Professional Documents
Culture Documents
BÖLÜM
BETON VE BETONARME
M. Hüsem, Betonarme
1.1. GİRİŞ
İnsanoğlu varlığından buyana barınma ve çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla,
farklı malzemeler kullanarak, yapılar inşa etmiştir. Önceleri kayaları oyarak
mağaralar, daha sonra da ahşap ve taşı yapı malzemesi olarak ihtiyaçlarını
karşılayacak yapıları inşa etmiş ve zamanla da bu yaptım tekniklerini
geliştirmişlerdir.
Doğal taşın işlenmesine imkân veren aletlerin gelişmesi ile yapıların inşasında,
ahşabın yanında yoğun olarak taş, tapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Taşın yapı
malzemesi olarak kullanımında, genellikle basınç gerilmesi altında çalıştıran
sistemler tercih edilmiştir. Zira, taşın çekme dayanımı, basınç dayanımına göre
oldukça azdır. Dolayısıyla da, büyük açıklıkların geçilmesinde, daha büyük
kesitler gerekli olmuştur. Bu elemanların ağırlığı taşınması ve yerine konmasında
büyük sorunlar yaşanmıştır. Daha sonra büyük açıklıkların geçilmesi amacıyla,
tüm kesitleri basınç gerilmesi altında kalacak kemer sistemler geliştirilmiş ve daha
büyük açıklıklar bu sistemle geçilebilmiştir.
2
Bugünkü anlamda bağlayıcı, İngiltere’ nin Leeds kentinde bir inşaat ustası Joseph
Aspdin tarafından 1824 yılında keşfedildi. Joseph Aspdin, ince taneli kil ve kalker
karışımını pişirerek öğütmüş ve böylece bağlayıcı bir ürün elde etmiştir. Bu ürüne
3
su ve kum katıldığında, zamanla sertleşmektedir. Sertleştiğinde, İngiltere
Pordland yakınlarından elde edilen taşa benzediği için bu bağlayıcıya “Portland
çimantosu” adı verilmiştir. Elbette Joseph Aspdin’ in elde ettiği bu bağlayıcı,
üretim aşamasında yeterince yüksek sıcaklıkta pişirilemediği için, bugün
kullanılan çimentonun özeliklerine sahip değildi. Daha sonra 1845 yılında Isaac
Johnson, kil ve kalker karıımını yüksek sıcaklıkta pişirerek bugün kullanılan
çimento üretilebildi. Aspdin’in keşfettiği bu hidrolik bağlayıcı (çimento) tüm
avrupada hızla yayıldı ve modern çimento endüstrisinin başlangıcı oldu.
4
François Cigneti beton döşemeleri demir çubuklarla takviye ederek oluşturduğu
bu sistem için 1855 yılında ilk patentini almış, 1869 yılında betonarmenin
uygulamalarını tanımlayan ilk kitabını yayımlamıştır. 1867 yılında da Joseph
Monier, bahçe saksılarını demir ağ takviyeli betonla üreterrek patent almıştır.
Daha sonra ise 1873’de betonarme tank ve köprüler ve dört yıl sonra kolon ve
kirişlerle ilgili patentleri almıştır. Betonun zayıf olan çekme dayanımını
karşılayacak şekilde demir çubuklarla takviye edilerek elde edilen kompozit
malzeme “Betonarme” olarak tanımlanır. 1900’ lü yıllarda betonarme yapım
tekniği hızla gelişmiş ve betonarme yapılar hızla inşa edilmeye başlamıştır. Zaman
içinde teknolojideki gelişmeye bağlı olarak beton ve çelikteki dayanım artmış ve
buna pararlel olarak betonarme tekniği de gelişmiş ve bugünkü durumuna
ulaşmıştır.
Basınç bölgesi F Fc
Tarafsız eksen
Çekme bölgesi
F Ft
Basınç bölgesi F Fc
Tarafsız eksen
Çekme bölgesi
F Ft
2. BÖLÜM 6
MALZEMELER VE ÖZELİKLERİ
M. Hüsem, Betonarme
2.1. GİRİŞ
2.2.1. Çimentolar
Portland-Kalkerli
CEM II/A-L
CEM II/B -L
80-94 Klinker/6-20 Kalker
65-79 Klinker/21-35 Kalker
8
Çimento CEM II/A-LL 80-94 Klinker/6-20 Kalker
CEM II/B-LL 65-79 Klinker/21-35 Kalker
80-94 Klinker/6-20 cüruf, silis dumanı, puzolan,
CEM II/A-M
Portland-Kompoze uçucu kül, şist, kalker
Çimento 65-79 Klinker/21-35 cüruf, silis dumanı, puzolan,
CEM II/B-M
uçucu kül, şist, kalker
CEM III/A 35-64 Klinker/36-65 Yüksek fırın cürufu
Yüksek Fırın Cüruflu
CEM III/B 20-34 Klinker/66-80 Yüksek fırın cürufu
Çimento
CEM III/C 5-19 Klinker/81-95 Yüksek fırın cürufu
CEM IV/A 65-89 Klinker/11-35 Silis dumanı, puzolan, uçucu kül
Puzolanik Çimento
CEM IV/B 45-64 Klinker/36-55 Silis dumanı, puzolan, uçucu kül
40-64 Klinker/18-30 Yüksek fırın cürufu/18-30
CEM V/ A
puzolan, uçucu kül
Kompoze Çimento
20-28 Klinker/31-50 Yüksek fırın cürufu/31-50
CEM V/ B
puzolan, uçucu kül
A, B, C: Katkılı (Cüruf, puzolan, kül, kalker,
Q: Doğal kalsine edilmiş puzolan
vb.)
V: Silisli uçucu kül
A: Klinker oranı yüksek, katkısı az
W: kalkersi uçucu kül
B: Klinker oranı orta, katkısı orta
T: Pişmiş şist
C: Klinker oranı çok az, katkısı çok fazla
L: Kalker
S: Yüksek fırın cürufu
LL: Kalker
D: Silis dumanı
M: Birden çok farklı katkılı (kompoze)
P: Doğal puzolan (tras)
M. Hüsem, Betonarme
Dayanım sınıfı
Çimento N: Erken dayanımı normal
R: Erken dayanımı yüksek
CEM III, CEM IV ve CEM V tipi çimentolar, her tür beton ve betonarmeden
yapıların inşasında kullanılabileceği gibi, yol kaplaması, su etkisine maruz kalan
temeller ve istinat duvarları, su kanalları, barajlar, arıtma tesisleri gibi
geçirimsizliğin istenildiği yerlerde daha iyi performans göstermektedir.
M. Hüsem, Betonarme
2.2.2. Agregalar
Betonda kullanılacak agrega, kum (ince agrega) ve çakıl (iri agrega) karışımı
olarak da bilinmektedir. Kum ya da ince agrega TS EN 93-2 ‘ de tanımlanan 4 mm
ile 63 𝜇𝑚 elek açıklığı arasında kalan, çakıl ya da iri agrega ise, 4 mm ile 31.5 mm
elek açıklıkları arasında kalan malzemeler olarak tanımlanır (Şekil 2.1). Elek
açıklığı 31.5 mm ile 63 mm arasında olan agregalar ise balast olarak
tanımlanmıştır. Bununla birlikte 63 𝜇𝑚 -2 𝜇𝑚 arasında kalan agregalar silt, 2 𝜇𝑚
ve altı ise kil olarak tanımlanmaktadır. Ancak beton üretiminde kullanılacak
agreganın en büyük tane boyutu, betonun kullanılacağı yere (yapı tipi, yapı
elamanı boyutlarına) ve amaca göre belirlenir.
M. Hüsem, Betonarme
Taze betonun yapısına bağlı olarak göztereceği çökme miktarı ve şekli, betonun
yeterli kohezyona sahip olup olmadığı hakkında bilgi verir (Şekil 2.7).
M. Hüsem, Betonarme
Kalıplarına dökülen ve uygun bir şekilde sıkılanan taze beton dayanım kazanana
kadar, bakımının yapılması da gerekmektedir. Beonda aranan basınç dayanımı,
dayanıklılık ve ekonominin sağlanabilmesi, daha önce de belirtildiği gibi, betonu
oluşturan agrega, çimento, su ve kimyasal ya da mineral katkı maddelerinin,
standartlarına uygun hesaplanarak birleştirilmesi ve standardına uygun olarak
kalıplarına yerleştirilip sıkılanması ile kürünün uygun bir yöntemle yapılmasıyla
mümkündür.
Beton, homojen ve elastik olmayan bir kompozit yapı malzemesidir. Kendine özgü
davranışı, zamana ve yük geçmişine bağlıdır. Betonun basınç ve çekme dayanımı
ve gerilme-şekildeğiştirme ilişkisi gibi mekanik özeliklerinin bilinmesi betonarme
hesaplar için gereklidir. Bu nedenle bu kısımda, betonun mekanik özelikleri
üzerinde durulmaktadır.
%95 relatif nem ortamına sahip olan bir kür odasında veya bu sıcaklıktaki su
içerisinde bekletilmesi” olarak tanımlanmaktadır.
Betonun basınç dayanımı bir çok faktöre bağlıdır. Bunlardan bazıları, numune
geometrisi ve boyutları, yükleme hızı, beton içeriğindeki su/çimento oranı, agrega
granülometrisi, betonun kürü, deney presinin özelikleri şeklinde sayılabilir. Beton
numune boyutları küçüldükçe dayanım artmaktadır. Buna boyut etkisi adı 23
verilmektedir. Numune boyutunun enkesit boyutuna oranının da dayanımı
etkilediği bilinmektedir. Bunun en önemli nedeni, pres başlığı ile numune
arasında var olan sürtünme etkisinin, yükün uygulandığı yüzeyden uzaklaştıkça
azalmasıdır (Şekil 2.9).
Tablo 2.1. Normal ve yüksek dayanımlı betonlar için basınç dayanım sınıfları 24
Karakteristik Karakteristik, küp
Basınç
silindir basınç dayanımı, dayanımı
dayanımı
fck,sil , N/mm2 fck,küp, N/mm2
sınıfı
C 8/10 8 10
C 12/15 12 15
C 16/20 16 20
C 20/25 20 25
C 25/30 25 30
C 30/37 30 37
C 35/45 35 45
C 40/50 40 50
C 45/55 45 55
C 50/60 50 60
C 55/67 55 67
C 60/75 60 75
C 70/85 70 85
C 80/95 80 95
C 90/105 90 105
C 100/115 100 115
27
Yapı elemanlarındaki beton, hizmet ömrü süresince yatay yükler etkisi altında
(deprem, rüzgar vb) tekrarlanan gerilmeler altında kalmaktadır. Tekrarlanan
gerilmeler altında boşalma ve yeniden yükleme durumlarında gerilme-
şekildeğiştirme ilişkisinin bilinmesi gerekmektedir. Bu amaçla bir çok araştırmacı,
eksenel basınç altında, deneye tabi tuttukları numunelerde boşalma ve yeniden
yükleme yollarını, gerilme-şekildeğiştirme eğrileri üzerinden izlemeyi başardıkları
görülmektedir. Buna göre, yük tekrarlarında eğrinin eğiminin, dolayısıyla da
elastisite modülünün önemli çapta değiştiği görülmektedir(Şekil 2.13). Ancak, elde
edilen zarf eğrilerinin sürekli uygulanan yük altında elde edilen eğri ile özdeş
olduğu görülmektedir. Bu olay betonun yumuşaması olarak da anılmaktadır.
M. Hüsem, Betonarme
Betonun Poisson oranı, standart silindir beton numunesi üzerinde yapılan bir
eksenli merkezi basınç deneyi ile belirlenir. Bu deneyde, merkezi basınç altında
numunenin kuvvete dik doğrultuda ve kuvvete paralel doğrultuda
şekildeğiştimeleri ölçülmektedir. Poisson oranı, kuvvete dik doğrultudaki
şekildeğiştirmenin, kuvvete paralel doğrultudaki şekildeğiştirmeye oranı olarak
tanımlanmaktadır. TS 500-2000’ de bu orn 0.20 olarak kabul edilebileceği
belirtilmektedir. 28
Betonun basınç dayanımı yanında çekme dayanımının da bilinmesi
gerekmektedir. Betonun çekme dayanımı, eksenel çekme deneyi ile belirlenen
değer kullanılmaktadır. Betonun karakteristik çekme dayanımı, eksenel çekme
deneyinden elde edilecek dayanım değerinin , bu değerden az olma olasılığı belirli
bir oran olan (genellikle %5) dayanm değeridir. TS 500-2000’ de, betonun
karakteristik çekme dayanımı, karakteristik basınç dayanımına bağlı olarak;
Silindir yarma deneyi ile elde edilen çekme dayanımı 1.5 ile, eğilme deneyinden
elde edilen çekme dayanımı 2.0 ile bölünerek, yaklaşık olarak eksenel çekme
dayanımına dönüştürülmektedir.
M. Hüsem, Betonarme
Tablo 2.3. Büzülme katsayıları, 𝜀𝑐𝑠 x103 (uzun zaman sonunda) (TS 500-2000)
31
Beton dayanım sınıfı, aynı beton karışım harmanından alınan çok sayıda standart
silindir beton numunelerin, standart kür koşulunda 28 gün bekletildikten sonra,
merkezi basınç deneyi ile elde edilen basınç dayanımları ortalaması ve bu
numunelerin basınç dayanımları arasında var olan dağılımı gösteren standart
sapmaya bağlı olarak belirlenir. Zira aynı harmandan alınan numunelerin basınç
dayanımlarının bir dağılım gösterdiği ve bu dağılımın normal dağılım kurallarına
uyduğu kabul edilir. Buna göre betonun karakteristik basınç dayanımı, 𝑓𝑐𝑘
M. Hüsem, Betonarme
-1.48s +1.48s
bağıntısından elde edilir. Buna göre standartlarda (TS 500 ve TS EN 206-1’ de)
tanımlanmış beton dayanım sınıfları Tablo 2.4’ de verilmiştir.
Betonarme donatısı olarak kullanlanılan çelikler, imalat bişimine göre iki sınf
ayrılır. Bunlar; sıcak haddelenmiş çelik (doğal sertlikte çelik), soğuk işlenmiş çelik
şeklinde adlandırılır Bu çeliklerin gerilme-şekildeğiştirme diyagramı Şekil 2.17’
de verilmiştir.
34
Şekil 2.16. Nervürlü donatılar
𝑓𝑠𝑢
Çelik çekme ve basınç altında aynı davranışı gösteren bir malzemedir. Çeliğin
gerilme-şekildeğiştirme ilişkii çekme deneyi ile belirlenmektedir. Doğal şertlikteki
çelik için (sıcak haddelenmiş) belirgin bir akma sahanlığı mevcuttır. Soğuk
işlenmiş çelik için belirgin bir akma sahanlığı bulunmaz. Sıcak haddelenmiş çelik,
M. Hüsem, Betonarme
soğuk işlenmiş çeliğe oranla, kopma birim uzamasının büyük olamsı, bu çeliğin
daha fazla sünek davranış göstermesini sağlar. Dolayısıyla da daha fazla enerj
tüketir. Çeliğin akma sınırı, akma dayanımnı, kopma sınırı da çeliğin
işlenebilmesini kabiliyetini gösterir. Doğal sertlikteki çeliğin gerilme-
şekildeğiştirme eğrisi akma sınırına kadar doğrusaldır. Bu bölgede yük
kaldırılırsa, kalıcı şekildeğiştirme olmaksızın, dönüş eğrisi, yükleme eğrisi ile
çakışır. Bu özellik elastik davranış olarak tanımlanır. Gerilme-şekildeğiştirme
eğrisinin doğrusal-elastik olan bu kısmının eğimi, çeliğin elastisite modülü (Es)
olarak tanımlanmaktadır. Çeliğin elastisite modülü 2.1x10-5 MPa olarak
verilmektedir.
Soğuk işlenmiş çelikte belirgin bir akma sahanlığı yoktur. Bu tür çeliklerde akma
dayanımı %0.2’ lik şekildeğiştirmeye karşılık gelen gerilme değeri olarak alınır.
S 220 : akma dayanımı, fyk 220 MPa olan düz yüzeyli donatı
(betonarmede yalnızca döşeme ve sargı donatısı olarak kullanılabilir, diğer elemanlarda kullanılmaz)
S 420: akma dayanımı, fyk 420 MPa olan nervürlü donatı
35
B 420B: akma dayanımı, fyk 420 MPa olan nervürlü donatı
B 420C: akma dayanımı, fyk 420 MPa olan nervürlü donatı
B 500B: akma dayanımı, fyk 500 MPa olan nervürlü donatı
B 500C: akma dayanımı, fyk 500 MPa olan nervürlü donatı
B 500A: akma dayanımı, fyk 500 MPa olan profilli donatı
Donatı çubukları standartlarda üretim boyları ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur.
Ancak genelde 12 m uzunluğunda üretim yapılmaktadır. 12 mm çapın altındaki
donatılar kangal şeklinde üretilmekte, 12 mm çapın üzerindeki çubuklar ise filkete
ya da çubuk olarak üretilebilmektedir. Betonarme inşaatlarda bu boydan daha
fazla bir boya ihtiyç duyulduğunda ya da yapı elemanının boyutuna göre, kesilen
donatılara ek yapılabilmektedir. Ekler kaynaklı, bindirmeli, manşonlu ekler
yapılabilir. Ancak, betonarme yapılarda, gerek kaynaklı ekler, gerekse manşonlu
ekler her zaman tercih edilmez. Yaygın olarak kullanılan ek tipi bindirmeli
M. Hüsem, Betonarme
37
Şekil 2.19. Hasır donatı
Betonarmede donatı çubuğu, beton bir kütle içine yeterli uzunlukta gömülmüş ise,
bu çubuğu çekip çıkartmak mümkün değildir. Eğer gömme boyu yeterli değil ise,
çubuk yüzeyinin geometrisinine bağlı olarak, sıyrılarak çıkabilir ya da etrafındaki
betonu parçalayabilir. Betona gömülen çubuk boyuna “kenetlenme boyu”, bu tür
aderansa da “kenetlenme aderansı” adı verilmektedir. Bir elemanda
kenetlenmenin yeterli olabilmesi için, donatı akma dayanımına ulaştığında veya
M. Hüsem, Betonarme
Beton bir kütleye gömülen donatı çubuğuna uygulanan kuvvetin, söz konusu
beton kütleye aderans gerilmeleri yoluyla geçişi Şekil 2.21’ de görülmektdir.
Şekil 2.21’ de görüldüğü gibi, donatı çubuğunun bir ucuna uygulanan yük ile, bu
uçta büyük aderans gerilmeleri meydana gelmekte ve çubuk betondna küçük de 39
olsa sıyrılmaktadır. Yükün artmasıyla, sıyrılma ilerler ve nihai durumda donatının
yüksüz ucuna ulaşır. Beton-donatı aderansı yüksekse ya da donatı çubuğunun
beton içindeki gömülü boyu büyükse, donatı sıyrılmadan kopabilir. Çelik
çubukta, kenetlenme boyunca oluşan bağ kuvveti 𝜏𝑏 , bu çubuğa uygulanan F
kuvvetini dengelemek durumundadır. Donatıdaki çekme kuvveti F;
𝐹 = 𝐴𝑠 . 𝜎𝑠 (2.4)
𝜏𝑏 (𝜋∅)𝑙𝑏 = 𝐹
𝜏𝑏 (𝜋∅)𝑙𝑏 = 𝐴𝑠 . 𝑓𝑦𝑑 (2.5)
𝜋∅2
Donatının alanı , 𝐴𝑠 = yerine yazılır ve gerekli düzenleme yapılırsa
4
kenetlenme boyu 𝑙𝑏 ,
∅ 𝑓𝑦𝑑
𝑙𝑏 = (2.6)
4 𝜏𝑏
şeklinde hesaplanır.
Düz Kenetlenme
Çekme kuvvetine maruz elemanlarda düz kenetlenme, kanca veya fiyongla
kenetleme şeklinde iki tür kenetlenme uygulanabilmektedir. Düz kenetlenmede,
donatının gereksinme duyulmayan noktadan düz olarak 𝑙𝑏 (kenetlenme boyu)
kadar uzatılması ile sağlanmaktadır. Kenetlenme boyu olarak tanımlanan bu boy,
nervürlü çubuklar için aşağıda verilen bağıntı ile hesaplanır. Bu bağıntı Konum II
çubukları için geçerlidir.
𝑓
𝑙𝑏 = (0.12 𝑓𝑦𝑑 ∅) ≥ 20∅ (2.7)
𝑐𝑑
3
𝑙𝑏𝑘 = 4 𝑙𝑏
Mekanik Kenetlenme
Mekanik kenetlenme, donatı çubuğunun betona gömülü kısmında, kaynakla veya
civatalı sistemle levha yerleştirilmesi ile yapılabilir (Şekil 2.25).
∅𝑒 = 1.2∅√𝑛 (2.8)
43
Demet donatısının kenetlenme boyunun hesabında (2.8) bağıntısıyla hesaplana
eşdeğer çap kullanılmalıdır.
Bindirmeli donatı çubukları arasındaki net mesafe, TS EN 1992-1-1’ ye göre, 4Ø veya 50 mm den büyük
olmamalıdır. Aksi takdirde bindirme boyu uzatılmalıdır.
𝑙0 = 𝛼1 𝑙𝑏 (2.9)
𝛼1 = 1 + 0.5 𝑟 (2.10)
bağıntısı ile hesaplanır. Burada “r” aynı kesitte eklenen donatı çubuklarının kesitte
45
bulunan toplam donatı çubuklarına oranını göstermektedir. Yapı elemanının
bütün kesiti çekme kuvvetine maruz ise (çekmeye çalışan elemanlar) 𝛼1 = 1.8
alınır. Konum I’ e giren donatı çubuklarında 𝑙0 , 1.4 çarpanıyla artırılır. Bindirmeli
ek yapılan donatı çubuk uçlarında kanca yapılmış ise, bindirme boyu (2.9)
bağıntısından elde edilen değerin 3/4 üne kadar azaltılabilir.
Tablo 2.8. En dış donatının dış yüzünden ölçülen net beton örtü kalınlığı
Zeminle doğrudan ilişkili olan elemanlarda 𝑐𝑐 ≥ 50 𝑚𝑚
Hava koşullarına açık, kolon ve kirişlerde 𝑐𝑐 ≥ 25 𝑚𝑚
Yapı içinde, dış etkilere açık olmayan kolon ve kirişlerde 𝑐𝑐 ≥ 20 𝑚𝑚
Perde duvar ve döşemelerde 𝑐𝑐 ≥ 15 𝑚𝑚
Kabuk ve katlanmış plaklarda 𝑐𝑐 ≥ 15 𝑚𝑚
Bir kesit içinde aynı sıraya yerleştirilen donatı çubukları arasındaki net aralık,
kesite yerleştirilecek donatı çapından, maksimum agrega çapının 4/3 ünden ve 25
mm den az olamaz. Bu sınırlar bindirmeli ek yerlerinde de geçerlidir.
Kolonlarda ise iki boyuna donatı arasındaki net uzaklık çubuk çapının 1.5
katından, en büyük agrega çapının 4/3 ünden ve 40 mm den az olamaz.
49