce koruduu gibi, Mekke'ye giren de öyle korunur. Dünya ve ahi-


ret hayrlaryla dolu olan bu iki beldeye yemin edilmesinin hikmeti, bir
açklamaya gerek brakmayacak ekilde açktr.

insann En Güzel Biçimde Yaratlmas

Yukardaki yeminlerle bildirilmek istenen gerçek udur:

"
" Gerçekten biz insan en güzel biçimde yarattk. Âyet, bütün insan
cinsini kastediyor. Yüce Allah her insan biçim ve manasyla, zahiri ve

bâtnyla en güzel ekilde yaratm ve onlara en güzel dengeyi vermi-


tir. Kendilerini ayakta yürüyecek ekilde, âzalan birbirine uyumlu bir

biçimde ve Allah Teâlâ'mn sfatlarndan bazsma sahip bir ekilde ya-


ratmtr. Cenâb- Hak kendisinde bulunan kudret, ilim, hayat, iitme,

görme ve konuma sfatlarn hallerine uygun biçimde insanlara da


vermitir. Hz. Peygamberim [sallaliahu aleyhi vesellem] u sözü bu duruma
iaret etmektedir:

Âdem'i kendi suretinde yaratt. H


"
"Allah

Hadisin bir rivayetinde öyle buyrulur: "Allah Âdemi Rahnân' su-


retinde (O'nun sfatlarn yanstacak ekilde) yaratt .

nsann tad alacak halleri açklamak çok uzun sürer. 4


'

44 Buhâri. sti’zâr 1: Müslim. Birr, 1 , Cennet, 28; Ahmed, Miisncti, V1W'. îbn Hibbân, el

hsan, nr. 6162; Begavi, erltu'*- Sinme, nr. 3298.


45 Kad Yahya b. Eksem [rahmetullahi alcvh|, bu âyetteki gü/el yaratla, yüz güzelli
anlamn vermitir. Bu konuda u ilginç olay nakledilir: Zamann halifesi (Yle'mûn)
bir gece hanmt ile birlikte mehtapl bir gecede ba baa konuuyorlard. Halife, bi'

ara hanmna, "Eer sen u


dolunaydan daha güzel deilsen öyle öyle olsun" diye
büyük bir yemin etti. Sabah olunca sözün hükmünü âlimlere sordu. Hepsi hanm aydan
daha güzel olmad için yemininde yalana olduunu söylediler. Durum Kad Yahya
b. Eksem'e Kad, halifenin sözünde yalana olmadm, kendisine bir ey
intikal etti.

gerekmediini söyledi. Soruyu soranlar, "Nasl olur, bu fetvanla üstatlarna muhalefet


etmi oluyorsun" dediler. Kad, "Fetva ilme göre verilir; bu konudaki fetvay hepimizden
daha âlim olan yüce Allah vermitir. O insan tantrken. Gerçekten biz insan en güzt l
biçimde yarattk' buyurmaktadr; bu âyete göre, halifenin hanm da aydan güzeldir" dedi
(bk. Raz, Mefâtihul-Gnyb, 32/11; Bursev, Rûhul-Beyân, 10/561 (Beyrut 2001).
"Sonra da onu en aa derecelere döndürdük." Yani bu derece güzel
ve üstün biçimde yaratlan insanlardan bir ksmn cehennemlik yap-
tk. Bu halleriyle onlar bütün varlklardan daha çirkin ve hepsinden

daha aa durumdadr. Çünkü onlar, kendilerine verilen güzel özel-

liklerin gereini yapmadlar, gerçek nsanî özelliklerini kullanmadlar.


Eer o sfatlarn gereini yapsalard en üstün mertebelere çkarlard.

Âyete u mana da verilmitir:


Biz insan ömrünün en kötü devresine ve perianlk haline dön-

dürdük. Bu devre, gençlikten sonraki ihtiyarlk ve kuvvetten sonraki


zayflk dönemidir. u âyet bu durumu ifade etmektedir:
"Biz kime uzun ömür verirsek, yaratlta onu tersine (eski güçsüz hali-

ne) çeviririz " (Yâsîn 36/68). Yani biz, uzun ömür verdiimiz insan o düz-
gün ve dengeli halinden sonra, yaratln tersine çevirerek sûret ve

ekil olarak en kötü duruma döndürürüz. O zaman, daha önce dik du-
ran beli bükülür, siyah saçlan beyazlar, derisi buruur, gözleri görmez,

kulaklar iitmez olur.

Devamndaki âyette öyle buyruluyor: "Fakat iman edip salih amel

ileyenler müstesna. Onlar için hiç bitmeyen v eksilmeyen bir mükâfat var-
dr." Bu âyete *
iki türlü mana verilebilir.

1. Önceki âyete balayarak. O zaman mana öyle: Sonra da onu en


aa derecelere indirdik, ancak iman edenleri deil.

2. Önceki âyete balamadan müstakil olarak. O zaman mana öyle


olur: Fakat kim ihtiyarlk halinde iman ve eder ve salih amel yaparsa,
ihtiyarlk haline ve o hal içinde ibadetin meakkatine sabrettiklerinden
dolay, kendilerine hiç kesilmeyecek bir mükâfat ve sevap vardr; özel-
likle çok ileri yata bunu yaptklarnda sevaplar daha fazladr.

Enes (radyallahu anh] Hz. Peygambcr'n [sallallahu aleyhi veselleml öyle


buyurduunu rivayet etmitir:
64 _ 95.
JTÎN SÛRES 1-8 Cüz: 30

" Bir ulat zaman, Allah onun hesabn kolaylatrr,


mümin elli yana
yükünü hafifletir. Altm yana ulat zaman, Allah ona kendisine yönel-
mesini nasip eder. Yetmi yana ulat zaman, göktekiler onu sever. Seksen

yana ulat zaman, iyilikleri yazlr, Allah onun kusurlarn affeder. Dok-
san yama ulat zaman, günahlar affedilir, ailesi için efaatçi (rahmet sebe-

bi) olur; artk o, Allah'n yeryüzünde bir esiridir. Yüz yana ulat zaman,

bir amel yapamazsa, kendisine shhatli ve gençken yapt hayrl amellerin

sevabyazlr.

"
Devamndaki âyette öyle buyruluyor: Bundan sonra (ey insan)

sana ahiret güniinii yalanlatan nedir?" Yani ey insan, hesap gününü is-

pat eden bu kadar güzel açklama ve kesin delillerden sonra, sana onu

yalanlatan nedir?

Ayet unu demek istiyor: Hiç üphesiz insann bir damla meniden
yaratlmas, sonra bir insan olarak düzgün vaziyette ekillendirilmesi,

belirli mertebelerden geçirilerek en son düzgün bir hale getirilmesi


daha sonra da ihtiyarlk haliyle ömrün en güçsüz ve perian haline

döndürülmesi, yüce yaratcnn varlna ve kudretine en açk delildir


Bu alacak ekil ve halde insan yaratmaya gücü yeten bir zat, elbette

onu öldükten sonra diriltip tekrar yaratmaktan aciz deildir. Öyleyse*


ey inkâra insan, senin hesap gününü yalanlamana sebep nedir?

Bu yalanlama Hz. Peygamber [saliallahu aleyhi vesellem] için de olabi-


lir. O zaman âyetin anlam öyle olur: Bu kesin delillerden sonra seni

yalanlayan kimdir?

"Allah, hiikünt verenlerin en üstiinii deil midir?" Bu âyet kâfirler için

bir tehdit içermektedir. Hiç üphesiz Allah, kâfirler için hak ettikleri

ekilde hüküm verir. Allah hüküm verenlerin en üstünüdür. Resulüm,

sen üzülme, Allah seninle seni yalanlayan kimselerin arasnda en gü-


zel hükmü verir.

46 Ahmed, Mü$ned, 3/218; Bezzâr, Müsirti, nr. 3587; Ebû Ya'lâ, Miisntd, 4246, 4247; Hey-
sem!, ez-Zemd, 10/204-205.
Cüz:_30 _ _ _ 95^TÎN SÛRES l-8_ _ _ _ 65

Âyetin lafznda geçen "hükm"e, hikmet manas da verilmitir.


Hikmet, bir eyi güzel ve salam yapmak anlamndadr. Buna göre
anlam öyle olur: nsan yaratan ve onu en güzel biçimde ekillendiren
Allah, her iini en güzel yapan deil midir?

Hz. Peygamber [saiuiahu aleyhi veseiiem] bu âyeti okuduu zaman,


" Belâ ve ette ala zâlike mhc'-âhidm (E>et yâ Rabbi, sen her iini en güzel

ekilde yapansn: ben buna ahidim)" derdi ve böyle söylenmesini emre-


47
derdi.

#> _ *

1-8. Ayetlerin Tasavvuf! iaretleri

Bu konuda mam Kueyrî'nin [rahmetuiiahi aleyh] söylediklerinin öze-

ti udur;

Allah Teâiâ bu sûrede son derece erefli olan dört eye yemin et-
A
mitir: Birincisi, kalbe yemin etmitir. Ayetteki "tin" kalbe iaret eder.

Bu kalp, akla dayal üphe ve vehimlerden arnd zaman, onda le-

dünnî ve manevi ilimler ortaya çkar.

kincisi, ruha yemin etmitir. Zeytinle iaret edilen ey nsanî ruh-


tur. Bu ruh, srrn nuruyla aydnlannca, içindeki kemalat ortaya çkar.
u âyette ruhtaki bu kabiliyete iaret edilmektedir:
"O (kandil) mübarek zeytin aacndan elde edilen yadan tututurulur.

O öyle bir yardr ki neredeyse, kendisine bir ate demese de k verir" (\ûr

24/35).

Üçüncüsü, srra yemin etmitir. Tûrisînâ ile srra iaret edilmitir.


Sr, lâhî tecelli yeridir, Hakk' müahede, O'nunla konuma ve dert-

leme mahallidir.

Dördüncüsü, emin beldeye yemin etmitir. Yeryüzünde emin kim-


se, Allah'n halifesi olan ariftir. Arifin emniyet hali, temkin halinden

47 bk. Ebî Davud, Sala I, ISO (nr. 887); Tirmizî, Tefsîru Sûre (95), nr. 3347; Ahmed, Müstcd,
2/249; Bey haki, Sünen, 2/310; Begavî, tr/ru s-5i?m«*, nr. 623.
66 95. TÎN SÛRES Cüz: 30

sonra elde ettii gizlilik hâlidir. Bu, lâhî hüküm ve hikmetlerin edebi-
ne göre amel etme ve ibadetleri yerine getirmek için sebeplere dönme
"
makamdr. Bu makam, Gerçekten biz insan en güzel biçimde yarattk"

âyetiyle üzerine yemin edilen kâmil insanlk makamdr.

Kueyrî der ki: "Âyetin manas udur: Biz insan, lâhî tecellilere

en üst seviyede mazhar olmu bir vaziyette ve lâhî emaneti tayacak


kabiliyette yarattk; onu rahmani sfatlarla donattk. Ruhunu, ruhanî
âlemin merkezi yaptk. Ftratn farkl mizaçlar toplayacak ekilde ve
en dengeli biçimde düzenledik. Onu kâinat içinde en geni ve en kap-
sayc özellikte ortaya çkarttk."

Sehl b. Abdullah- Tüsterî, u sözüyle insann bu özelliine iaret


eder:

"Ey insan, kâinatta mevcut olan her ey sende toplanmtr."

airlerden biri de insann bu özelliini öyle dile getirir:

"Ey içindeki srdan habersiz olan insan, cevherine iyi bak; ba-

karsan kendinde bütün kâinat derced ilmi görürsün. Sen zâhirin ve


batnnla cn mükemmel ekilde yaratlm bir varlksn. Ey lâhî srlar
içinde toplayan insan, deerini iyi bil!"

bn Atâullah- skender! |rahmctullahî aleyh] LetâifüV Minen adl ese-

rinde, müridi eyh Ebül-Abbas'n |rahmetuUahi aleyhi öyle dediini


nakleder:

"Bir gece Tîn sûresini okuyordum; 'Gerçekten biz insan en güzel bi

çimde yarattk. Sonra ottu en aa derecelere döndürdük’ âyetine geldim.

Bunun manasnn ne olduunu düünmeye baladm. O srada ban.


levh-i mahfuz açld; bir de baktm ki orada unlar yazl: "Biz insa-
n ruh ve akü yönünden en güzel biçimde (varlklar içinde en yüksek
mertebede) yarattk. Sonra nefsine ve hevâsma uyduu için onu en
aa derecelere indirdik." 4
"*

48 bn Aiâliah- skenderî, Lelûifül -Minen, s. 107 (Beyrut, ts.).


Cüz. 30 _ __ _ 9xJÎN SÛRES 1-8 _ 67

"Ancak iman edip salih amel yapanlar " âyetinde bahsedilenler, güzel
yaratl hali içinde kalan ruh ve akl sahipleridir. Dier insanlar ise

nefsine ve hevâsna uyanlardr. 4 '*

En dorusunu Allah Teâlâ bilir .


50

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun âline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Tîn sûresinin tefsiri burada tamamland.

49 smail HaJck Bursevi |rahmetullahi aleyh] der ki: "Baz insanlar ehvet denizine dalar-
lar, hayvan hislerinin peine düerler, cismanî ve eytani lezzetlerle oyalanr dururlar,
zulüm yaparlar. Böylece iç âlemleri tersine döner, insanlk vasf deiir. Allah katnda
itibar d görünüe deildir. Allah insann kalbine bakar, içine itibar eder. görünüü D
güzel olan nice insanlar vardr kî iç âlemleri çok kötü ve çirkin vaziyettedir. Kyamet
günü herkes iç âleminin durumuna göre snf snf haredilir" (bk. Bursevi, Rûhul-Btyân,
10/562). Dünyada güzel bir insan biçiminde iken mahere hayvan, ylan, eytan, kaplan

gibi en çirkin suretlerde gelenler çok olur. Bu halden yüce Allah'a snrz.
50 Nimetullah-i Nahcuvânî [rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirini u nasihatle bitirir:

"Ey sonu cennete giden tevhid yolunda sabit kalmak isteyen ümmet-i Muhammed, bu
sûre üzerinde çok düün ve
iyi ondaki senin için gerekli olan en mühim eyleri alp
uygula. Bütün varln ile yüce Allah'a yönel. Salih amellere sarl. Yanl ilerden ve
haramlardan kaçn. Sakn dünyann bulama, alçak eyleriyle kendini kir-
basit ilerine

letme. Bo hayal ve temennilere dalmaktan sakn. Çünkü bu eyler seni alçaltr, en aa


derecelere indirir, atee iter, seni pimanlk ve perianlk içinde brakr" (Nahcuvânî,
el-Frt'âtihul-llâhiyye, 2/519).
(96) ALAK SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Alak sûresi Mekke'de inmi olup on dokuz


âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ bir önceki sûreyi kendisi-

nin hüküm verenlerin en üstünü olduunu bildirerek tamamlamtr.


O'nun esiz hükümlerinden biri de Hz. Muhammed'e [saiiaiiahu aleyhi

vesellem] nübüvvet ve risâlet tacn giydirmesi, ona kitab ve hikmeti ö-


retmesidir.

Bu sûre, Kur'an'n vahyedilen ilk sûresidir; vahiy ve âyetlerin inii


bu sûre ile balamtr / 1

S bk. Hâkim, Müsledrek, 2/220; Ebû Nuaym, Hlyetü bEvliyâ, 1/256-25 7; Heysemî, ez-
T&vaid, 7/139; Mira danda surenin hepsi deil, ilk be âyeti inmitir. Dier ksm daha
sonra nazil olmutur (bk. Beyhakî, Delâilü'rhNübümv, 2/157-158 (Beyrut 1985]; Süvûtî,
ed-Dürrü 7 -Mensur, 8/560).
70 <*t>. Al. AK SURES 1 -5 Cüz: 30

slâm'n lk Emri: Yaratan Rabb'inin Adyla Oku!

Yüce Allah'n sonsuz hikmetlerinden biri de insan bir nutfeden


(bir damla meniden) yaratmas, sonra onu deiik evrelerden geçire-

rek en mükemmel hale ulatrmasdr. Cenâb- Hak ilk inen âyetlerde

buyurdu ki:

AOA

j-, O 3-^ jA
*

^*

A
• »

f-U o J-föt A O ^33


Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Yaratan Rabb'inin adyla oku.

2. O, insan bir nutfeden (rahimde alanm yumurtadan) yaratt.


3. Oku! Rabb'in, çok büyük kerem (ltufv ihsan) sahibidir.

4. O Rab ki kalemle (yazmay) öretti.


5. nsana bilmedii eyleri öretti.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Yaratan Rabb'inin adyla oku."

Bu hitap vahyin ilk inii annda Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi

veseliem) yaplmtr. Kendisine öyle denmitir: Bu KuPan' Rabb'inin


ismiyle balayarak oku! Yahut O'ndan yardm isteyerek oku.

Âyette, "Rabb'inin ismiyle " ifadesinde, Cenâb- Hakk'n rablik sfat


söylenerek O'nun her eyin sahibi olduuna, varlklar terbiye ettii-

ne, onlar layk olduklar makama derece derece ulatrdna dikkat


Cüz: 30 96. Al, AK SÛRES 1-5 71

çekilmitir. Bununla aynca Hz. Peygamberdin de |sallallahu aleyhi vcsellem]

kendisine nice ilim ve hikmetleri içeren bir kitabn vahyedilmesiyle,

insanlar beeri ve ruhanî yönden en mükemmel makamlara ulatra-


cak bir tebli yaptna ve terbiye verdiine iaret edilmitir.

"O, yaratandr.’’ Bu ifadede O'nun neyi yaratt belirtilmemitir.


Bunun içine yaratlan her ey girer. Çünkü O'ndan baka bir yaratc
yoktur. Her eyi yaratan sadece O'dur. Bütün varlklar, O'nun takdir ve
hükmüyle var olmulardr. Takdir ve yaratlma yönüyle hepsi ayndr.

"O, insan bir nutfeden (rahimde alanm yumurtadan) yaratt." Bura-


da dier varlklar içinden özellikle insann dile getirilmesi, onun ere-
fini bildirmek içindir. Bunun bir dier sebebi de vahyin insana inmi
olmasdr.

Önceki âyeti, "O insan yaratandr" eklinde anlamak mümkün-


dür. Birinci âyette bu mana kapal bir ekilde söylenmi, peinden

gelen âyette açklanmtr. Bu, insann yaratnn büyüklüünü ifade

etmek ve ftratndaki alacak güzellikleri göstermek içindir.

Önceki sûrede Allah Teâlâ'nm insan en güzel biçimde yaratt


zikredildi. Bu sûrede ise ksaca insann yaratl esnasnda geçtii ev-
relerden bahsedildi, aynca kendisine verilen nimetler dile getirildi. Ar-

dndan, insann nasl azgnlat ve bu insann ahirette hangi hallerle

karlaaca söylendi. Sûrenin bu ksm, önceki sûrede geçen, "Ger-


çekten biz insan en güzel biçimde yarattk. Sonra da onu en aa derecelere
’’
döndürdük âyetlerinin bir tefsiri gibidir.

Allah Teâlâ insann ilk yaratln anlatrken, "Onu bir nutfeden

yaratt " buyurdu. Ayetin lafznda geçen ve "nutfe" olarak tercüme et-

tiimiz "alak" ifadesi, özel bir mana içindir. Bu kelime "balanmak,


tutunmak, yapmak, toplamak, birletirmek, ilgi duymak ve sevmek"
gibi anlamlara gelir. nsann temelini oluturan bu maddenin özellii

insana da yansmtr. nsan kelimesinin bir manas da bünyesinde bir-

çok eyi toplayandr.


"

72 96. ALAK SÜRES 1-5 Cüz: 30

nsann yaratl safhasndaki bu halde u duruma da bir iaret


vardr: Dinin balangc da insann balangc gibidir. nsan Önce za-

yf bir haldedir, sonra yava yava kuvvetlenerek kemale erer. Din de


böyledir.

Sonra okuma emri tekrarlanarak öyle buyruldu:

'‘Oku!" Yani sana emredileni yap. Bu ifade, istenen eyi yapmasn


kuvvetle emretmek için tekrarland. Bir de peinden gelen, “Rabb'in,

çok büyük kerem sahibidir " sözüne bir hazrlk yaplm oldu. Hz. Pey-

gamber |sallallahu aleyhi vesellem], melein ilk, "Oku!" emrine karlk,


"Ben okuma bilmem " diye özür beyan etmiti. O bu sözüyle, okumann
daha önce okuyup yazanlarn ii olduunu, kendisinin ise ümmî olup

kimseden böyle bir ders almadn belirtmek istemiti. Bunun üzerine


tekrar kendisine "Oku!" emri verildi. te o zaman,

"Sana isminden vardm isteyerek okuman emreden Rabbin, çok bü-

yük kerem sahibidir " buyruldu. O, herkesten çok ikram ve ihsan sahibi-
dir. Kullarna çok büyük nimetler ikram eder. Öyle cömerttir ki kendi-
sine isyan edenlere hilimle davranr, müsamaha gösterir, onlar hemen
cezalandrmaz. Bundan daha büyük bir kerem ve ihsan olur mu?

"O Rab ki insana kalemle (yazmay) iv bilmedii eyleri öretti. Cenâb-


Hakk'n kullarna hiç bilmedikleri eyleri öretmesi, onlar cehalet ka-

ranlndan ilmin nuruna ulatrmas, O'nun sonsuz kerem ve ihsann


göstermektedir. Bu âyette ayrca birçok fayda ve faziletinden dolay

yaz yazma sanatna da dikkat çekilmitir. Bilindii gibi, ilimlerin kita-

ba geçirilmesi, hikmetlerin kaydedilmesi, önceki insanlarn haberleri-


nin zapt, Allah Teâlâ'nm indirdii kitaplarn yazlmas ancak yaz ile

olmaktadr. Eer yaz olmasayd, din ve dünya ileri düzgün gitmezdi.


Yüce Allah'n ince hikmetini anlatmaya u kalem ve yazdan baka bir
delil olmasayd, bunlar bile yeterli olurdu.
Cüz: 30 96. A LAK SÛRES 1-5 73

A
Ibn Aur-i Fâsî bu konuda der ki:

"Allah'n yaratt her varlkta ve yapt ilerde alacak eyler var-


dr. Öyle ki bu varlk âlemindeki hakikatler sürekli deiir durur. Sen bu
varlklarla gözünle konu (onlara gönül ve ibret gözüyle bak); onlarn

dilini ba kula iitmez. Cenâb- Hakk'n hitab hazrdr (yüce Mevlâ,

kâinatn diliyle herkese hitap etmektedir); fakat onu anlayanlar gittiler."

1-5. Âyetlerin Tasavvuf! aretleri

Bütün ilerinde Rabb'inle olman için O'nunla (O'ndan yardm is-

teyerek ve her iinde O'nu müahede ederek) oku. Allah Teâlâ, bütün
varlklar, onlara baklp yüce zatnn tannmas için yaratt, varlk âle-

minde tecellilerine en fazla mazhar olan insan bir damla basit sudan
ortaya çkartt. Sonra onu, ilimle en yüksek mertebelere yükseltti. nsa-
n, pis bir su seviyesinden ilim ve marifetin zirvesine ulatrd. nsana
yapt bu ihsan anlatmak için,

"Oku! Rabb'in çok kerem zv ihsan sahibidir" buyurdu. O Rabb'in ki

sana saysz ikramlarda bulundu; sana bilmediklerini öretti. Yine O


Rabb'in insana, kalemle yazmay ve bilmedii nice eyleri öretti.

Nankörlere ve Azgnlara Uyan

nsan bu nimetlere ükretmedii takdirde Cenâb- Hak onu u e-


kilde uyard:

1 < -W . .1 - / V . ^ ^ î
ji
0 i\j o 0 ji_uy o

0 ^ m rj^ 0 ^ - •
r
f'j' OJ
*
i . i
74 96. ALAK SÛR KS 6-19 Cüz: 30

1 X
IjL;

6. Gerçek u ki insan azar.


7. Kendini zengin ve yeterli gördüü için.

8. üphesiz dönü Rabb'inedir.

9. Gördün mü u engelleyeni,
10. Namaz klarken kulu Muhammed'i.

11. Söyle bakalm, ya o (peygamber) doru yolda bulunuyor,

12. Yahut takvay emrediyorsa! (Ona uymak gerekmez mi?)

13. Ne dersin, o (azgn insan hakk) yalanlyor ve doru yoldan yüz


çeviriyorsa! (Yapt doru mudur?)

14. O insan, Allah’n (yaplan her ii) gördüünü bilmez mi?

15. Hayr, hayr! Eer vazgeçmezse muhakkak onu alnndan (per-

çeminden) yakalarz (cehenneme atarz).

16. O yalana, günahkâr alndan.

17. Haydi o, kendi meclisini (adamlarm ve taraftarlarm) çatrstn


(da görelim).

18. Biz de zebanileri çaracaz.

19. Hayr! Ona uyma! (Sen namaz klp) secde et de Allah'a yakla!
Cü/: 30 96. ALAK SÛRES 6-19 75

Tefsir

nsan bu nimetlere ükretmedii takdirde Allah Teâlâ onu u ekil-


de uyard: "Hayr, o azgn insann söyledikleri ve yaptklar doru de-

ildir. Gerçek u ki insan azar." Allah ona ükretmesi için nice nimetler

vermiken, o kalkt inkâra gitti, azgnlk yapt. Gerçekten insan (kalbi

kör olunca) haddi aar ve Rabb'inin emrine kar kibirlenir.

Sûrenin altnc âyetinden sonuna kadar olan ksm, daha sonraki


bir zamanda Ebû Cehil hakknda inmitir. Mehur olan görü budur.

" Kendini zengin ve yeterli gördüü için." nsan, kendini zengin, ye-
terli ve kudret sahibi görüp hiç kimseye ihtiyac olmadn düündü-
ü zaman azar. nsann genelde azma sebebi budur. nsan tevazuya
sevkeden ise fakirlik, yani kendini aciz görme, yüce Rabb'ine muhtaç
bilme halidir.

Allah Teâlâ sonra, haddi aan insan bu azgnlnn sonucundan


sakndrd ve ona hitap ederek öyle buyurdu:

" üphesiz senin dönüün Rabb'inedir." O sana bu azgnlnn kar-


l olan cezay verecektir.

" Gördün mü kulu Muhammed’i namaz klarken engelleyen u adam!"


Yani Allah'n peygamberi Muhammed'i fsallallahu aleyhi vesdlemj namaz-
dan alkoyan, namaz klarken onu engellemeye çalan u Ebû Cehil
denen herifi gördün mü? O ne kötü bir i yapyor. Ayet onun ne kadar
çirkin bir halde olduunu ve ne kadar tuhaf bir i yaptn anlatyor.
Ayrca onun, gözü gören herkesin garip karlayaca çirkin bir i yap-

tn bildiriyor.

Rivayet edildiine göre, Ebû Cehil Kurey'ten bir grup insanla bir-

likteydi. Onlara, "Eer Muhammed'i Kabe'de namaz klarken görür-


sem, ayamla boynuna basacam" dedi. O srada Hz. Peygamber [sal-
lallahu aleyhi vesellem| namaz klyordu. Onu görünce yanma doru geldi.

Sonra eliyle bir eyden korunarak gerisin geri dönüp kaçt. Ona,
76 _ _96. ALAK SÛRES b-19 Cüz:_30

"Ne oldu, niye geri durdun?" diye sorduklarnda Ebû Cehil,

"Benimle onun arasnda ateten bir hendek olutu, bana korkunç


bir ey ve bir kanat engel oldu!" dedi. Bu olay üzerine âyetler indi. Resû-
lullah |sallaliahu aleyhi vesellem| o anda ne olduunu öyle haber vermitir:

"Eer o srada bana yaklasayd melekler onu parça parça ederdi ."' 2

*
Ayetteki, mü u adam?" ifadesindeki görme, ba gözünün
"
Gordiin

görmesidir. Bu kelime bazan "akln görüü ve kalbin bilmesi" için de


kullanlr. O zaman "bilmek" manasnda olur. Görmek fiili u âyetler-
de "bilmek ve haber vermek" anlamnda kullanlmtr:

" Gördün mii, ya o (peygamber) doru yolda bulunuyor yahut takvay

emrediyorsa! Ne dersin, onu engelleyen kimse hakk yalanlyor ve doru


yoldan yüz çeviriyorsa /"

Görmek, bir eyi bilmenin sebebidir. "Gördün mü?" demek, "Bu


konuda ne biliyorsun, ne dersin?" demektir. Âyetlerdeki hitap, kendi-

sine hitap edilmesi uygun olan herkesedir. Bununla, akl bamda olan
herkesin bu tür olaylar düünüp deerlendirmesi, doru ile yanl,
hakl ile haksz bilmesi istenmektedir.

Yukardaki üç âyete cevap olarak öyle buyrulmutur:

"O insan , Allah'n (yaplan her ii) gördüünü bilmez mi?"

Bu âyetlerde iki gruba da ayr ayn hitap edilmektedir. öyle ki:

Allah Teâlâ önce âyetleri inkâr edenlere öyle sesleniyor: Ey kâfir


insan, eer o peygamberin ii ve namaz doruysa, o peygamber Al-

lah'a davetiyle de takvay emrediyorsa, sen onu niçin inkâr ediyorsun,


kendisine neden kar geliyorsun?

Sonra hak tarafndakine dönerek onu öyle teselli ediyor: Ey mü-


min, eer o kâfir kimse hakk yalanlyor ve hidayet yolundan yüz çevi-
riyorsa onun yaptnn ne deeri var; sen iine bak!

52 Buhari, Tefsîru'UKuf'ân (Sûre 96), 5 (nr. 4958); Aynî, Umdetül-Kâri, 13/503*504; Müslim.
Münâfikîn, 38.
Cüz: 30 96. A LAK SÛRES 6-19 77

Gaznevî der ki: '"Ber o peygamber hidayet üzere bulunuyor ve


takvay emrediyorsa' âyetinin cevab söylenmemitir. Bu cevap udur:
ayet o peygamber doru yolda ise ona uymak farz deil midir? Yani ey
hakk yalanlayan, hidayetten yüz çeviren kâfir kimse, sen böyle bir kulu

namazdan nasl alkoyarsn? Allah'n seni gördüünü bilmez misin?"

“Hayr! Allah'a ibadete mani olan kimsenin yapt doru deil.


Eer vazgeçmezse, muhakkak onu alnndan, perçeminden yakalarz, cehen-
neme atarz, O yalanc, günahkâr alndan. Haydi o, kavminin topland
meclisi, adamlarn ve taraftarlarn çarsn da görelim!"

Rivayet edildiine göre Ebû Cehil, Hz. Peygamber namaz klarken


yanna gitti. Ona, "Seni namazdan menetmedim mi?" dedi. Resûlullah

|sallallahu aleyhi vosdlem] ona ar ve sert konutu. Ebû Cehil,


"Beni tehdit mi ediyorsun? Benim bu vadide (Mekke) adamlanm
ve taraftarlarm senden daha çoktur" dedi. O zaman bu âyetler indi.

Allah Teâlâ buyurdu ki:

"O adamlarn çarsn; biz de zebanileri çaracaz


Yani onu atee sürüklemesi için azap meleklerini çaracaz. Hz.
Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] bu olay hakknda öyle buyurmutur:

“Eer Ebû Cehil adamlarn çarmayd, azap melekleri onu milletin gözii

önünde yakalayp azap ederdi. " w

“Hayr! Onun söyledii doru deil. Sen ona uyma!" Yani sen bu-
lunduun doru yolda devam et; onun isyanndan ve kendisinden yüz
"
çevir. Yalanclara uyma'' (Kalem 68/8) âyeti de bu manadadr.

"Sen namaz klp secde et de Allah'a yakla /" Yani sen hiçbir gev-

eklik ve zafiyet göstermeden namazna ve secdene devam et; böylece


Rabb'ine yakla.

53 bk. Tirmizî, Tefsîrü'l-Kur'ân, 84 (nr. 3349); Nesâ, cs-Sünenül-Kübrâ, nr. 11684; Taberi,

Câmi 1-Beyât, Alak sûresi tefsiri. Baz rivayetlerde, " Onu azap melekltr yakalard" sözü
bn Abbas’a [radvallahu anh] ait olarak nakledilmitir.
78 _ 96. ALAK SL'RESt 6-»9 Cü*:JO

6-19. Âyetlerin Tasavvuf! aretleri

Kim Allah'a yönelen ve namazna devam eden bir kimseyi inkâr

ederse, onun hakknda da bu âyetlerdeki uyanlar söylenir. O da, "Gör-


dün mü namaz klaru engelleyen ve onunla alay eden u kulu!" diye
knanr. Allah’a dönmü kimseye de öyle denir:

Sakn, seni namazdan ve hak yoldan alkoymak isteyen o kimseye


uyma! Sen kalbinle ve bütün bedeninle secdeye var, bu ekilde yüce
Mevlâ'na yakla; böyle yap ki O'na kavuma nimetine eresin.'*

Hayrl ilide muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Alak sûresinin tefsiri burada tamamland.

34 Nimetullah-i Nahcuvâni [rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirini u nasihatle bitirir:

"Ey Cenâb- Hakk'a yaklamak ve ulamak isteyen Hak yolcusu! Allah senin bu arzu ve
isteminde yardmcn olsun. Sen sana emredilen bütün taat ve ibadetlere ihlâsla ve tam
birboyun büküklüfcü içinde devam et; çünkü Allah Teâlâ 'ya yaklamann tek yolu, kalp
krkl, boyun büküklüü, yalvarma ve bütün beerî eylerden kalbi çekip Allah'n
muhabbetinde fâni olmadr. Bir de iradeli olarak nefsi öldürmek, onun bütün kötü ar-
zularn ve bo isteklerini kalpten silip atmak gerekir. Bovle yaparsan Cenâb- Hakk'a
kavuur, CYnunla ebedi bir hayat bulursun. Yüce Allah bizleri, lutfuvla bu vasflara sa-
hip kullarndan eylesin" (bk. Nahcuvâni, el-Fevitihul-lâhiyye, 2/521).
(97) KADR SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Kadr sûresi Medine'de inmitir. Bu, Abdul-


lah b. Abbas'n görüüdür. Onun Mekke'de indii de söylenmitir.
Kadr sûresi be âyettir. Sûre, Kadir gecesinden bahsettii için bu ismi
almtr.

Önceki Sûre ile Balants; Cenâb- Hak önceki sûrede secde ede-
rek Allah'a yaklama emrini verdi. Bu sûrede ise Allah'a yaklamann
büyük ölçüde gerçekletii vakitten bahsederek öyle buyurdu:

j A ^
i

1
I
| ^

O
80 97. K ADR SURES 1-5 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. üphesiz biz onu (Kur'an') Kadir gecesinde indirdik.

2. Kadir gecesinin ne olduunu bilir misin?

3. Kadir gecesi bin aydan hayrldr.

4. O gecede, Rab'terinin izniyle melekler ve Rûh (Cebrâil), her i


için iner dururlar.

5. O, fecrin douuna kadar süren selâm ve selâmet gecesidir.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "üphesiz biz onu, Kur'an' Kadir gece-
sinde indirdik."

Allah Teâlâ, "Onu biz indirdik " ifadesiyle Kur'an'n indirilmesini


kendisine nisbet ederek onun ann yüceltmitir. Bu ifade ayn zaman-
da Cenâb- Hakk'n ona ne kadar önem verdiini de göstermektedir.
Ayette, Kur'an ismi açkça söylenmemi, bunun yerine "o” zamiri kul-
lanlmtr. Bu, Kur'an'n herkes tarafndan bilinen bir kitap olduunu
bildirmek içindir. Sanki "o kitap" denince, bütün zihinlerde hazr olan
ve beliren eyin Kur'an olduu belirtilmitir.

"
öyle bir görü de vardr: Bu âyette, "Onu indirdik sözüyle, bir

önceki sûrede, "Oku!" emriyle okunmas istenen ey kastedilmitir.

Bu durumda sûre, önceki sûreye mana olarak bitimi olup onun bir

devam olmaktadr.

" Kadir gecesinin ne olduunu bilir misin?" Allah Teâlâ bu âyetle

Kur'an' indirdii gecenin ann yüceltmitir. Bu âyette, o gecenin

kymetini insann idrak edemeyeceine de iaret edilmektedir. Onun


kymetini sadece bütün gayb bilen AUah bilir. Nitekim yüce Allah o
gecenin kymetini öyle bildirmitir:
Cüz: 30 _ _ _ 97. KADR SÛRES 1-5 81

" Kadir gecesi bin aydan hayrldr." Yani bu gece, içinde Kadir gece-
si bulunmayan bin aydan daha hayrldr. Bu âyet, Hz. Peygamberi
[saiiaiiahu aleyhi veseiiemj o gecenin kymetini bilmeye tevik eden âyetin
peinden onun kymetini ksaca ifade etmitir. Bu tevik ayn zamanda
o gecenin kymetinin bilinmesi konusunda bir müjde tamaktadr ve
bu müjde verilmitir. Her iki âyette de açkça "Kadir gecesi" ifadesinin
kullanlmas, onun büyüklüünü kuvvetle ifade etmek içindir.

Kuriarin Kadir gecesinde indirilmesine gelince; bununla iki ey


kastedilmi olabilir:

1. Kur'an dünya semasna bütünüyle toptan o gece indirilmitir.


Rivayet edildiine göre Kur'an, levh-i mahfuzdan dünya semasna Ka-
dir gecesinde toptan bir defada indirilmitir. Sonra yirmi üç sene için-

de Hz. Peygamber'e [sallallahu aleyhi vesellem] parça parça indirilmitir. 55

2. Kur'an bu gecede indirilmeye balanmtr. Bu görü daha açk


ve kuvvetlidir.

Bu geceye Kadir gecesi denmesi, o gecede bütün ilerin hükme ba-


lanmasndan ve o sene içinde olacak eylerin ortaya çkarlp görevli

meleklere bildirilmesinden dolaydr. u âyette bu ifade edilmektedir:


"O gecede her hikmetli i hükme balanr" (Duhân 44/4). Buna göre "kadr",
"takdiretme, belirleme" manasmdadr.

Bu geceye Kadir gecesi denmesinin dier bir sebebi, onun dier


gecelere göre çok erefli ve kymetli olmasndandr. Buna göre "kadr",
"eref" anlamndadr.

Kadir Gecesi Hangi Gecedir?

Mehur olan görüe göre Kadir gecesi, ramazan aynn 27. gecesidir.
Rivayet edildiine göre sahabeden Übey b. Kâ'b [radyailahu anh]. Kadir
gecesinin ramazan aynn 27. gecesi olduunu yemin ederek söylerdi.^
55 Bu konudaki rivayet için bk. Süyûtî, ed'Durrü PMensûr, 8/567-568.
56 bk. Müslim, Miisâ fi rin, l7S(nr. 762); Ebû Davud, nr. 1378;Tinnizî. nr. 793, 3351; Ahmed,
Miiattetl, 5/130.
82 97. KADR SURES 1-5 Cüz: 30

Bu konuda baka görüler de vardr .


57
Kadir gecesinin aranmas
gereken zaman, ramazann son on günündeki tek gecelerdir.

Bu gecenin gizli tutulmasnn birçok sim vardr. Bunlardan biri

de bu geceyi arayan kimsenin, bütün geceleri ihya ederek daha fazla

sevaba ulamasdr. Be vakit namaz içinde orta namazn gizlenmesi

de böyledir. Bunun gibi gizlenen baka eyler daha vardr ki orüann


bazs unlardr:

(Kendisiyle edilen dualarn kabul edildii) ism-i a'zam yüce Al-

lah'n isimleri içinde gizlenmitir.

Dualarn kabul edildii saat cuma gününde gizlenmitir.

Yüce Allah'n nzas ibadet ve taatlerin içinde gizlidir. Allah'n, ku-


lunun hangi ibadet ve taatinden raz olaca bize gizlidir. Bunun için

hiçbir ibadet ve taati küçük görmeyip imkân ölçüsünde her türlü ha-

yrl ii yapmaya çalmaldr.

Yüce Allah'n gazab günahlarn içinde gizlidir. Bunun için hiçbir

günah küçük ve basit görmeyip hepsinden saknmaya çalmaldr.

Kullar içinde kimin Allah dostu olduu da gizlenmitir. Bunun


sebebi, belki bu kimse Allah dostudur diyerek herkese kar güzel zan-
la bakmak ve edepli davranmaktr.

Âyette, "Bin aydan hayrldr" eklinde özellikle bin saysnn zikre-


dilmesi, iki sebeple olabilir:

Biri, bununla haynn çokluu anlatlmtr.

Dieri de bu konuda nakledilen u rivayetlerdir:


Bir defasnda Resûlullah [sailallahu aleyhi vcsellem) ashabna srâiloul-
lan'ndan bir adamdan bahsetti. Onun silahn kuanarak Allah yolun-

da bin ay cihad ettiini haber verdi. Bunu dinleyen müminler onun


haline ardlar, ameline hayran oldular, kendi amelleri gözlerinde

57 Deiik görüler için bk. Süyûtî, ed-Diîrrül-Mensûr, 8/571-584.


Cüz: 30 97. KADK SURES 1-5 83

küçüldü, buna üzüldüler. Bunun üzerine Allah Teâlâ onlara bu gazi-


nin bin aylk amelinden daha hayrl olan Kadir gecesini verdi.

Bir dier rivayet udur:

Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi veselleml, dier bütün ümmetlerin


ömürlerinin çok uzun olduunu gördü; onlara göre ümmetinin öm-
rünü ksa buldu. Dier ümmetlerin yapt amelleri ümmetinin yapa-
mayacandan korktu, buna üzüldü. Bunun üzerine Allah Teâlâ, ona
Kadir gecesini verdi ve bu geceyi dier ümmetlerin bin ayndan daha
hayrl yapt.

öyle de denilmitir: Hz. Süleyman'n [aleyhisselâm] saltanat 500 ay

sürdü. Zülkameyn'in jaleyhisselâm] mülk ve hükümdarl da 500 ay sür-


dü. kisinin toplam 1000 ay eder. Cenâb- Hak, Kadir gecesini ihya

eden kimse için onlarn saltanatndan daha hayrl yapt.

Allah Teâlâ, daha sonra bu gecenin niçin faziletli olduunu öyle


açklad:
"O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her i için iner

dururlar."

Âyette geçen "ruh", ya Cebrâil'dir [aleyhissel3m| ya da meleklerin sa-


dece bu gece gördükleri dier bir melektir.

Yahut âyetteki ruhtan kast, lâhî rahmettir.

Meleklerin inmesiyle kastedilen udur: Bu gecede melekler yeryü-


züne inerler, insanlara selâm verirler, onlarn dualarna âmin derler.

lgili rivayetlerde böyle anlatlmtr.

Bir baka görüe göre, melekler yeryüzüne deil, dünya semas-


na inerler. Bu inileri kendi balanna deil, Allah'n izniyle olur. Ken-
dilerine bildirilen ve verilen her ii görmeye gelirler. Bunlar, Cenâb-
Hakk'n gelecek seneye kadar olmasn takdir ettii ilerdir.

Rivayet edüdiine göre Allah Teâlâ, yeni sene içinde olacak bütün
ileri meleklerine bildirir.
84 9 7. KADR SÜRES 1-5 _ Ciiz:_30

öyle de denmitir: Yeni sene içinde olacak iler. aban aynn on


beinci gecesinde yani Berat gecesinde gayb ilminde ortaya çkarlr,
Kadir gecesinde de meleklere bildirilir. Onun için meleklerin bu çok
mühim iler için inmeleri Ö 2 ellikle söylenmitir. Onlarn bu iler için

inmeleri, müminlere selâm vermek ve dualarna "âmin" demek için

inmelerine engel deildir. Nitekim o gece için âyette,

"O, batan sona selâm iv selâmet gecesidir" buyrulmutur. Yani o gece


müminler için selâm ve selâmet gecesidir.

O geceye "selâm" denmesi, meleklerin insanlara çokça selâm ver-


mesindendir. Rivayet edildiine göre melekler o gece, ayakta olan,
oturan. Kuran okuyan ve namaz klan her mümine selâm verirler.

Bu gece aym zamanda selâmet gecesidir. Allah Teâlâ, bu gecede


sadece hayr ve selâmet olan eyleri takdir eder; dier gecelerde ise

hem selâmet hem de bela ve musibet takdir eder.

bn Abbas [rachyallahu anhl demitir ki: "Sûredeki 'o' anlamna gelen

'hiye' zamiri, Kadir gecesinin ramazann 27. gecesi olduuna iaret et-

mektedir; çünkü bu kelime sûrenin yirmi yedinci kelimesidir."

Bu gecenin bitii öyle belirtilmitir:

"O, fecrin douuna kadar devam eder." Yani o gece fecirle (tan yeri-

nin aarmasyla) biter.

Yahut melekler fecre kadar selâm verirler.

Bir mana da udur: Melekler fecre kadar srasyla grup grup inerler.

1-5- Âyetlerin Tasavvufî aretleri

Kalp ehli ârifler için bütün vakitler Kadir gecesidir. Onlara göre
bütün mekânlar (yüce Allah'a döndükleri ve göz ya döktükleri)

Arafat gibidir. Bütün günler cuma gibi mübarektir. Çünkü zamann


Cüz: 30 97. K ADR SÜRES 1^5 85

ve mekânn yüceltilmesinden kast, onlarda meydana gelen ilâh ya-


A
kmlk, keif ve müahededir. Ariflere göre bütün vakitler bu manada
eittir; onlar her zaman yüce Allah'a yaknlk içindedirler. Bu konuda
ariflerden bir air öyle demitir:

"Ey yüce dost, eer zatmda sizin cemalinizi müahede etmesey-


dim, bu dünyada bir saat yaamaya raz olmazdm. Benim yüce Kadir
gecem, vakitlerimin seninle mâmur olmasdr. Hiç üphesiz seven se-
nin muhabbetinde tan fâi olduu zaman, her yer onun için (Kabe'yi

ziyaret için ihrama girilecek) bir mîkat mahalli olur, âk baka mîka-

ta ihtiyaç hissetmez (Çünkü âk, kalbiyle sürekli Rabb'ini müahede

eder, hep O'nun huzurunda bulunur)."

Bir dieri de öyle der:

"Eer bilinse, benim her gecem Kadir gecesidir. Ayn ekilde, dos-
*
tumla bulutuum her gün de cuma günüdür. Ak için dostun kap-
sna her gidi ve geli bir sa'y ve hac gibidir. Onun kapsnda durmak
nice vakfeye denktir."

eyh Ebül-Abbas- Mürsî [rahmetullahi aleyh ]


der ki: 'Allah'a hamdol-
sun, bizlerin bütün vakitleri Kadir gecesi gibi bereketli ve faziletlidir."

Gerçekten âriflerin hali böyledir; çünkü onlarn bütün ibadetleri

kalbin tefekkürü, ibret alnmas ve Hakk' müahede içinde gerçekle-

ir. Bir haberde geçtii gibi, “Uyank kalple bir saat hakikatleri tefekkür

etmek, gaflet içinde yaplan yetmi yllk ibadetten daha hayrldr ." M Hatta
müahede halinde yaplacak bir tefekkür, bundan daha faziletlidir. Bu
konuda bir arif der ki:

"Yüce Allah ile geçen her anmn kymeti, gaflet içinde yaplan
binlerce hacca bedeldir."

58 Hadis için bk. Ebü'-eyh, Ktlâbul-Azame, nr. 44; Süyûti, c’s-Stfyir, nr. 5897.
86 _97 1_KADR SÜRES 1-5 Cüz: 30

öyle denilmitir: Tefekkürün sevab, kalpten perdenin açlmas ve


kulun Cenâb- Hakk'n zatn müahede etmesidir. Bu da hiçbir eyle
kyas edilemeyecek kadar üstün bir eydir.- "
1

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Kadr sûresinin tefsiri burada tamamland.

.V» Nimetullah-i Nahcuvânî [rahmctullahi aleyh], bu surenin tefsirini u nasihatle bitirir:

"Ey Kadir gecesini ihyaya azmeden ve ona ulama evkiyle yanan Hak yolcusu! Sen
hayalnn bütün gecelerini ihya için paçalar sva, gayret et. Kadir gecesi onlarn içinde
gizlidir. Ksaca, hiçbir annda yüce Rabb'ini unutma. Ekiyle yaparsan, bütün gecelerin

dünyadan ve findekilerden daha hayrl olur" (Nahcuvânî, el FcvâtihuVÛShiyye, 2/522).


(98) BEYYNE SÛRES

Sûre Hakknda Bilg i: Sûrenin nerede indii hakknda farkl gö-

rüler söylenmitir. Mekke'de inmi olduu en mehur olandr. Medi-


ne'de indii de söylenmitir. Beyyine sûresi sekiz âyettir. Sûre adn, ilk

âyette geçen "beyyine" kelimesinden almtr. Beyyine, "apaçk delil,

hüccet" demektir.
••

Önceki Sûre ile Balants: Bu sûrede Hz. Peygamber Mhiiahu


aleyhi vescllem] tarafndan insanlara okunan tertemiz sahifelerden bahse-
dilmitir. Bu sahifeler yani Kur'an ise Kadir gecesi indirilmitir. Allah

Teâlâ öyle buyurdu:


"

98. BEYYNE SÛRES 1-5 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Ehl-i kitap ve müriklerden inkâr edenler kendilerine apaçk de-


lil gelmedikçe inkâr brakacak deillerdi.

2. (Bu delil) Allah tarafndan gönderilip kendilerine tertemiz sahi-

feleri (Kur'an’) okuyan peygamberdir.

3. O sayfalarda (Kur'an'da) en doru hükümler vardr.

4. Kendilerine kitap verilenler ancak o açk delil (peygamber) ken-

dilerine geldikten sonra (onun hakknda) ayrla dütüler.

5. Halbuki onlara , dini yalnz Allah için yaayarak ve Hanîf ola-


rak (biitih irk çeitlerinden uzak kalarak) Allah'a kulluk etmeleri, namaz
klmalar ve zekât vermeleri emredilmiti, ite salam din budur.

Tefsir

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki: Ehl-i kitap ve müriklerden inkâr edenler

kendilerine apaçk delil gelmedikçe inkârlar brakacak deillerdi .

Âyetteki inkarclar, Hz. Peygamber'i [sallaüahu aleyhi vesellcm] ve ona

indirilen Kur'an' inkâr edenlerdir.

Ehl-i kitap, yahudi ve hristiyanlardr.

Mürikler ise putlara tapanlardr.

Bu âyete birkaç mana verilmitir.

Bir manas udur: Onlar kendilerine Hz. Peygamber [saüailahu aley-

hi vesellem] gönderilinceye kadar kâfirlii terketmediler. O gönderilince


bazs iman etti, bazs kâfirlikte sabit kald.

Bir dier mana udur: Onlara bulunduklar halin yanl olduunu


açklayan apaçk delil gelinceye kadar dinlerinden ayrlmadlar. Hak
din gelince, önlerine doruyu gösteren delil konmu oldu.
Cüz: 30 98. BEYYNE_SÛRES 1-5 89

Âyetin bir anlam da udur: Allah Teâlâ kendilerine Hz. Muham-


med'i [sallallahu aleyhi ve$eltem| göndererek önlerine apaçk delili koyma-
dan onlar dünyadan ayrlmadlar. Eer bu delil önlerine konmasayd
ahirette öyle derlerdi:

"Rabbimiz, bize bir peygamber gönderseydin de u perianla ve alçakl-


a dümeden senin âyetlerine uysaydk! " (Tâhâ 20/134).*'

Allah Teâlâ, bu delinin ne olduunu öyle açklad:

"Bu delil Allah tarafndan gönderilip kendilerine tertemiz sahifeleri

(Kur'an') okuyan peygamberdir." Yani Hz. Muhammed'dir (sallallahu alev-

hi vesellemj

nsanlarn önüne konan en açk ve en büyük delil Hz. Muham-


med'dir [sallallahu aleyhi vescllem]. O, insanlara içinde en salam delil, hü-

küm ve hikmetler bulunan Kur'an' okumaktadr. Bu okuma, yazl bir

metinden deil, ezberinden olmaktadr. Kur'an, Hz. Peygamber'e yazl


bir metin olarak verilmemi, kalbine vahyed ilerek ezberine konmutur.
Çünkü o ümmî idi, okuma yazma bilmiyordu. Fakat o, sahifelerde yaz-
l olanlar manen okuyunca, sanki sahifeleri okumu gibi oldu. Cenâb-
Hak sonra, bu sahifelerde bulunan eyi açklayarak öyle buyurdu:

"O sayfalarda yani Kur'an'da en doru hükümler vardr." O, içinde

en doru hükümleri içeren bir kitaptr. O ayn zamanda önceki hak


kitaplarn hükümlerini de içinde bulundurduu için, "Onda salam
kitaplarn hükümleri vardr" denilmesi uygun oldu.

60 Ebüssuûd, âyete dierlerinden farkl olarak u


manay vermitir: "Ehl-i kitap'tan ve
müriklerden inkâr edenler, kendilerine apaçk delil gelinceye kadar, daha önce verdik-
hakka uyma vc ahir zamanda gönderilecek peygambere iman etme konusundaki
leri,

vaatlerinden ayrlmadlar. Çünkü Ehl-i kitap Hz. Peygamber'in geleceini biliyor, onu
bekliyor ve mürik Araplarla bunu söylüyorlard. Hatta dümanlaryla savata, onu ve-
sile ederek Allah'tan yardm ve zafer diliyorlard (Bakara 2/89). O, kitaplarndan tan-
dklar ve bekledikleri peygamber apaçk delille. Kurbanla (ve mucizelerle gelince) onu

inkâr ettiler (bk. Ebüssuûd, râdii 1- Akli' t- Selim, 6/454-455).


90 98. BEYYNK SÛRES 1-5 Cu/: 30

Devamndaki âyette öyle buyruluyor:

“Kendilerine kitap Z’erilenler ancak o açk delil yani peygamber kendile-


rine geldikten sonra onun hakknda ayrla dütüler."

Onlarn Hz. Muhammed'in [sallallahu alevhj vesellem] peygamberlii


hakknda ihtilafa dümeleri bilmemekten, cehaletten kaynaklanmyor-
du; tam tersine yahudi ve hristiyanlar onun hak peygamber olduunu
biliyorlard. Bunun için kimi hasedinden onu inkâr etti, kimi de insafa
gelip ona iman etti.

Bu âyette sadece Ehl-i kitap söylendi, halbuki ilk âyette, mürik-


lerle Ehl-i kitap birlikte söylenmiti. Bunun sebebi udur: Ehl-i kitap

yahudi ve hristiyanlar, Hz. Peygamber hakknda salam bilgi sahi-

biydiler; çünkü ellerindeki Tevrat ve Incil'de Hz. Muhammed (Müallahu

aleyhi vesellem| hakknda bilgi mevcuttu. Müriklerin ise böyle salam


bir bilgileri yoktu. Onun için Ehl-i kitabn bu konuda aynla dümesi,
daha fazla knanacak bir durumdur.

Buna göre ilk âyete u mana da verilmitir: Ehl-i kitap ve mü-


riklerden inkarclar kendilerine apaçk delil gelinceye kadar Hz. Mu-
hammed'in [salialiahu aleyhi veseiiem) peygamberlii hakknda aynla
bir

dümediler. Allah onu peygamber olarak gönderince, aynla düüp


farkl eyler söylemeye baladlar.

" Halbuki onlara, dini yalnz Allah için yaayarak ve Hanîf olarak ( bütiin

irk çeitlerinden uzak kalarak) Allah'a kulluk etmeleri, namaz klmalar ve

zekât vermeleri emredilmiti." Yani onlara Tevrat ve Incil'de, Allah'a hiçbir

varl ortak komadan ve nifaka da dümeden sadece O'na kulluk yap-


malar emredilmiti; fakat onlar bu hükmü bozdular ve deitirdiler.

Dini Allah'a has klmak, onu srf Allah rzas için yaamaktr. Bu-
nun bir manas da kendini dine adamaktr.

Müfessir bn Cüzey der ki: "Mâlikîler bu âyetten, abdestte niyetin

farz olduu sonucunu çkarmlardr; fakat bu, âyetin kastndan uzak


Cüzj 30 98. BEY Y.ME SÜRES 1-5 91

bir hükümdür. Âyetteki ihlâsla kastedilen ey, Allah'n birliini kabul

etmek, irkten uzaklamak yahut amellerde riyay (insanlara gösteri

için ibadet etmeyi) terketmektir. Bilindii gibi Hz. Peygamber [sallallahu

aleyhi vesellem] riyay gizli irk olarak tantmtr .


61

Allah Teâlâ kudsî bir hadiste öyle buyurmaktadr:

"Ben irkten en fazla uzak olanm. Kim bir amel yapar da ona benimle

birlikte bakasn da ortak ederse ben aradan çekilirim; onunla irk kotuu
kimseyi ba baa brakrm (U kimsenin böyle bir amelden alaca bir sevap

olmad gibi, vebali onun olur )" b2

bn Cüzey'in açklamalarnn bir ksm aada âyetlerin tasavvuf!


iaretleri ksmnda gelecektir.
Hanîf olmak, bütün bozuk inanç ve itikadlardan uzaklap tevhid
üzere kalmak ve Islâm'a tam yönelmektir.

" Onlara namaz klmalar ve zekât vermeleri emredildi " âyetini iki ma-
nada anlamak mümkündür:

Birincisi, bununla, Ehl-i kitabn kendi kitaplarnda emredilen na-


maz ve zekât kastedilmitir. O zaman anlam açktr. Dier manas ise

Ehl-i kitaba kendi kitaplannda emredilen namaz ve zekât yeni dinle

de emred ilmektedir. Bu durumda onlarn yapmas, bu yeni dine gir-

meleridir.

"te dosdoru din budur ." Yani tevhid üzere kurulu, namaz ve
zekât emreden slâm, en doru, en salam dindir. Âyetin lafznda ge-
çen "zâlike" zamiri, uzaa iaret için kullanlr. Bununla, emredilen bu
eylerin yüksek erefi ve yücelii kastedilmitir.

61 Riyann bir çeit irk olduunu bildiren hadisler için bk. bn Mace, Zühd, 21; AhmeJ,
Mü>ned, 5/428; Hâkim, Müstedrek, 4/329/330; Beyhakî, uabü 1-ntâ, nr. 4831.
62 bk. bn Mâce, nr. 4202; Ahmed, Mü$ned 2/301; bn Hibbân, Sûhîh, nr. 395.
t
92 98. BEYYINK SÜR ES 1-5 Cüz: 30

1-5. Âyetlerin Tasavvufî aretleri

Allah tarafndan seçilmi rabbani âlimlerin varln inkâr eden ilim


ehli ve cahiller, kendilerine bu zatlar tantan salam delil ortaya konana

kadar inkâra devam ettiler; ancak delili görenlerin çou inkâr ve ihmal-

lerinden vazgeçtiler. Bu delil, Hz. Peygamberim [salldliahu aleyhi veseilem|

halifesi kâmil müridin ortaya çkmasdr. Bu halife onlara yüce Allah'n


kitabn en güzel ekilde okuyup anlatmaktadr. nsanlar kâmil müridi
tasdik konusunda, ancak o ortaya çktktan sonra farkl gruplara ayrl-
dlar; bazlar ona tâbi ve teslim oldu; bazlar yanamad, onu anlamad,
tanmad, inkâr etti. Halbuki onlara her ilerinde ihlâsl olmak, kalpleri-
ni bütün manevi kirlerden temizlemek emredilmiti. Bu da ancak kâmil
müridin sohbetine ve terbiyesine girmekle mümkün olur.

Müfessir bn Cüzev, bu âyetin tefsirinde ihlâs üzerinde durmu ve


onu öyle açklamtr:

"Bil ki ameller üç çeittir. Bunlar emirler, yasaklar ve yaplmas


mubah klman ilerdir. Bunlarn hepsinde ihlâsl olmak gerekir.

Yaplmas emredilen amellerde ihlâs, ameli sadece Allah nzas için

yapmaktr. Bu da amele Allah rzasndan baka hiçbir eyi kartrma-


maktr. Böyle olursa amel hâlis olur.

Eer amel Allah rzasnn dnda bir dünya menfaati, insanlarn


övgüsü veya baka bir sebep için yaplrsa bu, srf gösteri için yapl-

m bir amel olup Allah katnda makbul deildir, reddedilir.

ayet amelde hem Allah rzas hem de baka niyetler bulunursa,

bunda açklama isteyen yönler ve farkl ihtimaller vardr."

Burada unu hatrlataym: Bu konuda mam Gazâlî'nin söyledik-


lerini Bakara sûresinin 198. âvetini tefsir ederken daha önce naklettik.

Oraya baklabilir. Meselenin özeti udur: Bir amelde böyle iki niyet

bulununca, baklr; hangi niyet galip ise ona göre hüküm verilir.
Cü/: 30 98. B EYYN E SÛRES 1-5 93

Müfessir bn Cüzey'in açklamalarna dönüyoruz:

"Yaplmas yasaklanan ilerdeki ihlâsa gelince; eer bir kimse bu


ileri hiçbir niyeti olmadan terkederse, sorumluluktan kurtulmu olur,
fakat onu terkettii için kendisine bir sevap yazlmaz. ayet kötü ileri

Allah rzas için terkederse, günahtan kurtulmu olur, ayrca kendisine


sevap da yazlr.

Yeme içme, uyuma ve cima gibi mubah ilere gelince, eer bunlar
niyetsiz yaparsa kendisine bir sevap yazlmaz. ayet onlar Allah rzas
için mubah ilerde niyet Allah
yaparsa kendisine sevap vardr. Bu tür
rzas olunca, onlar bir çeit hayra dönüür. Mesela, yemek yiyen kim-
se, bunu ibadet etmeye gücü olsun diye yaparsa, yine hanmyla cima

eden bir kimse bununla iffetini korumaya, günahlardan korunmaya


niyet ederse bunlar bir çeit hayr olur. Dier mubahlar da böyledir." M

hlasn üç derecesi vardr:

Birincisi, hiçbir insan nazar- dikkate almadan, dünyada ya da


ahirette elde edecei bir menfaat için Allah'a kulluk yapmaktr.

kincisi, sadece ahiret nimetlerini isteyerek Allah'a kulluk yap-

maktr.

Üçüncüsü, kul olduunu bilerek ve muhabbetle Allah'a kulluk


yapmaktr.

Kâfirlerin ve Müminlerin Aliretteki Halleri

Allah Teâlâ Ehl-i kitabn ve müriklerin dünyadaki halini açkla-


dktan sonra, ahiretteki halini açklayarak öyle buyurdu:

63 Fbn Cüzey, et-Teahil l-Ulûmi't-Tevzîl, 2/502.


94 98. BEYYINE SURES 6-8 Cü/: 30

y . s
y. ^*^ jry-
-

o <:p
^ * 1 4

\
i • f i ^
'

^ dui y ouj û!
\ v

f-P it 5 M l*i ^jJU- J43Y I L*^;


^ O* ^
O *4 j ^ ,vu -Ui üi ^ijj

6. Ef/- kitap ve müriklerden olan inkarclar, içinde ebedî ola-

rak kalacaktan cehennem ateindedirler. te kâinattaki varhklann

en erlileri onlardr.

7. man edip salih ameller ileyenlere gelince, kâinattaki varlkla-

rn en hayrls da onlardr.

8. Onlann Rab'ler katndaki mükâfatlan, altndan rmaklar


akan, içinde devaml olarak kalacaktan adn cennetleridir. Allah ken-

dilerinden honut olmu, onlar da Allah’tan honut olmulardr. Bun-


lar Rabb'inden korkan huu sahipleri içindir

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Ehl-i kitap v müriklerden olan inkarc-


lar, içimle ebedî olarak kalacaklar cehennem ateindedirler. Onlar, kâinattaki

vrlklarn en erli olanlardr."

Onlar, yaratlm varlklar içinde en erli, en zararl ve en düük


kimselerdir. man edip salih amel ileyenlerin ise hali öyle açklan-
mtr:
" man edip salih ameller ileyenlere gelince, onlar kâinattaki iHirlklarn

en hayrlsdr. Onlann Rab'ler katndaki mükâfatlar, altndan rmaklar


akan, içinde dc>aml olarak kalacaklar adn cennetleridir. Allah kendilerinden

honut olmu , onlar da Allah'tan honut olmulardr."


Cüz: 30 98_BEYYNH SÛRF.S_6-8 95

Onlar, yüce Allah'tan raz olmulardr; çünkü O'nun rahmetiyle


bütün güzel arzularna ulamlardr. Allah onlara gözlerin hiç gör-
medii, kulaklarn iitmedii ve akln hayal bile edemedii nimetler

ikram etmitir.

"Bunlar Rabb'inden korkan huu sahipleri içindir." Gerçekten Al-


lah'tan hakk ile korkan âlimlerin özellii olan kalpteki bu huu, bütün
ilmi ve amelî kemalatn sebebidir. Bunlar da dünya ve ahiret saadetini

temin eden eylerdir.

Burada yüce Allah'n her eyin sahibi olduunu ve her eye terbi-

ye verdiini ifade eden Rab sfatnn kullanlmas, kalpteki korkunun


sebebini anlatmak içindir; bir de bu ifade mümini, sahip olduu terbi-

yeye aldanmaktan (Rabb'ini unutup kendine güvenmekten) sakndr-


maktadr. Bu açklama müfessir Ebüssuûd'a aittir.'
4

"Onlar kâinattaki varlklarn en hayrlsdr” âyeti, mümin insanlarn,

meleklerden daha faziletli olduunu göstermektedir. Bu konuda Nisa


sûresinin 172. âyetini tefsir ederken geni açklama geçmitir.

Kuevrî der ki: "Bu âyet, müminlerin meleklerden daha faziletli

olduunu göstermektedir."

Abdurrahman- Fâsî, Celâleyn Tefsiri üzerine yazd haiyede der


ki: "Müminler, bütün varlklarn en hayrllardr."

Sonra bu hâiyede öyle bir olay nakledilmitir: Hz. sa [aie> hisselimi

bir defasnda daha önce ölmü adam mucize olarak Allah'n izniy-
bir

le diriltti. Ona ahiretteki durumunu sordu. Adam cennette bulundu-


unu ve yanna gelen bir melein öyle dediini söyledi:
"nsanlar içinde öyle kimseler var ki Allah katnda meleklerden
daha erefli ve üstündür."

Sonra haiye sahibi. Hakim et-Tirmizî'nin Nevâdiriil-Usûl adl ese-

rinden u nakli yapmt r:


t>4 bk. Ebüssuud, râUt Akl'*-$elim, 9/187.
"

% 98. BEY YNE S ÛRES 6-8 Cüz: 30

"Hiç üphesiz (kâmil) miitnin, Allah katnda mukarreb meleklerden daha


ereflidir .

Âlimlerden biri demitir ki:

"Meleklerin akl vardr, ehvet duygusu yoktur. Hayvanlarn eh-


veti vardr, akl yoktur, insann ise hem akl hem ehveti vardr. Kimin
akl ehvetine galip gelirse o kimse, melekler gibi yahut onlardan daha
faziletli olur. Kimin de ehveti aklna gelip gelirse, o kimse hayvanlar
gibi yahut onlardan daha sapkn olur."

6-8. Âyeti erin Tasavvuf! aretleri

lim sahiplerinden ve baka gruplardan kimler yüce Allah'n seç-

kin dostlarn inkâr ederse, onlar için Hak'tan perdelenme ve kopma


cehennemi vardr. Kimler de bu yüce velilere inanr ve terbiyeleri altna
girerse, onlara içinde sürekli kalacaklar marifet cennetleri vardr. Al-
lah onlardan raz olmutur; çünkü onlar kendine yaklatrmtr. Onlar
da Allah'tan raz olmulardr; zira bütün ileri ona teslim edip sadece
O'ndan uzak kalmaktan ve huzurundan kovulmaktan korkmulardr.

Müfessirlerin imam Fahreddin-i Râzî [rahmetiiahî aleyh] demitir ki:

"Bil ki insan, ceset ve ruhtan olumutur. Bedenin cenneti, Kur'an'da


anlatlan cennettir. Ruhun cenneti ise Rabb'inin rzasdr. nsann ba-
langc cennette olmutur, nihayeti ise akl ve ruh âlemidir. Bunun için

âyette salih müminlerin mükâfat cennetle balad, Allah nzas ile nok-
65
taland."

Vertecübî (Rûzbihân- Baklî) Vâstî'den naklen der ki: "Allah'r

rzas ve gazab iki ezelî sfatdr. Ezeldeki hükme göre, ebedî olarak
devam ederler. Bu iki sfat, Allah'n makbul kullan ile rahmetten mah
rum kullar üzerinde deiik ekilde tezahür eder. Birincilerin üzerin
de rza nuru parlar; kincileri ise bir karanlk sarar."

65 Rizî, Mefâtîhul-Cayb. 32752.


Cüz: 30_ 98. BEYYNF. SÛRF.S 6-8 _ 97

Sehl b. Abdullah- Tüsterî demitir ki: "Hayet, kalpte gizlidir,

huû ise açktr /' 66

Evet, hayetin yeri kalptir; huû ise hayetin âzalarda görülen ek-
h7
lidir.

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Beyyine sûresinin tefsiri burada tamamland.

66 Rûzbihân- Baklî, Arâisül-Btyân, 3/520; ayrca bk. Sülcmî, Hakâiku 'l-Tefsîr, 2/412.
67 Nimetullah-i Nahcuvâru (rahmetullahi aleyh], bu surenin tefsirini u nasihatle bitirir:

"Ey Cenâb- Hakka yönelen, CTnun kabul ve n/a sini bekleyen Hak yolcusu! Bu saade-
te ulaman için, kalbini bütün manevi kirlerden ve hastalklardan arndrman gerekir.

lâhî takdire teslim ol, tecelliye rza göster, onlara ters olan her evi içinden at. Kalbini,
seni ilâh yaknlktan uzaklatran bütün bid at ve bâtl ilere meyilden tem/le. Her
halinde Cenâb- Hakk a teslim ol, O'nun ilerine rza göster, sevinç ve üzüntü hallerinde
hep O'na yönel. Zenginlik ve fakirlik hallerinde O* na güven. unu bil ki CT nun mülkün-
de ancak kendisinin dedii olur (bk. Nahcuvânî, el-Fcvâtihul-lâhiyye, 2/524).
(99) ZLZÂL SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Zilzâl sûresi Mekke'de indirilmitir. Medi-


ne'de indirildiini söyleyenler de vardr. SekLz âyettir. Sûre, ismini ilk

âyette geçen "zilzâl", kelimesinden almtr. Zilzâl, "deprem ve id-


detli sarsnt" anlamndadr.

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede, "Onlarn Rableri katnda-


ki mükâfatlan adn cennetleridir" (Bevyine98/8) buyruldu. Bu sûrede, o mükâ-
fatn verilecei zamandan bahsedildi. Sanki inkâr eden kimse, "Bu ceza
ve mükâfat ne zaman verilecek?" diye sormu, ona cevap olarak,

"Yerküre iddetli bir sarsntyla salland zaman" denilmitir. Pein-


den gelen Âdiyât sûresinde ise o günü inkâr ederek hiçbir hazrlk
yapmayanlarn görecei azap anlatlmtr.
100_ _ 99^ZLZÂL_SCRE5 1-8 __ _ Cüz: 10
Zilzâl Sûresinin Fazileti

Hz. Peygamber Zilzâl sûresini, içinde pek çok manay toplayan


benzeri az bir sûre olarak tantmtr. 6"

Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] buyurmutur ki:

"Zilzâl sûresi Kur’an'm ycrsma denktir. hlâs sûresi, Kur’an’m üçte bi-

rine denktir. Kâfirini sûresi Kur’at'n dörtte birine denktir.

Resûl-i Ekrem'e bir adam geldi. KuPan'dan hangi sûreleri okuya-


can sordu. Allah Resûlü,
"Elif lam râ ile balayan üç süreyi (Yunus, Hûd ve Yusuf sûrelerini)

oku!" buyurdu. Adam,

yam çok ilerledi, kalbim zorlanyor, dilim arlat. Bun-


"Benim
lar bana ar gelir" dedi. Allah Resûlü, adama Hâmîmlerden üç sûreyi

okumasm tavsiye etti. Adam yine zorlanacan söyledi. Allah' tes

bihle balayan üç sûreyi tavsiye etti, adam onlarda da zorlanacan


söyledi ve peinden,

"Ey Allah'n resûlü, bana, içinde bütün manalar toplayan bir sûre

okuyunuz" dedi. Hz. Peygamber, Zilzâl sûresini sonuna kadar okudu.


Adam sûreyi dinleyince,

"Vallahi ondaki mana bana yeter. Ben onu okurum. Daha fazlasn
yapamam" dedi ve izin alp gitti. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] ada-
mn peinden iki defa öyle buyurdu:
"Bu dediini yaparsa adamcaz kurtuldu ."70

Cenâb- Hak bu sûrede öyle buyurdu:

6$ Buhârî, Tefsîru Sûre, 99; Müslim, Zekât, 24-26; Nesâî, Hay], 1.

69 Tirmizî, Fezâil, 10; Süyütî, ed-DtirrüVMensûr, 8/591.


70 Ebû Davud, Salât, 9 (nr. 1399); Ahmed, Miisned , 2/169; Hâkim, Müstcdrek, 2/532; Ibn

Hibbân, Sahih, nr. 773; Süyut, ed-DürrüVMcnfur, 8/590.


Cüz: 30 99. 7.I1.ZÂL SÛRES 1-8 101

o L*jüuî >y$' ^>'3 o


r
j >y* 1 î
y- ^ ' / 3 / | . s.
J • ' "
' * * ^ + ' •

JüSüL, ö
JT^ * ' ^ VT^
© LjJ UoLSVl JL5)
. t f \ . \ I t I . i

d»JL>o Jljîv
^ 0 ^ '

jÜ © JjJUiî i 61LS.Î J-liJI JLjû j-tl* © L-jJ ^}î


:•
05 •
) * + A
^* ^ # r 1« ^ • *t • »

<j~*J ©
J-'
ö jr!
/ /
'
J-H*-
• ^ t*

Ü^-A©
* / •/

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Yeryüzü iddetli bir ekilde sarsldnda,

2. Yer, içindeki arlklar dar çkardnda,


3. Ve insan, "Ne oluyor buna!" dedii vakit,

4. fe o £W« (yeri, üzerinde olup bitenleri anlatr,


5. Rabb'inin ona bildirmesiyle (bunu yapar).

6. O grm insanlar amellerini görmeleri (karlm almalar ) için

grup grup kabirlerinden çkp hesap yerine gelirler.

7. Kim zerre miktar hayr yapmsa onu görür.

8. Kim de zerre miktar er ilemise onu görür.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Yeryüzü iddetli bir ekilde sarsldn-


da.’’ Yani yeryüzü iddetli bir ekilde, pe pee kuvvetle sarsld za-

man. Bu sarslma yüce Allah'n dilemesine göre kendine has çok ayr
bir sarslmadr. Öyle bir sarslr ki daha ötesi yoktur.
102 99 ZLZÂL SÜRES i
-8 Cüz: 30

Yahut yer öyle bir sarslr ki derecesi ölçülemez.

bn Arafeder ki: "Âyette sarslan yerden kast, yerin birinci taba-


kasdr; çünkü yerin ikinci tabakasnda (kyamet kopunca dar ç-
karlacak) ölüler yoktur. Gök bilimcilere göre gökler, tabaka halinde

birbirini sarmaktadr. Yerler de böyledir. Bize göre, göklerin arasnda


belli bir boluun olmas mümkündür. îsrâ ve mi'rac olayn anlatan
hadisin zâhirî ifadelerinden bu anlalyor (Çünkü Hz. Peygamber (sai-

lailahu aleyhi vesellem], bir gökten dierine mi'racla yükselerek gitmitir.


Demek aralarnda bir mesafe vardr)."

Yeryüzünün bu sarsnts sûra ikinci defa üfürülmesi esnasnda


olacaktr. Bunu u âyetten anlyoruz:

"Yer içindeki arlklar dar çkardnda." Yani yer, içindeki ölüleri


ve hâzineleri dar çkaracaktr. Bu âyette yerin açkça söylenmesi, ola-
y kesin olarak ifade etmek içindir. Aynca bunda, yerin baka bir yere

çevrileceine de bir iaret vardr.

"Ve insan, 'Ne oluyor buna!' dedii vakit" Bu sözü her insan söyle-
yecektir. Çünkü yerin iddetli sarsnts herkesi kaplayacaktr. nsanlar
yeryüzünün iddetli sarsntsn ve içindeki ölüleri dar frlattn,
dalarn yürütülüp toz duman edildiini görünce, seyrettii bu kor-
kunç haller karsnda, "Buna ne oluyor!" diye hayretini dile getirecek-
tir. Bunu herkes söyleyecektir. Müminler, olaym büyüklüünü ifade

için, kâfirlerse hayret ve aknlklarndan böyle diyeceklerdir.

"te o yün (yer), üzerinde olup bitenleri arlatr." Yeryüzü bu ekilde


sarsld ve kyamet koptuu zaman, yer insanlara üzerinde olan her
eyi bildirir.

öyle denilmitir: Allah Teâlâ yeri konuturur, o da üzerine hayr


er ne yaplmsa hepsini bir bir haber verir. Bu konuda Hz. Peygam-
berim [sallatbhu aleyhi veselk-mj öyle buyurduu rivayet edilmitir:

"Yeryüzü, üzerinde kim ne yapmsa, ‘u yünde u kimse unu yapt’


"T1
eklinde hepsini haber verir.

71 Tirmizi, Tefsîru Sure, 99 (nr. 3364); Ahmed, Miisned , 2/374; Hâkim, Müslcdrck, 2/532.
"

Cüz^30 _ _ 99. ZLZÂL SÛRES 1-8 _ 103

" Bunu Rabb'initt ona bildirmesiyle yapar." Allah ona konumasn


vahyeder, yani "konu" diye emreder, o da konuur.

" Ogün insanlar amellerini görmeleri, yani amellerinin karln gö-


rüp almalar için grup grup kabirlerinden çkp hesap yerine gelirler .

Yani yukarda anlatlan durum meydana geldiinde, insanlar ka-

birlerinden çkarlar, tabaka ve gruplar halinde hesap yerine gelirler.

Kiminin yüzü bembeyaz parlar, emniyet ve güven içinde gelir. Kimi-


nin yüzü simsiyahtr, korku ve dehet içinde hesap yerine varr. Bu
durum bir baka âyette öyle anlatlr:

" Sûra üfüriildüünde grup grup ( hesaba ) gelirsiniz" (Nebe' 78/ 18 ).

a
Ayete u mana da verilmitir: Onlar hesap yerinden deiik grup-
lar halinde ayrlrlar; amel defterini sandan alanlar cennete, amel

defterini solundan veya arkasndan alanlar cehenneme sevkedilirler.


Herkesin hayr veya er olarak yapt amelin karln görmesi için
böyle yaplr.

"Kim zerre miktar hayr yapmsa onu görür. Kim de zerre miktar er
ilemise onu görür."

Zerre, maddenin bölünemeyen en küçük parçasdr. Küçük karn-


caya da "zerre" denir. Yine, günein nlar çinde havada gözüken toz
parçacklarna da "zerre" denmitir.

Hayr anlatan âyetin müminler hakknda, erri anlatan âyetin de


kâfirler hakknda olduu söylenmitir.

ibn Abbas Iradyallahu anhl der ki:

"Mümin olsun kâfir olsun kim dünyada iyi veya kötü bir amel ya-
parsa, ahirette onu muhakkak görür. Mümin, yapm olduu bütün
iyilik ve kötülükleri ahirette karsnda görür; Allah onun kötülükleri-
ni affeder, iyiliklerine sevap verir. Kâfire gelince, Allah onun iyilikleri-

ni reddeder, kötülüklerinin cezasn verir."


104 99. ZLZÂL SÛRES 1-8 _ Cüz: 30

Muhammed b. Kâ'b el-Kurazî öyle demitir:

"Kâfir kimse, yapt iyi ilerin karln dünyada görür. Onun


karl ailesinde, malnda ve çocuklarnda kendisine verilir. Öyle ki

Allah katnda hiçbir hayr bulunmadan dünyadan çkp gider. Mümin-


se, günahlarnn cezasn dünyada çeker. Bu cezay kendisinde, aile-

sinde ve malnda karlaaca imtihanlarla çeker. Öyle olur ki Allah

katnda (cezasn çekmedii) hiçbir kötülüü kalmadan dünyadan ç-


kar gider."

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellemi bu konuda öyle buyurmutur

" Bir kul günahndan tövbe edince Allah günahlarn yazc meleklerine

unutturur, ayn ekilde ona ahitlik edecek âzalarma ve yeryüzüne de o gü-

nahlar unutturur. Öyle olur ki onun aleyhine ahitlik edecek hiç kimse bu-

lunmadan kul Allah'a kavuur."72

"
Müfessir bn Cüzey der ki: Kim zerre miktar er ilemise onu gö-
rür" âyeti, kâfirler için aynen uygulanr. Müminlere gelince, onlarn i-
ledikleri günahlarndan dolay azap görmeleri ancak u alt artla olur:
1. Müminin iledii günah büyük günahsa,

2. Bu günahlara tövbe etmeden ölmüse,

3. Bu günahlardan dolay mizanda hayr taraf ar gelmemise,


4. Kendisine efaat edilmemise,

5. Bedir'e katlanlar gibi, günahlarnn affedilmesini hak etmi bir

kimse deilse,

6. Allah Teâlâ onu rahmetiyle affetmemise, mümin (geçici olarak,


günah kadar) azap görür. Günahkâr müminin durumu Allah'a kal-
mtr; O, dilerse azap eder, dilerse affeder." 73

72 sfahan, et-7vgb, nr. 751; Ali el-Müttaki, Kenzül-Ummâl, nr. 10179; Miinziri, et-Tergîb, nr. 4602.

73 bn Cüzev, et-Te^hil li Ulûntî't Tenzil 2^504.


,
Cüz: 30 99. ZLZÂL SÛRESn-8 _ 105

Sûrenin Tasavvfî aretleri

Nefislerin topra yani ftrat (manevi terbiye altnda) kendine has

bir ekilde sarsldnda, nefis lâhî tecelliler ve hallerle hareket ettiril-

diinde ve insan bütünüyle nefsinden gaybet halini (ondan tamamen


syrlp Hakk'a yönelmeyi) elde ettiinde, irfan günei parlar, bu gü-
ne bütün varlklar sarar; o güne aydnlnda kalp her eyde Allah'
müahede eder. eyh Ebü'l-Abbas- Mürsî Irahmctullahi aleyh] bu konuda
nazm halinde öyle der:

"Nefislerin iddetle sarsld ve tabiatlarn yerle bir edildii günü


görsevdin, o gün Hakk'n güneinin her yan sardn ve aydnlatt-
n görürdün. te o gün gerçek er kiiler, Allah dostlan ortaya çkar."
Nefisler lâhî akla sarslp nurla temizlenince, içindeki ilimleri

ortaya çkarr. O gün, nurla aydnlanm nefisler Rabb'inin ilham ile

içlerinde sakl bulunan srlar haber verirler, ortaya çkanrlar.

O gün insanlar, deiik gruplar halinde fenadan bekaya ularlar.


Onlarn kiminde hakikat hali galiptir, kiminde eriat hali galiptir, kimi
orta haldedir.

öyle de denebilir: Hakk'a ulaan kullarn kiminde kabz (manevi


tutukluk) ve sertlik hali galiptir. Kiminde bast (kalp huzuru, genilik

ve manevi nee) haliyle yumuaklk galiptir. Bu kimse insanlara daha


faydaldr. En dorusunu Allah bilir.

Böylece herkes müahedesinde elde ettii manevi nimet ve dere-


celerle Allah yolunda yapt mücâhedesinin karln görmü olur.
Kim bu yolda, nefsinin hazlanndan ve kötü âdetlerinden birini terke-

derek zerre kadar hayr yapmsa onu görür. Kim de nefisinin zahirde-

ki arzularna uymay artrarak zerre kadar kötülük etmise onu görür.


Çünkü zâhirde nefse ne kadar uyulursa, iç âlemde o nisbette noksanlk
olur. Ancak kul müahedesinde temkin sahibi olursa, nefsin mubah
hazlarn vermek, onun manevi haline bir noksanlk getirmez.
106 99. ZLZAL SÜRESJ^-8
J _ J^üz. 30

Sûfî müfessirlerden Necmeddin-i Dâye [rahmetullah aleyh],

cf-Te'vîlâtü’n-Necmiyye adl tefsirinde der ki:

"Herkes eliyle kazand yani bizzat yapt amelleri görsün diye

hesap yerine getirilir. Her amel kendine has bir ekilde gözükür. Allah
için yaplan salih ameller nurlu bir vaziyette gözükürken, kötü iler ka-
rardk olarak gözükür. Aynca her amelin manevi bir ekli vardr. nsan
yapt ileri, kendine has bir ekil içinde görür. Mesela, salih ameller
çok giizel bir ekil ve surette gözükür Kötü ameller ise deiik hayvan
sûretlerinde gözükür. Bu durum salih amel sahiplerini sevindirirken,
kötü amel sahiplerini haddinden fazla üzer ve perian eder.

Ayet, müminleri, küçük de olsa her türlü hayra tevik etmektedir.

Bir kuru üzüm tanesi, bir dilim ekmek ve benzeri bir madde ile de
olsa hayr yapmaldr. Yine bu âyetler, en küçük bir kötülükten de in-

san sakndrmaktadr. Bu kötülük çok küçük bir hakszlk, haram ka-


zanç, aldatmak, bir kere haince bakmak, bir kere harama adm atmak
gibi basit görülen iler olabilir. nsan kusurun küçüklüüne deil, onu
kime kar yaptna bakmaldr. Yüce Allah'a kar cüret ve edepsiz-

likle ilenen küçük kusurlar, tövbe edilmezse birikerek çoalr, küçük


iken büyük olur; insan yakar ." 74

Allah Resulü bu konuda u önemli bir uyar yapmaktadr:


" Günahlarn küçüklerinden de saknn. Küçük günahlardan sokulma-
yan kimselerin hali una benzer: Bir grup insan yolculuk yaparken bir vadide

konaklarlar. Kendilerine ate lazmdr. Herkes bir odun parças getirir. Bu


parçalar birikince büyük bir yn olur. Onu yakarlar, ekmeklerini piirir iv

dier ilerini görürler. Küçük günahlar çekinmeden ileyen kimse de bir gibi
'
ri
hesaba çekildiinde (biriken ottca günah) kendisini yakar, helak eder.

7a bk. Bursev, Ruhu 1-Beyârt, 10/594 (Mana özetlenerek alnd. Bu ksm, tercüme ettiimiz
tefsirde mevcut deildir).
75 Ahmed, Müsned, 5/331; Taberânî, el- Kebîr, nr. 5872; Bevhak, uabül-mân, nr. 7267;

üyu ti, es-$a$tr, nr. 2916-2917.


Cüz: 30^ _ _ 99^ZLZÂL_SÛRES 1-8 107

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkün olur .
76

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Zilzâl sûresinin tefsiri burada tamamland.

76 Nimetullah-i Nahcuvânî [rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirini u nasihatle bitirmitir:


"Ey Cenab- Hakk'a yönelmi mümin! Salih amellere sarl. hlâs ve huu ile güzel
amellerini artr. Bütün bozuk ve kötü ilerden elini çek; çek ki ahirette en güzel karl
göresin. Bütün i, hal ve amellerinde bu âyetleri göz önünde tut. Böyle yaparsan sürekli
zikir halinde olursun ve yaptn amellerin ne sonuç vereceini çok iyi anlarsn. Allah
Teâlâ bizi, lutuf ve keremiyle, sürekli zikreden, her uyandan öüt alan ve bu âyetlerin
gereince amel eden kullarndan eylesin" (Nahcuvânî, el-Fcvâtihu 'I-Üâhiyye, 2/525).
(100) ÂDYÂT SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Âdivât sûresi Mekke'de nazil olmutur. Me-


dine'de nazil olduunu söyleyenler de vardr. On bir âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ önceki sûrede insan amel-

lerinin karln görecei haberiyle korkuttu. Bu sûrede de insann


nimetlere kar çok nankör olduunu belirtti. Yani insan, kendisine ve-
rilen nimetlere kar nankörlük yapar, dünya sevgisine dalar. Bu du-

rumda ona hiçbir nasihat fayda vermez; ancak Allah'n koruduklar


müstesna ... Cenâb- Hak buyurdu w
ki:

o! O 'L-Ü oLJjj-ÜI Û l^4iolJaUJl5


OLÜV I %\ 0 \*XJr ,'^'J 0 <->^ O'/U 0
î/
ü dUi ^^-U-/
> j * ^ t • ) ' > t «*•
^
t . 1

W Lp
I
I

>\J -j j. *4 «
\ ^

0 *Jl 0 l^JÜÜ J-4ÂJI


0 f-e f_*3 ot 0 pu
i
110 101) ADI VAT SLR ES 1-_U Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Yemin olsun (Allah yolunda) hani hani kounlara,

2. (Nallaryla talara) çarparak kvtlctm saçanlara,

3. (Anszn) sabah dümana baskn yapanlara,

4. O anda tozu dumana katanlara,

5. Ve dümann içine dalanlara ki,

6. Gerçekten insan, Rabb'ine kar pek nankördür.


7. Hiç üphesiz o, bu haline ahittir.

8. Ayrca insan mal sevgisine de atn derecede dükündür.

9. nsan, kabirlerdekiler diriltilip dar atldnda,


10. Ve kalplerde gizlenen her ey ortaya çkarldnda (Rabb'ine

hesap vereceini ve her yaptnn karln göreceini) bilmiyor mu? ( Bu-


nun kesin olarak bana geleceini bilsin).

11. üphesiz Rab'leri o gün onlarn her eyinden haberdardr.

Tefsir

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki: Yemin olsun Allah yolunda harl harl
kounlara." Allah Teâlâ bu âyetlerde, gazilerin cihad esnasnda harl ha-
rl nefes çkararak koan atlanna yemin etmitir. îbn Abbas [radvallahu

anh], atlarn çkarttklar sesleri anlatmaya çalrken, "h, h" eklinde


ses verdiklerini söylemitir. Bu atlarn ve üzerindeki yiitlerin gurur

duyulacak güzel hallerinden birkaç daha öyle saylmtr:

"Nallaryla talara çarparak kvlcm saçanlara. Anszn sabah diima


na baskn yapanlara ..."

Dümana baskn genelde sabah yaplr. Düman farknda olmasn


diye gece yol alnr; sabah olunca saldr gerçekletirilir; çünkü gündüz
olunca yapacaklar ileri ve saknacaklar eyleri görme imkân olur.

Düman takip etme, saldr, esir alma gibi atlara nisbet edilen iler,
Cüz. 3(J 100. ÂDYÂ7 SÛRES M 111

aslnda onlarn üzerindeki gazilere aittir. Ancak saldrda at temel araç


olduu için, onlar dile getirilmitir.

"O anda tozu dumana katanlara ..." O atlar ki süratle koar, hzla
dümana saldrr ve o anda tozu dumana katar. Atlann saldr esnasn-
da tozu dumana katma halinin sabahleyin olduu belirtilmitir; çünkü
bu i gece gözükmez. Ayn ekilde ayaklaryla talara çarpp ate ç-
karma iinin de gece olduu belirtilmitir. O da ancak gece belli olur.

Ksaca, atlar gece süratle koarak yol alr ve bu esnada ayaklanndan


kvlcm çkarrlar. Tozu dumana katma ii ise ancak sabah görünür.

“Ve dümann içine dalanlara ki ..." Dümann içine dalma ie de


sabah olur. Bu yeminlerle unlar bildirilmitir:

" Gerçekten intan, Rabb'ine kar pek nankördür."

Nankör insann hali öyle tarif edilmitir:

O, yol arkadana hiçbir ey vermez, tek bana yer, hizmetinde


olanlar döver.

öyle de denmitir: Nankör kimse, Rabb'ine itiraz eder, Allah'n


ilerini kusurlu bulur, sürekli sknt ve musibetleri sayar durur, ka-
vutuu nimet ve rahatlklar unutur.

Bu kimse her haliyle isyan içindedir; ya büyük günah iler ya inkâ-


ra girer yahut Allah'n nimetlerine kar ükürde kusur eder. O lâhî
huzura hazrlanma konusunda son derece vurdumduymaz, Cenâb-
Hakk'a kar tazim ve hürmette kusurlu ve gevektir. Gelecei ve ahi-
reti için hiç hazrlanmaz. hayr yapp göndermez. Bu
lerisi için bir

hal onun gafletinden, Rabb'ini tanmamasndan, O'nun kendisinden


ne istediini, ahireti için ne beklediini, rzkn nasl garanti ettiini
bilmemesinden kaynaklanmaktadr. Bunun için Allah Teâlâ bu insan
knadktan sonra, onu u ekilde tehdit edip korkutmutur:
"nsan, kabirlerdeki ler diriltilip dar atldnda, kalplerde gizlenen her

ey çkarldnda, Rabb'ine hesap vereceini ve her


ortaya yaptnn
karln göreceini bilmiyor mu?"
"

112 100. ÂDYÂT SÛRES 1-11 _ Cüz: 30

A
Ayette nankör olarak tantlan insan / Allah Teâlâ'nn koruduklar
hariç, bütün insanlardr. Âyetin zahirinden anlalan ve mehur olan
A
görü budur. Ayetteki insanla, Velîd b. Mugîre ve onun dndaki be-
lirli kimseler de kastedilmi olabilir.

Sûrenin ni Sebebi
Sûrenin ini sebebi olarak u olay nakledilir;
Hz. Peygamber Benî Kinâne kabilesine bir grup asker gönderdi.
Balarna Münzir b. Amr' emîr tayin etti. Münzir, kinci Akabe Bia-
t'nda on iki temsilciden biriydi. Bir ay kendilerinden haber alnamad.
Bunu frsat bilen münafklar, "Onlarn hepsi öldürüldü!" diye yaygara
çkardlar. O srada bu sûre indi ve onlarn ölmediini, selâmet içinde
77
olduklarn müjdeledi . Bu, Resûlullah [sailailahu aleyhi vesilemi için bir

müjde, yaygaraclar için de bir üzüntü sebebi oldu.

Bu olay, sûrenin Medine'de inmi olmasn gerektiriyor. Bu ise

çounluun görüüne ters düüyor. Çounlua göre sûre, Mekke'de


inmitir.

Devamndaki âyette öyle buyruluyor.

"Hiç üphesiz >, bu haline ahittir." nsan, kendisindeki bu özellii


iyi tanr; çünkü üzerinde belirtileri gözüküp durmaktadr.

" Ayrca insan mal sevgisine de ar derecede dükündür .

nsanda mal sevgisi çok kuvvetlidir, insan mal elde etmek için

kendini çok zorlar, bir sürü skntya sokar; onun için kendisini paralar.

A
u anlam da

Ayete verilmitir: insan mal konusunda çok cimridir,


yani mal çok sevdii ve ondan infak etmek kendisine çok ar geldii
için cimrilik yapar, elini sk tutar. nsann nankör olduunu bildiren

âyetin peinden onun böyle knanacak bir özellikle tantlmas, müna-


fklan nifaka sevkeden eylerden birinin de mal sevgisi olduuna iaret

77 Sa'lebî, el-Kef ivl Beyân, 6/523, Ebüssuid, râdii VAkli's-ScUm, 6/461.


Cüz: 30 100. ÂDYÂT SÛR ES 1-11 _ 113

eder. Çünkü onlar, içlerinden inkâr ederken dtan mümin olduklarn


söyleyerek mallarn korumakta ve ganimetlerden pay almaktadrlar.

Allah Teâlâ, nankörleri öyle korkuttu: "nsan, unu bilmiyor mu?


Kabirlerdekiler diriltilip dar atldnda, kalplerde gizlenen her ey ortaya

çkarldnda ..." Yani insan kalbindeki hayr-er her ey birbirinden

ayrlp ortaya konduunda sonunun nereye varacan, Allah'n onun


içindeki ve dndaki her haline vâkf olduunu bilmez mi? nsan unu
iyi bilsin:

Allah, insann yüce zatna kar yapt kusurlara, taatteki nok-

sanlklarna, kötü arzularna ve ehvetine uymasna, dünyay ahirete

tercih etmesine, nefsinin hazlann yerine getirip Rabb'inin haklarn


yerine getirmemesine ve kulluk görevlerini yerine getirmedeki ihmali-

ne karlk onu hesaba çekecek ve gereken cezay verecektir.

" üphesiz Rab ler i o gibi onlarn fer eyinden haberdardr."

Yani Allah onlarn yapt ilerin zahirini ve bâtnn bilir. Bu öyle

bir bilgidir ki her amele ne karlk gerektiini kesin tesbit eder. Hiç
kimseye hakszlk yaplmaz, zulmedilmez. Bunun için özellikle "o
gün" ifadesi kullanlmtr; yoksa Allah Teâlâ'nn ilmi zaten her eyi
kuatmaktadr; O, olmu ve olacak her eyi bilmektedir.

Sûrenin Tasavvufî iaretleri

Allah Teâlâ ak ile kendisine yönelmi ruhlara yemin etmektedir. Bu


kudsî ruhlar kalpteki kötü düüncelere saldrp onlar murakabe kuv-

vetiyle silip yok ederler. Kalp cevherinden fikir ve ibret nurunu ortaya
çkarrlar. Kalpteki dünya, hevâ, nefis ve eytan dümanlarna hücum
edip, müahede nurlarnn parlamas esnasnda onlar muhalefet klc
ile ezip kahrederler. Tövbe ve hidayet rüzgâryla kötülük ve günah toz-

larn havaya kaldrp yok eder, kalbi onlardan temizlerler. Ondan son-

ra manevi ilimlerin ve srlarn içine dalarlar, onlardan ganimet ve gda


olarak elde ettiklerini kalp hâzinelerinde ve sr depolarnda saklarlar.
114 _ 100. ÂDYÂT SÛRF.S 1-11 _ Cüz: 30

Evet, insan saysz nimetler içinde yüzdüü halde, Rabb'ine kar


çok nankördür; sahip olduu nimetleri bilmez ve onlara ükretmez.
Bunun sebebi, insann gaflette oluu ve nimetleri tefekkür etmeyiidir.
Gerçekten bu insan gafil ve cahildir.

Vertecübî (Rûzbihân- Baklî) demitir ki: "nsan, Allah Teâlâ'nn


verdii nimetleri hakk ile nsan gerçekten nankördür: çünkü
bilemez.
kendisine nimet vereni tanmamaktadr."

Baklî sonra Vâstî'nin öyle dediini nakletmitir: "Nankör kimse,


kendisinin yapt taatleri sayp durur, fakat Allah'n kendisine lütfet-
tii ihsan ve kerametleri unutur ." 78

nsan bütün hallerine ahittir; inkârn, isyann, tabiatnn cimri-


liini bilir. mal çok sever; öyle ki onu yüce Mevlâ'sn ta-
Yine insan
nmaya tercih eder; ite o zaman apaçk bir ekilde perian olur. Bu
insan, kabrinden kalkt zaman bana ne geleceini bümivor mu? O

günde erefli insanlarla rezil olanlar ortaya çkar. Kalplerde bulunan

marifet ve her çeit kemalat ortaya konur. Hiç üphesiz Rabb'in, o gün
her eyden haberdardr; herkese hak ettii karl verir; iyiler iyilikle-
rinin, nefsine tâbi olanlar da iledikleri kötülüklerin karln görür.~
,,

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkün olur.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.
A
Adiyât sûresinin tefsiri burada tamamland.

78 Ruzbihân- Baklî, Arâi$ü1»Bqtin, 3/523.


79 Kad Beyzâvî de [rahmetullahi aleyh] bu sûredeki yeminlerin, zahirî dümanlara kar
saldran atlara ve onlar süren mücahidlere yapld gibi, kalpteki manevi dümanlara
kar saldrya geçen ve onlan kalpten atan kudsî ruhlara da yaplm olabileceini
belirtir (bk. Beyzâvî, Emârii'f-Tenztl, 2/615).

Nimetullah-i Nahcuvânî dc tefsirinde bu sûredeki yeminlerin ayn zamanda kudsî


ruhlara dayapldn, onlann Allah'a seyirleri srasnda karlarna çkan nefis, eytan,

dünya, hevâ gibi dümanlaryla âyetlerde anlatld gibi mücadele ettiklerini belirtir

{bk. Nahcuvânî, el-Fevâtihul-âhiyyc, 2/525),


n

(101) KÂRA SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi; Kâria sûresi Mekke'de inmi olup on bir

âvettir.
j

•I • •

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede, "üpheniz Rableri o yii


onlarn her eyinden haberdardr" cÂdiyât oo/ > buyruldu. Allah Teâlâ, on-
lara hesap gününde amellerinin karln verecektir. Bu karlk ver-
me ii de bu sûrede iaret edilen kyamet günii olacaktr. Allah Teâlâ
buyurdu ki:

'
*
yj\ 4JJ 1

l
JjG L^lüi LÜI

W '
2Îi
J

LJti O js-jdül' JuJ


1
5 $ * O
-S
J Lir -J
116 101. KARI A SURES 1-tl Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. iddetlice çalan!

2. Nedir o iddetlice çalan?

3. O dehetli ses nedir bilir misin?


4. O gün insanlar, darmadatmk olmu kelebekler gibidir.

5. Dalar da atlm renkli yün gibi olur.


6. O gün kimin ar gelirse;
tartlar

7. te honut kalaca bir yaay içinde olur.


o,

8. Kimin de tartlan hafif gelirse;

9. Onun içine girecei yer hâviyedir.

10. Hâviye nedir bilir misin?

11. O, kzgn bir atetir!

Tefsir

Kâria, "kuvvetlice vuran, dehetle kapy çalan" demektir. Âyette

anlatlan iddetli ses, kyametin koptuunu bildiren sestir. Kyametin


balangc, sûra birinci defa üfürülmesidir. Kyametin sonu ise Cenâb-
Hak tarafndan bütün halkn hesabnn görülüp aralarndaki davalarn
bitirilmesidir.

Kyametin koptuunu ilan eden bu ses, kalplere ve kulaklara öyle

iddetli bir ekilde çarpar ki insann her yann korku kaplar. Onun
için bu sese kâria denmitir. Onun isminin açkça söylenmesi, deheti-
ni kuvvetle anlatmak içindir.

"O dehetli ses nedir bilir misin?"

Bu soru da kyametin dehet ve korkunçluunu kuvvetle anlat-

mak içindir. Soru, bu iin meydana gelmesinin insann bilgisi dnda


bir ey olduunu da ifade etmektedir. Yani âyet unu demek istiyor:
Cüz: 30 101. KÂRA SÛRES 1-11 117

"Bu dehetli sesin durumunu sana kim bildirdi?" Hem sen bunu nere-

den bileceksin?"

Allah Teâlâ bu âyetin peinden o ann durumunu öyle haber verdi:

"O gün insanlar, darmadank olmu kelebekler gibidir

Önceki âyetlerde kyamet anndaki dehetli sesin büyüklüünden


bahsedilip Hz. Peygamber [saliailahu aleyhi vesellem] onu bilmeye tevik
edildikten sonra, bu âyetlerde sanki öyle denildi: Hatrla o günü; o
gün insanlar çoklukta, saa sola dalmada, acizlik ve zillette, strap
ve dehette etrafa dalm kelebekler gibidirler. Kelebeklerin atee

doru kotuklar gibi, insanlar da kendilerini hesap yerine çaran da-


vetçiyi koarak takip ederler. Bu durum Kamer sûresinde öyle geçer:

" Ogün onlar sanki etrafa dalm çekirge siiriisü gibidirler " (Kamer 54/7).

Ebû Ubeyde, âyette "fera" olarak geçen hayvann olmad-


n belirtmitir.

Ona "pervane" de
Bu hayvan, kendini atee veya
denir.
a sinek

atan kelebektir.

Müfessir Kevâî öyle der: "nsanlarn kyamet günü yeniden di-

rilme annda kelebeklere benzetilmesi, birbirine karmalar, o andaki


zayflklar, çokluklar ve birbirlerinin üstüne ylmalar sebebiyledir.
Bu, o günün korkunçluunu anlatmak içindir. u âyette de insanlarn
bu durumu anlatlr:

'O gün onlar sanki etrafa dalm çekirge sürüsü gibidirler' (Kamer 54/7).

Kelebee 'fera' denmesi, onun hemen etrafa dalmas ve çok ha-


fif olmas sebebiyledir."

Baz âlimler, bu benzetmenin kâfirler için yapld görüünü ter-


cih etmilerdir; çünkü dank kelebeklerin atee dümeleri gibi kâfir-
ler de cehenneme düerler.

" Dalar da atlm renkli yün gibi olur." O gün dalar havada atlan,
parçalar birbirinden ayrlm renkli yün gibi dank olur. Halbuki
"

118 101. KÂRA SÛRES 1-11 Cü/.: 30

âyette belirtildii gibi (Nemi 27/88) dalar daha önce yerinde sabit ve do-

nuk gözükmekteydi.

Bu iki durum, dehetli sesin sûra ikinci üfürmeden sonra meydana


getirecei neticedir. O günde yüce Allah yerleri deitirip baka bir yer
haline getirir. Dalar âyette geçtii gibi, yerlerinden sökülüp korkunç

bir halde yürütülür. Bunlar, maherdekilerin seyretmesi için yaplr.


Gerçi dalarn birbirine çarpp parçalanmas sûra birinci üfürme sra-
snda olur; fakat onlarn yürümesi ve dümdüz yaplmas sûra ikinci

üfürmeden sonra olur. Bu durumlar dier âyetlerde öyle anlatlr:

" Sana dalarn durumunu sorarlar. De ki: Rabbin (kyamet günü) onlar
(kum gibi) ufalayp datacak. BÖylece bulunduklar yeri dümdüz ve bombo
brakacaktr. Ogiinde (insanlar) davetçiye (srafil 'e) uyarlar " (Tâhâ 20/105- 108).

u âyet de yeryüzünün durumunu haber vermektedir:


"O gün yer. deitirilip baka bir yere çevrilir (brahim u/48).

insanlarn davetçiye yani Isrâfil'e uyarak mahere gelmeleri, bütün


halkn yüce Allah'n huzuruna getirilmesi sûra ikinci üfürmeden sonra
olacaktr. Müfessir Ebüssuud (rahmetullahi aleyh] böyle demitir. Bu ko-
nuda derim Dalarn yerinde durup da yeryüzünün birbirine çar-
ki:

plp ufalanmas anlalmas zor bir durumdur. Çünkü bir âyette öyle
buyrul maktadr:

"O gün yer ve dalar yerinden kaldrlp birbirine bir defa çarplr , ikisi

de dalp toz olur" (Hakka 69/ 14 ).

Bu âyet, dalarn yerle birbirine çarplp düzlenmesinin kabirler-

den kalkmadan önce olduunu belirtmektedir. Bu iki âyetin verdii

haberlerin arasn öylece birletirmek mümkündür: Dalann bir ksm


yerle birbirine çarplp ufalanr. Bu, insanlarn mahere gidii srasnda
olur. Birksm da maherdeküerin seyretmesi için sonraya braklr. n-
sanlar maherde iken o olaylar bir yandan olur. O günde ne yapacam

en iyi yüce Allah bilir. Hem zaten sen gidecek ve göreceksin.


Cüz: 30 101. KÂRA SÛRESjj-l 1
_ 119

Yüce Allah, yukardaki âyetlerde bütün halk saran deheti zikret-

tikten sonra, herkese ait özel durumu öyle belirtti:

"O gün kimit tartlan ameli ar gelirse ..." Tartda ar gelen amel,
hakka uyularak yaplan amellerdir. Bu amelin Allah katnda bir ar-
l ve deeri vardr. Ar gelen eyin tart ve terazi olduu da söylen-

mitir.

Abdullah b. Abbas iradvaiiahu anh] der ki: "O, ölçüyü belirten dili ve
iki ketesi olan bir terazidir. Onda ameller tartlr."

Bu konuda âlimler öyle demitir: Amellerin yazld sahifeler te-


raziye konur. Bütün insanlar ona bakar. Adaleti göstermek ve kulun
itirazm ortadan kaldrmak için böyle yaplr.

Enes [radyailahu a nh] demitir ki: "Kyamet günü her insann amel

terazisine bir melek görevlendirilir. Hesab görülecek insan getirilir,

terazinin önünde durdurulur. Ameli tartlr. Eer terazisi ar gelir-


se, melek adamn ismini söyleyerek bütün halkn duyaca bir ekilde
öyle seslenir: "Herkes bilsin, filan kimse öyle bir saadet elde etti ki

bundan sonra ebediyen azap görmez, rahmetten mahrum olmaz."

Eer hesab görülen kimsenin amel terazisi hafif gelirse melek öy-
le seslenir: "Filan kimse azab hak etti, artk bundan sonra ebediyen
saadetibulamaz."*0

Mizan hakknda öyle de denilmitir:

Ahiretteki mizan, (maddi bir alet deil) doru karar ve adaletli hü-
kümden ibarettir. Âlimlerden Mücâhid, A'me ve Dahhâk bu görüte-
dir. Daha sonraki âlimlerden çou bu görüü tercih etmitir. Bu görü
sahipleri öyle der:

"Terazi ile bütün maddi cisimlerin miktarlarn tesbit etmek müm-


kün deildir; amellerin miktarn bilmek nasl mümkün olur."

80 Sa'lebî, cl-Kefvcl-Beyan, 6/529.


120 101 . K ÂR A SÜ R E S M 1 Cüz: 30

Ancak mehur olan görü, bu terazinin (ekli ve ölçmesi farkl olsa

da) görülen ve bilinen bir ey olduudur.


bn Abbas'tan rivayet edildiine göre, kyamet günü salih ameller
güzel bir surette getirilir; kötü ameller ise çirkin bir surette getirilir ve
mizana konur.

Kimin tarts ar gelirse âyet onun hakknda u müjdeyi veriyor:


" te o, honut kalaca bir yaay içinde olur." O bu hayattan raz
olduu gibi, kendisinden de honut ve raz olunur.

Dier kimsenin durumu ise öyle belirtilmitir: " Kimin de tartlar

hafif gelirse ..." Bunun sebebi o kimsenin hep bâtla uyup hayr sayla-
cak hiçbir amelinin bulunmamasdr. Yahut, hayr ameli bulunsa da
kötülüklerinin fazla olmasdr. Bu kimsenin sonu öyle belirtilir:

" Onun içine girecei yer hâviyedir ." Hâviye, cehennemin isimle-

rinden biridir. Son derece derin olduu için ona bu isim verilmitir.
Rivayet edildiine göre cehennemlikler hâviyenin içinde yetmi sene
yuvarlanr da dibine ancak ular.

Ayette cehennemlik kimsenin varaca yere "üm" denmitir. Üm,


"anne" manasna gelir. Bir çocuun annesinin kucana girip snd
gibi, cehennemlikler de atein içine girecei için ona bu isim verilmitir.

Katâde ve bakalar da cehennemlik kimse atein içine ba aa


atlaca için ona bu ismin verildiini söylemilerdir. Birinci görü âye-
tin u ksmna daha uygundur:
" Hâviye nedir bilir misin?" Önceki âyetlerde kapal dile getirilen

ev, bu ve devamndaki âyette açklanmtr. Böyle bir soru ile veril-

mek istenen bir mesaj da udur: O öyle büyük ve tehlikeli bir eydir
ki bilinen ölçülerin dndadr; onun büyüklüünü anlamak akl aar

"O, kzgn bir atetir!" Yani kzgnlk ve hararette son noktadadr


Bununla una iaret edilmitir: O ate öyle hararetli ve kzgndr k
Cüz: 30 101. KÂRA SÛRES 1-11 121

onun yannda dünya ateine kzgn denmez. Hadis-i erifte ifade edil-

dii gibi, dünya ateinin harareti, cehennem ateinin hararetinin yet-

mite biri kadardr 81 .

Sûrenin Tasavvufî aretleri

makamna ulamas annda zât


Kulun manevi terbiyesinde fenâ
tecellinin ualan kalbine iddetlice vurur. Hem öyle bir vurur ki kalp-

ler lâhî nur içinde hayret ve dehet içinde kalr. O gün, Hakk'a vâsl
olan ârifin gözünde insanlar havada uçuan kelebekler gibi zayf, aciz
ve çaresiz yahut havadaki toz gibi gözükür.

Eer o makamda varlklarn halini bir inceleyecek olsan, kendileri-

ne ait bir vücut, deer ve kuvvet bulamazsn; orada sadece Allah' bu-
lursun. Yani ârifin nazarnda insanlar böyle çaresiz ve küçük gözükür.
Bu durumda onun kalbinde insanlardan korkma ve çekinme diye bir

ey kalmaz.

Yine fenâ fillâh makamnda akllar, havaya atlm yün gibi zayf
gözükür. lâhî nurun tecellisi annda akl bata kalmaz, hayrete düer.
Çünkü akl nura göre çok zayftr. Güne doduunda gökteki ay nasl

zayf ve hükümsüz kalyorsa, nur parlaynca akln durumu da öyledir.

Allah katnda kymeti olan ve mizanda ar gelen amel srf Hak


için yaplan ameldir. Mizanda ancak hak olan ve Hak için yaplan
amellerar gelir. Hak, bâtl karlatnda bâtl ezer, yok eder.
ile

Hayrl amelleri ar gelen kimse ho bir hayat içindedir; çünkü o, ma-


rifet cennetlerine girmitir. te asl ho, tatl ve güzel hayat odur. Kim
de hevâsna uyduu için amel terazisi hafif gelirse, onun da girecei
yer atetir. Bu, Hak’tan kopma ve rahmetten mahrum kalma ateidir.

Bu mahrumiyet ve hevâ atei içinde ba aa çaklp kalr. Onda ek,


vehim, vesvese ile yanar durur; tedbir derdiyle kavrulur, kendince ter-

cih skntlar içinde kvranr. Hakk'a teslim olmamann çilesini çeker.

S Hadis için bk. Buhâri, Bed'ül-Halk, 10; Müslim, Connet, 30; Tirmizî. Cehennem, 7; bn
Mâee, Zühd, 38.
122 101. KÂRA SÛRES 1-11 Cüz: 30

Bir haberde u söz nakledilmitir: "Ahirette amel terazileri ar ge-


lenler ancak dünyada hakka uyanlardr. Amelin arl dünyada ol-

maktadr. çine hak konan bir terazinin ar gelmesi haktr ve kesindir.


Ahirette sadece dünyada bâtla uyanlarn amel terazisi hafif gelir. çine
bâtl konan bir terazinin hafif gelmesi de kesindir."

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-

bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Kâria sûresinin tefsiri burada tamamland.


(102) TEKÂSÜR SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Tekâsür sûresi Mekke'de inmi olup sekiz

âyettir.

Sûrenin Fazileti
"
Hz. Peygamber [saiiallahu aleyhi ve^fllom], Sizden biri, her giin biti âyet

okumaya güç yetiremez mi?" buyurdu. Sahabiler,

“Her gün bin âyet okumaya kimin gücü yeter?" diye sordular.
Resûlullah Efendimiz,

" Sizden biri el-hâkünü 't- tekâsür sûresini okumaya güç yetiremez mi?
(Onu okuyan kimse, bin âyet okumu gibi sevap alr, ilim örenir )" 2
1'
buyurdu.

Önceki Sûre ile Balants: Cenâb- Hak, önceki sûrede kyametin


dehetini arlatt; bu sûrede ise insanlan o güne hazrlanmaktan alko-
yan eylerden bahsederek öyle buyurdu:

82 Hâkim, Mütedrek, 1/567; Beyhakî, uabül-mân, nr. 2518.


124 102. TEKÂSÜR SÛRES 1-8 Cüz: 30

Bistnillâhirrahmânirrahîm.

1. Çoklukla övünmek sizi o kadar oyalad ki,

2. Nihayet kabirlere kadar gidip ziyaret ettiniz.

3. Hayr! (Yaptnz doru deil). Yaknda bunu bileceksiniz!

4. Elbette yaknda (gerçei) bileceksiniz!

5. Gerçek öyle deil! Kesin bir ekilde bilmi olsaydnz (böyle yap

mazdnz).

6. Mutlaka cehennem ateini göreceksiniz.

7. Sonra ahirette onu kesin olarak gözle göreceksiniz.

8. Nihayet o gün (dünyada sizi Hak'tan alkoyan ) nimetlerden mu-


hakkak hesaba çekileceksiniz.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: " Çoklukla övünmek sizi o kadar oyalad ki

..." Yani birbirinize kar kabile ve mal çokluu ile övünüp böbürlen-
meniz sizi oyalad.
Cüz: 30 102. TEKÂSÜ R SÛR ES 1-8 125

Rivayet edildiine göre, Abdümenâfoullar ile Sehmoullar ka-

bileleri, birbirine kar üyelerinin çokluu ile övündüler. Karlkl ola-


rak büyüklerini ve ileri gelen erafm saydlar. Her biri, “Bizim sizden
daha fazla büyüümüz var, daha kymetli erafmz mevcut ve daha
kalabalz" dedi. Abdümenâfoullar daha fazla geldi. Sehmoullan,

"Câhiliye devrindeki fitne ve savalar bizi helak etti, adamlar-


mz öldürüldü; siz bizi ölülerimizle birlikte sayn" dediler. Bunun için
kabristana gittiler. Kabirdeki ölülerini saydlar. Bu defa Sehmoullan
daha fazla geldi w

Buna göre âyetin manas u olur: Sizler, dirilerinizin çokluu ile

övünmekle oyalandnz; hatta saynz çoaltmak istediniz ve bunun


için kabirlere ölüleri saymaya kadar gittiniz.

Ayette onlarn bu ekilde ölülerini saymalan "kabirleri ziyaret et-

mek" eklinde ifade edilmitir; bu onlarla alay etmek ve yaptklarn


knamak için söylenmitir.

öyle denilmitir: Onlar, kabirleri ziyaret eder ve, "Bu filandr; u


falancadr" diyerek ölülerle övünürlerdi.

Ayete u anlam da verilmitir: Sizi mal biriktirme derdi ve evlat


çoaltma hevesi oyalad; ölüp kabre girene kadar böyle gittiniz, dün-

yay kazanma peinde ömrünüzü zayi ettiniz, ahiretiniz için önemli ve

gerekli olan eyler için çalmaktan yüz çevirdiniz. Buna göre, "kabir-
leri ziyaret ettiniz" demek, "ölüp kabre girdiniz" demektir.

Abdullah b. ehhîr |rad>yaiiahu anh], babasndan öyle nakleder:

Hz. Peygamber [saUaüahu aleyhi vescllem] “Sizi mal ve evlat çokluu ile

övünme oyalad" âyetini okudu ve sonra öyle buyurdu:

" nsanolu malm, malm der durur. Halbuki ey insan, senin maln sade-
ce yiyip erittiin, giyip eskittiin ve bir de Allah yolunda verip ahirete gönder-

83 Sa'lebi, a.g.e., 6/530.


126 102. TEKÂSÜR SÛRES 1-8 Cü/: 30

54
diindir , Bunlarn dndakiler brakp gidilecek ve bakalarna
, terkedilecek

eylerdir.

Âyette bahsedilen ve yerilen çokluk, insan Allah'tan alkoyan ev-


lerdir. Bu knama, ilimde, marifette, taat ve güzel ahlâklarda ilerleme-

yi ve bunlardan fazlaca elde etmeyi içine almaz. Bunlar dinimizce de

istenen ve tevik edilen eylerdir; çünkü onlarla iki cihan saadeti elde
edilir.

Âyetteki " sizi oyalad" ifadesi de bu söylediimizi desteklemekte


ve burada kastedilen eyin, özellikle inam Allah' zikirden ve ahire-
te hazrlanmaktan alkoyan eyler olduuna iaret etmektedir. Öyle ki

insan Allah'n zikrinden kopmadan bütün dünyay ele geçirse knan-


maz. Bu bir oyalanma ve aldanma da deildir. Bu durumu ifade eden
bir hadis-i erifte öyle buyrulmutur:
"
Allah'n zikri ve Allah için yaplan eyler hariç, diinya ve içindekiler

"*•
lanetlenmitir.

mam Fahreddin-i Râzî der ki: "Âyette, 'Çokluk sizi undan veya
bundan alkoydu’ denmedi; onun insan neden alkoyduu belirtilme-
di. Bundan gaye, alkoymann içine girme ihtimali olan her eyi ifade
etmesidir. Bu, daha kapsaml ve etkili bir ifade eklidir. Böyle ifade

edilince, insan oyalayan ve aldatan bütün durumlar akla gelir. O za-


man âyetin manas u olur:
Mal ve evlat çokluu ile övünme sizi, Allah'n zikrinden, kyamet
hallerini düünmekten ve ahirete hazrlanmaktan alkoydu."* 7
• m.

Müiessir Ibn Atyye der ki: "Alimler Nihayet


,
' kabirleri ziyaret ettiniz'

âyetinin tefsirinde farkl eyler söylemilerdir. Baz âlimler demitir ki:

'Bu âyette, vefat etmi atalarla övünmek ve onlarn adn yüceltmek

M Müslim, Zühd, 3; Tirmiz, Zühd, 31; Ncsâ, Vesaya, 1.

55 Müslim, Zühd, 4.

K* Tirmizi, Zühd, 14; bn Mâce, Zühd, 3.

87 Râzî, Mefaiihu bGtiyb, 32/74.


Cüz: 30 102. THKÂSÜR SÜRER 1-8 127

için kabirlerini çokça ziyaret etmek knanmtr.' Hz. Peygamber bu


konuda öyle buyurmutur:

'Sîzlere kabir ziyaretini yasaklamtm, artk kabirleri ziyaret edebilirsi-

niz. Ancak kimse oralarda çirkin ve kötü sözler konumasn.' w

Resûlullah'n [sallallahu aleyhi veseilem] önceleri kabir ziyaretini yasak-

lamas âyetteki durumdan dolay idi. Daha sonra buna izin vermitir.

Bu izin kabirdekilerin halinden ibret almak içindir; yoksa kabirlerle ve


kabirdekilerle övünmek için deildir. Günümüzde baz insanlar bunu
yapmaktadr; onlar sürekli kabristanda bulunurlar, eref olsun diye
ölmülerinin kabirlerini güzel beyaz talar ile yapar, yükseltir, süsler,
1

boyar, içine kandillik koyarlar. Bunlar yanltr."*


'

bn Arafe el-Mâlikî der ki: "Kabir ziyareti her zaman deil, belli za-

man aralklarnda yaplmas istenen bir eydir; mesela ayda bir olabilir. 1)0

Büyüklerden biri derdi ki: Bir müridi manevi yolun bamda (farz

olan ilim, amel ve zikre yönelmek yerine) sk sk kabirleri ziyaret eder-

ken ve tasavvufa dair büyük kitaplar incelerken görürseniz, onun so-


nunun hayra çkmayacan bilin. Çünkü o, kendisine lazm olan ilim
ve ileri brakp imdilik fayda vermeyecek eylere yönelmitir."

Yani bu kimse, iin zâhirini anlatan ilimlerle bir ey elde edemez.


Bir de u varbâtn ilim, zahirî eylerle megul olunca gever, geri-
ki

ler. Bu durumda uygun olan udur: lim örenmeye ehil olan bir kim-
se, önce nasibi kadar ilim tahsil etmeli, sonra ehlinin yanma giderek
bâtn ilmi örenmelidir. Yoksa sadece tasavvuf kitaplarn incelemek-
le, müridsiz Hakk'a vâsl olamaz. Bu ekilde belki velilere kar bir

K8 Müslim, Cenâiz, 105-106; F.büDavud, Cenâiz, 81; Nesâ, Cenâiz, 101; bn Mâce, Cenâ 2 ,

48; Ahmed, Miisnt’d. 2/441; Hakim, ti-Müstedrck, 1/376.


89 bn Atyye, el-Muhnrn'riil-Mz, 5/518 (Beyrut 2001 ).

90 Hadis- kadnlarn bir zaruret yokken sk sk kabir ziyaretlerine gitme-


erifte, özellikle
leri uygun görülmemitir (bk. Ebû Davud, nr. 3236; Tirmizi, nr. 1056; Ahmed. Mihneti,

2/338; Makim, MüsttUrvk, 1/374). Bunun sebebi, kabir ziyaretine ibre! almak için deil
övünmek için gidilmesi, bu arada saç ba yolarak at yakmak, ölüme, kadere kzmak
gibi haram olan ilerin yaplmas; kabirlere para atmak, be/ balamak, mum yakmak,
kabredoru namaz klmak gibi bid'atlarn ilenmesi, ksaca hayrl bir iin kötülüe alet
edilmesidir. Edebine göre yaplan ziyaretler ise sünnet ve sevaptr.
128 102. TCKÂSÜR SÛRF.S t-8 Cüz: 30

muhabbet sahibi olabilir. Bununla da ancak himmeti zayf kimseler


yetinir. Halbuki mürid edinmenin amac, irad olup yüce Allah'a dost
olmaktr.

Allah Teâlâ, daha sonra mal ve evlat çokluu ile övünmeden sa-

kndrarak öyle buyurdu:


"
Hayr! (Yaptnz doru deil). Yaknda (bunu) bileceksiniz!"

Yani içinde yaptnz i doru


bulunduunuz durum ve deil.
Yahut gerçek durum, o kimselerin düündüü gibi deildir. Bu ifade,

müriklerin durum ve tutumlarn ret içindir. Ayrca una da dikkat


çekilmektedir: Akll kimsenin en büyük derdi ve himmeti dünya ol-

mamaldr; böyle olan kimsenin sonu vahimdir.

Âyette u denmek isteniyor: Sizler akbetini görünce yaptnz


iin kötülüünü bileceksiniz.

" Daha sonra o içinde olduunuz halin hesab görülürken ne kadar


kötü bir i yaptnz yine bileceksiniz ." Bu ikinci ifade birinciden daha
vurgulu ve daha dehetlidir. Birinci görme, ölüm armda veya kabirde
olur; kincisi ise hair annda gerçekleir.

"Gerçek öyle deil! Kesin bir ekilde bilmi olsaydnz böyle yapmaz-
dnz."

Eer önünüzde olan ve sizi bekleyen eyleri, tereddütsüz kabul


ettiiniz eyleri bildiiniz gibi kesin bir ilimle bilseydiniz, ibadet ve

taate öyle sarlrdnz ki tarif edilemez.

imam Fahreddin-i Raz der ki: "Bu âyet, âlimler için


Müfessirlerin

de büyük tehdit içermektedir; çünkü âyet una iaret ediyor: Eer mal
ve evlat çokluu ile övünmenin nasl bir âfet olduu yakînen bilinse,

onlar bu yaptklarn terkederlerdi. Bundan u da anlalr: Kim fazla


mal ve evlat ile övünmeyi terketmezse o kimse henüz yakîne ulama-
mtr. lmiyle amel etmeyen âlimlere ne kadar yazk; gerçekten çok
yazk onlara!"
Cüz: 30 102. TEKÂSÜR SÛRES 1-8 129

"
Devamndaki âyette öyle buyruluyor: Mutlaka cehennem ateini
göreceksiniz ." Bu ekilde azap vaadi kuvvetle ifade edilmi ve tehdit

daha iddetli yaplm olmaktadr.

" Sonra ahirette onu kesin olarak gözle göreceksiniz.” Olayn bir kere

daha dile getirilmesi, önceki manay kuvvetlendirmek içindir.

A
Ayetlerdeki iki defa görme olay öyle de izah edilmitir: Birinci

görme, cehennemi uzaktan görmektir, ikinci görme ise içine girerek

görmektir.

Yahut birinci görme kalple, ikinci görme bizzat gözle olur. Bunun
için ikinci görüe, aynel-yakîn denmitir. Yani gözle görme, yakînin tâ

kendisidir ve yakn bu görme ile gerçekleir. Müahede ilmi, yakînin

en son mertebesidir.

"Nihayet o gün dünyada sizi Hak'tan alkoyan nimetlerden muhakkak


hesaba çekileceksiniz ." Yani sizi dinden ve dinî vazifelerden alkoyan ni-

metlerden hesaba çekileceksiniz.


A
Ayetteki hitap, özellikle bütün himmet ve gayretini nimetlerle ke-
yif sürmeye hasreden, sadece güzel eyler yemek ve güzel elbiseler

giymek için yaayan, bütün vakitlerini oyun elence ile geçiren, ilme

ve amele önem vermeyen, kendini ibadet ve taat yükünün altna sok-

mayan kimseler içindir. Sahip olduu nimetleri Allah için taat yapma-
ya kuvvet bulmak ve onlarn ükrünü yerine getirmek için kullanan
kimse bu tehditten uzaktr.

Bir hadis-i erifte öyle buyrulmutur:

"Allah Teâlâ buyurur ki: 'Üç nimet var ki kuluma onlardan ükür he-

sab sormam; bunlarn dndaki nimetlerden sorarm. Hesap sormayacan


nimetler unlardr: Onu barndran ev. Belini dorultan onu ayakta tutan
,

günlük yiyecek. Avretini örtecek elbise.'"* 1

91 Ali el-Müttakî, Kenzu'l-Ummâl, nr. 6488; Süyûtî, ed-Dürriiî-Menûr, 8/619.


130 10 2. TE KÂ5 ÜR SÛR ES 1-8 _ Cüz: 30

Kyamet günü bütün insanlar, dünyada kendilerine verilen nimet-


lerden hesaba çekilir. Allah Teâlâ kullarnn halini en iyi bilir. Kâfire,

kendisine nimeti veren Rabb'ine bakasn ortak kotuu için onu k-


namak ve azarlamak için hesap sorulur. Mümine ise kendisine verilen
nimetin ükründen hesap sorulur.

Bu konuda derim ki: Her kim nimeti elde ederken ve kullanrken


edebe dikkat ederse ona hesap sorulmaz. Bu edep udur: Nimeti asl
verenin yüce Allah olduunu görmek ve bilmek, nimeti alrken, yer-
ken ve kullanrken Allah' zikretmek, nimetin sonunda Allah'a ükret-
mek. Böyle yapan kimseye hesap sorulmaz yahut sorulursa bu o nime-
tin meziyet ve erefini göstermek içindir. Ebû Hayseme hadisinde Hz.
Peygamberim isaiiailahu aleyhi veseiiem] u sözü bu duruma bir örnektir:
"* 12
"te bunlar, kendisinden hesap sorulacanz (güzel) nimetlerdir.

En dorusunu Allah bilir.

Sûrenin Tasavvuf! aretleri

Mal ve evlatlar çoaltma yahut zahirî ilimlerle sürekli megul olma


sizi, müahedeye dayal marifeti elde etmek için yüce Allah'a yönelmek-
ten alkoydu; öyle ki kalbinizi uyandrmadan gaflet içinde öldünüz. Ha-

yr, bu yaptnz doru deil. Müahede ehli olanlar, mukarrebn ile

yüce makamlara çktnda, delüle yetinenler de amel defterini san-


dan alan avam halk ile kaldnda, yaptnz iin âkbetini göreceksiniz.

Hayr, yaptnz doru deil; ayet iin hakikatini yakînen bilsey-


diniz bütün hallerinizde Allah'a yönelirdiniz. Böyle devam ederseniz
mutlaka cehennemi göreceksiniz. Bu cehennem Allah'tan kopma, O'na
vuslattan mahrum kalma cehennemidir. O cehennemi ba gözünüzle
kesin olarak göreceksiniz. Sonra, size verilen nimetlerin ükrünü ye-

rine getirip getirmediinizden hesaba çekileceksiniz. Nimetin ükrü,


nimette onu vereni görmektir.

92 I irmzî, Ziihd, 39 (nr. 23*9); Hâkim, \iü>tcdrek, 4^1 31


Cüz: 30 ] 02 TF.KÂSL'R SÛRES 1-8 131

Bir defasmda rüya âleminde iki tane yal zat gördüm. Onlara,

"ükrün hakikati nedir?" diye sordum. çlerinden biri,

"Nimetin ükrü, onunla sahibine isyan etmemektir" dedi. Ben,

"Bu avam halkn ükrüdür; havassn (seçilmi ariflerin) ükrü ne-

dir?" diye sordum; sükût ettiler. O zaman ben,


"Havassn ükrü, sürekli nimeti vereni müahede içinde olmaktr"
dedim.

Evet, iin asl böyledir. Nimetle isyan etmemeyi âbid ve zâhidler


içinde baz salihler de yapabilir. Nimet sahibini müahede hali ise böy-
le deildir; onu herkes yapamaz. O, zâhirî ve bâtn ilimlerde derinle-
mi, temkin sahibi ariflere hastr.

Meâric sûresinin tefsirinde ilmel-yakin, aynel-yakin ve hak-


kal-yakîn halleri arasndaki farklar söylemitik. Oraya baklabilir 93 .

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkün olur.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i bevt'ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Tekâsür sûresinin tefsiri burada tamamland.

93 Nimetullah-i Nahcuvânî |rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirini u nasihatle bitir-


mitir: "Ey ahirete ait butun inançlarnda yakn ilme sahip olan ümmet-i Muhammedi
Senin sürekli ahireti hatrlaman vc onu devaml göz önünde tutman gerekir. Öyle ol ki

bu konudaki ilmin gözle görmek ve bizzat tatmak gibi üphesiz olsun. Ahi re t halleri
bana gelmeden bu ilmi elde etmeye çal. Dünyann geçici fâni süslerine yaklama;
onun ebedî olmayan nimetlerine aldanma. htiyacn görecek eylerle verin. Her du-
rumda iffetli ol, namusunu koru. Özellikle eytann kardei olan, sürpkli ma] derdivle
yanan, makam hevesiyle kavrulan, akranna üstün gelmek için çrpnan insanlarla içli

dl olma. unu bil ki kötü ahlâkl kimselerle sohbet, insan manevi srlan örenmek-
ten ve lâhî nurlar müahededen alkovar, Ey Rabbimiz! Bize tarafndan öyle bir cezbe
ver ki bizi sana çekip bütün bo ilerden ve atelerden korusun. Bizi, selâm yurdu olan
cennetine ulatrsn" (bk. Nahcuvânî, el Fwâtihu1-lnhiuw, 2/528).
(103) ASR SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Asr sûresi Mekke'de inmi olup üç âyettir.


94

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede, dünya ile oyalanmann


ve dünya malnn çokluu ile övünmenin ömrü zayi ettii anlatld.

Bu hal bir hüsrandr; apaçk bir zarardr. Cenâb- Hak bu sûrede de o


hüsran haline yemin ederek buyurdu ki:

jL*} ^Ui jj ^ ö\jLiy\ ö \


o
0 L

M4 îmam âhi [rahmetullahi aleyh} bu sûre hakknda demitir ki: "Eer insanlara bu sûre-
den bakas indirilmesiydi, (tad mana ve mesajla) bu sûre onlara yeterdi" (Bursev,
Rûhul- Beyân, 10/612). Bu sûrenin, Kur'an'n bütün ilimlerini (özetle) içerdii belirtil-

Çünkü Kur'an'n bütün ilimlerini bu


mitir. sûrede özetlenen u dört alanda toplamak
mümkündür; man, salih amel, iyilii emir, kötülükten sakndrma.
1-W
_ 103. ASH SURH5 1-3 _ _ Cü/. 30

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. Asra yemin ederim ki,

2. insan gerçekten zarar içindedir.

3. Ancak iman edip salih ameller ileyenler, birbirlerine hakk ve


sabn tavsiye edenler müstesnadr.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Asra yemin ederim ki ..." Allah Teâlâ bu
âyette, büyük faziletinden dolay ikindi namazna yemin etmitir; ikin-
di namaznn salâtül-vüstâ (orta namaz) olduu söylenmitir. Âyette,
bu namaz özel olarak söylenmi ve korunmas istenmitir (Bakara 2/238).

Asrn, öle ile akam arasndaki vakit olduu da söylenmitir. Al-


lah Teâlâ, öleden önceki duhâ vaktine yemin ettii gibi, bu vakte de

yemin etmitir.
a.

Ayette yemin edilen asrn, Hz. Peygamber'in |sa!iallahu aleyhi vesellem)

ve ashabnn yaad Asr- saadet olduu da söylenmitir. Çünkü o


asr, dier bütün asrlardan daha faziletlidir.

Âyette yemin edilen asrn, bütün asrlar ve zaman dilimleri oldu-

u da söylenmitir. Çünkü zaman, faydal ve zararl bütün olaylar


içinde tamaktadr.
"
Yaplan bu yeminin cevab öyle verilmitir: nsan gerçekten zarar

çimledir. " nsan, kazanç ve çalmalarnda ömrünü nefsanî haz ve bo


rzularnn peinde sarf etmekle büyük bir zarar içindedir. " Ancak iman
'dip salih ameller ileyenler zarar içinde deildir ." Çünkü onlar, dünyay
rakp ahireti satn almlar, böylece asl kazana elde edip mesut ol-

nulardr.

Âyete u mana da verilmitir: man edip salih amel yapanlar, hiç


arar etmeyecekleri bir ticaret yapm olurlar; çünkü onlar fâni ve basit
COz; 30 _ _ _ _ _ _ 103. ASR SÛRES 1-3 _ _ _ 135

olan dünyay satmlar, ebedî olan deerli eyleri tercih etmilerdir.

Basit ve kötü eyleri brakp kendüerine ahirette fayda verecek salih

amellere sarlmlardr. Bu ne kârl bir alveritir! Âyetin bu ksm,


onlarn nefislerini kemale erdirdiini ifade etmektedir. Onlarn dier
iki önemli vasfndan öyle bahsedilmitir:

"Bir de birbirlerine hakk tavsiye edenler. " Âyetin bu ksm ise kâmil-

lerin dier insanlar kemale erdirdiklerini anlatmaktadr. Yani onlar,

kendilerine ve dier insanlara hak olan ileri, inkâr mümkün olmayan


hakikatleri, güzellikleri her iki dünyada da yok olmayan doru eyle-
ri tavsiye etmektedir. Hak olan eylerin hepsi hayrdr. Yüce Allah'a

iman etmek, bütün inanç ve amellerde Allah'n kitabna ve peygambe-


rine uymak hayrlarn badr.

"Ve birbirine sabr tavsiye edenler ." Tavsiye edilen ilk sabr, nefs-i
emmârenin sevkettii kötülüklere kar sabrdr. Dier bir sabr çeidi,
yaplmas nefse ar gelen taatleri yerine getirme konusunda sabrdr.
Bir dier sabr, Cenâb- Hak tarafndan gönderilen skntlara sabrdr.
Sabrn bir çeidi de sahip olunan nimetlere hakk ile ükretmeye sab-

retmektir.

Sabr tavsiye etmek, hakk tavsiyenin içine girerken, ayrca söy-

lenmesi, ona çok itina gösterilmesi gerektiini ortaya koymak içindir.

öyle demek de mümkündür:

Hakk tavsiye ibadetlerde olur. Bu, Allah Teâlâ'y raz edecek ileri

yapmaktr. Sabr tavsiye ise bütün kulluk ilerinde olur; bu da yüce


Allah'n her iine rza göstermektir.

Sabrdan kast, sadece nefsi arzulad eylerden uzak tutmak de-


ildir; sabr ayn zamanda Hak Teâlâ'dan gelen eyleri güzel karla-
mak, onlara içi ve dyla raz olmaktr. 9^

95 Açklamalar için bk. Ebüssuud, r<âdül-Akh 's-Selim, 6/468.


136 1 03. ASR SÛRES[ 1-3 _Cüz: 30

Sûrenin Tasavvuf! aretleri

ak ile zikredenlerin yaad zamana yemin olsun ki nef-


Allah'
sine bakp kendini bir ey sanarak Rabb'inden perdelenen insan zarar

içindedir. Ancak, seçkin kullarn iman ettii gibi yakînen iman eden ve
onlar gibi salih amel yapanlar bunun dndadr.

Salih amel, nefsin engellerini geçip lâhî lutuflara ulamak ve fay-


dal eyleri elde etmek için çalmaktr. Onlar bu ekilde kalpten per-

denin açlmas nimetine ulatlar. Böylece Allah’tan baka kimseyi gör-


mediler; yüce sevgilinin müahedesine dalp kendi nefislerinden, var-

lklarndan ve bakasnn varln görmekten uzak kaldlar. Kendileri

kemale erdikten sonra, bakalarm kemale erdirmekle megul oldular.

Allah Teâlâ'nn buyurduu gibi, onlar hep hakk tavsiye ettiler.

Yani doru olan ileri yaptlar. Nefse ar gelen budur. Ama onlann
nefsine hiçbir hayrl i ar gelmez oldu.

Yahut onlar, herkese, Hakk'a yönelmeyi, bu yolun meakkatine


sabretmeyi, gönlü lâhî huzurda tutmay, düünceyi Hakk'a balama-
y tavsiye ettiler.

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-

>na en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Asr sûresinin tefsiri burada tamamland.


©
(104) HÜMEZE SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Hümeze sûresi Mekke'de inmi olup dokuz


âyettir. Övünmek ve haram iler için mal biriktirmek insan için bir fe-
lakettir. Allah Teâlâ bu kimseyi yerip kötüleyerek öyle buyurdu:

O k&j ^^ o ^ *3-^ J-^3

q Lujji ^ j4iy © iii> Uu ol

\
j-Uo; îjljJI il jL5 O L-UJJ V»

•«

,/v -** ^ j *

^^
* * • i
a
^ j

y*
t • T^
l
^
*
ü
ö . jl
tvn
% j 1 p
138 _ _ 104. HÜMF.ZE SÛRRSM-9 _ _ Cü/: 30

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. Arkadan çekitirmeyi, yüze kar elenmeyi âdet edinen bütün


kimselerin vay haline!

2. O sürekli mal toplar ve onu sayp durur.


3. Birde o, malnn kendisini ebedi klacam zanneder.
4. Hayr (öyle deil)! üphesiz o, hutameye atlacaktr.

5. Hutame nedir bilir misin?

6. O, Allah'n tututurulmu bir ateidir.

7. O öyle bir atetir ki insann kalbinin içini sarar ( tâ cierini yakar).

8. O ate mahzeni onlarn üzerine kapatlp kilitlenir.

9. (Onlar) uzatlm sütunlara bal olarak (azap görürler).

Tefsir

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki: Arkadan çekitirmeyi, yüze kar elen-
meyi âdet edinen bütün kimselerin vay haline!"

Veyl ona, vay haline demek, helak olsun diye beddua etmektir.

Bu ifade, knanan bir eyin kötülüünü iddetle anlatmak için de


kullanlr.
A

Ayette geçen "hemz" ve "hümeze", "krmak ve incitmek" anlam-

larna gelir. "Lemz" ve "lümeze" ise "birini arkasndan çekitirmek,


onunla alay etmek, erefini zedelemek" manalarna gelir.

A •

Ayetin anlam udur: insanlar krp inciten, onlan küçük düüren


ve ereflerini çinemekle uraan kimselere yazklar olsun.

Müfessir bn Cüzey öyle demitir: "Ayette knanan kimse, sürekli


insanlar ayplayan ve onlarn haysiyetini zedeleyen kimsedir. Bu iki
Cüz: 30 104. HÜMF.ZE SÛRFS 1-0 130

iin (hemz ile lemz) tarifinde farkl eyler söylenmitir. Bu görüler


özetle öyledir:

Hemz (krp incitme) insann yüzüne kar olur; lemz (erefini ze-
deleme) ise insann arkasndan yaplr. Bunun aksi de söylenmitir.

ncitme elle olur, dieri dille olur.

kisinin benzer eyler olduu da söylenmitir.

Bu sûre, Ahnes b. erik hakknda inmitir. Bu adam, insanlar hak-


A ••

knda çok kötü konuurdu. Ayetin, Umeyye b. Halef ve Velîd b. Mugî-


re hakknda indii de söylenmitir.

Âyetin ini sebebi hususi olsa da manas umumidir. Kim bu vasf-


lar tayorsa, o kimse âyetin tehdidi altna girer."'*’

"O, sürekli mal toplar w onu sayp durur/' Yani baa gelecek âfet ve
musibetlere kar bir hazrlk olsun diye mal bir kenarda biriktirir.

" Bir de o, malnn klacan zanneder." Yani bu mal sa-


kendisini ebedî
A
vesinde hiç ölmeyeceini ve dünyada sürekli kalacam düünür. Aye-
tin bu ifadesi, insan salih amele tevik etmektedir. Gerçekten insan
ahirette dâimi nimetler içinde tutacak olan onlardr. Mala gelince, o, hiç

kimseye ebedî bir hayat kazandramaz. nsan ebediletiren hayrl ilim

ve salih ameldir. Hz. Ali'nin [radvailahu anh| u sözü bu konuyla ilgilidir:

A
"Mal biriktirenler, hayatta iken (manen) ölüdürler. Alimler ise zaman
durdukça hayrla anlp insanlarn arasnda kalmaya devam ederler."

Mal biriktiren kimsenin, malyla ebedî kalma düüncesi, dünyaya


dair olabilecei gibi, ahirete dair de olabilir. u âyet bu kimsenin te-

mennisini haber vermektedir:

"O inkâra zâlim kimse dedi ki: Kyametin kopacan sanmyorum. Eer
Rabbim'e döndürülecek olsam dahi, imdiki halimden daha iyisini bulacam
ümit ediyorum ! " (Kehf 18/36).

% bn Cüzey, et-Tt'$hü li-Ulumi't-T'nzl, 2/512.


140 104. HÜME2 SÜRES
F. 1-9 Cüz: 30

"Hayr, onun yapt doru deil! üphesiz o, hutameye atlacaktr."


Onun hesab ve düüncesi doru deil. Bu kimse atee atlacaktr. O
öyle bir atetir ki içine atlan krp geçirir, yakar bitirir.

" Hutame nedir bilir misin?" Bu soru, atein dehetini bildirmek için

sorulmutur. Yani o atein dehetini ancak Allah bilir, O bildirmezse


kimse bilemez.

"O, Allah'n tututurulmu bir ateidir." O, Allah'n emri ve kudre-


tiyle tututurulmu bir ateidir.

"O Öyle bir atetir ki insann kalbinin içini sarar, tâ yüreini yakar."
Yani o ate onlann içlerine girer, göüslerine ular ve gönüllerini sa-

rar. Gönül, kalbin en orta noktasdr. nsann bedeninde gönülden


daha nazik ve hassas bir yer yoktur. Kendisine dokunacak azck bir

acdan en fazla gönül incinir. Onu cehennem ateinin tamamen sarma-


s durumunda acs nasl olur düünün!
A
öyle de denilmitir: Ayette gönlün söylenmesinin sebebi udur:
nsan vücudunda inkârn ve bozuk düüncelerin yeri gönül olduu
için, bu suçlarn cezas da ayn yere uygulanacaktr.

"O ate, onlarn üzerine kapatlp kilitlenir. Onlar, uzatlm sütunlara

bal olarak azap görürler." Yani üzerlerine kaplar kapanr, bu kaplarn


üzerine de büyük sütunlar dayanr. Bu, azaptan çklarn önlemek ve
bütün kurtulu ümitlerini bitirmek için yaplan bir emniyet uygulama-
sdr. Bir hadis-i erifte öyle buyrulmutur:

"Mümin aklldr, ileri görülüdür, yapt ii iyi bilir, düünerek hareket


eder, acele etmez, bilgilidir, üpheli eylerden de kaçnr. Münafk ise insanla-

rn gybetini yapar, onlarla alay edip incitir çok yer, ,


düünüp aratrmadan
hareket eder, nereden kazandna ve nereye harcadna hiç aldr etmez.

97 Deylemî, Firdei'SüVAhbâr, nr 7830. Daha ksa bir rivayet için bk. Süyûtî, es-S ûgîr. nr

9158; Kudâî, MüsneJ, nr. 251.


"

Cii/: 30 104. H ÜME ZE SÛRES 1-9 141

Sûrenin Tasavvuf! iaretleri

Yazklar olsun kendi ayplarm brakp insanlarn ayplan ile u-


raanlara.

Vertecübî (Rûzbihân- Baklî) demitir ki: "Varlklara ve olaylara


ezelde takdir edilen nasiplerine göre bakmayp halka hasetle uraan-
lara yazklar olsun, onlar için kalplerinin perdelenmesi azab vardr.
Bu kimseler bütün himmetleriyle dünya mal toplamaya yönelir ve ka-

zandklarndan da kimseye vermezler."

"O, sürekli mal toplar ve otu sayp durur âyeti, kim olursa olsun,
mal toplayarak onu sayp duranlar kmamaktadr. Zamanmzdaki Sa-

lih insanlara hayret edilir; onlar ihtiyaçlan dnda yn yn dünya


mal toplarlar, bir de bu halleriyle kalkp seçkin velilere verilen büyük
makamlara ulamak isterler. Bu, çok büyük bir hatadr. Kalpte dün-
ya pislii ile marifet nasl buluur? Kalp aynasn varlklarn suretleri

kaplam iken, kalp nasl temiz olur ve içinde nurlar k verir?

Ariflerden biri der ki: "Kalbi dünya sevgisiyle dolu zenginlerin


ibadeti, çöplüklerde namaz klmaya benzer. Fakirlerin ibadeti ise te-

miz ve güzel mescidlerde namaz klmaya benzer."

" Bir de o, malnn kendisini ebedî klacan zanneder" â yeti una iaret
eder: Yani o kimse, malnn kendisini Allah ile baki klacan zanne-
der. Hayr öyle deildir.

Rûzbihân- Baklî demitir ki: "Allah Tcâlâ, yüce zatn tanmayan


cahil kimsenin u vasfn bildirdi: O, malnn kendisini Cenâb- Hakk'a
ulatracan düünür. Hayr, vallahi o mal ile Hakk'a ulaamaz; kul
Allah'a ancak O'nn yardm ile ular."

Ebû Bekir b. Tahir demitir ki: "O kimse malnn kendisini ebedî
saadet makamna ulatracan zanneder."

Hayr, bu mümkün deildir. Böyle düünen kimse, önüne gelen


her eyi yakp ykan bir atee atlr. Bu ate, dünya sevgisidir. Bu sev-
»42 104. HÜMEZE SÛRES 1-9 _ Cûz^30

gi kalbe girince, orada karlat güzel kulluk tadru ve marifeti yok


eder. Bu sevgi ile kalpte hiçbir nur kalmaz. Bu, Allah'n tututurulmu
bir ateidir. Dünya sevgisi öyle bir atetir ki gönlü sarar, orada bulu-

nan iman ve irfan bozar, yakar, ykar, yok eder. Bu ate gönlü tama-
men kaplar. Artk o kimselerin en büyük derdi ve ilimdeki tek hedefi
dünyalk eyler olur.

Yine Vertecüb (Rûzbihân- Baklî) demitir ki: "Allah'n iki türlü

atei vardr. Biri kahr, dieri lutuf ateidir. Kahrnn atei, inkârclarn

kalbini O'nun yüceliini anlamaktan uzaklatrmasdr. Lutuf atei ise

sevdii arif ve âk kullarnn kalbinde muhabbet ateini yakmasdr."


Sonra Vertecüb, Cafer'in * öyle dediini nakleder: "Müminin kal-
1

binde muhabbet atei tututuu zaman, Allah'tan baka bütün düün-


celeri ve O'nun zikrinden baka bütün zikirleri yakar, yok eder."^

mam Kuevri irahmotullahi aleyh] der ki: "Allah'tan baka bir eyle
zengin olan kimse, aslnda fakirdir. O'nun dndaki bir eyde huzur
aramak vahettir. O'ndan bakasnda izzet aramak zillettir.

Asl fakir, Rabb'ini unutup kendini mal ile zengin gören kimsedir.
Düük kimse, dünyalk makam ile yetinip marifetten mahrum olan
kimsedir. Müflis kimse, Rabb'inin rahmetini unutup taatinin kendi-

ne yettiini düünen kimsedir. Zelil, Allah'tan bakas ile yetinen ve

avunan kimsedir. Aziz ise Allah ile zengin olan ve O'ndan bakasna
gönül vermeyen kimsedir.

öyle denilmitir: "Müminin kalbinde marifet nuru parlad za-

man, orada Allah'tan gayri bütün istek, arzu ve dertleri yakar, temiz-
ler. O zaman kulun bütün mükülleri hallolur.

Bu nur öyle bir eydir ki hadiste belirtildii gibi, yann kyamet


günü cehennem mümine öyle seslenir:

^ Buradaki Cafer, F.hl-i beyt'ten Cafer-i Sâdk [rahmetullahi aleyh] olabilecei gibi,
velilerden Cafer-i Huldî de [kuddise srruhû] olabilir.

W Nakiller için bk. Ruzbihân-t Baklî, AraisiH-Beyân, 3/526.


Cüz: 30 104. KÜM EZE SÛRES 1-9 143

"Ey mümin, üzerimden çabuk geç; yoksa nurun ateimi söndürecek !""*3

Nimetullah-i Nahcuvânî [rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirini u


nasihatle bitirmitir:

"Ey lâhî kahrn tecellisinden ve sonuçlarndan korkan ümmet-i


Muhammedi Bütün ahlâk ve davranlarnda dengeli ol, adaletten

ayrlma, insanlara yumuak ve güler yüzlü davran. Kalbin temiz ve


uyank olsun. Kimse ile çekime. Kimseye dümanlk yapma. Kalbinde
nefsanî düünceler bulundurma ve eytanî iddialarda bulunma. Me-
sela, sahte eyhlik derdine düme. Dervilik gösterileriyle urama.
Gösteriten sakn. Nefsinin kötü arzularna uyma. Makam derdiyle

yanma. Servet biriktirmek için çrpnma. Mal, evlat, hizmetçi ve binek


gibi dünyalk eyleri çoaltmakla urama. Herkese Allah rzas için

yakn ol. nsanlar idare et; onlarla uyum içinde yaa. Nifak ve ayr-
lktan sakn. Ksaca, bütün mümin kardelerini kendi nefsine tercih et.

Onlarn haklarn güzel yerine getir. Böyle yaparsan yüce Allah'n hak-
larn daha güzel yerine getirmi olursun. Allah da seni sever. Herkese

Allah'n ahlâk ile davran. Sana ölüm gelene kadar herkese, kâinattaki
bütün varlklara iyi davranarak Rabb'ine güzel kulluk yap ." 101

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-


bna en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Hümeze sûresinin tefsiri burada tamamland.

100 Kuevrî, Lctâifiil-ârât, h/3 19-320. 1 ladis için bk. Taberânî, el- Kebîr, 22/238; Hevsemî, ez-

Zn'âid, 10/360.
101 Nahcuvânî, ’I-Fevâtihu 1-lâhiyt/', 2/530. Bu ksm tarafmzca eklendi (mütercim).
(105) FÎL SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Fil sûresi Mekke'de inmi olup be âyettir.


Önceki Sûre ile Balants: Bu sûre, insanlarla alay eden ve onlar
arkadan çekitirip ereflerini çineyen kimseler için bir tehdit içermek-

tedir. Onlara u denmek isteniyor: Eer bu kötü davranlarnzdan vaz-


geçmezseniz, dünyada, fil ordusunun bana gelen felaket sizin de ba-
nza gelir, burada helak edilir, zelil olursunuz. Cenâb- Hak buyurdu ki:

^ *
H
rC
D J
v*.
f
j
"L * g*
j — j'j ^J ^^ 1
^
^

.."t-*
U^
- o •

D
t

#
c l

0
r» S
1 *** y o-^ 4
^ s* \ s '
• C
146 105. FÎL SÛRES 1-5 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Rabb'in fil ordusuna ne yaptî görmedin mi?

2. Onlann kötü planlarm boa çkarmad m?


3. Onlann üstüne sürü halinde kular gönderdi.

4. O kular, onlann üzerlerine atete piirilmi çamurdan talar


atyordu.

5. Böylece Allah onlan yenilip çinenmi ekine çevirdi.

Tefsir

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki: Rabb'in fil ordusuna ne yapt görmedin
mi?" Ayetteki hitap Hz. Peygamberedir [sallalUhu aleyhi vesellem]. Yahut
bu olay iiten herkesedir. Buradaki soru, bilinmeyen bir eyi sorup ö-
renmek için deil, olayn meydana geldiini kesin olarak ifade etmek

içindir. Âyetteki "görme", bilme manasndadr. Buna göre anlam öyle


olur: Habibim sen, sana gelen mütevâtir derecesindeki haberlerle ve

zahirî neticeleriyle, gözle görmek derecesinde kesin olarak Fil olayru

bilmedin mi?

Âyette, "Görmedin mi Rabb'in ne yapt?" ifadesinde görme olaynn


yüce Allah'n iine balanmas, hadisenin büyüklüünü, olu eklinin
dehetini, onun alacak eklini, yüce Allah'n kudretinin büyüklüü-
ne delil oluunu, ilminin kemalini, hikmetinin yüceliini, beyti olan

Kabe'nin izzetini ve peygamberi Hz. Muhammed'in [saiiaiiahu aleyhi ve-

silem] erefini bildirmek içindir. Hiç üphesiz bu olay, onun peygam-


berlii öncesinde gerçekleen ve geliini haber veren mucize olaylar-

dandr. Buna "irhâsât" denir. Rivayet edildiine göre Fil olay, Hz.
Peygamber'in doduu sene meydana gelmitir. 111 -

102 Süyûtî, ’d-Dürrül-Mi'nsûr, 8/633.


Cüz: 30 105. FL SÜRES 1-5 147

Fil Olay

Âyette ksaca bahsedilen Fil olay öyle olmutur:

Zamann Habeistan Kral Necâî tarafndan Yemen'e vali yaplan


Ebreheb. Sabbâh el-Erem, San'a'da bir kilise yaptrd. Kilisenin ismini

Kulleys koydu. Ebrehe hristiyand. Yapt kilise ile Kabe'ye giden ha-
clar oraya çekmeyi, Kabe yerine orann ziyaret edilmesini istiyordu.

Kinâne kabilesinden bir adam kalkp San'a'ya geldi, bir gece kilisi-

nin içine pisledi. Vâkdî'nin nakline göre adam, pislikleri kilisenin ön


taratma, mihrap ksmna sürüp kirletti. Kilisenin içine ölmü ve kok-

mu hayvan lei att. Bunu yapan kimse Nüfeyl el-Hadramî idi.

Bu durumu örenen Ebrehe çok kzd, Araplarn ziyaret ettii

Kabe'yi ykacana yemin etti. Ordusuyla Habeistan'dan yola çkt.


Yannda bir de fil vard. Filin ismi Mahmud'du. ri cüsseli çok büyük
bir fildi. Bu fili ona Habeistan Kral Necâî göndermiti. Ondan baka
on iki fil daha vard. Fillerin sekiz tane olduunu söyleyenler de vardr.

Mugammis denen yere varnca konaklad. Mekke'nin reisi


Ebrehe,

Abdülmuttalib onunla görümeye geldi. Ebrehe'ye, bu iten vazgeç-


mesi için Tihâme bölgesinin mallarnn üçte birini vermeyi teklif etti,

105
Ebrehe kabul etmedi . Ordusunu saldrya hazrlad. Fili öne geçirdi.

Ebrehe'nin elinde esir olan ve ordusuna klavuzluk yapan Has'am ka-


bilesinden Nüfeyl b. Habîb, filin yanma yanat, kulan tutarak,

"Mahmud, olduun yere çök; sen Allah'n haremi olan (korumaya

ald, isyan ve zulmü haram kld) bir yerdesin. Sen en iyisi geldi-
in yere selâmetle geri dön!" diye seslendi ve kendisi koarak daa
doru gitti. Fil kendini yere atp çöktü. Onu hareme Kabe taratma
yönelttiklerinde çöküp kalyor, yerinden kalkmyordu. Filin yönünü
Yemen'e veya baka bir tarafa çevirdiklerinde ise kalkp kouyordu.
Bu durum defalarca devam etti. Fili Kabe'nin üzerine yürütmeye mu-

ini bk. âm, Sübiilii T-Hüdâ, 1/218 (Beyrut 1993).


148 105. FL SÛRES 1-5 Cü/: 30

vaffak olamadlar. Öyle urarlarken yüce Allah deniz tarafndan bir

ku sürüsü gönderdi. Bu sürü bir kara bulut gibi geldi, ordunun üze-
rinde durdu.Her ku, üç ta tayordu. Biri gagasnda, ikisi ayakla-
rnda bulunuyordu. Bu talar, mercimekten büyük, nohuttan küçüktü.
Kular talan atmaya baladlar. Atlan ta, adamm bandan giriyor,

arkasndan çkyor, adamn içini yakyordu. Her tan üzerinde kime


atlacaksa onun ismi yazlyd. Askerler kaçmaya baladlar, hepsi
yollarda ve su balarnda ölüp helak oldular.

Ebrehe de bu talardan nasibini ald. Ald ta darbesiyle parmak-


lar ve dier organlar parça parça dökülmeye balad. Nihayet kalbi
parçalanp öldü.

Ebrehe'nin veziri ilk anda talanmaktan kurtulmutu. Kaçarak


Habeistan'a gitti. Onu bir ku takip ediyordu. Vezir, Necâî'nin huzu-
runa çkp olay anlatt. O srada ku, vezirin banda dolanp duruyor-
du. Olay batan sona anlatnca, ku azmdaki ta brakt. Ta vezire
isabet etti ve hükümdann önünde yere yklp öldü.

öyle bir olay da rivayet edilmitir:

Ebrehe'nin adamlar, Abdülmuttalib'in 200 devesini almlard.


Abdülmuttalib onlarn durumunu görümek üzere Ebrehe'nin yanma
gitti. Ebrehe onu görünce, kendisini gözünde büyüttü; ona saygyla
davrand. Abdülmuttalib, iri yapl, güzel yüzlü ve heybetli bir zatt.

Ebrehe'nin yanma varnca, kendisini öyle tanttlar:

"Bu zat Kurey'in reisidir. Mekke kervanlarnn sahibidir. Ovalar-

da insanlar, dalarda vahi hayvanlar doyurur. Cömert ve iyiliksever


bir kimsedir."

Bunlar iiten Ebrehe tahtndan inip onunla birlikte yerdeki sergi-

nin üzerine oturdu. Onu kendi yanna oturttuu da söylenmitir.

Ebrehe, tercümanna,

"Ona sor bakalm, ihtiyac nedir?" dedi. Tercüman sordu. Abdül-


muttalib,
V
Cüz: 30 105. FÎL SÜR ES 1 -5 149

"Adamlarn develerimi alm, onlan geri vermenizi istiyorum!"

dedi. Ebrehe, bu istei tuhaf karlayarak,

"Ben onun ve babalarnn dininin en kutsal, en erefli yeri olan


Kabe'yi ykmaya O bana bu konuda bir ey söylemiyor da de-
geldim.
velerinin derdine dümü!" dedi. Abdülmuttalib,
"Ben develerin sahibiyim; Kabe'yi de koruyacak bir sahibi vardr!"
dedi. Ebrehe,

"Onu benden kimse koruyamaz!" dedi. Abdülmuttalib,

"te sen, ite Kabe! stediini yap!" dedi. Kendisine develeri veril-
di. Oda alp döndü. Sonra Kabe'ye geldi. Kabe'nin kapsndaki halkaya

yapp yüce Allah'a samimiyetle dua etti. Kabe'yi ve kendilerini koru-

masn istedi. Yannda Kurey'ten bir grup insan da vard. O böyle dua
ederken Yemen tarafndan gelen bir ku sürüsü gördü. Onlara baknca,
"Vallahi bunlar garip bir ku sürüsü. Necid ve Tihâme kularna
benzemiyor!" dedi. Kabe'nin halkasn brakt. Yanndakilerle daa çe-
kildi; Ebrehe' nin ne yapacan gözetlemeye baladlar. te o srada
Allah Tcâlâ Ebrehc'nin ordusunun üzerine bir ku sürüsü gönderdi ve
ondan sonra olan oldu.

Denildiini göre Ebrehe, Hz. Peygamberim |sa!iaiiahu aleyhi vesellem]

zamannda yaayan ve müslüman olan Necâî'nin dedesidir. O srada


Habeistan'n bandaki Necâî baka biridir.

Hz. Âie'nin |radyailahu anhâ] öyle dedii rivayet edilmitir:

"Ben filin sürücüsü ile bakcsn gördüm. kisinin de gözleri kör,


4
ayaklar felç olmutu; Mekke'de insanlardan yiyecek istiyorlard.""*

Devamndaki âyetlerde öyle buyruluyor: "Onlarn kötü planlarn

boa çkarmad m Bu âyette, Allah Teâlâ'nn onlara ne yapt özet-

le belirtilmitir. Soru, olayn anlatld gibi olduunu vurgulamak ve

104 bn Hijâm, Stre. 1/59; bn Kesir, et-Bidâye, 2/174; Ebu Nuavm, Delâilü'n-Niibüvv, 1/120.
150 105. FL SURES 1*5 Cü/: 50

tasdik ettirmek içindir. Allah Teâlâ, onlar yerle bir ederek Kâbe'yi yk-
ma planlarn altüst etmitir.

"Onlarn üstüne sürü halinde kular gönderdi."

Hz. Aie [radyaiiahuanhâj, bu kulann krlangçlara çok benzediini


söylemitir.

Ebül-Cüz der ki: "Allah Tealâ, kulan srf bu i için o vakit havada
yaratt."

Muhammed b. Kâ'b der ki: "Bu kular, siyah renkte deniz kula-
ryd."

Onlarn krmz ve siyah renkte yarasaya benzeyen kular olduu


da söylenmitir.

"O kular, onlarn üzerlerine atete piirilmi çamurdan talar atyor-

du. " Yani tula gibi atete piirilmi talar atyorlard. bn Abbas |wd-
yallahu anh] demitir ki: "Ben, Ümmü Hânî'nin evinde bu talardan bir
ölçek gördüm."

"Böylece Allah onlar yenilmi ekine çevirdi." Yani onlar, kurtçuklar

tarafndan yenmi ekin gibi delik deik yapt.

Yahut onlar hayvan tarafndan yenilerek azda çinenip iyice

öütülen saman gibi yapt. Bu benzetmede onlar hakknda u üç du-


rum anlatlmak istenmitir: Deersizlik, alçalma ve telef.

Yahut onlar hayvanlarn yiyerek datt saman gibi yapt.


Önemli Bir Fayda

mam Gazâlî [rahmetullahi alevh|, birçok salih ve kalp ehli kimseden


unu nakletmitir:

"Kim sabah namazmn farznda, birinci rekâtta Fatiha ile nirah


sûresini (Elemnerahleke), ikinci rekâtta da Fatiha ile Fil sûresini okur-

sa ona hiçbir düman zarar veremez."


imam Gazâlî bunu el-Cevâhir adl eserinde söylemitir.
Cü/: 30_ 105. FL SÛRES 1-5 151

Sûrenin Tasavvufî aretleri

Arifin kalbi, varlklar için yüce Allah'a yönelecekleri manevi bir

kâbedir. O kalp, Cenâb- Hakk'n evidir. Bo düünce ve vesvese or-

dular oray harap etmek ister. Allah, zahirdeki evini Ebrehe'den koru-

duu gibi, arifin kalbini de bu tür saldrlara kar korur. Bu durumda


denir ki;

Ey muhatap! Rabb'inin fil ordusuna ne yaptn görmedin mi? Bu


ordu, (manevi kalp için) hayvani ahlâklar, vahi sfatlar, kötü ve ba-
sit düüncelerdir. Allah, arifin gönlüne hücum eden bu dümanlarn
hilesini bozmad m? Allah onlarn üzerine lâhî varidat kular gön-

derdi; onlar, kalbe hücum eden bu eylerin üzerine zikir talar ve fikir

nurlan attlar. Bu zikir ve nurlar kötü ahlâklan kalpten çkartt; onlar


105
yenilmi saman gibi ezip mahvetti; kalbi temizledi .

En dorusunu Allah Teâlâ bilir.

Cenâb- Hak, efendimiz Muhammed'e, onun ehline ve ashabna en


güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Fîl sûresinin tefsiri burada tamamland.

105 mam Kueyri [rahmetullahi aleyhi, bu sürenin tefsirinde usözü nakleder: "Abdül-
muttalib, u günkü inanc üzere, Allah’a yönelip O ndan beytine (Kabe) gelecek belay
defetmesi için ihlâs ve samimiyetle dua etti; Allah da nnun duasn boa çkarmad,
kabul etti. Bir mümin de ihlâsla Rabb'ine dua ederse, yüce Allah onun da duasn boa
çkarmaz. Bir de AbdülmuttaJib, kendisi için deil, Allah'n evi için istekte bulunmutu.
Allah için olan hiçbir ey boa gitmez" (Kueyri, Utâifül-ârât, 6/322).
(106) KUREY SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Kurey sûresi Mekke'de inmi olup dört


âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede fil ordusunun helak


7
edilmesi, Kabe gibi Kurey de muhafaza etmek
i için gerçeklemitir.
Bunun için yüce Allah onlara yapt bu iyilii hatrlatp ona ükret-
melerini emrederek öyle buyurdu:
154 _ _ 1U6. KL'RF.Y SÛRES Jj4 _ _ _ Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Kurey'in güvenliini salad,


2. K ve yaz seyahatlerini emniyet içinde gerçekletirdii için,

3. Onlar, u evin Rabb'ine kulluk etsinler.


4. O Rab , onlar açlktan kurtaran ve her çeit korkudan güvende
klandr.

Tefsir

Allah Teâlâ'nn Kurey'e yapt iyilikler pek çoktur. Onlara den-


mek isteniyor ki: Allah'n size yapt dier nimetleri unutmu olsanz
da hiç deilse O'nun size salad can güvenlii ve yol emniyeti için
ibadet edin.

Bazlar, Kurey sûresi ile Fîl sûresini bir sûre olarak görmüler
ve bu sûrenin bandaki lâm harf-i cerrini önceki sûrenin son âyetine
balayarak mana vermilerdir. Buna göre mana öyle olur:

"Allah Kurey'e kasteden Habe fil ordusunu helak etti ki insanlar

bu sayede onlann adn iitsin, onlara son derece hürmet ve sayg gös-
tersinler ve böylece onlarn yol güvenlii salansn."

Ancak âlimlerin çounluuna göre, aralarnda mana irtibat bu-

lunsa da iki sûre birbirinden ayn müstakil birer sûredir.

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Kurey' in güvenliini zalad ..." Yani

Kurey, kendilerine can emniyeti ve yol güvenlii salad için bu


beytin (Kabe'nin) sahibine kulluk etsin.

Kureyliler iki yöne yolculuk yaparlard. Kn Yemen tarafna, ya-

zn da am bölgesine giderlerdi. Oralardan erzak ve eya getirip tica-

ret yaparlard. Yoluculuk srasnda güven ve emniyet içinde olurlard;


çünkü onlar Allah'n haram bölgesinde (belirli eyleri haram klp özel
koruma altna ald yerde) oturmaktaydlar ve erefli evinin sahipli-
"

Cüz: 30 106. KURF.Y SÛRF.S 1-4

ini yapmaktaydlar. Bu sebeple onlara bir saldr olmazd. Halbuki


dier insanlann yollan kesilir, mallar yamalanrd.

Kurey, Nadr b. Kinâne'nin oullarna verilen bir isimdir. Fihr b.

Mâlik'in çocuklarna verilen isim olduu da söylenmitir.

Kurey'e niçin bu isim verildii hakknda unlar söylenmitir:

Kurey, "kir" kelimesinden türetilmi ism-i tasgir (küçültme) ka-

lbnda bir isimdir. Kir, denizde yaayan iri cüsseli bir hayvandr. Bu
hayvan, gemilere taklr onlar megul ederdi, kendisiyle ancak atele

ba edilirdi. iddet ve sertlikte bu hayvana benzedii için, Kurey'e de


bu isim verilmitir.

Dier bir görü öyledir:

Kurey, "kar" kelimesinden türemitir. Kar, toplamak ve kazan-


mak anlamndadr. Kurey, çokça ticaret yapt ve beldelerde dolat-
için ona bu isim verilmitir.

Dier bir görüe göre, Kurev'in atalarndan Kusay b. Kilâb, da-


nk airetleri bir bayrak altna toplad veya bu insanlar Harem çevre-

sinde Kâbe'nin etrafnda topland için onlara Kurey ismi verilmi-

tir. Kelimenin, "toplamak" manas da vardr.

"Onlar, kendilerim açlktan kurtaran < evin Rabb'ine kulluk etsinler .

Allah onlara, Kâbe'nin etrafnda oturmalar sebebiyle, emniyet


içinde yolculuk yapmay temin etti ve bu sayede onlara kolay nzk yo-
lunu açt; onlar daha önce dütükleri iddetli açlktan kurtard.

Kelbî demitir ki: "am'dan ilk ticaret izni (vize) alan ve onunla

am'a yolculuk yapan Abdümenâf'n olu Hâim'dir."

Allah Teâlâ, rahmet peygamberi Hz. Muhammed'i (saliallahu aleyhi

vesellem] peygamber olarak gönderip Kurey müslüman olunca, Allah


o bölgenin insanlarm bu iki yolculuun zahmetinden kurtard. Hz.
Peygamberim bereketine Mekke'ye her yandan nzk akmaya balad.
156 106. KUREV S ÜRES 1 -4 Cüz: 30

Velilerden Mâlik b. Dinar [rahmetullahi aleyhj der ki: "Allah'n gözün-


den düen (gazabna urayan) her ümmete Allah iddetli açlk çektirir.

Öyle ki açlk cierlerini eritir."

Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellcm] öyle dua ederdi: ‘'Allahm, iddetli

açlktan sana snrn. O, insann bana gelen ne kötii bir haldir." * 11

Buradaki kötülenen açlk, çok ileri derecede olan, insann dengesi-


ni bozan ve içinde bir kuvvet brakmayan açlktr. Yoksa orta haldeki
bir açlk, sûfîlere göre övülmütür.

"
Allah Teâlâ sonra öyle buyurdu: "O sizi korkudan güvende kld
Yani büyük bir korkudan güvende kld. Emin klndklar korku hak-
knda unlar söylenmitir:

Bu, fil ordusunun korkusudur.

Yolculuk srasnda insanlarn saldrmas korkusudur.

Bölgeyi saran açlk ve ktlk korkusudur. Anlatldna göre Ku-


rey öyle bir ktlk yaamtr ki açlktan ölmü leleri ve atlm kemik-
leri yemilerdir. Allah Teâlâ, Hz. Peygamberim |sallallahu aleyhi veselleml

duas bereketine onlardan bu ktl kaldrmtr.

Onlardan giderilen bir korku da cüzzam hastala korkusudur.


Onlarn beldesine bu hastalk girmemitir. Bu da Hz. brahim'in [aley-

"
hisselâm], Rabbin buray güvenli
, bir belde yap!" (Bakara 2/126) duasnn be-
reketine olmutur.

Sûrenin Tasavvuf! aretleri

Allah Teâlâ, evi olan Kâbe'nin ehlini felaketlerden koruduu gibi,

kendisine bal âk kullarn da korur. Dünyann bütün süs ve alâyi-

inden kalbini çekip kendini yüce Mevlâ'ya adayan bir insan, nereye

gitse emniyettedir. Onun etrafmdaki dier insanlar, bir sürü âfet ve fe-

laketlere maruz kalrken. Hakk a âk kul özel bir himaye içinde yaar
106 Ebû Davud, Vitir, 32 (nr. 1547); bn Mâce, Etime, 53 (nr. 3354); Nesaî, Istiâze, 19.
Cüz: 30 106. KURKY SÜRES 1-4 157

Ben bu durumu bizzat gördüm. Bir zamanlar Ttvân ehri muha-


sara edildiinde, oradan her çkan kimse ya soyguncular tarafndan

gasbediliyor ya da öldürülüyordu. Biz ise Allah'n korumasyla, iste-

diimiz her yere emniyet içinde gidiyorduk. Çünkü biz ve arkada-


larmz, Allah dostlarnn giysisini giyiyorduk; üzerimizde dervilere
ait cübbe, elimizde tebih ve omuzumuzda seccademiz bulunuyordu.
Eer biri bu kyafeti çkarrsa, o yakalanyor ve eziyet görüyordu. Der-

vilerden çkarp yolculua çkmt, yolda


biri özel elbisesini yakala-

np mal elinden alnd. Durum eyhine ulamca dervie,

"Sen ölçüye dikkat etmedin, haddi atm. Nefsinin keyfi için ölçü-

süz hareket eden kimsenin zarar görmesi daha evlâdr" dedi.

Hakk'a yönelmi kimseye denir ki:

Bu beytin sahibine, yani peinde olduunuz gönül evinin Rabb'ine


ibadet edin. O Allah ki sizi, yöneldiiniz her taraftan rzklandrmakta,
lazm olan eyi size salamakta, sizi manevi yolculukta açlk ve korku-
lardan emin klmaktadr.

En dorusunu Allah Teâlâ bilir.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabna


en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Kurey sûrenin tefsiri burada tamamland.


(107) MÂÛN SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Mâûn sûresi Mekke'de inmitir. Medine'de


indiini söyleyenlerde vardr. Yars Mekke'de varisi Medine'de inmi-
tir diyenler de olmutur. Yedi âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ, önceki sûrede Kurey'e,


onlara ihsan ettii nimetlere karlk bir ükür olarak kendisine ibadet
yapmay emretti. Bu sûrede de hesap gününü yalanlayan ve ükre ya-

namayan kimsenin durumundan bahsederek öyle buyurdu:

S- ' \ s ' \

> *
ri O r4^. «i# e
©. 6/uiiû jU & © jJi Li
160 107. MÂÜN SÛRES 1-7 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrdkîm.

1. Dini (hesap gününü) yalanlayan gördün mü?

2. Bu kimse, yetimi itip kakar,

3. Yoksulu doyurmaya tevik etmez.

4. Yazklar olsun o namaz klanlara ki,

5. Onlar namazlarndan gaflet içindedirler.

6. Onlar (ibadetlerinde) gösteri yaparlar,

7. Ve (en ufak bir) hayra da mani olurlar.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Dini, hesap gününü yalanlayan gör-

dün mü?" Buradaki soru, bilinmeyen bir eye cevap aramak için de-

ildir. Onun amac, anlatlan eye dinleyicinin dikkatini çekmek, onu


bahsedilen eyi bilme konusunda evklendirmektir. Bu soruda hayret

ve aknlk manas da mevcuttur.

Âyetteki hitap, Hz. Peygamberedir [saüaliahu aleyhi vesellcm]. Yahut


iiten herkesedir. Âyette geçen "görmek", bilmek anlamndadr.

"Bu kimse, yetimi itip kakar .


" Ayetin bir manas udur:

"Din gününü yahut slâm' yalanlayan kimseyi tanyor musun?


Eer onun kim olduunu bilmek istiyorsan o, yetimi iddetle itip ka-

kan, onu çirkin bir ekilde azarlayp geri çeviren kimsedir."

Âyette bahsedilen kimsenin, Ebû Cehil olduu söylenmitir. O, bir

yetimin malnn bakmm üstlenmiti. Yetim ona çplak bir vaziyette

gelip kendi malndan vermesini istedi. Ebû Cehil, onu iddetli bir e-
S
kilde azarlayarak geri çevirdi, malndan vermedi. Ayet onun bu haline

iaret ediyor.
Cüz: 30 107. MÂÛN SÛRES 1-7 161

Âyette bahsedilen kimsenin, Velîd b. Mugîre veya Âs b. Vâil oldu-


u da söylenmitir. Âyetin bahsettii ahslar içinde Ebû Süfyân'n da
ismi geçmektedir. Anlatldna göre bir gün Ebû Süfyân bir deve kes-
ti. O srada bir yetim gelerek bir parça et istedi, Ebû Süfyân da elindeki
asa ile ona vurarak geri çevirdi. Bu durum, o müslüman olmadan önce
meydana gelmitir.

Âyetin belli bir ahs deil, bu vasftaki bütün insanlar kastettii


söylenmitir.

"Yoksulu doyurmaya tevik etmez. " Bu kimse, ailesini ve zengin kim-


seleri yoksula bir ey vermeye tevik etmez. O, kimseyi tevik etme-
yince, kendisi bizzat yoksula hiçbir ey vermez. Âyette, iyilie engel
olmak, hesap gününü yalanlamann bir göstergesi saylmtr; çünkü
o kimse eer ahirete iman etseydi, hesaba ve azaba yakînen inansayd,
Allah'n azabndan ve gazabndan korkar, cimrilik yapmazd.

" Yazklar olsun o namaz klanlara ki onlar namazlarndan gaflet içinde-

dirler; ona önem vermezler. Onlar, insanlar kendilerini sevsin ve övsün


diye ibadetlerinde gösteri yaparlar. Ve en ufak bir hayra da mani olurlar.

Yani mallarndan, verilmesi farz olan zekât vermezler."


.a

Ayetin bu ksm, münafklar hakknda inmitir. Çünkü onlar, na-

maz önemsemez, onun farz olduuna inanmazlard.

Kevâî, bir âlimden naklen der ki: "Âyette bahsedilen gaflet, na-
mazn içinde olan gaflet deildir. Namaz içinde az çok gaflet hali ya-
amayan kimse neredeyse yoktur. Hz. Peygamber'in de [sallallahu aleyhi
vesellem] bazan namazda okuduu âyeti unutma eklinde yanld ol-

mutur (Bu, ümmete o durumda ne yaplacan göstermek için mey-


dana gelmitir).

Hz. Enes'in |radyallahu anh] u sözü, yukardaki görüü destekle-


mektedir:

'Allah'a hamdolsun ki âyette, 'Namazdan gaflet edenler' dendi;

'Namazn içinde gaflete düenler, denmedi."


162 107. MÂ Û N SÜ RES 1-7 Cüz. 30

Namazdan namaz terketmek, onu ciddiye almamak ve ona


gaflet,

yönelmemek anlamndadr. Eer, 'Namazn içinde gaflete düenlere


yazklar olsun denseydi' iimiz çok zordu. Çünkü bundan tamamen
kurtulmak çok zor bir itir."

Kevâî sonra, bn Atâ'nm u sözünü nakleder: "Kur'an'da iddetli


her tehditten sonra, muhakkak daha yumuak bir tehdit gelir. Ancak,

‘Yazklar olsun o namaz klanlara ki ...'âyetinden sonra, daha yumuak


bir tehdit gelmemitir. Bu âyette, hiç kalp huzuru olmadan namaz
klanlar azapla tehdit edilmitir, onu hepten terkedenlerin hali nasl
olur, düünün!"

bn Atâ'ya, "Namaz nedir?" diye sorulunca öyle demitir:

"Namaz, ancak Allah'n bilecei bir ekilde kulun yüce Rabb'ine


ulamas ve O’nunla bulumasdr."

Bundan sonra Kevâî der ki: "Âyette, 'Onlar ( ibadetlerinde ) gösteri

yaparlar' buvrulmutur. Bu unu gösteriyor: Kim namazna srf Allah

nzas için balar, namaza ve dinin dier ibadetlerine son derece hür-

met ve tazim içindeyken, bir yanlma ve gaflet haline düerse, bu âye-


tin tehdidi altna girmez."

Kevâî sonra öyle der: "Gösteriten kaçnmak ve kurtulmak ger-

çekten son derece zor bir itir. Birhadis-i erifte öyle buyrulmutur:

' Riya (ibadet ve amelde insanlara gösteri yapma duygusu ), karanlk bir

gecede siyah bir ta üzerinde yürüyen siyah karncann ayak izinden daha
.’" 107
gizli ve fa rked ilemeyecek derecede sinsidir

Âlimlerden biri demitir ki: "Onlar amellerini Allah için yapmaz-


lar, ihlâsn hakikatine ulamak için de çalmazlar. Bu durumda onlara
Allah tarafndan kendilerini insanlar için amel etmekten alkoyacak ve
onlar için amelini süslemekten kurtaracak bir manevi yardm gelmez."

lir Bira/ farkl lafzlarla bk. Ahmed. Miism'd, 4/403; Hâkim, Mmh’drek. 2/290; Hevsemi,
Zevâul. 10/223.
Cüz: 30 107. MAUN SURFSI 1-7 U>3

"Ve onlar en ufak hayra mani olurlar/' Âyette "en ufak hayr" ma-
nas verdiimiz "mâûn'\ bir evde kullanlan balta, su, ate ve benzeri
A

eyalardr. Alimler der ki: "Bu tür eylerin bir zaruret annda emanet
olarak istendiinde verilmemesi dinen sakncaldr. Bir zaruret yokken
istendiinde verilmemesi ise güzel ahlâka yakmaz."

krime [rahmeiulljhi aleyhj der ki: "Âyetteki tehdit bu eyleri verme-


yenlere deildir; oradaki tehdit, mal ve eyalar toplayp onlar namaz-
da düünüp dururken gaflete düen ve onlardan hiç kimseye verme-
yenleredir."
• « • a

Ibn Aziz (veya Ibn Uzeyz) der ki: "Ayetteki mâûn, Câhiliye devrin-
de her türlü hediyeye ve fayda getiren eye denirdi. slam'da ise zekât

ve hayr cinsinden olan taate 'mâûn' denir."


A.

öyle de denilmitir: "Ayette bahsedilen hayr, bir müslümann di-


er müslüman kardeinden istifade edecei normal eylerdir. Bunlar
emanet, yardm isteme ve benzeri iyiliklerdir."

Ferrâ, bu hayrn "su" olduunu söylemitir.

Buhârî'de ise öyle geçer: "Bu hayr, bütün iyilik çeitleridir. En


yüksei zekât, en basiti ise bir eyay emanet vermektir."

En dorusunu Allah bilir.

Sûrenin Tasavvufî aretleri

Din slâm, iman ve ihsan hallerine hakk ile sahip olmaktr. Kim
bu üç makam elde ederse, iç âlemi bütün kötü ve ho olmayan ey-
lerden yana tertemiz olur. Bu durumda onun kalbinde halka kar ef-
kat, acma, ihsan ve cömertlik oluur ve kul, ihlâs makamn elde eder,
yüce Allah'a güzel kulluk yapmann tadn alr.

hsan makamn vüce Allah' müahede halini) elde etmeyen kim-


(

senin kalbi katlk, cimrilik ve gizli riyadan kurtulamaz. Çou kez onun
için bu âyetlerde anlatlan durumlar geçerli olur, hepsi onda bulunur.
164 107. MAUN SÛRES 1-7 Cüz: 30

mam Kueyri, '‘Yazklar olsun o namaz klanlara ki onlar, namazlarn-


dan "
gaflet içindedirler âyeti hakknda der ki: "Bu âyet, namazn sr ve
inceliklerinden perdeli olan, ondaki manevi ilim ve hallerden habersiz

bulunan, bir de onun zâhirî ilim ve hükümlerini bilmeyen kimselere


iaret etmektedir.

'Onlar gösteri yaparlar.' Yani amel ve hallerini manevi karanlk


içindeki nefislerine ait görerek gösteri yapp onu boa çkarrlar.

'Ve hayr engellerler.' Yani doru yolunda giden kimseye fayda ve-
recek irad ve nasihati esirgerler."

Kueyrî'nin ifadelerini mana olarak naklettik.

Hayrlarda muvaffak olmak ancak yüce Allah'n yardm ile müm-


kün olur.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabna


en güzel ekilde salât ve selâm etsin.

Maun sûresinin tefsiri burada tamamland.


(108) KEVSER SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Kevser sûresi Mekke'de inmi olup üç âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ, önceki sûrede eli sk cim-
ri kimseleri knayp kötüledi. Bu sûrede ise Peygamber'ine eli açk ol-

may ve cömertlii emretti. Cömertlik insann en kymetli malndan


olaca için, ona deve kurban etmesini emretti. Çünkü deve, o günkü
insanlara göre en kymetli mald. Cenâb- Hak buyurdu ki:

iLiî 5] 0 >5i j 0 Ic>û l


166 108. KEVSER SÛRES 1-3 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. (Resulüm!) üphesiz biz sana kevseri verdik.

2. O halde sen de Rabb'in için namaz ktl ve kurban kes.

3. Asl soyu (ve sonu) kesik olan, sana kzp kin besleyendir.

Tefsiri

"
Cenâb- Hak buyuruyor ki: Resulüm ! üphesiz biz suna kevseri ver-
dik." Yani sana pek çok hayr verdik. Allah Teâlâ habibine peygam-
berlikle öyle bir eref vermitir ki onda dünya ve ahiret hayr, bütün
âlemin reislii ve iki cihan saadeti mevcuttur.

Kevser Nedir?

Hz. Peygamber'e [sallaliahu aleyhi vesellem] verilen kevserin cennette

bir nehir olduu söylenmitir. Bu nehrin içecei baldan tatl, sütten


beyaz, kardan souk, kaymaktan yumuaktr. ki taraf inci ve zeber-
ced döelidir. Bardaklar altndan olup gökteki yldzlar saysncadr.
Ondan bir defa içen kimse, ebediyen bir daha susamaz. Bundan sonra
keyif için içer.

Ahirette bu nehre ilk varacak olanlar fakir muhacirlerdir. Onlar,


dünyada iken, doru dürüst elbise bulamayan, saç ba dank, zen-
gin ve güzel kadnlarla evlenemeyen, hallerini gizlediklerinden dola-

y kendilerine sultanlarn kaplar açlmayan kimselerdir. Onlarn her


biri ihtiyacm içinde saklayarak ve skntsn gönlünde tayarak dün-
yadan ayrlmtr. Onlar zahiren böyle fakirdiler, fakat manen öyle naz
sahibiydiler ki ellerini açp da yüce Allah'tan bir eyin olmasn iste-
selerdi, Allah onlarn isteini verirdi (Ancak onlar Allah'tan ahireti ve
lâhî rzay istediler; yüce Mevlâ da bunlar kendilerine lütfetti).

Abdullah b. Abbas |radyaliahu anh] kevseri, pek çok hayr olarak tef-

sir ederdi. Kendisine, "O, cennette bir nehir deil midir?" diye soru-
lunca öyle demitir:
Cüz: 30 108. KEVSER SÛRES 1-3 167

"O nehir de Allah Resûlü'ne verilen çok hayrn içindedir."

Allah Resûlü'ne verilen kevserin (çok hayrn) ne olduu konusun-


da çok ey söylenmitir .
108
Bunlardan bazs unlardr:

Evlatlarnn ve kendisine tâbi olan ümmetinin çok olmas.

Ümmeti içinde âlimlerin çok olmas.

Kendisine, dünya ve ahiret hayrn içinde toplayan Kur'ân-


Kerîm' in verilmesi.

Rivayet edildiine göre, Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi veselleml yüce


Allah'a,

"Yâ Rabbi! brahim'i kendine halil (dost) seçtin. Musa ile özel olarak ko-

nutun. Bana özel olarak neyi verdin?" diye yalvard. O zaman,


"Seni yetim olarak bulup barndrmad m?" âyeti indi. Hz. Peygam-
ber bununla yetinmedi, daha fazla istedi. O zaman,

" Biz sana kevseri verdik" âyeti indi. Resûlullah [sallallahu aleyhi veseüem]

yine yetinmedi, daha fazlasn istedi. Yetinmemekte de haklyd, çün-


kü yüce Allah'tan gelen eylere kanaat etmek, bir çeit mahrumiyettir.

Elindekiyle avunup yetinmek, Allah'tan daha fazla gelecek eylerin

yolunu keser. O zaman Cebrâil [aleyhissdâm] indi ve Resûl-i Ekrem'e,

"Yüce Allah sana selâm ediyor ve öyle buyuruyor: "brahim'i


kendime halil edinmi, Musa ile özel olarak konumusam, seni de
kendime habib (özel sevgili) yaptm. zzet ve celâlime yemin ederim ki

habibimi hiç kimseye tercih etmem."

1C8 mam Fahreddin-i Raz [rahmetullahi aleyh], Allah Resûlü'ne verilen kevserin (çok haynn)
ne olduu hakknda on be görü nakletmitir. Bunlar özetle unlardr: 1, Cennette bir
nehir. 2. Cennette bir havuz. 3. Evlatlarnn (seyyid ve eriflerin) yokluu. 4 Ümmetinin .

âlimlerinin çok olmas. 5. Peygamberlik. 6. Kur'ân- Kerîm. 7. slâm. 8. Kendisine tâbi olan
ümmetinin çokluu. 9. Kendisine verilen üstünlük ve faziletler. 10. Adnn yüceltilmesi.
II. lim. 12. Güzel ahlâk. 13. Makam- mahmûd yani en büyük efaat yetkisi. 14. Kevser
sûresi ve içinde bahsedilen nimetler. 15. Allah Teâlâ'nn Hz. Resulullah'a verdii bütün
nimet, hayr, eref ve faziletler (bk. Râzi, Mefâtîhtl-Gayb, 32/116-120).
168 108. KEVSER SÛRES 1-3 Cüz: 30

O zaman Hz. Peygamber raz oldu ve rahatlad.

Devamndaki âyette öyle buyruluyor:

"O halde sen de Rabb'in için namaz kl." Allah Teâlâ Resûlullah'a ik-

ram ve ihsan ettii nimetleri kâinatta hiç kimseye vermemitir, verme-


yecektir de. Bütün bu nimetler, ona emredilen eyleri en güzel ekilde
yerine getirmesini gerektirir. Bunun için kendisine öyle denmitir:

Habibim, srf Rabb'in için namaz klmaya devam et. O Rab ki kâinat-
ta bir benzeri olmayan en güzel nimetleri sana ihsan etmitir. Sen de bu
esiz nimetlerin ükrünü yerine getirmek için, namazdan gafil olanlarn

ve onu gösteri için klanlarn tersine, ihlâsla Rabb'ine kulluk et, namaz
kl. Gerçekten namaz, bütün ükür çeitlerini içinde toplamaktadr.

"Ve kurban kes."

Bu âyette u denmek isteniyor: Deve kurban et. Deve, Araplar için

en kymetli bir mald. Kestiin kurban fakirlere ve muhtaçlara sadaka


olarak dat. Onlan geri çeviren, bir ey vermeden gönderen ve kendi-
lerine basit eyalan bile vermekten çekinen kalbi kat kimselerin aksi-

ne, sen onlara ikramda bulun.

Âyetteki namaz ve kurban hakknda farkl görüler söylenmitir.


• a
ibn Atyye'nin öyle dedii nakledilmitir: "Ayette emredilen na-
maz (Müzdelife'de) cemaat halinde klnan sabah namazdr, kurban
ise Mina'da kesilen kurbandr."
*

Dier görü udur:


bir Ayette emredilen namaz bayram namaz,
"
kurban ise kurban bayram günlerinde kesilen kurbandr. 11

Dier bir görü udur: Namaz kl emri, bütün namazlan içerir.

Nahr ise namazda sa eli sol elin üzerine koyup gösün altnda bala-
maktr. Bunun, tekbir esnasnda elleri göüs hizasna kadar kaldrmak

109 Hanefilor, bayram namazlarnn ve kurbann vacip oluuna bu sûredeki, Rabb'in için

namaz kl, kurban kes” emrini delil göstermilerdir.


" ,

Cüz: 30 10 8. KEVSER SÜRES 1-3 169

olduunu söyleyenler de vardr.

bn Abbas'n iradyaliahu anh] son âyete öyle mana verdii rivayet


edilmitir: "Namazda gösünle kbleye yönel."

Ferrâ ve Kelbî de âyete böyle anlam vermilerdir .


1 ’*1

"As/ soyu ve sonu kesik olan, sana kzp kin besleyendir.

Kim olursa olsun, sana kzan ve dümanlk eden kimse var ya asl
soyu kesik olan odur. Onun geride bir nesli kalmayaca gibi, güzellik-

le anlan bir ad da bulunmayacaktr.

Resulüm, sana gelince, kyamete kadar senin soyun devam ede-


cek, adn ve sann anlacak, faziletin ve ahlâkn yaylp duracaktr.
Mümin olarak doan ve yaayan herkes senin evladn ve takipçindr.
smin günde be defa ezanla minarelerde anlp yüceltilecektir. Her
âlim ve zikir ehli senin adn anp duracaktr. Bu durum, kyamete ka-
dar devam edecektir. Önce Allah'n ismi, sonra senin ismin anlacaktr.
Bunlar dünyada olacak eylerdir, ahirette ise senin için öyle nimet ve
erefler hazrlanmtr ki insanlar onu ifade edemezler. Senin gibi biri-

ne soyu kesik denemez; asl soyu ve arkas kesik olan kimse, dünyada
ve ahirette unutulmu o sana kzan kimsedir.

Denilir ki bu âyet Âs b. Vâil hakknda inmitir. Bu herif, Hz. Pey-


gamberim [salhllahu aleyhi vesdlem] olu Abdullah vefat ed ince ona, "Soyu
kesildi, nesli kurudu!" derdi.

Bir defasnda As b. Vâil Resûlullah'n yanna gitmiti. Ona, "Ki-


minle birlikteydin?" diye sorulunca, "Soyu kesikle!" dedi. Aym ekil-
de Kurey mürikleri de kendisine, "Soyu kesik, zavall" derlerdi. Al-

lah kendisine lanet etsin, yahudi airlerinden Kâ'b b. Eref Mekke'ye


gelince, Kureylilerii Hz. Peygamberim (sallallahu aleyhi vesellem] aleyhine
kkrtyordu. Kurey mürikleri, ona,

1 Ki Nakiller için bk. irbîni, SirâciH- Münir. 8/444 (Beyrut 2(X>4); üyu ti, cd-Dürriil-Mensûr
8/650-651.
"

170 108. KEVSER SÛRES 1-3 Cüz: 30

"Biz Kabe'deki su ve bakm hizmetlerini gören kimseleriz. Sen ise


Medine'nin ileri gelen bir reisisin. Söylesene, biz mi hayrlyz yoksa
kavmi içinde u ovu kesik, nesli kurumu kimse mi daha hayrl?"
diye sordular. O da, "Sizler daha hayrlsnz!" dedi. Bunun üzerine
Kâ'b b. Eref hakknda u âyet indi:

" Kendilerine kitaptan (Tevrat'tan) bir pay verilmi kimselere bakmaz m-


sn? Onlar Allah'tan baka putlara tapyorlar ve inkâr edenler için de. ‘Bun-

lar müminlerden daha hayrldr' diyorlar " (Nisâ 4/51).

Mürikler hakknda da Kevser sûresindeki u âyet indi:


“Gerçekten soyu kesik olan, sana buzeden ve dümanlk yapandr .

Sûrenin Tasavvufî aretleri

Bu sûrede ResûluUah'a (sallallahu aleyhi vesilem! buyrulduu gibi,

onun ahlâk ile ahlâklanm ve izinden hiç ayrlmayan halifesine de


denir ki:

Ey dostum, biz sana kevseri yani pek çok hayn verdik. Çünkü ma-
rifetullah elde eden {Allah Teâlâ'v tanyan ve bütün varln O'nun
yolunda harcayan) kimse her türlü hayr elde etmitir. Bu kul Rabb'ine
der ki: Seni bulan kimse, neyi kaybetmitir ki!

Marifet ehline yaplan hitap öyle devam eder: Bütün kalbini top-
layarak Rabb'in için namaz kl, nefsini ve onun kötü arzularn kalpten
silip at. Gerçek u ki sana buzeden ve dümanlk yapan kimsenin ar-
kas kesik, ii bitiktir. Sana gelince senin adn bu âlemde devaml ha-
yrla anlacaktr, senin hayatn ölümle bitmeyecektir. Takva ehli, âk
kullarn ölümü, peinden ölüm olmayan ebedî bir hayat demektir.

Cüneyd-i Badâdî [rahmetullahi aleyhi, “Sana buzeden ve dümanlk ya-


pan kimsenin soyu kesiktir " âyetine u manay vermitin "O kimse sana
kar yapmak istedii kötü emellerine ulaamayacaktr, onun sana za-

rar verme yolu kesiktir."

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e ve ailesine salât etsin.


Cü^: 30 1 00. K EVSER SÜRES 1-3 371

Kevser Sûresindeki ncelikler 111

Müfessirlerin imam Fahreddin-i Râzî [rahmetuliahi aleyhi demitir ki:


Bu sûrede, bir önceki Mâûn sûresinde bahsedilen eylere, zdd ile bir

karlk verilmi gibidir. öyle ki: Allah Teâlâ, önceki sûrede münafk-
larn u dört özelliinden bahsetti:
1. Ar derecede cimrilik ve eli sklk.
2. Namaz terketmek.

3. Namazda ve dier ibadetlerde insanlara gösteri yapmak.

4. Zekât vermemek, hayr yapmamak.

Kevser sûresinde ise bunlarn zdd olan u dört eyden bahsedildi:

1. Cömertlik. lk âyette, "Biz tana bol hayr verdik" denildi. Bu, sen

de bolca hayr yap, eli sk ve cimri olma demektir.

2. Namaza ve kullua devam. " Namaz kl" âyeti bunu istiyor.

3. hlâs. Ayetin, “Rabb'in için" ksm bunu istemektedir. Bu, insan-


lara gösteri yapma, her iini ve ibadetini srf Allah rzas için yap de-
mektir.

4. nsanlara hayr yapmak. "Kurban ket” emri bunu gerektiriyor.


Kurban, en hayrl maldan kesilir. nsan en hayrl maln kesip muh-
taçlara datnca, artk geride saklayaca hiçbir hayr brakmaz; her
eyini sevdii Allah yolunda harcayabilir.

Yine Fahreddin-i Râz [rahmctuilahi aleyhi, bu sûredeki bir baka hik-


mete öyle dikkat çeker.

Bu sûrede Allah'a giden hak yolcularnn hali özetle anlatlmakta-


dr. öyle ki: Allah'a giden hak yolcular üç derecede bulunurlar:

En yüksek derece, kalple ve ruhla yüce Allah'n nurunda kaybol-


"
maktr; Biz tana kevteri verdik” â yeti buna iaret eder. Bu hal Allah ver-

111 Bu ksm, konuyu tamamlayn olarak tarafmzca eklenmitir (mütercim).


"

172 108. KEV SER S ÜRES 1-3 _ Cüz: 30

gisidir. Her ruhun kabiliyeti, alma gücü ve nasibi bir deildir. Bu ite
en önde olan Resûlullah Efendimiz'in [sallallahu aleyhi vesellem] saadetli

ruhudur. Marifet ve ilahi akta önder odur.

ikinci derece, sürekli bedenle yaplacak ibadet ve taatlerle megul


"
olmaktr; Rabb'in için namaz kl" âyeti bu hale iaret etmektedir.
•%

üçüncü derece, nefsi bo arzula rndan alkoymak, onun kötü istek-


"
lerine engel olmak, ksaca üphe ve haramlardan saknmaktr; Kurban
kes âyeti de bu hale iaret etmektir. Bunun manas, "Kalbindeki bo
arzulan, kötü düünceleri silip at" demektir.

Râzî, "Asri soyu kesik olan (ve arkas olmayan) kimse, sam buzedendir"
âyetine u manay vermitir; "Seni bu kötü ilere ve geçici zevklere
çararak sana kötülük yapmak isteyen nefsin hali fânidir, geçicidir,

devamll yoktur. Rabb'in katnda dâimi kalacak ve sana fayda vere-

cek olan eyler, salih ameller, ruhanî marifetler ve manevi ilimlerdir.


Sen onla ray önel
" m

Sûredeki Dier incelikler


Allah Teala, hiç kimseye vermedii nimet, makam ve erefi ihsan
ettii habibi Hz. Muhammed'e Jsallaiiahu aleyhi vesellem], bunlara bir ükür
olarak iki ey emretmitir:
1. Son nefese kadar ihlâsla namaz klp ibadet yapmak.

2. Allah'n kullarna mal ve canyla hizmet etmek.

Bunlar yapan kimseyi dümanlarna kar koruma iini de yine

yüce Allah üstlenmitir.

Demek ki kulun manevi makamlan arttkça imaru, ihlâs, marifeti,

muhabbeti ve hizmeti artar.

Yüce Allah bir kulunu iman, ilim ve salih amelle dünyada erefli

yaparsa, onu ahirette zelil etmez, yalnz brakmaz.

112 Râzî, Mcfâtîhul-Cayb. 32/1 1 1.


Cüz: 30 _ JOfCKFVSER SÜRES 1-3 173

Her nimet ükür ister. En güzel ükür, nimetin içinde onu vereni
görmek ve kalbi ona vermektir.

Yüce karlksz ikram eder, sebepsiz nimet verir. O'ndan


Allah,

bir ey isterken, rahmetinden baka bir ey düünmemelidir. Kulun is-

tedii eyin olmasn, yapt bir amele balamas ihlâsa terstir, edebe
aykrdr. Yine günahlarn perde yapp O'ndan istemekten çekinmek
de Allah'n sevmedii bir eydir. Her kul yüce Mevlâ'sndan bir ey
isterken O'nun rahmetine güvenip istemeli, bu arada iyi veya kötü bir
amelini aklna getirmemelidir.

Hz. Peygamber'in Neslinin Kzyla Devam Etmesinin Hikmeti


•¥

Önce unu hatrlatalm ki bu hüküm yüce Allah'a aittir ve i olup


bitmitir. O'nun her hükmü hikmetli, her ii güzeldir. Ancak bu hük-
mün baz hikmetlerini görmek mümkündür.

Bu konuda büyük müfessir Elmall Hamdi Yazr [rahmetultahi aleyh}

tefsirinde güzel bir açklama yapmtr. Bu açklamann özü udur:

Hz. Peygamber'in, kendisinden sonra erkek evladnn yaamama-


snn iki önemli hikmeti vardr: Biri, onun son peygamber olmas, di-

eri de imamet ve veliliin nesebe bal olmamasdr .


111

Bunlar, tefsirden de istifadeyle biraz izah edelim:

Resûlullah'n olduu gibi,


[sallallahu aleyhi vesellem], ruhanî yönden
cismanî kuvvet yönünden de en yüksek seviyede olduunu göstermek
için, Allah kendisine hem erkek hem kz evlat vermitir. Fakat pey-

gamberlik kendisiyle son bulduu için erkek çocuklar, kendisinden


önce, masum yalannda küçükken alnmtr.

Eer erkek çocuklar yaasayd, peygamber olamayacaklard. Bu,


bazlarnn gözünde onlar için bir noksanlk görülecekti. Peygamber
olamayacaklar için, önderlik ve veliliine vâris olmalar söz konusu
olacakt. Bu da birkaç yönden mahzurlu olabilirdi:

1 13 Elmall, Hak Dini, 9/538-539 (sad. A7m Datm).


174 10*. KEVSER SÛRES 1-3 _ Cüz: 30

Önce, imametin (önderliin) ve veliliin babadan oula geçtii


zannedilecekti. Halbuki dinde böyle bir prensip yoktur. slâm'da ima-

metin ölçüsü, temelde ehliyet ve yetkin olmaktr; veliliin ölçüsü ise

takvadr. eref, nesepte deil, edeptedir. Eer nesepten gelende edep


ve takva bulunursa bu çok güzeldir. Bulunmazsa, bu defa nesebin e-
refinin zedelenmesi söz konusudur.

Resûl-i Ekrem'in (sailailahu aleyhi vesellemi, peygamberliinin en


önemli özellii, onun bütün insanlara gönderilmi olmasdr. Yani ona
bütün insanlar yaknlk elde edebilir, ilmine ve edebine vâris olabilir,

ehil olunca ümmetine imamlk (önderlik) yapabilir, hakkn verince


velilik mertebesine yükselebilir.

Eer Hz. Pevgamber'in, kendisinden sonra erkek evlatlar bulu-


nup da imamete ehil bulunmasalar veya velilik yönünden noksan ol-

salard, bu durum da ümmet için bir imtihan ve fitne sebebi olabilirdi.

Bu ve benzeri hikmetlerle, erkek çocuklarnn masum iken ebedî sa-

adet yurduna alnmalar, hem kendileri hem rahmet peygamberi ve


hem de ümmeti için en hayrl olmutur.

Hz. Peygamber'in |saltolk\hu aleyhi vesellemj kz çocuklar için peygam-


berlik ve imâmet düünülmedii için, bu skntlar söz konusu deil-
dir. Allah Resûlü'nün âleme edep örnei olacak ve Muhammedî nuru
tayacak saadetli gül nesli, kzlar yoluyla devam etmitir; kyamete
kadar da devam edecektir.

Bu durumla Câhiliye Araplar'nn baz yanl anlaylar da dü-


zeltilmitir. Bunlarn en önemlisi, bir insann erkek evlad olmazsa,
neslinin tamamen kuruyaca anlaydr. Dieri isekz çocuklarnn
hiç hesaba katlmayp onlarn nesep gibi, mirastan da mahrum bra-
klmalardr.

En dorusunu Allah Teâlâ bilir.

Hamdolsun âlemlerin Rabb'i Allah’a.


(109) KÂFRÛN SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Kâfirûn sûresi Mekke'de nazil olmu olup


alt âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Önceki sûrede geçen, "Asl soyu kesik

olan (v arkac olmayan) kimse, sana buzcdedir" âyetiyle kastedilenler

Mekke'deki kâfirlerdir. Allah Teâlâ bu sûrede peygamberine kâfirlerden

uzak kalmay ve onlardan dinini korumay emrederek öyle buyurdu:

fili tj o ui4*W o
' i •

L#L5j
~
r >
jjijli fsîi Tj O fijlp U
> •
JLjli Ü Tj 0 lil U K > • T • k

r
J û-i*
I y' ^ A

r
Z'
53
t ./*
^ \
J-r*'
% * I

u
I X
Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki: "Ey kâfirler!"

2. " Ben sizin taptklarnza tapmam"

3. "Sîzler de benim taptma tapmazstnz."


4. "Hem ben sizin taptnza (daha önce de) tapm deilim."
5. "Zaten siz de benim taptma (hiçbir vakit) tapmadnz."
6. "Artk sizin dininiz size, benim dinim de banadr."

Kâfirûn Sûresinin Fazileti

Hz. Peygamber buyurmutur ki: " Kâfirim suresi Kur'an'm dörtte bi-

rine denktir. hlâs sûresi Kur'an'm üçte birine denktir. " m

"Gece /atacam zaman Kâfirûn sûresini okursan irkten uzak olursun

(O gece ölürsen imanl gidersin). " m


Resûlullah [saiialiahu aleyhi vesellem], Ciibeyr b. Mut'im'e, "Ey Cübeyr!
Bir yolculua çktn zaman arkadalarn içinde hali en güzel yol az en
bereketli kimse olmak ister misin?" diye sordu. Cübeyr de {radyaliahu anhj,

"Anam babam sana feda olsun, tabii isterim" diye cevap verdi.

Resûlullah Efendimiz öyle buyurdu:

"Öyleyse u be sûreyi oku: Kul yâ eyyiihel-kâfirûn, zâ câc nasrullah.

Ihlâs, Felak ve Nâs. Her sûreye besmele ile bala, besmele ile bitir."

Cübeyr [radyaliahu aü] demitir ki:

"Ben önceleri zengin bir adamdm; binleriyle yola çktmda on-


lann en dam az en ve bereketsiz olan ben oluyordum. Resûlul-

1 14 Tirmizî, Fezâil, 10; Süyûtî, ed-Diirriil-Mcnsûr, 8/591, 656.


115 Ebü Davud, nr. 5055; Tirmiz, nr. 3403; Nesâi, nr. 1 1709; Hâkim, Müstcdrek, 1/565.
Cüz: 30 109. KÂFRÛN SÛRES 1-6 177

lah'n [sallailahu aleyhi veseUeml örettikleriyle amel ettikten sonra, arka-

dalarm içinde hali en güzel ve az en bereketli kimse ben oldum ." 116

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "De ki: Ey kâfirler!" Bu âyetteki hitap,

Allah Teâlâ'nm, ileride iman etmeyeceklerini bildii belirli kâfirlere-

dir. Rivayet edildiine göre, Kurey'in ileri gelenlerinden bir grup Hz.

Peygamber'e [sallailahu aleyhi vesellcm] gelerek,

"Ey Muhammed, gel, sen bizim dinimize uy, biz de senin dinine

uyalm. Bir sene sen bizim ilâhlarmza ibadet et, bir sene de biz senin
ilâhna ibadet edelim; bakalm, eer senin dinin daha hayrl ise biz

sana katlrz, ayet bizim dinimiz daha hayrl ise sen bize katlrsn."

Bu teklife Allah Resulü, "Bakasn kendisine ortak etmekten Allah'a sm-


rz" karlm verdi. Bunun üzerini bu sûre indi. Allah Resulü, ertesi
gün sabahtan Mescid-i Harâm'a gitti, orada Kurey'ten bir grup insan
bulunuyordu. Onlara bu sûreyi okudu; onlar da onun, kendi dinlerine
uyma iinden ümitlerini kestiler.

Sûrede öyle deniyor:

Habibim onlara de ki: Ben sizin taptnz putlara asla ibadet et-

meyeceim. Siz de u anda benim ibadet ettiim ilâhma ibadet etmi-


yorsunuz. Hem ben daha önce de asla sizin yaptnz gibi putlara iba-
det etmedim. O zaman böyle bir ey olmamken, imdi hak din slâm
gelince böyle bir ey benden nasl beklenir? Zaten siz de hiçbir zaman

benim yaptm ekilde Allah'a ibadet etmediniz.


Sizin Allah'a irk komaktan ibaret olan bozuk dininiz size aittir;

sizin istediiniz ve düündüünüz gibi ona dair benim yapacam hiç-


bir ey yoktur. Bouna ümitlenmeyin. Bu, imkânsz bir eydir. Nitekim

116 Ebû Ya'lâ, Miism’d, nr. 7419; Heysemî, ez-Zevâid, 10/133-134; Süyût, ed-Diirrü 1 -Mensur,
S/5 91, 658.
178 109. KÂFRÛN SÛRES 1*6 Cüz: 30

benim hak dinim de bana aittir; sizin için ezelde cehennemlik olma
hükmü verildii için, siz de bu dinden bir pay sahibi olamazsnz. Bu,
önceki âyetlerin de ortaya koyduu gibi kesin bir durumdur. En do-
rusunu Allah Teâlâ bilir.

Sûrenin Tasavvufî aretleri

Avam halk, Hak yoluna girmi bir müridin dünyaya ve onun zevk-
lerine geri dönmesini istediklerinde müride denir ki:

Ey Hak yolucusu, seni bu yoldan döndürmek isteyenlere de ki:

Ey, gerçek tevhidin elde edilmesinden ibaret olan bu yolu, yani


varlklar terkedip bütünüyle Allah'a balanma yolunu inkâr eden-

ler! Ben sizin ibadet edercesine içine daldnz dünyaya ve dünyann


zevklerine ibadet etmem (onlara boyun emem, kalbimi vermem).

Ben sizin delisi olduunuz dünyaya kalbimi kaptrmam, ileride de


ona dönmeyeceim. Hem siz de benim gibi srf Cenâb- Hakk'a bala-
np muhabbetle ibadet yapmyorsunuz. Yani buna gücünüz yetmiyor,
yapamyorsunuz. Ben de u anda sizin yaptnz gibi kalbi dünyaya
kaptrm bir vaziyette gaflet içinde ibadet etmiyorum. Sizin sebeplere
bal olarak zorluk ve zahmet içinde yaadnz din size aittir. Benim
de kalbimi bütün sebepleri yaratan yüce Allah'a balayp holuk için-

de yaadm din bana aittir.

öyle de denebilir:

Sizin vesvese, bo düünce ve kuruntularla karm dininiz size


aittir; yakn iman üzere kurulu Allah için yaanan safi din de bana

aittir.

Delile dayal dininiz size aittir, bizzat müahedeye dayal din de

bana aittir.
Cüz: 30 109 KÂFRÛN SÛRES 1-6 179

Müahede ehli ariflere göre, sadece delil ve haberde kalan kimse-

ler, avam halk oluturur. Seyyid Ebül-Hasan- âzelî de ikuddisesrruhû]


117
böyledemitir .

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardm ile

mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed’e, onun ehline ve ashabna


salât ve selâm etsin.

Kâfirûn sûresinin tefsiri burada tamamland.

1 17 Nimetullah-i Nahcuvâni [rahmetullahi aleyh], bu sûrenin tefsirini u nasihatle bitirmi-


tir "Ey bütün bâtl cimlerden, bozuk fikirlerden ve bo düüncelerden kaçp hak yola
giren ümmet-i Muhammedi Sakn gaflet, dalâlet, cehalet ve üphe sahipleriyle bera-
ber olma. Hiçbir durumda onlarn meclisinde bulunma. Onlar seni haktan uzaklatn r,
bâtl ve bo eylere meylettirir. Çünkü insan tabiat, kiminle beraber olursa, onun hu-
yunu kapar, halinden etkilenir, bo sözüne kaplr. Böylece bid'atlara meyleder, bozuk
fikirleri savunur hale gelir. Allah Teâlâ, lutuf ve ihsan ile bizleri bu hallerden korusun"

(Nahcuvânî, el-Fevâtihuî-Üâhiyye, 2/535).


(110) NASR SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Nasr sûresi Medine'de inmi olup üç âyettir.


Sûre, ismini birinci âyetteki “nasr" kelimesinden almtr. Nasr, “yar-

dm, nusret, zafer" demektir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ önceki sûrede Hz. Peygam-
ber'e kâfirlerin dininden ve *volundan uzak kalmasn emretti. Bu sûre-
de ise kâfirlere ve onlann bâtl yoluna kar lâhî yardm müjdeledi,

ayrca Resûlullah'a [sallallahu aleyhi veseHem] ümmetinden ayrlmaya hazr-


lanmasn yani vefatnn yakn olduunu bildirerek öyle buyurdu:

' #
I \

^ ÖJA; J-LJI O ^ l\Jr S


0 tfyj ol? <1\ JjL43 0 Lrlyl
,

182 110 NASR SÛRES 1-3 Cüz: 30

Bismillâhirrahmânirrahim.

1. Allah'n yardm ve fetih geldii vakit,

2. Ve insanlarn bölük bölük Allah'n dinine girmekte olduklarn


gördüün zaman

3. Rabb'ine hamdederek O'nu tebih et ve O'ndan mafiret dile.

Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Dümanlara kar Allah'n yardm ve

fetih geldii vakit ..."

Ayette bahsedilen fetih, Mekke fethidir yahut dier beldelerin fet-

hidir. Bu sûrenin Mekke'nin fethinden önce indiini söylediimizde


unu diyebiliriz: Onlarn fethedileceini önceden bildirmek, peygam-
berliin alametlerindendir. Çounluun görüü de budur. Buna göre
mana öyle olur:

Sana Allah'n yardm geldiinde, senin Araplar'a üstünlüünü


kabul ettirdiinde, Mekke'nin ve dier Arap beldelerinin fethi gerçek-

letiinde, tebih ve istifar çoalt. Böylece lâhî huzura çkmaya ha-

zrlanm ve sana verilen nimetlere ükretmi ol.

"Fetih geldiinde" tabiri, onun yaknda gerçekleeceini bildir-

mek içindir.

Rivayete göre bu sûre. Veda haccmda terik günleri içinde Mina'da


indi. Hz. Peygamber bundan sonra seksen günyaad. 118

Âyetin ifadesinden u da anlalmaktadr: nsanlarn slâm'a grup


grup girdiklerinin görülmesi sona ermeyecek, Resûl-i Ekrem'den [sallal-

Uhu aleyhi veseiiem| sonra da devam edecektir.

1 18 Kurtubi, el-Câmt' l-Ahkâmil-Kura, 30/207-208.


Cüz: 30 110. NASR SÛRES 1-3 183

Mekke'nin fethi, hicretin sekizinci senesinde ramazan aynn onun-


da gerçeklemitir. Hz. Peygamberim |sallallahu aleyhi veseiiem] beraberin-

de muhacir, ensarve dier Arap kabilelerinden 10.000 kii vard. Allah


Resûlü, Mekke'de on be gün kald. Mekke'ye girdiinde Kabe'nin ka-
psnn önünde durarak öyle buyurdu:
"La ilahe illâllahü vahdehû lâ erike leh sadaka va'deh ve nasara abdeh ve
,

hezemel ahzâbe vahdeh " ( Allah'tan baka ilâh yoktur. O'ntn bir orta da
yoktur. O, kuluna doru söyledi, ona vardm etti ve düman ordularn
tek bana hezimete uratt).
Sonra Mekkeliler'e dönerek,

"Ey Mekkeliler, benim size ne yapacam düünüyorsunuz?" diye sor-

du. Onlar da,

"Güzel davranacan düünüyoruz. Çünkü sen, çok erefli ve cö-

mert bir kardesin" dediler. Allah Resûlü onlara,

"
Gidiniz , hepiniz serbest brakldnz (esir muamelesi veya ölihn cezas
görmeyeceksiniz)” buyurdu, hepsini serbest brakt. Halbuki onlar ken-

diliinden teslim olmam, savaarak ele geçirilmiti ve slâm ordusu


için kendileri esir, mallan ganimet idi. Bunun için Mekkeliler'e, "âzat

edilmi kimseler" denir. Sonra Mekkeliler, toptan müslüman oldular,

gelip Allah Resûlü'ne slâm' kabul ettiklerine dair biat yaptlar. Hz.
Peygamber isallallahu aleyhi vesellem] daha sonra Hevâzin üzerine yürüdü.

" nsanlarn bölük böliik Allah'n dinine girmekte olduklarn gördüün


zaman ..."

Yani insanlarn gruplar halinde slâm'a girilerini bizzat gördüün


veya haberini alp bildiin vakit.
« • •

Ayette, Allah'n dini ile Islâm kastedilmitir; çünkü Islâm'dan ba-


ka Allah'a nisbet edilecek baka bir din mevcut deildir.

nsanlarn slâm'a girileri, gruplar halinde pe pee gerçeklemi-


tir. Bazan bir kabile veya millet toptan slâm'a girmitir. Halbuki daha
184 110. N'ASR SÛRES 1-3 Cüz: 30

önceleri slâm'a giriler tek tek oluyordu. Bunun için Araplar öyle
derdi:

"Muhammed, Allah'n fil ordusundan koruduu Harem'i (Mek-


ke) ele geçirirse, sizin ona kar koyacak hiçbir gücünüz kalmaz."

Mekke fethedilince oradakiler, bir sava olmakszn gelip müslü-

man oldular. Mekke fethinden sonra, dier kavim ve kabilelerden de

pek çok insan slâm'a girdi. Tebük Seferi'nde Hz. Peygamber' in yann-
da 70.000 kii bulunu yordu.

Ebû Muhammed b. Abdülber der ki: "Resûlullah [«llallahu aleyhi ve-

selleml vefat edince, Araplar içinde hiç kâfir yoktu. Bir rivayete göre,

Hz. Peygamber vefat ettii zaman müslümanlann says 114.000'di."

"te o zaman Rabb'ine hamdederek O'nu tebih et ve Ondan mafiret


dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir ."

Yani Allah'n yardmn ve fethi gördüün zaman Allah'a hamde-


derek O'nu tebih et, sübhânellah de, O'nun için namaz kl. Bunca ni-

met karsnda tevazu göstermek ve nefsindeki bütün benlik duygula-


rn ezip yok etmek için Rabb’ine istifar et, sürekli O'ndan affn iste.

üphesiz, Allah tövbeleri çok kabul edendir.


A
Rivayet edildiine göre Hz. Aie [radvaiUhu anhâj öyle demitir:

"Mekke fethedilip Arap kabileleri slâm'a girince, Resûlullah [sai-

laiiahu aleyhi veseUem], Kur'an'n bu sûredeki emrine uyarak skça öyle


demeye balad:

'Sübhânekellâhiimrte ve bihamdik estafiruke veetûbü ileyk"' (Allahm,


seni anna yakmayan her eyden uzak tutar yüceltirim. Sana ham-
dederim. Senden affm isterim). 120

119 Kaynaklar Tebük için hazrlanan ordunun Medine'deki saysnn 30.000 kii olduu-
nu kaydetmektedir (bk. bn Sa'd, Tahakât , 2/125; bn Kesîr, el-Bidâyet 5/7; Koksal, mlân
Tarihi, 7/284). Müellif, 70.000 derken, bununla, orduya yolda katlanlan da ekleyen bir

rivayeti vermi olabilir.

120 Buhârî, Tefsru Sûre, 110 (nr. 4967); Müslim. Salâl, 217.
Cüz: 30 110 . NASR SÜRES 1-3 185

Yine bir defasnda Resûlullah [sâllallahu aleyhi vesellemj, Hz. Aie'ye

Iradtyaliahu anhâj öyle demitir: "B sûreden ecelimin yaklatn anlyo-

rum." 12 '

Hz. Abbas ve Hz. Ömer de [radyallahu anhümâl bu sûreden Resûl-i

Ekrem'in [sallallahu aleyhi vesellemj vefatnn yaklat sonucu çkarmlar;


Allah Resûlü onlar dorulamtr. Aym sonucu Abdullah b. Abbas ve
dierlerideçkarmlardr. - 1

Sûrenin Tasavvuf! aretleri

Ey mürid! Ey Allah'a yönelmi sâlik! Sana nefsinin engellerini


ama kuvveti vererek Allah'n yardm geldiinde ve sen bu yolda
nefsine kar zafer elde ettiinde, yani manevi fetih gerçekletiinde,
Rabb'ine hamdederek O'nu tebih et, yücelt.

Allah'n kuluna nasip edecei manevi fetih, onu fena makamna


ulatrmas ve kendisine hakikat srlarn göstermesidir.

Ey mürid, sen bu makama ve hale ulatktan sonra, (senin vesilen-

le) insanlarn grup grup Allah'n yoluna girdiklerini gördüün zaman


Rabb'ini tebih et (O'nu bütün noksan sfatlardan uzak tutup yücelt).

O'nun mülkünde kimseyi O'na ortak koma, sakn ikilie düme, tev-

hidden uzaklama. Ayrca nefsinde bir varlk görme (kibir ve ucb) teh-
likesine kar sürekli Rabb'ine istifar et, O'ndan affn iste.

Kueyrî der ki: "Bu konuda öyle denilmitir: Allah'n kuluna yar-

dm, onu nefsinden fâni etmesi, beeriyetin kalbe perde olacak halle-
rinden kurtarmas ve nefse ail bütün kötü düüncelerden uzaklatr-
masdr.

Allah'n kuluna nasip ettii manevi fetih ise kulunu zatna yak-
lama mahalline yükseltmesi, kendisine özel yalanlk derecesini ihsan
121 Bu konudaki rivayetler için bk. bn Hacer, f'ethul-Bâri, 9/260-262; Süyütî. ed-PiirriiV
Mensur, 8/663.
122 Raz, Mefâtihu 7 -Cnyb, 32/151.
186 110. NASR SÛRES 1-3 Cü/: 30

etmesi, ona cem' makamn (her yerde ve her eyde Allah' müahede
mertebesini) vermesi ve çok yüksek marifetlere ulatrmasdr. Bu çok
özel bir ihsandr; çünkü bütün iman sahipleri, o hale ulama hasretiyle

yanmaktadr.

Vertecübî (Rûzbihân- Baklî) demitir ki:

'"Rabb'itte hamdederek O’nu tebih et' âyetinin bir manas udur:


Resûlüm sen, kendi yapacan tebihle deil, Allah Teâlâ'nn zatn öv-
düü ekilde O'nu tebih et. Aynca, senin yaptn hamd, yüceltme,
amel ve elde ettiin marifetlerdeki kusurlann için istifar et. Bunlarn
hepsinde bir kusur bulunduunu bil. Çünkü yaratlm bir varln
hali. Rahman olan Allah'n cemalini hakk ile idrak etmeye müsait de-
ildir. Yüce Allah' en güzel kendisi tanr, över, yüceltir. Bunun için

Allah, yüceliini anlamaktan aciz kalan, CYnun ikram ve ihsanlarn


gerçek manada bilmediini itiraf eden kulun tövbesini kabul eder ." 123

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabna


salât ve selâm etsin.

Nasr sûresinin tefsiri burada tamamland.

Nasr Sûresindeki Baz Hikmetler 124

Burada, sûredeki baz tabirleri ve hikmetleri açklayacaz.

Tebihle Hamdin Birlikte Söyleni Hikmeti

mam Süheylî [rahmetullahi aleyhi der ki: "Bu sürede olduu gibi

Kur'ân- Hakîm'de, hamd ile tebih sürekli birlikte söylenir. Bunun sr-
r udur: Allah Teâlâ'nn marifeti iki ksma ayrlr. zatn tanmak,
Biri

dieri de isim ve sfatlarn tanmaktr. Biri olmadan dier ksmn ispat


edilmesi mümkün deildir. Zatn varln ispat, akln gereidir. lâhi
isim ve sfatlarn ispat ise ancak Kurian ve Sünnetle olur. Akl ile yüce

123 Ruzbihân- Baklî, Arâi*ü'l- Beyân. 3/530-531.

124 Bu ksm, dier tefsirlerden tarafmzca eklenmitir (mütercim).


Cü/: 30 110. NASR SURES 1-3 187

zat bilinir, din ile de lâhî isim ve sfatlar örenilir. Akim yapaca i,

yüce zatn, sonradan yaratlmadn ve yaratlm hiçbir varla ben-


zemeyeceini anlamak, O'ndan bu sfatlar nefyetmektir, ite bu, O'nu
tebih etmek, yani noksan sfatlardan ve yaratlmlara ait hallerden
uzak tutmaktr.

Akl önce gelir, din sonra gelir. Din, akla yüce yaratn hakknda
doru bak öretir; böylece akl yüce yaratcsn tanr. Din sonra akla
bilmedii daha çok eyi öretir. Böylece tebih etmekle hamd ve sena-
nn bir arada yaplmas gerekli olur. Bunun için bize yüce Allah' te-
z'
bih etmekle hamd birlikte emredilmitir." 1

Nimete ükür Edebi


Bu sûredeki, "Rabb'ini hamd ile tebih et" emrine, "namaz kl" ma-
nas da verilmitir. Çünkü tebih, namazn bir parçasdr. Sûrede, fe-

tihten sonra tebih ve istifar emredilmitir. Allah Resûlü de kendisine


Mekke fethi nasip olunca, i olarak sekiz
ilk rekât namaz kld. Bunun
bir ksm ükür, bir ksm da kuluk namaz idi.

Daha sonra bütün müslüman kumandanlar, kendilerine bir fetih

nasip olunca bu ükür namazn klmlardr. 12 *

Her mümin, özel bir nimete kavuunca bu ükür namazn klma-


ldr. Çünkü her nimet ükür ister. Mesela evlenen, çocuu olan, ha-

yrl bir hizmeti baaryla tamamlayan, bir imtihan baaran, okulunu


bitirip baar diplomas alan, dünya çapnda güzel ilere imza atan her
mümin, kendisine nasip olan nimete ükretmelidir. Allah'a isyan olan
ilerle ükür olmaz; o nankörlük ve vefaszlk olur.

Sürekli stifarn Sebebi

Fahreddin-i Razî |rahm«*hllahi aleyh 1, bil sûrede Resûlullah'a {*allallahu

aleyhi vesollom| emredilen istifarn sebeplerini açklarken der ki:

125 Bursevî,RVul-Beyân, 10/642.


126 Ahrned, Mütncd, 6/342; Koksal, htâm Tarihi, 6/418-419 (stanbul 2004).
188 110. NASR SÜRES 1-3 Cüz: 30

1. Hz. Peygamber'in istifar, tebih yerine geçer, çünkü, "Rabbim


beni affet" demek, Allah' çok affedici sfatyla zikrederek yüceltmektir.

Onun bu ekilde kulluk yapmas, dier insanlara örnek olmas


2.

içindir. Çünkü hiçbir mükellef kul yapt ibadette hiç kusur olmad-

ndan emin olamaz. Burada una da iaret edilmektedir: Resûl-i Ek-


rem ar derecede ibadet ve taat yaparken ve ayrca Allah tarafndan
bütün günahlardan korunmu iken, istifardan uzak kalmyorsa, ba-
kas nasl uzak kalr ve benim istifar yapmaya ihtiyacm yok diyebilir?

3. Hz. Peygamber'in istifarnn bir sebebi de kendisine ihsan edi-


len saysz nimetlere ükürden aciz kaldn görmesidir.
4. Bu istifarn bir sebebi de seyrü sülükte meydana gelen ku-
surlardr. Çünkü Allah'a giden bir kul, kullukta bir makama ular.
Ondan sonra baka bir makama yükselir. Bu arada önceki makamn
noksanlarn görür ve onun için Allah Teâlâ'ya istifar eder. Yüce Mev-
lâ'ya seyir mertebelerinin bir sonu bulunmad için, bu istifarn da
bir sonu yoktur.

Hz. Peygambere verilen istifar emri, onun ümmeti için istifar et-

mesi gerektii anlamna da gelir. O zaman kastedilen ey açktr. Çün-


kü yüce Allah baka bir âvet-i kerimede resûlüne öyle emretmitir:

" Resulüm sen, kendin için istifar et, ayrca ümmetinin erkek iv kadnla-

r için de istifar et" (Muhammed 47/19).

Allah Resûlü'nün ümmeti pek çok olunca (ve her birinin çeitli

kusurlan bulununca), onlar için yaplacak bu istifar daha önemli ve


daha gerekli olur. Hz. Peygamber [salialiahu aleyhi vesilemi her meclisin
127
sonunda muhakkak istifar ederdi.

Abdurrahman- Tâhî [kuddise smhûj, bu sûrede emredi-


Ariflerden
len istifarn hikmetini öyle açklamtr: "Tarikatn amac, nefsin aciz

ve zelil olduunun farkna varmaktr. Fazilet ükürdedir. ükretmek


ise elimizde deildir. nsanda bulunan her iyi haslet, yüce Allah'n bir

127 Raz, Mefâtîhul-Gayb, 32/149-150.


"

Cü/: 30 110. NASR SÛRES 1-3 189

ihsandr. Kötülükler ise kendi nefsimizdendir. Kul, ükretmeye Al-


lah'n yardmyla muvaffak olduuna göre, kendisine nisbet edecei
hiçbir ey kalmaz. Böylece kul, kusurlu olmaktan hiç kurtulamaz.

Bu durumda insan, her iyilii yüce Rabb'inden bilmeli, bütün kö-


tülük ve kusurlar da nefsinden görüp devaml mafiret dilemelidir." 12s

Bunun için arifler, sadece bir kusur ve günahtan sonra deil, kl-
nan bir namaz, çekilen bir zikir, okunan bir Kur'an ve yaplan bir ha-
yrdan sonra da istifar ederler. Bu edep, bu sûredeki emre uygun ola-
rak yaplmaktadr. Çünkü insana nasip olan bütün hayrlar, Cenâb-
Hakk'n ona açt manevi bir fetih ve lâhî bir yardmdr. Bu yardma
ulaan bir kula düen vazife, nefsini övmek, amelini beenmek deil,
onu kendisine nasip eden Rabb'ini yüceltmek, O'na hamdederek kul-

luktaki hem nimetin asl sahibi


kusuruna istifar etmektir. Böylece,
unutulmam hem de benlie düülerek amel boa çkarlmam olur.
Bir insanmanen ve maddeten yükseldikçe ükrü, tevazusu ve ede-
bi artmyorsa, onun Allah'tan uzakl artar. halde, herkes için, her u
zaman en güzel amel, hamd, ükür, zikir, tövbe ve istifardr.

Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vcsellem], her kulun her zaman


tövbe ve istifar etmesi gerektiini öyle belirtmitir:

" Bütün insanlar hata eder. Hata edenlerin en hayrls ise çokça tövbe

edenlerdir."
1 *

" Ey insanlar! Allah'a tövbe ediniz. Ben, günde yetmiten fazla, -bir riva-
30
yette yiiz defa- Allah 'a tövbe ed iyorum
1
.

" Kalbimi (nurdan birtakm) perdeler kaplar ve bu sebepten dolay Allah


Teâlâ'ya günde yiiz defa istifar ederim. "
n

128 Abdurrahmân- Tâhî, aretler, s. 119.


129 Tirmizî, Kyâme, 49; Ahmcd, Mü s ned, 3/197; Hâkim, Mütedrek, 4/244.
130 Buhâri, Daavât, 3; Müslim, Zikir, 42.

131 Müslim, Zikir, 41; Ebû Davud, Vitir, 2f>.


(111) TEBBET SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Tebbet sûresi Mekke'de inmi olup be ayettir.


Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ önceki sûrede kusurla-
rndan dolay tövbe edenlerin tövbesini kabul edeceini bildirdi. Bu
müjde, günahna piman olanlar içindir; Ebû Leheb gibi günahta inat
ve srar edenler için deildir.Onun için ezelde, azap görme hükmü
verilmitir. Allah Teâlâ bu durumu açklayarak öyle buyurdu:

I LZ

Dili- ÜÎUJ 0 olî fjU 0


192 111. TEBBET SÛRES 1-5 Cüz: 50

Bismillâhirrahmânirrahtm.

1. Ebû Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.

2. Ona malt ve kazandklar hiçbir fayda vermedi.

3. O , alevli bir atee girecek.

4. Kars da (atee girecek); odun tayc olarak,


5. (Hem de) boynunda hurma lifinden bükülmü bir ip olduu halde.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "Ebû Leheb’it iki eli kurusun! Kurudu
da." Ebû Leheb'in asl ismi Abdüluzzâ'dr. Abdülmuttalib'Ln oludur.
Hz. Peygamber'in amcasdr. Onun helakini anlatmak için elin kuru-

mas ifadesinin seçilmesinin ve azabn ele isnat edilmesinin sebebi u


olaydr:

Kur'an'da, "Yakt akrabalarn u yar! " (uarâ 26/214) âyeti inince, Resû-

lullah jsaiijiiahu aleyhi vcsellemi Safa tepesine çkarak,

"Ey insanlar önemli , bir haberim var, toplann!" diye seslendi. Her

yönden insanlar toplandlar. Resûlullah onlara,

"Ey Abdülmuttaliboullar, ey Fihroullar! Ne dersiniz; u dan ete-

inde size saldrmak üzere hazrlanm bir atl süvari grubu var desem, bana
inanr msnz?" diye sordu. Onlar da,

"Evet inanrz" dediler. O zaman Hz. Peygamber,


"Ben sizlere önünüzde çetin bir azabn bulunduunu söylüyor ve sizi

ondan sakndryorum, (Allah'a iman edin ve o azaptan kurtulun)" dedi.


Bunlar iiten Ebû Leheb,

"Yazklar olsun sana, bizleri bunun için mi çardn?" dedi ve


yerden bir ta alarak Hz. Peygamber'e doru frlatt. Sonra çekip gitti.

Halk dald. Olay üzerine bu sûre indi.


Cüz: 30 111. TEBBET SÛRES 1-5 193

"
Âyette, Ebû Leheb'in eli kurusun, zaten kurudu da!" dendi. Bundan
kast, sadece eli deil, bütünüyle kendisidir. El, bütün beden yerine
kullanlmtr. u âyette de durum böyledir:
" Otta denir ki: te bu aalama ve azap , senin iki elinin kazand (bü-

tün bedeninle ilediin günahlar) yüziindendir" (Hac 22/10).

Âyetteki "kurudu da" ifadesi, bu iin kesin olduunu bildirmek


içindir.

Âyette, onun ismi yerine "alevli atein babas" manasndaki Ebü


Leheb künyesinin kullanlmas, kendisinin cehennemlik olduuna da
iaret etmektedir. Bir de o, bu künye ile mehur olmutu. Bunun bir

dier sebebi de udur: Ebû Leheb'in asl ismi Abdüluzzâ'dr. Uzzâ bir
• ^
putun ismidir, isim, "Uzzâ'nn kulu" anlamndadr. Ayette böyle çir-

kin bir ismin kullanlmas kötü bulunmutur.

" Ona mal ve kazandklar hiçbir fayda vermedi ." Yani eli kuruyup
helak olunca, bunlar ona bir fayda vermedi. Asl mal ve onunla yapt-
ticaretleri kendisini kurtarmad.

Dier bir mana öyledir:

Ona halk içinde kazand itibar ve etrafnda toplad tabileri bir


fayda vermedi.

Bir dier mana: Ona babasndan miras kalan mal ve kendi kazanc
bir fayda vermedi.

Bir dier mana: Onun Hz. Peygamber'e [saiiaiiahu aleyhi veseiiem] kar-

yapt hile ve dümanlklar kendisine bir fayda vermedi, emeline


ulaamad.

Bir dier mana: Kendisine göre bir deeri var zannettii ameli onu
kurtarmad, bir iine yaramad. u âyet bu tür amellerin durumunu
bildirmektedir:

" Onlarn yapt her ameli ele alrz , (içlerinde bir hayr olmad için)

onu toz duman eder kaybederiz" (Furkân 25/23).


m 111. TEBBtT SÛRFS 1-5 Cüz : 30

Ibn Abbas [radyallahu anhj, "elinin kazand" âyetine, "çocuu" an-


lamn vermitir. Rivayet edildiine göre Ebû Leheb, "Eer kardeimin
olu Muhammed'in söyledikleri doru ise ben malm ve olumu feda
ederek o azaptan kurtulurum" derdi. Fakat ümidini balad olu
helâk oldu, temennisi gerçeklemedi. Olu Utbe'yi am yolculuu s-
rasnda bir aslan parçalad.

Utbe, babas Ebû Leheb gibi Hz. Peygamber'e [sailailahu aleyhi vesi-

lem] dümanlk yapyordu. Bir defa yüzüne kar yapt bir hakaretten
"
dolay, Allah Resûlü onun için, Allahm ona köpeklerinden
, birini musal-
lat et" diye beddua etti. Allah ona, bir aslan musallat etti.

Ebû Leheb'in kendisi de. Bedir Sava'ndan yedi gün sonra, taun

cinsi kara kzl hastalndan öldü. Hastal srasnda öyle bir hal ald
ki insanlar hastalk kendilerine geçmesin diye ondan uzaklatlar.
Ondan taun hastal gibi korkuyorlard. Ölünce üç gün kendi haline
terkedilmi olarak kald, vücudu deiti. Yaknlan yanaamad, sonra
zencilerden birkaç kiiye ücret verdiler, adamlar onu götürüp topraa
gömdüler. Sonu Allah Teâlâ'nn belirttii gibi oldu. Bu dünyadaki ha-
lidir. Ahiretteki hali ise övle alatld:

"O, alevli bir atee girecek."

Ebû Leheb, üphesiz ahirette iyice tutuup alevleri parlam bü-


yük bir atee girecek. Bu, cehennem ateidir.

Ebû Leheb'in bu haberden sonra imana davet edilmesinin ve


imanla mükellef yaplmasnn hükmü hakknda âlimler farkl eyler

söylemilerdir.
A
Ayetin zahirî lafz Ebû Leheb'in sadece atee gireceinden bahse-
diyor. Fakat bunda onun iman etmeden öleceine dair bir iaret vardr
ve öyle olmutur. Bu da ayr bir gayb haberidir. Gerçi günahlar affe-

dilmeyen müminler de geçici bir süre cehennem ateine gireceklerdir,

ancak kalplerinde zerre kadar da olsa bulunan imann bereketiyle so-

nunda ateten çkp cennete gireceklerdir.


"

Cü z: 30 _ 11 1. TEBBET SÜRFS 1-? N5

" Kars da atee girecek; odut tayc olarak .

Ebû Leheb'in karsnn ismi Ümmü Cemilc'dir. Babasnn ad


Harb'dir. Ebû Süfyân'n kz kardeidir. Bu kadn, srtnda diken, pt-
rak ve hurma dikeni tar, onlar getirip geceleyin Hz. Pevgambe'in
geçecei yollara serperdi. Resûlullah {sallailahu aleyhi vesellem), bir ipein
üzerinde yürüvormu gibi o dikenlerin üzerinde yürürdü, dikenler

ayana batmazd.

Onun odun tamasnn bir manas da insanlarn arasnda laf geti-

rip götürmesi ve ara bozmasdr. Laf getirip götüren ve insanlarn ara-

sn bozanlar için, "Aralarnda odun tayor, fitne atei yakyor" denir.


"Odun tayc olarak" ifadesi, onu knamak ve ayplamak içindir.

Bunun bir manas da udur: Ebû Leheb'in kars, kyamet günü


srtnda zakkum ve diken gibi cehennem odunlan tayacaktr.

Katâde'nin öyle dedii rivayet edilir: "Ebû Leheb'in kars, mal


çok olmakla birlikte ar cimriliinden dolay srtnda odun tard.
Bunun için âyette cimriliinden dolay aypland."

" Hem de boynunda hurma lifinden bükülmü bir ip olduu halde.” Ebû
Leheb'in karsnn omuzunda hurma liflerinden örülmü bir ip bulu-

nur, onunla odun tayp dururdu. Oduncularn yapt gibi, ipi omu-
zuna balard. Onun bu ekilde anlatlmas, kendisini küçük düür-
mek ve odunculara benzeyen halini tasvir ederek anlatmak içindir. Bir

dier sebebi de onu ve kocasn üzüntüye sevketmektir. Çünkü onlar


Kurey içinde asil ve erefli bir aile olarak biliniyorlard.

öyle rivayet edilmitir: Bu âyet-i kerime indii zaman Ebû Le-


heb'in kars, Hz. Peygamber'in evine geldi. Elinde de bir ta vard.
çeri girdi. Evde Resûlullah [sallallahu aleyhi vescllcm|, Ebû Bekir-i Sddkla
[radyallahu anh) birlikte oturuyordu. Allah Teâlâ onun gözlerini perde-
ledi, kadn Allah Resûlü'nü görmedi, sadece Ebû Bekir'i gördü. Ona,
"

196 111. TEBBF.T SÛRES 1-5 _ Cüz: 31)

"Muhammed nerede? ittiime göre o beni hicvediyormu {aypla-


yp knyormu); eer onu görürsem azna u ta ile vuracam!" dedi.
Kadn bunlan söylerken Resûlullah [sallaüahu aleyhi vesellem] oturduu yer-
de ona bakyor ve tebessüm ediyordu. Ebû Bekir de [radyallahu anhj,

"Yok, öyle bir ey olmad" diyerek kadm bandan savd. O da


elinde ta söylenerek dönüp gitti.

Gözü kör olan kimse, günei nasl görecek ki!

Bu âyette kadnn lâhî rahmetten uzaklatrldna ve hayrlar-


dan mahrum oluuna temsil yoluyla bir iaret vardr. Gerçekten onun
hakk yalanlama ve inkâr hrs an boyutlara varmtr.

Mürre el-Hemedânî demitir ki: "Ebû Leheb'in kars Ümmü Ce-


mile, her gün bir yük ptrak dikeni getirir, onlar müslümanlarn geçe-
cei yollara atard. Bir gece srtnda bir yük dikenle gelirken yoruldu,
dinlenmek için birtan bana oturdu. Tam o srada bir melek arkadan
onu yüküyle birlikte çekti, kadn yuvarlanp srt üstü dütü, boazna
nz
dolanan ipiyle boularak öldü gitti.

Sûrenin Tasavvuf! iaretleri

Ebû Leheb’in eli kurudu, kendisi helak oldu, asrlar boyu Kur' an'da
çirkin halinin ve vasfnn anlatlmasyla rezil rüsva oldu; çünkü o, kü-
für ve inkârm ilk ilan edendi. Bu haliyle o, slâm'da inkarclarn ba
oldu. Her kim Allah Teâlâ'nn seçilmi velilerini (halk irad eden kâmil
müridleri) inkâr ederse, Ebû Leheb'in yolunda gitmi olur. Ona mal
ve kazanc fayda vermez. Bu münkir kimse, Allah'tan kopma ve lâhî

rahmetten uzaklama ateine girecektir. O ate yakc ve alevli bir ate-


tir. Bu kimsenin (münkirlikte) ei, yani nefsi de omuzunda hzlan ipiyle

günah odunlarn tayp duracaktr. Hzlân, insann lâhî yardm ve

rahmetten mahrum edilip kendi nefsiyle ba baa braklmasdr.

132 Saebî, el-Kef rl-Beyân, 6/590.


Cüz: 30 111. TF.BBET SURES 1-5 197

Nimetullah-i Nahcuvânî irahmetullahi aleyh], sûrenin tefsirini u na-


sihatle bitirir:

"Ey Mevlâ'ya yönelen Hak yolcusu! Yüce Allah seni iki dünyann
helak ve perianlndan korusun. Sen Kur'an'n anlatt kssa, hü-
küm, ibret ve misallerin içinde sakl iaretleri çok iyi düün, Allah'n
sana verdii imkân, güç ve takat nisbetinde onlardan payna düeni al,
lâhî mesaj iyi anla. unu bil ki Kur'an'da anlatlan her ey insanlar
irad etmek ve kemale erdirmek içindir.

Sana bu sûrenin iaretinden unu anlamak düer: nsanlara gü-


zel muamele etmek, arkadalk ve komuluk edeplerine riyat etmek,
özellikle irfan sahibi Allah dostlarna kar çok nazik ve edepli olmak
gerekir. Ayrca dünya nimetlerinin ve lezzetlerinin basitliini görmeye
çal. Onlarn elde durmadn, yok olup gittiini ve arkada bir pi-
manlk ve üzüntü braktn gör. Gör de ona göre tedbirini al; yüce
*3
Allah'ayönel ." 1

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardmyla


mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabna


salât ve selâm etsin.

Tebbet sûresinin tefsiri burada tamamland.

133 Nahcuvânî, t'l Feuitihul -lâhiye, 2/535. Bu ksm tarafmzca eklendi (mütercim).
(112) HLÂS SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: hlâs sûresi Mekke'de inmitir. Medine'de


indiini söyleyenler de vardr. Bu sûrenin, bir defa Mekke'de, bir de

Medine'de olmak üzere iki defa indii de söylenmitir. Dört âyettir.

Önceki Sûre ile Balants: Allah Teâlâ önceki sûrede Ebû Leheb'i
kmad ve inkârndan dolay ona azap vaat etti. Bu sûrede de bizleri

alevli ateten kurtaracak tevhid inancn öretti.

Bu sûrenin pek çok ismi vardr. Tevhid, ihlâs, necat, velayet, mari-
fet, cemal, snma, samed, esas, nur ve emân isimleri bunlardan baz-
lardr. Bu isimler içinde hlâs ismi mehurdur ve sûre onunla tannr.

Bu sûreye hlâs sûresi denmesinin baz sebepleri unlardr:

Bu sûrede yüce Allah irkten uzak tutulmaktadr.

Bu sûre, hâlis tevhid inancn ilemektedir.

Bu sûre, Allah'a has olup sadece Candan bahseden bir sûredir.

Onda dünya veya ahiretle ilgili bir ey yoktur.


200 112. HLÂS SÛRES 1-4 Cüz: 30

Bu sûre, kalbi nifak, irk ve günah kirlerinden temizler. Okuyan,


eytandan, dünyann hastalk ve dertlerinden, ölüm anndaki sknt-
lardan, ahiretin dehetinden ve cehennemin ateinden kurtarr. 114

hlâs sûresine "snma sûresi" de denmitir; çünkü bu sûre ile

maddi ve manevi dümanlardan, zararlardan yüce Allah'a snlr.


hlâs, Felak ve Nâs sûrelerinin üçüne birden "Muavvizât" denir.

Bu, "kendileriyle Allah’a snlan sûreler" demektir.

Felak ve Nâs sûrelerinin ikisine ise "Muâvizeteyn" (iki snma


sûresi) denir.

Sûrenin ni Sebebi
Sûrenin ini sebebi olarak unlar nakledilmitir:

Mürikler Hz. Peygamber'e gelerek, "Bize, kendisine davet etti-

in Rabb'ini tant, O'nun sfatlarndan bahset. Rabb'in altndan mdr


gümüten midir, nasldr?" dediler. Resûluliah [saiialiahu aleyhi veseüemi
135
sükût buyurdu, o anda bir cevap vermedi. Sonra bu sûre indi.

olduu ve bütün varlklarn O'na muhtaç


Sûrede yüce Allah'n tek
olup hepsinin ihtiyacn gördüü belirtilince, mürikler,

"360 tane put bizim ihtiyaçlarmz göremezken, senin tek ilâhn

bütün mahlûkatm ihtiyaçlarn nasl görür?" dedüer o zaman Sâffât

sûresinin ilk dört âveti indi. 136


*

Dier rivayete göre yahudiler, Hz. Peygamber'e [saiialiahu aleyhi ve-

sellem], "Bize Rabb'ini tant, O'nun hangi sfatlara sahip olduundan


bahset" dediler. Resûluliah [saiialiahu aleyhi vesellemj o anda vahiy alma

134 hlâs sûresinin isim vc manalar için bk. Raz, Mefâtîhul-Cayb, 32/161-162; Burs«?vi,

Ruhul-Beyân. 10/ 656.


135 Tirmizi, Tefhim Sûre (112), 1*2; Ahmed, Müsmd , 5/134.

136 Kâz, Mefâtihul Cayb, 32/161.


.

Cüz: 30 _ 112. HLÂS SÛR ES 1 -4 201

haline girdi, titremeye balad, kendisinden geçti, Cebrail [alcyhisselâm]


117
bu sûreyi indirdi

Bu rivayetlere baklarak, îhlâs sûresinin Mekke ve Medine'de ayr


ayr iki defa indii belirtilmitir. Cenâb- Hak buyurdu ki:

Bismillâhirrahmâninahîm.

1. De ki: O, Allah birdir

2. Allah sameddir (hiçbir varla ihtiyac yoktur, butim varlklar O'a


muhtaçtr).

3. O, dourmam ve domamtr.
4. O'nur dengi (ve benzeri ) hiçbir varlk yoktur.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "De ki: O, Allah birdir

Kendisine ibadet edilmesini hak eden, varl zorunlu olan, bütün


kemal sfatlarna sahip bulunan Allah, tektir; O'nun zatnda, sfatlarn-
da ve fiillerinde bir orta yoktur. O, bölünüp parçalanmaz. Zatna bir
snr çizilmez, yücelii say ile anlatlmaz. O, Evvel'dir; bir balangc
A
yoktur. Ahir'dir; bir sonu yoktur. Zâhir'dir; varlnn delilleri herkes
için açktr. Bâtn'dr; zuhuru herkes için gizlidir.

137 Süyûtî, ccl-Dii rrii û r, 8/670-671.


202 112. HLÂS SÜRES 1-4 Cü/: 30

Yüce Allah'n tek olmasnn üç manas vardr:

1. Yüce Allah, ilâh olarak tektir; âlemde ikinci bir ilâh yoktur. Bu,

adedi ortadan kaldrr.

2. Yüce Allah, zat ve sfatlaryla tektir; O'nun bir ei, orta, ben-
zeri ve dengi yoktur.

3. Yüce Allah, vücut olarak tektir. Zatnda bir bölünme ve parça-


lanma olmaz.

Bu âyetin kast, yüce Allah'n bir ortann olmaddr. Bu ekilde


müriklerin O'na ortak edinme beklentileri reddedilmi olmaktadr.
Bu açklama müfessir bn Cüzey'e aittir.
B8

"A ilah sameddir ."

Samed, bütün ihtiyaçlar için müracaat edilen, kendisi hiç kimseye


muhtaç olmayan, zatnn dndaki bütün varlklarn her an muhtaç
olduu, her eyin kendisiyle ayakta durduu yüce zat demektir.

Samede u manalar da verilmitir:


Samed, ebedî olan, varlnn bir sonu bulunmayandr.
Samed, dilediini yapan ve istedii gibi hükmedendir.

Samed, yediren, doyuran, fakat kendisi yiyip içmeyen, kimse tara-

fndan doyurulmayan ve böyle bir eye ihtiyac olmayandr.

Allah Teâlâ âyette, kendisinin samed olduunu belirtirken, bunu


ma'rife (belirlilik taks alan) bir kelime ile ifade etmitir. Bundan u
anlalr: Ayetle ilk muhatap olan Araplar, samed deyince bunun ne
manaya geldiini anlyorlard. Onun için bu ifade ile yetindi. Fakat

yüce Allah tek olduunu ifade ederken, "O birdir" deyip yetinmedi,

tek ve bir oluunu açklad.

138 bk. bn Cüzey, *t-Te$hil li-Ulûmi't-Tfnil, 2/524.


"

Cu*: 30 112. HLÂ5 SÜRES 1-4 20.1

"Allah sameddir" âyetinde Allah ism-i erifi tekrar söylendi. Bu-


nunla una iaret edildi: Kim samed sfatna sahip deilse o, ilâhhktan

uzaktr, onun zikriyle tatlanmak da mümkün deildir.

kinci âyet, birincinin neticesi gibidir.

Bu sûrede önce yüce Allah'n, bütün kemal sfatlarna sahip olma-


y gerektiren ilâhl anlatld. Sonra zatnda hiçbir ekilde parçalanma,
bölünme, çoalma gibi beeri hallerin bulunmad söylendi. Zatnn
hakikatinde ve sahip olduu özelliklerde kimsenin O'na ortak olmas-
nn mümkün olmad belirtildi. Sonra, yüce Allah'n hiçbir varla ih-
tiyaç duymad, tam tersine bütün varlklarn vücut bulma, varln

devam ettirme ve dier hallerinde sürekli O’na muhtaç olduu ortaya


kondu. Böylece O'nun gerçek ilâh olduu belirtilmi ve samed sfatna
bal olarak sahip olduu özellikler dile getirilmi oldu.

Allah Teâlâ, bundan sonra, önceki âyetlerin hükmü içinde mana


olarak mevcut olan baz hükümleri ayrca öyle açklad:

"O, (hiçbir i'arl) dourmad .

Yani O'ndan hiçbir varlk domad. Bununla müriklerin ve H-


ristiyanlarn yanl itikadlan reddedilmitir. Çünkü onlar, mürikler
kz, hristiyanlarn ise Hz. sa'nn Allah'n olu ol-
meleklerin Allah'n
duuna inanyorlard. Bunun için ifade geçmi zaman kipiyle (mazi sî-
gas) ile ifade edildi. Yani geçmite böyle bir ey olmad; O'ndan hiçbir
çocuk domad; çünkü hiçbir ey O'nun cinsi deildir. Kimse O'nun
cinsi olmaynca hiçbir varlk O'na e olamaz ve bu yolla bir çocuu
olmas da düünülemez. Bu durum bir âyette öyle belirtilmitir:

"O, göklerin ve gerin esiz garatcsdr. O'nun bir ei olmad halde


"
nasl çocuu olabilir! Her eyi O yaratmtr. O, her eyi hakk ile bilendir

(tn'âm 6/101).

Allah Teâlâ'nn, kendisine yardm edecek adna ileri-


veya O' nun
ni görecek kimseye ihtiyac yoktur; çünkü O'nun, samed oluundan ve
mutlak zenginliinden dolay binlerine ihtiyaç duymas imkânszdr.
" "

204 112. HLÂS SÛRES 1-4 Cüz: 30

"O, dorulmad da .

Yani, Allah, hiçbir varlktan meydana gelmedi. Önce, imdi ve ge-


lecek zaman içinde O'nun yoklua nisbet edilmesi, yani bir zaman di-
liminde yok olduunun düünülmesi imkânszdr.

Önceki âyette yüce Allah'n hiçbir varlktan domad mana ola-


rak anlald halde, burada bir kere daha açkça söylenmesi, una
iaret etmek içindir: Bu iki durum birbirinin lazmdr. Biri olmaynca
dieri de olmaz. u durum herkes tarafndan bilinmektedir: Bir varlk
dourmusa, kendi de dorulmutur. Kendisi bir varlktan doma-
msa, ondan da bir ey domaz.
"Onun dengi ( ve benzeri) hiçbir varlk yoktur .

Hiçbir varlk, e veya baka biri olarak O'na denk, emsal ve benzer
deildir.

Bu sûre-i celile, ksa olmakla birlikte Allah hakkndaki bütün bilgi-


leri ve O'nun kudsî sfatlarn özetle içermekte, bu sfatlar inkâr eden-
leri reddetmektedir.

hlâs Sûresinin Fazileti

Hz. Peygamber [saltaiiahu aleyhi vesellem] bir hadisinde öyle buyur-


mutur:

" Kul hiivellahü ehad sûresi, Kur'an'n üçte birine denktir."'*

Kur'an'n ana konularn üç alanda toplamak mümkündür. Bunlar


inanç esaslar, hükümler ve kssalardr. Derin bir ekilde baklrsa, bu
sûrenin bütün inanç esaslarn içerdii görülür.

Bu manadaki bir hadiste öyle buyrulur:

"Sizden biri, her gece Kur'an’n üçte birini okumaktan aciz mdr?" As-

139 Müslim, Müsâfirm, 259 (nr. 812); Tirmizî, Fezâilül Kur'ân, 11 (nr. 2900).
"

Cüz: 30 112. IHLÂS SÛRES 1-4 205

"Bir kimse bir gecede Kur'an'n üçte birini nasl okuyabilir?" diye

sordular; Resûlullah (saiiaiiahu aleyhi veseiiem] öyle buyurdu:

"Kul hüvellahü ehad sûresini bir defa okursa , bu Kur'an’n üçte birine

denktir.’™

mam Müslim'in rivayet ettii hadiste öyle buyrulur:


"Yüce Allah Kur’an’ üç ana bölüme ayrd. Kul hüvellahü ehad sûresini
*'
(onda ilenen tevhid inancm) Kur'an'n ana bölümlerinden biri yapt.’’
1

Hz. Peygamber jsaiiaiiahu aleyhi veseiiem], dier bir hadisinde öyle

buyurmutur:

"Yedi kat gökler ve yedi kat yer, Kul hüvellahü ehad sûresindeki tevhidi
"
ispatiçinyaratld. u -

Yani, bütün kâinat bu sûrede anlatld gibi yüce Allah'n birliini


ispat etmek ve yüce zatn tantmak için yaratlmtr.

Resûlullah [saiiallahu aleyhi vesellem| bir adamn hlâs sûresini okudu-


unu iittiinde,

"Ona vacip oldu" buyurdu. Oradakiler,

"Ona ne vacip oldu?" diye sorduklarnda, Hz. Peygamber,

"Cennet vacip oldu buyurdu. 141

Sehl b. Sa'd es-Sâidî [radyallahu anh| öyle naklediyor:

Bir adam Hz. Peygamber'e gelerek fakirlikten ve geçim darln-


dan ikâyette bulundu. Resûlullah (saiiallahu aleyhi vesellem] adama,

"Evine girdiin zaman içeride biri harsa ona selâm ver; eer kimse yoksa
bana selâm zvr (salavat getir) ve Kul hiivellahii ehad sûresini oku" buyurdu.

141) Müslim, Müsâfirîfl, 259 (nr 81 1 ); Tirmizî, Fozâilü'l-Kur'ân, 11 (nr. 28%).


141 Müslim, Müsâfirîn, 260.
142 AL el-Müttak, Kenziil-Ummâl, nr. 2265; Zeylai, Tahricü 1-Efuutis vel-Âsâr, 4/331 (Dâru
bn Hüzeyme, 1414 hicri); Süyûtî, es-Sagtr, nr. 1020.
143 Tirmzî, Fezâilül-Kur'ân. 1
1 (nr. 2897); Hâkim, Müztedrek , 1/566; .\esiî, AnteliH-Ynm, nr 70Z
206 112. HLÂS SÛRES 1-4 Çü/: 30

Adam söylendii gibi yapt; Allah Teâlâ ona bol nzk gönderdi, öyle ki
gelen nzk kendisine yettii gibi komularna da ondan ikramda bu-
*4
lundu 1

Resûl-i Ekrem Mlallahu aleyhi veseilem] dier bir hadisinde öyle bu-
yurmutur:

" Kim bir giinde iki yiiz defa Kul hiivellahü ehad sûresini okursa, Allah
Teâlâ onun elli senelik günahm affeder, ancak bu günah bir borç (kul hakk
onu affetmez. " 14
’’

ise) ise

hlâs sûresinin fazileti hakknda mam Süyûtî'nin el-Câmiu's-Sagîr


adl hadis kitabnda pek çok hadis nakledilmitir. Ancak biz uzatp
okuyucuyu usandrma korkusuyla hepsine yer vermedik.

Sûrenin Tasavvuf! aretleri

Bu sûre, müahede sahibi seçkin velilerin tevhid anlayyla, delil

üzere iman eden umum halkn tevhid anlayn içermektedir.

Seçkin velilerin tevhid anlaynda iki makam vardr. Biri, ceberut


âleminin srlarnn kefedildii makam, dieri de melekût âleminin
nurlarnn seyredildii makamdr. 14 hlâs sûresindeki "hüve" '’
lafz,

ceberut âleminin aslî, latîf srlarnn kefedildii makama iaret etmek-


tedir. Allah lafz ise ceberût denizinden fkran kesif nurlann seyredil-
dii makama iaret etmektedir.

Müahedenin hakikati, latif olan nurlarn kesif (youn) hale yani


müahede edilecek duruma gelmesidir. Muayenenin (varlklarn asln
görmenin) hakikati ise kesif olan eylerin latif hale gelmesidir Buna
göre muayene, daha ince ve srldr. Varlklar, ceberût denizinden

144 Kurtubî, el -Cam' li-Ahkânil-Kur'âtt, 20/224.

145 Tirmizî, Fezâilül-Kur'ân, 1


1
(nr. 2898);

146 Be duyu organ ile görülmeyen, içinde meleklerin yaad, artan dünya semasna
kadar olan âleme melekût âlemi, duyu organlar ile görülen ve hissedilen âleme müa-
hede âlemi, bunlarn dndaki ilahi tecellilerin zuhur ettii âleme ceberût âlemi denir.
Cüz: 30 112. HLÂS SL K I' S 1-4 20 !

kaynayan kesif nurlar halinde görmek müahededir. Bu nurlar latif

hale gelip her eyi kaplayan latif denize ulatnda ve ahadiyyet deni-

zi her eyi kapladnda ona muayene denir.

Allah Teâlâ'nn tek oluunu, hiçbir eye muhtaç olmayp her eyin
O'na muhtaç olmasn, bir varlktan domaktan ve kendisi çocuk edin-
mekten uzak oluunu anlamak için insanlar bir delile ihtiyaç duyar.
a

Bu, iman makamdr. Müahede hali ise ihsan makamdr. Ayet, ilâhn
hakikatini insan aklna yaklatrarak anlatmaktadr.

Kueyrî [rohmctuliahi aleyh] der ki: "öyle denilmitir: Allah Teâlâ haki-

kati srlara 'hüve' sözüyle açt, ruhlara 'Allah' sözüyle açt, kalplere 'ehad'

sözüyle açt; müminlerin nefislerine ise sûrenin kalan ksmyla açt.

Sûre hakknda u açklama da yaplmtr:


Allah'ta fâni olan âklarn hakikati kefi 'hüve' iledir. Muvahhid-
A A
lerin kefi 'Allah' sözüyledir. Ariflerin kefi 'ehad' sözüyledir. Alimle-
rin kefi ise sûrenin kalan ksmyla olur.

Bu konuda bir açklama da öyledir:

Allah Teâlâ, seçilmi velilerin içindeki has kullarma 'hüve' (O) laf-

zyla hitap etti; onlar da sadece O'nunla oldular ve O'nunla kaldlar.

Yüce Allah seçkin kullarna 'Allah' sözüyle hitap etti; onlar da hep Allah

ile megul oldular. Sonra onlardan aa mertebede olanlar için daha


fazla beyanda bulundu ve zatnn 'ehad' (tek) olduunu belirtti. On-
lardan aa derecede olanlara zatru tantmak için daha fazla beyanda
bulundu ve zatnn 'samed' olduunu bildirdi. Bu ekilde derecesi dü-
ük olan dier müminlere de dier sfatlarn söyleyerek zatn tantt." 147

Hakim et-Tirmizî [rahmetuliahi aleyh], Nevâdirül-Usûl adl eserinde

der ki: "Hüve lafz, Allah Teâlâ için bir isimdir, zamir deildir. Asl,
hakikat manasndaki hüveyitten gelir."

147 bk. Kueyrî, Lflâifiil-ârât, 6/332.


208 112. HLÂ5 SÛRES 1-4 Cüz: 30

Dier açklamalar için bu esere baklabilir.

âzelî yolunun büyüklerinden eyh Abdurrahman Arif demitir ki:


7
"Sözün özü udur: 'Hüve lafzyla yüce Allah'a iaret edilmesi,
Cenâb- Hakk'n nurlan içinde kaybolmu ve hakiki hüviyetin ne ol-

duunu gerçek manada anlam ariflere mahsustur. Ahadiyyet denizi


onlar çepeçevre sardndan ve hakiki vücut gözlerinin önüne açld-

ndan arifler, yüce Allah'tan baka her eyi gönüllerinden silip attlar.
Arifler, 'O' denince sadece Allah' hatrlarlar; baka kimse akllanna
gelmez. Çünkü gerçekte varolan ve iaret edilecek hakiki vücuda sahip

olan tektir ve o da sadece yüce Allah'tr. Ne zaman 'O' denilse, ariflerin

aklna Allah gelir; zira onlar, dier herkesi uurlanndan silip atmlar
ve bütün beerî ekillerden fâni olmulardr. Onlar lâhî tecellüeri sey-

re dalp kendi varlklarn bile hissetmez duruma gelmilerdir. Bu hal,

tevhidde ve Allah' yüceltmede hedef noktadr. Cenâb- Hak, peygam-

beri Hz. Muhammed'in [saliallahu aleyhi vesellem) bereketine bizlere sürekli

o hal içinde bulunmay ihsan etsin ve bizleri dostlarndan yapsn."

Fahreddin-i Râzî irahmetullahi aleyh] der ki: "Bu sûredeki, "De ki: Allah
birdir' âyeti, iki ilâh anlayn reddetmektedir. Bu kimseler, 'Nuru bir

ilâh, karanl ayr bir ilâh yaratt' derler; iyilik ve kötülükleri iki ayr
tanrnn yarattna inanrlar. Bu âyet hristiyanlarn üçlü ilâh inanan
da reddetmektedir. Âyetle ayrca yldz ve felekleri baka bir tanrnn
yönettiine inanan Sâbiîler'in inancm da reddetmektedir.

'Allah sameddir’, bütün varlklar yaratan ve ihtiyaçlarn görendir,


âyeti, kâinatta Allah'tan baka ilâh olduunu söyleyenlerin inanan
reddetmektedir.

'O dourmad v dorulmad '


âyeti, yahudilerin, hristiyanlarn ve

müriklerin inancn reddetmektedir. Yahudiler, 'Üzeyir Allah'n olu-


dur' dediler. Hristiyanlar, 'Mesîh sa Allah'n oludur 7
dediler. Mü-
7
rikler de, 'Melekler Allah'n kzlardr dediler.
Cüz: 30 112. HLÂS SÜRES 1-4 209

'Hiç kimse O'na denk deildir' âyeti de Allah'a putlar ortak koan
müriklerin görüünü reddetmektedir." 14*

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardmyla


mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabna


salât ve selâm etsin.

hlâs sûresinin tefsiri burada tamamland.

148 Râzî, Mefdthul-Gayb, 327170. Bu ksm tarafmzca eklendi (mütercim).


(113) FELAK SÛRES

Sûre Hakknda Bilgi: Felak sûresi Medine'de inmi olup be âyettir.


Önceki Sûre ile Balants: hlâs sûresinde kendisine snlacak ve
tutunulacak zat tantlmtr. hlâs sûresiyle Allah'a snma konusunda
Hz. Osman'n [radyallahu anhj hadisi malumdur. Hz. Peygamber [sallallahu

aleyhi veseiiemj, hasta iken Hz. Osman' {radyallahu anh| ziyarete geldi. Ona,

" u anda hissettiin acdan seni korumas (ve kurtarmas) için bir ve

snrm" diye dua


sarned olan yüce Allah'a ve onun da etti hastalk ve
benzeri eylerden bu ekilde Allah'a snmasn emretti .
149

hlâs sûresinden sonra, içinde Allah'a snma emri olan Felak ve


Nâs sûrelerinin gelmesinin bir sebebi de öyle söylenmitir:

]49 Hakim et-Tirmizî, NevMirüVUsul, 2/11; Heysem!, ez-Zevâid, 5/110.


212 U3. FELAK SÛRF.SJ-5 _ _ _ Cüz:3Û

hlâs sûresinin ini sebebi Allah hakkndaki cehalet ve edep d is-

teklerdir. Allah'n nesebini sormak insana er olarak yeter. Bunun içir.

snlmas emredildi. Sonra


Felak sûresinde bütün erlerden Allah'a

özel olarak karanln errinden Allah'a snlmas emredildi. Çünkü

iplere üfürme ve sihir ileri daha çok gece karanlnda olur. Sonra

snlmas emredildi. Zira insan sihir büyü gibi kötü


hasetten Allah'a

ilere sevkeden hasettir. Peinden vesveseden Allah'a snlmas em-

redildi. Çünkü bütün kötülüklerin kayna bu vesvesedir. Bir insann


iradeli olarak kötülük yapmas ancak bir insan ve cin eytann vesve-

sesi ile olur.

En dorusunu yüce Allah bilir.

Sûrenin ni Sebebi
Celâleddin-i Mahallî der ki: "Felak ve Nâs sûreleri, yahudi Lebid

b. A'sam'n Hz. Peygamber'e sihir yaptnda nazil oldu."

Sahih hadis kitaplarnda nakledildii üzere, yahudilerden Leb d

b. A'sam Resûlullah'a [saiiaiiahu aleyhi veseiiem) sihir yapm, bu sihir Al-

lah Resûlü'nün saadetli bedeninde rahatszlk sebebi olmutur. Dalla

sonra Cebrail [aleyhisselâm] büyüyü yapann ismini ve büyünün yerini

haber vermitir. Resûl-i Ekrem Hz. Ali'yi göndererek büyüyü yerinden

çkartmtr. O srada Felak ve Nâs sûreleri nazil olmutur. Resûlullah


bu sûreleri okuyunca üzerindeki bütün sknt gitmi ve Hz. Peygam-

ber rahatlamtr .
150

ISO Tefsirdeki rivayet ksaltlarak özetle verilmitir. Sihir olay için bk. Buhâri, Tb, 47, 5fl,

Ayni, Umdetiil-Kâri, 14/738-741; Müslim, Selâm, 42; bn Mâce, Tb, 45; Ahmed. Müvted,
6/96.
, ,

Cu*: 30 113. FF.LAK SURES 1-5 213

Cenâb- Hak buyurdu ki:

4 '
>* >5 o y* u' *
>o ' '
1

' '
^ >
jj

l i JL- U-
I
; © lil J o ü lül
I I \1 0 Ls} I i 1

o
Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki; Ben sabahtn Rabb'ine stmnm,


2. Yaratt eylerin errinden,

3. Karanl çöktüü zaman gecenin errinden


4. Düümlere üfürüp büyü yapanlarn errinden

5. Ve haset ettii vakit kasetçinin errinden.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "De ki: Ben sabahn Rabb'ine snrm.”
Ayetin lafznda geçen "felak", "sabah" manasndadr. Felak, yarp ç-
karmak anlamndadr. Gecenin içinden gündüzün aydnl çkarld
için sabaha "felak" denmitir.

Varlp açlarak içinden bir ey çkan durumlar ve olaylar anlatlr-


ken bu fiil kullanlr. Mesela, topran yarlp içinden bitkinin çkarl-

mas, dalarn altndan su gözelerinin fkrmas, buluttan yamurun


aktlmas, çekirdein yarlp içindeki eyin ortaya çkarlmas, karn-
daki rahmin ve fercin açlp içinden çocuun çkmas ve bunlara ben-
zer eyler felak fiili için örnek olarak verilebilir.
214 113. FELAK SÛRES 1-5 Cü/: 30

"Felak"n cehennemde bir azap kuyusu olduu da söylenmitir

Âyette "telakin Rabb'i" ifadesi, bize unu haber vermektedir: Ka-


ranlktan sonra nur vardr. Darlktan sonra genilik gelir. ler tkan-
dktan sonra açlr. Bu, herkes için bir müjdedir. O, insanlara, snma-
ya öretmekte ve onlan buna hazrlamaktadr.

Bu âyetler ayrca sihir ve benzeri yollarla balanan düümlerin çö-


züleceini ve zorda kalanlarn kurtulacan haber vermektedir. Bu e-
kilde insann ümidini kuvvetlendirmektedir. Birkaç örnek verip dier
zorluklarn da ayn ekilde yüce Allah'a snmakla alacan müjde-
lemektedir. Bunun için kullan Allah Teâlâ'ya yönelmeye ve snmaya
tevik etmekte, buna çok önem verip özen göstermelerini istemektedir.

Sonraki âyetlerde kendisinden snlacak eyler zikredilerek öyle


buyruldu:

" Yaratt eylerin errinden ..."

Yaratlan eylerin içine insan, cin ve dier bütün varlklar girer.

Her ne olursa olsun, bu ifade ile, zarar veren her eyden Allah'a s-
nlm olur. Bu ifade çok geneldir, onun içine zarar veren maddeler,
hayvanlar, yldrm ve benzeri gök âfetlerinin hepsi girer.

errin yaratlan eylere izafe edilmesi, onun özellikle halk ale-

minde meydana geldiini ifade etmek içindir. çinde yaadma ve

bozulup dalmayla yüz yüze olan bu hikmet âlemine "halk âlemi"


denir. Bu âlemde varlklar birbirine zt yaratlm olup biri
terkiplerle

dierinin düzenini bozup ortadan kaldracak özelliklerle donatlm-


tr. Alem-i emir ise böyle deildir. Orada sebep ve gerekçeler yoktur.
O âlemde her ey, Cenâb- Hakk'n "Ol!" emriyle oluverir.

"Karanl çöktüü zaman gecenin errinden ..."

Aslnda gecenin errinden snma, önceki âyetin içine girmekte-


dir. Ancak ondan snmaya çok fazla ihtiyaç olduu ve kötülüklerin
çou gece meydana geldii için aynca söylenmitir.
Cü/: 30 113. FEI.AK SÛRES 1-5 215

Âyetin manas udur: Gece karanl çöktüü ve her yan iyice sar-

d zaman, meydana gelecek kötülüklerin errinden sabahn (nurun


ve aydrdn) Rabb'i Allah'a snrm.
Gerçekten gece içinde çok acayip olaylar olmakta ve alacak iler
meydana gelmektedir.

Âyetteki gece anlam verdiimiz "gâsk" kelimesine, kamer (ay)

manas verenler de olmutur. Ayn karanla gömülmesi, tutulup -


n kaybetmesi ve kapkaranlk olmasdr.

Bu konuda gelen bir rivayette Hz. Aie [radvallahu anhâ| öyle de-
mitir:

"Resûlullah [saliallahu aleyhi vesdlem] bir gece gökte yeni domu aya
bakt, sonra elimi tutarak,

'Âie, bunun çerinden Allah'a sn; âyette eninden Allah'a sndrlan


gâstkbudur'buyurdu ." !51

ayn karanla gömülmesi, ayn son bir veya iki günü hiç
Gökteki
görünmemesidir. Müneccimler o zaman uursuz sayarlar. Bunun için
sihirbazlar da vücutta hastalk yapacak sihirlerini o günlerde yaparlar.
Bu görüün, sûrenin inme sebebine uygun olduu söylenmitir.

Gâskn Süreyya yldz olduunu söyleyenler de olmutur. Onun


karanla gömülmesi, kaymasdr. Bu yldzn kaymasyla birçok has-
talk ve taun ortaya çkar.

Gâskn, insann bana gelen her türlü er olduu da söylenmitir.


Onun bastrmas, insana hücum etmesi ve onu her yandan sarmasdr.
Bu hal insan aciz brakacak bir durum olduundan, ondan Allah'a s-

mmaldr.
Âyette, Allah'a snlacak gece karanlnn temsil yoluyla insan
saran an ehveti anlattn ve o hal içinde gelecek tehlikeden yüce
Allah'a snlmas gerektiini söyleyen âlimler de vardr.

151 Tirmi t\, nr. 3366; Ahmed, Miisned, 6/61; Hâkim, Müstedrek, 2/540.
216 113. FELAK SÛRES 1-5 Cüz: 30

Karanlk manas verdiimi2 gâsk için bundan baka eyler de söy-


lenmitir. Ksaca, içinde nur ve edep olmayan her i karanlktr, tehli-

kelidir; ondan yüce Allah'a srtmaldr.

"Düümlere iifüriip büyü yapanlarn errinden ..."

Yani kötü nefislerin errinden Allah'a snrm de.


Yahut iplere düüm atarak sihir yapan ve onlara üfüren kadnla-
nn errinden ... Ufürme, ya tükürerek olur ya da tükürmeden nefes
A

vererek olur. Ayette kelimenin "en-neffâsât" eklinde ma'rife olarak


(belirlilik taksyla) söylenmesi, ya Hz. Peygamber'e sihir yapan o ma-
lumkadn ifade içindir ya da cins içindir. Cinsi ifade edince, bu ile
uraan bütün sihirbazlar kapsar. Bu durumda Resûlullah'a [saiiailuhu
aleyhi vese1lem| sihir yapan yahudi Lebid'in kzlar zaten ifadenin içine

girmi olur.

"Ve haset ettii mkit kasetçinin errinden ..."

çindeki hasedi dar vurduu ve gereini yapt zaman hasetçi-


nin errinden insanlann ilâhna snrm de!
Hasetçinin hasedi içinde kald sürece bakasna zarar vermez.

Fakat bu eytanî duygu insann içinde depreip de onu fiilen bir ey


yapmaya zorlad zaman, hasetçi, kar tarafa zarar verecek eyleri

söz ve fiille uygulamaya balar. Bunun için hasetçinin zarar haset et-

tii zamana balanmtr. Çünkü ondan önce haset, bakasna zarar

vermez, sadece sahibine zarar ve sknt verir.

Müfessir bn Cüzey-i Gmâtî irahmetullahi aleyh] haset hakknda der ki:


"Haset, hem temiz ftratlarca hem de dinimizce kötü bulunmu
bir huydur. Hz. Peygamber [saiialiahu aleyhi vesciiem] öyle buyurmutur:

Atein odunu yakp kül ettii gibi, haset de insann iyiliklerini yakp yok
eder.'™

152 Ebû Davud, nr. 4903; bn Mâce, Zühd, 22 (nr. 4210).


Cüz: 30 _ _ 1 13. FEI.AK^SÛRES l_-5 217

A
Alimlerden biri demitir ki: 'Haset gökte ve yerde ilenen ilk gü-

nahtr. Gökte iblis Hz. Adem'e haset etti, Allah emrettii halde ona

hürmet secdesine yanamad. Yeryüzünde de Hz. Âdem'in olu Kabil,

kardei Hâbil'e haset etti ve bu hasetle onu öldürdü.'

Hasedin farkl dereceleri vardr.

Birinci derece, bir insann müslüman kardeindeki bir nimetin yok


olmasn istemesidir. Bu nimet kendisinin eline geçecek bir nimet de
deildir. Bunun tek sebebi, kendisinden bakasna Allah'n nimet ver-
mesini istememek ve bundan ac duyup rahatsz olmaktr.

ikinci derece, müslüman kardeindeki bir nimetin yok olmasn ve


o nimetin kendisine verilmesini istemektir.

Üçüncü derece, müslüman kardeindeki bir nimetin yok olmasn


istemeden bu nimetin bir benzerinin de kendisine verilmesini temenni

etmektir. Bu, caizdir; o haset deildir, ona gpta, yani imrenme denir.

Haset eden kimse kendine üç türlü zarar verir:

1. Günah kazanr; çünkü haset büyük günahlardandr.

2. Allah Teâlâ'ya kar saygszlk etmi olur. Hasedin asl, Allah'n


bir kuluna nimet vermesini kötü görmek ve O'nun iine itiraz etmektir.

3. Çokça gam ve keder ile kalbini aclara gark eder.

Ksaca, haset eden mesut olmaz, kimse tarafndan sevilemez, gö-


nüllere giremez, kimsenin efendisi olamaz.

Allah Teâlâ bizleri haset edenlerden deil, kendine haset edilenler-


153
den eylesin."

153 Ibn Cüzev, et-Te>hl l-Ulümi't'Tettzü, 2/527.


218 113. FELAK 5ÛRE5 1-5 __ Cüz: 10

Sûrenin Tasavvuf! iaretleri

Felakn asl ceberût denizinin (gayb âleminin) kendisinden ortaya


çkt nurdur. Bu, bütün kâinatn çekirdei olan Muhammedi nurdur.
Bu nuru ortaya çkaran Allah Teâlâ, habibine, onu Rabb'inden alkoyan
bütün varlklarn errinden kendisine snmasn emretmitir. Ayrca
insana hücum eden, ona hükmeden nefsin hevâsndan, gazabndan ve
kininden de Rabb'ine snmasn emretmitir. Yine kendisine hile >a-
pan, tuzak kuran sihirbaz ve hasetçilerin errinden de Rabb'ine sn-
masn emretmitir.
Haset, avam havas bütün insanlarn gözünde kötü bir huydur. Ha-
set eden, asla mesut olmaz.

Hasedin asl, bakasna verilmi hayra üzülmek ve onun elinden


gitmesini, yok olmasm istemektir. Fakat onun elindeki nimetin kal-

masn isteyerek bir benzerinin de kendisine verilmesini istemek haset


deildir; buna gpta, yani özenme ve imrenme denir. lim, amel, ma-
nevi zevk ve haller gibi kemalatlarda bakasna özenmek, övülmü ve

güzel bulunmutur.

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece yüce Allah'n yardmyla


mümkündür.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabna


salât ve selâm etsin.

Felak sûresinin tefsiri burada tamamland.


<114) NAS SURES

Sûre Hakknda Bilgi

Nâs sûresi Medine'de inmitir, alt âyettir. Önceki sûre ile balan-
tsn Felak sûresinde açkladk. Cenâb- Hak bu sûrede buyurdu ki:

p- ot O ^ pi © i©!' vJLU O j_,


n
I

ot O Jr-^< ^ o ^pjî
Q^dJ153J1
Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki: Smtnm insanlarn Rabb'ine,


2. nsanlarn melikine (sahibine ve hâkimine),

3. nsanlarn ilâhna ,
220 114. NÂS SÛRE 5 1-6 Cüz L 30

4. O sinsice vesvese veren eytann errinden.


5.
6. Öyle bir eytan ki in sanlartn göüslerine (kalplerine) vesvese ve-

rir durur.

(0 eytan), cinlerden de olur insanlardan da.

Tefsir

Cenâb- Hak buyuruyor ki: "De ki: Snrm insanlarn Rabb'iue."

Yani onlar terbiye eden ve her ilerini düzenleyip yoluna koyana

"insanlarn melikine." Yani insanlann sahibine ve her ilerini tedbir

edenine. Yüce Allah'n terbiyesi, sultanlarn emri altndakileri terbiye

etmesine benzemez. O'nun terbiyesi çok bakadr. Her eyden önce


yüce Allah, kullarnn her eyine tam sahiptir; onlarda tam bir tasarruf
hakk ve hükmetme yetkisi vardr. u âyeti de bu manada düünmeli.

"nsanlarn ilâhna." Bu âyet unu açklyor: Yüce Allah'n kullar-


nn meliki olmas, dier sultanlar gibi, sadece onlan hükmü altna alp
ilerini tedbir etmesi, kendilerini yönetmesi ve himaye edip korumas
eklinde deildir. O'nun meliklii (sahiplii ve hâkimlii) insanlarn
mâbudu olmas yönüyledir. Bu da O'nun ilâh oluundandr. Bu ilâhlk
ise kullar üzerinde tam bir tasarrufu gerektirir. Öyle ki onlan diriltme,
öldürme, varlk âlemine getirme ve yok etme yönüyle bütün yetki O'n-
dadr; O, dilediini yapar.
"
Âyette, insanlann ilâhna" eklindeki izafetin ayr bir hikmeti var-

dr. Aslnda, "nsanlann Rabb’, insanlarn meliki " âyetlerinde bütün âle-

min O'nun terbiyesinde ve mülkiyetinde bulunduu, ilâhlm ilar. ve


"
ikrar ettii mana olarak anlalmaktadr. Aynca, nsanlarn ilâhna''

denmesi, insanlara, O'nun raz olduu gerçek snma eklini öret-

mek içindir. Çünkü kulun Rabb'ine tevessül etmesi, O'nu terbiyecisi,

sahibi ve mâbudu kabul ederek yüce zatna yönelip teslim olmas, ken-
disine lâhî rahmeti ve efkati çekmenin en güzel yoludur.
Cüz: 30 114. NÂS SÛRES 1-6 221

Allah Teâlâ'nn kuluna bu ekilde kendisine snmay emretmesi,


hiç üphesiz çok deerli bir vaattir ve kendisine snan kimseyi mu-
hakkak koruyacana alamettir. Kendisinden Allah'a snlacak ey,
dümanl ile tannan eytandr. eytann errinden Allah'a snma-
nn açkça söylenmesi de O'nun kendisine samimi olarak snan ku-
lunu eytann tasallutundan koruyacana bir iarettir. Bu durum bir

âyette öyle ifade edilmitir:

"if bir gerçek ki benim (ihlâsl) kullarn üzerine senin hiçbir hâkimiye-

tin (zarar verme imkânn ) yoktur" (Hicr 15/42; Lrâ 17/65).

Bu âyetlerde geçen, "nsanlarn Rabb'i, insanlarn meliki, insanla-

rn ilâh" ifadelerinin sadece kötü ve zararl nefislerin errinden O'na

snmak için dile getirildii söylemek noksan olur; makam, mana ve


muradn hakk verilmi olmaz. Bu ifadelerin tekrar edilmesi, daha
fazla hakikati açmak, kalplere yerletirmek ve insanlara eref vermek
içindir. Buraya kadar yaptmz açklamalar, müfessir Ebüssuûd'a
Irahmetullahialeyhjaittir.
^ 1

bn Cüzey der ki: "Bu âyetlerde terakki sanat (ifadede derece de-
rece yükselme) görülmektedir. öyle ki:

lk âyette, nsanlarn Rabb’ine " dendi. Rab, sahip ve efendi anlamla-


rna da gelir. Bu anlamlar pek çok insan için kullanlabilir. Mesela, 'evin

sahibi', 'maln sahibi', 'bahçenin sahibi' denebilir. kinci âyette, ‘nsan-

larn meliki' dendi. Melik de herkese deil fakat baz insanlar için kul-

lanlr. Melikler (sultanlar), dier insanlardan daha üstün kimselerdir.

Bunun için melik, Rab'den sonra söylendi. Son olarak nsanlarn ilâhna'
dendi. lâh, en yüce varlktr; o melikten daha üstündür. Hiçbir melike

ilâh denmez. lâh, tekolan, hiçbir orta ve benzeri bulunmayan zattr." ” 1

Devamndaki âyette öyle buyruluyor: “O sinsice vesvese veren ey-


tann errinden ..." Âyette eytann hannâs sfat söylenmitir. Hannâs,

154 bk. Ebüssuûd, râdii'l-AkH't-Selîn, 6/492.


155 îbn Cü 2 ey, cl -Teshil li Ulûmi't-Tenzîl, 2/529.
222 114. NÂS SÛRES l-6_ _ Cü/: *0

"kalbi bo bulunca oraya dalan, kalp Allah' zikredince sinip kaçan"


demektir.

“Öyle bir eytan ki insanlarn göüslerinde (kalplerine) vesvese verir du-

rur. "

eytan, insan Allah'n zikrinden uzaklanca vesvese verir. Ayette,

kalplerine vesvese verir denmedi. Çünkü eytann vücutta durduu


yer göüstür, kalbin içi deildir. Göüs kalbin kafesidir. eytan ora-

dan hortumunu kalbe uzatr. Kalp, yüce Rabb'in evidir. Oras imann
mahallidir. eytan kalbi bütünüyle hâkimiyeti altna alamaz. Göüs-
ten kalbin etrafn sarar, oraya vesvese atmak için frsat kollar. Eer

eytan kalbi tam istila etse ve hâkimiyetine alsa, kalbini böyle ele ge-
çirdii bütün insanlarn imann bozar.

bn Cüzey der ki: "eytann vesvesesi çok çeitlidir. eytan önce


kalpteki imam bozmak ve mümini inancnda üpheye düürmek ister.

Buna gücü yetmezse, onu taatlerden geri brakmaya çalr. Hayrdan


alkoyamazsa, bu defa yapt ibadet ve taatte onu gösteri yapmaya
sevkeder; bu ekilde yapt hayr boa çkarmak ister. Eer kul bun-
dan da kurtulursa, bu defa eytan ona kendini beendirmek ve ameli-
ni çok bulup gözünde büyütmek için vesvese verir.

eytan ayrca kalpte haset, kin, kzgnlk ateini körükler ve bu e-


kilde insan kötü ilere bulatrp çirkin hallere düürür.

eytann vesvesesinden kurtulmann yolu üçtür:

1. Allah Teâlâ'v çokça zikretmek.

2. eytandan çokça Allah'a snmak.


3. Bu konuda en faydal ilerden biri de Nâs sûresini çokça oku-
maktr." s*

156 bn Cüzey, a.y.e., 2/530.


'

Cüz: 30 114. NÂS SÛRES 1-6 223

Ben de (Ahmed îbn Acîbe) derim ki: eytann vesvesesini kalp-

ten tamamen söküp atmann yolu, iradla görevli ârifibillâh kâmil bir

müridin sohbet halkasna yani manevi terbiyesine girmektir. Bu ter-

biye ile mürid onu fena fillâh makamna ulatrr (kalp Allah’n sev-

gisinde kaybolur), böylece eytann vesvesesinden kurtulur; yoksa bu


hale ulamadan kulda vesvese tamamen kesilmez.

Sonra kalbe vesvese verenler açklanarak öyle buyruldu:

"(O eytan), cinlerden de olur insanlardan da."

nsanlarn vesvesesi daha büyük ve daha tehlikelidir; çünkü cin-

lerin vesvesesi, eûzü çekerek veya Allah' zikrederek çeker gider. n-


sanlarn vesvesesi ise böyle deildir. nsanlarn vesvesesinden maksat,

onlarn din hakknda kalbe att üpheler, iç âleme attklar bozuk


fikirler, insanlar hakknda kötü düünceler ve bunlara benzer zararl

eylerdir.

Müfessir bn Cüzey der ki: "Eer sen, 'Kuran niçin Allah'a sn-
ma sûreleri olan Felak ve Nâs sûreleri ile bitti, bunun hikmeti nedir?'

dersen, buna üç ekilde cevap verilebilir:

1. eyhimiz üstat Ebû Cafer b. Zübeyr demitir ki: 'Hiç üphesiz


Kur'ân- Kerim, bir kula verilmi en büyük nimettir. Her nimete haset
edenler bulunur. Bunun için Kur'an, hasedi söndürecek ve onun er-
rinden kulu kurtaracak bu iki sûre ile bitti.

Hz. Peygamber [saliallahu aleyhi vesellem), Felak ve Nâs sûreleri hak-

knda öyle buyurmutur: Bana öyle âyetler indirildi ki onlar gibisini gör-
1=17
medim.'

2. Allah Resûlü, Kur'an'n ilk sûresi olan Fatiha hakknda da öy-


le buyurmutur: 'Tevrat’ta, Incil'de ve Kuranda onun gibisi indirilmedi/'*

157 Müslim, MüvSjfirin, 264;TirnUî, Fczâiül-Kr'ân, 12, Nesâi, Fezâiliil-Kur'ân, 25.


158 Buhar, nr. 4474; Ebû Davud. nr. 1458; Tirmizi, nr. 2875; Ahmed, 4/21 1; Hâkim,
Miit'lnk, 1/558; Mâlik, Salât, 38.
224 _ 114. NÂS SÛRES 1-6 Cüz: <0

Böylece Kuran- Kerîm, benzeri indirilmemi bir sûre balam ve ben-


ile

zerleri görülmemi iki sûre ile bitirilmitir. Böylece, açl da bitirilii


de en güzel ekilde olmutur. Baknz, hutbe, risale, kaside ve dier söz
sanatlarnda, balangç ve bitiler en güzel ekilde yaplmaya çallr.

3. Allah Teâlâ, Kur'an okumak isteyen kimseye kovulmu eytan-


dan Allah'a snmay emretmitir. Ayn ekilde, Kur'an'm bitii de
iki snma sûresi ile olmutur. Böylece Kur’an okumaya balarken ve
Kur'an'm en son âyetleri okunurken Allah'a snma gerçeklemi olur.
Bu ekilde Allah'a snma, balangc ve bitii kapsar ve Kur'an oku-
yan kii, iin banda ve sonunda yüce Allah'n korumasnda olur." 1 “

Sûrenin Tasavvuf! aretleri

Vesveseden bütünüyle kurtulmak ancak kulun fena fillâh maka-


mna ulamas ve kalbin melekût âleminin nurlan ve ceberût âleminin
srlaryla mâmur olmasyla gerçekleir. Kul öyle bir noktaya varr ki

kalp bütünüyle Allah'n muhabbeti ve tecellileriyle dolar. te o zaman


vesvese denen ey kesilir, kalbe gelen düüncelerin ekli deiir; hepsi
tevhid srlan içinde bir çeit fikir ve ibretlik nazara dönüür, yüce zat

müahede sebebi olur.

Bir tanesi bu hali öyle dile getirmitir: "nsanlarn kalplerine ves-

vese veren eytanlar vardr; vallahi ey sevgili benim kalbime söz atan

da naz eden de sensin."

Hayrl ilerde muvaffak olmak sadece Allah'n yardmyla müm-


kündür. Kulunu doru yola sevkeden O'dur. Taatleri yapmak, günahlar-

dan saknmak ancak yüce Allah'n verecei kuvvetle ve yardmla olur.

Allah Teâlâ, efendimiz Muhammed'e, onun Ehl-i beyt'ine ve asha-


bna en güzel ekliyle salât ve selâm etsin.

?9 Ibn Cüzev, et -Teshil ITllhhni't-Tefizil, 27530.


SON SÖZ

el-Bahrii'l-Medîd fi Tefsîri'l-Kur’âni'l-Mecîd adl tefsirimiz, yüce Al-


lah'n yardm ve desteiyle burada tamamland. Allah Teâlâ'dan, önce-
kilerin ve sonrakilerin efendisi, nebilerin sonuncusu, peygamberlerin
imam Muhammed Mustafa Efendimiz'in yüzü suyu hürmetine bu
eseri insanlara hüsnükabulle sevdirmesini, onu elde etmek, onunla
hayrl maksat ve muradna ulamak isteyen herkesin bu muradm
yerine getirmesini dilerim. Bu tefsiri yazarken temel kaynaklarmz,
Beyzâvî ve Ebüssuûd tefsirleriyle eyhlerimizin eyhi Abdurrahman-
Fâsî'nin Celâleyn Tefsiri üzerine yazd Haiye' si oldu. Zaman zaman
bn Cüzey'in, Sa'lebî'nin ve Kueyrî'nin tefsirlerinden de yararlandk.

Tefsirin biti tarihi: 6 Rebîülevvel 1221 Pazar.

Eserin müellifi: Allah'n zayf kulu, her halde yüce Mevlâ'sna

muhtaç Ahmed b. Muhammed bn Acibe el-Hasenî. Allah Teâlâ onu


her iki âlemde sonsuz lutuf ve ihsanlarna ulatrsn. Âmin.

Son duamz udur: Âlemlerin Rabb'ine sonsuz hamdolsun.

Bu kymetli eserin tercümesini bize nasip eden yüce Rabbimiz'e


sonsuz hamdolsun. Hamdinden aciz olduumuzu itiraf ederek, Zât-

Bârî'den bütün kusurlarmzn affn istirham ederiz.


226 SO\ SOZ

Cenâb- Hak, habibi Seyyidül-evvelîn vel-âhirîn Efendimiz (sallal-

lahu aleyhi vesilem] hürmetine bütün günahlarmz balasn, bizi onn


sevgi ve efaatlerine ulatrsn, Ehl-i beyt'iyle gönülde, halde, yolda,

iki cihanda beraber eylesin, Hz. Kur'an'm erefli hizmetinde daim ve


kaim klsn, bize hakikat yolunda ahitlik ve rzas urunda ehidîik
lütfetsin. Âmin.

Velhamdü lillâhi rabbii-âlemîn hamden kesîran tayyiben mübâre-

ken dâimen ebedâ.

Doç. Dr. Dilaver Selvi

Tercümenin biti tarihi:

18 Rebîülâhir 1433 Pazar/


11 Mart 2012 Pazar
ÇNDEKLER
(1-11 CLT)

1. CLT

Takdim ve Takriz 13

Mütercimin Önsözü 17

Tercümede Takip Ettiimiz Usul 2 i

BRNC BÖLÜM
TASAVVUFÎ TEFSRN LMÎ DEER ve
TEFSRLER ÇNDEK YER
A) Kur'an'n Zahiri ve Bâtn Meselesi 25

B) Kur'an'daki Zahirî ve Bâtnî limler 35

C) ârî/Tasavvfî Tefsir Hakknda 4i

a) Genel Olarak Tefsir Çeitleri 41

b) ârî Tefsire Duyulan htiyaç 42

c) ârî/Tasavvufî Tefsir Nedir? 46

d) ârî Tefsirde Aranan artlar 49

e) aret Ehlinin Tefsirdeki Usulü 52

f) Sûfîlerin Zâhir-Bâtn Konusundaki Hassasiyetleri 52

g) Bâtniyye ile Sûfivye Arasndaki Fark 54

h) artlarna Uygun ârî Tefsir Örnekleri 55

D) Tefsir Çeitlen ve bn Acîbe'nin Tefsiri 57

E) Müfessird e Aranan artlar 63


228 t ÇN DEK L ER ( 1 -
J CLT) _

KNC BÖLÜM
BN ACÎBE'NN HAYATI, ESERLER ve
TEFSRNDEK METODU

A) bn Acbe'nin Hayat 71

a) smi — 71
b) Doumu 72

c) Ailesi 72

d) Sov eceresi 73

e) Çocukluu ve Yetimesi 74

f) Hocalar 79

f.a) Ald Hocalar


lk Ders 79

Ttvan'da lim Ald Hocalar


f.b) 79

Fas'ta lim Ald Hocalar


f.c) 83

g) bn Acbe'nin Ald lmî cazetler 85

h) bn Acibe'nin Tasavvufî Terbiyeye Girii 87

) bn Acibe'nin Tasavvuftaki eyhleri 87

1. eyh Mevlây el- Arabi Derkâvî el-Hasenî ...87

2. eyh Muhammed Bûzîdî el-Hasenî 89

i) bn Acîbe'nin Tarikat Silsilesi 94

j) Âlimlerin bn Acîbe Hakkmdaki Övgüleri 96

k) Vefat 97

B) bn Acîbe'nin Eserleri 97

a) Tefsir ve Kraate Ait Eserleri 98

b) Hadis ve Dualara Ait Eserleri 99

c) Fkh ve Akaide Ait Eserleri 100

d) Lugatla lgili Eserleri oo


e) ahs, Tarih ve Tabakada lgili Eserleri 101

f) Tasavvufla lgili Eserleri o


C) bn Acîbe'nin tikad ve Tasavvufî Görüü 105

a) bn Acîbe'nin tikad Yönü .105

b) Tasavvufî Görüü 108


ÇNDEKLER (l-ll^LT) 229

D) el-Bahrül-Medîd 129

a) Yazl Sebebi 229

b) Yazl Tarihi 129

c) Yazma Nüsha ve Basklar ,130

d) Üzerinde Yaplan Çalmalar 131

e) Dili ve Üslubu 131

f) Kaynaklar 131

E) bn Acîbe'nin Tefsirindeki Metodu 139

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KLTR'ÂN-I KERÎM ve STÂZE

Kur'ân- Kerîm Nedir? 1 55

Eûzü Besmelenin Mana ve Hikmetleri 168

Eûzünün Manas ve Temel Konular 168

Eûzüdeki Hikmet ve ncelikler 175

eytandan Korunmann En Güzel Yolu 185

Besmeledeki Hikmet ve ncelikler 186

Besmele ile lgili Hükümler 198

Müellifin Önsözü 201

(1) FÂTHA SÛRES 207

Sûre Hakknda Bilgi 208

Fâtiha Sûresinin Fazileti 209

Besmele Hakkndaki Görüler 211

Besmelenin Namazdaki Kraatte Okunmasnn Hükmü 212

Önemli Tabirlerin Açklamas 213

FÂTHA SÛRESNN TEFSR 215

Önce badet 222

5. Âyetin Tefsiri 224

Doru Yol çin Dua 228

Dua Âyetlerinin Tasavvuf? aretleri 237


230 ÇNDEKLER (1-11 CLT)^ _ _

Fatiha Hüküm ve Edepler


ile lgili
24i

Namazda Fâtiha'y Okumann Hükmü 245

Fâtiha'dan Sonra "Âmin" Demenin Hükmü 215

(2) BAKARA SÛRES 249

Sûre Hakkmda Bilgi 249

Sûre Bandaki Harflerin Mana ve Hikmeti 250

Kurtulua Eren Müttakiler 253

Ehl-i Kitap' tan man Edenler 259

Kalbi Mühürlenmi Kâfirler 261

Münafklarn Hali 263

Münafklarn Misali 274

Bütün nsanlarn Kullua Çarl 279

Kur'an, Kâfirlere Meydan Okuyor 282

Allah Hakk Açklamaktan Haya Etmez 286

Yüce Yaratcy Nasl nkâr Edersiniz? 289

Yeryüzünde Hükmedecek Halifenin Yaratlmas 292

Halifenin Sfat ve Görevi 297


A
Meleklerin Hz. Adem'e Secdesi 300

eytann Hz. Âdem ve Eini Hataya Düürmesi 301

Hz. Âdem'in Cennetten Yeryüzüne ndirilii 304

srâiloullan'run bretlik Halleri 306

yilii Bakasna Emredip Kendini Unutanlar 311

Sabr ve Namazla Allah'tan Yardm 313

Nimete ükür, Ahirete Hazrlk 315

srâiloullan'na Verilen Dier Nimetler 318

Buzay Put Edinenler 321

srâiloullan'nn Tuhaf stekleri 326

srâiloullan'nn Th Çölündeki mtihanlar 328

srâiloullan'nn lâhî Emre Muhalefeti 331

Tîh Çölündeki Mucize ve mtihanlar 334

Kurtulua Erme Yolu .340

lâhî Ahdi Çinemenin bretlik Cezas 343


_ _ ÇDEKLER (M1CLJ)
{
_ 231

nek Kesme Olay 34 6


Kalpleri Ta Kesilenler 352
Tevrat' Tahrif Edenler 359
srâiloullan'nm Bo ddia ve Temennileri 36 i

Allahla Yaptklar Sözlemeyi Bozanlar 364

Peygamberlerini Yalanlayan ve Öldüren Millet 37 i


inkâr ve Alay Etmenin Sonu 373

srâiloullan'nm Hak Dine Kar Tavlar 375

Kalbe leyen Buza Sevgisi 381

Yahudilerin "Cennet Bizimdir" ddias 383

Meleklere Düman Olanlar 388

Mucize Beklentisine Girenler 391

Ahidlerini Bozanlar 392

Sihrin Hakikati 396

Hârût ve Mârût Olav


¥
398

Hz. Peygamber'e Kar Edep 403

Yahudilerdeki Kin ve Haset 403

Nesih Meselesi 406

Hz. Peygamberden Mucize steyenler 410

Cenneti Tekeline Alanlar 414

Mescidlerde Allah'n Zikrine Mani Olanlar 418

Bütün Yönler Allah'ndr 420

Allah'a Oul snadnda Bulunanlar 423

Kâfirlerin Mucize Talebi 426

Yahudi ve Hristiyanlar Nasl Raz Olur? 429

Hz. brahim'in mtihan ve Kabe'nin nas 433

Hz. brahim'in Dininden Aynlanlann Hali 435

Yahudilik Hz. brahim'in Dini Deildir 446

Hz. brahim'in Hanîf Dini 449

Allah'n Kabul Ettii man 451

Kblenin Deimesi 458

Ehl-i Kitabn Kble Konusundaki natlar 468


232 ÇNDEKLER (M ÇLT)_
472
Mekke Dndakilerin Kblesi
476
Cenâb- Hakk'a Vuslat Yollar
Can ve Mallarda Yaanacak mtihan ^
Safâ ile Merve Arasnda Sa'y 4$7

Hakk Gizleyenlerin Durumu *$8

limlerin Snflan 491

Tevhide Davet 49 1

Müminlerin Allah Sevgisi 496

Bâtl Yolun Takipçileri 503

Allah Adna Hüküm Vermekten Saknmak 506

Körü Körüne Geçmiini Taklit Edenler 509

Haram Edilen Yiyecekler 512

Para Karlnda Ayetleri Satanlar 515

Asl yilik Nedir? 518

Ksastaki Hikmet ve Hayat 522

Ölmeden Önce Vasiyet 527

Oruç Emri ve Ramazan Ay 530

Oruç Gecesine Ait Hükümler >38

Haram Kazançtan Saknn >44

Helâl ve Haram Aylar >46

Evlere Kapsndan Giriniz >48

Kâfirlere Kar Cihad Emri ve Edebi . 55i

Hac ve Umrenin Hükümleri 557

Hac Aylar 562

Hacda Ticaretin Hükmü 564

Hacda Vakfe ve Dier Vazifeler 566

Fesat Peinde Koanlarla Cann Allah'a Feda Edenler 573

Sulh ve Bar Dini slâm'a Girin 577

syan Edenler Neyi Bekliyor? 579

Allah'n Nimetini Deitirenler 580

nsanlarn Tevhidden Sonra Tefrikaya Dümesi 584

Cennet Ucuz Defl 587


Ç i ND EK LJ R n - n C h.T^ 233

Neyi nfak Etmeli? 589


Cihad Emri ve nsanlarn Cihada Bak 591
Haram Aylarda Savan Hükmü 593

çki ve Kumarn Durumu


Maldan Ne Kadarn Vermeli? 602
Yetimin Malnda Tasarrufun Hükmü 605

Nikâhlar Haram Olanlar 607

Hayz Halindeki Yasaklar 610

Bo Yere Yemin 615


A
lâ (Hanmna Yaklamamaya Yemin) 618

Boanan Kadnlarn ddeti 620

Kar Kocann Karlkl Haklan 622

Boamann Says ve Hukuku 624

Kadnlann Evlenmesine Mani Olmayn 629

Çocuun Sütten Kesilmesi 63i

Kocas Ölen Kadnlann ddeti 634

Cimâdan Önce Boamann Hükmü 637

Namaz Muhafaza ve Orta Namaz 639

Kadnlarn Dier Haklan 642

Boanan Kadnlara Mal Vermek 643

Ölümden Kaç Yok! 645

Allah Yolunda Cihad 650

Allah çin Güzel Borç Vermek 651

srâiloullar'nn Savala mtihan 655

Ordunun Nehir Suyu ile imtihan 662

Hz. Davud'un Câlût'u Öldürmesi 666

Peygamberler Farkl Derecelere Sahiptir 67i

Ümmetler de Farkl Farkldr 675

Allah Yolunda nfak 676

Âyetül-kürsî 677

Yüce Yaratcnn Özellikleri 683

Ayetül-kürs'nin Fazileti 684


234 ÇNDEKLER (1-11 CLT) _ _ _

686
Dinde Zorlama Yoktur
Nura ve Zulmete Davet Edenler ^
Hz. brahim'le Nemrûd'un Tartmas
Ölüler Nasl Dirilir?
Malm Allah Yolunda nfak Edenlerin Misali 6^8

ntak Ahlâk 702

hlâsla Yaplan ntakn Bereketi 706

Amelini Bozann Durumu 708

nfak Edilecek Mal 710

eytann Vaadi, Allah'n Vaadi 712

Hikmet 714

ntakta hlâs 717

Kendilerine Hayr Yaplacak Fakirler 721

Her Zaman nfak 725

Faiz Yiyenlerin Hali 726

Faizin Tehlikesi 729

Darda Kalan Borçluya Süre Tanmak 732

Alverite Borçlarn Yazlmas 736

Rehin ve Hükmü 740

Kalpten Geçen Düüncelerin Hükmü 743

2. CLT

(3) ÂL- MRÂN SÛRES 15

Sûre Hakknda Bilgi 15

Allah'n Âyetlerini nkânn Sonu 18

Rahimlerdeki ne ekil Veren O'dur 19

Muhkem ve Müteâbih Âyetler 21

nkarclarn Sonu 26

Dünyann Süslü Nimetleri 31

Müttakiler çin Hazrlanan Nimetler 36

Allah'n, Meleklerin ve Âlimlerin ahidi Olduu Tevhid 39


5

- ÇNDEKLER 0-11 CLT)_ 235

Hak Yolda htilafn Sebebi


nkârda srar Edene Kar Tavr 45
Peygamberlerini Öldüren Millet 47
Haktan Yüz Çevirenler 49
zzet ve Zillet Allah'n Elindedir 52

Kâfirlerin Dostluundan Sakn 58

Allah Sevgisini spatn Yolu 63

Hz. Meryem Kssas 66

Hz. Zekeriyya'nn Duas 75

Hz. Meryem'in Özel Seçilii 80

Hz. sa'nn Gelii ve Peygamberliinin Müjdelenmesi 84

Hz. sa ve Havârileri 93

Hz. sa'nn Semaya Yükseltilmesi 98

Hz. sa'nn Yaratl 102

Yalanalar çin Lânet Duas 105

Tevhide Davet 110

Hz. brahim Hristiyan ve Yahudi Deildi 1 12

Ehl-i Kitabn Huyu ve Hileleri 1 1

Yahudilerin Hainlii 122

Allah'a Verdikleri Sözü Az Bir Pahaya Deitirenler 125

Ehl-i Kitabn Allah'n Âyetlerini Tahrifi 128

Hiçbir Peygamber ve Âlim nsanlar irke Çarmaz 129

Peygamberlerle Yaplan Sözleme 132

Herkesi Kurtulua Götüren man 136

slâm'dan Baka Din Kabul Edilmez 138

Hak Dinden Dönenlerin Cezas 141

nkâr Üzere Ölenin Sonu 143

Gerçek Hayra Ulama Yolu: En Sevdiini nfak 144

Helâl eyleri Haram Klanlar 147

Kabe ve Hac 150

Bilerek Hakk nkâr Edenlere Knama 154

Ehl-i Kitaba taatin Tehlikesi 156


1

ÇNDEKtLF.R_(M ICLT)

161
Allah'n pine Topluca Sarlmak
yilii Emir Kötülüü Nehiy
Yüzleri Agaranlar ve Kararanlar

nsanln Hayr çin Çkarlm Ümmet 172

mandan Kaçanlarn Hali 176

Bütün Ehl-i Kitap Ayn Deildir 1*0

Mal ve Evlad Kendisine Fayda Vermeyenler 1*2

Kâfirlerin Amellerinin Durumu 1*3

Yabanclar Dost Edinmeyin 1*5

Uhud Sava'yla Gelen Uyanlar 1*9

Faiz Yasa 199

Takva Ehlinin Cömertlii 201

Cennetlik Kimselerin Ahlâk 206

nanan En Üstündür 21

Aclarn çinde Sakl Rahmet 213

Dinden Dönen Kendine Zarar Eder 217

Allah Yolunda Savaan Âlimler 222

Kâfirlere Uymann Sonu 225

Kâfirlerin Kalbine Salman Korku 227

lâh Yardm Ne Zaman Gerçekleir? 228

Uhud Sava'nda Yaanan Acnn Hikmeti 231

Zor Anda Gelen lâhî Yardm 233

Savata Hezimetin Sebebi 237

Münafklar Gibi Olmayn! 238

Allah çin Can Verenlerin Bulduu Rahmet 240

stiare ve Tevekkül 242

Allah'n Yardm Olmadan Zafer Olmaz 247

Ganimete Hyanet Olmaz 248

Allah'n Müminlere En Büvük Lutfu: Hz. Resûlullah 252

lâhî Yardma Mani eyler 254

Zafer de Malubiyet de Allah'n îzniyledir 256

Allah Yolunda ehid Olanlarn Hali 259


1

_ ÇNDEKLER (I- 11_CLT)_ 237

Allah'a ve Resulüne taatin Sonu 263


Allah Bize Yeter! 265
Kâfirlerden Korkmayn! 269
Verilen Mühleti Nimet Zannetmesinler 270

Müminle Münafk Seçilmeden Braklmaz 272

Cimriliin Sonu 274

Zengin Olan Allah'tr 276

Her Peygamber Yalanlanmtr 280

Her Nefis Ölümü Tadacaktr 28

Musibet ve Eziyetlere Sabr 283

Ehl-i Kitap'tan Alnan Söz 285

Sahip Olmadklar eyle Övülmeyi Sevenler 286

lâhî Kudretin Delilleri 288

Her Halde Allah' Zikredenler 290

Zikir ve Fikir Ehlinin Duasna cabet 298

Kâfirlerin Keyfine Aldanmayn 300

Hakka Tâbi Olan Ehl-i Kitap 303

Allah Yolunda Sabr, Sebat, Nöbet ve Takva 305

(4) NSÂ SÛRES 311

Sûre Hakknda Bilgi 311

Yetimlerin Malna Dikkat! 315

Birden Fazla Kadnla Evlenme 318

Nikâhta Kadna Verilen Mehir 320

Sefihlere Mal Verilmez 322

Kadnlarn Mirastaki Hakk 328

Miras Taksiminde Yaknlara hsan 330

Yetimin Maln Haksz Olarak Yemenin Cezas 334

Miras Taksimi 336

Kocann ve Zevcenin Miras 343

Zina Edenlerin Cezas 350

Kabul Edilen Tövbe 352


Ç N D E K LE MI U
-
Ç LT )

3,5
Nikâhla lgili Hükümler
358
Kadnlarla Güzel Geçim
Boanma Durumunda Korunacak Haklar 361

Nikahlan Haram Olanlar 363

Kendileriyle Evlenmek Helâl Olanlar -'70

Câriyelerle Evlilik 372

Zina Eden Câriyenin Cezas 375

Yüce Allah'n Müminlere Özel kramlar 376

Mal Edinme Yolu 381

Haksz Yere Cana Kymak 382

Büyük Günahlardan Saknmann Mükâfat 385

lâhî Taksime Raz Olmak 387

Yaknlarn Miras 390

Erkeklerin Aile Reislii 392

Aile çi Geçimsizliin Çözümü 3%


Tevhid ve Yaknlara hsan 398

Cimrilik ve Riyann Sonu 403

Zerre Kadar Hayr Zayi Olmaz 406

Hz. Peygamberim Ahirette ahitlii 407

Sarholuk Halinde Namaz 409

Yahudilerin Dümanl 414

Ehl-i Kitabn mana Davet Edilmesi 417

Affedilmeyen Günah: irk 420

Kimse Kendini Temize Çkarmasn! 421

Yahudilcrdeki Haset Hastal 427

Emaneti Ehline Verin! 432

darecilere taat 434

Hükmünden Bakasn Arayanlar


Allah ve Resûlü'nün 437

lâhî Hükme Candan Teslim Olmak 441

Peygamber ve Sddklarla Beraber Olmann Yolu 445

Cihad ve Tedbir 450

Zayflar çin Cihad 453


_____ ÇNDEKLER jj-n CLT)_ _ _ _ _ 239

eytann Dostlaryla Sava +55


Ölümden Kaç Yok! 457
yilik de Kötülük de Allah'tandr 460
Peygamber'e taat, Allah'a taattir 463

Münafklarn Hali 465

Kur'an' Düünmüyorlar m? 466

Müminlerin Srlarn Yaymak 468

Cihad, efaat ve Selâm 473

Herkes Allah'n Huzurunda Toplanacaktr 477

Münafk ve Kâfirlerin Durumu 478

Münafk ve Kâfirlerle Dostluk Etmek 480

Münafklarn Dier Halleri 483

Hata Adam Öldürmenin Cezas


ile 484

Kasten Adam Öldürmenin Cezas 487

Mümine Kâfir Muamelesi Yaplmaz 491

Cihad Edenlerle Etmeyenler Bir Olmaz 494

Hicretten ve Cihaddan Geri Kalanlarn Hükmü 496

Hicret Yolunda Can Verenler 500

Yoluculukta Namazlar Ksaltma 503

Korku Namaz 506

Namaz Vakitleri Belirlenmi Bir Farzdr 510

Düman Karsnda Gevemeyin 511

Hainlere Arka Çklmaz 513

Tövbeye Tevik 517

ftira En Büyük Kötülüktür 518

Her Hayr Allah'n Rahmetiyledir 520

Her Sözde Hayr Yoktur 521

Müminlerin Yolundan Ayrlmann Sonu 523

irkin Kötülüü 526

man ve Salih Amel Sahiplerine Müjde! 529

Sadece Temenni Yetmez . 530

Kadn ve Yetimlerin Hakkna Dikkat! 535


240 Ç N DE Ki L ER (1 - U CLT)

528
Kan Koca Arasnda Sulh
Kadnlar Arasnda Adalet - 541

Boanma Yardm
ve lahî
Bütün Hayrlann Ba: Takva 345

ki Cihann Hayr Allah'n Elindedir 349

Herkese Kar Adalet 350

Gerçek man 353

Dinden Dönenlerin Akbeti 555

Bo ve Batl Sözlere Dalanlar Terk 557

Dinle Alay Edenlerin Hali 559

Kâfirleri Dost Edinmeyin! 363

Münafklan Cehennemdeki Yeri >64

Güzel Ahlâk 369

man Esaslar Bölünmez 571

Yahudilerin Çirkin stekleri 574

Ahdi Bozanlann Cezas 577

Hz. sa'nn Gökten nii 581

Yahudilerin Zulüm ve Dümanlklarnn Sonu 582

Kendisinden Bahsedilmeyen Peygamberler de Vardr 585

Vahyin ahitleri 590

Hak Yoldan Alkoyanlarn Cezas


Kullan 592

man Her eyden Hayrldr 594

Ehl-i Kitabn Taknl 595

Hiçbir Peygamber ve Melek Allah'a Kulluktan Çekinmez 598

Bütün nsanln Mesul Olduu Kitap ve Peygamber 601

Mirasta Kelâle Meselesi 603

(5) MÂDE SÛRES 607

SûreHakknda Bilgi 607

Harem Bölgesinde Yasak Olan eyler 6io

Haram Klman Yiyecekler 614

Allah'n Raz Olduu Tek Din: slâm 617


ÇNDEKLER (1-1
1
_CLT)_ 241

Haram Helal Yapan Zaruret Hali 619


Helal Olan Yiyecekler ft 20
Nikah Helal Olan Ehl-i Kitap Kadnlar 625
Abdestin Farzlar 627
Allah'la Yaplan Sözlemelerin Hakk 63i

Adaleti Ayakta Tutan ahitler Olun 633

lahî Koruma Nimetine ükür 636

Ahdi Bozmann Vebali ve Cezas 639

Hristiyanlarn Ahde Vefaszl 643

Ehl-i Kitab'n Hz. Peygamber'e mana Davet Edilmesi 645

Ehl-i Kitabn Hezeyan 647

Yahudi ve Hristiyanlarn Dier Batl Sözleri 650

Ehl-i Kitab Hz. Peygamber'e Uymaya Davet 653

srâiloullarna Verilen Özel Nimet 655

srâilogu Harnn Korkaklk ve Küstahl 658

Hâbil ile Kabil Kssas 665

Bir Cana Kyan Bütün nsanlara Kym Gibidir 674

Haddi Ap Fitne Çkarmann Cezas 680

Takva ve Vesile 683

Ahirette Fidye Kabul Edilmez 685

Hrszln Cezas 687

Dili Baka Kalbi Baka Olanlar 690

Yahudilerin Çirkin ve Davranlar 691

Allah'n Hükmü le Hüküm Vermeyenler! 697

Ksas 70i

Hz. sâ ve ncil 704

Her Ümmete Bir eriat Verilmitir 706

Hakk Brakp Cahiliye Hükmünü steyenler 709

Hevasna Tabi Olanlarla Dostluk Kurulmaz 712

Dinden Dönenlerin Akbeti 716

Kâfirlerle Dostluk Haramdr 724

Ehl-i Kitabn Uyarlmas 726


242 ÇNDEKLER 0-1J CLT) _

727
Hakk Batl, Hayr er Görenler
Yüzlülüü 729
Vahudilerin iki

Yahudilerin Dier Kötü Sfatlan 7?ö

Ehl-i Kitab man ve Takvaya Davet 755


*
Hakk Tebli ve lahî Himaye 7 %7

Hak Kitapla Amel Etmeyenin Bir Kymeti Yoktur 740

Her Milletin Davet Edildii Din: slâm 743

Peygamberlerini Öldüren Kavim! 745

Hristiyanlarn Üçlü lah Hezeyan 747

3. CLT

(5) MÂDE SÛRESNN DEVAMI 15

Dinde Keyiflerine Uyup Haddi Aanlar 15

Yahudilerin Çirkin Söz ve Halleri 17

Müslümanlara Düman Olanlarn Dereceleri 2ü

Dini Zorlatranlar 24

Yemin Kefâreti 25

çki ve Kumarn Haram Edilii 30

Kulun Samimi Tövbesi öncesini Temizler 33

hraml ken Avlanmann Hükmü 36

Kâbe'nin Hürmeti ve Yücelii 44

Temizle Pis, yi ile Kötü Bir Deildir 47

Gereksiz Yere Soru Sormak .49

Batl Yolda Olanlar Taklit Edenler 55

Önce Nefis Terbiyesi 57

Vasiyet ve ahitlik 60

Her Peygambere Ümmetinden Sorulur 64

Hz. sa'ya Verilen Yetki ve Mucizeler 65

Sofra Mucizesi 68

Allah'tan Baka Kimseye Taplmaz 73


_ ÇNDEKLER O-llCLT) _ _ 243

EN'ÂM SÛRES (6)

Sûre Hakknda Bilgi

Îlâhî Kudretin Delilleri 84

Yüce Allah Tektir 84

Cenâb- Hakk'n Birliinden Yüz Çevirenler 87

bret ve Tefekküre Davet... «9

Kâfirlerin inad 91

Her Peygamberin Karlat Olay: nkâr ve Alay Edilmek 93

Geçmi Ümmetlerden ibret Almak 95

Her ey Allah’n Elinde 95

Yüce Allah' Tantan Deliller 98

En Büyük ahit: Yüce Allah 102

Allah Adna Yalan Söyleyenler 105

irke Düenlerin Sonu 107

Kalpleri Örtülü Olanlann Hali 109

Yalanclarn Hali 112

Dünyay Yegane Hayat Görenlerin Sonu 1 15

Hz. Peygamberi Deil, Allah'n Âyetlerini Yalanlyorlar 119

Haktan Yüz Çevirme Sebebi: Kalbin Ölmesi 122

Her Canl Türü Birer Ümmettir 124

Âyetleri Yalanlayanlarn Hali 127

Allah'n Birliinin Delilleri 128

Darda Kalnca Yüce Allah a Yönelmek 129

Peygamberleri Kabul Edenlerle Reddedenlerin Âkbeti 135

Peygamberden Mucize, Veliden Keramet stenmez 136

Fayda Görecek Kimseyi Uyar! 138

Allah Diyenlerle Birlikte Ol! 140

Müminlere Bahedilen Selâm ve Rahmet 144

Günahkârlarn Hakkndan Allah Gelir 147

Gaybn Anahtarlar Allah'n Katindadr 150

Ölüm Vaktini Allah Bilir.... 152

Darda Kalann Müracaat Edecei Tek Makam: Yüce Allah 153


244 _ ÇNDEKLER (1-U_CLT)_ _ .

Vardr l5 *
Her Haberin Bir Vakti

Dinle Alay Edenlerden Uzak Dur 160

Bütün nsanlara Uyan 163

irke Düen Kimsenin aknl. - l 66

Hz. brahim'in Kssas ^


Hz. brahim'in, Rabbinin Varlna Ait Delilleri ncelemesi in

Hz. brahim ile Puta Tapanlann Mücadelesi T'6

Hz. brahim'in Neslinden Gelen Peygamberler.. 1*4

Allah'n Yüceliini Takdir Edemeyenlerin Hali 1*9

Bütün nsanl Uyarmak çin Gelen Mübarek Kitap D3


Kur'ân' Yalanlayanlarn Akbeti 193

Allah Teâlâ'run Birliinin Delilleri 199

Allah'n Birliinin Dier Delilleri 201

Allah Teâlâ'run Birliine Bir Baka Delil 204

nsanlann çine Dütüü Bir Dier irk Çeidi 207

Allah Teâlâ Görülebilir mi? 210

Rabbimiz'den Gelen Delil ve Nurlar 216

Âyetlerin ndirili Hikmeti 218

Her ey Allah'n Dilemesiyle Gerçekleir 220

Kâfirin Putuyla Deil Kendisiyle Mücadele Etmeli 221

mtihan çin Mucize steyenlerin Durumu 224

Allah Dilemedikçe Mucize Fayda Vermez 226

Her Peygamberin Düman Vardr 228

Allah'tan Baka Hakem Aranmaz 232

Cahillere Yanama! 234

Allah'n Adn Zikrederek Yiyip çmek 237

Nurda Yürüyenle Karanlkta Kalan Bir deildir 242

Ba Çekenler
Kötülükte 243

syanda Ba Çekenlerin Tuhaf Tavrlar 243

Hidayet ve Dalâletin Alameti 247

Hidayete Ulaanlara Hazrlanan Nimetler 23ü

Cehennemliklere Hazrlanan Azap 251


Ç D E KL F. R_( 1-1! Ç LTJ_ 245

Ahirette nkâralarn tiraflan 256

Bâtla Dalanlara lâhî Tehdit 261

Müriklerin Cehaleti 263

Çocuklarn Öldürme enaati 270

Helali ve Haram Ancak Mülkün Sahibi Belirler 27 i

Kullarn Günlük stifadesi çin Yaratlan Baz Hayvanlar 274

Yenilmesi Haram Olanlar 278

srâiloullar'na Haram Edilen Yiyecekler 28 i

Allah'n Geni Rah met ve Hilmi 283

Hüküm Allah'n, Sorumluluk Kulundur 284

Bütün nsanlara Haram Klnan eyler 289

srâiloullar'na Verilen Nimet 294

Yüce Kufan'n Fazileti 295

Haktan Yüz Çevirenlerin Bana Gelecek Azap 298

Dinlerini Gruplara Ayranlar 301

yilik ve Kötülüün Karl 304

hlâs Makam 307

nsana Verilen Halifelik ve Farkl Dereceler 309

(7) A'RÂF SÛRES 313

Sûre Hakknda Bilgi 313

Yüce Kur'an'n ndirili Hikmeti 315

Kur'ân- Hakim e Uymaya Tevik 316

taatten Kaçmann Cezas 318

Amellerin Tartlmas Haktr 321

nsana Tahsis Edilen Özel Nimetler 323

Yaratl Nimeti 325

Hz. Âdem'in Cennetten Dünyaya ndirilmesi 333

En Hayrl Giysi: Takva 338

eytan Müminlerin Düman, Kâfirlerin Dostudur 340

eytann Dostlarnn Çirkin leri 342

Namazda Örtü 346


246 ÇNDEKLER MI ÇLJ)_

Helâl Olan Rzka Kimse Haram Yapamaz 347

Peygamberleri Tasdik Edenlerle nkâr Edenlerin Akbeti 351

-52
Hakk Kabulde Kibredenlerin Akbeti
*54
Hakk Yalanlayanlarn Tadaca Azap
Kâfirlere Cennet Haramdr 356

Cennet Ehline Yaplan hsanlar 358

Cennet ve A'raf Ehlinin Cehennemliklerle Konumalar 362

A' raf' ta kilerin Cehennemliklerle Alay Edii *65

Cehennemliklerin Cennet Ehlinden Yardm isteyii 367

Göklerin ve Yerin Yaratl 370

Temiz Toprak Temiz Ürün Verir 377

Hz. Nuh ve Kavmi 381

Hz. Hud ve Ad Kavmi 385

Hz. Salih ve Semûd Kavmi 392

Hz. Lut ve Kavmi 398

Hz. uayb ve Kavmi 401

Cenâb- Hakk'n Ümmetlere Muamelesi 409

Bütün nsanlara Uyar 413

Hz. Musa ve Firavun Kssas 415

Firavun'un Hz. Musa'dan Mucize stemesi 417

Hz. Musa'nn Sihirbazlarla Karlamas 420

Sihirbazlarn man ve mtihan 422

Hz. Musa Kssasnn Devam 425

Firavun'un Kavmine Gönderilen Musibet 428

Firavun Taraftarlarnn Azgnl ve Uradklar Azap 430

srâiloullar'nn Tuhaf Talepleri 435

Hz. Musa'nn Krk Günlük nzivaya Çekilmesi .439

Hz. Musa'nn Yüce Allah' Görme stei 441

Hz. Musa'ya Tevrat'n tndirilii 447

Hz. Musa’nn Kavminin Buzadan Put Edinmesi 452

Hz. Musa'mn Tür Dandan Dönmesi 454

Hz. Musa'nn Kavminin Kusurlarndan Dolay özür Dilemesi 461


ÇNDEKLER J.I-1 1_ÇLT)_ _____ 247

Her eyi Kuatan lâhî Rahmet 464

Bütün nsanlan imana Davet 474

Hidâyet Yolunda Rehber Olanlar 476

srâilogullan'nnOn ki Kabileye Ayrlmas 477

srâiloullar'ndan Maymuna Çevrilenler 479

srâilogullan'nn Dünyadaki Cezalan 483

Yahudilerin Allah'n Âyetlerini Dünya Menfaatine Satmalar 485

Yahudilerin Zorla taate Getirilii 488

Elest Bezminde Yüce Allah ile Yaplan Sözleme 49ü

Allah'a Verdii Sözü Bozann Ac Akbeti 494

Sapklarn ve Hüsrana Düenlerin Alameti 50ü

Esmâ-i Hüsnâ ile Dua 502

Ümmet-i Muhammed'in Arasndaki Hidâyet Rehberleri 506

Hakk Yalanlayanlarn Ac Durumu 507

Tefekküre Tevik 5 lü

Kyametin Vakti 513

Fayda ve Zarar Allah'tandr 517

Yaratln Asl ve Hikmeti 519

irk Bütün Kullara Haramdr 522

Allah, Salihlerin lerini Görür 525

Bakp da Görmeyenler! 526

Güzel Ahlak 529

eytan Müttakilere Zarar Veremez 533

Peygamber (s.a.v) Kendi Keyfine Göre Âyet Getirmez 535

Kur'an Okunduu Zaman Dinlemenin Hükmü 537

Kalbî Zikir 538

( 8) ENFÂL SÛRES 543

Sûre Hakknda Bilgi 543

Ganimetler ve Gerçek Müminlerin Vasflan 544

Âyetin ni Sebebi 545

Bedir Sava' na Çktaki mtihan 550


248 ÇNDEKLER O-UCLT)

Bedir SavaTmn Hikmeti 555

Meleklerin Yardma Gelii 558

Savata Müminlere ndirilen Sekînet ve Güven 5*1

Kâfirlerin öldürülmesinin Sebebi 564

Harpten Kaçmak Yasaktr 566

Bütün Güç ve Kuvvet Allah'a Aittir 569

Allah'a ve Resûlü'ne taat Edin! 574

Kalbe Hayat Veren eye Koun! >77

Umumi Fitneden Saknn! 582

Ashâb- Kirâma Yaplan Özel hsanlar 585

Hyanetten Saknn! 587

Kalp Hastalklarnn lac: Takva 590

Kâfirlerin Tuzaklarnn Boa Çk 592

nadna Azap steyenler! 5%


Azabn Geliine Kar Emniyet 598

Din ile Alay Edenler 600

Mallarn Bâtl Yolda Harcayanlarn Akbeti 602

Kâfirleri Tövbeye Tevik 605

Din Allah çin Yaanncaya Kadar Cihad 606

Savata Elde Edilen Ganimetlerin Taksimi 608

Hak ile Bâtln Ayrld Gün: Bedir Sava 612

Kalbi Takvive Edecek ki Kuvvet: Sabr ve Zikir 617

eytann Kâfirlere Oyunu 620

Münafklarn Müslümanlar Tenkidi 624

Münafklarn ve üphecilerin Akbeti 625

Zulüm ve syan, Eldeki Nimeti Giderir 627

Nankörlüün Baka Bir Çeidi: Ahdini Bozmak 629

Dümanlara Kar Kuvvet Hazrlamak 632

Dümanla Sulh Zaman 636

Allah Herkese Yeter! 638

Cihada Tevik 639

Savata Kâfirler Ne Zaman Esir Alnr? .643


jÇNDEKjl.ER <1-IJ CLT) 249

yi Niyetin Karl 64*

Muhacir ve Ensann Fazileti 651

(9) TEVBE SÛRES 657

Sûre Hakknda Bilgi 657

Sûrenin Evvelinde Besmele Yazlmamasnn Hikmeti 658

Müriklere Uyar ve Ültimatom 659

Allah ve Resulü, Müriklerden Uzaktr 663

Mürikleri Takip ve Kontrol 666

Eman steyene Eman Verilir 668

Müriklerin Müslümanlarla Antlamas Olmaz! 669

Sözlemeyi Bozanlarn Cezas 673

Cihad Olmadan lerleme Olmaz 678

Müriklerin Mescidlere Girmesi Yasaktr 680

Allah Yolunda Cihad, Her Hizmetten Üstündür 683

Gafil ve syankâr ile Dostluk Yasaktr ...686

Huneyn Sava'nda Gelen lâhî Yardm 689

Müriklerin Beytülharâm'a (Kabe) Girmesi Yasaktr 694

Ehl-i Kitap'la Cihad 697

Yahudilerin ve Hristiyanlarn irke Dümesi 700

Yahudi ve Hristiyan Âlimlerinin Çirkin leri 707

Allah Katnda Aylarn Says ve Haram Aylar 711

Haram Aylan Deitirenler 714

Cihaddan Geri Kalanlarn Knanmas 717

Yüce Allah'n, Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem]

özel Yardm 719

Cihada Tevik 722

Cihaddan Kaçmak çin zin steyenler 725

Cihaddan Geri Kalmann Sebebi 728

Fitneye Düenlerin Hali 732

Bamza Sadece Takdir Edilen Gelir! 734

Münafklann Yapt Hayrn Kabul Edilmeyi Sebebi 738


250 ÇNDEKLER (1-11 CLT)

739
Münafklarn Zahirî Hallerine Aldanmayn!
Münafklarn Sfat •M
Münafklarn Çirkin leri M2

Zekâtn Verilecei Yerler 744

4. CLT

(09) TEVBE SÛRESNN DEVAMI 13

Münafklarn Dier Çirkin leri 13

nsanlar Memnun Edip Allah' Gazaba Getirenler 17

Münafklarn Korkusu 19

Münafn Erkei de Kadru da Ayru Özellie Sahiptir 21

Önceki Kavimlerin Halinden bret Aln! 25

Gerçek Müminlerin Vasflan 26

Kâfir ve Münafklara Kar Sert Mücadele Et! 30

Allah'a Verdikleri Sözde Durmayanlar 34

stifann Fayda Vermedii Kimseler! 39

Cihaddan Geri Kalan Münafklann Kötü Durumu 42

Münafklara Cenaze Namaz Klma! 45

Gücü ve mkân Olduu Halde Cihaddan Kaçanlar 49

Savatan Geri Kalan Araplar'n Özür Dilemesi 51

Özürleri Hak Katnda Kabul Edilenler 53

Münafklarn Yalan Özürleri 58

ehir Dnda Yaayan Münafklarn Hali 60

slâm'a Önce Girenlerin Fazileti 65


A

Münafkl Adet Edinenler! 67

Hali Kark Olanlarn Durumu 69

Sadaka ile Manevi Temizlik 72

Ameli Kark Olanlarn Durumu 75

Savatan Geri Kalan Üç Kiinin Hali! 76

Fitne çin Mescid Yapanlar! 77

Can ve Mal Karlnda Cennet 84


_ _ _ ÇNDEKLER (1-M ÇI.T) _ 251

Allah a Cann ve Malm Satan Cennetliklerin Vasflan 87

Mürik Olarak Ölenler çin Af stenmez 91

Yüce Allah Delilsiz Azap Etmez 94

Tövbeleri Kabul Edilen ÜçSahabi 97

Sadklarla Beraber Olmak 102

Allah Yolunda Atlan Tek Bir Adm Zayi Dahi Olmaz km


lim Ehli Görevi Banda Kalsn! 106

Cihada Yakndan Balanr u


Kalplerinde Nifak Hastal Onlann Hali 113

Ümmetine Çok Dükün Peygamber 117

(10) YUNUS SÛRES 123

Sûre Hakknda Bilgi 123

lâhî Azametin Delilleri 126

Güne ve Ayn Yaratl Hikmeti 131

îmann Getirdii Saadet 135

Azabn Geciktirilmesindeki Hikmet 138

Kula Her Halde ükür Gerekir 140

Zulüm ve Günahta Israr Edenlerin Akbeti 142

Kur'an Allah Katndan Gelmitir 144

Allah Adna ftira Edenler 148

nsanlarn htilafa Düme Sebebi 150

Kâfirlerin Mucize Talebi 152

Her Gün ahitOlduumuz Rahmet Mucizeleri 153

Dünya Haya hm n Misali 160

yilik Sahiplerine Yaplan lâhî hsanlar 165

Cehennemliklerin Durumu 167

Hakikatin Ortaya Çkt Gün 169

badete Layk Olan Kimdir? 172

Putlann Acizlii ve Onlara Tapanlarn Cahillii 176

Kur'an, Âlemlerin Rabb'ine Aittir 18 i

Kalp Kulaklar ve Gönül Gözleri Kapal Olanlar 185


252 ÇNDEKLER (1-11 CLT)

Kâfirlerin Yalanladklar Azabn Gelecei Gün 188

191
Bütün Fayda ve Zarar Allah'n Elindedir
nkâra Zalimlerin Azaptan Kurtuluu Yoktur 193

Öüt Alana Kalplerin ifas Geldi 196

Allah Adna Yalan Uyduranlar! 198

Cenâb- Hak, Her An Kullarna ahittir 200

Allah'n Velilerine Korku ve Hüzün Yoktur 204

Hz. Nuh'un Kssas 213

Peygamberleri Yalanlamann Cezas! 216

Hz. Musa ve Hz. Harun'un Kssas 218

Hz Musa'nn Firavun'un Sihirbazlaryla Karlamas 220

Hz. Musa'ya Tâbi Olup man Mücadelesi Verenler 222

Müminlerin Tek Dayana Yüce Allah'tr 223

Zulmün Altndayken Namaz Tedbiri 225

Hz. Musa'nn, Firavun'a Bedduas 227

Firavun ve Taifesinin Suda Bouluu 230

lmi Hak'tan Uzaklama Sebebi Yapanlar 233

üphe Eden Kimse lim Ehline Sorsun 234

Davetin Fayda Vermedii Kimseler 236

Vaktinde man Etmeyenler 238

Allah'n zni Olmadan Kimse man Edemez 239

Âlemden bret Aln! 241

Ac-Tatl Her ey Allah'n Elinde 244

Herkesin Yapt Kendinedir! 250

(11) HÛD SÛRES 253

Sûre Hakknda Bilgi 253

Bütün Canllarn Rzk Allah'a Aittir 259

Göklerin ve Yerin Yaratl 264

lâhî Azab Engelleyecek Kimse Yoktur 270

Nimet Verilince ve Alnnca Kulun Hali 271

Müriklerin Tuhaf stekleri! 274


ÇNDEKLER (1-11 Cll.T) _ 253

Tek Derdi Dünya Olana Uyar Fayda Vermez! 278

Rabb'inden Bir Delil ve ahitle Desteklenen Kul 281

Hak Adna Yalan Söyleyenlerin Hali 285

Hz. Nuh'un Kavmi ile Mücadelesi 289

Hz. Nuh'un Kavmine Cevab 291

Hz. Nuh'un Kavminin Acele Azap stemesi 297

Hz. Peygamber'e Teselli 299

Hz. Nuh'un Gemiyi Yapmas 301

Tufann Balamas 304

Gemiye Bini 307

Tûfann Bitii 310

Hz. Nuh'un Gerçek Ehli Olanlar 313

Geminin Karaya nii 315

Hz. Hûd ve Kavminin Kssas 318

Hz. Hûd'un Kavminin Cevab 321

Âd Kavmine Azabn Gelii 325

Hz. Salih'in Kssas .. 329

Deve Mucizesi 332

Hz. Lût'un Kssas 334

Hz. brahim'in, Hz. Lût'un Kavmine Esefi 338

Hz, Lût'un Kavminin Helâk Edilii 34t

Hz. uayb'n Kssas 346

Hz. uayb'a Kavminin Cevab 352

Hz. uayb'n Kavmine Öüdü 353

Hz. uayb'n Kavminin Helâki 360

Hz. Musa'nn Peygamber Olarak Gönderilii 362

Geçmi Kavimlerin Hallerinden bret Almak 364

Olaca Kyamet Gününün Hali


Herkesin ahit 368

irkten Sakndrma 375

Tevrat Hakknda üpheye Düenler 376

stikamet ve Namaz Emri 377

Ümmetlerin Helâk Sebebi: Zulüm ve syana Devam 385


254 |ÇIN*DEK!LER (1-l^Cll.T)

nsanlar Arasnda Süregelen htilafn Hikmeti 359

Kssalardaki Hikmet 392

lâhî Emre Muhalefet Etmenin Sonu! .393

(12) YUSUF SÛRES 395

Sûre Hakknda Bilgi 395

Kssalann En Güzeli 395

Hz. Yusuf'un Rüyas 393

Kardelerinin Yusuf çin Harekete Geçmeleri 405

Hz. Yusuf'un Kuyuya Atl 41)

Hz. Yusuf'un Kuyudan Çkarl 418

Züleyha'nn Hz. Yusuf'tan Talebi 42h

Kadnlarn Ellerini Kesmesi 43^

Hz. Yusuf'un Zindana Girmesi 445

Hz. Yusuf'un, Zindan Arkadalarn Hak Dine Daveti 445

Zindanda Görülen Rüyalarn Yorumu 451

Hz. Yusuf'un Zindandan Çk 454

Hz. Yusuf'un Kardelerinin Msr'a Gelii 470

Hz. Yusuf'un Kardelerinin Msr'dan Babalanna Dönüü 476

Hz. Yusuf'un Kardelerinin Msr'a kinci Gelii 482

Kardelerin Hrszlk Suçlamasna Cevaplar 489

Hz. Yakub'un Gözlerine Ak Dümesi 4%


Hz. Yusuf'un Kardelerinin Üçüncü Kez Msri a Gidileri 50i

Gözleri Açan Bereketli Gömlek! 507

Hz. Yakub Msr'da 5li

Ebedî Dosta Kavuma tiyak 517

Kssann Hikmeti 52 1

Allah'a Basiretle Davet 525

Peygamberler Erkeklerden Gönderilmitir 527

Kssalarda, Akl Sahipleri çin bret Vardr 534


1

ÇNDEKLER (1-1 1 CLT) 255

(13)RA'D SÛRES 539

Sûre Hakknda Bilgi 539

lâhî Kudretin En Büyük Delili: Direksiz Gökler 541

lâhî Kudretin Yeryüzündeki Delilleri 543

Hak Delilden Yüz Çevirenlerin Akbeti 547

Rahmet Yerine Azap steyenler! 549

nadna Mucize steyenlerin


¥
Hali! 551

ükredilen Nimet Elden Alnmaz 556

Dua Ancak Yüce Allah'a Olur 561

lmin ve Cehaletin Misali 568

Hak lmi Bilenle Onu nkâr Edenin Hali 574

Allah'a Verdii Sözde Durmayanlar 578

man çin Mucize steyenler 581

Kalpler Ancak Allah'n Zikriyle Huzur Bulur 582

Hz. Peygamber'in Vârisleri 588

Mucize steyenlere Cevap 590

Peygamberlerle Alay Edenlerin Sonu 594

irke Düenlerin Kötü Hali 595

Müttakilere Vaat Edilen Cennet 598

Peygamberler de Evlenmitir 603

ahit Olarak Allah Yeter! 61

(14) BRAHM SÛRES 617

Sûre Hakknda Bilgi 617

Her Peygamber Kavminin Diliyle Davet Yapmtr 621

ükür Nimeti, nkâr Azab Artnr 624

Hak Davete tiraz Edenler 629

Mucize Getirmek Allah'n zniyledir 633

Kâfirlerin Peygamberleri Tehdidi 639

Kâfirlerin Amelinin Hali 644

Kullarn lâhî Huzura Arzedilii 648

eytann Cehennemliklere Hitab ....651


9

256 ÇNDEKLER (1-11 CLT)

Salihlere Verilen Cennet Selâm 6 >4

man ve Küfrün Misali 655

man Nimetine Nankörlük Edenlerin Cezas 661

mann Gerei: man ve nfak 664

ükredilecek Nimetler 667

Hz. brahim’in Duas 670

Hz. brahim'in Bütün Ailesi çin Duas 681

Hesap Gününü nkâr Edenlerin Hali 6*3

Cehennemliklerin Hali 6*8

(15) HCR SÛRES 699

Sûre Hakknda Bilgi 699

Kur'ân- Hakim Yüce Allah'n Korumasmdadr 702

Her Peygamberle Alay Edilmitir 704

Gökler ve Yerler Mucize Dolu! 707

nsan ve Cinlerin Yaratl 717

Meleklerin Hz. Âdem'e Secdesi ve blîs'in nad 7\

eytann Zarar Veremedii Müttakiler 727

Hz. brahim'e Misafir Gelen Melekler 735

Hz. Lût'un Kavminin Helak Edilii 740

Hz. uayb'n Kssas 748

Hz. Salih'in Kssas 749

Ölüm Gelene Kadar Kullua Devam 753

5. CLT

(16) NAHL SÛRES :3

Sûre Hakknda Bilgi 3


Gökten Kalplere Hayat Getiren Melekler 16

Bütün Kâinat, Cenâb- Hakk'n ahididir 19

Allah Teâlâ'nn Varlna Dier Deliller.. 25

irke Dümenin Çirkinlii 33


ÇNDEKLER (1-11 CLT) 257

Kendini Beenenlerin Sfat ve Cezas 39

Müttakilerin Güzel Hali ve Akbeti 45

Âyetlerle Alay Edenlerin Sonu 42

Müriklerin, Öldükten Sonra Dirilmeyi nkân 58

Ruhlarn Diriliine Giden Yol 61

Bilmiyorsanz îlim Sahibi Zikir Ehline Sorun 64

Allah Dostlarna Tuzak Kuranlann Kötü Akbeti 68

Tefekkür Edilip bret Alnacak eyler 69

irkin Her Türlüsü Haramdr 74

Müriklerin Cehalet ve Sefihligi 77

Kâfirlere Mühlet Verilmesinin Hikmeti 80

Allah Hakknda ftara Etmenin Sonu 82

Hz. Peygamber'i Teselli 84

Tevhidin Delilleri 86

Bal Ansndaki bretlik Olay 90

Yaratan ve Öldüren O'dur 95

irke Düenlerin Aklszl 97

nsana Verilen Özel Nimetler 100

Allah'tan Bakasna Kulluk Edilmez 102

Yüce Rab ile Âdz Kulun Misali 104

lâhî lim ve Kudretin Delilleri 108

Tefekküre Tevik 110

lâhî Âyetlerden Yüz Çevirenlerin Kötü Akbeti 1 15

Dinin Temelini Oluturan Ahlâk 119

Ahde Vefa 125

Salih Amel Sahiplerine Vaat Edilen Ho Hayat 131

Kur'an Okuma Edebi 133

Allah Teâlâ Diledii Âyeti ndirir 138

Allah'n Kelâmn Tenkit Edenlerin Cezas 140

Rabb'ine Dönen Kabul Görür 147

Herkesin Kendi Derdine Düecei Gün 148

Nimetleri nkâr Edenin Misali 149


258 ÇNDEKLER (1-11 CLT)

Nimete ükür Emri 1

Kusurdan Sonra Tövbeye Tevik ]

ükür ve Tevhidde Rehber Peygamber 1

Yahudilere Cumartesi Gününün Tahsisi

nsanlar Allah Yoluna Davet Usulleri ]

Eziyete Karlk Verme Usulü ]

(17) SRÂ SÛRES ]

Sûre Hakknda Bilgi I

srâ Mucizesi ]

Hz. Musa'ya Verilen Hidayet Kitab I

srâiloullarTmn Fesatlar ]

En Doru Yola leten Kitap ]

nsandaki Acelecilik ]

Peygamber Gönderilmeden Azap Edilmez 1

Dünya Sevgisinin Sonu

Allah'a taat, Anne Babaya yilik

Yakn Akrabaya yilik

Saknlacak Kötü ler


Bilmediin in Peine Düme!
Kur'an'da Her ey Açkland
Kâinatta Her ey O'nu Tebih Eder
Kalplerine Perde Çekilenler

Öldükten Sonra Diriltilmeyi nkâr Edenlere Cevap


nsanlara Güzel Söz Söyleyin
Müriklerin Putlar Hiçbir eye Güç Yetiremez
Her Memleketin Bir Helak Zaman Vardr

stenen Mucizelerin Verilmeme Sebebi


nsanlar mtihan Eden Rüya ve Aaç
eytamn nsana Bitmeyen Dümanl
nsanm Nimetlere Kar Nankörlüü.....
nsanoluna Verilen eref ve Kerametler
ÇNDEKLER ( 1 - 1 1 Cjj.Tj_ _ 259

Kyamet Günü Herkes mamyla Birlikte Çarlr 261

Basireti Kör Olanlarn Hz. Peygamber’den stekleri 265

Namaz ve Makam- Mahmud 27ü

Hak Geldi Batl Yok Oldu! 274

Hastalklarn ifas Olan Kitap 274

Herkes Ftratna Göre Hareket Eder 280

Ruhun Asl 282

Kimse Kur'an'n Bir Benzerini Getiremez 288

Kâfirlerin Tuhaf stekleri 292

Hidayet Yüce Allah'n Elindedir 298

Üâhî Kudretin Delilleri 30i

Hz. Musa'ya Verilen Dokuz Mucize 304

Kur' an Cenâb- Hak Tarafndan Hak ile ndi 308

Allah'a Esmâ-i Hüsnâ ile Dua 312

Namazdaki Kraatte Usul 317

(18) KEHF SÛRES 321

Sûre Hakknda Bilgi 321

çinde Hiçbir Erilik Bulunmayan Kitap 321

man Etmiyorlar Diye Üzülme! 326

Ashâb- Kehf'in Kssas 330

Kssann Seyri 334

Ashâb- Kehf'in Maaradaki Hali 342

Ashâb- Kehf'in Uykudan Uyanmalar 347

nsanlann Ashâb- Kehf'ten Haberdar Olmas 350

Ashâb- Kehf Kssasnn Sonu ve önemli Edepler 356

Hidayet Kitabm Oku 361

hlâsl Kullarla Olmaya Sabret 363

Hakk Açktan lan Emri 367

man ve Salih Amel Sahiplerinin Mükâfat 369

Dünyaya Aldananla Ondan Gönlünü Çekenin Misali 371

Dünya Hayatnn Misali 383


260_ _ _ j_Ç NDE KLER (1-1J CLT)

Kullarn Saf Halinde lâhî Huzura Arzedilii 387

Kibir ve Kendini Beenmenin Sonu 391

Allah'tan Bakasn Dost Edinenlerin Cezas 395

Kur'an' nkâr Edenlerin Hali 397

Hz. Musa ile Hz. Hzr'n Kssas 403

Hz. Musa'nn Hz. Hzr ile Bulumas 408

Hz. Musa'nn, Hz. Hzr'dan lim Talebi 4 14

Yoluculuk Srasnda Görülen Harika Olaylar 420

Srl lerin çYüzü 427

Zülkameyn Kssas 436

Zülkarneyn'in Douya Yolculuu 446

Zülkarneyn'in eddi Yapmas 450

Kâfirlere Hazrlanan Ate Ziyafeti 461

Çalmalar Boa Gidenler 464

Müminlere Hazrlanan Cennet Ziyafeti 468

Kehf Sûresini Okumann Fazileti 473

(19) MERYEM SÛRES - 477

Sûre Hakknda Bilgi 477

Hz. Zekeriyya'nn Duas 480

Hz. Zekeriyya'ya Oul Müjdesi 484

Hz. Yahya'ya Verilen Nimetler 490

Hz. Meryem'in Kssas 494

Hz. Meryem'in Hz. sa'y Dourmas 498

Hristiyanlarn Bozuk tikadlanna Ret 510

Hz. brahim'in, Babasn Hakk'a Daveti 516

Babasnn Hz. brahim'e Tepkisi 522

Allah çin Hicretin Mükâfat 525

Hz. Musa'nn Kssas 530

Vaadine Sadk Kul: Hz. smail 534

Hz. dris'in Yüce Bir Makama Yükseltilmesi 537

özel hsanlara Mazhar Olan Peygamberler 541


ÇNDEKLER (1 -11 CLT) 261

Namaz Zayi Edip ehvetlerine Tâbi Olanlar 544

Melekler Sadece lâhî zinle ner 549

Ahiret Hayat ve nsanlarn Hali 554

Cehenneme Düenlerin Hali 563

Kötülere Tannan Süre ve yilere Yaplan Destek 566

Sapknlk çindeki Kimsenin Tuhaf Halleri... 570

Putlarn Kimseye Faydas Olmaz 574

Müminlerin ve Kâfirlerin Akbeti 579

irk ve Dalâlet Ehlinin Çirkin leri 583

Salih Kullar çin Kalplere Konan Sevgi 588

lâhî Kelâm, Tebli Edilsin Diye Kolaylatrld 592

(20) TÂHÂ SÛRES 597

Sûre Hakknda Bilgi 597

Hz. Musa'nn Kssas 606

Hz. Musa'ya Verilen Mucizeler 616

Hz. Musa'nn Peygamber Olarak Gönderilii 622

Hz. Musa'ya Yaplan lâhî ihsanlar 628

Hz. Musa ile Hz. Harun'un Firavun'a Gönderilii 635

Firavun'un Hz. Musa ile Konumas 642

Firavun'un Hz. Musa ile Hesaplama stei 65i

Firavun'un Sihirbazlarn Toplamas 656

Sihirbazlarn Müslüman Oluu 664

Sihirbazlarn Firavun Karsndaki Onurlu Tavrlar 668

Firavun'un Denizde Boulmas 672

srâiloullar'na Yaplan özel hsanlar 676

srâiloullar'nn Buzaya Tapmas 682

Buzaya Tapanlar Ret 689

Sâmirfnin Ac Sonu 695

Kssalardaki Hikmet 700

Kur'aridan Yüz Çevirenleri Bekleyen Azap 701

lâhî Huzurda Balar Eilir 709


3

262 ÇND EKLER <1-11 CLT)

Hz. Âdem'in, blîs'le Mücadelesi 7 4

Hz. Âdem'in Tövbesinin Kabul Edilmesi 722

Geçmi Nesillerden ibret Almak 731

Dünya Süsünü Brak, Namaza Bak 737

Kâfirlerin Yersiz Mucize istekleri 74ü

6. CLT

(21) ENBYÂ SÛRES i3

Sûre Hakknda Bilgi i

Gaflete Dalan aknlarn Hali... i7

Peygamberler Erkeklerden Gönderilmitir 20

Haddi Aanlarn Helak ekli 26

Gök ve Yer Elence Olsun Diye Yaratlmad 29

Âlemin lâh Tektir v


Allah Teâlâ Evlat Edinmekten Yücedir 42

Yüce Allah'n Birliinin Delilleri 46

Hiç Kimse Dünyada Ebedî Deildir 32

nsan Çok Hemenci Yaratlmtr %


Kulu Azaptan Allah'tanBakas Koruyamaz «>2

Kalp Kula Sar Olanlar Hak Sözü itmezler >8

Hz. Musa'ya ve Hz. Harun'a Verilen Furkan ....72

Hz. brahim'in Kavmi ile Mücadelesi 75

Hz. brahim'in Putlar Krmas 79

Hz. brahim'in Atee Atlmas *7

Hz. brahim'in am'a Hicreti 'M

Manevi Önderlik ve Doru Yolda Rehberlik %


Hz. Lût ve Hz. Nuh KX)

Hz. Davud ve Hz. Süleyman'n Kssas o3


Hz. Eyyub'un Kssas m
Dier Mehur Peygamberler 124

Hz. Yunus'un Kssas 127


ÇNDEKLER (1-11 CLT) 263

Hz. Zekeriyya'nm Kssas 133

Hz. Meryem'in ve Hz. îsa'run Kssas 136

Bütün Peygamberler Tevhid nananda ttifak Etmitir 137

Herkesin Dönüü Yüce Allah'adr 140

Kâfirlerin Bana Gelecek Azap 144

Cennetliklerin Hali 147

Göklerin Kât Gibi Dürülecei Gün 152

Yeryüzünün Vârisleri 134

Bütün Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed 157

(22) HAC SÛRES 165

SûreHakknda Bilgi 165

Azgn eytanlara Uyanlarn Sonu 170

Öldükten Sonra Dirilmenin Delili 172

nkârclann Deiik Halleri 177

manla nkâr Arasnda Gidip Gelenler 179

Cennetlik Müminler 184

Hiç Kimse Allah'n Yardmn Engelleyemez 185

Müminlerle nkarclarn Akbeti 189

Varlklarn Yüce Allah'a Secdesi 191

Hak ile Bâtln Mücadelesi 194

Kabe ve Hacla lgili Hükümler 200

nsanlarm Hacca Çarlmas 205

Eti Haram Olan Hayvanlar 211

Allah'n Dininin Alametlerine Hürmet ve Sayg 214

Allah, Müminleri Savunur 223

Allah Yolundan Alkoyanlarla Cihad 224

Peygamberlerini Yalanlayanlarn Ac Sonu 229

Kâinattan bret Almak 233

Hemen Azap steyenlere Cevap 237

eytan Vahye Müdahale Edemez 239

nkâr ve üphe çinde Kalanlarn Akbeti 245


264 ÇNDEKLER (1-11 CLT)

ntikamda Ölçü 249

lâhî Kudretin Delilleri 253

lâhî Kudrete Bir Baka Delil 255

Her Ümmete Bir Din Gönderilmitir 256

nkârlar Yüzlerine Yansyanlar 2<»2

Âciz Putlarn Hazin Hali 263

Allah Dilediini Elçi Seçer 266

lâhî Muhabbete Ulama Yollan. 268

(23) MÜ'MNÛN SÛRES 2?5

Sûre Hakknda Bilgi 275

Kurtulua Eren Müminler 276

nsamn Yaratl Seyri 233

Gökten ve Yerden Gelen hsanlar 237

Hz. Nuh ve Nimete Nankörlük Eden Kavmi 294

Hz. Hûd'un Kssas 301

Her Ümmetin Belirli Bir Eceli Vardr 307

Hz. Musa'nn ve Hz. Harun'un


Peygamber Olarak Gönderilii 3in

Hz. sa ve Annesi 314

ükür çin Salih Amel 316

Yüce Allah'a Yaknlk Devletine Erenler 322

Hak'tan Gaflet çinde Olanlar 528

Kur' an Âyetleri Üzerinde Düünmek 531

Gaflete Dalanlarn Hali 340

lâhî Kudretin Delilleri 544

Öldükten Sonra Dirilmenin Delilleri 347

Yüce Allah'n Olu ve Orta Yoktur 351

Azap ve Vesveseden Korunmann Yolu 353

Kyametin Korkunç Halleri 360

Cehennemliklerin Cevab 365

nsan Bo Yere Yaratlmad 370


ÇNDEKLER <1-11 CLT) 265

(24) NÛR SÛRES 375

Sûre Hakknda Bilgi 375

Zinann Cezas 376

Zina Eden Kimseyle Evlenme Yasa 384

Zina ftirasnn Cezas 388

Kar Koca Arasnda Lânetleme 392

Hz. Âie'ye ftira Edilmesi Olay 395

ftira Olayna Dalanlarn Knanmas 400

ftiray Yayanlarn Cezas 407

eytann Admlarna Uyup yilikten Uzaklamayn 409

Temiz nsanlara ftira Atmann Cezas 413

Herkes Kendi Cinsine Layktr 418

Evlere Girerken zin Almak 421

Mümin Kadnlarn Örtüsü ve Süslenme Edebi... 423

Bütün Müminleri Tövbeve Davet 433

Bekârlar Evlendirin 436

Evlenmeye Tevik 438

Kölelerle Hürriyet Anlamas 442

Kimseyi Kötülüe Zorlamayn! 447

lâhî Nurun Misali 451

Yüce Allah' Zikir çin zin Verilen Evler 457

Amelleri Seraba Benzeyenler 461

Bütün Varlklar Dua ve Tebihini Bilir 466

lâhî Nurun Dünya Atmosferindeki Tecellisi 468

Yeryüzündeki bretlik Olaylar 473

Hidayet Yüce Allah'n Elindedir 475

Münafklarn Tuhaf Hali 477

Müminlerin lâhî Hüküm Karsndaki Tavn 481

Sözüyle Özü Birbirine Uymayanlar! 484

hlâsl Kullara Vaat Edilen Yardm ve mkân 487

Kâfirlerin Sonu 492

Evin çinde zin Alnacak Zamanlar 493


266^ _ ÇNDEKLER (
1-11 CLT)

Örtünmede htiyar Kadnlara Verilen Ruhsat 498

Yemek Konusunda Kendisine Ruhsat Verilenler 5('l

Evlere Girerken Selâm Vermek 507

Topluca Görülen lerde Bakandan zin Almak 508

zinsiz Yapmann Sonu 512

(25) FURKAN SÛRES 517

Sûre Hakknda Bilgi 517

Müriklerin Bâtl leri 521

Kur'an ve Peygamber Hakknda leri Geri Konuanlar 523

Kâfirlerin Yersiz steklerine Ret 529

Ahireti Yalanlayanlara Korkunç Azap 5*6

Bütün Peygamberler Beerdir 5*9

Kâfirlerin Yersiz Tekliflerine Cevap 545

Meleklerin necei Gün! 552

Kur'ân- Hakîm'i Terkedenler 560

Kur'an'n Aralklarla ndirilmesinin Hikmeti 564

Peygamberi ve Kitab nkâr Edenleri Sonu 568

bretlik Yaplan Kavimler *70

Peygambere Hürmetsizliin Cezas 577

Yüce Allah'n Birliinin Delilleri 581

Hz. Peygamber,
Bütün Âleme Gönderilmitir 589

lâhî Kudretin Delilleri 591

Allah ile Kul Arasndaki Vastann (Peygamberin) Konumu 595

Hiç Ölmeyene Güvenip Dayan 5%


Burçlar Yaratan Allah f*03

Rahmân'n Has Kullarnn Hali «»06

Günah leyip de Tövbe Etmeyenin Cezas «>12

Salih Kullarn Güzel Vasflan M5


1

_ _ _ _ _
ÇNDEKLER (1-11 CLT) 267

(26) UARÂ SÛRES 621

Sûre Hakknda Bilgi 62

lâh Kudretin Delilleri 626

Hz. Musa'nn Firavun ve Kavm ine Gönderilii 629

Hz. Musa'nn, Firavun'la Mücadelesi 633

Hz. Musa'nn Asâ ve El Mucizesi 641

Firavun'un aknl 643

Sihirbazlarn Toplanmas 644

Sihirbazlarn Müslüman Olmas 647

Hz. Musa'nn Msr'dan Çk 650

Denizin Yarlmas ve Firavun'un Boulmas 654

Hz. brahim'in Kssas 659

Hz. brahim'in Duas 667

Ahiret Gününün Korkunç Halleri 673

Hz. Nuh'un Kssas 679

Hz. Hûd'un Kssas 686

Hz. Salih'in Kssas 692

Kssas
Hz. Lût'un 698

Hz. uayb'm Kssas 7 07

Kur'an'n Hak Olduuna ahitler 708

Müriklere Azap Tehdidi 715

Kur'ân- Hakîm'e eytanlar Musallat Olamaz 718

Yakn Akrabam Uyar! 721

eytanlarn ndii Kimseler 727

7. CLT

(27) NEML SÛRES .....15

Sûre Hakknda Bilgi 15

Hz. Peygamber'e Kur'an'n ni ekli 19

Hz. Musa'nn Kssas 21


268 ÇNDEKLER (1-11 CLT)

Hz. Musa'nn El Mucizesi 26

Hz. Davud ve Hz. Süleyman'n Kssas 28

Hz. Süleyman'n Ordusu Karnca Vadisinde :a

Sebe Melikesinin Tesbit Edilii 42

Hz. Süleyman'n Belks'a Mektup Göndermesi 53

Belks'n Hz. Süleyman'a Hediye Göndermesi *0

Belks'm Hz. Süleyman'a Gelip Teslim Oluu 65

Hz. Salih'in Kssas 73

Kavminin Hz. Salih'i Öldürme Teebbüsü 76

Hz. Lût'un Kssas 81

Yüce Allah'tan Hayrl Kim Vardr? 85

Yüce Allah'n Birliinin Delilleri 88

Yüce Allah'n Birliini Gösteren Baka Bir Delil 90

Yüce Allah'n Birliini Gösteren Baka Bir Delil 93

Yüce Allah’n Birliini Gösteren Baka Bir Delil 95

Ahiret Hakknda üphe çinde Olanlar 97

Önceki Milletlerden bret Aln! ;oo

Yüce Allah Gizli Açk Her eyi Bilir 103

Geçen Ümmetlerin Halinden Haber Veren Kitap... 104

Kyametin Alametlerinden Dâbbetül-Arz 109

Kyametin Kopuu ve Hakk Yalanlayanlarn Hali 112

Sûra Üfleni ve Sonras 116

Tebliin Peinden Gereken Edep 125

<28)KAS AS SÛRES 131

Sûre Hakknda Bilgi 131

Hz. Musa ile Firavun'un Kssas 134

Hz. Musa'nn Annesine Verilen lâhî Emir 136

Hz. Musa'nn Annesinin Hali 142

Hz. Musa'nn Annesine Kavumas 145

Hz. Musa'nn Msr'dan Çkmas 148

Hz. Musa'nn Msr'dan Ayrl 155


_ _ _ ÇNDEKLER (1-U CLT) _ _ _ 269

Hz. Musa'nn Medyen'e Gitmesi 160

Hz. Musa'nn, Hz. uayb ile Bulumas 165

Hz. Musa'nn Msr'a Dönüü 174

Hz. Musa'nn Cenâb- Hak'tan Yardm Talebi 180

FLravun'un nat ve Azgnl 182

Yüce Allah'a Kar Gelmenin Sonu 187

Hz. Musa'ya Verilen Nurlu Kitap 189

Hz. Resûlullah'n Peygamberliinin Delilleri 19i

Peygamber Göndermenin Hikmeti 196

Kurian Âyetlerinin Ayr Ayn ndirilmesinin Hikmeti 200

Kuriân- Haki m' in Kymetini Bilenler 201

Hidayet Sadece Yüce Allah'n Elindedir 205

slâm'a Girmemek çin leri Sürülen Bo Mazeretler 208

Nimetlerle maranlarn Ac Sonu 210

Dünya Sevgisinin Sonu 212


a

Dünyada Aldananlarm Akbeti 216

Allah Teâlâ'nn En Güzel Sfatlarndan Bazlar 221

Yüce Allah, Yaratmada ve Seçmede Tektir 226

Kârûn Kssas 250

Karun'un Cevab 233

Karun’un Yerin Dibine Bat 237


A
Tevazu Gösterenlerin Güzel Akbeti 243

Hz. Peygamber'e Vaat Edilen Müjde 247

(29) ANKEBÛT SÛRES 253

Sûre Hakknda Bilgi 253

Müminlere Eziyet Verenler Allah'tan Kaçamaz.. 257

Hak Yoldan Alkoyana taat Edilmez 260

mtihan Kaybedenlerin Hali 262

Kâfirlerin, Müslümanlara Tuhaf Teklifi 264

Hz. Peygamber'e Teselli 266

Hz. brahim'in Kssas 269


270 IC.INDKKILF.K (j-l 1 CH.T)

lâhî Kudretin Tecellilerinden bret Almak 273

Hz. brahim'in Kavminin Cevab 277

Hz. Lût'un Kssas 282

Hz. uavb'n Ksass 288

Hz. Hud, Salih ve Musa'nn Kavimlerinin Hali 289

Yüce Allah'tan Bakasna Güvenenin Hali 293

En Büyük ki badet: Namaz ve Zikir 297

Namaz ve Zikrin Meyvesi: Güzel Ahlâk 3*35

Kur'ân- Hakîm'i Yüce Allah ndirmitir 308

Mucize steyenlere Ret 312

Azabn Hemen Gelmesini steyenlerin Hali 315

Dini Yaamak çin Hicret 317

Herkesin Rzk Yüce Allah'a Aittir 319

Asl Hayat, Ahiret Hayatdr 323

Her Nimet ükür ster 326


a. *

Yüce Allah'a Yönelen Aklarn Güzel Akbeti., 328

(30) RÛM SÛRES 333

Sûre Hakknda Bilgi 333

Kendini ve Alemi Tefekkür 340

Öncekilerin Hallerinden bret Aln! 342

Öldükten Sonra Saflar Aynlr 345

Gece Gündüz Tebih ve Be Vakit Namaz 348

Öldükten Sonra Diriltilmenin Delilleri 352

lâhî Kudretin Dier Delilleri 356

Cenâb- Hakk'n Saltanat ve Azametinin Delili 361

irkin Çirkinlii ve Tutarszl 364

Tevhid ve Ftrat Dinine Yönel 366

Gafillerin Hali 372

Rzk Genileten ve Daraltan Yüce Allah'tr 375

Yüce Allah'n Birliinin Delili .379

Karada ve Denizdeki Fesadn Sebebi .381


ÇNDEKLER (MI CLT) 271

Fesattan Kurtuluun Yolu: Ahirete Hazrlanmak 384

Öldükten Sonra Diriltmenin Delili 386

Hz. Pey gamber'e Teselli 389

Yüce Allah'n Kudretinin Delilleri 391

Gafillerin Felaket Anndaki Tavr 394

lâhî Kudretin nsandaki Delilleri 397

Ahiretin Korkunç Halleri 399

(31) LOKMAN SÛRES 405

Sûre Hakknda Bilgi 405

nsanlan Elence ile Hak Yoldan Saptranlar 409


• a

yilik Sahiplerinin Güzel Akbeti 418

lâhî Kudretin ahitleri 419

Hz. Lokman'n Kssas 421

Anne Babaya yilik 428

Hz. Lokman'n Oluna Vasiyeti 433

nsana Verilen Zahirî ve Bâtnî Nimetler 438

Kopmayan Kulpa Tutunanlar 443

Yüce Allah'n Birliinin Delili 445

Allah' Tanmann Sonu Yoktur 446

Yüce Allah'n Kemal Sfatlarnn Delili 450

Mutlak Gayb Sadece Yüce Allah Bilir 455

(32)SECDE SÛRES 463

Sûre Hakknda Bilgi 463

Gökten Yere, Bütün leri Allah Düzenler 466

O'nun Yaratt Her ey Güzeldir 470

insann Yüce Allah ile Bulumas 473

Cenâb- Hakk'a Gönülden Teslim Olanlarn Vasf 481

taat Edenlerle syan Edenler Bir Olmaz 487

Hidayet Önderlerinin Vasf 491

Öncekilerden ibret Aln 494

Yüce Allah'n Kudretinin Eserleri 4%


1 )

272 ÇN DEK 1 . E RJ1 - 1 C1 I. T

(33) AHZÂB SÛRES 501

Sûre Hakknda Bilgi 501

Bir nsanda ki Kalp Bulunmaz 505

Hz. Peygamber'in Hanmlar Ümmetin Anneleridir 511

Peygamberlerle Yaplan Sözleme 515

Ahzâb (Hendek) Sava 5:0

mtihann Sonucu 526

Allah'a Verdikleri Sözde Durmayanlar 529

nsanlan Cihaddan Alkoymaya Çalanlar 532

Münafklarn Dier Halleri 534

Hak Yolun Korkusuz Kahramanlan 515

Düman Ordularnn Geri Dönüü 540

Hz. Peygamber'in Hanmlarnn Dünya Talebi 544

Hz. Peygamber'in Hanmlarna lâhî Uyan ve Müjde .548

Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'i .550

Cennetlik Erkekler ve Kadnlar .555

Hz. Peygamber'in Hz. Zeyneble Evlenmesi .560

Hz. Peygamber'in Hz. Zeyneble Evlenmesi .567

Hz. Muhammed [s.a.v], Peygamberlerin Sonuncusudur .. .571

Yüce Allah' Sabah Akam Zikir .573

Ik Saçan Peygamber .581

Nikahlanp Cimâdan Önce Boanan Kadnlarn Hükmü.. .586

Hz. Peygamber'e Tannan Özel mkân .589

Hz. Peygamber'e Hanmlar Konusunda Verilen Genilik .595

Hz. Peygamber'e Getirilen Snrlama .599

Yemek ve Meclis Adab .602

Hz. Peygamber'in Hanmlaryla Evlenme Yasa .605

Yakn Akrabalara Tannan Genilik .607

Hz. Peygamber'e Salât ve Selâm .609

Haktan Gafil ve Uzak Olanlarn Hali .617

Mümin Kadnlara Örtünme Emri .620

Münafklara Uyan! — 622


ÇNDEKLER (M 1_ÇLT) __ _ _ _ _ _ 273

Kâfirlerin Kötü Hali 624


Hz. Peygamber'e Eziyet Vermek Haramdr 627
nsana Yüklenen Büyük Emanet 632

(34) SEBE' SÛRES 639


Sûre Hakknda Bilgi 639

Ahireti nkâr Edenlere Uyar ve Cevap 642

lim Sahipleri Kur'an'n Hak Kitap Olduunu Bilir 644

Kâfirlerin Cahilce Sözleri 646

Hz. Davud'a Verilen Özel Nimetler 649

Hz. Süleyman'a Verilen Yetki ve Nimetler 654

Hz. Süleyman'n Vefat 662

Nimete ükretmeyenlerin Bana Gelen Felaket 667

Sebe Halknn Paramparça Olma Sebebi 674

blîs'e Tâbi Olmann Sonu 677

Allah'a Ortak Koanlann Hüsran 680

Bütün Varlklara Rzk Veren Yüce Allah’tr 684

Bütün nsanlara Gönderilen Müjdeci ve Uyarc 688

Kâfirlerin Ahirette Karlaaca Felaket 691

Hz. Peygamber'e Teselli 695

Sadakaya Tevik 700

Kyamet Günü Müriklerin Knanmas 703

Gaflet Ehlinin Hali 706

Tefekkür ve bret 709

Peygamberler Halktan Ücret stemez 7i


Kâfirlerin Ahiretteki Pimanlk ve Perianlklar 715

8. CLT

(35) FÂTIR SÛRES 15

Sûre Hakknda Bilgi 15

Nimetlerle Zikir ve Fikir 22


) O

ÇN DE K 1, ER (1: 1 1_C LT

Dünyadan Saknn
Yaptklar Kötülükleri yüik Zannedenler! 29

Öldükten Sonra Dirilmenin Misali 32

Bütün zzet ve eref Yüce Allah'tandr *3

Yaratl Yönüyle nsann Asl * 7

lâhî Kudretin Delilleri *0

lâhî Kudretin Dier Bir Delili 43

Herkes Yüce Allah'a Muhtaçtr +6

Bütün Hayr Allah'tandr 31

Müminle Kâfirin Misali 55

Hz. Peygamber'e Teselli 60

Bütün Varlklar, O'nun Kudretinin ahididir 61

Allah'tan Sadece Âlimler Korkar 63

Kur'an Ehline Müjde 68

Kur'an'a Vâris Olan Ümmet 71

Cehennemliklerin Hali 83

Yüce Allah Kalplerdekini Bilir 87

Kurey'in nat ve Azgnl 94

Yüce Allah Halm ve Çok Affedicidir y7

(36)YÂSÎN SÛRES 101

Sûre Hakknda Bilgi 101

Yâsîn Sûresinin Fazileti l l

Kur'an Yüce Allah Tarafndan ndirilmitir 105

Allah Ölüleri Diriltir 1 o


Antakya'ya Gönderilen Elçilerin Kssas 113

Kssann Devam 1 18

nkarc Kavmin Helaki 122

Öldükten Sonra Dirilmenin Delilleri 126

Gece ve Gündüzdeki lâhî Delil 129

lâhî Kudretin Baka Bir Delili 134

Nimetlere Nankörlük Edenler 136


ÇNDEKLER (MI CLT) 2 75

Kyametin Hemen Gelmesini steyenler! 140


Kyamet Günü Kâfirlerin Azarlanp Knanmas 149
Kâfirler çin Dünyadaki Tehdit 152
Kur'ân- Hakim iir Deildir 155
nsanlara Yaplan hsanlar ve Kâfirlerin Nankörlüü 158
Öldükten Sonra Dirilmek Haktr 162

(37)SÂFFÂT SÛRES 169


Sûre Hakknda Bilgi 169

Öldükten Sonra Dirilmek Haktr 174

Kâfirlerin Ahiretteki Hali 178

Kâfirlerin Azaba Düme Sebebi 182

hlâsl Kullarn Güzel Hali 184

Kulu lâhî Aktan Mahrum Eden Sebepler 189

Hz. Nuh: Ülül-azm Peygamberlerden lk Uyana 198

Halil brahim'in Kssas 201

Hz. brahim'in Putlan Kr 203

Hz. brahim'in Olunu Kurban Etme Olay 207

Hz. brahim'in Nesli 220

Hz. Musa ve Hz. Harun'un Kssas 223

Hz. lyas'n Kssas 225

Hz. Lût'unKssas 228

Hz. Yunus'un Kssas 230

Allah'a ftira ve Çoak snat Edenler 236

Bütün ler Yüce Allah'n Elindedir 239

Meleklerin Makamlar ve Görevleri 241

Peygamberlere Vaat Edilen Zafer 248

(38) SÂD SÛRES 255

Sûre Hakknda Bilgi 255

Kâfirlerin aknl! 258

Uyar ve Tehdit
Kâfirlere 266

Azabn Hemen Gelmesini steyenlerin Hali 269


276 ÇNDEKtLERJl-l CLT)
1

mtihan 2/5
Hz. Davud'un
2H4
Hz. Davud'a Verilen Halifelik
Kur'an Âyetleri Üzerinde Düünmek ve Onlardan îbret Almak 2‘»û

Kur'an Okumann Bâtnî Edepleri 2 *»

Hz. Süleyman'n Kssas 244

Hz. Süleyman'n mtihan 248

Hz. Eyyûb'un Kssas 308

Hz. brahim ve Oullan 313

Hz. brahim'in Dier Evlatlan 316

Müttakilere Verilen Müjde 317

Cehennemliklerin Hali 320

Peygamberin Görevi Uyarmaktr 324

Hz. Âdem'in Yaratl ve Îblîs'in Tavn 327

Hakk'a Davet Hak Rzas çin Yaplr 334

C39) ZÜMER SÛRES 337

Sûre Hakknda Bilgi 177

Allah'a Yaknlk çin Putlara Tapanlar )40

Allah Teâlâ'nm Birliinin Delilleri U5


Nimetlere ükür Emri 349

ükürsüz Kulun Hali 331

ükreden Kullarn Hali 333


ibadetin Asl: Takva 357

Dinin Temeli: hlâs .360

lâhî Müjdeye Ulaanlar 364


Azab Hak Edenler 367

lâhî Kudretin Delilleri 370

Kalbin Nurla Açlmas 373

Kalpleri Yumuatan Kitap 376

Hidayete Ulaanla Dalâlet çinde Kalan Kimsenin Misali... 380

Kur'an' n Üstünlüü ve erefi 382

Mürikle Müminin Misali 383


ÇNDEKLER 0-n CLT) 277

Hakk Yalanlayanla Tasdik Edenin Hali 388


Her ey Yüce Allah'n Elindedir 394
Kâfirlere Vaat Edilen Azap 395
Ölümden Sonra Dirilmenin Delilleri 397
Putlar Kimseye Bir Fayda ve Zarar Veremez 401

Müriklerin Alameti 403

irkin Cezas 407

Müriklerin Çirkin Tutumlar 410


Rzk Genileten ve Daraltan Yüce Allah'tr 412

Allah'n Rahmetinden Ümit Kesilmez 413

KuTan'a Tâbi Olun 42 1

Hakk Yalanlayanlarla Tasdik Edenlerin Sonu 425

Göklerin ve Yerin Anahtarlar Allah'n Elindedir 427

Allah' Hakk ile Tanyamadlar! 432

Kyamet Halleri 435

Cehennemliklerin Atee Sevkedilii 439

Cennetliklerin Melekler Tarafndan Karlan 44 1

(40) MÜ'MN SÛRES 445

Sûre Hakknda Bilgi 445

Hakk Yalanlayanlarn Sonu 451

Kâfirlerin Pimanlk ve Üzüntüsü 460

lâhî Kudretin Delilleri 464

Kyamet Gününün Deheti! 471

Kurtuluun Yolu: Tefekkür 476

Hz. Musa'nn Kssas 478

Firavun Ailesinden Bir Müminin Kavmine Uyarlar 482


a
Peygamberleri Yal ani ayan lan n Akbeti 488

Firavun'un Azgnl 491

Hz, Musa'ya nanan Müminin Dier Öütleri 493

Kâfirlerin Cehennemde Çekimesi 503

Peygamberlere ve Müminlere lâhî Yardm Vaadi 506


27 R ÇNDEKLER (1-11CLT)

5,)<*
Hz. Peygamberce Yardm Vaadi
Kyametin Kopmas Haktr
Dua ve badetten Kaçanlarn Sonu 515

Allah'n Birliinin Delilleri 518

Ahireti nkâr Edenlerin Hali 526

Allah Yolunda Sabr 530

ükredilecek Nimetler 533

Hakikatlere Açlan Kap: Tefekkür 535

(41) FUSSILET SÛRES 541

Sûre Hakknda Bilgi 541

Kâinat Yaratan Allah Nasl nkâr Edilir! 546

Kâfirlere Tehdit 552


A
Ahirette Azalarn ahitlii 559

Arkadan Etkisi 564

Kötü Arkadala Gelen Âfet 566

Kâfirlerin Cehennemdeki Çekimeleri 569

Allah Dostlarnn Ölüm An ve Sonras 570

Allah'a Davet Edenlerin Hali 574

Allah Teâlâ'nn Birliinin Delilleri 580


A
Allah'n Ayetlerinden Yüz Çevirenlerin Hali 583

Hz. Peyganber'e Teselli 586

Hakknda da Görü Ayrlna Düüldü


Tevrat 589

Kyametin Ne Zaman Kopacan Sadece Allah Bilir 591

nsan Ftratndaki Yansmalar 593

Tefekkürden Yüz Çevirmenin Tehlikesi 596

(42) ÛRA SÛRES 60i

Sûre Hakknda Bilgi 601

Müriklerin Acziyet ve Zilleti 606

Hüküm Allah'a Aittir .....610

Yüce Ali ah' m Kullan çin Emrettii Din 615


ÇNDEKLER 0-n CLT) 279

Kur'an'a Sarlmaya Tevik 6 24


Allah'tan Bakas Din Koyamaz 631
Ehl-i Beyt'i Sevmek 634
Vahiy Allah'n Kontrolündedir 638
Rzklarn Ölçülü Olmasnn Hikmeti 644
lâhî Kudretin ahitleri 649
Kullara Gelen Musibetlerin Sebebi 65 1

Dier Bir
lâhî Kudretin Delili 654
Dünyaya Kar Zühd 656

Zulmün Vebali ve Cezas 666

Bütün Allah'n Elindedir 669

Vahiy Alma ekilleri 67i

(43) ZUHRUF SÛRES 677

Sûre Hakknda Bilgi 677

Hz. Peygamber'e Teselli 680

Müriklerin Yüce Yaratcy Kabulleri 682

irkin ptali 687

Müriklerin üphelerini Boa Çkarma 691

Korü Körüne Taklitten Sakndrma 695

Allah Adma Hüküm Vermeye Kalkanlar 698

Allah Katnda Dünyann Basitlii 703

Rahmân'n Zikrinden Uzak Kalmann Sonu 706

Hak Yolda Sabit Kalma Emri 712

Hz. Peygamber'e Teselli 715

Firavun'unAzgnlk ve Taknl 718

Hz. sa'nn Durumu 723

Hz. sa'nn Peygamber Olarak Gönderilii 729


• A
Allah için Birbirini Sevenlerin Akbeti 733

Kâfir ve Müriklerin Akbeti 746

Yüce Allah, Hiç Kimseyi Evlat Edinmedi 751

Müriklerin Allah'n Rabliini krar Etmesi 756


3

ÇN D E K L ER (1 -1J Çj Lî)

9. CLT

(44) DUHÂN SÛRES 13

Sûre Hakknda Bilgi 1

Kâfirlere Uyar ve Tehdit 20

Kâfirlerin Peinden Gidenlerin Akbeti 25

Firavun ve Kavminin bretlik Halleri 30

Öldükten Sonra Dirilmeyi nkâr Edenlere Cevap 36

Kâfirin Ahiretteki Hali 42

Cennet Ehlinin Güzel Hali 46

(45) CÂSYE SÛRES 53

Sûre Hakknda Bilgi 53

Allah'n Âyetlerinden Yüz Çevirenlerin Hali 60

nsanlara hsan Edilen Zâhirî Nimetler 64

Herkese Kar Güzel Ahlâk 67

srâiloullan'na Yaplan hsanlar 71

Hz. Peygambere Verilen eriat 73

Salihlerle Fasldan Hali 76

Nefsine Tapanlar 80

Hevâsna Uyanlarn Bo Sözleri 87

Öldükten Sonra Dirilmek Haktr 90

(46) AHKÂF SÛRES 101

Sûre Hakknda Bilgi 101

irkin Delili Yoktur 104

lâhî Âyetleri nkâr Edenler 106

nkâr ve ftira Edenlere Cevap 108

Kâfirlerin Bâtl Sözleri 1 15

Anne Babaya yilik 120

Anne Babaya taatsizliin Cezas 126


A

Mümin Anne Babasna Asi Olan Münkirin Cezas 130


1

ÇNDEKLER (l-U CLT) 281

Dünya ile Keyif Sürüp Ahiretten Yüz Çevirenin Cezas 135

Önceki Kavimlerin Akbetinden bret Almak 139

Kur'an Dinlemeye Gelen Cinler 142

Yüce Allah'n Her eye Gücü Yeter 148

Önceki Peygamberler Gibi Sabret 150

(47) MUHAMMED SÛRES 157

Sûre Hakknda Bilgi 157

Kâfir ve Din Dümanlaryla Sava 162

Tefekkür ve bret 1 70

bret Almayanlarn Sonu 1 74

Müttakilere Vaat Edilen Cennet 176

Münafklarn Hali 180

Hidayetin Sebebi ve Esas: Kelime-i Tevhid 184

Haktan Dönenin Hali 195

Sadklarn mtihan 201

Allah'a ve Resûlü'ne taat 204

(48) FETH SÛRES 21

Sûre Hakknda Bilgi 21

Müminlere ndirilen Sekînet 216

Allah'n Resulüne Biat, Allah'a Biattir 220

Cihaddan Geri Kalanlarn Ackl Hali 225

Mazereti Olanlara Knama Yok 233

Rdvan Biati 235

Müminlere Zafer Müjdesi 242

Mekke'ye
*
Girmekten Menedilmenin Hikmeti 246

Câhiliyc Taassubuna Düenler 248

Mekke Fethinin Müjdesi 254

Müminlerin Tevrat ve ncil'deki Vasflar 257


282 ÇNDEK|I.ER (1-11 CLT)

(49) HUCURÂT SÛRES 265

Sûre Hakknda Bilgi 265

Hz. Peygamber'e Kar Edebi Korumayanlar 272

Önemli lerde Aratrmadan Karar Vermeyin 276

Kardelerin Arasn Düzeltin 282

Müminlerle Alay Etmeyin 289

Kötü Zan ve Gybet Haramdr 295

Gybete zin Verilen Durumlar *06

nsanlarn En ereflisi 310

Gerçek Müminlerin Sfat 315

Müslümanln Baa Kakanlar 319

(50)KÂF SÛRES 323

Sûre Hakknda Bilgi 323

inkâr Edenlerin Ac Akbeti 331

Kuluna ah Damarndan Daha Yakn 335

Kâfirlerin Ahiretteki Hali 342

Müjde ve Azabn Ortaya Çkaca Gün 346

Kâfirlere Uvar 353

(51) ZÂRYÂT SÛRES 363

Sûre Hakknda Bilgi 3f>3

Kâfirlerin aknl 366

Müttakilerin Güzel Hali 371

lâhî Kudretin Delilleri 376

Hz. brahim'in Misafirleri 384

ibret Alnacak Ümmetler 390

Cinlerin ve nsanlarn Yaratl Sebebi 399

(52) TÜR SÛRES 407

Sûre Hakknda Bilgi 407

Azap Gününün Dehetli Anlan 410


.
ÇNDEKLER (M CLT) _ __
28.1

Müttakilerin Cennetteki Hali

Her eye Ramen Davete Devam 423


• •

inkârda inat Edenlerin Sonu 429


Zaferin Anahtar: Sabr 432

(53) NECM SÛRES 435

Sûre Hakknda Bilgi 435

Putlarn Zilleti 446

Bütün efaatler Allah'n zniyledir 451

Nefsinizi Temize Çkarmayn 456

Nefsini Övmenin Cezas 46 1

Sonuçta Var Yüce Allah'adr 467

(54) KAMER SÛRES 477

Sûre Hakknda Bilgi 477

Peygamberlerin bretlik Kssalar 484

Âd Kavminin Kssas 491

Semûd Kavminin Kssas 493

Firavun'un Kavmi 502

Kurcy'e Yaplan Uyar ve Tehdit 503

Her ey Bir Ölçüyle Yaratlmtr 506

(55) RAHMÂN SÛRES 511

nsanlarn ve Cinlerin lk Yaratl 520

O, Her An Bir tedir 528

Kâfirler çin Hazrlanan Azap 537

Müttakilere Vaat Edilen Cennetler 539

Dier Müminlere Müjdelenen ki Cennet 548

(56) VAKIA SÛRES 557

Sûre Hakknda Bilgi 557

Sâbikûnun Says 563


284 _ ÇNDEKLER (J-1J
CLT) -

5 0
Ashabül- Yeminin Cennetteki Hali
574
Cehennemlik Ashâbü'-imâlin Hali
579
lâhî Kudretin Delilleri

Kurian'a Temiz Olanlar Dokunur 588

Ölüm Annda nsanlann Hali 595

(57) HADÎD SÛRES *05

Sûre Hakknda Bilgi »»05

manda Sabit Durmak


Ahirette Ortaya Çkan man Nuru ^20

Kalplerin Yumuama Zaman Gelmedi mi? *27

Sadakaya Tevik *32

Dünyann ç Yüzü 637

Baa Gelen Her ey Levh-i Mahfuzda Yazlmtr 642

lâhî Hükümlerin crasna Yardmc Sebepler 649

man ve Takvann Mükâfat 657

(58) MÜCÂDLE SÛRES 661

SûreHakknda Bilgi 661

Zhârn Hükmü 665

lâhî Emre Aykn Davrananlarn Akbeti 672

syan ve Dümanla Devam Edenler 678

Müminlere Selâm ve Hürmet ekli 680

Meclis Edebi 683

Hz. Peygamberle Özel Konuma Edebi 692

Münafklara Uyar 696

eytana Uyanlann Akbeti 701

Allah'n Taraftarlarndaki man 702


ÇNDEKLER (M1CLT) 285

10. CLT

(59) HAR SÛRES


Sûre Hakknda Bilgi 11

Düman Ypratma Taktii 18

Ganimetlerin Hükmü 20

Muhacir ve Ensarn Fazileti 24

Münafklarn Garip Halleri 33

Kâfirlerin Ortak Akbeti 38

Takva ve Ahirete Hazrlk 40

Kuriân- Kerîm'in Yücelii 43

En Güzel simler O'nundur 45

(60) MÜMTEHNE SÛRES 51

Sûre Hakknda Bilgi 51

Hz. brahim'in Örnek Alnacak Hali 56

Allah Dilerse Kalpleri Kaynatrr 61

Kâfirlerle rtibatta Ölçü 62

Müslüman Kadnlar Kâfirlere Helâl Deildir 69

Kadnlarla Biat 75

Gazaba Uramlar Dost Edinmeyin 79

(61)SAF SÛRES 83

Sûre Hakknda Bilgi 83

Yahudi ve Hristiyanlarn Çirkin leri 88

Cihada Tevik 95

(62) CUMA SÛRES 101

Sûre Hakknda Bilgi 101

Yahudilerin Kötü Hali ve Bo ddialar 106

Cuma Namaz ve Fazileti 111


286 _ ÇNDEKLER (1-U CLT)_ _ . _ _ _

(63) MÜNÂFKÛN SÛRES 1 19

1,9
Sûre Hakknda Bilgi

Münafklarn Ruh Yaps 122

Münafklardaki Kibir 125

Ecel Gelmeden Hayrda Acele Edin 133

(64) TEGÂBÜN SÛRES 139

Sûre Hakknda Bilgi 139

Kâfirlere Uyan .45

man Edilecek Esaslar !49

Her ey Allah'n Takdiriyledir 151

Kulu Allah'tan Alkoyan Engeller 155

(65) TALÂK SÛRES 165

Sûre Hakknda Bilgi 165

Bütün Hayrlann Kayna Olan Takva 172

Hayzdan Kesilen ve Hamile Olan Kadnlarn ddeti 180

Boanan Kadnlara Mesken ve Nafaka Salamak 183

lâhî Snrlar Aanlarn Cezas 189

lâhî Kudretin Delilleri 193

(66) TAHRÎM SÛRES 199

Sûre Hakknda Bilgi 199

Hane-i Saadette Yaanan Olay 208

Kendinizi ve Ailenizi Ateten Koruyun 214

Nasuh Tövbesi 216

Kâfir ve Münafklarla Cihad 220

Cennetlik ve Cehennemlik Kadnlar 22i

(67) MÜLK SÛRES 229

Sûre Hakknda Bilgi 229

Kâfirlerin Çekecei Azap 237


ÇNDEKLER JJ-1J_ÇLT)_ 287

Allah'tan Korkanlara Müjde 240


Kâinatta Gerçek Tasarruf Sahibi 243

lâhî Kudretin Kâinattaki Tezahürleri 247

Kyametin Ne Zaman Kopaca Bilgisi 252

(68) KALEM SÛRES 257

Sûre Hakknda Bilgi 257

Allah Resulü lâhî Koruma Altndadr 264

Malna Aldanan Cimrilerin Ac Akbeti 270

Takva Sahiplerinin Ayrcal 277

Kâfirlerin çine Dütüü stidraç 284

Hz. Peygamber'e ftira Edenlere Ret 289

(69) HAKKA SÛRES 293

Sûre Hakknda Bilgi 293

Helak Olan Dier Milletler 298

Kyametin Halleri 301

Cennetlik ve Cehennemliklerin Hali 306

Kur'ân- Hakîm lâhî Koruma Altndadr 316

(70) MEÂRC SÛRES 321

Sûre Hakknda Bilgi 321

nsandaki Hrs ve Cimrilik 330

Hakk Yalanlayanlarn Akbeti 337

(71) NUH SÛRES 343

Sûre Hakknda Bilgi 343

Hz. Nuh'un, Kavmini Hakk'a Davet Etme ekilleri 347


A

Kâinat Ayetlerini Tefekkür 352

Hz. Nuh'un Kavmi çin Ettii Bedduas 355


1

288 _ _ _ Ç NDEKLER XI -H CLT)_

(72) CN SÛRES 3,15

Sûre Hakknda Bilgi


37i
Cinlerin Gökteki Haberleri Dinlemekten Engellenmeleri
376
Cinler de Farkl Gruplara Sahiptir
381
Hz. Peygamberce Vahyedilen Temel Prensipler
lâhî Daveti Reddetmenin Cezas 385

(73) MÜZZEMML SÛRES 391

Sûre Hakknda Bilgi 391

Kâfirleri Allah'a Havale Et 400

Gece badetinde Hafifletme 404

(74) MÜDDESSR SÛRES 41

Sûre Hakknda Bilgi 411

inkârda Ba Çeken Kâfirler 418

Cehennem Bekçilerinin On Dokuz Olmasnn Hikmeti 427

Hevâsna Tâbi Olanla Ondan Kurtulan Kimsenin Hali 433

(75) KIYÂME SÛRES u


Sûre Hakknda Bilgi 441

Vahiy Alma ekli 448

Ahireti nkâr Edenlerin Hali 451

(76) NÂN SÛRES 459

Sûre Hakknda Bilgi 459

Ahirette Kâfirlere ve Salihlere Hazrlanan eyler 464

Cennetliklere Verilen Dier Nimetler 474

En Büyük eref: Kur'ân- Hakîm 480

(77) MÜRSELÂT SÛRES 487

SûreHakknda Bilgi 487

Kyametin Kopma An 490


_ _ _ ÇNDEKLER_(W 1 CLT3 ______ ^89

lâhî Kudretin Delilleri


Hakk Yalanlayanlarn Sonu 495
Allah Yolunda Ciddiyetle Amel Edenlerin Güzel Sonu 500

(78) NEBE' SÛRES 505

Sûre Hakknda Bilgi 505

lâhî Kudretin Delilleri 509

Ahiret Halleri 514

Takva Sahiplerine Bahedilen Nimetler 520

(79) NÂZÂT SÛRES 529

Sûre Hakknda Bilgi 529

Hz. Musa'nn Haberi 537

lâhî Kudret çin Her ey Kolaydr 543

Kyametin Ne zaman Kopacan Soranlar 550

(80)ABESE SÛRES 553

Sûre Hakknda Bilgi 553

nsann Nankörlüü 560

Herkesin Birbirinden Kaçaca Gün 567

TEKVÎR SÛRES
<81 ) 573

Sûre Hakknda Bilgi 573

Kur'an, Hak Tarafndan Gönderilen Bir Kitaptr 583

(82) NFTÂR SÛRES 591

Sûre Hakknda Bilgi 59 1

Allah'n Rahmetiyle Aldananlar 594


A
Dünyaya Aldananlarn Akbeti 598

(83) MUTAFFFÎN SÛRES 603

Sûre Hakknda Bilgi 603


290 ÇNDEKLER {!_- 1 1 CLT)

Salihlerin erefi, Ariflerin Yücelii 614

Müminlerin Kâfirlere Gülecei Gün *>23

(84) NKÂK SÛRES (>27

Sûre Hakknda Bilgi '>27

Hakikate Ulama Yolu »31

Herkes Allah'a Dönecektir '->36

(85) BURÛC SÛRES 643

Sûre Hakknda Bilgi (»43

man ve Salih Amel Sahiplerine Müjde 655

(86) TÂRK SÛRES 663

Sûre Hakknda Bilgi 663

Kurian Haktr, Hak Katndan Gelmitir 669

(87) A'LÂ SÛRES 673

Sûre Hakknda Bilgi 673

Arnp Zikredenler Kurtulua Erdi 680

(88) GÂYE SÛRES 69i

Sûre Hakknda Bilgi 69i

Ahirette Yüzleri Gülenler 695

Hz. Peygamber'in Asl Görevi Öüt ve Uyardr 700

(89) FECR SÛRES 703

Sûre Hakknda Bilgi 703

Allah Herkesin Halini Gözetlemektedir 710

Nefs-i Mutmainne 715


______ _ içindekiler o-n en r>
_ 291

11. CLT

(90) BELED SÛRES 9

Sûre Hakknda Bilgi 9

Huzura Ulamak çin Mücâhede 15

(91) EMS SÛRES 19

Sûre Hakknda Bilgi 19


A

Azgnlarn Ac Akbeti 24

(92) LEYL SÛRES 27

Sûre Hakknda Bilgi 27

Dünya da Ahiret de Yüce Allah'a Aittir 31

(93) DUHÂ SÛRES 37

Sûre Hakknda Bilgi 37

Hz. Peygambere Verilen Nimetler 42

(94) NRÂH SÛRES 53

Sûre Hakknda Bilgi 51

Hz. Peygamberin Gösünün Açlmas 53

Hz. Peygamber'in annn Yüceltilmesi 55

(95) TÎN SÛRES 59

Sûre Hakknda Bilgi 59

nsann En Güzel Biçimde Yaratlmas 62

(96) ALAK SÛRES 69

Sûre Hakknda Bilgi 69


292 _ _ _ ÇNDEKLER (J_-1J_CLJ) _

slâm'n lk Emri: Yaratan Rabb'inin Adyla Oku! 70

Nankörlere ve Azgnlara Uyar 73

( 97) KADR SÛRES 79

Sûre Hakknda Bilgi 79

Kadir Gecesi Hangi Gecedir? 81

( 98 ) BEYYNE SÛRES 87

Sûre Hakknda Bilgi 87

Kâfirlerin ve Müminlerin Ahiretteki Halleri 93

( 99 ) ZLZÂL SÛRES 99

Sûre Hakknda Bilgi 99

Zilzâl Sûresinin Fazileti 100

(100) ÂDYÂT SÛRES 109

Sûre Hakknda Bilgi 109

Sûrenin ni Sebebi 112

(101) KÂRA SÛRES 115

Sûre Hakknda Bilgi 115

(102) TEKÂSÜR SÛRES 123

Sûre Hakknda Bilgi 123

Sûrenin Fazileti 123

(103) ASR SÛRES 133

Sûre Hakknda Bilgi 133


_ _____ ÇNDEKLER^ (1-11 CLT)_ _ _ _ 293

(104) HÜMEZE SÛRES 137

Sûre Hakknda Bilgi

(105) FÎL SÛRES 145

Sûre Hakknda Bilgi 145

Fil Olay 147

Önemli Bir Fayda 150

(106) KUREY SÛRES 153

Sûre Hakknda Bilgi 153

(107) MÂÛN SÛRES 159

Sûre Hakknda Bilgi 159

(108) KEVSER SÛRES 165

Sûre Hakknda Bilgi 165

Kevser Nedir? 166

Kevser Sûresindeki ncelikler 171

Sûredeki Dier ncelikler 172

Hz. Peygamberin Neslinin Kzyla Devam Etmesinin Hikmeti 173

(109) KÂFRÛN SÛRES 175

Sûre Hakknda Bilgi 175

Kâfirûn Sûresinin Fazileti 176

(110) NASR SÛRES 181

Sûre Hakknda Bilgi 181

Tebihle Hamdin Birlikte Söyleni Hikmeti 186

Nimete ükür Edebi 187

Sürekli stifarn Sebebi 187


11

294 Ç! T (i-nçn.T) _ _

(111) TEBBET SÛRES 191

Sûre Hakknda Bilgi 191

(112) HLÂS SÛRES 199

Sûre Hakknda Bilgi 199

Sûrenin ni Sebebi 200

hlâs Sûresinin Fazileti 204

(113) FELAK SÛRES 21

Sûre Hakknda Bilgi. 21

Sûrenin ni Sebebi 212

(114) NÂS SÛRES 219

Sûre Hakknda Bilgi 219

SON SÖZ 225

ÇNDEKLER (1-11 CLT). ?27

NDEKS 295
îndeks

A 357, 368, 371, 379, 388, 391, 393, 400,

Abbas (Hz.)/ 411, 416, 439, 479, 489, 499, 505, 558,
III, 649, 650; VIII, 212; XI,

185 562, 612, 624, 657, 667, 670, 675, 680,

Abbas, II, 160, 32ü, 433, 684, 696; 699, 742, 744; III, 41,42,69,81,108,
III,

146, 215, 299, 306, 329, 394, 412, 552, II 2, 1 26, 2 1 0, 255, 256, 328, 347, 380,

554, 644, 649, 650, 684, 690, 691, 750; 403, 424, 482, 495, 555, 562, 599,
639,

rv, 47, 126, 133. 180, 438, 623, 671, 695, 699, 701; IV, 107, 125, 157,
637,
648; V, 174, 449, 509, 604, 675. 721, 258, 265, 273, 305, 412, 421, 463,
513,

724; VI, 40, 63. 67, 86, 121, 162, 339, 558, 569, 608, 656, 657, 677, 690, 709,

412; VII, 58, 1 70, 230, 414, 468, 514,


744; V, 42, 88, 134, 176, 177, 191,

611; VIII, 45, 121, 219, 226, 246, 257, 272, 283, 295,
147, 211, 284, 344,

578; IX, 305, 311, 369, 463, 689; 345, 354, 358, 376, 405, 41
X, 1, 431, 491,

13, 536, 555, 559; XI, 56, 66, 502, 507, 546, 557, 59i, 598,
85, 105, 599, 610,

119 612, 618, 619, 620, 630, 632, 637, 648,

Abdullah b. Abbas, 656 665, 666, 685, 686, 705, 710, 71 7,


I, 25, 36, 37, 38, 41,

43, 44, 58, 149, 152, 210, 211, 718, 725; VI, 14, 31, 44, 47,
212, 48, 50,

249, 277, 384, 418, 442, 463, 506, 59, 71, 81, 89, 104, 118, 128, 129,
510, 150.

612, 617, 663, 669, 682, 722, 735; II,


174,177,180,181,192,195,196,208,

16, 50, 51, 128, 130, 217, 240, 243. 264, 303, 325,
131, 163. 195, 326, 340,

261 319, 338, 339, 342, 344, 347, 342, 361, 374, 390, 414, 415, 419,
,
356, 430,
2% NDEKS

484, 497, 504, 515, 532, 540, 553, 571, Abdullah b. Amr b. Haram, II, 257

572, 586, 598, 608, 61 8, 648, 649, 653, Abdullah b. Câbir, 1, 210

722, 724 ; VII, 16, 22, 25, 40, 46, 47,


Abdullah b. Cah, I, 595; II, 212, 495;

VII, 561
48, 79, 84, 86, 98, 113, 123, 151, 156,

161, 164, 176, 178, 200, 213,216, 250,


Abdullah b Cübeyr, II, 191, 218, 219,

329, 349, 350, 363, 434, 440,


229
302, 31 1,

458, 464, 51 537, 556, 557, 574, 592,


Abdullah b. Ebû erh, VI, 285, 286;
1,

VII, 503
608, 609, 618, 621, 657, 659, 669, 670;
Abdullah b. Ebû Ümeyye, V, 295; VII,
VIII, 16, 38, 48. 64. 73. 130. 131, 135.
206
137, 143, 154, 165, 171, 186, 21Z 216,
Abdullah-j Herevî bk. Herevî
232, 234, 250, 268, 271, 272, 292, 312,
Abdullah b. Huzâfe, III, 50
325, 359, 399, 400, 432, 433, 447, 454,
Abdullah b. Kâ'b, IV, 54
461, 469, 472, 483, 517, 520, 549, 560,
Abdullah el-Kâm il, I, 74
568, 576, 597, 602, 635, 639, 640, 643,
Abdullah b. Klâbe, X, 708
658, 707, 713, 727, 734, 736; IX, 15,
Abdullah b. Mesud, I, 26, 32, 39, 44,
16, 21, 68, 71, 72, 80, 92, 94, 109. 110,
157, 163, 164; II, 59, 159, 346, 443.
116, 123, 127, 136, 138, 145, 153, 164,
462, 565, 675; III, 59, 255, 361, 495,
166, 181, 198, 218, 240, 262, 269, 300,
610, 614, 681; IV, 274, 422, 606, 608,
31 2, 325, 364, 367, 387, 409, 415, 441,
630, 762; V. 81, 118, 122, 135, 157,
462, 479, 516, 543, 550, 566, 583, 592,
276, 393, 425, 444, 452, 558, 581, 590,
605, 628, 651, 652, 685; X, 15, 27, 67,
612, 630, 658. 6%; VI, 107, 145, 167,
71, 72, 73, 97, 110, 113. 135, 139, 169,
192, 357, 362, 372, 449, 556, 586, 610,
173, 181, 182, 195, 200, 203, 21 1, 215,
704; VII, 36, 169, 201, 250, 412, 435,
217, 226, 231, 232, 258, 259, 265, 272,
456, 512, 577, 676, 714; VIII, 64, 86,
282, 302, 309, 314, 331, 353, 358, 361,
92, 98, 120, 171, 211, 212, 233, 292,
362, 414, 455, 460, 468, 472, 530, 531,
500, 562, 705; IX, 21, 43. 116. 144,
533, 575, 579, 580, 585, 593, 618, 629, 181, 198, 213, 290, 479, 558, 559, 603,

639, 658, 711, 713, 716, 718; XI, 33, 622, 628, 629, 685; X, 29, 49, 113,

40, 61, 77, 79, 84, 103, 110, 119, 120, 157, 158, 234, 275, 367, 407, 531, 593,

150, 166, 169, 185, 194 611, 618; XI, 57

Abdullah b. Acibe, 1, 72, 74, 75 Abdullah b. Mugaffel, I, 247; IV. 54

Abdullah b. Ahmed, III, 141 Abdullah b. Mübârelc, I, 490, 724; II,

Abdullah b. Amr, VII, 215; IX, 253 56; III, 244; V, 330; VI, 552; VIII, 74,

Abdullah b. Amrb. Âs, III, 496 647; IX, 86


NDEKS 297

Abdullah b. Osman, XI, 34 Abdurrahman b. Ali el-Âsmî el-Kasrî,


Abdullah b. Ömer, I, 85, 164, 409, 421, 1,86
622; II, 146, 149, 359, 505, 565, 607; Abdurrahman Ârif, 1, 86, 134; II, 295;

III, 71, 567; IV, 17, 203, 205, 400, V, 227, 582, 605; VI, 598; VII, 33; X.

658; V, 93, 262, 363; VI, 380, 532, 263


726; VII, 422, 459, 482; VIII, 76, 415, Abdurrahman b- Avf, I, 61, 599, 646,

433, 447; IX, 293, 421; X, 168, 353, 700, 701, 745; II, 410, 458, 509, IV,

407, 607, 616 40; VII, 594, 595, 666

Abdullah b. Rebah, VII, 668 Abdurrahman- Câmî, I, 298

Abdullah b. Revâha, VI, 730, 731; IX, Abdurrahman b. Ebû Nuaym, VI, 666

285 Abdurrahman-! Fâsî, I, 95, 133, 134,

Abdullah Salih, 1, 102 239, 579; II, 154, 198, 205, 355, 447,

Abdullah b. Sâmir, X, 651 473, 568, 654, 716, 740; III, 199, 256,

Abdullah b. Selâm, 1, 374, 432, 470, 577; 473, 528, 676, 711, IV, 71, 102, 137,

U, 123, 129. 177, 181. 304, 428, 553, 164, 266, 267, 372, 373, 379, 430, 500,

579, 584, 693; III, 467, 471; IV, 235, 515, 533, 563, 583, 605, 610, 636, 732,

600, 614; VI, 711; VII, 308, 644; IX, 737; V, 41, 72, 96, 146, 177, 212, 243,

111, 112; XI, 12 251, 260, 273, 367, 378, 41 3, 417, 420,

Abdullah b. Sû riya, I, 389 426, 492, 505, 539, 573, 599, 605, 61 3,

Abdullah b. Sehhîr, XI, 125 719, 722; VI, 32, 33, 40, 45, 149, 155,

Abdullah b. Übey. I, 271; II, 64, 190, 156, 168, 193, 269. 271, 296, 304, 314,

191, 220, 235, 238, 257, 451, 714; III, 327, 358, 369, 412, 541, 599, 604, 619,

727, 743; IV, 32. 33, 41, 46, 47; VI, 662, 671, 672, 691, 726; VII, 24, 93,

397, 398, 399, 408, 448, 672; VII, 267, 287, 299, 307, 341, 369, 436, 444,

527, 503; IX, 254, 285; X, 14, 34, 123, 458, 472, 516. 564, 633; VIII, 59, 71,

127, 128, 129, 130, 131 85, 105, 111, 131, 148, 213, 217, 221,

Abdullah b. Ümmü Mektûm, II, 495; 242, 245, 277, 283, 296, 302, 343, 375,

III, 723; VII, 281; X, 555 427, 436, 438, 459, 495, 507, 537, 613,

Abdullah b. Zeyd, III, 69 626, 627, 646, 653, 675, 700; IX, 50,

Abdullah b. Ziba'râ, VI, 146 103, 110, 115, 185, 186, 193, 253, 348,

Abdullah b. Zübeyr, VI, 203; VIII, 213; 373, 416, 465, 523, 565, 581, 593, 602,

IX, 267; XI, 34 706; X 154, 176, 205, 281, 304, 354,

Abdurrahman (üz. Ebû Bekir'in olu), 421, 431, 482, 525, 611, 698; XI, 50,

IU, 168 53, 95, 225


298 NDEKS

Abdülkerim Kurey, 79, 82, 87, 137


Abdurrahman Haan Mahmud, 1, 101 b. I,

Abdurrahman el-Kettâmî es-Sanhâcî, Abdülkerim-i Kueyri bk. Kueyrî

I. 79 AbdüîmeLik b. Mervân, IX, 89; X, 607

Abdurrahman el-Lecâî bk. Abdurrah- Abdülmugîs, II, 666

man b. Yusuf el-Lecâî Abdülmuttalib, II, 152, 212; III, 552;

Abdurrahman el-Meczûb, I, 95; III, VII, 206, 561, 569; VIII, 213, 555;

625, 655; V, 436, 449, 529; VI, 236; X, 555; XI, 42, 44, 147, 148, 149, 151,

VII, 33; X, 62 192

Abdurrahman- Medenî, I, 95 Abdülmuttaliboullar. III. 245; V,

Abdurrahman el-Mencere, I, 85 319; XI, 192

Abdurrahman b. Muhammed el-Kasrî Abdültzzâ, III, 520; VI, 444; IX, 249; X,

el-Fâsî, I, 136, 453; II, 349 63, 73; XI, 192, 193

Abdurrahman b. Semüre, I, 700 Abdülvahid b. Zeyd, I, 402; IV, 39

Abdurrahman b. Yusuf el-Lecâî, VII, Abdülvehhâb- a'rânî bk. a'rânî


242; IX, 70, 242, 383, 455, 641; VII, Abdümenâf, III, 610; XI, 155

172, 173, 225, 242; X, 245 Abdümenâfoullar, III, 245; VI, 722

Abdülaziz el-Karavî, I, 86 Abdüsselâm mrânî el-Hâlidî, I, 102,

Abdülbâki, I, 73 104, 105

Abdülgaffâr, IV, 214 Abdüsselâm b. Meî, I, 95, 537; II, 79,

Abdülgafur b. Tihâmî, I, 98, 103 506, 549, 721, 722; III, 165, 728; IV,

Abdülhak bnül-Harrât, 1, 137 623; V, 346, 515, 604, 623, VIII, 162,

Abdülhâris, III, 521; V, 250 240, 305, 599, 745; X, 622

Abdülkâbe, XI, 34 Abdüsselâm b. Muhammed b. Kurey,


Abdiilkadir-i Geylânî, I, 107, 137, 144, 1, 82

280, 333, 422, 506, 735; II. 61, 96, Abdiiems, X, 420

664; III, 206, 207, 737; IV, 269, 424, Abede bin t Abdüluzzâ, X, 73

546, 628; V, 83; VI, 41, 475, 550, 559, Ad, 1» 376; II, 660; III, 90, 95, 385, :«6,

595; VII, 472; VIII, 566; IX, 25, 389; 387, 388, 391, 393, 395, 449. 605; IV,

X, 142, 297 25, 318, 319, 320, 325, 326, 333, 386,

Abdülkadir el-Kûhin, I, 84. 85, 86, 100 411, 425, 629, 630, 686; V, 56, 197,

Abdülkerim b. Ali el-Yâzüg el-Fâsî, I, 243, 401, 564; VI, 202, 229, 304, 309,

82 571; VII, 253, 290. 343, 409, 422, 495;

Abdülkerim-i Cîlî, I, 107, 137, 144; IV, VUI, 96, 451, 476, 553, 555, 556, 558;

424; V, 83; VIII, 750 IX, 40, 101, 135, 136, 137, 138, 139,
1

NDEKS 299

140, 331 , 332, 391 , 392, 393, 395, 468, 726, 727, 731; V, 100, 173, 190, 194,

470, 471, 474, 491, 492; X 246, 293, 248, 249, 252, 259, 260, 287, 377, 391,

294, 295, 296, 493, 704, 706, 710, 71 392, 453, 487, 519, 538, 541, 542, 617,

Âd b. Avs b. rem b. Sâm b. Nuh, VI, 648, 677, 714, 715, 716, 717, 718, 719,

304; X, 707 720, 721, 722, 723, 724, 725, 727, 728.

Âd kavmi, III, 390, 3%, 618; IV, 327, 729; VI, 59, 103, 116, 125, 173, 201,

328, 379, 71 1; VI, 230, 303, 306, 687, 202, 210, 284, 296, 299, 374, 474, 681,

688, 697; VII, 292, 387, 521; VIII, 724; VII, 24, 158, 171, 192, 207, 267.

266, 267, 486; IX, 136, 137, 393, 491; 300, 353, 368, 469, 470, 478, 502, 516,

X, 707, 708 552, 614, 615, 634, 679; VIII, 27, 38,

cl-Âdâb, X, 65 57, 58, 61, 78, 245, 263, 288, 307, 326,

el-Âdâbü'l-Merdyye li-Sâliki Tariki 's- Sû- 327, 329, 330, 331, 332, 333, 346, 347,

fiyye, I, 89 399, 420, 467, 524, 549, 582, 726, 727,

adalet, I, 64, 151, 459, 505; II, 180, 318, 728; IX, 139, 152, 253, 288, 310, 313,

350, 389, 434, 536, 542, 634, 635; III, 314, 329, 458, 513, 521, 522, 561 582, .

61, 62, 126, 232, 233, 291, 292, 321, 616, 651; X, 145, 204, 314, 358, 361,

331, 405, 506, 547, 631, 743; IV, 77, 402, 443, 460, 461, 524, 684; XI, 21,

129, 187, 324, 380, 387, 466; V, 120, 28,62 217

122, 124, 436; VI, 30, 69, 70, 243, Aden, III, 299, 553; V, 473; IX, 21; X,

251, 373, 447, 479, 707; VIII, 272, 708


436, 487, 495, 626, 647; IX, 78, 515, Adî b. Bedâ, III, 61, 62

652, 656; X, 261, 660 Adî b. Hatim, I, 541, 542; II, 111

Âdem (Hz.), 1, 8, 140, 142, 180, 293, 294, Adî b. Kâ'b, I, 271

295, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 302, Adî b. Kay s, IV, 759, 760

303, 304, 305, 335, 440, 454, 531, 567, Adî b. Rebîa X, 444

585, 601, 660, 691; II, 67, 73, 102, Adîoullan, IX, 236

103, 133, 151, 312, 442, 586, 596, 597, adn, IV, 28, 367; V, 228, 547; VI, 143;

648, 649, 665, 666, 667, 671, 672, 673, X, 96

675, 746, 750; III, 85, 203, 325, 326, el-Âdude, X, 541

327, 329, 330, 331, 332, 333, 335, 336, Afrece, II, 329

337, 338, 339, 352, 375, 391, 404, 440, ayar, II, 30; VII, 144

458, 490, 491, 519, 520, 521, 522, 540; ahde vefa, I, 521; II, 192, 287, 644; III,

IV, 151, 305, 316, 330, 399, 400, 425, 293, 413, 414, 652, 671, 672; IV, 576;

623, 682, 717, 719, 721, 722, 724, 725, V, 130, 536; VII, 170; IX, 250
300 NDEKS

Ahfe, VIII, 186; IX, 183, 524; X, 350 Âie (Hz.), I, 528, 540, 617, 647; II, 23,

Ahkâm ül-Kur'ân, I, 211; II, 152, 374, 189, 319, 462, 504, 536, 607; H, 69,

391, 397, 41 1, 486, 505, 510, 516, 620, 168, 522, 583, 610; IV, 531, 692; V,

621, 622; III, 27, 222, 537, 695, 699; 93, 173; VI, 153, 192, 376, 395, 3%,

V. 143, 273, 503; VI, 106, 201, 208, 398, 400, 406, 408, 409, 413, 414,

379, 394, 430, 445, 500, 504; VII, 170, 415, 416, 418, 419, 428, 430, 431, 450,

171, 606; VIII, 659; X, 65, 414, 558 500; VII, 96, 165, 250, 307, 435, 543,

Ahmed b. Abdullah, 1, 95; VII, 207 545, 546, 548, 590, 592, 596, 601, 604;

Ahmed b Abdurrahman pr-Ruâ, I, 82 VIII, 84, 158, 219; IX 127. 268, 284,

Ahmed b. Atâullah- skenderi bk. bn 291, 551, 664; X, 30, 78, 201, 203,

Atâullah- skender! 205, 207, 209, 210, 224, 261, 263, 551;

Ahmed b. Ebül-Havâri, IV, 301 XI, 149, 150, 184, 185, 215

Ahmed el-Hâdr, 1, 73 Akabe Biati, IV, 66; XI, 112

Ahmed b. Hadraveyh, I, 687 Akâidül-Cezâirî, VII, 432

Ahmed b. Harbe!, I, 245, 400, 488; II, Akâidii ’n-Nesefî, 1, 48, 204

505; III, 240, 745; IV, 745; V, 330, akbaba, VII, 31, 47

360, 602; VII, 423, 425, 580, 633; Âktb, II, 108; IV, 601; V, 354

VIII, 531; IX, 198, 591; X, 72 el-Âkbet, X, 325

Ahmed bn Atâ bk. bn Atâ el-Edemî Akl b. Ebû Tâlib, III, 644, 649

Ahmed b. Kasm- L'klîî el-Endelüsî Akra' b Habis, IX 273, 274


bk. Uklîî Akrep, IV. 708; VI, 90. 603, 604; VIII,

Ahmed b Muhammed b. Mehdi b. 200; X, 645


Hüseyin, I, 71 aktab, IU, 311; VI, 157

Ahmed b. Mübarek es-5id lmâsî, I, 83 Ali (Hz.). I, 43, 44, 62, 73, 74, 94, 126,

Ahmed-i Rifâî, IV, 112 229. 244, 249, 271, 399, 409, 528, 570,

Ahmed b. Said el-Hiberi, VII, 207 664, 665, 725; II, 33, 55, 72, 79, 133,

Ahmed b. LTkbe el-Hadramî, 1, 95 165, 255, 286, 364, 367, 378, 401, 432,

Ahmed Zerrûk, I, 51, 81, 95, 136, 204, 433, 623, 720; III, 82. 141, 437, 583,

394; II, 65; III, 82, 221, 508, 549; IV, 594, 610, 623, 658, 660, 661, 673, 684,

300; V, 579; VI, 261; VII, 615, 631; 695, 736; IV, 282, 400, 555, 609, 662,

VIII, 577, 637 690. 730; V, 92. 122, 186, 247, 276,

Ahnes b. erik, I, 574; III, 120; X, 267, 355, 359, 439, 478, 546, 580, 589, 730;

444; XI, 139 VI, 135, 192 379, 401, 440, 478, 556,

Ahzâb, 1,105 560, 593, 607; VII, 215, 244, 250,


NDEKS 301

294, 339, 542, 553, 594, 595, 619, 629; Âmir b. Füheyre, IX, 123, XI, 34
VHI, 79, 178, 121, 211, 252, 274, 278, Âmir b. Hadramî, V, 147
291, 305, 313, 375, 416, 463, 532, 571, Âmir b. Seken, IV, 79

641, 653, 658, 661, 663; IX, 21, 123, Âmir e-a'bî bk. a'bî
249, 250, 262, 276, 284, 314, 372, 434, Âmir b. Tufeyl, IV, 52. 558, VII, 521

592, 655, 693, 694; X, 1 4, 53, 130, 181, Âmirogullan, III, 346
182, 299, 323, 393, 468, 469, 470, 471, Ammâr b. Vâsir, I, 385, 413; II, 116,

494, 601, 624, 646; XI, 13, 139, 212 443; III, 242, 583; IV, 33, 373; V, 62,

Ali b. Abdullah Basri, V, 168 142, 147, 174, 364; VI, 541; VII, 281;

Ali Abdülhâlik, 1, 131 VIII, 354, 375, 663; IX 115, 291; X,

Ali Cemel el-mranî, I, 91, 95, 508, 514, 53, 596, 624

530, 555; II, 471; III, 230, 669; IV, 75, Amr b. Abdüved, XI, 13

648, 707; V, 136, 457; IX, 545; X, 87 Amr b. Âs, 11, 383; III, 61, 62, 496, 551;

Ali b. Ebû Talib bk. Ali (Hz.) VIII, 719

Ali el-Havvâs, I, 731; VIII, 732 Amr b. Avf oullan, IV, 79

Ali b. Hüseyin, III, 347; VII, 565; X, 395 Amr b. Cerîr, II, 382

Ali smail Temmam el-Msrî, 1, 99 Amr b. Cüha, II, 637

Ali el-Kâri, I, 29 Amr b. Hiâm, III, 551


Ali b. Musa Rza, XI, 61 Amr b. Luhay, III, 197, 277; X, 359, 360

Ali es-Sanhâri, 1, 95 Amr b. Lüey, VII, 668


Ali b. Ümeyye b. Halef, III, 624 Amr b. Meymûn, VII, 163
Ali b. Vefa, I, 95 Amr b. Ümeyye ed-Damrî, II, 637; X,

Ali b. Zeyd, I, 26 14

Al karne, VI, 167; VIII, 705 Amre, VI, 448


Ailâme Davud, I, 99, 102 Anîze Ümmü Ganem, III, 397

ÂIûsî, I, 35, 42, 51, 62, 297; II, 111, 464; el-Arabî Ahmed b. Abdullah, 1, 95

VI, 71 1; VII, 32. 170; IX, 515; X, 78 Arabî b. Abdullah, I, 530, 736; II, 632

Amâlikallar, II, 660; III, 390, 391, 434, el-Arabî ez-Zevvâdî, I, 79

437; V, 696; VII, 676; VIII, 295; IX, Arafat, I, 478, 560, 563, 566, 567, 568,

137; X, 360 601, 707; II, 611, 617, 618; III, 491,

Âmile, VII, 668 661, 664; IV, 229; VI, 216; X, 586,

Âmine (Hz.), 1, 443; XI, 42 646; XI, 84

Âmir b. A bd ülkay s, X 601 Arâisül- Beyân, I, 18, 122, 144, 239, 454,

Âmir b. Azbat, II, 493 455, 752; D, 32, 77, 102, 200, 205, 230,
NDEKS

284, 303, 324, 342, 349, 359, 360, 361, 290, 439; VI, 27, 291, 323, 385, 387,

387, 390, 394, 402, 425, 471 473, 51


, 1, 489, 710; VII, 170. 291, 501, 521;

587, 589, 664, 678, 700, 723, 734, 737, VIII, 1%, 586, 587; IX, 115, 117, 226,

739, 740; III, 53, 68, 101, 115, 138, 310, 425, 426, 487; X, 15; XI, 182,

152,181, 189, 198, 204,213,216, 315, 183, 184

375, 376, 381, 442. 472, 499, 522, 532, ârifibillâh, I, 29, 49, 71, 81; II, 140, 262,

623, 634, 635, 694, 707; IV, 56, 91, 409, 437, 446, 591, 700, 726; III, 135,

101, 111, 120,130,164,285,315,321, 288, 528, 721, 724, 727; IV, 110, 190,

340. 371, 385. 452, 454- 466, 488. 533. 454. 526, 555, 593, 620, 647; V, 67,

584, 604, 607, 680, 696, 716, 764; V, 1 19, 201, 402, 449, 699, 742; VI, 157,

18, 95. 114, 125, 177, 179, 202, 244, 188, 236, 446, 455, 465, 558, 559, 611,

260, 287, 316, 339, 340, 366, 419, 494, 625; VII, 25, 29, 109, 691; VIII, 39,

510, 562, 622, 627, 681, 730; VI, 60. 59, 60, 151, 315, 529, 610; IX, 224,

67, 94, 110, 123, 204, 221, 237, 273, 369, 594, 603, 653, 687, 690; X, 131,

338, 353, 364, 412, 413, 481, 650, 715; 151, 547; XI, 41, 58, 223
VII, 34, 80, 109, 174, 179, 182, 339, Ârizatin-Ahvezi. V, 503

383, 432, 473, 581, 586, 684; VIII, 27, Âs b. Vâil, III, 92; IV, 759, 760; V, 571;

50, 67, 79, 104, 110, 148, 247, 263, VI, 541; X, 421, 624; XI, 161, 169

288, 357, 367, 379, 404, 427, 439, 459, Âsaf b. Berhiya, VII, 67, 68; VIII, 300,

496, 501, 513, 518, 521, 580, 589, 615, 301

631, 642, 676, 680, 755; IX, 18, 36, 50, Ashâb- Kehf, V, 282, 321, 330, 331,

99, 114, 119, 125, 155, 161, 170, 189, 332. 334, 339, 341, 342, 344, 345, 346,

223, 224, 241, 258, 263, 264, 288, 321, 347, 349, 350, 351, 352, 353, 354, 356,

383, 399, 403, 419, 445, 510, 546, 587, 357, 358, 359, 400, 403, 436, 550

592, 608, 614, 626, 636, 642, 646, 656, ashâbül-uhdûd, IX, 331
706, 707; X, 31, 45, 46, 50, 86, 99, 1 16, Âsim, III, 157

1 18, 131, 132, 197, 227, 242, 284, 329, Âsim b. Adî, IV, 40; VI, 394

340, 370, 398, 416, 433, 438, 479, 507, Âsim Efendi, V, 442

526, 535, 549, 560, 566, 570, 571, 601, Âsim brahim el-Keyyâlî, 1, 88, 98, 100,

620, 631, 654, 659, 678, 690; XI, 23, 102, 103, 104, 105

97, 114, 142, 186 Âsiye (bint Müzâhim), II, 70, 81; V,

Arap, I, 28, 73, 84; II, 163, 253, 431. 474; 624, 630, 666, 667; VI, 658; VII, 139,

111, 264, 299, 394, 475, 593, 619; IV, 140, 141; X, 224, 225, 229, 709
112, 276, 411, 626; V, 78, 139, 266, Aslan, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645
NDEKS 303

Âer, IV, 404 B


Âir, 1, 452
Bâcî, I, 648; VI, 426; VII, 310; X, 87
aure, III, 436; IV, 239, 307, 31 1; V, 344,
bâhin, IV, 657
655
Bahra, III, 54
Ala b. Ebû Rebâh, III, 240; VII, 153,
Bahreyn, II, 718; III, 649
415, 511, 556; IX, 260
el- Bahrili -Mt'diti. I, 7, 14, 15, 17, 18, 34,
Atâ b. Yesâr, VI, 90; VII, 448; X, 445
42, 48, 52, 55, 63, 97, 98, 105, 107,
Atyye b. Büsr el-Mâzinî, VI, 440
108, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 138,
Âtike, III, 552; V, 295
139, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148,
Attâb b. Üseyd, II, 454
152, 168, 199, 206, 239; II, 652; III,

Aî’ârifii 1 -Maârif, I, 18, 31, 33, 37, 115,


330, 505; IV, 219, 768; V, 315; IX,
144, 203, 227, 254, 404, 661; III, 303.
303; XI, 225
317, 748; IV, 101, 391; V, 95, 458; VI, 1%;
el-Balrii 1-Muhît, I, 136; IV, 563; V,
98, 99, 725; VII, 179, 230, 417; VIII,
IX, 571
283, IX, 304, 610; X, 115, 220 Rûzbihân- Baklî
Baklî bk.
Avf b. Mâlik el-Ecaî, X, 174
Balk, II, 452; IV, 708; V, 408, 409, 413;
Avf b. Üzre, X, 359
VI, 603, 604; VIII, 233; IX, 152; X,
ayne’l-yakîn, I, 125, 696, 697, 698; II, 43,
285, 287, 645
369, 500, 577; III, 237, 360, 361; IV,
Basra, 1, 646; II, 73, 670, 688; III. 313; V,
180. 587; VII, 52, 100, 115; X, 319,
241, 404; VI, 167; IX, 379
320; XI, 129, 131
bast hali, I, 653; III, 155; VI, 52, 588;
aynü'l-cem', IV, 101, 120; V, 509; IX,
VII, 230; XI, 22
224, 613
Baak, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645
Ayya b. Ebû Rebîa, II, 485; VIII, 415,
bâtn ilmi. 1, 471; II, 300
416 ; 108
bâtn! hal, 1,

Azâzîl, 1, 172 320, 396,


Bâyezid-i Bistâmî, I, 333; II,

Âzer, II. 89; III, 170; V, 517, 520, 525;


421, 721; IV, 180, 546; VIII, 66, 578;
VII, 207, 422
X, 32, 398
Aziz, II, 81; IV, 421, 422, 423, 434, 446; 676
Becîle, VII, 668,
XI. 142, 163
Bedir, 1, 363, 466, 663; II, 28, 29. 30, 190,
azletmek, II, 244
193, 194, 195, 196, 198, 214. 215. 247,

249, 254, 255, 267, 498, 652, 661; III,

254, 397, 4%, 543, 545, 546, 550, 552,


304 NDEKS

554, 555, 563, 572, 576, 586, 594, 599, 591, 670, 671; VIII, 306

602, 603, 605, 608, 61 1, 612, 613, 614, Benât-i Na', V, 30

615, 619, 620, 621, 622. 623,624, 626, Benî Asfar, Ü, 733
639, 644, 645, 650, 720; IV, 47, 66, Benî Dil, III, 671

153, 189, 257, 271, 560, 641, 662, 757, Benî Gfâr bk. Gfâroullan
760; V, 14, 151, 268, 401, 733; VI, Benî Kayle, II, 157

161, 178, 1%, 247, 329, 330, 342, 343, Benî Kurayza bk. Kurayzaoullan

355, 555, 556, 619, 625, 654; VII, 18, Benî Mustalik bk. Muta likoullar
102, 316, 336, 489, 497, 498, 598, 716, Benî Nadîr bk. Nadîroullan

VIII, 56, 95, 123, 180, 250, 308, 335, Benî Sel ûl, IV, 559

3%, 412, 568, 597, 622, 709, 754; IX, Bera b. Âzib, III, 298; VIJ, 280; IX, 635;

23, 158, 164, 202, 206, 402, 427, 430, X, 616

431, 505, 704; X, 13, 38, 39, 40, 54, Beraî, II, 56

77, 84, 85, 94, 253, 265, 268, 276, 323, Berre, VIII, 211

387, 401, 524; XI, 104, 194 Berva' bint Ukbe, X, 73

Behcetül-Basîr fi erh-i Ferâiz-i Muhta berzah, I, 572; VI, 383; VIII, 399

sar- Halil, I, 85 Bessâm Muhammed Bârad, 1, 98


Behcetü'n-Nüfûs, 1, 135, 243; VII, 460 Be^ir, II, 515
beka billâh, I, 238; II, 309; IV, 318; V, beyaz kurtçuk, VII, 62
614; VII, 599, 617; VIII, 434, 675; IX, Beyhakî, I, 138, 211, 245, 249, 250, 313,

224, 263, 348, 467, 474, 527, 536, 546, 400, 402, 443, 517, 518, 576, 579, 603,

553, 563, 602, 688; X, 116, 355, 474, 605, 623, 669, 682, 684, 710, 713, 715.

565, 582, 635 750; II, 29, 32, 38, 42, 92, 125, 136,

bekâ hali, II, 326; X, 284 165, 1 80, 201, 202, 251, 287, 291, 337,

bekâ makam, 1, 495; VII, 141 359, 394, 399, 495, 496, 623, 677, 702;

Bekir b. Vâil oullan, II, 718; III, 671, III, 58, 118, 131, 132, 236, 240, 246,

675, 676 248, 324, 516, 517,555, 568, 579, 599,

Bel'am, III, 495,499 611, 623, 699, 709; IV, 33, 36, 38, 70.

Belh, V, 483, 514, 551, 661; VI, 289, 291, 88, 128, 156, 203, 220, 274, 380, 387,

541, 617; VII, 79, 150, 655; VIII, 499; 433, 608, 646, 692, 744, 756, 760, 762;

X. 32 V, 38, 82, 123, 174, 201, 206, 238,

Belks, I, 190, 191; V, 251; VII, 46, 47, 260, 289, 314, 315, 329, 330, 341, 378,

49, 50, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 60, 384, 474, 478, 560, 579, 589, 590, 591,

61, 62, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 595, 621, 622; VI, 98, 162, 206, 261,
NDEKS 305

270, 281, 376, 385, 388, 430, 432, 4%, 498, 509, 51 1, 522, 524, 525, 528,
438, 440, 445, 488, 503, 508, 525, 574, 533. 546. 547. 567. 579. 591. 602. 615,

621, 670, 712. 717, 731; VII, 51, 82, 629, 634, 638, 649, 654, 668, 669, 670,

91, 195, 280, 306, 355, 399, 410, 414, 672, 679, 683, 695, 705, 713, 715, 721,

483, 549, 591, 5%, 607, 710; VIII, 33, 736, 739, 750, 751; III, 16, 21, 31, 32,

35, 73, 77, 84, 144. 151, 260, 307, 335, 35, 56, 58, 63, 75, 81, 83, 84, 85, 97,

336, 415, 475, 520, 624, 647, 660, 661, 121, 139, 141, 142, 145, 168, 170, 186,

703, 738; IX, 38, 71, 83, 199, 224, 287, 188, 192, 206, 211, 222, 227, 242, 258,

294, 297, 309, 318, 404, 582, 647, 670, 262, 279. 283, 313, 327, 337, 339, .341,

671; X, 65, 67, 114, 187, 261, 331, 343, 344, 373, 374, 375, 378, 379, 385,

564, 689; XI, 47, 48, 57, 65, 69, 91, 388, 391, 395, 398, 399, 405, 406, 419,

106, 123 424, 427, 432. 433, 437, 442, 443, 474,

Beytullah, I, 433, 440, 487; II, 150; III, 475, 476, 482, 483, 492, 496, 498, 504,

339, 601; VI, 200, 201, 202, 207; VIII, 506, 507, 511, 557, 568, 570, 573, 579,

329; IX. 212, 226, 236, 250 594. 595, 596, 600, 601, 603, 604, 610,

Beytülmakdis, I, 331, 332, 418, 419, 433, 611. 615, 618, 622, 639, 645, 654, 659,

458, 459, 463, 464, 466, 469, 474, 656, 660, 662, 664, 665, 666, 672, 673, 675,

693; II, 68, 69, 81, 103, 118, 150, 151, 676, 678, 682, 688, 695, 701, 702, 729,

576, 640, 659, 662, 663, 748; III, 417, 731; IV, 14, 15, 24, 28, 29, 37, 41, 42,

479; IV, 95, 509; V, 173, 181, 182, 47, 60, 88, 95, 96, 105, 106, 109, 115,

184. 246, 440, 456, 495, 496; VI, 95, 119, 125, 128, 129, 134, 142, 146, 147,

314; Vn, 45, 659, 663, 664; VIII, 272, 155, 158, 162, 168, 174, 1 77, 179, 183,

306, 728; IX, 358, 489; X, 533, 545 186, 187, 189, 192, 194, 1%, 197, 211,

Beyzâvî, I, 18, 56, 57, 62, 132, 133, 134, 219, 235, 236, 240, 241, 246, 247, 256,

135, 136, 141, 142, 222, 223, 224, 225, 261, 265, 266, 272, 273, 276, 277, 288,

232, 233, 235, 247, 279, 296, 297, 312, 296, 306, 311, 312, 320, 323, 324, 327,

324, 396, 421, 425, 435, 447, 457, 459, 346, 349, 355, 356, 359, 361, 362, 363,

460, 461, 466, 470, 473, 474, 493, 507, 369, 379, 380, 386, 389, 397, 399, 400,

522, 523, 536, 603, 609, 612, 682, 683, 422, 429, 430, 450, 466, 486, 487, 505,

685, 687, 709, 714, 740, 749, 750; U, 506, 510, 514, 515, 516, 545, 550, 553,

16, 53, 54, 63, 66, 82, 91, 92, 99, 112, 566, 570, 580, 581, 582, 583, 592, 605,

149, 156, 159, 235, 250, 282, 289, 291, 614, 622, 625, 626, 627, 631, 632, 636,

293, 308, 309, 31 1, 31 2, 344, 354, 382, 642, 653, 658, 659, 663, 668, 669, 672,

383, 388, 405, 446, 447, 452, 454, 467, 674, 678, 690, 693, 695, 710, 711, 714,
1

306 NDEKS

718, 721, 723, 729, 734; V, 18, 22, 23, Bizans, 1, 195, 318; II, 302; III, 586; VII,

27, 28, 29, 30, 31, 36, 41, 47, 48, 65, 409, 527, 543; VIII, 58; X, 97

66, 72, 73, 74, 91, 93, 96, 97. 114, 120, BizanslIlar, I, 554; m, 586, 5%; VII,

122, 131, 132, 138, 139, 141, 143, 145, 335, 336
153, 154, 157, 173, 184, 199, 216, 218, Boa, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645
224, 227, 231, 243, 252, 262, 266, 267,
Buyetii'l-Mesâlik, II, 21
300, 331, 346, 377, 393, 41 0, 448, 518,
Buyetü's-Sâlik, I, 441; III, 36
551, 556, 558, 585, 591, 653, 704, 705;
Buhar, I, 31, 43, 47, 56, 80, 81, 83, 84,
VI, 248, 355, 430, 470, 547, 549, 580,
108, 110. 111, 135, 137, 138, 141, lo6,
653; VII, 38, 177, 219. 220, 222, 232,
167, 171, 209, 211, 242, 247, 253, 257,
235, 250, 255, 333, 336, 343, 349, 350,
267, 273, 334, 362, 363, 373, 386, 390,
390, 395, 422, 424, 441, 457, 498, 552,
454, 478, 517, 520, 532, 535, 541 , 515,
553, 558, 570, 584, 585, 61 1, 634, 659;
561, 572, 586, 598, 604, 613, 616, 623,
VIII, 16, 47, 172, 216, 245, 246, 259,
630, 640, 646, 648, 651, 652, 672, 699,
492, 505, 560, 673; IX, 31, 78, 367,
707, 71 1, 715, 718, 729, 734, 741, 744,
430, 480; X, 16, 311, 344, 354, 421,
748, 750; II, 23, 32, 34, 65, 70. 79, 81,
431, 477, 490, 535; XI, 114, 225
94, 97, 104, 119, 125. 144, 145, 152,
Bezzâr, I, 31, 284, 400, 540, 701, 728; II,
162. 169, 180, 181,222, 225,249, 251,
33, 174, 472, 490, 613; III, 32, 175,
254, 275, 287, 291, 297, 302, 305, 306,
500; IV, 28, 40, 212, 417, 441, 666;

V, 123, 543, 576; VI, 162, 382; VIII, 308, 314, 319, 326, 367, 371. 381, 384.

386, 390, 394, 395, 418, 419, 435, 444,


102, 144, 212, 734, 739, 740, 741; IX,

70, 81, 83, 122, 671; X, 187, 689; XI, 457, 462, 487, 490, 493, 504, 538, 552,

46, 64 560, 561, 566, 568, 584, 589, 597, 604,

Bezzi, XI, 48 616, 622, 628, 635, 636, 638, 645, 652,

Bilâl-i Habeî, IV, 373; V, 62, 211, 364, 654, 671, 673, 675, 676, 681, 701 , 703,

501; VII, 208, 281; IX, 115, 123, 291; 708, 730, 742; III, 20, 29, 38, 46, 53,

X, 113, 624; XI, 33, 34 97, 106, 109, 126, 159, 171, 179, 198,

Birmâvî, VI, 398 223, 291, 299, 322, 360, 379, 380, 394,

Birzâlî, I, 40 398, 404, 407, 460, 467, 489, 503, 506,

Bir b. Berâ b. Ma'rûr, IV, 300, 609; IX, 531, 567, 578, 583, 597, 607, 611, ol 8,

239 647, 664, 667, 677, 679, 705, 720, 725,


Bir b. Eyvûb, VIII, 317 743; IV, 16, 29, 38, 46, 47, 55, 68, 74,

Biûrül-Hediyye fi ,Vf ezhebi s- S


ûfiyye, I, 90, 92, 94, 99, 175, 197, 258, 267, 291,

88 322, 325, 344, 346, 353, 366, 374, 403,


NDEKS 307

429, 433, 434, 459, 462, 479, 487, 498, 675, 681, 688; X, 28, 38, 58, 64, 78, 96,

500, 529, 531, 534, 550, 560, 564, 569, 145, 150, 168, 182, 194, 202, 205, 219,

570, 614, 658, 672, 677, 683, 690, 709, 225, 272, 282, 283, 289, 360, 361, 372,

711, 729, 737, 757, 758; V, 49, 51, 80, 395, 397, 402, 448, 470, 51 6. 578, 580,

91, 93, 98, 121, 123, 165, 166, 172, 620, 628, 633, 639, 677, 682, 699; XI,

1 74, 207, 214, 225, 228, 242, 246, 260, 11, 45, 53, 62, 76, 100, 121, 163, 184,

262, 287, 299, 314, 341, 379, 383, 388, 189,212,224

405, 406, 41 1, 416, 417, 422, 423, 424, Buhtunnasr, I, 693; II, 734; III, 484, 701;

435, 458, 466, 469, 483. 491. 505, 514, V, 182. 183. 185. 439; VI, 27. 28; VII,

537, 542, 549, 557, 559, 571, 586, 589, 664; IX, 489

590, 608, 612, 622, 633, 681, 719, 735, Bûsîrî, I, 64, 80. 85, 101, 102, 137, 512:

736; VI, 71, 84, 90, 106, 108, 138, 142, II, 369; III, 16, 316; IV, 459, 623; V,

149, 153, 155, 161, 180, 192, 196, 208, 31; VII, 313, 652; VIII, 637; IX, 82

222, 229, 272, 282, 329, 331, 341, 379, Büdeyl, III, 61

382, 383, 393, 394, 397, 398, 411, 432, el-Büdûrü 's-Sâfire, 1, 137

441, 464, 542, 558, 585, 586, 591, 611, Bünyamin, I, 452, 658; IV, 403, 404,

619, 664, 666, 671, 683, 691, 722, 723, 470, 472, 473, 476, 477, 480, 482, 484,

728, 731, 732, 733; VII, 37, 40, 76, 83, 485, 486, 490, 493, 494, 495, 503, 504

91, 175, 182, 200, 201. 203, 206, 259,

280, 281, 353, 368, 387, 436, 459, 469, C


484, 512, 518, 521, 542, 546, 551, 559,
Câbir. 1, 94, 210, 229
569, 578, 584, 592, 598, 603, 604, 606,
Câbir b. Abdullah, 1, 229; II, 40, 72, 191,
611, 619, 629, 678, 690, 698, 710, 714;
192, 257, 336, 337, 435, 604; IV, 162;
VIII, 17, 58, 63, 67, 68, 85, 86, 122,
V, 558; VIII, 557, 641; V, 211, 558,
130, 156, 157, 160, 200, 205, 299, 302,
560; VII, 238, 464, 592; IX, 222, 552
308, 330, 340, 358, 399, 400, 415, 419,
Cad, 1, 452; IV, 404
433, 437, 447, 455, 468, 564, 640, 658,
Cafer*i Sâdk, 1, 32, 33, 61, 184, 236, 254;
663, 672, 703, 712, 713, 728, 738; IX,
II, 41, 60, 307, 670; III, 531; IV, 340,
42, 88, 112, 114, 127, 143, 147, 174,
385; V, 562, 605, 718; VI, 150, 273,
185, 187, 208, 212, 224, 236, 250, 259,
574; VII, 177, 645; VIII, 68, 294, 427,
268, 278, 284, 287, 2%, 307, 313, 348,
456, 680, 755; IX, 403, 545; XI, 142
349, 372, 393, 398, 401, 408, 416, 439,
Cafer-i Tayyar, III, 22; VII, 204, 415,
443, 447, 479, 483, 518, 548, 565, 584,
600
592, 600, 618, 620, 640, 644, 658, 670,
NDEKS

Câlût, 1, 12, 490, 656, 662, 664, 666, 667, 27, 28, 29, 30, 32, 58, 63, 65, 72, 77,

668, 670; V, 183, 185 78, 79, 85, 93, 97, 114, 139, 157, 173,

el-Câmi' li-Ahkâmil-Kuran, I, 135, 562, 1 80, 185, 194, 195, 1%, 202, 210, 21 1,

643, 660, 663, 668; II, 33, 34, 38, 42, 212, 217, 220, 224, 229, 231, 241, 258,

95, 99, 152, 243, 263, 331, 369, 374, 261, 262, 267, 273, 275, 280, 281, 289,

381, 41 1, 498, 566, 61 5, 670, 734, 738; 2%, 300, 302, 323, 325, 373, 401, 412,

III, 555, 609; IV, 47; V, 134, 478, 540, 414, 421, 424, 428, 456, 460, 469, 476,

548, 555, 585, 591, 598, 599, 630; VI, 494, 524, 531, 534, 541, 558, 564, 575,

16, 28, 91, 92. 106, 107, 123, 126, 129, 577. 578. 586. 587. 606. 608. 659. 665,

175, 197, 201, 208, 213, 217, 232, 289, 682, 686, 693, 718; XI, 25, 33, 182,

358, 367, 382, 393, 398, 414, 420, 430, 206

443, 444, 474, 478, 483, 500, 51 1, 678, Camiiil- Beyân, I, 25, 26. 37, 43, 50, 60,

697, 706; VII, 30, 32, 36, 40, 44, 75, 135, 149, 203, 418, 554, 670, 728; U,

79, 80, 86, 111, 149, 153, 163, 170, 82, 103, 133, 145, 153, 159, 162, 169,

171, 185, 204, 228, 253, 255, 267, 280, 195, 278, 304, 323, 356» 395, 410, 435,

291, 295, 310, 321, 336, 347, 388, 422, 448, 462, 479, 508, 580, 626, 661, 676,

431, 456, 468, 476, 483, 501, 503, 508, 739, 743; III, 32, 50, 51, 52, 69, 71,

558, 570, 584, 606, 610, 612, 619, 642, 117, 120, 126, 142, 255, 258, 419, 424,

656; VIII, 17, 34, 41, 82, 92, 98, 101, 495, 506, 511, 514, 531, 583, 588, 599,

103, 109, 121, 132, 138, 211, 216, 278, 646, 661, 671, 687; IV, 20, 28, 32, 36,

280, 282, 296, 321, 371, 375, 377, 400, 70, 79, 88, 92, 93, 119, 137, 226, 235,

405, 409, 429, 436, 446, 454, 458, 462, 240, 258, 266, 416, 498, 509, 510, 523,

472, 483, 489, 560, 635, 637, 640, 719, 559, 569, 589, 630, 658, 662, 691, 712,

720, 728; IX 15, 21, 39, 44, 45, 53, 72, 744, 756; V, 81, 122, 157, 226, 266,

79, 81, 85, 86, 93, 94, 111, 116, 123, 272, 283, 294, 295, 313, 337, 355, 364,

131, 145, 152, 154, 164, 177, 191, 198, 406, 41 6, 431, 460, 469, 472, 478, 484,

199, 203, 205, 208, 213, 222, 240, 243, 492, 493, 506, 51 2, 514, 534, 539, 546,

244, 260, 261, 279, 291, 292, 313, 316, 549. 558. 560. 591. 599. 624. 658. 666,

325, 337, 344, 350, 358, 367, 380, 387, 716, 725, 726; VI, 31, 44, 48, 59, 81,

408, 409, 421, 430, 437, 439, 447, 448, 82, 90, 95, 107, 109, 115, 126, 129,

462, 468, 479, 480, 486, 487, 505, 511, 131, 142, 145, 146, 153, 170, 180, 187,

513, 514, 516, 541, 543, 544, 551, 552, 192, 196, 225, 241, 281, 303, 341, 357,

559, 571, 582, 590, 598, 603, 622, 628, 362, 380, 381, 385, 422, 497, 502, 505,

658, 667, 668, 684, 686, 704; X, 13, 525, 533, 549, 556, 573, 578, 580, 607,
NDEKS 309

609, 611, 614, 616, 652, 656, 705; VII, 675, 676, 678, 746, 759, 760; IV, 164,

22, 38, 50, 68, 79, 86, 96, 111, 117, 335, 339, 340, 344, 345, 346, 361, 453,

118, 120, 123, 140, 146, 151, 152, 157, 463, 510, 514, 516, 518, 519, 534, 734,

164, 169, 172, 195, 1%, 201, 206,214, 737; V, 123, 137, 499, 500, 501, 502,

231, 238, 241, 244, 253, 291, 299, 31 1, 507, 553, 624, 6%, 697, 699, 712; 89,

314, 336, 349, 363, 410, 425, 434, 448, 90, 91, 123, 128, 149, 202, 708, 709,

475, 482, 484, 538, 553, 555, 558, 562, 714, 715, 731, 732; VI, 136, 241, 266,

565, 569, 574, 591, 592, 5%, 601, 603, 306, 401, 419, 549, 554, 565, 631, 657,

604, 606, 621 , 629, 634, 655, 665, 668, 671, 695, 696, 704, 710, 715; VII, 20,

670, 671, 682; VIII, 32, 73, 86, 146, 62, 68, 80, 118, 185, 121, 122, 289,

1 58. 164. 199, 226, 227, 232, 234, 252, 416, 468, 469, 541, 542, 557, 569, 682,

260, 273, 281, 31 1, 415, 432, 436, 458, 984; VIII, 17, 116, 123, 124, 216, 276,

520, 532, 549, 571, 646, 737, 738; IX, 294, 310, 339, 420, 460, 465, 522, 536,

21. 43. 44. 94. 109. 143. 152. 165. 199, 640, 649, 705; IX, 15, 300, 358, 385,

213, 216, 218, 261, 268, 278, 333, 421, 387, 436, 438, 439, 440. 442, 463, 471,

430, 437, 440, 441, 442, 462, 463, 468, 4%, 500, 547, 650, 704; X, 14, 49, 53,

470, 514, 530, 622, 635, 662, 693, 704; 191, 201, 208, 209, 210, 21 1, 241, 247,

X, 15, 23, 28, 30, 54, 58, 77, 78, 129, 273, 317, 318. 319, 322, 324, 393, 395,

165, 195, 201, 235, 258, 259, 280, 296, 412, 448, 450, 469, 522, 551, 584, 585,

300, 302, 608; XI, 77 586, 676, 678; XI, 44. 53, 80, 83, 167,

el-Câmiu's-Sagîr, I, 99, 138, 143; II, 254; 201, 212

VI, 15; VII, 256, 257; VIII, 212; IX, Ced b. Kays, III, 727, 732, 733; IX 222
259; X, 87, 416; XI, 206 el-Cedyü, V, 30

Can Levi Mion, 1, 131 Cehcâh b. Said, X, 127

cebcrût âlemi, I, 299; III, 172; IV, 263; Celâleddin-i Mahallî, 1, 136; VIII, 489

VI, 349; VII, 454 Celâleddin-i Süyûtî bk. Süyûtî

Cebrail, I, 63, 108, 149, 157, 190, 193, Celâleyn Tehiri, I, 80, 133, 134, 136, 239,

210, 246, 252, 294, 322, 371, 372, 388, 453, 579; II, 198, 205, 349, 355, 447,

389, 466, 567, 672, 674, 728, 735; II, 473, 568, 736, 740; III, 256, 473, 676,

54, 76, 77, 86, 87, 195, 151, 244, 255, 711; IV, 48, 71, 102, 137, 164, 266,

304, 395, 439, 508, 579, 5%, 637, 638, 267, 379, 430, 500, 515, 533, 563, 636,

645; III, 66, 92, 225, 299, 395, 400, 737; V, 41, 72, 96, 185, 224, 243, 251,

453, 530, 551, 552, 570, 623; 46, 116, 260, 367, 413, 420, 426, 492, 505, 573,

282, 303, 413, 414, 431, 508, 594, 623, 599, 605, 613, 722; VI, 32, 40, 155,
310 INDKKS

168, 193, 296, 304, 314, 327, 358, 369, 109, 171, 489, 606, 678, 683, 697; V,

412, 541, 599, 604, 662, 671, 672, 691, 147, 262, 276, 458, 483; VI, 196, 224,

726; VII, 93, 267, 287, 299, 307. 341, 329, 531, 591, 683, 722; IX. 205; X, 6.

369, 444, 458, 472, 516, 672; VIII, 59, 220, 221

85. 105, 148, 213, 217, 221, 242, 245, cihad- ekber, I, 60; IV, 109

277, 302, 343, 375, 427, 436, 438, 459, cömertlik, I, 92, 415, 519, 521, 550; II,

495, 507, 613, 627, 653, 700; IX, 50, 208, 236, 302, 405, 426, 540, 733; III,

1 03, 1 1 0, 1 1 5, 1 86, 1 93, 253, 348, 373, 498, 606; IV, 47, 176, 248; V, 79, 121;

416. 465. 523, 565, 581, 706; X, 154, VI, 326. 420; VII, 363. 560; VIII. 36,

176, 304, 482, 525, 611, 698; XI, 50, 47, 80, 212, 366, 686; X, 31, 261, 262,

95, 225 595; XI, 163

cem' hali, II, 210; III, 165, 166, 580; IX, Cûdî, IV, 307, 310, 31 1 ; IX, 487

224 Cübeyr b. Mut'im, III, 611; XI, 176

Ccm'ul-Ccvâm, I, 82; VIII, 217 Cülâs, IV, 32, 33

cennetü'l-me'vâ, IX, 436. 443 Cülendâ b. Kerker, V, 429

cerâd, III, 431 Cünda' b. Amr, III, 396


Cerade, VIII, 299 Cündeb b. Abdullah, 1, 164

Cerîri, V, 340; X. 620 Cündeb b. Züheyr, V, 472

cessâse, VII, 110 Cüneyd-i Badadî, I, 53, 90, 126, 128,

el-Cevâhir, X, 457; XI, 150 144, 220, 394, 429, 494, 724, 743; II,

el-Cevîhirii 1- Acîbe miti Telifi S eyy idî Ah- 96, 175, 244, 295, 296, 307, 320, 176,

med bn Acibe, 1, 102, 104, 105 402, 413, 437; III, 155, 165, 293, 629,

el- Cevahiri/ T Hizâtt, 1, 136 706, 714, 750; IV, 180, 285, 350, 351,

Cei'âhirii 1-Krtûs, I, 88 405, 546, 555, 643, 716; V, 340, 407,

Cevdet Muhammed Ebül-Ye/îd 528, 602, 720; VI, 123, 151, 189, 506,

el-Mehdî, I, 57, 63 559, 666, 673, 726; VII, 33, 125, 230,

Cevheri I, 205 293, 329, 415, 416, 426, 431, 486, 535,

Cezayir, 1, 89; IV, 75 660; VIII, 303, 387, 580, 641, 731; IX,

Cibril bk. Cebrail 50, 125, 189, 208, 253, 288, 305, 594,

Cibril -i Emin bk. Cebrail 678; X, 132, 220, 262, 370, 587 XI,

cihad, I, 10, 11, 551, 591, 592, 640, 650, 170

651; II, 10, 11, 34, 65, 79, 94, 249, Cürhüm, IV, 676, 677; VI, 202

261, 435, 450, 453, 457, 473, 492, 494, Cüveyriye bint Haris, VII, 545
495, 616, 628, 633, 638, 671, 713; III, Cüzam, VII, 668
NDEKS

çile, I, 322; II, 532, 609; IV, 105; V, 541; Davud-i Tâî, 1, 126; IV. 555
VII, 268; X, 56
Davud-i Zahiri, III, 240
Çin, V, 241, 440, 447; VII, 655; VIII, 306 deccâl, II, 581; III, 299; V, 241, 456; VI,

95
D Dekyûs, V, 331
delice (dölengeç), VII, 31
dâbbetül-arz, III, 299; VI, 143; VII,
Demiri, V, 196; VIII, 200
110, 111, 128

Dahhâk, I, 26 Deylem, V, 241

Dahhâk Deylemî, I, 47, 61, 195. 418, 471; II, 165,


b. Müzâhim, II, 99, 657; III,
207, 494, 652, 718; III, 440; V, 50,
258; IV, 553, 657; V, 71, 469; VI, 150,
241; VI, 55, 135, 387, 437; VII, 159,
231, 556, 593, 619, 652; VII, 250, 295,
216, 321, 578, 598; VIII, 20, 212, 661;
351, 672; VIII, 77, 146, 487; 469; IX,
IX, 337, 374, 401; X, 693; XI, 140
146, 337, 433; X, 194, 331, 425, 460;
Deyne, IV, 404
XI, 119

Dakyanus, V, 332, 335, 337, 338, 343,


Dmak, I, 37, 38, 49, 51, 57, 60, 61, 67,

96, 105, 204, 205, 256; II, 79, 90, 369,


352, 353, 355
659; III, 417, 529, 537, 599; IV, 113,
Damdam b. Amr el-Gfâri, III, 551
263; V, 17, 85, 104, 206, 225, 438,
Damreoullan, III, 659, 665
441, 500, 618, 716, 717, 721; VI, 41,
Dân, I, 452; IV, 404, 406
314, 559, 574, 595; VII, 50, 137, 159,
Dârekutnî, I, 628; II, 435, 669; III, 51 ;
V,
165. 172, 223, 454, 472, 475, 598, 654,
278; VIII, 212; X, 64
703; VIII, 64, 109, 131, 171, 283, 295,
Davud (Hz.), I, 12, 666; II, 428, 576; III,

310, 330, 336, 421, 566, 745; IX, 34.


17, 18, 185, 427, 440, 458; IV, 248,
304, 381; X, 68, 115
425, 603, 670; V, 183, 185, 237, 440;

VI, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 523;


Dmyâmînî, III, 453

VII, 24, 28, 30, 398, 422, 424, 425,


Drâr Mescidi, IV, 82

Dihye b. Halîfe, III, 92; X, 113, 247


552, 594, 649, 650, 651, 652, 653, 656,
Dinye, 1, 452
657, 658, 659, 660, 663, 688; VIII,
Dinin, I, 137
270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277,
Dîvânii Kasâid fi't-Tasavvjf 1, 102
278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285,
dua, I, 304, 305, 323, 324, 337, 339, 347,
286, 288, 295, 297, 306, 474, 673; IX.
348, 362, 438, 439, 440, 442, 443, 467,
152, 647; X, 397
478, 479, 487, 535, 536, 539, 569, 570,
Davud-i Bâhiiî, I, 95
571 , 599, 646, 666, 701, 734, 749; III.
312 NDEKS

70, 72, 94, 141, 156, 157, 226, 230, Ebû Ahmed-i Yezidî, VIII, 356

278, 365, 371, 374, 377, 390, 391, 396, Ebû Akl, IV, 40; IX 587
423, 424, 430, 432, 433, 434, 495, 499, Ebû Ali ed-Dekkâk, V, 104; VII, 103
502, 503, 504, 519, 520, 558, 559, 560, Ebû Âmir, IV, 79
561, 570, 572, 579, 599, 618, 634, 635, Ebû Amr e-eybânî, IV, 514

738, 750 Ebû Bekir (Hz.), I, 158, 189, 190, 212,

dünya sevgisi, I, 35, 109; VII, 233; X, 250, 271, 478, 599, 603, 725, 745; II,

195, 197; XI, 142 202, 221, 277, 278, 296, 443, 531, 571,
ed-Dürerü 1-Mütenâsire fi Teuci-
637, 652, 672, 717, 718, 719; Ol, 58,
hi 1-Krââtj l-Miitemtire, I, 99
1 68, 21 4, 323, 529, 553, 554, 559, 594,

610, 623, 644, 645, 661, 667, 695, 719,


E
720; IV, 36, 103, 119, 422, 466, 755;

ebrâr (salih), II, 303; X, 473, 616, 618, V, 212, 317, 318, 319, 517, 521, 632;

621, 622 VI, 192, 398, 402, 403, 409, 411, 412,

Ebrehe b. Sabbâh el-Erem, XI, 147 424, 438, 732; VII, 169, 250, 319, 335,
Ebtah, X, 586 336, 431, 545, 576, 577, 580, 606, <45;

Ebû Abdullah- Kuraî, II, 147 VIII, 379, 571, 635, 658, 661; IX, 69,
Ebû Abdullah- Misnâvî, I. 86 123, 177, 231, 262. 267, 269, 278, 291,
Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed 459, 628, 655; X, 14, 63, 201, 203,
b. Bennîs el-Fâsî, I, 84, 85
209, 21 1, 408, 423, 467, 470, 564, <39;
Ebû Abdullah Muhammed b. Ali
XI, 33, 34, 37, 195, 196
el-Verzâzî et-Ttvânî, I, 82
Ebû Bekir bnül -Arabi, I, 37, 21 1 II,

Ebû Abdullah Muhammed b. Muham-


516, 702; III, 222, 537; IV, 691, 723;
med, 1, 40, 83; VI, 32, 193, 594, 652;
V, 273, 491, 503; VI, 106, 500, 504;
VII, 84; VIII, 91; IX, 74; V, 242, 491,
VII, 170, 171, 606; VIII, 301, 659; IX,
583, 613; X, 80
594; X, 65, 414, 558
Ebû Abdullah Muhammed Tâvüdî bk.
Ebû Bekir Muhammed b. Lebbâd
bn Sûde
el-Kayrevânî, I, 86
Ebû Abdullah Tayyib b. Abdülmecid
Ebû Bekir b. Tahir, VI, 714; VII, 20; XI,
b. Kran, I, 84
141
Ebû Abdullah- Sâhilî, III, 36; VII, 559;
Ebû Bekir-i Vâstî bk. Vâstî
IX, 317
Ebû Bekir el-Verrâk, V, 95, 638; VI,
Ebû Abdurrahman es-Sülemî, 1, 48, 62;

11,307
666; VIII, 518; X 154, 596, 633, 220
Ebû Bistâm, VIII, 356
NDEKS 313

Ebû Cafer el-Ukaylî, X, 373 667, 668, 669; X, 42, 72, 114, 181,

Ebû Cafer b. Zübeyr, III, 76; XI, 223 184, 202, 205, 397, 406, 407, 639

Ebû Cehdel b. Süheyl, V, 62 Ebû Hayseme, IV, 105; XI, 130

Ebû Cehil, III, 109, 120, 242, 245, 5Ü3, Ebû Havyan el-Endelüsî, I, 134, 136;

552, 553, 593, 597, 615, 619; IV, 425, IV, 563; IX, 496, 524, 571

589, 641, 659, 729, 760; V, 246, 600; Ebû Hâzim, VII, 660; X, 87

VI, 57, 177, 216, 541; VII, 113, 206, Ebû mrân el-Abdûsî, I, 86; V, 262; IX
214, 503, 606, 692; VIII, 108, 180, 85

352, 375, 555, 584, IX, 44. 45, 243; X. Ebû shak el- Here vî, III, 747, 748; IV,

74, 265, 323, 326, 423, 429, 555, 587, 16

624; XI, 33, 44, 75, 76, 77, 160 Ebû shak brahim el-Basri, I, 94

Ebû Cendel, IX, 306 Ebû shak ez-Zeccâc bk. Zeccâc


Ebû Davud, III, 42, 58, 374, 489, 531, Ebû Kays b. Eslet el-Ensârî, II, 356

546, 568, 633, 658, 664, 709, 710; V, Ebû Kays Fakihe b. Mugîre, III, 624

38, 121, 123, 164, 165, 207, 214, 218, Ebû Kerb Esad el-Himyerî, VII, 676;

238, 262, 318, 424, 435, 474, 535, 542, IX, 333

627, 633, 735, 736; X, 114 Ebû Kuhâfe, IX, 123; X, 423

Ebû Dücâne, II, 218, 219; X, 22 Ebû Leheb, III, 511; VI, 723; VIII, 85,

Ebû Evfâ, IV, 73, 74 375; XI, 191, 192, 193, 194, 195, 196,

Ebû Eyyûb el-Ensârî, VI, 401, 402; IX, 199

39 Ebû Lehîa, IV. 433


Ebû Hafs Haddâd, I, 404; III, 165; IX, Ebû Liibâbe, III, 587, 588, 589

118 Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, VIII, 423, 557

Ebû Halid-i Yemenî, X, 275 Ebû Medyen el-Maribî, I, 67, 591; III,

Ebû Hanîfe, I, 211, 212, 245, 246, 488, 26; V, 365; VIII, 734

562, 619, 620, 630; II, 152, 368, 391, Ebû Mersed, X, 53
397, 411, 412, 504, 505, 508, 510, 51 1, Ebû Miclez, VI, 380
628, 681, 682, 688, 695; III, 27, 28, Ebû Muhammed b. Abdülber, XI, 184

29, 39, 40, 42, 63, 239, 259, 610, 655, Ebû Muhammed Câbir, I, 94

675, 695, 745; IV, 553, 657; V, 134, Ebû Muhammed b. Itâb, I, 86
209; VI, 105, 106, 201, 208, 379, 390, Ebû Muhammed Mekkî, VI, 497
393, 428, 436, 445, 711, 724; VII, 38, Ebû Muhammed Said, 94 I,

171, 336, 458, 593, 612; VIII, 65, 164, Ebû Muhammed Salih el-Heskûrl, 1, 86

312, 581; IX, 44, 164, 550, 590, 591, Ebû Muhammed Sehl, I, 163
314 NDEKS

Ebû Musa el-Bünân, I, 86 Ebû Said-i Harrâz, I, 52; II, 471; IV,

Ebû Musa el-E'ari, I, 679; II, 323; III, 206, 207; V, 287; IX, 36, 294, 305,

599; IV, 55; V, 341; VI, 125, 558; IX, 399, 612
131, 549; X, 281 Ebû Said-i Hudrî, IV, 80; V, 466, 726;

Ebû Musa mrân el-Cânâtî, I, 86 VI, 181, 554

Ebû Mus'ab, VII, 416 Ebû Sinan el-Esedî, IX 236


Ebû Müslim-i Havlini, VIII, 740 Ebû Süfyân, II, 219, 220, 226, 227, 263,

Ebû Nasr el-Hemedânî, IX, 622 265, 266, 267, 424; III, 109, 551, 552,

Ebû Nasr es-Serrâc bk. Serrâc 602, 603, 619, 672; VI, 330, 340, 341;

Ebû Nuaym, I, 36, 45, 60, 66, 138, 604, VII, 417, 503, 521, 545, 642; VIII, 58,

671, 701, 715; II, 41, 109, 201, 254, 576; IX, 22, 236, 307; X, 13, 73, 76,

262, 394, 400, 444, 677; III, 141, 237, 77; XI, 161, 195

324, 440, 458, 710; IV, 111, 136, 236, Ebû Süfyân b. Haris b. Abdülmuttahb,

380, 762; V, 225, 262, 414, 562, 721, III, 691

729, 739; VI, 63, 94. 100. 102, 150, Ebû Süleyman- Dârânî, I, 543, 671; II,

261, 339, 373, 382, 383, 549, 563, 666; 345, 422; III, 165; V, 101; VI, 102,

VII, 20, 91, 143, 164, 246, 435, 473, 673; VII, 485, 490

535, 578. 592, 633, 660. 661; VIII, 64, Ebû Ta hr, X. 570

142, 144, 182, 188, 448, 627, 645, 732, Ebû Ta Iha, II, 145, 234; X, 28

736; IX, 81, 168, 169, 647; X, 87, 112, Ebû Tâlib, II, 568; III, 111, 583, 644,

1 16. 268. (A7. 687; XI, 40, 46, 69, 149 649. 658; IV. 92, 124; V, 1 73, 236; VI.

Ebû Osman, I, 404; II, 349; IV, 643; V, 334; VII, 205, 206, 207, 208, 591, 600;

648; VII, 416; IX, 288, 305, 707 VIII, 84, 85, 104, 121, 260, 261; IX,

F.bû Osman- Hîrî, I, 52, 213; VI. 663, 262; XI, 42, 44

669; IX, 288 Ebû Tâlib-i Mekkî, I, 30, 137, 144, 157,

Ebû Osman- Maribî, III, 724; X, 619 162, 165, 409, 613, 707, 724; II, 74;

Ebû Re/în, IV. 268 III, 308, 323, 437, 473, 750; IV, 254,

Ebû Rezîn el-Ukaylî, VIII, 32 255, 256. 284, 324, 516, 583, 610, 611,

Ebû Sa'lebe el-Hucrü, III, 51, 58 636, 715; V, 122, 212, 341, 342, 419,

Ebû Said, I, 359, 701; II, 287, 354, 471, 420, 461, 529, 735; VI, 111, 270, 282,

656, 676; IV, 37; V, 226; VII, 484, 283, 440, 725, 727; VII, 41, 42, 159,

574; VIII, 144, 281, 356, 433, 630, 179, 180, 246, 247, 303, 305, 413, 416,

661, 672; IX, 294, 305, 399, 404, 612; 598. 645, 715; VIII, 39, 40, 244, 245,

X, 325 297, 409, 643; IX 133, 223, 255, 272,


,

N'DF.KS 315

398, 459, 488, 489, 603, 685, 691, 694; 174, 637, 675, 721, 724; VI, 40, 63,

X, 178, 179, 708 67, 86, 121, 162, 192, 339, 412; VII,

Ebû Taybe (Zaybe), VIII, 737 170, 230, 414, 468, 514, 611; VIII,

Ebû Türâb Nahebî, I, 525; II, 387 121, 131, 147, 578; IX, 305; X, 13; XI,

Ebû Ubeyd (Kasm b. Sellâm), I, 26; VI, 66


423; IX, 86; X, 717 Fbül-Abbas el-Hazr, VII, 414
Ebû Ubeyd et-Tûsî, IX, 86 Ebül-Abbas- Mürs, I, 95, 144, 203,

Ebû Ubeyde, VI, 609; VIII, 446; X, 717; 227, 230, 239, 257. 326, 408, 719. 735:

XI, 117 II, 160, 320, 684. 696; III, 146, 329,

Ebû Ubeyde b. Cerrah, II, 48, 49 412; IV, 126, 133, 180, 623, 637, 648;

Ebû Ümâme, II, 323; V, 469; VII, 410; V, 449, 509, 604; VI, 67, 162; VII, 58,

VIII, 144, 738; IX, 337 514; VIII, 45, 284; IX, 369, 463, 689;

Ebû Ümâme el-Bâhilî, V, 97, 716; VI, X, 536, 559; XI, 56, 85, 105

439 Ebül-Âliyc, III, 610; VI, 95, 192; VII,

Ebû Vehb-i Çemî, II, 34 250; VIII, 74; IX, 598

Ebû Yahya, I, 574 Ebül-A'ver es-Sülemi, VII, 503

Ebû Yâsir, II, 128 Ebül-Cüz, XI, 150

Ebû Zekeriyya el-Ferrâ, 1, 138 Ebü'd-düyûf, II, 534

Ebû Zer, II, 296, 476; III, 610; IV, 64; V, Ebül-Eed Üsevd b. Kelede el-Cu-

538; VI, 192, 196, 541, 725; VII, 250; mahî, X, 429; XI, 13

VIII, 130, 531, 532, 744; IX, 283, 441; Ebül-Ferec bnü'l-Cev/.î, V, 518

X, 684, 685, 686, 687 Ebül-Fevz Hamdûn bnü'l-Hâc, I, 84,

Ebû Zeyd Abdurrahman el-Arif, I, 86 85, 86; V, 242

Ebû Zeyd es-Seâlibî bk. Seâlibî Ebül-Haccâc ed-Darîr, VIII, 417


Ebû Züheyr en-Nümeyrî, I, 246 Ebül-Hasan el-Adevi, I, 83

Ebû Zür'a, III, 709 Ebül-Hasan Ali b. Ahmed b. atîr

Ebûkubeys, III, 552; VI, 206, IX, 479 el-Hasenî, I, 81

Ebü'd-Dahdah, I, 612 Ebül-Hasan Nûreddin, I, 95

Ebü'd-Derdâ, I, 28, 36, 44, 298, 664; II, Ebül-Hasan- Sagîr, I, 86; V, 262

165, 2%, 657; III, 259; IV, 669; VI, Ebül-Hasan- âzel, I, 77, 89, 95, 113,

725; VII, 347; VIII, 144, 744; IX, 44; 288, 345, 380, 41 1, 499, 589, 643, 66 1

X, 311, 693 698; II, 79, 256, 374, 653; III, 53, 1 89,

Ebül-Abbas, I, 71, 75, 91, 201, 736; III, 230, 464, 499; IV, 56, 65, 98, 301,

215, 299, 306, 394, 750; IV, 438; V, 372, 374, 492, 546, 556, 567, 584, 585,
316 NDEKS

594, 629, 664; V, 247, 408, 463, 479, 4%, 518, 540, 551, 556, 558, 591, 601,

515, 521, 528, 592, 604, 729; VI, 162, 608, 609, 639, 648, 652, 653, 662, 670,

199, 491; VII, 58, 108, 136, 165, 224, 675, 704, 705; VI, 14, 18, 22, 30, 31.

269, 598, 599, 622; VIII, 49, 162, 305, 48, 59, 76. 88, 106, 110, 1 16, 142, 151,

308, 393, 406, 508, 509, 577, 599, 675, 167, 177, 198, 202, 203, 216, 227, 248,

745; IX, 147, 369, 455, 536, 587; X 265, 285. 286, 289, 317, 334, 335, 379,

175, 176, 290, 416, 417; XI, 179 450, 485, 51 3, 520, 522, 526, 533, 534,

Ehin-Hasan- üterî bk. üterî 543, 547, 549, 553, 562, 565, 570, 580,

Ebiil-Hay r el-Askalânî, I, 525; VI, 132 583, 628, 634, 635, 642, 653, 658. 664,

Ebül-Hüseym Nuri, IV, 643; VIII, 731, 689, 697, 710, 720, 730; VII, 17, 20,

732 32, 36, 37, 63, 69, 89, 102, 113, 117,

Ebül-Kasm Ahmed el-Mervânî, I, 94 124, 127, 162, 255, 333, 336, 350, 402,

EbiH-Kasm b. Beküvâl, I, 86 422, 498, 553, 61 1, 656; VIII, 17, 201,

Ebü'l-Kasm el-Hassâsî, IV, 707 214, 259, 262, 265, 268, 277, 278, 280,

Ebül-Kasm el-Kazvmî, I, 80 281, 2%, 297, 299, 301, 307, 325, 326,

Ebül-Leys Semerkandî bk. Semerkan- 338, 343, 347, 348, 352, 372, 377, 381,

dî 392. 399, 415, 457, 458, 466, 469, 480,

Ebü'l-Mevâhib e-âzelî bk. a'rânî 499. 504, 505, 512, 536, 560, 562, 576.

Ebü'l-Mevâhib Muhammed b. Ahmed 581, 598, 608, 609, 618, 646, 670, 673,

el-Bûzidî el-Hasenî bk. Muham- 679, 684, 689, 699, 700, 725; IX 16,

med el-Bûzîdî 28. 45, 69, 110, 121, 138, 152, 160,

Ebü'n-Naîm-i Cenevî el-Fâsî, I, 86 171, 175, 176, 199, 205, 206, 214, 245,

Ebü'n-Necib-i Siihreverdî, I, 31 260, 279, 321, 403, 430, 439, 464, 470,

Ebü'-eyh, I, 276, 494, 583, 682, 702; 489, 511, 517. 529; X, 59, 91, 112,

II. 289; III, 142, 305; IV, 265, 632, 141, 142, 194, 195, 211, 212, 287, 295,

646, 712; V, 177, 225; VII, 50, 51, 31 1, 317, 318, 326, 338, 339, 350, 377,

485; VIII, 366; IX, 15; XI, 85 387, 388, 393, 429, 430, 435, 443, 444,

Ebü't-Tufeyl Âmir b. Vasile, VIII, 212 507, 508, 512, 517, 540, 552, 578, 580,

Ebül-Velîd Râid, I, 86 581, 629, 639, 658, 679, 693, 718; XI,

Ebüssuûd, 1, 18, 132, 133, 134, 136, 141, 32, 34, 89, 95, 1 12, 118, 135, 221. 225

142, 685; O, 99, 293; III. 211, 391, el-Ed'iyyetü vI-Ezkâr el-Mümhika
449; IV, 422, 520; V, 184, 211, 279, li'z-Zürübi vel-Ei’zâr, I, 100

297, 300, 328, 346, 378. 380, 388, 393, Edrec, III, 698
394, 439, 448, 452. 486, 487, 488, 491, Efrâim, IV, 465, 515, 520; VIII, 309, 489
NDEKS 317

ehl-i dünya, I, 478 31 1 , 382, 447, 454, 467, 509, 511, 528,

ehl-i fena, III, 104 591, 602, 695, 705, 751; III, 16, 32, 35,

Eklîmâ, II, 666, 667, 673 56, 58, 145, 242, 313, 327, 337, 343,

ekyâl, IX, 40 379, 433, 443, 476, 482, 483, 504, 507,

Elfiyye, I, 80, 81, 82, 84, 99, 138 568, 570, 573, 594, 596, 601, 604, 61 1,

Elmall Hamdi Yazr, 1, 198; V, 442; XI, 615, 618, 622, 639, 645, 654, 659, 662,

173 665, 666, 673, 676, 682, 688, 695, 702,

Elyesa, III, 185, 186; VIII, 316, 317 729, 731; IV, 14, 15, 24, 29, 37, 42, 47,

Emevî, II, 68: VIII, 109; X, 607 95, 96, 106. 109, 115, 125, 128, 134,

En'am, VII, 426 146, 162, 174, 177, 183, 186, 187, 189,

Endülüs, II, 226; V, 240, 331, 346, 404, 196, 197, 219, 236, 241, 247, 256, 261,

424; VII, 656; VIII, 307 265. 266, 273, 277, 288, 296, 306, 320,

Endülüs Ceziresi, V, 241 346, 349, 355, 356, 359, 369, 380, 389,

Endülüslüler, I, 195; II, 498 397, 399, 400, 422, 430, 450, 466, 487,

Enes b. Mâlik, I, 195, 212, 247; II. 34, 506, 510, 514, 515, 516, 550, 553, 566,

42, 173, 220, 302, 377, 739; III, 516, 582, 614, 622, 625, 626, 632, 659, 663,

51 7; IV, 387; V, 47, 378; VI, 1 12, 1 15, 672, 695, 711, 718, 729; V, 18, 23, 27,

382, 443, 508, 533, 561, 574, 666; VII, 28, 29, 31, 36, 41, 47, 65, 72, 97, 122,

304, 416, 482, 538, 577, 580, 603, 621; 132, 139, 141, 143, 154, 157, 173, 184,

VIII, 64, 74, 649; IX, 122, 199, 212, 199, 218, 224, 227, 252, 262, 266, 300,

244, 291, 544; X, 29, 158, 608, 639, 377, 393, 410, 518, 551, 556, 558, 585,

652; XI, 46, 63, 119, 161 591, 653, 704, 705; VI, 248, 355, 430,

Enes b. Nadr, II, 220; VII, 538 470, 547, 580, 653; VII, 220, 222, 232,

Enmâr, VII, 667, 668, 676 235, 250, 255, 333, 336, 343, 350, 390,

Etvârül-Kulûb, II, 175; IV, 638 395, 422, 424, 457, 552, 553, 558, 570,

el-Em>ârii ’s-Seniyye fi erhrt-Kasîde- 584, 585, 611, 634, 659; VIII, 16, 47,

til-Hcmzi/ye, 1, 101 172, 216, 492, 560, 673; IX. 78. 367,

el- Envârii 's-Seniyye fj'l-Ezkârn-Nebri’iy- 430; X, 16, 311, 344, 490, 535; XI, 1 14

ye, I, 99; VII, 558 erbain, I, 83, 136; III, 214

Envârii't-Tettzl, I, 57, 135, 222, 224, 225, Erbed b. Rebîa, IV, 558

233, 235, 279, 2%, 297, 312, 324, 396, E rem b. Sâm, VII, 668

421, 425, 435, 447, 457, 460, 461, 470, Eriha, III, 588

474, 507, 523, 682, 709; II, 54, 63, 92, Ervâ, VI, 448

99, 112, 149, 156, 159, 235, 250, 309, el-Esâs, IV, 303
318 NDEKS

Esbâbü'n-Nüzûl, I, 135; II, 424, 738; III, Eyyûb (Hz.), II, 540, 586, 600; III, 184,

645, 650; IV, 756; V, 571; VI, 181; 185; IV, 409, 515, 520; V, 250, 648;

IX, 292 VI. 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117,

Esed, II, 483, 553; IV, 52, 63; VII, 545, 1 18, 119, 122, 123, 124, 133, 318, 401,

676; IX, 238 402, 718, VII, 246, 422; VIII, 219,

Esed oullan, II, 718; IX, 316, 317, 321; 297, 302, 308, 309, 310, 31 1, 312, 31 3,

X, 289 317; IX, 39, 151

Esîm, IX, 44 Eyyûb b. Ays b. shak, VIII, 309

Esma, I, 682. 704; III. 502; IV. 161; V, Eyyûb ps-Sahtiyânî, VII, 246

184, 312, 314, 315, 478; VI, 495; VII, Ezd, VII, 667, 676

51, 600; VIII, 33, 35, 151, 520; IX, ezelî inayet, VII, 147

517, 518; X, 63 Ezhâriil-Bustân, I, 82, 83, 84, 97. 101

Esma bint Yezîd, VII, 483 el-Ezkâr, IX, 373

Esmaoullar, IX, 379 Ezrakî, V, 439

Esved b. Abdüyegûs, IV, 759, 760 Ezriât, III, 587; IV, 756; X, 14

Esved el- Ansî, II, 717

Esved b. Hilâl, X, 29 F
E'asb. Kays, II, 127; VII. 606
Fahreddin-i Râzî, I, 39, 135, 168, 169,
Eheb, II, 681; VII, 4 77
193, 216, 234; II, 99; III, 329, 330,
Ekem, VII, 426
641, IV, 430, V, 331, 438, 491, VI,
Evs, I, 368; II, 157, 192, 329, 637, VII,
1 25; VII, 82; VIII, 297, 301, 374, 398,
668, 676; IX, 285, 286, 31 1, 662, 663
594; IX, 145, 437, 663, 693; X, 234,
Evsb. Sâbit-i Ensârî, II, 328
276, 283, 449, 522, 535, 588, 632, 698;
Evs b. Sâmit, IX, 661
XI, 30, 52, 96, 126, 128, 167, 171, 187,
Evs! iler, I, 368; III, 553
208
evtâd, III, 31 1; IV, 1 13; VI, 157; X, 380
fâni dünya, I, 360; II, 37, 241; III, 718;
Evzâî, I, 612; II, 82, 615; III, 259; IV,
V, 130, 336, 569, 669; X, 546, 712
380; VIII, 109; IX, 133
Faraklit, III, 468
Eyke, IV, 361, 748, 749; V, 197; VI, 703,
Fârân da, III, 467
704, 706; VII. 648; VIII, 266, 267
Fâris b. sa el-Badâdî. III, 155; VII,
Eykeliler, IX, 331, 332
230
Eyle, I, 344; II. 663; III, 18, 481, 698; V,
fark hali, n, 42; III, 165; IV, 586, 726;
424; VI, 290
V, 588
Eymen, VII, 668
NDEKS 319

Fars, III, 633; VII, 409; X, 651 ftrat, 374, 586;


I, II, 528; III, 198, 243,
Fas, 1, 6, 72, 74, 76, 78, 79, 82, 83, 84, 85, 491; IV, 151; V. 260; VI, 59; VII,

88, 90, 91, 103, 131; II, 109; IV, 436; 368, 369, 370

V, 241; VII, 431; IX, 524; X, 206 Fi Beyâni't-Telâsim F.lletî htecebet bi-

Fâtma (Hz.), I, 362, 679; II, 70, 72, 73, ha'r-Rubûbiyyt*, I, 104

81, 82, 108; VI, 430, 440; VII, 553, Fidda, X, 468

595; VIII, 634; X, 73, 184, 185, 225, Fihrb. Mâlik, IX, 274; XI, 155

393, 468, 469; XI, 40 Fihroullar, II, 488; VI, 722; XI, 192

Fâtma bint Ebû Ümeyye, X, 73 Fil olay, XI, 146. 147

Fâtma bint Kays, X, 184, 185 Filistin, I, 656; II, 659, 663; III, 397, 403,

el-Fâlihatül-Kebîr, III, 505 417, 434; V, 331; VI, 95. 290, 314,

el- Feh rese, 1, 72, 73, 77, 82, 85, 87, 90, 91, 632; VII, 280; IX, 393

92, 94, 96, 97, 101, 102, 104, 105, 108, Finhâs b. Âzûrâ, II, 123, 277, 278, 279,

114.131,238, 359, 380 575, 732; III, 81, 190, 701; IX, 68

Fehresiil-Fehâris. 1, 83 Firavun, 1, 188, 318, 319, 320, 322, 490,

fena ehli, II, 447 691, 692; II, 26, 27, 70, 261, 565, 566,

fena fillah, I, 228, 238, 479, 705; II, 447; 579, 640, 693; III, 71, 159, 415, 416,

III, 104, 143. 218, 612, 650; IV, 317; 417, 418, 419, 420, 421, 422, 423, 424,

V, 594, 614; VI, 395, 455; VII, 528, 425, 426, 428. 430, 431, 432, 433, 435,

579, 598, 599, 616, 617; VIII, 247, 436, 438, 439, 449, 450, 627, 628; IV,

434, 470. 537, 599, 675; IX, 18, 49, 170, 171, 218. 219, 220. 221, 222, 223.

224, 241, 348, 351, 419, 434, 467, 474, 224, 225, 226, 227, 228, 230, 231, 232,

527, 536, 546, 563, 602, 614, 688; X, 237, 238, 362, 363, 364, 376, 425, 432,

99, 1 16, 355, 474. 552, 565, 582, 635, 624, 625. 626; V, 304, 305, 307, 308.

671 369, 507, 508, 609, 619, 622, 623, 624.

fera, XI, 117 626, 627, 629, 630, 631, 632, 633, 634,

Ferkadân, V, 30 635, 636, 637, 638, 639, 640, 641, 642,

Ferrâ, II, 99, 566; IV, 371, 411, 413, 421, 643, 644, 645, 646, 647, 651, 652, 653,

563; VII, 291; XI, 163, 169 654, 655, 656, 657, 658, 659, 660, 664,

Fethl-Bârî erhu Sahih il-Buluirî, 1, 138; 665, 666, 667, 668, 669, 670, 671, 672,

IV, 737; V, 225 673, 674, 675, 677, 697, 732, 739; VI,

Feyzin -Kadir erlm'l-Câmii's-Satftr, I, 230, 310, 311, 312, 313, 488, 569, 629,

30; VI, 321 630, 631, 632, 633, 634, 635, 636, 637,

Fezâre, VII, 521 638, 639, 640, 641, 642, 643, 644, 645,
320 NDEKS

646, 648, 649, 650, 651, 652, 653, 654, G


655, 656, 657, 658; VII, 26, 27, 131,
gaflet-uyanklk, II, 208
132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139,
Garîbül-Müntekâ, X, 135
140, 141, 142, 143, 146, 147, 150, 151,
Gassân, II, 719; VII, 668, 676
152, 153, 156, 157, 158, 161, 167, 175,
Gatafân, II, 316, 483, 718; IV, 52, 63;
176, 178, 180, 182, 183, 184, 185, 186,
VII, 520, 521, 522, 534; IX, 238
188, 190, 192, 231, 240, 241, 244, 290,
Gavres b. Haris, II, 637
291, 292, 498; VIII, 121, 224, 266, 267,
gavs, I, 231; IV, 113; VI, 157; VIII, 460
478, 479, 480, 481, 482, 483, 484, 485,
Gavsâ, IV, 343
488, 489, 490, 491, 492, 493, 494, 4%,
497, 498, 499, 500, 527, 554, 644, 715,
gayb âlemi, III, 172, 494; V, 414

716, 717, 718, 719, 720, 721, 722; IX, gaybet hali, II, 470

26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 37, 151. 331, Gaylân b. Müslim ed-Dmakî, VIII,

332, 391, 392, 394, 474, 489, 502, 503, 108

504; X, 65, 222, 224, 298, 300, 400, Ga/sül-Mevâhibi 1-AUyye, I, 137, 144;

402, 537, 538, 539, 540, 541, 542, 655, III, 509; V. 594; VI, 122, 558, .560;

657, 660, 704, 709, 710, 711; XI, 38 VIII. 24, 64; X, 601

firdevs cenneti, V, 469 Gazâlî. I. 42. 43, 44, 51, 55, 56, 65, 136,

Fîrûz ed-Deylemî, II, 718 214, 240, 564, 565; II, 176, 294, 295,
Fîûzâbâdî, 1, 138 568, 631; III, 214, 215, 346, 373, 400,
Firyâbî, I, 28 451, 464, 499, 541, 580, 581, 625, 750;
Fudayl b. yâz, II, 384, 683; IV, 417, 642; IV, 30, 56, 65, 85, 86, 108, 130, 131,
V, 667; VII, 244, 329, 619, 659; VIII,
328, 379, 459, 546, 607, 608, 609, 660,
571; IX, 79, 203, 628; X, 219, 595 672; V, 124, 204, 250, 366, 385, 407,
Furkan, I, 37, 166, 209, 211, 486, 685,
521, 561; VI, 222, 383, 456, 552, 672,
747; n, 16, 17, 18, 246, 489; IV, 346,
726; VII, 233, 360, 412, 448, 494, 643;
394, 607, 683, 690; V, 210, 725; VI,
VIII, 57, 138, 291, 409, 470, 525, 578,
72, 74, 147, 517, 518, 519, 520, 549,
710, 741, 744; IX, 93, 134, 153, 208,
564, 585, 590, 619, 620; X, 670, 684
306, 594, 603, 647, 690; X, 48 88.
el-Fiitûhâtü l-lâhiyye fi erit il- Mebâhi-
195, 243, 394, 456, 613, 683; XI. 92,
sil-Asliyye, II, 175; III, 494, 507, 582;
150
IV, 391; V, 258; VII, 637. 691; VIII,
Gazncli Sultan Mahmud, III, 529
515; IX, 80
Gaznevî, V, 173; XI, 77
el-FütûfâtU l-Kudsiyye fi erhil-Mukad-
Gfâr, IV, 52, 68; IX, 68, 226; X, 127
dimeti 1-Acttrrûmyye, I, 100
NDEKS 321

Grnata, V, 331 IV, 675, 676, 677, 681; V, 526; X, 1 15,

gybet, 1 174, 184, 674; II, 250; VI, 386, 160

726; VH, 631, 632; IX, 299, 300, 301, Hadramut, VI, 231; VII, 80; IX 136
303, 305, 306, 307, 308, 701 Hadura ahalisi, VI, 27

göçeen kuu, VII, 31, 40 Hafsb. Ebül-Âs, IX, 132

Gunm b. Avf, IV, 79 Hafsa, VII, 545, 5%; X. 200. 201, 203.

güvercin, I, 697; III, 720; VII, 31 209, 210, 212, 224

güzel ahlâk, I, 90, 108, 240, 298, 561, Hakâiku't-Tefsr, 1, 30, 48, 62, 145; II, 99,

562, 701; II, 334, 402, 433, 570. 577. 307; VI, 412. 663. 673. 715. 726. 733;

725; III, 35; V, 141; VI. 293, 356, 552; VII, 20, 69, 77, 92, 144, 156, 164, 176,

VII, 163, 305, 307, 554, 560, 594, 711; 188, 236, 256, 272, 302, 318, 329, 426,

VIII, 17, 36, 366, 579; IX, 272, 381, 430, 442. 473, 482, 490; VIII, 47. 50,

466. 554; X, 64, 214, 261, 262, 263, 68, 148, 399, 501, 518, 615, 631, 652,

582, 609, 687 676: IX, 264, 297, 305, 355, 374. 707;

X, 44, 131, 160, 176, 618, 620, 622,

M XI, 97

Hakâiku ’l-Te'vîl, I, 145; VI, 33, 401


Habbâb b. Eret, II, 34; III, 141; V, 364,
hakikat ehli, I. 28. 34, 58, 205, 358; II,
571; IX, 291; X. »24
349, 398: III, 202: IV, 237: VII, 438,
Habei, 1, 134
601, 624; VHI, 694; IX, 369, 3%, 563,
Habeistan, II, 304, 498, 302; III, 22;
567; X, 485, 508
IV, 600; V, 61. 62. 241; VII, 204, 208.
Hakîm et-Tirmizî, 1, 45, 60, 66, 137, 246,
280; X, 421; XI, 147, 148, 149
298; II. 22. 25: III, 121, 216, 311; IV,
Habei iler, IV, 30o: V', 241 452
,

136, 372, 374, 526, 527; V, 48, 561,


Habîb en-Neccâr, VI, 573; VIII, 114,
562; VI. 102. 363, 364, 373; VII. 423,
119, 120, 121, 122, 123
565, 701, 703; VIII, 496, 572, 741; IX,
Habîb- Acemi,
i I, 126; IV. 555; VII, 158
:n, 252, 253, 372, 373, 550. 565, (430,
Habib* bint Zeyd, II, 395
601. X, 66, 67, 68, 469, 470, 471, 476;
Hâbil, II. 13, 665, 666, 667, 668, 669,
XI, 2-1, 52,95, 207, 211
670, 671, 673, 674; VIII, 216; IX, 531;
hakka '1-yakîn, I, 125, 328, 342; EL, 500,
X, 358; XI, 217
577; III, 237; IV, 180, 588; V, 307;
Haccâc- Zalim, VI, 203, 666; VII, 96,
VII, 52, 100; X, 318, 320; XI, 131
158; VIII, 752; IX, 309;
hal lisan, II, 232; IH, 364; IV, 563; VIII,
Hâcer (Hz.), II, 151; III, 186, 467, 468;
463; IX, 539
,

322 NDEKS

Halid b. Abdullah el-Kasrî, VII, 153 553, 593, 594, 595, 597, 598, 608, 609,

Halid b. Hizam, II, 502 610, 613, 636, 646, 647, 726. 728, 731;

Halid b. Sinan, II, 654; V, 17 II, 32, 34, 41, 85, 91, 111, 124, 148,

Halid b. Veiîd, I, 1%; II, 197, 218, 219, 149, 158, 166, 172, 178, 316, 350, 363,

718; IX, 131, 243, 244, 278, 291, 447; 364, 365, 366, 367, 368, 369, 370, 371,

X, 359, 420 378, 381, 384, 410, 434, 436, 491, 524.

Hallâc- Mansûr, I, 122, 325, 692; II, 527, 578, 582, 583, 588, 607, 608, 609,

121, 216; III, 155, 212, 571, 582; IV, 610, 61 1, 614, 615, 616, 617, 619, 620.

144, 643; V, 721: VI. 339; VII, 164, 621, 623, 624, 659, 662, 675, 678, 692.

230; IX, 223 694, 6%, 703, 730, 731, 741, 748, 749;

Hâm, I, 507; III, 55; IV, 306; V, 452; III, 18, 24, 25, 30, 31, 32, 33, 34, 36,

VII, 268; VIII, 199 37, 38, 39, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 55,

Hâmân, 1, 490; III, 435; V, 640, 739; VII, 162, 235, 238, 239, 240, 267, 268, 269,

134, 136, 137, 140, 146, 183, 184, 185, 270, 271, 275, 276, 277, 278, 279, 280,

253, 290, 291; VIII, 478, 491,492 281 282, 285, 286, 289, 290, 291, 337,
,

hamdele, 1, 479 346, 348, 349, 350, 351, 356, 367, 368,

Hamdûn el-Kassâr, IV, 716; VI, 559; 369, 399, 465, 469, 470, 481, 516, 566,

VIII, 501; IX, 34 634, 647, 666, 698, 700, 703, 712, 71?.

Hammâd, VII, 414 714, 715, 716; IV, 145, 198, 199, 266,

Ha irme bini Cah, VI, 397 297, 343, 350, 404, 492, 670, 674, 675,

el-Hûrnn//etii 7- Z zcl iyye, 1, 137 739, 744, 747; V, 22, 23, 53, 54, 55,

Hamza (Hz.), II, 212, 718; III, 242; V, 88, 101, 152, 153, 154, 159, 160, 213,

163, 164; VII, 538; VIII, 337, 375, 2 1 4, 2 1 6, 2 50, 266, 305, 4 1 7, 4 1 9, 423

415; IX. 291; X. 718 687, 715; VI, 132, 210, 211, 212, 217.

Hamza, I, 598; II, 705; III, 443; VI, 1%, 235, 270, 280, 356, 384, 386, 420, 423

656 427. 428. 432, 448, 504, 548, 556, 593

Hanîf dini, VIII, 621 606, 610, 616, 700; VII, 51, 126, 127

Hanif olmak, XI, 91 145, 233, 336, 382,410, 412. 413, 414

Hani feou ilan, II, 718; IX, 231 431. 432, 512, 569, 595, 606, 607, 699

Hartne bint Fâkuzâ, II, 68 700; VIII, 31, 53, 75, 277, 289, 343.

haram, I, 26, 29, 33, 41, 44. 46, 53, 54, 416, 483, 524, 565; IX, 4b, 80, 117,

56, 110, 159, 199, 253, 367, 368, 379, 125, 173, 245, 296, 297, 301, 306, 373,

390, 419, 433, 443, 506, 507, 508, 509, 439, 661, 662, 667, 670; X, 91, 167,

512, 513, 514, 515, 529, 544, 545, 552, 1 78, 199, 200, 202, 203, 204, 205, 206,
INDKKS 323

207, 209, 210, 21 2, 232, 333, 502, 520, 692, 693, 694; VI, 72, 76, 310, 311,

546, 548, 688, 694, 713; XI, 1 1, 23, 52, 312, 568, 569, 629, 631, 634, 648, 649;

106, 127, 137, 147, 154 VII, 180, 181. 182, 198, 234, 545, 629;

Hârân, III, 186; VI. 94, 95 VIII, 223, 224, 226; IX, 292, 502, 655;

Harem, I, 557, 558; II, 12, 152, 424, 610, X, 13, 65, 225, 539

612; III, 38, 40, 44, 45, 347, 667, 713, Hârûnürreid (Abbasi halifesi), VIII,

749; IV, 734; V, 169, 173; VI, 330; 720


VII, 45; IX, 245, 669; XI. 155, 184 Hârût, I, 9. 142, 397. 398, 399, 400, 402;

Harirî, II, 73; V, 168 IV, 220

Hâris b. Abdülmuttalib, III, 691 Has'an, VII, 668, 676; XI, 147

Haris b. Avl, VII, 521, 522 Haan (Hz.), I, 71, 72, 73, 94, 108; V,

Hâris b. Ebû Drâr, X, 126 262; VII, 595, 608, 609; VIII, 663; X,

Hâris b. Hiâm, III, 622; 593 130, 468

Hâris-i Muhasibi bk. Muhasibi Haan Azzuzî, I, 72, 73, 81, 82, 87, 97,

Hâris b. Rebîa b. Esved, III, 624 99, 104, 105, 130, 131, 134, 143; V,

Hâris b. Samt, X, 22 613; VI, 193

Hâris b. Süvevd el-Ensari, II, 138, 139 Hasan- Basri, I, 26, 37, 126, 570; II, 73.

Hâris b. Talâtile, IV, 759, 760 74, 117, 204, 296, 353, 411, 429, 435,

Hâris b.Zeyd, II, 50, 485 676; III, 131, 622, 713; IV, 528, 555,

Harise, II, 191; III, 516; VII, 99, 100; IX, 685; V, 43, 226, 386, 448, 599, 698;

149 VI, 31, 70, 116, 129, 130, 150, 167,

Hârise b. Sa'lebe, VII, 676 169, 299, 318, 355, 381, 449, 478, 579,

Hâriseoullan, II, 191, 192; VII, 527, 604, 607, 608, 654, 678, 718; VII, 22,

530 77, 158, 299, 320, 349, 354, 387, 412,

Harran, VI, 95; VII, 280 417, 476, 483, 569, 595, 655; VIII, 74,

Harrâz bk. Ebû Said-i Harrâz 75, 121, 180, 232, 234, 240, 250, 277,

Harube, VII, 664; 1, 246, 322, 659; II, 68, 290, 306, 325, 472, 495, 554, 576, 658,

586; 742; IX, 21, 31, 109, 121, 127, 165,

Harun (Hz.), I, 245, 322, 324, 659, 660; 240, 258, 260, 268, 270, 309, 337, 338,

II, 663; III, 184, 185, 186, 418, 420, 367, 378, 394, 463, 516, 542, 545, 582,

423, 439, 440, 448, 454, 455, 456, 458; 622, 668, 689; X. 67, 87. 113, 157,

IV, 218, 219, 226, 228, 230; V, 174, 205, 209, 224, 290, 312, 350, 395, 401,

504, 505, 530, 532, 542, 623, 624, 625, 407, 421, 425, 517, 545, 592, 616, 639,

634, 635, 637, 638, 639, 643, 647, 658, 658, 693; XI, 17, 47

664, 665, 666, 667, 668, 685, 690, 691, Haan el-Cebertî, I, 83
324 NDEKS

Haan b. Fazl, X, 613 Hâiyetii '-ihâb, 1, 133, 574; II, 99, 311;

Haan el-Müsennâ, I, 73 III, 84, 131, 191, 622; IV, 510; V, 266;

hasbele, I. 479 VI, 549

hasenâtül-ebrâr, 1, 443 hayet, II, 41; III, 339, 498, 528, 538,

haset, I, 245, 264, 306, 308, 378, 406, 548; IV, 1 08, 575; V, 605; VI, 44, 324,

414, 470, 586, 587, 675; II, 10, 45, 327, 482; VII, 566; VIII, 64, 66, 67.

1 17, 1 20, 1 62, 388, 427, 428, 430, 431, 81, 378, 454; IX, 314, 349, 352, 6&3;

433, 463, 668, 670, 671, 709, 729, 748; Hatal, X, 373, 374

III, 106, 120, 247, 293, 496, 7.33; IV, Hâhh b. Fbû Beltea, II, 443; X, 53

164, 383, 399, 404, 406, 731; V, 268, Hatice (Hz ), II, 70, 81; VII, 508; X, 225,

308, 459; VI, 1 13, 187, 313, 336, 409, 412, 413; XI, 45

420, 541, 551; VII, 80. 238, 382, 388; Hatim ei-Esam, X, 131

VIII, 262, 264, 266, 511, 512, 617, Hâtim-i Tâî, I, 406; VIII, 84

664, 699; IX, 73, 197, 232, 307, 395, havariler, II, 93, 94, 95; III, 68, 69, 70;

431, 467, 497, 569, 645, 659; X, 31, IV, 56; X, 92, 96, 97

197, 260, 290, 291, 298, 426, 508, 640, havassül-havas, I, 112, 148; III, 311),

688; XI, 213, 216, 217, 218, 222, 223 444, 548, 655; IV, 202; V, 156; VII,

Hassân b. Sabit, I, 598; VI, 397, 398, 567, 661

399, 730, 731; IX, 273, 274 havâttr, I, 278; III, 267, 580; IV, 143.

Hâim, VIII, 555; XI, 155 235, 236, 251; V, 279; VII, 525; IX,

Hâimî b. Acibe, 1, 72 25. 29

Hâimoullan, III, 245 havf, I, 707; III, 181. 377; IV, 135, 351;

hair, IV, 718 VI, 605; VII, 677; VIII, 66, 409

Hûiye alâ Muhtasar Halîl, I, 100 havkale. 1, 479

Hâiyetii eyhzâde, I, 133; II, 99 Havle, I, 540; VI, 394

Hâiyetü 1-Fâsî, 1, 18, 134, 136, 239, 453; Havle bint Cafer el-Hanefiyye, VI, 607
II, 349, 447, 568; III, 216, 256, 459, Havle bint Hakim es-Sülemî, VII, 592

473; IV, 48, 71; V, 96, 260, 539; VI, Havle bint Sa'lebe b. Mâlik el-Hazrecî

40, 45, 155, 168, 193, 541, 599, 672; IX, 661

Vn, 24, 341, 436; VIII, 105, 436, 613, havra, VI, 226

653; IX, 50, 110, 193, 322, 373, 523, Havva (Hz.), I, 142, 301, 302, 303, 567;

706; X, 154, 176, 205, 304 II, 312, 666, 667; III, 334, 335, 336,

Hâiyetü 1-Konev, I, 57, 133, 324; III, 337, 519, 520, 521, 522; IV, 400, 682.

443; IV, 510; V, 18, 331, 346, 448 V, 100, 715, 716, 717, 718, 724, 725;
1 1

NDEKS 325

VII, 353; VIII, 346, 347, 420; IX, 310, 198, 199, 348, 349, 354, 355, 356, 474,

314; XI, 28 487, 492, 4%, 503, 510, 536; V, 54,

HayâtüVHayevân, V, 196; VIII, 200 55, 88, 100, 101, 152, 153, 158, 159,

Hayber, II, 29, 117, 178, 692, 693, 710; 160, 166, 209, 214, 220, 348, 350, 441,

Di, 484; IV, 112; V, 23; VII, 521, 545, 639, 677, 681, 687, 694; VI, 210,

543; IX, 213, 230, 237, 238, 239, 243, 212, 225, 279, 280, 317, 320, 386, 394,

255; X, 14, 15 395, 426, 428, 503, 505, 508, 518, 593,

Hayr en-Nlessâc, 1, 526, 527; VI, 132 701; VII, 17, 44, 67, 147, 233, 262,

Hazar, V, 241, 404 281, 413. 417, 510, 557, 560, 565,

Hazrec, I, 368; II, 157, 162, 192; III, 637; 568, 570, 578, 589, 590, 591, 593, 594,

VII, 668, 676; IX, 285, 286, 31 395, 599, 600, 601, 605, 619, 660, 689;

Hazreciyye, I, 82 VIII, 31, 75, 282, 296, 472; IX, 46, 72,

Hâzûrâ, VI, 231 173, 245, 298, 380, 419, 458, 592, 633,

Hedhâd, VII, 49 653, 670, 671; X, 70, 71, 72, 74, 77,

helâl, 1, 25, 26, 27, 29, 33, 41, 46, 54, 109, 199, 200, 204, 205, 206, 207, 407, 408.

110, 1 59, 198, 199, 21 8, 235, 300, 317, 502, 685, 688, 71 1, 71 3; XI, 1 0, 1

322, 344, 397, 400, 428, 491, 506, 507, d-Hemziyye fi Mehdi Hayri 1-Beriyye, I,

508, 509, 513, 515, 538, 539, 543, 545, 80

557, 569, 595, 614, 620, 621, 622, 623, Hendek Sava», I, 640; II, 53; III, 630;

624, 625, 626, 627, 710, 721, 726, 727, VI, 511; VII, 501, 520, 521, 524, 529,

728, 729, 730, 731, 733; II, 32, 85, 91, 530, 541; VIII, 123; IX, 226, 673; XI,

111, 123, 148, 149, 199, 286,316, 318, 13

319, 331, 335, 350, 355, 356, 357, 363, Heredîs, V, 438

367, 368, 369, 370, 371, 372, 378, 379, Herevî, I, 137, 219; III, 457, 458, 459,

381, 382, 384, 418, 435, 436, 453, 479, V, 478; VI, 470; VII, 713; VIII, 563,

488, 490, 510, 512, 516, 527, 578, 582, 612; IX, 190

583, 607, 608. 609, 61 0, 6 11 , 61 2, 620, Herim b. Hayvan, IV, 553; V, 590
621, 623, 624, 625, 626, 627, 667, 671, Hermes, V, 438
693, 703, 741; III, 24, 25, 26, 30, 32, hevâ sevgisi, I, 499, 500; X, 426

34, 36, 37, 42, 55, 180, 235, 237, 238, Hevâzin, III, 676, 690, 692, 713; IV, 592;

239, 269, 271 , 275, 276. 280, 282, 286, VII, 521; VIII, 702; IX. 240; XI. 183

399, 401, 465, 469, 567, 584, 585, 610, hristiyan, 1,415; II, 6, 103, 112, 131; III,

643, 646, 647, 667, 698, 703, 709, 713, 707; VII, 336

715, 716, 751; IV, 29, 95, 137, 145, hristiyanlar, I, 237, 341, 373, 414, 415,
326 NDEKS

419, 424, 429, 430, 449, 453, 455, 456, Hikem, 1, 18, 65, 66, 81, 84, 102, 108, 1 1 1.

518, 585; II, 16, 44, 108, 110, 119, 1 19, 136, 217, 229, 256, 291, 298, 377.

123, 129, 142, 153, 168, 378, 598, 646, 425, 444, 467, 503, 510, 546, 589, 652,

650, 651, 652, 654, 699, 724, 735, 741; 687, 695, 705; II, 27, 47, 101, 217,

III, 15, 22, 24, 466, 702; IV, 523, 614, 233, 255, 271, 288, 297, 398, 414, 423,

677, 729; V, 495, 511, 512, 584; VI, 457, 490, 529, 545, 568, 577, 598, 647,

22, 146, 190, 193; VII, 306, 334, 335, 649, 711, 712, 721, 725, 726, 752; III,

435, 583, 584, 618; VIII, 211, 262, 26, 49, 98, 118, 155, 166, 170, 176,

621, 623, 726, 730; IX, 258, 650, 658; 21 2, 21 8, 229, 323, 338, 340, 342, 358,

X, 91; XI, 90 376, 381, 509, 515, 549, 592, 737, 747;

Hristiyanlk, II, 114, 472, 623, 744; VI, IV, 37, 169, 180, 210, 212, 226, 229,

190 231, 244, 247, 248, 299, 315, 340, 373,

hrs, I, 265, 338, 370, 387, 388, 450, 635, 416, 435, 506, 534, 536, 548, 559, 567,

664, 720; II, 53, 237, 542; III, 121, 573, 585, 588, 598, 637, 638, 654, 665,

122, 346; IV, 240, 241, 501, 524, 598; 670, 727, 735. 740, 747; V, 15, 17, 31.

V, 56, 165, 192, 269, 329, 350, 730; 60, 85, 107, 136, 221, 244, 277, 349,

VI, 239, 535, 624, 626, 672, 706; VII. 361, 407, 435, 445, 484, 489, 528, 578,

205, 209, 275, 489, 708; VIII, 56, 757; 588, 594, 606, 635, 708, 728; VI, 46,

IX, 84, 132, 248, 315, 351, 395, 449, 66, 111, 119, 120, 176, 183, 194, 199,

450, 577, 626, 671; X, 17, 29, 32, 162, 236, 273, 320, 399, 456, 472, 498, 522,

329, 331, 425. 426, 520, 655, 713 523. 558, 588, 679, 733, 734; VII. 41.

Hzr, II, 173, 632; IV, 349, 487, 488; V, 59, 148, 224, 229, 245, 399, 567, 633.

403, 404, 405, 406, 407, 408, 409, 41 1, 662; VIU, 21, 24, 29, 39, 48, 49, 64,

412, 413, 414, 415, 416, 417, 418, 420, 68, 91, 275, 284, 289, 356, 386, 387,

421, 422, 423, 424, 425, 426, 427, 428, 413, 444, 591, 599, 686, 758; IX, 82,

429, 430, 431, 432, 433, 434, 435, 436, 84, 85, 117, 183, 322, 422, 433, 497,

438, 440; VI, 663; VII, 68; VIII, 226, 517, 569, 586, 611, 612, 646; X 20,

227; IX, 188; 37, 88, 450, 458, 601, 714

Hzktl b. Habûrâ, VI, 658; VII, 157; hilafet, II, 67; V, 621; VII, 230; IX, 522,

VIII, 483 636; X, 258

hzlan, I, 260, 392, 465; II, 43; III, 89, 95, hilâl, 1, 546

249, 251, 508; IV, 701; VI, 624; VII, Hilâl kabilesi, VI, 394

491; VIII, 139, 160; IX, 483, 493; X, Hilâl b. Ü mey ye, IV, 77, 99; VI, 394

340, 635; XI, 1% Hilâl b. Yesâr, I, 246


NDEKS 327

bilim, I, 92, 237, 238, 390, 550, 702, 704; 318, 319, 320, 321, 322, 323, 324, 326,

111, 52, 283, 535, 598; IV, 138, 377, 327; V, 538; VI, 301, 303, 304, 305,

383, 646; VII, 307, 454; VIII, 93, 209, 308, 378, 686, 687, 688, 689, 691, 692,

366, 576, 579; IX, 626, 655; X, 262 710; VII, 190, 289, 668; VIII, 201,

Hilyet UT Evliya. I, 36, 45, 60, 66, 138, 267, 392, 554; IX, 135, 136, 137, 138,

604; II, 41, 201, 254, 262, 394; III, 470, 491; X, 365. 707

141, 440, 458; IV, 111, 136, 236, 380, Hûd kavmi, IV, 324, 333, 354, 356; VI,

762; V, 225, 262, 414, 562, 721, 729, 572; IX, 504

739; VI, 63, 94. 100, 102, 150, 261, Hudeybiye, I, 552, 595; II, 612, 661, III,

339, 373, 382, 383, 549, 563; VII, 20, 38, 651, 671, 676; IV, 589; VII, 310,

91, 164, 246, 435, 473, 535, 578, 633, 336; IX, 212, 213, 222, 226, 229, 230,

660, 661; VIH. 64, 142, 182, 188, 448, 231 236, 237, 238, 243, 244, 245, 246,
.

627, 645, 732; IX, 81, 168, 169; X. 87, 249, 254, 276; X, 70, 71

1 12, 116, 268, 647, 687; XI, 40, 46, 69 hullet, IV, 610; IX, 212, 213, 222, 226,

Himyer, II, 319; III, 468; VI, 60; VII, 229, 230, 231, 236, 237, 238, 243, 244,

667; IX, 332, 333; X, 358 245, 246, 249, 254, 276

Hind bint Ebû Cehil, X, 74 Hu ney n, III, 690, 713

Hind bint Utbe, II, 219; IX, 307; X, 76, Huneyn Sava, III, 689, 690, 691, 743;

77 IV, 80; VIII, 156, 702; IX, 240

Hindistan, IV, 303, 305; V, 241, 725; VI, huÛ, I, 256, 313, 314, 352, 353, 419, 640,

299; VII, 457; X, 358; XI, 44 641; II, 82, 305, 330, 576; III, 306,

Hint, III, 202; VI, 289; IX, 523; X, 260 327, 329, 339, 539; IV, 108, 157, 288,

Hira, II, 670; IV, 227; V, 348; IX, 438; 383, 510; V, 222, 225, 312, 542; VI,

XI, 69 244, 276, 278, 279, 280, 281, 607; VII,

Hirakl, VIII, 58 17. 164, 298, 300, 304, 371, 479, 555,

Hiâm, II, 488 556, 557, 645, 660; VIII, 49, 183, 339,

Hiâm b. Abdülmelik, VI, 718; VIII, 454; IX, 347, 349, 631; X, 43, 536,

109; IX, 34 671; XI, 94, 95, 97, 107

Hiâm b. Amr, III, 551 Hutam b. Düboy'a, II, 611, 612

Hiâm b. Âs, X, 73 Huvevtb b. Abdülu/.zâ, VI, 444; IX,

el- Hizbin -Kebîr, I, 698; III, 464; IV, 372; 249


X, 290 Huy ey b. Ahtab, II, 126, 128, 279, 424;

Hûd (Hz.), III, 385, 387, 388, 389, 390, IV, 194; VII, 521; X, 14

391, 392, 405; IV, 25, 216, 217, 317, Huzevfe, I, 157, 384, 413; II, 116, 166;
328 NDEKS

III, 298; IV, 33; V, 241, 272; VI, 143, bn Abbâd, I, 144; II, 646, 647, 725; III,

382; VII, 111; VIII, 354; IX, 21, 293; 509, 515, 517; V, 594; VI, 120, 121,

X 217 122; VII, 246; VIII, 24, 64, 65, 68,

Hümeysa, VII, 668 578; X 601

hümûd, VI, 601 bn Abbâd en-Nefzî, I, 137; VI, 558,

hürriyet hali, IV, 87; V, 178 560; VII, 245

Hüseyin (Hz.), II, 72, 108; V, 262; VI, bn Abbas bk. Abdullah b. Abbas
617; VII, 553, 572, 608, 609; VIII, bn Abdüiber, 47, 584; II, 41, 81,
I, 82,

406, 634. 663; X, 158. 468. 469 104. 515; III, 234; VI, 398; VII. 592;

Hüseyin b. Fazl, VI, 669; IX, 531 VIII, 66, 68, 176; IX, 278, 296, 297,

Hüseyin el-Hacûci, I, 72 600


Hüseyin er-Râzî, IX, 707; VI, 560 bn Abdülhakem, IV, 47
Hüsrin-Mthâdara, V, 241 bn Acibe, 14, 15, 17, 18.
I, 19, 34, 35,

Hüveylid kz Hatice, II, 81; X 225 37, 39, 40, 42, 47, 48, 52, 63, 64, 66,

Hüzeyl, IX 447, 470; X, 360 67, 71, 72, 73, 74. 75, 76, 77, 78, 79,

Hüzevme b. Sabit, IV, 119 80. 81, 82, 83, 84, 85, 87, 89, 90, 91,

92, 93, 94, 96, 97, 98, 99, 100, Ul,


102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109,

I- 110, 111,112, 113. 114. 115, 116, 117,

iblis, I, 172, 178, 183, 300, 302, 303, 664; 1 18, 119, 120, 121, 123, 124, 125, 126,

II, 33, 353, 425. 671; III, 325, 326, 327. 127, 129, 130, 131, 132, 133. 134, 135,

136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143,


328, 329, 331, 332, 333, 335, 336, 337,
144, 145, 146, 147. 148, 149, 150, 151,
339, 466, 471, 321, 593. 594, 623; IV,
152, 203, 206, 238, 239, 240, 24Z 252,
87, 425, 652, 718, 719, 720, 721, 722,
256, 326, 359, 372. 380. 453. 495, 502,
723. 724. 725, 726, 727, 728, 730; V,
506, 565, 600. 647, 691, 731, 752; II,
104. 248. 249. 250. 253, 391, 392, 393,
2, 16, 73, 109, 175, 176, 198, 205, 233,
394, 3S5, 435, 576, 714, 715, 716, 728;
261, 288, 296. 323, 343. 349, 423, 425,
VI, 113. 114, 115, 116, 117, 533, 557,
447, 473, 568. 590. 652, 714, 721, 725,
574, 674, 675, 676, 679; VII, 234, 615,
736, 740; III, 76, 142, 155, 168, 256,
677, 678. 679, 680, 713; VIII, 326,
281, 331, 363, 375. 376, 381, 407, 458,
327, 328, 329, 330, 331, 332, 333, 367,
471, 473, 479. 494, 503, 505, 507, 582,
565, 569; IX 128, 329, 521; X, 195, 585, 592, 675, 676, 737, 747, 750; IV,

196, 358, 368, 373, 524; XI, 44, 217 75, 102, 108, 113, 131, 156, 169, 211,
NDEKS 329

21 9, 229, 244, 248, 254, 263, 265, 267, 469, 471, 490, 492, 495, 501, 507, 515,

294, 301, 305, 333, 371, 379, 382, 391, 516, 517, 558, 566, 571, 613, 627, 643,

405, 408, 424, 429, 430, 439, 480, 487, 649, 651, 653, 693, 744, 745, 750, 753;

508, 515, 519, 529, 530, 567, 585, 605, IX, 24, 36, 50, 57, 58, 80, 83, 103, 1 Ü,
61 1, 637, 644, 657, 660, 672, 724, 725, 111, 115, 123, 125, 131, 147, 154, 177,

730, 731, 735, 745, 768; V, 19, 41, 180, 183, 189, 190, 193, 208, 233, 240,

44, 62, 83, 91, 93, 96, 107, 146, 173, 242, 253, 271, 278, 280, 284, 288, 298,

174, 176» 178, 212, 221, 240, 241, 250, 304, 334, 342, 348, 350, 368, 373, 380,

258, 283. 287, 297. 303. 306. 315. 31 6. 382, 383, 4Ü3, 416, 421, 461, 465, 470,

340, 341. 343, 346, 363, 393, 399, 404, 475, 487, 523, 524, 533, 565, 581, 591,

410, 419, 424, 426, 438, 446, 452, 463, 601, 610, 612, 613, 622, 623, 628, 646,

473, 474, 491, 492, 518. 529, 557, 563, 647, 671 691 706; X, 2, 31, 39, 44, 45,
, ,

573, 579, 583, 594, 598, 599, 604, 605, 48, 50, 87, 88, 115, 154, 176, 203, 223,

606, 608, 613, 621, 638, 641, 645, 653, 304, 313, 340, 355, 370, 373, 395, 426,

661, 681, 697, 720, 728, 735; VI, 16, 449, 460, 470, 477, 480, 523, 525, 537,

33, 40, 60, 64, 66, 91, 117, 122, 125, 549, 559, 566, 632, 639, 682; XI, 2, 1 1,

130, 143, 146, 149, 150, 151, 153, 156, 50, 223, 225

193, 204, 211, 222, 232, 241, 242, 243, bn Aclân, VI, 437
270, 281, 296, 304, 314, 341, 358, 412, bn Âcurrûm, 100 I,

427, 456, 469, 497, 523, 541, 580, 588, bn Arafe, 40, 136; V, 491, 613; VI, 32,
1,

604, 620, 654, 665, 672, 686, 734; VII, 193, 234, 269, 470, 594, 652; VII, 84,

16, 20, 34, 38, 81, 120, 163, 177, 224, 200, 565, 566; VIII, 20, 91, 107, 195,

233, 247, 264» 288, 297, 305, 31 1, 339, 221, 417, 479, 481, 494, 495, 528, 585,

352, 355, 364, 371, 379. 383, 410, 413, 613, 616; IX, 41, 74, 90, 95, 1 17, 130,

427, 440, 441, 454, 469, 484, 491, 516, 131, 280. 298; X, 80. 81, 86. 202, 254,

558, 559, 565, 566, 578, 585, 593, 597, 309, 563, 698; XI, 54, 102, 127

614, 616, 621, 637, 652, 655, 656, 668, bn Ardûn, V, 438 1

672, 676, 691, 701, 705; VIII, 16, 24, bn Asâkir, II, 90, 462, 652, 720; III, 142,

29, 31, 47, 48, 49, 53, 59, 79, 85, 103, 599; V, 225, 440, 441, 618, 716, 717;

104, 105, 107, 128, 145. 147, 148, 180, VI, 574; VII, 50, 159, 172, 598, 703;

191, 216, 220, 221, 222, 226, 233, 242, VIII, 131, 336, 745

244, 245, 246, 247, 283. 288, 313, 315, bn Âsim, 81I,

344, 356, 373, 375, 379, 399, 417, 427, bn Âur-i Fâsî, XI, 73
433, 434, 436, 438, 446, 455, 459, 467, bn Ât, II, 515
330 NDEKS

bn Atâ el -Edem», III, 749, VII, 329, 713, 714; III, 22, 59, 82, 256, 284.

430, 482 407, 497, 645, 646, 672, 673, 710, 726;

bn Atâuilah- skender!, I, 14, 18, 50, IV, 15, 62, 115, 116. 125, 134, 150,

51 , 65, 66, 95, 102, 1 07, 1 11 , 1 19, 1 36, 156, 170, 171, 174, 177, 178, 200, 235,

144, 203, 217, 229, 256, 291, 339, 377, 282, 306, 312, 320, 337, 358, 366, 371,

408, 409, 425, 444, 467, 503, 589, 695, 381, 382, 414, 433, 434, 450, 452, 466,

705; II, 27, 47, 101, 232, 271, 288, 474, 484, 508, 514, 515, 528, 529, 530,

398, 414, 423, 457, 490, 529, 545, 568, 569, 570, 606, 691, 704, 712, 724, 725,

592, 598, 649, 712, 721, 725, 726, 752; 729, 731, 734, 743, 746; V. 29. 48. 60.

III, 26, 93, 98, 118, 146, 155, 166, 62, 93, 120, 122, 141, 144, 225, 226.

170, 176, 193, 212, 218, 229, 230, 231, 249, 251, 267, 303, 331, 355, 363, 364,

323, 338, 340, 358, 376, 381 , 509, 51 5, 394, 429, 500, 534, 535, 539. 658, 692,

737, 747; IV, 37, 126, 180, 210, 212, 697; VI, 32, 149, 168, 188, 303, 352,

226, 229, 244, 247, 299, 315, 340, 373, 356, 470; VII, 20, 117, 153, 200, 202,

416, 430, 435, 506, 524, 534, 536, 559, 236, 274, 300, 311 , 334, 335, 368, 369,

567, 573, 585, 588, 598, 623, 637, 638, 422, 468, 469, 488, 507, 538, 565, <>83;

654, 665, 670, 727, 740, 747; V, 15, VIII, 52, 56, 57, 58, 72, 135, 142, 165,

31, 60, 76, 104, 107, 136, 221, 244, 1 76, 1 80, 1 95, 217, 221, 288, 315, 385,

277, 346, 349, 350, 361 , 382, 383, 407, 438, 446, 487, 550, 602, 603, 700, 707,

435, 445, 484, 489, 528, 578, 588, 594, 747; IX, 68, 110, 121, 122, 123, 165,

604, 606, 635, 708. 720, 721, 728; VI, 194. 212. 261. 262, 2%, 327, 457, 459,

46, 66, 111, 120, 162, 176, 183, 199, 464, 478, 479, 482, 522, 523, 550, 558,

236, 273, 320, 399, 456, 457, 472. 498. 559, 592, 609, 630, 673; X, II, 13, 36,

522, 558, 588, 679, 720, 733; VII, 59, 58, 59, 64, 73, 153, 159, 175, 215, 223,

81, 148, 165, 223. 224, 229, 245, 383, 254. 312, 313. 345, 354, 379, 384, 406,

399, 567, 653, 662; VIII, 21, 24, 29, 491, 538, 541, 555, 653; XI, 29, 56,

39, 48, 64, 65, 91, 173. 275, 284, 289, 126. 127, 168

356, 386, 387, 393, 413, 444, 591, 599, bn Aziz, II, 81; XI, 163

645, 671, 686, 758; IX, 84, 117, 167, bn Bahr, III, 622
183, 322, 381, 422, 433, 497, 51 7, 569, bn Berrecân, 38 1,

586, 611, 612, 646, 688, 689; X, 20, bn Cerir et-Taberi, I, 26, 59, 135; III,

88, 300, 450, 458, 601, 714; XI, 66 52, 660; VI, 616; VII, 1%
bn Atyye, I, 18, 40, 134, 135, 574; II, bn Cüreyc, II, 670; IV, 137; VII, 55,

192, 305, 384, 587, 672, 676, 689, 695, 124, 152; IX, 260
NDEKS 331

bn Cüzey, 1, 83, 133, 134, 135, 214, 226, 50, 1 17, 126, 142, 191, 259, 419, 483,

235, 236, 244, 245, 479, 485, 486, 495, 521, 531; IV, 32, 47, 70, 81, 206, 508,

501, 502; II, 245, 246, 260, 313, 315, 523, 550, 691; V, 46, 234, 378, 466,

336, 337, 344, 347, 354, 373, 374, 386, 538, 543, 551, 603, 666, 721; VI, 59,

397, 467, 548, 612, 613, 623, 624, 668, 1 07, 11 5, 1 74, 202, 495, 497, 533, 553,

675, 676, 681. 689, 744; III, 76, 168, 651, 656, 723, 731, 732; VII, 22, 25,

240, 259, 377, 379, 380, 389, 429, 48, 117, 118, 120, 122, 123, 172, 238,

434, 442, 470, 4%, 497, 502, 504, 241, 244, 267, 354, 390, 475; IX, 440

505, 521, 525, 538, ,545, 557, 591, 601, bn Fbû Leyla, IX, 145

660, 695, 702, 726, 746, 747; IV, 44, bn Ebû ey be, I, 44, 156, 246; II, 622,

82, 95, 102, 103, 125, 149, 150, 155, 665; VIII, 69, 70; XI, 45

1 83, 256, 288, 320, 324, 343, 345, 346, bn Ebû Zeyd, I, 80, 86; II, 620; III, 82

359, 381, 382, 428, 429, 468, 505, 532, bn Ebü'd-Dünyâ, I, 60, 67, 317, 351,

544, 605, 634, 636, 672, 674, 71 1, 756; 664; II, 180, 262, 677; III, 118, 458;

V, 36, 66, 93, 94, 143, 144, 161, 162, IV, 220, 380, 387, 416, 550; V, 478,

1 64, 1 75, 233, 240, 331, 399, 404, 573, 535, 589; VI, 98, 135, 261, 539; VII,

661; VI, 64, 84, 122, 175, 182, 187, 268, 632; VIII, 64, 146, 151, 624, 627;

1 88, 208, 217, 341, 342, 352, 434, 435, IX, 39, 169, 224, 294, 298, 299, 300,

446, 463, 470, 593, 639, 654; VII, 218, 303, 308, 309, 482

272, 292, 546, 547, 593, 623, 624, 683; bn EbüH-Fazl el-Mürsî, I, 38

VIII, 507, 627, 661, 662, 664; IX, 283, bn Gâzî, 86; III, 41
I,

284, 347, 348, 443, 547, 548, 589, 591, bn Hacer, I, 40, 110, 138, 141, 151,

666, 667; X, 49, 167, 168, 169, 170, 400, 453, 512, 540, 647, 648; II, 70,

1 73, 1 74, 1 84, 1 85, 1 86, 202, 203, 259, 73, 173, 287, 291, 419, 490, 498, 539,

261, 262, 272, 332, 346, 489, 646, 667, 613, 615, 702, 742; III, 32, 240, 517,

682, 684; XI, 1 1, 16, 48, 90, 91, 92, 93, 535, 623, 71 1; IV, 1 65, 433, 459, 608,

104, 1.38, 139, 202, 216, 217, 221, 222, 737; V, 225, 242, 283, 287, 315, 473,

223, 224, 225 478; VI, 202, 243, 396, 438, 672; VII,

îbn Düreyd, IX, 86 76, 100, 239, 318, 460, 470, 498, 592;

bn Ebû Cemre, I. 135, 243; VII, 439, VIII, 302, 454, 672; IX, 16, 70, 150,

460; X, 313 193, 600; X, 51, 115; XI, 185

bn Ebû Hatim, I, 26, 65, 135; II, 49, 50, bn Hacer el-Askalânî, I, 40, 540; V,

82, 107, 124, 159, 162, 169, 202, 245, 491; VI, 32, 193; VII, 459; VIII, 91;

323, 429, 470, 489, 710, 720, 743; III, IX, 348
332 NDEKS

br Hacer el-Heytemî, I, 512, III, 16; bn Liyûn et-Tüdbî, VII, 416


VII, 652 bn Lüb, V, 341
bn Halllkân, I, 40; II, 624; V, 184; VI, bn Mâlik, I, 80. 81, 82, 85, 138
86; VII, 192; VIII, 190 bn Mansûr el-Makdis, VII, 594
bn Hibbân, I, 25, 37, 43, 50, 60, 203, bn Melek, III, 213
249, 334, 400, 471, 478, 483, 554, 603, bn Merdûye, VII, 482; VIII, 212
604, 623, 713, 746, 748; II, 88, 125, bn Merzûk, V, 491; VIII, 58
201, 289, 335, 367, 378, 383, 407, 451,
bn Mesud bk. Abdullah b. Mesud
531, 581, 645; III, 109, 179, 292, 305,
bn Meî bk. Abdüsselâm b. Meî
445, 500, 503, 533, 647; IV, 28, 38, 71,
bn Muhallas, VII, 139
266, 453; V, 16, 38, 51, 201, 205, 314,
bn Mücâhid, II, 652; X, 354
368, 590, 726; VI, 55, 115, 438, 506,
bn Ömer bk. Abdullah b. Ömer
552, 671; VII, 302, 416, 547, 574, 690;
bn Rihûye, VI, 15
bn Revâha, IX, 285
VIII, 17, 63, 67, 330, 366, 387, 531,
bn Rüd, II, 176, 714; VI, 383; VIII,
549, 636, 740; IX, 174, 208, 404, 633,
735; IX, 593, 690;
647, 670; X, 125, 687; XI, 62, 91, 100
bn Sa'lebe, VII, 424
bn Hiâm, I, 82, 138; m, 110, 142, 661,
bn Seb'în, 119, 422;
I, II, 649; III, 748;
671; IV, 63; V, 184, 357; VI, 402;
V, 32, 530, 587; VI, 154, 543; VIII,
VII, 192; VIII, 190; IX, 39; XI, 149
345
bn Hiâm en-Nahvî, 1, 138
bn Sem üre, 616 I,

bn dris el-Kettânî, I, 88
bn îrîn, II, 714; VIII, 537; IX, 309
bn shak, 1, 138; II, 667; III, 671; VI, 95,
bn Sûde et-Tâvüdî, I, 83, 87, 137; IX,
402; VII, 151; VIII, 226, 483; IX, 332,
529; X, 526
492; X, 38, 39
bn Sûriyâ, 389, 391; II, 693
I,

bn Kamle, II, 219


bn a'ban, II, 515
bn Kesir, I, 670; II, 33, 73, 661, 667,
bn Uyeyne, II, 394; VII, 429; IX, 530;
675, 676, 694; MI, 25, 391, 661; IV,
bn Uzeyz, 138; V, 209; VIII, 86
1,

36, 240; V, 17, 81, 439, 440, 453, 500, bn lîbey bk. Abdullah b. Übey
539; VI, 88, 90, 432; VII, 280, 543; bn Ved'ân el-Mevslî, VII, 216; X, 356,
VIII, 330; IX, 480; XI, 149, 184 357, 358, 359
bn Keysân, X, 224, 693 bn Vefa, III, 87; VII, 25, 613; VIII, 235
bn Kîrân. I, 84 bn Vehb, IV, 433; V, 538
bn Kuteybe, III, 576; VI, 499; VII, 165; bn Yecüb b. Ya'rub b. Kahtân, VII,
IX, 666 668
NDEKS 333

bn Zeyd, I, 418; V, 560; VII, 201, 655; bnü't-Tîn, V, 425

DC, 152, 199, 292, 367; bnü'z-Ziba'râ, VI, 146; VIII, 724, 725

bnül-Arabî el-Hâtimî bk. Muhyiddm brahim (Hz. Peygamber'in olu), IV,

bnül-Arabî 498

bnül-Arif, VI, 86, 121 brahim (Hz.), 1, 294, 307, 433, 434, 435,

Îbnül-Bennâ es-Sarakustî, I, 91, 101. 438, 440, 441, 442, 444, 445, 446, 449,

114, 136, 151, 238, 358, 380, 587; II, 457, 491, 603, 673, 690, 691, 692, 696,

65, 163, 176, 455, 647; III, 576; IV, 697; H, 50, 67, 68, 73, 112, 113, 114,

391; V, 258, 417, 419; VI, 157, 213, 1 15, 135. 137, 147, 148, 149. 150. 151.

243; VII, 111, 371, 637, 691; VIII, 1 52, 1 54, 244, 266, 427, 428, 429, 461,

515; IX, 80, 83, 369 472, 498, 586, 533, 534, 535, 587, 600,

bnül-Fânz, I, 107, 118, 119, 120, 137, 706, 725, 727, 742; III, 170, 171, 172,

144, 298, 323, 498, 600, 601; II, 147, 173, 174, 175, 176, 177, 179, 180, 183,

210, 263, 317, 372, 459, 460, 588, 649, 1 84, 1 85, 1 86, 254, 305, 39 1 , 400, 403,

650, 722; m, 206, 237, 445, 446, 493, 440, 467, 468, 495» 509, 529, 545, 644,

532, 737; IV, 207, 243, 268, 424, 501, 713, 748; IV, 92, 93, 217, 334, 335,

599; V, 132, 533, 615, 616; VI, 665; 336, 337, 338, 339, 340, 347, 398, 399,

VIII, 82, 314, 475; IX 569, 614, 647; 401, 402, 414, 425, 433, 446, 447, 504,

X, 621 506, 508, 513, 518, 670, 671, 672, 673,

bnü'l-Feres, X, 170 674, 675, 676, 677, 678, 679, 680, 681,

bnül-Hâc bk. Ebül-Feyz Hamdûn b- 683, 682, 735, 736. 737, 738, 739, 742;

nül-Hâc V, 156, 157, 158, 159, 174, 179, 438,

bnin-Haâ, IX, 522 439, 463, 516, 517, 518, 519, 520, 521,

Ibnül- Heysem, X, 259 522, 523, 524, 525, 526, 527, 528, 532,

bnül -Kasm, I, 85; II, 681; III, 28 541, 542, 560; VI, 75, 76, 77, 78, 79,

bnül-Kassâr, IX, 668 80, 81, 82, 83, 84, 85. 86, 87, 88, 89,

bn ü T -Kattan, VI, 426 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 102, 125,

bnü'l-Mâciûn, X, 203 153, 165, 200, 201, 202, 203, 204, 205,

bnül-Münîr, IX, 400 206, 210. 230, 266, 268, 271, 272, 273,

bnü'n-Nahvî, IV, 168 315, 324, 399, 453, 659, 660, 661, 662,

bnü’n-Nakîb, I, 28, 35 663, 664, 667, 668, 669, 670, 671, 672,

bnü's-Sabbâ, V, 463; Vn, 108 678, 710; VII, 160, 161, 162, 207, 253,

bnü’s-Salâh, I, 48; VII, 558; VIII, 171 269, 270, 271, 272, 274, 277, 278, 279,

Îbnü's-Sikkît, VI, 387; IX, 166; X, 461 280, 281 , 282, 283, 285, 286, 287, 288,
334 NDEKS

289, 300, 318, 351, 398, 515, 517, 552, VIII, 59; IX, 372

608, 61 1; VIII, 61, 201, 202, 203, 204, frâsîm b. Yusuf, II, 641

205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 213, ifrit, VI, 113; VII, 67

214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, iftikar, I, 332, 333, 691; II, 390, 401, 459;

280, 304, 309, 313, 314, 316, 517, 524, III, 338; IV, 506; V, 449, 489, 728;

616, 670, 672, 695, 696, 697, 696, 723; VI, 550, 618

IX, 93, 151, 187, 188, 384, 385, 386, ihsan makam, I, 107, 115; II, 175; III,

387, 388, 389, 462, 463, 464, 466, 531, 36, 147; VI, 139; IX, 317, 562

649, 652, 654, 655, 674; X, 56, 57, 58, hyâ bk Ihyâii Illûmi'd-Dîn

59, 60, 160, 375, 681, 684, 686, 690; hyâi' Ulûnn'd-Dîfi, I, 18, 43, 44, 45, 51,

XI, 12, 156, 167 62, 65, 101, 136, 144, 240, 241, 254,

brahim b. Edhem, I, 236; II, 683; III, 255, 265, 384, 418, 564, 664; II, 41,

689; IV, 165, 417; V, 212, 667; VI, 176, 294, 315, 494, 568, 647; III, 112,

322; VII, 245, 661; VIII, 266, 642; 214, 21 5, 347, 373, 451, 464, 499, 580,

IX, 133; XI, 46 581, 625, 750; IV, 39. 56, 65, 85, 86,

brahim el-Efhâm, I, 95 108, 130, 328, 459, 607, 609, 666, 672;

brahim el-Havvas, II, 244; IV, 43; VI, V, 124, 204, 250, 366, 385, 386, 561,

132 735; VI, 222, 383, 384, 552, 672, 725,

brahim kavmi, IV, 25 726; VII, 182, 233, 360, 412, 448, 476,

brahim ert-Nehaî, VI, 390; VII, 412, 494; VIII, 20, 57, 138, 245, 291, 294,

414; VIII, 144, 659; XI, 46 409, 470, 495, 578, 710, 71 1, 741, 745;

brahim b. eybân, I, 526; II, 684 IX, 133, 134, 309, 603, 690; X, 220,

brahim Teymî, IV, 300 394, 456, 613

brahim b. Yesâr, II, 436 Îkâzii'l-Himetn fî erhil-Hikem, I, 102,

el-Fbrîz, IX, 256 108, 256

iç âlem, VI, 282 kizler, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645

dris (Hz.), I, 73, 398, 400, 673; III, 186, krime, I, 249; II, 126, 218; III, 482 V,

383; V, 174, 537, 538, 539, 540, 542; 96, 176, 226, 550, 665; VI, 118, .74,

VI, 125, 571; VII, 271, 299; VIII, 61, 573, 648; VII, 48, 422; VIII, 75, 31,

226, 608; X, 684 154, 211, 291, 736, 754; IX, 262, 338;

dris b. Abdullah, I, 71 X, 211; XI, 21, 163

iffet, I, 126, 521, 731; II, 92, 103; III, 111; krime b. Ebû Cehil, VII, 503, 606; IX,

IV, 442, 443, 620; V, 496; VI, 292, 243

385, 416, 607; VII, 212, 282, 485; cl-ktifâfi Ahhâril-Huiefâ, IV, 466
NDEKS 335

el-kiifâ fi Megâzil-Mu^afa vl-Hu- 343, 344, 345, 3%, 397, 433, 448, 489,

Itfâi's-Selâte, IX, 243 514; X, 46, 47, 71, 152, 153, 368, 392,

ilâh, I, 181, 188, 214, 243, 244, 382, 383, 396, 399, 438, 541, 646, 674; XI, 183,

492, 497, 310, 534, 678, 680, 683; 11, 202, 203, 208, 220, 222

16, 17, 19, 39, 40, 41, 44, 104, 105, ilâh ak, I, 600

109, 1 1 1, 399, 477, 478. 572, 597, 611, lâhî cezbe, I, 639; V. 89

648, 676, 748, 749, 750; IH, 15, 16, lâhî huzur, I, 444, 476, 482, 555; II, 79,

74, 78, 107, 129, 133, 148, 154, 170. 264, 283, 449; III, 686; IV, 89, 137; V,

1 73, 208, 209, 220. 222, 286. 330, 345, 549; VI, 203; VII. 485. 677; X, 196.

369, 373, 389, 436, 438, 443, 452, 453, 355, 375

455, 456, 475, 523, 524, 549, 649, 701, lâhî inayet, I, 125, 342, 375, 391, 586,

703; IV, 91, 118, 119, 170, 209, 230, 689; II, 521; III, 704; IV, 51, 72

231 273, 275, 277, 319, 450, 588, 589,


, lâhî muhabbet, I, 486; VIII, 475

601, 631, 672, 689, 695, 754, 760; V, lâhî tecelli, I, 354, 716; III, 214, 351,

16, 17, 18, 34, 75, 116, 118, 180, 194, 412; IV, 321; V, 74, 178, 537, 602,

199, 200, 217, 219, 224, 231, 238, 239, VII, 392; VIII, 202, 247, 333, 437,

254, 285, 314, 335, 338, 431, 468, 471, 477; IX, 66, 286, 318, 641; X, 448,

51 1, 513, 525, 581, 598. 603, 607, 608, 462, 547, 630; XI, 65

611, 615, 690, 695, 696, 698, 699, 71X1; lâhî varidat, IX, 234

VI, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 49, 63, ilka, 1, 295; II, 103, 596; III, 533; V, 475,

65. 86, 127, 130, 144, 145, 159, 162, 512; VII, 19; IX, 706

252, 264, 297, 307, 350, 351, 352, 353, illivyîn, I, 296, 576; III, 321, 356; IV,

370, 371, 383, 465, 520, 521, 522, 555, 651; VII, 486; IX, 200, 474, 600; X,

5 77, 578, 581 634, 635, 637, 639, 720;


, 609, 614, 617

VII, 43, 51, 71, 86, 87, 89, 90, 91, 93, ilme'l-yakîn, I, 696, 698; X, 319

94, 95, 179, 185, 221, 223, 226, 227, lyas (Hz.), III, 184, 186; V, 435; VI,

229, 248, 250, 260, 270, 278, 321, 366, 125; VIII, 225, 226, 227, 228, 316

451.480, 680, 681, 704; VIII, 22, 1 15, mam Ahmed bk. Ahmed b. Hanbel
120,138, 161, 182,183,184, 232,252, mâm- Âzam bk. Ebû Hanifc
258, 259, 260, 262, 324, 327, 346, 347, mam Hamza, 598; 705; III, 443 I, II,

348, 349, 392, 404, 445, 446, 448, 449, mam Mâlik bk. Mâlik b. F.nes
450. 481, 492, 498, 518, 519, 520, 542, mam Muhammed, VI, 711; VII, 336;
544, 751, 754; IX, 14, 17, 19, 39, 80, X, 184

104, 132, 141, 184, 187, 188, 252, 306, mâm- Rabbânî, 1, 33, 53
336 NDEKS

mam afiî bk. afiî ran, 1, 31 8; U, 52, 302; III, 1 10, 187, 458,

Îmâmül-Haremeyn el-Cüveynî, 1, 417 586, 596; IV, 677; V, 182, 183, 241,

iman makam, Ü, 35; IX 317 404, 440; VI. 88, 227; VII, 89, 208,

mrân, I, 86, 1 17, 156, 178, 254, 456, 486, 334, 335, 409, 522, 527, 543, 654, 655,

494; II, 15, 67, 69, 70, 73, 74, 82, 198, 656; VHI, 306; IX, 208; X, 97, 651

245, 310, 425, 531, 5%, 727, 735, 744; rem, I, 376; III, 387, 394; IV, 327, 426;

III, 67, 186, 306, 377, 398, 415, 440, VI, 304, 306; IX 136, 470; X, 704,

451, 512, 548, 561, 578, 615, 645, 677, 707, 708, 709

704, 731; IV. 225. 273, 630, 704, 755; irfan ehli, 1, 15, 353, 356; IV, 236, 24*

V, 262, 341, 434, 482, 483, 487, 488, irhâsât, III, 404; XI, 146

505, 509, 567; VI, 98, 324, 339, 534, râdii 1- Akli’ s- Selim, I, 136; II, 99, 293;

654; VII, 231. 337, 341, 461, 618; III, 391, 449; V, 297, 300, 328, 378,

VIII, 67, 251, 722, 726; IX 55, 85, 380, 388, 393, 394, 439, 448, 452, 486,

200, 399, 482, 670, 684; X, 155, 159, 487, 488, 491, 4%, 518, 540, 551, 556,

161, 191, 202, 222, 225, 368, 467, 581, 558, 591, 601, 609, 639, 648, 652, 653,

646 662, 670, 675, 704, 705; VI, 14, 18,

mrân b. Hu^ayn, II, 81, 291 22, 30, 31, 48, 59, 76, 88. 106, 110,

mrân b. Mâsân, II, 68 1 16, 151, 167, 177, 198, 202,216, 227,

inâbe, VIII, 416, 619 248, 265, 285, 286, 289, 334, 335, 379,

/nâletü 7-jlmiyye, IV, 643; VII, 416 450, 485, 513, 520, 522, 526, 533, 534,

inbisat, 11, 587 543, 547, 553, 562, 565, 580, 5&3, 628,

ncil, I, 37, 110, 209, 211, 316, 372, 415, 634, 635, 642, 653, 658, 664, 689, 697,

416, 432, 453, 456, 457, 585, 747; II, 710, 720, 730; VII, 17, 20, 32, 36, 37,

13, 16, 17, 85, 87, 113, 114, 116, 128, 63, 69, 89, 102, 113, 117, 124, 127,

546, 5%, 644, 646, 704, 705, 735, 736, 1 62, 255, 333, 336, 350, 402, 422, 498,

741, 742; III, 18, 66, 105, 330, 465, 553, 611, 656; VIII, 17, 201, 214, 259,

466, 468; IV, 84, 85, 282, 283, 614, 262, 265, 268, 277, 278, 280, 281, 296,

758; V, 65, 138, 335, 506, 741; VI, 297, 299, 301, 307, 325, 326, 338, 343,

258, 483, 525; VII, 281, 308; VIII, 60, 347, 348, 352, 372, 377, 381, 392, 399,

61, 249, 510, 714, 730; IX, 257, 261, 415, 457, 458, 466, 469, 480, 499, 504,

488, 630, 650, 652; X, 225, 430, 684; 505, 512, 536, 560, 562, 576, 581, 598,

XI, 90, 224 609, 618, 646, 670, 673, 679, 684, b89,

inkisar hafi, III, 277; IV, 331 699, 725; IX 16, 28, 45, 69, 110, 121,

insan-j kâmil, II, 487 138, 152, 160, 171, 176, 199, 205, 214,
NDEKS 337

245, 260, 279, 321, 403, 426, 430, 439, 705, 723, 724, 725, 726, 727, 728, 729,

464, 470, 469, 529; X, 59, 91, 112, 730, 751, 755, 756; IX, 21, 145, 151,

141, 1 94, 211, 287, 295, 318, 326, 339, 152, 258, 650, 652, 653; X, 67, 89, 91,

388, 435, 443, 507, 512, 517, 578, 629, 92, 93, 96, 97, 98, 101, 225, 272, 373,

639, 658, 679, 693, 718; XI, 89, 112, 645; XI, 95, 203, 208

135, 221 îsâr, VIII, 80; X, 31, 32, 560

sa (Hz.), I, 196, 234, 341, 378, 415, 416, shak (Hz.), 1, 94, 138, 307, 446, 447,

427, 664, 665, 673, 674; II, 6, 12, 15, 448, 451, 452, 455, 456; II, 67, 137,

47, 57, 59, 64, 66, 68, 69, 70, 75, 76, 368, 515, 586, 600, 667, 727, 738; III.

84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 184, 185, 467, 671, 747, 748; IV, 16,

94, 95, 97, 98, 99, 100, 102, 103, 104, 335, 336, 398, 401, 446, 447, 490, 504,

105, 106, 107, 108, 1 10, 1 1 1, 129, 133, 508, 513, 518, 519, 681; V, 144, 212,

137, 142, 1 73, 296, 418, 464, 555, 572, 335, 528, 534, 542, 632; VI, 15, 94,

578, 579, 580, 581, 582, 586, 587, 595, 95, 96, 110, 112, 125, 141, 171, 387,

596, 597, 598, 599, 644, 646, 648, 649, 402, 431; VII, 140, 151, 279, 285, 289,

650, 651, 654, 656, 704, 705, 706, 727, 608; VIII, 212, 214, 226, 280, 314,

746, 748, 749, 750, 751; III, 15, 16, 17, 483, 661, 732; IX, 133, 177, 2%, 332,

18, 21, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 387, 492; X, 38, 39, 64

73, 74, 75, 76, 77, 78, 155, 184, 186, smail (Hz ), I, 42, 57, 62, 99, 133, 140,

191, 208, 215, 254, 255, 299, 417, 467, 143, 174, 185, 436, 437, 440, 441, 444,

468, 697. 698, 701, 702, 703, 704, 705; 447, 448, 451, 452, 455, 456; II, 67,

IV, 17, 56, 170, 177, 206, 414, 432, 137, 586, 727; III, 81, 185, 417, 457,

434, 523, 551, 552, 607, 622, 709; V, 467; IV, 16, 118, 168, 412, 513, 514,

17, 51, 173, 179, 182, 185, 196, 238, 519, 676, 681; V, 194; 439, 452, 504,

262, 318, 324, 336, 396, 438, 456, 477, 603; VI, 48, 81, 710, 727; VII, 55, 86,

488, 491, 492, 493, 498, 499, 500, 501, 150, 170; VIII, 205, 218, 732; IX, 110,

502, 504, 505, 506, 507, 509, 510, 511, 260, 541; X, 64, 65, 160; XI, 67

512, 513, 542; VI, 33, 95, 136, 137, smail Hakk Bursevî, I, 42, 62, 174,

143, 145, 146, 151, 258, 266, 314, 315, 185; XI, 67

317, 351, 374, 416, 518, 519, 537, 616, smail Konevî, I, 57, 133

692; VII, 1 05, 1 11 , 1 93, 1 94, 230, 288, srafil, III, 623: IV, 335, 737; V, 17, 233,

300, 313, 465, 468, 515, 517, 572, 618, 702, 705; VI, 266; VII, 116, 117, 118,

672, 704; VIII, 114, 115, 116, 131, 119, 120, 121, 122, 557; VIII, 17, 436;

142, 184, 221, 262, 341, 342, 616, 670, IX, 358, 481 ;X, 415, 516, 586; XI, 118
338 NDEKS

srâiloullan, I, 8, 9, 12, 237, 3Ü6, 307, 156, 157, 19ü, 194, 231, 240, 241, 422,

308, 309, 315, 316, 317, 318, 319, 321, 448, 492, 545, 576, 628, 629, 651, 659,

322, 323, 324, 326, 327, 328, 329, 331, 676; VIII, 224, 226, 272, 277, 281,

332, 334, 335, 336, 337, 338, 339, 340, 301, 316, 317, 455, 479, 483, 484, 490,

341 , 343, 344, 346, 347, 348, 349, 352, 509, 510, 532, 717, 724, 727, 730; IX,

353, 361, 364, 365, 366, 368, 370, 371, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 36, 71, 72,

372, 373, 375, 381, 384, 388, 395, 401, 73, 108, 111, 112, 123, 152, 177,311,

431, 432, 433, 434, 452, 453, 491, 580, 629, 630; X, 13, 89, 90, 91, 94, 96, 97,

581 , 655, 656, 658, 659, 660, 661, 663, 98, 272, 276, 540; XI, 12, 82

693, 746; II, 29, 49, 69, 71, 72, 85, 87, stahr, VII, 654, 655

88, 89, 90, 93, 94, 95, 97, 118, 124, stahra, VII, 140

126, 135, 148, 162, 169, 279, 384, 443, el-stîâb, 11,81,82; IX, 278

576, 577, 578, 586, 588, 639, 640, 641, istidlal, II, 446, 447; VIII, 684

654, 655, 656, 657, 658, 659, 660, 661, istidraç, I, 273; III, 56, 474, 499, 508,

662, 663, 664, 666, 674, 676, 679, 684, 509, 740; IV, 159, 256, 271; V, 566;

701, 703, 745, 746, 747, 748; III, 17, VI, 162, 319, 325, 514; VII, 315, 696;

18, 38, 52, 66, 67, 71, 192, 281, 294, VIII, 99, 449; X, 286, 422

295, 416, 417, 419, 423, 426, 427, 430, istihare, II, 359

431, 432, 433, 434, 435, 436, 437, 438, istihlak, VI, 601

439, 456, 457, 461, 462, 463, 465, 466, istikamet sahibi, II, 180, 203, 303; III,

470, 476, 477, 478, 479, 481» 483, 484, 127. 164; V. 436, 561; VII, 367, 171

489, 490, 495, 553; IV, 71, 219. 223, istiva, III, 371, 372, 373, 376, 377; IV,

225, 226, 230, 231, 233, 434, 625, 626, 541, 542; V, 598, 601, 602, 606; VI,

627, 703, 704; V, 19, 179, 180, 181, 597, 598; VII, 466, 467, 469, 701;

182, 183, 184, 185, 304, 305, 306, 307, VIII, 455, 548; IX, 439, 517, 607, ti)9,

308, 374, 412, 440, 482, 483, 505, 631, 612; X, 196, 660

632, 633, 636, 640, 652, 653, 658, 659, â, I, 667; II, 277; VIII, 281

670, 672, 673, 674, 675, 676, 677, 678, iaret tefsiri, I, 39

679, 682, 683, 684, 685, 687, 690, 691, iâri, I, 13, 14, 15, 19, 25, 41, 46, 48, 49,

693, 694, 6%, 697; VI, 108, 116, 230, 50, 51, 52, 55, 59, 60, 61, 62, 63, .00,

312, 313, 383, 488, 489, 553, 569, 629, 144, 145, 146, 239. 600, 750; V. o50,

630, 632, 633, 636, 637, 651 , 652, 653, 721; VI, 339; VII, 164; IX, 35, 114,

654, 655, 657, 658, 708, 711; VII, 24, 389, 434, 535, 636, 700; X, 122, 213,

37, 105, 131, 135, 136, 138, 151, 152, 447, 534
NDEKS 339

tbân b. Mâlik, I, 599 151, 152, 153, 154, 267, 424, 432, 433,

f l-tkân fi UlûmiVKura, I. 26, 28, 29, 61 1, 612, 616, 661 ; III, 37, 40, 44, 45,

37, 38, 39, 40, 48, 60, 61, 66, 67, 68; 46, 87, 110, 131, 195, 306, 343, 368,

V, 17; VII, 137; VIII, 171; X, 450 390, 391, 552, 572, 598, 599, 600, 610,

y âz b. eddâd, X, 73 661, 667, 680, 684, 691, 694; IV, 81,

yâ, II, 69 226, 601, 662, 670, 671, 672, 674, 675,

zzeddin b. Abdüsselâm, I, 380; VIII, 677, 680; V, 172, 173, 272, 276, 439;

400 VI, 143, 145, 146, 200, 201, 202, 203,

204, 205. 206. 207, 208. 209. 210, 215,

216, 217, 219, 330, 461, 555; VII, 78,


J
99, 127, 162, 209, 355, 668, 714; VIII,
John Leviy Mion, I, 101
108, 213, 218, 562, 608; IX, 39, 132,

137, 151, 217, 245, 249, 312, 408, 409,


K
443; X, 13, 22, 160, 273, 338, 374, 398,
Kâ'b el-Ahbâr, II, 418; III, 468, 469;
545; XI, 1 1, 44, 75, 85, 146, 147, 149,
418; IV, 519; V, 469, 540, 632; VI,
150, 151, 153, 154, 155, 156, 170, 183
90, 115, 314, 697; VII, 37, 38, 351,
Kabil, II, 665, 666, 667, 668, 669, 670,
644; VIII, 92, 211; IX, 177, 538; X,
671, 672, 673, 674, 675; VII, 655; IX,
92, 625, 687, 708
531; X, 358; XI, 217
Kâ'b b. Eref, II, 1 18, 126, 127, 128, 279,
Kabil (ehir), VIII, 569
424, 438, 439, 575; III, 191, 630; VI,
kabz hali, III, 155; V, 133; VII, 230, 377,
478; VII, 309, 314; X, 13, 15; XI, 169,
453, 645; VIII, 42; XI, 22
170
Kaderiyye, I, 64, 114, 226; II, 451; III,

Kâ'b b. Lüey, X, 112


121; IV, 390; V, 89; VIII, 108; IX,
Kâ'b b. Mâlik. IV, 77, 99; VI, 730, 731
401, 507; X, 378
Kâ'b b. Ucre, VII, 611
Kad yâz, I, 453; VI, 427; VIII, 84, 301,
Kâ'b b. Züheyr, II. 232; IX, 646
747; XI, 43
Kâ'boullar, IX, 447
Kad smail, VII, 608
Ka'kâ' b. Ma’bed, IX, 267; IV, 601
Kadir gecesi, I, 563, 707; II, 297; IV,
kabak, VIII, 233
604; VIII, 40, 366; IX, 14, 15, 19; XI,
Kabe. I, 10, 245, 314, 433, 436, 437, 438,
80, 81, 85, 86, 87
440, 441, 442, 458, 459, 463, 464, 466,
Kafda, IX. 325
468, 469, 473, 474, 487, 488, 491, 525,
kâhin, III, 120; IV, 447; V, 231; VI, 728;
551, 552, 553, 572; II, 6, 118, 150,
VII, 135; IX, 328, 424, 425, 428; X,
340 NDEKS

316, 317, 423 el-Kasd, VIII, 399


Kahtân, VII, 668; X, 374 Kasm b. Ebû Berre, VIII, 211
kalb-i selim, IV, 195 Kasm el-Hassâsî, 95; IV, 707 1,

Kalib Kuyusu, III, 397; VII, 716; VIII, Kaside i Ayniyye, 1, 137, 280, 422, 506; II,

56; IX, 206; X, 40 664; III, 737; IV, 269, 424, 628; V, 83;

Kâlib b. Yufennâ, II, 641, 660 VI, 41, 475, 559, 595; VII, 472; VIII,

kalp gözü, III, 87, 217; IV, 270; VI, 236, 566; X, 142

417, 506; VIII, 59; IX, 342; X, 448 Kasîde-i Bürde, 1, 64, 80, 137, 512; III, 16;

kâmil iman, I, 383; III, 70, 547 IV, 459; V, 31; VII, 313

kâmil mümin, II, 711; III, 69; IV, 658; Kasde- Hemzyye, I, 137; IV, 623; VIII,

VI, 581; VIII, 224, 244, 655; IX, 82, 637

592 Kasde-i Münferice, IV, 168

kâmil mürid, 1, 18, 19, 409; III, 43, 261, Kasîde- NÛniyye, VIII, 345; IX, 113

716; IV, 251, 310, 351; V, 99, 154, Kaside-i Tâiyye, I, 137

708, 730; VI, 287, 337, 672; VIII, 383; Kassa r, 1, 86; IV, 716; VI. 559; VIII, 501;

IX, 84, 195, 209, 345, 466, 474, 501, IX, 668

518, 535, 626; kasvet. II, 729; IV, 312; VIII, 33, 110

kâmil eyh, I, 97, 558, 724; II, 132, 470; Kââni, I, 219, 227; III, 446, 458, 493;

ÜI, 36, 143, 444, 512; V, 24, 570, 604; IV, 101; Vni, 283; IX, 190, 304, 610;

VI, 98, 412, 442; VII, 330; VIII, 522; X, 115

X, 172, 251, 457 Katâde. II, 52, 90, 100, 207. 220, 514,

eTKâmûsiil-Muht, 1, 138 562, 580, 657; IV, 361, 514, 606; V,

kan, II, 490; III, 432; V, 184 393, 425, 444, 452, 469, 590, 630, 658,

Kandehar, VII, 655 696, 698; VI, 107, 357, 572, 604, 701,

Kânûtü 't-Te'vil, I, 37 704; VII, 36, 38, 51, 55, 144, 336, 513,

Karaviyyin, 1, 84 575; VIII, 75, 86, 146, 176, 199, 210,

Kâre, III, 397 21 1, 215, 220, 315, 415, 423. 646; IX,

karga, I, 697; II, 671, 672; III, 38 43, 121, 191, 301, 312, 328, 356, 421,

kartal, VII, 32, 47 487, 533, 560; X, 170, 184, 195, 224,

Kârûn, I, 490; III, 159; V, 69, 254, 739; 299, 384, 460, 466, 524, 576, 595, XI,

VTI, 1 31, 230, 231, 233, 234, 235, 236, 25, 120, 195

237, 238, 239, 240, 241 , 242, 243, 244, Kavâid, I, 82

253, 290, 291, 292, 629, 648; VIII, Kai’ââu t -Tasavvuf,


’ I, 51, 1 36, 204

411, 478, 644; X, 245 Kavâmnu Sufiyye, I, 73


NDEKS 341

kaya kuu, VII, 31 192; VII, 61 1, 682, 683, 686, 700, 713;

Kayle, VII, 606 VUI, 121, 131, 138, 166, 172, 176,

Kays. b. Velîd b. Mugîre, III, 624 191, 210; IX, 305, 592, 663; X, 13, 64,

Kayser, V, 182, 441; VII, 544 72, 73, 91, 92, 109, 567, 677; XI, 14,

keklik, VII, 32 117, 161, 162

Kelâî, IX, 243; X, 651 Knnesrîn, IV, 80

kelâle, II, 346, 603 Kptî, I, 322; III, 432, 433; V, 433, 631,

Kelb, VII, 507; X, 358 632; VI, 631, 635; VII, 24, 151, 156,

Kelbî, I, 352; II, 1 26, 458, 689; III, 81, 92; 157; VIII, 483; IX. 29

V, 483, 504, 513, 534, 557; VI, 537; Kiptiler, II, 656; III, 423, 452; IV, 625;

VII, 86, 475, 513; IX 110; X, 247, V, 305, 404, 640, 654, 670, 686, 687;

259, 359; XI, 155, 169 VI, 230, 651, 652, 655, 657; VII, 135,

el-Kelbiyye bk. Ku teybe 147, 151, 157; IX, 29; X, 224

kemal hali, V, 169, 319, 385; VI, 672; krlangç kuu, VII, 31

VII, 154. 566; VIII, 412; X, 262 Kzüdeniz, III, 403; V, 440, 673; VI,

Kenan, IV, 305, 308, 313; VI, 300; VII, 312, 656

207 kibir, I, 68, 313, 374, 385, 469, 575, 585,

kerkenez, VII, 31 610, 692; II, 150, 433, 692; III, 246,

Kesker, VII, 656 247, 293, 327, 328, 347, 570, 5%; IV,

el-Kef vl-Bcyât fi MüteâbihiVKur'ân, 169, 219, 228, 340, 383, 641; V, 38,

1,99 194, 222, 382, 391, 506, 508, 553, 655,

el-Kef vel-Beyân fi Tefsiril-Kur’ân, I, 623, 741; VI, 178, 2 77, 310, 312, 313,

135, 138, 540; III, 619; IV, 118 342, 420, 538, 547, 637; VII, 32, 80,

Kefü'n-Nikâb an Sim Lübbrt-Elbâb, I, 184, 243; VIII, 51, 96, 253, 257, 258,

104 331, 405, 481, 483, 510, 511, 512, 513,

el- Keaf, 1, 135, 541; II, 99; III, 404, 597; 582, 664; IX, 112, 117, 248, 251, 425,

rV, 165, 189, 202, 515, 632; V, 31, 497, 645, 648; X, 6, 125, 130, 249,

448, 653; VI, 31, 64, 174, 672; VII, 262, 351, 369, 413, 479, 502; XI, 185

239, 318; VIII, 123, 302, 454; IX, 16; Kmjyâ-y; Saadet, II, 295

X 78, 115, 498, 717 kin, I, 389, 405; II, 157, 185, 186, 187,

Kettânî, I, 82, 83, 88 188, 196, 400, 431, 610, 612, 634, 643,

Kevâî, I, 29, 134, 135; III, 394; V, 675, 644, 731, 733; III, 18, 31, 33, 359,

678, 683, 688, 697, 724; VI, 40, 41, 637, 670; IV, 83, 383, 601, 630, 730,

44, 48, 84, 107, 148, 167, 175, 188, 731, 732; V, 32 459, 591; VI, 160,
342 K’DEKS

411, 420; VII, 80, 382; VIII, 121, 122, 38, 86, 280; IX, 110, 143; X, 359

405, 485; IX, 70, 198, 248, 497, 570, Kûhin, I, 88, 89, 90, 96, 97, 100

683; X, 25, 30, 31, 36, 58, 134, 197, Kulleys, XI, 147

298, 426, 478, 640; XI, 166, 169, 222 kummel, III, 431

Kinâne, II, 126; III, 622; IV, 118; V, 78; kumru kuu, VII, 31

VII, 667; VIII, 699; XI, 112, 147, 155 Kurayza, 1, 368, 392; II, 29, 1 77, 637; III,

Kinâneoullar, III, 621, 622, 659, 665 484; IV, 112, 756; VII, 520, 541, 542,

Kinde, II, 718 543, 544; IX, 164

Kirman, VII, 655 Kurayzaoullan, I, 368; Tl, 692, 693,

Kisrâ Ebravîz, VII, 335 710; III, 587, 630; V, 185, 269; IX,

Kitabili- Ahbâr, IX, 373 198, 202, 332; X, 16

Kitâbii 1-Âkibe.ft Zikri! -Mevt, 1, 137 Kurazî, III, 103; V, 261, 262, 404, 585,

Kitâbii 1-Erbaln, I, 136; III, 214 602; VII, 36, 236; IX, 440; X, 219; XI,

Kitâbii 1-Havf, VIII, 409 104

Kitâbii 1-Megâzî, I, 138; VII, 151 kurbaa, III, 432; VII, 32

Kitâbii' t-Teshîl, I, 85 kurbiyet, II, 253, 374, 375; III, 181; IV,

Kitâbii ? fi Hakaiki't-Tasavvuf, I, 105 100, 207, 443; VIII, 40; IX, 18, 103,

Kitâbüt fi'i-Hcmrati’l-Eeliyye, I, 105 482, 545

Koç, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645 Kureybe bint Ebû Ümeyye, X, 72
Kova, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645 Kurey, I, 79, 80, 82, 87, 137, 149, 418,

Kubâ Mescidi, IV, 79, 80, 81, 82 448, 567, 568, 595, 613; II, 29, 123,

Kubeysa b. Süfyân, VIII, 355 124, 218, 424; III, 52, 102, 105, 140,

Kudâme b. Maz'ûn, II, 458 141, 143, 192, 261, 347, 511, 513, 514,

Kudâr b. Salif, III, 397; VII, 77; IX, 496; 551, 552, 554, 556, 570, 572, 585, 593,

XI, 25 597, 602, 603, 605, 611, 613, 621, 624,

Kuderî, I, 86 628, 629, 649, 671, 683; IV, 1 18, '.24,

Kudeyd, X, 127 1 45, 299, 345, 459, 589, 591 , 592, 662,

kudsî huzur, II, 413; VI, 143; IX, 510 702, 706, 757, 758, 759; V, 40, 61, 62,

Kudüs, 1, 433, 458; II, 151, 640; III, 417, 128, 129, 138, 142, 175, 194, 236, 243,

434, 478, 479, 701; IV, 95; V, 171, 246, 266, 282, 293, 326, 357, 364, 401,

175, 440; VI, 27, 314; VII, 45, 659, 438; VI, 24, 30, 34, 43, 144, 145, 196,

676; IX, 561; 202, 241, 264, 312, 341, 375, 528, 561,

Küfe, I, 398; II, 688; III, 313; IV, 305; V, 571, 575, 659, 682, 697, 701, 706, 710,

240, 241, 483, 504, 513; VI, 299; VII, 712; VII, 20, 126, 127, 198, 200, 202,
,

NDEKS 343

204, 206, 208, 265, 271, 274, 2%, 297, 117, 149, 153, 163, 170, 171, 185, 204,

309, 311, 313, 335, 406, 448. 495, 520, 228, 253, 255, 267, 280, 285, 287, 291,

521, 522, 523, 534, 541, 545, 562, 647, 295, 310, 31 1, 321, 336, 347, 377, 388,

681; VIII, 57, 94, 95, 113, 114, 138, 422, 423, 426, 431, 435, 436, 456, 468,

1 39, 197, 229, 236, 237, 248, 249, 257, 476, 483, 501, 503, 508, 527, 545, 558,

258. 260. 261. 262. 264. 266. 288. 381, 570, 584, 606, 610, 612, 619, 621 642, r

392, 402, 41 2, 532, 555, 562, 635, 712, 656, 657, 658; VIII, 17, 34, 41, 82,

713, 725; IX, 21, 22, 37, 38, 74, 80, 92, 98, 101, 103, 109, 121, 132, 138,

140, 159, 175, 193, 202, 226, 236, 244, 21 1, 216, 233, 234. 278, 282, 296, 321.

249, 331, 332, 437, 447, 470, 503; X, 371, 375, 377, 400, 405, 406, 409, 429,

39, 40, 54, 65, 97, 265, 267, 270, 374, 436, 446, 454, 458, 462, 472, 483, 489,

401, 412, 421, 423, 508, 524, 555, 639, 560, 563, 635, 637, 640, 714, 719, 720,

643, 647; XI, 22, 75, 148, 149, 153, 728; IX, 15, 21, 31, 39, 44, 45, 53, 72,

154, 155, 156, 157, 159, 169, 177, 195 79, 81, 85, 86, 93, 94, 111, 116, 123,

Kureyliler, II, 424; III, 110, 141; IV, 131, 132, 136, 138, 145, 146, 152, 154,

317, 745; V, 31, 56, 65, 157, 294; VI, 164, 165, 177, 191, 198, 199, 203, 205,

710; VII, 692; VIII, 138, 541; IX, 109, 208, 213, 222, 240, 243, 244, 260, 261

236, 425; X, 653; XI, 154, 169 279, 291, 292, 313. 316, 325. 337, 338,

Kurre b. Meslime, II, 718 344, 350, 358, 367, 380, 387, 408, 409,

Kurtubî, I, 18, 75, 134, 135, 211, 562, 415, 421, 430, 437, 439, 447, 448, 462,

640, 643. 660, 663, 668; II, 33, 34, 38, 468, 479, 480, 486, 487, 505. 511, 513,

42, 89, 90, 95, 99, 152, 243, 263, 369, 514, 516, 541, 543, 544, 551, 552, 559,

374, 381, 41 1, 498, 501, 505, 566, 615, 571, 572, 582, 590, 598, 603, 622, 628,

667, 670, 734, 738; III, 186, 222, 555, 630, 658, 667, 668, 684, 686, 704; X,

609; IV, 47, 333, 550, 691, 731, 745, 13, 27, 28, 29, 30, 32, 33, 58, 63, 65,

758, 759; V, 134, 182, 241, 358, 441, 72, 74, 77, 78, 79, 85, 93, 97, 114, 139,

478, 540, 548, 555, 585, 591, 598, 599, 157, 173, 180, 185, 194, 195, 1%, 202,

630, 698; VI, 16, 28, 91, 92, 106, 107, 210, 211, 212, 217, 220, 224, 229, 231,

123, 126, 129, 175, 187, 197, 201, 208, 24 1, 258, 261, 262, 267, 273, 275, 280,

213. 217. 232. 289. 357. 358. 367. 382, 281, 289, 296, 300, 302, 323, 325, 373,

393, 398, 414, 420, 430, 443, 444, 474, 401, 412, 413, 414, 421, 424, 428, 429,

478, 482, 483, 500, 511, 562, 566, 593, 456, 460, 461, 469, 476, 494, 524, 531,

608, 653, 678, 697, 706; VII, 20, 30, 534, 541, 558, 564, 575, 577, 578, 586,

32, 36, 40, 44, 75, 79, 80, 86, 87, 1 11, 587, 588, 606, 608, 624, 659, 665, 682,
344 NDEKS

683, 686, 693, 694, 718; XI, 25, 29, 33, 293. 294. 301. 331. 337. 338. 339. 350,

34, 182, 206 353, 369, 374, 395, 403, 412, 417, 451,

Kus b. Raziç, III, 185 469, 485, 486, 491, 492, 493, 508, 513,

Kus b. Sâide, II, 472 514, 542, 565. 590, 599, 602, 609, 610,

Kusay b. Kilâb, IH, 576; IV, 591; IX, 38; 620, 624, 640, 670, 671, 677, 683, 685,

XI, 155 686, 726; VII, 19, 20, 44, 46, 80, 81,

Küse, VII, 280 92, 93, 133, 143, 164, 177, 189, 195,

d-Kused, VIII, 399 196, 210, 224, 225, 234, 263, 264, 272,

Kueyrî, I, 18, 40, 52, 53, 81, 102, 133, 274, 282, 287, 300, 303, 31 1, 312, .339,

136, 1 44, 151, 213, 214, 227, 228, 236, 344, 345, 348, 351, 352, 354, 355, 357,

241, 242, 284, 285, 372, 420, 454, 462, 358, 363, 364, 366, 371, 372, 378, 379,

526, 527, 653, 716, 743; II, 57, 72, 74, 380. 381 382. 384. 386. 388. 389. 390,
.

77, 101, 102, 142, 143, 175, 176, 198, 393, 394. 3%, 397, 399, 407, 408, 421,

210, 295, 296, 308, 334, 376, 430, 437, 427, 429, 437, 438, 441, 442, 443, 454,

473, 502, 503, 600, 602, 630, 737, 739. 461, 466, 473, 479, 480, 486, 487, 489,

740; 111, 45, 145, 160, 194, 361, 372, 490, 491, 494, 495, 499, 504, 505, 510,

384, 389, 41 2, 451, 471, 504, 505, 526, 514, 515, 516, 518, 519, 525, 539, 540,

535, 541, 560, 561, 569, 583, 585, 629, 547, 548, 550, 560, 564, 575, 578, 581,

632, 635, 645, 662, 663, 677, 678, 697, 586, 588, 607, 651, 656, 657, 661, 662,

724, 748, 750, 751 ; IV, 16, 30, 57, 71, 673, 687, 688, 695, 697, 699, 705, 706,

74, 89. 90, 101, 103. 109. 110, 111, 708, 709, 710, 718, 719; VIII, 19 21,

120, 121, 130, 135, 203, 206, 207, 210, 24, 25, 31, 36, 37, 42, 46, 48, 49, 50,

262, 273, 294, 480, 563, 610, 679, 680, 54, 59, 62, 67, 80, 82, 83, 89, 92 97,

703, 731. 738; V. 18, 95, 145, 146, 98, 104, 113, 119, 120, 122, 128, 133,

168, 178, 201, 202. 212, 221, 267, 268, 134, 136, 139, 140, 145, 146, 147, 148,

283, 284, 291, 292, 310, 316, 323, 332, 149, 152, 154, 155, 162, 168, 173, 184,

340, 365, 366, 41 7, 419, 426, 445, 454, 185, 186, 188, 193, 200, 202, 218, 219,

471 , 529, 531 535, 548, 553, 559, 572,


, 235, 246, 256, 259, 260, 261, 272, 274,

573, 574, 578, 589, 607, 667, 675, 678, 282, 283, 284, 303, 304, 307, 308, 311,

681, 684, 686, 706, 707, 721, 729, 730, 313. 334. 338. 339. 340. 342. 344. 350,

731; VI, 16, 32, 34, 49, 58, 59, 63, 67, 351, 355, 357, 360, 364, 367, 368, 370,

68, 74, 75, 107, 123, 138, 139, 148, 372. 373. 376. 377. 380. 381. 382. 390,

155, 156, 203, 204, 211, 220, 221, 222, 417, 418, 424, 426, 428, 429, 437, 447,

229, 232, 242, 243, 262, 270, 281, 292, 448, 450, 470, 471, 473, 474, 475, 477,
NDEKS 345

481, 482, 485, 490, 495, 4%, 502, 508, 679, 680, 689, 690, 699, 710; XI, 23,

516, 521, 525, 526, 543, 552, 558, 559, 26, 28, 31, 35, 41, 43, 48, 49, 65, 66,

565, 572, 573, 574, 577, 582, 583, 603, 95, 142, 143, 151, 164, 185, 207, 225

608, 609, 610, 614, 633, 637, 638, 643, Kueyrt Risalesi, I, 52, 53, 81, 136, 214,

644, 645, 648, 649, 650, 651, 664, 665, 227, 236, 526, 527, 743; II, 57, 210,

666, 669, 674, 680, 686, 687, 690, 701, 296, 376, 430, 437; III, 561, 629, 748;

702, 710, 722, 723, 738, 747, 750, 751, IV, 101, 1 1 1, 135, 203, 207, 210, 262,

753, 756; IX 18, 1 9, 20, 24, 35, 38, 47, 273; V, 95, 168, 340, 721, 729; VI, 63.

48, 57, 58, 59, 62, 63, 65, 66, 71, 75, 339, 412; VII, 20, 143, 164, 473; VIII,

76, 84, 85, 90, 103, 1 14, 116, 125, 147, 283, 376, 645; IX, 85, 304, 610, 690;

154, 155, 161, 167, 170, 173, 174, 176, X, 115, 220

179, 184, 187, 189, 192, 193, 194, 21X1, Kutbu 1- Arifin, VII, 172, 225, 242; IX, 50.

201, 203, 209, 210, 215, 219, 224, 233, 242, 383, 455

237, 244, 245, 248, 251, 271, 282, 288, Kutevbe, VII, 606

289, 304, 305, 318, 322, 330, 334, 340, Kuteyle, VI, 448; VII, 606

341. 342, 352, 355, 356, 366, 374, 375, Kutevlo bint Abdüluzzâ, IX, 123; X, 63

381, 399, 415, 417, 418, 428, 429, 433, Kutfîr, IV, 421, 465

439. 440, 451, 460, 461, 467, 473, 475, Kutrub, V, 612

478, 481, 482, 485, 487, 488, 490, 497, Kutub Fahreddin, 1, 95

498, 501, 518, 519, 522, 523, 525, 526, Kutub Sa'd, I, 94

535, 536, 538, 539, 543, 545, 547, 551, Kutub emscddin, I. 95

561, 581, 587, 594, 610, 612, 620, 625, Kutub Tâceddin, I, 95

631, 632, 636, 638, 639, 641, 646, 648, KûtiVKulb, l, 18, 31, 137, 144, 157,

663, 664, 670, 671, 673, 676, 677, 681, 163, 165, 254, 255, 409, 61 3. 707, 724;

682, 683, 690, 700, 706; X, 18, 19, 20, H. 74, 315, 563, 653; III, 308, 323,

24, 36, 64, 86, 91, 99, 115, 116, 1 17, 437, 473, 750; IV, 254, 255, 256, 284,

120, 122, 125, 137, 141, 144, 154, 160, 324, 516, 583, 610, 611, 636, 715; V,

161, 162, 175, 177, 191, 193,204.206, 122, 212, 341, 342, 386, 419, 420, 461,

213, 215. 220, 223, 226. 232, 236. 269, 529, 735; VI, 1 1 1, 270, 282, 283, 440,

298, 314, 326, 341, 345, 346, 351, 35Z 725, 727; VII, 41, 42, 159, 179, 180,

381, 398, 399, 403, 406. 409, 416. 444, 246, 247. 303, 305, 413, 416, 598, 645,

445, 447, 448, 457, 469, 474, 478, 479, 715; VIII, 39, 40, 244, 245, 246, 297,

499, 522, 527, 542, 547, 551, 565, 566, 409, 643; IX, 133, 223, 255, 272, 398,

570, 571, 582, 600, 601, 611, 621, 660, 459, 488, 489, 603, 685, 691, 694; X,
346 NDEKS

178, 179, 220, 708; XI, 49 145, 361, 384, 389, 412, 451, 471, 504,

Külsûm bint Ukbeb. Ebû Muayt, X, 53 505, 526, 535, 541, 569, 583, 585, 632,

Kümeyi, I, 409 635, 645, 663, 678, 697, 724, 751; IV,

16, 30, 57, 71, 74. 90, 103, 110, 121,

L 1 30, 480, 563, 610, 680, 703, 731, 738;

V, 18, 146, 178, 201, 221, 268, 284.


Lahm, III, 437; VII, 668
292, 323, 332, 366, 417, 419, 426, 454,
lâhut, II, 678
471, 531, 535, 559, 573, 578, 675, 678,
Lamek b. Metuelah, III, 383; X, 361
681, 684, 686, 707, 731; VI, 32, 34,
Lânuyyetül-Ef'al, 1, 80
49, 58, 59, 68, 74, 75, 107, 123, 139,
Lântiyyctü'z-Zekkâk, I, 80
148, 155, 203, 204, 211, 220, 222, 229,
Lât, 1, 149; II, 526, 527, 615; IV, 596; V,
232, 243, 262, 270, 281, 293, 294, 301,
266; VI, 241; VII. 503; IX, 446, 447,
331, 338, 350, 353, 369, 374, 395, 403,
448, 449, 472
417, 451, 469, 485, 486, 492, 493, 513,
Lâvi, 1, 452; III, 186, IV, 404; VII, 231
514, 542, 565, 590, 602, 610, 620, 624,
Lebîd b. A'sam, XI, 212
640, 670, 671, 677, 683, 686, 726; VII,
Lebîd b. Rebîa, a 382; IV, 175
19, 44, 46, 80, 81, 93, 133, 189, 195,
Lecâî bk. Abdurrahman b. Yusuf el-Le-
196, 210, 225, 234, 264, 272, 274, 282,
câi
287, 300, 303, 339, 345, 348, 352, 355,
ledün lmi, VII, 28
357. 364. 366. 372. 378. 384. 389. 390,
ledünnî ilim, III, 282, IV, 108, 716; V,
397, 408, 421 427, 429, 438, 442, 443,
,

31, 498; VI. 61, 293; VIII, 21


454, 461, 466, 473, 480, 487, 491, 494,
ledünnî ilimler, I, 712, 740; II, 25, 372,
499, 505. 510, 515, 516, 518, 519, 525,
537, 591, 655, 698; III, 72, 86. 369,
540, 548, 550, 560, 564, 575, 578, 581,
548, 596, 612; IV, 716, 751; V, 99,
586, 588, 607, 651, 657, 662, 673, 687,
414, 426, 528; VI, 471, 472; VII, 310,
688, 695, 697, 699, 705, 709, 710, 719;
711; VIII, 129; X, 582
Vni, 19, 21, 25, 31, 37, 46, 48, 50, 54,
Lehb b. Mâlik, X, 373
59, 62, 67, 82, 89, 92, 97, 98, 104, 1 13,
Letâifü Vmâniyyelü ’l-Mclekûtiyye, I,

120, 122, 128, 134, 136, 140, 145, 147,


100, 103, 104, 105
148, 149, 152, 155, 162, 168, 173 184,
Letâiful-fârât, I, 18, 40, 136, 144, 151,
185, 188, 193, 202, 219, 235. 246. 259,
228, 242, 372, 420, 454, 462; II, 72,
260, 261, 274, 282, 284, 304, 308, 334,
74, 77, 102, 143, 198, 296, 308, 334,
338, 342, 344, 351, 355, 357, 360, 364,
473, 503, 600, 630, 737, 740; III, 45,
367. 368. 370. 373. 377. 380. 382. 390,
INDLKS 347

41 7, 41 8, 424, 426, 428, 437, 448, 450, 104; VIII, 755; IX, 94, 408, 427, 530.

470, 473, 474, 477, 482, 485, 490. 495, 589; X, 285, 286, 518; XI, 66

496, 502, 508, 516, 521, 526, 543, 552, Leyûzâ, II, 667

559, 565, 572, 574, 577, 582, 603, 608, Leyyâ, I, 452; VII, 168

609, 610, 614, 633, 638, 644, 648, 651, lika, IX, 179, 180

665, 666, 669, 674, 680, 686, 690, 701, Lokman (Hz.). III, 151, 179; IV, 278,

710, 723, 738, 747, 751, 753, 756; IX, 553; V, 283; VI, 538, 584; VII, 115,

18, 19, 20, 24, 35, 38, 47, 48, 57, 58, 261, 262, 405, 406, 412, 414, 421, 422,

59, 62, 71. 75, 84, 90, 103, 114, 116, 423, 424, 425, 426, 430, 433, 434, 435,

125, 147, 154, 161, 167, 170, 173, 184, 436, 460, 461; VIII, 23

189, 1 92, 194, 200, 203, 210, 224, 233, Lût (Hz.), III, 186, 319, 398, 399, 400,

237, 245, 251, 289, 305, 318, 322, 330, 597; IV, 26, 308, 317, 334, 335, 336,

340, 342, 352, 366, 374, 375, 399, 418, 338, 340, 341, 342, 343, 344, 354, 356,

428, 429, 439, 440, 461, 467, 478, 485, 735, 736, 737, 739, 740, 741, 742, 743,

487, 488, 522, 523, 525, 536, 539, 543, 744 , 745, 747, 748, 749; V, 69, 254,

545, 561, 581 , 587, 612, 620, 625, 632, 732; VI, 94, 95, 100, 101, 102, 103,

636, 639, 641, 646, 648. 664, 673, 677, 1 12, 230, 308, 575, 698, 699, 700, 701;

682, 7(X), 706; X, 18. 20, 24, 36, 86, VII, 81, 82, 84. 85, 190, 211, 253, 279,

91, 99, 117, 120, 125, 137, 141, 161, 280, 282, 283, 284, 285, 286, 287, 288,

162, 175, 177, 191, 204, 215, 223, 232, 292, 495; VIII, 96, 123, 228, 229, 266,

269, 326, 345, 351, 352. 381, 398, 479, 267, 451, 486, 670; IX. 141, 331, 332,

522, 566, 570, 621; XI, 23, 28, 43, 143, 385, 388, 438, 471, 498, 499, 500, 501,

151, 207 504; X, 222, 223, 245, 298

Letâifül-Minen, I, 50, 51, 136, 203, 238, Lût kavmi, IV, 354, 356; V, 732; VII,

408, 409; III, 146, 230, 231; IV, 126, 288, 292, 495; VIII, 266, 267, 451; IX.

430, 524, 637; V, 382, 383, 604; VI, 498, 499

162, 457, 720; VII, 81. 165, 383; VIII, el-Lübâb. V. 17. 441, 447, 621, 6%, 725;

65, 1 73, 393, 671 ; IX, 688, 689; XI, 66 VI, 544; VII, 207, 297, 300, 423; X,

ei-Levâihi 7-Kudsiyye fi erhi 7- Vazife 158, 273, 360

ti'z-Zerrukyye, I, 101

Lev'âmiu Envâril-Kevkebi'd- Dirrî fi erhi M


Hemzi/yetil-Bûcîrî, I, 85
Ma'bed el-Huzâî, II, 265
levh-i mahfûz, I, 226, 356, 539; IV, 273,
Ma'kJ b. Yesâr, I, 630; IV, 54
605, 606; V, 497, 532, 646; VII, 17,
348 NDEKS

Ma'r b. Adî, IV, 79 446, 700; VII, 171, 416, 467, 477, 546,

Ma'rûf-i Kerhî, I, 126; II. 167, 735; IV, 593, 612; VIII, 164, 221, 281, 312,

555; IX 133 431, 581, 735. 740; IX, 145, 163, 164,

Marib, I, 81, 83, 87, 88, 89, 96, 97, 99, 284, 572, 590, 591, 666, 667, 668, 669;

1 00, 103, 105, 1 30, 1 31, 134, 453, 668; X, 72, 114, 168, 169, 170, 181, 184,

II, 349; IV, 479; V, 241, 613; VI, 121, 186, 202, 203, 206, 255, 406, 414, 610,

193; VII, 559, 656; IX, 524 639

Mahmud, XI, 147 Mâlik b. Haris, X, 359

Mahmur! pl-0,râb, I, 49 Mâlik b. Nüveyre, II, 718

Mahreme b. Nevfel, III, 551 Mâlik b. Sayf, 1, 392; II, 118, 128, 279,

Mahzumoullar, VIII, 108 742; UI, 190, 191, 701

el-Makâlidü 1-Vüahli/ye fi'd-Dâire- Mâlik b. Zi'r el-Huzâî, IV, 419

til-Vehmiyye, IV, 268 Mâlikîler, I, 560; II, 412, 615, 621, 629,

makam sevgisi, 1, 35; II, 709, 729; III, 681; III, 537, 675; VII, 170; X, 167,

149, 230, 648; IV, 747; VI, 465; VII, 558; XI, 90

80; VIII, 202; X, 226, 426 mana ehli, 1, 90, 144, 537; IV, 243

Makam- brahim, IX, 79 manevi fetih, I, 92, 262, 558; II, 131,

makam- mahmud, V, 272 188, 236, 253, 324, 526, 560; III, 555;

Makdisî, VII, 417, 595 V, 60, 110, 188, 234, 304; VI, 647;

mâlik, VII, 687; VIII, 307, 490, 748 VII, 148, 461, 498; VIII, 125, 513; IX,

Mâlik b. Dinar, II, 515; X, 41, 67; XI, 156 482, 483; X, 255, 654; XI, 185

Mâlik b. Duhüm, IV, 79 manevi feyiz, I, 530, 707; II, 151, 554,

Mâlik b. Enes, I, 85, 101, 143, 208, 211, 635; VII, 646; IX, 6%; X, 667

212, 245, 247, 350, 443, 523, 533, 557, manevi hal, III, 381

562, 5%, 617, 619, 620, 638, 640, 644; manevi himmet, I, 345; III, 528; V, 67,

II, 357, 359, 360, 368, 373, 381, 411, 162; VI, 261

412, 486, 504, 505, 507, 508, 615, 621, manevi ilim, I, 354, 356, 439, 529, 743;

622, 628, 681, 682, 688, 689; III, 27, II, 358; III, 653; V, 33, 99, 578; VII,

28, 39, 40, 41, 222, 239, 260, 271, 349, 388, 442; IX, 527; X, 74; XI, 164

371 530, 609, 610, 61


, 1, 655, 695, 699, manevi kalp, 1, 633; XI, 151

745, 746; IV, 433, 553, 745; V, 29, manevi keif, I, 234; III, 182; IV, 24; V,

134, 135, 143, 144, 164, 206, 538, 602; 615; VI, 376

VI, 106, 201, 208, 217, 379, 391, 393, manevi makam, I, 22, 254, 387; VIII,

426, 427, 430, 436, 437, 443, 444, 445, 370; IX, 369, 569
NDEKS 349

manevi nisbet, I, 360; II, 403 Maûne Kuyusu, X, 38

manevi sarholuk, I, 600, 601; II, 140; Mâ zeri, IV, 47, 48, 723, 725; VIII, 84

III, 274, 446; V, 89; VII, 90, 181, 454; Me'cûc, III, 299; V, 451, 452, 453, 455,

VIII, 79, 246; IX, 526, 563; X, 207, 456; VI, 140, 142, 143; VHI, 199

284, 474 me'vâ cenneti, IX, 444

manevi sr, III, 751 Meânil-Kur'ân, I, 138; IV, 411; VI, 110,

manevi tasarruf, II, 426 141, 171, 431; VII, 140, 150, 205, 228,

manevi terbiye, I, 146, 147, 289, 357, 291, 362, 368, 370, 377; IX, 296

360, 525. 723; II. 142. 632. 722: III. el-Mebâhisu'l-Asliyye. I. 91, 136, 238,

46, 297, 655, 738; IV. 147; V, 365, 380, 605; T, 65, 163, 176, 455, 647;

605, 620, 621, 708, 743; VI, 171, 199, III, 576; V, 258; VI, 157; VII, 111,

200, 220, 221, 260, 337, 338, 395, 409, 371, 637, 691; VIII, 515; IX, 80, 83,

679; VII, 72, 76, 11 1, 154, 164, 209, 369


221, 266, 355, 708; VIII, 29, 42, 60, mecburen tebih, X, 103

151, 240, 253, 441, 464, 526, 529, 578; Mecnun BehJûl, II, 244

IX, 82, 184, 208, 224, 240, 317, 329, Mecûsî, I, 196, 586; VI, 195; VII, 50,

450, 466, 501, 585, 654; X, 155, 269, 334, 335, 336, 337; IX, 231; X, 378

288, 425, 542; XI, 105 Mecusîlik, II, 744

manevi vecd, IV, 284; V, 565; VI, 232; Medân, I, 446; III, 403; VII, 161

VIII, 578; X, 207 Medârikii't-Tenzîl, I, 135, 145; II, 192;

manevi zevk, I, 114, 128; IV, 391, 508; VI, 105, 112, 125, 129, 178, 209, 210,

V, 31, 67, 248, 515; VI, 188, 293, 544, 269, 280, 401, 415, 416, 419, 420, 427,

714; VIII, 577, 585, 671, 731; IX, 527, 429, 462, 474, 485, 495, 504, 515, 525,

546, 547, 612, 687; X, 247, 514, 612; 541, 542, 556, 566, 579, 598, 604, 609,

XI, 21 617, 618, 639, 654, 656, 657, 677, 696,

Mansur (halife), VII, 458 701, 71 1, 712, 718, 724, 726, 729, 732,

marifet ehli, I, 31; III, 316, 731; IX, 200 733; VII, 1 7, 22, 29, 32, 37, 38, 41, 51,

Mârût, I, 9, 142, 397, 398, 399, 400, 402; 75, 77, 79, 85, 91, 99, 102, 111, 138,

IV, 220 139, 144, 147, 149, 153, 156, 162, 163,

Mâsân, II, 68, 71; V, 483 167, 168, 169, 171, 184, 185, 188, 198,

Mâsânoullan, V, 483 206, 213, 222, 227, 228, 231, 235, 236,

mâsiva, I, 650; II, 39, 88, 471, 473; III, 241, 244, 250, 256, 261. 265, 267, 271,

43, 94; IV, 516; V, 133, 366; VII, 579; 275, 278, 280, 284, 285, 291, 294, 295,

VIII, 80; IX, 682, 460 306, 314, 318, 321, 329, 335, 341, 350,
350 NDEKS

354, 362, 363, 376, 396, 402, 422, 426, 585, 588, 593, 594, 599, 613, 657, 688,

429, 430, 457, 460, 476, 482, 490, 498, 701, 721; IV, 32, 33, 35, 43, 44, 65,

501, 503, 507, 508, 512, 517, 537, 541, 66, 67, 68, 70, 80, 81, 82. 104, 112,

542, 546, 569, 570, 577, 585, 590, 591, 253, 382, 539, 750; V, 61, 62, 135,

596, 601, 603, 604, 611, 612, 619, 641, 147, 164, 171, 174, 240, 241, 261, 266,

651, 652, 655, 670, 718; VIII, 16, 34, 268, 269, 275, 354, 364, 404, 456, 585,

50, 51, 65, 73, 74, 102, 108, 109, 116, 602; VI, 90, 165, 180, 181, 225, 248,

121, 123, 127, 151, 162, 165, 168, 171, 286, 341, 342, 375, 385, 396, 489, 621;

180. 186. 199. 201. 211. 214, 215. 216. VII, 36, 131, 165. 248. 253, 280. 319,

221, 231, 238, 240, 250. 252, 260, 265, 333, 349, 350, 405, 448, 463, 501, 503,

268, 271, 274, 276, 277, 278, 281, 290, 513, 521, 522, 523, 527, 528, 532, 534,

296, 299» 301, 311, 312, 355, 359, 371, 541, 542, 619, 623, 639, 660, 668, 676;

392, 399, 402, 405, 409, 423, 448, 454, VIII, 101, 337; IX, 39, 53, 68, 69, 72,

472, 489, 499, 504, 507, 517, 537, 545, 101, 1 11, 1 14, 157, 197, 211, 226, 230,

549, 554, 571, 576, 588, 603, 635, 641, 265, 275, 312, 316, 332, 477, 605, 627,

652, 653, 658, 660, 689, 693, 707, 716, 661; X, 11, 13, 14, 15, 16, 21, 25, 26,

720, 725, 726, 727, 752, 753; IX, 15, 37, 27, 31, 33, 34, 35, 51, 53, 78, 83, 101,

44, 56, 78, 79. 111, 144, 152, 164, 191, 1 12, 113, 119, 126, 127, 128, 130, 139,

192, 199, 203, 222, 244, 279, 291, 300, 157. 165. 199, 391, 459, 555, 603, 606,

301, 303, 320, 358, 367, 380, 401, 430, 624, 683; XI, 11, 12, 13, 79, 87, 99,

463, 500, 507, 51 1, 531, 533, 544, 552, 109. 112. 159. 170. 181. 184. 199, 201,

553, 604, 623, 628, 639, 650, 652, 675, 211, 219

686, 695, 705; X, 13, 27, 32, 41, 42, 49, Medyen, 1, 67, 446, 591; III, 26, 95, 402,

54, 71, 77. 93. 103, 129, 130, 142, 201, 403, 481, 495; IV, 25, 26, 328, 347,

205, 209, 212, 225, 235, 241, 254, 267, 360, 361, 411, 419, 749; V, 365, 531,

268. 281, 286, 312, 358, 387, 435 628, 632, 633, 654; VI, 230, 635, 636,

Medine, 1. 100, 249. 360, 415, 463, 466, 704, 706; VII, 22, 84, 160, 161, 162.

574, 595, 686, 741; II, 15, 53, 54, 86, 163, 167, 191, 193, 288, 292; VIII,

103, 106, 1 12, 140, 152, 153, 173, 190, 209, 734; IX, 332. 408

193, 218, 263, 265, 267, 268, 31 1, 331, Mehdevî. V, 174


356, 383. 404, 454, 458, 461. 479, 483, Mehdî b. Hüseyin, I, 71. 72, 79

488, 498, 501, 607, 61 1, 637, 681, 725; Mehmed Vehbi Efendi, II, 308

III, 27, 28, 81. 142, 273, 313, 469, Mekke, 1, 10. 37, 38, 192, 208, 419, 434,

537, 539, 543, 551, 552, 553, 555, 567, 439, 463, 464, 472, 487, 553, 559, 560,
NDEKS 351

571, 572, 595, 599, 608; 11, 86, 138, 214, 217, 219, 226, 230, 236, 237, 238,

141, 150, 151, 152, 193, 263, 267, 283, 243, 244, 245, 246, 247, 254, 255, 312,

371, 424, 432, 454, 456, 458, 461, 479, 323, 363, 407, 435, 447, 470, 477, 480,

489, 501, 516, 612, 618; III, 40, 62, 81, 505, 511, 557, 561, 605, 618, 627; X,

110, 111, 141, 142, 168, 187, 194, 195, 13, 25, 53, 55, 61, 68, 71, 72, 76, 97,

244, 273, 313, 390, 391, 467, 469, 537, 139, 160, 229, 246, 257, 273, 287, 293,

539, 551, 552, 585, 592, 593, 613, 622, 319, 321, 343, 359, 360, 365, 374, 391,

624, 630, 633, 649, 650, 667, 671, 676, 411, 420, 430, 441, 460, 487, 505, 529,

677, 687, 688, 690, 691, 696, 719, 720, 533, 553, 573, 591, 603, 627, 643, 663,

748, 749; IV, 80, 123, 194, 253, 382, 673, 691, 703; XI, 9, 10, 11,12, 19, 27,

395, 523, 530, 531, 539, 549, 591, 593, 37, 44, 51, 59, 61, 62, 69, 77, 79, 87,

617, 671, 672, 674, 675, 677, 699, 743, 99, 109, 112, 115, 123, 133, 137, 145,

757, 758, 760; V, 13, 23, 46, 62, 71, 147, 148, 149, 153, 155, 159, 165, 169,

92, 134, 150, 164, 169, 171, 174, 191, 175, 182, 183, 184, 187, 191, 199, 201

211, 226, 235, 240, 241, 266, 268, 269, Mekkîb. EbuTâlib, I, 86, 134

275, 276, 294, 319, 321, 376, 41 1, 439, mole-i a'lâ, VI, 45; VIII, 172, 324, 325,

456, 473, 477, 526, 535, 546, 591, 597, 326

665, 704. 717, 732; VI, 13, 19, 31, 66, melekût âlemi, II, 99, 198, 216; III, 494;

81, 118, 165, 178, 192, 201, 216, 217, IV, 263; V, 171, 246, 320, 340; VI,

225, 226, 248, 275, 286, 312, 341, 342, 349; VII, 27, 454, 559, 636; VIU, 477;

355, 383, 497. 517, 555, 572, 5 77, 598. IX. 288, 342, 409; X, 183, 535, 549,

621, 648, 666; VII, 15, 45, 46, 48, 126, 668

127, 131, 176, 198, 202, 204, 208, 209, Merâkbü'-cyh Ali el-Cemel, I, 88

211, 212, 248, 253, 297, 309, 326, 327, Metâkbii ’z-Z iihhâdii ’s-Seb ‘a, I, 105

333, 334, 335, 336, 349, 350, 405, 448, Menât, I, 149, 151; II, 526, 527; IV, 5%;
463, 464, 489, 497, 498, 521, 543, 556, VI, 241, 242; VII, 503; IX, 446, 447,

591, 639, 707, 708. 714; VIII, 15, 35, 448, 449, 472

38, 96, 101, 137. 169, 175, 211, 213, Menâzilus-Sâirv, I, 137, 220; III, 457,

214, 250, 255, 261, 262, 268, 269, 270, 458, 459; IX, 190

271, 337, 445, 51 1, 512, 541, 545, 564, Menhecühû fi't-Teftir. I, 72, 87, 97, 105,

597, 601 , 607, 608, 639, 677, 697, 699, 130, 131, 134, 143, 453
703, 713, 736, 749, 753; IX, 13, 26, 39, Meniyyetiil-Fakirn-Mütecerrid, I, 100

40, 45. 53, 68, 72, 80, 101, 110, 111, Mercânî, I, 40

115, 123, 144, 152, 164, 171, 175, 212, Merih, VI, 51,603; X,584
352 NDEKS

Merv, VI, 412; VI i, 655; VIU, 306 437; VII, 58; IX, 63, 271; X, 188, 207,

Meryem (Hz.), I 372; II, 66, 67, 68, 69, 369

70, 71, 72, 74, 76, 80, 81, 82, 83, 85, Mevlây brahim, I, 74

86, 87, 92, 95, 100, 103, 1 11, 418, 597, Mevlây dris el-Asgar, I, 74

649, 749; III, 186; IV, 338, 433, 739; Mevlây dris el-Ekber, 1. 71, 73, 74

V, 477, 482, 483, 488, 494. 495, 4%, Mevlây Muhammed, I, 74

497, 498, 499, 500, 501, 502, 504, 505, Mevlây Musa, I, 74

506, 509, 510, 511, 512, 521, 631; VI, Mevlây Süleyman, 1, 84, 85

33, 136, 137, 318, 416. 450, 658; VII, Mevlây et-Tayyib. IV, 75

137, 144; IX, 482; X, 222, 225, 229 Mevlây et-Tihâmî, IV, 75
Mesöd-i Aksâ, n, 70, 600; V, 172, 175, Meymûn b. Mihrân, VI, 718

176, 178, 179 Meymûne birt Haris, VII, 545, 592

Mescid-i Harâm, I, 418, 465, 466, 472, Msr, I, 83, 101, 102, 104, 130, 318, 329

473, 551, 553, 559, 594, 595; II, 600, 338, 656, 751; II, 90, 443, 534, 660; ili

610, 612; III, 598, 599, 601, 667, 670, 87, 311, 417, 423, 427, 434. 439, 452

671, 680, 683, 684, 694, 695, 696; V, IV, 225, 226, 230, 41 1, 414, 418. 4 :9

172, 175; VI, 145, 200, 201, 204, 330; 421, 422, 423, 440, 454, 456, 458, 459

VIII, 108; IX, 237, 238, 243, 245, 254, 461, 466, 467, 469, 470, 471, 473, 474

255; X, 382; XI, 177 476, 477, 478, 479, 480, 482, 486, 453

Mescid-i Nebevi, I, 209, II, 145, 331; III, 494, 495, 497, 499, 501, 503, 504, 506

588; IV, 70; VI. 482; VIII, 101; IX. 507, 509, 511, 512, 513. 514, 517, 518

265, 273 530, 625, 675, 743; V, 85, 196, 241

mesh, II, 419; III, 483 305, 308, 404, 440, 531, 631, 632, 633

Mesîh, II, 85, 86, 104, 1 1 0, 595, 5%. 597, 637, 640, 654, 658, 659. 670, 672, 673

599, 647, 648, 747, 748, 749. 750; III, 686, 687: VI. 95, 230. 289. 290, 341

208, 468, 701, 702, 703; IV, 177; VII. 489, 631, 632, 635. 650. 651, 653. 65 î

618; VIII, 184, 342. 512. 726, XI. 208 655 664; Vn, 22, 131, 134, 135, 136

Mesrûlc, V, 340; VI, 390; VII. 456; VIII, 138, 148. 150. 151, 155, 156. 157, 15S

211; IX, 559 160, 161, 174, 176, 629, VIII, 20.*

Mfânkif ’s-Sâgânî, Ü, 213 483, 484, 489, 718, 719, 720; IX, 29

Mettâ, I, 672; m, 186; VI, 131 30, 31. 383, 613; X, 272, 541; XI, 33

Mevlây Ahmed, I, 74 mi'rac, IV, 441; V, 174, 179, 539; VII,

Mevlây el- Arabi ed-Derkâvî, 1, 96, 129, 492; VIII, 17, 673, 675, 714; IX, 300,

144, 205; U, 364, 655; III, 215; IV, 444; X, 585, 586; XI. 38, 53
1

NDEKS 353

Mi'râcü't-Teei’vüf ilâ Hakâiki't-Tasav- Muâviye (halife), X, 708

vuf, I, 104, 131; IV, 113, 263; VII. Muâviye b. Ebû Süfyân, III, 390; V,

454; VIII, 283; IX, 304, 610; X, 115 331, 345, 346; VI, 129; VII, 285, 417;

Miftâhu 1-Ulûm, I, 80 VIII, 213, 663; X, 708

Miftâhu 1-FeIâh, 1, 136 Muâz (Hz.), II, 40; VI, 550, 552; VIII,

Mîkâil, 1, 388, 389; III, 403, 623; IV, 335, 740; IX, 372, 373; X, 116
519, 737; VI, 266; VII, 1 18, 121, 122; Muâz b. Cebel, I, 547, 745; III, 517; IV,
VIII, 276, 436
530, 608; VII, 475; VIII, 20; IX, 299,
Mikdâd b. Amr, 111, 553
337; XI, 61
Mikdâd b. Esved, II, 458, 492, 493, 661;
Muâz b. Enes, VII, 580
X, 53
Muâz el-Vâiz, III, 749
Mikran, VII, 655
Muâze, VI, 448
Mikrez b. Hafs, IX, 249
Mudar, VI, 161, 329; IX, 311; X, 272,
Mikyes b. Dubâbe el-Kenânî, II, 488
360, 436
Mina, I, 557, 558, 560, 568, 571, 572; VI,
Mugammis, XI, 147
216, 217, VIII, 211, 215; IX, 245; X,
Mugîre b. u be, VII, 595
586; XI, 168, 182
Mugîre b. Vâil, VI, 478
m inha c, II, 707
Mugîreoullan, IV, 662
eJ-Miuhâc, V, 195, 196
Mugîs, III, 391; IX, 137
el-MirhatU's-Sabitr fi's-Salâlil-Fâitc, 1,

Muttn-Lebib, I, 80, 138


83
muhabbet ehli, I, 162, 503, 591; II, 27,
Mirkâtii 1-Mefâtîh , I, 29, 30
317, 655, 724, 730, 743; III, 582; IV,
M ar, VIII, 356
is'

328; VII, 413; VIII, 426; X, 560, 659


M itah b. Üsâse, VI, 397, 399, 409, 41
muhacir, III, 651; IV, 66; VIII, 360; IX,
Mikâtiil-Evâr, I, 42, 56; VI, 456
Mikâtül-Mesâbîh, 313, 561; X, 5, 24, 73
I, 25, 29, 37, 43, 50,

60. 524; II, 243, 711; IV, 383


Muhallem b. Cesâme, II, 493

Mu'tez b. Mansûr b. Kasm, X, 541 Muhammed (Hz.), I, 13, 17, 94, 124,

Mu'tezile, II, 462, 488, 686; III, 121, 125, 127, 155, 157, 171, 206, 222, 229,

180, 211, 220, 259, 303, 337, 343, 443, 230, 250, 259, 341, 355, 362, 375, 378,

637; IV, 71, 168, 390, 548, 632, 653: 437, 443. 490, 515, 660, 671, 673; II,

V, 49; VI, 320, 713; VII, 46, 108, 109, 18, 50, 67, 77, 97, 107, 115, 138, 142,

206, 222, 478, 647; VIII, 423, 487, 162, 170, 172, 193, 230, 280, 281, 285,

524, 692; IX, 205, 401, 507; X, 346, 331, 332, 428, 555, 372, 587, 588, 592,

388, 454, 563, 588 602, 603, 632, 646, 653, 654, 686, 698,
1

354 NDEKS

706, 708, 710, 735, 736, 744; 111, 90, Muhammed Bahrü’s-Sefâ, I, 95

94, 95. 101, 103, 164, 188, 189, 190, Muhammed Bakr, VI, 574; XI, 40
192, 225, 228, 246, 258, 306, 311, 314, Muhammed Beîr el-Ezherî, 1, 97
316, 320, 352, 445, 446, 448, 466, 468, Muhammed el-Bûzîdî, I, 79, 87, 89, 90,

476, 484, 486, 496, 497, 51 7, 529, 539, 91, 92, 94, 96, 97, 103, 129, 144, 205,

565, 572, 586, 698, 716, 726; IV, 83, 556; II, 655; V, 621; VII, 21, 58, 311;
1 1 7, 1 46, 1 47, 1 53, 233, 31 0, 425, 433, VIII, 29, 205, 467; IX, 270; X, 183
521, 552, 555, 620, 662, 683, 709, 744;
Muhammed el-Cenevî, I, 76, 81, 85, 87,
V, 17. 84. 113, 150, 158, 170, 172,
137, 141; III, 281; VI, 427; X. 49
177, 178, 179, 185, 195, 237, 259, 264,
Muhammed Cessûs, I, 85
272, 273, 290, 308, 510, 627, 739, 742;
Muhammed Davud, I, 79, 81, 97
VI, 53, 155, 157, 165, 193, 258, 266,
Muhammed Emel, 79 I,

274, 3 1 5, 31 7, 5 9, 526, 556, 589, 609,


1

Muhammed Fethü's-Suûd, I, 94
613, 659, 714, 730; VII, 1 7, 41, 85. 86,
Muhammed Gaylân, I, 82
133, 1 81, 192, 1 98, 203, 208, 211, 248,
Muhammed b. Hamza, VI, 636
280, 31 1, 318, 327, 499, 516, 517, 552,
Muhammed b. Haan, II, 41
556, 570, 571, 572, 573, 61 5. 647. 649,
Muhammed Haan el-Bennânî, 84
b. I,
652, 672, 676, 686, 689; VIII, 15, 23.
Muhammed b. Haan el-Esterâbâdi,
57, 101, 183, 253, 263, 303, 325, 389,
VII, 38
460, 537, 616, 635, 697, 728; IX, 17,
Muhammed b. Haan en-Nakkâ§, V.
18, 39, 73, 93, 102, 103, 116, 143, 159,
251; IX, 262
182, 258, 326, 327, 328, 437, 440, 441,
Muhammed el-Hevvârî, I, 84
443, 513, .565, 602, 657; X, 91, 92,

101, 105, 107, 276, 305, 317, 372, 373,


Muhammed Hüseyin ez-Zehcbî, I, 15

379, 402, 433, 480; XI. 12, 37, 49, 50,


Muhammed b. brahim Ubbâd en-Ni-

208 fezî e-âzelî, I, 221


59, 69, 89, 90, 146, 155, 172,

Muhanmed Abbas, I, 82 Muhammed b. shak, II, 286; V,

Muhammed b. Abdullah el-Kebîr 261,335. 585, 602; VII, 36, 151, 236;

el-Ârif, I, 95 XI, 104, 150

Muhammed b. Abdüsselâm el-Ben- Muhammed b. Kasm Gmâtî el-Fâsî,


nâni, I, 83 1,86

Muhammed Abdüsselâm el-Fâs, 1, 85 Muhammed b. Kasm cr-Rassâ, IV. 436


Muhammed Ahmed Hasbullah, 102 1, Muhammed Mahlut. 80, 81, 82, 83. I,

Muhammed b. Ahmed el-Hasenî, I, 84, 97, 101

105 Muhammed Mchdî, I, 73


NDEKS 355

Muhammed b. Mehdi, I, 71, 72 Mu hai, I, 134; IV, 102, 266; VI, 168,

Muhammed b. Meste me, X, 13 314, 671; VIII, 148

Muhammed b. Miinkedir, V, 431; VIII, el-Mhlasar, I, 40, 644; II, 368; V, 144,

41)9 441; VI, 32, 193; VII, 593; IX, 74; X,

Muhammed Sagîr, I, 99, 101 80

Muhammed Sddîk, I, 73 Muhtaar- Halil, I, 80, 81, 82, 85

Muhammed es-Sûsi es-Simlâli, 1, 79 Muhtasara eyh Sen û fi. I, 80, 82

Muhammed b. Tâlib et-Tâvüdî bk. bn Muhta$arii's-Sübkî, I, 81

Sû de Muhy iddin bnü'l-Arabî, I. 30. 49. 104,

Muhammed et-Turtûî bk. Turtûi 107, 119, 145, 394, 426; II, 413, 649;

Muhammed b. Vâsi, III, 342; X, 67 III, 311; IV, 231; V, 224, 225, 719;

Muhammed b. Yusuf, 87, 91; IV, 168; 1, VII, 514; VIII, 750; X, 283, 580

IX, 239 el-Mutci. V, 314; VII, 713

Muhammed b. Zekeriyya (F.bû Bekir mukaddes ruh, 1, 371; III, 66

er-Râzî), X. 254 Mukarrinoullan, IV, 54, 55

el-M uharreriil -Veciz, I, 135, 574; II, 192, Mukâtil, II, 159; V, 483, 514, 551, 557,

689, 714; III, 59, 82, 256, 284, 407, 617, 630, 661, 662; VI, 291, 541, 573,

646, 673, 710, 726; IV, 15, 62, 116, 593. 617, 658, 724; VII, 37, 79, 150,

125, 134, 156, 171, 178, 200, 235, 282, 475; VIII, 21 1, 499, 689, 735; IX, 136,

306, 320, 337, 358, 371, 381, 382, 450, 181, 240, 623, 630; X, 205, 211, 259,

466, 508, 51 5, 529, 530, 570, 606, 691, 265, 595, 659

712, 725, 729, 731, 746; V, 29, 48, 62, murabata, II, 305, 315

120, 122, 141, 144, 226, 249, 251, 267, Musa (Hz.). I, 33, 55, 186, 188, 222, 234,

303, 331, 355, 364, 394, 500, 535, 539, 243, 245, 250, 318, 321, 322, 323, 324,

658; VI, 149, 168, 303, 356, 470; VII, 325, 326, 327, 329, 334, 335, 337, 339.

20, 117, 153, 200, 202, 236, 300, 31 1, 341, 346, 347, 348, 355, 371, 372, 381,

335, 369, 422, 469, 507, 538; VIII, 52, 4 1 0. 4 1 5. 4 1 6, 427, 45 1 , 453, 604, 655,

56, 72, 135, 142, 165, 176, 180, 195, 659, 660, 673, 751; II, 44, 68, 91, 137,

221. 288. 315. 385. 438. 446. 487. 550, 461, 553, 555, 572, 574, 575, 576, 586,

603, 700, 747; IX, 68, 110, 121, 194, 587, 632, 640, 641, 654, 655, 656, 658,

212. 261. 327. 459. 464. 482. 523. 550, 659, 660, 661 662, 663, 664, 693, 698,
,

559, 592, 630; X, 11, 13, 36, 58, 64, 706, 727, 742, 750; III, 184, 185, 186,

159, 175, 215, 254, 345, 406; XI, 127 189,190, 191,211,255,258, 294, 404,

Muhasibi, I, 502; IX, 404, 405 415, 416, 417, 418, 419, 420, 421, 422,
,

423, 425, 426, 427, 42», 429, 430, 43 1, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 111, 131, 132,

432. 433, 434, 435, 436, 437, 438, 439, 133, 134, 136, 137, 138, 139, 140, 142,

440. 441, 442, 443, 444, 446, 447, 448, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150,

449, 452, 453, 454, 455, 456, 457, 458, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158,

459, 460, 461, 462, 463, 464, 465, 467, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167,

470, 476, 477, 478, 495, 497, 499, 506, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175,

553, 599; IV, 216, 218, 219, 220, 221, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183,

222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 184, 185, 188, 189, 190, 191, 192, 193,

230, 231, 273, 281 , 282, 283, 340, 362, 194, 195, 196. 197. 198. 199. 200. 230.

363, 376, 377, 422, 425, 487, 514, 520, 231, 234, 240, 241, 242, 289. 290. 291.

551, 552, 622, 624, 625, 626, 627, 630; 313, 440, 448, 473, 492, 502, 515, 516.

V, 91, 104, 159, 174, 178, 179, 196, 517, 576, 614, 628, 629, 630, 631, 663;

219, 259, 304, 305, 306, 307, 308, 403, Via 209, 212, 223, 224, 226, 267.

404, 405, 406, 407, 408, 409, 4 1 0, 41 1, 291, 309, 339, 478, 479, 480, 481, 483,

412, 413, 414, 415, 416, 417, 418, 420, 484, 485, 486, 489, 490, 491, 492, 493,

421 422, 423, 424, 425, 426, 427, 432,


, 499, 509, 510, 51 1, 537, 590, 616, 672,

433, 434, 504, 507, 530, 531, 532, 542, 673, 675, 715, 716, 717, 719, 720, 721,

606, 607, 608, 609, 610, 61 1, 613, 614, 722; IX, 26, 27, 28. 29, 73. 115, 117,

615, 616, 617, 618, 619, 620, 622, 623, 131, 142, 145, 151, 188, 243, 292, 391,

624, 625, 626, 627, 628, 629, 630. 631, 392, 394, 407, 408, 441, 445, 462, 464,

632, 633, 634, 635, 636, 637, 638, 639. 466, 489. 502, 531, 536, 549, 630, 634,

640, 641, 642, 643, 644, 645, 646, 647, 655; X, 65, 89, 90, 91, 93, 94, 224, 225,

651, 652, 653, 654, 655, 656, 657, 658, 281, 402, 479, 537, 538, 539, 540, 542,

659, 660, 661, 662, 664, 665, 666, 667, 681, 684, 685, 686, 687, 690, 709; XI,

669, 670, 673, 674, 675, 676, 677, 682, 38,54,167

683, 684, 685, 686, 687, 688, 690, 691 Mus'ab b. Reyyân, 1, 318

692, 693, 694, 695, 696, 697, 698, 699, Mus'ab b. Umeyr, II, 212, 219; IV, 66;

719, 720, 729; VI, 72, 76, 86, 125, 149, VII, 280

190, 1%, 230, 258, 266, 290, 310, 311, Mus'ab b. Zübeyr, VII, 416

312, 313, 315, 416, 568, 569, 621,629, Musa b. Zafer, V, 685

630, 631, 632, 633, 634, 635, 636, 637, Mustalik (Beni Mustalik), VI, 3%; VII,

638, 639, 640, 641, 642, 643, 645, 646, 545; IX, 277; X, 126, 130

647, 648, 649, 650, 651, 652, 655, 656, Mustalikoullan, IX, 277, 278, 279, 280

657, 658, 659, 710, 712; VII, 20, 21, Mutarrif, X, 87


NDEKS 357

Mu' tezi le, I, 64, 114, 676; II, 462, 488, Müslim, I, 55, 80, 81, 84, 108, 111, 137,

686; III, 121, 180, 211, 220, 259, 303, 140, 141, 166, 167, 171, 210, 212, 225,

337, 343, 443 247, 257, 267, 334, 362, 363, 373, 386,

Muttalib b. Ebû Vedâa, III, 62 447, 478, 484, 517, 520, 532, 539, 541,

Muvaffak (halife), VII, 535; VIII, 731 545, 561, 572, 586, 598, 604, 613, 616,
el-Mumtta, I, 137; VI, 217, 426; IX, 590; 640, 646, 648, 651, 652, 672, 679, 680,
X, 255, 610 699, 707, 71 715, 718, 729, 734, 741,
1,

Müberred, VII, 170, 351


742, 744, 746, 748, 750; II, 23, 32, 34,
Mübeir, II, 515
37, 70. 79, 81. 92, 94. 104, 119, 125,
Mücâhid, I, 19, 38, 43, 246; II, 388, 429,
144, 145. 152, 162, 181,249,254,261,
435, 522, 569, 668; III, 671, 746
275, 282, 287, 291, 297, 301, 302, 305,
Mikidii'-Sârî li-Metâli 1- Buhar, 1, 83
306, 308, 313, 314, 319, 326, 338, 360,
Müdnnvne, III, 28
367, 371, 384, 386, 395, 407, 435, 444,
Müdlic, II, 717; VI, 495
462, 470, 487, 490, 492, 493, 494, 504,
Müdlicoullart, II, 481; V, 318
505, 538, 552, 560, 561, 566, 568, 588,
Mühyissünne eî-Begavî, 1, 26; VIII, 436
604, 61 6, 622, 629, 634, 635, 645, 652,
Mülhime, X, 719
654, 665, 669, 671, 673, 675, 676, 681,
Münâvi, I, 30; VIII, 214
701, 703, 708; III, 20, 29, 38, 46, 48,
Münzir b. Âd, IV, 425
53, 58, 97, 126, 175, 179, 198, 223,
Münzir b. Amr, VII, 61, 63; XI, 1 12
266, 291, 299, 322, 347, 360, 394, 398,
Müaziri, I, 47, 138, 141, 244, 246, 247,
404, 407, 445, 503, 506, 531 540, 558. ,
258, 400, 471, 579, 603, 703, 734; II.

559, 567, 576, 579, 583, 597, 607, 618,


165, 202, 208, 332, 360, 462; III, 340;
633, 647, 667, 679, 691, 710, 725, 743;
IV, 28, 38, 280, 417, 730; V, 474, 535;
IV, 29, 38, 47. 55, 68, 71, 74, 90, 94,
VI, 382, 383, 692, 552; VII, 302, 612,

632; VIII, 65, 112; IX, 71, 299, 373; 99, 118, 128, 175, 197, 266, 279, 291,

X, 195, 281, 687; XI, 184 322, 346, 353, 366, 374, 381, 403, 412,

Mürârc b. Reb', IV, 77 429, 432, 433, 434, 462, 475, 479, 487,

Müreysî' Gazvesi, VI, 396; IX, 68 498, 500, 503, 534, 560, 666, 673, 677,

Mürre el-Hemedânî, XI, 196 683, 690, 691, 692, 711, 729, 757; V,

Mürre kabilesi, VII, 521, 522 16, 38, 47, 49, 51, 80, 91, 93, 98, 121,

mürid-i kâmil, II, 146; VI, 98 123, 165, 172, 174, 214, 228, 242, 247,

Müseyke, VI, 448 260, 262, 276, 287, 299, 314, 341, 379,

Müseylime, II, 718; III, 504; V, 143; VI, 383, 388, 405, 406, 458, 466, 469, 474,

598, 728 483, 505, 514, 537, 538, 539, 542, 544,
,

358 NDEKS

557, 559, 571, 590, 608, 612, 627, 633, 443, 478, 482, 483, 484, 517, 561, 576,

681, 719; VI, 55, 71, 90, 106, 108, 599, 603, 604, 621, 640, 647, 648, 651,

138, 142, 143, 149, 153, 155, 161, 192, 652, 670, 672, 680, 684, 699, 701, 703,

208, 222, 266, 271, 282, 313, 329, 379, 711, 713, 728, 729, 733, 742, 746, 750;

382, 383, 393, 394, 397, 41 1, 441, 464, II, 32, 33, 34, 37, 81, 82, 88, 94, 97,

474, 499, 506, 342, 558. 586, 591, 664, 104, 1 14. 1 19, 125. 145. 153, 161, 165.

666, 671, 691, 722, 723, 726, 731, 732, 1 74, 181, 201, 205, 207, 208, 225, 243,

733; VII, 25, 37, 40, 76, 83, 1 10, 201, 249, 254, 272, 282, 285, 301, 305, 306,

203, 206, 215, 307, 353, 368, 387. 469, 313, 335. 353. 354, 359, 378. 383, 390.

484, 512, 518, 521, 542, 546, 551, 553, 393, 394, 395, 401, 406, 407, 435, 462,

559, 569, 578, 580, 598, 603, 606, 61 1, 472, 475, 476, 487, 490, 493, 494, 495,

629, 678, 690, 698, 710, 714; VIII, 17, 505. 531. 538, 560. 581, 587, 597, 604,

24, 52, 58, 68, 71, 84, 108, 111, 122, 607, 613, 634, 654, 665, 669, 671, 673,

130, 131, 151, 156, 157,200, 205,299, 694, 701, 702, 738; III, 20, 32, 38, 42,

302, 308, 340, 358, 419, 433, 437, 447, 48, 51, 53, 58, 97, 118, 126, 131, 154,

455, 468, 549, 561, 564, 633, 640, 672, 175, 179, 189, 216, 223, 230, 234, 246,

703, 712, 722, 728, 730, 738, 740, 747; 266, 292, 302, 322, 328, 344, 347, 360,

IX, 42, 50, 88, 147, 174, 185, 208, 222, 374, 394, 407, 445, 460, 467, 489, 500,

236, 244, 250, 259, 296, 299, 307, 310, 506, 525, 531, 535, 540, 546, 549, 555,

313, 326, 348, 349, 372, 393, 401, 408, 559, 568, 579, 582, 583, 599, 607, 61 1

416, 441, 442, 443, 479, 518, 548, 565, 618. 623. 633, 645, 647, 658, 664, 667,

568, 584, 597, 608, 618, 620, 640, 644, 679, 682, 691, 705, 710, 720, 743; IV,

658, 681, 688; X, 30, 64, 78, 124, 125, 16, 28, 29, 33, 38, 40, 42, 55, 71, 82,

145, 168, 1 77, 182, 185, 194, 202, 205, 92. 99, 118, 119, 128, 156, 197, 205,

219, 225, 261, 272, 283, 289, 360, 361, 212, 216, 266, 268, 279, 291, 306, 344,

395, 39 7, 402, 439, 448, 470, 516, 549, 364, 381 , 4 1 7, 429, 432, 433, 434, 44 1

578, 580, 61 0, 620, 628, 639, 646, 651, 500, 529, 530, 558, 564, 580, 606, 608,

677, 682, 699, 716; XI, 11, 45, 53, 62, 642, 660, 666, 673, 677, 691, 709, 712.

76, 81, 100, 121, 126, 127, 184, 189, 714, 761; V, 38, 47, 49, 51, 80, 91, 93,

204, 205, 212. 224 98, 121, 123, 165, 174, 195, 203, 206.

Müsned, I, 25, 31, 36, 37, 43, 44, 50, 60, 209, 218, 228, 238, 242, 246, 247, 260,

111, 137, 150, 156, 162, 170, 171,203, 262, 272, 287, 299, 306, 329, 341, 360,

209, 21 1, 237, 245, 249, 257, 258, 276, 368, 379, 383, 389, 405, 406, 417, 432,

284, 313, 317, 334, 373, 390, 400, 409, 456, 458, 469, 473, 474, 483, 505, 508,
7

NDEKS 359

514, 537, 538, 539, 547, 549, 559, 560, müahede ehli, I, 107, 262, 364, 420,

571, 576, 612, 621, 719, 726, 735, 736; 496; II, 209, 314; III, 114, 193; IV,

VI, 15. 55, 67, 71, 84, 1 15, 131, 142, 110. 526. 536, 602; V. 151, 709; VI,

148, 153, 155, 161» 162, 179, 208, 213, 199, 456; VII, 29, 112; VIII, 357, 457

235, 242, 271, 313, 331, 363, 373, 397, Müellel, IX, 447

432, 438, 439, 440, 441, 451, 464, 474, Müteri, III, 173; VI, 51, 603; X, 584

488, 490, 499, 503, 506, 533, 542, 554,

558, 591, 666, 683, 697, 722, 728, 731, N


732, 733; VII, 25. 32. 40. 91. 111. 117,
Nadir oullan, I, 368, 392; II, 29, 178,
165, 239, 256, 285, 298, 301, 304, 306,
710; III, 484, 587; IV, 756; V, 185,
307, 323, 353, 355, 368, 390, 398, 410,
269, 521; IX, 198, 202; X, 11, 13, 14,
414, 416, 436, 456, 464, 468, 469. 482,
15, 16, 18, 22, 23, 27, 34, 38
484, 512, 521, 524, 542, 551, 553, 558,
Nadr b. Haris, III, 92, 110, 197, 595,
569, 572, 574, 578, 580, 601, 619. 629,
597; V, 40, 1 89, 399, 564, 600; VI, 58,
676, 690, 710; VIII, 17, 24, 33, 52, 70,
59, 145, 170, 525, 541; VII, 409, 411,
71, 73, 84, 102, 104, 144, 200, 212,
440; VIII, 753; X, 323, 326, 609; IX,
415, 468, 475, 531, 532, 564, 604, 633,
61. 164, 402
636, 640, 647, 652, 658, 661, 672, 703,
Nadrb. Kinâne, XI, 155
730, 734, 736, 737, 738, 739, 740, 741,
Nâfi', I, 85
747; IX, 32, 38, 50, 70, 81, 83, 88, 112,
Nâfi' b. Ezrak, VII, 46
122, 169, 174, 177, 198, 199, 237,253,
Nâfi' b. Yezîd, II, 24
278, 284, 293, 298, 299, 300, 309, 314,
Nakka, V, 251, 535; IX, 262, 288
326, 342, 348, 372, 373, 374, 393, 408,
N asa ra, X, 98
463, 525, 547, 593, 597, 633, 644, 655,
Nasihatin- Kâfiye. I, 81, 136; V, 579;
670, 671, 681, 686; X, 49, 63, 67, 108,
VIII, 637
1 1 2, 125, 150, 158, 187, 225, 261, 283,
Nastûr, X, 67, 68
303, 304, 305, 314, 323, 325, 331, 379,
nasuh töv besi, IV, 283; X, 21
397, 422, 436, 438, 448, 456, 463, 470,
nazar ehli, II, 183
476, 502, 516, 518, 578, 610, 633, 651,
Necâî, II, 304; III, 22; IV, 282; VII, 202,
675, 689; XI, 11, 45, 46, 47, 53, 62, 64,
204, 308; X, 421; XI, 1 47, 148, 149
65, 81, 91, 100, 102, 106, 127, 140,
Neci d, III, 593; VII, 522; XI, 149
162, 177, 187, 189, 200, 212, 215, 224
Necmeddin-i Dâye, XI, 106
Müsnedii 1-Firdei’S, V, 241; IX, 401
Necran, I, 415; II, 15, 64, 103, 106, 108,
el-Müsiahrec, V, 173, 240; VI, 51
1

360 NDEKS

109, 1 12, 131, 304, 597, 598; IV, 600; 508, 512, 517, 537, 541, 542, 546, 569.

V, 354; VII, 202 570, 577, 585, 590, 591, 5%, 601, 603,
nefis terbiyesi, I, 92; V, 107, 638 604, 611, 612, 619, 641, 651, 652, 655,

nefs-i emmâre, II, 678; V, 149; VU, 52; 670, 718; VIII, 16, 34, 50, 51, 65, 73,

IX, 245; X, 122, 447, 680 74, 102, 108, 109, 116, 121, 123, 127,

nefs-i levvâme, II, 678; IV, 435, 469; 151, 162, 165, 168, 171, 180, 186, 199.

719 201, 21 1, 214, 215, 216, 221, 222, 23l,


IX, 498; X, 447,

232, 233, 238, 240, 250, 252, 260, 265.


nefs-i müihime, X, 447
268, 271, 272, 274, 276, 277, 278, 281,
nefsanî haz, I, 321. 330; II. 630, 726: III.

290, 296, 299, 301, 31 1, 312, 355, 359.


243, 584; IV, 144; VII, 212, 282; IX,
371, 392, 399, 402, 405, 406, 409, 423.
134,305, 671; X, 472; XI, 134
448, 454, 472, 489, 499, 504, 507, 517
Neftâlî. IV. 404
537, 545, 549, 554, 571, 576, 588, 603,
Nemrûd, I, 12, 294, 434, 690, 691, 692,
635, 641, 652, 653, 658, 660, 689, 693,
696; III, 174, 440; IV, 25, 425; V, 42,
707. 708, 716, 720, 725, 726, 727, 752,
439; VI, 88, 91, 92
753; IX, 1 5, 37, 44, 56, 77, 78, 79, 111,
Nesefi, I, 18, 48, 134, 135, 145, 204; II.
144, 145, 152, 164, 191, 192, 199, 203,
192; VI, 33, 105, 112, 125, 129, 178,
222, 244, 279, 291, 292, 300. 301, 303.
209, 210, 269, 280, 401, 415, 416, 419,
320, 358, 367, 380, 401, 430, 463, 500,
420, 427, 429, 462, 474, 485, 495, 504,
507, 51 1, 531, 533, 544, 552, 553, 603,
515, 525, 541 542, 556, 566, 579, 598,
,

604, 623, 628, 639, 650, 651, 652, 675,


604, 609, 617, 618, 639, 654, 656, 657,
686, 695. 705; X. 13, 27, 32, 41. 42. 49.
677, 681 , 696, 701 , 71 1 , 712, 71 8, 724,
53, 54, 71, 77, 93, 103, 129, 130, 142,
726, 729, 732, 733; VII, 1 7, 22, 29, 32,
201 , 205, 209, 2 1 1, 21 2, 225, 232, 235,
37, 38, 41, 51, 75, 77, 79, 85, 91, 99,
241 , 254, 267, 268, 281, 286, 312, 354,
102, 11 1, 138, 139, 144, 147, 149, 153,
358, 384, 387, 435, 539
156, 162, 163, 167, 168, 169, 171, 184, Nesr, X, 356, 357, 358
185, 188, 198, 213, 222, 227, 228, 231, NevâdirüVUsûI, I, 137, 246, 298, 715; II,

235, 236, 241, 244, 250, 256, 261, 265, 22, 25, 419; III, 121, 182, 213, 216;

267, 268, 271, 272, 275, 278, 280, 284, IV, 372, 374, 526, 527; V, 561; VI,

285, 291 294, 295, 299, 302, 306, 314,


, 363; VII, 423, 565, 703; IX, 31, 252,

318, 321, 329, 335, 336, 341, 350, 354, 253, 372, 373, 550, 565, 600» 601; X.

362, 363, 376, 395, 396, 402. 422, 426, 66, 68, 469, 470; XI, 24, 95, 207, 21

429, 430, 435, 436, 440, 457, 458, 460, Nevâhidii 1-Ebkâr, I, 134, 136, 683; II,

476, 482, 483, 490, 498, 501, 503, 507, 447, 668; III, 474
NDEKS 361

Nevevî, I, 83; IX, 296, 373, 382; V, 196, 650, 652, 654, 655; X, 7, 146, 222,

286 223, 246, 2%, 299, 343, 344, 345, 346,

Nevf el-Himyen, VII, 38 347, 348, 349, 350, 352, 353, 355, 356,

Nevfel b. Haris, III, 649; IV, 14 357, 358, 359, 360, 361, 362, 363, 364,

Nevruz, V, 655 365, 493, 707; XI, 12

Niftâlî, I, 452 Numanb. Evfâ, 111,701

Nil, III, 422, 431; IV, 519, 520; V, 241, nurani lâhûtî, II, 104

Nusaybin, VIII, 295; IX, 143, 144; X.


404, 631; VI, 289, 656; VII, 137, 138,

443
367
139; VIII, 719. 720; IX. 31. 177.
nutfe, I, 289, 290, 612; II, 20, 54, 104; III,
Nimetullah-i Nahcuvârü, XI, 50, 67, 78,
200, 520; VI, 283, 284; VIII, 347, 526;
86,97, 107, 114, 131,143, 179,197
IX, 580, 582; X, 340, 350, 352, 453,
Ninova, IV, 238; V, 336; VI, 128; VIII,
456, 461, 637, 638, 666, 667; XI, 71
231; IX, 143
nüccbâ, III, 311; VI, 157; VIII, 551; X,
Nuaym b. Mesud, II, 267, 268
380
Nuh (Hz.), I, 190, 440, 673; II, 67, 73,
Nü fevi b. Habîb, XI, 147
89, 586, 706, 744; III, 122, 159, 184,
Nüfeyl el-Hadrami, XI, 147
185, 186, 381, 382, 383, 384, 385, 386,
nükabâ, II, 643; III, 31 1; VI, 157; X, 380
387, 388, 390, 458, 644; IV, 25, 157,
Nüsâ, III, 186
213, 214, 215, 216, 2 17, 228, 289, 290,
NüzheUil-Kuifbfî Tefsiri Carîbi' Kur'ân,
291, 292, 293, 294, 295, 296, 297, 298,
I, 138; V, 209; VIII, 86
299, 30 1 , 302, 303, 304, 305, 306, 307,
•»
308, 309, 31 312, 313, 314, 315, 316,
1,
0-0
317, 354, 356, 386, 629, 630; V, 179,
Olak. IV, 708; VI, 603, 604; X, 645, 665
80, 93, 197, 41 452, 453, 538, 539,
1 1 1,
Osman (Hz.), 1, 28, 168, 357, 599, 700,
541, 542; VI, 100, 101, 102, 103, 202,
701; II, 504. 637, 672, 673; III, 610,
229, 230, 276, 294, 295, 296, 297, 298, 658; IV, 36. 103, 106, 175, 553, 730;
299, 300, 301, 302, 303, 304, 315, 318, V, 467; VI, 227, 401, 438, 490; VII,

571, 604, 679, 680, 681, 682, 683, 684, 280, 538, 594, 595; VIII, 354, 429,

685, 710; VII, 101, 190, 207, 253, 267, 571, 584, 661, 662; IX, 236, 262, 558,

268, 271, 292, 515, 516, 517, 552, 668; 603; XI, 211

VIII, 135, 198, 199, 200, 201, 217, Osman b. Affân bk. Osman (Hz.)
266, 267, 451, 486, 608, 616, 617, 625; Osman el-Bettî, II, 688
IX 28, 151, 331, 392, 393, 468, 47ü, Osman b. Maz'ûn, 111, 24; IX, 1 14, 459;

471, 484, 485, 486, 487, 490, 504, 649, V, 122


, 5

362 NDEKS

Osman b. Talha, II, 432 718; VIII, 124, 641, 706, 708, 711; IX.

Ömer (Hz.), I, 195, 205. 271, 470, 538, 25, 62, 77, 79, 431, 506, 531; X, 56,

599, 603, 745; II, 146, 240, 418, 439, 317, 318, 321, 341, 426, 438, 458, 509,

469, 504, 542, 719; III, 32, 50, 141, 525, 690; XI, 67, 197

242, 469, 553, 558, 567, 639, 644, 645, Prof. Dr. Cevdet Muhammed Ebü"-

709, 710, 712; IV, 36, 46. 81, 143. Yezîd el-Mehdi 1, 57. 63

400, 422, 466, 520, 553, 609, 662; V, put Menât, 1, 149

62, 236, 318, 319, 396, 501, 543, 590.

632; VI, 216, 401, 438, 443, 482, 483, R


495, 605, 609, 725, 731, 732; VII, 29,
Ra 'yâ, IV, 343
169, 281, 412, 503, 518, 545, 580, 604,
rabbânî arif, 1. 1 29. 205; II, 624; III, 31

606, 621; VIII, 73, 211, 212, 260, 416,


rabbânî nefhalar, II, 452
448, 571, 661, 662; IX, 21, 68, 69, 131,
rabbânî sr, I, 323; V, 498; X, 263
1 32, 134, 177, 194, 217, 231, 236, 262,
Râbia el-Adeviyye, I, 187, 500; III, 317;
267, 278, 291, 298, 305, 306, 309, 312,
X, 220, 569, 570
434, 505, 507, 644, 655; X, 14, 15, 27,
Râfi' b. Hüreymele, I, 426
54, 71, 72, 73, 74, 76, 110, 127, 128,
Râgb- sfahan, V, 90, 91
1 68, 1 81 , 1 85, 200, 203. 209, 21 1, 309,
rahbet, VIII, 66, 67
349, 368, 564, 595, 620, 651; XI, 46,
Râhil, I, 452
185
Rahme, VI, 115, 117
Ömer b. Abdülaziz, I, 665; II, 711; VI,
raks, II, 723
718; VII, 244, 436; VIII, 24, 65, 108,
Ravza-i 1 lâh, X, 53
109, 278, 289; IX. 297
cr-Ravziil-Üruif I, 138; V, 184; VII, 192;
Ömer b. Hattâb bk. Ömer (Hz.)
VIII, 190, IX. 39

Rayâlûn, IV, 404


P
Rebâh b. Halûd b. Âd b. Avs b. rem b.

Pakistan, V. 241, 440 Sâm, III, 387

papaan, VII, 31 Rebi', II, 44, 100, 146, 336; IX, 433

Pavlus, II, 748, 749; VIII, 114 Rebî' b. Enes, VIII, 64, 74; X, 652

pimanlk, I. 331. 420. 504. 505; II, 61. Rebî' b. Heysem, VIII, 406

144, 207, 359, 409, 582, 630, 686; IV, Robî' b Husevm, IX, 79

45, 55, 435, 633, 654; VI, 71, 358, 359, recâ, I, 707; III, 377; IV, 351; IX, 690;

360, 435, 553, 554, 557; VII, 694, 695, X, 350


NDEKS 363

refâîl, V, 17 676, 727; IX, 170, 215, 395, 396, 427,

Res halk, VI, 571, 572, 573, 574 473, 509, 518, 327; X, 23, 99, 246,

er-Resâilü 1-Kübrâ, I, 221; III, 509; VIII, 284, 300, 305, 336, 513

24 ruhanî baba, I, 366; II, 364; IV, 487; V,

Revhâ, II, 263 207

Rey, VI, 133; VII, 143, 655 Rûhul-Beyân, I, 35, 42, 51, 62, 174, 185,

Reyhâne, VII, 49 279, 297; II, 111, 464; III, 529; VI,

Rdvan, I, 86 604, 677, 711; VII, 32, 170, 300; IX,

rirâlullah, I, 736; IV, 1 13; VI, 157; VIII, 439, 515; X, 78; XI, 62, 67, 106, 133,

710 187, 200;

er-Risâle, I, 80; II, 364; III, 82; V, 667 Rûlul-Meâm , I, 35, 42, 51, 297

Risâle fi Zem mil -Gybeti vc Medhil-zle- Rum, 1, 318; II, 54; III, 633, 732, 733; IV,

ti ve's-Samt, I, 102 367, 479, 6 77; V, 179, 182, 345, 404;

Risale fil-Akâid ve's-Salât, I, 100 VI, 227, 281; VII, 89, 334, 335; IX,

Risâleiii 1-Akâid, 1, 106 523

riya, I, 705; II, 566, 568, 569; IV, 525; Rum lar, II, 52; III, 586, 733; IV, 112,

IV, 646; XI, 162 306; V, 240, 439, 452, 659; VI, 112,

Ryâî (veya Rekkâî), IX, 333 482, 51 5; VII, 334, 335, 336, 337, 339;

riyazet, I, 30, 322; II, 360, 396, 446, 449; VIII, 199; IX, 208, 213, 240

III, 25, 243, 306; IV, 283; V, 508, 529, Ruvcym, I, 115; III, 303; IV, 391; V,

650; VI, 52, 255, 292; VII, 29, 641; 366; VI, 321

VIII, 537; IX, 83, 317, 395, 466, 519, Rûzbihân- Baklî, I, 18, 122, 239, 454,

670, 671; X, 188, 409, 410, 525, 536, 455, 752; II, 32, 77, 102, 200, 204,

710 205, 230, 284, 303, 324, 342, 349, 358,

Rubîl, I, 452; IV, 404, 412, 493, 494 359, 360, 361, 387, 390, 394, 402, 425,

rubûbiyvet, I, 118, 260, 280, 301, 425, 471, 473, 51 1, 587, 589, 664, 677, 678,

455, 467, 485, 491, 558; II, 39, 102, 700, 723, 734, 737, 739, 740; III, 53,

160, 313, 409, 470, 601, 690, 739; III, 67, 68, 101, 114, 115, 138, 152, 181,

33, 86, 93, 125, 172, 182, 188, 340, 189, 198, 204, 213, 216, 255, 314, 315,

372, 376, 476, 493, 519, 590, 671; IV, 375, 376, 381 , 442, 451, 472, 499, 522,

91, 212, 222, 488, 647; V, 110, 125, 532, 623, 634, 635, 694, 705, 707, 724;

167, 228, 419, 427, 588; VI, 41, 43, IV, 56, 90, 91, 100, 101, 111, 120, 129,

46, 468, 587; VII, 51, 371, 380, 383, 13ü, 164, 284, 285, 315, 321, 339, 340,

673, 71 1 ;
VIII, 79, 263, 366, 537, 675, 371, 385, 452, 454, 466, 488, 533, 584,
364 NDEKS

604, 607, 679, 680, 696, 716, 764; V, s-


18, 95, 114, 124, 125, 177, 178, 179,
Sa'd b. Âs, III, 546
201 , 202, 244, 259, 287, 316, 339, 340,
Sa'd b. Ebû Vakkâs, I, 599; IX, 283, 505,
366, 418, 419, 494, 509, 510, 562, 622,
704
627, 681, 730, 734; VI, 59, 60, 67, 93,
Sa'd b. Mu âz, III, 553, 554, 588, 646;
94, 110, 123, 204, 221, 237, 273, 292,
VII, 522, 542
338, 353, 363, 364, 412, 413, 481, 506,
Sa'd b. Ruhayle, VII, 521
649, 650, 714, 715; VII, 34, 80, 109,
Sa'd b. Ubâde, Ü, 553; IX, 285
1 74, 1 79, 181, 1 82, 339, .382, 383, 432,

473, 476, 581, 585, 586, 684; VIII, 27,


Sa'leb, IV, 57; IX 255, 401; X, 332

Sa'lebe b. Ganeme, IV, 54


50, 67, 78, 79, 104, 110, 148, 246, 247,

263, 288, 357, 366, 367, 379, 404, 427,


Sa'lebe b. Garm, I, 547

438, 439, 459, 496, 501, 513, 517, 518,


Sa'lebe b. Hâhb, IV, 34, 35

521, 579, 580, 589, 614, 615, 631, 642,


Sa'leb, I, 133, 135, 138, 149, 249, 250,

676, 679, 680, 755; IX, 18, 35, 36, 49, 252, 540, 609, 613, 660, 663; II, 34,

50, 98, 99, 114, 119, 124, 125, 155, 55, 60, 88, 89, 90, 95, 96, 109, 123,

161, 169, 170, 189, 223, 224, 241, 242, 127, 129, 131, 133, 140, 142, 145, 146,

258, 263, 264, 287, 288, 321, 382, 383, 159, 166, 173, 240, 243, 244, 249, 262.

399, 403, 419, 445, 510, 545, 546, 587, 278, 285, 286, 311, 323, 329, 342, 354,

592, 607, 608, 613, 614, 625, 626, 636, 356, 359, 379, 386, 400, 422, 424, 428,

642, 646, 656, 677, 706, 707; X, 31, 430, 431, 433, 439, 459, 464, 479, 498,

44, 45, 46, 50, 86, 99, 115, 116, 118, 508, 514, 525, 534, 539, 552, 553, 558,

131, 132, 197, 206, 226, 227, 242, 283, 565, 566, 567, 580, 598, 607, 612, 620.

284, 297, 328, 329, 340, 341, 351, 370, 641, 656, 657, 667, 670, 672, 673, 676,

398, 41 6, 41 7, 41 8, 432, 433, 438, 479, 689, 710, 718, 725, 734; III, 25, 58,

507, 526, 535, 548, 549, 560, 566, 570, 59, 102, 103, 110, 142, 300, 347, 391,

571, 601, 619, 620, 630, 631, 635, 654, 397, 436, 439, 4%, 619, 622, 684; IV,
659, 678, 679, 690, 719; XI, 23, 30, 96,
1 18. 143, 305, 412, 453; V, 14, 21, 3(1,

97, 114, 141, 142, 186


42, 46, 62, 122, 135, 142, 157, 174,
Rübâlün, 1, 452
191, 205, 211. 226. 231, 466. 467, 469,
rüsuh, I, 393
472, 473, 474, 478, 484, 492, 493, 501,
rud, I, 630; II, 316, 325, 327; III, 290,
506, 507, 508, 513, 514, 534, 539, 54(1,

291
546, 551. 557, 560, 562, 580, 581, 586,
NDEKS 365

590, 599, 600, 612, 618, 624, 630, 632, 748; IX, 21, 34, 38, 68, 78, 79, 86, 93,

633, 638, 641, VI, 28, 31. 48, 59, 89, 94, 131, 132, 136, 138, 144, 146, 152,

90, 91, 92, 95, 107, 109, 113, 115, 116, 154, 177. 199, 239. 243, 260, 274, 275,

123, 126, 128, 129, 131, 143, 145. 146, 291, 292, 298, 303, 31 1, 312, 313, 316,

150, 160, 170, 180, 196, 202, 206, 207, 325, 332, 333, 337, 338, 415, 421, 439,

219, 232, 241, 259, 264, 267, 270, 278, 443, 470, 486, 487. 492, 514, 538, 541,

286, 291, 299, 314, 325, 341, 361, 362, 544, 545, 551, 559, 565, 630, 653, 659,

363, 374, 381, 382, 383, 385, 394, 402, 685, 704; X, 15, 27, 29, 30, 32, 33, 39,

41 1, 420, 424, 437, 438, 439, 440, 441, 49. 72. 74, 77, 78. 1 12, 113. 131. 157.

444, 448, 449, 453, 478, 489, 495, 504, 158, 169, 173, 174, 201, 220, 224, 225,

505, 525, 532, 533, 540, 542, 554, 656, 226, 229, 231, 232, 259, 260, 261, 272,

658, 665, 666, 669, 673, 678, 704, 705, 275, 281, 290, 296, 300, 302, 373, 377,

706, 723, 731; VII, 16, 22, 25, 26, 32, 378, 401, 406, 412, 424, 436, 443, 469,

36, 37, 38, 40, 46, 48, 49, 50, 55, 58, 494, 524, 587, 588, 616, 624, 625, 638,

63, 68, 79, 80, 86, 87, 92, 96, 98, 111, 651, 659, 665, 684, 693, 694, 708; XI,

118, 120, 122, 124, 138, 139, 140, 146, 34,44,60, 112, 119. 125, 196,225

151, 153, 163, 164, 169, 172, 175, 176, Saba rüzgâr, IV, 711, 712; VII, 37

1 77, 185, 195. 1%, 208, 238, 241, 242, Sâbiîler, I, 341; II, 153, 743, 744; III,

248, 250, 278, 285, 287, 291, 294, 296, 702; VI, 190, 226; VIII, 581; XI, 208

298, 314, 318, 321, 329, 347, 350, 351, sâbikûn, IV, 72; IX, 562, 597; X, 218

409, 4 1 0, 4 11 , 422, 423, 425, 434, 436, Sabit el-Bünârû, VII, 658; X, 184, 401

442, 448, 456, 475, 482, 503, 513, 523, Sâbûrâ, VII, 168

552, 557, 558, 565, 569, 577, 600, 603, sadakat, 1, 239; II, 635, 664; III, 36, 52,

604, 606, 607, 619, 621, 651, 652, 655, 93, 650; IV, 125, 196, 740; V, 517,

656, 658, 663, 664, 665, 671, 700, 714; 649; VII, 72, 536, 538, 540; VIII, 208,

VIII, 1 7, 63, 65, 73, 76, 78, 82, 92, 95, 215, 217

98, 101, 102, 109, 116, 121, 132, 146, Sadeddin-i Teftâzânî bk. Teftâzârü

147, 151, 168, 199,205,212,213,214, Sadefe bint Muhtar, III, 397

216, 226, 231, 233, 252, 277, 282, 285, safi hal, VII, 699

306, 335, 336, 341, 354, 399, 416, 417, Safiyye, VI, 722; VII, 590, 5%; IX, 239,

421, 429, 433, 446, 447, 448, 454, 462, 292

483, 487, 550, 556, 557, 561, 562, 634, Safura, III, 404; VII, 168

636, 637, 640, 641, 643, 645, 646, 649, Safvân b. Muattal es-Sülemî, VI, 397,

673, 719, 726, 728, 735, 736, 737, 738, 398, 402, 418
366 NDEKS

Sâîn, III, 467 Said b. Sevvâf, VI, 549

Sahih, I, 25, 37, 43, 50, 60, 80, 84, 137, Said b. Zeyd, VII, 538

203, 212, 246, 249, 267, 334, 400, 471, Sakîf, III, 496, 690; V, 266, 704; VIII,

478, 483, 342, 354, 604, 623, 746, 748 562; IX, 81, 447; X, 267

II, 88, 125, 289, 335, 367, 383, 407 Salih (Hz.), II, 461; III, 52, 392, 393, 394,

451, 531, 581, 645, 654; III, 179, 292 395, 3%, 397, 398; IV, 25, 217, 317,

322, 445, 467, 500, 533, 647, 711; IV 329, 330, 331, 332, 333, 354, 356, 749,

28, 38, 71, 266, 267. 291, 432, 453 750, 757; V, 538; VI, 230, 231, 301,

711; V. 16. 38. 51, 201, 205, 314, 368 303, 304. 305, 306, 308, 572, 692, 693,

416, 423, 435, 590, 726, 735; VI, 55 694, 695, 696, 697, 710; VII, 73, 74,

115, 192, 206, 398, 438, 506, 671 75, 76, 77, 78, 79, 80, 190, 289, 313;

VII, 302, 368, 416, 512, 574, 584, 690 VIII, 123, 201, 226, 267, 554; IX, 3 ( »3,

VIII, 17, 63, 67, 84, 85. 330, 399, 531 471, 494, 495, 4%. 497, 504; X, 384;

549, 636, 740; IX, 174, 208, 443, 479 XI, 25,

658, 670; X, 96, 125, 202, 687; XI, 91 salih amel, I, 282, 305, 316, 341, 361,

100 362, 527, 613, 665, 727, 729; II, 98,

Sahîh-i Buhâri, 1, 80, 84, 1 37, 267; II, 654 100, 427, 430, 489, 529, 530, 533, 599,

III, 467; IV, 267; V, 16, 416, 423 600, 633, 634, 635, 743, 744; III, 34,

435, 735; VI, 192; VII, 368, 512, 584 48, 352, 360, 739; IV, 71, 72, 104,

VIII, 84, 85, 399; IX, 479 105, 131, 165, 256, 271, 272, 273, 286,

Sahîh-i Müslim, I, 80, 84, 137 288, 314, 388, 521, 582, 583, 627, 654,

Sahnûn Ebû Said Abdiisselâm, 1, 86 655; V, 49, 56, 97, 131, 183, 187, 322,

Sahr, VII, 67; VIII, 300, 301 324, 327, 328, 370, 385, 437, 444, 468,

Sahr b. Hansa, IV, 54 469, 470, 471, 474, 475, 545, 546, 572,

sahv hali, II, 210; IV, 586 581 589, 594, 671, 676, 678, 681, 71 U;
.

aibe, I, 507; III, 54 VI, 56, 139, 141, 151, 155, 181, 184,

Said b. Cübeyr, I, 37, 498; III, 103; V, 195, 197, 246, 248, 316, 317, 447, 490,

478, 717; VI, 497, 572; VII, 25, 46; 612, 613, 614, 728, 730, 731; VII, 18,

X, 219 9], 217, 220, 232, 237, 239, 257, 259,

Said el-Kazavânî (el-Kazzârtî), I, 94 260, 261, 288, 293, 317, 318, 319, 384,

Said b. Muallâ, I, 209 385, 418, 456, 474, 477, 487, 488, 548,

Said b. Miisevyeb,
* •
V, 206; VII, 659; 549, 550, 645, 652, 660, 698. 699, 718;

VIII, 212, 405, 647; X, 219, 377, 455, VIII, 35, 36, 40, 73, 83, 85, 124, 232,

477, 651 288, 441, 443, 458, 496, 514, 575, 667;
NDEKS 367

IX, 71, 77, 96, 97, 120, 122, 173, 257, 440, 559, 623; VII, 92, 224, 236, 272,

262, 458, 519, 573, 600, 685; X, 41, 318, 329, 355, 4H2; VIII, 50, 74. 398,

117, 135, 149, 150, 151, 190, 191, 193, 579, 641; IX, 85, 98, 256, 297, 374,

211, 235, 309, 498, 500, 619, 655, 685; 587, 626, 704, 707; X, 160, 176, 305,

XI, 60 351, 549, 571, 582; XI, 66, 97

Salim b. Umeyr, IV, 54 Sehl b. Huneyf, X, 22

Sam, II. 89; III, 387, 390, 394; IV, 306; Sehl b. Sa'd es-Sâidî, XI, 205

V, 411, 452, 542; VI, 304; VII, 268, Sehmoullar, III, 62; XI, 125

668; VIII, 199; X, 707 sekînef, I, 659, 660; III. 52, 692, 694,

Sâmirî, 1, 322, 382; III, 452, 453; V, 682, 719, 720, 721; VII, 437; IX, 216, 217,

683, 685, 686, 687, 688, 691, 692, 695, 218, 219, 237, 240, 241, 250, 251

696, 697, 698, 699; VII, 231 Sekkâkî, I, 80

San a, II, 54; VII, 46, 669; VIII, 306; IX, sekr, III, 274; IV, 586; VII, 90, 636; VIII,

39; X, 272; XI, 147 46; IX, 1 7*9; X, 207, 284,474

Sârân, VII. 426 Selâhaddin-i Fyyûbî, X, 541

Sâre, II, 534; III, 467, 468; IV, 336, 338, Selâm b. Mükim, III, 701

505, 675, 681; V, 521, 526; VI. 91, 95, Selemeoullan, II, 192; IV, 44; VI, 43;

664; VII, 280, 281; VIII, 205; IX, 387; VIII, 101

X, 53, 58 Sellâm b. Ubü'l-Hakîk, VII, 521

Saydûn, VIII, 299 $elmnn- Fârisî, II, 53, 547; III, 142;

Seâlibî, I. 134, 136; III, 256; V. 251, 559, IV. 373; VI, 725; VII, 208. 215, 521;

585, 590, 591; VI, 470; IX, 153, 605; VIII. 336, 745; IX, 93, 208, 302, 601;

X, 87, 215 X, 224, 611

Sebe, III, 48, 160, 329; IV, 202. 524; V, St'livUn-Lufh. I, 82, 88
227, 251, 294; VII, 42, 43. 46, 49, 50, semâ, V, 287, 288, 340; VII, 125, 413,

54, 64, 71, 591, 639, 667, 668, 669, 414, 415, 416; VIII, 736

670. 671, 672. 674, 676. 677. 678, 714, Semerkandî, I, 609; VIII, 301, 421, 557;

719; VIII, 106, 350; X, 45, 413, 630 X. 159

Secah el-Mütenebbie, II, 718 Semûd, III, 90, 95, 392, 393, 394, 396,

Sedir, VII, 38 449, 605; IV. 25. 329, 330, 332, 333,

Sedûm, VII, 280, 285 334, 360. 361. 386. 629. 630. 686. 746,

Sehl b. Abdullah, 1, 30, 36. 45, 62, 230, 750; V, 56, 197. 242, 243, 401, 564,

51 3; II, 22, 320. 244; III, 509, 471 ; IV, 732; VI. 229, 230, 303, 304, 309, 571,

120, 670, 715, 546; V, 104, 471; VI, 693, 694; VII, 73, 74. 211, 253, 290,
S

368 NDEKS

292, 343, 409, 495; VIII, 96, 123, 266, seyyiâtül-mukarrebm, I, 443

267, 451, 476, 486, 553, 555, 556, 557, Seyvid Ahmed, I, 92, 93, 96; IV, 112;

558; IX, 40, 141, 331, 332, 391, 393, IX. 613

395, 438, 468, 471, 493, 494, 496, 497; Seyyid Ahmed Talib, I, 79

X, 293, 294, 295, 493, 655, 657, 660, Seyyd Ahmed Za'ri, I, 85

704, 709, 710, 711; XI, 22, 24» 25, 26 Sddk- Ekberbk. Ebü Bekir
Semûd kavmi, III, 3%; IV, 332, 333, sddkyet, I, 566; II, 613, 639; V, 520,

334, 360, 361, 386, 686; V, 732; VI, 521; Vin, 665; IX, 636

229, 230. 304. 693. 694: VII. 292; stdk makam, IV, 124, 125, 126; IX, 352,

VIII, 267, 486; IX, 331, 332, 393, 494, 510

497; X, 294, 295, 709; XI, 22, 24, 26 es-Shâh, 1, 205

Semüre, VI, 438 Silküti-Diirer Jj Zikri'l-Kazâi vl-Kairr,

Senhûn, I, 74 I, 100

Senûs, I, 80, 82; V, 538; VII, 432, 615; Silvetül Ahzân, V, 71

X, 677 Sirâcü7-Miilûk IX, 34 ,

Serî-i Sakat, I, 53, 126; II, 204, 402; IV, Sirâcu 7-M imdin, IV, 691, 723; V, 273,

555; V, 407; VII, 415, 431; IX, 410; 503


X, 220 es- îretii ’n- Ncbcviyye, I, 138; III, 110,

Serrâc, I, 45, 47, 743 142, 555, 661, 671, 720; IV, 63; V, Hl,

evde, II, 539; VII, 545, 596; X, 201 357; VI, 402; VII, 280, 543

Sevik ordusu, II, 267 îrîn, VI, 443

Sevr, II, 670; IH, 594, 720; VII, 158, 299 Sodom, III, 400; IV, 743; VI, 575; VII,

Seyfullah, IX, 291; X, 421 285

seyrü sülük, I, 19, 46, 48, 63, 87, 88, 89, Sudanllar, V, 452; VIII. 199

93, 129, 143, 146, 147. 204, 205, 304, Suffe, I, 517, 582, 722; V, 364; VI, 367;

310, 479, 547, 642, 654, 719; II, 62, VIII, 646; IX, 131

313, 336, 364; III, 25, 123, 147, 160, Suheyb, III, 141; IV, 373; V, 6Z 364; VI,

294, 457, 515, 535, 540, 549; IV, 77, 541; IX, 115, 291; X, 85, 624

159, 236, 377, 714, 715; V, 89, 115, Suheyb b. Sinan er-Rûmî, 1, 574, 575

145, 146, 162, 167, 197, 244, 578, 649, Sukkayn, 1, 86


672; VI, 320; VII, 454, 646; VIII, 79, Sübey'a el-Eslemiyye, X, 181
154, 187, 477, 619, 620, 685, 686; IX, Sübey'a bint el-Hâris, X, 71

167, 428, 466, 585, 626, 654; X, 31, Süddî, I, 193, 658, 663; II, 90, 117, 670,

183, 251, 408, 409, 525, 535, 641 689; IV, 412, 744; V, 452, 506, 603;
NDEKS 369

VI, 48, 81, 90, 573, 676; VII, 147, 484; IV, 425, 603; V, 439, 483; VI,

150, 171, 434, 576; VIII, 205, 211, 103,104,105, 106,108,109,110,111;


437, 462, 635, 641; IX, 127, 541, 545; VII, 24, 28, 30, 31, 32, 34, 35, 36, 37,

X, 233, 378 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47,

Süfevra, VII, 168 48, 49, 50, 52, 53, 54, 55, 56, 60, 61,

Süfyân b. Uyeyne. 1, 65, 1 10; II, 742; IV, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71,

137, 609, 672; VI, 440; VII, 429; IX, 1 1 1, 261, 300, 457, 552, 594, 598, 649,

308 654, 655, 656, 657, 658, 659, 662, 663,

Süfyân- Sevrî, II, 430; V, 212; VI, 666; 664. 665. 666, 671. 672, 688; VIII,

IX, 260 271, 277, 294, 295, 296, 297, 298, 299,

Süheyl, 1, 400; V, 62; VIII, 204 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307,

Süheyl b. Amr, IX, 249 308; IX, 633, 686; XI, 83

Süheyl yldz, VII, 45; VIII, 204 Süleyman el-Cezûlî, I, 77; VII, 613

Süheylî, 1, 138; II, 515; III, 110; IV, 103; Sülcymoullar, II, 718

V, 184; VII, 192, 592, 610; VIII, 190; t*-S iillemii T-M iiremak fi Umii-Mantk,

IX, 39; X, 92, 392, 420; XI, 186 I, 80

Sühreverdî, I, 31, 32, 33, 37, 115, 136, es-SiiUen ii '?-S ubû t, I, 82

144, 203, 227, 254, 404, 661; III, 303, Sümâme, VI, 340, 342; IX, 164

317, 748; IV, 101, 391; V, 95, 458; VI, Sütten-i Beyhaki, I, 138

98, 99, 725; VII, 179, 230, 417; VIII, Siinen-i Ebî Davud, 1, 137; VII, 165

283; IX, 304, 610; X. 65, 115 Sünen-i bn Mâce, 1, 137

Sülemî, 1, 30, 48, 62, 145, 743; II, 99, 191, Sütten-i Nesâî, I, 137

307, 740; IV, 111; V, 285, 721, 729; Sünen-i Tirtntzt, 1, 137

VI, 63, 339, 397, 412, 663, 673, 715, sünnet, I. 14, 18, 19, 37, 42, 46, 60, 64,

718, 726, 733; VII, 20, 69, 77, 92, 143, 78, 105, 106, 108, 112, 113, 114, 170,

144, 156, 164, 176, 177, 188, 236, 256, 226, 411, 434, 488, 628, 661; II, 110,

272, 302, 318, 329, 426, 430, 442, 473, 169, 252, 348, 366, 413, 488, 504, 668,

482, 490, 503, 581, 592, 659; VIII, 47, 686, 696, 703; III, 138, 180, 211, 229,

50, 68, 148, 399, 400, 501, 518, 615, 255, 256, 259, 279, 300, 303, 443, 606,

631, 645, 652, 676, 737; IX, 263, 264, 688; IV, 63, 71, 187, 200, 231, 310,

297, 305, 355, 374, 707; X, 44, 131, 31 1, 383, 390, 632; V, 49, 66, 89, 225,

132, 160, 176, 618, 620, 622; XI, 97 242, 471, 515, 710; VI, 179, 280, 379,

Süleyman (Hz.), 1, 190, 191, 193, 398; II, 434, 469, 669, 713, 717; VII, 477, 643;

68, 230, 428, 429; III, 185, 186, 458, VI II, 206, 216, 217, 417, 460, 637,
,

370 NDEKS

739; IX, 206, 345, 515, 656; X, 153, 531, 539, 546, 588, 599, 615, 622, 613,

231, 233, 242, 263, 563; XI, 48, 127 639. 646, 650, 681, 687, 699, 709; IV,

Siirâka b. Mâlik, III, 622 14, 16, 32, 36, 38, 40, 44, 47, 70, 79,

Süreyya, V, 30 88, 92, 93, 94, 1 19, 137, 139, 202, 205,

Süvâ, X. 356, 357, 358, 360 206, 220, 226, 229, 235, 239, 240, 258,

Süveyd, II, 138, 139, 141, 329; IV, 32; 266, 274, 305, 357, 371, 381, 391, 416,

VII, 543 433, 464, 494, 498, 508, 510, 529, 531,

Süyûtî, 1, 25, 26, 28, 29, 37, 38, 39, 40, 43, 550, 553, 569, 589. 592, 606, 630, 632,

48 , 50, 60, 61, 65, 66, 67, 68, 11 5, 1 34, 642. 646, 650. 658, 662. 669, 677, 691

136, 137, 138, 141, 143, 149, 195, 198, 700, 712, 731, 744, 756, 760, 761, 762;

203, 237, 246, 247, 249, 250, 275, 276, V, 17, 38, 42, 46, 71, 81, 82, 88, 93,

277, 298, 314, 349, 353, 363, 384, 400, 96. 97, 118, 122, 123, 134, 142, 143,

402, 421, 443, 448, 461, 470, 477, 484, 157, 164, 174, 175, 185, 191, 205,206,

510, 520, 524, 536, 539, 542, 554, 574, 219, 224, 225, 226, 231, 234, 241, 246,

576, 583, 595, 599, 602, 609, 613, 620, 251 , 272, 273. 276, 286, 289, 294, 31 3,

630, 646, 658, 663, 668, 669, 670, 682, 318, 319, 329, 332, 355, 357, 364, 378,

683, 684, 685, 686, 695, 702, 713, 715, 393, 412, 416, 422, 423, 424, 431, 432,

718, 725, 735, 742, 746, 750; II, 24, 439, 448. 452. 453, 466, 469, 472, 473,

29, 38, 42, 44, 49, 50, 55, 73, 90, 103, 492. 502, 506, 514, 538, 543, 546, 549,

107, 109, 11 1, 124, 127, 131, 133, 136, 551, 560, 579, 580, 581, 590, 591, 598,

145, 153. 159, 169, 201, 202, 207, 222, 599, 603, 621, 648, 652, 666, 71 6, 7 1 7,

243, 245, 249, 254, 255, 278, 287, 289, 721, 725, 726; VI, 31. 44, 48, 55, 57,

291, 299, 304, 306, 307, 323, 326, 329, 59, 95, 107, 115, 116, 126, 129, 131,

354, 377, 378, 386, 388, 394, 395, 399, 145. 162, 170. 174, 192, 196, 202, 206,

406, 4 1 0, 428, 429, 439, 443, 447, 448, 219, 225, 241, 270, 281, 318, 321, 341,

459, 462, 463, 470, 479, 489, 492, 493, 357, 362, 364, 373, 380, 381, 385, 388,

495, 4%, 501 , 505, 531 , 539, 547, 553, 420, 422. 424. 437, 443, 444, 445, 489,

561, 580, 581, 607, 612, 638, 656, 661, 495. 502, 508, 511, 532, 533, 549, 553,

663, 668, 677, 694, 699, 710, 720, 738, 563, 573, 574, 581, 608, 609, 614, 617,

743; III, 25, 32, 42, 50, 51, 58, 63, 69, 619, 642, 644, 651, 652, 717, 723, 724,

71, 81, 103, 117, 126. 131, 142, 170, 732; VII, 38, 46, 48, 50, 5 1 . 57. 68. 86,

191, 225, 236, 248, 255, 264, 300, 303, 87, 96, 98, 123. 137, 140, 152, 153.

305, 31 1, 363, 403, 419, 424, 449, 473, 168, 172, 175, 185, 195, 196, 214, 248,

474, 483, 495, 506, 511, 514, 516, 521, 250, 253, 256, 257, 261, 265, 267, 268,
NDEKS 371

280, 299, 302, 314, 347, 349, 350, 354, 422, 676; VIII, 212, 233, 274; IX, 213;

363, 390, 399, 409, 422, 423, 425, 434, X, 78. 169, 494

435, 459, 463, 464, 475, 482, 483, 484. afiî. I, 37, 208, 211, 212, 213, 245, 246.

485, 498, 508, 513, 538, 553, 562, 565, 354, 483, 488, 557, 562, 596, 61 7, 619,

570, 572, 574, 576, 577, 578, 591, 592, 620, 638, 640; II, 57, 364, 368, 370,

596, 601. 606, 607, 608. 612, 621, 629, 381, 41 1, 412, 413, 503, 505, 507, 508,

633, 634, 652, 655, 657, 658, 665, 676, 615, 621, 622, 628, 682, 688, 689, 695,

699; III, 27, 28, 39, 40, 239, 470, 546,


682, 700, 703; VIII, 32, 33, 35, 38, 64,
606, 609, 695, 745; IV, 370, 416; V,
66, 73, 77, 86, 101, 102, 120, 121, 132,

141, 144, 146, 154, 158, 164, 168, 171,


134, 143, 195, 1%, 285, 602; VI, 106,

208, 379, 390, 393, 398, 430, 436, 437,


176, 182,186,188,210,211,212,213,
445, 446; VII, 171. 558. 612; VIII,
214, 227, 233, 234, 240, 252, 271, 273,
164, 281, 312, 4(X), 430, 431, 581, 637,
281, 282, 286, 307, 312, 326, 335, 336,
664; IX, 163, 591, 667, 668, 669; X,
354, 359, 366, 374, 415, 416, 429, 433,
42. 72, 114, 168, 181, 184, 397, 414,
434, 446, 447, 448, 454, 472, 499, 500,
610; XI, 133
532, 549, 561, 562, 571, 627, 634, 643,
akîk- Belhî, I, 236
646, 647, 652, 658, 660, 685, 713, 734,
am, I, 320, 329, 419, 458; II, 479, 659,
737, 739, 740, 741; IX, 16, 38, 39. 43,
663, 718; III, 61, 394, 400, 417, 434,
44, 79, 80, 94, 109, 111, 114, 127, 131,
435, 437, 439, 551, 587; IV, 20, 79,
177. 181, 191, 213, 218, 259, 268, 269,
80, 1 12, 233, 31 1, 396, 467, 479, 518,
270, 285, 291, 294, 300, 303, 308, 309,
519, 591, 625, 743, 749. 750; V, 179,
31 0, 31 2, 313, 318, 325, 337, 350, 408,
183, 269, 308. 438, 440, 526, 609, 640,
409, 41 5, 421, 440, 441. 447, 463, 469,
672, 732; VI, 94, 95, 108, 113, 143,
479, 530, 533, 544, 550, 558. 559, 566.
1 56, 290, 299, 316, 453, 489, 575, 632,
593, 627, 628, 630, 635, 655, 662, 693; 654; VII, 37, 47, 136, 176, 192, 280,
X, 15, 18, 30, 39, 49, 54, 65, 68, 87, 334, 336, 495, 515, 521, 656, 667, 668,
1 1 3, 1 1 4, 1 29, 1 57, 1 58, 217, 229, 258, 674, 675, 676; VIII. 58, 96, 208, 226,

302, 309, 310, 401, 402, 416, 424, 428, 229, 306; IX, 31, 127, 131, 306, 487;

429, 450, 463, 476, 51 3. 519, 545, 564, X, 14, 15, 58, 113, 533, 651; XI, 44,

575, 608, 616, 683, 686, 693, 698; XI, 154, 155, 194

40, 41, 47, 48, 57, 61. 69, 81. 82, 85, a'rânî, 1, 33, 45, 46, 53, 203, 588, 731;

100, 106, 129, 140, 146, 169, 176, 177, II, 413; III, 53, 87, 211, 231, 31 1, 416;

185, 201, 205, 206 IV, 111, 648, 732; V, 85; VIII, 645,

a'bî, II, 100, 689; VI, 167, 390; VII, 310, 702, 732; IX, 300
,

372 NDEKS

âs b. Kays, II, 157; III, 701 erefeddin-i Tîb bk. Tîbî

âtbî, II, 515; IV, 657 erhu alâ Tâiyyeti eyh Ali b. Mes'ûd d-

âzeliyye, I, 87, 88, 94, 96; IV, 351; V, Ca'dî et-Ttvâni, I, 103

31; X, 188 erhu EsmâiHahil-Hüsnâ. I, 102, 653;

ecere ii'n-Nr,
t I. 81, 83, 84, 97, 101 VIII, 649

edîd, V, 315; X, 707 erhu Kitâbil-Hsnil-Hasîn min Kelâm


efaat, I, 80, 123, 149, 316, 317, 433, Seyyidil-Mürsetin, I, 102

670, 678, 680; II, 87, 142, 143, 342, erhu Memzili's-Sâirin, III, 458; IV,

436, 442; in, 175, 1%, 197, 367, 369, 101; VII, 594: IX. 190

370, 468, 469, 647, 677; IV, 42, 93, erhu Râiyyeti 1-Bûzuii fî's-Siiiûk, 1, 103

94, 128, 149, 150, 171, 287, 368, 369, erhli Salâti Abdissdâm b. Mei, 1, 103

565; V, 14, 153, 251, 272, 273, 274, erhu 5 alâti îbn Arabi d -Hatemi, 1, 103

575, 579, 581, 582, 583, 706, 708, 735; erhu Tâiyyetil-Btîzidî, I, 103

VI, 42, 43, 44, 46, 241, 300, 669, 672, erhul-Biirde lil-Bûsîri, I, 102

674, 676, 678, 679, 722; VII, 207, 229, erhu 1-Hemziyye, VII, 652

248, 346, 456, 503, 681, 682, 683, 690; erh ul-Hzbi 1 - Kebîr l '-âzelî, I, 102

VIII, 69, 70, 116, 181, 182, 228, 341, erhu 1- Kaside ti 7-Hâiyye fi't-Tasan'ufi

401, 402, 403, 458, 472, 504, 505, 643, li’r-Ri/âî, I. 103
'
752, 754, 755, 756; IX, 200, 449, 451, erh % Kaside t i 1-Hamriyye li btil-Fânz

452, 454, 465, 686; X, 436, 439, 522, l 102


523, 526, 600, 638; XI, 39, 40, 57, 104, erhuVKasîdeti l-Münferice li'bni’n-Nah-
167 vi, I, 103

ehâbeddin-i Hafâcî, I, 133 e- erhu 7- Kebir, I, 245

ehâbeddin-i Sühreverdî bk. Sühre- erhul-Kevâkibi'd-Düniyye fi Medhi


verdî Hayrn-Beriyye, I, 103

ehr b. Haveb, II, 432; III, 468; V, 472 erhul-Mevâkf IX, 479; V, 314

ehristânî, III, 329, 330 erhu 'rt’Nûriyye li'-üteri, I, 104

elebî, III, 52 erhu'r-Râiyye, 1, 91

em'ûn, 1, 452, 655; III, 71; IV, 401, 404, erhu't Tibi alâ Mikâtil Mesâbîh, I, 29,

406, 412, 472, 480, 493 136; IV, 165; VI, 672; VIII, 302; IX,

email l 81. 82 16; X, 115

emâilül-Husûs, IX. 70 erik b. Semhâ, VI, 394

emhâ bint Ennü, X, 361 eübî, V, 17


erâhîl b. Mâlik b. Reyyân, VII, 49 evâhidüVEfkâr, 1, 136; II, 447; III, 474
NDEKS 373

eybe b. Rebîa, IV, 760; VI, 196; VII, 116,151,161,181,327,339,341,361,


1 13; X, 555 386, 412, 414, 415, 425. 426, 430, 431,

eyh Ayderûs, 83 I, 499, 519, 520, 529, 557, 658, 697, 724;

eyh Bekri, VIII, 674 IX, 104, 164, 176, 184, 280, 322, 415,

eyh Derdîr, 83 1, 427, 429, 489, 576, 602; X, 35. 39, 77;

eyh EbûYa'zâ, IV, 417 XI, 21,88,90, 91, 177, 200

eyh Sakal, II, 175 ît (Hz.)» II, 666, 673; VI, 125, 571; VII,

eyhzâde Muhyiddin, I, 133 271; VIII, 61; X, 358, 684

i'râ, IX, 468, 470, 472, 474 öhret, I, 269, 326; II, 370; III, 280; IV,

iblî, I, 499, 653; II, 56, 652; III, 571, 103; V, 534; VII, 245; VIII, 685; X,

572, 747; IV, 643; V, 168; VI, 432; 187, 188; XI, 26
VII, 20, 417; VIII, 297, 615; IX, 355; 'be b. Âmir, II, 128; VII, 595; VIII,

X, 19, 132 356

ifâ-i en/, I, 80 uavb (Hz ). I, 335, 338; III, 180, 254,

irk, I, 56, 126, 279, 365, 450, 504, 551, 319, 401, 402, 403, 404, 405, 406,

552, 553, 609, 720; II, 82, 124, 385, 407, 408; IV, 26, 317, 346, 347, 348,

420, 454, 525, 694, 744, 749; III, 20, 350, 352, 353, 354, 355, 356, 357, 358,

21, 96, 97, 111, 157, 158, 174, 178, 359, 360, 361, 362, 422, 630, 640, 748,

179, 180, 181, 187, 206, 207, 208, 210, 749; V, 426, 433, 609, 617, 633; VI,

220, 242, 285, 286, 287, 296, 351, 438, 91, 118, 161, 230, 308, 571, 572, 702,

521, 522, 599, 607, 634, 665, 681, 682, 703, 704, 705, 706, 710; VII, 84, 158,

684, 714; IV, 92, 129, 149, 150, 157, 160, 163, 165, 166, 167, 168, 169, 170,

158, 167, 170, 194, 210, 212, 245, 246, 171, 172, 174, 176, 193, 21 1, 253, 288;

256, 301, 320, 359, 361, 365, 370, 459, VIII, 267, 486, 670; IX, 331, 332

523, 525, 526, 5%, 599, 620, 658, 664, uh, X, 29, 30

674, 686, 761; V, 17, 43, 54, 55, 56, ükür, I, 8, 79, 148, 208, 213, 235, 281,

76, 80, 103, 106, 113, 155, 156, 158, 292, 315, 332, 480, 534, 536, 560, 568,

200, 220, 255, 257, 276, 378, 380, 473, 642, 707, 744; II, 13, 78, 82. 92, 181,

531, 554, 575, 583, 586, 587, 710; VI, 213, 230, 567, 636; III, 29, 41, 131,

36, 44, 213, 217, 244. 300, 304, 326, 329, 388, 427. 436. 499, 628. 629, 736;

348, 349, 356, 357, 374, 538, 610, 616, IV, 135, 137, 140, 236, 266, 273, 311,

659, 664, 675, 676, 694, 720, 723; VII, 331, 405, 514, 536, 573, 624, 627, 628,

87, 124, 228, 248, 251, 258, 259, 261, 646, 662, 670, 714, 761, 764; V, 31,

366, 373, 426, 427, 431, 704; VIII, 93, 106, 152, 156, 306. 311, 312, 488, 615,
374 NDEKS

679 681; VI, 53, 54, 139, 203, 219, 273, 420, 460, 718

222, 256, 282, 31 6, 317, 320, 343, 344, takdis, II, 230; IV, 130, 137; IX, 190,

345, 435, 588, 606, 690; VII, 29, 32, 587; X, 86. 679

66, 68, 69, 72, 90, 173, 232, 300, 326, takyyetullah, IV, 350

377, 3%, 426, 427, 429, 452, 453, 479, Takyyüddin el-Fukayr, I, 95

61 5, 653, 654, 658, 659, 660, 661 , 662, Talha. III. 583; IV, 730; IX, 284; X, 53

669, 676, 677; VIII, 42, 45, 159, 281, Talha b. Ubeydullah, II, 220; VII, 538

289, 31 5, 340, 348, 349, 350, 385, 443, et-Tâlib et-Tâviidî el-Fâsi ht Sû de

460, 629, 655, 685; IX 33, 552, 644, el-Miirrî , I, 83

671, 690; X, 261, 304, 319, 336, 397, Tâliul-Emâm alâ Muhtasari’-eyh ez-

563, 597, 712; XI, 7, 47, 57, 129, 159, Ziirkânî, I, 83

168, 172, 173, 187, 189 Talk b. Hubeyb, IV, 669


ürevh b. Rebîa el-Fihri, X, 555 tamah, 1, 285, 370, 380, 554, 563, 607,

üteri, I, 104, 107, 119, 137, 144, 422, 630; II, 53, 129, 149, 241, 327, 440,

446, 508, 559, 650; II, 567, 588, 649; 491; III, 210. 244, 463; IV, 340. 598,

III, 111, 171, 176, 206, 557; IV, 268, 755; V, 130, 178, 342, 385, 730; VI,

384, 643; V, 32. 244, 530, 587; VI, 54, 338, 596, 597, 686, 689; VII, 209,

154, 169, 543; VII, 416; VIII, 345, 490, 712; VIII, 36, 315; IX, 577; X,

698; IX. 113, 115, 180, 382; X, 300 17. 26, 30, 65, 132, 192, 416, 425, 426;

XI, 17

T Tanca. I, 72. 80, 102; V. 404, 424; VII,

656; VIII, 307; IX, 83, 524


Tabakâtiil-Kiibrâ, I. 46, 53, 54, 205; II,

Târih-i T timi, I, 79, 81


413; Ü. 53, 87; V, 17. 262, 449, 535;
tatayyur, VII, 75
VI, 88; VII, 435, 543
taun hastal, VIII, 204; XI, 194
tâgût, VIII, 365
Tâvûs, VI, 31; VII, 464; X, 110
ct-Tahbîr fi't-Tezkir, I, 136, 653; V, 553;
tavus kuu, VII, 30
VIII, 648
Tavzihti bn Hiâtt, I, 80
Tahsil ii mâ ül-Ehmetil-E'lâm ft

Tay kabilesi, IV, 52


Mesâil-H lyâz’titi-Dâirt’ti Btry-
Taybe, III, 469; VIII, 737
th’bHiikkâm , I, 85
Taytanus, II, 579
Tâif, I, 192; III, 690, 713, 717; V, 81, 266;
tayy-i mekân, VII, 588; XI, 47
VI, 312, 525; VII, 37, 38; VIII, 262,
Tebrizî, I, 25, 29, 37, 43, 50, 60, 524; II,
512, 699; IX. 143, 447, 571; X, 103,
243, 711; IV, 383; V, 579
;

NDEKS 375

Tebs ra tül -M iitezckki r, I, 135; V, 675, Temim, II, 718


724; VI, 40, 192 Temim ed-Dârî, III, 61, 62; IX, 79

Tebük Seferi, III, 698, 717; IV, 20, 32, Temim kabilesi, IX, 311

43, 44, 45, 59, 79, 80, 98, 105; VIII, temkin makam, IV, 262

662; X, 220; XI, 184 temkin sahibi, I, 548

tecrid ehli, II, 97, 226, 468; III, 656; VII, et-Tcbîh , I, 137; VI, 558
688 et-Tenvîr fi skât ’t-Tedltîr, I, 136, 256,

Tedmür, VII, 656 339, 340; II, 752; V, 76, 104, 720, 721

Tefsîru btt Arafe, I, 136 VII, 165, 223; VIII, 64, 645; IX, 381

Tefsîru 1-Celâleyn, I, 136 ; VI, 269, 271; Terazi, IV, 708; V, 215; VI, 70, 603, 604;

VII, 299 X, 645; XI, 1 19

Tefcîrü 1-FâtihatiTKebîr, I, 35, 40, 47, 48, terbiye eyhleri, II, 253; V, 188, 279; VI,

64, 67, 138; II, 643; X. 50 157; VII, 604; VIII, 443, 545, 714

et-Tefsîrin-Kebîr, I, 208; II, 99; VIII, 375, et-Terib, I, 47, 138, 400. 471, 579, 603,

398; IX, 536; X, 161 703, 734; II, 165, 202, 208; IV, 28, 38,

et-Tefsîrin-Kebîr hl-Fâtiha, I, 98, 135, 280, 417, 730; V, 474, 535; VI, 382,

244 383, 552, 692; VII, 302, 612, 632;

Tefsîru TKur'âui'TAzîm, I, 38, 65, 135; II, VIII, 65, 112; IX, 71, 299, 373; X,

82, 743; III, 521; IV, 47, 81, 508; V, 281, 687; XI, 104

46, 234, 466, 721; VI, 59, 202, 495, et-Teslil li-Uitmti't-Tezil, I, 134, 135,

497, 533, 651 656, 723, 731, 732; VII,


, 236, 244, 245, 479, 486, 495, 502; II,

22, 25, 48, 117, 118, 120, 122, 123, 246, 260, 315, 337, 347. 354, 374, 386.

172, 238, 241, 244, 26 7, 354, 390, 475 397, 467, 548, 744, 613, 624, 668, 676,

et-Tefsirii 1-Muhtasar it T Fatiha, 1, 99 689; III, 76, 168, 240, 259, 377, 380,

Tefsirii 1-Uklîî, III, 215 442, 497, 505, 521, 538, 545, 557, 591.

et-Tefsiriil-Vasit Hl-Fâtiha, I, 99 601, 660, 695, 702, 726, 747; IV, 44,

Tefsir ii’t-Tîbî, I, 136 82, 95, 103, 125, 150, 256, 288, 320,

Teftâzânî, 1, 48, 204; III, 77 324, 343, 346, 382, 429, 468. 505, 532,

tefviz hali, II, 246 544, 605 634, 63b, 672, 674, 711, 756;
,

lelbîs, II, 210 V, 36, 66, 94, 144, 162, 164, 175, 233,

et- Telhis, X, 107 240, 331, 399, 404, 573, 661; VI, 64.

Telhisti 1-Miftâh, I, 80, 82, 84 84, 122, 175, 182, 187, 217, 341, 352,

telvm makam, II, 543 435, 446, 463, 470, 593, 639, 654; VII,

et- Temhid, II, 104; IX, 296 218, 272, 292, 547, 593, 624, 683;
;

376 NDEKS

VIII 664; IX, 284, 848. 443, 548, 554, 489, 592, 629, 630; X, 13. 80, 89, 91,

591, 667; X, 49, 168, 17ü, 174, 185, 106, 107, 430, 684; XI, 90, 170, 224

203, 262, 272, 332, 346, 489, 667, 682, ct-Teyûr fi lmi'l-Tefsîr, I, 40; IX, 536,

684; XI, 48, 93, 104, 139, 202, 217, 539, 587, 612, 641, 677; X, 161

222, 224 et-Tezkire fi Ahvâli TMevfâ vel-Âhire, I,

et-Te'vilâtü 'n-Necmiyye, XI, 106 135; IV. 731, 759; V. 182, 241; VIII,

Tevrat, I, 9, 37, 110, 209, 211, 244, 307, 563

308, 311, 316, 321, 322, 343, 344, 355, Tezkire lü 1-Mii tcbassr, 1, 135; IH, 394; V,

356, 357, 359, .360, 368, 371 , 372, 375, 675, 724; VI, 40. 192; VII, 611; VIII,

376, 378, 379, 381, 382, 383, 395, 396, 121; IX, 305; X, 13

415, 416, 432, 453, 456, 457, 474, 515, Ttvân, I, 72, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82,

516, 585, 656, 658, 660, 694, 747; II, 91, 92, 97, 99, 100, 101, 102, 103; II,

16, 17, 44, 50, 85, 87, 91, 113, 114, 657; IV, 644; XI, 157

116, 118, 123, 126, 127, 128, 129, 148, Tîbt, 1, 29, 30, 136; IV, 165; VI, 672; VIII,

149, 155, 279, 286, 304, 415, 416, 418, 302, 378, 385, 436, 449, 467, 510, 524,

546, 553, 572, 575, 576, 640, 642, 646, 531, 673, 674; IX, 16, 40, 41, 128, 186,

674, 678, 692, 693, 694, 695, 697, 698, 199, 379, 453, 457, 580, 581, 608; X,

700, 701, 704, 705, 734, 735, 736, 741, 93. 94, 107, 115, 143, 276, 421, 449,

742, 743, 746; III, 19, 66, 81, 82, 105, 454, 471, 498, 522, 524, 588, 632, 711

191, 192, 233, 294, 295, 439, 447, 448, Tîh, I, 9, 334, 335, 339; II, 662, 663; III,

449, 454, 455, 458, 460, 465, 466, 467, 478; V, 677; VI, 553; IX, 33

468, 476, 486, 487, 488, 489, 701, 702; Tihâme, V, 466; VII, 676; VIII, 306; IX,
IV, 84, 85, 233, 235, 281, 282, 283, 72, 143; X, 359; XI, 44, 147, 149

376, 377. 614, 666, 703, 704, 758; V, tn, XI, 65

65, 138. 179, 182, 237, 282, 306, 313, Tirmizî. I, 36, 45, 47, 56, 60, 66, 81, 82,

490, 492, 676, 677, 683, 684, 685, 686, 108, 137, 140, 141, 156, 166, 170, 171,

719, 741; VI, 72. 73, 74, 76, 155. 258, 209, 21 0, 2 1 1 , 2 1 2, 225, 236, 244, 245,

31 1, 31 3, 383, 483, 525, 568, 569, 71 1 247, 249, 267, 286, 287, 298, 359, 362,

VII, 189, 190, 195, 198, 199,200,203, 386, 409, 447, 482, 483, 51 8, 520, 523,

231, 234, 235, 240, 281, 308, 448, 492, 529, 535, 545. 554, 572, 586, 598, 599,

493, 513, 626; VIII, 60, 61, 101, 223, 612, 613, 616, 623, 628, 630, 640, 648,

224, 249, 283, 301, 339, 401, 509, 510, 671, 672, 701, 707, 710, 713, 715, 718,

512, 589, 590, 714; IX, 111, 115, 117, 723, 729, 733, 734, 741, 748, 750; II,

202, 257, 261, 333, 408, 462, 464, 488, 22, 25, 32, 34, 37, 57, 70, 79, 81, 92,
NDEKS 377

1 14, 125, 152, 153, 161, 162, 174, 181, 308, 326, 358, 387, 446, 455, 468, 496,

201, 207, 208, 243, 254, 255, 261, 272, 517, 564, 572, 595, 604, 636, 647, 658,

282, 285, 297, 299, 301, 305, 306, 308, 685, 705, 709, 735, 73 7, 740, 741, 756;

313, 314, 326, 338, 353, 371, 384, 390, IX, 31, 32, 51, 81, 132, 174, 177, 207,

393, 401, 419, 425, 435, 444, 451, 457, 208, 237, 252, 253, 284, 290, 292, 293,

470, 475, 490, 495, 505, 542, 547, 566, 298, 338, 348, 372, 373, 404, 441, 442,

571, 628, 629, 635, 657, 669, 673, 701, 443, 525, 544, 548, 550, 551, 552, 565,

703, 713, 730, 739; III, 42, 58, 120, 572, 573, 593, 597, 598, 600, 601, 618,

121. 126. 159. 179, 182, 213, 216, 246, 625, 633, 644, 658, 670, 681 686, 693; ,

299, 311, 322, 460, 503, 525, 533, 549, X, 49, 66, 67, 68, 78, 135, 150, 157,

558, 559, 568, 578, 579, 582, 599, 633, 158, 225, 229, 262, 303, 304, 305, 314,

658, 664, 679, 682, 710; IV, 16, 29, 397, 422, 438, 443, 448, 469, 470, 471,

38, 42, 68, 90, 1 18, 136, 173, 205, 216, 476, 518, 539, 565, 573, 578, 580, 599,

266, 268, 280, 306, 346, 364, 366, 372, 610, 620, 646, 651; XI, 24, 52, 65, 77,

373, 374, 379, 403. 453, 459. 468, 487, 81, 95, 100, 102, 121, 126, 127, 130,

503, 526, 527, 558, 560, 606, 642, 666, 176, 189, 200, 204, 205, 206, 207, 211,

683, 691, 714, 762; V, 48, 93, 121, 215,224

123, 164, 165, 176, 201, 205, 214, 228, toygar kuu, VII, 32

242, 246, 272, 273, 299, 306, 314, 318, tövbe, I, 66, 94, 96, 126, 170, 268, 302,

341, 368, 405, 406, 411, 414, 424, 429, 303, 304, 305, 309, 322, 323, 324, 325,

431, 456, 469, 47Z 503. 535. 537, 547, 338, 341, 342, 344, 347, 363. 375, 390.

549, 559, 561, 562, 576, 579, 608, 621, 441, 443, 444, 479, 489, 490, 513, 527,

625, 633, 735, 736; VI, 67, 102, 108, 539, 574, 578, 596, 61 1, 612, 614, 617,

131. 142. 149. 153. 155. 179. 213, 222, 61 8. 626, 707, 709, 729, 730, 731 , 744.

235, 266, 282, 313. 331, 341. 359, 363, 749

364, 373, 379, 382, 383, 393, 417, 464, Tu'me b. Übevrik, II, 514, 521, 523, 687;

490, 607, 664, 670, 683, 691, 692, 726, VII, 503

733; VII, 32, 37, 76, 110, 111, 117, tufan, III, 391,431; VII, 268

214, 215, 239, 256, 285, 293, 301, 303, et-Tuhfe, IV, 436

323, 324, 336, 390, 398, 399, 416, 423, Tuh/ctül-HUkkâm, I, 81

456, 464, 468, 484, 518. 538, 546, 559, Tûr bk. Tûrisînâ
565, 578, 580, 591, 595, 601, 629, 632, Tûr da bk. Tûrisînâ
668, 682, 698, 701, 703; VIII, 17, 24, Tûrisînâ, I, 343, 673; II, 574, 576, 659,

101, 10Z 104, 195, 252, 260, 281, 282, 693; III, 417, 440, 454, 459, 461, 462,
378 NDEKS

467, 481; IV, 625; V, 179, 305, 530, Ukâz, X, 629; XI, 13

531, 609, 653, 676, 677, 682, 683, 684, Ukbe b. Âmir, III, 633

685, 687, 69ü, 694, 696; VI, 290, 291, Ukbe b. Ebu Muayt, IV, 760; VI, 555,

293, 618, 631; VU, 22, 25, 175, 176, 556; VII. 562; IX, 164; X, 53

179, 191, 192, 193, 194, 195, 1%, Ukkâe b. Mihsan, IX, 236

VIII, 590, 673, 749; IX, 407, 408, 429, Uklîî, I, 134, 214, 225; III, 215, 299;

434, 435; X, 309; XI, 61, 65 VII, 468; VIII, 131

Turtüî, II, 624; IX, 34, 524 Ulbeb. Zeyd, IV, 54

Tuvâ, V, 607, 609, 611; VI. 630; X, 537, Ulu Mescid, II, 670

538 Umar, IX, 136; VII, 676

Tübba', VII, 676; IX, 36, 38, 39, 40, 88,


Umâre, X, 420, 421

331, 332, 333; X, 13


Umretül-Fergânivye, I, 196

Unfur, VII, 46
Tübba' el-Himyerî, IX, 38
Urcî, II, 244
Tücîbi, I, 91, 214; III, 215, 299; IV, 643;
Ureyneliler, II, 681
VII, 416, 468; VIII, 131
Urve b. Zübeyr, II, 204; V, 739; VIII,
Türk, V, 196, 452; VII, 655
699; XI, 34

Usîlii t-Tarîka, I, 81
u-ü
Utab b. Kücyr, IV, 14
Ubâde b. âmil. II, 379, 714; V, 472;
Utârid, VI, 51, 603; X, 584
VII, 250; IX, 661
Ulbe, II, 212; III, 109; IV, 760; VI, iy6,
Ubeyd b. U mey r, V, 1 18; VIII, 672
525, 556; VIII, 555, 699; IX, 277, 307,
U beyde b. Cerrah, II, 48; IX, 704
704; X, 482, 555, 562, 682; XI, 194
Ubevdullah b. Velid et-Vassâfi, VII,
Uyeyne b. Hsn, II, 537, 718; VII, 521,
153
522; IX, 273, 274, 275
Uhtub b. Acuz, III, 186; VIII, 316
uzlet, II, 523; IV, 226, 459, 481; V, 528;
ühud, II, 16, 190, 193, 199, 215, 218,
VI, 544
225, 227, 237, 255, 257, 258, 429, 71 8;
Uzzâ, I, 149; II, 526, 527, 615; IV, 596;
III, 720, 733; V, 227; VII, 522, 530;
VI, 241; VII, 503; IX. 446, 447, 448.
IX, 618, 684, 704; X, 38, 84, 287 449, 472; XI. 193
Uhud Sava, II, 7, 189, 191, 197, 211, Übey, II, 64, 190, 191, 220, 235, 238,

214, 231, 233, 234, 242, 247, 248, 254, 257, 451, 714; III, 727; IV, 32, 46; VI,
259. 263. 265, 267, 273, 424; III, 603, 397, 399, 408, 557, 672; VII, 527; IX,

604, 630, 730; IV, 80; V, 13, 163; VI, 69, 254, 285; X, 14, 34, 123, 127, 129,

555; VII, 335, 503, 520, 618; X, 13 130; XI, 81


NDEKS 379

Ubey b. Halef, V, 21, 555; VI, 555, 556; üns, I, 39, 47, 654; II, 358; IV, 638; V,

VII, 335, 336, 472; VIII, 164; X, 717 168,516, 541; VII, 393; VIII, 80, 586;

Übey b. Kâ'b, III, 578, 610; IV, 1 19; V. IX. 546

261, 404, 585, 6Ü2, 612; VI, 95, 192; ünsiyet, I, 323, 342, 476, 653, 726; II,

VII, 36, 250, 501, 516; VIII, 141; X, 101, 210, 358, 359, 447, 752; III, 182,

169, 184, 677; XI, 81 183, 464, 499, 721; IV, 86, 207, 331,

Übey b. Selûl, III, 743; IX, 68 443, 583, 585; V, 277, 410, 605, 615;

Ükkâfü b, Vedâa ei-Hilâlî, VI, 440 VI, 1 57, 211, 232, 236, 601, 647, 732;

ülfet, VII, 465; VIII, 209, 357; IX, 473; VII, 177, 473; VIII, 209, 357, 358,

X, 699 648; IX, 24, 103, 241, 340, 375, 418,

Ümeyme, VI, 448; VII, 561; X, 77 510, 547; X, 117, 456, 569, 699

Ümeyne, VIII, 300 Ürdün, III, 400; IV, 41 1; V, 182

Ümeyye b. Hbü's-Salt, IX, 81, 571 Ürivya, VIII, 277, 278, 279

Ümeyye b. Halef, III, 624; IV, 760; X, Üsâme, II, 145, 492, 494; IX, 278, 302,

555, 562; XI, 33, 34, 139 303


Ümeyyeoullan, IV, 662; VIII, 663, Üsevr, II, 515

664 üveyik kuu, VII, 30

Ümmü Cemile, XI, 195, 196 Üzeyir (Hz.), I. 423, 450, 693, 694, 695;

Ümmü Habbe, VII, 545, 596 II, 44, 46, 110, 129, 149, 553, 572,

Ümmü Hânî, V, 173, 175; VII, 284, 591; 651; III, 208, 698, 701, 702; IV, 177,

VIII, 271; XI, 150 523; V, 238, 318, 324, 396; VI, 146,

Ümmü Kahle, II, 328 151, 519, 537; VII, 631; VIII, 342,

Ümmü Kehha, II, 328, 329 724, 756; IX, 489; XI, 208

Ümmü Külsûm, VII, 562; X, 72, 74 V


Ümmü Külsûm bint Cervel, X, 74 Vâdilkurâ, III, 394; X, 359, 709
Ümmü Külsûm el-Huzâî, X, 72 vahdot-i vücud, 1, 19, 107; IV, 269
Ümmü Seleme, 484; II, 299, 388;
I, VI,
Vahidî, I, 48. 135, 214; II, 424, 738; III,

167; VII, 545, 5%, 601; IX, 291; X,


404, 497, 645, 650; IV, 14, 256, 278,
578
563, 756; V, 14, 43. 142, 244, 364,
Ümmü erik bint Câbi el-Esedî, VII,
365. 391, 452, 558, 571, 590; VI, 167,
592
181, 202, 304, 555, 578, 609, 611. 623;
Ümmül-Hakem bint Ebû Süfyân, X, 73
VII, 557, 564, 672; IX, 112, 292; X,
Ümmül-kitab, VIII, 679
652
Ümniye, 1, 357
380 NDEKS

Vâhile, IV, 544; X, 223 759; V, 231, 281; VI, 146, 241, 541;

Vahî, II, 718; VIII, 337, 415 VII, 113; VIII, 699, 753: IX, 344, 462;

Vadiyye, IV, 168 X, 265, 267, 268, 419, 420, 421, 422,

vakar, III, 52; V, 435; VI, 99, 382, 607. 425, 482, 555, 609, 624, 682; XI, 1 12.

616, 620; VII, 437; IX, 146, 249, 260; 139, 161

X, 350 Velîd b. Velîd, VIII, 415, 416; X, 420

Vakdî, I. 138; II, 189, 191; VII, 280; XI, Verrâk, II, 56; V, 95, 638; VI, 666; VIII,

147 518; X, 154, 220, 5%, 633


Varaka b. Ncvfel, II, 472; XI, 44 Vertecüb bk. Rûzbihân- Baklî

Varnkâlii 1-Hitnb, I, 81 vesvese, I, 170, 173, 176, 180, 185, 265,

Vâsl. II, 99; III, 541; V, 729; VI, 63; 713, 715; II, 251, 294, 489, 630; III,

VII, 69, 473; VIII, 51, 614, 642, 676; 228, 229, 238, 240, 241. 330. 332, 334,

IX, 35, 85, 646; X, 219, 288, 588, 600, 335, 342. 529, 531, 533, 534, 535, 562,

563, 580, 595. 602, 621, 622, 719; IV,


613; XI, 96, 114
143, 434, 436, 444, 454, 583, 645, 652,
vasile, I, 507; III, 55
709, 714, 726; V, 134, 276, 579. 715,
W- Va<U fl Tefiîr i 7-Kur'cb i 1-Mccîd, I, 135,
718, 722; VI, 52, 143, 191, 675, 732;
214; IV. 256; V, 43, 364, 391, 452,
VII, 75, 108, 218, 220. 641, 673, 679;
571, 590; VI, 167, 202, 578, 609, 61
1,
VIII, 173, 226, 302, 310, 312, 529,
623; VII, 672
642, 707, 709, 710, 731; IX, 194, 237,
el-Vecîz, III, 280; IV. 14, 15, 278; V, 244,
339, 340, 344, 609, 683; X, 37, 39, 40,
364; VII, 564
297. 432; XI, 52, 121, 151, 178, 220,
Veciz ii CeliUl-Kadr, 1, 62
222. 223, 224
vefa ehli, I, 312, 514; III, 143
Vezzân eriflerinin Mennklu, IV, 75
Vehb b. Abdullah b. Mihsan, IX, 236
Vehb b. Münebbih, I, 658, 660; II, 34,
Y
57, 279; III, 394; IV, 248, 433; V, 378,

425, 633; VI, 108, Ya'fur, VII, 46


1 13, 117, 129, 383,

523, 572; VU, Yâfes, IV, 306; V, 452, 453; VU, 268;
37, 168, 177, 267, 650,

670, 671; VIII, ]82, 455, 489; IX, 85, VIII, 199

236, 325; X, 588 Yahuda, I, 341, 452, 657; U, 641; IV,

vehbî ilim, I, 60; X, 23 404, 412, 413, 420, 480, 493, 494, 509;

vela, IX, 180 V, 374; VIII, 190

velâyet-i kübra, yahudiler, I, 236, 367, 368, 372, 376, 378,


I, 566
Velîd b. Mugîre, 384, 413, 414, 415, 427, 430, 448, 456,
1, 149; III, 246; IV, 425.
NDEKS 381

468, 469, 585, 613; II, 16, 29, 44, 93, 478, 479, 480, 48 1 , 483, 484, 485, 486,

100, 120, 123, 142, 150, 153, 164, 170, 488, 490, 494, 495, 496, 497, 498, 499,

177, 181, 404, 421, 423, 424, 461, 579, 501, 502, 503, 504, 505, 508, 509, 510,

583, 644, 693, 697, 698, 699, 710, 734, 511,512, 513, 514, 515, 516, 518, 519,

743, 744; III, 191, 208, 672; IV, 282, 530; V, 480, 526, 527, 528, 531, 541,

523, 603, 729; V, 186, 268, 282, 306, 542, 674, 693; VI, 15, 94, 95, 96, 118,

324, 357, 584; VI, 525; VII. 307, 435, 387, 400, 632; VII, 50, 137, 167, 231,

448, 618, 676; VIII, 432, 512, 527, 279, 281, 285, 289, 608; VIII, 212,

673; IX, 197, 530, 659, 673; X, 13, 18, 213, 221, 280, 314, 489, 490; IX, 151;

33, 35, 80, 81, 106, 107, 108; XI, 200 X, 202

Yahya (Hz.), I, 86, 338, 372, 574; II, 69, Yakub b. Mâsân, V, 483
75, 76, 77, 279, 580, 656, 746; III, Yas ir, I, 413; II, 128, 443; III, 583; IV,

184, 186; IV, 411, 414, 433, 607; V, 33; V, 142, 147; VIII, 354

1 73, 1 82, 1 84, 1 85, 483, 485, 486, 488, Yay, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645

490, 491, 492, 493, 506, 509, 542; VI, Ye'cûc, III, 299; V, 451, 452, 453, 455,

134, 470; VII, 291, 313; VIII, 507, 456; VI, 140, 142, 143; VIII, 199

670; IX, 355, 382; X, 401; XI, 62 Yegûs, X, 356, 357, 358

Yahya cl-Kâdirî, I, 95 Yelmihâ, V, 336, 337

Yahya b. Muâz, 1, 141, 176, 490, 729; III, Yemâme, II, 718; III, 504; V, 241; VI,

749, 750; V, 286, 739; VI, 718; VIII, 340, 572, 598; IX, 331, 628

51; IX, 355, 382; X, 596 Yemen, 1, 400; II, 661, 673, 717; III, 468,

Yahya b. Ömer el-Kinânî, 1, 86 676; IV. 367. 417, 479, 600, 657; V.

yakîn ehli, I, 30, 432, 609; II, 751; III, 241; VI, 27, 113, 396; VII, 45, 46, 47,

236, 237, 515; IV, 235, 239, 587, 594; 49, 68, 639, 656, 657, 658, 667, 668,

VIII, 244; IX, 18 669. 670, 675, 676; VIII, 96, 306; IX.

yakinî iman, I, 534; II, 751; IV, 594, 679; 36, 38, 40, 101, 136, 194, 332, 333; X,

V, 739; X, 559; XI, 40, 178 13, 272, 651, 709; XI, 147, 149, 154

Yakub (Hz.), 1, 140, 307, 341, 445, 446, Yengeç, IV, 708; VI, 603, 604; X, 645

447, 448, 451 , 452, 453, 455, 456, 657; Yerbû' oullan, II, 718

II, 67, 68, 137, 148, 586, 600, 727; III, Yeshur b. Levi b. Yakub, VII, 137

184, 185, 186, 545; IV, 230, 335, 336, Yesrûn, VII, 162

396, 398, 399, 400, 401 404, 408, 409, ,


Yecur, IV, 404
410, 411, 412, 413, 414, 415, 416, 41 7, Yehur, 1, 452

426, 431, 446, 447, 470, 471, 476, 477, Yeûk, X, 356, 357, 358
382 _ NDEKS

Yezîd b. Ebû Hubcvb, VI, 609 212, 218, 280, 303, 309, 354, 489, 490;

Yezîd-i Rekkâî, V, 226 IX, 21, 1 18, 151, 416, 631; X, 272

Yezîd b. ecere, IX. 312 Yusuf b. Esbât, I, 164

ylan, I, 664; II, 216, 275, 502, 750; III, Yusuf-i Fâst. I, 91, 95, 501; III, 64; VII,

421; V, 327, 616, 618, 619, 620, 636, 431,601; VIII, 578

651, 652, 726; VI, 474, 641, 648, 673; Yusuf b. Hüseyin-i Râzî, VII, 143

VII, 22, 23, 175, 177, 178, 338, 669; Yusuf b. Mihrân, VID, 212
VIII, 200; IX, 167, 634; XI, 67 Yua', II, 660, 662, 663; III, 462; IV, 515;

Yûhânez, VII, 137 V. 403. 409. 422; VI. 1ZS. 656; VIII.

Yuhanna, VIII, 114 226, 309, 316

Yunus (Hz.), 1, 672; II, 586; III, 185, 186, Yümn b. Rzk, VII, 233

458, 726; IV, 238; VI, 127, 128, 129,

130, 131, 133, 318; VII, 300; VIII, Z


229, 230, 231, 232, 233, 234, 235; IX,
ZâdüVMesîr, VIII, 455
143, 152; X, 285, 287
Zâdiil-Miiciddi's-Sârî l i-M’til i il -Bu htîri,
Yusuf (Hz.), I, 452; II, 88, 428; III, 165,
1,83
184, 185, 186, 417; IV, 396, 398, 399,
zahir ehli, I, 34, 48, 202; VIII, 539; IX,
400, 401, 402, 403, 404, 405, 406, 407,
699; X, 145
408, 409, 410, 41 1, 412, 413, 414, 415,
Zahirîler, II, 368, 505, 622; III, 39; VI,
4 1 6, 41 7, 41 8, 4 1 9, 420, 421 , 422, 423,
443; IX, 591, 667
424, 426, 427, 428, 429. 430, 431, 432,
zakkum aac, V, 247; VIII, 195
433, 434, 435, 437, 439, 440, 441 , 442,
Zebîdî, I, 83
443, 444, 445, 446, 447, 448, 449, 450,
Zebur, I, 37, 747; II, 546; III, 18; V, 235,
451 452, 453, 454, 455. 456, 457, 458,
,

237, 741; VI, 154, 155, 483; VII, 281;


459, 460, 461, 462, 463, 464, 465, 466,
VIII, 60, 61, 273, 510, 673; IX, 488;
467, 468, 469, 470, 471, 472, 473, 474,
X, 397, 684
476, 477, 478, 480. 482, 483, 484, 485,
Zeccâc, I, 138; II, 535, 684; V, 638, VI,
486, 488, 489, 490, 491, 493, 494, 495,
1 10, 141, 171, 175, 431; VII, 140, 150.
497, 498, 499, 501, 502, 503, 504, 505,
205, 228, 295, 362, 368, 370, 377; IX,
506, 507, 508, 509, 510, 511, 512, 513,
39, 296. 567: X, 587. 610
514, 515, 516, 517, 518, 519, 520, 521,
Zefirân, III, 552
522, 530, 535; V, 173, 403; VI, 84,
ez-Zehriil-Enîk, IV, 513, 514, 518, 520
115, 329, 341, 400, 416, 450, 632, 658,
Zekeriyya (Hz.), I, 138, 338, 372; II, 6,

670; VII, 50, 1 54, 169, 235, 261 ; VIII,


INDF.KS 383

67, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, Zevnelâbidin (Ali b. Hüseyin), VI, 617;

279, 746; III, 384, 186; IV, 411, 683, X, 395

739; V, 182, 185, 480, 481, 482, 483, Zeynüddin Muhammed el-Kazvini, I,

484, 485. 486, 487, 488, 489, 495, 506, 95

542; VI, 125, 133, 134, 135, 318; VII, zikir ehli, I, 508; II, 620; III, 751; IV,

291; VIII, 507; X, 254 374; V, 67; VI, 25; X, 626; XI, 169

Zekkâk, I, 80; X, 431 Zûniivâs, X, 651

Zekvân, VII, 67 Zübevr, II, 94, 219, 234; III, 583; IV,

Zem'a b. Esved, III, 92 730; X, 53; XI. 223

Zemaheri, I, 62, 64, 135, 151, 541; II, Zübeyr b. Awâm, II, 443, 444; VII, 543,

99, 634, 686; III, 180, 404, 443, 597; 594,701,702, 703; VIII, 335

IV, 189, 202, 515, 632, 636, V, 31, Zühal, I, 394; VI, 51, 603; X, 584

448, 653; VI, 31, 64, 174, 243; VIII, Zühre, I, 399, 400; III, 173; VI, 51, 603;

123, 436; X, 78, 204, 388, 469, 555, VIII, 204; X, 267, 584

717 Zührî, I, 528; VII, 460, 607; VIII, 211;

Zerkei, I, 41. 67, 68, 141; V, 196; IX, X, 38, 414


480 Zülevha, IV, 422, 426, 428, 431, 432,

Zerrûk bk. Ahmed Zerruk 434, 437, 439, 440, 441, 442, 444, 446,

zevk ehli, I, 537; III, 56, 568; IV, 508; 464, 465, 515, 519, 520; VI, 416

V, 248 Zülkarnevn (Hz.), V, 17, 282, 357, 405,

Zevd b. Amr, VIII, 417 435, 436, 437, 438, 439, 440, 441, 442,

Zevd b. Erkam, X, 127, 128 443, 444, 445, 446, 447, 448, 449, 450,

Zeyd b. Elem, 1, 71 K); II, 432, 653; IX, 451, 452, 453, 454, 455, 456, 458, 459,

121; VII, 598; VIII, 416 460, 550; IX, 325; XI, 83

Zeyd b. Harise, I, 192; II, 145; VII, 507, Zülkifl, VI, 125, 126; VIII, 316, 317

561 ZünnÛn-i Msrî, I, 405, 751; 11, 244, 359,

Zeyd b. Ncvfcl, II, 472 430, 470; III, 635; IV, 388, 410; VI,

Zeyd b. Rilâa, VI. 397 100, 665; VII, 92, 415; VIII, 47, 502,

Zeyd b. Semin, II, 514 589; IX, 383, 639; X, 32, 618

Zeyneb bint Cah, VII, 545, 560, 561;

X, 201

Zeyneb bint Haris, IX, 239

Zeyneb bint Huzeyme, IX, 291; VII,

592

You might also like