You are on page 1of 7

28.10.

2020

1 - Etin Histolojik Yapısı

• Organizmayı hücreler oluşturmaktadır. Diğer bir deyimle hücre


organizmanım en küçük canlı ünitesidir.

• Hücrelerin bir araya gelip bağlanması ve işlev yüklemesi ile dokular


ET VE ÜRÜNLERİ TEKNOLOJİSİ 1 oluşur. Aynı tür veya çeşitli türlerden dokuların bir araya gelmesi ile
organlar,değişik organların bir amaç ve ödev için birleşmeleri ile de
sistemler meydana gelir.

• Organizma yani vücut bir sistemler topluluğudur

HÜCRE Hücre Bileşenleri


• Organizmanın, özel yapı ve fonksiyona sahip olan, dış ortamdan aldığı • Hücre sitoplazma ve nukleus olmak üzere 2 esas kısımdan oluşmuştur.
maddeleri özümleştirebilen (asimilasyon) ve bölünüp çoğalabilen
(proliferasyon) en küçük canlı birimine hücre denir.
I. Sitoplazma
• Hücrenin , çekirdek dışında kalan kısmıdır . hücre içerisindeki olayların büyük
• Hücre , canlılığını koruyabilmesi ve fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bir kısmı sitoplazmada oluşur. İki kısımdan oluşur;
dışarıdan kan yoluyla besin maddeleri alır.
1- Temel plazma: Sitoplazmada bulunan şekilli unsurların aralarını dolduran
pelte kıvamındaki bir kütledir.
• Alınan maddelerden bir kısmı hücre içinde parçalanıp ilkel unsurlarına ayrılır 2- Şekilli Unsurlar: Organeller ve Sitoplazma İnkluzyonları olarak 2 grupta
ve böylece hücre için çok gerekli olan enerji açığa çıkar. Buna hücrenin toplanır.
katabolik fanksiyonu (katabolizma) denir.
A-Organeller: Hemen hemen bütün canlı hücrelerde bulunan hücrelerinin
• Diğer taraftan alınan maddelerden, yeni maddeler sentezlenerek, şekillenen küçük iç organları olarak kabul edilen,enzim taşıyan ve hücre
bu maddeler hücrede yapı malzemesi olarak kullanılır. Bu olay hücrenin metabolizmasında özel görev üstlenen yapılardır. Organeller de kendi
anabolik fonksiyonu (anabolizma) olarak adlandırılır. arasında :

• Katabolik ve anabolik fonksiyonların ikisine birden ise metabolizma denir. • a) Membransel organeller (hücre zarı,ergositoplazma,golgi
Hücrenin bu metabolizma ürünleri , hücre zarı yoluyla kan ve lenf yollarına aygıtı,lizozomlar,mikrocisimler ve mitokondriyonlar)
verilirler. Kan ve lenf yollarına verilen metabolizma ürünleri ya organizmadan
dışarı atılır veya diğer metabolizma olayları için kullanılır.
• b) İpliksel organeller olarak ikiye ayrılır.

3 4

a- Membransel Organeller
• 1-Hücre zarı(Plasmalemma, Hücre memranı): Hücre membranı
hücreyi dış ortamdan ayırmaya yarar. Hücre zarı hücre içinde ve
dışında belli maddelerin geçişini düzenleyen seçici bir bariyer olarak
işlev görür.

• 2-Ergositoplazma : Bez epitelyum hücreleri,plazma


hücreleri,fibroblastlar gibi bazı hücler bazik boyalarla (örneğin
:hematoksolen) boyandıklarında,stoplazmalarının tamamı veya belli
bölgeleri koyu tonda görülür. Bu bölgeler elektron mikroskobu ile
incelendiğinde, bağımsız ribozom ve endoplazma retikulumundan
oluştuğu görülür.

• -ribozomlar: ribozomlar,rizozomal RNA (rRNA) mokekülleri ile


protein moleküllerinden oluşurlar.

• -endoplazmik retikulum (er): Hücrenin damar sistemi olarak da


tanımlanırlar. Endoplazmik retikulum protein sentezi,glikojen
biyosentezi,lipit sentezi, bazı enzimlerin üretimi, bazı salgı bezlerinin
steroid hormon üretiminde görev alır. Ayrıca kasların kasılma ve
gevşemesinde (kalsiyum iyon nakli) de rol alır.
5 6

1
28.10.2020

• 3-Golgi aygıtı(Golgi kompleksi): Sitoplazmadaki sentez olaylarında • b-İpliksel Organeller : Şekilsiz temel plazmada memransal organeller
görev alır. dışında yer alan iplik biçimli oluşumlar olup, destek,hareket ve madde
iletişimi gibi fonksiyonları yerine getirirler.
• 4-Lizozomlar : Lizozomlar hücre içi sindirimin ve hücre bileşenlerinin
yıkılıp yapıldığı yerdir. Lizozomlarda esas fonksiyonu sitoplazma içi
sindirim olan çok sayıda hidrolitik enzim bulunmaktadır. İpliksel organellerin başlıcaları
• sentrozom,
• Lizozomlarda bulunan enzimler içerisinde, et teknolojisi açısından en
önemli enzim ise proteolitik etkili katepsindir. • mekik iplikleri,
• miyofibriller,
• Canlı hücrede inaktif halde bulunan katepsin, ölümden sonra aktif • nörofibriller ve
hale geçerek postmortem fazda bazı kas proteinlerini etkiler ; etin
olgunlaşmasını bağ dokunun yumuşamasını sağlar. • tonofibrillerdir.

• 5-Mitakondriyonlar : Hayvansal hücrelerde enerji (ATP) üretim


yerleridir.

• 6-Mikrocisimler : 0.3-1.5u boyutlarında yuvarlak ya da oval granüller


halindedir.
7 8

DOKULAR KAS VE KAS İLE İLGİLİ DOKULARIN YAPILARI


• Kasaplık hayvanların kesilip baş, ayaklar, deri,kuyruk, bütün iç
organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan bütün gövdeye karkas
• Şekil ve görev bakımından benzerlikleri olan hücrelerin bakımından denir.
benzerlikleri olan hücrelerin bir araya gelerek oluşturduğu birliğe
doku denir. Hücrelerin bir birlik yapabilmeleri için,bağlayıcı özelliği Sığırların karkasları canlı ağırlığın ortalama %55-60'ını,
olan bir madde ya da maddeler grubu ile bir arada tutulmaları koyun karkasları %50'sini oluşturmaktadır.
gerekir.
• Bu maddeler, hücreler tarafından yapılır ve hücreler arası boşluklara
verilir. Bu maddenin miktarı az ise hücreler arası madde, eğer Morfolojik ve fonksiyonel özelliklerine göre
maddenin miktarı çok dokulardaki hücrelerden fazla ise, yani
dokudaki hücreler azınlıkta ise temel madde olarak adlandırılır. • iskelet kası (Çizgili kaslar),
• kalp kası ve
• Organizmada 4 temel doku bulunmaktadır. • düz kaslar olmak üzere 3 tip kas dokusu tanımlanabilir.
1. Epitel doku
2. Destek dokular( bağ doku,kıkırdak doku, kan doku, kemik doku)
• Karkasların büyük bir kısmını iskelet kasları oluşturur.
3. Kas doku
4. Sinir doku
• Kas dokularında ara dokuyu bağ dokusu oluşturur. Bu dokularda
• Eti bilimi ve ette kesim sonrası değişiklilerin anlaşılabilmesi için kas
bol olarak bulunan kan damarları ve sinir telleri bağ dokusu
dokusunun kısaca açıklanması yararlı olacaktır. içerisinde yataklanmış haldedir.
9 10

İSKELET KASLARININ YAPISINI OLUŞTURAN ÖĞELER


Kas Hücreleri ( Kas Lifi, Kas Teli)
• Kaslar uzayıp kısalmak zorunda olduklarından, bunları oluşturan kas hücreleri
de iplik şeklindedir.
• Bir kas çok sayıda kas lifinin veya telinin (muscule fiber kas hücresi) bir araya gelmesi
ile oluşan kas demetlerinden ibarettir.
• Şekillerinden ötürü bu hücrelere, kas hücresi yerine daha çok kas teli (kas lifi)
• Kas demetlerinin bir araya gelmesi sonucu oluşan kasların dış yüzeyleri epimizyum adı (fibra muscularis) adı verilir.
verilen oldukça kalın ve sıkı bağ doku tabakası ile örtülüdür.
• Kas tellerinin (hücrelerinin) sitoplazmalarına sarkoplazma, plazma
•Her bir kas demetini saran bağ doku membranlarına da sarkolem adı verilir.
tabakası perimizyum denir.
Kas Fibrili (Miyofibril)
• Her kas telinin üzerinde bulunan • Sarkoplazma içersinde kas teli boyunca paralel uzanan organellere miyofibril (
ve bunları sıkıca örten bağ dokudan kas fibrilleri) (kas lifçiği) adı verilir.
oluşan ince zar ise endomizyum
olarak adlandırılır. Kas Filementi (Myofilament )
• Kas fibrilerinin içinde de fibrillerin boyuna paralel olarak yerleşmiş
kendilerinden çok daha ince iplikçikler bulunmaktadır. Bunlara miyofilament
(kas filementleri) ad verilir. Miyoflamentler ;

• aktin ve
• myosin olmak üzere iki çeşittir.
11 12

2
28.10.2020

• Eğer bir kas fibrili polarize ışık altında incelecek olursa,miyofilamentlerinin


az olduğu alanlar ve bantlar açık renkli görülürler. Buna karşılık kas
filamentlerince yoğun olan bandlar ise koyu renkli olarak olarak görülürler.

• Kas fibrilinin boyuna kesitinde açık renkli bölgelere I bandı, koyu renkli
alanlara da A bandı denir.

• Elektron mikroskopta I bandının Z çizgisi denilen koyu bir çizgi ile ikiye
ayrıldığı gözlenir.

• A bandının ortasında yer alan açık renkli, ancak Z hattından daha geniş alan
da H bandı adı verilir.

13 14

1-Bağ Dokusu İplikleri


Bağ Doku Fizikokimyasal özelliklerine göre üç tip bağdokusu iplikleri bulunmaktadır:
• Kollagen iplikler,
• Bağ dokusu organizmada en yaygın olan doku türüdür. Beslenme • retikulin iplikler ve
açısından fazla önemi yoktur,et teknolojisinde ürünlerin kalitesini • elastin iplikler.
olumsuz yönde etkiler.
Bağ dokunun lifleri protein yapısındadır:
Bağ dokunun yapı elemanları; 1. Kollajen Lifler: Hayvan organizmasında bol miktarda bulunur ve etin
a) bağ dokusu hücreleri sertliğini, yumuşaklığını belirler. Çok esnek olan kollajen iplikler, aynı
b) bağ dokusunun hücreler arası maddesi(Fundamental substans) zamanda çok da dayanıklıdır. Bağ doku kaynatıldığı zaman kollajen
olarak incelenebilir. iplikler eriyerek jeletine (hayvansal zamk) dönüşürler.

• 2. Elastiki Lifler: Elastin denilen bir tür proteinden oluşmaktadır.


• Bağ dokusunun hücreler arası maddesi iki ana unsurdan oluşmuştur:
Elastin lifler az gerilir, bırakılınca eski haline döner. Elastik liflerin
1-Bağ dokusu iplikleri, daha fazla olması, rengin sarı görünmesine neden olur.
2-Şekilsiz temel madde, •
• 3. Ağsı Lifler (Retiküler): Doku ve organları sararak destek sağlar.

15 16

Çizgili Kasların Kasılma Mekanizması


KASLARIN KASILMA VE GEVŞEMELERİ Kasların kontraksiyonu,her iki tarafta bulunan aktin flamentlerinin(I
Bandı) myozin flamentlerine(A Bandı) doğru kayması sonucu
gerçekleşir.Myozin H bölgesinde uç uca ve üst üste gelir,H bölgesi kaybolur.Kas
Kaslar kasılma ve gevşemeleriyle vücudu hareket ettirebilecek bir kısalır ve kalınlaşır.Kasın gevşeme durumunda ise aktin flamentleri tekrar eski
düzen içerisinde iskelete bağlanmışlardır.Kasların kontraksiyon yetenekleri haline geçer. Böylece kas yeniden uzar ve incelir.Kasılma sırasında aktin ve
ete dönüşümlerinden sonra kaybolur.Fakat canlı kasların kasılmaları ve myozin flamentlerinin uzunluğu değişmemekte,sadece birbirlerine göre olan
gevşemeleri,postmortem değişiklikler ile etin olgunlaşması sırasında oluşan pozisyonları değişmektedir.
diğer değişikliklerin seyrini büyük ölçüde etkiler.

Çünkü,kasların fonksiyonları için gerekli enerjiyi oluşturan biyokimyasal


reaksiyonlar ile postmortem süresince kaslarda oluşan kimyasal ve fiziksel
değişiklikler arasında pek büyük bir fark yoktur.Bu nedenle canlı kaslarda
kasılma mekanizmasının bilinmesi,hayvanın kesilmesinden sonra kaslarda
oluşacak postmortem değişikliklerin anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

17 18

3
28.10.2020

ETİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ (2.)

KASLARIN KASILMASI İÇİN GEREKLİ ENERJİ OLUŞUMU 1. Yapısal özellikler


Glikoliz Kıvam ve konsistens kavramı anlaşılır. Etin içerisinde protein, yağ, lipit,
Kasın kasılması ve gevşemesi için gerekli olan enerji ATP’den sağlanır. vitamin, mineral madde kimyasal bileşim itibariyle kas doku, bağ doku
Organizmanın enerji kaynağı olan ATP aerobik ve anaerobik glikoliz sonucunda destek doku, kemik, kan, sinir gibi değişik dokular da bulunur ve et
oluşur. homojen değil heterojen yapıya sahip gıda maddesidir.

Glikoliz vücuttaki karbonhidratların parçalanmasıdır ve tüm dokularda Etin yapısal özellikleri doğal olarak kesimden sonra farklılıklar gösterir.
meydana gelen bir olaydır.

Mitokondri bulunan ve yeterli oksijen olan hücrelerde glikolizin son ürünü


Hayvan kesildikten sonra kas dokusu ATP içerdiğinden et yumuşak yapıya,
piruvattır.Bu 10 reaksiyondan oluşan seri aerobik glikoliz olarak isimlendirilir. kıvama sahiptir. Daha sonra rigormortise (ölüm sertliği) uğrayarak
Bundan farklı olarak glukoz piruvata çevrilebilir ve bu da NADH ile
sertleşmekte, rigorun çözünümü ile yumuşama, gevrekleşme meydana
indirgenerek laktat(laktik asit) oluşturur. Glukozun laktik aside dönüşümü ise gelmektedir. Böylece etin yapısı post-mortem değişikliklere bağlı olarak
anaerobik glikoliz olarak adlandırılır. değişmektedir.

19 20

Hayvan cinsiyeti de etin yapısını, tekstürünü, kıvamını etkiler. Taze et


Etin özellikleri, içermiş olduğu lif sayısı, büyüklüğü, bağ doku miktarı, hücre tüketiminde genç hayvan eti ya da yaşlı dişi hayvan eti tercih edilir. Hayvanların
durumlarına göre değişir. Liflerin kalın olması, düzensiz olmasından dolayı bakım, besleme koşulları da ve etin kesim sonrası işlemleri de etin yapısal
özellikleri üzerine etki eder.
daha sert yapıya sahiptir. Bağ dokunun olması hareketli bölgeleri sert
yapar, hareketsiz bölgelerde bağ doku az olduğundan daha yumuşaktır.
Buna göre, sert yaşlı hayvanlardan elde edilen etlerin pişirilmesinde en uygun
Dolayısıyla hayvanların karkasların yapısal özellikleri bu faktörlere bağlı
yöntem; suda haşlayarak pişirmedir veya kıyma şeklinde tüketilmesidir.
olarak değişir.
Yağın karkasta toplanma şekli de etkiler. Yağın mozaikleşme şeklinde kas hücresi
Hayvanın yaşlı veya genç olması, yapısal özellikleri etkiler. Hayvan etrafında birikmesi eti yumuşatır. Kas etrafında kalın yağ tabakası eti sertleştirir.
yaşlandıkça kas dokudaki liflerin kalınlığı artar, bağ doku miktarı artar, lif İnce tabaka eti yumuşatır.
sayısı artar, kaslarda kalınlaşma ve heterojen yapı oluşmaktadır ve yapıda
sertleşme meydana gelir. Yaşla birlikte sertleşmenin artmasındaki en Yağın kas etrafında birikmesine kabuk yağı(intermoskuler) denir. Yağın kas içinde
önemli faktörlerden biri karkasın etrafını saran kabuk yağı adı verilen birikmesine mozaikleşme(mombling- intramoskuler) denir.
dokunun sertleşmesidir.

21 22

3. Etin donma noktası


2. Özgül ağırlık

Etin yağ ve suyu artarsa düşer, protein artarsa artar. Sıvılarda dikkat Saf suyun donma noktası 0C’dir. Suyun içerisinde çözünen madde
kavramdır. Doğal olarak et bileşimine göre(protein, yağ, karbonhidrat miktarı arttıkça donma noktası düşer. Ette hücre içindeki suda
miktarı) değişir. çözünen maddeler hücre içi organellerden dolayı et 0oC’nin altında
donar. Et, -0,5oC’de donmaya başlar ve -5oC’ye devam etmektedir.
Çeşitli etlerde özgül ağırlık 1,054-1,085 arasında değişmektedir. Etlerin Ortalama olarak -1,5oC’de donar.
ayırt edilmesinde çok önemli bir kriter değildir.

23 24

4
28.10.2020

4. Etin ısı iletkenliği


5. Su Aktivitesi (aw)
Kimyasal bileşimine, su ve yağ içeriğine ve fiziksel boyutlarına
bağlı olarak değişiklik gösterir. Et iyi bir ısı iletkeni değildir. Bir gıdadaki suyun buhar basıncının aynı sıcaklıktaki saf suyun buhar
İçermiş olduğu yağ, ısıyı iletmeyen ya da zor ileten materyaldir. basıncına oranıdır. Aw= denge bağıl nemi / 100’dür
Hücre içi, hücrelerarası yada hücre dışında ve kas yapısında fazla ve su aktivitesi 0-1 arasında değişir. 1’e yakın olması suyun
yağ bulunduğundan dolayı ısı iletkenliği kötüdür ve buna bağlı mikroorganizmalar tarafından kullanılabileceğini, 1’den uzaklaşması
olarak yağ oranı arttıkça ısı iletkenliği azalır. kulanım düzeyinin azaldığını gösterir. Saf suyun aw si 1’dir. Taze etin su
aktivitesi ise yaklaşık 0,992dur.

Bu özellik, soğutma, dondurma gibi ısıl işlem gerektiren


Değişik işlemlerle(kurutma, tuzlama, soğutma, dondurma) aw
proseslerde oldukça önemlidir. Konserveye işlenecek veya ısıl
düşürülebilir. Taze etler bu su aktivitesiyle mikroorganizma gelişmelerine
işleme tabi tutulacak etlerde bu husus dikkate alınarak parça uygun bir ortam sağlar. Bu gibi işlemlerle etler dayanıklı hale getirilebilir.
büyüklüğü azaltılmalı ya da kıyma şekline dönüştürerek ısı
iletkenliği artırma yoluna gidilebilir.

25 26

ETİN FİZİKOKİMYASAL ÖZELLİKLERİ

1.Su Bağlama(tutma) Özelliği(Kapasitesi)


Kesme-parçalama-kıyma-basınç gibi çeşitli işlemler sonucu etin suyu
Su aktivitesi yönünden en duyarlı mikroorganizma grubu
tutma yeteneğine su bağlama kapasitesi denir.
bakterilerdir (sonra maya, en son küf).
Kasın % 70-75 (65-80)’i sudan oluşur. Etin kendine özgü renk, tekstür,
Düşük su aktivitesinde ise küfler yaşayabilmekte(en duyarsız katılık derecesi, olgunluk, gevreklik gibi özellikleri etin su tutma
mikroorganizma grubudur), psikrofil ve patojen kapasitesine bağlıdır. Rengi, tekstürü, olgunluğu, gevrekliği üzerine
mikroorganizmalar taze ette rahatlıkla gelişirler. Bozucu ve büyük ölçüde etkili olmaktadır.
hastalık yapıcı mikroorganizmalar için uygun bir ortamdır. Bazı
maya ve küfler 0,80 su aktivitesinde bile etkinlik gösterebilirler. Etin su tutma kapasitesini artırmak için kaslarda rigor mortisin normal
düzeyde oluşumu sağlamalıdır. Uygun koşullarda muhafaza edilmeli ve
kesilmelidir.

27 28

Post-mortem (kesim sonrası) aşamada laktik asit oluşumu ve buna bağlı


olarak pH düşmesi ile proteinlerin reaktif grupları azalır ve su tutma
Ette Su Tutma Kapasitesi Üzerine Etki Eden Faktörler: kapasitesi olumsuz yönde etkilenir.

• Kesim sonrası post-mortem değişiklikler (laktik asit oluşumu Ortamda bulunan değişik iyonlar da etin su tutma kapasitesini etkiler.
Özellikle Mg iyonları, Mg-ATP kompleksi şeklinde ette bulunmaktadır. ATP,
ve pH düşüşü)
kesim sonrası enzimatik yolla parçalanmakta, açığa çıkan Mg(+2) değerlikli
• ATP parçalanması, değişik iyonların etkisi element olduğundan, proteinlerin reaktif gruplarıyla daha güçlü bağlanma
• Ette meydana gelen kimyasal, biyokimyasal değişimler yeteneğine sahiptir. Bu reaktif gruplarına su yerine bağlanarak su tutma
• Rigor-mortisin ortaya çıkması kapasitesini azaltırlar. Proteinin reaktif gruplarına H2O bağlanması yerine
Mg+2 bağlanır, serbest su dışarıda kalır. Suyun bağlanmasına engel olur.
• Proteolitik enzimlerin aktiviteleri
Kesimden sonra ete uygulanan işlemler, ette meydana gelen kimyasal,
biyokimyasal değişimler etin su tutma kapasitesinde değişiklikler meydana
getirir.

29 30

5
28.10.2020

3. İzoelektrik nokta
Proteinlerin şişme ve viskoz özelliklerinin en düşük oldukları pH değeri
2. pH Değeri: olarak bilinir. İzoelektrik noktada proteinler kolayca çökmektedir.
Proteinler denatüre oldukça izoelektrik nokta daha da yüksek değerlere
Kesimden hemen sonra elde edilen kas dokunun pH’sı 7,0-7,2 çıkmaktadır.
düzeyindedir. Laktik asit oluşumu, buna bağlı olarak pH düşmesi ve bu
pH düşüş seyri, etin hayvana kesim öncesi, sırası uygulanan işlemlerle, Ette miyofibrilik proteinlerden;
karkasa kesim sonrası uygulanan işlemlere göre değişir. Kesimden
Aktin, izoelektrik noktadaki pH değeri→4,7
hemen sonra pH7,0-7,2 pH’nın 24 saat sonra 5,2-5,3’e düşmesi istenir.
Miyosin, izoelektrik noktadaki pH değeri→5,4( kalın flamenti oluşturan
protein)

Sarkoplazmik proteinlerin →6,2-6,5 pH

Etin izoelektrik noktası 5,2-5,3 pH ( bunun nedeni ette en fazla olan


proteinin miyosin protein olmasıdır.)
31 32

Her iki pigmentte iki önemli bölümden oluşmuştur.


4.Renk 1. Kısım; protein kısmı ( globulin=>sarkoplazmik proteinlerden)
Renk gıda maddesinin en önemli görsel öğesidir. Satın alma özelliğinin 2. Kısım; protein olmayan kısım ( hem kısmı=> demir iyonunu taşıyan
bir göstergesidir. Ete rengini veren maddeler iki ana gruba ayrılır: hem kısım)

• Hemoglobin ( kana rengini veren pigment ) Renk üzerine esas etkili kısım hem kısmıdır. Etin rengi demir bulunan
• Miyoglobin ( kasa rengini veren pigment ) hemin oksidasyonuna büyük ölçüde bağlıdır.

Bunlar et rengi üzerine etki eden iki önemli proteindir. Ette bulunan miyoglobin pigmenti mor-kırmızı renge sahip olup,
miyoglobin miktarı;
Kanı iyice akıtılmış kas dokuda toplam pigmentlerin % 80–90’ ı
miyoglobinden kaynaklanır. Et rengi üzerine etkili olan ana pigment • Hayvanın türüne, yaşına, cinsine,
miyoglobindir. Karkas üzerinden kanın tamamı akıtılmadığından % 10– • Kasın alındığı bölgeye,
20 gibi az miktarda hemoglobin bulunur. Miyoglobin ve hemoglobin
• Karkas bölgesindeki kaslara,
kimyasal olarak aynı yapıda olup miyoglobin, hemoglobinden 4 kat
daha büyüktür. • Hayvanın fiziksel aktivitesine bağlıdır.

33 34

Etlerin hangi hayvanlardan elde edildiğinin belirlenmesinde et


rengi bir faktör olarak alınabilir. ETİN MİKROBİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Et ve et ürünlerinin mikrobiyal olarak bozulması mevcut bakteri türlerine


Etler ambalajlanırken hava geçirgenliği olan ambalaj malzemesi
ve toplam bakteri sayısına bağlıdır. Mikroorganizmalar ette çoğalıp
ile ambalajlanmalıdır. Aksi takdirde kararır ve istemediğimiz metabolizma ürünleri bırakarak kokuşma, asitleşme, acılaşma, gaz
görüntüye sahip olur. oluşumu ve değişik renk alma gibi fizikokimyasal bozulmalara neden
olmaktadır.
Tavşan ve tavuklarda etler soluk renktedir.
Kasaplık hayvanların etleri ise, süt emdikleri dönemde az çok Taze et, fiziksel ve kimyasal özellikleri nedeniyle mikrobiyolojik
beyaz-soluk kırmızı renktedir. bozulmalara karşı duyarlı gıdalardan biridir.
Genç inek ve öküzlerin etleri açık kırmızı;
Yüksek miktarda su, azotlu bileşikler ve diğer gelişme faktörlerini
boğaların etleri ise hemoglobin fazlalığı nedeniyle koyu
içermeleri yanı sıra pH’ nın nötre yakın olması bakteri faaliyetlerini teşvik
kırmızıdır. eder.

35 36

6
28.10.2020

Canlı hayvanda gerek kas yapısı ve kimyası, gerekse vücudun kendini


koruma sistemi, mikroorganizma faaliyetlerini önleyici bir faktör
oluşturmaktadır. Canlı hayvanda mikroorganizmalar lenf nodüllerinde Taze ette genel olarak 20 ayrı bakteri türü, 10 çeşit küf ve benzeri
lokalize olmuştur. Bu nedenle de kontamine olmuş lenf nodülleri mikroorganizmalar bulunur.
kesimden sonra derin dokularda meydana gelen mikrobiyolojik
bozulmalarda önemli rol oynamaktadır.
Bakteri olarak
Kesimden sonra hayvanda mikroorganizmalara karşı savunma
mekanizması (bağışıklık sistemi) zayıflamakta ve nihayet durmaktadır. koklar (Micrococcus spp., Staphylococcus spp.),
Bu durum mikroorganizmaların bütün dokulara yayılmasına neden çubuk şeklinde gram negatif spor yapmayan bakteriler
olmaktadır . Ayrıca kesim esnasında oluşan negatif basınç nedeni ile (Pseudomonas spp., Achromobacter spp.,Aeromonas spp., Escherichia
kandan kaynaklanan kontaminasyonlar olabilmektedir. spp., Aerobacter spp., Proteus spp., Salmonella spp.),
gram pozitif bakteriler (Listeria monocytogenes, Lactobacillus spp.,
Değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda çeşitli et ve et ürünlerinin Microbacterium spp., Arthrobacter spp.) ve
patojen mikroorganizmalarla kontamine olabildiği ve bu etlerin önemli
bir halk sağlığı tehlikesi oluşturabileceği bildirilmektedir. çubuk şeklinde gram pozitif spor yapan bakteriler (Clostridium spp.,
Bacillus spp.) görülmektedir.

37 38

Kesimden sonra yapılan yüzme işlemi kontaminasyona sebep olan


başlıca işlemlerden biridir. Bu aşamadaki kontaminasyon mikrobiyal yük
yanında, mikroorganizmaların cinsini de etkilemektedir.
• Az sayıda mikroorganizma ihtiva eden etlerin elde edilmesi için,
Kesim, derinin yüzülmesi, iç organların çıkarılması, kesim aletleri, hava, kesimin temiz koşullarda yapılması, kanın seri akıtılması, göğüs ve
çalışanların elleri ve elbiseleri, taşıma araçları, alet ve ekipmanlardan karın boşluklarının özenle boşaltılması gerekmektedir.
da birçok mikroorganizma ete bulaşmaktadır.
• Eğer kesim hijyenine dikkat edilmezse hammaddede başlangıç
Bulaşan bu mikroorganizmalar uygun koşullar bulduğunda çoğalarak mikroflorası yüksek olur. Böyle etlerdeki bakterilerin minimum
ette bozulmalara neden olabilmektedir. çoğalma derecelerindeki ısıda dahi ölmedikleri görülür.

39 40

You might also like