You are on page 1of 18

YDS PHRASAL VERBS

Dr. Cahit Karakuş


abstain from pv sakınmak (alkol, ilaç vb); uzak durmak (avoid from) !
account for pv açıklamak, izah etmek, hesap vermek
act for pv birinin yerine bakmak, temsil etmek.
act out pv rol yapmak, davranışlarıyla ortaya koymak, dışa vurmak

act up pv dert çıkarmak (misbehave), problem olmak, artırmak


act upon pv ... göre davranmak
add up pv toplamını bulmak, toplamak, anlam vermek
add up to pv sonucu bulmak, sonucuna varmak, göstermek
add up to sth pv equal
agree on pv üzerinde anlaşmak, karar vermek. (agree over)
agree upon pv üzerinde mutabık kalmak, kararlaştırmak
allow for pv göz önüne almak, hesaba katmak.
ask after pv halini, hatırını sormak
ask around pv ask many people the same question
ask for pv rica etmek, istemek
ask sbd out pv invite on a date
back down pv caymak, geri dönmek (baby off)
back sbd up pv yedeklemek, desteklemek
back sth up pv reverse; geri geri gitmek, geriye doğru sürmek
bail out (of) pv kefaletle serbest bıraktırmak, sandalın suyunu boşaltmak,
uçaktan paraşütle atlamak, kurtarmak
bank on pv güvenmek
base on pv dayandırmak, dayamak
bawl out pv sertçe azarlamak
bear down on pv süratle üstüne gelmek, yaklaşmak (bear down upon)
bear up pv dayanmak, tahammül etmek
beat down pv yere sermek, bastırmak, vurmak, düşürmek, fiyat kırmak,
bardaktan boşanırcasına yağmak
bestow upon pv bahşetmek
blind folded pv gözlerini bağlamak, gözünü kör etmek
blow down pv yıkmak
blow out pv söndürmek; lastik ya da tekerlek patlatmak; hava ya da gaz
ile fırlatmak
blow over pv bitmek, durmak, sona ermek
blow up pv tahrip etmek (explode); havaya uç(ur)mak.
break down pv yıkmak, bozmak, baskıya dayanamamak, arızalanmak,
bozulmak; ayrıştırmak, analiz etmek; kendisini tutamamak;
stop functioning (vehicle, machine); get upset: üzülmek

break ground pv temel kazmak


break in pv interrupt
break into pv parçalamak, parçalara ayırmak
break into sth pv zorla girmek, birden birşeye başlamak (enter forcibly)
break off pv bitmek, sona ermek, kesilmek.
break out pv patlak vermek, başlamak, çıkmak (escape)
break up pv end a relationship; start laughing (informal); parçalamak,
ayrılmak
break down pv yıkmak, bozmak, kırmak, duygularını kontrol edememek, break sth down, divide into smaller parts
baskıya dayanamamak
bring about pv ileri sürmek, yol açmak, orsa alabanda etmek
bring out pv ortaya çıkarmak, göstermek, yayımlamak
bring together pv kavuşturmak, toplamak
bring up pv büyütmek, yetiştirmek (raise a child); kusmak (vomit);
ortaya (konu vb) atmak (start talking about a subject)

bring down pv indirim yapmak, yenilmek, düşmesine sebep olmak (make bring sbd down
unhappy)
burn down pv yanıp kül olmak, yakıp kül etmek
burn up pv tamamen yakıp bitirmek
call around pv phone many different places or people
call back pv tekrar telefon etmek, return a phone call
call down pv azarlamak
call for pv talep etmek, istemek (demand)
call off pv iptal etmek, ret etmek (cancel)
call on sbd pv ask for an answer or opinion, visit someone; çağrı yapmak

call out pv seslenmek, çağırmak


call up pv telefon etmek, askere almak
call upon pv başvumak, istemek, uğramak, önünde söylemek
calm down pv sakinleştimek, sakin olmak; relax after being angry
care about pv ilgi duymak
care for pv sevmek; bakmak
carry on pv sürdürmek, devam ettirmek, peşini bırakmamak
carry out pv uygulamak, yerine getirmek, icra etmek (fulfil, conduct),
yürütmek (çalışma, deney, anket vb)
catch on (to) pv anlamak, kavramak
catch up pv kapıp kaçmak, etkilemek, donatmak, yetişmek, geri
kalmamak
catch up (with) pv erişmek, aynı düzeyi tutmak
charge (with) pv yargılamak (mahkemede) (try)
check in pv arrive and register at a hotel or airport
check out pv look at (informal), look at carefully, investigate
check out pv leave a hotel, denemek, değerlendirmek; ödünç almak

check out (of) pv faturasını ödeyip ayrılmak


cheer up pv neşelendirmek (become happier), make happier
chew out pv sertçe azarlamak, paylamak
chew up pv çiğnemek
chip in pv help
clean out pv bir şeyin içini temizlemek
clean sth up pv tidy, clean
clear up pv düzeltmek, düzene sokmak; açmak, aydınlatmak
coincide with pv ˌkōənˈsī aynı zamana denk gelmek, tesadüf etmek
d
collide with pv çarpışmak (crash into)
come across pv find unexpectedly, tesadüfen bulmak, rastlamak.
come apart pv separate
come back pv geri dönmek,geri gelmek, tekrar moda olmak
come down pv çökmek; aşağı gelmek; yağmak.
come down with pv become sick
come forward pv öne çıkmak, ortaya çıkmak, gönüllü olmak
come into being pv var olmak
come out pv basılmak, neşredilmek; gözden kaybolmak, çıkmak
come to pv ayılmak, kendine gelmek.
come up with pv üretmek, düşünerek bulmak
comment on pv yorum yapmak (interpret)
compensation for pv tazminat ödemek; telafi etmek
comply (with) pv uymak, itaat etmek (abide by)
conceive as pv olarak algılamak, düşünmek; conceive of: birşeyi ilk kendisi
akıl etmek (senaryonun konusu vb); gebe kalmak

confine to pv sınırlamak, bir yere mahkum etmek; hapse atmak (imprison)

conflict with pv çatışmak, çarpışmak, savaşmak


conform to pv uymak, uyuşmak (obey the rules)
conspire against pv birine komplo kurmak (plot against)
correspond to pv birşeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek(agree, match)

correspond with pv birisi ile yazışmak


count on pv güvenmek, saymak (rely on)
count upon pv üzerine saymak.
crack down pv aman vermemek, üzerine gitmek, daha duyarlı davranmak

cross out pv üstünü çizmek, silmek (delete)


culminate in pv en son noktaya erişmek
cut back on pv consume less
cut down pv kesip devirmek
cut down on pv masraftan kısmak, tüketimini azaltmak
cut in pv interrupt; pull in too closely in front of another vehicle
cut in (on) pv sözünü ya da iletişimini kesmek
cut off pv kesmek, kesip koparmak, ayırmak, son vermek, yok etmek,
imha etmek, mahrum bırakmak
cut out pv çalışmasını durdurmak, bırakmak, terketmek, vazgeçmek,
kesip çıkarmak (gazete, magazin vb.)
dash out pv dışarı fırlamak
deal with pv baş etmek, ile meşgul olmak (cope with, get over, handle)

depend on pv güvenmek, bel bağlamak (Count upon, Depend on/upon,


Lean on/upon, Bank on/upon, Rely on/upon, Trust in (Good))

depend upon pv bağlı olmak


derive from pv çıkarmak, gelmek
die down pv azalmak, şiddetini yitirmek
die out pv tamamen gözden kaybolmak, yok olmak
dig up pv toprağı kazıp çıkarmak, araştırmak, deşmek, meydana
çıkarmak
do away with pv ortadan kaldırmak, yok etmek; atmak (discard)
do over pv boyamak; yeniden elden geçirmek
do with pv gereksinim duymak, istemek
do without pv mahrum olmak, yoksun olmak
do sth up pv fasten, close
doze of pv nap; uyuklamak, hafif uykuya dalmak
draw back pv geri çekmek, geri almak, çekilmek
dress up pv wear nice clothing
drive off pv sürmek
drop back pv move back in a position/group
drop in pv come without an appointment (drop by, drop over)
drop off pv bir vasıtadan indirmek; azalmak; hafif uykuya dalmak

drop out (of) pv terketmek, bırakmak, vazgeçmek (quit)


dry up pv kurumak, kurutmak, çekilmek, kesilmek,kesmek, sözünü
unutarak duraksamak
eat out pv eat at a restaurant
embark on pv girişmek; yüklenmek, yüklemek (gemiye, uçağa)
end up pv sonuçlanmak, sona ermek; eventually reach/do/decide

exempt from pv den muaf olmak


fade away pv unutulup gitmek, gözden kaybolmak
fall apart pv break into pieces
fall behind with pv gecikmek, sürüncemede kalmak
fall down pv fall to the ground
fall in pv çökmek
fall off pv azalmak
fall out (with) pv tartışmak
fall through pv başarısız olmak
fight off pv mücadele ederek savuşturmak, defetmek
figure out pv hesaplamak, anlamak; çözmek, (make out, understand), find the answer
figure up pv hesaplamak
fill sth in pv to write information in blanks (br.e.)
fill sth out pv to write information in blanks (n.amer.)
fill sth up pv fill to the top
filter out pv filtrelemek, sızmak, duyulmak, topluca çıkmak
find out pv öğrenmek, bulup ortaya çıkarmak, keşfetmek (discover)

focus on pv odaklanmak, yoğunlaşmak (concentrateon, centreon)

function as pv olarak işlev görmek


get ahead (of) pv ilerlemek, gelişmek, ilerleyip geçmek
get along (with) pv geçinmek; arası iyi olmak (like each other)
get around pv have mobility; yolunu bulmak, yayılmak, gezinmek
get away pv kaçmak, kurtulmak, sıvışmak, yakasını kutarmak
get away with pv do without being noticed or punished
get back pv geri gelmek, dönmek, return
get back at sbd pv retaliate, take revenge
get back into sth pv become interested in something again
get by (with) pv idare etmek, geçinmek, geçinip gitmek
get down to pv bir işe koyulmak, üzerine eğilmek
get hold of pv ele geçirmek, tutmak, kavramak, yakalamak
get in pv varmak, ulaşmak, girmek
get in touch with pv talking or writing to someone
get in(to) pv binmek
get off pv yola çıkmak, yola koyulmak; büyük taşıttan inmek
get on pv büyük taşıta binmek; geçip gitmek, sürdürmek.
get on (with) pv devam etmek
get out (of) pv terk etmek, ayrılmak; inmek
get over sth pv yenmek, atlatmak, recover from an illness, overcome a
problem, loss, difficulty
get rid of sbd/sth pv başından atmak, kurtulmak Get rid of sbd/sth: to throw away or destroy
something you do not want any more

get round pv dönmek, yayılmak, kandırmak


get through (to) pv geçmek, geçirmek, ulaşmak, iletişim kurmak; bitirmek;
meclisten geçirmek
get together pv meet (usually for social reasons)
get up pv get out of bed; stand
get sth across / over pv communicate, make understandable

get sth back pv receive something you had before


give away pv bağışlamak, karşılıksız vermek, dağıtmak; ele vermek,
ihanet etmek
give in pv boyun eğmek, razı gelmek (acquiesce, assent, consent, give in (to): reluctantly stop fighting or arguing
submit, yield to + to + N / Ving)
give off pv göndermek, çıkarmak, neşretmek
give out pv dağıtmak
give up pv vazgeçmek, bırakmak (abandon, abort, stop trying, quit)

give sth back pv return a borrowed item


give sth out pv give to many people (usually at no cost)
give sth up pv quit a habit
go after sbd pv follow someone
go after sth pv try to achieve something
go against sbd pv compete, oppose
go ahead pv devam etmek, ilerlemek, önde gitmek (start, proceed)
go along with pv desteklemek, aynı görüşte olmak, kabul etmek
go back pv return to a place
go down pv if a ship goes down, it sinks
go for pv çabalamak, gayret etmek, dil uzatmak, takdir etmek.
go forward pv ilerlemek, gelişme göstermek
go in for pv alışkanlık edinmek, ilgi duymak, uğraşmak, yer almak
go into pv girmek, varmak, araştırmak
go into pv girmek, varmak, araştırmak, tutulmak, incelemek
go off pv patlamak, ateş almak; çalışmasını durdurmak
go on (with) pv olmak, meydana gelmek, devam etmek
go on about pv to talk too much
go out pv dışarı çıkmak, çekilmek, istafa etmek, sönmek, grev yapmak

go out with sbd pv date; buluşmak, zaman belirlemek


go over pv visit someone nearby; gözden geçirmek
go over to pv üzerine gitmek
go over sth pv review
go through ( with ) pv yürütmek, tamamlamak
go up pv yükselmek, artmak, açılmak, havaya uçmak, patlamak

go with pv birlikte gitmek, eşlik etmek; uymak (renk, sitil), flört etmek

go without sth pv suffer lack or deprivation


grow apart pv stop being friends over time
grow back pv regrow
grow into sth pv grow big enough to fit
grow out of sth pv get too big for
grow tired of pv yorulmak
grow up pv become an adult; büyüyüp yetişkin olmak
hand down pv miras bırakmak, devretmek.
hand in pv vermek, teslim etmek
hand out pv bağışlamak
hand over pv devretmek
hang in pv stay positive (n.amer., informal)
hang on pv wait a short time (informal)
hang out pv spend time relaxing (informal)
hang up pv end a phone call
hang up on pv telefonu yüzüne kapatmak
hear from pv birinden, birşeyden haber almak
hear of pv bilgi almak, duymak
heat up pv ısıtmak, kızıştırmak, hareketlendirmek
hold up pv geçiktirilmek, bir şey tarafından engellenmek; silahla hold sbd / sth up
soymak (Rob)
hold on pv wait a short time
hold onto sbd / sth pv hold firmly using your hands or arms
hold out pv uzatmak, ümit vermek, vaat etmek, direnmek
hold sbd / sth back pv prevent from doing/going
hold sth back pv hide an emotion
incorporate into pv dahil etmek (include, integrate)
indulge in pv keyif almak, kendine zaman ayırmak
infer from pv den çıkarım yapmak
inquiry into pv araştırmak
insist (on) pv ısrar etmek (persistin)
insulate (against) pv yalıtmak, (soğuğu, sesi vb) kesmek
invest (in) pv para yatırımı yapmak
involved in pv dahil olmak
iron out pv çözmek, açığa kavuşturmak
jump off pv jumping-off point: sıçrama tahtası.
keep an eye on pv göz kulak olmak, gözünü ayırmamak, dikkat etmek
keep away (from) pv uzakta kalmak, uzak kalmak, uzak durmak
keep from pv alıkoymak, engellemek
keep off pv uzak durmak; birşeyden uzakta tutmak ya da durmak
keep on (with) pv devam etmek, yapıp durmak; dava etmek
keep on doing sth pv continue doing
keep out pv dışarıda tutmak, (stop from entering) keep sbd / sth out
keep up (with) pv idare etmek, geçindirmek; aynı düzeyde ilerlemek, yol almak

keep sth from sbd pv gizlemek, not tell


keep sth up pv continue at the same rate
kick out (of) pv uzaklaştırmak
knock down (to) pv yıkmak, tahrip etmek, birine çarparak düşürmek; indirmek

knock off pv gün sonu işi durdurmak; azaltmak, düşürmek


knock out pv nakavt etmek, yere düşürmek
lay (put) pv sermek
lay off pv işten çıkarmak, atmak
leave off pv bırakmak, salıvermek, giymemek, takmamak
leave out (of) pv birşeyi atlatmak, bırakmak
let out pv dışarı çıkarmak; genişletmek; büyütmek
let up pv azaltmak
let sbd down pv fail to support or help, disappoint
let sbd in pv allow to enter
light up pv ışık vermek; baştan başa aydınlatmak
line up pv sıralanmak, sıraya girmek, düzenlemek
live on sth pv to eat a lot of a particular type of food
look after pv bakmak, göz kulak olmak, (take care of) look after sbd / sth
look at pv bakmak, göz atmak, seyretmek, göz önüne almak
look back pv geçmişe bakmak, geriye bakmak, ilerleyememek
look down on sbd pv think less of, consider inferior; küçük görmek, değerini
küçültmek
look for pv aramak
look forward to sth pv be excited about the future
look into pv araştırmak
look on pv bakmak, gözüyle bakmak, olarak görmek, birlikte kitap
okumak, katılmadan seyretmek
look out pv dikkat etmek (watch out, [dışarıdan içeriye tehlike])
look out (for) pv be careful, vigilant, and take notice, sakınmak
look out on / upon pv bir yere bakıyor olmak, bir yere bakmak
look over pv muayene etmek
look up pv saptayıp ziyaret etmek, iletişim kurmak, araştırmak, bakmak

look up to pv takdir etmek, saygı duymak; hayran olmak, örnek almak


(respect, admire)
look sth over pv check, examine
look sth up pv search and find information in a reference book or database

lose through pv yoluyla kaybolmak


make a decision pv karar vermek
make off pv sıvışmak, kaçmak
make out pv anlamak, fark etmek, çıkarmak, geçinmek
make over pv yenilemek
make through pv paçayı kurtarmak
make up pv oluşturmak, toparlamak, makyaj yapmak, barışmak, forgive
each other
make up for pv compensate; telafi etmek, karşılamak
make up of pv oluşmak, oluşturmak
make sth up pv invent, lie about something
mark down pv ucuzlatmak, düşürmek
mark out pv sınırlarını çizmek, planlamak (plan), ayırmak
mediate between pv ara buluculuk etmek, arasını bulmak
miss out pv atlamak
miss out on pv kaçırmak
mix up pv karıştırmak, düzenini bozmak, karmakarışık yapmak
mix sth up pv confuse two or more things
move away pv başka bir yerdeki bir eve taşınmak
move in pv yeni eve taşınmak
move off pv ayrılmak, yola çıkmak, uzaklaşmak go away
move on pv Ilerlemek
move over / along pv yer açmak için pozisyonunu değiştirmek, biraz kımıldayıp yer
açmak
move to pv taşımak
originate from pv kökü, kaynağı, orijininden olmak (image from, emanate
from, root from, stem from, emerge from, derive from)

pass away pv die


pass down pv geçmek, nesiden nesile devrolmak
pass on pv geçirmek, devretmek, aktarmak
pass out pv dağıtmak, vermek; bayılmak (faint)
pass over pv atlamak, geçmek; geçiştirmek
pass up pv geri çevirmek, atlamak, yararlanmamak
pass sth up pv decline (usually something good)
pay for sth pv be punished for doing something bad
pay sbd back pv return owed money
pick up pv yerden almak; kapmak; tesadüfen öğrenmek; almak; gidip
almak
pick sth out pv choose
place on pv yerleştirmek
play down pv önemsiz gibi göstermek
play up pv önemli gibi göstermek
point out pv İşaret etmek, dikkatini çekmek, belirtmek, göstermek
point sbd / sth out pv indicate with your finger
pull through pv atlatmak, iyileşmek, iyileştirmek, birşeyden kurtarmak
put an end to pv bitirmek, son vermek, sona erdirmek
put aside pv biriktirmek, bir kenara bırakmak, bekletmek, ertelemek

put away pv yerine yerleştirmek, kaldırmak


put forth pv öne sürmek, ortaya atmak (put forward, bring up)
put forward pv öne sürmek, ileri almak, iddia etmek, sunmak
put in pv yerleştirmek, araya sokmak, eklemek, kurmak
put off pv ertelemek, geçiktirmek (postpone, delay, defer, adjourn );
elbisesini çıkartmak
put on pv giyinmek; açmak, çalıştırmak; artırmak; almak put clothing/accessories on your body.
put out pv extinguish, söndürmek, yardımcı olmak
put up pv yapmak, dikmek, yer ve yiyecek içecek vermek, evde
ağırlamak, satışa çıkarmak
put up with pv tolerate put up with sbd/sth
put sbd down pv insult, make someone feel stupid
put sth together pv assemble
put sth down pv put what you are holding on a surface or floor
quibble over pv önemsiz küçük konularda tartışmak (quibble about)
quiet down pv sakinleştirmek
regard as pv olarak görmek, gibi görmek, kabul etmek, saymak
relief from pv den kurtulmak
rely on pv güvenmek, itaat etmek, bel bağlamak
replace (with) pv eski yerine koymak; ---ile değiştirmek
resign from pv istifa etmek, (esignation: istifa)
rest on pv dikmek, güvenmek, bel bağlamak
result from pv … den kaynaklanmak
result in pv olarak sonuçlanmak
rip up pv yırtarak açmak; dikişlerini sökmek; karnını yarmak
roll out pv haddeden geçirmek, açarak yayılmak, oklava ile açmak,
kalın sesle söylemek, dürülmüş şeyi açmak
root out pv kökünden sökmek, araştırarak bulmak
rule out pv silmek, çıkrmak, almamak, reddetmek (reject)
run across pv tesadüfen karşılaşmak, rast gelmek
run against pv uğramak, çatmak, rastlamak, çarpmak, zıt düşmek
run arround (with) pv arkadaşlık etmek, onunla bununla dolaşmak
run away pv kaçmak, firar etmek, fark atmak
run away (from) pv leave unexpectedly, escape
run away (with) pv kaçırmak, alıp götürmek; çalmak, alıp gitmek
run by pv tarafından çalıştırmak, işletmek.
run down pv yermek, kötülemek; bozulmak, çalışmasını durdurmak;
hareket halinde çarpmak, vurmak
run for pv aday olmak
run into pv tesadüfen karşılaşmak, rast gelmek, çarpışmak; varmak,
ulaşmak
run off with pv alıp götürmek, kaçırmak, çalıp götürmek
run on pv devam etmek, ilerlemek, durmadan konuşmak, ilişkin
olmak, koşmaya devam etmek, aynı satırdan başlamak

run out (of) pv rən tükenmek, sona ermek, son bulmak, bitmek
run over pv çarpıp üstünden geçmek, çiğnemek; dolup taşmak
run through pv delik açmak, çizgi çekmek
run up pv faturayı kabartmak, yükseltmek
run up against pv karşılaşmak, rastlamak
save up pv gelecek için ayırmak, biriktirmek
see about pv hesaba katmak, halletmek, bakmak
see off pv yolcu etmek, uğurlamak
see through pv zorluklara rağmen tamamlamak
see to pv bakmak; meşgul olmak; halletmek, ilgilenmek, göz kulak
olmak
sell off pv elden çıkarmak, tasfiye etmek
send for pv çağırmak, ihtiyaç durumunda getirtmek
send sth back pv return (usually by mail)
set down pv indirmek, koymak, belirlemek
set foot on pv ayak basmak
set off pv ayrı tutmak, ayrı koymak
set on pv cesaretlendirmek,teşvik etmek, kışkırtmak
set out pv dikmek, etkilemek, sergilemek, girişmek
set up pv organize, düzenlemek, ayaralamak; kurmak; rekor kırmak set sbd up: trick, trap
(arrange)
settle down pv durulmak, uslanmak, demir atmak, yerleşmek, yuva kurmak

settle up pv hesaplaşmak, hesap görmek


shop around pv compare prices
show off pv hava atmak
shut down pv kapamak, kapatmak, işi durdurmak
single out pv seçmek, ayırmak, belirlemek, birer birer almak
sleep over pv stay somewhere for the night (informal)
sort out pv sınıflandırmak; ayırmak
sort sth out pv organize, resolve a problem
spread out pv yaymak, yayılmak, açmak, sermek, genişlemek
spring up pv türemek
stamp out pv şekil vermek, şekillendirmek
stand against pv karşı durmak
stand by pv beklemede olmak, harekete geçmemek, desteklemek
stand for pv temsil etmek, tahammül etmek, tolerans göstermek
stand up for pv destek vermek, desteklemek
stand up to pv karşı koymak
stay out pv dışarıda kalmak, dışarıda bulunmak
stay up pv geç vakite kadar oturmak
steer away from pv den uzaklaşmak, yönünü değiştirmek
stem from pv den ileri gelmek, den kaynaklanmak
step down pv istifa etmek, inmek
step up pv artmak, çıkmak, yükselmek
stick to sth pv continue doing something, limit yourself to one particular
thing
stripped of pv elinden almak, mahrum bırakmak
struck down pv devirmek, aciz bırakmak
substituted for pv yerini almak (replace with, supercede by)
sweep away pv süpürüp atmak, ortadan kaldırmak; coşturmak,
heycanlandırmak
sweep up pv süpürmek, süpürüp temizlemek
switch sth off pv stop the energy flow, turn off
switch sth on pv start the energy flow, turn on
take advantage of pv yararlanmak, faydalanmak
take after sbd pv benzemek, çekmek (resemble a family member) take after
take away pv alıp götürmek, paket yapıp götürmek, ortadan kaldırmak

take down pv yazmak; çıkarmak, almak


take for pv başkasına benzetmek, başkasıyla karıştırmak.
take in pv küçültmek, daraltmak; anlamak
take off pv havalanmak; taklit etmek
take on pv üstlenmek, üzerine almak
take over pv sorumluluğu, kontrolü üstlenmek; devralmak
take place pv meydana gelmek, olmak, yerine geçmek
take root pv kök salmak, kökleşmek
take up pv ele almak, başlamak, işlemek; işgal etmek, yer tutmak,
meşgul olmak, uğraşmak.
take out pv dışarı çıkarmak, yemeğe götürmek, take sbd out: pay for someone to go somewhere
with you; take sth out: remove from a place or
thing
take sth apart pv purposely break into pieces
take sth back pv geri götürmek, bir sözü geri almak; return an item
take sth off pv start to fly, işten uzaklaştırmak, giyeceği çıkarmak, giyeceği
sökmek; remove something (usually clothing)

taper off pv azaltmak, eksilmek, incelmek, sivrilmek


task with pv görevlendirmek (task to)
tear down pv yıkmak, yerle bir etmek; sökmek, parçalara ayırmak
tear sth up pv rip into pieces; parça parça yırtmak
think back pv remember
think of pv düşünmek, hesaba katmak (think about)
think sth over pv consider
throw into pv atmak, içine atmak
throw out pv dışarı atmak (çöp vb)
throw up pv yukarı atmak, elinden atmak, vaz geçmek; kusmak
throw sth away pv dispose of; elden çıkarmak, atmak
thrown back pv geri atılmış
tidy up pv düzenlemek, toparlamak, çeki düzen vermek
tie up pv sıkıca bağlamak;kilitlenmek; çalışamaz duruma gelmek

tire out pv yormak


tow away pv çekerek uzaklaştırmak
try on pv giyerek denemek
try out pv denemek
turn around pv tam bir dönüş yapmak, yaptırmak
turn back on pv geri dönmek, sırtını dönmek, geri çevirmek
turn down pv refüze etmek, ret etmek; geri çevirmek, sesini kısmak
(refuse)
turn in pv yatmaya gitmek, vermek, teslim almak
turn into pv çevirmek, dönüştürmek, dönüşmek
turn off pv stop the energy flow, switch off, durdurmak, kapatmak

turn out pv durdurmak, kapatmak; sonuçlandırmak, çıkarmak,


uzaklaştırmak; üretmek
turn over pv devretmek, transfer etmek; takla atmak, çevirmek, vermek

turn up pv aniden ortaya çıkmak, sesini yükseltmek (appear suddenly)

turn sth down pv decrease the volume or strength (heat, light etc)
turn sth on pv start the energy, switch on, açmak, çalıştırmak
turn sth up pv increase the volume or strength (heat, light etc)
use sth up pv tüketmek, bitinceye kadar kullanmak, finish the supply

volunteer to/for pv gönüllü olmak


wait on pv hizmet etmek, servis yapmak, eşlik etmek, bakmak, ziyaret
etmek
wake up pv uyandırmak, uyanmak (stop sleeping)
walk away with pv çalıp götürmek
walk out on pv aniden çıkıp gitmek
warm up pv ısıtmak, çalışmaya hazırlamak, ısınmak (prepare body for
exercise)
wear off pv fade away
whittle down pv yavaş yavaş azaltmak, bozmak
wind up pv son bulmak, sona ermek
wipe out pv tahrip etmek, yok etmek
wipe up pv silip temizlemek
withdraw from pv geri çekilmek (pull out of) (savaştan,seçimlerden vb) ;
(bankadan, hesaptan vb) para çekmek
work on pv üzerinde çalışmak
work out pv çözmek, çalışmak; be successful, exercise
work sth out pv make a calculation
wrap up pv sarmak, sarıp sarmalamak, paketlemek, son vermek, kesmek

write down pv kaydetmek, yazmak


zap with pv ani bir darbeyle öldürmek, kill suddenly

You might also like